Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Allah'ı Tanımak

Mehmed Zahid KOTKU

13 Şevvâl 1398 / 15.09.1978
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Namaz Kılanın Önünden Geçmek, Cennet İkidir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Allah'ı Tanımak

Mehmed Zahid KOTKU

13 Şevvâl 1398 / 15.09.1978
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.
Namaz Kılanın Önünden Geçmek, Cennet İkidir, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Siz kardeşlerimden yine bir ricam olacak:Siz kardeşlerimden yine bir ricam olacak: Namazlarımızda el-hamdü lillâh acele etmeye hiç lüzum yok!Namazlarımızda el-hamdü lillâh acele etmeye hiç lüzum yok! Biz asker evlatlarıyız.

Biz asker evlatlarıyız.
Zamanında aylarca, belki yıllarca siperlerde saklanan adamlarız.Zamanında aylarca, belki yıllarca siperlerde saklanan adamlarız. Öyle beş-on dakika camide (durunca),Öyle beş-on dakika camide (durunca), “Yoruldum, sıkıldım, bunaldım...” diyerekten kaçmağa lüzum yok!“Yoruldum, sıkıldım, bunaldım...” diyerekten kaçmağa lüzum yok! Vebali pek büyük...Vebali pek büyük... Bazı kardeşler namazlarını ağır kılıyorlar.Bazı kardeşler namazlarını ağır kılıyorlar. Bazısı da geç kalmış oluyor.Bazısı da geç kalmış oluyor. Onun önünden geçmenin vebalini bilse insan,Onun önünden geçmenin vebalini bilse insan, senelerce orada durur da geçemez.senelerce orada durur da geçemez. İkinci bir şık: Bizim önümüzden geçmek isteyen

İkinci bir şık: Bizim önümüzden geçmek isteyen
bir kimseye, bizim mâni olmamız lâzım!bir kimseye, bizim mâni olmamız lâzım! “—Namazdayım, olur mu?..” Pek güzel olur.
“—Namazdayım, olur mu?..” Pek güzel olur.
Evvelâ şöyle elini uzatırsın,

Evvelâ şöyle elini uzatırsın,
“Ben namazdayım, geçme önümden!” demek istersin.“Ben namazdayım, geçme önümden!” demek istersin. Ondan anlamıyor geçiyorsa; bir tane de tokat patlatırsın,Ondan anlamıyor geçiyorsa; bir tane de tokat patlatırsın, döndürürsün onu...döndürürsün onu... Önünden geçirmemek lâzım!Önünden geçirmemek lâzım! Bu ne kadar mühim...Bu ne kadar mühim... Hem geçmeyeceksin, hem de geçirmeyeceksin.Hem geçmeyeceksin, hem de geçirmeyeceksin. Geçirmemek de lazım yani.Geçirmemek de lazım yani. “—Geçerse geçsin, vebali bana ne?” Yok!
“—Geçerse geçsin, vebali bana ne?” Yok!
Önümüzden geçirmeyeceğiz namazda...

Önümüzden geçirmeyeceğiz namazda...
O da öğrensin,O da öğrensin, namaz kılanın önünden geçmenin ne demek olduğunu, ne büyük vebal olduğunu öğrenmesi lazım.namaz kılanın önünden geçmenin ne demek olduğunu, ne büyük vebal olduğunu öğrenmesi lazım. Onun için:Onun için: Rida’llàhi fî rida’l-vâlideyn

Rida’llàhi fî rida’l-vâlideyn
Bu büyük bir ders...Bu büyük bir ders... Allah-u Teala'nın rızası, valideynin rızasına bağlıdır.Allah-u Teala'nın rızası, valideynin rızasına bağlıdır. Valideyn, ana-babanın rızasına bağlıdır.Valideyn, ana-babanın rızasına bağlıdır. Ana-baba oğlundan hoşnud olmadıkça,Ana-baba oğlundan hoşnud olmadıkça, Allah-u Teàlâ’nın o kulundan hoşnud olacağı mümkün değil.Allah-u Teàlâ’nın o kulundan hoşnud olacağı mümkün değil. Onun için, buna çok dikkatlerinizi rica ederim.Onun için, buna çok dikkatlerinizi rica ederim. İkincisi: Evlâdı dünyaya getirdik,

İkincisi: Evlâdı dünyaya getirdik,
evlâdımız var, el-hamdü lillâh; büyük bir nimettir.evlâdımız var, el-hamdü lillâh; büyük bir nimettir. Bu nimete şükren her babanınBu nimete şükren her babanın yapacağı ilk vazife, çocuğuna bir akîka kurbanı kesmesidir.yapacağı ilk vazife, çocuğuna bir akîka kurbanı kesmesidir. Niçin?.. Ne büyük devlet ki, sana Cenâb-ı Hak ileride ismini anacak

Niçin?.. Ne büyük devlet ki, sana Cenâb-ı Hak ileride ismini anacak
sana bir evlât lütfetmiştir.sana bir evlât lütfetmiştir. Sağlamdır, aklı yerinde, vücudu yerinde...Sağlamdır, aklı yerinde, vücudu yerinde... Ya gözü kör olaydı, kulağı duymaz olaydı, eli ayağı tutmaz olaydı, ne yapardık?Ya gözü kör olaydı, kulağı duymaz olaydı, eli ayağı tutmaz olaydı, ne yapardık? Ama, Cenâb-ı Hak çok güzel bir evlât ihsan etmiştir.

Ama, Cenâb-ı Hak çok güzel bir evlât ihsan etmiştir.
O evlâda mükâfâten vaktimiz varsa,O evlâda mükâfâten vaktimiz varsa, ona —erkek evlâda iki tane— kurban keserek,ona —erkek evlâda iki tane— kurban keserek, ziyafetler yaparız. Sevincimizden,ziyafetler yaparız. Sevincimizden, Allah bana bunu lütfetti diyerekten...Allah bana bunu lütfetti diyerekten... Fakat, bu lütfettiği evlâdı,

Fakat, bu lütfettiği evlâdı,
bu dünya alemine getiririz de,bu dünya alemine getiririz de, dünya aleminin içerisinde, mâlûmdur ki ne kadardünya aleminin içerisinde, mâlûmdur ki ne kadar zorluklar, felâketler olduğu gözümüzün önünde...zorluklar, felâketler olduğu gözümüzün önünde... Şimdi burada iki tane yol var;Şimdi burada iki tane yol var; birisi cennete gider, birisi de cehenneme gider.birisi cennete gider, birisi de cehenneme gider. Çocuk geldi, bu iki yolun ağzına...Çocuk geldi, bu iki yolun ağzına... Sen bu çocuğu hangi yola sevk edersin?Sen bu çocuğu hangi yola sevk edersin? Sen kendin cennetlik dahi olsan,Sen kendin cennetlik dahi olsan, evlâdının da cennete gitmesini istemezsen,evlâdının da cennete gitmesini istemezsen, o baba; baba olmaz.o baba; baba olmaz. Evlâdının da cennete gitmesini istersin.Evlâdının da cennete gitmesini istersin. Onun için gayemiz; onu okutalım,Onun için gayemiz; onu okutalım, dünyasını bilsin, efendim, refah hayata kavuşsun.dünyasını bilsin, efendim, refah hayata kavuşsun. Bu zayıf bir nokta...Bu zayıf bir nokta... Rezzak, Allah’tır bir kere...

Rezzak, Allah’tır bir kere...
İkincisi tahsil lâzımdır,İkincisi tahsil lâzımdır, fakat iki tane tahsil var.fakat iki tane tahsil var. Birisi dünyaya ait, birisi de ahirete aittir.Birisi dünyaya ait, birisi de ahirete aittir. Dünya tahsilini yapıp da,Dünya tahsilini yapıp da, ahiret tahsilini yapmaktan mahrum olan insanlarınahiret tahsilini yapmaktan mahrum olan insanların hali, bugün gözümüzün önündedir.hali, bugün gözümüzün önündedir. Söylemeye lüzum yoktur.Söylemeye lüzum yoktur. Binâen aleyh, evlâdımıza dünyayı öğrettiğimiz kadar,

Binâen aleyh, evlâdımıza dünyayı öğrettiğimiz kadar,
ahireti de öğretmekliğimiz,ahireti de öğretmekliğimiz, Allah’ı tanıtmaklığımız lâzım!..Allah’ı tanıtmaklığımız lâzım!.. Ahiret mes’uliyetini ona duyurmaklığımız lâzım!Ahiret mes’uliyetini ona duyurmaklığımız lâzım! Bu varlığa bizi gönderen Allah, bize göz vermiş.

Bu varlığa bizi gönderen Allah, bize göz vermiş.
Bu gözümüzle bakarız ki, bu kâinat kimindir yâhu?..Bu gözümüzle bakarız ki, bu kâinat kimindir yâhu?.. İnsan bir eser görürİnsan bir eser görür sormaz mı, “Bu eser kimin eseridir?” diyerekten?sormaz mı, “Bu eser kimin eseridir?” diyerekten? Elbette soracak...Elbette soracak... “—Kimin eseri?..”
“—Kimin eseri?..”
“—Filânın eseri.”
“—Filânın eseri.”
“—E, bu koskoca eser kimin eseri?..”
“—E, bu koskoca eser kimin eseri?..”
“—Sahipsiz bu, tabiatın eseri...”
“—Sahipsiz bu, tabiatın eseri...”
E Tabiatın eseri dersek,

E Tabiatın eseri dersek,
bütün eserlerin de tabiatın olması lâzım.bütün eserlerin de tabiatın olması lâzım. Şimdi, gökte uçan tayyarelere,Şimdi, gökte uçan tayyarelere, o gökte duran Rus ve Amerikan füzeleri duruyor,o gökte duran Rus ve Amerikan füzeleri duruyor, onlara da tabiatın eseridir dersek, ne dersiniz bana?..onlara da tabiatın eseridir dersek, ne dersiniz bana?.. Hepinizin diyeceği:Hepinizin diyeceği: “—Hoca Efendi, ne yapıyorsun sen, şaşırdın mı?
“—Hoca Efendi, ne yapıyorsun sen, şaşırdın mı?
O filânların eserleri, bak işteO filânların eserleri, bak işte ilimleri sayesinde bugün gökte duruyorlar.”ilimleri sayesinde bugün gökte duruyorlar.” E o insanın eseri duruyor da, ona sahip buluyorsun da,

E o insanın eseri duruyor da, ona sahip buluyorsun da,
bu koskoca kâinata bir sahip bulamıyorsun,bu koskoca kâinata bir sahip bulamıyorsun, olur mu hiç?..olur mu hiç?.. Binâen aleyh,Binâen aleyh, İnsan bir kere kendini düşünse kâfi...İnsan bir kere kendini düşünse kâfi... Binâen aleyh,

Binâen aleyh,
İki cihan serverinin bir sözünü duyurmak isteyeceğim.İki cihan serverinin bir sözünü duyurmak isteyeceğim. Kasîde-i Bür’e var ya,Kasîde-i Bür’e var ya, o Muhammed Busîrî Hazretleri’nindir.o Muhammed Busîrî Hazretleri’nindir. Bir kasidesinde şöyle der:Bir kasidesinde şöyle der: Zalemtü sünnete men ehya’z-zalâme ilâ,

Zalemtü sünnete men ehya’z-zalâme ilâ,
Enişteket kademâhü’d-durra min verami.Enişteket kademâhü’d-durra min verami. O Cenâb-ı Peygamber SAS,O Cenâb-ı Peygamber SAS, dünya nimetlerine iltifat etmediği gibi,dünya nimetlerine iltifat etmediği gibi, o âhiret nimetlerinin büyüklüğünü bize duyurmak için,o âhiret nimetlerinin büyüklüğünü bize duyurmak için, geceleri sabahlara kadar ayakta durur,geceleri sabahlara kadar ayakta durur, Allah-u Teàlâ’ya tazarrù ve niyaz ederdi.Allah-u Teàlâ’ya tazarrù ve niyaz ederdi. O sebepten mübarek ayakları şişerdi...O sebepten mübarek ayakları şişerdi... Şişerdi de, Kasîde-i Bür’e sahibi diyor ki: sahibi diyor ki: Zalemtü sünnete ...Şişerdi de, Kasîde-i Bür’e sahibi diyor ki: sahibi diyor ki: Zalemtü sünnete ... “—Ben kendime zulmettim.”
“—Ben kendime zulmettim.”
“—Neden zulmettin yâhu?..”
“—Neden zulmettin yâhu?..”
“—O Peygamber-i ahir zamanın sünnetine uyamadım da, ondan zulmettim.” diyor.
“—O Peygamber-i ahir zamanın sünnetine uyamadım da, ondan zulmettim.” diyor.
Allah’ın emirlerine uyamayan,

Allah’ın emirlerine uyamayan,
Peygamber SAS’in emirlerine uyamayanPeygamber SAS’in emirlerine uyamayan insanlar öyle bir zalimdir ki;insanlar öyle bir zalimdir ki; o zalimin zulmü,o zalimin zulmü, o adamları asan Haccâc-ı Zàlim’in (zulmünden) daha beterdir.o adamları asan Haccâc-ı Zàlim’in (zulmünden) daha beterdir. O zulmetmiş,O zulmetmiş, böyle zulmedenler çok.böyle zulmedenler çok. Fakat, asıl insanın zulmü kendi nefsine...Fakat, asıl insanın zulmü kendi nefsine... Kendine zulmediyor.

Kendine zulmediyor.
Gece sabahlara kadar uyuyor.Gece sabahlara kadar uyuyor. Gece sabahlara kadar muhabbetlerle vaktini geçiriyor.Gece sabahlara kadar muhabbetlerle vaktini geçiriyor. İbadet ve tàatten mahrum...İbadet ve tàatten mahrum... O gece ibadetinin lezzetini bilemiyor.O gece ibadetinin lezzetini bilemiyor. Halbuki, gece ibadetine yüz bin sevap var.Halbuki, gece ibadetine yüz bin sevap var. Hani bire on, Mekke’de bire yüz bin (sevap var);Hani bire on, Mekke’de bire yüz bin (sevap var); bizim de gece ibadetimizebizim de gece ibadetimize bire yüz bin sevap var.bire yüz bin sevap var. Ama heyhat!.. Hangimiz kalkacak da, gece namazlarını kılacak?..Ama heyhat!.. Hangimiz kalkacak da, gece namazlarını kılacak?.. Çünkü, konuşmaktan geceleri yorgun hale gelmekten,Çünkü, konuşmaktan geceleri yorgun hale gelmekten, kalkmağa tâkatimiz de kalmıyor.kalkmağa tâkatimiz de kalmıyor. Onun için, aziz kardeşler,

Onun için, aziz kardeşler,
eğer sen cennete girmek istiyorsan,eğer sen cennete girmek istiyorsan, çocuklarının da cennete girmesini istiyorsan,çocuklarının da cennete girmesini istiyorsan, Allah ve Rasûlü’nün yolundan ayrılma!..Allah ve Rasûlü’nün yolundan ayrılma!.. Çocuklarını da o yoldan ayırma!..Çocuklarını da o yoldan ayırma!.. Çocuklarına Allah’ı tanıt!..Çocuklarına Allah’ı tanıt!.. Allah’ı tanıtmak için,

Allah’ı tanıtmak için,
Allah’ı tanımak lâzım ki tanıtsın.Allah’ı tanımak lâzım ki tanıtsın. Allah’ı tanımayan insan çocuklarına nasıl tanıtsın?..Allah’ı tanımayan insan çocuklarına nasıl tanıtsın?.. Dün bir baba geldi.Dün bir baba geldi. Hasta olmuş, yaşlı bir adam,Hasta olmuş, yaşlı bir adam, “—Bana okuyuverir misin hoca efendi?” dedi.
“—Bana okuyuverir misin hoca efendi?” dedi.
“—Hay hay, neyin var kardeşim?” (dedim). “—Şu var, bu var...” (dedi).
“—Hay hay, neyin var kardeşim?” (dedim).
“—Şu var, bu var...” (dedi).
“—E sen bu Ayete’l-Kürsi’yi bildiğimiz bu ayetleri oku kardeşim!” (dedim).
“—E sen bu Ayete’l-Kürsi’yi bildiğimiz bu ayetleri oku kardeşim!” (dedim).
“—Bilmiyorum.” (dedi).
“—Bilmiyorum.” (dedi).
“—Namaz kılıyor musun?..” (dedim).
“—Namaz kılıyor musun?..” (dedim).
“—Kılıyorum.” dedi.
“—Kılıyorum.” dedi.
Namaz kılan bir müslüman bile,

Namaz kılan bir müslüman bile,
bu Ayete’l-Kürsi’yi bilmezse,bu Ayete’l-Kürsi’yi bilmezse, o müslümanın hali ne olur acaba?..o müslümanın hali ne olur acaba?.. Çocuğuna o ne kadar baba olabilir acaba?Çocuğuna o ne kadar baba olabilir acaba? Gayesi, çocuğuna dünyayı öğretsin.

Gayesi, çocuğuna dünyayı öğretsin.
Bir evlât dünyaya getirsin de,Bir evlât dünyaya getirsin de, sonu ne olursa olsun...sonu ne olursa olsun... Bu mudur gayemiz?..Bu mudur gayemiz?.. Onun için:Onun için: Fe’dhulî fî ibâdî. Ve’dhulî cennetî.

Fe’dhulî fî ibâdî. Ve’dhulî cennetî.
Evvelâ iyi kulların arasına girmek,Evvelâ iyi kulların arasına girmek, sàlih kulların arasına girmek;sàlih kulların arasına girmek; onlardan ders alabilmek,onlardan ders alabilmek, onların yolunu kendisine yol edinebilmek lâzım!onların yolunu kendisine yol edinebilmek lâzım! O yola girmeyen insanın, cennete girmesi de şâyân-ı hayrettir yâni...O yola girmeyen insanın, cennete girmesi de şâyân-ı hayrettir yâni... Onun için, Bursalı İsmâil Hakkı Rh.A (*) der ki:

Onun için, Bursalı İsmâil Hakkı Rh.A (*) der ki:
“—Cennet ikidir:“—Cennet ikidir: Birisi dünyada, birisi de ahirette...Birisi dünyada, birisi de ahirette... Dünyadaki cennetlerDünyadaki cennetler sàlihlerin, àriflerin bulunduğu meclislerdir.sàlihlerin, àriflerin bulunduğu meclislerdir. O meclislere vaktiyle girmeyen insanların, ahiretteki cennete girmeleri muhaldir.” demiş.O meclislere vaktiyle girmeyen insanların, ahiretteki cennete girmeleri muhaldir.” demiş. Onun için, Allah cümlemizin kusurunu affetsin...

Onun için, Allah cümlemizin kusurunu affetsin...
Hepimizi Allah’ını tanıyan,Hepimizi Allah’ını tanıyan, ve çocuklarına da Allah’ı öğreten, bildiren (kimseler eylesin)...ve çocuklarına da Allah’ı öğreten, bildiren (kimseler eylesin)... Onun için, Esmâ-i Hüsnâ’yı bellemek lâzım!

Onun için, Esmâ-i Hüsnâ’yı bellemek lâzım!
Kur’an’ı bellemek lâzım!Kur’an’ı bellemek lâzım! Kur’an’ı bilmeyen insan, nasıl bildirsin çocuğuna Allah’ı?..Kur’an’ı bilmeyen insan, nasıl bildirsin çocuğuna Allah’ı?.. Çünkü Allah’ı, Kur’an tanıtıyor bize...Çünkü Allah’ı, Kur’an tanıtıyor bize... Allah diyor ki:Allah diyor ki: “—Ben Basîr’im; görüyorum,
“—Ben Basîr’im; görüyorum,
görmediğim hiç bir şey yok!..görmediğim hiç bir şey yok!.. Semî’im; işitiyorum, işitmediğim hiç bir şey yok!..Semî’im; işitiyorum, işitmediğim hiç bir şey yok!.. ”Alîm’im; Her şeyi biliyorum” diyor.”Alîm’im; Her şeyi biliyorum” diyor. ”— Hattâ -alîmun bi zâtis sudûr- içinizden geçenleri de biliyorum.” diyor
”— Hattâ -alîmun bi zâtis sudûr- içinizden geçenleri de biliyorum.” diyor
Allah, böyle Allah...

Allah, böyle Allah...
Onun için, sen saklı da olsan nerede olursan ol;Onun için, sen saklı da olsan nerede olursan ol; senin İkra’ kitâbeksenin İkra’ kitâbek dedikleri vakitte, kitabına yazılandedikleri vakitte, kitabına yazılan her şeyi Allah görmekte ve bilmekte...her şeyi Allah görmekte ve bilmekte... Onun için, kitabına kötü şeyleri yazdırma aziz kardeş!..Onun için, kitabına kötü şeyleri yazdırma aziz kardeş!.. Kitabına iyi şeyleri yazdırarak, hasenatı kazanmağa çalış!Kitabına iyi şeyleri yazdırarak, hasenatı kazanmağa çalış! Cennete götüren yol hasenatlardır,

Cennete götüren yol hasenatlardır,
cehenneme götüren yol da seyyiatlardır.cehenneme götüren yol da seyyiatlardır. Seyyiatlardan Allah bizi uzak etsin...Seyyiatlardan Allah bizi uzak etsin... Hasenatları da bize nasib etsin...Hasenatları da bize nasib etsin... El-hamdü li’llâh

El-hamdü li’llâh
All hümme Lâ ilâhe illa’llàhu’l-halîmül-kerîm...All hümme Lâ ilâhe illa’llàhu’l-halîmül-kerîm... Sübhàna’llàhi rabbi’l-arşi’l-azîm...Sübhàna’llàhi rabbi’l-arşi’l-azîm... El-hamdü li’llâhi rabb’il-àlemîn...El-hamdü li’llâhi rabb’il-àlemîn... Nes’elüke mûcibâti rahmetike...

Nes’elüke mûcibâti rahmetike...
Ve azàimi mağfiretike...Ve azàimi mağfiretike... Ve’lganîmete min külli birrin...Ve’lganîmete min külli birrin... Ve’s-selâmete min külli ismin...Ve’s-selâmete min külli ismin... Lâ teda’ lenâ zenben illâ gafarte...Lâ teda’ lenâ zenben illâ gafarte... Ve lâ hemmen illâ ferracte...Ve lâ hemmen illâ ferracte... Ve lâ hàceten leke fihâ rıdan,Ve lâ hàceten leke fihâ rıdan, illâ kadaytehâ yâ erhame’r-râhimîn!..illâ kadaytehâ yâ erhame’r-râhimîn!.. Yâ erhame’r-râhimîn!.. Yâ erhame’r-râhimîn!.. İrhamnâ!..Yâ erhame’r-râhimîn!.. Yâ erhame’r-râhimîn!.. İrhamnâ!.. Es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llàh!..Es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llàh!..
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2