WEBVTT 00:00:00.120 --> 00:00:07.120 el-Hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn, 00:00:07.240 --> 00:00:15.960 Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. 00:00:16.262 --> 00:00:19.196 Emma ba'd. Fa'lemû eyyühe'l-ihvân. 00:00:19.496 --> 00:00:22.689 Fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullâh 00:00:22.847 --> 00:00:27.860 ve efdalel-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellem. 00:00:28.800 --> 00:00:36.320 Ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün 00:00:36.410 --> 00:00:39.525 ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. 00:00:39.692 --> 00:00:44.675 Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâl: 00:00:44.746 --> 00:00:56.287 İnna'llâhe teâlâ lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm ve a'mâliküm. 00:00:56.382 --> 00:01:02.673 Sadaka Resûlullâh, fî mâ kâl ev kemâ kâl. Değerli kardeşlerim! 00:01:02.960 --> 00:01:07.440 Hadis alimlerinin en büyüklerinden biri olan İmam Müslim'in rivayet ettiği bir hadîs i şerîf okuduk. 00:01:07.720 --> 00:01:12.560 Buradaki imam, "önder" demektir. Hadis ilminde önder olduğu için bu ismi almış. 00:01:12.720 --> 00:01:14.160 Müslim, ismidir. 00:01:15.308 --> 00:01:20.706 Herkes müslümandır, biz de müslümanız elhamdülillah ama onun özel olarak ismi Müslim. 00:01:21.160 --> 00:01:33.760 Müslim b. Kuteybe, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ederek nakletmiş ki sahih bir hadistir; 00:01:33.960 --> 00:01:40.800 senedi sağlamdır, otantiktir, mevsuktur, güvenilir bir kaynaktan, güvenilir bir hadistir. 00:01:40.840 --> 00:01:43.560 Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: 00:01:43.720 --> 00:01:48.800 İnna'llâhe teâlâ lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm. 00:01:48.760 --> 00:02:01.240 "Allah sizin vücutlarınıza ve dış görünüşlerinize, sûretlerinize önem vermez, bakmaz." 00:02:01.709 --> 00:02:12.923 Velâkin yenzuru ilâ kulûbiküm ve a'mâliküm. "Fakat gönüllerinize ve yaptığınız işlere bakar." 00:02:13.409 --> 00:02:18.578 Bu çok önemli bir hadîs-i şerîftir, ezberlemenizi tavsiye ederim. 00:02:18.725 --> 00:02:23.212 Lâ yenzuru, kelime olarak "bakmaz" demek. 00:02:23.670 --> 00:02:29.510 Lâ yenzuru ilâ ecsâmiküm ve lâ suveriküm. "Allah sizin cisimlerinize bakmaz." 00:02:29.645 --> 00:02:33.940 Cisimden maksat "insanın cismi, vücudu" demektir. 00:02:33.189 --> 00:02:42.523 "Sizin vücutlarınıza, boyunuza posunuza, adeleli oluşunuza veya güzel oluşunuza, 00:02:42.634 --> 00:02:45.921 selvi boylu oluşunuza bakmaz." 00:02:46.800 --> 00:02:52.800 Ve lâ suveriküm. "Dış görünüşünüze, yüzünüze, görünümünüze bakmaz." 00:02:52.551 --> 00:03:00.839 Allah her şeyi görür, işitir, bilir. "Bakmaz" demek, "önem vermez" demek; 00:03:01.240 --> 00:03:04.732 "Allah nazarında, Allah yanında önemli değildir." demek. 00:03:05.630 --> 00:03:11.141 Güzellik müsabakası yapıp da bir insanı dünya güzeli seçsen 00:03:12.946 --> 00:03:18.840 yüzü çok güzel, boyu posu tam, ölçüleri uygun olsa onun çok önemi yoktur. 00:03:18.614 --> 00:03:28.497 Kalbi fesatsa, imanı yoksa veya işi bozuksa, yolu yanlışsa onun yüzünün şeklinin, şemâilinin, 00:03:28.541 --> 00:03:36.677 vücudunun güzelliğinin, kuvvetinin, endâmının, tenâsübünün önemi yoktur. 00:03:37.380 --> 00:03:42.949 Allah dış görünüşe bakmaz, ona önem vermez. 00:03:43.267 --> 00:03:52.900 Fakat insanın gönlüne bakar ve yaptığı işlere bakar. İnsanın gönlüne ve niyetine önem verir. 00:03:52.408 --> 00:03:56.765 Gönül kelimesi dediğimiz şey kulûb. Kulûbikum. 00:03:57.350 --> 00:04:01.677 Velâkin yenzuru ilâ kulûbikum ve a'mâlikum. "Kalplerinize bakar." diyor 00:04:02.157 --> 00:04:10.311 Âyetlerde ve hadîs-i şerîflerde kalpten maksat, tıbbî et parçası olan, 00:04:10.390 --> 00:04:19.512 -insan kalbinin şöyle yumruk kadar olduğu söyleniyor- sol memesinin altındaki bir et, 00:04:21.102 --> 00:04:25.891 kaslardan ibaret bir organ, bir uzuv değil. 00:04:26.161 --> 00:04:33.227 Vücuda kan pompalıyor. İki kulakçığı var, iki karıncığı var. Dört bölge. 00:04:33.568 --> 00:04:40.628 Kirli kan oraya geliyor, oralardan geçiyor, akciğere gidiyor. 00:04:40.760 --> 00:04:48.280 Akciğerden temiz kan hâline geliyor, kalbin sol tarafından vücuda pompalanıyor. 00:04:48.391 --> 00:04:55.160 Temiz kan olarak, oksijen olarak, gıda olarak hücreler onları alıyorlar, yine kirleniyor. 00:04:55.287 --> 00:05:00.519 Kirli şeyleri alıyor, tekrar kalbe getiriyor. Kirlileri tekrar ciğere gönderiyor. 00:05:00.971 --> 00:05:08.432 Böylece kan, vücuttaki kullanılmış malzemeleri, yakılmış malzemeleri hücrelerden alıyor, 00:05:09.533 --> 00:05:15.343 kalp onu pompalıyor, akciğere gönderiyor. Akciğerde tazeleniyor, tekrar vücuda gönderiliyor. 00:05:15.454 --> 00:05:23.269 Bu muazzam bir iş, müthiş bir iş. Kalp dediğimiz şey en sağlam makine... 00:05:24.522 --> 00:05:30.211 Biz Türkçe'de buna "yürek" diyoruz. Kuş yüreği, koyun yüreği, sığır yüreği... 00:05:30.641 --> 00:05:35.880 Kasapta, ciğercide filan satılıyor. 00:05:36.253 --> 00:05:45.540 Âyetlerde, hadislerde geçen kalp sözü bu değildir. Gönül dediğimiz şeydir. Bunu nereden biliyoruz? 00:05:45.189 --> 00:05:48.457 Allahu Teâlâ hazretleri âyet-i kerimede buyuruyor ki; 00:05:49.142 --> 00:05:55.343 Lehüm kulûbün lâ yefkahûne bihâ. "O kâfirlerin, o iyi olmayan kulların, 00:05:55.765 --> 00:06:01.169 kalpleri var ama onunla akıl etmiyorlar, işin inceliğini anlayamıyorlar." 00:06:01.510 --> 00:06:07.213 Demek ki "akıl" demek, "gönül" demek. "Kalpleri var ama anlayamıyorlar." 00:06:07.268 --> 00:06:14.712 Demek ki kalp, anlama organı. Bundan, kalbin tıbbî mânada olmadığı anlaşılıyor. 00:06:15.245 --> 00:06:19.172 "Allah sizin kalbinize bakar." demek; "Yüreğinize bakar." demek değil; 00:06:19.315 --> 00:06:24.131 "Gönlünüze bakar." demektir. Gönül nedir? İnsanın iç âlemidir. 00:06:24.928 --> 00:06:34.744 Duygularının cereyan ettiği yerdir, teşekkül ettiği yerdir. Niyetlerinin meydana geldiği yerdir. 00:06:34.895 --> 00:06:41.405 "Ben yarın gideyim, falanca hasta arkadaşımı ziyaret edeyim. 00:06:41.966 --> 00:06:46.919 Ondan sonra da gideyim, rahmetli dedemin kabrini ziyaret edeyim. 00:06:47.200 --> 00:06:54.720 Ondan sonra gideyim, falancaya yardım edeyim; zavallı, evini tamir ediyor." 00:06:54.360 --> 00:06:57.920 Bunlar nedir? Birer niyettir; bunları düşünüyoruz. 00:06:58.970 --> 00:07:09.125 İşte insanın düşünme kabiliyeti, niyet etme tarafı, akıl etme, bir şeyin inceliğini anlama kabiliyeti. 00:07:09.353 --> 00:07:10.420 Gönül budur. 00:07:11.362 --> 00:07:19.520 Başka bir hadîs-i şerifte; "İnsanın gönlü bir o tarafa, bir o tarafa döner." diyor. 00:07:19.109 --> 00:07:24.539 Hakikaten insan bazen sevinçli olur bazen üzüntülü olur, 00:07:24.891 --> 00:07:29.324 bazen hevesli olur bazen isteksiz olur; değişir. 00:07:30.390 --> 00:07:36.932 Aynı insanda halden hâle, fikirden fikire akış olur. 00:07:36.979 --> 00:07:41.148 İnsan bazen; "Mâneviyatım bugün çok bozuk!" der. Bazen de; "Bugün çok neşeliyim!" der. 00:07:41.160 --> 00:07:48.360 Şairin ilâhide dediği gibi; Hak bir gönül vermiş bana, Hâ demeden hayrân olur. 00:07:48.771 --> 00:07:51.449 Allah insanın işte bu gönlüne bakar. 00:07:51.989 --> 00:07:58.470 İçindeki, aklındaki niyetlerine, fikirlerine, düşüncelerine bakar. 00:07:58.404 --> 00:08:06.811 Bu adamın fikri nasıl? Bu adamın aklı ne tarafa çalışıyor? Niyeti ne? Ne yapmak istiyor? 00:08:07.320 --> 00:08:11.294 İnsan bazen "İyi bir şey yapayım." derken, sonuç kötü olabilir: 00:08:11.569 --> 00:08:13.877 "Hiç böyle yapmak istemiyordum, ama oldu!" 00:08:13.956 --> 00:08:18.756 Mesela bir kardeşimiz demin tabakları mutfağa taşımak istiyordu, 00:08:19.396 --> 00:08:25.998 ama başka birisi geldi çarptı, bütün pilavlar bir arkadaşın üstüne döküldü. İstemeden oluyor. 00:08:27.736 --> 00:08:32.240 İyi niyetle yapılan şeylerden Allah insana mükâfât verir. 00:08:32.802 --> 00:08:41.622 Kötü niyetle yapılan şey de dış görünüşü itibariyle iyi gibi görünse bile 00:08:41.923 --> 00:08:47.513 niyeti kötü olduğu için Allah onun art niyetini bildiği için ona mükâfat vermez. 00:08:47.945 --> 00:08:54.265 Mesela adamın birisi, diyelim ki yankesicilik yapmak için bir adamın yanına geliyor: 00:08:54.605 --> 00:08:57.309 "Yardım edebilir miyim?" diyor. 00:08:59.550 --> 00:09:05.221 "Şuradan geçireyim, zorlanırsınız, aman düşmeyin, ihtiyarsınız." diyor, koluna giriyor. 00:09:05.300 --> 00:09:09.770 "Ah evladım, çok teşekkür ederim, ne kadar iyisin!" diyor o da. 00:09:10.768 --> 00:09:14.186 Adam öbür tarafa geçiyor. Sonra bir bakıyor, yokluyor, cüzdan gitmiş. 00:09:15.368 --> 00:09:18.367 O iyiliği, nezaketi o hırsız ona neden yaptı? 00:09:18.423 --> 00:09:22.333 Aldatmak için yaptı, niyeti zaten onun cüzdanını çalmaktı. 00:09:22.396 --> 00:09:27.302 Demek ki yapılan şey iyi bile olsa niyet kötü olunca Allah sevmez. 00:09:27.846 --> 00:09:33.748 Nitekim Peygamber Efendimiz Medine-i Münevvere'ye hicret ettiği zaman 00:09:34.169 --> 00:09:39.722 müslümanları yanına gelmeye çağırdı. Çünkü orada bir toplum teşekkül edecekti, 00:09:40.540 --> 00:09:44.300 Medine-i Münevvere imanın kalesi olacaktı. 00:09:44.462 --> 00:09:50.862 Allah; bütün müslümanların Peygamber Efendimiz'in etrafında toplanmasını emretti, âyetler indi. 00:09:51.436 --> 00:09:56.708 Peygamber Efendimiz'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği gibi, başkalarının da Peygamber Efendimiz'in 00:09:56.779 --> 00:10:04.170 yanına gidip onun etrafında kenetlenmesi ve onun emri doğrultusunda çalışması gerekiyordu. 00:10:04.368 --> 00:10:08.275 Bazıları bunu yaptılar bazıları yapmadılar. 00:10:08.976 --> 00:10:13.384 Yapmayanlar; eeğer işini bırakamadığı için, keyfine kıyamadığı için, 00:10:13.419 --> 00:10:17.191 rahatı kaçmasın diye yapmamışsa günaha girdi. 00:10:17.445 --> 00:10:20.360 Cehenneme atılacağını âyet-i kerime bildiriyor. 00:10:20.253 --> 00:10:27.425 Ama âciz, hicret etmeye kuvveti yok veya etrafındaki zorbalar bırakmıyor vs. 00:10:27.600 --> 00:10:33.400 Mazereti varsa ayrı. Mazereti yoksa cehennemde azap göreceğini âyet-i kerîme bidiriyor: 00:10:32.840 --> 00:10:37.440 İnne'llezîne teveffâhümü'l-melâiketü zâlimî enfüsihim kâlû fîme küntüm, 00:10:37.480 --> 00:10:42.989 kâlû künnâ müstad'afîne fi'l-ard, kâlû elem tekün ardu'llâhi vâsiaten fe-tühâcirû fîhâ, 00:10:43.400 --> 00:10:46.400 feülâike me'vâhüm cehennem ve sâet masîrâ. 00:10:46.647 --> 00:10:53.805 İlle'l-müstad'afîne mine'r-ricâli ve'n-nisâi ve'l-vildâni lâ yestetiûne hîleten ve lâ yehtedûne sebîlâ . 00:10:54.356 --> 00:10:58.680 Fe-ülâike asa'llâhu en ya'fû anhüm ve kâne'llâhü afüvven gafûrâ. 00:10:58.243 --> 00:11:02.686 Bu âyet-i kerimeler söylediğim konudadır. Hicret etmesi lazım. 00:11:02.800 --> 00:11:08.720 Hicret sevap; hicret etmemek insanı cehenneme düşürecek bir tembellik, fena bir şey! 00:11:08.760 --> 00:11:11.648 Ama Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; 00:11:12.916 --> 00:11:19.176 "Eğer bir insan Allah rızasını kazanmak için 'Resûlullah'ın yoluna varayım, onun emrine gireyim, 00:11:19.414 --> 00:11:23.388 onun etrafında kenetleneyim.' diye gidiyorsa, sevabı alır. 00:11:23.865 --> 00:11:29.630 Başka bir sebepten gidiyorsa hicreti o şeyedir." Mesela sebepler ne olabilir? 00:11:30.290 --> 00:11:34.320 "Bana burada ekmek kalmadı, oraya gideyim. Orada daha iyi para kazanırım." 00:11:34.500 --> 00:11:42.261 Maddî sebeple gidiyor. Veyahut da Mekke'de bir kızı almak istiyordu, evlenmek istiyordu. 00:11:42.301 --> 00:11:46.677 Kız Medine'ye hicret etti. Bu da onu seviyor, almak istiyor: 00:11:47.110 --> 00:11:52.581 "Bizim niyetlendiğimiz kız da kalktı Medine-i Münevvere'ye gitti. 00:11:52.973 --> 00:12:01.871 En iyisi ben de Medine'ye gideyim, orada evlenirim." Bu sevap kazanmaz. Ötekisi sevap kazanır. 00:12:02.308 --> 00:12:09.839 Allah rızası için hicret eden sevap kazanır ama kız için hicret eden sevap kazanmaz. 00:12:10.264 --> 00:12:16.760 Neden? Niyet fena. İkisi de hicret ediyor, ikisi de güzel bir şey ama niyet önemli... 00:12:16.599 --> 00:12:19.248 İşte bu hadiste de o belirtiliyor: 00:12:19.374 --> 00:12:25.944 "Allah sizin dış görünüşünüze, endamınıza, vücudunuzun güzelliğine, boyunuza posunuza, 00:12:25.960 --> 00:12:34.799 kaşınızın, gözünüzün güzelliğine bakmaz! Allah sizin niyetinizi kontrol eder, niyetinize bakar. 00:12:34.949 --> 00:12:41.273 'Bunun kalbindeki niyeti neydi? Gönlünden geçen neydi, maksadı neydi?' diye ona bakar. 00:12:41.480 --> 00:12:45.610 Bir de yaptığı işlerin iyi olup olmadığına bakar." 00:12:45.261 --> 00:12:49.292 Çünkü ekseriyetle insan niyet ettiği şeyleri yapar, istediği şeyleri yapar; 00:12:49.411 --> 00:12:55.433 istemediği şeyleri yapmaz. Bazen insan özü başka, sözü başka olur. 00:12:56.320 --> 00:13:05.240 Başka şey söyler, başka iş yapar. Allah onu niyetine göre değerlendirir. 00:13:06.670 --> 00:13:11.414 Onun için bu hadîs-i şerîf çok mühim bir hadîs-i şerîftir. Ne yapmamız gerekiyor? 00:13:11.525 --> 00:13:16.899 Gönlümüzü temiz tutmamız gerekiyor, pak eylememiz gerekiyor. 00:13:16.970 --> 00:13:23.294 Niyetimizin halis muhlis olması gerekiyor. Çok iyi niyetli olmamız gerekiyor. 00:13:23.651 --> 00:13:27.849 Yaptığımız işlerin iyi niyetle yapılan iyi işler olması gerekiyor. 00:13:28.960 --> 00:13:31.520 Yoksa elbisesinin, kürkünün kıymeti yoktur. 00:13:31.973 --> 00:13:38.574 Nasreddin Hoca gibi kürk olmadığı zaman itibar yok, kürk olduğu zaman itibar var. 00:13:38.743 --> 00:13:45.282 Bu, dünyadaki insanların işi. Allah insanın kürküne, omzuna, omzundaki yıldıza, 00:13:45.520 --> 00:13:54.258 rütbesine, mevkiine makamına, kesesine, parasına, boyuna posuna, kuvvetine bakmaz. 00:13:54.456 --> 00:14:01.389 Allah, "İnsan iyi niyetli mi, değil mi?" diye bakar; "Yaptığı işler iyi, güzel işler mi?" diye bakar. 00:14:01.500 --> 00:14:02.932 O halde ne yapacağız? 00:14:03.115 --> 00:14:08.906 Kalbimizin temiz olmasına bakacağız. Kendi kendimizi düzenleyeceğiz, kontrol edeceğiz. 00:14:09.480 --> 00:14:20.839 Pekiyi, kalbinin, gönlünün temiz olmasını sağlayan ilim dalı hangisidir? 00:14:21.172 --> 00:14:28.742 Güzel ilimlerin, faydalı ilimlerin, dinî ilimlerin içinde insanın kalbini temiz bir kalp yapan, 00:14:29.840 --> 00:14:35.983 Allah'ın sevdiği pırıl pırıl nurlu bir kalp yapan ilim dalı hangisidir? Tasavvuftur. 00:14:36.685 --> 00:14:42.740 Tasavvuf eğitimi gören bir insan Yunus Emre gibi olur, Mevlânâ gibi olur. 00:14:42.748 --> 00:14:47.420 Eşrefoğlu Rûmî gibi olur, Hacı Bayram-ı Velî gibi olur. 00:14:47.498 --> 00:14:52.533 İbrahim Hakkı Erzurumî, İsmâil Hakkı Bursevî gibi olur. 00:14:52.914 --> 00:14:59.887 Bizim sevdiğimiz, namını tarihten duyduğumuz evliyâ gibi olur. Çünkü o eğitimi gördü. 00:15:00.230 --> 00:15:05.424 Hatta tasavvufu tarif eden bazı âlimler diyorlar ki; 00:15:05.757 --> 00:15:12.383 "Tasavvuf kalbin fikirlerini, hareketlerini, 00:15:12.637 --> 00:15:18.953 faaliyetlerini, iyice kontrol edip onu düzenleme yoludur." 00:15:19.151 --> 00:15:23.193 Bazısı da tasavvufu böyle tarif ediyor. Sen kendi kendine dikkat edeceksin. 00:15:23.772 --> 00:15:28.577 "Benim şimdiki niyetim ne, kafamdaki ne? Ben hangi maksatla yaşıyorum? 00:15:28.841 --> 00:15:32.591 Hangi maksatla hangi işi yapıyorum? İyi mi yapıyorum? Bu yaptığım iş iyi mi, kötü mü? 00:15:33.210 --> 00:15:39.401 Ben nereye gidiyorum? Şu yaşa geldim hâlim ne olacak? Ömrümü nasıl geçiriyorum? 00:15:40.354 --> 00:15:43.384 Bundan sonra benim hâlim nasıl olacak? Ne kadar ömrüm kaldı? 00:15:43.670 --> 00:15:45.636 Ben Allah'ın huzuruna varsam ne derim? 00:15:45.956 --> 00:15:49.597 'Sen benim buyurduğumu yapmadın!' derse ne cevap veririm? 00:15:49.715 --> 00:15:53.900 Şu ömrün şu vaktini ben nereye harcarım?" diye insan kendisine dikkat edecek, 00:15:54.352 --> 00:16:03.271 niyetini düzeltecek, yaptığı işleri doğrultacak, hak yola girecek, hak yolda yürüyecek. 00:16:03.540 --> 00:16:09.269 Pekiyi, eskiler ne olacak? Adam hak yola girdi; eskiden yaptığı kötülükler ne olacak? 00:16:09.320 --> 00:16:15.200 Bir insan aşk ile severek, sevgiyle, sıdk ile, doğrulukla, samimi olarak, gerçekten, 00:16:15.320 --> 00:16:18.200 -yapmacık değil, gösteriş değil- doğru yola girerse, 00:16:17.964 --> 00:16:21.945 tam sağlam bir tevbe ile tevbe ederse, Allah geçmiş günahlarını siler. 00:16:22.231 --> 00:16:24.501 Peygamber Efendimiz öyle diyor. Silinir. 00:16:24.640 --> 00:16:32.600 Karatahtanın üstüne, bir ıslak süngerle sünger geçer, tebeşirle yazılmış bütün günahlar silinir. 00:16:33.786 --> 00:16:38.574 Hadisler var; bu hususta Peygamber Efendimiz'in bildirdiği müjdeler var. 00:16:39.160 --> 00:16:45.320 İnsan doğru yola girmek için tam bir karar verirse, hayatında tam bir dönüşle dönerse, 00:16:45.607 --> 00:16:48.427 iyi insan olursa Allah geçmiş günahlarını siler. 00:16:48.866 --> 00:16:51.272 Adam hapishaneye girmiş oluyor. 00:16:51.629 --> 00:16:57.820 Hapishanede bir hocayla tanışıyor, hoca ona tesir ediyor, ıslah oluyor. 00:16:58.208 --> 00:17:03.896 Adam berbat bir adamken, bu kadar kamasını belinde taşırken; şu kadar adamı yaralamış, 00:17:03.959 --> 00:17:07.826 bu kadar adamın gözünü patlatmışken, yüzünü morartmışken; 00:17:07.961 --> 00:17:13.740 herkes sokakta gördüğü zaman salavat getirip kaçarken; sonra melek gibi bir insan oluyor. 00:17:14.977 --> 00:17:17.548 Ben evvelki seneler Amerika'ya gitmiştim. 00:17:18.600 --> 00:17:32.800 Orada Detroit'ten geriye gelirken cuma günü "Klivland" diye bir şehirde "Cuma namazı kılalım." dedik. 00:17:33.400 --> 00:17:37.840 Cuma günüydü, cumayı kaçırmayalım dedik. Öğrendik, bir cami varmış. 00:17:37.880 --> 00:17:42.400 "Cuma vaktinde Klivland'a kadar gidelim, orada cuma namazı kılalım." dedik. 00:17:42.698 --> 00:17:48.956 Adresini aldık, telefonlarla öğrendik. Yola çıktık, tam cuma vaktinde Klivland'a geldik. 00:17:49.313 --> 00:17:53.529 Köşe başında, üç katlı, bahçeli güzel bir yeri almışlar, cami yapmışlar. 00:17:53.807 --> 00:18:01.788 Çok güzel, bunun üç misli kadar binası var. Bahçesi de güzel. 00:18:02.171 --> 00:18:07.372 Güzel bir bina almışlar, mescid olmuş Arkada da abdest alma yerleri var. 00:18:07.642 --> 00:18:10.269 Orta katı mescid, üst katında da başka odalar var. 00:18:11.180 --> 00:18:17.276 "Cuma namazını sen kıldır hocam, hutbeyi sen oku!" dediler. 00:18:17.448 --> 00:18:21.271 "Benim ingilizcem o kadar akıcı değil, konuşamam!" dedim. 00:18:21.640 --> 00:18:25.802 Birisi çıktı; ben söyledim o tercüme etti. 00:18:26.800 --> 00:18:32.360 Öyle bir Türkçeli, İngilizceli tercümeli hutbe okuduk. Adamlar bizi bırakmadı. Cemaat; 00:18:32.621 --> 00:18:35.780 "Dur hocam, gitme!" dediler. 00:18:36.871 --> 00:18:44.507 Bize bir sofra döşediler, yemekler verdiler. Cemaate, herkese ziyafet... 00:18:44.960 --> 00:18:50.880 Bir adam var, burada onun kadar boylu insan yoktur; geniş omuzlu, boylu poslu. 00:18:50.920 --> 00:19:00.000 Ama biraz omuzu yamulmuş. Çünkü biraz yaşlanmış, altmış yaşlarında, belki daha fazla... 00:19:00.480 --> 00:19:08.280 Nasıl hizmet ediyor, delikanlı gibi... Kaşık getirilecek, koşturuyor. 00:19:08.880 --> 00:19:13.880 Bardak getirilecek, koşturuyor. Tabakları getiriyor, götürüyor. 00:19:14.400 --> 00:19:20.200 Çocuklar, gençler hizmet edecekken o hizmet ediyor. Böyle bir hizmet için dışarıya çıktı. 00:19:20.640 --> 00:19:22.960 "Hocam, bu adamı tanıyor musun, kim bu?" dediler. 00:19:24.360 --> 00:19:28.200 Ben oraya ilk defa gelmişim, öyle bir kimseyi bilmiyorum ki. 00:19:28.240 --> 00:19:32.600 Onlar bilmediğimi biliyorlar ama kendileri söylemek için soruyorlar. 00:19:33.760 --> 00:19:41.240 "Bu adam Klivland'ın mafya çetesinin reisiydi. Öyle belalı bir adamdı." dediler. 00:19:41.600 --> 00:19:50.400 İyi müslüman olmuş, melek olmuş, lokum olmuş, süzme bal olmuş, 00:19:50.360 --> 00:19:57.400 kaymaklı kadayıf olmuş, çok güzel bir adam olmuş. Tevbe böyle, İslâm böyle. 00:19:58.400 --> 00:20:07.320 Zenci, Amerikan vatandaşı. "Zenci" denmesine kızıyorlar, "black müslim" denmesine kızıyorlar. 00:20:08.120 --> 00:20:11.640 Kendilerine: "Bilal-i Habeşî'nin hemşehrileriyiz." diyorlar, "Bilalî" diyorlar. 00:20:11.960 --> 00:20:13.600 Bilal-i Habeşî de esmermiş. 00:20:14.000 --> 00:20:18.800 "Black" dedi mi kızıyorlar, bir arkadaş sordu da "Ne demek o?" diye sinirleniyor, kızıyor. 00:20:18.640 --> 00:20:25.240 Demek ki dönebilir. Dönerse, iyi insan olursa, Allah eski günahlarını siler. 00:20:25.420 --> 00:20:31.721 Hatta biliyorsunuz, belki bilmiyorsanız da burada öğreneceksiniz: 00:20:33.780 --> 00:20:39.997 Bir insanın yaptığı işlerin şahitleri var. Sen bugün ne yaptıysan hepsi kayda geçti mi? 00:20:40.179 --> 00:20:45.630 Geçti. Nereye yazıldı? Melekler defterlere yazdılar. 00:20:45.333 --> 00:20:53.137 Nerede bu melekler? Birçok melek var ama yazıyı yazan, insanın iki omuzunda iki melek var. 00:20:53.493 --> 00:20:57.377 Sağdaki melek iyilikleri yazıyor, soldaki melek de kötülükleri yazıyor. 00:20:57.583 --> 00:21:01.210 Sağdakinin rütbesi daha yüksek. İcabında buna diyor ki; 00:21:01.680 --> 00:21:05.889 "Dur yazma bakalım, belki tevbe eder. Dur bakalım hemen deftere geçme, biraz ağırdan al!" 00:21:06.887 --> 00:21:14.751 Kul tevbe ederse o zaman deftere geçmeyebiliyor. Hepsi yazılıyor, hiçbir şey eksik değil. 00:21:15.610 --> 00:21:22.464 Bu benim konuşmalarım, şu videodan birkaç gün sonra seyredilebileceği gibi, 00:21:22.805 --> 00:21:26.784 bu dünyada yapılanların hepsi yarın bir bir hesaba gelecek. 00:21:27.120 --> 00:21:35.280 Vay, eyvah, hepsi yazıldı! Başka, şahit kimler var? Bu melekler şahit. 00:21:35.600 --> 00:21:43.600 Melekeyni şâhideyni adileyn. "Adaletli iki şahit melek. Hakkı söyler, başka şey söylemez." 00:21:43.697 --> 00:21:49.742 "Başka kimler şahit? İnsanın kendi uzuvları şahit. 00:21:50.186 --> 00:21:55.480 Gözü şahit olacak, kulağı şahit olacak, dili şahit olacak, eli şahit olacak. Gözü diyecek ki; 00:21:55.920 --> 00:22:02.880 "Evet yâ Rabbi! Bu benimle harama baktı." 00:22:03.557 --> 00:22:10.457 El diyecek ki; "Evet, yâ Rabbi! Bu benimle parayı çaldı, içkiyi içti." 00:22:10.899 --> 00:22:16.625 Her âzası söyleyecek. Ayak diyecek ki; "Evet yâ Rabbi! Meyhaneye benimle yürüdü, gitti." 00:22:17.557 --> 00:22:19.386 Âzaları şahit olacak. 00:22:19.539 --> 00:22:24.580 Kur'ân-ı Kerîm'de bu da bildiriliyor. Hatta adam şaşıracak, âzalarına diyecek ki; 00:22:24.818 --> 00:22:28.605 Lime şehidtüm aleynâ "Niye benim aleyhime şahitlik yapıyorsunuz?" 00:22:29.163 --> 00:22:31.549 Onlar da diyecekler ki; "Ne yapalım, Allah konuşturuyor." 00:22:32.356 --> 00:22:36.433 "Allah konuşun." deyince konuşmamak mümkün değil. Başka neler şahit olur? 00:22:38.239 --> 00:22:43.305 Ortamlar şahit olur. Günahı bu odada işlemişse bu oda şahit olur. 00:22:43.424 --> 00:22:46.608 Ağacın altında işlemişse ağaç şahit olur. 00:22:46.681 --> 00:22:55.882 Kayanın dibinde, mağarada işlemişse mağara şahit olur. Yeryüzü, mekân, eşya şahit olacak. 00:22:56.920 --> 00:23:05.920 Peygamber Efendimiz; "Eğer bir insan aşk ile tevbe ederse, hak yola girerse, Allah defterden günahları siler. 00:23:07.240 --> 00:23:13.880 Meleklere unutturur, şahit olan mekânlara ve eşyalara da unutturur." diyor. 00:23:14.474 --> 00:23:18.215 Hiç iz bırakmadan siliyor Allah, tertemiz oluyor. 00:23:18.689 --> 00:23:25.424 Onun için aşk ile sıdk ile tevbe etmeye çalışmak lazım, Allah'ın yoluna girmek lazım. 00:23:25.560 --> 00:23:28.160 Allah'ın yoluna girdikten sonra da, çıkmamak lazım. 00:23:29.112 --> 00:23:36.525 Güzel bir yola girdi, girdikten sonra çıkmasın! Madem yol güzel, madem cennete götürüyor; 00:23:36.643 --> 00:23:42.167 cennete giden yoldan sapmasın! Cehenneme giden yola geçmesin. 00:23:42.560 --> 00:23:50.480 Avustralya'da var, "Wrong way go back!" diye kırmızı levha koyuyorlar. Oraya girdin mi hemen levhadan görüyorsun. 00:23:50.520 --> 00:23:51.800 Kosova'da bile var. 00:23:52.800 --> 00:23:57.680 Ters yola girdiği zaman "Girmesin."" diye orada bir yazı var. 00:23:58.730 --> 00:24:01.791 "Wrong way go back! Geri git, yoksa çarpacaksın!" 00:24:02.870 --> 00:24:08.535 Cehennem yolu ters yoldur, felaket yoludur. İnsanın oraya girmemesi lazım. 00:24:08.583 --> 00:24:11.757 Tabi bu kolay bir şey değil. Neden kolay değil? 00:24:12.151 --> 00:24:19.132 Çünkü insanın özellikle başına musallat olan ve onu aldatmaya çalışan bir yaratık var. 00:24:19.672 --> 00:24:29.975 Boynuzlu, kuyruklu, tırnaklı, kıllı, çirkin, kılıktan kılığa giren bir mahluk. Bil bakalım ne bu? 00:24:30.920 --> 00:24:31.720 Şeytan. 00:24:30.920 --> 00:24:34.280 Her kılığa girer. Bazen görünür bazen görünmez. 00:24:35.880 --> 00:24:44.160 İnsanın içine girer, dışında dolaşır, damarlarında dolaşır, aklını çeler, çeşitli hileler yapar. 00:24:44.770 --> 00:24:51.116 Üstelik de usta, tecrübeli; acemi çaylak değil. 00:24:51.685 --> 00:24:59.677 Tâ Hz. Âdem AS zamanından beri bu işi yapıyor. Babadan, meslekten... 00:25:00.178 --> 00:25:08.753 İngiltere'de var mıdır bilmiyorum, Almanya'da mesela "Zaydıl Brot" var, meşhur bir fırın, ekmekçi: 00:25:09.140 --> 00:25:18.589 "1367'den beri" diye yazıyor. 1997'deyiz. Altı asırdır aile aynı işi yapıyor. 00:25:18.732 --> 00:25:25.306 Bu mendebur şeytan da Hz. Âdem'den beri, yüzyıllardan beri, 00:25:25.649 --> 00:25:29.358 artık kaç sene geçmişse o zamandan beri bu aldatma işini yapıyor. 00:25:29.777 --> 00:25:35.700 Usta mı usta, mahir mi mahir, kurnaz mı kurnaz, şeytan mı şeytan... 00:25:37.360 --> 00:25:42.760 Şeytan korkunç bir mahluktur. Şeytandan korkmak ve sakınmak lazım. 00:25:43.279 --> 00:25:47.370 Şeytanın bir de insanın içinde aptal bir yardımcısı var. 00:25:47.600 --> 00:25:54.360 Bizim içimizde, aptal, bize iyilik yapacağına şeytana âlet oluyor, şeytan onu kandırıyor. 00:25:54.342 --> 00:25:57.676 Bir nefis var insanın içinde, insanın nefsi. 00:25:58.336 --> 00:26:04.982 Şeytan; "Yan gel yat, ye iç keyfine bak!" der. "Vur patlasın, çal oynasın, eğlen!" der. 00:26:05.426 --> 00:26:11.509 "Dünyayı düzeltmek sana mı kalmış?" der. 00:26:11.978 --> 00:26:21.320 "Yiyin efendiler, yiyin!" dediği gibi şairin, şeytan kötülükleri emreder . O da kanar. 00:26:21.437 --> 00:26:28.507 "Bak ya, ne güzel, şu elmanın güzelliğine bak! Kıpkırmızı kızarmış, 'Al beni.' diyor. Uzat elini al!" 00:26:29.850 --> 00:26:36.730 Aklı insana der ki; "Sakın alma! Elma başkasının, ağaç başkasının; hırsızlık olur. 00:26:36.468 --> 00:26:38.773 "Canım küçücük bir hırsızlıktan ne olacak?" 00:26:39.106 --> 00:26:46.720 Şeytanın aldatmacası çoktur. Binbir türlü kılığa girer, binbir türlü şeyi söyler, kandırır. 00:26:47.217 --> 00:26:49.419 Âdem atamızı nasıl kandırmış? 00:26:49.817 --> 00:26:57.839 Allah, Âdem atamız ile Havva anamızı aleyhimesselam yarattığı zaman buyurmuş ki; 00:26:58.300 --> 00:27:02.628 "Burası cennet. Buyurun kalın, oturun, yiyin, için! 00:27:01.960 --> 00:27:09.920 Ve lâ takrabâ hâzihi'ş-şecere. "Sakın şu ağaca yaklaşmayın!' Yiyin, için ama bu ağaca yaklaşmayın!" 00:27:10.519 --> 00:27:14.518 Bir ağacı göstermiş; "Bu ağaca yaklaşmayın!" diye emretmiş. 00:27:15.760 --> 00:27:17.720 Tamam, Âdem aleyhisselam Havva Anamız, 00:27:17.680 --> 00:27:21.480 cennette yaşıyorlarken şeytan onların yanına gelmiş, demiş ki; 00:27:21.665 --> 00:27:27.897 "Allah niye 'Buraya yanaşmayın.' dedi, biliyor musunuz?" "Bilmiyoruz." 00:27:28.216 --> 00:27:40.247 "Tamam. Bu ağacın meyvelerinden yerseniz cennette ebedî kalacaksınız!" demiş. 00:27:40.920 --> 00:27:46.800 Onlar da "Cennette ebediyyen kalalım." diye, o ağaçtan yemişler. 00:27:48.504 --> 00:27:52.517 Bak, nasıl kandırdı? İyi tarafından kandırdı. 00:27:52.923 --> 00:27:57.867 Cennette kalmayı herkes istiyor, istiyor ama Allah'ın emrini tutacak. "Yaklaşma!" dedi Allah. 00:27:58.324 --> 00:28:05.705 Onu yedikten sonra ikisi de cennetten çıkarılmışlar. Böyle başlamış aldatmaya. 00:28:06.227 --> 00:28:12.780 Güzel bir şey ortaya atıyor, ikna ediyor. İkna metoduyla aldatıyor. Onun için ne lazım? 00:28:13.454 --> 00:28:19.674 İslâm'ı bilmek lazım, aklını kullanmak lazım! Şeytanın aldatmacasına aldanmamak lazım! 00:28:20.143 --> 00:28:21.705 Çok kimseyi aldatıyor. 00:28:22.846 --> 00:28:27.867 Günah işleyen insanların hepsiyle gidin konuşun, sizin gibi aklı fikri vardır, 00:28:28.147 --> 00:28:32.518 kendine göre bir tutarlı mantığı vardır. "Boş ver." der bilmem ne der. 00:28:33.310 --> 00:28:36.256 Bir felsefe ortaya atar, günahı öyle işler. 00:28:36.738 --> 00:28:40.730 Şeytan aldatıyor, ondan sonra da karşısına geçiyor, gülüyor. 00:28:40.425 --> 00:28:47.168 Bir de gülüyor, bir de alay ediyor. Kandırdıktan sonra, tuzağına düşürdükten sonra alay ediyor. 00:28:47.215 --> 00:28:49.954 Onlara kapılmamaya çalışmak gerekiyor. 00:28:50.580 --> 00:28:54.273 İnsanın nefsi de şeytana yardımcı oluyor. Nefse de uymamak lazım. 00:28:55.900 --> 00:29:01.890 İnsanın içinden gelen arzulara uymaması lazım. İçinden gelen arzuları aklına sorması lazım: 00:29:01.945 --> 00:29:05.495 "Benim içimden şu işi yapmak geliyor. Yapayım mı ne dersin? 00:29:05.575 --> 00:29:12.445 "Sakın ha! Bunu yapma günah olur. Zararlı. Onu yaparsan yaparsın ama sonra başın derde girer, 00:29:12.461 --> 00:29:17.289 hapse girersin, karakola düşersin, mahkemeye düşersin, fena olur!" 00:29:19.360 --> 00:29:28.880 Akla danışacak, İslâm'a danışacak, o kötülüğü yapmayacak. İşin mekanizması budur. 00:29:28.322 --> 00:29:35.635 Hayatta iyi müslüman olmanın mekanizması bu kadar basittir. Şeytan var, nefis ona kanıyor, 00:29:36.440 --> 00:29:41.549 güzel şeyleri gördü mü dayanamıyor, gevşiyor, yapacak gibi oluyor. 00:29:41.732 --> 00:29:44.498 Bir de akıl var, akıl da diyor ki; "Sakın ha!" 00:29:45.693 --> 00:29:52.492 "Müslümana her şey yasak mı? Güzel şeyler yasak mı müslümana? 00:29:52.524 --> 00:29:58.634 Değil. Her şeyin bir serbest tarafı da var. Zina yasak, evlilik serbest. 00:29:59.131 --> 00:30:04.445 Helâl lokma yemek serbest, haram yasak. 00:30:05.628 --> 00:30:11.207 Başkasının hakkını çiğnemek yok ama kendi hakkından istifade etmek var. 00:30:11.632 --> 00:30:16.827 Bütün etler helâl, domuz eti haram. Sen de domuz yeme. Ne yapalım? 00:30:17.472 --> 00:30:28.510 Faiz haram, ticaret helâl. Ticaret yap, kazan, ye! Şarap haram, şurup serbest. 00:30:29.458 --> 00:30:31.696 Şurupların, şerbetlerin âlâsından iç. 00:30:31.934 --> 00:30:36.177 Kala kala bir şaraba mı kaldın, illâ Allah'a isyan mı etmen lazım? 00:30:36.447 --> 00:30:45.646 O kadar güzel güzel meşrubat var, bırak, git, Allah'ın kızacağı içkiyi iç. Ne lüzumu var? 00:30:46.659 --> 00:30:51.517 Ne yapması lazım insanın? Haramdan kendisini tutması lazım. 00:30:51.994 --> 00:31:01.361 Helal yoldan işini görmesi lazım. İstatistik yapılsa helâllerin sayısı haramlardan kat kat fazladır. 00:31:02.172 --> 00:31:09.721 Bu insanoğlu ama acayip mahluk; bu kadar çok olan helâlleri atlıyor atlıyor, 00:31:09.776 --> 00:31:16.766 geçiyor geçiyor, cup harama dalıyor. Helâllerle yetin! Hiç bir eksiği yok ki. 00:31:17.950 --> 00:31:24.883 Müslüman olan bir insanın bir eksik tarafı var mı? Öbür insandan ne farkı var? Ne mahrumiyeti var? 00:31:24.935 --> 00:31:30.330 Hiç bir mahrumiyeti yok. Allah'ın emrini tutarsa sevap kazanacak, bir de cennete gidecek. 00:31:30.580 --> 00:31:34.126 Şeytanın buyruğuna kanarsa, aldatmacasına kanarsa 00:31:35.107 --> 00:31:37.516 dünyası âhireti mahvolacak, cehenneme gidecek. 00:31:38.529 --> 00:31:42.659 Katiller o işi şeytana uyup yapmışlar; memnunlar mı? 00:31:43.500 --> 00:31:49.636 Hırsızlar, hapistekiler memnunlar mı? Yuvası yıkılanlar, kumarbazlar, memnunlar mı? Değil... 00:31:52.250 --> 00:31:57.209 Bu kadar basit mesele ama işte bunu bilmek lazım. İnsanın içinde bir nefsi var, düşman. 00:31:57.440 --> 00:32:00.999 Bir de görünmeyen bir düşmanı var; önünden, arkasından, sağından, solundan gelir. 00:32:01.700 --> 00:32:05.846 Çelme takar, aldatır, kafasını çeler, her işi yaptırır. 00:32:06.520 --> 00:32:12.360 Muhterem kardeşlerim! Ona kanmamak lazım. Kanmamayı öğrenmek lazım, aldanmamayı öğrenmek lazım 00:32:11.960 --> 00:32:17.400 Bir hadîs-i şerîfi biraz uzattık ama bu hadise değer. Bu hadis önemlidir. 00:32:17.320 --> 00:32:23.400 Allah insanın kaşına gözüne, boyuna posuna, yüzünün pembe yanaklarına, 00:32:23.353 --> 00:32:32.424 hilâl kaşlarına, kıvrık kirpiklerine bakmaz. Dış görünüşüne bakmaz, sûretine bakmaz. 00:32:32.917 --> 00:32:38.256 Gönlüne bakar, niyetine bakar, yaptığı işlerin iyi olup olmadığına bakar. 00:32:38.541 --> 00:32:43.349 Gönlümüzü temiz tutacağız, temizleyeceğiz. Tasavvufla gönlümüzü temizleyeceğiz. 00:32:44.950 --> 00:32:50.136 İşlerimizi de, Allah'ın emrettiği işleri yaparak güzel işler yapacağız. Bu kadar basit. 00:32:50.665 --> 00:32:55.207 Bana sorun, ben ilâhiyat fakültesinden emekli profesörüm; 00:32:58.565 --> 00:33:03.892 "Müslümanlıkta bir zarar var mı hocam? Bir mahrumiyet var mı? Aç mı kalıyor insan, açık mı kalıyor?" 00:33:03.972 --> 00:33:11.767 Hayır! Hiç bir zarar yok. Bir sürü fayda var. Hadsiz, hesapsız, sayısız faydalar var. 00:33:12.530 --> 00:33:17.844 İslâm'ın emrettiği her şey faydalı, yasakladığı her şey de zararlı olduğu için yasaklamış. 00:33:18.614 --> 00:33:21.951 İçkinin vücuda zararı var. 00:33:22.574 --> 00:33:29.251 Kumarın topluma zararı var, aileye, keseye zararı var. Domuz etinin zararları var. 00:33:30.878 --> 00:33:35.798 Neyi yasaklamış? Faizin zararı var. Bazı insanlar beleşçi oluyor. 00:33:35.829 --> 00:33:39.642 Bankacılar, sigortacılar başkalarının sırtından kazanıyor. 00:33:40.548 --> 00:33:42.843 Helâl kazansın herkes, hak ettiği kadar alsın. 00:33:43.240 --> 00:33:47.766 Birileri ırgat gibi çalışıp ötekiler beleşten yemesin. Toplum mahvoluyor. 00:33:49.212 --> 00:33:57.424 İslâm'ın her emri güzeldir, uygundur. Her yasağı iyi ki yasaklanmıştır. 00:33:57.600 --> 00:34:02.600 Yasaklanmasının sebebi, hikmeti vardır. İslâm'a sarılacağız, öyle hareket edeceğiz. 00:34:02.920 --> 00:34:04.800 İkinci hadîs-i şerîf: 00:34:04.800 --> 00:34:09.800 İnnallâhe ketebe'l-hasenâti ve's-seyyiât, sümme beyyene zâlike fî kitabihî, 00:34:09.280 --> 00:34:14.960 fe men hemme bi-hasenetin felem ya'melhâ ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh, 00:34:15.340 --> 00:34:22.948 ve in hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu indehû aşra hasenâtin ilâ seb'i mieti dı'fin 00:34:23.940 --> 00:34:27.142 ilâ ed'âfin kesîreh, Ve men hemme bi-seyyietin 00:34:27.280 --> 00:34:32.880 felem ya'melehâ ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh, 00:34:33.197 --> 00:34:39.240 vein hüve hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu aleyhi seyyieten vâhideh. 00:34:39.254 --> 00:34:45.146 Bu iki büyük, meşhur, en kıymetli hadis alimi Buhârî ve Müslim tarafından rivayet edilmiş. 00:34:45.469 --> 00:34:51.319 Bu sözü Peygamber Efendimiz'den duyup da, bize nakleden de 00:34:51.383 --> 00:34:59.250 Abdullah b. Abbas radıyallahu anh. Peygamber Efendimiz'in amcasının oğlu, yeğeni. Sağlam. 00:34:59.269 --> 00:35:05.598 Bu da defterimize yazıp ezberlememiz, unutmamamız gereken hadislerden birisi. 00:35:06.239 --> 00:35:09.470 Peygamber Efendimiz bu mübarek sözleriyle buyuruyor ki; 00:35:09.637 --> 00:35:12.755 İnna'llâhe ketebe'l-hasenâti ve's-seyyiât. 00:35:13.400 --> 00:35:22.280 "Allahu Teâlâ hazretleri iyilikleri, kötülükleri levh-i mahfuza yazdı, belirledi." 00:35:22.440 --> 00:35:29.800 Sümme beyyene zâlike fî kitâbihî. "Sonra bunu bize gönderdiği Kur'ân-ı Kerîm'le de bildirdi:" 00:35:29.263 --> 00:35:34.877 "Şu haram yapmayın, bu helâl öyle yapın!" 00:35:37.294 --> 00:35:40.308 Bunları siz de Kur'an okuyan kimseler olarak biliyorsunuz. 00:35:40.400 --> 00:35:48.120 Femen hemme bi-hasenetin. "O halde kim bir iyi işi yapmaya niyetlenir, kalkışır da." 00:35:48.405 --> 00:35:54.612 Felem ye'melhâ. "Yapamazsa." Bir mâni çıktı, yapamadı. Olur ya "özür, mazeret" diyoruz. 00:35:54.922 --> 00:35:59.712 İnsan bazen işe bile gidemiyor, yapacağı şeyleri yapamıyor. 00:36:01.727 --> 00:36:06.168 Yapamadığı ama yapmaya niyetlendiği şeye… 00:36:06.193 --> 00:36:12.970 Ketebeha'llâhu indehû haseneten kâmileh. "Allah onun sevabını yapmış gibi yazar." 00:36:13.413 --> 00:36:19.628 "Yapamadı ama!" Olsun, yapmaya niyetlendi. Bir özürden dolayı iş engellendi, yapılamadı. 00:36:20.132 --> 00:36:25.448 Allah ona yapmış gibi sevap yazar. "Hatırda kalsın." diye misallendirelim. 00:36:25.983 --> 00:36:36.223 Bir yahudi müslüman olmuş, hastanedeymiş. Müslüman olduğu için kardeşimiz. "Cuma günü 00:36:36.630 --> 00:36:43.302 ziyaret edelim." dedik. Perşembe gününden "Yarın ziyaret edelim." diye niyetlendik. 00:36:43.516 --> 00:36:50.635 Fakat sonradan o gün bir işlem daha yapılacakmış, ziyaretçi kabulü yokmuş. Ziyareti yapamadık. 00:36:51.225 --> 00:36:56.850 Şimdi biz ne yaptık? Niyetlenmiştik, yapacaktık ama bir engel çıktı, yapamadık. 00:36:57.210 --> 00:37:03.260 Biz o hasta ziyaretini yapmış gibi sevap kazandık. Neden? İşte bu hadisten dolayı. 00:37:03.442 --> 00:37:09.860 Allah vaad ediyor. Niyet ettiği zaman bir mazeretten yapamazsa yapmış gibi sevap veriyor. Bu bir. 00:37:11.800 --> 00:37:19.440 Sevfe in hemme bihâ fe-amilehâ. "Eğer bir şeyi yapmaya niyetlenir de yaparsa, 00:37:19.560 --> 00:37:23.240 başarırsa." "Tamam niyetlenmiştim, yaptım, bitirdim." 00:37:23.261 --> 00:37:26.333 Ketebeha'llâhu indehû aşra hasenât. 00:37:27.439 --> 00:37:32.791 "Allah onu bir sevap olarak yazmaz, on misli, on defa yapmış gibi yazar." 00:37:33.141 --> 00:37:40.615 İlâ seb'i mieti dı'fin. "Hatta bazen yediyüz misli kadar arttırarak; yediyüz defa yapmış gibi, 00:37:40.654 --> 00:37:42.854 yediyüz misli gibi sevap yazar." 00:37:43.570 --> 00:37:47.388 İlâ ed'âfin kesîretin. "Hatta bazen, çok daha fazla sevap yazar." 00:37:48.107 --> 00:37:57.225 Bak yapabildiğini birebir mükâfâtlandırmıyor. Bire on, bire yediyüz veya daha fazla... Bire on: 00:37:57.637 --> 00:38:06.794 Diyelim ki birisine bir ebise aldın. Fakir bir çocuk gördün, acıdın, babasını da tanıyorsun. 00:38:07.125 --> 00:38:10.237 "Gel bakalım, bayramda giyersin!" dedin, bir fakire elbise aldın. 00:38:10.317 --> 00:38:15.323 Veya okul çağında baktın çocuğun çantası eski; "Al evladım şu çantayı!" diye bir çanta aldın. 00:38:15.775 --> 00:38:19.358 On çanta almış gibi, on çocuğu giydirmiş gibi sevap kazandın. 00:38:19.745 --> 00:38:28.789 Ya da bazen daha fazla olur. Mesela Allah yolunda harcadın, Çeçenistan'daki Müslümanlara; 00:38:29.341 --> 00:38:34.951 "Bu Ruslar üstünlüklerinden faydalanarak bu müslümancıkları eziyorlar. 00:38:35.310 --> 00:38:41.460 Ben de buradan İngiltere'den şunlara yardım edeyim!" dedin, yüz sterlin gönderdin. 00:38:41.894 --> 00:38:48.000 Cihada gönderilen paranın mükâfâtı bire yedi yüzdür. 00:38:48.880 --> 00:38:51.200 Yedi yüzle yüzü çarparsan kaç olur? 00:38:50.920 --> 00:38:55.920 Yetmişbin paund göndermiş gibi sevap alırsın. 00:38:57.564 --> 00:39:05.879 Yediyüz misli. Çünkü Allah, cihada mükâfâtı fazla veriyor. 00:39:06.960 --> 00:39:11.880 Cihada mükâfâtı fazla verir, anaya babaya ikrama mükâfâtı fazla verir. 00:39:12.144 --> 00:39:17.973 Babana gidersin; "Babacığım, kış geliyor sana içi yünlü bir terlik aldım, al." 00:39:18.323 --> 00:39:20.950 Yedi yüz tane terlik almış gibi sevap kazanırsın. 00:39:21.210 --> 00:39:24.730 "Anacığım, bak sana yünden bir başörtü aldım. 00:39:24.857 --> 00:39:29.982 Şöyle boynunu güzelce sar, karda kışta kulakların üşümesin!" "Sağol evladım, teşekkür ederim." 00:39:30.300 --> 00:39:33.920 Tamam. Sanki yediyüz tane başörtü almış gibi sevap kazanırsın. 00:39:34.620 --> 00:39:42.935 Ana babaya yapılan ikramlar bire yedi yüzdür, cihada sarf edilen paralar bire yedi yüzdür. Başka? 00:39:43.584 --> 00:39:48.580 Ailesine götürdüğü yiyecek içecek bire yedi yüzdür. 00:39:48.566 --> 00:39:56.114 Eve fileleri götürüyorsun, kapıyı burnunla çalıyorsun, zili alnınla çalıyorsun, ellerin dolu. 00:39:56.384 --> 00:40:04.187 Basıyorsun, hanım açıyor, al. Yedi yüz file götürmüş gibi sevap kazanırsın. 00:40:04.492 --> 00:40:09.221 Eve ikram da böyle. Yedi yüz file ne kadar eder, bilmiyorum. 00:40:09.540 --> 00:40:17.765 Her file yirmişer kilo olsa insan eve götürdüğü zaman ne kadar sevap kazanıyor. 00:40:18.935 --> 00:40:25.786 Hadîs-i şerîfte söylenen bir şey daha var; Ramazan bayramında insan evde kurban keserse, 00:40:26.880 --> 00:40:31.902 -Kurban bayramında değil Ramazan bayramında- bayramdır diye kurban keserse, 00:40:31.990 --> 00:40:33.728 onun da mükâfâtı bire yedi yüzdür. 00:40:33.799 --> 00:40:40.486 Bir kuzu kestin çiftlikte. Yedi yüz kuzu kesmiş, kurban etmiş gibi sevap kazanırsın. 00:40:41.220 --> 00:40:46.103 Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifte onu da bildiyor. Ben bunu yazıyorum, arkadaşlara söylüyorum: 00:40:46.128 --> 00:40:49.360 "Bakın, bunu defterinize yazın. 00:40:49.401 --> 00:40:55.260 Açın takviminizi; 'Ramazan bayramında bir kurban keseceğim.' diye yazın, 00:40:55.308 --> 00:40:57.854 yediyüz kurban kesmiş gibi sevap alacaksınız." diyorum. 00:40:57.893 --> 00:41:03.134 Bizim arkadaşlar yapıyor bunları. Türkiye'de bizim uyguladığımız şeyler. 00:41:05.799 --> 00:41:09.673 İlâ ed'âfin kesîretin. "Allah bazısına bundan da fazlasını verirmiş." 00:41:11.522 --> 00:41:14.160 "Hocam, bundan fazla bildiğiniz bir şey var mı?" 00:41:14.190 --> 00:41:19.931 Yedi yüzü anladık, hoşumuza gitti. Tamam; eve götürdüğümüz yedi yüz misli sevap, 00:41:19.987 --> 00:41:26.108 anamıza babamıza harcadığımız yedi yüz misli, cihada verdiğimiz yedi yüz misli. 00:41:26.161 --> 00:41:31.395 Daha yüksek bir şey var mı? Okuduğun hadislerden aklında kalmış böyle bir şey var mı hocam? Var: 00:41:32.700 --> 00:41:38.189 Bir insan zikir yaparsa zikrin mükâfâtı bire yetmiş bindir. 00:41:39.902 --> 00:41:43.814 Bir kere "Allah" dese yetmişbin defa "Allah" demiş gibi; 00:41:44.280 --> 00:41:49.492 bir kere "Lâ ilâhe illallah" dese yetmiş bin defa "Lâ ilâhe illallah" demiş gibi; 00:41:49.791 --> 00:41:55.709 bir defa "Kulhuvallâhu ehad" okursa yetmiş tane "Kulhuvallàhu ehad" okumuş gibi sevabı çoktur. 00:41:55.960 --> 00:42:00.560 Zikrin sevabı yetmiş bindir. Hadiste böyle geçiyor. 00:41:59.560 --> 00:42:03.600 Yetmiş bini nereden çıkarıyormuşuz, o hadîs-i şerîfi de okuyalım: 00:42:03.720 --> 00:42:10.960 Zikru'llâhi teâlâ efdalü inda'llâhi mine'n-nafakati fî sebîli'llâhi bi-mieti derecetin. 00:42:11.000 --> 00:42:21.400 "Allah'ı zikretmek, Allah indinde sevap bakımından, cihada harcanan paradan, 00:42:21.280 --> 00:42:23.760 yapılan hayırdan yüz misli daha fazladır." 00:42:23.920 --> 00:42:27.840 Cihadın kaç olduğunu söylemiştik? Yedi yüz olduğunu söylemiştik. 00:42:28.205 --> 00:42:29.949 Onun yüz misli kaç eder? 00:42:30.680 --> 00:42:36.691 Yetmiş bin. Zikrullahın sevabı, bire yetmiş bindir. Başka hadisler de var, 00:42:36.707 --> 00:42:40.661 bu hesapla bulduğumuz gibi doğrudan doğruya bunu bildiren hadisler de var. 00:42:41.149 --> 00:42:44.451 "Pekiyi hocam, bu da hoşumuza gitti. Zikir de yapalım, hem de kolay. 00:42:44.618 --> 00:42:49.983 Ben hem dükkânda çalışırım hem de 'Allah' derim. Ne varmış. Sevap kazanıp dururum. 00:42:50.302 --> 00:42:55.947 Hem yolda giderim, hem arabamı kullanırım hem de 'Allah Allah' derim ne olacak. 00:42:56.644 --> 00:43:02.685 İşte gayet kolay. Tamam hocam, bu da kabul. Bundan da yükseği var mı? 00:43:02.759 --> 00:43:05.302 Akşam akşam bizi iştahlandırdın." Var. 00:43:05.653 --> 00:43:15.290 "Eğer bir insan zikri içinden yaparsa onun sevabı diliyle yaptığı zikirden 00:43:15.362 --> 00:43:19.568 yetmiş kat fazladır." diyor Peygamber Efendimiz; o da bir hadîs-i şerîf. 00:43:19.981 --> 00:43:22.277 Bak, bunları herkes bilmez. 00:43:22.628 --> 00:43:26.642 Ben iğneyle kuyu kazar gibi hadisleri okudukça bunları ezberledim, hatırımda tuttum. 00:43:27.297 --> 00:43:30.341 Bu kadar yüksek mükâfâtları hangi hocadan duydunuz? 00:43:30.479 --> 00:43:33.487 Atmıyorum da, tutmuyorum da; önümde hadis kitabı var. 00:43:33.590 --> 00:43:40.193 Palavra da sıkmıyorum, hadis okuyorum. Resûlullah'ın söylediğini size bildiriyorum. 00:43:40.729 --> 00:43:44.156 Yetmiş binin yetmiş katı kaç eder? 00:43:44.280 --> 00:43:50.758 Dört milyon dokuz yüz bin eder. Beş milyondan yüz eksik. Dört milyon dokuz yüz bin. 00:43:50.970 --> 00:43:57.714 Ben içimden Allah dersem. Bak şimdi yüksek sesle Allah diyorum: "Allah... Allah... Allah..." 00:43:57.920 --> 00:44:02.760 Yetmiş bin, yetmiş bin, yetmiş bin; iki yüz on bin etti. 00:44:02.840 --> 00:44:06.440 İçimden diyeyim şimdi: 00:44:08.800 --> 00:44:11.200 Söyledim yine ama duymadınız. Çünkü içimden söyledim. 00:44:11.940 --> 00:44:17.785 Ben duyuyorum, ben anlıyorum; bunu kimse bilmez. Allah'tan başka kimse bilmez. 00:44:18.360 --> 00:44:25.180 Söyleyen bilir, başkası bilmez. Melekler de bilmezmiş bunu. Bunun sevabı dört milyon dokuz yüz bin. 00:44:25.840 --> 00:44:31.240 O zaman ne yapmak lazım? Mümkünse zikri sessizce yapmak lazım ki kimse bilmesin. 00:44:31.440 --> 00:44:38.480 Bu adam da oturmuş böyle sakin sakin masada duruyor. Sen anlamazsın. O içinden "Allah Allah" diyor. 00:44:38.560 --> 00:44:46.120 Onun için bunları yapmaya gayret edin. Gelelim hadîs-i şerîfin okunmasına; 00:44:46.997 --> 00:44:53.110 demek ki Allah yapılan bir iyiliği birebir mükâfâtlandırmıyor, bire on verebiliyor, 00:44:53.658 --> 00:45:00.600 bire yedi yüze kadar verebiliyor, bire yedi yüzden fazla da verebiliyor. Misallerini ben söyledim. 00:45:00.115 --> 00:45:02.622 Bire yetmiş bin, aşikâre zikir. 00:45:02.983 --> 00:45:09.122 Bunun yetmiş kat fazlası kalbinden, içinden gizli zikir. O da dört milyon dokuz yüz bin ediyor. 00:45:11.772 --> 00:45:16.424 Bir şey daha söyle derseniz bu da hoşunuza gidecek tahmin ediyorum. 00:45:17.430 --> 00:45:20.539 Bizim Hocamız, cennet mekân rahmetullahi aleyh Efendimiz 00:45:20.642 --> 00:45:26.984 Mehmed Zahid Kotku hazretleri'yle Ankara'da bir ihvanımızın evine gitmiştik. 00:45:27.952 --> 00:45:36.659 Çankaya'da çok güzel bir evi vardı. Bütün Ankara, misafir salonundan tabak gibi görünüyor, 00:45:36.881 --> 00:45:41.826 benim şu halıyı gördüğüm gibi Ankara ayaklar altında. Tam Çankaya'nın altında, en güzel yer. 00:45:42.236 --> 00:45:49.689 Çok geniş bir salonu vardı. Hocamızı evine çağırdı, toplantı oldu, herkes kalabalık geldi. 00:45:50.303 --> 00:45:59.922 Başka bir hocanın dervişi de geldi. Hocamıza intisaplı değil, başka bir hocaefendiden geldi. 00:46:00.100 --> 00:46:08.831 Hâlen sağ, o hocaefendiyi de tanıyorum, ismini söylemeyeceğim. Ama Hocamızı çok seviyor. 00:46:08.904 --> 00:46:16.121 Hocamız, hocalar güzeliydi. Bembeyaz sakalı vardı, kırmızı yanakları vardı, heybetliydi, 00:46:16.703 --> 00:46:19.720 güleç yüzlüydü. Gören; "Kim bu güzel adam?" derdi. 00:46:19.454 --> 00:46:22.329 O kadar güzeldi. Benim gibi kara yüzlü değildi. 00:46:22.687 --> 00:46:35.817 Soruyu soran Bağdat'ta okumuş, alim, Diyanet'te hocalık yapan bir kimse, 00:46:36.335 --> 00:46:39.860 kuvvetli hafız, Kur'an'ı da biliyor: 00:46:40.546 --> 00:46:44.651 "Hocam, şunun sevabı şu kadar, bunun sevabı bu kadar. 00:46:45.490 --> 00:46:48.540 Bunlardan daha çok sevaplı bir şey var mı?" dedi. 00:46:50.132 --> 00:46:52.629 Bu soru benim de hoşuma gitti, herkesin de hoşuna gitti. 00:46:53.220 --> 00:46:56.260 Adam sevap kazanmak istiyor, belli. Sevaplı şeyi soruyor. 00:46:58.575 --> 00:47:05.181 Hocamız sanki onun sormasını bekliyormuş gibi ne başını öne eğip düşündü, ne tereddüt etti; 00:47:05.253 --> 00:47:09.814 daha o sözünü tamamlarken dedi ki: "Evet var!" 00:47:09.680 --> 00:47:10.800 "Nedir Hocam?" dedi. 00:47:11.800 --> 00:47:17.280 Gözleri hazine görmüş bir insan gibi açıldı. Tabi heveslendi. 00:47:17.680 --> 00:47:21.880 Meraktan, hani tam kalenin önüne top gelmiş, vuruyor; 00:47:21.922 --> 00:47:27.770 "Gol mü, değil mi?" der gibi, o kadar heyecanlı bir durum. Dedi ki; 00:47:27.124 --> 00:47:36.374 "Bir insan tasavvufta zikre çalışırsa, zikre çalışa çalışa kendisinde gelişme olur. 00:47:37.640 --> 00:47:40.480 Sonra bu gelişmelerin sonunda, 00:47:40.400 --> 00:47:46.720 bir kere 'Allah' dedi mi, bütün vücudunun zerreleriyle beraber hep birlikte 'Allah' der. 00:47:46.774 --> 00:47:51.171 Bu çalışmadan sonra zikir bütün vücuduna yayılır. 00:47:51.227 --> 00:48:00.510 Çalışmalarla gelişe gelişe parmakları zikreder, ayakları zikreder, saçları zikreder, her tarafı zikreder. 00:48:00.689 --> 00:48:07.237 Sonra bir kere 'Allah' dedi mi, bütün zerreleriyle zikreder. İşte bu en sevaplıdır." 00:48:07.539 --> 00:48:17.286 Bir insanın vücudunda ne kadar zerre olduğu hakkında doktor kardeşimiz hücreleri söyleyebilir. 00:48:18.552 --> 00:48:24.718 Bir insanın vücudunda kaç milyar hücre var, tahminen yuvarlak bir rakam söyle, top gibi yuvarlak olsun. 00:48:25.120 --> 00:48:26.600 "Milyardan çok fazla!" 00:48:26.840 --> 00:48:34.440 Kaç milyar hücre var. Bir de bu hücreler moleküllerden, atomlardan meydana geliyor. 00:48:34.493 --> 00:48:41.539 Zerrelerin sayısını Allah bilir. Bir insan kâmil bir derviş olup da zikri ilerletip de 00:48:41.943 --> 00:48:48.740 bu hâle ulaşıp da, "Allah" dediği zaman tüm zerreleriyle "Allah" diyecek hâle geldi mi, 00:48:48.512 --> 00:48:53.623 bir "Allah" deyişte çok muazzam sevap kazanır. Müthiş bir şey olur. 00:48:53.855 --> 00:48:57.800 İnsan bu hâle nasıl erişir?Çalışarak erişir. 00:48:57.374 --> 00:49:00.736 "Sen bisikletle tel üzerinde gidebilir misin? "Gidemem. 00:49:00.974 --> 00:49:04.147 "E pekiyi, tel üzerinde yürüyebilir misin? "Yürüyemem. 00:49:04.442 --> 00:49:07.114 Bu bir çalışma işi, idman işi. Herkes yapamıyor. 00:49:07.313 --> 00:49:13.363 "Sen bu adamın tramplenden atladığı gibi atlayıp da, 00:49:13.601 --> 00:49:20.152 üç defa parende atıp iki defa burgu yapıp suya yine çubuk gibi girebilir misin?.. 00:49:20.348 --> 00:49:24.510 "Giremem. Olimpiyat şampiyonlarının işini söylüyorsun hocam. 00:49:24.198 --> 00:49:27.605 O çok çalışıyor, ondan öyle yapıyor." Tamam. Çalışmadan olmuyor. 00:49:27.835 --> 00:49:34.376 Demek ki bu hâle ulaşmak da bir çalışma işi. Demek ki daha büyük sevaplar da var. 00:49:34.672 --> 00:49:38.726 İnsan evliyâ oldu mu daha büyük sevapları da kazanıyor. 00:49:39.281 --> 00:49:47.790 Büyük zenginlerin büyük para kazandığı gibi, parası çok olanın, 00:49:47.222 --> 00:49:50.262 büyük sermaye sahiplerinin toptan büyük paralar kazandığı gibi, 00:49:50.884 --> 00:49:55.816 dini iyi bilen büyük şahısların da büyük kârları oluyor muhterem kardeşlerim! 00:49:55.999 --> 00:49:57.906 Hadîs-i şerîfe devam ediyoruz: 00:49:58.800 --> 00:50:00.280 Ve men hemme bi-seyyietin. 00:50:00.360 --> 00:50:07.400 "Eğer bir insan, 'Yarın ben şu kötülüğü yapayım!' diye bir kötülük yapmaya niyet ettiyse." 00:50:07.520 --> 00:50:10.800 Fe-lem ya'melhâ. "Ama sonradan vazgeçtiyse." 00:50:10.920 --> 00:50:13.880 Ketebellâhu indehû haseneten kâmileh. "Allah ona tam bir hasene yazar." 00:50:13.960 --> 00:50:18.680 İnsan bir kötülüğü yapmaya niyet edip de vazgeçtiği zaman sevap alır. 00:50:19.200 --> 00:50:24.603 Mesela bir kimse; "Ben falancaya kızdım, niyetlendim: Yarın tabancamı belime takacağım, 00:50:25.360 --> 00:50:26.960 köşe başında onu bekleyeceğim. 00:50:28.160 --> 00:50:31.720 Daha herkes uyuyor, gecenin yarısında, sabahın erken vaktinde işine gidiyor, biliyorum. 00:50:31.760 --> 00:50:39.324 O tam benim atış menzilimin içine girdiği zaman, dükkânını açarken ateş edeceğim: 00:50:39.360 --> 00:50:42.680 On dörtlüyse on dört, yediliyse yedi, dokuzluysa dokuz… 00:50:42.960 --> 00:50:46.480 Kurşunların hepsini sıkacağım. Çok kızıyorum, öldüreceğim keratayı!" 00:50:47.600 --> 00:50:52.200 Bugün adam niyetlendi, şarjörleri doldurdu, tabancasını yağladı. 00:50:52.604 --> 00:50:57.108 Daha sonra geceleyin "Hadi ben bu işi yapmayayım, Allah'ından bulsun. 00:50:57.187 --> 00:51:02.000 Bana çok kötülük yaptı ama neyse ben affedeyim; Allah'ından bulsun!" dedi. 00:51:02.960 --> 00:51:07.954 Bazen öyle diyorlar; "Allah'ından bulsun, cezalandırmaktan vazgeçtim." 00:51:08.717 --> 00:51:16.397 Bazen Doğu Anadolu'da kan davaları oluyor. Korkunç! Takip ediyorlar. 00:51:17.383 --> 00:51:22.418 Ta dünyanın öbür ucuna kaçsa "kan davası" diye kovalıyorlar, onu orada öldürüyorlar. 00:51:22.466 --> 00:51:27.660 Üstüne atlıyor, benim dediğim gibi yapıyor, kaç tane bıçak saplıyor. 00:51:27.321 --> 00:51:32.843 Yetmiş beş defa bıçak saplıyor. Öldürdüğü yetmiyor, saplıyor da saplıyor. 00:51:32.954 --> 00:51:35.660 Zor tutuyorlar, elinden alıyorlar, hapse götürüyorlar. 00:51:35.867 --> 00:51:38.903 Bu sefer öbür tarafın adamları da bunu öldürmek için bunun peşine düşüyor. 00:51:39.112 --> 00:51:44.542 Böyle şeyler oluyor. Çok misalleri var. Ama kimisi de diyor ki; 00:51:44.590 --> 00:51:46.906 "Allah'ından bulsun, tamam ben bu işi burada kesiyorum. 00:51:47.374 --> 00:51:51.531 Kan davası gütmüyorum. Allah ne yaparsa yapsın." 00:51:52.150 --> 00:51:57.594 Vazgeçiyor, tamam. Bir kötülüğü yapmaktan vazgeçene vazgeçtiği için Allah sevap verir. 00:52:00.680 --> 00:52:03.440 Fein hüve hemme bihâ fe-amilehâ ketebeha'llâhu aleyhi seyyieten vâhideh. 00:52:03.600 --> 00:52:10.200 "Eğer bir kötülüğü yapmaya niyetlendi de, bir de onu yaptıysa." O zaman ne olur? 00:52:10.475 --> 00:52:11.133 Mesela dedi ki; 00:52:11.200 --> 00:52:19.360 "Yarın pazar günü değil mi; ben gideceğim, falanca meyhaneye gireceğim, küpü bitireceğim. 00:52:19.480 --> 00:52:25.880 İçeceğim içeceğim, dibini buluncaya kadar içeceğim." dedi, kötülüğü yapmaya niyetlendi. 00:52:26.440 --> 00:52:38.173 Ertesi gün bunu yaptı. Ne olur? Düşüncesini yaptı, ne olur? Allah bir günah yazar. 00:52:38.284 --> 00:52:41.553 On misli, yüz misli, yedi yüz misli değil, bir günah yazıyor. 00:52:41.991 --> 00:52:47.900 Bak, günahından vazgeçerse sevap yazıyor, günahını işlerse bir günah yazıyor. 00:52:47.193 --> 00:52:52.717 Ama sevaplı işi yapmaya niyet eder de yapamazsa bir sevap yazıyor. 00:52:53.261 --> 00:52:57.433 Sevaplı işi yaptığı zaman on sevap, yedi yüz sevap, yetmiş bin sevap, 00:52:57.545 --> 00:53:00.580 dört milyon dokuz yüz bin sevap, milyar sevap yazıyor. 00:53:00.916 --> 00:53:06.310 Ama günahlı iş yaptığı zaman, bir günah yazıyor. 00:53:06.917 --> 00:53:09.421 Pekiyi, bir insan bu durumda cehenneme nasıl gider? 00:53:09.931 --> 00:53:13.259 Çok günah işliyor da ondan giriyor kepaze! 00:53:14.174 --> 00:53:18.410 Az az olmasına rağmen o kadar günahı birikiyor ki cehenneme giriyor. 00:53:18.335 --> 00:53:23.245 Halbuki sevaplar kat kat toplanıyor; herkesin cennete gidebilmesi lazım. 00:53:24.174 --> 00:53:26.989 Aslında herkesin cennete gidebilmesi lazım. 00:53:27.130 --> 00:53:33.440 Çünkü sevaplar onar onar geliyor, yedi yüzer yedi yüzer geliyor, yetmiş biner yetmiş biner geliyor, 00:53:33.901 --> 00:53:37.843 dört milyon dokuz yüz bin dört milyon dokuz yüz bin geliyor, milyar milyar geliyor. 00:53:38.180 --> 00:53:44.638 Günahlar da bir bir ilerliyor. Bir bir ilerlediği halde insanın günahı ağır gelirse ne demek? 00:53:44.924 --> 00:53:51.202 Bu adam iyice "kepaze" demek, bu adam iyice "katran gibi kara kalpli bir insan" demek. 00:53:51.666 --> 00:53:58.223 Pek çok kötülük işlemiş de ondan böyle oldu. Bu hadîs-i şerîften neyi anlıyoruz? 00:53:58.556 --> 00:54:03.274 Allah'ın rahmeti çok. Allah, kulları azaplandırmak istemiyor. 00:54:03.385 --> 00:54:09.216 Rahmetinden, azaplandırmak istemediği için peygamberler gönderiyor, haber veriyor: 00:54:09.320 --> 00:54:13.260 "Yapmayın, etmeyin, şu yoldan giderseniz uçuruma yuvarlanırsınız. 00:54:13.525 --> 00:54:21.623 Bunun arkası uçurum. Cehenneme düşersiniz, yanarsınız!" diyor. Wrong way, ters yol. 00:54:22.310 --> 00:54:28.465 Kitap gönderiyor, peygamberler söylüyor, evliyâlar söylüyor, hocalar söylüyor, 00:54:28.520 --> 00:54:32.267 vaizler söylüyor, müftüler söylüyor, hatipler söylüyor. 00:54:32.425 --> 00:54:39.976 İnsanlar da inatçı keçi gibi dinlemiyor, inatçı keçi gibi inat ediyor: 00:54:40.680 --> 00:54:42.811 "İlla bu tarafa gideceğim!" "Hadi git bakalım." 00:54:43.223 --> 00:54:44.498 Salıverdi mi cehenneme gidiyor. 00:54:45.260 --> 00:54:50.543 İpini bırakıverdin mi atlaya, zıplaya, hoplaya gayyâ kuyusuna gidiyor. 00:54:51.650 --> 00:54:57.216 Akıllıca bir şey değil. Olacak gibi bir şey değil ama insanlar böyle yaptığı için cehenneme gidiyor. 00:54:58.477 --> 00:55:00.873 Hak ettiği için cehenneme gidiyor. 00:55:02.676 --> 00:55:08.521 Tabi biz böbürlenmiyoruz. Kendimize güvenmiyoruz, iddialı değiliz. 00:55:09.609 --> 00:55:13.657 Şeytandan da korkuyoruz, nefsimizden de korkuyoruz. 00:55:13.927 --> 00:55:18.423 Kendimize de itimadımız yok. Çok zayıf olduğumuzu da biliyoruz: 00:55:18.589 --> 00:55:25.180 "Yâ Rabbi! Ben zayıfım, bana yardım et! Ben çok zavallı durumdayım, bana acı yâ Rabbi! 00:55:25.438 --> 00:55:29.100 Benim elimden tut yâ Rabbi! Beni bana bırakma yâ Rabbi! 00:55:29.598 --> 00:55:32.841 Bu şeytanlar beni mahveder, parçalar yâ Rabbi, koru beni yâ Rabbi! 00:55:33.262 --> 00:55:37.832 Bu nefsin eline beni bırakma yâ Rabbi! Bu beni aldatır, zaten şimdiye kadar aldattı yâ Rabbi! 00:55:38.490 --> 00:55:43.250 Aman yâ Rabbi! Yardım eyle yâ Rabbi! Tevfîkini refîk eyle yâ Rabbi! 00:55:43.240 --> 00:55:47.891 Bana kabiliyet ver, hakkı hak olarak göreyim, seveyim, hakkı işleyeyim; 00:55:48.375 --> 00:55:53.226 bâtılı bâtıl olarak göreyim, günahı günah olarak anlayayım da nefret edeyim! 00:55:53.639 --> 00:55:58.156 Bırakayım şu sigarayı, bırakayım şu içkiyi, bırakayım şu kumarı, bırakayım tembelliği, 00:55:58.188 --> 00:56:04.485 bırakayım şu namazsızlığı, bırakayım şu günahları. Aman yâ Rabbi, yardım et!" dememiz lazım. 00:56:05.362 --> 00:56:09.422 Yardım ederse Allah yardım eder. Dua edene de yardım eder. 00:56:10.114 --> 00:56:19.543 Ama gevşek davranırsak birçok insanı aldattığı gibi şeytan bizi aldatır, nefis bizi aldatır. 00:56:19.994 --> 00:56:24.815 Osman kardeşimiz soruyor: "Ya hu, bu kadar insanın hepsi cehenneme mi girecek?" 00:56:25.251 --> 00:56:29.171 "Evet." dedim, şaşırdı. 00:56:29.826 --> 00:56:33.946 Bu kadar insan, milyonlarca milyarlarca insan hep cehenneme mi girecek? 00:56:34.176 --> 00:56:39.512 Çünkü mü'min az "Müslümanım." diyenlerin de yarısından fazlası çürük. 00:56:39.766 --> 00:56:44.600 Ayıkla ayıkla sağlam bir şey bulunmuyor, kurtsuz, sağlam bulunmuyor. 00:56:44.555 --> 00:56:49.670 Ayıklıyorsun ayıklıyorsun elmaların yarısı çürümüş, tamamı çürümüş. 00:56:50.238 --> 00:56:53.655 Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, "Cennetlik insanlar, 00:56:53.695 --> 00:57:00.831 yaratılmış bütün insanların içinde siyah bir öküz derisindeki bir beyaz kıl kadar azdır." 00:57:03.782 --> 00:57:09.481 Evet, var mı bir diyeceğin, bir itirazın mı var? Böyle, ne yapalım? 00:57:10.500 --> 00:57:14.230 Çünkü dinlemiyorlar. Çünkü görüyorsunuz, ekseriyet dinlemiyor. 00:57:14.392 --> 00:57:20.360 Bakın etrafınıza, sayım yapın, mahallenizde sayım yapın, bildiğiniz şehirde sayım yapın. 00:57:20.282 --> 00:57:25.716 Ekseriyet Allah'ın emrine aykırı hareket ediyor. Ne olacak şimdi? Cezayı yiyecek, besbelli. 00:57:26.232 --> 00:57:31.204 Kırmızıda geçerse ne olur? Kaza yaptı, arkadan çarptı, ne olur? 00:57:31.673 --> 00:57:41.171 Ceza gelir. Kırmızı da geçmesin. Ekseriyet günah yolunda. İşte buyurun. 00:57:41.418 --> 00:57:47.513 Burası İngilizlerin, İngiltere milletinin yaşadığı yer. Türkiye'ye gel. 00:57:47.839 --> 00:57:54.438 Buyur, Ege'ye gidelim, Bodrum'a, Marmaris'e, İzmir'e, Kuşadası'na, Antalya'ya, Alanya'ya. 00:57:54.707 --> 00:58:04.883 Buyur, orada görelim. İstanbul'a gel, Boğaziçi'ne gel, Emirgan'a gel, Beyoğlu'na çık. 00:58:06.251 --> 00:58:11.893 Onların kaç tanesi sağlam? Türkiye'nin %99'u müslümanmış! Ne kadar müslüman? 00:58:12.456 --> 00:58:20.729 Ekseriyet şeytana kanıyor. Ekseriyet şeytanın oyuncağı, şeytanın maskarası, nefsinin esiri. 00:58:20.957 --> 00:58:25.880 Ekseriyet, "Biliyorum bu meret günah, içmemem lazım!" diyor, içiyor. 00:58:25.617 --> 00:58:31.224 "Biliyorum bu kumar oynanmamalı!" diyor, ama oynuyor, dayanamıyor. 00:58:31.359 --> 00:58:38.186 İçiyor içkiyi, gidiyor at yarışlarına "kazanırsam" diye hırsla bütün parasını harcıyor. 00:58:38.368 --> 00:58:43.912 Şimdi başka kumarlar çıktı. Mega kumar. En büyük kumar hangisi, bil bakalım? 00:58:45.500 --> 00:58:48.305 Kumar var, büyük kumar var, daha büyük kumar var, en büyük kumar var. 00:58:48.369 --> 00:58:55.469 Ben de "mega kumar" diye bir laf attım ortaya, uydurdum. En büyük kumar ne? "Borsa." 00:58:57.772 --> 00:59:04.322 Milyonlarca insan yutuluyor. Kediye bile yükletecek sermayesi kalmıyor. 00:59:04.782 --> 00:59:10.137 Ata, deveye değil, arabaya değil, kediye bile yükletecek sermayesi kalmıyor. 00:59:10.391 --> 00:59:14.722 Türkiye'yi bırakıp kaçan insanlar biliyorum. Neden? Borsa oyunu oynadığı için. 00:59:14.992 --> 00:59:19.847 "Oynamayın bunu!" dedim. "Ya hocam, müslüman şirketlerin hisse senedini alırsak…" 00:59:20.393 --> 00:59:27.885 "Bırak şu hikâyeleri, masalları!" Kurnazlar kazanıyor, saflar yutuluyor. 00:59:28.367 --> 00:59:36.625 Hepsi alavere dalavere. Saflar yutuluyor. Zaten gelse bile o paradan hayır gelmiyor. 00:59:38.895 --> 00:59:42.119 Onun için insanın gözünü açması lazım! 00:59:42.267 --> 00:59:48.524 Ne bilelim, Allah herkese akıl vermiş. Herkesin aklı var, aklını kullanacak. 00:59:48.781 --> 00:59:54.603 Allah bizi, aklını Kur'an'a uygun kullananlardan eylesin. 00:59:54.680 --> 00:59:58.480 Rızasını bulanlardan, rahmetine erenlerden eylesin. Gazabına uğratmasın, cehennemine atmasın, ateşlere yakmasın, cayır cayır kömür etmesin. Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. 00:59:59.180 --> 01:00:05.173 Gazabına uğratmasın, cehennemine atmasın, ateşlere yakmasın, cayır cayır kömür etmesin. 01:00:06.790 --> 01:00:08.285 Cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin. 01:00:08.361 --> 01:00:10.664 Bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.