WEBVTT 00:00:00.709 --> 00:00:07.210 el-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin 00:00:07.287 --> 00:00:12.989 ve fî külli hîn kemâ yenbegî li celâlihi vechihî ve li azîmi sultanih. 00:00:13.420 --> 00:00:20.584 Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecmaîn. 00:00:20.667 --> 00:00:24.750 Emmâ ba'd. Fe-kâle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: 00:00:28.209 --> 00:00:35.459 Akrebü'n-nâsi min dereceti'n-nübüvveti ehlü'l-cihâdi ve ehlü'l-ilm. 00:00:35.536 --> 00:00:41.818 Li enne ehle'l-cihâdi yücâhidûne alâ mâ câet bihi'r-rusül. 00:00:41.856 --> 00:00:49.193 Ve emmâ ehlü'l-ilmi fe-dellevü'n-nâse alâ mâ câet bihi'l-enbiyâ. 00:00:49.255 --> 00:00:56.402 Deylemî, İbn Abbas radıyallahu anhüma'dan rivayet etmiş. 00:00:57.113 --> 00:01:03.230 Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: 00:01:03.300 --> 00:01:07.454 Akrebü'n-nâsi min dereceti'n-nübüvveh. 00:01:07.542 --> 00:01:19.834 "İnsanların peygamberlik derecesine en yakın olanı, peygamberlerin derecesine en yakın geleni." 00:01:21.830 --> 00:01:31.458 Ehli'l-cihâdi. "Cihat edenlerdir, cihat ehlidir." Ve ehlü'l-ilm. "İlim ehlidir, ilim erbabıdır." 00:01:33.401 --> 00:01:40.921 Neden? Li enne ehle'l-cihâdi. "Çünkü cihat ehli, cihat eden mücahitler." 00:01:41.767 --> 00:01:45.248 Yücâhidûne alâ mâ câet bihi'r-rusül. 00:01:45.302 --> 00:01:58.781 "Peygamberlerin getirdikleri hakikatleri yaymak için o esasları insanlara kabul ettirmek için 00:01:58.859 --> 00:02:04.389 o esaslara uygun olarak cihat ediyorlar." 00:02:05.947 --> 00:02:15.874 İmanın ve Allah'ın emirlerinin uygulanmasının karşısına çıkan engelleri, zorbalıkları ortadan kaldırıyorlar. 00:02:15.905 --> 00:02:23.619 Böylece imana hizmet ediyorlar, dine hizmet ediyorlar; ondan cihat edenlerin dereceleri yüksek. 00:02:24.909 --> 00:02:34.321 Ve emmâ ehlü'l-ilmi. "İlim erbabına, alimlere gelince." Fe-dellevü'n-nâse. 00:02:34.406 --> 00:02:41.911 "Bunlar insanlara kılavuzluk ediyorlar, yol göstericilik yapıyorlar." 00:02:42.450 --> 00:02:45.553 Ala mâ câet bihi'l-enbiyâ. 00:02:45.599 --> 00:02:54.420 "Peygamberlerin getirdiği, insanlara öğrettiği o hakikatleri insanlara öğretiyorlar." 00:02:54.490 --> 00:03:02.415 "Bakın peygamberler böyle söyledi." diye peygamberlerin öğrettiklerini insanlara öğretiyorlar; 00:03:02.461 --> 00:03:12.920 insanları onlarla buluşmaya götürüyorlar, kılavuzluk yapıyorlar, peygamberin tebliğini öğretiyorlar. 00:03:12.170 --> 00:03:21.695 Onun için bu ikisi, derecesi peygamberlere en yakın olan zümredir: Cihat edenler ve ilim sahibi olanlar. 00:03:22.198 --> 00:03:25.224 Gelelim bunların açıklamasına: 00:03:26.789 --> 00:03:40.579 İslâm'ın, imanın, hakikatin ve adaletin, güzel şeylerin hâkim olması, uygulanması, 00:03:40.579 --> 00:03:48.883 yapılması, yaşaması bazen kötü niyetli insanlar tarafından istenmiyor. 00:03:49.945 --> 00:03:56.352 Menfaatleri bozulanlar oluyor. Yahut çeteler teşekkül ediyor. 00:03:56.453 --> 00:04:01.651 Kolaydan kazanmak isteyenler oluyor, şeytana uyanlar oluyor. 00:04:01.705 --> 00:04:11.764 Maziden bir takım kuyruk acıları olanlar oluyor. Çeşitli sebeplerden karşısına çıkıyorlar. 00:04:11.998 --> 00:04:19.650 Çeşitli bahaneler ortaya atıyorlar; İslâm'ı, imanı, Allah'ın emirlerini insanlara uygulattırmıyorlar. 00:04:19.963 --> 00:04:24.113 Bu adamlar öyle nasihatle filan da laf anlamıyor. 00:04:24.464 --> 00:04:30.164 Bıraksan çete kuruyor, ordu kuruyor, saldırıyor, öldürmeye kalkıyor. 00:04:30.508 --> 00:04:36.472 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, peygamberliğe nasıl başladı? 00:04:36.518 --> 00:04:41.234 Allah'ın emirlerini anlatmakla başladı. Ne oldu? 00:04:41.351 --> 00:04:51.882 Kabul etmediler; bir kısım Mekkeliler, müşrikler kabul etmeyince "Sus!" dediler, 00:04:51.952 --> 00:04:58.870 "Bizim düzenimizi bozma!" dediler. "Bizim atalarımızın yolunu değiştirmeye kalkışma!" dediler. 00:04:59.970 --> 00:05:04.383 Ama yanlış atalarınız yanlış yolda! Putlara tapıyorlar, yanlış işler yapıyorlar! 00:05:07.877 --> 00:05:14.109 Bir mücadele başladı, işkence başladı, zorbalık başladı. 00:05:14.281 --> 00:05:20.565 Baktılar halk ikna oluyor, imana geliyor, doğru sözü kabul ediyor. 00:05:20.565 --> 00:05:26.512 O zaman baktılar ki iş kendilerinin aleyhine dönecek. 00:05:26.589 --> 00:05:30.988 Bu sefer işkenceye başladılar, zorbalığa başladılar, baskıya başladılar, 00:05:31.917 --> 00:05:35.230 kuşatmaya başladılar, muhasara ettiler. 00:05:35.100 --> 00:05:46.765 "Yazık edelim, zorlaştıralım." diye, yiyecek içecek vermemeye, satmamaya, kız alıp vermemeye başladılar. 00:05:46.913 --> 00:05:56.454 Yine engelleyemeyince, mazlum insanlar imana geldikçe bu sefer dediler ki; "Öldürelim bunları!" 00:05:57.280 --> 00:06:02.100 Peygamber Efendimiz'i öldürmeye niyetlendiler. Onun için Peygamberimiz hicret etti. 00:06:02.162 --> 00:06:11.553 Kendi ana ata yurdunu terk edip Medine-i Münevvere'ye gitmesi, hicret etmesi ondan dolayı. 00:06:11.639 --> 00:06:16.470 Orada da rahat bırakmadılar, orada da ordular gönderdiler çarpıştılar. 00:06:16.470 --> 00:06:27.186 Demek ki doğru bir fikre doğru söze, sözle karşılık veremeyince işi zorbalığa döküyorlar. 00:06:27.358 --> 00:06:36.868 O zaman hakikatin de, hakkın da, imanın da, İslâm'ın da bu zorbalığı kaldırması lazım geliyor. 00:06:36.938 --> 00:06:46.708 "Olmaz böyle şey! Sen zorbalığı yaparsan; silahla öldürmeye, tazyike, haksızlığa kalkarsan 00:06:46.739 --> 00:06:54.240 o zaman benim de kendimi savunma hakkım var, ben de kendimi savunurum." diye 00:06:54.302 --> 00:07:01.440 onlarla mücadele etmek zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bu her devirde böyledir. 00:07:01.948 --> 00:07:09.976 Eski devirlerde de böyle olmuş; daha önceki ümmetlerin peygamberlerine de bazı kimseler karşı çıkmış. 00:07:09.998 --> 00:07:16.120 Mesela biliyorsunuz Musa aleyhisselam Firavun tarafından öldürülmek istendi. 00:07:16.620 --> 00:07:24.360 Öldürmeye, canına kast etmeye çalışıyorlar. Benî İsrail'in çocuklarını öldürmeye başladılar. 00:07:25.430 --> 00:07:32.375 Çeşitli baskılar yapmaya; "Asarız, keseriz, kollarınızı bacaklarınızı koparırız." demeye başladılar. 00:07:33.946 --> 00:07:42.313 Onun için imanın, İslâm'ın engellenmesini kaldırmak için cihat etmek gerekiyor. 00:07:42.383 --> 00:07:50.800 Engel olanların, zorbalık yapanların zorbalıklarını bıraktırmak için cihat gerekiyor. 00:07:50.142 --> 00:08:02.363 Bu da tabi zor bir iş. Çünkü kavga. Kavga da, üstün gelmek için silah edinmeyi gerektiriyor. 00:08:02.363 --> 00:08:09.668 Alet, edavat, silah, at, kılıç o devire göre, o zamana göre. 00:08:09.738 --> 00:08:17.151 Şimdiye göre ok, şimdiye göre füze, mermi, uçak ve sair araçlar gerekiyor. 00:08:17.151 --> 00:08:21.886 Hem pahalı hem de işin hiç şakası yok, sonunda ölmek var. 00:08:21.924 --> 00:08:29.470 Ya ölür ya yaralanır, ciddi bir şey. Gidip de gelmemek var. 00:08:29.571 --> 00:08:36.244 Onun için çok büyük bir fedakârlık olduğundan cihat çok sevap oluyor. 00:08:36.322 --> 00:08:42.625 Mücahidin derecesi çok yüksek oluyor. Çünkü İslâm, onlarla ayakta duruyor. 00:08:42.702 --> 00:08:47.736 Bakın İsrail'in yaptıklarına... Kampların resimlerini gördünüz mü? 00:08:47.814 --> 00:08:52.414 Nasıl doldurmuşlar insanları; aç susuz nasıl muhasaraya almışlar, 00:08:52.445 --> 00:08:58.636 nasıl baskılar nasıl ölümler nasıl kat kat teçhizatlar, askerler! 00:08:58.808 --> 00:09:07.612 Nasıl adamı çocuğu ile beraber –bidonun, varilin arkasına saklanmışlar- takır takır taradılar! 00:09:07.651 --> 00:09:10.417 Nasıl göz göre göre cümle cihanın önünde öldürdüler. 00:09:10.456 --> 00:09:16.466 Nasıl ellerini taşın üstüne koyup tak tak vurarak ellerini, kemiklerini kırıyorlar. 00:09:17.688 --> 00:09:27.714 Demek ki her devirde, her ülkede, her yerde, işi yamuk tarafa kaydıranlar oluyor, 00:09:27.760 --> 00:09:32.117 haksızlığa kaydıranlar oluyor. Onlara karşı da mücadele gerekiyor. 00:09:32.382 --> 00:09:37.103 Bir de ilim erbabının derecesi, peygamberlere en yakın. 00:09:39.256 --> 00:09:43.192 Çünkü onlar da peygamberler âhirete göçtükten sonra 00:09:43.192 --> 00:09:46.241 peygamberlerin sözlerini halka anlatıyorlar, duyuruyorlar. 00:09:46.241 --> 00:09:53.229 Peygamber yaşasaydı peygamber anlatacaktı. Alimler peygamberlerin vârisleri. 00:09:54.210 --> 00:10:02.236 Mal varisi değil, malını almıyor; görev varisi, görevi devam ettiriyor. 00:10:02.292 --> 00:10:06.334 Anlatılması gereken şeyleri anlatıyorlar. Ve muhterem kardeşlerim! 00:10:06.334 --> 00:10:22.918 Bu cümlenin altını çizin, zihninize iyi yerleştirin. Her insanın kafası, gönlü bir depodur. 00:10:23.150 --> 00:10:30.230 Sen burayı hakla, hakikatle, hayırla, imanla, güzel bilgilerle doldurmazsan 00:10:30.316 --> 00:10:37.456 mutlaka bir yerden bir şeyler gelir, bu depolar dolar. Başkası doldurur. 00:10:37.581 --> 00:10:44.304 Başka insanlar kötü şeylerle doldurur ve depo ağzına kadar kötü şeylerle dolduktan sonra da 00:10:44.375 --> 00:10:56.876 o depodan hayır gelmez. Pis, mikroplu, böcekli, aidsli, tehlikeli, akrepli, yılanlı şeyler... 00:10:56.885 --> 00:11:04.318 Ne yapacaksın? Onu temizlemesi çok zor, çok önemli! 00:11:04.417 --> 00:11:12.542 Gönüller kafalar boş iken temiz olarak doldurmalı, temiz bilgilerle doldurmalı 00:11:12.584 --> 00:11:20.335 ve çoluk çocuğumuza kendimize güzel bilgiler kazandırmalıyız, öğretmeliyiz, öğrenmeliyiz. 00:11:20.751 --> 00:11:27.252 Kendi kendimize bu bilgileri öğrenmediğimiz zaman bizim kafamız da boş kalmaz. 00:11:27.679 --> 00:11:32.612 Kapıyı pencereyi kapatsanız oda havasız kalır mı? Kalmaz. 00:11:32.667 --> 00:11:41.171 Kapının altını üstünü, pencerenin kenarlarını süngerlerseniz havasız kalır mı? Kalmaz. 00:11:41.209 --> 00:11:43.893 Nereden geliyor bu hava? Nereden geliyorsa geliyor. 00:11:43.918 --> 00:11:51.502 Şurada ne yapsanız, etrafı ne kadar kapatsanız yine bir yerlerden hava sızar, yaşarsınız. 00:11:51.959 --> 00:12:04.668 Kapı pencere kapalı olsa da yaşarsınız.Sonra bir içi boş kabı, denizin dibine bastırsanız ne olur? 00:12:04.709 --> 00:12:13.418 Bir yerinden su dolar. Su yine boşluğunu doldurur. İçi doluysa dolmaz ama boş ise dolar. 00:12:13.498 --> 00:12:21.738 Onun için insanların gönülleri de hiç boş durmaz. Tıpkı buna benzer ve çok önemlidir. 00:12:21.834 --> 00:12:30.501 Çocuğunuzun, hanımınızın, eğitimi ile sorumlu olduğunuz kimselerin gönüllerine kafalarına 00:12:30.542 --> 00:12:37.209 ya siz bazı bilgiler dolduracaksınız ya da başkaları bazı bilgiler doldurur. Kapacak. 00:12:37.709 --> 00:12:43.149 O boşluğu o depoyu, storage'ı onlar dolduracaklar. 00:12:43.250 --> 00:12:46.751 Onun için mutlaka eğitim, mutlaka bilgi vermek; 00:12:46.792 --> 00:12:50.875 bilgilendirmek, öğretmek lazım. Hem kendimizin de öğrenmesi lazım. 00:12:50.876 --> 00:12:59.627 Okumamız lazım, okumamız lazım, okumamız lazım... "Peygamberler kimler?" "Bilmiyorum!" 00:12:59.645 --> 00:13:05.890 İlmihalde var. Büyük İslâm İlmihali'nin arkasında Ömer Nasuhi Hoca kısaca yazmış. 00:13:05.125 --> 00:13:10.250 Şunu oku, çocuklar bilsin, hangi peygamber kimmiş, neler yapmış. 00:13:10.334 --> 00:13:15.835 Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem nasıl bir kimseymiş, okut, görsün! 00:13:15.959 --> 00:13:20.209 Bir Büyük İslâm İlmihali'nin arka tarafını okutsan yeter. 00:13:21.250 --> 00:13:35.959 Boş bıraktın mı oyunlarla, daha başka eğlenceli, zevkli, hediyeli, balonlu, 00:13:35.969 --> 00:13:41.700 ışıklı şeylerle gönüller başkaları tarafından doldurulur. 00:13:41.778 --> 00:13:48.614 Çocuklarınız, hanımlarınız, yakınlarınız sizden kopar, elden gider. 00:13:49.130 --> 00:13:57.554 Çok büyük bir olay, çok mühim bir olay! Aman aman eğitime çok önem verin! 00:13:58.203 --> 00:14:05.542 Kafalara bilgi sokmaya gönüllere bilgi sokmaya; güzel bilgiyi, olumlu bilgiyi, iman bilgisini, 00:14:05.542 --> 00:14:13.427 âhirete yarayacak bilgiyi sokmaya çok çok çalışın! Bilin ki siz ihmal ettikçe kafa boş kalmaz. 00:14:14.990 --> 00:14:21.380 Televizyondan, dergiden, gazeteden kafalara pis şeyler gelir, aman! 00:14:22.240 --> 00:14:33.533 İkinci hadîs-i şerîf:Akrebü mâ yekûnü'r-rabbü mine'l-abdi fî cevfi'l-leyli'l-âhir fe ini'steta'te 00:14:33.533 --> 00:14:39.971 en tekûne mimmen yezküru'llâhe fî tilke's-sâati fe-kün. 00:14:40.182 --> 00:14:44.676 Bu ikinci hadîs-i şerîf; bu zamanımız, bugünlerimiz, 00:14:44.745 --> 00:14:52.920 Ramazanımız'ın sonuna yaklaştığımız bu haftamız için önemli bir bilgidir. 00:14:52.170 --> 00:15:11.242 Amr İbn Abese'den, Ebû Umame'den rivayet edilmiş. Tirmizî "hasen, sahih hadis" demiş. 00:15:11.328 --> 00:15:14.456 Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; 00:15:14.550 --> 00:15:18.359 Akrebü mâ yekûnü'r-rabbü mine'l-abdi. 00:15:18.429 --> 00:15:25.500 "Allahu Teâlâ hazretlerinin kuluna en yakın olduğu zaman, 00:15:26.273 --> 00:15:36.677 Rabbi'nin Allahu Teâlâ hazretlerinin kuluna en yakın olduğu zaman." Fî cevfi'l-leyli'l-âhir. 00:15:37.813 --> 00:15:45.267 "Gecenin en son bölümündeki dakikalardır." 00:15:47.640 --> 00:15:58.374 Gecenin en sonundaki dakikalar, saatler Allah'ın kullarına en yakın olduğu zamandır. 00:15:59.398 --> 00:16:02.431 Kul ne yapsın? Yakın olunca ne olur? 00:16:02.525 --> 00:16:06.240 Duasını yapsın, isteyeceğini istesin, dileğini arz etsin. 00:16:06.309 --> 00:16:11.553 Arada tercüman yok, perde yok, mâni yok, kapı yok, bekçi yok! 00:16:11.647 --> 00:16:14.866 Rabbi'nden ne isteyecekse istesin. 00:16:15.997 --> 00:16:20.849 İşte dün akşam da söylediğim husus buradan karşımıza geliyor. 00:16:20.927 --> 00:16:30.455 Geceleyin o vakitte kalkıp ibadet etmeye kendimizi alıştıracağız. Nasıl alıştıracağız? 00:16:30.517 --> 00:16:38.207 İşte Ramazan'da yemek yeme bahanesi ile alışıyoruz. Hanım tatlı tatlı yemekleri yapıyor. 00:16:38.207 --> 00:16:44.432 Güzel güzel kokuyor. "Kalk" dediği zaman iştahlı iştahlı kalkıyorsun, gidiyorsun, yemek yiyorsun. 00:16:44.432 --> 00:16:46.135 Neden? Kadın sahur yemeği yapmış. 00:16:46.236 --> 00:16:53.880 Neler neler yapmış; ne kadar güzel kızartmalar, pilavlar, etler neler neler... 00:16:53.966 --> 00:17:03.155 "Aman" diyorsun, kalkıyorsun hemen. Mideden, hoşa giden taraftan gece kalkmaya alışıyorsun. 00:17:03.240 --> 00:17:10.456 Evet, madem alışıyoruz, bu alışkanlığı kaybetmeyelim. Gecenin vaktinin kıymetini bilelim. 00:17:10.573 --> 00:17:20.752 Gecenin sonu ne zamandır? Pek çok kimse bunu doğru bilmez. Sabah ne zaman başlar? 00:17:20.884 --> 00:17:28.699 Gece bittiği zaman başlar da sabahın ne zaman başladığını da bilmez. Sabah ne zaman başlar? 00:17:28.784 --> 00:17:33.274 Daha ortalık karanlıkken başlar; onun için bilmez, şaşırır. 00:17:33.368 --> 00:17:38.462 Pencereden dışarıya baktığı zaman ortalık karanlıktır. Sabah ne zaman başlıyor? 00:17:38.532 --> 00:17:43.662 Bulunduğun ülkede Doğu tarafına baktığın zaman doğu tarafında 00:17:43.662 --> 00:17:51.928 ufukta hafif aydınlanma başladığı zaman, dağların çizgisi anlaşılmaya başladı mı 00:17:51.928 --> 00:17:56.859 daha ortalık karanlık iken işte sabah başladı. 00:17:58.373 --> 00:18:02.440 Doğu'ya baktığın zaman yer ile göğü ayırt edebiliyor musun? 00:18:02.466 --> 00:18:05.517 Evet, ayırt ediyormuşum, biraz ışıdı. 00:18:05.584 --> 00:18:10.751 Dağların çizgisi belli olmaya başladığı zaman işte sabah vakti geldi, gece bitti. 00:18:10.826 --> 00:18:14.882 "Ama daha ortalık karanlık, ışıkları yakmak zorundayız." Olsun. 00:18:15.000 --> 00:18:20.542 "Fecr-i sâdık" derler ona; o tarafın aydınlanmaya başlaması ile sabahın vakti geldi. 00:18:20.593 --> 00:18:27.786 Takvimlerde ne yazar? Buna "imsak vakti" derler. "İmsak" ne demek? 00:18:27.876 --> 00:18:31.126 "İnsanın kendisini tutması, alıkoyması" demek.Hoppala! 00:18:31.167 --> 00:18:36.709 Bu vaktin insanın kendisini tutmasıyla ne ilgisi var?Yemek yiyip duruyorken 00:18:36.834 --> 00:18:42.626 kendisini tutacak."Sofradan biraz uzaklaş bakayım!" Kendisini tutuyor. 00:18:42.667 --> 00:18:48.792 Artık oruç başlıyor. Orucun başladığı zaman "imsak vakti"dir. 00:18:48.918 --> 00:18:54.585 Demek ki gecenin son vakti olan kıymetli zamanı ne zamandır? 00:18:54.626 --> 00:19:05.418 İmsaktan önceki bir saat iki saat olan zamanlardır. Bu çok güzel!Niye çok güzel? 00:19:05.584 --> 00:19:08.418 Akşam erkenden yatarım, uykumu alırım, kalkarım. 00:19:10.667 --> 00:19:19.834 Ne kadar yorgun olursam olayım, yatarım ondan sonra yine neşeli, dinç olarak kalkarım. 00:19:19.876 --> 00:19:28.710 Derin derin bir nefes alırım. Taze taze, dinlenmiş bir zihinle kalkarım. Tamam, uygun. 00:19:28.751 --> 00:19:32.293 Tam gecenin son vakti olduğu için insan dinlenmiş oluyor. 00:19:33.959 --> 00:19:39.877 Evet, gecenin bu son zamanını, gecenin ne zaman bittiğini söyledik. 00:19:40.000 --> 00:19:46.292 Hiye hattâ matlai'l-fecr. Fecrin başladığı zamandır. 00:19:46.375 --> 00:19:56.126 O vakitten önce kalkıp ibadet edip sevapları kazanmak Allah'tan ne isteyecekse istemek lazım. 00:19:56.250 --> 00:20:04.459 Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri kullarına buyurmuş ki; "Benden isteyin, ben istediğinizi vereceğim." 00:20:04.501 --> 00:20:11.960 Ve kâle rabbükümü'd'ûnî estecib leküm: "Dua edin; ben duanızın karşılığını vereceğim." 00:20:12.420 --> 00:20:15.751 "Karşılığını vereceğim." diyor, "Tam istediğinizi vereceğim." demiyor. 00:20:15.834 --> 00:20:24.752 Burası ince bir noktadır, daha iyidir. Benim tam istediğimi vermekten karşılığını vermesi daha iyidir. 00:20:24.751 --> 00:20:30.710 Neden?Çünkü ben şaşırabilirim; istediğim şeyin çok uygun olmayanını isteyebilirim. 00:20:30.709 --> 00:20:38.840 O daha iyisini bilir. Mesela "Benim bir hastalığım vardı, bana şu marka ilacı ver." desem... 00:20:40.751 --> 00:20:45.850 "Sen iyi olmak mı istiyorsun?" "Evet." "Sen bu ilacı alma. 00:20:45.125 --> 00:20:50.834 Bu ilacı alırsan midene dokunur, kanama yapar." "Ne olacak?" 00:20:50.876 --> 00:20:53.293 "Ben sana midene dokunmayan başka bir ilaç vereyim. 00:20:53.334 --> 00:20:56.430 Maksadını anladım; maksadına uygun bir ilaç vereyim." 00:20:56.125 --> 00:21:05.292 Demek ki istediğinden daha iyisini veriyor, istediğinden daha uygununu veriyor, mutlaka veriyor. 00:21:05.334 --> 00:21:08.126 "Ben bir şey istedim de Allah vermedi! 00:21:08.209 --> 00:21:13.668 Çocukken çok arzu ederdim, son model mercedesim olsun isterdim, hiç olmadı." 00:21:14.584 --> 00:21:27.626 Allahu Teâlâ hazretleri duanın karşılığını bazı defalarda, bazı yerlerde âhirette verir. 00:21:27.667 --> 00:21:35.543 Duanın karşılığını dünyada vermez. Çünkü insanlar çoktur, her insanın bir arzusu vardır. 00:21:36.375 --> 00:21:43.420 Mesela bunu kitaplar yazıyor: Tarlaya tohum ekmiş olan; 00:21:43.420 --> 00:21:46.292 "Yâ Rabbi! Yağmur ver." der, yağmur yağsın, ister. 00:21:46.334 --> 00:21:50.668 "Tohumu ektim, filizlensin." diye "Yâ Rabbi! Yağmur ver." diye dua eder. 00:21:51.709 --> 00:21:57.335 Çömlekçi de çömlekleri yapmıştır, kurutacaktır. O da der ki; 00:21:57.334 --> 00:22:02.252 "Aman yâ Rabbi! Güneş çıksın, aman yâ Rabbi! Yağmur yağmasın, yağarsa mahvolurum." der. 00:22:02.250 --> 00:22:07.375 Veyahut harmanını yığmıştır. "Üstüne yağmur yağarsa fena olacak." diye, "Yağmur yağmasın." der. 00:22:07.501 --> 00:22:10.960 İnsanların ihtiyaçları zıt olunca ne olacak? 00:22:11.000 --> 00:22:16.751 O zaman Allahu Teâlâ hazretleri, istediğinden dolayı mükâfâtını âhirette verir. 00:22:17.792 --> 00:22:22.209 Ya istediğinden âlâ verir ya da olmayacak bir şey istediyse âhirette verir. 00:22:23.709 --> 00:22:29.501 Sevdiği kimse yatağa düşer. "Yâ Rabbi! Sen bunu öldürme, canını alma, yaşasın." der. 00:22:30.250 --> 00:22:33.959 Herkes sevdiği kimsenin yaşamasını ister. 00:22:33.959 --> 00:22:39.168 O zaman dünyanın Hz. Âdem zamanından beri sevilen insanlarla dolu olması lazım. 00:22:39.167 --> 00:22:41.876 "Yâ Rabbi, yaşasın. Yâ Rabbi, yaşasın!" Olmaz. 00:22:41.876 --> 00:22:47.335 Bunların bir eceli var; bir zaman sonra onlar âhirete göçecekler. "Dua ediyor." 00:22:47.417 --> 00:22:50.626 Duasının mükâfâtını âhirette alır. 00:22:51.420 --> 00:22:57.100 "Yâ Rabbi! Sen buna hayat ver, yaşasın." diye dua etti, o yaşamadı. 00:22:56.959 --> 00:23:02.209 Evet, istediği olmadı ama o dua eden Allah'a dua ettiği için mükâfâtını, sevabını âhirette alır. 00:23:03.250 --> 00:23:07.250 Onun için; "Ben dua ettim de benim istediğim olmadı!" demeyin. 00:23:07.292 --> 00:23:12.292 Olmadığını bilemezsiniz, ne zaman olacağını bilemezsiniz. 00:23:12.667 --> 00:23:17.543 Bazen olur, olduğunu çok zor anlarsınız, pişman da olursunuz. 00:23:17.501 --> 00:23:23.751 Bazen "Bak olmadı sandım ama olmuş." dersiniz."Allah Allah, olmuş ya!" dersiniz. 00:23:24.250 --> 00:23:31.840 Benim başıma çok geldi:"Ben yüzü kara, günahkâr bir kul olduğumdan dua ettim; 00:23:31.125 --> 00:23:35.250 Allah da bir yüzü kara olduğumdan, günahkâr olduğumdan bunu kabul etmedi." diye düşündüm. 00:23:35.334 --> 00:23:39.850 Ama ondan sonra baktım, o şey olmuş. Nasıl oluyor? 00:23:39.292 --> 00:23:46.126 Kaderin cilvesi. Ben dedim ki; "Yâ Rabbi! Bu çıktığım evden taşınıyorum. 00:23:46.167 --> 00:23:49.793 Beni oradan oraya çok taşındırma. 00:23:49.876 --> 00:23:56.430 Bu evden kiraya gittim ama artık buradan kendi evime çıkayım. 00:23:56.292 --> 00:23:59.709 Başka eve değil, kendi evime çıkayım." dedim. 00:23:59.751 --> 00:24:05.876 Ondan sonra o evden de daha güzel başka bir yerde manzaralı geniş güzel bir ev bulduk. 00:24:05.918 --> 00:24:10.585 Oraya yine kiracı olarak gittik. Ankara'da dedik ki; 00:24:10.584 --> 00:24:18.376 "Allah benim duamı kabul etmedi çünkü ben bu evden çıkınca kendi evime gideyim." dedim. 00:24:18.959 --> 00:24:24.751 Ama çok ilginç bir olay olduğu için anlatıyorum, hatırınızda kalsın. 00:24:24.918 --> 00:24:31.100 Ben o evde iki sene kirada oturdum. İki sene sonra ev benim oldu. Evi satın aldım. 00:24:31.209 --> 00:24:37.100 Bu evden kendi evime çıkmışım. Allah iki sene bana onu bildirmedi. 00:24:37.420 --> 00:24:41.167 İki sene sonra ev benim oldu. Kiracı olduğum evi satın aldım. 00:24:41.959 --> 00:24:43.793 Hiç de alacak param yok. 00:24:44.000 --> 00:24:49.542 Evet, duamı kabul etti. Para pulum yokken nasıl olduysa oldu. 00:24:49.542 --> 00:24:52.542 Abim İstanbul'dan telefon etti; "Sizin evin sahibinin, 00:24:52.542 --> 00:25:00.876 kadın sahibesinin kardeşi benim çok samimi sınıf arkadaşım. 00:25:00.959 --> 00:25:09.420 Sizin evi alacağız ama yüzde ellisini sana alalım, yarı yarıya ortak ol, öyle alalım." dedi. 00:25:09.830 --> 00:25:13.458 "Para yok." dedim."Olsun. Ben arkadaşla anlaştım, senet vereceğim." dedi. 00:25:13.709 --> 00:25:18.585 Çat çat imza kolay bir şey değil; "Senet vereceğim." dedi. 00:25:18.626 --> 00:25:24.293 O da o senedi -tanıdığı kimseler varmış- kırdıracak, paraya çevirecekmiş. 00:25:24.292 --> 00:25:29.459 Falanca yerden, dere kenarından iki tane daire alacakmış. Onun da işine geliyor. 00:25:29.542 --> 00:25:35.168 Ahbap olduklarından bu işi yapıyormuş. Allah benim işimi öyle ayarlattı. 00:25:35.250 --> 00:25:39.917 Ben oturduğum yerde, ağabeyimin imzalarıyla para da vermeden 00:25:40.000 --> 00:25:44.584 az bir şeyler vererek eve sahip oldum. Bazen böyle de olur. 00:25:44.751 --> 00:25:50.834 Cilve-i Rabbânî; Allah'ın böyle latif şeyleri olur. 00:25:51.375 --> 00:25:57.750 Evet, geceleyin ibadete kendimizi alıştıralım. Demek ki çok kârlı, çok sevaplı. 00:25:57.834 --> 00:26:04.100 Fe ini'steta'te. "Eğer gücün yeterse." En tekûne mimmen yezküru'llâhe fî tilke's-sâati fe-kün. 00:26:04.420 --> 00:26:10.125 "Bu saatte Allah'ı zikredenlerden olmaya gücün yeterse bu işi yap." 00:26:11.000 --> 00:26:13.751 Demek ki kalkacağız, Allah'ı zikredeceğiz. 00:26:13.959 --> 00:26:17.460 Bu hadîs-i şerîften görüyorsunuz insana hep dervişliği bildiriyor. 00:26:17.459 --> 00:26:21.876 O halde bir gerçeği, altını çizerek ifade ediyorum: 00:26:22.000 --> 00:26:27.375 Tarikat düşmanlarına, dervişlik düşmanlarına, zikir düşmanlarına diyorum ki; 00:26:27.334 --> 00:26:29.668 "Hakiki Müslümanlık dervişliktir." 00:26:29.709 --> 00:26:34.751 Derviş olmayan hakiki Müslümanlıkta bir mesafe uzakta duruyor. 00:26:36.125 --> 00:26:39.792 Ama ne kadar uzakta duruyor, mesafesine göre değişiyor. 00:26:39.876 --> 00:26:45.168 Bir metre, beş metre, on metre, bir kilometre, on kilometre, yüz kilometre... Fersah fersah... 00:26:45.250 --> 00:26:50.584 Ama bak; "O saatte Allah'ı zikredenlerden olmaya gücün yetiyorsa kalk, 00:26:50.626 --> 00:26:54.127 Allah'ı zikredenlerin arasına sen de katıl, sen de Allah'ı zikredenlerden ol!" deniliyor. 00:26:54.167 --> 00:26:57.709 "Zikir" ne demek? "Tesbih, zikir" ne demek? "Dervişlik" demek. 00:26:58.000 --> 00:27:02.459 Biz dervişlik marka bir şey ortaya çıkarmış değiliz. 00:27:02.542 --> 00:27:08.792 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz emretmiş; emirlerini topladığın zaman 00:27:09.125 --> 00:27:12.430 mozaiğin parçalarını topladığın zaman dervişlik. 00:27:12.420 --> 00:27:18.918 Resûlullah'ın emrine uygun olarak yaşadığın zaman bakıyorsun derviş oluyorsun. Dervişlikten geçiyor. 00:27:19.000 --> 00:27:23.792 İmam Gazâlî söylüyor; büyük mütefekkir büyük alim diyor ki; 00:27:23.834 --> 00:27:27.752 "Devrimdeki bütün fikir akımlarını inceledim...." 00:27:27.751 --> 00:27:35.627 Hatta bazı felsefi akımlara karşı cevap da yazdı, reddiye de yazdı. Kitaplar yazdı. 00:27:35.751 --> 00:27:43.418 Filozof kimse, bilgin kimse. "Devrimdeki bütün yolları inceledim. 00:27:43.584 --> 00:27:48.126 Kur'ân-ı Kerîm'e, Sünnet-i Seniyye'ye uygun yol, 00:27:48.250 --> 00:27:56.667 İslâm'ın en samimi uygulanışı olarak dervişliği gördüm." diyor. "Onlar yakın" diyor. 00:27:56.709 --> 00:28:03.959 Ötekiler derece derece uzakta. Az veya çok tam yanaşamamışlar, 00:28:03.959 --> 00:28:11.626 tam girememişler, tam yapamamışlar. Ya kıyafette ya kazançta ya evlilikte kalmışlar. İlla bir yerde kusur var. 00:28:11.626 --> 00:28:19.168 Dervişlik nedir?Peygamber Efendimiz'in hayat tarzı, tavsiyeleri, hayat yoludur. 00:28:22.292 --> 00:28:36.292 Ve üçüncü hadîs-i şerîf : Akrebüküm minnî meclisen yevme'l-kıyâmeti ahsenüküm hulukâ. 00:28:36.375 --> 00:28:41.709 Hz. Ali Efendimiz radıyallahu anh rivayet etmiş. İbni Neccar'ın kitabında var: 00:28:42.125 --> 00:28:50.208 "Kıyamet günü bana en yakın yerde oturacak, benim en yakınıma oturacak kimse, 00:28:50.584 --> 00:28:52.751 huyu en güzel olanıdır." 00:28:53.209 --> 00:29:03.626 Ahlâkı en güzel olanınız, kıyamet gününde benim en yakınıma oturacak, bana en yakın olacak. 00:29:03.709 --> 00:29:08.751 İnsan cennette Peygamber Efendimiz'e en yakın olmak istemez mi?Ne yapacak o zaman? 00:29:08.751 --> 00:29:17.960 Güzel huylu olacağız. Güzel huylar nelerdir? Güzel huyların uzun bir listesi vardır. 00:29:18.250 --> 00:29:26.584 Mesela cömertlik güzel huy, mesela halim selimlik güzel huydur. Kızmamak, adaletlilik güzel huydur. 00:29:26.626 --> 00:29:34.835 Doğru sözlülük güzel huydur. Geçimlilik güzel huydur. 00:29:34.918 --> 00:29:41.430 Utangaçlık, hayâ sahibi olmak güzel huydur. 00:29:41.125 --> 00:29:50.167 İnsan bunları elde ettiği zaman güzel huylu olduğu zaman Resûlullah'ın yakınına ulaşır, 00:29:50.250 --> 00:29:55.126 en yakınlarından olur, âhirette en yakınında oturur. 00:29:55.167 --> 00:30:06.209 Ve bir hadîs-i şerîf daha... Deminki hadîs-i şerîfi tamamlayacak. 00:30:06.209 --> 00:30:11.292 Akrebü mâ yekûnü'l-abdü mina'llâhi teâlâ izâ câe sâcidâ. 00:30:11.375 --> 00:30:15.709 Abdullah İbn Mesud'dan Taberânî kaydetmiş. 00:30:15.709 --> 00:30:20.543 İbn Neccar da Hz. Âişe anamızdan kaydetmiş rıdvanullahi aleyhim ecmaîn. 00:30:20.626 --> 00:30:28.793 Kulun Allah'a en yakın olduğu hal hangi haldir? Secde halidir. 00:30:29.542 --> 00:30:35.584 Secdedeyken Allah'a en yakın oluruz. Çünkü tam imanının göstergesidir. 00:30:35.709 --> 00:30:40.709 Sen öyle yerde ne yapıyorsun? Secde ediyorsun. Niye secde ediyorsun? 00:30:40.834 --> 00:30:46.293 "Allahu Teâlâ hazretlerine sevgimden, saygımdan; "İbadet edeyim." diye secde ediyorum." 00:30:46.250 --> 00:30:51.542 Tevazu gösteriyorsun. Hem imanı gösteriyor hem ibadeti gösteriyor 00:30:51.667 --> 00:30:56.293 hem Allah'a saygısını, sevgisini gösteriyor. Secde hâli çok önemlidir. 00:30:56.375 --> 00:31:06.209 Kul Allah'a en yakın o haldedir. Secde hâlindeyken en yakındır.Secde de nerede var? 00:31:06.250 --> 00:31:13.584 Namazın içinde var. Namazı kılmalı. Tabi namazın dışında da bazen namazsız secdeler de vardır. 00:31:13.667 --> 00:31:19.876 Mesela Tilâvet-i Kur'an, Kur'ân-ı Kerîm okurken secde âyeti gelir; 00:31:19.876 --> 00:31:25.918 o zaman namazın dışında olduğun halde secde edersin. Buna "tilâvet secdesi" derler. 00:31:26.000 --> 00:31:35.420 Sonra mesela adam denizde bir fırtınaya tutuldu, gemi batacak gibi oldu, çatırdadı, çatladı, su aldı; 00:31:35.420 --> 00:31:43.709 derken nihayet bin bir maceradan sonra korkulardan dualardan sonra karaya çıktılar. 00:31:43.792 --> 00:31:50.792 Karaya çıkar çıkmaz; "Yâ Rabbi, çok şükür, beni kurtardın." diye şükür secdesi yapıyor. 00:31:50.792 --> 00:32:03.209 Bazen böyle de olur. Ama namaz içinde her zaman oluyor. Onun için namazı çok kılmak lazım. 00:32:03.292 --> 00:32:09.793 İman ile küfrün arasında gösterge namazdır. 00:32:09.792 --> 00:32:17.792 Namazı bıraktı mı insan, ayağı küfre, şirke doğru kaynamaya başlamıştır. Namaz çok önemlidir. 00:32:17.876 --> 00:32:22.126 Namaz önemli olunca mescitler önem kazanıyor. 00:32:22.667 --> 00:32:33.418 Onun için ne yapıp yapıp mescitleri yapıp mescitlerde toplanıp namazları kılmak lazım. 00:32:33.417 --> 00:32:44.251 Mescitler Allah'ın evleridir. Çok hayırlıdır ve bizim dünyada ve âhirette iyi bir müslüman olarak yaşayıp da 00:32:44.292 --> 00:32:51.584 cennetlik olmamız için iki cihanda saadete ermemiz için çok önemli müesseselerdir. 00:32:51.876 --> 00:32:56.293 Herkesin çeşitli dernekleri oluyor, kulüpleri oluyor. 00:32:56.334 --> 00:33:02.918 Golf kulüpleri oluyor; mini golf kulübü bilmem ne golf kulübü, bilmem kaç delikli golf kulübü... 00:33:03.000 --> 00:33:11.334 Ata binenler, at sporuyla idmanıyla ilgilenenler şunlar bunlar, 00:33:11.375 --> 00:33:15.375 çeşitli insanlar dernekler kuruyorlar, oralarda toplanıyorlar. 00:33:16.667 --> 00:33:22.917 Toplum, iş hayatının dışında nerelerde toplanıyor?Hep kahvelerde toplanmıyor. 00:33:23.000 --> 00:33:27.584 Seçkin insanlar kendilerine dernekler kuruyorlar, oralarda toplanıyorlar. 00:33:27.626 --> 00:33:35.100 Bizim de derneklerimizin binaları mescitlerdir. Derneklerimiz de bizim cemaatlerimizdir. 00:33:35.420 --> 00:33:41.709 Onun için camilerimiz ve derneklerimiz olursa kendimiz iyi yetişiriz, sevap kazanırız, 00:33:41.751 --> 00:33:49.335 çoluk çocuğumuzu iyi yetiştiririz. İyi olur, kâr ederiz; bunlar olmazsa büyük zarar olur. 00:33:49.375 --> 00:33:58.667 Sonuncu hadîs-i şerîf: Kaseme'l-havfü ve'r-recâü en lâ yectemiâ fî ehadin fi'd-dünyâ. 00:33:58.709 --> 00:34:07.126 Fe-yerîha rîha'n-nâri. Ve lâ yefterikâ fî ehadin fi'd-dünyâ. Fe-yerîha rîha'l-cenneh 00:34:07.250 --> 00:34:10.917 Bu son hadîs-i şerîf, Vâsıle radıyallahu anh'ten 00:34:10.959 --> 00:34:18.209 ama çok önemli bir konu, anlatmam lazım. Peygamber Efendimiz diyor ki; 00:34:18.918 --> 00:34:33.627 "Havf ile recâ birbirlerine söz verdiler, yemin ettiler ki dünyada bir insanda ikisi bir araya gelirse 00:34:35.792 --> 00:34:39.543 -havf ve reca bir insanda bir araya gelirlerse- 00:34:39.626 --> 00:34:48.293 o insanın cehennem kokusunu koklaması bahis konusu değildir. 00:34:48.375 --> 00:34:52.375 Cehennemden geri çevrilir, cennete girer. 00:34:52.501 --> 00:35:00.127 Bir insanda havf ile recâ ayrıldı mı, ayrı oldu mu o zaman da 00:35:00.167 --> 00:35:08.459 o insanın cennetin kokusunu koklaması imkânı yoktur. Cennete girmeyecek." 00:35:08.584 --> 00:35:13.834 Bir arada olursa cehenneme girmeyecek. Mutlaka cennetlik olacağını gösteriyor. 00:35:13.918 --> 00:35:18.585 Ayrı düştükleri zaman birisi olup birisi olmadığı zaman da mutlaka cehenneme girecek, 00:35:18.584 --> 00:35:22.168 cenneti kazanamayacak. Bu havf ve recâ çok önemli. 00:35:22.209 --> 00:35:29.127 Beraber olmasalar; -birisi ayrı birisi ayrı değil- birisi olur birisi olmazsa olmuyor. Bu çok önemli. 00:35:29.125 --> 00:35:43.917 Nedir bu? Havf, insanın âkıbetinden korkmasıdır: "Acaba benim âkıbetim nasıl olacak? 00:35:44.000 --> 00:35:46.459 Mü'min olarak mı âhirete göçeceğim; 00:35:46.501 --> 00:35:54.168 Allah'ın sevgisini, rızasını kazanmış olarak mı âhirete varacağım, cennetlik olacağım? 00:35:54.167 --> 00:36:00.918 Yoksa bir sürü hata işliyorum o hatalarımdan dolayı Allah beni sevmeyecek, gazap edecek - 00:36:00.959 --> 00:36:06.501 Allah saklasın yoksa - acaba cehenneme mi düşeceğim, 00:36:06.542 --> 00:36:12.334 cennete girmeyecek miyim?" diye korkmaya "havf" derler. Havf, "korkmak" demek. 00:36:12.334 --> 00:36:17.668 Ama nereden korkmak? Korkaklık mı? İslâm'da cesaretlilik daha kıymetli. 00:36:17.667 --> 00:36:23.667 Savaşta cesaretsiz olmaz ki umumi mânasıyla "korkmak" değil; 00:36:23.751 --> 00:36:25.960 insanın akıbetinden korkması. 00:36:26.125 --> 00:36:30.375 "Acaba benim âkıbetim ne olacak? Acaba ben imanımla göçecek miyim? 00:36:30.417 --> 00:36:37.542 Âhiretim nasıl olacak?" diye, insanın âkıbetinden korkması. Recâ da "ummak" demek. Ama neyi ummak? 00:36:37.751 --> 00:36:45.418 "Allah'ın lütfuyla iman ile âhirete göçerim, cennetlik olurum." diye umuyorum. 00:36:45.584 --> 00:36:50.667 İçimde böyle bir ümit, öyle bir his var. 00:36:50.751 --> 00:37:02.210 Buna da böyle iyi bir sonuca, âkıbete mazhar olacağını ummaya da "recâ" derler. 00:37:07.420 --> 00:37:14.459 İnsanda bu ikisi bir arada olacak. Bu iki duygu da beraber olacak. Neden? 00:37:15.375 --> 00:37:24.417 İnsan illa cennete gireceğini garantiye alabiliyor mu? Kim söyleyebilir? Hangisi söyleyebilir? 00:37:24.417 --> 00:37:28.667 Hoca mı müftü mü reisi cumhur mu başkomutan mı, 00:37:28.709 --> 00:37:34.126 genelkurmay başkanı mı, profesör mü, rektör mü? Kim söyleyebilir? 00:37:34.167 --> 00:37:39.876 "Ben muhakkak cennete gideceğim." diyebilecek bir insan gösterin bana. Kimse gösteremez. 00:37:40.375 --> 00:37:50.334 Belli olmaz. İşin nereye varacağı belli olmaz. Onun için insanın korkması lazım. 00:37:50.375 --> 00:37:55.840 Şimdi namaz kılıyoruz ama sonra ne olur, ne olacak? 00:37:55.209 --> 00:38:01.960 Adamın birisi, kuleden kendisini denize atmış, gittik seyrettik Beyazıt kulesine çıkmış, 00:38:02.000 --> 00:38:07.542 camdan bir yer bulmuş, nasılsa atmış kendisini, parçalarını gördük. 00:38:07.542 --> 00:38:15.959 O sahne gözümün önünden hiç gitmez ve o olayı unutamıyorum, tesir etti bana. Nedenmiş? 00:38:16.830 --> 00:38:23.208 Çok ağrısı, sancısı varmış. Dayanamamış, kendisini kuleden atmış, intihar etti. 00:38:23.209 --> 00:38:30.543 Yazık, intihar etti, tamam. Size bir başka önemli hadiseyi nakledeyim: 00:38:30.626 --> 00:38:37.918 Peygamber Efendimiz'in zamanında bir savaş esnasında birisi çok kahramanca çarpışıyor. 00:38:38.250 --> 00:38:44.876 Çatır çatır çatır saldırıyor, kahramanlıklar gösteriyor, herkesin dikkatini çekiyordu. 00:38:44.876 --> 00:38:50.835 Dediler ki; "Yâ Resûlallah, falanca şahıs aslanlar gibi saldırıyor, 00:38:50.918 --> 00:38:54.460 çarpışıyor, çok kahramanlıklar gösteriyor." 00:38:56.459 --> 00:39:02.100 Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; "O cehennemliktir!" 00:39:04.459 --> 00:39:12.100 Duygular farklı... İslâmî savaşta, Peygamber Efendimiz'in ordusunda düşmanla çarpışıyor. 00:39:12.830 --> 00:39:15.917 Çok kahramanlıklar gösterdiği için herkesin takdirini topluyor. 00:39:15.959 --> 00:39:18.460 Gelip Peygamber Efendimiz'e methediyorlar; 00:39:18.542 --> 00:39:22.418 "Falanca adam çok kahramanca, çok güzel çarpışıyor." 00:39:22.667 --> 00:39:28.917 "Çok iyi bir insan" demek istiyorlar Peygamber Efendimiz; "Hayır, o cehennemliktir!" diyor. 00:39:29.000 --> 00:39:38.584 Sustular kaldılar, afalladılar, şaşırdılar, anlayamadılar. Az zaman sonra haber geldi. 00:39:38.584 --> 00:39:46.210 Haberci geldi dedi ki; "Yâ Resûlallah, o çarpışan adam çarpışırken yaralandı. 00:39:46.626 --> 00:39:49.918 Yarasının acısına dayanamadı. 00:39:50.501 --> 00:40:00.377 Dayanamadığı için kılıcının sapını toprağa dayadı, sivri ucunu karnına dayadı, 00:40:00.626 --> 00:40:04.751 kılıcının üstüne vücuduyla abandı, yüklendi, intihar etti." 00:40:06.830 --> 00:40:07.709 Buradan neyi anlıyoruz? 00:40:07.792 --> 00:40:17.459 Peygamber Efendimiz'in zamanında, ona iman etmiş, onun sahabesi arasına karışmış 00:40:17.459 --> 00:40:22.501 bir insan bile hatalı hareketinden dolayı âkıbeti, 00:40:22.584 --> 00:40:30.460 son durumu itibariyle imansız göçebiliyor, cehennemlik olabiliyor. Bu korkunç bir şey! 00:40:30.584 --> 00:40:34.168 Ondan dolayı herkesin korkması lazım. 00:40:34.209 --> 00:40:41.960 Bu gibi olaylardan dolayı; "Acaba benim âkıbetim nasıl olacak?" diye korku üzere olması lazım, 00:40:41.918 --> 00:40:47.293 tedbir almaya çalışması lazım, ona göre korku üzerine yaşaması lazım. 00:40:47.417 --> 00:40:52.126 "Boş ver ya, ne lüzum var? Allah beni cennete sokmayacak da başkasını mı sokacak?" 00:40:52.125 --> 00:40:56.584 Havalı havalı böyle diyen insanlar gördüm ben. "Sen kimsin ya?" 00:40:57.417 --> 00:41:01.918 "Beni sokmayacak da kimi sokacak?" diyor. Seni sokmaz, binlerce başka insanı sokar. 00:41:02.000 --> 00:41:09.209 Beni sokacak sanıyor. Bir kere Allah; öyle söyleyeni öyle söylediğinden dolayı cezalandırır. 00:41:09.709 --> 00:41:16.168 Kabadayılığından, edepsizliğinden, ukalalığından dolayı... İnsan korkacak, bir. 00:41:17.334 --> 00:41:26.709 Hep korkarsa hep korkarsa çalışamaz, zayıflar, yemekten içmekten kesilir. 00:41:26.792 --> 00:41:33.834 O zaman ölüm de çok korkutur. Allah'tan ümit de kesmeyecek Allah'ın rahmetini düşünecek: 00:41:33.918 --> 00:41:38.377 Tevbe edince tevbesini kabul ediyor, dua edince duasını kabul ediyor. 00:41:38.459 --> 00:41:43.668 Bir namaz kılınca şu kadar sevap veriyor, bir gece kalkınca şu kadar mükâfât kazanıyor. 00:41:43.709 --> 00:41:47.840 Bir Ramazan ayında oruç tutunca şunları şunları kazanıyor. 00:41:47.125 --> 00:41:52.417 Bir hacca gittiği zaman şöyle şöyle sevaplar kazanıyor; bütün geçmiş günahları af olunuyor. 00:41:52.459 --> 00:42:00.918 Biraz da yüzün gülecek; bir de ümit edeceksin. Ümit edecek. Ümit insanı yaşatır. 00:42:01.000 --> 00:42:08.459 İnsan ümitle yaşar. Korkacak da... Dikkat edecek. Bu ikisi beraber olacak. 00:42:08.459 --> 00:42:10.709 İkisi beraber bir arada olur mu? 00:42:10.834 --> 00:42:16.585 İnsanda korkuyla ümit, havf ile recâ bir arada olduğu zaman bu sefer cennete gider, 00:42:16.584 --> 00:42:23.210 cehennem kokusu duymaz. Ayrıldığı zaman birisi olmadığı zaman... 00:42:23.417 --> 00:42:29.959 Çok korkuyor, hiç ümidi yok. Allah'tan ümit kesmek haram, âyet-i kerîme var: 00:42:30.420 --> 00:42:31.918 Lâ taknetû min rahmeti'llâh. 00:42:32.000 --> 00:42:38.292 "Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin, ümitsizliğe düşmeyin." diye, emrediyor. 00:42:38.375 --> 00:42:42.100 "Ümitsizliğe düşmeyin, emre aykırı!" diyor. Doğru değil. 00:42:42.420 --> 00:42:45.960 Ya da çok ümitleniyor, gevşiyor. İnsan ümit edince gevşer: 00:42:46.420 --> 00:42:51.584 "Nasıl olsa ben cennete giderim ya, ne olacak? Lâ ilâhe illallah diyen cennete girecekmiş. 00:42:51.667 --> 00:42:59.293 Hadîs-i şerîfi gördüm!" Ama işte bak lâ ilâhe illallah diyen insan intihar etti, öldü. 00:42:59.542 --> 00:43:06.876 İntihar eden ebediyen cehennemlik olacak. Sonra bir de başka olayı anlatayım: 00:43:07.709 --> 00:43:13.840 Hz. Ömer radıyallahu anh zamanında emirü'l-mü'minîn iken, halifeyken, 00:43:13.830 --> 00:43:23.125 çarşı pazarda gezerken kalabalıkta birisi geldi, bir kabilenin reisinin ayağına bastı. 00:43:24.709 --> 00:43:29.126 "Vay sen benim ayağıma basarsın ha!" Adam çete başkanı, kabile reisi. 00:43:29.167 --> 00:43:35.834 Çete reisi değil de itibarlı insan herkes etrafında saygıyla duruyor, saygı gösteriyor. 00:43:35.834 --> 00:43:47.335 Pohpohlanmaya, iltifata alışmış. Birisi ayağına basınca bir tane vurdu buna, tokatladı. 00:43:48.751 --> 00:43:53.168 O da dedi ki; "Ben senin ayağına bilerek basmadım ki sen beni bir tokatla mahvettin!" 00:43:53.250 --> 00:44:04.709 Dosdoğru halifeye, emîrü'l-mü'minîne gitti. Hz. Ömer tam kadı, tam hâkim, işini çok iyi bilir. 00:44:04.792 --> 00:44:13.209 Dedi ki; "O adamı bana getirin, kısas yapacağım! Senin bunu dövmeye hakkın yok! 00:44:13.250 --> 00:44:19.917 Şikâyetçi olsaydın olabilirdin. 'Bu adam geldi benim ayağıma bastı, ayağımı tırnağımı zedeledi, 00:44:19.959 --> 00:44:23.501 sakatladı, ayağımı acıttı. Hakkımı istiyorum.' diyebilirdin." 00:44:23.584 --> 00:44:30.876 O da ona söyler, tazminat filen neyse hâkim takdir eder. Öyle kendisi el kaldırıp tokat atamaz. 00:44:30.959 --> 00:44:34.460 Buna ne derler? İhkak-ı Hakk. 00:44:34.542 --> 00:44:42.542 Kendisi tayin ediyor, kendisi hakkını almaya kalkıyor, cezayı kendisi tayin ediyor, uygulamaya kalkıyor. 00:44:42.584 --> 00:44:44.126 İslâm'da böyle şey olmaz. 00:44:44.334 --> 00:44:51.334 İslâm'da düzen var, devlet düzeni var. İslâm'da intizam var. Her şey keyfe kalır mı? 00:44:51.417 --> 00:44:55.251 Adamın kime kızacağı da kimi öpeceği de belli olmaz! 00:44:55.250 --> 00:45:00.292 "Kendi bildiğine varan ya davulcuya varır ya zurnacıya" derler, bizde. 00:45:00.417 --> 00:45:04.417 Adamı kendi kafasına bırakırsan çok yanlış işler yapar. 00:45:04.959 --> 00:45:13.126 Onun için adam şikâyetçi olunca; "Getirin o adamı, kısas yapacağım!" der. 00:45:13.209 --> 00:45:14.251 Ne olacak? 00:45:14.709 --> 00:45:23.210 O da gelince aynı şiddetle ona bir tane tokat patlatacak. Kısasa kısas; yapılan işlerin aynısı. 00:45:23.334 --> 00:45:27.709 Ya da; "Aman, sen bana tokat vurma. Ben bir hata işledim. 00:45:27.667 --> 00:45:32.585 Ne kadar tazminat vermem gerekiyorsa vereyim." diyecek yani. 00:45:32.667 --> 00:45:40.709 Bunu duyunca gittiler, söylediler. Adama haber ulaştı."Hz. Ömer seni çağırıyor." dediler. 00:45:40.709 --> 00:45:42.335 "Ne olacak, ne yapacak beni?" dedi. 00:45:42.375 --> 00:45:46.251 "Sen falanca adamı dövdün ya, o da seni cezalandıracak, kısas yapacak." dediler. 00:45:46.292 --> 00:45:56.251 Adam kaçtı. İrtidat etti, İslâm'dan çıktı, gayrimüslim bir şekilde öldü. 00:45:56.667 --> 00:46:03.626 Kırk tane sopa yeseydi, kırk yıl sopa yeseydi de gayrimüslim olmasaydı da cehenneme düşmeseydi! 00:46:04.125 --> 00:46:08.430 Çok yanlış iş! Kibrinden işte böyle olabilir. 00:46:08.420 --> 00:46:14.751 Aman aman, çok güvenip çok ümide düşüp gevşemeyelim! 00:46:14.792 --> 00:46:24.584 Aman çok da korkuya düşüp de "Beni affetmez!" diye, bir ümitsizlik içine de düşmeyelim. 00:46:24.750 --> 00:46:32.459 İkisine de sahip olalım da cennete girelim. el-Fâtiha...