Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

Deccalın Çıkışı ve Ahir Zamanda Beklenen Olaylar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Şevvâl 1414 / 24.03.1994

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Üç Çocuk Beşikteyken Konuşacak, Biz Aklımızı Başımıza Toplayacağız, Dünya Melundur, Kim Allah'a Tevekkül Ederse Allah Ona Yeter | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Deccalın Çıkışı ve Ahir Zamanda Beklenen Olaylar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Şevvâl 1414 / 24.03.1994

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Üç Çocuk Beşikteyken Konuşacak, Biz Aklımızı Başımıza Toplayacağız, Dünya Melundur, Kim Allah'a Tevekkül Ederse Allah Ona Yeter | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ muhammedin el-Hamdülillahi rabbi'l-âlemîn. Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmain ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve âlihî ve sahbihî ecmain ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd: Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullahEmmâ ba'd:

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah
ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve şerre'l-umûri muhdesâtuhâ ve külle muhdesetin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-sennedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-sennedi'l-muttasılı ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

İnne'd-deccâle hâricun ve innehû a'veru ayni'ş-şimâli ve aleyhâ zafretün galîzatün İnne'd-deccâle hâricun ve innehû a'veru ayni'ş-şimâli ve aleyhâ zafretün galîzatün ve innehû yübriü'l-ekmehe ve'l-ebrasa ve yuhyi'l-mevtâ ve innehû yübriü'l-ekmehe ve'l-ebrasa ve yuhyi'l-mevtâ ve yekûlu li'n-nâsi ene rabbuküm fe men kâle ente rabbî fe kad fütineve yekûlu li'n-nâsi ene rabbuküm fe men kâle ente rabbî fe kad fütine ve men kâle rabbiyallâhu hattâ yemûte alâ zâlike fe kad usime min fitneti'd-deccâlve men kâle rabbiyallâhu hattâ yemûte alâ zâlike fe kad usime min fitneti'd-deccâl ve lâ fitnete aleyhi ve lâ azâbe feyelbesü fi'l-ardi mâşâallah sümme yecîu ise'bnü meryemve lâ fitnete aleyhi ve lâ azâbe feyelbesü fi'l-ardi mâşâallah sümme yecîu ise'bnü meryem min kıbeli'l-mağribi musaddıkan bi-muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme min kıbeli'l-mağribi musaddıkan bi-muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme ve alâ milletihî ve yaktulü'd-deccâle sümme innemâ hüve kıyâmü's-sâati. ve alâ milletihî ve yaktulü'd-deccâle sümme innemâ hüve kıyâmü's-sâati.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Çok değerli, sevgili, kıymetli kardeşlerim! Çok değerli, sevgili, kıymetli kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun.Allahu Teâlâ hazretleri cümlenizden razı olsun. Cümlenizi sevdiği kulları zümresine dâhil eylesin, iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin. Cümlenizi sevdiği kulları zümresine dâhil eylesin, iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin.

Peygamber-i Zîşânımızın mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet, Peygamber-i Zîşânımızın mübarek hadîs-i şerîflerinden bir demet, bir miktar okuyup izahıyla meşgul olmak üzere bu mübarek mescitte toplanmış bulunuyoruz. bir miktar okuyup izahıyla meşgul olmak üzere bu mübarek mescitte toplanmış bulunuyoruz. Allahu Teâlâ hazretleri bizi şefaat-i uzmâ-i nebeviyyeye nail eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi şefaat-i uzmâ-i nebeviyyeye nail eylesin. Âhirette bizi ona komşu eylesin. Ömrümüzü sünnet-i seniyesine bağlı olarak geçirmeyi eylesin. Âhirette bizi ona komşu eylesin. Ömrümüzü sünnet-i seniyesine bağlı olarak geçirmeyi eylesin.

Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 97. Sayfası Râmûzü'l-ehâdîs kitabımızın 97. Sayfası

Bu hadîs-i şerîflerin izahına başlamadan önce Bu hadîs-i şerîflerin izahına başlamadan önce başta Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin ruh-i pâkinebaşta Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin ruh-i pâkine bizlerden bir hediye-i Kur'aniye olsun diye; bizlerden bir hediye-i Kur'aniye olsun diye; sonra onun âl'ine, ashâbına, etbâına, ahbâbına, cümle sâdât ve meşayih-i turuk-u âliyemizin sonra onun âl'ine, ashâbına, etbâına, ahbâbına, cümle sâdât ve meşayih-i turuk-u âliyemizin ervâh-i tayyibelerine, hasseten Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî hazretlerinin ruhuna; ervâh-i tayyibelerine, hasseten Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî hazretlerinin ruhuna; eserini okuduğumuz Gümüşhanevî Ahmed Ziyaeddin Efendimiz'in ruhuna; eserini okuduğumuz Gümüşhanevî Ahmed Ziyaeddin Efendimiz'in ruhuna; bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına;bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin ruhlarına; uzaktan yakından bu dersi dinlemeye gelen kıymetli kardeşlerimizin,uzaktan yakından bu dersi dinlemeye gelen kıymetli kardeşlerimizin, cemaatimizin geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun, ruhları şâd olsun, makamları âlâ olsun diye;cemaatimizin geçmişlerinin ruhlarına hediye olsun, ruhları şâd olsun, makamları âlâ olsun diye; bizler de Mevlâ'mızın sevdiği kullar olalım, Rabbimiz'in huzuruna sevdiği, bizler de Mevlâ'mızın sevdiği kullar olalım, Rabbimiz'in huzuruna sevdiği, razı olduğu kullar olarak varalım, cennetiyle cemaliye müşerref olalım diye razı olduğu kullar olarak varalım, cennetiyle cemaliye müşerref olalım diye bir Fâtiha, on bir İhlâs-ı Şerîfe okuyalım, öyle başlayalım. bir Fâtiha, on bir İhlâs-ı Şerîfe okuyalım, öyle başlayalım.

Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:

"Deccal hiç şüphe yok ki çıkacaktır!" "Deccal hiç şüphe yok ki çıkacaktır!"

Arapça'da ism-i fail siygası kullanılırsa "istikbalde olacak" mânasına gelir.Arapça'da ism-i fail siygası kullanılırsa "istikbalde olacak" mânasına gelir. Hâricun, "çıkıcıdır" demek ama "çıkan" demek. Hâricun, "çıkıcıdır" demek ama "çıkan" demek.

İnne'd-deccâle hâricun. "Deccal çıkandır!" denmez, "Deccal çıkacaktır." denir, İnne'd-deccâle hâricun. "Deccal çıkandır!" denmez, "Deccal çıkacaktır." denir, istikbal mânası ifade eder.istikbal mânası ifade eder. Deccal çıkacak. Peygamber Efendimiz'in zamanında yok, âhir zamana doğru deccal çıkacak. Deccal çıkacak. Peygamber Efendimiz'in zamanında yok, âhir zamana doğru deccal çıkacak.

"Hiç şüphe yok ki deccal çıkacak!" "Hiç şüphe yok ki deccal çıkacak!"

Bu konuda çeşit çeşit laflar söyleyen bazı mezhepler var. Bu konuda çeşit çeşit laflar söyleyen bazı mezhepler var. Mesela Mutezile, Cehmiye ve Haricîler bu hususta inat etmişler, Mesela Mutezile, Cehmiye ve Haricîler bu hususta inat etmişler, kabul etmemişler, çeşitli laflar söylemişler.kabul etmemişler, çeşitli laflar söylemişler. Bizi onlar ilgilendirmez. Biz Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyesini takip ediyoruz, Bizi onlar ilgilendirmez. Biz Peygamber Efendimiz'in sünnet-i seniyesini takip ediyoruz, hadîs-i şerîflerine sarılıyoruz.hadîs-i şerîflerine sarılıyoruz. Biz aşırı, yanlış fırkaların [içinde, yolunda] değiliz. Biz aşırı, yanlış fırkaların [içinde, yolunda] değiliz.

Hadîs-i şerîfi Ahmed b. Hanbel, Taberanî ve daha başka kaynaklar rivayet etmişler.Hadîs-i şerîfi Ahmed b. Hanbel, Taberanî ve daha başka kaynaklar rivayet etmişler. Peygamber Efendimiz diyor ki; "Deccal çıkacak, deccalin çıkması olacak!" Peygamber Efendimiz diyor ki; "Deccal çıkacak, deccalin çıkması olacak!"

Ve innehû a'veru ayni'ş-şimâli. "Onun sol gözü şaşıdır!" Biliyorsunuz şaşmak, "sapmak" demek. Ve innehû a'veru ayni'ş-şimâli. "Onun sol gözü şaşıdır!"

Biliyorsunuz şaşmak, "sapmak" demek.
Şaşı da gözü sapmış insana derler.Şaşı da gözü sapmış insana derler. Normal insanda İki göz birbirine eşit olarak hareket eder. Normal insanda İki göz birbirine eşit olarak hareket eder. Bu tarafa dönerse ikisi birden döner, o tarafa dönerse ikisi birden döner. Bu tarafa dönerse ikisi birden döner, o tarafa dönerse ikisi birden döner. Birisi bu dönüşü ötekisine ayak uyduramadan yapamazsa, uydurmadan yaparsaBirisi bu dönüşü ötekisine ayak uyduramadan yapamazsa, uydurmadan yaparsa veyahut yapamazsa o zaman ona şaşı diyoruz; şaştı, veyahut yapamazsa o zaman ona şaşı diyoruz; şaştı, normal yapması gereken işten saptı, demek oluyor. normal yapması gereken işten saptı, demek oluyor.

Doktorlar, tıp doktorları daha iyi bilir, biz tabip değiliz; iki göz saptığı zaman, Doktorlar, tıp doktorları daha iyi bilir, biz tabip değiliz; iki göz saptığı zaman, aynı yere bakmadığı zaman iki tane görüntü oluyor, ayrıca bir göz zamanla körleşirmiş.aynı yere bakmadığı zaman iki tane görüntü oluyor, ayrıca bir göz zamanla körleşirmiş. Eşit aynı yere bakmadıkları için beyinde karışıklık oluyor,Eşit aynı yere bakmadıkları için beyinde karışıklık oluyor, olmasın diye herhalde bir tanesi devre dışı kalıyor. olmasın diye herhalde bir tanesi devre dışı kalıyor.

Deccalin sol gözü şaşıdır. Belki de sol gözü kör olacak! Deccalin sol gözü şaşıdır. Belki de sol gözü kör olacak!

Aleyhâ zafretün galîzatün. "Gözünün üzerinde kalın bir perde vardır!" Aleyhâ zafretün galîzatün. "Gözünün üzerinde kalın bir perde vardır!"

Tafra da deniliyor zafre de deniliyor, gözde olan perdeye verilen isimmiş. Tafra da deniliyor zafre de deniliyor, gözde olan perdeye verilen isimmiş. Galiba katarakt da öyle bir şey. Galiba katarakt da öyle bir şey.

Ve innehû yübriü'l-ekmehe ve'l-ebrasa. "Deccal bazı amansız hastalıkları iyi ediyor!" Ve innehû yübriü'l-ekmehe ve'l-ebrasa. "Deccal bazı amansız hastalıkları iyi ediyor!"

Ne yapıyor? Gözsüzü, körü görme durumuna getiriyor ve abraş, Ne yapıyor?

Gözsüzü, körü görme durumuna getiriyor ve abraş,
baras illeti denilen ve öyle olana abras denilen baras illeti denilen ve öyle olana abras denilen -ciltte alaca hastalığı diyorlar- [hastaları iyileştiriyor]. -ciltte alaca hastalığı diyorlar- [hastaları iyileştiriyor].

Cilt kanserleşiyor, kansere dönüyor, sonra insanı öldürüyor da.Cilt kanserleşiyor, kansere dönüyor, sonra insanı öldürüyor da. Amansız bir hastalık! Fazla Güneşten oluyor. Amansız bir hastalık! Fazla Güneşten oluyor. Arap diyarlarında güneş daha fazla olduğundan çok oluyor. Arap diyarlarında güneş daha fazla olduğundan çok oluyor. Bu, o zaman tedavisi bilinmeyen o hastalığı da iyi ediyor. Bu, o zaman tedavisi bilinmeyen o hastalığı da iyi ediyor. Deccal birtakım bir şeyler yapıyor, yapacak. Deccal birtakım bir şeyler yapıyor, yapacak.

Ekmeh kelimesinin izahına baktım, "kör" demek ama anadan doğma kör. Ekmeh kelimesinin izahına baktım, "kör" demek ama anadan doğma kör. Hani insanın bazen sonradan gözüne bir sebepten görmezlik geliyor. Hani insanın bazen sonradan gözüne bir sebepten görmezlik geliyor. Öyle değil, anadan doğma körü iyi ediyor. Bu daha büyük bir başarı! Öyle değil, anadan doğma körü iyi ediyor. Bu daha büyük bir başarı! Anadan doğma görme kabiliyeti olmayan, ekmeh denilen Anadan doğma görme kabiliyeti olmayan, ekmeh denilen -bu hastalığa tutulmuş insana ekmeh deniliyor, sonu 't' harfi ile- [kişileri] iyi ediyor. -bu hastalığa tutulmuş insana ekmeh deniliyor, sonu 't' harfi ile- [kişileri] iyi ediyor. Bak ne işler başarıyor, deccalin böyle hünerleri olacak! Bak ne işler başarıyor, deccalin böyle hünerleri olacak!

Ve yuhyi'l-mevtâ. "Ölüyü, ölmüşü diriltecek!" Tabi, Ve yuhyi'l-mevtâ. "Ölüyü, ölmüşü diriltecek!" Tabi,

Vallâhu yuhyî ve yumît. Vallâhu yuhyî ve yumît. "Hayatı veren, hayatı alan; insanı yaşatan, öldüren Allah'tır!" "Hayatı veren, hayatı alan; insanı yaşatan, öldüren Allah'tır!"

Şifayı veren de Allah'tır! Allah Şâfi'dir, Muâfi'dir; şifayı, âfiyeti veren Allah'tır! Şifayı veren de Allah'tır! Allah Şâfi'dir, Muâfi'dir; şifayı, âfiyeti veren Allah'tır! Ama bazen doktoru vesile ediyor, doktor vasıtasıyla şifa geliyor;Ama bazen doktoru vesile ediyor, doktor vasıtasıyla şifa geliyor; bazen ilacı vesile ediyor, ilaç vasıtasıyla şifa geliyor;bazen ilacı vesile ediyor, ilaç vasıtasıyla şifa geliyor; bazen duayı vesile ediyor, insan duayla şifa buluyor; bazen de hepsini yapıyor, olmuyor. bazen duayı vesile ediyor, insan duayla şifa buluyor; bazen de hepsini yapıyor, olmuyor. Şifayı veren, vermeyen Allah! Ama bazen birisini vesile ediyor, Şifayı veren, vermeyen Allah! Ama bazen birisini vesile ediyor, oluyor, tabi, selahiyet verirse olur. oluyor, tabi, selahiyet verirse olur.

İsa aleyhisselam da mucize olarak ölüleri diriltti, zor olan bir şey! İsa aleyhisselam da, İsa aleyhisselam da mucize olarak ölüleri diriltti, zor olan bir şey! İsa aleyhisselam da, Allah selahiyeti verdi, ölüyü diriltti, peygamber olarak o mucizeyi gösterdi. Allah selahiyeti verdi, ölüyü diriltti, peygamber olarak o mucizeyi gösterdi. Abras illetini, baras illetine tutulmuş abrası da o iyi etti. Abras illetini, baras illetine tutulmuş abrası da o iyi etti. Yine anadan doğma körü de o iyi etti. Yine anadan doğma körü de o iyi etti. Allah'ın ona verdiği, sevgisinden dolayı verdiği mucize bu. Allah'ın ona verdiği, sevgisinden dolayı verdiği mucize bu. Peygambere verdiği mucize, evliyâsına verdiği keramet! Peygambere verdiği mucize, evliyâsına verdiği keramet!

Demek ki müsaade edince, Allah'ın izniyle böyle şeyler kullar, yaratıklar tarafından yapılabiliyor.Demek ki müsaade edince, Allah'ın izniyle böyle şeyler kullar, yaratıklar tarafından yapılabiliyor. Müsaade etmese, Allah izin vermese, Allah'ın izni, müsaadesi, lütfu olmasa kılını kıpırdatamaz, Müsaade etmese, Allah izin vermese, Allah'ın izni, müsaadesi, lütfu olmasa kılını kıpırdatamaz, kimse bir şey yapamaz. kimse bir şey yapamaz. Çöp kıpırdamaz, yaprak kımıldamaz, rüzgâr esmez, insan nefes alamaz, hiçbir şey olmaz! Çöp kıpırdamaz, yaprak kımıldamaz, rüzgâr esmez, insan nefes alamaz, hiçbir şey olmaz! Hatta her şey yok olur. Allah'ın müsaadesiyle, izin vermesiyle oluyor. Hatta her şey yok olur. Allah'ın müsaadesiyle, izin vermesiyle oluyor.

Bak sen! Bir de ölüyü diriltiyor. Ve yekûlu li'n-nâsi ene rabbuküm. Bak sen! Bir de ölüyü diriltiyor.

Ve yekûlu li'n-nâsi ene rabbuküm.
"İnsanlara da dönüyor, 'Ben sizin Rabbinizim.' diyor!" "İnsanlara da dönüyor, 'Ben sizin Rabbinizim.' diyor!"

Deccal'in dediğine bak, "Ben sizin Rabbinizim." diyor. Deccal'in dediğine bak, "Ben sizin Rabbinizim." diyor. Anadan doğma gözsüzü görür hâle getirdi,Anadan doğma gözsüzü görür hâle getirdi, amansız hastalığa tutulmuş abrası iyi etti, ölüyü diriltti...amansız hastalığa tutulmuş abrası iyi etti, ölüyü diriltti... Bazısı olağanüstü şeyi görünce yanlış bir fikre kapılabilir, kapılmamak lazım! Bazısı olağanüstü şeyi görünce yanlış bir fikre kapılabilir, kapılmamak lazım!

Zaten hristiyanların da aklı başında olanlarına soruyorsun: Zaten hristiyanların da aklı başında olanlarına soruyorsun:

"Niye Hz. İsa'ya tanrı diyorsunuz, tapınıyorsunuz; Allah'ın bir peygamberi!" Diyorlar ki; "Niye Hz. İsa'ya tanrı diyorsunuz, tapınıyorsunuz; Allah'ın bir peygamberi!" Diyorlar ki;

"Olağanüstü şeyler yapmış!" "Olağanüstü şeyler yapmak Hz. İsa'dan evvel de var; "Olağanüstü şeyler yapmış!"

"Olağanüstü şeyler yapmak Hz. İsa'dan evvel de var;
İbrahim aleyhisselam da yaptı, Nuh aleyhisselam da yaptı. İbrahim aleyhisselam da yaptı, Nuh aleyhisselam da yaptı. Öbür peygamberlerin de mucizeleri var, bilmiyor değilsiniz ki!Öbür peygamberlerin de mucizeleri var, bilmiyor değilsiniz ki! Öteki değil de niye bunu böyle yapıyorsunuz?" Öteki değil de niye bunu böyle yapıyorsunuz?"

Saçma! İnsanların bu saçmalığa düşmemesi lazım!Saçma! İnsanların bu saçmalığa düşmemesi lazım! Aklını başına alıp, edebini takınıp Allah'ın yolundan ayrılmaması lazım! Aklını başına alıp, edebini takınıp Allah'ın yolundan ayrılmaması lazım! Allah şaşırtmasın! Bak sen! "Ben sizin Rabbinizim." diyecek. Allah şaşırtmasın!

Bak sen! "Ben sizin Rabbinizim." diyecek.

Fe men kâle ente rabbî fe kad fütine. Fe men kâle ente rabbî fe kad fütine. Deccale kim 'Sen bunları yapıyorsun, demek ki sen benim Rabbimsin!' derseDeccale kim 'Sen bunları yapıyorsun, demek ki sen benim Rabbimsin!' derse deccalin tuzağına düşmüş, fitneye uğramış, fitnede mahvolmuş olur!" deccalin tuzağına düşmüş, fitneye uğramış, fitnede mahvolmuş olur!"

Demeyecek. Aklını başına toplayacak, demeyecek! Ne diyecek? Demeyecek. Aklını başına toplayacak, demeyecek!

Ne diyecek?

Ve men kâle rabbiyallâhu. "'Benim Rabbim Allah!' diyecek!" Ve men kâle rabbiyallâhu. "'Benim Rabbim Allah!' diyecek!"

"Sen kim oluyorsun be! Olağanüstü bir şey yapıyorsan yaparsın, "Sen kim oluyorsun be! Olağanüstü bir şey yapıyorsan yaparsın, ben ona karışmam, Allah müsaade etmiştir, yapıyorsun; Benim Rabbim Allah!" diyecek. ben ona karışmam, Allah müsaade etmiştir, yapıyorsun; Benim Rabbim Allah!" diyecek. Bunu unutmayın. Rabbiyallâh, Rabbunallâh. Bunu unutmayın.

Rabbiyallâh, Rabbunallâh.
Bizim Rabbimiz Allah! Karşımızdaki ne kadar hüner gösterse Rabbimiz Allah! ona aldanmayız, kanmayız. Bizim Rabbimiz Allah! Karşımızdaki ne kadar hüner gösterse Rabbimiz Allah! ona aldanmayız, kanmayız.

Bazı hünerli insanlar, hokkabazlar bazı hünerler gösteriyor; nasıl yaptığını anlayamıyorsun. Bazı hünerli insanlar, hokkabazlar bazı hünerler gösteriyor; nasıl yaptığını anlayamıyorsun. Masanın üstüne silindir şapkasını, melon şapkasını koyuyor, şapkanın içini dışını gösteriyor,Masanın üstüne silindir şapkasını, melon şapkasını koyuyor, şapkanın içini dışını gösteriyor, masanın altını üstünü gösteriyor. masanın altını üstünü gösteriyor. Ondan sonra kolunu sıvıyor, şapkanın içinden tavşan çıkartıyor,Ondan sonra kolunu sıvıyor, şapkanın içinden tavşan çıkartıyor, güvercin çıkartıyor, güvercini uçuruyor vs. Etrafı dolduruyor. güvercin çıkartıyor, güvercini uçuruyor vs. Etrafı dolduruyor.

Bu şapkadan nasıl çıktı? Bir tuzağı, hilesi var ama anlaşılmıyor. Bu şapkadan nasıl çıktı?

Bir tuzağı, hilesi var ama anlaşılmıyor.
Bu hilesiz değil; hileyle, göz boyamayla oluyor ama yapıyorlar. Bu hilesiz değil; hileyle, göz boyamayla oluyor ama yapıyorlar. Kanmayacağız! Ne diyeceğiz? Rabbiyallâh. "Benim Rabbim Allah!" diyeceğiz. Kanmayacağız!

Ne diyeceğiz?

Rabbiyallâh. "Benim Rabbim Allah!" diyeceğiz.
Vefalı kul, akıllı kul olacağız; bizi yaratan, yaşatan Rabbimiz'iVefalı kul, akıllı kul olacağız; bizi yaratan, yaşatan Rabbimiz'i ne olursa olsun bırakmayacağız, terk etmeyeceğiz. ne olursa olsun bırakmayacağız, terk etmeyeceğiz.

Ne olmuş? Kadıncağız kucağına yavrusunu almış. Ne olmuş?

Kadıncağız kucağına yavrusunu almış.
Annenin yavrusuna sevgisi ne kadar çoktur, Allah ne kadar büyük sevgi vermiştir.Annenin yavrusuna sevgisi ne kadar çoktur, Allah ne kadar büyük sevgi vermiştir. Annesi mü'min, çocuk kucağında. O devrin hükümdarı da ona diyor ki; Annesi mü'min, çocuk kucağında. O devrin hükümdarı da ona diyor ki;

"Dininden dön! Hak dini bırak, kâfirliğe, müşrikliğe, "Dininden dön! Hak dini bırak, kâfirliğe, müşrikliğe, bâtıl dine gel, yanlışa gel!.." diye tazyik yapıyor.bâtıl dine gel, yanlışa gel!.." diye tazyik yapıyor. Bu da bir imtihan! Her devirde insanlar imtihan oluyor.Bu da bir imtihan! Her devirde insanlar imtihan oluyor. Her devirde, her yerde! Allah saklasın, Allah bizi zorlu imtihanlara uğratmasın. Her devirde, her yerde! Allah saklasın, Allah bizi zorlu imtihanlara uğratmasın.

Bosna'da yaşasaydık ne yapacaktık? Çeçenistan'da yaşasaydık ne yapacaktık?.. Çok zor.Bosna'da yaşasaydık ne yapacaktık? Çeçenistan'da yaşasaydık ne yapacaktık?.. Çok zor. Hiçbir şeye karışmayan da yanıyor karışan da yanıyor. Hiçbir şeye karışmayan da yanıyor karışan da yanıyor. Allah'ın bir imtihanı! Böyle şeylere fitne, imtihan diyoruz. Allah'ın bir imtihanı! Böyle şeylere fitne, imtihan diyoruz. Hiçbir şey yapamazsın! Geniş hendek kazmışlar, içine odunu atmışlar, Hiçbir şey yapamazsın!

Geniş hendek kazmışlar, içine odunu atmışlar,
ateşi tutuşturmuşlar. ateşi tutuşturmuşlar. Hendeğin başına Adamları getiriyorlar: "Dininden dön!" "Dönmeyeceğim." Hendeğin başına Adamları getiriyorlar:

"Dininden dön!"

"Dönmeyeceğim."

Ateşin içine itiyorlar! Aşağısı ateş çukuru, fırın gibi yanıyor; ateşin içine atıyorlar, Ateşin içine itiyorlar! Aşağısı ateş çukuru, fırın gibi yanıyor; ateşin içine atıyorlar, orada cayır cayır yanıyor, artık çıkamaz da!orada cayır cayır yanıyor, artık çıkamaz da! insan yanınca can havliyle zıplar ama çukur derin, içi de ateş dolu;insan yanınca can havliyle zıplar ama çukur derin, içi de ateş dolu; ittiler mi aşağıda cayır cayır, bağıra bağıra ölüyor! ittiler mi aşağıda cayır cayır, bağıra bağıra ölüyor!

Kadın oraya kadar gelmiş: "Dininden dön!" diyorlar. Kadın mü'mine, mü'min kadın. Kadın oraya kadar gelmiş:

"Dininden dön!" diyorlar. Kadın mü'mine, mü'min kadın.

"Acaba, bu yavrumu kurtarmak için şunların laflarını deyiversem mi? "Acaba, bu yavrumu kurtarmak için şunların laflarını deyiversem mi? Ben yanacağım neyse ne de şu zavallı yavru yanmasın!.." Zor bir durum! Ben yanacağım neyse ne de şu zavallı yavru yanmasın!.." Zor bir durum!

Bu hadiseyi de Peygamber Efendimiz anlatıyor, diyor ki; Bu hadiseyi de Peygamber Efendimiz anlatıyor, diyor ki;

"Üç çocuk beşikteyken konuşmuştur: Birisi Hz. İsa. "Üç çocuk beşikteyken konuşmuştur: Birisi Hz. İsa.

"Bir rahip iftiraya uğradı, onun masum olduğunu söylemek için Cüreyc isimli birisinin sözü. "Bir rahip iftiraya uğradı, onun masum olduğunu söylemek için Cüreyc isimli birisinin sözü.

Bir kadın; "Bu bebek bu âbidden oldu." dedi. Yalan! Bir kadın;

"Bu bebek bu âbidden oldu." dedi. Yalan!

Halk da onu öldürecek! "Vay utanmaz, arlanmaz! Halk da onu öldürecek! "Vay utanmaz, arlanmaz! Sen dindar, âbid, zahid, rahip geçiniyorsun; Sen dindar, âbid, zahid, rahip geçiniyorsun; sen buradan evlenmeden çocuk sahibi olmuşsun ha!" diye öldürecekler. sen buradan evlenmeden çocuk sahibi olmuşsun ha!" diye öldürecekler.

O çocuk kalktı, bebekken; "Benim babam filanca çobandır!" dedi. O çocuk kalktı, bebekken; "Benim babam filanca çobandır!" dedi.

Hz. İsa ne dedi? Kâle innî abdullâhi. Âtâniye'l-kitâbe ve cealenî nebiyyâ. "Ben Allah'ın kuluyum.Hz. İsa ne dedi?

Kâle innî abdullâhi. Âtâniye'l-kitâbe ve cealenî nebiyyâ. "Ben Allah'ın kuluyum.
Allah bana kitap indirecek, beni peygamber yapacak! Anama laf söylemeyin!" dedi. Allah bana kitap indirecek, beni peygamber yapacak! Anama laf söylemeyin!" dedi.

Çünkü Meryem validemiz cennetlik hatunlardan bir hatun, Çünkü Meryem validemiz cennetlik hatunlardan bir hatun, ona laf söyletmemek için Allah onu konuşturdu. ona laf söyletmemek için Allah onu konuşturdu.

Bir de bu çocuk konuştu. Tam anası tereddüt geçirirken; Bir de bu çocuk konuştu. Tam anası tereddüt geçirirken;

"Acaba çocuğumu kurtarmak için şu zorlayan heriflere 'Evet, sizin dediğiniz gibi!' diyeyim mi?" "Acaba çocuğumu kurtarmak için şu zorlayan heriflere 'Evet, sizin dediğiniz gibi!' diyeyim mi?"

İçi demeyecek ama, ne yapsın, çocuğu kurtarmak için desin mi?! Çocuk dile geldi; İçi demeyecek ama, ne yapsın, çocuğu kurtarmak için desin mi?! Çocuk dile geldi;

"Anneciğim dininden dönme! Aman anneciğim, aman imanını kaybetme!" dedi. "Anneciğim dininden dönme! Aman anneciğim, aman imanını kaybetme!" dedi.

Muhterem kardeşlerim! Bu çok mühim! Muhterem kardeşlerim!

Bu çok mühim!

Allah bizi zorlu imtihanlara tâbi tutmasın amaAllah bizi zorlu imtihanlara tâbi tutmasın ama Allah'ın kulluğu gibi büyük şerefli kulluk yoktur, rütbe yoktur, Allah'ın kulluğu gibi büyük şerefli kulluk yoktur, rütbe yoktur, rütbelerin en yükseği Allah'ın kulu olmaktır!rütbelerin en yükseği Allah'ın kulu olmaktır! Generallik vs. rütbe değildir, en yüksek rütbe Allah'ın sevgili kulu olmaktır! Generallik vs. rütbe değildir, en yüksek rütbe Allah'ın sevgili kulu olmaktır!

Rabbiyallâh; Benim Rabbim Allah, ben onun kuluyum!" Rabbiyallâh; Benim Rabbim Allah, ben onun kuluyum!"

"Yâ Rabbi! Benim senin kulun olmam bana şeref olarak yeter,"Yâ Rabbi! Benim senin kulun olmam bana şeref olarak yeter, senin benim Rabbim olman bana izzet olarak yeter!" diyor Hz. Ali Efendimiz. senin benim Rabbim olman bana izzet olarak yeter!" diyor Hz. Ali Efendimiz.

ne güzel söz söylüyor. Sen kimin kulusun? Allah'ın! Bu şeref bize yeter! ne güzel söz söylüyor.

Sen kimin kulusun?

Allah'ın!

Bu şeref bize yeter!

Senin Rabbin kim? Allah! Senin Rabbin kim?

Allah!

Bu izzet, bu devlet, saadet, bu mertebe hepimize yeter! Çok güzel! Bu izzet, bu devlet, saadet, bu mertebe hepimize yeter! Çok güzel!

Şeytanın oyunları vardır, dünyanın fitneleri, Şeytanın oyunları vardır, dünyanın fitneleri, hayatın, kaderin cilveleri vardır; deccalin de fitnesi var!hayatın, kaderin cilveleri vardır; deccalin de fitnesi var! O da olağanüstü birkaç şeyi yapıyor, ondan sonra da diyor ki; O da olağanüstü birkaç şeyi yapıyor, ondan sonra da diyor ki;

"Ben sizin Rabbiniz'im!" "Sen benim Rabbimsin." diyen deccalin tuzağına düşmüş oluyor, "Ben sizin Rabbiniz'im!"

"Sen benim Rabbimsin." diyen deccalin tuzağına düşmüş oluyor,
fitnede kaybetmiş, mahvolmuş oluyor. fitnede kaybetmiş, mahvolmuş oluyor. Cehennemlik oluyor. Bu işin şakası yok! "Hayır, benim Rabbim Allah!" diyen kurtuluyor. Cehennemlik oluyor. Bu işin şakası yok! "Hayır, benim Rabbim Allah!" diyen kurtuluyor.

Hattâ yemûte alâ zâlike fekad usime min fitneti'd-deccâl. "Ölünceye kadar, 'Rabbim Allah!' demeye devam ettiği takdirde, Hattâ yemûte alâ zâlike fekad usime min fitneti'd-deccâl. "Ölünceye kadar, 'Rabbim Allah!' demeye devam ettiği takdirde, deccalin bu fitnesinden korunmuş olur!" deccalin bu fitnesinden korunmuş olur!"

İmtihan, fitne bu! Bu fitneden kendisini, paçasını kurtarmış olur. İmtihan, fitne bu!

Bu fitneden kendisini, paçasını kurtarmış olur.
"Ölünceye kadar!" diyor; demek ki sonunda ölüm bile olsa Rabbiyallah diyecek,"Ölünceye kadar!" diyor; demek ki sonunda ölüm bile olsa Rabbiyallah diyecek, "Rabbim deccal!" demeyecek, "Rabbim Allah!" diyecek. "Rabbim deccal!" demeyecek, "Rabbim Allah!" diyecek.

"Böyle deyince deccalin fitnesinden korunmuş olur!" "Böyle deyince deccalin fitnesinden korunmuş olur!"

Ve lâ fitnete aleyhi ve lâ azâbe.Ve lâ fitnete aleyhi ve lâ azâbe. "Artık ona başka bir imtihan, başka bir fitne, başka bir azap olmayacak!" "Artık ona başka bir imtihan, başka bir fitne, başka bir azap olmayacak!"

Muhterem kardeşlerim! Çünkü imtihanı başardı. Hayatı pahasına bile olsa doğru yolda yürüdü. Muhterem kardeşlerim!

Çünkü imtihanı başardı. Hayatı pahasına bile olsa doğru yolda yürüdü.
Hakta sapasağlam durdu. Hakta sapasağlam durdu.

Muhterem kardeşlerim! Ben her zaman söylüyorum, el açıyorum, diyorum ki; Muhterem kardeşlerim!

Ben her zaman söylüyorum, el açıyorum, diyorum ki;

"Yâ Rabbi, ben senin çok zayıf bir kulunum…" "Yâ Rabbi, ben senin çok zayıf bir kulunum…"

Hepimiz öyleyiz. Hepimiz zayıfıyız. Eski kuvvetli kullar, mübarek kullar gelmiş:Hepimiz öyleyiz. Hepimiz zayıfıyız. Eski kuvvetli kullar, mübarek kullar gelmiş: "Ver Allah'ım ver." demiş, "Dert verirsen ver, bela verirsen ver. "Ver Allah'ım ver." demiş, "Dert verirsen ver, bela verirsen ver. Yolundan dönmem!" demiş. Öyle diyenler çıkmış. Yolundan dönmem!" demiş. Öyle diyenler çıkmış.

Yunus Emre ne diyor? Eğer beni öldüreler Yunus Emre ne diyor?

Eğer beni öldüreler

Külüm göğe savuralar Külüm göğe savuralar

Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seni "Öldürseler, külümü de havalarda savursalar. Toprağım anda çağıra

Bana seni gerek seni

"Öldürseler, külümü de havalarda savursalar.
Toprağım, zerrelerim, küllerim 'Yâ Rabbi bana sen lazımsım, ben seni seviyorum,Toprağım, zerrelerim, küllerim 'Yâ Rabbi bana sen lazımsım, ben seni seviyorum, sen benim Rabbimsin!' der durur." diyor. sen benim Rabbimsin!' der durur." diyor.

Birisi de, o Allah için dememiş, başka bir sebeple demiş ama biraz kabadayılık yapmış. Birisi de, o Allah için dememiş, başka bir sebeple demiş ama biraz kabadayılık yapmış.

Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin Dönersem kahpeyim millet yolunda azîmetten. Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin

Dönersem kahpeyim millet yolunda azîmetten.

O da her türlü cefa filan gelse, korkmam diye efelik yapıyor. O da olur. O da her türlü cefa filan gelse, korkmam diye efelik yapıyor. O da olur. Kimisi boş bir efelik yapar, kimisi hakikaten canını vermeye hazırdır, verir. Kimisi boş bir efelik yapar, kimisi hakikaten canını vermeye hazırdır, verir. Öyle evliyâullah da gelmiş geçmiş! Ben diyorum ki;Öyle evliyâullah da gelmiş geçmiş!

Ben diyorum ki;
"Yâ Rabbi! Ben zayıfım, biz zayıf kulları zorlu imtihanlara uğratma yâ Rabbi!" "Yâ Rabbi! Ben zayıfım, biz zayıf kulları zorlu imtihanlara uğratma yâ Rabbi!"

Çok zor, çünkü bilemezsin ki! Adam kanser oluyor, doktor diyor ki; Çok zor, çünkü bilemezsin ki! Adam kanser oluyor, doktor diyor ki; "Amansız hastalık, öleceksin!.." Acısı çok. "Amansız hastalık, öleceksin!.." Acısı çok. Çıkıyor, yüksek yerden kendisini atıyor, öldürüyor. Acıya dayanamıyor.Çıkıyor, yüksek yerden kendisini atıyor, öldürüyor. Acıya dayanamıyor. Kolay değil. İnsan Acıyı gördü mü ne yapacağı belli olmaz! Kolay değil. İnsan Acıyı gördü mü ne yapacağı belli olmaz!

Allah bizi zorlu imtihana uğratmasın. Allah bizi zorlu imtihana uğratmasın. İmtihana uğrattığı takdirde de -kaderimizde ille imtihana uğramak varsa- bizi fitneye yenilenlerden,İmtihana uğrattığı takdirde de -kaderimizde ille imtihana uğramak varsa- bizi fitneye yenilenlerden, tuzağa düşenlerden etmesin! Sevdiği âşık-ı sâdık kullarından eylesin.tuzağa düşenlerden etmesin! Sevdiği âşık-ı sâdık kullarından eylesin. Yolunda daim, zikrinde kaim eylesin. İmanımızı korumayı nasip eylesin. Yolunda daim, zikrinde kaim eylesin. İmanımızı korumayı nasip eylesin.

Yâ ilâhî saklagıl imânımız Virelim imân ile tâ cânımız. Yâ ilâhî saklagıl imânımız

Virelim imân ile tâ cânımız.

Ne güzel dua ediyor! Yâ ilâhî, saklagıl imanımız, ne demek? Ne güzel dua ediyor!

Yâ ilâhî, saklagıl imanımız, ne demek?

"Yâ ilâhi, şu bizim imanımızı koru yâ Rabbi." "Yâ ilâhi, şu bizim imanımızı koru yâ Rabbi."

Saklagıl, "muhafaza et" demek. Yâ Rabbi, içimde imanım var;Saklagıl, "muhafaza et" demek.

Yâ Rabbi, içimde imanım var;
bunu koru, bunu birisi çalmasın, almasın, aşırmasın, kaçırmasın, zedelemesin, bozmasın! bunu koru, bunu birisi çalmasın, almasın, aşırmasın, kaçırmasın, zedelemesin, bozmasın! İmanımı koru yâ Rabbi! Virelim imân ile tâ cânımız İmanımı koru yâ Rabbi!

Virelim imân ile tâ cânımız

İmanla şu nefesimizi verelim, canımız gitsin ama iman dursun! İmanla şu nefesimizi verelim, canımız gitsin ama iman dursun!

Son nefeste insan susarmış, su istiyor, dudağı [kuruyor] su istiyor,Son nefeste insan susarmış, su istiyor, dudağı [kuruyor] su istiyor, can çekişiyor, vücutta hararet var.can çekişiyor, vücutta hararet var. Şeytan gelirmiş; "Şu suyu vereceğim ama kâfir ol!" dermiş.Şeytan gelirmiş;

"Şu suyu vereceğim ama kâfir ol!" dermiş.
Son nefeste de çeşitli oyunları var. Son nefeste de çeşitli oyunları var. Şeytan insanın peşini bırakmıyor, hayatta da bırakmıyor öleceği zamana kadar da bırakmıyor. Şeytan insanın peşini bırakmıyor, hayatta da bırakmıyor öleceği zamana kadar da bırakmıyor.

Allah iman-ı kâmil ile yaşayıp iman-ı kâmil ile âhirete göçmeye muvaffak eylesin. Allah iman-ı kâmil ile yaşayıp iman-ı kâmil ile âhirete göçmeye muvaffak eylesin.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

İşin bize ait olan kısmı bu! İşin bize ait olan kısmı bu!

Deccal ne zaman çıkacak, çıktı mı çıkacak mı, şöyle mi böyle mi amaDeccal ne zaman çıkacak, çıktı mı çıkacak mı, şöyle mi böyle mi ama deccal mutlaka çıkacak, kesin! deccal mutlaka çıkacak, kesin! Biz ehl-i sünnet olarak bunun kıyamet alametlerinden birisi olduğunu biliyoruz.Biz ehl-i sünnet olarak bunun kıyamet alametlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Bizim için önemli olan Rabbimize bağlılığımızı devam ettirmek, Bizim için önemli olan Rabbimize bağlılığımızı devam ettirmek, birtakım olağanüstü şeyler gösterip de yalan yanlış fikirler ortaya atanlara kapılmamak. birtakım olağanüstü şeyler gösterip de yalan yanlış fikirler ortaya atanlara kapılmamak. İşin önemli tarafı bu! Fe-yelbesü fi'l-ardi mâşaallah.İşin önemli tarafı bu!

Fe-yelbesü fi'l-ardi mâşaallah.
"Deccal yeryüzünde Allah'ın yazdığı, mukadder kıldığı, dilediği miktar dolaşır." "Deccal yeryüzünde Allah'ın yazdığı, mukadder kıldığı, dilediği miktar dolaşır."

Onun da bir devresi, bir rolü var. Onun da sahnede yapacağı bir şeyler var. Onun da bir devresi, bir rolü var. Onun da sahnede yapacağı bir şeyler var. Yapacağını yapar, aldanan aldanır, imtihanı kaybeden kaybeder, kazanan kazanır; Yapacağını yapar, aldanan aldanır, imtihanı kaybeden kaybeder, kazanan kazanır; bir müddet yeryüzünde kalır, rolünü icrâ eder. bir müddet yeryüzünde kalır, rolünü icrâ eder.

Sümme yecîu ise'bnü meryem min kıbeli'l-mağribi musaddıkan bi-muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme. Sümme yecîu ise'bnü meryem min kıbeli'l-mağribi musaddıkan bi-muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme. "Meryem validemizin oğlu İsa aleyhisselam yeryüzüne batı tarafından, mağrib, güneşin battığı yön tarafından gelir."Meryem validemizin oğlu İsa aleyhisselam yeryüzüne batı tarafından, mağrib, güneşin battığı yön tarafından gelir. Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e inanmış, onu tasdik etmiş olarak,Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e inanmış, onu tasdik etmiş olarak, 'Ben Muhammed'in ümmetiyim. Muhammed hak peygamberdir, 'Ben Muhammed'in ümmetiyim. Muhammed hak peygamberdir, âhir zaman peygamberidir, ben ona tâbiyim!' diye gelir!" âhir zaman peygamberidir, ben ona tâbiyim!' diye gelir!"

Musaddıkan bi-muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme ve alâ milletihî ne demek? Musaddıkan bi-muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme ve alâ milletihî ne demek?

"Hz. Muhammed-i Mustafâ'ya tâbi, ona inanmış,"Hz. Muhammed-i Mustafâ'ya tâbi, ona inanmış, onu tasdik edici ve onun milletinden, ümmetinden olarak;onu tasdik edici ve onun milletinden, ümmetinden olarak; Hz. İsa da ümmet-i Muhammed'den olarak gelir." Hz. İsa da ümmet-i Muhammed'den olarak gelir."

Ve yaktulü'd-deccâle. "Deccali öldürür!" Sümme innemâ hüve kıyâmü's-saati.Ve yaktulü'd-deccâle. "Deccali öldürür!" Sümme innemâ hüve kıyâmü's-saati. "Ondan sonra da kıyamet kopar!" "Ondan sonra da kıyamet kopar!"

Az bir şey, ondan sonra sadece kıyametin kopması var. Bu, kıyamete çok yakın bir zamanda oluyor. Az bir şey, ondan sonra sadece kıyametin kopması var. Bu, kıyamete çok yakın bir zamanda oluyor.

Muhterem kardeşlerim! Deccal konusu geniş bir konudur, ciltlerle konuşulacak bir konudur. Muhterem kardeşlerim!

Deccal konusu geniş bir konudur, ciltlerle konuşulacak bir konudur.
Bu konuda konuşurken insanın çok dikkatli olması lazım, Bu konuda konuşurken insanın çok dikkatli olması lazım, istikbale ait atmasyon tutmasyonla kendisinin laf karıştırmaması, istikbale ait atmasyon tutmasyonla kendisinin laf karıştırmaması, bilmediği lafı uzatmaması lazım.bilmediği lafı uzatmaması lazım. Cek-cak'lı lafları fazla söylememesi lazım. Cek-cak'lı lafları fazla söylememesi lazım. Peygamber Efendimiz'in söylediği kadar söylemesi, alacağı dersi alması, edebi ile oturması lazım. Peygamber Efendimiz'in söylediği kadar söylemesi, alacağı dersi alması, edebi ile oturması lazım. Ben bu gibi konularda fazla ileri geri konuşan, yazan, çizen, Ben bu gibi konularda fazla ileri geri konuşan, yazan, çizen, tevil ve tefsir yapanların hareketlerini doğru görmüyorum. tevil ve tefsir yapanların hareketlerini doğru görmüyorum.

Ya yanlış yaparsa?!.. İman oyuna gelmez. Ya yanlış yaparsa?!..

İman oyuna gelmez.
Yanlış yapabileceği şeyde çok ileri geri konuşmasın! Yanlış yapabileceği şeyde çok ileri geri konuşmasın!

Bazısı çok şeyler konuşuyor: Bazısı çok şeyler konuşuyor:

"Gelmesi yakın; çıktı çıkacak!.. Falanca yerde…"Gelmesi yakın; çıktı çıkacak!.. Falanca yerde… Üç yaşında, beş yaşında... Şöyle oldu böyle kaldı..." Üç yaşında, beş yaşında... Şöyle oldu böyle kaldı..." Yüksek perdeden her şeyi biliyormuş gibi konuşuyorlar. Sonra da yanlış çıkıyor.Yüksek perdeden her şeyi biliyormuş gibi konuşuyorlar. Sonra da yanlış çıkıyor. Söyledikleri yanlış da çıkabiliyor. Bilmeden yanlış söyleyince Allah da mahçup ediyor! Söyledikleri yanlış da çıkabiliyor. Bilmeden yanlış söyleyince Allah da mahçup ediyor!

İstikbale ait bir söz söylerse Allah bir kimseyi mahçup eder, ukalalık ederse mahçup eder.İstikbale ait bir söz söylerse Allah bir kimseyi mahçup eder, ukalalık ederse mahçup eder. Böyledir, kaidedir. Onun için edebini takınması lazım. Bizim yapacağımız nedir? Böyledir, kaidedir. Onun için edebini takınması lazım.

Bizim yapacağımız nedir?

Allah'ın Rabbimiz olduğunu bilip ona güzel kulluk etmemizdir. Allah'ın Rabbimiz olduğunu bilip ona güzel kulluk etmemizdir. Olağanüstü birtakım olayları gördüğümüz zaman; Olağanüstü birtakım olayları gördüğümüz zaman;

"Aman ilim ne kadar ileri! Havada uçuyorlar ya; denizin altına gittiler,"Aman ilim ne kadar ileri! Havada uçuyorlar ya; denizin altına gittiler, aya vardılar, füzeyi uzaya attılar…" aya vardılar, füzeyi uzaya attılar…"

İyi güzel ama ne yapalım, ne olacak?!.. "Batılılar çok ileride vs." İyi güzel ama ne yapalım, ne olacak?!..

"Batılılar çok ileride vs."

O adamlar ileri olsaydı Allah'ın varlığını, birliğini anlarlardı, haça tapmazlardı.O adamlar ileri olsaydı Allah'ın varlığını, birliğini anlarlardı, haça tapmazlardı. Akılları olsaydı, âhiretlerini kurtarırlardı. Âhiretini kurtaramıyor. Akılları olsaydı, âhiretlerini kurtarırlardı. Âhiretini kurtaramıyor. O fitneye kapılmamak lazım. O fitneye kapılmamak lazım.

Tevfik Fikret'in öyle edepsizce yazıları var ki, şiirleri var ki; Tevfik Fikret'in öyle edepsizce yazıları var ki, şiirleri var ki; Haluk'un Amentüsü diye şiir yazmış. Haluk'un Amentüsü ne demek? Haluk'un Amentüsü diye şiir yazmış.

Haluk'un Amentüsü ne demek?

Haluk, oğlunun adı. Sonra papaz olmuş. Öyle babanın öyle evladı, öyle yetişince öyle olur! Haluk, oğlunun adı. Sonra papaz olmuş. Öyle babanın öyle evladı, öyle yetişince öyle olur! Sonradan hristiyan olmuş, papaz olmuş.Sonradan hristiyan olmuş, papaz olmuş. O hristiyanların misyonerlik okulunda hocalık yapınca, misyonerler de çocuğu almışlar.O hristiyanların misyonerlik okulunda hocalık yapınca, misyonerler de çocuğu almışlar. [Haluk'un] anası zaten Rum, Tevfik Fikret'in karısı Rum. [Haluk'un] anası zaten Rum, Tevfik Fikret'in karısı Rum. Çocuğun adı Haluk. Şiirleri var, küfür! Çocuğun adı Haluk. Şiirleri var, küfür!

Kurban bayramında bir şiir yazmış, kurban kesilmesine ateş püskürüyor!.. Kurban bayramında bir şiir yazmış, kurban kesilmesine ateş püskürüyor!..

Kepaze, sen hiç et yemedin mi, hiç balık tutmadın mı? Kepaze, sen hiç et yemedin mi, hiç balık tutmadın mı? İnsanoğlunun gıdasının içinde Allah bunları insan için yaratmış. Kurbana karşı! İnsanoğlunun gıdasının içinde Allah bunları insan için yaratmış. Kurbana karşı! Ondan sonra çıkmış, Haluk'un Amentüsü diye bir şey yazmış: Ondan sonra çıkmış, Haluk'un Amentüsü diye bir şey yazmış:

"Bu fen şu kadar ileri, teknik şu kadar ileridir, inandık ki şunu yapacak, bunu yapacak diye…" "Bu fen şu kadar ileri, teknik şu kadar ileridir, inandık ki şunu yapacak, bunu yapacak diye…"

Haluk'un Amentüsü ne demek? Haluk'un Amentüsü ne demek?

Müslümanların bir amentüsü var, ben de Haluk'a ayrı bir amentü uyduruyorum, Müslümanların bir amentüsü var, ben de Haluk'a ayrı bir amentü uyduruyorum, icat ediyorum demek. icat ediyorum demek.

Sonra da bize lisede, edebiyat fakültelerinde; Sonra da bize lisede, edebiyat fakültelerinde; "En büyük şair Tevfik Fikret!" [diye] yutturmaya çalışıyorlar. "En büyük şair Tevfik Fikret!" [diye] yutturmaya çalışıyorlar.

"En büyük şair Tevfik Fikret!" diyeceksin, yanına gideceksin; neler demiş, öğreneceksin! "En büyük şair Tevfik Fikret!" diyeceksin, yanına gideceksin; neler demiş, öğreneceksin!

İslâm'a veryansın etmiş, şuna buna çatmış. İslâm'a veryansın etmiş, şuna buna çatmış. Madem bu en büyük adam, böyle demiş [diye] senin de aklın karışacak. Taktik bu! Madem bu en büyük adam, böyle demiş [diye] senin de aklın karışacak. Taktik bu!

Ben edebiyat fakültesinde okuyorum, talebeyim. Bana sordular. Ben edebiyat fakültesinde okuyorum, talebeyim. Bana sordular. Tevfik Fikret'i Allah için sevmiyorum, Allah için sevmiyorum! Tevfik Fikret'i Allah için sevmiyorum, Allah için sevmiyorum! Sevdiğimi Allah için severim; Mehmet Akif'i Allah için seviyorum, Sevdiğimi Allah için severim; Mehmet Akif'i Allah için seviyorum, Tevfik Fikret'i Allah için sevmiyorum! Tevfik Fikret'i Allah için sevmiyorum!

Neden? Edepsizlik etmiş. Benim dinime, kurbanıma çatmış,Neden?

Edepsizlik etmiş. Benim dinime, kurbanıma çatmış,
Haluk'a ayrı amentü yazmış filan. "Hocam onun bir de sabah ezanı şiiri var!" Haluk'a ayrı amentü yazmış filan.

"Hocam onun bir de sabah ezanı şiiri var!"

Tamam, sabah ezanına dair Allahuekber diye de şiir yazmış amaTamam, sabah ezanına dair Allahuekber diye de şiir yazmış ama hayatının hangi devresinde yazmış, sonra ne olmuş? hayatının hangi devresinde yazmış, sonra ne olmuş?

Kronoloji önemli! Bir de insanın iyi bir şey yapması, kötü bir şey yaptığı zaman Kronoloji önemli!

Bir de insanın iyi bir şey yapması, kötü bir şey yaptığı zaman
o kötülüğünü affettirmez!o kötülüğünü affettirmez! Adam burada namaz kılmış. Tamam, İskendepaşa Camii'nde namaz kıldığını gördün. Adam burada namaz kılmış. Tamam, İskendepaşa Camii'nde namaz kıldığını gördün. Öbür tarafta bir kusur yaptıysa o kusuru silinmez ki! O kusurdan cezayı yer.Öbür tarafta bir kusur yaptıysa o kusuru silinmez ki! O kusurdan cezayı yer. Buradaki ibadetinden sevabı almıştır, belki bu sevap da gider. Bilmeyiz. Buradaki ibadetinden sevabı almıştır, belki bu sevap da gider. Bilmeyiz.

Adam hacca gitmiştir, ondan sonra bir büyük laf, küfür olacak bir söz söyler; imandan çıkar. Adam hacca gitmiştir, ondan sonra bir büyük laf, küfür olacak bir söz söyler; imandan çıkar.

Bu adam hacca gitmişti?!.. Bu adam hacca gitmişti?!..

Gitmişti kardeşim ama ondan sonra öyle bir laf söyledi ki Gitmişti kardeşim ama ondan sonra öyle bir laf söyledi ki bir çuval inciri berbat etti, imandan çıktı gitti.bir çuval inciri berbat etti, imandan çıktı gitti. Tamam, sen onunla beraber haccetmiştin ama hacdan sonra o neler etti neler... Tamam, sen onunla beraber haccetmiştin ama hacdan sonra o neler etti neler...

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Biz aklımızı başımıza toplayacağız! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Biz aklımızı başımıza toplayacağız!

Bakın, dinimiz o kadar güzel ki Peygamberimiz bize sevgisinden, Bakın, dinimiz o kadar güzel ki Peygamberimiz bize sevgisinden, acımasından, merhametinden, şefkatinden her şeyi öyle güzel güzel hatırlatmış, anlatmış ki!.. acımasından, merhametinden, şefkatinden her şeyi öyle güzel güzel hatırlatmış, anlatmış ki!.. "Aman deccal çıkarsa deccale kapılmayın!" diye bizi deccalden çok korkutmuş. "Aman deccal çıkarsa deccale kapılmayın!" diye bizi deccalden çok korkutmuş.

Biz her sabah Evrâd-ı Şerîf'i okuyoruz. Biz her sabah Evrâd-ı Şerîf'i okuyoruz. Evrâd-ı Şerîfe'mizin günlük kısmında deccalden korunmakla ilgili dua var. Nasıl? Evrâd-ı Şerîfe'mizin günlük kısmında deccalden korunmakla ilgili dua var.

Nasıl?

Bismillâhirrahmânirrahîm. Allahümme innî eûzu bike min azâbi cehennem. Bismillâhirrahmânirrahîm.

Allahümme innî eûzu bike min azâbi cehennem.
Ve min azâbi'l-kabr. Ve min fitneti'l-mesîhi'd-deccâl. Ve min azâbi'l-kabr. Ve min fitneti'l-mesîhi'd-deccâl.

Böyle dua ediyoruz çünkü Peygamber Efendimiz dua edilmesini tavsiye etmiş. Böyle dua ediyoruz çünkü Peygamber Efendimiz dua edilmesini tavsiye etmiş.

Niye tavsiye ediyor? Uyanık olun diye! Niye tavsiye ediyor?

Uyanık olun diye!
Uyanık olun, deccale karşı gözünüzü açın.Uyanık olun, deccale karşı gözünüzü açın. Gözünüzü boyayacak parlak birkaç şey görünceGözünüzü boyayacak parlak birkaç şey görünce imanınızı ayran budalası gibi ağzınızı açıp kaptırmayın, diyor. imanınızı ayran budalası gibi ağzınızı açıp kaptırmayın, diyor.

Ben biraz halk tabirlerini kullanıyorum,Ben biraz halk tabirlerini kullanıyorum, insanın gözünün önüne gelsin diye mahsustan kullanıyorum. insanın gözünün önüne gelsin diye mahsustan kullanıyorum. Kimisi aptal aptal ağzını açıp bakarken yankeseci gelir, cebinden alır gider. O aptal aptal; Kimisi aptal aptal ağzını açıp bakarken yankeseci gelir, cebinden alır gider. O aptal aptal;

"Batı ne kadar günlerdir mâşaallah uçmuş, kaçmış." vs. İmanın ne oldu? "Batı ne kadar günlerdir mâşaallah uçmuş, kaçmış." vs.

İmanın ne oldu?

Yankesici aşırdı! Sen ağzını açıp bakarken cebinden, kalbinden imanını aşırdı. Yankesici aşırdı! Sen ağzını açıp bakarken cebinden, kalbinden imanını aşırdı.

"Batı her şeyi yapar." denir ama hiçbir şey yapamıyor. "Batı her şeyi yapar." denir ama hiçbir şey yapamıyor. Zulüm yapıyor, haksızlık, edepsizlik yapıyor, çıplaklık var, zina var.Zulüm yapıyor, haksızlık, edepsizlik yapıyor, çıplaklık var, zina var. Kilisede papaz erkekle erkeği evlendiriyor!Kilisede papaz erkekle erkeği evlendiriyor! Karşısına çağırıyor; "Senin adın ne?" "John." "Senin adın ne?" "George." Karşısına çağırıyor;

"Senin adın ne?"

"John."

"Senin adın ne?"

"George."

İkisi de erkek, ikisini evlendiriyor! İkisi de erkek, ikisini evlendiriyor!

Ya sen din adamısın ya! Hz. İsa'dan utanmıyor musun ya! Ya sen din adamısın ya! Hz. İsa'dan utanmıyor musun ya! İncil'de var mı böyle şey! Lut kavmini duymadın mı sen? İncil'de var mı böyle şey! Lut kavmini duymadın mı sen?

Duydu, sapık! Eğrisine eğri, doğrusuna doğru diyeceksin! Duydu, sapık! Eğrisine eğri, doğrusuna doğru diyeceksin! İyi tarafını alacaksın, kötü tarafını bırakacaksın. İyi tarafını alacaksın, kötü tarafını bırakacaksın.

Sen de yapabilirsin! Benim arkadaşlarım, tanıdığım kardeşlerim var, elhamdülillah. Sen de yapabilirsin! Benim arkadaşlarım, tanıdığım kardeşlerim var, elhamdülillah. Ne iyi yetişmiş insanlar! Bize gölge etmesinler, biz her şeyi yaparız! Ne iyi yetişmiş insanlar! Bize gölge etmesinler, biz her şeyi yaparız! Atom bombası yaparız! Söylüyorum, inanarak söylüyorum: Atom bombası yaparız! Söylüyorum, inanarak söylüyorum: Biz Atom bombasını yapamayacak güçsüz bir devlet değiliz.Biz Atom bombasını yapamayacak güçsüz bir devlet değiliz. Atom bombasını yaparız. Başka ne yaparsın? Kendi teknolojimizle uçak yaparız.Atom bombasını yaparız.

Başka ne yaparsın?

Kendi teknolojimizle uçak yaparız.
Kardeşlerimle, yaparız. Hiçbir eksiğimiz yok evelallah. Hiç korkmayın.Kardeşlerimle, yaparız. Hiçbir eksiğimiz yok evelallah. Hiç korkmayın. Hiçbir eksiğimiz yok, her şeyimiz var! Bizim bir profesör kardeşimiz, dostumuz var.Hiçbir eksiğimiz yok, her şeyimiz var!

Bizim bir profesör kardeşimiz, dostumuz var.
Birisi demiş ki; "İşte Türkiye'nin iyiliği için şöyle yapacağız böyle yapacağız." Birisi demiş ki;

"İşte Türkiye'nin iyiliği için şöyle yapacağız böyle yapacağız."

"Dur, öyle değil. Önce Türkiye'yi kurtaracağız, sonra müslümanları kurtaracağız,"Dur, öyle değil. Önce Türkiye'yi kurtaracağız, sonra müslümanları kurtaracağız, sonra bütün insanları kurtaracağız. Biz dünyayı kurtaracağız. sonra bütün insanları kurtaracağız. Biz dünyayı kurtaracağız. Yanılan, şaşıran herkese doğruyu söyleyeceğiz." demiş. Yanılan, şaşıran herkese doğruyu söyleyeceğiz." demiş.

Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâs. Küntüm hayra ümmetin uhricet li'n-nâs.

Biz insanlar için çıkartılmış en hayırlı ümmetiz! Hepimizin görevi var. Biz insanlar için çıkartılmış en hayırlı ümmetiz! Hepimizin görevi var. Biz dünyanın gülüyüz. Biz dünyanın sigortasıyız, dünyanın zabıtasıyız!Biz dünyanın gülüyüz. Biz dünyanın sigortasıyız, dünyanın zabıtasıyız! Dünyada herkes fitne fesadla uğraşıyor.Dünyada herkes fitne fesadla uğraşıyor. Dünyanın iyiliğini, insanların mutluluğunu düşünen, karınca ezmemeyi,Dünyanın iyiliğini, insanların mutluluğunu düşünen, karınca ezmemeyi, kimseyi üzmemeyi düşünen bir müslüman var! kimseyi üzmemeyi düşünen bir müslüman var! Başka kim var? Başka kim var?

Sırplar'ı görüyorsunuz, Ruslar'ı görüyorsunuz, İngiliz'i görüyorsunuz,Sırplar'ı görüyorsunuz, Ruslar'ı görüyorsunuz, İngiliz'i görüyorsunuz, Fransız'ı, Amerikalı'yı görüyorsunuz. Fransız'ı, Amerikalı'yı görüyorsunuz. Somali'yi gördünüz, Afrika'yı gördünüz. Somali'yi gördünüz, Afrika'yı gördünüz. Amerika'da New York'un önünde bunlar tescilli,Amerika'da New York'un önünde bunlar tescilli, her türlü formalitesi yapılmış bir gemi dolusu yüzen gıdayı kendi memleketininher türlü formalitesi yapılmış bir gemi dolusu yüzen gıdayı kendi memleketinin mâmülleri korunsun diye gümrükte bir bahane çıkartıyor, bir gemi gıdayı yakıyor! mâmülleri korunsun diye gümrükte bir bahane çıkartıyor, bir gemi gıdayı yakıyor! Bre insafsız alçak! Şu gemiyi Afrika'ya gönder de burada yakacağına oradaki fukaraya dağıt! Bre insafsız alçak! Şu gemiyi Afrika'ya gönder de burada yakacağına oradaki fukaraya dağıt! Birinci sınıf gıda bunlar.Birinci sınıf gıda bunlar. Bunlar, ihraç edilsin de döviz kazansın diye özene bezene hazırlanmış gıda! Bunlar, ihraç edilsin de döviz kazansın diye özene bezene hazırlanmış gıda! Yakıyor, vermez. Orada domuz gibi yiye yiye semirecek;Yakıyor, vermez. Orada domuz gibi yiye yiye semirecek; buradaki Afrikalı, Asyalı, Güney Amerikalı fukara milletler açlıktan ölecek. Düşünmüyor! buradaki Afrikalı, Asyalı, Güney Amerikalı fukara milletler açlıktan ölecek. Düşünmüyor!

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Onun için, bizim bütün insanlığa karşı hayır vazifemiz var. Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Onun için, bizim bütün insanlığa karşı hayır vazifemiz var.
En hayırlı ümmetiz, hepimiz görevliyiz. Hepimiz Allah rızası için çalışacağız. En hayırlı ümmetiz, hepimiz görevliyiz. Hepimiz Allah rızası için çalışacağız.

Nasıl olacak? İlim öğreneceğiz bir. İrfana sahip olacağız iki.Nasıl olacak?

İlim öğreneceğiz bir. İrfana sahip olacağız iki.
Nefsimizi terbiye edeceğiz, mutasavvıf olacağız; aklı başında, ahlâklı, edepli, sağlam,Nefsimizi terbiye edeceğiz, mutasavvıf olacağız; aklı başında, ahlâklı, edepli, sağlam, karakterli, takvâ ehli insan olacağız.karakterli, takvâ ehli insan olacağız. Ondan sonra Allah'ın sevgili kulu olacağız, Allah için çalışacağız. Allah yardımcımız olsun! Ondan sonra Allah'ın sevgili kulu olacağız, Allah için çalışacağız. Allah yardımcımız olsun!

İnne'd-deccâle a'veru ayni'ş-şimâli beyne cenbeyhi mektûbün kâfirun İnne'd-deccâle a'veru ayni'ş-şimâli beyne cenbeyhi mektûbün kâfirun ve alâ ayneyhi tafretün galîzatün. ve alâ ayneyhi tafretün galîzatün.

Enes rad‎ıyallahu anh'ten, Ebû Nuaym'den, Nuaym b. Hammâd'dan rivayet edilmiş: Enes rad‎ıyallahu anh'ten, Ebû Nuaym'den, Nuaym b. Hammâd'dan rivayet edilmiş:

"Deccalin sol gözü şaşıdır. İki tarafı arasına 'Bu kâfir!' diye yazılıdır." "Deccalin sol gözü şaşıdır. İki tarafı arasına 'Bu kâfir!' diye yazılıdır."

O yazıyı görmek lazım. İki tarafı arasına kâfir diye yazılıdır. O yazıyı görmek lazım. İki tarafı arasına kâfir diye yazılıdır.

"Ve gözü üzerinde kalın bir perde vardır." Bu ne demek? "Ve gözü üzerinde kalın bir perde vardır."

Bu ne demek?

Gerçeği görmüyor demek. Kör, kör! Nesine özeniyorsun? Gerçeği görmüyor demek. Kör, kör! Nesine özeniyorsun? Sen onun öyle yaptığına böyle yaptığına bakma; gerçekleri görmüyor! Sen onun öyle yaptığına böyle yaptığına bakma; gerçekleri görmüyor!

Adam, kendisi profesör diye geçiniyor, münevver diye geçiniyor,Adam, kendisi profesör diye geçiniyor, münevver diye geçiniyor, Amerika'da tahsil yaptım diye geçiniyor; âhiret gerçeklerini görmüyor,Amerika'da tahsil yaptım diye geçiniyor; âhiret gerçeklerini görmüyor, dönen dolapları görmüyor! Feraseti yok. Mü'minin feraseti var, onun feraseti yok!dönen dolapları görmüyor! Feraseti yok. Mü'minin feraseti var, onun feraseti yok! Kör, gözünde kalın bir perde var. Deccal de öyle! Kör, gözünde kalın bir perde var. Deccal de öyle!

Üçüncü hadîs-i şerîf: Üçüncü hadîs-i şerîf:

İnne'd-deccale yahrucu min kıbeli'l-maşriki min medîneti yukâlelehâ horasan yettebiuhu akvâmun İnne'd-deccale yahrucu min kıbeli'l-maşriki min medîneti yukâlelehâ horasan yettebiuhu akvâmun ke enne vücûhehüm el-micânü'l-mutarrakah . ke enne vücûhehüm el-micânü'l-mutarrakah .

Bu da Ahmed İbni Hanbel'de, Tirmizî'de olan bir hadîs-i şerîf. Bu da Ahmed İbni Hanbel'de, Tirmizî'de olan bir hadîs-i şerîf. "İsnadı ceyyid, rivayeti sağlam." diye söyleniyor. "İsnadı ceyyid, rivayeti sağlam." diye söyleniyor. Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz; "Deccal doğu tarafından, Horasan denilen taraftan çıkar.Bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz;

"Deccal doğu tarafından, Horasan denilen taraftan çıkar.
Ve ona yüzleri sanki kalkanmış gibi olan, Ve ona yüzleri sanki kalkanmış gibi olan, yuvarlak böyle olan insanlar tâbi olur." diyor,yuvarlak böyle olan insanlar tâbi olur." diyor, böyle bilgi veriyor. böyle bilgi veriyor.

Mutarraka demek, kalkan gibi ama katlanmış, bir tabaka daha, Mutarraka demek, kalkan gibi ama katlanmış, bir tabaka daha, emniyet için bir kap daha kat geçirilmiş. emniyet için bir kap daha kat geçirilmiş.

"Kat üstüne kat geçirilmiş, kalkan gibi yüzleri olan herifler deccale tâbi olur!" diye "Kat üstüne kat geçirilmiş, kalkan gibi yüzleri olan herifler deccale tâbi olur!" diye bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz böyle bildirmiş. bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz böyle bildirmiş.

İnne'd-deccâle yebluğu külle menhelin illâ erbaate mesâcide: İnne'd-deccâle yebluğu külle menhelin illâ erbaate mesâcide: Mescidü'l-harami ve mescidü'l-medîneh ve mescidü'l-tûr-i sîna ve mescidü'l-aksâ. Mescidü'l-harami ve mescidü'l-medîneh ve mescidü'l-tûr-i sîna ve mescidü'l-aksâ.

"Deccal çıkar ve her tarafa ulaşır, her yere varır, varmadığı yer kalmaz; "Deccal çıkar ve her tarafa ulaşır, her yere varır, varmadığı yer kalmaz; dört mescide varamaz!" dört mescide varamaz!"

Onlar hariç. Onlar hariç.

Deccalin varamayacağı, gidemeyeceği dört yer var, onlara varamaz. Deccalin varamayacağı, gidemeyeceği dört yer var, onlara varamaz.

Nereleri? 1. Mescidü'l-Haram;Nereleri?

1. Mescidü'l-Haram;
Kâbe-i Müşerrefe'nin etrafındaki Mekke'deki mübarek mescit, oraya deccal giremez. Kâbe-i Müşerrefe'nin etrafındaki Mekke'deki mübarek mescit, oraya deccal giremez.

2. Mescidü'l-Medine; Peygamber Efendimiz'in Medine-i Münevvere'sine, 2. Mescidü'l-Medine; Peygamber Efendimiz'in Medine-i Münevvere'sine, mescidinin olduğu yere giremez. mescidinin olduğu yere giremez.

3. Tûr-i Sina'ya giremez. Tûr-i Sina, Sina Yarımadası'nda 3. Tûr-i Sina'ya giremez. Tûr-i Sina, Sina Yarımadası'nda Musa aleyhisselam'a vahiy gelen yer. Oraya da gelemez. Musa aleyhisselam'a vahiy gelen yer. Oraya da gelemez.

4. Mescid-i Aksâ; Mescid-i Aksâ'ya da gelemez. 4. Mescid-i Aksâ; Mescid-i Aksâ'ya da gelemez.

Öteki yerlere gelecek! Öteki yerlere gelecek!

İnne'd-dünya mel'ûnetün mel'ûnun mâ fîha illâ zikrallâhiİnne'd-dünya mel'ûnetün mel'ûnun mâ fîha illâ zikrallâhi ve mâ vâlâhu ve âlimun ev müteallimun fe inne evvele fitneti benî isrâile kânet fi'n-nisâ'. ve mâ vâlâhu ve âlimun ev müteallimun fe inne evvele fitneti benî isrâile kânet fi'n-nisâ'.

Müslim, Ebû Said el-Hudrî hazretlerinden, Müslim, Ebû Said el-Hudrî hazretlerinden, Tirmizî de Ebû Hüreyre rad‎ıyallahu anh'ten rivayet eylemiş.Tirmizî de Ebû Hüreyre rad‎ıyallahu anh'ten rivayet eylemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri diyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretleri diyor ki;

"Dünya melundur!" Peygamber Efendimiz diyor; dünya melundur, lanetliktir, lanetlidir! "Dünya melundur!" Peygamber Efendimiz diyor; dünya melundur, lanetliktir, lanetlidir!

Dünya ne demek? Dünya; "şu anda yaşadığımız âlem, şu andaki hayatımız" demek. Dünya ne demek?

Dünya; "şu anda yaşadığımız âlem, şu andaki hayatımız" demek.

Niye böyle tarif ediyorum da beş kıtaya sahip, okyanuslara sahip yer demiyorum? Niye böyle tarif ediyorum da beş kıtaya sahip, okyanuslara sahip yer demiyorum?

Sen Ay'da da olsan, Venüs'te de olsan, başka bir yıldızda da olsan Sen Ay'da da olsan, Venüs'te de olsan, başka bir yıldızda da olsan şu hayatımız, bizlerin burada sürdüğü bu âlem, bu hayat el-hayâtü'd-dünyâ'dır. şu hayatımız, bizlerin burada sürdüğü bu âlem, bu hayat el-hayâtü'd-dünyâ'dır.

Bu ne demek? Yakın olan hayat, şu anda içinde bulunduğumuz hayat. Bu ne demek?

Yakın olan hayat, şu anda içinde bulunduğumuz hayat.

Bundan sonra başka bir hayat daha var mı? Evet. Bundan sonra başka bir hayat daha var mı?

Evet.
İki tane hayat var; Birisi el-hayâtü'd-dünyâ, yaşadığımız âlem, hayat. İki tane hayat var; Birisi el-hayâtü'd-dünyâ, yaşadığımız âlem, hayat. Öbürü de el-hayâtü'l-âhira, öldükten sonra varacağımız,Öbürü de el-hayâtü'l-âhira, öldükten sonra varacağımız, kıyametten sonra açılacak olan hayat var. kıyametten sonra açılacak olan hayat var. O âhiret hayatı, âhiret âlemi; bu da dünya âlemi. O âhiret hayatı, âhiret âlemi; bu da dünya âlemi. Dünya demek, yeryüzü demek değil; içinde yaşadığımız âlem! Dünya demek, yeryüzü demek değil; içinde yaşadığımız âlem!

Bu dünya, bu âlem, bu hayat melundur, Allah indinde makbul bir şey değildir. Bu dünya, bu âlem, bu hayat melundur, Allah indinde makbul bir şey değildir. Şeytanı nasıl lanetlemiş, melun kılmışsa, dünyanın da kıymeti yok! Niye? Şeytanı nasıl lanetlemiş, melun kılmışsa, dünyanın da kıymeti yok!

Niye?

Bu dünyada herkes birbirini yiyor, aldatıyor, kandırıyor, vuruyor,Bu dünyada herkes birbirini yiyor, aldatıyor, kandırıyor, vuruyor, kırıyor, öldürüyor, yaşamaya bakıyor; çok çirkin işler, çok acı işler oluyor!kırıyor, öldürüyor, yaşamaya bakıyor; çok çirkin işler, çok acı işler oluyor! Bu dünyada merhametli bir insanın yüreğini parça parça eden işler oluyor.Bu dünyada merhametli bir insanın yüreğini parça parça eden işler oluyor. Her sabah ölüyoruz. Gazeteleri aldığımız her günHer sabah ölüyoruz. Gazeteleri aldığımız her gün sırtımızdan, karnımızdan, kalbimizden her gün hançerleniyoruz. sırtımızdan, karnımızdan, kalbimizden her gün hançerleniyoruz.

"Neden? Ne oluyor hocam, hayrola? "Neden? Ne oluyor hocam, hayrola? Sıhhatli görünüyorsun, kan izi yok üzerinde, nereden hançerleniyorsun?.." Sıhhatli görünüyorsun, kan izi yok üzerinde, nereden hançerleniyorsun?.."

Haberlerden harap oluyoruz. Haberlerden harap oluyoruz. Benim kardeşimin üstüne bomba yağıyor,Benim kardeşimin üstüne bomba yağıyor, benim kardeşimin evi bombalanıp patlatılıp atılıyor, benim kardeşimin evi bombalanıp patlatılıp atılıyor, çoluk çocuğu yetim kalıyor, yavrusu süngüleniyor. çoluk çocuğu yetim kalıyor, yavrusu süngüleniyor. Benim din kardeşim! Ha ona olmuş ha bana olmuş; insan kahroluyor.Benim din kardeşim! Ha ona olmuş ha bana olmuş; insan kahroluyor. Dünya hayatı böyle! Bu adamlar bu zulmü niye yapıyor? Dünya hayatı böyle!

Bu adamlar bu zulmü niye yapıyor?

İnsanoğlu, hepsi Hz. Âdem'in oğlu olduğuna göre gül gibi geçinseler ya! İnsanoğlu, hepsi Hz. Âdem'in oğlu olduğuna göre gül gibi geçinseler ya!

Geçinmezler, zulüm yaparlar! Zalimler var; her devirde zalimler olmuş, mazlumlar olmuş. Geçinmezler, zulüm yaparlar! Zalimler var; her devirde zalimler olmuş, mazlumlar olmuş. Bu devirde de var, görüyorsunuz, duyuyorsunuz.Bu devirde de var, görüyorsunuz, duyuyorsunuz. Resimlerini görüyorsunuz, televizyonda görüyorsunuz: Resimlerini görüyorsunuz, televizyonda görüyorsunuz: Elini koyuyor, üstüne taşla vura vura kemiklerini kırıyor. Elini koyuyor, üstüne taşla vura vura kemiklerini kırıyor. Yere yatırıyor, tekmeliyor, kolunu kırıyor. Evini bombalıyor, berhava ediyor... Yere yatırıyor, tekmeliyor, kolunu kırıyor. Evini bombalıyor, berhava ediyor...

Dünya melundur. Bu hayat lanetliktir. Bu hayatta Allah'ın sevdiği şeyler olmuyor!Dünya melundur. Bu hayat lanetliktir. Bu hayatta Allah'ın sevdiği şeyler olmuyor! İstisnası var: Mel'ûnun mâ fîha illâ zikrallâhi. "İçindeki şeyler de melundur. İstisnası var: Mel'ûnun mâ fîha illâ zikrallâhi. "İçindeki şeyler de melundur. Altın, gümüş gibi şeyler… Allah sevmiyor. Altın, gümüş gibi şeyler… Allah sevmiyor. Ziynet, tefahur, bolluk, mal mülk çokluğu… Allah sevmiyor! Ziynet, tefahur, bolluk, mal mülk çokluğu… Allah sevmiyor! Melun, dünya da melun dünyanın içindeki her şey melun! Allah sevmiyor! Melun, dünya da melun dünyanın içindeki her şey melun! Allah sevmiyor!

Melun ne demek? Rahmetten uzak demek. Allah'ın rahmetine uzak.Melun ne demek?

Rahmetten uzak demek. Allah'ın rahmetine uzak.
Allah sevmiyor, kıymet vermiyor. Paraya da kıymet vermiyor mala da kıymet vermiyor. Allah sevmiyor, kıymet vermiyor. Paraya da kıymet vermiyor mala da kıymet vermiyor.

Adam otuz kişiyi toplamış, birisinin evini basmış, eşyaları lime lime parçalamış…Adam otuz kişiyi toplamış, birisinin evini basmış, eşyaları lime lime parçalamış… Kavmi kabilesi kalabalık!.. Allah Onu da sevmiyor. Kavmi kabilesi kalabalık!.. Allah Onu da sevmiyor.

"Kavmim çok, etrafım kalabalık, ben mafyayım, güçlüyüm, kuvvetliyim, "Kavmim çok, etrafım kalabalık, ben mafyayım, güçlüyüm, kuvvetliyim, benim etrafım bana yardım eder. "Öl!" dediğim yerde ölürler,benim etrafım bana yardım eder. "Öl!" dediğim yerde ölürler, "Şunu öldür!" dersem takır takır öldürürler…" diyor; zulüm yapıyor, onun evini basıyor..."Şunu öldür!" dersem takır takır öldürürler…" diyor; zulüm yapıyor, onun evini basıyor... İslâm'da haklı olsa bile zorbalıkla hakkını kendisi almaya kalmak yok! İhkak-ı hak diyoruz: İslâm'da haklı olsa bile zorbalıkla hakkını kendisi almaya kalmak yok! İhkak-ı hak diyoruz:

"Giderim, o bana şöyle yaptı, ben de onun karşısında ona şöyle yaparım..." "Giderim, o bana şöyle yaptı, ben de onun karşısında ona şöyle yaparım..."

İslâm'da bu yok, adalet var, adalete müracaat var! İslâm böyle! İslâm'da bu yok, adalet var, adalete müracaat var! İslâm böyle! İslâm'da zarar vermek yoktur, zarara mukabele etmek de yoktur. İslâm'da zarar vermek yoktur, zarara mukabele etmek de yoktur.

"O benim harmanımı yaktı, ben de bu gece onun harmanını yakayım!.." "O benim harmanımı yaktı, ben de bu gece onun harmanını yakayım!.."

İslâm'da bu yok! İslâm güzel bir din! Ona imkân verse, herkes bir sebebini bulur, İslâm'da bu yok! İslâm güzel bir din! Ona imkân verse, herkes bir sebebini bulur, karşısındakinin zararına çalışır, nizâm-ı âlem mahvolur. karşısındakinin zararına çalışır, nizâm-ı âlem mahvolur. İslâm buna müsaade etmiyor, dur bakalım diyor, hâkime müracaat et diyor.İslâm buna müsaade etmiyor, dur bakalım diyor, hâkime müracaat et diyor. En büyük hâkim Allah, adaleti o sağlar, diyor. En büyük hâkim Allah, adaleti o sağlar, diyor.

Zalimlere bir gün dedirir Hz. Mevlâ Tallâhi lekad âserekallâhu aleynâ. Zalimlere bir gün dedirir Hz. Mevlâ

Tallâhi lekad âserekallâhu aleynâ.

Allah zalimi bir gün pişman eder, mutlaka pişman eder. Allah zalimi bir gün pişman eder, mutlaka pişman eder. Mazlum olmak en büyük kuvvettir. Mazlum olan kuvvetlidir. Neden? Mazlum olmak en büyük kuvvettir. Mazlum olan kuvvetlidir.

Neden?

Yanında Allah var, Allah onun intikamını alacak! Zalim? Yanında Allah var, Allah onun intikamını alacak!

Zalim?

Yazık zalime, zalim mahvoldu. Kendisini mahvetti; Yazık zalime, zalim mahvoldu. Kendisini mahvetti; dünyası da gitti âhireti de gitti. Zalimin işi çok fena! dünyası da gitti âhireti de gitti. Zalimin işi çok fena!

Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

"Müslüman kardeşin zalim de olsa yardım et, mazlum da olsa yardım et!." "Müslüman kardeşin zalim de olsa yardım et, mazlum da olsa yardım et!."

"Yâ Resûlallah, zalimken nasıl yardım edelim?" "Yâ Resûlallah, zalimken nasıl yardım edelim?"

"Zalimi zulmünden alıkoyarsın, o ona yardımdır!" "Zalimi zulmünden alıkoyarsın, o ona yardımdır!"

Git de ona mafya ol, demiyor. Arkadaşlarını topluyor: "Hadi gidelim." Git de ona mafya ol, demiyor.

Arkadaşlarını topluyor:

"Hadi gidelim."

"Ne yapacağız?" "Sorma canım, gideceğiz bir evi basacağız, eşyalarını parçalayacağız, "Ne yapacağız?"

"Sorma canım, gideceğiz bir evi basacağız, eşyalarını parçalayacağız,
camı çerçeveyi kıracağız, döneceğiz." camı çerçeveyi kıracağız, döneceğiz."

"Eh tamam, sen benim arkadaşımsın, yaparım." Öyle şey yok! "Eh tamam, sen benim arkadaşımsın, yaparım."

Öyle şey yok!

İslâm'da ne var? Ona diyecek ki; "Camın çerçevenin kabahati ne ya? İslâm'da ne var?

Ona diyecek ki; "Camın çerçevenin kabahati ne ya?
Millî servet, onun kabahati ne?!.." Millî servet, onun kabahati ne?!.."

Yok, asıl biz camı çerçeveyi kırmak istemiyoruz, adamı yakalarsak Yok, asıl biz camı çerçeveyi kırmak istemiyoruz, adamı yakalarsak onu öldürmek istiyoruz ama ele geçmiyor." onu öldürmek istiyoruz ama ele geçmiyor."

Sen kim oluyorsun ya? Onun canını sen mi verdin ki almaya kalkıyorsun? Sen kim oluyorsun ya?

Onun canını sen mi verdin ki almaya kalkıyorsun?
Can almak Allah'ın işi, öyle şey olur mu?! "Bize şöyle yaptı da yan baktı, çamura yattı…" Can almak Allah'ın işi, öyle şey olur mu?! "Bize şöyle yaptı da yan baktı, çamura yattı…"

Herkes bir bahane buluyor. Öyle şey yok! Herkes bir bahane buluyor. Öyle şey yok! Hâkim efendinin karşısına gelsin bakalım, hâkim bir dinlesin; kim haklı, ortaya çıkacak. Hâkim efendinin karşısına gelsin bakalım, hâkim bir dinlesin; kim haklı, ortaya çıkacak.

"Arkadaşlar bu akşam toplanın, şöyle yapacağız…" Bunu herkes yapar. "Arkadaşlar bu akşam toplanın, şöyle yapacağız…"

Bunu herkes yapar.

Anarşi çok iptidailiktir! Anarşi yapmamak fazilettir! Erkeksen anarşi yapma! Anarşi çok iptidailiktir! Anarşi yapmamak fazilettir! Erkeksen anarşi yapma!

Anarşi yapmak erkeklik değildir çünkü çok kolaydır, en basit insanların yaptığı şeydir.Anarşi yapmak erkeklik değildir çünkü çok kolaydır, en basit insanların yaptığı şeydir. Arslanlar, kaplanlar, hayvanlar… hepsi yapar. Medenî olmak zordur. Arslanlar, kaplanlar, hayvanlar… hepsi yapar. Medenî olmak zordur. Erkeksen hadi bakalım kızgınlığına sahip ol da Allah'ın adaletine müracaat et!Erkeksen hadi bakalım kızgınlığına sahip ol da Allah'ın adaletine müracaat et! Erkeksen hadi kendini tut bakalım! Asıl erkeklik o! Erkeksen hadi kendini tut bakalım! Asıl erkeklik o! Ama millet sanıyor ki bir-iki tane vurmak, burnunu kanatmak, adamı yere devirmek!.. Ama millet sanıyor ki bir-iki tane vurmak, burnunu kanatmak, adamı yere devirmek!.. O erkeklik değil ki; bir kere erkeksen teke teke gel, ne oluyorsun! O erkeklik değil ki; bir kere erkeksen teke teke gel, ne oluyorsun! Bir kere erkeksen teke tek gel. Ne derler? Bir kere erkeksen teke tek gel.

Ne derler?

Yeke yek, teke tek; çık karşıma, hadi bakalım. O bile doğru değil, öyle yapanı da ayıracaksın. Yeke yek, teke tek; çık karşıma, hadi bakalım. O bile doğru değil, öyle yapanı da ayıracaksın.

Zalimse, zulmünü engellemek yardımdır. "Yok, bu doğru olmadı. Zalimse, zulmünü engellemek yardımdır. "Yok, bu doğru olmadı. Ben seni severim, sen benim akrabamsın, sen benim canımsın ama bu İslâm'da yok!" diyecek.Ben seni severim, sen benim akrabamsın, sen benim canımsın ama bu İslâm'da yok!" diyecek. Vurma, kırma, dövme, yatırma, silah çekme, taciz etme, işini sabote etme… İslâm'da bunlar yok.Vurma, kırma, dövme, yatırma, silah çekme, taciz etme, işini sabote etme… İslâm'da bunlar yok. İslâm, meseleleri böyle hâlletmiyor. Dünya melundur, dünyanın içindeki her şey melundur. İslâm, meseleleri böyle hâlletmiyor.

Dünya melundur, dünyanın içindeki her şey melundur.
Çünkü bunlar Allah'ın rızasına aykırı, rahmet-i ilâhiyeye mâni olan pislikler, Allah sevmiyor. Çünkü bunlar Allah'ın rızasına aykırı, rahmet-i ilâhiyeye mâni olan pislikler, Allah sevmiyor.

Nasıl olacak? Peygamber Efendimiz müstesnaları sayıyor: İllâ zikrallâhi.Nasıl olacak?

Peygamber Efendimiz müstesnaları sayıyor:

İllâ zikrallâhi.
"Allah Zikrullahı seviyor." "Allah Zikrullahı seviyor."

Allah dedin mi seviyor; lâ ilâhe illallah, subhanallah, elhamdülillah, Allah dedin mi seviyor; lâ ilâhe illallah, subhanallah, elhamdülillah, Allahu ekber, lâ havle velâ kuvvete illâ billah… bunlar zikirdir. Başka ne zikirdir? Allahu ekber, lâ havle velâ kuvvete illâ billah… bunlar zikirdir.

Başka ne zikirdir?

Yâ Hayyu yâ Kayyûm, Hasbünallâhu ve ni'mel vekîl… bunlar zikirdir. Yâ Hayyu yâ Kayyûm, Hasbünallâhu ve ni'mel vekîl… bunlar zikirdir. Kur'an zikirdir. Allah çok seviyor. Zikredeni zikrediyor. Kur'an zikirdir. Allah çok seviyor. Zikredeni zikrediyor.

Bizim zikri meslek edinmemiz bunu bildiğimizden dolayıdır. Adam bizi garipsiyor: Bizim zikri meslek edinmemiz bunu bildiğimizden dolayıdır. Adam bizi garipsiyor:

"Bunlar tarikatçı! Bunlar hû çekiyor. Bunlar Allah diyor..." "Bunlar tarikatçı! Bunlar hû çekiyor. Bunlar Allah diyor..."

Kur'ân-ı Kerîm çekin diyor, Peygamber Efendimiz çekin diyor, ondan çekiyoruz; Kur'ân-ı Kerîm çekin diyor, Peygamber Efendimiz çekin diyor, ondan çekiyoruz; yoksa senin okuduğun kitapları biz de okuduk, biz de okuttuk.yoksa senin okuduğun kitapları biz de okuduk, biz de okuttuk. Sen okula giderken biz bitirmiş dönüyorduk. Senin bir şeyden haberin yok! Sen okula giderken biz bitirmiş dönüyorduk. Senin bir şeyden haberin yok!

Dini biliyor musun? "Yok, okumadım. Amerika'ya gittim…" Dini biliyor musun?

"Yok, okumadım. Amerika'ya gittim…"

Eşhüdü enlâ ilâhe illallah diyemiyor, dili dolaşıyor. Eşhüdü enlâ ilâhe illallah diyemiyor, dili dolaşıyor. Bu konuda cahilsin, bir bilene müracaat et. İtimat etmiyor. Bu adam kim? Bu konuda cahilsin, bir bilene müracaat et. İtimat etmiyor.

Bu adam kim?

"Sakallı, bir yamuk bakıyor, gözüm tutmadı… Herhalde bu bilmiyordur, bu gericidir! "Sakallı, bir yamuk bakıyor, gözüm tutmadı… Herhalde bu bilmiyordur, bu gericidir!

Sen gericiliği, ilericiliği neyle ölçüyorsun? Sen gericiliği, ilericiliği neyle ölçüyorsun? Sen bu sakallı amcaların, bu hafızların, imamların, müftülerin, dindarların,Sen bu sakallı amcaların, bu hafızların, imamların, müftülerin, dindarların, bu mübarek insanların ürettikleri hayırları bir milyardere vur bakalım;bu mübarek insanların ürettikleri hayırları bir milyardere vur bakalım; şu memlekette hangi hayrı kim yapmış, kaç tane seküler yapmış, kaç tane ilerici yapmış?!.. şu memlekette hangi hayrı kim yapmış, kaç tane seküler yapmış, kaç tane ilerici yapmış?!..

Kaç tane aydın ne yapmış, kaç tane müslüman ne yapmış; teraziye koy bakalım! Kaç tane aydın ne yapmış, kaç tane müslüman ne yapmış; teraziye koy bakalım! Köprüler ondan, yollar ondan, vergiler ondan, her şey ondan!Köprüler ondan, yollar ondan, vergiler ondan, her şey ondan! Adam kurnazlaştıkça devletten vergi kaçırmakta ustalaşıyor.Adam kurnazlaştıkça devletten vergi kaçırmakta ustalaşıyor. En büyük firmalar en büyük vergiyi kaçırıyor! Adam tutuyor, allem ediyor kallem ediyor... En büyük firmalar en büyük vergiyi kaçırıyor! Adam tutuyor, allem ediyor kallem ediyor...

Türkiye'de yaygın bir zengin olma yolu var, kestirme, yaygın zengin olma yolu. Türkiye'de yaygın bir zengin olma yolu var, kestirme, yaygın zengin olma yolu. Bunu ben söylemiyorum, bayağı devlet tecrübesi olan milletvekilleri söylüyorlar.Bunu ben söylemiyorum, bayağı devlet tecrübesi olan milletvekilleri söylüyorlar. Ben söylemiyorum, ben sadece bunları size naklediyorum: Ben söylemiyorum, ben sadece bunları size naklediyorum:

Türkiye'de en kolay zengin olma yolu devleti soymak, hazineyi soymak! Türkiye'de en kolay zengin olma yolu devleti soymak, hazineyi soymak!

"Hocam hazine nasıl soyulur? Bekçisi var!.." "Hocam hazine nasıl soyulur? Bekçisi var!.."

[Dürüst] adamı bulun, ona çok büyük işler verin. İşlerinizi gözüzünüz kapalı teslim edin. [Dürüst] adamı bulun, ona çok büyük işler verin. İşlerinizi gözüzünüz kapalı teslim edin.

Neden? Adam dürüst ya, çalmamış. Neden?

Adam dürüst ya, çalmamış.

"Devlet malı deniz, yemeyen domuz!" diye laf çıkartmışlar. "Devlet malı deniz, yemeyen domuz!" diye laf çıkartmışlar.

Böyle bir laf yok mu? Var. Devlet malı deniz diyor, bir de bize laf söylüyorlar.Böyle bir laf yok mu?

Var. Devlet malı deniz diyor, bir de bize laf söylüyorlar.
Herife bak, bir de bize laf söylemeye kalkıyor.Herife bak, bir de bize laf söylemeye kalkıyor. "Devlet malı deniz, yemeyen domuz!" Kendisi sanki ne bilmiyoruz da, "Devlet malı deniz, yemeyen domuz!" Kendisi sanki ne bilmiyoruz da, kendisinin sıfatını bize söylüyor! kendisinin sıfatını bize söylüyor! Domuz gibi yiyor, ondan sonra "Yemeyen domuz!" diyor. Domuz gibi yiyor, ondan sonra "Yemeyen domuz!" diyor. O laf zaten havada uçar. Bumerang vardır, Avustralyalılar'ın V harfi şeklinde bir silahları var; O laf zaten havada uçar.

Bumerang vardır, Avustralyalılar'ın V harfi şeklinde bir silahları var;
ava bir atıyorlar, döne döne gidiyor, ava çarpıyor, döne döne geliyor, sahibin eline tutuyor. ava bir atıyorlar, döne döne gidiyor, ava çarpıyor, döne döne geliyor, sahibin eline tutuyor. Acayip bir şey! Gözle görmesek inanmayız. Acayip bir şey! Gözle görmesek inanmayız.

Sen domuz dedin ya, ey edepsiz, ey terbiyesiz, ey haram yiyici; Sen domuz dedin ya, ey edepsiz, ey terbiyesiz, ey haram yiyici; o laf dosdoğru bumerang gibi dank diye senin kafana çarptı. o laf dosdoğru bumerang gibi dank diye senin kafana çarptı. Haberin var mı, dosdoğru sana geldi! Sen domuzsun; sen yedin, sen yiyorsun! Haberin var mı, dosdoğru sana geldi! Sen domuzsun; sen yedin, sen yiyorsun! Yetimin malını yiyorsun, fukaranın malını yiyorsun, hazineyi tam takır bırakıyorsun,Yetimin malını yiyorsun, fukaranın malını yiyorsun, hazineyi tam takır bırakıyorsun, memleketin gelişmesini, Türkiye'nin yükselmesini engelliyorsun,memleketin gelişmesini, Türkiye'nin yükselmesini engelliyorsun, düşmanları karşısında zayıf bırakıyorsun!.. düşmanları karşısında zayıf bırakıyorsun!.. Allah senin yaptığın suçları âhirette ortaya döktüğü zaman herkes hayret edecek.Allah senin yaptığın suçları âhirette ortaya döktüğü zaman herkes hayret edecek. Sen o kadar büyük kötülük yapıyorsun ki!.. Sen o kadar büyük kötülük yapıyorsun ki!..

"Ne yapayım, geçinemiyorum!" "Ne yapayım, geçinemiyorum!"

Allah herkesin rızkını daha doğmadan yazmış, aptal adam! Allah herkesin rızkını daha doğmadan yazmış, aptal adam! Sen ne kadar çırpınsan boğazından Allah'ın yazdığı kadar geçecek, dursan bile gelecek! Sen ne kadar çırpınsan boğazından Allah'ın yazdığı kadar geçecek, dursan bile gelecek!

Bunları hocalar herhalde her zaman söylüyorlar, adamın birisi demiş ki; Bunları hocalar herhalde her zaman söylüyorlar, adamın birisi demiş ki;

"Ben büyük çöle çıkacağım. Yanıma su da almayacağım, "Ben büyük çöle çıkacağım. Yanıma su da almayacağım, yemek torbası da almayacağım, ekmek de hurma da almayacağım.yemek torbası da almayacağım, ekmek de hurma da almayacağım. Çöle çıkacağım, hem de yağla bal olmazsa ağzıma başka bir şey koymam!" Çöle çıkacağım, hem de yağla bal olmazsa ağzıma başka bir şey koymam!"

Yola çıkmış. "Allah'a tevekkül ettim. Yola çıkmış. "Allah'a tevekkül ettim. Bismillâhi ve billah, tevvekkeltü âlallah, yâ Allah!" demiş, çöle gidiyor. Bismillâhi ve billah, tevvekkeltü âlallah, yâ Allah!" demiş, çöle gidiyor.

"Su tulumu nerede, matara nerede?" Yok. "Ekmek torbası nerede, yiyecek nerede?" "Su tulumu nerede, matara nerede?"

Yok.

"Ekmek torbası nerede, yiyecek nerede?"

Yok. "Nereye gidiyorsun?" Engin, uçsuz bucaksız çöle gidiyor. Yok.

"Nereye gidiyorsun?"

Engin, uçsuz bucaksız çöle gidiyor.

"Orada süpermarket var mı, bakkal var mı, yiyecek var mı, çeşme var mı?.." "Orada süpermarket var mı, bakkal var mı, yiyecek var mı, çeşme var mı?.."

Yok! Hiçbir şey yok! "Niye gidiyorsun?" Tevekkeltü âlallah! Yok! Hiçbir şey yok!

"Niye gidiyorsun?"

Tevekkeltü âlallah!

Ve men yetevekke'l-alallâhi fe hüve hasbühû.Ve men yetevekke'l-alallâhi fe hüve hasbühû. "Kim Allah'a tevekkül ederse Allah ona yeter!" "Kim Allah'a tevekkül ederse Allah ona yeter!"

Allah'a tevvekkül edeni Allah korur, kollar, bulur buluşturur. Allah'a tevvekkül edeni Allah korur, kollar, bulur buluşturur. Allah yapar, her şeye kâdir. "Onu görmek istiyorum." demiş, adamın [isteği bu]. Allah yapar, her şeye kâdir. "Onu görmek istiyorum." demiş, adamın [isteği bu].

Ya Allah demiş, çöle çıkmış. Kumlara bata çıka; güneş tepede, aşağıda kum var.Ya Allah demiş, çöle çıkmış. Kumlara bata çıka; güneş tepede, aşağıda kum var. Kumda yürümek de çok zor oluyor. Kumda yürümek de çok zor oluyor. Sert bir zeminde ayağını normal bastı mı güzel yürüyorsun da Sert bir zeminde ayağını normal bastı mı güzel yürüyorsun da kuma bir battın mı bileğine kadar batıyorsun; çıkartmak, kumda yürümek zor.kuma bir battın mı bileğine kadar batıyorsun; çıkartmak, kumda yürümek zor. Yürümüş, yorulmuş, takati kesilmiş, karnı acıkmış, susamış,Yürümüş, yorulmuş, takati kesilmiş, karnı acıkmış, susamış, sıcaktan beyni kaynamış; sendelemeye başlamış! sıcaktan beyni kaynamış; sendelemeye başlamış!

"Yahu ben Allah'a tevvekkül ettim ama yanlış mı yaptım?.." demeye başlamış. "Yahu ben Allah'a tevvekkül ettim ama yanlış mı yaptım?.." demeye başlamış. Ama artık geri dönemez, dönecek mecali yok.Ama artık geri dönemez, dönecek mecali yok. Yürüdüğü kadar yeri geriye dönemez.Yürüdüğü kadar yeri geriye dönemez. Düşmüş, gözleri kararmış, kendisine hâlsizlik gelmiş, düşmüş. Düşmüş, gözleri kararmış, kendisine hâlsizlik gelmiş, düşmüş.

Gidecek ama Allah kendisine tevekkül edenlere yardım edeceğini göstermeyecek mi? Gidecek ama Allah kendisine tevekkül edenlere yardım edeceğini göstermeyecek mi?

Gösterecek! O iyi niyetle yanlış bir iş yapmış. Böyle iş yapılmaz. Gösterecek! O iyi niyetle yanlış bir iş yapmış. Böyle iş yapılmaz. Allah imtihan edilmeye kalkılmaz, edebe uygun değil! Allah imtihan edilmeye kalkılmaz, edebe uygun değil! Yapmış bir kere, bir cahillik etmiş ama iyi niyetle yapmış. Yapmış bir kere, bir cahillik etmiş ama iyi niyetle yapmış.

Yere yığılmış mı? Yığılmış, düşmüş.Yere yığılmış mı?

Yığılmış, düşmüş.
Allah'tan olacak; ileriden bir kervan geçiyormuş,Allah'tan olacak; ileriden bir kervan geçiyormuş, adam devenin üstünde etrafa baka baka giderken; adam devenin üstünde etrafa baka baka giderken;

"İleride ben bir karaltı gördüm, insana benziyordu…" demiş. Arkadaşı oradan demiş ki; "İleride ben bir karaltı gördüm, insana benziyordu…" demiş. Arkadaşı oradan demiş ki;

"Burası öyle bir yer ki burada in yoktur cin yoktur, şehir yoktur, oba, insan yoktur. "Burası öyle bir yer ki burada in yoktur cin yoktur, şehir yoktur, oba, insan yoktur. Burası hâli, boş bir çöl!.." "Yok, gördüm." "Yanlış görmüşsündür." Burası hâli, boş bir çöl!.."

"Yok, gördüm."

"Yanlış görmüşsündür."

"Yok, dikkatli baktım." Olurdu, olamazdı… Çok ısrar edince; "Yok, dikkatli baktım."

Olurdu, olamazdı… Çok ısrar edince;

"Dur bir gidelim bakalım." demişler. Bir taraftan da bağırıyorlarmış; "Dur bir gidelim bakalım." demişler. Bir taraftan da bağırıyorlarmış; "Heyy! Orada birisi var mı? Varsa cevap versin!.. "Heyy! Orada birisi var mı? Varsa cevap versin!.. Kervandan o tarafa doğru hakikaten orada düşen birisi var mı diye durumu araştırmak için birileri geliyor. Kervandan o tarafa doğru hakikaten orada düşen birisi var mı diye durumu araştırmak için birileri geliyor. Bu sefer adam o sesleri duymuş ama; Bu sefer adam o sesleri duymuş ama;

"Yok, Allah'a Tevvekkül ettim ya seslenmeyeyim." demiş. "Yok, Allah'a Tevvekkül ettim ya seslenmeyeyim." demiş.

Yine seslenmiyor, bu sefer ses çıkartmıyor. İşi inada bindirdi. Yine seslenmiyor, bu sefer ses çıkartmıyor. İşi inada bindirdi.

Adamlar gelmişler, bakmışlar; ayak izleri var. Adamlar gelmişler, bakmışlar; ayak izleri var. Takip etmişler, bulmuşlar. Başına gelmişler; adam yine numara yapıyor, Takip etmişler, bulmuşlar. Başına gelmişler; adam yine numara yapıyor, başı kapalı, gözü kapalı. başı kapalı, gözü kapalı. Sonra adamlar birbirlerine demiş ki; Sonra adamlar birbirlerine demiş ki;

"Bu adamı güneş çarpmış. Gıdasız, enerjisiz kalmış. Bunun çaresi nedir?..""Bu adamı güneş çarpmış. Gıdasız, enerjisiz kalmış. Bunun çaresi nedir?.." Aralarında konuşmuşlar: "Bunun çaresi yağla baldır." demişler, bir tanesi kervana koşmuş. Aralarında konuşmuşlar: "Bunun çaresi yağla baldır." demişler, bir tanesi kervana koşmuş.

Zaten tereyağ da orada katı kalmaz; dipfiriz yok ki, buzdolabı yok ki! Zaten tereyağ da orada katı kalmaz; dipfiriz yok ki, buzdolabı yok ki! Zaten tereyağı bile olsa erir.Zaten tereyağı bile olsa erir. Kaşıkla getirmişler, ağzına yağı balı koyacaklar; inadından ağzını da kapatıyor. Kaşıkla getirmişler, ağzına yağı balı koyacaklar; inadından ağzını da kapatıyor. Ağzını zorla açtırtıp koyarken eşhedü enlâ ilâhe illalah diyerek kalkmış.Ağzını zorla açtırtıp koyarken eşhedü enlâ ilâhe illalah diyerek kalkmış. "Yâ Rabbi! Sen ne büyüksün! Ben inat ettim, 'Allah'a tevekkül edeceğim."Yâ Rabbi! Sen ne büyüksün! Ben inat ettim, 'Allah'a tevekkül edeceğim. Yağ ile bal gelmezse onu da kabul etmem!' dedim, hepsi oldu!" demiş. Yağ ile bal gelmezse onu da kabul etmem!' dedim, hepsi oldu!" demiş.

Muhterem kardeşlerim! Muhterem kardeşlerim!

Helalini istersen vallahi Allah helalinden verir! Helalini istersen vallahi Allah helalinden verir! Helaline sabretmezsen, imtihanı kaybedersen bir şeyler yersin, zaten o helalinden olan,Helaline sabretmezsen, imtihanı kaybedersen bir şeyler yersin, zaten o helalinden olan, sana gelecek olandır; sen helal yolu tıkadın, haramdan geliyor. sana gelecek olandır; sen helal yolu tıkadın, haramdan geliyor. O kadar! Rızk değişmez, hiç değişmez! O kadar! Rızk değişmez, hiç değişmez! Ama senin edepsizliğinden dolayı onu alış yönün değişir; Ama senin edepsizliğinden dolayı onu alış yönün değişir; sevap kazanacakken günah kazanırsın, cennete gidecekken cehenneme gidersin! sevap kazanacakken günah kazanırsın, cennete gidecekken cehenneme gidersin!

Peygamber Efendimiz ne diyor? Peygamber Efendimiz ne diyor?

"Rızık gecikti diye acele edip harama sapmayın, rızık gelir! "Rızık gecikti diye acele edip harama sapmayın, rızık gelir! Sen rızkı aradığın gibi, rızık da seni arıyor." diyor. Sen rızkı aradığın gibi, rızık da seni arıyor." diyor.

Muhterem kardeşlerim! Ben bu hadîs-i şerîfi çok söylerim. Onun için buna inanın Muhterem kardeşlerim!

Ben bu hadîs-i şerîfi çok söylerim. Onun için buna inanın
bu bir gerçektir! Ama nasıl ispat edeceksin?!bu bir gerçektir! Ama nasıl ispat edeceksin?! İnanmayan inanmıyor; nereden gelecek, diyor.İnanmayan inanmıyor; nereden gelecek, diyor. Bilmediği için, rızk gayb olduğu için, kendisinin görmediği, bilmediği bir şey olduğu için bilmiyor.Bilmediği için, rızk gayb olduğu için, kendisinin görmediği, bilmediği bir şey olduğu için bilmiyor. Ama işin doğrusu budur! Aziz ve sevgili kardeşlerim! Ama işin doğrusu budur!

Aziz ve sevgili kardeşlerim!

"Dünya melundur, dünyanın içindeki şeyler de melundur; zikrullah hariç!"Dünya melundur, dünyanın içindeki şeyler de melundur; zikrullah hariç! Zikrullah grubundan, o kabilden olan şeyler müstesna!" Zikrullah grubundan, o kabilden olan şeyler müstesna!"

O kabilden olan şeyler, onunla uyumlu, ona uygun olan şeyler nelerdir? O kabilden olan şeyler, onunla uyumlu, ona uygun olan şeyler nelerdir?

Mesela namaz, o da zikrullahtır; Kur'an okumak, o da zikrullahtır; itaat, o da zikrullahtır… Mesela namaz, o da zikrullahtır; Kur'an okumak, o da zikrullahtır; itaat, o da zikrullahtır…

"Hocam sen kâğıtlara bakarken kelimeleri seçerek mi söylüyorsun,"Hocam sen kâğıtlara bakarken kelimeleri seçerek mi söylüyorsun, yoksa şaşırıyor musun?" Hayır! yoksa şaşırıyor musun?" Hayır!

Allah'a itaat zikrullahtır! Allah'a isyan zikirsizliktir!Allah'a itaat zikrullahtır!

Allah'a isyan zikirsizliktir!
Adamın elinde tesbih bile olsa, elinde tesbih çekiyor da olsaAdamın elinde tesbih bile olsa, elinde tesbih çekiyor da olsa eğer haram işliyorsa zikretmiyor; eğer itaat ediyorsa zikrediyor! eğer haram işliyorsa zikretmiyor; eğer itaat ediyorsa zikrediyor!

Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte böyle buyuruyor. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfte böyle buyuruyor.

Zikri sadece tesbih işi sanmayın, sadece dil dudak işi sanmayın! Zikri sadece tesbih işi sanmayın, sadece dil dudak işi sanmayın!

Zikir zihniyettir, Allah'ı hatırlama zihniyetidir! Zikir zihniyettir, Allah'ı hatırlama zihniyetidir! Allah'ı bilme, Allah'a saygı duyma zihniyetidir! Allah'ı bilme, Allah'a saygı duyma zihniyetidir!

Allah'ı hatırlıyorsan, Allah'a saygı duyuyorsan, Allah'a itaat ediyorsan zikirdesin! Allah'ı hatırlıyorsan, Allah'a saygı duyuyorsan, Allah'a itaat ediyorsan zikirdesin!

Çünkü; "Şunu yapayım mı?" "Yapmayayım, Allah bunu sevmez!" Çünkü; "Şunu yapayım mı?"

"Yapmayayım, Allah bunu sevmez!"

"Canım istemiyor, yatsam uyusam mı?" "Canım istemiyor, yatsam uyusam mı?"

"Ama yapayım, Allah seviyor…" "Ama yapayım, Allah seviyor…"

Allah düşüncesinden, zihniyetinden olduğu için itaat zikirdir; itaatsizlik isyandır. Allah düşüncesinden, zihniyetinden olduğu için itaat zikirdir; itaatsizlik isyandır. Bu; dervişlerin işini, işinizi zorlaştırıyor. Bu; dervişlerin işini, işinizi zorlaştırıyor.

Baban da çeker, deden de çeker, komşun da, arkadaşın da çeker; Baban da çeker, deden de çeker, komşun da, arkadaşın da çeker; günde 100, 200 tane, 500 tane, istersen 1000 tane olsun.günde 100, 200 tane, 500 tane, istersen 1000 tane olsun. Şakır da şukur oturduğun yerden Allah de, ama itaat etmek asıl zikir, Allah'a âsi olmamak zikir! Şakır da şukur oturduğun yerden Allah de, ama itaat etmek asıl zikir, Allah'a âsi olmamak zikir! Bunu iyi bilin, iyice öğrenin! Zikir ve zikirle müteallik, onunla uyumlu olan her şeyiBunu iyi bilin, iyice öğrenin!

Zikir ve zikirle müteallik, onunla uyumlu olan her şeyi
Allah sever, dünyada onlar mel'un değil. Allah sever, dünyada onlar mel'un değil.

Cami? Allah camiyi sever. Neden? İçinde zikir oluyor. Cami?

Allah camiyi sever.

Neden?

İçinde zikir oluyor.

"Hocam her camide toplanıp, halka olup lâ ilâhe illallah demiyorlar…" "Hocam her camide toplanıp, halka olup lâ ilâhe illallah demiyorlar…"

Namaz da zikirdir. Namaz kılınmıyor mu? İşte zikir. Kur'an okunmuyor mu? İşte zikir… Namaz da zikirdir. Namaz kılınmıyor mu? İşte zikir. Kur'an okunmuyor mu? İşte zikir… Veyahut insan şahsen orada oturduğu zaman bir şeyler yapmıyor mu? Veyahut insan şahsen orada oturduğu zaman bir şeyler yapmıyor mu? Tesbih çek vs. Allah burayı da sever.Tesbih çek vs. Allah burayı da sever. Zikre müteallik her şeyi, onunla bağlantılı her şeyi Allah sever. Onlar melun değil. Zikre müteallik her şeyi, onunla bağlantılı her şeyi Allah sever. Onlar melun değil.

Muhterem kardeşlerim! Başka? Ve âlimun ev müteallimun. "Allah alimi sever, talebeyi de sever." Muhterem kardeşlerim!

Başka?

Ve âlimun ev müteallimun. "Allah alimi sever, talebeyi de sever."

Allah hocayı da sever talebeyi de sever, şeyhi de sever müridi de sever, Allah hocayı da sever talebeyi de sever, şeyhi de sever müridi de sever, öğreteni de sever öğreneni de sever…öğreteni de sever öğreneni de sever… Elhamdülillah, çok şükür! Allah bizi yolundan ayırmasın. İlimden, irfandan, ihsandan ayırmasın. Elhamdülillah, çok şükür! Allah bizi yolundan ayırmasın. İlimden, irfandan, ihsandan ayırmasın.

İlim, "bilmek" demek. İrfan, "bildiğiyle adam olmak" demek. İlim, "bilmek" demek.

İrfan, "bildiğiyle adam olmak" demek.

İhsan da "evliyâ olmak" demek. Kısaca işin kademesi, mertebesi bu! İhsan da "evliyâ olmak" demek.

Kısaca işin kademesi, mertebesi bu!

Peygamber Efendimiz aynı hadîs-i şerîfin içinde ne buyuruyor? Peygamber Efendimiz aynı hadîs-i şerîfin içinde ne buyuruyor?

Fe inne evvele fitneti benî isrâile kânet fi'n-nisâ'. Fe inne evvele fitneti benî isrâile kânet fi'n-nisâ'. Bizden önce ümmetler gelmiş, yaşamış ya bir tanesi de İsrailoğulları. Bizden önce ümmetler gelmiş, yaşamış ya bir tanesi de İsrailoğulları.

"Benî İsrail kavminin ilk fitnesi kadınlar konusundaydı. İlk imtihan kadınlardandı." "Benî İsrail kavminin ilk fitnesi kadınlar konusundaydı. İlk imtihan kadınlardandı."

Muhterem kardeşlerim! Kadınlar büyük imtihandır! Muhterem kardeşlerim!

Kadınlar büyük imtihandır!

Çok güzel hadisler var: İstiyorum ki bütün gazetecileri, Çok güzel hadisler var: İstiyorum ki bütün gazetecileri, televizyoncuları vs. hepsini toplayalım, bu hadisi okuyalım datelevizyoncuları vs. hepsini toplayalım, bu hadisi okuyalım da millet İslâm'ın ne kadar güzel olduğunu,millet İslâm'ın ne kadar güzel olduğunu, İslâm'ın ne kadar güzel şeylerden bahsettiğini anlasın!İslâm'ın ne kadar güzel şeylerden bahsettiğini anlasın! İslâm terör dini miymiş neymiş anlasın bakalım, orada görecek! İslâm terör dini miymiş neymiş anlasın bakalım, orada görecek!

Kadınlardan çok büyük fitne var. Erkeğe kadın fitne, kadına da erkek fitne!Kadınlardan çok büyük fitne var. Erkeğe kadın fitne, kadına da erkek fitne! Ama erkeğinki daha berbattır, erkeğin pozisyonu daha zordur.Ama erkeğinki daha berbattır, erkeğin pozisyonu daha zordur. Zina sadece cinsî münasebetle olmuyorZina sadece cinsî münasebetle olmuyor , Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Gözler de zina eder!" , Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Gözler de zina eder!"

Demek ki bakmak da zinaya giriyor, bakmak da zina sayılıyor. Demek ki bakmak da zinaya giriyor, bakmak da zina sayılıyor.

Peygamber Efendimiz. "Eller de zina eder!" diyor. Peygamber Efendimiz. "Eller de zina eder!" diyor.

Batı'dan bir âdet gelmiş. Bu âdet evvelden yoktu, bizim dedelerimiz zamanında yoktu. Batı'dan bir âdet gelmiş. Bu âdet evvelden yoktu, bizim dedelerimiz zamanında yoktu. Sadece Kurban Bayramı'nda kurban aldığımız zaman Sadece Kurban Bayramı'nda kurban aldığımız zaman celeple müşteri arasında olurdu, eller sallanırdı.celeple müşteri arasında olurdu, eller sallanırdı. Şimdi böyle bir âdet çıkartmışlar, kadın elini uzatıyor. Fesubhanallah! Şimdi böyle bir âdet çıkartmışlar, kadın elini uzatıyor. Fesubhanallah! Elini çeksen oluyorsun gerici, dar fikirli veya gayrimedenî! Elini çeksen oluyorsun gerici, dar fikirli veya gayrimedenî! Bu sefer kadın tavuklanmıyor, horozlanıyor! Kadın horozlanıyor: Bu sefer kadın tavuklanmıyor, horozlanıyor! Kadın horozlanıyor:

"Ben adam yemem." diyor. Sen adam yemezsin ama adamı helâk edersin!"Ben adam yemem." diyor.

Sen adam yemezsin ama adamı helâk edersin!
Sen adam yemez misin; kaç tane adamın başını yersin sen! Sen adam yemez misin; kaç tane adamın başını yersin sen! "Ben adam yemem." diyor. Ben biliyorum, şu kulaklarımla duymuşum, duymasam söylemem: "Ben adam yemem." diyor. Ben biliyorum, şu kulaklarımla duymuşum, duymasam söylemem: "Ne oluyor? Ne kaçıyorsun?.." diyor. Ben senden kaçmıyorum; "Ne oluyor? Ne kaçıyorsun?.." diyor.

Ben senden kaçmıyorum;
ben Allah'ın rahmetine ermek istiyorum, gazabından kaçıyorum!ben Allah'ın rahmetine ermek istiyorum, gazabından kaçıyorum! Senin istediğin, söylediğin şeylerin âlâsını bilir bu taraf ama Allah'tan korkuyor. Senin istediğin, söylediğin şeylerin âlâsını bilir bu taraf ama Allah'tan korkuyor.

İslâm ne diyor? Yol nikâhlanma yoludur. İslâm ne diyor?

Yol nikâhlanma yoludur.
Buyur nikâhlan, dörde kadar da müsaade ediyor. Buyur nikâhlan, dörde kadar da müsaade ediyor. Medenî kanun müsaade etmiyor, bir tane olacak. Ama kıvırttırıyorlar; Medenî kanun müsaade etmiyor, bir tane olacak. Ama kıvırttırıyorlar; "Yahu kanuna bir madde koysak da birkaç tane olsa, metrese de"Yahu kanuna bir madde koysak da birkaç tane olsa, metrese de müsaade olsa veyahut metresi ile yakalanırsa zina sayılmasa damüsaade olsa veyahut metresi ile yakalanırsa zina sayılmasa da hapse girmese de..." diye kanun çıkartmaya çalışıyor. Gazetelerde okuyorsunuz. hapse girmese de..." diye kanun çıkartmaya çalışıyor. Gazetelerde okuyorsunuz.

Neden? Duramıyor. Yerinde kıvırttırmaya başlıyor. Neden?

Duramıyor. Yerinde kıvırttırmaya başlıyor.

İslâm'da nikâh var. Düğünü derneği, nikâhı yap, buyur. Sevap! İslâm'da nikâh var. Düğünü derneği, nikâhı yap, buyur. Sevap!

Ama bakışmak yok, konuşmak yok, kırıştırmak, peşini takip etmek,Ama bakışmak yok, konuşmak yok, kırıştırmak, peşini takip etmek, göz işareti, kaş işareti yok, flört vs. yok. göz işareti, kaş işareti yok, flört vs. yok.

Avrupalılar ne diyor biliyor musunuz? Avrupalılar ne diyor biliyor musunuz?

Delikanlılık çağı altınçağdır, büluğa erdikten sonra evliliği geç yapmak lazım ki Delikanlılık çağı altınçağdır, büluğa erdikten sonra evliliği geç yapmak lazım ki o altınçağda muradınca yaşasın! o altınçağda muradınca yaşasın!

Bak edepsize! Ne demek istiyor, anlıyorsunuz. Bak edepsize! Ne demek istiyor, anlıyorsunuz. Evlenmesin de ortalığı karmakarış karıştırsın, diyor. Avrupa bunu istiyor. Evlenmesin de ortalığı karmakarış karıştırsın, diyor. Avrupa bunu istiyor.

İslâm ne diyor? "Erken yaşta evlensin, aklını başına toplasın, adam olsun! İslâm ne diyor?

"Erken yaşta evlensin, aklını başına toplasın, adam olsun!
Günah olmasın!" diyor. Günaha gidecek bütün yolları kapatıyor; Günah olmasın!" diyor.

Günaha gidecek bütün yolları kapatıyor;
sevaplı yolu, buyur bu taraf serbest diyor.sevaplı yolu, buyur bu taraf serbest diyor. Burası günah, burası cehenneme gider, burayı kapatıyor;Burası günah, burası cehenneme gider, burayı kapatıyor; cennete gidecek yola buyurun, diyor. cennete gidecek yola buyurun, diyor. Cennete buradan gidilir beyler bayanlar; buyurun bu taraftan, lütfen bu tarafa geçin, diyor.Cennete buradan gidilir beyler bayanlar; buyurun bu taraftan, lütfen bu tarafa geçin, diyor. İslâm bunu söylüyor. Yasaklamıyor! Hristiyanlık yasaklıyor: "Evlendin, boşanamazsın!" İslâm bunu söylüyor. Yasaklamıyor! Hristiyanlık yasaklıyor:

"Evlendin, boşanamazsın!"

Yahu cadolozsa niye boşanmayayım? Hainse, haineyse niye boşanmayayım?!.. Yahu cadolozsa niye boşanmayayım? Hainse, haineyse niye boşanmayayım?!..

"Boşanamazsın!" Katoliklikte boşanmak haram, yasak. "Boşanamazsın!" Katoliklikte boşanmak haram, yasak. Ötekiler isyan etmişler, o hükümden çıkmışlar.Ötekiler isyan etmişler, o hükümden çıkmışlar. Adam boşanamıyor, boşanamayınca da metres tutuyor. Gayrimeşru yollara sapıyor. Adam boşanamıyor, boşanamayınca da metres tutuyor. Gayrimeşru yollara sapıyor.

İslâm öyle yapmıyor. İslâm'ın her şeyi ölçülü, İslâm her şeyi biliyor. İslâm öyle yapmıyor. İslâm'ın her şeyi ölçülü, İslâm her şeyi biliyor. Çünkü İslâm'ı gönderen Allah her şeyi biliyor! İslâm'ı, bize insanı yaratan Allah gönderiyor. Çünkü İslâm'ı gönderen Allah her şeyi biliyor! İslâm'ı, bize insanı yaratan Allah gönderiyor. Kâinatı yaratan Allah, kâinatta yaşamanın reçetesini bize gönderiyor. Kâinatı yaratan Allah, kâinatta yaşamanın reçetesini bize gönderiyor.

O nedir? İslâm, kâinatta güzel yaşamanın reçetesi İslâm! O nedir?

İslâm, kâinatta güzel yaşamanın reçetesi İslâm!

Benî İsrail'in ilk imtihanı, belası kadınlardan oldu, bizim onlardan aşağı kalır yanımız yok. Benî İsrail'in ilk imtihanı, belası kadınlardan oldu, bizim onlardan aşağı kalır yanımız yok. Hele yirminci yüzyılda en büyük fitne kadınlarla erkekler arasında oluyor. Hele yirminci yüzyılda en büyük fitne kadınlarla erkekler arasında oluyor. Dervişin en zorlandığı nokta bu! Dervişin en zorlandığı nokta bu! Evlenmemiş üniversiteli öğrencilerin en çok şikâyet ettiği nokta bu!Evlenmemiş üniversiteli öğrencilerin en çok şikâyet ettiği nokta bu! Şikâyet etmese, kendisini tuttuğundan bunalıma düşüyor, strese, vesveseye düşüyor. Şikâyet etmese, kendisini tuttuğundan bunalıma düşüyor, strese, vesveseye düşüyor.

Hâlbuki İslâm o kadar rahat; çocuğunu 12 yaşında evlendirirsin, biter. Hâlbuki İslâm o kadar rahat; çocuğunu 12 yaşında evlendirirsin, biter. Şimdi herkes 12 rakamını duyunca şaşırıyor. Şimdi herkes 12 rakamını duyunca şaşırıyor. Çünkü 32, 42, 52 rakamına alışmış; "12 yaşında çocuk evlendirilir mi?" diyor. Çünkü 32, 42, 52 rakamına alışmış; "12 yaşında çocuk evlendirilir mi?" diyor.

Evlendirir, ne olacak?! Hiç haram işlemesin, hiç harama bakmasın, hiç günah işlemesin! Evlendirir, ne olacak?! Hiç haram işlemesin, hiç harama bakmasın, hiç günah işlemesin! Daha iyi değil mi? "Hocam, 12 yaşında evlendirilmez!" Ne olacak? Daha iyi değil mi?

"Hocam, 12 yaşında evlendirilmez!"

Ne olacak?

Evlenmeyecek; 30 yaşına kadar fasık olarak, facir olarak yaşayacak, Evlenmeyecek; 30 yaşına kadar fasık olarak, facir olarak yaşayacak, her gün günah işleyecek, haftada üç defa günah işleyecek.her gün günah işleyecek, haftada üç defa günah işleyecek. Olur mu?! İslâm öyle değil! İslâm'ı anlamak lazım, İslâm'ı yaşamak lazım!Olur mu?! İslâm öyle değil! İslâm'ı anlamak lazım, İslâm'ı yaşamak lazım! İslâm'ın emrine uyan kurtulur, İslâm'ın emrine uymayan da her yerde bunun cezasını çeker! İslâm'ın emrine uyan kurtulur, İslâm'ın emrine uymayan da her yerde bunun cezasını çeker!

Beni İsrail'de ilk fitne kadınlar konusunda olmuştu, biz de aklımızı başımıza toplayalım. Beni İsrail'de ilk fitne kadınlar konusunda olmuştu, biz de aklımızı başımıza toplayalım. Aklımızı başımıza toplamak göze sahip olmakla, ele, dile sahip olmakla olur;Aklımızı başımıza toplamak göze sahip olmakla, ele, dile sahip olmakla olur; ama ön tedbirleri de almakla olur. Ön tedbirleri alırsın. ama ön tedbirleri de almakla olur. Ön tedbirleri alırsın.

Çocuğun babası üzerindeki haklarından bir tanesi ne? Çocuğun babası üzerindeki haklarından bir tanesi ne?

Büyüdüğü zaman, evlat büluğa erdiği zaman baba onu evlendirecek. Büyüdüğü zaman, evlat büluğa erdiği zaman baba onu evlendirecek. Çocuğun hakkı, babanın vazifesi! Çocuğun hakkı, babanın vazifesi!

Bizim derviş, akıllı uslu çocuk üniversitede şartları hazırlıyor, anasına, babasına diyor ki; Bizim derviş, akıllı uslu çocuk üniversitede şartları hazırlıyor, anasına, babasına diyor ki;

"Ben evleneceğim." "Ana beni eversene!" demiyor da, her şeyi hazırlıyor,"Ben evleneceğim."

"Ana beni eversene!" demiyor da, her şeyi hazırlıyor,
iyi bir müslüman namzet buluyor. Baba diyor ki; "Yok, daha seni evlendiremem." iyi bir müslüman namzet buluyor. Baba diyor ki;

"Yok, daha seni evlendiremem."

"Ne olacak?" "Okulunu bitir de, askerliğini yap da, işini bul da… "Ne olacak?"

"Okulunu bitir de, askerliğini yap da, işini bul da…
belanı bul da ondan sonra evlen!.." diyor.belanı bul da ondan sonra evlen!.." diyor. Olmaz ki! Kendisi hazırlayacak, çocuğunu evlendirecek.Olmaz ki! Kendisi hazırlayacak, çocuğunu evlendirecek. O vazifesini yapmıyor. Onun vazifesi, çocuğun da hakkı!O vazifesini yapmıyor. Onun vazifesi, çocuğun da hakkı! O vazifesini yapmıyor, boyuna tehir ediyor. Bana soruyorlar: O vazifesini yapmıyor, boyuna tehir ediyor.

Bana soruyorlar:

"Hocam evlenmek istiyoruz da, bir de şu işimiz vardı. Ne zaman evlenelim?" diyorlar. "Hocam evlenmek istiyoruz da, bir de şu işimiz vardı. Ne zaman evlenelim?" diyorlar.

Ben, bana soranlara; "Yarın evlenin! Daha erken evleneyim diyorsanız bugün evlenin!" diyorum. Ben, bana soranlara;

"Yarın evlenin! Daha erken evleneyim diyorsanız bugün evlenin!" diyorum.

Ya yarın evlenin, daha erken yapabilirseniz bugün evlenin, bitsin.Ya yarın evlenin, daha erken yapabilirseniz bugün evlenin, bitsin. Nikâhlı, normal yolda çabuk evlenin, bu mesele bitsin! Nikâhlı, normal yolda çabuk evlenin, bu mesele bitsin!

Hayatın en mühim meselesi gibi herkesin kafasında büyüttüğü bir meseledir bu evlilik! Hayatın en mühim meselesi gibi herkesin kafasında büyüttüğü bir meseledir bu evlilik!

"Acaba kimle evleneceğim, nasıl olacak, kaşı nasıl olacak, gözü nasıl olacak?.." "Acaba kimle evleneceğim, nasıl olacak, kaşı nasıl olacak, gözü nasıl olacak?.."

Gece gündüz hayalinde, düşünde! Ne oluyor? Ders çalışamaz!Gece gündüz hayalinde, düşünde!

Ne oluyor?

Ders çalışamaz!
Yahu şu meseleyi bitir de adam gibi müslüman ol,Yahu şu meseleyi bitir de adam gibi müslüman ol, ondan sonra işine gücüne bak! Bir ciddi ev adamı ol, aile reisi ol! ondan sonra işine gücüne bak! Bir ciddi ev adamı ol, aile reisi ol! Ondan sonra adam gibi yaşa, namuslu yaşa, müslüman, mütedeyyin yaşa; fâsık yaşama! Ondan sonra adam gibi yaşa, namuslu yaşa, müslüman, mütedeyyin yaşa; fâsık yaşama! Gündüz müslüman, gece günahkâr olma. Allah görüyor.Gündüz müslüman, gece günahkâr olma. Allah görüyor. Başkası görmese bile Allah görüyor. İslâm kötülüğün önünü kapatıyor, iyiliği emrediyor.Başkası görmese bile Allah görüyor.

İslâm kötülüğün önünü kapatıyor, iyiliği emrediyor.
Onlarda İlk fitne kadından olmuş; biz kadından, erkekten, evlilikten,Onlarda İlk fitne kadından olmuş; biz kadından, erkekten, evlilikten, seksten günaha düşmeyelim, tedbirimizi alalım. seksten günaha düşmeyelim, tedbirimizi alalım.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi Peygamber Efendimiz'in yolundan ayırmasın.Allahu Teâlâ hazretleri bizi Peygamber Efendimiz'in yolundan ayırmasın. Sünnetine uymayı, ömrümüzü sevaplı geçirmeyi nasip eylesin. Sünnetine uymayı, ömrümüzü sevaplı geçirmeyi nasip eylesin. Huzuruna sevdiği, razı olduğu kulu olarak varalım.Huzuruna sevdiği, razı olduğu kulu olarak varalım. Rabbimiz bizi Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin.Rabbimiz bizi Peygamber Efendimiz'e komşu eylesin. Cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.

Fâtiha-i şerife meal besmele. Fâtiha-i şerife meal besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2