WEBVTT 00:00:00.200 --> 00:00:05.640 Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. 00:00:05.840 --> 00:00:11.720 Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn Muhammedini'l-Mustafâ 00:00:11.736 --> 00:00:17.160 ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tabi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: 00:00:17.800 --> 00:00:20.880 Aziz ve muhterem kardeşlerim, 00:00:20.960 --> 00:00:26.920 sözünü eskiden beri biliriz. Çok duyduğumuz sözlerden birisidir. 00:00:27.120 --> 00:00:34.000 Dünya ve âhiret içinde geçer. Âmentü billâh. 00:00:34.000 --> 00:00:42.520 Biz Allah'a inanıyoruz müslümanlar ve melâiketihî, O'nun melekleri var, ona inanırız. 00:00:42.760 --> 00:00:52.960 Ve kütübihî, ve onun gönderdiği, vahyettiği kitaplar, mukaddes kitaplar vardır, onlara inanıyoruz. 00:00:53.400 --> 00:01:01.280 Ve rusülihî, gönderdiği seçkin kullar, elçi olarak vazifelendirdiği kavimler, 00:01:01.320 --> 00:01:05.520 milletlere gönderdiği peygamberler vardır, onlara inanıyoruz. 00:01:05.680 --> 00:01:11.720 Ve'l-yevmi'l-âhiri, bir de âhiret günü var, ona da inanıyoruz. 00:01:11.840 --> 00:01:17.920 Ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihî mine'llahi teâlâ, mukadderâta inanıyoruz, 00:01:18.400 --> 00:01:21.680 Allah ne takdir ettiyse insanın başına o geliyor. 00:01:24.000 --> 00:01:34.400 Ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun, öleceğiz, bu hayat bitecek, ölüm var ama ölümden sonra dirilmek de var. 00:01:34.240 --> 00:01:35.680 Bunun da hak olduğuna inanıyoruz. 00:01:35.720 --> 00:01:43.680 Bu da, yine öldükten sonra dirilmek de âhiret hayatının ihtilâflı ifadesi demek oluyor. 00:01:43.640 --> 00:01:48.880 inandığımızı söylüyoruz, ve'l-ba'sü ba'de'l-mevti hakkun dediğimiz zaman da öldükten sonra 00:01:48.920 --> 00:01:53.000 dirilme vardır dediğimiz zaman da onu söylemiş oluyoruz. 00:01:54.200 --> 00:02:01.640 İslâm dininin öbür dinlerden en büyük farklarından birisi budur. … 00:02:05.920 --> 00:02:11.280 Dinler tarihinden bilirler ki bu iman esasları 00:02:11.480 --> 00:02:20.800 öteki dinlerde tam olarak ifade edilmiş değil, kaybolmuş. Biliyorsunuz, dinler ikiye ayrılır: 00:02:20.560 --> 00:02:38.560 Bir; insanların din diye uydurdukları bir takım merasimlere, esaslara beşerî dinler denir. 00:02:38.720 --> 00:02:49.720 Yani beşer oturmuş, kendisine inanç icat etmiş. Uydurmuş. Allah söylemiş değil. 00:02:51.320 --> 00:02:59.120 Öküze tapmak, danaya tapmak, beyaz ayıya tapmak, timsaha tapmak. 00:02:59.440 --> 00:03:08.320 Veya bir insana tapmak; Firavun gibi, Nemrut gibi. Veyahut daha başka böyle 00:03:08.560 --> 00:03:15.720 aklı konuya takılmış olup da "Ya ben yeni bir din ortaya koydum." diye ortaya çıkan adamlar var…. 00:03:15.760 --> 00:03:23.720 batılı filozoflardan var böyle insanın dini diye bir din çıkartayım demiş, oturmuş, yazmış sonradan. 00:03:23.880 --> 00:03:27.640 Bence din şöyle olmalıdır, böyle olmalıdır filan diye yani. 00:03:28.480 --> 00:03:34.400 Daha eski tarihlerde de bazı hükümdarlar idare ettikleri tebaaların 00:03:34.360 --> 00:03:42.640 dinlerini birleştirerek hepsinde var olan esaslardan yeni bir şey ortaya koymaya çalışmışlar. 00:03:42.640 --> 00:03:53.640 Bunların hepsi beşerin kendi kısa aklından ortaya çıkmış olan, semeresiz merasimler. 00:03:53.760 --> 00:04:00.600 Aslı esası yok. Endonezya'dayken televizyon kanallarını araştırıyordum, seyrediyordum. 00:04:00.640 --> 00:04:04.520 Orada bir hıristiyan kanalı var. Hıristiyanlık yayını yapıyor. 00:04:04.640 --> 00:04:18.480 Büyük bir kilise, içinde kalabalık toplanmış, bir tarafta Hz. Meryem aleyhesselâm'ın heykeli var. 00:04:19.400 --> 00:04:21.240 Meryem aleyhesselâm'ı biz de çok mehediyoruz 00:04:21.400 --> 00:04:24.000 Çocuklarımıza Meryem adını koymamızdan belli. 00:04:24.400 --> 00:04:34.760 Allah'ın mübarek, saliha kullarından birisi olarak seviyoruz, sayıyoruz. Hürmetimiz sonsuz. 00:04:34.840 --> 00:04:41.720 Onun heykelini alıyorlar, bulunduğu yerden aşağı indiriyorlar, aşağıda … 00:04:42.400 --> 00:04:46.400 papazı öpüyor, ahali öpüyor, 00:04:46.760 --> 00:04:50.240 bir şeyin üstüne koyuyorlar. 00:04:52.480 --> 00:04:57.000 Oradan alıyorlar merasimle öbür tarafa naklediyorlar. 00:04:59.200 --> 00:05:05.000 Bunun dinle imanla bir ilgisi yok ki yani ne namaza benziyor, ne oruca benziyor, 00:05:05.160 --> 00:05:09.120 ne zekâta benziyor, ne hacca benziyor, uydurma bir şey. 00:05:09.200 --> 00:05:12.960 Al heykeli oradan koy bir tahtırevan üstüne, 00:05:13.000 --> 00:05:22.280 taşı bu tarafa, herkes mest oluyor, yamuluyor, eğiliyor vesaire. Bunun ne aslı var ne esası var. 00:05:22.480 --> 00:05:30.200 Acıdım yani. Kendisinin yaptığı heykeli naklinden ibaret bir merasim, seremoni çıkarmışlar. 00:05:31.560 --> 00:05:36.480 Temelsiz bir şey. Dinlerin bir kısmı veya bazı dinlerin içindeki 00:05:36.520 --> 00:05:42.760 bir takım merasimler temelsiz, beşeri, uydurma yani yalan, çirkin. 00:05:43.600 --> 00:05:56.160 Bazı dinler var, ilâhî dinler. Yani Allahu Teâlâ hazretlerinin bir peygamberine gönderip öğrettiği dinler. 00:05:56.280 --> 00:06:04.480 Ne zaman başlamış Allah'ın celle celâlüh insanlara din öğretmesi? 00:06:05.320 --> 00:06:13.680 Bizim kitabımızdan, Peygamber Efendimiz'in verdiği bilgilerden öğrendiğimiz 00:06:13.680 --> 00:06:17.000 ve söylediğimiz, inandığımız ve gerçek olan husus; 00:06:17.320 --> 00:06:27.000 ilk insandan itibaren Allah insanlara doğru dinin ne olması gerektiğini öğretmiş, anlatmış. 00:06:27.440 --> 00:06:32.960 Hz. Âdem, hepimizin dedesi, 00:06:33.000 --> 00:06:41.560 çok eski zamanda yaşamış dedesi, yaratılan ilk insan ve ilk peygamber. 00:06:41.920 --> 00:06:49.800 Ona Allah Teâlâ şöyle yap, böyle yap diye emirlerini bildirmiş. O da evlatlarına bildirmiş. 00:06:50.720 --> 00:06:54.000 Hz. Âdem aleyhisselam'dan Peygamber Efendimiz'e kadar, 00:06:54.400 --> 00:07:00.680 Hz. Âdem aleyhisselam'dan bütün peygamberlere sevgi, saygı ve bağlılığı sürdürüyoruz. 00:07:00.760 --> 00:07:07.720 Bizim dinimiz gibi hiçbir din bu hassaya sahip değil. Biz hepsine saygı duyuyoruz. 00:07:07.760 --> 00:07:12.800 Yahudiler diyor ki İbrahim bizim peygamberimiz, Musa bizim peygamberimiz. 00:07:12.920 --> 00:07:17.000 Öbürü de diyor ki Musa aleyhisselam, İbrahim aleyhisselam selam olsun onlara. 00:07:17.440 --> 00:07:20.880 İshak aleyhisselam, Yakub aleyhisselam, Yusuf aleyhisselam… 00:07:20.920 --> 00:07:27.400 Selam olsun, seviyoruz, peygamberlerden bir peygamberdir diye evlatlarımıza isimlerini koyuyoruz. 00:07:28.360 --> 00:07:35.360 Yusuf diyoruz veyahut Yahudilerin Josef dediğine, Yakub diyoruz yahudilerin Jakob dediğine, 00:07:36.400 --> 00:07:40.200 İbrahim diye isim koyuyoruz yahudilerin Abraham dediğine… 00:07:40.120 --> 00:07:48.800 Yani onların saygı duyduğu kişilere biz saygı duyuyoruz, biz rahatız, biz kârdayız, kazançtayız. 00:07:48.160 --> 00:07:52.640 Asıl zararda onlar, onlar Allah'ın varlığından haberdar değil, inkar ediyorlar. 00:07:52.760 --> 00:07:59.920 Yahudiler kendisinden sonra gelen Hz. İsa'yı ve Peygamber Efendimiz'i inkar ediyor. Ne kadar büyük zarar. 00:08:00.400 --> 00:08:02.320 Biz böyle bir şeyi bilmiyoruz. 00:08:02.400 --> 00:08:11.920 Şimdi ilk insandan ibaren Allah insanlara doğruyu anlatmış, fakat insanlar seremoni çıkartmaya meraklı. 00:08:12.000 --> 00:08:15.320 Yani yeni bir şey çıkarmaya meraklı. 00:08:15.360 --> 00:08:22.720 Bazı korkulardan ve bazı sevgilerden dolayı bazı şeyleri kutsallaştırmış ve tanrılaştırmışlar. 00:08:22.880 --> 00:08:24.480 Ve sonra tapınmaya başlamışlar. 00:08:24.960 --> 00:08:32.880 Mesela timsahtan korkmuş, yırtıcı bir hayvan, yakaladı mı yutuyor insanı, ağzı kocaman. 00:08:34.440 --> 00:08:36.320 Timsaha tapmış. 00:08:36.440 --> 00:08:41.480 Mısır'da seyahatimiz esnasında timsah tapınağını gördük. 00:08:41.640 --> 00:08:45.640 Nil Nehri üzerinde timsah tanrısının tapınağına gittik. 00:08:45.680 --> 00:08:49.840 Ezdik ayakkabılarımızla, yukarılara kadar tırmandık, ta tepesine 00:08:49.840 --> 00:08:51.560 bekçi çağırdı, hadi inin aşağı [diye]. 00:08:51.680 --> 00:08:57.600 Maksadımız ezmek, şöyle duvarın üstüne kadar çıktık. Küfrü ezmiş olalım diye.. 00:08:57.640 --> 00:09:00.320 kenarından yukarıya kadar çıktık. 00:09:00.440 --> 00:09:05.880 Timsah tanrısı; insan şeklinde vücudu var duvara yaptıkları resimden anlaşıldığına göre, 00:09:05.920 --> 00:09:17.520 timsah şeklinde kafası var. Tapınıyorlar. Bir de tapınak yapmışlar tulumba şeklinde. Tulumbaya benziyor. 00:09:17.720 --> 00:09:24.480 Tulumba şeklinde tapınaklarını gördük. Timsaha tapıyor, öküze tapıyor. 00:09:24.560 --> 00:09:31.560 Horoza tapıyor, horoz başlı tanrıları var. Köpeğe tapıyor, köpek başlı tanrıları var falan. 00:09:31.640 --> 00:09:39.280 İlâhî dinlerin bazıları insanlar tarafından bozulmuş, 00:09:40.720 --> 00:09:46.440 bilgiler dağılmış, şaşırmış olduğundan asıl önemli inançlar da kaybolmuş. 00:09:46.520 --> 00:09:51.160 Bizim dinimizde bunların hepsi tazelenmiş oluyor. 00:09:51.200 --> 00:09:59.760 İnsanların unuttuğu ve hafızasından silinmiş veyahut karıştırdığı ve bozduğu, 00:09:59.800 --> 00:10:03.560 yamulttuğu veya eğip büktüğü şeyleri bizim dinimiz düzeltiyor. 00:10:03.600 --> 00:10:10.680 Bizim dinimiz o bakımdan bütün dinlerin düzelticisi, tamircisi bir din. 00:10:10.880 --> 00:10:12.960 Fîhâ kütübün kayyimetün. 00:10:13.000 --> 00:10:16.800 Allah bize peygamber göndermiş, kitap indirmiş. 00:10:16.120 --> 00:10:25.680 O kitabın içinde eski kavimlere indirilmiş kitapların özetleri de var. Fîhâ kütübün kayyimetün. 00:10:25.880 --> 00:10:30.960 Kur'ân-ı Kerîm eski ümmetlerin bilgilerini de [ihtiva ediyor]. 00:10:31.000 --> 00:10:35.920 Hangi dinin doğru yolda olduğu, milletlerin hangi konuda yanıldığını da söylüyor. 00:10:35.960 --> 00:10:41.800 Musa aleyhisselam ve Firavun'un macerasını ve Firavun'un yanıldığı tarafları söylüyor. 00:10:41.920 --> 00:10:47.960 Musa aleyhisselam'ın kavminin Musa aleyhisselam'dan sonra şaşırmasını anlatıyor. 00:10:48.000 --> 00:10:49.800 Oradaki yanlış ne onu bildiriyor. 00:10:49.880 --> 00:10:55.600 Musa aleyhisselam Tur Dağı'na vahiy dinlemeye, Allah'ın emrini almaya çıkmış; 00:10:55.720 --> 00:11:05.360 kavmi aşağıda altın malzemeyi toplayıp, "Verin bakalım bilezikleri, yüzükleri…" diyerek altınları eritmiş, 00:11:05.560 --> 00:11:15.600 Sâmiri isimli bir bozuk herif, adam, şerefsiz kişi bunlara bir buzağı heykeli yapmış. 00:11:15.600 --> 00:11:17.520 Buzağı ne demek? Öküzün küçüğü demek. 00:11:17.920 --> 00:11:27.440 Küçük bir öküz heykeli yapmış altından. Niye yapmış bunu? 00:11:27.800 --> 00:11:35.960 Firavun'dan kurtulduktan sonra giderken putlara tapınan bir kavmin yanından geçmişler, 00:11:36.000 --> 00:11:39.240 "Bize de böyle bir put yapsana!" demişler. 00:11:39.440 --> 00:11:44.840 "Biz Allah'ı görmüyoruz, olmuyor, bize de böyle bir put yapsana." demişler. 00:11:44.920 --> 00:11:51.160 İçlerinden birisi akıllı çıkmış ve bir buzağı heykeli yapmış. 00:11:51.280 --> 00:11:56.280 Fe-ehrace lehüm iclen ceseden lehû huvâr. 00:11:57.360 --> 00:12:04.920 Bu istek üzerine onlara içi boş bir buzağı heykeli yaptı. 00:12:05.000 --> 00:12:10.360 Rüzgar alan bir yere koyduğu zaman, belki rüzgarda bir deliğin ağzına koyduğu zaman 00:12:10.400 --> 00:12:18.400 içinde hava dönüp ağzından çıkarken "vuuuuvvv" diye ses çıkartıyordu. 00:12:18.400 --> 00:12:31.800 Lehû huvâr. Gürültüsü, sesi olan bir buzağı heykeli yaptı. Altından, canlı değil. Yani böyle ses çıkması.. 00:12:31.840 --> 00:12:42.840 Havadan da çıkıyor. Hatta bir musiki ustası, sanatkar bir kişi su borusundan bir düdük yapıyor. 00:12:42.880 --> 00:12:54.120 Çayırdaki sazdan düdük yapıyor, çalıyor. Yani bir hava çıkması, bir ses çıkması yeterli değil. 00:12:54.200 --> 00:13:02.560 Bir şey yapmıyor ki, böyle ağzından bir ses geliyor. Tabii ne zaman yaptılar bunu? 00:13:02.720 --> 00:13:09.200 Musa aleyhisselam başlarında değildi, vahiy almak üzere Tur Dağı'na çıkmıştı. 00:13:09.240 --> 00:13:14.400 Kavmin başına Harun aleyhisselam vardı. Harun aleyhisselam'ı dinlemediler, 00:13:14.240 --> 00:13:19.600 ve öldürecek gibi oldular. Dinlemeyip yaptılar. 00:13:19.600 --> 00:13:24.000 "Yapmayın, yanlış bir iş yapıyorsunuz, günaha giriyorsunuz!" dediği halde dinlemediler. 00:13:24.000 --> 00:13:29.840 Yani peygamberlerin zamanında asi oldular. Peygamberlerin zamanında dini değiştirmeye kalktılar. 00:13:29.920 --> 00:13:38.640 Hz. Musa aleyhisselam'ın getirdiği hak dinin içine buzağıya tapmayı sokmak, o hayattayken başladı. 00:13:40.800 --> 00:13:47.680 Tabii Musa aleyhisselam geldiği zaman Tur Dağı'ndan aldığı vahiylerle elinde levhalar vardı. 00:13:47.680 --> 00:13:54.360 Onları yere attı ve Harun aleyhisselam'ın yakasına yapıştı, çekiştirmeye başladı. 00:13:54.480 --> 00:13:59.440 Ve ateş yaktı, buzağı heykelini attı onun içine, eritti. 00:13:59.560 --> 00:14:01.640 Ondan sonra da kaldırdı onu Kızıldeniz'e attı. 00:14:01.840 --> 00:14:05.880 Yahudiler şimdi onu araştırıyorlar, yani nereye attı nereden çıkartabiliriz diye 00:14:05.920 --> 00:14:10.200 dalgıçlar dalmışlar, araştırmalar yapıyorlar. Tarihî bir olay bu, oldu. 00:14:10.280 --> 00:14:12.280 Ben bunu niçin anlatıyorum size? 00:14:12.320 --> 00:14:19.320 Yani bazı kavimler dinlerini bozmaya daha dinleri yeni geldiği zaman başlamışlar. 00:14:19.400 --> 00:14:27.280 Peygamberleri daha hayattayken başlamışlar. Bir bozulma o zaman başlamış. İsa aleyhisselam... 00:14:27.440 --> 00:14:38.800 Biz İsa aleyhisselam'ı da seviyoruz. İsa aleyhisselam yaşadı, hakkı söyledi, vefat etti. 00:14:38.240 --> 00:14:46.480 İsa aleyhisselam'dan sonra kavmi İncil'i iyi muhafaza edemediler. İncil kayboldu. 00:14:46.720 --> 00:14:54.240 40-50 yıl sonra bazıları hafızalarından, "Ya ben şöyle okumuştum, hatırımda böyle kalmıştı." 00:14:54.240 --> 00:14:56.120 vesaire filan diyerek bir şeyler yazdılar. 00:14:56.200 --> 00:15:04.600 Bazıları Hz. İsa'nın hayatıyla ilgili tarihî kıssaları yani hikayeleri yazdılar. Kutsal kitap budur dediler. 00:15:04.720 --> 00:15:12.280 Yani İncil karışmış, bozulmuş, kaybolmuş, tahrif edilmiş oldu. 00:15:12.360 --> 00:15:18.960 Ondan sonra aralarında çok büyük ihtilaflara düştüler. Hz. İsa'nın babası yok. 00:15:19.800 --> 00:15:25.960 E nasıl olur bu? Babasız olduğuna göre nasıl olur? Kur'ân-ı Kerîm diyor ki: 00:15:26.240 --> 00:15:30.960 İsa aleyhisselam'ın durumu Âdem aleyhisselam'ın durumu gibidir. 00:15:31.400 --> 00:15:36.400 Nasıl Âdem aleyhisselam'ı Allah topraktan annesiz ve babasız yarattıysa 00:15:36.800 --> 00:15:42.600 İsa aleyhisselam'ı da mucize olarak, anneli fakat babasız yaratmıştır. Kâdir. 00:15:42.960 --> 00:15:46.800 Çünkü netice itibariyle anneden doğuyor çocuk. 00:15:46.240 --> 00:15:54.320 Bunun cevabı böyle ama "e neden babasız doğdu" filan derken işi karıştırdılar. 00:15:54.440 --> 00:16:07.840 Sapık bir takım açıklamalar akıllarına geldi. Sonunda "herhalde Allah'ın oğlu olmalı" filan dediler. 00:16:07.960 --> 00:16:16.720 Sonunda Hz. İsa'ya tapınmaya başladılar. Halbuki Hz. İsa bana tapının demedi hayatında. 00:16:16.800 --> 00:16:22.160 Beni ilah edinin demedi. Hıristiyanların en büyük yanlışı bu. 00:16:22.200 --> 00:16:27.680 Hıristiyanlar putperest kavimler durumuna düştüler. Hz. İsa'ya tapınmak yok. 00:16:27.720 --> 00:16:36.360 Peygamberlere tapınılmaz. Saygı gösterilir, sevilir ama Allah'a tapınılır. Allah'tan gayrıya tapınılmaz. 00:16:36.440 --> 00:16:44.800 İslâm bunu da anlatıyor. Yani eski kavimleri anlatıyor. Eski kavimlerin yanıldığı noktaları da anlatıyor. 00:16:44.240 --> 00:16:52.600 Şunu demek istiyorum; eski kavimlerin ana inançları ikiye ayrılıyor. 00:16:52.840 --> 00:16:55.680 Beşer kafasından uydurma, yalan dinler, 00:16:55.920 --> 00:17:02.880 yamuk dinler ve Allah tarafından peygamberlere gönderilmiş ilâhî dinler. 00:17:03.000 --> 00:17:10.240 Fakat ilâhî dinler de peygamberlerin hayatları veya hayatlarından biraz sonra bozulmuş. 00:17:10.360 --> 00:17:14.400 Hz. Musa aleyhisselam'ın hayatı içinde bozulmayı 00:17:15.320 --> 00:17:24.800 bozulma temayülünü görüyoruz. Hz. İsa'dan sonra kavminin o zamanki baskılardan sonra, 00:17:24.160 --> 00:17:32.680 Romalıların o dindarlara yaptıkları baskılardan sonra, bazı sapık kimselerin yanlış inançları 00:17:32.680 --> 00:17:40.640 ve lafları söylemesinden sonra asıl ilâhî yapısını kaybettiğini görüyoruz. 00:17:40.720 --> 00:17:46.600 Hayret edilecek bir şeydir; Yahudilikte âhiret inancı yok. Âhiret. 00:17:47.400 --> 00:17:52.280 Dünya ve âhiret diye başladım ya konuşmama. Yahudilerde âhiret inancı yok. 00:17:54.120 --> 00:17:59.400 Hıristiyanlarda var, o bozulmamış. Ama Yahudilerde bozulmuş. Olması lazım. 00:17:59.320 --> 00:18:06.600 Fakat onlar bu işe nasılsa ben incelemedim yani yahudi dininin teferruatını incelemedim 00:18:06.600 --> 00:18:08.800 ama duyunca hayret ettim. 00:18:08.280 --> 00:18:15.560 Yahudi inancında âhiret şeyi yoktur diye haham çıkmış, Amerika'da bir konferansta söylemiş. 00:18:15.680 --> 00:18:21.320 Oradaki piskopos da çıkmış, sen bunu nasıl söylersin, şöyledir böyledir diye münakaşa, 00:18:21.320 --> 00:18:26.560 münazara etmişler, bir mühendis kardeşimizin tertiplediği böyle büyük bir bilimsel toplantıda. 00:18:26.600 --> 00:18:28.360 O bana anlattı, ben hayret ettim. 00:18:28.400 --> 00:18:34.400 Şimdi bizim dinimizin önemli olan yönlerinden birisi ne? 00:18:34.720 --> 00:18:39.280 Eski peygamberlerin kimlerin hak peygamber olduğunu tescil ediyor. 00:18:39.520 --> 00:18:44.440 Bu hak peygamberdir, Musa hak peygamberdir, İsa hak peygamberdir, 00:18:44.560 --> 00:18:54.480 İbrahim hak peygamberdir, Nuh hak peygamberdir. Bu öteki dinleri tasdik ediyor. Belgelendiriyor. 00:18:54.640 --> 00:18:56.400 Doğruyu eğriden ayırıyor. 00:18:56.520 --> 00:19:03.600 İkinci özelliği o peygamberlere indirilmiş vahiylerin özetlerini bizim Kur'ân-ı Kerîmimiz ihtiva ediyor. 00:19:04.400 --> 00:19:11.520 Kur'ân-ı Kerîmimizin içinde eski ümmetlere indirilmiş bilgiler var. Nerden biliyorsunuz? 00:19:12.000 --> 00:19:15.920 Mesela Âlâ suresinin sonunu hatırlayın: 00:19:16.000 --> 00:19:22.360 Bel tü'sirûne'l-hayâte'd-dünyâ ve'l-âhiratü hayrun ve ebkâ. 00:19:22.400 --> 00:19:29.280 İnne hâzâ le-fi's-suhufi'l-ûlâ suhufi İbrâhîme ve Mûsâ. Ne diyor burada mesela? 00:19:29.400 --> 00:19:38.800 Aklıma gelen bir tek bölüm söylüyorum size. Ne diyor? Bu söylenilen şeyler eski kitaplarda vardı. 00:19:38.360 --> 00:19:40.840 Suhufi İbrâhîme ve Mûsâ. 00:19:40.880 --> 00:19:47.360 İbrahim'e ve Musa'ya indirilmiş vahiyler de vardı, oradan naklen söyleniyor deniliyor. 00:19:47.920 --> 00:19:54.480 Anlıyoruz ki Kur'ân-ı Kerîm hem dinleri toplamış hem peygamberleri tasdik etmiş. 00:19:54.600 --> 00:19:57.520 Hem kitapları düzeltmiş, tashih etmiş. 00:19:57.560 --> 00:20:02.880 Hani bir kitap matbaadan basılıyor da yanlış doğru cetveli konuluyor arkasına. Yanlışlar olabiliyor. 00:20:03.000 --> 00:20:06.400 Yanlışlarını düzeltmiş. Şurada yanılıyorsunuz demiş. 00:20:06.520 --> 00:20:16.480 Hz. İsa ile ilgili yanılmaları Peygamber Efendimiz çok güzel anlattı zamanının Hıristiyanlarına. 00:20:16.560 --> 00:20:21.560 Ve Habeşistan İmparatoru kabul etti. 00:20:22.000 --> 00:20:31.280 Dedi ki en doğrusu, en makulü, olması gerekeni, bizim de eski kitaplarda bildiğimiz böyle dedi. 00:20:31.400 --> 00:20:39.160 Müslüman oldu o zamanki Habeş imparatoru Necaşi müslüman oldu. Kureyşlileri huzurundan kovdu. 00:20:39.160 --> 00:20:44.400 Hediyelerini reddetti onların. "Alın hediyelerinizi geri götürün, istemiyorum sizin hediyelerinizi!" dedi. 00:20:44.520 --> 00:20:50.640 Peygamber Efendimiz'e iman getirdi. Peygamber Efendimiz'e hediye gönderdi, selam gönderdi. 00:20:50.680 --> 00:21:03.400 Şimdi bizim dinimiz o halde, öbür dinlerin teftişini, tamirini, tashihini, düzeltilmesini, 00:21:03.480 --> 00:21:12.360 hatalardan korunmasını da yapıyor. İnsanları da birleştiriyor. O halde en güzel durumda olan biziz. 00:21:12.400 --> 00:21:15.000 Biz bu durumumuzu anlatabilmeliyiz insanlara. 00:21:15.160 --> 00:21:21.280 İslâm dininin bu konumunu, bu durumunu, bu görevini güzel anlatmamız lazım. 00:21:24.240 --> 00:21:31.880 Bizim bozulmamış olan ilâhî bilgilerden, Peygamber Efendimiz'in, 00:21:31.920 --> 00:21:42.440 Kur'ân-ı Kerîm'in bize bildirmesinden biliyoruz ki bir şu içinde yaşadığımız âlem var. Yaşam var. 00:21:42.600 --> 00:21:50.800 Nerde yaşıyoruz biz? İşte yaşıyoruz. Karşılıklı oturmuşuz bir yerde konuşuyoruz. Çevremiz var. 00:21:50.360 --> 00:21:56.840 Dağlar var, denizler var. Kıtalar var. Gece var, gündüz var. Bir yaşam sürdürüyoruz. 00:21:56.880 --> 00:22:01.960 Bizden öncekiler de sürdürmüşler. İşte bu hayat böyle ne yapalım. 00:22:02.400 --> 00:22:08.960 Yaşlananlar, ihtiyarlayanlar ölüyor. Yetişenler evleniyor. Evlenenlerin çocukları oluyor. 00:22:09.400 --> 00:22:15.520 Ondan sonra öyle bir devam edip gidiyor bu iş. Bir hayat var. Bir yaşam var. 00:22:15.920 --> 00:22:21.920 Bu çevre içinde, bu gökyüzünün altında, bu yerkürenin üzerinde bir yaşam var. 00:22:22.400 --> 00:22:30.920 Bu yaşam, dönüp duran, devam eden, aynı şekilde bütün insanların gelip geçtiği bir sahne burası. 00:22:33.480 --> 00:22:51.200 Bu yaşamın adı ilk yaşam. Veya el-hayatü'd-dünya. Bizim içinde bulunduğumuz, bize yakın olan yaşam. 00:22:51.240 --> 00:22:56.600 Biz şimdi el-hayatü'd-dünya'dayız, yani birinci yaşamdayız. 00:22:56.720 --> 00:23:03.800 El-hayatü'd-dünya. Veya kısaca el-hayat'ını atıyoruz. Dünya. Dünya yaşamındayız. 00:23:03.840 --> 00:23:12.520 Yani birinci yaşamdayız. Dünya kelimesi yeryüzü demek değil. Birinci yaşam demek yani. 00:23:12.640 --> 00:23:17.720 İkinci yaşam var bundan sonra. Bizim dinimiz bunu kuvvetle hatırlatıyor. 00:23:17.760 --> 00:23:22.920 Çünkü eski milletler, eski kitaplar bunları kaybetmiş, dağıtmış, karıştırmışlar filan. 00:23:23.400 --> 00:23:30.280 Bizim dinimiz çok üstüne bastıra bastıra belirtiyor. İkinci bir yaşam var. Bunun adı ne? 00:23:30.320 --> 00:23:37.880 el-Hayatül-âhire. Âhire ne demek? Sonuncu. Bu önceki, o sonraki. 00:23:37.960 --> 00:23:42.240 Önceki hayat, şimdiki hayat; sonraki hayat, gelecek olan hayat. 00:23:42.480 --> 00:23:53.000 el-Hayatü'd-dünya. Veya buna dünya diyorlar Araplar, Arapların kelimelerini söylersek. 00:23:53.400 --> 00:23:59.920 İkincisine ukbâ diyorlar. Ukbâ da takiben gelen demek. Takip kelimesiyle ilgili. 00:23:59.960 --> 00:24:04.360 Arkasından gelen demek. Yani bu hayatın arkasından ikinci bir yaşam gelecek. 00:24:04.400 --> 00:24:08.160 Bu dünyada, yani bu birinci yaşamda yaşayan insanlar 00:24:08.200 --> 00:24:14.840 bu yaşamdan ölümle ayrıldıktan sonra ikinci bir yaşam olacak. 00:24:15.160 --> 00:24:20.800 Bu ikinci yaşam bu birinci yaşam gibi fani olmayacak. 00:24:20.480 --> 00:24:31.360 el-Hayatü'd-dünya fâniyetün. Bu birinci hayat fanidir, muvakattir. Öleceğiz. Nerden biliyorsun öleceğini? 00:24:31.560 --> 00:24:33.880 E gelenlerin gidişinden biliyorum. 00:24:34.120 --> 00:24:39.560 Benden önce doğmuş olanların yaşlanıp hayatlarını tamamlayışından biliyorum. 00:24:39.600 --> 00:24:45.360 Nice insanların cenaze namazını kıldık ağlayarak. Vedalaştık. Uğurladık âhirete. 00:24:45.400 --> 00:24:50.760 Kendi ellerimizle kabirlerine gömdük. Dualar ettik. Geldik evimize boynu bükük bükük. Biliyoruz. 00:24:51.000 --> 00:24:58.520 Yani yaşayanlar ölüyor. Burası ölümlü ve muvakkat ve kısa bir yaşam. 00:24:58.600 --> 00:25:07.760 Birinci yaşam el-hayatü'd-dünya, bu yaşam kısa ve fani. İkinci yaşam sonsuz. Sonu yok. 00:25:07.880 --> 00:25:20.680 Daimi ebedî, hâlidî. Sonsuz bir hayat. Ve ölüm yok. Âhirette ölmek var mı? Yok. 00:25:20.760 --> 00:25:27.560 Âyet de, hadîs-i şerîfler de bildiriyor. Âhirette ölüm yok. Ebedi yaşam sürecek. 00:25:27.680 --> 00:25:33.840 Burayla oranın farkı ne? Buranın kısa olması. 60 yıl 70 yıl çok sayılmaz. 00:25:33.920 --> 00:25:40.640 Yani mesela Osmanlı sultanlarından Kanuni şu kadar yaşamış. Uzunca yaşamış filan. 00:25:40.720 --> 00:25:46.840 Abdülhamid daha çok yaşamış filan. E yaşamış ama ölmüş işte, ne kadar yaşasa birazcık yaşamış ölmüş. 00:25:46.960 --> 00:25:53.800 Kimisi 47 yaşında ölmüş, kimisi 66 yaşında ölmüş filan. Yani sonuç itibariyle kısa. 00:25:53.240 --> 00:25:58.440 Asırlara göre şey yapacak olursan fazla da değil. Küçük bir miktar. 00:25:58.520 --> 00:26:03.440 E dünyanın bütün ömrünü toplasan insanlık tarihini, tarihin başlangıcını, 00:26:03.480 --> 00:26:11.240 milattan önceyi, milattan sonrayı; çok fazla değil. Ama âhiret ebedî. Yani orada ölüm yok. 00:26:11.600 --> 00:26:23.880 Ve kesim yok, bitme yok. Şimdi biz müslümanlar Allah tarafından bildirilmiş olan şeylere inanıyoruz. 00:26:23.920 --> 00:26:28.400 Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki: Âhirete hazırlanın. 00:26:28.200 --> 00:26:38.240 Âhirette bu dünyadaki yaşamınızdaki, birinci yaşamdaki iyiliklerinizin durumuna göre cennete gireceksiniz. 00:26:38.280 --> 00:26:42.160 Cennetlik olacaksınız. Sonsuz cennette yaşayacaksınız. 00:26:42.480 --> 00:26:48.760 Kötü yaşarsanız kötülük yaparsanız cehenneme düşeceksiniz. Orada ebedî yaşayacaksınız. 00:26:48.880 --> 00:26:57.120 İkinci hayatın durumu, yani insanın cennete veya cehenneme gideceği dünyadan belli oluyor. 00:26:57.160 --> 00:27:03.520 Dünyadaki yaşamındaki hayatından, davranışlarından, davranışlarının birikiminden, 00:27:03.760 --> 00:27:08.400 birikimin yekûnundan, sonucundan ortaya çıkıyor. Yani bu adam nasıl yaşamış? 00:27:08.520 --> 00:27:23.440 Bu adam neler yapmış? Bu yaptıklarının kendisine kazandırdığı neler? Suç işlemişse durumu nedir? 00:27:23.480 --> 00:27:33.560 Ona göre iş âhirette ona göre karar veriliyor. Allah tarafından âhirette karar veriliyor. 00:27:33.640 --> 00:27:41.240 Âhirete inanıyoruz, bir. Âhiret haktır. Âhirette iyi insanların cennete gideceğine inanıyoruz. Cennet haktır. 00:27:41.400 --> 00:27:49.640 Eski ilâhî dinlerde de cennet lafı var ama onların kimisi bu işi yamultmuş, 00:27:49.720 --> 00:27:52.200 cennet de cehennem de dünyada diyorlar. 00:27:52.240 --> 00:27:58.960 Öyle saçma şey yok. Öyle saçma şey olmaz. Âhirette cennet var, cehennem var. 00:27:59.000 --> 00:28:05.800 İyilere cennet, kötülere cehennem var. Ve ebedî hayat var. 00:28:05.200 --> 00:28:13.960 Bir de bu cennet ve cehenneme gidişin kararının verildiği büyük bir mahkeme günü, 00:28:14.400 --> 00:28:21.640 büyük bir muhakeme olayı var. Buna ne diyoruz? Mahkeme-i Kübrâ. 00:28:21.800 --> 00:28:27.880 Yani insanın hayatında çeşit çeşit olaylardan dolayı mahkemeye düştüğü vardır. 00:28:28.000 --> 00:28:34.520 Avukatlarla, hâkimlerle işi düşebiliyor. Hasımları oluyor. Avukatlara bildiriyor. 00:28:34.560 --> 00:28:39.600 Şu adam bana şu haksızlığı yaptı, sen dosyayı hazırla, dilekçeyi ver. 00:28:39.880 --> 00:28:48.400 Hadi bakalım mahkemede duruşma, savunma, suçlama oluyor filan. Tamam, bunlar bir mahkeme. 00:28:48.520 --> 00:28:55.920 Ama bunların hepsinin en büyüğü hangisidir? Mahkeme-i Kübrâ. En büyük mahkeme. 00:28:55.960 --> 00:29:05.480 En büyük mahkemede ne olacak? Allahu Teâlâ hazretleri kullarını bu dünya hayatında, yani birinci yaşamda… 00:29:05.720 --> 00:29:13.320 el-Hayatü'd-dünya. Birinci yaşamda işlediklerinden dolayı hesaba çekecek. 00:29:13.840 --> 00:29:19.680 Demek ki bizim inancımızda âhiret var, âhiret inancı var. 00:29:19.760 --> 00:29:29.280 Bu âhiret inancının içinde cennetle cehennem fikri var. Mahkeme-i Kübrâ fikri var. 00:29:29.360 --> 00:29:38.200 Tabii Mahkeme-i Kübrâ'da Allahu Teâlâ hazretleri kulları hakkında nasıl hükmedecek? 00:29:38.440 --> 00:29:45.120 Bunun hakkında da Kur'ân-ı Kerîm'de ve hadisi şeriflerde bilgiler var. Kesin bilgiler var. 00:29:45.280 --> 00:29:56.640 İnsanın bu yaşamında, şu birinci yaşamında yaptığı her şey yazılıyor. Kayda geçiyor. 00:29:57.400 --> 00:30:09.520 İnsanların amelleri, yani işledikleri bütün işler, fiiller, icraat, yaşamları boyunca 00:30:09.560 --> 00:30:17.120 yaptıkları iyilikler kötülükler ne yapılıyor? Yazılıyor. Bu da çok önemli bir olay. 00:30:17.200 --> 00:30:21.000 Hepsi kayda geçiyor. Kim yazıyor bunları? 00:30:21.160 --> 00:30:26.640 Peygamber Efendimiz bildiriyor ki bir buramızda melek var, bir buramızda melek var 00:30:26.760 --> 00:30:30.760 Kirâmen kâtibîne ya'lemûne mâ tef'alûn. 00:30:30.840 --> 00:30:38.440 Sabahleyin okuduğum surede kirâmen katibîni anlatıyor, yani bu melekleri anlatıyor. 00:30:38.480 --> 00:30:45.400 İnsanın yaptıkları işleri yazan iki meleği var. Yazmakla görevli meleği var. 00:30:46.520 --> 00:30:49.720 İnsanların iyiliklerini sağdaki melek 00:30:50.240 --> 00:30:58.160 kötülüklerini soldaki melek yazıyor. Sağdaki melek soldaki meleğin rütbece daha üstünde ve amir. 00:30:58.240 --> 00:31:03.120 Yani bu amir olan melek, bu meleğe bazen diyor ki; "Dur yazma. 00:31:03.160 --> 00:31:09.360 Kötülük yaptı ama biraz bekle, yazma." diyor. Bu da kalem elinde bekliyor, yazmıyor. Neden? 00:31:09.480 --> 00:31:14.840 Belki kul tevbe eder diye. Tevbe ederse yazılmasın, silinsin diye. 00:31:14.880 --> 00:31:22.560 Şimdi bu yazılma ve tespit işlemini eski insanlar belki anlamakta zorlanırlardı. 00:31:22.600 --> 00:31:28.640 Yani imanı kuvvetli olan inanmıştır da ama biz şimdi çok daha kuvvetle inanıyoruz. 00:31:28.720 --> 00:31:34.680 Biliyoruz ki tespit edilebiliyor sözler ve davranışlar. 00:31:34.800 --> 00:31:44.320 Nitekim şimdi benim konuşmalarım ve hareketlerim kameralarla aletlere kaydediliyor. 00:31:44.480 --> 00:31:48.520 Sonra bunları arkadaşlarımız başkalarına verecekler. 00:31:48.560 --> 00:31:54.880 Onlar da bu toplantıda olmadıkları halde benim bu toplantıda neler söylediklerimi dinleyecekler mi? 00:31:55.240 --> 00:31:59.400 Dinleyecekler kesin. İşte bir misal. 00:31:59.800 --> 00:32:04.240 Dünyadaki insanların, aciz naçiz insanların, bilgisi kısıtlı insanların 00:32:04.280 --> 00:32:09.520 icraatlarıyla yapmış oldukları bir yazma sistemi. 00:32:09.560 --> 00:32:17.960 İnsanların hareketlerini, görüntülerini ve sözlerini, seslerini tespit edebiliyor. Tamam. 00:32:18.160 --> 00:32:26.400 İşte bunun gibi bizim hayatımızdaki gizli ve âşikar, gece ve gündüz, yalnızken 00:32:26.400 --> 00:32:34.640 ve topluluk içindeyken yaptığımız her şey, kalbimizden geçirdiğimiz fikirler, niyetler, her şey kaydediliyor. 00:32:34.760 --> 00:32:42.120 Bu da İslâm inancının en önemli noktalarından biri. Tabii dikkat edilirse bunlar birbirleriyle ilgili şeyler. 00:32:42.160 --> 00:32:49.400 İlgisini de söylüyorum zaten. Dünya var, âhiret var. Âhirette cennet var cehennem var. 00:32:49.120 --> 00:32:52.640 Cennet ve cehennemin tespiti için Mahkeme-i Kübrâ var. 00:32:52.720 --> 00:32:58.520 Mahkeme-i Kübrâ'nın evrakları da şimdiden hazırlanıyor. Yani hepsi yazılıyor. 00:32:58.600 --> 00:33:01.560 Bu çok önemli. Fevkalade mühim. 00:33:01.680 --> 00:33:12.320 Bir müslüman onun için gayet iyi bilir ki, çok iyi bilir ki yaptığı hiçbir iyilik boşta, havada kalmayacak. 00:33:12.520 --> 00:33:17.960 Gizli kalmayacak, unutulmayacak. Hepsi yazılacak. Nerden biliyoruz? 00:33:21.360 --> 00:33:31.320 Fe-men ya'mel miskâle zerratin hayran yerâhu ve men ya'mel miskâle zerratin şeran yerâhu. 00:33:34.760 --> 00:33:38.960 Zilzal Suresi'nde Allahu Teâlâ hazretleri bildiriyor. 00:33:39.200 --> 00:33:46.240 Zerre ağırlığı kadar hayır işleyene hayrının karşılığını görecek; 00:33:46.480 --> 00:33:54.360 zerre ağırlığı kadar kötülük işleyen kötülüğünün cezasını görecek. Miskal ne demek? 00:33:54.440 --> 00:34:08.200 Sıklet kelimesinden geliyor. Ağırlık kelimesinden geliyor. Ağırlık ölçüsü. Ağırlık mikyası. Zerre ne demek? 00:34:08.280 --> 00:34:15.640 Zerre de güneş ışını odaya girdiği zaman, arka taraf karanlık, 00:34:15.800 --> 00:34:23.240 güneş ışını gelmiş havanın bir kısmını aydınlatıyor ışık huzmesi böyle perdeden içeri girmiş. 00:34:23.280 --> 00:34:31.000 Vay canına, bizim bu teneffüs ettiğimiz havada neler varmış meğerse. Kaynaşıyor hava. 00:34:31.200 --> 00:34:33.800 Her şey görülüyor orada değil mi? 00:34:33.120 --> 00:34:39.520 Arkası karanlık olduğu için o ışıkta bir sürü zerrenin uçuştuğunu görüyoruz. 00:34:39.560 --> 00:34:46.600 İşte güneş ışığının vurduğu zaman havada görünen o küçük parçalara Araplar zerre derler. 00:34:46.800 --> 00:34:57.160 Onun ne kadar ağırlığı vardır? Taşıyabilir miyiz on tanesini bir sepete koysak? Zerre. Havada uçuşan toz. 00:34:57.320 --> 00:35:04.160 Yani onun ağırlığı kadar hayır işleyen bu hayrının karşılığını âhirette görecek. 00:35:04.360 --> 00:35:10.160 Demek ki zerre ağırlığı kadar hayır bile yazılıyor. Yazılıyor ki hesaba girecek. 00:35:10.320 --> 00:35:12.320 Hesaba giriliyor ki karşılığı verilecek. 00:35:13.520 --> 00:35:21.800 Zerre ağırlığı kadar şer işleyen de onun hesabını âhirette verecek, cezasını çekecek. 00:35:21.240 --> 00:35:29.600 Bu çok önemli hususlardan birisi. Görüyoruz ki böylece İslâm dini insana, 00:35:29.960 --> 00:35:39.240 tüm insanlığa son derece faydalı bazı şeyler öğretiyor. Bir; senin hayatın sadece bu hayat değil. 00:35:41.760 --> 00:35:47.320 Senin bu hayatın küçük bir hayat. Muvakkat, fani, 00:35:48.160 --> 00:35:53.840 önemsiz bir hayat. Asıl önemli olan ikinci hayatın diyor. Bunun faydası zararı ne? 00:35:54.000 --> 00:36:03.160 Bu inanca sahip olmayan insanlar "Arkadaş, ben ne yaparsam yanıma kâr kalır. 00:36:03.520 --> 00:36:04.800 Başka bir şey yok." diyor. 00:36:04.840 --> 00:36:14.800 "Âhiret mâhiret yok, ben bu dünyada onun için vur patlasın çal oynasın, istediğim gibi yaşarım. 00:36:14.240 --> 00:36:25.680 Gemisini kurtaran kaptandır. Başkaları ister ağlasın ister ezilsin. İster üzülsün beni ilgilendirmez. 00:36:25.840 --> 00:36:31.360 Hayat bir mücadeledir. Ben burada işimi yürütmeye bakarım. 00:36:31.440 --> 00:36:38.840 Kendimi, kendi menfaatimi kollamaya bakarım." diyor. Sorumsuz ve gaddar ve zalim oluyor. 00:36:38.960 --> 00:36:47.360 Bakın bir inancın bir insana verdiği fikir bu. Âhiret yok. Hayat sadece bu hayat. 00:36:47.440 --> 00:36:55.880 İnsan öldü mü toprak olup gidecek. O zaman o insan ne yapıyor? Her türlü gaddarlığı yapacak hale geliyor. 00:36:56.200 --> 00:36:59.360 Öyle bir zihniyete sahip oluyor. Madem ki şey yok. 00:36:59.400 --> 00:37:03.720 Ama beri tarafta İslâm ne diyor? Hayır, bu hayat önemli değil. 00:37:03.800 --> 00:37:09.280 Sen bunu önemli sanıyorsun ama önemli değil. -Ben kitap, Kur'ân-ı Kerîm getirdim önüme. 00:37:09.360 --> 00:37:14.280 Yani bazı ayetleri okuyacaktım konumla ilgili ama belki fırsat bulamam. 00:37:14.320 --> 00:37:19.840 İlk önce işin özetini anlatayım.- Bu hayat önemli değil diyor. 00:37:20.000 --> 00:37:25.560 Sen buranın dağını ovasını seviyorsun, gülünü manzarasını beğeniyorsun, 00:37:25.720 --> 00:37:29.720 meyvesini tatlısını yiyorsun ama önemli değil bu diyor. 00:37:29.920 --> 00:37:37.760 Şaşırıyoruz biz, yani inançla ilk defa karşılaşan bir insan bu ifadelerden şaşırır. Ne demek ya? 00:37:38.000 --> 00:37:43.800 Sen nasıl söylersin bu sözü? Dünya önemli değil mi? Şu hâle bak, çevreye bak. 00:37:43.240 --> 00:37:49.880 Bu çayırlar, bu çimenler, bu dağlar, bu ağaçlar. Bu varlıklar, bu zenginlikler, yoksulluklar. 00:37:49.960 --> 00:37:56.640 Kimisinde var kimisinde yok. Önemsiz olur mu? İslâm diyor ki önemsiz. Niye önemsiz? 00:37:56.720 --> 00:38:01.960 Kısa da ondan. Fani de ondan. Az da ondan. Elinde kalmayacak da ondan. 00:38:02.400 --> 00:38:06.120 Sonunda bırakıp gideceksin de ondan. Asıl öbür taraf çok uzun diyor. 00:38:06.160 --> 00:38:14.400 Şimdi sana birisi dese ki bir göz yumup açıncaya kadar sana bir işlem yapacağım. Acıyacak canın. 00:38:14.160 --> 00:38:17.160 Ama azıcık bir şey. 00:38:17.240 --> 00:38:24.720 Ondan sonra o işlemi yaptıktan sonra sana bir özellik kazanacaksın, havada uçabileceksin. 00:38:24.960 --> 00:38:32.560 İstersen Sidney'e git, istersen Merbourn'e git. İstersen Türkiye'ye git, ananın babanın elini öp. 00:38:32.600 --> 00:38:39.280 Ondan sonra kalk buraya gel. Uçacaksın. Razı mısın? İlk başta bir saniyecik şöyle bir acıyacak. 00:38:39.320 --> 00:38:46.400 Çimdik kadar, iğne batırımı kadar acıyacak. Ne dersin? Ben kendim derim ki yap şunu. 00:38:46.440 --> 00:38:49.680 Bir an evvel yap da gideyim göreyim şuraları gezeyim derim. 00:38:49.680 --> 00:38:56.600 Zaten uçaklarda beklemekten canım sıkıldı, kontrollerden bilmem nelerden. Valizleri aşağı indiriyoruz. 00:38:56.640 --> 00:39:03.800 Köpekler geliyor eşyaları kokluyor. İçinde bir şey var mı yok mu, bilmem aç bakalım. Şurayı çevir. 00:39:03.880 --> 00:39:07.480 Burayı devir. Çıkar içindekileri. Bıktım usandım ya. 00:39:07.600 --> 00:39:13.600 Ben buradan fırt Türkiye'ye gideyim, Avrupa'ya gideyim. Ne gümrük olsun ne pasaport olsun. 00:39:13.640 --> 00:39:21.840 Ne damga olsun ne vize olsun. Yap şunu. Ben biraz erkeğimdir, dayanıklıyımdır, dayanırım yap deriz. 00:39:22.400 --> 00:39:29.520 Bir anlık, küçük bir acı için dişimizi sıkarız sonundaki faydaları elde etmeye. 00:39:29.640 --> 00:39:36.280 Bunu zaten hayatımızda çok yapıyoruz. Aşı olmuyor muyuz? Oluyoruz. Aşıdaki mantık nedir? 00:39:36.480 --> 00:39:49.520 İğne sokuluyor derimizin içine hart. Bir iğne giriyor, kan çıkıyor. Tut bunu üstüne biraz, donsun. 00:39:50.320 --> 00:39:57.640 Ah ah yaktın beni yine, amma yandı içersi. Ovuştur ovuştur geçer. Niye yapıyoruz bunu? 00:39:57.840 --> 00:40:03.920 Hasta olmayalım diye. Veya hastalığımız geçsin diye. Kendimiz istiyoruz. Parasını da veriyoruz. 00:40:04.360 --> 00:40:13.160 Para veriyoruz yap bana şu iğneyi diye. Para veriyoruz kes benim karnımı diye. Hastaneye yatırıyorlar. 00:40:13.240 --> 00:40:22.200 Masaya yatırıyorlar. Bıçağı eline alıyor. Doktorlar başına dikiliyor. Cart curt. Orayı kes burayı çıkart. 00:40:22.280 --> 00:40:29.800 Kırt kırt kırt kırt. Hadi şurasını dik vesaire. Bizi kumaş gibi kesip biçiyorlar. Ondan sonra da dikiyorlar. 00:40:29.880 --> 00:40:36.960 Parasını da bizden alıyorlar. Neden yaptırıyoruz bunu? İmza veriyoruz. Razıyım, yapın. Neden? 00:40:37.000 --> 00:40:42.760 Hocam diyorlar, içerde ur birikmiş. Bunu almamız lazım. 00:40:42.880 --> 00:40:48.480 Veyahut öyle sancılar çekiyorum ki bu sancıların geçmesi için ameliyat lazım. 00:40:48.520 --> 00:40:56.000 Orası çıkacak, düzeltilecek filan. Razı oluyoruz. Şu benim karnımı açsam, buradaki dikişleri görseniz. 00:40:56.320 --> 00:41:05.000 Şuradan şuraya. Oradan oraya. Kesile biçile bir hal olduk. Neden yapıyoruz? 00:41:05.800 --> 00:41:13.640 Biraz sonraki iyi durum için bir muvakkat acıya diş sıkıyoruz. İşte dünya hayatı budur. 00:41:13.840 --> 00:41:20.440 Ebedî saadet için bir sıkıntıya göz yumuyoruz. Allah'ın emirlerini dinliyoruz. 00:41:20.640 --> 00:41:28.360 Zahmetleri ihtiyar ediyoruz, tercih ediyoruz. Allah'ın söylediği şeyler zorda olsa yapıyoruz. 00:41:28.520 --> 00:41:35.720 Şeytanın söylediği şeyler tatlı da olsa istemem diyoruz. Aman o bana dokunur, zararlı. 00:41:36.800 --> 00:41:44.120 İnsanlar zevkli olan bazı şeyleri korktukları zaman terk ederler dünyada. Bizim dışımızdaki insanlar da. 00:41:44.320 --> 00:41:52.800 Mesela bir hastaneye AIDSli bir hasta gelmiş Antalya'ya. Doktorların hepsi kaçmış bir tarafa gitmiş. Neden? 00:41:52.160 --> 00:41:58.960 Dişi acıyormuş o AIDSlinin. Tamir edilecek ama bulaşır bize diye hepsi kaybolmuş, yok olmuş. 00:41:59.000 --> 00:42:04.360 AIDS bulaşır diye. Nihayet bizim doktor kardeşlerimizden bir tanesi diyor ki; 00:42:04.400 --> 00:42:10.800 "Ne yapalım, kader neyse o olur dedik. Doktorluk böyle olmaz dedik. Biz ilgilendik, tedavi ettik." diyor. 00:42:10.920 --> 00:42:20.640 Yani tehlike gördü mü millet kaçıyor. Tehlikeden kaçıyor, iyi olan şeyleri yapmıyor. 00:42:20.680 --> 00:42:22.920 "İç bunu." İçmem, sonu fena. 00:42:23.400 --> 00:42:28.320 Mesela afyon çekmek, esrar çekmek zevkli ama devletler bunu çektirtmemek için 00:42:28.360 --> 00:42:32.600 polislerle araştırıyorlar, engellemeye çalışıyorlar. Neden? 00:42:32.680 --> 00:42:35.920 Çünkü afyon, esrar kullananların sonu fena oluyor diye. 00:42:35.960 --> 00:42:43.400 Demek ki sonu fena olan zevkleri yapmamak bizim dışımızdaki insanlarda da var. 00:42:43.520 --> 00:42:45.800 İşte bizim İslâm dininin temeli bu. 00:42:45.920 --> 00:42:55.520 Âhiret hayatı olduğu için biz muvakkat dünya hayatındaki haram olan zevkleri reddediyoruz. İstemem diyoruz. 00:42:55.640 --> 00:43:04.880 Allahın emrettiği meşakkatli, zahmetli işleri severek yapıyoruz. "Misal ver hocam." Ramazan orucu. 00:43:05.800 --> 00:43:12.000 Şimdi bir hafta sonra Ramazan gelecek. Aç duracağız. Tatlı bir şey değil aç durmak. 00:43:12.800 --> 00:43:15.320 Yani insanın canı yemek istiyor, su içmek istiyor. 00:43:15.400 --> 00:43:21.480 Ramazan geliyor diye bayram edeceğiz. 11 ayın sultanı Ramazan. Oruç tutmayı yapacağız yani. 00:43:21.560 --> 00:43:27.160 Karnımız acıya acıya oruç tutacağız. Acıka acıka, susaya susaya oruç tutacağız. 00:43:27.200 --> 00:43:33.440 Şu yaz gününde, buranın yazı ya. Türkiye'nin kışı, kar var vesaire filan ama buranın yazı. Yapıyoruz. 00:43:33.520 --> 00:43:40.240 Cihat. Çok sevap. Cihatla ilgili âyetleri, hadisleri sonraki konuşmamda anlatacağım. Önemli çünkü. 00:43:40.320 --> 00:43:41.520 Cihadı yapıyoruz. 00:43:41.720 --> 00:43:51.800 Ölmek, yaralanmak, yorgunluk, esir düşmek, işkence görmek, her şey var işin içinde ama yapıyoruz. 00:43:51.160 --> 00:43:57.920 Yapılıyor. Neden? Sevap var diye. Allah'ın emrinin sonunda hayır var diye yapıyoruz. 00:43:58.000 --> 00:44:08.480 İşte İslâm dininin bu hayatın tabî akışıyla, işleyişle ters olan tarafları nerden kaynaklanıyormuş? 00:44:08.680 --> 00:44:15.360 Âhiret inancından kaynaklanıyor. Âhiret hesabından kaynaklanıyor. Biz niçin öbür insanlar gibi değiliz? 00:44:15.520 --> 00:44:23.400 Âhiret hesabı yaptığımız için. Biz uzun düşündüğümüzden, ileri görüşlü olduğumuzdan böyle yapıyoruz. 00:44:23.280 --> 00:44:32.640 Ama yani acaba müslümanların yaptığı akılsızlık mı, aptallık mı? Yani enayilik mi? Hayır. 00:44:33.680 --> 00:44:41.160 Müslüman İslâm'ca yaşadığı zaman hayat daha da mutlu, güzel, tatlı oluyor. 00:44:41.480 --> 00:44:46.440 Müslüman evlenebiliyor. Müslüman yiyip içebiliyor. Ama her şeyin usulü var. 00:44:46.480 --> 00:44:52.720 Usulüne göre yapmış oluyor. Başkalarından eksik hiçbir yanı da olmuyor. Yani aslında enayilik değil. 00:44:52.920 --> 00:44:56.400 Aslında Allah'ın emrettiği her şeyde bir fayda var. 00:44:56.480 --> 00:45:05.760 Yasakladığı her şey zararlı olduğu için Allah onu yasaklamış. Misal, içki. Allah içkiyi yasaklamış. 00:45:05.840 --> 00:45:13.760 1400 yıl önce çevresindeki başka toplumlarda ve kendi toplumunun içinde 00:45:13.840 --> 00:45:22.320 içki kullanılıyorken ve seviliyorken İslâm içkiyi ne yapıyor? Yasaklıyor. İçki haram diyor. 00:45:22.440 --> 00:45:29.000 İçki haram deyince bütün içkiler dökülüyor, Medine sokaklarının kenarlarından seller gibi içki akıyor. 00:45:29.440 --> 00:45:33.640 Artık o zamandan beri müslümanlar içkiyi haram diye içmiyorlar. 00:45:33.720 --> 00:45:41.400 İçkinin katıldığı, damladığı şey bile pis olduğu için yıkıyorlar. İçkiyi kullanmıyorlar haram diye. 00:45:41.160 --> 00:45:48.880 Bu içki haramlığı bilimsel mi, çağdaş mı, doğru mu, iyi mi, yanlış mı? 00:45:49.800 --> 00:45:56.400 Değerlendirmesi nedir yani, medeniyetin 20. yüzyıl, 21. yüzyıl insanının bu husustaki görüşü ne? 00:45:56.560 --> 00:46:04.240 Acaba İslâm taassup mu göstermiş? Hayır. Çok iyi yapmış. Amerika'nın tarihinde okudum. 00:46:05.680 --> 00:46:10.400 Belki Amerikalı kardeşlerimiz var aramızda. Daha iyi hatırlayabilecekler. 00:46:10.120 --> 00:46:17.920 İçkiyi yasaklamışlar adamlar bir ara. Amerika'da içkiyi yasak etmişler. İçmeyeceksin içkiyi. 00:46:17.960 --> 00:46:24.400 Yani İslâm'ı uygulamak istemişler. İslâm'ın içki yasağı emrini uygulamak istemişler. 00:46:24.120 --> 00:46:34.600 Sanıyorum 1936'lı filan gibi, böyle bir yıllarda tutturamamışlar. Millet çok alıştığı için tutturamamışlar. 00:46:34.760 --> 00:46:44.120 O kanun sökmemiş. Ama mesela sigara içmemek konusunda devletçe her türlü işi yapmaya çalışıyorlar. 00:46:44.200 --> 00:46:50.320 Sigara zararlıdır diye yazıyorlar, burada sigara içmeyiniz diyorlar vesaire. 00:46:50.360 --> 00:46:55.400 Ellerinden gelen her şekilde engellemeye, yasaklamaya çalışıyorlar. 00:46:55.800 --> 00:47:05.720 Vergiler ve sairelerle işi engellemeye çalışıyorlar. İslâm'ın yasaklarında fayda var. 00:47:05.880 --> 00:47:14.960 İyi ki yasaklamış. İslâm'ın emirlerinde fayda var. Zor da olsa, meşakkatli de olsa iyi ki emretmiş. 00:47:15.200 --> 00:47:27.280 Mesela zinayı yasaklamış, nikahı helal kılmış. Her birini bir misalle anlatmayı uygun bulduğum için söylüyorum. 00:47:27.360 --> 00:47:39.240 Mesela iki olay benziyor birbirine. Zina ve evlilik. Evlilik düğünle oluyor, merasimle oluyor, rıza ile oluyor. 00:47:39.360 --> 00:47:46.560 Anne baba, dünürler, konu komşu herkes bu işten memnun. Damat gelin hepsi memnun. 00:47:46.760 --> 00:47:54.360 Güzel bir olay olarak hem de dinimizde sevap olarak zikrediliyor. Bu helal. Ama zina haram. 00:47:54.520 --> 00:48:01.640 Olay birbirine benziyor fakat çok farklı. Zinanın haram olması iyi mi olmuş kötü mü olmuş? 00:48:01.720 --> 00:48:09.400 Çok iyi olmuş. Çünkü İslâm, doğan çocuğu düşünüyor. Doğan çocuğun ortada kalmamasını düşünüyor. 00:48:09.280 --> 00:48:19.320 Onun bir sorumlu ellere teslimini düşünüyor. Anne ve baba buna baksın diye düşünüyor. 00:48:19.400 --> 00:48:28.200 Onun için evliliği meşru kılmış, zinayı haram kılmış. Yani misallerle böyle anlatmaya çalışıyorum. 00:48:28.320 --> 00:48:30.760 Aslında şunu söylemek istiyorum; 00:48:30.880 --> 00:48:39.400 yani Allah'ın her emri bugünkü mantığa, 20. yüzyıl mantığına sahip bir insan tarafından 00:48:39.160 --> 00:48:46.800 beğenilebilecek şekilde, hayran kalınabilecek şekilde, uygun şekilde konulmuş. 00:48:46.160 --> 00:48:52.240 Hem de çağın üstünde olarak, çevre buna razı değilken konulmuş. 00:48:52.400 --> 00:49:01.360 Yani Peygamber Efendimiz'in çevresi bu işi hazmedecek durumda değilken içki yasak denmiş. 00:49:01.440 --> 00:49:08.240 Peygamber Efendimiz'in zamanında içki o kadar yaygın içiliyormuş ki, içki içmek o kadar kabadayılıkmış, 00:49:08.280 --> 00:49:18.400 efelikmiş ki içki satan çadırların gidip bütün içkisini alıp içip dağıtan insan şiir yazıyor. 00:49:18.640 --> 00:49:27.920 Ben öyle adamım ki, öyle malım, öyle metahım ki içki çadırının bütün içkilerini hepsini aldım bitirdim. 00:49:28.000 --> 00:49:34.000 Ve içki çadırı içki kalmadığı zaman bayrak diker açarmış yukarıya. 00:49:34.120 --> 00:49:38.920 Uzaktan bayrak sallanmaya başladığı zaman beyaz bayrak, tamam içkisi kalmamış. 00:49:39.000 --> 00:49:46.240 Kimse gelmiyor artık. İçki çadırına bayrak çektirmişimdir ben diye şair kendisini methediyor. 00:49:46.440 --> 00:49:54.800 O kadar alışkınmış millet. Namaza içkili dururlarmış. Allahu ekber, ne söylediğini şaşırırmış. 00:49:54.320 --> 00:50:03.160 Âyeti şaşırırmış yani. Allah yasaklamış; içki içmeyin. Hepsi küplerini dökmüşler. Uyumuşlar. 00:50:03.240 --> 00:50:06.200 Uyamayanlar, ayak uyduramayanlar olmuş. 00:50:06.320 --> 00:50:12.600 Döverek, azarlayarak, baskıyla vesaireyle onları da toplum yavaş yavaş hizaya sokmuş. 00:50:12.600 --> 00:50:15.840 Şu anda biz içkiyi sevmiyoruz. Siz sevmiyorsunuz. Çok rahat. 00:50:15.960 --> 00:50:22.120 Bizim toplumumuz rahat. Amerika bize özeniyor. Ne güzel. 00:50:22.200 --> 00:50:26.440 Bizim gibi yapmak istiyor yapamıyor halkı alıştığı için. 00:50:26.480 --> 00:50:34.480 İsveç hükümeti Türkiye'ye emniyet genel müdürünü inceleme yapmaya göndermiş. 00:50:34.600 --> 00:50:43.160 Bir profesör arkadaşım anlattı. İsveç hükümeti Türkiye'ye emniyet genel müdürünü gönderiyor. 00:50:43.360 --> 00:50:58.000 Sebep? İstatistiklere bakmışlar. En çok intihar yani insanın kendisini öldürmesi İsveç'te oluyormuş. 00:50:58.360 --> 00:51:09.240 Halbuki bütün insanlar sigortalı. Sağlık bedava, sosyal. Devlet tarafından yapılıyor. 00:51:09.360 --> 00:51:15.600 Her türlü ihtiyacı karşılanıyor. Yani öldürmek için bir sebep yok. İnsan niçin öldürsün kendini? 00:51:15.640 --> 00:51:23.200 Açlıktan, susuzluktan, sefaletten filan yapar. Hiçbir sebep yok. En çok intihar İsveç'te. 00:51:23.280 --> 00:51:33.600 Cinsel özgürlük İsveç'te çok serbest. Anlatamam burada bana anlatılan hususları. 00:51:33.760 --> 00:51:42.520 Utandığım için anlatamam. Çok serbest. Fakat cinsel suçların en çok olduğu ülke İsveç'miş. 00:51:43.520 --> 00:51:51.560 Bütün serbestliğe, bütün rahatlığa, bütün imkânlara rağmen en çok suç orada oluyor. Hırsızlık çok fazla. 00:51:51.720 --> 00:51:59.520 Cinayet çok fazla vesaire çok fazla. Çok fakir olduğu halde Anadolu'da intihar yok. 00:52:00.960 --> 00:52:07.640 Suç az, zina az vesaire. Bunun sebebini araştırmaya gelmiş. 00:52:07.640 --> 00:52:16.720 Yani biz bu kadar ileri bir toplum meydana getirmişiz İsveç'te. Devlet bütün fertleri korumaya almış. 00:52:16.840 --> 00:52:26.000 Her türlü içtimaî yardımlaşma ve koruma mevcut. Yine insanlar mutsuz, yine intihar ediyor. 00:52:26.400 --> 00:52:29.880 Yine çok suç işliyor. Halbuki Türkiye'de işler karmakarışık. 00:52:29.920 --> 00:52:37.480 Düzensiz, yardım yok, sefalet diz boyu, fakirlik çok fazla. Ama niye orada böyle bir şey yok? 00:52:38.680 --> 00:52:43.240 Bunu araştırmak için emniyet genel müdürünü göndermişler. 00:52:43.360 --> 00:52:51.000 Sonuç ne oldu bilmiyorum ama ben sonucu söyleyeyim; Türkiye'yi İsveç'ten daha güzel yapan İslâm'dır. 00:52:52.240 --> 00:53:01.920 Türkiye de bozulmaya başlamışsa İslâm'dan ayrıldığı için bozuluyordur. İslâm'da intihar günahtır. 00:53:02.400 --> 00:53:09.720 İslâm'da sabır sevaptır. Müslüman açlığa idmanlıdır vesaire vesaire. 00:53:09.760 --> 00:53:16.280 İslâm'ın emirlerinden dolayı böyle oluyor. Öbür tarafta da İslâmsızlıktan dolayı suç çok oluyor. 00:53:16.280 --> 00:53:21.960 İnsanlar her türlü tedbiri alıyor ama insanlığın derdine çare bulamıyor. 00:53:22.000 --> 00:53:28.600 Onun için bir zamanlar caddelere yazardı bizim İslâmcı gençler, kocaman kocaman adam boyu harflerle. 00:53:28.680 --> 00:53:39.400 Çok güzel bir slogan yani ibare yazarlardı. Ne yazarlardı? "Çağımız buhranda, kurtuluş İslâm'da." 00:53:39.120 --> 00:53:47.280 Böyle bağırırlardı. Çağımız bunalımda. Kurtuluş da İslâm da. Buhran ne demek? Bunalım demek. 00:53:47.600 --> 00:53:56.880 Çağın insanı bunalımda. Amerikalı artist, milyonlarca para kazanıyor bir çevirdiği filmden. 00:53:57.000 --> 00:54:04.400 Çok güzel köşkleri var. Özel uçağı var. Otomobilleri var. Hizmetçileri var. İntihar ediyor. 00:54:05.760 --> 00:54:17.360 Neden? İnanç olmadığı zaman inançsızlıktan insanlar bunalıma giriyor. İntihar ediyor. Suç işliyor. 00:54:17.440 --> 00:54:28.400 Amerika'da çocuğunu okutan kendisi de iktisat üzerine ihtisas yapan bir kardeşim anlattı. 00:54:28.480 --> 00:54:38.000 Çocuğu zeki, sınıfın en çalışkanıymış. Sınıfın başkanı olmuş, presidenti olmuş. Kız çocuk. 00:54:38.960 --> 00:54:50.120 Ve tabii onlar haftada bir çocukları kiliseye götürüyorlarmış. Bu aile de müslüman, gitmemiş kız kiliseye. 00:54:50.240 --> 00:54:58.200 Sınıfın çalışkanı kiliseye gitmiyor. Babası demiş sakın gitme. Gitmeyeceksin. Hemen babasını çağırmışlar. 00:55:01.000 --> 00:55:06.800 Kalkmış gitmiş. Elektrik yüksek mühendisi arkadaşımız. Devlet Planlama Teşkilatı'nda filan çalıştı. 00:55:06.120 --> 00:55:12.840 Bilgili bir insan. Almancası var, Fransızcası var, İngilizcesi var. Zehir gibi kafası var. 00:55:12.920 --> 00:55:17.800 İcatları var filan, böyle bir insan yani. Çocuğu da öyle. 00:55:17.280 --> 00:55:23.360 Şimdi demişler ki beyefendi, çocuğunu niye kiliseye göndermiyorsun? 00:55:24.440 --> 00:55:31.520 "Ben müslümanım, onun için göndertmiyorum. Ne diye göndereyim kiliseye?" Oo özür dileriz demişler. 00:55:31.640 --> 00:55:43.600 Özür dileriz. Haklısınız. Haklısınız o zaman. Biz sandık ki siz dine karşısınız, dinsizsiniz. 00:55:43.720 --> 00:55:49.520 Kiliseye karşı olunca sandık ki yani Müslümanlığınızdan değil de, onu bilmiyorduk. 00:55:49.600 --> 00:55:55.720 Dinsizsiniz de kiliseyi istemiyorsunuz, ondan böyle söylediğinizi sandık. 00:55:55.800 --> 00:56:04.280 Halbuki biz eğiticiler olarak görüyoruz ki bütün suçlular çocukluğunda sevgi görmeyen, 00:56:04.400 --> 00:56:09.960 ana şefkati görmeyen, dînî terbiye görmeyen insanlar arasından çıkıyor. 00:56:10.000 --> 00:56:15.920 Gangsterler, katiller, esrarkeşler, suçlular, toplumu bozanlar, 00:56:15.960 --> 00:56:21.360 düzeni yıkanlar hep böyle çocukluğunda kötü yetişmiş insanlar arasından çıkıyor. 00:56:21.440 --> 00:56:24.560 Bizim ilkokuldaki amacımız bilgi vermek filan değil. 00:56:24.640 --> 00:56:27.960 Çocuklara dînî duygular aşılamaya 00:56:28.000 --> 00:56:33.760 ve çocukları işte bir şeyleri sevecek insan olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. 00:56:33.800 --> 00:56:38.120 İşte kediyi sevsin kuşu sevsin, hayvanları sevsin filan. 00:56:38.200 --> 00:56:45.280 Böyle iç âlemini dindârâne güzel temiz duygularla dolu olarak geçiştirmeye çalışıyoruz. 00:56:45.320 --> 00:56:50.160 O zaman demişler yani siz demek ki esas itibariyle dinsiz değilsiniz de 00:56:50.280 --> 00:56:56.880 dininiz farklı olduğundan böyle söylemişsiniz. Bizim görevimiz sizin çocuğunuzu da camiye götürmektir. 00:56:56.920 --> 00:57:01.600 Madem öyle, sizin çocuğunuzu da camiye götürmemiz lazım demişler. 00:57:01.640 --> 00:57:07.600 Yani insaflı bir cevap vermişler sonuç itibariyle. Ama söyledikleri söz daha önemli. 00:57:07.760 --> 00:57:13.600 Yani eğitimcilerin incelemelerini sonucu şu; 00:57:13.720 --> 00:57:23.200 bir çocuk küçüklüğünde böyle dînî duyguları almadan yetişirse, sevgisiz saygısız inançsız duasız yetişirse, 00:57:23.280 --> 00:57:34.800 o zaman sonunda anarşist, yıkıcı, geçimsiz bir insan olur. 00:57:34.160 --> 00:57:39.280 Sonunda, onların tabiriyle söylüyorum, asosyal, toplum kaçkını, toplum dışı, 00:57:39.320 --> 00:57:42.920 toplumla savaş halinde olan insan olur diye söylemişler. 00:57:42.960 --> 00:57:52.400 Evet, çağımız bunalımda. Kurtuluş, ilaç, çare İslâm'da. 00:57:52.480 --> 00:57:59.200 Ve İslâm'ın en önemli inanç esasları insana en güzel istikamet veriyor. 00:57:59.280 --> 00:58:08.800 Madem ki âhiret var, madem ki Mahkeme-i Kübrâ var, madem ki yaptığımız bütün işler deftere yazılıyor, 00:58:08.840 --> 00:58:16.120 kayda geçiriliyor, madem ki bu işlerin hepsi zerre kadar hayır, zerre kadar şer hesaba girecek, 00:58:16.160 --> 00:58:24.240 terazide tartılacak iyilikler kötülükler, insan ettiğini bulacak, ektiğini biçecek; o halde ben sorumluyum. 00:58:24.320 --> 00:58:32.120 O halde ben işime, sözüme dikkat etmeliyim. O halde ben Allah'ın seveceği bir insan olmaya çalışmalıyım. 00:58:32.200 --> 00:58:34.800 Allah'ın sevdiği işleri yapmaya çalışmalıyım. 00:58:34.920 --> 00:58:38.760 Allah'ın sevmediği işleri yapmaktan kaçınmalıyım noktasına getiriyor. 00:58:38.800 --> 00:58:42.320 Bizim inancımız toplumu ve insanlığı kurtarıyor. 00:58:42.520 --> 00:58:51.240 Bu inancın olmaması öbür taraftaki bu inançtan mahrum insanları suçlu insan haline getiriyor. 00:58:52.320 --> 00:59:00.400 Olumsuz insan haline getiriyor. Tatsız sevimsiz insan haline getiriyor. Onun için dinimizin kıymetini bilelim. 00:59:00.240 --> 00:59:04.800 Tabii biz bu sözleri niçin söylüyoruz? 00:59:04.160 --> 00:59:08.240 20. yüzyılın tahsili ile yetişmiş, 00:59:08.400 --> 00:59:14.920 20. yüzyılın çağdaş toplumları içinde yaşayan insanlara onların anlayabileceği şekilde 00:59:14.960 --> 00:59:18.120 İslâm'ın gerçek din olduğunu anlatmak için söylüyoruz. 00:59:18.160 --> 00:59:21.920 Ama işin aslı bu kadar uzun ve teferruatlı değil. 00:59:22.000 --> 00:59:25.760 Yani Allah'a inandıktan sonra, âmentüye inandıktan sonra 00:59:25.800 --> 00:59:31.280 bir müslüman bu kadar laf kalabalığını duymasa bile aynı noktaya geliyor. 00:59:31.560 --> 00:59:36.600 Aynı duyguları kazanıyor. Kendiliğinden kazanıyor. 00:59:36.640 --> 00:59:41.960 Onun için Allah'ın üzerimizdeki en büyük nimeti İslâm'dır. Ne mutlu müslüman olanlara! 00:59:42.800 --> 00:59:49.520 Allah İslâm'ının kıymetini bilenlerden eylesin bizleri. İslâm'ını güzel yaşayanlardan eylesin. 00:59:49.600 --> 00:59:52.720 Rızasına uygun hareket edenlerden eylesin. 00:59:52.760 --> 00:59:59.400 Ömrünü Allah'ın sevdiği şekilde geçirip Allah'ın huzuruna sevdiği, 00:59:59.800 --> 01:00:02.400 razı olduğu kul olarak varmayı hepimize nasip eylesin. 01:00:02.680 --> 01:00:09.200 Kahrına, gazabına, cezasına, azabına, ikâbına uğratmadan, cehenneme atmadan, 01:00:09.360 --> 01:00:14.880 ateşlere yakmadan, doğrudan doğruya cennetine soktuğu bahtiyar kullarından eylesin. 01:00:14.960 --> 01:00:18.880 Allah hepinizden razı olsun. Gönüllerinizin muratlarını ihsan eylesin. 01:00:18.920 --> 01:00:21.160 Sübhâne Rabbinâ Rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn. 01:00:21.200 --> 01:00:24.680 Ve selâmun alâ cemî'i'l-enbiyâi ve'l-mürselîne ve âli küllin ecmaîn. 01:00:24.680 --> 01:00:26.680 Velhamdülillahi Rabbi'l-âlemîn. el-Fâtiha.