Namaz Vakitleri

9 Zilka'de 1445
17 Mayıs 2024
İmsak
03:51
Güneş
05:38
Öğle
13:05
İkindi
17:01
Akşam
20:23
Yatsı
22:02
Detaylı Arama

Ancak Mü’minler Cennete Girecek

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

17 Recep 1420 / 26.10.1999
Mekke

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın hac ve umre dolayısıyla Medine’de ve Mekke’de bulunduğu zamanlarda yaptığı sohbetlerdir. Bu sohbetler, çoğu zaman hacıların ve umrecilerin kaldığı otellerde, Mina’da ve Arafat’ta yapılmıştır.

Konuşmalarda hac ibadetinin faziletleri üzerinde durulmuş; Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Kâbe-i Müşerrefe, Mina, Arafat gibi mübârek yerler ve yapılabilecek sevaplı ameller anlatılmıştır. Çok rastlanan hatalı uygulamalar ve yanlış davranışlar örneklerle anlatılmış; haccın incelikleri, karşılıklı muamelelerde dikkat edilecek noktalar, sevgi ve saygıyı artıracak güzel davranışlar hatırlatılmıştır.

İhram, istîlâm, tavaf, vakfe, şeytan taşlama gibi hacda yapılan çeşitli görevlerin mânevî ve sembolik yönü üzerinde durulmuş; huzurlu, duygulu ve feyizli bir hac yapmanın yolları gösterilmiştir.

Konuşma Metni

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Rabbimize sonsuz hamd ü senâlar ederiz.Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Rabbimize sonsuz hamd ü senâlar ederiz. Mübarek beldelerde bulunuyoruz.Mübarek beldelerde bulunuyoruz. Allah cümle dinleyicilerimize buraları ziyaret etmek, umreler, haclar yapmak nasip eylesin. Allah cümle dinleyicilerimize buraları ziyaret etmek, umreler, haclar yapmak nasip eylesin.

Bakara sûre-i şerîfesinin 111 ve 112. âyet-i kerîmelerini anlatacağımı sanıyorum.Bakara sûre-i şerîfesinin 111 ve 112. âyet-i kerîmelerini anlatacağımı sanıyorum. Çünkü akşam namazı yakın olduğu için, belki daha fazla izah yapamam. Çünkü akşam namazı yakın olduğu için, belki daha fazla izah yapamam. 111. âyet-i kerîmede Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; 111. âyet-i kerîmede Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ve kâlû len yedhule'l-cennete illâ men kâne hûden ev nasârâVe kâlû len yedhule'l-cennete illâ men kâne hûden ev nasârâ tilke emaniyyühüm kul hâtû burhâneküm in küntüm sâdıkîn. tilke emaniyyühüm kul hâtû burhâneküm in küntüm sâdıkîn.

Belâ men esleme vechehû lillâhi ve hüve muhsinünBelâ men esleme vechehû lillâhi ve hüve muhsinün fe-lehû ecruhû inde rabbihî ve lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn. Sadakallahülazîm. fe-lehû ecruhû inde rabbihî ve lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn.

Sadakallahülazîm.

Ve kâlû. "Dediler ki." Kimler diyenler? 109. âyet-i kerîme Ehl-i Kitâb'tan bahsetmişti.Ve kâlû. "Dediler ki."

Kimler diyenler?

109. âyet-i kerîme Ehl-i Kitâb'tan bahsetmişti.
Ehl-i Kitâb'tan çoğu sizi, iman etmenizden sonra kafirler olarak geriye döndürmek, çevirmek isterler. Ehl-i Kitâb'tan çoğu sizi, iman etmenizden sonra kafirler olarak geriye döndürmek, çevirmek isterler.

Haseden min ındi enfüsihim.Haseden min ındi enfüsihim. "Kendi içlerinden, kendi nefislerinden kaynaklanan bir kıskançlık duygusuyla bunu isterler." "Kendi içlerinden, kendi nefislerinden kaynaklanan bir kıskançlık duygusuyla bunu isterler."

Min ba'di mâ tebeyyene le-hümü'l-hakku. "Gerçek onlar için açık seçik ortaya çıkmış olduğu halde." Min ba'di mâ tebeyyene le-hümü'l-hakku. "Gerçek onlar için açık seçik ortaya çıkmış olduğu halde."

İslâm'ın hak din olduğu, Muhammed'in Allah'ın âhir zaman peygamberi olarak gönderdiğiİslâm'ın hak din olduğu, Muhammed'in Allah'ın âhir zaman peygamberi olarak gönderdiği mübarek bir zât olduğu iyice belirmiş olduktan sonra ona rağmen hasetlerinden,mübarek bir zât olduğu iyice belirmiş olduktan sonra ona rağmen hasetlerinden, kıskançlıklarından böyle yapmak isterler demişti. kıskançlıklarından böyle yapmak isterler demişti.

İşte bunlar yine Ehl-i Kitâb yani kendilerine daha önce peygamber gönderilmiş,İşte bunlar yine Ehl-i Kitâb yani kendilerine daha önce peygamber gönderilmiş, kitap indirilmiş ümmetler; Ve kâlû "Dediler ki." Len yedhule'l-cennete. "Cennete girmeyecek." kitap indirilmiş ümmetler; Ve kâlû "Dediler ki." Len yedhule'l-cennete. "Cennete girmeyecek."

Len istikbal mânası veren bir ön takı. Şimdiki ve geniş zamanın başına geliyor. Len istikbal mânası veren bir ön takı. Şimdiki ve geniş zamanın başına geliyor.

Len yedhule. "Girmeyecek, cennete girmeyecek." İllâ men kâne hûden ev nasârâ.Len yedhule. "Girmeyecek, cennete girmeyecek." İllâ men kâne hûden ev nasârâ. "Ancak yahudi olan ve[ya] nasrani olanlar girecek, ondan gayrileri cennete giremeyecek." dediler. "Ancak yahudi olan ve[ya] nasrani olanlar girecek, ondan gayrileri cennete giremeyecek." dediler.

Tilke emâniyyühüm. "Bu onların kendi kuruntularıdır, temennileridir."Tilke emâniyyühüm. "Bu onların kendi kuruntularıdır, temennileridir." Kul. "Ey Resûlüm! Sen onlara de ki." Hâtû burhâneküm. Kul. "Ey Resûlüm! Sen onlara de ki." Hâtû burhâneküm. "Kanıtlarınızı, delillerinizi, belgelerinizi getirin ortaya koyun bakalım.""Kanıtlarınızı, delillerinizi, belgelerinizi getirin ortaya koyun bakalım." İn küntüm sâdıkîn. "Eğer bir doğru sözlü insanlar iseniz..." İn küntüm sâdıkîn. "Eğer bir doğru sözlü insanlar iseniz..."

Ey Resûlüm onlara; "Bir kanıt, bir deliliniz varsa bunu ispatlayacak, bir belgeniz mevcutsaEy Resûlüm onlara; "Bir kanıt, bir deliliniz varsa bunu ispatlayacak, bir belgeniz mevcutsa getirin koyun bakalım ortaya." de. Çünkü öyle bir belgeleri yok.getirin koyun bakalım ortaya." de. Çünkü öyle bir belgeleri yok. İstikbale ait, Cenâb-ı Hakk'ın kararına ait bir şeyi söylemeye hakları yok buyurmuş oluyor. İstikbale ait, Cenâb-ı Hakk'ın kararına ait bir şeyi söylemeye hakları yok buyurmuş oluyor.

Hıristiyanlar tarih boyunca Peygamber Efendimiz gelinceye kadar ki hayatlarında iddia etmişler ki;Hıristiyanlar tarih boyunca Peygamber Efendimiz gelinceye kadar ki hayatlarında iddia etmişler ki; bu Mâide sûresinde gelecek, o âyet-i kerîmede de bahis konusu ediliyor; bu Mâide sûresinde gelecek, o âyet-i kerîmede de bahis konusu ediliyor;

Nahnü ebnâullahi. "Biz Allah'ın evlatlarıyız." Ve ehibbâuhû. Nahnü ebnâullahi. "Biz Allah'ın evlatlarıyız." Ve ehibbâuhû. "Ve Allah'ın habibleriyiz, dostlarıyız, sevgilileriyiz." demişler. "Ve Allah'ın habibleriyiz, dostlarıyız, sevgilileriyiz." demişler.

Yani kendilerini Allah'ın evlâdı sıfatıyla sıfatlandırıyorlar.Yani kendilerini Allah'ın evlâdı sıfatıyla sıfatlandırıyorlar. Ve Allah'ın sevgili kulları, sevgilileri sanıyorlar. Böyle iddia ediyorlar. Ve Allah'ın sevgili kulları, sevgilileri sanıyorlar. Böyle iddia ediyorlar. Bunu demişler, bunları dedikleri sabit. Bunu demişler, bunları dedikleri sabit.

Tabii bu "Allah'ın oğullarıyız biz" demeleri bir benzetme oluyor.Tabii bu "Allah'ın oğullarıyız biz" demeleri bir benzetme oluyor. Bir baba nasıl kendi evladını severse, biz de öyle Allah yanında sevgili insanlarız. Bir baba nasıl kendi evladını severse, biz de öyle Allah yanında sevgili insanlarız. Onu daha iyi açıklamak için nahnü ebnâullahi ve ehibbâuhû.Onu daha iyi açıklamak için nahnü ebnâullahi ve ehibbâuhû. "Allah'ın oğullarıyız ve O'nun sevgileriyiz." diye iddia ediyorlarmış. "Allah'ın oğullarıyız ve O'nun sevgileriyiz." diye iddia ediyorlarmış.

Daha önceki âyet-i kerîmeler izah edilirken geçmişti. Yahudiler de demişler ki; Daha önceki âyet-i kerîmeler izah edilirken geçmişti. Yahudiler de demişler ki;

Len temessene'n-nârü illâ eyyâmen ma'dûdeten.Len temessene'n-nârü illâ eyyâmen ma'dûdeten. "Bize cehennemin ateşi ancak sayılı günlerde gelecek, etki yapacak."Bize cehennemin ateşi ancak sayılı günlerde gelecek, etki yapacak. Ondan sonra biz cennete gireceğiz. Başkaları ebedî cehennemde kalacaklar." demişler.Ondan sonra biz cennete gireceğiz. Başkaları ebedî cehennemde kalacaklar." demişler. Tabii bunların hepsi istikbale ait boş yani asılsız sözler. Allah cenneti niçin yarattı? Tabii bunların hepsi istikbale ait boş yani asılsız sözler.

Allah cenneti niçin yarattı?

Sevgili kullarını taltif etmek için, kendisine itaatkâr kullarını,Sevgili kullarını taltif etmek için, kendisine itaatkâr kullarını, halis muhlis kullarını mükâfatlandırmak için. Cehennemi niçin yarattı? halis muhlis kullarını mükâfatlandırmak için.

Cehennemi niçin yarattı?

Kendisine âsi kulları, günah işleyen kulları, söz dinlemeyen,Kendisine âsi kulları, günah işleyen kulları, söz dinlemeyen, sözünün tutmayan kulları cezalandırmak için, kafirleri cezalandırmak için. sözünün tutmayan kulları cezalandırmak için, kafirleri cezalandırmak için.

Şimdi hem kâfir olup hem cennete gireceğini sanmak, hem Allah'ın emrine karşı gelip,Şimdi hem kâfir olup hem cennete gireceğini sanmak, hem Allah'ın emrine karşı gelip, peygamberine karşı gelip, kitabına karşı çıkıp; hatta kendilerinin kitaplarının ahkamına,peygamberine karşı gelip, kitabına karşı çıkıp; hatta kendilerinin kitaplarının ahkamına, kendi peygamberlerinin sözlerine uymayıp da ondan sonra yine cennete girmeyikendi peygamberlerinin sözlerine uymayıp da ondan sonra yine cennete girmeyi temenni etmek, hem imansızlık alâmeti.temenni etmek, hem imansızlık alâmeti. Çünkü Allah'a ait bir şeyi kendileri böyle yalan yanlış ne cüretle söylüyorlar.Çünkü Allah'a ait bir şeyi kendileri böyle yalan yanlış ne cüretle söylüyorlar. İmanları zayıf ki söyleyebiliyorlar. Sağlam olsa Allah'tan korkarlar, ürperirler, titrerler. İmanları zayıf ki söyleyebiliyorlar. Sağlam olsa Allah'tan korkarlar, ürperirler, titrerler. Hem de ileriye dönük bir şey. İstikbalin ne olacağını beşer bilemez.Hem de ileriye dönük bir şey. İstikbalin ne olacağını beşer bilemez. Söyledikleri sözler zan ve tahminden öteye gidemez.Söyledikleri sözler zan ve tahminden öteye gidemez. Mazinin, halin ve istikbalin; geçmiş zamanın, gelecek zamanın her şeyini Cenâb-ı Hak bilir.Mazinin, halin ve istikbalin; geçmiş zamanın, gelecek zamanın her şeyini Cenâb-ı Hak bilir. Sonra insanların cennete girecekleri yahut cehenneme atılacakları onun kararına bağlı.Sonra insanların cennete girecekleri yahut cehenneme atılacakları onun kararına bağlı. Muhakeme olacaklar.Muhakeme olacaklar. İnsanlar mü'min bile olsalar, kâfir mü'min insanların hepsi muhakeme olacaklar,İnsanlar mü'min bile olsalar, kâfir mü'min insanların hepsi muhakeme olacaklar, sevapları günahları tartılacak. sevapları günahları tartılacak.

Çok iyi bazı kullarını Cenâb-ı Hak hesapsız cennetine sokacağını bildiriyor.Çok iyi bazı kullarını Cenâb-ı Hak hesapsız cennetine sokacağını bildiriyor. Çok müstesna bir ihsan.Çok müstesna bir ihsan. Sorgu sual olmadan, hesaba çekilmeden bazı çok mübarek kullar cennete girecekler.Sorgu sual olmadan, hesaba çekilmeden bazı çok mübarek kullar cennete girecekler. Ama ötekilerin sevapları günahları tartılacak, ölçülecek,Ama ötekilerin sevapları günahları tartılacak, ölçülecek, Cenâb-ı Hak cennet girsin derse girecek,Cenâb-ı Hak cennet girsin derse girecek, girmesin cehenneme atılsın derse cehenneme atılacak. Karar ve hüküm el-hükmü lillâh.girmesin cehenneme atılsın derse cehenneme atılacak. Karar ve hüküm el-hükmü lillâh. Hüküm Allah'ın, kararı O verecek, O buyuracak, ne dilerse öyle olacak. Hüküm Allah'ın, kararı O verecek, O buyuracak, ne dilerse öyle olacak.

O'nun hakkında birisi kalkıp da bir şey söyleyebilir mi? O'nun hakkında birisi kalkıp da bir şey söyleyebilir mi?

Şimdi meclisin karar vereceği bir şeyi halktan birisi şöyle olacak,Şimdi meclisin karar vereceği bir şeyi halktan birisi şöyle olacak, böyle olacak, böyle istiyorum diyebilir mi? böyle olacak, böyle istiyorum diyebilir mi?

Ya da baş komutanın karar vereceği bir hususu bir er şöyle olacak böyle olacak diyebilir mi? Ya da baş komutanın karar vereceği bir hususu bir er şöyle olacak böyle olacak diyebilir mi?

Kendisine ait olmayan bir hak ve bir mevkinin sorumluluğunu, salahiyetini ne hakla kullanıyor? Kendisine ait olmayan bir hak ve bir mevkinin sorumluluğunu, salahiyetini ne hakla kullanıyor?

Tabii son derece esassız olduğu için, uydurma olduğu için [bu sözlerin değeri yok.]Tabii son derece esassız olduğu için, uydurma olduğu için [bu sözlerin değeri yok.] Kendileri zaten Peygamber Efendimiz'inKendileri zaten Peygamber Efendimiz'in âhir zaman peygamberi olduğunu çocuklarını bilir gibi biliyorlardı. âhir zaman peygamberi olduğunu çocuklarını bilir gibi biliyorlardı. Hakikat kendilerine apaçık açıklanmış, ortaya çıkmıştı. Hakikat kendilerine apaçık açıklanmış, ortaya çıkmıştı. Onu bildikleri halde hasetlerinden, kıskançlıklarından kabul etmiyorlardı. Onu bildikleri halde hasetlerinden, kıskançlıklarından kabul etmiyorlardı.

Kıskançlığı Allah mükafatlandırır mı? Hasedi Allah mükafatlandırır mı?Kıskançlığı Allah mükafatlandırır mı? Hasedi Allah mükafatlandırır mı? Doğruyu bile bile eğri yola gideni Allah mükafatlandırır mı? Doğruyu bile bile eğri yola gideni Allah mükafatlandırır mı?

Son derece yanlış bir şey, olmayacak bir şey. Onun için onlara de ki; Son derece yanlış bir şey, olmayacak bir şey. Onun için onlara de ki;

Tilke emâniyyühüm. Cenâb-ı Hak, "Bu onların temennileri." diyor.Tilke emâniyyühüm. Cenâb-ı Hak, "Bu onların temennileri." diyor. Emânî, ümmiyye kelimesinin çoğulu. Temenni kelimesi ile aynı köktendir. Emânî, ümmiyye kelimesinin çoğulu. Temenni kelimesi ile aynı köktendir. İçinden ah şöyle olsa, ah böyle olsa diye heves ettikleri, temenni ettikleri hevesleridirİçinden ah şöyle olsa, ah böyle olsa diye heves ettikleri, temenni ettikleri hevesleridir onların ama hevesleri kursaklarında kalacak. onların ama hevesleri kursaklarında kalacak. Öyle temenni ediyorlar, öyle hayal ediyorlar ama hayal başka hakikat başka,Öyle temenni ediyorlar, öyle hayal ediyorlar ama hayal başka hakikat başka, temenni başka başlarına gelecek başka. temenni başka başlarına gelecek başka.

Cenâb-ı Hak önce buyuruyor ki; Tilke emâniyyühüm.Cenâb-ı Hak önce buyuruyor ki; Tilke emâniyyühüm. O, bu iddia yani, "Cennete ancak yahudi olanlar ya da nasrani olanlar, O, bu iddia yani, "Cennete ancak yahudi olanlar ya da nasrani olanlar, hıristiyanlar girecek demek, bu sadece bir kuruntudur, bir hevestir."hıristiyanlar girecek demek, bu sadece bir kuruntudur, bir hevestir." Kendilerinin hevesleridir. Ağızlarının sulanması, istemeleridir. Kendilerinin hevesleridir. Ağızlarının sulanması, istemeleridir.

Onlara sen deki. Kul. "Ey Resûlüm! Böyle laf söyleyenlere de ki;" Onlara sen deki. Kul. "Ey Resûlüm! Böyle laf söyleyenlere de ki;"

Hâtû burhâneküm in küntüm sâdıkîn. "Eğer doğru iseniz, gerçek iseniz, gerçeği söyleyen,Hâtû burhâneküm in küntüm sâdıkîn. "Eğer doğru iseniz, gerçek iseniz, gerçeği söyleyen, gerçeği işleyen, gerçeği konuşan insanlarsanız, dürüst insanlarsanız getirin belgeyi koyun bakalım." gerçeği işleyen, gerçeği konuşan insanlarsanız, dürüst insanlarsanız getirin belgeyi koyun bakalım."

Hangi belgeye dayanarak bunlar cennete girecek de ötekiler giremeyecek [diyorsun?]Hangi belgeye dayanarak bunlar cennete girecek de ötekiler giremeyecek [diyorsun?] Allah'ın işine ne hakla karışıyorsun?Allah'ın işine ne hakla karışıyorsun? Cennete gireceklerin ve cehenneme atılacakların tespiti sizin işiniz değil ki.Cennete gireceklerin ve cehenneme atılacakların tespiti sizin işiniz değil ki. "Getir bakalım delili." de diyor. Tabii bir delil getiremezler. "Getir bakalım delili." de diyor. Tabii bir delil getiremezler. Sadece bir takım temennilerden, kuruntulardan, heveslerden ibarettir.Sadece bir takım temennilerden, kuruntulardan, heveslerden ibarettir. Cenâb-ı Hak bunu böyle açıkça temelsiz, asılsız olduğunu beyan ettikten sonra; ["Eğer doğru iseniz getirin belgeyi koyun bakalım."] diyor. Cenâb-ı Hak bunu böyle açıkça temelsiz, asılsız olduğunu beyan ettikten sonra; ["Eğer doğru iseniz getirin belgeyi koyun bakalım."] diyor.

Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri Âdem aleyhisselam'ı peygamber olarak göndermiş,Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri Âdem aleyhisselam'ı peygamber olarak göndermiş, ondan sonda her beldeye, her millete nice nice isimlerini bilmediğimiz,ondan sonda her beldeye, her millete nice nice isimlerini bilmediğimiz, Allah'ın salih kullarının geldiğini Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor. Bunların bazılarının isimlerini biliyoruz.Allah'ın salih kullarının geldiğini Kur'ân-ı Kerîm bildiriyor. Bunların bazılarının isimlerini biliyoruz. Çeşitli devrelerde, çeşitli milletlere Peygamber gelmiş;Çeşitli devrelerde, çeşitli milletlere Peygamber gelmiş; Ad kavmine, Semud kavmine, Firavun'a ve sair ahaliye bu peygamberler gelmiş,Ad kavmine, Semud kavmine, Firavun'a ve sair ahaliye bu peygamberler gelmiş, Allah'ın emirin bildirmişler. Allah'ın emirin bildirmişler. O zaman, Allah'ın emirini bildirdiği zaman o peygamberleri dinleyenler, sözünü tutanlar, O zaman, Allah'ın emirini bildirdiği zaman o peygamberleri dinleyenler, sözünü tutanlar, itaat edenler, onlara mü'min olanlar, ashab olanlar cennete girecek.itaat edenler, onlara mü'min olanlar, ashab olanlar cennete girecek. O şeriate tabii olup akıllı uslu ömür geçirenler cennete girecek. O şeriate tabii olup akıllı uslu ömür geçirenler cennete girecek.

Ondan sonra da Hz. Musa'dan sonra Hz. İsa aleyhisselam geldi.Ondan sonra da Hz. Musa'dan sonra Hz. İsa aleyhisselam geldi. Hz. İsa'dan sonra da Peygamber EfendimizHz. İsa'dan sonra da Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem geldi.Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem geldi. Peygamber Efendimiz'e tâbi olanların çoğu cennete girecek.Peygamber Efendimiz'e tâbi olanların çoğu cennete girecek. Cennete giren insanların büyük çoğunluğu [Peygamber Efendimiz'e inanan] mü'minler olacak.Cennete giren insanların büyük çoğunluğu [Peygamber Efendimiz'e inanan] mü'minler olacak. Tabii ne kadar halis, ne kadar muhlis ne kadar mübarek insanlar geçtiğini İslâm tarihinden biliyoruz.Tabii ne kadar halis, ne kadar muhlis ne kadar mübarek insanlar geçtiğini İslâm tarihinden biliyoruz. Nasıl kerâmet sahibi olduklarını, nasıl mübarek olduklarını tarih kitapları yazıyor.Nasıl kerâmet sahibi olduklarını, nasıl mübarek olduklarını tarih kitapları yazıyor. Hıristiyanlardan, yahudilerden bazıları onların o mübarekliği karşısında imana geliyor. Hıristiyanlardan, yahudilerden bazıları onların o mübarekliği karşısında imana geliyor.

Mesela Cüneydi Bağdâdî hazretlerine o zamanın yahudilerinden bir tanesi gelmiş ki,Mesela Cüneydi Bağdâdî hazretlerine o zamanın yahudilerinden bir tanesi gelmiş ki, Hadîs-i şerîfte denmiş ki; ed-Dünyâ sicnü'l-mü'mini ve cennetü'l-kâfiri.Hadîs-i şerîfte denmiş ki;

ed-Dünyâ sicnü'l-mü'mini ve cennetü'l-kâfiri.
"Dünya mü'minin zindanıdır, hapishanesidir, kafirin de cennetidir." Nasıl oluyor bu? [diye soruyor.] "Dünya mü'minin zindanıdır, hapishanesidir, kafirin de cennetidir."

Nasıl oluyor bu? [diye soruyor.]

Kâfirler o devirde ne kadar sıkıntıdalar.Kâfirler o devirde ne kadar sıkıntıdalar. Mü'minler o devirde devlet kendilerinin, hükümet kendilerinin,Mü'minler o devirde devlet kendilerinin, hükümet kendilerinin, mal mülk imkanlarının olduğu sahabenin [idareci olduğu zamanlarda] İslâm yayıldı,mal mülk imkanlarının olduğu sahabenin [idareci olduğu zamanlarda] İslâm yayıldı, nice nice zenginler oldu. Her türlü dünyevî ve uhrevî nimet mü'minlerin elinde. nice nice zenginler oldu. Her türlü dünyevî ve uhrevî nimet mü'minlerin elinde. Gayr-ı müslim olanlar da o zamanlar kenar mahallelerde fukara takımı durumunda düştüler.Gayr-ı müslim olanlar da o zamanlar kenar mahallelerde fukara takımı durumunda düştüler. Yahudi mahallesi, hıristiyan mahallesi hor hakir bir şekilde yaşadılar o zaman. Yahudi mahallesi, hıristiyan mahallesi hor hakir bir şekilde yaşadılar o zaman.

Yani fiili durum böyle değil. Mü'minler sanki cennette gibi rahat ediyorlar,Yani fiili durum böyle değil. Mü'minler sanki cennette gibi rahat ediyorlar, kafirler sıkıntı çekiyorlar nasıl oluyor? [diye soruyor.] kafirler sıkıntı çekiyorlar nasıl oluyor? [diye soruyor.]

O da demiş ki; "Âhiretteki azapların fenalığına bakılırsa kâfirin dünyadaki bu hali cennet gibidir.O da demiş ki; "Âhiretteki azapların fenalığına bakılırsa kâfirin dünyadaki bu hali cennet gibidir. Mü'minin de âhiretteki sahip olacağı, cennetteki uçsuz bucaksız sonsuz nimetler düşünülürseMü'minin de âhiretteki sahip olacağı, cennetteki uçsuz bucaksız sonsuz nimetler düşünülürse o zaman dünyada ne kadar rahat da etse, refah da görse, müreffeh de yaşasa o zaman dünyada ne kadar rahat da etse, refah da görse, müreffeh de yaşasa cennetin yanında sönük kalacak." [Hadîs-i şerîf] böyle bu mânaya gelir demiş. Hem de demiş ki; cennetin yanında sönük kalacak." [Hadîs-i şerîf] böyle bu mânaya gelir demiş. Hem de demiş ki;

"Sen müslüman ol bakalım, müslüman olma zamanın geldi." demiş."Sen müslüman ol bakalım, müslüman olma zamanın geldi." demiş. Müslüman olmadığını da bilmiş, müslüman olmasının zamanının geldiğini de bilmiştir.Müslüman olmadığını da bilmiş, müslüman olmasının zamanının geldiğini de bilmiştir. O da hemen anlamış kendisinin tebdîl-i kıyâfet etmiş olmasına rağmen karşısındaki evliyâ tarafındanO da hemen anlamış kendisinin tebdîl-i kıyâfet etmiş olmasına rağmen karşısındaki evliyâ tarafından teşhis edilmesini görünce anlamış ki karşı taraf hak, Hak din üzere, müslüman olmuş.teşhis edilmesini görünce anlamış ki karşı taraf hak, Hak din üzere, müslüman olmuş. Zaten deliller ortada, hepsi biliyorlar. Hasedinden, kıskançlığından kabul etmiyorlar, yanaşmıyorlar. Zaten deliller ortada, hepsi biliyorlar. Hasedinden, kıskançlığından kabul etmiyorlar, yanaşmıyorlar.

Böyle nice evliyaullah geçmiş.Böyle nice evliyaullah geçmiş. Tarih kitapları anlatıyor, Mevlânâ hazretleri yaşadığı zamanda; "Vefat etti." denince Tarih kitapları anlatıyor, Mevlânâ hazretleri yaşadığı zamanda; "Vefat etti." denince gayr-ı müslimler cenazesine gelmişler ağlamışlar. Bunların hepsi bilinen şeyler. gayr-ı müslimler cenazesine gelmişler ağlamışlar. Bunların hepsi bilinen şeyler.

Cennete sadece yahudiler girecek, sadece nasraniler girecek demek;Cennete sadece yahudiler girecek, sadece nasraniler girecek demek; "Bu sadece sizin kuruntunuzdur, temenninizdir, hevesinizdir. "Bu sadece sizin kuruntunuzdur, temenninizdir, hevesinizdir. Delileriniz varsa getirin koyun ortaya de onlara." Çünkü diyemeyecekler. Delileriniz varsa getirin koyun ortaya de onlara." Çünkü diyemeyecekler.

Belâ. "Hayır öyle değil." Belâ. "Hayır öyle değil." Veyahut, "Onların dediklerinin aksine evet, giremeyecek diyorlar ama aksine, evet girecekler." Veyahut, "Onların dediklerinin aksine evet, giremeyecek diyorlar ama aksine, evet girecekler."

Belâ böyle bir olumsuzdan sonra o olumsuz hükmün aksini gösteren bir edattır.Belâ böyle bir olumsuzdan sonra o olumsuz hükmün aksini gösteren bir edattır. Mesela, elestü bi-rabbiküm. "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"Mesela, elestü bi-rabbiküm. "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" Değil miyim, olumsuz bir ifade oluyor. Ona "Rabbimizsin." demek için belâ demek gerekiyor. Değil miyim, olumsuz bir ifade oluyor. Ona "Rabbimizsin." demek için belâ demek gerekiyor. Belâ, "evet" mânasına gelen bir kelime ama olumsuzluğu değil deBelâ, "evet" mânasına gelen bir kelime ama olumsuzluğu değil de olumlu tarafı tasdik etmeye yönelik bir mâna taşıyor.olumlu tarafı tasdik etmeye yönelik bir mâna taşıyor. Belâ. "Hayır, sizin öyle tahmin ettiğiniz gibi değil.Belâ. "Hayır, sizin öyle tahmin ettiğiniz gibi değil. Evet, siz ummuyorsunuz ama ummadığınız halde mü'minler cennete girecek" demek.Evet, siz ummuyorsunuz ama ummadığınız halde mü'minler cennete girecek" demek. Belâ. "Bilakis, evet mü'minler cennete girecek." Belâ. "Bilakis, evet mü'minler cennete girecek."

Men esleme vechehû lillâhi. "Her kim ki zâtını Allah'a teslim ederse."Men esleme vechehû lillâhi. "Her kim ki zâtını Allah'a teslim ederse." Esleme, yüslimü, islâm "selamete gitmek, selamete yönelmek" demek. Esleme, yüslimü, islâm "selamete gitmek, selamete yönelmek" demek. Vecih de "yüz" demek ama yüz vücudun bir parçası.Vecih de "yüz" demek ama yüz vücudun bir parçası. Ama bir parçası zikr edilip bütün kastedilme durumu var. Zât mânasına geliyor. Ama bir parçası zikr edilip bütün kastedilme durumu var. Zât mânasına geliyor.

Men esleme vechehû. "Zâtını kim teslim ederse, yönlendirirse." Lillâhi. "Allah'a."Men esleme vechehû. "Zâtını kim teslim ederse, yönlendirirse." Lillâhi. "Allah'a." Yani kim Allah'a yönelirse, Allah'a kendini teslim ederse, Allah'ın emrine itaat ederse,Yani kim Allah'a yönelirse, Allah'a kendini teslim ederse, Allah'ın emrine itaat ederse, Allah'ın dinine tâbi olursa mânasına geliyor. Allah'ın dinine tâbi olursa mânasına geliyor.

Yani bir müslüman ne yapıyor? Vechini selamet yönü olan iman tarafına döndürmüş oluyor.Yani bir müslüman ne yapıyor?

Vechini selamet yönü olan iman tarafına döndürmüş oluyor.
Onun için esleme vechehû, yani zâtını Allah'a teslim etmek. "Kim zâtının Allah'a teslim ederse." Onun için esleme vechehû, yani zâtını Allah'a teslim etmek. "Kim zâtının Allah'a teslim ederse."

Zâtını nasıl teslim edecek? "Yâ Rabbi! Sen ne dersen ben onu kabul ettim.Zâtını nasıl teslim edecek?

"Yâ Rabbi! Sen ne dersen ben onu kabul ettim.
Tamam sana teslimim. Senin buyruğunu tutuyorum. Senin dinine giriyorum." [diyecek.] Tamam sana teslimim. Senin buyruğunu tutuyorum. Senin dinine giriyorum." [diyecek.]

Onun için eski tefsir alimleri rahmetullahi ecmaîn, vechehû yüzü demek olduğu halde,Onun için eski tefsir alimleri rahmetullahi ecmaîn, vechehû yüzü demek olduğu halde, yüzü demekten vücudu demeye, zâtı demeye geldiği halde, tefsir ederken demişler ki;yüzü demekten vücudu demeye, zâtı demeye geldiği halde, tefsir ederken demişler ki; men esleme dînehû lillâhi. Yani, "dindarlığını Allah'ın istediği şekle döndürürse" mânasını çıkarmışlar.men esleme dînehû lillâhi. Yani, "dindarlığını Allah'ın istediği şekle döndürürse" mânasını çıkarmışlar. Mâna verirken murat budur diye, dînehû diye tefsir etmişler. Mâna verirken murat budur diye, dînehû diye tefsir etmişler.

Aslında vecih "yüz" demek. Ama mesela güzel bir yemek yiyoruz ondan sonra çok beğeniyoruz.Aslında vecih "yüz" demek. Ama mesela güzel bir yemek yiyoruz ondan sonra çok beğeniyoruz. Yemeği yapan kimseye dua edeceğiz, diyoruz ki; "Eline sağlık." Yemeği yapan kimseye dua edeceğiz, diyoruz ki; "Eline sağlık."

Peki eli sağlıklı olsa da ayağı ağrısa, beli romatizma olsa, başı çatlasa,Peki eli sağlıklı olsa da ayağı ağrısa, beli romatizma olsa, başı çatlasa, diş ağrısından kıvransa elinin sağlığının kıymeti olur mu? Yani elden murad ne olmuş oluyor? diş ağrısından kıvransa elinin sağlığının kıymeti olur mu?

Yani elden murad ne olmuş oluyor?

Vücut, o elin sahip olduğu kişi demek. Buna ne derler? Vücut, o elin sahip olduğu kişi demek.

Buna ne derler?

Zikrü'l-cüz irâdetü'l-kül. "Azı söyleyip, parçayı söyleyip, bütünü kast etmek" derler. Zikrü'l-cüz irâdetü'l-kül. "Azı söyleyip, parçayı söyleyip, bütünü kast etmek" derler.

"Kim yüzünü Allah'a teslim ederse, yönlendirirse...""Kim yüzünü Allah'a teslim ederse, yönlendirirse..." Çünkü Allah'a yönelmek, Allah'ın dinine yönelmek, selamete yönelmektir,Çünkü Allah'a yönelmek, Allah'ın dinine yönelmek, selamete yönelmektir, çünkü esleme de "selamete doğru gitmek" demektir. çünkü esleme de "selamete doğru gitmek" demektir. Yani, "Kim Allah'ın buyruğuna el pençe divan durur, yönelir, onu kabule, kabul yoluna girerse."Yani, "Kim Allah'ın buyruğuna el pençe divan durur, yönelir, onu kabule, kabul yoluna girerse." Bu iman etmektir. İslâm olmak ne demek? İşte böyle bir işi yapmak demek. Bu iman etmektir.

İslâm olmak ne demek?

İşte böyle bir işi yapmak demek.
Allah'a teslim olacak, Allah'ın yoluna yönlenecek, Allah'ın istediği istikamete teveccüh edecek. Allah'a teslim olacak, Allah'ın yoluna yönlenecek, Allah'ın istediği istikamete teveccüh edecek.

Yani yahudi olmak şartı, nasrani olmak şartı değil de,Yani yahudi olmak şartı, nasrani olmak şartı değil de, kim kendisini Allah'a yönlendirirse, Allah'ın yoluna girerse... kim kendisini Allah'a yönlendirirse, Allah'ın yoluna girerse...

Ve hüve muhsinün. Dine girdi, tamam ama Cenâb-ı Hak bir de şu şartı koyuyor; Ve hüve muhsinün. Dine girdi, tamam ama Cenâb-ı Hak bir de şu şartı koyuyor;

Ve hüve muhsinun. "Bir de iyilik yapıcı olarak." Yani dine girdikten sonda da iyilik yapmak.Ve hüve muhsinun. "Bir de iyilik yapıcı olarak." Yani dine girdikten sonda da iyilik yapmak. Dine girdi, ilmiyle de bilgisiyle de âmil olursa... Dine girdi, ilmiyle de bilgisiyle de âmil olursa... Hem müslüman olacak hem de İslâm'ın gereği olan görevleri yapacak. Hem müslüman olacak hem de İslâm'ın gereği olan görevleri yapacak.

"Kim müslüman olursa, Allah'ın dinine girerse, hem de müslümanlığını muhsin bir şekilde yaparsa..." "Kim müslüman olursa, Allah'ın dinine girerse, hem de müslümanlığını muhsin bir şekilde yaparsa..."

Muhsin ne demek? Ahsene, yuhsinu, ihsân, bir şeyi güzel yapmak demek.Muhsin ne demek?

Ahsene, yuhsinu, ihsân, bir şeyi güzel yapmak demek.
Dindarlığını güzel yaparsa, muhsin olarak yaparsa, eğri büğrü değil, eksik ve kusurlu değil, Dindarlığını güzel yaparsa, muhsin olarak yaparsa, eğri büğrü değil, eksik ve kusurlu değil, yamuk değil, baştan savma değil, güzel yaparsa. yamuk değil, baştan savma değil, güzel yaparsa.

Fe-lehû ecruhû ınde rabbihî. "O zaman rabbin huzurunda, katında, yanındaFe-lehû ecruhû ınde rabbihî. "O zaman rabbin huzurunda, katında, yanında onun ecr ü sevâbı olur, oluşur." onun ecr ü sevâbı olur, oluşur." Rabbine vardığı zaman bu dindarlığının mükâfâtını, ecrini, karşılığını görür. Rabbine vardığı zaman bu dindarlığının mükâfâtını, ecrini, karşılığını görür.

Ve lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn.Ve lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn. "Zâtını, vechini Allah'a teslim edip selamet yoluna girmiş"Zâtını, vechini Allah'a teslim edip selamet yoluna girmiş ve bir de icraatında muhsin kullar olarak güzelce kulluğunu yapmış olan kimselereve bir de icraatında muhsin kullar olarak güzelce kulluğunu yapmış olan kimselere Rablerinin huzurunda ecirler, mükafatlar oluşur, var. Sevapları var." Rablerinin huzurunda ecirler, mükafatlar oluşur, var. Sevapları var." Ve onlar, ve lâ havfün aleyhim. "Onlara âhirette bir korku olmayacak." Ve onlar, ve lâ havfün aleyhim. "Onlara âhirette bir korku olmayacak."

Aman acaba Allah bizi günahlarımızdan dolayı cehenneme atar mı, yakar mı? Aman acaba Allah bizi günahlarımızdan dolayı cehenneme atar mı, yakar mı?

Öyle bir korku olmayacak. Korkulacak duruma düşmeyecekler. Öyle bir korku olmayacak. Korkulacak duruma düşmeyecekler.

Ve lâ hüm yahzenûn. "Onlar mahzun da olmayacaklar."Ve lâ hüm yahzenûn. "Onlar mahzun da olmayacaklar." Umduğunu bulamamak, istediği kadar mükâfâta erişememek gibi Umduğunu bulamamak, istediği kadar mükâfâta erişememek gibi üzücü bir takım olaylarla karşılaşmak gibi durumlar bahis konusu olmayacak. üzücü bir takım olaylarla karşılaşmak gibi durumlar bahis konusu olmayacak.

Cenâb-ı Hak iki şart koşuyor. Birisi kişinin, kulun zâtını Allah'a yöneltmesi, tevcih etmesi.Cenâb-ı Hak iki şart koşuyor. Birisi kişinin, kulun zâtını Allah'a yöneltmesi, tevcih etmesi. Yani biz buna İslâm olmak, İslâm'a girmek diyoruz. İmanı olacak bir.Yani biz buna İslâm olmak, İslâm'a girmek diyoruz. İmanı olacak bir. Tabii Allah'a, sırf Allah'a ibadet edecek, bu bir. Ve hüve muhsinün. "Kulluğun güzel olması." Tabii Allah'a, sırf Allah'a ibadet edecek, bu bir. Ve hüve muhsinün. "Kulluğun güzel olması."

İslâm'a girdikten sonra kulluğun güzel olması nasıl olacak? İslâm'a girdikten sonra kulluğun güzel olması nasıl olacak?

Onu da müfessirler ey ittebe'a fîhi'r-rasûl. "Dindarlığında Resûlullah'a tabii olursa."Onu da müfessirler ey ittebe'a fîhi'r-rasûl. "Dindarlığında Resûlullah'a tabii olursa." İhsanın iki şartı var. Bir, ibadetlerinin kabul olması için şartlardan birisi, İhsanın iki şartı var. Bir, ibadetlerinin kabul olması için şartlardan birisi, Allah rızası için olacak, hâlisâne olacak.Allah rızası için olacak, hâlisâne olacak. Niyetinde katışıklık, art niyet, başka maksat olmayacak, bu bir. Niyetinde katışıklık, art niyet, başka maksat olmayacak, bu bir. Kendini tam halis muhlis Allah'a teslim edecek. Tam teslim edecek. Kendini tam halis muhlis Allah'a teslim edecek. Tam teslim edecek.

Yani tam teslim olmayan ne yapıyor? Dini sömürüyor, dindarlıktan faydalanıyor.Yani tam teslim olmayan ne yapıyor?

Dini sömürüyor, dindarlıktan faydalanıyor.
Oy toplamaya çalışıyor, veyahut ticaretini geliştirmeye çalışıyor,Oy toplamaya çalışıyor, veyahut ticaretini geliştirmeye çalışıyor, veyahut dünyasını doğrultmaya gayret ediyor. Veyahut birisinin gözüne girmeye gayret ediyor.veyahut dünyasını doğrultmaya gayret ediyor. Veyahut birisinin gözüne girmeye gayret ediyor. Yani bunlar niyetlerdeki çarpıklıklar, bozukluklar, katışıklıklardır, öyle değil.Yani bunlar niyetlerdeki çarpıklıklar, bozukluklar, katışıklıklardır, öyle değil. Tam teslim oldu, katıksız, Rabbim ne derse onu yapacağım;Tam teslim oldu, katıksız, Rabbim ne derse onu yapacağım; örtün derse örtüneceğim, oruç tut derse tutacağım, namaz kıl derse kılacağım,örtün derse örtüneceğim, oruç tut derse tutacağım, namaz kıl derse kılacağım, haram yeme derse yemeyeceğim. Her şeyiyle, tamam, bu bir. Şartın birisi, ihlas.haram yeme derse yemeyeceğim. Her şeyiyle, tamam, bu bir. Şartın birisi, ihlas. Kalbinin niyetinde [bozukluk] olmayacak. Kalbinin niyetinde [bozukluk] olmayacak.

İkinci şart nedir? Ve hüve muhsinün.İkinci şart nedir?

Ve hüve muhsinün.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetine uygun olacak. Resûlullah'a uygun olacak. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in sünnetine uygun olacak. Resûlullah'a uygun olacak.

Yani Resûlullah'ın sünnetine uygun olmadan iyi niyetle bir insan bir şey yapsa bunun bir değeri var mı? Yani Resûlullah'ın sünnetine uygun olmadan iyi niyetle bir insan bir şey yapsa bunun bir değeri var mı?

Yok. Çünkü Resûlullah'a uygun değil. Yok. Çünkü Resûlullah'a uygun değil.

Mesela bu hususta delilin nedir? diye sorulacak olursa, müfessir [delil olarak] hadîs-i şerîfi getirmiş.Mesela bu hususta delilin nedir? diye sorulacak olursa, müfessir [delil olarak] hadîs-i şerîfi getirmiş. Müslim isimli, meşhur Sahih-i Müslim'in yazarı [kitabında kaydetmiş.] Müslim isimli, meşhur Sahih-i Müslim'in yazarı [kitabında kaydetmiş.] Hz. Aişe validemiz radıyallahu anhâ'dan rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Hz. Aişe validemiz radıyallahu anhâ'dan rivayet edilmiş. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Men amile amelen leyse aleyhi emrünâ fe-hüve reddün. 'Men amile amelen leyse aleyhi emrünâ fe-hüve reddün. ' "Bir amel işleyen, bir icraat yapan, bir iş yapan kimse, ama öyle bir iş ki.""Bir amel işleyen, bir icraat yapan, bir iş yapan kimse, ama öyle bir iş ki." Leyse aleyhi emrünâ. "Bizim işimiz o tarzda değil." Leyse aleyhi emrünâ. "Bizim işimiz o tarzda değil."

Bizim işimizin üzerinde olmayan bir şekilde, bir amel işlerse bir insan, icraat yaparsa o nedir? Bizim işimizin üzerinde olmayan bir şekilde, bir amel işlerse bir insan, icraat yaparsa o nedir?

Fe-hüve reddün. "Merdudtur." Allah onu reddeder, kabul etmez. Ne yaptın? Fe-hüve reddün. "Merdudtur." Allah onu reddeder, kabul etmez.

Ne yaptın?

Şöyle yaptım, böyle yaptım. Niye Peygamberime uygun yapmadın? Şöyle yaptım, böyle yaptım.

Niye Peygamberime uygun yapmadın?

Red. Kabul edilmez. Peygamber Efendimiz öyle buyuruyor. Red. Kabul edilmez. Peygamber Efendimiz öyle buyuruyor.

Onun için biz her işimizi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inOnun için biz her işimizi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in sünnetine uygun yapmaya dikkat ediyoruz. Neden? sünnetine uygun yapmaya dikkat ediyoruz.

Neden?

Sünnete aykırı olunca fe-hüve reddün.Sünnete aykırı olunca fe-hüve reddün. "Reddedilecek, merdut olacak, Allah'ın huzurundan geri dönecek, kabul edilmeyecek." "Reddedilecek, merdut olacak, Allah'ın huzurundan geri dönecek, kabul edilmeyecek."

Onun için daha başından beri Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılmış ihlaslı insanlar,Onun için daha başından beri Peygamber Efendimiz'in sünnetine sarılmış ihlaslı insanlar, sünnet-i seniyyeyi okumuşlar, öğrenmişler, uygulamışlar. Namazların sünnetleri var.sünnet-i seniyyeyi okumuşlar, öğrenmişler, uygulamışlar. Namazların sünnetleri var. Orucun sünnetleri var. Her şeyin âdâbı[na uygun,] Orucun sünnetleri var. Her şeyin âdâbı[na uygun,] Peygamber Efendimiz'in yaptığı şekle uygun bir şekilde yapmaya gayret etmişler.Peygamber Efendimiz'in yaptığı şekle uygun bir şekilde yapmaya gayret etmişler. Eğer yapılan iş farzedelim ki hâlisâne bile olsa,Eğer yapılan iş farzedelim ki hâlisâne bile olsa, eğer Allah'ın, Resûlullah'ın gösterdiği şekilde değilse Allah onu kabul etmez. Neden? eğer Allah'ın, Resûlullah'ın gösterdiği şekilde değilse Allah onu kabul etmez.

Neden?

Sünnete aykırı olduğu, bid'at olduğu, yanlış olduğu için.Sünnete aykırı olduğu, bid'at olduğu, yanlış olduğu için. Çünkü herkes dinde kendi aklına göre bir şey yapmaya kalkarsa [olmaz.] Çünkü herkes dinde kendi aklına göre bir şey yapmaya kalkarsa [olmaz.] Burada dünyanın dört bir yanından umreye gelen kardeşlerimizi görüyoruz işte. Burada dünyanın dört bir yanından umreye gelen kardeşlerimizi görüyoruz işte. Kendi bildiğine bir şey yaparsa olmuyor, yanlış oluyor.Kendi bildiğine bir şey yaparsa olmuyor, yanlış oluyor. Giyim kendi bildiğin gibi olursa yanlış oluyor. İbadet kendi bildiğin gibi olursa yanlış oluyor. Giyim kendi bildiğin gibi olursa yanlış oluyor. İbadet kendi bildiğin gibi olursa yanlış oluyor.

Nasıl olacak? Hepsi sünnet-i seniyyeye, Peygamber Efendimiz'in şekline uygun olacak. Nasıl olacak?

Hepsi sünnet-i seniyyeye, Peygamber Efendimiz'in şekline uygun olacak.

Peki, şu karşıdaki filanca herif sünnet-i seniyyeye çok uygun hareket etti dePeki, şu karşıdaki filanca herif sünnet-i seniyyeye çok uygun hareket etti de amma kalbi fesat, niyeti başka, birilerini tavlamak, aldatmak istiyor.amma kalbi fesat, niyeti başka, birilerini tavlamak, aldatmak istiyor. Onun için böyle kuzu postuna büründü, müslümanların arasına girdi. Onun için böyle kuzu postuna büründü, müslümanların arasına girdi. Amma ben onun aslını bilirim. O ne tilkidir, o ne domuzdur, o ne bilmem ne! Amma ben onun aslını bilirim. O ne tilkidir, o ne domuzdur, o ne bilmem ne!

Ha, dış şekli itibariyle, her şeyiyle şekli, sûreti, görünüşü Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun olsa,Ha, dış şekli itibariyle, her şeyiyle şekli, sûreti, görünüşü Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun olsa, kalbi uygun olmasa, niyeti bozuk olsa onun da kıymeti olmaz. kalbi uygun olmasa, niyeti bozuk olsa onun da kıymeti olmaz.

Ve kadimnâ ilâ mâ amilû min amelin ve ce'alnâhu hebâen mensûrâ. Ve kadimnâ ilâ mâ amilû min amelin ve ce'alnâhu hebâen mensûrâ. "O zaman Allah o amellerini kabul etmez. Onların da hepsi boşa gider. " "O zaman Allah o amellerini kabul etmez. Onların da hepsi boşa gider. "

Çünkü münafıkça yapmıştır, riya ile yapmıştır.Çünkü münafıkça yapmıştır, riya ile yapmıştır. Riya ile yaptığı zaman da Allah'ın kabul etmeyeceği hakkında çok âyet-i kerîmeler var.Riya ile yaptığı zaman da Allah'ın kabul etmeyeceği hakkında çok âyet-i kerîmeler var. Mesela bir tanesini okuyalım; Mesela bir tanesini okuyalım;

İnne'l-münafikine yuhâdi'ûnellahe. "Münafıklar Allah'ı aldatmaya kalkışıyorlar." İnne'l-münafikine yuhâdi'ûnellahe. "Münafıklar Allah'ı aldatmaya kalkışıyorlar."

Hâde'a, yuhâdi'u, karşılık bir taraf, iki taraf olmuş hud'a, 'oyun, hile' yapmaya çalışıyor.Hâde'a, yuhâdi'u, karşılık bir taraf, iki taraf olmuş hud'a, 'oyun, hile' yapmaya çalışıyor. Yuhâdi'ûnellahe. "Allah'ı aldatmaya kalkışıyorlar." demek yani bu. Halbuki bu mümkün olmayan bir şey. Yuhâdi'ûnellahe. "Allah'ı aldatmaya kalkışıyorlar." demek yani bu. Halbuki bu mümkün olmayan bir şey.

Ve hüve hâdi'uhüm. "Halbuki Allah onların o hilelerini başlarına çeviriyor."Ve hüve hâdi'uhüm. "Halbuki Allah onların o hilelerini başlarına çeviriyor." Onlar kendileri yanlış yolda olduklarının farkında değil. Onlar kendileri yanlış yolda olduklarının farkında değil. Allah'ı aldatmaya çalışıyorlar halbuki kendileri aslında aldanıyorlar. Allah'ı aldatmaya çalışıyorlar halbuki kendileri aslında aldanıyorlar.

Ve izâ kâmû ile's-salâti kâmû küsâlâ. Münafıklar Efendimiz'in zamanında namaz kılarlardı.Ve izâ kâmû ile's-salâti kâmû küsâlâ. Münafıklar Efendimiz'in zamanında namaz kılarlardı. "Namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlardı.""Namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlardı." Yürâûne'n-nâse. "İnsanlara gösteriş için yaparlardı." Yürâûne'n-nâse. "İnsanlara gösteriş için yaparlardı."

Ve lâ yezkurûnellâhe illâ kalîlâ. "Allah'ı çok az zikrederlerdi." Ve lâ yezkurûnellâhe illâ kalîlâ. "Allah'ı çok az zikrederlerdi."

İnne'l-münâfikîne fi'd-derki'l-esfeli mine'n-nâri.İnne'l-münâfikîne fi'd-derki'l-esfeli mine'n-nâri. Ve bunların cehennemin en aşağı tabakasına gideceklerini de âyet-i kerîmeler bildiriyor. Ve bunların cehennemin en aşağı tabakasına gideceklerini de âyet-i kerîmeler bildiriyor.

Demek ki bu âyet-i kerîmede de Rabbimiz bize öğretiyor.Demek ki bu âyet-i kerîmede de Rabbimiz bize öğretiyor. Bir kere kişi zâtını, bütün varlığını Allah'a tam bağlayacak, tam teslim olacak, tam yönelecek. Bir kere kişi zâtını, bütün varlığını Allah'a tam bağlayacak, tam teslim olacak, tam yönelecek. Çok temiz duygularla Allah'a sımsıkı bağlanacak bir.Çok temiz duygularla Allah'a sımsıkı bağlanacak bir. Bir de bu bağlılığının gereği olan işlemleri, ibadetleri güzel yapacak. Ve hüve muhsinun.Bir de bu bağlılığının gereği olan işlemleri, ibadetleri güzel yapacak. Ve hüve muhsinun. "Muhsin olarak yapacak." Muhsin olması, ibadetin ihsan üzere olması nasıl oluyor? "Muhsin olarak yapacak."

Muhsin olması, ibadetin ihsan üzere olması nasıl oluyor?

Sünnete uyarak. Umumî mânada Efendimiz'in öğrettiği şekle uygun olacak, bid'at olmayacak. Sünnete uyarak. Umumî mânada Efendimiz'in öğrettiği şekle uygun olacak, bid'at olmayacak.

Bir de Peygamber Efendimiz kendisi ihsanı nasıl tarif etmiş? Bir de Peygamber Efendimiz kendisi ihsanı nasıl tarif etmiş?

"Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmek" diye tarif etmiştir. Yani Allah'ı görüyormuşuz gibi..."Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmek" diye tarif etmiştir. Yani Allah'ı görüyormuşuz gibi... Biz O'nu görmüyoruz ama O bizi görüyor. Biz O'nu göremeyiz.Biz O'nu görmüyoruz ama O bizi görüyor. Biz O'nu göremeyiz. Zaten bakamayız, baksak gözümüzün görmesi mümkün değil.Zaten bakamayız, baksak gözümüzün görmesi mümkün değil. Musa aleyhisselam bakmak istedi, "Göster cemalini göreyim yâ Rabbi!Musa aleyhisselam bakmak istedi, "Göster cemalini göreyim yâ Rabbi! Tecelli eyle de seyredeyim." dedi.Tecelli eyle de seyredeyim." dedi. Tûr Dağı'na tecelli edince o dağın tecellisine bile dayanamadı, bayıldı yere düştü. Tûr Dağı'na tecelli edince o dağın tecellisine bile dayanamadı, bayıldı yere düştü. Yani insanoğlunun takati yok, o şeyi [görmesi,] gözlerin O'nu idrak etmesi mümkün değil.Yani insanoğlunun takati yok, o şeyi [görmesi,] gözlerin O'nu idrak etmesi mümkün değil. Ama O bizi görüyor. Biz de O'nun bizi gördüğünü bilerek kendimizi derleyip toparlar,Ama O bizi görüyor.

Biz de O'nun bizi gördüğünü bilerek kendimizi derleyip toparlar,
edepli hareket edersek o zaman ne olacak? Cenâb-ı Hak büyük ecirler, sevaplar verecek. edepli hareket edersek o zaman ne olacak?

Cenâb-ı Hak büyük ecirler, sevaplar verecek.

Fe-lehû ecruhû inde rabbihî. "Böyle yapan bir kulun sevabı Rabbinin huzurunda,Fe-lehû ecruhû inde rabbihî. "Böyle yapan bir kulun sevabı Rabbinin huzurunda, yanında teşekkül eder ve orada korunur, mahfuz kalır." Yarın onun mükafatını, faydasını görecek. yanında teşekkül eder ve orada korunur, mahfuz kalır." Yarın onun mükafatını, faydasını görecek.

Ve lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn. "Ve böyle insanlar, zâtını Allah'a teslim edenVe lâ havfün aleyhim ve lâ hüm yahzenûn. "Ve böyle insanlar, zâtını Allah'a teslim eden ve Muhsin olarak [yaşayan]lara âhirette bir korku olmayacak." Aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler! ve Muhsin olarak [yaşayan]lara âhirette bir korku olmayacak."


Aziz ve sevgili izleyiciler ve dinleyiciler!



Cenâb-ı Hak bizleriCenâb-ı Hak bizleri böyle halis bir şekilde tam Rabbine bağlananlardan, kendisini tam teslim edenlerden,böyle halis bir şekilde tam Rabbine bağlananlardan, kendisini tam teslim edenlerden, yüzünü tam Cenâb-ı Hakk'ın yönüne dönenlerden eylesin.yüzünü tam Cenâb-ı Hakk'ın yönüne dönenlerden eylesin. Yaptığımız, bütün ömrümüz boyunca yaptığımız her işimizi de güzel yapmayı nasip etsin.Yaptığımız, bütün ömrümüz boyunca yaptığımız her işimizi de güzel yapmayı nasip etsin. Çünkü İslâm'ın güzel tarafı var. Müslümanın niyeti iyi oldu mu, yaptığı her güzel işten sevap alıyor. Çünkü İslâm'ın güzel tarafı var. Müslümanın niyeti iyi oldu mu, yaptığı her güzel işten sevap alıyor.

Ben şimdi şu vakitte yatayım da geceleyin teheccüde kalkayım da,Ben şimdi şu vakitte yatayım da geceleyin teheccüde kalkayım da, teheccüd namazımı aklım başımda güzel güzel, hissede ede güzel kılabileyim.teheccüd namazımı aklım başımda güzel güzel, hissede ede güzel kılabileyim. Biraz vücudum uykulu uykulu olmasın, kafam bulanık olmasın diye yatarsa,Biraz vücudum uykulu uykulu olmasın, kafam bulanık olmasın diye yatarsa, gece ibadetimi [rahat yapayım diye] gündüz kaylûle uykusu uyursa,gece ibadetimi [rahat yapayım diye] gündüz kaylûle uykusu uyursa, - öğlen civarındaki uyku- o uykusu bile ibadet olur. İnsan uykuda bir şey yapmıyor ki! - öğlen civarındaki uyku- o uykusu bile ibadet olur. İnsan uykuda bir şey yapmıyor ki! Yatağa yatıyor, işte boş geçiyor vakit.Yatağa yatıyor, işte boş geçiyor vakit. Boş geçiyor ama ilerdeki bir ibadeti yapma niyetiyle o istirahatı yaptığı için Allah sevap yazıyor. Boş geçiyor ama ilerdeki bir ibadeti yapma niyetiyle o istirahatı yaptığı için Allah sevap yazıyor. Onun için ben şu yemeği yiyeyim de ibadete taate kuvvet olsun [diye düşünür yerse], sevap alır. Onun için ben şu yemeği yiyeyim de ibadete taate kuvvet olsun [diye düşünür yerse], sevap alır. Ben evleneyim de haramlardan günahlardan kendimi kurtarayım. O zaman evlilik sevap olur.Ben evleneyim de haramlardan günahlardan kendimi kurtarayım. O zaman evlilik sevap olur. Yani hayattaki bütün icraatımız, faaliyetimiz niyetimiz iyi olursa bize sevap kazandırabilir.Yani hayattaki bütün icraatımız, faaliyetimiz niyetimiz iyi olursa bize sevap kazandırabilir. Niyet bozuk olursa, gösteriş için olursa veya bid'at olursa, yalan yanlış olursaNiyet bozuk olursa, gösteriş için olursa veya bid'at olursa, yalan yanlış olursa bütün icraat ve faaliyetimiz bizi vebal atlına sokabilir.bütün icraat ve faaliyetimiz bizi vebal atlına sokabilir. Onun için bu iki hususa çok dikkat etmemiz lazım. Samimiyete çok dikkat etmemiz lazım. Onun için bu iki hususa çok dikkat etmemiz lazım. Samimiyete çok dikkat etmemiz lazım. Yaptığımız her işi çok güzel yapmaya dikkat etmemiz lazım. Yaptığımız her işi çok güzel yapmaya dikkat etmemiz lazım.

Başkaları tabii çeşit çeşit laflar söylüyorlar.Başkaları tabii çeşit çeşit laflar söylüyorlar. Dünyada rekabet denilen şey çok, kıskanmak denilen şey çok, tenkit denilen şey de çok oluyor.Dünyada rekabet denilen şey çok, kıskanmak denilen şey çok, tenkit denilen şey de çok oluyor. İyileri de tenkit ediyorlar, çok iyileri de tenkit ediyorlar. İyileri de tenkit ediyorlar, çok iyileri de tenkit ediyorlar. Hatta Peygamber Efendimizi de nice nice kişiler kalkmış Hatta Peygamber Efendimizi de nice nice kişiler kalkmış ileri geri konuşmalarla tenkit etmeye çalışmış.ileri geri konuşmalarla tenkit etmeye çalışmış. Kur'ân-ı Kerîm'i şiir gibi gördüğü için kimisi şair demiş;Kur'ân-ı Kerîm'i şiir gibi gördüğü için kimisi şair demiş; vahiy geldiği zamanki hâline bakarak kimisi mecnun demiş;vahiy geldiği zamanki hâline bakarak kimisi mecnun demiş; istikbali söylüyor, mucize gösteriyor diyerek kimisi kahin demiş ama hiçbirisi değil, Peygamber. istikbali söylüyor, mucize gösteriyor diyerek kimisi kahin demiş ama hiçbirisi değil, Peygamber.

Peygamber Efendimiz Allah'ın en sevgili kulu olduğu halde, en seçkin kulu olduğu haldePeygamber Efendimiz Allah'ın en sevgili kulu olduğu halde, en seçkin kulu olduğu halde tenkit edildiğine göre anlayacağız ki iyiler tenkit edilebiliyor. tenkit edildiğine göre anlayacağız ki iyiler tenkit edilebiliyor. Her tenkidi ölçüye, ölçeğe vuracağız, haklıysa haklı, haksızsa haksız,Her tenkidi ölçüye, ölçeğe vuracağız, haklıysa haklı, haksızsa haksız, yersiz yurtsuz saçma sapan bir söz diyeceğiz. Bu tenkidin yeri yok, aslı esası yok diyeceğiz.yersiz yurtsuz saçma sapan bir söz diyeceğiz. Bu tenkidin yeri yok, aslı esası yok diyeceğiz. Bu başyazı saçma diyeceğiz. Bu gazete saçmalıyor diyeceğiz.Bu başyazı saçma diyeceğiz. Bu gazete saçmalıyor diyeceğiz. Bu televizyon programında tamamen gerçekler çarpıtıldı. Anlayacağız yani. Bu televizyon programında tamamen gerçekler çarpıtıldı. Anlayacağız yani.

Bir de bu adamların bir usulleri var, diyorlar ki; "Bir çamur at kabul edilmezse de izi kalır."Bir de bu adamların bir usulleri var, diyorlar ki; "Bir çamur at kabul edilmezse de izi kalır." Yani birazcık, bir daha birisi daha atar, bir daha birisi daha çamur atar, sonunda şey yapar.Yani birazcık, bir daha birisi daha atar, bir daha birisi daha çamur atar, sonunda şey yapar. Yani çamur atmalardan da iyi insanların kadrini gözümüzde, gönlümüzde küçülttürmeyeceğiz. Yani çamur atmalardan da iyi insanların kadrini gözümüzde, gönlümüzde küçülttürmeyeceğiz. Kimisi İmam-ı Azam Efendimiz'e çatıyor.Kimisi İmam-ı Azam Efendimiz'e çatıyor. Kimisi İmam-ı Maturidi Efendimiz'e çatıyor, kimisi Ehli Sünnet mezhebimize çatıyor. Kimisi İmam-ı Maturidi Efendimiz'e çatıyor, kimisi Ehli Sünnet mezhebimize çatıyor. Kimisi şuna çatıyor, kimisi buna çatıyor. Çatanların sayısına bakarsak o sözlerden etkilenirsek yanlış olur. Kimisi şuna çatıyor, kimisi buna çatıyor. Çatanların sayısına bakarsak o sözlerden etkilenirsek yanlış olur.

Doğruya doğru, eğriye eğri. Yani biraz bağışıklı olmalıyız, aldatmalara karşı kuvvetli olmalıyız.Doğruya doğru, eğriye eğri. Yani biraz bağışıklı olmalıyız, aldatmalara karşı kuvvetli olmalıyız. Mikroplar çok, vücut kuvvetli olursa mikroplar vücuda tesir etmiyor, zayıf olursa geliyor icraatını yapıyor.Mikroplar çok, vücut kuvvetli olursa mikroplar vücuda tesir etmiyor, zayıf olursa geliyor icraatını yapıyor. Mikroplu bir ortamda yaşıyoruz. Dünyada mikrop var, havada mikrop var, suda mikrop var. Mikroplu bir ortamda yaşıyoruz. Dünyada mikrop var, havada mikrop var, suda mikrop var. Derimizin üstünde mikrop var, tuttuğumuz kapı tokmağında,Derimizin üstünde mikrop var, tuttuğumuz kapı tokmağında, kalemde vesairede her şeyde mikrop var ama kuvvetli olduğu zaman vücuda tesir etmiyor. kalemde vesairede her şeyde mikrop var ama kuvvetli olduğu zaman vücuda tesir etmiyor. Zayıf olduğu zaman tesir etti hastalık yaptı. Salgın hastalık yapıyor vesaire. Zayıf olduğu zaman tesir etti hastalık yaptı. Salgın hastalık yapıyor vesaire.

Allahu Teâlâ hazretleri bizim imanımızı kuvvetli eylesin, mikroplara, hastalıklara karşıAllahu Teâlâ hazretleri bizim imanımızı kuvvetli eylesin, mikroplara, hastalıklara karşı kuvvetli bağışıklı eylesin. Akl-ı selim sahibi eylesin, hiss-i selim sahibi eylesin,kuvvetli bağışıklı eylesin. Akl-ı selim sahibi eylesin, hiss-i selim sahibi eylesin, zevk-i selim sahibi eylesin, muhsin eylesin. Her şeyi güzel yapmaya muvaffak eylesin.zevk-i selim sahibi eylesin, muhsin eylesin. Her şeyi güzel yapmaya muvaffak eylesin. Kulluğumuzu güzel yapalım, İslâm'a güzel hizmet edelim, İslâm'ı güzel savunalım. Kulluğumuzu güzel yapalım, İslâm'a güzel hizmet edelim, İslâm'ı güzel savunalım.

Biliyorsunuz İslâm'ın savunması için bir ayrı sınıf yok. Her müslüman İslâm'ı savunacak.Biliyorsunuz İslâm'ın savunması için bir ayrı sınıf yok. Her müslüman İslâm'ı savunacak. Şimdi İslâm'a çok büyük hücumlar var. Müslüman ülkeleri emperyalistler sömürdüler.Şimdi İslâm'a çok büyük hücumlar var. Müslüman ülkeleri emperyalistler sömürdüler. Harpler, darpler, saldırılarla zayıf düşürdüler, fakir düşürdüler,Harpler, darpler, saldırılarla zayıf düşürdüler, fakir düşürdüler, kendileri de sömürdükleri paralarla semirdiler. Semirince yükseldiler, zenginlediler.kendileri de sömürdükleri paralarla semirdiler. Semirince yükseldiler, zenginlediler. Şimdi onlar kendilerini ağa paşa sanıyor. Halbuki haramla hepsi oldu.Şimdi onlar kendilerini ağa paşa sanıyor. Halbuki haramla hepsi oldu. Ondan sonra da fakir müslümanlara tepeden baktılar.Ondan sonra da fakir müslümanlara tepeden baktılar. Bir de o kendi topladıkları güçlerle müslümanları tamamen yok etmeye çalıştılar. Bir de o kendi topladıkları güçlerle müslümanları tamamen yok etmeye çalıştılar.

Artık Moskova yıkıldı diyorlar. Hedef Mekke diyorlar.Artık Moskova yıkıldı diyorlar. Hedef Mekke diyorlar. Kendileri için artık en büyük düşman müslümanlar diyorlar.Kendileri için artık en büyük düşman müslümanlar diyorlar. Onun için her müslümanın İslâm'a yardım etme şuurunda olması lazım.Onun için her müslümanın İslâm'a yardım etme şuurunda olması lazım. Savunma ve İslâm'ı anlatma, öğretme gayretinde olması lazım.Savunma ve İslâm'ı anlatma, öğretme gayretinde olması lazım. Hepimiz birleşirsek bu tehlikelere karşı kendimizi ve dinimizi koruruz. Hepimiz birleşirsek bu tehlikelere karşı kendimizi ve dinimizi koruruz. Dinimizi yayarız, yanlışlıkları düzeltiriz. Dünyadaki kötülükleri izale ederiz.Dinimizi yayarız, yanlışlıkları düzeltiriz. Dünyadaki kötülükleri izale ederiz. Hayrı ve hakkı hakim kılarız.Hayrı ve hakkı hakim kılarız. Böylece de güzel şeyler yaptığımız, insanları her türlü kötülükten kurtardığımız içinBöylece de güzel şeyler yaptığımız, insanları her türlü kötülükten kurtardığımız için Rabbimizin rızasına ereriz. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar oluruz.Rabbimizin rızasına ereriz. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar oluruz. Bunu temenni ediyoruz. Niyetimiz azmimiz bu. Buna göre de hazırlanalım. Bunu temenni ediyoruz. Niyetimiz azmimiz bu. Buna göre de hazırlanalım.

Birinci işimiz İslâm'a hizmet olsun. İslâm'ı anlatmak olsun, İslâm'ı öğretmek olsun.Birinci işimiz İslâm'a hizmet olsun. İslâm'ı anlatmak olsun, İslâm'ı öğretmek olsun. Tevhidi anlatmak olsun. Yanlışlıkları düzeltmek olsun. Tevhidi anlatmak olsun. Yanlışlıkları düzeltmek olsun. Tatlı tatlı, sevimli sevimli, güzel güzel [İslâm'ı anlatalım,] sahabe gibi olalım.Tatlı tatlı, sevimli sevimli, güzel güzel [İslâm'ı anlatalım,] sahabe gibi olalım. Sahabe faaliyeti yapalım. Sahabe gibi Cenâb-ı Hak [bizlere yardımını] ihsan eylesin. Sahabe faaliyeti yapalım. Sahabe gibi Cenâb-ı Hak [bizlere yardımını] ihsan eylesin. Çünkü ümmetin bozulduğu zamanda bir sünneti ihyâ edene 100 şehit sevabı verilecek. Çünkü ümmetin bozulduğu zamanda bir sünneti ihyâ edene 100 şehit sevabı verilecek. Şehit sevapları almak ne kadar güzel! Allah bizi büyük sevapları [alanlardan eylesin].Şehit sevapları almak ne kadar güzel!

Allah bizi büyük sevapları [alanlardan eylesin].
İki cihanda aziz eylesin. Kimsenin önünde mağlup ve mahcup düşürmesin. Hor ve zelil etmesin.İki cihanda aziz eylesin. Kimsenin önünde mağlup ve mahcup düşürmesin. Hor ve zelil etmesin. Aramızdaki fitneleri, fesatları izale eylesin. Bizi düşmanlara karşı güçlü eylesin.Aramızdaki fitneleri, fesatları izale eylesin. Bizi düşmanlara karşı güçlü eylesin. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemaliyle hepimizi müşerref eylesin. Hem dünyada hem âhirette aziz ve bahtiyar eylesin. Cennetiyle cemaliyle hepimizi müşerref eylesin.

es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh. es-Selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2