Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Ahzâb Sûresi 63. Âyet Kıyametin Zamanı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

23 Muharrem 1419 / 19.05.1998
Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri yirminci cüzün Ahzâb sûresinin 63. âyet-i kerîmesi ve devamında buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri yirminci cüzün Ahzâb sûresinin 63. âyet-i kerîmesi ve devamında buyuruyor ki;

Yes'elüke'n-nâsü ani's-sâati kul innemâ ilmühâ indallâhi ve mâ yudrîke lealle's-sâateYes'elüke'n-nâsü ani's-sâati kul innemâ ilmühâ indallâhi ve mâ yudrîke lealle's-sâate tekûnü karîbâ innallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîrâ hâlidîne fîhâ ebedâtekûnü karîbâ innallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîrâ hâlidîne fîhâ ebedâ lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ yevme tukallebu vucûhühüm fî'n-nâri yekûlûnelâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ yevme tukallebu vucûhühüm fî'n-nâri yekûlûne yâ leytenâ eta'nâllâhe ve eta'ne'r-resûlâ ve kâlû rabbenâ innâ ata'nâ sâdetenâyâ leytenâ eta'nâllâhe ve eta'ne'r-resûlâ ve kâlû rabbenâ innâ ata'nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûne's-sebîle rabbenâ âtihim dı'feyni mine'l-azâbi ve'l-anhüm la'nen kebîrâ. ve kuberâenâ fe edallûne's-sebîle rabbenâ âtihim dı'feyni mine'l-azâbi ve'l-anhüm la'nen kebîrâ.

Sadakallâhü rabbüne'l-a'lâ. Sadakallâhü rabbüne'l-a'lâ.

Yes'elüke'n-nâsü ani's-sâati. "Ey Resûlüm! Muhammed-i Mustafâm, habîb-i edibim!Yes'elüke'n-nâsü ani's-sâati. "Ey Resûlüm! Muhammed-i Mustafâm, habîb-i edibim! İnsanlar sana; 'Kıyamet ne zaman kopacak?' diye zamanını soruyorlar." İnsanlar sana; 'Kıyamet ne zaman kopacak?' diye zamanını soruyorlar."

Yes'elüke. "Sana soruyorlar." Kıyametin kopma saati ne zaman? Yes'elüke. "Sana soruyorlar."

Kıyametin kopma saati ne zaman?

es-Sâatü; elif lâmlı olarak: Sâat. "Belirli zaman!" demek. es-Sâatü; elif lâmlı olarak: Sâat. "Belirli zaman!" demek.

"Hani o mâlum zaman var ya işte kıyamet o zaman…" demek. "Hani o mâlum zaman var ya işte kıyamet o zaman…" demek.

Aslında Arapça'da bizim kolumuza taktığımız alete filan da "saat" derler.Aslında Arapça'da bizim kolumuza taktığımız alete filan da "saat" derler. Günün yirmi dörtte birine de derler. Günün yirmi dörtte birine de derler.

es-Sâah, deyince belirli saat; "Hepimizin bildiği korktuğu, beklediği o saat, kıyametin kopma saati…" es-Sâah, deyince belirli saat; "Hepimizin bildiği korktuğu, beklediği o saat, kıyametin kopma saati…"

Kıyametin pek çok sıfatları vardır, Kur'ân-ı Kerîm de bazen bir sıfat ile bazen başka sıfat ile geçer.Kıyametin pek çok sıfatları vardır, Kur'ân-ı Kerîm de bazen bir sıfat ile bazen başka sıfat ile geçer. Mesela; Fe izâ câeti's-sahhâ. Sahhâ da kıyamet demektir. Mesela;

Fe izâ câeti's-sahhâ.

Sahhâ da kıyamet demektir.

Fe izâ câeti't-tâmmetü'l-kübrâ. O da "kıyamet" demek. Fe izâ câeti't-tâmmetü'l-kübrâ.

O da "kıyamet" demek.

Muhtelif kelimelerle maksat kıyamet, [o] kastediliyor. Muhtelif kelimelerle maksat kıyamet, [o] kastediliyor.

"Sana kıyametin ne zaman kopacağını, yerin göğün ne zaman bozulacağını,"Sana kıyametin ne zaman kopacağını, yerin göğün ne zaman bozulacağını, darmadağın olacağını zamanını soruyorlar." darmadağın olacağını zamanını soruyorlar." Kul innemâ ilmühâ indallâhi."Onun saatinin ne zaman olduğunu kimse bilmez.Kul innemâ ilmühâ indallâhi."Onun saatinin ne zaman olduğunu kimse bilmez. O bilgi sadece Allah'ta, Allah'ın indinde! O bilgi sadece Allah'ta, Allah'ın indinde! Allah'tan başkası kıyametin kopma saatini bilmez!"Allah'tan başkası kıyametin kopma saatini bilmez!" Ve mâ yudrîke lealle's-sâate tekûnu karîbâ.Ve mâ yudrîke lealle's-sâate tekûnu karîbâ. "Ama nereden bileceksin; belki de kıyamet yakındır, belki hemen kopuverir."Ama nereden bileceksin; belki de kıyamet yakındır, belki hemen kopuverir. Çok da uzak düşünmeyin belki de kopuverir." Zaten bir açıklama yapmıştım: Çok da uzak düşünmeyin belki de kopuverir."

Zaten bir açıklama yapmıştım:

Bir umumi kıyamet vardır; bu kâinatın kıyameti, kıyamet kopacak, bu dünya hayatı bitecek.Bir umumi kıyamet vardır; bu kâinatın kıyameti, kıyamet kopacak, bu dünya hayatı bitecek. Bir de hususi; kişisel, özel kıyamet vardır. Özel araba gibi… Özel kıyamet nedir? Bir de hususi; kişisel, özel kıyamet vardır. Özel araba gibi…

Özel kıyamet nedir?

Kişinin ölmesi! Kişi öldü mü kıyameti kopmuştur! Bitti!Kişinin ölmesi!

Kişi öldü mü kıyameti kopmuştur! Bitti!
Onun işi tamam! Defteri dürüldü, kıyameti koptu, demektir.Onun işi tamam! Defteri dürüldü, kıyameti koptu, demektir. İşte onun ne zaman olduğunu da kimse bilmiyor. İşte onun ne zaman olduğunu da kimse bilmiyor.

"Ben ne kadar yaşayacağım, ne olacağım?.." "Ben ne kadar yaşayacağım, ne olacağım?.."

Bilmiyor, Allah bildirmezse bilmiyor. Birden ölüm geliyor, ölüyor. Bilmiyor, Allah bildirmezse bilmiyor. Birden ölüm geliyor, ölüyor.

Kimisi eğlencedeyken ölüyor, kimisi meyhanedeyken içki içerken çatlıyor ölüyor,Kimisi eğlencedeyken ölüyor, kimisi meyhanedeyken içki içerken çatlıyor ölüyor, kimisi at yarışlarında tuttuğu atın önünde gittiğine geride gittiğine bakarken heyecandan ölüyor.kimisi at yarışlarında tuttuğu atın önünde gittiğine geride gittiğine bakarken heyecandan ölüyor. Kimisi camide ölüyor… Ankara'da hutbeye çıktık. Kimisi camide ölüyor…

Ankara'da hutbeye çıktık.
Hutbenin ortasında arkadan bir gürültü koptu. Adam, ben hutbedeyken devrildi ve öldü. Hutbenin ortasında arkadan bir gürültü koptu. Adam, ben hutbedeyken devrildi ve öldü.

Hutbeyi bozmadım, bitirdim. Cumayı kıldık, gittik baktık: İnna lillâhi ve innâ ileyhi râciûn. Hutbeyi bozmadım, bitirdim. Cumayı kıldık, gittik baktık:

İnna lillâhi ve innâ ileyhi râciûn.

Adam abdest almış, cumaya gelmiş. Cumanın içindeyken hutbeyi dinlerken öldü. Adam abdest almış, cumaya gelmiş. Cumanın içindeyken hutbeyi dinlerken öldü.

En sevdiğim haberlerden birisi: En sevdiğim haberlerden birisi:

İstanbul'da bir caminin imamı Ramazan günü sahura kalkmış,İstanbul'da bir caminin imamı Ramazan günü sahura kalkmış, yemeğini yemiş, orucuna niyetlenmiş. Abdestini almış, camiye gitmiş, mukabelesini okumuş.yemeğini yemiş, orucuna niyetlenmiş. Abdestini almış, camiye gitmiş, mukabelesini okumuş. Ondan sonra Allahu ekber, sabah namazına durmuşlar. Allahu ekber, secdeye varmış.Ondan sonra Allahu ekber, sabah namazına durmuşlar. Allahu ekber, secdeye varmış. Bir Allahu ekber daha yok! Millet beklemiş beklemiş… Bir Allahu ekber daha yok!

Millet beklemiş beklemiş…

"Anlaşılan hocaya bir şey oldu." demişler. Bu kadar uzun secde olmaz!"Anlaşılan hocaya bir şey oldu." demişler. Bu kadar uzun secde olmaz! Bazen uzun uzuyor secdeler ama bu kadar da uzun olmaz. Bazen uzun uzuyor secdeler ama bu kadar da uzun olmaz.

Namazdan çıkmışlar, selam vermişler. Bakmışlar ki hoca secdedeyken ruhunu teslim etmiş! Namazdan çıkmışlar, selam vermişler. Bakmışlar ki hoca secdedeyken ruhunu teslim etmiş!

Niye bunu çok seviyorsun? Niye bunu çok seviyorsun?

Çünkü Ramazan'da, ağzı oruçlu, vücudu abdestli, camide, namazın içinde ve secdede! Çünkü Ramazan'da, ağzı oruçlu, vücudu abdestli, camide, namazın içinde ve secdede!

Secde, kulun Allah'a en yakın olduğu zaman! Secde, kulun Allah'a en yakın olduğu zaman!

Yalova'da [bir yiğit ölü bulundu].Yalova'da [bir yiğit ölü bulundu]. Acaba taraflar birbirlerinin adamlarını intikam için mi öldürüyorlar filan diye Türkiye'nin efkâr-ı umumiyesi sarsıldı.Acaba taraflar birbirlerinin adamlarını intikam için mi öldürüyorlar filan diye Türkiye'nin efkâr-ı umumiyesi sarsıldı. Fakat dün akşam telefonla konuştum. Tekrar kesin olarak dediler ki; Fakat dün akşam telefonla konuştum. Tekrar kesin olarak dediler ki;

"Bütün deliller kesin olarak gösteriyor ki adam kendisi intihar etmiş!" "Bütün deliller kesin olarak gösteriyor ki adam kendisi intihar etmiş!"

Bir sürü faiz içine karışmış, bir sürü iş, bir sürü borç…Bir sürü faiz içine karışmış, bir sürü iş, bir sürü borç… Oğlu ödeyeceğim diye borç yapmış… Uğraşıyor. Uçan kuşa borcu var…Oğlu ödeyeceğim diye borç yapmış… Uğraşıyor. Uçan kuşa borcu var… Kendi el yazısıyla yazmış, o yazıda oğlu; "Bu babamın yazısı." demiş. Kendi el yazısıyla yazmış, o yazıda oğlu; "Bu babamın yazısı." demiş. Sigortadan para alayım diye son defada bile ölümünde Sigortadan para alayım diye son defada bile ölümünde "Hayat sigortam para versin!" diye kendisini böyle öldürmüş."Hayat sigortam para versin!" diye kendisini böyle öldürmüş. Tabancayı çekmiş, bir kurşunla kendisini öldürmüş! Başkası değil, kendisi! Tabancayı çekmiş, bir kurşunla kendisini öldürmüş! Başkası değil, kendisi!

Tabancadaki izler kendisinin izi, yazı kendisinin yazısı!Tabancadaki izler kendisinin izi, yazı kendisinin yazısı! Bütün bunlar hepsi birisi tarafından ona zorla yaptırılmış da olabilir. Bütün bunlar hepsi birisi tarafından ona zorla yaptırılmış da olabilir. Tabanca eline tutturtulur, o yazı yazdırtılır; her şey olabilir ama sen sonuca bak! Tabanca eline tutturtulur, o yazı yazdırtılır; her şey olabilir ama sen sonuca bak!

Nasıl ölüyor, ölümün şekline bak! Bizim köyden misaller veriyorum: Nasıl ölüyor, ölümün şekline bak!

Bizim köyden misaller veriyorum:

Bir tane azılı, berbat birisi var:Bir tane azılı, berbat birisi var: Camide namaz kılınacağı, ezan okunacağı zaman radyoyu sonuna kadar açıyor.Camide namaz kılınacağı, ezan okunacağı zaman radyoyu sonuna kadar açıyor. Jandarmaya şikâyet ediyorlar; jandarma geliyor, kapatıyor. Gidince yine açıyor…Jandarmaya şikâyet ediyorlar; jandarma geliyor, kapatıyor. Gidince yine açıyor… Topal, sinirli, aksak ayağı, sorunlu, dik başlı… Herkesin yaka silktiği bir adam, berbat! Topal, sinirli, aksak ayağı, sorunlu, dik başlı… Herkesin yaka silktiği bir adam, berbat!

Evinin camları da çarşıya bakıyor, insanların oturduğu kahvelerin olduğu meydana bakıyor.Evinin camları da çarşıya bakıyor, insanların oturduğu kahvelerin olduğu meydana bakıyor. Evdeki durum çok güzel; altında dükkânlar var, çarşıya bakıyor. Evdeki durum çok güzel; altında dükkânlar var, çarşıya bakıyor.

Bizim köyde çarşıya bakan iki tane ev var: Bir dedemin evi, bir bunun evi.Bizim köyde çarşıya bakan iki tane ev var: Bir dedemin evi, bir bunun evi. Bunun da rahmetli anneannesi vs. zaten bir [yakın]. Köyde herkes birbiriyle akraba oluyor.Bunun da rahmetli anneannesi vs. zaten bir [yakın]. Köyde herkes birbiriyle akraba oluyor. Akraba demek ki yerler öyle bölüşülmüş. Akraba demek ki yerler öyle bölüşülmüş.

Camı açıyor; "Yetişin komşular! Yanıyorum, ölüyorum!.." diye bağırıyor. Yetişin, diye imdat istiyor. Camı açıyor; "Yetişin komşular! Yanıyorum, ölüyorum!.." diye bağırıyor. Yetişin, diye imdat istiyor.

Diyorlar ki; "Serseri, ayyaş! Yine içti içti, rezalet kepazelik çıkartıyor…Diyorlar ki;

"Serseri, ayyaş! Yine içti içti, rezalet kepazelik çıkartıyor…
Onun yanına gidip de ne yapacağız?.." diyorlar, gitmiyorlar. Onun yanına gidip de ne yapacağız?.." diyorlar, gitmiyorlar.

Yardım istiyor, "Yetişin imdadıma!" diyor. "Sarhoş!" diyorlar. Yardım istiyor, "Yetişin imdadıma!" diyor.

"Sarhoş!" diyorlar.

Hani yalancının evi yanmış da kimse inanmamış, derler. Hani yalancının evi yanmış da kimse inanmamış, derler.

Ertesi gün gidiyorlar bakıyorlar ki odasında ölmüş! Ama nasıl ölmüş? Ertesi gün gidiyorlar bakıyorlar ki odasında ölmüş!

Ama nasıl ölmüş?

Göğsünü, gömleğini, yatağını, yüzünü gözünü her şeyini parçalamış!Göğsünü, gömleğini, yatağını, yüzünü gözünü her şeyini parçalamış! Ölürken öyle bir ıstırap çekmiş ki didik didik her şeyini parçalamış, çırpına çırpına ölmüş.Ölürken öyle bir ıstırap çekmiş ki didik didik her şeyini parçalamış, çırpına çırpına ölmüş. İçkiyi fazla kaçırmış. İçki de insana ne veriyorsa içine bir yangın veriyor demek ki… İçkiyi fazla kaçırmış. İçki de insana ne veriyorsa içine bir yangın veriyor demek ki…

Aşırı kaçınca bağıra bağıra; "Yetişin komşular!" diyor ama Allah yetiştirtmeyince yetişmeden ölüyor! Aşırı kaçınca bağıra bağıra; "Yetişin komşular!" diyor ama Allah yetiştirtmeyince yetişmeden ölüyor!

Bir başkası vardı: Berbat! Hapse kaç defa girmiş çıkmış.Bir başkası vardı:

Berbat! Hapse kaç defa girmiş çıkmış.
Adam öldürmek için kafa parçalamış. Adam öldürmek için kafasına sopaları vurmuş.Adam öldürmek için kafa parçalamış. Adam öldürmek için kafasına sopaları vurmuş. Adam komaya girmiş ama ölmemiş. Bıçaklama, şu bu ne kadar kötülük varsa bütün işler var. Adam komaya girmiş ama ölmemiş. Bıçaklama, şu bu ne kadar kötülük varsa bütün işler var.

Ayağında ağrı var diye bidonun içine su doldurmuş.Ayağında ağrı var diye bidonun içine su doldurmuş. Altına ocağı koymuş, ocağı hafif açmış. Suyu hafif ısıtmış. Bidonun içine giriyor. Altına ocağı koymuş, ocağı hafif açmış. Suyu hafif ısıtmış. Bidonun içine giriyor. Ayakları kaplıca gibi, ılıca gibi yapsın diye romatizmasının,Ayakları kaplıca gibi, ılıca gibi yapsın diye romatizmasının, ağrısının geçmesi için sıcak suda tedavi yapıyormuş. ağrısının geçmesi için sıcak suda tedavi yapıyormuş. Bunu da kahvede gidip söylüyormuş. "Ben bir usul buldum.Bunu da kahvede gidip söylüyormuş. "Ben bir usul buldum. Tavsiye ederim, böyle yapıyorum. İyi de geliyor bacaklarıma…" filan diye birkaç defa da kahvede söylemiş. Tavsiye ederim, böyle yapıyorum. İyi de geliyor bacaklarıma…" filan diye birkaç defa da kahvede söylemiş.

Sonra birkaç gün ortalıkta görülmemiş. Herhalde karısı dargın, bir yere gitmiş.Sonra birkaç gün ortalıkta görülmemiş. Herhalde karısı dargın, bir yere gitmiş. Anası başka yerde filan… Evde yalnız, kimse yok! Anası başka yerde filan… Evde yalnız, kimse yok!

"Yahu, buna bir şey olmasın?.." demişler, gitmişler evine bakmışlar."Yahu, buna bir şey olmasın?.." demişler, gitmişler evine bakmışlar. Fena kokular filan geliyor. Açmışlar bakmışlar ki bidonun içinde dururken Fena kokular filan geliyor. Açmışlar bakmışlar ki bidonun içinde dururken o methettiği, uyguladığı tedaviyi yaparken -aşağıdaki ocağından gazından herhalde zehirlenmiş olmalı- o methettiği, uyguladığı tedaviyi yaparken -aşağıdaki ocağından gazından herhalde zehirlenmiş olmalı- bidonun içinde bayılmış. Altındaki ocak da tüp bitinceye kadar yanmış, bunu paça gibi pişirmiş! bidonun içinde bayılmış. Altındaki ocak da tüp bitinceye kadar yanmış, bunu paça gibi pişirmiş!

Paçanın etini tuttun mu kemiği ayrılır ya gömecekleri zaman toplayamamışlar.Paçanın etini tuttun mu kemiği ayrılır ya gömecekleri zaman toplayamamışlar. Her şey parça parça! Kart et ama çok güzel pişmiş. Allah hepimize akıl fikir versin.Her şey parça parça! Kart et ama çok güzel pişmiş.

Allah hepimize akıl fikir versin.
Allah, olaylardan ibret almayı nasip etsin. Sevdiği kulu eylesin.Allah, olaylardan ibret almayı nasip etsin. Sevdiği kulu eylesin. Çünkü en akıllıca iş Allah'ın sevdiği kul olmak, Allah'ın evliyası olmak; bundan daha güzeli yok!Çünkü en akıllıca iş Allah'ın sevdiği kul olmak, Allah'ın evliyası olmak; bundan daha güzeli yok! En güzeli bu! Gerisi bütün yollar boş! Başka hiçbir yol yok! En güzeli bu! Gerisi bütün yollar boş! Başka hiçbir yol yok!

Yol; cennete giden yol, Allah'ın rızasını, sevgisini kazanmak yolu,Yol; cennete giden yol, Allah'ın rızasını, sevgisini kazanmak yolu, dine imana bağlanmak yolu, o yolda ölmek.dine imana bağlanmak yolu, o yolda ölmek. İnsan o yolda ölürse harp içinde ölse bile ne mutlu!İnsan o yolda ölürse harp içinde ölse bile ne mutlu! Ama Allah yolunda olmadıktan sonra yazıklar olsun! Ama Allah yolunda olmadıktan sonra yazıklar olsun!

Dünyada da yine âhirette de en rahat olan insanlar [müslümanlar]! Dünyada da yine âhirette de en rahat olan insanlar [müslümanlar]!

Dünyada rahat yok, deniyor. Herkes bir sıkıntıyı çekiyor:Dünyada rahat yok, deniyor. Herkes bir sıkıntıyı çekiyor: Gayrimüslimler de çekiyor, herkesin kendine göre derdi var. Dertsiz bir insan olmaz.Gayrimüslimler de çekiyor, herkesin kendine göre derdi var. Dertsiz bir insan olmaz. Yine en rahat insan müslümanlar, mü'minlerdir, imanının icabına göre yaşayan insanlardır.Yine en rahat insan müslümanlar, mü'minlerdir, imanının icabına göre yaşayan insanlardır. Elhamdülillah bir sıkıntısı yok, bir derdi yok filan. Küçük kıyamet her zaman gelebilir!Elhamdülillah bir sıkıntısı yok, bir derdi yok filan.

Küçük kıyamet her zaman gelebilir!
Ama büyük kıyamet, onun zamanını Allah bilir. Allah'tan başkası kimse bilmiyor.Ama büyük kıyamet, onun zamanını Allah bilir. Allah'tan başkası kimse bilmiyor. Bir de büyüklerimiz bu zamanın genişleyebileceğini, uzayabileceğini, Bir de büyüklerimiz bu zamanın genişleyebileceğini, uzayabileceğini, çabuklaşabileceğini, kısalabileceğini söylerlerdi.çabuklaşabileceğini, kısalabileceğini söylerlerdi. İnsanlar iyi olursa iyilikleri üzerine Allah kıyametin zamanını öteler. Hatta büyüklerimiz derdi ki; İnsanlar iyi olursa iyilikleri üzerine Allah kıyametin zamanını öteler. Hatta büyüklerimiz derdi ki;

"Allah gün içinde gün yaratır, zamanı uzatır!" Eğer edepsizlikler çok olursa çabuklaşır. Ama; "Allah gün içinde gün yaratır, zamanı uzatır!"

Eğer edepsizlikler çok olursa çabuklaşır. Ama;

"Dünya üzerinde Allah'a hâlisâne ibadet eden,"Dünya üzerinde Allah'a hâlisâne ibadet eden, Lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, Allah Allah Allah… diyenLâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illallah, Allah Allah Allah… diyen insan oldukça kıyamet kopmayacak!" diye de hadîs-i şerîfler var. insan oldukça kıyamet kopmayacak!" diye de hadîs-i şerîfler var.

Hâlisâne zikrimizi yaparsak dünyanın direği galiba biziz, lâ ilâhe illallah diyen müslümanlar!Hâlisâne zikrimizi yaparsak dünyanın direği galiba biziz, lâ ilâhe illallah diyen müslümanlar! Dünyanın direği kırılmıyor, çatısı çökmüyor. Lâ ilâhe illallah diyen oldukça dünya duracak. Dünyanın direği kırılmıyor, çatısı çökmüyor. Lâ ilâhe illallah diyen oldukça dünya duracak.

Allah müslümanlara selamet versin.Allah müslümanlara selamet versin. İslâmiyetlerini güzel yapmalarını, sahabe gibi müslüman olmalarını nasip eylesin. İslâmiyetlerini güzel yapmalarını, sahabe gibi müslüman olmalarını nasip eylesin.

İnnallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîrâ hâlidîne fîhâ ebedâ.İnnallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîrâ hâlidîne fîhâ ebedâ. "Allah kâfirlere lanet etmiştir. Hiç şüphe yok ki kâfirlere Allah lanet eylemiştir.""Allah kâfirlere lanet etmiştir. Hiç şüphe yok ki kâfirlere Allah lanet eylemiştir." Ve eadde lehüm saîrâ."Ve onlara alevli cehennemi hazırlamıştır." Ve eadde lehüm saîrâ."Ve onlara alevli cehennemi hazırlamıştır."

Alevleri gürül gürül yanıp duruyor, yukarıdan çıkıp duruyor. Saîr; alevli ateşe derler. Alevleri gürül gürül yanıp duruyor, yukarıdan çıkıp duruyor.

Saîr; alevli ateşe derler.

Ateşin çeşitleri olabilir. Bazen odunu attın mı, odunları çattın mıAteşin çeşitleri olabilir. Bazen odunu attın mı, odunları çattın mı ateş bir yanar ki çatır çatır çatır çatır; alevleri yukarıya kadar çıkar.ateş bir yanar ki çatır çatır çatır çatır; alevleri yukarıya kadar çıkar. Ocakları olanlar bilirler, şimdi şömine diyorlar. Bizim köyümüzde vardı.Ocakları olanlar bilirler, şimdi şömine diyorlar. Bizim köyümüzde vardı. Fiyakalı, şömine dedikleri, zenginlerin misafir odasına bin bir masrafla inşa ettikleri şeylerden Fiyakalı, şömine dedikleri, zenginlerin misafir odasına bin bir masrafla inşa ettikleri şeylerden biz garibanların köydeki evlerimizde vardı. Odunları çattık mı çatır çatır bir güzel yanardı. biz garibanların köydeki evlerimizde vardı. Odunları çattık mı çatır çatır bir güzel yanardı. Sacayağına da tencereyi koyardık. Yemeğimiz, aşımız pişerdi. Sacayağına da tencereyi koyardık. Yemeğimiz, aşımız pişerdi.

Elhamdülillah! Sandığın üstüne de yük yüklerdik.Elhamdülillah! Sandığın üstüne de yük yüklerdik. Yataklar, yorganlar, yastıklar dururdu. Onları aşağı serdik mi ev, gece yatakhane olur.Yataklar, yorganlar, yastıklar dururdu. Onları aşağı serdik mi ev, gece yatakhane olur. Sabahleyin onları kaldırıp sandığın üstüne koyduk mu oturma odası olur.Sabahleyin onları kaldırıp sandığın üstüne koyduk mu oturma odası olur. Yemek pişirip sofrayı koyduk mu yemek odası olur. İdare ederdik, Allah selamet versin. Yemek pişirip sofrayı koyduk mu yemek odası olur. İdare ederdik, Allah selamet versin.

Saîr; ateşli alevdir. Cehennemin alevleri vardır, ateşleri vardır.Saîr; ateşli alevdir.

Cehennemin alevleri vardır, ateşleri vardır.
O yüzden de cehennemin de çeşitli isimleri vardır. Bir ismi de Sâir'dir. Bir adı en-Nâr'dır. O yüzden de cehennemin de çeşitli isimleri vardır. Bir ismi de Sâir'dir. Bir adı en-Nâr'dır.

Nâr; Arapça'da "ateş" demek. Ama en-Nâr olursa o "mâlum ateş, cehennem" demek. Nâr; Arapça'da "ateş" demek. Ama en-Nâr olursa o "mâlum ateş, cehennem" demek.

"Allah onlara narı, cehennemi vaad etmiş! Onları cehenneme sokacak!" "Allah onlara narı, cehennemi vaad etmiş! Onları cehenneme sokacak!"

Cehennemin; saîr ismi vardır, cahîm ismi vardır, cehennem ismi vardır…Cehennemin; saîr ismi vardır, cahîm ismi vardır, cehennem ismi vardır… Çeşitli isimleri [var]. Allah saîri, onlara kâfirlere hazırladı. Hazır, ateşi yanmış.Çeşitli isimleri [var]. Allah saîri, onlara kâfirlere hazırladı. Hazır, ateşi yanmış. Cayır cayır cayır yanmakta kâfiri bekliyor. Kâfir içine atılacak, yanacak! Cayır cayır cayır yanmakta kâfiri bekliyor. Kâfir içine atılacak, yanacak!

"Allah kâfirlere lanet etmiştir!" Lanet, Allah'ın lanet etmesi ne demek? "Allah kâfirlere lanet etmiştir!"

Lanet, Allah'ın lanet etmesi ne demek?

Mesela biz birisine lanet edeceğimiz zaman, "Allah belanı versin!" diyoruz, Allah belanı versin. Mesela biz birisine lanet edeceğimiz zaman, "Allah belanı versin!" diyoruz, Allah belanı versin.

Biz bir şey demiyoruz: "Allah ne yaparsa yapsın, senin cezanı versin.Biz bir şey demiyoruz:

"Allah ne yaparsa yapsın, senin cezanı versin.
Allah müstahakkını versin. Allah cezanı versin. Hay Allah kahretsin…" Bunların hepsi lanet değil mi?.. Allah müstahakkını versin. Allah cezanı versin. Hay Allah kahretsin…"

Bunların hepsi lanet değil mi?..

Böyle kötü şeyler! Allah kâfire lanet ettiği zaman bu, sözde kalır mı, O'nun laneti ne demek? Böyle kötü şeyler!

Allah kâfire lanet ettiği zaman bu, sözde kalır mı, O'nun laneti ne demek?

Lanet, "rahmetinden uzaklaştırmak" demek. Lanet, "rahmetinden uzaklaştırmak" demek.

Lütfundan, rahmetinden, merhametinden, acımasından uzaklaştırır. Lütfundan, rahmetinden, merhametinden, acımasından uzaklaştırır.

İnnallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîrâ. "Kâfirleri rahmetinden uzaklaştırmıştırİnnallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîrâ. "Kâfirleri rahmetinden uzaklaştırmıştır ve onlara cehennemi hazırlamıştır." Hâlidîne fîhâ ebedâ. "Ebedî olarak orada devamlı kalacaklardır." ve onlara cehennemi hazırlamıştır." Hâlidîne fîhâ ebedâ. "Ebedî olarak orada devamlı kalacaklardır."

Çıkmak yok! Eğer kâfirlere "Şuradan şu kadar, şu kadar uzun zaman yanacaksınız daÇıkmak yok!

Eğer kâfirlere "Şuradan şu kadar, şu kadar uzun zaman yanacaksınız da
sonra cehennemden çıkacaksınız." denilseydi sevinirlerdi. Ama çıkmak yok!sonra cehennemden çıkacaksınız." denilseydi sevinirlerdi. Ama çıkmak yok! "Bu kadar yanacakmışız ama sonunca çıkacakmışız." diye sevinirlerdi ama çıkmak yok!"Bu kadar yanacakmışız ama sonunca çıkacakmışız." diye sevinirlerdi ama çıkmak yok! Peygamber Efendimiz; "Ebediyen kalacaklar!" diyor. Peygamber Efendimiz; "Ebediyen kalacaklar!" diyor.

Lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ. "Orada kendilerine yardım edecek bir yardımcı, bir dost bulamayacaklar! Lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ. "Orada kendilerine yardım edecek bir yardımcı, bir dost bulamayacaklar!

Cehennem! Cehennemde kime müracaat edecekler, kimden şefaat isteyecekler,Cehennem!

Cehennemde kime müracaat edecekler, kimden şefaat isteyecekler,
kime yalvaracaklar, kimi aracı yapacaklar, kimden iltimas isteyecekler?.. kime yalvaracaklar, kimi aracı yapacaklar, kimden iltimas isteyecekler?..

Nasî: "Yardımcı." Yardımcı da yok! Velî: "Dost." Nasî: "Yardımcı."

Yardımcı da yok!

Velî: "Dost."

Cehennemde kâfirin hiçbir velisi, dostu yoktur; yardımcısı da yoktur! Cehennemde kâfirin hiçbir velisi, dostu yoktur; yardımcısı da yoktur!

Hani kalede muhasara olur. İnsan yardım gelecek, diye bekler.Hani kalede muhasara olur. İnsan yardım gelecek, diye bekler. Hapse girer; dışarıda arkadaşları, dostları, adamları, avukatı vs. vardır. Hapse girer; dışarıda arkadaşları, dostları, adamları, avukatı vs. vardır. Dilekçe verecekler de delil gösterecekler de… Belki hapisten çıkmamı sağlayacaklar da… Dilekçe verecekler de delil gösterecekler de… Belki hapisten çıkmamı sağlayacaklar da…

Adam idama mahkûm olur?.. Reisicumhura inerler: "Şunu imzala da bu senin elinde…" Adam idama mahkûm olur?..

Reisicumhura inerler: "Şunu imzala da bu senin elinde…"

Dur bakalım reisi cumhur imzalamazsa belki idam edilmez de müebbet hapse çevirirler de filan… Dur bakalım reisi cumhur imzalamazsa belki idam edilmez de müebbet hapse çevirirler de filan…

Ama kâfirlerin cehennemde hiçbir dostu ve yardımcısı olmayacak! Ama kâfirlerin cehennemde hiçbir dostu ve yardımcısı olmayacak!

Lâ yecidûne veliyyen. "Orada dost bulamayacaklar." Ve lâ nasîrâ. "Yardımcı bulamayacaklar." Lâ yecidûne veliyyen. "Orada dost bulamayacaklar." Ve lâ nasîrâ. "Yardımcı bulamayacaklar."

Ebediyen kalacaklar! Ebediyen kalacaklar!

Yevme tukaddimü vücûhühüm fi'n-nâr.Yevme tukaddimü vücûhühüm fi'n-nâr. "Yüzleri cehennemde bir o tarafa bir o tarafa çevrilip yanacak,"Yüzleri cehennemde bir o tarafa bir o tarafa çevrilip yanacak, cehennemde çevire çevire yanacaklar, yakılacaklar!" cehennemde çevire çevire yanacaklar, yakılacaklar!"

Ama ölmek yok!Dünyada yandıkça yanan bir insan ölür gider, tamam.Ama ölmek yok!Dünyada yandıkça yanan bir insan ölür gider, tamam. Belki kısa bir zaman [yanar], ondan sonra ölür. Orada ölmek yok. Belki kısa bir zaman [yanar], ondan sonra ölür. Orada ölmek yok. Oranın özelliği yanmaya rağmen ölmemek!Oranın özelliği yanmaya rağmen ölmemek! Yüzü o tarafa çevrilecek yanacak, bu tarafa çevrilecek yanacak.Yüzü o tarafa çevrilecek yanacak, bu tarafa çevrilecek yanacak. Kebap kızartma gibi döne döne yanacaklar.Kebap kızartma gibi döne döne yanacaklar. Ama yanan kısmı bu taraf yanarken tazelenecek,Ama yanan kısmı bu taraf yanarken tazelenecek, ondan sonra o taraf tekrar yanarken yanan kısmı tekrar tazelenecek. ondan sonra o taraf tekrar yanarken yanan kısmı tekrar tazelenecek. Yanmaya devam, yanmanın ıstırabını acısını devamlı çekecekler. Yanmaya devam, yanmanın ıstırabını acısını devamlı çekecekler.

Yekûlûne yâ leytenâ eta'nâllâhe ve eta'ner resûlâ.Yekûlûne yâ leytenâ eta'nâllâhe ve eta'ner resûlâ. "Diyecekler ki: Ah, keşke dünyada Allah'a ve Resûl'e, Resûlullah'a itaat etseydik!.." "Diyecekler ki: Ah, keşke dünyada Allah'a ve Resûl'e, Resûlullah'a itaat etseydik!.."

Böyle diye diye onlar yanmaya devam edecekler. Yanarken hep bu hâlde böyle diyecekler: Böyle diye diye onlar yanmaya devam edecekler. Yanarken hep bu hâlde böyle diyecekler:

"Ah keşke Allah'a itaat etseymiştik!"Ah keşke Allah'a itaat etseymiştik! Ah keşke Resûl'e itaat etseymiştik, Muhammed-i Mustafâ'sını dinleseymiştik!" diyecekler. Ah keşke Resûl'e itaat etseymiştik, Muhammed-i Mustafâ'sını dinleseymiştik!" diyecekler.

Ve kâlû rabbenâ innâ ata'nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûne's-sebîlâ.Ve kâlû rabbenâ innâ ata'nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûne's-sebîlâ. "Ve bir de diyecekler ki: Ey bizim Rabbimiz!"Ve bir de diyecekler ki: Ey bizim Rabbimiz! Biz kavmin ileri gelenlerine itaat ettik, bizim ileri gelenlerimize itaat ettik!" Biz kavmin ileri gelenlerine itaat ettik, bizim ileri gelenlerimize itaat ettik!"

Sâdet veya sâdâd; "bir kavmin ileri gelenleri, seyitleri" demek. Sâdet veya sâdâd; "bir kavmin ileri gelenleri, seyitleri" demek.

Seyyit de zaten "bir kavmin önderi" demek. Seyyit de zaten "bir kavmin önderi" demek.

Sâde-yesîdü-siyâdeten; "bir kavmi yönetmek, başına geçip sevk edip götürmek" demek. Sâde-yesîdü-siyâdeten; "bir kavmi yönetmek, başına geçip sevk edip götürmek" demek.

Yöneticiler, idareciler, sözü geçen insanlar! Yöneticiler, idareciler, sözü geçen insanlar!

"İşte biz onlara itaat ettik yâ Rabbi! Onlar 'Şunu yapın, böyle yapmayın!' dediler."İşte biz onlara itaat ettik yâ Rabbi! Onlar 'Şunu yapın, böyle yapmayın!' dediler. İtaat ettik!" Ve küberâenâ. "Bizim ulularımız, büyüklerimiz karşısında 'Büyüktür!' diye İtaat ettik!" Ve küberâenâ. "Bizim ulularımız, büyüklerimiz karşısında 'Büyüktür!' diye el pençe divan durduk. Onlara itaat ettik."el pençe divan durduk. Onlara itaat ettik." Fe edallûne's-sebîlâ."Onlar bize yanlış yol gösterdiler. Yolu bize sapıttırdılar, şaşırttırdılar." Fe edallûne's-sebîlâ."Onlar bize yanlış yol gösterdiler. Yolu bize sapıttırdılar, şaşırttırdılar."

"Bizim öyle yapmamamız lazımken biz onlara itaat ettik."Bizim öyle yapmamamız lazımken biz onlara itaat ettik. Ah keşke Allah'a itaat etseymiştik, Resûlullah'a etseymiştik; Ah keşke Allah'a itaat etseymiştik, Resûlullah'a etseymiştik; öyle yapmadık da o yöneticilere ve o büyüklerimize, ulularımıza itaat ettik." öyle yapmadık da o yöneticilere ve o büyüklerimize, ulularımıza itaat ettik."

Rabbenâ âtihim dı'feyni mine'l-azâb.Rabbenâ âtihim dı'feyni mine'l-azâb. "Yâ Rabbi! Azaptan bunlara bize verdiğinin bir misli fazlasını ver, bunlara iki misli azap ver. "Yâ Rabbi! Azaptan bunlara bize verdiğinin bir misli fazlasını ver, bunlara iki misli azap ver. Bize verdiğinden fazla azap ver!" Ve'l-anhüm la'nen kebîrâ. "Onlara çok büyük bir lanetle lanet et!" Bize verdiğinden fazla azap ver!" Ve'l-anhüm la'nen kebîrâ. "Onlara çok büyük bir lanetle lanet et!"

Rahmetinden onları çok daha uzaklaştır, çünkü onlar bizi saptırdılar! Rahmetinden onları çok daha uzaklaştır, çünkü onlar bizi saptırdılar!

Dünyada itaat ettikleri adamları, sözünü dinledikleri adamları âhirette laneti basacaklar.Dünyada itaat ettikleri adamları, sözünü dinledikleri adamları âhirette laneti basacaklar. Lanet edecekler. Allah'tan onları iki misli cezalandırmalarını isteyecekler.Lanet edecekler. Allah'tan onları iki misli cezalandırmalarını isteyecekler. Yâ Rabbi! Onlara iki misli azap ver!" diyecekler. Sonuç ne olacak? Yâ Rabbi! Onlara iki misli azap ver!" diyecekler.

Sonuç ne olacak?

Allahu Teâlâ hazretleri onlara buyuracak ki; Li-küllin di'fün. "Hepinize kat kat azap!" Allahu Teâlâ hazretleri onlara buyuracak ki;

Li-küllin di'fün. "Hepinize kat kat azap!"

Evet, o sizi aldattı, sorumlu! Aldatmaktan, şaşırtmaktan, saptırmaktan,Evet, o sizi aldattı, sorumlu! Aldatmaktan, şaşırtmaktan, saptırmaktan, dalalete düşürmekten onlar sorumlu ama siz de dalalete düşmekten sorumlusunuz!dalalete düşürmekten onlar sorumlu ama siz de dalalete düşmekten sorumlusunuz! Siz de düşmeyecektiniz, dinlemeyecektiniz! Türkiye de ben yüreğimi tutuyorum. Siz de düşmeyecektiniz, dinlemeyecektiniz!

Türkiye de ben yüreğimi tutuyorum.
Öyle korkuyorum öyle üzülüyorum ki!.. Yukarıdan Millî Eğitim Bakanı diyor ki; Öyle korkuyorum öyle üzülüyorum ki!..

Yukarıdan Millî Eğitim Bakanı diyor ki;

"Öğretmenler başlarını açacak! Öğrenciler başını açacak!" "Öğretmenler başlarını açacak! Öğrenciler başını açacak!"

Bakan böyle dedi, diye müdürler başörtülü öğretmenlere baskı yapıyor.Bakan böyle dedi, diye müdürler başörtülü öğretmenlere baskı yapıyor. Takibat yapıyor, başlarını açtırıyor. Öğrencilere takibat yapıyor, başlarını açtırtıyor. Allah yâ Rabbi! Takibat yapıyor, başlarını açtırıyor. Öğrencilere takibat yapıyor, başlarını açtırtıyor.

Allah yâ Rabbi!

Allah kimseye bir yanlış iş yaptırmasın! Bakan bu işten sorumlu, ama müdür de sorumlu! Allah kimseye bir yanlış iş yaptırmasın! Bakan bu işten sorumlu, ama müdür de sorumlu!

Müdür namaz kılıyorsa müdür istemeyerek yapıyorsa?.. Müdür namaz kılıyorsa müdür istemeyerek yapıyorsa?..

İstemeyerek yapıyorsa bile yapmayacak! İstemeyerek yapıyorsa bile yapmayacak!

Lâ tâate fî-mahlûkin fî-ma'siyeti'l-hâlık. "Çünkü Allah'a isyandan kimseye itaat olmaz!" Lâ tâate fî-mahlûkin fî-ma'siyeti'l-hâlık. "Çünkü Allah'a isyandan kimseye itaat olmaz!"

Bir insan Allah'a isyanı emrediyorsa kim olursa olsun,Bir insan Allah'a isyanı emrediyorsa kim olursa olsun, "Allah'ın istemediği şeyi yap!" diyen kimsenin sözü dinlenmez. Mesela babası diyor ki; "Allah'ın istemediği şeyi yap!" diyen kimsenin sözü dinlenmez.

Mesela babası diyor ki;

"Yap şu günahı! Ben senin babanım, sen benim oğlumsun. Şu günahı işle!"Yap şu günahı! Ben senin babanım, sen benim oğlumsun. Şu günahı işle! Al şu tabancayı, o adamı öldür; kan davamız var…" Yapamaz. Al şu tabancayı, o adamı öldür; kan davamız var…"

Yapamaz.
Çünkü adam öldürmek İslâm'da yok, cinayet! Muhakeme var, davacı olmak var!Çünkü adam öldürmek İslâm'da yok, cinayet! Muhakeme var, davacı olmak var! Bizzat tabancayı alıp da karşı tarafı öldürmek yok! Bizzat tabancayı alıp da karşı tarafı öldürmek yok!

Adam karısına diyor ki; "Sen benim karımsın, benim sözümü dinlemen lazım: Şu işi şöyle yap…" Adam karısına diyor ki;

"Sen benim karımsın, benim sözümü dinlemen lazım: Şu işi şöyle yap…"

Dükkâna önceden geliyor, dükkân sahibine diyor ki; "Şimdi ben bir adamla buraya geleceğim.Dükkâna önceden geliyor, dükkân sahibine diyor ki;

"Şimdi ben bir adamla buraya geleceğim.
Hangi malı beğenirse o malın fiyatını şu kadar fazla söyle, onu sonra arada kırışırız.Hangi malı beğenirse o malın fiyatını şu kadar fazla söyle, onu sonra arada kırışırız. Fazlalığın bir kısmını sen alırsın bir kısmını ben alırım…" Adamı getiriyor. Fazlalığın bir kısmını sen alırsın bir kısmını ben alırım…"

Adamı getiriyor.
Mesela o usta, bu da kumaş satıyor veya mobilya satıyor… Mesela o usta, bu da kumaş satıyor veya mobilya satıyor…

"Şu çok güzel, buna bayıldım… Bunun fiyatı kaç?" "Şu çok güzel, buna bayıldım… Bunun fiyatı kaç?"

Asıl fiyatının bir buçuk mislini söylüyor. "Ucuzmuş, bunu al. Bunu tavsiye ederim." diyor. Asıl fiyatının bir buçuk mislini söylüyor.

"Ucuzmuş, bunu al. Bunu tavsiye ederim." diyor.

Gelen adam da bunu usta, uzman diye yanına aldığından alıyor.Gelen adam da bunu usta, uzman diye yanına aldığından alıyor. Bu dükkân sahibi de kendisi de biraz istifade edecek diye bu yalanın dolanın, dolabın içine giriyor. Bu dükkân sahibi de kendisi de biraz istifade edecek diye bu yalanın dolanın, dolabın içine giriyor.

Benim kardeşimin beş on torna tezgâhı olan bir atölyesi vardı, toptan iş alırdı.Benim kardeşimin beş on torna tezgâhı olan bir atölyesi vardı, toptan iş alırdı. Filanca fabrika; "Teknik resim olan şu parçalardan on bin tane yap! Filanca fabrika; "Teknik resim olan şu parçalardan on bin tane yap! İki bin tane şu teknik aletin şu parçasını yap!" diyor, ısmarlıyor. O da yapıyor, veriyor. Kâr koyuyor.İki bin tane şu teknik aletin şu parçasını yap!" diyor, ısmarlıyor. O da yapıyor, veriyor. Kâr koyuyor. İşçiliğini, kârı koyuyor; yapıyor. Fabrikanın adamları diyorlarmış ki; "Bir tanesi kaç para?" İşçiliğini, kârı koyuyor; yapıyor.

Fabrikanın adamları diyorlarmış ki;

"Bir tanesi kaç para?"

"Şu kadar." Sen bunu yüzde yirmi daha fazla söyle."Şu kadar."

Sen bunu yüzde yirmi daha fazla söyle.
Senin bana söylediğin bu fiyattan yüzde yirmi daha fazla söyle, yüzde onu sana kalsın yüzde on bana ver!" Senin bana söylediğin bu fiyattan yüzde yirmi daha fazla söyle, yüzde onu sana kalsın yüzde on bana ver!"

Hep böyle diyorlarmış. "Doğru düzgün adam yok! Herkes kendi fabrikasını dolandırıyor!" diyor. Hep böyle diyorlarmış.

"Doğru düzgün adam yok! Herkes kendi fabrikasını dolandırıyor!" diyor.

"Kardeşim, müdürüne söyle! Muhasebe böyle yapıyorsa mubayaa memurluğu yapıyorsa müdürüne söyle!.." dedim. "Kardeşim, müdürüne söyle! Muhasebe böyle yapıyorsa mubayaa memurluğu yapıyorsa müdürüne söyle!.." dedim.

"Muhasebecisi, müdürü hepsi ortak şebeke, hepsi çete!"Muhasebecisi, müdürü hepsi ortak şebeke, hepsi çete! Alıyorlar, kırıştırıyorlar, aralarında bölüştürüyorlar. Haram yiyorlar!" diyor. Alıyorlar, kırıştırıyorlar, aralarında bölüştürüyorlar. Haram yiyorlar!" diyor.

Ondan sonra fabrikanın asıl sahipleri kimlerse onlar bu işten haberdar değildir. Ondan sonra fabrikanın asıl sahipleri kimlerse onlar bu işten haberdar değildir.

Her yerde böyle oluyor.Her yerde böyle oluyor. Bir yerde alım satım oluyorsa her yerde bazı insanlar birilerini aldatıyor, saptırıyor.Bir yerde alım satım oluyorsa her yerde bazı insanlar birilerini aldatıyor, saptırıyor. Bazıları da sapıyor. Aldatan suçlu, aldanan masum mu? Bazıları da sapıyor.

Aldatan suçlu, aldanan masum mu?

Hayır, o da aldanmayacak, o da suçlu! O da cehenneme gidecek.Hayır, o da aldanmayacak, o da suçlu! O da cehenneme gidecek. Ulular, yöneticiler o kavmin saptırıcıları müşriklerin reisleri, kâfirlerin yöneticileri…Ulular, yöneticiler o kavmin saptırıcıları müşriklerin reisleri, kâfirlerin yöneticileri… Onlar gidecek, onlara itaat eden askerler, hademeler, müstahdemler, hizmetçiler de gidecek!Onlar gidecek, onlara itaat eden askerler, hademeler, müstahdemler, hizmetçiler de gidecek! Hepsine kat kat cezalar verilecek! Hepsine kat kat cezalar verilecek!

Hepsi cehenneme tıkılacak, cehennemde Cenâb-ı Mevlâ'nın huzurunaHepsi cehenneme tıkılacak, cehennemde Cenâb-ı Mevlâ'nın huzuruna melekler tarafından zincirlerle bağlanmış bir şekilde getirilecekmiş. melekler tarafından zincirlerle bağlanmış bir şekilde getirilecekmiş.

Nasıl bir şeyse meleklerin büyüklüğü nasılsa cehennemi tutan zincirler nasılsaNasıl bir şeyse meleklerin büyüklüğü nasılsa cehennemi tutan zincirler nasılsa Cenâb-ı Mevlâ'nın huzuruna getirilecekmiş. Âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretleri toptan diyecekmiş ki, Cenâb-ı Mevlâ'nın huzuruna getirilecekmiş. Âlemlerin Rabbi Allahu Teâlâ hazretleri toptan diyecekmiş ki,

Helim tele'ti? "Doldun mu ey cehennem?" Helim tele'ti? "Doldun mu ey cehennem?"

"Bütün kâfirler müşrikler, dinsizler, imansızlar içine atıldıktan sonra doldun mu?" "Bütün kâfirler müşrikler, dinsizler, imansızlar içine atıldıktan sonra doldun mu?"

Ve tekûlû hel min mezîd. "Yok yâ Rabbi! Daha fazlası varsa gönder!" Hel min mezîd. Ve tekûlû hel min mezîd. "Yok yâ Rabbi! Daha fazlası varsa gönder!"

Hel min mezîd.

Alevlerini oraya saldırttıracakmış.Alevlerini oraya saldırttıracakmış. Melekler tutuyorlar ama alevleri fırının içinde gürüldeyerek çıkıyor ya [onun gibi]… Melekler tutuyorlar ama alevleri fırının içinde gürüldeyerek çıkıyor ya [onun gibi]…

Ben İskenderun demir-çelik fabrikasına gittim.Ben İskenderun demir-çelik fabrikasına gittim. Yüksek fırının, içinde demirin eritildiği kısmın önünden geçtik. Demirden bir köprü var.Yüksek fırının, içinde demirin eritildiği kısmın önünden geçtik. Demirden bir köprü var. Fırın çok ötede ama buradan geçerken arada kapağı bir açılıyor; içerisi uğultu, hırıltılı! Fırın çok ötede ama buradan geçerken arada kapağı bir açılıyor; içerisi uğultu, hırıltılı! Demir beyazlaşmış, erimiş. Kapağı açıldığı zaman bile oradan hışımadan insanın yüzü yanıyor! Demir beyazlaşmış, erimiş. Kapağı açıldığı zaman bile oradan hışımadan insanın yüzü yanıyor!

"Hocam ne ibretli değil mi! İnsan bunlara baktıkça cehennemi hatırlıyor da"Hocam ne ibretli değil mi! İnsan bunlara baktıkça cehennemi hatırlıyor da gözüyle bunu gördüğüm için cehennemdeki insanların neler çekeceğini biraz tahayyül ediyor." dedi. gözüyle bunu gördüğüm için cehennemdeki insanların neler çekeceğini biraz tahayyül ediyor." dedi.

Muhterem kardeşlerim! Cenneti kazanmamız lazım!Muhterem kardeşlerim!

Cenneti kazanmamız lazım!
Her türlü fedakârlığı yaparak her şeyimizi feda ederek cehenneme düşmekten kendimizi kurtarmamız şart!Her türlü fedakârlığı yaparak her şeyimizi feda ederek cehenneme düşmekten kendimizi kurtarmamız şart! Çünkü cehennemlik bir kimseyi Allahu Teâlâ hazretleri huzuruna çağıracakmış, diyecekmiş ki; Çünkü cehennemlik bir kimseyi Allahu Teâlâ hazretleri huzuruna çağıracakmış, diyecekmiş ki;

"Ey kulum! Cehennemden âzat olmak için fidye-yi necât olarak yeryüzünün miktarınca altın gümüş istesem"Ey kulum! Cehennemden âzat olmak için fidye-yi necât olarak yeryüzünün miktarınca altın gümüş istesem senin de olsa bütün malını mülkünü vermeye razı olur muydun?" senin de olsa bütün malını mülkünü vermeye razı olur muydun?"

Minhü'l ardi zehebe. "Yeryüzü dolusu kadar altını olsa!.." Minhü'l ardi zehebe. "Yeryüzü dolusu kadar altını olsa!.."

Dünyada hiç kimsede o kadar para yok ki! Yeryüzü dolusu!.. Çünkü çok büyük!Dünyada hiç kimsede o kadar para yok ki! Yeryüzü dolusu!.. Çünkü çok büyük! Yeryüzü kumbara, adamın da parası içinde altın… Yeryüzü kumbara, adamın da parası içinde altın…

"Yeryüzü dolusu altının olsaydı bunu, cehennem ateşinden kurtulmak için vermeye razı olur muydun?" "Yeryüzü dolusu altının olsaydı bunu, cehennem ateşinden kurtulmak için vermeye razı olur muydun?"

"Evet yâ Rabbi! Olurdum yâ Rabbi! Verirdim yâ Rabbi! Şuradan kurtulmak için her şeyi yapardım!.." "Evet yâ Rabbi! Olurdum yâ Rabbi! Verirdim yâ Rabbi! Şuradan kurtulmak için her şeyi yapardım!.."

Yalan söylüyor! "Yalan söylüyorsun alçak! Yalan söylüyorsun!Yalan söylüyor!

"Yalan söylüyorsun alçak! Yalan söylüyorsun!
Ben dünyadayken senden çok daha hafif, çok daha ehven, çok daha basit,Ben dünyadayken senden çok daha hafif, çok daha ehven, çok daha basit, çok daha rahatlıkla yapabileceğin bir şeyi istemiştim de onu bile yapmamıştın!çok daha rahatlıkla yapabileceğin bir şeyi istemiştim de onu bile yapmamıştın! Namaz kıl, mü'min ol, orucunu tut, zekâtını ver, hacca git; dürüst yaşa, Namaz kıl, mü'min ol, orucunu tut, zekâtını ver, hacca git; dürüst yaşa, yalan söyleme, hırsızlık yapma, adam öldürme, zina etme… Kolay şeyler demiştim. yalan söyleme, hırsızlık yapma, adam öldürme, zina etme… Kolay şeyler demiştim. Çok daha kolay! Başkalarının rahatlıkla yapabildiği çok daha rahat şeyler söylemiştim deÇok daha kolay! Başkalarının rahatlıkla yapabildiği çok daha rahat şeyler söylemiştim de dünyada o rahatlıkla yapabileceğin kadarını bile yapmamıştın. Yalan söylüyorsun!dünyada o rahatlıkla yapabileceğin kadarını bile yapmamıştın. Yalan söylüyorsun! Dünya kadar altının olsa yine yapmazsın!" Bazıları diyecek ki; Dünya kadar altının olsa yine yapmazsın!"

Bazıları diyecek ki;

"Yâ Rabbi! Bizi buradan çıkart, dünyaya döndür; iyi kul olacağız."Yâ Rabbi! Bizi buradan çıkart, dünyaya döndür; iyi kul olacağız. Bir daha dünyaya döndür, bir daha imtihan; et iyi kul olacağız." Bir daha dünyaya döndür, bir daha imtihan; et iyi kul olacağız."

Allahu Teâlâ hazretleri onları azarlayacak, diyecek ki; "Yalan söylüyorsun!" Allahu Teâlâ hazretleri onları azarlayacak, diyecek ki;

"Yalan söylüyorsun!"

"Eğer Allah dünyayı bir daha yaratsa "Eğer Allah dünyayı bir daha yaratsa o herifleri cehennemden bir daha çıkartsa bir daha dünyaya döndürseo herifleri cehennemden bir daha çıkartsa bir daha dünyaya döndürse dünyaya tekrar döndürürse iade olunsa yasaklanmış işleri yine yaparlar. dünyaya tekrar döndürürse iade olunsa yasaklanmış işleri yine yaparlar. Yalan söylüyorlar. Azabı görünce öyle diyorlar ama çıkınca yine yaparlar." Yalan söylüyorlar. Azabı görünce öyle diyorlar ama çıkınca yine yaparlar."

İslâm, bu kadar basit bir hakikat işte! İslâm, bu kadar basit bir hakikat işte!

Dünya kadar altın verip de kurtulacak, kurtulmaya razı olacak kadarDünya kadar altın verip de kurtulacak, kurtulmaya razı olacak kadar büyük felaketlerden insanın kurtulması nedir? büyük felaketlerden insanın kurtulması nedir?

Lâ ilâhe illallah deyip Allah deyip müstakim olmak, çok kolay! Mü'min olarak yaşamak! Lâ ilâhe illallah deyip Allah deyip müstakim olmak, çok kolay!

Mü'min olarak yaşamak!

Mü'min olarak yaşayınca insan mahvolmuyor. Kahrolmuyor, perişan olmuyor. Hangimiz perişanız? Mü'min olarak yaşayınca insan mahvolmuyor. Kahrolmuyor, perişan olmuyor.

Hangimiz perişanız?

Mü'min olarak yaşayan bir insan perişan olmuyor. Gerçi biz misal olamayız, biz iyi müslüman mıyız? Mü'min olarak yaşayan bir insan perişan olmuyor.

Gerçi biz misal olamayız, biz iyi müslüman mıyız?

Bizim bin bir kusurumuz vardır ama tarih boyunca peygamberlerin ashaplarını;Bizim bin bir kusurumuz vardır ama tarih boyunca peygamberlerin ashaplarını; Nuh aleyhisselam'ın, Lut aleyhisselam'ın, Musa aleyhisselam'ın, Nuh aleyhisselam'ın, Lut aleyhisselam'ın, Musa aleyhisselam'ın, İsa aleyhisselam'a inanmış insanların durumlarını incelersek yine çok rahat etmişlerdir. İsa aleyhisselam'a inanmış insanların durumlarını incelersek yine çok rahat etmişlerdir. Ötekilerden daha rahat olmuşlardır. Ötekilere felaket gelmişti; bunlar, iman edenler kurtulmuşlardı.Ötekilerden daha rahat olmuşlardır. Ötekilere felaket gelmişti; bunlar, iman edenler kurtulmuşlardı. Bu gerçeği anlayıp buna göre yaşamamız lazım. Mü'min olarak yaşayacağız! Bu gerçeği anlayıp buna göre yaşamamız lazım.

Mü'min olarak yaşayacağız!

Avusturalya'ya gelmişiz; burada keyif var, zevk var, plaj var, kumar var, drank var, esrar var…Avusturalya'ya gelmişiz; burada keyif var, zevk var, plaj var, kumar var, drank var, esrar var… Her şey var, her şey serbest! Zaten serbest olduğu için bazıları da kaptırıyor. Her şey var, her şey serbest! Zaten serbest olduğu için bazıları da kaptırıyor. Çocuk yaşta olanlar bile kapılıyor. Ama bu âyetleri idrak etseler, izanlarıyla anlasınlar!.. Çocuk yaşta olanlar bile kapılıyor. Ama bu âyetleri idrak etseler, izanlarıyla anlasınlar!..

Mü'min niye o zevkli kötülükleri yapmıyor? Bunlara inandığı, bildiği için kendisini tutuyor! Mü'min niye o zevkli kötülükleri yapmıyor?

Bunlara inandığı, bildiği için kendisini tutuyor!

Niye harama sapmıyor, niye rüşvet almıyor?.. Niye harama sapmıyor, niye rüşvet almıyor?..

Bizim tanıdığımız bir mühendis, belediye imar müdürü olmuş. Birisi gelmiş, demiş ki; Bizim tanıdığımız bir mühendis, belediye imar müdürü olmuş. Birisi gelmiş, demiş ki;

"Müdür bey, inşaatı bitirdim. Hiçbir eksiğim yok."Müdür bey, inşaatı bitirdim. Hiçbir eksiğim yok. Aylardır, altı aydır uğraşıyorum; ruhsat alamıyorum. Gel şu inşaatıma, bak.Aylardır, altı aydır uğraşıyorum; ruhsat alamıyorum. Gel şu inşaatıma, bak. Ne olur evrakı imzala, ruhsatı ver…" Müdür oraya yeni tayin olmuş. Ne olur evrakı imzala, ruhsatı ver…"

Müdür oraya yeni tayin olmuş.
Müteahhit oraya gelmiş, böyle ricada bulunmuş. "Olur. Salı, çarşamba gün gidelim." demiş. Müteahhit oraya gelmiş, böyle ricada bulunmuş.

"Olur. Salı, çarşamba gün gidelim." demiş.

O gün arabaya binmişler, inşaata gitmişler. Görevi bu. O gün arabaya binmişler, inşaata gitmişler. Görevi bu.

İnşaatı tepeden tırnağa kontrol etmiş, projeye bakmış, teftişini tamamlamış.İnşaatı tepeden tırnağa kontrol etmiş, projeye bakmış, teftişini tamamlamış. Usulüne uygun ölçülerde yapılmış. İmzayı basmış. İmzayı basınca daireye dönerken arabada; Usulüne uygun ölçülerde yapılmış. İmzayı basmış. İmzayı basınca daireye dönerken arabada;

"Müdür bey, çok teşekkür ederim. Allah razı olsun." filan demiş. Müdür beyin cebine kapalı bir zarf koymuş. "Müdür bey, çok teşekkür ederim. Allah razı olsun." filan demiş. Müdür beyin cebine kapalı bir zarf koymuş.

Müdür bey; "Bu ne?" demiş? "Vallahi müdür bey, âcizane sana çok müteşekkiriz.Müdür bey;

"Bu ne?" demiş?

"Vallahi müdür bey, âcizane sana çok müteşekkiriz.
Senden önceki müdür bize kan kusturdu. Bir türlü bu işi yapmadı. Sen hemen bir gelişte yaptın. Senden önceki müdür bize kan kusturdu. Bir türlü bu işi yapmadı. Sen hemen bir gelişte yaptın. Sana duacıyız, Allah razı olsun." Şoföre demiş; "Çek arabayı kenara!" Çekmiş, durdurmuş. Sana duacıyız, Allah razı olsun."

Şoföre demiş;

"Çek arabayı kenara!"

Çekmiş, durdurmuş.

Adamın yakasına yapışmış, demiş; "Ben senden bu işi yaparken para istedim mi mendebur herif, alçak herif?Adamın yakasına yapışmış, demiş;

"Ben senden bu işi yaparken para istedim mi mendebur herif, alçak herif?
Ben senden rüşvet istedim mi? İşini yaptım, imzayı attım. Bu haramı benim cebime niye koyuyorsun?.." Ben senden rüşvet istedim mi? İşini yaptım, imzayı attım. Bu haramı benim cebime niye koyuyorsun?.."

"Özür dilerim müdür bey! Daha öncekiler çok üzdü de hediye olarak…" demiş. "Özür dilerim müdür bey! Daha öncekiler çok üzdü de hediye olarak…" demiş.

"Sus, vazife sırasında hediye mediye olmaz! Hediye de rüşvettir, başına çalınsın! Al paranı!"Sus, vazife sırasında hediye mediye olmaz! Hediye de rüşvettir, başına çalınsın! Al paranı! Sizler bu toplumu bozan insanlarsınız, siz böyle rüşvet verdiğiniz için onlar da rüşvet almaya alışıyorlar!Sizler bu toplumu bozan insanlarsınız, siz böyle rüşvet verdiğiniz için onlar da rüşvet almaya alışıyorlar! Rüşvet vermeyince sıkıştırıp rüşvet almak için zor duruma düşürüyorlar. Rüşvet vermeyince sıkıştırıp rüşvet almak için zor duruma düşürüyorlar. Vermek de suç almak da suç!.." demiş. Vermek de suç almak da suç!.." demiş.

Mü'min, cebine konulmuş parayı almıyor! Mü'min, cebine konulmuş parayı almıyor!

"Parayla çok şey yapılır; lolipop alınır, balon alınır, oyuncak alınır, araba alınır…" Neden [almıyor]? "Parayla çok şey yapılır; lolipop alınır, balon alınır, oyuncak alınır, araba alınır…"

Neden [almıyor]?

"Hayır! Haram olunca olmaz!" diyor. Her şey böyle!"Hayır! Haram olunca olmaz!" diyor.

Her şey böyle!
İşte bu durumu her işte uygulayıp her karşılaştığımız olayda İşte bu durumu her işte uygulayıp her karşılaştığımız olayda Allah'ın rızasını düşünüp Allah'ın sevdiği şekilde hareket etmeliyiz. İmtihanı başarmanın şekli bu! Allah'ın rızasını düşünüp Allah'ın sevdiği şekilde hareket etmeliyiz. İmtihanı başarmanın şekli bu!

Allah bize nasip etsin, yardımcı olsun. Tevfîkini refîk eylesin.Allah bize nasip etsin, yardımcı olsun. Tevfîkini refîk eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlemizi müşerref eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlemizi müşerref eylesin.

Şimdiye kadar işlediğimiz çok kusurlarımız var, şu anda tevbe edelim! Şimdiye kadar işlediğimiz çok kusurlarımız var, şu anda tevbe edelim!

Tübtü ileyke ve yâ Rabbi! Tübtü ileyke ve yâ Rabbi!

Allah bundan sonra iyi kul olarak yaşamayı nasip etsin. Allah bundan sonra iyi kul olarak yaşamayı nasip etsin. Aşk ile sıdk ile tevbe edenlerin geçmiş günahlarını da bağışlar, geçmiş günahlarımızı bağışlasın.Aşk ile sıdk ile tevbe edenlerin geçmiş günahlarını da bağışlar, geçmiş günahlarımızı bağışlasın. Bundan sonra sevdiği kul olarak yaşayıp huzuruna sevdiği kul olarak varmayı nasip eylesin. Bundan sonra sevdiği kul olarak yaşayıp huzuruna sevdiği kul olarak varmayı nasip eylesin.

el-Fâtiha! el-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2