Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Ahmed İbn-i Ebi'l-Havârî Hz. (2) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Cemâziye'l-Evvel 1414 / 23.10.1993
İstanbul

İçerik

Döviz yerine mutlaka altın gümüş kullanın." diyorsunuz. Bu maddi kayıba yol açsa da geçerli midir?

Cehrî zikir yapılabilir mi?

Cuma'nın son sünnetinden sonraki zuhru ahîrin niyeti nasıl yapılmalıdır?

Bizler tasavvufu yeni tanımaya başladık. Nerelere dikkat etmeliyiz? Sevgiye kısa yoldan nasıl ulaşırız?

Tasavvuf ilim ehlini uyuşturur." diyorlar, doğru mudur?

Bir kimse bir arkadaşıyla karşılaştığında "yüzünü gören cennetlik" derse bunun bir sakıncası olur mu? Açıklar mısınız?

Gazete yoluyla verilen ev araba gibi şeyler kumar kapsamında mıdır? Piyango haram mıdır?

Hükümetin iş kredisi olarak verdiği paranın alınması caiz midir?

Akika kurbanı kesmenin dinimizde yeri nedir? Kurban Bayramı'nda kesilebilir mi?

Günümüz tarikat günü değildir, cemaat günüdür." Bu sözü açıklar mısınız?

Aşere-i mübeşşereyi nasıl anlamalıyız, biraz önce anlattığınız olaya göre?

Tefsir kitabı almak istiyorum, hangisini önerirsiniz?

Finans kuruluşlarına yatırılan döviz ve tl gibi paralar verilebilir mi?

Müslüman hanımların erkeklerle ortak olarak asansöre binmelerinin hükmü nedir?

Peygamber Efendimiz ve sahabesinin durumu ne?

Hatm-i hâcegân esnasında "râbıta-ı şerîf" denilince hangi rabıta yapılıyor?

Yeni alınan bir arabaya kasko sigortası yaptırmak caiz olur mu?

Ben itikat ve amelde selefîyim sözü neyi gerektirir? Gerçeği nedir?

Ben hocam 'Cuma namazı kılın.' dedi diye Cuma namazı kılıyorum. Bunun bir sakıncası var mı?"

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Döviz yerine mutlaka altın gümüş kullanın." diyorsunuz. Bu maddi kayıba yol açsa da geçerli midir?, Cehrî | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ahmed İbn-i Ebi'l-Havârî Hz. (2) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

8 Cemâziye'l-Evvel 1414 / 23.10.1993
İstanbul

İçerik

Döviz yerine mutlaka altın gümüş kullanın." diyorsunuz. Bu maddi kayıba yol açsa da geçerli midir?

Cehrî zikir yapılabilir mi?

Cuma'nın son sünnetinden sonraki zuhru ahîrin niyeti nasıl yapılmalıdır?

Bizler tasavvufu yeni tanımaya başladık. Nerelere dikkat etmeliyiz? Sevgiye kısa yoldan nasıl ulaşırız?

Tasavvuf ilim ehlini uyuşturur." diyorlar, doğru mudur?

Bir kimse bir arkadaşıyla karşılaştığında "yüzünü gören cennetlik" derse bunun bir sakıncası olur mu? Açıklar mısınız?

Gazete yoluyla verilen ev araba gibi şeyler kumar kapsamında mıdır? Piyango haram mıdır?

Hükümetin iş kredisi olarak verdiği paranın alınması caiz midir?

Akika kurbanı kesmenin dinimizde yeri nedir? Kurban Bayramı'nda kesilebilir mi?

Günümüz tarikat günü değildir, cemaat günüdür." Bu sözü açıklar mısınız?

Aşere-i mübeşşereyi nasıl anlamalıyız, biraz önce anlattığınız olaya göre?

Tefsir kitabı almak istiyorum, hangisini önerirsiniz?

Finans kuruluşlarına yatırılan döviz ve tl gibi paralar verilebilir mi?

Müslüman hanımların erkeklerle ortak olarak asansöre binmelerinin hükmü nedir?

Peygamber Efendimiz ve sahabesinin durumu ne?

Hatm-i hâcegân esnasında "râbıta-ı şerîf" denilince hangi rabıta yapılıyor?

Yeni alınan bir arabaya kasko sigortası yaptırmak caiz olur mu?

Ben itikat ve amelde selefîyim sözü neyi gerektirir? Gerçeği nedir?

Ben hocam 'Cuma namazı kılın.' dedi diye Cuma namazı kılıyorum. Bunun bir sakıncası var mı?"

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Döviz yerine mutlaka altın gümüş kullanın." diyorsunuz. Bu maddi kayıba yol açsa da geçerli midir?, Cehrî | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

"Döviz yerine mutlaka altın gümüş kullanın." diyorsunuz. Bu maddi kayıba yol açsa da geçerli midir? "Döviz yerine mutlaka altın gümüş kullanın." diyorsunuz. Bu maddi kayıba yol açsa da geçerli midir?

Biz böyle diyoruz ve sözü söyleyişimizin sebebi sizin zarara uğramanızı engellemek,Biz böyle diyoruz ve sözü söyleyişimizin sebebi sizin zarara uğramanızı engellemek, yoksa "yedik" diyeceğinize parayı Allah yoluna harcarsanız en kârlısı o olur. En doğrusu bu. yoksa "yedik" diyeceğinize parayı Allah yoluna harcarsanız en kârlısı o olur. En doğrusu bu.

Ama biraz biriktirmek gerekirse, bir sene 100 dolar birikmiş para yanınızda dursa,Ama biraz biriktirmek gerekirse, bir sene 100 dolar birikmiş para yanınızda dursa, ben biriktirmiyorum da veriyorum alıyorum 100 oluyor, 150 oluyor; ben biriktirmiyorum da veriyorum alıyorum 100 oluyor, 150 oluyor; ortalaması 100 dolar olursa 12 dolar Amerika'ya bağışlamış oluyorsun. ortalaması 100 dolar olursa 12 dolar Amerika'ya bağışlamış oluyorsun. Çünkü doların enflasyonu var, Amerika'ya kazandırmış oluyorsunuz.Çünkü doların enflasyonu var, Amerika'ya kazandırmış oluyorsunuz. Bu herifler durduğumuz yerden para yoluyla bütün dünyayı haraca kesmiş oluyor.Bu herifler durduğumuz yerden para yoluyla bütün dünyayı haraca kesmiş oluyor. "Onların paralarını kullanmayalım." diyoruz."Onların paralarını kullanmayalım." diyoruz. Türk parasının da değeri düşüyor. Ay sonunda ve ay başındakinin bile değeri düşüyor. Türk parasının da değeri düşüyor. Ay sonunda ve ay başındakinin bile değeri düşüyor. Sabahleyin başka oluyor, akşamleyin başka oluyor. Sabahleyin başka oluyor, akşamleyin başka oluyor.

Borsada iş artık o kadar hızlandı. Tabii para biriktirmek lazım.Borsada iş artık o kadar hızlandı. Tabii para biriktirmek lazım. O zaman "Hiç olmazsa altın olsun; Amerika'ya, şuna buna paramız kaçmasın." veyaO zaman "Hiç olmazsa altın olsun; Amerika'ya, şuna buna paramız kaçmasın." veya döviz hangi memlekete aitse "ona kaçmasın, o faydalanmasın" diyoruz.döviz hangi memlekete aitse "ona kaçmasın, o faydalanmasın" diyoruz. Kağıdını bize verip o değerden kendisi faydalanıyor.Kağıdını bize verip o değerden kendisi faydalanıyor. Ne diye ben onu faydalandırayım? Kendimin faydalanması daha uygun olur. Ne diye ben onu faydalandırayım? Kendimin faydalanması daha uygun olur.

Ya altın, gümüş, platin gibi geçerli, istediğimiz zaman değiştirebileceğimiz,Ya altın, gümüş, platin gibi geçerli, istediğimiz zaman değiştirebileceğimiz, kullanabileceğimiz kıymetli şeylere yatırırsınız; kullanabileceğimiz kıymetli şeylere yatırırsınız; ya uzun zaman lazım değilse arsa gibi şeylere yatırırsınız;ya uzun zaman lazım değilse arsa gibi şeylere yatırırsınız; ya ticaretinizde pirinç, mercimek, çimento, demir gibi bir şeye yatırırsınız. ya ticaretinizde pirinç, mercimek, çimento, demir gibi bir şeye yatırırsınız.

Demek ki parayı elinizde tuttuğunuz zaman değerinin uçtuğu muhakkak olduğu içinDemek ki parayı elinizde tuttuğunuz zaman değerinin uçtuğu muhakkak olduğu için parayı yatırılmış bırakmak doğru değil.parayı yatırılmış bırakmak doğru değil. Gâvur, gayrimüslim parasına yatırılmış bırakılırsa o paranın yıllık enflasyonu kadarGâvur, gayrimüslim parasına yatırılmış bırakılırsa o paranın yıllık enflasyonu kadar o ülkeye para vermiş olduğunuzdan uygun görünmüyor. Mesele bu. o ülkeye para vermiş olduğunuzdan uygun görünmüyor. Mesele bu.

Bu işin bir çözümünü bulmak lazım. Bu işin bir çözümünü bulmak lazım.

Bugün Türkiye dolarla markla iş yapan bir ülke oldu. Kiralar dolarla, arabalar dolarla...Bugün Türkiye dolarla markla iş yapan bir ülke oldu. Kiralar dolarla, arabalar dolarla... Türkiye çapında bu işi üst üste koyup ortalamasını bulursanız,Türkiye çapında bu işi üst üste koyup ortalamasını bulursanız, Türkiye üzerinde ne kadar dolar varsaTürkiye üzerinde ne kadar dolar varsa onun %12'sini Amerika'ya bir senede vergi olarak veriyor demektir.onun %12'sini Amerika'ya bir senede vergi olarak veriyor demektir. Hiç kimsenin bilmediği bir vergi. Bu ona kaçıyor çünkü parasının değeri düşüyor.Hiç kimsenin bilmediği bir vergi. Bu ona kaçıyor çünkü parasının değeri düşüyor. Mark kullanıyorsa markın %5, %6, %7'sini veriyor demektir. Hangi dövizi kullanıyorsa bir zarardır.Mark kullanıyorsa markın %5, %6, %7'sini veriyor demektir. Hangi dövizi kullanıyorsa bir zarardır. Hiç kullanmamak lazım. Onun yerine hemen başka bir şeye çevirmek lazım. Hiç kullanmamak lazım. Onun yerine hemen başka bir şeye çevirmek lazım.

Cehrî zikir yapılabilir mi? Cehrî zikir yapılabilir mi?

İnsan şahsen cehrî zikir yapar. İnsan şahsen cehrî zikir yapar. Bir grup halinde de mahzuru yoksa bizim kardeşlerimiz cehrî zikir de yapabilirler.Bir grup halinde de mahzuru yoksa bizim kardeşlerimiz cehrî zikir de yapabilirler. Çünkü şeyhlerimizin, tarikat büyüklerimizin bir kısmıÇünkü şeyhlerimizin, tarikat büyüklerimizin bir kısmı cehrî zikri yapmış, bir kısmı hafî zikri tercih etmiştir.cehrî zikri yapmış, bir kısmı hafî zikri tercih etmiştir. Tamamen yasak değildir. Esas zikir şeklimiz hafî zikir şeklidir. Tamamen yasak değildir. Esas zikir şeklimiz hafî zikir şeklidir. Çünkü o yetmiş kat daha sevaplıdır, o bakımdan; yoksa ikisini de yapabilirsiniz. Çünkü o yetmiş kat daha sevaplıdır, o bakımdan; yoksa ikisini de yapabilirsiniz.

Cuma'nın son sünnetinden sonraki zuhru ahîrin niyeti nasıl yapılmalıdır? Cuma'nın son sünnetinden sonraki zuhru ahîrin niyeti nasıl yapılmalıdır?

"Kılmam gerektiği halde henüz kılmamış olduğum son"Kılmam gerektiği halde henüz kılmamış olduğum son öğle namazını kılmaya niyet ettim yâ Rabbi!" diye yapılmalıdır.öğle namazını kılmaya niyet ettim yâ Rabbi!" diye yapılmalıdır. Eğer o gün Cuma namazı olmamışsa o günün öğle namazı olur. Eğer o gün Cuma namazı olmamışsa o günün öğle namazı olur. O günkü Cuma namazı makbul olmuşsa, şartları yerine gelmişse, tamam olmuşsaO günkü Cuma namazı makbul olmuşsa, şartları yerine gelmişse, tamam olmuşsa o zaman kılmamış olduğu en yakın zamandaki namaza gitmiş olur. o zaman kılmamış olduğu en yakın zamandaki namaza gitmiş olur.

İki defa rüyada görmüş bir kardeşimiz, namaza kaldırmışız. İki defa rüyada görmüş bir kardeşimiz, namaza kaldırmışız. Bir seferde, ikincide Necip Fazıl'ın kabri başında görülmüş... Bir seferde, ikincide Necip Fazıl'ın kabri başında görülmüş...

Necip Fazıl büyük konuları cesaretle, edebî bir üslupla ortaya koymuş bir tarikat kardeşimizdi.Necip Fazıl büyük konuları cesaretle, edebî bir üslupla ortaya koymuş bir tarikat kardeşimizdi. Netice itibariyle o da Nakşîydi, Arvâsî hazretlerine bağlıydı, o da Hâlid-i Bağdâdî kolundandır.Netice itibariyle o da Nakşîydi, Arvâsî hazretlerine bağlıydı, o da Hâlid-i Bağdâdî kolundandır. Şiirlerinin dinî olanlarından ezberlenip istifade edilebilir.Şiirlerinin dinî olanlarından ezberlenip istifade edilebilir. Ayrıca rabıta üzerine, daha başka tasavvufî konular üzerine, tasavvuf büyükleri üzerine güzel dinî kitapları da var. Ayrıca rabıta üzerine, daha başka tasavvufî konular üzerine, tasavvuf büyükleri üzerine güzel dinî kitapları da var.

Bizler tasavvufu yeni tanımaya başladık. Nerelere dikkat etmeliyiz? Bizler tasavvufu yeni tanımaya başladık. Nerelere dikkat etmeliyiz? Sevgiye kısa yoldan nasıl ulaşırız? Sevgiye kısa yoldan nasıl ulaşırız?

Allah'ın rızasını kazanmaya çalışınca Allah'ın sevgisine mazhar oluyorsunuz.Allah'ın rızasını kazanmaya çalışınca Allah'ın sevgisine mazhar oluyorsunuz. O zaman sizin içinizde de sevgi hâsıl oluyor. O zaman sizin içinizde de sevgi hâsıl oluyor.

"Tasavvuf ilim ehlini uyuşturur." diyorlar, doğru mudur? "Tasavvuf ilim ehlini uyuşturur." diyorlar, doğru mudur?

Yalandır! "Doğru değil" değil, üstelik yalandır! Doğru olmadığı gibi yalandır!Yalandır! "Doğru değil" değil, üstelik yalandır! Doğru olmadığı gibi yalandır! Tasavvuf hiçbir kimseyi uyuşturmaz. Bu heriflerin dünyevî felsefeleri bu insanları uyuşturuyor.Tasavvuf hiçbir kimseyi uyuşturmaz. Bu heriflerin dünyevî felsefeleri bu insanları uyuşturuyor. Bu heriflerin dünyevî felsefeleri meyhaneleri açtırıyor.Bu heriflerin dünyevî felsefeleri meyhaneleri açtırıyor. Bir cadde üzerinde on tane, on beş tane, yirmi tane meyhane sabahtan akşama kadarBir cadde üzerinde on tane, on beş tane, yirmi tane meyhane sabahtan akşama kadar oh anam ver babam, çek kafayı bul belayı; sabahtan akşama kadar oturan onlar! oh anam ver babam, çek kafayı bul belayı; sabahtan akşama kadar oturan onlar! Bütün çalışmaları, cihatları, hayrı hasenâtı yapan, sevapları götüren de erbâb-ı tasavvuf.Bütün çalışmaları, cihatları, hayrı hasenâtı yapan, sevapları götüren de erbâb-ı tasavvuf. Ama yine de utanmazlar, arlanmazlar, sıkılmazlar, bilmezler... Ama yine de utanmazlar, arlanmazlar, sıkılmazlar, bilmezler...

Uyuşturur olur mu; bütün Osmanlı meşhurları,Uyuşturur olur mu; bütün Osmanlı meşhurları, Osmanlı tarihinde padişahlardan alimlere, şeyhülislâmlara kadar hepsi erbâb-ı tasavvuf.Osmanlı tarihinde padişahlardan alimlere, şeyhülislâmlara kadar hepsi erbâb-ı tasavvuf. Harıl harıl çalışmışlar, cihat etmişler.Harıl harıl çalışmışlar, cihat etmişler. Fatih Sultan Mehmed'i biliyorsunuz, öteki padişahları biliyorsunuz;Fatih Sultan Mehmed'i biliyorsunuz, öteki padişahları biliyorsunuz; Orhan Gazi'yi biliyorsunuz, Sultan Abdulhamit Han'ı biliyorsunuz. Orhan Gazi'yi biliyorsunuz, Sultan Abdulhamit Han'ı biliyorsunuz.

Allah'tan korkmayan insan tembel olur. Allah'tan korkmayan insan uyuşuk olur. Allah'tan korkmayan insan tembel olur. Allah'tan korkmayan insan uyuşuk olur.

Allah'tan korkan insanı bağlasan durduramazsın.Allah'tan korkan insanı bağlasan durduramazsın. "Allah boş geçen zamanı bana sorar!" diye takvâ ehli bir insan oldu mu yerinde durmaz. "Allah boş geçen zamanı bana sorar!" diye takvâ ehli bir insan oldu mu yerinde durmaz.

Bu heriflerin [sözleri] yalan!Bu heriflerin [sözleri] yalan! Ne tasavvufu biliyorlar, ne mutasavvıfları biliyorlar, ne ilimden irfandan haberleri var... Ne tasavvufu biliyorlar, ne mutasavvıfları biliyorlar, ne ilimden irfandan haberleri var...

Bugün Rusya'da din ayakta kalmışsa tasavvuf erbâbının gayretleriyledir.Bugün Rusya'da din ayakta kalmışsa tasavvuf erbâbının gayretleriyledir. Hindistan'da cihat yapılıyorsa, yapılmışsa tasavvuf erbâbı sayesindedir. Hindistan'da cihat yapılıyorsa, yapılmışsa tasavvuf erbâbı sayesindedir. Fütühât yapılmışsa tasavvuf erbâbının canlarını mallarını feda ederek yaptığı gayretlerledir. Fütühât yapılmışsa tasavvuf erbâbının canlarını mallarını feda ederek yaptığı gayretlerledir.

[Bakara 6-7.] âyet[ler]i şu tarihte rüyamda gördüm, sonucu nedir? [Bakara 6-7.] âyet[ler]i şu tarihte rüyamda gördüm, sonucu nedir?

Kur'ân-ı Kerîm'in üçüncü sayfası, birinci âyet: Kur'ân-ı Kerîm'in üçüncü sayfası, birinci âyet:

İnne'llezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm lâ yu'minûn.İnne'llezîne keferû sevâun aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm lâ yu'minûn. "Ey Resûlüm! Kâfirlere istersen hakikatleri bildir, ikaz et, ihtar et,"Ey Resûlüm! Kâfirlere istersen hakikatleri bildir, ikaz et, ihtar et, uyandırmaya çalış, istersen etme; inanmazlar."uyandırmaya çalış, istersen etme; inanmazlar." Hatema'llâhu alâ kulûbihim ve alâ sem'ihim.Hatema'llâhu alâ kulûbihim ve alâ sem'ihim. "Allah onların gönüllerini kapatmış, mühürlemiştir"Allah onların gönüllerini kapatmış, mühürlemiştir ve kulaklarını mânevî bakımdan sağırlaştırmış, kapatmış, mühürlemiştir."ve kulaklarını mânevî bakımdan sağırlaştırmış, kapatmış, mühürlemiştir." Alâ ebsârihim ğışâvetün.Alâ ebsârihim ğışâvetün. "Gözlerinde de mânevî gerçekleri görmelerini engel olan küfür perdeleri inmiştir.""Gözlerinde de mânevî gerçekleri görmelerini engel olan küfür perdeleri inmiştir." Velehüm azâbun azîm. "Onlara elim azap vardır." Velehüm azâbun azîm. "Onlara elim azap vardır."

Bu âyet-i kerîme şunu gösteriyor ki; biz irşad ve tebliğ çalışmalarını yapıyoruz,Bu âyet-i kerîme şunu gösteriyor ki; biz irşad ve tebliğ çalışmalarını yapıyoruz, gerçekleri söylüyoruz, Allah'ın emirlerini söylüyoruz, bazı insanlar anlamıyor. Neden? gerçekleri söylüyoruz, Allah'ın emirlerini söylüyoruz, bazı insanlar anlamıyor.

Neden?

Allah, hidayet büyük nimet olduğundan onlara hidayeti nasip etmiyor.Allah, hidayet büyük nimet olduğundan onlara hidayeti nasip etmiyor. Kalplerini mühürlemiş, dükkânları kapanmış, kepenkler inmiş.Kalplerini mühürlemiş, dükkânları kapanmış, kepenkler inmiş. Kulakları sağır, mânevî gerçekleri duymuyor. Kulakları sağır, mânevî gerçekleri duymuyor.

Adam bizim ayağımızın tozu olamaz, müslümanın bildiği bilginin yüzde birini bilmiyor, tahsili eksik;Adam bizim ayağımızın tozu olamaz, müslümanın bildiği bilginin yüzde birini bilmiyor, tahsili eksik; ona rağmen kalkıyor, ileri geri konuşuyor, abuk sabuk felsefeler, yalan yanlış şeyler... ona rağmen kalkıyor, ileri geri konuşuyor, abuk sabuk felsefeler, yalan yanlış şeyler...

Birisi şeytanı savunmuş, "Şeytanın ne kabahati var?" diye! Savunacak başka şey mi bulamadın?!Birisi şeytanı savunmuş, "Şeytanın ne kabahati var?" diye! Savunacak başka şey mi bulamadın?! İnsan cahil oldu mu çok acayip felsefeler [yapıyor].İnsan cahil oldu mu çok acayip felsefeler [yapıyor]. Şeytan rüyada demiş ki; "Ya niye bana lanet okuyorsun? Benim ne kabahatim var?" Ağlamış, sızlamış...Şeytan rüyada demiş ki; "Ya niye bana lanet okuyorsun? Benim ne kabahatim var?" Ağlamış, sızlamış... Bu da arkadaşına telefonu açmış; "Şeytana ne diye lanet ediyoruz?" diyor.Bu da arkadaşına telefonu açmış; "Şeytana ne diye lanet ediyoruz?" diyor. Yahu Allah lanet etmiş, Allah onun aleyhinde konuşuyor. Şeytan rüyada da kandırıyor. Yahu Allah lanet etmiş, Allah onun aleyhinde konuşuyor. Şeytan rüyada da kandırıyor.

Bir kimse bir arkadaşıyla karşılaştığında "yüzünü gören cennetlik"Bir kimse bir arkadaşıyla karşılaştığında "yüzünü gören cennetlik" derse bunun bir sakıncası olur mu? Açıklar mısınız? derse bunun bir sakıncası olur mu? Açıklar mısınız?

Tabii böyle bir söz alışılmış, söyleniyor. Ama kimin cennetlik olduğunu kul bilmez, Allah bilir.Tabii böyle bir söz alışılmış, söyleniyor. Ama kimin cennetlik olduğunu kul bilmez, Allah bilir. Bunu söyleyenler bilemez. Bunun "Senin yüzünü gördüm, ben cennetliğim."Bunu söyleyenler bilemez. Bunun "Senin yüzünü gördüm, ben cennetliğim." veya "Görmedim, cennetlik olamadım." gibi bir gerçek mânası yok.veya "Görmedim, cennetlik olamadım." gibi bir gerçek mânası yok. "Ne büyük saadet!" demek gibi oluyor. "Ne büyük saadet seni görmek!" "Ne büyük saadet!" demek gibi oluyor. "Ne büyük saadet seni görmek!" "Cennetlik olsa insan ne kadar mutluluk duyarsa seni görünce o kadar mutlu oluyorum!" "Cennetlik olsa insan ne kadar mutluluk duyarsa seni görünce o kadar mutlu oluyorum!" gibi bir mânası var. Tabii gerçek değil, mecâzî bir mâna, mübalağa, doğru olmayan bir şey.gibi bir mânası var. Tabii gerçek değil, mecâzî bir mâna, mübalağa, doğru olmayan bir şey. Belki de uygun da değil çünkü cennete kimin gireceğini Allah bilir. Belki de uygun da değil çünkü cennete kimin gireceğini Allah bilir.

Sahabeden bir zât vefat etti; "Şöyle şöyle yaptı, bu şahıs inşaallah cennetliktir." deyinceSahabeden bir zât vefat etti; "Şöyle şöyle yaptı, bu şahıs inşaallah cennetliktir." deyince Peygamber Efendimiz ikaz etti. Sahabesi olduğu halde... "Hayır, öyle söylemeyin.Peygamber Efendimiz ikaz etti. Sahabesi olduğu halde... "Hayır, öyle söylemeyin. Ne biliyorsunuz, sizin bilmediğiniz bir kusuru vardır da Allah ondan dolayıNe biliyorsunuz, sizin bilmediğiniz bir kusuru vardır da Allah ondan dolayı belki cennete sokmayacaktır." dedi. belki cennete sokmayacaktır." dedi.

Kimin cennete gireceğini bilmediği için insanların ulu ortaKimin cennete gireceğini bilmediği için insanların ulu orta "şu cennetliktir, bu şehittir, bu cehennemliktir..." gibi ahkam kesmesi yakışıkalmaz. "şu cennetliktir, bu şehittir, bu cehennemliktir..." gibi ahkam kesmesi yakışıkalmaz. O gibi konularda konuşulmaz.O gibi konularda konuşulmaz. "Aman ne saadet seni görmek!" diyebilir ama bunun ötesinde "cennetlik" filan diyemez. "Aman ne saadet seni görmek!" diyebilir ama bunun ötesinde "cennetlik" filan diyemez.

Gazete yoluyla verilen ev araba gibi şeyler kumar kapsamında mıdır? Piyango haram mıdır? Gazete yoluyla verilen ev araba gibi şeyler kumar kapsamında mıdır? Piyango haram mıdır?

Evet, kumar ve piyango haramdır. Evet, kumar ve piyango haramdır. Çünkü birilerinin paraları yanıyor, ötekiler kazanıyor, haksız bir şey oluyor.Çünkü birilerinin paraları yanıyor, ötekiler kazanıyor, haksız bir şey oluyor. Kur'ân-ı Kerîm'de yasaklanmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de yasaklanmıştır.

İnneme'l-hamru ve'l-meysir. Meysir, işte kumar. Yani piyango gibi bir mânası olmuş oluyor.İnneme'l-hamru ve'l-meysir. Meysir, işte kumar. Yani piyango gibi bir mânası olmuş oluyor. Bunlar haramdır. Bunlar haramdır.

Ama gazetelerin verdiği dergiler, ansiklopediler, şunlar bunlarAma gazetelerin verdiği dergiler, ansiklopediler, şunlar bunlar kendilerine rağbeti arttırmak için verdikleri hediyelerdir. kendilerine rağbeti arttırmak için verdikleri hediyelerdir. Doğrudan doğruya burada piyango bileti almak gibi olmuyor. Gazeteyi alıyor, okuyor.Doğrudan doğruya burada piyango bileti almak gibi olmuyor. Gazeteyi alıyor, okuyor. Bazısı da hiç kuponunu kesmiyor, atıyor, kuponla hiç ilgilenmiyor. Mühim olan gazetedeki haberler.Bazısı da hiç kuponunu kesmiyor, atıyor, kuponla hiç ilgilenmiyor. Mühim olan gazetedeki haberler. Ama merak ediyor; general öldürülmüş, nasıl öldürülmüş, kaç kişi öldürülmüş, neredeymiş,Ama merak ediyor; general öldürülmüş, nasıl öldürülmüş, kaç kişi öldürülmüş, neredeymiş, şunun bilgisini alayım; veriyor parayı, gazeteyi alıyor ama onun kuponu varmış, hediyesi varmış,şunun bilgisini alayım; veriyor parayı, gazeteyi alıyor ama onun kuponu varmış, hediyesi varmış, bazısını ilgilendiriyor, bazısını ilgilendirmiyor. Mesela ben kuponları kesmiyorum.bazısını ilgilendiriyor, bazısını ilgilendirmiyor. Mesela ben kuponları kesmiyorum. Ben kesmiyorum ama sen kes.Ben kesmiyorum ama sen kes. Sonra bedavadan bir kura çekiyor. Kurayla olduğu için bir [mahzuru] yok. Sonra bedavadan bir kura çekiyor. Kurayla olduğu için bir [mahzuru] yok.

Hükümetin iş kredisi olarak verdiği paranın alınması caiz midir? Hükümetin iş kredisi olarak verdiği paranın alınması caiz midir?

Kredilerin hepsi, verilen paranın geri alınmasında bir fark konulduğu için faiz olur.Kredilerin hepsi, verilen paranın geri alınmasında bir fark konulduğu için faiz olur. Fark, verilen borcun fazla alınması faiz meydana getirir. Fark, verilen borcun fazla alınması faiz meydana getirir.

Yalnız burada bazı alimlerin şöyle bir sözü var: Yalnız burada bazı alimlerin şöyle bir sözü var:

"Verilen kağıttır. O kağıt bir paranın sembolüdür."Verilen kağıttır. O kağıt bir paranın sembolüdür. Eskiden memurlara altın para verilirdi ama sonradanEskiden memurlara altın para verilirdi ama sonradan 'Kağıdını verelim, bankada dursun, para istediğin zaman gel al.' gibi bir mantıkla banknot 'Kağıdını verelim, bankada dursun, para istediğin zaman gel al.' gibi bir mantıkla banknot diye tedâvüle geçti.diye tedâvüle geçti. Eskiden millet bunu bilmezdi; hemen çil çil, sarı sarı paraları eline alırdı, Eskiden millet bunu bilmezdi; hemen çil çil, sarı sarı paraları eline alırdı, çarşıda pazarda akçe, dinar, dirhem dolaşırdı.çarşıda pazarda akçe, dinar, dirhem dolaşırdı. Binâenaleyh, bu kağıt olduğundan eğer enflasyondan azsaBinâenaleyh, bu kağıt olduğundan eğer enflasyondan azsa istenilen para o zaman faiz olmaz, devletin bir yardımı gibi olur." diyorlar. istenilen para o zaman faiz olmaz, devletin bir yardımı gibi olur." diyorlar.

Ben de o kanaati doğru görüyorum. Ben de o kanaati doğru görüyorum.

Akika kurbanı kesmenin dinimizde yeri nedir? Kurban Bayramı'nda kesilebilir mi? Akika kurbanı kesmenin dinimizde yeri nedir? Kurban Bayramı'nda kesilebilir mi?

Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesidir, tavsiyesidir.Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyyesidir, tavsiyesidir. Bir kimse evlâdına akika kesmediği takdirde [üzerinde] mânevî bakımdan bir borç kalır;Bir kimse evlâdına akika kesmediği takdirde [üzerinde] mânevî bakımdan bir borç kalır; bu borç o çocuğun hayırlı bir evlat olmasına engel olur.bu borç o çocuğun hayırlı bir evlat olmasına engel olur. O bakımdan akika kurbanı kesmek Peygamber Efendimiz'in kuvvetli bir tavsiyesidir, sünnetidir.O bakımdan akika kurbanı kesmek Peygamber Efendimiz'in kuvvetli bir tavsiyesidir, sünnetidir. Kesilmesi lazım. Her zaman kesilebilir.Kesilmesi lazım. Her zaman kesilebilir. Kurban Bayramı günlerinde de alınıp kesilebilir, başka zamanda da kesilebilir.Kurban Bayramı günlerinde de alınıp kesilebilir, başka zamanda da kesilebilir. Ama Kurban Bayramı'nda hem kurban niyetine hem akika niyetine gibi çifte niyet olmaz,Ama Kurban Bayramı'nda hem kurban niyetine hem akika niyetine gibi çifte niyet olmaz, öyle bir şey yoktur. öyle bir şey yoktur. Kurbanını ayrıca alacak, bir de çocuğuma akika diye şunu alacak, ikisine birden kesecek.Kurbanını ayrıca alacak, bir de çocuğuma akika diye şunu alacak, ikisine birden kesecek. Bu olabilir. Bu olabilir.

"Günümüz tarikat günü değildir, cemaat günüdür." Bu sözü açıklar mısınız? "Günümüz tarikat günü değildir, cemaat günüdür." Bu sözü açıklar mısınız?

Bu sözün aslı esası yoktur. Bu sözün aslı esası yoktur. Çünkü tarikat zaten birtakım insanların cem' olduğu "cemaat" demektir.Çünkü tarikat zaten birtakım insanların cem' olduğu "cemaat" demektir. Bugün en kuvvetli cemaatler, Türkiye'de böyle bir mânevî zevki ve şevki olan gruplardır.Bugün en kuvvetli cemaatler, Türkiye'de böyle bir mânevî zevki ve şevki olan gruplardır. O sözü bir büyük alim de söylese doğru değildir.O sözü bir büyük alim de söylese doğru değildir. Belki etrafındaki insanların ve etrafındaki erbâb-ı tarikatin özel,Belki etrafındaki insanların ve etrafındaki erbâb-ı tarikatin özel, yakınındaki durumuyla ilgili bir sözü olabilir.yakınındaki durumuyla ilgili bir sözü olabilir. Ama gerçek olarak doğru değildir. Ama gerçek olarak doğru değildir.

Çünkü tarikat nefis terbiyesiyle [ilgilidir]. Nefis terbiyesi Allah'ın emridir.Çünkü tarikat nefis terbiyesiyle [ilgilidir]. Nefis terbiyesi Allah'ın emridir. Tarikat kardeşlikse kardeşlik Allah'ın emridir.Tarikat kardeşlikse kardeşlik Allah'ın emridir. Binâenaleyh, tarikat insanı nefsen terbiye edip, kardeşliğe itip takvâ ehli bir müslüman yaptığı içinBinâenaleyh, tarikat insanı nefsen terbiye edip, kardeşliğe itip takvâ ehli bir müslüman yaptığı için cemaatin en şuurlu, en kuvvetli olmasını sağlıyor.cemaatin en şuurlu, en kuvvetli olmasını sağlıyor. Fiilen de böyledir, yurt içinde yurt dışında, tarihte her zaman böyledir.Fiilen de böyledir, yurt içinde yurt dışında, tarihte her zaman böyledir. Demek ki sözü ne tarihî gerçeklere uyuyor, ne de fiilî [gerçeklere] uyuyor. Demek ki sözü ne tarihî gerçeklere uyuyor, ne de fiilî [gerçeklere] uyuyor.

Büyük hatırlı bir alim olduğu için "Belki bunu şu maksatla filanca kimse için söylemiştir." gibiBüyük hatırlı bir alim olduğu için "Belki bunu şu maksatla filanca kimse için söylemiştir." gibi bir mazeret bulabilir, belki bulamaz, bilmiyorum. bir mazeret bulabilir, belki bulamaz, bilmiyorum.

Aşere-i mübeşşereyi nasıl anlamalıyız, biraz önce anlattığınız olaya göre? Aşere-i mübeşşereyi nasıl anlamalıyız, biraz önce anlattığınız olaya göre?

Galiba Peygamberimiz'in "Kimin cennetlik olduğunu bilemezsiniz,Galiba Peygamberimiz'in "Kimin cennetlik olduğunu bilemezsiniz, onun için buna cennetliktir demeyin." olayını kastediyor. onun için buna cennetliktir demeyin." olayını kastediyor.

Herkese "şu cennetliktir, bu cehennemliktir" diyemeyeceğimiz hadîs-i şerîfle sabit olduğu gibiHerkese "şu cennetliktir, bu cehennemliktir" diyemeyeceğimiz hadîs-i şerîfle sabit olduğu gibi on tane sahabeden şahsın cennetlik olduğu Peygamber Efendimiz tarafındanon tane sahabeden şahsın cennetlik olduğu Peygamber Efendimiz tarafından bizzat haber verildiği için o da hadîs-i şerîfle sabit. bizzat haber verildiği için o da hadîs-i şerîfle sabit.

Peygamber Efendimiz Allah'ın kendisine selâhiyet verdiği,Peygamber Efendimiz Allah'ın kendisine selâhiyet verdiği, şu dünya hayatındayken cenneti cehennemi, âhiret âlemini görmüş, miraca çıkmış,şu dünya hayatındayken cenneti cehennemi, âhiret âlemini görmüş, miraca çıkmış, Allahu Teâlâ hazretlerinin çok müstesna lütuflarına bilgilerine mazhar olmuşAllahu Teâlâ hazretlerinin çok müstesna lütuflarına bilgilerine mazhar olmuş en yüksek şahsiyet olduğundan, onun verdiği bilgilerin hepsi deen yüksek şahsiyet olduğundan, onun verdiği bilgilerin hepsi de kendi kendiliğinden söylenmiş sözler değildir;kendi kendiliğinden söylenmiş sözler değildir; ve mâ yentiku ani'l-hevâ, in hüve illâ vahyin yûhâ olduğundan,ve mâ yentiku ani'l-hevâ, in hüve illâ vahyin yûhâ olduğundan, "Bazı kimselere, -Allah bildirmezse- ne olduğunu bilemezsiniz, şöyle demeyin." dediği halde,"Bazı kimselere, -Allah bildirmezse- ne olduğunu bilemezsiniz, şöyle demeyin." dediği halde, bunu söyleyen o mübarek ağzı "Şu filanca insan cennetliktir." dediyse o da doğrudur.bunu söyleyen o mübarek ağzı "Şu filanca insan cennetliktir." dediyse o da doğrudur. Aşere-i mübeşşere hakkında Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri vardır; onların cennetlik olduğu kesin. Aşere-i mübeşşere hakkında Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri vardır; onların cennetlik olduğu kesin.

Tefsir kitabı almak istiyorum, hangisini önerirsiniz? Tefsir kitabı almak istiyorum, hangisini önerirsiniz?

Tefsir kitapları çok çeşitlidir.Tefsir kitapları çok çeşitlidir. Belki hepsini ben şu anda alacak durumda olmadım, inceleyecek durumda olmadım.Belki hepsini ben şu anda alacak durumda olmadım, inceleyecek durumda olmadım. Ama mufassal bir [kitap] olarakAma mufassal bir [kitap] olarak İbn Kesîr'in hadîs-i şerîflere dayalı bir tefsiri var, anlaşılır bir dille, o olabilir. İbn Kesîr'in hadîs-i şerîflere dayalı bir tefsiri var, anlaşılır bir dille, o olabilir.

Yolda giderken rabıta yapmamız zor olduğundan önce zikir dersimizi yapsak,Yolda giderken rabıta yapmamız zor olduğundan önce zikir dersimizi yapsak, sonra eve gelince rabıtayı yapsak olur mu? Olur, her zaman olur. sonra eve gelince rabıtayı yapsak olur mu?

Olur, her zaman olur.

Soru: Toplu halde zikir çekilirken bazı arkadaşlarımızın zikri çekerkenSoru: Toplu halde zikir çekilirken bazı arkadaşlarımızın zikri çekerken bağırması veya aşırı hareketlerde, kendilerini kaybetmelerinde bir sakınca var mıdır? bağırması veya aşırı hareketlerde, kendilerini kaybetmelerinde bir sakınca var mıdır?

Vardır. Bunun mümkün olduğu kadar sakin, sessiz sedasız bir tarzda, edebe riayetle olması lazım.Vardır. Bunun mümkün olduğu kadar sakin, sessiz sedasız bir tarzda, edebe riayetle olması lazım. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yüksek sesle bağırıpPeygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yüksek sesle bağırıp zikreden kimselere çok bağırdıkları için; "Siz uzaktaki bir Zât'a bağırmıyorsunuz,zikreden kimselere çok bağırdıkları için; "Siz uzaktaki bir Zât'a bağırmıyorsunuz, Allah size sizden yakındır, böyle bağırmayın." buyurmuştur. Allah size sizden yakındır, böyle bağırmayın." buyurmuştur. "Ey nas! Kendinize geliniz!" demiştir. Demek ki o kadar aşırı heyecan âdâba uygun olmuyor."Ey nas! Kendinize geliniz!" demiştir. Demek ki o kadar aşırı heyecan âdâba uygun olmuyor. Mümkün olduğu kadar sakin yapmaya çalışacak. Mümkün olduğu kadar sakin yapmaya çalışacak.

Finans kuruluşlarına yatırılan döviz ve tl gibi paralar verilebilir mi? Finans kuruluşlarına yatırılan döviz ve tl gibi paralar verilebilir mi?

Olur.Olur. Hani bazen "Türk parası olarak mı yatıracaksın veya döviz olarak mı yatıracaksın?" diyorlar,Hani bazen "Türk parası olarak mı yatıracaksın veya döviz olarak mı yatıracaksın?" diyorlar, döviz olarak yatırmayı da kabul ediyorlar. döviz olarak yatırmayı da kabul ediyorlar. Eğer sorusu "Finans kuruluşlarına verilebilir mi?" ise;Eğer sorusu "Finans kuruluşlarına verilebilir mi?" ise; finans kuruluşları "Biz parayı alıyoruz, işletiyoruz..." dedikleri için caiz.finans kuruluşları "Biz parayı alıyoruz, işletiyoruz..." dedikleri için caiz. "Faiz yediriyoruz" demiyor; kârsa kâr, zararsa zarar. Caizdir. "Faiz yediriyoruz" demiyor; kârsa kâr, zararsa zarar. Caizdir. Eğer "Türk parası olarak mı yatıralım, döviz olarak mı yatıralım?" diyorsa;Eğer "Türk parası olarak mı yatıralım, döviz olarak mı yatıralım?" diyorsa; ikisi de olabilir, onda da bir mahzur yoktur. ikisi de olabilir, onda da bir mahzur yoktur.

Müslüman hanımların erkeklerle ortak olarak asansöre binmelerinin hükmü nedir? Müslüman hanımların erkeklerle ortak olarak asansöre binmelerinin hükmü nedir?

Eğer bir erkekle yalnız olarak binerse caiz değildir;Eğer bir erkekle yalnız olarak binerse caiz değildir; çünkü "Bir kadın bir erkekle bir odada mahremi olmayan bir kimseyle yalnız kalmasın." diyeçünkü "Bir kadın bir erkekle bir odada mahremi olmayan bir kimseyle yalnız kalmasın." diye Efendimiz'in şiddetli yasaklaması vardır. Efendimiz'in şiddetli yasaklaması vardır. Onun için yabancı bir erkekle asansöre aynı anda binemez.Onun için yabancı bir erkekle asansöre aynı anda binemez. Asansör boşken kendisi biner, başkasını da bindirmeden kullanabilir. Asansör boşken kendisi biner, başkasını da bindirmeden kullanabilir.

Müslüman hanımların belediye otobüslerine binmelerinin hükmü nedir? Müslüman hanımların belediye otobüslerine binmelerinin hükmü nedir?

Belediye otobüsü tenhaysa, kimseye dokunmadan, sürtünmeden, bulaşmadan, yanaşmadan,Belediye otobüsü tenhaysa, kimseye dokunmadan, sürtünmeden, bulaşmadan, yanaşmadan, dayanmadan binebilir. Kalabalıkta binmesi caiz değildir. Çünkü bunda çeşitli rezaletler vardır. dayanmadan binebilir. Kalabalıkta binmesi caiz değildir. Çünkü bunda çeşitli rezaletler vardır.

Otobüslerin tenha kalabalık olması, gidilecek mesafenin yürünebilir olup olmaması durumu etkiler mi? Otobüslerin tenha kalabalık olması, gidilecek mesafenin yürünebilir olup olmaması durumu etkiler mi?

Yürünebilecek durumdaysa yürümesi olabilir.Yürünebilecek durumdaysa yürümesi olabilir. Ama tenha bir otobüs olduktan sonra binebilir de, bir şey değil. Ama tenha bir otobüs olduktan sonra binebilir de, bir şey değil.

"Tenha bile olsa ani frenlerle inip binmelerde çarpmalar söz konusu olabilir." diyor. "Tenha bile olsa ani frenlerle inip binmelerde çarpmalar söz konusu olabilir." diyor.

Doğrudur. Tenha dediği zaman bile demek ki soruyu soran insanları ayakta tasavvur ediyor.Doğrudur. Tenha dediği zaman bile demek ki soruyu soran insanları ayakta tasavvur ediyor. Çarpma, itme, dayanma olduğu zaman çeşitli fesatlar oluyor. Uygun değil. Çarpma, itme, dayanma olduğu zaman çeşitli fesatlar oluyor. Uygun değil.

Alış verişe, fakülteye, kabir ziyaretine, arkadaş ziyaretine, ilmî sohbetlere gitmek için otobüse binmekAlış verişe, fakülteye, kabir ziyaretine, arkadaş ziyaretine, ilmî sohbetlere gitmek için otobüse binmek zaruret durumu kabul edilebilir mi? zaruret durumu kabul edilebilir mi?

Hayır. Bunların hiçbirisi [zaruret] değildir.Hayır. Bunların hiçbirisi [zaruret] değildir. Bu şartları uygun olmayan [için] vasıtaya binmeye sebep teşkil etmez.Bu şartları uygun olmayan [için] vasıtaya binmeye sebep teşkil etmez. Orada namus bahis konusudur. Bunlar olmasa da olur. Başka şekillerle olması mümkündür.Orada namus bahis konusudur. Bunlar olmasa da olur. Başka şekillerle olması mümkündür. Binâenaleyh, böyle sıkışık yerlere binilmez. Binâenaleyh, böyle sıkışık yerlere binilmez.

Çok çirkin şeyler... Millet alıştı da... Asır alıştırdı...Çok çirkin şeyler... Millet alıştı da... Asır alıştırdı... Öyle bir yere sıkış tepiş, askerin eşyalarını koyup da arkadaşını üstüne bindirdikten sonra bavulunu zor kapattığı gibiÖyle bir yere sıkış tepiş, askerin eşyalarını koyup da arkadaşını üstüne bindirdikten sonra bavulunu zor kapattığı gibi otobüsün iki tarafı şişiyor, adeta kalabalık... Fevkalâde çirkin... otobüsün iki tarafı şişiyor, adeta kalabalık... Fevkalâde çirkin...

Allah hepinize özel araba versin. Allah hepinize özel araba versin.

Bazı müslüman kardeşler "Resûlullah zamanında tasavvuf yoktu." diyerek inkâr ediyorlar. Bazı müslüman kardeşler "Resûlullah zamanında tasavvuf yoktu." diyerek inkâr ediyorlar.

Bu çok büyük bir cahillik ve çok terbiyesizliktir. Dangalaklıktır, afedersiniz! Bu çok büyük bir cahillik ve çok terbiyesizliktir. Dangalaklıktır, afedersiniz!

Peygamber Efendimiz'in zamanında fıkıh yoktu.Peygamber Efendimiz'in zamanında fıkıh yoktu. Peygamber Efendimiz zamanında tefsir ilmi yoktu. Peygamber Efendimiz zamanında hadis ilmi yoktu. Peygamber Efendimiz zamanında tefsir ilmi yoktu. Peygamber Efendimiz zamanında hadis ilmi yoktu. Peygamber Efendimiz zamanında kelâm ilmi yoktu.Peygamber Efendimiz zamanında kelâm ilmi yoktu. Ama hepsi Kur'ân-ı Kerîm'den ve hadîs-i şerîften çıktı, İslâmî ilimler oldu. Ama hepsi Kur'ân-ı Kerîm'den ve hadîs-i şerîften çıktı, İslâmî ilimler oldu.

Peygamber Efendimiz'in zamanında tasavvuf vardı. Peygamber Efendimiz'in zamanında tasavvuf vardı.

Ama nasıldı tasavvuf? Gece ibadetleri, zikirler...Ama nasıldı tasavvuf?

Gece ibadetleri, zikirler...
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın iki bin düğümlü tesbihi vardı.Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ın iki bin düğümlü tesbihi vardı. Bizim tesbihler yüz tanelidir, onun iki bin düğümlü... İki defa çevirmeden yatmazmış mübarek...Bizim tesbihler yüz tanelidir, onun iki bin düğümlü... İki defa çevirmeden yatmazmış mübarek... Sahabe-i kirâmın tesbihi vardı, zikri vardı, gece ibadeti vardı,Sahabe-i kirâmın tesbihi vardı, zikri vardı, gece ibadeti vardı, nefisle mücadelesi vardı, her şeyi vardı. nefisle mücadelesi vardı, her şeyi vardı.

Tasavvufun bütün fiilleri Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden alınmadır. Tasavvufun bütün fiilleri Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinden alınmadır.

Onun için bu, insanı küfre kadar götürecek bir sözdür.Onun için bu, insanı küfre kadar götürecek bir sözdür. İnsanı -derin düşündüğü zaman- [küfre] kadar götürür. İnsanı -derin düşündüğü zaman- [küfre] kadar götürür.

Mutasavvıfların en başta gelen misali Peygamber Efendimiz, önderdir; Mutasavvıfların en başta gelen misali Peygamber Efendimiz, önderdir; herkes ona benzemeye çalışıyor. Biz onun yolunda gitmeye çalışıyoruz. herkes ona benzemeye çalışıyor. Biz onun yolunda gitmeye çalışıyoruz.

Peygamber Efendimiz'in hayatına tahammül getiremezsiniz.Peygamber Efendimiz'in hayatına tahammül getiremezsiniz. Bugün değil bu böyle tasavvufu inkar eden zıpırlar,Bugün değil bu böyle tasavvufu inkar eden zıpırlar, Resûlullah'ın yolunda gitmek isteyen erbâb-ı tasavvuf bileResûlullah'ın yolunda gitmek isteyen erbâb-ı tasavvuf bile Peygamber Efendimiz kadar tasavvuf hallerine sahip ve mütehammil değil.Peygamber Efendimiz kadar tasavvuf hallerine sahip ve mütehammil değil. Sahabe bile tahammül edemiyordu da Peygamber Efendimiz diyordu ki;Sahabe bile tahammül edemiyordu da Peygamber Efendimiz diyordu ki; "Bana Allah'ın özel ikramları var, benim kadar ibadete siz tâkat getiremezsiniz." diyordu. "Bana Allah'ın özel ikramları var, benim kadar ibadete siz tâkat getiremezsiniz." diyordu.

Yaşayışının mütevâzılığı, evinin mütevâzılığı, ibadetinin sabahlara kadar devam etmesi,Yaşayışının mütevâzılığı, evinin mütevâzılığı, ibadetinin sabahlara kadar devam etmesi, zikirleri, tesbihâtı, vesairesiyle her şeyimizle o örnek. zikirleri, tesbihâtı, vesairesiyle her şeyimizle o örnek.

Çok büyük cahillik; bunu maalesef [söylüyorlar...] Çok büyük cahillik; bunu maalesef [söylüyorlar...]

Peygamber Efendimiz zamanında mezhepler de yoktu.Peygamber Efendimiz zamanında mezhepler de yoktu. Mezhepler Peygamber Efendimiz'i anlama ve yorumlamadan çıktı.Mezhepler Peygamber Efendimiz'i anlama ve yorumlamadan çıktı. Hanefî mezhebi, Şâfî mezhebi bâtıl mı? Hak mezhep. Hanefî mezhebi, Şâfî mezhebi bâtıl mı? Hak mezhep. Ama şimdi bazısı Allahu ekber diyor elini bağlıyor, bazısı Allahu ekber diyor elini salıyor;Ama şimdi bazısı Allahu ekber diyor elini bağlıyor, bazısı Allahu ekber diyor elini salıyor; o mezhepte öyle, o mezhepte öyle. o mezhepte öyle, o mezhepte öyle. Bazısı cenaze namazında Allahu ekber dedikten sonra Sübhâneke Allahümme ve bi-hamdik okuyor,Bazısı cenaze namazında Allahu ekber dedikten sonra Sübhâneke Allahümme ve bi-hamdik okuyor, bazısı Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn'i okuyor.bazısı Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn'i okuyor. Peygamber Efendimiz'in zamanında mezhep farkı yoktu; bir tek Peygamber Efendimiz'in yaptığıydı.Peygamber Efendimiz'in zamanında mezhep farkı yoktu; bir tek Peygamber Efendimiz'in yaptığıydı. Ama hangisini Peygamber yaptı, alimlerin fikirleri farklı. Yani bunlar oldu. Hak mezhep...Ama hangisini Peygamber yaptı, alimlerin fikirleri farklı. Yani bunlar oldu. Hak mezhep... İslâmî ilimler yoktu; hepsi Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinin,İslâmî ilimler yoktu; hepsi Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinin, Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri içindeydi. Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri içindeydi. Onların içinden ayırıp tasnif yaptığımız zaman [mezhepler] oldu.Onların içinden ayırıp tasnif yaptığımız zaman [mezhepler] oldu. Tarladan [mahsulü] topladık, eledik, sınıflandırdık, altı sınıf oldu; bu tarla aynı. Tarladan [mahsulü] topladık, eledik, sınıflandırdık, altı sınıf oldu; bu tarla aynı.

Çok cahilce bir söz, çok küstahca, çok yanlış bir söz! Çok cahilce bir söz, çok küstahca, çok yanlış bir söz!

Mesela bakın büyük tasavvuf kitaplarına;Mesela bakın büyük tasavvuf kitaplarına; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yaşayışı, sahabe-i kirâmın yaşayışıPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yaşayışı, sahabe-i kirâmın yaşayışı sizin bizim tahammül getiremeyeceğimiz kadar ileri derece mutasavvıfâne, dervişâne bir hayat... sizin bizim tahammül getiremeyeceğimiz kadar ileri derece mutasavvıfâne, dervişâne bir hayat...

Zikir Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu? Nefis terbiyesi Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu? Zikir Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu?

Nefis terbiyesi Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu?

Ahlâkı güzelleştirmek Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu? Mârifetullah Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu? Ahlâkı güzelleştirmek Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu?

Mârifetullah Kur'ân-ı Kerîm'de yok mu?

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde bunlar yok mu? Şeyh ve mürid... Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinde bunlar yok mu?

Şeyh ve mürid...

Peygamber Efendimiz ve sahabesinin durumu ne? Peygamber Efendimiz ve sahabesinin durumu ne?

Peygamber Efendimiz başında, ötekiler onun etrafında. Şeyhin durumu ne? Peygamber Efendimiz başında, ötekiler onun etrafında.

Şeyhin durumu ne?

Şeyh de halkın başında, ötekiler de onun etrafında, Allah'ın emirlerini ondan dinliyorlar. Şeyh de halkın başında, ötekiler de onun etrafında, Allah'ın emirlerini ondan dinliyorlar.

Demek ki Peygamber Efendimiz'in yaşantısını en iyi uygulayan tarikat ve mutasavvıflar. Demek ki Peygamber Efendimiz'in yaşantısını en iyi uygulayan tarikat ve mutasavvıflar.

Burak isminin dinen bir sakıncası var mıdır?Burak isminin dinen bir sakıncası var mıdır? Bazı kimseler "Binek ismidir, nasıl insan ismi olabilir?" diyorlar. Bazı kimseler "Binek ismidir, nasıl insan ismi olabilir?" diyorlar.

Binek ama Peygamber Efendimiz'i miraca götüren bir binek.Binek ama Peygamber Efendimiz'i miraca götüren bir binek. Nasıl olduğu da belli değil. Berk kelimesiyle ilgili.Nasıl olduğu da belli değil. Berk kelimesiyle ilgili. Berk, "yıldırım" demek. Burak da, yıldırım gibi gözün alabildiği yere adımını atan bir binek.Berk, "yıldırım" demek. Burak da, yıldırım gibi gözün alabildiği yere adımını atan bir binek. Bir anda göz yumup açıncaya kadar mesafeleri aşan bir binek.Bir anda göz yumup açıncaya kadar mesafeleri aşan bir binek. Olabilir. Eskiler koymuşlar. Burak reisler vesaireler var. Olabilir. Eskiler koymuşlar. Burak reisler vesaireler var.

İslâmî kıyafet açısından düşüncelerinizi öğrenmek istiyoruz.İslâmî kıyafet açısından düşüncelerinizi öğrenmek istiyoruz. Çarşaf, peçe, cübbe, sarık şalvar konusunda... Çarşaf, peçe, cübbe, sarık şalvar konusunda...

Kıyafet hakkında çok açıklamalar yaptık, çok sorular soruldu ama belki bu kardeşimiz duymadı.Kıyafet hakkında çok açıklamalar yaptık, çok sorular soruldu ama belki bu kardeşimiz duymadı. Kıyafet, erkeğin kadının örtülmesi farz olan kısımlarını örtmesi için ortaya konulmuş şekiller.Kıyafet, erkeğin kadının örtülmesi farz olan kısımlarını örtmesi için ortaya konulmuş şekiller. İslâm'da bunun belli bir uniforma şeklinde bir tek şekli yok, bölgeye göre değişiyor.İslâm'da bunun belli bir uniforma şeklinde bir tek şekli yok, bölgeye göre değişiyor. Ben burada giydiğim kıyafeti Mekke'de, Medine'de giymeye kalktığım zaman ter içinde kalıyorum.Ben burada giydiğim kıyafeti Mekke'de, Medine'de giymeye kalktığım zaman ter içinde kalıyorum. Yani değişiyor.Yani değişiyor. Buradaki kıyafeti Kazan'da, Rusya'da, Hindistan'da giymeye kalksam ertesi gün ölürüm.Buradaki kıyafeti Kazan'da, Rusya'da, Hindistan'da giymeye kalksam ertesi gün ölürüm. Kıyafet her yere göre değişiyor. Kıyafet her yere göre değişiyor.

Ama ana ölçüleriyle; altını göstermeyecek, vücudun hatlarını şehveti tahrik edecek tarzdaAma ana ölçüleriyle; altını göstermeyecek, vücudun hatlarını şehveti tahrik edecek tarzda belli edecek kadar dar olmayacak, bol olacak.belli edecek kadar dar olmayacak, bol olacak. Erkekler için vücudun en az göbekle diz arası kısmı, Erkekler için vücudun en az göbekle diz arası kısmı, kadınlar için de baş, ayak ve eller hariç bütün âzâsını kapatacak tarzda olacak.kadınlar için de baş, ayak ve eller hariç bütün âzâsını kapatacak tarzda olacak. Bu kapatmayı sağlayan her kıyafet olabilir.Bu kapatmayı sağlayan her kıyafet olabilir. Çarşaf veya abaye veya pardesü veya saya dediğimiz çok çeşitleri var. Çarşaf veya abaye veya pardesü veya saya dediğimiz çok çeşitleri var. İranlılar başka, Afganlılar başka [giyiniyor]. İranlılar başka, Afganlılar başka [giyiniyor].

Peygamber Efendimiz şalvarı methetmiş, hem vücudu örtüyor hem de bol oluyor diye.Peygamber Efendimiz şalvarı methetmiş, hem vücudu örtüyor hem de bol oluyor diye. Şalvar hakkında hadîs-i şerîf var.Şalvar hakkında hadîs-i şerîf var. Peygamber Efendimiz'in şalvar giyenlere duası var; çünkü dar değil ve kapatmış oluyor. Peygamber Efendimiz'in şalvar giyenlere duası var; çünkü dar değil ve kapatmış oluyor.

Cübbe sarık, tabii yine vücudu iyi kapattığı için makbul.Cübbe sarık, tabii yine vücudu iyi kapattığı için makbul. Sarıkla kılınan namaz sarıksız kılınan namazdan yetmiş kat daha sevaplı. Sarıkla kılınan namaz sarıksız kılınan namazdan yetmiş kat daha sevaplı. Meleklerin siması, alâmeti, kıyafeti deniliyor. O bakımdan namazlarda sarık sararsanız iyi olur.Meleklerin siması, alâmeti, kıyafeti deniliyor. O bakımdan namazlarda sarık sararsanız iyi olur. Yanınızda sarık gezdirirseniz, kıyafetiniz uzunca olursa yani cübbe olmasa bileYanınızda sarık gezdirirseniz, kıyafetiniz uzunca olursa yani cübbe olmasa bile uzun pardesü şeklinde dizinizden aşağı olursa, namazda secdeye vardığınız zamanuzun pardesü şeklinde dizinizden aşağı olursa, namazda secdeye vardığınız zaman arkanızı örtecek tarzda olursa İslâmî bakımdan uygun olur. arkanızı örtecek tarzda olursa İslâmî bakımdan uygun olur.

Peçe de yüzü bir miktar örtmek, o da güzel;Peçe de yüzü bir miktar örtmek, o da güzel; çünkü insanın güzelliklerini mümkün olduğu kadar saklaması ve fitnelere fırsat vermemesi lazım. çünkü insanın güzelliklerini mümkün olduğu kadar saklaması ve fitnelere fırsat vermemesi lazım.

Hatm-i hâcegân esnasında "râbıta-ı şerîf" denilince hangi rabıta yapılıyor? Mürşitle rabıtadır. Hatm-i hâcegân esnasında "râbıta-ı şerîf" denilince hangi rabıta yapılıyor?

Mürşitle rabıtadır.

Yabancı birisi grupta varsa o ne yapmalıdır? Yabancı birisi grupta varsa o ne yapmalıdır?

Kendi şeyhine rabıta yapar, olur. Tabii ondan sonra da râbıta-ı kalp yapacak. Kendi şeyhine rabıta yapar, olur. Tabii ondan sonra da râbıta-ı kalp yapacak.

Yeni alınan bir arabaya kasko sigortası yaptırmak caiz olur mu? Yeni alınan bir arabaya kasko sigortası yaptırmak caiz olur mu?

Olabilir. Çünkü zaten sigorta yaptırma mecburiyeti var; yaptırmasan arabayı kullanamıyorsun.Olabilir. Çünkü zaten sigorta yaptırma mecburiyeti var; yaptırmasan arabayı kullanamıyorsun. Öteki bir şarlatanlık, yani normal sigorta hiçbir işe yaramıyor, para boşa gidiyor.Öteki bir şarlatanlık, yani normal sigorta hiçbir işe yaramıyor, para boşa gidiyor. O düz sigortayı yapanlar çok büyük kârlar ediyorlar.O düz sigortayı yapanlar çok büyük kârlar ediyorlar. Kasko sigortası biraz bir zarar olduğu zaman ödüyor, ödenmeye sebep oluyor.Kasko sigortası biraz bir zarar olduğu zaman ödüyor, ödenmeye sebep oluyor. Bir yardımlaşma mantığıyla olursa caiz olur. Bir yardımlaşma mantığıyla olursa caiz olur.

"Rabıta şirktir, İslâm'da delili yoktur." diyorlar. "Rabıta şirktir, İslâm'da delili yoktur." diyorlar.

Hayır. Allah'tan başka bir tanrı düşünmek şirktir. Hayır. Allah'tan başka bir tanrı düşünmek şirktir. Allah'ın varlığı birliği yanında [ortak koşmak] şirktir.Allah'ın varlığı birliği yanında [ortak koşmak] şirktir. Rabıta ise hayalinde şeyhini tahayyül etmektir. Bu şirk değildir. Rabıta ise hayalinde şeyhini tahayyül etmektir. Bu şirk değildir. Hayal kurmak yasak değildir; insan gözünü kapattığı zaman sevdiğini, annesini babasını düşünebilir,Hayal kurmak yasak değildir; insan gözünü kapattığı zaman sevdiğini, annesini babasını düşünebilir, memleketini düşünebilir, yaz mevsimini, tatili vesaireyi düşünebilir.memleketini düşünebilir, yaz mevsimini, tatili vesaireyi düşünebilir. Gözünü kapatır, Kâbe-i Müşerrefe'yi, Medine-i Münevvere'yi düşünebilir. Gözünü kapatır, Kâbe-i Müşerrefe'yi, Medine-i Münevvere'yi düşünebilir. Bunun gibi hocasını düşünebilir, hocasını hayalinde karşısında düşünür; bu gayet normaldir.Bunun gibi hocasını düşünebilir, hocasını hayalinde karşısında düşünür; bu gayet normaldir. Şirk, "Allah'ın birliğini kabul etmemek." demek. Bununla bir ilgisi yok.Şirk, "Allah'ın birliğini kabul etmemek." demek. Bununla bir ilgisi yok. Rabıtayı bilmiyor, uzaktan uzağa tenkit ediyorlar.Rabıtayı bilmiyor, uzaktan uzağa tenkit ediyorlar. Yani ne olduğundan haberi olmadığı şeyleri tenkit ediyorlar. Yani ne olduğundan haberi olmadığı şeyleri tenkit ediyorlar.

Tarikatin birisinde zikir esnasında şiş burhanı yapılıyor.Tarikatin birisinde zikir esnasında şiş burhanı yapılıyor. Acaba bunun sihirle bir alakası var mı yoksa keramet mi? Bizi aydınlatır mısınız? Acaba bunun sihirle bir alakası var mı yoksa keramet mi? Bizi aydınlatır mısınız? Şiş batırıyorlar, kan akmıyor. Çıkartıyor, kan çıkmıyor. Şiş batırıyorlar, kan akmıyor. Çıkartıyor, kan çıkmıyor.

Tarikat erbâbı olmayan yani zikirle, dervişlikle, tasavvufla ilgisi olmayan bazı kimseler de yapıyorlar.Tarikat erbâbı olmayan yani zikirle, dervişlikle, tasavvufla ilgisi olmayan bazı kimseler de yapıyorlar. Mecmualarda resimlerini gördüm. Hatta gayrimüslimler, onlar da yapabiliyorlar.Mecmualarda resimlerini gördüm. Hatta gayrimüslimler, onlar da yapabiliyorlar. Demek ki doğrudan doğrudan dinin aslından, özünden, esasından önemli bir şey değil. Demek ki doğrudan doğrudan dinin aslından, özünden, esasından önemli bir şey değil. Bizim tarikatimizde de yok. O tarikate de bir şey demiyoruz.Bizim tarikatimizde de yok. O tarikate de bir şey demiyoruz. Ama başkaları da yapabildiğine göre dinin aslı esasından olmadığı görülüyor. Ama başkaları da yapabildiğine göre dinin aslı esasından olmadığı görülüyor.

Râmûzü'l-ehâdîs mecmuası hakkında "mevzû hadisler vardır" deniliyor. Râmûzü'l-ehâdîs mecmuası hakkında "mevzû hadisler vardır" deniliyor.

Râmûzü'l-ehâdîs'in içinde çok hadîs-i şerîfler vardır, albafetik sırayla dizilmiştir. Râmûzü'l-ehâdîs'in içinde çok hadîs-i şerîfler vardır, albafetik sırayla dizilmiştir. Bu hadisleri Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi Hocamız cennet-mekânBu hadisleri Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi Hocamız cennet-mekân muhtelif [hadis kitaplarından] almış, o kitabı meydana getirmiş.muhtelif [hadis kitaplarından] almış, o kitabı meydana getirmiş. "Mevzû hadis" denilen bazı hadîs-i şerîfleri de kendisi koymuştur "Mevzû hadis" denilen bazı hadîs-i şerîfleri de kendisi koymuştur ve arkasına da bunun alındığı yeri ve mevzû hadis denildiğini söylemiştir.ve arkasına da bunun alındığı yeri ve mevzû hadis denildiğini söylemiştir. Ama buna rağmen niçin acaba o hadîs-i şerîfi oraya aldı? Ama buna rağmen niçin acaba o hadîs-i şerîfi oraya aldı?

Demek ki kendisi büyük hadis alimi olmak dolayısıyla onun mevzû olduğu kanaatinde değil. Demek ki kendisi büyük hadis alimi olmak dolayısıyla onun mevzû olduğu kanaatinde değil.

Mevzû hadislerin bazılarını bazı şiddetli alimler "Bu mevzûdur, bu mevzûdur, bu mevzûdur..."Mevzû hadislerin bazılarını bazı şiddetli alimler "Bu mevzûdur, bu mevzûdur, bu mevzûdur..." diye üstünü çizmişler. Mevzû, "uydurma" demek.diye üstünü çizmişler. Mevzû, "uydurma" demek. Bazıları da; "Sen uydurma diyorsun ama bu filanca kitapta var, falanca kitapta var." diyeBazıları da; "Sen uydurma diyorsun ama bu filanca kitapta var, falanca kitapta var." diye onun aslının esasının olduğunu da ispat etmişlerdir.onun aslının esasının olduğunu da ispat etmişlerdir. Mesela İmam Suyûtî'nin bazı Hanbelî alimlerinin böyle inkar ettiği birçok hadîs-i şerîfler hakkındaMesela İmam Suyûtî'nin bazı Hanbelî alimlerinin böyle inkar ettiği birçok hadîs-i şerîfler hakkında inceleme yaparak onların hadis olduğunu ispat ettiğini biliyoruz. inceleme yaparak onların hadis olduğunu ispat ettiğini biliyoruz. Gümüşhaneli Hocamız da o hadîs-i şerîfi oraya almaklaGümüşhaneli Hocamız da o hadîs-i şerîfi oraya almakla "Bakın bunlar bu benim kanaatime göre mevzu değil, ben bunu sahih olduğuna kâniyim." demiş oluyor."Bakın bunlar bu benim kanaatime göre mevzu değil, ben bunu sahih olduğuna kâniyim." demiş oluyor. O bilimsel bir kanaattir. O bilimsel bir kanaattir.

"Herhangi bir sıkıntı halinde Allah'ın ricâlinden yardım eyleyin." diye hadis mevcut olduğu söyleniyor. "Herhangi bir sıkıntı halinde Allah'ın ricâlinden yardım eyleyin." diye hadis mevcut olduğu söyleniyor.

Bu hususta hadîs-i şerîf vardır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Bu hususta hadîs-i şerîf vardır. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:

"Bir çölde gidiyorsunuz, hayvanınız elinizden kaçtı, size yardım edecek kimse yok."Bir çölde gidiyorsunuz, hayvanınız elinizden kaçtı, size yardım edecek kimse yok. Uçsuz bucaksız bir yer, koşup yetişmeniz mümkün değil.Uçsuz bucaksız bir yer, koşup yetişmeniz mümkün değil. Yiyeceğiniz içeceğiniz hayvanınızda, çaresizsiniz..." Yiyeceğiniz içeceğiniz hayvanınızda, çaresizsiniz..."

Ne yapacaksınız? Yâ ricâlallah! "'Ey Allah'ın erenleri, evliyâsı!' Eğîsûnî. 'İmdadıma yetişin!Ne yapacaksınız?

Yâ ricâlallah! "'Ey Allah'ın erenleri, evliyâsı!' Eğîsûnî. 'İmdadıma yetişin!
Bana yardım edin! Bana medet eyleyin, hidayet eyleyin!' diye söyleyin çünkü Allah'ınBana yardım edin! Bana medet eyleyin, hidayet eyleyin!' diye söyleyin çünkü Allah'ın bazı vazifeli kulları vardır, yardıma gelirler." diyor Peygamber Efendimiz. bazı vazifeli kulları vardır, yardıma gelirler." diyor Peygamber Efendimiz.

Böyle bir hadîs-i şerîf vardır.Böyle bir hadîs-i şerîf vardır. Râmûzü'l-ehâdîs'te de var. Râmûzü'l-ehâdîs'te de var.

Ben de hayatımda denemiş ve fiilen öyle olduğunu görmüş bulunuyorum. Ben de hayatımda denemiş ve fiilen öyle olduğunu görmüş bulunuyorum.

"Ben itikat ve amelde selefîyim sözü neyi gerektirir? Gerçeği nedir? "Ben itikat ve amelde selefîyim sözü neyi gerektirir? Gerçeği nedir?

Suudi Arabistan'da mezheplere karşı bir hareket meydana geldi.Suudi Arabistan'da mezheplere karşı bir hareket meydana geldi. Hanefî, Şâfî, Mâlikî, Hanbelî, aralarındaki görüş farkları [var].Hanefî, Şâfî, Mâlikî, Hanbelî, aralarındaki görüş farkları [var]. Bazı insanlar çıktılar, "Biz selefîyiz" dediler, "Selefin yaptığını yapıyoruz." dediler. Bazı insanlar çıktılar, "Biz selefîyiz" dediler, "Selefin yaptığını yapıyoruz." dediler. Halbuki selef yine bu mezhepleri kuran kimseler.Halbuki selef yine bu mezhepleri kuran kimseler. İmâm-ı Âzamlar var, Ahmed b. Hanbeller, İmam Şâfî'den ve onların kendilerinden hadis aldığı kimseler;İmâm-ı Âzamlar var, Ahmed b. Hanbeller, İmam Şâfî'den ve onların kendilerinden hadis aldığı kimseler; onlar kendilerinden dinî bir şey ortaya koymadılar,onlar kendilerinden dinî bir şey ortaya koymadılar, yalnız o koydukları bilgileri yorumlarken ortaya çıkan içtihatları farklı oldu.yalnız o koydukları bilgileri yorumlarken ortaya çıkan içtihatları farklı oldu. Sahabenin de içtihatlarının farklı olduğu yerler var.Sahabenin de içtihatlarının farklı olduğu yerler var. Bir insan bir şeye karar verirken herkes aynı kararı veremiyor. Bir insan bir şeye karar verirken herkes aynı kararı veremiyor.

Mesela Peygamber Efendimiz; "Filanca kaleye doğru gidiyoruz.Mesela Peygamber Efendimiz; "Filanca kaleye doğru gidiyoruz. Kaleye gidinceye kadar kimse namaz kılmasın." demiş.Kaleye gidinceye kadar kimse namaz kılmasın." demiş. Bazıları demişler ki; "Resûlullah Efendimiz böyle söyledi, oraya kadar kılmayalım." Kılmamışlar.Bazıları demişler ki; "Resûlullah Efendimiz böyle söyledi, oraya kadar kılmayalım." Kılmamışlar. Bazıları da demişler ki; "Bunu şu maksatla söylemiştir, biz kılalım da sonra [söyleriz." demişler].Bazıları da demişler ki; "Bunu şu maksatla söylemiştir, biz kılalım da sonra [söyleriz." demişler]. Yani Resûlullah'ı dinlememiş oluyor. Bir içtihat, bir yorum. Buna benzer şeyler olabiliyor. Yani Resûlullah'ı dinlememiş oluyor. Bir içtihat, bir yorum. Buna benzer şeyler olabiliyor.

Mesela Peygamber Efendimiz bir keresinde; "Seferdeyken oruç tutmayın." buyurmuş.Mesela Peygamber Efendimiz bir keresinde; "Seferdeyken oruç tutmayın." buyurmuş. Bazıları demişler ki; "Resûlullah Efendimiz tutmayın dedi, tutmayız." Tutmamışlar, söz dinlemişler.Bazıları demişler ki; "Resûlullah Efendimiz tutmayın dedi, tutmayız." Tutmamışlar, söz dinlemişler. Bazıları da demişler ki; "Efendimiz biz dayanamayız diye bize acıdığından tutmayın dedi,Bazıları da demişler ki; "Efendimiz biz dayanamayız diye bize acıdığından tutmayın dedi, biz dayanabiliriz, tutalım." Tutmuşlar ama baygın, halsiz düşmüşler, başkalarına yük olmuşlar. biz dayanabiliriz, tutalım." Tutmuşlar ama baygın, halsiz düşmüşler, başkalarına yük olmuşlar.

Sahabe-i kirâmın Peygamber Efendimiz'in hayatında bile bir mesele konusundaSahabe-i kirâmın Peygamber Efendimiz'in hayatında bile bir mesele konusunda çeşitli görüşleri, anlayış farkı olabiliyor. çeşitli görüşleri, anlayış farkı olabiliyor.

Yemen'e vali gönderirken Peygamber Efendimiz soruyor: Yemen'e vali gönderirken Peygamber Efendimiz soruyor:

"Orada sana bir mesele sordukları zaman neye göre cevap vereceksin?" "Orada sana bir mesele sordukları zaman neye göre cevap vereceksin?"

Diyor ki; "Yâ Resûlallah, aradaki davaları ihtilafları Kur'an'a göre halledeceğim." Diyor ki;

"Yâ Resûlallah, aradaki davaları ihtilafları Kur'an'a göre halledeceğim."

"Peki Kur'ân-ı Kerîm'de o konuyla ilgili özel bilgi yoksa ne yapacaksın?" "Peki Kur'ân-ı Kerîm'de o konuyla ilgili özel bilgi yoksa ne yapacaksın?"

"Yâ Resûllallah, senin sünnetine göre [halledeceğim]." diyor. "Yâ Resûllallah, senin sünnetine göre [halledeceğim]." diyor.

"Peki o sorulan konuda oradada bir özel bilgi kaynak bulamazsan?" "Peki o sorulan konuda oradada bir özel bilgi kaynak bulamazsan?"

"O zaman düşünür taşınır, kararımı veririm." diyor. "O zaman düşünür taşınır, kararımı veririm." diyor.

Demek ki Peygamber Efendimiz'in vali olarak, kadı olarak, hâkim olarak gönderdiği kimselerin dahiDemek ki Peygamber Efendimiz'in vali olarak, kadı olarak, hâkim olarak gönderdiği kimselerin dahi o onda mevcut olmayan bir mesele hakkında soru sorulduğu zaman düşünüp karar vermesi olabiliyor. o onda mevcut olmayan bir mesele hakkında soru sorulduğu zaman düşünüp karar vermesi olabiliyor.

Peygamber Efendimiz dua etmiş, bu cevabı beğenmiş. Peygamber Efendimiz dua etmiş, bu cevabı beğenmiş.

Olabilir. Tabii kararlar da farklı olabilir.Olabilir. Tabii kararlar da farklı olabilir. Kararların farklılığı alınan bilgilerin farklılığından kaynaklanabilir.Kararların farklılığı alınan bilgilerin farklılığından kaynaklanabilir. Zihnin başka türlü çalışmasından olabilir, zevklerden olabilir, niyetlerin farklılığından olabilir. Zihnin başka türlü çalışmasından olabilir, zevklerden olabilir, niyetlerin farklılığından olabilir. Bunlar Peygamber Efendimiz zamanında bile olmuşsa ondan sonraki devirlerde Bunlar Peygamber Efendimiz zamanında bile olmuşsa ondan sonraki devirlerde hadîs-i şerîfler çoğalınca, hadîs-i şerîflerin sıhhati, rivayetlerin kuvveti,hadîs-i şerîfler çoğalınca, hadîs-i şerîflerin sıhhati, rivayetlerin kuvveti, adamların güvenilirliği bahis konusu olunca çeşitli meselelerde alimlerinadamların güvenilirliği bahis konusu olunca çeşitli meselelerde alimlerin karar vermelerinde farklılar olmuştur. Yine de olur.karar vermelerinde farklılar olmuştur. Yine de olur. Benim bugün size anlattığım şu dersi siz yarın öbür gün başkasına anlatırkenBenim bugün size anlattığım şu dersi siz yarın öbür gün başkasına anlatırken biriniz başka türlü anlatır, ötekisi başka türlü anlatır. Bu, kavrayışındaki farkındandır. biriniz başka türlü anlatır, ötekisi başka türlü anlatır. Bu, kavrayışındaki farkındandır. "Hoca efendi şöyle dedi." der... Bu içtihat farkları normaldir. "Hoca efendi şöyle dedi." der... Bu içtihat farkları normaldir.

Bilimsel çalışma yapmışlar, bu işin mütehassısı mezhep imamı olmuşlar, önder olmuşlar.Bilimsel çalışma yapmışlar, bu işin mütehassısı mezhep imamı olmuşlar, önder olmuşlar. Bunu hiçe sayıp "Biz selefîyiz" dediler. Sanki onlar selefî değil mi?Bunu hiçe sayıp "Biz selefîyiz" dediler. Sanki onlar selefî değil mi? İmam Şâfî, Ahmed b. Hanbel, İmam Mâlik? İmam Mâlik'den daha selefî kim olabilir?İmam Şâfî, Ahmed b. Hanbel, İmam Mâlik? İmam Mâlik'den daha selefî kim olabilir? Selefe en yakın insanlar onlar.Selefe en yakın insanlar onlar. Sanki bunlar [selef] değilmiş gibi bir de selefîlik diye bir şey çıkarttılar, o da ayrı bir mezhep oldu.Sanki bunlar [selef] değilmiş gibi bir de selefîlik diye bir şey çıkarttılar, o da ayrı bir mezhep oldu. Onlar da bir konuda şöyle veya böyle yaparak ayrı bir baş çekmiş oldular, ayrı bir mezhep oldu. Onlar da bir konuda şöyle veya böyle yaparak ayrı bir baş çekmiş oldular, ayrı bir mezhep oldu.

Tabii bizim Türkiye'ye dışarıdaki cereyanların hepsinin numunesi geliyor mâşaallah;Tabii bizim Türkiye'ye dışarıdaki cereyanların hepsinin numunesi geliyor mâşaallah; blucin modası da geliyor, saç modası da geliyor, kıyafet modası da geliyor,blucin modası da geliyor, saç modası da geliyor, kıyafet modası da geliyor, fikrî cereyanlar da geliyor, komünizm de geliyor...fikrî cereyanlar da geliyor, komünizm de geliyor... Tabii Mısır'da, Suud'da, Suriye'de, Irak'ta, Pakistan'da vesairede okuyan insanlar daTabii Mısır'da, Suud'da, Suriye'de, Irak'ta, Pakistan'da vesairede okuyan insanlar da oranın çeşitli fikirlerini buraya getiriyorlar. "Selefîyim." oranın çeşitli fikirlerini buraya getiriyorlar.

"Selefîyim."

Peki ama niye selefîsin, hayrola?Peki ama niye selefîsin, hayrola? İmâm-ı Âzam Ebû Hanife hazretlerinin mezhebinde ne zarar gördün? İmâm-ı Âzam Ebû Hanife hazretlerinin mezhebinde ne zarar gördün? Sen İmâm-ı Âzam'dan daha mı alimsin, çok mu daha iyi biliyorsun?Sen İmâm-ı Âzam'dan daha mı alimsin, çok mu daha iyi biliyorsun? Veya o "selefîyim" diyen adamlar bu meseleleri İmâm-ı Âzam kadar biliyorlar mıydı? Veya o "selefîyim" diyen adamlar bu meseleleri İmâm-ı Âzam kadar biliyorlar mıydı?

Selefîlik cereyanını çıkartanlar, şimdi böyle bir şey çıkmış, taassupla onu götürüyorlar.Selefîlik cereyanını çıkartanlar, şimdi böyle bir şey çıkmış, taassupla onu götürüyorlar. Bunu [itikat] yapan insanlar da var. "İtikatta ve amelde selefîyim."Bunu [itikat] yapan insanlar da var. "İtikatta ve amelde selefîyim." Hele "itikatta selefîyim" diyorsa bayağı bir tehlikededirHele "itikatta selefîyim" diyorsa bayağı bir tehlikededir çünkü o selefî olanlar mücessimeye doğru kayıyor, Allahu Teâlâ hazretleri rahmânu ale'l-arşi'stevâ,çünkü o selefî olanlar mücessimeye doğru kayıyor, Allahu Teâlâ hazretleri rahmânu ale'l-arşi'stevâ, vechullah, yedullah gibi [ayette geçen tabirlerin] izahında mücessimeye kayıyor. vechullah, yedullah gibi [ayette geçen tabirlerin] izahında mücessimeye kayıyor.

O bakımdan, "selefîyim" demek, "Ben babamın dedemin yolunu hiçbir şey anlamadanO bakımdan, "selefîyim" demek, "Ben babamın dedemin yolunu hiçbir şey anlamadan falanca yerden esen rüzgara göre değiştirdim, şimdi yeni bir modayı tutturuyorum." demek.falanca yerden esen rüzgara göre değiştirdim, şimdi yeni bir modayı tutturuyorum." demek. Dinî cereyanlarda blucin gibi bir şey.Dinî cereyanlarda blucin gibi bir şey. Amerika'dan gelen bir blucin [modası] var ya, o da onun gibi bir şey bence. Amerika'dan gelen bir blucin [modası] var ya, o da onun gibi bir şey bence.

İnsan çok büyük alim olur da; İmâm-ı Âzam'ı okur anlar, İmam Şâfî'yi okur anlar, İmam Mâlik'i anlar,İnsan çok büyük alim olur da; İmâm-ı Âzam'ı okur anlar, İmam Şâfî'yi okur anlar, İmam Mâlik'i anlar, vesaireyi anlar, ondan sonra da "Şu şurada hata etmiş, ben şu kanaatteyim." der; tamam, olabilir. vesaireyi anlar, ondan sonra da "Şu şurada hata etmiş, ben şu kanaatteyim." der; tamam, olabilir. Bu bir içtihat meselesidir.Bu bir içtihat meselesidir. "Selefîyim" demek, "İslâmî gelişmeyi tekrar sıfırlayıp geriye almak" demek. "Selefîyim" demek, "İslâmî gelişmeyi tekrar sıfırlayıp geriye almak" demek.

Alimlerimiz koca koca kitaplar yazmış, ince ince izahlar yapmışlar.Alimlerimiz koca koca kitaplar yazmış, ince ince izahlar yapmışlar. İmam Maturidî'ye düşman, İmam Eş'arî'ye düşman; kendi ayrı itikatları var.İmam Maturidî'ye düşman, İmam Eş'arî'ye düşman; kendi ayrı itikatları var. "Selefî itikadı" dedikleri Eşarîliğe düşman, Maturidîliğe düşman; "Selefî itikadı" dedikleri Eşarîliğe düşman, Maturidîliğe düşman; İmâm-ı Âzam'ı çok büyük hasım görüyorlar. İmâm-ı Âzam'ı çok büyük hasım görüyorlar.

Kendi mezhepleri içinde mesela İbn Teymiyye'yi tasavvufa karşı gösteriyorlar.Kendi mezhepleri içinde mesela İbn Teymiyye'yi tasavvufa karşı gösteriyorlar. Makale getirdim; İbn Teymiyye kendisi "ben mutasavvıfım" diyor.Makale getirdim; İbn Teymiyye kendisi "ben mutasavvıfım" diyor. Kendisi erbâb-ı tarikat. Neşredeceğiz inşaallah. Tasavvufa karşı [onu ileri sürüyor]. Kendisi erbâb-ı tarikat. Neşredeceğiz inşaallah. Tasavvufa karşı [onu ileri sürüyor]. "İbn Teymiyyeciyim" diyen adam İbn Teymiyye'yi tam anlamış değil."İbn Teymiyyeciyim" diyen adam İbn Teymiyye'yi tam anlamış değil. İbn Teymiyye "Ben kendim tasavvuf erbâbıyım, tarikate girdim, ehli tarîkim" diyor.İbn Teymiyye "Ben kendim tasavvuf erbâbıyım, tarikate girdim, ehli tarîkim" diyor. Mecmuada kaynaklarıyla neşredeceğiz. Mecmuada kaynaklarıyla neşredeceğiz.

Bu bir cereyandır. Selefîlik cerayanı çıktı, şimdi güya asla dönüş...Bu bir cereyandır. Selefîlik cerayanı çıktı, şimdi güya asla dönüş... Tabii bizim lise mezunu, Arapçası olmayan ama okuma heveslisi, biraz eli kalem tutan ukalâ takımıTabii bizim lise mezunu, Arapçası olmayan ama okuma heveslisi, biraz eli kalem tutan ukalâ takımı İslâmcı yazarlar çizerler vardır, bu modayı onlar [çıkarttılar].İslâmcı yazarlar çizerler vardır, bu modayı onlar [çıkarttılar]. Bir de oralarda okuyup, oralardan burs maaş alıp, oralardan mezun olup,Bir de oralarda okuyup, oralardan burs maaş alıp, oralardan mezun olup, o lafları duyup karşısında ecdâdımızın müdafaasını duyma imkânını bulamamış tahsilliler var;o lafları duyup karşısında ecdâdımızın müdafaasını duyma imkânını bulamamış tahsilliler var; onlar kalktılar buraya geldiler, orada duyduğu sözleri burada bilmeden tekrar ediyor. onlar kalktılar buraya geldiler, orada duyduğu sözleri burada bilmeden tekrar ediyor.

Halbuki orada konuşturtmuyorlar.Halbuki orada konuşturtmuyorlar. Türkiye'de devletin devrimbazlığı telkin ettiği gibi orada devletin ideolojisi selefîlik,Türkiye'de devletin devrimbazlığı telkin ettiği gibi orada devletin ideolojisi selefîlik, onu telkin ediyor. Ona göre propagandayla yetişmiş, karşı fikri kabul etmiyor.onu telkin ediyor. Ona göre propagandayla yetişmiş, karşı fikri kabul etmiyor. İmam Gazzâlî'nin kitaplarını sokmuyor, bazı yazarları okutmuyor. Kasîde-i Bürde'yi...İmam Gazzâlî'nin kitaplarını sokmuyor, bazı yazarları okutmuyor. Kasîde-i Bürde'yi... Başlarında bazı alimler var, -kral bile şimdi ondan biraz soğumuş deniliyor-Başlarında bazı alimler var, -kral bile şimdi ondan biraz soğumuş deniliyor- dünyanın düz olduğunu iddia ediyor. Kafaları böyle. Olmaz ki...dünyanın düz olduğunu iddia ediyor. Kafaları böyle. Olmaz ki... İnsanın bilimsel gelişmeleri, söylenen sözleri anlayıpİnsanın bilimsel gelişmeleri, söylenen sözleri anlayıp gelişmenin tekrar hepsini inkar edip geriye gitmemesi lazım. gelişmenin tekrar hepsini inkar edip geriye gitmemesi lazım.

Birisi arkadaşıyla münakaşa etmiş, demiş ki; Birisi arkadaşıyla münakaşa etmiş, demiş ki;

"Ben hocam 'Cuma namazı kılın.' dedi diye Cuma namazı kılıyorum. Bunun bir sakıncası var mı?" "Ben hocam 'Cuma namazı kılın.' dedi diye Cuma namazı kılıyorum. Bunun bir sakıncası var mı?"

Tabii esas itibariyle o kardeşimiz Cuma namazını hocası "Cuma namazı kılın.' dediği için kılmıyor.Tabii esas itibariyle o kardeşimiz Cuma namazını hocası "Cuma namazı kılın.' dediği için kılmıyor. Türkiye'de "Cuma namazı kılınır mı kılınmaz mı?" diye münakaşalar çıktı, yaygınlaştı.Türkiye'de "Cuma namazı kılınır mı kılınmaz mı?" diye münakaşalar çıktı, yaygınlaştı. Ama biz diyoruz ki; "Sakın ha! Allah'ın âyeti vardır, Allah'ın emridir, Cuma namazını terk etmeyin!Ama biz diyoruz ki; "Sakın ha! Allah'ın âyeti vardır, Allah'ın emridir, Cuma namazını terk etmeyin! Bu zıpır takımı Cuma'yı terk ettiler.Bu zıpır takımı Cuma'yı terk ettiler. 'Rejimden maaş alan imamın arkasında namaz kılınmaz..." gibi şeylerle farzı yapmıyorlar. 'Rejimden maaş alan imamın arkasında namaz kılınmaz..." gibi şeylerle farzı yapmıyorlar. Sakın o tarafa düşmeyin!" dedik.Sakın o tarafa düşmeyin!" dedik. Biz Allah'ın emrini yapmakta sebat etsinler diye tavsiyede bulunduk.Biz Allah'ın emrini yapmakta sebat etsinler diye tavsiyede bulunduk. O da sonuç olarak demiş oluyor ki; "Siz başka cereyanlara kapılmış olabilirsiniz amaO da sonuç olarak demiş oluyor ki; "Siz başka cereyanlara kapılmış olabilirsiniz ama hocam Cuma namazının kılınmasının doğru olacağınıhocam Cuma namazının kılınmasının doğru olacağını bize bildirmiş olduğundan ben o şekilde devam ediyorum." Allahu âlem.bize bildirmiş olduğundan ben o şekilde devam ediyorum." Allahu âlem. Yoksa o sözü "Es'ad Hoca 'Cuma namazını kıl.' dedi, ondan kılıyor." tarzında anlamamak lazım. Yoksa o sözü "Es'ad Hoca 'Cuma namazını kıl.' dedi, ondan kılıyor." tarzında anlamamak lazım.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2