Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

Çare İslâm’a Tabi Olmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Recep 1412 / 19.01.1992
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Çocuk Doğumdan Sonra Ölürse…, Adam Hanımıyla Birlikte Gece Namazı Kılarsa…, Su Kabına Sokmadan Önce Elini | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Çare İslâm’a Tabi Olmak

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

14 Recep 1412 / 19.01.1992
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Çocuk Doğumdan Sonra Ölürse…, Adam Hanımıyla Birlikte Gece Namazı Kılarsa…, Su Kabına Sokmadan Önce Elini | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm. Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Elhamdulillâhi rabbi'l-âlemin.Elhamdulillâhi rabbi'l-âlemin. Hamden, kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hîn.Hamden, kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Hamden kemâ yenbeğî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.

es-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefî'i'l-müznibîn,es-Salâtu ve's-selâmu alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve şefî'i'l-müznibîn, seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedini'l-Mustafâseyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedini'l-Mustafâ ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ. ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'l-cezâ.

Emma ba'du. Fe yâ eyyühe'l-ihvân. İ'lemû enne efdale'l-hadîsi kitâbullahEmma ba'du.

Fe yâ eyyühe'l-ihvân. İ'lemû enne efdale'l-hadîsi kitâbullah
ve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyu seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhtesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün.ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhtesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün. Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.Ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl. Ve bi's-senedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl.

İze'stehelle's-sabiyyu sulliye aleyhi ve vürrise. İze'stehelle's-sabiyyu sulliye aleyhi ve vürrise.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Allahu Teâlâ hazretleri dünya ve âhiret saadetine cümlenizi, cümlemizi nâil eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri dünya ve âhiret saadetine cümlenizi, cümlemizi nâil eylesin. Peygamberimiz Efendimiz, rehberimiz, başımızın tâcı, gönlümüzün süruru,Peygamberimiz Efendimiz, rehberimiz, başımızın tâcı, gönlümüzün süruru, gözümüzün nuru Muhammed Mustafa aleyhi efdalü'l-salavâtu ve ekmelü't-tahiyyat ve't-teslimâtgözümüzün nuru Muhammed Mustafa aleyhi efdalü'l-salavâtu ve ekmelü't-tahiyyat ve't-teslimât hazretlerinin mübarek nasihatlerinden, hadîs-i şerîflerindenhazretlerinin mübarek nasihatlerinden, hadîs-i şerîflerinden bir miktar okuyup taallüm edeceğiz, tefeyyüz eyleyeceğiz.. bir miktar okuyup taallüm edeceğiz, tefeyyüz eyleyeceğiz..

Bu hadisi şeriflerin okunmasına başlamadan önce,Bu hadisi şeriflerin okunmasına başlamadan önce, evvela Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruh-i pâkine hediye olsun diyeevvela Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ruh-i pâkine hediye olsun diye ve onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbâbının ruhlarına hediye olsun diyeve onun mübarek âl'inin, ashâbının, etbâının, ahbâbının ruhlarına hediye olsun diye ve hassaten Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, Peygamber Efendimiz'in vârisleri,ve hassaten Ümmet-i Muhammed'in mürşitleri, Peygamber Efendimiz'in vârisleri, Ümmet-i Muhammed'in manevi halifeleri, ulemâ-i muhakkıkîn, meşâyih-i vâsılîn Ümmet-i Muhammed'in manevi halifeleri, ulemâ-i muhakkıkîn, meşâyih-i vâsılîn sâdât-ı turuk-ı aliyyemizin ruhlarına, Ebû Bekir es-Sıddîk ve Aliyyü'l-Murtazâ'dansâdât-ı turuk-ı aliyyemizin ruhlarına, Ebû Bekir es-Sıddîk ve Aliyyü'l-Murtazâ'dan hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadar güzerân eylemiş olan sâdât-ı meşâyihimize, hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'ye kadar güzerân eylemiş olan sâdât-ı meşâyihimize, halifelerine ve mürîdan kardeşlerimizin ruhlarına hediye olsun diye; halifelerine ve mürîdan kardeşlerimizin ruhlarına hediye olsun diye; bu hadîs-i şerîfleri bize nakil ve rivayet eyleyen âlimlerin, râvîlerin ruhlarına hediye olsun diye;bu hadîs-i şerîfleri bize nakil ve rivayet eyleyen âlimlerin, râvîlerin ruhlarına hediye olsun diye; eseri yazmış olan hocamız Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Efendi hazretlerinin ruhlarına hediye olsun diye;eseri yazmış olan hocamız Gümüşhaneli Ahmed Ziyaüddin Efendi hazretlerinin ruhlarına hediye olsun diye; bu caminin banisi İskender Paşa'nın ve bu camiyi tecrit, tamir ve tevsi eylemiş, yardım etmiş olanlarınbu caminin banisi İskender Paşa'nın ve bu camiyi tecrit, tamir ve tevsi eylemiş, yardım etmiş olanların kendilerine ve geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeyi fethedip kendilerine ve geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun diye; bu beldeyi fethedip bize miras ve yadigâr bırakmış olan Fatih Sultan Muhammed Han aleyhirrahmeti vel gufran hazretlerinin bize miras ve yadigâr bırakmış olan Fatih Sultan Muhammed Han aleyhirrahmeti vel gufran hazretlerinin ve mübarek ordusu mensuplarının ruhlarına hediye olsun diye; sair âlimlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin;ve mübarek ordusu mensuplarının ruhlarına hediye olsun diye; sair âlimlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin; İstanbul'ın medâr-ı iftihârı Yûşâ aleyhisselam'ın, Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerininİstanbul'ın medâr-ı iftihârı Yûşâ aleyhisselam'ın, Ebû Eyyûb el-Ensârî hazretlerinin ve sair sahabe-i güzin rıdvanullahi aleyhim ecmaîn hazeratının ruhlarına hediye olsun diye ve sair sahabe-i güzin rıdvanullahi aleyhim ecmaîn hazeratının ruhlarına hediye olsun diye ve uzaktan ve yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu camiye toplanmış bulunanve uzaktan ve yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu camiye toplanmış bulunan siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun, siz kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün sevdiklerinin ve yakınlarının ruhlarına hediye olsun, ruhları şâd olsun, kabirleri pür nur olsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun diye ruhları şâd olsun, kabirleri pür nur olsun, makamları âlâ, dereceleri yüksek olsun diye ve biz yaşayan sağ Müslümanlar da Allahu Teâlâ hazretleri rızasına uygun,ve biz yaşayan sağ Müslümanlar da Allahu Teâlâ hazretleri rızasına uygun, Kur'an-ı Kerim yolunda yaşayalım, Peygamberimiz Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılalım, Kur'an-ı Kerim yolunda yaşayalım, Peygamberimiz Efendimiz'in sünnet-i seniyyesine sarılalım, o sünnet-i seniyye-i nebeviyyeyi ihya eyleyip her birimiz yüzlerce şehit sevabı kazanalım diye, o sünnet-i seniyye-i nebeviyyeyi ihya eyleyip her birimiz yüzlerce şehit sevabı kazanalım diye, Allah dünya ve âhiretimizi mâmur eylesin diye 1 Fâtiha 3 İhlâs-ı Şerîf okuyalım öyle başlayalım.Allah dünya ve âhiretimizi mâmur eylesin diye 1 Fâtiha 3 İhlâs-ı Şerîf okuyalım öyle başlayalım. Bu hadîs-i şerîf pek çok kaynakta rivayet edilmiş;Bu hadîs-i şerîf pek çok kaynakta rivayet edilmiş; Tirmizî'de, Nesâî'de İbn Mâce'de ve diğer kaynaklarda var.Tirmizî'de, Nesâî'de İbn Mâce'de ve diğer kaynaklarda var. Câbir radıyallahu anh'ten İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.Câbir radıyallahu anh'ten İbn Abbas radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Doğan bir çocuk ölürse ne olacak? Doğan bir çocuk ölürse ne olacak?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Doğumdan sonra ölen bir çocuk; doğduğu zaman ağlamak, nefes almak, kıpırdanmak gibi"Doğumdan sonra ölen bir çocuk; doğduğu zaman ağlamak, nefes almak, kıpırdanmak gibi hayat emaresi göstermişse bu ölen bebeğin yıkanması, isim konulması,hayat emaresi göstermişse bu ölen bebeğin yıkanması, isim konulması, üstüne cenaze namazı kılınması icap eder ve mirasta hakkı neyse o hak onun üzerine isabet eder.üstüne cenaze namazı kılınması icap eder ve mirasta hakkı neyse o hak onun üzerine isabet eder. O çocuğa şer'an mirasçı kim olacaksa, mirasçısı kimse, onun üzerine miras tahakkuk eder.O çocuğa şer'an mirasçı kim olacaksa, mirasçısı kimse, onun üzerine miras tahakkuk eder. O çocuk mirasta hesaba katılır." O çocuk mirasta hesaba katılır."

Demek ki sağ doğduğu zaman namazı da kılınıyor, mirasa da iştirak ediyor. Peygamber Efendimiz; Demek ki sağ doğduğu zaman namazı da kılınıyor, mirasa da iştirak ediyor. Peygamber Efendimiz;

"Eğer ölü doğmuş olsa -anne karnında ölmüş olup da doğmuş olursa- o zaman"Eğer ölü doğmuş olsa -anne karnında ölmüş olup da doğmuş olursa- o zaman bu durum tahakkuk etmiyor da sağ doğduğu zaman, sağlık emaresi belirdiği zaman tahakkuk ediyor."bu durum tahakkuk etmiyor da sağ doğduğu zaman, sağlık emaresi belirdiği zaman tahakkuk ediyor." diye böyle buyurmuş. diye böyle buyurmuş.

İze's-teygaza'r-racülü mine'l-leyli ve eykaza ehlehû fe-kâmâİze's-teygaza'r-racülü mine'l-leyli ve eykaza ehlehû fe-kâmâ ve salleyâ rek'ateyni kütübâ mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zâkirât. ve salleyâ rek'ateyni kütübâ mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zâkirât.

Sadaka Resûlullah. Ebû Dâvud, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Abdilberr, İbn Hibban, Beyhakî…Sadaka Resûlullah.

Ebû Dâvud, Nesâî, İbn Mâce ve İbn Abdilberr, İbn Hibban, Beyhakî…
birçok kaynaklarda var. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'tenbirçok kaynaklarda var. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten ve Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anümâ'dan rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf. ve Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anümâ'dan rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîf.

Peygamber Efendimiz gece namazından bir konu açmış oldu. Peygamber Efendimiz gece namazından bir konu açmış oldu.

Mâlum; 5 vakit namazdan ayrı,Mâlum; 5 vakit namazdan ayrı, Peygamber Efendimiz'in kendisinin kıldığı ve bize tavsiye ettiği başka namazlar da var.Peygamber Efendimiz'in kendisinin kıldığı ve bize tavsiye ettiği başka namazlar da var. Beş vakit namaz farz, müslüman bunları kılacak. Bunlardan ayrı kılınan,Beş vakit namaz farz, müslüman bunları kılacak. Bunlardan ayrı kılınan, kılındığı zaman çok sevap verileceği belirtilmiş olan namazlardan birisi de gece namazıdır.kılındığı zaman çok sevap verileceği belirtilmiş olan namazlardan birisi de gece namazıdır. Geceleyin uykuyu bölüp, kalkıp, abdest alıp namaz kılmak. Geceleyin uykuyu bölüp, kalkıp, abdest alıp namaz kılmak.

Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ.Rek'atâni mine'l-leyli hayrun mine'd-dünyâ ve mâ fîhâ. "İnsan geceleyin fedakârlık yapıp uykuyu bölüp kalkar abdest alır da iki rekât namaz kılarsa"İnsan geceleyin fedakârlık yapıp uykuyu bölüp kalkar abdest alır da iki rekât namaz kılarsa bu namazı kılmak o kimse için dünyadan da, dünyanın içindeki tüm varlıkların, bu namazı kılmak o kimse için dünyadan da, dünyanın içindeki tüm varlıkların, zenginliklerin hepsinden de daha hayırlı olur." diye hadîs-i şerîf var. zenginliklerin hepsinden de daha hayırlı olur." diye hadîs-i şerîf var.

Geceleyin dualar makbuldür. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri kullarına seslenir: Geceleyin dualar makbuldür. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri kullarına seslenir:

"Yok mu benden bir şey isteyen? Haydi, istesin, isteyenlere vereceğim…" dediği zamandır. "Yok mu benden bir şey isteyen? Haydi, istesin, isteyenlere vereceğim…" dediği zamandır.

"Yâ Rabbi! Benim bir muradım var, ben istiyorum, beni affeyle, beni mağfiret eyle,"Yâ Rabbi! Benim bir muradım var, ben istiyorum, beni affeyle, beni mağfiret eyle, benim şu muradımı hâsıl eyle, şu dileğim var, bu dileğimi bana ver…" diyen kazanır. benim şu muradımı hâsıl eyle, şu dileğim var, bu dileğimi bana ver…" diyen kazanır.

Bunun için gece namazı önemli bir namazdır.Bunun için gece namazı önemli bir namazdır. Evet, farz değildir ama bu da hangi müslüman âşık-ı sâdıkmış, hangisi gayretliymiş,Evet, farz değildir ama bu da hangi müslüman âşık-ı sâdıkmış, hangisi gayretliymiş, hangisi Cenâb-ı Hakk'ın yolunda fedakârlık yapabilecekmiş; onu gösteren işaret.hangisi Cenâb-ı Hakk'ın yolunda fedakârlık yapabilecekmiş; onu gösteren işaret. Onun için geceleyin uykumuzu bölüp kalkmaya, böyle bir namaz kılmayaOnun için geceleyin uykumuzu bölüp kalkmaya, böyle bir namaz kılmaya kendimizi zorlayıp alıştırmamız lazım. kendimizi zorlayıp alıştırmamız lazım.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kış mevsimi hakkında diyor ki; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kış mevsimi hakkında diyor ki;

"Kış mevsimi ne kadar güzel bir mevsimdir..." "Kış mevsimi ne kadar güzel bir mevsimdir..."

"Allah Allah! Soğuk var, öksürük, hastalık var, kar var... Kış mevsimi niye güzel?" "Allah Allah! Soğuk var, öksürük, hastalık var, kar var... Kış mevsimi niye güzel?"

"Kış, ne kadar güzel bir mevsimdir. Geceleri uzundur, insan kalkar, namaz kılar;"Kış, ne kadar güzel bir mevsimdir. Geceleri uzundur, insan kalkar, namaz kılar; gündüzleri kısadır, oruç tuttuğu zaman çok zorlanmaz.gündüzleri kısadır, oruç tuttuğu zaman çok zorlanmaz. Kolayca oruç tutar, çok oruç tutar, çok sevap kazanır. Şu kış mevsimi ne güzel mevsimdir." Kolayca oruç tutar, çok oruç tutar, çok sevap kazanır. Şu kış mevsimi ne güzel mevsimdir."

Peygamber Efendimiz'in mevsimlere bile bakış tarzı âhiret sevabı noktasından.Peygamber Efendimiz'in mevsimlere bile bakış tarzı âhiret sevabı noktasından. Yoksa zamane insanı; "Keyfimiz kaçıyor, plaja gidemiyoruz.Yoksa zamane insanı; "Keyfimiz kaçıyor, plaja gidemiyoruz. Meyveler az, sebzeler donuyor, portakalların suyu kaçıyor.Meyveler az, sebzeler donuyor, portakalların suyu kaçıyor. Bu mevsim çabucak gitse de o güzel bahar gelse;Bu mevsim çabucak gitse de o güzel bahar gelse; bülbüller ötse, güller açsa, yaz gelse karpuzları, üzümleri yesek…" filan der. bülbüller ötse, güller açsa, yaz gelse karpuzları, üzümleri yesek…" filan der.

Zamane insanı, ehl-i dünya midesine göre düşünüyorZamane insanı, ehl-i dünya midesine göre düşünüyor ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri âhirete göre düşünüyor: ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri âhirete göre düşünüyor:

"Kış ne güzel mevsimdir; geceleri uzundur kolay kalkılır..." "Kış ne güzel mevsimdir; geceleri uzundur kolay kalkılır..."

Yazın gece namazına kalkmak zordur. Zaten gece geç, sabah erken oluyor.Yazın gece namazına kalkmak zordur. Zaten gece geç, sabah erken oluyor. Ama kışın kolaydır, alışabiliriz, kalkılabilir. Hele insan erken yattı mı gece bitmiyor ki!Ama kışın kolaydır, alışabiliriz, kalkılabilir. Hele insan erken yattı mı gece bitmiyor ki! Yatsı namazını kıl, yatsıdan sonra pek oyalanma, yat. Yatsı namazını kıl, yatsıdan sonra pek oyalanma, yat.

"Allah Allah! Gece bitmiyor. Gece meğer ne kadar uzunmuş. Sübhanallah. Sabah gelmiyor..." "Allah Allah! Gece bitmiyor. Gece meğer ne kadar uzunmuş. Sübhanallah. Sabah gelmiyor..."

Kış ne güzel bir mevsim ki gecesini ihyâ etme, sevap kazanma imkânı var. Kış ne güzel bir mevsim ki gecesini ihyâ etme, sevap kazanma imkânı var.

Muhterem kardeşlerim! Bunu deneyin. Çünkü mânevî pazar geceleyin kurulur. Muhterem kardeşlerim!

Bunu deneyin. Çünkü mânevî pazar geceleyin kurulur.

Çarşamba pazarı çarşamba günü kurulur, semtin pazarı 9'da açılır, saat 5-6'ya kadar devam eder…Çarşamba pazarı çarşamba günü kurulur, semtin pazarı 9'da açılır, saat 5-6'ya kadar devam eder… Mâneviyat pazarı da geceleyin kurulur.Mâneviyat pazarı da geceleyin kurulur. Gece yarısı, gecenin sülüsânı geçti mi o zaman göğün kapıları açılır, yerlere rahmetler saçılır.Gece yarısı, gecenin sülüsânı geçti mi o zaman göğün kapıları açılır, yerlere rahmetler saçılır. Allahu Teâlâ hazretleri kullarına seslenir; uyuyanlar duymaz, uyanıklar istifade eder,Allahu Teâlâ hazretleri kullarına seslenir; uyuyanlar duymaz, uyanıklar istifade eder, ibadet edenler kazanır, mânevî dereceler kazanır, âhirette yüzü güler. ibadet edenler kazanır, mânevî dereceler kazanır, âhirette yüzü güler.

Bu dünyanın menfaate, paraya pula, maddiyata dayalı hesapları başkadır;Bu dünyanın menfaate, paraya pula, maddiyata dayalı hesapları başkadır; İslâm'ın hesabı başkadır.İslâm'ın hesabı başkadır. Mesela İslâm'da en yüksek derece Allah yolunda cihat edip şehit olmaktır.Mesela İslâm'da en yüksek derece Allah yolunda cihat edip şehit olmaktır. Adamın canı gidiyor, en yüksek mertebe o oluyor. Neden? Adamın canı gidiyor, en yüksek mertebe o oluyor.

Neden?

Mühim olan âhirettir, dünya hayatı önemli değildir de onun için!Mühim olan âhirettir, dünya hayatı önemli değildir de onun için! Ama bu zamanın insanlarına, dünya ehline, Amerikalılar'a, Ruslar'a, Ama bu zamanın insanlarına, dünya ehline, Amerikalılar'a, Ruslar'a, İngilizler'e, Fransızlar'a, Almanlar'a sorsanİngilizler'e, Fransızlar'a, Almanlar'a sorsan bir nefes daha fazla yaşamak için yapmadıkları şey kalmaz.bir nefes daha fazla yaşamak için yapmadıkları şey kalmaz. Var güçleriyle tam yaşamak, hayattan kâm almak, uzun yaşamak,Var güçleriyle tam yaşamak, hayattan kâm almak, uzun yaşamak, lev yuammeru elfe sene "keşke bin yıl yaşasa" diye onun gayreti içindedir.lev yuammeru elfe sene "keşke bin yıl yaşasa" diye onun gayreti içindedir. Dünya ehli, mâneviyatsız insanın zihniyeti ölüme, para vermeye, hayra, fedakârlığa yanaşmaz. Dünya ehli, mâneviyatsız insanın zihniyeti ölüme, para vermeye, hayra, fedakârlığa yanaşmaz.

Bu da Peygamber Efendimiz'in yolunda yürüyenlerin zihniyeti.Bu da Peygamber Efendimiz'in yolunda yürüyenlerin zihniyeti. Biz Allah yolunda canımızı, malımızı veririz.Biz Allah yolunda canımızı, malımızı veririz. Kardeşimizle bölüşürüz, din kardeşimize yardım elini uzatırız, imdadına yetişiriz…Kardeşimizle bölüşürüz, din kardeşimize yardım elini uzatırız, imdadına yetişiriz… Bizim işimiz fedakârlık üzerine kurulmuştur. Bizim işimiz fedakârlık üzerine kurulmuştur.

Onların işi nalıncı keseri gibi kendisine menfaat celb etme üzerine kurulmuştur.Onların işi nalıncı keseri gibi kendisine menfaat celb etme üzerine kurulmuştur. Dünyayı sömürmüşlerdir, soyup soğana çevirmişlerdir.Dünyayı sömürmüşlerdir, soyup soğana çevirmişlerdir. Birçok insanı sırf para kazanayım diye birbirlerine çatıştırırlar.Birçok insanı sırf para kazanayım diye birbirlerine çatıştırırlar. "O devletle bu devlet arasında bir savaş çıkartalım da bizim fabrikalar çalışsın, silahlar satılsın. "O devletle bu devlet arasında bir savaş çıkartalım da bizim fabrikalar çalışsın, silahlar satılsın. Yoksa ne yapacağız? Aç kalacağız, Havai'de keyif süremeyiz,Yoksa ne yapacağız? Aç kalacağız, Havai'de keyif süremeyiz, Bermuda'da kumar oynayamayız, plajda yüzemeyiz…" diye ödleri patlar. Bermuda'da kumar oynayamayız, plajda yüzemeyiz…" diye ödleri patlar.

Harp çıkartırlar. İki milleti birbirine kırdırırlar; "Oh, paralar bize çok çok geliyor.Harp çıkartırlar. İki milleti birbirine kırdırırlar; "Oh, paralar bize çok çok geliyor. Şu kadar tank, bu kadar füze sattık, bu kadar para kazandık…" diye sevinirler.Şu kadar tank, bu kadar füze sattık, bu kadar para kazandık…" diye sevinirler. Öbür taraftaki insanlar ölürse ölsün! Öbür taraftaki insanlar ölürse ölsün!

Ama müslüman öyle yapmaz.Ama müslüman öyle yapmaz. Müslüman bütün insanlara, hatta bütün hayvanlara faydalı olmaya çalışır.Müslüman bütün insanlara, hatta bütün hayvanlara faydalı olmaya çalışır. Tasavvufta, bu mânevî terbiye içinde yetişmek olgunlaşmak içinTasavvufta, bu mânevî terbiye içinde yetişmek olgunlaşmak için senelerce insanların dışındaki öteki mahlûkata da şefkat gösterip onları da tedavi etmek,senelerce insanların dışındaki öteki mahlûkata da şefkat gösterip onları da tedavi etmek, yardım etmek, beslemek vs. suretinde hayrı dokunma çalışmaları yaptırılmıştır.yardım etmek, beslemek vs. suretinde hayrı dokunma çalışmaları yaptırılmıştır. Onun için bizim dinimiz başkadır. Müslüman çok daha güzeldir. Mukayese edilmeyecek kadar güzeldir. Onun için bizim dinimiz başkadır. Müslüman çok daha güzeldir. Mukayese edilmeyecek kadar güzeldir.

Bir müslüman bütün geceyi horul horul uyumaz.Bir müslüman bütün geceyi horul horul uyumaz. Müslümanın genel yaşayış tarzı içinde gece erken yatmak prensibi vardır.Müslümanın genel yaşayış tarzı içinde gece erken yatmak prensibi vardır. Sahâbe-i kirâm yatsı namazından sonra lafı uzatıp pek konuşmazlardı.Sahâbe-i kirâm yatsı namazından sonra lafı uzatıp pek konuşmazlardı. Ayakkabısını alan camiden hemen çıkar;Ayakkabısını alan camiden hemen çıkar; başı önünde, kimseyle uzun boylu konuşmadan bir an önce evine giderdi. Neden? başı önünde, kimseyle uzun boylu konuşmadan bir an önce evine giderdi.

Neden?

Gecenin mânevî pazarına hazır olacak.Gecenin mânevî pazarına hazır olacak. Mânevî pazara hazır olmak için eve gidecek, yatacak.Mânevî pazara hazır olmak için eve gidecek, yatacak. Bilir ki yatsıdan sonraki sohbet uzar gider, ondan sonra gece namazına kalkamaz;Bilir ki yatsıdan sonraki sohbet uzar gider, ondan sonra gece namazına kalkamaz; sabah namazına camiye gelemez hatta sabah namazını evinde bile vaktinde kılamaz! sabah namazına camiye gelemez hatta sabah namazını evinde bile vaktinde kılamaz!

"Şu televizyon filmi bitsin. Dur bakalım şunu da seyredelim."Şu televizyon filmi bitsin. Dur bakalım şunu da seyredelim. Hadi gel biraz sohbet edelim, hadi gel biraz oyun eğlence…" filan derken… Hadi gel biraz sohbet edelim, hadi gel biraz oyun eğlence…" filan derken…

Gecenin değerlendirilişi mü'minle mü'min olmayan insan arasında çok farklıdır.Gecenin değerlendirilişi mü'minle mü'min olmayan insan arasında çok farklıdır. Mü'min olmayan, imanı zayıf olan insan geceleyin sahur vaktine kadar uyumaz.Mü'min olmayan, imanı zayıf olan insan geceleyin sahur vaktine kadar uyumaz. Çünkü balo vardır, eğlence, dans, diskotek, toplantı vardır, ondan sonra da kumar vardır.Çünkü balo vardır, eğlence, dans, diskotek, toplantı vardır, ondan sonra da kumar vardır. Kumar masasında da sigara dumanları arasında gözleri acıyarak kumarı oynarlar.Kumar masasında da sigara dumanları arasında gözleri acıyarak kumarı oynarlar. Yüten yüter, yütülen yütülür, paralar toplanılır, gelir gider vs...Yüten yüter, yütülen yütülür, paralar toplanılır, gelir gider vs... İçkiler içilmiştir. Sabahleyin leş gibi yatarlar.İçkiler içilmiştir. Sabahleyin leş gibi yatarlar. Bütün gece uyanık durdukları için herkes işe gittiği sırada onlar baygın haldedir.Bütün gece uyanık durdukları için herkes işe gittiği sırada onlar baygın haldedir. Bu kâfirin ya da kâfire benzeyen zavallı gafillerin yaşayış tarzı! Bu kâfirin ya da kâfire benzeyen zavallı gafillerin yaşayış tarzı!

Müslümanın yaşayış tarzı nasıl alacak? Müslümanın yaşayış tarzı nasıl alacak?

Eve çabuk gelecek, akşam namazında evde olacak. Ekseriyetle oruçlu olurlar.Eve çabuk gelecek, akşam namazında evde olacak. Ekseriyetle oruçlu olurlar. Evin ailenin prensibi akşamleyin herkesin evde olması.Evin ailenin prensibi akşamleyin herkesin evde olması. Delikanlı da, baba da ötekisi de gelecek. Akşam namazından sonra sofrada aile toplanacak.Delikanlı da, baba da ötekisi de gelecek. Akşam namazından sonra sofrada aile toplanacak. Yatsıyı kılacaklar. Yatsıdan sonra oyalanmayıp yatacaklar.Yatsıyı kılacaklar. Yatsıdan sonra oyalanmayıp yatacaklar. Teheccüd namazına kalkacaklar, teheccüt namazından sonra camiye cemaate gelecekler.Teheccüd namazına kalkacaklar, teheccüt namazından sonra camiye cemaate gelecekler. Çünkü yatsı namazıyla sabah namazını cemaatle kılmayı başaran bir insanınÇünkü yatsı namazıyla sabah namazını cemaatle kılmayı başaran bir insanın bütün günü ibadetle geçmiş gibi sevaplı olur. Sevabı o kadar çok olur. bütün günü ibadetle geçmiş gibi sevaplı olur. Sevabı o kadar çok olur.

Onun için sabah namazını, yatsı namazını kaçırmamak lazım.Onun için sabah namazını, yatsı namazını kaçırmamak lazım. Peygamber Efendimiz; "Yatsı namazına, sabah namazına münâfıklar gelemez, gelmeye güç yetinemez!" diyor. Peygamber Efendimiz; "Yatsı namazına, sabah namazına münâfıklar gelemez, gelmeye güç yetinemez!" diyor.

Lâ yestetîûne humâ. "Bu iki namaza onlar güç yetiremezler, gelemezler." Neden? Lâ yestetîûne humâ. "Bu iki namaza onlar güç yetiremezler, gelemezler."

Neden?

Ya yorgundur, ya yemekten sonra rehavet çökmüştürYa yorgundur, ya yemekten sonra rehavet çökmüştür ya da yataktadır da sabah namazına kalkmak zor gelmiştir. Müslüman öyle olmayacak. ya da yataktadır da sabah namazına kalkmak zor gelmiştir. Müslüman öyle olmayacak.

Müslümanın yaşam tarzı böyle! Müslümanın yaşam tarzı böyle!

Adam evli ise ne yapacak? Adam evli ise ne yapacak?

Karı koca birbirine yardım edecek. Hanım kalkmışsa beyi kaldıracak.Karı koca birbirine yardım edecek. Hanım kalkmışsa beyi kaldıracak. "Kalkmadığı zaman yüzüne su bile serpsin." diye hadîs-i şerîfte tavsiye var. Birkaç damla su... "Kalkmadığı zaman yüzüne su bile serpsin." diye hadîs-i şerîfte tavsiye var. Birkaç damla su...

"Ya, yapma kalkıyorum…" filan der, kalkar. "Ya, yapma kalkıyorum…" filan der, kalkar.

Eğer adam kalkmışsa tatlılıkla, güzel sözle hanımını kaldıracak.Eğer adam kalkmışsa tatlılıkla, güzel sözle hanımını kaldıracak. Kalkmazsa biraz su serpebilir. Kova boşalt, demiyoruz.Kalkmazsa biraz su serpebilir. Kova boşalt, demiyoruz. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte su serpmekten bahsetmiş.Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte su serpmekten bahsetmiş. Tatlılıkla tabi, ibadete zorla, döverek söverek de kaldırılmaz. Yumuşaklıkla [çağrılır.] Tatlılıkla tabi, ibadete zorla, döverek söverek de kaldırılmaz. Yumuşaklıkla [çağrılır.]

Birçok muteber hadis kitabında yer alan bu hadîs-i şerîfe gelelim. Birçok muteber hadis kitabında yer alan bu hadîs-i şerîfe gelelim.

İze's-eygaza raculün mine'l-leyl ve eykaza ehlehû. "Gecenin bir bölümünde adam uyanırsaİze's-eygaza raculün mine'l-leyl ve eykaza ehlehû. "Gecenin bir bölümünde adam uyanırsa ailesini de uyandırırsa..." Ehil; "hanımı" mânasına da, "ailesi efradı" mânasına da gelir. ailesini de uyandırırsa..."

Ehil; "hanımı" mânasına da, "ailesi efradı" mânasına da gelir.

Delikanlı oğlunu da, hanım kızını da kaldırır. Delikanlı oğlunu da, hanım kızını da kaldırır.

Ehil; "Bu benim ehl-i beytim." Ailemin mensupları, demek. Ehil; "Bu benim ehl-i beytim." Ailemin mensupları, demek.

Ehli, hanımı mânasına da ailesindeki öteki şahıslar mânasına da gelir. Ehli, hanımı mânasına da ailesindeki öteki şahıslar mânasına da gelir.

Burada daha çok hanımı mânası anlaşılıyor. Burada daha çok hanımı mânası anlaşılıyor.

Fe-kâma "İkisi de yataktan kalkarlarsa…" Fe-kâma "İkisi de yataktan kalkarlarsa…"

Şeytana aldanmadılar, Şeytanı da nefsi de yendiler. Nefis uyumak istiyor ama kalktılar. Şeytana aldanmadılar, Şeytanı da nefsi de yendiler. Nefis uyumak istiyor ama kalktılar.

Fe-sallayâ rek'ateyn kütibâ mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zakirât. "İki rekâtçık kılsalarFe-sallayâ rek'ateyn kütibâ mine'z-zâkirînallâhe kesîran ve'z-zakirât. "İki rekâtçık kılsalar Allah'ı çok zikreden kadınlar ve çok zikreden erkekler zümresine yazılırlar,Allah'ı çok zikreden kadınlar ve çok zikreden erkekler zümresine yazılırlar, kaydolunurlar, kayıtları o mübarek deftere geçer." kaydolunurlar, kayıtları o mübarek deftere geçer."

Allahu Teâlâ hazretleri; İnne'l-müslimîne ve'l-müslümât… diye başlayan bir âyet-i kerîmesindeAllahu Teâlâ hazretleri; İnne'l-müslimîne ve'l-müslümât… diye başlayan bir âyet-i kerîmesinde hangi kullarını çok sevdiğini, hangi kullarına çok büyük mükâfatlar vereceğini bildiriyor.hangi kullarını çok sevdiğini, hangi kullarına çok büyük mükâfatlar vereceğini bildiriyor. En sonunda da kimlerin Allah'ın sevdiği insanlar olduğunu sıralıyor.En sonunda da kimlerin Allah'ın sevdiği insanlar olduğunu sıralıyor. Ve'z-zâkirinallâhe kesîran ve'z-zâkirât.Ve'z-zâkirinallâhe kesîran ve'z-zâkirât. "Allah'ı çok zikreden beyler, Allah'ı çok zikreden hanımlar." "Allah'ı çok zikreden beyler, Allah'ı çok zikreden hanımlar."

Evli olsun, bekâr olsun; Allah'ı zikreden erkekler, Allahı zikreden kadınlar. Evli olsun, bekâr olsun; Allah'ı zikreden erkekler, Allahı zikreden kadınlar.

Eadde'llâhu lehüm mağfireten ve ecran azîmâ.Eadde'llâhu lehüm mağfireten ve ecran azîmâ. "Allah bu sayılan zümrelere mağfiretini nasip edecek, affedecek. "Allah bu sayılan zümrelere mağfiretini nasip edecek, affedecek. Mağfiret eyleyecek ve ecr-i azîm ikram edecek.Mağfiret eyleyecek ve ecr-i azîm ikram edecek. Büyük sevaplar bahşedecek." diye âyet-i kerîme bildiriyor. Büyük sevaplar bahşedecek." diye âyet-i kerîme bildiriyor.

İnsan geceleyin kalkıp da iki rekât namaz bile kılsaİnsan geceleyin kalkıp da iki rekât namaz bile kılsa Allah'ı çok zikredenler zümresine yazılır, diyor. Allah'ı çok zikredenler zümresine yazılır, diyor.

Dikkat edilirse aslında iki rekât çok değildir.Dikkat edilirse aslında iki rekât çok değildir. Ama geceleyin kalkmak; uykuyu, nefsi yenmek, şeytanı alt etmek önemli bir iş.Ama geceleyin kalkmak; uykuyu, nefsi yenmek, şeytanı alt etmek önemli bir iş. Kalkıp abdest alıp sonra iki rekât namaz bile kılmış olsalar,Kalkıp abdest alıp sonra iki rekât namaz bile kılmış olsalar, o Allah'ı çok zikreden erkekler, çok zikreden kadınlar sınıfına dâhil olurlar.o Allah'ı çok zikreden erkekler, çok zikreden kadınlar sınıfına dâhil olurlar. O grup içinde o mükâfatlara nâil olurlar, diye bildiriliyor. O grup içinde o mükâfatlara nâil olurlar, diye bildiriliyor.

Demek ki burada ailemizi de kendimiz gibi dindar, ibadetkâr yetiştirmeye işaret de var. Demek ki burada ailemizi de kendimiz gibi dindar, ibadetkâr yetiştirmeye işaret de var.

"Kendim kalktım, hanım uyusun…" veya "Bey uyusun…" Olmaz! "Kendim kalktım, hanım uyusun…" veya "Bey uyusun…"

Olmaz!

"Ben bu sevabı alıyorum, o da alsın." diye acımak lazım."Ben bu sevabı alıyorum, o da alsın." diye acımak lazım. Ona da; "Uyuma, hadi bakalım. Kalk beraber kılalım." diye seslenmek lazım. Ona da; "Uyuma, hadi bakalım. Kalk beraber kılalım." diye seslenmek lazım.

Peygamber Efendimiz'in aile içinde latifeciliği vardır.Peygamber Efendimiz'in aile içinde latifeciliği vardır. Peygamber Efendimiz ailevî yaşayışı içinde tatlı, yumuşak ve latifeci bir ev reisiydi.Peygamber Efendimiz ailevî yaşayışı içinde tatlı, yumuşak ve latifeci bir ev reisiydi. Sert, kaşları çatık, sert kanun koyucu, "Böyle olacak!" tarzında değildi. Sert, kaşları çatık, sert kanun koyucu, "Böyle olacak!" tarzında değildi.

Hadisleri okudukça [Mehmed Zahid] Hocamız'ın –rahmetullahi- aleyh- hallerine bakıyorum,Hadisleri okudukça [Mehmed Zahid] Hocamız'ın –rahmetullahi- aleyh- hallerine bakıyorum, hatırlıyorum, gözümün önüne geliyor, Allah şefaatlerine erdirsin.hatırlıyorum, gözümün önüne geliyor, Allah şefaatlerine erdirsin. Okudukça hep Peygamber Efendimiz'in hallerini hâl edinmiş olduğunu anlıyorum. Okudukça hep Peygamber Efendimiz'in hallerini hâl edinmiş olduğunu anlıyorum.

Şemâil-i Şerîfe'de "Peygamber Efendimiz'in âdet-i seniyyesi nasıldı?Şemâil-i Şerîfe'de "Peygamber Efendimiz'in âdet-i seniyyesi nasıldı? Ahlâk-ı hamîdesi nasıldı?" diye okuyoruz… Ahlâk-ı hamîdesi nasıldı?" diye okuyoruz…

Mesela Peygamber Efendimiz minbere çıktığı zaman çok celalli konuşurmuş.Mesela Peygamber Efendimiz minbere çıktığı zaman çok celalli konuşurmuş. Bir ordunun başkomutanı "Düşman geliyor!" der gibi bir edayla konuşurmuş.Bir ordunun başkomutanı "Düşman geliyor!" der gibi bir edayla konuşurmuş. Hakikaten de [Mehmed Zahid] Hocamız minbere çıktı mıHakikaten de [Mehmed Zahid] Hocamız minbere çıktı mı başımızı kaldırıp yüzüne bakmaya korkardık, öyle celallenirdi.başımızı kaldırıp yüzüne bakmaya korkardık, öyle celallenirdi. Aşağıda gül gibi yumuşak, yukarda demir gibi, çelik gibi sert! Neden? Aşağıda gül gibi yumuşak, yukarda demir gibi, çelik gibi sert!

Neden?

Efendimiz öyle yaparmış da ondan! Evde latifeciydi. Rahmetli valide hanıma latife yapardı.Efendimiz öyle yaparmış da ondan! Evde latifeciydi. Rahmetli valide hanıma latife yapardı. Valide hanım da sabahtan akşama misafirleri ağırlayarak, Hocaefendi'ye hizmet ederek yoruluyordu.Valide hanım da sabahtan akşama misafirleri ağırlayarak, Hocaefendi'ye hizmet ederek yoruluyordu. Fedakârca, kendisini feda edercesine hizmet ederdi. O da tatlı sözlerle onun gönlünü hoş ederdi.Fedakârca, kendisini feda edercesine hizmet ederdi. O da tatlı sözlerle onun gönlünü hoş ederdi. Çok latif halleri ile bize örnek olurlardı. Çok latif halleri ile bize örnek olurlardı.

Tabi insan eşini kaldırırken bu latifliği hatırında tutacak, işi kavgaya dökmeyecek;Tabi insan eşini kaldırırken bu latifliği hatırında tutacak, işi kavgaya dökmeyecek; yumuşak, tatlı ve muhabbetli olmasına dikkat edecek. yumuşak, tatlı ve muhabbetli olmasına dikkat edecek.

Bundan sonra saatlerimizi kurarız, inşallah gece namazlarını biz de kaçırmayız.Bundan sonra saatlerimizi kurarız, inşallah gece namazlarını biz de kaçırmayız. Allah bizi de kendisini çok zikreden sevgili kulları zümresine dâhil eder.Allah bizi de kendisini çok zikreden sevgili kulları zümresine dâhil eder. [Ahmed Ziyâeddin] Hocamız, şerhinde aşağıya bir not düşmüş, diyor ki; [Ahmed Ziyâeddin] Hocamız, şerhinde aşağıya bir not düşmüş, diyor ki;

Kâle râkiu ve gayruhû kırâati'l-Kur'âni ve'ştikâlu ve'l-iştikâlu bi'l-ilm'i-şerriyyi mine'z-zikri.Kâle râkiu ve gayruhû kırâati'l-Kur'âni ve'ştikâlu ve'l-iştikâlu bi'l-ilm'i-şerriyyi mine'z-zikri. "Bu hadisleri şerh eden alimler ve başka alimler buyurmuşlardır ki "Bu hadisleri şerh eden alimler ve başka alimler buyurmuşlardır ki Kur'an okumak da, şer'î ilimle meşgul olmak da zikirdir." Kur'an okumak da, şer'î ilimle meşgul olmak da zikirdir."

Demek ki Kur'an'a çalışırsanız Allah'ı zikretmiş oluyorsunuz.Demek ki Kur'an'a çalışırsanız Allah'ı zikretmiş oluyorsunuz. İlm-i şer'iyyi; şeriatin fıkhından, hadisinden, tefsirinden, itikadından vs.İlm-i şer'iyyi; şeriatin fıkhından, hadisinden, tefsirinden, itikadından vs. okuduğu ilimler de zikir cümlesinden sayılıyor, o hesaba dâhil oluyor.okuduğu ilimler de zikir cümlesinden sayılıyor, o hesaba dâhil oluyor. Kardeşlerimize Bunu da hatırlatalım ki ilme gayret etsinler, Kur'an'ı öğrenmeye gayret etsinler.Kardeşlerimize Bunu da hatırlatalım ki ilme gayret etsinler, Kur'an'ı öğrenmeye gayret etsinler. Kur'an'ı, ilmi, dini ilimleri öğrenmeye hevesli olsunlar diye bunu da söylüyoruz. Kur'an'ı, ilmi, dini ilimleri öğrenmeye hevesli olsunlar diye bunu da söylüyoruz.

Bizim eski arkadaşlarımızdan bakanlık yapmış kimsenin ayağında bir hastalık olmuş; Bizim eski arkadaşlarımızdan bakanlık yapmış kimsenin ayağında bir hastalık olmuş; ayağı şiş, tehlikeli. Damarları iltihaplanmış filan.ayağı şiş, tehlikeli. Damarları iltihaplanmış filan. Ciddi bir hastalık; hem ağrı veriyor hem de sonra ayağı tehlikeye düşürebilir.Ciddi bir hastalık; hem ağrı veriyor hem de sonra ayağı tehlikeye düşürebilir. Kangren olabilir, kesilme durumu olabilir, büyük zararlar açabilir. Kangren olabilir, kesilme durumu olabilir, büyük zararlar açabilir.

Seyahatler dolayısıyla Londra'ya gitmişler.Seyahatler dolayısıyla Londra'ya gitmişler. Londra'da bizim yine bir genel müdür arkadaşımız da yanında, bakan da orada. Londra'da bizim yine bir genel müdür arkadaşımız da yanında, bakan da orada. -Bunlar namazlı niyazlı insanlar.- -Bunlar namazlı niyazlı insanlar.-

Bu hastalığı iyi bilen, bunu iyi tedavi eden meşhur bir İngiliz doktora gitmişler, göstermişler.Bu hastalığı iyi bilen, bunu iyi tedavi eden meşhur bir İngiliz doktora gitmişler, göstermişler. İngiliz Profesör muayene etmiş, demiş ki; İngiliz Profesör muayene etmiş, demiş ki;

"Beyefendi, geceleyin akşamdan sabaha bütün bir uyku uyumayacaksın."Beyefendi, geceleyin akşamdan sabaha bütün bir uyku uyumayacaksın. Uykunu arada böleceksin. 7-8 saat uyumak yok, arada kalkacaksın; uykuyu böleceksin.Uykunu arada böleceksin. 7-8 saat uyumak yok, arada kalkacaksın; uykuyu böleceksin. Sonra elini, ayağını, yüzünü soğuk suyla masaj yapacaksın.Sonra elini, ayağını, yüzünü soğuk suyla masaj yapacaksın. -Bunu İngiliz söylüyor.- Biraz da hareket yapacaksın; eğileceksin, kalkacaksın..." -Bunu İngiliz söylüyor.- Biraz da hareket yapacaksın; eğileceksin, kalkacaksın..."

Bizim genel müdür dostumuz diyor ki; Bizim genel müdür dostumuz diyor ki;

"Adam müslüman değil ki! Ne yapsın, böyle anlatıyor."Adam müslüman değil ki! Ne yapsın, böyle anlatıyor. Kısaca 'Teheccüd namazı kılacaksın.' dese aynı şey." Kısaca 'Teheccüd namazı kılacaksın.' dese aynı şey."

Hem uykuyu bölmek var, hem suyla masaj var, hem hareket var, eğilme kalkma var hem de sevap var.Hem uykuyu bölmek var, hem suyla masaj var, hem hareket var, eğilme kalkma var hem de sevap var. Ötekisi sadece bir külfet, bizim dinimizin emri sadece külfet değil, aynı zamanda sevap ve nimet! Ötekisi sadece bir külfet, bizim dinimizin emri sadece külfet değil, aynı zamanda sevap ve nimet!

Muhterem kardeşlerim! Onun için bu bir güzel misal olduğundan tekrar da olsa söylüyorum.Muhterem kardeşlerim!

Onun için bu bir güzel misal olduğundan tekrar da olsa söylüyorum.
Bizim dinimizin emirlerinin hepsi bu mahiyettedir.Bizim dinimizin emirlerinin hepsi bu mahiyettedir. Doktor tavsiyesi, sonunda bizim dinimizin emrine gelir;Doktor tavsiyesi, sonunda bizim dinimizin emrine gelir; iktisadî tavsiye, siyasî tavsiye, ahlâkî tavsiye sonunda buraya gelir... iktisadî tavsiye, siyasî tavsiye, ahlâkî tavsiye sonunda buraya gelir...

Amerikalılar Amerikan terbiyesine sahip.Amerikalılar Amerikan terbiyesine sahip. Çocuklar bluejean pantolon giyerler, bacaklarını masaya çapraz dayarlar,Çocuklar bluejean pantolon giyerler, bacaklarını masaya çapraz dayarlar, babalarının yanında sigara içerler, içki içerler... babalarının yanında sigara içerler, içki içerler...

"Amerikan terbiyesi çocuklara ne güzel hürriyet veriyor."Amerikan terbiyesi çocuklara ne güzel hürriyet veriyor. Kimse kimseyi ezmiyor, herkes yaşıyor…" filan diyorlardıKimse kimseyi ezmiyor, herkes yaşıyor…" filan diyorlardı ama Amerikan devlet başkanı söylemiş, ben okumadım da bir arkadaştan duydum. Şimdi diyorlar ki; ama Amerikan devlet başkanı söylemiş, ben okumadım da bir arkadaştan duydum. Şimdi diyorlar ki;

"Bizim çocuklarımız adam olmuyor, sorumluluk altına girmiyor, hizmet almıyor,"Bizim çocuklarımız adam olmuyor, sorumluluk altına girmiyor, hizmet almıyor, akılları fikirleri zevkte, eğlencede, kötü yolda; %3 doğru düzgün adam çıkıyor!" demiş. akılları fikirleri zevkte, eğlencede, kötü yolda; %3 doğru düzgün adam çıkıyor!" demiş.

Amerikan terbiyesinin, nasıl fiyaskoyla neticelendiğini gördün mü?!.. Amerikan terbiyesinin, nasıl fiyaskoyla neticelendiğini gördün mü?!..

Ama İslâm ahlâkıyla yetişmiş olan aile efradı çocukları hepsi hayırlı evlat, faydalı insan oluyor.Ama İslâm ahlâkıyla yetişmiş olan aile efradı çocukları hepsi hayırlı evlat, faydalı insan oluyor. Hepsi sorumluluk duygusuna sahip başkalarına hayrı hasenâtı dokunan iyi insan oluyor. Hepsi sorumluluk duygusuna sahip başkalarına hayrı hasenâtı dokunan iyi insan oluyor.

Onun için ekonomik meselelerde, ahlâkî, terbiyevî, sıhhî meselelerde deOnun için ekonomik meselelerde, ahlâkî, terbiyevî, sıhhî meselelerde de hepsinde İslâm'ın emirleri kurtarıcıdır.hepsinde İslâm'ın emirleri kurtarıcıdır. Ya onu tatbik edersin ya da tatbik etmediğin zamanYa onu tatbik edersin ya da tatbik etmediğin zaman Amerikan terbiyesi gibi komünizm gibi fiyaskoyla neticelenir.Amerikan terbiyesi gibi komünizm gibi fiyaskoyla neticelenir. Veyahut sıhhî bakımdan berbat olur; ciğerler parçalanır, karaciğerler içkiden siroz olur,Veyahut sıhhî bakımdan berbat olur; ciğerler parçalanır, karaciğerler içkiden siroz olur, afyondan, esrarkeşlikten vs. nesilleri helâk olur veya diğer terbiyesizlikten frengi hastalığı,afyondan, esrarkeşlikten vs. nesilleri helâk olur veya diğer terbiyesizlikten frengi hastalığı, AIDS hastalığı yayılır, böyle cezalar zuhur eder. AIDS hastalığı yayılır, böyle cezalar zuhur eder.

Onun için her türlü derdin devası İslâm'dadır! Neden? Onun için her türlü derdin devası İslâm'dadır!

Neden?

Kısacası şu sebepten: Kâinatı Allahu Teâlâ hazretleri yaratmıştır.Kısacası şu sebepten:

Kâinatı Allahu Teâlâ hazretleri yaratmıştır.
Kulları Allahu Teâlâ hazretleri yaratmıştır.Kulları Allahu Teâlâ hazretleri yaratmıştır. Onlara neyin yarayacağını neyin yaramayacağını en iyi o bilir.Onlara neyin yarayacağını neyin yaramayacağını en iyi o bilir. Onun tavsiyesi; bu hayatı en güzel sürmek için en doğru yolu göstermesi demektir.Onun tavsiyesi; bu hayatı en güzel sürmek için en doğru yolu göstermesi demektir. Onun için mü'min; Allah yolunda, Kur'ân-ı Kerîm yolunda,Onun için mü'min; Allah yolunda, Kur'ân-ı Kerîm yolunda, Peygamber Efendimiz'in sünneti seniyyesi yolunda yürüyecek ki her bakımdan sağlam olsun.Peygamber Efendimiz'in sünneti seniyyesi yolunda yürüyecek ki her bakımdan sağlam olsun. Bedenen sağlam olsun, ruhen, ahlâken sağlam, toplum olarak sağlam olsun, mutlu olsun,Bedenen sağlam olsun, ruhen, ahlâken sağlam, toplum olarak sağlam olsun, mutlu olsun, aile bakımından, her bakımdan sağlam olsun, bahtiyar olsun. Dünyası âhireti mâmur olsun. aile bakımından, her bakımdan sağlam olsun, bahtiyar olsun. Dünyası âhireti mâmur olsun.

Bunun için çare ne? Her bakımdan İslâm'a tâbi olmak. Bu güzel sonucu herkes kabul eder. Bunun için çare ne?

Her bakımdan İslâm'a tâbi olmak. Bu güzel sonucu herkes kabul eder.

İze's-teykaza ehadüküm min nevmihî fe-lâ yudhilu yedehû fi'l-inâiİze's-teykaza ehadüküm min nevmihî fe-lâ yudhilu yedehû fi'l-inâi hattâ yeğsilehâ selâsen fe-inne ehadeküm lâ yedri eyne bâtet yeduhû. hattâ yeğsilehâ selâsen fe-inne ehadeküm lâ yedri eyne bâtet yeduhû.

Bu da pek çok hadîs-i şerîf kaynak kitaplarında sahih, hasen hadis diye bildirilmiştir.Bu da pek çok hadîs-i şerîf kaynak kitaplarında sahih, hasen hadis diye bildirilmiştir. Abdest almakla ilgili bu hadîs-i şerîf Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Abdest almakla ilgili bu hadîs-i şerîf Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

Biz şimdi nasıl abdest alıyoruz? Biz şimdi nasıl abdest alıyoruz?

Elhamdülillah evimizde musluklar var, şaldır şaldır sular akıyor. Oradan alıyoruz.Elhamdülillah evimizde musluklar var, şaldır şaldır sular akıyor. Oradan alıyoruz. Kimisinin durumu müsaitse bir de ısıtıcı koyuyor;Kimisinin durumu müsaitse bir de ısıtıcı koyuyor; hava soğuk bile olsa musluğu açtığı zaman sıcacık su geliyor.hava soğuk bile olsa musluğu açtığı zaman sıcacık su geliyor. Oh ılık ılık, sıcacık suyla abdestini alıyor, camiye geliyor. Oh ılık ılık, sıcacık suyla abdestini alıyor, camiye geliyor.

Arabistan'da böyle miydi? Peygamber Efendimiz'in zamanında insanlar bu kadar rahat mıydı? Arabistan'da böyle miydi?

Peygamber Efendimiz'in zamanında insanlar bu kadar rahat mıydı?

Nerede! Su kuyudan çekilecek… İpleri çekmekten elleri şişerdi.Nerede! Su kuyudan çekilecek…

İpleri çekmekten elleri şişerdi.
Hz. Ali Efendimiz, Fatımâtü'z-Zehrâ validemiz radıyallahu anhümâHz. Ali Efendimiz, Fatımâtü'z-Zehrâ validemiz radıyallahu anhümâ Peygamber Efendimiz'e gelmişler de ellerini göstermişler: Peygamber Efendimiz'e gelmişler de ellerini göstermişler:

"Mübarek babamız, elimize bak!"Mübarek babamız, elimize bak! Kuyudan su çekmekten el değirmeninin kolunu tutup çevirmekten ellerimizKuyudan su çekmekten el değirmeninin kolunu tutup çevirmekten ellerimiz kabarcık oldu, yara oldu…" diye ellerini göstermişler. Su çekmek kolay değildi. kabarcık oldu, yara oldu…" diye ellerini göstermişler. Su çekmek kolay değildi.

Bizim ev halkına, "Bizim köye gidelim." diyorum. Diyorlar ki; Bizim ev halkına, "Bizim köye gidelim." diyorum. Diyorlar ki;

"Orada ne yapacaksın, su yok!" "Orada ne yapacaksın, su yok!"

Halbuki bahçede su var ama evin içinde olmayınca su yok sayılıyor.Halbuki bahçede su var ama evin içinde olmayınca su yok sayılıyor. Eskiden herkesin bahçesinde su olsa herkes bayram ederdi. Bir kuyusu olsa bayram ederdi. Eskiden herkesin bahçesinde su olsa herkes bayram ederdi. Bir kuyusu olsa bayram ederdi.

Su yok. "Musluk var mı?" Musluk da yok. Peki, ne olacak? Su yok.

"Musluk var mı?"

Musluk da yok.

Peki, ne olacak?

Ya kaptan dökecek, ya kepçeyle vs. alacak veya elini kaba daldıracak. Ya kaptan dökecek, ya kepçeyle vs. alacak veya elini kaba daldıracak.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Sizden biriniz uykusundan uyandığı zaman elini su kabının içine daldırmasın." "Sizden biriniz uykusundan uyandığı zaman elini su kabının içine daldırmasın."

Gece namazı, sabah namazı için veya bir başka zaman uykusundan uyandı. Gece namazı, sabah namazı için veya bir başka zaman uykusundan uyandı.

Uyku, gaflet halidir, insan ne yaptığını bilmez. Uyku, gaflet halidir, insan ne yaptığını bilmez.

Hattâ yağsilehâ selâsen. "Uykudan uyandığı zaman üç defa elini yıkamadan elini su kabına daldırmasın." Hattâ yağsilehâ selâsen. "Uykudan uyandığı zaman üç defa elini yıkamadan elini su kabına daldırmasın."

Elini kaba daldırmayacak, üç defa eline suyu dökecek, üç defa yıkayacak.Elini kaba daldırmayacak, üç defa eline suyu dökecek, üç defa yıkayacak. Eli üç defa yıkadığı zaman temiz olacak. Sonra o temiz elini kaba daldırıp abdesti alabilir.Eli üç defa yıkadığı zaman temiz olacak. Sonra o temiz elini kaba daldırıp abdesti alabilir. Suyu ağzına burnuna elini kepçe gibi kullanarak alabilir. Musluk yok, akma ihtimali yok.Suyu ağzına burnuna elini kepçe gibi kullanarak alabilir. Musluk yok, akma ihtimali yok. İlk başta bir elini üç defa yıkamakta zorluk çekecek,İlk başta bir elini üç defa yıkamakta zorluk çekecek, sonra eli temiz olduğu için artık kaba daldırıp o kaptan abdesti alabilir.sonra eli temiz olduğu için artık kaba daldırıp o kaptan abdesti alabilir. Efendimiz "Üç defa yıkamadan almasın!" diye buyurmuş. Efendimiz "Üç defa yıkamadan almasın!" diye buyurmuş.

Sonra sebebini izah etmiş: Sonra sebebini izah etmiş:

Fe-inne ehadeküm lâ yedri eyne bâtet yedehû.Fe-inne ehadeküm lâ yedri eyne bâtet yedehû. "Sizler uyku uyuduğu zaman elinin nerede gecelediğini bilmez ki…" "Sizler uyku uyuduğu zaman elinin nerede gecelediğini bilmez ki…"

Ağzına mı soktu, burnuna mı soktu, toprağa mı bulaştı,Ağzına mı soktu, burnuna mı soktu, toprağa mı bulaştı, temiz yerde mi kirli yerde mi, aşağıda mı yukarıda mı bilmez.temiz yerde mi kirli yerde mi, aşağıda mı yukarıda mı bilmez. Onun için elini üç defa yıkasın.Onun için elini üç defa yıkasın. Abdest alacaksa da elini yıkanmamış olarak kaba sokmasın, diye bir tavsiye! Abdest alacaksa da elini yıkanmamış olarak kaba sokmasın, diye bir tavsiye!

Bazen siz de bu duruma düşebilirsiniz.Bazen siz de bu duruma düşebilirsiniz. "Biz yirminci yüzyıldayız, medeniyet artık yayıldı, musluk var, çeşme var…" dersiniz ama"Biz yirminci yüzyıldayız, medeniyet artık yayıldı, musluk var, çeşme var…" dersiniz ama pattadak dağ başında kalırsınız; otobüs bir yerde durur, araba bir yerde bozulur;pattadak dağ başında kalırsınız; otobüs bir yerde durur, araba bir yerde bozulur; böyle gerekebilir, bunlar hayatın cilveleridir.böyle gerekebilir, bunlar hayatın cilveleridir. Hiç ummadığın yerde birtakım şeylerle karşılaşabilirsin.Hiç ummadığın yerde birtakım şeylerle karşılaşabilirsin. Onun için sen de bir kabın içinden dökülmesi mümkün olmayan bir yerden su kullanma durumun olursaOnun için sen de bir kabın içinden dökülmesi mümkün olmayan bir yerden su kullanma durumun olursa elini ilk önce zorlanarak temizleyeceksin, elini üç defa yıkadıktan sonra elini sokarsanelini ilk önce zorlanarak temizleyeceksin, elini üç defa yıkadıktan sonra elini sokarsan o kabın içindeki suya, varile, kovaya, başka bir şeye zarar etmez.o kabın içindeki suya, varile, kovaya, başka bir şeye zarar etmez. Üç defa yıkandıktan sonra onu pisletmez, pis su saydırtmaz. Üç defa yıkandıktan sonra onu pisletmez, pis su saydırtmaz.

İze'steykaza ehadüküm fe'l-yekul:İze'steykaza ehadüküm fe'l-yekul: Elhamdulillâhillezî redde aleyye rûhî ve âfânî fî cesedî ve ezine lî bi-zikrihî. Elhamdulillâhillezî redde aleyye rûhî ve âfânî fî cesedî ve ezine lî bi-zikrihî.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş.

"Sizden biriniz -gece veya sabah- uykudan uyandığı zaman şöyle desin: "Sizden biriniz -gece veya sabah- uykudan uyandığı zaman şöyle desin:

Elhamdülillah ellezî redde aleyye rûhi. "Benim ruhumu bana geri bahşeden Allah'a hamdolsun." Elhamdülillah ellezî redde aleyye rûhi. "Benim ruhumu bana geri bahşeden Allah'a hamdolsun."

Çünkü ruhu öbür âlemlere, rüya âlemine gitti, aklı başından gitti; uyandığı zaman geldi. Çünkü ruhu öbür âlemlere, rüya âlemine gitti, aklı başından gitti; uyandığı zaman geldi.

"Benim ruhumu tekrar bana iade eden Allah'a hamd olsun." "Benim ruhumu tekrar bana iade eden Allah'a hamd olsun."

Uykudayken hiçbir şeyden haberi yok; yangın olur, böcek gelir, akrep gelir bir şey görmez anlamaz...Uykudayken hiçbir şeyden haberi yok; yangın olur, böcek gelir, akrep gelir bir şey görmez anlamaz... Ama uyandığı zaman tekrar ruhu yerine oturmuş, aklı başına gelmiş oluyor.Ama uyandığı zaman tekrar ruhu yerine oturmuş, aklı başına gelmiş oluyor. Bu da bir nimet! Bu da bir nimet!

Çünkü Allah ya ruhunu, aklını iade etmezse, ya uykusundan hiç uyanamazsa, devamlı bitkisel hayat…Çünkü Allah ya ruhunu, aklını iade etmezse, ya uykusundan hiç uyanamazsa, devamlı bitkisel hayat… Veya ölürse, akıl başına gelmezse…Veya ölürse, akıl başına gelmezse… Aklının başına gelmesi, tekrar normal hayatî faaliyetl İnsan nimeti görmeli. O nimete şükretmeli; Aklının başına gelmesi, tekrar normal hayatî faaliyetl İnsan nimeti görmeli. O nimete şükretmeli;

Elhamdülillâhillezî redde aleyye rûhi. "Ruhumu bana geri veren, iade eden Allah'a hamd olsun."Elhamdülillâhillezî redde aleyye rûhi. "Ruhumu bana geri veren, iade eden Allah'a hamd olsun." Ve âfânî fî cesedî. "Ve vücudumu da afiyetli kılan Allah'a hamd olsun." Ve âfânî fî cesedî. "Ve vücudumu da afiyetli kılan Allah'a hamd olsun."

Çünkü uyudum; hasta değilim, felçli değilim, aklım kaymış-kaçmış durumda değilim…Çünkü uyudum; hasta değilim, felçli değilim, aklım kaymış-kaçmış durumda değilim… Ruhumu iade etti; vücudumu da bedenimi de afiyetli olarak kaldırmış olan Allah'a hamd olsun. Ruhumu iade etti; vücudumu da bedenimi de afiyetli olarak kaldırmış olan Allah'a hamd olsun.

Ve ezine lî bi-zikrihî.Ve ezine lî bi-zikrihî. "Kendisine zikretme için bana izin vermiş olan Allah'a hamd olsun." "Kendisine zikretme için bana izin vermiş olan Allah'a hamd olsun."

"Benim ruhunu bana tekrar geri iade eden, vücudumu afiyetli kılan "Benim ruhunu bana tekrar geri iade eden, vücudumu afiyetli kılan ve kendisini zikretmeye bana müsaade buyuran o Allah'a hamd ü senâ olsun."ve kendisini zikretmeye bana müsaade buyuran o Allah'a hamd ü senâ olsun." diye kalkacak. uykudan kalktığı zaman. diye kalkacak. uykudan kalktığı zaman.

Tabi ibadet için kalkış oluyor. Demek ki gece namazına kalkış zamanında böyle okunacak.Tabi ibadet için kalkış oluyor. Demek ki gece namazına kalkış zamanında böyle okunacak. Sabaha da kalkmış olsa gene sabah namazı da zikirdir. O zikri için müsaade [olmuş olur]. Sabaha da kalkmış olsa gene sabah namazı da zikirdir. O zikri için müsaade [olmuş olur].

Muhterem kardeşlerim! Her zaman söylüyordum, işte delil karşımıza çıktı. Diyordum ki; Muhterem kardeşlerim!

Her zaman söylüyordum, işte delil karşımıza çıktı. Diyordum ki;

"Sabahleyin camiye gidemediysen akşamlardan işlediğim bir cezadandır." diyordum. "Sabahleyin camiye gidemediysen akşamlardan işlediğim bir cezadandır." diyordum.

Sabah namazı gelemedin. Neden? Sabah namazı gelemedin.

Neden?

Akşam ne sohbet ettin sen, gıybet mi, dedikodu mu yaptın, abdestsiz mi yattın… ne oldu? Akşam ne sohbet ettin sen, gıybet mi, dedikodu mu yaptın, abdestsiz mi yattın… ne oldu?

Gece senin bir kusurun var ki sabah namazına gelemedin, diyordum.Gece senin bir kusurun var ki sabah namazına gelemedin, diyordum. Bu duada Peygamber Efendimiz'in sözünde delil var. Bu duada Peygamber Efendimiz'in sözünde delil var.

Ne diyor? "O Allah'a hamd olsun ki zikrine bana müsaade etti.Ne diyor?

"O Allah'a hamd olsun ki zikrine bana müsaade etti.
Bana zikrini yapmama izin veren Allah'a hamd olsun." diyor. Bana zikrini yapmama izin veren Allah'a hamd olsun." diyor.

Muhterem kardeşlerim! Demek ki zikir de izinle oluyor, ibadet de izinle oluyor.Muhterem kardeşlerim!

Demek ki zikir de izinle oluyor, ibadet de izinle oluyor.
Allah dilemezse adam müslüman olamaz, ibadet edemez, namaz kılamaz, hayır yapamaz.Allah dilemezse adam müslüman olamaz, ibadet edemez, namaz kılamaz, hayır yapamaz. Hepsine müsaade Allah'tan çıkıyor, Allah izin veriyor. Hepsine müsaade Allah'tan çıkıyor, Allah izin veriyor.

Niye birisine müsaade çıkıyor da ötekisine çıkmıyor? Niye birisine müsaade çıkıyor da ötekisine çıkmıyor?

Mânevî birtakım kanunları bize gösteren bazı hadîs-i şerîfler var.Mânevî birtakım kanunları bize gösteren bazı hadîs-i şerîfler var. Maddî kanunlar var, fizik kanunları var, bir de mâneviyatın kanunları var. Maddî kanunlar var, fizik kanunları var, bir de mâneviyatın kanunları var.

"Sen bir günah işledin mi, bir suç işledin mi,"Sen bir günah işledin mi, bir suç işledin mi, bir edepsizlik yaptın mı Allah'ın tevfîki refîk olmuyor.bir edepsizlik yaptın mı Allah'ın tevfîki refîk olmuyor. Allah hidayetini, tevfîkini çekti mi kendi başına kalıyorsun.Allah hidayetini, tevfîkini çekti mi kendi başına kalıyorsun. O zaman hayır yapmaya muvaffak olamıyorsun. Kabahat, kusur gene sende! O zaman hayır yapmaya muvaffak olamıyorsun. Kabahat, kusur gene sende!

Demek ki zikir bir şerefmiş, Allah herkese vermiyor;Demek ki zikir bir şerefmiş, Allah herkese vermiyor; camiye gelebilmek çok büyük bir şerefmiş, Allah herkese vermiyor.camiye gelebilmek çok büyük bir şerefmiş, Allah herkese vermiyor. Sevaplı bir iş yapmak çok kazançlı bir şey, bu kazancı Allah herkese nasip etmiyor.Sevaplı bir iş yapmak çok kazançlı bir şey, bu kazancı Allah herkese nasip etmiyor. Kâfirler ağlasın! Ağlasınlar, saçlarını başlarını yolsunlar ki Allah onlara bunları nasip etmiyor!Kâfirler ağlasın! Ağlasınlar, saçlarını başlarını yolsunlar ki Allah onlara bunları nasip etmiyor! Sevgili kullarına nasip ediyor, sevmediği kullarına nasip etmiyor.Sevgili kullarına nasip ediyor, sevmediği kullarına nasip etmiyor. Adam "Camiye gelmiyorum." diye böbürlenmesin, ağlasın! Adam "Camiye gelmiyorum." diye böbürlenmesin, ağlasın!

Neden? Neden?

Huzûr-u rabbi'l-İzzet'e kabul müsaadesi çıkmıyor da ondan!Huzûr-u rabbi'l-İzzet'e kabul müsaadesi çıkmıyor da ondan! Allah'ın; huzuruna girmeye izin verilmiyor, kapıdan kovulmuş.Allah'ın; huzuruna girmeye izin verilmiyor, kapıdan kovulmuş. "Niye benim halim böyle!" diye saçını başını yolsun, başını duvardan duvara vursun!"Niye benim halim böyle!" diye saçını başını yolsun, başını duvardan duvara vursun! Namaz kılamayan bir insanın böyle olması, ibadet yapamayan bir insanın çok ağlaması lazım.Namaz kılamayan bir insanın böyle olması, ibadet yapamayan bir insanın çok ağlaması lazım. "Nedir benim bu halim ki Allah bunu bana nasip etmiyor…" demesi lazım. "Nedir benim bu halim ki Allah bunu bana nasip etmiyor…" demesi lazım.

Ortada bir nasipsizlik var! Çare ne? Ortada bir nasipsizlik var!

Çare ne?

Çare de gene Allah'tan, başka bir yerden değil! Eczaneden alınacak bir ilaç yok.Çare de gene Allah'tan, başka bir yerden değil! Eczaneden alınacak bir ilaç yok. Çare gene Allah'tan! Ne yapacak? Çare gene Allah'tan!

Ne yapacak?

Çare tevbe etmek, pişman olmak, gözyaşı dökmek.Çare tevbe etmek, pişman olmak, gözyaşı dökmek. "Affet yâ Rabbi! Ben pişman oldum."Affet yâ Rabbi! Ben pişman oldum. Bilerek yaptığıma da bilmeyerek yaptığıma da pişmanım,Bilerek yaptığıma da bilmeyerek yaptığıma da pişmanım, beni bağışla yâ Rabbi!" demekten başka çare yok. beni bağışla yâ Rabbi!" demekten başka çare yok.

Ama Allah daha çok sevsin diye insan önce bir hayır yapar;Ama Allah daha çok sevsin diye insan önce bir hayır yapar; bir sadaka verir, fukarâya vs. bir hayır hasenât yapar.bir sadaka verir, fukarâya vs. bir hayır hasenât yapar. Sonra belki bir nursuzluk, gusülsüzlük, belki bir şey vardır diyeSonra belki bir nursuzluk, gusülsüzlük, belki bir şey vardır diye "Yâ Rabbi! Benim bilmediğim kirlerim paslarım, günahlarım varsa aksın…" diye güzelce bir gusül abdesti, boy abdesti alır."Yâ Rabbi! Benim bilmediğim kirlerim paslarım, günahlarım varsa aksın…" diye güzelce bir gusül abdesti, boy abdesti alır. Sonra bir fukarâya vs. hayır hasenât, sadaka verir.Sonra bir fukarâya vs. hayır hasenât, sadaka verir. Sonra da seccadesini yayar, namaz kılar, elini açar, Allah'a hamd ü senâ eder. Sonra da seccadesini yayar, namaz kılar, elini açar, Allah'a hamd ü senâ eder.

Fatiha bize bir edep öğretiyor.Fatiha bize bir edep öğretiyor. Doğrudan doğruya İhdina's-sırâte'l-müstakîm,Doğrudan doğruya İhdina's-sırâte'l-müstakîm, "Yâ Rabbi! Bizi doğru yola çek, doğru yola götür." diye başlamıyoruz. Bize edep öğretiyor. "Yâ Rabbi! Bizi doğru yola çek, doğru yola götür." diye başlamıyoruz. Bize edep öğretiyor. Elhamdullillâhi rabbi'l-âlemîn, "Hamd olsun âlemlerin rabbine, Allah'a!" diye başlıyoruz.Elhamdullillâhi rabbi'l-âlemîn, "Hamd olsun âlemlerin rabbine, Allah'a!" diye başlıyoruz. "Rahman'dır, Rahim'dir." diye düşünüyoruz, O'nu güzel sıfatlarıyla övüyoruz; sonra istiyoruz. "Rahman'dır, Rahim'dir." diye düşünüyoruz, O'nu güzel sıfatlarıyla övüyoruz; sonra istiyoruz.

Onun için Allahu Teâlâ hazretlerini övsün, senâ eylesin.Onun için Allahu Teâlâ hazretlerini övsün, senâ eylesin. Hamd eylesin, nimetlerini itiraf eylesin:Hamd eylesin, nimetlerini itiraf eylesin: "Yâ Rabbi! Sen bana çok nimetler ihsan ettin, ben sana layık kulluk edemedim."Yâ Rabbi! Sen bana çok nimetler ihsan ettin, ben sana layık kulluk edemedim. Kabahatliyim, bütün suçlar benim. Kabul ediyorum, hatamı anlamış bulunuyorum.Kabahatliyim, bütün suçlar benim. Kabul ediyorum, hatamı anlamış bulunuyorum. Affet yâ Rabbi, çok pişman oldum, bundan sonra bir daha yapmayacağım,Affet yâ Rabbi, çok pişman oldum, bundan sonra bir daha yapmayacağım, iyi kulun olacağım yâ Rabbi!.." diye, cân u gönülden söz versin. O zaman hatası kalkar. iyi kulun olacağım yâ Rabbi!.." diye, cân u gönülden söz versin. O zaman hatası kalkar.

Haram lokma yerken nasip olmaz. Hatta ben size kesin olarak şunu söylüyorum: Haram lokma yerken nasip olmaz. Hatta ben size kesin olarak şunu söylüyorum:

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Helal lokma yiyen bir insan haram iş yaptı mı o zaman ayağı kaymaya başlar.Helal lokma yiyen bir insan haram iş yaptı mı o zaman ayağı kaymaya başlar. Akşam gıybet ediyorsun, gıybet haram; sabah ayağın kayar. Lokman helaldi ama sözün haramdı! Akşam gıybet ediyorsun, gıybet haram; sabah ayağın kayar. Lokman helaldi ama sözün haramdı!

Lokmanın haramı haram da sözün haramı haram değil mi? O da haram! Lokmanın haramı haram da sözün haramı haram değil mi?

O da haram!

Hem sözünü doğru söz söyleyeceksin, hem gözünü günahtan koruyacaksınHem sözünü doğru söz söyleyeceksin, hem gözünü günahtan koruyacaksın hem kalbini yanlış kanaatten, fikirden koruyacaksın.hem kalbini yanlış kanaatten, fikirden koruyacaksın. Kalbi fâsid, kalbi yanlış düşüncede, yanlış fikirde; o zaman da ayağı kayar.Kalbi fâsid, kalbi yanlış düşüncede, yanlış fikirde; o zaman da ayağı kayar. Edepsizce bir düşünceye kapılır, kafasına şeytan bir fikir sokar,Edepsizce bir düşünceye kapılır, kafasına şeytan bir fikir sokar, kâfirle konuştuğu zaman kâfir ona ters bir söz söyler… kâfirle konuştuğu zaman kâfir ona ters bir söz söyler…

"Doğru olabilir mi acaba!" diye küfrün bir pisliğinden yine bulaştırır."Doğru olabilir mi acaba!" diye küfrün bir pisliğinden yine bulaştırır. Sonra kalbi bozuksa, lisanı bozuksa, lokması bozuksaSonra kalbi bozuksa, lisanı bozuksa, lokması bozuksa doğru bir insanın ayağı bir haramdan dolayı kayar. Muhterem kardeşlerim! doğru bir insanın ayağı bir haramdan dolayı kayar.

Muhterem kardeşlerim!

Onun için haram lokmayı keseceğiz, haramları bırakacağız; sonra yalvaracağız.Onun için haram lokmayı keseceğiz, haramları bırakacağız; sonra yalvaracağız. Yalvardın mı affetmek yine Allah'ın şânından: Yalvardın mı affetmek yine Allah'ın şânından:

"Ümit kesmeyin tevbe edin, ben sizin tevbenizi kabul ederim, teveccüh ederim."Ümit kesmeyin tevbe edin, ben sizin tevbenizi kabul ederim, teveccüh ederim. İsteyin, istediğinizi veririm!" diye Kur'ân-ı Kerîm'de kendisi vaad ediyor. İsteyin, istediğinizi veririm!" diye Kur'ân-ı Kerîm'de kendisi vaad ediyor. Vaadi haktır, vaadinden hulfü, dönmesi yoktur. Allah'ın vaadi vaattir, mutlaka yapacak.Vaadi haktır, vaadinden hulfü, dönmesi yoktur. Allah'ın vaadi vaattir, mutlaka yapacak. Onun için zikir de, namaz-niyaz da Allah'ın izniyle olduğundan bu işleri yapamayanlarda bir sakatlık,Onun için zikir de, namaz-niyaz da Allah'ın izniyle olduğundan bu işleri yapamayanlarda bir sakatlık, bir kusur var ki Allah ceza olarak ibadetini yaptırtmıyor. bir kusur var ki Allah ceza olarak ibadetini yaptırtmıyor.

O zaman, yapabilen insanlar da şükretsinler,O zaman, yapabilen insanlar da şükretsinler, "Elhamdülillah, çok şükür yâ Rabbi!" desinler ki Allah bu nimeti onlara nasip etmiş. "Elhamdülillah, çok şükür yâ Rabbi!" desinler ki Allah bu nimeti onlara nasip etmiş.

Yâ Rabbi! Çok şükür ki bizi camide topladın.Yâ Rabbi! Çok şükür ki bizi camide topladın. Kahvehane, bar pavyon, tiyatro, sinema değil; elhamdülillah bizi camide topladın,Kahvehane, bar pavyon, tiyatro, sinema değil; elhamdülillah bizi camide topladın, abdesti aldırttın, namazı kıldırttın, Peygamber Efendimiz'in hadislerini dinlettiriyorsun… abdesti aldırttın, namazı kıldırttın, Peygamber Efendimiz'in hadislerini dinlettiriyorsun…

"Yâ Rabbi! Sen bu hadislerdeki müjdeleri bize vermek istemesen bunları dinlettirir miydin?" demek lazım."Yâ Rabbi! Sen bu hadislerdeki müjdeleri bize vermek istemesen bunları dinlettirir miydin?" demek lazım. "Dinlettiriyorsun; demek ki bizim o mükâfatlara ermemizi istiyorsun. "Dinlettiriyorsun; demek ki bizim o mükâfatlara ermemizi istiyorsun. Yâ Rabbi! Çok şükür sana." dememiz lazım. İşin aslı bu! Yâ Rabbi! Çok şükür sana." dememiz lazım. İşin aslı bu!

Ötekisine dinlettirmiyor da niçin sana dinlettiriyor? Ötekisine dinlettirmiyor da niçin sana dinlettiriyor?

Demek ki bu da bir nimet, o nimeti sana nasip etmiş! Demek ki bu da bir nimet, o nimeti sana nasip etmiş!

Pazar günü gezmemişsin, başka yere gitmemişsin; ayağın seni buraya getirmiş.Pazar günü gezmemişsin, başka yere gitmemişsin; ayağın seni buraya getirmiş. Burada Allah'ın bu mükâfatlı müjdelerini duyuyorsun. "Gece kalkayım…" diye kafana yerleştiriyorsun.Burada Allah'ın bu mükâfatlı müjdelerini duyuyorsun. "Gece kalkayım…" diye kafana yerleştiriyorsun. Kalkınca Allah'a hamd edeyim diye hafızana yer ediyor. Kalkınca Allah'a hamd edeyim diye hafızana yer ediyor.

Allah sana öğretiyor! Peygamber Efendimiz 1400 yıl önce yaşamış ama Allah öğretiyor;Allah sana öğretiyor! Peygamber Efendimiz 1400 yıl önce yaşamış ama Allah öğretiyor; "Kulum, gece namazına kalk!" diye davet geliyor."Kulum, gece namazına kalk!" diye davet geliyor. Kalktığın zaman da böyle ol, abdestini de şöyle al… Kalktığın zaman da böyle ol, abdestini de şöyle al…

Her şeyi öğretiyor daha ne istiyorsun?.. Elhamdülillah daha ne isteriz!? Her şeyi öğretiyor daha ne istiyorsun?..

Elhamdülillah daha ne isteriz!?

Ne isteriz? Ne isteriz?

Duyduğumuzu yapmak, ilmimizle âmil olmak isteriz. Duymak yetmiyor; insan duyduğunu uygularsa… Duyduğumuzu yapmak, ilmimizle âmil olmak isteriz. Duymak yetmiyor; insan duyduğunu uygularsa…

"Duydum, sevapları kazandım." "Dur! Daha olmadı, daha kazanmadın."Duydum, sevapları kazandım."

"Dur! Daha olmadı, daha kazanmadın.
Gece kalkarsan sevabı kazanacaksın. Bu işleri yaparsan sevabı kazanacaksın!" Gece kalkarsan sevabı kazanacaksın. Bu işleri yaparsan sevabı kazanacaksın!"

Yapmazsan? Yapmazsan?

el-İlmü bilâ amelin vebâlün.el-İlmü bilâ amelin vebâlün. "Uygulaması olmayan kuru bilgi, insana yüktür, vebaldir, sorumluluktur!" "Uygulaması olmayan kuru bilgi, insana yüktür, vebaldir, sorumluluktur!"

Âhirette onun hesabı olacak. Allah, "Duydun da niye yapmadın kulum?" diyecek. Âhirette onun hesabı olacak. Allah, "Duydun da niye yapmadın kulum?" diyecek.

"Bilmiyor muydun? İskenderpaşa'da duymadın mı? Es'ad Hoca söylemedi mi?.." "Bilmiyor muydun? İskenderpaşa'da duymadın mı? Es'ad Hoca söylemedi mi?.."

İnkâr mı edeceksin? Bilip yapmadığı zaman sorumluluğu olur.İnkâr mı edeceksin? Bilip yapmadığı zaman sorumluluğu olur. O bakımdan Allah celle celâlüh hazretlerine hamd ü senâlar olsun.O bakımdan Allah celle celâlüh hazretlerine hamd ü senâlar olsun. Şükrederiz, hamd ederiz ki bizi bu meclislere getirtti, bu sözleri, hadisleri bana okutturdu,Şükrederiz, hamd ederiz ki bizi bu meclislere getirtti, bu sözleri, hadisleri bana okutturdu, bana da öğretti, size de dinlettirdi, size de öğretti. bana da öğretti, size de dinlettirdi, size de öğretti.

"Yâ Rabbi, bu nimetine hamd ederiz."Yâ Rabbi, bu nimetine hamd ederiz. Bu bilgimizi uygulama nimetini de ihsan etmeni niyaz ederiz!..." diye dua etmemiz lazım. Bu bilgimizi uygulama nimetini de ihsan etmeni niyaz ederiz!..." diye dua etmemiz lazım.

İze'ysteykaza'l-insânu min menâmihî ibtederehû melekün ve şeytânunİze'ysteykaza'l-insânu min menâmihî ibtederehû melekün ve şeytânun fe-yekûlü'l-melek iftah bi-hayr ve yekûlü'ş-şeytan iftah bi-şer.fe-yekûlü'l-melek iftah bi-hayr ve yekûlü'ş-şeytan iftah bi-şer. Fe-in kâle: Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâFe-in kâle: Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâ elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard.elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard. Elhamdülilillâhillezi yumsikü'lleti kadâ aleyhe'l-mevtElhamdülilillâhillezi yumsikü'lleti kadâ aleyhe'l-mevt ve yürsilü'l-uhrâ ilâ eceli'n-müsemmâ tarade'l-melekü'ş-şeytâne ve zalle yekleuhû. ve yürsilü'l-uhrâ ilâ eceli'n-müsemmâ tarade'l-melekü'ş-şeytâne ve zalle yekleuhû.

Bu da Câbir radıyallahu anh'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf. Bu da Câbir radıyallahu anh'ın rivayet ettiği bir hadîs-i şerîf.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Menâm da nevm gibidir. Masdar-ı mîm'i "uyumak" demek. Menâm da nevm gibidir. Masdar-ı mîm'i "uyumak" demek.

Kadın olsun, erkek olsun; aklı başında olan her kişi, uykusundan uyandığı zaman… Kadın olsun, erkek olsun; aklı başında olan her kişi, uykusundan uyandığı zaman…

İze'ysteykaza'l-insânu min menâmihî ibtederehû melekün ve şeytânun.İze'ysteykaza'l-insânu min menâmihî ibtederehû melekün ve şeytânun. "Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman hemen yanına bir melek ve şeytan gelir." "Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman hemen yanına bir melek ve şeytan gelir."

Yarışırcasına alelacele, hemen kapmak için ikisi birden gelir.Yarışırcasına alelacele, hemen kapmak için ikisi birden gelir. Uyanan insanın başının ucuna bir melek, bir şeytan gelir. Uyanan insanın başının ucuna bir melek, bir şeytan gelir.

Fe-yekûlü'l-melek iftah bi-hayr.Fe-yekûlü'l-melek iftah bi-hayr. "Uyanan kimseye melek der ki; 'Hayırla başla, faaliyetlerini hayırla aç.'" "Uyanan kimseye melek der ki; 'Hayırla başla, faaliyetlerini hayırla aç.'"

Uyuyordun, faaliyetler kapalıydı.Uyuyordun, faaliyetler kapalıydı. Şimdi faaliyetleri açılıyor; kalkacaksın, konuşacaksın, işler yapacaksın. Şimdi faaliyetleri açılıyor; kalkacaksın, konuşacaksın, işler yapacaksın.

İftah bi-şerr. Şeytan da der ki; "Yok yok, hayırla açma; şerle aç!" İftah bi-şerr. Şeytan da der ki; "Yok yok, hayırla açma; şerle aç!"

Hani adama; "Bugün soldan mı kalktın be adam! Her şeyin ters!" filan diyoruz.Hani adama;

"Bugün soldan mı kalktın be adam! Her şeyin ters!" filan diyoruz.
Demek ki başına melek geliyor; "Hayırla başla!" diyor, şeytan geliyor; "Şerle başla!" diyor.Demek ki başına melek geliyor; "Hayırla başla!" diyor, şeytan geliyor; "Şerle başla!" diyor. Şeytan şeytanlığını yapıp onu şeytanî yola çekemeye çalışıyor. Melek de ikaz ediyor. Şeytan şeytanlığını yapıp onu şeytanî yola çekemeye çalışıyor. Melek de ikaz ediyor.

"Ben bunu duymuyorum hocam." "Duymuyorsun ama duyan söylüyor, daha ne istiyorsun?" "Ben bunu duymuyorum hocam."

"Duymuyorsun ama duyan söylüyor, daha ne istiyorsun?"

Peygamber Efendimiz söylüyor. Allah sana da duyursun.Peygamber Efendimiz söylüyor. Allah sana da duyursun. Belki duyursa, gösterse korkarsın.Belki duyursa, gösterse korkarsın. Kıllı, kuyruklu, boynuzlu şeytan karşına gelmiş, insanın aklı başından gider!Kıllı, kuyruklu, boynuzlu şeytan karşına gelmiş, insanın aklı başından gider! Belki sadece haberinin verilmesi daha iyi. Meleği görse sevinir de… Belki sadece haberinin verilmesi daha iyi. Meleği görse sevinir de…

Fe-in kâle. "Uyanan kişi şu sözleri söylerse…"Fe-in kâle. "Uyanan kişi şu sözleri söylerse…" Tarade'l-melekü'ş-şeytân. "Kul şu duaları okursa, melek şeytanı tart eder, onu defeder." Tarade'l-melekü'ş-şeytân. "Kul şu duaları okursa, melek şeytanı tart eder, onu defeder."

Hadi git bakalım, sana burada iş yok! Uzaklaştırır, tart eder. Hadi git bakalım, sana burada iş yok!

Uzaklaştırır, tart eder.

Ve dalle yekleehû. "Onu korumaya başlar." Ve dalle yekleehû. "Onu korumaya başlar."

Kişi meleğin himayesine girdi; melek, şeytanı defetti.Kişi meleğin himayesine girdi; melek, şeytanı defetti. Artık uykusundan uyanan o kimsenin hâli nasıl güzel! Neden? Artık uykusundan uyanan o kimsenin hâli nasıl güzel!

Neden?

Melek muhafızı oldu. Melek onu hıfz etmeye başladı, himayesi altına aldı. Melek muhafızı oldu. Melek onu hıfz etmeye başladı, himayesi altına aldı.

Bunu demezse… Kalktı: Bunu demezse… Kalktı:

"Hey hanım, bre neredesin? Nerede benim terliklerim?"Hey hanım, bre neredesin? Nerede benim terliklerim? Sırtım terlemiş; şunu getir, bunu götür.Sırtım terlemiş; şunu getir, bunu götür. Çocuklar, gene benim gözlüğümü nereye kodunuz? Allah kahretsin…" Çocuklar, gene benim gözlüğümü nereye kodunuz? Allah kahretsin…"

Bazı insanlar bir sürü berbat sözler söylüyor.Bazı insanlar bir sürü berbat sözler söylüyor. Yatağından kalkıyor, sağa sola saldırmaya, kalp kırmaya başlıyor.Yatağından kalkıyor, sağa sola saldırmaya, kalp kırmaya başlıyor. Demek ki onun hâli harap. Şeytan buna kancayı taktı.Demek ki onun hâli harap. Şeytan buna kancayı taktı. Hani –affedersiniz- böyle burnuna halkayı takıyorlar da def de çalıp;Hani –affedersiniz- böyle burnuna halkayı takıyorlar da def de çalıp; "Kaynana nasıl utanır, bilmem nasıl yapar…" diye bazı insanlar bazı hayvanları böyle oynatıyor."Kaynana nasıl utanır, bilmem nasıl yapar…" diye bazı insanlar bazı hayvanları böyle oynatıyor. Allah korusun şeytan da insana mânevî bakımdan halkayı takar; def çalıp oynatır.Allah korusun şeytan da insana mânevî bakımdan halkayı takar; def çalıp oynatır. Onun için bu duayı ezberleyelim, öğrenelim. Onun için bu duayı ezberleyelim, öğrenelim.

Uyanan insanın ne demesi lazımmış? Üç tane hamd ediyor. Uyanan insanın ne demesi lazımmış?

Üç tane hamd ediyor.

Birisi; Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâ. Birisi; Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâ.

İkincisi; Elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard. İkincisi; Elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard.

Üçüncüsü; Elhamdülilillâhillezi yumsikü'lleti kadâ aleyhe'l-mevt ve yürsilü'l-uhrâ ilâ eceli'n-müsemmâ. Üçüncüsü; Elhamdülilillâhillezi yumsikü'lleti kadâ aleyhe'l-mevt ve yürsilü'l-uhrâ ilâ eceli'n-müsemmâ.

Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâ.Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâ. "Ölüm gibi bir haldeyken, uykuda hiçbir şeyden habersiz ölmüş gibiyken"Ölüm gibi bir haldeyken, uykuda hiçbir şeyden habersiz ölmüş gibiyken o ölümünden sonra canımı, nefsimi tekrar dirilten Allah'a, hamd olsun." o ölümünden sonra canımı, nefsimi tekrar dirilten Allah'a, hamd olsun."

Uyku ölüme benzer, ölüme yakındır.Uyku ölüme benzer, ölüme yakındır. Her ne kadar uykuda kalp atıyor,Her ne kadar uykuda kalp atıyor, hayatî faaliyetler hafif bir tarzda devam ediyorsa da bir çeşit ölüm gibidir.hayatî faaliyetler hafif bir tarzda devam ediyorsa da bir çeşit ölüm gibidir. Kişi uykuda hiçbir şeyi fark etmiyor. Her türlü hücuma karşı müdafaasız durumda oluyor. Kişi uykuda hiçbir şeyi fark etmiyor. Her türlü hücuma karşı müdafaasız durumda oluyor.

"Benim nefsimi, canımı ölümümden sonra tekrar dirilten Allah'a hamd olsun." "Benim nefsimi, canımı ölümümden sonra tekrar dirilten Allah'a hamd olsun."

Uyanmak, ölümden kalkmak gibi olduğundan hamdlerin biri bu. Uyanmak, ölümden kalkmak gibi olduğundan hamdlerin biri bu.

Elhamdülillah ki uyanabildim, ya uyanamazsam? Elhamdülillah ki uyanabildim, ya uyanamazsam?

Bazen oluyormuş; anestezi uzmanları ameliyatta hastayı bayıltıyormış, ayıltamıyorlarmış.Bazen oluyormuş; anestezi uzmanları ameliyatta hastayı bayıltıyormış, ayıltamıyorlarmış. Bayıltmasına bayılttı, ayıltmasına gelince ayıltamıyor. Adam gitti gidiyor. Öyle de olabilir.Bayıltmasına bayılttı, ayıltmasına gelince ayıltamıyor. Adam gitti gidiyor. Öyle de olabilir. Böyle olanlar da belki vardır. İnsan gazeteleri okusa misalini bulabilir. Böyle olanlar da belki vardır. İnsan gazeteleri okusa misalini bulabilir.

Elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard. Elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard.

Bunun mânası ne? Bunun mânası ne?

"Semayı yere düşmekten muhafaza edip tutan Allah'a hamd olsun." "Semayı yere düşmekten muhafaza edip tutan Allah'a hamd olsun."

Bu bir âyet-i kerîmenin kelimeleridir. Bu bir âyet-i kerîmenin kelimeleridir.

Sema başımıza yıkılsa ne oluruz?Sema başımıza yıkılsa ne oluruz? Yıldızlar sapır sapır gelse, dünyaya çarpsa, kafamıza dökülse ne olur?.. Kıyamet kopar! Yıldızlar sapır sapır gelse, dünyaya çarpsa, kafamıza dökülse ne olur?..

Kıyamet kopar!

Bir yıldız gelse, yıldız gelmese de göktaşları gelse, göktaşı bombardımanına uğrasak… Bir yıldız gelse, yıldız gelmese de göktaşları gelse, göktaşı bombardımanına uğrasak…

İrili ufaklı meteorlar geliyor; Beyazıt Meydanı'na bir tane, Fatih'e bir tane… İnsanlar mahvolur.İrili ufaklı meteorlar geliyor; Beyazıt Meydanı'na bir tane, Fatih'e bir tane… İnsanlar mahvolur. Semanın yere düşmemesi, semanın sema olarak, yerin yer olarak kalması! Semanın yere düşmemesi, semanın sema olarak, yerin yer olarak kalması!

Sema yere nasıl düşer? Sema yere nasıl düşer?

Meteor düşmesi, yıldız düşmesi filan dedim ama bir de astronomi bilginleri diyorlar ki;Meteor düşmesi, yıldız düşmesi filan dedim ama bir de astronomi bilginleri diyorlar ki; "Gökyüzünde sönmüş yıldızlar var."Gökyüzünde sönmüş yıldızlar var. Bütün bu atomik faaliyetleri vs. yapmış, sönmüş; çok yoğun bir kitle haline gelmiş.Bütün bu atomik faaliyetleri vs. yapmış, sönmüş; çok yoğun bir kitle haline gelmiş. Kitlesi yoğun olduğu için yoğun kitle, yakınından geçen başka hafif kitleleriKitlesi yoğun olduğu için yoğun kitle, yakınından geçen başka hafif kitleleri kendisine çekiyor, kendisine katıyor. kendisine çekiyor, kendisine katıyor.

Astronomi bilginleri; gökyüzünde etrafından geçen yıldızları, gökcisimlerini yutan kara noktalar tespit etmiş.Astronomi bilginleri; gökyüzünde etrafından geçen yıldızları, gökcisimlerini yutan kara noktalar tespit etmiş. Gökyüzünü teleskopla tararken bakıyorlar ki kara nokta!Gökyüzünü teleskopla tararken bakıyorlar ki kara nokta! Çünkü ışıksız, çünkü orada bir patlama ve atom şeyi [hareketi], radyasyon falan yok. Çünkü ışıksız, çünkü orada bir patlama ve atom şeyi [hareketi], radyasyon falan yok.

Işıksız, sönmüş bir yıldız ama adamakıllı yoğunlaşmış, tabiri caizse gülle gibi olmuş.Işıksız, sönmüş bir yıldız ama adamakıllı yoğunlaşmış, tabiri caizse gülle gibi olmuş. Tabi gülleden çok daha ağır. Tabi gülleden çok daha ağır.

Bu gülle gibi olan gök cismi, yakınından bir yıldız geçerken yörüngesini kendisine yaklaştırıyor.Bu gülle gibi olan gök cismi, yakınından bir yıldız geçerken yörüngesini kendisine yaklaştırıyor. Mıknatısın küçük demir parçalarını çektiği gibi kendi içine katıyor, onu yutuyor.Mıknatısın küçük demir parçalarını çektiği gibi kendi içine katıyor, onu yutuyor. Böylece gökcisimlerini yutan kara noktalar oluşuyor. Böylece gökcisimlerini yutan kara noktalar oluşuyor.

Dünya da böyle bir duruma gelse; dünyanın ayı etrafında, ilk önce kendisine küt diye çeker.Dünya da böyle bir duruma gelse; dünyanın ayı etrafında, ilk önce kendisine küt diye çeker. İşte o zaman sema insanın başına göçmüş olur. İşte o zaman sema insanın başına göçmüş olur.

Ay dolunayken; "Aman mehtap ne güzel…" derken yaklaşsa yaklaşsa,Ay dolunayken; "Aman mehtap ne güzel…" derken yaklaşsa yaklaşsa, küt diye çarpsa dünyanın hâli ne olur? Ne olacağı ortada! küt diye çarpsa dünyanın hâli ne olur?

Ne olacağı ortada!

Allah'ın celle celâlüh kudretinin bir eseri deAllah'ın celle celâlüh kudretinin bir eseri de bu âyet-i kerîmede bize işaret ediliyor ki sema, sema olarak duruyor.bu âyet-i kerîmede bize işaret ediliyor ki sema, sema olarak duruyor. Ay dünyanın uydusu ama dünyaya düşmüyor. Neden? Ay dünyanın uydusu ama dünyaya düşmüyor.

Neden?

Öyle muhteşem kanunlar var ki Allah ona bir dönme vermiş:Öyle muhteşem kanunlar var ki Allah ona bir dönme vermiş: Dünyanın bir cazibe kanunu var, dönmenin de bir merkezkaç kuvveti var.Dünyanın bir cazibe kanunu var, dönmenin de bir merkezkaç kuvveti var. İkisi arasını dengelemiş; ay belli bir mesafede duruyor.İkisi arasını dengelemiş; ay belli bir mesafede duruyor. Ne fizik kanunları, ne şahane nizam var ki ay dünyanın uydusu olduğu halde,Ne fizik kanunları, ne şahane nizam var ki ay dünyanın uydusu olduğu halde, dünyadan küçük olduğu, dünyanın yakınında olduğu halde düşmüyor. Neden? dünyadan küçük olduğu, dünyanın yakınında olduğu halde düşmüyor.

Neden?

Çevirdiğin şeyi, sapanı veya bir taşı bıraktığın zaman dışa gider.Çevirdiğin şeyi, sapanı veya bir taşı bıraktığın zaman dışa gider. Döndü mü dışa gitme kuvveti meydana geliyor da onun için! Döndü mü dışa gitme kuvveti meydana geliyor da onun için!

Bu âyet-i kerimede işte bu nizama işaret ediliyor.Bu âyet-i kerimede işte bu nizama işaret ediliyor. Allah celle celâlüh göğü başımıza geçirmiyor.Allah celle celâlüh göğü başımıza geçirmiyor. Ayı, kameri, yıldızları dünyaya sapır sapır indirmiyor, çarptırmıyor.Ayı, kameri, yıldızları dünyaya sapır sapır indirmiyor, çarptırmıyor. Kâinâtın nizamı devam ediyor. Kıyamet kopmuyor, hayat devam ediyor. Kâinâtın nizamı devam ediyor. Kıyamet kopmuyor, hayat devam ediyor.

Allah hem benim ruhumu uykudan sonra uyanıklık âlemine gönderiyor, O'na hamd olsun;Allah hem benim ruhumu uykudan sonra uyanıklık âlemine gönderiyor, O'na hamd olsun; hem de dünya nizamı devam ediyor, dünya yıkılmıyor, ona hamd olsun, demiş oluyor. hem de dünya nizamı devam ediyor, dünya yıkılmıyor, ona hamd olsun, demiş oluyor.

Elhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâElhamdülillâhillezi ahyâ nefsî ba'de mevtihâ elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard.elhamdülillâhillezi yumsiku semâe entakae ale'l-ard. Elhamdülilillâhillezi yumsikü'lleti kadâ aleyhe'l-mevt ve yürsilü'l-uhrâ ilâ eceli'n-müsemmâ Elhamdülilillâhillezi yumsikü'lleti kadâ aleyhe'l-mevt ve yürsilü'l-uhrâ ilâ eceli'n-müsemmâ

İnsan bunu söylerken bu üç hamdi, Allah'a şükredilecek noktayı hatırına getirmiş oluyor. İnsan; İnsan bunu söylerken bu üç hamdi, Allah'a şükredilecek noktayı hatırına getirmiş oluyor. İnsan;

"Allah benim canımı tekrar bana bağışladı. Aklım başımda hayata döndürdü."Allah benim canımı tekrar bana bağışladı. Aklım başımda hayata döndürdü. Gökyüzünü başıma geçirmedi, kıyamet kopmadı, dünya hayatı devam ediyor.Gökyüzünü başıma geçirmedi, kıyamet kopmadı, dünya hayatı devam ediyor. Kulların bazısı eceli geldiği zaman uykudan uyanamıyorlar, vefat edip gidiyorlar;Kulların bazısı eceli geldiği zaman uykudan uyanamıyorlar, vefat edip gidiyorlar; beni hayata gönderdi, ölenlerden etmedi, daha yaşıyorum. Bu hayatıma hamd olsun." demiş oluyor. beni hayata gönderdi, ölenlerden etmedi, daha yaşıyorum. Bu hayatıma hamd olsun." demiş oluyor.

İşte böyle hamd ile başlayan bir kimsenin başına gelmiş olan melek,İşte böyle hamd ile başlayan bir kimsenin başına gelmiş olan melek, öbür tarafına gelmiş olan şeytanı tart eder. Hadi bakalım oradan, yallah. öbür tarafına gelmiş olan şeytanı tart eder.

Hadi bakalım oradan, yallah.

Şeytan ondan gider, sonra melek ona hâkim olur. O günü hayırlı bir gün olarak geçer. Şeytan ondan gider, sonra melek ona hâkim olur. O günü hayırlı bir gün olarak geçer.

Demek ki bizim dedelerin de "Mübarek, bugün sen sol tarafından mı kalktın, nedir bu!" filanDemek ki bizim dedelerin de "Mübarek, bugün sen sol tarafından mı kalktın, nedir bu!" filan dediklerinin dinimizde hadîs-i şerîflerde mesnedi olduğu anlaşılıyor. dediklerinin dinimizde hadîs-i şerîflerde mesnedi olduğu anlaşılıyor.

Allah bize güne böyle hayırlı başlamayı, günü hayırlı sürdürmeyi, hayırlı bitirmeyi nasip etsin.Allah bize güne böyle hayırlı başlamayı, günü hayırlı sürdürmeyi, hayırlı bitirmeyi nasip etsin. Ömrümüzü faydalı ömür eylesin. Salih amelleri işlemekle verimli geçirmeyi nasip eylesin.Ömrümüzü faydalı ömür eylesin. Salih amelleri işlemekle verimli geçirmeyi nasip eylesin. Huzuruna yüzü ak, alnı açık, sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı nasip ve müyesser eylesin. Huzuruna yüzü ak, alnı açık, sevdiği, razı olduğu kul olarak varmayı nasip ve müyesser eylesin.

Fâtihâ-yı şerîfe mea'l-Besmele... Fâtihâ-yı şerîfe mea'l-Besmele...

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2