Namaz Vakitleri

23 Şevvâl 1445
02 Mayıs 2024
İmsak
04:14
Güneş
05:54
Öğle
13:06
İkindi
16:57
Akşam
20:09
Yatsı
21:41
Detaylı Arama

Cehennem, Kâfirlik ve Âhiret İmanın Önemi ve Sonuçları

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

3 Rebîü'l-Evvel 1419 / 27.06.1998
Brisbane/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh.Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh.
Kemâ yenbağî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.Kemâ yenbağî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Ve's-selâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirin ve imâmü'l-muttakînVe's-selâtü ve's-selâmü alâ seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirin ve imâmü'l-muttakîn ve senedi'l-âşıkîn ve habîbü't-tevvâbîn Muhammedini'l-Mustafâ ve senedi'l-âşıkîn ve habîbü't-tevvâbîn Muhammedini'l-Mustafâ ve 'alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve 'alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Âyet-i kerîmelerde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Âyet-i kerîmelerde Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Bismillâhirrahmânirrahîm İnnallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîran. Bismillâhirrahmânirrahîm

İnnallâhe leane'l-kâfirîne ve eadde lehüm saîran.

İnnallâhe leane'l-kâfirîne. "Hiç şüphe yok ki muhakkak ki kesin kiİnnallâhe leane'l-kâfirîne. "Hiç şüphe yok ki muhakkak ki kesin ki Allahu Teâlâ kâfirlere lanet etmiştir." Allahu Teâlâ kâfirlere lanet etmiştir."

Ve eadde lehüm saîran. "Ve onlara alevli cehennem ateşini ceza olarak hazırlamıştır." Ve eadde lehüm saîran. "Ve onlara alevli cehennem ateşini ceza olarak hazırlamıştır."

Cayır cayır yanan ve alevleri yükselen cehenneme onları atacak. Allah kâfirlere lanet etmiştir. Cayır cayır yanan ve alevleri yükselen cehenneme onları atacak. Allah kâfirlere lanet etmiştir.

Ve men yel'anillâhû felen tecide lehû nasîran.Ve men yel'anillâhû felen tecide lehû nasîran. "Allah birilerine lanet etti mi artık onların hiç kimse yardımcısı olamaz!" "Allah birilerine lanet etti mi artık onların hiç kimse yardımcısı olamaz!"

O kişiler mahvolmuş demektir. Kâfirler kimlerdir? O kişiler mahvolmuş demektir.

Kâfirler kimlerdir?

Allahu Teâlâ hazretlerine inanmayanlar, Resûlü'ne inanmayanlar, inançları sakat olanlar!Allahu Teâlâ hazretlerine inanmayanlar, Resûlü'ne inanmayanlar, inançları sakat olanlar! Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde buyuruyor ki;

Lekad keferallezîne kâlû innallâhe sâlisü selâsetin.Lekad keferallezîne kâlû innallâhe sâlisü selâsetin. "Allah üçten biridir, üçün üçüncüsüdür, diyenler kâfir oldular!" "Allah üçten biridir, üçün üçüncüsüdür, diyenler kâfir oldular!"

Hâlbuki inançları var, kiliseleri, teşkilatları var, din adamları var, kitapları varHâlbuki inançları var, kiliseleri, teşkilatları var, din adamları var, kitapları var ama kâfir oldular çünkü bozuk itikada saptılar.ama kâfir oldular çünkü bozuk itikada saptılar. İtikat yanlış, Allah'ın razı gelmeyeceği inanç olunca o da küfür oluyor! İtikat yanlış, Allah'ın razı gelmeyeceği inanç olunca o da küfür oluyor!

Ateizm küfür oluyor, hiç inanmamak küfür oluyor, yanlış inanmak da küfür oluyor.Ateizm küfür oluyor, hiç inanmamak küfür oluyor, yanlış inanmak da küfür oluyor. İnancın doğru olması lazım! Ben bunu elektriğe benzetiyorum. İnancın doğru olması lazım! Ben bunu elektriğe benzetiyorum. Elektrikle biraz ilgilenenler de bilirler, elektriğin şakası yoktur. Elektrikle biraz ilgilenenler de bilirler, elektriğin şakası yoktur. Elektrik tellerde duran bir canavar gibidir, hiç şakası yoktur. Elektrik tellerde duran bir canavar gibidir, hiç şakası yoktur. Kurallarına riayet etmezsen insanı çarpar yere atar, kül kömür eder.Kurallarına riayet etmezsen insanı çarpar yere atar, kül kömür eder. Cihazları bozar, yangın çıkartır, ortalığı kasıp kavurur. "Elektrik kontağından yangın çıktı.Cihazları bozar, yangın çıkartır, ortalığı kasıp kavurur.

"Elektrik kontağından yangın çıktı.
Yanlış bir düğmeye bastığından cihaz yandı, bobin yandı…" Yanlış bir düğmeye bastığından cihaz yandı, bobin yandı…"

Hiç şakası yoktur! Elektrik hatayı hiç müsamaha edip affetmez. Hiç şakası yoktur! Elektrik hatayı hiç müsamaha edip affetmez.

Allahu Teâlâ hazretlerine inancın da şakası yoktur.Allahu Teâlâ hazretlerine inancın da şakası yoktur. Allahu Teâlâ hazretleri insanoğluna gerçekleri bulacak, doğruyu eğriyi ayıracak kabiliyet vermiştir.Allahu Teâlâ hazretleri insanoğluna gerçekleri bulacak, doğruyu eğriyi ayıracak kabiliyet vermiştir. İnsanoğlu doğruyu eğriden ayırabilmelidir.İnsanoğlu doğruyu eğriden ayırabilmelidir. O meziyet, o kabiliyet kendisinin aklında, kafasında mevcuttur.O meziyet, o kabiliyet kendisinin aklında, kafasında mevcuttur. İsterse onu doğru kullanırsa doğruyu bulabilir. İsterse onu doğru kullanırsa doğruyu bulabilir.

İnnallâhe leane'l-kâfirîne. "Allah kâfirlere lanet etmiştir." İnnallâhe leane'l-kâfirîne. "Allah kâfirlere lanet etmiştir."

Allah'ın laneti insanların laneti gibi beddua etmekten ibaret değildir!Allah'ın laneti insanların laneti gibi beddua etmekten ibaret değildir! "Hay Allah seni kahretsin, hay boynun devrilsin!"Hay Allah seni kahretsin, hay boynun devrilsin! Hay hayır görmeyesice…" vs. beddualar, lanetler insanların sözleridir.Hay hayır görmeyesice…" vs. beddualar, lanetler insanların sözleridir. Allahu Teâlâ hazretleri bir insana lanet etti mi o sözden ibaret kalmaz!Allahu Teâlâ hazretleri bir insana lanet etti mi o sözden ibaret kalmaz! Felaket olur, insanlar felakete uğrar. Allah'ın lanetine uğrayanlar felaketten felakete uğrarlar. Felaket olur, insanlar felakete uğrar. Allah'ın lanetine uğrayanlar felaketten felakete uğrarlar.

Allahu Teâlâ hazretleri cehennemi yaratmıştır; cehennem vardır, haktır.Allahu Teâlâ hazretleri cehennemi yaratmıştır; cehennem vardır, haktır. Cennet vardır, haktır, gerçektir. Âhiret vardır, haktır gerçektir. Hesap haktır, gerçektir. Cennet vardır, haktır, gerçektir. Âhiret vardır, haktır gerçektir. Hesap haktır, gerçektir. Mizan, terazi, ölçmek, sevapları, iyilikleri kötülükleri tartmak haktır, gerçektir. Mizan, terazi, ölçmek, sevapları, iyilikleri kötülükleri tartmak haktır, gerçektir.

İnsanların, müslümanların imanı ve küfrü iyi bilmesi lazım.İnsanların, müslümanların imanı ve küfrü iyi bilmesi lazım. İnsan Allah'ın rızasında sırât-ı müstakîminde yürümezse başka yerlere saparsaİnsan Allah'ın rızasında sırât-ı müstakîminde yürümezse başka yerlere saparsa çevrede hangi uçurum, hangi bataklık, hangi tehlike var, onu da bilmesi lazım. çevrede hangi uçurum, hangi bataklık, hangi tehlike var, onu da bilmesi lazım.

İnsanoğlu dünyaya imtihan için gelmiştir! Boşuna kafa gezdirmek için gelmemiştir.İnsanoğlu dünyaya imtihan için gelmiştir! Boşuna kafa gezdirmek için gelmemiştir. Bu dünya hayatı bir imtihandır. İmtihanın şakası yoktur. Bu dünya hayatı bir imtihandır. İmtihanın şakası yoktur. İmtihanda cevabı doğru vermek lazımdır. Doğru cevabı vermeyen imtihanı kaybeder. İmtihanda cevabı doğru vermek lazımdır. Doğru cevabı vermeyen imtihanı kaybeder. Yarın Allahu Teâlâ hazretlerinin karşısında hiçbir kimsenin küfrünü savunacak hâli olmayacaktır.Yarın Allahu Teâlâ hazretlerinin karşısında hiçbir kimsenin küfrünü savunacak hâli olmayacaktır. Hiçbir kimse kâfirliğini mâzur gösteremeyecektir.Hiçbir kimse kâfirliğini mâzur gösteremeyecektir. Hiçbir kimse kâfirliği için mazeret ileriye süremeyecektir.Hiçbir kimse kâfirliği için mazeret ileriye süremeyecektir. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri peygamberleri şahit olarak göndermiştir.Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri peygamberleri şahit olarak göndermiştir. Peygamberler şahit olacak ve diyeceklerdir ki; Peygamberler şahit olacak ve diyeceklerdir ki;

"Yâ Rabbi! Sen bizi kavimlere peygamber olarak gönderdin."Yâ Rabbi! Sen bizi kavimlere peygamber olarak gönderdin. Biz de senin emirlerini gönderildiğimiz şehir halkına, millete, kavme tebliğ ettik!" Biz de senin emirlerini gönderildiğimiz şehir halkına, millete, kavme tebliğ ettik!"

Allah mü'minleri de şahit tutacaktır. Mü'minler de mahkeme-i kübrâya gelecektir.Allah mü'minleri de şahit tutacaktır. Mü'minler de mahkeme-i kübrâya gelecektir. Allahu Teâlâ hazretlerine diyeceklerdir ki; "Yâ Rabbi! Evet, sözün haktır, vaadin haktır.Allahu Teâlâ hazretlerine diyeceklerdir ki;

"Yâ Rabbi! Evet, sözün haktır, vaadin haktır.
Sen lütfunla, kereminle, rahmetinle bize peygamber gönderdin; biz de peygamberi duyduk, iman ettik!" Sen lütfunla, kereminle, rahmetinle bize peygamber gönderdin; biz de peygamberi duyduk, iman ettik!"

Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri kâfirlere; "Peygamber gelmiş, bunlar inanmış;Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri kâfirlere; "Peygamber gelmiş, bunlar inanmış; siz niye inanmadınız? Bunlar inandılar da siz niye kâfir oldunuz? siz niye inanmadınız? Bunlar inandılar da siz niye kâfir oldunuz? Bunlar inandılar da siz niye küfürde kaldınız?!.." diye söyleyecektir. Bunlar inandılar da siz niye küfürde kaldınız?!.." diye söyleyecektir.

Hiçbir kimsenin mazereti yoktur, hiçbir kimse mazeret beyan edemeyecektir.Hiçbir kimsenin mazereti yoktur, hiçbir kimse mazeret beyan edemeyecektir. Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri herkese hem peygamber göndermiş, kitap indirmiş,Çünkü Allahu Teâlâ hazretleri herkese hem peygamber göndermiş, kitap indirmiş, gerçekleri tebliğ etmiştir hem de kişisel olarak onlara imanı ulaştırmıştır. gerçekleri tebliğ etmiştir hem de kişisel olarak onlara imanı ulaştırmıştır.

Mesela rüyasında ulaştırmıştır.Mesela rüyasında ulaştırmıştır. Herkes kendi hayatını düşünsün, herkes gençliğinde gördüğü rüyaları hatırlasın: Herkes kendi hayatını düşünsün, herkes gençliğinde gördüğü rüyaları hatırlasın: Aklı başına geldiği zamanki eski günlerinde kendisini terleten, korkutan,Aklı başına geldiği zamanki eski günlerinde kendisini terleten, korkutan, ürpertici birtakım rüyaları hatırlasın. ürpertici birtakım rüyaları hatırlasın. Ben çok hatırlıyorum; kıyametin koptuğunu, mahkeme-i kübrâya çıktığımızı, Ben çok hatırlıyorum; kıyametin koptuğunu, mahkeme-i kübrâya çıktığımızı, yalvarıp yakardığımızı, pişmanlık duyduğumuzu, yalvarıp yakardığımızı, pişmanlık duyduğumuzu, insanların tekrar dünyaya dönsek iyi insan olacağız dediklerini, buna benzer rüyaları ben çok görmüşümdür.insanların tekrar dünyaya dönsek iyi insan olacağız dediklerini, buna benzer rüyaları ben çok görmüşümdür. Görenleri de duydum. Allah iman etmesi için herkesin kendisine kişisel deliller de gönderir.Görenleri de duydum. Allah iman etmesi için herkesin kendisine kişisel deliller de gönderir. Her türlü yardımı, her türlü lütfu yapar ama kişi inadından küfürde kalır. Her türlü yardımı, her türlü lütfu yapar ama kişi inadından küfürde kalır.

Kâfirin hiçbir mazereti yoktur! "Bilemedim, anlayamadım yâ Rabbi!.." Kâfirin hiçbir mazereti yoktur!

"Bilemedim, anlayamadım yâ Rabbi!.."

"Yalancı, edepsiz, terbiyesiz! Ben sana şunları şunları göndermedin mi? Şu rüyayı görmedin mi?"Yalancı, edepsiz, terbiyesiz! Ben sana şunları şunları göndermedin mi? Şu rüyayı görmedin mi? Filanca şahısla karşılaşmadın mı? O şahıs sana şöyle şöyle söylemedi mi?Filanca şahısla karşılaşmadın mı? O şahıs sana şöyle şöyle söylemedi mi? Sen de o zaman başını eğip içine, vicdanına danışıp Sen de o zaman başını eğip içine, vicdanına danışıp 'Adam doğru söylüyor.' dememiş miydin?!.." diye muaheze edecektir. 'Adam doğru söylüyor.' dememiş miydin?!.." diye muaheze edecektir.

Hiç kimsenin mazereti yoktur! Küfrün mazereti yoktur!Hiç kimsenin mazereti yoktur! Küfrün mazereti yoktur! Küfrün mâzur görülecek, savunulacak tarafı yoktur ve hiçbir kâfir de kendisini savunamayacaktır.Küfrün mâzur görülecek, savunulacak tarafı yoktur ve hiçbir kâfir de kendisini savunamayacaktır. Çünkü Allah hiçbir beldeyi peygambersiz bırakmadığını Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor.Çünkü Allah hiçbir beldeyi peygambersiz bırakmadığını Kur'ân-ı Kerîm'de bildiriyor. Onun için Allah'ın lanetine uğrayacaklardırOnun için Allah'ın lanetine uğrayacaklardır ve cehennemin alevli ateşleri içine atılıp cayır cayır yanacaklardır. ve cehennemin alevli ateşleri içine atılıp cayır cayır yanacaklardır.

Bir kâğıdın yandığını düşünün, benzin dökülen bir ocağın nasıl parladığını,Bir kâğıdın yandığını düşünün, benzin dökülen bir ocağın nasıl parladığını, yangın çıktığı zaman ormanların nasıl çatır çatır yandığını düşünün…yangın çıktığı zaman ormanların nasıl çatır çatır yandığını düşünün… Bunlar sıfır, bunlar hiç, bunlar bir şey değil! Cehennemin ateşi çok çok daha korkunçtur. Bunlar sıfır, bunlar hiç, bunlar bir şey değil! Cehennemin ateşi çok çok daha korkunçtur.

"Zebaniler; cehenneme bakan, cehennemi zapt eden melekler cehennemi zincirlerle"Zebaniler; cehenneme bakan, cehennemi zapt eden melekler cehennemi zincirlerle Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna getirecek. Alevleri sağa sola saldıracak, Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna getirecek. Alevleri sağa sola saldıracak, ele avuca sığmaz bir varlık!.." diye hadîs-i şerîflerde bildiriliyor. ele avuca sığmaz bir varlık!.." diye hadîs-i şerîflerde bildiriliyor. O alevlerin içine atıp yanacaklardır.O alevlerin içine atıp yanacaklardır. Bir müddet değil, bir gün, bir ay, bir yıl, bir ömür değil, bir asır değil; ebediyen yanacaklardır! Bir müddet değil, bir gün, bir ay, bir yıl, bir ömür değil, bir asır değil; ebediyen yanacaklardır!

Kâfir olmak kadar korkunç bir felaket düşünülemez.Kâfir olmak kadar korkunç bir felaket düşünülemez. Kâfir olmak kadar korkunç zarar, sonsuz zarar düşünülemez. Çünkü ebediyen yanacaklardır. Kâfir olmak kadar korkunç zarar, sonsuz zarar düşünülemez. Çünkü ebediyen yanacaklardır.

"Hocam, yanarsa ölür; cayır cayır yanar, ölür?.." "Hocam, yanarsa ölür; cayır cayır yanar, ölür?.."

Lâ yükdâ aleyhim fe yemûtû. "Ölmeyecekler, cehennemde ölmek de yoktur! Öldüren ve dirilten Allah'tır! Lâ yükdâ aleyhim fe yemûtû. "Ölmeyecekler, cehennemde ölmek de yoktur!

Öldüren ve dirilten Allah'tır!

Vallâhu yuhyî ve yumît. Kesin olarak biliyoruz ki hayatı, ölümü veren Allah'tır.Vallâhu yuhyî ve yumît.

Kesin olarak biliyoruz ki hayatı, ölümü veren Allah'tır.
Yaşatan, yaşatmanın şartlarını ihsan eden;Yaşatan, yaşatmanın şartlarını ihsan eden; öldüren, yaşamın şartlarını kesen, yitirten, bitirten Allah'tır. Ölüm yok, ölüm olmayacak!öldüren, yaşamın şartlarını kesen, yitirten, bitirten Allah'tır. Ölüm yok, ölüm olmayacak! Hem âyetlerde bildiriliyor hem hadis-i şerîflerde bildiriliyor.Hem âyetlerde bildiriliyor hem hadis-i şerîflerde bildiriliyor. Cehennem ehli için ölüp de kurtulmak yoktur, devamlı azabı çekmek vardır;Cehennem ehli için ölüp de kurtulmak yoktur, devamlı azabı çekmek vardır; bu çok korkunç bir şey! Cehennemlik olmak kadar büyük felaket olmaz!bu çok korkunç bir şey! Cehennemlik olmak kadar büyük felaket olmaz! Cehennemlik olmak kadar büyük felaket yoktur! Cehennemlik olmak kadar büyük felaket yoktur!

Onun için insanoğlunun Allah'ın kendisine verdiği kafatasının içindeki beynini,Onun için insanoğlunun Allah'ın kendisine verdiği kafatasının içindeki beynini, aklını doğru düzgün kullanıp kendisini cehenneme düşmekten koruması lazımdır.aklını doğru düzgün kullanıp kendisini cehenneme düşmekten koruması lazımdır. Cehenneme düşmekten koruyamazsa ben bu aklı neyleyim! Cehenneme düşmekten koruyamazsa ben bu aklı neyleyim! Bir insan cehennemden sakınmadan yaşarsa Bir insan cehennemden sakınmadan yaşarsa ben bu dünyada iki paralık ömrün sefasını neyleyim, ne kıymeti var?!.. ben bu dünyada iki paralık ömrün sefasını neyleyim, ne kıymeti var?!.. Çünkü muvakkattir, azdır; ondan sonraki ebedî azaptır.Çünkü muvakkattir, azdır; ondan sonraki ebedî azaptır. Buna mukabil iyi insanların da âhirette mutlulukları ebedî olacaktır,Buna mukabil iyi insanların da âhirette mutlulukları ebedî olacaktır, tükenmeyecek, yorulmayacaktır, bitmeyecektir. tükenmeyecek, yorulmayacaktır, bitmeyecektir.

İnsanlar mahzun olmayacak, korkmayacak, üzülmeyecektir; her istediği olacaktır.İnsanlar mahzun olmayacak, korkmayacak, üzülmeyecektir; her istediği olacaktır. Bıkkınlık, monotonluk olmayacaktır. Bıkkınlık, monotonluk olmayacaktır. Çeşit çeşit, türlü türlü nimetler istediği an eline gelecek;Çeşit çeşit, türlü türlü nimetler istediği an eline gelecek; her türlü zevk ü sefâ, lütuf, ihsan, ikram, rahmet cennetliklere olacaktır.her türlü zevk ü sefâ, lütuf, ihsan, ikram, rahmet cennetliklere olacaktır. Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği,Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, akla hayale sığmayan güzellikler devamlı olacaktır, daimî olacaktır. akla hayale sığmayan güzellikler devamlı olacaktır, daimî olacaktır.

Lâ havfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn. "Cennetlikler için havf, korku yoktur!"Lâ havfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn. "Cennetlikler için havf, korku yoktur!" Ve lâ hüm yahzenûn. "Onlar mahzun da olmayacaklardır, mahzunluk da, hüzün de yoktur!" Ve lâ hüm yahzenûn. "Onlar mahzun da olmayacaklardır, mahzunluk da, hüzün de yoktur!"

"Bugün canım sıkılıyor, bugün çok hüzünlüyüm…" O dünyada; âhirette hüzünlü, mahzun olmak yok!" "Bugün canım sıkılıyor, bugün çok hüzünlüyüm…"

O dünyada; âhirette hüzünlü, mahzun olmak yok!"

Hâlidîne fîhâ ebeden lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîra. "Kâfirler cehenneme girinceHâlidîne fîhâ ebeden lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîra. "Kâfirler cehenneme girince ebediyen orada kalacaklardır, onlar için hiçbir dost, hiçbir yardımcı da olmayacaktır!" ebediyen orada kalacaklardır, onlar için hiçbir dost, hiçbir yardımcı da olmayacaktır!"

Hani insanın bazı vefalı dostu olur; felaket anında yanına gelir, onu kurtarır, yardım eder.Hani insanın bazı vefalı dostu olur; felaket anında yanına gelir, onu kurtarır, yardım eder. Hapiste ise ailesine bakar, cumartesi pazar ziyaret günleri gelir, ziyaret eder,Hapiste ise ailesine bakar, cumartesi pazar ziyaret günleri gelir, ziyaret eder, ihtiyacı kadar para verir, yiyecek içecek, dolma, çörek börek getirir. ihtiyacı kadar para verir, yiyecek içecek, dolma, çörek börek getirir. Hapisteki insan o ziyaretlerden memnun kalır, ihya olur.Hapisteki insan o ziyaretlerden memnun kalır, ihya olur. Ama âhirette cehennemlik kimselerin hiç dostu olmayacaktır! "Ama dünyada dostları vardı?.." Ama âhirette cehennemlik kimselerin hiç dostu olmayacaktır!

"Ama dünyada dostları vardı?.."

Dünyadaki dostlar da âhirette düşman olacaklardır!Dünyadaki dostlar da âhirette düşman olacaklardır! "Sen olmasaydın ben küfre düşmezdim, sen beni kandırdın, baştan çıkarttın,"Sen olmasaydın ben küfre düşmezdim, sen beni kandırdın, baştan çıkarttın, beni yoldan çıkarttın!.." diye birbirleriyle kavga edecek, atışacak, dalaşacaklar! beni yoldan çıkarttın!.." diye birbirleriyle kavga edecek, atışacak, dalaşacaklar!

el-Ahillâü yevmeizin ba'dühüm li-ba'din adüvvün illa'l-müttakîn.el-Ahillâü yevmeizin ba'dühüm li-ba'din adüvvün illa'l-müttakîn. "Dünyadaki samimi dostları, ahbaplık yapan insanlar o gün birbirlerine düşman olacaklardır!" "Dünyadaki samimi dostları, ahbaplık yapan insanlar o gün birbirlerine düşman olacaklardır!"

Dünyadaki ahbaplık; meyhane arkadaşlığı, kumarhane arkadaşlığı, iş arkadaşlığı,Dünyadaki ahbaplık; meyhane arkadaşlığı, kumarhane arkadaşlığı, iş arkadaşlığı, mektep arkadaşlığı, teşkilat arkadaşlığı, kulüp arkadaşlığı vs. kalmayacak! mektep arkadaşlığı, teşkilat arkadaşlığı, kulüp arkadaşlığı vs. kalmayacak! Dünyadaki dostlar âhirette düşman olacak.Dünyadaki dostlar âhirette düşman olacak. İkisi de cehenneme giderse cehennemde de birbirlerine düşman olacaklar. "Sen sebep oldun! İkisi de cehenneme giderse cehennemde de birbirlerine düşman olacaklar. "Sen sebep oldun! Sen olmasaydın ben buraya düşmezdim…" diye birbirleriyle çatışacaklar, atışacaklar.Sen olmasaydın ben buraya düşmezdim…" diye birbirleriyle çatışacaklar, atışacaklar. Bunları yet-i kerîmeler bildiriyor. Yardımcı da olmayacak! Bunları yet-i kerîmeler bildiriyor. Yardımcı da olmayacak!

Haksızlığa uğrayan bir insana birileri yardım edebilir: Haksızlığa uğrayan bir insana birileri yardım edebilir:

"Filanca senatörün yanına gittik, haksızlığı anlattık, o da dışarıdan teşebbüs ediyor."Filanca senatörün yanına gittik, haksızlığı anlattık, o da dışarıdan teşebbüs ediyor. Dur bakalım, belki senin kurtulma ihtimalin var…" Dur bakalım, belki senin kurtulma ihtimalin var…"

Dünyada olabilecek bu gibi yardımlar âhirette cehennem ehli için bahis konusu olmayacaktır.Dünyada olabilecek bu gibi yardımlar âhirette cehennem ehli için bahis konusu olmayacaktır. Onların ne dostu olacaktır ne de yardımcıları, ne dost bulacaklardır ne de yardımcı! Onların ne dostu olacaktır ne de yardımcıları, ne dost bulacaklardır ne de yardımcı!

Hâlidîne fîhâ ebeden lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîran. Velî; "dost" demek. Nasîr "yardımcı" demek. Hâlidîne fîhâ ebeden lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîran.

Velî; "dost" demek. Nasîr "yardımcı" demek.

Nusret edici yok! Devamlı azap çekecekler, devamlı feryâd ü figân edecekler,Nusret edici yok! Devamlı azap çekecekler, devamlı feryâd ü figân edecekler, devamlı yanıp yakılacaklar. devamlı yanıp yakılacaklar. Susadıkça kan, irin ve cehennem ehlinin yanmalarından hâsıl olan akıntı suları, irinleri içeceklerdir.Susadıkça kan, irin ve cehennem ehlinin yanmalarından hâsıl olan akıntı suları, irinleri içeceklerdir. Zakkum ağacının meyvelerini yiyeceklerdir, ciğerleri, mideleri kavrulacaktır. Zakkum ağacının meyvelerini yiyeceklerdir, ciğerleri, mideleri kavrulacaktır. Cehennemden çıkmak istedikçe itilecekler, tekrar cehenneme atılacaklardır. Cehennemden çıkmak istedikçe itilecekler, tekrar cehenneme atılacaklardır.

Yevme tukallebu vücûhühüm fi'n-nâri yekûlûne yâ leytenâ eta'nallâhe ve eta'na'r-rasûlâ. Yevme tukallebu vücûhühüm fi'n-nâri yekûlûne yâ leytenâ eta'nallâhe ve eta'na'r-rasûlâ.

"Cehennemde yüzleri o tarafa çevrilip döndürülüp döndürülüp yandıkça;"Cehennemde yüzleri o tarafa çevrilip döndürülüp döndürülüp yandıkça; 'Ah keşke Allah'a itaat etseydik, Resûlullah'a itaat etseydik!" diye pişmanlık duyacak, feryatlar edecekler!" 'Ah keşke Allah'a itaat etseydik, Resûlullah'a itaat etseydik!" diye pişmanlık duyacak, feryatlar edecekler!"

Peki, onlar o zaman orada; "Keşke Allah'a itaat etseydik Resûlullah'a itaat etseydik!" dediklerine görePeki, onlar o zaman orada; "Keşke Allah'a itaat etseydik Resûlullah'a itaat etseydik!" dediklerine göre o zaman biz oraya düşmeden dünyada iken Allah'a itaat edelim, Resûlullah'a itaat edelim! o zaman biz oraya düşmeden dünyada iken Allah'a itaat edelim, Resûlullah'a itaat edelim!

Allah'a itaat nasıl olur? Allah'a itaatin yolu, reçetesi nedir?Allah'a itaat nasıl olur? Allah'a itaatin yolu, reçetesi nedir? Allah'a itaatin şartları, maddeleri nerede yazılıdır?.. Allah'a itaatin şartları, maddeleri nerede yazılıdır?..

Kur'ân-ı Kerim'de! Kur'ân-ı Kerim'in âyetlerini okuyacaksın,Kur'ân-ı Kerim'de! Kur'ân-ı Kerim'in âyetlerini okuyacaksın, Allahu Teâlâ hazretleri ne emrettiyse onları yapacaksın! Allahu Teâlâ hazretleri ne emrettiyse onları yapacaksın! Allahu Teâlâ hazretleri neleri yasakladıksa onlardan sakınacaksın! Allah'a itaat kolay! Nasıl kolay? Allahu Teâlâ hazretleri neleri yasakladıksa onlardan sakınacaksın! Allah'a itaat kolay!

Nasıl kolay?

Kur'an'ı okursun. Alırsın eline kalemi defteri; okudukça yapman gereken şeyleri yazarsın,Kur'an'ı okursun. Alırsın eline kalemi defteri; okudukça yapman gereken şeyleri yazarsın, yapmaman gereken şeyleri yazarsın. Bilgilenirsin, hayatında onu uygularsın. yapmaman gereken şeyleri yazarsın. Bilgilenirsin, hayatında onu uygularsın.

Yalan söylemeyeceksin, faiz yemeyeceksin, zina etmeyeceksin, içki içmeyeceksin,Yalan söylemeyeceksin, faiz yemeyeceksin, zina etmeyeceksin, içki içmeyeceksin, kumar oynamayacaksın, halkı aldatmayacaksın, iftira etmeyeceksin, gıybet etmeyeceksin… kumar oynamayacaksın, halkı aldatmayacaksın, iftira etmeyeceksin, gıybet etmeyeceksin…

Dikkat ederseniz sayılanların bazısını dinleyenlerin bazısı;Dikkat ederseniz sayılanların bazısını dinleyenlerin bazısı; "Eyvah, ben bunların bazısını yapıyorum." der. "Eyvah, ben bunların bazısını yapıyorum." der.

Hangi müslümanı biliyorsunuz ki İslâmiyet'i böyle anlamış da eline kâğıdı kalemi almış daHangi müslümanı biliyorsunuz ki İslâmiyet'i böyle anlamış da eline kâğıdı kalemi almış da Allah'ın kitabını bir çalışkan öğrenci gibi okumuş da defterine yapması gereken emirleri yazmış,Allah'ın kitabını bir çalışkan öğrenci gibi okumuş da defterine yapması gereken emirleri yazmış, kaçınması gereken yasakları yazmış da onlara uymaya çalışıyor?!.. kaçınması gereken yasakları yazmış da onlara uymaya çalışıyor?!..

Ben daha böyle bir müslüman görmedim. Bizim Müslümanlıklarımız nasıl Müslümanlık? Ben daha böyle bir müslüman görmedim.

Bizim Müslümanlıklarımız nasıl Müslümanlık?

Bizim Müslümanlıklarımız geleneksel Müslümanlık, folklor Müslümanlığı!Bizim Müslümanlıklarımız geleneksel Müslümanlık, folklor Müslümanlığı! Her ülkenin kendisine göre örfü âdeti, töresi, ananesi vardır.Her ülkenin kendisine göre örfü âdeti, töresi, ananesi vardır. Adanalı şöyledir, Antepli böyledir, Yozgatlı şöyle, Rizeli böyle;Adanalı şöyledir, Antepli böyledir, Yozgatlı şöyle, Rizeli böyle; Edirneli şöyle yapar, İzmirli böyle yapar… Edirneli şöyle yapar, İzmirli böyle yapar… Her memleketin bir töresi vardır, örfü, âdeti, giyim tarzı, şivesi, yemeği vardır…Her memleketin bir töresi vardır, örfü, âdeti, giyim tarzı, şivesi, yemeği vardır… Bizim Müslümanlığımız anadan, atadan, dededen, neneden, kulaktan dolma duyduğumuz Müslümanlıktır! Bizim Müslümanlığımız anadan, atadan, dededen, neneden, kulaktan dolma duyduğumuz Müslümanlıktır!

Allah rahmet eylesin; nenemiz bizi karşımıza oturtmuş, nasihat etmiştir de oradan bir şeyler öğrenmişizdir.Allah rahmet eylesin; nenemiz bizi karşımıza oturtmuş, nasihat etmiştir de oradan bir şeyler öğrenmişizdir. Hacı teyzemiz karşısına oturtmuştur da "Bu elif, bu be, bu cim, dal, ayn ğayn…" diye öğretmiştir deHacı teyzemiz karşısına oturtmuştur da "Bu elif, bu be, bu cim, dal, ayn ğayn…" diye öğretmiştir de Arap harflerini, Kur'ân harflerini biraz öğrenmişizdir. Arap harflerini, Kur'ân harflerini biraz öğrenmişizdir. Babamız biraz bizi zorlayarak iterek kakarak; "Evladım, futbol oynamaya gitme,Babamız biraz bizi zorlayarak iterek kakarak; "Evladım, futbol oynamaya gitme, haydi bakalım camiye git de öğren…" filan [demiştir]. Hoca da elinde sopa, değnek; "Oku bakalım!haydi bakalım camiye git de öğren…" filan [demiştir]. Hoca da elinde sopa, değnek; "Oku bakalım! Bilemedin, çat pat…" filan, namaz sûrelerini ezberletmiştir.Bilemedin, çat pat…" filan, namaz sûrelerini ezberletmiştir. Bizi zar zor, ite kaka cennete götürmeye çalışıyorlar. Bizi zar zor, ite kaka cennete götürmeye çalışıyorlar.

İte kaka döve söve bağıra çağıra kulak bükerek tokat şaplatarak… Böyle şey mi olur yahu? İte kaka döve söve bağıra çağıra kulak bükerek tokat şaplatarak…

Böyle şey mi olur yahu?

Olmuş bir kere. Bundan sonra olmasın, böyle eğitim mi olur, böyle öğretim mi olur!Olmuş bir kere.

Bundan sonra olmasın, böyle eğitim mi olur, böyle öğretim mi olur!
Böyle Müslümanlık mı olur! Müslümanlık böyle mi sevdirilir? Böyle Müslümanlık mı olur! Müslümanlık böyle mi sevdirilir? Müslümanlık böyle mi öğrenilir, böyle mi uygulanır Yanlış! Müslümanlık böyle mi öğrenilir, böyle mi uygulanır

Yanlış!

Yanlışsa düzeltilsin. Güzeli yapılsın, doğrusu, kibarı, tatlısı yapılsın. Yanlışsa düzeltilsin. Güzeli yapılsın, doğrusu, kibarı, tatlısı yapılsın.

Niye? Sakallıyı sevdirememişiz. Amerikalı ütüsüz blue jeanini sevdirmiş.Niye?

Sakallıyı sevdirememişiz. Amerikalı ütüsüz blue jeanini sevdirmiş.
Her türlü örfünü, âdetini kötü de olsa beğendirmiş; Her türlü örfünü, âdetini kötü de olsa beğendirmiş; biz İslâm'ı sevdirememiş, beğendirememiş, saydıramamış, koruyamamışız. biz İslâm'ı sevdirememiş, beğendirememiş, saydıramamış, koruyamamışız.

Bizim Müslümanlığımız nasıl Müslümanlık? Bizim Müslümanlığımız nasıl Müslümanlık?

Senelerdir oturuyoruz; bizim günde beş defa cemaatle namaz kılmamız,Senelerdir oturuyoruz; bizim günde beş defa cemaatle namaz kılmamız, haftada bir cuma namazı kılmamız lazım. Biz bir camiyi yapamamışızdır. haftada bir cuma namazı kılmamız lazım. Biz bir camiyi yapamamışızdır. Ama -kiralık veya mülkiyeti kendimizde- hepimizin evi vardır. Herkesin evi, arabası vardır. Ama -kiralık veya mülkiyeti kendimizde- hepimizin evi vardır. Herkesin evi, arabası vardır. Kendi keyfine, konforuna, rahatına gelince her şey vardır.Kendi keyfine, konforuna, rahatına gelince her şey vardır. İslâm'la ilgili bir şey bahis konusu olunca senelerdir olmaz. Bu bizim kusurumuzdur, hepimizin kusurudur. İslâm'la ilgili bir şey bahis konusu olunca senelerdir olmaz. Bu bizim kusurumuzdur, hepimizin kusurudur.

Eğri oturup doğru konuşalım: Eğri oturup doğru konuşalım:

Günde beş vakit namaz kılmak acil ihtiyaç iken camimizi yapamamışızdır.Günde beş vakit namaz kılmak acil ihtiyaç iken camimizi yapamamışızdır. Cuma namazı kılacağımız yerimizi yapamamışızdır. Cuma namazı kılacağımız yerimizi yapamamışızdır. Arabaya biniyoruz, 30-40 dakika Cuma namazı kılınacak yere gidiyoruz.Arabaya biniyoruz, 30-40 dakika Cuma namazı kılınacak yere gidiyoruz. Sünneti kaçırıyoruz, farza hutbeye yetişiyoruz. Öyle şey olur mu yahu?!..Sünneti kaçırıyoruz, farza hutbeye yetişiyoruz. Öyle şey olur mu yahu?!.. Bunlar bizim için hepimiz için ayıp! Yazıklar olsun bize! Bunlar bizim için hepimiz için ayıp! Yazıklar olsun bize!

Yâ leytenâ ata'nallâhe ve ata'na'r-resûlâ.Yâ leytenâ ata'nallâhe ve ata'na'r-resûlâ. "Ah keşke Allah'a itaat etseydim, ah keşke Resûlullah'a itaat etseydim!" "Ah keşke Allah'a itaat etseydim, ah keşke Resûlullah'a itaat etseydim!"

Resûlullah'a itaat nasıl olacak? Hadisleri okuyacaksın!Resûlullah'a itaat nasıl olacak?

Hadisleri okuyacaksın!
Hadîs-i şerîflerde ne yazıyorsa ona göre yapman gereken şeyleri yapacaksın, Hadîs-i şerîflerde ne yazıyorsa ona göre yapman gereken şeyleri yapacaksın, yapmaman gereken şeyleri yapmayacaksın. yapmaman gereken şeyleri yapmayacaksın.

Hadîs-i şerîfler genel yapısı itibariyle Kur'ân-ı Kerîm'in açıklamasıdır.Hadîs-i şerîfler genel yapısı itibariyle Kur'ân-ı Kerîm'in açıklamasıdır. Peygamber Efendimiz esas itibariyle İslâm'ı öğretmek için görevlidir.Peygamber Efendimiz esas itibariyle İslâm'ı öğretmek için görevlidir. Herkes İslâm'ı öğrensin diye; "Otururken kalkarken öyle yapma, böyle yap…" diye söylediği,Herkes İslâm'ı öğrensin diye; "Otururken kalkarken öyle yapma, böyle yap…" diye söylediği, Kur'ân-ı Kerîm'in uygulamasıdır.Kur'ân-ı Kerîm'in uygulamasıdır. Onun için Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri çok önemlidir.Onun için Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri çok önemlidir. Kur'ân-ı Kerîm'i anlamanın başka yolu yöntemi yoktur. Kur'ân-ı Kerîm'i anlamanın başka yolu yöntemi yoktur. Başka yollar, yöntemler, açıklamaya tam götürmez, tam açıklama yapamaz.Başka yollar, yöntemler, açıklamaya tam götürmez, tam açıklama yapamaz. Hadîs-i şerîfler olmasa Kur'ân-ı Kerîm'i tam anlamak mümkün olmaz!Hadîs-i şerîfler olmasa Kur'ân-ı Kerîm'i tam anlamak mümkün olmaz! Onun için Peygamber Efendimiz'in sünneti, hadîs-i şerîfler,Onun için Peygamber Efendimiz'in sünneti, hadîs-i şerîfler, Peygamber Efendimiz'in mübarek sözleri bizim başımızın tacıdır; onları da öğrenmemiz lazım. Peygamber Efendimiz'in mübarek sözleri bizim başımızın tacıdır; onları da öğrenmemiz lazım. Onları da bin bir nazla, kıtı kıtı öğreniyoruz. Bir tane hadis, iki tane hadis… Onları da bin bir nazla, kıtı kıtı öğreniyoruz. Bir tane hadis, iki tane hadis…

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Kırk hadis belleyen yarın rûz-ı mahşerde alimler zümresinde haşrolacak!" "Kırk hadis belleyen yarın rûz-ı mahşerde alimler zümresinde haşrolacak!"

Kırk tane hadisi ezberlememişizdir. Kırk tane hadisi ezberlememişizdir.

Kalk kırk tane hadis oku bakalım, işte cennetlik olacaksın, daha ne istiyorsun?!.. Kalk kırk tane hadis oku bakalım, işte cennetlik olacaksın, daha ne istiyorsun?!..

Cennetlik olmanın çok kolay yolları var: Kırk tane hadis ezberle!Cennetlik olmanın çok kolay yolları var: Kırk tane hadis ezberle! Cennette köşk sahibi olmanın çok kolay yolu var:Cennette köşk sahibi olmanın çok kolay yolu var: Dünyada bir cami yap, cennette Allah sana bir köşk verecek!Dünyada bir cami yap, cennette Allah sana bir köşk verecek! Peygamber Efendimiz bildiriyor; vaadi haktır, yalanı yoktur, gayet kolay! Peygamber Efendimiz bildiriyor; vaadi haktır, yalanı yoktur, gayet kolay!

"Cennette ben bir köşk sahibi olmak istiyorum." "Kolay." "Nasıl kolay?" "Cennette ben bir köşk sahibi olmak istiyorum."

"Kolay."

"Nasıl kolay?"

"Yap burada bir cami, al cennette bir köşk!" "Yap burada bir cami, al cennette bir köşk!"

Men benâ lillâhi mesciden benâllâhü lehü beyten fi'l-cenneh.Men benâ lillâhi mesciden benâllâhü lehü beyten fi'l-cenneh. "Kim Allah için mescit bina ederse Allah da cennette ona bir köşk bina eder!" Gayet kolay! "Kim Allah için mescit bina ederse Allah da cennette ona bir köşk bina eder!"

Gayet kolay!

Yâ leytenâ ata'nallâhe ve ata'na'r-resûlâ. Ah ah yürekleri cayır cayır yanıyor!Yâ leytenâ ata'nallâhe ve ata'na'r-resûlâ.

Ah ah yürekleri cayır cayır yanıyor!
İçleri dışları yanıyor, saçlar sakallar yanıyor, her tarafı yanıyor, derileri fışır fışır fışırdıyor. İçleri dışları yanıyor, saçlar sakallar yanıyor, her tarafı yanıyor, derileri fışır fışır fışırdıyor. Feryâd u figân edecekler: "Keşke Allah'a itaat etseydik keşke Resûlullah'a itaat etseydik!" diyecekler. Feryâd u figân edecekler:

"Keşke Allah'a itaat etseydik keşke Resûlullah'a itaat etseydik!" diyecekler.

İşte fırsat, işte bilgi, işte şimdiden onun öyle olacağını söylüyorum. Kur'ân-ı Kerîm yazmış.İşte fırsat, işte bilgi, işte şimdiden onun öyle olacağını söylüyorum. Kur'ân-ı Kerîm yazmış. Bilinmeyen bir şey değil, öyle olacak! Vallahi billahi öyle olacak, yeminler olsun ki öyle olacak!Bilinmeyen bir şey değil, öyle olacak! Vallahi billahi öyle olacak, yeminler olsun ki öyle olacak! İnsanlar pişman olacak! O hâlde Allah'a itaat etmek lazım! İnsanlar pişman olacak!

O hâlde Allah'a itaat etmek lazım!

Kur'an öğrenmek lazım, itaat etmek lazım.Kur'an öğrenmek lazım, itaat etmek lazım. Sünnet-i seniyye-i nebeviyyeyi öğrenmek ve uygulamak lazım.Sünnet-i seniyye-i nebeviyyeyi öğrenmek ve uygulamak lazım. Kur'an'a göre yaşamak, sünnete göre yaşamak lazım. Biz neye göre yaşıyoruz? Kur'an'a göre yaşamak, sünnete göre yaşamak lazım.

Biz neye göre yaşıyoruz?

Biz bulunduğunuz memleketin âdetlerine, örfüne, havasına, çevresine göre yaşıyoruz. Biz bulunduğunuz memleketin âdetlerine, örfüne, havasına, çevresine göre yaşıyoruz.

Bizim hayat, tarzımız, konuşma, tarzımız selam tarzımız, yemek tarzımız,Bizim hayat, tarzımız, konuşma, tarzımız selam tarzımız, yemek tarzımız, gezme tarzımız, uyku tarzımız, çalışma tarzlarımız ne? gezme tarzımız, uyku tarzımız, çalışma tarzlarımız ne?

Bulunduğumuz bölgenin, çevrenin, milletin, ülkenin örfü âdeti. Öyle şey yok! Nasıl şey var? Bulunduğumuz bölgenin, çevrenin, milletin, ülkenin örfü âdeti.

Öyle şey yok!

Nasıl şey var?

Kur'an'a göre yaşam, sünnete göre yaşam var.Kur'an'a göre yaşam, sünnete göre yaşam var. Müslüman için Allah'a ve Resûlü'ne itaat; Kur'an'a göre yaşamak, sünnete göre yaşamak!Müslüman için Allah'a ve Resûlü'ne itaat; Kur'an'a göre yaşamak, sünnete göre yaşamak! Her şey öyle olacak! Her şeyi ölçecek, süzgeçten geçirecek: Her şey öyle olacak! Her şeyi ölçecek, süzgeçten geçirecek:

"Benim bu yaşamım, bu hareketim, sözüm, hâlim, davranışım,"Benim bu yaşamım, bu hareketim, sözüm, hâlim, davranışım, bu amelim Kur'an'a uygun mu, hadise uygun mu değil mi?" bu amelim Kur'an'a uygun mu, hadise uygun mu değil mi?"

İnsan bunu araştıracak, uygun değilse yapmayacak! İnsan bunu araştıracak, uygun değilse yapmayacak!

Allahu Teâlâ hazretleri; Ve kâlu. "Ve yine kesin olarak dediler ki…" diye söylüyor. Allahu Teâlâ hazretleri;

Ve kâlu. "Ve yine kesin olarak dediler ki…" diye söylüyor.

İlerde cehenneme atılacaklar, o zaman diyecekler ama kesinliğinden dolayı Ve kâlu, "Dediler ki…" deniyor. İlerde cehenneme atılacaklar, o zaman diyecekler ama kesinliğinden dolayı Ve kâlu, "Dediler ki…" deniyor.

Ve kâlû rabbenâ innâ eta'nâ sâdetenâ ve küberâenâ fe ezallûne's-sebîlâ. Ve kâlû rabbenâ innâ eta'nâ sâdetenâ ve küberâenâ fe ezallûne's-sebîlâ.

"Ey Rabbimiz! Biz seyyitlerimize, önderlerimize, asillerimize, efendilerimize,"Ey Rabbimiz! Biz seyyitlerimize, önderlerimize, asillerimize, efendilerimize, soylularımıza, ulularımıza, eşrafımıza, a'yanımıza, asilzâdelerimize itaat ettik!" soylularımıza, ulularımıza, eşrafımıza, a'yanımıza, asilzâdelerimize itaat ettik!"

Sâdetenâ. Sâdet ne demek? Sâdeh, sâdât; "seyyid" kelimesinin çoğulu. Sâdetenâ.

Sâdet ne demek?

Sâdeh, sâdât; "seyyid" kelimesinin çoğulu.

Seyyid ne demek? "Efendi, soylu kişi, yüksek şahsiyet" demek. Seyyid ne demek?

"Efendi, soylu kişi, yüksek şahsiyet" demek.

Rabbenâ innâ eta'nâ sâdetenâ. "Biz yüksek kişilere, yüksek şahsiyetlere, büyük adamlara;Rabbenâ innâ eta'nâ sâdetenâ. "Biz yüksek kişilere, yüksek şahsiyetlere, büyük adamlara; küberâenâ bizim büyüklerimize, ulularımıza itaat ettik!" küberâenâ bizim büyüklerimize, ulularımıza itaat ettik!"

İnnâ eta'nâ sâdetenâ ve küberâenâ. "Biz büyüklerimize, soylularımıza,İnnâ eta'nâ sâdetenâ ve küberâenâ. "Biz büyüklerimize, soylularımıza, başkanlarımıza itaat ettik!" Fe ezallûne's-sebîlâ.başkanlarımıza itaat ettik!" Fe ezallûne's-sebîlâ. "Onlar bize yolu şaşırttılar, bizi onlar yoldan saptırttılar, bizi dalalete onlar düşürdüler!" diyecekler. "Onlar bize yolu şaşırttılar, bizi onlar yoldan saptırttılar, bizi dalalete onlar düşürdüler!" diyecekler.

Sâdat ve küberâ başkanlar, önderler kimdir? Sâdat ve küberâ başkanlar, önderler kimdir?

Bazen bir devletin başkanı, bazen bir zümrenin başkanı, bazen bir felsefî akımın ortaya atıcısı,Bazen bir devletin başkanı, bazen bir zümrenin başkanı, bazen bir felsefî akımın ortaya atıcısı, bazen bir içtimai cereyanın kurucusu, sürükleyicisi: bazen bir içtimai cereyanın kurucusu, sürükleyicisi:

Karl Marx'mış, egzistansiyalist felsefenin kurucusu Jean-Paul Sartre'mış vs.Karl Marx'mış, egzistansiyalist felsefenin kurucusu Jean-Paul Sartre'mış vs. Her birisi insanların önüne düşmüş, her birisi kendi yoluna davet ediyor: Her birisi insanların önüne düşmüş, her birisi kendi yoluna davet ediyor: "Benim sözlerim doğru, bana dikkat edin. "Benim sözlerim doğru, bana dikkat edin. Benim kitaplarımı okuyun, benim fikirlerimi kabul edin, benim peşimden gelin…" diyor, gidiyorlar. Benim kitaplarımı okuyun, benim fikirlerimi kabul edin, benim peşimden gelin…" diyor, gidiyorlar. Bir kısmı, komünistlerin büyükleri Karl Marx'ın, Lenin'in peşinden gittiler.Bir kısmı, komünistlerin büyükleri Karl Marx'ın, Lenin'in peşinden gittiler. Bir kısmı kapitalist felsefecilerin peşinden gitti. Bir kısmı komünist felsefecilerin peşinden gitti. Bir kısmı kapitalist felsefecilerin peşinden gitti. Bir kısmı komünist felsefecilerin peşinden gitti. Bir kısmı varoluşçu felsefelere, bir kısmı nihilist felsefelere gitti Bir kısmı varoluşçu felsefelere, bir kısmı nihilist felsefelere gitti bir kısmı determinist oldu, bir kısmı liberalist oldu. Her birisi bir -ist oldu, her birisi bir şey -ist oldu.bir kısmı determinist oldu, bir kısmı liberalist oldu. Her birisi bir -ist oldu, her birisi bir şey -ist oldu. O başkan, o önder, o lider, yönetici, kervanın başındaki o uzun kulaklı onları çekti götürdü. O başkan, o önder, o lider, yönetici, kervanın başındaki o uzun kulaklı onları çekti götürdü.

Kervanın başında develeri kim götürür? Uzun kulaklı götürür. Hepsini o götürdü. Kervanın başında develeri kim götürür?

Uzun kulaklı götürür. Hepsini o götürdü.

O arkadan gidenler cehennemde ne diyecekler? O arkadan gidenler cehennemde ne diyecekler?

Onlar ne diyecekler? Rabbenâ innâ eta'nâ sâdetenâ ve küberâenâ fe ezallûne's-sebîlâ.Onlar ne diyecekler?

Rabbenâ innâ eta'nâ sâdetenâ ve küberâenâ fe ezallûne's-sebîlâ.
"Biz soylularımıza, asillerimize, ulularımıza, mevki makam sahiplerine itaat ettik yâ Rabbi! "Biz soylularımıza, asillerimize, ulularımıza, mevki makam sahiplerine itaat ettik yâ Rabbi! Onlar bize doğru yolu göstermediler, bizi doğru yoldan bizi saptırdılar, bizi yanlış yollara götürdüler,Onlar bize doğru yolu göstermediler, bizi doğru yoldan bizi saptırdılar, bizi yanlış yollara götürdüler, bizi küfre götürdüler yâ Rabbi!" Sonra devam ederek ne diyecekler? bizi küfre götürdüler yâ Rabbi!"

Sonra devam ederek ne diyecekler?

Rabbenâ âtihim di'feyni mine'l-azâbi ve'l-anhüm la'nen kebîrâ.Rabbenâ âtihim di'feyni mine'l-azâbi ve'l-anhüm la'nen kebîrâ. "Yâ Rabbi! Bizi bunlar saptırdı ya, onlara azabı iki misli ver!" Rabbenâ âtihim di'feyni mine'l-azâbi. "Yâ Rabbi! Bizi bunlar saptırdı ya, onlara azabı iki misli ver!"

Rabbenâ âtihim di'feyni mine'l-azâbi.

"Onlara azabı iki misli ver, onlara cezayı daha fazla ver!" diyecekler. "Onlara azabı iki misli ver, onlara cezayı daha fazla ver!" diyecekler.

Hani dünyada peşinde gidiyorlardı. Filanca -izm falanca -izm; kapitalizm, sosyalizm, kominizm… Hani dünyada peşinde gidiyorlardı. Filanca -izm falanca -izm; kapitalizm, sosyalizm, kominizm…

O izm'i kuran kimsenin dünyada beğenip de peşinden gidenler cehennemde ne diyecekler? O izm'i kuran kimsenin dünyada beğenip de peşinden gidenler cehennemde ne diyecekler?

"Yâ Rabbi! Bunlar bizi saptırdı, bunlara azabı iki misli ver, bunlara daha büyük bir lanetle lanet et."Yâ Rabbi! Bunlar bizi saptırdı, bunlara azabı iki misli ver, bunlara daha büyük bir lanetle lanet et. Bunları rahmetinden daha çok uzaklaştır, cezayı daha çok ver yâ Rabbi!" diyecekler. Bunları rahmetinden daha çok uzaklaştır, cezayı daha çok ver yâ Rabbi!" diyecekler.

Dünyada beğeniyordun? Hani sen onun taraftarıydın?Dünyada beğeniyordun?

Hani sen onun taraftarıydın?
Mitinglerde peşinden gidiyordun hani alkış tutuyordun, omuzuna alıyordun?Mitinglerde peşinden gidiyordun hani alkış tutuyordun, omuzuna alıyordun? "Yaşa var ol!" diyordun, "En büyük!" diyordun. Şak şak şak sabahtan akşama şak şak şak avuçların patladı… "Yaşa var ol!" diyordun, "En büyük!" diyordun. Şak şak şak sabahtan akşama şak şak şak avuçların patladı…

Hani ne oldu? Dünyadaki dostların âhirette düşman olmasının bir örneği de burada çıktı.Hani ne oldu?

Dünyadaki dostların âhirette düşman olmasının bir örneği de burada çıktı.
Liderlerine lanet okuyorlar: "Yâ Rabbi! Azabı bunlara iki misli daha çok ver. Liderlerine lanet okuyorlar:

"Yâ Rabbi! Azabı bunlara iki misli daha çok ver.
Çünkü onlar bizi şaşırttı, saptırdı!" diyorlar. Bir de; "Onlara büyük bir lanetle lanet et!" diyorlar. Çünkü onlar bizi şaşırttı, saptırdı!" diyorlar. Bir de; "Onlara büyük bir lanetle lanet et!" diyorlar.

Onlar böyle deyince acaba Allahu Teâlâ hazretleri ne diyecek? Onlar böyle deyince acaba Allahu Teâlâ hazretleri ne diyecek?

Allahu Teâlâ hazretleri başka âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri başka âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki;

Likülli dı'fin. "Hepsine çifter çifter, katmerli katmerli azap gelecek!" Neden? Likülli dı'fin. "Hepsine çifter çifter, katmerli katmerli azap gelecek!"

Neden?

Saptıranların suçu var da sapanların suçu yok mu? Sapanlar da kandılar.Saptıranların suçu var da sapanların suçu yok mu?

Sapanlar da kandılar.
Onun için hepsine ceza katmerli gelecek. Saptıran saptırdığı için cezayı katmerli yiyecek;Onun için hepsine ceza katmerli gelecek. Saptıran saptırdığı için cezayı katmerli yiyecek; sapan da aptallığından, aldandığından, inandığından,sapan da aptallığından, aldandığından, inandığından, yanlış yola gittiğinden, suçlu olduğundan katmerli ceza yiyecek! yanlış yola gittiğinden, suçlu olduğundan katmerli ceza yiyecek!

Hiçbir kimse; "Beni filanca aldattı." diye yakayı Allah'ın azabından, gazabından, kahrından,Hiçbir kimse; "Beni filanca aldattı." diye yakayı Allah'ın azabından, gazabından, kahrından, nâr-ı cehîminden kurtaramayacak! Aldanmak mazeret değil! nâr-ı cehîminden kurtaramayacak! Aldanmak mazeret değil! İnsan, birisinin sözüne kanıp onun peşinden gidince mâzur, mazeretli sayılmayacak! İnsan, birisinin sözüne kanıp onun peşinden gidince mâzur, mazeretli sayılmayacak! "Aldatan suçlu da ötekisi kandırılmış, zavallı!" denmeyecek."Aldatan suçlu da ötekisi kandırılmış, zavallı!" denmeyecek. Kandığı için hak yolu bulamadığı için doğru yola giremediği için yanlış yolda yürüdüğü için Kandığı için hak yolu bulamadığı için doğru yola giremediği için yanlış yolda yürüdüğü için o da cezayı iki kat yiyecek! Aziz ve muhterem kardeşlerim! o da cezayı iki kat yiyecek!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için bütün insanların gözlerini açması lazım!Onun için bütün insanların gözlerini açması lazım! Ben âyet-i kerîmeyi alıyorum, açıklıyorum; bazılarına batıyor.Ben âyet-i kerîmeyi alıyorum, açıklıyorum; bazılarına batıyor. Tabi bunu dinliyorlar.Tabi bunu dinliyorlar. Sadece siz dinlemiyorsunuz, bu hem ilahî kayda geçti hem dünyevi kayda geçti. Sadece siz dinlemiyorsunuz, bu hem ilahî kayda geçti hem dünyevi kayda geçti. Söz ağızdan çıktı mı iş bitti. Söz ağızdan çıktı mı kayda girer. Söz ağızdan çıktı mı iş bitti. Söz ağızdan çıktı mı kayda girer.

Söz ağızdan çıkıncaya kadar insanın esiridir; isterse ağzını açmaz, söz içerde esir kalır.Söz ağızdan çıkıncaya kadar insanın esiridir; isterse ağzını açmaz, söz içerde esir kalır. Söz ağızdan dışarı çıktı mı insan sözünün esiridir. Söz verdi vaad etti, söz söyledi. Söz ağızdan dışarı çıktı mı insan sözünün esiridir. Söz verdi vaad etti, söz söyledi. Ona göre ceza veya mükâfat ve sonuç gelir. Bunu duyuyorlar, bazı kimselere batıyor:Ona göre ceza veya mükâfat ve sonuç gelir.

Bunu duyuyorlar, bazı kimselere batıyor:
"Vay bunun söylediği söz bize dokunuyor!.." "Vay bunun söylediği söz bize dokunuyor!.."

Ben söylemiyorum, Allahu Teâlâ hazretleri söylüyor.Ben söylemiyorum, Allahu Teâlâ hazretleri söylüyor. Ben, Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerini Türkçe bilip deBen, Kur'ân-ı Kerîm'in âyetlerini Türkçe bilip de Arapça bilmeyen kardeşlerime kelime kelime açıklıyorum. Bazılarını siz de seziyorsunuz: Arapça bilmeyen kardeşlerime kelime kelime açıklıyorum. Bazılarını siz de seziyorsunuz:

Küberâenâ diyor, tamam "kebirler, büyükler" demek, anladım. Küberâenâ diyor, tamam "kebirler, büyükler" demek, anladım.

Ve'l-anhüm la'nen kebîran. "Büyük bir lanetle onlara lanet et yâ Rabbi!" diyorlar, anlıyoruz. Ve'l-anhüm la'nen kebîran.

"Büyük bir lanetle onlara lanet et yâ Rabbi!" diyorlar, anlıyoruz.

Feedallûne sebîlâ. "Yolu saptırdı." Siz de anlıyorsunuz.Feedallûne sebîlâ. "Yolu saptırdı."

Siz de anlıyorsunuz.
Yarı yarıya Arapça'yı bildiğiniz için sezinliyorsunuz. Ama en büyük kusurunuz Arapça'yı öğrenmemek!Yarı yarıya Arapça'yı bildiğiniz için sezinliyorsunuz.

Ama en büyük kusurunuz Arapça'yı öğrenmemek!
Ne biçim müslümansınız ki daha Arapça'yı öğrenmemişsiniz.Ne biçim müslümansınız ki daha Arapça'yı öğrenmemişsiniz. Kiminiz otuz yaşında, kiminiz kırk yaşında, kiminiz daha fazla… Kiminiz otuz yaşında, kiminiz kırk yaşında, kiminiz daha fazla…

Niye Arapça'yı öğrenmediniz, İngilizce'yi öğrendiniz de niye Arapça'yı öğrenmediniz?Niye Arapça'yı öğrenmediniz, İngilizce'yi öğrendiniz de niye Arapça'yı öğrenmediniz? Niye Rabça'yı öğrenmediniz?.. Arapçayı öğrendin mi Kur'an'ı öğreneceksin. Kur'ân-ı Kerîm necedir? Niye Rabça'yı öğrenmediniz?..

Arapçayı öğrendin mi Kur'an'ı öğreneceksin.

Kur'ân-ı Kerîm necedir?

Rabça'dır. Allah'ın kelamını öğreneceksiniz. Niye dininizin lisanını öğrenmediniz? Rabça'dır. Allah'ın kelamını öğreneceksiniz.

Niye dininizin lisanını öğrenmediniz?

"Aman hocam, eteklerim tutuştu, içime bir ateş düştü. Tamam öğrenelim."Aman hocam, eteklerim tutuştu, içime bir ateş düştü. Tamam öğrenelim. Bizi epeyce bir sıkıştırdın, öğrenelim..." Bizi epeyce bir sıkıştırdın, öğrenelim..."

Öğrenmek için yer, mekân lazım, sıra lazım, koltuk lazım, karatahta lazım, tebeşir lazım;Öğrenmek için yer, mekân lazım, sıra lazım, koltuk lazım, karatahta lazım, tebeşir lazım; bunların hepsi olacak. Bir vazifeniz cami yapmak, bir vazifeniz mektep yapmak…bunların hepsi olacak. Bir vazifeniz cami yapmak, bir vazifeniz mektep yapmak… Sıralar olacak, mektep olacak, sınıflar olacak; sabah akşam çalışacaksınız.Sıralar olacak, mektep olacak, sınıflar olacak; sabah akşam çalışacaksınız. Şimdiye kadar geçirdiğiniz boş ömrün bundan sonrasının düzenli olması için çalışacaksınız. Şimdiye kadar geçirdiğiniz boş ömrün bundan sonrasının düzenli olması için çalışacaksınız.

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın.Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın. Rızasına uygun yaşamayı nasip eylesin. Rızasına uygun yaşamayı nasip eylesin. Hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasip eylesin, bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı nasip eylesin.Hakkı hak olarak görüp ona uymayı nasip eylesin, bâtılı bâtıl olarak görüp ondan korunmayı nasip eylesin. Huzuruna imtihanı başarmış, sevdiği bir kul olarak varmayı nasip eylesin. Huzuruna imtihanı başarmış, sevdiği bir kul olarak varmayı nasip eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlemizi, cümlenizi müşerref eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlemizi, cümlenizi müşerref eylesin.

Sayınızın şu kadar olduğuna üzülmeyin. Bir küçük tohum toprağa düşüyor da koca ağaç oluyor.Sayınızın şu kadar olduğuna üzülmeyin. Bir küçük tohum toprağa düşüyor da koca ağaç oluyor. O ağaçtan nice meyveler oluyor, meyvelerden nice tohumlar oluyor. O ağaçtan nice meyveler oluyor, meyvelerden nice tohumlar oluyor. Onları alıp başka yerlere diktin mi nice nice nice fidanlar, nice nice ağaçlar yetişiyor.Onları alıp başka yerlere diktin mi nice nice nice fidanlar, nice nice ağaçlar yetişiyor. Onun için çalışırsanız seneler geçer; diktiğiniz fidanlar meyve, mahsul verir, yüzünüz güler.Onun için çalışırsanız seneler geçer; diktiğiniz fidanlar meyve, mahsul verir, yüzünüz güler. Allahu Teâlâ hazretleri de sizi mükâfatlandırır. Allahu Teâlâ hazretleri de sizi mükâfatlandırır.

Allahu Teâlâ hazretleri hayırları işlemeye muvaffak eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri hayırları işlemeye muvaffak eylesin. Şerlerden korusun, nefse şeytana uydurmasın.Şerlerden korusun, nefse şeytana uydurmasın. Rızası yolunda çalışan, din-i mübînine hizmet eden güzel kullar eylesin, sevdiği kullardan eylesin.Rızası yolunda çalışan, din-i mübînine hizmet eden güzel kullar eylesin, sevdiği kullardan eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlenizi müşerref eylesin. Cennetiyle cemâliyle cümlenizi müşerref eylesin.

Bi-hürmeti habîbihi Muhammedini'l-Mustafâ 'aleyhi efdalü's-salavâti ve ekmelü't-tahiyyâtBi-hürmeti habîbihi Muhammedini'l-Mustafâ 'aleyhi efdalü's-salavâti ve ekmelü't-tahiyyât ve't-teslîmât ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-fâtihati meahe's-salavât ve't-teslîmât ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti'l-fâtihati meahe's-salavât

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2