Namaz Vakitleri

13 Zilka'de 1445
21 Mayıs 2024
İmsak
03:45
Güneş
05:35
Öğle
13:06
İkindi
17:02
Akşam
20:27
Yatsı
22:08
Detaylı Arama

Çocuğu İyi Yetiştirmek

Mehmed Zahid KOTKU

11 Şevvâl 1400 / 22.08.1980
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhûEs-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtuhû El-hamdü li’llâhi hamden yüvâfî niamehû ve yükâfî mezîdeh...

El-hamdü li’llâhi hamden yüvâfî niamehû ve yükâfî mezîdeh...
Ve selâmün ale’l-mürselîn... Ve’l-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn...Ve selâmün ale’l-mürselîn... Ve’l-hamdü li’llâhi rabbi’l-àlemîn... Bugün Cumadır. Cuma namazı nasıl farzsa, cemaat de öyle farzdır.

Bugün Cumadır. Cuma namazı nasıl farzsa, cemaat de öyle farzdır.
Diğer günlerin namazları; gene onlar da farz...Diğer günlerin namazları; gene onlar da farz... Fakat onlar evde kılınabilir, mazeret dolayısıyla... Farz-ı ayın.Fakat onlar evde kılınabilir, mazeret dolayısıyla... Farz-ı ayın. Dükkânda kılabilirsin, câiz. Fakat Cuma namazı mutlaka camide kılınacak!Dükkânda kılabilirsin, câiz. Fakat Cuma namazı mutlaka camide kılınacak! Cemaata gelmek lâzım!Cemaata gelmek lâzım! Onun için, —bugün kardeşler emri ma’ruftan bahsettiler de— bu müslümanların en birinci vazifesi,

Onun için, —bugün kardeşler emri ma’ruftan bahsettiler de— bu müslümanların en birinci vazifesi,
çocuklarını camiye alıştırmak…çocuklarını camiye alıştırmak… Alıştırmak değil de, mecbur etmek...Alıştırmak değil de, mecbur etmek... Bugün Cumadır. Cumanın edepleri var...

Bugün Cumadır. Cumanın edepleri var...
Evvelâ, insan güzelce bir yıkanır. Gusleder yâni...Evvelâ, insan güzelce bir yıkanır. Gusleder yâni... O gün yeni bir esvap giyer, temiz bir esvap... Çamaşırını değiştirir yâni...O gün yeni bir esvap giyer, temiz bir esvap... Çamaşırını değiştirir yâni... Güzel kokular sürünür. Saçını başını da tarar.Güzel kokular sürünür. Saçını başını da tarar. Cumaya lâyık elbiseyle camiye gelir.Cumaya lâyık elbiseyle camiye gelir. Gelirken sadaka verebilirse ne a’lâ...Gelirken sadaka verebilirse ne a’lâ... Yahut çıktıktan sonra, bir sadaka verebilirse ne a’lâ...Yahut çıktıktan sonra, bir sadaka verebilirse ne a’lâ... Cuma günü oruçlu olur da,Cuma günü oruçlu olur da, bir de cenaze namazı kılar,bir de cenaze namazı kılar, bir de hasta ziyaret edebilirse ne a’lâ...bir de hasta ziyaret edebilirse ne a’lâ... Bunlar unutulmuş gibi.Bunlar unutulmuş gibi. Camiye gelirken, namazı öğrenmek lâzım!

Camiye gelirken, namazı öğrenmek lâzım!
Yalnız imama uymak kâfî değil...Yalnız imama uymak kâfî değil... Her zaman görürüz ki, rükûa varırken müslüman rükû yapamıyor.Her zaman görürüz ki, rükûa varırken müslüman rükû yapamıyor. Tam düz durmak (gerekiyor). Şöyle biraz eğileyim de olsun; olmaz öyle...Tam düz durmak (gerekiyor). Şöyle biraz eğileyim de olsun; olmaz öyle... Çok eğilsen; o da olmaz. Tam karar olacak.Çok eğilsen; o da olmaz. Tam karar olacak. İkincisi:

İkincisi:
Ayaklarımızı kıbleye çevirmesini beceremiyoruz.Ayaklarımızı kıbleye çevirmesini beceremiyoruz. Secdeye varırken, ayaklarımızın ucu kıvrık, kıbleye bakacak...Secdeye varırken, ayaklarımızın ucu kıvrık, kıbleye bakacak... Yedi âzâ üzerine secde olur.Yedi âzâ üzerine secde olur. Ayağın tersine secde olmaz...Ayağın tersine secde olmaz... Ayağı, böyle eğip yatırıyor; bu olmaz.Ayağı, böyle eğip yatırıyor; bu olmaz. Ayağın alt tarafı ezilecek, öne doğru kıvrılacak...Ayağın alt tarafı ezilecek, öne doğru kıvrılacak... Sol bacağını yayar, üzerine oturursun.Sol bacağını yayar, üzerine oturursun. Sağ bacağını da bükersinSağ bacağını da bükersin ve ayağının ucunu da kıvırırsın, kıbleye karşı...ve ayağının ucunu da kıvırırsın, kıbleye karşı... Bunlar âdâbdır amma, efdaldir.Bunlar âdâbdır amma, efdaldir. Müslüman namaz kıldığı vakitte, bu namazın nasıl kılınacağını bilmesi lâzım!Müslüman namaz kıldığı vakitte, bu namazın nasıl kılınacağını bilmesi lâzım! Şimdi size, bir hikâye anlatacağım.

Şimdi size, bir hikâye anlatacağım.
Vâkıa, hepinizin her gün görüp bildiği bir şey:Vâkıa, hepinizin her gün görüp bildiği bir şey: Baba çocuğunu okutmuş, hukuk mezunu olmuş.Baba çocuğunu okutmuş, hukuk mezunu olmuş. Avrupa’ya yollamış, ihtisas yapsın diyerekten.Avrupa’ya yollamış, ihtisas yapsın diyerekten. O arada, eceli gelmiş, vefat etmiş baba...O arada, eceli gelmiş, vefat etmiş baba... Çocuğuna mektup yazmışlar, telgraf çekmişler: “Aman, baban öldü, gel!” demişler.Çocuğuna mektup yazmışlar, telgraf çekmişler: “Aman, baban öldü, gel!” demişler. Şimdi vesâitler bol. Çocuk da gelmiş...Şimdi vesâitler bol. Çocuk da gelmiş... Cenaze hazırlanmış, musallaya konmuş...

Cenaze hazırlanmış, musallaya konmuş...
Şimdi çocuk, ne yapacağını bilmiyor.Şimdi çocuk, ne yapacağını bilmiyor. “—Nasıl kılacağım, ben bu cenaze namazını?” Bilmiyor.
“—Nasıl kılacağım, ben bu cenaze namazını?” Bilmiyor.
“—Nasıl abdest alacağım da duracağım?”
“—Nasıl abdest alacağım da duracağım?”
Onu da bilmiyor. Ama uymuş herkese, kılmış.

Onu da bilmiyor. Ama uymuş herkese, kılmış.
Cenazeyi gömmüşler, gelmişler. Çocuk, hoca efendiyi yakalamış:Cenazeyi gömmüşler, gelmişler. Çocuk, hoca efendiyi yakalamış: “—Hoca efendi, ben bu adamın oğluyum!

“—Hoca efendi, ben bu adamın oğluyum!
Ama bu babam, bana ne namazı öğretti,Ama bu babam, bana ne namazı öğretti, ne dualarını öğretti.ne dualarını öğretti. Ne müslümanlıktan bir şey öğretti, bana...Ne müslümanlıktan bir şey öğretti, bana... Şimdi senden ricam benim; artık baktım, babamdan ibret aldım.Şimdi senden ricam benim; artık baktım, babamdan ibret aldım. Yâni, anladım ki bu işin sonu yok, oraya gideceğiz hep...Yâni, anladım ki bu işin sonu yok, oraya gideceğiz hep... Öyleyse, müslümanlığı bana öğret!” demiş.Öyleyse, müslümanlığı bana öğret!” demiş. Çocuk ricada bulunuyor ama, ölümü gördükten sonra...Çocuk ricada bulunuyor ama, ölümü gördükten sonra... Yine bu da iyi...Yine bu da iyi... Onun için sizden ricam; evlâtlarımızı ihmal etmeyelim!

Onun için sizden ricam; evlâtlarımızı ihmal etmeyelim!
Onları daha küçük yaşlardayken, yanımıza alıştıralım!Onları daha küçük yaşlardayken, yanımıza alıştıralım! Büyüdükleri vakit de, takip edelim, bırakmayalım onların yakasını...Büyüdükleri vakit de, takip edelim, bırakmayalım onların yakasını... Şimdi, bakın ben rahatsızlık dolayısıyla...

Şimdi, bakın ben rahatsızlık dolayısıyla...
Eh olan oldu ama, doktorlar benim yakamı bırakmıyorlar hâlâ...Eh olan oldu ama, doktorlar benim yakamı bırakmıyorlar hâlâ... İkide bir geliyorlar, kanımı alıyorlar,İkide bir geliyorlar, kanımı alıyorlar, muayene ediyorlar; “Nasıl oldun bakalım?” diyerekten...muayene ediyorlar; “Nasıl oldun bakalım?” diyerekten... Baba da evlâdını bırakmamalı; kız olsun, erkek olsun...Baba da evlâdını bırakmamalı; kız olsun, erkek olsun... “—Müslümanlıkta bakalım benim kızım nasıl?”
“—Müslümanlıkta bakalım benim kızım nasıl?”
“—Evlâdım nasıl hareket ediyor?”
“—Evlâdım nasıl hareket ediyor?”
“—Ben öldükten sonra, bana bunların hayrı mı olacak;
“—Ben öldükten sonra, bana bunların hayrı mı olacak;
yoksa şerri mi olacak?” diyerekten, insan biraz düşünmeli!yoksa şerri mi olacak?” diyerekten, insan biraz düşünmeli! Yalnız dünyalarını verip de ellerine,

Yalnız dünyalarını verip de ellerine,
bir dünya adamı yapmaktan ne çıkar?bir dünya adamı yapmaktan ne çıkar? Her mahlûk geçiniyor dünyada…Her mahlûk geçiniyor dünyada… O da, insan da geçinir.O da, insan da geçinir. Ama dinini bilmedikçe,Ama dinini bilmedikçe, Allah’ını tanımadıkça, insana benzemez ki o...Allah’ını tanımadıkça, insana benzemez ki o... İnsan kılığında bir mahlûktur; o kadar...İnsan kılığında bir mahlûktur; o kadar... Onun için, —baba okutmasın varsın— Cenâb-ı Hak, Vâcibü’lvücud

Onun için, —baba okutmasın varsın— Cenâb-ı Hak, Vâcibü’lvücud
Allah-u Teàlâ’nın verdiği bir göz var...Allah-u Teàlâ’nın verdiği bir göz var... Bir de, şu kafadaki beyin dediğimizBir de, şu kafadaki beyin dediğimiz akıl var; o da kâfi insana...akıl var; o da kâfi insana... Şu kâinata bakınca, varlıkların sahibini bilmemek, bulmamak mümkün değil!..Şu kâinata bakınca, varlıkların sahibini bilmemek, bulmamak mümkün değil!.. Birisi bize dese ki:Birisi bize dese ki: “—Şu cami eskiden vardı.
“—Şu cami eskiden vardı.
İşte şöyle olmuş, böyle olmuş da bu cami olmuş.”İşte şöyle olmuş, böyle olmuş da bu cami olmuş.” “—Ooo, deli misin sen?” deriz.
“—Ooo, deli misin sen?” deriz.
“Mimarlar ölçmüşler, biçmişler.“Mimarlar ölçmüşler, biçmişler. İşçiler çalışmış, marangozlar çalışmış,İşçiler çalışmış, marangozlar çalışmış, demirciler çalışmış; bir şeyler yapmışlar.demirciler çalışmış; bir şeyler yapmışlar. İşte olmuş, bu hale gelmiş. Yoksa bu olur mu?” (deriz).İşte olmuş, bu hale gelmiş. Yoksa bu olur mu?” (deriz). Bu ufacık cami, kendi kendine olamıyor da,

Bu ufacık cami, kendi kendine olamıyor da,
bu koskoca kâinat, ucunu bucağını daha bulamadık;bu koskoca kâinat, ucunu bucağını daha bulamadık; bu, kendi kendine olur mu?bu, kendi kendine olur mu? Bize yuttururlar, tabiatın eseri diyerekten... Nasıl yutarsın sen bunu?Bize yuttururlar, tabiatın eseri diyerekten... Nasıl yutarsın sen bunu? “Sen de tabiatın eserisin!” diyene, nasıl dersin, evet?“Sen de tabiatın eserisin!” diyene, nasıl dersin, evet? Bizi yaradan olmasa, biz böyle kendi kendimize olur muyuz?Bizi yaradan olmasa, biz böyle kendi kendimize olur muyuz? Şu akla bak! Şu göze bak! Şu yüze bak! Bayılır insan.Şu akla bak! Şu göze bak! Şu yüze bak! Bayılır insan. Bu kadar varlığı, güzelliği, Allah ana rahminde, karanlık yerde yapmış da, vermiş bize...Bu kadar varlığı, güzelliği, Allah ana rahminde, karanlık yerde yapmış da, vermiş bize... Bunu kim yapabilir ya?Bunu kim yapabilir ya? Halbuki insanda düşünce olmalı!

Halbuki insanda düşünce olmalı!
Hiç kimse öğretmese, dağ başında yalnız büyüse;Hiç kimse öğretmese, dağ başında yalnız büyüse; aklı, zekâsı Allah’ı bulmaya kâfi olacak onun...aklı, zekâsı Allah’ı bulmaya kâfi olacak onun... Onun için Allah’ı tanı!Onun için Allah’ı tanı! Çünkü Cenâb-ı Hak bizi buraya bunun için yollamış.Çünkü Cenâb-ı Hak bizi buraya bunun için yollamış. “Beni tanıyın!” diye yollamış. Tanımak mecburiyetindeyiz.“Beni tanıyın!” diye yollamış. Tanımak mecburiyetindeyiz. Bu mecburiyetten dolayıdır ki,

Bu mecburiyetten dolayıdır ki,
onu tanımak için, Kuran’ı bilmek lâzım!onu tanımak için, Kuran’ı bilmek lâzım! Kuran’ı bilmeyen Allah’ı tanıyamaz.Kuran’ı bilmeyen Allah’ı tanıyamaz. Hocalardan duyarız... Duyarız, o kadar.Hocalardan duyarız... Duyarız, o kadar. Mutlaka bir insanın Allah’ı tanıması için,Mutlaka bir insanın Allah’ı tanıması için, lâyıkı vechile tanıyabilmesi için,lâyıkı vechile tanıyabilmesi için, Kuran’ı lâyıkı vechile bilmesi lâzım!Kuran’ı lâyıkı vechile bilmesi lâzım! Üstünkörü bilmek, o da kafi değil... Onun için;Üstünkörü bilmek, o da kafi değil... Onun için; “—Yarım doktor candan, yarım hoca
“—Yarım doktor candan, yarım hoca
dinden çıkarır.” tabiri eskidir.dinden çıkarır.” tabiri eskidir. Dedelerimizden kalma bir tabir. Onun için dinini iyi öğren!Dedelerimizden kalma bir tabir. Onun için dinini iyi öğren! Şimdi, Allah-u Celle ve A’lâ, Kitab-ı Azîmü’ş-şanında diyor ki; estaizü bi’llâh:

Şimdi, Allah-u Celle ve A’lâ, Kitab-ı Azîmü’ş-şanında diyor ki; estaizü bi’llâh:
... Ve hüve meaküm ... (Hadîd, 57/4)

... Ve hüve meaküm ... (Hadîd, 57/4)
“O Allah-u Celle ve A’lâ sizinledir.” Nerede?..“O Allah-u Celle ve A’lâ sizinledir.” Nerede?.. ... Eyne mâ küntüm ... (Hadîd, 57/4)

... Eyne mâ küntüm ... (Hadîd, 57/4)
“Nerede olursanız olun!”“Nerede olursanız olun!” Yerin altında, yerin üstünde Allah sizinledir.Yerin altında, yerin üstünde Allah sizinledir. Yani, sizi hem görür, hem bilir;Yani, sizi hem görür, hem bilir; hem de her harekâtınıza vâkıf bir Allah...hem de her harekâtınıza vâkıf bir Allah... ... İnna’llàhe alîmün bi-zâti’s-sudûr ... (Lokman, 31/23)

... İnna’llàhe alîmün bi-zâti’s-sudûr ... (Lokman, 31/23)
Değil hareketlerimize, içimizdekilere de vakıftır yâni...Değil hareketlerimize, içimizdekilere de vakıftır yâni... Onun için müslüman camiye gelirken,

Onun için müslüman camiye gelirken,
Allah-u Teàlâ’nın beğendiği bir kılıkla gelmesi lâzım.Allah-u Teàlâ’nın beğendiği bir kılıkla gelmesi lâzım. Perişan bir kılıkla, dükkândaki kılığıylaPerişan bir kılıkla, dükkândaki kılığıyla gelip de camide namaz kılmak; olur amma, o kadar olur.gelip de camide namaz kılmak; olur amma, o kadar olur. Onun için sizden ricam,

Onun için sizden ricam,
Allah-u Teàlâ’yı bilmek için, Kur’an’ı muhakkak bilmek lâzım!Allah-u Teàlâ’yı bilmek için, Kur’an’ı muhakkak bilmek lâzım! Ne yap, yap; gecenden, gündüzünden, nereden alırsan al,Ne yap, yap; gecenden, gündüzünden, nereden alırsan al, Kur’an’ı Azîmü’ş-şan’ı bir kere okumayı öğren!Kur’an’ı Azîmü’ş-şan’ı bir kere okumayı öğren! Evvelâ okumasını öğrenmek lâzım!Evvelâ okumasını öğrenmek lâzım! Okurken de; yamuk yumuk, yanlış munluş değil; doğru okumak lâzım!Okurken de; yamuk yumuk, yanlış munluş değil; doğru okumak lâzım! Onun için bir hafız gibiOnun için bir hafız gibi ezberlecesine çalışmak lazım.ezberlecesine çalışmak lazım. “—Benim işim çok!”
“—Benim işim çok!”
Mezara giderken ne diyeceksin Allah’a...Mezara giderken ne diyeceksin Allah’a... ”—İşim çok, gitmeyelim!” diyebilecek misin?
”—İşim çok, gitmeyelim!” diyebilecek misin?
“—Gel!” dedi mi gideceksin. Hepimiz mecburuz.
“—Gel!” dedi mi gideceksin. Hepimiz mecburuz.
Onun için, Cenâb-ı Peygamber diyor ki:

Onun için, Cenâb-ı Peygamber diyor ki:
RE. 76/9 Efdalü’l-îmân ...

RE. 76/9 Efdalü’l-îmân ...
İmanın efdali, en güzeli şöyle:İmanın efdali, en güzeli şöyle: RE. 76/9 ... en ta’leme enne’llàhe meake haysü mâ künte.

RE. 76/9 ... en ta’leme enne’llàhe meake haysü mâ künte.
Sen nerede olursan ol,Sen nerede olursan ol, Allah-u Teàlâ’nın seninle beraber olduğunu bilmendir.Allah-u Teàlâ’nın seninle beraber olduğunu bilmendir. Yâni, yalnız değilsin.Yâni, yalnız değilsin. Senin her haline vakıf olan, Allah-u Celle ve A’lâ’dır.Senin her haline vakıf olan, Allah-u Celle ve A’lâ’dır. Polis istemez, jandarma istemez, hiç bir gözcüyü istemez;Polis istemez, jandarma istemez, hiç bir gözcüyü istemez; kendi hepsine vakıf… Allah’ı böyle bil!kendi hepsine vakıf… Allah’ı böyle bil! “—Görmüyorum...”
“—Görmüyorum...”
Görmek değil! Görmediklerimiz ne kadar çok…

Görmek değil! Görmediklerimiz ne kadar çok…
Görmediklerimizin ne kadar çok olduğunu, pekâlâ bilirsin!Görmediklerimizin ne kadar çok olduğunu, pekâlâ bilirsin! İşitmediklerimizin ne kadar çok olduğunu muhakkak bilirsin!İşitmediklerimizin ne kadar çok olduğunu muhakkak bilirsin! Şimdi, eski devirde olsak,Şimdi, eski devirde olsak, şimdiki sözleri inkâr ederiz:şimdiki sözleri inkâr ederiz: “—Yok bir ses yahu, nereden çıkardın bu sesleri?”
“—Yok bir ses yahu, nereden çıkardın bu sesleri?”
Teybi ortaya koyunca, başlar bize söylemeye...Teybi ortaya koyunca, başlar bize söylemeye... “—Yâ bu nereden çıktı?”“—Yâ bu nereden çıktı?” Demek sesin kendisi var ama

Demek sesin kendisi var ama
bizim duyacak kabiliyetimiz yok...bizim duyacak kabiliyetimiz yok... O, vasıta oldu da bize, duyurdu.O, vasıta oldu da bize, duyurdu. Görmediklerimiz de böyle... Görenlerin gördüklerini inkâr etme!Görmediklerimiz de böyle... Görenlerin gördüklerini inkâr etme! Onun için, peygamberlerin söylediklerine kulak as!

Onun için, peygamberlerin söylediklerine kulak as!
Allah-u Teàlâ’nın bizimle olduğunu bil, inan!Allah-u Teàlâ’nın bizimle olduğunu bil, inan! Bu inanç, bu iman olmadıkça,Bu inanç, bu iman olmadıkça, insan ne dünyasında rahat olur, ne ahiretinde!insan ne dünyasında rahat olur, ne ahiretinde! Binâen aleyh, dünyada da saadette,Binâen aleyh, dünyada da saadette, ahirette de saadette olmayı istiyorsan;ahirette de saadette olmayı istiyorsan; Allah-u Celle ve A’lâ’nın seninle olduğunu hatırından çıkarma!Allah-u Celle ve A’lâ’nın seninle olduğunu hatırından çıkarma! Onun için, bizim büyüklerimizden Abdülhàlik-ı Gucdüvânî demiş ki:Onun için, bizim büyüklerimizden Abdülhàlik-ı Gucdüvânî demiş ki: “—Evlât, oğul! Nefes alırken,
“—Evlât, oğul! Nefes alırken,
nefes verirken bile,nefes verirken bile, Allah-u Teàlâ’yı hatırından çıkarma!”Allah-u Teàlâ’yı hatırından çıkarma!” Ne güzel kaide, ne güzel usül…

Ne güzel kaide, ne güzel usül…
Allah-u Teàlâ’yı hatırından çıkardı mı, her kötülükte olursun.Allah-u Teàlâ’yı hatırından çıkardı mı, her kötülükte olursun. Bugünkü yapılan kötülüklerin çoğu, Allah’ı tanımayan, bilmeyenlerin hatası...Bugünkü yapılan kötülüklerin çoğu, Allah’ı tanımayan, bilmeyenlerin hatası... Bilse Allah’ı, o fena yere gider mi?Bilse Allah’ı, o fena yere gider mi? Allah’ı bilse, o kötülüğü yapar mı? Yapmaz!Allah’ı bilse, o kötülüğü yapar mı? Yapmaz! “—Kimse yok canım burada…”
“—Kimse yok canım burada…”
Kimse olmasın ama Allah görüyor ya, biliyor ya!

Kimse olmasın ama Allah görüyor ya, biliyor ya!
Ondan korkar, çekinir;Ondan korkar, çekinir; ne fenalık yapabilir, ne kötülük yapabilir.ne fenalık yapabilir, ne kötülük yapabilir. Allah-u Teàlâ’nın emrine inkıyad etmekten başka da çare bulamaz.Allah-u Teàlâ’nın emrine inkıyad etmekten başka da çare bulamaz. Yasaklardan son derece kaçar.Yasaklardan son derece kaçar. Müslümanlığın iki şartı var:

Müslümanlığın iki şartı var:
Emri ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker...Emri ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker... Bunu nefsinde tatbik et, evinde tatbik et!Bunu nefsinde tatbik et, evinde tatbik et! Çoluğuna, çocuğuna tatbik et!Çoluğuna, çocuğuna tatbik et! Çocuğu mühendis yapmışsın, doktor yapmışsın, kimyager yapmışsın,

Çocuğu mühendis yapmışsın, doktor yapmışsın, kimyager yapmışsın,
şu yapmışsın, bu yapmışsın; para etmez ki!şu yapmışsın, bu yapmışsın; para etmez ki! O, dünyalık... Şimdi, bugün sokakta çalışan adam var ya haniO, dünyalık... Şimdi, bugün sokakta çalışan adam var ya hani bağırıyor, “Domates, patlıcan, biber!” (diye).bağırıyor, “Domates, patlıcan, biber!” (diye). Onun aldığı parayı, sen alamazsın bugün...Onun aldığı parayı, sen alamazsın bugün... Bugün en aşağı beş yüz lira, bin lira kazanır.Bugün en aşağı beş yüz lira, bin lira kazanır. Aylığı yine 20-30 bin lira eder.Aylığı yine 20-30 bin lira eder. Senin aldığın maaş kaç paradır?Senin aldığın maaş kaç paradır? Bütün ömrünü de feda ettin oraya…Bütün ömrünü de feda ettin oraya… Allah’ın rızkından korkma! Allah rızkını nerede olsa verir insana...Allah’ın rızkından korkma! Allah rızkını nerede olsa verir insana... Yalnız, çalışmak lâzım!Yalnız, çalışmak lâzım! Onun için, sen Allah’a kul ol!

Onun için, sen Allah’a kul ol!
Emrine mutî ol, yasağından kaç!Emrine mutî ol, yasağından kaç! Emrolunan ibadeti vaktinde yap!Emrolunan ibadeti vaktinde yap! Onu da edebine uygun yap!Onu da edebine uygun yap! Edebine uygun olmayan ibadet,Edebine uygun olmayan ibadet, Allah-u Teàlâ’nın indinde makbul olmaz.Allah-u Teàlâ’nın indinde makbul olmaz. Makbul olmasını istiyorsan, emrine uy!Makbul olmasını istiyorsan, emrine uy! Sonra —affedeceksiniz, kusura bakmayın—

Sonra —affedeceksiniz, kusura bakmayın—
bu Avrupalıları taklide yeltenmeyin!bu Avrupalıları taklide yeltenmeyin! Onun saçına, sakalına özenmeyin!Onun saçına, sakalına özenmeyin! Hoca efendi, bak ne dedi:Hoca efendi, bak ne dedi: “—Düşmanları düşman bilmek lâzım!” dedi.
“—Düşmanları düşman bilmek lâzım!” dedi.
Düşmanları taklit etme, Peygamberi taklit et!

Düşmanları taklit etme, Peygamberi taklit et!
Peygamber’in ashabını taklit et!Peygamber’in ashabını taklit et! Onlar böyle perişan gitmezlerdi. Peygamber SAS’in huzuruna da giremezlerdi.Onlar böyle perişan gitmezlerdi. Peygamber SAS’in huzuruna da giremezlerdi. Perişan insanları kabul etmezdi.Perişan insanları kabul etmezdi. E, Allah kabul eder mi o zaman? Allah da kabul etmez!E, Allah kabul eder mi o zaman? Allah da kabul etmez! Onun için, içimizi de, dışımızı da güzelleştiren

Onun için, içimizi de, dışımızı da güzelleştiren
Allah-u Celle ve A’lâ’nın emrine inkıyad eden,Allah-u Celle ve A’lâ’nın emrine inkıyad eden, sevgili kullarının arasına, Cenâb-ı Hak cümlemizi kabul etsin...sevgili kullarının arasına, Cenâb-ı Hak cümlemizi kabul etsin... Li’llâhi’l-fâtiha!

Li’llâhi’l-fâtiha!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2