Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Abdesti Güzel Almak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Rebîü'l-Evvel 1405 / 02.12.1984
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Abdestten Sonra Yüzünü Silmek, Abdest Almak Günahları Affettirir, Gusülden Sonra Abdest, Allah’a Tevekkül Edene | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Abdesti Güzel Almak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Rebîü'l-Evvel 1405 / 02.12.1984
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Abdestten Sonra Yüzünü Silmek, Abdest Almak Günahları Affettirir, Gusülden Sonra Abdest, Allah’a Tevekkül Edene | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim. el-Hamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn.Bismillahirrahmanirrahim.

el-Hamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ hayrı halkıhî seyyidinâ MuhammedinVe's-salâtü ve's-selâmü alâ hayrı halkıhî seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebiahû bi-ihsanin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebiahû bi-ihsanin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân! Fa'lemû eyyühe'l-ihvân!

Fe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullâhFe-inne efdale'l-kitâbi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem.ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem. Ve şerra'l-umûru muhdesâtuhâ ve külle mühdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletünVe şerra'l-umûru muhdesâtuhâ ve külle mühdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sahibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasılıve külle dalâletin ve sahibehâ fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl. ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl.

Men tevaddaa fe-ahsene'l-vudûe sümme refaa basarahû ile's-semâi fe-kâle;Men tevaddaa fe-ahsene'l-vudûe sümme refaa basarahû ile's-semâi fe-kâle; Eşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhûEşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû futihat lehû ebvabü'l-cenneti yedhulu min eyyihâ şâe. ve resûluhû futihat lehû ebvabü'l-cenneti yedhulu min eyyihâ şâe.

Sadaka Resûlullah fîma kâl ev kema kâl. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fîma kâl ev kema kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi cümlenizin üzerine olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi cümlenizin üzerine olsun. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin hadîs-i şerîfleriniPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin hadîs-i şerîflerini Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis kitabının mim bâbından okumaya devam edeceğiz. Râmûzü'l-ehâdîs isimli hadis kitabının mim bâbından okumaya devam edeceğiz.

İlk hadîs-i şerîf abdest almakla ilgili.İlk hadîs-i şerîf abdest almakla ilgili. Ukbetü'bnü Âmir tarafından nakledilmiş, Ukbetü'bnü Âmir tarafından nakledilmiş, Ahmed b. Hanbel Müsned'inde kaydetmiş, daha başka hadis kitaplarında da mevcut. Ahmed b. Hanbel Müsned'inde kaydetmiş, daha başka hadis kitaplarında da mevcut. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;

Men tevaddaa fe-ahsene'l-vudûe. "Kim abdest alırsa ve abdestini güzel yaparsa…" Men tevaddaa fe-ahsene'l-vudûe. "Kim abdest alırsa ve abdestini güzel yaparsa…"

Abdestin hakkını vererek, farzlarına, sünnetlerine,Abdestin hakkını vererek, farzlarına, sünnetlerine, âdâbına riayet ederek, dikkatli bir tarzda abdest alırsa… âdâbına riayet ederek, dikkatli bir tarzda abdest alırsa…

Sümme refaa basarahû ile's-semâi fe-kâle. "Sonra gözünü göğe diker de şu sözleri söylerse…"Sümme refaa basarahû ile's-semâi fe-kâle. "Sonra gözünü göğe diker de şu sözleri söylerse…" Eşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluh. Eşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluh.

Bildiğimiz bir söz, kelimeteyni şehâdeteyn… "Allah'tan gayri ilâh olmadığına, O'nun şerîki olmadığına,Bildiğimiz bir söz, kelimeteyni şehâdeteyn… "Allah'tan gayri ilâh olmadığına, O'nun şerîki olmadığına, O'nun tek olduğuna ve Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim." O'nun tek olduğuna ve Muhammed'in onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim."

Güzelce alınan abdestin akabinde bunu söylersek ne olur? Güzelce alınan abdestin akabinde bunu söylersek ne olur?

Futihat lehû ebvabü'l-cenneti. "Cennetin sekiz kapısı buna açılır."Futihat lehû ebvabü'l-cenneti. "Cennetin sekiz kapısı buna açılır." Yedhulu min eyyihâ şâe. "Neresinden isterse oradan dâhil olsun diye." Yedhulu min eyyihâ şâe. "Neresinden isterse oradan dâhil olsun diye."

Mirasyediler gibiyiz. Yani kendimiz emek çekerek kazanmadık da babadan, dededen geldiği içinMirasyediler gibiyiz. Yani kendimiz emek çekerek kazanmadık da babadan, dededen geldiği için elimizde bulunan nimetlerin nasıl kıymetli nimetler olduğunu bilmiyoruz.elimizde bulunan nimetlerin nasıl kıymetli nimetler olduğunu bilmiyoruz. Babadan görmüşüz, mahiyetini bilmiyoruz. Babadan görmüşüz, mahiyetini bilmiyoruz. Abdest denilen ibadetin hazırlığı ve alınışı ne kadar güzeldir, ne kadar güzel ve mânalı bir harekettir.Abdest denilen ibadetin hazırlığı ve alınışı ne kadar güzeldir, ne kadar güzel ve mânalı bir harekettir. İnsanı hem maddî bakımdan temizliyor hem de mânevî yönü var.İnsanı hem maddî bakımdan temizliyor hem de mânevî yönü var. Elini, yüzünü âzâsını yıkadıkça dökülen sularla beraber mânevî kirlerden de arınıyor.Elini, yüzünü âzâsını yıkadıkça dökülen sularla beraber mânevî kirlerden de arınıyor. O sularla beraber mânevî kirler de, günahlar da gidiyor; insan pak oluyor.O sularla beraber mânevî kirler de, günahlar da gidiyor; insan pak oluyor. Hem sembolik hem hakiki! Hem maddeten insanın tozunu toprağını gideriyorHem sembolik hem hakiki! Hem maddeten insanın tozunu toprağını gideriyor hem de mânevî bakımdan içinin kirini, pasını gideriyor. hem de mânevî bakımdan içinin kirini, pasını gideriyor.

Dikkat edin, kontrol edin, siz de deneyin!Dikkat edin, kontrol edin, siz de deneyin! Sıkıntılı, sinirli, üzüntülü veya yorgun olduğunuz zamanda bir abdest alın bakalım;Sıkıntılı, sinirli, üzüntülü veya yorgun olduğunuz zamanda bir abdest alın bakalım; insanın her şeyini alır götürür, tertemiz ve pak eyler. insanın her şeyini alır götürür, tertemiz ve pak eyler.

Namaz ne güzel ibadettir! İçinde ne güzel fiiller var.Namaz ne güzel ibadettir! İçinde ne güzel fiiller var. İnsan rükû ediyor, secde ediyor; o mübarek, güzel ve kıymetli uzvu olan alnını, İnsan rükû ediyor, secde ediyor; o mübarek, güzel ve kıymetli uzvu olan alnını, o şerefli alnını yerlere, topraklara koyuyor.o şerefli alnını yerlere, topraklara koyuyor. "Yâ Rabbi! Sen âlemlerin sahibisin, ben senin önünde eğiliyorum." diyor."Yâ Rabbi! Sen âlemlerin sahibisin, ben senin önünde eğiliyorum." diyor. Ne derin mânalar var ki insanı eritir. Ne kadar güzel! Ne derin mânalar var ki insanı eritir. Ne kadar güzel!

İşte insan duasına dikkat ederek besmeleyle başlayıp güzelce abdest alıp gözünü göğe kaldırırsa… İşte insan duasına dikkat ederek besmeleyle başlayıp güzelce abdest alıp gözünü göğe kaldırırsa…

Niye göğe kaldırılıyor? Çünkü rahmet gökten iner.Niye göğe kaldırılıyor?

Çünkü rahmet gökten iner.
Çünkü insan sanki; "Yâ Rabbi! İşte abdestimi aldım; senin rahmetini, bereketini umuyorum,Çünkü insan sanki; "Yâ Rabbi! İşte abdestimi aldım; senin rahmetini, bereketini umuyorum, gelişini gözlüyorum." demiş gibi oluyor. Hepimizin yapabileceği bir dua şeklidir, hatırınızda tutun. gelişini gözlüyorum." demiş gibi oluyor. Hepimizin yapabileceği bir dua şeklidir, hatırınızda tutun.

Kim abdest alır da abdestini güzel yaptıktan, güzel eyledikten, tamamladıktan sonra gözünü semaya kaldırıpKim abdest alır da abdestini güzel yaptıktan, güzel eyledikten, tamamladıktan sonra gözünü semaya kaldırıp Eşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû der deEşhedü en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluhû der de imanını dille ikrar ederse ona mânevî bakımdan çok kârlar geliyor.imanını dille ikrar ederse ona mânevî bakımdan çok kârlar geliyor. "Buyur hangisinden istersen gir." diye cennetin sekiz kapısı kendisine açılıyor. "Buyur hangisinden istersen gir." diye cennetin sekiz kapısı kendisine açılıyor.

Diğer hadîs-i şerîf: Diğer hadîs-i şerîf:

Men teveddaa fe-meseha bi-sevbin nazîfin fe-lâ be'se bihî ve men lem yef'alMen teveddaa fe-meseha bi-sevbin nazîfin fe-lâ be'se bihî ve men lem yef'al fe-hüve efdal li-enne'l-vadûe –veyahut vudûe- yûzenu yevme'l-kıyâmeti mea sâiri'l-a'mâl. fe-hüve efdal li-enne'l-vadûe –veyahut vudûe- yûzenu yevme'l-kıyâmeti mea sâiri'l-a'mâl.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadis.Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadis. Abdest almanın esrarından bir sırrı bize açıklıyor. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Abdest almanın esrarından bir sırrı bize açıklıyor. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Kim abdest alır, ondan sonra yüzünü bir temiz bez ile silerse…" Fe-lâ be'se bihî. "Beis yoktur." "Kim abdest alır, ondan sonra yüzünü bir temiz bez ile silerse…" Fe-lâ be'se bihî. "Beis yoktur."

Havluya, bir beze, temiz bir kumaş parçasına kurularsa beis yoktur.Havluya, bir beze, temiz bir kumaş parçasına kurularsa beis yoktur. Ama eğer iklim, mevsim, şartlar müsaitse… Ama eğer iklim, mevsim, şartlar müsaitse…

Ve men lem yef'al fe-hüve efdal. "Yapmazsa, suyu olduğu gibi üstünde kalırsa, o daha efdaldir."Ve men lem yef'al fe-hüve efdal. "Yapmazsa, suyu olduğu gibi üstünde kalırsa, o daha efdaldir." Li-enne'l-vudûe. "Çünkü abdest…" veyahut vadu okunursa "abdest alınan su… Li-enne'l-vudûe. "Çünkü abdest…" veyahut vadu okunursa "abdest alınan su… Kıyamet gününde diğer amellerle beraber teraziye konur, o da tartılır.Kıyamet gününde diğer amellerle beraber teraziye konur, o da tartılır. O bakımdan Peygamber Efendimiz, "Kendi haline bırakıp da kurumasını sağlarsa daha iyi olur." buyurmuş. O bakımdan Peygamber Efendimiz, "Kendi haline bırakıp da kurumasını sağlarsa daha iyi olur." buyurmuş.

Tıbbî bakımdan diyorlar ki; Tıbbî bakımdan diyorlar ki;

"Su insanın âzâsında kendisi buharlaştığı zaman, mikropları da öldürür." "Su insanın âzâsında kendisi buharlaştığı zaman, mikropları da öldürür."

Öyle bir faydası da var. Hakikaten temizleyici, dezenfektan bir hareket olmuş oluyor. Öyle bir faydası da var. Hakikaten temizleyici, dezenfektan bir hareket olmuş oluyor.

Yine abdest almakla ilgili bir hadîs-i şerîf: Yine abdest almakla ilgili bir hadîs-i şerîf:

Men tevaddaa nahve vudûî hâzâ sümme sallâ rek'ateyni lâ yuhaddisüMen tevaddaa nahve vudûî hâzâ sümme sallâ rek'ateyni lâ yuhaddisü fîhimâ nefsehû ğufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî. fîhimâ nefsehû ğufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî.

Buhârî, Müslim ve birçok sahih hadis kitaplarında rivayet edilmiştir, sahih bir hadîs-i şerîftir.Buhârî, Müslim ve birçok sahih hadis kitaplarında rivayet edilmiştir, sahih bir hadîs-i şerîftir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;

"Kim benim aldığıma benzer bir tarzda abdest alırsa…" "Kim benim aldığıma benzer bir tarzda abdest alırsa…"

Demek ki yüzünü, elini nasıl yıkadığını göstererek abdest almış. Demek ki yüzünü, elini nasıl yıkadığını göstererek abdest almış.

"Kim bu tarzda abdest alır, sonra iki rekât namaz kılarsa…" "Kim bu tarzda abdest alır, sonra iki rekât namaz kılarsa…"

Buna, "müstehab olan abdest namazı" yani "abdestten sonra kılınan namaz" derler. Buna, "müstehab olan abdest namazı" yani "abdestten sonra kılınan namaz" derler.

[Gümüşhanhevî] Hocamız şerhte; "Ama ona vakit olmaz da doğrudan doğruya[Gümüşhanhevî] Hocamız şerhte; "Ama ona vakit olmaz da doğrudan doğruya hemen farz namazı kılarsa, yine sevabı hâsıl olur." diye açıklamış. hemen farz namazı kılarsa, yine sevabı hâsıl olur." diye açıklamış.

İki rekât kılınan bu namazda ne yapacak? İki rekât kılınan bu namazda ne yapacak?

Lâ yuhaddisü fîhimâ nefsehû. "Nefsiyle bu namazda konuşmazsa." Lâ yuhaddisü fîhimâ nefsehû. "Nefsiyle bu namazda konuşmazsa."

Namaza uygun olmayan fikirler kafasından geçmezse, aklı dünya işlerine takılmazsa,Namaza uygun olmayan fikirler kafasından geçmezse, aklı dünya işlerine takılmazsa, huşû ve hudû ile kendini tam vererek namazı kılarsa… huşû ve hudû ile kendini tam vererek namazı kılarsa…

Ğufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî. "O zaman geçmiş günahları, segâiri affolunur." Ğufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî. "O zaman geçmiş günahları, segâiri affolunur."

Abdesti illa namaz vaktinde almak şart değil. İnsan fırsat olduğu zamanlar erken de alabilir.Abdesti illa namaz vaktinde almak şart değil. İnsan fırsat olduğu zamanlar erken de alabilir. O zaman abdestin arkasından "abdest namazı" denilen iki rekât namazın kılınmasıO zaman abdestin arkasından "abdest namazı" denilen iki rekât namazın kılınması afv u mağfiret olmaya sebep oluyor. afv u mağfiret olmaya sebep oluyor.

İnsan bir hadîs-i şerîften bir fazilet duyduğu zaman onu tatbik etmeli. İnsan bir hadîs-i şerîften bir fazilet duyduğu zaman onu tatbik etmeli.

Men tevaddaa li's-salâti fe-esbağa'l-vudûa sümme meşâ ile's-salâti'l-mektûbetiMen tevaddaa li's-salâti fe-esbağa'l-vudûa sümme meşâ ile's-salâti'l-mektûbeti fe-sallâhâ mea'n-nâsi ğafera'llâhu lehû zünûbehû. fe-sallâhâ mea'n-nâsi ğafera'llâhu lehû zünûbehû.

Namazla ilgili bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: Namazla ilgili bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

"Kim namaz için abdest alır da…" Fe-esbeğa'l-vudûa. "Bütün âzâsını dikkatli bir şekilde yıkarsa…" "Kim namaz için abdest alır da…" Fe-esbeğa'l-vudûa. "Bütün âzâsını dikkatli bir şekilde yıkarsa…"

Hiç ıslanmamış yer bırakmadan güzelce ıslatarak abdest alırsa…Hiç ıslanmamış yer bırakmadan güzelce ıslatarak abdest alırsa… Çünkü bu işlerin inceliklerini bilmeyen kimseler şaldur şuldur abdest alıyorlar, dikkat etmiyorlar.Çünkü bu işlerin inceliklerini bilmeyen kimseler şaldur şuldur abdest alıyorlar, dikkat etmiyorlar. Gözleri, alnının üst tarafı, yüzünün yan tarafları,Gözleri, alnının üst tarafı, yüzünün yan tarafları, dirseklerinin alt tarafı vb. bazı yerlerine su varmıyor.dirseklerinin alt tarafı vb. bazı yerlerine su varmıyor. Acele etmekten ve bu işin ehemmiyetini bilmemekten abdest eksik kalabiliyor.Acele etmekten ve bu işin ehemmiyetini bilmemekten abdest eksik kalabiliyor. Her tarafını güzelce ovuşturarak suyu vardırtır, gözlerinin yuvalarına filan gayet güzel bir tarzdaHer tarafını güzelce ovuşturarak suyu vardırtır, gözlerinin yuvalarına filan gayet güzel bir tarzda suyu gidererek abdest alır, sonra farz bir namaz kılmaya yürürse…suyu gidererek abdest alır, sonra farz bir namaz kılmaya yürürse… Evinde abdesti aldı, abdestli olarak camiye namaz kılmaya doğru yürürse… Evinde abdesti aldı, abdestli olarak camiye namaz kılmaya doğru yürürse…

Fe-sallâhâ mea'n-nâs. "Ve o namazı insanlarla birlikte kılarsa…"Fe-sallâhâ mea'n-nâs. "Ve o namazı insanlarla birlikte kılarsa…" Ğafera'llâhu lehû zünûbehû. "Allah onun günahlarını afv u mağfiret eder." Ğafera'llâhu lehû zünûbehû. "Allah onun günahlarını afv u mağfiret eder."

İnsanoğlu çok hatakârdır. Hatası, cahilliği çoktur, nefsi kuvvetlidir.İnsanoğlu çok hatakârdır. Hatası, cahilliği çoktur, nefsi kuvvetlidir. Şeytan gelir, iyi insanı da kötü insanı da aldatır, hatalara düşürür.Şeytan gelir, iyi insanı da kötü insanı da aldatır, hatalara düşürür. Nefis, şeytan, dünya zevkleri, lezzetleri ve saireler ayağını sürüştürür.Nefis, şeytan, dünya zevkleri, lezzetleri ve saireler ayağını sürüştürür. Ama bu alınan abdestler ve bu kılınan namazlar günahları affettiriyor.Ama bu alınan abdestler ve bu kılınan namazlar günahları affettiriyor. Yoksa biz mahvoluruz, başımıza taş yağar. İki namaz, aradaki günahları affettiriyor.Yoksa biz mahvoluruz, başımıza taş yağar.

İki namaz, aradaki günahları affettiriyor.
Abdestler, oruçlar, Ramazanlar, haclar aradaki günahları affettiriyor.Abdestler, oruçlar, Ramazanlar, haclar aradaki günahları affettiriyor. Biz tekrar tekrar günahlardan temizleniyoruz.Biz tekrar tekrar günahlardan temizleniyoruz. Yoksa mümkün olur mu? Linyit yakılan bir soba düşünün...Yoksa mümkün olur mu? Linyit yakılan bir soba düşünün... O sobanın boruları hiç temizlenmese ne olur? Dolar, tıkanır. O sobanın boruları hiç temizlenmese ne olur?

Dolar, tıkanır.

İçinden kireçli su akan bir boru zamanla ne olur? Tıkanır! Her şey böyle zamanla tıkanıyor.İçinden kireçli su akan bir boru zamanla ne olur?

Tıkanır! Her şey böyle zamanla tıkanıyor.
Bizim de günahlarımız bizden silinmese taş oluruz.Bizim de günahlarımız bizden silinmese taş oluruz. Tepeden tırnağa her tarafımızı kireç bağlar, taş kesiliriz; hiçbir işe yaramaz hâle geliriz.Tepeden tırnağa her tarafımızı kireç bağlar, taş kesiliriz; hiçbir işe yaramaz hâle geliriz. Abdestler, namazlar ve böyle işler, her birisi günahlarımızı affettiriyor. Abdestler, namazlar ve böyle işler, her birisi günahlarımızı affettiriyor.

Cemaatle namaz kılmanın çok fazileti var. Camiye yürümenin çok faydası var.Cemaatle namaz kılmanın çok fazileti var. Camiye yürümenin çok faydası var. Cemaatin içindeki insanların birbirlerine çok faydası var.Cemaatin içindeki insanların birbirlerine çok faydası var. Hadîs-i şerîfler, "İki müslüman karşı karşıya geldiği zaman,Hadîs-i şerîfler, "İki müslüman karşı karşıya geldiği zaman, birisinden Allah mutlaka ötekisini faydalandırır." buyuruyor.birisinden Allah mutlaka ötekisini faydalandırır." buyuruyor. Caminin içinde ağzı dualı, mübarek, beyaz sakallı bir ihtiyar,Caminin içinde ağzı dualı, mübarek, beyaz sakallı bir ihtiyar, Allah'ın sevdiği bir halis ve salih kimse hürmetine,Allah'ın sevdiği bir halis ve salih kimse hürmetine, onunla beraber namaz kılmış herkesin namazı kabul oluyor. Ama evinde o garanti yok.onunla beraber namaz kılmış herkesin namazı kabul oluyor. Ama evinde o garanti yok. Evinde belki namazın kabul olmayacak, "Kıldın ama kabul etmedim, ey kulum!" Evinde belki namazın kabul olmayacak, "Kıldın ama kabul etmedim, ey kulum!" veya "Çalın bunu yüzüne!" deyiverse Allahu Teâlâ hazretleri!..veya "Çalın bunu yüzüne!" deyiverse Allahu Teâlâ hazretleri!.. Buruşuk bir elbise gibi insanın yüzüne çarparlar. Buruşuk bir elbise gibi insanın yüzüne çarparlar.

Geçen akşam hadîs-i şerîfte okuduk ki bir insan usulüne ve erkânına riayet ederekGeçen akşam hadîs-i şerîfte okuduk ki bir insan usulüne ve erkânına riayet ederek güzelce namaz kılarsa, namaz ona dua edermiş;güzelce namaz kılarsa, namaz ona dua edermiş; "Sen beni nasıl koruduysan, eksiksiz kıldıysan Allah da seni hıfz eylesin, korusun." dermiş."Sen beni nasıl koruduysan, eksiksiz kıldıysan Allah da seni hıfz eylesin, korusun." dermiş. Onun üzerine melekler, o namazın sevabını alır, dergâh-ı İzzet'e götürürlermiş.Onun üzerine melekler, o namazın sevabını alır, dergâh-ı İzzet'e götürürlermiş. Yani dergâh-ı İzzet'e yükselirmiş. Eğer namazı doğru kılmazsa… Dayyi' kallâhu kemâ dayyatenî.Yani dergâh-ı İzzet'e yükselirmiş.

Eğer namazı doğru kılmazsa… Dayyi' kallâhu kemâ dayyatenî.
"Sen beni nasıl mahvettiysen, zayi ettiysen, elden kaçırdıysan, düşürdüysen, berbat ettiysen"Sen beni nasıl mahvettiysen, zayi ettiysen, elden kaçırdıysan, düşürdüysen, berbat ettiysen Allah da seni zayi etsin." diye beddua edermiş.Allah da seni zayi etsin." diye beddua edermiş. İşte o beddua ettiği zaman, namaz buruşturulmuş bir elbise gibi yapılırİşte o beddua ettiği zaman, namaz buruşturulmuş bir elbise gibi yapılır ve namaz kılanın yüzüne çarpılırmış. Hadîs-i şerîfte böyle bildiriliyor. ve namaz kılanın yüzüne çarpılırmış. Hadîs-i şerîfte böyle bildiriliyor.

Demek ki abdesti güzel alacağız. Bileceğiz ki ibadetlerin çok sırları vardır.Demek ki abdesti güzel alacağız. Bileceğiz ki ibadetlerin çok sırları vardır. Yavaş yavaş öğreneceğiz; hadisleri ve âyetleri okudukça,Yavaş yavaş öğreneceğiz; hadisleri ve âyetleri okudukça, zikir ve ilim meclislerine geldikçe öğreneceğiz. zikir ve ilim meclislerine geldikçe öğreneceğiz. "Meğerse bilmediğim daha çok şey varmış, ben de kendimi bir şey biliyorum sanıyordum."Meğerse bilmediğim daha çok şey varmış, ben de kendimi bir şey biliyorum sanıyordum. Yavaş yavaş öğreneceğim." diyeceksiniz. Esrârını öğrendikçe hatırınıza yerleştireceksiniz. Yavaş yavaş öğreneceğim." diyeceksiniz. Esrârını öğrendikçe hatırınıza yerleştireceksiniz.

Abdesti güzel güzel alacaksınız; aceleye getirmeyecek, üstünüze sıçratmayacak,Abdesti güzel güzel alacaksınız; aceleye getirmeyecek, üstünüze sıçratmayacak, suyu âzâlarınıza güzelce yayacaksınız. Dualarını ede ede güzelce abdest alacaksınız.suyu âzâlarınıza güzelce yayacaksınız. Dualarını ede ede güzelce abdest alacaksınız. Sekînet ve vakar ile efendi efendi vakur bir kimse olarak camiye geleceksiniz. Sekînet ve vakar ile efendi efendi vakur bir kimse olarak camiye geleceksiniz. Yolda gördüklerinize selam vereceksiniz, zikir ve tesbihle yürüyeceksiniz.Yolda gördüklerinize selam vereceksiniz, zikir ve tesbihle yürüyeceksiniz. Camiye gireceksiniz ve camide insanlarla namaz kılacaksınız. Camiye gireceksiniz ve camide insanlarla namaz kılacaksınız.

Adam hiç kimseyi beğenmiyor, beğenmediği için evinde yalnız kılıyor. Seni ne yapalım? Adam hiç kimseyi beğenmiyor, beğenmediği için evinde yalnız kılıyor.

Seni ne yapalım?

Kusursuz kul olmaz!Kusursuz kul olmaz! Allahu Teâlâ hazretleri bunca kusurlarıyla kullarına bakıyor, hiç ibret almıyor musun?Allahu Teâlâ hazretleri bunca kusurlarıyla kullarına bakıyor, hiç ibret almıyor musun? Sen, gökten melek gibi mi indin? Kusursuz kul olmaz.Sen, gökten melek gibi mi indin? Kusursuz kul olmaz. Kul kimseyi beğenmiyor, camiye gelme lüzumunu duymuyor.Kul kimseyi beğenmiyor, camiye gelme lüzumunu duymuyor. Allah tevfîkini kesiyor da şeytan onu camiye gelmekten ayırıyor, koparıyor. Yani onu sürüden çalıyor. Allah tevfîkini kesiyor da şeytan onu camiye gelmekten ayırıyor, koparıyor. Yani onu sürüden çalıyor.

Camiye gelecek! Camiye gelecek!

Camiler Allah'ın kaleleridir, buraya gelen kurtulur. Çok çok faziletleri vardır, farkına varmazsın. Camiler Allah'ın kaleleridir, buraya gelen kurtulur. Çok çok faziletleri vardır, farkına varmazsın.

"Bugün sabahtan beri bir hayır, bir bereket! Allah Allah!"Bugün sabahtan beri bir hayır, bir bereket! Allah Allah! Yemekler tatlı, evde bir bereket var, hanımın muamelesi güzel,Yemekler tatlı, evde bir bereket var, hanımın muamelesi güzel, çocuğun hâli güzel, dükkânda alış verişler tatlı…" Neden? Bilmezsin işte.çocuğun hâli güzel, dükkânda alış verişler tatlı…"

Neden?

Bilmezsin işte.
Bu işlerin hepsini yapan, yaratan Allahu Teâlâ hazretlerine Bu işlerin hepsini yapan, yaratan Allahu Teâlâ hazretlerine sen iyi kulluk edince her şeyin böyle rast gider.sen iyi kulluk edince her şeyin böyle rast gider. Evinde hayır bereket kaynar, nereden geldiğini, nasıl olduğunu anlayamazsın. Evinde hayır bereket kaynar, nereden geldiğini, nasıl olduğunu anlayamazsın.

"Ben dokuz bin lira maaş alıyorum. Bu para nasıl yetiyor, ne oluyor?" dersin… "Ben dokuz bin lira maaş alıyorum. Bu para nasıl yetiyor, ne oluyor?" dersin…

Ankara'da geçen senelerde birisi geldi, adını hatırımda iyi tutamadım.Ankara'da geçen senelerde birisi geldi, adını hatırımda iyi tutamadım. O zaman dokuz bin lira alıyordu ama yine çok düşük bir maaştı.O zaman dokuz bin lira alıyordu ama yine çok düşük bir maaştı. Şimdi artık dokuz bin lira talebeye filan verilen bir para oldu da...Şimdi artık dokuz bin lira talebeye filan verilen bir para oldu da... Dokuz bin lira alıyormuş, gecekonduda oturuyormuş, evi de kiraymış.Dokuz bin lira alıyormuş, gecekonduda oturuyormuş, evi de kiraymış. Söz arasında bir mesele sordu bana da, bir de baktığı bir kimse varmış.Söz arasında bir mesele sordu bana da, bir de baktığı bir kimse varmış. Yani üç-dört çocuklu ailesi varYani üç-dört çocuklu ailesi var bir de fukarâdan, duldan bir yardıma muhtaç kimseye hayır olsun diye bakıyor. bir de fukarâdan, duldan bir yardıma muhtaç kimseye hayır olsun diye bakıyor.

"Bu para yetmez!" diye düşündüm ama Allah bir bereket veriyor."Bu para yetmez!" diye düşündüm ama Allah bir bereket veriyor. O kadar para; kiraya mı, yol parasına mı, gıdaya mı, ekmek almaya mı yetecek? Mümkün değil!O kadar para; kiraya mı, yol parasına mı, gıdaya mı, ekmek almaya mı yetecek? Mümkün değil! Allah hayır bereket verdi mi, insan hayrını bereketini görür.Allah hayır bereket verdi mi, insan hayrını bereketini görür. Hayır bereket vermezse milyonları olsa Allah yetirmez. Hayır bereket vermezse milyonları olsa Allah yetirmez.

İbret alın ki meselaİbret alın ki mesela Topkapı'dan çıkıp ileriye Bakırköy'e doğru giderken Merter Sitesi diye bir site vardı,Topkapı'dan çıkıp ileriye Bakırköy'e doğru giderken Merter Sitesi diye bir site vardı, kocaman bir mahalle oldu.kocaman bir mahalle oldu. O arazilerin, mülklerin sahibini akrabâsından bir kimse, belki çocuğu öldürdü.O arazilerin, mülklerin sahibini akrabâsından bir kimse, belki çocuğu öldürdü. Eski senelerde gazeteler yazdı. İşte bu hayırlılık ve hayırsızlık denilen şey...Eski senelerde gazeteler yazdı. İşte bu hayırlılık ve hayırsızlık denilen şey... Yani insan hayrını göremiyor. Bu esrârı biz farkında olmadan, mirasyedi gibi kullanıyoruz.Yani insan hayrını göremiyor.

Bu esrârı biz farkında olmadan, mirasyedi gibi kullanıyoruz.
Şuurunda değiliz ama hadisleri okudukça şuuruna ereceğiz. Yaptığımız şeyi şuurla yapacağız.Şuurunda değiliz ama hadisleri okudukça şuuruna ereceğiz. Yaptığımız şeyi şuurla yapacağız. Namazımıza; "Huzûr-u Rabbi'l-âlemin'e durdum." diye duracağız, tüylerimiz diken diken olacak.Namazımıza; "Huzûr-u Rabbi'l-âlemin'e durdum." diye duracağız, tüylerimiz diken diken olacak. Âyetleri okurken gözlerimiz yaşaracak. Rükû ve secde ederken kendimizden geçeceğiz. Âyetleri okurken gözlerimiz yaşaracak. Rükû ve secde ederken kendimizden geçeceğiz.

Namazı öyle kılacağız. Öyle şuurla kılmalıyız. "Kimin huzurundayım." diye düşünmeliyiz. Namazı öyle kılacağız. Öyle şuurla kılmalıyız. "Kimin huzurundayım." diye düşünmeliyiz.

Men tevaddae fe-ahsene'l-vudûa harecet hatâyâhu min cesedihî hattâ min tahti ezfârihi. Men tevaddae fe-ahsene'l-vudûa harecet hatâyâhu min cesedihî hattâ min tahti ezfârihi.

Önceki mânanın güzel bir tarzda ifadesi… Ahmed b. Hanbel ve Müslim'de geçen bir hadîs-i şerîf.Önceki mânanın güzel bir tarzda ifadesi… Ahmed b. Hanbel ve Müslim'de geçen bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

"Kim abdest alırsa ve abdestini güzel edâ eylerse…" "Kim abdest alırsa ve abdestini güzel edâ eylerse…" Harecet hatâyâhu min cesedihî. "Onun hataları, günahları vücudundan çıkar, sıyrılır gider."Harecet hatâyâhu min cesedihî. "Onun hataları, günahları vücudundan çıkar, sıyrılır gider." Hattâ min tahti ezfârihi. "Tırnaklarının altından çıkıp gidinceye kadar…" Hattâ min tahti ezfârihi. "Tırnaklarının altından çıkıp gidinceye kadar…"

Demek ki abdest güzel alındığı zamanDemek ki abdest güzel alındığı zaman günahlar vücudun uç kısımları olan ayak ve el tırnaklarından sıyrılıp çıkar gider.günahlar vücudun uç kısımları olan ayak ve el tırnaklarından sıyrılıp çıkar gider. İşte biz, böyle mânası derin ibadetler yapan bir ümmetiz.İşte biz, böyle mânası derin ibadetler yapan bir ümmetiz. Dünyanın başka milletlerinde bu dinin güzellikleri yok.Dünyanın başka milletlerinde bu dinin güzellikleri yok. Dünyada çok çeşitli yol tutturmuş insanlar var ama o dinlerin kimisi hak din de olsa,Dünyada çok çeşitli yol tutturmuş insanlar var ama o dinlerin kimisi hak din de olsa, zamanında bir peygamber öğretmiş de olsa, o öğretilen şeyler unutulduğu için bu incelikler yok.zamanında bir peygamber öğretmiş de olsa, o öğretilen şeyler unutulduğu için bu incelikler yok. Abdest yok, namaz yok, oruç yok, hac gibi güzel bizimkine benzer tarzda ibadet yok.Abdest yok, namaz yok, oruç yok, hac gibi güzel bizimkine benzer tarzda ibadet yok. Bizim ibadetlerimizin her birisinin hikmetine mütefekkirler, filozoflar hayran kalıyorlar. Bizim ibadetlerimizin her birisinin hikmetine mütefekkirler, filozoflar hayran kalıyorlar.

Günde beş vakit namaz; yılda bir kere hac, zekât, oruç… Ne kadar kıymetli ibadetler!Günde beş vakit namaz; yılda bir kere hac, zekât, oruç… Ne kadar kıymetli ibadetler! Orucu perhize, haccı ziyarete çevirmişler; mukaddes yerlerden başka yerlere döndürmüşler.Orucu perhize, haccı ziyarete çevirmişler; mukaddes yerlerden başka yerlere döndürmüşler. Hayrı, hasenâtı, sadakayı ters tarafa çevirmişler. Hayrı, hasenâtı, sadakayı ters tarafa çevirmişler.

Namaz denilen ibadet, oruç denilen ibadetNamaz denilen ibadet, oruç denilen ibadet daha eski ümmetlerde de emredildiği halde çığırından çıkartılmış.daha eski ümmetlerde de emredildiği halde çığırından çıkartılmış. Elhamdülillah, bizim yolumuz çok güzel.Elhamdülillah, bizim yolumuz çok güzel. Allahu Teâlâ hazretleri bizi, bu güzel İslâm'ın güzelliklerini bilerek yaşatsın.Allahu Teâlâ hazretleri bizi, bu güzel İslâm'ın güzelliklerini bilerek yaşatsın. İslâm'dan bizleri ayırmasın. İslâm'dan bizleri ayırmasın. İmandan sonra küfre düşürmesin, izzetten sonra zillete indirmesin, kabulden sonra reddeylemesin. İmandan sonra küfre düşürmesin, izzetten sonra zillete indirmesin, kabulden sonra reddeylemesin.

Diğer hadîs-i şerîf: Men tevaddae fe'l-yestensir ve meni'stecmere fe'lyüvettir. Diğer hadîs-i şerîf:

Men tevaddae fe'l-yestensir ve meni'stecmere fe'lyüvettir.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: "Kim abdest alırsa, burnunu iyice temizlesin." Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

"Kim abdest alırsa, burnunu iyice temizlesin."

Hınkırsın, temizlensin. Çünkü maddî bir kir de kalmayacak.Hınkırsın, temizlensin. Çünkü maddî bir kir de kalmayacak. Mânevî kirler, hatalar, günahlar sıyrılıp gidiyor da maddî bir kir, toz, toprak da kalmayacak.Mânevî kirler, hatalar, günahlar sıyrılıp gidiyor da maddî bir kir, toz, toprak da kalmayacak. Burnunu güzelce temizlesin. Burnunu güzelce temizlesin.

Temizliğe riayet etmek lazım…Temizliğe riayet etmek lazım… Şimdi elhamdülillah evlerimiz var, Terkos tesisatına bağlı sularımız var; şaldır şaldır akıyor.Şimdi elhamdülillah evlerimiz var, Terkos tesisatına bağlı sularımız var; şaldır şaldır akıyor. Yüznumaralar beyaz fayanslarla döşenmiş filan, elhamdülillah güzel yani. Yüznumaralar beyaz fayanslarla döşenmiş filan, elhamdülillah güzel yani.

Peki 14 asır evvel nasıldı? Çölde nasıldı? Peki 14 asır evvel nasıldı? Çölde nasıldı?

Bu imkânlar eski devirlerde yoktu. Biz ne kadar şükretsek azdır. Eski insanlar çok sıkıntı çekerlerdi.Bu imkânlar eski devirlerde yoktu. Biz ne kadar şükretsek azdır. Eski insanlar çok sıkıntı çekerlerdi. Hatta ben hatırlarım; çocukluğumda, bizim beldemizde evlere sırtta su taşınırdı,Hatta ben hatırlarım; çocukluğumda, bizim beldemizde evlere sırtta su taşınırdı, "aman su zayi olmasın" denirdi. "aman su zayi olmasın" denirdi. İnsanın evinde musluk olsun, herkesin musluğundan şaldır şaldır su aksın; bu büyük bir gelişme. İnsanın evinde musluk olsun, herkesin musluğundan şaldır şaldır su aksın; bu büyük bir gelişme.

Hele Arabistan diyarında suyu nereden bulacaksın? Çok zor.Hele Arabistan diyarında suyu nereden bulacaksın? Çok zor. Yapılmış kesme taş binalar, onlar sonradan oldu.Yapılmış kesme taş binalar, onlar sonradan oldu. Osmanlılar, padişahlar geldi; cihatlar ettiler, zenginlikler oldu,Osmanlılar, padişahlar geldi; cihatlar ettiler, zenginlikler oldu, paralar kazanıldı, hayır sahipleri hayırlar yaptılar… paralar kazanıldı, hayır sahipleri hayırlar yaptılar…

Ondan evvel Müslümanlık, Hicaz yarımadasında diyar-ı gurbetteki mahzun insanlar gibi,Ondan evvel Müslümanlık, Hicaz yarımadasında diyar-ı gurbetteki mahzun insanlar gibi, boynu bükük olarak, yoksul bir tarzda doğdu.boynu bükük olarak, yoksul bir tarzda doğdu. İnsancıkların üstlerinde elbiseler yoktu, koyunlardan yüzülmüş derileri üstlerine örterlerdi.İnsancıkların üstlerinde elbiseler yoktu, koyunlardan yüzülmüş derileri üstlerine örterlerdi. Yağmur yağdığı zaman üstleri ağıl gibi kokardı ama kalpleri altın gibiydi.Yağmur yağdığı zaman üstleri ağıl gibi kokardı ama kalpleri altın gibiydi. Evet, üstünde İngiliz kumaşı yoktu, tertemiz değildi ama ne yapsın? Evet, üstünde İngiliz kumaşı yoktu, tertemiz değildi ama ne yapsın? Başka kıyafetleri yoktu, koyun derisine bürünmüşlerdi. Başka kıyafetleri yoktu, koyun derisine bürünmüşlerdi.

Hurma dallarından gölgelenmiş evlerde otururlardı. Hurma dallarının arasını çamurla sıvarlardı.Hurma dallarından gölgelenmiş evlerde otururlardı. Hurma dallarının arasını çamurla sıvarlardı. Altı toprak üstü dal… Bu durumda temizlik nasıl olacak? Dağda, bayırda, çölde…Altı toprak üstü dal… Bu durumda temizlik nasıl olacak? Dağda, bayırda, çölde… İşte o insancıklar bütün bu imkânsızlıklara rağmen pırıl pırıl, tertemiz insanlardı.İşte o insancıklar bütün bu imkânsızlıklara rağmen pırıl pırıl, tertemiz insanlardı. Büyük abdest için de taş toplarlar, taşlarla temizlenirlerdi.Büyük abdest için de taş toplarlar, taşlarla temizlenirlerdi. Peygamber Efendimiz o temizliği de hepsine öğretmiştir. Küçük abdesti olduğu zaman nasıl olacak?Peygamber Efendimiz o temizliği de hepsine öğretmiştir. Küçük abdesti olduğu zaman nasıl olacak? Büyük abdesti olduğu zaman nasıl temizlenilecek? Tırnaklar nasıl temizlenilecek? Büyük abdesti olduğu zaman nasıl temizlenilecek? Tırnaklar nasıl temizlenilecek? Vücudun biriken kılları nasıl temizlenecek?Vücudun biriken kılları nasıl temizlenecek? Erkeklerde de kadınlarda da koltuk altında kıllar vardır; uzar, terler kurur, terler kurur…Erkeklerde de kadınlarda da koltuk altında kıllar vardır; uzar, terler kurur, terler kurur… İnsan tekeden beter kokar. Onlar temizlenecek… "Hocam! Jileti takarız cırt temizleriz." İnsan tekeden beter kokar. Onlar temizlenecek… "Hocam! Jileti takarız cırt temizleriz."

O zaman jilet fabrikası mı var? Kitaplarda, "Koltukaltını yolmak." diyor.O zaman jilet fabrikası mı var?

Kitaplarda, "Koltukaltını yolmak." diyor.
Yolacak yolacak, orayı öyle temizleyecek. Mesela bıyıklar azaltılıyor, ince oluyor. Yolacak yolacak, orayı öyle temizleyecek. Mesela bıyıklar azaltılıyor, ince oluyor.

Çok olsa ne olur? Yukarıdan gelen akıntılar, bunların arasında kalır, temizlik tam olmaz.Çok olsa ne olur?

Yukarıdan gelen akıntılar, bunların arasında kalır, temizlik tam olmaz.
Sakal uzatılacak da Peygamber Efendimiz, "Bıyıkları kesin." buyurmuş.Sakal uzatılacak da Peygamber Efendimiz, "Bıyıkları kesin." buyurmuş. Temizlik olsun diye bıyıklar azaltılacak, tırnaklar kesilecek. Neden? Temizlik olsun diye bıyıklar azaltılacak, tırnaklar kesilecek.

Neden?

Uzadığı zaman insanın yüzünü yırtar, altına pislik birikir ondan.Uzadığı zaman insanın yüzünü yırtar, altına pislik birikir ondan. Temizlik olsun diye koltukaltlarındaki kıllar giderilecek.Temizlik olsun diye koltukaltlarındaki kıllar giderilecek. İnsanın kasıklarında Allah yaratmış, o kıllar giderilecek. Ağzı, burnu, kulağı temizlenecek.İnsanın kasıklarında Allah yaratmış, o kıllar giderilecek. Ağzı, burnu, kulağı temizlenecek. Zaman zaman vücut yıkanacak. Bizim dinimiz bize günde beş defa yıkanmayı emretmiş.Zaman zaman vücut yıkanacak.

Bizim dinimiz bize günde beş defa yıkanmayı emretmiş.
Eskiden insanlarda yoktu. Hâlâ da dünyanın birçok yerinde yoktur.Eskiden insanlarda yoktu. Hâlâ da dünyanın birçok yerinde yoktur. Mesela geçen gün gazetede okudum, hayret ettim.Mesela geçen gün gazetede okudum, hayret ettim. "Yirminci yüzyılda Fransızlar çok az yıkanırlar." diye yazıyor. Siliniverirlermiş, olur bitermiş."Yirminci yüzyılda Fransızlar çok az yıkanırlar." diye yazıyor. Siliniverirlermiş, olur bitermiş. Sonra bir kabı getiriyor ortaya, herkes dalıyor çıkıyor, dalıyor çıkıyor, elini daldırıyor… Sonra bir kabı getiriyor ortaya, herkes dalıyor çıkıyor, dalıyor çıkıyor, elini daldırıyor… Öyle yıkanmak mı olur? Yıkadığın akacak gidecek, yeni gelen su temizleyecek. Öyle yıkanmak mı olur? Yıkadığın akacak gidecek, yeni gelen su temizleyecek.

Ondördüncü, onbeşinci asırlarda Avrupa'dan gelen seyyahlar,Ondördüncü, onbeşinci asırlarda Avrupa'dan gelen seyyahlar, bizim büyüklerimizi hamamlarda yıkanırken görünce, "Ya bu adamlar ne biçim adam!bizim büyüklerimizi hamamlarda yıkanırken görünce, "Ya bu adamlar ne biçim adam! Her gün yıkanıyorlar! Bunlar hasta olacak, ölecekler." diye korkarlarmış.Her gün yıkanıyorlar! Bunlar hasta olacak, ölecekler." diye korkarlarmış. Yani kafaları öyleymiş.Yani kafaları öyleymiş. Fransızlar'ın parfümlerinin ve parfüm sanayilerinin çok ilerlemesi Fransızlar'ın parfümlerinin ve parfüm sanayilerinin çok ilerlemesi o kokuları bastıracak kuvvetli kokular bulmak içindir. Adamlar yıkanmıyorlar.o kokuları bastıracak kuvvetli kokular bulmak içindir. Adamlar yıkanmıyorlar. Sarayda yüznumara yokmuş. Allah Allah! Yüznumara olmayınca ne olur, gerisini artık siz anlayın.Sarayda yüznumara yokmuş. Allah Allah! Yüznumara olmayınca ne olur, gerisini artık siz anlayın. Biz "leb" diyelim gerisini siz bilirsiniz. Evi arıyorsun, tarıyorsun, yüznumara yok. Ne olacak?Biz "leb" diyelim gerisini siz bilirsiniz. Evi arıyorsun, tarıyorsun, yüznumara yok. Ne olacak? Ayıkla pirincin taşını… Ayıkla pirincin taşını…

Bu izahattan sonra bir daha bu hadîs-i şerîfi düşünürsek…Bu izahattan sonra bir daha bu hadîs-i şerîfi düşünürsek… Peygamber Efendimiz; "Abdest aldığınız zaman burnunuzu iyice temizleyin, pislik kir kalmasın.Peygamber Efendimiz; "Abdest aldığınız zaman burnunuzu iyice temizleyin, pislik kir kalmasın. Büyük abdestten sonra taş kullandığınız zaman da taşları bir, üç, beş, yedi gibi tek yapın." buyurmuş. Büyük abdestten sonra taş kullandığınız zaman da taşları bir, üç, beş, yedi gibi tek yapın." buyurmuş.

Bak, Peygamber Efendimiz şefkatli bir mürebbi –terbiyeci- olarak her şeyi öğretmiş,Bak, Peygamber Efendimiz şefkatli bir mürebbi –terbiyeci- olarak her şeyi öğretmiş, tepeden tırnağa her bakımdan insanı yetiştirmiş.tepeden tırnağa her bakımdan insanı yetiştirmiş. Namazı nasıl kılacak, abdesti nasıl alacak, nasıl temizlenecek?.. Hiçbir eksik yok. Namazı nasıl kılacak, abdesti nasıl alacak, nasıl temizlenecek?.. Hiçbir eksik yok.

İnsanı maddesiyle mânasıyla, içiyle dışıyla, dünyasıyla âhiretiyle bir bütün olarak düşünüp deİnsanı maddesiyle mânasıyla, içiyle dışıyla, dünyasıyla âhiretiyle bir bütün olarak düşünüp de her bakımdan yardımına yetişen bir başka sistem yok. Bizim dinimiz böyle bir din.her bakımdan yardımına yetişen bir başka sistem yok. Bizim dinimiz böyle bir din. Biz bunun kadr ü kıymetini bilmiyoruz. Neden? Biz bunun kadr ü kıymetini bilmiyoruz.

Neden?

Mirasyediyiz. Bunları çalışıp bulmadık ki… Öbür milletlerin halini bilmiyoruz ki…Mirasyediyiz. Bunları çalışıp bulmadık ki… Öbür milletlerin halini bilmiyoruz ki… Ankara'da, İstanbul'da yaşadık; köyümüzdeydik, şehre geldik filan… Dünyadan haberimiz yok. Ankara'da, İstanbul'da yaşadık; köyümüzdeydik, şehre geldik filan… Dünyadan haberimiz yok. Her tarafı böyledir hatta daha ileri sanıyoruz. Mukayeseyle anlaşılır, geziyorsun görüyorsun. Her tarafı böyledir hatta daha ileri sanıyoruz. Mukayeseyle anlaşılır, geziyorsun görüyorsun.

Men tevaddae fe-ahsene'l-vudûa ve ehâhü'l-müslime muhtesibenMen tevaddae fe-ahsene'l-vudûa ve ehâhü'l-müslime muhtesiben bûide min cehenneme mesîrete seb'îne harîfen. bûide min cehenneme mesîrete seb'îne harîfen.

Enes b. Mâlik radıyallahu anh'ten başka bir abdest hadisi.Enes b. Mâlik radıyallahu anh'ten başka bir abdest hadisi. Ama bakın, Peygamber Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfi bizi ne kadar güzel bir şeye götürüyor. Ama bakın, Peygamber Efendimiz'in bu hadîs-i şerîfi bizi ne kadar güzel bir şeye götürüyor.

"Kim abdest alırsa, sonra abdestini güzel eylerse…" "Kim abdest alırsa, sonra abdestini güzel eylerse…"

Hoş, güzel bir tarzda alırsa…Hoş, güzel bir tarzda alırsa… Abdestini hani hemen, alelusul, almış olayım, paldır küldür filan değil de, güzel bir tarzda alırsa… Abdestini hani hemen, alelusul, almış olayım, paldır küldür filan değil de, güzel bir tarzda alırsa…

Ve ehâhü'l-müslime. "Müslüman kardeşini ziyarete giderse…" Ve ehâhü'l-müslime. "Müslüman kardeşini ziyarete giderse…"

Şu inceliğe bakın! Müslüman kardeşini ziyarete gidecek, abdest almayı söylüyor Peygamber Efendimiz.Şu inceliğe bakın! Müslüman kardeşini ziyarete gidecek, abdest almayı söylüyor Peygamber Efendimiz. Dikkat ediyor musunuz? Namaz kılmaya değil, müslüman kardeşini ziyarete giderse… Neden? Dikkat ediyor musunuz? Namaz kılmaya değil, müslüman kardeşini ziyarete giderse…

Neden?

Muhtesiben. "Sevabını Allah'tan bekleyerek." Biz bir kardeşimizi neden ziyaret ederiz? Muhtesiben. "Sevabını Allah'tan bekleyerek."

Biz bir kardeşimizi neden ziyaret ederiz?

"Yanında menfaatim var. Gittim mi cebim para dolacak." Hayır! "Yanında menfaatim var. Gittim mi cebim para dolacak."

Hayır!

Allah rızası için ziyaret ederiz.Allah rızası için ziyaret ederiz. Ziyaretler Allah rızası için, almak ve vermek Allah rızası için, namaz ve cihat Allah rızası için,Ziyaretler Allah rızası için, almak ve vermek Allah rızası için, namaz ve cihat Allah rızası için, ölmek ve yaşamak Allah rızası için… Kardeşini ziyaret ediyor. Neden? Muhtesiben.ölmek ve yaşamak Allah rızası için… Kardeşini ziyaret ediyor.

Neden?

Muhtesiben.
Dünyevî bir menfaat, garaz ve maksat için değil, Allah'tan sevabını bekleyerek ziyaret ediyor.Dünyevî bir menfaat, garaz ve maksat için değil, Allah'tan sevabını bekleyerek ziyaret ediyor. Ve gittiği yere abdestli gidiyor. Ve gittiği yere abdestli gidiyor.

Buyurun bakalım; yirminci yüz yıldayız, şu incelik hangi kültürde var?Buyurun bakalım; yirminci yüz yıldayız, şu incelik hangi kültürde var? Hint kültürü, Çin kültürü, Avrupa kültürü, Amerika kültürü, ay kültürü, Merih kültürü… Hint kültürü, Çin kültürü, Avrupa kültürü, Amerika kültürü, ay kültürü, Merih kültürü… Kâinâtın başka yerlerinde arayın bakalım, bu incelik hangi dinde var? Kâinâtın başka yerlerinde arayın bakalım, bu incelik hangi dinde var?

Müslüman, müslüman kardeşini ziyarete gidiyor.Müslüman, müslüman kardeşini ziyarete gidiyor. Efendimiz ziyarete gidiş sebebini bir kelimeyle söylüyor;Efendimiz ziyarete gidiş sebebini bir kelimeyle söylüyor; muhtesiben, "sevabını Allah'tan hesap edip umarak", başka bir maksatla değil... Nasıl? muhtesiben, "sevabını Allah'tan hesap edip umarak", başka bir maksatla değil...

Nasıl?

Abdest alarak ve abdesti güzel alarak...Abdest alarak ve abdesti güzel alarak... Düşün, tertemiz olacaksın; tozun terin gidecek, elin yüzün yıkanacak...Düşün, tertemiz olacaksın; tozun terin gidecek, elin yüzün yıkanacak... Doktorların bu hadis karşısında bir feryat edip, sırt üstü düşüp bayılması lazım!Doktorların bu hadis karşısında bir feryat edip, sırt üstü düşüp bayılması lazım! "Ne dinmiş yâ Rabbi!" deyip, bütün doktorların sıraya girip müslüman olması lazım! "Ne dinmiş yâ Rabbi!" deyip, bütün doktorların sıraya girip müslüman olması lazım! 1400 yıl önce, o çöl kanunu işte bu! Buyur… 1400 yıl önce, o çöl kanunu işte bu! Buyur… Var mı senin başka bir yerde gördüğün, bir başka medeniyette rastladığın böyle bir şey? Var mı senin başka bir yerde gördüğün, bir başka medeniyette rastladığın böyle bir şey?

Şu güzelliğe bakın! Elhamdülillahi alâ ni'meti'l-İslâm.Şu güzelliğe bakın! Elhamdülillahi alâ ni'meti'l-İslâm. İslâm nimetine ne kadar şükretsek azdır. Allah bizi bu nimetten ayırmasın, mahrum etmesin. İslâm nimetine ne kadar şükretsek azdır. Allah bizi bu nimetten ayırmasın, mahrum etmesin.

Âde ehâhü'l-müslim. "Müslüman kardeşini ziyaret ederse…" Âde ehâhü'l-müslim. "Müslüman kardeşini ziyaret ederse…"

Tekrar tekrar yapılan ziyaretlere tekerrür ettiğinden âde diye bu fiil kullanılır,Tekrar tekrar yapılan ziyaretlere tekerrür ettiğinden âde diye bu fiil kullanılır, fakat daha ziyade hasta ziyareti için kullanılır.fakat daha ziyade hasta ziyareti için kullanılır. Hasta ziyareti için iâdetü'l-marid diye, bu kelimenin mastarı iâdet gelir.Hasta ziyareti için iâdetü'l-marid diye, bu kelimenin mastarı iâdet gelir. Bu kelime daha ziyade hasta ziyaretinde müstamel olmuştur.Bu kelime daha ziyade hasta ziyaretinde müstamel olmuştur. O zaman, umumi mânasıyla bir ziyaret değil de, belki bir hasta kardeşini ziyaret mânasına olur;O zaman, umumi mânasıyla bir ziyaret değil de, belki bir hasta kardeşini ziyaret mânasına olur; o da güzel bir şey. İnsan hastalandı mı, en zayıf olduğu zaman kapıya bakıyor,o da güzel bir şey. İnsan hastalandı mı, en zayıf olduğu zaman kapıya bakıyor, "bir kardeşim gelse" diye teselli bekliyor. "bir kardeşim gelse" diye teselli bekliyor.

Almanya'ya veya başka memleketlere gidiyorsunuz; papazlar hastanelerde karargâh kurmuş.Almanya'ya veya başka memleketlere gidiyorsunuz; papazlar hastanelerde karargâh kurmuş. Hatta hastaneleri kendileri yapmış, rahibeleri hasta bakıcı yapmışlar. Neden? Hatta hastaneleri kendileri yapmış, rahibeleri hasta bakıcı yapmışlar.

Neden?

İnsanın en duygulu olduğu zaman, oradan etkileyecek.İnsanın en duygulu olduğu zaman, oradan etkileyecek. Bizim de öyleydi, her camimizin yanında, külliyesinde bir dârü'ş-şifa, şifa evi vardı.Bizim de öyleydi, her camimizin yanında, külliyesinde bir dârü'ş-şifa, şifa evi vardı. Bakarsın cami burada, medrese şurada, dârü'ş-şifa burada, aş evi burada, yetimhane burada… Bakarsın cami burada, medrese şurada, dârü'ş-şifa burada, aş evi burada, yetimhane burada… Külliyede her şey vardı. Tabi biz o eski şeylerin hepsini unuttuk. Külliyede her şey vardı. Tabi biz o eski şeylerin hepsini unuttuk.

Bize dedelerimiz kötülendi, kötülendi, kötülendi… O dedelerin torunu olmaktan utanacak hâle geldik.Bize dedelerimiz kötülendi, kötülendi, kötülendi… O dedelerin torunu olmaktan utanacak hâle geldik. Cahillik zor şey! İnsanı cahil bırakıp beynine de yalan yanlış şeyleri tekrar tekrar söyledin mi…Cahillik zor şey! İnsanı cahil bırakıp beynine de yalan yanlış şeyleri tekrar tekrar söyledin mi… 40 gün bir adama "sen delisin" desen deli olurmuş derler.40 gün bir adama "sen delisin" desen deli olurmuş derler. Bizi de, "Senin anan baban şöyle, senin anan baban vahşi,Bizi de, "Senin anan baban şöyle, senin anan baban vahşi, senin anan baban barbar…" diye diye inandırdılar. Çok kimse inanıyor şimdi.senin anan baban barbar…" diye diye inandırdılar. Çok kimse inanıyor şimdi. Şu caminin dışına gidin, müslümanları barbar sanıyorlar. Barbar Avrupa!.. Şu caminin dışına gidin, müslümanları barbar sanıyorlar.

Barbar Avrupa!..

İtalyanlar Libya'ya geldiği zaman nüfusun yüzde ellisini kesmiş.İtalyanlar Libya'ya geldiği zaman nüfusun yüzde ellisini kesmiş. Medeniyet mi?.. Medeniyet mi?..

Cezayir'de Fransızlar çok şiddet kullanmışlar, nüfusun üçte birini katletmişler.Cezayir'de Fransızlar çok şiddet kullanmışlar, nüfusun üçte birini katletmişler. Her üç kişiden bir tanesi gitmiş. Medeniyet mi?.. Her üç kişiden bir tanesi gitmiş.

Medeniyet mi?..

Her iki kişiden bir tanesi gitmiş. Her iki kişiden bir tanesi gitmiş.

İnsan bu; kuş değil, sinek değil, insan! İnsan bu; kuş değil, sinek değil, insan!

Medeniyet bizdeymiş; biz esir aldığımız, bizimle çarpışmış komutana bile izzet etmişiz.Medeniyet bizdeymiş; biz esir aldığımız, bizimle çarpışmış komutana bile izzet etmişiz. Esir aldığımız komutana bile bizim padişahımız, "Olur böyle şeyler. Esir aldığımız komutana bile bizim padişahımız, "Olur böyle şeyler. Asker bazen kazanır, bazen kaybeder. Müsterih ol. Haydi seni memleketine gönderiyorum.Asker bazen kazanır, bazen kaybeder. Müsterih ol. Haydi seni memleketine gönderiyorum. Hem seni gönderirken, 'Bir daha benim karşıma çıkıp savaşmayacaksın.' diye şart da koşmuyorum.Hem seni gönderirken, 'Bir daha benim karşıma çıkıp savaşmayacaksın.' diye şart da koşmuyorum. Yine adam topla, yine gel. Bana bir zafer daha kazandırırsın, bir şeref daha eklenir şerefime." demiş.Yine adam topla, yine gel. Bana bir zafer daha kazandırırsın, bir şeref daha eklenir şerefime." demiş. İnsanlık bu! Bunu başkaları anlayamaz. Biz o dedelerin torunlarıyız da mazimize düşmanız.İnsanlık bu! Bunu başkaları anlayamaz. Biz o dedelerin torunlarıyız da mazimize düşmanız. İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyanlarla omuz omuza vermişiz, veryansın Osmanlı'ya çatıyoruz. İngiliz, Fransız, Alman ve İtalyanlarla omuz omuza vermişiz, veryansın Osmanlı'ya çatıyoruz.

Osmanlı kim? Osmanlı kim?

Benim dedem Osmanlıydı, senin deden de...Benim dedem Osmanlıydı, senin deden de... Yani şimdi değişti; adam dedene çattırtıyor da kimse bir şey yapmıyor, kılı kıpırdamıyor.Yani şimdi değişti; adam dedene çattırtıyor da kimse bir şey yapmıyor, kılı kıpırdamıyor. Vur, tamam, "Vay hain padişahlar vay…" Vur, tamam, "Vay hain padişahlar vay…"

İstanbul'u kim aldı? Fatih'e bir teşekkür etmek gerekmez mi?İstanbul'u kim aldı? Fatih'e bir teşekkür etmek gerekmez mi? Bu kadar güzel şehir dünyanın neresinde var? Bu kadar güzel şehir dünyanın neresinde var?

Men lem yeşkürü'n-nâse lem yeşkürullah.Men lem yeşkürü'n-nâse lem yeşkürullah. "İnsanlara şükretmesini, teşekkür etmesini bilmeyen, Allah'a hiç teşekkür edemez." "İnsanlara şükretmesini, teşekkür etmesini bilmeyen, Allah'a hiç teşekkür edemez."

İnsanların da yaptığı iyiliğin kadrini bileceksin. İnsanların da yaptığı iyiliğin kadrini bileceksin.

Hiç ziyaret ettin mi Fatih Sultan Mehmed'i? Hiç ruhuna Fatiha okudun mu? Hiç ziyaret ettin mi Fatih Sultan Mehmed'i? Hiç ruhuna Fatiha okudun mu?

Biniyorsun vasıtaya, gidiyorsun geliyorsun, Edirnekapı surundan geçiyorsun.Biniyorsun vasıtaya, gidiyorsun geliyorsun, Edirnekapı surundan geçiyorsun. Bu sur neymiş, bu surdan nasıl bu tarafa gelmiş, Bu sur neymiş, bu surdan nasıl bu tarafa gelmiş, bu dağların üstünden gemileri nasıl kaydırıp da öbür tarafa indirmiş?.. Ne azim! bu dağların üstünden gemileri nasıl kaydırıp da öbür tarafa indirmiş?..

Ne azim!

Fe-leni'me'l-emîrü emîruhâ.Fe-leni'me'l-emîrü emîruhâ. "O ordunun komutanı ne iyi komutandır." diye Peygamber Efendimiz asırlar önceden söylemiş,"O ordunun komutanı ne iyi komutandır." diye Peygamber Efendimiz asırlar önceden söylemiş, sen ona düşman oluyorsun. Bir köprüye adını koyup da, "Fatih Köprüsü" diyemiyor. sen ona düşman oluyorsun. Bir köprüye adını koyup da, "Fatih Köprüsü" diyemiyor. Cennet mekân bize şehri vermiş, beldeler kazandırmış; böyle centilmenlik mi olur? Cennet mekân bize şehri vermiş, beldeler kazandırmış; böyle centilmenlik mi olur?

Adam, "Buyurun efendim." diye sana yol verse, "Teşekkür ederim." diyorsun.Adam, "Buyurun efendim." diye sana yol verse, "Teşekkür ederim." diyorsun. Koca beldeler vermiş, teşekkür etmiyorsun, aleyhinde konuşabildiğin kadar konuşuyorsun. Koca beldeler vermiş, teşekkür etmiyorsun, aleyhinde konuşabildiğin kadar konuşuyorsun. Kendi deden, kendi deden!.. İnsan aslını inkâr eder mi yani? Kendi deden, kendi deden!.. İnsan aslını inkâr eder mi yani?

Kim abdest alırsa, abdestini güzelce tamamlarsa, sonra müslüman kardeşini hastayken ziyaret ederse…Kim abdest alırsa, abdestini güzelce tamamlarsa, sonra müslüman kardeşini hastayken ziyaret ederse… Belki o mânaya geliyor, dedik. Bu işi Allah rızası için yaparsa ne olur? Belki o mânaya geliyor, dedik.

Bu işi Allah rızası için yaparsa ne olur?

Bûide min cehenneme. "Cehennemden uzaklaştırılır." Ne kadar hocam? Bûide min cehenneme. "Cehennemden uzaklaştırılır."

Ne kadar hocam?

Seb'îne harîfen. "Yetmiş sonbahar mesafe uzağa gider." 70 yıllık uzağa uzaklaştırılır. Seb'îne harîfen. "Yetmiş sonbahar mesafe uzağa gider."

70 yıllık uzağa uzaklaştırılır.

Düşünün! Şimdi sanki karşımda beyazlar giymiş bir doktor, bir hastabakıcı duruyor gibi geliyor bana.Düşünün! Şimdi sanki karşımda beyazlar giymiş bir doktor, bir hastabakıcı duruyor gibi geliyor bana. "Aman hastanın yanına temiz gidin, üstünüz başınız tozlu topraklı olmasın."Aman hastanın yanına temiz gidin, üstünüz başınız tozlu topraklı olmasın. Aman elinizi yüzünüzü güzelce yıkayın, çünkü elini sıkacaksınız,Aman elinizi yüzünüzü güzelce yıkayın, çünkü elini sıkacaksınız, 'geçmiş olsun' diyeceksiniz, mikrop bulaşmasın vesaire…" Yirminci yüzyılda böyle bir şey denilebilir.'geçmiş olsun' diyeceksiniz, mikrop bulaşmasın vesaire…" Yirminci yüzyılda böyle bir şey denilebilir. Bunu Peygamber Efendimiz 1400 yıl evvel demiş. Akıllı insana bir işaret kâfidir. Bunu Peygamber Efendimiz 1400 yıl evvel demiş. Akıllı insana bir işaret kâfidir.

el-Ârifu yekfîhi'l-işâre. "Ârife bir işaret kâfidir." deniliyor.el-Ârifu yekfîhi'l-işâre. "Ârife bir işaret kâfidir." deniliyor. İslâm nasıl bir medeniyet getirmiş; şu hadisi ezberle, bu işaret sana yeter. İslâm nasıl bir medeniyet getirmiş; şu hadisi ezberle, bu işaret sana yeter.

Kim abdesti güzel alırsa... Abdest, ibadet için yapılan bir hazırlıktı. Kim abdesti güzel alırsa...

Abdest, ibadet için yapılan bir hazırlıktı.

Kim abdestini güzel alır, müslüman kardeşine Allah rızasını düşünerek,Kim abdestini güzel alır, müslüman kardeşine Allah rızasını düşünerek, Allah'ın ecr ü sevabını umarak ziyarete giderseAllah'ın ecr ü sevabını umarak ziyarete giderse (hastayken veya başka bir sebeple) cehennemden 70 yıllık mesafe uzağa uzaklaştırılıyor. (hastayken veya başka bir sebeple) cehennemden 70 yıllık mesafe uzağa uzaklaştırılıyor.

Gör bakalım, bu zarafet başka yerde var mı? Gör bakalım, bu zarafet başka yerde var mı?

Zarafet, kanatlı kuyruklu elbise giymekte, başına tüylü şapka takmakta değil ki…Zarafet, kanatlı kuyruklu elbise giymekte, başına tüylü şapka takmakta değil ki… İnsanın kalbi güzel olacak. İç âlemi nuranî ve zengin olacak. İnsanın kalbi güzel olacak. İç âlemi nuranî ve zengin olacak.

Başka bir hadîs-i şerîf… Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: Men tevaddae ba'de'l-gusli fe-leyse minnâ.Başka bir hadîs-i şerîf… Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

Men tevaddae ba'de'l-gusli fe-leyse minnâ.
"Gusülden sonra abdest alan bizden değildir." Bu ne demek? "Gusülden sonra abdest alan bizden değildir."

Bu ne demek?

Gusül, büyük abdest demektir. Abdest almanın büyüğü ve daha şümullüsü demektir.Gusül, büyük abdest demektir. Abdest almanın büyüğü ve daha şümullüsü demektir. Tepeden tırnağa yıkanıyorsun. Ona gönlün mutmain olmuyor da bir daha abdest almaya kalkıyorsun. Tepeden tırnağa yıkanıyorsun. Ona gönlün mutmain olmuyor da bir daha abdest almaya kalkıyorsun.

Ne bu tereddüdün? Guslün en büyük temizlik olduğuna itimadın yok mu? Ne bu tereddüdün? Guslün en büyük temizlik olduğuna itimadın yok mu?

Bir de vesveseyi defetmek için, böyle bir vesvese, bir suizan olmasın diye Peygamber Efendimiz,Bir de vesveseyi defetmek için, böyle bir vesvese, bir suizan olmasın diye Peygamber Efendimiz, "Gusülden sonra abdest alan bizden değildir." buyurmuş. "Gusülden sonra abdest alan bizden değildir." buyurmuş.

Gusül yeter! Üç kere ağzına su, üç kere burnuna su, tepeden tırnağa hiçbir yerindeGusül yeter! Üç kere ağzına su, üç kere burnuna su, tepeden tırnağa hiçbir yerinde kuruluk kalmayacak gibi yıkanırsın; işte gusül oldu. İnsan cünüplükten kurtulur, abdest almış olur.kuruluk kalmayacak gibi yıkanırsın; işte gusül oldu. İnsan cünüplükten kurtulur, abdest almış olur. Onunla namaz kılınır, her şey olur.Onunla namaz kılınır, her şey olur. Ama evvelinde yani gusül abdesti almadan önce abdest almak var,Ama evvelinde yani gusül abdesti almadan önce abdest almak var, mezhebimizde söylenmiş, öyle alırsa iyi olur. Vesvese yapmayacağız. mezhebimizde söylenmiş, öyle alırsa iyi olur.

Vesvese yapmayacağız.

Akşam konuşuyoruz… Kardeşlerimiz, kara zeytin yemiyormuş. Neden? Akşam konuşuyoruz… Kardeşlerimiz, kara zeytin yemiyormuş.

Neden?

Zeytincilerle konuşmuş da içine, havuzlarına hayvan düşebiliyormuş… Yahu faraziye, böyle şey olur mu?.. Zeytincilerle konuşmuş da içine, havuzlarına hayvan düşebiliyormuş… Yahu faraziye, böyle şey olur mu?..

"Ya benim kullandığım suyun içine hayvan düştüyse… Ya benim abdestim olmadıysa…" "Ya benim kullandığım suyun içine hayvan düştüyse… Ya benim abdestim olmadıysa…"

Bu işle bir yere çıkılmaz ki. Böyle vesveseler insanın aklını oynattırır, deli eder. Bu işle bir yere çıkılmaz ki. Böyle vesveseler insanın aklını oynattırır, deli eder.

Görmediğin takdirde bir şeyin asıl olanı, esası, kökü nedir? Görmediğin takdirde bir şeyin asıl olanı, esası, kökü nedir?

Aslolan temizliktir. Eşyada aslolan temizliktir. Aslolan temizliktir. Eşyada aslolan temizliktir.

"Hocam senin şu oturduğun minder, şu bizim namaz kıldığımız halı,"Hocam senin şu oturduğun minder, şu bizim namaz kıldığımız halı, üstünde oturduğumuz hasır, acaba kirli mi temiz mi? üstünde oturduğumuz hasır, acaba kirli mi temiz mi? Tereddüdüm var, içime sinmedi, namaz kılmaya rahat edemedim." Tereddüdüm var, içime sinmedi, namaz kılmaya rahat edemedim."

"Ne var, üstünde bir kir görüyor musun? Bir pislik emaresi görüyor musun?" "Ne var, üstünde bir kir görüyor musun? Bir pislik emaresi görüyor musun?"

"Görmüyorum ama ya görmediğim zaman üstüne bir şey dökülmüşse." "Görmüyorum ama ya görmediğim zaman üstüne bir şey dökülmüşse."

Vesveseyi bırak! Bu din oyuncak değil; görmüyorsan temizdir, kıl namazı. Vesveseyi bırak! Bu din oyuncak değil; görmüyorsan temizdir, kıl namazı.

"Hocam, ben abdest almıştım. Kaçırdığımı bilmiyorum ama kaçırdım gibi geliveriyor." "Hocam, ben abdest almıştım. Kaçırdığımı bilmiyorum ama kaçırdım gibi geliveriyor."

Abdestte seni vesveseye düşürüp de, baştan çıkartmak isteyen vazifeli özel şeytan var.Abdestte seni vesveseye düşürüp de, baştan çıkartmak isteyen vazifeli özel şeytan var. "Olmadı abdestin." diyor, bir daha alıyorsun. "Olmadı yine." diyor, bir daha alıyorsun. "Olmadı abdestin." diyor, bir daha alıyorsun. "Olmadı yine." diyor, bir daha alıyorsun. Karşına geçip "Müslümanların şu haline bak, maskara ettim." diye kıs kıs gülüyor.Karşına geçip "Müslümanların şu haline bak, maskara ettim." diye kıs kıs gülüyor. Alacaksın, bitti, tamam… "Almıştım ama kaçırdım mı ki?" diye bir tereddüt geldi. Alacaksın, bitti, tamam… "Almıştım ama kaçırdım mı ki?" diye bir tereddüt geldi.

Aldığını iyi biliyor musun? İyi biliyorum. Kaçırdığını? İyi bilmiyorum, tereddüt... Aldığını iyi biliyor musun?

İyi biliyorum.

Kaçırdığını?

İyi bilmiyorum, tereddüt...

Abdestin var, git namazı kıl. Abdestin var, git namazı kıl.

Bir diğer hadîs-i şerîf: Bir diğer hadîs-i şerîf:

Men tevaddaa fe-ahsene vudûahû sümme sallâ salâten ğayru sâhinMen tevaddaa fe-ahsene vudûahû sümme sallâ salâten ğayru sâhin ve lâ lâhin küffira anhu mâ kâne kablehâ min seyyietin. ve lâ lâhin küffira anhu mâ kâne kablehâ min seyyietin.

Bu da Ukbetü'bnü Âmir'den rivayet edilmiş, yine abdestle ilgili bir hadîs-i şerîf. Bu da Ukbetü'bnü Âmir'den rivayet edilmiş, yine abdestle ilgili bir hadîs-i şerîf.

"Kim abdest alırsa ve abdestini güzel tamamlarsa..." "Kim abdest alırsa ve abdestini güzel tamamlarsa..."

Bak, güzel tamamlamak arkasından hep te'kiden, te'yiden söyleniyor.Bak, güzel tamamlamak arkasından hep te'kiden, te'yiden söyleniyor. Yani burada bize, "Abdesti paldır küldür almayın! Aman dikkatli alın!" diye bir işaret var. Yani burada bize, "Abdesti paldır küldür almayın! Aman dikkatli alın!" diye bir işaret var.

"Kim abdest alır da, abdestini de güzelce yapmış olur, sonra namaz kılarsa…" Nasıl? "Kim abdest alır da, abdestini de güzelce yapmış olur, sonra namaz kılarsa…"

Nasıl?

Ğayru sâhin. "Şaşırmadan, aklı başında." Mevlâ'nın huzurunda durduğunu biliyor.Ğayru sâhin. "Şaşırmadan, aklı başında."

Mevlâ'nın huzurunda durduğunu biliyor.
Allâhu Ekber deyince dünyayı arkasına attı, huzûr-ı Rabbi'l-İzzet'e durdu.Allâhu Ekber deyince dünyayı arkasına attı, huzûr-ı Rabbi'l-İzzet'e durdu. Kendinden geçti, güzelce namaz kılıyor ama rekâtlarına vâkıf. Kendinden geçti, güzelce namaz kılıyor ama rekâtlarına vâkıf. Hata etmeden, gevşek ve dalgın olmadan güzelce kılıyor. Hata etmeden, gevşek ve dalgın olmadan güzelce kılıyor.

Ve lâ lâhin. "Kalbi de oraya buraya dağılmış değil, huşu ve hudu içinde." Ve lâ lâhin. "Kalbi de oraya buraya dağılmış değil, huşu ve hudu içinde."

Böyle namaz kılarsa ne olur? Küffira anhu mâ kâne kablehâ min seyyietin.Böyle namaz kılarsa ne olur?

Küffira anhu mâ kâne kablehâ min seyyietin.
"Üzerinde günah bâbından, günah cinsinden daha evvelce"Üzerinde günah bâbından, günah cinsinden daha evvelce neler varsa hepsi mağfiret olunur, Allah örter." neler varsa hepsi mağfiret olunur, Allah örter."

Küffira, örtülür demek.Küffira, örtülür demek. Güzel namaz kılındı mı üstüne bir perde çeker, örter, "Haydi affettim kulum." der. Güzel namaz kılındı mı üstüne bir perde çeker, örter, "Haydi affettim kulum." der.

Camilere gelen insanlar içinde öyle insanlar vardır ki birisi bir alır gider, birisi bin alır gider.Camilere gelen insanlar içinde öyle insanlar vardır ki birisi bir alır gider, birisi bin alır gider. Hadîs-i şerîflerde daha önceden geçti. Bin alan nasıl bin alıp gidiyor? Hadîs-i şerîflerde daha önceden geçti.

Bin alan nasıl bin alıp gidiyor?

Namazı güzel ve şuurlu kılıyor. Yaptığı ibadete kendisini tam veriyor, şuuruna vakıf…Namazı güzel ve şuurlu kılıyor. Yaptığı ibadete kendisini tam veriyor, şuuruna vakıf… Aklı yerinde ve dikkatli bir tarzda kılıyor. Aklı yerinde ve dikkatli bir tarzda kılıyor.

Şimdi geldik bir başka mevzuya.Şimdi geldik bir başka mevzuya. Men tevekkele alallâhi kefâhullâhu mü'netehûMen tevekkele alallâhi kefâhullâhu mü'netehû ve razakahû min haysü lâ yahtesib ve men inkataa ile'd-dünyâ vekelehullâhu ileyhâ. ve razakahû min haysü lâ yahtesib ve men inkataa ile'd-dünyâ vekelehullâhu ileyhâ.

Bu da tevekkülle ilgili bir hadîs-i şerîf: Âyetlerde geçiyor. Bu da tevekkülle ilgili bir hadîs-i şerîf:

Âyetlerde geçiyor.

Biz sabahları Evrâd-ı Şerîfe'yi okuruz.Biz sabahları Evrâd-ı Şerîfe'yi okuruz. O evradın içindeki dualar, ibareler; hadislerden, âyetlerden toplanmıştır.O evradın içindeki dualar, ibareler; hadislerden, âyetlerden toplanmıştır. Onlar büyüklerimizin eserleridir. Onların kökleri, Bahâeddin-i Nakşibend Efendimiz'e,Onlar büyüklerimizin eserleridir. Onların kökleri, Bahâeddin-i Nakşibend Efendimiz'e, Evrâd-i Bahâiye'ye, Abdülkadir-i Geylânî Efendimiz'e kadar gider. Hocamız'ın da ilaveleri vardır.Evrâd-i Bahâiye'ye, Abdülkadir-i Geylânî Efendimiz'e kadar gider. Hocamız'ın da ilaveleri vardır. Günlere göre tertip edilmiştir, her birinin çok fazileti, çok sevabı vardır.Günlere göre tertip edilmiştir, her birinin çok fazileti, çok sevabı vardır. Orada bir günün âyetleri tevekküle aittir. Pazartesi gününün evradı hep tevekkülle ilgilidir. Orada bir günün âyetleri tevekküle aittir. Pazartesi gününün evradı hep tevekkülle ilgilidir.

İnnellaha yuhibbu'l-mütevekkilîn. "Allah kendisine tevekkül eden kullarını sever." İnnellaha yuhibbu'l-mütevekkilîn. "Allah kendisine tevekkül eden kullarını sever."

Allah'a tevekkül edeceğiz. Bizim mü'min olarak düşünüş tarzımızdan birisi Allah'a tevekkül olacak. Allah'a tevekkül edeceğiz. Bizim mü'min olarak düşünüş tarzımızdan birisi Allah'a tevekkül olacak.

"Birinci kat evde oturuyorum da, camın demiri yok da vesaire…" "Birinci kat evde oturuyorum da, camın demiri yok da vesaire…"

Allah'a tevekkül et, gelsin bir şey içeri girsin, göreyim bakalım... Allah'a tevekkül et, gelsin bir şey içeri girsin, göreyim bakalım...

Mümkün mü girmesi? Sen Allah'a dayanırsan mümkün mü?.. Mümkün mü girmesi? Sen Allah'a dayanırsan mümkün mü?..

"İşte hocam, yapayalnız şuraya gideceğim de… Şu olacak da… Karanlık da, düşman çok da, bilmem ne de…" "İşte hocam, yapayalnız şuraya gideceğim de… Şu olacak da… Karanlık da, düşman çok da, bilmem ne de…"

Allah'a tevekkül et! Bizim imanımız zayıf.Allah'a tevekkül et! Bizim imanımız zayıf. Mevlâmız ile kulluk muamelemizin nasıl olacağından haberimiz yok ki... Dayan bakalım Mevlâ'ya. Mevlâmız ile kulluk muamelemizin nasıl olacağından haberimiz yok ki... Dayan bakalım Mevlâ'ya.

Allah'a dayan, say'e sarıl, hikmete râm ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. Allah'a dayan, say'e sarıl, hikmete râm ol.

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.

Allah'a dayanma, tevekkül…Allah'a dayanma, tevekkül… Say'e sarılma, esbâba tevessül ederek çalışıp çabalamak yani oturmamak,Say'e sarılma, esbâba tevessül ederek çalışıp çabalamak yani oturmamak, sırt üstü yatmamak, gevşeklik ve tembellik etmemek... Hikmete râm olmak? Hikmet; ilim, âyet, hadis… sırt üstü yatmamak, gevşeklik ve tembellik etmemek...

Hikmete râm olmak?

Hikmet; ilim, âyet, hadis…

Şu hikmetlere baksanıza…Şu hikmetlere baksanıza… Okuduğumuz hikmetler; 1400 yıl önce, üniversite olmayan bir zamanda,Okuduğumuz hikmetler; 1400 yıl önce, üniversite olmayan bir zamanda, Allah'ın mübarek beldesi ama ekin yok, ağaç yok, orman yok…Allah'ın mübarek beldesi ama ekin yok, ağaç yok, orman yok… çöllerin arasından fışkırmış.çöllerin arasından fışkırmış. O kumların arasından çıkmış bu elmaslar, inciler, mercanlar, yakutlar, zümrütler...O kumların arasından çıkmış bu elmaslar, inciler, mercanlar, yakutlar, zümrütler... Hikmete râm olacağız, teslim olacağız.Hikmete râm olacağız, teslim olacağız. Bunlar ne güzel şeyler, hayatımızı bunlara göre tanzim edeceğiz. Bunlar ne güzel şeyler, hayatımızı bunlara göre tanzim edeceğiz.

Kim Allah'a tevekkül ederse ne olurmuş; bu hadîs-i şerîf onu bildiriyor. Kim Allah'a tevekkül ederse ne olurmuş; bu hadîs-i şerîf onu bildiriyor.

Ve men tevekkele alallah. "Kim ki Allah'a tevekkül eyledi."Ve men tevekkele alallah. "Kim ki Allah'a tevekkül eyledi." Kefâhullâhu mü'netehû. "Allah onun sıkıntısına yeter, kifayet eder." Kefâhullâhu mü'netehû. "Allah onun sıkıntısına yeter, kifayet eder."

Bir çare bulur, derdi neyse, derdine Allah deva eder. Bir çare bulur, derdi neyse, derdine Allah deva eder.

Nâçâr olacak yerde Nâgâh açar ol perde Derman irirur derde, Nâçâr olacak yerde

Nâgâh açar ol perde

Derman irirur derde,

Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler. Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler.

"Hiç çarem kalmadı, bir şeyim kalmadı, bittim." dediğin yerde, tevekkül edersen imdada yetişir."Hiç çarem kalmadı, bir şeyim kalmadı, bittim." dediğin yerde, tevekkül edersen imdada yetişir. Allah'a kim ki tevekkül eyledi, Allah onun sıkıntısını, üzüntüsünü, derdini giderir, onu karşılar. Allah'a kim ki tevekkül eyledi, Allah onun sıkıntısını, üzüntüsünü, derdini giderir, onu karşılar.

Ve razekahû min haysu lâ yahtesib. "Ummadığı bir taraftan onu ikrama erdirir, rızıklandırır." Ve razekahû min haysu lâ yahtesib. "Ummadığı bir taraftan onu ikrama erdirir, rızıklandırır."

Maddî ve mânevî rızka erdirir. Ve men inkataa ile'd-dünyâ. "Kim de dünyaya bağlanırsa…" Maddî ve mânevî rızka erdirir.

Ve men inkataa ile'd-dünyâ. "Kim de dünyaya bağlanırsa…"

Allah'ı bırakmış, bütün mânevî bağlarını kesmiş, koparmış; dünyaya sımsıkı sarılmış.Allah'ı bırakmış, bütün mânevî bağlarını kesmiş, koparmış; dünyaya sımsıkı sarılmış. Dünya dünya dünya, mal mal mal, ticaret ticaret ticaret, kazanç kazanç kazanç… Dünya dünya dünya, mal mal mal, ticaret ticaret ticaret, kazanç kazanç kazanç… Ona rarılmış, âhiret hiç hesapta yok. Öteki güzel şeylerin hepsinden koptu, kesildi sadece dünyaya bağlandı.Ona rarılmış, âhiret hiç hesapta yok. Öteki güzel şeylerin hepsinden koptu, kesildi sadece dünyaya bağlandı. Kim böyle dünyaya bağlanırsa… Vekelehullâhi ileyhâ. "Allah onu dünyaya teslim eder." Kim böyle dünyaya bağlanırsa…

Vekelehullâhi ileyhâ. "Allah onu dünyaya teslim eder."

Haydi, ne halin varsa gör bakalım. Kazancı sen kendin mi kazanıyorsun? Haydi, ne halin varsa gör bakalım.

Kazancı sen kendin mi kazanıyorsun?

Haydi bakalım, kazan da görelim. Sen işleri kendin mi düzeltiyorum sanıyorsun? Haydi bakalım, kazan da görelim.

Sen işleri kendin mi düzeltiyorum sanıyorsun?

Düzelt bakalım işini... Kendi haline bırakır. Düzelt bakalım işini...

Kendi haline bırakır.

Onun için müslüman Allahu Teâlâ hazretlerine tevekkül edecek.Onun için müslüman Allahu Teâlâ hazretlerine tevekkül edecek. Önce bir işe niyet edecek, ondan sonra istişare edecek. Önce bir işe niyet edecek, ondan sonra istişare edecek.

"Şu işi yapsam galiba sevaplı ama bir de bilenlere sorayım." diyecek. "Şu işi yapsam galiba sevaplı ama bir de bilenlere sorayım." diyecek.

Ona sordu, buna sordu, "iyi olur" dediler ama bazı müşkülleri de var. Tevekkül edip işe girecek.Ona sordu, buna sordu, "iyi olur" dediler ama bazı müşkülleri de var. Tevekkül edip işe girecek. Müslüman'ın işi cesarettir. Korkak tüccar ne kâr eder ne ziyan.Müslüman'ın işi cesarettir. Korkak tüccar ne kâr eder ne ziyan. İslâm'da pintilik, gevşeklik, tembellik, ürkeklik yok… İslâm'da pintilik, gevşeklik, tembellik, ürkeklik yok…

Müslüman'ın alnı açık, işi sağlamdır. Bir işi düşünür, "Şu iş galiba hayırlı olacak, yapayım.Müslüman'ın alnı açık, işi sağlamdır. Bir işi düşünür, "Şu iş galiba hayırlı olacak, yapayım. Bismillahirrahmanirrahim. Yâ Rabbi! Sen bana yardım eyle." der, girişir işe. Müslüman böyle aktiftir. Bismillahirrahmanirrahim. Yâ Rabbi! Sen bana yardım eyle." der, girişir işe. Müslüman böyle aktiftir.

Şimdi ben müslümanları öyle görmüyorum. Şimdiki müslümanlar kusurlu, hasta…Şimdi ben müslümanları öyle görmüyorum. Şimdiki müslümanlar kusurlu, hasta… İnşaallah iyi olacaklar; ilaçlarla, tedavilerle kalkacak, sıhhat bulacaklar. Göreceksin onları.İnşaallah iyi olacaklar; ilaçlarla, tedavilerle kalkacak, sıhhat bulacaklar. Göreceksin onları. Ama şimdi hepsi hastanede yatıyor, yataklara uzanmış zavallılar.Ama şimdi hepsi hastanede yatıyor, yataklara uzanmış zavallılar. Hasta hepsi, nefes almaktan aciz durumda...Hasta hepsi, nefes almaktan aciz durumda... Dinini bilmiyor ki, hikmetlerle şifa bulmamış ki, okumamış ve öğrenmemiş ki… Dünyaya sarılıyor. Dinini bilmiyor ki, hikmetlerle şifa bulmamış ki, okumamış ve öğrenmemiş ki… Dünyaya sarılıyor.

Nasıl sarılıyor? Âhiretini ihmal ederek, unutarak. Allah'tan, hesaptan korkmuyor.Nasıl sarılıyor?

Âhiretini ihmal ederek, unutarak. Allah'tan, hesaptan korkmuyor.
Peygamber'den utanmıyor. Peygamber'den utanmıyor. Mahşer halkının huzurunda bir gün gelip de mizanın karşısında Mahşer halkının huzurunda bir gün gelip de mizanın karşısında bu dünyada yaptıklarından hesap vereceğini düşünmüyor.bu dünyada yaptıklarından hesap vereceğini düşünmüyor. Yaptığı her işin -zerre kadar hayır, zerre kadar şer- amel defterlerine melekler tarafından yazılıp,Yaptığı her işin -zerre kadar hayır, zerre kadar şer- amel defterlerine melekler tarafından yazılıp, tescil edilip damgalandığından haberi yok. tescil edilip damgalandığından haberi yok.

Haberi var hocam, olmaz olur mu? Müslüman!Haberi var hocam, olmaz olur mu? Müslüman! Âmentü billahi diyor, âhiret gününe iman ettim diyor, hesaba kitaba inanıyor. Âmentü billahi diyor, âhiret gününe iman ettim diyor, hesaba kitaba inanıyor.

İnansa böyle mi yapar? Âhirette hesap var. İnanan böyle mi yapar? Haramı, helali bilmez mi? İnansa böyle mi yapar? Âhirette hesap var. İnanan böyle mi yapar? Haramı, helali bilmez mi?

Âhirette hesap var; hiç aldırmıyor, dere tepe dümdüz, tank gibi…Âhirette hesap var; hiç aldırmıyor, dere tepe dümdüz, tank gibi… Haram helal demeden homur homur hınzır gibi yiyor. Haram helal demeden homur homur hınzır gibi yiyor.

Olur mu? Olur mu?

Nerede kaldı senin imanın? Senin imanın evin duvarına astığın levha mı? Nerede kaldı senin imanın? Senin imanın evin duvarına astığın levha mı?

Uygulayın! Herkes uygulasın! Herkes önce kendisinde uygulayacak, imanını yaşayacak. Uygulayın! Herkes uygulasın! Herkes önce kendisinde uygulayacak, imanını yaşayacak.

"Ben mü'minim. Bir şey bilmiyorum, cahilim. Hiç bilgim yok. Bugün geldim, üç beş tane hadis duydum." "Ben mü'minim. Bir şey bilmiyorum, cahilim. Hiç bilgim yok. Bugün geldim, üç beş tane hadis duydum."

Haydi bunları tatbik et. Kendisi tatbik edecek; evinde, mahallesinde, işinde tatbik edecek.Haydi bunları tatbik et. Kendisi tatbik edecek; evinde, mahallesinde, işinde tatbik edecek. Öğrendiği bilgisini hayatına tatbik eden kimseye, Allah bilmediği şeyleri ikram eder.Öğrendiği bilgisini hayatına tatbik eden kimseye, Allah bilmediği şeyleri ikram eder. Öğrendiği şeyi tatbik etmeyen bu hale düşer. Müslüman öğrendiğini tatbik edecek. Öğrendiği şeyi tatbik etmeyen bu hale düşer. Müslüman öğrendiğini tatbik edecek.

"Hoca güzel söyledi, 15 tane hadîs-i şerîf okudu. İyi şeyler…" de,"Hoca güzel söyledi, 15 tane hadîs-i şerîf okudu. İyi şeyler…" de, geç televizyonun başına, kahveni höpürdet, ezan çağırdığı zaman camiye gelme,geç televizyonun başına, kahveni höpürdet, ezan çağırdığı zaman camiye gelme, ticaretini yine bildiğin usullerle devam ettir. Olmaz! ticaretini yine bildiğin usullerle devam ettir.

Olmaz!

İnsan bildiğini tatbik edecek. Müslüman, hayatı değişen insan demektir. İnsan bildiğini tatbik edecek. Müslüman, hayatı değişen insan demektir.

"Tevbe yâ Rabbi!" dedin. Ne demek? "Tevbe yâ Rabbi!" dedin.

Ne demek?

"Yâ Rabbi! Senin yoluna döndüm, senin güzel dininin ahkâmını kabul ettim,"Yâ Rabbi! Senin yoluna döndüm, senin güzel dininin ahkâmını kabul ettim, bundan sonra ona göre yaşayacağım." demek. Müslümanlık bu! bundan sonra ona göre yaşayacağım." demek. Müslümanlık bu!

Çocuk geliyor; "Hocam! İçimde bir bezginlik, bıkkınlık, hevessizlik var." diyor.Çocuk geliyor; "Hocam! İçimde bir bezginlik, bıkkınlık, hevessizlik var." diyor. İmanlı insan hevessiz olur mu? İmanlı insan hevessiz olur mu?

İçsen bu sudan, dostum bir daha susamazsın. Bir hal gelir ağlayamazsın, susamazsın. İçsen bu sudan, dostum bir daha susamazsın.

Bir hal gelir ağlayamazsın, susamazsın.

Ağlasan ağlayamazsın, sussan susamazsın. Bir hâl gelir, iman ehli insana yerler dar gelir. Ağlasan ağlayamazsın, sussan susamazsın. Bir hâl gelir, iman ehli insana yerler dar gelir.

Ebû Eyyûb el-Ensârî, "Getirin bana zırhımı." demiş. Haliç'te camisi var. Ebû Eyyûb el-Ensârî, "Getirin bana zırhımı." demiş. Haliç'te camisi var.

"Dede, sen ihtiyarsın. Biz senin yerine cihat ederiz, sen evde otur." demişler. "Dede, sen ihtiyarsın. Biz senin yerine cihat ederiz, sen evde otur." demişler.

"Kur'ân-ı Kerîm, 'cihat edin' diyor, ihtiyarları istisna ediyor mu? "Kur'ân-ı Kerîm, 'cihat edin' diyor, ihtiyarları istisna ediyor mu? Getirin bana zırhımı, ben Allah yolunda cihat edeceğim." demiş. Getirin bana zırhımı, ben Allah yolunda cihat edeceğim." demiş.

Kalkmış Medine-i Münevvere'den İstanbul'a gelmiş. Kabri Haliç'in kenarında... Uçakla mı geldi? Kalkmış Medine-i Münevvere'den İstanbul'a gelmiş. Kabri Haliç'in kenarında...

Uçakla mı geldi?

Adım adım… O ihtiyar zât-ı mübarek buraya adım adım geldi. Azme bak! Adım adım… O ihtiyar zât-ı mübarek buraya adım adım geldi. Azme bak!

Hangi sahabe kendi yurdunda? Kaç tanesi? Adedi 124 bin kadar deniliyor. Hangi sahabe kendi yurdunda? Kaç tanesi?

Adedi 124 bin kadar deniliyor.

Kaç tanesi Medine'de kaldı? Çok azı… Ekseriyetle cihanın her bir tarafına dağıldılar. Kaç tanesi Medine'de kaldı?

Çok azı… Ekseriyetle cihanın her bir tarafına dağıldılar.

Bir tanesi bir güzel vadide bir güzel nehir, güzel bir pınar gördü; Bir tanesi bir güzel vadide bir güzel nehir, güzel bir pınar gördü;

"Şuraya yerleşeyim de bundan sonraki ömrümü Rabbime ibadetle geçireyim." dedi. "Şuraya yerleşeyim de bundan sonraki ömrümü Rabbime ibadetle geçireyim." dedi.

Geldi, Peygamber Efendimiz'e sordu; Geldi, Peygamber Efendimiz'e sordu;

"Yâ Resûlallah! Güzel bir su, tenha bir yer, çekileyim, orada ibadet edeyim mi?" "Yâ Resûlallah! Güzel bir su, tenha bir yer, çekileyim, orada ibadet edeyim mi?"

İslâm'da terk-i dünyâ yok. Dedi ki; İslâm'da terk-i dünyâ yok.

Dedi ki;

"Hayır, tavsiye etmem. Allah yolunda cihat etmen, şu kadar daha hayırlıdır." "Hayır, tavsiye etmem. Allah yolunda cihat etmen, şu kadar daha hayırlıdır."

Müslüman gayretli olacak, çalışacak, uğraşacak, parasını verecek. Müslüman gayretli olacak, çalışacak, uğraşacak, parasını verecek.

"Hocam! Para çok sevgili şey, çok zor kazanılıyor." "Hocam! Para çok sevgili şey, çok zor kazanılıyor."

İşte o sevdiklerinizden infak etmedikçe birr-i takvâ mertebesine ulaşamazsınız ki infak edeceksiniz. İşte o sevdiklerinizden infak etmedikçe birr-i takvâ mertebesine ulaşamazsınız ki infak edeceksiniz.

"Hocam 'şunu şöyle yapma, bunu böyle yapma' diyorsunuz, zor bunlar." "Hocam 'şunu şöyle yapma, bunu böyle yapma' diyorsunuz, zor bunlar."

Cennet de ucuz bir mükâfat değil ki. Cennet bu; âhiret, ebedî saadet…Cennet de ucuz bir mükâfat değil ki. Cennet bu; âhiret, ebedî saadet… Köşkler, huriler, ırmaklar ve rıdvanu'l-mina'llâhi ekber, Allahu Teâlâ hazretlerinin rıdvân-ı ekberi... Köşkler, huriler, ırmaklar ve rıdvanu'l-mina'llâhi ekber, Allahu Teâlâ hazretlerinin rıdvân-ı ekberi...

Daha ne istiyorsun? Daha ne istiyorsun?

Müslümanlar ölüyor mu ya? Müslümanca yaşayınca insan nefes alamaz duruma mı geliyor? Müslümanlar ölüyor mu ya? Müslümanca yaşayınca insan nefes alamaz duruma mı geliyor?

Müslümanca yaşa! Müslümanca yaşa!

Birazcık fedakârlık yapacaksın, almayacak etmeyeceksin, helallerle iktifa edeceksin. Birazcık fedakârlık yapacaksın, almayacak etmeyeceksin, helallerle iktifa edeceksin.

Allah'ın helalleri bizi haramlardan müstağni kılacak kadar bol, ne diye haramlara düşeyim?Allah'ın helalleri bizi haramlardan müstağni kılacak kadar bol, ne diye haramlara düşeyim? Bu kadar helal varken o harama zıkkıma mı kaldım? Bu kadar helal varken o harama zıkkıma mı kaldım?

Birazcık fedakârlık edeceksin. Allah seni imtihan ediyor, elbette biraz zorlanacaksın. Birazcık fedakârlık edeceksin. Allah seni imtihan ediyor, elbette biraz zorlanacaksın.

"Çok da canım istemişti hocam." "Çok da canım istemişti hocam."

İşte o canının istediği şeyi almayacaksın, yapmayacaksın da Allah ecir yazacak. İşte o canının istediği şeyi almayacaksın, yapmayacaksın da Allah ecir yazacak.

"Hocam bu emrettiğin şey, biraz ağırca geliyor." Elbette o ağır işi yapacaksın da kazanacaksın. "Hocam bu emrettiğin şey, biraz ağırca geliyor."

Elbette o ağır işi yapacaksın da kazanacaksın.

Talebeler 20 yıl okuyorlar da bir diploma alıyorlar.Talebeler 20 yıl okuyorlar da bir diploma alıyorlar. İnsan askerde iki sene çalışıyor, icabında ölmek var, hudutta sınırda çarpışmak var. İnsan askerde iki sene çalışıyor, icabında ölmek var, hudutta sınırda çarpışmak var. Tüccar, sabahleyin gün ağarırken işine gidiyor,Tüccar, sabahleyin gün ağarırken işine gidiyor, akşam geç vakit elinde fileler otobüslerde vs. sıkışarak eve geliyor. akşam geç vakit elinde fileler otobüslerde vs. sıkışarak eve geliyor.

Kolay mı? Hangi şey kolay? Cennet kolay mı? Elbet çalışacak herkes. Kolay mı? Hangi şey kolay? Cennet kolay mı?

Elbet çalışacak herkes.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi, sevdiği işleri öğretipAllahu Teâlâ hazretleri bizi, sevdiği işleri öğretip sevdiği şeyleri yapmaya muvaffak eylesin, yardım eylesin. sevdiği şeyleri yapmaya muvaffak eylesin, yardım eylesin.

Eğer O'ndan yardım gelirse ne âlâ, gelmezse halimiz harap olur. Eğer O'ndan yardım gelirse ne âlâ, gelmezse halimiz harap olur.

Fâtiha-i şerife meal besmele. Fâtiha-i şerife meal besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2