Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Cehennem Ateşinin Şiddeti Ve Cennet Nimetlerine Kavuşma

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Cehennem Ateşinin Şiddeti Ve Cennet Nimetlerine Kavuşma

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm.

El-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.


El-Hamdü lillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ MuhammedinVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmâinve âlihî ve sahbihî ecmâin ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'dü;


Emmâ ba'dü;


Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem.


Fe-kâle rasûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem.


Etehavvefü ‘alâ ümmeti’s-neyni


Etehavvefü ‘alâ ümmeti’s-neyni
yettebi’ûne’l-eryâfa ve’ş-şehevâtiyettebi’ûne’l-eryâfa ve’ş-şehevâti ve yetrükûne’s-salâte ve’l-Kur'âneve yetrükûne’s-salâte ve’l-Kur'âne yete’allemühü’l-münâfikûne yücâdilûne bi-hî ehle’l-‘ılmi.yete’allemühü’l-münâfikûne yücâdilûne bi-hî ehle’l-‘ılmi.

Ukbe radıyallahu anh’den Taberânî rivayet eylemiş ki;


Ukbe radıyallahu anh’den Taberânî rivayet eylemiş ki;


Peygamber sallallahu aleyhi vessellem;


Peygamber sallallahu aleyhi vessellem;
benim ümmetim üzerinde iki korkum vardır.benim ümmetim üzerinde iki korkum vardır. Ümmetim için iki şeyden korkarım buyurmuş.Ümmetim için iki şeyden korkarım buyurmuş.

Birisi.


Birisi.
Yettebi’ûne’l-eryâfe ve’ş-şehevâtiYettebi’ûne’l-eryâfe ve’ş-şehevâti ve yetrükûne’s-salâte ve’l-Kur'âne.ve yetrükûne’s-salâte ve’l-Kur'âne. Eryâfe tabi olurlar.Eryâfe tabi olurlar. Şehvetlerine tabii olurlar.Şehvetlerine tabii olurlar. Yani eryâf, bolluk ve rahatlık yerleri,Yani eryâf, bolluk ve rahatlık yerleri, sayfiye gibi böyle kalkıp gittikleri yerler manasına.sayfiye gibi böyle kalkıp gittikleri yerler manasına. Oralara giderler şehvetlerine tabii olurlar.Oralara giderler şehvetlerine tabii olurlar. Bundan korkarım buyurmuş.Bundan korkarım buyurmuş. Yani yazlıklara çıkarlar, keyiflerine bakarlar.Yani yazlıklara çıkarlar, keyiflerine bakarlar. Ve yetrükûne’s-salâte.Ve yetrükûne’s-salâte. Ve namazı terk ederler.Ve namazı terk ederler. Belki cuma namazlarınıBelki cuma namazlarını cemaatle namaz kılmayı terk ederler filan manasına olabilir.cemaatle namaz kılmayı terk ederler filan manasına olabilir. Namazı terk ederler.Namazı terk ederler. Ve’l-kur’âne.Ve’l-kur’âne. Kur’an’ı terk ederler.Kur’an’ı terk ederler. Yete’allemühü’l-münâfikûne.Yete’allemühü’l-münâfikûne. Kur’an’ı münafıklar öğrenir, bunlar şey yapmayınca,Kur’an’ı münafıklar öğrenir, bunlar şey yapmayınca, terk edince, öğrenmeyince.terk edince, öğrenmeyince. Yücâdilûne bi-hî ehle’l-‘ılmi.Yücâdilûne bi-hî ehle’l-‘ılmi. İlim sahipleriyle bu öğrendikleriİlim sahipleriyle bu öğrendikleri Kur’an bilgilerini kullanarak mücadele ederler münafıklar.Kur’an bilgilerini kullanarak mücadele ederler münafıklar.

Demek ki, salîh insanların âbid, zâhid,


Demek ki, salîh insanların âbid, zâhid,
ihlaslı, temiz insanların,ihlaslı, temiz insanların, keyiflerine tabi olarak, zevk ü sefa yerlerine, yazlıklara,keyiflerine tabi olarak, zevk ü sefa yerlerine, yazlıklara, uzaklara gitmelerini ve asıl şehirlerdekiuzaklara gitmelerini ve asıl şehirlerdeki ilmi irfânı bırakmalarını,ilmi irfânı bırakmalarını, cemaatleri, namazları bırakmalarını doğru görmüyor Peygamber efendimiz.cemaatleri, namazları bırakmalarını doğru görmüyor Peygamber efendimiz. Onların boş bıraktığı, o boşluktan,Onların boş bıraktığı, o boşluktan, münafıklar faydalanıyor, münafıklar şehirlerde öğreniyorlar,münafıklar faydalanıyor, münafıklar şehirlerde öğreniyorlar, Kur’an bilgilerini, dersleri takip ediyorlar,Kur’an bilgilerini, dersleri takip ediyorlar, dinliyorlar camide konuşulanları.dinliyorlar camide konuşulanları. Bu sefer öğrendiklerini tabi münafık oldukları için hayra kullanmıyorlar.Bu sefer öğrendiklerini tabi münafık oldukları için hayra kullanmıyorlar. Ehli ilim ile mücadele etmek, kafaları karıştırmak,Ehli ilim ile mücadele etmek, kafaları karıştırmak, gönülleri bulandırmak, insanları şaşırtmak için kullanıyorlar.gönülleri bulandırmak, insanları şaşırtmak için kullanıyorlar. Yani münafıklık yapıyorlar.Yani münafıklık yapıyorlar. Bundan korkarım buyurmuş Peygamber efendimiz.Bundan korkarım buyurmuş Peygamber efendimiz.

Şimdi o bakımdan bizim bu hadîs-i şerîfi duyduktan sonra


Şimdi o bakımdan bizim bu hadîs-i şerîfi duyduktan sonra
yapmamız gereken şeylerden birisi;yapmamız gereken şeylerden birisi; camiyi, cemaati, ilmi, Kur’an öğrenmeyi,camiyi, cemaati, ilmi, Kur’an öğrenmeyi, ihlâslı insanlar, yani Allah’tan korkan, hâlis niyetli,ihlâslı insanlar, yani Allah’tan korkan, hâlis niyetli, münafık değil, içi başka dışı başka değil,münafık değil, içi başka dışı başka değil, temiz insanların, kendilerinintemiz insanların, kendilerinin iyi öğrenmesi ve çoluk çocuğuna da tam öğretmesi.iyi öğrenmesi ve çoluk çocuğuna da tam öğretmesi. Aman evladım, bu bizim Kur’an’ımızdır.Aman evladım, bu bizim Kur’an’ımızdır. Allahu Teâlâ hazretlerinin kelâmıdır.Allahu Teâlâ hazretlerinin kelâmıdır. Haydi, yavrum bunu öğren.Haydi, yavrum bunu öğren. Bunu öğrenirsen sana bir Mercedes alacağım,Bunu öğrenirsen sana bir Mercedes alacağım, BMW alacağım son model, hâfız olursan.BMW alacağım son model, hâfız olursan. Hadi bakalım, göster kendini.Hadi bakalım, göster kendini. Ötekiler bak nasıl öğreniyorlar.Ötekiler bak nasıl öğreniyorlar. Sen onlardan eksik misin, ne eksikliğin var.Sen onlardan eksik misin, ne eksikliğin var. Hadi filan diyip teşvik ederek, çocuklarımızı,Hadi filan diyip teşvik ederek, çocuklarımızı, Kur’an’ı Kerîm’e göre, ihlâslı yetiştirmeliyiz.Kur’an’ı Kerîm’e göre, ihlâslı yetiştirmeliyiz.

Dün Türk radyosunun, televizyonunun uluslararası yayınını dinliyordum.


Dün Türk radyosunun, televizyonunun uluslararası yayınını dinliyordum.
Bir yerin açılışı münasebetiyle merasimdeBir yerin açılışı münasebetiyle merasimde çeşitli kimseler konuşma yaptı.çeşitli kimseler konuşma yaptı. Vural Savaş da çıktı, konuşma yaptı.Vural Savaş da çıktı, konuşma yaptı. Ve konuşmasında diyor ki;Ve konuşmasında diyor ki;

Yani dini çalışma yapamaz kimse.


Yani dini çalışma yapamaz kimse.
Hâlbuki dini çalışma yapabilmek laikliğin gereği.Hâlbuki dini çalışma yapabilmek laikliğin gereği. Herkes dini çalışma yapabilir.Herkes dini çalışma yapabilir. Dini çalışma, bunların kanunlarına göre yasak değil.Dini çalışma, bunların kanunlarına göre yasak değil. Yani dini çalışma yasak değil.Yani dini çalışma yasak değil. Bunların kanunlarına göre yasak olanBunların kanunlarına göre yasak olan dini çalışmaları engellemek.dini çalışmaları engellemek. Vicdana baskı yapmak.Vicdana baskı yapmak. Yani inancına şey yapmak.Yani inancına şey yapmak. Asıl yanlış olan bu.Asıl yanlış olan bu.

Bir de onların yani üzerinde durdukları şey,


Bir de onların yani üzerinde durdukları şey,
devlet din kanunlarına göre yönetilmesin.devlet din kanunlarına göre yönetilmesin. Yani laikliği böyle anlıyorlar.Yani laikliği böyle anlıyorlar. Hâlbuki burada devlet ve belediye ve diğerHâlbuki burada devlet ve belediye ve diğer kurumlar pekâlâ dini şeylere göre yönetilebiliyor, halk istedikten sonra.kurumlar pekâlâ dini şeylere göre yönetilebiliyor, halk istedikten sonra. Kilisenin dediği bal gibi oluyor, yaptırılıyorKilisenin dediği bal gibi oluyor, yaptırılıyor ve harıl harıl kiliseler çalışıyor.ve harıl harıl kiliseler çalışıyor. Ama onlar haydi diyelim kiAma onlar haydi diyelim ki kanun yapmağa karışmasınlar.kanun yapmağa karışmasınlar. Kanunlar Kur’an’a, şeriata göre çıkmasın.Kanunlar Kur’an’a, şeriata göre çıkmasın. Meclisteki adamlar otursunlar, kalksınlar, kanun yapsınlar.Meclisteki adamlar otursunlar, kalksınlar, kanun yapsınlar. Yönetim dini esaslara uygun olmasın.Yönetim dini esaslara uygun olmasın. İyi ama böyle bile olsa, yani buna biz Müslüman olarak razı değiliz.İyi ama böyle bile olsa, yani buna biz Müslüman olarak razı değiliz. Biz Allah’ın emirlerine göre yönetilmesine tabiyiz.Biz Allah’ın emirlerine göre yönetilmesine tabiyiz. Böyle bile olsa dini çalışma yasak değil.Böyle bile olsa dini çalışma yasak değil. Bir başsavcı dini çalışmaları yapamazsınız diyor.Bir başsavcı dini çalışmaları yapamazsınız diyor. Haydi, o zaman havraları, kiliseleri kapat.Haydi, o zaman havraları, kiliseleri kapat. Haydi, onların dini okullarını engelle.Haydi, onların dini okullarını engelle. Onları engelleyemiyorsun.Onları engelleyemiyorsun. Ee onları engelleyemiyorsun gücünEe onları engelleyemiyorsun gücün Müslümanların dini çalışmalarına mı yetiyor?Müslümanların dini çalışmalarına mı yetiyor?

Onların, Türkiye’deki azınlıkların hiçbirinin


Onların, Türkiye’deki azınlıkların hiçbirinin
dinine bir baskı yapmıyorsun.dinine bir baskı yapmıyorsun. Yapmayı da uygun görmüyorsun.Yapmayı da uygun görmüyorsun. Bununla da seviniyorsun, övünüyorsun.Bununla da seviniyorsun, övünüyorsun. Ben laik bir ülkeyim.Ben laik bir ülkeyim. Kimsenin din ve vicdan özgürlüğüne karışmıyorum diyorsun.Kimsenin din ve vicdan özgürlüğüne karışmıyorum diyorsun. Dini çalışma yapabilir.Dini çalışma yapabilir. Cami için çalışabilir.Cami için çalışabilir. Kur’an öğretmek için, İslam’ı öğretmek için gayret gösterebilir.Kur’an öğretmek için, İslam’ı öğretmek için gayret gösterebilir. Dininin emrettiği işleri yapabilir.Dininin emrettiği işleri yapabilir. Yapılması için gayret sarf edebilir.Yapılması için gayret sarf edebilir. Ama bunun için bunların kanunlarına göreAma bunun için bunların kanunlarına göre başkasına baskı yapmayacak vicdanına şey yapmayacak.başkasına baskı yapmayacak vicdanına şey yapmayacak. Ama bu hiç yapamazsın diyor.Ama bu hiç yapamazsın diyor. Hani nerede kanunlar uygulanacaktı,Hani nerede kanunlar uygulanacaktı, insan haklarına saygı olacaktı, reis-i cumhur, anayasainsan haklarına saygı olacaktı, reis-i cumhur, anayasa mahkemesi başkanı olan şahıs seçilmişti.mahkemesi başkanı olan şahıs seçilmişti. Hani ilk itirazı reis-i cumhurun; Yok Vural,Hani ilk itirazı reis-i cumhurun; Yok Vural, bu iş senin dediğin gibi değil.bu iş senin dediğin gibi değil. Dini çalışma yapmak hiçbir ülkede, hiçbir devlette yasak değil.Dini çalışma yapmak hiçbir ülkede, hiçbir devlette yasak değil. Serbest herkes.Serbest herkes. Yahova Şahitleri harıl harıl çalışıyor.Yahova Şahitleri harıl harıl çalışıyor. Dini çalışma.Dini çalışma. Daha başkaları çalışıyor.Daha başkaları çalışıyor.

Türkiye'de de çalışıyor.


Türkiye'de de çalışıyor.
Hristiyanlar da çalışıyor.Hristiyanlar da çalışıyor. İzmir de ne kadar insanı Hristiyan yapmışlar.İzmir de ne kadar insanı Hristiyan yapmışlar. Hatta bazı gazeteciler de gitmişHatta bazı gazeteciler de gitmiş onlar bazı sözler söyleyince itiraz yollu,onlar bazı sözler söyleyince itiraz yollu, sen bir daha buraya gelme filan emişler, onu da yazıyor.sen bir daha buraya gelme filan emişler, onu da yazıyor. Şeyin bana verdiği kâğıtlar içinde gördüm.Şeyin bana verdiği kâğıtlar içinde gördüm. Yani hukuk adamının söylememesi.Yani hukuk adamının söylememesi. Bir din düşmanı şahıs söyleyebilir de.Bir din düşmanı şahıs söyleyebilir de. Hukuk adamının yo ben kimsenin dini şeyine karışamam,Hukuk adamının yo ben kimsenin dini şeyine karışamam, o serbest demesi lazım.o serbest demesi lazım.

Şimdi biz böyle yapmadıkça, eskiden isteyen serbest gezsin,


Şimdi biz böyle yapmadıkça, eskiden isteyen serbest gezsin,
isteyen ibadetini yapsın, kimseye baskı olmasınisteyen ibadetini yapsın, kimseye baskı olmasın derken, bu sefer kuvvetlendiler aksinederken, bu sefer kuvvetlendiler aksine Müslümanlara baskı yapmaya başladılar Türkiye'de.Müslümanlara baskı yapmaya başladılar Türkiye'de. Müslümanın namaz kılması zorlaştı.Müslümanın namaz kılması zorlaştı. Sakal bırakması, baş örtmesi başına dert oldu. Sakal bırakması, baş örtmesi başına dert oldu. Kur’an kursları açılmamaya başlandı.Kur’an kursları açılmamaya başlandı. Camiler müsaadeye bağlanmaya başlandı vs. filan.Camiler müsaadeye bağlanmaya başlandı vs. filan.

Yani işte Peygamber efendimizin buyurduğu şey.


Yani işte Peygamber efendimizin buyurduğu şey.
Sonra bir sürü de din namınaSonra bir sürü de din namına fetvâ veren insanlar çıkmaya başladı.fetvâ veren insanlar çıkmaya başladı. Konuşmalar.Konuşmalar. Yok, efendim şu şöyle olmalıdır bu böyle olmalıdır.Yok, efendim şu şöyle olmalıdır bu böyle olmalıdır. Hac her mevsimde olmalıdır.Hac her mevsimde olmalıdır. Bira içki değildir, içilebilmelidir, serbest olmalıdır.Bira içki değildir, içilebilmelidir, serbest olmalıdır. Yani dini konuların her birisinde, kendi keyiflerine göreYani dini konuların her birisinde, kendi keyiflerine göre onlar laf söyleyebiliyor.onlar laf söyleyebiliyor. Hem de dinin zıddına aykırı olan şeyleri.Hem de dinin zıddına aykırı olan şeyleri. Ama Müslüman onu söyleyemiyor.Ama Müslüman onu söyleyemiyor. Meydanı yani münafıklar, hatta kâfirler alıyor.Meydanı yani münafıklar, hatta kâfirler alıyor. Peygamber efendimizin de endişe buyurduğu husus o.Peygamber efendimizin de endişe buyurduğu husus o. Yani Müslümanlar bu işleri öğrenmezse, işYani Müslümanlar bu işleri öğrenmezse, iş münafıklara kalırsa, o da şeyi öğrenirse.münafıklara kalırsa, o da şeyi öğrenirse. Mesela Avrupalı müsteşrikler, 12 inci yüzyıldan itibarenMesela Avrupalı müsteşrikler, 12 inci yüzyıldan itibaren Müslümanlarla karşılaştığı andan itibaren,Müslümanlarla karşılaştığı andan itibaren, İslam’ı, Kur’an’ı, İslami ilimleri,İslam’ı, Kur’an’ı, İslami ilimleri, iyice Arapçayı öğrenmeye başladılar, papaz oldukları halde.iyice Arapçayı öğrenmeye başladılar, papaz oldukları halde. Ve Avrupa’nın İslam ilimleriyle ilgili birVe Avrupa’nın İslam ilimleriyle ilgili bir oryantalizm bölümü, şarkiyatçılık bölümü meydana geldi.oryantalizm bölümü, şarkiyatçılık bölümü meydana geldi. Ondan sonra da başladılar ihtilaflara,Ondan sonra da başladılar ihtilaflara, körükleyerek gelmeye, ihtilafları ortaya çıkarmaya.körükleyerek gelmeye, ihtilafları ortaya çıkarmaya. Milletleri birbirine düşürmeye.Milletleri birbirine düşürmeye. Yani siyasetlerini şey yapmaya.Yani siyasetlerini şey yapmaya.

Onun için halîs muhlis aileler,


Onun için halîs muhlis aileler,
en akıllı çocuklarını, dini iyi öğretme tarafına sevk etmeli.en akıllı çocuklarını, dini iyi öğretme tarafına sevk etmeli. İyi yetiştirmeli, mücahit yetiştirmeliİyi yetiştirmeli, mücahit yetiştirmeli yani Fatih gibi yetiştirmeli.yani Fatih gibi yetiştirmeli.

Molla Gürânî’lerin, Akşemseddin'lerin


Molla Gürânî’lerin, Akşemseddin'lerin
Fatih'leri yetiştirdiği, yönlendirdiği gibi,Fatih'leri yetiştirdiği, yönlendirdiği gibi, iyi âlimler de insanları, Müslümanlarıiyi âlimler de insanları, Müslümanları iyi yönlere yönlendirmeli, çalıştırmalı.iyi yönlere yönlendirmeli, çalıştırmalı. Çünkü her yerde MüslümanlıkÇünkü her yerde Müslümanlık gerilemekte şu anda adım adımgerilemekte şu anda adım adım küçülmekte, gerilemekte.küçülmekte, gerilemekte. Koca koca beldeler, ülkeler elimizden çıkmakta.Koca koca beldeler, ülkeler elimizden çıkmakta. Cihana gayrimüslimler, dinsizler, imansızlar,Cihana gayrimüslimler, dinsizler, imansızlar, ahlâksızlar hâkim olmakta.ahlâksızlar hâkim olmakta. Televizyonun altı tane, yedi tane kanalı var bende.Televizyonun altı tane, yedi tane kanalı var bende. Şöyle takır takır bir tarıyorum, bakıyorum.Şöyle takır takır bir tarıyorum, bakıyorum. Hiç şöyle akıllı, mantıklı,Hiç şöyle akıllı, mantıklı, Allah’ın razı olacağı bir yayın yok.Allah’ın razı olacağı bir yayın yok.

O halde ön plana geçmeliyiz.


O halde ön plana geçmeliyiz.
Asıl iyi insanlar olarak, iyiliği yaptırmak içinAsıl iyi insanlar olarak, iyiliği yaptırmak için teşkilatlanmalı, çalışmalı ve uğraşmalıyız ki,teşkilatlanmalı, çalışmalı ve uğraşmalıyız ki, cihat dediğimiz şey bu. Allah bizi sevsin.cihat dediğimiz şey bu. Allah bizi sevsin.

E-tedrûne meni’s-sâbikûne ilâ zıllıllâhi azze ve celle


E-tedrûne meni’s-sâbikûne ilâ zıllıllâhi azze ve celle
ellezîne izâ u’tu’l-hakka kabilûhüellezîne izâ u’tu’l-hakka kabilûhü ve izâ süilû bezelûhü ve hakemü’n-nâseve izâ süilû bezelûhü ve hakemü’n-nâse ke-hükmihim li-enfüsihim.ke-hükmihim li-enfüsihim.

Hulvânî ve Ahmed b. Hanbel radıyallahu anhüma,


Hulvânî ve Ahmed b. Hanbel radıyallahu anhüma,
Âyşe-i Sıddîka radıyallahu anha’dan rivayet etmiş ki;Âyşe-i Sıddîka radıyallahu anha’dan rivayet etmiş ki; Peygamber efendimiz buyuruyor:Peygamber efendimiz buyuruyor:

E-tedrûne. Biliyor musunuz?


E-tedrûne. Biliyor musunuz?
Meni’s-sâbikûne ilâ zıllıllâhi azze ve celle.Meni’s-sâbikûne ilâ zıllıllâhi azze ve celle. Allahu Teâlâ hazretlerinin, aziz ve celil olanAllahu Teâlâ hazretlerinin, aziz ve celil olan Allah Teâlâ hazretlerinin arş-ı âlâsının gölgesinin altına,Allah Teâlâ hazretlerinin arş-ı âlâsının gölgesinin altına, koşa koşa gidenler, o gölgenin altında nurdankoşa koşa gidenler, o gölgenin altında nurdan minderlerde oturacak olanlar kimlerdir biliyor musunuz?minderlerde oturacak olanlar kimlerdir biliyor musunuz? Müslümanlardan kimler oraya ilk böyle varacaklar,Müslümanlardan kimler oraya ilk böyle varacaklar, birinci varacaklar, arşın gölgesinde oturacaklar,birinci varacaklar, arşın gölgesinde oturacaklar, safa sürecekler, büyük nimetlere mazhar olacaklar,safa sürecekler, büyük nimetlere mazhar olacaklar, mahşerin tehlikelerine uğramayacaklar.mahşerin tehlikelerine uğramayacaklar. Kim bunlar biliyor musunuz? Diyor.Kim bunlar biliyor musunuz? Diyor. Tabi bu soru dikkati çekmek içinTabi bu soru dikkati çekmek için soru sorarak dikkat çekilir.soru sorarak dikkat çekilir. Allah Allah. Bunlar kim diye merak uyandırır.Allah Allah. Bunlar kim diye merak uyandırır. Bu bir usuldür edebiyatta.Bu bir usuldür edebiyatta. Ondan sonra gerçek söylenir.Ondan sonra gerçek söylenir. Peygamber efendimiz de bazen böyle soru sorardı.Peygamber efendimiz de bazen böyle soru sorardı. İlgi iyice canlı olduktan sonra,İlgi iyice canlı olduktan sonra, cevabını kendisi verirdi.cevabını kendisi verirdi.

Cevabını veriyor buyuruyor ki;


Cevabını veriyor buyuruyor ki;
Ellezîne.Ellezîne. Bunlar o kimselerdir ki, o arş-ı âlâ’nın gölgesinde gölgelenecek,Bunlar o kimselerdir ki, o arş-ı âlâ’nın gölgesinde gölgelenecek, Allah’ın iltifatına mazhar olacak,Allah’ın iltifatına mazhar olacak, mahşerin sıkıntılarına uğramayacak,mahşerin sıkıntılarına uğramayacak, rahat edecek olan mübarekler.rahat edecek olan mübarekler. Ellezîne izâ u’tu’l-hakka kabilûhü.Ellezîne izâ u’tu’l-hakka kabilûhü. Kendilerine hak verildiği zaman onu kabul eden bir.Kendilerine hak verildiği zaman onu kabul eden bir. Yani ya hak söz söylendiğinde kabul eder,Yani ya hak söz söylendiğinde kabul eder, ya kendisinin hakkı verildiği zaman alır manasına.ya kendisinin hakkı verildiği zaman alır manasına. Ve izâ süilûhü.Ve izâ süilûhü. Hak kendilerinden istendiği zaman verirler.Hak kendilerinden istendiği zaman verirler. Yani kendilerinin hakkını alırlar.Yani kendilerinin hakkını alırlar. Tabi hakkını almak gayet tabii bir şey yok.Tabi hakkını almak gayet tabii bir şey yok. Fazlasını istemezler demek yani.Fazlasını istemezler demek yani. Cenâb-ı Hakkı onlara neyi helal kılmış, ne kadarını nasip etmişse,Cenâb-ı Hakkı onlara neyi helal kılmış, ne kadarını nasip etmişse, o kadarını alırlar,o kadarını alırlar, azgınlık, aç gözlülük, mütecavizlik, gaspazgınlık, aç gözlülük, mütecavizlik, gasp gadir, zulüm yapmazlar yani.gadir, zulüm yapmazlar yani. Hakkı alırlar.Hakkı alırlar. Hakları da verirler.Hakları da verirler.

Kendilerinden hak istendiği zaman da


Kendilerinden hak istendiği zaman da
hakkı esirgemezler, verirler.hakkı esirgemezler, verirler. Al kardeşim buyur bu senin hakkındır, verirler.Al kardeşim buyur bu senin hakkındır, verirler. Yani hakşinaslar.Yani hakşinaslar. Hem kendi haklarını almak hususundaHem kendi haklarını almak hususunda Allah’ın sevdiği bir durumda,Allah’ın sevdiği bir durumda, hem de kendisinden beklenilen haklarıhem de kendisinden beklenilen hakları sunmak da iyi insanlar.sunmak da iyi insanlar. Yani terazi ellerinde, hakşinas insanlar bir.Yani terazi ellerinde, hakşinas insanlar bir.
Sonra. Ve hakemü’n-nâse ke-hükmihim li-enfüsihim.

Sonra. Ve hakemü’n-nâse ke-hükmihim li-enfüsihim.
İnsanlara da kendileri hakkındaİnsanlara da kendileri hakkında ne hüküm vereceklerse, insanlara da kendileri gibi düşünerek,ne hüküm vereceklerse, insanlara da kendileri gibi düşünerek, kendilerini onların yerine koyarak,kendilerini onların yerine koyarak, böyle hükmederler, yaniböyle hükmederler, yani ben onun yerinde olsaydım şöyle yapılmasını isterdim,ben onun yerinde olsaydım şöyle yapılmasını isterdim, şunu yapmak onun hakkıdır.şunu yapmak onun hakkıdır. Binâenaleyh şu şöyledir kardeşim diyeBinâenaleyh şu şöyledir kardeşim diye kendilerini onların yerine koyup,kendilerini onların yerine koyup, kendilerine nasıl hükmedeceklerse, haklarını nasılkendilerine nasıl hükmedeceklerse, haklarını nasıl isteyeceklerse, onların haklarını da isteyiverendir.isteyeceklerse, onların haklarını da isteyiverendir. Bu çok önemli. Yani adaletliliğin,Bu çok önemli. Yani adaletliliğin, Allah’ın sevdiği hakşinaslığın,Allah’ın sevdiği hakşinaslığın, en güzel ölçeklerinden veyaen güzel ölçeklerinden veya onu sağlamanın en güzel yollarından birisi,onu sağlamanın en güzel yollarından birisi, karşıdaki hak sahibini kendi yerine koyarsın.karşıdaki hak sahibini kendi yerine koyarsın. Onun yerine ben olsaydım, o pozisyonda, o durumda.Onun yerine ben olsaydım, o pozisyonda, o durumda. Ne yapardım?Ne yapardım?

O hakkını istiyor.


O hakkını istiyor.
Ben de vermek istemiyorum ama ama hakkı.Ben de vermek istemiyorum ama ama hakkı. Onun yerinde ben olsaydım üzülürdüm bu şeyden haydi vereyim diye.Onun yerinde ben olsaydım üzülürdüm bu şeyden haydi vereyim diye. En iyi hak bulma çarelerinden birisi,En iyi hak bulma çarelerinden birisi, hakkı hükmetmek, haklı hüküm vermek.hakkı hükmetmek, haklı hüküm vermek. Adil hüküm vermenin en güzel çarelerinden biri,Adil hüküm vermenin en güzel çarelerinden biri, kişiyi, karşısındakini kendisinin yerine koymaktır,kişiyi, karşısındakini kendisinin yerine koymaktır, kendisini onun yerine koymaktır, öyle hükmetmektir.kendisini onun yerine koymaktır, öyle hükmetmektir. Böyle hükmedenler adil insanlar oluyor.Böyle hükmedenler adil insanlar oluyor. Haklarını da alırken de adiller,Haklarını da alırken de adiller, hak verirken de adiller, hükmederken de adiller.hak verirken de adiller, hükmederken de adiller. Demek ki, Cenâb-ı Hak adaletli insanları seviyormuşDemek ki, Cenâb-ı Hak adaletli insanları seviyormuş ve bunlar arşı azamın gölgesineve bunlar arşı azamın gölgesine herkesten evvel koşarak ilk önce gideceklermiş.herkesten evvel koşarak ilk önce gideceklermiş.

O halde bizler, her hükmümüzü, kendi şahsi,


O halde bizler, her hükmümüzü, kendi şahsi,
nefsi isteklerimizin, kızgınlıklarımızın, sevgilerimizinnefsi isteklerimizin, kızgınlıklarımızın, sevgilerimizin üstünde hakkı tutarak,üstünde hakkı tutarak, teraziyi elimizde iyice tartarak öyle yapmalıyız.teraziyi elimizde iyice tartarak öyle yapmalıyız. Hakkın engellenmesinde iki duygu engel olur insana,Hakkın engellenmesinde iki duygu engel olur insana, hakkı işlemek hususunda, iki şey mani olur.hakkı işlemek hususunda, iki şey mani olur. Bir, haksızı sever, korumak için,Bir, haksızı sever, korumak için, onu koruyacak şekilde işi yamultur, kayırmak için yapar.onu koruyacak şekilde işi yamultur, kayırmak için yapar. Sevgiden olur.Sevgiden olur. Ha bu benim kardeşim, bu benim akrabam,Ha bu benim kardeşim, bu benim akrabam, bu benim babam, bu benim annem.bu benim babam, bu benim annem. Binâenaleyh biraz işi şöyle kaydırayımBinâenaleyh biraz işi şöyle kaydırayım da onu kayırayım der, ondan olur, sevgiden olur.da onu kayırayım der, ondan olur, sevgiden olur.

Bir de, bu adam evet doğru söylüyor ama


Bir de, bu adam evet doğru söylüyor ama
ben bu adama kızıyorum ya,ben bu adama kızıyorum ya, bu adam benim kızdığım adam.bu adam benim kızdığım adam. Şimdi vermeyeyim şuna hakkı diye kızgınlıktan vermek istemez insan.Şimdi vermeyeyim şuna hakkı diye kızgınlıktan vermek istemez insan. İşte iyi insan, bu iki duyguyu aşar.İşte iyi insan, bu iki duyguyu aşar. Yani kızdığı zaman da adaletten ayrılmaz,Yani kızdığı zaman da adaletten ayrılmaz, kızdığı insana karşı.kızdığı insana karşı. Sevdiği zaman da adaletten ayrılmaz.Sevdiği zaman da adaletten ayrılmaz. Sevmesine rağmen hakkı söyler.Sevmesine rağmen hakkı söyler. Bu çok önemli bir ölçü ve bu hususta çok hadîs-i şerîfler var.Bu çok önemli bir ölçü ve bu hususta çok hadîs-i şerîfler var. Çok methediyor Peygamber efendimiz,Çok methediyor Peygamber efendimiz, böyle hareket edenleri.böyle hareket edenleri. Kur’an-ı Kerîm de de;Kur’an-ı Kerîm de de;

Ve lev ‘alâ enfüsiküm evi’l-vâlideyni ve’l-akrabîne.


Ve lev ‘alâ enfüsiküm evi’l-vâlideyni ve’l-akrabîne.


Kendisinin aleyhine de olsa,


Kendisinin aleyhine de olsa,
ana babasının aleyhine de olsa,ana babasının aleyhine de olsa, akrabalarının aleyhine de olsa adaletli hükmeden kimseler methediliyor.akrabalarının aleyhine de olsa adaletli hükmeden kimseler methediliyor. Demek ki, Allah öylelerini sevdiğinden arşın gölgesinde de gölgelendiriyor.Demek ki, Allah öylelerini sevdiğinden arşın gölgesinde de gölgelendiriyor.

Muâz radıyallahu anh den rivayet edildiğine göre


Muâz radıyallahu anh den rivayet edildiğine göre
Taberânî rivayet etmiş rahmetullahi aleyh.Taberânî rivayet etmiş rahmetullahi aleyh. Peygamber efendimiz sormuş ki;Peygamber efendimiz sormuş ki;

E-tedrî mâ temâmü’n-ni’meti


E-tedrî mâ temâmü’n-ni’meti
temâmü’n-ni’meti dühûlü’l-cennetitemâmü’n-ni’meti dühûlü’l-cenneti ve’n-necâtü mine’n-nâri.ve’n-necâtü mine’n-nâri.

Herhalde Muâz radıyallahu anha sormuş


Herhalde Muâz radıyallahu anha sormuş
tekil olarak soruyor.tekil olarak soruyor. Biliyor musun?Biliyor musun? Nimetin tamamı nedir? Diye sormuş.Nimetin tamamı nedir? Diye sormuş. Nimetin tamamı sözü nerede geçiyor?Nimetin tamamı sözü nerede geçiyor? Allâhümme innâ nes'elüke temâme’n-ni'meti.Allâhümme innâ nes'elüke temâme’n-ni'meti. Yâ Rabbi! Biz senden nimetin tamamını istiyoruz.Yâ Rabbi! Biz senden nimetin tamamını istiyoruz. Ve devam e'l-âfiye.Ve devam e'l-âfiye. Ve afiyetin devamını istiyoruz.Ve afiyetin devamını istiyoruz. Ve husn'el-hâtime.Ve husn'el-hâtime. İyi sonuç, iyi akıbet, iyi bir ölümle ölmeyi istiyoruzİyi sonuç, iyi akıbet, iyi bir ölümle ölmeyi istiyoruz filan diye böyle dua ediyoruz ya.filan diye böyle dua ediyoruz ya. Şimdi bu zât’a da bu nimetin tamamı nedir?Şimdi bu zât’a da bu nimetin tamamı nedir? Biliyor musun? Diye sormuş Muâz radıyallahu anh.Biliyor musun? Diye sormuş Muâz radıyallahu anh.

E-tedrî mâ temâmü’n-ni’meti.


E-tedrî mâ temâmü’n-ni’meti.
Nimetin tamamı nedir?Nimetin tamamı nedir? Soruyu yine kendisi cevabını ihsan buyurmuş, söylemiş.Soruyu yine kendisi cevabını ihsan buyurmuş, söylemiş. Temâmü’n-ni’meti dühûlü’l-cenneti.Temâmü’n-ni’meti dühûlü’l-cenneti. Nimetin tamamı demek,Nimetin tamamı demek, Allah’tan nimetin tamamını istiyoruz.Allah’tan nimetin tamamını istiyoruz. Tabi dünyada birçok nimetler içinde yaşıyoruz.Tabi dünyada birçok nimetler içinde yaşıyoruz. Ama bunun tamamı nedir?Ama bunun tamamı nedir? Temâmü’n-ni’meti dühûlü’l-cenneti.Temâmü’n-ni’meti dühûlü’l-cenneti. Cennete girmektir.Cennete girmektir. Ve’n-necâtü mine’n-nâri.Ve’n-necâtü mine’n-nâri. Cehennemden paçayı kurtarmış olmaktır.Cehennemden paçayı kurtarmış olmaktır. Cennete girmektir.Cennete girmektir. Cehenneme düşüp yanmamaktadır.Cehenneme düşüp yanmamaktadır. Cennete girmektir.Cennete girmektir.

Allahu Teâlâ hazretleri bizleri türlü türlü


Allahu Teâlâ hazretleri bizleri türlü türlü
nimetler vermiş, yaratmış, ihsan ediyor, yaşatıyor.nimetler vermiş, yaratmış, ihsan ediyor, yaşatıyor. Sağlık vermiş, akıl vermiş, deli olsak kıymetimiz olmaz,Sağlık vermiş, akıl vermiş, deli olsak kıymetimiz olmaz, sakat olsak, yatalak olsak kıymetimiz olmaz.sakat olsak, yatalak olsak kıymetimiz olmaz. Dert oluruz, sıkıntı oluruz etrafımızda bize bakanlara.Dert oluruz, sıkıntı oluruz etrafımızda bize bakanlara.

En büyük nimetlerden birisi Müslümanız Elhamdulillâh.


En büyük nimetlerden birisi Müslümanız Elhamdulillâh.
Bizim özel bu diyara mahsus nimetlerimiz,Bizim özel bu diyara mahsus nimetlerimiz, türlü türlü meyveleri yiyoruz, içiyoruz.türlü türlü meyveleri yiyoruz, içiyoruz. Kebaplar bizim için su gibi basit gibi şeyler,Kebaplar bizim için su gibi basit gibi şeyler, başkalarının ağzının sulandığı şeyler.başkalarının ağzının sulandığı şeyler. Biz artık yiye yiye bıkmışız daBiz artık yiye yiye bıkmışız da aramıyoruz bile, istemiyoruz bile, kuzular meleşiyor,aramıyoruz bile, istemiyoruz bile, kuzular meleşiyor, merinos koçları bahçemizde dolaşıyor,merinos koçları bahçemizde dolaşıyor, balıklar denizde oynaşıyor.balıklar denizde oynaşıyor. İstersen motora binersin,İstersen motora binersin, istersen balık tutarsın,istersen balık tutarsın, istersen çarşıdan gidersin dükkândan balık tutarsın, istediğin boyda.istersen çarşıdan gidersin dükkândan balık tutarsın, istediğin boyda. Parasını oltanın ucuna taktım mı istediğin balık geliyor dükkândan,Parasını oltanın ucuna taktım mı istediğin balık geliyor dükkândan, eve getirirsin, al sana dükkândan bir balık tuttum,eve getirirsin, al sana dükkândan bir balık tuttum, somon balığı, kırmızı etli falanca filanca vesaire.somon balığı, kırmızı etli falanca filanca vesaire. Bolluk yani. Kıtlık yok.Bolluk yani. Kıtlık yok. Su istersen su var. Her gün yıkan.Su istersen su var. Her gün yıkan. Sabah yıkan akşam yıkan.Sabah yıkan akşam yıkan. Terlediğin zaman yıkan.Terlediğin zaman yıkan. İstersen bahçene şişirme havuz al,İstersen bahçene şişirme havuz al, atla içine cimbil cimbil serinle.atla içine cimbil cimbil serinle. İstersen grandpool gömme havuz,İstersen grandpool gömme havuz, istersen dekorasyonlu kenarda kayalar mayalar,istersen dekorasyonlu kenarda kayalar mayalar, istersen güneş ışını ile ısıtmalı,istersen güneş ışını ile ısıtmalı, istersen fiskiyeli, istersen pınarlı,istersen fiskiyeli, istersen pınarlı, istersen deniz, istersen sörf,istersen deniz, istersen sörf, istersen dere ağzı sakin swimming mıntıkası.istersen dere ağzı sakin swimming mıntıkası.

Allah’a hamd ü senalar olsun çok güzel yerler.


Allah’a hamd ü senalar olsun çok güzel yerler.
Buraya gelmiş de sonra Türkiye’ye dönmüş olan arkadaşlarBuraya gelmiş de sonra Türkiye’ye dönmüş olan arkadaşlar burayı tanıyanlar diyorlar ki hocam,burayı tanıyanlar diyorlar ki hocam, telefon ettikleri zaman; oranın güzellikleri gözümde tütüyor,telefon ettikleri zaman; oranın güzellikleri gözümde tütüyor, bir fırsat olsa da tekrar yine gelsem diyorlar.bir fırsat olsa da tekrar yine gelsem diyorlar. Nimetler çok, türlü türlü nimetlerle yaşıyoruz.Nimetler çok, türlü türlü nimetlerle yaşıyoruz. Allah’a hamd ü senâlar olsun.Allah’a hamd ü senâlar olsun. Rabbimiz bize nimetlerini şükretmeyi,Rabbimiz bize nimetlerini şükretmeyi, kendini zikretmeyi, kendisine güzel ibadet etmeyi nasip eylesin.kendini zikretmeyi, kendisine güzel ibadet etmeyi nasip eylesin.

Ama bu nimetlerin tamamı ne?


Ama bu nimetlerin tamamı ne?


Dühûlü’l-cenneti.


Dühûlü’l-cenneti.
Cennete girmek.Cennete girmek. Cehennemden de kurtulmuş olmak.Cehennemden de kurtulmuş olmak. Paçayı kurtarmış olmak. Cehenneme düşmemek.Paçayı kurtarmış olmak. Cehenneme düşmemek. Şöyle bir kibritin alevi parmağımızı yaktığı zaman fena oluyoruz.Şöyle bir kibritin alevi parmağımızı yaktığı zaman fena oluyoruz. Bizim Ali matkabın ucunu tutmuş, çıkartayım derken.Bizim Ali matkabın ucunu tutmuş, çıkartayım derken. Isınıyor ya çevirdiğin zaman, bir de baktı ki elleri kabarmış buraları,Isınıyor ya çevirdiğin zaman, bir de baktı ki elleri kabarmış buraları, kabarıyor yani, az bir sıcaklığa dayanamıyoruz.kabarıyor yani, az bir sıcaklığa dayanamıyoruz. O cehennemin harareti ne olacak?O cehennemin harareti ne olacak? Müslümanları savaşa çağırdığı zaman Peygamberi ZişanımızMüslümanları savaşa çağırdığı zaman Peygamberi Zişanımız sallallahu aleyhi vessellem efendimiz.sallallahu aleyhi vessellem efendimiz. Ama demişler; hava sıcak, yaz günü, şimdi bu sıcakta sefer olmaz, savaş olmaz.Ama demişler; hava sıcak, yaz günü, şimdi bu sıcakta sefer olmaz, savaş olmaz.

Kur’an-ı Kerîmde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;


Kur’an-ı Kerîmde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;


Kul nâru cehenneme eşeddü harrâ


Kul nâru cehenneme eşeddü harrâ
lev kânû yefkahûn.lev kânû yefkahûn.

Cehennem ateşi çok daha fazla hararetlidir bir bilseler.


Cehennem ateşi çok daha fazla hararetlidir bir bilseler.
Allah rızası için Peygamber efendimiz çağırmış gidilecek.Allah rızası için Peygamber efendimiz çağırmış gidilecek. Tebük dediyse Tebük’e gidilecek.Tebük dediyse Tebük’e gidilecek. Hangi istikamete dediyse garibanlar gitmişler.Hangi istikamete dediyse garibanlar gitmişler. Bir torba veriyor, yüz küsur kimseyiBir torba veriyor, yüz küsur kimseyi sefere gönderiyor, bir torba hurma.sefere gönderiyor, bir torba hurma. Başka ne ekmek, ne et, ne başka bir şey.Başka ne ekmek, ne et, ne başka bir şey. Hurmaları birer ikişer onunla idare ediyorlar.Hurmaları birer ikişer onunla idare ediyorlar. En sonunda da aç kalmışlar.En sonunda da aç kalmışlar. Cenâb-ı Allah balık göndermiş de denize,Cenâb-ı Allah balık göndermiş de denize, bir balık vurmuş da denize, onu günlerce yemişler.bir balık vurmuş da denize, onu günlerce yemişler. Gözünün içine, balığın göz çukuru oyuğunun içine,Gözünün içine, balığın göz çukuru oyuğunun içine, on üç kişi sığmış, bakalım kaç kişi sığacak diye.on üç kişi sığmış, bakalım kaç kişi sığacak diye. Kaburga kemiklerini çatmışlar böyle balığın,Kaburga kemiklerini çatmışlar böyle balığın, kılçıkları karnında kemikler oluyor ya,kılçıkları karnında kemikler oluyor ya, deveyle geçmişler altından.deveyle geçmişler altından. Koca balina göndermiş Allah.Koca balina göndermiş Allah. Kesip kesip yemişler, kokmuyor da, şiddetli sıcaktanKesip kesip yemişler, kokmuyor da, şiddetli sıcaktan trak kuruyor, pastırma gibi bir şey oluyor demek ki.trak kuruyor, pastırma gibi bir şey oluyor demek ki. Kesip kesip yemişler.Kesip kesip yemişler.

Hatta Mekke’ye de getirmişler.


Hatta Mekke’ye de getirmişler.
Peygamber efendimiz de demiş ki sallallahu aleyhi vessellem;Peygamber efendimiz de demiş ki sallallahu aleyhi vessellem; bu Allah’ın bir ikramıdır.bu Allah’ın bir ikramıdır. Verin biz de yiyelim demiş.Verin biz de yiyelim demiş. İkramı ilahi diye.İkramı ilahi diye. Öyle garibanlar şey yapmışlar.Öyle garibanlar şey yapmışlar. Cehennem ateşi daha hararetli, yaniCehennem ateşi daha hararetli, yani sözünden açtık bunu, âyet-i kerimeden.sözünden açtık bunu, âyet-i kerimeden.

Allahu Teâlâ hazretleri,


Allahu Teâlâ hazretleri,
şu nimetlerine çok şükürler olsun.şu nimetlerine çok şükürler olsun. Bunların tamamı olan cenneti girmeyi de nasip etsin.Bunların tamamı olan cenneti girmeyi de nasip etsin. Cehennemde yanmamayı,Cehennemde yanmamayı, cehennemden sırat köprüsündencehennemden sırat köprüsünden yıldırım gibi geçip, cennete varıp,yıldırım gibi geçip, cennete varıp, Resûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimize deResûlullah sallallahu aleyhi vessellem efendimize de komşu olmayı nasip etsin.komşu olmayı nasip etsin. Cennette, Havz-ı Kevser de Peygamber efendimize kavuşursakCennette, Havz-ı Kevser de Peygamber efendimize kavuşursak Havz-ı Kevser’inden içersek cennete beraber girersek,Havz-ı Kevser’inden içersek cennete beraber girersek, cennete komşu olursak, Cenâb-ı Hakk’ıncennete komşu olursak, Cenâb-ı Hakk’ın cemalini görmek, cennetin en büyük nimeti o olacakmış.cemalini görmek, cennetin en büyük nimeti o olacakmış. Ve cuma günlerine tesadüf eden zamanlarda,Ve cuma günlerine tesadüf eden zamanlarda, ona kıyaslanacak zamanlarda,ona kıyaslanacak zamanlarda, Müslümanlar rabbil âleminin huzurunaMüslümanlar rabbil âleminin huzuruna ziyarete gideceklermiş ve Cenâb-ı Hak daziyarete gideceklermiş ve Cenâb-ı Hak da onlara ikramlarda bulunacakmış.onlara ikramlarda bulunacakmış. Bir kere bunları böyle Cenâb-ı Hakk’ınBir kere bunları böyle Cenâb-ı Hakk’ın rahmeti misk kokuları kaplayacakmış.rahmeti misk kokuları kaplayacakmış. Döndükleri zaman zevceleri soracaklarmış,Döndükleri zaman zevceleri soracaklarmış, sizin böyle yüzünüz nurlanmış,sizin böyle yüzünüz nurlanmış, pırıl pırıl, kokularınız harika.pırıl pırıl, kokularınız harika. Rabbimizin ziyaretinden geliyoruz diyeceklermiş.Rabbimizin ziyaretinden geliyoruz diyeceklermiş. Cennet çarşılarından türlü türlü hediyeler ikram edecekmiş Cenâb-ı Hak.Cennet çarşılarından türlü türlü hediyeler ikram edecekmiş Cenâb-ı Hak. Hadislerde okuyoruz orada görmeyi de Cenâb-ı Hak nasip etsin.Hadislerde okuyoruz orada görmeyi de Cenâb-ı Hak nasip etsin. Ama kahrına, gazaba uğramadan,Ama kahrına, gazaba uğramadan, hesaba çekilmeden, terlemedenhesaba çekilmeden, terlemeden bi gayri hisab cennete girmeyibi gayri hisab cennete girmeyi Allah cümlemize nasip eylesin.Allah cümlemize nasip eylesin. İki cihanda aziz ve bahtiyar olalım.İki cihanda aziz ve bahtiyar olalım.

El Fâtiha.


El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2