Namaz Vakitleri
İstanbul
5 Cemâziye'l-Evvel 1446
07 Kasım 2024
İmsak
06:07
Güneş
07:34
Öğle
12:53
İkindi
15:36
Akşam
18:02
Yatsı
19:23
Detaylı Arama

Akşamdan Sonra Kılınacak Nafile Namazlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Recep 1405 / 31.03.1985
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sabah ve Yatsı Namazını Cemaatle Kılmak, Sabah Namazından Sonra Yüz Defa İhlâs Okumak, Sabah En’am Sûresi’nden | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Akşamdan Sonra Kılınacak Nafile Namazlar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

9 Recep 1405 / 31.03.1985
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sabah ve Yatsı Namazını Cemaatle Kılmak, Sabah Namazından Sonra Yüz Defa İhlâs Okumak, Sabah En’am Sûresi’nden | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm Bismillâhirrahmânirrahîm

el-hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. es-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn.el-hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. es-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaînSeyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd: Emmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-kitâbi kitâbullâhFa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-kitâbi kitâbullâh ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi's-sahîhi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi's-sahîhi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

Men salle'l-işâe fî cemâatin kâne kekıyâmi nisfi leyletinMen salle'l-işâe fî cemâatin kâne kekıyâmi nisfi leyletin ve men salle'l-işâe ve'l-fecre fî cemâatin kâne kekıyâmi'l-leyletin. ve men salle'l-işâe ve'l-fecre fî cemâatin kâne kekıyâmi'l-leyletin.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Aziz ve muhterem kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleri ibadetlerinizi, taatlerinizi kabul eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri ibadetlerinizi, taatlerinizi kabul eylesin. Geçmiş kandillerinizi mübarek eylesin, Recep ayını, Şaban ayını hakkınızda hayırlı eylesin,Geçmiş kandillerinizi mübarek eylesin, Recep ayını, Şaban ayını hakkınızda hayırlı eylesin, sıhhat ve âfiyetle Ramazan'a ulaşmanızı, çok sevaplar kazanmanızı nasip eylesin. sıhhat ve âfiyetle Ramazan'a ulaşmanızı, çok sevaplar kazanmanızı nasip eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek ehadîs-i şerîfesindenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek ehadîs-i şerîfesinden bir demet okuyup izah etmeye çalışacağız.bir demet okuyup izah etmeye çalışacağız. Bunların izahına başlamazdan önce başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz olmak üzereBunların izahına başlamazdan önce başta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz olmak üzere onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye; onun cümle âl'inin, ashâbının, etbâının ruhlarına hediye olsun diye; hasseten Ümmet-i Muhammed'in mürşit ve mürebbîleri olan evliyâ-ı izâm, hasseten Ümmet-i Muhammed'in mürşit ve mürebbîleri olan evliyâ-ı izâm, meşâyıh-ı kirâmımızın ruhlarına hediye olsun diye; sâir enbiyâ ve mürselînin, cümle evliyâullahın,meşâyıh-ı kirâmımızın ruhlarına hediye olsun diye; sâir enbiyâ ve mürselînin, cümle evliyâullahın, ashâb-ı hayrât ve hasenâtın, bu beldeleri fethedivermiş olan fatih ecdadımızın, şehitlerin, ashâb-ı hayrât ve hasenâtın, bu beldeleri fethedivermiş olan fatih ecdadımızın, şehitlerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; şu camiyi bina etmiş ve bu ana kadar gelmesinde,mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; şu camiyi bina etmiş ve bu ana kadar gelmesinde, ayakta durmasında emeği geçmiş, yardımcı olmuş kimler varsa onların ve geçmişlerinin ruhları için; ayakta durmasında emeği geçmiş, yardımcı olmuş kimler varsa onların ve geçmişlerinin ruhları için; uzaktan yakından bu hadisleri dinlemek üzere şu ilim meclisinde toplanmış olan siz kardeşlerimizinuzaktan yakından bu hadisleri dinlemek üzere şu ilim meclisinde toplanmış olan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün istedikleri, sevdikleri ve yakınlarının ruhları için; âhirete göçmüş olan bütün istedikleri, sevdikleri ve yakınlarının ruhları için; biz yaşayan müslümanların da Allahu Teâlâ hazretlerinin emrine uygun, rızasına muvafık ömür sürüpbiz yaşayan müslümanların da Allahu Teâlâ hazretlerinin emrine uygun, rızasına muvafık ömür sürüp salih ameller işleyip de huzur-u âlîsine sevdiği, razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması içinsalih ameller işleyip de huzur-u âlîsine sevdiği, razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması için bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım. bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım.

Muhterem kardeşlerim! Bu hadîs-i şerîfler hocalarımızınMuhterem kardeşlerim!

Bu hadîs-i şerîfler hocalarımızın
dervişlik, güzel Müslümanlık, tasavvuf diye bize öğretmiş olduğu şeylerindervişlik, güzel Müslümanlık, tasavvuf diye bize öğretmiş olduğu şeylerin nasıl tamamen âyet-i kerîmeye, hadîs-i şerîfe dayandığını gösteriyor.nasıl tamamen âyet-i kerîmeye, hadîs-i şerîfe dayandığını gösteriyor. Büyüklerimizden Allah razı olsun, Allah şefaatlerine nail eylesin, nur içinde yatsınlar.Büyüklerimizden Allah razı olsun, Allah şefaatlerine nail eylesin, nur içinde yatsınlar. Bizlere doğru şeyler söylemişler, Kur'an'ı öğretmişler, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfini öğretmişler, Bizlere doğru şeyler söylemişler, Kur'an'ı öğretmişler, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfini öğretmişler, bizleri o âdetlere, onların istediği istikamete uygun tarzda yetiştirmişler. bizleri o âdetlere, onların istediği istikamete uygun tarzda yetiştirmişler. Mekânları cennet olsun, Allah cennette bizleri onlarla beraber eylesin, kavuştursun. Mekânları cennet olsun, Allah cennette bizleri onlarla beraber eylesin, kavuştursun.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki:

Râvisi Osman ama hangi Osman; şerhte bir izahat, bir rivayet yok! Râvisi Osman ama hangi Osman; şerhte bir izahat, bir rivayet yok!

Tabii Osman olunca Hz. Osman radıyallahu anh olabilir,Tabii Osman olunca Hz. Osman radıyallahu anh olabilir, sonra sahabeden Osman isimli daha başka bazı şahıslar olması mümkün,sonra sahabeden Osman isimli daha başka bazı şahıslar olması mümkün, burada baba adı zikredilmemiş, Allah cümlesinden razı olsun,burada baba adı zikredilmemiş, Allah cümlesinden razı olsun, o mübareklerin şefaatlerine bizi nail eylesin. Tirmizî'de, Ebû Dâvud'da zikredilmiş,o mübareklerin şefaatlerine bizi nail eylesin.

Tirmizî'de, Ebû Dâvud'da zikredilmiş,
İbn Hibbân'da, İbn Abdilberr'de zikredilmiş hadîs-i şerîf; sağlam hadîs-i şerîf. İbn Hibbân'da, İbn Abdilberr'de zikredilmiş hadîs-i şerîf; sağlam hadîs-i şerîf.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuş ki;

Men salle'l-işâe fî cemâatin kâne kekıyâmi nisfi leyletin. "Her kim ki yatsı namazını cemaatle kılarsaMen salle'l-işâe fî cemâatin kâne kekıyâmi nisfi leyletin. "Her kim ki yatsı namazını cemaatle kılarsa Allah sanki bir gecenin yarı bölüğünü namaz kılarak geçirmiş gibi sevap verir!" Allah sanki bir gecenin yarı bölüğünü namaz kılarak geçirmiş gibi sevap verir!"

Gecenin evvelinde yatsı namazını cemaatle kıldı diye Allah mükâfat olarak sanki o gecenin yarısınıGecenin evvelinde yatsı namazını cemaatle kıldı diye Allah mükâfat olarak sanki o gecenin yarısını ileriye kadar hep namaz kılarak Allah yolunda ibadet ederek geçirmiş gibi sevap verir. ileriye kadar hep namaz kılarak Allah yolunda ibadet ederek geçirmiş gibi sevap verir.

Evinde kılarsa var mı bu sevap? Yok, camide kılana bu sevap vardır! Evinde kılarsa var mı bu sevap?

Yok, camide kılana bu sevap vardır!

"Kim cemaatle yatsı namazını kılarsa…" Neden bu mükâfat? "Kim cemaatle yatsı namazını kılarsa…"

Neden bu mükâfat?

Yatsı vakti hava kararmıştır, evden çıkıp da gelmek kolay değildir,Yatsı vakti hava kararmıştır, evden çıkıp da gelmek kolay değildir, o meşakkattin, o sıkıntının mükâfatı böyle! o meşakkattin, o sıkıntının mükâfatı böyle! Kim Allah yolunda fedakârlık ederse Allah onun fedakârlığına daha yüksek bir mükâfatla mukabele eder. Kim Allah yolunda fedakârlık ederse Allah onun fedakârlığına daha yüksek bir mükâfatla mukabele eder.

Allahu Teâlâ hazretleri hem bizi yaratmıştır, her şeyimiz O'ndandır!Allahu Teâlâ hazretleri hem bizi yaratmıştır, her şeyimiz O'ndandır! Sıhhatimiz O'ndandır, aklımız O'ndandır, varlığımız, Müslümanlığımız, evlatlarımız,Sıhhatimiz O'ndandır, aklımız O'ndandır, varlığımız, Müslümanlığımız, evlatlarımız, paramız pulumuz kazancımız O'ndandır, hepsi onun ikramıdır.paramız pulumuz kazancımız O'ndandır, hepsi onun ikramıdır. Biz onun verdiği şeylerle ona biraz küçücük kulluk yapabildik mi onu da kat kat yine mükâfatlandırır.Biz onun verdiği şeylerle ona biraz küçücük kulluk yapabildik mi onu da kat kat yine mükâfatlandırır. Biz onun kölesiyiz, kuluyuz, yaratığız, yine de bir küçücük bir iyilik yaptık mı Biz onun kölesiyiz, kuluyuz, yaratığız, yine de bir küçücük bir iyilik yaptık mı Allahu Teâlâ hazretleri üstümüze dağlar gibi sevaplar yığar.Allahu Teâlâ hazretleri üstümüze dağlar gibi sevaplar yığar. Elhamdülillah, İslâm nimeti çok büyük bir nimettir. Hadîs-i şerîfin öbür tarafı daha da dikkat çekici: Elhamdülillah, İslâm nimeti çok büyük bir nimettir.

Hadîs-i şerîfin öbür tarafı daha da dikkat çekici:

Bakın ne buyuruyor: Bakın ne buyuruyor:

Ve men salle'l-işâe ve'l-fecre fî cemâatin.Ve men salle'l-işâe ve'l-fecre fî cemâatin. "Her kim ki o gecenin yatsı namazını ve sabah namazını cemaatle kılarsa. "Her kim ki o gecenin yatsı namazını ve sabah namazını cemaatle kılarsa. Kâne kekıyâmi'l-leyletin.Kâne kekıyâmi'l-leyletin. O zaman tam bir geceyi akşamdan sabaha, yatsıdan sabahaO zaman tam bir geceyi akşamdan sabaha, yatsıdan sabaha namaz kılarak geçirmiş gibi ecir alır, sevap kazanır!" namaz kılarak geçirmiş gibi ecir alır, sevap kazanır!"

Demek ki yatsı namazlarına camide olmaya dikkat edeceğiz,Demek ki yatsı namazlarına camide olmaya dikkat edeceğiz, sabah namazlarını cemaatle kılmaya dikkat edeceğiz! Yatsının tehlikesi nedir? sabah namazlarını cemaatle kılmaya dikkat edeceğiz!

Yatsının tehlikesi nedir?

Evinden gelir, adamlar umumiyetle evinde olur. Evinde olur ama yorgun gelmiştir, hemen gelir gelmez;Evinden gelir, adamlar umumiyetle evinde olur. Evinde olur ama yorgun gelmiştir, hemen gelir gelmez; "Açlıktan ölüyorum, sofrayı kurun!" der, sofra kurulur, yemeği yedi mi "Açlıktan ölüyorum, sofrayı kurun!" der, sofra kurulur, yemeği yedi mi insana bir ağırlık çöker, şeytan çalışmaya başlar. insana bir ağırlık çöker, şeytan çalışmaya başlar.

"Çok yoruldun, evde kılıver, çoluk çocuğun da cemaatten mahrum olmasın…" "Çok yoruldun, evde kılıver, çoluk çocuğun da cemaatten mahrum olmasın…"

Bak meluna, sanki cemaate çok meraklıymış gibi. "Çoluk çocuğun da mahrum kalmasın!" Bak meluna, sanki cemaate çok meraklıymış gibi.

"Çoluk çocuğun da mahrum kalmasın!"

Maksadı kandırmak, camiye gidip de sevap kazanmasın.Maksadı kandırmak, camiye gidip de sevap kazanmasın. O daha büyük sevabı yaptırtmamak için daha küçük sevaba bile razı olur. Şeytanın işi öyle! O daha büyük sevabı yaptırtmamak için daha küçük sevaba bile razı olur. Şeytanın işi öyle!

"Gitme gitme, evde kılıver, çok yorgunsun! Zaten Allah mazereti de kabul etmez mi canım;"Gitme gitme, evde kılıver, çok yorgunsun! Zaten Allah mazereti de kabul etmez mi canım; senin biraz mazeretin de var, bak ayakların şişti bugün sabahtan akşama…" Niçin koştun? senin biraz mazeretin de var, bak ayakların şişti bugün sabahtan akşama…"

Niçin koştun?

Dünya için! Hadi bakalım biraz da âhiret için koş. Dünya için!

Hadi bakalım biraz da âhiret için koş.

"Gece, karanlık, yağmur yağdı, yollar biraz delik deşik, çukurlar var çamurlar var,"Gece, karanlık, yağmur yağdı, yollar biraz delik deşik, çukurlar var çamurlar var, evde kılıver çocuklar pabuçlarını yeni yıkadılar, çamurlarını sildiler, paçalarını yeni fırçaladılar,evde kılıver çocuklar pabuçlarını yeni yıkadılar, çamurlarını sildiler, paçalarını yeni fırçaladılar, camiye gitme, gitme de gitme…" İlle sevap kazanmayacak! Sabahleyin de ne var? camiye gitme, gitme de gitme…"

İlle sevap kazanmayacak!

Sabahleyin de ne var?

Sabahleyin uykuyu bölmek zordur.Sabahleyin uykuyu bölmek zordur. Peygamber Efendimiz söylüyor: İnsan uyuduğu zaman şeytan gözüne bir düğüm atar,Peygamber Efendimiz söylüyor:

İnsan uyuduğu zaman şeytan gözüne bir düğüm atar,
kulağına bir düğüm atar, ağzına bir düğüm atar, insanın her âzâsına düğümler. Uyku hâli zordur.kulağına bir düğüm atar, ağzına bir düğüm atar, insanın her âzâsına düğümler. Uyku hâli zordur. Uyku esnasında ezanı yarım yamalak duyar. Hayye ale's-selâh. Uyku esnasında ezanı yarım yamalak duyar.

Hayye ale's-selâh.

Müezzin efendi minareden sesleniyor: "Namaza gelin! Haydin namaza, haydin felaha!" Duyar: Müezzin efendi minareden sesleniyor: "Namaza gelin! Haydin namaza, haydin felaha!"

Duyar:

"Tamam tamam, geliyorum ama sersem başım biraz açılsın,"Tamam tamam, geliyorum ama sersem başım biraz açılsın, şöyle gözümü azıcık bir yumayım hemen kalkacağım…" şöyle gözümü azıcık bir yumayım hemen kalkacağım…"

Gözünü kapattı mı gitti, gözünü bir kapatır kapatmaz bir daha bir açar;Gözünü kapattı mı gitti, gözünü bir kapatır kapatmaz bir daha bir açar; namaz kılınmış, güneş doğmuş, iş işten geçmiş! "Tüh, o gözümü kapatmasaydım!.." namaz kılınmış, güneş doğmuş, iş işten geçmiş!

"Tüh, o gözümü kapatmasaydım!.."

Geçmiş ola! Bir defa aldandın ikinci sefer niye aldanıyorsun ezanı duyar duymaz niye zıplamasın?Geçmiş ola! Bir defa aldandın ikinci sefer niye aldanıyorsun ezanı duyar duymaz niye zıplamasın? Duyar duymaz kalkacaksın! Gözünü musluğun başında ovuştur.Duyar duymaz kalkacaksın! Gözünü musluğun başında ovuştur. Hatta abdest alırken abdestin suları göze geldi mi şeytanın düğümü çözülür,Hatta abdest alırken abdestin suları göze geldi mi şeytanın düğümü çözülür, ağza su verdiğin zaman şeytanın düğümü çözülür, burnuna su verdiğin zamanağza su verdiğin zaman şeytanın düğümü çözülür, burnuna su verdiğin zaman şeytanın düğümleri birer birer çözülür. Abdest bittikten sonra; "Hadi git bakalım yatağa." desen, şeytanın düğümleri birer birer çözülür. Abdest bittikten sonra;

"Hadi git bakalım yatağa." desen,

"Tamam, uykumu almışım, dincim!" der. "Abdestten evvel böyle demiyordun!.." "Tamam, uykumu almışım, dincim!" der.

"Abdestten evvel böyle demiyordun!.."

İşte o şeytanın oyunu! İşte o şeytanın oyunu!

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Yatsı namazına sabah namazına cemaate devam edin!" Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Yatsı namazına sabah namazına cemaate devam edin!"

Emirleri, tavsiyesi böyle! Emirleri, tavsiyesi böyle!

"Bizimle münafıklar arasında alâmet-i fârika sabah ve yatsı namazlarına gelivermektir."Bizimle münafıklar arasında alâmet-i fârika sabah ve yatsı namazlarına gelivermektir. Çünkü o münafıklar o namazlara gelemezler!" Neden? Çünkü o münafıklar o namazlara gelemezler!"

Neden?

Akşam yorgunluktan gelemez, sabah uykudan vazgeçip gelemez.Akşam yorgunluktan gelemez, sabah uykudan vazgeçip gelemez. İnsanın zevkini sefasını Allah yolunda terk etmesi için terbiye görmesi lazım.İnsanın zevkini sefasını Allah yolunda terk etmesi için terbiye görmesi lazım. Nefsinin, edeplenmiş olması lazım, iradesinin kuvvetlenmiş olması lazım.Nefsinin, edeplenmiş olması lazım, iradesinin kuvvetlenmiş olması lazım. İrade kuvvetli olmayınca insanlar yatı yatıverir, uyuyuverir. İrade kuvvetli olmayınca insanlar yatı yatıverir, uyuyuverir. Ama onları yenip de yatsıyı sabahı caminde kıldığı zaman da sanki bütün gece uyumamış daAma onları yenip de yatsıyı sabahı caminde kıldığı zaman da sanki bütün gece uyumamış da yana yakıla Allah'a ibadet etmiş gibi Allah öyle sevap yazar, meleklerine öyle yazdırtır; bilmiş olasınız. yana yakıla Allah'a ibadet etmiş gibi Allah öyle sevap yazar, meleklerine öyle yazdırtır; bilmiş olasınız.

Men salle'l-fecre fî cemaatin ve celese fî mihrâbihî fe karea mîete merretin Kul hüvallâhu ehadünMen salle'l-fecre fî cemaatin ve celese fî mihrâbihî fe karea mîete merretin Kul hüvallâhu ehadün ğaferallâhu lehü'z-zünûbelletî beynehû ve beynellâhilletî lem yettali' aleyhâ illallah. ğaferallâhu lehü'z-zünûbelletî beynehû ve beynellâhilletî lem yettali' aleyhâ illallah.

Enes b. Mâlik'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir. Enes b. Mâlik'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir.

Şimdi demin ki hadîs-i şerîfte anlaşıldı mı hocalarımızın yatsıya devam edin camiye,Şimdi demin ki hadîs-i şerîfte anlaşıldı mı hocalarımızın yatsıya devam edin camiye, sabaha devam edin camiye demesinin sebebi anlaşıldı. Doğru şey tavsiye etmişler. sabaha devam edin camiye demesinin sebebi anlaşıldı. Doğru şey tavsiye etmişler.

Bizim yolumuz elhamdülillah -çok şükür ne kadar şükretsek o kadar azdır-Bizim yolumuz elhamdülillah -çok şükür ne kadar şükretsek o kadar azdır- Peygamber Efendimiz'in nurlu, pırıl pırıl yolunun takibidir. Peygamber Efendimiz'in nurlu, pırıl pırıl yolunun takibidir.

Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz ne buyurmuş? Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz ne buyurmuş?

Men salle'l-fecre fî cemaatin ve celese fî mihrâbihî fe karea mîete merretinMen salle'l-fecre fî cemaatin ve celese fî mihrâbihî fe karea mîete merretin Kul hüvallâhu ehadün ğaferallâhu lehü'z-zünûb.Kul hüvallâhu ehadün ğaferallâhu lehü'z-zünûb. "Kim sabah namazını cemaatle kılar, mihrabında oturur"Kim sabah namazını cemaatle kılar, mihrabında oturur yüz defa Kul hüvallâhü ehad okursa Allah onun günahlarını bağışlar." yüz defa Kul hüvallâhü ehad okursa Allah onun günahlarını bağışlar."

Ama nasıl günahlar? ez-Zünûbelletî beynehû ve beynellâh.Ama nasıl günahlar?

ez-Zünûbelletî beynehû ve beynellâh.
"Kendisiyle Allah'ın bildiği, arada başkasının bilmediği gizli günahlarını Allah bağışlar." "Kendisiyle Allah'ın bildiği, arada başkasının bilmediği gizli günahlarını Allah bağışlar." Elletî lem yettali 'aleyhâ illâllâh. "O günahlar ki onları Allah kendisinden gayri kimseye bildirtmemiştir." Elletî lem yettali 'aleyhâ illâllâh. "O günahlar ki onları Allah kendisinden gayri kimseye bildirtmemiştir."

Kimse o günahlara muttali olamamıştır. Kim böyle oturursa o gizli günahları bağışlar, siler. Kimse o günahlara muttali olamamıştır. Kim böyle oturursa o gizli günahları bağışlar, siler.

"Mihrap, kim mihrabında oturursa…" diyor. "Mihrap, kim mihrabında oturursa…" diyor.

Mihrap; "namaz kılma yeri" demek, ille bizim anladığımız mânada bir mihrap olması şartı yok.Mihrap; "namaz kılma yeri" demek, ille bizim anladığımız mânada bir mihrap olması şartı yok. Mihrap, Arap dilinde "namaz kılınan, ibadet edilen yer" mânasına geliyor. Mihrap, Arap dilinde "namaz kılınan, ibadet edilen yer" mânasına geliyor.

"Kim sabah namazını camide kılar da namaz kıldığı yerde durup"Kim sabah namazını camide kılar da namaz kıldığı yerde durup yüz defa Kul hüvallâhü ehad okursa…" demek oluyor. Öyle olursa ne olurmuş? yüz defa Kul hüvallâhü ehad okursa…" demek oluyor.

Öyle olursa ne olurmuş?

Peygamber Efendimiz; "Allah, kul ile Allah arasında bütün gizli günahları,Peygamber Efendimiz; "Allah, kul ile Allah arasında bütün gizli günahları, kimsenin muttali olmayan günahları bağışlar." diyor. Bu hadîs-i şerîfle bir kere daha anladık: kimsenin muttali olmayan günahları bağışlar." diyor. Bu hadîs-i şerîfle bir kere daha anladık:

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız rahmetullâhi aleyh burada sabahleyin hatm-i hâce yapardı.[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız rahmetullâhi aleyh burada sabahleyin hatm-i hâce yapardı. hatm-i hâcede İhlâs-ı Şerîflerin adedi 1001 tane olacak. hatm-i hâcede İhlâs-ı Şerîflerin adedi 1001 tane olacak. Mevcutlara dağıtılır, herkese tevzi edilir, hepsinin okuduğunun toplamı 1001 tane olacak.Mevcutlara dağıtılır, herkese tevzi edilir, hepsinin okuduğunun toplamı 1001 tane olacak. Ama [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız sabah namazı vaktine gelinceAma [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız sabah namazı vaktine gelince sabah namazında o hatmi yaparken "100 İhlâs-ı Şerîf" derdi. Neden? sabah namazında o hatmi yaparken "100 İhlâs-ı Şerîf" derdi.

Neden?

Şu sevaba ersin diye, dervişler o sevabı kazansın diye! İşin iç yüzünü oradan da anladık. Şu sevaba ersin diye, dervişler o sevabı kazansın diye! İşin iç yüzünü oradan da anladık.

Men salle'l-fecre fî cemâatin ve ka'ade fî musallâhu ve kara'e selâse âyâtin min evveli sûreti'l-en'âmi Men salle'l-fecre fî cemâatin ve ka'ade fî musallâhu ve kara'e selâse âyâtin min evveli sûreti'l-en'âmi ve kelallâhu bihî seb'îne meleken yusebbihûne'llâhe ve yestağfirûne lehû ilâ yevmi'l-kıyâmeh. ve kelallâhu bihî seb'îne meleken yusebbihûne'llâhe ve yestağfirûne lehû ilâ yevmi'l-kıyâmeh.

Abdullah b. Mes'ûd radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir kiAbdullah b. Mes'ûd radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir ki Deylemî'nin Müsnedü'l-firdevs isimli hadîs kitabında yazılmış. Peygamber Efendimiz buyuruyor: Deylemî'nin Müsnedü'l-firdevs isimli hadîs kitabında yazılmış. Peygamber Efendimiz buyuruyor:

Men salle'l-fecre fî cemâatin ve ka'ade fî musallâhu "Kim sabah namazını cemaatle kılar,Men salle'l-fecre fî cemâatin ve ka'ade fî musallâhu "Kim sabah namazını cemaatle kılar, namaz kıldığı yerde oturmaya devam ederse…" namaz kıldığı yerde oturmaya devam ederse…"

Burada mihrap yerine musallâ kelimesini kullandığından anlıyoruz ki oradaki mihrap da o mânayadır. Burada mihrap yerine musallâ kelimesini kullandığından anlıyoruz ki oradaki mihrap da o mânayadır.

Zaten böyle güzel süslü mihraplar o devirlerde Arap mescitlerinde nerede olacak?Zaten böyle güzel süslü mihraplar o devirlerde Arap mescitlerinde nerede olacak? kesme taşı nereden bulacak kumların arasında?!.. kesme taşı nereden bulacak kumların arasında?!..

Hurma kütüğünü dikmiştir, hurma dallarını üstüne gölge yapmıştır; al sana mescit, böyleydi. Hurma kütüğünü dikmiştir, hurma dallarını üstüne gölge yapmıştır; al sana mescit, böyleydi.

Bizim memlekette dedelerimiz güzel, sağlam camiler yapalım diye çok paralar sarf etmişler,Bizim memlekette dedelerimiz güzel, sağlam camiler yapalım diye çok paralar sarf etmişler, Süleymaniye Camii Kanunî zamanından beri duruyor, ayakta, bir yeri çatlamamış.Süleymaniye Camii Kanunî zamanından beri duruyor, ayakta, bir yeri çatlamamış. Kooperatifimiz yirmibirinci yüzyılda Ankara'da on bir katlı bir bina yaptı.Kooperatifimiz yirmibirinci yüzyılda Ankara'da on bir katlı bir bina yaptı. Geçen gün baktım, duvarı tepeden aşağı çatlamış.Geçen gün baktım, duvarı tepeden aşağı çatlamış. Bina üç kanatlı, bir kanadı ağır basmış, oturmuş, oturma yapmış, çatlamış.Bina üç kanatlı, bir kanadı ağır basmış, oturmuş, oturma yapmış, çatlamış. Süleymaniye kale gibi duruyor! Besmeleyi çekmişler, aşk ile şevk ile yapmışlar. Yaptığı işi sağlam yapmış. Süleymaniye kale gibi duruyor! Besmeleyi çekmişler, aşk ile şevk ile yapmışlar. Yaptığı işi sağlam yapmış.

Bu da mühim bir kaidedir: Müslüman yaptığı bir işi güzel yapacak. Hangi işi yaparsa!Bu da mühim bir kaidedir: Müslüman yaptığı bir işi güzel yapacak. Hangi işi yaparsa! [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız derdi ki; [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız derdi ki;

"Sarık sarıyorlar, sardığı sarık kefen olmaya değiyor mu bakalım." "Sarık sarıyorlar, sardığı sarık kefen olmaya değiyor mu bakalım."

Sarık dediğin uzun olacak, öldüğü zaman ona sarılıversin diye şehitler,Sarık dediğin uzun olacak, öldüğü zaman ona sarılıversin diye şehitler, sarığı gaziler harbe giderken sararmış. Sarık dediği şöyle güzel, büyük olacak!sarığı gaziler harbe giderken sararmış. Sarık dediği şöyle güzel, büyük olacak! Namaz kılıyorsun; güzel, usulüyle kılacaksın; bina yapıyorsun, sağlam yapacaksın; Namaz kılıyorsun; güzel, usulüyle kılacaksın; bina yapıyorsun, sağlam yapacaksın; temizlik yapıyorsun, pırıl pırıl tertemiz olacak… temizlik yapıyorsun, pırıl pırıl tertemiz olacak…

Müslümanın her şeyinde bir intizam fikri olacak, bir güzel yapmak fikri olacak.Müslümanın her şeyinde bir intizam fikri olacak, bir güzel yapmak fikri olacak. Bu camiyi derme çatma bir şeyle yapsalardı çökerdi ama kesme taşla [yapmışlar]. Bu camiyi derme çatma bir şeyle yapsalardı çökerdi ama kesme taşla [yapmışlar]. Kim bilir derinliğini ne kadar kazdılar, nasıl temel yaptılar?!.. Kim bilir derinliğini ne kadar kazdılar, nasıl temel yaptılar?!.. Biz burada oturuyoruz, bunun altı kim bilir ne kadar, belki kazsak altı boşluktur. Biz burada oturuyoruz, bunun altı kim bilir ne kadar, belki kazsak altı boşluktur.

Laleli Camii'ni biliyorsunuz, sonradan altında çarşı yaptılar, namaz kılınan yerin altını çarşı yaptılar. Laleli Camii'ni biliyorsunuz, sonradan altında çarşı yaptılar, namaz kılınan yerin altını çarşı yaptılar.

Mihrap sözü kesme taştan yapılmış, stalaktitli, geometrik desenli mânasına değil;Mihrap sözü kesme taştan yapılmış, stalaktitli, geometrik desenli mânasına değil; namaz kılma yeri mânasına olduğunu bu hadîs-i şerîften anladık. namaz kılma yeri mânasına olduğunu bu hadîs-i şerîften anladık.

Ve kara'e selâse âyâtin. "Kim sabah namazını cemaatle kılar ve namaz kılma yerinde devam ederse oturmaya üç âyet okursa…" Ve kara'e selâse âyâtin. "Kim sabah namazını cemaatle kılar ve namaz kılma yerinde devam ederse oturmaya üç âyet okursa…"

Nereden? Min evveli sûreti'l-en'âmi. "En'âm sûresinin başındaki üç ayeti okursa…" Nereden?

Min evveli sûreti'l-en'âmi. "En'âm sûresinin başındaki üç ayeti okursa…"

Bu üç âyet nedir? Onu da [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız -Allah razı olsun-Bu üç âyet nedir?

Onu da [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız -Allah razı olsun-
Evrâd kitabının başına yazmıştır, her sabah okuruz: Bismillâhirrahmârirrahîm Evrâd kitabının başına yazmıştır, her sabah okuruz:

Bismillâhirrahmârirrahîm

el-Hamdülillâhi'llezî haleka's-semâvâti ve'l-'arda ve ce'ale'z-zulûmâti ve'n-nûrel-Hamdülillâhi'llezî haleka's-semâvâti ve'l-'arda ve ce'ale'z-zulûmâti ve'n-nûr sümme'llezîne keferû bi-rabbihim ya'dilûn hüve'llezî halekaküm min tînin sümme kadâ ecelâsümme'llezîne keferû bi-rabbihim ya'dilûn hüve'llezî halekaküm min tînin sümme kadâ ecelâ ve ecelün müsemmen 'indehû sümme entüm temterûn ve hüve'llâhu fî's-semâvâti ve fî'l-'ardve ecelün müsemmen 'indehû sümme entüm temterûn ve hüve'llâhu fî's-semâvâti ve fî'l-'ard ya'lemu sirraküm ve cehraküm ve ya'lemü mâ teksibûn. ya'lemu sirraküm ve cehraküm ve ya'lemü mâ teksibûn.

Üç âyet; bunu okuruz ezberlemişiz, siz de ezberleyin! İnsan oturduğu yerde bunu okursa ne olurmuş? Üç âyet; bunu okuruz ezberlemişiz, siz de ezberleyin!

İnsan oturduğu yerde bunu okursa ne olurmuş?

Mükâfatın büyüklüğünü seyredin: Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Mükâfatın büyüklüğünü seyredin: Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Ve kâlallâhu bihî seb'îne meleken.Ve kâlallâhu bihî seb'îne meleken. "Bunu okuyunca Allah ona yetmiş tane vazifeli melek tayin eder, okuyan şahsa yetmiş tane melek tayin eder." "Bunu okuyunca Allah ona yetmiş tane vazifeli melek tayin eder, okuyan şahsa yetmiş tane melek tayin eder."

Onlar ne yaparlar? Yüsebbihûne'llâhe. "Sübhnallah… diye Allah'a tesbih ederler."Onlar ne yaparlar?

Yüsebbihûne'llâhe. "Sübhnallah… diye Allah'a tesbih ederler."
Ve yestağfirûne lehû. "O okuyan kimseye de tevbe istiğfar ederler." Ve yestağfirûne lehû. "O okuyan kimseye de tevbe istiğfar ederler."

"Yâ Rabbi! Bu âyetleri okuyan o kulunu afv u mağfiret eyle, yâ Rabbi o kulunu bağışla…" diye dua ederler. "Yâ Rabbi! Bu âyetleri okuyan o kulunu afv u mağfiret eyle, yâ Rabbi o kulunu bağışla…" diye dua ederler.

Ne zamana kadar? İlâ yevmi'l-kıyâmeh. "Kıyamet kopuncaya kadar!" Ne zamana kadar?

İlâ yevmi'l-kıyâmeh. "Kıyamet kopuncaya kadar!"

Hatırınızda iyi tutun: En'am sûresinin başındaki üç âyeti. Hatırınızda iyi tutun: En'am sûresinin başındaki üç âyeti.

"Kim sabah namazını kıldıktan sonra oturup da namaz kıldığı yerden kalkmadan oturmaya devam edip okursa"Kim sabah namazını kıldıktan sonra oturup da namaz kıldığı yerden kalkmadan oturmaya devam edip okursa Allah ona yetmiş tane melek tayin eder. Her bir melek ona kıyamete kadar,Allah ona yetmiş tane melek tayin eder. Her bir melek ona kıyamete kadar, kıyamet kopuncaya kadar Allah'a tesbih eder, ona istiğfar eder, onun günahlarının affolunması,kıyamet kopuncaya kadar Allah'a tesbih eder, ona istiğfar eder, onun günahlarının affolunması, afv u mağfiret olunması için dua eder." [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'dan Allah razı olsun. afv u mağfiret olunması için dua eder."

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'dan Allah razı olsun.
Biz farkına varmadan ne sevaplar kazandırmış?.. Biz farkına varmadan ne sevaplar kazandırmış?.. Ama kim bir hayrın yapılmasına vesile olursa o hayrı yapanların sevabı kadar Ama kim bir hayrın yapılmasına vesile olursa o hayrı yapanların sevabı kadar bir sevap da onun defterine yazılır; o sevapların hepsini aynı zaman da o da alıyor,bir sevap da onun defterine yazılır; o sevapların hepsini aynı zaman da o da alıyor, bizden bir şey eksilmeden ona da o sevaplar gidiyor. bizden bir şey eksilmeden ona da o sevaplar gidiyor.

Sanki bu hadîs-i şerîfler bizim Ervâd-ı Şerîfe'nin müdafaanamesi! Sanki bu hadîs-i şerîfler bizim Ervâd-ı Şerîfe'nin müdafaanamesi!

Men sallâ ba'de'l-mağribi rek'ateyni kable en yetekelleme kütibet salâtühû fî illiyyîn. Men sallâ ba'de'l-mağribi rek'ateyni kable en yetekelleme kütibet salâtühû fî illiyyîn.

Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şerîfte buyurmuş ki;

"Her kim akşam namazını kıldıktan sonra akşam namazının arkasından konuşmadan iki rekât daha kılıverirse"Her kim akşam namazını kıldıktan sonra akşam namazının arkasından konuşmadan iki rekât daha kılıverirse bu kıldığı namaz Mele-i a'lâda, illiyyîn melekleri tarafından divana kaydolur,bu kıldığı namaz Mele-i a'lâda, illiyyîn melekleri tarafından divana kaydolur, o divana, o deftere kaydolunur!" Ona da işte evvabîn namazı deniliyor. o divana, o deftere kaydolunur!"

Ona da işte evvabîn namazı deniliyor.
Akşam namazında sonra dünya kelamı konuşmadan yerinden ayrılıpAkşam namazında sonra dünya kelamı konuşmadan yerinden ayrılıp dünya işine dalmadan iki rekât namaz kılmaktır.dünya işine dalmadan iki rekât namaz kılmaktır. Bunu da büyüklerimiz hep bize tarif etmişlerdir, bize bu namazı da kılın demişlerdir. Bunu da büyüklerimiz hep bize tarif etmişlerdir, bize bu namazı da kılın demişlerdir.

Burada bir şerefi anlatıldı, başka bir hadîs-i şerîfte geçiyor ki; Burada bir şerefi anlatıldı, başka bir hadîs-i şerîfte geçiyor ki;

"O şahsın günahları denizlerin köpüğü kadar çok olsa affına sebeptir." Başka bir hadiste öyle yazıyor. "O şahsın günahları denizlerin köpüğü kadar çok olsa affına sebeptir." Başka bir hadiste öyle yazıyor.

Men sallâ ba'de'l-mağribi rekâteyni kable en yantika me'a ehadin yakra'u fî'l-ûlâ bi'l-hamdüMen sallâ ba'de'l-mağribi rekâteyni kable en yantika me'a ehadin yakra'u fî'l-ûlâ bi'l-hamdü ve kul yâ eyyuhe'l-kâfirûn ve fî'r-rek'ati's-sâniyeti bi'l-hamdü ve kul hüve'llâhü ehad.ve kul yâ eyyuhe'l-kâfirûn ve fî'r-rek'ati's-sâniyeti bi'l-hamdü ve kul hüve'llâhü ehad. Harace min zunûbihî kemâ tahrucu'l-hayyetü min selhîhâ. Harace min zunûbihî kemâ tahrucu'l-hayyetü min selhîhâ.

Bu hadîs-i şerîf de Enes b. Mâlik radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Bu hadîs-i şerîf de Enes b. Mâlik radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Men sallâ ba'de'l-mağribi rekâteyni. "Her kim akşam namazının arkasından iki rekât kılarsa…" Men sallâ ba'de'l-mağribi rekâteyni. "Her kim akşam namazının arkasından iki rekât kılarsa…"

Ne şartla? Kable en yantika me'a ehadin. "Herhangi bir kimseyle konuşmazdan evvel!" Ne şartla?

Kable en yantika me'a ehadin. "Herhangi bir kimseyle konuşmazdan evvel!"

Dünya kelamı konuşmayacak! "Konuşmazdan evvel kim böyle namaz kılarsa…" Başka ne şartı var? Dünya kelamı konuşmayacak!

"Konuşmazdan evvel kim böyle namaz kılarsa…"

Başka ne şartı var?

Yakra'u fî'l-ûlâ bi'l-hamdü ve kul yâ eyyuhe'l-kâfirûnYakra'u fî'l-ûlâ bi'l-hamdü ve kul yâ eyyuhe'l-kâfirûn ve fî'r-rek'ati's-sâniyeti bi'l-hamdü ve kul hüve'llâhü ehad. "İlk rekâtta Elham ve Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn okuyacak,ve fî'r-rek'ati's-sâniyeti bi'l-hamdü ve kul hüve'llâhü ehad. "İlk rekâtta Elham ve Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn okuyacak, ikinci rekâtta da Fâtiha sûresini ve Kul hüvallâhü ehad sûresini okuyacak." ikinci rekâtta da Fâtiha sûresini ve Kul hüvallâhü ehad sûresini okuyacak."

Hep bildiğimiz, yapabileceğimiz şeyler. Hep bildiğimiz, yapabileceğimiz şeyler.

Harace min zunûbihî. "Bir kimse namazı bu tarzda kıldığı zamanHarace min zunûbihî. "Bir kimse namazı bu tarzda kıldığı zaman işlemiş olduğu suçlardan günahlardan sıyrılır çıkar." Nasıl çıkar? işlemiş olduğu suçlardan günahlardan sıyrılır çıkar."

Nasıl çıkar?

Kemâ tahrucu'l-hayyetü min selhîhâ.Kemâ tahrucu'l-hayyetü min selhîhâ. "Zamanı geldiği zaman yılan, derisinin içinden sıyrılıp çıkıyor ya [onun gibi çıkar]." "Zamanı geldiği zaman yılan, derisinin içinden sıyrılıp çıkıyor ya [onun gibi çıkar]."

Derisi naylon gibi dışarıda kalıveriyor, yılan sıyrılıyor çıkıyor. Deri değiştiriyor derler.Derisi naylon gibi dışarıda kalıveriyor, yılan sıyrılıyor çıkıyor. Deri değiştiriyor derler. Yılanın onun içinden sıyrılıp çıktığı gibi, tabii canlı olarak eski derisi orada kalıyor. Yılanın onun içinden sıyrılıp çıktığı gibi, tabii canlı olarak eski derisi orada kalıyor. Bir ucu yırtılıyor, yılanın derisi orada kalıyor, kendisi çıkıyor. Bir ucu yırtılıyor, yılanın derisi orada kalıyor, kendisi çıkıyor.

"Onun gibi günahlardan sıyrılır çıkar; günahlar geride kalır, kendisi günahsız kalır." "Onun gibi günahlardan sıyrılır çıkar; günahlar geride kalır, kendisi günahsız kalır."

İşte bu da evvabîn namazı. Demek ki burada bir şey daha söyledi: İşte bu da evvabîn namazı. Demek ki burada bir şey daha söyledi:

Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn ve Kul hüvallâhü ehad ile namazı kılacak, onu anlamış olduk.Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn ve Kul hüvallâhü ehad ile namazı kılacak, onu anlamış olduk. Bu da [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ın bize tavsiyesinin doğruluğunu anlatan bir şey! Bu da [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız'ın bize tavsiyesinin doğruluğunu anlatan bir şey!

Men salle işrîne rek'aten beyne'l-mağribi ve'l-'işâ' yakra'u fî külli rek'atiMen salle işrîne rek'aten beyne'l-mağribi ve'l-'işâ' yakra'u fî külli rek'ati fâtihâte'l-kitâb ve kul hüve'llâhu ehad.fâtihâte'l-kitâb ve kul hüve'llâhu ehad. hafizehû'llâhu fî nefsihî ve ehlihî ve mâlihî ve dünyâhü ve âhiretihî. hafizehû'llâhu fî nefsihî ve ehlihî ve mâlihî ve dünyâhü ve âhiretihî.

Bu hadîs-i şerîf de Enes radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.Bu hadîs-i şerîf de Enes radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Her kim akşam namazıyla yatsı namazı arasında…" Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Her kim akşam namazıyla yatsı namazı arasında…"

Bir geniş zaman var: Bir saat yirmi dakika veyahut bir saat otuz dakika, bir buçuk saat.Bir geniş zaman var: Bir saat yirmi dakika veyahut bir saat otuz dakika, bir buçuk saat. Bazı takvimciler yatsıyı bir saat yirmi dakika hesabından hesaplıyorlar,Bazı takvimciler yatsıyı bir saat yirmi dakika hesabından hesaplıyorlar, bazı takvimciler bir buçuk saat hesabından hesaplıyor.bazı takvimciler bir buçuk saat hesabından hesaplıyor. Diyanetin takvimi öyle, filancanın takvimi böyle, biraz bir fark oluyor. Neden? Diyanetin takvimi öyle, filancanın takvimi böyle, biraz bir fark oluyor.

Neden?

Akşam namazını esas alıyorlar. Akşam namazına bir saat yirmi dakika koyunca yatsıyı buluyorlarAkşam namazını esas alıyorlar. Akşam namazına bir saat yirmi dakika koyunca yatsıyı buluyorlar veyahut bir saat otuz dakika koyunca buluyorlar.veyahut bir saat otuz dakika koyunca buluyorlar. Aşağı yukarı bir buçuk saate yakın, bir saat on beş dakikaya yakın o kadar bir zaman var. Aşağı yukarı bir buçuk saate yakın, bir saat on beş dakikaya yakın o kadar bir zaman var.

"Akşam ile yatsı arasında kim yirmi rekât namaz kılarsa…" Ama her rekâtta ne okuyacak? "Akşam ile yatsı arasında kim yirmi rekât namaz kılarsa…"

Ama her rekâtta ne okuyacak?

Kul hüvallâhu ehad okuyacak. Kısa, Kul hüvallâhu ehad okuyarak yirmi rekât kılarsa Allahu Teâlâ kendisini,Kul hüvallâhu ehad okuyacak. Kısa, Kul hüvallâhu ehad okuyarak yirmi rekât kılarsa Allahu Teâlâ kendisini, namaz kılan şahsı korur, ailesini korur, malını mülkünü korur." namaz kılan şahsı korur, ailesini korur, malını mülkünü korur."

Yangın gelmez, zelzelede çatlamaz, ailesine hastalık gelmez, sıkıntı gelmez…" Yangın gelmez, zelzelede çatlamaz, ailesine hastalık gelmez, sıkıntı gelmez…"

Ve dünyâhü ve âhiretihî. "Dünyasını da korur âhiretini de korur." Ve dünyâhü ve âhiretihî. "Dünyasını da korur âhiretini de korur."

Dünyada da bir sıkıntıya uğramaz âhirette te bir derde uğramaz. Dünyada da bir sıkıntıya uğramaz âhirette te bir derde uğramaz.

Bu, yirmi rekât kılmak biraz zor ama insan bunu duyunca hiç olmazsa bir defa yapmalı,Bu, yirmi rekât kılmak biraz zor ama insan bunu duyunca hiç olmazsa bir defa yapmalı, arada şimdi mübarek Recep ayı gelmiş sevapların çok kazanıldığı, çok alınıp verildiği bir zaman. arada şimdi mübarek Recep ayı gelmiş sevapların çok kazanıldığı, çok alınıp verildiği bir zaman.

"Bu akşam benim zamanım müsaittir, yemeği yedikten sonra namaza duruvereyim." "Bu akşam benim zamanım müsaittir, yemeği yedikten sonra namaza duruvereyim."

Teravih namazı yirmi rekât, kılıyoruz, kılınabiliyor. Ramazan'da beraber olunca kılınıyor.Teravih namazı yirmi rekât, kılıyoruz, kılınabiliyor. Ramazan'da beraber olunca kılınıyor. Bir sefer, birkaç sefer yapmayı bir denemeli, gayretlenmeli ki insan şu ecirleri kazanmalı. Bir sefer, birkaç sefer yapmayı bir denemeli, gayretlenmeli ki insan şu ecirleri kazanmalı.

Men sallâ ba'de'l-mağribi sitte reke'âtin lem yetekellem fî mâ beynehunne bi sû'inMen sallâ ba'de'l-mağribi sitte reke'âtin lem yetekellem fî mâ beynehunne bi sû'in 'adelne lehû bi-'ibâdeti sintey 'aşrete seneten. 'adelne lehû bi-'ibâdeti sintey 'aşrete seneten.

Tirmizî'nin Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf. Tirmizî'nin Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf.

Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini dinleyenler bize nakletmişler.Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini dinleyenler bize nakletmişler. Siz sakın bir hadisin başını alıp öteki hadisin sonuna bağlamayın. Siz sakın bir hadisin başını alıp öteki hadisin sonuna bağlamayın. İyi hatırınızda tutun, hatırınızda tuttuğunuz hadisleri doğru belleyin.İyi hatırınızda tutun, hatırınızda tuttuğunuz hadisleri doğru belleyin. Peş peşe geldi diye, aynı mevzuda diye karıştırmayın. Hatırlatacağım, bir daha özetini yapacağım. Peş peşe geldi diye, aynı mevzuda diye karıştırmayın. Hatırlatacağım, bir daha özetini yapacağım.

Lem yetekellem fî mâ beynehunne bi sû'in.. "Kim akşam namazından sonra altı rekât kılarsa aralarında kötü bir söz söylemeyecek!" Lem yetekellem fî mâ beynehunne bi sû'in.. "Kim akşam namazından sonra altı rekât kılarsa aralarında kötü bir söz söylemeyecek!"

Burada "kötü bir söz söylememe" sözü var. Bi-sû'in. "Kötü bir söz söylememek!" Burada "kötü bir söz söylememe" sözü var.

Bi-sû'in. "Kötü bir söz söylememek!"

Demek ki mesela bazen olur, namaz kılarken seslenir: Demek ki mesela bazen olur, namaz kılarken seslenir:

Efendi bir şey alacaktın aldın mı?" filan, bir konuşma olur. Ağzını bıçak açmıyor.Efendi bir şey alacaktın aldın mı?" filan, bir konuşma olur. Ağzını bıçak açmıyor. Söyleyiver, o fena bir şey değil. "Evet, aldım." deyiver. Konuşulmayacak diye konuşmuyorlar. Söyleyiver, o fena bir şey değil.

"Evet, aldım." deyiver. Konuşulmayacak diye konuşmuyorlar.
Buradan da bir müsaade olduğuna anlaşılıyor ki kötü bir maksatlar olmazsaBuradan da bir müsaade olduğuna anlaşılıyor ki kötü bir maksatlar olmazsa birkaç kelime konuşulabilirmiş diye anlaşılıyor. birkaç kelime konuşulabilirmiş diye anlaşılıyor.

Adelne lehû bi-'ibâdeti sintey 'aşrete seneten. "Böyle kılarsa bu altı rekât onun için on iki senenin ibadetine muadil, denk olur." Adelne lehû bi-'ibâdeti sintey 'aşrete seneten. "Böyle kılarsa bu altı rekât onun için on iki senenin ibadetine muadil, denk olur."

Bu da evvabîn namazını altı rekât kılmanın delilidir. Hocalarımız bize derdi ki; Bu da evvabîn namazını altı rekât kılmanın delilidir. Hocalarımız bize derdi ki;

"Evladım, akşam namazından sonra da seccadenizden kalkmadan dünya kelamı konuşmadan"Evladım, akşam namazından sonra da seccadenizden kalkmadan dünya kelamı konuşmadan iki rekât evvabîn namazı namaz kılın! Dört de olur, altı da olur, altısı efdal!" iki rekât evvabîn namazı namaz kılın! Dört de olur, altı da olur, altısı efdal!"

[Mehmed Zahid Kotku] Hocamız rahmetullâhi aleyhin sözü kulaklarımda çınlıyor: "Altı efdaldir!" [Mehmed Zahid Kotku] Hocamız rahmetullâhi aleyhin sözü kulaklarımda çınlıyor: "Altı efdaldir!"

Elbette efdaldir, ne kadar güzel mükâfatı varmış.Elbette efdaldir, ne kadar güzel mükâfatı varmış. On iki yıllık ibadet gibi insan ona muadil, ona denk sevap kazanıyor! On iki yıllık ibadet gibi insan ona muadil, ona denk sevap kazanıyor!

Men sallâ ba'de'l-mağribi sitte rek'eâtin ğufirat lehû'z-zunûbuhû ve in kânet misle zebedi'l-bahr. Men sallâ ba'de'l-mağribi sitte rek'eâtin ğufirat lehû'z-zunûbuhû ve in kânet misle zebedi'l-bahr.

Taberânî'den, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Taberânî'den, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Her kim ki akşam namazının arkasından altı rekât namaz kılarsa onun günahları isterse"Her kim ki akşam namazının arkasından altı rekât namaz kılarsa onun günahları isterse denizin üstündeki köpükler sayısınca olsun yine af olur." denizin üstündeki köpükler sayısınca olsun yine af olur."

Deniz çalkalanır, köpüklenir, üstünde kabarcık kabarcık olur. O kadar çok bile olsa Allah günahı affeder. Deniz çalkalanır, köpüklenir, üstünde kabarcık kabarcık olur. O kadar çok bile olsa Allah günahı affeder.

Demek ki akşam namazının arkasından iki mi kılarız, dört mü kılarız, altı mı kılarız;Demek ki akşam namazının arkasından iki mi kılarız, dört mü kılarız, altı mı kılarız; şu namazı kılıvermek, gideceğimiz yere öyle gidivermek lazım. şu namazı kılıvermek, gideceğimiz yere öyle gidivermek lazım.

Men sallâ rek'âteyni leylete'l-cumaati karae fî hâ bi-fâtihati'l-kitâbi ve hamse aşerateMen sallâ rek'âteyni leylete'l-cumaati karae fî hâ bi-fâtihati'l-kitâbi ve hamse aşerate merreten izâ zülzileti âmenehû'llâhu min âzâbi'l-kabri ve min ehvâli'l-kıyâmeh. merreten izâ zülzileti âmenehû'llâhu min âzâbi'l-kabri ve min ehvâli'l-kıyâmeh.

Enes radıyallahu anh'ten İbn Neccâr, Deylemî rivayet etmiş. "Kim cuma gecesi iki rekât namaz kılarsa…" Enes radıyallahu anh'ten İbn Neccâr, Deylemî rivayet etmiş.

"Kim cuma gecesi iki rekât namaz kılarsa…"

Cuma gecesi ne zamandır? Cuma gecesi ne zamandır?

İslâmî tabirlerde, İslâm dininin, şeriatin ahkâmı bahis konusu olduğu zaman günün başlangıcı ne zaman? İslâmî tabirlerde, İslâm dininin, şeriatin ahkâmı bahis konusu olduğu zaman günün başlangıcı ne zaman?

"Hocam, işte on ikide gün değişiyor." O şimdi, eskiden nasıldı? İyice hatırınızda tutun:"Hocam, işte on ikide gün değişiyor."

O şimdi, eskiden nasıldı?

İyice hatırınızda tutun:
Eskiden günün başlangıcı akşam ezanıdır, eski gün biter. Akşam ezanıyla beraber yeni gün başlar.Eskiden günün başlangıcı akşam ezanıdır, eski gün biter. Akşam ezanıyla beraber yeni gün başlar. Demek ki şeriate göre günün başlangıcı güneş doğduğu zaman değil, şimdi de güneşin doğduğu zamanDemek ki şeriate göre günün başlangıcı güneş doğduğu zaman değil, şimdi de güneşin doğduğu zaman değil gece on iki, şimdi de on iki!değil gece on iki, şimdi de on iki! Ama eskiden on iki değil akşam namazı ezanı okundu mu yeni gün başlıyor! Neden? Ama eskiden on iki değil akşam namazı ezanı okundu mu yeni gün başlıyor!

Neden?

Eski gün battı gitti! Ufuktan aşağı battı gitti, artık bir daha geri gelmez ki!Eski gün battı gitti! Ufuktan aşağı battı gitti, artık bir daha geri gelmez ki! Şimdi yeni gün başladı. Batan battı giden gitti, yeni gün başladı! Şimdi yeni gün başladı. Batan battı giden gitti, yeni gün başladı!

Onun için akşam namazında ufka bakarsın.Onun için akşam namazında ufka bakarsın. Mesela Ramazan'ın hilalini gözetliyorsun, Şaban sonlarında hilali gördün mü tamam.Mesela Ramazan'ın hilalini gözetliyorsun, Şaban sonlarında hilali gördün mü tamam. O akşam Ramazan'ın biridir, yatsıdan sonra teravihi kılarsın, ertesi gün oruca niyetlenirsin, güzel.O akşam Ramazan'ın biridir, yatsıdan sonra teravihi kılarsın, ertesi gün oruca niyetlenirsin, güzel. Hilali görürsün, teravihini kılarsın. Teravih ertesi günkü orucun teravihidir! Hilali görürsün, teravihini kılarsın. Teravih ertesi günkü orucun teravihidir! Teravihi kılarsın, ertesi gün de orucunu tutarsın. Akşam oldu mu o biter. Teravihi kılarsın, ertesi gün de orucunu tutarsın. Akşam oldu mu o biter. Ramazan'ın sonlarında 28-29 filan derken akşam namazında sonra ufka baktın,Ramazan'ın sonlarında 28-29 filan derken akşam namazında sonra ufka baktın, incecik nazlı hilali gördün; tamam, oruç bitti. O akşam artık yatsıdan sonra teravih kılınmaz, çünkü bitti! incecik nazlı hilali gördün; tamam, oruç bitti. O akşam
artık yatsıdan sonra teravih kılınmaz, çünkü bitti!
Ertesi sabah bayram namazı kılınır, müslümanlar bayram eder. Her şey akşamla başlıyor! Ertesi sabah bayram namazı kılınır, müslümanlar bayram eder. Her şey akşamla başlıyor!

"Cuma akşamı" deyince de ne anlaşılır? Perşembe dediğimiz zamanın akşam ezanı okundu mu cuma başlar."Cuma akşamı" deyince de ne anlaşılır?

Perşembe dediğimiz zamanın akşam ezanı okundu mu cuma başlar.
Ama bizim takvime göre daha akşam kılınacak, yatsı kılınacak gece on iki olacak da cuma öyle başlayacak! Ama bizim takvime göre daha akşam kılınacak, yatsı kılınacak gece on iki olacak da cuma öyle başlayacak!

Yok, şimdiki zamana göre değil! Şeriatin zaman esasına göre akşam ezanıYok, şimdiki zamana göre değil! Şeriatin zaman esasına göre akşam ezanı Allahu ekber dedi mi perşembe günü bitti, cuma başladı! Ne zamana kadar? Allahu ekber dedi mi perşembe günü bitti, cuma başladı!

Ne zamana kadar?

Cuma namazını kılacağız, cumanın ikindisi kılınacak, Cumanın ikindisinden sonraCuma namazını kılacağız, cumanın ikindisi kılınacak, Cumanın ikindisinden sonra akşam vakit olup da Allahu ekber denince cuma günü de gitti.akşam vakit olup da Allahu ekber denince cuma günü de gitti. Demek ki ikindinin sonunda gün bitiyor, akşamın başında yeni gün başlıyor! Demek ki ikindinin sonunda gün bitiyor, akşamın başında yeni gün başlıyor!

Peygamber Efendimiz; "Kim cuma gecesi…" diyor. Ne zaman olduğunu anladık mı? Peygamber Efendimiz;

"Kim cuma gecesi…" diyor.

Ne zaman olduğunu anladık mı?

"Her kim ki cuma gecesinde iki rekât namaz kılarsa…" Serbest bırakmış, ne zaman kılarsan kıl. "Her kim ki cuma gecesinde iki rekât namaz kılarsa…"

Serbest bırakmış, ne zaman kılarsan kıl.

"Çarşıda işim var." Bitir de öyle kıl. "Komşuya gideceğim." "Çarşıda işim var."

Bitir de öyle kıl.

"Komşuya gideceğim."

Gittikten sonra kıl, eve geldikten sonra kıl.Geniş bir zamanda iki rekât namaz kılacak. Gittikten sonra kıl, eve geldikten sonra kıl.Geniş bir zamanda iki rekât namaz kılacak.

Başka şartı ne? Başka şartı ne?

"Her rekâtta Fâtiha'dan sonra on beş kere İzâ zülzileti'l-ard sûresini okuyacak." "Her rekâtta Fâtiha'dan sonra on beş kere İzâ zülzileti'l-ard sûresini okuyacak."

On beş, uzunca demek ki; iki rekât ama her rekâtta Fâtiha'dan sonra on beş defaOn beş, uzunca demek ki; iki rekât ama her rekâtta Fâtiha'dan sonra on beş defa İzâ zuüzileti'l-'ardu zilzâlehâ ve ehraceti'l-ardu eskâlehâ… sûresini okuyacak.İzâ zuüzileti'l-'ardu zilzâlehâ ve ehraceti'l-ardu eskâlehâ… sûresini okuyacak. Zilzâl sûresini on beş defa okuyacak. Öyle yaparsa ne olur? Zilzâl sûresini on beş defa okuyacak.

Öyle yaparsa ne olur?

Âmenehû'llâhu min âzâbi'l-kabri ve min ehvâli'l-kıyâmeh.Âmenehû'llâhu min âzâbi'l-kabri ve min ehvâli'l-kıyâmeh. "Allah o namaz kılan kulu kabrin azabından ve kıyametin korkularından emniyette kılar." "Allah o namaz kılan kulu kabrin azabından ve kıyametin korkularından emniyette kılar."

Mâlum, kabirde insanları çok tehlikeler bekliyor. Mâlum, kabirde insanları çok tehlikeler bekliyor.

Hadîs-i şerîften anlıyoruz: Adamcağızın birisi kabre konulmuş.Hadîs-i şerîften anlıyoruz: Adamcağızın birisi kabre konulmuş. Namaz kılan, oruç tutan bir insanmış, müslümanmış.Azap melekleri gelmişler, kafasına bir topuz vurmuşlar!.. Namaz kılan, oruç tutan bir insanmış, müslümanmış.Azap melekleri gelmişler, kafasına bir topuz vurmuşlar!..

Biz bilemeyiz ama hadîs-i şerîfte bildiriliyor. Bir topuz vurmuşlar,Biz bilemeyiz ama hadîs-i şerîfte bildiriliyor.

Bir topuz vurmuşlar,
vurdukları topuzdan kabrin içi ateş dolmuş.vurdukları topuzdan kabrin içi ateş dolmuş. Bir topuz vurmuşlar, mânevî bir topuzmuş ki kabrin içi ateş dolmuş. Adamcağız perişan, kendinden geçmiş. Bir topuz vurmuşlar, mânevî bir topuzmuş ki kabrin içi ateş dolmuş. Adamcağız perişan, kendinden geçmiş. Ondan sonra toparlanmış, demiş ki; "Ya ben namaz kılan bir insandım, müslüman bir insandım.Ondan sonra toparlanmış, demiş ki;

"Ya ben namaz kılan bir insandım, müslüman bir insandım.
Bu azabı bana niye reva gördünüz, bana niye vurdunuz?" Bu azabı bana niye reva gördünüz, bana niye vurdunuz?"

"Bir zamanlar filanca yerde bir mazluma birkaç zalim üşüşmüş zulmediyorlardı,"Bir zamanlar filanca yerde bir mazluma birkaç zalim üşüşmüş zulmediyorlardı, sen yanlarından geçtin de mazluma yardımcı olmadın!" diyeymiş. sen yanlarından geçtin de mazluma yardımcı olmadın!" diyeymiş.

Demek ki dünyada yaptığı şeylerden dolayı veyahut yapması gerektiği hâldeDemek ki dünyada yaptığı şeylerden dolayı veyahut yapması gerektiği hâlde yapmadığı şeylerden dolayı da kabirde cezalar bekliyor. yapmadığı şeylerden dolayı da kabirde cezalar bekliyor.

Biz sanırız ki bir şey yaptığımız zaman kabahat olur, vazifeni yapmazsan o da kabahat! Biz sanırız ki bir şey yaptığımız zaman kabahat olur, vazifeni yapmazsan o da kabahat!

Hadi namazlarını kılma bakalım, oruçlarını tutma… O da kabahat.Hadi namazlarını kılma bakalım, oruçlarını tutma… O da kabahat. Yapman gereken vazifeyi yapacaksın, yapmaman gereken işi de yapmayacaksın!Yapman gereken vazifeyi yapacaksın, yapmaman gereken işi de yapmayacaksın! Hayırları da yapacaksın, öteki vazifeleri de yapacaksın! Hayırları da yapacaksın, öteki vazifeleri de yapacaksın!

Eğer insan böyle dikkatli bir kul olmazsa çalışkan bir kul olmaz, Allah yolunda gayretli bir kul olmazsaEğer insan böyle dikkatli bir kul olmazsa çalışkan bir kul olmaz, Allah yolunda gayretli bir kul olmazsa kabre girer girmez kabirde azap başlar. Kabir kendisini sıkar, zaten daracık bir yer;kabre girer girmez kabirde azap başlar. Kabir kendisini sıkar, zaten daracık bir yer; toprağın altı, havasız, karanlık, daracık bir yer.toprağın altı, havasız, karanlık, daracık bir yer. Ondan sonra dünyada işlediği kötü ameller ona akrepler, yılanlar, çıyanlar şeklinde gösterilir, Ondan sonra dünyada işlediği kötü ameller ona akrepler, yılanlar, çıyanlar şeklinde gösterilir, o tarzda ona azap ederler. Tenini kurtlar yerler, akrepler, çıyanlar sokar! o tarzda ona azap ederler. Tenini kurtlar yerler, akrepler, çıyanlar sokar!

Ama iyi bir kul olarak gitmişse güzel yüzlü bir insan görecek. Mesela iyi bir insan, diyecek ki; Ama iyi bir kul olarak gitmişse güzel yüzlü bir insan görecek. Mesela iyi bir insan, diyecek ki;

"Çok güzel bir yüzün var, pırıl pırıl nurlu bir insansın, ben seni merak ettim." O diyecek ki; "Çok güzel bir yüzün var, pırıl pırıl nurlu bir insansın, ben seni merak ettim." O diyecek ki;

"Ben filanca zaman senin okumuş olduğun Tebâreke sûresiyim." Allah nasıl teselli ediyor, her şeye kâdir."Ben filanca zaman senin okumuş olduğun Tebâreke sûresiyim."

Allah nasıl teselli ediyor, her şeye kâdir.
Kabirde sûreyi insan suretinde karşısına dikiyor. Kur'ân-ı Kerîm enîs ve yoldaş oluyor. Kabirde sûreyi insan suretinde karşısına dikiyor. Kur'ân-ı Kerîm enîs ve yoldaş oluyor.

O okuduğu Kur'ân-ı Kerîm, yaptığı ibadetler… Namazı sağını tutacak, sadakası solunu tutacak,O okuduğu Kur'ân-ı Kerîm, yaptığı ibadetler… Namazı sağını tutacak, sadakası solunu tutacak, haccı zekâtı her tarafını alacaklar da "Sana bu tarafa geçiş yok." diye azap meleklerini sokmayacaklar. haccı zekâtı her tarafını alacaklar da "Sana bu tarafa geçiş yok." diye azap meleklerini sokmayacaklar.

Sonra mü'min kulun kabri genişleyecek, yetmiş arşın olacak!Sonra mü'min kulun kabri genişleyecek, yetmiş arşın olacak! Kocaman bir şey olacak, salon olacak, cennet bahçelerinden bir bahçe olacak! Kocaman bir şey olacak, salon olacak, cennet bahçelerinden bir bahçe olacak!

el-Kabrü ravdatün min riyâdi'l-cenneh. "Kabir müslümana cennet bahçelerinden bir bahçe olur."el-Kabrü ravdatün min riyâdi'l-cenneh. "Kabir müslümana cennet bahçelerinden bir bahçe olur." Ev hufretün min huferin nirâm. "Veyahut kâfire cehennem çukurlarından,Ev hufretün min huferin nirâm. "Veyahut kâfire cehennem çukurlarından, azap çukurlarında bir çukur olur." azap çukurlarında bir çukur olur."

Allah bizi kabir azabından emniyette eylesin.Allah bizi kabir azabından emniyette eylesin. Kabri cennet bahçesi olan, kabirde emniyette olan kimselerden eylesin. Kabri cennet bahçesi olan, kabirde emniyette olan kimselerden eylesin.

Peygamber Efendimiz kabirde emniyette olmanın bir ilacını söyledi: Peygamber Efendimiz kabirde emniyette olmanın bir ilacını söyledi:

"Her kim ki cuma gecesinin bir zamanında iki rekât namaz kılar, her rekâtta on beş defa"Her kim ki cuma gecesinin bir zamanında iki rekât namaz kılar, her rekâtta on beş defa İzâ zülzila sûresini okursa Allah onu kabir azabından emniyette kılar, kabirde azap görmez, İzâ zülzila sûresini okursa Allah onu kabir azabından emniyette kılar, kabirde azap görmez, kıyametin tehlikelerinden de emniyette kılar." Ehvâl; "heviller, korkular" demek. kıyametin tehlikelerinden de emniyette kılar."

Ehvâl; "heviller, korkular" demek.

Ehvâl; iki gözlü h ile, ehvalü'l-kıyâme, kıyametin korkuları demek. Ehvâl; iki gözlü h ile, ehvalü'l-kıyâme, kıyametin korkuları demek.

Ahvâl değil; ahvâl olsa "hâller" olacak. İki gözlü h ile ehvâl "korkular" demek. Salavatta da var: Ahvâl değil; ahvâl olsa "hâller" olacak.

İki gözlü h ile ehvâl "korkular" demek. Salavatta da var:

Allahümme salli alâ seyyidinâ muhamedin ve alâ âli seyyinâ muhammedinAllahümme salli alâ seyyidinâ muhamedin ve alâ âli seyyinâ muhammedin salâten tüncinâ bihâ min cemîi'l-ehvâli ve'l-âfât. salâten tüncinâ bihâ min cemîi'l-ehvâli ve'l-âfât.

Ehvâl: "Bizi her çeşit korkulardan afetlerden koru!" diye orada dua ediliyor.Ehvâl: "Bizi her çeşit korkulardan afetlerden koru!" diye orada dua ediliyor. Ahvâl okursan olmaz, mâna karışır. Mesela Türkçe'de "kır" diyecek yerde "kir" dersen olur mu? Ahvâl okursan olmaz, mâna karışır.

Mesela Türkçe'de "kır" diyecek yerde "kir" dersen olur mu?

Kirin mânası başka kırın mânası başka, onun gibi olur; ahvâl başka ehvâl başka! Kirin mânası başka kırın mânası başka, onun gibi olur; ahvâl başka ehvâl başka!

Kıyametin korkularından da emniyette olur kabrin azabından da emniyette olur.Kıyametin korkularından da emniyette olur kabrin azabından da emniyette olur. Bunu da inşaallah defterimize kaydedelim. İnşaallah cuma gecesinde kılalım. Bunu da inşaallah defterimize kaydedelim. İnşaallah cuma gecesinde kılalım.

Defterlerinize yazın, defterinize hep randevu yazacak değilsiniz ya! Defterlerinize yazın, defterinize hep randevu yazacak değilsiniz ya!

"Perşembe dünü Hasanlar'a gideceğim, Hasanlar'dan şunu alacağım bunu konuşacağım…" "Perşembe dünü Hasanlar'a gideceğim, Hasanlar'dan şunu alacağım bunu konuşacağım…"

Yaz bakalım bir de: "İki rekât namaz kılacağım, her rekâtta on beşer defa İzâ zülzile okuyacağım!Yaz bakalım bir de: "İki rekât namaz kılacağım, her rekâtta on beşer defa İzâ zülzile okuyacağım! Defteri boş yere gezdirme, bir de mânevî şeyler yazılsın. Defteri boş yere gezdirme, bir de mânevî şeyler yazılsın.

Men sallâ salâten fe lem te'murhü bi'l-ma'rûfi ve lem tenhehû 'ani'l-fahşâ'Men sallâ salâten fe lem te'murhü bi'l-ma'rûfi ve lem tenhehû 'ani'l-fahşâ' ve'l-münker lem yezded bihâ minallâhi illâ bu'dâ. ve'l-münker lem yezded bihâ minallâhi illâ bu'dâ.

Bu hadîs-i şerîf el-Hasan el-Basrî'den mürsel olarak rivayet edilmiş bir hadîs-i şeriftir.Bu hadîs-i şerîf el-Hasan el-Basrî'den mürsel olarak rivayet edilmiş bir hadîs-i şeriftir. Mânası ne kadar ehemmiyetli! Ne kadar aklımızı başımıza devşirmemiz lazım! Taberânî'de rivayet edilmiş: Mânası ne kadar ehemmiyetli! Ne kadar aklımızı başımıza devşirmemiz lazım! Taberânî'de rivayet edilmiş:

Men sallâ salâten fe lem te'murhü bi'l-ma'rûfi ve lem tenhehû 'ani'l-fahşâ' ve'l-münker lem yezded bihâ minallâhi illâ bu'dâ.Men sallâ salâten fe lem te'murhü bi'l-ma'rûfi ve lem tenhehû 'ani'l-fahşâ' ve'l-münker lem yezded bihâ minallâhi illâ bu'dâ. "Her kim ki bir namaz kılar ama o kıldığı namaz ona mârufu emretmezse "Her kim ki bir namaz kılar ama o kıldığı namaz ona mârufu emretmezse fuhşiyât ve münkerâttan onu alıkoymazsa bu kıldığı namazla ancak -başka bir faydası olmaz, kârı olmaz-fuhşiyât ve münkerâttan onu alıkoymazsa bu kıldığı namazla ancak -başka bir faydası olmaz, kârı olmaz- Allah ile arasındaki mesafe artar, Allah'tan uzaklaşmaktan başka bir şey elde etmez!" Allah ile arasındaki mesafe artar, Allah'tan uzaklaşmaktan başka bir şey elde etmez!"

Döndürelim, bizim anlayacağım sözlerle söyleyelim:Döndürelim, bizim anlayacağım sözlerle söyleyelim: Bir insan namaz kıldığı zaman bir iyi insan olacak. Namazı kıldı, bitirdi. Bir insan namaz kıldığı zaman bir iyi insan olacak. Namazı kıldı, bitirdi.

Beş vakit namaz bir insanın evinin önünden akarsu gibi değil miydi, kirlerini,Beş vakit namaz bir insanın evinin önünden akarsu gibi değil miydi, kirlerini, terlerini akıttığı bir pınar gibi değil miydi, bir dere gibi değil miydi?.. terlerini akıttığı bir pınar gibi değil miydi, bir dere gibi değil miydi?..

Öyleydi, Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte öyle buyuyor:Öyleydi, Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte öyle buyuyor: Beş vakit namaz insanın evinin önünden şıldır şıldır akan billur ırmak gibidir. Beş vakit namaz insanın evinin önünden şıldır şıldır akan billur ırmak gibidir.

İnsan beş vakit o ırmağa girse hiç üzerinde toz toprak, kir, pas, ter kalır mı? Kalmaz!İnsan beş vakit o ırmağa girse hiç üzerinde toz toprak, kir, pas, ter kalır mı?

Kalmaz!
Bunu sahabesine Sıcak Arabistan'da söylüyor. Çölden rüzgâr esmiş, kumlar kalkmış gözüne,Bunu sahabesine Sıcak Arabistan'da söylüyor. Çölden rüzgâr esmiş, kumlar kalkmış gözüne, boynuna girmiş, güneşten terlemiş, koltukaltları, kasıkları kokmuş…boynuna girmiş, güneşten terlemiş, koltukaltları, kasıkları kokmuş… Sıcakta, çölde böyle bir insan düşünün. Sıcakta, çölde böyle bir insan düşünün.

Bir de bu şahıs günde beş defa billur gibi şırıl şırıl akan suyun içine giriyor yıkanıyor, yıkanıyor;Bir de bu şahıs günde beş defa billur gibi şırıl şırıl akan suyun içine giriyor yıkanıyor, yıkanıyor; hiç bunda koku kalır mı, ter kalır mı, pislik kalır mı? hiç bunda koku kalır mı, ter kalır mı, pislik kalır mı?

Kalmaz. Peygamber Efendimiz; "Namaz böyledir." diyor. Bir insan namaz kıldı.Kalmaz. Peygamber Efendimiz; "Namaz böyledir." diyor.

Bir insan namaz kıldı.
Kıldı ama çıktıktan sonra mânevî bir huzur içinde o namazın arkasından;Kıldı ama çıktıktan sonra mânevî bir huzur içinde o namazın arkasından; "İnşallah iyi kul olayım, Rabbimin huzuruna girdim, çıktım. Şu hayırları yapayım, bu hayırları yapayım…" diye"İnşallah iyi kul olayım, Rabbimin huzuruna girdim, çıktım. Şu hayırları yapayım, bu hayırları yapayım…" diye kendisine o namazı iyi işler yapmayı ilham etmemiş. kendisine o namazı iyi işler yapmayı ilham etmemiş. "Kötülüklerden vazgeçeyim, filancaya biraz hıncım vardı, şöyle yapacaktım, böyle yapacaktım ama"Kötülüklerden vazgeçeyim, filancaya biraz hıncım vardı, şöyle yapacaktım, böyle yapacaktım ama hadi Allah'a havale ettim, vaz geçeyim…" diye kötülükten men etmezse veyahut; hadi Allah'a havale ettim, vaz geçeyim…" diye kötülükten men etmezse veyahut; "Gelirken gözümü iyi muhafaza edemedim, bundan sonra muhafaza edeyim. "Gelirken gözümü iyi muhafaza edemedim, bundan sonra muhafaza edeyim. Sağa sola bakıp da günaha girmeyeyim, elin namahremine filan bakmayayım…" diyeSağa sola bakıp da günaha girmeyeyim, elin namahremine filan bakmayayım…" diye kötülükten alıkoymuyorsa o namaz, iyiliği emretmiyorsa ona kötülükten alıkoymuyorsakötülükten alıkoymuyorsa o namaz, iyiliği emretmiyorsa ona kötülükten alıkoymuyorsa başka bir işe yaramaz, ancak mesafeyi uzaklaştırır, o namazla şahıs Allah'tan daha uzağa gider! başka bir işe yaramaz, ancak mesafeyi uzaklaştırır, o namazla şahıs Allah'tan daha uzağa gider!

Neden? Bu namazı gafilce kıldın, bu namazı sana fayda verecek tarzda kılamadın.Neden?

Bu namazı gafilce kıldın, bu namazı sana fayda verecek tarzda kılamadın.
Eksikli, kusurlu kıldın da içinde bir değişiklik meydana getirmedi diye bu namaz Eksikli, kusurlu kıldın da içinde bir değişiklik meydana getirmedi diye bu namaz Allah'tan daha uzaklaştırmaya yarar! O hâlde namazı ruhlu, şuurlu, tesirli bir tarzda kılacağız. Allah'tan daha uzaklaştırmaya yarar! O hâlde namazı ruhlu, şuurlu, tesirli bir tarzda kılacağız.

Namaz kıldık mı şöyle bir rahatlayacağız, kötülükler içimizden silinecek, sıyrılacak, pak olacak,Namaz kıldık mı şöyle bir rahatlayacağız, kötülükler içimizden silinecek, sıyrılacak, pak olacak, iyi duygular gelecek, iyi insan olacağız. Bir namaza gittik geldik, tamam, kafamız değişti. iyi duygular gelecek, iyi insan olacağız.

Bir namaza gittik geldik, tamam, kafamız değişti.
Öyle olması lazım, namaz böyle bir şey! Böyle olmadığı zaman taklit oluyor. Öyle olması lazım, namaz böyle bir şey! Böyle olmadığı zaman taklit oluyor. Hep; "Taklit, ibadet sevabı yoktur, azdır!" diye derdik. Peygamber Efendimiz daha tehditli buyurdu:Hep; "Taklit, ibadet sevabı yoktur, azdır!" diye derdik. Peygamber Efendimiz daha tehditli buyurdu: "Arayı açamaya yarar başka bir şeye yaramaz, daha da uzaklaştırmaya yarar!" "Arayı açamaya yarar başka bir şeye yaramaz, daha da uzaklaştırmaya yarar!"

Bu sefer insan paldır kültür namaz kılmaya alışır. Yanında namazın da heybeti kalmaz. Bu sefer insan paldır kültür namaz kılmaya alışır. Yanında namazın da heybeti kalmaz.

"Efendi, orada ne yapıyorsun?" Jimnastik yapar gibi oturuyor kalkıyor, oturuyor kalkıyor… "Efendi, orada ne yapıyorsun?"

Jimnastik yapar gibi oturuyor kalkıyor, oturuyor kalkıyor…

"Ya sen bunun neresinde Fâtiha okudun, neresinde zamm-ı sûre ettin?.." "Ya sen bunun neresinde Fâtiha okudun, neresinde zamm-ı sûre ettin?.."

Sükûnet kesbedecek: Semiallahü limen hamideh, bir duraklama; iki secde arasındaSükûnet kesbedecek: Semiallahü limen hamideh, bir duraklama; iki secde arasında Allahu ekber dediği zaman şöyle bir duraklama… Öyle yapmıyor: Allahu ekber dediği zaman şöyle bir duraklama… Öyle yapmıyor: Subhâneke'si Allahu ekber'e karışıyor, peş peşe işte o namaz artık bir eğlence hâline gelmiş oluyor! Subhâneke'si Allahu ekber'e karışıyor, peş peşe işte o namaz artık bir eğlence hâline gelmiş oluyor!

Bir keresinde Peygamber Efendimiz'in önünde bir bedevi öyle namaz kıldı, çölden gelmiş. Bir keresinde Peygamber Efendimiz'in önünde bir bedevi öyle namaz kıldı, çölden gelmiş.

"Namaz kılacaksın." filan demişler, kılıyor ama bu bilgileri öğrenmemiş."Namaz kılacaksın." filan demişler, kılıyor ama bu bilgileri öğrenmemiş. Peygamber Efendimiz ona baktı, bitirince; Peygamber Efendimiz ona baktı, bitirince;

"Sen namazını yeniden kıl çünkü sen namaz kılmadın." dedi. Hâlbuki selam verdi, namazı bitirdi. "Sen namazını yeniden kıl çünkü sen namaz kılmadın." dedi.

Hâlbuki selam verdi, namazı bitirdi.

"Çünkü sen namaz kılmadın!" demesi ne demek? "Çünkü sen namaz kılmadın!" demesi ne demek?

"Öyle hızlı kıldın, öyle biçimsiz kıldın; o namaz namaz sayılmadı, borç üzerinden düşmedi,"Öyle hızlı kıldın, öyle biçimsiz kıldın; o namaz namaz sayılmadı, borç üzerinden düşmedi, kabul olmadı, yeniden kıl!" Bir daha kıldı, anlayamadı, bir daha hızlı hızlı kıldı. Peygamber Efendimiz; kabul olmadı, yeniden kıl!"

Bir daha kıldı, anlayamadı, bir daha hızlı hızlı kıldı. Peygamber Efendimiz;

"Sen yine o namazı yeniden kıl, iade et, çünkü sen namaz kılmadın!" dedi. "Sen yine o namazı yeniden kıl, iade et, çünkü sen namaz kılmadın!" dedi.

Bizim namazları düşünelim. Namaz kılmayı babadan duymuş, anadan öğrenmiş amaBizim namazları düşünelim. Namaz kılmayı babadan duymuş, anadan öğrenmiş ama namazın ne kadar kıymetli bir ibadet olduğunun tadını damağına daha yerleşmemiş. namazın ne kadar kıymetli bir ibadet olduğunun tadını damağına daha yerleşmemiş. Camiye geliyor paldır küldür kılıyor gidiyor. Olmaz. Namazdan tat ala ala [kılacak].Camiye geliyor paldır küldür kılıyor gidiyor.

Olmaz. Namazdan tat ala ala [kılacak].
Hani tiryaki bir güzel kerevetin üzerine oturur, bir de güzel çay geldi mi keyfini çıkarta çıkartaHani tiryaki bir güzel kerevetin üzerine oturur, bir de güzel çay geldi mi keyfini çıkarta çıkarta tatlı tatlı [keyfini çıkarır]. Namazın da keyfini çıkarta çıkarta kılacak. Ne o acele? tatlı tatlı [keyfini çıkarır]. Namazın da keyfini çıkarta çıkarta kılacak.

Ne o acele?

Bizim mahallede, Ankara'da, ezanın okunmasına yakın ben hazırlanayım diyorum.Bizim mahallede, Ankara'da, ezanın okunmasına yakın ben hazırlanayım diyorum. Misafir gelmiş bilmem ne filan ama yetiştiremiyorum, tam abdest alırken filan ezan okunuyor.Misafir gelmiş bilmem ne filan ama yetiştiremiyorum, tam abdest alırken filan ezan okunuyor. Hemen gidiyorum, mesafem de buradan Fatih durağı kadar, çok fazla değil, belki daha kısa.Hemen gidiyorum, mesafem de buradan Fatih durağı kadar, çok fazla değil, belki daha kısa. Yokuş da aşağı, hızlı da gidilebilir. Oraya gidiyorum, son rekâta ya yetişiyorumYokuş da aşağı, hızlı da gidilebilir. Oraya gidiyorum, son rekâta ya yetişiyorum ya da es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah demiş oluyorlar, yetişemiyorum. ya da es-Selâmu aleyküm ve rahmetullah demiş oluyorlar, yetişemiyorum.

Dur, acelen ne? Sen sünneti ne zaman kıldın, farzı ne zaman kıldın?.. Dur, acelen ne? Sen sünneti ne zaman kıldın, farzı ne zaman kıldın?..

Namaz ciddi bir ibadettir, ciddi kılınmazsa bir işe yaramadığı gibi uzaklaştırmaya da yarar,Namaz ciddi bir ibadettir, ciddi kılınmazsa bir işe yaramadığı gibi uzaklaştırmaya da yarar, insan uzaklaştırma zararına da uğrayabilir. Namaz kılınca doğru kıl! insan uzaklaştırma zararına da uğrayabilir. Namaz kılınca doğru kıl! Allahu ekber dediği zaman kimin huzurunda durduğunu düşün: Şakaklarından biraz terlesin, biraz ter aksın… Allahu ekber dediği zaman kimin huzurunda durduğunu düşün: Şakaklarından biraz terlesin, biraz ter aksın…

İnsan ciddi ciddi kılınacak, kıldıktan sonra kötü duygular içinden pak olmuş olacak,İnsan ciddi ciddi kılınacak, kıldıktan sonra kötü duygular içinden pak olmuş olacak, temizlenmiş, kazınmış gitmiş olacak. İyi duygularla dolmuş olacak,temizlenmiş, kazınmış gitmiş olacak. İyi duygularla dolmuş olacak, namazdan çıkarken iyi bir kul olarak çıkmış olacak. namazdan çıkarken iyi bir kul olarak çıkmış olacak.

Öyle olması gerekiyor, bu hadîs-i şerîf bir tehditli bir hadîs-i şerîf. Namazımıza dikkat edelim! Öyle olması gerekiyor, bu hadîs-i şerîf bir tehditli bir hadîs-i şerîf. Namazımıza dikkat edelim!

Men sallâ aleyye vâhideten sallallahu aleyhi aşera salavâte ve hattâ 'anhüMen sallâ aleyye vâhideten sallallahu aleyhi aşera salavâte ve hattâ 'anhü 'aşra hatî'âtin ve rafe'a lehû 'aşra deracâtin. 'aşra hatî'âtin ve rafe'a lehû 'aşra deracâtin.

Sağlam bir hadîs-i şerîf Enes b. Mâlik radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.Sağlam bir hadîs-i şerîf Enes b. Mâlik radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Buharî'de bile var, Müstedrek'te, Ahmed b. Hanbel'de, Neseî'de var. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Buharî'de bile var, Müstedrek'te, Ahmed b. Hanbel'de, Neseî'de var. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Men sallâ aleyye vâhideten sallallahu aleyhi aşra salavâte.Men sallâ aleyye vâhideten sallallahu aleyhi aşra salavâte. "Kim bana bir defa Allahümme salli alâ muhammed diye salavat getirirse "Kim bana bir defa Allahümme salli alâ muhammed diye salavat getirirse Allah o salat getiren kimseye on salavat getirir!" Allah o salat getiren kimseye on salavat getirir!"

Allah'ın kula salavat getirmesi ne demek? Rahmetine erdirmesi demek!Allah'ın kula salavat getirmesi ne demek?

Rahmetine erdirmesi demek!
Ben Allahümme salli alâ muhammed diyorum, Peygamber Efendimiz'e bir salât u selâm getiriyorum.Ben Allahümme salli alâ muhammed diyorum, Peygamber Efendimiz'e bir salât u selâm getiriyorum. Allahu Teâlâ hazretleri ben âciz nâçiz, zerre, günahkâr, yüzü kara, eli boş kula on defa salavat getiriyor;Allahu Teâlâ hazretleri ben âciz nâçiz, zerre, günahkâr, yüzü kara, eli boş kula on defa salavat getiriyor; bana, benim gibi ayaklarım toprağı tozu olan bir kimseye on defa!.. Kim? Allahu Teâlâ hazretleri! bana, benim gibi ayaklarım toprağı tozu olan bir kimseye on defa!..

Kim?

Allahu Teâlâ hazretleri!

Peygamber Efendimiz'e salât u selâmın derecesinin feyzine, derecesinin büyüklüğüne bak!Peygamber Efendimiz'e salât u selâmın derecesinin feyzine, derecesinin büyüklüğüne bak! Sağlam hadîs-i şerîf. Buharî'de, Müstedrek'te İbn Hibban'da var. Sonra ne yapar? Sağlam hadîs-i şerîf. Buharî'de, Müstedrek'te İbn Hibban'da var.

Sonra ne yapar?

Ve hattâ 'anhü 'aşra hatî'âtin "Onun üzerinden on tane günahını alır, günah yükünü azaltır,Ve hattâ 'anhü 'aşra hatî'âtin "Onun üzerinden on tane günahını alır, günah yükünü azaltır, on günahını affeder." Ve rafe'a lehû 'aşra deracâtin. on günahını affeder." Ve rafe'a lehû 'aşra deracâtin. "Ve onun derecesini on derece daha yukarıya çıkartır, yükseltir." "Ve onun derecesini on derece daha yukarıya çıkartır, yükseltir."

Efendi memur, eve geliyor. Sevinçli, kucağında meyveler filan... "Ne o efendi?" Efendi memur, eve geliyor. Sevinçli, kucağında meyveler filan...

"Ne o efendi?"

"Bugün terfi ettim, bir derece yükseldim, maaşıma zam geldi, onun için eve hediye getiriyorum." "Bugün terfi ettim, bir derece yükseldim, maaşıma zam geldi, onun için eve hediye getiriyorum."

Veyahut derecem yükseldi diye arkadaşlarına çay ısmarlar.Veyahut derecem yükseldi diye arkadaşlarına çay ısmarlar. Bir salavat getirmekle Allah onun derecesini on derece yükseltir, on günahını alır, Bir salavat getirmekle Allah onun derecesini on derece yükseltir, on günahını alır, Allahu Teâlâ hazretleri o kuluna on defa daha salât u selâm eder.Allahu Teâlâ hazretleri o kuluna on defa daha salât u selâm eder. Kâinatın sahibi o nâçiz kula on salât u selâm eder,Kâinatın sahibi o nâçiz kula on salât u selâm eder, Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirmenin akıl almaz faydaları vardır. Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirmenin akıl almaz faydaları vardır.

Men sallâ aleyye fî yevmi mîete merratin kadâllâhu lehû mîete hâcetin ve seb'îne minhâ li-âhiretihîMen sallâ aleyye fî yevmi mîete merratin kadâllâhu lehû mîete hâcetin ve seb'îne minhâ li-âhiretihî ve selâsîne minhâ li-dünyâhû. Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirmekle ilgili bir hadîs-i şerîf.ve selâsîne minhâ li-dünyâhû.

Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirmekle ilgili bir hadîs-i şerîf.
Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; "Kim bana bir günde yüz defa salât getirirse…" Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

"Kim bana bir günde yüz defa salât getirirse…"

Tesbihi eline almış; Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammed… Tesbihi eline almış; Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammed…

Bir günde yüz defa salavat getirirse ne olur? Kadâllâhu lehû mîete hâcetin.Bir günde yüz defa salavat getirirse ne olur?

Kadâllâhu lehû mîete hâcetin.
"Allah onun yüz hacetini kaza eder, işini bitirir, yüz ihtiyacını görür. "Allah onun yüz hacetini kaza eder, işini bitirir, yüz ihtiyacını görür. Yüz defa salavât-ı şerîfe getiren kimsenin Allah yüz işini görür." Ve seb'îne minhâ li-âhiretihî.Yüz defa salavât-ı şerîfe getiren kimsenin Allah yüz işini görür."

Ve seb'îne minhâ li-âhiretihî.
"Bu yüz işten yetmiş tanesi âhiretine ait işler, âhiretin sıkıntılarına ait işlerdir."Bu yüz işten yetmiş tanesi âhiretine ait işler, âhiretin sıkıntılarına ait işlerdir. Ve selâsîne minhâ li-dünyâhû. "Yüz işten otuz tanesi dünyasına aittir." Ve selâsîne minhâ li-dünyâhû. "Yüz işten otuz tanesi dünyasına aittir."

Yüz tane salavat getiren insanın dünyasından da âhiretinden de nelere ihtiyacı varsaYüz tane salavat getiren insanın dünyasından da âhiretinden de nelere ihtiyacı varsa dünyası da mâmur olur âhireti de mâmur olur. Dünyadan deyince mal olacak, bereket olacak,dünyası da mâmur olur âhireti de mâmur olur. Dünyadan deyince mal olacak, bereket olacak, hayır olacak işi rast gidecek vs. Onun için büyüklerimizhayır olacak işi rast gidecek vs. Onun için büyüklerimiz "Günde yüz defa salavât-ı şerîfeler getiriver." diye demişlerdir. "Günde yüz defa salavât-ı şerîfeler getiriver." diye demişlerdir.

Elhamdülillah arkadaşlarımız hep bu kadar salavatı getirir.Elhamdülillah arkadaşlarımız hep bu kadar salavatı getirir. Ne sevaplar alıyorlar, Allah sebep olanlardan da razı olsun. Ne sevaplar alıyorlar, Allah sebep olanlardan da razı olsun.

Câbir b. Abdillah radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Câbir b. Abdillah radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Men sallâ salâten lem yekraa fî hâ bi-ümmü'l-Kur'âni fe hiye hidâcün ğayru temâmin.Men sallâ salâten lem yekraa fî hâ bi-ümmü'l-Kur'âni fe hiye hidâcün ğayru temâmin. "Her kim ki bir namaz kılar ama onun içinde Kur'an'ın anası sûresini, ümmü'l-Kur'ân sûresini okumazsa"Her kim ki bir namaz kılar ama onun içinde Kur'an'ın anası sûresini, ümmü'l-Kur'ân sûresini okumazsa o namazı düşük bir namazdır, kalitesi düşmüş bir namazdır." o namazı düşük bir namazdır, kalitesi düşmüş bir namazdır."

Hidâc: Deve, yavrusunu düşürdüğü zaman ona derler.Hidâc: Deve, yavrusunu düşürdüğü zaman ona derler. Daha yavru doğmadan, âzâsı falan [belirginleşmeden]; doğum hâlinden evvelDaha yavru doğmadan, âzâsı falan [belirginleşmeden]; doğum hâlinden evvel çocuk düşürme diyorlar ya öyle düşmüş gibi olur. Adam namaz kılmış ama namazı tamam olmadı, âzâsı belirmedi.çocuk düşürme diyorlar ya öyle düşmüş gibi olur. Adam namaz kılmış ama namazı tamam olmadı, âzâsı belirmedi. Belirmeyen çocuk, ölü doğmuş çocuk gibi olur! "Kim namazı kılar da o süreyi okumazsa…" Belirmeyen çocuk, ölü doğmuş çocuk gibi olur!

"Kim namazı kılar da o süreyi okumazsa…"

O sûre, ümmü'l-Kur'ân sûresi, Kur'an'ın anası tabirli sûre nedir? Fâtiha sûresi.O sûre, ümmü'l-Kur'ân sûresi, Kur'an'ın anası tabirli sûre nedir?

Fâtiha sûresi.
Ümmü'l-kitâb da derler, ümmü'l-Kur'ân da derler. Onun için mutlaka okunacak. Ümmü'l-kitâb da derler, ümmü'l-Kur'ân da derler. Onun için mutlaka okunacak. Okunmazsa o namaz düşük bir çocuk gibi eksiktir. Daha hayatı tamam olmadı, azaları belirmeden düştü gibiOkunmazsa o namaz düşük bir çocuk gibi eksiktir. Daha hayatı tamam olmadı, azaları belirmeden düştü gibi o namaz düşük bir namazdır. Peygamber Efendimiz; "Tamam olmamış bir namazdır." buyurmuş. o namaz düşük bir namazdır. Peygamber Efendimiz; "Tamam olmamış bir namazdır." buyurmuş. Onun için Fâtiha sûresi vaciptir, mutlaka okunacak! Özetleyelim: Onun için Fâtiha sûresi vaciptir, mutlaka okunacak!

Özetleyelim:

"Kim, yatsı namazını cemaatle kılarsa, gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi olur ama"Kim, yatsı namazını cemaatle kılarsa, gecenin yarısını ibadetle geçirmiş gibi olur ama akşam ve sabahı cemaatle kılarsa bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi ecir alır." akşam ve sabahı cemaatle kılarsa bütün geceyi ibadetle geçirmiş gibi ecir alır."

"Kim sabah namazını kılar da namaz kıldığı yerde oturur, yüz defa Kul hüvallâhu ehad'ı okursa"Kim sabah namazını kılar da namaz kıldığı yerde oturur, yüz defa Kul hüvallâhu ehad'ı okursa Allah'ın başkasına duyurmamış olduğu, Allah'la o kul arasında olan günahlar affolur." Allah'ın başkasına duyurmamış olduğu, Allah'la o kul arasında olan günahlar affolur."

"Kim sabah namazından sonra oturur; En'âm sûresinin başından üç âyet okursa"Kim sabah namazından sonra oturur; En'âm sûresinin başından üç âyet okursa Allah yetmiş melek vazifelendirir, o yetmiş melek ona ve Allah'a Sübhanallah… diye tesbih ederler:Allah yetmiş melek vazifelendirir, o yetmiş melek ona ve Allah'a Sübhanallah… diye tesbih ederler: 'Yâ Rabbi, bu kulunu afv u mağfiret eyle!' diye istiğfar ederler." Ne zamana kadar? 'Yâ Rabbi, bu kulunu afv u mağfiret eyle!' diye istiğfar ederler."

Ne zamana kadar?

"Kıyamete kadar!" Kıyamet kopuncaya kadar o melekler onu söyleyip duracak! "Kıyamete kadar!"

Kıyamet kopuncaya kadar o melekler onu söyleyip duracak!

"Kim akşam namazından sonra konuşmadan iki rekât namaz kılarsa o namazı kıymetli bir namaz,"Kim akşam namazından sonra konuşmadan iki rekât namaz kılarsa o namazı kıymetli bir namaz, meleklerin divanında illiyyînde yazılır." Yüksek bir yerde, şerefli bir namaz olduğunun alametidir. meleklerin divanında illiyyînde yazılır."

Yüksek bir yerde, şerefli bir namaz olduğunun alametidir.

"Kim akşam namazından sonra konuşmadan evvel iki rekât namaz kılarsa ama birinci rekâtta"Kim akşam namazından sonra konuşmadan evvel iki rekât namaz kılarsa ama birinci rekâtta Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn, ikinci rekâtta Kul hüvallâhu ehad okursa o zaman sanki yılan derisini değiştirmiş,Kul yâ eyyühe'l-kâfirûn, ikinci rekâtta Kul hüvallâhu ehad okursa o zaman sanki yılan derisini değiştirmiş, içinden çıkıvermiş gibi günahlarından sıyrılıp çıkar." içinden çıkıvermiş gibi günahlarından sıyrılıp çıkar."

Akşamdan sonra Kâfirûn ve Ehad'la kılınan iki rekât namazın fazâili bu! Akşamdan sonra Kâfirûn ve Ehad'la kılınan iki rekât namazın fazâili bu!

"Her kim akşam ile yatsı namazı arasında her rekâtta Kul hüvallâhu ehad okuyarak"Her kim akşam ile yatsı namazı arasında her rekâtta Kul hüvallâhu ehad okuyarak yirmi rekât namaz kılarsa Allahu Teâlâ hazretleri onu kendisini,yirmi rekât namaz kılarsa Allahu Teâlâ hazretleri onu kendisini, ailesini, malını dünyasını, âhiretini korur." ailesini, malını dünyasını, âhiretini korur."

"Akşam namazının arkasından kim aralarında kötü bir söz söylemeden altı rekât kılarsa"Akşam namazının arkasından kim aralarında kötü bir söz söylemeden altı rekât kılarsa bu onun on iki senelik ibadetine denk olur." bu onun on iki senelik ibadetine denk olur."

"Kim akşam namazının arkasından altı rekât namaz kılarsa onun günahları"Kim akşam namazının arkasından altı rekât namaz kılarsa onun günahları denizlerin köpükleri sayısınca olsa bile affolunur." denizlerin köpükleri sayısınca olsa bile affolunur."

"Kim Cuma gecesi iki rekât namaz kılarsa İzâ zülzile sûresini okursa kabir azabı görmez,"Kim Cuma gecesi iki rekât namaz kılarsa İzâ zülzile sûresini okursa kabir azabı görmez, kıyametin sıkıntılarını çekmez." kıyametin sıkıntılarını çekmez."

Mâlum kıyametin çok sıkıntıları var. Kıyamette insanlar mahşer yerinde cem olacaklar.Mâlum kıyametin çok sıkıntıları var. Kıyamette insanlar mahşer yerinde cem olacaklar. Elli bin yıl bekleyecek ayakta durmaya takatleri kalmayacaklar. Bir saat iki saat değil ki… Elli bin yıl bekleyecek ayakta durmaya takatleri kalmayacaklar. Bir saat iki saat değil ki… Diz çökecekler, günahların çokluğuna göre terlere bulanacaklar. Güneş tepelerine yaklaştırılacak.Diz çökecekler, günahların çokluğuna göre terlere bulanacaklar. Güneş tepelerine yaklaştırılacak. Kimsenin kimseye bakacak hâli kalmayacak. Hatta diyecekler ki; "Ölsek de kurtulsak. Kimsenin kimseye bakacak hâli kalmayacak. Hatta diyecekler ki; "Ölsek de kurtulsak. Allahu Teâlâ hazretleri mahkeme-i kübrâyı kursa da ehl-i cennetsek beraber cennete gitsekAllahu Teâlâ hazretleri mahkeme-i kübrâyı kursa da ehl-i cennetsek beraber cennete gitsek ehl-i cehennemsek bari cehenneme gitsek de burada durmasak!.." Bu kadar sıkıntılı! ehl-i cehennemsek bari cehenneme gitsek de burada durmasak!.." Bu kadar sıkıntılı!

Sonra insanlar hesaba çağırılacak, mahkeme-i kübrâ kurulacak, hesaba çağrılacak, defterler açılacak.Sonra insanlar hesaba çağırılacak, mahkeme-i kübrâ kurulacak, hesaba çağrılacak, defterler açılacak. Mahşer halkı karşısında rezil rüsva olmak var. Allah mahcup etmesin, Settâr ismi hürmetine affeylesin. Mahşer halkı karşısında rezil rüsva olmak var. Allah mahcup etmesin, Settâr ismi hürmetine affeylesin. Ondan sonra hesabı berbat çıkıp da cehenneme yuvarlanmak var. Ondan sonra hesabı berbat çıkıp da cehenneme yuvarlanmak var.

Cehenneme bir düşen çıkıncaya kadar en aşağı milyonlarca sene geçiyor, daha evvel çıkış yok! Cehenneme bir düşen çıkıncaya kadar en aşağı milyonlarca sene geçiyor, daha evvel çıkış yok!

Bu tehlikelerin, bu korkularının hepsinden emniyette olacak, kabir azabından emniyette olacak! Bu tehlikelerin, bu korkularının hepsinden emniyette olacak, kabir azabından emniyette olacak!

Kim? Cuma günü iki rekât namaz kılan,Kim?

Cuma günü iki rekât namaz kılan,
her rekâtta on beş defa İzâ zülzile sûresini okuyan! her rekâtta on beş defa İzâ zülzile sûresini okuyan!

Mübarek bu hadîs-i şerîfi duydun, bu büyük tehlikelerden korunmak için ömründe bir defa yapıver! Mübarek bu hadîs-i şerîfi duydun, bu büyük tehlikelerden korunmak için ömründe bir defa yapıver!

"Bir kimse bir namaz kılar da o namazı onu kötülükten alıkoymaz, iyiliklere sevk etmezse işe yaramaz,"Bir kimse bir namaz kılar da o namazı onu kötülükten alıkoymaz, iyiliklere sevk etmezse işe yaramaz, daha kötüsü Allah'la arasını açar, daha fena duruma düşürür." Namaza dikkat edeceğiz! daha kötüsü Allah'la arasını açar, daha fena duruma düşürür."

Namaza dikkat edeceğiz!

"Bir kimse Peygamber Efendimiz'e bir defa salavat getirse Allah ona on salavat getirir,"Bir kimse Peygamber Efendimiz'e bir defa salavat getirse Allah ona on salavat getirir, on günahını affeder, on derece de derecesini yükseltir." on günahını affeder, on derece de derecesini yükseltir."

"Bir kimse günde yüz defa Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirirse"Bir kimse günde yüz defa Peygamber Efendimiz'e salât u selâm getirirse Allah onun yüz hacetini reva eder, yüz işini görüverir, bitiriverir;Allah onun yüz hacetini reva eder, yüz işini görüverir, bitiriverir; yetmişi âhirete aittir, otuzu dünyaya aittir." yetmişi âhirete aittir, otuzu dünyaya aittir."

Bir kimse Fâtiha sûresini okumadan namaz kılarsa o namaz düşüktür, o namaz tamam olmamıştır, olmaz!" Bir kimse Fâtiha sûresini okumadan namaz kılarsa o namaz düşüktür, o namaz tamam olmamıştır, olmaz!"

Peygamber Efendimiz; "Fâtiha'sız namaz olmaz!" diyor. Peygamber Efendimiz; "Fâtiha'sız namaz olmaz!" diyor.

Herhâlde Receb'in bereketine çok sevap kazanılacak işlere işaret geldi.Herhâlde Receb'in bereketine çok sevap kazanılacak işlere işaret geldi. Hadi bakalım bunları yaparak çok sevaplar kazanın. Hadi bakalım bunları yaparak çok sevaplar kazanın.

Allahu Teâlâ hazretleri iki cihanın hayrına, saadetine cümleten erdirsin.Allahu Teâlâ hazretleri iki cihanın hayrına, saadetine cümleten erdirsin. Caminin kubbesi altında toplandığımız gibi Peygamber Efendimiz'inCaminin kubbesi altında toplandığımız gibi Peygamber Efendimiz'in Livâü'l-Hamd'i altında da cennette toplanmayı da Allah nasip eylesin. Livâü'l-Hamd'i altında da cennette toplanmayı da Allah nasip eylesin.

Fâtiha-ı şerîfe mea'l-Besmele… Fâtiha-ı şerîfe mea'l-Besmele…

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2