Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Alllah'ın Kudreti

Mehmed Zahid KOTKU

6 Recep 1399 / 01.06.1979
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llàhi ve berakâtühü!Es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llàhi ve berakâtühü! Size, Mekke’den koku getirseydim,

Size, Mekke’den koku getirseydim,
koku beş dakika, on dakika, yarım saat, bir saat (sonra) kaybolurdu.koku beş dakika, on dakika, yarım saat, bir saat (sonra) kaybolurdu. Şimdi size bir koku getirdim; zannedersem ölünceye kadar hatırınızdan gitmez, üzerinizden çıkmaz.Şimdi size bir koku getirdim; zannedersem ölünceye kadar hatırınızdan gitmez, üzerinizden çıkmaz. Acâib ve garâib! Allah-u Teàlâ’nın kudretinin sonsuzluğu…Acâib ve garâib! Allah-u Teàlâ’nın kudretinin sonsuzluğu… Misafir olduğum ev, bir kitap verdi bize,

Misafir olduğum ev, bir kitap verdi bize,
Rasûlüllah SAS’i anlatan bir kitap...Rasûlüllah SAS’i anlatan bir kitap... Okuya okuya bitiremedim. İçinde bir kitap daha var.Okuya okuya bitiremedim. İçinde bir kitap daha var. O kitapta da acâib, garâib şeyleri yazıyor.O kitapta da acâib, garâib şeyleri yazıyor. Şöyle bir hadiseye rast geldim, hicretten iki yüz sene sonraki bir hadise:

Şöyle bir hadiseye rast geldim, hicretten iki yüz sene sonraki bir hadise:
Horasan taraflarında bir muharebe olmuş.

Horasan taraflarında bir muharebe olmuş.
Mekke tâbiîninden kalanlar bu muharebeye iştirak etmişler.Mekke tâbiîninden kalanlar bu muharebeye iştirak etmişler. Şehid olanlar olmuş, kalanlar kalmış...Şehid olanlar olmuş, kalanlar kalmış... Şehidlerden bir tanesinin ailesi çok zarurete düşmüş.Şehidlerden bir tanesinin ailesi çok zarurete düşmüş. Kocası yok, himaye edecek kimsesi yok, bakacağı yok...Kocası yok, himaye edecek kimsesi yok, bakacağı yok... Çoluk çocuk perişan bir duruma düşmüşler.Çoluk çocuk perişan bir duruma düşmüşler. Kadıncağız iki tarafa kıvranıyor, bu çocukları nasıl kurtarabileceğim diyerekten.Kadıncağız iki tarafa kıvranıyor, bu çocukları nasıl kurtarabileceğim diyerekten. Derken bir akşam rüyasında kocasını görüyor.

Derken bir akşam rüyasında kocasını görüyor.
O gün şehid olan şehid arkadaşlarıyla beraber,O gün şehid olan şehid arkadaşlarıyla beraber, gayet güzel manzaralı bir yerde oturmuşlar,gayet güzel manzaralı bir yerde oturmuşlar, yemek yiyorlar. Kocası karısını görünce, demiş ki:yemek yiyorlar. Kocası karısını görünce, demiş ki: “—Gel, gel!”
“—Gel, gel!”
Evvelâ arkadaşlarından izin istemiş:Evvelâ arkadaşlarından izin istemiş: “—Bizim hanım, geldi. Müsaade ederseniz, bu yemekten o da yesin!”
“—Bizim hanım, geldi. Müsaade ederseniz, bu yemekten o da yesin!”
“—Peki, gelsin!” demişler.
“—Peki, gelsin!” demişler.
Çağırmış hanımını, hanımefendi gelmiş.

Çağırmış hanımını, hanımefendi gelmiş.
Ağzına o yemekten bir lokma koymuşlar ve o anda da uyanmış kadın.Ağzına o yemekten bir lokma koymuşlar ve o anda da uyanmış kadın. Rüya bu, fakat acaib hal!Rüya bu, fakat acaib hal! Bu uyandıktan sonra, o kadın ölünceye kadar, bir daha dünya taamını ağzına koymamış.Bu uyandıktan sonra, o kadın ölünceye kadar, bir daha dünya taamını ağzına koymamış. Ben bu hadiseyi mütâlea ederken, Halîlürrahman denilen Kudüs’e tabi

Ben bu hadiseyi mütâlea ederken, Halîlürrahman denilen Kudüs’e tabi
bir memleketin müftüsü olan, Fettah Efendi isminde bir efendi geldi.bir memleketin müftüsü olan, Fettah Efendi isminde bir efendi geldi. Mesele açıldı. Dedi ki:Mesele açıldı. Dedi ki: “—Tam otuz sene yaşadı o kadın! Otuz sene yaşadı.”
“—Tam otuz sene yaşadı o kadın! Otuz sene yaşadı.”
Bazı büyükler kadını hapsetmişler,Bazı büyükler kadını hapsetmişler, “Acaba gizlice yiyor da, bize böyle mi gösteriyor kendini?” diye.
“Acaba gizlice yiyor da, bize böyle mi gösteriyor kendini?” diye.
Bakmışlar ki, haftalarca hatta aylarca hapis kaldığı halde

Bakmışlar ki, haftalarca hatta aylarca hapis kaldığı halde
—gözcü de var, bir taraftan kimse getirip de bir şey vermesin diyerekten gözetliyorlar——gözcü de var, bir taraftan kimse getirip de bir şey vermesin diyerekten gözetliyorlar— kadının kuvvetinde kat’iyyen bir zaafiyet görülmüyor.kadının kuvvetinde kat’iyyen bir zaafiyet görülmüyor. O şekilde otuz sene yaşadığını da, o müftü efendi rivayet etti.O şekilde otuz sene yaşadığını da, o müftü efendi rivayet etti. Müftü efendi Suriyeli...Müftü efendi Suriyeli... Fakat Riyad’da bir medresenin müderrisi.Fakat Riyad’da bir medresenin müderrisi. Mekke’ye de, Mekke’deki Camia-i İslâmiyye’de konferans vermek için gelmiş.Mekke’ye de, Mekke’deki Camia-i İslâmiyye’de konferans vermek için gelmiş. Bu fırsatta da bizimle görüşmüş. Dedim ki:Bu fırsatta da bizimle görüşmüş. Dedim ki: “—Konferansta neden bahsedeceksiniz?
“—Konferansta neden bahsedeceksiniz?
Konferansınızda bahsiniz ne olacak, mevzuunuz ne olacak?”Konferansınızda bahsiniz ne olacak, mevzuunuz ne olacak?” diye sordum. Dedi ki:diye sordum. Dedi ki: “—El-mü’minü yü’lefu; budur!”
“—El-mü’minü yü’lefu; budur!”
Bu bir hadis-i şeriftir. Hadis-i şerifte der ki:Bu bir hadis-i şeriftir. Hadis-i şerifte der ki: RE. 230/9 (El-mü’minü ye’lefü) Mü’min o kimsedir ki,

RE. 230/9 (El-mü’minü ye’lefü) Mü’min o kimsedir ki,
herkesle ülfet eder, herkesle iyi geçinir.herkesle ülfet eder, herkesle iyi geçinir. Ülfet, iyi geçim...Ülfet, iyi geçim... Şımarıklık yapmaz, büyüklük taslamaz,Şımarıklık yapmaz, büyüklük taslamaz, kibr ü gururu yoktur. Benlik denilen şeyi bilmez mü’min.kibr ü gururu yoktur. Benlik denilen şeyi bilmez mü’min. Alt tarafında diyor ki:Alt tarafında diyor ki: RE. 230/9 ... Ve lâ hayra fî men lâ ye’lefu ve lâ yü’lefü ...

RE. 230/9 ... Ve lâ hayra fî men lâ ye’lefu ve lâ yü’lefü ...
Bu çok mühim bir derstir ha...

Bu çok mühim bir derstir ha...
O kimsede hayır yoktur ki kendisiyle ülfet olunmaz. Kendisiyle, başkalarıyla...O kimsede hayır yoktur ki kendisiyle ülfet olunmaz. Kendisiyle, başkalarıyla... Ülfet ne demek: Sert tabiatlı, şu, bu; artık ne kadar şeyler varsa,Ülfet ne demek: Sert tabiatlı, şu, bu; artık ne kadar şeyler varsa, ülfetsizlik bunlardan doğar. Tabiatıyla, sabırsızlık...ülfetsizlik bunlardan doğar. Tabiatıyla, sabırsızlık... Allah kusurlarımızı affetsin...

Allah kusurlarımızı affetsin...
Mevzuu uzatmaya lüzum yok.Mevzuu uzatmaya lüzum yok. “—Bu olur mu? Bu insan yemeden yaşayabilir mi?” mevzuuna gelince...
“—Bu olur mu? Bu insan yemeden yaşayabilir mi?” mevzuuna gelince...
Tabii, bugünkü kanunlarımıza göre, bilgilerimize göre, bir insan aç ve susuz

Tabii, bugünkü kanunlarımıza göre, bilgilerimize göre, bir insan aç ve susuz
şu kadar zaman ancak yaşayabilirşu kadar zaman ancak yaşayabilir ve o müddetten sonra da ahirete intikal eder.ve o müddetten sonra da ahirete intikal eder. Fakat kudret-i ilâhî her kanunun üstündedir. Her kanunun üstündedir!Fakat kudret-i ilâhî her kanunun üstündedir. Her kanunun üstündedir! Binâen aleyh, o istediği zamanda, istediği kimseler için, (istediği şeyi yapar).

Binâen aleyh, o istediği zamanda, istediği kimseler için, (istediği şeyi yapar).
Ki, İbrâhim AS da onlardan birisi...Ki, İbrâhim AS da onlardan birisi... *Ateş yakıcı olduğu halde, niçin İbrâhim AS’ı yakamadı?
*Ateş yakıcı olduğu halde, niçin İbrâhim AS’ı yakamadı?
*Bıçak kesici olduğu halde niçin İsmâil AS’ı kesemedi?
*Bıçak kesici olduğu halde niçin İsmâil AS’ı kesemedi?
*Su, boğucu olduğu halde niçin Mûsa AS’ı ve taifesini boğamadı?
*Su, boğucu olduğu halde niçin Mûsa AS’ı ve taifesini boğamadı?
Birçok misalleri var… Binâen aleyh, Allah affetsin kusurlarımızı...

Birçok misalleri var… Binâen aleyh, Allah affetsin kusurlarımızı...
Bu mübarek Receb hürmetine, imanı olgun kâmil kimselerin arasına cümlemizi kabul etsin...Bu mübarek Receb hürmetine, imanı olgun kâmil kimselerin arasına cümlemizi kabul etsin... Bu lütf-u ilâhi çok büyüktür. Hududu da yoktur...

Bu lütf-u ilâhi çok büyüktür. Hududu da yoktur...
Bu kâinatın da hududu yok, bulamazsınız.Bu kâinatın da hududu yok, bulamazsınız. Coğrafyalarda şöyle bir çizgi çizerler ama onun altını da bulamazlar yâni...Coğrafyalarda şöyle bir çizgi çizerler ama onun altını da bulamazlar yâni... O değil. Hudûd-i İlâhî (Lütf-u İlâhînin de hududu) yoktur.O değil. Hudûd-i İlâhî (Lütf-u İlâhînin de hududu) yoktur. Binâen aleyh, Allah’a iyi sarılan insanlar,Binâen aleyh, Allah’a iyi sarılan insanlar, Allahu Tealâ’nın her zaman, her çeşit lütfuna, ihsânına mazhar olurlar.Allahu Tealâ’nın her zaman, her çeşit lütfuna, ihsânına mazhar olurlar. Yalnız ki Allah'a sık sık ihlasla sarılıp günah yönelmek.Yalnız ki Allah'a sık sık ihlasla sarılıp günah yönelmek. Cenâb-ı Hak bu mübarek gün ve geceler hürmetine, bu nimeti cümlemize ihsân buyursun...Cenâb-ı Hak bu mübarek gün ve geceler hürmetine, bu nimeti cümlemize ihsân buyursun... Sübhàne rabbike rabbi’l-izzeti ammâ yesıfûn...

Sübhàne rabbike rabbi’l-izzeti ammâ yesıfûn...
Ve selâmün ale’l-mürselîn... Ve’l-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...Ve selâmün ale’l-mürselîn... Ve’l-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.

Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.
El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...
Vel-àkıbetü li’l-müttakîn...Vel-àkıbetü li’l-müttakîn... Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn...Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... Lâ ilâhe illa’llàhu’l-halîmü’l-kerîm...

Lâ ilâhe illa’llàhu’l-halîmü’l-kerîm...
Sübhàna’llahi rabbi’larşi’l-azîm...Sübhàna’llahi rabbi’larşi’l-azîm... El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...El-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Nes’elüke mûcibâti rahmetike...Nes’elüke mûcibâti rahmetike... Ve azâimi mağfiretike...Ve azâimi mağfiretike... Ve’l-ganîmete min külli birrin...Ve’l-ganîmete min külli birrin... Ve’s-selâmete min külli ismin...Ve’s-selâmete min külli ismin... Lâ teda’lenâ zenben illâ gafarte...Lâ teda’lenâ zenben illâ gafarte... Ve lâ hemmen illâ ferracte...Ve lâ hemmen illâ ferracte... Ve lâ hâceten leke fîhâ ridan,Ve lâ hâceten leke fîhâ ridan, illâ kadaytehâ yâ erhame’r-râhimîn!illâ kadaytehâ yâ erhame’r-râhimîn! Yâ erhame’r-râhimîn! Yâ erhame’r-râhimîn!Yâ erhame’r-râhimîn! Yâ erhame’r-râhimîn! Boyunlarımız bükülmüş, ellerimiz de sana açılmış, gönüllerimiz de seninledir yâ Rabbi!

Boyunlarımız bükülmüş, ellerimiz de sana açılmış, gönüllerimiz de seninledir yâ Rabbi!
Sen bizi bu mübarek gün ve geceler hürmetine,Sen bizi bu mübarek gün ve geceler hürmetine, afv ü mağfiretine mazhar olan kullarının arasına kabul eyle de,afv ü mağfiretine mazhar olan kullarının arasına kabul eyle de, hüsn-ü hàtime ile ahirete göçenlerin arasına, cümlemizi idhal eyle yâ Rabbi…hüsn-ü hàtime ile ahirete göçenlerin arasına, cümlemizi idhal eyle yâ Rabbi… El-fâtiha!

El-fâtiha!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2