Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Belâlar Karşısında Mü’minin Durumu

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

5 Zilka'de 1420 / 11.02.2000
AKRA- Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Cumanız mübarek olsun...Cumanız mübarek olsun... Cenâb-ı Hak Teâlâ sizi hem dünyada hem âhirette hayırlara erdirsin,Cenâb-ı Hak Teâlâ sizi hem dünyada hem âhirette hayırlara erdirsin, hayırları işletsin, sevdiği kul eylesin, mutlu ve bahtiyar eylesin... hayırları işletsin, sevdiği kul eylesin, mutlu ve bahtiyar eylesin...

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Mâ min-imriin müslimin ye'ûdü müslimen ille'bte'asellâhu seb'îne elfe melekin yusallûne aleyhiMâ min-imriin müslimin ye'ûdü müslimen ille'bte'asellâhu seb'îne elfe melekin yusallûne aleyhi fî-eyyi sâ'âti'n-nehâri kâne hattâ yümsiye ve eyyi sâ'âti'l-leyli kâne hatta yusbiha. fî-eyyi sâ'âti'n-nehâri kâne hattâ yümsiye ve eyyi sâ'âti'l-leyli kâne hatta yusbiha.

Hz. Ali radıyallahu anh ve kerremallâhu vecheh Efendimiz'denHz. Ali radıyallahu anh ve kerremallâhu vecheh Efendimiz'den rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîfin metnini okudum. Hasta ziyareti ile ilgili. rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîfin metnini okudum. Hasta ziyareti ile ilgili.

Özellikle cuma günü hasta ziyaret ederse, kabir ziyaret ederse, sadaka verirse, oruçlu olursa,Özellikle cuma günü hasta ziyaret ederse, kabir ziyaret ederse, sadaka verirse, oruçlu olursa, cumayı kılarsa, ne kadar büyük mükâfatları olacağını hadîs-i şerîfler müjdeliyor. cumayı kılarsa, ne kadar büyük mükâfatları olacağını hadîs-i şerîfler müjdeliyor.

Mâ min-imriin müslimin:Mâ min-imriin müslimin: "Hiçbir müslüman kul yoktur ki" ye'ûdü müslimen:"Hiçbir müslüman kul yoktur ki" ye'ûdü müslimen: "bir müslüman kulu ziyaret etmiş olsun da", ille'bte'asellâhu seb'îne elfe melekin:"bir müslüman kulu ziyaret etmiş olsun da", ille'bte'asellâhu seb'îne elfe melekin: "Allah o kimseye yetmiş bin melek görevlendirmiş, göndermiş olmasın." "Allah o kimseye yetmiş bin melek görevlendirmiş, göndermiş olmasın."

Âde - ye'ûdü; hasta ziyareti mânasına da gelen, geri dönmek mânasına da gelen bir kelime.Âde - ye'ûdü; hasta ziyareti mânasına da gelen, geri dönmek mânasına da gelen bir kelime. Hasta ziyareti mânasına geldiği zaman masdarı iyâdet oluyor.Hasta ziyareti mânasına geldiği zaman masdarı iyâdet oluyor. Bir müslüman hasta bir müslüman kardeşini ziyaret etti miBir müslüman hasta bir müslüman kardeşini ziyaret etti mi Allah o ziyaretçi kimseye yetmiş bin melek gönderir.Allah o ziyaretçi kimseye yetmiş bin melek gönderir. Yusallûne aleyhi: "O melekler bu ziyaret eden kimseye dua ederler."Yusallûne aleyhi: "O melekler bu ziyaret eden kimseye dua ederler." Fî-eyyi sâ'âti'n-nehâri kâne hattâ yümsiye:Fî-eyyi sâ'âti'n-nehâri kâne hattâ yümsiye: "Günün hangi saatinde ziyaret etmişse akşamlayıncaya kadar ona dua ederler.""Günün hangi saatinde ziyaret etmişse akşamlayıncaya kadar ona dua ederler." Ve eyyi sâ'âti'l-leyli kâne hattâ yusbiha:Ve eyyi sâ'âti'l-leyli kâne hattâ yusbiha: "Gece hangi saatte ziyaret etmişse sabaha kadar bu yetmiş bin melek,"Gece hangi saatte ziyaret etmişse sabaha kadar bu yetmiş bin melek, bu hasta ziyaret eden kimseye dua eder." bu hasta ziyaret eden kimseye dua eder."

Demek ki vazifelerimizden bir tanesi, müslümanın müslümana karşı güzel kardeşlik, sevgi,Demek ki vazifelerimizden bir tanesi, müslümanın müslümana karşı güzel kardeşlik, sevgi, muhabbet nişânesi olan vazifelerinden bir tanesi, o hastalanınca ziyaretine gitmek,muhabbet nişânesi olan vazifelerinden bir tanesi, o hastalanınca ziyaretine gitmek, gönlünü almak, şifa dilemek, onu teselli etmektir. Bunun sevabı çok.gönlünü almak, şifa dilemek, onu teselli etmektir. Bunun sevabı çok. Özellikle cuma günü yapılırsa daha da büyük özelliği var, mükâfatı var.Özellikle cuma günü yapılırsa daha da büyük özelliği var, mükâfatı var. Onun için hasta ziyaretine bir zaman ayıralım!Onun için hasta ziyaretine bir zaman ayıralım! Haftalık yapacağımız işlerin tasarımında yazdığımız kâğıdımızdaHaftalık yapacağımız işlerin tasarımında yazdığımız kâğıdımızda veyahut aklımızda, niyetimizde bir bölüm olsun, hasta ziyaretlerini ihmal etmeyelim! veyahut aklımızda, niyetimizde bir bölüm olsun, hasta ziyaretlerini ihmal etmeyelim!

Hasta olan insan ziyaretçiyi çok seviyor. Ben çok hasta olup hastanelerde yattığım için biliyorum.Hasta olan insan ziyaretçiyi çok seviyor. Ben çok hasta olup hastanelerde yattığım için biliyorum. Fevkalâde memnun oluyor. Hatta bir koğuşta birkaç hasta yatıyor.Fevkalâde memnun oluyor. Hatta bir koğuşta birkaç hasta yatıyor. Birisini birileri ziyaret eder de ötekisini ziyaret eden olmazsaBirisini birileri ziyaret eder de ötekisini ziyaret eden olmazsa ziyaret edilmeyen de çok üzülüyor, mahzun oluyor. O bakımdan hasta ziyaretini ihmal etmeyin! ziyaret edilmeyen de çok üzülüyor, mahzun oluyor. O bakımdan hasta ziyaretini ihmal etmeyin!

Hem hastaneleri ziyaret etmekte ibret de vardır.Hem hastaneleri ziyaret etmekte ibret de vardır. İnsanlar maalesef günlük telaşlar, alışkanlıklarİnsanlar maalesef günlük telaşlar, alışkanlıklar ve hayatın hızlı olaylarının akışı içinde maalesef âhireti unutuyorlar.ve hayatın hızlı olaylarının akışı içinde maalesef âhireti unutuyorlar. Temenni ederiz ki sıhhatleri, afiyetleri hiç bozulmasın, daima sağlıklı yaşasınlar ama işte öyle olmuyor.Temenni ederiz ki sıhhatleri, afiyetleri hiç bozulmasın, daima sağlıklı yaşasınlar ama işte öyle olmuyor. Biraz hasta ziyaret edip de işin öbür tarafını da görmekte fayda var. Biraz hasta ziyaret edip de işin öbür tarafını da görmekte fayda var.

İnsan hastaneleri ziyaret ettiği zaman hem o hastalara teselli oluyor hem de kendisi sağlığınınİnsan hastaneleri ziyaret ettiği zaman hem o hastalara teselli oluyor hem de kendisi sağlığının ne kadar önemli, büyük bir nimet olduğunu anlamış oluyor. Bu da çok önemli.ne kadar önemli, büyük bir nimet olduğunu anlamış oluyor. Bu da çok önemli. İnsan içinde yaşadığı nimetin farkına varmayabiliyor. İnsan içinde yaşadığı nimetin farkına varmayabiliyor.

Ol mâhîlerdir ki deryâ içredir, deryâyı bilmezler. Ol mâhîlerdir ki deryâ içredir, deryâyı bilmezler.

İnsan bazen nimetler denizinin içinde yüzüyor da nimette olduğunu düşünemiyor,İnsan bazen nimetler denizinin içinde yüzüyor da nimette olduğunu düşünemiyor, nimetler elden gidinceye kadar anlamıyor. nimetler elden gidinceye kadar anlamıyor.

Sağlık çok büyük bir nimettir, sağlığın kadrini kıymetini bilmek lazım!Sağlık çok büyük bir nimettir, sağlığın kadrini kıymetini bilmek lazım! Onun için de hastanelere gidip hastaların neler çektiğini görüp onlara da acıyıpOnun için de hastanelere gidip hastaların neler çektiğini görüp onlara da acıyıp "Cenâb-ı Hak bana bu hastalığı vermemiş çok şükür."Cenâb-ı Hak bana bu hastalığı vermemiş çok şükür. Ben Cenâb-ı Hakk'a şükredeyim, bir de sağlığımın kıymetini bileyim." demesi lazım! Ben Cenâb-ı Hakk'a şükredeyim, bir de sağlığımın kıymetini bileyim." demesi lazım!

Bir de maalesef bizde bir millî gelenek hâline gelmiş, sağlığımıza pek aldırmıyoruz.Bir de maalesef bizde bir millî gelenek hâline gelmiş, sağlığımıza pek aldırmıyoruz. Biraz da efelik tarafımız galip geliyor.Biraz da efelik tarafımız galip geliyor. Hâlbuki insan sağlığını, daha sağlığı bozulmadan hem iyi korumalıHâlbuki insan sağlığını, daha sağlığı bozulmadan hem iyi korumalı hem de sağlığı korumak için tedbirleri almalı! Doktorlara muayene olmalı!hem de sağlığı korumak için tedbirleri almalı! Doktorlara muayene olmalı! "Ben sağlıklıyım, hiçbir şikâyetim yok ama ne yapmam lazım?" diye"Ben sağlıklıyım, hiçbir şikâyetim yok ama ne yapmam lazım?" diye tepeden tırnağa kendisini muayene ettirmekte çok çok büyük faydalar var. tepeden tırnağa kendisini muayene ettirmekte çok çok büyük faydalar var.

İşte insan o zaman anlıyor.İşte insan o zaman anlıyor. Çok kere erken teşhis dediğimiz -bir amansız zorlu hastalık bile olsa-Çok kere erken teşhis dediğimiz -bir amansız zorlu hastalık bile olsa- erkenden o anlaşılırsa o zaman tedavisi kolay oluyor.erkenden o anlaşılırsa o zaman tedavisi kolay oluyor. Ama ilerlemiş olduğu zaman, doktorlar "İkinci derece, üçüncü derece." filan diyorlar.Ama ilerlemiş olduğu zaman, doktorlar "İkinci derece, üçüncü derece." filan diyorlar. "Geç kalmışsın! Şimdiye kadar nerdeydin kardeşim?" diyorlar. "Geç kalmışsın! Şimdiye kadar nerdeydin kardeşim?" diyorlar.

Şehirdeydi ama hiç düşünmedi bu durumları, işte birden başına bu hâl geldi.Şehirdeydi ama hiç düşünmedi bu durumları, işte birden başına bu hâl geldi. Onun için bu sağlık meselelerinde biraz uyanıklığa vesile olur diye de düşünebiliriz.Onun için bu sağlık meselelerinde biraz uyanıklığa vesile olur diye de düşünebiliriz. Hasta ziyaretinin çok yönlü faydaları var, bir de sevabı var. Hasta ziyaretini tavsiye ederiz. Hasta ziyaretinin çok yönlü faydaları var, bir de sevabı var. Hasta ziyaretini tavsiye ederiz.

Hasta kardeşlerimizi ziyaret yaparsınız, gönüllerini alırsınız.Hasta kardeşlerimizi ziyaret yaparsınız, gönüllerini alırsınız. Bir de onların dualarını talep edin, "Bize dua edin!" diye dua isteyin.Bir de onların dualarını talep edin, "Bize dua edin!" diye dua isteyin. Çünkü hastanın duası makbul olan dualardandır. Mazlumun duası makbuldür, hastanın duası makbuldür.Çünkü hastanın duası makbul olan dualardandır. Mazlumun duası makbuldür, hastanın duası makbuldür. Onların duasını almakta fayda var. Elini tutarsınız, şefkatle yüzüne bakarsınız.Onların duasını almakta fayda var. Elini tutarsınız, şefkatle yüzüne bakarsınız. Siz ona dua edersiniz, ondan sonra gönlünü alırsınız. "Bize de dua edin!" dersiniz.Siz ona dua edersiniz, ondan sonra gönlünü alırsınız. "Bize de dua edin!" dersiniz. O da size dua eder böylece karşılıklı istifade edersiniz. O da size dua eder böylece karşılıklı istifade edersiniz.

İki müslüman bir araya geldi mi birisi ötekisini tertemiz yapar, yıkar;İki müslüman bir araya geldi mi birisi ötekisini tertemiz yapar, yıkar; iki elin birisi ötekisini yıkadığı gibi.iki elin birisi ötekisini yıkadığı gibi. Onun için müslümanların içtimaî görevlerini yapmakta çok titiz, dikkatli ve gayretli olması lazım!Onun için müslümanların içtimaî görevlerini yapmakta çok titiz, dikkatli ve gayretli olması lazım! Gevşek olmaması lazım! Gevşek olmaması lazım!

Bu hadîs-i şerîf bu hususta hepimizi tekrar ikaz etmiş oluyor, göreve davet etmiş oluyor. Bu hadîs-i şerîf bu hususta hepimizi tekrar ikaz etmiş oluyor, göreve davet etmiş oluyor.

İkinci hadîs-i şerîf, açtığımız sayfadaki hadîs-i şerîflerden: İkinci hadîs-i şerîf, açtığımız sayfadaki hadîs-i şerîflerden:

Mâ min-imriin müslimin tusîbuhû musîbetün tuhzinühûMâ min-imriin müslimin tusîbuhû musîbetün tuhzinühû fe-yerci'u illâ kâlellâhu azze ve celle li'l-melâiketihî:fe-yerci'u illâ kâlellâhu azze ve celle li'l-melâiketihî: Evca'tü kalbe abdî fe-sabera vahtesebe ic'alû sevâbehû minhe'l-cenneteEvca'tü kalbe abdî fe-sabera vahtesebe ic'alû sevâbehû minhe'l-cennete ve mâ zekere musîbetehû fe-racce'a illâ ceddedallâhu ecrehâ. ve mâ zekere musîbetehû fe-racce'a illâ ceddedallâhu ecrehâ.

Bu hadîs-i şerîf de bir başka hususta bize faydalı bir şeyi, söylememiz gereken bir sözü hatırlatıyor.Bu hadîs-i şerîf de bir başka hususta bize faydalı bir şeyi, söylememiz gereken bir sözü hatırlatıyor. Diyor ki Peygamber Efendimiz: Diyor ki Peygamber Efendimiz:

Mâ min-imriin müslimin tusîbuhû musîbetün: "Musibete mâruz kalmış hiçbir müslüman kul yoktur ki"Mâ min-imriin müslimin tusîbuhû musîbetün: "Musibete mâruz kalmış hiçbir müslüman kul yoktur ki" tuhzinühû: "musibet onu üzmüş, mahzun etmiş." tuhzinühû: "musibet onu üzmüş, mahzun etmiş."

Kendisini mahzun eden bir musibete mâruz kalmış hiçbir müslüman kul yoktur ki fe-yerci'u diyor ki:Kendisini mahzun eden bir musibete mâruz kalmış hiçbir müslüman kul yoktur ki fe-yerci'u diyor ki: "Ne yapalım, Allah'tan geldi." İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn:"Ne yapalım, Allah'tan geldi." İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn: "Biz Allah'ın kullarıyız, O'na döneceğiz. Bu Allah'ın kaderi." diyor. Bu mânaya gelen bir kelime... "Biz Allah'ın kullarıyız, O'na döneceğiz. Bu Allah'ın kaderi." diyor. Bu mânaya gelen bir kelime...

İsterci'a, İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn demek.İsterci'a, İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn demek. Yerci'u veyahut yürci'uYerci'u veyahut yürci'u "Allah'tan geldiğini düşünüyor ve bunu ifade eden Arapça sözü söylüyor." "Allah'tan geldiğini düşünüyor ve bunu ifade eden Arapça sözü söylüyor."

Musibete uğramış kişi İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn diyor. Ne olur? Musibete uğramış kişi İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn diyor.

Ne olur?

Kâlellâhu azze ve celle li-melâiketihî:Kâlellâhu azze ve celle li-melâiketihî: "Pek Azîz olan, çok Celîl olan Cenâb-ı Hak, Allahu Teâlâ meleklerine buyurur ki:"Pek Azîz olan, çok Celîl olan Cenâb-ı Hak, Allahu Teâlâ meleklerine buyurur ki: Evca'tü kalbe abdî: 'Ben kulumun gönlünü acıttım. Yani musibeti ona ben gönderdim.'" Evca'tü kalbe abdî: 'Ben kulumun gönlünü acıttım. Yani musibeti ona ben gönderdim.'"

Musibet tatlı bir şey değil, acı bir şey, üzücü bir şey...Musibet tatlı bir şey değil, acı bir şey, üzücü bir şey... İnsanın gönlünü perişan ediyor, gözünü yaşlara boğuyor. Saç baş yoldurtuyor, diz dövdürtüyor.İnsanın gönlünü perişan ediyor, gözünü yaşlara boğuyor. Saç baş yoldurtuyor, diz dövdürtüyor. Bunları tabir olarak söylüyoruz ama İslâm'da saç baş yolmak, diz dövmek yok. Sabırla karşılamak var. Bunları tabir olarak söylüyoruz ama İslâm'da saç baş yolmak, diz dövmek yok. Sabırla karşılamak var.

İnsan malına bir noksanlık gelse üzülüyor, vücuduna, bedenine bir hastalık gelse, çoluk çocuğuna,İnsan malına bir noksanlık gelse üzülüyor, vücuduna, bedenine bir hastalık gelse, çoluk çocuğuna, eşine akrabasına bir musibet gelse, hemen telefona sarılıyor: Eyvah, aman, bilmem ne…eşine akrabasına bir musibet gelse, hemen telefona sarılıyor: Eyvah, aman, bilmem ne… Bir telaş, bir hüzün, bir üzüntü… Karşısına arkadaşı gelip,Bir telaş, bir hüzün, bir üzüntü… Karşısına arkadaşı gelip, "Ne var, seni bugün çok üzüntülü gördüm?" diye sorsa; "Sorma işte, başıma şu musibet geldi." diyor. "Ne var, seni bugün çok üzüntülü gördüm?" diye sorsa; "Sorma işte, başıma şu musibet geldi." diyor.

Bunun Allah'tan geldiğini bilip de kendisini üzen bu olayın karşısındaBunun Allah'tan geldiğini bilip de kendisini üzen bu olayın karşısında iyi kulluğunu koruyabilen bir kimse için, Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri der ki: iyi kulluğunu koruyabilen bir kimse için, Azîz ve Celîl olan Allahu Teâlâ hazretleri der ki:

"Ben kulumun gönlünü acıttım, içini yaktım ama fe-sabera o sabretti;"Ben kulumun gönlünü acıttım, içini yaktım ama fe-sabera o sabretti; va'htesebe ecrini sevabını da benden bekledi." va'htesebe ecrini sevabını da benden bekledi."

Bir mü'min bir musibete niye bir inançsız gibi, bir kâfir gibi feryâd ü figân etmiyor? Bir mü'min bir musibete niye bir inançsız gibi, bir kâfir gibi feryâd ü figân etmiyor?

Çünkü Allah'tan geldiğini biliyor. Sabredince Allah'ın mükâfat vereceğini, sevap vereceğini biliyor.Çünkü Allah'tan geldiğini biliyor. Sabredince Allah'ın mükâfat vereceğini, sevap vereceğini biliyor. Onun için sevabı bekliyor, dişini sıkıyor. Hâlbuki başka insanlar böyle yapmıyorlar. Onun için sevabı bekliyor, dişini sıkıyor. Hâlbuki başka insanlar böyle yapmıyorlar.

Men âmene bi'l-kaderi ve emine mine'l-kederi. "Kadere inanan insan kederden uzak oluyor." Men âmene bi'l-kaderi ve emine mine'l-kederi. "Kadere inanan insan kederden uzak oluyor."

En çok intihar olayları inanmayanlar arasında oluyor.En çok intihar olayları inanmayanlar arasında oluyor. Müslüman ülkelerde halkın inancı kuvvetli olduğu için intihar olaylarına çok az rastlanıyor.Müslüman ülkelerde halkın inancı kuvvetli olduğu için intihar olaylarına çok az rastlanıyor. Hatta bunun için ülkemize, İsveç'ten inceleme yapmaya gelmişler. Hatta bunun için ülkemize, İsveç'ten inceleme yapmaya gelmişler.

"Biz halkımıza her türlü rahatı, konforu hazırlıyoruz. Sosyal devlet olarak çalışıyoruz, çabalıyoruz."Biz halkımıza her türlü rahatı, konforu hazırlıyoruz. Sosyal devlet olarak çalışıyoruz, çabalıyoruz. İntihar olayları dünyada en çok bizim ülkemizde görülüyor.İntihar olayları dünyada en çok bizim ülkemizde görülüyor. Sizin ülkenizde sıkıntılar var, yol yok, su yok, ilaç yok, doktor yok, maaş yok, iş yok...Sizin ülkenizde sıkıntılar var, yol yok, su yok, ilaç yok, doktor yok, maaş yok, iş yok... Halk daha sıkıntıda… Fakat burada intihar olayları çok az. Bunu rakamlar gösteriyor.Halk daha sıkıntıda… Fakat burada intihar olayları çok az. Bunu rakamlar gösteriyor. Bu neden?" diye tedkike geliyorlar. Neden olacak!Bu neden?" diye tedkike geliyorlar.

Neden olacak!
İslâm'dan dolayı, imandan dolayı mü'min sabrediyor.İslâm'dan dolayı, imandan dolayı mü'min sabrediyor. Mü'min biliyor ki sabrın çok büyük mükâfatı var; sabrediyor ve sevabını Allah'tan bekliyor.Mü'min biliyor ki sabrın çok büyük mükâfatı var; sabrediyor ve sevabını Allah'tan bekliyor. Hatta dinin, dindarlığın, sevap kazanmanın yarısı şükürdür, yarısı da sabırdır.Hatta dinin, dindarlığın, sevap kazanmanın yarısı şükürdür, yarısı da sabırdır. Nimetlere şükredersin, mihnetlere de sabredersin.Nimetlere şükredersin, mihnetlere de sabredersin. Tamam, dîni-bütün bir müslüman olarak yaşayıp Allah'ın lütfuna erersin. Tamam, dîni-bütün bir müslüman olarak yaşayıp Allah'ın lütfuna erersin.

Va'htesebe: "Bu kulum sevabını benden bekledi."Va'htesebe: "Bu kulum sevabını benden bekledi." İc'alû sevâbehû minhe'l-cennete: "Bu musibetten dolayı onun sevabını cennet yapın ey meleklerim!İc'alû sevâbehû minhe'l-cennete: "Bu musibetten dolayı onun sevabını cennet yapın ey meleklerim! Yani kul cennetlik olsun, emrediyorum, onu cennetlik eyleyin, cennete sokun!" der Cenâb-ı Hak.Yani kul cennetlik olsun, emrediyorum, onu cennetlik eyleyin, cennete sokun!" der Cenâb-ı Hak. Evet, musîbet gelmeseydi iyi olurdu ama sonuç da güzel oluyor. Sonunda, sabreden kul cennete giriyor. Evet, musîbet gelmeseydi iyi olurdu ama sonuç da güzel oluyor. Sonunda, sabreden kul cennete giriyor.

Ve mâ zekere musîbetehû fe-racce'a illâ ceddedallâhu ecrehâ:Ve mâ zekere musîbetehû fe-racce'a illâ ceddedallâhu ecrehâ: "Hatta o musibet geçse, aradan yıllar geçse, o musibeti tekrar hatırlasa,"Hatta o musibet geçse, aradan yıllar geçse, o musibeti tekrar hatırlasa, biraz üzülüp de innâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn diye tekrar istircâ eylese,biraz üzülüp de innâ lillâhi ve innâ ileyhi râci'ûn diye tekrar istircâ eylese, 'Ne yapalım, biz Allah'ın kullarıyız, olur böyle şeyler, kaderin cilvesidir.' diye tekrar söylese,'Ne yapalım, biz Allah'ın kullarıyız, olur böyle şeyler, kaderin cilvesidir.' diye tekrar söylese, Allah onun ecrini tekrar bir kere daha verir."Allah onun ecrini tekrar bir kere daha verir." Musibeti hatırlayıp işi Allah'a bağlayınca, Allah sevabını,Musibeti hatırlayıp işi Allah'a bağlayınca, Allah sevabını, mükâfatını bir daha veriyor, bir daha veriyor.mükâfatını bir daha veriyor, bir daha veriyor. "Bir defa verdim, artık yeter!" demiyor, her seferinde sevabını Cenâb-ı Hak tazeliyor. "Bir defa verdim, artık yeter!" demiyor, her seferinde sevabını Cenâb-ı Hak tazeliyor.

O hâlde, musibetlere sabredelim, musibetlerin karşısında, bunun Allah'tan geldiğini bilelim!O hâlde, musibetlere sabredelim, musibetlerin karşısında, bunun Allah'tan geldiğini bilelim! Allah'tan kula musibetin gelmesinin iki sebebi vardır: Allah'tan kula musibetin gelmesinin iki sebebi vardır:

1. İmtihanı kazansın, derecesi artsın, mükâfatı çok olsun diye.1. İmtihanı kazansın, derecesi artsın, mükâfatı çok olsun diye. Onun için peygamberlere ve evliyâullaha musibetler çok gelmiştir.Onun için peygamberlere ve evliyâullaha musibetler çok gelmiştir. Eyyüb aleyhisselam'ın, ne kadar uzun hastalığı olmuş, ne kadar sıkıntılar çekmiş…Eyyüb aleyhisselam'ın, ne kadar uzun hastalığı olmuş, ne kadar sıkıntılar çekmiş… Tarihe geçmiş olan bir olay. Peygamber, Allah'ın sevdiği bir kul, ama öyle sıkıntıları çekmiş.Tarihe geçmiş olan bir olay. Peygamber, Allah'ın sevdiği bir kul, ama öyle sıkıntıları çekmiş. Demek ki sevap kazansınlar diye Cenâb-ı Hak dünyada, sevgili kullarını böyle imtihan ediyor.Demek ki sevap kazansınlar diye Cenâb-ı Hak dünyada, sevgili kullarını böyle imtihan ediyor. Onların da hâlisliklerinden, muhlisliklerinden dolayı imtihanı başarmalarının karşılığında,Onların da hâlisliklerinden, muhlisliklerinden dolayı imtihanı başarmalarının karşılığında, onlara çok büyük ecirler sevaplar veriyor.onlara çok büyük ecirler sevaplar veriyor. Bir sebep budur. Bir sebep budur.

2. Kul bir kabahat işlemiştir, bir suç işlemiştir. Yapmaması lazımdı.2. Kul bir kabahat işlemiştir, bir suç işlemiştir. Yapmaması lazımdı. Onun için Allah bir ceza vermiştir. O ceza o suçuna dünyada bir karşılık olur, kefaret olur.Onun için Allah bir ceza vermiştir. O ceza o suçuna dünyada bir karşılık olur, kefaret olur. Âhirette kurtulur hiç olmazsa.Âhirette kurtulur hiç olmazsa. O bakımdan insan, "Bu bela, sıkıntı benim başıma neden geldi?" diye düşünmeli,O bakımdan insan, "Bu bela, sıkıntı benim başıma neden geldi?" diye düşünmeli, sebebini bulmaya çalışmalı!sebebini bulmaya çalışmalı! Bazen anlayabilir kendisi de, "Ha, ben böyle yaptım, şöyle söyledim;Bazen anlayabilir kendisi de, "Ha, ben böyle yaptım, şöyle söyledim; bak ondan dolayı Cenâb-ı Hak bana bunu verdi. Bir daha öyle kabahat, yanlışlık yapmayayım.bak ondan dolayı Cenâb-ı Hak bana bunu verdi. Bir daha öyle kabahat, yanlışlık yapmayayım. Bak edince, ettiğini insan buluyor. Yanlış iş yapınca da, böyle ceza geliyor.Bak edince, ettiğini insan buluyor. Yanlış iş yapınca da, böyle ceza geliyor. Bundan sonra böyle yapmayayım!" diye insan hatasını anlar. İnsanın hatasını anlaması güzel bir şey...Bundan sonra böyle yapmayayım!" diye insan hatasını anlar. İnsanın hatasını anlaması güzel bir şey... Hatası görünmüyorsa, "Belki hatam vardır ama ben anlayamadım.Hatası görünmüyorsa, "Belki hatam vardır ama ben anlayamadım. Belki Cenâb-ı Hak fazla sevap vermek için, imtihan için böyle yapıyor." deyipBelki Cenâb-ı Hak fazla sevap vermek için, imtihan için böyle yapıyor." deyip o belaya sabredip ecrini, sevabını Allah'tan beklemeli! o belaya sabredip ecrini, sevabını Allah'tan beklemeli!

Şu fikir yanlış: Şu fikir yanlış:

"Allah'ın sevgili, mübarek kulları balla kaymakla rahat yaşayacaklar;"Allah'ın sevgili, mübarek kulları balla kaymakla rahat yaşayacaklar; Allah'ın kötü kulları da çok sıkıntı çekecekler." Hayır, dünyada böyle değil!Allah'ın kötü kulları da çok sıkıntı çekecekler."

Hayır, dünyada böyle değil!
Dünyada aksine Firavunlar, Kârunlar, zalimler, cebbarlar, arsızlar,Dünyada aksine Firavunlar, Kârunlar, zalimler, cebbarlar, arsızlar, yüzsüzler muhakkak iyi bir yaşam sürüyorlar.yüzsüzler muhakkak iyi bir yaşam sürüyorlar. Ama bu bir şey değil; çünkü dünya hayatı âhiret hayatının yanındaAma bu bir şey değil; çünkü dünya hayatı âhiret hayatının yanında sıfırdır, kıymetli değildir, önemli değildir, çok değildir, kısadır, azdır, önemi, yoktur. sıfırdır, kıymetli değildir, önemli değildir, çok değildir, kısadır, azdır, önemi, yoktur.

Cenâb-ı Hakk'ın yanında dünya, bir sineğin kanadı kadar değer ifade etmediğinden böyle şeyler oluyor.Cenâb-ı Hakk'ın yanında dünya, bir sineğin kanadı kadar değer ifade etmediğinden böyle şeyler oluyor. Onlar onu kâr sanıyor ama bir göz yumup açıncaya kadarOnlar onu kâr sanıyor ama bir göz yumup açıncaya kadar geçen dünya hayatından sonra ebedî azaba uğrayacaklar. O çok fenâ bir şey, onu anlayamıyorlar.geçen dünya hayatından sonra ebedî azaba uğrayacaklar. O çok fenâ bir şey, onu anlayamıyorlar. Cenâb-ı Hak peygamberlerle, indirdiği kitaplarla bunun böyle olduğunu bildiriyorCenâb-ı Hak peygamberlerle, indirdiği kitaplarla bunun böyle olduğunu bildiriyor ama insanların anlayanları var, anlamayanları var;ama insanların anlayanları var, anlamayanları var; uygun hareket edenleri var, yanlış hareket edenleri var. uygun hareket edenleri var, yanlış hareket edenleri var.

Allahu Teâlâ hazretleri bizim basiretimizi açsın.Allahu Teâlâ hazretleri bizim basiretimizi açsın. Kur'an'a göre, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerine göreKur'an'a göre, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîflerine göre gerçekleri, İlâhî âdetullahı, imtihanları anlayıp ona göre hareket etmeye muvaffak eylesin.gerçekleri, İlâhî âdetullahı, imtihanları anlayıp ona göre hareket etmeye muvaffak eylesin. İmtihanları kazanmayı cümlemize nasip eylesin. Üçüncü hadîs-i şerîf: İmtihanları kazanmayı cümlemize nasip eylesin.

Üçüncü hadîs-i şerîf:

Mâ min-imriin yahzülü'mreen müslimen fî-mevtınin yüntakasu fîhi min-'ırdıhîMâ min-imriin yahzülü'mreen müslimen fî-mevtınin yüntakasu fîhi min-'ırdıhî ve yüntehekü fîhi min-hurmetihî illâ hazelehullâhu fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû.ve yüntehekü fîhi min-hurmetihî illâ hazelehullâhu fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû. Ve mâ min-ehadin yansuru müslimen fî-mevtınin yüntakasu fîhi min-'ırdıhî ve yüntehekü fîhiVe mâ min-ehadin yansuru müslimen fî-mevtınin yüntakasu fîhi min-'ırdıhî ve yüntehekü fîhi min-hurmetihî illâ nasarahullâhu fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû. min-hurmetihî illâ nasarahullâhu fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû.

Ahmed b. Hanbel, Taberânî, Ebû Dâvud, Buhârî gibi kaynaklardaAhmed b. Hanbel, Taberânî, Ebû Dâvud, Buhârî gibi kaynaklarda ve İbn Ebi'd-Dünyâ'nın eserinde rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf. ve İbn Ebi'd-Dünyâ'nın eserinde rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

Bu da bir İlâhî kanunu anlamamıza yardımcı olacak bir hadîs-i şerîf, bilgileniyoruz: Bu da bir İlâhî kanunu anlamamıza yardımcı olacak bir hadîs-i şerîf, bilgileniyoruz:

Mâ min-imriin yahzülü'mreen: "Hiç bir adam yoktur ki müslüman bir kula yardım etmiyor."Mâ min-imriin yahzülü'mreen: "Hiç bir adam yoktur ki müslüman bir kula yardım etmiyor." Fî-mevtınin: "Öyle bir yerde ki" yüntakasu fîhi min-ırdıhî:Fî-mevtınin: "Öyle bir yerde ki" yüntakasu fîhi min-ırdıhî: "onun haysiyetine, ırzına saldırı olan bir yerde"; ve yüntehekü fîhi min-hurmetihî:"onun haysiyetine, ırzına saldırı olan bir yerde"; ve yüntehekü fîhi min-hurmetihî: "kendisine hürmet edilmesi gereken yerde, bir müslümana layık olmayan bir muamele yapılıyor."kendisine hürmet edilmesi gereken yerde, bir müslümana layık olmayan bir muamele yapılıyor. Bu da onu görüyor, ona yardım etmiyor, onu yardımsız bırakıyor, imdâdına yetişmiyor, yardımcı olmuyor." Bu da onu görüyor, ona yardım etmiyor, onu yardımsız bırakıyor, imdâdına yetişmiyor, yardımcı olmuyor."

Bu yardıma muhtaç müslüman kardeşinin yardımına koşmayan kişinin durumu ne olur?.. Bu yardıma muhtaç müslüman kardeşinin yardımına koşmayan kişinin durumu ne olur?..

İllâ hazelehullâhu fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû:İllâ hazelehullâhu fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû: "Allah'ın yardımının gelmesini istediği bir zamanda, bir yerde de Allah onu yardımsız bırakır."Allah'ın yardımının gelmesini istediği bir zamanda, bir yerde de Allah onu yardımsız bırakır. Hem dünyada yardımsız bırakır hem âhirette.Hem dünyada yardımsız bırakır hem âhirette. Bir de bakar ki umduğu yardımlar kesilmiş, hiçbir yerden yardım gelmiyorBir de bakar ki umduğu yardımlar kesilmiş, hiçbir yerden yardım gelmiyor ve gelen belasının altında ezilmiş." Neden? ve gelen belasının altında ezilmiş."

Neden?

Çünkü bir zamanlar kendisi böyle bir durumda yardıma muhtaç olanÇünkü bir zamanlar kendisi böyle bir durumda yardıma muhtaç olan müslüman kardeşinin yardımına koşmamıştı da bu onun cezası. Ondan böyle oluyor! müslüman kardeşinin yardımına koşmamıştı da bu onun cezası. Ondan böyle oluyor!

Allah saklasın, Allah kusurlarımızı affetsin. Bizi böyle musibetlere uğratmasın.Allah saklasın, Allah kusurlarımızı affetsin. Bizi böyle musibetlere uğratmasın. Bir zamanlar idare ettiğimiz ülkelerdeki bizim canımızdan, kanımızdan parçamız olan ciğerpâremiz,Bir zamanlar idare ettiğimiz ülkelerdeki bizim canımızdan, kanımızdan parçamız olan ciğerpâremiz, kardeşlerimiz Bosna'da, Kosova'da, Kırım'da, Kafkasya'da, Orta Asya'da, Keşmir'de, Cezayir'de,kardeşlerimiz Bosna'da, Kosova'da, Kırım'da, Kafkasya'da, Orta Asya'da, Keşmir'de, Cezayir'de, Mısır'da, dünyanın her yerinde çeşitli, bütün milletlerin gözü önünde haksız muamelelere mâruz kalıyor.Mısır'da, dünyanın her yerinde çeşitli, bütün milletlerin gözü önünde haksız muamelelere mâruz kalıyor. Büyük devletlerin de göz yummasıyla, herkesin gözü önünde, herkesin bildiği, insaflı insanların,Büyük devletlerin de göz yummasıyla, herkesin gözü önünde, herkesin bildiği, insaflı insanların, "Bu böyle yapılır mı?" diye itiraz ettiği, vicdanlarının kabul etmediği zulümler yapılıyor. "Bu böyle yapılır mı?" diye itiraz ettiği, vicdanlarının kabul etmediği zulümler yapılıyor.

Şimdi bu zulümler yapılıyor, ötekilerinin kılı kıpırdamıyor.Şimdi bu zulümler yapılıyor, ötekilerinin kılı kıpırdamıyor. Bir tepki oluşmuyor, bir yardım gelişmiyor. Ne olur? Bir tepki oluşmuyor, bir yardım gelişmiyor.

Ne olur?

Sonra ona benzer bir bela, bu yardım etmeyen kimseye gelir, ona da yardım olmaz. Nedir? Sonra ona benzer bir bela, bu yardım etmeyen kimseye gelir, ona da yardım olmaz.

Nedir?

İlâhî kanundur. "Sen bir zamanlar müslüman kardeşine yardım etmedin,İlâhî kanundur. "Sen bir zamanlar müslüman kardeşine yardım etmedin, şimdi sen benden yardım istiyorsun ama sana yardım etmiyorum!" diye ceza olarak yardımını vermez. şimdi sen benden yardım istiyorsun ama sana yardım etmiyorum!" diye ceza olarak yardımını vermez.

Buna mukabil, bunun aksine; Ve mâ min-ehadin.Buna mukabil, bunun aksine;

Ve mâ min-ehadin.
"Hiçbir kişi yoktur ki" yensuru müslimen "bir müslümana yardım ediyor, imdadına yetişiyor.""Hiçbir kişi yoktur ki" yensuru müslimen "bir müslümana yardım ediyor, imdadına yetişiyor." Fî-mevtınin yüntakasu fîhi min-ırdıhî:Fî-mevtınin yüntakasu fîhi min-ırdıhî: "Haysiyetine, ırzına, namusuna saldırı olan bir yerde onun yardımına koşuyor.""Haysiyetine, ırzına, namusuna saldırı olan bir yerde onun yardımına koşuyor." Ve yüntehekü fîhi min-hurmetihî: "Hürmetine aykırı, onu hor, zelil etmeye çalışanVe yüntehekü fîhi min-hurmetihî: "Hürmetine aykırı, onu hor, zelil etmeye çalışan bir tecavüz yapılmak isteniyor; bu da onun yardımına koşuyor."bir tecavüz yapılmak isteniyor; bu da onun yardımına koşuyor." İllâ nasarahullâhu "Allah da o kimseye muhakkak yardım eder."İllâ nasarahullâhu "Allah da o kimseye muhakkak yardım eder." Fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû "Allah'ın nusretini umduğu,Fî-mevtınin yuhibbu fîhi nusratehû "Allah'ın nusretini umduğu, 'Allah bana yardım etse' diye beklediği bir yerde, Allah da ona yardım eder." 'Allah bana yardım etse' diye beklediği bir yerde, Allah da ona yardım eder."

Demek ki Cenâb-ı Hak kulları bu dünyada imtihan ediyor.Demek ki Cenâb-ı Hak kulları bu dünyada imtihan ediyor. Davranışlarının şekline göre, bu dünyada onlara yardım ediyor veya yardımsız bırakıyor.Davranışlarının şekline göre, bu dünyada onlara yardım ediyor veya yardımsız bırakıyor. Bir müslüman kardeşinin bir yardıma ihtiyacı olduğunu gördüğün zaman yardımına koşacaksın ki;Bir müslüman kardeşinin bir yardıma ihtiyacı olduğunu gördüğün zaman yardımına koşacaksın ki; ileride sen hayatın cilvesi, kaderin çizgisi dolayısıyla, yazgısı dolayısıylaileride sen hayatın cilvesi, kaderin çizgisi dolayısıyla, yazgısı dolayısıyla yardıma muhtaç bir duruma gelirsen, o zaman;yardıma muhtaç bir duruma gelirsen, o zaman; "Yâ Rabbi, bu belayı başımdan def et! Yâ Rabbi, beni kurtar! Aman yâ Rabbi, gemimiz batmasın!"Yâ Rabbi, bu belayı başımdan def et! Yâ Rabbi, beni kurtar! Aman yâ Rabbi, gemimiz batmasın! Aman yâ Rabbi uçağımız düşmesin!.." diye Cenâb-ı Hakk'a dua ettiğin zaman;Aman yâ Rabbi uçağımız düşmesin!.." diye Cenâb-ı Hakk'a dua ettiğin zaman; "İyi, sen böyle dua ediyorsun ama sen falanca zamanda yapman gereken görevi yapmamıştın,"İyi, sen böyle dua ediyorsun ama sen falanca zamanda yapman gereken görevi yapmamıştın, o zaman kardeşinin yardımına gitmemiştin!" diye Allah o zaman yardım etmiyor. o zaman kardeşinin yardımına gitmemiştin!" diye Allah o zaman yardım etmiyor.

Onun için yardımsever olalım, uyanık olalım, gayretli olalım, dikkatli olalım!..Onun için yardımsever olalım, uyanık olalım, gayretli olalım, dikkatli olalım!.. Çevremize bakalım, iyi işler yapalım, kötülüğü engellemeye çalışalım!Çevremize bakalım, iyi işler yapalım, kötülüğü engellemeye çalışalım! İyi işleri yapmanın bir şekli de kötülükleri engellemektir. İyi işleri yapmanın bir şekli de kötülükleri engellemektir.

"Falanca adam var, hiç etliye sütlüye karışmıyor. Evinden camiye, camiden eve gidiyor."Falanca adam var, hiç etliye sütlüye karışmıyor. Evinden camiye, camiden eve gidiyor. Bu adam iyi huylu bir insan mı?.." Hayır!Bu adam iyi huylu bir insan mı?.."

Hayır!
Toplumun meseleleriyle ilgilenmeyen, yanındaki müslüman kardeşinin durumuyla ilgilenmeyen;Toplumun meseleleriyle ilgilenmeyen, yanındaki müslüman kardeşinin durumuyla ilgilenmeyen; komşusu aç mı, tok mu, ilgilenmeyen; kötülüğü engellemeyen, emr-i mâruf nehy-i münker yapmayan,komşusu aç mı, tok mu, ilgilenmeyen; kötülüğü engellemeyen, emr-i mâruf nehy-i münker yapmayan, iyiliği teşvik etmeyen, çalışmayan çabalamayan bir müslümanda hayır yoktur.iyiliği teşvik etmeyen, çalışmayan çabalamayan bir müslümanda hayır yoktur. Hatta bizden değildir diye, sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizHatta bizden değildir diye, sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz kendisinin bulunduğu mübarek zümrenin içine bile kabul etmiyor. İtiyor, dışında sayıyor. kendisinin bulunduğu mübarek zümrenin içine bile kabul etmiyor. İtiyor, dışında sayıyor.

Onun için elimizden geldiği kadar her hayrı işlemeye ve yaptırmaya çalışacağız.Onun için elimizden geldiği kadar her hayrı işlemeye ve yaptırmaya çalışacağız. Her şerri de yaptırmamaya, engellemeye gayret edeceğiz. Her şerri de yaptırmamaya, engellemeye gayret edeceğiz.

Hadîs-i şerîfler böyle. Sen bir hastayı ziyaret edersen Cenâb-ı Hak seviyor.Hadîs-i şerîfler böyle. Sen bir hastayı ziyaret edersen Cenâb-ı Hak seviyor. Sen bir açı doyurursan, Cenâb-ı Hak seviyor. Sen bir çıplağı giydirirsen, Cenâb-ı Hak seviyor.Sen bir açı doyurursan, Cenâb-ı Hak seviyor. Sen bir çıplağı giydirirsen, Cenâb-ı Hak seviyor. Sen birisinin yardımına koşarsan, Cenâb-ı Hak seviyor. Sen ihlâslı olursan, Cenâb-ı Hak seviyor.Sen birisinin yardımına koşarsan, Cenâb-ı Hak seviyor. Sen ihlâslı olursan, Cenâb-ı Hak seviyor. Aksini yaparsan, Cenâb-ı Hak da senin muamelenin cinsinden sana ceza veriyor.Aksini yaparsan, Cenâb-ı Hak da senin muamelenin cinsinden sana ceza veriyor. Sana yardım etmiyor, sana hastalık veriyor, seni o duruma düşürüyor.Sana yardım etmiyor, sana hastalık veriyor, seni o duruma düşürüyor. Senin ayıpladığın şeyi senin başına getiriyor, vesaire. Senin ayıpladığın şeyi senin başına getiriyor, vesaire.

O bakımdan, âdetâ kişiler dünyadaki imtihanlarda karşılarına gelen durumlarda,O bakımdan, âdetâ kişiler dünyadaki imtihanlarda karşılarına gelen durumlarda, davranışlarının iyi olmaması dolayısıyla,davranışlarının iyi olmaması dolayısıyla, ileride başına gelecekleri sanki kendileri hazırlamış gibi oluyorlar.ileride başına gelecekleri sanki kendileri hazırlamış gibi oluyorlar. Onun için bu hususta çok dikkatli olalım, gayretli olalım!.. Onun için bu hususta çok dikkatli olalım, gayretli olalım!..

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize hakkı hak olarak görüp ona uymayı, hayrı yapmayı nasip etsin.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize hakkı hak olarak görüp ona uymayı, hayrı yapmayı nasip etsin. Haktan yana olmayı nasip etsin…Haktan yana olmayı nasip etsin… Batılı batıl olarak görüp, boş olduğunu, yanlış olduğunu görüp ondan uzak durmayı nasip etsin.Batılı batıl olarak görüp, boş olduğunu, yanlış olduğunu görüp ondan uzak durmayı nasip etsin. İyi işler yapıp kötü işlerden uzak durup iyilikleri teşvik edip kötülükleri engelleyipİyi işler yapıp kötü işlerden uzak durup iyilikleri teşvik edip kötülükleri engelleyip yardıma muhtaca yardım edip hayırlı, verimli, olumlu ömür sürmeyi nasip etsin.yardıma muhtaca yardım edip hayırlı, verimli, olumlu ömür sürmeyi nasip etsin. Huzuruna böylece, emirlerini tutmuş bir kul olarak, imtihanı kazanmış olarak varmayı nasip etsin. Huzuruna böylece, emirlerini tutmuş bir kul olarak, imtihanı kazanmış olarak varmayı nasip etsin.

Ve izi'btelâ İbrâhîme rabbühû bi-kelimâtin fe-etemmehünne.Ve izi'btelâ İbrâhîme rabbühû bi-kelimâtin fe-etemmehünne. âyet-i kerimesinin izahında, tefsir derslerimizde geçmişti.âyet-i kerimesinin izahında, tefsir derslerimizde geçmişti. Peygamberlere bile Cenâb-ı Hak çeşitli musibetler gönderiyor, imtihan ediyor; başarınca taltif ediyor.Peygamberlere bile Cenâb-ı Hak çeşitli musibetler gönderiyor, imtihan ediyor; başarınca taltif ediyor. O hususta hatalı davranınca da tedib ediyor, öyle yapmaması gerektiğini beyan ediyor. O hususta hatalı davranınca da tedib ediyor, öyle yapmaması gerektiğini beyan ediyor.

Onun için hayatın İlâhî imtihan olduğunu hiç unutmayalım!Onun için hayatın İlâhî imtihan olduğunu hiç unutmayalım! Gayreti bir an bile kenara koymayalım, gayûr müslüman olalım!Gayreti bir an bile kenara koymayalım, gayûr müslüman olalım! İyi insan olalım, iyilikleri destekleyelim, kötülükleri engellemeye çalışalım! İyi insan olalım, iyilikleri destekleyelim, kötülükleri engellemeye çalışalım!

Allah hepinizi hayırlara muvaffak etsin. Dünyanız âhiretiniz mâmur olsun. Allah hepinizi hayırlara muvaffak etsin. Dünyanız âhiretiniz mâmur olsun.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâh!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2