WEBVTT 00:00:00.000 --> 00:00:03.000 es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

00:00:03.000 --> 00:00:10.000 Size konuşmalarımı Endonezya'nın başşehri Cakarta'dan yapıyorum. 00:00:10.000 --> 00:00:20.000 Almanya filan derken, mukaddes beldelere, mukaddes beldelerden de elhamdülillah buraya geldik.

00:00:22.000 --> 00:00:32.000 Endonezya dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi. 200 milyon nüfusu var ve bu nüfusun 00:00:32.000 --> 00:00:39.000 -bugün bizi gezdiren şoförün ifadesine göre- büyük çoğunluğu, yüzde doksanı müslüman. 00:00:39.000 --> 00:00:48.000 Arada bölgeye yakın yerlerden gelmiş Hindu, Budist ve daha başka hıristiyanlar var. 00:00:48.000 --> 00:00:54.000 Sömürgecilik zamanında yerleşmiş olabilirler, Hıristiyanlığı yaymış olabilirler.

00:00:54.000 --> 00:00:57.000 Halkın fakiri çok fakir. 00:00:57.000 --> 00:01:08.000 Fakirlik -Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'den rivayet edilmiş bazı cümleler var- 00:01:08.000 --> 00:01:16.000 neredeyse küfür gibi, kâfir oluş gibi zor bir durum. 00:01:16.000 --> 00:01:22.000 Çünkü insan öyle bir duruma düştüğü zaman eğer sabretmesini bilemezse, 00:01:22.000 --> 00:01:30.000 Cenâb-ı Mevlâ'nın kaderine tahammül edemezse çok hatalı işler yapar da Allah korusun çok kötü durumlara düşebilir.

00:01:30.000 --> 00:01:35.000 Tabi böyle fakir olunca insan çoluk çocuğunu yetiştiremeyebiliyor, tahsil yaptıramayabiliyor. 00:01:35.000 --> 00:01:47.000 Derken, onlara tahsil yaptıracağız diye birileri onları alıp başka ilimlerle, irfanlarla, zihniyetlerle yetiştiriyorlar 00:01:47.000 --> 00:01:54.000 ve evlatlarımız, yani Ümmet-i Muhammed'in evlatları maalesef iyi korunamayabiliyor.

00:01:54.000 --> 00:01:59.000 Bir insan başka türlü yetiştiği zaman başka insan oluyor. 00:01:59.000 --> 00:02:09.000 Hangi kafanın, hangi zihniyetin, hangi düşüncenin ışığı altında, güdümü altında yetişmişse 00:02:09.000 --> 00:02:13.000 onun dışına çıkmak kolay bir şey değil. Doğruyu bulmak çok zor. 00:02:13.000 --> 00:02:22.000 Kendi tahsil ve anlayışını kırarak -yanlış ise- onu kırıp kabuğundan çıkmak, 00:02:22.000 --> 00:02:31.000 toprağın altından yeryüzünün üstüne çıkmak, fışkırmak, karanlıklardan ışığa gelmek -Allah yardım etsin- kolay olmuyor.

00:02:31.000 --> 00:02:33.000 Çok çalışmamız lazım. 00:02:33.000 --> 00:02:42.000 Buraları uzun zamanlar Hollandalılar'ın, Avrupalılar'ın baskısı, sömürgesi altında kalmış. 00:02:42.000 --> 00:02:50.000 Müslüman insanlar esir gibi, sömürge halkı olarak sömürülmüşler. 00:02:50.000 --> 00:02:56.000 Ta oralardan buralara gelmişler. Yani bir yönetim olması lazım... 00:02:56.000 --> 00:03:01.000 Tabi bir yönetim Cenâb-ı Hakk'ın rızasına uygun yönetim olmalı. 00:03:01.000 --> 00:03:10.000 Allah'ın emirlerinin uygulandığı, zulmün olmadığı, sömürünün olmadığı, herkesin insanca saygı gördüğü, 00:03:10.000 --> 00:03:14.000 zenginlikten, fakirlikten dolayı sınıflara ayrılmadığı, 00:03:14.000 --> 00:03:22.000 sadece takvâ, ahlâk, adâb ve irfan bakımından farklı olduğu 00:03:22.000 --> 00:03:32.000 güzel bir insanlık ortamı inşaallah ileride olur. Onun olması için çalışmak lazım, onu temenni ediyoruz.

00:03:32.000 --> 00:03:38.000 Tabi bunun için de çalışmamız lazım. Ben bunları dinî duygularla, dinimiz yayılsın diye söylüyorum. 00:03:38.000 --> 00:03:44.000 Fakat aslında bunun aynı zamanda bir millî ülkü de olması lazım. 00:03:44.000 --> 00:03:47.000 Çünkü bu Avrupalılar'ın millî ülküsü olmuş. 00:03:47.000 --> 00:03:53.000 O ülkeler buraları sömürmek için buralara asker göndermişler, çeşitli çalışmalar yapmışlar. 00:03:54.000 --> 00:03:57.000 Misyoner göndermişler, din kuruluşlarını desteklemişler. 00:03:57.000 --> 00:04:05.000 Din kuruluşlarının, kendilerinin varlığının ve yayılmasının bir parçası olarak kullanılmasını 00:04:05.000 --> 00:04:10.000 hiç geriye bırakmamışlar. Din adamlarına çok büyük fırsatlar vermişler. 00:04:10.000 --> 00:04:16.000 Devlet, dinî yayılmaya, dinî çalışmaya çok büyük masraflar ayırmış. Hâlâ daha ayırıyor. 00:04:16.000 --> 00:04:23.000 Her çalışan insanın maaşından -bordro diyoruz, maaş cetvellerinden- 00:04:23.000 --> 00:04:30.000 daha maaşı eline geçmeden kilisenin payı %7-%6 neyse kesiliyor. 00:04:30.000 --> 00:04:35.000 Düşünün, her çalışan insandan bu kadar kesilince devlet kadar kuvvetli, 00:04:35.000 --> 00:04:39.000 devletten daha fazla kuvvetli bir teşekkül ortaya çıkıyor. 00:04:39.000 --> 00:04:44.000 Ve tabi bunlar da kendi inançlarını yaymak için çalışıyorlar.

00:04:44.000 --> 00:04:49.000 Elimde İngilizce bir ince kitap var, İngiltere'den almıştım. 00:04:49.000 --> 00:04:57.000 Buralarda dinî propagandaları kısıtlayan bir karar çıkartmış Endonezya Cumhuriyeti, 00:04:57.000 --> 00:05:05.000 herkes dinî propaganda yapmasın diye. Hemen en büyük tepkiyi Avrupalılar göstermiş. 00:05:05.000 --> 00:05:10.000 Bu elimdeki broşür de müslüman olmuş bir Avrupalı tarafından yazılmış bulunuyor.

00:05:10.000 --> 00:05:16.000 Başka ülkelerden haberimiz ülke olarak yok. Dikkatimiz de zayıflamış. 00:05:16.000 --> 00:05:23.000 Belki hilafetin olduğu zamanlarda yöneticilerde dünyanın her yeriyle ilgilenme durumu mevcuttu. 00:05:23.000 --> 00:05:31.000 Fakat o zaman da iletişim, haberleşme bu kadar gelişmiş durumda değildi. O bakımdan olamamış.

00:05:31.000 --> 00:05:39.000 Ama ben şimdi çok büyük bir şevk ile, çok büyük bir aşk ile böyle uluslararası bir 00:05:39.000 --> 00:05:44.000 kardeşlik ortamının oluşabileceğini düşünüyorum, temenni ediyorum. 00:05:44.000 --> 00:05:54.000 İnşaallah buralarda da arkadaş grupları, arkadaş heyetleri kurarız, muhabbet bağları tesis ederiz. 00:05:54.000 --> 00:05:57.000 Dünyanın her yerindeki müslümanlar birbirleriyle tanışır.

00:05:57.000 --> 00:06:04.000 Tabi konuşuldukça insanın ilgisi, bilgisi nispetinde artar. 00:06:04.000 --> 00:06:09.000 Bilgilendirildikçe onun da ilgisinin derecesi yükselir. 00:06:09.000 --> 00:06:14.000 İnşaallah bunlardan bahsetmeliyiz ki halkımızın ilgisi de genişlesin, 00:06:14.000 --> 00:06:19.000 atılım şevki artsın ve dünya üzerindeki çalışmaları fazlalaştırsın.

00:06:19.000 --> 00:06:23.000 Tabi bu mânevî bakımdan bir fayda ama maddî bakımdan da faydalı. 00:06:23.000 --> 00:06:29.000 Dilerim devlet yetkilileri de ilgililer de bunları anlarlar 00:06:29.000 --> 00:06:35.000 ve bu hususta çalışan hayır kurumlarına yardımcı olurlar, destek olurlar. 00:06:35.000 --> 00:06:46.000 Çünkü tanıtılmamız ve dış ülkelerle ilişkilerimizin artırılması Dış İşleri'nin önemli bir görevi olmalı. 00:06:46.000 --> 00:06:56.000 Tanıtma ve birtakım bağların kurulması, iktisadî bağlar, eğitim bağları, ilim-irfan alışverişi, 00:06:56.000 --> 00:07:06.000 haberleşme ve ziyaretleşme, seyahat bağları, çeşitli bağların kuvvetlenmesi lazım.

00:07:06.000 --> 00:07:09.000 İnşaallah bunları yapmak istiyoruz.

00:07:09.000 --> 00:07:17.000 Şimdiden, Endonezya'dan konuşma yaptığım için, arkadaşlarıma rica ediyorum: 00:07:17.000 --> 00:07:23.000 Türkiye'deki kardeşlerimizden bir heyet Endonezya ile ilgilenmeye başlasın. 00:07:23.000 --> 00:07:31.000 Endonezya ile ilgili bilgileri toplasınlar, bir güzel dosya haline, kalın bir kitap haline getirsinler. 00:07:31.000 --> 00:07:37.000 Kendi aralarında "Endonezya'yı tanıma ve Endonezya ile Dostluk Derneği" diye bir dernek kursunlar. 00:07:37.000 --> 00:07:43.000 Çünkü uzak diye düşünülecek bir devirde değiliz, yirmibirinci yüzyıla giriyoruz. 00:07:43.000 --> 00:07:54.000 Uzakdoğu, Güneydoğu Asya, Doğu Asya, Japonya, Kore, Singapur, Malezya, Endonezya 00:07:54.000 --> 00:08:01.000 önemli gelişmeler gösteriyorlar. Bizim için bu gelişmeleri takip etmek faydalı olabilir. 00:08:01.000 --> 00:08:10.000 Bir; arkadaşlarımdan Endonezya Türkiye Dostluk Derneğini öncelikle onların kurmasını istiyorum. 00:08:10.000 --> 00:08:14.000 Çünkü bir şeyi önce yapmanın fazileti, sevabı, ecri fazla olur. 00:08:14.000 --> 00:08:23.000 Arkadan gelenlerin sevapları o ilk atılımı yapanlara verilir. Bu hususta teklifimi yapıyorum.

00:08:23.000 --> 00:08:35.000 Endonezya çok büyük bir hızla kalkınıyor. Nüfusu da 1997 sayımlarında 200 milyon. 00:08:35.000 --> 00:08:41.000 Dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi oluyor. Hızla kalkınınca da inşaallah güzel şeyler olacak.

00:08:41.000 --> 00:08:50.000 Bu Cakarta'ya havadan inerken, uçak ilk önce sular basmış olan pirinç tarlalarının üzerinden alçalıyor. 00:08:50.000 --> 00:08:57.000 Baktık, ağaç bile yok. Her taraf sel basmış; tarlalar, yani pirinç ekimi yapılan yerler... 00:08:57.000 --> 00:09:07.000 O zaman biraz içimiz burkuldu. Demek ki bu İslâm ülkesi de böyle tatsız tuzsuz bir yer galiba, 00:09:07.000 --> 00:09:11.000 çöl gibi yer derken şehre yaklaşınca yeşillikler başladı. 00:09:11.000 --> 00:09:18.000 Bugün de biraz şehrin bazı yerlerini gezdik, gördük, biraz daha yakından tanımaya çalıştık.

00:09:18.000 --> 00:09:23.000 Benimki dinî konuşma yanı sıra biraz da seyyah konuşması gibi, 00:09:23.000 --> 00:09:28.000 Evliya Çelebi Seyahatnamesi gibi oluyor ama bunun da fayda sağladığını, 00:09:28.000 --> 00:09:31.000 dinî faydalar da sağladığını düşünüyorum.

00:09:31.000 --> 00:09:38.000 Çok önemli bir konumu var. Yeryüzü coğrafyasında Endonezya'nın önemi var. 00:09:38.000 --> 00:09:43.000 13.500 adadan müteşekkil bir adalar ülkesi, 00:09:43.000 --> 00:09:47.000 en büyükleri Borneo, Sumatra, Cava adaları olmak üzere… 00:09:47.000 --> 00:09:56.000 Onaltıncı yüzyıldan beri duyulan ve bilinen Cava müslümanları, iyi müslümanlar... 00:09:56.000 --> 00:10:04.000 Bugün konuştuğum kimseler de halkın köylerde, şehirlerde Müslümanlığa bağlı olduğunu söylediler. 00:10:04.000 --> 00:10:07.000 En küçük yerlerde bile büyük camiler olduğunu söylediler.

00:10:07.000 --> 00:10:15.000 Bugün gezdiğimiz bir Cebel mıntıkası var. Yani şehirden 30-40 km uzakta dağlık bir mıntıka, 00:10:15.000 --> 00:10:20.000 bayağı yüksek bir yer. Ama yeşillikler arasında, çay ziraati yapılıyor. 00:10:20.000 --> 00:10:25.000 Bizim Karadeniz'i, Trabzon'u andırıyor. Güzel villalar var.

00:10:25.000 --> 00:10:29.000 Oralarda, gezdiğimiz yerlerde hep başörtülü kızları gördük. 00:10:29.000 --> 00:10:34.000 Öğleden önce okula giderlermiş, öğleden sonra da Kur'an kursuna giderlermiş. 00:10:34.000 --> 00:10:40.000 Bizim şoför de "Bizim kız da öyle yapıyor." dedi. Yani "Burada çocuklar iki okula birden giderler." dedi. 00:10:40.000 --> 00:10:45.000 "Öğleden önce tabii olarak eğitimlerini görürler. 00:10:45.000 --> 00:10:51.000 Öğlenden sonra da dinî eğitimi görürler, Kur'an kurslarına devam ederler." dediler. 00:10:51.000 --> 00:11:00.000 Hakikaten cıvıl cıvıl başörtülü çocuklar gördük, sevindik. Güzel bir şey... 00:11:00.000 --> 00:11:07.000 İnşaallah hem dünyayı hem dini öğrenirse çocuklar, ileride onlar güzel hizmetler yaparlar.

00:11:07.000 --> 00:11:11.000 Endonezya, Malezya ile Avustralya arasında yer alıyor. 00:11:11.000 --> 00:11:17.000 Doğusunda da Papua Yeni Gine ile onun kuzeyinde Filipinler var, onlara komşu. 00:11:17.000 --> 00:11:21.000 Oralarda da tabi müslümanlar var ama ülke olarak onlar ayrı. 00:11:21.000 --> 00:11:29.000 Batısı boş; kocaman, dünyanın üçüncü büyük okyanusu olan Hint okyanusu var.

00:11:29.000 --> 00:11:36.000 Bir özelliği de çok adalar olması. 13.500 ada az değil. 00:11:36.000 --> 00:11:46.000 En çok faal -yani patlayan, çatlayan- yanardağı olan ülke; 400 faal yanardağı olduğu söyleniyor.

00:11:46.000 --> 00:11:49.000 Allah bu müslüman ülkeye, 00:11:49.000 --> 00:11:57.000 buradaki sevimli, güleç yüzlü, bizi sıcak karşılayan müslüman halka yardımcı olsun. 00:11:57.000 --> 00:12:01.000 İslâm'ı, güzellikleri, ahlâkı dünyanın her yerine hâkim eylesin. 00:12:01.000 --> 00:12:07.000 Tabi bizim de çalışmamız şartıyla... Çünkü çalışma bir kanun, sa'y:

00:12:07.000 --> 00:12:13.000 Ve en leyse li'l-insâni illâ ma se'â. İnsanoğluna neye çalışırsa onun sonucu verilir. 00:12:13.000 --> 00:12:18.000 Çalışmasından gayri bir şey verilmez. Neye çalışırsa onu elde eder, ona ulaşır. 00:12:18.000 --> 00:12:24.000 Çalışmadığı zaman da, istese de o imrendiği şey eline geçmez. 00:12:24.000 --> 00:12:31.000 Onun için müslümanın istediği şeyin oluşması için de gayret göstermesi, çalışması lazım.

00:12:31.000 --> 00:12:39.000 Beraat kandili Ramazân-ı şerîfe az kaldığını da gösteriyor. Yani 15 gün sonra Ramazan gelecek demek.

00:12:39.000 --> 00:12:43.000 Ramazan'a hazırlanmamız lazım.

Nasıl hazırlanacağız?

00:12:43.000 --> 00:12:48.000 Receb ayında tevbe edecektik, oruçlar tutacaktık. 00:12:48.000 --> 00:12:54.000 Şaban ayında gayretlerimizi artıracaktık, ibadetlerimizi çoğaltacaktık. 00:12:54.000 --> 00:13:01.000 Sâfîleşmeye, kalbimizi tertemiz yapmaya çalışacağız, günahlardan arınmaya çalışacağız. 00:13:01.000 --> 00:13:06.000 Cenâb-ı Hakk'ın sevgisini ve rızasını kazanmaya çok gayret edeceğiz.

00:13:06.000 --> 00:13:15.000 Peygamber-i Zîşanımız Muhammed-i Mustafa aleyhi efdalü's-salavâti ve ekmelü't-tahiyyâtü ve't-teslîmât 00:13:15.000 --> 00:13:25.000 Efendimiz hazretleri Allah'ın en sevdiği kul. Habibullah, Halilullah, en samimi dostu... 00:13:25.000 --> 00:13:34.000 Halil, "dost" demek. Habib, "sevgili" demek. Allah'ın en samimi dost kulu, Allah dostu, en sevgili kulu… 00:13:34.000 --> 00:13:39.000 Seyyidü'l-evvelîne ve'l-âhirîn; geçmişlerin, geleceklerin efendisi… 00:13:39.000 --> 00:13:51.000 Eşrefü'l-verâ; halkın, mahlûkatın en şereflisi… Resûlü's-sakaleyn; insin ve cinnin peygamberi… 00:13:51.000 --> 00:13:55.000 Muhammed-i Mustafa Efendimiz... Allah nice makamlar vermiş, 00:13:55.000 --> 00:14:00.000 huluk-u azîm, en yüksek ahlâk üzere yaratmış ve yaşatmış. 00:14:00.000 --> 00:14:06.000 Numune bir insan olarak tarihe pırıl pırıl nurlu harflerle... 00:14:06.000 --> 00:14:10.000 Hani şanlı kimselere "Altın harflerle yazıldı." diyoruz. 00:14:10.000 --> 00:14:17.000 Biz artık Peygamber Efendimiz için daha başka güzel kelimeler bulmak zorundayız.

00:14:17.000 --> 00:14:23.000 Efendimiz son derece yüksek, güzel bir numune. 00:14:23.000 --> 00:14:31.000 Hepimizin ona benzemesi lazım. Allahu Teâlâ hazretleri insanoğlu içinde en yüksek makamı 00:14:31.000 --> 00:14:36.000 -Makâm-ı Mahmûd'u- Peygamber Efendimiz'e verecek. 00:14:36.000 --> 00:14:44.000 Livâü'l-hamd, hamd sancağı elinde mahşer gününde bütün peygamberler, Hz. Âdem'den Hz. İsa'ya kadar; 00:14:44.000 --> 00:14:47.000 Musa aleyhisselam, İbrahim aleyhisselam, Nuh aleyhisselam, 00:14:47.000 --> 00:14:50.000 hepsi Peygamber Efendimiz'in sancağı altında toplanacak. 00:14:50.000 --> 00:14:57.000 Allah bizi o peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle onun sancağı altında toplananlardan eylesin.

00:14:57.000 --> 00:15:04.000 O, Allah'ın böyle en güzel sıfatlar verdiği, en beğendiği, en sevdiği kul olduğu halde 00:15:04.000 --> 00:15:08.000 Allah'tan en çok korkan ve Allah'tan en çok sakınan insandı. 00:15:08.000 --> 00:15:15.000 Yani "Ben bu güzel makamlara eriştim, nasıl olsa benim istikbalim, âhiretim teminat altında." 00:15:15.000 --> 00:15:20.000 deyip asla gevşememiş ve herkesten çok ibadet etmiş.

00:15:20.000 --> 00:15:28.000 Düşünüyor musunuz, biliyor musunuz, geceleri sabaha kadar ibadet eden kimi duydunuz?

00:15:28.000 --> 00:15:30.000 Peygamber Efendimiz'i duydunuz. 00:15:30.000 --> 00:15:34.000 Bir secdesi yarı geceye kadar, öteki secdesi sabaha kadar, 00:15:34.000 --> 00:15:38.000 bütün gece ibadet ederek, ayakları şişerek çalıştı...

00:15:38.000 --> 00:15:42.000 Niye böyle ibadete, kulluğa çalıştı?

00:15:42.000 --> 00:15:44.000 Gündüzleri de halkın işine koştu. 00:15:44.000 --> 00:15:51.000 İctimâî çalışmalarda fukaranın, dulların, yetimlerin iyiliğine çalıştı. 00:15:51.000 --> 00:16:01.000 Küfrün, şirkin, sömürünün, insanların aldatmacalarının, kötülerinin defedilmesi için çalıştı. 00:16:01.000 --> 00:16:08.000 Yani hem içtimâî bakımdan, hem dinî bakımdan, hem ahlâkî bakımdan, hem maddî bakımdan, 00:16:08.000 --> 00:16:12.000 hem mânevî bakımdan en güzel şeyleri yaparak vaktini geçirdi.

00:16:12.000 --> 00:16:17.000 Tabi ibret almamız gereken bir başka husus daha var. 00:16:17.000 --> 00:16:22.000 Peygamber Efendimiz bu kadar güzel sıfatlarla yaşamış bir insan olduğu halde, 00:16:22.000 --> 00:16:28.000 bir keresinde Abdullah b. Ümmi Mektum radıyallahu anh, iki gözü âmâ bir sahabi, 00:16:28.000 --> 00:16:36.000 Peygamber Efendimiz'in yanına geldi, gözleri görmüyor. "Yâ Resûlullah!" diye hitap etti, soru sordu. 00:16:36.000 --> 00:16:40.000 Fakat Peygamber Efendimiz'in yanında bazı insanlar vardı, onlarla konuşuyordu; 00:16:40.000 --> 00:16:46.000 onları ikna etmek, İslâm'ı onlara anlatmak, onları İslâm'a çekmek için çalışıyordu. 00:16:46.000 --> 00:16:50.000 O cevap alamayınca "Yâ Resûlallah!" diye sorusunu tekrarladı. 00:16:50.000 --> 00:16:54.000 Peygamber Efendimiz yine ötekilerle konuşmaya devam etti. 00:16:54.000 --> 00:16:59.000 Abdullah b. Ümmi Mektum yine "Yâ Resûlallah! Yâ Resûlallah..." deyince; 00:16:59.000 --> 00:17:06.000 Efendimiz, hani sırasını bilse de birisiyle olan konuşmam bittikten sonra o da söz alsa, 00:17:06.000 --> 00:17:11.000 öyle konuşsa diye yüzünü buruşturdu, ekşitti, 00:17:11.000 --> 00:17:18.000 o konuştuğu insanlarla konuşmak üzere bu soru soran iki gözü âmâ Abdullah b. Ümmi Mektum'a arkasını döndü.

00:17:18.000 --> 00:17:23.000 Hemen o zaman Abese sûresi nazil oldu. 00:17:23.000 --> 00:17:28.000 Peygamber Efendimiz'in böyle yapmaması gerektiğini bildiren âyetler nazil oldu. Abese sûresi:

00:17:28.000 --> 00:17:30.000 Bismillâhirrahmânirrahîm.

00:17:30.000 --> 00:17:38.000 Abese ve tevellâ. En câehü'l-a'mâ. Ve mâ yüdrîke le'allehû yezzekkâ. Ev yezzekkerü fe-tenfe'ahu'z-zikrâ.

00:17:38.000 --> 00:17:40.000 İlâ âhiri's-sûre...

00:17:40.000 --> 00:17:44.000 Resûlullah Efendimiz'in bu hali 00:17:44.000 --> 00:17:54.000 Allahu Teâlâ hazretlerinin ikazının vahiy olarak, âyet olarak inmesine sebep oldu. 00:17:54.000 --> 00:18:02.000 Efendimiz derhal durumunu düzeltti. Yani hatalı bir durum olunca hemen kendisini düzeltiyor. 00:18:02.000 --> 00:18:08.000 Yapması gereken şeyi, o tavrı derhal, hemen alıyor. 00:18:08.000 --> 00:18:12.000 Yani ondan güzel oluyor, ondan en büyük oluyor. 00:18:12.000 --> 00:18:18.000 Ama şunu da anlıyoruz ki Allah'ın emirleri tutulmadığı zaman işin şakası yok, 00:18:18.000 --> 00:18:23.000 ceza da gelebilir, itap da gelebilir, azap da gelebilir, ikap...

00:18:23.000 --> 00:18:25.000 İkap ne demek?

00:18:25.000 --> 00:18:27.000 Ukubet, ceza demek.

00:18:27.000 --> 00:18:28.000 İtap ne demek?

00:18:28.000 --> 00:18:31.000 İtap da azarlama demek. Her şey gelebilir.

00:18:31.000 --> 00:18:38.000 Onun için hiç şımarmadan, hiç gevşemeden, ölünceye kadar üstün bir gayretle; yani 00:18:38.000 --> 00:18:44.000 hayatı bir yarışa benzetirsek, yarı yolda bırakmadan koşmaya devam ederek, birinci olmaya çalışarak, 00:18:44.000 --> 00:18:48.000 derece almaya çalışarak gayreti sürdürmek gerekiyor. 00:18:48.000 --> 00:18:51.000 Peygamber Efendimiz'in çalışmasından onu anlıyoruz. 00:18:51.000 --> 00:18:57.000 Biraz gevşetildiği zaman da vaziyetin iyi olmayacağını anlıyoruz. 00:18:57.000 --> 00:19:03.000 Onun için Allah'tan hem korku üzere hem de ümit üzere olmalıyız.

00:19:03.000 --> 00:19:08.000 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

00:19:08.000 --> 00:19:14.000 Lev ya'lemü'l-mü'minü mâ inde'llâhi mine'l-ukûbeti mâ tamia bi-cennetihî ehadün 00:19:14.000 --> 00:19:20.000 ve lev ya'lemü'l-kâfirü mâ inde'llâhi mine'r-rahmeti mâ kanata min cennetihî ehadün.

00:19:20.000 --> 00:19:22.000 Ravâhu şeyhân.

00:19:22.000 --> 00:19:32.000 İmam Buhârî ve İmam Müslim, iki büyük meşhur, kitapları çok kıymetli hadis alimi, 00:19:32.000 --> 00:19:41.000 hadis ilminin zirvesi olan, derya gibi olan iki büyük alimin rivayet ettiği sahih hadîs-i şerîf.

00:19:41.000 --> 00:19:51.000 Peygamber Efendimiz ne buyurmuş? Bu okuduğumuz hadîs-i şerîfin anlamı nedir?

00:19:51.000 --> 00:19:56.000 Lev ya'lemü'l-mü'minü. "Eğer mü'min kul bilseydi." Mâ inde'llâhi mine'l-ukûbeti. 00:19:56.000 --> 00:20:08.000 "Allah'ın indinde, Allah'ın yanında, Allah'ın elinde, âhirette ne gibi cezalar olduğunu bilseydi…"

00:20:08.000 --> 00:20:21.000 Hani kâfirleri, münafıkları, zalimleri nasıl cezalandıracak… Bu cezaların neler olduğunu bir bilseydi...

00:20:21.000 --> 00:20:28.000 Mâ tami'a bi-cennetihî ehadün. "Cennete girmeye hiç kimsenin ümidi kalmazdı."

00:20:28.000 --> 00:20:34.000 Hiç kimsenin aklının köşesine gelmezdi ki "Ben bu kadar cezaları geçip de 00:20:34.000 --> 00:20:39.000 Allah'ın cennetine nail olabilirim de içeri girebilirim." diye ümidi kalmazdı. 00:20:39.000 --> 00:20:41.000 Korkudan beti benzi sararırdı. 00:20:41.000 --> 00:20:50.000 Cenneti temenni edemeyecek kadar kendisinin suçlu olduğunu hissedip de korkudan sararıp solardı.

00:20:50.000 --> 00:20:57.000 Amacım sadece korkutmak değil, hadîs-i şerîf öyle geldiği için söylüyorum. 00:20:57.000 --> 00:21:02.000 Demek ki mü'min kul Allah'ın cezasını da düşünecek. 00:21:02.000 --> 00:21:05.000 Bazı insanların cezaya uğrayabildiğini de düşünecek. 00:21:05.000 --> 00:21:13.000 Mü'minliğine güvenip yan gelip yatmayacak. O cezalara uğramamak için var gücüyle çalışacak.

00:21:13.000 --> 00:21:16.000 Hadîs-i şerîfin öbür tarafında da;

00:21:16.000 --> 00:21:22.000 Ve lev ya'lemü'l-kâfirü mâ inde'llâhi mine'r-rahmeti mâ kanata min cennetihî ehadün. 00:21:22.000 --> 00:21:30.000 "Kâfir de Allah'ın huzurunda mü'min kulları için nice nice ikramlar, ihsanlar, 00:21:30.000 --> 00:21:37.000 lütuflar, bağışlar, mükâfatlar, sevimli, tatlı güzeller güzeli şeyler, 00:21:37.000 --> 00:21:42.000 rahmetinin eseri olarak neler neler hazırladığını eğer biliverseydi, 00:21:42.000 --> 00:21:46.000 o zaman cennete girmekten hiç kimse ümidini kesmezdi."

00:21:46.000 --> 00:21:52.000 "Allah'ın rahmeti çok genişmiş, herhalde bize de lütfeder. 00:21:52.000 --> 00:21:58.000 Kullarına nice mükâfatlar hazırlamış, nice nice ihsanlarda ikramlarda bulunacak..."

00:21:58.000 --> 00:22:03.000 Allah'ın en büyük ikramı, kulu afv u mağfiret etmesi. 00:22:03.000 --> 00:22:09.000 Çünkü hiç kimse yaptığı işlerle doğrudan doğruya cennete giremeyecek; 00:22:09.000 --> 00:22:13.000 Allah [onu] kat kat mükâfatlandırdığı takdirde girebilecek. 00:22:13.000 --> 00:22:22.000 Yoksa kimseyi ameli, faaliyetleri, icraatları, ibadetleri -ibadetlerinin ağırlığı, ücreti 00:22:22.000 --> 00:22:29.000 cennetin parasını karşılayacak değil- cennete sokacak değil. Evet, ibadet sevaptır, güzeldir. 00:22:29.000 --> 00:22:34.000 Hac güzeldir, umre güzeldir, hatim güzeldir, namaz güzeldir... Her şey güzeldir ama 00:22:34.000 --> 00:22:45.000 bunları aslında terazinin karşı kefesine koysan, Allah'ın bir rahmetini, bir ikramını bile karşılayamaz. 00:22:45.000 --> 00:22:49.000 Yani hep lütfundan cennetine sokuyor.

00:22:49.000 --> 00:22:55.000 "Kâfir Allah'ın kullarını nasıl afv u mağfiret ediverip de 00:22:55.000 --> 00:23:02.000 hatalı da olsa cennetine soktuğunu bilseydi ümitsizliğe düşmezdi." diyor Efendimiz. 00:23:02.000 --> 00:23:08.000 Ümitsizliğe düşmek de yok ama "Ben mü'minim." diye şımarmak da yok.

00:23:08.000 --> 00:23:14.000 Bazısı diyor ki;

"İşte ya ben mü'minim, ne olacak? Allah beni cennetine sokmayacak da kimi sokacak?"

00:23:14.000 --> 00:23:18.000 Mü'min olunca sen ne yapmış oluyorsun?

00:23:18.000 --> 00:23:23.000 Bir, lâ ilâhe illallah demiş oluyorsun. Allah'ın varlığını, birliğini kabul etmiş oluyorsun. 00:23:23.000 --> 00:23:27.000 Zaten öyle; zaten Allah var. Kâinatı yaratmış. 00:23:27.000 --> 00:23:32.000 Eserinden, rahmetinden, icraatından belli. Her şey O'nun elinde. 00:23:32.000 --> 00:23:36.000 Elbette varlığını, birliğini akıllı insan kabul edecek. 00:23:36.000 --> 00:23:40.000 Aslında çok büyük bir şey yapmıyor ama doğru bir şey yapıyor tabi. 00:23:40.000 --> 00:23:45.000 Onun mükâfatını Allah kat kat arttırdığı için cennetine sokuyor.

00:23:45.000 --> 00:23:49.000 Onun için muhterem kardeşlerim, mü'minliğin güzel bir şey olduğunu bileceğiz 00:23:49.000 --> 00:23:56.000 fakat yine de Allah'ın kahrına, gazabına uğrayabileceğini düşünecek insan, "Ayağım kayabilir." diyecek. 00:23:56.000 --> 00:24:02.000 Gevşemeyecek, şımarmayacak. Allah'a kulluğu daha da arttıra arttıra devam ettirecek.

00:24:02.000 --> 00:24:08.000 Peygamber Efendimiz üç aylar geldi mi, yani Receb-Şaban-Ramazan, durumunu değiştirirdi. 00:24:08.000 --> 00:24:14.000 O kadar güzel peygamber, ona rağmen gece ibadetlerini vesairelerini arttırır, arttırır, arttırır; 00:24:14.000 --> 00:24:19.000 artık Ramazan'ın son 10 gününde itikâfa da girer, evine de gitmemeye başlardı. 00:24:19.000 --> 00:24:28.000 Camide gece gündüz ibadet etmeye, Kadir gecesini yakalayıp ihya etmeye bize numune olurdu.

00:24:28.000 --> 00:24:35.000 Onun için mü'min olduğumuza hamd edelim, çok şükürler olsun ki biz müslümanız.

00:24:35.000 --> 00:24:39.000 Elhamdülillahi alâ ni'meti'l-İslâm ve tevfîki'l-îmân ve hidâyeti'r-rahmân.

00:24:39.000 --> 00:24:46.000 Allah'ın hidayet vermesi, bizi mü'min eylemesi, imanımızın rızasına uygun olması, 00:24:46.000 --> 00:24:53.000 ömrümüzün ibadetleri yaparak geçmesi elhamdülillah çok güzel… Ama şımarmayacağız. Ama gevşemeyeceğiz...

00:24:53.000 --> 00:24:58.000 Kâfirler de kâfirliklerinin yanlış olduğunu bilecek. 00:24:58.000 --> 00:25:05.000 Mü'min olurlarsa, doğru yola girerlerse Allah affedebilir. Zalim zulmünü bırakırsa, 00:25:05.000 --> 00:25:10.000 kâfir küfrünü bırakırsa, müşrik şirkini bırakırsa, doğru yola gelirse, 00:25:10.000 --> 00:25:16.000 imana gelirse geçmiş günahları Allah siler, cennetine sokabilir. Bu fırsatı kaçırmayacak.

00:25:16.000 --> 00:25:20.000 Bu fırsat ne zamana kadar?

En son nefese kadar.

00:25:20.000 --> 00:25:31.000 En son nefes zamanı geldi mi, artık gözden perdeler kalkıp da âhiret göründü mü, 00:25:31.000 --> 00:25:34.000 muhakkak âhirete gideceği anlaşıldı mı, o zaman 00:25:34.000 --> 00:25:40.000 ye's zamanının, yani dünyadan artık ümidi kalmamış, âhireti görüyor, tamam, 00:25:40.000 --> 00:25:45.000 o zamanki imanın kıymeti yok. O zamandan önce olacak. Yaşamaya ümidi varken, 00:25:45.000 --> 00:25:54.000 ölümü daha uzak görüyorken, hayat devam edecek diye düşünürken Allah'a güzel kulluk etmeye gayret edecek.

00:25:54.000 --> 00:26:00.000 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in, yine iki tarafı da ikaz edici

00:26:00.000 --> 00:26:03.000 iki hadîs-i şerîfini okuyarak bitirmek istiyorum. 00:26:03.000 --> 00:26:08.000 Enes radıyallahu anh'ten rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

00:26:08.000 --> 00:26:16.000 Lev enne şerareten min şereri cehenneme bi'l-maşriki le-vecede harrahâ men bi'l-mağribi.

00:26:16.000 --> 00:26:21.000 Cehennemin ne kadar korkunç olduğunu bildiren pek çok âyet-i kerîme, 00:26:21.000 --> 00:26:28.000 hadîs-i şerîf var ama bu da bir değişik [rivayet]. Değişik rivayetleri okuduğumuz zaman da sevinç duyuyoruz. 00:26:28.000 --> 00:26:33.000 "İşte yeni bir hadîs-i şerîfi kardeşlerimize sohbetimizde naklettik." diye seviniyoruz. 00:26:33.000 --> 00:26:38.000 Bu da bir başka rivayet, bir başka şekille cehennemin kötülüğünü anlatıyor.

00:26:38.000 --> 00:26:44.000 "Cehennemin kıvılcımlarından bir kıvılcım güneşin doğduğu maşrıkta olsa…"

00:26:44.000 --> 00:26:49.000 Şimdi biz dünyanın Türkiye'ye göre maşrık tarafındayız, yani Doğu tarafındayız. 00:26:49.000 --> 00:27:04.000 Burada kocaman bir okyanus var, Pasifik okyanusu var. Uçsuz bucaksız uzun bir mesafe... 00:27:04.000 --> 00:27:08.000 Öbür tarafa doğru giderseniz, daha Doğu'ya doğru giderseniz, 00:27:08.000 --> 00:27:14.000 Doğu'ya doğru gide gide gide belki Amerika'ya varırsınız ama çok uzun bir mesafe. 00:27:14.000 --> 00:27:18.000 Yani bu taraf sanki denizle kesilmiş gibi. Burası maşrık.

00:27:18.000 --> 00:27:22.000 "Maşrık tarafında -diyelim ki Çin'de, Kore'de, Japonya'da, 00:27:22.000 --> 00:27:31.000 bizden uzak olsun da uzak bir yer söyleyelim- cehennemin bir şeraresi, yani bir kıvılcımı olsa, 00:27:31.000 --> 00:27:41.000 onun hararetini mağripte olan kimse, yani Batı -Batı ülkeleri, Avrupa ülkeleri var, 00:27:41.000 --> 00:27:43.000 Atlas okyanusu var, öbür tarafta Amerika var- 00:27:43.000 --> 00:27:56.000 o taraftaki bir insan, maşrıktaki cehennem kıvılcımının hararetini duyardı."

00:27:56.000 --> 00:27:58.000 Bu neyi gösteriyor?

Kıvılcım nedir?

00:27:58.000 --> 00:28:06.000 Ateşin içinden çat diye çatlayıp uçan, halının üstüne kadar gelen, bir küçücük ateş parçası. 00:28:06.000 --> 00:28:08.000 Yani ateşe göre küçücük bir şey. 00:28:08.000 --> 00:28:15.000 Cehennemin içinden çat diye çatlayan bir kıvılcım eğer maşrıka, yani Doğu'ya düşseydi, 00:28:15.000 --> 00:28:19.000 mağripteki insan onun hararetini duyar, yanardı. 00:28:19.000 --> 00:28:26.000 O kadar şiddetli... Cehennemin ateşinin ne kadar şiddetli olduğunu gösteren bir hadîs-i şerîf.

00:28:26.000 --> 00:28:32.000 Hatalar işleyip de, cezaları hak edip de, cezası tasdik olunup da, 00:28:32.000 --> 00:28:36.000 Allah'ın kahrına uğrayıp da cehenneme düşen kullar olacak. 00:28:36.000 --> 00:28:44.000 Bunların bir kısmı imanlı olduğu için cehennemde yüzyıllarca, milyonlarca sene yandıktan sonra çıkacaklar. 00:28:44.000 --> 00:28:49.000 Bir kısım bahtiyarlar da cehenneme hiç düşmeden cennete girecekler.

00:28:49.000 --> 00:28:55.000 Allah bizi cehenneme düşmeden, azaba giriftar olmadan cennete gidenlerden eylesin.

00:28:55.000 --> 00:29:01.000 Çünkü bir şerare, bir kıvılcım bile bu kadar korkunç olursa 00:29:01.000 --> 00:29:06.000 cehennemin içinde çatır çatır yananların ne kadar azap çekeceğini oradan anlamak mümkün!

00:29:06.000 --> 00:29:11.000 Cehennemle ilgili pek çok hadîs-i şerîf var. Onların hiçbirisini açarak uzatmak istemiyorum. 00:29:11.000 --> 00:29:16.000 Buradan cennetle ilgili son hadîs-i şerîfe geçerek tamamlamak istiyorum.

00:29:16.000 --> 00:29:25.000 Lev enne'mreeten min nisâi ehli'l-cenneti eşrakat ile'l-ardi 00:29:25.000 --> 00:29:32.000 le-meleeti'l-arda min rîhi'l-miski ve le-ezhebe dav'e'ş-şemsi ve'l-kameri.

00:29:32.000 --> 00:29:37.000 Bunu da Said b. Âmir radıyallahu anh rivayet etmiş.

00:29:37.000 --> 00:29:46.000 Cennette mü'min kullara verilen sayısız, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, 00:29:46.000 --> 00:29:53.000 kimsenin hatırına, hayaline gelmedik nimetler var. Hadîs-i şerîflerde böyle ifade ediliyor. 00:29:53.000 --> 00:29:58.000 Bir de köşkler, hizmetçiler, hûriler var. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

00:29:58.000 --> 00:30:01.000 Lev enne'mreeten min nisâi ehli'l-cenneti. 00:30:01.000 --> 00:30:07.000 "Cennet ehlinden olan kadınlardan bir kadın, hûrilerden bir hûri kızı. 00:30:08.000 --> 00:30:14.000 " Eşrakat ile'l-ardi. "Güneşin doğduğu gibi yeryüzüne şöyle bir görünüverseydi, 00:30:14.000 --> 00:30:22.000 gökyüzünden doğuverseydi nurlu yüzü..." Le-meleeti'l-arda min rîhi'l-miski. 00:30:22.000 --> 00:30:28.000 "Yeryüzünü o hûri kızı misk kokusuyla dolduruverirdi. 00:30:28.000 --> 00:30:35.000 Tüm dünyaya insanı bayıltan, şahane bir koku doluverirdi. 00:30:35.000 --> 00:30:43.000 Ve le-ezhebe dav'e'ş-şemsi ve'l-kamerü. "Güneşin ve mehtabın ışığını söndürürdü, götürürdü."

00:30:43.000 --> 00:30:52.000 O kadar nurlu ki hûri kızının yüzü, güneş neymiş, mehtap neymiş, onların ışığı sönük kalıverirdi... 00:30:52.000 --> 00:31:01.000 Hani elektrik yandığı zaman odadaki kandilin veya mumun veya kibritin kıymeti kalmadığı gibi, 00:31:01.000 --> 00:31:12.000 o kadar güzel... Bunlar bir tek nimetin Peygamberimiz'in mübarek ağzından şöyle bir ifadesidir.

00:31:12.000 --> 00:31:18.000 Demek ki cehennemin bir kıvılcımı Doğu'ya düşse Batı'daki insan onun hararetinden yanardı, 00:31:18.000 --> 00:31:24.000 onu hissederdi. Cennetin hûrilerinden bir tanesi gökyüzüne güneş doğduğu gibi görünüverse, 00:31:24.000 --> 00:31:36.000 doğuverse cihan misk kokusuyla dolardı ve ayın, güneşin ışığı donuk kalıverirdi, dolunuverirdi. 00:31:36.000 --> 00:31:42.000 Ona eski Türkçe bir kelime olarak "dolunmak" diyoruz, ışığı sönük kalıverirdi yani.

00:31:42.000 --> 00:31:45.000 Allahu Teâlâ hazretleri bizi rahmetine erenlerden eylesin. 00:31:45.000 --> 00:31:48.000 Cemalini görenlerden eylesin. 00:31:48.000 --> 00:31:55.000 Mü'min kulları için hazırladığı türlü türlü o nimetleri elde edenlerden, ona erenlerden eylesin. 00:31:55.000 --> 00:31:58.000 Cennet içre cemalini görenlerden eylesin. 00:31:58.000 --> 00:32:03.000 Şu mübarek günlerde, şu mübarek Şaban ayında, bu Beraat gecesinde, 00:32:03.000 --> 00:32:14.000 bu Cuma gününde, gecesinde Allahu Teâlâ hazretleri bizleri afv u mağfiret eylediği, 00:32:14.000 --> 00:32:19.000 sevdiği kulları arasına dahil eylesin. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar eylesin.

00:32:19.000 --> 00:32:22.000 İslâm'ı ve müslümanları korusun. 00:32:22.000 --> 00:32:31.000 Kâfirleri, zalimleri, dinsizleri, imansızları, gaddarları, sömürücüleri bertaraf eylesin, 00:32:31.000 --> 00:32:38.000 fırsat vermesin. Kötülerin kötülüklerini yaptırtmasın. İyileri dünyaya, cihana hâkim eylesin. 00:32:38.000 --> 00:32:46.000 Dünyayı da güzel amellerle, güzel icraatlarla, yönetimlerle, bütün insanları mutlu edecek, 00:32:46.000 --> 00:32:49.000 bir güzel yaşanacak yer haline getirtsin.

00:32:49.000 --> 00:32:57.000 Lütfu çoktur, bizden istemek, o bizim Rabbimiz'dir, O da duamızı kabul ederse istediklerimizi verir. 00:32:57.000 --> 00:33:01.000 İstediğimizi vermek, dualara icabet etmek de O'nun şânındandır. 00:33:01.000 --> 00:33:07.000 Allah duaları müstecab olanlardan eylesin. Cennetiyle, cemaliyle cümlemizi müşerref eylesin.

00:33:07.000 --> 00:33:10.000 Cumanız mübarek olsun. Bizi duadan unutmayın.

00:33:10.000 --> 00:33:12.000 es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh...