Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Âhir 1446
22 Aralık 2024
İmsak
06:47
Güneş
08:19
Öğle
13:08
İkindi
15:26
Akşam
17:46
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Deccal’in Tehlikesi ve Peygamber'in (S.A.V) Uyarısı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Deccal’in Tehlikesi ve Peygamber'in (S.A.V) Uyarısı

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm.Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn.

Elhamdülillâhi Rabbi'l-âlemîn.
Ve's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ MuhammedinVe's-salâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmâinve âlihî ve sahbihî ecmâin ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.ve men tebi'ahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd:

Emmâ ba'd:
Aziz ve muhterem kardeşlerim.

Aziz ve muhterem kardeşlerim.
Bu akşam size meraklı bir konuda

Bu akşam size meraklı bir konuda
merakla takip edeceğinizi tahmin ettiğimmerakla takip edeceğinizi tahmin ettiğim bir hadîs-i şerîfi okumak istiyorum.bir hadîs-i şerîfi okumak istiyorum. Ani’n-Nevvâs İbn Sem’âne radıyallahu anhu kâl:

Ani’n-Nevvâs İbn Sem’âne radıyallahu anhu kâl:
Bu hadîs-i şerîf Ensar’dan olan

Bu hadîs-i şerîf Ensar’dan olan
en-Nevvâs İbn Sem’ân radıyallahu anhen-Nevvâs İbn Sem’ân radıyallahu anh tarafından rivayet edilmiş.tarafından rivayet edilmiş. Kâle o zat buyurmuş ki;Kâle o zat buyurmuş ki; Zekera resûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme

Zekera resûlullahi sallallahu aleyhi ve selleme
deccâle zâte ğadâtin ve haffada fîhideccâle zâte ğadâtin ve haffada fîhi ve raffa’a hattâ zanennâhü fî tâifeti’n-nahli.ve raffa’a hattâ zanennâhü fî tâifeti’n-nahli. Fe-lemmâ ruhnâ ileyhi ‘arafe zâlike fînâ fe-kâleFe-lemmâ ruhnâ ileyhi ‘arafe zâlike fînâ fe-kâle mâ şe’neküm kulnâ yâ resûlallahi zekerte’d-deccâlemâ şe’neküm kulnâ yâ resûlallahi zekerte’d-deccâle el-ğadâte fe-haffadta fîhi ve raffa’teel-ğadâte fe-haffadta fîhi ve raffa’te hattâ zanennâhü fî tâifeti’n-nahli.hattâ zanennâhü fî tâifeti’n-nahli. Fe-kâle ğayru’d-deccâli ahvefenî ‘aleykümFe-kâle ğayru’d-deccâli ahvefenî ‘aleyküm in yahruc ve ene fî-küm fe-ene hacîcühû dûneküm.in yahruc ve ene fî-küm fe-ene hacîcühû dûneküm. Ve in harace ve lestü fî-küm fe’m-ruunVe in harace ve lestü fî-küm fe’m-ruun ve hacîcü nefsühû...ve hacîcü nefsühû... Buraya kadar kısmı tercüme edelim.

Buraya kadar kısmı tercüme edelim.
Diyor ki Resûlullah sallallahu aleyhi vessellem;Diyor ki Resûlullah sallallahu aleyhi vessellem; Bir gün bize deccâl’ı anlattı.

Bir gün bize deccâl’ı anlattı.
Deccâl konusunu söyledi bir sabah.Deccâl konusunu söyledi bir sabah. O kadar alçattı, o kadar yükseltti ki, sandık kiO kadar alçattı, o kadar yükseltti ki, sandık ki o Medine’nin hurmalıkları içindedir.o Medine’nin hurmalıkları içindedir. Yani o kadar bize yakındır sandık,Yani o kadar bize yakındır sandık, onun anlatışından öyle sandık.onun anlatışından öyle sandık. Fe-lemmâ ruhnâ ileyhi.

Fe-lemmâ ruhnâ ileyhi.
Biz onun yanına sonra varınca sabahleyin böyle konuştuktan sonra.Biz onun yanına sonra varınca sabahleyin böyle konuştuktan sonra. Arafe zâlike fînâ.Arafe zâlike fînâ. Bizdeki bu tesiri gördüBizdeki bu tesiri gördü Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem.Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vessellem. Çok böyle yakında olacakmış gibi sandığımızı,Çok böyle yakında olacakmış gibi sandığımızı, korktuğumuzu gördü.korktuğumuzu gördü. Dedi ki; Fe-kâle mâ şe’neküm.Dedi ki; Fe-kâle mâ şe’neküm. Haliniz nedir? Bu ne iş? Bu ne durum?Haliniz nedir? Bu ne iş? Bu ne durum? Onlar da dediler ki;

Onlar da dediler ki;
biz dedik ki diyor anlatıyor; Ya Resûlullah!biz dedik ki diyor anlatıyor; Ya Resûlullah! Deccâli bu sabah öyle anlattın, öyle alçattıkça alçalttın,Deccâli bu sabah öyle anlattın, öyle alçattıkça alçalttın, öyle yükselttikçe yükseltin ki, tehlikesinin büyüklüğünü.öyle yükselttikçe yükseltin ki, tehlikesinin büyüklüğünü. Sandık ki biz de bu Tâifeti’n-nahli denilen yerde.Sandık ki biz de bu Tâifeti’n-nahli denilen yerde. Hurmalıkların olduğu yerde sandık.Hurmalıkların olduğu yerde sandık. O kadar yakın olduğunu sandık deyinceO kadar yakın olduğunu sandık deyince Peygamber efendimiz buyurdu ki:Peygamber efendimiz buyurdu ki: Ğayru’d-deccâli ahvefenî ‘aleyküm.

Ğayru’d-deccâli ahvefenî ‘aleyküm.
Deccâl’dan başka bir şey, sizin konunuzda beni korkutuyor.Deccâl’dan başka bir şey, sizin konunuzda beni korkutuyor. İn yahruc ve ene fî-küm.İn yahruc ve ene fî-küm. Eğer deccâl ben sizin aranızda iken çıkacak olursa,Eğer deccâl ben sizin aranızda iken çıkacak olursa, ben sağken çıkacak olursa.ben sağken çıkacak olursa. Fe-ene hacîcühû dûneküm.Fe-ene hacîcühû dûneküm. Ben ona karşı sizi korurum.Ben ona karşı sizi korurum. Sizin siperiniz ben olurum ona karşı.Sizin siperiniz ben olurum ona karşı. Ve in harace ve lestü fî-küm.

Ve in harace ve lestü fî-küm.
Eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra aranızda yokkenEğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra aranızda yokken deccal çıkacak olursa.deccal çıkacak olursa. Fe’m-ruun ve hacîcü nefsühû...Fe’m-ruun ve hacîcü nefsühû... O zaman herkes kendisini ona karşı kendisi siperini bulsun,O zaman herkes kendisini ona karşı kendisi siperini bulsun, kendisini korusun, korur.kendisini korusun, korur. Vallâhu halîfetî ‘alâ külli müslimin.

Vallâhu halîfetî ‘alâ külli müslimin.
Allah benden sonra bütün MüslümanlıkAllah benden sonra bütün Müslümanlık korumak hususunda vekilimdir.korumak hususunda vekilimdir. O korur.O korur. Rabbim korur.Rabbim korur. Her Müslümanı da korur.Her Müslümanı da korur. İnnehû şâbbun katat.İnnehû şâbbun katat. O saçları kıvır kıvırcık olan bir delikanlıdır.O saçları kıvır kıvırcık olan bir delikanlıdır. Aynühû tâiyetün ke-ennî üşebbihihû

Aynühû tâiyetün ke-ennî üşebbihihû
bi-‘abdi’l-‘uzzâ ibni katanin.bi-‘abdi’l-‘uzzâ ibni katanin. O öyle kıvırcık saçları ile gözü deO öyle kıvırcık saçları ile gözü de ileri patlak, fırlamış durumdadır.ileri patlak, fırlamış durumdadır. Ben sanki onu Abdüluzzâ b. Katan’a benzetiyorum.Ben sanki onu Abdüluzzâ b. Katan’a benzetiyorum. Hani bildiğiniz şu aranızda meşhur kişi,Hani bildiğiniz şu aranızda meşhur kişi, malum bir kişi, ona benzetiyorum.malum bir kişi, ona benzetiyorum. Fe-men edrakehû minküm fe’l-yekra’ ‘aleyhi

Fe-men edrakehû minküm fe’l-yekra’ ‘aleyhi
fevâtihu sûrati’l-kehfi.fevâtihu sûrati’l-kehfi. Sizden kim, deccâlin zamanına yetişirse,Sizden kim, deccâlin zamanına yetişirse, ona karşı kehf suresinin başındaki âyetleri okusun.ona karşı kehf suresinin başındaki âyetleri okusun. Fevâtihu sûrati’l-kehfi.Fevâtihu sûrati’l-kehfi. Kehf suresinin başlangıç âyetlerini okusun.Kehf suresinin başlangıç âyetlerini okusun. Sure-i Kehf biliyorsunuzSure-i Kehf biliyorsunuz cuma günleri okuduğumuz süredir.cuma günleri okuduğumuz süredir. Kendim izahı için söylüyorum.Kendim izahı için söylüyorum. Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Kur’an-ı Kerîm’in ortasındadır.Kur’an-ı Kerîm’in ortasındadır. Elhamdü lillâhilleżî enzele ‘alâ ‘abdihi’l-kitâbe

Elhamdü lillâhilleżî enzele ‘alâ ‘abdihi’l-kitâbe
ve lem yec’al lehû ‘ıvecâ.ve lem yec’al lehû ‘ıvecâ. Elhamdü lillâhilleżî diye başlar.

Elhamdü lillâhilleżî diye başlar.
Sonra da ikinci sayfaya devam eder.Sonra da ikinci sayfaya devam eder. Ondan sonra da ashâb-ı kehf’inOndan sonra da ashâb-ı kehf’in durumlarını anlatmaya başlar.durumlarını anlatmaya başlar. Yani ikinci sayfadan itibaren,Yani ikinci sayfadan itibaren, ortasından itibaren ashâb-ı ashâb-ı kehf’inortasından itibaren ashâb-ı ashâb-ı kehf’in durumunu anlatmaya başlar.durumunu anlatmaya başlar. Ashâb-ı kehf kim idi?

Ashâb-ı kehf kim idi?
Kendi zamanlarındaki hükümdarları

Kendi zamanlarındaki hükümdarları
ve yönetimleri kendilerini putperestliğe sürüklemekve yönetimleri kendilerini putperestliğe sürüklemek istediği için onlardan kaçıp mağaraya sığınan,istediği için onlardan kaçıp mağaraya sığınan, bizim rabbimiz Allah’tır, bu putlara biz tapmayız deyip,bizim rabbimiz Allah’tır, bu putlara biz tapmayız deyip, kavminden kaçan insanlardır.kavminden kaçan insanlardır. Yani doğru dinlerini muhafaza etmek içinYani doğru dinlerini muhafaza etmek için çok baskıcı ve kuvvetli zalim olan idaredençok baskıcı ve kuvvetli zalim olan idareden kaçıp mağaraya saklanan insanlardır.kaçıp mağaraya saklanan insanlardır. Ashâb-ı kehf bunlar idi.Ashâb-ı kehf bunlar idi. Onların anlatıldığı sure buOnların anlatıldığı sure bu baş taraflarında bunlar anlatıyor.baş taraflarında bunlar anlatıyor. Bir giriş kısmı var elhamdülillah diye başlıyor.Bir giriş kısmı var elhamdülillah diye başlıyor. Allah’ın varlığını, birliğini, imanı anlatıyor.Allah’ın varlığını, birliğini, imanı anlatıyor. Ondan sonra ashâb-ı kehf’inOndan sonra ashâb-ı kehf’in hallerini anlatmaya başlıyor.hallerini anlatmaya başlıyor. Demek ki; ashâb-ı kehf

Demek ki; ashâb-ı kehf
bizim için bir örnek olacak.bizim için bir örnek olacak. Onları okumak da fayda sağlayacak.Onları okumak da fayda sağlayacak. Ashâb-ı kehf’ten en çok alacağımız ibret nedir?

Ashâb-ı kehf’ten en çok alacağımız ibret nedir?
Size ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar,

Size ne kadar baskı yaparlarsa yapsınlar,
asker baskısı, hükümet baskısı, kanun baskısı,asker baskısı, hükümet baskısı, kanun baskısı, yok kılıç korkusu, asarız, keseriz tehditleri,yok kılıç korkusu, asarız, keseriz tehditleri, yok şu olursunuz, bu olursunuz,yok şu olursunuz, bu olursunuz, bütün bunlara rağmen Allah’a inancından taviz vermemek,bütün bunlara rağmen Allah’a inancından taviz vermemek, inançtan ayrılmamak, o baskılara boyun eğmemek.inançtan ayrılmamak, o baskılara boyun eğmemek. Özeti bu.Özeti bu. O kişiler onlardı yani.O kişiler onlardı yani. Allah onun için onları sevdi.Allah onun için onları sevdi. Şimdi Kehf suresinin başını

Şimdi Kehf suresinin başını
okuyalım, ezberleyelim o halde.okuyalım, ezberleyelim o halde. Şimdi her sabah biz evrâdımızı duamızı okurken,Şimdi her sabah biz evrâdımızı duamızı okurken, Ya Rabbi! Bizi deccâlin fitnesinden koru diyoruz, tamam.Ya Rabbi! Bizi deccâlin fitnesinden koru diyoruz, tamam. Korumanın ilaçlarından birisiKorumanın ilaçlarından birisi Kehf suresinin başlarını ezbere bilmektir.Kehf suresinin başlarını ezbere bilmektir. Bu akşam onun mealini okumaya başlayalım.Bu akşam onun mealini okumaya başlayalım. Ezberi de öğrenelim.Ezberi de öğrenelim. Ezberleyelim de çünküEzberleyelim de çünkü her zaman kitap yanımızda bulunmaz.her zaman kitap yanımızda bulunmaz. Deccâl çıktığı zaman, ezberden okuyabilelim.Deccâl çıktığı zaman, ezberden okuyabilelim. Ben kendim söylüyorum bunları.Ben kendim söylüyorum bunları. Kehf suresinin başını okuyunuz diyor.Kehf suresinin başını okuyunuz diyor. Başlangıç kısımlarını okuyunuz diyor.Başlangıç kısımlarını okuyunuz diyor. Ne kadar âyet olduğunu söylemiyor.Ne kadar âyet olduğunu söylemiyor. Bir âyet, üç âyet, yirmi âyet, on âyet.Bir âyet, üç âyet, yirmi âyet, on âyet. Ama başlangıçları deniliyor diye ifade buyuruyorAma başlangıçları deniliyor diye ifade buyuruyor sallallahu aleyhi vessellem.sallallahu aleyhi vessellem. İnnehû hâricun hal’e beyne’ş-şâmi ve’l-‘ırâkı

İnnehû hâricun hal’e beyne’ş-şâmi ve’l-‘ırâkı
ve ‘âse yemînen ‘âse şimâlen.ve ‘âse yemînen ‘âse şimâlen. O şüphesiz Şam ile Irak arasında bir yoldan çıkacak.O şüphesiz Şam ile Irak arasında bir yoldan çıkacak. Sağa sola, her tarafa, şerrini yaymaya başlayacak.Sağa sola, her tarafa, şerrini yaymaya başlayacak. Yâ ibâdallahi fe’s-bütû.

Yâ ibâdallahi fe’s-bütû.
Ey Müslümanlar!Ey Müslümanlar! Ey Allah’ın Kulları!Ey Allah’ın Kulları! Dininizde sabit olun.Dininizde sabit olun. Sebat edin.Sebat edin. Sakın ha gevşemeyin.Sakın ha gevşemeyin. Kanmayın.Kanmayın. Dininizden ayrılmayın, kopmayın.Dininizden ayrılmayın, kopmayın. Baskılardan yılmayın.Baskılardan yılmayın. Aman ha! Ey Allah’ın Kulları!Aman ha! Ey Allah’ın Kulları! Aman sağlam basın.Aman sağlam basın. Bastığınız yerde sağlam durunBastığınız yerde sağlam durun diyor Peygamber efendimiz.diyor Peygamber efendimiz. Kulnâ yâ resûlullahi ve mâ lübsühü fi’l-ardı.

Kulnâ yâ resûlullahi ve mâ lübsühü fi’l-ardı.
Onun yeryüzünde bu faaliyeti,Onun yeryüzünde bu faaliyeti, kalması ne kadar olacak bu deccâlin? .kalması ne kadar olacak bu deccâlin? . Çıktıktan sonra, kalması ne müddet olacak?Çıktıktan sonra, kalması ne müddet olacak? Kâle erba’ûne yevmen.Kâle erba’ûne yevmen. Kırk gün olacak.Kırk gün olacak. Amma. Yevmün ke-senetin.Amma. Yevmün ke-senetin. Bir gün, bir yıl gibi.Bir gün, bir yıl gibi. Ve yevmün ke-şehrin. Yine bir gün, bir ay gibi.

Ve yevmün ke-şehrin. Yine bir gün, bir ay gibi.
Ve yevmün ke-cuma’atin.Ve yevmün ke-cuma’atin. Bir günde sanki bir cuma günü gibi, bir hafta günü gibi.Bir günde sanki bir cuma günü gibi, bir hafta günü gibi. Ve sâiru eyyâmihî eyyâmiküm.Ve sâiru eyyâmihî eyyâmiküm. Diğer günleri de bildiğiniz miktardakiDiğer günleri de bildiğiniz miktardaki size malum olan günler gibi.size malum olan günler gibi. Demek ki ilk günü çok uzun, bir sene gibi.Demek ki ilk günü çok uzun, bir sene gibi. İkincisi biraz kısalıyor ama yine uzun, bir ay gibi.İkincisi biraz kısalıyor ama yine uzun, bir ay gibi. Üçüncüsü cuma gibi.Üçüncüsü cuma gibi. Dördüncüsü bildiğiniz günler gibi.Dördüncüsü bildiğiniz günler gibi. Cuma günü öteki günlerden biraz daha değerli, kıymetliCuma günü öteki günlerden biraz daha değerli, kıymetli olduğundan, onun bir başkalığı bilmediğimiz var,olduğundan, onun bir başkalığı bilmediğimiz var, onu da üçüncü uzunlukta olarak söyledi.onu da üçüncü uzunlukta olarak söyledi. Kulnâ yâ resûlallahi

Kulnâ yâ resûlallahi
Biz dedik ki; Ey Allah’ın Resûlu!Biz dedik ki; Ey Allah’ın Resûlu! Yani bir cuma gibidir dediği,Yani bir cuma gibidir dediği, belki de bir cumadan bir cumaya kadar bir hafta demekbelki de bir cumadan bir cumaya kadar bir hafta demek manasına da olabilir,manasına da olabilir, çünkü öteki günler sizin günleriniz gibi değil ki,çünkü öteki günler sizin günleriniz gibi değil ki, cuma da bir gün.cuma da bir gün. Birinci günü bir yıl gibi.

Birinci günü bir yıl gibi.
İkinci günü bir ay gibi.İkinci günü bir ay gibi. Üçüncü günü bir hafta gibi.Üçüncü günü bir hafta gibi. Ondan sonraki günleri de öyle gidecek.Ondan sonraki günleri de öyle gidecek. Ama bu bir sene gibi demekten murad,Ama bu bir sene gibi demekten murad, nasıl, neyin nesi, Allah bilir.nasıl, neyin nesi, Allah bilir. Bir gün bir sene gibi uzun olan bir gün.Bir gün bir sene gibi uzun olan bir gün. Bir sene, bir ay daha, bir hafta daha 37,Bir sene, bir ay daha, bir hafta daha 37, ondan sonra da 37 gün daha filan.ondan sonra da 37 gün daha filan. Yani 355 artı 74,Yani 355 artı 74, 479 gibi yani.479 gibi yani. Allah bilir.Allah bilir. Böyle sözleri aynen naklediyorum ki,Böyle sözleri aynen naklediyorum ki, belki zamanı gelince, böyle bir şeyle karşılaşan bir kimse olursa,belki zamanı gelince, böyle bir şeyle karşılaşan bir kimse olursa, bu bantı dinleyenlerden filan, ha bakbu bantı dinleyenlerden filan, ha bak diye bir şeyler sezinlesin.diye bir şeyler sezinlesin. Efendimizin sözlerini aynen söylüyorum.Efendimizin sözlerini aynen söylüyorum. Fe-zâlike’l-yevmüllezî ke-senetin e-tekfînâ

Fe-zâlike’l-yevmüllezî ke-senetin e-tekfînâ
fîhi salâtü yevmin.fîhi salâtü yevmin. Sormuşlar.Sormuşlar. Şimdi meraklı ya sahâbe-i kirâm.Şimdi meraklı ya sahâbe-i kirâm. Efendimizde ne kadar tatlı anlatıyor mübarekEfendimizde ne kadar tatlı anlatıyor mübarek ne kadar heyecanlı kim bilir?ne kadar heyecanlı kim bilir? Demişler ki bir sene gibi olan günde Ya Resûlullah!Demişler ki bir sene gibi olan günde Ya Resûlullah! Bize bir günün namazı gibi namaz kılmakBize bir günün namazı gibi namaz kılmak yeterli mi yani 5 defa namaz kılmak.yeterli mi yani 5 defa namaz kılmak. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, o kadar yeterli mi?Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı, o kadar yeterli mi? Bir sene gibi olacak.Bir sene gibi olacak. Kâle lâ. Yetmez. Hayır yetmez.

Kâle lâ. Yetmez. Hayır yetmez.
Ükdürû lehû kadrehû.Ükdürû lehû kadrehû. Yirmi dört saatte 5 vakit olma hesabına göre,Yirmi dört saatte 5 vakit olma hesabına göre, namaz vakitlerini öyle takdir edin diyor.namaz vakitlerini öyle takdir edin diyor. Bu da önemli.Bu da önemli. Demek ki o zaman dünyanın dönüşününDemek ki o zaman dünyanın dönüşünün hızında filan değişiklik olacak.hızında filan değişiklik olacak. Bir tesir gelecek.Bir tesir gelecek. Bir şey olacak, bir şey olacak.Bir şey olacak, bir şey olacak. Yani namaz vakitlerini, daha gelmiyor, takdir edeceksin artık.Yani namaz vakitlerini, daha gelmiyor, takdir edeceksin artık. 24 saatte 5 vakit kıldığıma göre diye,24 saatte 5 vakit kıldığıma göre diye, onu öyle şu vakitte oluyordu,onu öyle şu vakitte oluyordu, bundan önceki gün filan diye takdir edeceksin.bundan önceki gün filan diye takdir edeceksin. Buradan ne çıkar?

Buradan ne çıkar?
Böldük şimdi hadîs-i şerifi.Böldük şimdi hadîs-i şerifi. Bundan ne hüküm çıkar, bu sözden,Bundan ne hüküm çıkar, bu sözden, efendimizin bu ifadesinden, bu cevabından?efendimizin bu ifadesinden, bu cevabından? Dünyanın bazı yerlerinde,Dünyanın bazı yerlerinde, eğer gündüz çok uzun ise.eğer gündüz çok uzun ise. Olur mu Seyhan?Olur mu Seyhan? Olur. Kutuplarda.Olur. Kutuplarda. Altı ay gündüz oldu, güneş batmadı, güneş karşında,Altı ay gündüz oldu, güneş batmadı, güneş karşında, ufkun aşağısına yaklaşıyor, batacak gibi,ufkun aşağısına yaklaşıyor, batacak gibi, tekrar çıkıyor, tekrar.tekrar çıkıyor, tekrar. Oralara kadar biz gitmedik İsveç'te ama.Oralara kadar biz gitmedik İsveç'te ama. İsveç'te Norveç de oralara gidildiği zaman,İsveç'te Norveç de oralara gidildiği zaman, altı ay güneş batmıyor.altı ay güneş batmıyor. Zigzag yapıyor. Yukarı çıkıyor.Zigzag yapıyor. Yukarı çıkıyor. Aşağıya iner gibi yapıyor. Dönüyor.Aşağıya iner gibi yapıyor. Dönüyor. Altı ay güneş batmıyor.Altı ay güneş batmıyor. Ondan sonra mevsim değişip battığı zaman da,Ondan sonra mevsim değişip battığı zaman da, altı ay güneşi hiç görmüyorlar.altı ay güneşi hiç görmüyorlar. Alaca bir karanlık.Alaca bir karanlık. Altı ay güneş hiç yok.Altı ay güneş hiç yok. Altı ay gece, altı ay gündüz.Altı ay gece, altı ay gündüz. Şimdi bunlar altı ayda, bir gün gibi sayıp da, şey mi yapacaklar?

Şimdi bunlar altı ayda, bir gün gibi sayıp da, şey mi yapacaklar?
Hayır. Hesaplayacaklar ötekiHayır. Hesaplayacaklar öteki namazların tabii olarak kılındığınamazların tabii olarak kılındığı yerlere göre diye hesaplayacaklar.yerlere göre diye hesaplayacaklar. İşte buradan çıkıyor.İşte buradan çıkıyor. Onun için şimdi İsveç’in bazı yerlerinde

Onun için şimdi İsveç’in bazı yerlerinde
namaz vakitleri teşekkül etmiyor demiş.namaz vakitleri teşekkül etmiyor demiş. Yatsının şartları olmuyor ki yatsı kılınmaz.Yatsının şartları olmuyor ki yatsı kılınmaz. Öyle değil.Öyle değil. Bak burada peygamber efendimiz; hesap edersiniz diyor.Bak burada peygamber efendimiz; hesap edersiniz diyor. Yatsının şartları dediği ne?

Yatsının şartları dediği ne?
Güneşin battığı tarafa bakacaksın.

Güneşin battığı tarafa bakacaksın.
Battığı taraftaki güneşin battığından sonrakiBattığı taraftaki güneşin battığından sonraki kırmızılık, sarılık, aydınlık, bir müddet sonra bitiyor,kırmızılık, sarılık, aydınlık, bir müddet sonra bitiyor, orası da karanlık oluyor, tam gece oluyor, yatsı geldi.orası da karanlık oluyor, tam gece oluyor, yatsı geldi. Orada hafif aydınlık varken daha akşam olmamış.Orada hafif aydınlık varken daha akşam olmamış. Güneş battı ama güneş battığı yer oraları daha aydınlık,Güneş battı ama güneş battığı yer oraları daha aydınlık, kırmızımsı filan böyle güneşin battığı yer belli oluyor.kırmızımsı filan böyle güneşin battığı yer belli oluyor. Daha akşam vakti.Daha akşam vakti. Şimdi tamam.

Şimdi tamam.
Bu kırmızılık hiç kaybolmuyor, bazı yerlerde.Bu kırmızılık hiç kaybolmuyor, bazı yerlerde. Burada güneş daha kırmızılık kaybolmadan yatsının vaktiBurada güneş daha kırmızılık kaybolmadan yatsının vakti girdi mi girmedi mi derken, bu sefer bu taraftangirdi mi girmedi mi derken, bu sefer bu taraftan ufuk kızarmaya başlıyor, güneş doğuyor.ufuk kızarmaya başlıyor, güneş doğuyor. Al başına sorun.Al başına sorun. Haydi, bakalım ne yapacaksın şimdi?

Haydi, bakalım ne yapacaksın şimdi?
Burada yatsının vakti olmadan,Burada yatsının vakti olmadan, şu taraftan sabahın vakti giriveriyor.şu taraftan sabahın vakti giriveriyor. Hocam böyle şey olur mu?Hocam böyle şey olur mu? Oldu bile.Oldu bile. Benim şu garip başıma geldi bile.Benim şu garip başıma geldi bile. Uçağa bindim. Amerika’dan akşam vaktinde,Uçağa bindim. Amerika’dan akşam vaktinde, akşamı kıldım, yatsının vaktini bekliyorum, abdestim var,akşamı kıldım, yatsının vaktini bekliyorum, abdestim var, yatsıyı kılayım falan diye, böyle şeye doğru gidiyor uçak,yatsıyı kılayım falan diye, böyle şeye doğru gidiyor uçak, Avrupa burada olduğu için, böyle gitmiyor,Avrupa burada olduğu için, böyle gitmiyor, dünyanın takkesinin üstünden gidiyor,dünyanın takkesinin üstünden gidiyor, tepesinden gidiyor, yanağından, burnundan gitmiyor.tepesinden gidiyor, yanağından, burnundan gitmiyor. Anlatabildim mi?

Anlatabildim mi?
Avrupa burada yakın, burada olduğundan.Avrupa burada yakın, burada olduğundan. Biz tabi haritada açılmış olduğundanBiz tabi haritada açılmış olduğundan Amerika’nın yanında Avrupa var sanıyoruz.Amerika’nın yanında Avrupa var sanıyoruz. Değil. Bu tarafta. Arka tarafta.Değil. Bu tarafta. Arka tarafta. Bilmeyen anlamaz bu işi.Bilmeyen anlamaz bu işi. Buradan böyle gittiği için,Buradan böyle gittiği için, takke tarafına doğru, tepe tarafına doğru gittiğinden,takke tarafına doğru, tepe tarafına doğru gittiğinden, sol tarafta ben güneşin battığı yeri gördüm, battığını da gördüm.sol tarafta ben güneşin battığı yeri gördüm, battığını da gördüm. Oradaki kızarıklığı da görüyorum.Oradaki kızarıklığı da görüyorum. Şu kızarıklık gitse de Allahu Ekber yatsı namazına dursam diyorum ben.Şu kızarıklık gitse de Allahu Ekber yatsı namazına dursam diyorum ben. Onu öyle bakarken, beklerken bir de ne göreyim?Onu öyle bakarken, beklerken bir de ne göreyim? Bu taraftaki pencereden ufuk kızarmaya başladı, fecir attı.

Bu taraftaki pencereden ufuk kızarmaya başladı, fecir attı.
Yani imsak vakti kesildi.Yani imsak vakti kesildi. Sabah namazının vakti girdi.Sabah namazının vakti girdi. Daha akşamı kıldım, yatsıyı kılmadan,Daha akşamı kıldım, yatsıyı kılmadan, sabahın vakti girdi, başıma geldi.sabahın vakti girdi, başıma geldi. Aha şu takkemin, şu sarığımın altındaki garip başıma,Aha şu takkemin, şu sarığımın altındaki garip başıma, garibanın şeyi diyoruz ya hani arsası, evi,garibanın şeyi diyoruz ya hani arsası, evi, çapalama, tarlasını çapalamak.çapalama, tarlasını çapalamak. Hemen ne yaptım?

Hemen ne yaptım?
Bir telaş, apar topar, yatsı namazını kıldım.Bir telaş, apar topar, yatsı namazını kıldım. Çünkü yatsı namazının vakti olmadı.Çünkü yatsı namazının vakti olmadı. Kıldım yatsı namazımı.Kıldım yatsı namazımı. Biraz sonra da sabah namazını kıldım.Biraz sonra da sabah namazını kıldım. Biraz sonra da güneş doğdu.Biraz sonra da güneş doğdu. Yani dünyanın yuvarlaklığı, dört köşe olmaması,Yani dünyanın yuvarlaklığı, dört köşe olmaması, silindir gibi değil, boru gibi değil, tepesi kesik değil,silindir gibi değil, boru gibi değil, tepesi kesik değil, top gibi olması sorun çıkartıyor, acayip şeyler çıkıyor.top gibi olması sorun çıkartıyor, acayip şeyler çıkıyor. Kutuplarda da altı ay gündüz, altı ay gece.

Kutuplarda da altı ay gündüz, altı ay gece.
Ne olacak? Oh yaşadık. Namaz kılmayacağız.Ne olacak? Oh yaşadık. Namaz kılmayacağız. Öyle saçma şey mi olur?Öyle saçma şey mi olur? Kıyaslayacaksın. Aşağıda, en yakın şehirde,Kıyaslayacaksın. Aşağıda, en yakın şehirde, beş vakit namazın olduğu şehre uyduracaksın kendini.beş vakit namazın olduğu şehre uyduracaksın kendini. Öyle kılacaksın.Öyle kılacaksın. Onun için buradan çıkıyor işte al sana kaynağı.Onun için buradan çıkıyor işte al sana kaynağı. Neye göre çıktı? Peygamber efendimizNeye göre çıktı? Peygamber efendimiz kıyas edersiniz dedi.kıyas edersiniz dedi. Tamam mı? Sorarlarsa sağlam konuşun.Tamam mı? Sorarlarsa sağlam konuşun. Üsbütâ yâ ibâdallahi.

Üsbütâ yâ ibâdallahi.
Ayağınızı sağlam basın ha.Ayağınızı sağlam basın ha. Sakın öyle sarsılmayın sonra.Sakın öyle sarsılmayın sonra. Kulnâ yâ resûlallâhi ve mâ isrâ’uhû fi’l-ardı.Kulnâ yâ resûlallâhi ve mâ isrâ’uhû fi’l-ardı. Ya Resûlullah! Bu deccâlin.Ya Resûlullah! Bu deccâlin. Irak’la Şam arasından çıkacak da, sağa sola yayılacak buyurdunuz.Irak’la Şam arasından çıkacak da, sağa sola yayılacak buyurdunuz. Gidişi nasıldır sürati?Gidişi nasıldır sürati? Deccâl yayılıyor.Deccâl yayılıyor. Sürati ne kadardır? Yayılması?Sürati ne kadardır? Yayılması? Kâle ke-ğaysin istedberethü’r-rîhu

Kâle ke-ğaysin istedberethü’r-rîhu
fe-ye’tî ‘ale’l-kavmi fe-yed’ûhümfe-ye’tî ‘ale’l-kavmi fe-yed’ûhüm fe-yü’minûne bi-hî.fe-yü’minûne bi-hî. Rüzgârın kendisinin önüne katıp sürüklediğiRüzgârın kendisinin önüne katıp sürüklediği bulut gibidir, yayılışı dünyaya deccâlin.bulut gibidir, yayılışı dünyaya deccâlin. Rüzgâr böyle bulutu önüne sürüp,Rüzgâr böyle bulutu önüne sürüp, hızlı hızlı götürdüğü gibidir,hızlı hızlı götürdüğü gibidir, deccâlin sağa sola etrafa yayılışı, süratle.deccâlin sağa sola etrafa yayılışı, süratle. Bir kavme gelir, bir topluluğaBir kavme gelir, bir topluluğa onları kendisine inanmaya çağırır, kandırır.onları kendisine inanmaya çağırır, kandırır. Fe-yü’minûne bi-hî. İnanırlar.Fe-yü’minûne bi-hî. İnanırlar. Fe-yesticîbûne le-hû.Fe-yesticîbûne le-hû. Ona katılırlar.Ona katılırlar. Onun şeyine tabi olurlar.Onun şeyine tabi olurlar. Müsbet, olumlu bakarlar, onun davetine.Müsbet, olumlu bakarlar, onun davetine. Fe-ye’müru’s-semâe. Dikkat edin!

Fe-ye’müru’s-semâe. Dikkat edin!
Deccâl semaya emreder, buyurur.Deccâl semaya emreder, buyurur. Fe-tümturu ve’l-arda fe-tünbitü.Fe-tümturu ve’l-arda fe-tünbitü. Göğe emreder şakır şakır yağmur yağar,Göğe emreder şakır şakır yağmur yağar, yere emreder yer ot bitirir.yere emreder yer ot bitirir. Şu deccâlin işine bak.Şu deccâlin işine bak. Şimdi inananlar bunu delil sanacak.Şimdi inananlar bunu delil sanacak. Gökten yağmur yağdırıyor diyecekler.Gökten yağmur yağdırıyor diyecekler. Yerden bitki bitiriyor diyecekler.Yerden bitki bitiriyor diyecekler. Gördün mü belayı, fitneyi?Gördün mü belayı, fitneyi? Deccâl fitnesi miymiş tam?Deccâl fitnesi miymiş tam? Göğe emrediyor, yağmur yağıyor.Göğe emrediyor, yağmur yağıyor. Yere emrediyor bitki bitiyor.Yere emrediyor bitki bitiyor. Ve terûhu ‘aleyhim sârihatühüm

Ve terûhu ‘aleyhim sârihatühüm
atvele mâ kânet zürâ.atvele mâ kânet zürâ. Hayvanları otlağa çıkmış olan,Hayvanları otlağa çıkmış olan, insanların hayvanları, en iyi beslenmiş,insanların hayvanları, en iyi beslenmiş, sütlenmiş olarak dönerler.sütlenmiş olarak dönerler. Bereket oluyor hayvanların sütlerinde mütlerinde.Bereket oluyor hayvanların sütlerinde mütlerinde. Ondan sonra memeleri süt dolmuş olarak gelirler.Ondan sonra memeleri süt dolmuş olarak gelirler. Sonra; Ve esbeğahû durû’an ve emeddehû havâsıra.Sonra; Ve esbeğahû durû’an ve emeddehû havâsıra. Bunlar hep şey tabirleri hayvan besleyen insanların.Bunlar hep şey tabirleri hayvan besleyen insanların. Hayvanların yan böğürleri de sımsıkı böyle besililikten dolar.Hayvanların yan böğürleri de sımsıkı böyle besililikten dolar. Besili, memeler sütlü,Besili, memeler sütlü, boşluklar et dolmuş, böyle yaniboşluklar et dolmuş, böyle yani hayvanlarda da bir şey var.hayvanlarda da bir şey var. Sümme ye’ti’l-kavme.

Sümme ye’ti’l-kavme.
Sonra diğer bir topluma gider.Sonra diğer bir topluma gider. Fe-yed’ûhüm.Fe-yed’ûhüm. Bana inanın der bu deccâl.Bana inanın der bu deccâl. Fe-yerüddûne ‘aleyhi kavlühû.Fe-yerüddûne ‘aleyhi kavlühû. Hadi ya derler onlar da.Hadi ya derler onlar da. Deccâle inanmazlar.Deccâle inanmazlar. Demek ki deccâl meselesini bilen,Demek ki deccâl meselesini bilen, imanlı kimseler, bu inanmayanlar.imanlı kimseler, bu inanmayanlar. Fe-yerüddûne ‘aleyhi kavlühû.Fe-yerüddûne ‘aleyhi kavlühû. Sözlerini, iddialarını, reddederler deccâlin.Sözlerini, iddialarını, reddederler deccâlin. Fe-yensarifü ‘anhüm.Fe-yensarifü ‘anhüm. Deccâl onların yanından çekilir.Deccâl onların yanından çekilir. Fe-yüsbihûne mümhılîne

Fe-yüsbihûne mümhılîne
leyse bi-eydîhim şey’ün min emvâlihim.leyse bi-eydîhim şey’ün min emvâlihim. Deccâl gider ama o topluluktan, yağmur yağmaz,Deccâl gider ama o topluluktan, yağmur yağmaz, kıtlık baş gösterir, ellerinde hiç varlık mal kalmaz.kıtlık baş gösterir, ellerinde hiç varlık mal kalmaz. Yağmur yağmayınca hayvanlar ölüyor filan diyelim yani,Yağmur yağmayınca hayvanlar ölüyor filan diyelim yani, beslenmiyor diyelim.beslenmiyor diyelim. Mal kalmaz.Mal kalmaz. Ne olacak şimdi?Ne olacak şimdi? İnananlara bolluk bereket, et, süt, bolluk, refah.İnananlara bolluk bereket, et, süt, bolluk, refah. İnanmayanların da her türlü mahrumiyet içinde olması.İnanmayanların da her türlü mahrumiyet içinde olması. İmtihan, fitne.İmtihan, fitne. Yani Allah dilese böyle yaptırtmaz ama.Yani Allah dilese böyle yaptırtmaz ama. Böyle oluyor.Böyle oluyor. Bu durumda deccâlin sahtekârlığını anlamak zor yani.Bu durumda deccâlin sahtekârlığını anlamak zor yani. Ve yemurru bi’l-haribeti.

Ve yemurru bi’l-haribeti.
Harabe bir yere uğrar deccâl.Harabe bir yere uğrar deccâl. Ve yekûlü lehâ.Ve yekûlü lehâ. O harabe yere der ki:O harabe yere der ki: Ahricî künûzeki fe-tetbe’uhû künûzühâAhricî künûzeki fe-tetbe’uhû künûzühâ ke-ye’âsîbi’n-nahli.ke-ye’âsîbi’n-nahli. Virane bir yere uğrar, o yere der ki;Virane bir yere uğrar, o yere der ki; hazinelerini çıkart dışarıya.hazinelerini çıkart dışarıya. Hazineler yerin içinden çıkarlar.Hazineler yerin içinden çıkarlar. Arı reislerinin peşine takılıpArı reislerinin peşine takılıp oğul halinde gittikleri gibi, deccâlin peşine giderler.oğul halinde gittikleri gibi, deccâlin peşine giderler. Hazineler, zenginlikler.Hazineler, zenginlikler. Bakalım bu remizleri nasıl değerlendireceksiniz?Bakalım bu remizleri nasıl değerlendireceksiniz? Bunların hepsi Allahu âlem anlamı var yani.Bunların hepsi Allahu âlem anlamı var yani. Sümme yed’û racülen mümtessilen şebâben.

Sümme yed’û racülen mümtessilen şebâben.
Genç görünümlü bir adamı çağırır.Genç görünümlü bir adamı çağırır. Gel buraya. Fe-yadribühû bi’s-seyfi.Gel buraya. Fe-yadribühû bi’s-seyfi. Keser bunu kılıçla, adamı.Keser bunu kılıçla, adamı. Fe-yakta’uhû cer’ateyni remyete’l-ğaradi.Fe-yakta’uhû cer’ateyni remyete’l-ğaradi. Onu kılıçla ikiye parçalar.Onu kılıçla ikiye parçalar. Parçaları bir ok atımı uzaklığında birbirinden ayrılır.Parçaları bir ok atımı uzaklığında birbirinden ayrılır. Yakında değil.Yakında değil. Hüneri iyice inandırıcı olsun diye,Hüneri iyice inandırıcı olsun diye, hayvanı kestikten sonra birisi o tarafa,hayvanı kestikten sonra birisi o tarafa, birisi o tarafa parçalar gider, işin zorluklarına bak.birisi o tarafa parçalar gider, işin zorluklarına bak. Sümme yed’ûhü.

Sümme yed’ûhü.
Sonra gelin bir araya der.Sonra gelin bir araya der. Fe-yukbilü ve yetehellelü vechühû yadhakü.Fe-yukbilü ve yetehellelü vechühû yadhakü. Sonra bir araya gel der.Sonra bir araya gel der. O da yüzü pırıl pırıl gülerek gelir.O da yüzü pırıl pırıl gülerek gelir. Böyle yüzü ışıldayarak gelir.Böyle yüzü ışıldayarak gelir. Kesilen parçaları bir o tarafa, bir o tarafa ayrılan, öyle gelir.Kesilen parçaları bir o tarafa, bir o tarafa ayrılan, öyle gelir. Ah şuram acıyor, buram acıyor, demin kesikti filan değil,Ah şuram acıyor, buram acıyor, demin kesikti filan değil, gülerek gelir.gülerek gelir. Fe-beynemâ hüve kezâlik.Fe-beynemâ hüve kezâlik. O böyle bu işleri yaparken.O böyle bu işleri yaparken. İz be’asallâhü teâle’l mesîha’b-ne meryeme.

İz be’asallâhü teâle’l mesîha’b-ne meryeme.
Sallallahu aleyhi ve sellem.Sallallahu aleyhi ve sellem. O böyle ortalığı kandırıp dururken,O böyle ortalığı kandırıp dururken, keserek, toplayarak, yağmur yağdırıp ot bitirterek.keserek, toplayarak, yağmur yağdırıp ot bitirterek. İnanmayanlarda sıkıntılarla şey yaparken.İnanmayanlarda sıkıntılarla şey yaparken. Derken Cenâb-ı Hak Meryem’in oğlu İsa aleyhisselamı gönderir.Derken Cenâb-ı Hak Meryem’in oğlu İsa aleyhisselamı gönderir. Fe-yenzilü ‘ınde’l-menâreti’l-beydâiFe-yenzilü ‘ınde’l-menâreti’l-beydâi eş-şargiyye dımaşke beyne mehrûdeteyni.eş-şargiyye dımaşke beyne mehrûdeteyni. Dımaşk da, Şam da, doğusunda Ak minarenin yanındaki,Dımaşk da, Şam da, doğusunda Ak minarenin yanındaki, boyanmış iki elbise içinde,boyanmış iki elbise içinde, ellerini iki meleğin kanatları üzerine koymuşellerini iki meleğin kanatları üzerine koymuş bir vaziyette İsa aleyhisselam iner.bir vaziyette İsa aleyhisselam iner. Tarif edilen böyle bu şekilde.Tarif edilen böyle bu şekilde. Vâdı’an keffeyhi ‘alâ ecnihati melekeyni.

Vâdı’an keffeyhi ‘alâ ecnihati melekeyni.
İki meleğin kanatı üzerine,İki meleğin kanatı üzerine, ellerini koyarak, Şam’a İsa aleyhisselam iner.ellerini koyarak, Şam’a İsa aleyhisselam iner. İzâ ta’ta’a re’sehû katara

İzâ ta’ta’a re’sehû katara
ve izâ rafe’ahû tahaddere minhüve izâ rafe’ahû tahaddere minhü cümanün ke’l-lü’lüi.cümanün ke’l-lü’lüi. İsa aleyhisselam, başına aşağıya doğru eğince su damlar,İsa aleyhisselam, başına aşağıya doğru eğince su damlar, yukarıya kaldırdığı zaman inci taneleri dökülür,yukarıya kaldırdığı zaman inci taneleri dökülür, inci tanesi gibi sular dökülür,inci tanesi gibi sular dökülür, başını şey yaptığı zaman, inciler dökülür.başını şey yaptığı zaman, inciler dökülür. Fe-lâ yasılü li-kâfirin.

Fe-lâ yasılü li-kâfirin.
O da silinmiş bir şey var, kelime okunmuyor.O da silinmiş bir şey var, kelime okunmuyor. Onun nefesinin kokusunu hangi kâfir duyarsa mutlaka ölür.Onun nefesinin kokusunu hangi kâfir duyarsa mutlaka ölür. Kâfir, inanmayan mutlaka ölür.Kâfir, inanmayan mutlaka ölür. İsa aleyhisselam nefesini şey yapan.İsa aleyhisselam nefesini şey yapan. Ve nefesühû yentehî haysü yentehî tarfuhû.Ve nefesühû yentehî haysü yentehî tarfuhû. Gözünün eriştiği yere nefesi erişir.Gözünün eriştiği yere nefesi erişir. Nefesühû.Nefesühû. Gözünün eriştiği yere erişir.Gözünün eriştiği yere erişir. O nefesi duyan da ölür.O nefesi duyan da ölür. Fe-yatlıbühû hattâ yudrikehû bi-babi

Fe-yatlıbühû hattâ yudrikehû bi-babi
lüddin fe-yaktülühû.lüddin fe-yaktülühû. Deccâlı arar, İsa aleyhisselam.Deccâlı arar, İsa aleyhisselam. Ve onu Bâbul Lût denilen yerde,Ve onu Bâbul Lût denilen yerde, Lût kapısı adı verilen yerde yakalar.Lût kapısı adı verilen yerde yakalar. Deccâl’ı öldürür.Deccâl’ı öldürür. Hazreti İsa aleyhisselam öldürür.Hazreti İsa aleyhisselam öldürür. Sümme ye’tî îsâ sallallâhu ‘aleyhi ve selleme kavmen.Sümme ye’tî îsâ sallallâhu ‘aleyhi ve selleme kavmen. Sonra İsa aleyhisselam, bir topluluğa gelir.Sonra İsa aleyhisselam, bir topluluğa gelir. Öyle bir topluluk ki; Kad asamehümüllahü minhü.Öyle bir topluluk ki; Kad asamehümüllahü minhü. Allah onları, şeytanın, deccâl’in fitnesinden korumuş.Allah onları, şeytanın, deccâl’in fitnesinden korumuş. Yani deccâl’a inanmamış, imanda kalmış,Yani deccâl’a inanmamış, imanda kalmış, bozulmamış ama zarara uğramış o yüzden,bozulmamış ama zarara uğramış o yüzden, bir topluluğa gelir.bir topluluğa gelir. Fe-yemsehu ‘an vücûhihim.

Fe-yemsehu ‘an vücûhihim.
Yüzlerine mesh eder.Yüzlerine mesh eder. Ve yühaddisühüm bi-derecâtihim fi’l-cenneti.Ve yühaddisühüm bi-derecâtihim fi’l-cenneti. Ve kendilerine cennetteki derecelerini haber verir.Ve kendilerine cennetteki derecelerini haber verir. Ve yühaddisühüm bi-derecâtihim fi’l-cenneti.Ve yühaddisühüm bi-derecâtihim fi’l-cenneti. Yani siz iyi ki deccâla uymadınız.Yani siz iyi ki deccâla uymadınız. Siz kurtuldunuz.Siz kurtuldunuz. Size cennette şu dereceler var diyeSize cennette şu dereceler var diye yüzlerini sıvazlayıp, onlara cennetteki derecelerini haber verir.yüzlerini sıvazlayıp, onlara cennetteki derecelerini haber verir. Fe-beynemâ hüve kezâlik.

Fe-beynemâ hüve kezâlik.
O böyle devam ederken,O böyle devam ederken, İz evhallahü teâlâ ilâ ‘îsâ sallallahu aleyhi ve selleme.İz evhallahü teâlâ ilâ ‘îsâ sallallahu aleyhi ve selleme. O zaman İsa aleyisselam Allah vahy eder;O zaman İsa aleyisselam Allah vahy eder; Ennî kad ahrectü ‘ıbâden lîEnnî kad ahrectü ‘ıbâden lî la yedâni li-ehadinla yedâni li-ehadin bi-kıtâlihim fe-harriz ‘ıbâdî ile’t-tûri.bi-kıtâlihim fe-harriz ‘ıbâdî ile’t-tûri. İsa aleyhisselam’a der ki Cenâb-ı Hak;İsa aleyhisselam’a der ki Cenâb-ı Hak; Ben bazı kullar yarattım gönderiyorum.Ben bazı kullar yarattım gönderiyorum. Onlarla hiçbir kimsenin mücadele etme takati, imkânı yoktur.Onlarla hiçbir kimsenin mücadele etme takati, imkânı yoktur. Musallat ettim o kullarla.Musallat ettim o kullarla. Sen etrafındaki müminlerle Tûr dağında orada dur diye,Sen etrafındaki müminlerle Tûr dağında orada dur diye, orada onu beklemesini emir buyurur Allahu Teâlâ hazretleri.orada onu beklemesini emir buyurur Allahu Teâlâ hazretleri. Bazı yeryüzüne yayılacak bazı kullar yarattım.Bazı yeryüzüne yayılacak bazı kullar yarattım. Onların önünde kimse duramaz.Onların önünde kimse duramaz. Sen orada dur.Sen orada dur. Tûr dağının çevresinden ayrılma diye.Tûr dağının çevresinden ayrılma diye. Ve yeb’asullahü ye’cûce ve me’cûce

Ve yeb’asullahü ye’cûce ve me’cûce
ve hüm min külli hadebin yensilûne.ve hüm min külli hadebin yensilûne. İşte o zaman Ye’cûc ve Me’cûc’ü Allah gönderir.İşte o zaman Ye’cûc ve Me’cûc’ü Allah gönderir. Ye’cûc çıkacak Me’cûc çıkacak diyoruz ya, duyduğumuz.Ye’cûc çıkacak Me’cûc çıkacak diyoruz ya, duyduğumuz. Onlar her tepeden süratle yürüyüp etrafa dağılırlar.Onlar her tepeden süratle yürüyüp etrafa dağılırlar. Çok kalabalık kimse önlerinde duramayacak.Çok kalabalık kimse önlerinde duramayacak. Fe-yemürru evâilühüm ‘alâ buhayrati taberiyyete.Fe-yemürru evâilühüm ‘alâ buhayrati taberiyyete. Etrafına yayılanların öncüleri, ilkleri,Etrafına yayılanların öncüleri, ilkleri, Taberî’ye Gölünün yanından geçerler.Taberî’ye Gölünün yanından geçerler. Fe-yeşrabûne mâ fîhâ.Fe-yeşrabûne mâ fîhâ. Taberî’ye gölünün içinde ne varsa hepsinin içini içip tüketirler.Taberî’ye gölünün içinde ne varsa hepsinin içini içip tüketirler. Ve yemurru âhiruhüm.

Ve yemurru âhiruhüm.
Geri kalanları oradan geçerken.Geri kalanları oradan geçerken. Fe-yekûlüne le-kad kâne bi-hâzihî merraten mâün.Fe-yekûlüne le-kad kâne bi-hâzihî merraten mâün. Bir zamanlar burada su varmış yav derler geride kalanlar.Bir zamanlar burada su varmış yav derler geride kalanlar. Yani sayıları o kadar çok ki,Yani sayıları o kadar çok ki, öndekiler suyu bitirdi,öndekiler suyu bitirdi, arkadakiler burası bir zamanlar su olan bir yermiş diye,arkadakiler burası bir zamanlar su olan bir yermiş diye, izlerinden çamur kurularından anlıyorlar herhalde,izlerinden çamur kurularından anlıyorlar herhalde, burası denizmiş bir zamanlar diye.burası denizmiş bir zamanlar diye. Gittikleri yeri kurutan mahlûklar.Gittikleri yeri kurutan mahlûklar. Kimsenin önünde duramayacağı mahlûklar.Kimsenin önünde duramayacağı mahlûklar. Fe-yuhsaru nebiyullahi ‘îsâ aleyhisselam ve ashâbühû.

Fe-yuhsaru nebiyullahi ‘îsâ aleyhisselam ve ashâbühû.
İsa aleyhisselam, Allah’ın Peygamberi ve etrafındakiİsa aleyhisselam, Allah’ın Peygamberi ve etrafındaki toplanmış olan müminler,toplanmış olan müminler, öyle bir sıkıntıya orada düşerler kiöyle bir sıkıntıya orada düşerler ki Tûr-u Sînâ da beklerken,Tûr-u Sînâ da beklerken, öyle bir tazyik baskı altında kalırlar ki,öyle bir tazyik baskı altında kalırlar ki, kıtlık vs. olur ki;kıtlık vs. olur ki; Hattâ yekûne ra’sü’s-sevri li-ehadihimHattâ yekûne ra’sü’s-sevri li-ehadihim hayran min mieti dînârin li-ehadikümü’l-yevme.hayran min mieti dînârin li-ehadikümü’l-yevme. O kadar ki kıtlık sıkıntı olur ki, bir öküz kellesi,O kadar ki kıtlık sıkıntı olur ki, bir öküz kellesi, onlardan birisi için o gün,onlardan birisi için o gün, sizin yüz altın liraya sahip olmanızdan daha sevimli olur.sizin yüz altın liraya sahip olmanızdan daha sevimli olur. Hâlbuki yüz altın ile kaç tane deve alırlar.Hâlbuki yüz altın ile kaç tane deve alırlar. O kadar kıtlık olur.O kadar kıtlık olur. Bir deve kafası, kellesi, o kadar yani, sığır kellesi.Bir deve kafası, kellesi, o kadar yani, sığır kellesi. Fe yerğabü nebiyullahi ‘îsâ sallallahu aleyhi ve selleme

Fe yerğabü nebiyullahi ‘îsâ sallallahu aleyhi ve selleme
ve ashâbühû radıyallahu anhüm ilallâhi teâlâ.ve ashâbühû radıyallahu anhüm ilallâhi teâlâ. İsa aleyhisselam ve etrafındaki ashâbı,İsa aleyhisselam ve etrafındaki ashâbı, Allah’a ibadete yönelmeye rağbet ederler,Allah’a ibadete yönelmeye rağbet ederler, münacata rağbet ederler, âşk ile şevk ilemünacata rağbet ederler, âşk ile şevk ile duaya başlarlar Allahu Teâlâ hazretlerine.duaya başlarlar Allahu Teâlâ hazretlerine. Fe-yürsilüllâhu ‘aleyhümü’n-neğafe fî rikâbihimFe-yürsilüllâhu ‘aleyhümü’n-neğafe fî rikâbihim fe-yüsbihûne fersâ ke-mevti nefsin vâhidetin.fe-yüsbihûne fersâ ke-mevti nefsin vâhidetin. Allah bu şeylerin üzerine,Allah bu şeylerin üzerine, Ye’cûc ve Me’cûc’ün üzerine bir kurt musallat eder,Ye’cûc ve Me’cûc’ün üzerine bir kurt musallat eder, hepsi bir kimsenin ölümü gibi o kadar kalabalık mahlûkat,hepsi bir kimsenin ölümü gibi o kadar kalabalık mahlûkat, Ye’cûc ve Me’cûc hepsi birden ölür.Ye’cûc ve Me’cûc hepsi birden ölür. Bu develerin ve koyunların burunlarında olan kurta benzer,Bu develerin ve koyunların burunlarında olan kurta benzer, bir kurt musallat eder diyor, hepsi ölür.bir kurt musallat eder diyor, hepsi ölür. Çok sıkılmışlardır, çok muhasara altında kalmışlardı,Çok sıkılmışlardır, çok muhasara altında kalmışlardı, Tûr dağına, sıkışıp kalmışlardı. Hepsi ölür.Tûr dağına, sıkışıp kalmışlardı. Hepsi ölür. Sümme yehbitu nebiyyullahi ‘îsâ

Sümme yehbitu nebiyyullahi ‘îsâ
sallallahu aleyhi ve sellem ve ashâbühû radıyallahu anhüm ile’l-ardı.sallallahu aleyhi ve sellem ve ashâbühû radıyallahu anhüm ile’l-ardı. Onlarda, onlar ölünce aşağı inerler, Tûr dağından.Onlarda, onlar ölünce aşağı inerler, Tûr dağından. Fe-lâ yecidûne fi’l-ardı mevdı’aFe-lâ yecidûne fi’l-ardı mevdı’a şibrin illâ meleehû zehmühüm ve netnühüm.şibrin illâ meleehû zehmühüm ve netnühüm. Bir karışlık yer olmaz indikleri yerde.Bir karışlık yer olmaz indikleri yerde. O Ye’cûc ve Me’cûc’denO Ye’cûc ve Me’cûc’den yağları ve pis kokularından alamet olmayan bir karış boş yer bulamazlar.yağları ve pis kokularından alamet olmayan bir karış boş yer bulamazlar. Her yerde onların ölüsü, her yerde onların ölüsü korkunç bir şey.Her yerde onların ölüsü, her yerde onların ölüsü korkunç bir şey. Fe-yerğabü nebiyyullahi ‘îsâ aleyhissellem

Fe-yerğabü nebiyyullahi ‘îsâ aleyhissellem
ve ashabühû radıyallahu anhüm ilallâhi teâlâve ashabühû radıyallahu anhüm ilallâhi teâlâ fe-yürsilullahu teâlâ tayranfe-yürsilullahu teâlâ tayran ke-a’nâki’l-buhti ve tahmilühümke-a’nâki’l-buhti ve tahmilühüm fe-tatrahuhüm haysü şâallâhu teâlâ.fe-tatrahuhüm haysü şâallâhu teâlâ. Yine duaya kalkışırlar, rağbet ederler.

Yine duaya kalkışırlar, rağbet ederler.
Aman Ya Rabbi! Aman Ya Rabbi!

Aman Ya Rabbi! Aman Ya Rabbi!
İsa aleyhisselam ve etrafındaki müminler,İsa aleyhisselam ve etrafındaki müminler, ashâbı duaya kalkarlar, kalkarlar.ashâbı duaya kalkarlar, kalkarlar. Allahu Teâlâ hazretleri, develerin boyunları gibi,Allahu Teâlâ hazretleri, develerin boyunları gibi, uzun boyunlu bir takım kuşlar gönderir.uzun boyunlu bir takım kuşlar gönderir. O pislikleri, leşleri onlar yüklenip yüklenipO pislikleri, leşleri onlar yüklenip yüklenip götürüp atarlar, nereye atarlarsa artık.götürüp atarlar, nereye atarlarsa artık. Allah’ın vazifeli kuşları.Allah’ın vazifeli kuşları. Nereye atarlarsa atarlar.Nereye atarlarsa atarlar. Ortalık onlardan kurtulur.Ortalık onlardan kurtulur. Sümme yürsilullahi azze ve celle mataran.

Sümme yürsilullahi azze ve celle mataran.
Allahu Teâlâ hazretleri bir yağmur sağnak gönderir.Allahu Teâlâ hazretleri bir yağmur sağnak gönderir. Lâ yekinnü minhüLâ yekinnü minhü beytü mederin ve lâ veberin fe-yağsilü’l-arda hattâbeytü mederin ve lâ veberin fe-yağsilü’l-arda hattâ yetrukehâ ke’z-zelekati.yetrukehâ ke’z-zelekati. Yağmur yağar, yağar.Yağmur yağar, yağar. O kadar yağar ki, hiçbir ev, çadır yağmurunO kadar yağar ki, hiçbir ev, çadır yağmurun aşağı geçmesini engellemez.aşağı geçmesini engellemez. Yağmur yeryüzünü yıkar, yıkar.Yağmur yeryüzünü yıkar, yıkar. Yeryüzü cilalı ayna gibi olur,Yeryüzü cilalı ayna gibi olur, pırıl pırıl, cilalı gibi olur,pırıl pırıl, cilalı gibi olur, o yağmurdan hepsi temizlenir gider.o yağmurdan hepsi temizlenir gider. Ve yestezıllûne bi.

Ve yestezıllûne bi.
Fe-yevmeizin.Fe-yevmeizin. Sümme yükâlü li’l-ardı enbitî semeratekiSümme yükâlü li’l-ardı enbitî semerateki ve dirrî beraketeki.ve dirrî beraketeki. Allahu Teâlâ hazretleri yere vahyeder ki, emreder ki;Allahu Teâlâ hazretleri yere vahyeder ki, emreder ki; Sen meyvelerini tekrar bitir bakalımSen meyvelerini tekrar bitir bakalım ey toprak ve bereketini tekrar bol boley toprak ve bereketini tekrar bol bol ver bakalım der Allahu Teâlâ hazretleri toprağa yeryüzüne.ver bakalım der Allahu Teâlâ hazretleri toprağa yeryüzüne. Bir bereket, bir bitki, bir bolluk olur yeryüzünde.Bir bereket, bir bitki, bir bolluk olur yeryüzünde. Fe-yevmeizin.

Fe-yevmeizin.
O gün.O gün. Te’külü’l-‘ısâbetü mine’r-rummâneti.Te’külü’l-‘ısâbetü mine’r-rummâneti. Bir narı bir cemaat bitirir.Bir narı bir cemaat bitirir. Tek narı, bir tek narın meyvesini yerler,Tek narı, bir tek narın meyvesini yerler, koca bir kalabalık, bereketli meyvelerin kocamanlığına, bolluğunakoca bir kalabalık, bereketli meyvelerin kocamanlığına, bolluğuna artık oradan anlayın.artık oradan anlayın. Ve yestezıllûne bi-kıhfihâ.Ve yestezıllûne bi-kıhfihâ. Kabuğunun altında da gölgelenirler narın.Kabuğunun altında da gölgelenirler narın. İçindeki meyveyi bir cemaat yer.İçindeki meyveyi bir cemaat yer. Allahu Ekber.Allahu Ekber. Ondan sonra altında da gölgelenirler.Ondan sonra altında da gölgelenirler. O kadar bereket olur.O kadar bereket olur. Ve yübârakü fi’r-risli hattâ inne’l-lakhate

Ve yübârakü fi’r-risli hattâ inne’l-lakhate
mine’l-ibili le-tekfi’l-fihâme mine’n-nâsi.mine’l-ibili le-tekfi’l-fihâme mine’n-nâsi. Sütlere öyle bir bereket verir ki Allah,Sütlere öyle bir bereket verir ki Allah, bir devenin sütü kalabalık bir cemaate yeter.bir devenin sütü kalabalık bir cemaate yeter. İç babam iç, ha babam iç bitiremezler,İç babam iç, ha babam iç bitiremezler, öyle bir bereket olur.öyle bir bereket olur. Ve’l-lakhate mine’l-bagari le-tekfi’lVe’l-lakhate mine’l-bagari le-tekfi’l kabîlete mine’n-nâsi.kabîlete mine’n-nâsi. Bir ineğin sütü bir kabileye yeter, ahaliden.Bir ineğin sütü bir kabileye yeter, ahaliden. Ve’l-lakhate mine’l-ğanemi.Ve’l-lakhate mine’l-ğanemi. Bir koyunun sütü.Bir koyunun sütü. Le-tekfi’l-fahze mine’n-nâsi.Le-tekfi’l-fahze mine’n-nâsi. Hısımlardan ibaret küçük bir cemaate yeter bir koyunun sütü.Hısımlardan ibaret küçük bir cemaate yeter bir koyunun sütü. Öyle bolluk, öyle meyvelerle kocamanlık,Öyle bolluk, öyle meyvelerle kocamanlık, kabuğunun altında insanlar şey yapıyor,kabuğunun altında insanlar şey yapıyor, bir âlem olur yani, ayrı bir şey.bir âlem olur yani, ayrı bir şey. Fe-beynemâ hüm kezâlike.

Fe-beynemâ hüm kezâlike.
Onlar böyle yiyip içerken,Onlar böyle yiyip içerken, bu bolluk da böyle sütleri her şey.bu bolluk da böyle sütleri her şey. İz be’asallâhu rîhan tayyibeten.İz be’asallâhu rîhan tayyibeten. Cenâb-ı Hak hoş bir rüzgâr estirir.Cenâb-ı Hak hoş bir rüzgâr estirir. Fe-te’huzühüm tahte âbâtıhim.Fe-te’huzühüm tahte âbâtıhim. Bu rüzgâr müminlerin koltukları altından onları alır.Bu rüzgâr müminlerin koltukları altından onları alır. Fe-takbidu rûha külli mü’mininFe-takbidu rûha külli mü’minin ve külli müslimin.ve külli müslimin. Rüzgâr buradan onları alır.Rüzgâr buradan onları alır. Her müminin, Müslümanın ruhunu kabzettirir rüzgâr.Her müminin, Müslümanın ruhunu kabzettirir rüzgâr. Müminler ölür.Müminler ölür. Tüm müminler ölürler böylece.Tüm müminler ölürler böylece. Ve yebkâ şirâru’n-nâsi.

Ve yebkâ şirâru’n-nâsi.
Şerli, kâfir insanlarınŞerli, kâfir insanların şerlileri kalırlar hayatta.şerlileri kalırlar hayatta. Müminler ölür onlar kalırlar.Müminler ölür onlar kalırlar. Yetehâracûne fîhâ tehâruce’l-humuri.Yetehâracûne fîhâ tehâruce’l-humuri. Olmadık müstehcen işleri yaparlar.Olmadık müstehcen işleri yaparlar. Çirkinlikleri alenen yaparlar.Çirkinlikleri alenen yaparlar. Bu geriye kalan mümin olmayan kâfirler.Bu geriye kalan mümin olmayan kâfirler. Fe-‘aleyhim tekûmü’s-sâ’atü.Fe-‘aleyhim tekûmü’s-sâ’atü. Kıyamet işte o heriflerin başına patlar, kopar.Kıyamet işte o heriflerin başına patlar, kopar. Böyle bir hadîs.

Böyle bir hadîs.
Sahih Müslim’de var.Sahih Müslim’de var. Efendimiz böyle anlatmış.Efendimiz böyle anlatmış. Deccâl’la ilgili hadîs-i şerîfleri okumaya devam edeceğimDeccâl’la ilgili hadîs-i şerîfleri okumaya devam edeceğim önümüzdeki günlerde Allah sağlık afiyet verirse.önümüzdeki günlerde Allah sağlık afiyet verirse. Çünkü bu konuyu iyi bilmenizi istiyorum.Çünkü bu konuyu iyi bilmenizi istiyorum. Bu hadîs kitabı da, çok sahîh bir hadîs kitabı olduğu için,Bu hadîs kitabı da, çok sahîh bir hadîs kitabı olduğu için, efendimiz böyle bir şeyi söylemiş.efendimiz böyle bir şeyi söylemiş. Ama bunların remizleri nedir?Ama bunların remizleri nedir? Neyi kastediyor? Neyi anlatıyor?Neyi kastediyor? Neyi anlatıyor? Onu bilmem.

Onu bilmem.
Yalnız bu hadîsleri biraz rumuzlu,Yalnız bu hadîsleri biraz rumuzlu, bilmeceli hadîs-i şerîfler olduğunu seziyorumbilmeceli hadîs-i şerîfler olduğunu seziyorum ve bana öyle geliyor ki,ve bana öyle geliyor ki, sanki dinsiz medeniyeti anlatıyor.sanki dinsiz medeniyeti anlatıyor. Yani medeniyet.Yani medeniyet. Evet, insanlar yükseliyor.Evet, insanlar yükseliyor. Birçok şeyler yapabiliyor.Birçok şeyler yapabiliyor. Hatta neredeyse ölü bir insanı ikiye bölüp de tekrar yapıştırmakHatta neredeyse ölü bir insanı ikiye bölüp de tekrar yapıştırmak derecesinde tıp ilerliyor, teknik ilerliyor,derecesinde tıp ilerliyor, teknik ilerliyor, ameliyat ilerliyor bilmem ne ama.ameliyat ilerliyor bilmem ne ama. Kâfir herifler, kâfir.Kâfir herifler, kâfir. Ondan sonra insanları çağırıyorlar, cennetim dediği şey.Ondan sonra insanları çağırıyorlar, cennetim dediği şey. Medeniyetin çağırdığı bak, hürriyet bak, müsamaha,Medeniyetin çağırdığı bak, hürriyet bak, müsamaha, keyfini zevkini yapmak,keyfini zevkini yapmak, gönlünce yaşamak filan, yağlı ballı.gönlünce yaşamak filan, yağlı ballı. Ama onların hepsi günah.Ama onların hepsi günah. Ve sonunda kişi cehenneme gidecek.Ve sonunda kişi cehenneme gidecek. Ona inanmayan insanlar da sıkıntıda kalıyorlar.Ona inanmayan insanlar da sıkıntıda kalıyorlar. Çünkü medeniler ilerliyor,Çünkü medeniler ilerliyor, ötekiler geri kalıyor filan, kıtlık oluyor.ötekiler geri kalıyor filan, kıtlık oluyor. Berikiler de toprak mahsulü bol veriyor.Berikiler de toprak mahsulü bol veriyor. Çünkü gübreler, bilmem fenni tarım filan derkenÇünkü gübreler, bilmem fenni tarım filan derken her şey oluyor ve ötekiler de bugünkü İslam ülkelerinin durumu,her şey oluyor ve ötekiler de bugünkü İslam ülkelerinin durumu, bugünkü, öteki dinsiz, Allah’tan korkmayan, imansızbugünkü, öteki dinsiz, Allah’tan korkmayan, imansız milletlerin durumu gibi, iyiler şimdi hormilletlerin durumu gibi, iyiler şimdi hor ve geri ve mahrumiyetli.ve geri ve mahrumiyetli. Kötülerin ülkeleri kalkınmış, gelişmiş, tam nerdeyse

Kötülerin ülkeleri kalkınmış, gelişmiş, tam nerdeyse
böyle yani, birçok şeyler o yeryüzüyle ilgili filanböyle yani, birçok şeyler o yeryüzüyle ilgili filan bereket vs. hikâyeleri.bereket vs. hikâyeleri. Rüzgârın önüne katılmış bulut gibi, hızlı etrafa yayılması filan işte.Rüzgârın önüne katılmış bulut gibi, hızlı etrafa yayılması filan işte. Bütün bunlara rağmen, insanın imanınaBütün bunlara rağmen, insanın imanına sımsıkı sarılı olanları, onun söylediklerinin yanlış,sımsıkı sarılı olanları, onun söylediklerinin yanlış, sahte olduğunu, kesin olarak biliyorlar.sahte olduğunu, kesin olarak biliyorlar. Yani aldatıcı bir takım olağanüstü şeylerine rağmen.Yani aldatıcı bir takım olağanüstü şeylerine rağmen. Evet, biz de aynen öyle, tıpkı öyle,

Evet, biz de aynen öyle, tıpkı öyle,
ne kadar gösteriler, göz boyamalar yaparlarsa yapsınlar,ne kadar gösteriler, göz boyamalar yaparlarsa yapsınlar, kâfirce yolları yanlış vekâfirce yolları yanlış ve ne kadar mağdur ve mazlum ve geri gibi görünseler,ne kadar mağdur ve mazlum ve geri gibi görünseler, müminlerin yolu o kadar doğru, aynen öyle.müminlerin yolu o kadar doğru, aynen öyle. Daha da iyiyi yaptıkça bunlar böyle, daha hünerler,Daha da iyiyi yaptıkça bunlar böyle, daha hünerler, tamam, senin daha deccâl olduğunutamam, senin daha deccâl olduğunu daha kesin olarak kalbimdeki kuvvet arttıdaha kesin olarak kalbimdeki kuvvet arttı diyecek gibi bir durum var.diyecek gibi bir durum var. Ve birçok Müslüman evladı, Müslümanım diyen insan,

Ve birçok Müslüman evladı, Müslümanım diyen insan,
bu göz boyamacılara aldanıyor, işin aslını anlayamıyor. bu göz boyamacılara aldanıyor, işin aslını anlayamıyor. Ben onun için ben bu hadîs-i şerîflere önem vermek istiyorum.Ben onun için ben bu hadîs-i şerîflere önem vermek istiyorum. Millet kopup gidiyor.Millet kopup gidiyor. Hele hele bu gibi diyarlarda.Hele hele bu gibi diyarlarda. Yani İslam’ın sözünün, özünün, Kur’an-ı Kerîm’in,Yani İslam’ın sözünün, özünün, Kur’an-ı Kerîm’in, hadîs-i şerîflerin, güzel güzel, ciddi ciddihadîs-i şerîflerin, güzel güzel, ciddi ciddi öğretilemediği yerlerde.öğretilemediği yerlerde. Bunları kim bilecek?Bunları kim bilecek? Yirminci yüzyıldayız kardeşim diyor,

Yirminci yüzyıldayız kardeşim diyor,
sen hangi asırda yaşıyorsun diyor.sen hangi asırda yaşıyorsun diyor. Amerikalı birisi Müslüman olmuş,

Amerikalı birisi Müslüman olmuş,
Amerikalı, Amerikan kökenli, beyaz ırktan,Amerikalı, Amerikan kökenli, beyaz ırktan, gayrimüslim olan bir kimse Müslüman olmuş.gayrimüslim olan bir kimse Müslüman olmuş. İslam’ı sevmiş, doğru bulmuş, Müslüman olmuş.İslam’ı sevmiş, doğru bulmuş, Müslüman olmuş. İncelemiş Müslüman olmuş. İslam güzel.İncelemiş Müslüman olmuş. İslam güzel. Şimdi tanıdığı kimse yok bulunduğu şehirde.Şimdi tanıdığı kimse yok bulunduğu şehirde. Okumuş kitapları Müslüman olmuş.Okumuş kitapları Müslüman olmuş. Telefon rehberini açıyor.Telefon rehberini açıyor. Nasıl ben bir Müslüman bulabilirim?

Nasıl ben bir Müslüman bulabilirim?
Telefon rehberini açıyor.

Telefon rehberini açıyor.
Muhammed isimli telefon rehberinden birilerine bakarım.Muhammed isimli telefon rehberinden birilerine bakarım. Ahmet, Muhammed bunlar Müslüman ismi,Ahmet, Muhammed bunlar Müslüman ismi, kesin Müslüman ismi, öyle birisiylekesin Müslüman ismi, öyle birisiyle tanışırım, konuşurum filan diye tesadüfen bir isim buluyor.tanışırım, konuşurum filan diye tesadüfen bir isim buluyor. Telefonu çeviriyor.Telefonu çeviriyor. Belki birçok telefon çeviriyor, cevap vermiyorlar falan.Belki birçok telefon çeviriyor, cevap vermiyorlar falan. Bir tanesi bizim Türkiye’den oraya gitme.Bir tanesi bizim Türkiye’den oraya gitme. Bir zıpırın telefonuymuş.Bir zıpırın telefonuymuş. Zıpır yani ismi Müslüman ismi amaZıpır yani ismi Müslüman ismi ama peygamber efendimizin ismini koymuş babası amapeygamber efendimizin ismini koymuş babası ama kendisinin dinle imanla ilgisi kalmamış.kendisinin dinle imanla ilgisi kalmamış. Sola kaymış, solcu, imansız.Sola kaymış, solcu, imansız. O diyor ki; Ben Amerikalıyım.O diyor ki; Ben Amerikalıyım. Telefon rehberinden isminizi buldum.Telefon rehberinden isminizi buldum. Amerikalıyım ben.Amerikalıyım ben. Sizinle, siz Müslüman ismini taşıdığınız için,Sizinle, siz Müslüman ismini taşıdığınız için, İslam’ı da öğrenmek de istediğimden,İslam’ı da öğrenmek de istediğimden, sohbet etmek istiyorum, tanışmak istiyorum,sohbet etmek istiyorum, tanışmak istiyorum, yalnızlıktan kurtulmak, hem de İslam’ı daha iyi öğrenmek için.yalnızlıktan kurtulmak, hem de İslam’ı daha iyi öğrenmek için. Ne dersiniz diyor?Ne dersiniz diyor? O diyor ki; hangi yüzyılda yaşıyoruz be kardeşim diyor.

O diyor ki; hangi yüzyılda yaşıyoruz be kardeşim diyor.
20 inci yüzyıl da ne din diyor, ne demek diyor?20 inci yüzyıl da ne din diyor, ne demek diyor? Böyle safsatalara hala mı inanıyorsunuz?Böyle safsatalara hala mı inanıyorsunuz? Diyor Amerikalıya.Diyor Amerikalıya. Ruslar ne diyorlardı?Ruslar ne diyorlardı? Din afyondur.Din afyondur. Burjuvazinin proteryayı,Burjuvazinin proteryayı, yani patronların işçileri sömürmek içinyani patronların işçileri sömürmek için ortaya attığı uyduruk aldatmacılardan ibarettir diyordu.ortaya attığı uyduruk aldatmacılardan ibarettir diyordu. Komünizm.Komünizm. Geçen gün gördünüz mü kilisede yapılan merasimi, Yeltsin için?

Geçen gün gördünüz mü kilisede yapılan merasimi, Yeltsin için?
Çok ilginç şeyler oluyor çok.Çok ilginç şeyler oluyor çok. Kitaplarda ilkokul, ortaokul, lise, üniversite.Kitaplarda ilkokul, ortaokul, lise, üniversite. Gazetelerde, radyolarda, televizyonlarda açıkça Allah’ınGazetelerde, radyolarda, televizyonlarda açıkça Allah’ın celle celalühü varlığını, birliğini, gerçek İslam’ı,celle celalühü varlığını, birliğini, gerçek İslam’ı, imanı reddetmiş milletin durumuna bak.imanı reddetmiş milletin durumuna bak. Onlar bile, onların dinleri bozuk olduğu halde,Onlar bile, onların dinleri bozuk olduğu halde, o kadar fırtınadan dinleri yıkılmamış da,o kadar fırtınadan dinleri yıkılmamış da, sonunda reisi cumhurları merasim için kiliseye gelip,sonunda reisi cumhurları merasim için kiliseye gelip, papazın önünde oturmak zorunda kalıyor,papazın önünde oturmak zorunda kalıyor, ibret alacak noktası burası.ibret alacak noktası burası. Biz hak yol, o İslam’ın mensubu Müslümanlara ne olmuş?

Biz hak yol, o İslam’ın mensubu Müslümanlara ne olmuş?
Biz ne olmuşuz, ne hale gelmişiz?Biz ne olmuşuz, ne hale gelmişiz? Oğlumun askerlik yaptığı kışlaya gidemiyorum, giremiyorum ben.Oğlumun askerlik yaptığı kışlaya gidemiyorum, giremiyorum ben. Bizi çok fena etmişler.Bizi çok fena etmişler. Yani orada yamuk olan Hristiyanlık bile,Yani orada yamuk olan Hristiyanlık bile, Türkiye’deki sağlam dinin uğradığı tahribat kadarTürkiye’deki sağlam dinin uğradığı tahribat kadar tahribata uğramamış, itibarını kaybetmemiş,tahribata uğramamış, itibarını kaybetmemiş, biz de çok fena, durum Türkiye de çok fena durum.biz de çok fena, durum Türkiye de çok fena durum. Türkiye de fena.Türkiye de fena. Avrupa da daha fena.Avrupa da daha fena. Avustralya da Avrupa gibi fena.Avustralya da Avrupa gibi fena. Çünkü bu yabancı ülkelere giden insanlarınÇünkü bu yabancı ülkelere giden insanların yüzde doksanı dinle ilgisi olmuyor, tamamen kayboluyor.yüzde doksanı dinle ilgisi olmuyor, tamamen kayboluyor. Yüzde onu biraz dinle ilgisi var.Yüzde onu biraz dinle ilgisi var. Onlarında camiye gelenleri yüzde biri.Onlarında camiye gelenleri yüzde biri. Çok az.Çok az. Yani camiye müdavim Müslüman sayısı,Yani camiye müdavim Müslüman sayısı, camiye gelen Müslüman sayısı çok az.camiye gelen Müslüman sayısı çok az. Onun için bu deccâlin meselesinin iyi bilinmesi gerektiğini,

Onun için bu deccâlin meselesinin iyi bilinmesi gerektiğini,
onun için göz boyayıcıklarına, yanionun için göz boyayıcıklarına, yani ortadan biçilip tekrar yapıştırılırsa bile,ortadan biçilip tekrar yapıştırılırsa bile, aldanılmaması gerektiğine,aldanılmaması gerektiğine, hak yolun, hak dinin kıymetinin bilinmesi gerektiğinehak yolun, hak dinin kıymetinin bilinmesi gerektiğine inandığım için, bu konuya bastırıyorum.inandığım için, bu konuya bastırıyorum. Çok önemli bir konu.Çok önemli bir konu. Allahu Teâlâ hazretleri gaflet uykusundan bizi uyandırsın.

Allahu Teâlâ hazretleri gaflet uykusundan bizi uyandırsın.
İki cihanda aziz eylesin.İki cihanda aziz eylesin. Allah hepinizden razı olsun.Allah hepinizden razı olsun. Hepinizi korusun. Hepimizi korusun.Hepinizi korusun. Hepimizi korusun. Çoluk çocuklarımızı korusun.Çoluk çocuklarımızı korusun. Ben buradaki çocukların gürültüsüne,Ben buradaki çocukların gürültüsüne, patırtısına bir şey demiyorum.patırtısına bir şey demiyorum. Şekerle, çikolatayla burayı sevdirmeye çalışıyorum.Şekerle, çikolatayla burayı sevdirmeye çalışıyorum. Korkuyorum.Korkuyorum. Sizden sonra bu çocuklar ne olacak?

Sizden sonra bu çocuklar ne olacak?
Bunlar evlendiği zaman bunlardan olan çocuklar ne olacak?Bunlar evlendiği zaman bunlardan olan çocuklar ne olacak? Torunlarınız ne olacak?Torunlarınız ne olacak? Görüyorum.Görüyorum. Buradaki hacı babaların torunlarını görüyorum.Buradaki hacı babaların torunlarını görüyorum. Takılıyorum mahsustan.Takılıyorum mahsustan. Nerede kız senin başörtün?Nerede kız senin başörtün? Ay sende mi Japon kollu, entari giydin,Ay sende mi Japon kollu, entari giydin, senin de bacağın açık, eyvah diye.senin de bacağın açık, eyvah diye. İşte anneannesi, babaannesi,İşte anneannesi, babaannesi, işte annesi, işte kız.işte annesi, işte kız. Çok korktuğum için

Çok korktuğum için
ve İslam’ın hak yolu olduğunu çok kesin bildiğimden,ve İslam’ın hak yolu olduğunu çok kesin bildiğimden, sizin de bir an bile şaşırmamanız gerektiğini düşündüğümden,sizin de bir an bile şaşırmamanız gerektiğini düşündüğümden, onun için konuşuyorum, çok şaşırtıcı.onun için konuşuyorum, çok şaşırtıcı. Bir ramazan geçirdik.

Bir ramazan geçirdik.
Elhamdûlillâh. Allah bize bu camiyi nasip etti.Elhamdûlillâh. Allah bize bu camiyi nasip etti. Namazımızı kıldık ama bu ramazandaNamazımızı kıldık ama bu ramazanda bir de sorun bakalım çevrenize.bir de sorun bakalım çevrenize. Başka Müslümanlar nasıl yaşadılar?Başka Müslümanlar nasıl yaşadılar? Ramazan da neler yaptılar? Nerelere gittiler?Ramazan da neler yaptılar? Nerelere gittiler? Ramazanın kıymetini kaç tanesini bildi?Ramazanın kıymetini kaç tanesini bildi? Bar, pavyon, eğlence, içki, kumar, esrar,Bar, pavyon, eğlence, içki, kumar, esrar, hırsızlık, güçsüzlük, edepsizlik, arsızlık,hırsızlık, güçsüzlük, edepsizlik, arsızlık, onların yapanlar da ne kadar?onların yapanlar da ne kadar? Biz şehrin kenarında olduğumuz için,

Biz şehrin kenarında olduğumuz için,
bahçeli mıntıkada olduğumuz için,bahçeli mıntıkada olduğumuz için, şurada camimiz olduğundan,şurada camimiz olduğundan, mazbut aileler olduğumuzdan, çok şükür, evimize,mazbut aileler olduğumuzdan, çok şükür, evimize, işimize, camimize, bu üç nokta etrafındaişimize, camimize, bu üç nokta etrafında böyle gidip geldiğimizden,böyle gidip geldiğimizden, gece eğlencemiz vs. olmadığından.gece eğlencemiz vs. olmadığından. Rezaletlerin dizin boyunu çoktan geçtiğini bilmeyebiliriz.

Rezaletlerin dizin boyunu çoktan geçtiğini bilmeyebiliriz.
Televizyonlardan belli olur.Televizyonlardan belli olur. Ben haberleri seyretmek için bileBen haberleri seyretmek için bile 22:00 dan sonra televizyon açmaya korkuyorum.22:00 dan sonra televizyon açmaya korkuyorum. Kim bilir 22:00’dan sonra ne oluyor?Kim bilir 22:00’dan sonra ne oluyor? Televizyon böyle olursa,Televizyon böyle olursa, şehirdeki fiili hayat nasıl?şehirdeki fiili hayat nasıl? Bir kere ortaokulun kapısına gittim.

Bir kere ortaokulun kapısına gittim.
Torunumu arabayla almak için.Torunumu arabayla almak için. Ödüm patladı. Korktum.Ödüm patladı. Korktum. Çünkü kız erkek birbirlerine sarılmış,Çünkü kız erkek birbirlerine sarılmış, okuldan öyle çıkıyorlardı benim gördüğüm.okuldan öyle çıkıyorlardı benim gördüğüm. Ben çağdışı bir insanım galiba,Ben çağdışı bir insanım galiba, eski bir insan olduğumdan.eski bir insan olduğumdan. Ben küçük dilimi yutacaktım.Ben küçük dilimi yutacaktım. Kızın da kıyafeti üstünde entari filan yok,Kızın da kıyafeti üstünde entari filan yok, hava alsın diye göğsünün aşağısıyla açık,hava alsın diye göğsünün aşağısıyla açık, göbeğinin ortası belli, böyle,göbeğinin ortası belli, böyle, eteği zaten dizinin ne kadar üstünde.eteği zaten dizinin ne kadar üstünde. Zaten herhangi bir sakınmayı vesaireyi çağ dışı,Zaten herhangi bir sakınmayı vesaireyi çağ dışı, gayri medeni buluyorlar, belki öğretmenleri öğretiyor.gayri medeni buluyorlar, belki öğretmenleri öğretiyor. Bu çocuklarınızı ne yapacaksınız?

Bu çocuklarınızı ne yapacaksınız?
Bu torunlarınız ne olacak?Bu torunlarınız ne olacak? Bizim halimiz ne olacak?Bizim halimiz ne olacak? Bizim sorumluluğumuz ne?Bizim sorumluluğumuz ne? Bizim bunlara İslam’ı öğretmemiz bir suç değil mi?Bizim bunlara İslam’ı öğretmemiz bir suç değil mi? Sahâbe-i kirâm kâfirlerin diyarına gidip deSahâbe-i kirâm kâfirlerin diyarına gidip de onları Müslüman etmişler de.onları Müslüman etmişler de. Biz kendi çocuklarımızı, torunlarımızı niyeBiz kendi çocuklarımızı, torunlarımızı niye İslami ölçüler içinde yetiştiremiyoruz?İslami ölçüler içinde yetiştiremiyoruz? Melbourne de var.Melbourne de var. Kaç tane çocuğunu hâfız yapmış insan?Kaç tane çocuğunu hâfız yapmış insan? Hiç kızının başını açmamış.Hiç kızının başını açmamış. Küçükten biliyorum.Küçükten biliyorum. Öyle şey yapmış insanlar var.Öyle şey yapmış insanlar var. Aman hepinizi ciddi ciddiAman hepinizi ciddi ciddi sorumluluklarınızı düşünmeye davet ediyorum.sorumluluklarınızı düşünmeye davet ediyorum. Sorumluluklarınızı iyi düşünün.Sorumluluklarınızı iyi düşünün. Vazifeleri iyi yapın.Vazifeleri iyi yapın. Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!

Es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh!
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2