Namaz Vakitleri

20 Cemâziye'l-Evvel 1446
22 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:52
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Ahmed İbn-i Hadraveyh Hz. (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Cemâziye'l-Âhir 1414 / 04.12.1993
M. Nazmi Ersin CamiiKadıköy / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Devletten maaş alarak geçiniyorum. 5 yıldır maaş aldığım halde daha borçlardan kurtulamadım. Tam kurtulacağım sırada | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Ahmed İbn-i Hadraveyh Hz. (3) (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

20 Cemâziye'l-Âhir 1414 / 04.12.1993
M. Nazmi Ersin CamiiKadıköy / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Tabakatus Sufiyye sohbetlerine Mustafa Selâmi Efendi Tekkesi’nde başlamıştır (02. 12. 1991).
Tabakàtü’s-Sùfiyye, Sülemî’nin ilk sûfilerden yüz tanesinin hayatını ve sözlerini kaydettiği eseridir.

Fudayl ibn-i Iyad hakkındadır. Daha sonraki yıllarda, İstanbul’un Anadolu yakasında muhtelif camilerde yapılmıştır.

Sohbetlerin amacını şöyle açıklıyordu: “Bizler de karınca kararınca takvâ yolunda, Rabbimizin rızası yolunda yürüyen insanlar olduğumuzdan, “Bu yolun bizden önceki büyükleri, selef-i sàlihînimiz neler söylemişler, onların nasihatlerinden istifade edelim; nasıl yaşamışlar, hayatları bize örnek olsun!” diye, tasavvuf aleminin büyüklerinin hayatlarını okumayı; sözlerini dinleyip, belleyip mûcebince amel etmeyi düşünerek; Türkçesi bulunmayan bir eser olsun, kaynak olsun, ana eser olsun; böylece yaptığımız çalışma da yapılmamış bir çalışma olarak, yeni bir çalışma olsun diye düşündüğümüz için; 412 hicrî, 1021 milâdî tarihinde, yâni yıllarında vefat etmiş olan, Nişâpurlu Ebû Abdurrahman es Sülemî Hazretleri’nin, tasavvuf ilminde kaynak olan, ana eser olan, müracaat kitabı olan Tabakàtü’s Sùfiyye’sini okumaya başladık.

Bu sohbetler Cumartesi akşamları yapılıyordu ve bir saat kadar sürüyordu. Hoca efendi seyahatte olduğu zamanlar sohbete ara veriliyor, İstanbul’da oldukları zaman devam ediyordu. 7 Mayıs 1997 günü yurtdışına çıkıncaya kadar devam etti. Fudayl ibn-i Iyad’dan başlayıp, sırayla her seferinde birkaç sayfa okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 26 Ekim 1996 günü yaptığı son Tabakàtü’s-Sûfiyye sohbetinde, Ebû Osman el-Hîrî’nin 29. sözüne kadar gelmişti.

Sohbetlerde, önce o gün izah edilecek sözlerin Arapça metinleri okunuyor, kısaca anlamı veriliyor; sonra râvîler hakkında dipnotlardan bilgiler veriliyordu. Sözler izah edilip açıklanıyordu. Sohbetin sonunda da, çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyordu.
Devletten maaş alarak geçiniyorum. 5 yıldır maaş aldığım halde daha borçlardan kurtulamadım. Tam kurtulacağım sırada | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Devletten maaş alarak geçiniyorum. 5 yıldır maaş aldığım halde daha borçlardan kurtulamadım.Devletten maaş alarak geçiniyorum. 5 yıldır maaş aldığım halde daha borçlardan kurtulamadım. Tam kurtulacağım sırada hiç beklenmeyen büyük bir harcamam oluyor.Tam kurtulacağım sırada hiç beklenmeyen büyük bir harcamam oluyor. Bu benim hatam mıdır, yoksa Allah celle celalühû böyle mi istiyor?Bu benim hatam mıdır, yoksa Allah celle celalühû böyle mi istiyor? Bundan kurtulmanın çaresi var mıdır? Ek iş yapılabilir mi? Bundan kurtulmanın çaresi var mıdır? Ek iş yapılabilir mi?

Maaş çok önemlidir. Daha doğrusu helâl lokma çok önemlidir. Maaş çok önemlidir. Daha doğrusu helâl lokma çok önemlidir. İslâm'da ve tasavvufta her şeyin başı helâl lokmadır. Neden? İslâm'da ve tasavvufta her şeyin başı helâl lokmadır.

Neden?

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Bir insan, haram lokma yerse"Bir insan, haram lokma yerse o haram lokmadan vücudunda mutlaka bir haram et parçası hâsıl olur.o haram lokmadan vücudunda mutlaka bir haram et parçası hâsıl olur. Yani o yediğinden bir şey hâsıl olur.Yani o yediğinden bir şey hâsıl olur. Ve haramla hâsıl olan vücuda, mutlaka cehennem ateşi nasip olur.Ve haramla hâsıl olan vücuda, mutlaka cehennem ateşi nasip olur. O haramı ancak cehennemde yanmak giderir." "Haram yiyen cehenneme düşecek." demektir. O haramı ancak cehennemde yanmak giderir."

"Haram yiyen cehenneme düşecek." demektir.

Onun için helâl lokmaya, helâl lokma yemeye evliyâullah çok dikkat etmişlerdir.Onun için helâl lokmaya, helâl lokma yemeye evliyâullah çok dikkat etmişlerdir. Tabi bütün dindar insanlar çok dikkat etmek durumundadır. Helâl lokma çok önemli. Tabi bütün dindar insanlar çok dikkat etmek durumundadır. Helâl lokma çok önemli.

Bir insan, ister özel işte çalışsın, ister resmî işte çalışsın,Bir insan, ister özel işte çalışsın, ister resmî işte çalışsın, maaşını aldığı kimse ile yaptığı bir akit var, bir ahit var.maaşını aldığı kimse ile yaptığı bir akit var, bir ahit var. Bu ahde uygun hareket etmişse maaşı helâldir,Bu ahde uygun hareket etmişse maaşı helâldir, ahdine uygun hareket etmemişse maaşını helâl ettirememiştir. ahdine uygun hareket etmemişse maaşını helâl ettirememiştir.

Memur ama saat 11:00'da geliyor, 16:00'da gidiyor.Memur ama saat 11:00'da geliyor, 16:00'da gidiyor. Çünkü genel müdür; kimse söz söyleyemiyor. Olmaz, olmaz! Allah sorar. Çünkü genel müdür; kimse söz söyleyemiyor. Olmaz, olmaz! Allah sorar.

Adam, falanca işte görevlendirilmiş, işini yapmıyor.Adam, falanca işte görevlendirilmiş, işini yapmıyor. Bütün memurlar, bütün vazifelerini güzel yapsalar ortalık güllük gülistanlık olacak; yok! Bütün memurlar, bütün vazifelerini güzel yapsalar ortalık güllük gülistanlık olacak; yok!

Bir devlet dairesine gidiyorsun o yok, bu yok;Bir devlet dairesine gidiyorsun o yok, bu yok; sportoto oynuyorlar, gazete okuyorlar, kadınlar örgü örüyor;sportoto oynuyorlar, gazete okuyorlar, kadınlar örgü örüyor; sinek avlıyorlar, vazife yapmıyorlar; o zaman haram oluyor.sinek avlıyorlar, vazife yapmıyorlar; o zaman haram oluyor. Özel işte çalışsa yine vazifesini yerine getirmese yine haram olur.Özel işte çalışsa yine vazifesini yerine getirmese yine haram olur. Lokmanın helâl olmasına gayret etmek lazım… Lokmanın helâl olmasına gayret etmek lazım…

Bazıları devletten maaş almak için düzenler tertipliyorlar;Bazıları devletten maaş almak için düzenler tertipliyorlar; hakkı olmadığı halde maaş bağlattırıyorlar. Bazıları maaşı hak etmiyor.hakkı olmadığı halde maaş bağlattırıyorlar. Bazıları maaşı hak etmiyor. Bazılarının yaptığı iş de Allah'ın helal kılmadığı bir iş olduğundan maaş zaten haram oluyor. Bazılarının yaptığı iş de Allah'ın helal kılmadığı bir iş olduğundan maaş zaten haram oluyor.

Haram bir işten alınan maaş helâl olmaz, haram olur.Haram bir işten alınan maaş helâl olmaz, haram olur. Helâl olmasına dikkat etmek lazımdır. Tabi helâl lokmanın bir bereketi vardır. Helâl olmasına dikkat etmek lazımdır. Tabi helâl lokmanın bir bereketi vardır.

Size bir misalle anlatayım: Size bir misalle anlatayım:

Ankara'da birisinden bahsettiler; -Ankara'da Özelif Camii'nde vaaz veriyordum-Ankara'da birisinden bahsettiler; -Ankara'da Özelif Camii'nde vaaz veriyordum- Allah razı olsun adamın kendisinin üç dört tane çocuğu varmış.Allah razı olsun adamın kendisinin üç dört tane çocuğu varmış. Akrabasından yetim, kimsesiz kalanları da evine almış, onlara da bakıyormuş. Akrabasından yetim, kimsesiz kalanları da evine almış, onlara da bakıyormuş.

Nedir bu? Bir yerde memurmuş. Nedir bu?

Bir yerde memurmuş.

Nasıl bir memur? Nasıl bir memur?

Sıradan bir memur. Kendisinin üç dört çocuğu var, üç dört tane de gariban yetim var. Sıradan bir memur. Kendisinin üç dört çocuğu var, üç dört tane de gariban yetim var.

Ailesinde başka çalışan var mı? Yok. Tek maaşla mı? Tek maaşla. Ailesinde başka çalışan var mı?

Yok.

Tek maaşla mı?

Tek maaşla.

"Herhalde ev kendisinindir." dedim. Gecekonduda falan mı otuyor? "Herhalde ev kendisinindir." dedim.

Gecekonduda falan mı otuyor?

Gecekonduda oturuyor ama evi kira! Gecekonduda oturuyor ama evi kira!

Benim aklım başımdan gitti, şaşırdım.Benim aklım başımdan gitti, şaşırdım. Sekiz dokuz cana, kiralık bir evde oturarak cüz'î bir maaşla hizmet etmek… Sekiz dokuz cana, kiralık bir evde oturarak cüz'î bir maaşla hizmet etmek…

"Elhamdülillah iyiyiz." falan da diyor; yani "Çok şükür halimize, Allah bize darlık da göstermiyor." "Elhamdülillah iyiyiz." falan da diyor; yani "Çok şükür halimize, Allah bize darlık da göstermiyor."

İşte bu berekettir; adam yetime baktığından, iyilik yaptığından Allah maaşının bereketini veriyor, İşte bu berekettir; adam yetime baktığından, iyilik yaptığından Allah maaşının bereketini veriyor, gül gibi geçindiği kanaatinde, mutlu. Allah hepsinin parasını yetiriyor. gül gibi geçindiği kanaatinde, mutlu. Allah hepsinin parasını yetiriyor.

Öbür taraftan adam milyonları alıyor, hatta milyarları alıyor.Öbür taraftan adam milyonları alıyor, hatta milyarları alıyor. Rüşvetle, ıvırla zıvırla hiç hayrını görmüyor; o da bereketsizliktir. Rüşvetle, ıvırla zıvırla hiç hayrını görmüyor; o da bereketsizliktir.

Kazancın helâl olmasına dikkat edin. Helâl kazancınıza haram karışmamasına dikkat edin. Kazancın helâl olmasına dikkat edin. Helâl kazancınıza haram karışmamasına dikkat edin.

Mesela yalan yere yemin etse haram olur; yalan yere yemin etmeyecek. Mesela yalan yere yemin etse haram olur; yalan yere yemin etmeyecek.

Cuma vaktinde çalışsa haram olur; Allah, "O vakitte camiye gelin." diyor. Cuma vaktinde çalışsa haram olur; Allah, "O vakitte camiye gelin." diyor.

O bakımdan helal olmasına dikkat edin; Allah bereketini verir. O bakımdan helal olmasına dikkat edin; Allah bereketini verir.

Besmele ile alın, besmele ile yiyin; lokmaya, yemeye besmele ile başlayın.Besmele ile alın, besmele ile yiyin; lokmaya, yemeye besmele ile başlayın. O zaman Allah bereketini verir. O zaman Allah bereketini verir.

Allah kazançlarınızı helâl kazanç eylesin. Evinize bereket ihsan eylesin. Allah kazançlarınızı helâl kazanç eylesin. Evinize bereket ihsan eylesin.

Sübhâne mâ a'zama şânî leyse fî cübbeti siva'llâh. Sübhâne mâ a'zama şânî leyse fî cübbeti siva'llâh. Büyük İslâm alimi Bâyezid-i Bistâmî hazretlerinin bu sözünden murat nedir?Büyük İslâm alimi Bâyezid-i Bistâmî hazretlerinin bu sözünden murat nedir? Açıklarsanız memnun olurum. Açıklarsanız memnun olurum.

Hangi kitabı okudu da bu cümleleri yazdı ise orada bunun izahları da vardır,Hangi kitabı okudu da bu cümleleri yazdı ise orada bunun izahları da vardır, bilinmeyen şeyler değil. Ama bir de bizden dinlemek istiyorlar. bilinmeyen şeyler değil. Ama bir de bizden dinlemek istiyorlar.

Bu büyük bir mevzuudur.Bu büyük bir mevzuudur. İnsan tasavvufî çalışmalarında, zikrinde ve irfanının mertebelerinde ilerlediği zaman, İnsan tasavvufî çalışmalarında, zikrinde ve irfanının mertebelerinde ilerlediği zaman, kendisinde kudretullah'ı görüyor, Allah'ın tecellîsini görüyor.kendisinde kudretullah'ı görüyor, Allah'ın tecellîsini görüyor. Ve kendisini bir zerre gibi görüyor veyahut bir zerre gibi bile görmüyor, hiç olarak görüyor. Ve kendisini bir zerre gibi görüyor veyahut bir zerre gibi bile görmüyor, hiç olarak görüyor.

Ankara'da Hacı Bayram camiinin imamı Zekayi Hocamız vardı.Ankara'da Hacı Bayram camiinin imamı Zekayi Hocamız vardı. Eskiden soyadının başında şöyle yazıyormuş; "Zekayi Hiçsarsılmaz."Eskiden soyadının başında şöyle yazıyormuş; "Zekayi Hiçsarsılmaz." Sonra "Sarsılmaz"ı çıkarmış, "Hiç" kalmış. "Hiç" mânasına. Sonra "Sarsılmaz"ı çıkarmış, "Hiç" kalmış. "Hiç" mânasına. Tabi o hiç olduğu zaman, kendisini görmediği zaman Allah'ın tecellîsini görüyor.Tabi o hiç olduğu zaman, kendisini görmediği zaman Allah'ın tecellîsini görüyor. O zaman bu sözleri söylüyor. O zaman bu sözleri söylüyor.

Sübhâne mâ a'zama şânî. "Kendimi tenzih ederim. Ne kadar enteresan hâlim, şânım var." diyor. Sübhâne mâ a'zama şânî. "Kendimi tenzih ederim. Ne kadar enteresan hâlim, şânım var." diyor.

Tabi bu söz Allah'ın kudreti için söyleniyor. Tabi bu söz Allah'ın kudreti için söyleniyor.

Leyse fî cübbeti siva'llâh. "Kimse görmesin." biye birisi iğnelemiş Leyse fî cübbeti siva'llâh.

"Kimse görmesin." biye birisi iğnelemiş

O sözler; o halleri yaşayanların anlayabileceği bir sözdür,O sözler; o halleri yaşayanların anlayabileceği bir sözdür, onların itikatlarında bir kusur değildir, görüşlerinde bir irfan manzarasıdır. onların itikatlarında bir kusur değildir, görüşlerinde bir irfan manzarasıdır.

On sene oldu dersliyim, ders yapmayı da seviyorum. Ama bir türlü ders yapamıyorum.On sene oldu dersliyim, ders yapmayı da seviyorum. Ama bir türlü ders yapamıyorum. Yoksa ben bu dersten mahrum mu kalacağım? Çok üzülüyorum.Yoksa ben bu dersten mahrum mu kalacağım? Çok üzülüyorum. Sohbetlerinize de geliyorum ama tesbihleri çekemiyorum. Bu durum neden oluyor? Sohbetlerinize de geliyorum ama tesbihleri çekemiyorum. Bu durum neden oluyor?

Bu, lokmanın helâl olup olmaması ile ilgili olabilir.Bu, lokmanın helâl olup olmaması ile ilgili olabilir. Çünkü insanın yediği lokma helâl olmadığı zaman iyi bir şeyi yapmak istese de yapamaz.Çünkü insanın yediği lokma helâl olmadığı zaman iyi bir şeyi yapmak istese de yapamaz. Onun için tevbe edip lokmanın helâl olmasına dikkat edip abdestli gezmek lazım.Onun için tevbe edip lokmanın helâl olmasına dikkat edip abdestli gezmek lazım. Gece yapamıyorsa gündüz yürürken, işe gelirken, giderken eline tesbih alsın, zikirlerini yapsın. Gece yapamıyorsa gündüz yürürken, işe gelirken, giderken eline tesbih alsın, zikirlerini yapsın.

Evlilik konusunda bir açıklama getirebilir misiniz? Evlilik konusunda bir açıklama getirebilir misiniz?

Peygamber aleyhissalâtü vesselâm buyurdu kiPeygamber aleyhissalâtü vesselâm buyurdu ki "Bir kadın -tabi erkek için de aynı şey bahis konusu- güzelliği için alınabilir;"Bir kadın -tabi erkek için de aynı şey bahis konusu- güzelliği için alınabilir; hasebi, soyu, sopu için alınabilir; malı, zenginliği için alınabilir, dindarlığı için alınabilir.hasebi, soyu, sopu için alınabilir; malı, zenginliği için alınabilir, dindarlığı için alınabilir. Siz dindar olanına bakın." buyuruluyor. Dindarlık önemlidir.Siz dindar olanına bakın." buyuruluyor. Dindarlık önemlidir. Tabi dindarlık kadar ârif olmak da önemlidir.Tabi dindarlık kadar ârif olmak da önemlidir. Ârif olmak için de bağlı olduğun yerin hak yol olması önemlidir. Onlara dikkat etmek lazım… Ârif olmak için de bağlı olduğun yerin hak yol olması önemlidir. Onlara dikkat etmek lazım…

İsmim Mehmed, iki isim kullanmak sünnet olduğu için iki isim kullanmak istiyorum. İsmim Mehmed, iki isim kullanmak sünnet olduğu için iki isim kullanmak istiyorum. Zahit olsun mu, ne buyurursunuz? Zahit olsun mu, ne buyurursunuz?

"İki isim kullanmak sünnettir." diye bir şey ben bilmiyorum. "İki isim kullanmak sünnettir." diye bir şey ben bilmiyorum. İnsanın bir ismi olabilir, iki isim olması şart değildir.İnsanın bir ismi olabilir, iki isim olması şart değildir. Ama tabi Mehmet biraz bozulmuş bir telaffuzdur. Muhammed, Ahmed veya Mahmud olabilir.Ama tabi Mehmet biraz bozulmuş bir telaffuzdur. Muhammed, Ahmed veya Mahmud olabilir. Düzeltilerek Mehmed Zahid olabilir. İki isim olma mecburiyeti yoktur, tek isim olabilir. Düzeltilerek Mehmed Zahid olabilir. İki isim olma mecburiyeti yoktur, tek isim olabilir.

Soru: Kişinin arkadaşını, ihvanını sevmesinde bir sınır var mıdır? İnsan dostunu nasıl sevmelidir?Soru: Kişinin arkadaşını, ihvanını sevmesinde bir sınır var mıdır? İnsan dostunu nasıl sevmelidir? Bu konuda beni aydınlatırsanız sevinirim. Bu konuda beni aydınlatırsanız sevinirim.

Cevap: Tabi bütün sevgiler Allahu teâla hazretlerinin rızasına uygun istikamette olur ve orada biter.Cevap: Tabi bütün sevgiler Allahu teâla hazretlerinin rızasına uygun istikamette olur ve orada biter. Çok sevdiğiniz bir insan günah olan bir şeyi ister, tavsiye eder ve teşvik ederse orada tabi o sevgi olmaz.Çok sevdiğiniz bir insan günah olan bir şeyi ister, tavsiye eder ve teşvik ederse orada tabi o sevgi olmaz. Sevginin hududu şeriatın çizdiği çizgilerdir. O bakımdan kardeşlerimizi seveceğiz, Allah sev dedi,Sevginin hududu şeriatın çizdiği çizgilerdir. O bakımdan kardeşlerimizi seveceğiz, Allah sev dedi, birbirimizle bizi kardeş etti diye seveceğiz. ama ölçülü bir sevgi ile sevmek lazım. birbirimizle bizi kardeş etti diye seveceğiz. ama ölçülü bir sevgi ile sevmek lazım. Peygamber Efendimiz'in bu husufta bir hadîs-i şerîfi var: "Dostunu ölçülü bir sevgi ile sev; Peygamber Efendimiz'in bu husufta bir hadîs-i şerîfi var: "Dostunu ölçülü bir sevgi ile sev; belki bir zaman gelir aranız bozulabilir. Düşmanına ölçülü bir şekilde düşmanlık yap;belki bir zaman gelir aranız bozulabilir. Düşmanına ölçülü bir şekilde düşmanlık yap; belki bir zaman gelir aranız düzelebilir." Yani sonunda pişman olacağın bir söz söyleme demek istiyor. belki bir zaman gelir aranız düzelebilir." Yani sonunda pişman olacağın bir söz söyleme demek istiyor.

Demek ki seveceğiz fakat çok aşırı itimat edip sırrımızı verip de sonradanDemek ki seveceğiz fakat çok aşırı itimat edip sırrımızı verip de sonradan müşkül bir durumda kalma gibi durumların da olmaması da tavsiye edilmiş oluyor.müşkül bir durumda kalma gibi durumların da olmaması da tavsiye edilmiş oluyor. Tabi sevgi Allah yolunda olacaktır. Birbirinize hayrı ve hakkı tavsiye edeceksiniz Tabi sevgi Allah yolunda olacaktır. Birbirinize hayrı ve hakkı tavsiye edeceksiniz ve kötülük olduğu zaman da ikaz etme vazifesi vardır. Şunu şöyle yapmayın, bunu böyle yapmayın,ve kötülük olduğu zaman da ikaz etme vazifesi vardır. Şunu şöyle yapmayın, bunu böyle yapmayın, bu aykırı oldu filan tarzında. bu aykırı oldu filan tarzında.

Soru: Tanıdık bir teyze biriktirdiği bir miktar parayla hacca gitmeyi planlamış.Soru: Tanıdık bir teyze biriktirdiği bir miktar parayla hacca gitmeyi planlamış. "Babaları olmayan torunlarıma mı yardım edeyim yoksa üzerime farz olanı mı yapayım." "Babaları olmayan torunlarıma mı yardım edeyim yoksa üzerime farz olanı mı yapayım." diye size sormamı söyledi. diye size sormamı söyledi.

Cevap: Biriktirdiği para ve maddi imkânlarıyla haccetmek kendisinin boynuna borç olmuşsaCevap: Biriktirdiği para ve maddi imkânlarıyla haccetmek kendisinin boynuna borç olmuşsa o hac vazifesini yapması lazım. Çünkü yapmadığı zaman vebal altında kalır. Onu yapması gerekir. o hac vazifesini yapması lazım. Çünkü yapmadığı zaman vebal altında kalır. Onu yapması gerekir. Ondan sonra da elinden geldiğince öteki hizmetleri yapar. Ondan sonra da elinden geldiğince öteki hizmetleri yapar.

Soru: Derslerimi aksattım, üst üste biriktirip yapayım diyorum. Sonra zaman olmuyor.Soru: Derslerimi aksattım, üst üste biriktirip yapayım diyorum. Sonra zaman olmuyor. Bazen iki üç günlük dersimi bir anda yapabiliyorum. Bazen iki üç günlük dersimi bir anda yapabiliyorum. Buna rağmen yapamadığım derslerimi tekrar yapabilir miyim? Buna rağmen yapamadığım derslerimi tekrar yapabilir miyim?

Cevap: O ne olursa olsun bir günün kendisi içinde yapılması lazım.Cevap: O ne olursa olsun bir günün kendisi içinde yapılması lazım. Ertesi güne bırakılması uygun olmuyor. Gündüz, gece, yolda, namazın arkasında,Ertesi güne bırakılması uygun olmuyor. Gündüz, gece, yolda, namazın arkasında, yemekten sonra veya yemekten önce bir fırsat araya sıkıştıracak yapacak. yemekten sonra veya yemekten önce bir fırsat araya sıkıştıracak yapacak.

Allah cümlenizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Allah cümlenizi iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2