Namaz Vakitleri

15 Cemâziye'l-Âhir 1447
05 December 2025
İmsak
06:35
Güneş
08:07
Öğle
13:00
İkindi
15:21
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Allah’a Yönelmek ve Gıybetten Sakınmak

Mehmed Zahid KOTKU

5 Cemâziye'l-Evvel 1394 / 26.05.1974
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Allah’a Yönelmek ve Gıybetten Sakınmak

Mehmed Zahid KOTKU

5 Cemâziye'l-Evvel 1394 / 26.05.1974
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

BismillâhirrahmânirrahîmBismillâhirrahmânirrahîm el-Hamdülillâhi rabbi’l-âlemin ve’l-âkibetü li’l-muttakîn

el-Hamdülillâhi rabbi’l-âlemin ve’l-âkibetü li’l-muttakîn
es-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedines-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ’lemû eyyühe’l-ihvân feinne efdale’l-kitâbi kitâbullâhİ’lemû eyyühe’l-ihvân feinne efdale’l-kitâbi kitâbullâh fe-enne efdale’l-hedyi hedyu Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemfe-enne efdale’l-hedyi hedyu Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre’l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid’ahve şerre’l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesin bid’ah ve külle bid’atin dalâlehve külle bid’atin dalâleh ve külle dalâletin fi’n-nârve külle dalâletin fi’n-nâr ve bi’s-senedili muttasili ile’n-nebiyyive bi’s-senedili muttasili ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Mâ min abdin yed’û li’l-mü’minîne ve’l-mü’minâti

Mâ min abdin yed’û li’l-mü’minîne ve’l-mü’minâti
illâ raddallâhü aleyhi min külli mü’mininillâ raddallâhü aleyhi min külli mü’minin ve mü’minetin medâ ev hüve kâinün ilâ yevmi’l-kıyâmetive mü’minetin medâ ev hüve kâinün ilâ yevmi’l-kıyâmeti bimisli du’âihî.bimisli du’âihî. Sadaka rasûlü’llah, fî mâ kàl.

Sadaka rasûlü’llah, fî mâ kàl.
Beraber bir istiğfar edelim.

Beraber bir istiğfar edelim.
"Estağfirullah. Estağfirullah.

"Estağfirullah. Estağfirullah.
Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve,Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve, el-hayye'l-kayyûme ve etûbü ileyhi.el-hayye'l-kayyûme ve etûbü ileyhi. Ve nes elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ,Ve nes elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû hüve't-tevvâbü'r-rahîm.innehû hüve't-tevvâbü'r-rahîm. Tevbete abdin zâlimin li-nefsihîTevbete abdin zâlimin li-nefsihî lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ. "lâ yemlikü li-nefsihî mevten ve lâ hayâten ve lâ nüşûrâ. " Beraber bir salat u selam okuyalım.

Beraber bir salat u selam okuyalım.
"Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen

"Allahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen
tâmmen alâ seyyidina Muhammedin ellezi tenhallü bihi’l ‘ukadutâmmen alâ seyyidina Muhammedin ellezi tenhallü bihi’l ‘ukadu ve tenfericu bihi’l-kürabu ve tukdâ bihi’l-havâicuve tenfericu bihi’l-kürabu ve tukdâ bihi’l-havâicu ve tünâlü bihi’r-rağâibuve tünâlü bihi’r-rağâibu ve husnü’l-havâtimi ve yüsteska’l-ğamâmuve husnü’l-havâtimi ve yüsteska’l-ğamâmu fî külli lemhatin ve nefesin bi-‘adedi külli ma’lûmin lek. "fî külli lemhatin ve nefesin bi-‘adedi külli ma’lûmin lek. " Geçen ki dersimizden yani cuma günkü dersten

Geçen ki dersimizden yani cuma günkü dersten
bir hadis-i şerifi tekrar ediyorum.bir hadis-i şerifi tekrar ediyorum. Mâ min abdin etâ ehan lehû yezûruhu fillâhi

Mâ min abdin etâ ehan lehû yezûruhu fillâhi
illâ nâdâ münâdin mine’s-semâiillâ nâdâ münâdin mine’s-semâi en tibte ve tâbet leke’l-cennetü.en tibte ve tâbet leke’l-cennetü. İlâ âhiril hadis.İlâ âhiril hadis. Hz. Enes radıyallahu anh efendimizin beyan buyurduğu bu hadis-i şerifte,

Hz. Enes radıyallahu anh efendimizin beyan buyurduğu bu hadis-i şerifte,
kardeşlerin birbirini ziyaret etmesininkardeşlerin birbirini ziyaret etmesinin ne kadar kıymetli ve faydalı olduğunune kadar kıymetli ve faydalı olduğunu beyan etmektedir ki, bunubeyan etmektedir ki, bunu tabi çok zamanlardan beri vaiz efendilerimizden,tabi çok zamanlardan beri vaiz efendilerimizden, hoca efendilerimizden dinlemekteysek de neden, her nedensehoca efendilerimizden dinlemekteysek de neden, her nedense bu kardeşlik vazifesini ihmal etmekte ve bunun yerinebu kardeşlik vazifesini ihmal etmekte ve bunun yerine kardeşliğe muhalif, hatta insanlığa muhalif,kardeşliğe muhalif, hatta insanlığa muhalif, birbirilerimize karşı dargınlık yerine kaim olmaktadır.birbirilerimize karşı dargınlık yerine kaim olmaktadır. Şimdi bir kardeşin bir kardeşini ziyaretine gidiyor.

Şimdi bir kardeşin bir kardeşini ziyaretine gidiyor.
Bu gidişinden Cenâb-ı Hak o kadar hoşnut ve memnun oluyor ki,Bu gidişinden Cenâb-ı Hak o kadar hoşnut ve memnun oluyor ki, bundan dolayı semadan bir melek nida ediyor:bundan dolayı semadan bir melek nida ediyor: En tibte ve tâbet leke’l-cennetü.

En tibte ve tâbet leke’l-cennetü.
Sen ne güzel iş işledin ve senin yerin cennettir diyor.Sen ne güzel iş işledin ve senin yerin cennettir diyor. Bu yaptığın hareketin mükâfatı cennet olacaktır.Bu yaptığın hareketin mükâfatı cennet olacaktır. Çok iyi iş işledin.Çok iyi iş işledin. Bunun mukabilinde Cenâb-ı Hakk’ında bir nida şeysi daha var:Bunun mukabilinde Cenâb-ı Hakk’ında bir nida şeysi daha var: Ve illâ kâlellâhu azze ve celle.

Ve illâ kâlellâhu azze ve celle.
Hz. Allah azze ve celle buna mukabil buyuruyor ki:Hz. Allah azze ve celle buna mukabil buyuruyor ki: fî melekûti arşihî.fî melekûti arşihî. Abdî.Abdî. Ey benim kulum!Ey benim kulum! Zâranî.Zâranî. Kulum beni ziyaret etti.Kulum beni ziyaret etti. Kardeşin kardeşi ziyaret edişini

Kardeşin kardeşi ziyaret edişini
Cenâb-ı Hak bak ne kadar genişletiyor ve büyütüyor daCenâb-ı Hak bak ne kadar genişletiyor ve büyütüyor da “kulum beni ziyaret etti” diyor.“kulum beni ziyaret etti” diyor. Kardeşin kardeşi ziyaretini,Kardeşin kardeşi ziyaretini, “kulum beni ziyaret etti” diyor.“kulum beni ziyaret etti” diyor. Yani benim rızamı kazandı diyor.Yani benim rızamı kazandı diyor. Ve aleyye kırâhü.

Ve aleyye kırâhü.
Gelen beni ziyaret eden zâirin, ziyaretçininGelen beni ziyaret eden zâirin, ziyaretçinin elbette zair olan, evini ziyaret eden, ziyaret olunan,elbette zair olan, evini ziyaret eden, ziyaret olunan, ziyaret edene bir şey yapacaktır.ziyaret edene bir şey yapacaktır. Kahve verecekir, yemek verecektir.Kahve verecekir, yemek verecektir. Misafirine göre bir ikramı olacaktır.Misafirine göre bir ikramı olacaktır. Bu ikramından dolayı benim de misafirime olan mükâfatım,Bu ikramından dolayı benim de misafirime olan mükâfatım, ve len yerdâ li-veliyyihî bi-kıran dûne’l-cenneti.ve len yerdâ li-veliyyihî bi-kıran dûne’l-cenneti. Ben de ona cennetten başka şeyle razı olmam diyor.Ben de ona cennetten başka şeyle razı olmam diyor. Şu kadar sevap, bu kadar sevap yok,Şu kadar sevap, bu kadar sevap yok, cennet onun yeridir diyor, niçin?cennet onun yeridir diyor, niçin? Kardeşini bak benim için ziyaret etti.

Kardeşini bak benim için ziyaret etti.
Kardeşini benim için ziyaret etti,Kardeşini benim için ziyaret etti, bir maksat bir gaye için değil yani.bir maksat bir gaye için değil yani. Sırf bu da Allah’ın kulu ben de Allah’ın kuluyum.Sırf bu da Allah’ın kulu ben de Allah’ın kuluyum. Onu da Allah yarattı beni de Allah yarattı.Onu da Allah yarattı beni de Allah yarattı. Binâenaleyh onu ben seviyorum şu huylarından,Binâenaleyh onu ben seviyorum şu huylarından, şu sebeplerden dolayı.şu sebeplerden dolayı. Binâenaleyh onu ziyaret üzerime borç diyerektenBinâenaleyh onu ziyaret üzerime borç diyerekten kalktı bir memleketten bir memlekete, bir köyden bir köye,kalktı bir memleketten bir memlekete, bir köyden bir köye, bir mahalleden bir mahalleye gitti, onu ziyaret etti.bir mahalleden bir mahalleye gitti, onu ziyaret etti. Bu ziyaretinden dolayı o kardeşinin memnuniyetinden,Bu ziyaretinden dolayı o kardeşinin memnuniyetinden, Cenâb-ı Hak da ayrıca ona mükâfat olaraktanCenâb-ı Hak da ayrıca ona mükâfat olaraktan cennetini ihsan buyuruyor.cennetini ihsan buyuruyor. Onun için bu bize güzel bir derstir.Onun için bu bize güzel bir derstir. Yani birbirlerimize karşı buğz, adavet,

Yani birbirlerimize karşı buğz, adavet,
fesat tohumları ile dedikodu,fesat tohumları ile dedikodu, birbirlerimize karşı münâferet hasıl edecek şeylerdenbirbirlerimize karşı münâferet hasıl edecek şeylerden içtinab etmek.içtinab etmek. Bir kardeşini ne kadar ziyaret edersen et,Bir kardeşini ne kadar ziyaret edersen et, seversen sev, onun arkasından bir dedikodu yaparsan,seversen sev, onun arkasından bir dedikodu yaparsan, onun aleyhinde bir konuşma yaparsan,onun aleyhinde bir konuşma yaparsan, onun kulağına giderse o kardeş seni sevmez ve sevemez.onun kulağına giderse o kardeş seni sevmez ve sevemez. O da senin aleyhinde konuşacak.O da senin aleyhinde konuşacak. Dün bir misafirim geldi de dedi ki, biz mektepte okurken eski zamanda,

Dün bir misafirim geldi de dedi ki, biz mektepte okurken eski zamanda,
doksanlık bir efendi.doksanlık bir efendi. Bize şöyle bir hikâye okuttular.Bize şöyle bir hikâye okuttular. Keçi ile koyun arkadaş olmuşlar.Keçi ile koyun arkadaş olmuşlar. Güzel bir hikâye.Güzel bir hikâye. Gezerlerken bir hendekten atlamak lazım gelmiş.Gezerlerken bir hendekten atlamak lazım gelmiş. Koyun atlarken kuyruğu fırlamış.Koyun atlarken kuyruğu fırlamış. Fırlayınca keçi demiş ki gördüm gördüm, demiş.Fırlayınca keçi demiş ki gördüm gördüm, demiş. Gördüm gördüm, hani edep yeri açılmış sözde.Gördüm gördüm, hani edep yeri açılmış sözde. Koyun da demiş ki seninki her gün açık ya.Koyun da demiş ki seninki her gün açık ya. Benimki bir atlarken açıldı, fakat seninki her gün açık ya demiş.Benimki bir atlarken açıldı, fakat seninki her gün açık ya demiş. İnsan kendi ayıbını görmeyip de

İnsan kendi ayıbını görmeyip de
karşısındaki kardeşinde ayıp aramaya kalkmasıkarşısındaki kardeşinde ayıp aramaya kalkması gayet çirkin bir şeydir.gayet çirkin bir şeydir. Ayıpsız insan olmaz ki canım.Ayıpsız insan olmaz ki canım. Melek değiliz, hepimizin dolu ayıbı var.Melek değiliz, hepimizin dolu ayıbı var. Binâenaleyh karşındaki adamda ayıp arayacağınaBinâenaleyh karşındaki adamda ayıp arayacağına kendi ayıplarını bul onların ıslahına çalış.kendi ayıplarını bul onların ıslahına çalış. Yapabiliyorsan ne mutlu sana.Yapabiliyorsan ne mutlu sana. Sen ıslah edemedikten sonra, bir sigarayı bırakamıyorsun.Sen ıslah edemedikten sonra, bir sigarayı bırakamıyorsun. Bilmem bir şunu bırakamıyorsun, bir onu bırakamıyorsun.Bilmem bir şunu bırakamıyorsun, bir onu bırakamıyorsun. Bir sürü kabahatlerin içerisinde kıvranıp yorulur dururken,Bir sürü kabahatlerin içerisinde kıvranıp yorulur dururken, kalkıyorsun başkasında bir sürü kabahat aramaya.kalkıyorsun başkasında bir sürü kabahat aramaya. Tabi bu da ne yapıyor?

Tabi bu da ne yapıyor?
Bizim kardeşlik hislerimizi alt üst ediyor.Bizim kardeşlik hislerimizi alt üst ediyor. Ondan sonra ne sen beni sevebiliyorsunOndan sonra ne sen beni sevebiliyorsun ne de ben seni sevebiliyorum.ne de ben seni sevebiliyorum. Kalıyor ortada çıkılmaz bir dert.Kalıyor ortada çıkılmaz bir dert. Allah kusurlarımızı affetsin.Allah kusurlarımızı affetsin. Onun için buna gıybet diyorlar yaOnun için buna gıybet diyorlar ya en büyük günah-ı kebâir olaraktan.en büyük günah-ı kebâir olaraktan. Necaset iki kısım:

Necaset iki kısım:
Necâset-i maneviye, necâset-i maddiye.Necâset-i maneviye, necâset-i maddiye. Necaset-i maddiye, bildiğimiz necisler.Necaset-i maddiye, bildiğimiz necisler. Üzerimize bulaşırsa o necislerle namaz kılmamız caiz olur mu?Üzerimize bulaşırsa o necislerle namaz kılmamız caiz olur mu? Eğer üstümüzdeki necaset hafifse dörtte birini,Eğer üstümüzdeki necaset hafifse dörtte birini, eğer kalın, ağır necasetse pislik gibi,eğer kalın, ağır necasetse pislik gibi, avuç ayası kadar, bir tırnak kadar bir yere bulaştırırsan kiavuç ayası kadar, bir tırnak kadar bir yere bulaştırırsan ki tırnak kadar demişler Hz. Ömer’in tırnağıtırnak kadar demişler Hz. Ömer’in tırnağı bizim avucumuz gibi gayet geniş olduğundan,bizim avucumuz gibi gayet geniş olduğundan, bizde avuç ayası kadar tabiri oradan gelmiştir.bizde avuç ayası kadar tabiri oradan gelmiştir. Bu kadarcık bir yer o necaset-i galîzadan bulaşırsa,Bu kadarcık bir yer o necaset-i galîzadan bulaşırsa, bu kimsenin abdesti, namazı sahih olmaz.bu kimsenin abdesti, namazı sahih olmaz. Onu yıkaması lazım, bulunduğu takdirde.Onu yıkaması lazım, bulunduğu takdirde. E bu necaset-i zahireyi böyle

E bu necaset-i zahireyi böyle
yıkamadıkça olmuyor da necaset-i maneviyye ile oluyor mu dersin bu işe?yıkamadıkça olmuyor da necaset-i maneviyye ile oluyor mu dersin bu işe? Oluyor mu dersin?Oluyor mu dersin? Onun için ahlâkların ıslahı farz-ı ayn’dır.

Onun için ahlâkların ıslahı farz-ı ayn’dır.
Ahlâkların ıslahı farz-ı ayn’dır.Ahlâkların ıslahı farz-ı ayn’dır. Nasıl ki namaz kılmak farz-ı ayn’dır,Nasıl ki namaz kılmak farz-ı ayn’dır, oruç tutmak farz-ı ayn’dır.oruç tutmak farz-ı ayn’dır. Farz-ı ayn olunca ahlâkların tasfiyesi de farz-ı ayn’dır.Farz-ı ayn olunca ahlâkların tasfiyesi de farz-ı ayn’dır. Binâenaleyh maddi necasetlerle namaz sahih olmuyorsa,Binâenaleyh maddi necasetlerle namaz sahih olmuyorsa, manevi necasetlerle de namaz öylece sahih olmaz.manevi necasetlerle de namaz öylece sahih olmaz. Yani borcunu ödemiş olursun, belki defterindenYani borcunu ödemiş olursun, belki defterinden silerler bu borcunu (namazını) kılmış diyerekten amasilerler bu borcunu (namazını) kılmış diyerekten ama eline bir şey geçmez senin.eline bir şey geçmez senin. Eline bir şey geçmez.Eline bir şey geçmez. Onun için dedikodu en büyük günah olduğundan

Onun için dedikodu en büyük günah olduğundan
Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Azîmüşşân’nın birçok yerlerindeCenâb-ı Hak, Kur’an-ı Azîmüşşân’nın birçok yerlerinde âyet-i kerîmelerle men etmiş ve en nihayet onuâyet-i kerîmelerle men etmiş ve en nihayet onu ölü kardeşinin etini yemeyi teşbih ederektenölü kardeşinin etini yemeyi teşbih ederekten bizi bu gibi şeylerden uzaklaştırmaya şey yapmıştır.bizi bu gibi şeylerden uzaklaştırmaya şey yapmıştır. İkinci bir geçen cumadan dersimizin bir tekrarı.

İkinci bir geçen cumadan dersimizin bir tekrarı.
Rüya görürüz uykularımızda.Rüya görürüz uykularımızda. Bu gördüğümüz rüyalarımız iki kısımdır.Bu gördüğümüz rüyalarımız iki kısımdır. Eğer abdest alarak, namaz kılarak yattı isek,Eğer abdest alarak, namaz kılarak yattı isek, okuyarak abdestli abdetli yattıysak,okuyarak abdestli abdetli yattıysak, bu ruh yükseliyor Arş’a kadar.bu ruh yükseliyor Arş’a kadar. Gördüğü rüya sahih olur.Gördüğü rüya sahih olur. Yok, abdestsiz olarak yattıysa,Yok, abdestsiz olarak yattıysa, gördüğü rüyalara itibar edilmez.gördüğü rüyalara itibar edilmez. Ekseriyetle şeytanî olur, nefsanî olur.Ekseriyetle şeytanî olur, nefsanî olur. Geçen haftadanki derslerden bir tanesi daha.

Geçen haftadanki derslerden bir tanesi daha.
İnsanlarda bir meziyet vardır ki üstünlüğü severler.İnsanlarda bir meziyet vardır ki üstünlüğü severler. Üstün olmak, büyük olmak, insanların hemenÜstün olmak, büyük olmak, insanların hemen tıynet-i iktizasıdır.tıynet-i iktizasıdır. Hep büyüklüğü severler.Hep büyüklüğü severler. Bu büyüklük dolayısıyla işte birçok şeyleri de göze alırlar insanlar.Bu büyüklük dolayısıyla işte birçok şeyleri de göze alırlar insanlar. Binâenaleyh insanlar yükselmeyi göze aldıkları müddetçeBinâenaleyh insanlar yükselmeyi göze aldıkları müddetçe Allah’ın gözünden düşerler.Allah’ın gözünden düşerler. Tâbir.Tâbir. Allah’ın gözünden düşmek,Allah’ın gözünden düşmek, insanlar arasında yükselme gayesini,insanlar arasında yükselme gayesini, gayesini güden insanlardadır.gayesini güden insanlardadır. Ben de gösterileyim parmakla.Ben de gösterileyim parmakla. Şöyle bir adam desinler bana diyerektenŞöyle bir adam desinler bana diyerekten kendisine çalım veriyor ve gayret gösteriyor.kendisine çalım veriyor ve gayret gösteriyor. Bu gayretin neticesinde deBu gayretin neticesinde de Cenâb-ı Hakk’ın gözünden düşmesine vesile oluyor.Cenâb-ı Hakk’ın gözünden düşmesine vesile oluyor. Onun için:Onun için: Men tevâda’a rafe’ahullâh.

Men tevâda’a rafe’ahullâh.
Kim tevazu ederse Allah onu yükseltir,Kim tevazu ederse Allah onu yükseltir, kim büyüklenmek isterse Allah da onu alçaltır.kim büyüklenmek isterse Allah da onu alçaltır. Yine geçen ki dersimizden kalan bir

Yine geçen ki dersimizden kalan bir
dersten tekrar ediyorum.dersten tekrar ediyorum. Her gün istiğfarı elden bırakmamak.Her gün istiğfarı elden bırakmamak. Her gün istiğfarı, hiç olmazsa gündeHer gün istiğfarı, hiç olmazsa günde 70 kere istiğfar etmeyi vazife edinmeli.70 kere istiğfar etmeyi vazife edinmeli. Biz bunu 100’e iblağ ediyoruz.Biz bunu 100’e iblağ ediyoruz. Hiç olmaz ise bir tesbihi 100 kereHiç olmaz ise bir tesbihi 100 kere estağfirullah el-Azîm.estağfirullah el-Azîm. Günahları gözünün önüne getirerekten.Günahları gözünün önüne getirerekten. Estağfirullah el-Azîm, estağfirullah el-Azîm,Estağfirullah el-Azîm, estağfirullah el-Azîm, estağfirullah el-Azîm diye 100 tane istiğfarı sabahestağfirullah el-Azîm diye 100 tane istiğfarı sabah ve 100 defa da yatarken demeyi tavsiye buyurmuşlar.ve 100 defa da yatarken demeyi tavsiye buyurmuşlar. Yine geçen ki dersimizden bir tane daha size söylüyorum.

Yine geçen ki dersimizden bir tane daha size söylüyorum.
Her kim Allahu Teâlâ’nın rızasınıHer kim Allahu Teâlâ’nın rızasını kast ederekten az veya çok bir sadaka verirse...kast ederekten az veya çok bir sadaka verirse... Cümlemize iman selameti nasibi müyesser eylesin.Cümlemize iman selameti nasibi müyesser eylesin. Yalnız bak şimdi şurasını söylerken

Yalnız bak şimdi şurasını söylerken
aklıma bir şey geldi.aklıma bir şey geldi. Dün bize misafirler geldi, yabancı misafirler.Dün bize misafirler geldi, yabancı misafirler. Birisi bu misafirin Beyoğlu tarafında bir yerde oturuyormuş.Birisi bu misafirin Beyoğlu tarafında bir yerde oturuyormuş. Kapı çalındı tak tak.Kapı çalındı tak tak. Açmışlar bir hanım kız süslü püslü, temiz.Açmışlar bir hanım kız süslü püslü, temiz. Müsaade ederseniz sizi ziyarete geldim.Müsaade ederseniz sizi ziyarete geldim. Affedersiniz bakın, bakın size çok ders olacak bir ibret.Affedersiniz bakın, bakın size çok ders olacak bir ibret. Sizi ziyaret geldim müsaade ederseniz diyor hanım kız.Sizi ziyaret geldim müsaade ederseniz diyor hanım kız. Buyurun.Buyurun. Tabi nezaket itibariyle buyurun dedi.Tabi nezaket itibariyle buyurun dedi. Gelmiş oturmuş.Gelmiş oturmuş. Birkaç sözün arkasından İncil’ini çıkarmış,Birkaç sözün arkasından İncil’ini çıkarmış, öpmüş öpmüş öpmüş.öpmüş öpmüş öpmüş. Demiş kitap bu kitap.Demiş kitap bu kitap. Kitap bu kitap, din bu din.Kitap bu kitap, din bu din. Kitap bu kitap din bu din,Kitap bu kitap din bu din, başka din yok başka kitap yok demiş.başka din yok başka kitap yok demiş. Aldanmayın.Aldanmayın. Gelin gavur olun, yani buna iman edin.Gelin gavur olun, yani buna iman edin. Tabi o daha süslemiş sözlerini ne kadar söylediyse.Tabi o daha süslemiş sözlerini ne kadar söylediyse. Bizim kitabımızın aleyhinde neler bellediyse onları söylemiş,Bizim kitabımızın aleyhinde neler bellediyse onları söylemiş, kendi kitaplarının da yüksekliği hakkında neler lazım geliyorsakendi kitaplarının da yüksekliği hakkında neler lazım geliyorsa onları da söylemiş.onları da söylemiş. Fakat o evde bir bilgin var,Fakat o evde bir bilgin var, dinini bilen bir efendi onu mahcup duruma düşürmüş.dinini bilen bir efendi onu mahcup duruma düşürmüş. Fakat bu Beyoğlu.Fakat bu Beyoğlu. Beyoğlu’nda dinini bilecek kaç tane insan bulursunuz?Beyoğlu’nda dinini bilecek kaç tane insan bulursunuz? Onlara bu zehiri akıtıncaOnlara bu zehiri akıtınca içlerine hiç olmazsa bir şüphe düşer.içlerine hiç olmazsa bir şüphe düşer. Şüphe düşmesi yeter zaten.Şüphe düşmesi yeter zaten. Şüphenin düşmesi yeter.Şüphenin düşmesi yeter. Sahi mi ya, acaba biz yanlış yolda mıyız?Sahi mi ya, acaba biz yanlış yolda mıyız? Demesi yeter ona.Demesi yeter ona. Binâenaleyh biz kaç Müslüman kardeşimizin kapısını çalıp da

Binâenaleyh biz kaç Müslüman kardeşimizin kapısını çalıp da
ona İslamiyet şöyle güzeldir, böyle güzeldirona İslamiyet şöyle güzeldir, böyle güzeldir diye girebildik mi?diye girebildik mi? Bir selam verip de bir hâl hatırını sorabildiğimiz oluyor mu acaba?Bir selam verip de bir hâl hatırını sorabildiğimiz oluyor mu acaba? Gidersek, bir para isteyeceksek gideriz,Gidersek, bir para isteyeceksek gideriz, bir menfaatimiz varsa gideriz.bir menfaatimiz varsa gideriz. Yoksa öyle Müslümanlık öğretelim diyerektenYoksa öyle Müslümanlık öğretelim diyerekten bir insanın evine gitmek hiç bizim âdetimiz değil.bir insanın evine gitmek hiç bizim âdetimiz değil. Onun için Pakistanlılar bağırırlar bağırırlar ama

Onun için Pakistanlılar bağırırlar bağırırlar ama
kendileri dinlerler giderler zavallılar.kendileri dinlerler giderler zavallılar. Allah kusurlarımız affetsin.Allah kusurlarımız affetsin. Mâ min ‘abdin illâ ve fî vechihî ‘aynâni.

Mâ min ‘abdin illâ ve fî vechihî ‘aynâni.
Şimdi bunu iyi dinleyiniz.Şimdi bunu iyi dinleyiniz. Bakınız kusurlarımızın nerden ileri geldiğiBakınız kusurlarımızın nerden ileri geldiği burada açıklanacak.burada açıklanacak. Mâ min ‘abdin illâ ve fî vechihî ‘aynâni.Mâ min ‘abdin illâ ve fî vechihî ‘aynâni. Hiç kimse yok herkesin iki tane gözü var tabi. ‘Aynâni.Hiç kimse yok herkesin iki tane gözü var tabi. ‘Aynâni. İki gözü vardır yüzünde.İki gözü vardır yüzünde. Ki, yübsiru bihimâ emra’d-dünyâ.Ki, yübsiru bihimâ emra’d-dünyâ. Dünya işlerini bununla görür.Dünya işlerini bununla görür. İşini yapar, gideceği yere gider gelir neler lazımsaİşini yapar, gideceği yere gider gelir neler lazımsa bu gözler ile yapar onu.bu gözler ile yapar onu. Hatta bazen bu gözlerden mahrum olan âmâlarımız da var.

Hatta bazen bu gözlerden mahrum olan âmâlarımız da var.
Bu âmâlarımız içinde çok zeki insanlar da vardır.Bu âmâlarımız içinde çok zeki insanlar da vardır. Bu gözsüzlükleriyle beraber kimisi hafız olmuştur,Bu gözsüzlükleriyle beraber kimisi hafız olmuştur, kimisi de başka mesleklerin sahibi olanları da vardır bunların içerisinde.kimisi de başka mesleklerin sahibi olanları da vardır bunların içerisinde. Fakat göz nimeti büyük nimettir.Fakat göz nimeti büyük nimettir. Binâenaleyh gözlerden doğuş itibariyle veyahutBinâenaleyh gözlerden doğuş itibariyle veyahut sonradan gözsüz kalmak suretiyle kalanlarsonradan gözsüz kalmak suretiyle kalanlar şükrettikleri taktirde bu hallerine de,şükrettikleri taktirde bu hallerine de, mükâfat olaraktan da kendilerine cennet verilecektir.mükâfat olaraktan da kendilerine cennet verilecektir. Ve cennette Cenâb-ı Hakk’ı ilk evvel görecek olanlar da körler olacaktır.Ve cennette Cenâb-ı Hakk’ı ilk evvel görecek olanlar da körler olacaktır. Onların bu dünyadaki gözsüzlüklerine mukabil.Onların bu dünyadaki gözsüzlüklerine mukabil. Ve ‘aynâni fî kalbihî.

Ve ‘aynâni fî kalbihî.
Şimdi iki göz yüzde var.Şimdi iki göz yüzde var. İki göz de ve ‘aynâni fî kalbihî.İki göz de ve ‘aynâni fî kalbihî. İki göz de gönlünde var, kalbinde var.İki göz de gönlünde var, kalbinde var. Yani dört gözün sahibiyiz o zaman.Yani dört gözün sahibiyiz o zaman. İki göz yüzde iki göz gönülde, kalpte.İki göz yüzde iki göz gönülde, kalpte. Yübsiru bihimâ emra’l-âhirati.Yübsiru bihimâ emra’l-âhirati. Bu gözlerle dünyasını görür, dünya işlerini halleder.Bu gözlerle dünyasını görür, dünya işlerini halleder. Bu gönül gözleriyle de ahiretini görür iman eder,Bu gönül gözleriyle de ahiretini görür iman eder, ahiretini kazanır cennetteki evini yapar.ahiretini kazanır cennetteki evini yapar. Cennette evini yapması bu iç gözlerinin olmasına bağlı.Cennette evini yapması bu iç gözlerinin olmasına bağlı. Feizâ erâdallâhü bi-‘abdin hayran feteha ‘ayneyhilleteyni fî kalbihî.

Feizâ erâdallâhü bi-‘abdin hayran feteha ‘ayneyhilleteyni fî kalbihî.
Cenâb-ı Hak hayır murad ettiği kullarının iç gözlerini açar.Cenâb-ı Hak hayır murad ettiği kullarının iç gözlerini açar. İç gözlerini açar ve bu iç gözleriyle,İç gözlerini açar ve bu iç gözleriyle, feebsara bihimâ mâ ve’adehû.feebsara bihimâ mâ ve’adehû. Vadettiği ahiret âlemindeki hayatlarını ve dünyadakiVadettiği ahiret âlemindeki hayatlarını ve dünyadaki göremediğimiz birçok şeyleri onagöremediğimiz birçok şeyleri ona bu gözleri vasıtasıyla gösterilir.bu gözleri vasıtasıyla gösterilir. Sana ufak bir misal göstereyim, söyleyeyim şimdi.Sana ufak bir misal göstereyim, söyleyeyim şimdi. Hz. Ömer, hepimiz biliriz,

Hz. Ömer, hepimiz biliriz,
bunun bir de kumandanı var Sâre, işitiriz.bunun bir de kumandanı var Sâre, işitiriz. Birisi Medine’de birisi de Acemistan’da.Birisi Medine’de birisi de Acemistan’da. Kumandan muharebede Acemistan’da, her nerede muharebe ediyorsa.Kumandan muharebede Acemistan’da, her nerede muharebe ediyorsa. Hz. Ömer Medine’denHz. Ömer Medine’den o Sâre denilen kumandanın muhasaraya düştüğünü görüyor.o Sâre denilen kumandanın muhasaraya düştüğünü görüyor. Muhasaraya düştüğünü görüyor, Acem ordusu çeviriyor onu.Muhasaraya düştüğünü görüyor, Acem ordusu çeviriyor onu. Hem kendisi hutbe esnasında imiş.Hem kendisi hutbe esnasında imiş. Hutbe esnasında kumandasının,Hutbe esnasında kumandasının, İslam askerinin acem askeri tarafından muhasaraya, çevirmeİslam askerinin acem askeri tarafından muhasaraya, çevirme hareketine almış adam, çeviriyor.hareketine almış adam, çeviriyor. Hutbeyi bırakıyor, yâ Sâre ile’l-cebel,Hutbeyi bırakıyor, yâ Sâre ile’l-cebel, yâ Sâre ile’l-cebel bağırıyor.yâ Sâre ile’l-cebel bağırıyor. Herkes susuyor.Herkes susuyor. Bu Hz. Ömer’e ne oldu şimdi!Bu Hz. Ömer’e ne oldu şimdi! Hutbe okuyor burada, Sâre tâ Acemistan’da nerde, muharebede.Hutbe okuyor burada, Sâre tâ Acemistan’da nerde, muharebede. Buradan ne diye bağırıyor bu adam?Buradan ne diye bağırıyor bu adam? Hemen saate bakmışlar, gününü tespit etmişler,

Hemen saate bakmışlar, gününü tespit etmişler,
bakalım ne olacak bunun altında bir şey var demişler.bakalım ne olacak bunun altında bir şey var demişler. Sâre gelmiş, muharebeyi kazanmış,Sâre gelmiş, muharebeyi kazanmış, bir sürü ganimetle gelmiş.bir sürü ganimetle gelmiş. Eğer demiş Hz. Ömer’in o sesi olmasaydı,Eğer demiş Hz. Ömer’in o sesi olmasaydı, bana o nidası gelmeseydi,bana o nidası gelmeseydi, ben esir olduydum İslam ordusu ile beraber.ben esir olduydum İslam ordusu ile beraber. İşte o göz ki, o gönüldedir o göz.

İşte o göz ki, o gönüldedir o göz.
O gönülde olan gözün açıklığı ileO gönülde olan gözün açıklığı ile insan hem dünyasında hem ahiretinde birçok şeyleri görürinsan hem dünyasında hem ahiretinde birçok şeyleri görür ve kendisini ahiretine hazırlar.ve kendisini ahiretine hazırlar. Dünya fanidir.Dünya fanidir. Burada gelen herkes 50, 60, 80 seneBurada gelen herkes 50, 60, 80 sene ömrünü tüketip gidecek.ömrünü tüketip gidecek. Gittikten sonra asıl lazım olan ebediyet evi,Gittikten sonra asıl lazım olan ebediyet evi, ebediyet evi dediğimiz cennet ahiret evi,ebediyet evi dediğimiz cennet ahiret evi, asıl orası için buradaki [hayat].asıl orası için buradaki [hayat]. Burası dar-ı imtihan.Burası dar-ı imtihan. Orasını kazanmak için buraya gönderilmişiz.Orasını kazanmak için buraya gönderilmişiz. Bu kazancı burada temin edebildiğimiz taktirde ne mutlu bize orası.Bu kazancı burada temin edebildiğimiz taktirde ne mutlu bize orası. Yok burada o imandan ve İslam’ınYok burada o imandan ve İslam’ın şeylerinden mahrum olaraktan gidersek o zaman da ne yazık olur,şeylerinden mahrum olaraktan gidersek o zaman da ne yazık olur, Allah muhafaza etsin. Binâenaleyh;Allah muhafaza etsin. Binâenaleyh; Mâ ve’adehû bi’l-ğaybi feâmene bi’l-ğaybi ale’l-ğaybi.

Mâ ve’adehû bi’l-ğaybi feâmene bi’l-ğaybi ale’l-ğaybi.
Ve izâ erâde bihî ğayra zâlike terakehû ‘alâ mâ fîhiVe izâ erâde bihî ğayra zâlike terakehû ‘alâ mâ fîhi sümme karae:sümme karae: Em ‘âlâ kulûbin akfâlühâ.Em ‘âlâ kulûbin akfâlühâ. Bu âyet-i kerîmeyi okudu Cenâb-ı Peygamber.Bu âyet-i kerîmeyi okudu Cenâb-ı Peygamber. Bu âyet-i kerîmede şöyle diyor:Bu âyet-i kerîmede şöyle diyor: Ulâikellezîne le’anehümullahü.

Ulâikellezîne le’anehümullahü.
Allahın lanet ettiği kimseler, kafirler.Allahın lanet ettiği kimseler, kafirler. Yani Allahu Teâlâ onları rahmetinden uzak ediyor,Yani Allahu Teâlâ onları rahmetinden uzak ediyor, hayırlardan uzak ediyor.hayırlardan uzak ediyor. Le’anehümullahü Lanet, uzaklaştırmak, tecrit etmek.Le’anehümullahü Lanet, uzaklaştırmak, tecrit etmek. Ve a’mâ.Ve a’mâ. Kör etmiş. Niçin?Kör etmiş. Niçin? Lâ ya’lemûne hakîkate’l-islâmi.Lâ ya’lemûne hakîkate’l-islâmi. İslamı bilmiyor; kör, sağır.İslamı bilmiyor; kör, sağır. Sağır olduğundan dolayı işitmiyor İslam’ın sözlerini.Sağır olduğundan dolayı işitmiyor İslam’ın sözlerini. Lâ yesmeu’ne hakîkate’l-kelâmi’l-islâmiyye.Lâ yesmeu’ne hakîkate’l-kelâmi’l-islâmiyye. Allah sağır kılmış.Allah sağır kılmış. İç gözleri olduğu gibi, iç kulakları da var.İç gözleri olduğu gibi, iç kulakları da var. Bu kulaklar dünyayı görür.Bu kulaklar dünyayı görür. İç kulakları da ahiretin sözlerini işitir.İç kulakları da ahiretin sözlerini işitir. Ve a’mâ ebsârahüm.

Ve a’mâ ebsârahüm.
Basarları var fakat göremiyorlar.Basarları var fakat göremiyorlar. Allah gözlerini de kör etmiş. Niçin?Allah gözlerini de kör etmiş. Niçin? Lâ yettebi’ûne tarîka’l-islâmi.Lâ yettebi’ûne tarîka’l-islâmi. İslam yoluna girmiyorlar.İslam yoluna girmiyorlar. İslam yoluna girmemek, kalplerin kapalılığı,İslam yoluna girmemek, kalplerin kapalılığı, gözlerin kapalılığının alameti buradan ileri geliyor.gözlerin kapalılığının alameti buradan ileri geliyor. E-felâ yetedebberûne’l-kur’âne

E-felâ yetedebberûne’l-kur’âne
em ‘âlâ kulûbin akfâlühâ.em ‘âlâ kulûbin akfâlühâ. Kur’an’ı okuyorlar fakat düşünmüyorlar nedir bu okuduğumuz Kur’an.Kur’an’ı okuyorlar fakat düşünmüyorlar nedir bu okuduğumuz Kur’an. Kur’an’a uymuyor.Kur’an’a uymuyor. Kur’an’a uymamak, Kur’an’a uymamak en büyük bela işte.Kur’an’a uymamak, Kur’an’a uymamak en büyük bela işte. Okumak hüner değil ki.Okumak hüner değil ki. Hâ onu da söyleyeyim şimdi.Hâ onu da söyleyeyim şimdi. O gelen misafirler Kıbrıslı.O gelen misafirler Kıbrıslı. Mısır’dan papaz getirmişler Kıbrıs’a.Mısır’dan papaz getirmişler Kıbrıs’a. Mısır’dan papaz getirmişler Kıbrıs’a,Mısır’dan papaz getirmişler Kıbrıs’a, İslam hakkında konferans versin diyerekten.İslam hakkında konferans versin diyerekten. Bir papaz İslamiyet hakkındaBir papaz İslamiyet hakkında Müslümanlara konferans veriyor,Müslümanlara konferans veriyor, Müslümanlar da ağızlarının sularını akıta akıta dinliyorlar.Müslümanlar da ağızlarının sularını akıta akıta dinliyorlar. Gavur papazı.Gavur papazı. Dediler ki, niçin bir Müslüman bir hocayı getirmediniz deDediler ki, niçin bir Müslüman bir hocayı getirmediniz de bir papazı getirdiniz böyle şey olur mu?bir papazı getirdiniz böyle şey olur mu? Dedi ki, Müslüman hocaları dinlemiyor bizim münevverler.

Dedi ki, Müslüman hocaları dinlemiyor bizim münevverler.
Fakat papazın sözü olunca onu baştacı sayıyorlar.Fakat papazın sözü olunca onu baştacı sayıyorlar. Papaz efendi böyle dedi,Papaz efendi böyle dedi, Papaz çünkü üç beş dilden anlıyormuş,Papaz çünkü üç beş dilden anlıyormuş, şöyle mütefenni imiş bilmem neymiş.şöyle mütefenni imiş bilmem neymiş. Binaenaleyh onun sözüne kıymet veriyorlar.Binaenaleyh onun sözüne kıymet veriyorlar. Onun için papazı getirdik ki bu münevver dediğimiz tabaka dinlesinler,Onun için papazı getirdik ki bu münevver dediğimiz tabaka dinlesinler, şu papazdan müslümanlığı öğrensinler bari.şu papazdan müslümanlığı öğrensinler bari. Allah bizi affetsin.Allah bizi affetsin. Papaz bize Müslümanlığı öğretecekte biz de Müslüman olacağız Allah affetsin.Papaz bize Müslümanlığı öğretecekte biz de Müslüman olacağız Allah affetsin. Ne hale gelmişiz yani ne hale gelmişiz.Ne hale gelmişiz yani ne hale gelmişiz. Bir başkası söyleseydi inanmazdım ama kendilerinin nakilleri.Bir başkası söyleseydi inanmazdım ama kendilerinin nakilleri. Allaah.Allaah. Ma min ‘abdin mü’minin yehrucu min ‘ayneyhi mine’d-dümû’i

Ma min ‘abdin mü’minin yehrucu min ‘ayneyhi mine’d-dümû’i
mislü ra’si’z-zübâbi min haşyetillâhi.mislü ra’si’z-zübâbi min haşyetillâhi. Şu Allah korkusu yok mu ya, ne kadar kıymetliŞu Allah korkusu yok mu ya, ne kadar kıymetli ne kadar büyük ne kadar mühim bir şeydir.ne kadar büyük ne kadar mühim bir şeydir. O Allah korkusu olmayınca hiçbir şey de olmuyor yani.O Allah korkusu olmayınca hiçbir şey de olmuyor yani. Onun için Ra’sü’l-hikmeti mehâfetullâhi.

Onun için Ra’sü’l-hikmeti mehâfetullâhi.
Hikmetin başı Allah korkusudur.Hikmetin başı Allah korkusudur. Allah korkusu gönle girmedikçeAllah korkusu gönle girmedikçe dünyanın kitaplarını yutsan ne olacak,dünyanın kitaplarını yutsan ne olacak, edebiyatı yutsan ne olacak.edebiyatı yutsan ne olacak. Efendim mantıkını yutsan ne olacak.Efendim mantıkını yutsan ne olacak. Fenlerini yutsan ne olacak yani.Fenlerini yutsan ne olacak yani. Şimdi burda diyor ki gözünden bir insanın şöyleŞimdi burda diyor ki gözünden bir insanın şöyle bir iğne ucu kadar mislü ra’si’z-zübabbir iğne ucu kadar mislü ra’si’z-zübab bir sinek başı kadar azıcık bir şeybir sinek başı kadar azıcık bir şey akıyor gözünden yaş Allah korkusundan dolayı.akıyor gözünden yaş Allah korkusundan dolayı. O yaş da yüzünü böyle ıslatıyor.O yaş da yüzünü böyle ıslatıyor. Bu ıslatan yüzü ki o yüzün sahibiniBu ıslatan yüzü ki o yüzün sahibini Allahu Teala cehennemimde yakmam diyor.Allahu Teala cehennemimde yakmam diyor. Ama bu ağlamaları, biz ağlarız.Ama bu ağlamaları, biz ağlarız. Bazı felaketler olur, rahatsızlıklar olur,Bazı felaketler olur, rahatsızlıklar olur, musibetler olur, onlara karşı ağlarızmusibetler olur, onlara karşı ağlarız çok da yaş dökeriz ama onun kıymeti yok.çok da yaş dökeriz ama onun kıymeti yok. Bu ağlayış yâ Rab ben sana kul olamadım ki,Bu ağlayış yâ Rab ben sana kul olamadım ki, sana karşı kulluk bir yapamıyorum, kusurum da çok.sana karşı kulluk bir yapamıyorum, kusurum da çok. Bundan dolayı havf u haşyetBundan dolayı havf u haşyet dolayısıyla gözlerinden bir yaş akabilirse ne mutlu ona.dolayısıyla gözlerinden bir yaş akabilirse ne mutlu ona. Fetemessühü’n-nâru ebeden.

Fetemessühü’n-nâru ebeden.
Yani ona katiyen cehennem isabet etmez,Yani ona katiyen cehennem isabet etmez, Allah korkusu için ağlayan gözlere.Allah korkusu için ağlayan gözlere. Bu yukarıda da bir hadis-i şerifte de geçmişti ki,Bu yukarıda da bir hadis-i şerifte de geçmişti ki, üç kimse zikrolunuyordu ki, üç kişiden birisi deüç kimse zikrolunuyordu ki, üç kişiden birisi de Allah korkusundan ağlayan gözler.Allah korkusundan ağlayan gözler. Allah korkusu için ağlayan gözlerin sahibineAllah korkusu için ağlayan gözlerin sahibine cehennem isabet etmeyecek.cehennem isabet etmeyecek. Yani göze isabet etmeyecek demek,Yani göze isabet etmeyecek demek, o göz sahibini cehennem yakmayacak demektir.o göz sahibini cehennem yakmayacak demektir. Fakat beşerin elinde ne var Allah affetsin kusurlarımızı.Fakat beşerin elinde ne var Allah affetsin kusurlarımızı. Ve bize Cenâb-ı Peygamber’in çok güzel duaları var.Ve bize Cenâb-ı Peygamber’in çok güzel duaları var. Onları okuyabilmek çok önemli.Onları okuyabilmek çok önemli. Allâhümme innî es’elüke rahmeten min ‘ındike tehdî bihâ kalbî.

Allâhümme innî es’elüke rahmeten min ‘ındike tehdî bihâ kalbî.
Ya Rabbi Senin öyle bir rahmetini isterim ki ben,Ya Rabbi Senin öyle bir rahmetini isterim ki ben, Senin o rahmetin dolayısıyla benim kalbim hidayete erişsin.Senin o rahmetin dolayısıyla benim kalbim hidayete erişsin. Yani bize talim ediyor tabi.

Yani bize talim ediyor tabi.
Senin vereceğin o rahmet dolayısıyla kalbim hidayete erişsin.Senin vereceğin o rahmet dolayısıyla kalbim hidayete erişsin. Çünkü rahmet gelmeyince gökten, yerden yeşillik bitmiyor,Çünkü rahmet gelmeyince gökten, yerden yeşillik bitmiyor, ağaçlarda meyve vermiyor.ağaçlarda meyve vermiyor. Yer kuruyor, mahsuller kurur bir şey olmaz.Yer kuruyor, mahsuller kurur bir şey olmaz. Yerdeki mahsullerin olmasıYerdeki mahsullerin olması gökten gelecek yağmurlara bağlı.gökten gelecek yağmurlara bağlı. Hele o yağmurlar zamanında olmazsa yine işe yaramaz.Hele o yağmurlar zamanında olmazsa yine işe yaramaz. Zamanında yağan yağmurlar mahsullerimizi bollandırır.Zamanında yağan yağmurlar mahsullerimizi bollandırır. Binaenaleyh gönlümüze gelecek olan o rahmet-i İlahiye,Binaenaleyh gönlümüze gelecek olan o rahmet-i İlahiye, gönlümüzün mamur olmasına,gönlümüzün mamur olmasına, hidayete erişmemize vesile olur.hidayete erişmemize vesile olur. Bu da bizim ağlamamıza bağlı.Bu da bizim ağlamamıza bağlı. Nasıl mahsul kuraklık olduğu vakitte,Nasıl mahsul kuraklık olduğu vakitte, yağmur duasına çıkıyorduk eskiden şimdi yapamıyoruz amayağmur duasına çıkıyorduk eskiden şimdi yapamıyoruz ama eskiden çıkarlarmış yağmur duasına bütün memleket halkı,eskiden çıkarlarmış yağmur duasına bütün memleket halkı, çoluğunla çocuğunla hayvanlarıyla beraber,çoluğunla çocuğunla hayvanlarıyla beraber, Aman ya Rabbi kuraklık bizim için felaket.Aman ya Rabbi kuraklık bizim için felaket. Gönder şu yağmurunu diyerekten isterlermiş Allah da verirmiş.Gönder şu yağmurunu diyerekten isterlermiş Allah da verirmiş. Geçen gün Konyalılar da yapmışlar öyle.Geçen gün Konyalılar da yapmışlar öyle. Allahu Teâlâ yağmurlarını ihsan buyurmuş.Allahu Teâlâ yağmurlarını ihsan buyurmuş. Binaenaleyh istemeden de olmuyor, istemek lazım.Binaenaleyh istemeden de olmuyor, istemek lazım. İstemek için de şartlara bağlı.İstemek için de şartlara bağlı. Cenâb-ı Peygamber Medîne-i Münevvere’ye gelmişler.

Cenâb-ı Peygamber Medîne-i Münevvere’ye gelmişler.
Medîne-i Münevvere sıtma kaynıyor, hastalık çok.Medîne-i Münevvere sıtma kaynıyor, hastalık çok. E dese ki yâ Rab buranın hastalığını kaldır başka yere ver.E dese ki yâ Rab buranın hastalığını kaldır başka yere ver. Demişti zaten.Demişti zaten. Cenâb-ı Allah da hastalığı oradan kaldırdı başka yere [verdi].Cenâb-ı Allah da hastalığı oradan kaldırdı başka yere [verdi]. Fakat evvela teşebbüs ediyor.Fakat evvela teşebbüs ediyor. Ağaç dikin diyor, ağaç, ağaç.Ağaç dikin diyor, ağaç, ağaç. Memleketi ağaçlandırıyor.Memleketi ağaçlandırıyor. O ağaçlar dolayısıyla memleketin havası değişiyor,O ağaçlar dolayısıyla memleketin havası değişiyor, her şeysi değişiyor.her şeysi değişiyor. Hastalık da tabiatıyla memleketten kalkıp gidiyor.Hastalık da tabiatıyla memleketten kalkıp gidiyor. Bizim de Cenâb-ı Hak’tan o hidayeti istemek için

Bizim de Cenâb-ı Hak’tan o hidayeti istemek için
kendimizi de ona göre hazırlamak lazım.kendimizi de ona göre hazırlamak lazım. Yoksa Allah’ın istemediği yollarda durdukça,Yoksa Allah’ın istemediği yollarda durdukça, ya Rabbi bunu bize de ver.ya Rabbi bunu bize de ver. Olmaz ki öyle şey.Olmaz ki öyle şey. Evvela O’nun yoluna yönel.Evvela O’nun yoluna yönel. Abdestini al, namazına git,Abdestini al, namazına git, camine gir ibadeti taatını yap.camine gir ibadeti taatını yap. İhlasını göster Allah’a karşı,İhlasını göster Allah’a karşı, ondan sonra da deki ya Rab senin hidayetini istiyorum kiondan sonra da deki ya Rab senin hidayetini istiyorum ki beni doğru yolda tutasın Sen.beni doğru yolda tutasın Sen. Ben doğru yolda olabilmem içinBen doğru yolda olabilmem için Senin rahmetine muhtacım.Senin rahmetine muhtacım. Sen o rahmetini ver ki benim gönlüme,Sen o rahmetini ver ki benim gönlüme, benim gönlüm de Sana dönsün.benim gönlüm de Sana dönsün. Mâ min ‘abdin übtüliye bi beliyyetin fi’d-dünyâ

Mâ min ‘abdin übtüliye bi beliyyetin fi’d-dünyâ
illâ bizenbin.illâ bizenbin. Şu belalar geliyor ya başımıza çeşitli.Şu belalar geliyor ya başımıza çeşitli. Bu gelen belaların, illâ bizenbin.Bu gelen belaların, illâ bizenbin. Ancak günahlar dolayısıyla geliyormuş bunlar bize.Ancak günahlar dolayısıyla geliyormuş bunlar bize. Ancak günahlar, yaptığımız günahların cezası olmak üzereAncak günahlar, yaptığımız günahların cezası olmak üzere Allah bu belaları başımıza gönderiyor bize.Allah bu belaları başımıza gönderiyor bize. Vallâhü ekramü ve a’zamü afven

Vallâhü ekramü ve a’zamü afven
min en yes’elühû an zâlike’z-zenbi yevme’l-kıyâmeti.min en yes’elühû an zâlike’z-zenbi yevme’l-kıyâmeti. Ama Allahu Teâlâ af sahibi,Ama Allahu Teâlâ af sahibi, mağfiret sahibi, ihsan sahibi.mağfiret sahibi, ihsan sahibi. Kulu elini açınca ya Rabbi ben bu kabahati yaptım amaKulu elini açınca ya Rabbi ben bu kabahati yaptım ama pişmanım.pişmanım. Sen bunu affeyle.Sen bunu affeyle. Sen beni affeyle.Sen beni affeyle. Böyle yalvarır, rica eder,Böyle yalvarır, rica eder, abdestini alır secdeye kapanır,abdestini alır secdeye kapanır, gecelerde gündüzlerde bunu isterse Cenâb-ı Hak’tangecelerde gündüzlerde bunu isterse Cenâb-ı Hak’tan o zaman affı İlahîyeye de mazhar olur inşallah.o zaman affı İlahîyeye de mazhar olur inşallah. Yine buyuruyor ki:Yine buyuruyor ki: Mâ min ‘abdin esbaha sâimen.

Mâ min ‘abdin esbaha sâimen.
İşte gerek ramazanlardaİşte gerek ramazanlarda gerek başka zamanlarda çok oruç tutabilen insanlar için,gerek başka zamanlarda çok oruç tutabilen insanlar için, pazartesi, perşembe, ayın 13, 14, 15 gibi günleripazartesi, perşembe, ayın 13, 14, 15 gibi günleri oruç tutarlar.oruç tutarlar. Bu oruçlu olduğu halde, sabahladı mı,Bu oruçlu olduğu halde, sabahladı mı, çünkü hani geceden kalkıp yiyecek ki bir parça bir şey.çünkü hani geceden kalkıp yiyecek ki bir parça bir şey. Sabaha dahil oldu.Sabaha dahil oldu. İllâ fütihat lehû ebvâbü’s-semâi.

İllâ fütihat lehû ebvâbü’s-semâi.
Sen bu Allah’a olan nimetleri öyle hor görme.Sen bu Allah’a olan nimetleri öyle hor görme. Ne olacak, bir açlık değil mi bu?Ne olacak, bir açlık değil mi bu? Değil öyle.Değil öyle. Bak bu oruçlu olan adam sabahleyin daha,Bak bu oruçlu olan adam sabahleyin daha, sabahın ilk vaktinde sema kapıları açılıyor.sabahın ilk vaktinde sema kapıları açılıyor. İllâ fütihat lehû ebvâbü’s-semâi.İllâ fütihat lehû ebvâbü’s-semâi. Bütün sema kapıları açılıyor o oruçluya.Bütün sema kapıları açılıyor o oruçluya. Ve sebbehat a’dâühû.Ve sebbehat a’dâühû. O adamın ne kadar azası varsa tesbih ediyor Cenâb-ı Hakk’ı.O adamın ne kadar azası varsa tesbih ediyor Cenâb-ı Hakk’ı. Senin haberin yok.Senin haberin yok. Ve’s-tağfera lehû ehlü’s-semâi’d-dünyâ.

Ve’s-tağfera lehû ehlü’s-semâi’d-dünyâ.
Bu sema kapıları açılıyor,Bu sema kapıları açılıyor, kendi bütün azası tesbih ediyor.kendi bütün azası tesbih ediyor. Aynı zamanda dünya semasının üzerinde olan bütün meleklerAynı zamanda dünya semasının üzerinde olan bütün melekler ve’s-tağfera lehû.ve’s-tağfera lehû. Yâ Rab bu kulunu sen mağfiret eyle diyorlar.Yâ Rab bu kulunu sen mağfiret eyle diyorlar. Bütün melekler ya!Bütün melekler ya! O insana yâ Rab, ve’s-tağfera lehû ehlü’s-semâi’d-dünyâO insana yâ Rab, ve’s-tağfera lehû ehlü’s-semâi’d-dünyâ ilâ en tevârâ bi’l-hicâbi.ilâ en tevârâ bi’l-hicâbi. İşte bu hicab yani oruçİşte bu hicab yani oruç tamam olup kabul oluncaya kadar, karanlık basıncaya kadar.tamam olup kabul oluncaya kadar, karanlık basıncaya kadar. Fein sallâ rek’aten ev rek’ateyni.

Fein sallâ rek’aten ev rek’ateyni.
Rek’aten, bir rekât namaz kılmak.Rek’aten, bir rekât namaz kılmak. Bizim mezhebimizde bir rekât namaz yok ise deBizim mezhebimizde bir rekât namaz yok ise de Şâfiîlerde ve Hanbelîlerde bir rekât namaz caizdir.Şâfiîlerde ve Hanbelîlerde bir rekât namaz caizdir. Hatta bu sene benHatta bu sene ben oradaki bir vâizin birisini dinledim, bir rekât namazı çok methetti.oradaki bir vâizin birisini dinledim, bir rekât namazı çok methetti. Her Müslüman yatmazdan evvel bir rekât namaz kılsın diyerekten.Her Müslüman yatmazdan evvel bir rekât namaz kılsın diyerekten. Bir rekât namaz.Bir rekât namaz. Onun mezhebine göre tek rekât namazın faziletinden bahsetti.Onun mezhebine göre tek rekât namazın faziletinden bahsetti. Biz de tabi caiz değil.Biz de tabi caiz değil. Biz de ise işte üç kılıyoruz ya.Biz de ise işte üç kılıyoruz ya. Bu üç kılışımızın sebebinden bir tanesi tek rekât oluyor tabi.Bu üç kılışımızın sebebinden bir tanesi tek rekât oluyor tabi. İkiyi bir kılıyoruz, biri de ayrı.İkiyi bir kılıyoruz, biri de ayrı. Onlar ikiyi bölüp ikide selam veriyor, biri ayrı kılıyor.Onlar ikiyi bölüp ikide selam veriyor, biri ayrı kılıyor. Biz selam vermiyoruz ama yine tek bir kılıyoruz.Biz selam vermiyoruz ama yine tek bir kılıyoruz. Ama bunu tek bir rekât olarak da kılabiliyor demek ki.Ama bunu tek bir rekât olarak da kılabiliyor demek ki. Edâet lehü’s-semâvâtü nûran.Edâet lehü’s-semâvâtü nûran. Bütün semâvât onun için nur kesilir.Bütün semâvât onun için nur kesilir. Kıldığı iki rekât namaz.Kıldığı iki rekât namaz. Ve kulne ezvâcühû mine’l-hûri’l-îyni.

Ve kulne ezvâcühû mine’l-hûri’l-îyni.
Şimdi cennet verilmekle beraber,Şimdi cennet verilmekle beraber, cennetin nimetleri de sayılacak gibi değil yani.cennetin nimetleri de sayılacak gibi değil yani. Hesapsız nimetler var cennette.Hesapsız nimetler var cennette. Onlardan bir tanesi cennet hurileri.Onlardan bir tanesi cennet hurileri. Cennet hurilerinin güzelliğini tavsife imkânımız yok.Cennet hurilerinin güzelliğini tavsife imkânımız yok. Bir tanesi parmağını gösterse güneşin ziyası kapanırmış.Bir tanesi parmağını gösterse güneşin ziyası kapanırmış. Yeter değil mi?Yeter değil mi? Bir tanesi parmağını gösterseBir tanesi parmağını gösterse güneşin ziyasını söndürürmüş.güneşin ziyasını söndürürmüş. Güneş nasıl yıldızların ziyasını söndürüyor çıktığı vakitte.Güneş nasıl yıldızların ziyasını söndürüyor çıktığı vakitte. Şimdi onun ziyası da güneşi bastırıyor.Şimdi onun ziyası da güneşi bastırıyor. O kadar güzel.O kadar güzel. Şimdi onların böyle bizi de bekleyenŞimdi onların böyle bizi de bekleyen o cennet hurilerimiz var orada.o cennet hurilerimiz var orada. Onlar da diyorlar ki efendilerine:Onlar da diyorlar ki efendilerine: Allâhümmekbidhü ileynâ.Allâhümmekbidhü ileynâ. Yâ Rab bunu çabuk bize gönder.Yâ Rab bunu çabuk bize gönder. Bunu çabuk bize gönder, fekadi’ş-teknâ ilâ ru’yetihî.Bunu çabuk bize gönder, fekadi’ş-teknâ ilâ ru’yetihî. Biz bunu görmeye âşık olduk.Biz bunu görmeye âşık olduk. Bu ne iyi adam bak.Bu ne iyi adam bak. Namazında, orucunda, günahtan uzak,Namazında, orucunda, günahtan uzak, Senin rızanı kazanmayı isteyen bir adam, buna biz âşık olduk.Senin rızanı kazanmayı isteyen bir adam, buna biz âşık olduk. Sen bunu bize çok çabuk gönder de biz buna kavuşalımSen bunu bize çok çabuk gönder de biz buna kavuşalım diyerekten böyle yalvarıyorlar.diyerekten böyle yalvarıyorlar. Ve in hellele ev sebbeha ev kebbera.

Ve in hellele ev sebbeha ev kebbera.
Bu adam oruçlu halinde,Bu adam oruçlu halinde, La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah diyor.La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah diyor. Yahut Subhanallah, Subhanallah, Subhanallah diyor.Yahut Subhanallah, Subhanallah, Subhanallah diyor. Yahut Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber diyor.Yahut Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber diyor. Demesiyle beraber:Demesiyle beraber: Telekkâhu seb’ûne elfe melekin.Telekkâhu seb’ûne elfe melekin. 70. 000 melek bu tesbihleri kapışırlar.70. 000 melek bu tesbihleri kapışırlar. Yektübûne sevâbehâ.Yektübûne sevâbehâ. Bunun sevabını yazmaya başlarlar.Bunun sevabını yazmaya başlarlar. Bu yaptığı tehlillerin, tesbihlerin, tekbirlerin sevabını.Bu yaptığı tehlillerin, tesbihlerin, tekbirlerin sevabını. Nereye kadar?Nereye kadar? İlâ en tevârâ bi’l-hicâbi.

İlâ en tevârâ bi’l-hicâbi.
Yani kemâl-i kudreti ile kabulüne işaret ediyorlar.Yani kemâl-i kudreti ile kabulüne işaret ediyorlar. Vakit akşam oluncaya kadar iftar vakti gelip deVakit akşam oluncaya kadar iftar vakti gelip de orucunu bozacak.orucunu bozacak. O zamana kadar bu melekler boyuna yazarlar böyle.O zamana kadar bu melekler boyuna yazarlar böyle. Yani Allahu Teâlâ’nın lütfunun üzerimizde ne kadar geniş,Yani Allahu Teâlâ’nın lütfunun üzerimizde ne kadar geniş, hesapsız olduğunu tasvir buyurmuşhesapsız olduğunu tasvir buyurmuş Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Hz. Âişe validemizden rivayet edilmiş.Hz. Âişe validemizden rivayet edilmiş. Mâ min ‘abdin illâ lehû sîtün fi’s-semâi.

Mâ min ‘abdin illâ lehû sîtün fi’s-semâi.
Herkesin gökte bir adı vardır,Herkesin gökte bir adı vardır, şöhreti vardır hepimizin.şöhreti vardır hepimizin. Hepimizi gökteki melekler tanırlar,Hepimizi gökteki melekler tanırlar, hepimizin bir şöhreti vardır.hepimizin bir şöhreti vardır. Zikr-i cemil, anarlar bizi yani.Zikr-i cemil, anarlar bizi yani. Şu adam ne kadar güzel adam,Şu adam ne kadar güzel adam, bu adam da ne kadar kötü adam.bu adam da ne kadar kötü adam. Ya iyi adam diye anarlar ya kötü adam diyeYa iyi adam diye anarlar ya kötü adam diye fi’s-semâi.fi’s-semâi. Feizâ kâne sîtühû fi’s-semâi hasenen.

Feizâ kâne sîtühû fi’s-semâi hasenen.
Eğer şimdi gökteki melekler onuEğer şimdi gökteki melekler onu güzel güzel anıyorlarsa ne iyi adam diyerekten.güzel güzel anıyorlarsa ne iyi adam diyerekten. Vudi’a lehû fi’l-ardi hasenen.Vudi’a lehû fi’l-ardi hasenen. O yeryüzündeki insanlar da onuO yeryüzündeki insanlar da onu ne güzel adammış şu adam diyene güzel adammış şu adam diye onlar da meth ü senaya başlarlar.onlar da meth ü senaya başlarlar. O yerdeki insanların onu meth ü sena etmesiO yerdeki insanların onu meth ü sena etmesi gökten geliyor.gökten geliyor. Yağmurun gökten gelip yerlerin yeşerdiği gibi,Yağmurun gökten gelip yerlerin yeşerdiği gibi, bu insanların da birbirlerine olan sevgisinin,bu insanların da birbirlerine olan sevgisinin, muhabbetinin sebebi yukarıdan aşağıya geliyor.muhabbetinin sebebi yukarıdan aşağıya geliyor. Ve izâ kâne sîtühû fi’s-semâi seyyien.

Ve izâ kâne sîtühû fi’s-semâi seyyien.
Gökte adı onun fena.Gökte adı onun fena. Ha sevmiyorlar.Ha sevmiyorlar. Sevmeyince, vudi’a lehû fi’l-ardi seyyien.Sevmeyince, vudi’a lehû fi’l-ardi seyyien. Onun için yere, o adın sahibine de sevgisizlik iner.Onun için yere, o adın sahibine de sevgisizlik iner. Kimse de onu yeryüzünde sevmemek ister.Kimse de onu yeryüzünde sevmemek ister. Nefretle bakar, karşılar onu.Nefretle bakar, karşılar onu. Yüzüne her ne kadar bir şey söylemese deYüzüne her ne kadar bir şey söylemese de içerisi o adamı sevmez.içerisi o adamı sevmez. Ve aslü zâlike.

Ve aslü zâlike.
Bunun aslı Allahu Teâlâ’ya muhabbetine bağlı.Bunun aslı Allahu Teâlâ’ya muhabbetine bağlı. Allahu Teâlâ’ya muhabbeti ne nispette sevdi o nispette oluyor.Allahu Teâlâ’ya muhabbeti ne nispette sevdi o nispette oluyor. Allahu Teâlâ’ya muhabbetinin yokluğuAllahu Teâlâ’ya muhabbetinin yokluğu seyyiatın da o kadar şey oluyor.seyyiatın da o kadar şey oluyor. Çünkü Allahu Teâlâ kulunu sevdi mi,Çünkü Allahu Teâlâ kulunu sevdi mi, evvela Cebrail’e emir veriyor.evvela Cebrail’e emir veriyor. Ben filan kulu seviyorum sen de sev.Ben filan kulu seviyorum sen de sev. Cebrail aleyhisselam meleklere emrediyorCebrail aleyhisselam meleklere emrediyor Allah filan kulu seviyor, bana emretti,Allah filan kulu seviyor, bana emretti, siz de onu seviniz diyerekten.siz de onu seviniz diyerekten. Bütün melekler de o kulu seviyor.Bütün melekler de o kulu seviyor. Ondan sonra yeryüzüne o iniyor.Ondan sonra yeryüzüne o iniyor. Sevmedi miydi, neden sevecek Allahu Teâlâ?Sevmedi miydi, neden sevecek Allahu Teâlâ? Kendisine karşı muhabbeti olan,Kendisine karşı muhabbeti olan, zikrini yapıyor, fikrini yapıyor.zikrini yapıyor, fikrini yapıyor. Dün bir efendi geldi. Gölcük’ten.

Dün bir efendi geldi. Gölcük’ten.
Evvelce gördüğümde sakalsızdı, şimdi sakallı olmuş tanıyamadım.Evvelce gördüğümde sakalsızdı, şimdi sakallı olmuş tanıyamadım. Bu sene hacdaymış da anlattı bana.Bu sene hacdaymış da anlattı bana. İki defa Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleriniİki defa Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerini rüyalarında görmüşler.rüyalarında görmüşler. Görmüşler, gayet iltifat-ı peygamberiye nail olmuş.Görmüşler, gayet iltifat-ı peygamberiye nail olmuş. Arkasından da hac nasip oldu bana diyor.Arkasından da hac nasip oldu bana diyor. Kabe’yi aynen görmüş, rüyasında.Kabe’yi aynen görmüş, rüyasında. Allah orda da nasip etti diyor.Allah orda da nasip etti diyor. Yani içeriden demek Allahu Teâlâ lütfediyor.Yani içeriden demek Allahu Teâlâ lütfediyor. Ama ben saat bir buçuk oldu muydu kalkarım diyor.Ama ben saat bir buçuk oldu muydu kalkarım diyor. Ondan sonra artık uyumam sabah oluncaya kadar diyor.Ondan sonra artık uyumam sabah oluncaya kadar diyor. Zikrimle, ibadetimle meşgul oluyorum diyor.Zikrimle, ibadetimle meşgul oluyorum diyor. Ona mukabil Cenâb-ı Peygamberi Cenâb-ı HakOna mukabil Cenâb-ı Peygamberi Cenâb-ı Hak kendisine lütfetmiş, göstermiş.kendisine lütfetmiş, göstermiş. Mâ min ğarîbin yemradu fe yürmiye

Mâ min ğarîbin yemradu fe yürmiye
bi-besarihîbi-besarihî felâ yeka’u alâ men ya’rifühûfelâ yeka’u alâ men ya’rifühû illâ ketebellâhü lehû bikülli nefesinillâ ketebellâhü lehû bikülli nefesin yeteneffesü bihî seb’îne elfe hasetinyeteneffesü bihî seb’îne elfe hasetin ve yemhû ‘anhü seb’îne elfe seyyietin.ve yemhû ‘anhü seb’îne elfe seyyietin. Gariplerin yuvasını Allah yapar derler ya.

Gariplerin yuvasını Allah yapar derler ya.
Gariplik çok büyük bir nimettir.Gariplik çok büyük bir nimettir. Kimsesiz insan, elinden tutanı yok, gariptir.Kimsesiz insan, elinden tutanı yok, gariptir. Bu adam hasta olur, hasta olduğu vakitte bakarsınBu adam hasta olur, hasta olduğu vakitte bakarsın su ister su verecek yok.su ister su verecek yok. Ekmek yemek ister kimsesiz bakacağı yok.Ekmek yemek ister kimsesiz bakacağı yok. Boynu bükülür, şöyle bir içinden bir eziklik gelir kendisine.Boynu bükülür, şöyle bir içinden bir eziklik gelir kendisine. Vah vah nasıl insanım ben diyerekten, nasıl bir şey gelirse.Vah vah nasıl insanım ben diyerekten, nasıl bir şey gelirse. Allahu Teâlâ bunun her nefesine,Allahu Teâlâ bunun her nefesine, bu garipliği dolayısıyla, her bir nefesinebu garipliği dolayısıyla, her bir nefesine 70.000 hasene yazıyor ve her bir nefesine70.000 hasene yazıyor ve her bir nefesine 70.000 seyyiesini de mahvediyor.70.000 seyyiesini de mahvediyor. Bu garipliğin neticesindeki aldığı mükâfat.Bu garipliğin neticesindeki aldığı mükâfat. Mâ min kalbin illâ ve hüve mu’allakun beyne’sbe’ayni min esâbi’ı’r-rahmâni

Mâ min kalbin illâ ve hüve mu’allakun beyne’sbe’ayni min esâbi’ı’r-rahmâni
in şâe ekâmehû ve in şâe ezâğahûin şâe ekâmehû ve in şâe ezâğahû ve’l-mîzânü biyedi’r-rahmânive’l-mîzânü biyedi’r-rahmâni yerfe’u ekvâmen ve yahfidu âharîne ilâ yevmi’l-kıyâmeti.yerfe’u ekvâmen ve yahfidu âharîne ilâ yevmi’l-kıyâmeti. Mâ min kavmin yu’melü fîhim bi’l-me’âsî

Mâ min kavmin yu’melü fîhim bi’l-me’âsî
hüm e’azzü ve ekseru mimmen ya’melühûhüm e’azzü ve ekseru mimmen ya’melühû sümme lem yüğayyirûhusümme lem yüğayyirûhu illâ ‘ammehümullâhü minhü bi-‘ıkâbin.illâ ‘ammehümullâhü minhü bi-‘ıkâbin. Bir kavim, cemaat.

Bir kavim, cemaat.
O kavmin, cemaatinin içerisindeO kavmin, cemaatinin içerisinde bir iki kişi çıkmış günah işliyorlar.bir iki kişi çıkmış günah işliyorlar. Fakat 50 kişi 100 kişi var, iyi adamlar,Fakat 50 kişi 100 kişi var, iyi adamlar, o bir iki kişiye ne yapıyorsun sen demiyorlar.o bir iki kişiye ne yapıyorsun sen demiyorlar. Ayıptır, günahtır, olur mu böyle şeyler demiyorlar, darılmıyorlar.Ayıptır, günahtır, olur mu böyle şeyler demiyorlar, darılmıyorlar. O zaman Cenâb-ı Hak hepsine azabı birden verirmiş.O zaman Cenâb-ı Hak hepsine azabı birden verirmiş. Sonra onlar çoğalıyor, iyiler azalıyor.Sonra onlar çoğalıyor, iyiler azalıyor. O zaman da söylemeye güç yetmiyor artık.O zaman da söylemeye güç yetmiyor artık. O zaman ceza geldiği vakitte, hepsine birden geliyor.O zaman ceza geldiği vakitte, hepsine birden geliyor. Lut kavmi denilen kavmin

Lut kavmi denilen kavmin
yere batmasına zamanında teheccüdyere batmasına zamanında teheccüd namazını kılan 40.000 kişi olduğunu söylüyorlar.namazını kılan 40.000 kişi olduğunu söylüyorlar. 40.000 kişi gece namazı kılıyorlar, teheccüd kılıyorlar.40.000 kişi gece namazı kılıyorlar, teheccüd kılıyorlar. O sırada Cenâb-ı Cebrail[‘e Allahu Teâlâ] çevir altını üstüne diyor.O sırada Cenâb-ı Cebrail[‘e Allahu Teâlâ] çevir altını üstüne diyor. Ya Rab bu kadar namaz kılan var ya,Ya Rab bu kadar namaz kılan var ya, teheccüd kılıyorlar işte.teheccüd kılıyorlar işte. Sen onların ahiretteki işine karışma.Sen onların ahiretteki işine karışma. Yap yapacağını diyor.Yap yapacağını diyor. İşte o Lut gölünün olduğu yer bugün.İşte o Lut gölünün olduğu yer bugün. Onlar olduğu gibi helâk olmuşlar.Onlar olduğu gibi helâk olmuşlar. Niçin o 40.000 kişi teheccüdde iken gittiler?Niçin o 40.000 kişi teheccüdde iken gittiler? O 40.000 kişi vaktiyle,O 40.000 kişi vaktiyle, o asîlere, günahkârlarao asîlere, günahkârlara terbiye vermediklerinin cezasını çekmişler.terbiye vermediklerinin cezasını çekmişler. Nemelazım.Nemelazım. Mâ min kavmin se’av ile’s-sultâni liyüzillûhü

Mâ min kavmin se’av ile’s-sultâni liyüzillûhü
illâ ezellehümullâhü kable yevmi’l-kıyâmeti.illâ ezellehümullâhü kable yevmi’l-kıyâmeti. Ma min kavmin yezkürûnellâhe.

Ma min kavmin yezkürûnellâhe.
Bunun Türkçesini söylemedim anlayan anlar onu.Bunun Türkçesini söylemedim anlayan anlar onu. Onun Türkçesini söylemenin yeri değil, zamanı değil.Onun Türkçesini söylemenin yeri değil, zamanı değil. Onun için söylemedim.Onun için söylemedim. Ma min kavminMa min kavmin yezkürûnellâhe illâ haffet bihimü’l-melâiketüyezkürûnellâhe illâ haffet bihimü’l-melâiketü ve ğaşiyethümü’r-rahmetüve ğaşiyethümü’r-rahmetü ve nezelet ‘aleyhimü’s-sekînetüve nezelet ‘aleyhimü’s-sekînetü ve zekerahümullâhü fîmen ‘ındehû.ve zekerahümullâhü fîmen ‘ındehû. Şimdi Cenâb-ı Hakk’ın insanları sevmesinin

Şimdi Cenâb-ı Hakk’ın insanları sevmesinin
sebeplerinden birisi.sebeplerinden birisi. Hiçbir kavim yoktur ki, cemaat yani,Hiçbir kavim yoktur ki, cemaat yani, tek insan değil cemaat olaraktan, yezkürûnellâhe.tek insan değil cemaat olaraktan, yezkürûnellâhe. Allah’ı zikrediyorlar.Allah’ı zikrediyorlar. Bu da şimdi zikirdir yani.Bu da şimdi zikirdir yani. Allah’ı zikrediyoruz.Allah’ı zikrediyoruz. Bu zikirlerinden dolayı, illâ haffet bihimü’l-melâiketü.Bu zikirlerinden dolayı, illâ haffet bihimü’l-melâiketü. Melekler orasını çevirirler, ihata ederler.Melekler orasını çevirirler, ihata ederler. Ve ğaşiyethümü’r-rahmetü.

Ve ğaşiyethümü’r-rahmetü.
Rahmet-i İlahiye orasını doldurur.Rahmet-i İlahiye orasını doldurur. Balığın suya daldığı gibi,Balığın suya daldığı gibi, onlar da rahmet-i İlahiye’nin içerisine dalarlar.onlar da rahmet-i İlahiye’nin içerisine dalarlar. Ve nezelet ‘aleyhimü’s-sekînetü.Ve nezelet ‘aleyhimü’s-sekînetü. Sekine, sakinlik içlerine ve dışlarına nâzil olur.Sekine, sakinlik içlerine ve dışlarına nâzil olur. Tuğyan etmezler, taşkınlık yapmazlar.Tuğyan etmezler, taşkınlık yapmazlar. Sakin olurlar, ağır olurlar.Sakin olurlar, ağır olurlar. Ve zekerahümullâhü fîmen ‘ındehû.

Ve zekerahümullâhü fîmen ‘ındehû.
Cenâb-ı Hak da onları kendi yanında bulunan meleklere,Cenâb-ı Hak da onları kendi yanında bulunan meleklere, bak benim şu kullarıma bakın bakın,bak benim şu kullarıma bakın bakın, bakın şunları bir görün bak, nasıl benim zikrim ile meşguller.bakın şunları bir görün bak, nasıl benim zikrim ile meşguller. Oturmuşlar saatlerce Allah diyorlar,Oturmuşlar saatlerce Allah diyorlar, Kur’an okuyorlar, vaaz dinliyorlar, nasihat dinliyorlar,Kur’an okuyorlar, vaaz dinliyorlar, nasihat dinliyorlar, namazlar kılıyorlar.namazlar kılıyorlar. Hele o Mekke’de teravihi hatimle kılıyorlar.Hele o Mekke’de teravihi hatimle kılıyorlar. Teravihi hatimle kıldıktan sonra tabi uzun sürüyor,Teravihi hatimle kıldıktan sonra tabi uzun sürüyor, ağır da okuyorlar.ağır da okuyorlar. Onun arkasından kalkıyorlar bir de teheccüd namazına.Onun arkasından kalkıyorlar bir de teheccüd namazına. Bir saat falan fasıla veriyor,Bir saat falan fasıla veriyor, bir saatten biraz daha fazla.bir saatten biraz daha fazla. Ondan sonra teheccüd namazına kalkıyor.Ondan sonra teheccüd namazına kalkıyor. Her teravihte bir cüz okuyor,Her teravihte bir cüz okuyor, teheccüdde üç cüz okuyor.teheccüdde üç cüz okuyor. On günde yetiştirecek bir hatmi.On günde yetiştirecek bir hatmi. On günde yetiştireceğim diyerekten üç cüz okuyuncaOn günde yetiştireceğim diyerekten üç cüz okuyunca sabah namazına kadar ayakta duruyor herkes.sabah namazına kadar ayakta duruyor herkes. Herkesin de haddi değil tabi.Herkesin de haddi değil tabi. Bu Cenâb-ı Hakk’ın elbetteBu Cenâb-ı Hakk’ın elbette hoşuna gittiği için meleklerine gösteriyor; bakın şu kullarıma!hoşuna gittiği için meleklerine gösteriyor; bakın şu kullarıma! Sıcakta, soğukta öyle bekleşip duruyorlar,Sıcakta, soğukta öyle bekleşip duruyorlar, Allahu Teâlâ’nın divanında el bağlamışlar,Allahu Teâlâ’nın divanında el bağlamışlar, namazda okumakta ne ise.namazda okumakta ne ise. Mâ min kavmin icteme’û

Mâ min kavmin icteme’û
yezkürûnallâhe azze ve celle.yezkürûnallâhe azze ve celle. Fakat ne hikmetse, şimdiFakat ne hikmetse, şimdi o Vahhabi denilen Araplaro Vahhabi denilen Araplar toplu olarak Allah’ın zikrine kızıyorlar ne o diyerekten.toplu olarak Allah’ın zikrine kızıyorlar ne o diyerekten. Onun için tesbihler, herkes evinde çeksin tesbihi diyor.Onun için tesbihler, herkes evinde çeksin tesbihi diyor. Toplu tesbihi sevmiyorlar.Toplu tesbihi sevmiyorlar. Ne olur canım toplu olaraktan beraber desek?Ne olur canım toplu olaraktan beraber desek? Sizinki saltanat namazı diyorlar bize.

Sizinki saltanat namazı diyorlar bize.
Saltanat namazı fena mı?Saltanat namazı fena mı? Hepimiz bir şeye uymuşuz.Hepimiz bir şeye uymuşuz. Müezzin efendi Allahu Ekber diyorMüezzin efendi Allahu Ekber diyor hepimiz Allahu Ekber diye Allah’ı anarız.hepimiz Allahu Ekber diye Allah’ı anarız. Sübhanallah der, elhamdülillah der, eh fena mı?Sübhanallah der, elhamdülillah der, eh fena mı? Hep beraber el açarız.Hep beraber el açarız. Onlar onları yapmıyorlar.Onlar onları yapmıyorlar. Esselâmü aleyküm ve rahmetullah esselâmü aleyküm ve rahmetullah.Esselâmü aleyküm ve rahmetullah esselâmü aleyküm ve rahmetullah. Pabucunu kapan gidiyor.Pabucunu kapan gidiyor. E ne olacak canım?E ne olacak canım? E canım yapar duasını.E canım yapar duasını. Yapar ama toplu olarak yapman ileYapar ama toplu olarak yapman ile fert olarak yapmanın arasında dağlar kadar da fark var.fert olarak yapmanın arasında dağlar kadar da fark var. Ama Allah affetsin kusurlarımızı.Ama Allah affetsin kusurlarımızı. Yine buyuruyor:Yine buyuruyor: Mâ min kavmin.

Mâ min kavmin.
Bir kavim yoktur ki. İcteme’û.Bir kavim yoktur ki. İcteme’û. Toplanmışlar.Toplanmışlar. Yezkürûnallâhe azze ve celle.Yezkürûnallâhe azze ve celle. Allahu Teâlâ’yı zikrediyorlar.Allahu Teâlâ’yı zikrediyorlar. Biz de orada toplu olarak zikrediyoruz ama korka korka.Biz de orada toplu olarak zikrediyoruz ama korka korka. Şimdi acaba polis gelecek de bize bir şey diyecek mi diyerektenŞimdi acaba polis gelecek de bize bir şey diyecek mi diyerekten korkuyoruz da saklı saklı söylüyoruz sözümüzü, söyleyeceğimizi.korkuyoruz da saklı saklı söylüyoruz sözümüzü, söyleyeceğimizi. Yapmıyorlar onlar, istemiyorlar.Yapmıyorlar onlar, istemiyorlar. Mâ min kavmin icteme’û.Mâ min kavmin icteme’û. Toplanmışlar. Yezkürûnallâhe azze ve celle.Toplanmışlar. Yezkürûnallâhe azze ve celle. Bu hususta çok da hadîs var.Bu hususta çok da hadîs var. Burada demiş ki ehâdisûn kesîratün azîmetün.Burada demiş ki ehâdisûn kesîratün azîmetün. Çok hadîs var bu husustaÇok hadîs var bu hususta toplu olarak Allahu Teâlâ’nın zikrine teşvik.toplu olarak Allahu Teâlâ’nın zikrine teşvik. Yezkürûnallâhe azze ve celle.Yezkürûnallâhe azze ve celle. Lâ yüridûne bizâlike illâ vechallâhi.

Lâ yüridûne bizâlike illâ vechallâhi.
Başka bir muradları da yok, Allah’ın rızasını istiyorlar yalnız.Başka bir muradları da yok, Allah’ın rızasını istiyorlar yalnız. Başka bir şeyleri yok istekleri yok.Başka bir şeyleri yok istekleri yok. İllâ nâdâhüm münâdin mine’s-semâi.İllâ nâdâhüm münâdin mine’s-semâi. Semadan bir münadî, bir melek yani nida ediyor;Semadan bir münadî, bir melek yani nida ediyor; Kûmû. Hadi yeter artık kalkın.Kûmû. Hadi yeter artık kalkın. Mağfûran leküm.Mağfûran leküm. Ama günahsız olarak.Ama günahsız olarak. Kad büddilet seyyiâtüküm hasenâtin.Kad büddilet seyyiâtüküm hasenâtin. Hem de günahlarınız haseneye çevrildiği halde gidiniz.Hem de günahlarınız haseneye çevrildiği halde gidiniz. İnsan da günahsız olmaz tabi.İnsan da günahsız olmaz tabi. İşte o günahlarda o anda haseneye çevriliyor.İşte o günahlarda o anda haseneye çevriliyor. Seyyiatlar da hasenat oluyor.Seyyiatlar da hasenat oluyor. Birçok günahlar sevaba döndürülüyor yani.Birçok günahlar sevaba döndürülüyor yani. Ne sebebi ile?Ne sebebi ile? O toplu olarak Allahu Teâlâ’nın zikrinin mükâfatı olarak.

O toplu olarak Allahu Teâlâ’nın zikrinin mükâfatı olarak.
Allah seviyor, bunların günahlarını daAllah seviyor, bunların günahlarını da hem affettim hem onların yerine de sevap verdim diyor.hem affettim hem onların yerine de sevap verdim diyor. Hem günahlar gidiyor hem de günahların yerine sevap geliyor.Hem günahlar gidiyor hem de günahların yerine sevap geliyor. Bundan büyük nimet mi olur?Bundan büyük nimet mi olur? Ravâhü İbnü şâhînin fi’t-terğîbi ‘an enesin.Ravâhü İbnü şâhînin fi’t-terğîbi ‘an enesin. Yine buyrulmuş:Yine buyrulmuş: Mâ min kavmin yekûnü fîhim racülün sâlihun.

Mâ min kavmin yekûnü fîhim racülün sâlihun.
Bir kavmin içerisinde salih bir adam var, iyi bir adam.Bir kavmin içerisinde salih bir adam var, iyi bir adam. Feyemûtü.Feyemûtü. Eceli geldi, rahmetli oldu.Eceli geldi, rahmetli oldu. Feyehlüfü fîhim mevlûden.Feyehlüfü fîhim mevlûden. Fakat hamile olarak hanımı,Fakat hamile olarak hanımı, kendisinden sonra bir çocuk getirmiş dünyaya.kendisinden sonra bir çocuk getirmiş dünyaya. Kendisi hayatındayken değil, hayatında sonra çocuk dünyaya gelmiş.Kendisi hayatındayken değil, hayatında sonra çocuk dünyaya gelmiş. Dün yine onu da dinlemiştim de.

Dün yine onu da dinlemiştim de.
Memleketin aklıma gelmedi.Memleketin aklıma gelmedi. Muhaddistir de o zat.Muhaddistir de o zat. Askere giderken yahut bir sefere giderken,Askere giderken yahut bir sefere giderken, Cenâb-ı Hakk’a emanet etmiş, hanım hamileymiş.Cenâb-ı Hakk’a emanet etmiş, hanım hamileymiş. Ya Rabbi bunu sana emanet ediyorum bu hanımı,Ya Rabbi bunu sana emanet ediyorum bu hanımı, içindekiyle beraber, derken gitmiş.içindekiyle beraber, derken gitmiş. Gelince demiş hani bizim hanım?Gelince demiş hani bizim hanım? Sizlere ömür demişler.Sizlere ömür demişler. E çocuk ne oldu?E çocuk ne oldu? Eh gömdük işte annesiyle beraber.Eh gömdük işte annesiyle beraber. Yok demiş ben onu Allah’a emanet ettim.Yok demiş ben onu Allah’a emanet ettim. Nereye gömdünüz?Nereye gömdünüz? Filan yere. Açalım bakalım.Filan yere. Açalım bakalım. Bakmışlar annesinin memesine yapışmış.Bakmışlar annesinin memesine yapışmış. Almışlar çocuğu çıkarmışlar,Almışlar çocuğu çıkarmışlar, büyük bir muhaddis olmuş kendisi daha sonra, bu zatın.büyük bir muhaddis olmuş kendisi daha sonra, bu zatın. İzmir tarafında bir yerde, gittim gördüm ziyaret ettim kendisini.İzmir tarafında bir yerde, gittim gördüm ziyaret ettim kendisini. Tire’de galiba.Tire’de galiba. Ona benzer bir misal de daha birisi dün söyledi.

Ona benzer bir misal de daha birisi dün söyledi.
O da aynı bunun gibi.O da aynı bunun gibi. Cenâb-ı Hak böyle ihsan ediyor.Cenâb-ı Hak böyle ihsan ediyor. Bu öldükten sonra bir çocuk gelmiş dünyaya,Bu öldükten sonra bir çocuk gelmiş dünyaya, çocuk geldikten sonra, feyüsemmûnehû bismihî.çocuk geldikten sonra, feyüsemmûnehû bismihî. Babasının adını vermişler çocuğa.Babasının adını vermişler çocuğa. Öldü ya babası.Öldü ya babası. Babasının adını çocuğa vermişler.Babasının adını çocuğa vermişler. İllâ halefehümullâhü bi’l-hüsnâ.İllâ halefehümullâhü bi’l-hüsnâ. Allahu Teâlâ o çocuğu da babası gibi güzel eder.Allahu Teâlâ o çocuğu da babası gibi güzel eder. Babası salihdi ya, bu çocukta salih bir çocuk olur,Babası salihdi ya, bu çocukta salih bir çocuk olur, babasının ismini verdiklerinden dolayı.babasının ismini verdiklerinden dolayı. Allah cümlemizi affetsin, mağfiret etsin.Allah cümlemizi affetsin, mağfiret etsin. Tevfîkât-ı samadâniyesine mazhar eylesin.Tevfîkât-ı samadâniyesine mazhar eylesin. Vakitte geldi inşallah.Vakitte geldi inşallah. Şurada bir tane daha hadis daha var, onları da okusamŞurada bir tane daha hadis daha var, onları da okusam hoşuma gidecek.hoşuma gidecek. Mâ min leylin ve lâ nehârin ille’s-semâü tümtiru fîhimâ

Mâ min leylin ve lâ nehârin ille’s-semâü tümtiru fîhimâ
yasrifühullâhü teâlâ haysü yeşâü.yasrifühullâhü teâlâ haysü yeşâü. Bu gökte bulutlar var ya, o bulutlarBu gökte bulutlar var ya, o bulutlar kendilerine hâkim değildirler.kendilerine hâkim değildirler. Her şey öyledir.Her şey öyledir. Hiçbir şey kendi kendine hâkim,Hiçbir şey kendi kendine hâkim, kendi kendine bilfiil hareket edemez.kendi kendine bilfiil hareket edemez. Herkes bir emrin, bir kumandanın şeysine tabidir.Herkes bir emrin, bir kumandanın şeysine tabidir. O buluta derler sen falan yere git, suyunu akıt.O buluta derler sen falan yere git, suyunu akıt. Bir karış aşağı bir karış yukarı olmaz.Bir karış aşağı bir karış yukarı olmaz. O nereye denirse oraya suyunu akıtacak.O nereye denirse oraya suyunu akıtacak. Gece ve gündüz o sular akar.Gece ve gündüz o sular akar. Ama yasrifühullâhü teâlâ haysü yeşâü.Ama yasrifühullâhü teâlâ haysü yeşâü. Allah’ın dilediği yere verir.Allah’ın dilediği yere verir. Onun için Abdulkadir-i Geylani Hazretleri zamanında derler,

Onun için Abdulkadir-i Geylani Hazretleri zamanında derler,
bir evliya varmış.bir evliya varmış. Abdulkadir-i Geylani’yi ziyarete etmiş.Abdulkadir-i Geylani’yi ziyarete etmiş. Giderken Abdulkadir demiş ki hizmetkarına:Giderken Abdulkadir demiş ki hizmetkarına: Bu adam demiş velî imiş ama,Bu adam demiş velî imiş ama, mevkiinden düştü demiş.mevkiinden düştü demiş. Velîlik mertebesinden düşmüş bu adam demiş.Velîlik mertebesinden düşmüş bu adam demiş. Neden hocaefendi demiş?Neden hocaefendi demiş? Çünkü demiş Allah’ın işine karıştı demiş.Çünkü demiş Allah’ın işine karıştı demiş. Biliyor mu demiş?Biliyor mu demiş? Bilmez demiş.Bilmez demiş. Demek biraz ilmi noksan bir insan.Demek biraz ilmi noksan bir insan. Ama velilik mertebesine ulaşmış amaAma velilik mertebesine ulaşmış ama yine de düşmüş aşağıya hani çıkarsın bir de düşersin.yine de düşmüş aşağıya hani çıkarsın bir de düşersin. Çıkmak iyidir ama düşmek fenadır.Çıkmak iyidir ama düşmek fenadır. E demiş gideyim haber vereyim demiş.

E demiş gideyim haber vereyim demiş.
E ver demiş.E ver demiş. Gitmiş adama yetişmiş bir yerde,Gitmiş adama yetişmiş bir yerde, yahu sen böyle böyle bir kabahat yapmışsınyahu sen böyle böyle bir kabahat yapmışsın ve bundan dolayı da mevkiinden aşağıya düşmüşsün.ve bundan dolayı da mevkiinden aşağıya düşmüşsün. Öyle mi.Öyle mi. Hemen çağırmış ordan bir adamı, yatırmış kendisini yere.Hemen çağırmış ordan bir adamı, yatırmış kendisini yere. İp bağlamış, şimdi sürükle beni yolda,İp bağlamış, şimdi sürükle beni yolda, caddenin üzerinde sürükle beni.caddenin üzerinde sürükle beni. De ki, işte Allah’ın işine karışanın cezası budurDe ki, işte Allah’ın işine karışanın cezası budur diye bağır herkes de anlasın.diye bağır herkes de anlasın. Yağmur yağıyormuş bir gün çöle, kumların üzerine.

Yağmur yağıyormuş bir gün çöle, kumların üzerine.
Demiş Ya Rabbi bunların üzerinde bu yağmura ne lüzum var.Demiş Ya Rabbi bunların üzerinde bu yağmura ne lüzum var. Bizim memlekete yağsa da tarlalar baktırlar olsa güzel,Bizim memlekete yağsa da tarlalar baktırlar olsa güzel, daha iyi olmaz mıydı.daha iyi olmaz mıydı. Allah’a yalvar.Allah’a yalvar. Yalvar Ya Rabbi bize de ver de.Yalvar Ya Rabbi bize de ver de. Şimdi okuyacağım şu güzel şey.Şimdi okuyacağım şu güzel şey. Mâ min mü’minin...

Mâ min mü’minin...
Gelecek derste yine okuyalım nasip olursa.Gelecek derste yine okuyalım nasip olursa. Mâ min mü’minin edhale alâ mü’minin sürûran.Mâ min mü’minin edhale alâ mü’minin sürûran. Şimdi yukarıda kardeşi ziyaretten bahsettik ya.Şimdi yukarıda kardeşi ziyaretten bahsettik ya. Kardeşini ziyaret edene Cenâb-ı Hak ne kadarKardeşini ziyaret edene Cenâb-ı Hak ne kadar sevap veriyor.sevap veriyor. Binâenaleyh kardeşine sevinç, sürur veren insana daBinâenaleyh kardeşine sevinç, sürur veren insana da Cenâb-ı Hak ne veriyor biliyor musun?Cenâb-ı Hak ne veriyor biliyor musun? İllâ halekallâhü min zâlike’s-sürûri meleken.İllâ halekallâhü min zâlike’s-sürûri meleken. Ona o sevinci verdi kardeşine, sevindirdi.Ona o sevinci verdi kardeşine, sevindirdi. Ne şekilde sevindirirse sevindirsin.Ne şekilde sevindirirse sevindirsin. Sevindirdi o kardeşini.Sevindirdi o kardeşini. Sevindirdiğinden dolayı Cenâb-ı Hak ona bir melek yaratıyor ki;Sevindirdiğinden dolayı Cenâb-ı Hak ona bir melek yaratıyor ki; Ya’büdullâhe ve yümeccidühû ve yüvehhidühû.

Ya’büdullâhe ve yümeccidühû ve yüvehhidühû.
Cenâb-ı Hakk’a o melek ibadet ediyor.Cenâb-ı Hakk’a o melek ibadet ediyor. Temcid ediyor, tevhid ediyor, tesbih ediyor, yapıyor.Temcid ediyor, tevhid ediyor, tesbih ediyor, yapıyor. Vazifesi onun o.Vazifesi onun o. O süruru, o sevinci o Müslümana,O süruru, o sevinci o Müslümana, mümin kardeşine ilka ettiğinin mükâfatı olaraktan.mümin kardeşine ilka ettiğinin mükâfatı olaraktan. Feizâ sâra’l-mü’minü fî lahdihî.Feizâ sâra’l-mü’minü fî lahdihî. Öldü, mezarına koydular adamı.Öldü, mezarına koydular adamı. Etâhü’s-sürûrullezî edhalehû aleyhi.Etâhü’s-sürûrullezî edhalehû aleyhi. O kardeşine vermiş olduğu sürurdan hasıl olan o melekO kardeşine vermiş olduğu sürurdan hasıl olan o melek gelir onun yanına.gelir onun yanına. Feyekûlü lehû emâ ta’rifunî.

Feyekûlü lehû emâ ta’rifunî.
Beni bildin mi?Beni bildin mi? Beni bildin mi der bu ölen zata.Beni bildin mi der bu ölen zata. Bu âlem başka âlem aziz kardeş.Bu âlem başka âlem aziz kardeş. Bu âlemi o âlem ile kıyas edemezsin.Bu âlemi o âlem ile kıyas edemezsin. Bazı ukalalar var, biz onun karnına pirinç koydukBazı ukalalar var, biz onun karnına pirinç koyduk bilmem ne koyduk.bilmem ne koyduk. Ne kattığını görüyoruz, telefonu da koyduk.Ne kattığını görüyoruz, telefonu da koyduk. Hiç seslendiğini de duymadık filan derler.Hiç seslendiğini de duymadık filan derler. Sen uykuda iken birçok şeyler görürsün deSen uykuda iken birçok şeyler görürsün de senin yanı başındakilerin hiçbirisinin haberi olur mu bundan?senin yanı başındakilerin hiçbirisinin haberi olur mu bundan? Hiçbirisinin haberi olmaz.Hiçbirisinin haberi olmaz. O, onunla Allah arasından olan şeydir.O, onunla Allah arasından olan şeydir. Şimdi diyor ki o melek:

Şimdi diyor ki o melek:
Emâ ta’rifunî.Emâ ta’rifunî. Beni bildin mi?Beni bildin mi? Feyekûlü men ente. Kimsin sen?Feyekûlü men ente. Kimsin sen? İkisinin arasında bir muhabbet.İkisinin arasında bir muhabbet. Feyekûlü ene’s-sürûrullezî edhaltenî alâ fülânin.Feyekûlü ene’s-sürûrullezî edhaltenî alâ fülânin. Hani sen filan adama bir sevinç verdiydin ya,Hani sen filan adama bir sevinç verdiydin ya, sevindirdiydin ya filan adamı.sevindirdiydin ya filan adamı. Ondan hasıl olan ben bir varlığım, meleğim.Ondan hasıl olan ben bir varlığım, meleğim. Ene’l-yevme ûnisü vahşeteke.Ene’l-yevme ûnisü vahşeteke. Şimdi ben senin bu korkulu gününde,Şimdi ben senin bu korkulu gününde, senin dostunum dedi.senin dostunum dedi. Bu korkulu gününde,Bu korkulu gününde, senin dostun ve yardımcınım işte geldim senin yanına.senin dostun ve yardımcınım işte geldim senin yanına. Ve ülakkinüke hücceteke.

Ve ülakkinüke hücceteke.
Şimdi melekler sana soracaklar.Şimdi melekler sana soracaklar. Men rabbuke? Diyecekler.Men rabbuke? Diyecekler. Orda senin yerine ben sana yardım edeceğim.Orda senin yerine ben sana yardım edeceğim. Ben sana yardım edeceğim.Ben sana yardım edeceğim. Yukardan imam efendi söyleyecek amaYukardan imam efendi söyleyecek ama evvela ben burdan sana yardımcıyım.evvela ben burdan sana yardımcıyım. Ve üsebbitüke bi’l-kavli’s-sâbiti.Ve üsebbitüke bi’l-kavli’s-sâbiti. Eşhedü enlâ ilâhe illallah sorulan soruyaEşhedü enlâ ilâhe illallah sorulan soruya böyle Eşhedü en lâ ilâhe illallahböyle Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasûluhve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasûluh demekle seni ben tespit edeceğim, yardımcın olacağım.demekle seni ben tespit edeceğim, yardımcın olacağım. Bi’l-kavli’s-sâbiti, üşhidü bike meşhede’l-kıyâmeti.Bi’l-kavli’s-sâbiti, üşhidü bike meşhede’l-kıyâmeti. Kıyamette de senin için şahit olacağım ben buna.Kıyamette de senin için şahit olacağım ben buna. Senin ile beraber olacağım orada.Senin ile beraber olacağım orada. Ve eşfe’u leke min rabbike.

Ve eşfe’u leke min rabbike.
Ve sana Rabbimizin önünde şefaatçı da olacağım.Ve sana Rabbimizin önünde şefaatçı da olacağım. Ve eşfe’u lek.Ve eşfe’u lek. Ve ürîke menzileke mine’l-cenneti.Ve ürîke menzileke mine’l-cenneti. Cennetteki yerini de sana göstermek için memurum diyor.Cennetteki yerini de sana göstermek için memurum diyor. Cennetteki yerini gösterecek ya,Cennetteki yerini gösterecek ya, ona da memurum diyerekten bunu böyle gösterecek.ona da memurum diyerekten bunu böyle gösterecek. Şimdi bunlar ne kadar güzel şeyler deŞimdi bunlar ne kadar güzel şeyler de Allah hepimizi affetsin.Allah hepimizi affetsin. Tevfikâtı samedaniyesine mazhar etsin.Tevfikâtı samedaniyesine mazhar etsin. Birbirimizin kusurlarını görmeyip deBirbirimizin kusurlarını görmeyip de birbirlerimizi can-ı yürekten sevebilme imkanınıbirbirlerimizi can-ı yürekten sevebilme imkanını Cenâb-ı Hak bizlere bahşetsin.Cenâb-ı Hak bizlere bahşetsin. Başkalarının kusurlarıyla meşgul olacağımızaBaşkalarının kusurlarıyla meşgul olacağımıza kendi kusurlarımızı tashiha imkan bize versin.kendi kusurlarımızı tashiha imkan bize versin. Başkalarının kusurlarıyla meşgul olup daBaşkalarının kusurlarıyla meşgul olup da onlarda ayıp görmektense, kendi kusurlarımızı, ayıplarımızı görerekonlarda ayıp görmektense, kendi kusurlarımızı, ayıplarımızı görerek onları gidermeye çalışmak Cenâb-ı Hak bizlere nasip etsin.onları gidermeye çalışmak Cenâb-ı Hak bizlere nasip etsin. İsa aleyhisselam cemaatine soruyor.

İsa aleyhisselam cemaatine soruyor.
Siz diyor bir kış günü kardeşleriniz yatıyor diyor.Siz diyor bir kış günü kardeşleriniz yatıyor diyor. Gittiniz baktınız ki, üstleri açılmış,Gittiniz baktınız ki, üstleri açılmış, kış günü üstleri açılmış, vazifelisiniz.kış günü üstleri açılmış, vazifelisiniz. Ne yaparsınız?Ne yaparsınız? Örteriz demişler.Örteriz demişler. Açılan insanların üstlerini örteriz elbette demişler.Açılan insanların üstlerini örteriz elbette demişler. Yok demiş öyle yapmıyorsunuz demiş.Yok demiş öyle yapmıyorsunuz demiş. Üstü açılanın hatta üstü kapalı olanın daÜstü açılanın hatta üstü kapalı olanın da üstünü açıyorsunuz daha.üstünü açıyorsunuz daha. Nasıl?

Nasıl?
İşte ayıplarını çıkararak meydana, onun bunun aleyhinde konuşmakİşte ayıplarını çıkararak meydana, onun bunun aleyhinde konuşmak bu demektir yani.bu demektir yani. Üstü açık olan, kapalı olan adamın üstünü açmak.Üstü açık olan, kapalı olan adamın üstünü açmak. Esbabından onu soyaraktan çıplak hale getirmekEsbabından onu soyaraktan çıplak hale getirmek ne kadar bir vahşettir.ne kadar bir vahşettir. Çıplak soyupta adamın avretini meydana koymakÇıplak soyupta adamın avretini meydana koymak ne kadar çirkin bir şeyse,ne kadar çirkin bir şeyse, bir insanın aleyhinde konuşmak o kadar çirkindir aziz kardeşler.bir insanın aleyhinde konuşmak o kadar çirkindir aziz kardeşler. Bunu yapmamak Allahu Teâlâ bize yapmamak lütfetsin de,Bunu yapmamak Allahu Teâlâ bize yapmamak lütfetsin de, böyle kimsenin aleyhinde konuşmaktansaböyle kimsenin aleyhinde konuşmaktansa kendi kusurlarımızı görerekten onların ıslahını Cenâb-ı Hakkendi kusurlarımızı görerekten onların ıslahını Cenâb-ı Hak cümlemize muvaffakiyetler nasip eylesin.cümlemize muvaffakiyetler nasip eylesin. El-Fâtiha.

El-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2