WEBVTT 00:00:00.459 --> 00:00:05.459 Hamden kesiran tayyiben mübareken fîhi âlâ külli hâlin vefî külli hîn. 00:00:05.844 --> 00:00:10.787 Vessalâtu vesselamu âlâ seyyidinâ ve senedinâ ve şefiî zünûbinâ 00:00:11.356 --> 00:00:15.515 ve tâci ruûsinâ muhammedini'l-mustafâ ve âlâ âlihi ve sahbihî 00:00:15.515 --> 00:00:18.111 ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. 00:00:18.111 --> 00:00:22.513 Emmâ ba'dü fe-kâle Resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem; 00:00:23.509 --> 00:00:31.821 Etimmu's-saffe'l-mukaddeme sümmellezî yelîhi fe-mâ kâne min naksın 00:00:31.961 --> 00:00:34.937 fe'l-yekün fi's-saffi'l-muahhari. 00:00:35.330 --> 00:00:42.431 Ahmed b. Hanbel, Neseî, Ebû Dâvud, İbn Abdilberr ve diğer kaynaklarda olan 00:00:42.431 --> 00:00:43.565 bir hadîs-i şerîf. 00:00:44.770 --> 00:00:49.339 Efendimiz namaz düzeni hakkında bilgi veriyor, talimat veriyor bizlere. 00:00:50.161 --> 00:00:57.530 Etimmu's-saffe'l-mukaddeme. "Öndeki safı tamamlayın, ön safta boşluk bırakmayın." 00:00:57.654 --> 00:01:02.798 Sümmellezî yelîhi. "Ondan sonra onun arkasındaki safı tamamlayın o dolduktan sonra." 00:01:03.465 --> 00:01:09.845 Fe-mâ kâne min naksın. "Eğer safta bir eksiklik varsa o en arkadaki safta kalsın." 00:01:09.993 --> 00:01:14.870 Öndeki saflar tamam olsun, dolsun ikinciye geçin, 00:01:14.870 --> 00:01:18.339 dolsun üçüncüye geçin, dolsun dördüncüye geçin." 00:01:19.980 --> 00:01:25.621 Peki birinci saf da doldu, ikinci safta biz hangi noktada duracağız? 00:01:26.120 --> 00:01:29.210 Tam imamın arkasına. Ondan sonra gelen nerede duracak? 00:01:29.343 --> 00:01:33.283 Onun sağında, ondan sonra gelen solunda, sağında solunda, sağında solunda, 00:01:33.283 --> 00:01:36.735 o da dolacak, üçüncü safta yine imamın arkasında. 00:01:37.244 --> 00:01:42.963 Yani safa doldurmaya ortadan başlanacak, şeyden [kenarlardan] başlanmayacak. 00:01:43.411 --> 00:01:46.745 İkinci hadîs-i şerîf. Efendimiz buyuruyor ki; 00:01:46.745 --> 00:01:58.268 Ecib ehâke fe-inneke minhü ale's-neteyni immâ hayrun fe-hakkun mâ şehidtehû 00:01:58.917 --> 00:02:03.351 ve immâ ğayruhû fe-tenhâhu anhu fete'muruhû bi'l-hayri. 00:02:04.178 --> 00:02:13.619 Ecib ehâke. "Kardeşin seni bir ziyafete, düğüne, derneğe, nişana, merasime çağırdı mı 00:02:14.257 --> 00:02:18.436 davetine git, davetine icabet eyle." 00:02:19.230 --> 00:02:26.147 Fe-inneke minhü ale's-neteyni. "Çünkü onun karşısında iki türlü durumda olabilirsin 00:02:26.147 --> 00:02:28.197 o davete gittiğin zaman." 00:02:28.498 --> 00:02:33.991 İmmâ hayrun. "Ya hayırlı bir durumla karşılaşırsın orada." 00:02:34.429 --> 00:02:36.972 Sünnet-i seniyyeye uygun, Kur'an'a uygun, 00:02:36.972 --> 00:02:40.972 Allah'ın rızasına uygun güzel bir durumla karşılaşırsın. 00:02:41.467 --> 00:02:51.754 Fe-hakkun mâ şehidtehû. Gidip de katıldığın yerler içinde senin hakkın olan, 00:02:51.879 --> 00:02:59.186 sana uygun olan yerdir, güzel, iyi bir yere gitmiş oluyorsun işte." 00:03:00.900 --> 00:03:08.813 Yani orada bulunmak sana layıktır, iyi, tamam. Ve immâ ğayruhû. 00:03:09.482 --> 00:03:17.290 "Ya da karşılaştığın durum hak değildir, hayır değildir, doğru değildir, yanlış durumdur." 00:03:17.782 --> 00:03:22.182 Gittiğin zaman baktın ki orada uygun olmayan şeyler var. 00:03:22.915 --> 00:03:28.133 Fe-tenhâhu anhu. "O zaman da engellersin." 00:03:28.133 --> 00:03:33.265 Aa böyle olur mu kardeşim, sen müslümansın ya, nedir bu yaptığın, ayıptır günahtır, 00:03:33.551 --> 00:03:34.876 yapma böyle! 00:03:34.876 --> 00:03:42.634 Bak Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurmuş, sakın ha! filan engellersin. 00:03:43.220 --> 00:03:49.175 Fe-te'muruhû bi'l-hayri. "Ona da hayrı da öğretirsin." 00:03:49.175 --> 00:03:53.845 Bak böyle yapacağına şöyle yap, şöyle yapmak daha hayırlıdır, sevaplıdır dersin. 00:03:54.265 --> 00:04:01.624 Demek ki esas itibariyle Peygamber Efendimiz ashabının davete icabet etmesini istiyor. 00:04:01.674 --> 00:04:06.101 Evet, Peygamber Efendimiz kendisi de davete icap ederdi. 00:04:06.580 --> 00:04:13.985 Davete icabet etmek önemli bir edeptir. Bir mazeret uydurup gitmemek uygun değildir. 00:04:14.471 --> 00:04:18.383 Yani uydurup gitmemek uygun değildir, hakikaten mazereti varsa ayrı. 00:04:19.660 --> 00:04:25.391 Davete gitmeli ama davette görev vardır; iyi bir durumla karşılaşırsa tamam, 00:04:26.104 --> 00:04:29.935 iyi bir davete gitmişsin, ne mutlu sana, hakkındır. 00:04:30.165 --> 00:04:37.701 Kötü bir durumla karşılaşırsan yanlışlığı düzeltmeye gayret etmelisin, doğruyu emretmelisin, 00:04:37.701 --> 00:04:40.386 emr-i mâruf nehy-i münker yapmalısın. 00:04:40.386 --> 00:04:49.670 İctemi'û âlâ ta'âmiküm ve'z-kürusmellâhi aleyhi yübârekü leküm fîhi. 00:04:49.908 --> 00:04:54.220 Bu da Ahmed b. Hanbel, Ebû Davud, İbn Mâce ve diğer kaynaklarda var. 00:04:54.827 --> 00:05:00.480 Efendimiz buyuruyor ki; İctemi'û âlâ ta'âmiküm. 00:05:01.280 --> 00:05:11.185 "Yemek yemeye toplanın, ziyafete toplanın, yemeğinize toplaşın." 00:05:12.590 --> 00:05:20.877 Yani ayrı ayrı yemeyin, beraberce yeyin, bir arada yeyin. Ve'z-kürusmellâhi aleyhi. 00:05:21.535 --> 00:05:28.620 "Yediğiniz yemeğe besmele çekerek başlayın. Allah'ın ismini zikrederseniz." 00:05:28.620 --> 00:05:38.515 Yübârekü leküm fîhi. "Taamın içine Allah tarafından bereket konulur." 00:05:39.299 --> 00:05:44.880 Yani diyelim ki on kişi var, bunlar ayrı ayrı yiyecekler, 00:05:44.665 --> 00:05:49.931 ona böldüğün zaman bir şeyi yiyecekler işte, onda birini alacaklar yiyecekler. 00:05:50.697 --> 00:05:56.230 Ama toplanıp beraber yerlerse besmele çekince bereket olur. 00:05:57.140 --> 00:06:01.873 Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in mucizelerindendir, 00:06:01.992 --> 00:06:05.766 on kişilik yemekten bazen 300 kişi doyar. 00:06:06.192 --> 00:06:12.200 Yani öyle 20 kişi filan değil, 15 kişi filan değil, yüzlerce kişi doyar. 00:06:13.930 --> 00:06:15.960 Hendek harbinde böyle bir durum olmuştu. 00:06:15.791 --> 00:06:20.669 [Sahabilerden birisi] Peygamber Efendimiz'i çağırmıştı, baktı ki çok yoruldu. 00:06:20.669 --> 00:06:25.669 Kendisi çalışıyor Peygamber Efendimiz, kazma sallıyor, taş kırıyor filan... 00:06:27.671 --> 00:06:32.568 Ashaptan bir zât evde bir hazırlık yaptı, yemek hazırlığı, 00:06:32.568 --> 00:06:36.700 Peygamber Efendimiz'e geldi dedi ki; 00:06:37.289 --> 00:06:41.551 "Yâ Resûlallah buyur yemek yiyelim." dedi. 00:06:41.977 --> 00:06:49.300 Peygamber Efendimiz elini silkeledi, herkese dedi ki; 00:06:49.433 --> 00:06:53.947 "Kardeşiniz yemek hazırlamış, kalk gidelim." dedi. Herkese.. 00:06:54.269 --> 00:07:00.221 Yani hendek kazan herkese birden dedi. Halbuki ev sahibinin maksadı Resûlullah'ı aradan, 00:07:00.221 --> 00:07:05.355 kalabalıktan çekip almak, onu biraz doyurmaktı çünkü biraz yorgun görmüştü, 00:07:05.608 --> 00:07:08.489 herkese de yemek verecek hali yoktu. 00:07:09.900 --> 00:07:13.290 Eve geldi hanımına geldi dedi ki; "Hapı yuttuk hanım! Dedi. 00:07:13.739 --> 00:07:16.860 Ne oldu? Ben Peygamber Efendimiz'e yavaşçacık, 00:07:16.860 --> 00:07:19.350 "Yemek hazırladık, buyurun yiyelim." dedim, 00:07:19.808 --> 00:07:23.757 o da bütün topluluğa, herkese, 00:07:23.757 --> 00:07:33.857 "Haydi buyurun, kardeşiniz bizim için yemek yapmış!" dedi çağırdı. Hanım düşündü dedi ki; 00:07:34.690 --> 00:07:38.574 "Sen kaç kişilik yemek yaptığımızı Peygamber Efendimiz'e söyledin mi? 00:07:40.278 --> 00:07:46.174 Dedi söyledim, "İşte aşağı yukarı şöyle bir yemek hazırladık, şu kadar kişiye yeter." 00:07:46.411 --> 00:07:52.369 Sekiz on kişiye, neyse yani ben rakamları şu anda söyleyemeyeceğim. 00:07:54.643 --> 00:08:01.969 Ondan sonra Peygamber Efendimiz eve geldi, dedi ki; "Tencereyi kaldırmayın kapağını. 00:08:03.250 --> 00:08:14.314 Herkes gelsin, getirsin çanağını." Herkese verdi verdi verdi verdi verdi... 00:08:14.810 --> 00:08:22.335 hatta tencerede arttı bile ev sahibine. O zaman bilmem kaç yüz kişi saydım diyor ev sahibi. 00:08:23.971 --> 00:08:30.975 Allah bunu Peygamber Efendimiz'in hayatında gösterdi, sahabe-i kirâm bunu biliyor, 00:08:31.567 --> 00:08:33.797 kitaplara geçmiş, rivayet edilmiş. 00:08:34.312 --> 00:08:39.795 Topluca yenildiği, Allah'ın ismi anıldığı zaman yemek bereketleniyor, 00:08:40.743 --> 00:08:43.800 ayrı yenildiği zaman bereketi kaçıyor. 00:08:43.415 --> 00:08:52.568 Bereket de böyle psikolojik, kaypak bir şey değil. Yani Allah bereketi verdi mi 00:08:52.568 --> 00:08:56.430 işte on kişilik taâmla 300 kişi doyuyor. 00:08:57.134 --> 00:09:03.691 Yani bitmez... E bu Peygamber Efendimiz'in zamanında olmuş da 00:09:03.691 --> 00:09:05.470 bizim zamanımızda da olur mu? 00:09:06.202 --> 00:09:14.275 Bizim Yahya Oğuz diye bir mühendis, eskilerden, ihvandan bir şahıs var. 00:09:14.667 --> 00:09:20.828 Hocamızın salonu, misafirleri aldığı yer, şöyle büyük, bu kadar büyük bir yer, dolu. 00:09:21.794 --> 00:09:25.550 Yahya, şu şekerden dağıt bakalım misafirlere demiş. 00:09:26.211 --> 00:09:33.204 Şöyle bir sütlaç kasesi gibi kasenin içinde birazcık şeker var. 00:09:33.204 --> 00:09:39.961 Şu kadar kase şekerlik, biliyorum ben orada. Kalabalık cemaat. 00:09:40.822 --> 00:09:48.427 Yahya Oğuz bir kaseye bakmış, içinde şeker yarım, dolu bile değil ağzına kadar, 00:09:48.427 --> 00:09:52.227 tepeleme bile değil, ondan sonra bir de cemaate bakmış, 00:09:53.150 --> 00:09:57.450 bu cemaatin hangisine yetecek bu şeker! 00:09:57.533 --> 00:10:06.868 En iyisi, ben söz dinlerim, tutmaya başlarım, nerede biterse ötekilere bitti derim, demiş. 00:10:07.718 --> 00:10:14.494 Başlamış tutmaya, bütün kalabalığa şeker yetmiş. 00:10:15.341 --> 00:10:23.850 Tam sonuna geldiği sırada aklına gelmiş bu, ya demiş bunun içinde beş on tane şeker vardı, 00:10:24.560 --> 00:10:33.218 misafir şekeri vardı, burada da 80-90 kişi vardı, hâlâ da tabağın içinde şeker var. 00:10:35.356 --> 00:10:40.270 Ya bu nasıl iş! filan diye bir tabağın içine bakmış bir de bir taraftan, 00:10:40.555 --> 00:10:47.730 haa bu hocamızın kerameti diye şöyle hocamıza doğru kaldırmış başını bakmış. 00:10:47.730 --> 00:10:55.375 Bir bakmış hâlâ tabakta misafir şekeri duruyor, tabak küçük, sütlaç kasesi gibi şu kadar, 00:10:56.598 --> 00:11:01.760 yani on kişiye ancak yeter, hâlâ duruyor içinde bir sürü şeker. 00:11:02.225 --> 00:11:11.463 Bir onun içine bakmış bir hocamıza bakmış, hocamız da sus, sırrı kimseye fâşetme, 00:11:11.961 --> 00:11:14.710 sesini çıkartma gibilerinden kaşlarını çatmış. 00:11:14.710 --> 00:11:21.767 "Valla böyle oldu!" diyor. Bir keresinde de Niğde'ye gidiyorduk. 00:11:22.188 --> 00:11:30.825 Bor, Niğde. Hasan Dağı'nın yanından böyle yol döner, bilmem Karapınar kasabasından geçer 00:11:30.898 --> 00:11:34.740 filan böyle hoop oradan Niğde'ye gidilecek. 00:11:35.267 --> 00:11:39.291 Üç dört kişi arabalar halinde gidiyoruz. 00:11:39.855 --> 00:11:44.762 Hocamız Orhan Batı'nın Taunus Steyşın'ında [Taunusstein], 00:11:45.800 --> 00:11:51.136 Yahya Oğuz da Opel Record 1700 bir arabası vardı, onda. 00:11:51.678 --> 00:11:59.174 Nerede Opel Record 1700 nerede Taunus Steyşın?.. İşte daha kuvvetli araba filan. 00:12:00.172 --> 00:12:08.484 Peşpeşe giderlerken esmiş bunun kafasına nereden estiyse, bastırmış hocamızı geçmeye, 00:12:08.905 --> 00:12:10.463 hocamızın arabasını geçmeye. 00:12:10.463 --> 00:12:16.150 Halbuki yani hiç de yapmaz, hiç de öyle bir şey yapılmaz yani. 00:12:16.300 --> 00:12:19.373 Hocamızdan önce kimse gitmez, önce hocamızın arabası gider, 00:12:19.373 --> 00:12:28.415 arkadan herkesin arabası gider. Tısss... Bir arıza… Kalıyor, geçemiyor. 00:12:29.476 --> 00:12:37.808 Ondan sonra tabii işte bin bir zahmetle arabayı Bor'a getiriyorlar misafirler geldikten sonra. 00:12:39.721 --> 00:12:44.670 Bakıyorlar arıza nedir diye, motor sağlam, her taraf sağlam, 00:12:45.323 --> 00:12:51.234 egzoz borusu böyle yoğrulmuş, kapatılmış. 00:12:51.234 --> 00:12:57.272 Egzoz borusu kapatılınca ne olur? Dışarıya gaz çıkmazsa motor durur. 00:12:59.145 --> 00:13:07.233 Yahya Oğuz diyor ki, hocamız şey yapıp şöyle, şey yaptı, sıktırıverdi diyor. 00:13:09.416 --> 00:13:13.568 Ama nasıl olduysa tabii yani oradan olduğunu anlamış. 00:13:13.894 --> 00:13:19.302 Edebe aykırı olarak geçmek isteyince.. Çok şeyler gördük böyle, her gün, 00:13:19.610 --> 00:13:23.801 her gün böyle bir ayrı efsane gibi şeyler gördük Ali. 00:13:24.946 --> 00:13:31.679 İnanmaz, millet evliyâullahın kerametini inkâr ediyor. Allah ıslah etsin. 00:13:32.205 --> 00:13:36.320 Kerâmâtü'l-evliyâi hakkun. "Evliyâullahın kerametleri haktır." el-Fâtiha.