Namaz Vakitleri

28 Safer 1446
01 Eylül 2024
İmsak
04:52
Güneş
06:23
Öğle
13:09
İkindi
16:50
Akşam
19:46
Yatsı
21:10
Detaylı Arama

Adaletin Zirvesi: Boynuzsuz Koyunun Hakkı Bile Verilecek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Adaletin Zirvesi: Boynuzsuz Koyunun Hakkı Bile Verilecek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

El-Hamdü li’llâhi Rabbi’l-âlemîn.El-Hamdü li’llâhi Rabbi’l-âlemîn. Ve’s-selâtü ve’s-selâmü alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirînVe’s-selâtü ve’s-selâmü alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn Muhammedini’l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihîMuhammedini’l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.

Emmâ bâ’dü:


Emmâ bâ’dü:


Ve an ebî hüreyrate radıyallahu anhu


Ve an ebî hüreyrate radıyallahu anhu
enne rasulallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâleenne rasulallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle le-tüeddünne’l-hukûka ilâ ehlihâ yevme’l-kıyâmeti hattâle-tüeddünne’l-hukûka ilâ ehlihâ yevme’l-kıyâmeti hattâ yükâdü li’ş-şâti’l-celhâi mine’ş-şâti’l- karnâi.yükâdü li’ş-şâti’l-celhâi mine’ş-şâti’l- karnâi.

Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz,


Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimiz,
İmam Müslim’in sahîh isimli kitabında kaydettiğine göre,İmam Müslim’in sahîh isimli kitabında kaydettiğine göre, Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet olunmuş.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet olunmuş. Buyurmuş ki;Buyurmuş ki;

Le-tüeddünne’l-hukûka.


Le-tüeddünne’l-hukûka.
Hakları siz sahiplerine ödeyeceksiniz, haklarını.Hakları siz sahiplerine ödeyeceksiniz, haklarını. Kimin hakkı sizin üzerinize geçmişse,Kimin hakkı sizin üzerinize geçmişse, onları sahiplerine ödeyeceksiniz.onları sahiplerine ödeyeceksiniz. Ya da.Ya da.

Le-tüeddünne’l-hukûka.


Le-tüeddünne’l-hukûka.
Bu haklar sahiplerine muhakkak verilecektir. Ödenecek.Bu haklar sahiplerine muhakkak verilecektir. Ödenecek. Kimin kimde hakkı varsa, o hakkı ondan alınacak, ona verilecek.Kimin kimde hakkı varsa, o hakkı ondan alınacak, ona verilecek. Aynı manaya.Aynı manaya.

Ya tüeddünne.


Ya tüeddünne.
Muhatap zamiridir ya da hukuk kelimesi,Muhatap zamiridir ya da hukuk kelimesi, cem’i müennesi olduğu için fiilde müennestir.cem’i müennesi olduğu için fiilde müennestir. Kıyamet gününde haklar sahiplerine verilecek.Kıyamet gününde haklar sahiplerine verilecek. Kimin kimde hakkı varsa o hak alınacak, sevap olarak buna verilecek.Kimin kimde hakkı varsa o hak alınacak, sevap olarak buna verilecek. Sevabı yok.Sevabı yok. O zaman bunun günahından alınacak ona yüklenilecek.O zaman bunun günahından alınacak ona yüklenilecek. Böylece öyle veya böyle ödenecek.Böylece öyle veya böyle ödenecek.

Hatta o kadarki;


Hatta o kadarki;


Yükâdü li’ş-şâti’l-celhâi mine’ş-şâti’l- karnâi.


Yükâdü li’ş-şâti’l-celhâi mine’ş-şâti’l- karnâi.
Boynuzsuz koyun için,Boynuzsuz koyun için, boynuzlu koyuna bile kısas yapılacaktır.boynuzlu koyuna bile kısas yapılacaktır. Onun bile hakkı ondan alınacaktır.Onun bile hakkı ondan alınacaktır. Boynuzlu koyun boynuzsuzu tosluyor, süsüyor, eza veriyor.Boynuzlu koyun boynuzsuzu tosluyor, süsüyor, eza veriyor. Onun bile hesabı olacaktır.Onun bile hesabı olacaktır.

Yani her hak, sahibine verilecek.


Yani her hak, sahibine verilecek.
O halde kimsenin hakkını dünyada iken üzerimize geçirmeyelim bir.O halde kimsenin hakkını dünyada iken üzerimize geçirmeyelim bir. Eğer istemeden hakkı üzerimize geçmiş kimseler varsa, götürelim,Eğer istemeden hakkı üzerimize geçmiş kimseler varsa, götürelim, hakları dünyada iken onlara ödeyelim.hakları dünyada iken onlara ödeyelim. Ödenecek şey değilse, gönlünü alalım, helalleşelim, helallik isteyelim.Ödenecek şey değilse, gönlünü alalım, helalleşelim, helallik isteyelim. Affet beni haklarını helal et kardeşim diyerek,Affet beni haklarını helal et kardeşim diyerek, ahirete kul hakkı ile varmayalım.ahirete kul hakkı ile varmayalım. Çünkü ahirette hepsi mahkeme-i kübra da istenecek, ödenecek.Çünkü ahirette hepsi mahkeme-i kübra da istenecek, ödenecek. Ödemenin şeklide orada dinar dirhem, para pul, maddi şey yok.Ödemenin şeklide orada dinar dirhem, para pul, maddi şey yok. Orada sevaplar alınır veya sevabı yoksaOrada sevaplar alınır veya sevabı yoksa bu adamın günahı hafiflesin diye onun günahları alınır.bu adamın günahı hafiflesin diye onun günahları alınır. Hakkı yemiş olan insana o günah yükletilir.Hakkı yemiş olan insana o günah yükletilir.

Ya ben şu günahı işlememiştim dünyadayken.


Ya ben şu günahı işlememiştim dünyadayken.
İyi ama falancaya borcun vardı.İyi ama falancaya borcun vardı. O borcunu nasıl ödeyeceksin?O borcunu nasıl ödeyeceksin?

Sevabın kalmamış.


Sevabın kalmamış.
Sevabın kalmayınca, onun günahını getirdiler, sana yüklediler.Sevabın kalmayınca, onun günahını getirdiler, sana yüklediler. O kadar günahı yüklediler.O kadar günahı yüklediler. Onun günahı o kadar azaldı.Onun günahı o kadar azaldı. Çünkü sen sevabı verseydin,Çünkü sen sevabı verseydin, o sevap kadar mukabil günah yok olacaktı.o sevap kadar mukabil günah yok olacaktı. Sen sevap veremiyorsun, o zaman bu günah ona veriliyor.Sen sevap veremiyorsun, o zaman bu günah ona veriliyor.

O bakımdan kul haklarına dikkat etmek lazım.


O bakımdan kul haklarına dikkat etmek lazım.
Bir insanın sizin üzerinizde hakkı varsa biliyorsanız,Bir insanın sizin üzerinizde hakkı varsa biliyorsanız, bununla gidip helalleşmek kolaydır.bununla gidip helalleşmek kolaydır. Ahmed Efendi hakkını helal et kardeşim.Ahmed Efendi hakkını helal et kardeşim. Allah razı olsun vs. falan.Allah razı olsun vs. falan.

Amma birde milletin hakkını yiyenler var, toptan.


Amma birde milletin hakkını yiyenler var, toptan.
Bankaları boşaltıp, hazineyi soyup,Bankaları boşaltıp, hazineyi soyup, haksız kazançlar sağlayıp, aldatıp, hırsızlayıp,haksız kazançlar sağlayıp, aldatıp, hırsızlayıp, dolandırıp, kandırıp, nüfuzunu kötüye kullanıp,dolandırıp, kandırıp, nüfuzunu kötüye kullanıp, mevkiini makamını alet edip,mevkiini makamını alet edip, bu işi yapanlar, onların hali haraptır.bu işi yapanlar, onların hali haraptır. Ahirette onların hali haraptır.Ahirette onların hali haraptır.

Allahu Teâlâ hazretleri bu durumlara düşürmesin.


Allahu Teâlâ hazretleri bu durumlara düşürmesin.
Hiç birimizi düşürmesin. Evlatlarımızı düşürmesin.Hiç birimizi düşürmesin. Evlatlarımızı düşürmesin. Öyle şerli insanları da başımızdan def eylesin.Öyle şerli insanları da başımızdan def eylesin. Onlardan kurtulmayı nasip eylesin.Onlardan kurtulmayı nasip eylesin. Ümmet-i Muhammed’in başına, işlerin başına muttaki,Ümmet-i Muhammed’in başına, işlerin başına muttaki, haramdan sakınan, dürüst insanları geçirsin Allah.haramdan sakınan, dürüst insanları geçirsin Allah. Hırsızlar, arsızlar, yüzsüzler, edepsizler,Hırsızlar, arsızlar, yüzsüzler, edepsizler, haram yiyiciler defolsunlar gitsinler.haram yiyiciler defolsunlar gitsinler. Allah ya ıslah etsin ya defetsin.Allah ya ıslah etsin ya defetsin.

An ibni umera radıyallahu anhümâ kâle künnâ


An ibni umera radıyallahu anhümâ kâle künnâ
netehaddesü an hacceti’l-vedâ’inetehaddesü an hacceti’l-vedâ’i ve’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem beyne anhürinâve’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem beyne anhürinâ ve lâ nedrî mâ haccetü’l-vedâ’ive lâ nedrî mâ haccetü’l-vedâ’i hattâ hamidallahe rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellemhattâ hamidallahe rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem ve esnâ aleyhi sümme zekera’l-mesîha’d-deccâleve esnâ aleyhi sümme zekera’l-mesîha’d-deccâle fe-atnabe fî zikrihî ve kâle mâ be’asallahufe-atnabe fî zikrihî ve kâle mâ be’asallahu min nebiyyin illâ enzerahû ümmetehûmin nebiyyin illâ enzerahû ümmetehû ve enzerahû nûhun ve’n-nebiyyûne mim ba’dihîve enzerahû nûhun ve’n-nebiyyûne mim ba’dihî ve innehû en yahruce fîküm fe-mâ hafiye aleykümve innehû en yahruce fîküm fe-mâ hafiye aleyküm min şe’nihî fe-leyse yahfâ aleyküm inne rabbekümmin şe’nihî fe-leyse yahfâ aleyküm inne rabbeküm leyse bi-a’vera ve innehû a’veruleyse bi-a’vera ve innehû a’veru ‘ayni’l-yümnâ ke-enne aynahû ‘anebetün tâfiyetün‘ayni’l-yümnâ ke-enne aynahû ‘anebetün tâfiyetün elâ innallahe harrame aleyküm dimâeküm ve emvâlekümelâ innallahe harrame aleyküm dimâeküm ve emvâleküm ke-hurmeti yevmiküm hâzâ fî belediküm hâzâke-hurmeti yevmiküm hâzâ fî belediküm hâzâ fî şehriküm hâzâ elâ hel bellağtü kâlû ne’amfî şehriküm hâzâ elâ hel bellağtü kâlû ne’am kâle allahümme’ş-hed selâsenkâle allahümme’ş-hed selâsen veyleküm ev vehaküm ünzurûveyleküm ev vehaküm ünzurû lâ terci’û ba’dî küffârenlâ terci’û ba’dî küffâren yadribu ba’duküm rikâbe ba’din.yadribu ba’duküm rikâbe ba’din. Revâhu’l-buhariyyu ve ravâ müslimu ba’dahû.Revâhu’l-buhariyyu ve ravâ müslimu ba’dahû.

Bu hadîs-i şerifi, İmam Buhârî sahîhinde rivayet etmiş.


Bu hadîs-i şerifi, İmam Buhârî sahîhinde rivayet etmiş.
Hadîsin bazı cümlelerini de İmam Müslim hadîs kitabında,Hadîsin bazı cümlelerini de İmam Müslim hadîs kitabında, sahîh kitabında kaydetmiş.sahîh kitabında kaydetmiş. Diyor ki Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhuma.Diyor ki Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhuma. Hz. Ömer’in oğlu, fakih, fıkıh bilgisi kuvvetli Abdullah’tan.Hz. Ömer’in oğlu, fakih, fıkıh bilgisi kuvvetli Abdullah’tan.

Künnâ netehaddesü an hacceti’l-vedâ’i


Künnâ netehaddesü an hacceti’l-vedâ’i
ve’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem beyne anhürinâ.ve’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem beyne anhürinâ. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem aramızda iken,Peygamber sallallahu aleyhi vessellem aramızda iken, ahirete irtihal etmemiş iken, dünyada iken,ahirete irtihal etmemiş iken, dünyada iken, aramızda iken Resûlullah.aramızda iken Resûlullah. Biz haccetü'l-vedâ’dan bahsediyorduk.Biz haccetü'l-vedâ’dan bahsediyorduk. Vedâ haccından bahsediyorduk.Vedâ haccından bahsediyorduk.

Ve lâ nedrî mâ haccetü’l-vedâ’i.


Ve lâ nedrî mâ haccetü’l-vedâ’i.
Biz vedâ haccının mahiyetini de bilmiyorduk.Biz vedâ haccının mahiyetini de bilmiyorduk. Ne demek olduğunun da farkında değildik.Ne demek olduğunun da farkında değildik. Biliyorsunuz hac, Kâbe-i müşerrefeyi, Arafat’ı ziyaret etmek,Biliyorsunuz hac, Kâbe-i müşerrefeyi, Arafat’ı ziyaret etmek, vakfe yapmak, tavaf etmek vazifeleri yapmakla oluşan bir ibadet, hac ibadeti.vakfe yapmak, tavaf etmek vazifeleri yapmakla oluşan bir ibadet, hac ibadeti.

Hacce, bir hac yapış demek.


Hacce, bir hac yapış demek.
Nev’ü merre mazhar binai marra”.Nev’ü merre mazhar binai marra”. Haccetü'l-vedâ, öyle bir hac ki, vedâ haccı,Haccetü'l-vedâ, öyle bir hac ki, vedâ haccı, yani o hac ile Peygamber Efendimiz vedâ ediyor.yani o hac ile Peygamber Efendimiz vedâ ediyor. Çünkü o sene haccetti, ondan sonraki bir dahaki seneye çıkmadan vefat etti.Çünkü o sene haccetti, ondan sonraki bir dahaki seneye çıkmadan vefat etti. Meğerse vedâ haccıymış, meğerse ayrılık,Meğerse vedâ haccıymış, meğerse ayrılık, elveda haccı imiş meğerse.elveda haccı imiş meğerse. Biz o vedâ haccını konuşuyorduk kendi aramızda.Biz o vedâ haccını konuşuyorduk kendi aramızda. Resûlullahta daha henüz sağdı aramızdaydı,Resûlullahta daha henüz sağdı aramızdaydı, daha bu haccında vedâ haccı olduğunun da hiç farkında değildik.daha bu haccında vedâ haccı olduğunun da hiç farkında değildik. Tahminde etmiyorduk, bilmiyorduk Peygamber EfendimizinTahminde etmiyorduk, bilmiyorduk Peygamber Efendimizin vefat edeceğini de ama meğerse vedâ haccıymış.vefat edeceğini de ama meğerse vedâ haccıymış.

Hattâ hamidallahe rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem ve esnâ aleyhi.


Hattâ hamidallahe rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem ve esnâ aleyhi.
Peygamber Efendimiz bu hac esnasında, bu haccı yaparkenPeygamber Efendimiz bu hac esnasında, bu haccı yaparken bu vedâ haccı adını alan bu hac vazifesini yaparken,bu vedâ haccı adını alan bu hac vazifesini yaparken, Peygamber Efendimiz Allah’a hamd etti.Peygamber Efendimiz Allah’a hamd etti. Elhamdûlillah, hamden kesiran falan hamd etti.Elhamdûlillah, hamden kesiran falan hamd etti.

Ve esnâ aleyhi.


Ve esnâ aleyhi.
Ve Cenâb-ı Hakk’ı güzel sıfatlarını sayarak med’ü sena eyledi.Ve Cenâb-ı Hakk’ı güzel sıfatlarını sayarak med’ü sena eyledi. İşte yeri göğü yaratan odur,İşte yeri göğü yaratan odur, rızkımızı veren odur gibi şeyler cümleler senadır.rızkımızı veren odur gibi şeyler cümleler senadır. Çok şükür ki bizlere türlü nimetler vermiştir.Çok şükür ki bizlere türlü nimetler vermiştir. Evlat vermiştir, sıhhat afiyet vermiştir falanEvlat vermiştir, sıhhat afiyet vermiştir falan bunlar medh ü senadır.bunlar medh ü senadır. Hamd etti, medh ü senada bulundu, sonra.Hamd etti, medh ü senada bulundu, sonra.

Zekera’l-mesîha’d-deccâle.


Zekera’l-mesîha’d-deccâle.
Gözü kör deccalden bahsetti.Gözü kör deccalden bahsetti.

Fe-atnabe fî zikrihî.


Fe-atnabe fî zikrihî.
Ve bu hususta da uzun uzun uzun konuştu.Ve bu hususta da uzun uzun uzun konuştu. Bu kör gözlü deccalin halinden uzun konuştu.Bu kör gözlü deccalin halinden uzun konuştu. El mesîha’d-deccâle.El mesîha’d-deccâle. Noktasız ha iledir mesih diye.Noktasız ha iledir mesih diye. Bazı rivayetlerde de noktalı ha iledir.Bazı rivayetlerde de noktalı ha iledir. Mesih diye, burada noktasız olarak mesih diye şey yapıyor.Mesih diye, burada noktasız olarak mesih diye şey yapıyor.

Mesih, şöyle eliyle mesh eden.


Mesih, şöyle eliyle mesh eden.
Mesela ayağımıza giydiğimiz ayakkabıların üstüne meshetmek diyoruz elimizle.Mesela ayağımıza giydiğimiz ayakkabıların üstüne meshetmek diyoruz elimizle. İsa aleyhisselam’ın sıfatı mesihtir.İsa aleyhisselam’ın sıfatı mesihtir. İsa mesih diyoruz.İsa mesih diyoruz. Çünkü İsa aleyhisselam Allah’ın emri ile iyi olmaz hastalarınÇünkü İsa aleyhisselam Allah’ın emri ile iyi olmaz hastaların vücutlarına elini sürdüğü zaman o hastalık geçer.vücutlarına elini sürdüğü zaman o hastalık geçer. Abras illeti falan geçer.Abras illeti falan geçer. Yani böyle sürdüğü zaman, eli peygamber eli, mübarekYani böyle sürdüğü zaman, eli peygamber eli, mübarek mucize olarak iyi olurdu.mucize olarak iyi olurdu. Onun için Hazreti İsa’nın lakabı da mesihtir.Onun için Hazreti İsa’nın lakabı da mesihtir. Yani meshediyor, hastalık geçiyor.Yani meshediyor, hastalık geçiyor. Deccalında sıfatı mesihtir.Deccalında sıfatı mesihtir. Çünkü oda yalancı bazı hünerler gösterecek, insanları kandıracak.Çünkü oda yalancı bazı hünerler gösterecek, insanları kandıracak. Amma bazı rivayetlerde de mesih hı iledir.Amma bazı rivayetlerde de mesih hı iledir. Onun manası tabi bu meshetmek değil, daha başka bir manaya geliyor.Onun manası tabi bu meshetmek değil, daha başka bir manaya geliyor. O da yani gözü kapatılmış, kör edilmiş manasına geliyor.O da yani gözü kapatılmış, kör edilmiş manasına geliyor. Ama zaten deccalın bir gözü kördür.Ama zaten deccalın bir gözü kördür. Sol gözü kör olacak.Sol gözü kör olacak. Bunu uzun uzun anlattı, deccalin tehlikesini,Bunu uzun uzun anlattı, deccalin tehlikesini, geleceğini, alametlerini, uzun uzun anlattı.geleceğini, alametlerini, uzun uzun anlattı. Ve buyurdu ki;Ve buyurdu ki;

Mâ be’asallahu min nebiyyin illâ enzerahû ümmetehû.


Mâ be’asallahu min nebiyyin illâ enzerahû ümmetehû.
Allah hiç bir Peygamber göndermemiştir ki,Allah hiç bir Peygamber göndermemiştir ki, O Peygamber bu deccalden bahsedip ümmetini uyarmasın.O Peygamber bu deccalden bahsedip ümmetini uyarmasın. Aman ha!Aman ha! Dikkat edin ha!Dikkat edin ha!

Belki sizin yaşadığınız zamana dek gelir.


Belki sizin yaşadığınız zamana dek gelir.
Deccal diye bir varlık çıkacaktır.Deccal diye bir varlık çıkacaktır. Sakın aldanmayın o deccale ha.Sakın aldanmayın o deccale ha. Çünkü bazı sahte hünerler, hokkabazlıklar gösterecektir.Çünkü bazı sahte hünerler, hokkabazlıklar gösterecektir. Bazı insanlar kanacaktır, aman siz kanmayın diye.Bazı insanlar kanacaktır, aman siz kanmayın diye. Bütün Peygamberler, deccal tehlikesinden, ümmetlerini uyarmışlar,Bütün Peygamberler, deccal tehlikesinden, ümmetlerini uyarmışlar, korumaya çalışmışlar, nasihatlemişler, vasiyet etmişlerdir.korumaya çalışmışlar, nasihatlemişler, vasiyet etmişlerdir.

Çünkü Peygamberler karşılarındaki insanlara konuşuyorlar ama


Çünkü Peygamberler karşılarındaki insanlara konuşuyorlar ama
Peygamberden sonra o insanların çocukları olacak, onlarda o din üzere olacak.Peygamberden sonra o insanların çocukları olacak, onlarda o din üzere olacak. Onların torunları olacak, onlarda o din üzere olacak,Onların torunları olacak, onlarda o din üzere olacak, yani bunlar görmese bile belki o ilerdeki torunlar görür diyeyani bunlar görmese bile belki o ilerdeki torunlar görür diye Peygamberler ümmetlerine aman deccale karşı uyanık olun,Peygamberler ümmetlerine aman deccale karşı uyanık olun, aman aldanmayın kanmayın, aman dikkat edin,aman aldanmayın kanmayın, aman dikkat edin, Allah’ın istemediği duruma düşmeyin diye söylemişler.Allah’ın istemediği duruma düşmeyin diye söylemişler. Hepsi söylemişler. Hiç bir Peygamber göndermemiştir ki Allah,Hepsi söylemişler. Hiç bir Peygamber göndermemiştir ki Allah, O Peygamber ümmetini o deccalden uyarmış olmasın.O Peygamber ümmetini o deccalden uyarmış olmasın. Nasihat etmiş olmasın.Nasihat etmiş olmasın.

Ve enzerahû nûhun.


Ve enzerahû nûhun.
Nuh da, ta evvelki zamanlardaki Nuh aleyhisselam’da ümmetiniNuh da, ta evvelki zamanlardaki Nuh aleyhisselam’da ümmetini deccali anlatıp, uyardı.deccali anlatıp, uyardı.

Ve’n-nebiyyûne mim ba’dihî.


Ve’n-nebiyyûne mim ba’dihî.
Ondan sonra gelen Peygamberlerde ümmetlerini uyardılar hepsi.Ondan sonra gelen Peygamberlerde ümmetlerini uyardılar hepsi. Hz İsa da.Hz İsa da.

Biliyorsunuz Adem aleyhisselam’dan sonra,


Biliyorsunuz Adem aleyhisselam’dan sonra,
Âdem aleyhisselam’ın evlatları, torunları çoğaldılar,Âdem aleyhisselam’ın evlatları, torunları çoğaldılar, Peygamberler geldi, ondan sonra kavimler meydana çıktı,Peygamberler geldi, ondan sonra kavimler meydana çıktı, sonra puta tapıcılar türedi,sonra puta tapıcılar türedi, Nuh aleyhisselam zamanında, Nuh aleyhisselam bu puta tapanları ikaz etti.Nuh aleyhisselam zamanında, Nuh aleyhisselam bu puta tapanları ikaz etti. Puta tapmayın, bırakın bu putları diye.Puta tapmayın, bırakın bu putları diye. Onlarda Nuh aleyhisselam’a inanmadılar.Onlarda Nuh aleyhisselam’a inanmadılar. Nuh aleyhisselam’ın nasihatlerini dinlemediler.Nuh aleyhisselam’ın nasihatlerini dinlemediler. Sen cin çarpmışsın, sihire maruz kalmışsın,Sen cin çarpmışsın, sihire maruz kalmışsın, mecnunsun dediler, alay ettiler,mecnunsun dediler, alay ettiler, şuna bak dediler, deniz olmayan yerde gemi yapıyor dediler.şuna bak dediler, deniz olmayan yerde gemi yapıyor dediler.

Hâlbuki Allah gemi yap diye emretti.


Hâlbuki Allah gemi yap diye emretti.
Evet, burada deniz yok ama tufan olacak.Evet, burada deniz yok ama tufan olacak. O gemi yapınca alay ettiler.O gemi yapınca alay ettiler. Geçerken ah ah gemimi yapıyorsun falan diye alay ettiler.Geçerken ah ah gemimi yapıyorsun falan diye alay ettiler. Tüm insanlar helâk oldu,Tüm insanlar helâk oldu, Allah’ın müstesna kıldıkları var tabi.Allah’ın müstesna kıldıkları var tabi. Ondan sonra insanlar, Nuh aleyhisselam’ın ümmetinden yeniden türedi.Ondan sonra insanlar, Nuh aleyhisselam’ın ümmetinden yeniden türedi. Onun için Nuh aleyhisselam’a beşerin ikinci babası derler.Onun için Nuh aleyhisselam’a beşerin ikinci babası derler. Birinci babası Âdem aleyhisselam.Birinci babası Âdem aleyhisselam. Ondan sonra yok oldu insanlar.Ondan sonra yok oldu insanlar. Nuh aleyhisselam’dan sonra tekrar çoğaldılar. İkinci baba.Nuh aleyhisselam’dan sonra tekrar çoğaldılar. İkinci baba. Onun için Nuh aleyhisselam’da ikaz etmiştir.Onun için Nuh aleyhisselam’da ikaz etmiştir. Ondan sonra gelen Peygamberlerde ikaz etmiştir diye bildiriyor.Ondan sonra gelen Peygamberlerde ikaz etmiştir diye bildiriyor.

Ve innehû en yahruce fîküm.


Ve innehû en yahruce fîküm.
Muhakkak ki, gerçek şu ki, bu deccal sizin zamanınızda çıkacak.Muhakkak ki, gerçek şu ki, bu deccal sizin zamanınızda çıkacak. Çünkü Peygamberimiz ahir zaman Peygamberi.Çünkü Peygamberimiz ahir zaman Peygamberi. Peygamberimizin ümmeti de ahir zaman ümmeti.Peygamberimizin ümmeti de ahir zaman ümmeti. Bunun içinden çıkacak işte bu deccal. İçinizden çıkacak.Bunun içinden çıkacak işte bu deccal. İçinizden çıkacak.

Fe-mâ hafiye aleyküm min şe’nihî.


Fe-mâ hafiye aleyküm min şe’nihî.
Sakın onun oyunları, işi, hilesi size meçhul kalmasın, gizli kalmasın.Sakın onun oyunları, işi, hilesi size meçhul kalmasın, gizli kalmasın.

Fe-leyse yahfâ aleyküm.


Fe-leyse yahfâ aleyküm.
Aşikâr, hiç gizli bilinmeyen bir şey değil,Aşikâr, hiç gizli bilinmeyen bir şey değil, bilinen bir şey ki;bilinen bir şey ki;

İnne rabbeküm leyse bi-a’vera.


İnne rabbeküm leyse bi-a’vera.
Sizin Rabbiniz bir gözü kör bir Rab değildir.Sizin Rabbiniz bir gözü kör bir Rab değildir. Ama deccalin bir gözü kör.Ama deccalin bir gözü kör. Deccal bir gözü körken çıkacak, ben sizin Rabbinizim diyecek,Deccal bir gözü körken çıkacak, ben sizin Rabbinizim diyecek, bak diyecek şunu yapıyorum bunu yapıyorum diyecek,bak diyecek şunu yapıyorum bunu yapıyorum diyecek, millette bakacak aaa!millette bakacak aaa! Demek bu bizim Rabbimiz diye inanacaklar.Demek bu bizim Rabbimiz diye inanacaklar.

Hiç şüphesiz ki, kesin olarak biliyorsunuz ki,


Hiç şüphesiz ki, kesin olarak biliyorsunuz ki,
hiç birinize gizli değil ki,hiç birinize gizli değil ki, Cenâb-ı Hak Teâlâ kör değildir. O kör.Cenâb-ı Hak Teâlâ kör değildir. O kör. O halde o köre kanmamanız lazım.O halde o köre kanmamanız lazım.

İnne rabbeküm leyse bi-a’vera


İnne rabbeküm leyse bi-a’vera
ve innehû a’veru ‘ayni’l-yümnâ.ve innehû a’veru ‘ayni’l-yümnâ. Hâlbuki Rabbiniz kör değil ama deccalin sağ gözü kör.Hâlbuki Rabbiniz kör değil ama deccalin sağ gözü kör.

Ke-enne. Sağ. Aynahû. Sağ gözü kör diyor burada.


Ke-enne. Sağ. Aynahû. Sağ gözü kör diyor burada.
Sağ gözü kör, sağı görmüyor, sağ gözü kör.Sağ gözü kör, sağı görmüyor, sağ gözü kör. Solu görüyor, sağ gözü görmüyor, sağ gözü kör.Solu görüyor, sağ gözü görmüyor, sağ gözü kör. Ke-enne aynahû. Sanki gözü.Ke-enne aynahû. Sanki gözü. Anebetün tâfiyetün.Anebetün tâfiyetün. Sol gözü de, sanki böyle dışarı fışkırmış bir vaziyette,Sol gözü de, sanki böyle dışarı fışkırmış bir vaziyette, sanki bir üzüm tanesi gibi.sanki bir üzüm tanesi gibi. Yani yerinden patlak göz yani,Yani yerinden patlak göz yani, dışarı çıkmış durumda.dışarı çıkmış durumda. Salkımın böyle bir yerinden dışarı çıkmış, fışkırmış, yaş üzüm tanesi gibi.Salkımın böyle bir yerinden dışarı çıkmış, fışkırmış, yaş üzüm tanesi gibi.

Şimdi başka konuya geçiyor.


Şimdi başka konuya geçiyor.
Ben deccal hakkında biraz bilgi vereyim.Ben deccal hakkında biraz bilgi vereyim. Deccal hakkında çok hadîs-i şerîfler var.Deccal hakkında çok hadîs-i şerîfler var. Biz bunları bir konuşmamızda Melbourne de epeyce bir anlattık,Biz bunları bir konuşmamızda Melbourne de epeyce bir anlattık, onlarda banta alındı.onlarda banta alındı. Deccal nasıl olacak?Deccal nasıl olacak? Neler konuşacak? İnsanları nasıl kandıracak?Neler konuşacak? İnsanları nasıl kandıracak? Mü’minler nasıl onun kâfir olduğunu anlayacaklar?Mü’minler nasıl onun kâfir olduğunu anlayacaklar? Sen kâfirsin, yalancısın diye söyleyecekler?Sen kâfirsin, yalancısın diye söyleyecekler? Nasıl kendisine inananları,Nasıl kendisine inananları, kendisinin cenneti gibi bir şeye yerleştirecek?kendisinin cenneti gibi bir şeye yerleştirecek? Ama asıl o cehennem.Ama asıl o cehennem. Nasıl inanmayanları da cehennem gibi bir yere şey yapacak?Nasıl inanmayanları da cehennem gibi bir yere şey yapacak? Ama aslında o taraf cennet.Ama aslında o taraf cennet. Böyle bu aykırıları hadîs-i şerîfler de anlattım.Böyle bu aykırıları hadîs-i şerîfler de anlattım.

Şimdi bu deccal, Medine-i Münevvereye, Mekke-i Mükerremeye giremeyecek.


Şimdi bu deccal, Medine-i Münevvereye, Mekke-i Mükerremeye giremeyecek.
Melekler kılıçlarını çekmiş vaziyette, o diyarlara, o deccalı sokmayacaklar.Melekler kılıçlarını çekmiş vaziyette, o diyarlara, o deccalı sokmayacaklar.

Şimdi bu deccal acaba nedir?


Şimdi bu deccal acaba nedir?
Hakikaten bir mahlûk mu yoksa bir zihniyet mi?Hakikaten bir mahlûk mu yoksa bir zihniyet mi? Şimdi mesela batı zihniyeti, batı medeniyeti diyoruz.Şimdi mesela batı zihniyeti, batı medeniyeti diyoruz. Bu batı medeniyeti çok başarılar sağladı,Bu batı medeniyeti çok başarılar sağladı, alet edevat yaptı, uçak füze yaptı,alet edevat yaptı, uçak füze yaptı, bomba atom yaptı, epeyce hünerleri var,bomba atom yaptı, epeyce hünerleri var, bilgisayar var şaşırıyoruz, ağzımız açık kalıyor.bilgisayar var şaşırıyoruz, ağzımız açık kalıyor. Allah Allah bak şuna neler yaptı falan diyoruz.Allah Allah bak şuna neler yaptı falan diyoruz. Amma yalancı bu medeniyet.Amma yalancı bu medeniyet. Millet buna aldanıyor.Millet buna aldanıyor. Medeniyete aldanıyor.Medeniyete aldanıyor. Gerçekleri bırakıyor. İmanı bırakıyor. Açıklık, saçıklık,Gerçekleri bırakıyor. İmanı bırakıyor. Açıklık, saçıklık, küfür, zina, eğlence, günah, harama dalıyor. Aldanıyor.küfür, zina, eğlence, günah, harama dalıyor. Aldanıyor. Kapılıyor herkes. Yani böyle yapışıyor mıknatısa,Kapılıyor herkes. Yani böyle yapışıyor mıknatısa, demir parçalarının yapıştığı gibi, tehlikeli yani.demir parçalarının yapıştığı gibi, tehlikeli yani. Ama Mü’minler anlıyor ki;Ama Mü’minler anlıyor ki; bunun cafcaflı görünüşüne aldanmamak lazım.bunun cafcaflı görünüşüne aldanmamak lazım. Asıl olan imandır. İslam’dır. Kur’an’dır.Asıl olan imandır. İslam’dır. Kur’an’dır. İşte aldanmamak bu önemli.İşte aldanmamak bu önemli.

Yani buna nasıl olur?


Yani buna nasıl olur?
Kur’an-ı Kerîme sarılmakla aldanmaz insan.Kur’an-ı Kerîme sarılmakla aldanmaz insan. Öyle kurtulur Peygamber Efendimizin hadîsi şerîflerine sarılmakla kurtulur.Öyle kurtulur Peygamber Efendimizin hadîsi şerîflerine sarılmakla kurtulur. Çünkü Kur’an-ı Kerîmin de açıklaması hadîs-i şerîfler de var.Çünkü Kur’an-ı Kerîmin de açıklaması hadîs-i şerîfler de var. Kur’an-ı Kerîm’in kısa olarak emrettiği şeyleri,Kur’an-ı Kerîm’in kısa olarak emrettiği şeyleri, geniş geniş Peygamber Efendimiz anlatmış.geniş geniş Peygamber Efendimiz anlatmış. Zekât verin diyor Kur’an-ı Kerîm.Zekât verin diyor Kur’an-ı Kerîm. Zekâtı vereceğiz ama.Zekâtı vereceğiz ama. Ne kadar vereceğiz? Nasıl vereceğiz?Ne kadar vereceğiz? Nasıl vereceğiz? Koyundan nasıl vereceğiz? Deveden nasıl vereceğiz?Koyundan nasıl vereceğiz? Deveden nasıl vereceğiz? Maldan paradan nasıl vereceğiz?Maldan paradan nasıl vereceğiz? Bunların hepsi, hadîs-i şerîfler de anlatılmıştır.Bunların hepsi, hadîs-i şerîfler de anlatılmıştır. Namaz kılın diyor Kur’an-ı Kerîm, kılalım ama nasıl kılalım?Namaz kılın diyor Kur’an-ı Kerîm, kılalım ama nasıl kılalım? Şu bizim namazı nasıl kıldığımızı Peygamber Efendimiz öğretmiştir.Şu bizim namazı nasıl kıldığımızı Peygamber Efendimiz öğretmiştir. Abdest alın diyor. Abdestin nasıl alınacağını, gusül vs.Abdest alın diyor. Abdestin nasıl alınacağını, gusül vs.
Onun için Kur’an-ı Kerîm’e ve hadîs-i şerîf’e sarılan,

Onun için Kur’an-ı Kerîm’e ve hadîs-i şerîf’e sarılan,
Allah’a tevekkül eden kanmaz, ötekiler kanar.Allah’a tevekkül eden kanmaz, ötekiler kanar. Yani kanılabilecek kuvvette bir yalancı. Yani kanılabilecek kuvvette bir yalancı. Kandıracak pek çok kimseyi.Kandıracak pek çok kimseyi. Onun için çok uyanık olmamız lazım.Onun için çok uyanık olmamız lazım. Çoluk çocuğumuzu da uyarmamız lazım.Çoluk çocuğumuzu da uyarmamız lazım. Aman ha, öyle olur olmaz her şeye birden kapılı vermeyin,Aman ha, öyle olur olmaz her şeye birden kapılı vermeyin, aldanmayın, kanmayın.aldanmayın, kanmayın. Dini, imanı bırakmayın demek lazım.Dini, imanı bırakmayın demek lazım.

Pek çok hacı hoca, Müslüman, şehit torunu bugün,


Pek çok hacı hoca, Müslüman, şehit torunu bugün,
dinden imandan kaymış gitmiştir.dinden imandan kaymış gitmiştir. Pek çoğu. Dedesi şehittir, hocadır, şeyhtir,Pek çoğu. Dedesi şehittir, hocadır, şeyhtir, salîhtir, mübarek insandır, müftüdür, vaizdir, hatiptir.salîhtir, mübarek insandır, müftüdür, vaizdir, hatiptir. Amma torun berbat komünisttir, dinsizdir, imansızdır, edepsizdir, ahlâksızdır.Amma torun berbat komünisttir, dinsizdir, imansızdır, edepsizdir, ahlâksızdır. Hatta kitaplar yazmış olan âlimler var, çocuklarının kimisi kâfir olmuş, papaz olmuş.Hatta kitaplar yazmış olan âlimler var, çocuklarının kimisi kâfir olmuş, papaz olmuş. Hatta zamanımızda nice yüksek mevkilere çıkmış,Hatta zamanımızda nice yüksek mevkilere çıkmış, diyanet işleri başkanı bile olmuş kimseler var,diyanet işleri başkanı bile olmuş kimseler var, kızı komünist olmuş, azılı.kızı komünist olmuş, azılı. Onun için Allaha çok yalvarmamız lazım.Onun için Allaha çok yalvarmamız lazım. Çok müteyakkız olmamız lazım.Çok müteyakkız olmamız lazım. Bütün Peygamberlerin ve Peygamber EfendimizinBütün Peygamberlerin ve Peygamber Efendimizin deccal tehlikesinden bahsettiği gibi,deccal tehlikesinden bahsettiği gibi, buna benzer tehlikeler olabilir.buna benzer tehlikeler olabilir. Aman evladım gözünüzü açın.Aman evladım gözünüzü açın. Aman kanmayın, aldanmayın diye çoluk çocuğumuza ikazda bulunmamız lazım.Aman kanmayın, aldanmayın diye çoluk çocuğumuza ikazda bulunmamız lazım.

Elâ innallahe harrame aleyküm dimâeküm ve emvâleküm


Elâ innallahe harrame aleyküm dimâeküm ve emvâleküm
ke-hurmeti yevmiküm hâzâ fî belediküm hâzâ.ke-hurmeti yevmiküm hâzâ fî belediküm hâzâ. Dikkat edin. Dikkatinizi toplayın. Uyanın.Dikkat edin. Dikkatinizi toplayın. Uyanın. Gözünüzü açın ki; Cenâb-ı Hak Teâlâ hazretleri,Gözünüzü açın ki; Cenâb-ı Hak Teâlâ hazretleri, birbirinizin kanlarını, mallarını birbirinize haram kılmıştır.birbirinizin kanlarını, mallarını birbirinize haram kılmıştır. Yani kanını dökemezsiniz Müslümanların, öldüremezsiniz,Yani kanını dökemezsiniz Müslümanların, öldüremezsiniz, malını yağmalayamazsınız.malını yağmalayamazsınız. Müslümanın Müslümana kanı, malı, haksız yere almak, gasp etmek haram kılınmıştır.Müslümanın Müslümana kanı, malı, haksız yere almak, gasp etmek haram kılınmıştır.

Dikkat edin. Nasıl haram kılınmıştır bu?


Dikkat edin. Nasıl haram kılınmıştır bu?
Mü’min’in kanı ve canı nasıl haramdır?Mü’min’in kanı ve canı nasıl haramdır? Nasıl bu hac yaptığımız bu Arafat günü muhterem bir günse,Nasıl bu hac yaptığımız bu Arafat günü muhterem bir günse, mübarek bir günse, nasıl bu belde,mübarek bir günse, nasıl bu belde, şu Mekke-i Mükerreme mübarekse,şu Mekke-i Mükerreme mübarekse, öylede Müslümanın kanı, malı mübarektir.öylede Müslümanın kanı, malı mübarektir. Ona el uzatmak haramdır.Ona el uzatmak haramdır. Gözünüzü açın, bu gerçeği iyice öğrenin dedi.Gözünüzü açın, bu gerçeği iyice öğrenin dedi.

Sonrada. Elâ hel bellağtü, dedi.


Sonrada. Elâ hel bellağtü, dedi.
Dikkat edin. Duydunuz mu?Dikkat edin. Duydunuz mu? Tebliğ ettim mi, bu Allah’ın emrini size? Dedi.Tebliğ ettim mi, bu Allah’ın emrini size? Dedi.

Kâlû ne’am. Evet ya Resûlullah. Evet, Ya Resûlullah.


Kâlû ne’am. Evet ya Resûlullah. Evet, Ya Resûlullah.
Evet, tebliğ ettin dediler vedâ haccında.Evet, tebliğ ettin dediler vedâ haccında. O da; Allahümme şed dedi üç defa.O da; Allahümme şed dedi üç defa. Allahümme şed, Allahümme şed, Allahümme şed dedi.Allahümme şed, Allahümme şed, Allahümme şed dedi. Şed ne demek? Ey Allah, iş’hed, şahid ol demek.Şed ne demek? Ey Allah, iş’hed, şahid ol demek. Ya Rabbi! Bak. Bunlara vazifemi tebliğ ettiğimi soruyorum.Ya Rabbi! Bak. Bunlara vazifemi tebliğ ettiğimi soruyorum. Evet, tebliğ ettin diyorlar.Evet, tebliğ ettin diyorlar. Şahid ol Ya Rab. Bak vazifemi yaptım. Bunlar, yaptın diyorlar Ya Rabbi!Şahid ol Ya Rab. Bak vazifemi yaptım. Bunlar, yaptın diyorlar Ya Rabbi! Diye üç defa böyle dedi.Diye üç defa böyle dedi. Sonra dedi ki:Sonra dedi ki:

Veyleküm. Yazıklar olsun size.


Veyleküm. Yazıklar olsun size.
Veyahut. Vevmiküm. Hay size dedi.Veyahut. Vevmiküm. Hay size dedi. Ünzurû. Bakın. Lâ terci’û ba’dî küffâren.Ünzurû. Bakın. Lâ terci’û ba’dî küffâren. Kâfirler olarak benim hayatımdan sonra.Kâfirler olarak benim hayatımdan sonra. Yadribu ba’duküm rikâbe ba’din.Yadribu ba’duküm rikâbe ba’din. Biriniz ötekisinin boynunu kesen insanlar haline,Biriniz ötekisinin boynunu kesen insanlar haline, düşmanlar haline dönmeyin.düşmanlar haline dönmeyin. İmanı bırakıp, küfre girip, birbirinizle savaşıp,İmanı bırakıp, küfre girip, birbirinizle savaşıp, birbirinizin boynunu kesen hale dönmeyin ha.birbirinizin boynunu kesen hale dönmeyin ha. Bakın, sakın böyle yapmayın ha dedi.Bakın, sakın böyle yapmayın ha dedi.

Aslında Hz. Ömer’in oğlu ne diyor?


Aslında Hz. Ömer’in oğlu ne diyor?
Biz onun vedâ haccı olduğunu da anlayamamıştık diyor ama.Biz onun vedâ haccı olduğunu da anlayamamıştık diyor ama. Şu sözde vedâ manası yok mu?Şu sözde vedâ manası yok mu?

Benden sonra diyor. Lâ terci’û ba’dî. Benden sonra,


Benden sonra diyor. Lâ terci’û ba’dî. Benden sonra,
gerisin geriye dönmeyin, cahiliye devrine.gerisin geriye dönmeyin, cahiliye devrine.

Küffâren. Kâfirler olarak.


Küffâren. Kâfirler olarak.


Yadribu ba’duküm rikâbe ba’din.


Yadribu ba’duküm rikâbe ba’din.
Biriniz ötekisinin boynunu vuran kâfirler olarakBiriniz ötekisinin boynunu vuran kâfirler olarak benden sonra eski hale dönmeyin diyor.benden sonra eski hale dönmeyin diyor. Benden sonra diyor. Ne demek?Benden sonra diyor. Ne demek? Ben gideceğim, siz kalacaksınız,Ben gideceğim, siz kalacaksınız, vasiyet ediyorum, yapmayın demek.vasiyet ediyorum, yapmayın demek. Anlayan anlar.Anlayan anlar. Anlamayan, sonradan olay olunca şaşırdı kaldılar.Anlamayan, sonradan olay olunca şaşırdı kaldılar.

Hocamız Rahmetullahi aleyh, mübarek evliyâullah;


Hocamız Rahmetullahi aleyh, mübarek evliyâullah;
Es’ad dedi bana. Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini tertiple dedi.Es’ad dedi bana. Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini tertiple dedi.

Tertiple demesi şöyle;


Tertiple demesi şöyle;
kendisi zaman zaman, ihvanıma, benim mektubum diye duvara asılacakkendisi zaman zaman, ihvanıma, benim mektubum diye duvara asılacak kartonlar halinde nasihatlerini bastırdı.kartonlar halinde nasihatlerini bastırdı. Aziz evladım, kıymetli yavrum, kardeşim diye başlardı.Aziz evladım, kıymetli yavrum, kardeşim diye başlardı. İşte şöyle yapmayın böyle yapmayın,İşte şöyle yapmayın böyle yapmayın, namazı bırakmayın, tesbihlerinizi muntazam çekin, namazı bırakmayın, tesbihlerinizi muntazam çekin, böyle nasihatler.böyle nasihatler. Çeşitli zamanlarda böyle bastırdı.Çeşitli zamanlarda böyle bastırdı. İhvanımızda hocamızın bize mektubudur diyeİhvanımızda hocamızın bize mektubudur diye bunları aldılar, okudular, çerçeveletip duvarlara astılar.bunları aldılar, okudular, çerçeveletip duvarlara astılar. Çeşitli böyle nasihat şeklinde basılmış,Çeşitli böyle nasihat şeklinde basılmış, mektup dediği basılmış şeyler var.mektup dediği basılmış şeyler var.

En son işte bana dedi ki;


En son işte bana dedi ki;
Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini tertiple,Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini tertiple, böyle bir şey haline getir.böyle bir şey haline getir. Bende kütüphanelerdeki çalışmalarım sırasında,Bende kütüphanelerdeki çalışmalarım sırasında, Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini görmüştüm, yazmıştım.Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini görmüştüm, yazmıştım. El yazması. Böyle eski kitaplardan görmüştüm.El yazması. Böyle eski kitaplardan görmüştüm. Onu beğenmişti, bastırmıştı.Onu beğenmişti, bastırmıştı.

Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimiz şeyhlerimizin büyüklerinden,


Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimiz şeyhlerimizin büyüklerinden,
o kendisi vefatına yakın halifelerine nasihat etmiş.o kendisi vefatına yakın halifelerine nasihat etmiş. O nasihatleri yazmıştım ben, basılmıştı.O nasihatleri yazmıştım ben, basılmıştı. Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî hazretlerinin nasihatleri diye.Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî hazretlerinin nasihatleri diye. Sonra bana onları tertip et dedi.Sonra bana onları tertip et dedi. Yani bu zamandaki insanların anlayacağı bir düzene getir falan.Yani bu zamandaki insanların anlayacağı bir düzene getir falan. Bende düzenledim kendi aklıma göre.Bende düzenledim kendi aklıma göre. Konuları aynı olan şeyleri alt alta getirdim, sıraladım, bir şeyler değişikliklerKonuları aynı olan şeyleri alt alta getirdim, sıraladım, bir şeyler değişiklikler yaptım ama aynı sözleri, nasihatleri düzenledim, okudum.yaptım ama aynı sözleri, nasihatleri düzenledim, okudum.

Oku bakayım dedi bir kaç gün sonrai okudum.


Oku bakayım dedi bir kaç gün sonrai okudum.
Şuraya şunu ekle dedi. Buraya bunu ekle dedi.Şuraya şunu ekle dedi. Buraya bunu ekle dedi. Bende şaşırıyorum. Ya Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatleri. Niye eklettiriyor?Bende şaşırıyorum. Ya Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatleri. Niye eklettiriyor? Yani anlayamıyorum, eklettirmesini, ilave yaptırmasını yadırgıyorum yani.Yani anlayamıyorum, eklettirmesini, ilave yaptırmasını yadırgıyorum yani. Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini niye aynen bıraktırmıyor da,Abdülhâliḳ-ı Gucdüvânî Efendimizin nasihatlerini niye aynen bıraktırmıyor da, arasına şunu da ekle evladım, bunu da ekle evladım, kesip bir şeyler ekliyor diyearasına şunu da ekle evladım, bunu da ekle evladım, kesip bir şeyler ekliyor diye onu yadırgıyorum ben.onu yadırgıyorum ben.

Çünkü bizim meslekten, eserleri,


Çünkü bizim meslekten, eserleri,
müellif kaleminden nasıl çıkmışsa öyle korumak,müellif kaleminden nasıl çıkmışsa öyle korumak, hatta müellifin kaleminden çıkmış eseri bulmak,hatta müellifin kaleminden çıkmış eseri bulmak, fazlalıkları ayıklamak âdeti vardır,fazlalıkları ayıklamak âdeti vardır, kanunu vardır.kanunu vardır. Yani bizim mesleğin şeyidir o.Yani bizim mesleğin şeyidir o. Yadırgadım ben. Amma birkaç ay geçti vefat etti.Yadırgadım ben. Amma birkaç ay geçti vefat etti. Meğerse o zaman aklım başıma geldi.Meğerse o zaman aklım başıma geldi. Haa vasiyetini bana yazdırmış,Haa vasiyetini bana yazdırmış, amma edepli büyük zat olduğu için,amma edepli büyük zat olduğu için, büyük şeyh Efendimizin,büyük şeyh Efendimizin, tarihteki o mübarek zatın nasihatlerini alıyor,tarihteki o mübarek zatın nasihatlerini alıyor, kendisi de zamana göre bir şeyler ekliyor,kendisi de zamana göre bir şeyler ekliyor, kendi yani benim nasihatimde odur demek istiyorkendi yani benim nasihatimde odur demek istiyor ama araya bazı ilaveler koymuş oluyor, geç anladım.ama araya bazı ilaveler koymuş oluyor, geç anladım.

Abdullah İbn Ömer de diyor ki; o zaman biz vedâ haccı olduğunu anlamamıştık diyor.


Abdullah İbn Ömer de diyor ki; o zaman biz vedâ haccı olduğunu anlamamıştık diyor.
Ama işte benden sonra, birbirinizin boynunu vurmayın,Ama işte benden sonra, birbirinizin boynunu vurmayın, küfre dönmeyin diyor.küfre dönmeyin diyor. Belli yani anlayan anlar.Belli yani anlayan anlar. Bir keresinde âyet-i kerîme indi, Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’e,Bir keresinde âyet-i kerîme indi, Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’e,

Bismillâhirrahmânirrahîm.


Bismillâhirrahmânirrahîm.
Elyevme. Bugün.Elyevme. Bugün. Ekmeltü leküm dîneküm. Dininizi kemâle erdirdim.Ekmeltü leküm dîneküm. Dininizi kemâle erdirdim. Size tamamladım.Size tamamladım.

Veetmemtu ‘aleykum ni’metî.


Veetmemtu ‘aleykum ni’metî.
Size verdiğim nimetlerimi ikmal eyledim,Size verdiğim nimetlerimi ikmal eyledim, tamama erdirdim.tamama erdirdim.

Veradîtu lekumu-l-islâme dînâ.


Veradîtu lekumu-l-islâme dînâ.
Ve sizin için, din olarak İslam’ı seçtim.Ve sizin için, din olarak İslam’ı seçtim. Müslüman olmanıza razıyım.Müslüman olmanıza razıyım. Başka bir dine rızam yoktur.Başka bir dine rızam yoktur. Başka bir din ile karşıma gelmeyin diye bu âyet-i kerîme geldi.Başka bir din ile karşıma gelmeyin diye bu âyet-i kerîme geldi.

El yevme ekmeltu lekum dînekum.


El yevme ekmeltu lekum dînekum.
Dininizi ikmale erdirdim, tamamladım,Dininizi ikmale erdirdim, tamamladım, kemale erdirdim, nimetlerimi tamamladım.kemale erdirdim, nimetlerimi tamamladım. Herkes sevindi. Çünkü güzel şey değil mi?Herkes sevindi. Çünkü güzel şey değil mi? Nimet vermiş Allah.Nimet vermiş Allah. Ebû Bekir Sıddîk orda ağlamaya başladı.Ebû Bekir Sıddîk orda ağlamaya başladı. Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz radıyallahu anh ağlamaya başladı.Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz radıyallahu anh ağlamaya başladı.
Dediler niye ağlıyorsun?

Dediler niye ağlıyorsun?

Anlamıyor musunuz? Dedi. İş tamamlandı.

Anlamıyor musunuz? Dedi. İş tamamlandı.
Görev tamamlandı. Din tamamlandı. Nimet tamamlandı.Görev tamamlandı. Din tamamlandı. Nimet tamamlandı. Ne olacak?Ne olacak? Peygamberlik vazifesini tamamladığı için,Peygamberlik vazifesini tamamladığı için, Peygamber Efendimizin ayrılması yakın diye sezdi.Peygamber Efendimizin ayrılması yakın diye sezdi. Ebû Bekir Sıddîk Müslümanın feraseti ile o âyet-i kerîmedenEbû Bekir Sıddîk Müslümanın feraseti ile o âyet-i kerîmeden Resûlullahın göçeceğini sezinleyip ağlamaya başladı.Resûlullahın göçeceğini sezinleyip ağlamaya başladı.

An âişete radıyallahu anha enne rasulallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle


An âişete radıyallahu anha enne rasulallahi sallallahu aleyhi ve selleme kâle
men zaleme kîde şibrin mine’l-ardımen zaleme kîde şibrin mine’l-ardı tuvvikahû min seb’i aradîn.tuvvikahû min seb’i aradîn.

Hz. Âişe anamız radıyallahu anh rivayet edilmiş ki,


Hz. Âişe anamız radıyallahu anh rivayet edilmiş ki,
Peygamber Efendimiz hem İmam Buhârî hem İmam Müslim’inPeygamber Efendimiz hem İmam Buhârî hem İmam Müslim’in kitaplarında sahîhlerinde var, bu hadîs, kaydedilmiş.kitaplarında sahîhlerinde var, bu hadîs, kaydedilmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Men zaleme. Kim ki, zulüm ve haksızlık yaparsa.


Men zaleme. Kim ki, zulüm ve haksızlık yaparsa.
Ne kadar?Ne kadar?

Kîde şibrin. Bir karış kadar.


Kîde şibrin. Bir karış kadar.
Mine’l-ardı. Yeryüzü, yerden, araziden,Mine’l-ardı. Yeryüzü, yerden, araziden, bir karış kadar, bir, azıcık bir şey, haksızlık yaparsa.bir karış kadar, bir, azıcık bir şey, haksızlık yaparsa. Şimdi bazen arazilerin hudutlarını bir direk, bir taş belirtir.Şimdi bazen arazilerin hudutlarını bir direk, bir taş belirtir. Senin tarlan şurası, onun tarlası orası,Senin tarlan şurası, onun tarlası orası, arada bir taş.arada bir taş. Kimisi bunları oynar.Kimisi bunları oynar. Kendi arazisini biraz şey yapmak için ittirtir.Kendi arazisini biraz şey yapmak için ittirtir. Sapanla sürerken biraz oraya sataşır,Sapanla sürerken biraz oraya sataşır, ittirtir falan, bir karış daha fazla kazanır,ittirtir falan, bir karış daha fazla kazanır, otları ağaçları biraz daha fazla tıraşlar,otları ağaçları biraz daha fazla tıraşlar, aradaki çalıları o tarafa fazla yanaştırır.aradaki çalıları o tarafa fazla yanaştırır.

Bir karışlık bir arazi kadar bile


Bir karışlık bir arazi kadar bile
haksızlık yapan bir insanın,haksızlık yapan bir insanın, kıyamet gününde boynuna 7 kat yer,kıyamet gününde boynuna 7 kat yer, boğazına halka olarak geçirilir.boğazına halka olarak geçirilir. O bir karışta kalmaz 7 kat arz sen misin arazide hile yapıp,O bir karışta kalmaz 7 kat arz sen misin arazide hile yapıp, komşunun tarlasından yer çalan,komşunun tarlasından yer çalan, yer kazanmaya gayret eden diye 7 kat yerin dibine kadaryer kazanmaya gayret eden diye 7 kat yerin dibine kadar o kısım boynuna halka olarak geçirilir,o kısım boynuna halka olarak geçirilir, o haksızlık yapan insana.o haksızlık yapan insana.

Kul hakkı. Başkasının malını haksız yere almak.


Kul hakkı. Başkasının malını haksız yere almak.
Hile yapıp hudut değiştirip, araziyi şey yapmak, kaydırmak.Hile yapıp hudut değiştirip, araziyi şey yapmak, kaydırmak.

Akrabadan kimseler var.


Akrabadan kimseler var.
Dedem mal bırakmış.Dedem mal bırakmış. Dedemin hakkı.Dedemin hakkı. Neyse haksızlıklar maksızlıklar falan.Neyse haksızlıklar maksızlıklar falan. Kardeşleri bazı haksızlıklar yapmış.Kardeşleri bazı haksızlıklar yapmış. Sonra oturulmuş arazi taksim edilmiş,Sonra oturulmuş arazi taksim edilmiş, Çizilmiş şema var.Çizilmiş şema var. 2 metre o tarafa kaydırmış, vermiyor.2 metre o tarafa kaydırmış, vermiyor. 2 metre kaydırmış, amma 2 metre böyle uzun, derin yani2 metre kaydırmış, amma 2 metre böyle uzun, derin yani bayağı bir şey ediyor, kıymetli bir yerde, vermiyor.bayağı bir şey ediyor, kıymetli bir yerde, vermiyor. Bak işte bak buraya imza atmamış mısın sen?Bak işte bak buraya imza atmamış mısın sen? Böyle bölüşülmemiş mi?Böyle bölüşülmemiş mi? Bak sen kendi hakkını almışsın, birde buradan haksızlık yapmışsın.Bak sen kendi hakkını almışsın, birde buradan haksızlık yapmışsın. Düzeltmiyor. Hacım. Bu nasıl hacılık?Düzeltmiyor. Hacım. Bu nasıl hacılık? Hacım. Bu nasıl hacılık?Hacım. Bu nasıl hacılık?

Araziyi haksız yere yutuyorsun,


Araziyi haksız yere yutuyorsun,
haksızlık yapıyorsun, hayrını görmezsin,haksızlık yapıyorsun, hayrını görmezsin, sende görmezsin, çoluk çocuğunda görmez.sende görmezsin, çoluk çocuğunda görmez. Bilip duruyoruz, bizim hakkımız yenmiş, razı değiliz.Bilip duruyoruz, bizim hakkımız yenmiş, razı değiliz. Razı değiliz. Rahmetli anam akrabadanRazı değiliz. Rahmetli anam akrabadan bazıları gelip hakkını helal et falan demişlerdi,bazıları gelip hakkını helal et falan demişlerdi, etmem dedi.etmem dedi. Çok çektirdiler anama.Çok çektirdiler anama. Öyle üzmüşler ki etmem dedi.Öyle üzmüşler ki etmem dedi. Ahirette hakkımı alacağım dedi.Ahirette hakkımı alacağım dedi. Vermedi helallik. Bazen öyle şeyler oluyor.Vermedi helallik. Bazen öyle şeyler oluyor.

Kul hakkı çok mühim muhterem kardeşlerim.


Kul hakkı çok mühim muhterem kardeşlerim.


Ve an ebî mûsâ radıyallahu anhu kâle kâle sallallahu aleyhi ve sellem.


Ve an ebî mûsâ radıyallahu anhu kâle kâle sallallahu aleyhi ve sellem.


Ebû Mûsâ El-Eş'arî radıyallahu anh’den


Ebû Mûsâ El-Eş'arî radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre yine bunu da İmam Buhârîrivayet edildiğine göre yine bunu da İmam Buhârî ve Müslim beraber rivayet etmişler.ve Müslim beraber rivayet etmişler. Ebû Musa radıyallahu anh’den rivayet.Ebû Musa radıyallahu anh’den rivayet. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş;Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuş;

İnnallaha yumlî li’z-zâlimi


İnnallaha yumlî li’z-zâlimi
fe-izâ ehazehû lem yüflithü sümme karaefe-izâ ehazehû lem yüflithü sümme karae bismillahirrahmanirrahimbismillahirrahmanirrahim ve kezâlike ahzü rabbike izâ aheze’l-kurâ ve hiye zâlimetünve kezâlike ahzü rabbike izâ aheze’l-kurâ ve hiye zâlimetün inne ahzehû elîmün şedîdün.inne ahzehû elîmün şedîdün.

Sureyi Hud 102. âyet-i kerîme.


Sureyi Hud 102. âyet-i kerîme.
Diyor ki Peygamber Efendimiz;Diyor ki Peygamber Efendimiz; İnnallaha. Muhakkak ki Allahu Teâlâ.İnnallaha. Muhakkak ki Allahu Teâlâ. Yumlî li’z-zâlimi. Zalime mühlet verir.Yumlî li’z-zâlimi. Zalime mühlet verir. Yani zulmü işledi diye hemen o gece başına taş yağdırmaz,Yani zulmü işledi diye hemen o gece başına taş yağdırmaz, hemen belasını anında vermez, mühlet verir.hemen belasını anında vermez, mühlet verir.

Neden mühlet verir?


Neden mühlet verir?
Belki tevbe eder. Belki haksızlığını anlar. Belki geri verecek,Belki tevbe eder. Belki haksızlığını anlar. Belki geri verecek, pişman olacak, ben bunu almıştım ama ya haksızlık etmişim,pişman olacak, ben bunu almıştım ama ya haksızlık etmişim, al kardeşim hakkını helal et, belki uyanacak.al kardeşim hakkını helal et, belki uyanacak. Mühlet verir Cenâb-ı Hak.Mühlet verir Cenâb-ı Hak.

Halîmdir. Yani hilim sahibidir,


Halîmdir. Yani hilim sahibidir,
ağırdan yapar muamelesini.ağırdan yapar muamelesini. Yani acun, aceleci değildir,Yani acun, aceleci değildir, Ekseriya ağırdan ağırdan yapar amaEkseriya ağırdan ağırdan yapar ama bazen de anında tepeler ha.bazen de anında tepeler ha. Eğer kahrı, gazabı çok olursa, anında tepeler.Eğer kahrı, gazabı çok olursa, anında tepeler. O Kur’an-ı Kerîm’i yakanların zelzeleyleO Kur’an-ı Kerîm’i yakanların zelzeleyle bir anda, o anda perişan edildi.bir anda, o anda perişan edildi. Bazen üstüne ispirto döküp Kur’an yakanları tepelediği gibi.Bazen üstüne ispirto döküp Kur’an yakanları tepelediği gibi.

Şimdi Allah zalime mühlet verir amma.


Şimdi Allah zalime mühlet verir amma.
Fe-izâ ehazehû. Yakaladığı zamandaFe-izâ ehazehû. Yakaladığı zamanda Cenâb-ı Hak zalimi. Lem yüflithü.Cenâb-ı Hak zalimi. Lem yüflithü. Felah vermez, bırakmaz bir daha, koyuvermez.Felah vermez, bırakmaz bir daha, koyuvermez. Zalime mühlet verir amma,Zalime mühlet verir amma, zalim o mühlet içinde kendisine bir şey olmadığından dolayı, aldanmasın.zalim o mühlet içinde kendisine bir şey olmadığından dolayı, aldanmasın. Bir yakaladı mı bırakmaz, mahveder.Bir yakaladı mı bırakmaz, mahveder. Bunu böyle söyledi Peygamber Efendimiz.Bunu böyle söyledi Peygamber Efendimiz. Allah’ın âdeti böyledir, âdetullah böyledir.Allah’ın âdeti böyledir, âdetullah böyledir.

Onun için tabi burada en mühim şey şudur.


Onun için tabi burada en mühim şey şudur.
Zalimin birdenbire ceza görmemesi.Zalimin birdenbire ceza görmemesi. Ya bu herif bu kadar hırsız, bu kadar arsız,Ya bu herif bu kadar hırsız, bu kadar arsız, bu kadar yüzsüz, bu kadar zalim.bu kadar yüzsüz, bu kadar zalim. Niye taş yağmıyor başına?Niye taş yağmıyor başına? Var bir hikmeti. Cenâb-ı Hak mühlet veriyor.Var bir hikmeti. Cenâb-ı Hak mühlet veriyor. Amma yakaladı mı fena yakalar, bırakmaz o zaman.Amma yakaladı mı fena yakalar, bırakmaz o zaman.

Zalim birisini anlattılar. Son devrinde bak Allah nasıl öldürüyor?


Zalim birisini anlattılar. Son devrinde bak Allah nasıl öldürüyor?
Bir hastalığa tutulmuş,Bir hastalığa tutulmuş, büyük abdestini aşağıdan yapamıyormuş, kusuyormuş,büyük abdestini aşağıdan yapamıyormuş, kusuyormuş, ağzından çıkıyormuş, bak azaba bak,ağzından çıkıyormuş, bak azaba bak, kaç kişiye ne zulümler yapmış,kaç kişiye ne zulümler yapmış, tarihe geçmiş bir isim, söylemiyorum.tarihe geçmiş bir isim, söylemiyorum. Nice insanın haksız asılmasına, öldürülmesine sebep olmuş bir insan.Nice insanın haksız asılmasına, öldürülmesine sebep olmuş bir insan. Yakaladı mı bırakmaz.Yakaladı mı bırakmaz. Şu âyet-i kerîmeleri okudu.Şu âyet-i kerîmeleri okudu. Sonra Peygamber Efendimiz Kur’an’ın âyetlerini de sözünün arkasında okudu.Sonra Peygamber Efendimiz Kur’an’ın âyetlerini de sözünün arkasında okudu.

Ve kezâlike ahzü rabbike izâ aheze’l-kurâ ve hiye zâlimetün.


Ve kezâlike ahzü rabbike izâ aheze’l-kurâ ve hiye zâlimetün.
Bir belde eğer günahkâr ise,Bir belde eğer günahkâr ise, o belde halkı, zalim yani günahkâr ise,o belde halkı, zalim yani günahkâr ise, onu yakaladığı zaman,onu yakaladığı zaman, Cenâb-ı Hak böyle yakalar,Cenâb-ı Hak böyle yakalar, azabına girihtar ettiği zaman, böyle girihtar eder.azabına girihtar ettiği zaman, böyle girihtar eder.

İnne ahzehû. Cenâb-ı Hakk’ın yakalaması.


İnne ahzehû. Cenâb-ı Hakk’ın yakalaması.
Elîmün. Çok elem verici.Elîmün. Çok elem verici. Ve şedîdün. Çok şiddetlidir.Ve şedîdün. Çok şiddetlidir. Bu sure-i Hûd biliyorsunuz Hûd aleyhisselam’dan bahsedildiği içinBu sure-i Hûd biliyorsunuz Hûd aleyhisselam’dan bahsedildiği için bu adı almış sureyi Hûd diye,bu adı almış sureyi Hûd diye, sureyi Hud’un içinde böyle eski ümmetleresureyi Hud’un içinde böyle eski ümmetlere Allah’ın verdiği cezaları Cenâb-ı Hak anlatıyor.Allah’ın verdiği cezaları Cenâb-ı Hak anlatıyor. Âd kavmi, Semûd kavmi nasıl helâk oldular,Âd kavmi, Semûd kavmi nasıl helâk oldular, onları anlatıyor.onları anlatıyor.

Ondan sonrada Peygamber Efendimize buyuruyor ki,


Ondan sonrada Peygamber Efendimize buyuruyor ki,


Fe’stekım kemâ ümirte.


Fe’stekım kemâ ümirte.
O halde ey Resûlüm!O halde ey Resûlüm! Nasıl emir olunuyorsa sana,Nasıl emir olunuyorsa sana, öylece müstakim ol. Öylece dosdoğru ol.öylece müstakim ol. Öylece dosdoğru ol. Dikkat et bak.Dikkat et bak. Cenâb-ı Hak emrini tutmayanları nasıl cezalandırıyor?Cenâb-ı Hak emrini tutmayanları nasıl cezalandırıyor? Onun için müstakim ol.Onun için müstakim ol.

Bu âyeti indikten sonra,


Bu âyeti indikten sonra,
öğrendikten sonra Peygamber Efendimiz, daha da dikkatli davranmış,öğrendikten sonra Peygamber Efendimiz, daha da dikkatli davranmış, daha çok böyle heyecanlanmış,daha çok böyle heyecanlanmış, daha çok titizlenmiş.daha çok titizlenmiş. Ve buyurmuş ki beni Hûd suresiVe buyurmuş ki beni Hûd suresi ve benzeri sureler, âyetler ihtiyarlattı.ve benzeri sureler, âyetler ihtiyarlattı. Saçımı sakalımı onlar ağarttı.Saçımı sakalımı onlar ağarttı. Belimi onlar büktü demek yani Türkçe.Belimi onlar büktü demek yani Türkçe. Benim belimi büken bu âyetler bu sureler buyurmuş.Benim belimi büken bu âyetler bu sureler buyurmuş.

Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimizi ne seçmiş?


Allahu Teâlâ hazretleri Peygamber Efendimizi ne seçmiş?
Seyyidi'l-mürselîn. Peygamberlerin Efendisi.Seyyidi'l-mürselîn. Peygamberlerin Efendisi. Eşrefi’l-mürselîn. Gönderen, Resûllerin,Eşrefi’l-mürselîn. Gönderen, Resûllerin, enbiya ve mürselinin en şereflisi.enbiya ve mürselinin en şereflisi. Seyyidi veledi Âdem. Âdemoğullarının en makamı yüksek olanı.Seyyidi veledi Âdem. Âdemoğullarının en makamı yüksek olanı. Habîbullah. Allah’ın en sevdiği kul.Habîbullah. Allah’ın en sevdiği kul. Resulü's-Sekaleyn. İns ü cinne Peygamber.Resulü's-Sekaleyn. İns ü cinne Peygamber. Makam-ı Mahmud’un sahibi.Makam-ı Mahmud’un sahibi. Sahibu’l-mîrâc.Sahibu’l-mîrâc. Hayatında miraca çıkmış,Hayatında miraca çıkmış, huzuru Rabbul izzete varmış, cemalini görmüş bir kimse.huzuru Rabbul izzete varmış, cemalini görmüş bir kimse.

Bunca meziyetlere sahip herkesin sevdiği.


Bunca meziyetlere sahip herkesin sevdiği.
Eski Peygamberlerin keşke ahir zamanda yaşasaydım daEski Peygamberlerin keşke ahir zamanda yaşasaydım da o mübarek ahir zaman Peygamberineo mübarek ahir zaman Peygamberine ümmet olsaydım diye temenni ettikleri.ümmet olsaydım diye temenni ettikleri. Resûlullah Efendimize Allahu Teâlâ hazretleriResûlullah Efendimize Allahu Teâlâ hazretleri emrolunduğun gibi dosdoğru ol buyuruyor.emrolunduğun gibi dosdoğru ol buyuruyor. Yani işin çok ciddi olduğunu gösterir bunlar,Yani işin çok ciddi olduğunu gösterir bunlar, Peygamber Efendimizde çok ciddi durmuştur.Peygamber Efendimizde çok ciddi durmuştur.

El-Fatiha!


El-Fatiha!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2