Namaz Vakitleri

27 Cemâziye'l-Âhir 1446
28 Aralık 2024
İmsak
06:49
Güneş
08:21
Öğle
13:11
İkindi
15:29
Akşam
17:50
Yatsı
19:17
Detaylı Arama

Allah İçin İcabet Etmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Ramazan 1420 / 06.01.2000
Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Allah İçin İcabet Etmek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Ramazan 1420 / 06.01.2000
Melbourne/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Elhamdülillâhirabbilâlemîn.Elhamdülillâhirabbilâlemîn. Hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi.Hamden kesîren tayyiben mübâreken fîhi. Kemâ yenbeğî li celâli vechihî ve li azîmi sultânih.Kemâ yenbeğî li celâli vechihî ve li azîmi sultânih. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ MuhammedinVe’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecmâin.ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ecmâin.

Emma ba’d:


Emma ba’d:


Aziz ve muhterem ve sevgili kardeşlerim;


Aziz ve muhterem ve sevgili kardeşlerim;


Kırmızı ışık yanmadı, almıyor.


Kırmızı ışık yanmadı, almıyor.
Orada bir yere basınca, şimdi oldu.Orada bir yere basınca, şimdi oldu.

Elhamdülillâhirabbilâlemîn.


Elhamdülillâhirabbilâlemîn.
Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaînVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Değerli ve sevgili kardeşlerim.


Değerli ve sevgili kardeşlerim.


Bir Ramazan ayı geçti, son gününe girdik.


Bir Ramazan ayı geçti, son gününe girdik.
Şu akşam kıldığımız teravih namazı, sonuncu teravih namazıdır.Şu akşam kıldığımız teravih namazı, sonuncu teravih namazıdır. Bu Ramazanda. Yarın akşam teravih namazı yok artık. Bitti.Bu Ramazanda. Yarın akşam teravih namazı yok artık. Bitti. Yarınki elveda, yarınki Cuma günüYarınki elveda, yarınki Cuma günü tuttuğumuz oruçta Ramazanın son orucudur.tuttuğumuz oruçta Ramazanın son orucudur. Ondan sonra Cumartesi sabahı saat 6’da bayram namazı var.Ondan sonra Cumartesi sabahı saat 6’da bayram namazı var. Bayram olmuş oluyor.Bayram olmuş oluyor.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi rahmetine eren kullarından eylesin.


Allahu Teâlâ hazretleri bizi rahmetine eren kullarından eylesin.
Ramazan’da dağıttığı feyiz,Ramazan’da dağıttığı feyiz, sevap ve bereketlerden bizleri de nasipdar eylesin.sevap ve bereketlerden bizleri de nasipdar eylesin. Mahrum kılmasın.Mahrum kılmasın. Nice ramazanlara afiyet ve saadet ile ulaşmanızı nasip eylesin.Nice ramazanlara afiyet ve saadet ile ulaşmanızı nasip eylesin. Nice nice kadir gecelerini ihya edip,Nice nice kadir gecelerini ihya edip, o gecelerin sevaplarınızı almanızı nasip eylesin.o gecelerin sevaplarınızı almanızı nasip eylesin. Bütün Ümmet-i Muhammed kardeşlerimize hayırlar ihsan eylesin.Bütün Ümmet-i Muhammed kardeşlerimize hayırlar ihsan eylesin. Sıkıntıda olanları da sevindirsin.Sıkıntıda olanları da sevindirsin. Dertlilerin dertlerine deva, hastaların hastalıklarına şifa ihsan eylesin.Dertlilerin dertlerine deva, hastaların hastalıklarına şifa ihsan eylesin. Borçlu olanları borçtan kurtarsın.Borçlu olanları borçtan kurtarsın. Mahpus olanları hapisten kurtarsın.Mahpus olanları hapisten kurtarsın. Mazlum olanları gadirden, zulümden kurtarsın.Mazlum olanları gadirden, zulümden kurtarsın. Mücahid kardeşlerimizi kâfirlere karşı galip eylesin, teyid eylesin,Mücahid kardeşlerimizi kâfirlere karşı galip eylesin, teyid eylesin, mansur ve mueyyed ve muzaffer galip eylesin.mansur ve mueyyed ve muzaffer galip eylesin. Beldelerimize İslam’ı hâkim eylesin.Beldelerimize İslam’ı hâkim eylesin. Beldelerimize İslam’a hizmet edecek sâlih, hâlis, muhlis idareciler ihsân eylesin.Beldelerimize İslam’a hizmet edecek sâlih, hâlis, muhlis idareciler ihsân eylesin. Fasîk, fâcir, zalim, kâfir, müşrik, münafık idarecileri def eylesin başımızdan.Fasîk, fâcir, zalim, kâfir, müşrik, münafık idarecileri def eylesin başımızdan. Bizi onlardan kurtarsın.Bizi onlardan kurtarsın.

Bu içine girdiğimiz 2000 yılı tevhid yılıdır.


Bu içine girdiğimiz 2000 yılı tevhid yılıdır.
Lâ ilâhe illallah yılıdır.Lâ ilâhe illallah yılıdır. Bu yıla, bu gözle, büyük önem vereceğiz.Bu yıla, bu gözle, büyük önem vereceğiz. Lâ ilâhe illallah’ı cümle cihan halkına öğreteceğiz.Lâ ilâhe illallah’ı cümle cihan halkına öğreteceğiz. Boyunlarına zincir takıp İslam’a çekmek tarzında bile olsa,Boyunlarına zincir takıp İslam’a çekmek tarzında bile olsa, cangur cungur, herkesi İslam’a getirmemizicangur cungur, herkesi İslam’a getirmemizi hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor;hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor;

Hayru’n-nâsi.


Hayru’n-nâsi.
İnsanların en hayırlısı olan bir ümmetiz.İnsanların en hayırlısı olan bir ümmetiz.

İnsanlara en büyük hayır da onların mümin olmasıdır, imana gelmesidir.


İnsanlara en büyük hayır da onların mümin olmasıdır, imana gelmesidir.
Çünkü öyle olunca cennete girecekler.Çünkü öyle olunca cennete girecekler. Kâfir kalırsa cehenneme düşecekler.Kâfir kalırsa cehenneme düşecekler. Onları cehennemden kurtarmak en güzel iştir, en büyük mükâfattır, en büyük iyiliktir.Onları cehennemden kurtarmak en güzel iştir, en büyük mükâfattır, en büyük iyiliktir. Bütün insanlara bu iyiliği yapmaya çalışalım.Bütün insanlara bu iyiliği yapmaya çalışalım.

Lâ ilâhe illallah’ı evimizde, ailemiz arasında, akrabamız arasında,


Lâ ilâhe illallah’ı evimizde, ailemiz arasında, akrabamız arasında,
hemşerilerimiz arasında, Müslümanlar arasındahemşerilerimiz arasında, Müslümanlar arasında yerleştirip kuvvetlendirdiğimiz gibi dışarıya da taşıralım.yerleştirip kuvvetlendirdiğimiz gibi dışarıya da taşıralım. Genişletelim. Cihana Lâ ilâhe illallah’ı yayalım.Genişletelim. Cihana Lâ ilâhe illallah’ı yayalım. Her yere tevhid bayrağını dikelim.Her yere tevhid bayrağını dikelim.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan
rivayet edildiğine göre buyurmuşlar ki;rivayet edildiğine göre buyurmuşlar ki;

Men iste’âze billâhi fe-e’îzûhü ve men seele billâhi fe-a’tûhü


Men iste’âze billâhi fe-e’îzûhü ve men seele billâhi fe-a’tûhü
ve men de’âküm fe-ecîbûhüve men de’âküm fe-ecîbûhü ve men sana’a ileyküm ma’rûfen fe-kâfiûhüve men sana’a ileyküm ma’rûfen fe-kâfiûhü fe-in lem tecidû mâ tükâfiûnehû bihîfe-in lem tecidû mâ tükâfiûnehû bihî fe-d’û lehû hattâ terav enneküm kad kâfe’tümûhü.fe-d’û lehû hattâ terav enneküm kad kâfe’tümûhü.

Hadîsün sahîhun revâhu ebu davûde ve’n-neseiyyü bi-esânîdi’s-sahîhayni.


Hadîsün sahîhun revâhu ebu davûde ve’n-neseiyyü bi-esânîdi’s-sahîhayni.


İbn Ömer, Hz. Ömer Efendimizin oğlu Abdullah


İbn Ömer, Hz. Ömer Efendimizin oğlu Abdullah
radıyallahu anhuma rivayet etmiş ki;radıyallahu anhuma rivayet etmiş ki; Peygamber Efendimiz şu tavsiyelerde bulunuyor bize.Peygamber Efendimiz şu tavsiyelerde bulunuyor bize.

Men iste’âze billâhi fe-e’îzûhü.


Men iste’âze billâhi fe-e’îzûhü.
Kim Allah’ın adını söyleyerek ‘Allah aşkına’ diye size sığınırsa.Kim Allah’ın adını söyleyerek ‘Allah aşkına’ diye size sığınırsa. Fe-e’îzûhü. Siz de onu himaye edin, koruyun.Fe-e’îzûhü. Siz de onu himaye edin, koruyun.

Madem Allah’ın adını verip size sığınıyor, koruyun.


Madem Allah’ın adını verip size sığınıyor, koruyun.
Çeçenler cümle cihana şey yapıyorlar, bir millet kahrediliyor,Çeçenler cümle cihana şey yapıyorlar, bir millet kahrediliyor, yok ediliyor yardım edin diyorlar mesela.yok ediliyor yardım edin diyorlar mesela. Bir dev, şeytan saldırıyor uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla.Bir dev, şeytan saldırıyor uçaklarıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla. Yardımcısız, cümle cihan halkından yardım istiyorlar.Yardımcısız, cümle cihan halkından yardım istiyorlar. Müslümanlardan, öteki insaflı, adaletli, Müslüman olmasa bileMüslümanlardan, öteki insaflı, adaletli, Müslüman olmasa bile vicdanı olan insanlardan hep yardım istiyorlar mesela.vicdanı olan insanlardan hep yardım istiyorlar mesela. Bu bunun gibi de olur.Bu bunun gibi de olur. Yakınınızdaki bir mazlum ve mağdur insanda olur.Yakınınızdaki bir mazlum ve mağdur insanda olur. Sizden yardım istiyor. Allah aşkına bana yardımcı ol yav diyor.Sizden yardım istiyor. Allah aşkına bana yardımcı ol yav diyor. Yardımcı olun.Yardımcı olun.

Ve men seele billâhi fe-a’tûhü.


Ve men seele billâhi fe-a’tûhü.
Allah için sizden bir şey isteyene istediğini verin.Allah için sizden bir şey isteyene istediğini verin. Allah için ver, Allah rızası için, Allah aşkına!Allah için ver, Allah rızası için, Allah aşkına! Peki al. Allah için isteyene verin.Peki al. Allah için isteyene verin. Allah’ın adını anarak.Allah’ın adını anarak.

Ve men de’âküm fe-ecîbûhü.


Ve men de’âküm fe-ecîbûhü.
Sizi birisi davet ederse, buyur bizim eve gidelim, çorbayı içelim.Sizi birisi davet ederse, buyur bizim eve gidelim, çorbayı içelim. Buyurun bizde bir çay içelim.Buyurun bizde bir çay içelim. Buyur benim toplantım var bu akşam, sen de gel gibi,Buyur benim toplantım var bu akşam, sen de gel gibi, sizi birisi davet ederse, davetine icabet ediniz, gidiniz davetine.sizi birisi davet ederse, davetine icabet ediniz, gidiniz davetine.

Neden?


Neden?


Muhabbet böyle gelişir de onun için.


Muhabbet böyle gelişir de onun için.
Muhabbetin gelişmesi için önemli faaliyetlerden birisi ziyaretlerdir.Muhabbetin gelişmesi için önemli faaliyetlerden birisi ziyaretlerdir. Onun için ziyaretler çok sevaptır.Onun için ziyaretler çok sevaptır. Çok büyük sevaptır.Çok büyük sevaptır. O kadar sevaptır ki, Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulu yapar insanı.O kadar sevaptır ki, Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulu yapar insanı. Hadîs-i kutsîde böyle buyuruyor, Peygamber Efendimizin hadîsinde, hadîs-i kutsî ama.Hadîs-i kutsîde böyle buyuruyor, Peygamber Efendimizin hadîsinde, hadîs-i kutsî ama. Allah için birbirlerini ziyaret edenlere benim muhabbetim, sevgim vacip olur.Allah için birbirlerini ziyaret edenlere benim muhabbetim, sevgim vacip olur.

Haggat muhabbetî li’l-mütezâvirîne fiyye.


Haggat muhabbetî li’l-mütezâvirîne fiyye.
Benim rızam için, benim aşkıma, birbirlerini ziyaret edenlere, benimBenim rızam için, benim aşkıma, birbirlerini ziyaret edenlere, benim sevgim muhakkak vacip olur, ben onu severim.sevgim muhakkak vacip olur, ben onu severim.

Ben kalkıyorum Salih’e gidiyorum, Ali’ye gidiyorum, Ali kalkıyor, Salih geliyor, bana geliyor


Ben kalkıyorum Salih’e gidiyorum, Ali’ye gidiyorum, Ali kalkıyor, Salih geliyor, bana geliyor
Allah rızası için, tamam Allah sever.Allah rızası için, tamam Allah sever. Yani o kadar kıymetli ki ziyaretleşme.Yani o kadar kıymetli ki ziyaretleşme. Allah’ın sevgisini kazanmaya sebep oluyor.Allah’ın sevgisini kazanmaya sebep oluyor. Onun için davete icabet çok önemli.Onun için davete icabet çok önemli.

Ve men sana’a ileyküm ma’rûfen fe-kâfiûhü.


Ve men sana’a ileyküm ma’rûfen fe-kâfiûhü.
Size bir iyilik yapana siz de karşılığını verin.Size bir iyilik yapana siz de karşılığını verin. Size bir iyilik yaptı birisi.Size bir iyilik yaptı birisi. Allah razı olsun tamam.Allah razı olsun tamam. E ne olacak? Siz de ona iyilik yapın.E ne olacak? Siz de ona iyilik yapın. Karşılıklı, yani tek taraflı değil.Karşılıklı, yani tek taraflı değil. Sadece hep bana değil.Sadece hep bana değil. Bir iyilik yapana siz de elinizden geldiği kadar iyilik yapın.Bir iyilik yapana siz de elinizden geldiği kadar iyilik yapın.

Fe-in lem tecidû mâ tükâfiûnehû bihî.


Fe-in lem tecidû mâ tükâfiûnehû bihî.
Eğer size iyilik yapana verecek bir şeyiniz yoksa.Eğer size iyilik yapana verecek bir şeyiniz yoksa. Fakirsiniz, bir şeyiniz yok elinizde, o da sizi sevmiş,Fakirsiniz, bir şeyiniz yok elinizde, o da sizi sevmiş, bir iyilik yapmış, sizin de başka imkânınız yok.bir iyilik yapmış, sizin de başka imkânınız yok. Ne olacak şimdi?Ne olacak şimdi? Ben Allah’ın bir gariban fakir kuluyum, o da zengin,Ben Allah’ın bir gariban fakir kuluyum, o da zengin, camide görmüş beni sevmiş, bir iyilik yapmış.camide görmüş beni sevmiş, bir iyilik yapmış. Şimdi ben bu adama ne yapayım?Şimdi ben bu adama ne yapayım? Bu adam zengin zaten.Bu adam zengin zaten. Mercedes’i var, arabası var, malı var, mülkü var.Mercedes’i var, arabası var, malı var, mülkü var. Ben buna ne yapayım?Ben buna ne yapayım? Yoksa onu karşılayacak bir hediye verme durumunuz.Yoksa onu karşılayacak bir hediye verme durumunuz.

Fe-d’û lehû. Ona dua edin.


Fe-d’û lehû. Ona dua edin.
Ya Rabbi! O kardeşime dünyada ahirette hayırları sen ver.Ya Rabbi! O kardeşime dünyada ahirette hayırları sen ver. Sen her şeye kadirsin.Sen her şeye kadirsin. Zenginlerin zenginisin.Zenginlerin zenginisin. Zenginlere zenginliği veren sensin.Zenginlere zenginliği veren sensin. Gayb hazinelerinin sahibi sensin.Gayb hazinelerinin sahibi sensin. Yerin, göğün hazineleri senin.Yerin, göğün hazineleri senin. Mülkün senin elinde.Mülkün senin elinde. Ben veremiyorum sen veriver. Dua edin. Öyle ki;Ben veremiyorum sen veriver. Dua edin. Öyle ki;

Hattâ terav enneküm kad kâfe’tümûhü.


Hattâ terav enneküm kad kâfe’tümûhü.
Öyle candan dua edin ki, tamam verdiği hediyenin karşılığı bu oldu diyeÖyle candan dua edin ki, tamam verdiği hediyenin karşılığı bu oldu diye içinizde böyle bir kanaat gelinceye kadar dua edin.içinizde böyle bir kanaat gelinceye kadar dua edin. Allah razı olsun şu Ahmed kardeşimden, filan filan filan.Allah razı olsun şu Ahmed kardeşimden, filan filan filan. O kadar çok şey yapıyorum ki tamam ya, o kadar candan istedim ki tamam diye.O kadar çok şey yapıyorum ki tamam ya, o kadar candan istedim ki tamam diye. Böyle içinize bir şey gelinceye kadar kanaat gelinceye kadar dua edin.Böyle içinize bir şey gelinceye kadar kanaat gelinceye kadar dua edin. Yani öyle kısaca, yarım ağızla, tamam Allah razı olsun. Öyle değil.Yani öyle kısaca, yarım ağızla, tamam Allah razı olsun. Öyle değil. Yani candan böyle Ya Rabbi! Muhakkak onun derdini izale et.Yani candan böyle Ya Rabbi! Muhakkak onun derdini izale et. Ya Rabbi! Onun muhakkak işini rast getir.Ya Rabbi! Onun muhakkak işini rast getir. Ya Rabbi! Ona muhakkak sıhhat ver.Ya Rabbi! Ona muhakkak sıhhat ver. İlhan kardeşimiz yarın ameliyat olacakmış yarabbi ameliyatını başarılı eyle.İlhan kardeşimiz yarın ameliyat olacakmış yarabbi ameliyatını başarılı eyle. O menhus hastalıktan kurtar.O menhus hastalıktan kurtar. Sağlıklı afiyetli yaşamasını nasib eyle.Sağlıklı afiyetli yaşamasını nasib eyle.

Evet, bu sahîh hadîstir.


Evet, bu sahîh hadîstir.
Ebû Dâvud ve Neseî rivayet etmişler.Ebû Dâvud ve Neseî rivayet etmişler. Sahîh isnad zinciriyle.Sahîh isnad zinciriyle.

An ebî hüreyrate radıyallahu anhu ani’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme kâle.


An ebî hüreyrate radıyallahu anhu ani’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme kâle.


İnne ahna’a’s-min indellâhi azze ve celle racülün tesemmâ melike’l-emlâk.


İnne ahna’a’s-min indellâhi azze ve celle racülün tesemmâ melike’l-emlâk.
Müttefekun aleyh. Kâle süfyânü’bnü uyeynete melikü’l emlâk mislü şâhen şâh.Müttefekun aleyh. Kâle süfyânü’bnü uyeynete melikü’l emlâk mislü şâhen şâh.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den bu hadîs-i şerîf.


Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den bu hadîs-i şerîf.
Duyanlar vardır çünkü başka seferde de geçmişti, bir vesileyle burada okumuştuk.Duyanlar vardır çünkü başka seferde de geçmişti, bir vesileyle burada okumuştuk.

Allah’ın yanında isimlerin en hor, alçak ve aşağılığı, en değersizi,


Allah’ın yanında isimlerin en hor, alçak ve aşağılığı, en değersizi,
lakapların, ünvanların en horu, en çirkinilakapların, ünvanların en horu, en çirkini ‘hükümdarlar hükümdarı’ lafıdır, unvanıdır.‘hükümdarlar hükümdarı’ lafıdır, unvanıdır. Melikü’l emlâk ne demek?Melikü’l emlâk ne demek? Emlâk, melikler demek. Melikü’l emlâk ne demek?Emlâk, melikler demek. Melikü’l emlâk ne demek? Melikler meliki, yani padişahlar padişahı.Melikler meliki, yani padişahlar padişahı. Bu ünvan var maalesef, kullanmış.Bu ünvan var maalesef, kullanmış. Kimler kullanmış? İranlılar kullanmış mesela.Kimler kullanmış? İranlılar kullanmış mesela. Şâhen şah demiş. Şâhen şah ne demek?Şâhen şah demiş. Şâhen şah ne demek? Şahlar şahı demek.Şahlar şahı demek. Niye bu ismi sevmiyor Cenâb-ı Hak Teâlâ?Niye bu ismi sevmiyor Cenâb-ı Hak Teâlâ? Çünkü şahlar şahı Allah’tır.Çünkü şahlar şahı Allah’tır. Kullar ne oluyor!Kullar ne oluyor! Hepsinin, hepsinin yaratanı Cenâb-ı Hak Teâlâ’dır.Hepsinin, hepsinin yaratanı Cenâb-ı Hak Teâlâ’dır. Böyle palavra ünvanları, layık olmayan, ciğeri beş para etmeyen adamlara vermek,Böyle palavra ünvanları, layık olmayan, ciğeri beş para etmeyen adamlara vermek, Allah’ın hoşuna gitmez, bu ünvanları da sevmez.Allah’ın hoşuna gitmez, bu ünvanları da sevmez. Allah öyle mütekebbirleri sevmez.Allah öyle mütekebbirleri sevmez.

Üçüncü hadîs-i şerîf.


Üçüncü hadîs-i şerîf.


An büreydete radıyallahu kâle kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme.


An büreydete radıyallahu kâle kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme.


Lâ tekûlû li’l münâfıki seyyidün fe-innehû in yekü seyyiden


Lâ tekûlû li’l münâfıki seyyidün fe-innehû in yekü seyyiden
fe-kad eshattüm rabbeküm azze ve celle.fe-kad eshattüm rabbeküm azze ve celle.

Büreyde radıyallahu anh’den, peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;


Büreyde radıyallahu anh’den, peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;


Münafığa efendim demeyin, efendi demeyin, beyefendi demeyin, seyyid demeyin.


Münafığa efendim demeyin, efendi demeyin, beyefendi demeyin, seyyid demeyin.
Seyyid, değerli beyefendi filan manasına geliyor.Seyyid, değerli beyefendi filan manasına geliyor. Münafığa böyle bir isim vermeyin.Münafığa böyle bir isim vermeyin. Çünkü onu öyle beyefendi makamına koyarsanız.Çünkü onu öyle beyefendi makamına koyarsanız. Eshattüm rabbeküm.Eshattüm rabbeküm. Rabbinizi kızdırmış olursunuz, Cenâb-ı Hak kızar bu işe.Rabbinizi kızdırmış olursunuz, Cenâb-ı Hak kızar bu işe. Şu adamlara bak haddini bilmezler vay vay vay,Şu adamlara bak haddini bilmezler vay vay vay, münafık bir adama böyle bir unvan veriyorlar diye, kızar Cenâb-ı Hak.münafık bir adama böyle bir unvan veriyorlar diye, kızar Cenâb-ı Hak. Söyleyenlere kızar.Söyleyenlere kızar.

Onun için bir adam fasıksa, münafıksa, yanardöner kaypaksa,


Onun için bir adam fasıksa, münafıksa, yanardöner kaypaksa,
dini zayıfsa ona öyle ünvanlar falan verilmez.dini zayıfsa ona öyle ünvanlar falan verilmez. Vermek doğru olmaz. Neden? Allah kızar.Vermek doğru olmaz. Neden? Allah kızar. Hatta başka hadîs-i şerîfler var, Arş-ı âlâ korkudan titrer.Hatta başka hadîs-i şerîfler var, Arş-ı âlâ korkudan titrer. Şimdi bunlar belasını bulacaklar.Şimdi bunlar belasını bulacaklar. Allah kızacak da başlarına bir ceza gönderecek diye.Allah kızacak da başlarına bir ceza gönderecek diye. Arş-ı âlâ titrer münafığa, seyyid denildiği zaman.Arş-ı âlâ titrer münafığa, seyyid denildiği zaman.

Çok yapılıyor bu iş.


Çok yapılıyor bu iş.
Tarihte ve asrımızda maalesef çok yapılmış.Tarihte ve asrımızda maalesef çok yapılmış. Münafık, fâsık insanlara değer verilmiş,Münafık, fâsık insanlara değer verilmiş, baş tacı edilmiş, yüksek mevkilere çıkartılmış,baş tacı edilmiş, yüksek mevkilere çıkartılmış, tahtlara oturtulmuş, karşısına geçilmiş el pençe divan durulmuştahtlara oturtulmuş, karşısına geçilmiş el pençe divan durulmuş ve onun emrinde zulümler yapılmış.ve onun emrinde zulümler yapılmış. Çok, misalleri hem zamanımızda hem de tarihin içinde misalleri çok.Çok, misalleri hem zamanımızda hem de tarihin içinde misalleri çok. Yanlış. Peygamber Efendimiz şey yapmıyor.Yanlış. Peygamber Efendimiz şey yapmıyor. Öyle insanlara Allah’ın sevmediği insanlara değer vermek olmaz.Öyle insanlara Allah’ın sevmediği insanlara değer vermek olmaz.

O halde yani bir insana bir hitap edeceğiniz zaman,


O halde yani bir insana bir hitap edeceğiniz zaman,
Cenâb-ı Hakk’ı kızdıracak laflar söylemeyin.Cenâb-ı Hakk’ı kızdıracak laflar söylemeyin. Olmadık laflar söylemeyelim.Olmadık laflar söylemeyelim. Bir insan da kendisinde olmayan vasıflarla şişirttirilmesin, böbürlenmesin, övülmesin.Bir insan da kendisinde olmayan vasıflarla şişirttirilmesin, böbürlenmesin, övülmesin. Dalkavukluk yapmayalım, dalkavukluk olmasın.Dalkavukluk yapmayalım, dalkavukluk olmasın.

Ne yapmış âlimin birisi?


Ne yapmış âlimin birisi?


Emevî hükümdarlarından birisinin yanına girmiş.


Emevî hükümdarlarından birisinin yanına girmiş.
Esselamü aleyke ya filan diye ismini söylemiş.Esselamü aleyke ya filan diye ismini söylemiş. Hâlbuki sayın hükümdar demesini filan bekliyor, emirü’l-mü’minin,Hâlbuki sayın hükümdar demesini filan bekliyor, emirü’l-mü’minin, halife filan demesini bekliyor, hiç dememiş.halife filan demesini bekliyor, hiç dememiş. Esselamü aleyküm filanca.Esselamü aleyküm filanca. Eh, senin askerlik arkadaşın mı bu?Eh, senin askerlik arkadaşın mı bu? Mahalle arkadaşın mı? Derler Türkiye’de olsa yani.Mahalle arkadaşın mı? Derler Türkiye’de olsa yani.

Sonra da oturmuş bir kenara.


Sonra da oturmuş bir kenara.
Böyle onun bu selamına bir kızmış, kendisi müsaade etmeden oturduğuna kızmış.Böyle onun bu selamına bir kızmış, kendisi müsaade etmeden oturduğuna kızmış. Bir kızmış, köpürmüş. Sormuş demiş ki;Bir kızmış, köpürmüş. Sormuş demiş ki;

Niye sen bana öyle ya emîra’l-mü’minîn demedin?


Niye sen bana öyle ya emîra’l-mü’minîn demedin?
Ey Müslümanların halifesi, ya halifeti’l-müslimin demedin?Ey Müslümanların halifesi, ya halifeti’l-müslimin demedin? Emîra’l-mü’minîn demedin?Emîra’l-mü’minîn demedin? Ey padişah demedin? Ey padişah demedin? Niye böyle demedin?Niye böyle demedin? Demedim demiş.Demedim demiş. Çünkü dışarda ahalinin senden memnun olmadığını gördüm.Çünkü dışarda ahalinin senden memnun olmadığını gördüm. Onlar memnun değilse nasıl olacaksın onların emiri?Onlar memnun değilse nasıl olacaksın onların emiri? Memnun değiller ki onlar.Memnun değiller ki onlar. Sevmiyorlar ki, kabul etmiyorlar ki.Sevmiyorlar ki, kabul etmiyorlar ki. Peki, niye ben izin vermeden oturdun?Peki, niye ben izin vermeden oturdun? Yani adama ceza verecek ama âlime, yani öyle bir soruyor böyle.Yani adama ceza verecek ama âlime, yani öyle bir soruyor böyle. Demiş ki; Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte buyurdu.Demiş ki; Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte buyurdu. Cehennemlik bir insan görmek isteyen varsa,Cehennemlik bir insan görmek isteyen varsa, kendisi oturduğu halde karşısındakini ayakta tutan insana bakın.kendisi oturduğu halde karşısındakini ayakta tutan insana bakın. Bu cehennemlik. Neden?Bu cehennemlik. Neden? Kendisi oturmuş karşısındakini ayakta tutuyor, otur demiyor.Kendisi oturmuş karşısındakini ayakta tutuyor, otur demiyor. Seni o duruma düşmüş hale getirmemek için ayakta durmadım, oturdum.Seni o duruma düşmüş hale getirmemek için ayakta durmadım, oturdum. Senin iyiliğin için oturdum filan.Senin iyiliğin için oturdum filan.

Daha başka şeyler sormuş.


Daha başka şeyler sormuş.
Hepsine böyle mert mert cevaplar vermiş.Hepsine böyle mert mert cevaplar vermiş. Hadîsle, âyetle cevaplar vermiş.Hadîsle, âyetle cevaplar vermiş. Adam onu kestirmeyi düşünüyor, cellatları çağırıp,Adam onu kestirmeyi düşünüyor, cellatları çağırıp, ama öyle güzel nasihat etmiş, öyle güzel sözler söylemiş kiama öyle güzel nasihat etmiş, öyle güzel sözler söylemiş ki ağlamaya başlamış, kalbi yumuşamış.ağlamaya başlamış, kalbi yumuşamış. Yani dalkavukluk yapmamış. Neden? Büyük âlimde ondan.Yani dalkavukluk yapmamış. Neden? Büyük âlimde ondan.

Onun için büyüklerimiz, bizlere diyorlar ki;


Onun için büyüklerimiz, bizlere diyorlar ki;
Öyle sultanların davetlerine, saraylarına, sohbetlerine gitmeyin.Öyle sultanların davetlerine, saraylarına, sohbetlerine gitmeyin. Yani mutasavvıflara böyle tavsiye ederler.Yani mutasavvıflara böyle tavsiye ederler. Onun için bizim meşayihimiz padişahların davetine filan gitmez.Onun için bizim meşayihimiz padişahların davetine filan gitmez. Hatta bazılarını padişahlar ziyarete gitmek istiyorlar,Hatta bazılarını padişahlar ziyarete gitmek istiyorlar, biz geleceğiz Efendim filan diye haber gönderiyorlar, kabul etmiyor.biz geleceğiz Efendim filan diye haber gönderiyorlar, kabul etmiyor.

Padişahların ziyaretine gitmesin âlimler, fazıllar, dervişler,


Padişahların ziyaretine gitmesin âlimler, fazıllar, dervişler,
bilgili insanlar, ârif insanlar.bilgili insanlar, ârif insanlar. Amma bu âlim gibi olursa gitsin.Amma bu âlim gibi olursa gitsin. Çünkü dobra dobra konuşuyor, karşı tarafı yumuşatıyor, ağlattırıyor.Çünkü dobra dobra konuşuyor, karşı tarafı yumuşatıyor, ağlattırıyor. İsmini unuttum onun.İsmini unuttum onun. Yani şu anda ismini hatırlayamıyorum.Yani şu anda ismini hatırlayamıyorum. Büyük bir âlim. Öyle dobra dobra konuşabilecekse, eğilmeden,Büyük bir âlim. Öyle dobra dobra konuşabilecekse, eğilmeden, bükülmeden, hakkı söyleyecekse o gitsin.bükülmeden, hakkı söyleyecekse o gitsin. Eğilecekse, münafığa seyyid diyecekse,Eğilecekse, münafığa seyyid diyecekse, ciğeri beş para etmeyen insanaciğeri beş para etmeyen insana ey hükümdarlar hükümdarı filan deyip deey hükümdarlar hükümdarı filan deyip de Allah’ı kızdıracaksa, gitmesin o zaman.Allah’ı kızdıracaksa, gitmesin o zaman. Yani onlar uygun olmuyor.Yani onlar uygun olmuyor.

Sonuncu hadîs-i şerîf bu akşamki konuşmamdaki;


Sonuncu hadîs-i şerîf bu akşamki konuşmamdaki;


An câbirin radıyallahu anhu enne rasûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme dehale


An câbirin radıyallahu anhu enne rasûlallahi sallallahu aleyhi ve selleme dehale
ümmi’s-sâib ev ümmi’l-müseyyib.ümmi’s-sâib ev ümmi’l-müseyyib.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ümmü Sâib


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ümmü Sâib
veya Ümmü Müseyyeb lakaplı, künyeli kadının ziyaretine gitti.veya Ümmü Müseyyeb lakaplı, künyeli kadının ziyaretine gitti. Hasta, hasta olan bir hanıma ziyarete gitti, Peygamber Efendimiz.Hasta, hasta olan bir hanıma ziyarete gitti, Peygamber Efendimiz.

Burada hakkında bir bilgi göremedim.


Burada hakkında bir bilgi göremedim.
Hasta ziyaretini yapardı.Hasta ziyaretini yapardı. Çünkü hasta ziyaret etmek çok sevap.Çünkü hasta ziyaret etmek çok sevap. Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor bizlere de.Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor bizlere de.

Fe-kâle. O hasta kadına dedi ki;


Fe-kâle. O hasta kadına dedi ki;


Mâ lekil yâ ümme’s-sâib ev ümme’l-müseyyib tüzeffifîne.


Mâ lekil yâ ümme’s-sâib ev ümme’l-müseyyib tüzeffifîne.
Ne oluyor sana ey Ümmü Sâib veya Ümmü Müseyyeb, böyle tir tir titriyorsun?Ne oluyor sana ey Ümmü Sâib veya Ümmü Müseyyeb, böyle tir tir titriyorsun? Kadın titriyor öyle, ne oldu böyle titriyorsun hastalığın ne? Diye sordu.Kadın titriyor öyle, ne oldu böyle titriyorsun hastalığın ne? Diye sordu. Kâlet. Cevap olarak kadın dedi ki;Kâlet. Cevap olarak kadın dedi ki;

El-Hummâ lâ bârekallahu fîhâ.


El-Hummâ lâ bârekallahu fîhâ.
Allah kahredesice humma tuttu beni.Allah kahredesice humma tuttu beni. Allah bereket vermesin, kahretsin.Allah bereket vermesin, kahretsin. Kötü bir laf söylemiş yani kahretsin de demiyor ama yani öyleKötü bir laf söylemiş yani kahretsin de demiyor ama yani öyle Allah mübarek etmeyesice, humma beni tuttu demiş.Allah mübarek etmeyesice, humma beni tuttu demiş.

Fe-kâle. Efendimiz o zaman buyuruyor ki;


Fe-kâle. Efendimiz o zaman buyuruyor ki;


Lâ tesübbî el-hummâ.


Lâ tesübbî el-hummâ.
Hummaya sövme.Hummaya sövme. Böyle ağzını bozup da aleyhinde lâ bârekallah filan deme hummaya.Böyle ağzını bozup da aleyhinde lâ bârekallah filan deme hummaya. Fe-innehâ.Fe-innehâ. Çünkü bu humma hastalık.Çünkü bu humma hastalık. Tüzhibü’l-hatâyâ benî âdeme.Tüzhibü’l-hatâyâ benî âdeme. İnsanoğlunun günahlarını götürür bu humma, siler, affettirir, defterde bırakmaz.İnsanoğlunun günahlarını götürür bu humma, siler, affettirir, defterde bırakmaz.

Kemâ yüzhibü’l-kîru hubse’l-hadîdi.


Kemâ yüzhibü’l-kîru hubse’l-hadîdi.
Demiri potaya koyduğun zaman, ateşe koyduğun zaman, küflü paslı demirleriDemiri potaya koyduğun zaman, ateşe koyduğun zaman, küflü paslı demirleri eriyip de pislikleri üste cüruf olarak çıkıperiyip de pislikleri üste cüruf olarak çıkıp demir safileştiği gibi, hurda demirleri alıp kaynatıyorsun ocakta,demir safileştiği gibi, hurda demirleri alıp kaynatıyorsun ocakta, hurdalığı, pisi pası gidiyor, yeni demiyor oluyor.hurdalığı, pisi pası gidiyor, yeni demiyor oluyor. Gayet güzel bir demir oluyor.Gayet güzel bir demir oluyor. Bunu demirciler bilir veya demircileri görenler bilir.Bunu demirciler bilir veya demircileri görenler bilir.

İşte humma, o sıcaklık ateş, demirin pasını kirini giderdiği gibi,


İşte humma, o sıcaklık ateş, demirin pasını kirini giderdiği gibi,
ateşin demirin pasının vesairesini giderdiği gibi, bu humma da insanoğlununateşin demirin pasının vesairesini giderdiği gibi, bu humma da insanoğlunun günahlarını affettirir, onun için bu hummaya sövme.günahlarını affettirir, onun için bu hummaya sövme. Yani bu aslında sana bir bakıma yararlı.Yani bu aslında sana bir bakıma yararlı. Çünkü günahlarını affettiriyor dedi Peygamber Efendimiz.Çünkü günahlarını affettiriyor dedi Peygamber Efendimiz.

Evet, hastalığın, hastalığın çok insanoğluna sağladığı


Evet, hastalığın, hastalığın çok insanoğluna sağladığı
mükâfatlar, ecirler vardır. Nedir?mükâfatlar, ecirler vardır. Nedir? Bir, hastanın uykusu ibadettir.Bir, hastanın uykusu ibadettir. Uuu, hasta bir yattı uyudu, sekiz saat uyudu.Uuu, hasta bir yattı uyudu, sekiz saat uyudu. Tamam, sekiz saat ibadet etmiş gibi olur.Tamam, sekiz saat ibadet etmiş gibi olur. Sen sekiz saat ibadet edebilir misin? Adam kendinde değil yattı uyudu, cayır cayır yanıyor,Sen sekiz saat ibadet edebilir misin? Adam kendinde değil yattı uyudu, cayır cayır yanıyor, uyudu kaldı, tamam iyi ki uyudu filan.uyudu kaldı, tamam iyi ki uyudu filan. Uykusu ibadet.Uykusu ibadet. İniltisi, aah aah aaah.İniltisi, aah aah aaah. İniltisi tesbihtir. Allah Allah,İniltisi tesbihtir. Allah Allah, Lailaheillallah, Subhanallah, Allahu Ekber demiş gibiLailaheillallah, Subhanallah, Allahu Ekber demiş gibi iniltisini tesbihe yazıyor melekler.iniltisini tesbihe yazıyor melekler.

Sonra? Duası müstecaptır.


Sonra? Duası müstecaptır.
Nasılsın iyi misin? Allah razı olsun senden, iyiyim,Nasılsın iyi misin? Allah razı olsun senden, iyiyim, biraz hastayım midem ağrıyor.biraz hastayım midem ağrıyor. Tamam, duası makbul müstecap.Tamam, duası makbul müstecap. Allah ne dua ederse dualarını şey yapın diye, duası müstecap.Allah ne dua ederse dualarını şey yapın diye, duası müstecap.

Sonra? Sağlığında iken yapamamış olduğu, sağlığındayken yaparken yapıyor idi,


Sonra? Sağlığında iken yapamamış olduğu, sağlığındayken yaparken yapıyor idi,
şimdi hasta olduğu için yapamaya başladığı bütün ibadetlerişimdi hasta olduğu için yapamaya başladığı bütün ibadetleri yapmış gibi meleklerine der ki; Yazın.yapmış gibi meleklerine der ki; Yazın. O kulumun defterine yazın.O kulumun defterine yazın. İşrâk namazı sevabı yazın. Duha namazı sevabı yazın.İşrâk namazı sevabı yazın. Duha namazı sevabı yazın. Evvabîn sevabı yazın. Teheccüd sevabı yazın.Evvabîn sevabı yazın. Teheccüd sevabı yazın. Şu kadar hatim sürerdi, bu kadar cüz okurdu, şu kadar tesbih çekerdi.Şu kadar hatim sürerdi, bu kadar cüz okurdu, şu kadar tesbih çekerdi. Yazın onları.Yazın onları.

Ya Rabbi! Yapamadı bunları hasta? Olsun yapmış gibi yazın.


Ya Rabbi! Yapamadı bunları hasta? Olsun yapmış gibi yazın.
Yapamadığı sevaplı işlerin hepsini,Yapamadığı sevaplı işlerin hepsini, yapmadığı halde hastalığı dolayısıyla yapamadığı için yapmış gibi yazdırır.yapmadığı halde hastalığı dolayısıyla yapamadığı için yapmış gibi yazdırır. Günahları silinir defterinden.Günahları silinir defterinden. Denilir ki kendisine;Denilir ki kendisine; Allah senin günahlarını bağışladı, günahsız kaldın, defterin tertemiz oldu.Allah senin günahlarını bağışladı, günahsız kaldın, defterin tertemiz oldu. Fe’ste’nisi’l-amel.Fe’ste’nisi’l-amel. İşe yeniden başla hadi. Defterin temizlendi.İşe yeniden başla hadi. Defterin temizlendi. Bütün cezalar silindi günahlar, işe yeniden başla denilir.Bütün cezalar silindi günahlar, işe yeniden başla denilir.

Onun için hastalık geldiği zaman sabretmek lazım.


Onun için hastalık geldiği zaman sabretmek lazım.
Şikâyet etmemek lazım.Şikâyet etmemek lazım. Ecirleri, sevapları kaçırmamak lazım.Ecirleri, sevapları kaçırmamak lazım. Hastalık istenmez ama çünkü zordur, ağrıyor bir yeri insanın, kolay değil.Hastalık istenmez ama çünkü zordur, ağrıyor bir yeri insanın, kolay değil. Bir dişi ağrıdı mı feleğini şaşırır insanın.Bir dişi ağrıdı mı feleğini şaşırır insanın. Küçücük dişi koca pehlivanı yere çalar, yani bir diş ağrısı.Küçücük dişi koca pehlivanı yere çalar, yani bir diş ağrısı. Zonk zonk zonk zonk böyle orası şişer, burası şişer filan çok zor olur.Zonk zonk zonk zonk böyle orası şişer, burası şişer filan çok zor olur. Küçücük bir yerinde bir sancı.Küçücük bir yerinde bir sancı. Midesi ağrıyor aman aman aman kıvranıyor.Midesi ağrıyor aman aman aman kıvranıyor. Bir böbreğinde taş varmış, taş düşürüyormuş.Bir böbreğinde taş varmış, taş düşürüyormuş. Ali Bingöl’e sor.Ali Bingöl’e sor. Bak nasıl sallıyor başını, gördünüz mü?Bak nasıl sallıyor başını, gördünüz mü? Ben bilirim onu diyor.Ben bilirim onu diyor. Zor. Amma gelirse dişini sık, şikâyet etme mükâfatı var artık.Zor. Amma gelirse dişini sık, şikâyet etme mükâfatı var artık. Büyük sevabı var.Büyük sevabı var. Cenâb-ı Hakk’ın tabi hasta olduğu zaman insan,Cenâb-ı Hakk’ın tabi hasta olduğu zaman insan, o mükâfatlarına ermeyi kaçırmamaya çalışmalı.o mükâfatlarına ermeyi kaçırmamaya çalışmalı.

Allah hepinizden razı olsun.


Allah hepinizden razı olsun.


Bir bakıma mahsun bir gece.


Bir bakıma mahsun bir gece.
Çünkü teravih yok.Çünkü teravih yok. Yarın teravih var mı Mustafa kardeş?Yarın teravih var mı Mustafa kardeş? Yok. Yatsı var sadece.Yok. Yatsı var sadece. Yatsı 13 rekât ya az.Yatsı 13 rekât ya az. Ne güzel 33 rekât kılıyorduk.Ne güzel 33 rekât kılıyorduk. Çocuklar bile bir şey demiyor.Çocuklar bile bir şey demiyor. Acaba şekerlerin aşkına mı, yoksa birbirlerinin böyle arkadaşlık bereketine mi?Acaba şekerlerin aşkına mı, yoksa birbirlerinin böyle arkadaşlık bereketine mi? Onlar bile memnun bu vaziyetten.Onlar bile memnun bu vaziyetten. Büyüyünce şey diyecekler.Büyüyünce şey diyecekler. Diyecekler ki ne güzel Ramazanlar olurdu, ne güzel namaz kılardık,Diyecekler ki ne güzel Ramazanlar olurdu, ne güzel namaz kılardık, arkada birbirimize dirsek atardık.arkada birbirimize dirsek atardık. Sonra namaz kıldıktan sonrada Hoca dede bize çikolata verirdi, şeker verirdi her akşam.Sonra namaz kıldıktan sonrada Hoca dede bize çikolata verirdi, şeker verirdi her akşam. Bir zamanlar neydi o günler falan diyecekler.Bir zamanlar neydi o günler falan diyecekler. Biz de öyle yapalım falan.Biz de öyle yapalım falan. Babalarımız sıkıştırırdı çocuklarınızı hafız yetiştirin falan diye.Babalarımız sıkıştırırdı çocuklarınızı hafız yetiştirin falan diye. Elhamdûlillah babalarımız bizi hafız yaptı falan diye, derler inşallah.Elhamdûlillah babalarımız bizi hafız yaptı falan diye, derler inşallah.

Allah razı olsun hepinizden.


Allah razı olsun hepinizden.
Evet, yarın son oruç.Evet, yarın son oruç. Ondan sonra bayram.Ondan sonra bayram. Bayramdan sonra seyahat.Bayramdan sonra seyahat. Dubbo da mescid açılışı.Dubbo da mescid açılışı. Mescid açılış merasimi Dubboda, bir dahaki Cumartesi. İnşallah.Mescid açılış merasimi Dubboda, bir dahaki Cumartesi. İnşallah.

El Fâtiha.


El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2