Namaz Vakitleri

6 Cemâziye'l-Âhir 1447
26 November 2025
İmsak
06:27
Güneş
07:57
Öğle
12:57
İkindi
15:23
Akşam
17:45
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

Bedir Savaşı’nın Manevi Boyutu

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Bedir Savaşı’nın Manevi Boyutu

Mehmed Zahid KOTKU


İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid KOTKU Hocamızın sohbetleri, kendi seslerinden konulara yaklaşımı, açıklamaları, değerlendirmeleri ve tavsiyeleri, sizlerin istifadesine sunulmuştur.
Mehmed Zâhid KOTKU, geçtiğimiz asırda yaşamış (1897-1980) bir mürşid-i kâmil, bir sâlih insan, bir Allah dostudur. Ömrü boyunca tebliğ ve irşad çalışmaları içinde bulunmuş, milletimize ve ülkemize hizmet eden nice kıymetli kadrolar, devlet adamları yetiştirmiştir.

Gümüşhaneli Hazretleri tarafından başlatılan Ramûzü’l-Ehâdîs dersleri, takipçileri tarafından devam ettirilmiştir. İskenderpaşa Camii’nde Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A) Hocamız bu dersleri 1958’den 1977 yılına kadar sürdürmüş; 1977’den sonra ise, Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamız devam ettirmiştir.

İlk zamanlar düzenli olarak pazar günleri ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN hocamıza bırakmışlar, kendileri cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır.

Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahi mine’ş-şeytânirracîm.Eûzubillahi mine’ş-şeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. El-Hamdülillahi Rabbi’l-âlemin ve’l-âkibetü li’l-müttekîn.

El-Hamdülillahi Rabbi’l-âlemin ve’l-âkibetü li’l-müttekîn.
Ve’s-salâtü vesselâmü alâ seyyidinâVe’s-salâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ’lemû eyyühe’l-ihvân enne efdale’l-kitâbi kitâbullahİ’lemû eyyühe’l-ihvân enne efdale’l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale’l-hedyi hedyü Muhammedinve enne efdale’l-hedyi hedyü Muhammedin sallallahu teala aleyhi ve sellemsallallahu teala aleyhi ve sellem ve şerra’l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid’ahve şerra’l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid’ah ve külle bid’atin dalâleh ve külle dalâletin fi’n-nâri.ve külle bid’atin dalâleh ve külle dalâletin fi’n-nâri. Ve bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyiVe bi’s-senedi’l-muttasıli ile’n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle:sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle: Câe Cibrîlü fekâle: Mâ te’uddûne men şehide bedran fîküm.

Câe Cibrîlü fekâle: Mâ te’uddûne men şehide bedran fîküm.
Beraber salât ü selâm okuyalım:Beraber salât ü selâm okuyalım: es-Salâtü ve’s-selamü aleyke yâ Resûlallah.

es-Salâtü ve’s-selamü aleyke yâ Resûlallah.
es-Salâtü ve’s-selamü aleyke yâ Habiballah.es-Salâtü ve’s-selamü aleyke yâ Habiballah. es-Salâtü ve’s-selamü aleyke yâ seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn.es-Salâtü ve’s-selamü aleyke yâ seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn. Allahümme salli salâtenAllahümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmenkâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihi’l-ukadalâ seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihi’l-ukad ve tenfericü bihi’l-kürabve tenfericü bihi’l-kürab ve tukdâ bihi’l-havâicve tukdâ bihi’l-havâic ve tünâlü bihi’l-rağâibve tünâlü bihi’l-rağâib ve hüsnü’l-havâtimi ve yüsteska’l-ğamâmü bi-vechihi’l-kerîmve hüsnü’l-havâtimi ve yüsteska’l-ğamâmü bi-vechihi’l-kerîm ve alâ âlihî ve sahbihîve alâ âlihî ve sahbihî fî külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli mâlûmün leke.fî külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli mâlûmün leke. Te harfleri bitti cim harflerine geçti.

Te harfleri bitti cim harflerine geçti.
Câe Cibril’den başladık derse.Câe Cibril’den başladık derse. Cebrail aleyhisselam meleklerin büyüklerinden.Cebrail aleyhisselam meleklerin büyüklerinden. Dört büyük melek: Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil.Dört büyük melek: Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil. Bunlar meleklerin büyükleridirler.Bunlar meleklerin büyükleridirler. Bunlar gözler görülmez, ruhani mahlûklardır.Bunlar gözler görülmez, ruhani mahlûklardır. Her türlü kalıba kıyafete girmeye muktedirler,Her türlü kalıba kıyafete girmeye muktedirler, güçleri de çoktur.güçleri de çoktur. Yani bilgimiz dışındadır.Yani bilgimiz dışındadır. Bir tane malum, Lut denilen bir göl var ya,Bir tane malum, Lut denilen bir göl var ya, orada Lûtî denilen bir kavim vardı,orada Lûtî denilen bir kavim vardı, orada Lûtîlik ameli işliyorlardı.orada Lûtîlik ameli işliyorlardı. O lûtîlik amelini işlediklerinden dolayı ceza olaraktan daO lûtîlik amelini işlediklerinden dolayı ceza olaraktan da o kavim Cebrail aleyhisselamın kanadı ile yerden kaldırıldı, ters çevrildi.o kavim Cebrail aleyhisselamın kanadı ile yerden kaldırıldı, ters çevrildi. O gün, bir rivayette 40.000, bir rivayetteO gün, bir rivayette 40.000, bir rivayette 80.000 de teheccütte namaz kılanlar varmış.80.000 de teheccütte namaz kılanlar varmış. Hatta Cebrail aleyhisselam sormuş: “Yâ Rabbi!Hatta Cebrail aleyhisselam sormuş: “Yâ Rabbi! Böyle dedin ama bu kadar da teheccütte insan var, ne yapayım ben?”Böyle dedin ama bu kadar da teheccütte insan var, ne yapayım ben?” “Sen vazifeni yap.“Sen vazifeni yap. Haşrolunurken herkes ameline göre haşrolunur.” demiş.Haşrolunurken herkes ameline göre haşrolunur.” demiş. Şimdi bu geçen ki dersten bir köpek meselesi vardı.

Şimdi bu geçen ki dersten bir köpek meselesi vardı.
Köpek satılır satılmaz, parası caiz olur olmaz.Köpek satılır satılmaz, parası caiz olur olmaz. Köpek haddizatında, Cebrail dedik şimdi buna.Köpek haddizatında, Cebrail dedik şimdi buna. Melek Cebrail aleyhisselam, Cenâb-ı Peygamber’e bir vakit gelmedi.Melek Cebrail aleyhisselam, Cenâb-ı Peygamber’e bir vakit gelmedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem müteessir oldu,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem müteessir oldu, gelince dedi ki: “Niçin çoktan beri gelmedin?gelince dedi ki: “Niçin çoktan beri gelmedin? Dedi, “Evde köpek var.”Dedi, “Evde köpek var.” Köpek enciklemiş bir yere, girip çıkıyormuş oraya,Köpek enciklemiş bir yere, girip çıkıyormuş oraya, tabii Peygamberimiz’in haberi yok,tabii Peygamberimiz’in haberi yok, Cebrail’in haberi üzerine dışarıya attırdılar.Cebrail’in haberi üzerine dışarıya attırdılar. Köpeğin olduğu yere melek de girmez.Köpeğin olduğu yere melek de girmez. Köpek ancak mesela avcıların kullandığı bir köpek varKöpek ancak mesela avcıların kullandığı bir köpek var bir de koyuncuların çoban köpekleri,bir de koyuncuların çoban köpekleri, koyunlarını beklemek için kullandıkları köpekler var.koyunlarını beklemek için kullandıkları köpekler var. Bunların İmam Şafiî’ye göre hepsi haram.Bunların İmam Şafiî’ye göre hepsi haram. Evde ev bekçiliği yapan veyahut koyun bekçiliğini yapan,Evde ev bekçiliği yapan veyahut koyun bekçiliğini yapan, bunlar da alınıp satılmaz.bunlar da alınıp satılmaz. Yani parası caiz değil, kendileri de necistir.Yani parası caiz değil, kendileri de necistir. Fakat İmam Âzam Efendimiz diyor ki, bu nehiydir.Fakat İmam Âzam Efendimiz diyor ki, bu nehiydir. Nehiy olması dolayısıyla kerahattir.Nehiy olması dolayısıyla kerahattir. Haram değildir de kerahattir.Haram değildir de kerahattir. Nitekim bunun içerisinde hacamat parası da vardır.Nitekim bunun içerisinde hacamat parası da vardır. Hacamat parası da câiz değildir, haramdır dendi fakatHacamat parası da câiz değildir, haramdır dendi fakat Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hem hacamat oldularPeygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hem hacamat oldular hacamatçıya da para verdiler.hacamatçıya da para verdiler. Haram olsaydı vermezdi demek kerahet olduğundaHaram olsaydı vermezdi demek kerahet olduğunda İmam Âzam ittifak etmişler.İmam Âzam ittifak etmişler. Buhârî hazretlerinin [kitabının] hangi cildinde olduğu hatırımdan çıkmış.

Buhârî hazretlerinin [kitabının] hangi cildinde olduğu hatırımdan çıkmış.
Fakat orada bir köpek meselesi var, okumuştum onu.Fakat orada bir köpek meselesi var, okumuştum onu. O köpek meselesinde, FransızlarınO köpek meselesinde, Fransızların eski harpte, büyük harplerindeeski harpte, büyük harplerinde yani Almanlarla yaptığı harplerde yapmış oldukları zayiatınyani Almanlarla yaptığı harplerde yapmış oldukları zayiatın bir misli fazla köpekten ölenleri varmış.bir misli fazla köpekten ölenleri varmış. Orada kitabında yazmış bunu.Orada kitabında yazmış bunu. Köpek pis mahlûk, birçok hastalıklar kendisinden

Köpek pis mahlûk, birçok hastalıklar kendisinden
sirayet edebiliyor.sirayet edebiliyor. Köpek hastaneleri kâfi gelmiyor bu işe.Köpek hastaneleri kâfi gelmiyor bu işe. Bunlar bu suretle de birçok kimselerin böyleBunlar bu suretle de birçok kimselerin böyle bilinmeden ölümlerine sebep olup gidiyor.bilinmeden ölümlerine sebep olup gidiyor. Onun için köpek doğru bir mahlûk değildir,Onun için köpek doğru bir mahlûk değildir, onun için alınıp satılmaz ve kullanılması da câiz değildir.onun için alınıp satılmaz ve kullanılması da câiz değildir. Şimdilerde fani [fini/fino] mi diyorlar, ufak köpekler var,Şimdilerde fani [fini/fino] mi diyorlar, ufak köpekler var, evlerde yatak odalarına da girip çıkıyorlar.evlerde yatak odalarına da girip çıkıyorlar. Bunlar hiç câiz değil.Bunlar hiç câiz değil. Öteki köpek yine bekçilik yapıyor, bir vazifesi var.Öteki köpek yine bekçilik yapıyor, bir vazifesi var. Fakat bu evdeki köpeğin hiçbir vazifesi yok,Fakat bu evdeki köpeğin hiçbir vazifesi yok, boyuna gürültü yapar ve insanları da rahatsız eder.boyuna gürültü yapar ve insanları da rahatsız eder. Hem de bu meleklerin de girmesine mâni olan bir şeydir.Hem de bu meleklerin de girmesine mâni olan bir şeydir. Alınıp da satılmayan bir şeydir.Alınıp da satılmayan bir şeydir. Onun için bunlardan son derece sakınmak gerekir.Onun için bunlardan son derece sakınmak gerekir. “Cebrail aleyhisselam gelmiş.”

“Cebrail aleyhisselam gelmiş.”
Fekâle: Mâ te’uddûne men şehide bedran fîküm.Fekâle: Mâ te’uddûne men şehide bedran fîküm. “Siz de siz, Bedir’de sizin yendiğiniz muharebede şehit olanlar“Siz de siz, Bedir’de sizin yendiğiniz muharebede şehit olanlar hakkında ne dersiniz?” Efendimiz buyurdular.hakkında ne dersiniz?” Efendimiz buyurdular. Kultü: Hıyârunâ. “Onlar bizim hayırlılarımız idi.”Kultü: Hıyârunâ. “Onlar bizim hayırlılarımız idi.” Bedir muharebesi Müslümanlıkta ilk muharebedir

Bedir muharebesi Müslümanlıkta ilk muharebedir
ve bu Bedir muharebesine iştirak eden 313 bahtiyar var.ve bu Bedir muharebesine iştirak eden 313 bahtiyar var. Bu 313 bahtiyarın ismi o kadar muhteremdir kiBu 313 bahtiyarın ismi o kadar muhteremdir ki onların isimlerini söyleyerekten hastalarınıza okusanızonların isimlerini söyleyerekten hastalarınıza okusanız şifa bulursunuz.şifa bulursunuz. Ruhlara şifadır, gönüllere şifadır,Ruhlara şifadır, gönüllere şifadır, dertlere şifadır, her şeye şifadır.dertlere şifadır, her şeye şifadır. Niçin? Bunlar Allahu Teâlâ’nın sevgili kulları.Niçin? Bunlar Allahu Teâlâ’nın sevgili kulları. Bu sevgili kulları olduğundan dolayı Cenâb-ı Cibril soruyor:Bu sevgili kulları olduğundan dolayı Cenâb-ı Cibril soruyor: “Ne dersiniz siz bunlara?”“Ne dersiniz siz bunlara?” Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Hıyârunâ.Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Hıyârunâ. “Onlar bizim iyilerimizdi, iyi insanlardı.”“Onlar bizim iyilerimizdi, iyi insanlardı.” Ve kâle: kezâlike, sizin yanınızda o Ehl-i Bedir iyi olduğu gibi

Ve kâle: kezâlike, sizin yanınızda o Ehl-i Bedir iyi olduğu gibi
bizim yanımızda da men şehide bedran mine’l-melâiketi.bizim yanımızda da men şehide bedran mine’l-melâiketi. Bedir malum, ilk muharebe olmakla beraber Müslümanlığın çok zayıf bir devriydi.Bedir malum, ilk muharebe olmakla beraber Müslümanlığın çok zayıf bir devriydi. Silahı yok, parası yok, yiyeceği yok, bir şeysi yok yani çok zayıftılar.Silahı yok, parası yok, yiyeceği yok, bir şeysi yok yani çok zayıftılar. O devirde bu muharebe zuhur ettiO devirde bu muharebe zuhur etti fakat Müslümanlar kaçmadılar,fakat Müslümanlar kaçmadılar, düşmanların karşısına çıktılar ama zayıf kuvvetleri vardı.düşmanların karşısına çıktılar ama zayıf kuvvetleri vardı. Onun için Cenâb-ı Allah bunları iki bölükOnun için Cenâb-ı Allah bunları iki bölük meleklerle te’yid eyledi.meleklerle te’yid eyledi. Onun için Cenâb-ı Cibril diyor ki:Onun için Cenâb-ı Cibril diyor ki: Men şehide bedran mine’l-melâiketiMen şehide bedran mine’l-melâiketi hüm indenâ hıyâru’l-melâiketi.hüm indenâ hıyâru’l-melâiketi. “Sizin insanlarınızdan harbe iştirak edenler nasıl“Sizin insanlarınızdan harbe iştirak edenler nasıl sizin hayırlınız ise, bizim meleklerden de o harbe iştirak edenlersizin hayırlınız ise, bizim meleklerden de o harbe iştirak edenler bizim hayırlılarımızdandır.”bizim hayırlılarımızdandır.” Melekler ki, esteîzübillah:Melekler ki, esteîzübillah: İz tekûlü li’l-mü’minîne elen yekfiyeküm en yümiddeküm

İz tekûlü li’l-mü’minîne elen yekfiyeküm en yümiddeküm
Rabbuküm bi-selâseti âlâfinRabbuküm bi-selâseti âlâfin “... Biz oraya üç bin melek gönderdik.”“... Biz oraya üç bin melek gönderdik.” İkinci seferinde bi-hamseti âlafin.İkinci seferinde bi-hamseti âlafin. “Beş bin tane gönderdik.” Eh bunun bir tanesi kâfiydi.“Beş bin tane gönderdik.” Eh bunun bir tanesi kâfiydi. Bir melek gelseydi oraya onların altını üstüne çevirirdi.Bir melek gelseydi oraya onların altını üstüne çevirirdi. Fakat 3000 ve 5000 melek ile böyle te’kid edişininFakat 3000 ve 5000 melek ile böyle te’kid edişinin hikmetleri ayrı ayrı.hikmetleri ayrı ayrı. Cenâb-ı Hak Yasin sûresinde,Cenâb-ı Hak Yasin sûresinde, “Düşmanı helak etmek için bir meleğin sayhası kâfi geldi.”“Düşmanı helak etmek için bir meleğin sayhası kâfi geldi.” Bir meleğin sayhası bu kavmin helakine kâfi geldi.Bir meleğin sayhası bu kavmin helakine kâfi geldi. Burada da kâfi gelirdi, fakat böyle müteadditBurada da kâfi gelirdi, fakat böyle müteaddit şeylerle İslâm askerinin arasına karışmışşeylerle İslâm askerinin arasına karışmış insan kılığındaki meleklerin kesretle düşmanların gözüne görünüşü,insan kılığındaki meleklerin kesretle düşmanların gözüne görünüşü, düşmanda bir korku [meydana getirdi;]düşmanda bir korku [meydana getirdi;] “Ooo, çok kalabalıklar, sonra çok heybetli insanlar,“Ooo, çok kalabalıklar, sonra çok heybetli insanlar, taylasanlılar, sarıklarının arkasında taylasanları da var.”taylasanlılar, sarıklarının arkasında taylasanları da var.” Bu sebeple orduyu ilhak ettiler,Bu sebeple orduyu ilhak ettiler, bu sebeple de o ordunun zaferi temin olundu,bu sebeple de o ordunun zaferi temin olundu, düşman kaçmak mecburiyetinde kaldı.düşman kaçmak mecburiyetinde kaldı. Bu birçok harplerde meleklerBu birçok harplerde melekler harbe iştirak etmeseler deharbe iştirak etmeseler de İslâm ordularının içerisinde İslâm’ı takviye içinİslâm ordularının içerisinde İslâm’ı takviye için “gövde gösterisi” dediğimiz tâbirle“gövde gösterisi” dediğimiz tâbirle gösteriş olaraktan bulunurlar.gösteriş olaraktan bulunurlar. Bu bizim son Yunan harbinde olsunBu bizim son Yunan harbinde olsun daha ondan evvelki harplerde numuneleri pek çoktur.daha ondan evvelki harplerde numuneleri pek çoktur. Ki, esir olan düşmanlar,Ki, esir olan düşmanlar, “Sizin aranızda şöyle adamlar vardı yahu,“Sizin aranızda şöyle adamlar vardı yahu, biz bunları göremiyoruz.biz bunları göremiyoruz. Siz ufak tefek adamlarsınız.Siz ufak tefek adamlarsınız. Biz size teslim olmazdık, onlar nerede, o adamlar?” diyeBiz size teslim olmazdık, onlar nerede, o adamlar?” diye böyle hayretle ararlarmış aralarındaböyle hayretle ararlarmış aralarında ki bu melekler herkesinki bu melekler herkesin her zaman her yerde imdadına da yetişirler,her zaman her yerde imdadına da yetişirler, yalnız kulun Allah’a dönmesi lazım.yalnız kulun Allah’a dönmesi lazım. Kul Allah’a gönlünü çevirir,Kul Allah’a gönlünü çevirir, Allah Celle ve Alâ’ya gönlünü çevirir deAllah Celle ve Alâ’ya gönlünü çevirir de ondan yardım istedi miydi,ondan yardım istedi miydi, yardımcı olarak Cenâb-ı Hak kendisi gelecek değil kiyardımcı olarak Cenâb-ı Hak kendisi gelecek değil ki O’nun meleklerine emreder,O’nun meleklerine emreder, senin yardımına orada yetişirler.senin yardımına orada yetişirler. Bunun numûnelerinden bir tanesini [anlatayım.]

Bunun numûnelerinden bir tanesini [anlatayım.]
eşkiyalar [bir] adamı yolda yakalamış, öldürecekler.eşkiyalar [bir] adamı yolda yakalamış, öldürecekler. Demiş: “Bana müsaade edin de iki rekât namaz kılayım ben.”Demiş: “Bana müsaade edin de iki rekât namaz kılayım ben.” “Peki, kıl!” demişler.“Peki, kıl!” demişler. Namazı kılmış, ellerini açmış:Namazı kılmış, ellerini açmış: “Yâ Rab! Görüyorsun ya, işte burada benden başka kimse yok beni kurtaracak.”“Yâ Rab! Görüyorsun ya, işte burada benden başka kimse yok beni kurtaracak.” Onun duası var orada yaptığı, yâ hayyu yâ kayyumOnun duası var orada yaptığı, yâ hayyu yâ kayyum diyerekten, o dua ezberimde değil.diyerekten, o dua ezberimde değil. O duasını yapmış demiş ki:O duasını yapmış demiş ki: “Yâ Rab! Sen beni bunların şerrinden kurtar.”“Yâ Rab! Sen beni bunların şerrinden kurtar.” Eh duası biraz uzamış, uzayıncaEh duası biraz uzamış, uzayınca melek de inmiş aşağıya, öyle bir sayha vurmuş,melek de inmiş aşağıya, öyle bir sayha vurmuş, bu eşkıyaların her birisi bir tarafa dağılıp gitmiş,bu eşkıyaların her birisi bir tarafa dağılıp gitmiş, adamcağız da kurtulmuş durumdan.adamcağız da kurtulmuş durumdan. Bunların şeysi her zaman görülegelen vakıalardandır.Bunların şeysi her zaman görülegelen vakıalardandır. İmanımız vardır, âmentü billâhi ve melâiketihî.İmanımız vardır, âmentü billâhi ve melâiketihî. Görmediğimize inanmayız hocaefendi, görmek lazım.Görmediğimize inanmayız hocaefendi, görmek lazım. Görmediğin neler var senin ey aziz kardeş,

Görmediğin neler var senin ey aziz kardeş,
görmediğin neler var!görmediğin neler var! Görmediklerini sen inkâr edersen bu dünyadan çıkmak lazım.Görmediklerini sen inkâr edersen bu dünyadan çıkmak lazım. Allah kusurlarımızı affetsin de

Allah kusurlarımızı affetsin de
bizim dinimiz gayba imandır.bizim dinimiz gayba imandır. Allah’ı görüyor muyuz biz?Allah’ı görüyor muyuz biz? [Görmüyoruz] ama âsârı meydanda.[Görmüyoruz] ama âsârı meydanda. Melekleri görüyor muyuz?Melekleri görüyor muyuz? [Görmüyoruz ama] âsârı meydanda.[Görmüyoruz ama] âsârı meydanda. Âhireti görüyor muyuz?Âhireti görüyor muyuz? İmanımız var elhamdülillah, gideceğiz oraya.İmanımız var elhamdülillah, gideceğiz oraya. Meleklerin vücudunu bize bildirmekle beraberMeleklerin vücudunu bize bildirmekle beraber onların yaptığı sayısız işleri de ayrıca bize böyle bildiriyor.onların yaptığı sayısız işleri de ayrıca bize böyle bildiriyor. Onun için bu hadisi, Ahmed b. Hanbel, Buhârî,Onun için bu hadisi, Ahmed b. Hanbel, Buhârî, İbn Mâce Muâz hazretlerinden.İbn Mâce Muâz hazretlerinden. Câenî Cibrîlü fekâle: Yâ Muhammed,

Câenî Cibrîlü fekâle: Yâ Muhammed,
izâ tevadda’te fe’ntadih.izâ tevadda’te fe’ntadih. Bizim dinimizin kökleri, Peygamber Efendimizin tâlimiyle,

Bizim dinimizin kökleri, Peygamber Efendimizin tâlimiyle,
Peygamber Efendimize de meleklerin tâlimiyledir.Peygamber Efendimize de meleklerin tâlimiyledir. Bizim dinimiz doğrudan doğruya Allahu Teâlâ’dandır.Bizim dinimiz doğrudan doğruya Allahu Teâlâ’dandır. İşte burada da Cebrail aleyhisselam gelmişler [Peygamber Efendimize;İşte burada da Cebrail aleyhisselam gelmişler [Peygamber Efendimize; Abdest aldığı vakitte, abdest alındıktan sonra ellerindeki birazAbdest aldığı vakitte, abdest alındıktan sonra ellerindeki biraz suyu şöyle biraz üzerine serpme ki buradasuyu şöyle biraz üzerine serpme ki burada insana, “Acaba bu ıslaklık bana nereden geldi?” gibi vesvese gelir.insana, “Acaba bu ıslaklık bana nereden geldi?” gibi vesvese gelir. Onu men etmek için [elindeki suyu] serpiştirirsin,Onu men etmek için [elindeki suyu] serpiştirirsin, “Ha, elimle serptiydim ya dersin, işte oradan olmuştur.” diyerekten“Ha, elimle serptiydim ya dersin, işte oradan olmuştur.” diyerekten o vesvesenin ortadan kalkmasına vesile olur.o vesvesenin ortadan kalkmasına vesile olur. Yine buyuruyor:Yine buyuruyor: Câenî Cibrîlü fekâle: Yâ Muhammed,

Câenî Cibrîlü fekâle: Yâ Muhammed,
mür ümmeteke fe’lyerfe’û esvâtehüm bi’t-telbiyeti.mür ümmeteke fe’lyerfe’û esvâtehüm bi’t-telbiyeti. Hacda arefe gününden başlayarak

Hacda arefe gününden başlayarak
bayramın 4. gününe kadar devam edenbayramın 4. gününe kadar devam eden Lebbeyk Allahümme lebbeyk orada,Lebbeyk Allahümme lebbeyk orada, burada Allahu Ekber Allahu Ekber denir, tekbir yaparız.burada Allahu Ekber Allahu Ekber denir, tekbir yaparız. Ama buradaki telbiye ki:Ama buradaki telbiye ki: Lebbeyk Allahümme lebbeyk,

Lebbeyk Allahümme lebbeyk,
lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk,lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, inne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk lâ şerîke leke.inne’l-hamde ve’n-ni’mete leke ve’l-mülk lâ şerîke leke. Cenâb-ı Peygamber’e böyle söylüyor Cebrail aleyhisselam.Cenâb-ı Peygamber’e böyle söylüyor Cebrail aleyhisselam. Sesli okununca [herkes duyar.]Sesli okununca [herkes duyar.] Herkes bu duayı bilmez, bilmeyince,Herkes bu duayı bilmez, bilmeyince, bilenler okudukça bilmeyenler de öğrenir.bilenler okudukça bilmeyenler de öğrenir. Bu sebeple herkes öğrenmiş olur.Bu sebeple herkes öğrenmiş olur. Ve bu telbiyenin böyle sesle yapılışındaVe bu telbiyenin böyle sesle yapılışında ikinci hikmet, bu sesler ahenkle böyle ortalığa yayıldığı vakitteikinci hikmet, bu sesler ahenkle böyle ortalığa yayıldığı vakitte insanın gönlüne de ayrıca hem bir şevk,insanın gönlüne de ayrıca hem bir şevk, hem neşe verir, hem de Allahu Teâlâ’yahem neşe verir, hem de Allahu Teâlâ’ya karşı da bir korku bir haşyet de gelir insana.karşı da bir korku bir haşyet de gelir insana. Feinnehâ min şi’âri’l-hacci.

Feinnehâ min şi’âri’l-hacci.
“Bu telbiye haccın alâmetlerinden birisidir.”“Bu telbiye haccın alâmetlerinden birisidir.” Allah gidenlere tekrar,Allah gidenlere tekrar, gitmeyenlere de an karîbüzzamanda helal mallar ilegitmeyenlere de an karîbüzzamanda helal mallar ile ziyaretler nasîb-i müyesser eylesin.ziyaretler nasîb-i müyesser eylesin. Cenâb-ı Hakk’ın tecellisi her yerde olur;

Cenâb-ı Hakk’ın tecellisi her yerde olur;
dağda da, taşta da, yerde de, gökte de olur.dağda da, taşta da, yerde de, gökte de olur. Fakat bu Kâbe-i Muazzama’yı Cenâb-ı Hak,Fakat bu Kâbe-i Muazzama’yı Cenâb-ı Hak, “Benim beytimdir.” diyerekten“Benim beytimdir.” diyerekten bizlere tavsiye buyurmuştur.bizlere tavsiye buyurmuştur. İlk önce onu Adem aleyhisselam yapmıştır.İlk önce onu Adem aleyhisselam yapmıştır. İlk evvel melekler tarafından yapılınca,İlk evvel melekler tarafından yapılınca, sonra Âdem aleyhisselam yapmış.sonra Âdem aleyhisselam yapmış. Sonra da işte İbrahim aleyhisselam tazelemişSonra da işte İbrahim aleyhisselam tazelemiş bu zamana kadar da tamir ola ola,bu zamana kadar da tamir ola ola, zamanımızda da gördüğümüz Kâbe-i Muazzama’dır.zamanımızda da gördüğümüz Kâbe-i Muazzama’dır. Tabii bu Kâbe malum taştan yapılmış bir binadır.

Tabii bu Kâbe malum taştan yapılmış bir binadır.
Bu camilerimiz nasıl taştan yapıldıysaBu camilerimiz nasıl taştan yapıldıysa o da öyle taştan yapılmış bir binadır.o da öyle taştan yapılmış bir binadır. Fakat bunun şerefi Cenâb-ı Hakk’ınFakat bunun şerefi Cenâb-ı Hakk’ın isminin oraya verilmesiyledir.isminin oraya verilmesiyledir. O taş, o bina orada olsa da olmasa da o yer mukaddestir.O taş, o bina orada olsa da olmasa da o yer mukaddestir. Yani o bina belki günün birinde yıkılır, oradan kaldırılır.Yani o bina belki günün birinde yıkılır, oradan kaldırılır. Kaldırılsa da o bina orada olmasa da o yer mukaddestir,Kaldırılsa da o bina orada olmasa da o yer mukaddestir, yine hac o yerde yapılır.yine hac o yerde yapılır. Yine o mevki tavaf edilir,Yine o mevki tavaf edilir, hac vazifesi de yine orada îfa edilir.hac vazifesi de yine orada îfa edilir. İş binada değil binanın sahibi olan Allahu Teâlâ’nınİş binada değil binanın sahibi olan Allahu Teâlâ’nın emrine tevessüldedir.emrine tevessüldedir. Yine buyuruyorlar ki:Yine buyuruyorlar ki: Câenî Cibrîlü. “Cebrail aleyhisselam yine gelmişler.”

Câenî Cibrîlü. “Cebrail aleyhisselam yine gelmişler.”
Bimir’âtin beydâe.Bimir’âtin beydâe. “Beyaz bir ayna ile.” Fîhâ nüktetün sevdâü.“Beyaz bir ayna ile.” Fîhâ nüktetün sevdâü. “Fakat içerisinde bir siyah nokta var, ayna.”“Fakat içerisinde bir siyah nokta var, ayna.” Buyurmuşlar ki mâ hâzihî?Buyurmuşlar ki mâ hâzihî? Bu ne? Bu ayna çok güzel parıl parılBu ne? Bu ayna çok güzel parıl parıl fakat bu siyahlık ne bunun içerisinde?fakat bu siyahlık ne bunun içerisinde? Kâle: Hâzihi’l-cumu’atü.Kâle: Hâzihi’l-cumu’atü. Bu cumaya işarettir.Bu cumaya işarettir. Ve fîhâ tekûmu’s-sâ’atü.Ve fîhâ tekûmu’s-sâ’atü. “Kıyametin de kopacağı gün cuma günü olacaktır.” “Kıyametin de kopacağı gün cuma günü olacaktır.” Cumanın âdâbından birisi de

Cumanın âdâbından birisi de
cuma günü muhakkak gusletmeyi unutmamalı.cuma günü muhakkak gusletmeyi unutmamalı. Evlerimiz elhamdülillah eski zaman evleri gibi değil,Evlerimiz elhamdülillah eski zaman evleri gibi değil, sular bol, gusülhanelerimiz güzel.sular bol, gusülhanelerimiz güzel. Temiz çamaşır giyinir, gusleder cumaya öyle gelirse,Temiz çamaşır giyinir, gusleder cumaya öyle gelirse, gelecek cumaya kadar ve bir de üç gün fazlasıylagelecek cumaya kadar ve bir de üç gün fazlasıyla günahları mağfiret olunuyor.günahları mağfiret olunuyor. Hem gelecek cumaya kadar var, bir de üç gün fazlasıylaHem gelecek cumaya kadar var, bir de üç gün fazlasıyla onun günahları mağfiret olunur yani on günlük günahıonun günahları mağfiret olunur yani on günlük günahı öyle otomatik siliniyor o kimseden.öyle otomatik siliniyor o kimseden. Cumaya hürmeten gusledip temiz elbisesiyleCumaya hürmeten gusledip temiz elbisesiyle camiye gelip erken vakitte cumaya intizar etti,camiye gelip erken vakitte cumaya intizar etti, sonra ses çıkarmadı, Kur’an’ını okudu, dinledi,sonra ses çıkarmadı, Kur’an’ını okudu, dinledi, camiden güzelce çıktı.camiden güzelce çıktı. İlk girenle son çıkan makbuldür.İlk girenle son çıkan makbuldür. İlk girenin mükâfatı çok yüksektir,İlk girenin mükâfatı çok yüksektir, son çıkanın da mükâfatı yine çok yüksektir.son çıkanın da mükâfatı yine çok yüksektir. Onun için erken girip son olarak çıkmaya dikkat etmek lazım.Onun için erken girip son olarak çıkmaya dikkat etmek lazım. Erken kaçmak hiç iyi değildir.Erken kaçmak hiç iyi değildir. Hemen namazı kılınca, bazıları farzı kılıpHemen namazı kılınca, bazıları farzı kılıp kaçmak istiyorlar, o doğru bir şey değildir, çok hatalılar.kaçmak istiyorlar, o doğru bir şey değildir, çok hatalılar. Daha arkasında sünnetler var yapılacak,Daha arkasında sünnetler var yapılacak, bu sünnetleri niçin kılmıyoruz?bu sünnetleri niçin kılmıyoruz? Sünnetlerin kılınması lazımdır.Sünnetlerin kılınması lazımdır. Sünnetleri kılacağız ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin deSünnetleri kılacağız ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin de şefaatine nâil olalım.şefaatine nâil olalım. Bakınız burada yeri gelmişken söyleyeyim.

Bakınız burada yeri gelmişken söyleyeyim.
Biz şurada [sünnet kılıyoruz,] dedikodu oluyor:Biz şurada [sünnet kılıyoruz,] dedikodu oluyor: “Bu on rekât canım!“Bu on rekât canım! Dört rekât önden sünneti var iyi, iki de farzı var altı.Dört rekât önden sünneti var iyi, iki de farzı var altı. Bu neden 16 oldu?” diyor.Bu neden 16 oldu?” diyor. Canım arkasında dörtte sünneti var ya yine oldu on peki,Canım arkasında dörtte sünneti var ya yine oldu on peki, öteki ne olacak?öteki ne olacak? Öteki de o günün zuhr-u âhiri, o günün öğle namazı.Öteki de o günün zuhr-u âhiri, o günün öğle namazı. O günün öğle namazını daO günün öğle namazını da tekrar bir edâ ediveriyoruz.tekrar bir edâ ediveriyoruz. İki de son sünnet, o da vakit sünnetidir,İki de son sünnet, o da vakit sünnetidir, onu da edâ ediyoruz.onu da edâ ediyoruz. Ne zarar verir?Ne zarar verir? Var mı bunun bir zararı, hiçbir zararı yok.Var mı bunun bir zararı, hiçbir zararı yok. Bakınız, Said b. Müseyyeb rahmetullahi aleyh

Bakınız, Said b. Müseyyeb rahmetullahi aleyh
tabiinin eftalindendir, eftal-i tâbiîn.tabiinin eftalindendir, eftal-i tâbiîn. Bu zât diyor ki günde 1000 rekât namaz kılıyormuş.Bu zât diyor ki günde 1000 rekât namaz kılıyormuş. Günde 1000 rekât namaz kılıyormuş, hem muhaddistirGünde 1000 rekât namaz kılıyormuş, hem muhaddistir yani hadis hocası.yani hadis hocası. Hadis hocası, muhaddis diye yüzüne bakarakHadis hocası, muhaddis diye yüzüne bakarak okuyan adama demezler, ezberine almış hadisler kafasında,okuyan adama demezler, ezberine almış hadisler kafasında, o yalnız naklediyor.o yalnız naklediyor. Hem böyle muhaddis hem de günde 1000 rekât namaz kılıyor.Hem böyle muhaddis hem de günde 1000 rekât namaz kılıyor. Bu zât diyor ki, “Ben 50 senedirBu zât diyor ki, “Ben 50 senedir hiçbir vakti ön safta bırakmadım.hiçbir vakti ön safta bırakmadım. Hep ön safta yerimi alırdım, 50 seneden beri ön safta namaz kılardım.”Hep ön safta yerimi alırdım, 50 seneden beri ön safta namaz kılardım.” Her gün de 1000 rekât namaz kılıyor,Her gün de 1000 rekât namaz kılıyor, geceleri sabaha kadar ağlıyor.geceleri sabaha kadar ağlıyor. Vay bizim halimize!Vay bizim halimize! Biz şimdi dört rekât namaz kılacağız,Biz şimdi dört rekât namaz kılacağız, “Bu namazı nereden çıkardınız?” diye kıyameti koparıyoruz.“Bu namazı nereden çıkardınız?” diye kıyameti koparıyoruz. Kıyamet mi kopar yahuKıyamet mi kopar yahu dört rekât namaz fazla kılarsan, bak o bin rekât kılıyor yahu?dört rekât namaz fazla kılarsan, bak o bin rekât kılıyor yahu? İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh'in, ''Ha [bir de] diyor ki:İmam-ı Azam Rahmetullahi Aleyh'in, ''Ha [bir de] diyor ki: “Elli seneden beri de“Elli seneden beri de yatsı namazına aldığım abdestle sabah namazını kılıyorum.”yatsı namazına aldığım abdestle sabah namazını kılıyorum.” Efendi dilde kolay bu.Efendi dilde kolay bu. Bunlar fevkalade büyük insanlar.Bunlar fevkalade büyük insanlar. İnsan kılığındaİnsan kılığında ama insanın yapacağı, takat getireceğiama insanın yapacağı, takat getireceği bizim gibi kalpazanların hâli değil bu.bizim gibi kalpazanların hâli değil bu. Bizde çene var,Bizde çene var, amele gelince dört rekât namazı fazla buluyoruz.amele gelince dört rekât namazı fazla buluyoruz. Hele hele bazılarımız, mesela imama uymuyor, imamı beğenmiyor.Hele hele bazılarımız, mesela imama uymuyor, imamı beğenmiyor. Kimisinin sakalı yok diyor, kimisinin bıyığı yok diyor,Kimisinin sakalı yok diyor, kimisinin bıyığı yok diyor, kimisinin dişi altın diyor,kimisinin dişi altın diyor, kimisinin esbabı şöyle diyor gelmiyor camiye.kimisinin esbabı şöyle diyor gelmiyor camiye. Dedim bunlar hep büyük günahlardır yahu.Dedim bunlar hep büyük günahlardır yahu. Sen gel, beğenmiyorsan imamı, namazı kıl git evde bir daha kıl yahu.Sen gel, beğenmiyorsan imamı, namazı kıl git evde bir daha kıl yahu. Evde git bir daha kıl, günaha girmezsin ki.Evde git bir daha kıl, günaha girmezsin ki. Fakat cemaati niçin bölüyorsun?Fakat cemaati niçin bölüyorsun? Niçin cemaatten kaçıyorsun?Niçin cemaatten kaçıyorsun? Cemaat peygamberin emridir, vacip mesabesindedir,Cemaat peygamberin emridir, vacip mesabesindedir, cemaat katiyen bölünmez.cemaat katiyen bölünmez. Fakat ne diyeceksin, akıllı insan çok dünyada.Fakat ne diyeceksin, akıllı insan çok dünyada. O akıllının birisi geldi soruyor bana:O akıllının birisi geldi soruyor bana: “Hoca efendi sakal hakkında ne dersin?” “Bilmem oğlum.

“Hoca efendi sakal hakkında ne dersin?” “Bilmem oğlum.
Hamdi Efendi’nin tefsirini aç, 2. cildininHamdi Efendi’nin tefsirini aç, 2. cildinin 1472. sayfasını oku.1472. sayfasını oku. Ben ne diyeyim sana.Ben ne diyeyim sana. Bakalım o adam orada ne diyor?”Bakalım o adam orada ne diyor?” [Dedim,] açtım yerini de gösterdim.[Dedim,] açtım yerini de gösterdim. Fele yuğayyirünne halkallâhi [âyetinin izahını yaparken]

Fele yuğayyirünne halkallâhi [âyetinin izahını yaparken]
“Şeytanın iğfalinden olan beş iğfalinden birisi de:“Şeytanın iğfalinden olan beş iğfalinden birisi de: ‘Ben onları aldatmalarla hilkatlerini de değiştireceğim,‘Ben onları aldatmalarla hilkatlerini de değiştireceğim, değiştirtmeye çalışacağım.’ diyor.değiştirtmeye çalışacağım.’ diyor. Ne yapacağım?Ne yapacağım? Kadını erkek gibi erkeği de kadın gibi kılıklara sokacağım.Kadını erkek gibi erkeği de kadın gibi kılıklara sokacağım. Şunu yapacağım bunu yapacağım.Şunu yapacağım bunu yapacağım. Bu arada onlar da öyle yapacak.”Bu arada onlar da öyle yapacak.” Onun için cemaati hiçbir vecihleOnun için cemaati hiçbir vecihle ayırmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.ayırmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bazı sofular cumaya gelmezler,

Bazı sofular cumaya gelmezler,
bazı sofular imam beğenmezler.bazı sofular imam beğenmezler. Hâlbuki hepsi hatadan ibaret, hepsi günahtan ibarettir.Hâlbuki hepsi hatadan ibaret, hepsi günahtan ibarettir. Böyle ne sofuluk olur ne de Müslümanlık.Böyle ne sofuluk olur ne de Müslümanlık. Birkaç ders evvel geçmişti zannedersem geçmişti ki.Birkaç ders evvel geçmişti zannedersem geçmişti ki. Sen namazı kıl.Sen namazı kıl. İmam hatalı, kusurlu, kabahatli.İmam hatalı, kusurlu, kabahatli. Kabahat imamındır.Kabahat imamındır. Ama sen diyeceksin ki: “Bu namaz olmadı!”Ama sen diyeceksin ki: “Bu namaz olmadı!” Bir daha kılıverirsin canım.Bir daha kılıverirsin canım. Öteki adam 100 rekât, 1000 rekât kılıyor,Öteki adam 100 rekât, 1000 rekât kılıyor, sen de bir tane dört fazla kılıver, ne olur?sen de bir tane dört fazla kılıver, ne olur? Hazreti Ali Efendimiz’in torunu

Hazreti Ali Efendimiz’in torunu
Zeynü’l-Âbidin Hazretleri de,Zeynü’l-Âbidin Hazretleri de, Hazreti Hasan Kerbelâ ortasındaHazreti Hasan Kerbelâ ortasında şehit oldukları vakitte o küçüktü de o vakada o kurtuldu.şehit oldukları vakitte o küçüktü de o vakada o kurtuldu. Sonra yetişti, günde 1000 rekât kılanlardan birisi de budur işte.Sonra yetişti, günde 1000 rekât kılanlardan birisi de budur işte. O 1000 rekât kılanlardan birisi deO 1000 rekât kılanlardan birisi de Hazreti İbn Abbas’ın oğlu Abdullah.Hazreti İbn Abbas’ın oğlu Abdullah. Kadınların sultanı Râbiatü’l-Adevviye, o da günde 1000 rekât kılarmış yahu.Kadınların sultanı Râbiatü’l-Adevviye, o da günde 1000 rekât kılarmış yahu. Bu dilde kolaydır yani, ama onda ne kuvveti mâneviye var.Bu dilde kolaydır yani, ama onda ne kuvveti mâneviye var. Çünkü ben buna gayret ettim de gücüm yetmedi, niçin?Çünkü ben buna gayret ettim de gücüm yetmedi, niçin? O mânevî kudret yok bizde.O mânevî kudret yok bizde. Onlardaki kuvvet-i mâneviye onlar Allah tarafından destekleniyor.Onlardaki kuvvet-i mâneviye onlar Allah tarafından destekleniyor. Yoksa 1000 rekât namazı bir günde kılsın,Yoksa 1000 rekât namazı bir günde kılsın, bunu da devam ettirsin, mümkün değil o.bunu da devam ettirsin, mümkün değil o. Sekiz, on saat sürer.Sekiz, on saat sürer. Hiç durmadan sekiz, on saat sürer,Hiç durmadan sekiz, on saat sürer, pehlivanlar bile yapamaz onu.pehlivanlar bile yapamaz onu. Onu söylerken altında da diyor ki:Onu söylerken altında da diyor ki: “Bunlar sofulardır da yapıyor.” dersin.“Bunlar sofulardır da yapıyor.” dersin. Demiş ki: “İmam Muhammed ve İmam Yusuf’a ne diyeceksin ya?”Demiş ki: “İmam Muhammed ve İmam Yusuf’a ne diyeceksin ya?” Onlar da şey adamlar, gün gün telifatla uğraşıyorlar.Onlar da şey adamlar, gün gün telifatla uğraşıyorlar. İmam Yusuf hem kadılık yapıyor, resmi vazifesi varİmam Yusuf hem kadılık yapıyor, resmi vazifesi var hem de telifatı çok.hem de telifatı çok. Onun arasında, o da günde 200 rekât kılıyor.Onun arasında, o da günde 200 rekât kılıyor. İmam Yusuf da İmam Muhammed de ikişer yüz rekâtİmam Yusuf da İmam Muhammed de ikişer yüz rekât fazladan namaz kılıyorlar.fazladan namaz kılıyorlar. Cüneyd-i Bağdâdî’nin namazı günde 400 rekât.Cüneyd-i Bağdâdî’nin namazı günde 400 rekât. Dört yüz rekâtı kılmadan dükkânını açmıyor.Dört yüz rekâtı kılmadan dükkânını açmıyor. Öyleyken 400 rekât kılmadan açmıyor dükkânını.Öyleyken 400 rekât kılmadan açmıyor dükkânını. Canım iş, para az gelir o zaman.Canım iş, para az gelir o zaman. Erken açıp da çok kazanmak lazım ya.Erken açıp da çok kazanmak lazım ya. Yok, öyle şey, takdir Allah’ındır.Yok, öyle şey, takdir Allah’ındır. Sana o gün ne takdir ettiyse iki saatte de gelir,Sana o gün ne takdir ettiyse iki saatte de gelir, 10 saatte de gelir eline geçer.10 saatte de gelir eline geçer. Sen Allah’a kul ol, Allah da onu az bir zamanda da ihsan eder.Sen Allah’a kul ol, Allah da onu az bir zamanda da ihsan eder. Eh diyeceksin ki bunlar sofular,Eh diyeceksin ki bunlar sofular, elbette yapacaklar, hocaymış sofuymuş.elbette yapacaklar, hocaymış sofuymuş. Harun Reşid ile Ömer b. Abdülaziz’e ne diyeceksin?Harun Reşid ile Ömer b. Abdülaziz’e ne diyeceksin? Onlarda hükümdar.Onlarda hükümdar. Hükümdar oldukları halde, milletin yükleri sırtında oldukları haldeHükümdar oldukları halde, milletin yükleri sırtında oldukları halde ikişer yüz rekât da onlar kılıyorlar.ikişer yüz rekât da onlar kılıyorlar. Allah bizi gaflet uykusundan uyandırsın.

Allah bizi gaflet uykusundan uyandırsın.
Biz de para kazanmanın yolunda gayretimiz çok.Biz de para kazanmanın yolunda gayretimiz çok. Câe’l-fethu ve nasrullâhi.

Câe’l-fethu ve nasrullâhi.
Ehl-i îmân birden bire böyle bölük bölükEhl-i îmân birden bire böyle bölük bölük İslâmiyete iltihak ediyor.İslâmiyete iltihak ediyor. Ve câe ehlü’l-yemeni.

Ve câe ehlü’l-yemeni.
“Yemen’den bir kafile gelmiş ki.”“Yemen’den bir kafile gelmiş ki.” Kavmün. “Yemen’deki o kavim.”Kavmün. “Yemen’deki o kavim.” Kulûbühüm rakîkatün.Kulûbühüm rakîkatün. “Çok rikkatliler.”“Çok rikkatliler.” Mâlum bunlardan birisi de Veysel Karânî’dir.Mâlum bunlardan birisi de Veysel Karânî’dir. el-Îmânü ve’l-fıkhu yemânin,

el-Îmânü ve’l-fıkhu yemânin,
ve’l-hikmetü yemâniyetün.ve’l-hikmetü yemâniyetün. “Demek ki onlarda ilim, fıkıh, ilm-i fıkıh“Demek ki onlarda ilim, fıkıh, ilm-i fıkıh ve hikmet daha fazla oluyor.”ve hikmet daha fazla oluyor.” Niçin? Kalpleri rakik.Niçin? Kalpleri rakik. Onun için: Ra’sü’l-hikmeti mehâfetu’llâhi.

Onun için: Ra’sü’l-hikmeti mehâfetu’llâhi.
Mehâfetullah olmadan o kuru laflara kulak asma sen.Mehâfetullah olmadan o kuru laflara kulak asma sen. Kuru laflara kulak asma.Kuru laflara kulak asma. Çok biliyormuş. Ne kadar bilirse bilsin.Çok biliyormuş. Ne kadar bilirse bilsin. Sabah namazına kalkamayanSabah namazına kalkamayan kalpazan herif, kalkıyor da bu müctehitlerle yarış etmeye gidiyor yahu.kalpazan herif, kalkıyor da bu müctehitlerle yarış etmeye gidiyor yahu. Yahu sen sabah namazına bile kalkamıyorsun,Yahu sen sabah namazına bile kalkamıyorsun, yediğin yemeklerin kim bilir kaçı helal kaçı haram.yediğin yemeklerin kim bilir kaçı helal kaçı haram. Kalkıyorsun müçtehitlerle boy ölçüşmeye.Kalkıyorsun müçtehitlerle boy ölçüşmeye. Bu ne kadar budalalık yahu!Bu ne kadar budalalık yahu! Câe’ş-şeytânü.

Câe’ş-şeytânü.
Şeytan melek değildir.Şeytan melek değildir. Melekler ruhânî, nûrânîdir.Melekler ruhânî, nûrânîdir. Şeytan da ateşî, toprakî.Şeytan da ateşî, toprakî. Bu da gözle görülmeyen bir mahlûk.Bu da gözle görülmeyen bir mahlûk. İstediği zaman da görünür.İstediği zaman da görünür. Peygamberimizden evvelki devirlerdePeygamberimizden evvelki devirlerde istediklerinde görünebiliyorlardı,istediklerinde görünebiliyorlardı, fakat Peygamberimizin dünyaya gelmesiyle,fakat Peygamberimizin dünyaya gelmesiyle, rahmeten li’l-alemîn olması dolayısıylarahmeten li’l-alemîn olması dolayısıyla bundan sonra görülmelerine izin verilmedi.bundan sonra görülmelerine izin verilmedi. Artık görülmezler.Artık görülmezler. Bu şeytanı, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem tutmuş yakalamış:Bu şeytanı, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem tutmuş yakalamış: “İsteseydim tutacak“İsteseydim tutacak ve şu Medine-i Münevvere’deki direkler var ya, sütunlar,ve şu Medine-i Münevvere’deki direkler var ya, sütunlar, o direklerin birine bağlayacaktım da,o direklerin birine bağlayacaktım da, Ehl-i Medîne’nin çocuklarına onu gösterecektim.Ehl-i Medîne’nin çocuklarına onu gösterecektim. Onun nasıl olduğunu gözleriyle göreceklerdiOnun nasıl olduğunu gözleriyle göreceklerdi fakat Cenâb-ı Allah, Süleyman aleyhisselama bufakat Cenâb-ı Allah, Süleyman aleyhisselama bu devleti verdi.devleti verdi. O bütün insanlarla görüşür, bütün mahlûkatın dilinden anlar.”O bütün insanlarla görüşür, bütün mahlûkatın dilinden anlar.” Geçen o Süleyman aleyhisselam ile ilgili bir kıssa geçmişti ki

Geçen o Süleyman aleyhisselam ile ilgili bir kıssa geçmişti ki
Cenâb-ı Hak mahlûkâtı çifte yaratmış,Cenâb-ı Hak mahlûkâtı çifte yaratmış, birisini de birisine düşman yapmış.birisini de birisine düşman yapmış. İnsanların arasında da bu böyledir.İnsanların arasında da bu böyledir. Hak birdir ama insanlar birbirine daimaHak birdir ama insanlar birbirine daima muhalif hareket ederler.muhalif hareket ederler. Kurt ile de köpek birbirlerine muhalif, düşman birbirlerine.Kurt ile de köpek birbirlerine muhalif, düşman birbirlerine. Fakat kurt çok yırtıcı olması dolayısıyla bütünFakat kurt çok yırtıcı olması dolayısıyla bütün hayvanlar onun şerrinden bıkmışlarhayvanlar onun şerrinden bıkmışlar ve Süleyman aleyhisselam’a şikâyete gitmişler.ve Süleyman aleyhisselam’a şikâyete gitmişler. Demişler: “Biz bu kurttan bıktık, bunun çaresine bak!”Demişler: “Biz bu kurttan bıktık, bunun çaresine bak!” Merkep atılmış ileriye, demiş:Merkep atılmış ileriye, demiş: “Efendi kıyamette mesul olacaksın,“Efendi kıyamette mesul olacaksın, bunun şerrinden bizi koru, muhafaza et!”bunun şerrinden bizi koru, muhafaza et!” Süleyman aleyhisselam da tutmuş kurtları,Süleyman aleyhisselam da tutmuş kurtları, Mescid-i Aksâ’da bir yer var, oraya hapsetmiş.Mescid-i Aksâ’da bir yer var, oraya hapsetmiş. Hepsini ceza olarak 40 gün saklamış,Hepsini ceza olarak 40 gün saklamış, demiş: “Bir daha kimseye zarar vermeyeceksiniz.”demiş: “Bir daha kimseye zarar vermeyeceksiniz.” Fakat kin içerde durur mu?

Fakat kin içerde durur mu?
Süleyman aleyhisselamın vefatından sonra o kin,Süleyman aleyhisselamın vefatından sonra o kin, merkepleri nerede bulursa yakaladı mı canını okuyor.merkepleri nerede bulursa yakaladı mı canını okuyor. Kurdun koku alması yoktur, kurt koku alamazKurdun koku alması yoktur, kurt koku alamaz fakat merkebin kokusunu alırmış.fakat merkebin kokusunu alırmış. Merkep de kurdun kokusunu alıyor,Merkep de kurdun kokusunu alıyor, onun kokusunu aldı mıydıonun kokusunu aldı mıydı minarenin tepesinde de olsa korkusundan kendisini aşağıya atıyor.minarenin tepesinde de olsa korkusundan kendisini aşağıya atıyor. Burada çok ibretler var.Burada çok ibretler var. Diyor ki bunu yazan adam,

Diyor ki bunu yazan adam,
“Bunların bu huysuzlukları her zerrelerine sirayet etmiştir.“Bunların bu huysuzlukları her zerrelerine sirayet etmiştir. Kurtların her zerresi yani bu içte değildir yaniKurtların her zerresi yani bu içte değildir yani vücutlarının her zerresine iç ve dış zerrelerine de sirayet etmiştir.vücutlarının her zerresine iç ve dış zerrelerine de sirayet etmiştir. Bunun tecrübesi vakidir ki, kurt ölmüşBunun tecrübesi vakidir ki, kurt ölmüş merkep de ölmüş, ikisinin derisi de tabaklanmış.merkep de ölmüş, ikisinin derisi de tabaklanmış. Tabaklanmış iki deri yan yana geldiği vakitteTabaklanmış iki deri yan yana geldiği vakitte kurt derisinin yanındaki merkep derisi 24 saatte paramparça olur.kurt derisinin yanındaki merkep derisi 24 saatte paramparça olur. Yirmi dört saat ancak dayanabilir,Yirmi dört saat ancak dayanabilir, 24 saatte merkep derisi parçalanır.” diyor.24 saatte merkep derisi parçalanır.” diyor. Hâlbuki ölmüş hayvan, tabaklanmıştır da artık,Hâlbuki ölmüş hayvan, tabaklanmıştır da artık, hiç eser yok üzerlerinde.hiç eser yok üzerlerinde. Fakat demek onun içinde olanFakat demek onun içinde olan o vahşet dehşet yine duruyor.o vahşet dehşet yine duruyor. Binâenaleyh insan da öldü müydü

Binâenaleyh insan da öldü müydü
ne kadar parçalanırsa parçalansın,ne kadar parçalanırsa parçalansın, ne kadar zerrelenirse zerrelensinne kadar zerrelenirse zerrelensin o zerresinde insanın hilkati mevcuttur.o zerresinde insanın hilkati mevcuttur. İnsan, onun için hele kâmillerin ölmesine hiç imkân yok.İnsan, onun için hele kâmillerin ölmesine hiç imkân yok. Kamil olarak iman ile ölenlerKamil olarak iman ile ölenler katiyen ölmez, onlara “ölü” demek yakışmaz.katiyen ölmez, onlara “ölü” demek yakışmaz. Bunlara “göçtü” deriz, dünyadan âhirete göçtü, geçti.Bunlara “göçtü” deriz, dünyadan âhirete göçtü, geçti. Onun için şimdi diyor ki:Onun için şimdi diyor ki: “Bir davula, davulun bir tarafına kurdun derisini koy,

“Bir davula, davulun bir tarafına kurdun derisini koy,
bir tarafına da merkebin derisini koy,bir tarafına da merkebin derisini koy, merkebin derisi davula tokmak vurmadan 24 saatte parçalanır.”merkebin derisi davula tokmak vurmadan 24 saatte parçalanır.” Yahu o kurt derisi ile arasında mesafe var ama?Yahu o kurt derisi ile arasında mesafe var ama? Dikkat! Burada çok tecrübe olmuş bir şey var.Dikkat! Burada çok tecrübe olmuş bir şey var. Burada diyor ki:Burada diyor ki: “Allahu Teâlâ insana çok hudutsuz meziyetler,

“Allahu Teâlâ insana çok hudutsuz meziyetler,
faziletler, üstünlükler vermiştir.faziletler, üstünlükler vermiştir. İnsan bu kadar göğe çıkmak için yaratılmış bir mahlûk değil.İnsan bu kadar göğe çıkmak için yaratılmış bir mahlûk değil. Ayda gezmek için yaratılmış bir mahlûk değil.Ayda gezmek için yaratılmış bir mahlûk değil. Yani insandaki meziyetlerin hududu yok.Yani insandaki meziyetlerin hududu yok. Allahu Teâlâ Hazretlerinin verdiği çok meziyeti var.Allahu Teâlâ Hazretlerinin verdiği çok meziyeti var. Onun içindir ki Hazreti Süleyman aleyhisselam bütün mahlûk ile konuşuyor,Onun içindir ki Hazreti Süleyman aleyhisselam bütün mahlûk ile konuşuyor, dertlerini anlıyor, söylüyor, dinliyor;dertlerini anlıyor, söylüyor, dinliyor; insanın da kâmili, hangi peygamberin seviyesinde iseinsanın da kâmili, hangi peygamberin seviyesinde ise onun kuvvetine sahip olur.onun kuvvetine sahip olur. Onun kuvvetine sahip olur, kuşlarla da görüşür,Onun kuvvetine sahip olur, kuşlarla da görüşür, hayvanlarla da görüşebilir.” diyor.hayvanlarla da görüşebilir.” diyor. İnsanda bu kabiliyet meçhul,İnsanda bu kabiliyet meçhul, yerin altında çeşitli hazinelerinyerin altında çeşitli hazinelerin saklı kaldığı gibi bizim içimizde de çeşitli hazinelersaklı kaldığı gibi bizim içimizde de çeşitli hazineler kapalı olarak duruyor.kapalı olarak duruyor. Yerin altında kim bilir neler var.Yerin altında kim bilir neler var. Ne zaman kazarsak buluyoruz, kazmazsak kalıyor işte yerin altında.Ne zaman kazarsak buluyoruz, kazmazsak kalıyor işte yerin altında. Hemen buğdayı ekip de buğdayı arpayı almak için yer yaratılmamış,Hemen buğdayı ekip de buğdayı arpayı almak için yer yaratılmamış, yerin içinde ne hazineler var!yerin içinde ne hazineler var! İşte bugün yaktığımız benzinler, kullandığımız altınlar, pırlantalarİşte bugün yaktığımız benzinler, kullandığımız altınlar, pırlantalar bu yerin altından çıkıyor.bu yerin altından çıkıyor. Daha kim bilir neler de çıkacak.Daha kim bilir neler de çıkacak. Câenî Cibrîlü.Câenî Cibrîlü. “Cebrail aleyhisselam gelmiş de ağlar olduğu halde,“Cebrail aleyhisselam gelmiş de ağlar olduğu halde, ağlıyor gözlerinden yaş akıyor.”ağlıyor gözlerinden yaş akıyor.” Fekultü: Mâ yübkîke?Fekultü: Mâ yübkîke? “‘Ey Cebrail! Niye ağlıyorsun böyle?’ dedim.”“‘Ey Cebrail! Niye ağlıyorsun böyle?’ dedim.” Kâle: Mâ cüffet lî aynun münzü halaka’llâhu cehenneme. “‘Kâle: Mâ cüffet lî aynun münzü halaka’llâhu cehenneme. “‘ Cenâb-ı Hak cehennemi yarattığıCenâb-ı Hak cehennemi yarattığı günden beri benim gözlerim durmadı.’ diyor.”günden beri benim gözlerim durmadı.’ diyor.” Demek ki burada iki tane mânâ var.Demek ki burada iki tane mânâ var. Cenâb-ı Cebrail cehennemden önce yaratılmış.Cenâb-ı Cebrail cehennemden önce yaratılmış. Cebrail aleyhisselamın hilkatiCebrail aleyhisselamın hilkati cehennemin yaratılışından evvel,cehennemin yaratılışından evvel, ondan sonra cehennem olmuş, niçin?ondan sonra cehennem olmuş, niçin? Mehâfete en a’siyehü, feyülkînî fîhâ.

Mehâfete en a’siyehü, feyülkînî fîhâ.
“Korkuyorum ki isyan ederim de sonra oraya giderim.”“Korkuyorum ki isyan ederim de sonra oraya giderim.” Onun için mekr-i İlâhî’den peygamberlerden başka,

Onun için mekr-i İlâhî’den peygamberlerden başka,
yüksek evliyalardan başka kimse emin olamaz.yüksek evliyalardan başka kimse emin olamaz. Çok namaz kıl, çok oruç tut, günde 1000 rekât değil 10.000 rekât kıl istersen,Çok namaz kıl, çok oruç tut, günde 1000 rekât değil 10.000 rekât kıl istersen, neyin olursa olsun fakat mekr-i İlâhîden daimaneyin olursa olsun fakat mekr-i İlâhîden daima istiâze ederek; “Aman yâ Rab! Aman yâ Rab! Şeytanın,istiâze ederek; “Aman yâ Rab! Aman yâ Rab! Şeytanın, nefsin, şehvetin ve sâir bilmediğimiz çok şeylerinnefsin, şehvetin ve sâir bilmediğimiz çok şeylerin şerrinden beni emin, muhafaza eyleye.”şerrinden beni emin, muhafaza eyleye.” her birimiz Cenâb-ı Hakk’a yalvarmak mecburiyetindeyizher birimiz Cenâb-ı Hakk’a yalvarmak mecburiyetindeyiz ibadeti yapmakla beraber.ibadeti yapmakla beraber. Câeküm şehrü ramadâne’l-mübârekü,

Câeküm şehrü ramadâne’l-mübârekü,
fekaddimû fîhi’n-niyyete, ve vessi’û fîhi’n-nafakate.fekaddimû fîhi’n-niyyete, ve vessi’û fîhi’n-nafakate. Ramazan ayı gelmiş Cenâb-ı Peygamber yine buyuruyor ki:Ramazan ayı gelmiş Cenâb-ı Peygamber yine buyuruyor ki: “Ramazan ayı geldi, siz niyetlerinizi hazırlayınız.”“Ramazan ayı geldi, siz niyetlerinizi hazırlayınız.” Her şeyden önce, mesela namaza dururkenHer şeyden önce, mesela namaza dururken namazdan evvel, öğle namazının farzına,namazdan evvel, öğle namazının farzına, ikindi namazının farzına niyet ettim diyoruz.ikindi namazının farzına niyet ettim diyoruz. Neveytü. “Niyet ettim.” Nasıl ki buna niyet ediyoruz,Neveytü. “Niyet ettim.” Nasıl ki buna niyet ediyoruz, orucun da niyetini evvelden yapmak lazım.orucun da niyetini evvelden yapmak lazım. Ve nafakayı da mümkün mertebeVe nafakayı da mümkün mertebe Ramazan-ı şerifte genişçe tutmak lazım,Ramazan-ı şerifte genişçe tutmak lazım, çoluk çocuk faydalansın.çoluk çocuk faydalansın. Câru’d-dâri ehakku bi-dâri’l-câri.

Câru’d-dâri ehakku bi-dâri’l-câri.
“Evin komşusu, komşusunun evine hak sahibidir.”“Evin komşusu, komşusunun evine hak sahibidir.” Komşu, birisi satıyor evi.Komşu, birisi satıyor evi. Satacağı vakitte komşusu bu evi almayaSatacağı vakitte komşusu bu evi almaya herkesten daha en elyak.herkesten daha en elyak. Bu varken, buna vermeden başkasına vermekBu varken, buna vermeden başkasına vermek Müslümanlığa yakışmayan bir haldir.Müslümanlığa yakışmayan bir haldir. Öteki der ki: “Ben senin evini 10 bin liraya alırım.”Öteki der ki: “Ben senin evini 10 bin liraya alırım.” O diyor ki: “Benim 10 bin lira param yok,

O diyor ki: “Benim 10 bin lira param yok,
ben bunu ancak 9 bin liraya alabilirimben bunu ancak 9 bin liraya alabilirim yahut 8 bin liraya alabilirim.”yahut 8 bin liraya alabilirim.” Onu komşu ise, Müslüman iseOnu komşu ise, Müslüman ise 10 bine değil 8 bine komşuya verecek.10 bine değil 8 bine komşuya verecek. Bunun şeysini, Cenâb-ı Peygamber zamanında

Bunun şeysini, Cenâb-ı Peygamber zamanında
sahâbe-i kirâmda birisi naklediyor.sahâbe-i kirâmda birisi naklediyor. Evini satıyormuş, komşusu gelmiş:Evini satıyormuş, komşusu gelmiş: “Bu evi bana vereceksin.” demiş.“Bu evi bana vereceksin.” demiş. “İyi ama filanca bana bu kadar verdi, daha çok para verdi.“İyi ama filanca bana bu kadar verdi, daha çok para verdi. Sen o parayı veremiyorsun amaSen o parayı veremiyorsun ama ben Resûlullah’tan işittiğim bir hadise göreben Resûlullah’tan işittiğim bir hadise göre bu evi sana vereceğim.bu evi sana vereceğim. Senin paran az da olsa hak sahibi sensin,Senin paran az da olsa hak sahibi sensin, onun için sana vermem lazımdır.” diyerekten,onun için sana vermem lazımdır.” diyerekten, ötekinden daha az parayla komşusuna devretmiş evi.ötekinden daha az parayla komşusuna devretmiş evi. Binâenaleyh komşu hakkı çok büyük bir haktır.

Binâenaleyh komşu hakkı çok büyük bir haktır.
Onun hakkını çiğnemek de câiz değildir.Onun hakkını çiğnemek de câiz değildir. O dururken, ben satacağım malı bir başkasınaO dururken, ben satacağım malı bir başkasına daha çok zengini, daha çok paralıyı bulup dadaha çok zengini, daha çok paralıyı bulup da vermek câiz değildir.vermek câiz değildir. Hatta bu mahalleye de teşmil edilmiş,Hatta bu mahalleye de teşmil edilmiş, hatta şehre de teşmil edilmiş.hatta şehre de teşmil edilmiş. Yani yerli halk dururken başkasına malı vermek de tasvip edilmemiş.Yani yerli halk dururken başkasına malı vermek de tasvip edilmemiş. Onun için komşun Yahudi de olsa Hristiyan da olsaOnun için komşun Yahudi de olsa Hristiyan da olsa komşuluk hakkı vardır üzerinde,komşuluk hakkı vardır üzerinde, onun komşuluk hakkına riayet etmek lazım.onun komşuluk hakkına riayet etmek lazım. Ve komşu Müslüman olursa tabii o zaman iki hakkı var.Ve komşu Müslüman olursa tabii o zaman iki hakkı var. Hem komşuluk hakkı varHem komşuluk hakkı var hem de bir de Müslümanlıktan dolayı bir hak var.hem de bir de Müslümanlıktan dolayı bir hak var. Onun hakkına daha fazla riayet etmek lazım.Onun hakkına daha fazla riayet etmek lazım. Bir de akraba olursa üç hak sahibi olur o zaman,Bir de akraba olursa üç hak sahibi olur o zaman, daha fazla hakka riayet etmek lazım.daha fazla hakka riayet etmek lazım. Câlisi’l-ulemâe tu’raf fi’s-semâi,

Câlisi’l-ulemâe tu’raf fi’s-semâi,
ve vakkir kebîra’l-müslimîneve vakkir kebîra’l-müslimîne tücâvirnî fi’l-cenneti.tücâvirnî fi’l-cenneti. Hazreti Enes’ten.Hazreti Enes’ten. Cenâb-ı Peygamber buyuruyor:Cenâb-ı Peygamber buyuruyor: Câlisi’l-ulemâe.Câlisi’l-ulemâe. “Ulemalarla otur, düş kalk.”“Ulemalarla otur, düş kalk.” Dostun, ahbabın ulema olsun.Dostun, ahbabın ulema olsun. Onlarla düş kalk, onlarla otur.Onlarla düş kalk, onlarla otur. Böyle yaparsan, tu’raf fi’s-semâi.Böyle yaparsan, tu’raf fi’s-semâi. “Semâ da, mele-i âlâ denilen makamda“Semâ da, mele-i âlâ denilen makamda melekler tarafından sen de hürmetle yâd olunursun.”melekler tarafından sen de hürmetle yâd olunursun.” Sen de orada hürmetle yâd olunursun.Sen de orada hürmetle yâd olunursun. Bu vazife gereği ulema ile temas et,Bu vazife gereği ulema ile temas et, konuş, dost ol, ondan ayrılma,konuş, dost ol, ondan ayrılma, mele-i âlâdaki melekler tarafından damele-i âlâdaki melekler tarafından da sen tanınır ve bilinirsin.sen tanınır ve bilinirsin. Ve Müslümanların büyüklerine de saygı göster.Ve Müslümanların büyüklerine de saygı göster. Müslümanların büyüklerine de saygı göster,Müslümanların büyüklerine de saygı göster, yaş itibariyle de büyük olsa velev ki cahil olsa.yaş itibariyle de büyük olsa velev ki cahil olsa. Demek ki İslâm’da saçını sakalını ağartmış,Demek ki İslâm’da saçını sakalını ağartmış, sinni [yaşı] itibariyle büyüktür,sinni [yaşı] itibariyle büyüktür, ona hürmet Müslümanlara vazifedir,ona hürmet Müslümanlara vazifedir, ona hürmet etmesi lazım ki, sen bunu böyle yaparsan,ona hürmet etmesi lazım ki, sen bunu böyle yaparsan, tücâvirnî fi’l-cenneti.tücâvirnî fi’l-cenneti. “Cennette benim komşum olursun.”“Cennette benim komşum olursun.” Sen ulemayla düşüp kalktıkçaSen ulemayla düşüp kalktıkça büyüklerine de saygı gösterdikçe cennette de benim komşun olursun.büyüklerine de saygı gösterdikçe cennette de benim komşun olursun. Câhidû’l-müşrikîne.

Câhidû’l-müşrikîne.
“Müşriklerle mücâhede edin, dinsizlerle.”“Müşriklerle mücâhede edin, dinsizlerle.” Nasıl? Biemvâliküm. “Malınızla.”Nasıl? Biemvâliküm. “Malınızla.” Ve enfüsiküm. “Canınızla.” Ve elsinetiküm.Ve enfüsiküm. “Canınızla.” Ve elsinetiküm. “Dillerinizle.” Kaleminizle,“Dillerinizle.” Kaleminizle, varlıklarınızla ve mallarınızla birliktevarlıklarınızla ve mallarınızla birlikte düşmanlarınızla mücâhede ediniz.düşmanlarınızla mücâhede ediniz. Yine Allahu zülcelâl Hazretlerinin de Kur’an’daki emridir bu.Yine Allahu zülcelâl Hazretlerinin de Kur’an’daki emridir bu. Bu emrini Cenâb-ı Peygamber de bu şekilde yine izah buyuruyorlar.Bu emrini Cenâb-ı Peygamber de bu şekilde yine izah buyuruyorlar. Yani Müslümanlık daimaYani Müslümanlık daima düşmanlarıyla mücâhedeye her zamandüşmanlarıyla mücâhedeye her zaman hazır ve âmâde olmalıdır.hazır ve âmâde olmalıdır. Dün akşam radyoda din hocası görüşme yapıyor,

Dün akşam radyoda din hocası görüşme yapıyor,
işte orada da tayyare vakfına,işte orada da tayyare vakfına, donanma vakfına yardıma davet ediyor.donanma vakfına yardıma davet ediyor. Söylediği hep doğru da bizim ecdadımızınSöylediği hep doğru da bizim ecdadımızın vaktiyle Avusturya kapılarında,vaktiyle Avusturya kapılarında, tâ Afrika’dan, Amerika’dan,tâ Afrika’dan, Amerika’dan, şuradan buradan bir sürü yerlere kadar gittikleri halde,şuradan buradan bir sürü yerlere kadar gittikleri halde, her şeyleri de kendileri yaptıkları halde bugün bizher şeyleri de kendileri yaptıkları halde bugün biz neden bu kadar aciz kaldığımızı artık siz tasavvur edin.neden bu kadar aciz kaldığımızı artık siz tasavvur edin. Hâlimiz nedir yani.Hâlimiz nedir yani. Müşriklerle mücâdele için, çok değil aziz kardeş,

Müşriklerle mücâdele için, çok değil aziz kardeş,
sigara paralarımızı,sigara paralarımızı, nefsimizle mücâhede edip de sigarayı terk etsek,nefsimizle mücâhede edip de sigarayı terk etsek, o sigara paralarını bizo sigara paralarını biz bu gibi hayırlara vermiş olsak,bu gibi hayırlara vermiş olsak, emin olunuz ki göklerimiz tayyareden gözükmez.emin olunuz ki göklerimiz tayyareden gözükmez. Ama nefislerimiz hepsine galip geliyor,Ama nefislerimiz hepsine galip geliyor, dünya kadar masrafı yapıyoruz,dünya kadar masrafı yapıyoruz, böyle mücâdehe noktasına gelinceböyle mücâdehe noktasına gelince cüzi bir şeyle başımızdan savmaya çalışıyoruz.cüzi bir şeyle başımızdan savmaya çalışıyoruz. Yine buyurmuşlar ki:Yine buyurmuşlar ki: Ci’te tes’elünî ani’s-salâti.

Ci’te tes’elünî ani’s-salâti.
Bir adam gelmiş Resûlü Ekrem’e namaz öğrenmek istiyor,Bir adam gelmiş Resûlü Ekrem’e namaz öğrenmek istiyor, namaz ile ilgili sorular soruyor.namaz ile ilgili sorular soruyor. Cenâb-ı Peygamber, bakınız adam sormuyor,Cenâb-ı Peygamber, bakınız adam sormuyor, sormadan o adama diyor ki: “Sen bunun için geldin değil mi?”sormadan o adama diyor ki: “Sen bunun için geldin değil mi?” Biliyor içindekini.Biliyor içindekini. Nasıl biliyor, nasıl bilir.Nasıl biliyor, nasıl bilir. Bu pek basit bir şey yani.Bu pek basit bir şey yani. Onun için aynanın temizliği kâfi.Onun için aynanın temizliği kâfi. Aynanın temiz olduğu vakitte karşısınaAynanın temiz olduğu vakitte karşısına çıkınca seni gösteriyor mu ayna?çıkınca seni gösteriyor mu ayna? Gösteriyor.Gösteriyor. İşte insanın kalbinde de aynası, yani gönül aynasıİşte insanın kalbinde de aynası, yani gönül aynası temiz olduğu vakitte karşısına çıkan adamıntemiz olduğu vakitte karşısına çıkan adamın içindekini de görür ve okur.içindekini de görür ve okur. Cenâb-ı Peygamber karşısına gelen adamın şöyle bakıyor içine,Cenâb-ı Peygamber karşısına gelen adamın şöyle bakıyor içine, diyor ki bu adam namazı öğrenmeye, sormaya geldi bana.diyor ki bu adam namazı öğrenmeye, sormaya geldi bana. O sormadan diyor: “Sen bunu soracaktın değil mi?O sormadan diyor: “Sen bunu soracaktın değil mi? Evet, bunları soracaktım.Evet, bunları soracaktım. Bizim hocamızın hocası olan Hasan Hilmi Hazretleri,

Bizim hocamızın hocası olan Hasan Hilmi Hazretleri,
şimdi Süleymaniye’deşimdi Süleymaniye’de Gümüşhaneli’nin yanı başında yatar orada.Gümüşhaneli’nin yanı başında yatar orada. O zâta, Adapazarı’ndan üç beş tane kafadar gitmiş.O zâta, Adapazarı’ndan üç beş tane kafadar gitmiş. Konuşmuşlar demişler ki:Konuşmuşlar demişler ki: “Gidelim şu şeyh efendiye, ama içimize hepimiz bir şey saklayalım,

“Gidelim şu şeyh efendiye, ama içimize hepimiz bir şey saklayalım,
eğer içimizdeki saklananları bilirse kendisine inâbe ederiz.”eğer içimizdeki saklananları bilirse kendisine inâbe ederiz.” Vakıa çok böyle ya!Vakıa çok böyle ya! Bir tarihte gelmiş, girmişler içeriye gece vaktiymiş hem de.Bir tarihte gelmiş, girmişler içeriye gece vaktiymiş hem de. “Sen demiş baklava olsa yerdin ama” demiş.“Sen demiş baklava olsa yerdin ama” demiş. Ötekine de “Sen de şunu istersin ama!” demiş.Ötekine de “Sen de şunu istersin ama!” demiş. Ötekisine de “Sen de bu olsaydı iyi olurdu!” filan.Ötekisine de “Sen de bu olsaydı iyi olurdu!” filan. Bakmışlar ki hepsinin içlerindeBakmışlar ki hepsinin içlerinde tuttukları niyetleri tamamıyla meydana çıkmış;tuttukları niyetleri tamamıyla meydana çıkmış; “E buna inabe edelim artık.” demişler.“E buna inabe edelim artık.” demişler. E canım bunu nasıl bildi o adamcağız?E canım bunu nasıl bildi o adamcağız? Bunların bir yazısı yok bir tarafta.Bunların bir yazısı yok bir tarafta. İçten geçen bir niyetten ibaret bir şey.İçten geçen bir niyetten ibaret bir şey. İşte bu niyetler içeride tecessüm ediyor,İşte bu niyetler içeride tecessüm ediyor, renkleniyor, yazı haline geliyor,renkleniyor, yazı haline geliyor, karşısındaki adama arz olunuyor.karşısındaki adama arz olunuyor. Ayna güzel, tertemiz görüyor, olduğu gibi söylüyor.Ayna güzel, tertemiz görüyor, olduğu gibi söylüyor. Sen de aynanı temizlesen, ben de aynamı temizlesem,Sen de aynanı temizlesen, ben de aynamı temizlesem, bunların hepsi hallolunan meselelerdir, zor bir şey değildir.bunların hepsi hallolunan meselelerdir, zor bir şey değildir. Yalnız Allah’a ver, yalanı bırak,Yalnız Allah’a ver, yalanı bırak, hileyi bırak, yemini bırak, kötülükleri bırak,hileyi bırak, yemini bırak, kötülükleri bırak, emr-i İlâhîye imtisal et; namazcağızını güzelce kıl,emr-i İlâhîye imtisal et; namazcağızını güzelce kıl, abdestcağızını güzelce al, hiçbir namazın vaktini geçirme,abdestcağızını güzelce al, hiçbir namazın vaktini geçirme, günahlardan da son derece de sakın,günahlardan da son derece de sakın, istiğfarını da fazla yap, bak nasıl oluyor aynan.istiğfarını da fazla yap, bak nasıl oluyor aynan. Evet.Evet. Feinneke izâ ğasalte vecheke

Feinneke izâ ğasalte vecheke
inteserati’z-zünûbü min eşfâri ayneyke.inteserati’z-zünûbü min eşfâri ayneyke. “Ey evlat! Sen abdest alırken yüzünü yıkıyorsun ya.”“Ey evlat! Sen abdest alırken yüzünü yıkıyorsun ya.” Yüzden başlıyorsun, çünkü farz yüzden başlar.Yüzden başlıyorsun, çünkü farz yüzden başlar. Ellerin yıkanması sünnet oluyor.Ellerin yıkanması sünnet oluyor. Asıl farz olan yüzden başlamak.Asıl farz olan yüzden başlamak. Onun için burada da yüzünü yıkadığın vakitteOnun için burada da yüzünü yıkadığın vakitte senin günahların gözünün kirpiklerinden aşağıya böyle akar gider.senin günahların gözünün kirpiklerinden aşağıya böyle akar gider. Ve izâ ğasalte yedeyke.

Ve izâ ğasalte yedeyke.
“Kollarını yıkadığın vakitte de.”“Kollarını yıkadığın vakitte de.” İnteserati’z-zünûbü min ezfâri yedeyke.İnteserati’z-zünûbü min ezfâri yedeyke. “Günahların tırnaklarından dökülür.”“Günahların tırnaklarından dökülür.” Ve izâ mesahte bira’sike.Ve izâ mesahte bira’sike. “Başını da mest ediyorsun ya,“Başını da mest ediyorsun ya, o başını da mest verdiğin vakitte.”o başını da mest verdiğin vakitte.” İnteserati’z-zünûbü an ra’sike.İnteserati’z-zünûbü an ra’sike. “Başından günahlar akar gider.”“Başından günahlar akar gider.” Ve izâ ğasalte ricleyke.Ve izâ ğasalte ricleyke. “Ayaklarını da yıkadığın vakitte.”“Ayaklarını da yıkadığın vakitte.” İnteserati’z-zünûbü min ezfâri kademeyke.İnteserati’z-zünûbü min ezfâri kademeyke. “Ayaklarının tırnaklarından bunlar,“Ayaklarının tırnaklarından bunlar, bugünkü tabiriyle otomatik diyorlar,bugünkü tabiriyle otomatik diyorlar, bu abdest alan insanlarınbu abdest alan insanların günah-ı seğâirleri kendiliğinden affolunuyor.”günah-ı seğâirleri kendiliğinden affolunuyor.” Camiye girerken günahsız olarak giriyor.Camiye girerken günahsız olarak giriyor. Namazda da affolunuyor.Namazda da affolunuyor. İlk daha gelirken de affolunuyor.İlk daha gelirken de affolunuyor. Camiye gelirken attığımız her adımdaCamiye gelirken attığımız her adımda günahlarımız dökülüyor, yerine de bir sevaplargünahlarımız dökülüyor, yerine de bir sevaplar ilavesiyle camimize öyle geliyoruz.ilavesiyle camimize öyle geliyoruz. Ne kadar uzaktan gelirsen sevap o kadar çok oluyor.Ne kadar uzaktan gelirsen sevap o kadar çok oluyor. Onun için: Cübileti’l-kulûbü alâ hubbi men ehsane ileyhâ,

Onun için: Cübileti’l-kulûbü alâ hubbi men ehsane ileyhâ,
ve buğdi men esâe ileyhâ.ve buğdi men esâe ileyhâ. “Yaratılış itibariyle, cübilet,“Yaratılış itibariyle, cübilet, hilkat itibariyle kalpler, gönüller insanda yaratılmış ki.”hilkat itibariyle kalpler, gönüller insanda yaratılmış ki.” Alâ hubbi men ehsane ileyhâ.Alâ hubbi men ehsane ileyhâ. “Kendisine iyilik edenlere ihsan edenleri sevme.”“Kendisine iyilik edenlere ihsan edenleri sevme.” Kalplerin hilkatinde, kendilerine iyilik edenKalplerin hilkatinde, kendilerine iyilik eden insanları sevmek tabiatı var.insanları sevmek tabiatı var. Tıynet itibariyle, bir insan hayvan değildir,Tıynet itibariyle, bir insan hayvan değildir, insan olmak suretiyle kendisine iyilik eden insanı sever.insan olmak suretiyle kendisine iyilik eden insanı sever. Ve kötülük eden insanı da sevmez.Ve kötülük eden insanı da sevmez. Bu hilkatin iktizasıdır.Bu hilkatin iktizasıdır. Binâenaleyh sen kendini insanlara sevdirmek istiyorsanBinâenaleyh sen kendini insanlara sevdirmek istiyorsan insanlara karşı iyiliğini artır.insanlara karşı iyiliğini artır. Cübileti’l-kulûbü alâ hubbi men ehsane ileyhâ.

Cübileti’l-kulûbü alâ hubbi men ehsane ileyhâ.
Kendimize iyilik edeni sevmek hilkat iktizası da,Kendimize iyilik edeni sevmek hilkat iktizası da, farz edelim ki fakir bir adama bir beyefendi geldi,farz edelim ki fakir bir adama bir beyefendi geldi, “Evlat, şu apartmanı sana verdim, üç kat beş kat.“Evlat, şu apartmanı sana verdim, üç kat beş kat. Bir katında oturursun, dört katının da parası ileBir katında oturursun, dört katının da parası ile idare olursun.idare olursun. Şu araba da senin olsun!” dedi, bir de araba verdi.Şu araba da senin olsun!” dedi, bir de araba verdi. Haydi, bir de şoför vereyim,Haydi, bir de şoför vereyim, bu şoför de senin olsun, seni gezdirsin.” dedi.bu şoför de senin olsun, seni gezdirsin.” dedi. Sen bu adamı sever misin sevmez misin?Sen bu adamı sever misin sevmez misin? Seveceksin tabiatıyla.Seveceksin tabiatıyla. Fakat bu adamın sana yaptığı iyilikFakat bu adamın sana yaptığı iyilik acaba gözünün bir kılına değer mi?acaba gözünün bir kılına değer mi? Gözünün bir kılına değer mi?Gözünün bir kılına değer mi? Senin kulağının bir kılına değer mi?Senin kulağının bir kılına değer mi? Sendeki aklın, havsalanın bir zerresi olur mu yani?Sendeki aklın, havsalanın bir zerresi olur mu yani? Olur mu?Olur mu? Sen bunları vereni unutuyorsun daSen bunları vereni unutuyorsun da bu sıhhati, bu afiyeti, bu varlığı, bu vücudubu sıhhati, bu afiyeti, bu varlığı, bu vücudu veren Allah’ı unutuyorsun daveren Allah’ı unutuyorsun da öteki taraftan bir ev bağışlamış, bir otomobil bağışlamış diyeöteki taraftan bir ev bağışlamış, bir otomobil bağışlamış diye teşekkürler ederim, diyerekten şaşırıyorsun karşısında.teşekkürler ederim, diyerekten şaşırıyorsun karşısında. Ama bu tarafta, seninAma bu tarafta, senin doğuşundan tâ ölüşüne kadar seni nimetlere gark eden,doğuşundan tâ ölüşüne kadar seni nimetlere gark eden, gerek maddî gerek manevî nimetlerle seni tezyin edengerek maddî gerek manevî nimetlerle seni tezyin eden Allahu zülcelâle karşı çoook [nankörlük ediyorsun].Allahu zülcelâle karşı çoook [nankörlük ediyorsun]. Namaz.

Namaz.
Bugün birisi geldi:Bugün birisi geldi: “Hocaefendi Cebrail aleyhisselam göründü bana bu akşam.“Hocaefendi Cebrail aleyhisselam göründü bana bu akşam. Ne dersin benim bu rüyama? ” dedi.Ne dersin benim bu rüyama? ” dedi. “Eh iyi, sen namazını kılar mısın?” dedim.“Eh iyi, sen namazını kılar mısın?” dedim. “Kılamam!” demedi de “Ara sıra kılarım.” dedi.“Kılamam!” demedi de “Ara sıra kılarım.” dedi. “Ara sıra namaz kılan insana Cebrail gözükmez.“Ara sıra namaz kılan insana Cebrail gözükmez. Cebrail aleyhisselamın sana gözükmesinde bir ders var sana.Cebrail aleyhisselamın sana gözükmesinde bir ders var sana. Sen namazını terk etme buradan bir sille gelir sonra.” dedim.Sen namazını terk etme buradan bir sille gelir sonra.” dedim. Şimdi bu kadar [iyilik yapan] o adama şey yapsan,

Şimdi bu kadar [iyilik yapan] o adama şey yapsan,
evi de alır elinden arabayı da alır elinden,evi de alır elinden arabayı da alır elinden, “Sen defol git! Sen de hayır yok!” der.“Sen defol git! Sen de hayır yok!” der. Fakat Allahu Teâlâ bize nimetlerini yağdırıyor mütemadiyen.Fakat Allahu Teâlâ bize nimetlerini yağdırıyor mütemadiyen. Mütemadiyen yağdırıyor çünkü Allahu Teâlâ’nın bizden istediğiMütemadiyen yağdırıyor çünkü Allahu Teâlâ’nın bizden istediği “Allahu Ekber!” edâsına icabet.“Allahu Ekber!” edâsına icabet. “Allahu Ekber!” edâsına icabet!

“Allahu Ekber!” edâsına icabet!
Yahu gâvur, gâvur papazın çanına koşuyor daYahu gâvur, gâvur papazın çanına koşuyor da Müslüman Allah’ın tekbirine niye koşmuyor?Müslüman Allah’ın tekbirine niye koşmuyor? Olur, mu böyle şey yahu?Olur, mu böyle şey yahu? Ama beş defa çok.Ama beş defa çok. Neden çok aziz kardeş?Neden çok aziz kardeş? Günde üç defa yiyorsun çok değil deGünde üç defa yiyorsun çok değil de beş defa Allah’ın divanına duracaksın çok mu bu?beş defa Allah’ın divanına duracaksın çok mu bu? Ne yapıyoruz?Ne yapıyoruz? Para istemiyorlar bizden, pul istemiyorlar!Para istemiyorlar bizden, pul istemiyorlar! Hepsi bizim faydamız için.Hepsi bizim faydamız için. Bir namaz kılmadaki fevâidi bilsek,Bir namaz kılmadaki fevâidi bilsek, ötekiler gibi biz de geride kalmayız bile.ötekiler gibi biz de geride kalmayız bile. Ama faydasından haberimiz yok.Ama faydasından haberimiz yok. Onun için mâneviyatımız zayıf oluyor.Onun için mâneviyatımız zayıf oluyor. Şunu da söyleyeyim, bugün insanlar bütün kuvvetlerini

Şunu da söyleyeyim, bugün insanlar bütün kuvvetlerini
yemeğe vermişler.yemeğe vermişler. Nasıl müreffeh bir yemek, nasıl daha güzel bir yemekNasıl müreffeh bir yemek, nasıl daha güzel bir yemek yiyebileceğiz, eti şöyle olsun, yağı böyle olsun.yiyebileceğiz, eti şöyle olsun, yağı böyle olsun. İşte şuradan olsun buradan olsun iyi amaİşte şuradan olsun buradan olsun iyi ama alt tarafı işte kafamızda maneviyattan bir şey bulunmuyor.alt tarafı işte kafamızda maneviyattan bir şey bulunmuyor. Maddiyatı düşünüyoruz sadece.Maddiyatı düşünüyoruz sadece. İmam Hanbel rahmetullahi aleyh Hazretleri

İmam Hanbel rahmetullahi aleyh Hazretleri
otla taayyüş edermiş.otla taayyüş edermiş. Sebzevatla, yediği sebze, ot, şuradan buradan topluyor.Sebzevatla, yediği sebze, ot, şuradan buradan topluyor. Altı yüz bin hadisi biliyor,Altı yüz bin hadisi biliyor, bir milyon da sağlam hadisi biliyor, muhaddistir.bir milyon da sağlam hadisi biliyor, muhaddistir. On altı yaşında fetva yerine oturmuş adam.On altı yaşında fetva yerine oturmuş adam. Büluğa ermeden ders okutuyordu.Büluğa ermeden ders okutuyordu. Bu kafa, etle beslenmiş kafa değil arkadaş!Bu kafa, etle beslenmiş kafa değil arkadaş! Etle beslenen kafalar bir müddet sonra hayvanlaşır artık.Etle beslenen kafalar bir müddet sonra hayvanlaşır artık. Allah affetsin kusurlarımızı.Allah affetsin kusurlarımızı. Onun için sen etten kuvvet bekleme, kuvveti Allah’tan bekle.Onun için sen etten kuvvet bekleme, kuvveti Allah’tan bekle. Allah’tan beklediğin vakitte helal lokmayı bak,Allah’tan beklediğin vakitte helal lokmayı bak, helal lokma ye, helal lokma ile yetişen adamın [zihni berrak olur.]helal lokma ye, helal lokma ile yetişen adamın [zihni berrak olur.] Bugün birisi diyor:

Bugün birisi diyor:
“Çok ibadete ihtiyaç yok, helali ye, Allah’ın farzlarını yap kâfi.” diyor.“Çok ibadete ihtiyaç yok, helali ye, Allah’ın farzlarını yap kâfi.” diyor. Yalnız yediğin helal olsun.Yalnız yediğin helal olsun. Yediğin helal olmadıktan sonra geceleri sabaha kadar uyumasan da boş,Yediğin helal olmadıktan sonra geceleri sabaha kadar uyumasan da boş, secdeden başını kaldırmazsan o da boş.secdeden başını kaldırmazsan o da boş. Onun için kalplerin cibilliyeti iktizasıOnun için kalplerin cibilliyeti iktizası kendisine ihsan edeni sevecek.kendisine ihsan edeni sevecek. Öyleyse o kalp varsa eğer bizde,Öyleyse o kalp varsa eğer bizde, bize bu kadar nimeti ihsan eden Allahu Celle ve Alâ’yıbize bu kadar nimeti ihsan eden Allahu Celle ve Alâ’yı sevmek mecburiyetindeyizsevmek mecburiyetindeyiz ikincisi, bize bu dini İslâm’ı bahşedenikincisi, bize bu dini İslâm’ı bahşeden Allahu Teâlâ Peygamberi vasıtasıyla bahşetmiştir,Allahu Teâlâ Peygamberi vasıtasıyla bahşetmiştir, o Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi deo Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi de sevgi olaraktan içimizdesevgi olaraktan içimizde yaşatmamız yine İslâmiyetimizin iktizasıdır.yaşatmamız yine İslâmiyetimizin iktizasıdır. Bunun için bugün hacca insanlar gider, bu hacca gidişlerindeki

Bunun için bugün hacca insanlar gider, bu hacca gidişlerindeki
en büyük kaidelerinden birisi Resûlullah’ın karşısında,en büyük kaidelerinden birisi Resûlullah’ın karşısında, “Yâ Resûlallah! Ben bilâd-ı baîdeden,“Yâ Resûlallah! Ben bilâd-ı baîdeden, çok uzak beldelerden,çok uzak beldelerden, yerlerden de değil de göklerden uçarak geldim ben bugün senin huzuruna.yerlerden de değil de göklerden uçarak geldim ben bugün senin huzuruna. Sana orada ben çok salât ü selâm okuyordum amaSana orada ben çok salât ü selâm okuyordum ama senin diyarına geldim karşına da geldim şimdi.”senin diyarına geldim karşına da geldim şimdi.” Essalâtü ve’s-selamü aleyke yâ Resûlallah diyeEssalâtü ve’s-selamü aleyke yâ Resûlallah diye bu salât ü selâmı okumaya başladığın vakittebu salât ü selâmı okumaya başladığın vakitte Cenâb-ı Resul kendisi sana iftihar ederCenâb-ı Resul kendisi sana iftihar eder ve sana mukabeleten o da dua eder.ve sana mukabeleten o da dua eder. Binâenaleyh Peygamberin duasına mazhariyetBinâenaleyh Peygamberin duasına mazhariyet senin ona yapacağın salât ü selâmlara bağlı.senin ona yapacağın salât ü selâmlara bağlı. Salât ü selâmların hiçbirisi boşa gitmez,Salât ü selâmların hiçbirisi boşa gitmez, bil-mukâbele Cenâb-ı Peygamber de yapar,bil-mukâbele Cenâb-ı Peygamber de yapar, Cenâb-ı Allah’ın da var.Cenâb-ı Allah’ın da var. İnna’llâhe ve melâiketehu yusallûne ale’n-nebiyyi.

İnna’llâhe ve melâiketehu yusallûne ale’n-nebiyyi.
Yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhiYâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ diyen Hazreti Allah,ve sellimû teslîmâ diyen Hazreti Allah, kulu salât ü selâm ettiği vakitte,kulu salât ü selâm ettiği vakitte, salât ü selâm Peygamber’e varmadan Cenâb-ı Hak alıyorsalât ü selâm Peygamber’e varmadan Cenâb-ı Hak alıyor ona o mükâfatla iade ediyor.ona o mükâfatla iade ediyor. Sonra Peygamberimize gidiyor.Sonra Peygamberimize gidiyor. Onun için eğer sizde kalp varsa,Onun için eğer sizde kalp varsa, mutlaka o kalbin Allahu Teâlâ’yı sevmesi lazım.mutlaka o kalbin Allahu Teâlâ’yı sevmesi lazım. Demek ki Allahu Teâlâ’yı seven kalp de Allahu Teâlâ’yaDemek ki Allahu Teâlâ’yı seven kalp de Allahu Teâlâ’ya kulluk etmekten katiyen kaçmaz.kulluk etmekten katiyen kaçmaz. Kulluktan katiyen kaçmaz.Kulluktan katiyen kaçmaz. Nasıl ki Yunus dedi ki:Nasıl ki Yunus dedi ki: Beni kesseniz de,

Beni kesseniz de,
kanımı da akıtsanız,kanımı da akıtsanız, ben yine derim Lâ İlâhe illallah.ben yine derim Lâ İlâhe illallah. Kessen de kanımı da akıtsan yine ben derim lâ İlâhe illallah.Kessen de kanımı da akıtsan yine ben derim lâ İlâhe illallah. Niçin? İslâmiyet içine sinmiş.Niçin? İslâmiyet içine sinmiş. Kurdun içine, o kinKurdun içine, o kin bütün âzâsına sirayet ediyor dabütün âzâsına sirayet ediyor da benim imanım sirayet etmez mi bütün âzâma?benim imanım sirayet etmez mi bütün âzâma? Onun için iman o imandır ki vücudu istila etmiştir,Onun için iman o imandır ki vücudu istila etmiştir, her tarafına yayılmıştır.her tarafına yayılmıştır. “Allah!” dediği vakitte başka şey içinden çıkmaz.“Allah!” dediği vakitte başka şey içinden çıkmaz. Ezân-ı Muhammedî okunduğu vakitteEzân-ı Muhammedî okunduğu vakitte demirlere bağlasan durmaz.demirlere bağlasan durmaz. Ezân-ı Muhammedî okunduğu vakitteEzân-ı Muhammedî okunduğu vakitte demirle bağlasan durmaz.demirle bağlasan durmaz. Kılar, olduğu yerde kılar namazını.Kılar, olduğu yerde kılar namazını. Onun için bizim MüslümanlıktaOnun için bizim Müslümanlıkta namazların mescitte kılınması şart değildir,namazların mescitte kılınması şart değildir, herkes bulunduğu yer mescit,herkes bulunduğu yer mescit, her yer Müslümanın mescididir.her yer Müslümanın mescididir. Üç Müslüman bir araya gelir, hemen orada Allahu Ekber der,Üç Müslüman bir araya gelir, hemen orada Allahu Ekber der, orası Müslümanın mescididir, namazını kılarlar.orası Müslümanın mescididir, namazını kılarlar. Ceddidû îmâneküm.

Ceddidû îmâneküm.
“İmanlarınızı tecdit ediniz, yenileyiniz.”“İmanlarınızı tecdit ediniz, yenileyiniz.” İmanlarınızı yenileyiniz!İmanlarınızı yenileyiniz! İman eskir mi ki?İman eskir mi ki? Cenâb-ı Peygamber buyuruyor: Kîle: Yâ Rasûlallâhi,Cenâb-ı Peygamber buyuruyor: Kîle: Yâ Rasûlallâhi, keyfe nüceddidü îmânenâ?keyfe nüceddidü îmânenâ? “Nasıl imanımızı yenileyeceğiz?”“Nasıl imanımızı yenileyeceğiz?” Esbaplarımızı yenilemek için çıkarırız başkasını alırız giyeriz,Esbaplarımızı yenilemek için çıkarırız başkasını alırız giyeriz, yenisini alır giyeriz, öyle olur.yenisini alır giyeriz, öyle olur. Fakat imanımızı nasıl yenileyeceğiz yâ Resûlallah?Fakat imanımızı nasıl yenileyeceğiz yâ Resûlallah? Kâle: Eksirû min kavli lâ İlâhe illallah.

Kâle: Eksirû min kavli lâ İlâhe illallah.
Bak. Eksirû min kavli lâ İlâhe illallah.Bak. Eksirû min kavli lâ İlâhe illallah. “Bu kelime-i tayyibe-i münciyeyi çok edin.”“Bu kelime-i tayyibe-i münciyeyi çok edin.” Çok edin! En aşağıyaÇok edin! En aşağıya 1000, 3000, 5000, 10.000 ne kadar diyebilirsen de.1000, 3000, 5000, 10.000 ne kadar diyebilirsen de. Bu zikrullahtır.Bu zikrullahtır. Zikrullah, Allahu Teâlâ’nın adıdır.Zikrullah, Allahu Teâlâ’nın adıdır. O’nun adını böyle dilinde çevirmesiO’nun adını böyle dilinde çevirmesi Allahu Teâlâ’nın kendisinin ona feyzinin inişinin alâmetidir.Allahu Teâlâ’nın kendisinin ona feyzinin inişinin alâmetidir. Onun için sen Allahu Teâlâ’nın ismini ne kadar çok anarsan,Onun için sen Allahu Teâlâ’nın ismini ne kadar çok anarsan, men ehabbe şey’en eksera zikruhû.men ehabbe şey’en eksera zikruhû. “Kim neyi çok severse onun adını çok anar.”“Kim neyi çok severse onun adını çok anar.” Allah’ı çok sevenler de Allah’ın adını çok anarlar.Allah’ı çok sevenler de Allah’ın adını çok anarlar. Allah’ın adını çok anmaları Allah’ın sevmelerinden ileri gelir.Allah’ın adını çok anmaları Allah’ın sevmelerinden ileri gelir. Onun için şimdi Allah Allah Allah diyeceğiz.Onun için şimdi Allah Allah Allah diyeceğiz. İki türlü var ya: Cehrî, hafî.İki türlü var ya: Cehrî, hafî. Cehrî de Allah Allah Allah diyeceksin.

Cehrî de Allah Allah Allah diyeceksin.
Birisi dükkânına geldi. “Bunu bana satar mısın?” dedi.Birisi dükkânına geldi. “Bunu bana satar mısın?” dedi. Şimdi diyebilir miyim lâ İlâhe illallah diye?Şimdi diyebilir miyim lâ İlâhe illallah diye? Diyemem. Diyeceğim ki, “Satarım.”Diyemem. Diyeceğim ki, “Satarım.” “Satarım.” deyince dil durur.“Satarım.” deyince dil durur. Dil durur ama gönül eğer Allah demeye alıştıysa,Dil durur ama gönül eğer Allah demeye alıştıysa, dil hakîki olarak söylüyor, dilin konuşması kalbin zikrine mani olmaz.dil hakîki olarak söylüyor, dilin konuşması kalbin zikrine mani olmaz. Kalp yine Allah Allah Allah der.Kalp yine Allah Allah Allah der. Dil der ki, “Bunu sana satıyorum, bu on kuruşturDil der ki, “Bunu sana satıyorum, bu on kuruştur ver parayı.” dersin.ver parayı.” dersin. Yine gönül Allah Allah Allah der durur.Yine gönül Allah Allah Allah der durur. Bunu çalıştırabilmek, alıştırabilmekBunu çalıştırabilmek, alıştırabilmek insanlar için büyük bir devlettir.insanlar için büyük bir devlettir. Onun için Cenâb-ı Peygamber, ceddidû îmâneküm.Onun için Cenâb-ı Peygamber, ceddidû îmâneküm. “İmanlarınızı daima yenileyiniz.” [buyurdu.]“İmanlarınızı daima yenileyiniz.” [buyurdu.] İmanın yenilenmesi bunu çok söylemekle oluyor.İmanın yenilenmesi bunu çok söylemekle oluyor. Onun için Kur’ân-ı Azimüşşan'da Cenâb-ı Hak:

Onun için Kur’ân-ı Azimüşşan'da Cenâb-ı Hak:
Yâ eyyühellezîne âmenü’zkürûllâhe zikran kesîran.

Yâ eyyühellezîne âmenü’zkürûllâhe zikran kesîran.
Kesîr, “çok” [demektir].Kesîr, “çok” [demektir]. Çok olunca, ne kadar olursa söyleyebilirsen söyle kusuru yok.Çok olunca, ne kadar olursa söyleyebilirsen söyle kusuru yok. .......... Tabii insan hilkatinin işine insanın aklımız ermez.Tabii insan hilkatinin işine insanın aklımız ermez. Cenâb-ı Hak o ana rahminde ne güzel yaratmış.Cenâb-ı Hak o ana rahminde ne güzel yaratmış. Hüvellezî yusavviruküm fi’l-erhâmi keyfe yeşâü.

Hüvellezî yusavviruküm fi’l-erhâmi keyfe yeşâü.
Hiç kimseyle alakası yok, o ana rahmi kapkaranlıktır ya.

Hiç kimseyle alakası yok, o ana rahmi kapkaranlıktır ya.
O kapkaranlık yerde şu vücudu nasıl tasvir ediyor Cenâb-ı Hak!O kapkaranlık yerde şu vücudu nasıl tasvir ediyor Cenâb-ı Hak! Kaşı bir tarafta, gözü bir tarafta, ağzı öyle,Kaşı bir tarafta, gözü bir tarafta, ağzı öyle, her hilkati, içinin hilkati öyle.her hilkati, içinin hilkati öyle. Onu o karanlık yerde ne güzel tasvir ediyor.Onu o karanlık yerde ne güzel tasvir ediyor. Allah esirgeye, yüzünün bir tarafı bir tarafa baksa,Allah esirgeye, yüzünün bir tarafı bir tarafa baksa, burnu bir tarafa baksa, ağzı bir tarafa baksa, karmakarışık.burnu bir tarafa baksa, ağzı bir tarafa baksa, karmakarışık. Azalara bak karmakarışık.Azalara bak karmakarışık. Bazı hilkatler var acayip garâib!Bazı hilkatler var acayip garâib! Bunlar da bize tecrübedir.Bunlar da bize tecrübedir. Yani, bak Cenâb-ı Hak seni ne güzel yaratmış.Yani, bak Cenâb-ı Hak seni ne güzel yaratmış. Tam sıhhat, tam endam, her şeyin yerli yerinde,Tam sıhhat, tam endam, her şeyin yerli yerinde, teşekkürün fazla olsun diyerekten.teşekkürün fazla olsun diyerekten. Körü görürsün,Körü görürsün, “Oh çok şükür, Allah bize gözümü görür yaptı.” dersin.“Oh çok şükür, Allah bize gözümü görür yaptı.” dersin. Sağırı görürsün, “Oh çok şükür Allah’a,Sağırı görürsün, “Oh çok şükür Allah’a, benim kulaklarımı duyucu yaptı.” dersin.benim kulaklarımı duyucu yaptı.” dersin. Dilsizi görürsün, “Elhamdülillah,Dilsizi görürsün, “Elhamdülillah, bak Cenâb-ı Allah benim dilimi de konuşturmakbak Cenâb-ı Allah benim dilimi de konuşturmak imkânını, okumak imkânını veriyor.”imkânını, okumak imkânını veriyor.” E sopalı görürsün, “Bak elhamdülillah, ne güzel yürüyebiliyorum.” dersin.E sopalı görürsün, “Bak elhamdülillah, ne güzel yürüyebiliyorum.” dersin. Çolağı görürsün, “Oh elhamdülillah,Çolağı görürsün, “Oh elhamdülillah, bak benim elim güzel tutuyor, alıyorum veriyorum.”bak benim elim güzel tutuyor, alıyorum veriyorum.” Bunlar Cenâb-ı Hak aramızda ara sıra böyle gösteriyor ki,Bunlar Cenâb-ı Hak aramızda ara sıra böyle gösteriyor ki, “Görün bunları da halinize şükredin!” diyor.“Görün bunları da halinize şükredin!” diyor. Onları oyuncak için yaratmamış.Onları oyuncak için yaratmamış. Tımarhaneye git orada bir sürü insanTımarhaneye git orada bir sürü insan ama hepsi de bizim gibi.ama hepsi de bizim gibi. Ama hiç birisi işe yaramaz hiç birisi işe yaramadığı içinAma hiç birisi işe yaramaz hiç birisi işe yaramadığı için oraya hapsolunmuşlar.oraya hapsolunmuşlar. Onları gör de ibret al.Onları gör de ibret al. Şu Allahu Teâlâ’nın verdiği akla hayran ol.Şu Allahu Teâlâ’nın verdiği akla hayran ol. Dünya bir araya gelse sana akıl verebiliyorlar mı?Dünya bir araya gelse sana akıl verebiliyorlar mı? Veremiyorlar.Veremiyorlar. Kudretullah! Bunun kıymeti hiç bir şeyle ödenmez aziz kardeş!Kudretullah! Bunun kıymeti hiç bir şeyle ödenmez aziz kardeş! Bir evi bağışlayana tevessül ediyor da insanBir evi bağışlayana tevessül ediyor da insan bu kadar kuvveti veren Sâni’i hakîki olan Hazreti Allah’abu kadar kuvveti veren Sâni’i hakîki olan Hazreti Allah’a insan tapınmasın, olur mu hiç, mümkün mü?insan tapınmasın, olur mu hiç, mümkün mü? Ceddidû îmâneküm biekseri’l-kavli lâ İlâhe illallah.

Ceddidû îmâneküm biekseri’l-kavli lâ İlâhe illallah.
Dört şey ki; halk, huluk, rızık ve ecel.

Dört şey ki; halk, huluk, rızık ve ecel.
Şu uzun boylu, kısa boylu, siyahŞu uzun boylu, kısa boylu, siyah beyaz, karakaşlı, kara gözlü, şulu bulu.beyaz, karakaşlı, kara gözlü, şulu bulu. Bu hilkat.Bu hilkat. Ahlak; güzel ahlaklı, çirkin ahlaklı, bozuk ahlaklı.Ahlak; güzel ahlaklı, çirkin ahlaklı, bozuk ahlaklı. Rızık, az veya çok herkese takdir olunur.Rızık, az veya çok herkese takdir olunur. Ecel, herkese de kimisi doğar ölür,Ecel, herkese de kimisi doğar ölür, kimisi doğar biraz yaşar öyle ölür,kimisi doğar biraz yaşar öyle ölür, kimisi 50 de, kimisi 100 de, kimisi 150 de ölür.kimisi 50 de, kimisi 100 de, kimisi 150 de ölür. O ezelde takdir olan bir gün var.O ezelde takdir olan bir gün var. O güne kadar o insan yaşayacak.O güne kadar o insan yaşayacak. Top da patlasa, gökten atom da yağsa,Top da patlasa, gökten atom da yağsa, yerler ateşte kesilseyerler ateşte kesilse yine yaşayacak olan 150 sene yaşayacak.yine yaşayacak olan 150 sene yaşayacak. Ceza’llâhu’l-ankebûte annâ hayran,

Ceza’llâhu’l-ankebûte annâ hayran,
feinnehâ nesecet aleyye ve aleyke yâ Ebâ Bekrinfeinnehâ nesecet aleyye ve aleyke yâ Ebâ Bekrin fi’l-ğâri, hattâ lem yeranâ’l-müşrikûne,fi’l-ğâri, hattâ lem yeranâ’l-müşrikûne, ve lem yusilû ileynâ.ve lem yusilû ileynâ. Hazreti Ebû Bekir’den rivayet.

Hazreti Ebû Bekir’den rivayet.
“Allah bu ankebûta, bu örümceğe hayırlı cezalar versin ki“Allah bu ankebûta, bu örümceğe hayırlı cezalar versin ki onlar bizim girdiğimiz mağaranın ağzını ördüler,onlar bizim girdiğimiz mağaranın ağzını ördüler, çabucak kapadılar.”çabucak kapadılar.” Şeytan düşmanla beraber geldi, “Burada!” diyor.Şeytan düşmanla beraber geldi, “Burada!” diyor. Bakıyorlar ki ağzı var ufacık, bir insan girecek kadar yer amaBakıyorlar ki ağzı var ufacık, bir insan girecek kadar yer ama örümcekle dolu orası, kaç senelik örümcek ağı.örümcekle dolu orası, kaç senelik örümcek ağı. “Buradan insan geçmemiş.“Buradan insan geçmemiş. İnsan geçse bu bozulur, buraİnsan geçse bu bozulur, bura bu kadar yerde örümcek ağı ile durulur mu?” diyor.bu kadar yerde örümcek ağı ile durulur mu?” diyor. Durulmaz, ha onun için,Durulmaz, ha onun için, Nesecet aleyye ve aleyke.

Nesecet aleyye ve aleyke.
“Sana ve bana o örgü yaptı,“Sana ve bana o örgü yaptı, kapadı bizi içeride, düşman bizi göremez hale geldi.”kapadı bizi içeride, düşman bizi göremez hale geldi.” Yâ Ebâ Bekrin fi’l-ğâri, hattâ lem yeranâ’l-müşrikûne.Yâ Ebâ Bekrin fi’l-ğâri, hattâ lem yeranâ’l-müşrikûne. Müşrikler geldiler, şeytan da delalet ediyor,Müşrikler geldiler, şeytan da delalet ediyor, izi de buldular orada, burada bitiyor.izi de buldular orada, burada bitiyor. Efendimizin izini takip ettiler, izi geldi orada bitti.Efendimizin izini takip ettiler, izi geldi orada bitti. Dediler, “işte burada!” Burada amaDediler, “işte burada!” Burada ama dolaşıyorlar dolaşıyorlar, bir kapı var onu da örümcek doldurmuş,dolaşıyorlar dolaşıyorlar, bir kapı var onu da örümcek doldurmuş, güvercin de gelmiş yumurtayı yapmış üzerinde.güvercin de gelmiş yumurtayı yapmış üzerinde. “Allah Allah! Buradan insan girer mi?“Allah Allah! Buradan insan girer mi? Demek buradan gitmiş başka yere.” diyorlar.Demek buradan gitmiş başka yere.” diyorlar. Ve lem yusilû ileynâ. “Orada Efendimizi bulamadılar.”Ve lem yusilû ileynâ. “Orada Efendimizi bulamadılar.” Niçin? Allah korudu onları.Niçin? Allah korudu onları. Allah onların basîretlerini kapıyor,Allah onların basîretlerini kapıyor, o hayvana da emrediyor onları yaptırıyoro hayvana da emrediyor onları yaptırıyor ki koruyacak Habîbini, bu İslâm dini yetişecek çünkü.ki koruyacak Habîbini, bu İslâm dini yetişecek çünkü. İslâm dininin hâmisi Allah’tır,İslâm dininin hâmisi Allah’tır, Hâfızı Allah’tır.Hâfızı Allah’tır. Onun için Habîbini düşmanlarına karşı böylece korumuştur.Onun için Habîbini düşmanlarına karşı böylece korumuştur. Cezâ’llâhu’l-ensâre annâ.

Cezâ’llâhu’l-ensâre annâ.
Ensar, Medine-i Münevvere’deki Müslümanlar.Ensar, Medine-i Münevvere’deki Müslümanlar. Allah onlardan razı olsun.Allah onlardan razı olsun. Ve lâ siyyemâ Abdullâhi’bne Amri’bni Hırâmin.Ve lâ siyyemâ Abdullâhi’bne Amri’bni Hırâmin. Bu, caminin de hizmetkârıymış.Bu, caminin de hizmetkârıymış. Caminin hizmetkârı, hüddâm-ı câmi.Caminin hizmetkârı, hüddâm-ı câmi. Hüddâm, hizmetçi olduğundan hususî olarak Cenâb-ı PeygamberHüddâm, hizmetçi olduğundan hususî olarak Cenâb-ı Peygamber ona dua ediyor.ona dua ediyor. “Ensardan Allah razı olsun ama bahusus“Ensardan Allah razı olsun ama bahusus şu Abdullah b. Amr’dan, Amr’ın oğlu Abdullah’tan razı olsun.”şu Abdullah b. Amr’dan, Amr’ın oğlu Abdullah’tan razı olsun.” Ve Sa’de’bne Ubâdete.Ve Sa’de’bne Ubâdete. “Bir de Hazreti Ebû Ubâde denilen zâttan.”“Bir de Hazreti Ebû Ubâde denilen zâttan.” Onların da demek ki İslâmiyete büyük yararlılıkları olmuş kiOnların da demek ki İslâmiyete büyük yararlılıkları olmuş ki bunlara karşı böylece emir buyurmuşlar.bunlara karşı böylece emir buyurmuşlar. Yine Cenâb-ı Peygamber [buyuruyor.]

Yine Cenâb-ı Peygamber [buyuruyor.]
Bunu da okuyalım bitsin.Bunu da okuyalım bitsin. Cüzzû’ş-şevâribe.

Cüzzû’ş-şevâribe.
Şevârib, bıyıklar.Şevârib, bıyıklar. Ve erhû’l-lihâ, luhâ, lahâ.Ve erhû’l-lihâ, luhâ, lahâ. Üç kıraat de câiz.Üç kıraat de câiz. Bu da sakal.Bu da sakal. “Bıyıklarınızı kırpınız, kısaltınız“Bıyıklarınızı kırpınız, kısaltınız ve sakallarınızı da uzatınız.”ve sakallarınızı da uzatınız.” Emr-i Peygamberî.Emr-i Peygamberî. Yine Müslim Ebû Hüreyre ravisi de.Yine Müslim Ebû Hüreyre ravisi de. Bu hilkatimizin hepsi Cenâb-ı Hak tarafındandır.Bu hilkatimizin hepsi Cenâb-ı Hak tarafındandır. Hilkatte hiç bir şey yoktur ki kendiliğinden olsun.Hilkatte hiç bir şey yoktur ki kendiliğinden olsun. Kadın da vermemiş, niçin yok?Kadın da vermemiş, niçin yok? Yok, oluşu vermeyişinden dolayı.Yok, oluşu vermeyişinden dolayı. Bize vermiş, niçin?Bize vermiş, niçin? Biz hayatın dışta çalışan insanlarıyız.Biz hayatın dışta çalışan insanlarıyız. Soğuğa karşı, sıcağa karşı,Soğuğa karşı, sıcağa karşı, her şeye karşı dışarıda çalışmak mecburiyetindeyiz.her şeye karşı dışarıda çalışmak mecburiyetindeyiz. Ondan dolayı sakala bıyığa ihtiyacımız olduğundan,Ondan dolayı sakala bıyığa ihtiyacımız olduğundan, Allah bize sakalı bıyığı vermiş.Allah bize sakalı bıyığı vermiş. İhtiyaç olmasa bunları da vermezdi,İhtiyaç olmasa bunları da vermezdi, bizi de kadın gibi yaratırdı, kesmeye de lüzum kalmazdı.bizi de kadın gibi yaratırdı, kesmeye de lüzum kalmazdı. Köselerde olduğu gibi, size lüzum yok derdi yaratmazdı.Köselerde olduğu gibi, size lüzum yok derdi yaratmazdı. Fevâidi pek çoktur.Fevâidi pek çoktur. Bir memlekette orman olmazsa o memleket harap.

Bir memlekette orman olmazsa o memleket harap.
Memleketi besleyen ormanıdır.Memleketi besleyen ormanıdır. Bunlar da insanın ormanı, ağaçları mesabesindedir.Bunlar da insanın ormanı, ağaçları mesabesindedir. Orman ağaçları orman mesabesinde.Orman ağaçları orman mesabesinde. Nasıl telefonlar var şimdi,Nasıl telefonlar var şimdi, damların üzerinde ağaçlar dikiyorlar ses almak için.damların üzerinde ağaçlar dikiyorlar ses almak için. Bunlar da her birisi bir ses alır dünyadan.Bunlar da her birisi bir ses alır dünyadan. Bunlar havadis direkleridir.Bunlar havadis direkleridir. Her birisinin ayrı ayrı vazifesi var.Her birisinin ayrı ayrı vazifesi var. Bunları onun için yaşımız ilerledikçeBunları onun için yaşımız ilerledikçe başladı siyah sakallar üzerinde beyaz sakallar türemeye.başladı siyah sakallar üzerinde beyaz sakallar türemeye. Sakın ha onları çekip de koparma.Sakın ha onları çekip de koparma. Onlar nurdur.Onlar nurdur. Nurdur, bunlar nurdur yahu.Nurdur, bunlar nurdur yahu. Allahu Teâlâ’nın kudret-i İlâhîyi gösteriyor bu da.Allahu Teâlâ’nın kudret-i İlâhîyi gösteriyor bu da. Boyuyor, bazen siyaha,Boyuyor, bazen siyaha, bazen beyaza boyuyor, bazen de sarıya boyuyor.bazen beyaza boyuyor, bazen de sarıya boyuyor. Onun için sen Cenâb-ı Hakk’ın hilkatini tâğyir edip deOnun için sen Cenâb-ı Hakk’ın hilkatini tâğyir edip de onları kazımakla bir şey kazanamazsın.onları kazımakla bir şey kazanamazsın. Bu senin pek erken suratını bozar, ihtiyarlık hâlini alırsın.Bu senin pek erken suratını bozar, ihtiyarlık hâlini alırsın. Sakalların olursa suratın her zaman ustura görmez,Sakalların olursa suratın her zaman ustura görmez, cildin temiz kalır ve genç kalırsın.cildin temiz kalır ve genç kalırsın. Allah kusurlarımızı affetsin,

Allah kusurlarımızı affetsin,
tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin.tevfikatı samadaniyesine mazhar etsin. Gelecek derste de rahmet-i İlâhîye’nin vus’atından bahsedeceğiz.Gelecek derste de rahmet-i İlâhîye’nin vus’atından bahsedeceğiz. Li’llahi’l-Fatiha.

Li’llahi’l-Fatiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2