Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Anne Baba Hakları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

10 Cemâziye'l-Evvel 1418 / 12.09.1997
AKRA- Münih/ Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Allah cümlenizden razı olsun, cumanız mübarek olsun.Allah cümlenizden razı olsun, cumanız mübarek olsun. Ömrünüz muradınızca, Allah'ın rızasına uygun geçsin.Ömrünüz muradınızca, Allah'ın rızasına uygun geçsin. Allahu Teâlâ hazretleri rızasını, sevgisini kazanıp huzuruna sevdiği,Allahu Teâlâ hazretleri rızasını, sevgisini kazanıp huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varmanızı nasip eylesin. razı olduğu kullar olarak varmanızı nasip eylesin.

İngiltere'deki çalışmalarımız, ikametimiz çok tatlı oldu. Yeniden İslâm'a giren İngilizler oldu.İngiltere'deki çalışmalarımız, ikametimiz çok tatlı oldu. Yeniden İslâm'a giren İngilizler oldu. Tasavvufa intisaplar oldu, bize bağlananlar oldu. Kardeşlerimizin arasına katılanlar oldu.Tasavvufa intisaplar oldu, bize bağlananlar oldu. Kardeşlerimizin arasına katılanlar oldu. Newcastle'dan bazı sağlık işlemlerimizi yaptırmak üzere Münih'e geldik.Newcastle'dan bazı sağlık işlemlerimizi yaptırmak üzere Münih'e geldik. Buradan da bir takım hukukî işler yapmak üzere orta Almanya'ya gitmeyi düşünüyoruz.Buradan da bir takım hukukî işler yapmak üzere orta Almanya'ya gitmeyi düşünüyoruz. İnşallah hayırlı gelişmeler olur.İnşallah hayırlı gelişmeler olur. "Bulunduğumuz yeri söylemek de tatlı oluyor." diye size Münih'ten seslendiğimi söylüyorum. "Bulunduğumuz yeri söylemek de tatlı oluyor." diye size Münih'ten seslendiğimi söylüyorum. Newcastle'da havalar, sonbahar havasıydı, korkmuştuk ama Münih'te gayet güzel, güneşli gidiyor.Newcastle'da havalar, sonbahar havasıydı, korkmuştuk ama Münih'te gayet güzel, güneşli gidiyor. Güzel, yaz sonu havaları var. Güzel, yaz sonu havaları var.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin, Enes radıyallahu anh'ten rivayet edilen bu hadîs-i şerîfiniEnes radıyallahu anh'ten rivayet edilen bu hadîs-i şerîfini İmam Buhârî hazretleri rahmetullahi aleyh kitabına almış, yazmış.İmam Buhârî hazretleri rahmetullahi aleyh kitabına almış, yazmış. Özbekistan'da kabrini ziyaret etmiştik, en büyük hadis âlimlerinden.Özbekistan'da kabrini ziyaret etmiştik, en büyük hadis âlimlerinden. Sahih-i Buhârî'si Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da neşredilmiştir.Sahih-i Buhârî'si Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da neşredilmiştir. Bütün kardeşlerime okumalarını, dikkatle, ellerine kalem alarak, altlarını çizerekBütün kardeşlerime okumalarını, dikkatle, ellerine kalem alarak, altlarını çizerek okumalarını tavsiye ederek bu hadîs-i şerîfi okuyorum. okumalarını tavsiye ederek bu hadîs-i şerîfi okuyorum.

Sohbetimin birinci hadis-i şerifi olarak.Sohbetimin birinci hadis-i şerifi olarak. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurmuşlar ki;

Men erdâ vâlideyhi fekad erdallâhe ve men eshata vâlideyhi fekad eshata'llâh. Men erdâ vâlideyhi fekad erdallâhe ve men eshata vâlideyhi fekad eshata'llâh.

Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl, ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Tabi râvisi kuvvetli olunca, sahih hadîs-i şerîflerden oluncaTabi râvisi kuvvetli olunca, sahih hadîs-i şerîflerden olunca daha büyük bir rahatlıkla, bastıra bastıra söylememiz mümkün oluyor. daha büyük bir rahatlıkla, bastıra bastıra söylememiz mümkün oluyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuşlar ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuşlar ki;

"Anne-babasını, vâlideynini..." "Anne-babasını, vâlideynini..."

Anne ve babaya vâlideyn denilir. Arapça'da ikil sigasıyla, tesniye sigasıyla.Anne ve babaya vâlideyn denilir. Arapça'da ikil sigasıyla, tesniye sigasıyla. Anneye vâlide, babaya vâlid; ikisine birden vâlideyn denilir. Anneye vâlide, babaya vâlid; ikisine birden vâlideyn denilir.

"Kim anne-babasını razı ve hoşnut ederse, memnun ederse, sevindirirse, kendisini onlara sevdirirse.""Kim anne-babasını razı ve hoşnut ederse, memnun ederse, sevindirirse, kendisini onlara sevdirirse." Men erdà vâlideyhi.Men erdà vâlideyhi. Fekad erda'llâh. "Allah'ı hoşnut ve razı etmiş olur." Fekad erda'llâh. "Allah'ı hoşnut ve razı etmiş olur."

Bakın, dinimiz anne-babaya hürmeti ne kadar mühim bir mevkiye çıkarıyor.Bakın, dinimiz anne-babaya hürmeti ne kadar mühim bir mevkiye çıkarıyor. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne kadar önemle ifade buyuruyor, ne kadar kesin tavsiye buyuruyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne kadar önemle ifade buyuruyor, ne kadar kesin tavsiye buyuruyor. Kâinatın hâlikı, âlemlerin Rabbi, Yaradanımız Allahu Teâlâ hazretlerini razı etmek ne kadar önemli. Kâinatın hâlikı, âlemlerin Rabbi, Yaradanımız Allahu Teâlâ hazretlerini razı etmek ne kadar önemli. Zaten ömrümüzün onun için geçmesi gerekiyor, geçmeli. Zaten ömrümüzün onun için geçmesi gerekiyor, geçmeli.

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî demeliyiz. İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî demeliyiz.

Anne babasını razı eden, anne-babasını hoşnut eden, sevindiren, memnun eden,Anne babasını razı eden, anne-babasını hoşnut eden, sevindiren, memnun eden, kendisini onlara sevdiren, duasını alan, Allah'ı razı ediyor. kendisini onlara sevdiren, duasını alan, Allah'ı razı ediyor. Ne kadar güzel, ne kadar kolay, ne kadar somut bir yol gösteriyor. Ne kadar güzel, ne kadar kolay, ne kadar somut bir yol gösteriyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. "Allah'ın rızasını kazanmak için ne yapmam lazım?" diye soran bir insana"Allah'ın rızasını kazanmak için ne yapmam lazım?" diye soran bir insana söyleyeceğimiz çok sözler var: Kur'ân-ı Kerîm'i öğren, Kur'an-ı Kerîm'in ahkâmını iyice uygula!söyleyeceğimiz çok sözler var:

Kur'ân-ı Kerîm'i öğren, Kur'an-ı Kerîm'in ahkâmını iyice uygula!
Allah'ın emirlerini tut, yasaklarından kaçın! Habib-i Edîbi'ne ittibâ et,Allah'ın emirlerini tut, yasaklarından kaçın! Habib-i Edîbi'ne ittibâ et, Peygamber Efendimiz'in sünnetine sımsıkı sarıl, Peygamber Efendimiz'in yolundan yürü!Peygamber Efendimiz'in sünnetine sımsıkı sarıl, Peygamber Efendimiz'in yolundan yürü! Ahlâkını güzelleştir, haramlardan, günahlardan uzak dur. Ahlâkını güzelleştir, haramlardan, günahlardan uzak dur. Kötü huyları bırak, iyi huylarla ibadet ve taat üzere çalış! Kötü huyları bırak, iyi huylarla ibadet ve taat üzere çalış!

Uzun uzun, doğru olarak nasihatlerde bulunmamız mümkün.Uzun uzun, doğru olarak nasihatlerde bulunmamız mümkün. Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz;Ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz; "Anne babasını razı eden, Allah'ı razı etmiş olur." diye çok kısa bir somut yol gösteriyor. "Anne babasını razı eden, Allah'ı razı etmiş olur." diye çok kısa bir somut yol gösteriyor.

Anne babasına hizmet etsin evlat;Anne babasına hizmet etsin evlat; elini öpsün, ayağını öpsün, alnını öpsün, kaşını, gözünü öpsün, ne yapacaksa yapsın. elini öpsün, ayağını öpsün, alnını öpsün, kaşını, gözünü öpsün, ne yapacaksa yapsın. Para harcasın, hizmetine koşsun, havlusunu tutsun, terliğini çevirsin, tatlı sözler söylesin.Para harcasın, hizmetine koşsun, havlusunu tutsun, terliğini çevirsin, tatlı sözler söylesin. Emrini tutsun, kendisinin hoşuna gitmese bile, "Peki babacığım, peki anneciğim!" desin, Emrini tutsun, kendisinin hoşuna gitmese bile, "Peki babacığım, peki anneciğim!" desin, böylece Allah'ın rızasını kazansın. Ne kadar somut, ne kadar güzel bir şey! böylece Allah'ın rızasını kazansın. Ne kadar somut, ne kadar güzel bir şey!

Zaten her zaman vurguluyorum, söylüyorum: Zaten her zaman vurguluyorum, söylüyorum:

"Anne-babasına yetişip de, -büyüdüğü zaman, aklı başına geldiği bir çağda anne-babası sağsa-"Anne-babasına yetişip de, -büyüdüğü zaman, aklı başına geldiği bir çağda anne-babası sağsa- onlara hizmet imkânını yakalamışsa bir insan..." onlara hizmet imkânını yakalamışsa bir insan..."

Hani bazen annesi babası küçükken ölüyor.Hani bazen annesi babası küçükken ölüyor. Bazı kimseler anne babasını tanıyamıyor, anne babasının cemalini görmekten mahrum büyüyorlar.Bazı kimseler anne babasını tanıyamıyor, anne babasının cemalini görmekten mahrum büyüyorlar. Hizmet etme imkânından mahrum oluyorlar. Ama yetişmişse, işte annesi, babası karşısında,Hizmet etme imkânından mahrum oluyorlar. Ama yetişmişse, işte annesi, babası karşısında, işte o onların evladı, hepsi sağ salim, Allah uzun ömür versin; hizmet etme imkânı var... işte o onların evladı, hepsi sağ salim, Allah uzun ömür versin; hizmet etme imkânı var...

"Eğer anne babasının ikisine yahut birisine..." Biri önce ölmüş de ötekisi sağ. "Eğer anne babasının ikisine yahut birisine..."

Biri önce ölmüş de ötekisi sağ.

"Birisine yetişmiş de, bir insan cenneti kazanamamışsa ona yazıklar olsun, burnu yerde sürtsün;"Birisine yetişmiş de, bir insan cenneti kazanamamışsa ona yazıklar olsun, burnu yerde sürtsün; ne kadar kaabiliyetsiz, ne kadar fırsatları kaçıran, ne kadar ahmak,ne kadar kaabiliyetsiz, ne kadar fırsatları kaçıran, ne kadar ahmak, ne kadar gevşek bir evlatmış!" diye Peygamber Efendimiz'in ikazları var, hadîs-i şerîfleri var. ne kadar gevşek bir evlatmış!" diye Peygamber Efendimiz'in ikazları var, hadîs-i şerîfleri var.

Onun için, aziz ve sevgili kardeşlerim! Onun için, aziz ve sevgili kardeşlerim!

Anne ve babamız sağsa anne ve babamıza hürmeti bir fırsat, bir ganimet bilmeliyiz.Anne ve babamız sağsa anne ve babamıza hürmeti bir fırsat, bir ganimet bilmeliyiz. Çok büyük bir ganimet, çok büyük bir devlet ve saadet bilmeliyiz. Çok büyük bir ganimet, çok büyük bir devlet ve saadet bilmeliyiz.

Tabi anne babanın hizmeti bahis konusu olunca şimdiye kadar bazı sorular da bize soruldu.Tabi anne babanın hizmeti bahis konusu olunca şimdiye kadar bazı sorular da bize soruldu. Onları hatırladığım için parantez içinde, cümle-i mu'tarıza içinde onları da belirtmem lazım: Onları hatırladığım için parantez içinde, cümle-i mu'tarıza içinde onları da belirtmem lazım:

İnsanın anne-babası bazen dinî inançlarının karşısında olabilirler.İnsanın anne-babası bazen dinî inançlarının karşısında olabilirler. Mesela onu küfre çekmek isteyebilirler.Mesela onu küfre çekmek isteyebilirler. Anne baba kâfirse evlatların müslüman olmasına engel olmak isterler.Anne baba kâfirse evlatların müslüman olmasına engel olmak isterler. Şimdi Almanya'da, İngiltere'de arkadaşlarımızı ziyaret ediyoruz; bu gibi durumlar var.Şimdi Almanya'da, İngiltere'de arkadaşlarımızı ziyaret ediyoruz; bu gibi durumlar var. İngiliz çocuğu, müslüman olacak ama anne babası razı olmuyor veya Alman çocuğu müslüman olacak,İngiliz çocuğu, müslüman olacak ama anne babası razı olmuyor veya Alman çocuğu müslüman olacak, anne babası razı olmuyor.anne babası razı olmuyor. Eğer onlar seni küfre sokmaya, küfürde tutmaya çalışırlarsa, o zaman onlara itaat olmaz.Eğer onlar seni küfre sokmaya, küfürde tutmaya çalışırlarsa, o zaman onlara itaat olmaz. Ve in câhedâke en tüşrike bî mâ leyse leke bihî ilmün fe lâ tuti'hümâ.Ve in câhedâke en tüşrike bî mâ leyse leke bihî ilmün fe lâ tuti'hümâ. Neden? Neden?

Çünkü, anne babanın insan üzerinde hakkı var ama Allah'ın hakkı sonsuz, mukayese edilmez. Çünkü, anne babanın insan üzerinde hakkı var ama Allah'ın hakkı sonsuz, mukayese edilmez. Allah'ı darıltıp da anne baba hoşnut edilmez. Allah'ı hoşnut etmek önemlidir, o önde gelir. Allah'ı darıltıp da anne baba hoşnut edilmez. Allah'ı hoşnut etmek önemlidir, o önde gelir.

Hani kanun olduğu zaman bir insanın keyfi, zevki bahis konusu olmuyor.Hani kanun olduğu zaman bir insanın keyfi, zevki bahis konusu olmuyor. Kanuna uyuluyor, kanunî mevzuat yerine getiriliyor. Kanuna uyuluyor, kanunî mevzuat yerine getiriliyor.

Allahu Teâlâ hazretlerine karşı olan anne babalara yapılacak en büyük itaat, en büyük iyilik,Allahu Teâlâ hazretlerine karşı olan anne babalara yapılacak en büyük itaat, en büyük iyilik, onları İslâm'a çekmeye çalışmaktır, onlara doğruyu anlatmaktır veya hiç olmazsa; onları İslâm'a çekmeye çalışmaktır, onlara doğruyu anlatmaktır veya hiç olmazsa;

"Anneciğim, babacığım! Ben sizi seviyorum, siz beni yetiştirdiniz, büyüttünüz; ama"Anneciğim, babacığım! Ben sizi seviyorum, siz beni yetiştirdiniz, büyüttünüz; ama siz benim Rabbime asî olmamı istiyorsunuz. Rabbimin emrini tutmamamı istiyorsunuz.siz benim Rabbime asî olmamı istiyorsunuz. Rabbimin emrini tutmamamı istiyorsunuz. Böyle bir şey olamaz, lütfen beni böyle bir zorlamayla karşı karşıya bırakmayın." demek lazım! Böyle bir şey olamaz, lütfen beni böyle bir zorlamayla karşı karşıya bırakmayın." demek lazım!

Mus'ab b. Umeyr radıyallahu anh'i çok seviyorum.Mus'ab b. Umeyr radıyallahu anh'i çok seviyorum. -Allah şefaatine erdirsin, cennette buluştursun cümlemizi.- Bir evin bir tek oğlu, zengin de bir çocuk.-Allah şefaatine erdirsin, cennette buluştursun cümlemizi.- Bir evin bir tek oğlu, zengin de bir çocuk. En güzel elbiseleri giyen, en güzel şekilde yaşayan bir zengin çocuğu iken müslüman olunca, En güzel elbiseleri giyen, en güzel şekilde yaşayan bir zengin çocuğu iken müslüman olunca, annesi naz yaptı, hatırını ortaya koydu, ağladı, sızladı;annesi naz yaptı, hatırını ortaya koydu, ağladı, sızladı; eski müşrikliğe, Kureyş'in putperestliğine dönmesini istedi: eski müşrikliğe, Kureyş'in putperestliğine dönmesini istedi:

"Dönmezsen şöyle yaparım, böyle yaparım. Kendime kıyarım." dedi. "Dönmezsen şöyle yaparım, böyle yaparım. Kendime kıyarım." dedi.

Daha neler söylediyse Musab b. Umeyr dedi ki; Daha neler söylediyse Musab b. Umeyr dedi ki;

"Kaç tane canın olsa, kaç türlü şey yapsan yine İslâm'dan, imandan,"Kaç tane canın olsa, kaç türlü şey yapsan yine İslâm'dan, imandan, Resûlullah'a ittibâ etmekten vazgeçemem anneciğim!" dedi, kararlı bir şekilde durdu. Resûlullah'a ittibâ etmekten vazgeçemem anneciğim!" dedi, kararlı bir şekilde durdu.

Peygamber Efendimiz'in çok sevdiği bir mübarek kişiydi;Peygamber Efendimiz'in çok sevdiği bir mübarek kişiydi; onu Medine-i Münevvere'ye gönderdi. Nice insanların İslâm'a girmesine vesile oldu. onu Medine-i Münevvere'ye gönderdi. Nice insanların İslâm'a girmesine vesile oldu.

Demek ki anne-baba eğer dinden, imandan nasipsizlerse onları imana çekmeye çalışırsınız.Demek ki anne-baba eğer dinden, imandan nasipsizlerse onları imana çekmeye çalışırsınız. O zaman onlara günahta itaat olmaz. Hani dinimizde çok umumî bir kuraldır, kâidedir; O zaman onlara günahta itaat olmaz. Hani dinimizde çok umumî bir kuraldır, kâidedir; Allah'a isyan emredildi mi emreden kim olursa olsun itaat uygun olmaz. Çünkü Allah, en büyüktür. Allah'a isyan emredildi mi emreden kim olursa olsun itaat uygun olmaz. Çünkü Allah, en büyüktür.

Allahu ekber, "Allah en büyük!" Çünkü Allah, kâinatın Rabbi.Allahu ekber, "Allah en büyük!" Çünkü Allah, kâinatın Rabbi. Çünkü Allah hepimizi yarattı, bize emir vereni de yarattı. Bize emir veren de, ona uymak zorunda.Çünkü Allah hepimizi yarattı, bize emir vereni de yarattı. Bize emir veren de, ona uymak zorunda. Eğer bir insana babası küfrü emretse, anası küfrü, günahı emretse;Eğer bir insana babası küfrü emretse, anası küfrü, günahı emretse; kocası hanımına, "Ben ailenin reisiyim!" diye emretse veyahut hocası talebesine emretsekocası hanımına, "Ben ailenin reisiyim!" diye emretse veyahut hocası talebesine emretse veyahut bir müdür, bir amir, bir başkan, bir emir komuta sahibi kişi astına, aşağısındakine: veyahut bir müdür, bir amir, bir başkan, bir emir komuta sahibi kişi astına, aşağısındakine:

"Şu günahı, şu kanunsuzluğu, şu yanlışlığı işle!" diye emretse o zaman tabi itaat edilmez."Şu günahı, şu kanunsuzluğu, şu yanlışlığı işle!" diye emretse o zaman tabi itaat edilmez. Bu bir umumî esas olarak burada hatırlatılmalı. Bu bir umumî esas olarak burada hatırlatılmalı.

"Ben ne yapayım? Annem müslüman değil, babam müslüman değil."Ben ne yapayım? Annem müslüman değil, babam müslüman değil. Onlar benim müslüman olmama, namaz kılmama, örtünmeme müsaade etmiyorlar."Onlar benim müslüman olmama, namaz kılmama, örtünmeme müsaade etmiyorlar." filan derse böyle bir şey mazeret olamaz. Onu belirtmek istiyorum, bu bir. filan derse böyle bir şey mazeret olamaz. Onu belirtmek istiyorum, bu bir.

Ve men eshata vâlideyhi fekad eshata'llâh. "Anne ve babasını, yani müslüman, mütedeyyinVe men eshata vâlideyhi fekad eshata'llâh. "Anne ve babasını, yani müslüman, mütedeyyin anne babasını kızdıran da Allah'ı kızdırmış olur, Allah'ın gazabına uğrar." anne babasını kızdıran da Allah'ı kızdırmış olur, Allah'ın gazabına uğrar."

Anne-babasının rızasızlığını, bedduasını, lanetini alan bir kimse iflah olmaz.Anne-babasının rızasızlığını, bedduasını, lanetini alan bir kimse iflah olmaz. İşi ters gider, hayatı kayar, başına felaketler yağar, çok fena olur.İşi ters gider, hayatı kayar, başına felaketler yağar, çok fena olur. Onun için anne babasını kızdırmamaya, onların gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır. Onun için anne babasını kızdırmamaya, onların gönlünü hoş etmeye çalışmalıdır.

Tabi burada bir şeyi söylemek istiyorum aziz ve muhterem kardeşlerim! Tabi burada bir şeyi söylemek istiyorum aziz ve muhterem kardeşlerim!

Türkiye'de bir şey çok eksik, çok az biliniyor ve uygulanıyor gibi geliyor bana.Türkiye'de bir şey çok eksik, çok az biliniyor ve uygulanıyor gibi geliyor bana. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz mü'minlere anne ve babalarındanPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz mü'minlere anne ve babalarından ve kendi nefislerinden daha yakın, daha önde ve daha önemli konumda idi.ve kendi nefislerinden daha yakın, daha önde ve daha önemli konumda idi. Canlarından da kıymetli idi, anne ve babalarından da kıymetli idi.Canlarından da kıymetli idi, anne ve babalarından da kıymetli idi. Bir müslümanın Peygamber Efendimiz'i annesinden babasından, kendisinden, bütün insanlardan,Bir müslümanın Peygamber Efendimiz'i annesinden babasından, kendisinden, bütün insanlardan, çoluk çocuğundan, eşinden, dostundan daha çok sevmesi dininin tabi bir gereğidirçoluk çocuğundan, eşinden, dostundan daha çok sevmesi dininin tabi bir gereğidir ve sahih hadîs-i şerîflerde böyle olmazsa imanının tam olmadığı belirtiliyor. ve sahih hadîs-i şerîflerde böyle olmazsa imanının tam olmadığı belirtiliyor.

Şimdi bunu iyice belirttikten sonra, bunun sebebini düşünecek olursak;Şimdi bunu iyice belirttikten sonra, bunun sebebini düşünecek olursak; niye Resûlullah'ı annesinden babasından da daha çok sevmeli? niye Resûlullah'ı annesinden babasından da daha çok sevmeli?

Çünkü anne baba küfrü istiyor, küfürde, şirkte kalmasını istiyor; Resûlullah imana gelmesini istiyor.Çünkü anne baba küfrü istiyor, küfürde, şirkte kalmasını istiyor; Resûlullah imana gelmesini istiyor. Allah göndermiş; elbette Resûlulah'a tâbi olacak ve Resûllullah'ın izinden gidecek, Allah göndermiş; elbette Resûlulah'a tâbi olacak ve Resûllullah'ın izinden gidecek, Resûllullah'ın sözünü tutacak, sünnetine uyacak.Resûllullah'ın sözünü tutacak, sünnetine uyacak. Resûllullah'ı sevecek, çünkü Allah'ın resûlü, çünkü onu Allah gönderdi. Resûllullah'ı sevecek, çünkü Allah'ın resûlü, çünkü onu Allah gönderdi. Çünkü Allah onu sevdi, çünkü Allah onu görevlendirdi.Çünkü Allah onu sevdi, çünkü Allah onu görevlendirdi. Çünkü Allah, ona itaat etmeyi mü'minlere emretti. Çünkü Allah, ona itaat etmeyi mü'minlere emretti.

Peki, biz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çağına yetişmedik,Peki, biz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çağına yetişmedik, 1400 yıl sonra, şu sıralarda yaşıyoruz. Aradan bu kadar zaman geçmiş. Bizim için durum ne? 1400 yıl sonra, şu sıralarda yaşıyoruz. Aradan bu kadar zaman geçmiş. Bizim için durum ne?

Bizim için de dinimizi bize öğreten, Kur'an'ı öğreten, ihlâsı öğreten, hakiki imanı,Bizim için de dinimizi bize öğreten, Kur'an'ı öğreten, ihlâsı öğreten, hakiki imanı, gerçek imanı, buram buram, burcu burcu, tertemiz, ışıl ışıl parıldayan, hoş kokusu etrafa yayılangerçek imanı, buram buram, burcu burcu, tertemiz, ışıl ışıl parıldayan, hoş kokusu etrafa yayılan tam imanı öğreten mürşid-i kâmilerimiz nedir? tam imanı öğreten mürşid-i kâmilerimiz nedir? Hocalarımız, rahmetullahi aleyhim ecmaîn evliyâullah büyüklerimiz nedir? Hocalarımız, rahmetullahi aleyhim ecmaîn evliyâullah büyüklerimiz nedir?

Onlar da Peygamber Efendimiz'in vekilleri olduğu için onları da tabii anne babadan çok sevmek lazım. Onlar da Peygamber Efendimiz'in vekilleri olduğu için onları da tabii anne babadan çok sevmek lazım.

Benim yanıma birisi geliyor, kızını peşine takmış: Benim yanıma birisi geliyor, kızını peşine takmış:

"Benim çocuğum sizin dergilerinizi okuyor, yazılarınızı takip ediyor, vaazlarınızı dinliyor,"Benim çocuğum sizin dergilerinizi okuyor, yazılarınızı takip ediyor, vaazlarınızı dinliyor, namaz kılıyor, başını örtüyor. Söyleyin de böyle yapmasın!" Öyle şey olur mu? namaz kılıyor, başını örtüyor. Söyleyin de böyle yapmasın!"

Öyle şey olur mu?

Ben Allah'ın emrettiği şeyin dışındaki bir şeyi nasıl emrederim?Ben Allah'ın emrettiği şeyin dışındaki bir şeyi nasıl emrederim? Allah'ın yasakladığını nasıl "Yapın." diyebilirim?Allah'ın yasakladığını nasıl "Yapın." diyebilirim? "Yapmayın." dediğine de nasıl müsaade verebilirim? Böyle bir müsaade olmaz. "Yapmayın." dediğine de nasıl müsaade verebilirim? Böyle bir müsaade olmaz. Tabii çocuğun Allah'ın emrini dinlemesi, Allah'ın emrini söyleyen kişiyi dinlemesi,Tabii çocuğun Allah'ın emrini dinlemesi, Allah'ın emrini söyleyen kişiyi dinlemesi, Allah sevgisinin bir bölümüdür, bir parçasıdır. Allah sevgisinin bir bölümüdür, bir parçasıdır.

Allah'ı seven, Allah'ın ahkâmını sever, Allah'ın emrini, yasağını, buyruğunu sever,Allah'ı seven, Allah'ın ahkâmını sever, Allah'ın emrini, yasağını, buyruğunu sever, haramını, helâlini tam öğrenip uygular. Onları anlatan, kendisini Allah'a götüren, haramını, helâlini tam öğrenip uygular. Onları anlatan, kendisini Allah'a götüren, Allah sevgisine, mârifetullaha, muhabbetullaha erdiren mürşid-i kâmillerini, Allah sevgisine, mârifetullaha, muhabbetullaha erdiren mürşid-i kâmillerini, evliyâullah büyüklerini de sever. Onlar da anne babadan önde gelirler. Neden? evliyâullah büyüklerini de sever. Onlar da anne babadan önde gelirler.

Neden?

Kendilerinin nüfuz kazanması için söylenmiş bir söz mü bu? Hayır! Kendilerinin nüfuz kazanması için söylenmiş bir söz mü bu?

Hayır!

İslâm'ın sağlam olarak bilinmesi ve uygulanması için.İslâm'ın sağlam olarak bilinmesi ve uygulanması için. Madem insan müslümandır, o halde İslâm'ı uygulayacak.Madem insan müslümandır, o halde İslâm'ı uygulayacak. O halde İslâm'ın emirlerini söyleyen hocasını baş tacı edecek. O halde İslâm'ın emirlerini söyleyen hocasını baş tacı edecek. Öyle bir hoca, bir mürşid-i kâmil, bir hak sözü söyleyen, hakkı öğreten, Kur'an'ı, imanı, Öyle bir hoca, bir mürşid-i kâmil, bir hak sözü söyleyen, hakkı öğreten, Kur'an'ı, imanı, İslâm'ı öğreten kimse insan için annesinden babasından önde gelir, önde gelmiştir. İslâm'ı öğreten kimse insan için annesinden babasından önde gelir, önde gelmiştir.

Farsça'da bir atasözü vardır, eski bir tarihî büyüğün mezar taşına altın ile yazılmışFarsça'da bir atasözü vardır, eski bir tarihî büyüğün mezar taşına altın ile yazılmış "Cevr-i üstaz bih ki, mihr-i peder" meşhur bir söz olarak Farsça kitaplarına girmiştir: "Cevr-i üstaz bih ki, mihr-i peder" meşhur bir söz olarak Farsça kitaplarına girmiştir:

"Hocanın baskısı, 'Dersi çalışsın, bilgiyi öğrensin.' diye talebeyi sıkıştırması,"Hocanın baskısı, 'Dersi çalışsın, bilgiyi öğrensin.' diye talebeyi sıkıştırması, babanın merhametinden, sevgisinden, kucağına alıp hoplatmasından daha iyidir.babanın merhametinden, sevgisinden, kucağına alıp hoplatmasından daha iyidir. Hocanın cevri, babanın mihr-ü vefâsından, sevgisinden daha önde gelir." diye buyrulmuş. Hocanın cevri, babanın mihr-ü vefâsından, sevgisinden daha önde gelir." diye buyrulmuş.

Tabi bunların hepsinin sınırları var, hiçbir şey aşırı değil.Tabi bunların hepsinin sınırları var, hiçbir şey aşırı değil. "Hocayı sevecek." diye, bu sefer anne-babasının hakkını çiğnemek gibi bir tarafı da yok. "Hocayı sevecek." diye, bu sefer anne-babasının hakkını çiğnemek gibi bir tarafı da yok.

İşin hudutlarını bilmek fıkıhtır. İslâm'da bir hükmün sınırı nereye kadardır, nerede biter;İşin hudutlarını bilmek fıkıhtır. İslâm'da bir hükmün sınırı nereye kadardır, nerede biter; onu bilmek, incelikleri öğrenmek, dinin inceliklerini öğrenmek önemlidir.onu bilmek, incelikleri öğrenmek, dinin inceliklerini öğrenmek önemlidir. Dinde bu ilme "fıkıh ilmi" denir.Dinde bu ilme "fıkıh ilmi" denir. Tabi her şeyi hudutlarıyla bilmek lazım ki şuraya kadar tarla senin, orayı ekersin,Tabi her şeyi hudutlarıyla bilmek lazım ki şuraya kadar tarla senin, orayı ekersin, oranın meyvesini yersin. Şuradan sonrası başkasının, oraya elini uzatmazsın ki haram olur. oranın meyvesini yersin. Şuradan sonrası başkasının, oraya elini uzatmazsın ki haram olur.

Hudutları bilmek lazım, sınırları çiğnememek lazım.Hudutları bilmek lazım, sınırları çiğnememek lazım. Kuralları tam uygulamak, kuralların da sınırını bilmek lazım.Kuralları tam uygulamak, kuralların da sınırını bilmek lazım. Yeşil ışık yandığı zaman gitmek, kırmızı yanınca da durmak lazım. Yeşil ışık yandığı zaman gitmek, kırmızı yanınca da durmak lazım. "Ayağımın altında gaz pedalı, elimde direksiyon var." diye, dere tepe dümdüz,"Ayağımın altında gaz pedalı, elimde direksiyon var." diye, dere tepe dümdüz, ışık tanımadan gitmek de olmaz. Onun için hudutları söylememiz gerekiyor. ışık tanımadan gitmek de olmaz. Onun için hudutları söylememiz gerekiyor.

Evlatlara, anne-babalarına sevgiyi, hürmeti ve hizmeti tavsiye ediyoruz.Evlatlara, anne-babalarına sevgiyi, hürmeti ve hizmeti tavsiye ediyoruz. Böylece İslâm, bu emirleriyle aile içi muhabbetini sağlamış oluyor. Böylece İslâm, bu emirleriyle aile içi muhabbetini sağlamış oluyor. Bir de çocuğun âhiret saadetini, cennetlik olmasını sağlamış oluyor. Bir de çocuğun âhiret saadetini, cennetlik olmasını sağlamış oluyor.

Onun için yakınlarınızdan, tanıdıklarınızdan anasıyla babasıyla küsüşmüş,Onun için yakınlarınızdan, tanıdıklarınızdan anasıyla babasıyla küsüşmüş, bozuşmuş, miras yüzünden veya bir hiç yüzünden veya mühim bir şey yüzünden. bozuşmuş, miras yüzünden veya bir hiç yüzünden veya mühim bir şey yüzünden.

Ne yani, anne-baba sevgisi yanında dünya malının, metaının, menfaatinin mühimi ne olacak? Ne yani, anne-baba sevgisi yanında dünya malının, metaının, menfaatinin mühimi ne olacak?

Herhangi bir sebeple küsüşmüş olan varsa, onlara nasihat edin: Herhangi bir sebeple küsüşmüş olan varsa, onlara nasihat edin:

"Yapmayın, etmeyin! Bak, hadîs-i şerîf böyle. Sakın ha, ahiretinizi mahveylemeyin!"Yapmayın, etmeyin! Bak, hadîs-i şerîf böyle. Sakın ha, ahiretinizi mahveylemeyin! Anne-babanıza sevgi ve hürmetinizi ifade edin, ufak tefek meseleleri büyütmeyin!" diye söylemek lazım. Anne-babanıza sevgi ve hürmetinizi ifade edin, ufak tefek meseleleri büyütmeyin!" diye söylemek lazım.

Yine size okuduğum hadîs-i şerîf kitabının bazı sayfalarından karşıma geldiği içinYine size okuduğum hadîs-i şerîf kitabının bazı sayfalarından karşıma geldiği için altını çizdiğim başka bir hadîs-i şerîf var. altını çizdiğim başka bir hadîs-i şerîf var.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş:

"Büyük ağabey baba yerinedir, baba gibidir." "Büyük ağabey baba yerinedir, baba gibidir."

Şimdi ben burada bakıyorum, herkes birbirine adıyla hitap ediyor; yadırgıyorum.Şimdi ben burada bakıyorum, herkes birbirine adıyla hitap ediyor; yadırgıyorum. Babasına da adıyla hitap ediyor, abisine de adıyla hitap ediyor. Babasına da adıyla hitap ediyor, abisine de adıyla hitap ediyor.

Halbuki biz, yaşça büyük olan kardeşimize "ağabey" diyoruz ki bu kelimeyi biraz açıklayacak olursakHalbuki biz, yaşça büyük olan kardeşimize "ağabey" diyoruz ki bu kelimeyi biraz açıklayacak olursak tahlil edecek olursak "ağa" ve "bey" kelimelerinden meydana geliyor.tahlil edecek olursak "ağa" ve "bey" kelimelerinden meydana geliyor. Kendisinden büyük kardeşine "kardeşim" demiyor, "kardeş" demiyor,Kendisinden büyük kardeşine "kardeşim" demiyor, "kardeş" demiyor, Arapçası ahî demiyor, birâder-i men demiyor; ağabey diyor. Arapçası ahî demiyor, birâder-i men demiyor; ağabey diyor.

Bizim örfümüzde, terbiyemizde ağalık da, beylik de çok yüksek unvanlar, içtimâî unvanlar.Bizim örfümüzde, terbiyemizde ağalık da, beylik de çok yüksek unvanlar, içtimâî unvanlar. Bir insan "bey" oldu mu, mesela Osmanlı Beyi, Karamanoğlu Beyi. Bir insan "bey" oldu mu, mesela Osmanlı Beyi, Karamanoğlu Beyi. Çok büyük bir unvan, sultan gibi bir şey. Bizim edebimiz böyle.Çok büyük bir unvan, sultan gibi bir şey. Bizim edebimiz böyle. Yaşça biraz büyük olduğunda,Yaşça biraz büyük olduğunda, hatta "İkizlerden önce doğanı, ötekisinin abisidir." derler. hatta "İkizlerden önce doğanı, ötekisinin abisidir." derler.

Ağabeye de hürmet lazım! Ağabeyin sözü de, hatırı da önemli. Dünya malı önemsiz.Ağabeye de hürmet lazım! Ağabeyin sözü de, hatırı da önemli. Dünya malı önemsiz. Ufak tefek şeyler; "Öyle dedi, böyle dedi, malı çok aldı, az aldı, taksim şöyle oldu,Ufak tefek şeyler; "Öyle dedi, böyle dedi, malı çok aldı, az aldı, taksim şöyle oldu, böyle oldu, yan baktı, kaş kaldırdı, kaş çattı, gözünü döndürdü..." böyle oldu, yan baktı, kaş kaldırdı, kaş çattı, gözünü döndürdü..."

Bunlar şeytanın insanı körüklemesi.Bunlar şeytanın insanı körüklemesi. Aile muhabbetini bozmak için şeytanların çalışması. Müslüman, müslümanın kardeşidir. Aile muhabbetini bozmak için şeytanların çalışması. Müslüman, müslümanın kardeşidir.

Büyük ağabey de ağa-bey, unvan bakımından "ağa ve bey" gibidir; ona elbette hürmet edecek.Büyük ağabey de ağa-bey, unvan bakımından "ağa ve bey" gibidir; ona elbette hürmet edecek. Hele babası vefat etmişse küçük kardeşlerin ağabeyin sözünü dinlemesi lazım. Hele babası vefat etmişse küçük kardeşlerin ağabeyin sözünü dinlemesi lazım.

Hakikaten bizim ülkemizde de bazen böyle olaylarla karşılaşıyoruz.Hakikaten bizim ülkemizde de bazen böyle olaylarla karşılaşıyoruz. Bakıyoruz, bir büyük ağabey, yaşça büyük kardeş; -tabi kısaltarak ağabey abi olmuş.-Bakıyoruz, bir büyük ağabey, yaşça büyük kardeş; -tabi kısaltarak ağabey abi olmuş.- bir büyük ağabey ne yapmış oluyor? bir büyük ağabey ne yapmış oluyor?

Öteki kardeşlerinin hepsine bakıyor, okutuyor, yetiştiriyor, büyütüyor, geçimini sağlıyor,Öteki kardeşlerinin hepsine bakıyor, okutuyor, yetiştiriyor, büyütüyor, geçimini sağlıyor, yuvasını kuruyor, evlendiriyor; malını mülkünü, çeyizini çimenini hazırlıyor.yuvasını kuruyor, evlendiriyor; malını mülkünü, çeyizini çimenini hazırlıyor. "Tamam, kız kardeşimi evlendirdim." diye rahat ediyor."Tamam, kız kardeşimi evlendirdim." diye rahat ediyor. Hatta ağabey olduğu için kendisi evlenmesini geciktiriyor;Hatta ağabey olduğu için kendisi evlenmesini geciktiriyor; "Evvela kardeşlerimi kayırayım, kurtarayım." diyor. "Evvela kardeşlerimi kayırayım, kurtarayım." diyor.

İslâm ne kadar güzel! İslâm terbiyesi bizim örfümüzün, âdetimizin içine ne kadar işlemiş.İslâm ne kadar güzel! İslâm terbiyesi bizim örfümüzün, âdetimizin içine ne kadar işlemiş. Elhamdülillâh bunun her birisini, ben başka ülkeleri gördüğüm zaman anlıyorum. Elhamdülillâh bunun her birisini, ben başka ülkeleri gördüğüm zaman anlıyorum.

İngiltere'deki kardeşlerimizle konuşurken,İngiltere'deki kardeşlerimizle konuşurken, İngiliz kızla evlenmiş, İngiliz kayınpederi, kayınvalidesi var.İngiliz kızla evlenmiş, İngiliz kayınpederi, kayınvalidesi var. İngiliz dilinin özelliğine göre birbirlerine hitap ediş şekillerine bakınca, ben ürperiyorum. İngiliz dilinin özelliğine göre birbirlerine hitap ediş şekillerine bakınca, ben ürperiyorum. İsmiyle hitap edince, bana ayıp gibi geliyor. İsmiyle hitap edince, bana ayıp gibi geliyor.

Bizde ayıptır tabi, ismi söylenmez. "Ahmet, Ali, Veli kalk, gel, git..."Bizde ayıptır tabi, ismi söylenmez. "Ahmet, Ali, Veli kalk, gel, git..." Yaşça büyüğüne ismi söylenmez, unvanı söylenir.Yaşça büyüğüne ismi söylenmez, unvanı söylenir. Babasına isim söylenmez, söylerse herkes şaşırır, kızar: Babasına isim söylenmez, söylerse herkes şaşırır, kızar:

"Senin askerlik arkadaşın mı, bu ne laubalilik?" derler. "Senin askerlik arkadaşın mı, bu ne laubalilik?" derler.

İslâm'da bizim dedelerimiz çok derin bilgileri elde ettiklerinden, en büyük hadis kitaplarını,İslâm'da bizim dedelerimiz çok derin bilgileri elde ettiklerinden, en büyük hadis kitaplarını, en büyük fıkıh kitaplarını, en büyük tefsir kitaplarını onların bizim dedelerimizin yazdığını biliyoruz.en büyük fıkıh kitaplarını, en büyük tefsir kitaplarını onların bizim dedelerimizin yazdığını biliyoruz. Tarih biliyor, cümle İslâm âlemi biliyor.Tarih biliyor, cümle İslâm âlemi biliyor. İslâm'ı çok iyi öğrendiklerinden, halkı da çok güzel yetiştirmişler. İslâm'ı çok iyi öğrendiklerinden, halkı da çok güzel yetiştirmişler.

Halk öyle müslüman olmuş ki ben tatlı bir latife olarak şuna benzetiyorum:Halk öyle müslüman olmuş ki ben tatlı bir latife olarak şuna benzetiyorum: Hanımlar tatlıyı hazırlarlar, öbür tarafına da şerbetini hazırlarlar.Hanımlar tatlıyı hazırlarlar, öbür tarafına da şerbetini hazırlarlar. Ondan sonra bu hazırladıkları hamuru, tatlının içine koyarlar.Ondan sonra bu hazırladıkları hamuru, tatlının içine koyarlar. Eğer hamur tatlıyı içine almazsa sunduğunuz zaman yiyen bir ısırır: Eğer hamur tatlıyı içine almazsa sunduğunuz zaman yiyen bir ısırır:

"Tatlısı bunun içine işlememiş, bir yeri hamur kalmış!" diye yüzünü buruşturur. "Tatlısı bunun içine işlememiş, bir yeri hamur kalmış!" diye yüzünü buruşturur.

Ama bazen de tatlı, hamurun bütün iliklerine kadar işliyor. O zaman; Ama bazen de tatlı, hamurun bütün iliklerine kadar işliyor. O zaman;

"Ooo, elinize sağlık, pek tatlı olmuş, pek güzel olmuş." diye yapanı methediyoruz. "Ooo, elinize sağlık, pek tatlı olmuş, pek güzel olmuş." diye yapanı methediyoruz.

İslâm terbiyesi bizim halkımızın hücrelerine işlemiştir de onun için ağabeyine hürmet eder.İslâm terbiyesi bizim halkımızın hücrelerine işlemiştir de onun için ağabeyine hürmet eder. Ağabeyinin, babasının yanında sigara tiryakisi bile olsa sigara içmez.Ağabeyinin, babasının yanında sigara tiryakisi bile olsa sigara içmez. Ayakta durur, "Otur." demeyince oturmaz. Hizmete hemen ilk önce fırlar, kalkar, koşturur.Ayakta durur, "Otur." demeyince oturmaz. Hizmete hemen ilk önce fırlar, kalkar, koşturur. Hizmeti bir devlet ve nimet bilir, saadet bilir. Bu tarafını da hatırlatıyoruz. Hizmeti bir devlet ve nimet bilir, saadet bilir. Bu tarafını da hatırlatıyoruz.

Büyük olan kardeşe hürmet de hadîs-i şerîlerde tavsiye edilmiş bir husus,Büyük olan kardeşe hürmet de hadîs-i şerîlerde tavsiye edilmiş bir husus, Böylece "anne babayı memnun etmek" derken, bu alanın birkaç hududunu da belirtmiş olduk.Böylece "anne babayı memnun etmek" derken, bu alanın birkaç hududunu da belirtmiş olduk. Hudut çizgilerini ve hudut işaretlerini de açıklamış olduk. Bunlar da önemli açıklamalardı. Hudut çizgilerini ve hudut işaretlerini de açıklamış olduk. Bunlar da önemli açıklamalardı. Hepsini beraber düşünmek lazım.Hepsini beraber düşünmek lazım. Hepimiz, sağsa annelerimizin, babalarımızın gönlünü almaya koşturmalı, seferber olmalıyız. Hepimiz, sağsa annelerimizin, babalarımızın gönlünü almaya koşturmalı, seferber olmalıyız.

Ya vefat ettilerse? O zaman da vazifelerimiz var.Ya vefat ettilerse?

O zaman da vazifelerimiz var.
Anne ve baba vefat ettiği zaman yapılacak hizmetlerin başında, onların ruhuna dualar etmek,Anne ve baba vefat ettiği zaman yapılacak hizmetlerin başında, onların ruhuna dualar etmek, hatimler indirmek, Kur'ân-ı Kerîm'ler, Mevlid'ler okutmak; hayır hasenât yapmak, hatimler indirmek, Kur'ân-ı Kerîm'ler, Mevlid'ler okutmak; hayır hasenât yapmak, kurbanlar kesmek gibi şeyler gelir. kurbanlar kesmek gibi şeyler gelir.

İnsan vefat etmiş anne babasının ruhu için hangi hayrı yaparsa;İnsan vefat etmiş anne babasının ruhu için hangi hayrı yaparsa; -sadaka verse, bir hayır yapsa, çeşme yaptırsa, kurban kesse, hacca gitse- -sadaka verse, bir hayır yapsa, çeşme yaptırsa, kurban kesse, hacca gitse- hep sevabı anne babaya gider, hiçbir şey eksilmeden çocuk da sevap alır. Bölüşülmez. hep sevabı anne babaya gider, hiçbir şey eksilmeden çocuk da sevap alır. Bölüşülmez.

Aynı sevabı çocuk da alır; onun namına gittiğiAynı sevabı çocuk da alır; onun namına gittiği büyüğü, annesiyse annesi, babasıysa babası de alır.büyüğü, annesiyse annesi, babasıysa babası de alır. Mesela onların namına hacca gitmişse çocuk da hac sevabı alır, anne babası da hac sevabı alır.Mesela onların namına hacca gitmişse çocuk da hac sevabı alır, anne babası da hac sevabı alır. Peygamber Efendimiz kesin olarak, açıkça bunu beyan ediyor. Peygamber Efendimiz kesin olarak, açıkça bunu beyan ediyor.

Demek ki vefat etmişlerse onların namına hayır yapağız.Demek ki vefat etmişlerse onların namına hayır yapağız. Okul yaptırır, çeşme yaptırır, köprü yaptırır, yol yaptırır, sadaka verir, kurban keser vesaire… Okul yaptırır, çeşme yaptırır, köprü yaptırır, yol yaptırır, sadaka verir, kurban keser vesaire…

Ayrıca kabrini ziyaret edeceğiz, ruhuna hatimler indireceğiz, hayır ile yâd edeceğiz; bu da bir şey. Ayrıca kabrini ziyaret edeceğiz, ruhuna hatimler indireceğiz, hayır ile yâd edeceğiz; bu da bir şey.

Hadîs-i şerîflerden benim hatırladığım başka bir husus da,Hadîs-i şerîflerden benim hatırladığım başka bir husus da, anne babanın hatırı için anne babanın ahbaplarına ilgiyi devam ettirmektir: anne babanın hatırı için anne babanın ahbaplarına ilgiyi devam ettirmektir:

"Bu, benim babamın en yakın arkadaşıydı. Şunu ziyaret edeyim, elini öpeyim,"Bu, benim babamın en yakın arkadaşıydı. Şunu ziyaret edeyim, elini öpeyim, bir arzusu varsa sorayım!" filan diye anne babanınbir arzusu varsa sorayım!" filan diye anne babanın arkadaşlarını, eski dostlarını da aramak, kayırmak önemlidir. arkadaşlarını, eski dostlarını da aramak, kayırmak önemlidir.

Onun için anne baba dostlarını, arkadaşlarını arayın, bulun, kollayın. Onun için anne baba dostlarını, arkadaşlarını arayın, bulun, kollayın.

Çünkü "Kim annesine, babasına kabrinde ziyaret yapmak isterse..." İstemez mi? Çünkü "Kim annesine, babasına kabrinde ziyaret yapmak isterse..."

İstemez mi?

Keşke kabrin bir yolu olsa da, insan tıpış tıpış merdivenlerden inse, içeride nurlu,Keşke kabrin bir yolu olsa da, insan tıpış tıpış merdivenlerden inse, içeride nurlu, geniş bir kubbenin altında vefat etmiş olan annesini, babasını dayalı döşeligeniş bir kubbenin altında vefat etmiş olan annesini, babasını dayalı döşeli güzel bir şekilde görse de, ışıklar içinde, hoş kokular içinde ziyaret etse, elini öpse... güzel bir şekilde görse de, ışıklar içinde, hoş kokular içinde ziyaret etse, elini öpse...

"Anne ve babasını kabrinde ziyaret etmek isteyen; onun hayatta kalmış olan yakınlarını,"Anne ve babasını kabrinde ziyaret etmek isteyen; onun hayatta kalmış olan yakınlarını, dostlarını, arkadaşlarını ziyaret etsin." diye Peygamber Efendimiz buyuruyor. dostlarını, arkadaşlarını ziyaret etsin." diye Peygamber Efendimiz buyuruyor.

Onun için baba dostlarını, ana dostlarını unutmayın aziz ve sevgili kardeşlerim! Onun için baba dostlarını, ana dostlarını unutmayın aziz ve sevgili kardeşlerim!

Bu da işin bir zarif, bir güzel, bir ince yönüdür. Bu da işin bir zarif, bir güzel, bir ince yönüdür.

Tabi anne babanın vasiyetleri vardır.Tabi anne babanın vasiyetleri vardır. "Evlâdım, vasiyetnâme bıraktım; şunu yap, bunu yapma!" diye tavsiyeleri vardır. "Evlâdım, vasiyetnâme bıraktım; şunu yap, bunu yapma!" diye tavsiyeleri vardır. Onları da tutmak lazım! Onları da tutmak lazım!

Biz de anne ve babalar olarak, bizden sonraki evlatlarımıza vasiyet de bırakmalıyız.Biz de anne ve babalar olarak, bizden sonraki evlatlarımıza vasiyet de bırakmalıyız. Yazılı olmalı, hatta "Vasiyetnâme yatağının, yastığının altında olmalı!" diyorlar. O kadar hazır olmalı.Yazılı olmalı, hatta "Vasiyetnâme yatağının, yastığının altında olmalı!" diyorlar. O kadar hazır olmalı. Çünkü ölüm nerede, nasıl, ne zaman gelecek, belli olmaz. Vasiyetnâmesi hazır olmalı. Çünkü ölüm nerede, nasıl, ne zaman gelecek, belli olmaz. Vasiyetnâmesi hazır olmalı.

Evvela besmeleyle başlar, sonra takvâyı tavsiye eder: "Allah'tan kork evladım!" diye başlar. Evvela besmeleyle başlar, sonra takvâyı tavsiye eder: "Allah'tan kork evladım!" diye başlar.

Vasiyetnâme nasıl başlar? Vasiyetnâme nasıl başlar?

O halde, annesinin, babasının vasiyetnâmesi yoksa bileO halde, annesinin, babasının vasiyetnâmesi yoksa bile ben onlar nâmına hatırlatayım ki evlatlar önce takvâ ehli olsun.ben onlar nâmına hatırlatayım ki evlatlar önce takvâ ehli olsun. Çünkü annesi babası eğer vasiyetnâme yazmaya muvaffak olsaydı,Çünkü annesi babası eğer vasiyetnâme yazmaya muvaffak olsaydı, öyle bir şeye ihtiyaç duysaydı, bir hocaya danışıp sorsaydı, öyle başlayacaktı: öyle bir şeye ihtiyaç duysaydı, bir hocaya danışıp sorsaydı, öyle başlayacaktı:

"Evladım, sana önce, takvâ ehli olmayı, iyi bir müslüman olmayı,"Evladım, sana önce, takvâ ehli olmayı, iyi bir müslüman olmayı, mütedeyyin insan olmayı tavsiye ederim. Aman takvâya sımsıkı sarıl!mütedeyyin insan olmayı tavsiye ederim. Aman takvâya sımsıkı sarıl! Ben hayatı yaşadım, bak, geldim gidiyorum. Hayat çok aldatıcıdır.Ben hayatı yaşadım, bak, geldim gidiyorum. Hayat çok aldatıcıdır. Sakın hayatın aldatıcılığına aldanma, ibadetini, taatini, hayrını hasenâtını geriye koyma!"Sakın hayatın aldatıcılığına aldanma, ibadetini, taatini, hayrını hasenâtını geriye koyma!" diye nasihat edecekti. diye nasihat edecekti.

Onun için siz de bu nasihati yapılmış kabul edip iyi bir müslüman olarak yaşamaya gayret edin. Onun için siz de bu nasihati yapılmış kabul edip iyi bir müslüman olarak yaşamaya gayret edin.

"Namazı kılmıyorum hocam." Aman, annenin babanın hatırı için takvâ ehli bir müslüman ol!"Namazı kılmıyorum hocam."

Aman, annenin babanın hatırı için takvâ ehli bir müslüman ol!
Allah'tan kork, namazını kıl, ibadetlerini yap! Allah'tan kork, namazını kıl, ibadetlerini yap!

"Kusura bakmayın hocam, arada bazı günahlara kaçamak yapıyoruz, kayıyoruz." "Kusura bakmayın hocam, arada bazı günahlara kaçamak yapıyoruz, kayıyoruz."

Aman, ben kusura baksam ne olacak, bakmasam ne olacak? Ben, Allah'ın bir âciz, nâçiz kuluyum.Aman, ben kusura baksam ne olacak, bakmasam ne olacak? Ben, Allah'ın bir âciz, nâçiz kuluyum. Ancak tebliğ ediyorum; elime mikrofonu alırsam camide konuşuyorum,Ancak tebliğ ediyorum; elime mikrofonu alırsam camide konuşuyorum, kalemi alırsam yazımı yazıyorum. Ben memnun olsam ne olacak, olmasam ne olacak; kalemi alırsam yazımı yazıyorum. Ben memnun olsam ne olacak, olmasam ne olacak; Allah memnun olsun. Allah'ı memnun etmeye çalışın!Allah memnun olsun. Allah'ı memnun etmeye çalışın! İbadetlerinizi, taatlerinizi asla ve asla ihmal etmeyin! İbadetlerinizi, taatlerinizi asla ve asla ihmal etmeyin!

Her zaman söylediğim beni çok duygulandıran bir hadîs-i şerîf var: Her zaman söylediğim beni çok duygulandıran bir hadîs-i şerîf var:

"Eğer bir evlat anne babasına kötülük yapıyorsa..." "Eğer bir evlat anne babasına kötülük yapıyorsa..."

Tabi yapmak istemez, anne babasının kemiklerini mezarda sızlatmak istemez,Tabi yapmak istemez, anne babasının kemiklerini mezarda sızlatmak istemez, ölmüş anne babasına; "Nasıl yaparım ben bunu?" der. ölmüş anne babasına; "Nasıl yaparım ben bunu?" der.

Ama bir insan günah işlediği zaman, annesinin, babasının kabrinde, mezarda kemikleri sızlıyor,Ama bir insan günah işlediği zaman, annesinin, babasının kabrinde, mezarda kemikleri sızlıyor, gerçekten ezalanıyor. Çünkü Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş.gerçekten ezalanıyor. Çünkü Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş. Çünkü bütün bilgiler onlara gidiyor: Çünkü bütün bilgiler onlara gidiyor:

"Senin oğlun namaz kılmadı, kumar oynadı, adam dövdü;"Senin oğlun namaz kılmadı, kumar oynadı, adam dövdü; şu haksızlığı, şu zulmü yaptı, şu edepsizliği işledi. şu haksızlığı, şu zulmü yaptı, şu edepsizliği işledi. Senin kızın şöyle etti, böyle etti..." diye bilgiler gidiyor. Senin kızın şöyle etti, böyle etti..." diye bilgiler gidiyor.

Onlar da artık gözünden perdeler kalktığı için ah vah ediyorlar: Onlar da artık gözünden perdeler kalktığı için ah vah ediyorlar:

"Vah bizim kız, vah bizim oğlan, iyi bir müslüman olarak yaşamıyor, mahvolacaklar!" diye"Vah bizim kız, vah bizim oğlan, iyi bir müslüman olarak yaşamıyor, mahvolacaklar!" diye çok fena halde üzülüyorlar. Biliyorsunuz insanlar bir çeşit uykudadır, ölünce uyanacaklar.çok fena halde üzülüyorlar.

Biliyorsunuz insanlar bir çeşit uykudadır, ölünce uyanacaklar.
Öldü mü âhireti görüyor, perdeler kalkıyor. Öldü mü âhireti görüyor, perdeler kalkıyor. Bu dünyanın aldatıcılığını anlıyor; ondan daha iyi biliyor.Bu dünyanın aldatıcılığını anlıyor; ondan daha iyi biliyor. Yapılan her yanlışlıktan dolayı; -hani iki kişi müsabaka yapıyor, Yapılan her yanlışlıktan dolayı; -hani iki kişi müsabaka yapıyor, seyirciler heyecandan hop oturup hop kalıyorlar: "Ah öyle yapma, vah böyle yap!" Bağırıyorlar.seyirciler heyecandan hop oturup hop kalıyorlar: "Ah öyle yapma, vah böyle yap!" Bağırıyorlar. "Vur ona, dikkat!" bilmem ne diye, hani stadyumlarda tezahüratları, ikazları hatırlayın-"Vur ona, dikkat!" bilmem ne diye, hani stadyumlarda tezahüratları, ikazları hatırlayın- tabi anne baba da kabirde çocuğunu öyle endişeyle seyrediyor. tabi anne baba da kabirde çocuğunu öyle endişeyle seyrediyor.

Bilgiler ona gelince, kötü bilgiler gelirse üzülüyor, iyi haberler gelince evladından memnun oluyor. Bilgiler ona gelince, kötü bilgiler gelirse üzülüyor, iyi haberler gelince evladından memnun oluyor.

Demek ki anne babaya vefanın, iyi evlatlığın bir yönü de, bizzat kendisinin iyi insan olmasıdır.Demek ki anne babaya vefanın, iyi evlatlığın bir yönü de, bizzat kendisinin iyi insan olmasıdır. Bir günahkâr sadece kendisi günah yüklenmekle kalmıyor,Bir günahkâr sadece kendisi günah yüklenmekle kalmıyor, kabirdeki annesini babasını da üzüyor, ezalandırıyor. Eleme, kedere, yasa gark ediyor.kabirdeki annesini babasını da üzüyor, ezalandırıyor. Eleme, kedere, yasa gark ediyor. Bunu da hatırlatmış olduk.Bunu da hatırlatmış olduk. Anne babayı razı etmek konusunda epeyce şey hatırlamış ve hatırlatmış oldum. Anne babayı razı etmek konusunda epeyce şey hatırlamış ve hatırlatmış oldum.

Şimdi bir başka hadîs-i şerîfe geçelim. Şimdi bir başka hadîs-i şerîfe geçelim.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Hanbelî mezhebinin kurcusu mübarekPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, Hanbelî mezhebinin kurcusu mübarek İmam Ahmed b. Hanbel'in Sehl b. Huneyf'ten rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuş: İmam Ahmed b. Hanbel'in Sehl b. Huneyf'ten rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuş:

Men üzille indehû mü'minün felem yensurhü, ve hüve yakdiru alâ en yensurahû,Men üzille indehû mü'minün felem yensurhü, ve hüve yakdiru alâ en yensurahû, ezellehu'llâhu alâ ruûsi'l-eşhâdi yevme'l-kıyâmeh. ezellehu'llâhu alâ ruûsi'l-eşhâdi yevme'l-kıyâmeh.

Bu ne ile ilgili? Bir müslüman kardeşe yardımcı olmakla ilgili.Bu ne ile ilgili?

Bir müslüman kardeşe yardımcı olmakla ilgili.
Yardımcı olmazsa âhirette başa gelecek sıkıntıyı bildiren bir hadîs-i şerîf. Yardımcı olmazsa âhirette başa gelecek sıkıntıyı bildiren bir hadîs-i şerîf.

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Men üzille indehû mü'minün felem yensurhü.Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Men üzille indehû mü'minün felem yensurhü.
"Eğer bir kimsenin yanında bir müslüman zelil ediliyorsa, horlanıyorsa, "Eğer bir kimsenin yanında bir müslüman zelil ediliyorsa, horlanıyorsa, başına çökülmüşse, eza cefa yapılıyorsa, o da ona yardım etmiyorsa..." başına çökülmüşse, eza cefa yapılıyorsa, o da ona yardım etmiyorsa..."

Ya sözle taciz edilebilir, ya da fiilen yakası paçası tutulup alaşağı edilip vurulur, dövülür.Ya sözle taciz edilebilir, ya da fiilen yakası paçası tutulup alaşağı edilip vurulur, dövülür. Böyle şeyler olabiliyor. Hatta geçen gün kitapta okudum,Böyle şeyler olabiliyor. Hatta geçen gün kitapta okudum, bu Ruanda'yı, Orta Afrika'daki olayları anlatan bir kitapta...bu Ruanda'yı, Orta Afrika'daki olayları anlatan bir kitapta... Bazı gaddar kimseler yakaladıkları esirleri; kollarını, bacaklarını, azalarını keserek öldürüyorlarmış.Bazı gaddar kimseler yakaladıkları esirleri; kollarını, bacaklarını, azalarını keserek öldürüyorlarmış. Hatta zavallılar yalvarıyorlarmış: "Ne olur bir kurşun sık, öleyim!" Hatta zavallılar yalvarıyorlarmış:

"Ne olur bir kurşun sık, öleyim!"

Böyle parça parça kese kese ölmek tabi çok müthiş bir şey olduğundan;Böyle parça parça kese kese ölmek tabi çok müthiş bir şey olduğundan; "Ne olur bir kurşun sık, öleyim!" diyorlarmış."Ne olur bir kurşun sık, öleyim!" diyorlarmış. Böyle işkence olduğu zaman, bir kurşunla ölmek bile bir nimet ve devlet oluyor.Böyle işkence olduğu zaman, bir kurşunla ölmek bile bir nimet ve devlet oluyor. Dünyada ne zulümler oluyor. Başka insanların bu zulümleri engellemesi lazım. Dünyada ne zulümler oluyor. Başka insanların bu zulümleri engellemesi lazım.

Vehüve yakdiru alâ en yensurahû. "O mü'min kardeşine yardım etmeye gücü yettiği halde,Vehüve yakdiru alâ en yensurahû. "O mü'min kardeşine yardım etmeye gücü yettiği halde, kendisinin gözü önünde horlanan bir mü'mine yardım etmeyen bir kimse, çok kötü bir şey yapmış olur."kendisinin gözü önünde horlanan bir mü'mine yardım etmeyen bir kimse, çok kötü bir şey yapmış olur." Ezellehu'llâhu alâ ruûsi'l-eşhâdi yevme'l-kıyâmeh.Ezellehu'llâhu alâ ruûsi'l-eşhâdi yevme'l-kıyâmeh. "Kıyamet gününde de Allah onu şahitlerin başında, huzurunda, gözü önünde "Kıyamet gününde de Allah onu şahitlerin başında, huzurunda, gözü önünde hor ve zelîl eder, yere yatırır, mahv u perişan eder." hor ve zelîl eder, yere yatırır, mahv u perişan eder."

Çünkü o da dünyadayken yardım etmedi. Çünkü o da dünyadayken yardım etmedi.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Biliyorsunuz İslâm çok garibâne, çok mazlumâne gelişti.Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Biliyorsunuz İslâm çok garibâne, çok mazlumâne gelişti.
Mekke-i Mükerreme'de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz peygamber olduktan sonra.Mekke-i Mükerreme'de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz peygamber olduktan sonra. Peygamber Efendimiz peygamberlik vazifesini yaparken, on üç sene Mekke'de o kadar büyükPeygamber Efendimiz peygamberlik vazifesini yaparken, on üç sene Mekke'de o kadar büyük sıkıntılar çekti ki tarih kitaplarından bu sıkıntıları mutlaka okumalısınız sevgili kardeşlerim! sıkıntılar çekti ki tarih kitaplarından bu sıkıntıları mutlaka okumalısınız sevgili kardeşlerim!

Size en mühim kitaplardan birisi olarak -Allah razı olsun-Size en mühim kitaplardan birisi olarak -Allah razı olsun- Âsım Köksal Hocaefendi'nin İslâm Tarihi kitabını tavsiye ederim. Alın, çoluk çocuk okuyun!Âsım Köksal Hocaefendi'nin İslâm Tarihi kitabını tavsiye ederim. Alın, çoluk çocuk okuyun! Çünkü çok belgeseldir, Ziyâü'l-Hak'tan mükâfât almıştır. Çünkü çok belgeseldir, Ziyâü'l-Hak'tan mükâfât almıştır.

çok güzel bir şekilde yazılmıştır, kaynakları gösterilmiştir.çok güzel bir şekilde yazılmıştır, kaynakları gösterilmiştir. Ben çok beğeniyorum, dualar ediyorum. O kitabı alın, okuyun. Ben çok beğeniyorum, dualar ediyorum. O kitabı alın, okuyun. Eskiden Mekke devri bir ciltti, sonra onu genişletti. Okuyun, bakın müslümanlar neler çekmiş!Eskiden Mekke devri bir ciltti, sonra onu genişletti. Okuyun, bakın müslümanlar neler çekmiş! Peygamber Efendimiz neler çekmiş, ne kadar eziyetlere, işkencelere uğramış; bunları anlayın. Peygamber Efendimiz neler çekmiş, ne kadar eziyetlere, işkencelere uğramış; bunları anlayın.

Bunları anladığınız zaman, İslâm'ı daha iyi anlayacaksınız, Müslümanlığa daha çok sarılacaksınız.Bunları anladığınız zaman, İslâm'ı daha iyi anlayacaksınız, Müslümanlığa daha çok sarılacaksınız. Bu çok önemli bir ders. Bence bütün müslümanlar, Bu çok önemli bir ders. Bence bütün müslümanlar, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Mekke devrinde çektikleriniPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in Mekke devrinde çektiklerini tarih kitaplarından okumalı!tarih kitaplarından okumalı! En kıymeti tarih kitaplarından, en değerli, en sağlam bilgileri öğrenmeli. En kıymeti tarih kitaplarından, en değerli, en sağlam bilgileri öğrenmeli.

Gezdiğim yerlerde birçok kitapları okuyorum.Gezdiğim yerlerde birçok kitapları okuyorum. Arkadaşlarımın kütüphanelerinden kitapları çekiyorum, karıştırıyorum.Arkadaşlarımın kütüphanelerinden kitapları çekiyorum, karıştırıyorum. Tabi yanımda kütüphanemi getiremediğim için onların kitaplarını okuyorum.Tabi yanımda kütüphanemi getiremediğim için onların kitaplarını okuyorum. Çeşitli kitapları inceleme fırsatım oluyor. Çeşitli kitapları inceleme fırsatım oluyor. Bakıyorum, bazen tercümeyi yapan, kitabı hazırlayan kimselerBakıyorum, bazen tercümeyi yapan, kitabı hazırlayan kimseler bu konuda yeteri kadar bilgiye sahip değil.bu konuda yeteri kadar bilgiye sahip değil. Elime kalemi alıyorum, hatalarını düzeltiyorum, yanlışlıklarını düzeltiyorum.Elime kalemi alıyorum, hatalarını düzeltiyorum, yanlışlıklarını düzeltiyorum. İsimler yanlış yazılmış, başka hatalar yapılmış, tercemeler eksik,İsimler yanlış yazılmış, başka hatalar yapılmış, tercemeler eksik, kusurlu, hatta yanlış anlaşılacak şekilde yapılmış oluyor. kusurlu, hatta yanlış anlaşılacak şekilde yapılmış oluyor.

Onun için eserin çok bilgili, çok yetenekli, çok uzman bir kimse tarafından yazılmış olmasıOnun için eserin çok bilgili, çok yetenekli, çok uzman bir kimse tarafından yazılmış olması fevkalade önemli. İsim vermemin sebebi defevkalade önemli. İsim vermemin sebebi de eseri okuduğum ve çok memnun olduğum için ve kıymetini bildiğim içindir.eseri okuduğum ve çok memnun olduğum için ve kıymetini bildiğim içindir. Eğer kütüphanenizde İslâm Tarihi varsa, alın birinci cildinden başlayın, okuyun. Eğer kütüphanenizde İslâm Tarihi varsa, alın birinci cildinden başlayın, okuyun. Nasıl zulme mâruz kaldılar, o müşrikler, o kâfirler o zavallı, masum, mazlum müslümanları,Nasıl zulme mâruz kaldılar, o müşrikler, o kâfirler o zavallı, masum, mazlum müslümanları, kadınları, çocukları, köleleri nasıl ezdiler? Hatta işkenceyle nasıl öldürdüler?kadınları, çocukları, köleleri nasıl ezdiler? Hatta işkenceyle nasıl öldürdüler? Mızrağı, göğsüne nasıl sapladılar, görün. Mızrağı, göğsüne nasıl sapladılar, görün.

Bu durumda, yani müslüman kardeşi böyle zulme mâruz kalmış iken, zulüm görüyor iken,Bu durumda, yani müslüman kardeşi böyle zulme mâruz kalmış iken, zulüm görüyor iken, o da onu engellemeye gücü yeterken yardım etmemişse çok büyük suç işliyor. o da onu engellemeye gücü yeterken yardım etmemişse çok büyük suç işliyor.

"Eh biz o zamanda, o zulümlere şahit olmadık, onları yaşamadık.""Eh biz o zamanda, o zulümlere şahit olmadık, onları yaşamadık." diyemezsiniz, diyemeyiz sevgili kardeşlerim! Diyecek, savunacak halimiz yoktur.diyemezsiniz, diyemeyiz sevgili kardeşlerim!

Diyecek, savunacak halimiz yoktur.
Biz de bugün dünyanın her yerinde müslümanların nasıl zayıf, nasıl fakir, nasıl muzdarip, Biz de bugün dünyanın her yerinde müslümanların nasıl zayıf, nasıl fakir, nasıl muzdarip, nasıl aç, nasıl susuz, nasıl böyle hastalıktan kırılan, nasıl gözlerine sinekler konan,nasıl aç, nasıl susuz, nasıl böyle hastalıktan kırılan, nasıl gözlerine sinekler konan, kaburgaları sayılan insanlar olduğunu radyolardan dinliyoruz, televizyonlarda izliyoruz.kaburgaları sayılan insanlar olduğunu radyolardan dinliyoruz, televizyonlarda izliyoruz. Gazetelerde, mecmualarda resimlerini görüyoruz. Gazetelerde, mecmualarda resimlerini görüyoruz.

Allah razı olsun, bizim kardeşlerimiz de bu İslâm dergisinde, Kadın ve Aile dergisinde,Allah razı olsun, bizim kardeşlerimiz de bu İslâm dergisinde, Kadın ve Aile dergisinde, Panzehir dergisinde, İlim ve Sanat dergisinde o kadar güzel yazılar yazıyorlar kiPanzehir dergisinde, İlim ve Sanat dergisinde o kadar güzel yazılar yazıyorlar ki bana gönderilen en son sayıları görünce ben iftihar ettim.bana gönderilen en son sayıları görünce ben iftihar ettim. İngiltere'de beni çok güzel bir İslâmî vakfın tesislerinde gezdirdiler,İngiltere'de beni çok güzel bir İslâmî vakfın tesislerinde gezdirdiler, Leicester'deki Martfilt İslamic Faundation'da gezdirdiler. Çok güzel çalışıyorlar.Leicester'deki Martfilt İslamic Faundation'da gezdirdiler. Çok güzel çalışıyorlar. Pakistan'daki Mevdûdî'nin taraftarı olan kimseler, aydın, bilgili kimseler.Pakistan'daki Mevdûdî'nin taraftarı olan kimseler, aydın, bilgili kimseler. Orada fevkalâde güzel çalışmalar yapıyorlar. Orada fevkalâde güzel çalışmalar yapıyorlar.

Bu dergilerimizi onlara sundum; onlar da ilgili dairenin müdürüne verdiler.Bu dergilerimizi onlara sundum; onlar da ilgili dairenin müdürüne verdiler. Şöyle göz ucuyla takip ediyorum, bizim dergileri görünce fevkalâde şaşırdılar.Şöyle göz ucuyla takip ediyorum, bizim dergileri görünce fevkalâde şaşırdılar. Bizim dergilerin baskısı, seviyesi, üstünlüğü, güzelliği, mükemmelliği çok ilgilerini çekti.Bizim dergilerin baskısı, seviyesi, üstünlüğü, güzelliği, mükemmelliği çok ilgilerini çekti. Birbirleriyle konuşurken; Birbirleriyle konuşurken;

"Çok mükemmel, alın bunları dosyalayın!"Çok mükemmel, alın bunları dosyalayın! Adreslerini alın, bundan sonraki sayıları da takibe devam edelim!" dediler. Adreslerini alın, bundan sonraki sayıları da takibe devam edelim!" dediler.

İftihar ettim, teşekkür ediyorum. Tabi sizlere de onları okumanızı tavsiye ediyorum. İftihar ettim, teşekkür ediyorum. Tabi sizlere de onları okumanızı tavsiye ediyorum.

Sözü nereden açtık? Dünyanın her yerinde zulme uğrayan mazlum, mağdur müslümanlar var.Sözü nereden açtık?

Dünyanın her yerinde zulme uğrayan mazlum, mağdur müslümanlar var.
Onları bizim dergilerimiz yazıyor. Onları bizim dergilerimiz yazıyor. Bizim dergilerimiz dünyayı bir bütün olarak görüyor, Bizim dergilerimiz dünyayı bir bütün olarak görüyor, dünyanın neresinde müslümanlar varsa onlarla ilgileniyor.dünyanın neresinde müslümanlar varsa onlarla ilgileniyor. Bazen Çin'le, bazen Afrika'yla, bazen Amerika'yla, Avrupa'yla ilgili yazılar oluyor.Bazen Çin'le, bazen Afrika'yla, bazen Amerika'yla, Avrupa'yla ilgili yazılar oluyor. Akra radyomuzda dünyanın her yerinden, Japonya'dan, Avrupa'dan, İngiltere'den, Amerika'danAkra radyomuzda dünyanın her yerinden, Japonya'dan, Avrupa'dan, İngiltere'den, Amerika'dan yorumcu, müslüman, mütedeyyin uzman kardeşlerimiz bilgileri toplayıp size taze bilgiler sunuyorlar.yorumcu, müslüman, mütedeyyin uzman kardeşlerimiz bilgileri toplayıp size taze bilgiler sunuyorlar. Başka haber ajanslarının maksatlı haberleri gibi değil,Başka haber ajanslarının maksatlı haberleri gibi değil, tamamen uyanık müslüman kardeşlerimizin haberleri. Bunları dinlemek zorundasınız. tamamen uyanık müslüman kardeşlerimizin haberleri. Bunları dinlemek zorundasınız.

Dergi almak belki para vermeyi gerektirir ama radyoyu dinlemek hiç para gerektirmiyor.Dergi almak belki para vermeyi gerektirir ama radyoyu dinlemek hiç para gerektirmiyor. Sadece ayarlarsanız dinleyebilirsiniz. Dinleyince biz mutlu oluyoruz. Sadece ayarlarsanız dinleyebilirsiniz. Dinleyince biz mutlu oluyoruz. Dergileri de alırsanız oradaki bilgiler de kalıcı olur, kütüphanenizde kalır;Dergileri de alırsanız oradaki bilgiler de kalıcı olur, kütüphanenizde kalır; her zaman okursunuz, başvurursunuz, başkalarına da anlatırsınız. her zaman okursunuz, başvurursunuz, başkalarına da anlatırsınız.

Böylece dünyadaki müslümanların kardeş olduğu gönlünüze yerleşirBöylece dünyadaki müslümanların kardeş olduğu gönlünüze yerleşir ve kardeşlerinizin ıstıraplarına çare bulmak için çalışmalar yaparsınız. ve kardeşlerinizin ıstıraplarına çare bulmak için çalışmalar yaparsınız.

Bakın Orta Asya'da nice nice bizim gibi aynı dili konuşan, aynı inancı paylaşan,Bakın Orta Asya'da nice nice bizim gibi aynı dili konuşan, aynı inancı paylaşan, ama yardıma çok ihtiyacı olan; hem eğitim bakımından, hem maddî bakımdan, ama yardıma çok ihtiyacı olan; hem eğitim bakımından, hem maddî bakımdan, hem sınaî bakımdan yardıma çok muhtaç nice nice kardeşlerimiz var.hem sınaî bakımdan yardıma çok muhtaç nice nice kardeşlerimiz var. İşte hükümet ilgilileri oralara gidiyorlar, oralarda iş birliği çareleri arıyorlar.İşte hükümet ilgilileri oralara gidiyorlar, oralarda iş birliği çareleri arıyorlar. Karşılıklı menfaatleri arayıp bulup dostlukları pekiştirmeye çalışıyorlar. Karşılıklı menfaatleri arayıp bulup dostlukları pekiştirmeye çalışıyorlar.

Bu devirde de, çevremizdeki insanlara karşı çeşit çeşit görevlerimiz var.Bu devirde de, çevremizdeki insanlara karşı çeşit çeşit görevlerimiz var. Bunları yapmazsak Allah sorumlu tutabilir. Bunları yapmazsak Allah sorumlu tutabilir. Dileriz ki Allah sorgu suale uğratmadan, Dileriz ki Allah sorgu suale uğratmadan, bigayr-i hisâb, sıratı yıldırım gibi geçirip cennetine dâhil eylesin. bigayr-i hisâb, sıratı yıldırım gibi geçirip cennetine dâhil eylesin.

Ama görüyorsunuz hadîs-i şerîfler ürkütücü ve korkutucu olabiliyor.Ama görüyorsunuz hadîs-i şerîfler ürkütücü ve korkutucu olabiliyor. Yanında bir müslüman hor, zelil edilmiş, işkence ve zulme mâruz iken, o da ona yardım etmeyeYanında bir müslüman hor, zelil edilmiş, işkence ve zulme mâruz iken, o da ona yardım etmeye güç yetirebilecek durumda iken yardım etmemişse, Allah da onu kıyamet gününde hor ve zelîl eder. güç yetirebilecek durumda iken yardım etmemişse, Allah da onu kıyamet gününde hor ve zelîl eder.

Alâ ruûsil-eşhâdi yevme'l-kıyâmeh.Alâ ruûsil-eşhâdi yevme'l-kıyâmeh. "Kıyamet gününde, gözlemcilerin, bakanların gözü önünde..." demek oluyor. "Kıyamet gününde, gözlemcilerin, bakanların gözü önünde..." demek oluyor.

Bütün mahşer halkının huzurunda hor ve zelîl olur. Bütün mahşer halkının huzurunda hor ve zelîl olur.

Onun için biraz toplumcu, biraz ümmetçi, biraz insancıl, biraz bütün dünyaya yönelik,Onun için biraz toplumcu, biraz ümmetçi, biraz insancıl, biraz bütün dünyaya yönelik, bütün insanları kucaklayan, geniş, büyük duygularabütün insanları kucaklayan, geniş, büyük duygulara artık daha fazla önem vermeye yönelmenin zamanı geldiğini düşünüyorum. artık daha fazla önem vermeye yönelmenin zamanı geldiğini düşünüyorum.

Üçüncü hadis-i şerifle sohbetimi tamamlamak istiyorum, aziz ve değerli kardeşlerim! Üçüncü hadis-i şerifle sohbetimi tamamlamak istiyorum, aziz ve değerli kardeşlerim!

Bu, mâna bakımından ikinci hadîs-i şerîfi destekleyecek bir hadîs-i şerîf.Bu, mâna bakımından ikinci hadîs-i şerîfi destekleyecek bir hadîs-i şerîf. Dünyanın neresinde yardıma muhtaç insan varsa yardım etmeliyiz, Dünyanın neresinde yardıma muhtaç insan varsa yardım etmeliyiz, dünyanın neresinde zulüm varsa zulmün karşısına çıkmalıyız, her yere yetişmeliyiz. dünyanın neresinde zulüm varsa zulmün karşısına çıkmalıyız, her yere yetişmeliyiz.

Ticaret için nasıl yetişiyoruz? Ticaret için nasıl yetişiyoruz?

Yaptığımız bir pamuklu elbiseyi, iç çamaşırını Amerika'da, Kanada'da satıyoruz,Yaptığımız bir pamuklu elbiseyi, iç çamaşırını Amerika'da, Kanada'da satıyoruz, Avustralya'ya, Afrika'ya gönderiyoruz da, iman için çalışma bahis konusu olunca niçin geri duralım?Avustralya'ya, Afrika'ya gönderiyoruz da, iman için çalışma bahis konusu olunca niçin geri duralım? Ona da çalışmamız lazım. Ona da çalışmamız lazım.

Hâkim'in Müstedrek'inde rivayet ettiğine göreHâkim'in Müstedrek'inde rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Meni'stetâa minküm en yübkıye dînehû ve ırdahû bi-mâlihî fe'l-yef'al.Meni'stetâa minküm en yübkıye dînehû ve ırdahû bi-mâlihî fe'l-yef'al. "Sizden her kim ki malıyla dinini ve namusunu ibkâ etmek, korumak imkânına sahipse bunu yapsın!" "Sizden her kim ki malıyla dinini ve namusunu ibkâ etmek, korumak imkânına sahipse bunu yapsın!"

Bunu biraz açıklayayım: Meni'stetâa minküm. "Sizden her kimin gücü yeterse..." diyor. Bunu biraz açıklayayım:

Meni'stetâa minküm. "Sizden her kimin gücü yeterse..." diyor.

Neye? En yübkıye dînehû. "Dinini devam ettirmeye, dindarlığını sürdürmeye, dinini korumaya."Neye?

En yübkıye dînehû. "Dinini devam ettirmeye, dindarlığını sürdürmeye, dinini korumaya."
Ve ırdahû. "Ve şerefini, namusunu, haysiyetini korumaya, Ve ırdahû. "Ve şerefini, namusunu, haysiyetini korumaya, devam ettirmeye, bayrağı yere indirtmemeye kimin gücü yeterse..." Ne ile? devam ettirmeye, bayrağı yere indirtmemeye kimin gücü yeterse..."

Ne ile?

Bi-mâlihî. "Para vererek, masraf yaparak, mal harcayarak bunu yapmaya gücü yeterse."Bi-mâlihî. "Para vererek, masraf yaparak, mal harcayarak bunu yapmaya gücü yeterse." Fe'l-yef'al. "Yapsın!" "Kesenin ağzını açsın, paraları saçsın, harcasın, âhiretini kazansın, Fe'l-yef'al. "Yapsın!"

"Kesenin ağzını açsın, paraları saçsın, harcasın, âhiretini kazansın,
dinini kurtarsın; ırzını, namusunu korusun, kurtarsın!" dinini kurtarsın; ırzını, namusunu korusun, kurtarsın!"

Türkçe'de ırz deyince sadece bir çeşit suç akla geliyor, ırza geçmek gibi.Türkçe'de ırz deyince sadece bir çeşit suç akla geliyor, ırza geçmek gibi. Fakat ırz, Arapça'da "namus" demektir. Fakat ırz, Arapça'da "namus" demektir.

Mesela bir kimseye hakaret etsen, onun haysiyetine dokunacak bir şey yapsan,Mesela bir kimseye hakaret etsen, onun haysiyetine dokunacak bir şey yapsan, o da bir çeşit ırza tecavüz oluyor. Bizde anlaşıldığı mânasından daha değişik bir mâna. o da bir çeşit ırza tecavüz oluyor. Bizde anlaşıldığı mânasından daha değişik bir mâna.

Bir insanın haysiyeti var, şerefi var, kıymeti var. Kişisel hakları ve hürriyetleri var.Bir insanın haysiyeti var, şerefi var, kıymeti var. Kişisel hakları ve hürriyetleri var. Toplum içinde itibarı var Birisi buna sözle de sataşsa veyahut fiilen de yakalasa,Toplum içinde itibarı var Birisi buna sözle de sataşsa veyahut fiilen de yakalasa, bunu yok etmeye kalksa; ırzına, şerefine, haysiyetine, malına, mülküne şöhretine,bunu yok etmeye kalksa; ırzına, şerefine, haysiyetine, malına, mülküne şöhretine, şanına leke sürmeye kalksa; tabii bu fena! Bunun yapılmaması için insanın çalışması lazım. şanına leke sürmeye kalksa; tabii bu fena! Bunun yapılmaması için insanın çalışması lazım.

Bir de dinini korumak için mesela insan oruç tutuyor, namaz kılıyor, dindarlığını devam ettiriyor.Bir de dinini korumak için mesela insan oruç tutuyor, namaz kılıyor, dindarlığını devam ettiriyor. Zalim, zorba birileri gelmiş, namazını niyazını engelleyecek, orucunu, ibadetini, haccını engelleyecek;Zalim, zorba birileri gelmiş, namazını niyazını engelleyecek, orucunu, ibadetini, haccını engelleyecek; İslâm'ı yaşamasını, öğrenmesini, öğretmesini engelleyecek; zikrini, İslâm'ı yaşamasını, öğrenmesini, öğretmesini engelleyecek; zikrini, sevaplı çalışmaları yapmasını engelleyecek... Bunun izale edilmesi lazım! Bu bir engeldir. sevaplı çalışmaları yapmasını engelleyecek... Bunun izale edilmesi lazım! Bu bir engeldir.

Bu engelin izale edilmesi için ne gerekiyor? Çalışma gerekiyor. Çalışma neye dayanıyor? Bu engelin izale edilmesi için ne gerekiyor?

Çalışma gerekiyor.

Çalışma neye dayanıyor?

Paraya dayanıyor. Bütün hizmetlerin, bütün çalışmaların bir mâlî yönü vardır.Paraya dayanıyor. Bütün hizmetlerin, bütün çalışmaların bir mâlî yönü vardır. İnsan bir evde oturuyor, mâlî yönü nedir? Kirası.İnsan bir evde oturuyor, mâlî yönü nedir?

Kirası.
O evde oturabilmek için kirasını verecek, vergilerini verecek.O evde oturabilmek için kirasını verecek, vergilerini verecek. Elektrikten istifade ediyor, sayacın yazdığı parayı ödeyecek.Elektrikten istifade ediyor, sayacın yazdığı parayı ödeyecek. Sudan istifade ediyor, belediyeye su parasını verecek. Sudan istifade ediyor, belediyeye su parasını verecek.

O halde insanın da dinini korumak için haysiyetini, namusunu, şerefini, izzetini,O halde insanın da dinini korumak için haysiyetini, namusunu, şerefini, izzetini, itibarını, alın açıklığını korumak için para vermek gerekiyorsa verilecek. itibarını, alın açıklığını korumak için para vermek gerekiyorsa verilecek.

Basit basit misallerle anlatmaya çalışayım: O devirde bazı mütecâviz şairler olurdu.Basit basit misallerle anlatmaya çalışayım: O devirde bazı mütecâviz şairler olurdu. Hiciv yazar, kötüleyici şiir yazar. İnsanların zaten dedikoduya kulak verme tarafı vardır.Hiciv yazar, kötüleyici şiir yazar. İnsanların zaten dedikoduya kulak verme tarafı vardır. O şiirleri okur, ezberler, kulaktan kulağa yayılırdı. O şiirleri okur, ezberler, kulaktan kulağa yayılırdı.

"Al şu parayı, kes sesini, sus!" veyahut "Öyle yazma böyle yaz!" denilebilirdi. "Al şu parayı, kes sesini, sus!" veyahut "Öyle yazma böyle yaz!" denilebilirdi.

Şimdi ben bu yabancı ülkelerin çalışma tarzlarını okuyorum.Şimdi ben bu yabancı ülkelerin çalışma tarzlarını okuyorum. Bir ülkede bir şey yaptırmak istedikleri zaman, o ülkenin yazarlarına, Bir ülkede bir şey yaptırmak istedikleri zaman, o ülkenin yazarlarına, itibarlı insanlarına kesenin ağzını açıyorlar, paralarını veriyorlar.itibarlı insanlarına kesenin ağzını açıyorlar, paralarını veriyorlar. Ondan sonra istediklerini yaptırıyorlar. Bu, harp etmekten kolay oluyor. Ondan sonra istediklerini yaptırıyorlar. Bu, harp etmekten kolay oluyor.

Harp etse, bir attığı bombanın şu kadar milyar değeri var. Bir uçak düşse şu kadar.Harp etse, bir attığı bombanın şu kadar milyar değeri var. Bir uçak düşse şu kadar. Bir asker ölse, -tabi artık bir insanın canının parası ölçülemez, ne kadar büyük zarar-Bir asker ölse, -tabi artık bir insanın canının parası ölçülemez, ne kadar büyük zarar- öyle yapmıyor, rüşvet vererek, el altından para göndererek, destek yaparak kendi işini götürüyor.öyle yapmıyor, rüşvet vererek, el altından para göndererek, destek yaparak kendi işini götürüyor. Beşinci kol faaliyetlerini, o milleti içeriden yıkmak veya gelişmesini engellemek için parayla, pullaBeşinci kol faaliyetlerini, o milleti içeriden yıkmak veya gelişmesini engellemek için parayla, pulla bir şeyler yapıyor. Düşmanlar İslâm'ın gelişmesini engellemek için, müslümanın huzurunubir şeyler yapıyor.

Düşmanlar İslâm'ın gelişmesini engellemek için, müslümanın huzurunu
rahatını bozmak için paralar harcıyorlarsa ki bunlar belgelerle belirlenmiştir, kitaplarda yazılmıştır. rahatını bozmak için paralar harcıyorlarsa ki bunlar belgelerle belirlenmiştir, kitaplarda yazılmıştır. Gazeteler bu belgeleri bazen neşrediyorlar, bazen de yayınevleri mühim kitaplar neşrediyorlar.Gazeteler bu belgeleri bazen neşrediyorlar, bazen de yayınevleri mühim kitaplar neşrediyorlar. Oralardan herkes okuyor, herkesin bildiği bir şey. Oralardan herkes okuyor, herkesin bildiği bir şey.

Onlar İslâm aleyhine bu kadar paralar harcıyorlarsa müslümanlar ne güne duruyor? Onlar İslâm aleyhine bu kadar paralar harcıyorlarsa müslümanlar ne güne duruyor?

Onlar da mallarıyla, keseleriyle, paralarıyla, imkânlarıyla İslâm'ı korumaya çalışacaklar. Onlar da mallarıyla, keseleriyle, paralarıyla, imkânlarıyla İslâm'ı korumaya çalışacaklar.

Bu; ya o şirrete, "Al şu parayı, sus!" demek şeklinde olur, ya da karşılık verecekBu; ya o şirrete, "Al şu parayı, sus!" demek şeklinde olur, ya da karşılık verecek müesseseleri tesis etmekle olur, yayın yapmakla olur.müesseseleri tesis etmekle olur, yayın yapmakla olur. Radyo yayını, televizyon yayını, gazete yayını, dergi yayını, Radyo yayını, televizyon yayını, gazete yayını, dergi yayını, okul faaliyetleri, eğitim çalışmaları, konferanslar, çeşit çeşit çalışmalar. okul faaliyetleri, eğitim çalışmaları, konferanslar, çeşit çeşit çalışmalar.

İşte biz bunları yapmak için diyar diyar dolaşıyoruz.İşte biz bunları yapmak için diyar diyar dolaşıyoruz. Diyar-ı gurbette, bu yaz tamamen sizlerden uzak geçti. Diyar-ı gurbette, bu yaz tamamen sizlerden uzak geçti.

Bunları niçin yapıyoruz? İslâm'ın korunması için. Bunları niçin yapıyoruz?

İslâm'ın korunması için.

Bunlar ne ile oluyor? Masrafla oluyor. Her işin mâlî tarafı oluyor. Bunlar ne ile oluyor?

Masrafla oluyor. Her işin mâlî tarafı oluyor.

Onun için İslâmî hizmetlerin mâlî yönlerini herkes düşünmeli, kesesinin ağzını açmalı;Onun için İslâmî hizmetlerin mâlî yönlerini herkes düşünmeli, kesesinin ağzını açmalı; kendi namusunu, haysiyetin, dinini korumalı, çiğnetmemeli. Bu iş parasız olmaz. kendi namusunu, haysiyetin, dinini korumalı, çiğnetmemeli. Bu iş parasız olmaz.

Peygamber Efendimiz'in zamanında da Ebûbekr-i Sıddîk gibi,Peygamber Efendimiz'in zamanında da Ebûbekr-i Sıddîk gibi, Osman-ı Zinnûreyn gibi, Sa'd b. Ebî Vakkas gibi nice nice sahabenin rıdvanulâhi aleyhim ecmaîn,Osman-ı Zinnûreyn gibi, Sa'd b. Ebî Vakkas gibi nice nice sahabenin rıdvanulâhi aleyhim ecmaîn, Allah şefaatlerine erdirsin, nice nice mallarını, paralarınıAllah şefaatlerine erdirsin, nice nice mallarını, paralarını Resûlulah'ın gösterdiği istikamette nasıl harcadıkların biliyoruz.Resûlulah'ın gösterdiği istikamette nasıl harcadıkların biliyoruz. Esirlerin nasıl kölelikten kurtarıldığını, hürriyetlerine kavuşturulduğunu,Esirlerin nasıl kölelikten kurtarıldığını, hürriyetlerine kavuşturulduğunu, İslâm ordularının nasıl teçhiz edildiğini, müslümanların açlıktan, yoksulluktanİslâm ordularının nasıl teçhiz edildiğini, müslümanların açlıktan, yoksulluktan nasıl kurtarılmaya çalışıldığını tarih kitaplarında ibretle okuyoruz, aziz ve sevgili kardeşlerim! nasıl kurtarılmaya çalışıldığını tarih kitaplarında ibretle okuyoruz, aziz ve sevgili kardeşlerim!

"Sizden biriniz dinini korumak, kurtarmak, geliştirmek için;"Sizden biriniz dinini korumak, kurtarmak, geliştirmek için; haysiyetini, namusunu, hürriyetlerini korumak, kurtarmak için,haysiyetini, namusunu, hürriyetlerini korumak, kurtarmak için, eğer malıyla bir çalışma yapma imkânına, iktidarına sahipse, malı mülkü, parası pulu varsa, eğer malıyla bir çalışma yapma imkânına, iktidarına sahipse, malı mülkü, parası pulu varsa, bunu yapsın!" dediğine göre Peygamber Efendimiz,bunu yapsın!" dediğine göre Peygamber Efendimiz, bileceğiz ki İslâmî çalışmaların bir bölümü de maddîdir. bileceğiz ki İslâmî çalışmaların bir bölümü de maddîdir.

Herkes maddî yönden de İslâm'a katkıda bulunmaya çalışacak,Herkes maddî yönden de İslâm'a katkıda bulunmaya çalışacak, parasını hak yola harcayacak, İslâmî hizmetleri yapacak. parasını hak yola harcayacak, İslâmî hizmetleri yapacak.

Tabi bu İslâmî hizmetin yapılmasını da sınırlar içinde düşünelim.Tabi bu İslâmî hizmetin yapılmasını da sınırlar içinde düşünelim. Bazıları çıkıyor; "Ben İslâmî hizmet yapacağım, verin paraları!" diyor; paraları topluyor,Bazıları çıkıyor; "Ben İslâmî hizmet yapacağım, verin paraları!" diyor; paraları topluyor, ondan sonra paralar o İslâmî hizmetlere gitmeyebiliyor.ondan sonra paralar o İslâmî hizmetlere gitmeyebiliyor. Tabi paraların İslâmî hizmetlere gitmesini sağlayacak tedbirleri de almak lazım! Tabi paraların İslâmî hizmetlere gitmesini sağlayacak tedbirleri de almak lazım!

Ben bizim camimizin çevresindeki harabe evlerin alınmasını ve camiye katılmasını sağlarken,Ben bizim camimizin çevresindeki harabe evlerin alınmasını ve camiye katılmasını sağlarken, bunu arkadaşlarıma, cemaatime hedef olarak gösterirken daima söylerdim: bunu arkadaşlarıma, cemaatime hedef olarak gösterirken daima söylerdim:

"Gidin bakın, bunları biriniz alın! Bir kişi alabilirse alsın, ondan sonra camiye bağışlasın!"Gidin bakın, bunları biriniz alın! Bir kişi alabilirse alsın, ondan sonra camiye bağışlasın! En kolay yolu, inşaat yapılırken getirsin bir kamyon demiri, oraya koysun.En kolay yolu, inşaat yapılırken getirsin bir kamyon demiri, oraya koysun. Bir kamyon tuğlayı getirsin, inşaatı takip etsin veya üç tane ustayı göndersin,Bir kamyon tuğlayı getirsin, inşaatı takip etsin veya üç tane ustayı göndersin, akşama kadar çalışsın, parasını kendisi versin!" derdim. akşama kadar çalışsın, parasını kendisi versin!" derdim.

Hayrın amaçlanan hedefe varmasını, amacından sapmamasını,Hayrın amaçlanan hedefe varmasını, amacından sapmamasını, birilerinin cebinde suistimal edilmemesini sağlamak da önemli... birilerinin cebinde suistimal edilmemesini sağlamak da önemli...

Onun için ben şahsen, tecrübelerime dayanarak kardeşlerime şunu belirtmek istiyorum: Onun için ben şahsen, tecrübelerime dayanarak kardeşlerime şunu belirtmek istiyorum:

Hayırlarınızı şahsen yapınız! Bizzat takip ederek, yoksulun eline parayı bizzat veriniz!Hayırlarınızı şahsen yapınız! Bizzat takip ederek, yoksulun eline parayı bizzat veriniz! Aracıları mümkün olduğu kadar kaldırınız veyahut büyük hayırlarsa,Aracıları mümkün olduğu kadar kaldırınız veyahut büyük hayırlarsa, bazı kimseler iki üç kişi bir araya gelip yapsınlar. bazı kimseler iki üç kişi bir araya gelip yapsınlar.

Bir ulusal televizyonumuz yok. Ulusal televizyonu yapmak büyük bir iş. Para toplanacak vesaire.Bir ulusal televizyonumuz yok. Ulusal televizyonu yapmak büyük bir iş. Para toplanacak vesaire. Üç tane zengin toplansın, yapsın! Allah rızası için güç yetirebilecek insan yapsın!Üç tane zengin toplansın, yapsın! Allah rızası için güç yetirebilecek insan yapsın! İslâmî yayın yapsınlar, İslâm dışı iş yapmasınlar!İslâmî yayın yapsınlar, İslâm dışı iş yapmasınlar! İslâm'ı korusunlar, imanı öğretecek çalışmalar yapsınlar, sevapları kazansınlar.İslâm'ı korusunlar, imanı öğretecek çalışmalar yapsınlar, sevapları kazansınlar. Resûlullah Efendimiz'in tavsiyesini tutmuş olsunlar, rızasına vasıl olsunlar.Resûlullah Efendimiz'in tavsiyesini tutmuş olsunlar, rızasına vasıl olsunlar. Peygamber Efendimiz'in hoşnutluğunu kazansınlar, âhirette komşusu olsunlar. Peygamber Efendimiz'in hoşnutluğunu kazansınlar, âhirette komşusu olsunlar.

Kısaca söylemek gerekirse mâlî hayırları yapacaksınız.Kısaca söylemek gerekirse mâlî hayırları yapacaksınız. Bu hayırların amaca uygun yere ulaştığını takip edeceksiniz, Bu hayırların amaca uygun yere ulaştığını takip edeceksiniz, mümkünse kendi elinizle amaca, hedefe kadar götüreceksiniz.mümkünse kendi elinizle amaca, hedefe kadar götüreceksiniz. "Aracılar çoğaldıkça tehlikeler artabilir." diye ikaz ediyoruz."Aracılar çoğaldıkça tehlikeler artabilir." diye ikaz ediyoruz. Hayırları bizzat yapın, böylece hayırları gösteren insanları da zahmetten kurtarmış olursunuz.Hayırları bizzat yapın, böylece hayırları gösteren insanları da zahmetten kurtarmış olursunuz. Bak "Şurada bir hayır yapılacak." diyoruz, yapıyorsunuz. Bak "Şurada bir hayır yapılacak." diyoruz, yapıyorsunuz. Elhamdülillah, "Böylece biz de rahat ediyoruz." demek istiyorum. Elhamdülillah, "Böylece biz de rahat ediyoruz." demek istiyorum.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretleriAziz ve sevgili kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri
hepimizin hayatını olumlu ve verimli bir tarzda geçirmeyi hepimize nasip etsin. hepimizin hayatını olumlu ve verimli bir tarzda geçirmeyi hepimize nasip etsin. Hepimizin malımızla, canımızla, dilimizle, gönlümüzle, elimizle her çeşit imkân veHepimizin malımızla, canımızla, dilimizle, gönlümüzle, elimizle her çeşit imkân ve müktesebatımızla İslâm'a güzel hizmetler yapmamızı Allah nasip eylesin. Böylece ne olacak? müktesebatımızla İslâm'a güzel hizmetler yapmamızı Allah nasip eylesin.

Böylece ne olacak?

Arkada bıraktığımız eserlerle, biz vefat ettikten sonra da sevap kazanmaya devam edeceğiz.Arkada bıraktığımız eserlerle, biz vefat ettikten sonra da sevap kazanmaya devam edeceğiz. Bir insanın arkada bıraktığı hayrâtı hasenâtı onun ikinci ömrüdür, vefattan sonraki ömrüdür.Bir insanın arkada bıraktığı hayrâtı hasenâtı onun ikinci ömrüdür, vefattan sonraki ömrüdür. Kişi ölür, eseri kaldıkça, durdukça sevabı ona gelir. Kişi ölür, eseri kaldıkça, durdukça sevabı ona gelir. İnsan bir ağaç dikse bile, ağacının altında birisi otursa bile, üstüne bir kuş konsa bile,İnsan bir ağaç dikse bile, ağacının altında birisi otursa bile, üstüne bir kuş konsa bile, meyvesini gagalasa bile, odununu birisi alıp evinde, ocakta yaksa, ısınsa bile,meyvesini gagalasa bile, odununu birisi alıp evinde, ocakta yaksa, ısınsa bile, o ağacı dikene onun sevabı gelir. Vefat etmiş olsa bile defterine sevaplar yazılır, sevabı artar. o ağacı dikene onun sevabı gelir. Vefat etmiş olsa bile defterine sevaplar yazılır, sevabı artar. Âhirette yüzü güler. Allah hepimizi hayırların kaynakları eylesin, şerlerden uzak eylesin.Âhirette yüzü güler.

Allah hepimizi hayırların kaynakları eylesin, şerlerden uzak eylesin.
Islah-ı nefs edip kâmil müslüman olup İslâm'a güzel hizmetler yapmayı nasip eylesin. Islah-ı nefs edip kâmil müslüman olup İslâm'a güzel hizmetler yapmayı nasip eylesin.

Tabi vaatler çok büyük; ümitsizliğe düşmeyin aziz ve sevgili kardeşlerim. Tabi vaatler çok büyük; ümitsizliğe düşmeyin aziz ve sevgili kardeşlerim.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş:

"İslâm; okyanusları geçecek, her tarafa yayılacak,"İslâm; okyanusları geçecek, her tarafa yayılacak, herkes İslâm'ın güzelliğini anlayacak ve cihana bir zaman İslâm hâkim olacak!" herkes İslâm'ın güzelliğini anlayacak ve cihana bir zaman İslâm hâkim olacak!"

Allah bize o hususta yardımcı olmak şerefini bahşeylesin. Allah bize o hususta yardımcı olmak şerefini bahşeylesin.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2