Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Evvel 1446
25 Kasım 2024
İmsak
06:25
Güneş
07:55
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Beddua Etmeyin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Safer 1407 / 05.10.1986
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kendinize Beddua Etmeyin!, Yöneticilerinize Beddua Etmeyin!, Komşu Hakkı, Cihadın En Üstünü, Mü’minin Ferasetinden Sakının! | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Beddua Etmeyin!

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

1 Safer 1407 / 05.10.1986
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Kendinize Beddua Etmeyin!, Yöneticilerinize Beddua Etmeyin!, Komşu Hakkı, Cihadın En Üstünü, Mü’minin Ferasetinden Sakının! | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmü ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn.el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmü ala seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn. Seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.Seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emma ba'dü fa'lemû eyyühe'l-ihvân.Ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emma ba'dü fa'lemû eyyühe'l-ihvân. Fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin Fe-inne efdale'l-hadîsi kitâbullah ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtüha ve külle muhdesin bid'ah sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtüha ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi vesselleme ennehû kâl:

Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi vesselleme ennehû kâl:

Lâ ted'û alâ enfüsiküm ve lâ ted'û alâ evlâdiküm ve lâ ted'û alâLâ ted'û alâ enfüsiküm ve lâ ted'û alâ evlâdiküm ve lâ ted'û alâ ve lâ ted'û alâ emvâliküm lâ tüvâfikû minallâhi sâaten yünel

ve lâ ted'û alâ emvâliküm lâ tüvâfikû minallâhi sâaten yünel

fîhâ atâ fe-yüstecâbe leküm.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

fîhâ atâ fe-yüstecâbe leküm.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ikramı, ihsanı cümlenizin üzerine olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selâmı, rahmeti, bereketi, ikramı, ihsanı cümlenizin üzerine olsun. Rabbimiz teâlâ ve tekaddes hazretleri dünya ve âhiretin saadetine,Rabbimiz teâlâ ve tekaddes hazretleri dünya ve âhiretin saadetine, Peygamber Efendimiz hürmetine sizleri ve bizleri nâil eylesin.

Peygamber Efendimiz hürmetine sizleri ve bizleri nâil eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir nebze,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek hadîs-i şerîflerinden bir nebze, bir demet, bir buket okumakla toplantımızı şereflendirmek, feyizyâb olmak diliyoruz.bir demet, bir buket okumakla toplantımızı şereflendirmek, feyizyâb olmak diliyoruz. Bu hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamazdan önce evvelen ve hâssetenBu hadîs-i şerîflerin okunmasına başlamazdan önce evvelen ve hâsseten Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-ı pâkine hediye olsun diye;Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-ı pâkine hediye olsun diye; sonra cümle âlinin, ashabının, etbaının, ahbabının ruhlarına hediye olsun diye; sonra cümle âlinin, ashabının, etbaının, ahbabının ruhlarına hediye olsun diye; sâir enbiyâ, mürselîn ve cümle evliyâullah, mukarrabînin ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'insâir enbiyâ, mürselîn ve cümle evliyâullah, mukarrabînin ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri olan verese-i enbiyâ, ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyıh-ı turuk-ı aliyyemizin,mürşitleri olan verese-i enbiyâ, ulemâ-i muhakkıkîn, sâdât ve meşâyıh-ı turuk-ı aliyyemizin, sahabe-i kirâmdan rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmaîn müteselsilensahabe-i kirâmdan rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmaîn müteselsilen hocamız Muhammed Zahid Kotku hazretlerine kadar, bize kadar güzerân eylemiş olanhocamız Muhammed Zahid Kotku hazretlerine kadar, bize kadar güzerân eylemiş olan cümle silsilelerimiz mensuplarının, halifelerinin, müritlerinin ve muhiblerinin ruhlarına hediye olsun diye;cümle silsilelerimiz mensuplarının, halifelerinin, müritlerinin ve muhiblerinin ruhlarına hediye olsun diye; uzaktan ve yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu mübarek mahalde toplanmış,uzaktan ve yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu mübarek mahalde toplanmış, gelmiş, cem olmuş bulunan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin gelmiş, cem olmuş bulunan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye;ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye; şu beldeyi bizim rahat yaşadığımız bir belde hâline getiren, buraları kâfirlerden fethedip alanşu beldeyi bizim rahat yaşadığımız bir belde hâline getiren, buraları kâfirlerden fethedip alan fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye;fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına hediye olsun diye; cümle hayrât u hasenât sahiplerinin ruhlarına ve bilhassa şu caminin banisicümle hayrât u hasenât sahiplerinin ruhlarına ve bilhassa şu caminin banisi İskender Paşa'nın ve tekrar tekrar tamiri ile, tecdidiyle, tezyiniyle meşgul olan İskender Paşa'nın ve tekrar tekrar tamiri ile, tecdidiyle, tezyiniyle meşgul olan zevât-ı muhteremenin kendilerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye;zevât-ı muhteremenin kendilerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun diye; bu beldede medfun bulunan enbiyâdan, evliyâdan, sahabeden, tabiinden, kimler varsabu beldede medfun bulunan enbiyâdan, evliyâdan, sahabeden, tabiinden, kimler varsa Yûşa aleyhisselâm'dan Ebû Eyyüb el-Ensarî hazretlerinden daha başka ariflere,Yûşa aleyhisselâm'dan Ebû Eyyüb el-Ensarî hazretlerinden daha başka ariflere, salihlere kadar cümlesinin ruhlarına hediye olsun diye ve Âdem atamız aleyhisselâm'dansalihlere kadar cümlesinin ruhlarına hediye olsun diye ve Âdem atamız aleyhisselâm'dan bize kadar bu dünyadan gelmiş, geçmiş, göçmüş cümle mü'minîn ü mü'minâtın ruhları şad olsun diyebize kadar bu dünyadan gelmiş, geçmiş, göçmüş cümle mü'minîn ü mü'minâtın ruhları şad olsun diye buyurun bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerîf okuyalım, ruhlarına hediye edelim, ondan sonra başlayalım.buyurun bir Fâtiha, üç İhlâs-ı şerîf okuyalım, ruhlarına hediye edelim, ondan sonra başlayalım. Tabii bu hadisleri bize rivayet eden alimlerin ve ravilerin de ruhlarını unutmayalım.

Tabii bu hadisleri bize rivayet eden alimlerin ve ravilerin de ruhlarını unutmayalım.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri, Câbir radıyallahu anh'ınPeygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri, Câbir radıyallahu anh'ın Ebû Davud tarafından rivayet edilmiş olan bir hadîs-i şerîfine göre şöyle buyurmuş;

Ebû Davud tarafından rivayet edilmiş olan bir hadîs-i şerîfine göre şöyle buyurmuş;

Lâ ted'û alâ enfüsiküm. "Kendinizin aleyhine dua etmeyin."Lâ ted'û alâ enfüsiküm. "Kendinizin aleyhine dua etmeyin." Deâ, dua etmek demek, alâ ile kullanılınca aleyhte dua etmek, Deâ, dua etmek demek, alâ ile kullanılınca aleyhte dua etmek, li ile lam harfi ile kullanılınca dea lehû, lehine dua etmek demek... li ile lam harfi ile kullanılınca dea lehû, lehine dua etmek demek... Lehine dua etmek yani güzel dua etmek; aleyhinde dua etmek yani beddua etmek demektir.

Lehine dua etmek yani güzel dua etmek; aleyhinde dua etmek yani beddua etmek demektir.

Lâ ted'û alâ enfüsiküm. "Kendinize beddua etmeyiniz." diye tercüme edilebilir;Lâ ted'û alâ enfüsiküm. "Kendinize beddua etmeyiniz." diye tercüme edilebilir; "Kendi aleyhinize dua etmeyiniz." de denilebilir. Ve lâ ted'û alâ evlâdiküm."Kendi aleyhinize dua etmeyiniz." de denilebilir. Ve lâ ted'û alâ evlâdiküm. "Çocuklarınızın da aleyhine dua etmeyin." Çocuklarınızın da aleyhine beddua eylemeyin."Çocuklarınızın da aleyhine dua etmeyin." Çocuklarınızın da aleyhine beddua eylemeyin. Ve lâ ted'û alâ hudmiküm. "Hizmetçilerinizin aleyhine de dua etmeyin." Ve lâ ted'û alâ hudmiküm. "Hizmetçilerinizin aleyhine de dua etmeyin." Onlara da beddua eylemeyin. Ve lâ ted'û alâ emvâliküm. Onlara da beddua eylemeyin. Ve lâ ted'û alâ emvâliküm. "Mallarınızın, hayvanlarınızın, sürülerinizin de aleyhine dua etmeyin.""Mallarınızın, hayvanlarınızın, sürülerinizin de aleyhine dua etmeyin." Lâ tüvâfikû minallâhi sâaten yünel fîhâ atâün fe-yüstecâbe leküm. Lâ tüvâfikû minallâhi sâaten yünel fîhâ atâün fe-yüstecâbe leküm. "Allah'tan bir zamana rast gelip de o vakit duanın kabul olma zamanı olur,"Allah'tan bir zamana rast gelip de o vakit duanın kabul olma zamanı olur, duanız kabul oluverir de bu yaptığınız beddua tutar."

duanız kabul oluverir de bu yaptığınız beddua tutar."

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "Onun için böyle beddua etmeyin." diyor.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "Onun için böyle beddua etmeyin." diyor. Normal olarak bu insanları tanımayan yabancılar, "Bu nasıl olur?Normal olarak bu insanları tanımayan yabancılar, "Bu nasıl olur? İnsan kendi aleyhine beddua eder mi?" diye düşünür ama su gibi beddua ederler. İnsan kendi aleyhine beddua eder mi?" diye düşünür ama su gibi beddua ederler. Halkı bir tanıdığı zaman insan görür.

Halkı bir tanıdığı zaman insan görür.

"İki gözüm önüme aksın ki…", "Canım çıksın ki…", "Allah beni kahretsin ki…", "Şöyle olsun ki…"

"İki gözüm önüme aksın ki…", "Canım çıksın ki…", "Allah beni kahretsin ki…", "Şöyle olsun ki…"

"Dur, etme, eyleme! Niye böyle söylüyorsun?"

"Dur, etme, eyleme! Niye böyle söylüyorsun?"

Seni inandırmak için kendi aleyhine bir sürü beddua ediyor, bir sürü şey söylüyor.Seni inandırmak için kendi aleyhine bir sürü beddua ediyor, bir sürü şey söylüyor. Yapıyorlar yani. Kendi aleyhinize böyle laflar söylemeyin. Lafın, sözün bir tesiri vardır,Yapıyorlar yani. Kendi aleyhinize böyle laflar söylemeyin. Lafın, sözün bir tesiri vardır, bir tutar tarafı vardır. Laf oyuncak değildir, bakarsınız bir tutuverir,bir tutar tarafı vardır. Laf oyuncak değildir, bakarsınız bir tutuverir, bu sözü söylediğinize bin kere, milyon kere pişman olursunuz.

bu sözü söylediğinize bin kere, milyon kere pişman olursunuz.

Çocuklarınızın da aleyhine dua etmeyin.

İnsan çocuğunun aleyhine dua eder mi?

Çocuklarınızın da aleyhine dua etmeyin.

İnsan çocuğunun aleyhine dua eder mi?

Ne kadar dua ederler, anneler babalar;

Ne kadar dua ederler, anneler babalar;

"Allah seni kahretsin e mi!", "Ah, kahrolasın çocuk, niye kırdın bu tabağı?","Allah seni kahretsin e mi!", "Ah, kahrolasın çocuk, niye kırdın bu tabağı?", "Niye ağaca çıktın?", "Niye sokağa gittin?"…

Çıksın ne olur?
"Niye ağaca çıktın?", "Niye sokağa gittin?"…

Çıksın ne olur?
İşi biraz daha hafiften alsana, ne bağırıp duruyorsun? Niye böyle yapıyorsun?

İşi biraz daha hafiften alsana, ne bağırıp duruyorsun? Niye böyle yapıyorsun?

Bir şey olsa ondan sonra da doktor doktor dolaşır, hastalığının çaresini bulmaya gayret eder.Bir şey olsa ondan sonra da doktor doktor dolaşır, hastalığının çaresini bulmaya gayret eder. Hoca hoca dolaşır, derdinin devasını bulmaya çalışır.

Sen kendin beddua ettin ya!..
Hoca hoca dolaşır, derdinin devasını bulmaya çalışır.

Sen kendin beddua ettin ya!..
Geçen gün açtın ağzını, yumdun gözünü… Olmadık bir şeyden dolayı sinirlendin; Geçen gün açtın ağzını, yumdun gözünü… Olmadık bir şeyden dolayı sinirlendin; çocuğun ne dünyasını bıraktın, ne vücudunu bıraktın, ne âhiretini bıraktın,çocuğun ne dünyasını bıraktın, ne vücudunu bıraktın, ne âhiretini bıraktın, beddua eyleyip durdun… Böyle yapmamak lazım!

beddua eyleyip durdun… Böyle yapmamak lazım!

Ve lâ ted'û alâ hudmiküm. Hâdim kelimesinin çoğulu huddem de okunabilir.Ve lâ ted'û alâ hudmiküm. Hâdim kelimesinin çoğulu huddem de okunabilir. Hudmiküm diye harekelemiş, şerhte de o şekilde hareke var. "Hizmetçilerinize de beddua etmeyin."

Hudmiküm diye harekelemiş, şerhte de o şekilde hareke var. "Hizmetçilerinize de beddua etmeyin."

"Sen misin o şeyleri kıran! Sen misin şu işi eksik yapan!"Sen misin o şeyleri kıran! Sen misin şu işi eksik yapan! Sen misin 'git' dediğim yerden çabuk gelmeyen!.."

Beddua etmeyin, tutar.

Sen misin 'git' dediğim yerden çabuk gelmeyen!.."

Beddua etmeyin, tutar.

Ve lâ ted'û alâ emvâliküm. Mal Türkçe'de de olduğu gibi canlı mala da delalet eder,Ve lâ ted'û alâ emvâliküm. Mal Türkçe'de de olduğu gibi canlı mala da delalet eder, daha başka varlıklara da delalet eder.daha başka varlıklara da delalet eder. Yani, "Atınıza, katırınıza, eşeğinize, koyununuza, keçinize tos attı diye,Yani, "Atınıza, katırınıza, eşeğinize, koyununuza, keçinize tos attı diye, tekme attı, çifte attı diye beddua etmeyin."

tekme attı, çifte attı diye beddua etmeyin."

Bütün bunlar günlük hayatımızda halkımızın arasında kötü huylar olarak duyduğumuz,Bütün bunlar günlük hayatımızda halkımızın arasında kötü huylar olarak duyduğumuz, bildiğimiz şeylerdir. Yapılıyor, yapılmaması lazım. Bazıları kendilerini güzel terbiye etmiş oluyorlar.bildiğimiz şeylerdir. Yapılıyor, yapılmaması lazım. Bazıları kendilerini güzel terbiye etmiş oluyorlar. Tam beddua edecek yerde terbiyesi güzel olduğundan öyle demiyor.

Tam beddua edecek yerde terbiyesi güzel olduğundan öyle demiyor.

Mesela adamı çok kızdırıyorsun, üstüne varıyorsun, damarına basıyorsun,Mesela adamı çok kızdırıyorsun, üstüne varıyorsun, damarına basıyorsun, fesübhanallah diyor. Güzel! Beddua etmiyor ki, netice itibariyle sübhanallah diyor. fesübhanallah diyor. Güzel! Beddua etmiyor ki, netice itibariyle sübhanallah diyor. Veyahut fazla tazyik ediyorsun, lâ ilâhe illallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh diyor.Veyahut fazla tazyik ediyorsun, lâ ilâhe illallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh diyor. Adam kızdı, belli...

Neden diyor?

Kötü bir şey dememek için.
Adam kızdı, belli...

Neden diyor?

Kötü bir şey dememek için.
Anasından, babasından görgülü bir müslüman…Anasından, babasından görgülü bir müslüman… Kızdığı zaman bile kötü bir şey dememeye alışmış da ondan.Kızdığı zaman bile kötü bir şey dememeye alışmış da ondan. Yoksa kızdı, yanına fazla sokulma, fena yapacak, belli, sinirlendiYoksa kızdı, yanına fazla sokulma, fena yapacak, belli, sinirlendi ama lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi'l-aliyyi'l-azîm veya lâ ilâhe illallah diyor.

ama lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi'l-aliyyi'l-azîm veya lâ ilâhe illallah diyor.

Arabistan'da mesela, biraz münakaşa oldu mu, hemen gelirler, salli ale'n-Nebiyy denir.

Ne demek?

Arabistan'da mesela, biraz münakaşa oldu mu, hemen gelirler, salli ale'n-Nebiyy denir.

Ne demek?

"Peygamber Efendimiz'e salât u selam getir bakalım." demek."Peygamber Efendimiz'e salât u selam getir bakalım." demek. Tabii adam salli deyince mecbur kalıyor;Tabii adam salli deyince mecbur kalıyor; Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyidinâ Muhammed deyinceAllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyidinâ Muhammed deyince hem mânevî bakımdan bir şifa oluyor, kızgınlığı geçiyor, hem de onunla meşgul olurkenhem mânevî bakımdan bir şifa oluyor, kızgınlığı geçiyor, hem de onunla meşgul olurken asıl telaş, asıl kavganın, gürültünün heyecanı tavsamış oluyor. Bunlar güzel âdetler.

asıl telaş, asıl kavganın, gürültünün heyecanı tavsamış oluyor. Bunlar güzel âdetler.

Sinirlenmese iyi ama insan sinirlenebilir. Peygamber Efendimiz diyor ki;

Sinirlenmese iyi ama insan sinirlenebilir. Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Sinirlendiğiniz zaman ayakta iseniz oturun, oturmuş vaziyetteyseniz ayağa kalkın"Sinirlendiğiniz zaman ayakta iseniz oturun, oturmuş vaziyetteyseniz ayağa kalkın veya uzanın veyahut abdest alın."

Böyle bir şey onu tedavi edici olabiliyor.

veya uzanın veyahut abdest alın."

Böyle bir şey onu tedavi edici olabiliyor.

Hâsılı, muhterem kardeşlerim!

Hâsılı, muhterem kardeşlerim!

Kendiniz, çoluk çocuğunuz, mallarınız ve hizmetçileriniz aleyhine ağzınızı bedduaya,Kendiniz, çoluk çocuğunuz, mallarınız ve hizmetçileriniz aleyhine ağzınızı bedduaya, kötü duaya, küçük veya büyük aleyhte dualar etmeye alıştırmayın. İyi şeylere alıştırın.

kötü duaya, küçük veya büyük aleyhte dualar etmeye alıştırmayın. İyi şeylere alıştırın.

"Eh çocuk! Yine mi bu haltı karıştırdın? Allah seni ıslah etsin e mi?"

"Eh çocuk! Yine mi bu haltı karıştırdın? Allah seni ıslah etsin e mi?"

Tamam, bak; bunun terbiyesi güzel. "Allah seni ıslah etsin." diyor, fena demiyor.

Tamam, bak; bunun terbiyesi güzel. "Allah seni ıslah etsin." diyor, fena demiyor.

İnsan, böyle güzel şeylere küçükten alışır. Çocuklar annelerinin ve babalarının kopyalarıdır.İnsan, böyle güzel şeylere küçükten alışır. Çocuklar annelerinin ve babalarının kopyalarıdır. Hafızalarına teyp gibi alırlar, ondan sonra kendileri aynı şeyi yaparlar.Hafızalarına teyp gibi alırlar, ondan sonra kendileri aynı şeyi yaparlar. Küçücük çocuk, konuşmayı yeni becermiş, bebeği kucağına alıyor,Küçücük çocuk, konuşmayı yeni becermiş, bebeği kucağına alıyor, annesi kendisine ne demişse o da onu diyor. annesi kendisine ne demişse o da onu diyor. "Altına çiş yapma ha, seni biz biz yaparım, altını yakarım." falan diyor."Altına çiş yapma ha, seni biz biz yaparım, altını yakarım." falan diyor. Belli ki annesi ona öyle demiş. Annesi ona öyle dediği için o da öyle yapıyor.

Belli ki annesi ona öyle demiş. Annesi ona öyle dediği için o da öyle yapıyor.

Onun için güzel şeylere kendimizi aklımız başımızdayken alıştıralım ki sinirlenipOnun için güzel şeylere kendimizi aklımız başımızdayken alıştıralım ki sinirlenip üzüldüğümüz ve kontrolümüz gittiği, sigortamız attığı zaman yanlış iş yapmayalım.üzüldüğümüz ve kontrolümüz gittiği, sigortamız attığı zaman yanlış iş yapmayalım. Kendimizi ilk başta güzele alıştıralım. Bu bir prensip olsun.Kendimizi ilk başta güzele alıştıralım. Bu bir prensip olsun. Beddua etmemek, yalan yere yemin etmemek, kötü söz söylememek...Beddua etmemek, yalan yere yemin etmemek, kötü söz söylememek... Söylenecek bir şey varsa, dedelerimiz ne güzel demişler;Söylenecek bir şey varsa, dedelerimiz ne güzel demişler; lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm, fesübhanallah, lâ ilâhe illallah, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm, fesübhanallah, lâ ilâhe illallah, Allahümme salli alâ seyydinâ Muhammed… Bunların mânaları başka ama kızıldığı zaman söyleniyor.Allahümme salli alâ seyydinâ Muhammed… Bunların mânaları başka ama kızıldığı zaman söyleniyor. Kendinizi böyle terbiye edin. Biz de böyle yapalım ve babalar olarak da böyle hareket edelim.

Kendinizi böyle terbiye edin. Biz de böyle yapalım ve babalar olarak da böyle hareket edelim.

Çünkü sözün İslâm'da çok önemi vardır. Ağızdan çıktı mı yazılır.Çünkü sözün İslâm'da çok önemi vardır. Ağızdan çıktı mı yazılır. Birisine beddua edersin, lanet edersin; o lanet gökyüzünde dolaşıp dolaşıp lanet edene gelir.Birisine beddua edersin, lanet edersin; o lanet gökyüzünde dolaşıp dolaşıp lanet edene gelir. Yani çıktığı ağzın sahibine geri gelir. Onun için kötü şeyler istememeli.Yani çıktığı ağzın sahibine geri gelir. Onun için kötü şeyler istememeli. Hayrını istemeli, iyi şeyler temenni etmeli. İyi şeylerden iyi hususlar hâsıl olur.

Hayrını istemeli, iyi şeyler temenni etmeli. İyi şeylerden iyi hususlar hâsıl olur.

Diğer hadîs-i şerîf…

Diğer hadîs-i şerîf…

Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

Lâ ted'û alâ eimmetiküm bi'l-fesâdi fe-inne salâhahüm salâhuküm ve fesâdehüm fesâdüküm.

Lâ ted'û alâ eimmetiküm bi'l-fesâdi fe-inne salâhahüm salâhuküm ve fesâdehüm fesâdüküm.

Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"İmamlarınıza beddua etmeyin." İmamlarınızın fesadı yani kötü olması için,"İmamlarınıza beddua etmeyin." İmamlarınızın fesadı yani kötü olması için, kötülüğü için ağzınızdan beddua çıkmasın. Aleyhlerine beddua eylemeyin.kötülüğü için ağzınızdan beddua çıkmasın. Aleyhlerine beddua eylemeyin. "Çünkü onların iyiliği sizin iyiliğinizdir, onların salahı sizin salahınızdır; onların kötülüğü,"Çünkü onların iyiliği sizin iyiliğinizdir, onların salahı sizin salahınızdır; onların kötülüğü, fesadı sizin kötülüğünüz, fesadınız demektir." fesadı sizin kötülüğünüz, fesadınız demektir." Yani onlar kötü oldu mu siz de onlarla beraber mahvolur, cayır cayır yanarsınız.Yani onlar kötü oldu mu siz de onlarla beraber mahvolur, cayır cayır yanarsınız. Onlar iyi oldu mu siz de rahat edersiniz.

İmam ne demek?

Onlar iyi oldu mu siz de rahat edersiniz.

İmam ne demek?

Muhterem kardeşlerim!

İmam eskiden son derece [anlamı] büyük olan bir sözdü.
Muhterem kardeşlerim!

İmam eskiden son derece [anlamı] büyük olan bir sözdü.
İmam, önder demek… Lâ ted'û alâ eimmetiküm demek, " İmam, önder demek… Lâ ted'û alâ eimmetiküm demek, " Sizin önderlerinizin, liderlerinizin, büyük idarecilerinizin aleyhine beddua etmeyin." demektir.Sizin önderlerinizin, liderlerinizin, büyük idarecilerinizin aleyhine beddua etmeyin." demektir. Şimdi sözün seviyesi düştü düştü, mahalle imamına geldi. Mahalle imamını da kimse saymıyor. Şimdi sözün seviyesi düştü düştü, mahalle imamına geldi. Mahalle imamını da kimse saymıyor. Namaz kılarken arkasında kılıyor ama ondan sonra ne sözünü ne hutbesini dinler.Namaz kılarken arkasında kılıyor ama ondan sonra ne sözünü ne hutbesini dinler. Böyle bir duruma geldi.Böyle bir duruma geldi. Halbuki onlar dini öğreten kimseler oldukları için aslında hürmet etmek gerekiyor.

Halbuki onlar dini öğreten kimseler oldukları için aslında hürmet etmek gerekiyor.

Buradaki "imam" sözü, imâmü'l-müslimîn, eimmetü'l-müslimîn yani "müslümanların idarecileri" demek.Buradaki "imam" sözü, imâmü'l-müslimîn, eimmetü'l-müslimîn yani "müslümanların idarecileri" demek. Baştaki valiler vs. gibi idarecilerin yukarıya ve aşağıya kadar çeşitli kademeleri…

Baştaki valiler vs. gibi idarecilerin yukarıya ve aşağıya kadar çeşitli kademeleri…

Müslümanlar ne isteyecekler?

Onların ıslah olmasını, doğru yolda olmasını,
Müslümanlar ne isteyecekler?

Onların ıslah olmasını, doğru yolda olmasını,
Allah'a mü'min olmalarını, Allah'ın yoluna hizmet etmelerini, hayırlı işler yapmalarını, Allah'a mü'min olmalarını, Allah'ın yoluna hizmet etmelerini, hayırlı işler yapmalarını, şeytana ve nefse uymamalarını, üzerine yüklenmiş oldukları hizmetleri güzel yapmalarını…şeytana ve nefse uymamalarını, üzerine yüklenmiş oldukları hizmetleri güzel yapmalarını… Yani dua edecekler, onlar için iyi şeyler isteyecekler.Yani dua edecekler, onlar için iyi şeyler isteyecekler. Kötülüklerini isterlerse, "Kahrolsunlar, mahvolsunlar, şöyle olsunlar, böyle olsunlar." derKötülüklerini isterlerse, "Kahrolsunlar, mahvolsunlar, şöyle olsunlar, böyle olsunlar." der ve kötü olmalarına dua ederlerse o zaman o iyi netice vermez.

ve kötü olmalarına dua ederlerse o zaman o iyi netice vermez.

Netice itibariyle insanlar cemiyet hayatı yaşıyor.Netice itibariyle insanlar cemiyet hayatı yaşıyor. Cemiyet hayatı yaşayınca da her cemiyette başlarında ister istemezCemiyet hayatı yaşayınca da her cemiyette başlarında ister istemez bir idari teşkilatlanma oluyor. Arılarda bile var. Bir arı beyi var, işçi arılar var; iş bölümü var.bir idari teşkilatlanma oluyor. Arılarda bile var. Bir arı beyi var, işçi arılar var; iş bölümü var. Kimisi çiçek tozu, kimisi bal getirir, kimisi kovanı bekler ve başkası hücum edince [korur], Kimisi çiçek tozu, kimisi bal getirir, kimisi kovanı bekler ve başkası hücum edince [korur], kimisi harıl harıl çalışır filan. Tabiatın icabı bu…

Göçmen kuşlara bakın, ne ibretlidir.
kimisi harıl harıl çalışır filan. Tabiatın icabı bu…

Göçmen kuşlara bakın, ne ibretlidir.
En başta öncüsü gider, onun arkasında, sağında, solunda sanki vezirleri gibi uçanlar, En başta öncüsü gider, onun arkasında, sağında, solunda sanki vezirleri gibi uçanlar, artçılar, öncüler bellidir. Yani onların gidişleri bir ibrettir.

artçılar, öncüler bellidir. Yani onların gidişleri bir ibrettir.

Demek ki idari teşkilatlanma toplu yaşayışın zaruretidir. Bu idari teşkilatlanmadan hepimiz mesulüz.

Demek ki idari teşkilatlanma toplu yaşayışın zaruretidir. Bu idari teşkilatlanmadan hepimiz mesulüz.

"Beni ilgilendirmez."

Niye ilgilendirmesin?

"Eûzu billahi mine'ş-şeytâni ve's-siyaseti."

"Beni ilgilendirmez."

Niye ilgilendirmesin?

"Eûzu billahi mine'ş-şeytâni ve's-siyaseti."

Bazı kardeşlerimiz böyle dedi. "Siyasetten Allah'a sığınırım."Bazı kardeşlerimiz böyle dedi. "Siyasetten Allah'a sığınırım." O sözü söyleyenin belki başka maksadı var, demek istediği şey başka ama topluluk halindeO sözü söyleyenin belki başka maksadı var, demek istediği şey başka ama topluluk halinde yaşadığımıza göre onu yanlış anlamayalım.yaşadığımıza göre onu yanlış anlamayalım. Bu topluluğun yönetilmesinden, bu topluluğun her ferdi veballidir, sorumludur. Bu topluluğun yönetilmesinden, bu topluluğun her ferdi veballidir, sorumludur. Bu topluluğun yönetilmesinin iyi olmasına hepiniz çalışacaksınız, hepimiz çalışacağız. Bu topluluğun yönetilmesinin iyi olmasına hepiniz çalışacaksınız, hepimiz çalışacağız. Kötü olmamasına hepimiz gayret edeceğiz. Çünkü bu gemi batarsa, beraber batarız.Kötü olmamasına hepimiz gayret edeceğiz. Çünkü bu gemi batarsa, beraber batarız. Düşman hepimize güler. Batmazsa hepimiz beraber rahat ederiz. Düşman hepimize güler. Batmazsa hepimiz beraber rahat ederiz. Böyle bir küsme, çekilme, bana ne veya aldırmama… Bu iyi bir şey değil. Hakiki İslâmî şuura uygun değil.

Böyle bir küsme, çekilme, bana ne veya aldırmama… Bu iyi bir şey değil. Hakiki İslâmî şuura uygun değil.

Derler ki, Avrupa'da bir memleketin başbakanına sormuşlar;

Derler ki, Avrupa'da bir memleketin başbakanına sormuşlar;

"Niye İtalya şu durumlara düştü?"

"Nemelazım!" demiş. Yani "Nemelazımdan düştü." demek istemiş.

"Niye İtalya şu durumlara düştü?"

"Nemelazım!" demiş. Yani "Nemelazımdan düştü." demek istemiş.

Nemelazım?

Niye "nemelazım" diyorsun, bu memleket senin değil mi? Sana emanet değil mi?
Nemelazım?

Niye "nemelazım" diyorsun, bu memleket senin değil mi? Sana emanet değil mi?
Harp olursa cephede çarpışmayacak mısın?Harp olursa cephede çarpışmayacak mısın? Sadece harp olunca, yumurta kapıya dayandığı zaman mı aklın başına geliyor?Sadece harp olunca, yumurta kapıya dayandığı zaman mı aklın başına geliyor? Şimdiden düzel, zaten hasta olduktan sonra, iş işten geçmişken…Şimdiden düzel, zaten hasta olduktan sonra, iş işten geçmişken… Hasta olmadan 'hıfz-ı sıhha' tedbirlerini almak önemli. Ne güzel söylemiş şair, çok güzel bir sözdür;

Hasta olmadan 'hıfz-ı sıhha' tedbirlerini almak önemli. Ne güzel söylemiş şair, çok güzel bir sözdür;

"Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah."

"Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah."

Eğer sen sulh istiyorsan, salah istiyorsan, cenge hazır ol.Eğer sen sulh istiyorsan, salah istiyorsan, cenge hazır ol. Kale gibi bir ordun, demir gibi bir yumruğun, mükemmel silahın olsun… Kale gibi bir ordun, demir gibi bir yumruğun, mükemmel silahın olsun… Düşman korkar saldırmaz, sen de harp etmemiş olursun.Düşman korkar saldırmaz, sen de harp etmemiş olursun. Ama sen hazırlık yapmazsan, "Aman şu kuzunun eti ne kadar da güzel kebap olur, saldıralım!" diyeAma sen hazırlık yapmazsan, "Aman şu kuzunun eti ne kadar da güzel kebap olur, saldıralım!" diye herkes saldırır yani yağmalanırsın.

"Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah."

herkes saldırır yani yağmalanırsın.

"Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah."

Bu memleketin her şeyi ile ilgileneceksin. Nasıl ceza koydular,Bu memleketin her şeyi ile ilgileneceksin. Nasıl ceza koydular, "Sandık başına gideceksin, gitmezsen 10 bin lira cezayı yersin." diyor."Sandık başına gideceksin, gitmezsen 10 bin lira cezayı yersin." diyor. Vazifeleri sopayla yapıyoruz, öyle şey olur mu? Cezayla, sopayla olur mu?Vazifeleri sopayla yapıyoruz, öyle şey olur mu? Cezayla, sopayla olur mu? Biz toplum adamıyız, hepimiz ilgilenmeliyiz. Her birimiz mahallemizde, Biz toplum adamıyız, hepimiz ilgilenmeliyiz. Her birimiz mahallemizde, semtimizdeki bir hayır derneğine, bir sosyal çalışmaya katılmalıyız. semtimizdeki bir hayır derneğine, bir sosyal çalışmaya katılmalıyız. Topluluk halinde yaşıyoruz, o halde içtimai bir faaliyet yönümüz olması lazım.

Topluluk halinde yaşıyoruz, o halde içtimai bir faaliyet yönümüz olması lazım.

"Etliye sütlüye karışmaz, melek gibi bir adam, çok iyi adam…"

Öyle şey yok!
"Etliye sütlüye karışmaz, melek gibi bir adam, çok iyi adam…"

Öyle şey yok!
O adam, iyi adam değil. Karışacak; etliye de, sütlüye de, tatlıya da karışacak… O adam, iyi adam değil. Karışacak; etliye de, sütlüye de, tatlıya da karışacak… Her şeyi güzel yapmaya çalışacak ve güzel yapılması için vazife alacak.

Her şeyi güzel yapmaya çalışacak ve güzel yapılması için vazife alacak.

Hayır derneklerinde idare heyeti toplantısı yapılamaz, nisap dolmaz,Hayır derneklerinde idare heyeti toplantısı yapılamaz, nisap dolmaz, kimse toplantıya gelmez, aidatlar ödenmez… Olmaz ki! kimse toplantıya gelmez, aidatlar ödenmez… Olmaz ki! İyi niyetle kurmuşsun, belli, yazı üstünde gayeleri güzel…

Niye çalışmıyorsun?

İyi niyetle kurmuşsun, belli, yazı üstünde gayeleri güzel…

Niye çalışmıyorsun?

"İşim var, gücüm var."

Bu da iş! Bu da sosyal vazifedir! Hepimiz hayır hizmetlerinin sahibi olacağız.
"İşim var, gücüm var."

Bu da iş! Bu da sosyal vazifedir! Hepimiz hayır hizmetlerinin sahibi olacağız.
Hayır hizmetlerini kimin yaptığı belli değil; birkaç kişi toplanmış, paraları topluyor…

Hayır hizmetlerini kimin yaptığı belli değil; birkaç kişi toplanmış, paraları topluyor…

Suistimal oluyor mu?

Olma ihtimali varsa gir bakalım oraya, yaptırtma…
Suistimal oluyor mu?

Olma ihtimali varsa gir bakalım oraya, yaptırtma…
Suistimali yaptırtma, o hayrı tıkır tıkır çalıştır.

Suistimali yaptırtma, o hayrı tıkır tıkır çalıştır.

"Öksüz çocuklara yardım toplama veya anasız babasız çocukları esirgeme kurumu…"

"Öksüz çocuklara yardım toplama veya anasız babasız çocukları esirgeme kurumu…"

Takip et bakalım; paralar hakikaten oraya gidiyor mu?

"Hayır için, cihat için para topluyoruz."

Takip et bakalım; paralar hakikaten oraya gidiyor mu?

"Hayır için, cihat için para topluyoruz."

Takip et bakalım, oraya gidiyor mu? Ne oluyor? Verdiğin [paralar] nereye gidiyor?Takip et bakalım, oraya gidiyor mu? Ne oluyor? Verdiğin [paralar] nereye gidiyor? Hayra mı, şerre mi gidiyor? Anarşiye mi harcanıyor, senin gayene mi uygun gidiyor? Hayra mı, şerre mi gidiyor? Anarşiye mi harcanıyor, senin gayene mi uygun gidiyor? Dansa, baloya mı gidiyor? Sen parayı onun için mi verdin, başka yere mi gidiyor?Dansa, baloya mı gidiyor? Sen parayı onun için mi verdin, başka yere mi gidiyor? Parayı veriyorsun, aldırmıyorsun; öyle şey olur mu? Kontrol etmemekle hırsızlığa çanak tutuyorsun.

Parayı veriyorsun, aldırmıyorsun; öyle şey olur mu? Kontrol etmemekle hırsızlığa çanak tutuyorsun.

Kontrol edeceğiz, sahip çıkacağız;Kontrol edeceğiz, sahip çıkacağız; dinî vazifelerimizden biri...Çünkü İslâm insanın üstüne sosyal vazifeler yüklemiş bir dindir.dinî vazifelerimizden biri...Çünkü İslâm insanın üstüne sosyal vazifeler yüklemiş bir dindir. Sosyal kelimesinin eskisi "içtimai" demek… İçtimai vazifelerle vazifeliyiz, omzumuzda vazifeler var.Sosyal kelimesinin eskisi "içtimai" demek… İçtimai vazifelerle vazifeliyiz, omzumuzda vazifeler var. Komşumuzun aç olduğunu bildiğimiz halde bizim evimizde tok yatmamızdanKomşumuzun aç olduğunu bildiğimiz halde bizim evimizde tok yatmamızdan Allahu Teâlâ razı gelmez, Peygamber Efendimiz razı değildir.Allahu Teâlâ razı gelmez, Peygamber Efendimiz razı değildir. Biraz gözünü aç da etrafına dikkat et; mahallende fakir var, haberin yok.Biraz gözünü aç da etrafına dikkat et; mahallende fakir var, haberin yok. Üst katındaki komşundan haberin yok.

Apartmanda on iki daire var.

Üst katındaki komşundan haberin yok.

Apartmanda on iki daire var.

"On iki kişi kim var?"

"Bilmiyorum."

"On iki kişi kim var?"

"Bilmiyorum."

Birisi geliyor, gidiyor; nerelidir, neyin nesidir, haberi yok.Birisi geliyor, gidiyor; nerelidir, neyin nesidir, haberi yok. Alt katı veya üst katı çalıyorum, "Sizin apartmanda filanca var mı?" diyorum. Alt katı veya üst katı çalıyorum, "Sizin apartmanda filanca var mı?" diyorum. Ziyarete gideceğim, apartmanı bulmuşum, daireyi bulamamışım. Ziyarete gideceğim, apartmanı bulmuşum, daireyi bulamamışım. Adam aynı apartmanda kimin oturduğunun farkında değil.

Böyle komşuluk mu olur?

Adam aynı apartmanda kimin oturduğunun farkında değil.

Böyle komşuluk mu olur?

Peygamber Efendimiz, "Mâzâle yûsinî Cibrîl…" diye Cebrail aleyhisselâm'ın kendisine gelipPeygamber Efendimiz, "Mâzâle yûsinî Cibrîl…" diye Cebrail aleyhisselâm'ın kendisine gelip komşuluk haklarını kuvvetli, bastıra bastıra tavsiye ettiğini komşuluk haklarını kuvvetli, bastıra bastıra tavsiye ettiğini ve bundan dolayı komşunun komşuya varis kılınacağını sandığını söylüyor.ve bundan dolayı komşunun komşuya varis kılınacağını sandığını söylüyor. O kadar yakınlık ki akrabalık, analık, babalıkmış gibi de sanki o ona varis olacak. Bu kadar önemli!

O kadar yakınlık ki akrabalık, analık, babalıkmış gibi de sanki o ona varis olacak. Bu kadar önemli!

Senin ocağından bir yemek çıktı, pişti. Mis gibi tereyağı kokuyor, etrafı kokusu kapladı.Senin ocağından bir yemek çıktı, pişti. Mis gibi tereyağı kokuyor, etrafı kokusu kapladı. Yandaki komşu çocuk onu duydu, onlara bir tabak götüreceksin.Yandaki komşu çocuk onu duydu, onlara bir tabak götüreceksin. Hastalandığı zaman ziyaret edeceksin. Cenazesi olursa [katılacaksın.] Hastalandığı zaman ziyaret edeceksin. Cenazesi olursa [katılacaksın.] Düğünü, bayramı, daveti olursa davetine icabet edeceksin. İyiliğini ve hayrını isteyeceksin.Düğünü, bayramı, daveti olursa davetine icabet edeceksin. İyiliğini ve hayrını isteyeceksin. Düşman bakacak, "Türkiye'deki müslümanlara bir şey yapamayız ki…Düşman bakacak, "Türkiye'deki müslümanlara bir şey yapamayız ki… Bizim istediğimiz kadar füzemiz, silahımız, elektronik cihazımız olsun. Bizim istediğimiz kadar füzemiz, silahımız, elektronik cihazımız olsun. Bu adamların birlik ve beraberliği kırılmaz, yıkılmaz." diyecek.

Bu adamların birlik ve beraberliği kırılmaz, yıkılmaz." diyecek.

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Mehmed Akif -Allah rahmet eylesin- ne güzel söylemiş.

Mehmed Akif -Allah rahmet eylesin- ne güzel söylemiş.

Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Toplu vuracak yürekler; küt, küt, küt…
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Toplu vuracak yürekler; küt, küt, küt…
Hep beraber "Allah Allah" diye atacak. O zaman kimse bir şey yapamaz.Hep beraber "Allah Allah" diye atacak. O zaman kimse bir şey yapamaz. 45-50 milyon yekpare insan; ödleri patlar. Adamların zaten ödleri patlıyor. 45-50 milyon yekpare insan; ödleri patlar. Adamların zaten ödleri patlıyor. Nüfus planlaması bilmem ne; müslümanlar çoğalmasın...Nüfus planlaması bilmem ne; müslümanlar çoğalmasın... Aman müslümanlar ileri gitmesin, aman müslümanlar sanayileşmesin,Aman müslümanlar ileri gitmesin, aman müslümanlar sanayileşmesin, aman müslümanlar atom bombası yapmasın. Nasıl korkuyor!.. Aman ordu gücü gelişmesin.

aman müslümanlar atom bombası yapmasın. Nasıl korkuyor!.. Aman ordu gücü gelişmesin.

Gözümüzü açacağız! Müslümanlığı sanmayın ki sadece Ramazan'dadır, kandil gün ve gecelerindedir.Gözümüzü açacağız! Müslümanlığı sanmayın ki sadece Ramazan'dadır, kandil gün ve gecelerindedir. Müslümanlığı sanmayın ki sadece camidedir.Müslümanlığı sanmayın ki sadece camidedir. Müslümanlık evde de var, işyerinde de var, çarşıda da var, pazarda da var.

Müslümanlık evde de var, işyerinde de var, çarşıda da var, pazarda da var.

Ben burada öyle kimseler biliyorum ki asker yazılmış, akşam yemeğini evinde yemedi,Ben burada öyle kimseler biliyorum ki asker yazılmış, akşam yemeğini evinde yemedi, "İki saat önce kıtaya gideyim, sevabım daha çok olur." diye erken gitti. Yemek yemeden gitti.

"İki saat önce kıtaya gideyim, sevabım daha çok olur." diye erken gitti. Yemek yemeden gitti.

"Kal, yemeği ye, öyle git."

"Yok! İki saat önce gideyim de sevabım daha çok olsun."

"Kal, yemeği ye, öyle git."

"Yok! İki saat önce gideyim de sevabım daha çok olsun."

Öyle olacak! Bu yağcılık değil; eğriye eğri, doğruya doğru. Yağcılık yapmayacağız.

Öyle olacak! Bu yağcılık değil; eğriye eğri, doğruya doğru. Yağcılık yapmayacağız.

Şak, şak, şak… "Eyvallah efendim, Allah ömürler versin." Önünde iki kat eğil...

Şak, şak, şak… "Eyvallah efendim, Allah ömürler versin." Önünde iki kat eğil...

Peygamber Efendimiz, "Bir müslüman kötü bir insana, bir münafığa 'Efendim' derse,Peygamber Efendimiz, "Bir müslüman kötü bir insana, bir münafığa 'Efendim' derse, arş-ı âlâ zangır zangır titrer." diyor. Eğriye eğri, doğruya doğru... arş-ı âlâ zangır zangır titrer." diyor. Eğriye eğri, doğruya doğru... "Kardeşim! Ben seni çok severim, canımdan kıymetlisin."Kardeşim! Ben seni çok severim, canımdan kıymetlisin. Müslümanlık kardeşlik demektir ama şu yaptığın hata, gel şunu yapma." diyebileceğiz.Müslümanlık kardeşlik demektir ama şu yaptığın hata, gel şunu yapma." diyebileceğiz. "Sen benim babamın oğlusun. Biz ikimiz kan kardeşiyiz, can kardeşiyiz ama ağabey, "Sen benim babamın oğlusun. Biz ikimiz kan kardeşiyiz, can kardeşiyiz ama ağabey, kardeşim şu yaptığın iş uygun olmuyor, bundan zarar çıkacak." diyebileceğiz. Yağcılık yok! kardeşim şu yaptığın iş uygun olmuyor, bundan zarar çıkacak." diyebileceğiz. Yağcılık yok! Yağcılık ve dalkavukluk bir cemiyeti mahveder, adaletsizliğe götürür.

Yağcılık ve dalkavukluk bir cemiyeti mahveder, adaletsizliğe götürür.

el-Adlü esâsü'l-mülk. "Adalet egemenliğin temelidir."

el-Adlü esâsü'l-mülk. "Adalet egemenliğin temelidir."

Yani sağlam bünyeli bir organizasyona sahip topluluk olmanın şartı, adalettir. Adalet olmadı mı gider.

Yani sağlam bünyeli bir organizasyona sahip topluluk olmanın şartı, adalettir. Adalet olmadı mı gider.

Adaleti en çok ne tahrip eder?

Adaleti en çok ne tahrip eder?

Adam kayırmalar, dalkavukluklar, eyvallah etmeler vs... Öyle şey yok; eğriye eğri doğruya doğru!

Adam kayırmalar, dalkavukluklar, eyvallah etmeler vs... Öyle şey yok; eğriye eğri doğruya doğru!

Cihadın en üstünü nedir?

Cihadın en üstünü nedir?

Zalim sultanın karşısında hak sözü dobra dobra, çatır çatır söylemektir.Zalim sultanın karşısında hak sözü dobra dobra, çatır çatır söylemektir. "Yoo, bu senin yaptığın hata efendim. İstersen başımı kes, ister darağacında sallandır."Yoo, bu senin yaptığın hata efendim. İstersen başımı kes, ister darağacında sallandır. Bu yanlış, doğrusu şu." diyebileceğiz. Herkesin iyiliğini isteyeceğiz.

Bu yanlış, doğrusu şu." diyebileceğiz. Herkesin iyiliğini isteyeceğiz.

İslâm hudutları; ifratını, tefritini belirtmiştir. Körü körüne boş bir kâğıdın altına imza,İslâm hudutları; ifratını, tefritini belirtmiştir. Körü körüne boş bir kâğıdın altına imza, "Üstünü nasıl doldurursan doldur." Öyle yağma yok! Körü körüne bir itaat yok!

"Üstünü nasıl doldurursan doldur." Öyle yağma yok! Körü körüne bir itaat yok!

Lâ tâate li-mahlûkin fî mâ'siyeti'l-hâlik. "Allah'a isyan yolunda, günah yolunda mahlûka itaat olmaz."

Lâ tâate li-mahlûkin fî mâ'siyeti'l-hâlik. "Allah'a isyan yolunda, günah yolunda mahlûka itaat olmaz."

Günahı emrediyor; "Öldür şunu."

Olmaz!

Günahı emrediyor; "Öldür şunu."

Olmaz!

"İç şu içkiyi, ben senin amirinim, emrediyorum."

Olmaz!

"Yap şu haramı."

Olmaz!

"İç şu içkiyi, ben senin amirinim, emrediyorum."

Olmaz!

"Yap şu haramı."

Olmaz!

"Al şu rüşveti, tadımızı bozma. Burada ekip halindeyiz, payını al, sus."

Öyle şey yok!

"Al şu rüşveti, tadımızı bozma. Burada ekip halindeyiz, payını al, sus."

Öyle şey yok!

"Seni harcarız, başka yere sürdürürüz."

"Ne yaparsan yap, ben haram yiyemem.
"Seni harcarız, başka yere sürdürürüz."

"Ne yaparsan yap, ben haram yiyemem.
Ben çocuğuma haram lokma götürmem. Dürüst çalışın."

Ben çocuğuma haram lokma götürmem. Dürüst çalışın."

Etraftaki şerli, hırsız, arsız insan bizim dürüstlüğümüzden korkacak, yok olup gidecek.Etraftaki şerli, hırsız, arsız insan bizim dürüstlüğümüzden korkacak, yok olup gidecek. Temizlik olan yerde mikrop ve hastalık olmaz.

Beden ne zaman hastalanıyor?

Temizlik olan yerde mikrop ve hastalık olmaz.

Beden ne zaman hastalanıyor?

Sıhhatinden kaybettiği zaman…Sıhhatinden kaybettiği zaman… Onun için lütfen Müslümanlığı doğru yani olduğu gibi, sapasağlam anlayalım.Onun için lütfen Müslümanlığı doğru yani olduğu gibi, sapasağlam anlayalım. Müslümanlık kuzuluk dini de kurtluk dini de değildir; yerine göredir. Müslümanlık hikmet dinidir.Müslümanlık kuzuluk dini de kurtluk dini de değildir; yerine göredir. Müslümanlık hikmet dinidir. Yapacağın şeyi bileceksin; kızacağın zamanı ve seveceğin zamanı bileceksin.Yapacağın şeyi bileceksin; kızacağın zamanı ve seveceğin zamanı bileceksin. Yardım edeceğin ve karşı duracağın kimseyi bileceksin. Herkesin de iyiliğini isteyeceksin.

Yardım edeceğin ve karşı duracağın kimseyi bileceksin. Herkesin de iyiliğini isteyeceksin.

Herkesin iyiliğini istiyoruz. Hepimiz insan nesliyiz, Hazreti Âdem atamızın evlatlarıyız.Herkesin iyiliğini istiyoruz. Hepimiz insan nesliyiz, Hazreti Âdem atamızın evlatlarıyız. Kabile kabile, millet millet olmuşuz. Öteki insanların da iyiliğini isterim. Kabile kabile, millet millet olmuşuz. Öteki insanların da iyiliğini isterim. Ama onlar bana karşı iyilik isterlerse…Ama onlar bana karşı iyilik isterlerse… Onlar bana oyun yapıp, dolap çevirip, aleyhimizde çalışıp dururken ben de boynumu uzatmışım, Onlar bana oyun yapıp, dolap çevirip, aleyhimizde çalışıp dururken ben de boynumu uzatmışım, kuzu kuzu, "Kes, al bıçağı…" Bıçağı da ben veriyorum, "Haydi, kes bakalım."

kuzu kuzu, "Kes, al bıçağı…" Bıçağı da ben veriyorum, "Haydi, kes bakalım."

Öyle şey olur mu? Öyle yağma var mı?

Yok! Her şey ölçülü… Müslüman zekidir.

Öyle şey olur mu? Öyle yağma var mı?

Yok! Her şey ölçülü… Müslüman zekidir.

Nereden öğrenecek bu zekâyı? Nereden anlayacak?

Nereden öğrenecek bu zekâyı? Nereden anlayacak?

İttekû firâsete'l-mü'mini fe-innehû yenzuru bi-nûrillâhi.İttekû firâsete'l-mü'mini fe-innehû yenzuru bi-nûrillâhi. "Müslümanın anlayışından, sezgisinden, zekâsından kork."

Neden?

"Müslümanın anlayışından, sezgisinden, zekâsından kork."

Neden?

"Baktığı zaman Allah'ın nuruyla bakar."

Görünmeyecek şeyi "şıp" diye görür.
"Baktığı zaman Allah'ın nuruyla bakar."

Görünmeyecek şeyi "şıp" diye görür.
Müslüman, senin saklamak istediğin ciğerinin köşesini görür, "Seni, seniii…" der, yani anlar.Müslüman, senin saklamak istediğin ciğerinin köşesini görür, "Seni, seniii…" der, yani anlar. Onun için hakiki müslüman olun. Hakiki müslüman olsanız kimse sizi aldatmaz.Onun için hakiki müslüman olun. Hakiki müslüman olsanız kimse sizi aldatmaz. Peygamber Efendimiz, "Bir müslüman bir delikten iki defa sokulmaz." diyor.Peygamber Efendimiz, "Bir müslüman bir delikten iki defa sokulmaz." diyor. Bir delikten kazara olmasına bir pay vermiş. Bir kaza oldu, yılan geldi, topuğunu ısırdı.Bir delikten kazara olmasına bir pay vermiş. Bir kaza oldu, yılan geldi, topuğunu ısırdı. Bir defa oldu. Bir daha olmaz. Müslüman aklını başına toplayacak.

Bir defa oldu. Bir daha olmaz. Müslüman aklını başına toplayacak.

Müslümanlar fahrî müfettiştir, fahrî murakıptır, fahrî polistir, fahrî ahlâk zabıtasıdır.Müslümanlar fahrî müfettiştir, fahrî murakıptır, fahrî polistir, fahrî ahlâk zabıtasıdır. Müslümanlar bu dünyanın tadıdır, tuzudur. Çünkü Allah'ın erleridir, Allah'ın kullarıdır. Müslümanlar bu dünyanın tadıdır, tuzudur. Çünkü Allah'ın erleridir, Allah'ın kullarıdır. Çünkü yeryüzünde iyiliği ivazsız garazsız olan insanlar yapar. Çünkü yeryüzünde iyiliği ivazsız garazsız olan insanlar yapar. Menfaat duygusu olan konuşulacak yerde susar, yapılmayacak işi yapar.Menfaat duygusu olan konuşulacak yerde susar, yapılmayacak işi yapar. Dünyanın her yerinde müslümanlara ihtiyaç var, dürüst insanlara ihtiyaç var. Dünyanın her yerinde müslümanlara ihtiyaç var, dürüst insanlara ihtiyaç var. Hele hele bizim memlekette çok daha fazla… Amerika'da da öyle, her yerde öyle…

Hele hele bizim memlekette çok daha fazla… Amerika'da da öyle, her yerde öyle…

Adam Rusya'da dinsizliği ilan etmiş, ahlâksız! Yürümez ki…Adam Rusya'da dinsizliği ilan etmiş, ahlâksız! Yürümez ki… O da yine dinsiz bir ahlâk bulmaya çalışıyor.O da yine dinsiz bir ahlâk bulmaya çalışıyor. "Şunu şöyle yapmayalım, bunu böyle yapmalıyız, etmeliyiz." Tutmaz ki... "Şunu şöyle yapmayalım, bunu böyle yapmalıyız, etmeliyiz." Tutmaz ki... Bir binayı yapmak için ne kadar derin temel kazıyorlar,Bir binayı yapmak için ne kadar derin temel kazıyorlar, ne kadar demirler döşüyorlar, ne kadar çimentolar atıyorlar.

ne kadar demirler döşüyorlar, ne kadar çimentolar atıyorlar.

"İki kat bina olacak, bunu bu kadar alta niye kazıyorsunuz?"

Temelsiz olmaz!

"İki kat bina olacak, bunu bu kadar alta niye kazıyorsunuz?"

Temelsiz olmaz!

Kuru lafla ahlâk olmaz!Kuru lafla ahlâk olmaz! Arif olanlar, kültürlü olanlar yapmaz.Arif olanlar, kültürlü olanlar yapmaz. Herkesin vicdanı var, vicdanı olanlar yapmaz…

Ne irfandır veren ahlâka ulviyet ne vicdandır

Herkesin vicdanı var, vicdanı olanlar yapmaz…

Ne irfandır veren ahlâka ulviyet ne vicdandır

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Allah'tan korkan insan faziletli insan olur.
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Allah'tan korkan insan faziletli insan olur.
Ötekisi şu kadar tahsil gördü, Amerika'ya gitti, Avrupa'ya gitti ama bak,Ötekisi şu kadar tahsil gördü, Amerika'ya gitti, Avrupa'ya gitti ama bak, deveyi hamuduyla nasıl yutuyor? Hamuduyla yutuyor, hamudunu çıkartmıyor. Rüşvet bâbında…

Niye?

deveyi hamuduyla nasıl yutuyor? Hamuduyla yutuyor, hamudunu çıkartmıyor. Rüşvet bâbında…

Niye?

Kültür yetmez.

"O zaman vicdanlı insan…"

Vicdan, terbiyesiz ve dinsiz olmuyor.
Kültür yetmez.

"O zaman vicdanlı insan…"

Vicdan, terbiyesiz ve dinsiz olmuyor.
Çok uğraşmışlar olur mu olmaz mı diye, çok kıvranmış insanlar Allah'ın yoluna gitmemek için, Çok uğraşmışlar olur mu olmaz mı diye, çok kıvranmış insanlar Allah'ın yoluna gitmemek için, şeytan onları çok aldatmış…şeytan onları çok aldatmış… Vicdan böyle gitmez. Külahımı ters çevireyim, anlat anlat doldur içini.Vicdan böyle gitmez. Külahımı ters çevireyim, anlat anlat doldur içini. Lafla hiç olmaz. Vicdanlıymış!.. Çok vicdanlı insanlar gördük. Tahsilli, vicdanlı; neler yapıyor...

Lafla hiç olmaz. Vicdanlıymış!.. Çok vicdanlı insanlar gördük. Tahsilli, vicdanlı; neler yapıyor...

Allah'tan korkacak! Allah'tan korktu mu kâğıdını, toplu iğnesini hesap eder, hakkı geçmesin diye.Allah'tan korkacak! Allah'tan korktu mu kâğıdını, toplu iğnesini hesap eder, hakkı geçmesin diye. Elmayı ısırır da, "Ben bu elmayı nereden ısırdım?" diye sahibini bulur, bin dereden özür getirir.Elmayı ısırır da, "Ben bu elmayı nereden ısırdım?" diye sahibini bulur, bin dereden özür getirir. Suyun üstünde akan, düşmüş ve gitmiş olan elmayı… İslâm öyledir, iman öyledir.

Suyun üstünde akan, düşmüş ve gitmiş olan elmayı… İslâm öyledir, iman öyledir.

İslâmsız ve imansız insanlardan bina yapılmaz. Yapılırsa tutmaz.İslâmsız ve imansız insanlardan bina yapılmaz. Yapılırsa tutmaz. Briketten bir kat duvar yaparsın, ikinci kat briket çekmez. Briketten bir kat duvar yaparsın, ikinci kat briket çekmez. Briket yük taşıyacak bir malzeme değildir, bina dağılır. Briket yük taşıyacak bir malzeme değildir, bina dağılır. Bakarsın çatır çutur dağılmış, her şey kum olmuş. Sağlam malzeme ahlâklı insandır.Bakarsın çatır çutur dağılmış, her şey kum olmuş. Sağlam malzeme ahlâklı insandır. Ahlâk da dinden, Allah korkusundan gelir.

Onun için ahlâklı olacağız ve her şeye de karışacağız.

Ahlâk da dinden, Allah korkusundan gelir.

Onun için ahlâklı olacağız ve her şeye de karışacağız.

"Aldırma!"

"Aldırırım."

"Karışma!"

"Karışırım."

"Benim gemim!"

"Aldırma!"

"Aldırırım."

"Karışma!"

"Karışırım."

"Benim gemim!"

"Öyle şey olur mu? Gemi battıktan sonra ben de içinde boğulacağım. "Öyle şey olur mu? Gemi battıktan sonra ben de içinde boğulacağım. Sen dangalak, şöyle yapmışsın, böyle yapmışsın, karaya oturtmuşsun. Sen dangalak, şöyle yapmışsın, böyle yapmışsın, karaya oturtmuşsun. Gemiyi batırmaya çalışıyorsun. Ben batırtır mıyım? Olmaz!"

Hepimiz borçluyuz.
Gemiyi batırmaya çalışıyorsun. Ben batırtır mıyım? Olmaz!"

Hepimiz borçluyuz.
Hepimiz buranın, bu memleketin taşından toprağından sorumluyuz.Hepimiz buranın, bu memleketin taşından toprağından sorumluyuz. Ormancılar yazı yazmışlar, "Ormansız ülke vatan değildir." Ne kadar cahilce söz!Ormancılar yazı yazmışlar, "Ormansız ülke vatan değildir." Ne kadar cahilce söz! Ormansız taş yerleri de, kum yerleri de, hiç ot bitmeyen yerleri de vatandır; Ormansız taş yerleri de, kum yerleri de, hiç ot bitmeyen yerleri de vatandır; öyle saçma söz mü olur!.. "Güzel değildir." de, başka bir şey de.

"Ormansız yer vatan değildir."

öyle saçma söz mü olur!.. "Güzel değildir." de, başka bir şey de.

"Ormansız yer vatan değildir."

O zaman Yunanlıya verelim. Lafa bak, ormansız yer vatan değilmiş. Öyle şey olur mu?O zaman Yunanlıya verelim. Lafa bak, ormansız yer vatan değilmiş. Öyle şey olur mu? Suudi Arabistan'ı ondan mı elden çıkardık, orman yok diye? Ne biçim iş, neden? Suudi Arabistan'ı ondan mı elden çıkardık, orman yok diye? Ne biçim iş, neden? Adamın kafası çalışmıyor, söylediği sözün nereye gittiğini bilmiyor, şurası sızlamıyor.

Adamın kafası çalışmıyor, söylediği sözün nereye gittiğini bilmiyor, şurası sızlamıyor.

Şurası sızlayan insan lazım! Duyan, duygulu insan lazım!

Şurası sızlayan insan lazım! Duyan, duygulu insan lazım!

Allah bizi uyanık, duygulu müslümanlardan eylesin.

Allah bizi uyanık, duygulu müslümanlardan eylesin.

Lâ tüdîmü'n-nazara ile'l-meczûmîne ve izâ kellemtümûhüm fe'l-yekün beyneküm ve beynehüm kaderu rumhin.

Lâ tüdîmü'n-nazara ile'l-meczûmîne ve izâ kellemtümûhüm fe'l-yekün beyneküm ve beynehüm kaderu rumhin.

Abdullah İbni Abbas ve Hüseyin hazretlerinden, Hz. Ali Efendimiz'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

Abdullah İbni Abbas ve Hüseyin hazretlerinden, Hz. Ali Efendimiz'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

Cüzzam diye bir hastalık var. Cüzzam illeti korkunç bir hastalık.Cüzzam diye bir hastalık var. Cüzzam illeti korkunç bir hastalık. Yıllar yılı -yedi sene mi bilmem kaç sene- insanın mikrobu içinde saklı kalıyor, siniyor.Yıllar yılı -yedi sene mi bilmem kaç sene- insanın mikrobu içinde saklı kalıyor, siniyor. Mikrop bir yerden bulaşsa bile seneler sonra ortaya çıkıyor. Cüzzam hastalığı , korkunç bir hastalık, bulaşıcı da…Mikrop bir yerden bulaşsa bile seneler sonra ortaya çıkıyor. Cüzzam hastalığı , korkunç bir hastalık, bulaşıcı da… Çok tehlikeli. Onu artık ayırıyorlar ve ayrı bir yerde tutuyorlar. Öyle bir hastalık…

Çok tehlikeli. Onu artık ayırıyorlar ve ayrı bir yerde tutuyorlar. Öyle bir hastalık…

Peygamber Efendimiz, "Cüzzamlıya uzun müddet nazar etmeyin, bakmayın.Peygamber Efendimiz, "Cüzzamlıya uzun müddet nazar etmeyin, bakmayın. Konuştuğunuz zaman onlarla aranızda bir mızrak boyu mesafe bulunsun." diyor.

Konuştuğunuz zaman onlarla aranızda bir mızrak boyu mesafe bulunsun." diyor.

O zaman mikropları biliyorlar mıydı? Tıp ileri miydi? Tıp Fakültesi mi vardı?

Hayır!
O zaman mikropları biliyorlar mıydı? Tıp ileri miydi? Tıp Fakültesi mi vardı?

Hayır!
Peygamber Efendimiz ümmi peygamberdi ama Allah'ın hak peygamberiydi. Peygamber Efendimiz ümmi peygamberdi ama Allah'ın hak peygamberiydi. Peygamber Efendimiz ümmiydi, eliyle yazı yazmamıştı. Peygamber Efendimiz ümmiydi, eliyle yazı yazmamıştı. Mektep yoktu, medrese yoktu, okuma bilen insan yoktu ki…Mektep yoktu, medrese yoktu, okuma bilen insan yoktu ki… Koca Mekke'de okuma yazma bilen 16-17 kişi vardı. O da okuma yazma bilse ne olacak?..

Koca Mekke'de okuma yazma bilen 16-17 kişi vardı. O da okuma yazma bilse ne olacak?..

"Bir mızrak boyu kadar aranızda mesafe kalsın, değmeyin." diyor."Bir mızrak boyu kadar aranızda mesafe kalsın, değmeyin." diyor. "Çok da devamlı bakmayın." diyor. Psikolojik zararı ve başka zararları var.

"Çok da devamlı bakmayın." diyor. Psikolojik zararı ve başka zararları var.

Bir insan bir hasta görse ne diyecek?

Elhamdülillâhillezî âfânî min mebtelâeke bihî.
Bir insan bir hasta görse ne diyecek?

Elhamdülillâhillezî âfânî min mebtelâeke bihî.
"Sana bu hastalığı veren ve beni bu hastalıktan salim kılan Allah'a hamdolsun." diye içinden diyecek."Sana bu hastalığı veren ve beni bu hastalıktan salim kılan Allah'a hamdolsun." diye içinden diyecek. Yüzüne karşı denmez.Yüzüne karşı denmez. "Çok şükür yâ Rabbi! Ona bu hastalığı vermişsin, beni sıhhatte yaratmışsın." diyecek.

"Çok şükür yâ Rabbi! Ona bu hastalığı vermişsin, beni sıhhatte yaratmışsın." diyecek.

Elhamdülillâhillezî faddalenî alâ kesîrin min halkıhî tabdîlâ.Elhamdülillâhillezî faddalenî alâ kesîrin min halkıhî tabdîlâ. İnsan, "Benim ne hünerim, ne meziyetim var ki Allah bana birçok halkından, İnsan, "Benim ne hünerim, ne meziyetim var ki Allah bana birçok halkından, yarattığından daha fazla nimetler ihsan etmiş. Hamdolsun." diyecek.

yarattığından daha fazla nimetler ihsan etmiş. Hamdolsun." diyecek.

Çünkü sen o hastadan daha mı matahsın?

Çünkü sen o hastadan daha mı matahsın?

Belki sen daha çok günahlısın, o daha çok ibadetli ama Allah sana âfiyet vermiş.Belki sen daha çok günahlısın, o daha çok ibadetli ama Allah sana âfiyet vermiş. Kıymetini bil de Allah'a hamdet. Kıymetini bil de Allah'a hamdet. İnsan, hastayı görünce kendisinde bir nimet olduğunu anlayacak ve içinden elhamdülillah diyecek.İnsan, hastayı görünce kendisinde bir nimet olduğunu anlayacak ve içinden elhamdülillah diyecek. Çünkü bir şeyin kıymeti yokluğunda anlaşılır.

Onun için ne demişler?

Ya öl de bilem kıymetini

Çünkü bir şeyin kıymeti yokluğunda anlaşılır.

Onun için ne demişler?

Ya öl de bilem kıymetini

Ya git de bilem.

Arkadaşının kıymetini yanındayken bilmezsin.
Ya git de bilem.

Arkadaşının kıymetini yanındayken bilmezsin.
Kavga gürültü veyahut karısı kocasının kıymetini bilmez, kocası karısının kıymetini bilmezKavga gürültü veyahut karısı kocasının kıymetini bilmez, kocası karısının kıymetini bilmez veya komşusu komşusunun kıymetini bilmez; ölünce anlar.veya komşusu komşusunun kıymetini bilmez; ölünce anlar. Kör öldü mü kömür gözlü olur, bir de o mesele var.

Kör öldü mü kömür gözlü olur, bir de o mesele var.

Asıl insanın kıymeti, gidince veya ölünce bilinir. Arkasından bir sürü methiyeler…

Asıl insanın kıymeti, gidince veya ölünce bilinir. Arkasından bir sürü methiyeler…

"Siz bu adamcağıza hayatında neler çektirttiniz. Şimdi öldükten sonra methediyorsunuz."Siz bu adamcağıza hayatında neler çektirttiniz. Şimdi öldükten sonra methediyorsunuz. Hayatta iken methedip sevseydiniz de o da mutlu olsaydı ya…"

Hayatta iken methedip sevseydiniz de o da mutlu olsaydı ya…"

İnsanoğlunun tabiatı budur işte!İnsanoğlunun tabiatı budur işte! Elinde nimet olmayan insanı gördüğü zaman kendisindeki nimetin, Elinde nimet olmayan insanı gördüğü zaman kendisindeki nimetin, Allah'ın büyük bir lütfu olduğunu bilecek. Şimdi hiçbirimizin aklına gelmez ki,Allah'ın büyük bir lütfu olduğunu bilecek. Şimdi hiçbirimizin aklına gelmez ki, "Allah'a hamd u senâlar olsun. Ne mutlu bana ki turp gibiyim."Allah'a hamd u senâlar olsun. Ne mutlu bana ki turp gibiyim. Maşaallah, yürüyüp camiye geldim, oturup dinliyorum, bir yerimde bir ağrı yok." diyelim.

Maşaallah, yürüyüp camiye geldim, oturup dinliyorum, bir yerimde bir ağrı yok." diyelim.

Haberi yok! Bir yerine bir ağrı saplansa gününü görür.Haberi yok! Bir yerine bir ağrı saplansa gününü görür. "Vay! Ağrısızlık meğerse ne büyük nimetmiş. "Vay! Ağrısızlık meğerse ne büyük nimetmiş. Yıllar yılı ağrısız gezdim, ona şükretmek, hamdetmek gerektiğini hiç anlayamadım.Yıllar yılı ağrısız gezdim, ona şükretmek, hamdetmek gerektiğini hiç anlayamadım. Bak ağrı saplanınca nasıl kıvranıyorum." diye insanın aklı o zaman başına gelir. Bak ağrı saplanınca nasıl kıvranıyorum." diye insanın aklı o zaman başına gelir. Aklı başına geldiği zaman kıymeti kalmaz. Onun için insan sıhhatliyken hamdetmesini öğrenecek.Aklı başına geldiği zaman kıymeti kalmaz. Onun için insan sıhhatliyken hamdetmesini öğrenecek. Sıhhatsize baktığı zaman da böyle bir tavır alacak. Müslüman, Allah'ın üzerindeki nimetlerini bilecek.

Sıhhatsize baktığı zaman da böyle bir tavır alacak. Müslüman, Allah'ın üzerindeki nimetlerini bilecek.

Lâ tezkürû mesâviye ashâbî fe-tahtelife kulûbüküm aleyhimLâ tezkürû mesâviye ashâbî fe-tahtelife kulûbüküm aleyhim vezkürû mehâsine ashâbî hattâ te'telife kulûbüküm.

vezkürû mehâsine ashâbî hattâ te'telife kulûbüküm.

Deylemî, İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet etmiş, buyuruyor ki;

Deylemî, İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet etmiş, buyuruyor ki;

"Ashabımın aleyhinde kötülükler söylemeyin."Ashabımın aleyhinde kötülükler söylemeyin. "O sahabi şöyle yaptı da, böyle oldu da…" diye size kötülük gibi gelen rivayetleri söyleyip durmayın."O sahabi şöyle yaptı da, böyle oldu da…" diye size kötülük gibi gelen rivayetleri söyleyip durmayın. Benim ashabım…"

Benim ashabım…"

Peygamber Efendimiz'in ashâbı oldu mu, onun meclisine erdi mi, ne mutlu bir insan;Peygamber Efendimiz'in ashâbı oldu mu, onun meclisine erdi mi, ne mutlu bir insan; onun aleyhinde bulunulmaz.onun aleyhinde bulunulmaz. Onlar yıldızlar gibidir, onların aleyhinde konuştu mu Allah insanın kalbine bir eğrilik verir.Onlar yıldızlar gibidir, onların aleyhinde konuştu mu Allah insanın kalbine bir eğrilik verir. Kalbi onları sevmez olur, onları sevmediği zaman da Resûlullah'ı ezalandırmış olur. Kalbi onları sevmez olur, onları sevmediği zaman da Resûlullah'ı ezalandırmış olur. Ashabını sevmediği zaman, aleyhinde dil uzattığı zaman, Peygamber Efendimiz'i üzmüş olur. Ashabını sevmediği zaman, aleyhinde dil uzattığı zaman, Peygamber Efendimiz'i üzmüş olur. Peygamber Efendimiz'i üzen kimseye de Allah ceza verir.Peygamber Efendimiz'i üzen kimseye de Allah ceza verir. Bu, besbelli bir şey; başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz.

Bu, besbelli bir şey; başka hadîs-i şerîflerden biliyoruz.

Ashâb-ı kirâm konuşulurken dikkat edeceğiz.

Bunu en çok kimler yapıyor?

Ashâb-ı kirâm konuşulurken dikkat edeceğiz.

Bunu en çok kimler yapıyor?

Tarihçiler yapıyor. "Talha şuraya gitti de, Zübeyr buraya geldi de, Ali şöyle yaptı da…"

Tarihçiler yapıyor. "Talha şuraya gitti de, Zübeyr buraya geldi de, Ali şöyle yaptı da…"

Askerlik arkadaşın mı bunlar senin? Kimlerden bahsediyorsun sen?

Sahabe-i kirâm!
Askerlik arkadaşın mı bunlar senin? Kimlerden bahsediyorsun sen?

Sahabe-i kirâm!
İlk önce radıyallahu anh de bakayım. Ondan sonra da, sen onların kafalarını anlayamazsın. İlk önce radıyallahu anh de bakayım. Ondan sonra da, sen onların kafalarını anlayamazsın. Onların aralarında herhangi bir mesele varsa onlar içtihattandır. Onların aralarında herhangi bir mesele varsa onlar içtihattandır. Senin gibi dünya ehlinin şeyinde değildir.

Senin gibi dünya ehlinin şeyinde değildir.

Okuyor Goldziher'in, Kaitanî'nin, filanca Avrupalı yazarın kendi kâfirce yorumlarını;Okuyor Goldziher'in, Kaitanî'nin, filanca Avrupalı yazarın kendi kâfirce yorumlarını; sahabenin kimisini iyi görüyor, kimisini kötü görüyor, dil uzatıyor. Yapma! sahabenin kimisini iyi görüyor, kimisini kötü görüyor, dil uzatıyor. Yapma! Efendimiz'i darıltırsın, başına dert gelir.Efendimiz'i darıltırsın, başına dert gelir. Müslüman, sahabe-i kirâmın yıldızlı, pırıl pırıl bir altın tabaka olduğunu bilecek.Müslüman, sahabe-i kirâmın yıldızlı, pırıl pırıl bir altın tabaka olduğunu bilecek. Asr-ı saadeti bilecek, tabiine hürmet edecek. Efendimiz, o zamandan bildirmiş.

Asr-ı saadeti bilecek, tabiine hürmet edecek. Efendimiz, o zamandan bildirmiş.

Eğer iyiliklerini zikrederseniz gönlünüz ısınır. İnsan ısındığı zaman sevgi duyar.Eğer iyiliklerini zikrederseniz gönlünüz ısınır. İnsan ısındığı zaman sevgi duyar. Kişi sevdiği ile beraber olacak biliyorsunuz. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

Kişi sevdiği ile beraber olacak biliyorsunuz. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

"Mekânları farklı farklı olsa bile, kişi sevdiği ile beraber haşrolacak."Mekânları farklı farklı olsa bile, kişi sevdiği ile beraber haşrolacak. Mevkileri, dinî dereceleri farklı farklı bile olsa âhirette birbirini sevenler beraber olacak."

Mevkileri, dinî dereceleri farklı farklı bile olsa âhirette birbirini sevenler beraber olacak."

Delilim ne?

Bir gün Sevban radıyallahu anh Peygamber Efendimiz'in
Delilim ne?

Bir gün Sevban radıyallahu anh Peygamber Efendimiz'in
meclisinde gözünü dikmiş Efendimiz'i hayran hayran seyrediyor. Peygamber Efendimiz;

meclisinde gözünü dikmiş Efendimiz'i hayran hayran seyrediyor. Peygamber Efendimiz;

"Ne o?" diyor. O diyor ki;

"Yâ Resûlallah! Allah'a hamdolsun ki bu dünyada senin ashabın olmuşum,
"Ne o?" diyor. O diyor ki;

"Yâ Resûlallah! Allah'a hamdolsun ki bu dünyada senin ashabın olmuşum,
senin yanında bulunabiliyorum, senin cemalini görebiliyorum,senin yanında bulunabiliyorum, senin cemalini görebiliyorum, yüzüne bakıp lezzetler içinde, zevkler içinde mest oluyorum. yüzüne bakıp lezzetler içinde, zevkler içinde mest oluyorum. Ama âhiret aklıma geldi mi üzülüyorum, gamlanıyorum, kederleniyorum.Ama âhiret aklıma geldi mi üzülüyorum, gamlanıyorum, kederleniyorum. Çünkü sen âhirette seyyidü'l-evvelîn ve'l-âhirîn olarak Makâm-ı Mahmud'a,Çünkü sen âhirette seyyidü'l-evvelîn ve'l-âhirîn olarak Makâm-ı Mahmud'a, cennetin en yüksek derecesine çıkacaksın.cennetin en yüksek derecesine çıkacaksın. Başka hiçbir beşere nasip olmayan mertebeye çıkacaksın." diye tevazu ile devam ediyor;

Başka hiçbir beşere nasip olmayan mertebeye çıkacaksın." diye tevazu ile devam ediyor;

"Ben de eğer cennete girebilirsem bile…"Ben de eğer cennete girebilirsem bile… Girer miyim, giremez miyim bilmem ama girebilirsem bile, kim bilir nerelerde olacağım?Girer miyim, giremez miyim bilmem ama girebilirsem bile, kim bilir nerelerde olacağım? Seni oralarda göremem diye üzülüyorum." diyor.

Ne âhiret endişeleri…
Seni oralarda göremem diye üzülüyorum." diyor.

Ne âhiret endişeleri…
"Cennete girersem bile Resûlullah'tan ayrı kalırım." diye üzülüyor."Cennete girersem bile Resûlullah'tan ayrı kalırım." diye üzülüyor. Bizim de bugünkü kafalarımıza bak.Bizim de bugünkü kafalarımıza bak. Ne âhireti düşünürüz, ne dostlardan ayrılığı düşünürüz, Ne âhireti düşünürüz, ne dostlardan ayrılığı düşünürüz, ne Peygamber Efendimiz'den uzak düşmeyi düşünürüz… Birçok kimse bu durumdadır.

ne Peygamber Efendimiz'den uzak düşmeyi düşünürüz… Birçok kimse bu durumdadır.

Efendimiz diyor ki;

"Korkma, telaş etme! Âhirette kişi sevdiği ile beraber olacak."

Efendimiz diyor ki;

"Korkma, telaş etme! Âhirette kişi sevdiği ile beraber olacak."

Derecesi aşağı olsa bile beraber olacağının delili bu! Onun için iyi kimseleri sevelim.Derecesi aşağı olsa bile beraber olacağının delili bu! Onun için iyi kimseleri sevelim. Ashâb-ı kirâmı sevelim ki onlarla komşu olalım:

Ve hasüne ülâike refîkâ.
Ashâb-ı kirâmı sevelim ki onlarla komşu olalım:

Ve hasüne ülâike refîkâ.
"Sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber olmak ne güzel şeydir."Sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber olmak ne güzel şeydir. Onlar ne güzel arkadaşlardır, âhiret arkadaşlarıdır."

Allah bizi o mübareklerden ayırmasın.

Onlar ne güzel arkadaşlardır, âhiret arkadaşlarıdır."

Allah bizi o mübareklerden ayırmasın.

Lâ tezkürûnî inde selâsin inde tesmiyeti't-taâmi ve inde'z-zebhı ve inde'l-utâsi.

Lâ tezkürûnî inde selâsin inde tesmiyeti't-taâmi ve inde'z-zebhı ve inde'l-utâsi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuş oluyor ki;

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyurmuş oluyor ki;

"Üç yerde benim adımı karıştırmayın. Bir, yemeğe başlarken...""Üç yerde benim adımı karıştırmayın. Bir, yemeğe başlarken..." Bismillâhirrahmânirrahîm deyin, tamam. "İki, kurban keserken…" Bismillâhirrahmânirrahîm deyin, tamam. "İki, kurban keserken…" Bismillâhi Allahu Ekber deyin, tamam. "Üç, hapşurduğun zaman…" Bismillâhi Allahu Ekber deyin, tamam. "Üç, hapşurduğun zaman…" Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn deyin, tamam.

Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn deyin, tamam.

Yani Efendimiz ayrıca isminin oralarda söylenmesini istememiş.Yani Efendimiz ayrıca isminin oralarda söylenmesini istememiş. Tabii başka zaman lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diyebilirsin. Tabii başka zaman lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah diyebilirsin. Elhamdülillah es-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî deyin.Elhamdülillah es-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî deyin. Ama kesilecek kurban Allah'ın adıyla anılacak, orada bir de kul adı anılır, Ama kesilecek kurban Allah'ın adıyla anılacak, orada bir de kul adı anılır, kul için kesilme durumu olursa kurban haram olur. kul için kesilme durumu olursa kurban haram olur. Yanlış anlaşılmasın diye tek, sadece ve sadece Allah için kesilir.Yanlış anlaşılmasın diye tek, sadece ve sadece Allah için kesilir. Nimetin Allah'tan olduğu bilinsin diye yemek yerken, kurban kesilirken… Bir de hapşurulduğu zaman…

Nimetin Allah'tan olduğu bilinsin diye yemek yerken, kurban kesilirken… Bir de hapşurulduğu zaman…

Onun için Efendimiz diyor ki, "Ben Allah'ın peygamberiyim ama o ayrı."Onun için Efendimiz diyor ki, "Ben Allah'ın peygamberiyim ama o ayrı." Allah'ı, Allah'tan olduğunu, Allah'tan geldiğini, Allah için kesildiğini,Allah'ı, Allah'tan olduğunu, Allah'tan geldiğini, Allah için kesildiğini, nimeti Allah'ın verdiğini bilmen babında bir terbiye olmuş oluyor. Allâhu âlem.

nimeti Allah'ın verdiğini bilmen babında bir terbiye olmuş oluyor. Allâhu âlem.

Beşinci hadîs-i şerîf:

Lâ tezhebü'l-eyyâmu ve'l-leyâlî hattâ yemlike muâviyetü.

Beşinci hadîs-i şerîf:

Lâ tezhebü'l-eyyâmu ve'l-leyâlî hattâ yemlike muâviyetü.

Hazreti Ali Efendimiz'den rivayet edilmiş, Deylemî kitabında kaydeylemiş. Efendimiz buyurmuş ki;

Hazreti Ali Efendimiz'den rivayet edilmiş, Deylemî kitabında kaydeylemiş. Efendimiz buyurmuş ki;

"Muaviye hükümdar olmadıkça bu günler geceler bitmez." Yani kıyamet kopmaz."Muaviye hükümdar olmadıkça bu günler geceler bitmez." Yani kıyamet kopmaz. Yani, "Kıyamet kopmadan ille Muaviye bir hükümdarlık yapacak." demiş. Hadîs-i şerîfin metni böyle.

Yani, "Kıyamet kopmadan ille Muaviye bir hükümdarlık yapacak." demiş. Hadîs-i şerîfin metni böyle.

Muaviye'nin hükümdarlığı Hazreti Ali Efendimiz'den sonradır.Muaviye'nin hükümdarlığı Hazreti Ali Efendimiz'den sonradır. Peygamber Efendimiz vefat ediyor, Ebû Bekr-i Sıddîk halife oluyor.Peygamber Efendimiz vefat ediyor, Ebû Bekr-i Sıddîk halife oluyor. Ebû Bekr-i Sıddîk'tan sonra Ömerü'l-Faruk halife oluyor. Ebû Bekr-i Sıddîk'tan sonra Ömerü'l-Faruk halife oluyor. Ömerü'l-Faruk'tan sonra Osman-ı Zinnureyn halife oluyor. Ömerü'l-Faruk'tan sonra Osman-ı Zinnureyn halife oluyor. Osman-ı Zinnureyn'den sonra Aliyy-i Murtaza rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmaîn…Osman-ı Zinnureyn'den sonra Aliyy-i Murtaza rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmaîn… Ondan sonra ihtilaf başlıyor. Muaviye, Şam tarafında ayrı bir iş başlattırıyor...

Ondan sonra ihtilaf başlıyor. Muaviye, Şam tarafında ayrı bir iş başlattırıyor...

Bu, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'inBu, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in istikbale ait verdiği bilgilerden birisi oluyor. Peygamber Efendimiz istikbale ait bilgiler verdi.istikbale ait verdiği bilgilerden birisi oluyor. Peygamber Efendimiz istikbale ait bilgiler verdi. Mesela, "İstanbul'u fetheden ordu ne iyidir..." diye bir hadîs-i şerîf rivayet ediliyor:

Mesela, "İstanbul'u fetheden ordu ne iyidir..." diye bir hadîs-i şerîf rivayet ediliyor:

Le-tuftehanne'l-konstantiniyyetü fe le-ni'me'l-emîru emîruhâ ve le-ni'me'l-ceyşü zâlike'l-ceyş.

Le-tuftehanne'l-konstantiniyyetü fe le-ni'me'l-emîru emîruhâ ve le-ni'me'l-ceyşü zâlike'l-ceyş.

Bu hadîs-i şerîf üzerinde bir kardeşimiz Diyanet dergisinin bir sayısındaBu hadîs-i şerîf üzerinde bir kardeşimiz Diyanet dergisinin bir sayısında on beş-yirmi sayfa tetkikat yapıp kaynakları karıştırmış. "Sahih" diyor, tamam.on beş-yirmi sayfa tetkikat yapıp kaynakları karıştırmış. "Sahih" diyor, tamam. Yani Peygamber Efendimiz'in hadislerinin kıyamete dair, istikbale ait şeyleri söylediğininYani Peygamber Efendimiz'in hadislerinin kıyamete dair, istikbale ait şeyleri söylediğinin bir misâli olmuş oluyor.

Zaten Kur'ân-ı Kerîm'de buna ait misaller var:

bir misâli olmuş oluyor.

Zaten Kur'ân-ı Kerîm'de buna ait misaller var:

Gulibeti'r-rûm. "Rumlar yenildiler."Gulibeti'r-rûm. "Rumlar yenildiler." Yani Bizans devleti, İran'ın Sasani devletinin karşısında mağlup oldu.

Yani Bizans devleti, İran'ın Sasani devletinin karşısında mağlup oldu.

Ve hüm min ba'di galebihim se-yağlibûne.Ve hüm min ba'di galebihim se-yağlibûne. "Ama onlar bu mağlubiyetlerinin arkasından öbür tarafa galebe çalacaklardı."

"Ama onlar bu mağlubiyetlerinin arkasından öbür tarafa galebe çalacaklardı."

Âyet-i kerîme olmadan bildiriyor. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz de müşriklerle iddiaya girmiş;

Âyet-i kerîme olmadan bildiriyor. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz de müşriklerle iddiaya girmiş;

"Var mısınız iddiaya?"

Onlar Bizanslılar ehl-i kitap diye sevinmişler.Bak, nereden ne tutturuyorlar.
"Var mısınız iddiaya?"

Onlar Bizanslılar ehl-i kitap diye sevinmişler.Bak, nereden ne tutturuyorlar.
Bizans o zaman hıristiyandı. Allah'a inanıyorlar, Hz. İsa aleyhisselâm'a bağlılar.Bizans o zaman hıristiyandı. Allah'a inanıyorlar, Hz. İsa aleyhisselâm'a bağlılar. İranlılar ateşe tapıyorlar, ateşperestler.İranlılar ateşe tapıyorlar, ateşperestler. Ateşperestler müşrik olduğundan Mekke'nin müşrikleri onları tutuyor. Takım tutar gibi.Ateşperestler müşrik olduğundan Mekke'nin müşrikleri onları tutuyor. Takım tutar gibi. İranlılar Bizanslılarla savaştı ve onları yendi diye bayram ediyorlar. "Gördünüz mü, işte bak!İranlılar Bizanslılarla savaştı ve onları yendi diye bayram ediyorlar. "Gördünüz mü, işte bak! O ateşperest de o ehl-i kitabı yendi, biz de sizi burada tepeleyeceğiz." demek istiyor. O ateşperest de o ehl-i kitabı yendi, biz de sizi burada tepeleyeceğiz." demek istiyor. Görüyor musun nasıl kan çekiyor.

Görüyor musun nasıl kan çekiyor.

Gelin bir de şu soruyu soralım:

Kâfirler bu kadar şuurlu da müslümanlar niye bu kadar şuurlu değil?

Gelin bir de şu soruyu soralım:

Kâfirler bu kadar şuurlu da müslümanlar niye bu kadar şuurlu değil?

Bir komünist şairin bir mısraını hatırlıyorum;

Bir komünist şairin bir mısraını hatırlıyorum;

Benim kalbim ne şurdadır, ne buradadır

Benim kalbim ne şurdadır, ne buradadır

Bilmem nereden, bilmem nereye akan ordunun içindedir.

Bilmem nereden, bilmem nereye akan ordunun içindedir.

Yani bir komünist orduyu destekliyor ve kalbinin oraya bağlı olduğunu söylüyor.Yani bir komünist orduyu destekliyor ve kalbinin oraya bağlı olduğunu söylüyor. Sonra oraya kaçtı, oralarda bir şeyler yaptı filan...Sonra oraya kaçtı, oralarda bir şeyler yaptı filan... Adamlar bu kadar beynelmilel sevgi şuuruna sahip.Adamlar bu kadar beynelmilel sevgi şuuruna sahip. Demek Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem zamanında da öyleymiş.Demek Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem zamanında da öyleymiş. İranlı'yı tutuyor; Bizanslı hıristiyan, ehl-i kitap diye...İranlı'yı tutuyor; Bizanslı hıristiyan, ehl-i kitap diye... Allah Allah! Bu devirde şaşkın bir müslümanlar var.

Allah Allah! Bu devirde şaşkın bir müslümanlar var.

Âyet-i kerîmede geçiyor ki, eski peygamberler kavimlerine geldikleri zaman;

Âyet-i kerîmede geçiyor ki, eski peygamberler kavimlerine geldikleri zaman;

"Allah'a inanın. Ben Allah'ın gönderdiği peygamberim."Allah'a inanın. Ben Allah'ın gönderdiği peygamberim. Allah size şu emirleri gönderiyor." dediği zaman ne demişler?

Allah size şu emirleri gönderiyor." dediği zaman ne demişler?

"Biz senin sözün üzerine atalarımızın yolunu bırakmayız." demişler.

Bize bakıyoruz.
"Biz senin sözün üzerine atalarımızın yolunu bırakmayız." demişler.

Bize bakıyoruz.
Eski ümmetler hep böyle demiş. Atalarımız hak yol üzerine gitmiş gitmiş gitmiş.Eski ümmetler hep böyle demiş. Atalarımız hak yol üzerine gitmiş gitmiş gitmiş. Bir zaman sonra birisi gelmiş, dinsizlik modası yapmış. Bir zaman sonra birisi gelmiş, dinsizlik modası yapmış. "Dini boş ver, afyondur, din lüzumsuzdur." bilmem ne demiş."Dini boş ver, afyondur, din lüzumsuzdur." bilmem ne demiş. Hemen bizimkiler atalarının dinini bırakıvermiş.

Hemen bizimkiler atalarının dinini bırakıvermiş.

Müşrikler kadar da hak dine bağlılığınız yok mu?

Ne acayip iş!

Müşrikler kadar da hak dine bağlılığınız yok mu?

Ne acayip iş!

Ebû Bekr-i Sıddîk, İranlıların galebesine Mekke'nin müşrikleri sevinince;

Ebû Bekr-i Sıddîk, İranlıların galebesine Mekke'nin müşrikleri sevinince;

"Sevinmeyin, biraz sonra yenileceksiniz." diyor.

Nereden diyor?

Âyet-i kerîme indi:

"Sevinmeyin, biraz sonra yenileceksiniz." diyor.

Nereden diyor?

Âyet-i kerîme indi:

Gulibeti'r-rûm. Ve hüm min ba'di galebihim se-yağlibûn. Fî bid'i sinîne.Gulibeti'r-rûm. Ve hüm min ba'di galebihim se-yağlibûn. Fî bid'i sinîne. "Birkaç sene içinde onlar tekrar galip gelecek." diye.

"Birkaç sene içinde onlar tekrar galip gelecek." diye.

Peygamber Efendimiz'e de gelmiş, söylemiş;

"Bu müşrikler böyle böyle şamata ettiler.
Peygamber Efendimiz'e de gelmiş, söylemiş;

"Bu müşrikler böyle böyle şamata ettiler.
Ben de böyle iddialaştım. Şu kadar devesine iddiaya girdik."

Ben de böyle iddialaştım. Şu kadar devesine iddiaya girdik."

O iddiadan sonra Peygamber Efendimiz demiş ki;

O iddiadan sonra Peygamber Efendimiz demiş ki;

"Develerin sayısını şu kadara çıkart, sene müddetini biraz uzat."

"Develerin sayısını şu kadara çıkart, sene müddetini biraz uzat."

İstikbale ait şeyi de yine Peygamber Efendimiz söylüyor;İstikbale ait şeyi de yine Peygamber Efendimiz söylüyor; "Seneyi o kadar kısa tutturma, seneyi uzat. Buna mukabil develerin sayısını da arttır."

"Seneyi o kadar kısa tutturma, seneyi uzat. Buna mukabil develerin sayısını da arttır."

"Peki!" diyor, öyle yapıyor. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz galip geliyor. Sıddîk çünkü."Peki!" diyor, öyle yapıyor. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz galip geliyor. Sıddîk çünkü. Âyet indi, inanıyor, öyle olacağını biliyor. Galip geleceğini bildiği için develerle iddiaya giriyor.

Âyet indi, inanıyor, öyle olacağını biliyor. Galip geleceğini bildiği için develerle iddiaya giriyor.

Allah bize o imanı nasip etsin, bütün mesele o. Gerisi laf, boş!Allah bize o imanı nasip etsin, bütün mesele o. Gerisi laf, boş! Vaaz dinlemek de boş, namaz da boş, oruç da boş…Vaaz dinlemek de boş, namaz da boş, oruç da boş… O iman yerleşmedikten sonra ibadetlerin bile tadı tuzu olmaz, sevabı kalmaz. O iman olacak, o aşk olacak.

O iman yerleşmedikten sonra ibadetlerin bile tadı tuzu olmaz, sevabı kalmaz. O iman olacak, o aşk olacak.

Allah bize o aşkı, şevki versin.

Yunus Emre ne diyor?

Allah bize o aşkı, şevki versin.

Yunus Emre ne diyor?

Eğer beni öldüreler.

Külüm göğe savuralar.

Eğer beni öldüreler.

Külüm göğe savuralar.

Toprağım anda çağıra.

Bana seni gerek seni.

Toprağım anda çağıra.

Bana seni gerek seni.

Yani, "Yâ Rabbi! Eğer beni öldürseler, yaksalar, kül etseler…Yani, "Yâ Rabbi! Eğer beni öldürseler, yaksalar, kül etseler… Kül ettikten sonra da küllerimi havalarda savursalar…Kül ettikten sonra da küllerimi havalarda savursalar… O küllerim bile, 'Yâ Rabbi! Ben seni isterim, ben seni isterim, ben seni isterim…' diye,O küllerim bile, 'Yâ Rabbi! Ben seni isterim, ben seni isterim, ben seni isterim…' diye, 'Allah, Allah, Allah' diye seni ister." diyor. O sevgi lazım!

'Allah, Allah, Allah' diye seni ister." diyor. O sevgi lazım!

Lâ tezhebü'd-dünyâ hattâ yestağniye'n-nisâü bi'n-nisâi ve'r-ricâlü bi'r-ricâliLâ tezhebü'd-dünyâ hattâ yestağniye'n-nisâü bi'n-nisâi ve'r-ricâlü bi'r-ricâli ve's-sühâku zinâü'n-nisâi fîmâ beynehünne.

Muhterem kardeşlerim!

ve's-sühâku zinâü'n-nisâi fîmâ beynehünne.

Muhterem kardeşlerim!

Dinde ayıp yoktur. Bir hadîs-i şerîf geldi,Dinde ayıp yoktur. Bir hadîs-i şerîf geldi, bu da istikbale ait… bu da istikbale ait… Vasile ve Enes radıyallahu anhüma'danVasile ve Enes radıyallahu anhüma'dan İbn Asâkir'in ve Hatîb-i Bağdadî'nin naklettiği bir hadîs-i şerîftir. Peygamber Efendimiz diyor ki;

İbn Asâkir'in ve Hatîb-i Bağdadî'nin naklettiği bir hadîs-i şerîftir. Peygamber Efendimiz diyor ki;

Lâ tezhebü'd-dünyâ. "Dünya yok olmaz." Hattâ yestağniye'n-nisâü bi'n-nisâi.Lâ tezhebü'd-dünyâ. "Dünya yok olmaz." Hattâ yestağniye'n-nisâü bi'n-nisâi. "Kadınlar kadınlarla tatmin olmadıkça…" Ve'r-ricâlü bi'r-ricâli. "Erkekler erkeklerle tatmin olmadıkça..."

"Kadınlar kadınlarla tatmin olmadıkça…" Ve'r-ricâlü bi'r-ricâli. "Erkekler erkeklerle tatmin olmadıkça..."

Yani bu ne demek?

Bu dünyada ahlâk bozulacak, bozulacak, bozulacak…
Yani bu ne demek?

Bu dünyada ahlâk bozulacak, bozulacak, bozulacak…
Öyle bir çığırından çıkacak, öyle tabii mecrasından sapacak, Öyle bir çığırından çıkacak, öyle tabii mecrasından sapacak, öyle şirazesinden kopacak ki kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle tatmin olacaklar.öyle şirazesinden kopacak ki kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle tatmin olacaklar. Ve's-sühâku zinâü'n-nisâi. "Aralarında sürtüştürme kadınların zinasıdır."

Ve's-sühâku zinâü'n-nisâi. "Aralarında sürtüştürme kadınların zinasıdır."

Muhterem kardeşlerim!

Birkaç defa birkaç vesileyle söyledim.
Muhterem kardeşlerim!

Birkaç defa birkaç vesileyle söyledim.
Dinde ayıplama dolayısıyla bazı gerçekleri hocalar olarak saklayamıyoruz.Dinde ayıplama dolayısıyla bazı gerçekleri hocalar olarak saklayamıyoruz. Sırası gelince söylemek icap ediyor, onu da söylüyoruz.Sırası gelince söylemek icap ediyor, onu da söylüyoruz. İnsanın cinsel hayatı denilen bir hayat var. Bu, nefsin kuvvetli bir arzusu. İnsanın cinsel hayatı denilen bir hayat var. Bu, nefsin kuvvetli bir arzusu. Bu arzu, koyun postunun dabakçı tarafından yerden yere çalındığı gibi Bu arzu, koyun postunun dabakçı tarafından yerden yere çalındığı gibi insanları yerden yere çalıyor. insanları yerden yere çalıyor. Cinsî arzunun kontrolsüzlüğü insanları çok rezil duruma düşürüyor, mahvediyor.Cinsî arzunun kontrolsüzlüğü insanları çok rezil duruma düşürüyor, mahvediyor. Ne insanlık, ne ahlâk, ne dervişlik kalıyor; hiçbir şey kalmıyor. Çünkü kuvvetli bir duygu. Ne insanlık, ne ahlâk, ne dervişlik kalıyor; hiçbir şey kalmıyor. Çünkü kuvvetli bir duygu. Allah insan nesli devam etsin diye o kuvvetli duygularıAllah insan nesli devam etsin diye o kuvvetli duyguları insanların içine reksetmiş, yerleştirmiş, koymuş ki o duygu lazım. insanların içine reksetmiş, yerleştirmiş, koymuş ki o duygu lazım. İnsanın kendi neslini devam ettirmesi gerektiğindenİnsanın kendi neslini devam ettirmesi gerektiğinden Allah, Hâlık-ı Zülcelalimiz o duyguyu koymuş. O duygu normal yolunda kullanılacak.

Allah, Hâlık-ı Zülcelalimiz o duyguyu koymuş. O duygu normal yolunda kullanılacak.

İnsan normal baba olacak. Şerefli, alnı açık, temiz, pak, namuslu kız gibi iffetli baba olacak.İnsan normal baba olacak. Şerefli, alnı açık, temiz, pak, namuslu kız gibi iffetli baba olacak. Erkek böyle… Kız da tam hanımefendi olacak, anne olacak. İslâm bunu emrediyor.Erkek böyle… Kız da tam hanımefendi olacak, anne olacak. İslâm bunu emrediyor. "Genç yaşta evlendir." diyor. "Genç yaşta evlendir." diyor. Hatta anne babası, genç yaşta bir çocuğu evlendirmezse, Hatta anne babası, genç yaşta bir çocuğu evlendirmezse, onlar da bir kabahat işlerlerse, bu duygu kuvvetli olduğundan, flörttü vs. onlar da bir kabahat işlerlerse, bu duygu kuvvetli olduğundan, flörttü vs. "Onların günahları babalara yazılır." diyor."Onların günahları babalara yazılır." diyor. Kazık kadar olmuş, büluğa ermiş, mektebe gönderiyorsun. Kazık kadar olmuş, büluğa ermiş, mektebe gönderiyorsun. Giyiyor çorapları, ötekisi süsleniyor, berikisi süsleniyor…

Giyiyor çorapları, ötekisi süsleniyor, berikisi süsleniyor…

Ne oluyor? Hayrola? Nereye gidiş? Hani nerede Müslümanlık? Nerede ahlâk?

Ne oluyor? Hayrola? Nereye gidiş? Hani nerede Müslümanlık? Nerede ahlâk?

Zahir böyle, perde arkası başka türlü.

Zahir böyle, perde arkası başka türlü.

Bir gün Ankara'da arka sokaktan ihtiyar bir hocamla, profesörümle bizim fakülteye doğru yürüyorum.Bir gün Ankara'da arka sokaktan ihtiyar bir hocamla, profesörümle bizim fakülteye doğru yürüyorum. Yanımda Maarif Koleji'nin ilkokul beşinci sınıfına giden iki tane kız yürüyor.Yanımda Maarif Koleji'nin ilkokul beşinci sınıfına giden iki tane kız yürüyor. İki tane bacak kadar kız. İki tane bacak kadar kız. Ben gidiyorum, onlar da dalmışlar etrafına bakmıyorlar, Ben gidiyorum, onlar da dalmışlar etrafına bakmıyorlar, kendi konuşmaları duyuluyor mu duyulmuyor mu haberleri yok. kendi konuşmaları duyuluyor mu duyulmuyor mu haberleri yok. Bacak kadar nesneler ne laf konuşuyorlar, şaşarsınız. Allah Allah!Bacak kadar nesneler ne laf konuşuyorlar, şaşarsınız. Allah Allah! Bu yaşta bunlar sizin konuşacağınız şeyler değil ki...Bu yaşta bunlar sizin konuşacağınız şeyler değil ki... Kendi aralarında çok edepsiz şeyler konuşuyorlar. Öyle bırakırsan bu duygu insanı rezil eder.

Kendi aralarında çok edepsiz şeyler konuşuyorlar. Öyle bırakırsan bu duygu insanı rezil eder.

Nasıl olacak?

Bu duyguyu normal mecrasına oturtturacağız.
Nasıl olacak?

Bu duyguyu normal mecrasına oturtturacağız.
Zamanı gelince evlenecek, mesut bir yuva kuracak. Alnı açık, tertemiz, namuslu, iffetli…Zamanı gelince evlenecek, mesut bir yuva kuracak. Alnı açık, tertemiz, namuslu, iffetli… Kız kapalı, erkek eli değmemiş olacak. Erkek kapalı olacak, kıza eli değmemiş,Kız kapalı, erkek eli değmemiş olacak. Erkek kapalı olacak, kıza eli değmemiş, namahreme kuşak çözmemiş olacak. Öyle olması lazım!

namahreme kuşak çözmemiş olacak. Öyle olması lazım!

"Efendim, kız değmesin de erkek erkektir, yapar."

Öyle yağma var mı?
"Efendim, kız değmesin de erkek erkektir, yapar."

Öyle yağma var mı?
Alırım sopayı elime! Öyle şey yok! Erkek de namuslu olacak, kız da namuslu olacak. Alırım sopayı elime! Öyle şey yok! Erkek de namuslu olacak, kız da namuslu olacak. Erkek de kıza namahreme bakmayacak; kız da erkeğe, namahreme bakmayacak.Erkek de kıza namahreme bakmayacak; kız da erkeğe, namahreme bakmayacak. Zamanı gelince evlendireceksin, baş göz edeceksin. "Bakın, size bir yuva kurduk.Zamanı gelince evlendireceksin, baş göz edeceksin. "Bakın, size bir yuva kurduk. Allah mesut etsin, kuşlar gibi mesut, bahtiyar olun." diyeceksin. Böyle kurtulur.

Allah mesut etsin, kuşlar gibi mesut, bahtiyar olun." diyeceksin. Böyle kurtulur.

Gazetelerde harıl harıl, homur homur bu duygu gıcıklanırsa…Gazetelerde harıl harıl, homur homur bu duygu gıcıklanırsa… Bütün şehrin sanayii bu duyguyu harekete geçirip de adamların cebinden paralarıBütün şehrin sanayii bu duyguyu harekete geçirip de adamların cebinden paraları soymak esasına göre kurulursa… soymak esasına göre kurulursa… Gazinolar, barlar, pavyonlar, bilmem neler, bilmem neler…

Ne olur?

Gazinolar, barlar, pavyonlar, bilmem neler, bilmem neler…

Ne olur?

Bu erkeklerde şeref, bu kızlarda namus kalmaz.Bu erkeklerde şeref, bu kızlarda namus kalmaz. Bu cemiyet normal, sıhhatli ailelerden mahrum kalır ve çöker. Eski cemiyetler böyle çöktü.Bu cemiyet normal, sıhhatli ailelerden mahrum kalır ve çöker. Eski cemiyetler böyle çöktü. Sodom, Gomore, Pompei gibi birçok şehirler böyle çöktü.

Sodom, Gomore, Pompei gibi birçok şehirler böyle çöktü.

Bir profesör arkadaşımız Roma'ya gitmiş.

Pompei şehri nasıl helâk oldu?

Bir profesör arkadaşımız Roma'ya gitmiş.

Pompei şehri nasıl helâk oldu?

Vezüv yanardağı bir patladı. Küller bütün şehir halkının üzerine birden çöktü,Vezüv yanardağı bir patladı. Küller bütün şehir halkının üzerine birden çöktü, lavlar birden kapattı. Sanki alçıda dondurulmuş gibi oldular.lavlar birden kapattı. Sanki alçıda dondurulmuş gibi oldular. Bütün şehir ahalisi alçıda dondurulmuş gibi oldular. Bütün şehir ahalisi alçıda dondurulmuş gibi oldular. Şimdiki adamlar da arkeolojik kazı yapıyorlar. Şimdiki adamlar da arkeolojik kazı yapıyorlar. Zaten kül olduğu için süpürüyorlarmış, çıkıyormuş.Zaten kül olduğu için süpürüyorlarmış, çıkıyormuş. İçerdekiler de hiç bakteri vesaire olmadığı için hiç çürümemiş oluyormuş, aynen çıkıyormuş.İçerdekiler de hiç bakteri vesaire olmadığı için hiç çürümemiş oluyormuş, aynen çıkıyormuş. Hangi hayat üzerine, hayatın hangi işini yapıyorlarsaHangi hayat üzerine, hayatın hangi işini yapıyorlarsa o hal üzere dondurulmuş vaziyette çıkıyorlarmış. o hal üzere dondurulmuş vaziyette çıkıyorlarmış. Dükkânda ticaret yapıyorken, evinde uyuyorken vs… Öyle rezil sahneler çıkıyormuş ki ortaya.

Dükkânda ticaret yapıyorken, evinde uyuyorken vs… Öyle rezil sahneler çıkıyormuş ki ortaya.

Bizim felsefe profesörü arkadaşımız gitmiş, görmüş, o anlattı.Bizim felsefe profesörü arkadaşımız gitmiş, görmüş, o anlattı. Anlaşılan adamların aklı fikri bu cinsî duyguya esir olmuş.Anlaşılan adamların aklı fikri bu cinsî duyguya esir olmuş. Onlar anlamaz, biz biliyoruz ki Allah tepelerine kahrını indirmiş. Onlar anlamaz, nereden anlayacaklar?..Onlar anlamaz, biz biliyoruz ki Allah tepelerine kahrını indirmiş. Onlar anlamaz, nereden anlayacaklar?.. Bu adamlara tükürsen, "Yağmur yağıyor" derler, anlamazlar ki. Bu adamlara tükürsen, "Yağmur yağıyor" derler, anlamazlar ki. Kahrı da, lütfu da anlamazlar. Kahrı da, lütfu da anlamazlar. "Allah bize bu kadar nimet verdi, Allah'a güzel ibadet edelim." demez."Allah bize bu kadar nimet verdi, Allah'a güzel ibadet edelim." demez. Beni aptal yerine koyar, "Sen yaşamaktan ne anlarsın!" der, Beni aptal yerine koyar, "Sen yaşamaktan ne anlarsın!" der, "İnsan bu dünyaya bir kere geliyor, her türlü cevizi kırmalı." der.

"İnsan bu dünyaya bir kere geliyor, her türlü cevizi kırmalı." der.

Ona kalırsa öyle ama kazın ayağı öyle değil! Gerçek öyle değil!Ona kalırsa öyle ama kazın ayağı öyle değil! Gerçek öyle değil! Bu hayatın bir mânevî cephesi var. Bu hayatın bir mânevî cephesi var. Allahu Teâlâ hazretleri kahreder; taş yağar, ateş yağar.

Yağmadı mı?
Allahu Teâlâ hazretleri kahreder; taş yağar, ateş yağar.

Yağmadı mı?
Güney Amerika'da bir yanardağ patladı, bir kasabada 50 bin kişi lavların altında kalmadı mı?

Güney Amerika'da bir yanardağ patladı, bir kasabada 50 bin kişi lavların altında kalmadı mı?

Günlerce lav çamurları içinde kaldılar. Kimisi öyle dondu.Günlerce lav çamurları içinde kaldılar. Kimisi öyle dondu. Televizyon ve radyolardan haberlerini duymadık mı?..

Televizyon ve radyolardan haberlerini duymadık mı?..

Allahu Teâlâ hazretleri bizi alnı açık, namuslu, temiz, pak insanlar eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri bizi alnı açık, namuslu, temiz, pak insanlar eylesin. Evlatlarımıza da ehl-i namus, pırıl pırıl insanlar olmayı nasip etsin.Evlatlarımıza da ehl-i namus, pırıl pırıl insanlar olmayı nasip etsin. İnsanın içinden çeşit çeşit duygular geçer. Acıktığı zaman yemek ister.İnsanın içinden çeşit çeşit duygular geçer. Acıktığı zaman yemek ister. Tamam, helalinden yersin, hırsızlık yaparak değil...Tamam, helalinden yersin, hırsızlık yaparak değil... Evlenmek ister, belli bir yaşa geldiği zaman evlendirirsin, helalinden olur.Evlenmek ister, belli bir yaşa geldiği zaman evlendirirsin, helalinden olur. Normal, herkesin gözü önünde düğün yapılır. Herkes ziyafete çağırılır, düğün olur biter.Normal, herkesin gözü önünde düğün yapılır. Herkes ziyafete çağırılır, düğün olur biter. Tamam; bu, bunun eşi, hayat arkadaşı… Allah böyle yaratmış, normal. Öteki, anormal.Tamam; bu, bunun eşi, hayat arkadaşı… Allah böyle yaratmış, normal. Öteki, anormal. Onun karşısındayız, bunun tarafındayız. Öyle şey yok!

Onun karşısındayız, bunun tarafındayız. Öyle şey yok!

Ötekisine götüren her şeyin karşısındayız. Müstehcen, muzır neşriyatın karşısındayız.Ötekisine götüren her şeyin karşısındayız. Müstehcen, muzır neşriyatın karşısındayız. Muzır şarkının, muzır fıkranın, muzır adamın, muzır kelâmın karşısındayız.Muzır şarkının, muzır fıkranın, muzır adamın, muzır kelâmın karşısındayız. Çünkü hepsi oraya yardım ediyor. Biz bir şeyi istemedik mi çevresiyle, her şeyiyle istemeyiz. Çünkü hepsi oraya yardım ediyor. Biz bir şeyi istemedik mi çevresiyle, her şeyiyle istemeyiz. Öyle olması lazım! İslâm öyledir.

İslâm içkiyi yasak etmiş mi?

Etmiş!

Öyle olması lazım! İslâm öyledir.

İslâm içkiyi yasak etmiş mi?

Etmiş!

Nasıl yasak eder İslâm?

"İçkiyi içmeyin." demez.
Nasıl yasak eder İslâm?

"İçkiyi içmeyin." demez.
İçkinin içilmesi haramdır, taşınması haramdır, yapılması haramdır, üzümün sıkılması haramdır, İçkinin içilmesi haramdır, taşınması haramdır, yapılması haramdır, üzümün sıkılması haramdır, sunulması haramdır, sundurulması haramdır, vesaire vesaire... Hepsini yasak eder.sunulması haramdır, sundurulması haramdır, vesaire vesaire... Hepsini yasak eder. Her şeyini yasaklar, deliklerinin hepsini tıkar, iş biter. Onun için İslâm'ın öz ruhunu anlayalım.

Her şeyini yasaklar, deliklerinin hepsini tıkar, iş biter. Onun için İslâm'ın öz ruhunu anlayalım.

İslâm namusluluğu ve aile yuvasını teşvik ediyor.

"Efendim aile yuvasına ne lüzum var?"

İslâm namusluluğu ve aile yuvasını teşvik ediyor.

"Efendim aile yuvasına ne lüzum var?"

Moskova'da, kuzeyde lüzum yok! Şuradan gidersin,Moskova'da, kuzeyde lüzum yok! Şuradan gidersin, Karadeniz'in üstünden geçersin, orada lüzum yok! Türkiye'de ben müslümanım. Karadeniz'in üstünden geçersin, orada lüzum yok! Türkiye'de ben müslümanım. Bizde aile cemiyetin temel taşıdır. Bizde namus esastır.Bizde aile cemiyetin temel taşıdır. Bizde namus esastır. Bizde bir insanın mesleği, şarkıcılığı, artistliği, dansözlüğü, şuculuğu buculuğu şeyi göstermez. Bizde bir insanın mesleği, şarkıcılığı, artistliği, dansözlüğü, şuculuğu buculuğu şeyi göstermez. Bir insanın ahlâk-ı hamide sahibi olması, iffet, namus timsali olmasıBir insanın ahlâk-ı hamide sahibi olması, iffet, namus timsali olması onun derecesini yükseltir. Asıl örnekler onlardır.

onun derecesini yükseltir. Asıl örnekler onlardır.

Eğer başkaları kötü örnekleri bize gösteriyorsa, çocuklarımızı Anadolu'dan artist vs. olmaya kaçırıyorsa,Eğer başkaları kötü örnekleri bize gösteriyorsa, çocuklarımızı Anadolu'dan artist vs. olmaya kaçırıyorsa, kötü yollara itiyorsa elbette onun ben düşmanıyım.

Yazık değil mi Anadolu evlâdına?

kötü yollara itiyorsa elbette onun ben düşmanıyım.

Yazık değil mi Anadolu evlâdına?

Kızcağız bilmiyor ki… "Şu kadar para alıyormuş, kürkler içinde yaşıyormuş,Kızcağız bilmiyor ki… "Şu kadar para alıyormuş, kürkler içinde yaşıyormuş, köşkler içinde sefa sürüyormuş." diye artist olmaya geliyor, ondan sonra kötü yollara düşüyor.köşkler içinde sefa sürüyormuş." diye artist olmaya geliyor, ondan sonra kötü yollara düşüyor. Onu İslâm önceden tedbir alıyor.

Ne güzel dinimiz var!
Onu İslâm önceden tedbir alıyor.

Ne güzel dinimiz var!
Rabbimiz bizi müslüman yarattı, müslüman yaşatsın.Rabbimiz bizi müslüman yarattı, müslüman yaşatsın. İslâm'a faydalı hizmetler yapmayı nasip eylesin. İslâm'a faydalı hizmetler yapmayı nasip eylesin. Mü'min-i kâmil olarak, iman-ı kâmil ile,Mü'min-i kâmil olarak, iman-ı kâmil ile, eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûluhu diye diyeeşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûluhu diye diye ve Resûlullah Efendimiz'i göre göre, cennetteki makamımızı seyrede ede,ve Resûlullah Efendimiz'i göre göre, cennetteki makamımızı seyrede ede, şâd u hürrem ruh teslim edip âhirete göçmeyi nasip eylesin.

şâd u hürrem ruh teslim edip âhirete göçmeyi nasip eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2