Namaz Vakitleri
İstanbul
2 Cemâziye'l-Âhir 1447
22 November 2025
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Ahiret İçin Hazırlanın!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Rebîü'l-Âhir 1416 / 08.09.1995
AKRA

Ahiret İçin Hazırlanın!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Rebîü'l-Âhir 1416 / 08.09.1995
AKRA

Konuşma Metni

es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berakâtühû.es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berakâtühû. Aziz ve sevgili dinleyiciler! Cumanız mübarek olsun!.. Allah nice cumalara mutlu, mübarek, güzel günlere sizleri sevdiklerinizle beraber, sıhhat ve afiyetle, devlet ve saadetle eriştirsin!..

Aziz ve sevgili dinleyiciler! Cumanız mübarek olsun!.. Allah nice cumalara mutlu, mübarek, güzel günlere sizleri sevdiklerinizle beraber, sıhhat ve afiyetle, devlet ve saadetle eriştirsin!..
Biliyorsunuz, Allah Teâlâ Hazretleri ahirette cenneti yaratmış, cennet var. Her türlü güzel nimetlerin toplandığı, her türlü mükâfatların, ikramların, nimetlerin olduğu, Allah’ın rızasının bulunduğu yurt, cennet yurdu diyoruz. Allah Teâlâ Hazretleri cümlemizi cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin...

Biliyorsunuz, Allah Teâlâ Hazretleri ahirette cenneti yaratmış, cennet var. Her türlü güzel nimetlerin toplandığı, her türlü mükâfatların, ikramların, nimetlerin olduğu, Allah’ın rızasının bulunduğu yurt, cennet yurdu diyoruz. Allah Teâlâ Hazretleri cümlemizi cennetiyle cemâliyle müşerref eylesin...
Bir de onun karşılığında, suçluların, zalimlerin, kâfirlerin cezasını çekeceği, dünyada ettiklerinin adalet-i ilâhî gereği karşılığını görecekleri cehennem var...

Bir de onun karşılığında, suçluların, zalimlerin, kâfirlerin cezasını çekeceği, dünyada ettiklerinin adalet-i ilâhî gereği karşılığını görecekleri cehennem var...
Sevgili Akra dinleyicileri, Allah Teâlâ Hazretleri Kur’ân-ı Kerîm’deki bir ayet-i kerimede buyuruyor ki lütfuyla, keremiyle:

Sevgili Akra dinleyicileri, Allah Teâlâ Hazretleri Kur’ân-ı Kerîm’deki bir ayet-i kerimede buyuruyor ki lütfuyla, keremiyle:
(Va’llâhu yed’û ilâ dâri’s-selâm) “Allah Teâlâ Hazretleri dârü’s-selâm’a davet ediyor.” Dârü’s-selâm, yâni selamet yurdu olan cennet...

(Va’llâhu yed’û ilâ dâri’s-selâm) “Allah Teâlâ Hazretleri dârü’s-selâm’a davet ediyor.” Dârü’s-selâm, yâni selamet yurdu olan cennet...
Allah Teâlâ Hazretleri davet ediyor kullarını, sizleri, bizleri, mahlûkatının mükellef ve mükerrem yaratıkları olan insanları ve cinleri davet sahibi davet ediyor. Buradaki davet sözünün ne kadar ılık, ne kadar güzel duygular uyandırdığını, siz de hissediyorsunuzdur.

Allah Teâlâ Hazretleri davet ediyor kullarını, sizleri, bizleri, mahlûkatının mükellef ve mükerrem yaratıkları olan insanları ve cinleri davet sahibi davet ediyor. Buradaki davet sözünün ne kadar ılık, ne kadar güzel duygular uyandırdığını, siz de hissediyorsunuzdur.
Bir insanın bir yere o yerin sahibi tarafından, yüksek makam sahibi tarafından davet edilmesi, ne kadar onur verici bir durum... Ne kadar insanın hoşuna gidiyor, Allah Teâlâ Hazretleri tarafından çağrılmak...

Bir insanın bir yere o yerin sahibi tarafından, yüksek makam sahibi tarafından davet edilmesi, ne kadar onur verici bir durum... Ne kadar insanın hoşuna gidiyor, Allah Teâlâ Hazretleri tarafından çağrılmak...
Bir de bunun karşılığında cehennem var ki, aklın hayalin alamayacağı kadar korkunç şeyler... Yâni insanlar cehennemi hakkıyla idrak edebilseler, cehennemin ne olduğunu hakkıyla kavrayabilseler günaha böyle yönlerini bile dönmezlerdi, gözlerinin ucuyla bile bakmazlardı. O kadar, tahmin edilemeyecek kadar azaplar var... Allah cümlemizi cehenneme düşmekten korusun...

Bir de bunun karşılığında cehennem var ki, aklın hayalin alamayacağı kadar korkunç şeyler... Yâni insanlar cehennemi hakkıyla idrak edebilseler, cehennemin ne olduğunu hakkıyla kavrayabilseler günaha böyle yönlerini bile dönmezlerdi, gözlerinin ucuyla bile bakmazlardı. O kadar, tahmin edilemeyecek kadar azaplar var... Allah cümlemizi cehenneme düşmekten korusun...
Ayet-i kerimelerde, Allah Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki:

Ayet-i kerimelerde, Allah Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki:
Yâ eyyühe’llezîne âmenû kû enfüseküm ve ehlîküm nârâ.

Yâ eyyühe’llezîne âmenû kû enfüseküm ve ehlîküm nârâ.
(Yâ eyyühe’llezîne âmenû) “Ey iman edenler, (kû enfüseküm) hem kendinizi, kendi canınızı, kendi şahıslarınızı; (ve ehlîküm nârâ) hem de sizin ailenizin fertleri durumunda olan, geçimi ve yönetimi size bağlı olan insanları, ev halkınızı cehennemden koruyun!.. Cehennem ateşinden koruyun!” diye bizi ihtar eyliyor. Bu da çok önemli bir vazife...

(Yâ eyyühe’llezîne âmenû) “Ey iman edenler, (kû enfüseküm) hem kendinizi, kendi canınızı, kendi şahıslarınızı; (ve ehlîküm nârâ) hem de sizin ailenizin fertleri durumunda olan, geçimi ve yönetimi size bağlı olan insanları, ev halkınızı cehennemden koruyun!.. Cehennem ateşinden koruyun!” diye bizi ihtar eyliyor. Bu da çok önemli bir vazife...
Allah Teâlâ Hazretleri bize bir şeyi emretti mi, onu yapmamız lazım!.. Bir şeyi yasakladığında yapmamamız lazım!.. Bu emir, aile reisleri için son derece önemli olan bir şey... Tehlikeden kendisini koruyacak, bir de kendisine bağlı olan, sorumluluğu kendisinin omuzunda olan insanları koruyacak... Bu aile reisleri için ebeveyn için anne baba için; veya anne baba vefat etmişse bile ailenin reisi bazen dede olur, bazen başka bir akraba olabilir; onlar için çok önemli bir şey...

Allah Teâlâ Hazretleri bize bir şeyi emretti mi, onu yapmamız lazım!.. Bir şeyi yasakladığında yapmamamız lazım!.. Bu emir, aile reisleri için son derece önemli olan bir şey... Tehlikeden kendisini koruyacak, bir de kendisine bağlı olan, sorumluluğu kendisinin omuzunda olan insanları koruyacak... Bu aile reisleri için ebeveyn için anne baba için; veya anne baba vefat etmişse bile ailenin reisi bazen dede olur, bazen başka bir akraba olabilir; onlar için çok önemli bir şey...
Dünyada ve dünya hayatında Allah Teâlâ Hazretleri bütün canlılara birtakım içgüdüler vermiş, kendi kendine otomatik bir şekilde çalışan birtakım duygular vermiş. Bu duygularla insan kendisini tehlikeden koruyor. Tehlikeli durumu sezdiğinde otomatik olarak sakınıyor, kaçınıyor.

Dünyada ve dünya hayatında Allah Teâlâ Hazretleri bütün canlılara birtakım içgüdüler vermiş, kendi kendine otomatik bir şekilde çalışan birtakım duygular vermiş. Bu duygularla insan kendisini tehlikeden koruyor. Tehlikeli durumu sezdiğinde otomatik olarak sakınıyor, kaçınıyor.
Ama ahirette olacak tehlikelerden korunmak, bu biraz zor bir şey... Gözüne bir cisim geldiği zaman, bir karaltı geldiği zaman, gözüne bir şey yaklaştığı zaman hemen gözü kapanır insanın... Bir ani ses duyduğu zaman hemen irkilir, ürperir, hoplar yerinden... Kendimi tutamadım der insan...

Ama ahirette olacak tehlikelerden korunmak, bu biraz zor bir şey... Gözüne bir cisim geldiği zaman, bir karaltı geldiği zaman, gözüne bir şey yaklaştığı zaman hemen gözü kapanır insanın... Bir ani ses duyduğu zaman hemen irkilir, ürperir, hoplar yerinden... Kendimi tutamadım der insan...
Maddî bir uyarının sonunda, insan kendisini koruyabiliyor ama, ahiretin müstakbel tehlikelerinden korunmak için de insanın tedbirler alması lazım!

Maddî bir uyarının sonunda, insan kendisini koruyabiliyor ama, ahiretin müstakbel tehlikelerinden korunmak için de insanın tedbirler alması lazım!
Biz düşünen insanlarız, akıllı insanlarız, akıbet endişi olan, yâni akıbetini tefekkür edebilme seviyesine gelmiş insanlarız.

Biz düşünen insanlarız, akıllı insanlarız, akıbet endişi olan, yâni akıbetini tefekkür edebilme seviyesine gelmiş insanlarız.
“Ben düşünemiyorum, ben düşünemem!..”

“Ben düşünemiyorum, ben düşünemem!..”
Düşünemezsen, cezanı belânı bulursun. Niye düşünemiyorsun? Düşüneceksin, bunun sonucu çok önemli... Fevkalade önemli bir sonuçla karşılaşacaksın, sonunda fevkalade pişman olabilirsin!

Düşünemezsen, cezanı belânı bulursun. Niye düşünemiyorsun? Düşüneceksin, bunun sonucu çok önemli... Fevkalade önemli bir sonuçla karşılaşacaksın, sonunda fevkalade pişman olabilirsin!
İki çeşit pişmanlık olur: Çok büyük avantajları, güzellikleri, kaçırdığın için pişman olursun; bir... İkincisi; çok büyük zararlara, acılara maruz kaldığın için pişman olursun. Ah keşke dersin, ama o zaman fayda vermez. Biliyorsunuz cehennemin vazifeli zebânîleri vardır. Azab melekleri var... Onlar, insanlar cehenneme girdikleri zaman, hayretler içinde soracaklar. Kur’ân-ı Kerîm’de bildiriyor Allah Teâlâ Hazretleri:

İki çeşit pişmanlık olur: Çok büyük avantajları, güzellikleri, kaçırdığın için pişman olursun; bir... İkincisi; çok büyük zararlara, acılara maruz kaldığın için pişman olursun. Ah keşke dersin, ama o zaman fayda vermez. Biliyorsunuz cehennemin vazifeli zebânîleri vardır. Azab melekleri var... Onlar, insanlar cehenneme girdikleri zaman, hayretler içinde soracaklar. Kur’ân-ı Kerîm’de bildiriyor Allah Teâlâ Hazretleri:
(E lem ye’tiküm nezîr) “Size bu durumu ihtar eden, önceden haber veren, ikaz eden, uyaran bir uyarıcı, bir peygamber, Allah tarafından gönderilmiş bir haberci gelip de size bunları söylemedi mi?.. Nasıl geldiniz bu cehenneme, nasıl düştünüz?.. Nasıl oldu da tedbir almadınız, nasıl oldu da kurtulmadınız bu cehennemden?” diye hayretler içinde soracaklar.

(E lem ye’tiküm nezîr) “Size bu durumu ihtar eden, önceden haber veren, ikaz eden, uyaran bir uyarıcı, bir peygamber, Allah tarafından gönderilmiş bir haberci gelip de size bunları söylemedi mi?.. Nasıl geldiniz bu cehenneme, nasıl düştünüz?.. Nasıl oldu da tedbir almadınız, nasıl oldu da kurtulmadınız bu cehennemden?” diye hayretler içinde soracaklar.
Kâlû belâ kad câenâ nezîr ve kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzela’llâhu min şey’

Kâlû belâ kad câenâ nezîr ve kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzela’llâhu min şey’
Gelmez olur mu, geldi o peygamberler ama; biz onları yalanladık, yalan söylüyorsunuz dedik.

Gelmez olur mu, geldi o peygamberler ama; biz onları yalanladık, yalan söylüyorsunuz dedik.
İnanmıyoruz size dedik, yalanladık onları.” diyecek cehenneme düşmüş olan kâfirler. “Allah bir şey indirmez, öyle bir şey yok! Öyle bir olay olabileceği hiç bahis konusu değil.” dediklerini pişmanlıklar içinde bildirecekler.

İnanmıyoruz size dedik, yalanladık onları.” diyecek cehenneme düşmüş olan kâfirler. “Allah bir şey indirmez, öyle bir şey yok! Öyle bir olay olabileceği hiç bahis konusu değil.” dediklerini pişmanlıklar içinde bildirecekler.
Allah Teâlâ Hazretleri kâfirlere, cehennemde inkâr ettikleri azapları tattırırken soracak, Kur’ân-ı Kerîm’de bildiriliyor:

Allah Teâlâ Hazretleri kâfirlere, cehennemde inkâr ettikleri azapları tattırırken soracak, Kur’ân-ı Kerîm’de bildiriliyor:
(E leyse hâzâ bi’l-hak) “Hak mıymış, gerçek miymiş dünyada iken inkâr ettiğiniz, ‘Olmaz, olamaz, mümkün değil, kabul etmiyoruz!’ dediğiniz şeyler?..”

(E leyse hâzâ bi’l-hak) “Hak mıymış, gerçek miymiş dünyada iken inkâr ettiğiniz, ‘Olmaz, olamaz, mümkün değil, kabul etmiyoruz!’ dediğiniz şeyler?..”
O zaman hak olduğunu, karşılarına geldiği zaman görecekler ama, bir olayın, tehlikenin insanın etrafını sardığı anda fark edilmesi çok geç oluyor. İçine düştüğü anda fark edilmesi, çok geç bir olay oluyor.

O zaman hak olduğunu, karşılarına geldiği zaman görecekler ama, bir olayın, tehlikenin insanın etrafını sardığı anda fark edilmesi çok geç oluyor. İçine düştüğü anda fark edilmesi, çok geç bir olay oluyor.
Onun için insanın korunması lazım! Bu korunma da bu gibi düşünceleri düşünüp, tedbiri önceden alabilen gerçekten akıllı insanların, düşünebilen insanların, mütefekkir insanların, akıbetini hesaplayabilen, sezebilen insanların işi oluyor. Bu çok önemli!..

Onun için insanın korunması lazım! Bu korunma da bu gibi düşünceleri düşünüp, tedbiri önceden alabilen gerçekten akıllı insanların, düşünebilen insanların, mütefekkir insanların, akıbetini hesaplayabilen, sezebilen insanların işi oluyor. Bu çok önemli!..
Hani diyorlar ya münakaşalarda: ilerici-gerici... Hangisi ilerici, hangisi gerici?.. Mümin o kadar ilerici ki, dünya hayatının istikbaldeki günlerini düşündüğü gibi; ahiret hayatının kendisine getireceği tehlikeleri veyahut sağlayacağı mükâfatları düşünerek hayatını tanzim ediyor.

Hani diyorlar ya münakaşalarda: ilerici-gerici... Hangisi ilerici, hangisi gerici?.. Mümin o kadar ilerici ki, dünya hayatının istikbaldeki günlerini düşündüğü gibi; ahiret hayatının kendisine getireceği tehlikeleri veyahut sağlayacağı mükâfatları düşünerek hayatını tanzim ediyor.
O halde dünyada müminden, Müslümandan, böyle ahirete inanan, Allah’a güzel kulluk eden tertemiz, pırıl pırıl, edepli, takvâ ehli, ihlâslı tertemiz bir Müslümandan daha ilerici kim olabilir?.. Ondan daha ilerici olmak mümkün değil. Çünkü onun kadar ilerisini gören yok!..

O halde dünyada müminden, Müslümandan, böyle ahirete inanan, Allah’a güzel kulluk eden tertemiz, pırıl pırıl, edepli, takvâ ehli, ihlâslı tertemiz bir Müslümandan daha ilerici kim olabilir?.. Ondan daha ilerici olmak mümkün değil. Çünkü onun kadar ilerisini gören yok!..
Ötekiler filozof da olsalar, dünyadaki birçok bilgileri öğrenmiş de olsalar neticede kendilerini kurtaramıyorlar.

Ötekiler filozof da olsalar, dünyadaki birçok bilgileri öğrenmiş de olsalar neticede kendilerini kurtaramıyorlar.
Kurtaramadıktan sonra, kendilerini tehlikelerin içinden çekip sıyıramadıktan sonra, geleceği gün gibi âşikâr olan, besbelli olan tehlikenin önünden çekilmedikten sonra, tehlikenin içine düştükten sonra, böylesi akıllılık değil...

Kurtaramadıktan sonra, kendilerini tehlikelerin içinden çekip sıyıramadıktan sonra, geleceği gün gibi âşikâr olan, besbelli olan tehlikenin önünden çekilmedikten sonra, tehlikenin içine düştükten sonra, böylesi akıllılık değil...
Bi’t-tecrübe sabit ki, tecrübeyle sabit ki, akıllı değillermiş bu adamlar... Filozof değillermiş, âlim değillermiş, bilgili değillermiş, ilerici değillermiş.

Bi’t-tecrübe sabit ki, tecrübeyle sabit ki, akıllı değillermiş bu adamlar... Filozof değillermiş, âlim değillermiş, bilgili değillermiş, ilerici değillermiş.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2