WEBVTT 00:00:00.353 --> 00:00:03.200 es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! 00:00:03.950 --> 00:00:05.918 Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. 00:00:06.382 --> 00:00:11.160 Cenâb-ı Hak her türlü görünen görünmeyen, 00:00:11.573 --> 00:00:17.203 dünyevî uhrevî hayırlara, ikramlara, lütuflara sizleri erdirsin. 00:00:24.440 --> 00:00:34.363 Muhterem Validemiz'in vefatı dolayısıyla bugün vefatla ilgili hadîs-i şerîflerden seçerek, 00:00:34.663 --> 00:00:40.692 sohbetimi onlardan yapmak istiyorum. Birinci hadîs-i şerîf: 00:00:40.750 --> 00:00:48.735 Deylemî ve daha başka kaynaklarda, Ebû Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet olunmuş. 00:00:48.750 --> 00:00:51.756 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: 00:00:51.741 --> 00:00:59.153 İzâ mâte'l-meyyitü tekûlü'l-melâiketü mâ kaddeme ve tekûlü'n-nâsü mâ ahhara. 00:00:59.764 --> 00:01:10.488 İzâ mâte'l-meyyitü. "Kişi öldüğü zaman." Tekûlü'l-melâiketü mâ kaddeme. 00:01:11.217 --> 00:01:23.637 "Melekler; 'Bu zât, bu ölen kişi, kendisinden evvel âhirete ne takdim etti, 00:01:24.149 --> 00:01:31.423 önceden ne gönderdi?' diye sorarlar." Buradaki mâ, soru edatı. 00:01:31.536 --> 00:01:38.621 Mâ kaddeme. "Melekler; 'Neyi takdim etti? Âhirete önceden neler gönderdi?' der." 00:01:39.905 --> 00:01:53.437 Çünkü onlar için ve ölen kul için önemli olan bu dünyada yapmış olduğu amellerdir, 00:01:53.545 --> 00:01:56.446 hayrâttır, hasenâttır, iyiliklerdir. 00:01:56.754 --> 00:02:03.990 Kaddeme; "önceden göndermek, takdim etmek, bir işi bir şeyden önce yapmak" demek. 00:02:05.484 --> 00:02:13.231 İnsanoğlu dünyada iyi bir şey yapınca, yaptığı iyiliğin sevabı âhirete gidiyor. 00:02:14.800 --> 00:02:20.692 Kötülük yapınca da vebali âhirette karşısına çıkacak. Her şey kayda geçiyor. 00:02:22.620 --> 00:02:27.900 Peygamber Efendimiz koyun kestirmiş de; "Bunları dağıtın." demiş. 00:02:27.735 --> 00:02:33.633 Namazdan geldikten sonra da; "Ne yaptınız? Kurbanı dağıttınız mı?" deyince demişler ki; 00:02:33.932 --> 00:02:42.673 "Yâ Resûlallah! Bir budu hariç hepsini dağıttık; bir budu bizim oldu, bizde kaldı." 00:02:42.841 --> 00:02:48.123 Peygamber Efendimiz demiş ki; "Bir budu hariç hepsi bizim olmuş!" 00:02:49.681 --> 00:02:57.427 Dağıtılanlar sevap olarak kayda geçtiği için "Asıl, dağıtılanlar bizim oldu." diyor. 00:02:57.427 --> 00:03:03.483 Ötekisi bu dünyada yenilecek, kalacak ama dağıtılanlar, 00:03:03.549 --> 00:03:12.636 artık sevap olarak önceden âhirete postalanmış, gönderilmiş, kayda geçmiş ve kazanılmış oluyor. 00:03:13.269 --> 00:03:21.151 Melekler; "Acaba bu ölen kişi neler göndermiş? Ne yapmış? Namaz mı kıldı oruç mu tuttu? 00:03:24.726 --> 00:03:31.334 Ne gibi hayırlar işledi, ne gibi sadakalar verdi?" diye sorarlar. 00:03:31.780 --> 00:03:42.940 Ve tekûlü'n-nâsü mâ ahhara. "İnsanlar da; 'Bu kişi geride ne bıraktı, mirası nedir? 00:03:44.127 --> 00:03:49.873 Geride nesi kaldı?' diye meraktan sorarlar. 00:03:50.381 --> 00:03:56.970 Ecdadımız latife yoluyla; "Zenginin malı züğürdün çenesini yorar." demişler. 00:03:56.723 --> 00:04:00.441 "Allah Allah! Acaba bu adam ne bıraktı, geride ne servet bıraktı? 00:04:00.548 --> 00:04:05.649 Çok zengin adamdı, şu kadar fabrikası, bu kadar evi barkı vardı..." derler. 00:04:05.959 --> 00:04:13.800 Günümüzde de öyle oluyor ya, serveti artık gazetelere geçiyor ve herkes onu konuşuyor. 00:04:15.484 --> 00:04:27.124 Meraktan dolayı da insanlar, böyle sorarlar. Bir de ilgililer, mirası alacak olanlar sorar: 00:04:27.671 --> 00:04:30.382 "Bakalım bize ne gelecek?" diye. 00:04:30.517 --> 00:04:35.700 "Şu kadar miras gelecek, bu kadar miras gelecek." diye düşünürler. 00:04:36.209 --> 00:04:47.900 İnsanoğlu da esas itibariyle mal biriktirmeye meraklıdır. Malı biriktirir, çoğaltır. 00:04:47.188 --> 00:04:54.270 Zenginleşir, zenginleşir... Zenginledikçe rahatlar, istikbalini emniyete aldığını düşünür. 00:04:54.584 --> 00:04:58.210 Malı da sağa sola kaptırmamaya çalışır. 00:04:59.698 --> 00:05:13.270 Kaptırmamaya çalıştıkça zenginlediği için o kadar malı var ama bir türlü veremiyor. 00:05:14.180 --> 00:05:17.361 "Zaten verseydi bu kadar olmazdı." gibi bir durum. 00:05:18.127 --> 00:05:20.668 Bazen de aksi olabiliyor. Kul veriyor; 00:05:22.149 --> 00:05:30.249 Allahu Teâlâ hazretleri verdiğinin yerine yeniden o kula nimet, mal ve mülk ihsan ediyor. 00:05:31.187 --> 00:05:42.628 Verilen boşa gitmiyor, verdiği için mânevî bakımdan halefi daha fazlasıyla geliyor. 00:05:44.120 --> 00:05:52.523 Onu düşünemeyen, imanı zayıf olan, yakîni eksik olan insanlar, 00:05:52.897 --> 00:05:56.751 verince bir şey kalmayacak sanıyorlar. Şeytan da; 00:05:57.500 --> 00:06:02.764 "Ne veriyorsun? Verme! Sonra sana kalmayacak! Aç kalırsın, açık kalırsın!" der. 00:06:03.618 --> 00:06:11.304 Keşke insanlar; mirasçılarını, kendilerinin mallarının bekçisi durumuna düşürmeseler. 00:06:12.460 --> 00:06:21.810 Malı mirasçıya kalacak. Israrla, hasislikle hayır yapmıyor, sadaka vermiyor, bekliyor, 00:06:22.370 --> 00:06:23.580 bekliyor; ondan sonra ölüyor. 00:06:23.613 --> 00:06:30.162 Mirasçılar; "Ölüm hak, miras helal." diye "Geride ne bırakmış?" derler ve yerler, içerler. 00:06:30.477 --> 00:06:34.287 Ama adam hayrını yapmamış olur, zekâtını vermemiş olur; 00:06:34.440 --> 00:06:41.392 âhirette onun cezasını çeker, hesabını vermeye uğraşır, ter döker durur. 00:06:41.988 --> 00:06:46.676 İkinci hadîs-i şerîf: Sevban radıyallahu anh'ten rivayet edildiğine göre 00:06:46.996 --> 00:06:52.506 Peygamber Efendimiz;İzâ mâte'l-mü'minü. "Mü'min vefat ettiği zaman." buyurmuş. 00:06:52.507 --> 00:06:55.642 Kâneti's-salâtü inde re'sihî. 00:06:56.501 --> 00:07:03.391 "Kıldığı namaz gelir, başucunda durur." Ve sadakatü inde yemînihî. 00:07:04.129 --> 00:07:11.366 "Farz sadaka olan zekât veya nafile sadakaları, hayrât u hasenâtı sağ tarafında durur." 00:07:11.933 --> 00:07:18.829 Ve's-sıyâmü inde sadrihî. "Oruç da göğsünün yanında olur. 00:07:18.872 --> 00:07:23.659 Böylece ibadetleri kabirde kişiye yoldaş olur." 00:07:23.965 --> 00:07:31.597 İnsana fayda verecek olan, hayrât u hasenâtıdır, ibadât ü taatidir. 00:07:33.520 --> 00:07:37.725 Kabirde onlar yoldaş olur, âhirette onlar fayda verir. 00:07:38.214 --> 00:07:44.692 Güneşin insanın beynine yaklaşıp da beynini kaynattığı; insanların durumlarına göre ağızlarına, 00:07:45.564 --> 00:07:51.363 kulaklarına, dizlerine kadar, artık durumlarına göre terlere battığı zamanda, 00:07:51.363 --> 00:07:56.890 cömert kişiler sadakasının gölgesinde gölgelenir. 00:07:56.974 --> 00:08:04.908 Demek ki sadaka kabirde iken yoldaş ve arkadaş oluyor; kıyamette de sadakası insana gölge oluyor. 00:08:04.973 --> 00:08:07.434 Hadîs-i şerîflerden bunları biliyoruz. 00:08:07.621 --> 00:08:14.449 Aziz ve muhterem kardeşlerim! Onun için aldatıcı duyguları bir tarafa bırakalım! 00:08:14.449 --> 00:08:19.308 Kendi kendimizi, kendi ruhî durumumuzu iyi tahlil edelim! 00:08:19.562 --> 00:08:25.550 Ölümün ne zaman geleceğini kimse bilmiyor. Ölümü kimse sevmiyor, 00:08:26.497 --> 00:08:30.700 ölmek de istemiyor ama ölüm birden geliveriyor. 00:08:30.840 --> 00:08:37.165 Bir gün önce yanınızda sizinle konuşan insan; ertesi gün kabristana gömülmüş, 00:08:37.212 --> 00:08:46.608 aramızdan ayrılmış, amel defteri dürülmüş oluyor. 00:08:47.763 --> 00:08:51.824 Sadaka-i câriye bırakanların, hayırlı evlat yetiştirenlerin, 00:08:51.824 --> 00:08:54.000 faydalanılan ilim bırakanların amel defteri kapanmıyor. 00:08:55.982 --> 00:09:00.780 Hayırlı evlatları dua ettikçe, ilim kitapları okundukça, 00:09:01.540 --> 00:09:04.352 yaptığı hayırlardan insanlar istifade ettikçe 00:09:05.221 --> 00:09:11.622 onlar bundan fayda görecekler ve kabirde ondan memnun olacaklar. 00:09:12.300 --> 00:09:16.133 Evlatlarını iyi yetiştirmişlerse evlatlarının güzel haberleri 00:09:16.616 --> 00:09:20.635 onlara tebliğ edildikçe kabirde nurları ve sürurları artar. 00:09:20.990 --> 00:09:24.774 Evlatlarını iyi yetiştirmedilerse mü'min yetiştirmedilerse 00:09:25.766 --> 00:09:31.408 dünya ehli olarak yetiştirdilerse onların yaptığı bütün kötü, 00:09:31.408 --> 00:09:34.122 fena icraat annesine, babasına tebliğ edilecek: 00:09:34.819 --> 00:09:41.385 "Eyvah! Bizim çocuk yine şöyle yapmış. Eyvah! Ne kadar günaha girmiş." diye, 00:09:42.220 --> 00:09:47.512 kabirde kemikleri sızlar. Bunların hepsi hadîs-i şerîflerde geçen şeyler. 00:09:49.519 --> 00:09:52.552 Diğer bir hadîs-i şerîf: 00:09:52.742 --> 00:09:54.662 Enes radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. 00:09:55.500 --> 00:09:58.721 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: 00:09:58.721 --> 00:10:08.472 İzâ mâte sâhibü bid'atin fe-kad fütiha fi'l-İslâmi fethun. 00:10:10.460 --> 00:10:20.241 "Bid'at sahibi bir kimse öldüğü zaman İslâm'da bir fütuhat meydana gelmiş olur." 00:10:20.287 --> 00:10:29.548 Çünkü adam bozguncuydu, bid'atçiydi. Dini bozacak icraatı, kanaati vardı; yazıyordu, söylüyordu. 00:10:29.857 --> 00:10:34.754 Bundan dolayı o öldü mü bir fütuhat olmuş olur. 00:10:34.841 --> 00:10:45.429 Hani duyuyoruz ki müslümanlar falanca yeri fethetmişler, falanca yerde savaşı kazanmışlar, 00:10:46.678 --> 00:10:50.539 filanca yerde müslümanlara zafer nasip olmuş; seviniyoruz. 00:10:50.654 --> 00:10:58.153 Fütuhattan, olumlu gelişmelerden insan memnun oluyor. Bu da olumlu bir gelişme oluyor. 00:10:58.912 --> 00:11:06.819 Bunun aksine, alim bir kimse vefat ettiği zaman da 00:11:07.894 --> 00:11:17.913 İslâm'ın surunda telafisi olmayan bir gedik meydana gelmiş olur, surun bir kenarı yıkılmış olur. 00:11:18.609 --> 00:11:21.919 Kalenin o yıkık yeri tehlikeli, oradan düşman gelebilir. 00:11:22.117 --> 00:11:26.263 Çünkü alim kişi orayı kapatıyordu, İslâm'a hizmet ediyordu. 00:11:27.246 --> 00:11:35.945 O gittiği zaman İslâm'ın kalesinde bir yıkıntı, duvarında bir gedik meydana gelmiş olur. 00:11:36.375 --> 00:11:41.288 Allahu Teâlâ hazretleri bizleri ilim erbabı eylesin. Alimleri başımızdan eksik etmesin. 00:11:41.662 --> 00:11:44.261 İslâm kalesinin duvarları yıkılmasın. 00:11:45.770 --> 00:11:50.524 Allahu Teâlâ hazretleri bizi bid'atçilerden, fasıklardan, 00:11:50.723 --> 00:11:54.688 facirlerden, müşriklerden, münafıklardan korusun. 00:11:54.774 --> 00:12:02.290 Demek ki onlar da İslâm'ın fütuhatını engelleyen, İslâm'a zarar veren yaratıklar oluyorlar. 00:12:03.114 --> 00:12:06.654 Onların adedinin artması toplum için bir felaket; 00:12:07.483 --> 00:12:11.927 onların yok olup gitmesi de toplum için bir ferahlık vesilesi oluyor. 00:12:12.394 --> 00:12:16.947 Sayfanın sonundan, uzun bir hadîs-i şerîf okuyalım: 00:12:17.424 --> 00:12:24.750 Taberânî, İbn Asâkir, Deylemî; Ebû Ümâme radıyallahu anh'ten rivayet etmişler. 00:12:27.956 --> 00:12:29.495 Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: 00:12:29.526 --> 00:12:34.828 İzâ mâte ehadün min ihvâniküm fe-nesertüm aleyhi't-türâbü 00:12:34.933 --> 00:12:42.554 fe'lyekum racülün minküm inde re'sihî sümme li-yekûl: Yâ fülâne'bne fülâneh! 00:12:42.822 --> 00:12:48.667 Fe-innehû yekûlü: Erşidnâ rahimeke'llâh! Velâkin lâ teş'urûn. 00:12:48.806 --> 00:12:57.385 Sümme liyekûl: Üzkür mâ haracte aleyhi mine'd-dünyâ şehâdete en lâ ilâhe illallâhu 00:12:57.385 --> 00:13:03.307 ve enne Muhammeden abdühû ve resûlühû ve enneke radîte billâhi rabben 00:13:03.314 --> 00:13:08.158 ve bi-Muhammedin nebiyyen ve bi'l-İslâmi dînen ve bi'l-Kur'âni imâmâ. 00:13:09.366 --> 00:13:24.191 Fe-innehû izâ feale zâlike ehaze münkerun ve nekîrun ehadühümâ yed'e sâhibihî sümme yekûlü lehû: 00:13:25.969 --> 00:13:33.969 Ahric binâ min indi hâzâ mâ nasneu bihî ve kad lukkıne hüccetühû 00:13:34.303 --> 00:13:39.829 velâkin li'llâhi azze ve celle huccetühû dûnehüm. Kâle racülün: 00:13:40.173 --> 00:13:58.375 Yâ Resûlallah! Fe-in lem a'rif ümmehû? Kâle: Ensibhü ilâ havvâ' fülâne'bne havvâ. 00:13:58.779 --> 00:14:03.822 Sadaka Resûlüllâh fî mâ kâl ev kemâ kâl. 00:14:13.116 --> 00:14:17.204 Hadîs-i şerîfin uzun metnini okuduk. 00:14:17.293 --> 00:14:26.280 Bu aynı zamanda ölüye kabri başında telkin yapılmasını tavsiye eden bir hadîs-i şerîf oluyor. 00:14:28.780 --> 00:14:31.428 Validemiz'i Cennetü'l-Muallâ kabristanına, 00:14:31.468 --> 00:14:35.966 Hz. Hatice Anamız'ın kabrine yakın bir yere defnetmek nasip oldu. 00:14:36.426 --> 00:14:47.906 Biz orada Yâsîn okurken birileri geldi. Bize; "Kur'an okumayın!" dediler. 00:14:48.313 --> 00:14:55.572 "Gömülmeden evvel okusanız olurdu, sonra yapmayın." filan diye müdahale ettiler. 00:14:57.920 --> 00:14:59.980 Burada okuyalım bakalım, Peygamber Efendimiz ne buyuruyor? 00:15:00.150 --> 00:15:06.150 İzâ mâte ehadün min ihvâniküm. "Sizin mü'min kardeşlerinizden birisi öldüğü zaman." 00:15:06.110 --> 00:15:11.733 Fe-nesertüm aleyhi't-türâb. "Onu kabre koyup da üzerine toprağı saçtığınız zaman." 00:15:12.560 --> 00:15:20.123 Nesera, "toprak saçmak" demek. Tabi kapatıp üstüne toprağı saçıyoruz. 00:15:21.130 --> 00:15:31.412 Fe'lyekum racülün minküm inde re'sihî. "Sizden bir adam onun başı ucunda ayağa kalksın, 00:15:31.412 --> 00:15:40.940 dursun. Sümme li-yekûl: Yâ fülâne'bne fülâneh. "Ve desin ki 'Ey falanca hanımın oğlu filan!'" 00:15:41.264 --> 00:15:48.842 Neden? Çünkü kişiler, asıl annesinden biliniyor. Onun için annesinin adıyla söylenecek. 00:15:50.133 --> 00:15:56.756 Fe-innehû yekûlü. "Çünkü vefat eden kimse der ki" 00:15:58.600 --> 00:16:01.318 Erşidnâ rahimeke'llâh; 00:16:02.307 --> 00:16:15.847 "Bizi irşat et! Allah sana merhametini, rahmetini ihsan eylesin, aman bize yardım eyle! 00:16:16.643 --> 00:16:25.377 Aman bize yol göster, aman bizi irşat eyle!" Velâkin lâ teş'urûn. "Fakat siz hissedemezsiniz." 00:16:25.628 --> 00:16:32.726 Peygamber Efendimiz böyle buyuruyor. Başka hadîs-i şerîflerde de geçiyor: 00:16:33.210 --> 00:16:40.328 Kabre konulan insan denize düşmüş, denizde çırpınan kimse gibidir, her yerden yardım bekler. 00:16:40.668 --> 00:16:48.717 Kabre konulunca, başucunda ayakta duran kimseye dua ederek; "Allah sana rahmeylesin, lütfeylesin; 00:16:48.742 --> 00:16:54.242 aman bana yardım et, yol göster! Aman bir şeyler anlat, söyle!" der. 00:16:54.370 --> 00:16:57.171 Fakat insanlar bunu duyamıyor. Duyan duyuyor. 00:16:57.508 --> 00:17:09.699 Sümme li-yekul. "Sonra o başucunda duran, telkini veren kimse desin ki." Üzkur. 00:17:11.638 --> 00:17:18.137 "Ey ölen kişi, ey kabirdeki kişi! Hatırla!" Mâ harecte mine'd-dünyâ. 00:17:18.401 --> 00:17:28.535 "Dünyadan hangi iman üzere ayrılmış isen onu hatırla! Dünyadan ayrıldığın zaman, 00:17:28.535 --> 00:17:34.754 öldüğün zaman üzerinde olduğun, sahip olduğun imanı hatırla! 00:17:35.426 --> 00:17:40.604 Hangi din üzereydin, hangi iman üzereydin, onu hatırına getir!" 00:17:42.521 --> 00:17:45.625 Vefat ve kabre konulma heyecanlı bir şey. 00:17:46.505 --> 00:17:51.750 Onun için ötekisine; "Aklını dağıtma, heyecanlanma, hatırla!" diyoruz. 00:17:50.875 --> 00:18:02.953 Şehâdete en lâ ilâhe illallah. "Allah'tan başka ilâh olmadığına şehadet ettiğini" 00:18:03.425 --> 00:18:12.652 Ve enne Muhammeden abdühû ve resûlühû. "Ve Muhammed'in de Allah'ın kulu ve resûlü olduğunu hatırla!" 00:18:12.943 --> 00:18:16.591 Onu söylüyordun ya; eşhedü en lâ ilâhe illallah 00:18:16.982 --> 00:18:21.544 ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühû diyordun ya, onu hatırla! 00:18:22.800 --> 00:18:31.780 Öleceğin sırada o söylediğin sözü, üzerinde bulunarak, sahip olarak vefat ettiğin o imanını hatırla. 00:18:31.586 --> 00:18:39.294 Söyle: 'Allah var, şerîki nazîri yok; Muhammed onun kulu ve Resûlü'dür.'" 00:18:41.654 --> 00:18:51.590 Peygamber Efendimiz altını çize çize, üstüne bastıra bastıra kendisinin âciz, 00:18:51.590 --> 00:18:55.323 nâçiz bir beşer olduğunu, Allah'ın bir kulu olduğunu beyan etmiştir. 00:18:55.323 --> 00:19:02.971 Çünkü eski ümmetlerden İsevîler, Hz. İsa'nın peygamber olarak güzel hallerini, 00:19:02.971 --> 00:19:07.262 mucizelerini görünce, ona "Allah'ın oğlu" deyiverdiler. 00:19:07.364 --> 00:19:12.663 Halbuki Allah kadın edinmemiştir, gelin almamıştır, oğlu doğmamıştır. 00:19:13.126 --> 00:19:18.986 Bütün varlıklar Cenâb-ı Hakk'ın yaratıklarıdır. İnsanlar Allah'ın kullarıdır. 00:19:19.366 --> 00:19:23.670 Onlar; "Allah'ın oğlu" deyiverdiler. Çok yanlış! 00:19:24.706 --> 00:19:30.320 Kur'ân-ı Kerîm'de Cenâb-ı Hak Teâlâ hazretleri: İnneküm le-tekûlûne kavlen azîmâ. 00:19:30.330 --> 00:19:36.734 "Ey bu sözü söyleyenler! Siz çok büyük veballi, ağır bir şey söylüyorsunuz." 00:19:36.759 --> 00:19:45.590 Bühtânen azîmâ. "Çok büyük bir iftira ileri sürüyorsunuz, çok saçma bir şey söylüyorsunuz." diye 00:19:45.840 --> 00:19:48.382 bunu çok şiddetli bir şekilde reddediyor. 00:19:48.826 --> 00:19:52.525 Yanlış söz söylediklerini beyan ediyor. İnşaallah sizler ve bizler de 00:19:52.959 --> 00:19:59.267 "Tevhid Yılı" münasebetiyle Allah'tan başka tanrı olmadığını herkese söyleyeceğiz. 00:19:59.428 --> 00:20:01.621 Bunun çok yanlış olduğunu, çok günah olduğunu; 00:20:01.708 --> 00:20:15.292 Allah'ın buna çok gazap ettiğini, çok kızdığını söyleyeceğiz. Allah var ve şerîki, nazîri yok... 00:20:15.751 --> 00:20:23.900 Lâ ilâhe illallah; Allah'tan başka hiçbir tanrı, tapınılacak mâbud, ilâh yok! 00:20:24.282 --> 00:20:32.442 Muhammed de onun hem kulu hem elçisi. Kabiliyetli, meziyetli, son derece üstün bir insan. 00:20:32.442 --> 00:20:42.248 Cenâb-ı Hak onun o gelişmiş terbiyesine, gönlüne, kalbine peygamberlik vazifesi bahşetmiş. 00:20:42.783 --> 00:20:50.256 O da Cenâb-ı Hakk'ın vahyini, emrini insanlara iletmiş olan Allah'ın resûlü. 00:20:51.149 --> 00:20:56.711 "Ey kabirdeki! Bu inanç üzere ölmüştün ya, bunu hatırla!" Başka? 00:20:57.100 --> 00:21:05.709 Radîte billâhi rabben. "Hani sen bir de söylüyordun, içindeki duygular öyle değil miydi? 00:21:06.100 --> 00:21:11.169 Allah'ın rabbin olduğundan hoşnut ve razı idin, onu kabul ediyordun." 00:21:11.829 --> 00:21:14.933 Ne kadar büyük şeref ki Cenâb-ı Hakk'ın kuluyuz! 00:21:15.224 --> 00:21:18.517 Ne kadar büyük devlet ve izzet ki O bizim Rabbimiz! 00:21:18.933 --> 00:21:27.847 "Sen onu da hatırla ki 'Ben; Rab olarak Allah'a hoşnut ve razı oldum, 00:21:28.156 --> 00:21:36.320 onun Rabbim olduğunu bilerek, seve seve ona ibadet ederim.' diyordun ya." 00:21:36.392 --> 00:21:37.959 Ve bi-Muhammedin nebiyyen. 00:21:38.338 --> 00:21:43.414 "Ve Muhammed'in de sallallahu aleyhi ve sellem senin peygamberin olduğundan hoşnut ve memnun, 00:21:43.842 --> 00:21:45.975 zevk ve şevk içindeydin ya." 00:21:46.423 --> 00:21:51.709 Ve bi'l-İslâmi dînen. "İslâm'a da din olarak son derece 00:21:51.709 --> 00:21:58.732 bağlıydın, İslâm'dan memnundun, hoşnuttun; İslâm, dinin olduğu için son derece sürurluydun ya, 00:21:58.981 --> 00:22:02.150 bunları da hatırla!" Ve bi'l-Kur'âni imâmen. 00:22:02.406 --> 00:22:05.144 "Kur'an'ı da imam olarak edinmiştin ya, onu da hatırla!" 00:22:05.144 --> 00:22:13.614 İmam; "önder, lider" demek. İmam kelimesinin şânı, şerefi, değeri, kıymeti çok yüksek. 00:22:15.341 --> 00:22:20.671 Hatta devletin başındaki insana imâmü'l-müslimîn; "müslümanların önderi" denir. 00:22:20.914 --> 00:22:31.761 Şimdi imam sözü basit, çok küçümsenen, dudak bükülerek önem verilmeyen bir meslek gibi görülüyor.. 00:22:31.761 --> 00:22:34.140 Halbuki imam, "önder" demek. 00:22:33.797 --> 00:22:46.709 Biz mü'minler Kur'ân-ı Kerîm'i kendimize rehber ve önder olarak seçmişiz. 00:22:46.945 --> 00:22:51.653 Ondan son derece memnunuz. Bu durumdan fevkalade sevinçliyiz. 00:22:51.983 --> 00:22:57.697 "Ey kabirdeki! Hani sen böyle düşünüyordun ya, işte bunu da hatırla." deniliyor. 00:22:58.331 --> 00:23:05.441 Demek ki başucundaki kişi; "Kabirdeki insana yardım olsun, irşat olsun." diye neleri hatırlatmış oluyor? 00:23:05.649 --> 00:23:11.755 O da zaten; "Bana irşadda bulunun, Allah sizi rahmetine erdirsin!" diye 00:23:12.284 --> 00:23:18.468 yalvararak bekleyip duruyordu da, birçok kimse onun o yalvarmasını duymuyordu ya... 00:23:18.782 --> 00:23:22.529 Dünyadan ayrıldığı zamanki durumunu, o heyecanlanan, 00:23:23.960 --> 00:23:29.343 başına gelen bu olaylardan dolayı heyecan içinde olan, kabirdeki o kimseye hatırlatacak: 00:23:29.623 --> 00:23:32.900 "Hatırla! Sen dünyada, Allah'tan başka ilâh olmadığına, 00:23:32.346 --> 00:23:38.534 Muhammed'in O'nun kulu ve resûlü olduğuna şehadet ederek ayrılmıştın ya... 00:23:39.156 --> 00:23:42.144 Allah'ın rabbin olduğuna razı idin, onu hatırla! 00:23:42.176 --> 00:23:47.195 Muhammed'in peygamberin olduğuna razı idin, onu hatırla! 00:23:47.407 --> 00:23:51.376 İslâm'ın dinin oluşundan memnun ve razı idin, onu hatırla! 00:23:51.439 --> 00:23:58.442 Kur'an'ın önderin ve rehberin olduğuna inanıyordun, durumun öyle idi, onu hatırla!" diyece 00:24:01.643 --> 00:24:06.720 Bu inanç ve bu hal üzere vefat etmiş olan kimseye bunlar hatırlatılacak; 00:24:06.978 --> 00:24:15.196 o da oradaki heyecanını yenerek cevapları güzel verecek. Kabirdeki sorgu sual haktır. 00:24:15.453 --> 00:24:22.955 Bu hususta hadîs-i şerîfler vardır. Bu telkini yapmayı Peygamber Efendimiz söylüyor. 00:24:23.109 --> 00:24:29.580 Bu telkin, mevtanın kendisinedir ama Peygamber Efendimiz'in bize 00:24:29.928 --> 00:24:36.157 böyle buyurmasından biz de son derece duygulanıyoruz, durumun ciddiyetini anlıyoruz. 00:24:36.570 --> 00:24:43.445 Buna göre hayatımızı geçirmemiz gerektiğini de iyice aklımıza yerleştiriyoruz. 00:24:43.894 --> 00:24:49.291 Allah'tan başka ilâh yok; buna inanacağız, çoluk çocuğumuza öğreteceğiz. 00:24:50.172 --> 00:24:56.401 Çevremizde konuştuğumuz herkese hayatın en mühim meselesi olan bu tevhid meselesini, 00:24:57.257 --> 00:24:59.146 inancın doğruluğu meselesini anlatacağız. 00:25:00.125 --> 00:25:03.311 Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in Allah'ın gönderdiği peygamber olduğunu, 00:25:03.455 --> 00:25:13.233 asla bilemeyeceğimiz güzel hususları, dinimizi bize öğrettiğini ve dinimizin âhiret konusunda, 00:25:13.233 --> 00:25:20.697 dünya konusunda son derece kıymetli bilgilerin hazinesi olduğunu bileceğiz. 00:25:21.397 --> 00:25:27.430 Rabbimiz Allahu Teâlâ hazretlerine seve seve, aşk ile şevk ile kulluk edeceğiz. 00:25:27.156 --> 00:25:31.438 Durumun güzelliğini, ne kadar büyük bir nimet olduğunu idrak ederek 00:25:31.736 --> 00:25:37.482 Peygamber Efendimiz'e güzel ümmetlik edeceğiz. "O bizim peygamberimiz, başımızın tâcı, 00:25:37.482 --> 00:25:42.940 rehberimiz, önderimiz, serverimiz." diye Peygamberimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılacağız. 00:25:42.464 --> 00:25:49.470 "İslâm benim dinim." diye İslâm'ı öğreneceğiz; bütün insanlar öğrenecek. 00:25:49.503 --> 00:25:54.506 Bütün mü'minler -madem mü'min, madem müslüman olmuş- İslâm'ı öğrenecekler. 00:25:54.506 --> 00:25:57.871 Müslüman olmuş Avrupalılar'a bakıyorum - 00:26:00.230 --> 00:26:08.151 İngiliz müslüman olmuş, Fransız, Amerikalı müslüman olmuş- hemen Arapça öğrenmeye başlıyorlar. 00:26:08.945 --> 00:26:12.444 Cidde'den buraya gelirken ağabeyim arabada söyledi: 00:26:12.444 --> 00:26:21.380 "Bu Arapça'yı kestirme yoldan nasıl öğrenebiliriz? Bunun çaresini ne olur düşünün." dedi. 00:26:21.873 --> 00:26:25.981 Herkes niye Arapça'yı kestirme yoldan öğrenmek ihtiyacını duyuyor? 00:26:26.322 --> 00:26:27.723 Niye ağabeyim böyle söylüyor? 00:26:28.322 --> 00:26:33.296 Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri Arapça, hadîs-i şerîfler Arapça, 00:26:34.191 --> 00:26:40.750 elbette dinimizi öğrenmek için Arapça'yı güzelce öğrenmemiz lazım. 00:26:41.682 --> 00:26:51.331 Vaktimizi başka şeylerle geçirmiş, bu yaşa ulaşmış olduk. Emin olun, 00:26:51.848 --> 00:27:01.822 ben şahsen şimdi genç olsam çevremizdeki komşu ülkelerin dillerini de öğrenirdim. 00:27:02.648 --> 00:27:06.616 Yunanca'yı öğrenirdim, eski Yunanca'yı, Latince'yi öğrenirdim. 00:27:07.120 --> 00:27:13.394 Balkan dillerini; Boşnakça'yı, Arnavutça'yı, Bulgarca'yı öğrenirdim. 00:27:13.554 --> 00:27:20.191 Kuzey'deki Rusları'n dilini öğrenirdim. Kafkas dillerini öğrenirdim, coğrafyasını öğrenirdim. 00:27:20.915 --> 00:27:24.490 Bilseydik, ne kadar faydası olacaktı kim bilir? 00:27:24.804 --> 00:27:31.926 Bu olaylar olmadan önce oralarla yakından ilgilenseydik, kim bilir durum ne kadar farklı olurdu. 00:27:32.182 --> 00:27:34.782 İlgilenmediğimiz için ne kadar büyük vebal var. 00:27:35.187 --> 00:27:39.200 İçinizden hemen kendi kendinize diyorsunuzdur ki: 00:27:39.304 --> 00:27:41.836 "Hocam! Bu kadar dili nasıl öğreneceksin?" 00:27:42.260 --> 00:27:48.336 İnsan birçok dili öğrenebiliyor ama bu konuda işbirliği yapmak da düşünülebilir. 00:27:49.217 --> 00:27:58.310 Bir müessese kurulur, orada iş bölümü yapılır: "Sen şu konuyla ilgilen, sen bu konuyla ilgilen, 00:27:58.739 --> 00:28:04.111 sen şu dili ve edebiyatı öğren..." denilir. Bizim edebiyat fakültelerimizde, 00:28:04.579 --> 00:28:08.741 komşu bazı dillerin edebiyatlarının okutulduğu bölümler, 00:28:09.424 --> 00:28:15.952 Batı dillerininin edebiyatlarının, dilbilgilerinin öğretildiği bölümler var. 00:28:16.580 --> 00:28:26.320 İngiliz filolojisi, Alman, İtalyan, Fransız filolojisi... Filoloji, lisaniyat demek oluyor. 00:28:26.971 --> 00:28:29.569 Arap Dili ve Edebiyatı, İran Dili ve Edebiyatı bölümleri var. 00:28:29.861 --> 00:28:33.779 Zaten ben şahsen orayı sevip oradan mezun olmuştum. 00:28:34.600 --> 00:28:37.268 Ben devlet için eksiklik olarak görüyorum: 00:28:38.261 --> 00:28:44.936 Komşu dillerin ve komşu ülkelerin örflerinin, âdetlerinin, harslarının, 00:28:44.936 --> 00:28:50.519 yani kültürlerinin güzelce takip edilmesi lazımdı. Yapılmamış! 00:28:50.519 --> 00:29:02.287 Balkanların doğru düzgün haritası yok! Etnoloji, insanların örf ve âdetlerinin incelenmesi, 00:29:02.478 --> 00:29:05.990 toplumlarının incelenmesi yok! 00:29:05.417 --> 00:29:05.917 Kafkasya'da olaylar meydana gelince şaşırdık. Adını ilk defa o zaman duyduğumuz 00:29:10.924 --> 00:29:17.362 Osetya gibi yerlerin farkına vardık. Orada kimlerin olduğunu yeni yeni öğreniyoruz. 00:29:17.566 --> 00:29:21.482 "Meğerse ne kadar kuvvetli müslümanlar varmış, meğerse 00:29:21.482 --> 00:29:27.329 biz müslümanlar ne kadar büyük gaflet ve cehalet içindeymişiz." diye düşünüyoruz. 00:29:27.527 --> 00:29:31.165 Aklımızı başımıza devşirmemiz lazım. 00:29:31.165 --> 00:29:35.182 Bundan sonra inşaallah birbirimizle yardımlaşarak bu eksiklerimizi gidermemiz lazım. 00:29:35.185 --> 00:29:42.493 Başta devletin büyük bütçelerle bu işi yapması lazım ama devletin işi çok olduğundan yapılmıyor. 00:29:42.953 --> 00:29:49.750 Bir de Nasreddin Hoca -fıkraları hoşuma gider- 00:29:49.533 --> 00:29:53.430 "El elin eşeğini türkü çağırarak arar!" diye bir söz söylüyor. 00:29:54.950 --> 00:30:01.130 İnsan bir işi aşk ile şevk ile yapmazsa içinde acı duymazsa heyecan duymazsa güzel yapamaz. 00:30:01.447 --> 00:30:07.652 Komşu komşusunun kaybolan hayvanını arayacak ama bulunmasa ne olacak? 00:30:07.841 --> 00:30:10.189 Üzülmediği için türkü çağırarak arar. 00:30:11.506 --> 00:30:15.768 "Komşunun hatırı olsun." diye ortalıkta gösteriş olarak gezinir. 00:30:16.550 --> 00:30:19.158 Ama bir de komşunun kendisine sor. Eşeği kayboldu. 00:30:19.158 --> 00:30:25.586 "Yükü şimdi nasıl taşıyacak, suyu nasıl çekecek, bir yerden bir yere nasıl gidecek?" diye 00:30:25.722 --> 00:30:27.766 malı gittiği için yüreği yanar. 00:30:28.668 --> 00:30:34.352 Mü'min de kendisi bu hizmetleri imanının gereği olarak yapınca canla başla yapar. 00:30:34.352 --> 00:30:41.338 Bazen bir tek kişi; bir müessesenin, bir kurumun yapacağı kadar büyük işler yapıyor. 00:30:41.873 --> 00:30:47.628 Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç Bey vardı. 00:30:48.270 --> 00:30:50.854 Onun yanında çalışan bir kimse için bu sözü söyledi: 00:30:51.579 --> 00:30:59.246 "Bir enstitünün yapacağı işler kadar iş yaptı, neşriyat yaptı." derdi. 00:30:59.720 --> 00:31:04.670 Enstitü; "kuruluş, müessese" demek. İnstate kelimesinden alınmış. 00:31:05.136 --> 00:31:12.604 Mesela Ermeni dilini ve edebiyatını inceleme bölümü. 00:31:13.875 --> 00:31:19.923 Bir kişi kendisi Ermeni; aşk ile şevk ile çalışıyor, araştırmalar yapıyor, 00:31:19.923 --> 00:31:22.231 Ermeni tarihi ile ilgili neşriyat yapıyor. 00:31:22.612 --> 00:31:29.995 Hoca onun için "Koca bir kurumun yapacağı işleri yaptı." demişti. 00:31:30.460 --> 00:31:35.796 Biz de mü'min olarak böyle aşk ile şevk ile çalışırsak başarılı oluruz. 00:31:37.442 --> 00:31:41.541 Yahudi dilini, Ermeni dilini öğrenmemiz lazım. 00:31:41.707 --> 00:31:47.605 Doğu Anadolu'daki dilleri öğrenmemiz lazım, toplumları öğrenmemiz lazım. 00:31:47.725 --> 00:31:50.409 Her konuda bilgi sahibi olmamız gerekiyor. 00:31:50.427 --> 00:31:55.246 Mü'min insanlar bunu bir müessese kurarak yaparsa daha verimli olur. 00:31:56.564 --> 00:32:03.886 Mesela bizim İlim Kültür ve Sanat Vakfımız ne kadar güzel emellerle kurulmuştu. 00:32:03.917 --> 00:32:11.460 Müessese kurulur da kurulan müessesenin çalıştırılması yine aşk sahibi, 00:32:11.762 --> 00:32:18.629 şevk sahibi insanların eline kalır. Aşk ve şevk olunca güzel olur. Aşk ve şevk olmayınca olmuyor. 00:32:19.300 --> 00:32:22.300 "Hocam! Müessese yerine kurum desek olmaz mı?" 00:32:22.414 --> 00:32:25.720 "Kurum" desek olur ama o zaman elimiz yüzümüz kara olur. 00:32:25.846 --> 00:32:33.108 Çünkü kurum; "bacadaki kurumuş duman parçalarına" da deniyor, bir karışıklığa yol açıyor. 00:32:33.141 --> 00:32:39.274 Onun için eskiden beri kullandığımız "müessese" kelimesini kullanırsak hiç şaşırmayız. 00:32:39.561 --> 00:32:46.805 Enstitüyü almaya lüzum yok. Kurum demek de uygun değil çünkü kurumun bir başka anlamı var. 00:32:49.316 --> 00:32:53.495 Aziz ve sevgili kardeşlerim! Şimdi hadîs-i şerîfin son kısmında 00:32:53.531 --> 00:32:59.313 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in buyurduklarını dinleyelim: 00:33:00.590 --> 00:33:02.138 Fe-innehû izâ feale zâlike. 00:33:03.610 --> 00:33:08.947 "Vefat eden kimse kabre konulup üstüne toprak saçıldığı, kabri kapatıldığı zaman, 00:33:09.349 --> 00:33:15.905 başucunda birisi durup da ona kelimeteyni şehâdeteyni hatırlatıp 00:33:16.500 --> 00:33:21.430 'İşte Allah'ı Rab olarak sevmiştin, razı olmuştun; 00:33:21.465 --> 00:33:25.571 Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'i peygamber olarak sevmiştin, hoşnuttun; 00:33:25.902 --> 00:33:28.923 İslâm'ın dinin olmasından hoşnuttun; 00:33:28.961 --> 00:33:33.571 Kur'an'ın önderin olmasından memnundun; bunları hatırla!' dediği zaman." 00:33:33.798 --> 00:33:40.939 Ehaze münkerün ve nekîrün ehadühümâ yed'e sâhibihî. "Münker ve Nekir isimli iki melek 00:33:41.810 --> 00:33:50.860 -ki bunlar kabirde sorguyu suali yapmakla vazifeli melekeyn-i âdileyn-i şâhideyn'dir- 00:33:50.745 --> 00:34:02.931 birisi ötekisinin elini tutar." Sümme yekûlü lehû. "Sonra o elini tuttuğu arkadaşına der ki." 00:34:04.908 --> 00:34:12.719 Ahric binâ min indi hâzâ. "Bu adamın yanından bizi çıkar!" 00:34:12.705 --> 00:34:17.896 Harace-yahrucü; "çıkmak" demek, bi harf-i ceriyle müteaddî oluyor. 00:34:17.990 --> 00:34:25.593 Birisi ötekisine, "Kardeşim! Tut şu elimden, beni bu kabirden çıkar!" der. 00:34:25.808 --> 00:34:29.743 Mâ nasneu bihî. "Biz ona ne yapabiliriz?" 00:34:29.837 --> 00:34:35.934 Mâ burada soru edatı. Arapça'da mâ'nın pek çok mânası vardır. 00:34:36.371 --> 00:34:43.420 En bariz, başta hatıra gelen anlamı "Ne?" mânasına soru edatı olmasıdır. 00:34:43.730 --> 00:34:48.170 "Artık bu adama biz ne yapabiliriz ki? Nasıl sorgu soracağız? 00:34:48.117 --> 00:34:54.168 Sorularının cevapları verildi." derler. Ve kad lukkıne hüccetühû. 00:34:55.886 --> 00:35:04.710 "Hücceti de; delili, belgesi de kendisine telkin edilmiş bulunuyor. 00:35:04.240 --> 00:35:08.407 'Böyle bir hal olduğuna göre biz artık burada ne yapabiliriz? Haydi kardeşim! 00:35:08.407 --> 00:35:14.437 Beni bu kabirden çıkar!' derler. Birbirlerinin elinden tutup onun yanından ayrılırlar." 00:35:14.975 --> 00:35:19.726 Velâkinna'llâhe azze ve celle huccetühû dûnehüm. 00:35:19.871 --> 00:35:25.427 "Fakat sonsuz derecede Azîz ve Celîl olan 00:35:25.427 --> 00:35:36.223 Allahu Teâlâ hazretleri onların karşısında ölen kişinin hüccetidir, belgesidir, delilidir." 00:35:36.426 --> 00:35:40.970 Elif olmasaydı da li'llâhi olsaydı; o zaman, "Azîz ve Celîl olan Allah'ın 00:35:40.693 --> 00:35:46.600 onlardan ayrı hücceti vardır. 00:35:47.206 --> 00:35:56.823 Cenâb-ı Hak her şeyi biliyor; ölen kulunun yaptıklarını, her şeyini biliyor." mânasına gelirdi. 00:35:58.586 --> 00:36:05.676 Kâle racülün. "Efendimiz bu sözleri anlatınca ashaptan bir adam." 00:36:05.723 --> 00:36:13.560 Yâ Resûlallah! "Ey Allah'ın elçisi, ey Allah'ın resûlü!" Fe-in lem a'rif ümmehû. 00:36:13.689 --> 00:36:18.530 "Eğer ben ölen kardeşimin başında telkin yapacak olsam 00:36:18.809 --> 00:36:22.781 onun annesinin adını bilmiyorsam ne olacak?" diye sordu. 00:36:23.242 --> 00:36:32.154 Kâle: Ensibhü ilâ Havvâ. "Peygamber Efendimiz o zaman buyurdu ki 'O zaman Havva'nın çocuğu dersin!' 00:36:32.154 --> 00:36:37.755 Çünkü Âdem, atamızdır, babamızdır; Havva da anamızdır, bütün insanların anasıdır; yanlış olmaz. 00:36:37.768 --> 00:36:44.293 Fülâne'bne Havvâ. "'Ey Havvâ'nın oğlu filanca!' dersin, öyle söylersin!" 00:36:46.321 --> 00:36:49.402 "Annesinin adını bilmemek seni durdurmasın. 00:36:49.403 --> 00:36:55.900 Hem aynı zamanda doğru olan bir sözü söyleyerek hem de Resûlullah'ın tavsiyesini aynıyla 00:36:55.901 --> 00:37:02.497 yerine getirmiş olarak bu işi yapabilirsin." diye Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle buyurdu. 00:37:02.786 --> 00:37:07.853 Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in -Allah cümlemize şefaatini nasip eylesin- 00:37:08.316 --> 00:37:12.675 sorulara cevapları ne kadar ibretli, ne kadar güzel! 00:37:13.307 --> 00:37:20.859 Müşkülleri çözmesi, sorunların çözüm şeklini bulması ne kadar güzel! 00:37:21.330 --> 00:37:26.786 Hani Kâbe'nin tamiri esnasında duvarlar biraz yükseltilip 00:37:26.786 --> 00:37:32.947 Hacerü'l-Esved taşı hizasına gelinince, Kureyşliler; "Bu taşı koymak şerefi bize aittir." diye 00:37:33.200 --> 00:37:39.413 herbirisi ortaya atılıp işi kızıştırmışlar. Hatta kılıçları çekmişler; "Olur! Olmaz!" diye 00:37:40.145 --> 00:37:43.840 kimse bu şerefi, başka kabileye kaptırmak istemiyor. 00:37:44.342 --> 00:37:47.696 Sonunda demişler ki; "Burada, Kâbe'nin yanında savaş olmaz!" 00:37:48.320 --> 00:37:55.783 "Ne yapalım?" "Kapıdan ilk girecek kimse hakem olsun, hangimizi seçerse taşı o koysun!" 00:37:56.746 --> 00:38:00.970 Bâbü's-Selâm'a doğru dönmüşler, bakarlarken 00:38:00.130 --> 00:38:07.428 Peygamber Efendimiz oradan girmiş. Her şeyi olduran, kâinatı yaratan âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretleri. 00:38:07.532 --> 00:38:11.260 Onu Allah nasip ediyor, oraya gönderiyor. 00:38:11.585 --> 00:38:16.669 "Tamam, Muhammed el-Emîn geldi; emniyeti olan, güvenilir olan Muhammed geldi." demişler. 00:38:17.645 --> 00:38:23.661 Ona dertlerini söylemişler: "Biz Kureyş'in en şerefli kabilesiyiz. 00:38:23.815 --> 00:38:30.260 İnşaatta buraya geldik. Bu Hacerü'l-Esved taşını şimdi bizim koymamız lazım. 00:38:30.520 --> 00:38:31.780 Çünkü bizim kabile en şerefli..." 00:38:32.176 --> 00:38:34.188 Ötekisi; "Hayır, biz daha şerefliyiz, bizim koymamız lazım." demiş. 00:38:34.308 --> 00:38:39.610 Berikisi bir başka sebep göstererek; "Bizim koymamız lazım." deyince, 00:38:39.610 --> 00:38:42.271 sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hakem durumunda, ne yapmış? 00:38:42.548 --> 00:38:48.478 Mübarek hırkasını sırtından çıkarmış, Hacerü'l-Esved taşını onun üstüne koymuş: 00:38:48.988 --> 00:38:53.625 "Bu hırkanın, örtünün her yerinden tutun, kaldırın!" demiş. 00:38:53.775 --> 00:38:57.687 Hepsi birden kaldırınca hepsine şeref eşit olarak dağıtılmış oluyor. 00:38:58.980 --> 00:39:02.437 Duvarın inşaatının hizasına geldiği zaman 00:39:02.466 --> 00:39:09.280 Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem mübarek eliyle Hacerü'l-Esved'i almış ve yerine koymuş. 00:39:09.116 --> 00:39:16.831 Ne kadar güzel, ne kadar olumlu, yapıcı, barıştırıcı, ihtilafı ortadan kaldırıcı güzel çözümler! 00:39:17.341 --> 00:39:22.905 Allahu Teâlâ hazretleri İslâm'ın güzelliğini, Peygamber Efendimiz'in yüceliğini, 00:39:23.147 --> 00:39:29.554 Kur'ân-ı Kerîm'in önemini anlayıp hayatını iman ile 00:39:29.749 --> 00:39:33.876 İslâm ile güzel şekilde geçiren kullarından olmayı cümlemize nasip eylesin. 00:39:34.462 --> 00:39:40.773 Geçmişlerimize rahmeylesin. Hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva nasip eylesin. 00:39:43.144 --> 00:39:51.590 Cenâb-ı Hakk, vefat etmiş olan yakınlarımız; validemiz, annelerimiz, babalarımız, kardeşlerimiz, 00:39:51.591 --> 00:40:00.124 Hocamız Mehmed Zâhid-i Bursevî ve diğer arkadaşlarımıza bu vesile ile lütfeylesin, rahmeylesin. 00:40:00.857 --> 00:40:04.920 Müstesna ikramât ile ikram eylesin. Ruhları şâd olsun. 00:40:05.860 --> 00:40:13.710 Kabir istirahatleri günden güne daha ziyade, kabirdeki halleri daha hoş olsun. 00:40:13.507 --> 00:40:18.119 Kabirde azap görenleri varsa Allahu Teâlâ hazretleri azaplarını kaldırsın. 00:40:18.764 --> 00:40:25.165 Seyyiâtı olanların seyyiâtını hasenâta döndürsün. Kabirlerini cennet bahçesine çevirsin. 00:40:26.440 --> 00:40:30.566 Bizlere de hüsn ü hâtimeler ile âhirete göçmeyi nasip eylesin. 00:40:30.895 --> 00:40:39.631 Güzel bir ölümle, güzel bir hal üzere ölerek âhirete mü'min-i kâmiller olarak göçmeyi nasip eylesin. 00:40:40.107 --> 00:40:42.881 Cümlemizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. 00:40:43.700 --> 00:40:47.496 Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Cumanız mübarek olsun.