Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Bid'at Taşıyan Kimseler ve Allah’ı Zikredenler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

4 Zilka'de 1402 / 23.08.1982
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Konuşma Metni

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allah'ın selâmı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem hadîs-i şerîflerini okuyup izah etmek istiyoruz. Peygamber Efendimiz'in sallallahu aleyhi ve sellem hadîs-i şerîflerini okuyup izah etmek istiyoruz.

Bu izahlara başlamazdan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgimizin,Bu izahlara başlamazdan önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e sevgimizin, saygımızın, bağlılığımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere onun nûr-u pâkine hediye olsun diye,saygımızın, bağlılığımızın, ümmetliğimizin bir nişanesi olmak üzere onun nûr-u pâkine hediye olsun diye, ve onun cümle âlinin ve ashabının ve etbahının, ahbabının ruhlarına hediye olsun diye, ve onun cümle âlinin ve ashabının ve etbahının, ahbabının ruhlarına hediye olsun diye, sair enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyaullah ve mukarrabininsair enbiyâ ve mürselîn ve cümle evliyaullah ve mukarrabinin ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in irşadı ile meşgul olmuş olan ve bilhassa Ümmet-i Muhammed'in irşadı ile meşgul olmuş olan sâdât ve meşâyıh-ı turuk-u aliyyemizin cümlesinin ruhlarına hediye olsun diye,sâdât ve meşâyıh-ı turuk-u aliyyemizin cümlesinin ruhlarına hediye olsun diye, kendisinden feyz aldığımız Hocamız Muhammed Zahid Kotku b. İbrahim el-Bursevî hazretlerinin,kendisinden feyz aldığımız Hocamız Muhammed Zahid Kotku b. İbrahim el-Bursevî hazretlerinin, eserini okuduğumuz Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi hazretlerinineserini okuduğumuz Gümüşhaneli Ahmed Ziyaeddin Efendi hazretlerinin bu hadisleri bize nakil ve rivayet etmiş olan nâkil ve ravilerin ve alimlerin ruhlarına hediye olsun diye,bu hadisleri bize nakil ve rivayet etmiş olan nâkil ve ravilerin ve alimlerin ruhlarına hediye olsun diye, bu beldeleri fetheden Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin ve ordusunun mübarek askerlerinin, bu beldeleri fetheden Fatih Sultan Mehmed Han hazretlerinin ve ordusunun mübarek askerlerinin, şehitlerin, gazilerin ruhlarına hediye olsun diye, şehitlerin, gazilerin ruhlarına hediye olsun diye, bu caminin banisi İskender Paşa'nın ve cümle hayrât ü hasenât sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye, bu caminin banisi İskender Paşa'nın ve cümle hayrât ü hasenât sahiplerinin ruhlarına hediye olsun diye, ve bu beldede metfun olduğu rivayet olunan enbiyanın, sahabenin,ve bu beldede metfun olduğu rivayet olunan enbiyanın, sahabenin, tabiinin, salihlerin ruhlarına hediye olsun diye, ve nihayettabiinin, salihlerin ruhlarına hediye olsun diye, ve nihayet uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelip cem olmuş, toplanmış olan siz uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu meclise gelip cem olmuş, toplanmış olan siz muhterem kardeşlerimizin de ahirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına ayrı ayrı muhterem kardeşlerimizin de ahirete göçmüş bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına ayrı ayrı hediye olsun, ruhları şâd olsun, Kabirleri pür nur olsun, makamları âlî olsun diye, hediye olsun, ruhları şâd olsun, Kabirleri pür nur olsun, makamları âlî olsun diye, biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda yürüyelim,biz yaşayan müslümanlar da Rabbimizin rızasına uygun yaşayalım, Kur'ân-ı Kerîm'in yolunda yürüyelim, Peygamber Efendimiz'in sünnetini tutalım ihya edelim diyePeygamber Efendimiz'in sünnetini tutalım ihya edelim diye bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîfe okuyalım öyle başlayalım. Buyurun… bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîfe okuyalım öyle başlayalım. Buyurun…

İlk hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 489. sayfasının onbirinci hadîs-i şerîfidir.İlk hadîs-i şerîf Râmûzü'l-ehâdîs kitabının 489. sayfasının onbirinci hadîs-i şerîfidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri İbn Mâce'nin Huzeyfe radıyallahu anh'tenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri İbn Mâce'nin Huzeyfe radıyallahu anh'ten rivayet ettiğine göre bid'at ehlinin ibadetlerinin kabul olmayacağını şöyle ifade buyurmuş; rivayet ettiğine göre bid'at ehlinin ibadetlerinin kabul olmayacağını şöyle ifade buyurmuş;

Lâ yekbelullahu. "Allahu Teâlâ hazretleri kabul etmez, etmeyecek."Lâ yekbelullahu. "Allahu Teâlâ hazretleri kabul etmez, etmeyecek." Li-sahibi bid'atin. "Bir bid'at ortaya çıkarmış, bid'at sahibinin kabul etmeyecek."Li-sahibi bid'atin. "Bir bid'at ortaya çıkarmış, bid'at sahibinin kabul etmeyecek." Salâten. "Bir namazını." Ve lâ savmen. "Bir orucunu." Ve lâ sadakaten. "Bir sadakasını."Salâten. "Bir namazını." Ve lâ savmen. "Bir orucunu." Ve lâ sadakaten. "Bir sadakasını." Ve lâ haccen."Bir haccını." Ve lâ umreten."Bir umresini." Ve lâ cihâden. "Bir cihadını."Ve lâ haccen."Bir haccını." Ve lâ umreten."Bir umresini." Ve lâ cihâden. "Bir cihadını." Yani hiçbirini. Ve lâ sarfen. "Tevbesini." veyahut bir izaha göre şefaatini. Yani hiçbirini. Ve lâ sarfen. "Tevbesini." veyahut bir izaha göre şefaatini. Ve lâ adlen. "Adaletini." veyahut fidyesini, farzını yani hiçbir şeyini kabul etmeyecek.Ve lâ adlen. "Adaletini." veyahut fidyesini, farzını yani hiçbir şeyini kabul etmeyecek. Yahrucu mine'l-islâmi. "Bu bid'atı ortaya çıkaran kimse İslâm'dan çıkar." Öyle kolaylıkla çıkar ki; Yahrucu mine'l-islâmi. "Bu bid'atı ortaya çıkaran kimse İslâm'dan çıkar." Öyle kolaylıkla çıkar ki; Kemâ tahrucü'ş-şa'ratu mine'l-acîni. Kemâ tahrucü'ş-şa'ratu mine'l-acîni. "Hamurun içinden kılın böyle çekildiği zaman kolayca çıktığı gibi çıkıp sıyrılıp çıkar." "Hamurun içinden kılın böyle çekildiği zaman kolayca çıktığı gibi çıkıp sıyrılıp çıkar."

Zaten onun içinde değil, onun içine yanlışlıkla düşmüş atılması gereken bir şey,Zaten onun içinde değil, onun içine yanlışlıkla düşmüş atılması gereken bir şey, oradan nasıl kılı çekip çıkartırsan İslâm'dan öyle çıkıp gider. İslâm ile ilgisi kalmaz.oradan nasıl kılı çekip çıkartırsan İslâm'dan öyle çıkıp gider. İslâm ile ilgisi kalmaz. Yani kıl çekilip gider gibi İslâm'dan gider. Yani kıl çekilip gider gibi İslâm'dan gider.

Burada bu bid'at kelimesini Peygamber Efendimiz umumi mânasıyla kullanmış.Burada bu bid'at kelimesini Peygamber Efendimiz umumi mânasıyla kullanmış. Yani ibadetteki bid'at mı, yani sünnet-i seniyeye uygun olmayan yeni uydurma, fantezi ibadetler mi? Yani ibadetteki bid'at mı, yani sünnet-i seniyeye uygun olmayan yeni uydurma, fantezi ibadetler mi? Kendiliğinden ortaya konulmuş yeni dini usul ibadet usulleri mi?Yoksa itikattaki Kendiliğinden ortaya konulmuş yeni dini usul ibadet usulleri mi?Yoksa itikattaki Peygamber Efendimiz'in söylememiş olduğu dinde aslı esası olmayan yanlış laflar, sözler mi? Peygamber Efendimiz'in söylememiş olduğu dinde aslı esası olmayan yanlış laflar, sözler mi?

Genel mânasıyla söylediğine göre şerhi yapan hocamız Gümüşhaneli hazretleri diyor ki;Genel mânasıyla söylediğine göre şerhi yapan hocamız Gümüşhaneli hazretleri diyor ki; madem böyle genel söyledi o zaman hepsi buna dahildir. Yani ne itikattaki bid'atin, madem böyle genel söyledi o zaman hepsi buna dahildir. Yani ne itikattaki bid'atin, nede ibadetteki, usuldeki, yaşayış tarzındaki bid'atin tutar tarafı yoktur; nede ibadetteki, usuldeki, yaşayış tarzındaki bid'atin tutar tarafı yoktur; insanı bu feci duruma hepsi düşürür demek. Onun için müslümanlar dinin aslına, özüneinsanı bu feci duruma hepsi düşürür demek. Onun için müslümanlar dinin aslına, özüne bağlı kalmağa eski devirlerden beri son derece titiz davranmışlar ve dinin üzerine titremişlerdir. bağlı kalmağa eski devirlerden beri son derece titiz davranmışlar ve dinin üzerine titremişlerdir. Yani dinin aslına bir şey ilave etmeyeyim diye. Yani dinin aslına bir şey ilave etmeyeyim diye.

Bunun en aşırı misâlini Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'de görüyoruz. Peygamber Efendimiz'in o kadar yakını,Bunun en aşırı misâlini Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'de görüyoruz. Peygamber Efendimiz'in o kadar yakını, türbesinde, kabirde bile yoldaşı, arkadaşı olmuş; hicrette, mağarada arkadaşı olmuş.türbesinde, kabirde bile yoldaşı, arkadaşı olmuş; hicrette, mağarada arkadaşı olmuş. Kur'ân-ı Kerîm'de methi geçen hakkında sûre inen mübarek, Kur'ân-ı Kerîm'de methi geçen hakkında sûre inen mübarek, ümmetin en faziletlisi, başımızın tacı Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz. Bu Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'eümmetin en faziletlisi, başımızın tacı Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz. Bu Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz'e Hz. Ömer filan gibi sahabenin ötekileri geliyorlar. Düşünüp, taşınıp karar vermiş kimseler diyorlar ki; Hz. Ömer filan gibi sahabenin ötekileri geliyorlar. Düşünüp, taşınıp karar vermiş kimseler diyorlar ki;

Ey Halife! Peygamber Efendimiz'den sonra bu makama sen geçtin.Ey Halife! Peygamber Efendimiz'den sonra bu makama sen geçtin. Bu Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş âlimler, hafızlar cihatlarda, savaşlarda şehit ediliyor.Bu Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş âlimler, hafızlar cihatlarda, savaşlarda şehit ediliyor. Bir [defasında] 70 tanesini bir kabile çağırdı. Ondan sonra bir kenarda kıstırdılar, Bir [defasında] 70 tanesini bir kabile çağırdı. Ondan sonra bir kenarda kıstırdılar, üstüne baskın yaptılar. 70 tane kıymetli hafızı öldürdüler.üstüne baskın yaptılar. 70 tane kıymetli hafızı öldürdüler. Yani kabilelere din öğretmeye gidecek iken, onlar öyle çağırmışken, Yani kabilelere din öğretmeye gidecek iken, onlar öyle çağırmışken, -hani halk tabirinde kalleşlik deniliyor.- kalleş bir tarzda onları kenarda bastırdılar, şehit ettiler. -hani halk tabirinde kalleşlik deniliyor.- kalleş bir tarzda onları kenarda bastırdılar, şehit ettiler.

Bu tabii sahâbe-i kirâm arasında çok büyük telaş uyandırdı. Ölümden korkmuyorlar onlar daBu tabii sahâbe-i kirâm arasında çok büyük telaş uyandırdı. Ölümden korkmuyorlar onlar da Kur-an'ı kim bilecek, kim anlatacak başkalarına? Ölümden korkmadıklarına bir misal söyleyeyim. Kur-an'ı kim bilecek, kim anlatacak başkalarına? Ölümden korkmadıklarına bir misal söyleyeyim.

Gazâdan dönüp de sağlam dönenlerin yüzüne bakmamışlar. "Siz niye arkadaşlarınız gibi şehit olmadınız,Gazâdan dönüp de sağlam dönenlerin yüzüne bakmamışlar. "Siz niye arkadaşlarınız gibi şehit olmadınız, niye sağlam geldiniz?" diye. Yani sağ gelmek meziyet değil. Yoksa cepheden mi kaçtınız? [diye sormuşlar.] niye sağlam geldiniz?" diye. Yani sağ gelmek meziyet değil. Yoksa cepheden mi kaçtınız? [diye sormuşlar.]

Hiç kimse yüzüne bakmamış da Peygamber Efendimiz; "Hayır, onların durumu şöyle oldu böyle oldu diyeHiç kimse yüzüne bakmamış da Peygamber Efendimiz; "Hayır, onların durumu şöyle oldu böyle oldu diye onları aklayıcı sözler söyleyince, [susmuşlar.] onları aklayıcı sözler söyleyince, [susmuşlar.] Öteki kardeşleriniz şehit oldu da siz niye böyle sağ salim Medine'ye geliyorsunuz diye Öteki kardeşleriniz şehit oldu da siz niye böyle sağ salim Medine'ye geliyorsunuz diye cihada giden arkadaşlarının yüzüne bakmıyorlar! Ölümden korkmaz onlar. cihada giden arkadaşlarının yüzüne bakmıyorlar! Ölümden korkmaz onlar. Ölüm korkusu değil, Kur'ân-ı Kerîm'in kaybolması korkusu. Ya hafızlar gider de Kur'ân-ı Kerîm kaybolursa… Ölüm korkusu değil, Kur'ân-ı Kerîm'in kaybolması korkusu. Ya hafızlar gider de Kur'ân-ı Kerîm kaybolursa…

"Gel ey halîfe-i Resûlillah! Ey Resûlullah'ın makamına halef olmuş, gelmiş oturmuş olan,"Gel ey halîfe-i Resûlillah! Ey Resûlullah'ın makamına halef olmuş, gelmiş oturmuş olan, onun halifesi olan Ebû Bekr-i Sıddîk! Şu Kur'ân-ı Kerîm'in hafızları birer ikişer ölüyor.onun halifesi olan Ebû Bekr-i Sıddîk! Şu Kur'ân-ı Kerîm'in hafızları birer ikişer ölüyor. Şunları toplayalım, yazalım bu ayetleri, Mushaf hâline getirelim deyinceŞunları toplayalım, yazalım bu ayetleri, Mushaf hâline getirelim deyince Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz düşünmüş. Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz düşünmüş.

Ne kadar düşünmüş? Ne kadar düşünmüş?

1 dakika mı? 5 dakika mı? 6 dakika mı? 10 dakika mı?, 1 gün mü? 1 hafta mı? 6 ay düşünmüş! Neden? 1 dakika mı? 5 dakika mı? 6 dakika mı? 10 dakika mı?, 1 gün mü? 1 hafta mı? 6 ay düşünmüş!

Neden?

"Resûlullah'ın yapmadığı bir şeyi yaparsam acaba bid'at olur mu?" diye."Resûlullah'ın yapmadığı bir şeyi yaparsam acaba bid'at olur mu?" diye. Yani dinin aslını, özünü saklamaktaki mübareklerin titizliğine bakın! Yani dinin aslını, özünü saklamaktaki mübareklerin titizliğine bakın!

Toplanacak olan ne? Toplanacak olan ne?

Kur'ân-ı Kerîm'in ayetleri mushaf hâline getirilecek, yazılacak bir cilt hâline getirilecek.Kur'ân-ı Kerîm'in ayetleri mushaf hâline getirilecek, yazılacak bir cilt hâline getirilecek. Muhtelif kâğıtların, muhtelif yazı malzemesinin üzerinde yazılı duruyor.Muhtelif kâğıtların, muhtelif yazı malzemesinin üzerinde yazılı duruyor. Hayır, derli toplu olacak ama Resûlullah Efendimiz'in zamanında vahiy devam ettiği için Hayır, derli toplu olacak ama Resûlullah Efendimiz'in zamanında vahiy devam ettiği için -boyuna vahiy geliyor- yapılmamış bir şey. Acaba ben yaparsam bid'at olur mu diye-boyuna vahiy geliyor- yapılmamış bir şey. Acaba ben yaparsam bid'at olur mu diye arkadaşlarım, kardeşlerim 6 ay Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimizarkadaşlarım, kardeşlerim 6 ay Ebû Bekr-i Sıddîk Efendimiz Kur'ân-ı Kerîm'in toplanması meselesini düşündü. Kur'ân-ı Kerîm'in toplanması meselesini düşündü.

Biz günahlarda 6 saniye düşünmüyoruz.Biz günahlarda 6 saniye düşünmüyoruz. Sevaplı işlerde değil günahları işlemekte 6 saniye tereddüdümüz yok. Sevaplı işlerde değil günahları işlemekte 6 saniye tereddüdümüz yok. Müslümanlar cump günahın, haramın içine atlıyorlar.Müslümanlar cump günahın, haramın içine atlıyorlar. Bu müslümanları o eski müslümanlar görseler ne yaparlardı? Bu müslümanları o eski müslümanlar görseler ne yaparlardı?

Bid'at dinde aslı esası olmayan, Resûlullah Efendimiz'in söylemediği,Bid'at dinde aslı esası olmayan, Resûlullah Efendimiz'in söylemediği, öğretmediği bir şeyi ortaya çıkartmak. Yeniden çıkma bir şey.öğretmediği bir şeyi ortaya çıkartmak. Yeniden çıkma bir şey. Hani "yeni çıktı" diyoruz ya, dinde öyle yeni çıktı yok. Dinde her şeyin sahibi var. Hani "yeni çıktı" diyoruz ya, dinde öyle yeni çıktı yok. Dinde her şeyin sahibi var.

Kur'ân-ı Kerîm'de var mı? Kur'ân-ı Kerîm'de var mı?

Var, o zaman yap. Var, o zaman yap.

Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş mi? Etmiş, o zaman yap. Peygamber Efendimiz tavsiye etmiş mi?

Etmiş, o zaman yap.

Kur'ân-ı Kerîm yasaklamış mı? Yasaklamış, o zaman bırak. Kur'ân-ı Kerîm yasaklamış mı?

Yasaklamış, o zaman bırak.

Takva ehli insanların bu işleri nasıl düşündüğüne bir misal olsun diye söylüyorum.Takva ehli insanların bu işleri nasıl düşündüğüne bir misal olsun diye söylüyorum. Mehmed Zahid hocamız rahmetullah aleyh sağkenMehmed Zahid hocamız rahmetullah aleyh sağken Ankara'dan çok yüksek bazı dostlar, tanıdıklar geldiler dediler ki; Ankara'dan çok yüksek bazı dostlar, tanıdıklar geldiler dediler ki;

"Efendim, bizim maaşlarımızdan tasarruf bonosu kestiler. Tasarruf bonosu kestikten sonra da onun"Efendim, bizim maaşlarımızdan tasarruf bonosu kestiler. Tasarruf bonosu kestikten sonra da onun mukabilinde aldıkları paranın yerine bir kâğıt verdiler.mukabilinde aldıkları paranın yerine bir kâğıt verdiler. Kâğıdın bir tarafında aldıkları para yazıyor; 100 lira, 1000 lira neyse.Kâğıdın bir tarafında aldıkları para yazıyor; 100 lira, 1000 lira neyse. Bir tarafında da küçük küçük pul gibi parçalar var. Kupon deniliyor. Ondan faizi koparılıyor.Bir tarafında da küçük küçük pul gibi parçalar var. Kupon deniliyor. Ondan faizi koparılıyor. Bu parayı bizden 3-5 sene önce aldığı zaman bu parayla bir file yiyecek alınıyordu. Bu parayı bizden 3-5 sene önce aldığı zaman bu parayla bir file yiyecek alınıyordu. Şimdi küçücük bir şey alınamaz. Paranın değeri düştüğü için kıymeti kalmadı. Şimdi küçücük bir şey alınamaz. Paranın değeri düştüğü için kıymeti kalmadı. Bu kâğıtları yani bu kenardaki yazılı şeyleri alabilir miyiz? Bu kâğıtları yani bu kenardaki yazılı şeyleri alabilir miyiz? Kıymeti düştü, bizden aldığı paradan da az kalıyor. Bunu alabilir miyiz? diye sordular. Kıymeti düştü, bizden aldığı paradan da az kalıyor. Bunu alabilir miyiz? diye sordular.

Ben de bakalım ne diyecek diye dikkatle dinliyorum. Hocamız dedi ki; Ben de bakalım ne diyecek diye dikkatle dinliyorum. Hocamız dedi ki;

"O kâğıtların üstünde ne yazıyor?" Bilmezliğe vuruyor, mahsustan soruyor. "Ne yazıyor? dedi. "O kâğıtların üstünde ne yazıyor?" Bilmezliğe vuruyor, mahsustan soruyor. "Ne yazıyor? dedi.

Tasarruf bonosunun faizi. Tasarruf bonosunun faizi.

"Ne yazıyor? dedi. Faizi yazıyor. "Ne yazıyor? dedi.

Faizi yazıyor.

"O zaman alamazsınız." dedi. "O zaman alamazsınız." dedi.

Bitti! Yani Allah faiz yemeyin demiş; hocamız onu ye mi diyecek? Der mi? Bitti! Yani Allah faiz yemeyin demiş; hocamız onu ye mi diyecek? Der mi?

Oradan benim ziyanım olacak! Oradan benim ziyanım olacak!

Bin yıllık ziyan olsun. Ben Allah'ın rızasını kazanayım da ne olursa olsun.Bin yıllık ziyan olsun. Ben Allah'ın rızasını kazanayım da ne olursa olsun. Allah öbür taraftan kâr ettirir. Beri taraftan; Allah öbür taraftan kâr ettirir. Beri taraftan;

Yemhakullâhur-ribâ ve yurbi's-sadakâti. "Allah faizi mahveder, siler, sadakayı geliştirir." diyor. Yemhakullâhur-ribâ ve yurbi's-sadakâti. "Allah faizi mahveder, siler, sadakayı geliştirir." diyor. Kur'ân-ı Kerîm diyor. Sen cebinden fakire sadaka verirsin; bakarsın kesen bu taraftan şişkinleşmiş,Kur'ân-ı Kerîm diyor. Sen cebinden fakire sadaka verirsin; bakarsın kesen bu taraftan şişkinleşmiş, dolmuş bir yerden paralar gelmiş. Oo, zenginleşmişsin, geçimin düzelmiş. dolmuş bir yerden paralar gelmiş. Oo, zenginleşmişsin, geçimin düzelmiş.

Ötekisi sadaka vermez, faiz alır, faiz yer, borçtan kurtulmaz;Ötekisi sadaka vermez, faiz alır, faiz yer, borçtan kurtulmaz; arabası kaza yapar, çocuğu sakat doğar, hasta olur. Hanımı ile geçinemez,arabası kaza yapar, çocuğu sakat doğar, hasta olur. Hanımı ile geçinemez, evine yangın, fabrikasına zarar gelir. Malına telefat gelir. Bilmem sel basar. evine yangın, fabrikasına zarar gelir. Malına telefat gelir. Bilmem sel basar.

Neden? Her şeyin sahibi Allah da ondan. Neden?

Her şeyin sahibi Allah da ondan.

Allah'a oyun oynanır mı? Hâşâ! Sümme haşâ! Allah yapmayın demiş, yapıyor. Allah'a oyun oynanır mı?

Hâşâ! Sümme haşâ! Allah yapmayın demiş, yapıyor.

Nasıl Yapıyor? Nasıl Yapıyor?

Gözünün içine baka baka yapıyor! Yapmayacaksın. Yani takvâ ehli insanlar bak nasıl yapıyor. Gözünün içine baka baka yapıyor! Yapmayacaksın. Yani takvâ ehli insanlar bak nasıl yapıyor.

Ne yazmış onun üstünde? Faiz. "O zaman alamazsın." dedi. Bitti. Ne yazmış onun üstünde?

Faiz.

"O zaman alamazsın." dedi. Bitti.

Bu en son şeylerde de yine böyle bir şey oldu. Birçok alim arasında meseleler konuşuldu.Bu en son şeylerde de yine böyle bir şey oldu. Birçok alim arasında meseleler konuşuldu. İşte bu memurlardan memur yardımlaşma kesintisi diye, "meyak" diye bir şey kesildi. İşte bu memurlardan memur yardımlaşma kesintisi diye, "meyak" diye bir şey kesildi. Sonradan bu iş tutmadı. İptal oldu. Kesilen paralar iade edildi. Aldık. Sonradan bu iş tutmadı. İptal oldu. Kesilen paralar iade edildi. Aldık. Bir de devletin elinde şu kadar beklediğinden dolayı faizi var.Bir de devletin elinde şu kadar beklediğinden dolayı faizi var. Onu da ikinci postada, ikinci taksitle verecek. O alınır mı? Alınmaz mı? Onu da ikinci postada, ikinci taksitle verecek. O alınır mı? Alınmaz mı?

Kitaplar yazmağa başladı. Bizim gazeteler yazmağa başladı. İslâmî bakımdan şöyledir, böyledir filan.Kitaplar yazmağa başladı. Bizim gazeteler yazmağa başladı. İslâmî bakımdan şöyledir, böyledir filan. Kimisi cevaz, fetva veriyorlar. Kimisi cevaz, fetva veriyorlar. Ben de eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan bir arkadaşın evindeyim, tesadüfen.Ben de eskiden Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan bir arkadaşın evindeyim, tesadüfen. Ona da bir mektup gelmiş, soruyorlar. İşte o da nerdeyse alınabilir diyecek yani o noktaya gelecek. Ona da bir mektup gelmiş, soruyorlar. İşte o da nerdeyse alınabilir diyecek yani o noktaya gelecek.

Bir kasabadan bir fakih, din alimi arkadaşımız var. O mektup yazmış diyor ki; Bir kasabadan bir fakih, din alimi arkadaşımız var. O mektup yazmış diyor ki;

"Gazetelerde bu alınabilir filan diye bizim dostlarımızın, din âlimlerimizin biraz böyle müsaadekâr"Gazetelerde bu alınabilir filan diye bizim dostlarımızın, din âlimlerimizin biraz böyle müsaadekâr sözler söylediğini duyuyoruz. Şu memlekette zaten haram yemeyen azıcık bir namuslu insan kaldı.sözler söylediğini duyuyoruz. Şu memlekette zaten haram yemeyen azıcık bir namuslu insan kaldı. Onları da faize bulaştırmayın." diye arkadaş mektup yazmış. Onları da faize bulaştırmayın." diye arkadaş mektup yazmış.

Alınmaması lazım çünkü adı faiz. Faiz olunca alınması doğru olmaz. Alınmaması lazım çünkü adı faiz. Faiz olunca alınması doğru olmaz.

Almazsan ne olur? Hazineye gider. Kalsın, devletin hazinesi! Almazsan ne olur?

Hazineye gider. Kalsın, devletin hazinesi!

Alırsan ne olur? Alırsan ne olur?

Dulun, yetimin, ihtiyarın, işçini, köylünün, ziraatçının, herkesin hakkından senin üstüne hak yapışacak.Dulun, yetimin, ihtiyarın, işçini, köylünün, ziraatçının, herkesin hakkından senin üstüne hak yapışacak. Rûz-u mahşerde bir büyük kalabalık... Haydi ayıkla pirincin taşını.Rûz-u mahşerde bir büyük kalabalık... Haydi ayıkla pirincin taşını. Almayan arkadaşlar almadı. Alanlar fetvaya uydu, kılıfına uydurdu aldı. Almayan arkadaşlar almadı. Alanlar fetvaya uydu, kılıfına uydurdu aldı.

Ben herkesin ne olduğunu ne bileyim ama alanlardan bazılarının,Ben herkesin ne olduğunu ne bileyim ama alanlardan bazılarının, aldıklarından daha büyük zararlara uğradığını gördüm. Manevî şey bu böyle belli oluyor. aldıklarından daha büyük zararlara uğradığını gördüm. Manevî şey bu böyle belli oluyor.

Allah bizi kale gibi sağlam müslüman etsin. Allah bizi kale gibi sağlam müslüman etsin.

Birazcık menfaat gördü mü sıcağın karşısındaki mum gibi eriyor. Birazcık menfaat gördü mü sıcağın karşısındaki mum gibi eriyor.

Olmaz, müslüman çelik gibi olacak, kale gibi olacak. Olmaz, müslüman çelik gibi olacak, kale gibi olacak.

Hayır, bu haram yapma! Bitti. Hayır, bu haram yapma! Bitti.

Efendim, söyleymiş de böyleymiş de, menfaat varmış da kar varmış da zarar varmış da...Efendim, söyleymiş de böyleymiş de, menfaat varmış da kar varmış da zarar varmış da... Benim menfaatim, kârım ve zararım Allah'ın rızası. Allah beni severse ne mutlu bana!Benim menfaatim, kârım ve zararım Allah'ın rızası. Allah beni severse ne mutlu bana! Sevdi mi zengin de eder, mesut da eder. İsterse fakir etsin. Kendisi bilir.Sevdi mi zengin de eder, mesut da eder. İsterse fakir etsin. Kendisi bilir. Rabbimiz ne dilerse öyle yapar. Biz de onun kaderine razı gelmişiz.Rabbimiz ne dilerse öyle yapar. Biz de onun kaderine razı gelmişiz. Dilerse yaşatır, dilerse öldürür, dilerse yükseltir, dilerse indirir.Dilerse yaşatır, dilerse öldürür, dilerse yükseltir, dilerse indirir. Dilerse sıhhatli eder öyle imtihan oluruz, dilerse hasta eder öyle imtihan oluruz. Dilerse sıhhatli eder öyle imtihan oluruz, dilerse hasta eder öyle imtihan oluruz.

Ben müslüman olarak dünya hayatının iki paralık işleri, hesapları için Rabbimin emrinin karşısına çıkabilir miyim? Ben müslüman olarak dünya hayatının iki paralık işleri, hesapları için Rabbimin emrinin karşısına çıkabilir miyim?

Çıkamam, eskiden çıkamazdı, çıkmazlardı. Çıkamam, eskiden çıkamazdı, çıkmazlardı.

Vakıf malı satılacak... Cumhuriyetin ilk yıllarında vakıf mallarını satışa çıkarmışlar.Vakıf malı satılacak... Cumhuriyetin ilk yıllarında vakıf mallarını satışa çıkarmışlar. Vakıf malları çok, camiler çok, bunları satalım. Vakıf malı satılmaz.Vakıf malları çok, camiler çok, bunları satalım. Vakıf malı satılmaz. Devlet idaresinden birisi kara vermiş. Ben olsam o müdürlüğün başında, olmaz derim amaDevlet idaresinden birisi kara vermiş. Ben olsam o müdürlüğün başında, olmaz derim ama o zaman karar vermiş. Vakıf malı alınmaz diye müslümanlar girmediler şeylere. Ermenisi, yahudisi girdi onlar aldılar. o zaman karar vermiş. Vakıf malı alınmaz diye müslümanlar girmediler şeylere. Ermenisi, yahudisi girdi onlar aldılar. Bazı müslümanlar girmiş satın almışlar tekrar hayra vermişler. Bazı müslümanlar girmiş satın almışlar tekrar hayra vermişler. Şimdi Nuruosmaniye camiinin müştemilatı olan dükkânların bazılarını ermeniler, yahudiler almış;Şimdi Nuruosmaniye camiinin müştemilatı olan dükkânların bazılarını ermeniler, yahudiler almış; kiliseyi havraya bağışlamış. Şimdi Nuruosmaniye camiinin müştemilatı kilisenin malı. kiliseyi havraya bağışlamış. Şimdi Nuruosmaniye camiinin müştemilatı kilisenin malı.

Yakışır mı? Türkiye'de, müslüman ülkesinde müslümana yakışır mı bu? Yakışır mı? Türkiye'de, müslüman ülkesinde müslümana yakışır mı bu?

Olmuş. Milletimizi iyi terbiye etmemiz lazım. Haramı, helâlı bilmesi lazım. Bu adam bu malı kazanmıştı.Olmuş. Milletimizi iyi terbiye etmemiz lazım. Haramı, helâlı bilmesi lazım. Bu adam bu malı kazanmıştı. Şimdi bu İskenderpaşa camiini yaptıran adam İskender Paşa, Allah rahmet eylesin. Burayı almış.Şimdi bu İskenderpaşa camiini yaptıran adam İskender Paşa, Allah rahmet eylesin. Burayı almış. Bir kubbeli cami yapmış. Bunun arka tarafı, bizim geldiğimizde çöplüktü. Bir kubbeli cami yapmış. Bunun arka tarafı, bizim geldiğimizde çöplüktü. Bu arka taraf çöplüktü, bu binalar yoktu. Şurada bir sibyan mektebi yani mahalle çocuklarının okuması,Bu arka taraf çöplüktü, bu binalar yoktu. Şurada bir sibyan mektebi yani mahalle çocuklarının okuması, sabilerin okuması için mektep varmış. Onun da yerinde yeller esiyordu, çöplüktü orası. sabilerin okuması için mektep varmış. Onun da yerinde yeller esiyordu, çöplüktü orası.

Biz birer, ikişer, yavaş yavaş alarak bunu derlemeğe, toparlamağa çalıştık.Biz birer, ikişer, yavaş yavaş alarak bunu derlemeğe, toparlamağa çalıştık. Belki bunun etrafında, şu apartmanların olduğu yerlerde belki medresesi de vardı. Belki bunun etrafında, şu apartmanların olduğu yerlerde belki medresesi de vardı. Belki başka şeyleri vardı. Belki bu Paşa falanca yerdeki tarlayı, filanca yerdeki mülkü,Belki başka şeyleri vardı. Belki bu Paşa falanca yerdeki tarlayı, filanca yerdeki mülkü, hanı buna gelir getirsin diye bağışlamıştı. Belki bunun kandillilerin yağı, müezzinin imamı, maaşı, hanı buna gelir getirsin diye bağışlamıştı. Belki bunun kandillilerin yağı, müezzinin imamı, maaşı, geçimi filan oradan gelecekti. Adamcağız bunları kazanmış, mülkiyeti, hakkı. Bunlar şuraya verilsin demiş.geçimi filan oradan gelecekti. Adamcağız bunları kazanmış, mülkiyeti, hakkı. Bunlar şuraya verilsin demiş. Yazmış, vakıfnâme yapmış. Bir başkası geliyor sonra onun vakıf şartlarını değiştiriyor, Yazmış, vakıfnâme yapmış. Bir başkası geliyor sonra onun vakıf şartlarını değiştiriyor, o işleri yapmıyor. Çok büyük günah! Haksızlık! Onun hakkına riayet etmemek oluyor. o işleri yapmıyor. Çok büyük günah! Haksızlık! Onun hakkına riayet etmemek oluyor.

Onun için muhterem kardeşlerim! Onun için muhterem kardeşlerim!

Size de böyle imtihanlar gelir, bize de gelir, herkese gelir. Bu hayat imtihan dünyasıdır. Size de böyle imtihanlar gelir, bize de gelir, herkese gelir. Bu hayat imtihan dünyasıdır.

Altından kendini gözet; Zehiri teneke kupa içinde sunmazlar diyor edebiyatçının birisi.Altından kendini gözet;

Zehiri teneke kupa içinde sunmazlar

diyor edebiyatçının birisi.
Altından korun; zehirli şeyi teneke kupa içinde sunmazlar. Sana güzel bir ambalajda sunarlar.Altından korun; zehirli şeyi teneke kupa içinde sunmazlar. Sana güzel bir ambalajda sunarlar. Günahı da şeytan öyle güzel bir ambalaj içinde sana takdim eder ki, için gider böyle.Günahı da şeytan öyle güzel bir ambalaj içinde sana takdim eder ki, için gider böyle. Bak ne güzel! Yap şunu, haydi işle şu günahı diye. Böyle için gider, nefsin içerden kışkırtır; Bak ne güzel! Yap şunu, haydi işle şu günahı diye. Böyle için gider, nefsin içerden kışkırtır; haydi yap, haydi yap, haydi yap… İşte imtihan. Orada belli olur. Uzat elini şu harama,haydi yap, haydi yap, haydi yap… İşte imtihan. Orada belli olur. Uzat elini şu harama, alıver. Bak polis yok, bekçi yok, hâkim yok, savcı yok, müfettiş yok. alıver. Bak polis yok, bekçi yok, hâkim yok, savcı yok, müfettiş yok. Aldın mı, köşeyi döndün mü tamam, bu para senin. Almaz… Aldın mı, köşeyi döndün mü tamam, bu para senin.

Almaz…

Geçen gün gazetelerde vardı; 8,5 milyon muydu liralık "Hâmiline muharrer çek."Geçen gün gazetelerde vardı; 8,5 milyon muydu liralık "Hâmiline muharrer çek." Yani kim taşıyorsa, bankadan gidip onun alabileceği çek. İsme değil;Yani kim taşıyorsa, bankadan gidip onun alabileceği çek. İsme değil; Ali Efendi, Mehmet Efendi diye isim yazılmamış, "Hâmiline muharrer çek." 8,5 milyon lira,Ali Efendi, Mehmet Efendi diye isim yazılmamış, "Hâmiline muharrer çek." 8,5 milyon lira, [bankaya] götürse alır. Kimsede gık diyemez. Kanun öyle. Hâmili, kim taşıyorsa gider o çeki bankadan[bankaya] götürse alır. Kimsede gık diyemez. Kanun öyle. Hâmili, kim taşıyorsa gider o çeki bankadan tahsil edebilir. Götürmüş sahibine vermiş. Sahibi de çıkarmış buna 100 bin lira bahşiş vermiş. tahsil edebilir. Götürmüş sahibine vermiş. Sahibi de çıkarmış buna 100 bin lira bahşiş vermiş. Bak 8,5 milyon lirayı almamış. Bekçi, belki ihtiyacı var. Bak 8,5 milyon lirayı almamış. Bekçi, belki ihtiyacı var.

Neden? Namuslu! Şimdi diyebiliriz ki, yani bazıları da çıkar der ki; Neden?

Namuslu! Şimdi diyebiliriz ki, yani bazıları da çıkar der ki;

"Hocam enayilik etmiş." Böyle diyenler de olabilir değil mi? Etrafta bir sürü insan var."Hocam enayilik etmiş." Böyle diyenler de olabilir değil mi? Etrafta bir sürü insan var. Alsaydı, koysaydı cebine, diyebilir. Alsaydı, koysaydı cebine, diyebilir.

Diyebilir ama ey böyle düşünen kardeşim! O 8,5 milyon liralık çeki sen düşürmüş olsaydın!?Diyebilir ama ey böyle düşünen kardeşim! O 8,5 milyon liralık çeki sen düşürmüş olsaydın!? Şimdi düşün! Sen mesela fakülteden mezun oldun, bir iş tutacaksın.Şimdi düşün! Sen mesela fakülteden mezun oldun, bir iş tutacaksın. Yatalak bir annen var, bilmem hasta bir baban var, kardeşlerin var. İş tutacaksın sermaye lazım.Yatalak bir annen var, bilmem hasta bir baban var, kardeşlerin var. İş tutacaksın sermaye lazım. Gittin köydeki tarlanı sattın. Satın alan adam sana "Hâmiline" 8,5 milyon liralık çek yazdı. Gittin köydeki tarlanı sattın. Satın alan adam sana "Hâmiline" 8,5 milyon liralık çek yazdı. [Çeki] aldın, hayatın ona bağlı! O çeki götüreceksin, sermaye kuracaksın.[Çeki] aldın, hayatın ona bağlı! O çeki götüreceksin, sermaye kuracaksın. Bütün aile senin eline bakıyor ki sen kazanıp şey yapacaksın. Bütün aile senin eline bakıyor ki sen kazanıp şey yapacaksın.

Onu bir bekçi almış. Hırsız kedinin ciğeri alıp, yiyip de yalandığı gibi senin karşındaOnu bir bekçi almış. Hırsız kedinin ciğeri alıp, yiyip de yalandığı gibi senin karşında gidiyor bankadan alıp cebine koyuyor.gidiyor bankadan alıp cebine koyuyor. Napalım, "Hâmiline muharra çek." Enayilik mi edeceğim, vermem. Cebine koyuyor. Napalım, "Hâmiline muharra çek." Enayilik mi edeceğim, vermem. Cebine koyuyor.

Razı gelir misin? Razı gelir misin?

Yook, o zaman razı gelmem. Ha! O zaman kendine yapılmasına razı gelmiyorsan bu iş yapılmayacak demektir. Yook, o zaman razı gelmem. Ha! O zaman kendine yapılmasına razı gelmiyorsan bu iş yapılmayacak demektir.

İşte bizim eski İslâmî terbiyemiz buydu. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamaktı.İşte bizim eski İslâmî terbiyemiz buydu. Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapmamaktı. Şimdi bunu adı enayilik oldu. Bu namusluluk, bu kahramanlık, bu tokgözlülük, bu fedakârlık, bu dürüstlükŞimdi bunu adı enayilik oldu. Bu namusluluk, bu kahramanlık, bu tokgözlülük, bu fedakârlık, bu dürüstlük şimdi döndü dolaştı batı ahlakına göre aptallık oldu. Ötekisi açıkgözlülük oldu. şimdi döndü dolaştı batı ahlakına göre aptallık oldu. Ötekisi açıkgözlülük oldu. Adam devleti dolandırıyor açıkgöz, bankayı dolandırıyor açıkgöz, sahte batma çıkma yapıyor açıkgöz, Adam devleti dolandırıyor açıkgöz, bankayı dolandırıyor açıkgöz, sahte batma çıkma yapıyor açıkgöz, bir batıyor bir çıkıyor ondan sonra tekrar bakıyorsun Karagöz-Hacivat sahnesi gibi orta yerde piyasada, bir batıyor bir çıkıyor ondan sonra tekrar bakıyorsun Karagöz-Hacivat sahnesi gibi orta yerde piyasada, açıkgöz, Mercedeslerde geziyor, köşklerde yaşıyor... açıkgöz, Mercedeslerde geziyor, köşklerde yaşıyor...

Ne yaparsa yapsın. Firavun'un saltanatı daha fazlaydı.Ne yaparsa yapsın. Firavun'un saltanatı daha fazlaydı. Karun'un saltanatından görenlerin gözleri kamaşıyordu. Ne oldu? Karun'un saltanatından görenlerin gözleri kamaşıyordu. Ne oldu?

Onun için imanlı insanlı hali başkadır. Aç gezer, aç geceler, aç uyur harama el uzatmaz.Onun için imanlı insanlı hali başkadır. Aç gezer, aç geceler, aç uyur harama el uzatmaz. Nâmahreme kuşak çözmez, sözünü eğri büğrü söylemez, dobra dobra konuşur, hakkı söyler. Nâmahreme kuşak çözmez, sözünü eğri büğrü söylemez, dobra dobra konuşur, hakkı söyler.

Biz böyle bir ahlâka sahip millettik. Harp ettiğimiz diyarlara gittiğimiz zamanBiz böyle bir ahlâka sahip millettik. Harp ettiğimiz diyarlara gittiğimiz zaman adamlar korkularından köylerini, bağlarını bırakıp dağlara kaçtıkları, mağaralara saklandıkları zaman,adamlar korkularından köylerini, bağlarını bırakıp dağlara kaçtıkları, mağaralara saklandıkları zaman, orduya üzüm lazım; üzümü toplamışız da üzümün parasını üzüm kütüklerineorduya üzüm lazım; üzümü toplamışız da üzümün parasını üzüm kütüklerine böyle paçavralarla bağlayıp geçmişiz. Öyle milletiz biz. böyle paçavralarla bağlayıp geçmişiz. Öyle milletiz biz.

Bizim ecdadımız, bizden önceki müslümanlar bir beldeye hâkim olmuşlar, vergi almışlar.Bizim ecdadımız, bizden önceki müslümanlar bir beldeye hâkim olmuşlar, vergi almışlar. Sonradan askeri bir sebeple o beldeden çekilmeleri gerekmiş. O beldeyi müdafaa edemeyecek duruma düşmüşler,Sonradan askeri bir sebeple o beldeden çekilmeleri gerekmiş. O beldeyi müdafaa edemeyecek duruma düşmüşler, çekilecekler. Geri çekilirken bütün ahaliye vergilerini geri vermişler.çekilecekler. Geri çekilirken bütün ahaliye vergilerini geri vermişler. Buyurun, paraları geri alın. Hıristiyanlara paraları geri vermişler. Diyorlar ki; Buyurun, paraları geri alın. Hıristiyanlara paraları geri vermişler. Diyorlar ki;

Biz size vermiştik ne diye bize geri veriyorsunuz? Biz size vermiştik ne diye bize geri veriyorsunuz?

Biz sizden bu vergiyi alınca sizi de emânımıza almıştıkBiz sizden bu vergiyi alınca sizi de emânımıza almıştık yani sizi de korumamıza, kanatlarımızın altına almıştık. Şimdi düşman geliyor,yani sizi de korumamıza, kanatlarımızın altına almıştık. Şimdi düşman geliyor, sizi koruyacak durumumuz yok. Bu para bize helal olmaz, alın.sizi koruyacak durumumuz yok. Bu para bize helal olmaz, alın. Paraları almışlar.[vermişler,] çekilmiş, gitmişler. Tarihe geçmiş bu misaller! Paraları almışlar.[vermişler,] çekilmiş, gitmişler. Tarihe geçmiş bu misaller!

Biz dünya malına tamah etmeyen, harama bakmayan, haramda bir hayır olmadığını bilen bir millettik.Biz dünya malına tamah etmeyen, harama bakmayan, haramda bir hayır olmadığını bilen bir millettik. Bizi aydınlatmak, batılılaştırmak için başka felsefeler getirdiler; kapitalizm, spirintüalizm getirdiler.Bizi aydınlatmak, batılılaştırmak için başka felsefeler getirdiler; kapitalizm, spirintüalizm getirdiler. Bilmem eksiztansiyelizm, varoluşçuluk getirdiler; Bilmem eksiztansiyelizm, varoluşçuluk getirdiler; komünizm getirdiler, ıvır zıvır getirdiler, milleti mahvettiler! komünizm getirdiler, ıvır zıvır getirdiler, milleti mahvettiler!

Adamın birisi bir hastalanmış; birisi bir ilaç söylemiş, yapmış;Adamın birisi bir hastalanmış; birisi bir ilaç söylemiş, yapmış; birisi bir ilaç söylemiş, yapmış; birisi bir ilaç söylemiş, yapmış. Onu içerken, bunu içerken birisi bir ilaç söylemiş, yapmış; birisi bir ilaç söylemiş, yapmış. Onu içerken, bunu içerken sıhhati adam akıllı bozmuş, ölecek. Bir kâğıt getirin bana demiş. Bir kâğıt getirmişler, yazmış; sıhhati adam akıllı bozmuş, ölecek. Bir kâğıt getirin bana demiş. Bir kâğıt getirmişler, yazmış;

Benim kabir taşıma yazacaksınız ki; Bu adam iyi idi. Daha iyi olayım derken öldü." Böyle yazın demiş.Benim kabir taşıma yazacaksınız ki; Bu adam iyi idi. Daha iyi olayım derken öldü." Böyle yazın demiş. Bizim de memleketimiz bir sıkıntı geçirdi. Kocaman bir memleketti. Viyana'ya gittik de kuşattık da, Bizim de memleketimiz bir sıkıntı geçirdi. Kocaman bir memleketti. Viyana'ya gittik de kuşattık da, "Kahlenberg" tepesinde askerlerimiz ordugâh kurdu. Viyana böyle gözümüzün önünde tabak gibi alamadık. "Kahlenberg" tepesinde askerlerimiz ordugâh kurdu. Viyana böyle gözümüzün önünde tabak gibi alamadık. Askerlerin arasında ihtilaf çıktı. Kırım askerleri 50.000 kişi ayrıldılar. Sonra düşman geldi. Askerlerin arasında ihtilaf çıktı. Kırım askerleri 50.000 kişi ayrıldılar. Sonra düşman geldi. Çekilmek zorunda kaldık. Yani hudut Viyana... Bavyera'ya, Münih'in olduğu yerlere çok akınlar yapmışız.Çekilmek zorunda kaldık. Yani hudut Viyana... Bavyera'ya, Münih'in olduğu yerlere çok akınlar yapmışız. Bütün Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Kırım, Kafkasya, Yunanistan, Mora eyaletimiz,Bütün Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Kırım, Kafkasya, Yunanistan, Mora eyaletimiz, Tuna vilayetimiz... bizimken, birlik beraberlik olmamamızdan, ilimde geri kalmamızdan, Tuna vilayetimiz... bizimken, birlik beraberlik olmamamızdan, ilimde geri kalmamızdan, düşmanı takip etmememizden... kabahatlerimiz çok! Kusurlarımızdan dolayı bu durumlara düştük. düşmanı takip etmememizden... kabahatlerimiz çok! Kusurlarımızdan dolayı bu durumlara düştük.

Bu durumlardan kurtulmanın ilacı olarak bize zehir sundular.Bu durumlardan kurtulmanın ilacı olarak bize zehir sundular. Bizi kendi köklerimizden, örfümüzden, dinimizden, imanımızdan kopardılar. Bizi kendi köklerimizden, örfümüzden, dinimizden, imanımızdan kopardılar. Bizi rezil rüsva bir millet hâline getirmek istiyorlar. Namus neymiş, boşver...Bizi rezil rüsva bir millet hâline getirmek istiyorlar. Namus neymiş, boşver... İçki, iç içebildiğin kadar... Afyon, kullan kullanabildiğin kadar... Hırsızlık, arsızlık, edepsizlik,İçki, iç içebildiğin kadar... Afyon, kullan kullanabildiğin kadar... Hırsızlık, arsızlık, edepsizlik, yap yapabildiğin kadar noktasına getirdiler. Babana itimat etmeyeceksin durumuna getirdiler… yap yapabildiğin kadar noktasına getirdiler. Babana itimat etmeyeceksin durumuna getirdiler…

Eskiden kapılar, pencereler açıktı. Bizim köyde kapılar kilitlenmezdi, açık dururdu.Eskiden kapılar, pencereler açıktı. Bizim köyde kapılar kilitlenmezdi, açık dururdu. Yalnız iki halkanın arasında böyle örme bir ip vardır. Onu ona geçirip giderdi giden.Yalnız iki halkanın arasında böyle örme bir ip vardır. Onu ona geçirip giderdi giden. Yani ben evde yokum demek. Girip de içeriye bağırıp, çağırıp boşuna zaman kaybetmesin diye.Yani ben evde yokum demek. Girip de içeriye bağırıp, çağırıp boşuna zaman kaybetmesin diye. Yoksa kilit vurulmazdı. Halkanın bu tarafındaki ipi alırsın, bu taraftaki halkaya geçirirsin, Yoksa kilit vurulmazdı. Halkanın bu tarafındaki ipi alırsın, bu taraftaki halkaya geçirirsin, iki defa dolandırırsın. İki halka birbirine bağlı oldu mu sembol oluyor bu. Yani evde yokum demek. iki defa dolandırırsın. İki halka birbirine bağlı oldu mu sembol oluyor bu. Yani evde yokum demek. Su doldurmağa gitmiş, tarlaya gitmiş üzüm toplayacak, bilmem ne yapacak, gelecek. Yani evde yok.Su doldurmağa gitmiş, tarlaya gitmiş üzüm toplayacak, bilmem ne yapacak, gelecek. Yani evde yok. Yoksa kapı açık! İpi çekiver, kapıyı aç, gir içeri. İç kapıda açık, ötekisi de açık, çık yukarıya otur. Yoksa kapı açık! İpi çekiver, kapıyı aç, gir içeri. İç kapıda açık, ötekisi de açık, çık yukarıya otur. Böyleydik biz!.. Kimse kimsenin malına bakmazdı. İyileri bıraktık, kötüleri aldık. Böyleydik biz!.. Kimse kimsenin malına bakmazdı. İyileri bıraktık, kötüleri aldık.

Biz şimdi müslümanlar olarak neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlamış bir grubuz.Biz şimdi müslümanlar olarak neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlamış bir grubuz. Allah ötekilere de akıl fikir versin. Allah ötekilere de akıl fikir versin.

Bid'at çıkartmayacağız, bid'ata iltifat etmeyeceğiz. Dini aslına, özüne,Bid'at çıkartmayacağız, bid'ata iltifat etmeyeceğiz. Dini aslına, özüne, Peygamber Efendimiz'in öğrettiği şekle sâdık kalacağız. Peygamber Efendimiz'in öğrettiği şekle sâdık kalacağız. Dini aslı neyse, Peygamber Efendimiz'in nasıl yaşamışsa, nasıl öğretmişse öğle yapacağız. Dini aslı neyse, Peygamber Efendimiz'in nasıl yaşamışsa, nasıl öğretmişse öğle yapacağız.

Efendim, ben biraz Avrupalılardan birşey gördüm. Biraz Hindistan'a gittim, oradan da birşey gördüm.Efendim, ben biraz Avrupalılardan birşey gördüm. Biraz Hindistan'a gittim, oradan da birşey gördüm. Çin'den de, Japonya'dan da bak gazeteler, mecmualar bir şey yazıyorlar. Çin'den de, Japonya'dan da bak gazeteler, mecmualar bir şey yazıyorlar. Ondan da katıştırsam, bundan da katıştırsam dinî törenlerimiz daha şaşalı olsa!.. Ondan da katıştırsam, bundan da katıştırsam dinî törenlerimiz daha şaşalı olsa!..

Öyle şey yok, [ona] bid'at derler. Öyle şey yok, [ona] bid'at derler.

Din ne ise, Peygamber Efendimiz bize hiçbir şeyi eksik bırakmadı, her şeyi öğretti.Din ne ise, Peygamber Efendimiz bize hiçbir şeyi eksik bırakmadı, her şeyi öğretti. O kadarını yaparız, sünnet olan kadarını yaparız, fazlasını yapmayız.O kadarını yaparız, sünnet olan kadarını yaparız, fazlasını yapmayız. Efendimiz'in emrettiği kadarını yaparız. En güzeli odur. Efendimiz'in emrettiği kadarını yaparız. En güzeli odur.

Çok ibadet etsem, çok sevap kazansam!... Çok ibadet etsem, çok sevap kazansam!...

Peygamber Efendimiz,Peygamber Efendimiz, "Çok ibadet etmeyin, sonra bıkarsınız. Allah sizin çok ibadet etmenizden bıkmaz." diyor. "Çok ibadet etmeyin, sonra bıkarsınız. Allah sizin çok ibadet etmenizden bıkmaz." diyor. Siz bıkarsınız, mahvolursunuz. Ölçülü ibadet edin..Siz bıkarsınız, mahvolursunuz. Ölçülü ibadet edin.. Allah'ın huzuruna layık ibadeti geniş geniş yapmağa kimse takat getiremez, kimsenin gücü yetmez. Allah'ın huzuruna layık ibadeti geniş geniş yapmağa kimse takat getiremez, kimsenin gücü yetmez.

Ölçülü, dengeli, devamlı müslüman olacağız. Ramazan'da müslüman, Ramazan'dan sonra ayyaş.Ölçülü, dengeli, devamlı müslüman olacağız. Ramazan'da müslüman, Ramazan'dan sonra ayyaş. Hac da sakallı, hac'dan sonra matruş. Cami de hacı hoca, camiden sonra kahvede poker,Hac da sakallı, hac'dan sonra matruş. Cami de hacı hoca, camiden sonra kahvede poker, domino, adını bildiğim bilmediğim şu bu, tavla şak şuk pat küt oyun. Olmaz. domino, adını bildiğim bilmediğim şu bu, tavla şak şuk pat küt oyun. Olmaz. Müslüman devamlı müslüman olacak yani her anında, her yaptığı işte Müslümanlığı belli olacak! Müslüman devamlı müslüman olacak yani her anında, her yaptığı işte Müslümanlığı belli olacak!

Bizim bir arkadaştan bahsettiler.Bizim bir arkadaştan bahsettiler. Kardeş... Bir fakülteyi bitirmiş. Ufacık tefecik ama Allah bir zekâ vermiş.Kardeş... Bir fakülteyi bitirmiş. Ufacık tefecik ama Allah bir zekâ vermiş. Şimdi iki fakülte daha bitirmeğe çalışıyormuş. Bir tanesi bitmiş elde, çantada. Şimdi iki fakülte daha bitirmeğe çalışıyormuş. Bir tanesi bitmiş elde, çantada. Amerika'da iki tanesini daha bitirmek üzereymiş. Kız kardeşi varmış. Amerika'da iki tanesini daha bitirmek üzereymiş. Kız kardeşi varmış. Demek ki hepsi aileden müstesna insanlar. Demek ki hepsi aileden müstesna insanlar. O da başörtülüymüş, Amerika'da tıp fakültesinin ikinci sınıfına gidiyormuş. O da başörtülüymüş, Amerika'da tıp fakültesinin ikinci sınıfına gidiyormuş. Amerika'da, Batı'da, uygar memlekette başörtülü tıp fakültesinin gidiyormuş. Amerika'da, Batı'da, uygar memlekette başörtülü tıp fakültesinin gidiyormuş.

Anası babası da evlatlarının yanlarındaymış. Tahsilli insanlarmış; babası emekliymiş.Anası babası da evlatlarının yanlarındaymış. Tahsilli insanlarmış; babası emekliymiş. Haydi boş durmayım diye o da bir fakülteye gidiyormuş. Annesi de bir fakülteye gidiyormuş. Haydi boş durmayım diye o da bir fakülteye gidiyormuş. Annesi de bir fakülteye gidiyormuş. Ailece hepsi ilim yolunda ama müslüman. Ailece hepsi ilim yolunda ama müslüman. Beş vakit namazların kılıyorlarmış, örtülü... Amerikalılar hayran kalmışlar; Beş vakit namazların kılıyorlarmış, örtülü... Amerikalılar hayran kalmışlar;

Yahu demişler; siz ne biçim milletsiniz? Ne biçim ümmetsiniz? Nesiniz siz? Yahu demişler; siz ne biçim milletsiniz? Ne biçim ümmetsiniz? Nesiniz siz?

"Biz müslümanız." Demişler "Biz müslümanız." Demişler

"Ee, bize de Müslümanlığı anlatsana!" diyorlarmış. Hayran kalıyorlar çünkü! "Ee, bize de Müslümanlığı anlatsana!" diyorlarmış. Hayran kalıyorlar çünkü!

Benim bir profesör tabip arkadaşım vardı.Benim bir profesör tabip arkadaşım vardı. Onun ahlakının güzelliğinden Amerika'daki profesör müslüman olmağa kalkmış. Onun ahlakının güzelliğinden Amerika'daki profesör müslüman olmağa kalkmış. Amerikalı, pratik adam yani bakıyor, bu güzel, tamam, hemen kabul ediyor. Amerikalı, pratik adam yani bakıyor, bu güzel, tamam, hemen kabul ediyor.

Şimdi bu kardeşler, -bizim bu Türkiye memleketleri ya- bizim bu Türkiye'ye,İstanbul'a gelmişler.Şimdi bu kardeşler, -bizim bu Türkiye memleketleri ya- bizim bu Türkiye'ye,İstanbul'a gelmişler. Geçen gün anlattılar. Yalova'ya gelmişler. Esenköy mü var orada, öyle bir yere.Geçen gün anlattılar. Yalova'ya gelmişler. Esenköy mü var orada, öyle bir yere. Yani deniz kenarında bir yere gelmişler. İki evlat, anne, baba 4 kişilik aile. Yani deniz kenarında bir yere gelmişler. İki evlat, anne, baba 4 kişilik aile.

Tabi onların plajla filan ilgileri yok da. Deniz kenarı, hava güzel, manzara güzel,Tabi onların plajla filan ilgileri yok da. Deniz kenarı, hava güzel, manzara güzel, akşam biraz yürüyelim demişler. Başörtülü, mantolu filan... Oradakiler; akşam biraz yürüyelim demişler. Başörtülü, mantolu filan... Oradakiler;

"Burada da mı bizi buldunuz, başörtülüler!""Burada da mı bizi buldunuz, başörtülüler!" filan diye homurdanmağa, sağdan soldan laf atmağa başlamışlar. filan diye homurdanmağa, sağdan soldan laf atmağa başlamışlar. Yani deniz kenarında da biz plaja gidenleri rahatsız ediyormuşuz demek ki.Yani deniz kenarında da biz plaja gidenleri rahatsız ediyormuşuz demek ki. Bakmışlar birkaç adım atmışlar, tadı yok, dönmüşler evlerine kapanmışlar. Bakmışlar birkaç adım atmışlar, tadı yok, dönmüşler evlerine kapanmışlar.

"Biz Türkiye de yapamayacağız, Amerika'ya gidelim bari." demişler. Böyle..."Biz Türkiye de yapamayacağız, Amerika'ya gidelim bari." demişler. Böyle... Allah hayra döndürsün. Bizim memleketin bazı insanları ne yaptığını hiç bilmiyor, hiç bilmiyor!Allah hayra döndürsün. Bizim memleketin bazı insanları ne yaptığını hiç bilmiyor, hiç bilmiyor! Yani masal değil olmuş hikâye. Kendisini daha görmedim ama şahsın adını da verebilirim. Yani masal değil olmuş hikâye. Kendisini daha görmedim ama şahsın adını da verebilirim.

Demek ki dinin aslına, özüne bağlı kalacağız, dinimize sımsıkı sarılacağızDemek ki dinin aslına, özüne bağlı kalacağız, dinimize sımsıkı sarılacağız hurafelere, bid'atlere dalmayacağız. O zaman Müslümanlığın kıymeti oluyor. hurafelere, bid'atlere dalmayacağız. O zaman Müslümanlığın kıymeti oluyor.

Öyle olmazsa daha güzel yapayım derken bid'atlere saparsak, dalarsakÖyle olmazsa daha güzel yapayım derken bid'atlere saparsak, dalarsak yalan yanlış işlere, o zaman Allah neleri kabul etmiyor? yalan yanlış işlere, o zaman Allah neleri kabul etmiyor?

Hiçbir namazı kabul etmiyor. Çünkü bu bid'atçi, uydurukçu, yeni şeyler ortaya çıkartıcı bir adam.Hiçbir namazı kabul etmiyor. Çünkü bu bid'atçi, uydurukçu, yeni şeyler ortaya çıkartıcı bir adam. Bunun namazı, orucu, sadakası, haccı, umresi, cihadı kabul olmuyor. Bunun namazı, orucu, sadakası, haccı, umresi, cihadı kabul olmuyor. Cihad ediyor; cihadı kabul olmuyor. Nafilesi, farzı, tevbesi, fidyesi kabul olmuyor. Cihad ediyor; cihadı kabul olmuyor. Nafilesi, farzı, tevbesi, fidyesi kabul olmuyor. Bid'at ehli insan, hamurdan kılın çekip çıkarıldığı gibi İslâm'dan çekip çıkmış olmuyor. Bid'at ehli insan, hamurdan kılın çekip çıkarıldığı gibi İslâm'dan çekip çıkmış olmuyor.

Acaba bizim bu halimizde bizim farkına varmadığımız,Acaba bizim bu halimizde bizim farkına varmadığımız, bilmediğimiz bazı bid'atler var da bizim bu çektiklerimiz ondan mı? bilmediğimiz bazı bid'atler var da bizim bu çektiklerimiz ondan mı?

Çünkü şu dua çok makbul diyorlar; sabah akşam millet o duayı yapıyor, yine bir şey yok.Çünkü şu dua çok makbul diyorlar; sabah akşam millet o duayı yapıyor, yine bir şey yok. Güya İslâm için çalışıyor, yine bir şey yok; Güya İslâm için çalışıyor, yine bir şey yok; güya oruç tutuyor, yine bir şey yok; güya namaz kılıyor, yine bir şey yok. güya oruç tutuyor, yine bir şey yok; güya namaz kılıyor, yine bir şey yok.

Ee, Allah duaları kabul ederdi. Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş!? Ee, Allah duaları kabul ederdi. Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş!?

Ha! Bid'atçidir... Bid'atçi ise kabul olmuyor. Ha! Bid'atçidir... Bid'atçi ise kabul olmuyor.

Bak şimdi anladık işte! Bu hadîs-i şerîf bize çok mühim bir şey öğretti;Bak şimdi anladık işte! Bu hadîs-i şerîf bize çok mühim bir şey öğretti; bir insan bid'atçi oldu mu havanda su dövmek gibi oluyor, yaptığı şey işe yaramıyor. bir insan bid'atçi oldu mu havanda su dövmek gibi oluyor, yaptığı şey işe yaramıyor.

Acaba bizim üzerimizde bid'at var mı? Dönelim şimdi kendimizi kontrol edelim. Acaba bizim üzerimizde bid'at var mı? Dönelim şimdi kendimizi kontrol edelim.

Yüzüm Peygamber Efendimiz gibi mi? Yüzüm Peygamber Efendimiz gibi mi?

Değil hocam. Ben memur olduğum için sakalımı keserim, bıyığımı keserim filan. Değil hocam. Ben memur olduğum için sakalımı keserim, bıyığımı keserim filan.

Kıyafetim Peygamber Efendimiz'in, dinimizin tarif ettiği tarzda mı? Kıyafetim Peygamber Efendimiz'in, dinimizin tarif ettiği tarzda mı?

Değil hocam. İşte bu Amerikan modası blujean pantolon, bu falanca modası, bu Japone kol modası;Değil hocam. İşte bu Amerikan modası blujean pantolon, bu falanca modası, bu Japone kol modası; bu mini etek, bu yırtmaçlı etek modası; bu üstsüz, bu altsız modası... Eee! Ondan kabul olmuyor. bu mini etek, bu yırtmaçlı etek modası; bu üstsüz, bu altsız modası... Eee! Ondan kabul olmuyor.

Adam veya kadın Ebû Eyyüb el-Ensârî hazretlerinin camisine gelip 3 tane mum yakıncaAdam veya kadın Ebû Eyyüb el-Ensârî hazretlerinin camisine gelip 3 tane mum yakınca her dediğinin olacağını sanıyor. Ben bir de adak adadım, her dediğinin olacağını sanıyor. Ben bir de adak adadım, onu da kestirdim, şimdi benim istediğim olacak diyor. Hava alırsın sen, çok bekle... onu da kestirdim, şimdi benim istediğim olacak diyor. Hava alırsın sen, çok bekle...

Neden? Bak burada bu işin kaidesi var.Neden?

Bak burada bu işin kaidesi var.
Elektrik şebekesini yaptığın, ana şebekeye bağlanmadan lamba yanıyor mu? Elektrik şebekesini yaptığın, ana şebekeye bağlanmadan lamba yanıyor mu?

Yanmıyor. Evinde elektrik şebekesi var [ama yanmıyor.] Yanmıyor. Evinde elektrik şebekesi var [ama yanmıyor.]

Neden? Ana şebekeye bağlanmadın. Sen de kurbanını kesmişsin, adağını adamışsın,Neden?

Ana şebekeye bağlanmadın. Sen de kurbanını kesmişsin, adağını adamışsın,
başına bir şifon örtmüşsün, -çok da sıkı bağlamıyor ki saçlarının berbere yaptırdığı dalgaları bozulmasın,başına bir şifon örtmüşsün, -çok da sıkı bağlamıyor ki saçlarının berbere yaptırdığı dalgaları bozulmasın, şöyle bir hafifçe tutturuyor.- ondan sonra altında etekler yine Allahlık. şöyle bir hafifçe tutturuyor.- ondan sonra altında etekler yine Allahlık. Ondan sonra duasının kabul olmasını bekliyor. Ondan sonra duasının kabul olmasını bekliyor.

Olmaz. Neden? Olmaz.

Neden?

Üstünde bid'at var, tepeden tırnağa sen bid'at kesilmişsin. Sen bid'at müslümansın,Üstünde bid'at var, tepeden tırnağa sen bid'at kesilmişsin. Sen bid'at müslümansın, bid'at abidesi müslümansın.bid'at abidesi müslümansın. Yukarıdan aşağı senin müslüman olduğuna 100 tane şahit, 1000 tane yemin lazım. Yukarıdan aşağı senin müslüman olduğuna 100 tane şahit, 1000 tane yemin lazım.

Valla da müslüman, billa da müslüman. Ben anasını tanırım, babasını tanırım. İngiliz değil,Valla da müslüman, billa da müslüman. Ben anasını tanırım, babasını tanırım. İngiliz değil, Fransız değil, Yunanlı değil, Bulgar değil valla Türk'tür bu, valla müslümandır!.. Fransız değil, Yunanlı değil, Bulgar değil valla Türk'tür bu, valla müslümandır!..

İyi ama hâlinde bir şey yok. Kendisine sorsan "benim kalbim temiz" diyor. Haydi ayıkla pirincin taşını! İyi ama hâlinde bir şey yok. Kendisine sorsan "benim kalbim temiz" diyor. Haydi ayıkla pirincin taşını!

Neyle temizledin? Pro ile mi, Fay ile mi? Ne yaptın? Deterjan ile mi, Lap ile mi? Neyle temizledin? Pro ile mi, Fay ile mi? Ne yaptın? Deterjan ile mi, Lap ile mi?

Temiz, kalbi temizmiş! Hortum mu sarkıttı? Temiz, kalbi temizmiş! Hortum mu sarkıttı?

Bid'at ehli oldu mu namazı kabul olmuyormuş kardeşlerim! Bu hadisi unutmayın!Bid'at ehli oldu mu namazı kabul olmuyormuş kardeşlerim! Bu hadisi unutmayın! Hâlinizi Peygamber Efendimiz'in hâline uydurun. Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyalım. Hâlinizi Peygamber Efendimiz'in hâline uydurun. Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyalım. Giyimimiz, kuşamımız, oturuşumuz, kalkışımız, sözümüz, sohbetimiz, ticaretimiz,Giyimimiz, kuşamımız, oturuşumuz, kalkışımız, sözümüz, sohbetimiz, ticaretimiz, hareketimiz, konuşmamız, susmamız her şeyimiz bid'at'ten uzak olsun ki ibadetlerimiz kabul olsun. hareketimiz, konuşmamız, susmamız her şeyimiz bid'at'ten uzak olsun ki ibadetlerimiz kabul olsun.

Yazık, sabahtan akşama uğraş namaz kıldım, oruç tuttum, hacca gittim, umre yaptım. Yazık, sabahtan akşama uğraş namaz kıldım, oruç tuttum, hacca gittim, umre yaptım.

Kaçıncı haccın efendi? Kaçıncı haccın efendi?

"Valla saymadım, parmaklarım yetmedi ki kaç defa hacca gittim, bir sürü gittim." "Valla saymadım, parmaklarım yetmedi ki kaç defa hacca gittim, bir sürü gittim."

Ama hiç emaresi yok! Ama hiç emaresi yok!

İşte anahtarı burada; bid'at ehli ise Allah kabul etmiyor. İşte anahtarı burada; bid'at ehli ise Allah kabul etmiyor.

Allah bizi bid'atlardan korusun, kurtarsın. Dinimizin safi hâline şöyle %100 katıksız,Allah bizi bid'atlardan korusun, kurtarsın. Dinimizin safi hâline şöyle %100 katıksız, Peygamber Efendimiz'in zamanındaki hâline, sahabe Müslümanlığı hâline bizleri getirsin.Peygamber Efendimiz'in zamanındaki hâline, sahabe Müslümanlığı hâline bizleri getirsin. İbadetlerimizi, niyazlarımızı, hayırlarımızı kabul eylesin. İbadetlerimizi, niyazlarımızı, hayırlarımızı kabul eylesin.

La yak'udü kavmün yezkürûnellâhe illâ haffethümü'l-melâiketü ve ğaşiyethümü'r-rahmetü La yak'udü kavmün yezkürûnellâhe illâ haffethümü'l-melâiketü ve ğaşiyethümü'r-rahmetü ve nezelet 'aleyhimü's-sekînetü ve zekerahümullâhu fî-men 'ındehû. ve nezelet 'aleyhimü's-sekînetü ve zekerahümullâhu fî-men 'ındehû.

Bu da çok kaynaklarda, Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd hazretlerinden radıyallahu anhüm ecmaînBu da çok kaynaklarda, Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd hazretlerinden radıyallahu anhüm ecmaîn rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir. rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir.

Demin, [yukardaki hadisi izah ederken] sarf ve adl kelimelerini izah ediverecektim.Demin, [yukardaki hadisi izah ederken] sarf ve adl kelimelerini izah ediverecektim. Sarf kelimesini izahı; yani "Sarfını da adlini de kabul etmez" [demek,] nafilesiniSarf kelimesini izahı; yani "Sarfını da adlini de kabul etmez" [demek,] nafilesini ve farzını mânasına gelebilir diyorlar. Bir de sarf kelimesi insiraftan, ve farzını mânasına gelebilir diyorlar. Bir de sarf kelimesi insiraftan, yani "günahtan yüz çevirmek" mânasından tevbe mânasına gelir. "Tevbesini de kabul etmez." diyorlar.yani "günahtan yüz çevirmek" mânasından tevbe mânasına gelir. "Tevbesini de kabul etmez." diyorlar. Adl de; mukâbele, fidye mânasına gelir. "Fidyesini kabul etmez." demek oluyor. Adl de; mukâbele, fidye mânasına gelir. "Fidyesini kabul etmez." demek oluyor.

Ama bu ikisi yan yana geldi mi; sarfını adlini kabul etmez demek, şusunu busunuAma bu ikisi yan yana geldi mi; sarfını adlini kabul etmez demek, şusunu busunu hiçbir şeyini kabul etmez demektir. "Allah bid'at ehlinin hiçbir şeyini kabul etmiyor." demek. hiçbir şeyini kabul etmez demektir. "Allah bid'at ehlinin hiçbir şeyini kabul etmiyor." demek.

Burada sayılmamış bir şey acaba kabul olur mu? Burada kurbanını zikretmemiş, hah yakaladım!Burada sayılmamış bir şey acaba kabul olur mu? Burada kurbanını zikretmemiş, hah yakaladım! Peygamber Efendimiz bid'at ehli olan bir insanın kurbanı da kabul olmaz demiyor, acaba o kabul olur mu? Peygamber Efendimiz bid'at ehli olan bir insanın kurbanı da kabul olmaz demiyor, acaba o kabul olur mu?

O da kabul olmaz. "Hiçbir şeyi kabul olmaz." mânasınaO da kabul olmaz. "Hiçbir şeyi kabul olmaz." mânasına Peygamber Efendimiz ekstrem uçları söylemek suretiyle hiçbir şeyinin kabul olmayacağını belirtiyor. Peygamber Efendimiz ekstrem uçları söylemek suretiyle hiçbir şeyinin kabul olmayacağını belirtiyor.

O halde bid'atten uzak olacağız, onu anladık. O çok önemli bir hadîs-i şerîf, dinimizin önemli bir şeyi,O halde bid'atten uzak olacağız, onu anladık. O çok önemli bir hadîs-i şerîf, dinimizin önemli bir şeyi, ibadetlerimizin kabulünün anahtarı, işin sırrı, püf noktası, can damarı, bam teli, onu anladık. ibadetlerimizin kabulünün anahtarı, işin sırrı, püf noktası, can damarı, bam teli, onu anladık.

İkinci hadîs-i şerîf. Buyurun mânasını düşünelim, söyleyelim. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; İkinci hadîs-i şerîf. Buyurun mânasını düşünelim, söyleyelim. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

La yak'udü kavmün; "Bir kavim oturmaz."La yak'udü kavmün; "Bir kavim oturmaz." Yezkürûnellâhe. "Bir kavim Allah'ı zikretmek haliyle bir yere oturur oturmaz." Yani "oturunca" demektir.Yezkürûnellâhe. "Bir kavim Allah'ı zikretmek haliyle bir yere oturur oturmaz." Yani "oturunca" demektir. İllâ haffethümü'l-melâiketü. "Melekler o kavmi çepeçevre toplaşıp kuşatırlar." O kavmi, o topluluğu. İllâ haffethümü'l-melâiketü. "Melekler o kavmi çepeçevre toplaşıp kuşatırlar." O kavmi, o topluluğu. Kavim "insan grubu" demektir. Bir grup insan Allah'ı zikreder bir vaziyette bir yere gelip oturdular mı, Kavim "insan grubu" demektir. Bir grup insan Allah'ı zikreder bir vaziyette bir yere gelip oturdular mı, hiç çaresi yok hemen otomatikman bu olur; melekler onların etrafına üşüşürler, hiç çaresi yok hemen otomatikman bu olur; melekler onların etrafına üşüşürler, hemen toplaşıverirler, melekler yığılıverirler. Melekler toplanır, sonra; hemen toplaşıverirler, melekler yığılıverirler. Melekler toplanır, sonra;

Ve ğaşiyethümü'r-rahmetü. "Allah'ın rahmeti bunları şööyle kaplar." İnsanın tüyleri diken diken olur.Ve ğaşiyethümü'r-rahmetü. "Allah'ın rahmeti bunları şööyle kaplar." İnsanın tüyleri diken diken olur. Allah'ın rahmeti öyle onları kaplar. Ve nezelet 'aleyhimü's-sekînetü. Allah'ın rahmeti öyle onları kaplar. Ve nezelet 'aleyhimü's-sekînetü. "Allah'ın sekînesi onların üzerine iner." Şöyle bir huzur, bir rahatlık, Allah'ın verdiği bir ikram,"Allah'ın sekînesi onların üzerine iner." Şöyle bir huzur, bir rahatlık, Allah'ın verdiği bir ikram, huzur hali onlara iner. Ve zekerahümullâhu fî-men 'ındehû. "Allahu Teâlâ hazretleri etrafındakihuzur hali onlara iner. Ve zekerahümullâhu fî-men 'ındehû. "Allahu Teâlâ hazretleri etrafındaki yakın meleklerine yani yüce meleklerine, yüksek rütbeli meleklerine onları anıp, metheder." yakın meleklerine yani yüce meleklerine, yüksek rütbeli meleklerine onları anıp, metheder."

"Bak bu kullarım yeryüzünde şeytana, nefse uymamışlar, gaflete düşmemişler, dalalete sapmamışlar,"Bak bu kullarım yeryüzünde şeytana, nefse uymamışlar, gaflete düşmemişler, dalalete sapmamışlar, küfre girmemişler; oturmuşlar, beni biliyorlar, varlığımdan, birliğimden haberdarlar, beni istiyorlar, küfre girmemişler; oturmuşlar, beni biliyorlar, varlığımdan, birliğimden haberdarlar, beni istiyorlar, beni zikrediyorlar." diye Allah bu kulları öteki meleklere över, metheder.beni zikrediyorlar." diye Allah bu kulları öteki meleklere över, metheder. "Görüyor musunuz benim kullarımı, nasıl beni zikrediyorlar." diye Allah o kulları, onlara zikreder, anar,"Görüyor musunuz benim kullarımı, nasıl beni zikrediyorlar." diye Allah o kulları, onlara zikreder, anar, yâd eder. Yani sen burada Allah diyorsun, Rabbimiz Teâlâ orada meleklerine bu topluluğu anıyor. yâd eder. Yani sen burada Allah diyorsun, Rabbimiz Teâlâ orada meleklerine bu topluluğu anıyor.

Şimdi zikir iyi bir şey mi, kötü bir şey mi kardeşlerim? İşte hadis, işte akıl,Şimdi zikir iyi bir şey mi, kötü bir şey mi kardeşlerim? İşte hadis, işte akıl, işte mantık, işte siz, işte ben! Buyurun... Zikir iyi bir şey mi, kötü bir şey mi? işte mantık, işte siz, işte ben! Buyurun... Zikir iyi bir şey mi, kötü bir şey mi?

İyi bir şey. Kötü bir şey olsaydı melekler toplaşmazdı, Allah methetmezdi.İyi bir şey. Kötü bir şey olsaydı melekler toplaşmazdı, Allah methetmezdi. İnsanların üzerine rahmet böyle inip kaplamazdı, sekînet üzerlerine inmezdi. İyi bir şey! İnsanların üzerine rahmet böyle inip kaplamazdı, sekînet üzerlerine inmezdi. İyi bir şey!

Peki, nedir bu bizim kavmimizdeki sapıkların zikir düşmanlığı? Peki, nedir bu bizim kavmimizdeki sapıkların zikir düşmanlığı?

Din düşmanlığı, başka bir şey değil. Zikir deyince tüyleri diken diken oluyor! Din düşmanlığı, başka bir şey değil. Zikir deyince tüyleri diken diken oluyor!

Vay! Herifler toplaşmışlar, zikrediyorlar. Vay! Herifler toplaşmışlar, zikrediyorlar.

Eee ne olur? Allah diyorlar fena mı? Fena olsa Peygamber Efendimiz metheder mi? Eee ne olur? Allah diyorlar fena mı? Fena olsa Peygamber Efendimiz metheder mi?

İşte çok zikretme, oynatırsın. Öyle diyorlar. Neme lazım, oynatırsın. İşte çok zikretme, oynatırsın. Öyle diyorlar. Neme lazım, oynatırsın.

Dinimizin aslını, özünü unutmuşuz.Dinimizin aslını, özünü unutmuşuz. Bazı kimseler dinimizin aslına dik, böyle doğrudan doğruya hücum ediyorlar da, Bazı kimseler dinimizin aslına dik, böyle doğrudan doğruya hücum ediyorlar da, biz de sanıyoruz ki dinimizin aslına hücum etmiyorlar canım. biz de sanıyoruz ki dinimizin aslına hücum etmiyorlar canım. Kenarından, kıyısından, ufacık, tefecik zararla geçiştiriyorlar sanıyoruz. Özüne, esasına [saldırıyor.]Kenarından, kıyısından, ufacık, tefecik zararla geçiştiriyorlar sanıyoruz. Özüne, esasına [saldırıyor.] Seni rahmete erdirecek, sana huzur verecek, kalbine itminan verecek olan, en kıymetli ibadet; Seni rahmete erdirecek, sana huzur verecek, kalbine itminan verecek olan, en kıymetli ibadet; Allah indinde senin mertebeni en yükseltecek olan ibadeti sana öcü gibi gösteriyorlar. Allah indinde senin mertebeni en yükseltecek olan ibadeti sana öcü gibi gösteriyorlar.

Filanca topluluk yakalandı. Ceplerinden suç aletleri çıkartılıyor;Filanca topluluk yakalandı. Ceplerinden suç aletleri çıkartılıyor; 99'luk tesbih, bir beyaz takke, bir bilmem ne! Ne olur? 99'luk tesbih, bir beyaz takke, bir bilmem ne!

Ne olur?

Sarık sarıyorlarmış! Sarık sarıyorlarmış!

"Sarık sararak kılınan bir namazın, sarıksız kılınan namazdan 70 kat fazla sevabı var.""Sarık sararak kılınan bir namazın, sarıksız kılınan namazdan 70 kat fazla sevabı var." Bundan sarık sarılıyor. Müftü efendi cemaate sarık sarmayı yasaklamış. Bundan sarık sarılıyor. Müftü efendi cemaate sarık sarmayı yasaklamış. Ey Müftü efendi! Sen ölmeyecek misin, sen âhirete gitmeyecek misin, sen Allah'ın hesabına inanmaz mısın?Ey Müftü efendi! Sen ölmeyecek misin, sen âhirete gitmeyecek misin, sen Allah'ın hesabına inanmaz mısın? Sen Peygamber Efendimiz'in sünnetini duymadın mı? Müftülük makamında işin ne? Sen Peygamber Efendimiz'in sünnetini duymadın mı? Müftülük makamında işin ne?

Madem hadis bilmezsin, madem dinin aslını bilmezsin, madem ki sevabın hangisi daha çoktur bilmiyorsunMadem hadis bilmezsin, madem dinin aslını bilmezsin, madem ki sevabın hangisi daha çoktur bilmiyorsun o halde o makamda durma! Kusura bakmayın, ben bu işin ehli değilim; kömürcülük, demircilik yapıyım,o halde o makamda durma! Kusura bakmayın, ben bu işin ehli değilim; kömürcülük, demircilik yapıyım, başka meslek yapıyım paramı oradan kazanıyım. Buraya bir ehli gelsin de o makamı işgal etme! başka meslek yapıyım paramı oradan kazanıyım. Buraya bir ehli gelsin de o makamı işgal etme!

Peygamber Efendimiz, "Sarık, meleklerin simasıdır, alametidir." diyor.Peygamber Efendimiz, "Sarık, meleklerin simasıdır, alametidir." diyor. Kendisi sarık sarmış, sarık sarmayı tavsiye etmiş, sarıkla kılınan namaz daha sevaptır diyor.Kendisi sarık sarmış, sarık sarmayı tavsiye etmiş, sarıkla kılınan namaz daha sevaptır diyor. Bunun üzerine de müslüman kardeşlerimiz, ceplerinde sarık olabilecek malzemeyi taşıyorlarBunun üzerine de müslüman kardeşlerimiz, ceplerinde sarık olabilecek malzemeyi taşıyorlar şuralarında, buralarında. Camiye gelince hemen son cemaat yerinde şuralarında, buralarında. Camiye gelince hemen son cemaat yerinde fırt, fırt, fırt, fırt, fırt döndürüyor sarığı sarıyor. Yani sarığın böyle yapma olması da şart değil.fırt, fırt, fırt, fırt, fırt döndürüyor sarığı sarıyor. Yani sarığın böyle yapma olması da şart değil. Şart değil böyle yapma olması. Tabii hali daha güzel. Sen de bir tülbent edin.Şart değil böyle yapma olması. Tabii hali daha güzel. Sen de bir tülbent edin. Camiye gelince sarmayı öğren. Şöyle şöyle şöyle her sargısı, her dolamasına bir başka sevap var.Camiye gelince sarmayı öğren. Şöyle şöyle şöyle her sargısı, her dolamasına bir başka sevap var. Ne kadar çok olursa o kadar çok iyi. Bakıyorsun sarık güzel bir kıyafet doğrusu. Caminin içinde Ne kadar çok olursa o kadar çok iyi. Bakıyorsun sarık güzel bir kıyafet doğrusu. Caminin içinde onunla namaz kıldığın zaman sevabı çok oluyor. onunla namaz kıldığın zaman sevabı çok oluyor.

Biz camimizin içinde, Peygamber Efendimiz'in tavsiye etmiş olduğu ibadeti yapmayacak mıyız? Biz camimizin içinde, Peygamber Efendimiz'in tavsiye etmiş olduğu ibadeti yapmayacak mıyız?

Müftü efendi yasaklamış, yapmayın, yapılmaz. Müftü efendi yasaklamış, yapmayın, yapılmaz.

Biz tesbih çekiyoruz. Hadîs-i şerîflerden pazar günü böyle sizlerle okuyoruz ya,Biz tesbih çekiyoruz. Hadîs-i şerîflerden pazar günü böyle sizlerle okuyoruz ya, bu hadîs-i şerîflere göre tesbih çekiyoruz.bu hadîs-i şerîflere göre tesbih çekiyoruz. Mesela, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr.... Yedi defa denmesi hadîs-i şerîf var.Mesela, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr, Allahümme ecirnâ mine'n-nâr.... Yedi defa denmesi hadîs-i şerîf var. Bir yerde bir camide bir kardeşimiz yapmış, imam mı demiş orada kim demiş bilmiyoruz. Bir yerde bir camide bir kardeşimiz yapmış, imam mı demiş orada kim demiş bilmiyoruz. "Bırakın böyle bid'atleri!" demiş. "Bırakın böyle bid'atleri!" demiş.

Sübhanallah! Sübhanallah! Sübhanallah! Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkâr!Sübhanallah! Sübhanallah! Sübhanallah! Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkâr! İmam veya öteki din görevlisi, bırakın bu bid'ati demiş. İmam veya öteki din görevlisi, bırakın bu bid'ati demiş.

Ona bid'at demezler sana bid'at derler. Çünkü bu hadîs-i şerîf de var. Allahümme ecirnâ mine'n-nâr.Ona bid'at demezler sana bid'at derler. Çünkü bu hadîs-i şerîf de var. Allahümme ecirnâ mine'n-nâr. Yedi defa, "Yâ Rabbi! Sen bizi cehennemden koru!" diyorsun. Peygamber Efendimiz deyin demiş. Yedi defa, "Yâ Rabbi! Sen bizi cehennemden koru!" diyorsun. Peygamber Efendimiz deyin demiş.

Yedi defa denmesi neden? Yedi defa denmesi neden?

İnsan yedi cehennemden âzat olsun diye. Hikmeti anlaşılıyor. İnsan yedi cehennemden âzat olsun diye. Hikmeti anlaşılıyor.

Peygamber Efendimiz yapın demiş. Onu yapsak sünnet olacak, sevap olacak,Peygamber Efendimiz yapın demiş. Onu yapsak sünnet olacak, sevap olacak, hem de duamız kabul olursa cehennemden kurtulacağız. Ötekisi hiç ömründe duymamış, hem de duamız kabul olursa cehennemden kurtulacağız. Ötekisi hiç ömründe duymamış, "Nereden çıkardınız bu bid'at işi, yapmayın şu bid'ati." diyor. "Nereden çıkardınız bu bid'at işi, yapmayın şu bid'ati." diyor.

Unutulmuş olan bir sünneti ihyâ ediyoruz, bid'at değil! Unutulmuş olan bir sünneti ihyâ ediyoruz, bid'at değil!

"Ümmetin fesada uğradığı zamanda, sünnet-i seniyyeyi nebeviyyeyi ihyâ edene 100 şehit sevabı var.""Ümmetin fesada uğradığı zamanda, sünnet-i seniyyeyi nebeviyyeyi ihyâ edene 100 şehit sevabı var." Onun peşindeyiz. Kim Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihyâ ederse ona 100 tane şehitlik sevabı verilecek.Onun peşindeyiz. Kim Peygamber Efendimiz'in sünnetini ihyâ ederse ona 100 tane şehitlik sevabı verilecek. Bir tane şehit sevabını alsak, yeter. Hesapsız cennete gireceğiz. Bir tane şehit sevabını alsak, yeter. Hesapsız cennete gireceğiz. Şehitlerin defteri açılmayacak, hesabı görülmeyecek.Şehitlerin defteri açılmayacak, hesabı görülmeyecek. Onlara sen falanca gün şu kusuru işlemişin, bu kabahati yapmışsın denmeyecek.Onlara sen falanca gün şu kusuru işlemişin, bu kabahati yapmışsın denmeyecek. Onlar o şehitlik halleriyle kanları üzerinde kalkacaklar, onlara sorgu sual yok!Onlar o şehitlik halleriyle kanları üzerinde kalkacaklar, onlara sorgu sual yok! Allahu Teâlâ hazretleri onları en üstün insanlar olarak cennete sokacak.Allahu Teâlâ hazretleri onları en üstün insanlar olarak cennete sokacak. Bir şehitlik makamını aldı mı öyle olacak. Bir şehitlik makamını aldı mı öyle olacak.

Yüz şehitlik makamı ne demek? Yüz şehitlik makamı ne demek?

Şehitlerden de önde gidecek demek. Öyle anlaşılıyor ki bu işte bazı zorluklar da olacak demek.Şehitlerden de önde gidecek demek. Öyle anlaşılıyor ki bu işte bazı zorluklar da olacak demek. Biraz da zorluk olacak, kolay değil. Eh tatlı dille, güleç yüzle anlatırsın; Biraz da zorluk olacak, kolay değil. Eh tatlı dille, güleç yüzle anlatırsın;

Kardeşim, bu bid'at değil, senin sözün yanlış, böyle şeye bid'at demezler.Kardeşim, bu bid'at değil, senin sözün yanlış, böyle şeye bid'at demezler. Yanlış bir iş yapılırsa bid'at olur. Bunlara sünnet derler. Bunları yapalım filan diyeYanlış bir iş yapılırsa bid'at olur. Bunlara sünnet derler. Bunları yapalım filan diye yavaş yavaş öğreteceğiz. Yaygın bir cahillik var. Az buz değil, okumuşlar da cahil. yavaş yavaş öğreteceğiz. Yaygın bir cahillik var. Az buz değil, okumuşlar da cahil.

Okumuşlar ama ne okumuşlar? Okumuşlar ama ne okumuşlar?

Okumuş, matematik okumuş, okumuş fizik okumuş ama ne fayda... Okumuş, matematik okumuş, okumuş fizik okumuş ama ne fayda...

Biz bir mühendislik fakültesinde öğretmenler odasındayız. Anakara'da özel mühendislik fakültesi vardıBiz bir mühendislik fakültesinde öğretmenler odasındayız. Anakara'da özel mühendislik fakültesi vardı ben de orada derse gidiyorum. Bir meşhur fizik profesörü de derse geliyor. ben de orada derse gidiyorum. Bir meşhur fizik profesörü de derse geliyor. Büyük salonu var; tabii ders arasında orada oturuyoruz. Fizik profesörü açtı ağzını yumdu gözünüBüyük salonu var; tabii ders arasında orada oturuyoruz. Fizik profesörü açtı ağzını yumdu gözünü İslâm hakkında yalan yanlış konuşuyor. Bilmiyor çünkü, profesör ama fizik profesörü bilmiyor. Dedim ki; İslâm hakkında yalan yanlış konuşuyor. Bilmiyor çünkü, profesör ama fizik profesörü bilmiyor. Dedim ki;

Hocam, şimdi ben size fizikten bir şeyler anlatsam; elektrik, optik bahsinden, daha başka konulardanHocam, şimdi ben size fizikten bir şeyler anlatsam; elektrik, optik bahsinden, daha başka konulardan ve fizik kanunlarına, sizin bilgilerinize aykırı, saçma sapan şeyler söylesem yani atsam ne yaparsınız?ve fizik kanunlarına, sizin bilgilerinize aykırı, saçma sapan şeyler söylesem yani atsam ne yaparsınız? 'Yahu sen bu işi bilmiyorsun sus!' dersiniz. Siz profesörsünüz ama 'Yahu sen bu işi bilmiyorsun sus!' dersiniz. Siz profesörsünüz ama bu dini konuları bilmiyorsunuz, söyledikleriniz yanlış, susun bu işleri bize bırakın." bu dini konuları bilmiyorsunuz, söyledikleriniz yanlış, susun bu işleri bize bırakın."

Bilmiyorsun! Sen fizik tahsili görmüşsün fizikten profesör olmuşun, ilahiyattan değil ki!Bilmiyorsun! Sen fizik tahsili görmüşsün fizikten profesör olmuşun, ilahiyattan değil ki! Ben de ilahiyat tahsili görmüşüm. Hürriyet gazetesi, Günaydın gazetesi yarım sayfa Ben de ilahiyat tahsili görmüşüm. Hürriyet gazetesi, Günaydın gazetesi yarım sayfa adamın bir de resmini basıyor, büyük din âlimi profesör bilmem kim? adamın bir de resmini basıyor, büyük din âlimi profesör bilmem kim?

O din âlimi değil ki, tarihçi, kime yutturuyorsun? O din âlimi değil ki, tarihçi, kime yutturuyorsun?

E ilahiyat fakültesinde! Olsun. E ilahiyat fakültesinde!

Olsun.

İlahiyat fakültesine bir tarihçi lazım olmuş getirmişler, tarihçi tayin etmişler. İlahiyat fakültesine bir tarihçi lazım olmuş getirmişler, tarihçi tayin etmişler. O dini mesele oldu mu gider ilahiyatçı profesöre sorardı. Kendisi bilmezdi, ötekisine sorardı.O dini mesele oldu mu gider ilahiyatçı profesöre sorardı. Kendisi bilmezdi, ötekisine sorardı. Sen onu nereden büyük din adamı yapıyorsun. O da tabii orada kasılmış köşeye diyor ki; Sen onu nereden büyük din adamı yapıyorsun. O da tabii orada kasılmış köşeye diyor ki;

Araplar fenadır, bilmem kimler fenadır! Araplar fenadır, bilmem kimler fenadır!

Olabilir, iyisi de olur fenası da olabilir ama ne, ne geçecek eline? Olabilir, iyisi de olur fenası da olabilir ama ne, ne geçecek eline?

Senin yaptığını İngiliz Lavrens de yaptı. Araplara gitti, Türkleri kötüledi.Senin yaptığını İngiliz Lavrens de yaptı. Araplara gitti, Türkleri kötüledi. Türklere geldi, Arapları kötüledi. Bizi birbirimizden ayırdı, şimdi kendisi sömürüyor.Türklere geldi, Arapları kötüledi. Bizi birbirimizden ayırdı, şimdi kendisi sömürüyor. Bizim beldelerimizde biz kardeş kardeş yaşıyorduk. Şimdi aynı şey Kürtçülük meselesinde de var. Bizim beldelerimizde biz kardeş kardeş yaşıyorduk. Şimdi aynı şey Kürtçülük meselesinde de var.

Kürt devleti kurulsa ne olacak? Kürt devleti kurulsa ne olacak?

Rusya bizim Raman'da, Batman'da çıkan petrolleri sömürecek. Kafkasya'nın petrolleri az geldi,Rusya bizim Raman'da, Batman'da çıkan petrolleri sömürecek. Kafkasya'nın petrolleri az geldi, oraları da sömürecek. Yani yorgan gitti mi kavga biter. Hiçbir şey kalmaz.oraları da sömürecek. Yani yorgan gitti mi kavga biter. Hiçbir şey kalmaz. Oradaki ahalinin hepsini Sibirya'ya sürerler. Oradan başlarlar petrolleri emmeğe.Oradaki ahalinin hepsini Sibirya'ya sürerler. Oradan başlarlar petrolleri emmeğe. Herhalde Kafkasya'daki petrolleri azaldı. Çünkü ben bir mecmuada okumuştum;Herhalde Kafkasya'daki petrolleri azaldı. Çünkü ben bir mecmuada okumuştum; Rusya'nın 11 yıllık petrolü kalmış galiba yani çeke çeke, çeke çeke veya 8 yıllık, rakamları unuttum.Rusya'nın 11 yıllık petrolü kalmış galiba yani çeke çeke, çeke çeke veya 8 yıllık, rakamları unuttum. Amerika'nın 11 yıllık filan en büyük petrol yatakları Ortadoğu'daymış;Amerika'nın 11 yıllık filan en büyük petrol yatakları Ortadoğu'daymış; Kuveyt'te, Suudi Arabistan'da, bilmem nerede… Kuveyt'te, Suudi Arabistan'da, bilmem nerede…

Biz de petrol yataklarımızı daha kullanmadık. Biz akıllılık ediyoruz yani sonda kullanırız diye...Biz de petrol yataklarımızı daha kullanmadık. Biz akıllılık ediyoruz yani sonda kullanırız diye... Bize şimdi 30 yıllık, 50 yıllık petrol olduğuna dair bilgiler geliyor.Bize şimdi 30 yıllık, 50 yıllık petrol olduğuna dair bilgiler geliyor. Burada kardeşi kardeşe kırdıracaklar, ayrı devlet kurduracaklar ondan sonraBurada kardeşi kardeşe kırdıracaklar, ayrı devlet kurduracaklar ondan sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerine bir tane daha katılacak. Ayıkla pirincin taşını!Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerine bir tane daha katılacak. Ayıkla pirincin taşını! Böyle böyle sömürdüler bizi. Sizi Osmanlılar sömürüyor diye diye Arapları bizden ayırdılar,Böyle böyle sömürdüler bizi. Sizi Osmanlılar sömürüyor diye diye Arapları bizden ayırdılar, şimdi kendileri sömürüyorlar. Kanını iliğini sömürüyor ve biribirine kırdırıyor görüyorsunuz. şimdi kendileri sömürüyorlar. Kanını iliğini sömürüyor ve biribirine kırdırıyor görüyorsunuz. Onun için biz evvelce kardeş kardeş geçiniyorduk,Onun için biz evvelce kardeş kardeş geçiniyorduk, mutlu idik; şu şöyle bu böyle diyerek bu hâle getirdiler. mutlu idik; şu şöyle bu böyle diyerek bu hâle getirdiler.

Allahu Teâlâ hazretleri bize müslümanın gözünde, aklında olması gereken feraseti versin.Allahu Teâlâ hazretleri bize müslümanın gözünde, aklında olması gereken feraseti versin. Şöyle baktığın zaman şıp diye gerçekleri görmeyi Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize nasip eylesin. Şöyle baktığın zaman şıp diye gerçekleri görmeyi Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize nasip eylesin.

Demek ki Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir kardeşlerim.Demek ki Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir kardeşlerim. Özetleyeyim; Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir, yasak olamaz. Çünkü namaz, oruç, hac,Özetleyeyim; Allah'ı zikretmek dinin farzlarından biridir, yasak olamaz. Çünkü namaz, oruç, hac, zekât yasak değildir o da Allah'ın fazlarından biridir, yasak olamaz ama kötü gösteriliyor. zekât yasak değildir o da Allah'ın fazlarından biridir, yasak olamaz ama kötü gösteriliyor.

Hacı efendi, örtülü kadın kötü gösteriliyor öbür taraftan affedersiniz kötü yola düşmüş fahişe!Hacı efendi, örtülü kadın kötü gösteriliyor öbür taraftan affedersiniz kötü yola düşmüş fahişe! Gazetenin bir sayfası iki sayfası kendisine tahsis ediliyor. Evinde nasıl rezalet edermiş, Gazetenin bir sayfası iki sayfası kendisine tahsis ediliyor. Evinde nasıl rezalet edermiş, nasıl banyo yaparmış, banyoda hangi parfümleri kullanırmış, nasıl köpükleri köpürtürmüş nasıl banyo yaparmış, banyoda hangi parfümleri kullanırmış, nasıl köpükleri köpürtürmüş onun resmini basıyor. Bacağını çıkartmış, kolunu çıkartmış... Görüyorsunuz akıl mantık ortada!onun resmini basıyor. Bacağını çıkartmış, kolunu çıkartmış... Görüyorsunuz akıl mantık ortada! Namuslu insana çatıyor, namussuzu bayraklaştırıyor, ona özendiriyor. Bu sefer bizim genç kızlar da Namuslu insana çatıyor, namussuzu bayraklaştırıyor, ona özendiriyor. Bu sefer bizim genç kızlar da Bu sefer bizim genç kızlar da artist olacağım diye köyden kaçıyor.Bu sefer bizim genç kızlar da artist olacağım diye köyden kaçıyor. Haydi [anne baba] kızını arasın bakalım. Kandırdılar, hem de gün gün, yavaş yavaş kandırıyorlar. Haydi [anne baba] kızını arasın bakalım. Kandırdılar, hem de gün gün, yavaş yavaş kandırıyorlar.

Allah cümlemize uyanıklık versin. Allah cümlemize uyanıklık versin.

Lâ yekûlenne ahadüküm habüset nefsî velâkin li-yekul le-kaset nefsî. Lâ yekûlenne ahadüküm habüset nefsî velâkin li-yekul le-kaset nefsî.

Buhârî'de, Müslim'de ve diğer kaynaklarda var, Peygamber Efendimiz diyor ki;Buhârî'de, Müslim'de ve diğer kaynaklarda var, Peygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden biriniz ruhum, nefsim habis, pis oldu demesin." Habis kelimesi var ya"Sizden biriniz ruhum, nefsim habis, pis oldu demesin." Habis kelimesi var ya nefsi hakkında o kelimeyi kullanmasın. Ama desin ki; "Ruhum katılaştı." nefsi hakkında o kelimeyi kullanmasın. Ama desin ki; "Ruhum katılaştı." Yani feyz alamaz oldum, duygularım biraz şey yaptı manasına böyle diyebilir amaYani feyz alamaz oldum, duygularım biraz şey yaptı manasına böyle diyebilir ama habis oldu, demesin. Demek ki Araplar bu sözleri kullanıyorlarmış. habis oldu, demesin. Demek ki Araplar bu sözleri kullanıyorlarmış.

Peygamber Efendimiz bize sözün edebini de, nasıl konuşmamız gerektiğini de öğretiyor.Peygamber Efendimiz bize sözün edebini de, nasıl konuşmamız gerektiğini de öğretiyor. Biz de zaman zaman çocuklarımıza demez miyiz, evladım öyle deme ayıp olur şöyle de. Biz de zaman zaman çocuklarımıza demez miyiz, evladım öyle deme ayıp olur şöyle de. Misafire şöyle denilir, sen diye hitap edilmez siz diye hitap edilir filan diye öğretiriz ya.Misafire şöyle denilir, sen diye hitap edilmez siz diye hitap edilir filan diye öğretiriz ya. Büyüğüne bir şey dilekçe vereceğin zaman 'arz ederim' denilir.Büyüğüne bir şey dilekçe vereceğin zaman 'arz ederim' denilir. Kendinden aşağı olanlara söylerken rica ederim denir filan diye yazışmalar da filan edep öğretiriz.Kendinden aşağı olanlara söylerken rica ederim denir filan diye yazışmalar da filan edep öğretiriz. Burada da Peygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden biriniz nefsim habis oldu demesin. Burada da Peygamber Efendimiz diyor ki; "Sizden biriniz nefsim habis oldu demesin. Dese dese içim katılaştı, nefsim ruhum biraz katılaştı, kasvet bağladı desin, fazla demesin." Dese dese içim katılaştı, nefsim ruhum biraz katılaştı, kasvet bağladı desin, fazla demesin."

Neden? Neden?

Çünkü müslüman esas itibariyle iyidir. Yani müslümanın mayası temizdir. Çünkü müslüman esas itibariyle iyidir. Yani müslümanın mayası temizdir.

Müşrikler? Müşrikler?

İnneme'l-müşrikûne necesun fe-lâ yakrabu'l-mescide'l-harâme ba'de 'âmihim hâzâ.İnneme'l-müşrikûne necesun fe-lâ yakrabu'l-mescide'l-harâme ba'de 'âmihim hâzâ. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de diyor ki; "Müşrikler pistir, necistir." Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de diyor ki; "Müşrikler pistir, necistir."

Allah Allah! Sabah akşam yıkanıyor hocam bunlar? Allah Allah! Sabah akşam yıkanıyor hocam bunlar?

Ne kadar yıkansan onların pisliği gitmez. Ne kadar yıkansan onların pisliği gitmez.

"Müşrikler pistir. Mescid-i Harâm'a bu yıldan sonra yaklaşmasınlar.""Müşrikler pistir. Mescid-i Harâm'a bu yıldan sonra yaklaşmasınlar." Cidde'den Kâbe-i Müşerrefe'ye yola çıkarsınız, [Mekke'ye] 20 küsür kilometre kala bir köprü vardır.Cidde'den Kâbe-i Müşerrefe'ye yola çıkarsınız, [Mekke'ye] 20 küsür kilometre kala bir köprü vardır. Orada askerler, nöbetçiler durur. Şöyle yana doğru kıvrılan bir yol vardır, Orada askerler, nöbetçiler durur. Şöyle yana doğru kıvrılan bir yol vardır, oraya "Gayrimüslimler bu tarafa." diye levha asmışlar.oraya "Gayrimüslimler bu tarafa." diye levha asmışlar. "Buradan ileriye müslümandan gayrısı geçemez." diye yazıyorlar. "Buradan ileriye müslümandan gayrısı geçemez." diye yazıyorlar.

Neden? O âyet-i kerîmeye göre müşrikler, imansızlar Mekke'ye giremez." Neden?

O âyet-i kerîmeye göre müşrikler, imansızlar Mekke'ye giremez."

Neden? Mânevî bakımından pis onun için. Buna mukabil müslüman temizdir. Neden?

Mânevî bakımından pis onun için. Buna mukabil müslüman temizdir.

Onun için, "Nefsim habis olsu demesin, ancak beni biraz kasvet bağladı desin." Çırpınır yine iyi olur.Onun için, "Nefsim habis olsu demesin, ancak beni biraz kasvet bağladı desin." Çırpınır yine iyi olur. Altın ezilse, büzülse, yamulsa yine altındır. Çünkü mayası altındır. Altın ezilse, büzülse, yamulsa yine altındır. Çünkü mayası altındır. Kötü bir pis madde de, artık ismini söylemeyelim, hangi kılığa girerse girsin,Kötü bir pis madde de, artık ismini söylemeyelim, hangi kılığa girerse girsin, hangi pakete sarılırsa sarılsın içi pistir. Bir misalle söyleyeyim. hangi pakete sarılırsa sarılsın içi pistir. Bir misalle söyleyeyim.

Hacı Bektâş-ı Velî'yi nasıl birlisiniz? Hacı Bektâş-ı Velî'yi nasıl birlisiniz?

Biz hüsn ü zan ederiz bazıları diyorlar ki, Hacı Bektâş-ı Velî bıyıkları ağzına giren uzun bıyıklıBiz hüsn ü zan ederiz bazıları diyorlar ki, Hacı Bektâş-ı Velî bıyıkları ağzına giren uzun bıyıklı Alevî dedesi, namaz kılmayan, filan böyle bir insan.Alevî dedesi, namaz kılmayan, filan böyle bir insan. Arap harsının, kültürünün baskısına karşı Türk kültürünü korumuş! Vay vay vay! Böyle diyorlar yani. Arap harsının, kültürünün baskısına karşı Türk kültürünü korumuş! Vay vay vay! Böyle diyorlar yani.

Hacı Bektâş-ı Velî acaba böyle mi? Hacı Bektâş-ı Velî acaba böyle mi?

Kitaplara bakıyorsun Hacı Bektâş-ı Velî hakkında diyorlar ki;Kitaplara bakıyorsun Hacı Bektâş-ı Velî hakkında diyorlar ki; Türk değildi Arap'tı, Peygamber Efendimiz'in soyundandı. Türk değildi Arap'tı, Peygamber Efendimiz'in soyundandı.

Haydi! O mu doğru söylüyor bunlar mı doğru söylüyor? Bir. Haydi! O mu doğru söylüyor bunlar mı doğru söylüyor? Bir.

İkincisi Hacı Bektâş-ı Velî'nin kitabına bakıyorsun diyor ki, "İçki pistir murdardır."İkincisi Hacı Bektâş-ı Velî'nin kitabına bakıyorsun diyor ki, "İçki pistir murdardır." İçki şarap, rakı, votka bilmem ne cins olursa olsun. İnsana içildiği zaman sarhoşluk veren içki.İçki şarap, rakı, votka bilmem ne cins olursa olsun. İnsana içildiği zaman sarhoşluk veren içki. Bu içkiye eskiden Türkler süçi derlerdi. Askere çeri dedikleri gibi o devirde [içkiye] süçi derlermiş.Bu içkiye eskiden Türkler süçi derlerdi. Askere çeri dedikleri gibi o devirde [içkiye] süçi derlermiş. İçki içildiği zaman insanın aklını alıp sarhoşluk verir; gayri meşru işler yaptıran şeyler haramdır. İçki içildiği zaman insanın aklını alıp sarhoşluk verir; gayri meşru işler yaptıran şeyler haramdır. Pis yani şeriat bakımından murdardır. Pis yani şeriat bakımından murdardır.

İnsanın üstüne dökülse ne olur? İnsanın üstüne dökülse ne olur?

Yıkanması lazım gelir, yıkanmazsa namazı kabul olmaz. Yıkanması lazım gelir, yıkanmazsa namazı kabul olmaz. Şarap döküldü, bira kapağını fırt kaldırdı -bira bu kapağın altındadır- fışş fışkırdı.Şarap döküldü, bira kapağını fırt kaldırdı -bira bu kapağın altındadır- fışş fışkırdı. Üstü biralandı, adam ne yapacak? Pantolonu yıkayacak, onunla namaz olmaz. İçkidir, pistir. Üstü biralandı, adam ne yapacak? Pantolonu yıkayacak, onunla namaz olmaz. İçkidir, pistir.

Şimdi Hacı Bektâş-ı Velî diyor ki, Şimdi Hacı Bektâş-ı Velî diyor ki,

"Bir içkiyi bir şişeye koysalar, şişenin ağzını sımsıkı kapasalar,"Bir içkiyi bir şişeye koysalar, şişenin ağzını sımsıkı kapasalar, denizin kenarına götürseler, ta 10 sene yıkasalar yine pistir, yine murdardır, diyor. denizin kenarına götürseler, ta 10 sene yıkasalar yine pistir, yine murdardır, diyor.

Neden? Neden?

İçkidir çünkü diyor. Hacı Bektaş'a bağlıyız diyen insanlar da bugün Hacı Bektaş'ı kutlama törenlerindeİçkidir çünkü diyor. Hacı Bektaş'a bağlıyız diyen insanlar da bugün Hacı Bektaş'ı kutlama törenlerinde kırmızı şarap mı içersin, beyaz şarap mı içersin, kova kova buyur; iç, kırmızı şarap mı içersin, beyaz şarap mı içersin, kova kova buyur; iç, iç içebildiğin kadar; kova ile fıçılarla... Hacı Bektaş'ı onlar öyle şey yapıyorlar. iç içebildiğin kadar; kova ile fıçılarla... Hacı Bektaş'ı onlar öyle şey yapıyorlar.

Onun için Allahu Teâlâ hazretleri bize gerçekleri göstersin, bunları bilelim başkalarına söyleyelim. Onun için Allahu Teâlâ hazretleri bize gerçekleri göstersin, bunları bilelim başkalarına söyleyelim.

Ben Hacı Bektaş kasabasına da gittim bu şeyleri orada da söyledim. Yanlış biliyorlar,Ben Hacı Bektaş kasabasına da gittim bu şeyleri orada da söyledim. Yanlış biliyorlar, dini tahrif ediyorlar, dinden aslı esası olmayan şeyleri yapıyorlar. Şimdi orası öyle de, dini tahrif ediyorlar, dinden aslı esası olmayan şeyleri yapıyorlar. Şimdi orası öyle de, Hacı Bektâş-ı Velî bile ne diyor? Yani içkici tanınan bir şahıs bile ne diyor,Hacı Bektâş-ı Velî bile ne diyor? Yani içkici tanınan bir şahıs bile ne diyor, yani içki şişenin içinde olduktan sonra 10 yıl yıkasan temizlenmez diyor. yani içki şişenin içinde olduktan sonra 10 yıl yıkasan temizlenmez diyor. Kâfir de kâfirlik içinde olduğu zaman 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl, 100 yıl yıkansa temiz olmaz. Kâfir de kâfirlik içinde olduğu zaman 20 yıl, 30 yıl, 50 yıl, 100 yıl yıkansa temiz olmaz. Kalbi, gönlü, imanı, aklı pis, Allah'ın varlığını anlayamamış, Rabbimiz sevmiyor! Kalbi, gönlü, imanı, aklı pis, Allah'ın varlığını anlayamamış, Rabbimiz sevmiyor! Rabbimiz pis demiş biz de sevmiyoruz; imana gelince bağrımıza basarız. Rabbimiz pis demiş biz de sevmiyoruz; imana gelince bağrımıza basarız. Hangi milletten olursa olsun, ne olursa olsun, imana geldi mi kelime-i şehâdet getirdi miHangi milletten olursa olsun, ne olursa olsun, imana geldi mi kelime-i şehâdet getirdi mi bizim imanımıza girdi mi kardeşimizdir. "Müslümanlar kardeştir." bizim imanımıza girdi mi kardeşimizdir. "Müslümanlar kardeştir."

Onun için, "Müslüman kendisine nefsim habis oldu demesin, kasvet bağladı kalbimi." desin,Onun için, "Müslüman kendisine nefsim habis oldu demesin, kasvet bağladı kalbimi." desin, "Kendisine hakaret etmesin çünkü kendisi iyidir." demek istiyor Peygamber Efendimiz. "Kendisine hakaret etmesin çünkü kendisi iyidir." demek istiyor Peygamber Efendimiz. Bizler de bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Bizler de bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Madem ki dersimizin sonunda en son bu hadîs-i şerîf geldi, bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım. Madem ki dersimizin sonunda en son bu hadîs-i şerîf geldi, bütün kardeşlerimize bu gözle bakalım.

Esas itibariyle [müslümanın] mayası temizdir. Peygamber Efendimiz onlara pis denmesine razı olmuyor;Esas itibariyle [müslümanın] mayası temizdir. Peygamber Efendimiz onlara pis denmesine razı olmuyor; müminlerdir, madem ki müslümandır, kalbi temizidir, kusurları düzelir. müminlerdir, madem ki müslümandır, kalbi temizidir, kusurları düzelir. Biz de onlara yumuşaklıkla muamele edelim, doğruları, gerçekleri anlatalım, Biz de onlara yumuşaklıkla muamele edelim, doğruları, gerçekleri anlatalım, insanlara İslâm'ı yeniden öğretelim.insanlara İslâm'ı yeniden öğretelim. Peygamber Efendimiz'in sünnetini bu asırda biz ihyâ edelim, şehit sevaplarını biz alalım. Peygamber Efendimiz'in sünnetini bu asırda biz ihyâ edelim, şehit sevaplarını biz alalım.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi dîn-i mübîn-i İslâm'a en güzel tarzda hizmet edenlerinden eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri bizi dîn-i mübîn-i İslâm'a en güzel tarzda hizmet edenlerinden eylesin. Dedelerimizin cepheden cepheye koşup, canlarını mallarını varlıklarını emeklerini Dedelerimizin cepheden cepheye koşup, canlarını mallarını varlıklarını emeklerini İslâm için harcadıkları gibi bize de Rabbimiz Teâlâ İslâm'ı hizmet aşkı versin.İslâm için harcadıkları gibi bize de Rabbimiz Teâlâ İslâm'ı hizmet aşkı versin. Bizim elimizden çok hayırlar hâsıl olsun. Müslümanlık gelişsinBizim elimizden çok hayırlar hâsıl olsun. Müslümanlık gelişsin beldelerimiz emniyet, âsûdelik, huzur, saadet içinde nice nice asırlar payide olsun,beldelerimiz emniyet, âsûdelik, huzur, saadet içinde nice nice asırlar payide olsun, diğer milletlere önder olsun, numune olsun. Allahu Teâlâ hazretleridiğer milletlere önder olsun, numune olsun. Allahu Teâlâ hazretleri beldelerimizi düşmanlarımıza çiğnetmesin pis yanlış ideolojilere istila ettirmesin. beldelerimizi düşmanlarımıza çiğnetmesin pis yanlış ideolojilere istila ettirmesin.

Fâtiha-ı şerîfe mea'l-Besmele. Fâtiha-ı şerîfe mea'l-Besmele.

Soru: Dişlerin dolgu yapılmasında bir mahsur var mı? Soru: Dişlerin dolgu yapılmasında bir mahsur var mı?

Cevap: Diyanet İşleri Başkanlığında, Din İşleri Yüksek Kuruluna da sorulmuşCevap: Diyanet İşleri Başkanlığında, Din İşleri Yüksek Kuruluna da sorulmuş dişlerin dolgu yapılmasında bir mahsur yok, yapılırken de abdestli olmak mecburiyeti yok,dişlerin dolgu yapılmasında bir mahsur yok, yapılırken de abdestli olmak mecburiyeti yok, başka bir mezhebe kaymak, geçmek mecburiyeti de yoktur diye geniş geniş konuştular yanımda,başka bir mezhebe kaymak, geçmek mecburiyeti de yoktur diye geniş geniş konuştular yanımda, o bakımdan rahat edin. o bakımdan rahat edin.

Soru: Namazlardan sonra topluca çekilen tesbih bid'at mi? Soru: Namazlardan sonra topluca çekilen tesbih bid'at mi?

Cevap: Hayır, bid’at değildir, sünnettir... Cevap: Hayır, bid’at değildir, sünnettir...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2