Namaz Vakitleri

3 Cemâziye'l-Âhir 1446
04 Aralık 2024
İmsak
06:34
Güneş
08:05
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Amellerde İhlası Yitirenlerin Akıbeti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Amellerde İhlası Yitirenlerin Akıbeti

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracim.Eûzubillahimineşşeytânirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. El-Hamdü lillahi Rabbi’l-âlemîn.

El-Hamdü lillahi Rabbi’l-âlemîn.
Nahmeduhû bi-cemî’i mehâmidih.Nahmeduhû bi-cemî’i mehâmidih. Ve’s-salâtu ve’s-selâmu ‘alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn, Muhammedini'l-MustafâVe’s-salâtu ve’s-selâmu ‘alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn, Muhammedini'l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn. Emmâ ba’dü.

Emmâ ba’dü.
Fe-an Ebu Hureyre radıyallahu anh kâle

Fe-an Ebu Hureyre radıyallahu anh kâle
semi’tü Resulallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü;semi’tü Resulallahi sallallahu aleyhi vessellem yekûlü; İnne evvele’n-nâsi yukdâ yevme’l-kıyâmeti

İnne evvele’n-nâsi yukdâ yevme’l-kıyâmeti
aleyhi raculün üstüşhide fe-ûtiye bi-hîaleyhi raculün üstüşhide fe-ûtiye bi-hî fe-‘arrafehû ni’metehû fe-‘arafahâ kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.fe-‘arrafehû ni’metehû fe-‘arafahâ kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ. Kâle kâteltü fî-ke hatte’s-tüşhidtü kâleKâle kâteltü fî-ke hatte’s-tüşhidtü kâle kezebte ve lâkinneke kâtelte li-enyükâlekezebte ve lâkinneke kâtelte li-enyükâle cerîün fe-kad kîle sümme ümira bi-hî fe-sübihe ‘alâ vechihîcerîün fe-kad kîle sümme ümira bi-hî fe-sübihe ‘alâ vechihî hattâ ulkiye fi’n-nâri.hattâ ulkiye fi’n-nâri. Ve racülün te’alleme’l-‘ılme ve ‘allemehû ve karae’l-kur’ân

Ve racülün te’alleme’l-‘ılme ve ‘allemehû ve karae’l-kur’ân
fe-ütiye bi-hî fe-‘arrafehû ni’amehû fe-arafahâfe-ütiye bi-hî fe-‘arrafehû ni’amehû fe-arafahâ kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ. Kâle te’allemtü’l-‘ılme ve allemtühû ve kara’tüKâle te’allemtü’l-‘ılme ve allemtühû ve kara’tü fî-ke’l-kur’âne kâle kezebte ve lâkinneke te’allemte li-yükâle ‘âlimün.fî-ke’l-kur’âne kâle kezebte ve lâkinneke te’allemte li-yükâle ‘âlimün. Fe-kara’te’l-kur’âne li-yükâle hüve kâriün fe-kad kîleFe-kara’te’l-kur’âne li-yükâle hüve kâriün fe-kad kîle sümme ümira bi-hî fe-sübihe ‘alâ vechihî hattâ ulkiye fi’n-nâri.sümme ümira bi-hî fe-sübihe ‘alâ vechihî hattâ ulkiye fi’n-nâri. Ve racülün vesse’allâhu ‘aleyhi ve a’tâhu

Ve racülün vesse’allâhu ‘aleyhi ve a’tâhu
min esnâfi’l-mâli fe-ûtiye bi-hî fe-‘arrafehû ni’amehûmin esnâfi’l-mâli fe-ûtiye bi-hî fe-‘arrafehû ni’amehû fe-arafahâ kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ kâle mâ teraktü min sebîlinfe-arafahâ kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ kâle mâ teraktü min sebîlin tühibbü en yünfike fî-hâ illâ enfaktü fî-hâ leke.tühibbü en yünfike fî-hâ illâ enfaktü fî-hâ leke. Kâle kezebte ve lâkinneke fe’alte li-yükâle hüve cevâdünKâle kezebte ve lâkinneke fe’alte li-yükâle hüve cevâdün fe-kad kîle sümme ümira bi-hî fe-sübihe ‘alâ vechihîfe-kad kîle sümme ümira bi-hî fe-sübihe ‘alâ vechihî sümme ulkiye fi’n-nâri.sümme ulkiye fi’n-nâri. Ravâhü Müslim.

Ravâhü Müslim.
Cerîün bi-fethi’l-cîmi ve kesrü’r-râi bi’l-meddi ey şücâ’un hâzikun.Cerîün bi-fethi’l-cîmi ve kesrü’r-râi bi’l-meddi ey şücâ’un hâzikun. Bu hadîs-i şerîf ihlâsın çok mühim olduğunu,

Bu hadîs-i şerîf ihlâsın çok mühim olduğunu,
riyanın çok kötü olduğunu, yapılan her işinriyanın çok kötü olduğunu, yapılan her işin sırf Allah rızası için yapılması gerektiğini,sırf Allah rızası için yapılması gerektiğini, başka maksatla yapılırsa sonucun çok fena olacağınıbaşka maksatla yapılırsa sonucun çok fena olacağını gösteren bir hadîs-i şerîf.gösteren bir hadîs-i şerîf. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den Müslim rivayet etmiş rahmetullahi aleyh sahihinde.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den Müslim rivayet etmiş rahmetullahi aleyh sahihinde. Diyor ki Peygamber Efendimiz;

Diyor ki Peygamber Efendimiz;
İnne evvele’n-nâsi yukdâ yevme’l-kıyâmeti ‘aleyhi.

İnne evvele’n-nâsi yukdâ yevme’l-kıyâmeti ‘aleyhi.
Kıyamet gününde aleyhine hüküm verilecek insanların ilki,Kıyamet gününde aleyhine hüküm verilecek insanların ilki, yani muhakeme olunacak mahkeme-i kübrada,yani muhakeme olunacak mahkeme-i kübrada, cezayı yiyecek, belasını bulacak.cezayı yiyecek, belasını bulacak. Yukdâ yevme’l-kıyâmeti ‘aleyhi.Yukdâ yevme’l-kıyâmeti ‘aleyhi. İnne evvele’n-nâsi yukdâ yevme’l-kıyâmeti ‘aleyhi raculün.İnne evvele’n-nâsi yukdâ yevme’l-kıyâmeti ‘aleyhi raculün. Öyle bir adamdır ki;Öyle bir adamdır ki; Üstüşhide.Üstüşhide. Şehid düşmüş bir İslami harpte, şehid edilmiş.Şehid düşmüş bir İslami harpte, şehid edilmiş. Fe-ûtiye bi-hî.Fe-ûtiye bi-hî. Huzuru ilahiye bu adam getirilir.Huzuru ilahiye bu adam getirilir. Mahkeme günü, kıyamet günü.Mahkeme günü, kıyamet günü. Fe-‘arrafehû ni’metehû.Fe-‘arrafehû ni’metehû. Allahu Teâlâ hazretleri ona nimetlerini hatırlatır.Allahu Teâlâ hazretleri ona nimetlerini hatırlatır. Ey kulum ben sana şu şu şu şu nimetleri ihsan etmemiş miydim dünyada.Ey kulum ben sana şu şu şu şu nimetleri ihsan etmemiş miydim dünyada. Fe-‘arrafehû. O da tamam Ya Rabbi! Der.Fe-‘arrafehû. O da tamam Ya Rabbi! Der. Evet, bu nimetleri bana vermiştin der.Evet, bu nimetleri bana vermiştin der. O nimetleri hatırlar.O nimetleri hatırlar. Allah hatırlatır, o hatırlar.Allah hatırlatır, o hatırlar. Onun üzerine Cenâb-ı Hakk buyurur ki;

Onun üzerine Cenâb-ı Hakk buyurur ki;
Kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.Kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ. Peki. Ben sana bu nimetleri verdimde, sen bu nimetleri aldıktan sonraPeki. Ben sana bu nimetleri verdimde, sen bu nimetleri aldıktan sonra bu nimetlerle benim rızamı kazanmak için ne yaptın?bu nimetlerle benim rızamı kazanmak için ne yaptın? Bu nimetleri aldın da ne yaptın bu nimetlerle?Bu nimetleri aldın da ne yaptın bu nimetlerle? Diye sorar Allahu Teâlâ hazretleri.Diye sorar Allahu Teâlâ hazretleri. O adamda der ki; Kâle kâteltü fî-ke hatte’s-tüşhidtü.O adamda der ki; Kâle kâteltü fî-ke hatte’s-tüşhidtü. Şehîd edilinceye kadar senin yolunda cihad ettim Ya Rabbi! Savaşta çarpıştım.Şehîd edilinceye kadar senin yolunda cihad ettim Ya Rabbi! Savaşta çarpıştım. Ölünceye kadar.Ölünceye kadar. Kâle kezebte.

Kâle kezebte.
Yalan söyledin söyledin şimdi der Cenâb-ı Hakk Ona.Yalan söyledin söyledin şimdi der Cenâb-ı Hakk Ona. Senin yolunda şehid oldum diyorsun, senin yolunda savaştım diyorsun, yalan söylüyorsun.Senin yolunda şehid oldum diyorsun, senin yolunda savaştım diyorsun, yalan söylüyorsun. Yalan söyledin.Yalan söyledin. Ve lâkinneke kâtelte li-enyükâle cerîün fe-kad kîle.Ve lâkinneke kâtelte li-enyükâle cerîün fe-kad kîle. Sana kahraman adam desinler diye sen çarpıştın.Sana kahraman adam desinler diye sen çarpıştın. Bu ünvanı, şöhreti de dünyada aldın.Bu ünvanı, şöhreti de dünyada aldın. Kahraman dediler sana.Kahraman dediler sana. Sen benim rızam için çarpışmadın, şöhret için,Sen benim rızam için çarpışmadın, şöhret için, alkış için beğenilmek için, kahraman desinler diye,alkış için beğenilmek için, kahraman desinler diye, korkak demesinler diye işte böyle bir sebeple çarpıştın,korkak demesinler diye işte böyle bir sebeple çarpıştın, yalan söylüyorsun benim için çarpışmadın der Cenâb-ı Hakk.yalan söylüyorsun benim için çarpışmadın der Cenâb-ı Hakk. Sümme ümira bi-hî.Sümme ümira bi-hî. Ona meleklerine emreder onu alırlar.Ona meleklerine emreder onu alırlar. Fe-sübihe‘alâ vechihî.Fe-sübihe‘alâ vechihî. Yüzü üstü sürüklerler, sürüklenir bu herif,Yüzü üstü sürüklerler, sürüklenir bu herif, yakalarlar melekler zebaniler, azap melekleri, yüzü üstü sürüklerler.yakalarlar melekler zebaniler, azap melekleri, yüzü üstü sürüklerler. Hattâ ulkiye fi’n-nâri.Hattâ ulkiye fi’n-nâri. Cehenneme atılıncaya kadar sürüklene sürüklene götürüp atılırlar.Cehenneme atılıncaya kadar sürüklene sürüklene götürüp atılırlar. Demek ki, İslami bir savaşta şehit olmak yetmiyor.

Demek ki, İslami bir savaşta şehit olmak yetmiyor.
Bu savaşa katılmaktaki niyetin halis olması gerekiyor.Bu savaşa katılmaktaki niyetin halis olması gerekiyor. Allah rızası için olması gerekiyor.Allah rızası için olması gerekiyor. Riya ile olursa, dünyevi bir maksat için olursa,Riya ile olursa, dünyevi bir maksat için olursa, Allah rızası için olmazsa kıymeti olmuyor.Allah rızası için olmazsa kıymeti olmuyor. Niyet çok önemli.Niyet çok önemli. Kalbinin içindeki niyeti fevkalade önemli.Kalbinin içindeki niyeti fevkalade önemli. İkinci. Ve racülün.İkinci. Ve racülün. Yani aleyhine mahkeme-i kübra daYani aleyhine mahkeme-i kübra da hüküm verilipte cehenneme gidecek insanlardan ikincisi.hüküm verilipte cehenneme gidecek insanlardan ikincisi. Racülün te’alleme’l-‘ılme.Racülün te’alleme’l-‘ılme. İlim öğrenmiş dünyada.İlim öğrenmiş dünyada. Ve ‘allemehû. Ve bunu da başkalarına öğretmiş.Ve ‘allemehû. Ve bunu da başkalarına öğretmiş. Hem ilimi kendisi öğrenmiş hem de öğretmiş.Hem ilimi kendisi öğrenmiş hem de öğretmiş. Ve karae’l-kur’ân.Ve karae’l-kur’ân. Kur’an-ı da okumuş, ezberlemiş.Kur’an-ı da okumuş, ezberlemiş. Fe-ütiye bi-hî.Fe-ütiye bi-hî. Huzura bu da getirilir.Huzura bu da getirilir. Allah’ın huzuruna mahkeme-i kübrada, mahkemeye çıkartılır.Allah’ın huzuruna mahkeme-i kübrada, mahkemeye çıkartılır. Fe-‘arrafehû ni’amehû.Fe-‘arrafehû ni’amehû. Allah ona nimetlerini sayar, hatırlatır.Allah ona nimetlerini sayar, hatırlatır. Biliyor musun ben sana şu nimeti vermiştim bu nimeti vermiştim.Biliyor musun ben sana şu nimeti vermiştim bu nimeti vermiştim. Şöyle ihsân eylemiştim, böyle ikram eylemiştim dünyada.Şöyle ihsân eylemiştim, böyle ikram eylemiştim dünyada. Hatırladın mı? Hatırladın mı? Hatırlatır, hatırlatır.

Hatırladın mı? Hatırladın mı? Hatırlatır, hatırlatır.
Fe-arafahâ. O da hepsini hatırlar.Fe-arafahâ. O da hepsini hatırlar. Evet, Ya Rabbi! Tamam, öyle olmuştu.Evet, Ya Rabbi! Tamam, öyle olmuştu. O nimetlere ben sahip olmuştum.O nimetlere ben sahip olmuştum. Başkalarına vermediğin onca nimetleri banaBaşkalarına vermediğin onca nimetleri bana özel olarak daha çok vermiştin tamam.özel olarak daha çok vermiştin tamam. Kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.

Kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.
Sen bu nimetleri aldıktan sonra bu uğurdaSen bu nimetleri aldıktan sonra bu uğurda ne yaptın, ne iş işledin bakalım?ne yaptın, ne iş işledin bakalım? Diye sorar mahkemede Allah ona da.Diye sorar mahkemede Allah ona da. Kâle. Oda der ki; Te’allemtü’l-‘ılme ve allemtühû.Kâle. Oda der ki; Te’allemtü’l-‘ılme ve allemtühû. İlmi kendim öğrendim sevap diye.İlmi kendim öğrendim sevap diye. İlim öğrenmek sevap diyoruz ya.İlim öğrenmek sevap diyoruz ya. İlmi öğrendim. Ve allemtühû.İlmi öğrendim. Ve allemtühû. Öğrettim de başkalarına, talebelere, öğrettim de bu ilmi.Öğrettim de başkalarına, talebelere, öğrettim de bu ilmi. Ve kara’tü fî-ke’l-kur’âne.Ve kara’tü fî-ke’l-kur’âne. Senin uğrunda rızan için Kur’an-ı da okudum.Senin uğrunda rızan için Kur’an-ı da okudum. İşte bunları yaptım, sevaplı şey.İşte bunları yaptım, sevaplı şey. Kâle kezebte. Yalan söyledin.Kâle kezebte. Yalan söyledin. Ve lâkinneke te’allemte li-yükâle ‘âlimün.Ve lâkinneke te’allemte li-yükâle ‘âlimün. Sen âlim desinler diye ilim öğrendin.Sen âlim desinler diye ilim öğrendin. Benim rızam için öğrenmedin.Benim rızam için öğrenmedin. Şöhret için, mevki için makam için, dünyalık için öğrendin.Şöhret için, mevki için makam için, dünyalık için öğrendin. Fe-kara’te’l-kur’âne li-yükâle hüve kâriün.Fe-kara’te’l-kur’âne li-yükâle hüve kâriün. Hâfız desinler diye Kur’an-ı okudun, ezberledin.Hâfız desinler diye Kur’an-ı okudun, ezberledin. Fe-kad kîle. Bunlar dünyada denildi.Fe-kad kîle. Bunlar dünyada denildi. Dünyada muradına erdin.Dünyada muradına erdin. Amma bu işleri benim rızam için yapmadın.Amma bu işleri benim rızam için yapmadın. Sümme ümira bi-hî.Sümme ümira bi-hî. Ona da Allah onun hakkında da emreder.Ona da Allah onun hakkında da emreder. Fe-sübihe ‘alâ vechihî.Fe-sübihe ‘alâ vechihî. Yüzü üstünde sürüklenir sürüklenir sürüklenir bu da,Yüzü üstünde sürüklenir sürüklenir sürüklenir bu da, hor hakir bir şekilde, azap göre göre.hor hakir bir şekilde, azap göre göre. Hattâ ulkiye fi’n-nâri.Hattâ ulkiye fi’n-nâri. O da cehenneme atılır.O da cehenneme atılır. Ve racülün.

Ve racülün.
Yine böyle aleyhine hüküm verilecek mahkemede,Yine böyle aleyhine hüküm verilecek mahkemede, insanlardan bir tanesi de.insanlardan bir tanesi de. Racülün. Bir adam ki, vesse’allâhu ‘aleyhi,Racülün. Bir adam ki, vesse’allâhu ‘aleyhi, Allah ona malı mülkü geniş bol çok vermiş.Allah ona malı mülkü geniş bol çok vermiş. İkram etmiş, çok zenginlik vermiş.İkram etmiş, çok zenginlik vermiş. Ve a’tâhu min esnâfi’l-mâli.Ve a’tâhu min esnâfi’l-mâli. Ona çeşitli varlıklar, mallar, mülkler vermiş dünyadayken.Ona çeşitli varlıklar, mallar, mülkler vermiş dünyadayken. “Fe-ûtiye bi-hî.“Fe-ûtiye bi-hî. Huzura getirilir bu adamda.Huzura getirilir bu adamda. Fe-‘arrafehû ni’amehû fe-arafahâ.Fe-‘arrafehû ni’amehû fe-arafahâ. Allah ona önce nimetlerini bir bir bir bir hatırlatır,Allah ona önce nimetlerini bir bir bir bir hatırlatır, bildirir, sayar.bildirir, sayar. O da onları hatırlar, itiraf eder.O da onları hatırlar, itiraf eder. Tamam, o nimetlere ben sahip olmuştum der.Tamam, o nimetlere ben sahip olmuştum der. Kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.

Kâle fe-mâ ‘amilte fî-hâ.
Peki, bu nimetler karşılığında benim rızam için sen ne yaptın? Der.Peki, bu nimetler karşılığında benim rızam için sen ne yaptın? Der. Cenâb-ı Hakk. O da der ki; Kâle mâ teraktü min sebîlinCenâb-ı Hakk. O da der ki; Kâle mâ teraktü min sebîlin tühibbü en yünfike fî-hâ illâ enfaktü fî-hâ leke.tühibbü en yünfike fî-hâ illâ enfaktü fî-hâ leke. Hiç bir yol bırakmadım ki, sen o yolda para harcamayı seversin,Hiç bir yol bırakmadım ki, sen o yolda para harcamayı seversin, senin uğrunda para harcamayı sevdiğin hiç bir yolu bırakmadım,senin uğrunda para harcamayı sevdiğin hiç bir yolu bırakmadım, her yolu deneyerek, o yolda, o uğurda malıher yolu deneyerek, o yolda, o uğurda malı harcadım infâk ettim Ya Rabbi! Der.harcadım infâk ettim Ya Rabbi! Der. Kâle kezebte. Cenâb-ı Hakk ona der ki;Kâle kezebte. Cenâb-ı Hakk ona der ki; Yalan söyledin. Ve lâkinneke fe’alte li-yükâle hüve cevâdün.Yalan söyledin. Ve lâkinneke fe’alte li-yükâle hüve cevâdün. Sen bu işleri cömert adam desinler diye, böbürlenmek için,Sen bu işleri cömert adam desinler diye, böbürlenmek için, alkış için, itibar için, övülmek için söyledin.alkış için, itibar için, övülmek için söyledin. Fe-kad kîle. O da dünyadayken sana söylendi.

Fe-kad kîle. O da dünyadayken sana söylendi.
Muradına dünyada erdin.Muradına dünyada erdin. Sümme ümira bi-hî.Sümme ümira bi-hî. Sonra onun içinde emrolur Allah tarafından.Sonra onun içinde emrolur Allah tarafından. Fe-sübihe ‘alâ vechihî.Fe-sübihe ‘alâ vechihî. Yüzü üstüne bu da sürüklene sürüklene götürülür.Yüzü üstüne bu da sürüklene sürüklene götürülür. Sümme ulkiye fi’n-nâri.Sümme ulkiye fi’n-nâri. Sonra cehenneme kaldırılıp atılır.Sonra cehenneme kaldırılıp atılır. Demek ki, her Allah için yapılan savaşta öldürülen her adam şehit değil.

Demek ki, her Allah için yapılan savaşta öldürülen her adam şehit değil.
Demek ki, her ilim öğrenen, laf söyleyen insan âlim değil.Demek ki, her ilim öğrenen, laf söyleyen insan âlim değil. Demek ki, her para verip harcayan,Demek ki, her para verip harcayan, hayır yapan, yurt yapan, bilmemhayır yapan, yurt yapan, bilmem mektep yapan insan cömert,mektep yapan insan cömert, Allah rızası için makbul bir iş yapmış,Allah rızası için makbul bir iş yapmış, hayırlı bir insan değil.hayırlı bir insan değil. Peki, hangisi hayırlı, hangisi hayırsız,

Peki, hangisi hayırlı, hangisi hayırsız,
bunun çizgisi ne, önemi ne?bunun çizgisi ne, önemi ne? Bak bu adam bu parayı verdi, bu mektebi yaptırdı.

Bak bu adam bu parayı verdi, bu mektebi yaptırdı.
Yaptırdı ama Allah rızası için yaptırmadı,Yaptırdı ama Allah rızası için yaptırmadı, şöhret için yaptırdı.şöhret için yaptırdı. Şimdi bazen, öyle oluyor ki, adamın yanına geliyorlar.

Şimdi bazen, öyle oluyor ki, adamın yanına geliyorlar.
Fenerbahçe takımı için para ver diyorlar.Fenerbahçe takımı için para ver diyorlar. Çıkartıyor milyarlar veriyor.Çıkartıyor milyarlar veriyor. Ben hatırlıyorum gazetelerde, küçük dilimi yutacaktım.Ben hatırlıyorum gazetelerde, küçük dilimi yutacaktım. Belki de yutmuşumdur, biraz geride, küçük dilim.Belki de yutmuşumdur, biraz geride, küçük dilim. Fenerbahçe, Trabzonspor için öyle paralar vermiş ki,Fenerbahçe, Trabzonspor için öyle paralar vermiş ki, bizim de vakfımız vardı hayır yapan, bizbizim de vakfımız vardı hayır yapan, biz o paranın yüzde birini bulamıyorduk.o paranın yüzde birini bulamıyorduk. Fenerbahçe için vermiş,Fenerbahçe için vermiş, Trabzonspor için, bir zengin vermiş.Trabzonspor için, bir zengin vermiş. Ne kadar parası varsa.Ne kadar parası varsa. Kimisi böyle batıl yola, âşk ile şefk ile çok para veriyorlar.

Kimisi böyle batıl yola, âşk ile şefk ile çok para veriyorlar.
Hak yola vermiyorlar.Hak yola vermiyorlar. Kimisi de birisi geldiği zaman, ya vermesem ayıp olur şimdi.Kimisi de birisi geldiği zaman, ya vermesem ayıp olur şimdi. O kadar şöhretim var, namım var filan diyor, ondan veriyor.O kadar şöhretim var, namım var filan diyor, ondan veriyor. Yani Allah rızası için vermiyor.Yani Allah rızası için vermiyor. Kimisi de reklam için veriyor, propaganda için veriyor.Kimisi de reklam için veriyor, propaganda için veriyor. Kimisi ilerde ben bu bölgeden milletvekili olurumKimisi ilerde ben bu bölgeden milletvekili olurum şuraya biraz yatırım yapayım diye veriyor.şuraya biraz yatırım yapayım diye veriyor. Kimisi bilmem alkış toplamak için,Kimisi bilmem alkış toplamak için, şöhretli bir insan olmak için, yükselmek içinşöhretli bir insan olmak için, yükselmek için yapıyor yaptığı işi filan.yapıyor yaptığı işi filan. Bunların hiçbirisi makbul değil.Bunların hiçbirisi makbul değil. Peki, makbul olan nedir hocam?

Peki, makbul olan nedir hocam?
İlâhî ente maksûdî

İlâhî ente maksûdî
ve rızâke matlûbî deyip.ve rızâke matlûbî deyip. Ya Rabbi!

Ya Rabbi!
Benim amacım, gayem, maksudumBenim amacım, gayem, maksudum gece gündüz durmayıp, istediğim sensin.gece gündüz durmayıp, istediğim sensin. Ben senin rızanı kazanmak istiyorum.Ben senin rızanı kazanmak istiyorum. Her yaptığım işi senin rızan için yapmak istiyorum Ya Rabbi!Her yaptığım işi senin rızan için yapmak istiyorum Ya Rabbi! Deyip her yaptığı işi Allah için yapmaktır.Deyip her yaptığı işi Allah için yapmaktır. Sırf Allah rızası için.Sırf Allah rızası için. Dünya menfaati için, şöhret için, para için, nam için, şan için değil,Dünya menfaati için, şöhret için, para için, nam için, şan için değil, sırf Allah için yapmaktır.sırf Allah için yapmaktır. Bu ince bir çizgidir.Bu ince bir çizgidir. Yani riyakâr olmamak,Yani riyakâr olmamak, dünyevi maksat için yapmamak,dünyevi maksat için yapmamak, Allah rızası için yapmak kolay bir iş değildir.Allah rızası için yapmak kolay bir iş değildir. Pek çok insan yaptığı işi, başkaları beğensin diye yapıyor.Pek çok insan yaptığı işi, başkaları beğensin diye yapıyor. Bakın eskiler bu hususta nasıl düşünürlermiş?

Bakın eskiler bu hususta nasıl düşünürlermiş?
Bir misalle anlatayım.Bir misalle anlatayım. Bir mübarek âlim varmış.

Bir mübarek âlim varmış.
İsmi kitapta yazılı, ben unuttum.İsmi kitapta yazılı, ben unuttum. Her namazı camide kılarmış.Her namazı camide kılarmış. Camide en sevaplı yer neresi?Camide en sevaplı yer neresi? En sevaplı yer birinci saf. En sevaplı yer birinci saf. Birinci safın en sevaplı yeri neresi?

Birinci safın en sevaplı yeri neresi?
İmamın arkası. Orada kılarmış.İmamın arkası. Orada kılarmış. Orada kılarmış namazı.Orada kılarmış namazı. Her vakit, sabah, öğle, ikindi, akşam yatsı.Her vakit, sabah, öğle, ikindi, akşam yatsı. Öyle hep kılarmış namazı.Öyle hep kılarmış namazı. Bir gün ne sebep olduysa gecikmiş.Bir gün ne sebep olduysa gecikmiş. Ezan okunmuş, kamet getirilmiş, farza durulmuş,Ezan okunmuş, kamet getirilmiş, farza durulmuş, namaza o zaman gelmiş adam.namaza o zaman gelmiş adam. Hâlbuki ezan okunmadan gelirdi.Hâlbuki ezan okunmadan gelirdi. En ön safta yerini kapardı bu adam.En ön safta yerini kapardı bu adam. Arka safta namazını kılmış.Arka safta namazını kılmış. Kılmış ama bir utanmış, bir korkmuş insanlardan.Kılmış ama bir utanmış, bir korkmuş insanlardan. Yahu bu insanlar beni en arka saflarda görürseYahu bu insanlar beni en arka saflarda görürse benim halim nice olur, eyvah ben en ön safta namaz kılan bir insandım.benim halim nice olur, eyvah ben en ön safta namaz kılan bir insandım. Şimdi beni arka safta görürlerse benim halim ne olur.Şimdi beni arka safta görürlerse benim halim ne olur. Bak düşünceye bak.Bak düşünceye bak. Allah Allah insanlardan utanıyor, insanlardan korkuyor.Allah Allah insanlardan utanıyor, insanlardan korkuyor. Sonra içinden bir ses demiş ki;

Sonra içinden bir ses demiş ki;
Yaa. Sen demek ki sen ön safta insanlar beğensinYaa. Sen demek ki sen ön safta insanlar beğensin diye mi ön saftaydın arka safta oluncadiye mi ön saftaydın arka safta olunca insanlar beğenmeyecek diye mi korkuyorsun.insanlar beğenmeyecek diye mi korkuyorsun. Demek ki sen bunca yıldır camide

Demek ki sen bunca yıldır camide
ön safta namaz kılmayıön safta namaz kılmayı gösteriş için mi kılmışsın ha?gösteriş için mi kılmışsın ha? 25 senedir sen bu işi bundan mı yapmışsın?25 senedir sen bu işi bundan mı yapmışsın? Tuh sana yazıklar olsun içinden bir ses böyle.Tuh sana yazıklar olsun içinden bir ses böyle. 25 senelik namazını ödemeye başlamış.25 senelik namazını ödemeye başlamış. Vay ben Allah rızası için kılmamışım,Vay ben Allah rızası için kılmamışım, insanlardan korktuğum için, insanlardan alkış beklediğim için,insanlardan korktuğum için, insanlardan alkış beklediğim için, insanlar beğensin diye bu âlime yakışan en önde kılmaktırinsanlar beğensin diye bu âlime yakışan en önde kılmaktır diye yapmışım demek ki filan gibi duygularladiye yapmışım demek ki filan gibi duygularla ve demek ki ben riyakâr imişim,ve demek ki ben riyakâr imişim, gösterişçi imişim, insanların alkışlamasını beğenmesini isteyen,gösterişçi imişim, insanların alkışlamasını beğenmesini isteyen, kınamasından korkan bir kimseymişim.kınamasından korkan bir kimseymişim. Biliyorsunuz Müslümanların çeşitli sıfatların var,

Biliyorsunuz Müslümanların çeşitli sıfatların var,
Müslümanın evsafı.Müslümanın evsafı. Bir tanesi de nedir?Bir tanesi de nedir? Allah yolunda yapacağı işteAllah yolunda yapacağı işte kınayanın kınamasından korkmamak.kınayanın kınamasından korkmamak. Müslümanın bir vasfı da neymiş?Müslümanın bir vasfı da neymiş? Vela yehafune levmete laim.Vela yehafune levmete laim. Kınayanın kınamasından korkmak.Kınayanın kınamasından korkmak. Ya ben şimdi bu cübbeyi giyeceğim çarşıdan pazardan geçeceğim sarığı saracağımYa ben şimdi bu cübbeyi giyeceğim çarşıdan pazardan geçeceğim sarığı saracağım ya bu Avustralyalılar benimle dalga geçerler, alaya alırlar,ya bu Avustralyalılar benimle dalga geçerler, alaya alırlar, olur mu, utanırım.olur mu, utanırım. Veyahut ben bu namazı şimdi burada namaz kılacağım desemVeyahut ben bu namazı şimdi burada namaz kılacağım desem bunca adam hava alanında böyle namazı kılarkenbunca adam hava alanında böyle namazı kılarken bana bakacaklar utanırım filan.bana bakacaklar utanırım filan. Eee ne oluyor?

Eee ne oluyor?
Kınayanın kınamasından çekiniyor, utanıyor.Kınayanın kınamasından çekiniyor, utanıyor. Müslüman kınayanın kınamasından filan korkmaz,Müslüman kınayanın kınamasından filan korkmaz, aldırmaz, hak bildiği işi yapar.aldırmaz, hak bildiği işi yapar. Hak bildiği işi yapar.Hak bildiği işi yapar. Doğru olan işi, cümle cihan halkı tenkid etse bile yapar.Doğru olan işi, cümle cihan halkı tenkid etse bile yapar. Eğri olan işi, cümle cihan halkı kendisineEğri olan işi, cümle cihan halkı kendisine teklif etse, alkış tutsa bile yapmaz.teklif etse, alkış tutsa bile yapmaz. Müslümanın bir vasfı neymiş?

Müslümanın bir vasfı neymiş?
Vela yehafune levmede laim.

Vela yehafune levmede laim.
Müslüman başkasının kendisinin hakkında söyleyeceği söze aldırmaz.Müslüman başkasının kendisinin hakkında söyleyeceği söze aldırmaz. Neyi düşünür?

Neyi düşünür?
Cenâb-ı Hakk’ın rızasını.Cenâb-ı Hakk’ın rızasını. Allah sevsin der. Allah bunu böyle yaparsam sever der.Allah sevsin der. Allah bunu böyle yaparsam sever der. Trak o işi yapar. Bir vasfı budur Müslümanın.Trak o işi yapar. Bir vasfı budur Müslümanın. Başkası beğenecek, başkası tenkid edecek, ayıplayacak.Başkası beğenecek, başkası tenkid edecek, ayıplayacak. Kız mantoyu giy, büyüdün artık, başını ört. Utanırım.Kız mantoyu giy, büyüdün artık, başını ört. Utanırım. Oğlum yapma etme bilmem şöyle yap böyle yap.Oğlum yapma etme bilmem şöyle yap böyle yap. Utanırım, arkadaşlar ne der sonra bana.Utanırım, arkadaşlar ne der sonra bana. Ben böyle giyemem böyle yapamam.Ben böyle giyemem böyle yapamam. E sen insanlardan utanıyorsun da Allah’tan utanmıyor musun?E sen insanlardan utanıyorsun da Allah’tan utanmıyor musun? İnsanlardan korkuyorsun da Allah’tan korkmuyor musun?İnsanlardan korkuyorsun da Allah’tan korkmuyor musun? Müslüman böyle yapamaz.Müslüman böyle yapamaz. Müslüman Allah’tan korkar, insanlardan korkmaz.Müslüman Allah’tan korkar, insanlardan korkmaz. Allahtan utanır, insanların kınamasına aldırmaz.Allahtan utanır, insanların kınamasına aldırmaz. Bu çok önemli. Bunu öğrenmemiz lazım.Bu çok önemli. Bunu öğrenmemiz lazım. Çeşitli yerlerde karşımıza gelebilir.Çeşitli yerlerde karşımıza gelebilir. Allah’ın emrini yapacağın zaman, içine bir utanma geliyorsa, onu yeneceksin.

Allah’ın emrini yapacağın zaman, içine bir utanma geliyorsa, onu yeneceksin.
Ben ameliyat olacağım, kendi hayatımdan misal.

Ben ameliyat olacağım, kendi hayatımdan misal.
Haydarpaşa Numune Hastanesine gittim.Haydarpaşa Numune Hastanesine gittim. Hem de evden gizli gittim.Hem de evden gizli gittim. Eve dedim ki, fakülteye kütüphane tetkikine gideceğiz anacığım.Eve dedim ki, fakülteye kütüphane tetkikine gideceğiz anacığım. Ver elini öpeyim dedim.Ver elini öpeyim dedim. Akıl o zaman ki akıl, ameliyata gidiyorum diye, annem üzülmesin diye,Akıl o zaman ki akıl, ameliyata gidiyorum diye, annem üzülmesin diye, seyahate gidiyor gibi elini öptüm anacığımın.seyahate gidiyor gibi elini öptüm anacığımın. Gittim hastaneye, kimsenin haberi yok. Bir dayım biliyor.Gittim hastaneye, kimsenin haberi yok. Bir dayım biliyor. Bir dayıma söyledim. Ne olur ne olmaz diye.Bir dayıma söyledim. Ne olur ne olmaz diye. Ya hiç kimse bilmiyor. Herkes beni fakülteye kütüphaneyeYa hiç kimse bilmiyor. Herkes beni fakülteye kütüphaneye incelemeye gittim sanıyor talebeyim.incelemeye gittim sanıyor talebeyim. Kimse de ziyaretime gelmiyor.Kimse de ziyaretime gelmiyor. Ziyaret günü oluyor, hiç kimse ziyaretime gelmiyor.Ziyaret günü oluyor, hiç kimse ziyaretime gelmiyor. Çünkü evden kimsenin haberi yok.Çünkü evden kimsenin haberi yok. Şimdi ameliyat olacağım ertesi gün.Şimdi ameliyat olacağım ertesi gün. Haydarpaşa Numune Hastanesi. Ahiretin istasyonu.Haydarpaşa Numune Hastanesi. Ahiretin istasyonu. Haydarpaşa istasyonu ne hastane.Haydarpaşa istasyonu ne hastane. Ahiretin istasyonu.Ahiretin istasyonu. Oradan ahirete de gidiliyor.Oradan ahirete de gidiliyor. Ya ben şimdi bu ameliyattan ya ahirete gidersem.Ya ben şimdi bu ameliyattan ya ahirete gidersem. Makas değiştirilir de ahirete gidersem?Makas değiştirilir de ahirete gidersem? Namaz kılayım. Abdest aldım.

Namaz kılayım. Abdest aldım.
Sordum. Mescid var mı? Hastanenin mescidi var mı?Sordum. Mescid var mı? Hastanenin mescidi var mı? Yok. Mescid yok. Hastanede mescid yok.Yok. Mescid yok. Hastanede mescid yok. Boş oda var mı?Boş oda var mı? Yok. Merdiven altı kalorifer dairesi, bir tahta üstü,Yok. Merdiven altı kalorifer dairesi, bir tahta üstü, namaz kılacak bir kuytu tenha yer yok yok yok.namaz kılacak bir kuytu tenha yer yok yok yok. Koridorlar çok, amma utanıyorum ben.Koridorlar çok, amma utanıyorum ben. Namaz kıldığımı görecekler diye utanıyorum.Namaz kıldığımı görecekler diye utanıyorum. Daha talebeyim yani. Utanıyorum.Daha talebeyim yani. Utanıyorum. Utanmak gerekmez ama şimdiki aklım olsa utanmam,Utanmak gerekmez ama şimdiki aklım olsa utanmam, aldırmam ama o zaman utanıyorum.aldırmam ama o zaman utanıyorum. Yer bulamadım. Namazın vakti geçecek, ameliyat olacağım gireceğim,Yer bulamadım. Namazın vakti geçecek, ameliyat olacağım gireceğim, ya sağ çıkacağım ya cenazem çıkacak arka kapıdan, bilmiyorum ne olacağını.ya sağ çıkacağım ya cenazem çıkacak arka kapıdan, bilmiyorum ne olacağını. Sonra bir düşündüm ya ben niye korkuyorum insanlardan.Sonra bir düşündüm ya ben niye korkuyorum insanlardan. Bu Allah’ın emri.Bu Allah’ın emri. Bu övünülecek bir şeyde değil.Bu övünülecek bir şeyde değil. Yapmazsam Allah bunu kınar, ayıplar.Yapmazsam Allah bunu kınar, ayıplar. Ama yaparsam vazifemi yapmış oluyorum, burada bir şey yok ki.Ama yaparsam vazifemi yapmış oluyorum, burada bir şey yok ki. Ben utanmayayım bu namazı kılayım dedim.Ben utanmayayım bu namazı kılayım dedim. Gittim bir başka yerde bulamadığım için caddenin üzerindeki,Gittim bir başka yerde bulamadığım için caddenin üzerindeki, caddeye yakın bahçedeki, cadde üzerine rastlayan hastanenin kısmında,caddeye yakın bahçedeki, cadde üzerine rastlayan hastanenin kısmında, çimenlerin üstünde, Allah kabul etsin. Namazımı kıldım.çimenlerin üstünde, Allah kabul etsin. Namazımı kıldım. Ama zorladım kendimi.Ama zorladım kendimi. Yendim yani. Kendi içimdeki duyguları yendim.Yendim yani. Kendi içimdeki duyguları yendim. Öyle kıldım namazı.Öyle kıldım namazı. Görürlerse görsünler dedim.Görürlerse görsünler dedim. Ama çok kere, çok insan,Ama çok kere, çok insan, şimdi ben namaz kılmam lazım diyemiyor, bulunduğu toplumdan utanıyor,şimdi ben namaz kılmam lazım diyemiyor, bulunduğu toplumdan utanıyor, namazını kazaya bırakıyor. Biliyorum bunu.namazını kazaya bırakıyor. Biliyorum bunu. Böyle oluyor.Böyle oluyor. Müslüman nasıl olacak?

Müslüman nasıl olacak?
Allah’ın emrini bildi mi onu yapacak.

Allah’ın emrini bildi mi onu yapacak.
Kim ne derse desin.Kim ne derse desin. Ben böyle yaparım diyecek.Ben böyle yaparım diyecek. Ben sağ elimle yerim. Aa öyle şey olur mu?Ben sağ elimle yerim. Aa öyle şey olur mu? Çatalı sol eline alacaktın, bıçağı sağ eline alacaktın,Çatalı sol eline alacaktın, bıçağı sağ eline alacaktın, şöyle kesecektin, böyle yiyecektin.şöyle kesecektin, böyle yiyecektin. Öyle yok ben Müslümanım. Ben sağ elimle yerim.Öyle yok ben Müslümanım. Ben sağ elimle yerim. Canım usul böyle adabı muaşeret.Canım usul böyle adabı muaşeret. Âdâb-ı muâşeret kitabı senin başında paralansın.Âdâb-ı muâşeret kitabı senin başında paralansın. İslam âdâb-ı muâşeretine göreİslam âdâb-ı muâşeretine göre Peygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin bize tavsiyesine görePeygamber sallallahu aleyhi vessellem Efendimizin bize tavsiyesine göre ben besmeleyi çekerek yemeğe başlarım,ben besmeleyi çekerek yemeğe başlarım, ondan sonrada sağ elimle yerim.ondan sonrada sağ elimle yerim. Şimdi lokantada yemek yiyoruz.

Şimdi lokantada yemek yiyoruz.
Toplu el açıp dua ediyoruz.Toplu el açıp dua ediyoruz. Allah nimet vermiş. Yemeği yedik. Dua ediyoruz.Allah nimet vermiş. Yemeği yedik. Dua ediyoruz. Utanıyor millet. Niye utanıyorsun?Utanıyor millet. Niye utanıyorsun? Dua ediyorsun. Fena bir şey mi?Dua ediyorsun. Fena bir şey mi? Peygamber Efendimizin tavsiye ettiği bir şey mi? Tavsiye ettiği bir şey.

Peygamber Efendimizin tavsiye ettiği bir şey mi? Tavsiye ettiği bir şey.
Utanmadan yapacaksın, ötekiler utansın.Utanmadan yapacaksın, ötekiler utansın. Yapmayanlar utansın.Yapmayanlar utansın. Lokantada ötekilerde görsün.Lokantada ötekilerde görsün. Ben böyle yaparım.Ben böyle yaparım. Çünkü ben Müslümanım.Çünkü ben Müslümanım. Bizim farkımızı herkes bilmeli.Bizim farkımızı herkes bilmeli. Müslüman domuz eti yemez. Biliyorlar.Müslüman domuz eti yemez. Biliyorlar. Şarap içmez, bunu da biliyorlar.Şarap içmez, bunu da biliyorlar. Vesaire her şeyi bilsinler.Vesaire her şeyi bilsinler. Müslüman şöyle yapmaz, böyle yapamaz, böyle yapmaz, böyledir.Müslüman şöyle yapmaz, böyle yapamaz, böyle yapmaz, böyledir. Jackie Yang bile biliyor, bize elini uzatmıyor, Müslümanlar kadınlarla el sıkışmaz,Jackie Yang bile biliyor, bize elini uzatmıyor, Müslümanlar kadınlarla el sıkışmaz, tokalaşmazlar diye, birde gülüyor karşıdan.tokalaşmazlar diye, birde gülüyor karşıdan. Gülerse gülsün.Gülerse gülsün. Yani ben Allah’ın sevdiği yoldayım,Yani ben Allah’ın sevdiği yoldayım, benim örfüm âdetim, Peygamber Efendimiz tarafından bana öğretilmiştir.benim örfüm âdetim, Peygamber Efendimiz tarafından bana öğretilmiştir. Ben hep onları sünnet olduğu için yapıyorum, sevap kazanmaya bakıyorum.Ben hep onları sünnet olduğu için yapıyorum, sevap kazanmaya bakıyorum. Öyle utanmak, çekinmek yok bu hususta.Öyle utanmak, çekinmek yok bu hususta. Ama dikkat edin kendi hayatınızdan.

Ama dikkat edin kendi hayatınızdan.
Ben kendi hayatımdan misal verdim.Ben kendi hayatımdan misal verdim. Pek çok insan çekinir.Pek çok insan çekinir. Namaz kılacak bir yer var mı? Diye sormaya çekinir.Namaz kılacak bir yer var mı? Diye sormaya çekinir. Abdest almaya çekinir.Abdest almaya çekinir. Ben şunu alamayacağım diye çekinir.Ben şunu alamayacağım diye çekinir. Ben Müslümanım demeye çekinir, çekinir, çekinir.Ben Müslümanım demeye çekinir, çekinir, çekinir. Başkaları göğsünü gere gere, nasıl günahı işliyorsa, ben deBaşkaları göğsünü gere gere, nasıl günahı işliyorsa, ben de Allah’ın yolunda dosdoğru giderim demesi lazım.Allah’ın yolunda dosdoğru giderim demesi lazım. İkinci hadîs-i şerîf.

İkinci hadîs-i şerîf.
An ibni Umer radıyallahu anhümâ.

An ibni Umer radıyallahu anhümâ.
Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’dan.Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’dan. Enne nâsen kâlû le-hû.

Enne nâsen kâlû le-hû.
İnsanlardan bazıları ona demişler ki;İnsanlardan bazıları ona demişler ki; İnnâ nedhulü ‘alâ sultâninâ fe-nekûlü le-hüm bi-hilâfi mâ

İnnâ nedhulü ‘alâ sultâninâ fe-nekûlü le-hüm bi-hilâfi mâ
netekellemü izâ harecnâ min ‘ındihim.netekellemü izâ harecnâ min ‘ındihim. Biz reislerimizin, yöneticilerimizin, amirlerimizin,

Biz reislerimizin, yöneticilerimizin, amirlerimizin,
sultanlarımızın yanına gittiğimiz zaman.sultanlarımızın yanına gittiğimiz zaman. Onların yanlarında değilken, onların yanlarındanOnların yanlarında değilken, onların yanlarından çıktığımız zamankinden farklı bir şekilde onların yanında konuşuyoruz.çıktığımız zamankinden farklı bir şekilde onların yanında konuşuyoruz. Yani dışarıda kendi başımıza baskı olmadan konuştuğumuzdan,Yani dışarıda kendi başımıza baskı olmadan konuştuğumuzdan, farklı bir şekilde konuşuyoruz, o sultanların,farklı bir şekilde konuşuyoruz, o sultanların, emirlerin yanına girdiğimiz zaman demişler.emirlerin yanına girdiğimiz zaman demişler. Kâle ibnü ‘umera radıyallahu anhümâ.

Kâle ibnü ‘umera radıyallahu anhümâ.
Hz. Ömer’in oğlu da demiş ki;

Hz. Ömer’in oğlu da demiş ki;
Künnâ ne’uddü hâzâ nifâkan ‘alâ ahdi resûlillâhi sallallahu aleyhi ve selleme.

Künnâ ne’uddü hâzâ nifâkan ‘alâ ahdi resûlillâhi sallallahu aleyhi ve selleme.
Bu sizin dediğiniz şeyi biz,Bu sizin dediğiniz şeyi biz, Resûlullah Efendimizin zamanında,Resûlullah Efendimizin zamanında, münafıklık diye adlandırılıyorduk.münafıklık diye adlandırılıyorduk. Buna münafıklık diyorduk biz demiş.Buna münafıklık diyorduk biz demiş. Sultandan korkuyor, huzurunda eğri büğrü konuşuyor,Sultandan korkuyor, huzurunda eğri büğrü konuşuyor, eğile büküle dalkavukça.eğile büküle dalkavukça. Dışarıda konuştuğundan farklı konuşuyor.Dışarıda konuştuğundan farklı konuşuyor. Dışarıda tenkid ediyor.Dışarıda tenkid ediyor. Yanına vardığı zaman yüzü tutmuyor, yüreği atmıyorYanına vardığı zaman yüzü tutmuyor, yüreği atmıyor sıkmıyor ve konuşamıyor orada.sıkmıyor ve konuşamıyor orada. Orada Efendim bilmem ne filan yağ var bal var,Orada Efendim bilmem ne filan yağ var bal var, yağ yakıyor, dalkavukluk yapıyor.yağ yakıyor, dalkavukluk yapıyor. Olmaz. Bu münafıklıktır.Olmaz. Bu münafıklıktır. Nasıl yapar Müslüman?

Nasıl yapar Müslüman?
Müslüman dobra dobra konuşur.

Müslüman dobra dobra konuşur.
İslam âlimlerinden birisi, Emevî Sultanlarından huzuruna girdi.İslam âlimlerinden birisi, Emevî Sultanlarından huzuruna girdi. Esselamü aleyke ya filanca diye ismini söyledi.Esselamü aleyke ya filanca diye ismini söyledi. Ondan sonrada oturdu.Ondan sonrada oturdu. Emevî Halifesi kıpkırmızı kesildi, sinirlendi böyle.Emevî Halifesi kıpkırmızı kesildi, sinirlendi böyle. Bu ne biçim herif dedi.Bu ne biçim herif dedi. Sinirlendi, kıpkırmızı oldu sinirinden.Sinirlendi, kıpkırmızı oldu sinirinden. Dedi; sen bana ismimle ne hakla hitap edersin?Dedi; sen bana ismimle ne hakla hitap edersin? Benim sıfatım var. Ben Sultanım.Benim sıfatım var. Ben Sultanım. Müminlerin emiri Emîrü’l Mü’minîn demen lazımdı bana.Müminlerin emiri Emîrü’l Mü’minîn demen lazımdı bana. Dedi ki; Ey filanca! Ben dışarıda halkla konuşuyorum dedi.Dedi ki; Ey filanca! Ben dışarıda halkla konuşuyorum dedi. Halk senden memnun değil.Halk senden memnun değil. Sen memnun olmayan bir insanların nasıl emiri olacaksın?Sen memnun olmayan bir insanların nasıl emiri olacaksın? Müminlerin emiri olmadığını düşündüm.Müminlerin emiri olmadığını düşündüm. Ondan isminle hitap ettim demiş.Ondan isminle hitap ettim demiş. Lafa bak. E dedi. Niye böyle ben izin vermeden oturdun oraya?Lafa bak. E dedi. Niye böyle ben izin vermeden oturdun oraya? Otur filan demeden, niye ayakta durmadın, kazık gibi oturdun?Otur filan demeden, niye ayakta durmadın, kazık gibi oturdun? Dedi ki; şu sebepten.

Dedi ki; şu sebepten.
Peygamber sallallahu aleyhi vessellem bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki;Peygamber sallallahu aleyhi vessellem bir hadîs-i şerîfinde buyurmuş ki; cehennemlik bir insan görmek isteyen varsa içinizde,cehennemlik bir insan görmek isteyen varsa içinizde, kendisi oturduğu halde karşısındaki adamı ayakta tutan insanın yüzüne baksın.kendisi oturduğu halde karşısındaki adamı ayakta tutan insanın yüzüne baksın. Kendisi oturuyor, karşısındakini oturtmuyor,Kendisi oturuyor, karşısındakini oturtmuyor, onu el pençe karşısında tutuyor, ayakta tutuyor.onu el pençe karşısında tutuyor, ayakta tutuyor. İşte o insanın yüzüne baksın.İşte o insanın yüzüne baksın. Cehennemlik birisini görmek isteyen varsa buyurdu Peygamber Efendimiz.Cehennemlik birisini görmek isteyen varsa buyurdu Peygamber Efendimiz. Onun için bende seni o duruma düşürmemek için oturdum.Onun için bende seni o duruma düşürmemek için oturdum. Hâlbuki o canı istiyor ki karşısında kazık gibi dursun,Hâlbuki o canı istiyor ki karşısında kazık gibi dursun, otur deyinceye kadar oturmasın.otur deyinceye kadar oturmasın. Daha başka bir şeyler, daha başka bir şeyler, ne sorduysa hepsine böyleDaha başka bir şeyler, daha başka bir şeyler, ne sorduysa hepsine böyle İslami cevapları dobra dobra verdi o âlim.İslami cevapları dobra dobra verdi o âlim. Halife ağlamaya başladı.Halife ağlamaya başladı. Çünkü o zamana kadar kimse kendisine böyle dobra dobra söyleyememiş,Çünkü o zamana kadar kimse kendisine böyle dobra dobra söyleyememiş, yağ çekmiş, hepsi dalkavukluk yapmış, saraylar yapılmış,yağ çekmiş, hepsi dalkavukluk yapmış, saraylar yapılmış, çengiler gelmiş, çalgılar çalınmış, öyle geçmiş zaman.çengiler gelmiş, çalgılar çalınmış, öyle geçmiş zaman. Bu âlim böyle dobra dobra söyledi.Bu âlim böyle dobra dobra söyledi. Hiçte çekinmedi.Hiçte çekinmedi. Tabi bunlar ne yapabilirlerdi?Tabi bunlar ne yapabilirlerdi? Adamı öldürebilirlerdi.Adamı öldürebilirlerdi. Nasıl öldürüyorlar o zaman?

Nasıl öldürüyorlar o zaman?
Elini üç defa çırptı mı, perdenin arkasından cellatlar geliyor,

Elini üç defa çırptı mı, perdenin arkasından cellatlar geliyor,
ortalık kan olmasın diye leğeni de getiriyorlar,ortalık kan olmasın diye leğeni de getiriyorlar, palayı da getiriyorlar, oracıkta kesiyorlar kafayı.palayı da getiriyorlar, oracıkta kesiyorlar kafayı. O da olabilirdi.O da olabilirdi. Olsun o hak bildiği şeyi yapıyor.Olsun o hak bildiği şeyi yapıyor. Riyakârlık yapmıyor. Dalkavukluk yapmıyor. Dosdoğru konuşuyor.Riyakârlık yapmıyor. Dalkavukluk yapmıyor. Dosdoğru konuşuyor. Müslümanın çünkü ana vasfı nedir?

Müslümanın çünkü ana vasfı nedir?
Çok önemli bariz, en başta gelen vasfı nedir?Çok önemli bariz, en başta gelen vasfı nedir? Doğru sözlülüktür. Doğru konuşur.Doğru sözlülüktür. Doğru konuşur. Müslüman yalan konuşmaz.Müslüman yalan konuşmaz. Ve ‘an cündüb ibni ‘abdillâhi ibni süfyâni

Ve ‘an cündüb ibni ‘abdillâhi ibni süfyâni
radıyallahu anhu kâle kâle’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellemeradıyallahu anhu kâle kâle’n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve selleme men semme’a semme’allâhü bi-hî ve menmen semme’a semme’allâhü bi-hî ve men yürâî yürâullâhu bi-hî.yürâî yürâullâhu bi-hî. Mütttefekun aleyhi.

Mütttefekun aleyhi.
Bu sonuncu hadîs-i şerîfi İmam Buhârî ve Müslim müttefikan,

Bu sonuncu hadîs-i şerîfi İmam Buhârî ve Müslim müttefikan,
beraberce rivayet etmişler kitaplarına almışlar sahih bir hadîs-i şerîf.beraberce rivayet etmişler kitaplarına almışlar sahih bir hadîs-i şerîf. Cündüb İbn Abdullah’tan rivayet edilmiş radıyallahu anh.

Cündüb İbn Abdullah’tan rivayet edilmiş radıyallahu anh.
Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Men semme’a semme’allâhü bi-hî.

Men semme’a semme’allâhü bi-hî.
Kim yaptığı işi şöhret için yaparsa,Kim yaptığı işi şöhret için yaparsa, duyulsun diye yaparsa, reklam için yaparsa,duyulsun diye yaparsa, reklam için yaparsa, riyakârca yaparsa, yani bir namı yürüsün diye yaparsa.riyakârca yaparsa, yani bir namı yürüsün diye yaparsa. Allah’ta onun iyiliklerini değil, fenalıklarını duyurur insanlara.Allah’ta onun iyiliklerini değil, fenalıklarını duyurur insanlara. O namım yürüsün, namım yayılsın,O namım yürüsün, namım yayılsın, methim yayılsın diye yapıyor Allah’ta onun kötülüklerini yayar, aksine.methim yayılsın diye yapıyor Allah’ta onun kötülüklerini yayar, aksine. Ve men yürâî.

Ve men yürâî.
Kim yürâilik yaparsa, gösteriş için, riyakârca iş yaparsa,Kim yürâilik yaparsa, gösteriş için, riyakârca iş yaparsa, Allah’ta onun kötülüklerini halka gösterir.Allah’ta onun kötülüklerini halka gösterir. O kendisini iyi göstermek için, gösteriş için, beğenilmek için yapıyor o işi.O kendisini iyi göstermek için, gösteriş için, beğenilmek için yapıyor o işi. Allah’ta ona aksine onu nasip etmez, aksini nasip eder.Allah’ta ona aksine onu nasip etmez, aksini nasip eder. Kötülüklerini halka gösterir.Kötülüklerini halka gösterir. Halkın gözünden düşürtür.Halkın gözünden düşürtür. Çünkü bir insan yapacaksa, yapacağı işi, Allah rızası için yapmalıdır.Çünkü bir insan yapacaksa, yapacağı işi, Allah rızası için yapmalıdır. Böyle başkası beğensin diye, nam ileBöyle başkası beğensin diye, nam ile şöhret kazanmak için yapmamalıdır.şöhret kazanmak için yapmamalıdır. Reklam için yapmamalıdır.Reklam için yapmamalıdır. Allahu Teâlâ hazretleri her yaptığımız işi

Allahu Teâlâ hazretleri her yaptığımız işi
rızasına uygun yapmaya bizleri muvaffak eylesin.rızasına uygun yapmaya bizleri muvaffak eylesin. Tevfîkini bizlere refîk eylesin.Tevfîkini bizlere refîk eylesin. Cümlemizi yolunda yürüyen, has,Cümlemizi yolunda yürüyen, has, hakiki Müslüman eylesin.hakiki Müslüman eylesin. Şu diyarı gurbette, şu kâfirlerin arasındaŞu diyarı gurbette, şu kâfirlerin arasında iyi Müslüman olarak yaşamayı, hatta İslam’ı buralara yerleştirip yaymayı,iyi Müslüman olarak yaşamayı, hatta İslam’ı buralara yerleştirip yaymayı, İslam’ı yerleştirmeyi, çoğaltmayı buralara nasip eylesin.İslam’ı yerleştirmeyi, çoğaltmayı buralara nasip eylesin. İslam’a buralar da güzel hizmetler yapmamızı nasip eylesin.İslam’a buralar da güzel hizmetler yapmamızı nasip eylesin. Dünyanın başka yerlerine de yardımcı olmamızı,Dünyanın başka yerlerine de yardımcı olmamızı, para kazanıp zenginlik kazanıp imkân.para kazanıp zenginlik kazanıp imkân.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2