WEBVTT 00:00:00.709 --> 00:00:10.959 Elhamdülillâhirabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hin. 00:00:10.974 --> 00:00:16.427 Kemâ yenbegî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. 00:00:16.474 --> 00:00:21.867 es-Salâtü ve's-selâmu alâ hayra halkıhî seyyidinâ Muhammedin 00:00:21.876 --> 00:00:30.794 ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: 00:00:30.959 --> 00:00:33.420 Aziz ve muhterem kardeşlerim! 00:00:33.417 --> 00:00:38.335 Rabbimiz; ömrümüzün sonuna emaneti Rabbimiz'e teslim edinceye kadar 00:00:38.375 --> 00:00:46.792 hep rızasına uygun işler yapmayı, ibadetlerimizi yerli yerince ifâ etmeyi, 00:00:47.792 --> 00:00:57.501 rızasını kazanmayı nasip eylesin. Yolundan ayırmasın. Tembelliğe, gaflete düşürmesin. 00:00:57.584 --> 00:01:05.584 Nefse şeytana uydurmasın. Rızasına muhalif işler yaptırmasın. Gazabına uğratmasın. 00:01:05.626 --> 00:01:09.430 Sevdiği, razı olduğu kul eylesin. 00:01:12.292 --> 00:01:20.918 Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde Sûretü'l-Enbiyâ, Enbiya sûresinde [buyuruyor]. 00:01:21.459 --> 00:01:29.918 Aşağı yukarı 331. sayfa, Kur'ân-ı Kerîm'de numaralamadan dolayı bazen iki sayfa fark eder. 00:01:29.876 --> 00:01:40.251 Enbiyâ sûresinin 97. âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki; 00:01:40.292 --> 00:01:49.667 Vakterabe'l-va'dü'l-hakku fe izâ hiye şâhisatün ebsârullezîne keferû yâ veylenâ 00:01:49.792 --> 00:02:04.668 kad kunnâ fî gafletin min hâzâ be'l-kunnâ zâlimîne. Sadakallâhü'l-azîm. Bunun mânası şu: 00:02:04.709 --> 00:02:11.251 Vakterabe. "Yakınlaştı, vakit olarak yakınlaştı." 00:02:11.292 --> 00:02:26.375 el-Va'dü'l-hakku. "Hak olan vaad, Allah'ın hak olan vaadi yakınlaştı."Allah'ın hak olan vaadi nedir? 00:02:26.584 --> 00:02:45.293 Bu fâni dünyanın sona ereceği, kıyametin kopacağı ve insanların kıyamet koptuktan sonra 00:02:45.334 --> 00:02:52.334 kabirlerinden kalkıp mahşer yerinde toplanacağı gün! 00:02:52.584 --> 00:03:02.430 İsrafil aleyhisselam'ın sura üfürdüğü zaman kâinatın hercümerç olacağı gün! 00:03:02.209 --> 00:03:07.292 Göklerin yarılıp yıldızların birbirleriyle tokuştuğu, 00:03:07.334 --> 00:03:15.417 ayın güneşin birbirine karıştığı, dağların hallaç pamuğu gibi atıldığı gün! 00:03:16.375 --> 00:03:26.251 O yaklaştı, Allah'ın o vaadi yaklaştı! Aziz ve muhterem kardeşlerim! 00:03:26.250 --> 00:03:33.292 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ashâbı rıdvanullahi aleyhim ecmaîn 00:03:33.459 --> 00:03:40.960 kıyametin korkusu içinde yaşamışlardır. Kıyamet kopuverecek mi, diye korkmuşlardır. 00:03:41.000 --> 00:03:51.334 Peygamber Efendimiz kıyametin kendi zamanına yakın olacağını buyurduğundan endişe etmişlerdir. 00:03:52.667 --> 00:03:55.667 Korkulu bir olayla karşılaştıkları zaman; 00:03:55.667 --> 00:04:01.750 "Acaba kıyamet kopuyor mu yoksa, kopmaya başladı mı?.." diye titremişlerdir. 00:04:01.876 --> 00:04:16.335 Bir keresinde güneş tutuldu, korktular! Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde bildiriyor ki; 00:04:16.375 --> 00:04:23.584 "Dünya üzerinde lâ ilâhe illallah diyen insanlar bulunduğu müddetçe kıyamet kopmayacak!" 00:04:23.626 --> 00:04:32.168 İnsanlar imanlı yaşadıkça ibadet ettikçe zikreyledikçe bu müddet genişleyecek! 00:04:32.292 --> 00:04:43.840 Kâfirler azıtıp hâkim olunca yeryüzünde lâ ilâhe illallah, Allah Allah diyen insan bırakmayınca, 00:04:43.250 --> 00:04:53.584 kalmayınca o zaman kıyamet en şerli insanların başında kabak gibi patlayacak! 00:04:53.667 --> 00:05:04.626 Ondan evvel bir duman çıkacağı, mü'min olanların o koyu dumanda öleceği bildiriliyor. 00:05:04.709 --> 00:05:12.668 Mü'minler kıyameti tatmayacaklar, o korkunç günü yaşamayacaklar. 00:05:12.709 --> 00:05:17.418 Allah onların emanetini, ondan evvel alacak. 00:05:17.459 --> 00:05:26.668 Kıyamet şerli insanların başına patlayacak, onlara kopacak! Yakın! 00:05:30.209 --> 00:05:38.334 Ne zaman kopacağını Allah kendisine bildirmediği için Peygamber Efendimiz de söylememiş. 00:05:38.417 --> 00:05:48.251 Hatta bir gün topluca oturdukları esnada beyaz elbiseli, beyaz sakallı, heybetli, 00:05:48.250 --> 00:05:55.709 tertemiz giyimli bir kişi geldi geldi geldi; kalabalık içinden Peygamber Efendimiz'in yanına 00:05:55.792 --> 00:06:04.376 önüne diz çöktü, oturdu. Dizini Peygamber Efendimiz'in dizine değdirdi. O kadar yakın oturdu. 00:06:04.459 --> 00:06:13.542 Herkes baktı, tertemiz giyimli bir itibarlı kişi. Ama kim? Kimse tanımıyor. 00:06:15.959 --> 00:06:24.420 Medine'den Peygamber Efendimiz'in yakınında oturan insanlardan değil. Kimse tanımıyor. 00:06:24.125 --> 00:06:35.709 Uzaktan gelse elbiselerinde yolculuğun yorgunluğu, tozu, kırışıklığı buruşukluğu, olması lazım. 00:06:35.751 --> 00:06:39.918 Gıcır gıcır, tertemiz, bembeyaz, güzel elbiseli. 00:06:41.292 --> 00:06:48.375 Üzerinde seyahatten gelmiş bir insan hâli, tozu toprağı, teri, yorgunluğu da yok. 00:06:49.584 --> 00:06:56.918 Sonra geldi, Peygamber Efendimiz'in yanına oturdu. Dizini dizine değdirdi, millet şaşırdı. 00:06:58.417 --> 00:07:03.840 Hayret ettiler, merak ettiler. Dikkatlerini topladılar, bakıyorlar. 00:07:03.167 --> 00:07:10.834 Dedi ki;"Yâ Muhammed! İslâm nedir, bana söyle!" 00:07:10.834 --> 00:07:14.840 Peygamber Efendimiz de İslâm'ın ne olduğu söyledi. 00:07:16.125 --> 00:07:23.375 "İslâm'ın şartları" diye çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyleri söyledi. "Doğru söyledin." dedi. 00:07:23.417 --> 00:07:26.209 Bu sefer daha çok şaşırdılar. 00:07:26.250 --> 00:07:32.333 "Allah Allah! Hem soruyor hem de; 'Doğru söyledin!' diyor. Kimse böyle demez." 00:07:32.334 --> 00:07:40.850 Çünkü herkes; Allahu ve resûluhû a'lemu, "Allah ve Resûlü daha iyi bilir." derdi. 00:07:40.167 --> 00:07:46.167 Bir şey sorulduğu zaman Peygamber Efendimiz'i tasdik etmek, o konuları bilmeyi gerektirir. 00:07:46.209 --> 00:07:51.918 Biliyor da ondan tasdik ediyor. "Doğru söyledin." dedi. Şaşırdılar. 00:07:52.000 --> 00:07:58.420 "Peki, imanı söyle yâ Muhammed!" dedi. Peygamber Efendimiz imanın şartlarını da söyledi: 00:07:58.830 --> 00:08:04.875 "Şunlara şunlara inanmaktır.""Doğru söyledin." dedi. Yine şaşırdılar. 00:08:05.830 --> 00:08:18.709 "Peki, ihsanı söyle, ihsan ne demek?" Onu da söyledi. "Peki, kıyamet ne zaman kopacak?" 00:08:18.834 --> 00:08:21.959 Bir de onu sordu. Peygamber Efendimiz; 00:08:22.420 --> 00:08:36.668 Mel-mes'ûlü anhü bi-a'leme mine's-sâil, "Bu konuda soru sorulan, kendisine sorunun sorulduğu kişi; 00:08:36.667 --> 00:08:42.626 soruyu sorandan daha bilgili değil!" dedi. O da bilmiyor o da bilmiyor. 00:08:43.792 --> 00:08:47.501 Ama alametleri var. Kıyametin alametleri var. 00:08:47.542 --> 00:08:56.293 Zamanını sene olarak söyleyemeyiz ama kıyametin birtakım alametleri var: 00:09:00.709 --> 00:09:08.126 Kötülüklerin yaygınlaşması, edepsizliklerin, çirkin, müstehcen işlerin yaygınlaşması, 00:09:08.167 --> 00:09:17.459 iyiliklerin azalması; edepsiz, küstah, dinsiz imansız insanların yönetime, başa geçmesi; 00:09:17.918 --> 00:09:26.100 alim, fâzıl, kâmil insanların hor olması; kızların, analarına-babalarına âsi gelmesi… 00:09:28.834 --> 00:09:38.585 Alametlerini saydı. Tabii o şahıs kalktı gitti. 00:09:39.959 --> 00:09:44.626 Peygamber Efendimiz; "Bunun kim olduğunu bildiniz mi?" dedi. 00:09:45.501 --> 00:09:49.210 "Bilemedik yâ Resûlullah! Hayret ettik, bilemedik; kim?" 00:09:49.292 --> 00:09:58.100 "Bu Cebrail aleyhisselam idi. İnsan suretinde geldi. Sorular sordu ki siz dininizi öğrenin! 00:09:58.420 --> 00:10:04.334 Gözünüzün önünde sorulu cevaplı; hatırınızda iyice kalsın, 00:10:04.334 --> 00:10:09.376 dininizi öğrenin diye dininizi öğretmek için geldi!" dedi. 00:10:09.417 --> 00:10:16.293 Demek ki Allah; meleklere insan suretinde, 00:10:16.292 --> 00:10:25.168 insanların görebileceği şekillerde görünebilme kabiliyeti vermiş. Görünebilir, bunun misalleri çok. 00:10:25.876 --> 00:10:30.585 Bu hadis de sahih bir hadîs-i şerîf! Bu da herkesin gözü önünde cereyan etti. 00:10:30.584 --> 00:10:40.335 Demek ki o zaman Cebrail, herkesin görebileceği şekilde görüldü. Bizim konumuzla ilgili tarafı nedir? 00:10:40.375 --> 00:10:48.209 Kıyametin hangi sene kopacağını Cebrail aleyhisselam da bilmiyor Peygamber Efendimiz de bilmiyor! 00:10:48.292 --> 00:10:54.840 Çünkü; Lâ yücellihâ li-vaktihâ illâ hüve. 00:10:54.125 --> 00:10:58.334 Kıyametin vaktini ancak Allah biliyor, kimseye söylememiş. 00:10:58.375 --> 00:11:02.500 Sekulet fi's-semâvâti ve'l-ard. "Yere göğe çok ağır gelir!" 00:11:02.542 --> 00:11:12.209 Çok korkunç bir olay, Allah'ın bildirmediği konulardan birisi! 00:11:14.125 --> 00:11:22.208 Benim küçüklüğümde nereden duymuşsa rahmetli anam derdi ki; 00:11:22.375 --> 00:11:30.417 "Bin üç yüzde kalmam, bin beş yüze varmam!" dermiş. 00:11:31.834 --> 00:11:37.959 "Bin üç yüzlü senelerde kalmam, bin beş yüzlü seneye kadar da gitmem!" 00:11:38.000 --> 00:11:45.292 Büyüklerimiz nereden çıkartmışlarsa kitapların neresinden öğrenmişlerse öyle söylerlerdi. 00:11:45.334 --> 00:11:51.100 Biz şimdi hangi senedeyiz? Bin dört yüz on dokuz. 00:11:51.420 --> 00:11:59.840 Vaziyet, müslümanların vaziyeti nasıl, dünya üzerinde İslâm'ın durumu nasıl? 00:11:59.167 --> 00:12:03.626 Peygamber Efendimiz'in söylediği alametler görülüyor mu? 00:12:04.542 --> 00:12:11.168 Emin olun, çoğu görülüyor! Emin olun görülüyor! Şaka değil! 00:12:12.167 --> 00:12:22.501 İşler tam tersine döndü ve Peygamber Efendimiz'in kıyamet alameti olarak söylemiş olduğu 00:12:22.459 --> 00:12:29.126 eşrât-ı sâah denilen kıyametin alametlerinin çoğu görülüyor! 00:12:29.209 --> 00:12:36.584 Fekad câe eşrâtuhâ. Muhterem kardeşlerim! Alametleri çoğu görünüyor: 00:12:36.751 --> 00:12:42.210 "İnsanlar sokak ortasında cinsî münasebette bulunacak." diye bildiriyor. 00:12:42.334 --> 00:12:48.543 O bile oldu, Türkiye'de bile oldu!Ben bir gün ikindi namazına gittim. Ankara'da 00:12:49.420 --> 00:12:52.251 Camii'nde; aşağıda Keçiören'e giden yol var. 00:12:52.250 --> 00:12:59.168 Yolun karşısında da Aydınlık Evler Mahallesi var, Subayevleri mahallesi var. Orası kayalık. 00:12:59.209 --> 00:13:08.334 Kayalardan iki kişi çıkmışlar. Evler biraz kayaların öbür tarafında, orada bu menfur 00:13:08.334 --> 00:13:12.876 ve iğrenç işi alenen yapmaya başlamışlar. 00:13:12.876 --> 00:13:20.668 Cami cemaati bu taraftan yuhalamış, onlar cami cemaatine bağırmışlar, kalkmışlar gitmişler vs. 00:13:20.751 --> 00:13:27.751 Ben camiye gittim ki cami kaynıyor! Namaza gittim. Böyle oldu hocam, dediler. 00:13:27.834 --> 00:13:32.668 İnsanlar o kadar sapıtmış, o kadar şaşırmış! 00:13:32.751 --> 00:13:35.960 Bu kadar müstehcenleşmiş, bu kadar küstahlaşmış, 00:13:36.000 --> 00:13:43.792 bu kadar imansız, insafsız, edepsiz, bu kadar terbiyesiz!.. Emin olun şartları yaklaşmış. 00:13:43.792 --> 00:13:47.959 Müslümanlar her yerde mağdur! Çok mağdur olduğu yerler 00:13:48.000 --> 00:14:03.830 Bosna Hersek, Çeçenistan, Keşmir, Cezayir, Mısır… Sokaklarda koşturuyorlar, insan avlıyorlar; vuruyor! 00:14:03.209 --> 00:14:06.376 Çok mağdur olduğu yerler var, az mağdur olduğu yerler var 00:14:06.417 --> 00:14:16.209 fakat hiçbir yerde iç açıcı bir durum görünmüyor maalesef! 00:14:16.834 --> 00:14:18.710 Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; 00:14:18.709 --> 00:14:22.460 En telide'l-emetü rabbetehâ. 00:14:23.584 --> 00:14:33.335 "Kıyamet alametlerinden birisi de cariyelerin, köle kadının hanımefendisini doğurmasıdır!" 00:14:33.876 --> 00:14:37.668 Bu nasıl olur, nasıl olur, nasıl olur?.. 00:14:37.751 --> 00:14:52.850 Köle, çocuk doğurursa o da köle olur. Efendisinden doğurmuşsa çocuğu yine tam [efendi] olmaz. 00:14:52.834 --> 00:14:58.959 "Hanımefendisini doğurması" ne demek? Bazıları şöyle izah ediyorlar: 00:14:59.000 --> 00:15:07.584 Kız çocuğu anasına sanki annesi köle de kız sanki hanımefendi gibi dikleniyor! 00:15:07.542 --> 00:15:11.460 Bağırıyor çağırıyor, emrediyor, laf dinlemiyor! 00:15:11.542 --> 00:15:17.709 Resûlullah Efendimiz bunu niye kıyamet alameti olarak bu cümle ile söylemiş olabilir? 00:15:17.792 --> 00:15:27.751 Erkek çocuğu haylazdır, dışarıda gezer. Anasını dinlemez. Güler. Tamam tamam, der; atlatır. 00:15:27.792 --> 00:15:34.710 Erkek çocuğu yapar. Ama kız çocuğu anasının dizinin dibindedir, kız çocuğu terbiyelidir. 00:15:34.709 --> 00:15:40.293 O anasına diklenmez idi eskiden! 00:15:40.417 --> 00:15:50.100 Demek ki kız çocuğu da artık raydan çıkacak, anasına âsi gelecek, laf dinlemeyecek duruma gelecek! 00:15:50.420 --> 00:15:55.918 Bir kere ahlâk çok bozulacak, kötü huylar yaygınlaşacak! 00:15:55.918 --> 00:15:59.585 İlmin kıymeti kalmayacak, alimin kıymeti kalmayacak! 00:15:59.667 --> 00:16:09.293 İşte o zaman kıyametin kopma zamanı yaklaşmış bulunuyor! Vaktereba'l-va'dü'l-hak. 00:16:09.292 --> 00:16:15.709 Allah vaad etti ya; bu dünya bozulacak, bu kıyamet kopacak! Onun vakti yaklaştı. 00:16:15.792 --> 00:16:23.209 Tabii Allah'ın indinde, Allah katında zaman bizimki gibi değil! 00:16:23.250 --> 00:16:28.417 Ve inne yevme inde rabbike ke-elfi senetin mimmâ teuddûne. 00:16:28.459 --> 00:16:35.430 "Allah indinde bir gün sizin saydığınız bin yıl gibidir!" diye bir âyet-i kerîme [var]. 00:16:35.167 --> 00:16:43.918 Büyüklerimizin atasözü olarak söylediği sözde bizim ahâli; "Allah'ın işi temiz, eli geç!" der. 00:16:43.959 --> 00:17:02.418 "İşi temiz, eli geç!" Acele etmez, mânasına kullanırlar. "Allah ihmal etmez, imhal eder!" 00:17:02.501 --> 00:17:14.335 Allah boş vermez. Görür, bilir, mühlet verir; ihmal etmez ama imhal, mühlet verir. 00:17:14.834 --> 00:17:21.917 Onun için tabii Peygamber Efendimiz'in yaşadığı zamandan ne geçmiş? 00:17:22.000 --> 00:17:25.876 Peygamber Efendimiz zamanından bin dört yüz küsur yıl geçmiş! 00:17:25.918 --> 00:17:36.252 Kur'ân-ı Kerîm'in ölçüsüne göre bir buçuk gün geçmiş! Çok değil gibi, bir buçuk yıl geçmiş gibi! 00:17:36.334 --> 00:17:45.876 Ne zaman kopacağını bilmiyoruz fakat bir hadîs-i şerîfi biliyoruz ki; 00:17:45.918 --> 00:17:55.419 "İnsanın kendisi öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir!"Kişinin kişisel, özel kıyameti nedir? 00:17:55.459 --> 00:17:57.542 Kendisinin ölmesi! 00:17:57.667 --> 00:18:06.501 "Adam öldü mü -kadın veya adam- kişi öldü mü onun kıyameti kopmuştur, onun işi bitti, defteri dürüldü. 00:18:06.542 --> 00:18:12.834 Adam öldü mü defteri dürüldü!" Benim ölümüm ne zaman? Hadi bakalım, çık da bir iddia da bulun: 00:18:12.834 --> 00:18:16.168 "Ben daha şu kadar sene yaşayacağım." diyebilir misin? 00:18:16.459 --> 00:18:23.960 "Turp gibi sıhhatliyim, çok sağlıklıyım. Her gün idman yapıyorum. Şu kadar koşuyorum…" 00:18:24.420 --> 00:18:30.584 Melbourne'da bir arkadaş ne kadar koşuyorum, dedi? Hayret ettik, ağzımız açık kaldı. 00:18:30.667 --> 00:18:39.501 Bizim rahmetli amcazade; "Boş yere koşacağına bir fakirin tarlasında çapalasana?" derdi. 00:18:39.626 --> 00:18:48.293 O da boş koşmayı hoş görmezdi. Kimse; "Çok sıhhatliyim, şu kadar yaşarım." diyemez.Neden? 00:18:48.375 --> 00:18:55.209 Bir vasıtaya biner, bir kaza olur; ölür. Olay olan yerde bir kurşun sekiyor, ölüyor. 00:18:55.292 --> 00:19:03.751 Hiç ilgisi olmayan kişi ölüyor, Bir sekte-i kalpten yürürken gidiyor. 00:19:03.751 --> 00:19:09.460 "Yahu sabahleyin konuştuk! Az önce selam verdi, dükkâna uğradı. Merhaba, dedi… Eve giderken ölmüş!.." 00:19:09.459 --> 00:19:19.100 Kimse de; "Yahu bu niye erkenden öldü?" demiyor. Daha değişik şekillerde ölüyor da yaşlılar duruyor. 00:19:19.420 --> 00:19:22.167 Kimse; "Bu yaşlı niye ölmedi de genç niye öldü?" diyemiyor! 00:19:22.209 --> 00:19:27.251 Gençlerden de ölüyor, bebeklerden de çocuklardan da ölüyor! 00:19:27.334 --> 00:19:30.126 Demek ki insan öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir. 00:19:30.125 --> 00:19:38.334 O kıyamet burnumuzun ucunda, hemen yakın! Neredeyse toslayacağız, belli değil! 00:19:38.375 --> 00:19:45.876 Bunları niçin söylüyorum? Muhterem kardeşlerim! Hazırlıklı olmak lazım! Gafleti bırakmak lazım! 00:19:45.918 --> 00:19:53.460 Allah'ın iyi kulu olmak, Allah'ın emrini tutmak lazım. Abdestli gezmek lazım, gafleti bırakmak lazım. 00:19:53.542 --> 00:19:57.917 Bu hayat insana imtihan olarak bir defa verilmiş bir fırsat; 00:19:57.918 --> 00:20:05.960 iki defa hayat yok, üç defa, beş defa hayat yok! Tekrar tekrar tecrübe yok! Bir tecrübe, bir imtihan! 00:20:06.420 --> 00:20:10.709 Kazanan cennete gidecek, kazanmayan cehenneme gidecek! O kadar önemli! 00:20:10.751 --> 00:20:13.430 Bu hayatı boşa geçirmemek lazım! 00:20:13.830 --> 00:20:18.709 Bu hayatta imtihanı kazanmak için çok uğraşmak, çok gayret etmek, çok dikkat etmemiz lazım. 00:20:18.751 --> 00:20:27.876 Akıllı olan, imanlı, ihlâslı olan insan böyle düşünür ve bunun tedbirini alır ve hareket eder. 00:20:27.918 --> 00:20:35.544 Hepimizin hemen ölecekmiş gibi âhireti düşünerek her işimizi öyle yapmamız lazım. 00:20:35.584 --> 00:20:42.834 Bizim gülecek hâlimiz yok, bizim şaka yapacak hâlimiz yok! Biz gafletimizden gülüyoruz. 00:20:42.918 --> 00:20:48.419 Bizim oturup ağlamamız lazım, daima ağlamamız lazım! 00:20:48.584 --> 00:20:56.376 Vakterabe'l-va'dü'l-hakku. "Allah'ın vaadi yakınlaştı!" Fe izâ hiye şâhisatün ebsârullezîne keferû. 00:20:56.459 --> 00:21:01.430 "O olaylar başladığı zaman, o gün geldiği zaman bir de bakarsın ki 00:21:01.830 --> 00:21:07.709 o kâfirlerin gözleri fal taşı gibi açılmış, gözleri kocaman olmuş, gözleri dışarı fırlamış!" 00:21:07.751 --> 00:21:13.377 Ne oluyor, ödün patladı değil mi? Neydi o evvelki çalımlar? 00:21:13.459 --> 00:21:21.501 Kıyamet kopmadan önceki o çalımlı yürüyüşün, o edepsiz sözlerin, o inkârların, inatların, 00:21:21.542 --> 00:21:26.501 o terbiyesizliklerin ne oldu?.. Korkudan gözleri açılacak! 00:21:26.542 --> 00:21:35.584 Yâ eyyühe'n-nâs kad kunnâ fî gafletin min hâzâ. Ne diyecekler? "Eyvah! Yazıklar olsun bize! Tuh be!" 00:21:35.626 --> 00:21:42.585 Yâ veylenâ. "Bize veyl olacak, yazıklar olsun bize!" Kad kunnâ fî gafletin min hâzâ. 00:21:42.626 --> 00:21:46.876 "Biz bundan gafilmişiz, bu olaydan gaflet içindeymişiz! 00:21:46.959 --> 00:21:51.626 Vay be! Hiç düşünmemişiz, hiç olacak gibi gelmemişti bize!" 00:21:51.876 --> 00:22:01.100 Bel kunnâ zâlimîne."Ne gafleti; biz zalimlermişiz, zalim imişiz ki 00:22:01.420 --> 00:22:08.834 bu kıyametin kopacağını hiç düşünmedik de hiç hazırlanmadık, hiç imana gelmedik!" diyecek. 00:22:09.584 --> 00:22:19.834 Herkes korkar! Ölüm yaklaştığı zaman herkes korkar, öleceğini anladığı zaman herkes korkar! 00:22:19.834 --> 00:22:27.752 Ölüm tehlikesi olan yerden herkes korkar, bucak bucak kaçar! Ölüm kolay bir hadise değildir! 00:22:27.834 --> 00:22:37.668 Kıyamet kolay bir hadise değildir, çok çok zor bir olay! Sekulet fi's-semavâtî ve'l-ard. 00:22:37.667 --> 00:22:40.876 Bu olaylar yerde ve gökte çok ağır olacak! 00:22:40.876 --> 00:22:46.668 Çok ağır olaylar olacak, yere göğe çok ağır gelecek olaylar, çok müthiş olaylar! 00:22:48.751 --> 00:22:54.293 İnneküm ve mâ ta'budûne min dûnillâhi hasebu cehenneme. 00:22:54.375 --> 00:23:02.167 "Ey kâfirler! Hem sizler hem de Allah'ı bırakıp da tapındıklarınız [cehenneme gireceksiniz]!" 00:23:02.292 --> 00:23:11.375 Wollongong'taki Budist mabediniz, bilmem neredeki put, bilmem neredeki haç, kiliseler, havralar, 00:23:11.375 --> 00:23:25.251 mabetler, tapınaklar, heykeller vs. sizler ve tapındıklarınız; hepsi cehennemin yakıtı malzemesi olacak!" 00:23:25.292 --> 00:23:39.542 Entüm lehâ vâridûne. "Ey kâfirler! O cehenneme gireceksiniz, o cehenneme tıkılacaksınız! 00:23:40.876 --> 00:23:49.251 Hem siz hem de tapındıklarınız!"Allah tapınılan ilahları da cehenneme atacak, onlar da cehenneme gidecek! 00:23:49.334 --> 00:23:54.168 Lev kâne hâulâi âliheten mâ ve küllün fî hâ hâlidûne. 00:23:54.209 --> 00:24:00.127 "Onların ilahlığı olsaydı ulûhiyeti, tanrılıkları olsaydı cehenneme tıkılırlar mı?" 00:24:00.125 --> 00:24:06.626 Tıkılmazlardı! İşte tanrı olmadıkları anlaşılsın diye Allah onların da hepsini cehenneme tıkacak, 00:24:06.667 --> 00:24:14.420 tapındıkları da kendileri de cayır cayır cehenneme girip cayır cayır yanacaklar! 00:24:17.000 --> 00:24:25.459 Ve küllün fî hâ hâlidûn. "Hepsi cehennemde ebediyen kalacaklar!" 00:24:25.501 --> 00:24:32.127 Hâlidûn. "Ebediyen, ebediyen kalacaklar!" Biraz yanıp çıkma yok! 00:24:32.209 --> 00:24:40.168 Daimi, kâfirler cehennemde ebedî yanacaklar, putlar cehennemde ebedî yanacaklar, 00:24:40.250 --> 00:24:44.375 inançsızlar müşrikler ebediyen yanacaklar!" 00:24:45.000 --> 00:24:58.626 Lehüm fî hâ zefîrün ve hüm fî hâ lâ yesme'ûne. "Orada onlara zikir olacak ve onlar hiç duymayacaklar!" 00:24:59.375 --> 00:25:04.709 İnnellezîne sebekat lehüm minne'l-hüsnâ ülâike anhâ müb'adûne. 00:25:04.751 --> 00:25:21.918 "Ama bizim kendilerine hüsnayı, iyiliği, cenneti, mükâfatları nasip ettiğimiz, kaderlerine onlar yazılmış kimseler; 00:25:21.959 --> 00:25:36.918 cehennemde soluyan ateşler içinde inleyen feryâd u figân eden insanlardan olmayacaklar, 00:25:36.918 --> 00:25:42.836 onlardan uzak olacaklar!" Onlar mü'min, onlar mükâfata erecekler! 00:25:42.918 --> 00:25:52.460 Lâ yesme'ûne hasîsehâ. "Cehennemin hışırtısını duymayacaklar!" 00:25:54.125 --> 00:25:58.250 Ve hüm fî meştehet enfüsühüm hâlidûne. 00:25:58.292 --> 00:26:11.168 "Mü'minler; canlarının, nefislerinin istediği nimetler, mükâfatlar, yiyecekler içecekler, huriler, köşkler, 00:26:11.167 --> 00:26:20.459 havuzlar, meyveler içinde ebedî olarak kalacaklar!" Sen hangisini isterdin? 00:26:20.501 --> 00:26:33.200 Elbette cennet nimetlerini ve ebedî saadeti ister! Ama istemek nasıl olacak? 00:26:33.420 --> 00:26:34.918 Peygamber Efendimiz diyor ki; 00:26:34.959 --> 00:26:42.585 "Allahu Teâlâ hazretleri cenneti isteyene cenneti verecek, cehennemi isteyene cehennemi verecek!" 00:26:42.626 --> 00:26:44.835 Diyorlar ki; "Yâ Resûlullah! Kim cehennemi ister ki! 00:26:44.876 --> 00:26:47.876 Herkes cenneti ister, cehennemi isteyen olur mu?.." 00:26:47.834 --> 00:26:51.460 "Ben cehennemi istiyorum." [diyen] olmaz, herkes cenneti ister. 00:26:51.501 --> 00:26:59.876 Cenneti isteyen a'mâl-i sâlihası ile ibadet ve taatiyle cenneti istediğini fiilen gösterecek! 00:26:59.918 --> 00:27:02.502 Oturduğu yerden, "İstiyorum." değil! 00:27:02.542 --> 00:27:14.334 Cennetin talipleri cennete götürecek ibadetleri, hayırları yapacak. Kesenin ağzını açacak. 00:27:14.417 --> 00:27:21.126 Gafleti, tembelliği bırakacak. Allah yolunda koşturacak, çalışacak, ibadet edecek, 00:27:21.125 --> 00:27:26.167 hayır hasenât yapacak, eser bırakacak, müslümanlara faydalı olacak… 00:27:26.292 --> 00:27:33.834 Böyle yapan, cenneti istiyor demektir. Böyle yapmayıp da günahlara dalan da cehennemi istiyor demektir. 00:27:35.125 --> 00:27:36.459 Sen cehennemi mi istiyorsun? 00:27:36.459 --> 00:27:44.126 Hep meyhaneden kerhaneye, kerhaneden kumarhaneye, kumarhaneden keyfe, 00:27:44.125 --> 00:27:49.208 oradan bilmem nereye… Sen ne istiyorsun yahu? Belanı mı istiyorsun sen? 00:27:49.334 --> 00:27:53.835 Cehennemi mi istiyorsun, sen ne yapıyorsun?!.. Bazısına ne derler? 00:27:53.834 --> 00:28:02.710 "Sen belanı mı istiyorsun?" derler. "Sabah sabah belanı mı arıyorsun, bela mı arıyorsun?" derler. 00:28:02.751 --> 00:28:05.502 Onlar da cehennemi istiyor da ondan yapıyor! 00:28:05.584 --> 00:28:09.876 Allah'ın yasak ettiği her şeyi yapıyor. Titremeden, korkmadan yapıyor. 00:28:09.918 --> 00:28:18.544 Çocukları iyi yetiştirmek lazım. Küçükten öğretmek lazım, korkutmak lazım, anlatmak lazım. 00:28:18.626 --> 00:28:25.876 Bu kafanın içine bu bilgiler girmeyince bu bilgileri bilmeyince insan nasıl müslüman olsun, 00:28:25.918 --> 00:28:30.460 nasıl günahtan kaçınsın, sevaplı işleri nasıl işlesin?!.. 00:28:30.501 --> 00:28:35.210 Sevaplı işlerin listesini yapacağız, çocuklara öğreteceğiz. 00:28:35.250 --> 00:28:39.876 Günahlı işlerin listesini yapacağız, çocuklara bildireceğiz: 00:28:39.918 --> 00:28:45.377 "Aman evladım! Bu günahlı işleri yapma yavrum! Yalan söyleme yavrum! 00:28:45.334 --> 00:28:51.709 Haram yeme yavrum! Hırsızlık yapma! Can yakma!.." vs. 00:28:51.709 --> 00:28:56.543 Bildiklerimiz var, bilmediklerimiz var. Bildiklerimizi biliyoruz. 00:28:56.542 --> 00:29:05.917 Mesela adam öldürmekten kaçınıyoruz, mesela kesin olarak içkiden kaçınıyoruz…Ama yalan da günah?!.. 00:29:05.959 --> 00:29:12.460 Yalandan kaçınmıyoruz! Yalanın bini bir para; piyasası o kadar ucuz, o kadar bol! 00:29:12.501 --> 00:29:15.210 Yalan yalan yalan… 00:29:15.125 --> 00:29:20.917 Halbuki;İnne'l-ahde kâne mes'ûlâ. "İnsan ahdinden sorumludur."Allah soracak: 00:29:20.918 --> 00:29:26.918 "Sen ahdettin, anlaşma yaptın; niye uymadın?" diye Allah soracak.Sonuç çok önemli: 00:29:27.420 --> 00:29:31.501 Mü'min yalan söylemez, mü'min doğru sözlüdür! 00:29:31.542 --> 00:29:39.709 Aleyhine de olsa; kendisinin, anasının-babasının, akrabasının menfaatinin aleyhine bile olsa 00:29:39.709 --> 00:29:46.126 doğruluktan ayrılmaz, doğru söyler! Öyle yapmıyor! Yalanın bini bir para! 00:29:45.792 --> 00:29:51.668 Dargınlık haram; konuşmuyor, dargın! Dargınlık haram! 00:29:51.751 --> 00:29:57.377 Bir müslümanın bir müslümana üç günden fazla dargın kalması haram, yapıyor! 00:29:57.417 --> 00:30:04.500 Günahları öğreneceğiz, bunların hepsinin günah olduğunu önemli olduğunu bildireceğiz! 00:30:04.584 --> 00:30:07.709 Müslüman; güle oynaya yalan söylüyor. 00:30:07.751 --> 00:30:16.751 Gâvurdan gelme "Nisan bir" oyunlarıyla bir de yalanı çocuklara oyun hâline getiriyoruz: 00:30:16.834 --> 00:30:26.418 Tertipli düzenli tiyatro sahnesi gibi süslü püslü yalan! 00:30:26.501 --> 00:30:30.252 Seni inandırıyor, ondan sonra kasıkları patlayacak kadar gülüyor! 00:30:30.292 --> 00:30:36.417 "Kandırdım, Nisan bir!" diyor. Sen de bayağı bir inanıyorsun vs. Yalan! 00:30:36.834 --> 00:30:41.209 Müslümanın şaka olarak bile yalan söylememesi lazım! 00:30:41.250 --> 00:30:46.250 Peygamber Efendimiz şaka yapardı, Peygamber Efendimiz'in şakacılığı var. 00:30:46.250 --> 00:30:52.375 Şaka yapardı ama doğru sözle şaka yapardı. Mesela kadının birisine demiş ki; 00:30:52.417 --> 00:31:00.792 "Senin gözünde ak var." demiş. Peygamber Efendimiz; "Gözünde ak var." deyince o da telaşlanmış. 00:31:00.876 --> 00:31:06.251 Telaşlanınca demiş ki; "Herkesin gözünde ak yok mu?" Var, gözün akı var karası var. 00:31:06.334 --> 00:31:12.334 Takılmış. O da sevdiği bir kimseydi demek ki…Sonra ihtiyar bir kadına demiş ki; 00:31:12.417 --> 00:31:18.500 "İhtiyarlar cennete gidemeyecek!" Baktı üzülüyor. "Gençleşecek." demiş. 00:31:18.918 --> 00:31:23.850 Öyle kamburuyla buruşuğuyla cennete girmeyecek! 00:31:23.292 --> 00:31:32.126 Renovation, tertemiz, pırıl pırıl, gıcır gıcır, yepyeni olacak. 00:31:32.167 --> 00:31:38.376 Cennete girerken ağrılar sızılar, diz ağrıları, bel ağrıları, baş ağrıları vs. şeyler yok, 00:31:38.459 --> 00:31:46.418 cennette mahzun olmak yok! Latifeyi yapardı ama doğru olan sözle yapardı. 00:31:47.501 --> 00:31:56.501 Şaka değil de latife latif bir şekilde yapılabilir ama her şeyi doğru olacak. 00:31:56.542 --> 00:32:05.709 Lâ yahzenühümü'l-fezeü'l-ekberü. "Mü'minleri; o kıyamet gününün müthiş korkuları, 00:32:05.751 --> 00:32:10.543 insanları telaşa düşüren, aklını başından alan, 00:32:10.584 --> 00:32:16.834 ne yapacağını şaşırtan o büyük korkuları mahzun etmeyecek!" 00:32:17.830 --> 00:32:21.584 Ve tetelekkâhümü'l-melâiketü. "Melekler onları karşılayacak. 00:32:21.709 --> 00:32:30.430 Hoş geldiniz, hoş geldiniz, diye karşılayacak." Hâzâ yevmükümüllezî küntüm tûadûne. 00:32:30.420 --> 00:32:34.876 "Üzülmeyin! Bugün size Allah'ın mükâfat vaad ettiği gündür. 00:32:34.876 --> 00:32:39.100 Size vaad olunan gündür bugün. Üzülmeyin, gelin!" diyecek. 00:32:39.420 --> 00:32:48.376 Bizim manifaturacı Mustafa Efendi Amcamız; kınalı sakallı, kırmızı sarı sakallı, beyaz yüzlü, 00:32:48.375 --> 00:32:53.167 uzun kirpikli çok güzel bir amcaydı. Allah rahmet eylesin. 00:32:53.209 --> 00:32:59.127 Kumaş lazım oldu mu Mahmutpaşa'da onun dükkânına giderdik alırdık. Güleç yüzlü, tatlı dilli. 00:32:59.250 --> 00:33:05.375 Öleceği zaman başında Yâsîn okuyorlar; kendinden geçmiş, insanlarla hiç konuşamıyor. 00:33:05.375 --> 00:33:12.625 Fakat Yâsîn'de bir yanlışlık olduğu zaman düzeltiyormuş. Âyet atlandığı zaman düzeltiyormuş. Dinliyor. 00:33:13.626 --> 00:33:19.335 Ölmesi yakın; başında Yâsîn okuyorlar, bekliyorlar. Bir ara bir gülmüş. 00:33:21.420 --> 00:33:27.668 Başında evlatları; "Ne oldu baba?" demişler? 00:33:27.751 --> 00:33:35.850 "Hoş geldin dediler de ondan güldüm." demiş, ondan sonra ruhunu teslim etmiş. 00:33:35.125 --> 00:33:42.840 Benim abim benden üç yaş büyük, öldü. Allah cümle geçmişlerimizle beraber rahmet etsin. 00:33:42.125 --> 00:33:51.876 Yaşı üç yaş büyüktü. Aklı başında, tabii konuşuyor. Hasta, yatağında yatarken; 00:33:51.918 --> 00:33:56.850 "Cennetin saati beşi çalıyor, cennetin saati beşi çalıyor…" demiş. 00:33:56.830 --> 00:34:05.625 Cennetin saatinin beşi çaldığını söylemiş, böylece ruhunu teslim etmiş. 00:34:07.209 --> 00:34:12.251 Melekler karşılar, korku yok! Melekler onları karşılar: 00:34:12.250 --> 00:34:19.917 "Bu Allah'ın size mükâfat vaad ettiği gündür!" der ve onlar da cennete girerler. 00:34:19.959 --> 00:34:30.418 Aziz ve muhterem kardeşlerim!Allahu Teâlâ hazretleri bizi gaflet denilen hâlden, gaflet hâlinden kurtarsın. 00:34:30.417 --> 00:34:37.459 Bizi uyanık, gafil olmayan, cahil olmayan, tam ihlâslı müslüman eylesin. 00:34:37.501 --> 00:34:44.668 Cennet için çalışan müslüman, cenneti kazanmaya gayret eden müslüman eylesin. 00:34:44.709 --> 00:34:49.918 Cehennemden korkup da cehenneme düşmemeye dikkat eden müslüman eylesin. 00:34:49.918 --> 00:34:56.430 Kıyametin yakın olduğunu bilip kıyametten korkan, kişisel, 00:34:56.000 --> 00:35:06.292 özel kıyamet olan ölümün etrafında, yakınında olduğunu bilen; ona hazırlıklı olan, abdestli gezen, 00:35:06.334 --> 00:35:14.918 boş vakitlerini zikirle değerlendiren, dili zikirli, ağzı şükürlü, 00:35:14.959 --> 00:35:25.751 ibadeti taati hayırlı müslüman olmaya muvaffak eylesin. Yunus sen bu dünyaya niye geldin 00:35:25.959 --> 00:35:33.585 İlahide Yunus Emre kendisine soruyor. Yunus Emre kendisi soruyor: "Yunus." "Buyur." 00:35:33.626 --> 00:35:44.168 "Sen bu dünyaya niye geldin?" Cevap yok, yanıt yok. Sen bu dünyaya niye geldin Yanıt yok. 00:35:44.334 --> 00:35:50.876 Devam ediyor: Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin "Gece gündüz Allah de, zikir et!" 00:35:50.918 --> 00:35:58.419 En sevaplı ibadet, en kolay, en harcıâlem ibadet, herkesin yapabileceği ibadet, 00:35:58.459 --> 00:36:03.335 en şerefli ibadet, en mükâfatı bol olan ibadet! [Yunus sen bu dünyaya niye geldin] 00:36:03.375 --> 00:36:13.420 Gece gündüz hakkı zikretsin dilin Evliyâya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldın dağlar başında 00:36:13.830 --> 00:36:21.875 Eğer insanlar böyle Allah'ın emirlerini anlatan Allah'ın yolunu bilen iyi bir hocaya rastlamazsa 00:36:21.876 --> 00:36:32.293 mürşid-i kâmile rastlamazsa o zaman treni kaçırır! Kervan gider, dağ başında kalır, ne yapacağını bilmez. 00:36:32.334 --> 00:36:42.334 Başka gayeler edinir. Başka insanlar üzülmeden, endişelenmeden nasıl oyalanıyor? 00:36:42.417 --> 00:36:49.542 Oyalanacak bir şeyler buluyorlar da herkes ondan harıl harıl oyalanıyor! Dikkat ediyorum: 00:36:49.542 --> 00:36:56.834 Burada yaşlısı ve gencini, erkeğini kadınını oyalayacak her düzeni düzenlemişler kurmuşlar. 00:36:56.876 --> 00:37:06.835 Bowling Club, Golf Club, sörfçüler, şucular bucular, öcüler möcüler… Herkes meşgul! 00:37:07.830 --> 00:37:20.208 Herkes; "İşim var, randevum var, gitmem lazım!" I have to go, I must go vs. 00:37:20.334 --> 00:37:24.918 Herkesin telaşı var, işi var gücü var! Ne oluyorsun yahu? 00:37:24.959 --> 00:37:31.420 Asıl telaş, asıl iş Allah'ın rızasını kazanmak; hiç ondan haberin var mı? Yok, o nedir? 00:37:31.420 --> 00:37:36.960 O da ne öyle; kilo ile mi satılır, metre ile mi ölçülür? Nasıl bir şey? Haberi yok! 00:37:37.542 --> 00:37:45.501 Evliyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldın dağlar başında Tren kaçtı! 00:37:45.501 --> 00:37:55.626 O zamanın treni kervan, şimdinin kervanı da tren! Tren çuf çuf çuf gitti! 00:37:55.626 --> 00:38:03.168 Hadi bakalım, hapı yuttun; bundan sonra tren yok, tren yok! Kaldın, dağın başındaki istasyonda kaldın. 00:38:03.209 --> 00:38:10.292 Biraz sonra da haydutlar gelir, kurtlar gelir; kurtlar da gelir yer! 00:38:10.501 --> 00:38:13.501 Göçtü kervan kaldın dağlar başında! 00:38:13.501 --> 00:38:17.584 Subhaneke lâ ilmelenâ ille mâ allemtenâ inneke ente'l-alîmün hakîm 00:38:17.584 --> 00:38:21.959 Subhane rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn ve selâmun alâ cemîi'l-enbiyâi 00:38:21.959 --> 00:38:28.501 ve'l-mürselîn ve âli küllin ecmaîn Ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemine. el-Fâtiha!