Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Çocuklarımızın Eğitimi

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Şa'bân 1416 / 04.01.1996
Canberra/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabi'l-'âlemîn. el-Hamdülillahi rabi'l-'âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âlihî ve sahbihî ecma'în.Ve's-salâtu ve's-selâmu 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ âlihî ve sahbihî ecma'în. Ve men-tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: Ve men-tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Aziz ve sevgili kardeşlerim! İslâm davası yolunda yol arkadaşlarım! Aziz ve sevgili kardeşlerim! İslâm davası yolunda yol arkadaşlarım!

İslâm dini, insanın hem dünyada hem âhirette saadete ermesini sağlayan en büyük nimettir. İslâm dini, insanın hem dünyada hem âhirette saadete ermesini sağlayan en büyük nimettir. İslâm'dan daha büyük nimet olamaz. İslâm'dan daha büyük nimet olamaz.

İslâm dini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin İslâm dini Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin peygamberlik vazifesini ifâ etmesinden sonra o kadar büyük bir değişiklik peygamberlik vazifesini ifâ etmesinden sonra o kadar büyük bir değişiklik meydana getirmiştir ki tariflere sığmaz.meydana getirmiştir ki tariflere sığmaz. Herhangi bir grafikle izahı mümkün olmayan çok büyük bir değişme;Herhangi bir grafikle izahı mümkün olmayan çok büyük bir değişme; çok kötü bir durumdan çok güzel ve mükemmel bir duruma gelmedir.çok kötü bir durumdan çok güzel ve mükemmel bir duruma gelmedir. Çok cahil bir toplumdan çok alim ve fâzıl bir toplum oluşmasını;Çok cahil bir toplumdan çok alim ve fâzıl bir toplum oluşmasını; cihanın, zamanın muhtaç olduğu en güzel kaidelerin insanlara öğretilmesinicihanın, zamanın muhtaç olduğu en güzel kaidelerin insanlara öğretilmesini ve bugüne kadar milyarlarca insanın bahtiyar olmasını sağlamıştır. ve bugüne kadar milyarlarca insanın bahtiyar olmasını sağlamıştır.

İnsan İslâm'ın ne kadar büyük bir değişim yaptığını anlayabilmek için İslâm'dan önceki devre bakmalıdır. İnsan İslâm'ın ne kadar büyük bir değişim yaptığını anlayabilmek için İslâm'dan önceki devre bakmalıdır. Ondan sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in vazifesini tamamladıktan sonrakiOndan sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in vazifesini tamamladıktan sonraki devreye bakmalıdır. İki kesiti yan yana koyup mukayese etmelidir.devreye bakmalıdır. İki kesiti yan yana koyup mukayese etmelidir. Bir de müslüman olmayan başka milletlerin kültür tarihlerindeki gelişmeleriBir de müslüman olmayan başka milletlerin kültür tarihlerindeki gelişmeleri ve onların toplumlarındaki, kültürlerindeki değer hükümlerini; ve onların toplumlarındaki, kültürlerindeki değer hükümlerini; beğendikleri, kaide olarak ortaya koydukları şeyleri ve bunların insanlığa nelerbeğendikleri, kaide olarak ortaya koydukları şeyleri ve bunların insanlığa neler kazandırıp neler götürdüğünü mukayeseli olarak incelemelidir. kazandırıp neler götürdüğünü mukayeseli olarak incelemelidir.

İnsan gayrimüslim toplumları incelediği zaman, İnsan gayrimüslim toplumları incelediği zaman, İslâm'ın gelmesinden önce ve gelmesinden sonraki durumları incelediği zaman,İslâm'ın gelmesinden önce ve gelmesinden sonraki durumları incelediği zaman, İslâm'ın ne kadar büyük bir değişim meydana getirdiğini ancak o zaman anlayabilir. İslâm'ın ne kadar büyük bir değişim meydana getirdiğini ancak o zaman anlayabilir. Fransız filozoflarından birisinin veya bir İngiliz yazarın sözü olabilir:Fransız filozoflarından birisinin veya bir İngiliz yazarın sözü olabilir: "Bir insanın yaptığı işin büyüklüğü, elindeki imkânların azlığına rağmen"Bir insanın yaptığı işin büyüklüğü, elindeki imkânların azlığına rağmen başlamış olduğu işte ulaştığı büyük sonuçlarla ölçülürsebaşlamış olduğu işte ulaştığı büyük sonuçlarla ölçülürse Hz. Muhammed –sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin– az imkânlarla, çok cüz'î imkânlarla nasıl,Hz. Muhammed –sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin– az imkânlarla, çok cüz'î imkânlarla nasıl, ne kadar muazzam ne kadar büyük bir değişiklik meydana getirdiğini anlayabilir."ne kadar muazzam ne kadar büyük bir değişiklik meydana getirdiğini anlayabilir." Bu sözle İslâm'ı ve Peygamber Efendimiz'in başarısının büyüklüğünü anlatmak istiyor. Bu sözle İslâm'ı ve Peygamber Efendimiz'in başarısının büyüklüğünü anlatmak istiyor.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

İnsanoğlu doğduğu zaman bir ham malzemedir, kabiliyetli bir yaratıktır.İnsanoğlu doğduğu zaman bir ham malzemedir, kabiliyetli bir yaratıktır. Bu kabiliyetleri eğitimle bir istikamete gider. Bu kabiliyetleri eğitimle bir istikamete gider.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki;

Küllü mevlûdin yûledu 'ale'l-fıtrati. "Bütün insanlar çok güzel bir fıtrat-ı İslâmiye ile doğar.Küllü mevlûdin yûledu 'ale'l-fıtrati. "Bütün insanlar çok güzel bir fıtrat-ı İslâmiye ile doğar. Çok güzel bir olumlu malzeme olarak dünyaya gelirler."Çok güzel bir olumlu malzeme olarak dünyaya gelirler." Fe'ebevâhu yuhevvidânihî ev yünassirânihî ev yümeccisânihî.Fe'ebevâhu yuhevvidânihî ev yünassirânihî ev yümeccisânihî. "Onları anaları babaları yahudileştirir veya nasrânîleştirir veya ateşperest, mecûsîleştirir!" diyor. "Onları anaları babaları yahudileştirir veya nasrânîleştirir veya ateşperest, mecûsîleştirir!" diyor.

Bu hadîs-i şerîften görüyoruz ki anne ve babalar; evlatları, çok güzel malzemeyi alıyorlar,Bu hadîs-i şerîften görüyoruz ki anne ve babalar; evlatları, çok güzel malzemeyi alıyorlar, bir kalıba sokuyorlar, bu temiz malzemeye bir şekil veriyorlar.bir kalıba sokuyorlar, bu temiz malzemeye bir şekil veriyorlar. Sonuçta bir ateşperest çıkıyor, bir gayrimüslim çıkıyor veya bir şaşkın, sapık güruh ortaya çıkıyor. Sonuçta bir ateşperest çıkıyor, bir gayrimüslim çıkıyor veya bir şaşkın, sapık güruh ortaya çıkıyor.

Sebep nedir? Anne ve babanın onların üzerindeki etkisidir! Sebep nedir?

Anne ve babanın onların üzerindeki etkisidir!

Bu güzel malzemenin, fıtrat-ı İslâmiye ile dünyaya gelmiş olan,Bu güzel malzemenin, fıtrat-ı İslâmiye ile dünyaya gelmiş olan, çeşitli zihnî ve bedenî kabiliyetlerle olağanüstü donatılmış olan insan varlığınınçeşitli zihnî ve bedenî kabiliyetlerle olağanüstü donatılmış olan insan varlığının insan-ı kâmil olması, her yönden olgun –aklen olgun, bedenen, fikren, ahlâken olgun– insan-ı kâmil olması, her yönden olgun –aklen olgun, bedenen, fikren, ahlâken olgun– faydalı, her bakımdan mükemmel bir insan olması için çok güzel bir eğitim görmesi lazım.faydalı, her bakımdan mükemmel bir insan olması için çok güzel bir eğitim görmesi lazım. Doğru bir eğitim görmesi lazım, kendisine doğruların öğretilmesi lazım.Doğru bir eğitim görmesi lazım, kendisine doğruların öğretilmesi lazım. Bu, İslâm toplumunda sağlanmıştır. Bu, İslâm toplumunda sağlanmıştır.

İslâm'da insanlar Vâkıa sûresinde üçe ayrılıyor: Mukarrebûn, ashâb-ı yemîn, ashâb-ı şimâl. İslâm'da insanlar Vâkıa sûresinde üçe ayrılıyor: Mukarrebûn, ashâb-ı yemîn, ashâb-ı şimâl.

Ahsâb-ı şimâl: Cehennemlikler. Ashâb-ı yemîn: Cennetlikler.Ahsâb-ı şimâl: Cehennemlikler. Ashâb-ı yemîn: Cennetlikler. Mukarrebûn: Allah'a çok yakın, yüksek kaliteli kullar. Mukarrebûn: Allah'a çok yakın, yüksek kaliteli kullar.

Sülletün mine'l-evvelîn ve kalîlün mine'l-âhirîn. Sülletün mine'l-evvelîn ve kalîlün mine'l-âhirîn.

Peygamber Efendimiz'in zamanına yakın zamanlarda adetleri çok ama daha sonraki devirlerdePeygamber Efendimiz'in zamanına yakın zamanlarda adetleri çok ama daha sonraki devirlerde sayısı azalacak olan insanlar! Peygamber Efendimiz'e soruyorlar: sayısı azalacak olan insanlar!

Peygamber Efendimiz'e soruyorlar:

"Eski ümmetlerden mi?" Hayır. "Eski ümmetlerden mi?"

Hayır.
Mukarrebûnun, Allah'a yakın evliyâ kulların adedi,evvelkileri bizim ümmetin içinden çok, çok;Mukarrebûnun, Allah'a yakın evliyâ kulların adedi,evvelkileri bizim ümmetin içinden çok, çok; âhir zamana doğru az, azalıyor. âhir zamana doğru az, azalıyor.

Gaye; Allah'ın sevdiği mükemmel kul olmaktır, mükemmel kul hâline gelmektir. Gaye; Allah'ın sevdiği mükemmel kul olmaktır, mükemmel kul hâline gelmektir. İslâm tarihinde, İslâm kültür tarihinde, ahlâk, tasavvuf, ilim tarihinde adlarını duyduğumuz, İslâm tarihinde, İslâm kültür tarihinde, ahlâk, tasavvuf, ilim tarihinde adlarını duyduğumuz, kendilerine çok sevgi ve saygı duyduğumuz büyük şahsiyetlerin emsali,kendilerine çok sevgi ve saygı duyduğumuz büyük şahsiyetlerin emsali, böyle insanlar olmak! Bu çok önemli bir husustur ama çok zordur.böyle insanlar olmak! Bu çok önemli bir husustur ama çok zordur. Birkaç bakımdan zordur: Avrupalı bir Batılı yazar diyor ki; Birkaç bakımdan zordur:

Avrupalı bir Batılı yazar diyor ki;

"Eskiden İslâm aileleri, evlatlarının en zeki ve kabiliyetli olanlarını "Eskiden İslâm aileleri, evlatlarının en zeki ve kabiliyetli olanlarını İslâmî ilimleri öğrensin diye gönderiyorlardı.İslâmî ilimleri öğrensin diye gönderiyorlardı. Onun için İslâm tarihinde hem Şark'ın hem Garb'ın;Onun için İslâm tarihinde hem Şark'ın hem Garb'ın; hem müslümanların hem müslüman olmayan insanların hayranlık duyduğu çok büyük alimler,hem müslümanların hem müslüman olmayan insanların hayranlık duyduğu çok büyük alimler, önderler, ilim önderleri yetişmiştir. Ben bunları okuyorum, siz de okuyun!önderler, ilim önderleri yetişmiştir. Ben bunları okuyorum, siz de okuyun! Mesela ben İmam Şâtıbî'yi zevkle okuyorum. Ne kadar muhteşem bir insan!Mesela ben İmam Şâtıbî'yi zevkle okuyorum. Ne kadar muhteşem bir insan! Maalesef bu zamanın müslümanları çocuklarını ya doktor yapmaya çalışıyor Maalesef bu zamanın müslümanları çocuklarını ya doktor yapmaya çalışıyor ya mühendis yapmaya çalışıyor." diyor. En kabiliyetli çocuklar, aileleri en müsait olan çocuklarya mühendis yapmaya çalışıyor." diyor.

En kabiliyetli çocuklar, aileleri en müsait olan çocuklar
en çok para getirecek bir mesleğe [yönlendiriliyor]. en çok para getirecek bir mesleğe [yönlendiriliyor].

Hâlbuki doktorluk daha dar sahalı bir meslektir, mühendislik daha dar sahalı bir meslektir. Hâlbuki doktorluk daha dar sahalı bir meslektir, mühendislik daha dar sahalı bir meslektir. Sosyal ilimlerin alanı çok geniştir. Sosyal ilimler, insanla ilgili ilimler çok kıymetlidir. Sosyal ilimlerin alanı çok geniştir. Sosyal ilimler, insanla ilgili ilimler çok kıymetlidir. Maddeyle ilgili ilimlerin sahası dardır, spesifiktir.Maddeyle ilgili ilimlerin sahası dardır, spesifiktir. Çok dar bir sahada çalışırlar, başarılı çalışmalar yaparlar.Çok dar bir sahada çalışırlar, başarılı çalışmalar yaparlar. Ama insanı işleyen, insanla ilgili olan ilimler önemlidir! Bizim birinci kaybımız:Ama insanı işleyen, insanla ilgili olan ilimler önemlidir!

Bizim birinci kaybımız:
Zengin olan, imkânı olan, çocuklarını mükemmel yetiştirebilecek ailelerZengin olan, imkânı olan, çocuklarını mükemmel yetiştirebilecek aileler çocuklarını İslâm ilimlerine vermiyorlar. Birinci kaybımız buradadır.çocuklarını İslâm ilimlerine vermiyorlar. Birinci kaybımız buradadır. En zeki çocuk mühendis oluyor, en zeki çocuk doktor oluyor, en çok puanla üniversiteye o gidiyor.En zeki çocuk mühendis oluyor, en zeki çocuk doktor oluyor, en çok puanla üniversiteye o gidiyor. O ilimlerde büyük insan oluyor ama o ilimlerde büyük insan olmak insan-ı kâmil olmaya yetmiyor.O ilimlerde büyük insan oluyor ama o ilimlerde büyük insan olmak insan-ı kâmil olmaya yetmiyor. Mükemmel insan olmaya; bir Mevlânâ hazretleri gibi, bir Yunus Emre, Abdulkâdir-i Geylânî hazretleri, Mükemmel insan olmaya; bir Mevlânâ hazretleri gibi, bir Yunus Emre, Abdulkâdir-i Geylânî hazretleri, bir İmâm-ı Gazâlî gibi insan olmaya yetmiyor.bir İmâm-ı Gazâlî gibi insan olmaya yetmiyor. Bir kere oradan kaybediyoruz, bir kere bu hatamızı düzeltmeliyiz. Ne yapmalıyız? Bir kere oradan kaybediyoruz, bir kere bu hatamızı düzeltmeliyiz.

Ne yapmalıyız?

En zengin aileler en zeki çocuklarını İslâmî ilimlere vermelidir.En zengin aileler en zeki çocuklarını İslâmî ilimlere vermelidir. Meryem validemizin ebeveyni daha Meryem validemiz doğmadan evvel çocuklarını dine adamışlardı. Meryem validemizin ebeveyni daha Meryem validemiz doğmadan evvel çocuklarını dine adamışlardı. Meryem validemizin annesi; Rabbi innî nezzertü le-ke mâ-fî batnî muharraran fe-tekabbe'l-minnî inneke ente's-semî'u'l-'alîm.Meryem validemizin annesi;

Rabbi innî nezzertü le-ke mâ-fî batnî muharraran fe-tekabbe'l-minnî inneke ente's-semî'u'l-'alîm.
"Yâ Rabbi! Şu doğuracağım rahmimdeki çocuğumu senin yoluna adadım,"Yâ Rabbi! Şu doğuracağım rahmimdeki çocuğumu senin yoluna adadım, muharrer olarak hizmet görsün diye senin dinine adadım.muharrer olarak hizmet görsün diye senin dinine adadım. Dine hizmet etsin diye onu ibadethâneye vereceğim.Dine hizmet etsin diye onu ibadethâneye vereceğim. Bunu benden kabul et!" diye evladını daha doğmadan Hak yoluna adamıştı. Bunu benden kabul et!" diye evladını daha doğmadan Hak yoluna adamıştı.

Fe-lemmâ vada'atha kâlet Rabbi inni vada'tuha ünsâ.Fe-lemmâ vada'atha kâlet Rabbi inni vada'tuha ünsâ. "Doğduğu zaman da 'Şimdi hâlim ne olacak yâ Rabbi? Kız doğdu…' demişti." "Doğduğu zaman da 'Şimdi hâlim ne olacak yâ Rabbi? Kız doğdu…' demişti."

Oğlan olacak da din adamı olacak da hizmet edecek diye düşünüyordu. Ama kız olunca şaşırmıştı. Oğlan olacak da din adamı olacak da hizmet edecek diye düşünüyordu. Ama kız olunca şaşırmıştı.

Vallahu a'lemu bi-mâ vada'at. "Ama Allahu Teâlâ hazretleri onun ne olacağını doğmadan evvel biliyordu." Vallahu a'lemu bi-mâ vada'at. "Ama Allahu Teâlâ hazretleri onun ne olacağını doğmadan evvel biliyordu."

Allahu Teâlâ hazretleri Meryem validemizi kabul eyledi. Allahu Teâlâ hazretleri Meryem validemizi kabul eyledi. Adak olarak, kendi dinine hizmet etsin diye sunulan Meryem Hatun validemizi kabul eyledi.Adak olarak, kendi dinine hizmet etsin diye sunulan Meryem Hatun validemizi kabul eyledi. O da ibadethânede Allah'a ibadetle vakit geçirdi, Allah'ın sevgili kulu oldu.O da ibadethânede Allah'a ibadetle vakit geçirdi, Allah'ın sevgili kulu oldu. Cennetlik hatunlardan birisi oldu. Cennetlik hatunlardan birisi oldu.

Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyyâ el-mihrâbe vecede 'indehâ rızkan. Zekeriya aleyhisselam ne zaman onun yanına girse; Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyyâ el-mihrâbe vecede 'indehâ rızkan.

Zekeriya aleyhisselam ne zaman onun yanına girse;
–hiç kimsenin giremediği özel ibadethânesi, kapısı kitli olan ibadethânesine –hiç kimsenin giremediği özel ibadethânesi, kapısı kitli olan ibadethânesine teyzesinin kocası olan, bir peygamber olan Zekeriya aleyhisselam–teyzesinin kocası olan, bir peygamber olan Zekeriya aleyhisselam– gıdasını götürmeye gittiği zaman Meryem validemizin yanında dünya metaı olmayan, o civarın malı,gıdasını götürmeye gittiği zaman Meryem validemizin yanında dünya metaı olmayan, o civarın malı, malzemesi, eşyası olmayan çeşitli yiyecekler görüyordu.malzemesi, eşyası olmayan çeşitli yiyecekler görüyordu. Kapı kapalı, birisinin gelme imkânı olmayan yerde kerâmet olarakKapı kapalı, birisinin gelme imkânı olmayan yerde kerâmet olarak Allah'ın ikramı olarak yiyecekler görüyordu! Allah'ın ikramı olarak yiyecekler görüyordu!

Ve şaşırarak hayranlıkla, hayretle Meryem validemize soruyordu: Ve şaşırarak hayranlıkla, hayretle Meryem validemize soruyordu:

Yâ Meryemu ennâ le-ki hâzâ. "Yâ Meryem! Sana bu güzel yiyecekler nereden geldi?" Yâ Meryemu ennâ le-ki hâzâ. "Yâ Meryem! Sana bu güzel yiyecekler nereden geldi?"

Bu tatlı, emsalsiz, enfes yiyecekler sana nereden geldi yâ Meryem? Bu tatlı, emsalsiz, enfes yiyecekler sana nereden geldi yâ Meryem?

Kâlet: Hüve min-'indillâh. "Meryem validemiz cevap veriyordu: 'O Allah'ın ikramıdır. Kâlet: Hüve min-'indillâh. "Meryem validemiz cevap veriyordu: 'O Allah'ın ikramıdır. Allah tarafından gönderiliyor.' diyordu." İnnallâhe yerzuku men-yeşâ'u bi-gayri-hisâb.Allah tarafından gönderiliyor.' diyordu." İnnallâhe yerzuku men-yeşâ'u bi-gayri-hisâb. "Allah dilediklerini böyle akıl almaz, hesaba sığmaz şekilde rızıklandırır." diyordu. Bu nedir? "Allah dilediklerini böyle akıl almaz, hesaba sığmaz şekilde rızıklandırır." diyordu.

Bu nedir?

Meryem validemizin Allah'ın sevgili kulu olması dolayısıyla, Allah'ın ibadethânesinde Meryem validemizin Allah'ın sevgili kulu olması dolayısıyla, Allah'ın ibadethânesinde ona kerâmet olarak mânevî ikramları, maddî yiyecek içecek, meyve ve sâirdir. ona kerâmet olarak mânevî ikramları, maddî yiyecek içecek, meyve ve sâirdir.

Daha doğmadan evladını dine adamış bir anne misali Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor da müslümanlar; Daha doğmadan evladını dine adamış bir anne misali Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor da müslümanlar; "Ben de evladımı dine adadım!" diyemiyor! "Kur'ân-ı Kerîm'de misali var."Ben de evladımı dine adadım!" diyemiyor! "Kur'ân-ı Kerîm'de misali var. Ben de bir evladımı dine adadım. Ben de onu din adamı yetiştireceğim.Ben de bir evladımı dine adadım. Ben de onu din adamı yetiştireceğim. Ben de ona bütün gücümle takviye vereceğim, destek vereceğim.Ben de ona bütün gücümle takviye vereceğim, destek vereceğim. Altına araba alacağım, en lüks arabayı alacağım. En güzel şekilde tahsilini yaptıracağım. Altına araba alacağım, en lüks arabayı alacağım. En güzel şekilde tahsilini yaptıracağım. Din adamı olsun, dinine hizmet etsin!.." demiyor.Din adamı olsun, dinine hizmet etsin!.." demiyor. Misal var: Allah'ın dinine hizmet etsin diye daha doğmamış çocuğunu Allah yoluna veren anneler var.Misal var: Allah'ın dinine hizmet etsin diye daha doğmamış çocuğunu Allah yoluna veren anneler var. Kur'ân-ı Kerîm'de anlatılıyor. Meryem validemiz gibi böyle cennetlik doğmuş çocuklar var.Kur'ân-ı Kerîm'de anlatılıyor. Meryem validemiz gibi böyle cennetlik doğmuş çocuklar var. Biz böyle bir gayret içinde olmuyoruz! Çocuğumuz Allah'ın bize en büyük ikramıdır.Biz böyle bir gayret içinde olmuyoruz!

Çocuğumuz Allah'ın bize en büyük ikramıdır.
Biz çocuğumuzu Allah'ın sevgili kulu olmaya vermeye razı olmuyoruz!Biz çocuğumuzu Allah'ın sevgili kulu olmaya vermeye razı olmuyoruz! Allah'ın sevgili kulu olacak, cennetlik olacak, müslümanlara faydalı işler yapacak!Allah'ın sevgili kulu olacak, cennetlik olacak, müslümanlara faydalı işler yapacak! Böyle çocukların yetişmesi için müessese kurmakta nazlanıyoruz, zorlanıyoruz!Böyle çocukların yetişmesi için müessese kurmakta nazlanıyoruz, zorlanıyoruz! Yahu dedelerimiz İslâm yolunda, İslâm'ı korumak yolunda canını feda ediyor!Yahu dedelerimiz İslâm yolunda, İslâm'ı korumak yolunda canını feda ediyor! Burada can feda etmek yok, malının bir kısmını feda etmek var.Burada can feda etmek yok, malının bir kısmını feda etmek var. Tamamını feda etmek yok, ihtiyacından fazlasını feda etmek var. Tamamını feda etmek yok, ihtiyacından fazlasını feda etmek var.

Hepinizin Türkiye'de dairesi yok mı, paranız yok mu?.. Var. Geçim sıkıntınız var mı? Yok. Hepinizin Türkiye'de dairesi yok mı, paranız yok mu?..

Var.

Geçim sıkıntınız var mı?

Yok.

Çalışmasanız bile az çok bir maaş almıyor musunuz?Çalışmasanız bile az çok bir maaş almıyor musunuz? Gazetelerde burada açlıktan ölen bir insan okudunuz mu?Gazetelerde burada açlıktan ölen bir insan okudunuz mu? Gıdasızlıktan verem olmuş bir insan duydunuz mu? Gıdasızlıktan verem olmuş bir insan duydunuz mu? Belki çok yemekten çatlayan patlayan olmuştur ama açlıktan ölen duydunuz mu? Duymadınız. Belki çok yemekten çatlayan patlayan olmuştur ama açlıktan ölen duydunuz mu?

Duymadınız.
[O zaman] niye Allah yoluna malınızı vermiyorsunuz? [O zaman] niye Allah yoluna malınızı vermiyorsunuz?

İnnâllahe'şterâ mine'l-mü'minîne enfüsehüm ve emvâlehüm bi-enne le-hümü'l-cennete. İnnâllahe'şterâ mine'l-mü'minîne enfüsehüm ve emvâlehüm bi-enne le-hümü'l-cennete. "Allahu Teâlâ hazretleri cennet mukabilinde sizlerin canlarını, mallarını istiyor, talep ediyor." âyetini duymadınız mı? "Allahu Teâlâ hazretleri cennet mukabilinde sizlerin canlarını, mallarını istiyor, talep ediyor." âyetini duymadınız mı?

Allah müşteri oldu; satın Allah'a, verin! İnnallâhe'şterâ. "Allah müşteri oldu, satın alıyor." Allah müşteri oldu; satın Allah'a, verin!

İnnallâhe'şterâ. "Allah müşteri oldu, satın alıyor."
Mine'l-mü'minîne. "Mü'minlerden." Emvâlehüm. "Mallarını." Ve enfüsehüm. "Canlarını."Mine'l-mü'minîne. "Mü'minlerden." Emvâlehüm. "Mallarını." Ve enfüsehüm. "Canlarını." Bi-enne-lehümü'l-cenneh. "Mukabilinde cenneti verecek!" Böyle bir pazarlığa razı değil misiniz?Bi-enne-lehümü'l-cenneh. "Mukabilinde cenneti verecek!"

Böyle bir pazarlığa razı değil misiniz?
Mal vereceksiniz, cenneti alacaksınız. Zor mu geliyor? İnanmıyor musunuz?Mal vereceksiniz, cenneti alacaksınız. Zor mu geliyor? İnanmıyor musunuz? Bu âyet-i kerimeden heyecan duymuyor musunuz? Bu âyet-i kerimeden heyecan duymuyor musunuz?

Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler!" Hel edüllüküm 'alâ ticâretin tüncîküm min 'azâbin elîm. Yâ eyyühellezîne âmenû. "Ey iman edenler!" Hel edüllüküm 'alâ ticâretin tüncîküm min 'azâbin elîm. "Size fecî cehennem azabından, korkunç elîm bir azaptan kurtaracak bir hayırlı ticaret"Size fecî cehennem azabından, korkunç elîm bir azaptan kurtaracak bir hayırlı ticaret tavsiye edeyim mi, öğreteyim mi, göstereyim mi?" tavsiye edeyim mi, öğreteyim mi, göstereyim mi?"

Tü'minûne billah. "Allah'a inanırsınız." Ve Resûlihi. "Resûlullah'a inanırsınız." Tü'minûne billah. "Allah'a inanırsınız." Ve Resûlihi. "Resûlullah'a inanırsınız." Ve tücâhidûne fi-sebîlillâhi bi-emvâliküm ve enfüsiküm. Ve tücâhidûne fi-sebîlillâhi bi-emvâliküm ve enfüsiküm. "Ve Allah yolunda malınızla canınızla cihad edersiniz." Mallarınızla canlarınızla cihad edersiniz! "Ve Allah yolunda malınızla canınızla cihad edersiniz."

Mallarınızla canlarınızla cihad edersiniz!

Allah ne istiyor? Önce mal istiyor! Allah ne istiyor?

Önce mal istiyor!

Allah yolunda malını vermekten kaçınan kavimlere AllahAllah yolunda malını vermekten kaçınan kavimlere Allah öyle belalar musallat eder ki bundan sonra artık mal vermekle cenneti kazanamazlar,öyle belalar musallat eder ki bundan sonra artık mal vermekle cenneti kazanamazlar, canlarını vermekle ancak kazanabilirler. İlk merhale maldan fedakârlıktır.canlarını vermekle ancak kazanabilirler. İlk merhale maldan fedakârlıktır. Maldan fedakârlık yapmayan mü'mine Allah tenzilât yapmaz. Tenzilât yapmaz, arttırma yapar. Maldan fedakârlık yapmayan mü'mine Allah tenzilât yapmaz. Tenzilât yapmaz, arttırma yapar.

"Madem sen malını vermiyorsun bu sefer senden razı olmam için canını vereceksin!" der. "Madem sen malını vermiyorsun bu sefer senden razı olmam için canını vereceksin!" der.

Allah'ın kaidesi, kanunu, kânûn-ı ilâhîsi budur. Allah'ın kaidesi, kanunu, kânûn-ı ilâhîsi budur. Malını vermeye kıyamayan ya canını verir, şehid olur ya canını vermezse belasını bulur!Malını vermeye kıyamayan ya canını verir, şehid olur ya canını vermezse belasını bulur! Kânûn-ı ilâhîsi budur. Etraftaki olaylardan ibret alın! Bosna'dan, Hersek'ten, Sancak'tan,Kânûn-ı ilâhîsi budur.

Etraftaki olaylardan ibret alın! Bosna'dan, Hersek'ten, Sancak'tan,
Makedonya'dan, Yunanistan'dan, Dedeağaç'tan, Bulgaristan'dan, Özbekistan'dan, Kazakistan'dan,Makedonya'dan, Yunanistan'dan, Dedeağaç'tan, Bulgaristan'dan, Özbekistan'dan, Kazakistan'dan, Cezayir'den, Mısır'dan, Suriye'den, Irak'tan … dünyanın her yerinden örnek alın, ibret alın! Cezayir'den, Mısır'dan, Suriye'den, Irak'tan … dünyanın her yerinden örnek alın, ibret alın! Allah yolunda malını vermeyen kavimlerin cezası, Allah'ın onlara muamelesi canını istemektir.Allah yolunda malını vermeyen kavimlerin cezası, Allah'ın onlara muamelesi canını istemektir. Tenzilât yoktur, arttırma vardır. Onun için mallarınızı Allah yolunda vereceksiniz. Tenzilât yoktur, arttırma vardır. Onun için mallarınızı Allah yolunda vereceksiniz.

Ni'me'l-mâlü's-sâlihu li'r-racüli's-sâlih.Ni'me'l-mâlü's-sâlihu li'r-racüli's-sâlih. "İyi bir insanın, iyi bir mü'minin kendisine mal ne kadar güzel malzemedir, ne iyi bir malzemedir!" "İyi bir insanın, iyi bir mü'minin kendisine mal ne kadar güzel malzemedir, ne iyi bir malzemedir!"

Onunla cenneti kazanacak. Ne kadar güzel şeydir! Onunla cenneti kazanacak. Ne kadar güzel şeydir!

Mustafa Aydın Efendi çok güzel bir şey söyledi: "Ben evime geldim, evi tertemiz buldum. Mustafa Aydın Efendi çok güzel bir şey söyledi: "Ben evime geldim, evi tertemiz buldum. Sanki gelin gelmiş pırıl pırıl etmiş." dedi.Sanki gelin gelmiş pırıl pırıl etmiş." dedi. Ben bu olayın çok mühim bir olay olduğunu size hatırlatmak istiyorum. Bu işi siz belki bilmezsiniz. Ben bu olayın çok mühim bir olay olduğunu size hatırlatmak istiyorum. Bu işi siz belki bilmezsiniz.

Çocuklar savruk olur, dağınık olur. Çorabını bir tarafa atar, pabucunu bir tarafa çıkartır. Çocuklar savruk olur, dağınık olur. Çorabını bir tarafa atar, pabucunu bir tarafa çıkartır. Öbürü, oğlan bunu nereye savurmuş diye pabucunun tekini bulmak için arar.Öbürü, oğlan bunu nereye savurmuş diye pabucunun tekini bulmak için arar. Pabucu bir tarafa gider, pantolonu bir taraftadır, çantası bir tarafta, defteri bir taraftadır vs. Pabucu bir tarafa gider, pantolonu bir taraftadır, çantası bir tarafta, defteri bir taraftadır vs.

Bu, çocuğun intizama girdiğinin mühim bir göstergesidir.Bu, çocuğun intizama girdiğinin mühim bir göstergesidir. Bunu başka okullarda okuyan çocuklarda göremezsiniz. Görmüyorsunuzdur, görmeyeceksinizdir.Bunu başka okullarda okuyan çocuklarda göremezsiniz. Görmüyorsunuzdur, görmeyeceksinizdir. Çünkü başka okullarda eğitimin içine aşk karıştırılmıyor, sevgi, iman karıştırılmıyor. Çünkü başka okullarda eğitimin içine aşk karıştırılmıyor, sevgi, iman karıştırılmıyor.

İmanın karıştırılmadığı bir eğitimin, aşk-ı ilâhînin karıştırılmadığı bir eğitimin, İmanın karıştırılmadığı bir eğitimin, aşk-ı ilâhînin karıştırılmadığı bir eğitimin, Allah yolunda hizmet duygusunun karıştırılmadığı bir ilmin faydası yok! Bunu bilin! Allah yolunda hizmet duygusunun karıştırılmadığı bir ilmin faydası yok! Bunu bilin!

Ben üniversitede yirmi yedi sene hocalık yaptım. Ben üniversitede yirmi yedi sene hocalık yaptım. Profesör oldum, emekli oldum, ayrıldım. Üniversitedeki eğitimi faydalı görmediğim için ayrıldım!Profesör oldum, emekli oldum, ayrıldım. Üniversitedeki eğitimi faydalı görmediğim için ayrıldım! Üniversitedeki eğitim bana daha faydalı gibi gelseydi ben bugün karşınızda değildim,Üniversitedeki eğitim bana daha faydalı gibi gelseydi ben bugün karşınızda değildim, hâlen İlâhiyat Fakültesi'nde profesördüm.hâlen İlâhiyat Fakültesi'nde profesördüm. Emrimde kaç tane kürsü, kaç tane asistan vardı, bölüm başkanıydım. Emrimde kaç tane kürsü, kaç tane asistan vardı, bölüm başkanıydım. Ben, İlâhiyat Fakültesi'ndeki eğitim faydalı değil diye oradan ayrıldım! Neden? Ben, İlâhiyat Fakültesi'ndeki eğitim faydalı değil diye oradan ayrıldım!

Neden?

Muhterem kardeşlerim! Kuru eğitimin faydası yoktur. Kuru bilgi insana bir şey kazandırmaz.Muhterem kardeşlerim!

Kuru eğitimin faydası yoktur. Kuru bilgi insana bir şey kazandırmaz.
Okuma yazma bilmeyen cahil bir millete okuma yazmayı öğretirseniz; Okuma yazma bilmeyen cahil bir millete okuma yazmayı öğretirseniz; okuma yazma bilen bir cahil millet elde edersiniz.okuma yazma bilen bir cahil millet elde edersiniz. Bilgisi az olan bir millete birçok bilgiyi öğretirseniz; birçok bilgiye sahip cahil bir millet elde edersiniz.Bilgisi az olan bir millete birçok bilgiyi öğretirseniz; birçok bilgiye sahip cahil bir millet elde edersiniz. Ârif bir millet elde edemezsiniz, kâmil bir millet elde edemezsiniz. Muhterem kardeşlerim! Ârif bir millet elde edemezsiniz, kâmil bir millet elde edemezsiniz.

Muhterem kardeşlerim!

Bu bilgiyi başka yerde başkaları söylemez, başkaları bunu bilmez. İmanla yetiştireceksiniz! Bu bilgiyi başka yerde başkaları söylemez, başkaları bunu bilmez. İmanla yetiştireceksiniz!

Sahâbe-i kirâmın hiçbirisi fakülte mezunu değildi, diploma sahibi değildi. Sahâbe-i kirâmın hiçbirisi fakülte mezunu değildi, diploma sahibi değildi. Ama gelmiş ve gelecek evliyâullahın en büyükleri oldular. Bunu unutmayın!Ama gelmiş ve gelecek evliyâullahın en büyükleri oldular. Bunu unutmayın! Mühim olan Allah'ın evliyâsı olmaktır, profesör olmak değildir.Mühim olan Allah'ın evliyâsı olmaktır, profesör olmak değildir. Ben profesör olduğum için söylüyorum. Profesör olmadan söyleseydim; "Elde edememiş…Ben profesör olduğum için söylüyorum. Profesör olmadan söyleseydim; "Elde edememiş… Tilki, ulaşamadığı üzüme koruk der, onun için beğenmiyor…" derdiniz.Tilki, ulaşamadığı üzüme koruk der, onun için beğenmiyor…" derdiniz. Ben üniversitede profesörlük yaptım. Ben üniversitede profesörlük yaptım. Üniversitedeki profesörlüğü bilirim ve üniversitedeki profesörleri bilirim. Onların içinden yetiştim.Üniversitedeki profesörlüğü bilirim ve üniversitedeki profesörleri bilirim. Onların içinden yetiştim. Onların geçtiği yoldan geçtim, onları biliyorum. İlâhiyat Fakültesi bile insana bir şey sağlamaz.Onların geçtiği yoldan geçtim, onları biliyorum.

İlâhiyat Fakültesi bile insana bir şey sağlamaz.
İmam-Hatip okulları da sağlamaz, sağlamıyor, sağlamadı da! İmam-Hatip okulları da sağlamaz, sağlamıyor, sağlamadı da!

Çocuğunuz İmam-Hatip okulundan mezun olur; Cuma kılmaz, namazdan kaçar, gusülsüz gezer… Çocuğunuz İmam-Hatip okulundan mezun olur; Cuma kılmaz, namazdan kaçar, gusülsüz gezer…

Neden? Bilginin içine iman, Allah korkusu, takvâ karışmadığı için! İlim önemsiz değildir.Neden?

Bilginin içine iman, Allah korkusu, takvâ karışmadığı için!

İlim önemsiz değildir.
metinde yokmetinde yok Ama takvâsız ilmin faydası yoktur, faydasız ilmin zararı vardır.Ama takvâsız ilmin faydası yoktur, faydasız ilmin zararı vardır. Âhirette vebaldir. el-'İlmü bilâ 'amelin vebâlün. Âhirette vebaldir.

el-'İlmü bilâ 'amelin vebâlün.

"Gel bakalım, sen bu kadar laf biliyordun da niye bunları uygulamadın? "Gel bakalım, sen bu kadar laf biliyordun da niye bunları uygulamadın? Niye bu ilminle âmil olmadın?!.." diye Allah soracağı için faydasız ilim insana vebaldir. Niye bu ilminle âmil olmadın?!.." diye Allah soracağı için faydasız ilim insana vebaldir.

Muhterem kardeşlerim! Onun için esas olan insanlara takvâyı, faydalı ilimi, imanı öğretmektir. Muhterem kardeşlerim!

Onun için esas olan insanlara takvâyı, faydalı ilimi, imanı öğretmektir.

İmanı öğretmezseniz adam papaz olur, papa olur; yine bir şey olmaz.İmanı öğretmezseniz adam papaz olur, papa olur; yine bir şey olmaz. Hoca olur, müftü olur, Diyanet İşleri başkanı olur; yine bir şey olmaz. Vallahi olmaz!Hoca olur, müftü olur, Diyanet İşleri başkanı olur; yine bir şey olmaz. Vallahi olmaz! Olmayanları biliyorum. Vallahi de billahi de olmaz. Olmuyor. Olmayanları biliyorum. Vallahi de billahi de olmaz. Olmuyor.

Diyanet İşleri başkanı olmuştur; din adamları sevmez, yaka silker! Neden? Diyanet İşleri başkanı olmuştur; din adamları sevmez, yaka silker!

Neden?

Eksiği var. Diyanet İşleri başkanı olmak hüner değildir, Eksiği var. Diyanet İşleri başkanı olmak hüner değildir, paşa olmak hüner değildir; insan olmak önemlidir! Bizim kültürümüzde öyle güzel bir söz var ki; paşa olmak hüner değildir; insan olmak önemlidir!

Bizim kültürümüzde öyle güzel bir söz var ki;

"A evladım! Ben sana paşa olamazsın, sadrazam olamazsın demedim ki! "A evladım! Ben sana paşa olamazsın, sadrazam olamazsın demedim ki! Adam olamazsın, dedim. Adam olmamışsın!" diyor. Adam olmak, er kişi olmak önemlidir. Adam olamazsın, dedim. Adam olmamışsın!" diyor.

Adam olmak, er kişi olmak önemlidir.

Erenler demek; "erler, er kişi, ricâlullah, evliyâullah" demektir.Erenler demek; "erler, er kişi, ricâlullah, evliyâullah" demektir. Evliyâ olmadıktan sonra, Allah'ın sevgisini kazanamadıktan sonra dünya makamlarının hepsi boştur. Evliyâ olmadıktan sonra, Allah'ın sevgisini kazanamadıktan sonra dünya makamlarının hepsi boştur.

Şahın makamına özeniyor musunuz, istiyor musunuz? Şahın makamına özeniyor musunuz, istiyor musunuz? İran Şahı Şah Rızâ-i Pehlevî, İran tacının tahtının bilmem kaçıncı bin yılının kutlamasını yapmıştı. İran Şahı Şah Rızâ-i Pehlevî, İran tacının tahtının bilmem kaçıncı bin yılının kutlamasını yapmıştı. Hiç içinizde onun gibi bahtlı olan bir şah olmak isteyen var mı? Yok! Hiç içinizde onun gibi bahtlı olan bir şah olmak isteyen var mı?

Yok!

Mısır hükümdarı olmak ister misiniz? Hayır! Mısır hükümdarı olmak ister misiniz?

Hayır!

Falanca reisicumhur gibi, filanca adam gibi, filanca başkan gibi olmak ister misiniz? Falanca reisicumhur gibi, filanca adam gibi, filanca başkan gibi olmak ister misiniz?

Hayır! Allah'ın sevgili kulu olmak önemlidir. Gerisi boştur, hepsi gelip geçicidir. Hayır! Allah'ın sevgili kulu olmak önemlidir. Gerisi boştur, hepsi gelip geçicidir.

Hiçbir şeyi küçümsemiyorum. Elektriği küçümsemiyorum, otomobili küçümsemiyorum,Hiçbir şeyi küçümsemiyorum. Elektriği küçümsemiyorum, otomobili küçümsemiyorum, bir mühendisin yaptığı güzel bir eseri küçümsemiyorum.bir mühendisin yaptığı güzel bir eseri küçümsemiyorum. Canberra'nın planının güzelliğini küçümsemiyorum, parklarını bahçelerini küçümsemiyorum…Canberra'nın planının güzelliğini küçümsemiyorum, parklarını bahçelerini küçümsemiyorum… Ama insanın âhiret saadetini kazanmasına yetmez, kâfi değil ve sonunda pişman olur.Ama insanın âhiret saadetini kazanmasına yetmez, kâfi değil ve sonunda pişman olur. Bütün bu insanların hepsi sonunda âhirette pişman olacaklar. Bütün bu insanların hepsi sonunda âhirette pişman olacaklar.

Asıl hüner âhirette pişman olmayacak şekilde ömrü geçirmektir. Yine aynı şeyler yapılabilir.Asıl hüner âhirette pişman olmayacak şekilde ömrü geçirmektir. Yine aynı şeyler yapılabilir. Mü'min bir mimar yine böyle bir şehir planı yapabilir.Mü'min bir mimar yine böyle bir şehir planı yapabilir. Mü'min bir doktor yine birtakım ilaçlar bulabilir.Mü'min bir doktor yine birtakım ilaçlar bulabilir. Mü'min bir icatçı yine elektrikli cihazlar icat yapabilir.Mü'min bir icatçı yine elektrikli cihazlar icat yapabilir. Ama O icadından dolayı değildir değeri, mü'min olmasından dolayıdır.Ama O icadından dolayı değildir değeri, mü'min olmasından dolayıdır. Onun için tahkikî imana, hakiki imana, insanın hareketlerine yön veren, Onun için tahkikî imana, hakiki imana, insanın hareketlerine yön veren, insanın hayatında tercihlerinin hayır tarafına ağırlığını koyan imana yönelik eğitim yapmak lazımdır. insanın hayatında tercihlerinin hayır tarafına ağırlığını koyan imana yönelik eğitim yapmak lazımdır. Bu, okulların hiçbirinde verilmiyor. Bu, okulların hiçbirinde verilmiyor.

Üniversitelerde dersi öğretiliyor. Ortaokullarda dersleri öğretiliyor.Üniversitelerde dersi öğretiliyor. Ortaokullarda dersleri öğretiliyor. Çocuklar ana babalarına; "Şurayı imzala, şu derse girmek istiyorum." diyor.Çocuklar ana babalarına; "Şurayı imzala, şu derse girmek istiyorum." diyor. Ondan sonra uygulama yapıyorlar. Sadece bilgiyle de kalmıyor, uygulama yapıyorlar.Ondan sonra uygulama yapıyorlar. Sadece bilgiyle de kalmıyor, uygulama yapıyorlar. Biliyorsunuz, benim anlatmama lüzum yok. Avustralya'nın hâlini biliyorsunuz. Biliyorsunuz, benim anlatmama lüzum yok. Avustralya'nın hâlini biliyorsunuz. Avustralya'daki yüznumaralarda yazılan yazılara bakın, çizilen şekillere, resimlere bakın!Avustralya'daki yüznumaralarda yazılan yazılara bakın, çizilen şekillere, resimlere bakın! Bunların iç âlemlerinin, özel âlemlerinin nasıl olduğunu göreceksiniz. Bunların iç âlemlerinin, özel âlemlerinin nasıl olduğunu göreceksiniz.

Bir AIDS'li, AIDS hastası, dişi ağrıdığı için hastaneye gelmiş. Bir AIDS'li, AIDS hastası, dişi ağrıdığı için hastaneye gelmiş. Hiçbir dişçi dişini çekmeye yanaşmamış. Hepsi kaçmış. Neden? Hiçbir dişçi dişini çekmeye yanaşmamış. Hepsi kaçmış.

Neden?

AIDS hastalığı bana bulaşabilir diye korkusundan! AIDS hastalığı bana bulaşabilir diye korkusundan!

Eldivenini giy, tıp vazifeni yap. Hani hiç kimsenin hizmetinden kaçmıyordun! Kaçıyor. Eldivenini giy, tıp vazifeni yap. Hani hiç kimsenin hizmetinden kaçmıyordun! Kaçıyor.

Muhterem kardeşlerim! Küfür, ahlâksızlık; AIDS'ten daha fenadır! Muhterem kardeşlerim!

Küfür, ahlâksızlık; AIDS'ten daha fenadır!
Bir insan mü'min olarak nasıl olsa eceli geldiği zaman ölecek. Bir insan mü'min olarak nasıl olsa eceli geldiği zaman ölecek. Ama kâfir olarak istediği kadar, bin yıl yaşasa kıymeti yok. Bilmem anlatabiliyor muyum?Ama kâfir olarak istediği kadar, bin yıl yaşasa kıymeti yok. Bilmem anlatabiliyor muyum? İşin can damarı, önemli olan noktası mü'min olmaktır, hakiki imana sahip olmaktır. İşin can damarı, önemli olan noktası mü'min olmaktır, hakiki imana sahip olmaktır. Kalbinin iman dolu olması, kafasının mü'min olmasıdır.Kalbinin iman dolu olması, kafasının mü'min olmasıdır. Nefsinin müslüman olması, nefsinin mutmainne makamına ulaşmasıdır.Nefsinin müslüman olması, nefsinin mutmainne makamına ulaşmasıdır. Takvâ ehli olmasıdır. Allah'ın sevgisini kazanması, öyle yaşamasıdır. Takvâ ehli olmasıdır. Allah'ın sevgisini kazanması, öyle yaşamasıdır.

Böyle insanlar fuzulî insanlar mıdır, dünyada boşa mı yaşamışlar? Hayır. Böyle insanlar fuzulî insanlar mıdır, dünyada boşa mı yaşamışlar?

Hayır.
Cihana ışık saçmışlardır. Cihana ışık saçmışlardır. Milyonlarca insanın dünya ve âhiret saadetini kazanmasına vesile olmuşlardır.Milyonlarca insanın dünya ve âhiret saadetini kazanmasına vesile olmuşlardır. Dünyanın da mâmur olmasına âhiretin de mâmur olmasına sebep olmuşlardır. Dünyanın da mâmur olmasına âhiretin de mâmur olmasına sebep olmuşlardır. Beldeler onlarla mâmur olmuştur. İyi işleri yapan insanlar onların rahle-i tedrîsinde yetişmiştir. Beldeler onlarla mâmur olmuştur. İyi işleri yapan insanlar onların rahle-i tedrîsinde yetişmiştir. Onlar sadece mânen değil maddeten de insanlığa en büyük faydayı sağlamışlardır. Onlar sadece mânen değil maddeten de insanlığa en büyük faydayı sağlamışlardır.

Bir Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin bütün Osmanlı medeniyetindeBir Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin bütün Osmanlı medeniyetinde en büyük katkısı vardır, en büyük tesiri vardır, bütün Osmanlı münevverlerinde etkisi vardır!en büyük katkısı vardır, en büyük tesiri vardır, bütün Osmanlı münevverlerinde etkisi vardır! Bir Yunus Emre'nin bütün Osmanlı toplumunda her iyi insana müspet etkisi vardır! Bir Yunus Emre'nin bütün Osmanlı toplumunda her iyi insana müspet etkisi vardır! İyi iş yapmasına tesiri vardır! Onun için çocuklarımızı mü'min yetiştirmek en önemli şeydir! İyi iş yapmasına tesiri vardır! Onun için çocuklarımızı mü'min yetiştirmek en önemli şeydir!

Ben birkaç sene önce Sydney'de arkadaşlara konuşma yaparken demiştim ki; Ben birkaç sene önce Sydney'de arkadaşlara konuşma yaparken demiştim ki; "İnsanın yaşamak için gıdaya ihtiyacı var, suya ihtiyacı var, havaya, oksijene ihtiyacı var."İnsanın yaşamak için gıdaya ihtiyacı var, suya ihtiyacı var, havaya, oksijene ihtiyacı var. Ama ben bunların hepsinden daha mühim olan bir şeyin önemini belirtmek,Ama ben bunların hepsinden daha mühim olan bir şeyin önemini belirtmek, size hatırlatmak istiyorum: Bir insanın hocaya ihtiyacı;size hatırlatmak istiyorum: Bir insanın hocaya ihtiyacı; gıdaya, suya, havaya, güneşe olan ihtiyacından fazladır!" gıdaya, suya, havaya, güneşe olan ihtiyacından fazladır!"

Allah razı olsun. Sydneyliler meseleyi anladılar. Hoca elde etmek için çalışmalar yaptılar. Allah razı olsun. Sydneyliler meseleyi anladılar. Hoca elde etmek için çalışmalar yaptılar. Herhalde hocalarının faydalarını da gördüler, görecekler.Herhalde hocalarının faydalarını da gördüler, görecekler. Dünyada da görecekler âhirette de faydalarını görecekler. Dünyada da görecekler âhirette de faydalarını görecekler.

Evlatlarınıza iyi elbise almak, çocuklarınıza iyi oyuncak almak önemli değil. Evlatlarınıza iyi elbise almak, çocuklarınıza iyi oyuncak almak önemli değil. Çocuklarınızı iyi yetiştirmek zorundasınız.Çocuklarınızı iyi yetiştirmek zorundasınız. Bu okullara çocuklarınızı verirseniz çocuklarınızı kaybedersiniz. Bu okullara çocuklarınızı verirseniz çocuklarınızı kaybedersiniz. Çocuklarınızı kendiniz yetiştireceksiniz.Çocuklarınızı kendiniz yetiştireceksiniz. "Kendiniz" derken şunu kastediyorum; imanı bilen, imanı yaşayan, İslâm'a hizmet etmek isteyen, "Kendiniz" derken şunu kastediyorum; imanı bilen, imanı yaşayan, İslâm'a hizmet etmek isteyen, âşık-ı sâdık hocaların elinde yetişecek. Öyle yetişirse çocuklardan hayır gelir. âşık-ı sâdık hocaların elinde yetişecek. Öyle yetişirse çocuklardan hayır gelir.

Ben diplomanın önemi olmadığını ilk defa kendi çocuklarımın üzerinde uyguladım.Ben diplomanın önemi olmadığını ilk defa kendi çocuklarımın üzerinde uyguladım. Benim büyük kızımı ilkokuldan sonra bir yere gönderdim.Benim büyük kızımı ilkokuldan sonra bir yere gönderdim. Dikiş nakış öğrensin, hanım olsun, ev işlerini öğrensin diye Akşam Kız Sanat Okulu'na gönderdim. Dikiş nakış öğrensin, hanım olsun, ev işlerini öğrensin diye Akşam Kız Sanat Okulu'na gönderdim. Orada da rahat edemedi. Çünkü oraya zıpır kadınlar, zibidi kadınlar geliyor.Orada da rahat edemedi. Çünkü oraya zıpır kadınlar, zibidi kadınlar geliyor. "Niçin başını örtüyorsun? Niye manto giyiyorsun? Ne varmış? Niye boyanmıyorsun?.." "Niçin başını örtüyorsun? Niye manto giyiyorsun? Ne varmış? Niye boyanmıyorsun?.." filan diye kızımı hep böyle taciz ettiler. filan diye kızımı hep böyle taciz ettiler.

Sonunda biz Ankara'da, mahallemizde özel bir Kur'an kursu açtık. Özel bir okul açtık. Sonunda biz Ankara'da, mahallemizde özel bir Kur'an kursu açtık. Özel bir okul açtık. Özel, devlet destekli değil! Diploma yok. Diploma olmasın, dedim! Olmasın! Diplomasız olsun.Özel, devlet destekli değil! Diploma yok. Diploma olmasın, dedim! Olmasın! Diplomasız olsun. Bizim bir sürü diplomamız var, ne var yani? Duvarı dolduracak kadar diplomam var, ne olacak?Bizim bir sürü diplomamız var, ne var yani? Duvarı dolduracak kadar diplomam var, ne olacak? Bir sürü diplomam var. Olmasın, dedim. Okul açtık!Bir sürü diplomam var. Olmasın, dedim.

Okul açtık!
Bu okulda en iyi, en takvâ ehli hoca hanımlar çocuklara ders verdiler. En mücahid kızlar yetişti. Bu okulda en iyi, en takvâ ehli hoca hanımlar çocuklara ders verdiler. En mücahid kızlar yetişti. Ondan sonra o kızlar okul açtılar, her yerde faydalı oldular, büyük işler gördüler.Ondan sonra o kızlar okul açtılar, her yerde faydalı oldular, büyük işler gördüler. Özel! Diploması yok. Sonunda maddî bir [belgesi] yok. Ama çok iyi insanlar yetişti.Özel! Diploması yok. Sonunda maddî bir [belgesi] yok. Ama çok iyi insanlar yetişti. Aynı şeyi biz erkeklerle ilgili eğitim çalışmalarında da gördük. Aynı şeyi biz erkeklerle ilgili eğitim çalışmalarında da gördük.

Bizim dinî grubumuz olarak bir okulda toplandık.Bizim dinî grubumuz olarak bir okulda toplandık. O okuldan yetişen çocukların hepsi bugün İslâmî konularda Türkiye'de en büyük hizmetleri yapıyorlar.O okuldan yetişen çocukların hepsi bugün İslâmî konularda Türkiye'de en büyük hizmetleri yapıyorlar. Meşhur insanlar oldular ve çok güzel hizmetler yapıyorlar.Meşhur insanlar oldular ve çok güzel hizmetler yapıyorlar. Başka bir okulda, başka bir fakültede daha temerküz ettik, toplandık, grup olduk.Başka bir okulda, başka bir fakültede daha temerküz ettik, toplandık, grup olduk. –Devletin müessesesi idi. Birisi akademiydi birisi özel yüksekokuldu.– Akademide de toplandık.–Devletin müessesesi idi. Birisi akademiydi birisi özel yüksekokuldu.– Akademide de toplandık. Akademinin müdürü profesör arkadaşımız, ben oranın üyelerinden; başkaları oralardan vs.Akademinin müdürü profesör arkadaşımız, ben oranın üyelerinden; başkaları oralardan vs. Oradan yetişen çocuklar da hâlen çok büyük hizmetler yapıyorlar.Oradan yetişen çocuklar da hâlen çok büyük hizmetler yapıyorlar. Hatta bizim vakıflarımızda şimdi bazı şirketlerimizin genel müdürleri orada yetişmiş çocuklardır. Hatta bizim vakıflarımızda şimdi bazı şirketlerimizin genel müdürleri orada yetişmiş çocuklardır.

Eğitime yapılan yatırım en hayırlı yatırımdır! Eğitime yapılan yatırım en hayırlı yatırımdır! İyi insan yetiştirmek için yaptığınız gayretler size en büyük faydayı sağlayacak!İyi insan yetiştirmek için yaptığınız gayretler size en büyük faydayı sağlayacak! Hayır yapmak istiyorsanız, zenginleriniz hayır yapmak istiyorsa, paranızı bu işe verin! Hayır yapmak istiyorsanız, zenginleriniz hayır yapmak istiyorsa, paranızı bu işe verin!

En akıllı çocuğunuza dinî tahsil yaptırın! En akıllı çocuğunuza dinî tahsil yaptırın!

"Evladım sen maddî endişe çekme, merak etme, ben sana daire de alacağım. "Evladım sen maddî endişe çekme, merak etme, ben sana daire de alacağım. Otomobil de alacağım, maaş da bağlayacağım. Yeter ki sen iyi müslüman ol, takvâ ehli ol!.." diyeOtomobil de alacağım, maaş da bağlayacağım. Yeter ki sen iyi müslüman ol, takvâ ehli ol!.." diye en akıllı çocuklarınızı ayırın; "Sen en akılısın, en uslusun, en zekisin; en akıllı çocuklarınızı ayırın; "Sen en akılısın, en uslusun, en zekisin; seni dinî sahada yetiştirmek istiyorum." diye ayırın seni dinî sahada yetiştirmek istiyorum." diye ayırın ve bu müesseselere ne yönden faydalı olabilirseniz olun! ve bu müesseselere ne yönden faydalı olabilirseniz olun!

Mustafa Aydın kardeşimiz servis işlerinde, mutfak işlerinde faydalı olacakmış.Mustafa Aydın kardeşimiz servis işlerinde, mutfak işlerinde faydalı olacakmış. Onu düşünmüş, orada faydalı olmuş. Herkes ne yapabilirse yapsın.Onu düşünmüş, orada faydalı olmuş. Herkes ne yapabilirse yapsın. Bu müeseseler sizi ve evlatlarınızı kurtaracaktır. Dünya ve âhirette mutluluğa erdirecektir.Bu müeseseler sizi ve evlatlarınızı kurtaracaktır. Dünya ve âhirette mutluluğa erdirecektir. Bunları yapmazsanız siz de sorumluluk altında kalacaksınız evlatlarınız da elden çıkacak. Bunları yapmazsanız siz de sorumluluk altında kalacaksınız evlatlarınız da elden çıkacak.

İster misiniz siz cennete gitseniz bile İster misiniz siz cennete gitseniz bile zebanilerin zincirlere bağlamış olduğu haldezebanilerin zincirlere bağlamış olduğu halde evlatlarınız gözünüzün önünde sürüklene sürüklene cehenneme atılsın!evlatlarınız gözünüzün önünde sürüklene sürüklene cehenneme atılsın! Evlatlarınızın saçından, ayağından çekiştirile çekiştirile cehenneme savrulup atılmasını, Evlatlarınızın saçından, ayağından çekiştirile çekiştirile cehenneme savrulup atılmasını, cayır cayır yanmasını ister misiniz? İstemezsiniz.cayır cayır yanmasını ister misiniz? İstemezsiniz. Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki; Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruyor ki;

Kû enfüseküm ve ehlîküm nâran. "Kendilerinizi ve evlatlarınızı cehennem ateşinden koruyun!" Kû enfüseküm ve ehlîküm nâran. "Kendilerinizi ve evlatlarınızı cehennem ateşinden koruyun!"

Cehennem ateşi nasıl? Ve kûduhe'n-nâsu ve'l-hicâratü.Cehennem ateşi nasıl?

Ve kûduhe'n-nâsu ve'l-hicâratü.
"İçinde yanan insanlar ve taşlardır, insanların ve taşların cayır cayır yandığı cemennem!" "İçinde yanan insanlar ve taşlardır, insanların ve taşların cayır cayır yandığı cemennem!"

"Taş yanar mı?" Taşkömürü nasıl yanıyor?!.. "Taş yanar mı?"

Taşkömürü nasıl yanıyor?!..

"İnsanların ve taşların yakıt olarak yandığı cehennem ateşinden,"İnsanların ve taşların yakıt olarak yandığı cehennem ateşinden, cayır cayır yanan o müthiş ateşten kendilerinizi ve evlatlarınızı koruyun!" diyor. cayır cayır yanan o müthiş ateşten kendilerinizi ve evlatlarınızı koruyun!" diyor.

Allah size bir görev veriyor, görevinizi unutmayın.Allah size bir görev veriyor, görevinizi unutmayın. Allahu Teâlâ hazretleri sizlere hakkı hak olarak göstersin.Allahu Teâlâ hazretleri sizlere hakkı hak olarak göstersin. Hakkı yapmanızı, işlemenizi nasip eylesin. Bâtılı bâtıl olarak göstersin.Hakkı yapmanızı, işlemenizi nasip eylesin. Bâtılı bâtıl olarak göstersin. Bâtıldan korunmanızı nasip eylesin. Bâtıldan korunmanızı nasip eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yeminle söylüyor: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz yeminle söylüyor:

Vellezî nefsî bi-yedihî. "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki Vellezî nefsî bi-yedihî. "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun ki hayır vermekten, sadaka vermekten –vallahi– mal eksilmez!" hayır vermekten, sadaka vermekten –vallahi– mal eksilmez!"

"Hocam paracıklar gidecek, marklar, dolarlar, Avustralya dolarları…" "Hocam paracıklar gidecek, marklar, dolarlar, Avustralya dolarları…"

Peygamber Efendimiz "Vallahi eksilmez!" diyor, inanmıyor musun? Peygamber Efendimiz "Vallahi eksilmez!" diyor, inanmıyor musun? Eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlühû demedin mi? Vallahi eksilmez! Eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlühû demedin mi? Vallahi eksilmez!

"Ama nasıl eksilmeyecek? Ben para vereceğim, benim malım eksilmeyecek…" "Ama nasıl eksilmeyecek? Ben para vereceğim, benim malım eksilmeyecek…"

Yahu Allah başka taraftan daha fazla verir, on mislini verir!.. Yahu Allah başka taraftan daha fazla verir, on mislini verir!..

Muhterem kardeşlerim! Ben size kendimden misal vereyim:Muhterem kardeşlerim!

Ben size kendimden misal vereyim:
Ben Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi'ne gidince benim lisedeki hocalarım bana acımışlar;Ben Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi'ne gidince benim lisedeki hocalarım bana acımışlar; "Vah yahu! Zeki çocuk, niye Edebiyat Fakültesi'ne gitti? Teknik üniversiteye gitseydi ya!" demişler. "Vah yahu! Zeki çocuk, niye Edebiyat Fakültesi'ne gitti? Teknik üniversiteye gitseydi ya!" demişler. Ben de gitmek istedim ama Allah bir şeyi oldurmayınca engelliyor.Ben de gitmek istedim ama Allah bir şeyi oldurmayınca engelliyor. Büyüklerimizin duasıyla bizim yolumuz başka tarafa çevrilmiş demek ki ben oraya gittim.Büyüklerimizin duasıyla bizim yolumuz başka tarafa çevrilmiş demek ki ben oraya gittim. Edebiyat Fakültesi'ne gittim. Ne öğrendim? Edebiyat Fakültesi'ne gittim.

Ne öğrendim?

Arap Dili ve Edebiyatı, İran Dili ve Edebiyatı; Arapça ve Farsça öğrendim, bu kadar! Bu nedir? Arap Dili ve Edebiyatı, İran Dili ve Edebiyatı; Arapça ve Farsça öğrendim, bu kadar!

Bu nedir?

Anahtar, ilimlerin anahtarı! Arap dili, Arapça yazılmış kitapların anahtarıdır.Anahtar, ilimlerin anahtarı! Arap dili, Arapça yazılmış kitapların anahtarıdır. Farsça, Farsça yazılmış kitapların anahtarı;Farsça, Farsça yazılmış kitapların anahtarı; Mesnevi'nin anahtarı, Gülistân'ın anahtarı, Nakşibendî literatürünün anahtarı… Mesnevi'nin anahtarı, Gülistân'ın anahtarı, Nakşibendî literatürünün anahtarı… Benim elime Allah tarafından iki tane anahtar geldi. Benim elime Allah tarafından iki tane anahtar geldi.

Sonra İlâhiyat Fakültesi'nde asistan oldum.Sonra İlâhiyat Fakültesi'nde asistan oldum. 375 lira maaş alıyordum, 175 lirasını kiraya veriyordum.375 lira maaş alıyordum, 175 lirasını kiraya veriyordum. Günde 845 kuruş harcamam gerekiyordu. Bir kilo et 12 liraydı. Günde 845 kuruş harcamam gerekiyordu. Bir kilo et 12 liraydı. Ay sonuna ekmek alacak paramız kalmıyordu. Ay sonuna ekmek alacak paramız kalmıyordu. Ben de babamlara, abimlere; "Benim paraya pula ihtiyacım var…" demiyordum, sabrediyordum. Ben de babamlara, abimlere; "Benim paraya pula ihtiyacım var…" demiyordum, sabrediyordum.

Niye bunu anlatıyorum? Bakın sonra ne oldu: Benim bugün milyarlık mülklerim var! Niye bunu anlatıyorum?

Bakın sonra ne oldu: Benim bugün milyarlık mülklerim var!

Nasıl oldu? Ağabeyim, İstanbul'dan bana telefon etti: Nasıl oldu?

Ağabeyim, İstanbul'dan bana telefon etti:

"Esad, biz dağ başında bir arsa alıyoruz. Sen de katıl." "Esad, biz dağ başında bir arsa alıyoruz. Sen de katıl."

"Olur, katılayım ağabey, baş üstüne." Büyük ağabey, baba gibidir, hürmet etmek lazım. "Olur, katılayım ağabey, baş üstüne."

Büyük ağabey, baba gibidir, hürmet etmek lazım.

"Peki ağabeyciğim." Ben o asistan maaşıyla bir arsaya ortak oldum. "Peki ağabeyciğim."

Ben o asistan maaşıyla bir arsaya ortak oldum.
9-10 veya 11 kişi, bir dağın başında bir büyük arsa aldık.9-10 veya 11 kişi, bir dağın başında bir büyük arsa aldık. Dağ ama Çamlıca, İstanbul'un Çamlıca'sı! Sıradan bir yer değil! Ama ağabeyim dedi ki; Dağ ama Çamlıca, İstanbul'un Çamlıca'sı! Sıradan bir yer değil!

Ama ağabeyim dedi ki;

"Bak buradan bir arazi alıyoruz ama belki ev yapmaya müsaade etmezler." "Bak buradan bir arazi alıyoruz ama belki ev yapmaya müsaade etmezler."

Etmezlerse ne yapalım, çayır bizim olur. Çayırda otururuz, etrafını çeviririz.Etmezlerse ne yapalım, çayır bizim olur. Çayırda otururuz, etrafını çeviririz. Çamlıca'nın çayırında bir arazimiz var, deriz. Ona da razıyız. Çünkü parası az! Çamlıca'nın çayırında bir arazimiz var, deriz. Ona da razıyız. Çünkü parası az!

Aldık. Parselasyon yapıldı.Aldık. Parselasyon yapıldı. Ben Ankara'dayım, bir şeyden haberim yok. Kura çekilecek. Ben Ankara'dayım, bir şeyden haberim yok. Kura çekilecek. Arkadaşlardan, zengin ortaklardan bir yaşlı amca demiş ki;Arkadaşlardan, zengin ortaklardan bir yaşlı amca demiş ki; "Bana şu köşe havadar parseli, en yukarıda en manzaralı yeri verin!"Bana şu köşe havadar parseli, en yukarıda en manzaralı yeri verin! Ben buraya daha çok para veririm, sizin yükünüz hafifler." "Olur, verelim." Ben buraya daha çok para veririm, sizin yükünüz hafifler."

"Olur, verelim."

Oğlu demiş ki; "Ben babamın yanındaki şu güzel parseli alırsam Oğlu demiş ki;

"Ben babamın yanındaki şu güzel parseli alırsam
ben de ortaya para koyarım, sizin yükünüz biraz daha hafifler." "Olur." ben de ortaya para koyarım, sizin yükünüz biraz daha hafifler."

"Olur."

Ona da orası ona da orası derken benim ağabeyim demiş ki; Ona da orası ona da orası derken benim ağabeyim demiş ki;

"Yahu herkes en beğendiği yerleri alsın, en beğenilmeyen iki tanesi bize kalsın!" "Yahu herkes en beğendiği yerleri alsın, en beğenilmeyen iki tanesi bize kalsın!"

Ağabeyim biraz enteresan bir insandır; "En kötüsü bize kalsın!" demiş. Ağabeyim biraz enteresan bir insandır; "En kötüsü bize kalsın!" demiş.

En kötü hangisi? Aşağıda, manzarası olmayan! Bayır, en manzaralı yerdekiler satıldı.En kötü hangisi?

Aşağıda, manzarası olmayan! Bayır, en manzaralı yerdekiler satıldı.
En aşağıdaki iki arsa bize kaldı. Ağabeyim dedi ki; En aşağıdaki iki arsa bize kaldı.

Ağabeyim dedi ki;

"Aşağıdaki küçük arsa benim olsun, onun üstündeki büyük arsa senin olsun."Aşağıdaki küçük arsa benim olsun, onun üstündeki büyük arsa senin olsun. Çünkü sen ilim adamısın, komşularla belki uğraşamazsın. Şu arsa senin olsun…" Çünkü sen ilim adamısın, komşularla belki uğraşamazsın. Şu arsa senin olsun…"

Benimki 1450 metrekare, onunki 1350 metrekare oldu. Benimki 1450 metrekare, onunki 1350 metrekare oldu. Çoğunu bana verdi. Komşuya bitişik olanını kendisi aldı, bana emniyetli yerdeki arsayı verdi. Çoğunu bana verdi. Komşuya bitişik olanını kendisi aldı, bana emniyetli yerdeki arsayı verdi.

Bizim arsalar uzun; uzunluğu 70 metre kadar. Eni dar, uzun, iki tane biçimsiz, yamuk arsa!Bizim arsalar uzun; uzunluğu 70 metre kadar. Eni dar, uzun, iki tane biçimsiz, yamuk arsa! Ondan sonra bir zaman geldi, ağabeyimden haber geldi: Ondan sonra bir zaman geldi, ağabeyimden haber geldi:

"Müteahhitler bu arsaya talipler, ev yapmak istiyorlar. Verir misin?" "Müteahhitler bu arsaya talipler, ev yapmak istiyorlar. Verir misin?"

"Ben vermek istemem. "Ben vermek istemem. Benim Çamlıca'da, kendi başıma, bir buçuk dönümlük bir yerim olacak; bana yeter. Benim Çamlıca'da, kendi başıma, bir buçuk dönümlük bir yerim olacak; bana yeter. Kulübe yaparım, karavan çekerim, orada otururum. Ne lüzumu var başkasını ortak etmeye?" dedim. Kulübe yaparım, karavan çekerim, orada otururum. Ne lüzumu var başkasını ortak etmeye?" dedim.

Ağabeyim dedi ki; "Olmaz. Sen buraya ev filan yapamazsın. Bunu verelim." Ağabeyim dedi ki;

"Olmaz. Sen buraya ev filan yapamazsın. Bunu verelim."

"Peki ağabey." Büyük ağabey, baba gibi hürmet etmek lazım. "Peki ağabey."

Büyük ağabey, baba gibi hürmet etmek lazım.

"Peki." Müteahhit belediyeye gitmiş, planları sunmuş. "Peki."

Müteahhit belediyeye gitmiş, planları sunmuş.
Bizim arsalara ikişer tane ev yapma hakkı veriyorlar!Bizim arsalara ikişer tane ev yapma hakkı veriyorlar! Öteki arsaların hepsine birer tane ev yapma hakkı, bize ikişer tane!Öteki arsaların hepsine birer tane ev yapma hakkı, bize ikişer tane! Müteahhitle anlaşmışlar. Yüzde 40 müteahhide verilecek, yüzde 60 bizde olacak.Müteahhitle anlaşmışlar. Yüzde 40 müteahhide verilecek, yüzde 60 bizde olacak. Müteahhit sonra vaziyet idare etmiyor filan diye mırın kırın etmiş. Müteahhit sonra vaziyet idare etmiyor filan diye mırın kırın etmiş.

"Peki, yüzde 50 olsun" demiş. Ağabeyim acayip dedim ya; "Peki, yüzde 50 olsun." "Peki, yüzde 50 olsun" demiş. Ağabeyim acayip dedim ya; "Peki, yüzde 50 olsun."

Yüzde 50 oldu! Müteahhit bize haber gönderiyor: "Evlerinizi yapıyoruz. Yüzde 50 oldu! Müteahhit bize haber gönderiyor:

"Evlerinizi yapıyoruz.
Evde oturur musunuz oturmaz mısınız?" "Oturmayız. Ne yapalım dağın başında,Evde oturur musunuz oturmaz mısınız?"

"Oturmayız. Ne yapalım dağın başında,
dağın başındaki yerde oturup ne yapacağız? Oturmayız." diyoruz. Yine bir haber geliyor: dağın başındaki yerde oturup ne yapacağız? Oturmayız." diyoruz.

Yine bir haber geliyor:

"Bu evde oturacak mısınız oturmayacak mısınız?" "Oturmayız." Sonra bizim hacı hanım dedi ki; "Bu evde oturacak mısınız oturmayacak mısınız?"

"Oturmayız."

Sonra bizim hacı hanım dedi ki;

"Yahu şu evleri bir görelim. Neyin nesi bunlar; arsamız nerede, evimiz nerede, haberimiz yok!" "Yahu şu evleri bir görelim. Neyin nesi bunlar; arsamız nerede, evimiz nerede, haberimiz yok!"

Bir çivi çakmış değiliz. Evler bitti. Para da vermiş değiliz çivi de çakmış değiliz. Kalktık gittik. Bir çivi çakmış değiliz. Evler bitti. Para da vermiş değiliz çivi de çakmış değiliz. Kalktık gittik.

Evleri gördük, nerdeyse sırtüstü düşüp bayılacaktık! Pembe köşkler! Kocaman!Evleri gördük, nerdeyse sırtüstü düşüp bayılacaktık! Pembe köşkler! Kocaman! 395 metrekare tripleks villa! İki tane bana, iki tane müteahhide.395 metrekare tripleks villa! İki tane bana, iki tane müteahhide. Müteahhit de kârda ben de beleşte!Müteahhit de kârda ben de beleşte! 395'er metrekarelik iki tane tripleks, manzaralı Çamlıca villası bende! 395'er metrekarelik iki tane tripleks, manzaralı Çamlıca villası bende!

Ben buna para mı verdim? Hayır. Ben buna para mı verdim?

Hayır.

Çamlıca Tepesi'ne gökten güm diye ağır bir şey düştü.Çamlıca Tepesi'ne gökten güm diye ağır bir şey düştü. Bir de baktık, bizim arsaya iki tane pembe köşk düşmüş meğer!Bir de baktık, bizim arsaya iki tane pembe köşk düşmüş meğer! Gökten köşk düştü. Ben buna para vermedim. Muhterem kardeşlerim! Gökten köşk düştü. Ben buna para vermedim.

Muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri dilerse bir insanı bir anda zengin eder, padişah eder!Allahu Teâlâ hazretleri dilerse bir insanı bir anda zengin eder, padişah eder! Eskilerden birisi; "Fermân fermâ-yı şâhî eyler." Diyor, şahlık makamına alır. Eskilerden birisi; "Fermân fermâ-yı şâhî eyler." Diyor, şahlık makamına alır. Dilerse de bir insanı şahlık makamından tepetaklak düşürür,Dilerse de bir insanı şahlık makamından tepetaklak düşürür, kapı kapı dolaşan bir dilenci hâline getirir. Kâdir mi? kapı kapı dolaşan bir dilenci hâline getirir.

Kâdir mi?

Hepsine kâdir! Mülk O'nundur, egemenlik O'nundur, izzet, nusret, yardım, zenginlik O'nundur.Hepsine kâdir! Mülk O'nundur, egemenlik O'nundur, izzet, nusret, yardım, zenginlik O'nundur. Zengin eden, fakir eden O'dur, yaşatan, öldüren O'dur. Bunu bilen bilir, bilmeyen hesap verir.Zengin eden, fakir eden O'dur, yaşatan, öldüren O'dur. Bunu bilen bilir, bilmeyen hesap verir. Çok hesap yapan da çok şaşırır, çok bilen çok yanılır! Çok hesap yapan da çok şaşırır, çok bilen çok yanılır!

Hesabı nasıl yapmak lazım? Allah'ın rızasını düşünmek, Allah yolunda yürümek lazım. Hesabı nasıl yapmak lazım?

Allah'ın rızasını düşünmek, Allah yolunda yürümek lazım.

Siz de Allah'ın rızasını düşünün! es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû! el-Fâtiha! Siz de Allah'ın rızasını düşünün!

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû!

el-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2