Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Âhir 1446
23 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:20
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Cemaate İmamlık Ederken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Rebîü'l-Evvel 1421 / 01.07.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İmam Nasıl Namaz Kıldırmalı, İmam Cemaati Düşünerek Hareket Etmeli, Kur’an-ı Kerim Sadece Kısa Surelerden İbaret Değildir, Sağ Ayak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Cemaate İmamlık Ederken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

28 Rebîü'l-Evvel 1421 / 01.07.2000

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

İmam Nasıl Namaz Kıldırmalı, İmam Cemaati Düşünerek Hareket Etmeli, Kur’an-ı Kerim Sadece Kısa Surelerden İbaret Değildir, Sağ Ayak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemin.Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemin.
Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn.Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîhi alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaînVessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'dü fe-kâle resûlullahi sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem; Emmâ ba'dü fe-kâle resûlullahi sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem;

İzâ emme ehadükümü'n-nâse fe'l-yuhaffif İzâ emme ehadükümü'n-nâse fe'l-yuhaffif fe-inne fîhimü's-sağîra ve'l-kebîra ve'd-daîfe ve'l-merîda ve ze'l-hâceti fe-inne fîhimü's-sağîra ve'l-kebîra ve'd-daîfe ve'l-merîda ve ze'l-hâceti ve izâ sallâ li-nefsihî fe'l-yutavvil mâ şâe. Sadaka Rasûlullah. ve izâ sallâ li-nefsihî fe'l-yutavvil mâ şâe.

Sadaka Rasûlullah.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş, Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten rivayet edilmiş, İmam Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, Tirmizî kitaplarına kaydetmişler.İmam Ahmed b. Hanbel, Buhârî, Müslim, Tirmizî kitaplarına kaydetmişler. Mühim kaynaklarda, ciddi kaynaklarda olan bir hadîs-i şerîf.Mühim kaynaklarda, ciddi kaynaklarda olan bir hadîs-i şerîf. Peygamber Efendimiz tavsiye buyuruyor; İzâ emme ehadükümü'n-nâse. Peygamber Efendimiz tavsiye buyuruyor;

İzâ emme ehadükümü'n-nâse.
"Sizden biriniz insanlara imanlık yaptığı, namaz kıldırdığı zaman.""Sizden biriniz insanlara imanlık yaptığı, namaz kıldırdığı zaman." Fe'l-yuhaffif. "Hafifletsin namazı, çok uzatmasın." Fe'l-yuhaffif. "Hafifletsin namazı, çok uzatmasın." Fe-inne fîhimü's-sağîra ve'l-kebîra ve'd-daîfe ve'l-merîda ve ze'l-hâceti.Fe-inne fîhimü's-sağîra ve'l-kebîra ve'd-daîfe ve'l-merîda ve ze'l-hâceti. "Çünkü arkasındaki cematin içinde, o insanların içinde küçük vardır, çok yaşlı vardır,"Çünkü arkasındaki cematin içinde, o insanların içinde küçük vardır, çok yaşlı vardır, zayıf vardır, hasta vardır ve bir de işi olan vardır, ihtiyacı olan vardır."zayıf vardır, hasta vardır ve bir de işi olan vardır, ihtiyacı olan vardır." Ve izâ sallâ li-nefsihî. "Ama kendi başına namaz kıldığı zaman."Ve izâ sallâ li-nefsihî. "Ama kendi başına namaz kıldığı zaman." Fe'l-yutavvil mâ şâe. "O zaman istediği kadar uzatsın." Fe'l-yutavvil mâ şâe. "O zaman istediği kadar uzatsın."

İmamlık yaptığı zaman, arkasındaki cemaatin içindeki çeşitli kimseleri düşünecek ona göre hafif kıldıracak.İmamlık yaptığı zaman, arkasındaki cemaatin içindeki çeşitli kimseleri düşünecek ona göre hafif kıldıracak. Tabii bu hafifliğin ölçüsü sünnet-i seniyeyyi nebeviyedir. Tabii bu hafifliğin ölçüsü sünnet-i seniyeyyi nebeviyedir. Yani herkes cemaate hafif kıldıracağım diye, kendi bildiği kadar kısa kıldırmaz. Nasıl olacak? Yani herkes cemaate hafif kıldıracağım diye, kendi bildiği kadar kısa kıldırmaz.

Nasıl olacak?

Peygamber Efendimiz sabah namazında nasıl kıldırmış, ne kadar uzatmış?Peygamber Efendimiz sabah namazında nasıl kıldırmış, ne kadar uzatmış? Öğlende nasıl kıldırmış? İkindide, akşamda nasıl kıldırmış? Onlara göre, ölçüye göre kıldıracak. Öğlende nasıl kıldırmış? İkindide, akşamda nasıl kıldırmış? Onlara göre, ölçüye göre kıldıracak.

Mesela benim kıldırdığım, belki bazı kimselere uzun gelebilir ama bu sünnete uygun olan kıldırmadır. Mesela benim kıldırdığım, belki bazı kimselere uzun gelebilir ama bu sünnete uygun olan kıldırmadır.

Daha kısa olsa? Daha kısası sünnete uygun değil. Namaz sûreleriyle kıldırsa sabah namazını? Daha kısa olsa?

Daha kısası sünnete uygun değil.

Namaz sûreleriyle kıldırsa sabah namazını?

O böyle kıldırmamış. Bu okuduğum sûreleri okumuş Peygamber Efendimiz. O böyle kıldırmamış. Bu okuduğum sûreleri okumuş Peygamber Efendimiz.

Uzun okumaktan maksat, o zaman mübarekler namazı çok severlerdi, sayfalarca okurlardı.Uzun okumaktan maksat, o zaman mübarekler namazı çok severlerdi, sayfalarca okurlardı. Sayfalarca okurlardı arkadaki de dayanamazdı. O bakımdan [böyle buyurulmuş.] Sayfalarca okurlardı arkadaki de dayanamazdı. O bakımdan [böyle buyurulmuş.]

Ramazanı düşünün. Ramazan'da hatimle namaz kıldırıldığı zaman, Ramazanı düşünün. Ramazan'da hatimle namaz kıldırıldığı zaman, bir rekâtta bir sayfa okunuyor, bazılarına zor geliyor.bir rekâtta bir sayfa okunuyor, bazılarına zor geliyor. Hemen imam kısa bir âyet okuyup, rükûya varsın diye düşünüyor.Hemen imam kısa bir âyet okuyup, rükûya varsın diye düşünüyor. Hatta hangi camide çabuk kılınıyor diye seçme yapıyorlar.Hatta hangi camide çabuk kılınıyor diye seçme yapıyorlar. Böyle uzun kılınan camide cemaat az oluyor, hızlı kıldıran jet imamların arkasında cemaat çok oluyor. Böyle uzun kılınan camide cemaat az oluyor, hızlı kıldıran jet imamların arkasında cemaat çok oluyor. Hatimle kıldırılma işi büyük camilerde olmuyor, şöyle kıyı köşe mescidlerdeHatimle kıldırılma işi büyük camilerde olmuyor, şöyle kıyı köşe mescidlerde -etrafında başka mescidlerde var, uzun kıldırmayı istemeyen kimselerin-etrafında başka mescidlerde var, uzun kıldırmayı istemeyen kimselerin oralara gidip de kılabileceği bir yerde- hatimle kıldırıyor.oralara gidip de kılabileceği bir yerde- hatimle kıldırıyor. Ama hatimle kıldırıldığı zaman da, erbabına göre tadına doyum olmuyor. Ama hatimle kıldırıldığı zaman da, erbabına göre tadına doyum olmuyor.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, geceleyin namaza kalkardı.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, geceleyin namaza kalkardı. Bazen, bir gecede iki rekât kıldığı olurdu. Bütün gece namazda ama iki rekât.Bazen, bir gecede iki rekât kıldığı olurdu. Bütün gece namazda ama iki rekât. Bir keresinde Abdullah b. Abbas, akraba olduğu için Peygamber Efendimiz'in evinde idi. Bir keresinde Abdullah b. Abbas, akraba olduğu için Peygamber Efendimiz'in evinde idi. Gece teheccüde kalkınca o da kalktı, çocuk arkasında. Gece teheccüde kalkınca o da kalktı, çocuk arkasında. Çok uzun okudu Peygamber Efendimiz. O da ona uydu ama çok uzun okudu.Çok uzun okudu Peygamber Efendimiz. O da ona uydu ama çok uzun okudu. Bir keresinde bir rekâtta Bakara sûresini bitirdi, Âl-i İmrân'ı bitirdi. Çok uzun... Bir keresinde bir rekâtta Bakara sûresini bitirdi, Âl-i İmrân'ı bitirdi. Çok uzun... Hem de Peygamber Efendimiz tane tane okurdu. Uzatmalarını uzatarak, anlaşılır bir şekilde okurdu. Hem de Peygamber Efendimiz tane tane okurdu. Uzatmalarını uzatarak, anlaşılır bir şekilde okurdu.

Çok, tabii o kadar uzun olmasın. Kendi başına kıldığı zaman serbest ama Çok, tabii o kadar uzun olmasın. Kendi başına kıldığı zaman serbest ama cemaate kıldırdığı zaman cemaati de düşünecek. İhtiyacı vardır, hastadır, ihtiyardır, çocuktur filan. cemaate kıldırdığı zaman cemaati de düşünecek. İhtiyacı vardır, hastadır, ihtiyardır, çocuktur filan.

İzâ emme'r-racülü'l-kavme fe-lâ yahtassu bi-duâin dûnehüm İzâ emme'r-racülü'l-kavme fe-lâ yahtassu bi-duâin dûnehüm fe-in fe'ale fe-kad hânehüm ve lâ yüdhıl yemînehû fe-in fe'ale fe-kad hânehüm ve lâ yüdhıl yemînehû fî beyti kavmin bi-ğayri iznihim fe-in fe'ale fe-kad hânehüm. fî beyti kavmin bi-ğayri iznihim fe-in fe'ale fe-kad hânehüm.

İzâ emme'r-racülü'l-kavme. "Adam, topluluğa, imamlık yaptığı zaman." İzâ emme'r-racülü'l-kavme. "Adam, topluluğa, imamlık yaptığı zaman." Fe-lâ yahtassu bi-duâin dûnehüm. "Onları duadan hariç bırakmasın, kendisine dua etmesin." Fe-lâ yahtassu bi-duâin dûnehüm. "Onları duadan hariç bırakmasın, kendisine dua etmesin."

"Yâ Rabbi! Beni affet, mağfiret et." filan. E arkadaki kavme imamlık ediyorsun, onlar ne oluyor? "Yâ Rabbi! Beni affet, mağfiret et." filan. E arkadaki kavme imamlık ediyorsun, onlar ne oluyor?

Sen onların temsilcisisin, tek başına kendine dua edemezsin. Öyle şey olmaz.Sen onların temsilcisisin, tek başına kendine dua edemezsin. Öyle şey olmaz. Toplu dua edeceksin, onları da duanda anacaksın. Toplu dua edeceksin, onları da duanda anacaksın.

Fe-in fe'ale. "Eğer böyle yaparsa, şahsen; 'Yâ Rabbi! Bana şunu ver, bunu ver.' diye Fe-in fe'ale. "Eğer böyle yaparsa, şahsen; 'Yâ Rabbi! Bana şunu ver, bunu ver.' diye şahsen kendisine duayı tahsis ederse, kendisine isterse."şahsen kendisine duayı tahsis ederse, kendisine isterse." Fe-kad hânehüm. "Onlara hıyanet etmiş olur." Hıyanet ne demek? Fe-kad hânehüm. "Onlara hıyanet etmiş olur."

Hıyanet ne demek?

Yani güvenilmiş, güveni boşa çıkartmış. Millet ona güvenmiş, imam olarak öne geçirmiş, Yani güvenilmiş, güveni boşa çıkartmış. Millet ona güvenmiş, imam olarak öne geçirmiş, o da kendisine istiyor; "Rabbenâ hep bana! Rabbenâ hep bana! Rabbena hep bana!.." o da kendisine istiyor; "Rabbenâ hep bana! Rabbenâ hep bana! Rabbena hep bana!.."

Peki arkadaki cemaat ne olacak? Seni onlar seçti, seni onlar öne getirdi? Peki arkadaki cemaat ne olacak? Seni onlar seçti, seni onlar öne getirdi?

Onları da duanda anacaksın, onları da duana alacaksın. Yapmazsa? Onları da duanda anacaksın, onları da duana alacaksın.

Yapmazsa?

Emaneti güzel kullanmamış, emanete hıyanet etmiş olur. Emaneti güzel kullanmamış, emanete hıyanet etmiş olur. Vazifeyi iyi kullanmamış olur, haksızlık etmiş olur. Vazifeyi iyi kullanmamış olur, haksızlık etmiş olur.

Ve lâ yüdhıl yemînehû fî beyti kavmin. "Sağ ayağını bir takım insanların evlerine atmasın."Ve lâ yüdhıl yemînehû fî beyti kavmin. "Sağ ayağını bir takım insanların evlerine atmasın." Bi-ğayri iznihim. "Onların izni olmadan." Bir rivayette de gözmüş, orada göz kelimesi geçiyorumuş;Bi-ğayri iznihim. "Onların izni olmadan."

Bir rivayette de gözmüş, orada göz kelimesi geçiyorumuş;
ve lâ yüdhıl aynehû fî beyti kavmin diye de rivayet varmış.ve lâ yüdhıl aynehû fî beyti kavmin diye de rivayet varmış. Onun mânası; "Gözünü bir takım insanların evinin içine çevirmesin, bakmasın."Onun mânası; "Gözünü bir takım insanların evinin içine çevirmesin, bakmasın." Gözünü sokmasın oraya yani içeriye bakmasın. Gözünü sokmasın oraya yani içeriye bakmasın.

Fe-in fe'ale. "Yaparsa, bakarsa." Ya bir rivayete göre bakarsa, ya bir rivayete göre ayağını atarsa. Fe-in fe'ale. "Yaparsa, bakarsa." Ya bir rivayete göre bakarsa, ya bir rivayete göre ayağını atarsa.

O zaman ne yapmış olur? Fe-kad hânehüm. "Onlara hıyanet etmiş olur." O zaman ne yapmış olur?

Fe-kad hânehüm. "Onlara hıyanet etmiş olur."

Dikkat edilirse, ayağını atmak lafı da, sözü de var gözüyle bakmak da var. Dikkat edilirse, ayağını atmak lafı da, sözü de var gözüyle bakmak da var. Gözüyle bakmak da içeriye girmek gibi oluyor. Bu hususta başka hadîs-i şerîf de var. Gözüyle bakmak da içeriye girmek gibi oluyor. Bu hususta başka hadîs-i şerîf de var.

Öyle açıktan geriden, açık kapıdan içeriye bakılmaz. E açık? Öyle açıktan geriden, açık kapıdan içeriye bakılmaz.

E açık?

Açmak onların kusuru veyahut adam namazdadır, kadın namazdadır. Açmak onların kusuru veyahut adam namazdadır, kadın namazdadır. Çocuk girerken çıkarken perdeyi [açık bırakmıştır.] Yani bir mazeret vardır, suçu da yoktur belki. Çocuk girerken çıkarken perdeyi [açık bırakmıştır.] Yani bir mazeret vardır, suçu da yoktur belki.

Kapı açık o da içeriye bakıyor. Bakamaz. Bakarsa onlara hıyanet etmiş olur. Kapı açık o da içeriye bakıyor. Bakamaz. Bakarsa onlara hıyanet etmiş olur. Başkasının evine bakılmaz. Penceresinden içeriye bakılmaz, kapısından içeriye bakılmaz. Başkasının evine bakılmaz. Penceresinden içeriye bakılmaz, kapısından içeriye bakılmaz.

Ankara da bir evde oturuyorduk. Cama geldi kadın, dışardan yanaştı; "Huuu nasılsınız?" [dedi.]Ankara da bir evde oturuyorduk. Cama geldi kadın, dışardan yanaştı; "Huuu nasılsınız?" [dedi.] E olmaz. İçeride, cam bu. İçeriye bakılmaz. Daha şimdi evlerde cam var, perde var filan.E olmaz. İçeride, cam bu. İçeriye bakılmaz.

Daha şimdi evlerde cam var, perde var filan.
Eskiden cam konforu yoktu, cam yoktu evlerde. Kapı konforu yoktu. Ne vardı? Eskiden cam konforu yoktu, cam yoktu evlerde. Kapı konforu yoktu.

Ne vardı?

Perde asıyorlardı o kadar. Yapabilen tahta bulursa...Perde asıyorlardı o kadar. Yapabilen tahta bulursa... Ama tahtalar da böyle kesilmiş tabaka tabaka tahta nerede!.. Tabaka tabaka tahta, bunlar büyük lütuf.Ama tahtalar da böyle kesilmiş tabaka tabaka tahta nerede!.. Tabaka tabaka tahta, bunlar büyük lütuf. Şimdi ambalaj yapıyorlar, bilmem atıyorlar. Acıyorum ben bakıyorum böyle güzelim tahtalar. Şimdi ambalaj yapıyorlar, bilmem atıyorlar. Acıyorum ben bakıyorum böyle güzelim tahtalar. Nefsime de acıyorum, çok acıyorum. Şeytan mı kandırıyor beni n'apıyor. Nefsime de acıyorum, çok acıyorum. Şeytan mı kandırıyor beni n'apıyor. Ya ziyan olacak onlar. Git onları ziyan etme filan diye.Ya ziyan olacak onlar. Git onları ziyan etme filan diye. Şeytanın beni kandırması, tabii onlara gidince bunları okuyamıyorum. Kur'an okumuyorum. Şeytanın beni kandırması, tabii onlara gidince bunları okuyamıyorum. Kur'an okumuyorum.

İmamlık yapıyor millet, Elemtere keyfe'den aşağıya.İmamlık yapıyor millet, Elemtere keyfe'den aşağıya. Diyanet İşleri Başkanlığı da öyle söylemiş; millet öğrensin. Diyanet İşleri Başkanlığı da öyle söylemiş; millet öğrensin.

Ehhh be! Kur'ân-ı Kerîm'in başka sûresi yok mu? Ehhh be! Kur'ân-ı Kerîm'in başka sûresi yok mu?

Biraz sıkıştır, sen madem Diyanet İşleri Başkanlığı'sın. Sıkıştır biraz da imamlar biraz Kur'an'a çalışsın. Biraz sıkıştır, sen madem Diyanet İşleri Başkanlığı'sın. Sıkıştır biraz da imamlar biraz Kur'an'a çalışsın. İmam yüncü, örgücü dükkanı açıyor.İmam yüncü, örgücü dükkanı açıyor. Müezzin iş güç, dükkân sahibi.Müezzin iş güç, dükkân sahibi. Anahtar cebinde, sabah namazından sonra oturmak isteyenlerin gözüne böyle bakıyor;Anahtar cebinde, sabah namazından sonra oturmak isteyenlerin gözüne böyle bakıyor; "Be adam! Sabah namazını kıldın ya! Daha ne duruyorsun, haydi papucunu al çık git!" gibilerinden. "Be adam! Sabah namazını kıldın ya! Daha ne duruyorsun, haydi papucunu al çık git!" gibilerinden.

E burası Allah'ın evi, ben de Allah'ın kuluyum, Allah'a ibadet etmek istiyorum. E burası Allah'ın evi, ben de Allah'ın kuluyum, Allah'a ibadet etmek istiyorum.

Kapıyı kapatacağım, haydi yallah dışarı! Kapıyı kapatacağım, haydi yallah dışarı!

Bu, bid'atlardan birisi bu; camilerin kilit altına alınması. Bu, bid'atlardan birisi bu; camilerin kilit altına alınması.

Efendim içeride kıymetli eşya var çalınıyor. Efendim içeride kıymetli eşya var çalınıyor.

Koyma kıymetli eşyayı. Düz birşey olsun, sade olsun, sabaha kadar açık olsun, Koyma kıymetli eşyayı. Düz birşey olsun, sade olsun, sabaha kadar açık olsun, millet Allah'ın evinde ibadet etsin. Namaz vakitlerinde açılıyor, ondan sonra millet Allah'ın evinde ibadet etsin.

Namaz vakitlerinde açılıyor, ondan sonra
tangır tungur, şangur şungur kapanıyor. Bid'at, al sana bir bid'at işte. Allah'ın evini kapatıyor. tangır tungur, şangur şungur kapanıyor. Bid'at, al sana bir bid'at işte. Allah'ın evini kapatıyor.

Ee ben ibadet edecektim. Otobüsle geldim, öteki otobüsü bekleyeceğim.Ee ben ibadet edecektim. Otobüsle geldim, öteki otobüsü bekleyeceğim. Dört saatimi camide geçirmek istiyorum, namaz kılmak istiyorum, Kur'an okumak istiyorum. Dört saatimi camide geçirmek istiyorum, namaz kılmak istiyorum, Kur'an okumak istiyorum.

Olmaz. Niye? E seni beklemem lazım benim. Benim de işim var, dükkanım var. Olmaz.

Niye?

E seni beklemem lazım benim. Benim de işim var, dükkanım var.

Bekle, bekle orada sen de çalış; müezzinsin, imamsın. Elemtere'den aşağısıyla namaz kıldırıyorlar. Bekle, bekle orada sen de çalış; müezzinsin, imamsın.

Elemtere'den aşağısıyla namaz kıldırıyorlar.
Bütün 30 ramazanda Elemtere'den aşağısıyla namaz... Olmaz.Bütün 30 ramazanda Elemtere'den aşağısıyla namaz... Olmaz. Yani olmuyor, bende iyi tesir bırakmıyor.Yani olmuyor, bende iyi tesir bırakmıyor. Hem de Kur'ân-ı Kerîm'in iyi öğrenilmesi bakımından eksiklik oluyor. Hem de Kur'ân-ı Kerîm'in iyi öğrenilmesi bakımından eksiklik oluyor.

İmamlar Harem-i Şerîf'de, koca Harem-i Şerîf, Kabe-i Müşerrefe'nin imamı. İmamlar Harem-i Şerîf'de, koca Harem-i Şerîf, Kabe-i Müşerrefe'nin imamı. Ha, falanca göbekli imam, koca göbekli imam. İmamete geçti tamam,Ha, falanca göbekli imam, koca göbekli imam. İmamete geçti tamam, yatsıda hangi âyetleri okuyacak, akşama hangi âyetleri okuyacak, duyduk biliyoruz artık.yatsıda hangi âyetleri okuyacak, akşama hangi âyetleri okuyacak, duyduk biliyoruz artık. Olmaz ki ya, biraz da çeşitlendir. Kur'ân-ı Kerîm'in öbür âyetlerini [de oku] çünkü orayaOlmaz ki ya, biraz da çeşitlendir. Kur'ân-ı Kerîm'in öbür âyetlerini [de oku] çünkü oraya dünyanın her yerinden insan geliyor. Senin seçtiğin aşr-ı şerîften duygulansınlar,dünyanın her yerinden insan geliyor. Senin seçtiğin aşr-ı şerîften duygulansınlar, gözyaşlarını döksünler, Allah'ın emirlerini öğrensinler, yasaklarından kaçınsınlar. gözyaşlarını döksünler, Allah'ın emirlerini öğrensinler, yasaklarından kaçınsınlar.

İze'n-te'ale ehadüküm fe'l-yebde' bi'l-yümnâİze'n-te'ale ehadüküm fe'l-yebde' bi'l-yümnâ ve izâ hale'a fe'l-yebde' bi'ş-şimâli li-teküni'l-yemînü evvelühümâ tena'ule ve âhiruhümâ tenezzü'u. ve izâ hale'a fe'l-yebde' bi'ş-şimâli li-teküni'l-yemînü evvelühümâ tena'ule ve âhiruhümâ tenezzü'u.

Bu üçüncüsü sağ ayak, sağ el, sağı kullanmak konusunda bir hadîs-i şerîf. Bu üçüncüsü sağ ayak, sağ el, sağı kullanmak konusunda bir hadîs-i şerîf.

"Sizden biriniz pabucunu giyineceği zaman sağ ayağıyla başlasın"Sizden biriniz pabucunu giyineceği zaman sağ ayağıyla başlasın ve çıkartacağı zaman önce sol ayağını çıkarsın.ve çıkartacağı zaman önce sol ayağını çıkarsın. Sağ ayak giymekte, bu iki ayağın ilki olsun ve çıkarmakta ikincisi olsun." Sağ ayak giymekte, bu iki ayağın ilki olsun ve çıkarmakta ikincisi olsun."

Sağ ayakla giymeyi, başlamayı biliyorduk da, çıkartırken solun çıkartılacağı ilginç.Sağ ayakla giymeyi, başlamayı biliyorduk da, çıkartırken solun çıkartılacağı ilginç. Belki bunu herkes bilmez. Giyerken sağ giyilecek de, çıkarken ilk önce sol çıkartılacak. Belki bunu herkes bilmez. Giyerken sağ giyilecek de, çıkarken ilk önce sol çıkartılacak.

Öyle yapıyor muydunuz evde? Deneyin bakalım kendizi, şöyle serbest bırakın. Öyle yapıyor muydunuz evde?

Deneyin bakalım kendizi, şöyle serbest bırakın.
Eve gittiğiniz zaman, kapıda ayakkabılarınızı çıkartırken hangisini çıkartıyorsunuz? Eve gittiğiniz zaman, kapıda ayakkabılarınızı çıkartırken hangisini çıkartıyorsunuz?

Ben farkında değilim şu anda, ben de deneyeceğim. Yapıyorduk. Ben farkında değilim şu anda, ben de deneyeceğim. Yapıyorduk.

Sağı çıkartıyordun. İşte hadîs-i şerîfte öyle değildir, buyur. Sağı çıkartıyordun. İşte hadîs-i şerîfte öyle değildir, buyur.

Peygamber Efendimiz'in bir hadisini uygulamak insana ne kadar büyük bir sevap kazandırıyor.Peygamber Efendimiz'in bir hadisini uygulamak insana ne kadar büyük bir sevap kazandırıyor. Bir misvak, dişlerini temizlemek, misvaklamak namazı, aynı namazı, işte aynı Es'ad hoca,Bir misvak, dişlerini temizlemek, misvaklamak namazı, aynı namazı, işte aynı Es'ad hoca, aynı müezzin, aynı cemaat; o namazın sevabını 70 kat artırıyor. Kişi mükafatı artıyor.aynı müezzin, aynı cemaat; o namazın sevabını 70 kat artırıyor. Kişi mükafatı artıyor. Bir sarık, 70 kat artırır. Sünnete uygun hareket etmeye dikkat edelim. Bir sarık, 70 kat artırır. Sünnete uygun hareket etmeye dikkat edelim.

Allah yardımcımız olsun. Peygamber Efendimiz'in sünnetini uygulayıp, sünnetini canlandırıp,Allah yardımcımız olsun. Peygamber Efendimiz'in sünnetini uygulayıp, sünnetini canlandırıp, sünnete uygun yaşayan bir toplum oluşturup şehit sevaplarını kazanalım.sünnete uygun yaşayan bir toplum oluşturup şehit sevaplarını kazanalım. Allah bize o sevapları versin. İkiğ cihanda aziz eylesin. el-Fâtiha. Allah bize o sevapları versin. İkiğ cihanda aziz eylesin.

el-Fâtiha.



Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2