Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Dini Mevzularda Titizlik

Mehmed Zahid KOTKU

28 Rebîü'l-Evvel 1391 / 23.05.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm Euzubillahimineşşeytanirracim. Bismillâhirrahmânirrahîm

Elhamdülillahi rabbi'l-âlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn,Elhamdülillahi rabbi'l-âlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn, es-selâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn.es-selâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihi ve sahbihî ecmaîn. İ'lemû eyyühe'l-ihvân, enne efdale'l-kitâbi kitâbullâh ve enne efdale'l-hedyi hedyüİ'lemû eyyühe'l-ihvân, enne efdale'l-kitâbi kitâbullâh ve enne efdale'l-hedyi hedyü Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhtesâtuhâMuhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhtesâtuhâ ve külle muhtesin bid'ah ve külle bid'atin dalâle ve külle dalâletin fi'n-nârve külle muhtesin bid'ah ve külle bid'atin dalâle ve külle dalâletin fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle: ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâle:

"Kâbe'yi tavaf etti ve bana elini sürdü, beni öptü. Beni buna şefaatçi kıl." diyerekten."Kâbe'yi tavaf etti ve bana elini sürdü, beni öptü. Beni buna şefaatçi kıl." diyerekten. O, onlar için şehadet edecek. Bunlara tabii bizim aklımız erer mi? Ermez. İnkâr edebilir miyiz? O, onlar için şehadet edecek. Bunlara tabii bizim aklımız erer mi? Ermez. İnkâr edebilir miyiz?

Edemeyiz. Çünkü peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in buyruğudur.Edemeyiz. Çünkü peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in buyruğudur. İbni Huzeyfe, İbni Abbas hazretlerinden rivayet etmiş.İbni Huzeyfe, İbni Abbas hazretlerinden rivayet etmiş. Bu gibi meçhulat bizim iman neyidir kaybıdır değil mi? Kaybı olduğu için bu gibi hâlâta bizim aklımız ermez.Bu gibi meçhulat bizim iman neyidir kaybıdır değil mi? Kaybı olduğu için bu gibi hâlâta bizim aklımız ermez. Cenâb-ı Hakk bütün eşyada can yaratmıştır. Her canlının canı da ayrıdır ama.Cenâb-ı Hakk bütün eşyada can yaratmıştır. Her canlının canı da ayrıdır ama. İnsanın canıyla mikrobun canı bir midir. O mikropta da bir can var.İnsanın canıyla mikrobun canı bir midir.

O mikropta da bir can var.
Mikroptan daha başka mahluklar var ki gayet az yaşarlarmış. Üç beş saniye, üç beş dakika kadar yaşayan. Mikroptan daha başka mahluklar var ki gayet az yaşarlarmış. Üç beş saniye, üç beş dakika kadar yaşayan. O da hayatını devrediyor, gidiyor. O da hayatını devrediyor, gidiyor. Üç beş dakika içinde hem evleniyor, çoluk çocuk yapıyor, dünyayı dolaşıp gidiyor.Üç beş dakika içinde hem evleniyor, çoluk çocuk yapıyor, dünyayı dolaşıp gidiyor. Bu kadar kısa ömürleri olan mahluklarla Cenâb-ı Hakk'ın dünyası dopdolu, neler olduğunu kim bilir? Bu kadar kısa ömürleri olan mahluklarla Cenâb-ı Hakk'ın dünyası dopdolu, neler olduğunu kim bilir?

Hiçbirimizin aklı ermez.Hiçbirimizin aklı ermez. Binâenaleyh şu gördüğümüz mevcudatın içerisinde hayatı olmayan hiçbir şey yok.Binâenaleyh şu gördüğümüz mevcudatın içerisinde hayatı olmayan hiçbir şey yok. Hepsinin hayatiyeti vardır ama hepsinin hayatiyeti kendisine göredir.Hepsinin hayatiyeti vardır ama hepsinin hayatiyeti kendisine göredir. Bizim hayatımız bize göre, bizdekilerden sonraki olan hayat onlara göre.Bizim hayatımız bize göre, bizdekilerden sonraki olan hayat onlara göre. Onun için ki biz ölüyoruz, gömüyorlar. Ecdadımız bol oluyor, kemiklerimiz kalıyor.Onun için ki biz ölüyoruz, gömüyorlar. Ecdadımız bol oluyor, kemiklerimiz kalıyor. Binâenaleyh biz mezarlık gördüğümüz vakitte Binâenaleyh biz mezarlık gördüğümüz vakitte basıp da çiğnemeyiniz onlara hakaret etmeyiniz,basıp da çiğnemeyiniz onlara hakaret etmeyiniz, Ölünün kemiğini çiğnemek dirinin kemiklerini çiğnemek gibidir, telkin var. Bunu anlayabilir miyiz? Ölünün kemiğini çiğnemek dirinin kemiklerini çiğnemek gibidir, telkin var. Bunu anlayabilir miyiz?

Anlayamayız. Öldü diyoruz, çürüdü gitti diyoruz. Kırıverelim. Yıkıverelim. Anlayamayız. Öldü diyoruz, çürüdü gitti diyoruz. Kırıverelim. Yıkıverelim. Bunlara aklımız ermez, yalnız bize lazım olan bir imandır. Bunlara aklımız ermez, yalnız bize lazım olan bir imandır. Bu kalbî imanla beraber bugün bir şey okudum da çok hoşuma gitti. İrade bahsini okuyordum.Bu kalbî imanla beraber bugün bir şey okudum da çok hoşuma gitti. İrade bahsini okuyordum. İrade bahsinde irade ilk yoldur, diyor. Bir insan bir şeyi yapacağı zaman evvela murad eder.İrade bahsinde irade ilk yoldur, diyor. Bir insan bir şeyi yapacağı zaman evvela murad eder. "Ben böyle bir iş yapacağım.""Ben böyle bir iş yapacağım." İşi yapmadan evvel tasarladığı, murad ettiği şeyi içinde bir tasarlar, ben bir ev yapayım diyerekten.İşi yapmadan evvel tasarladığı, murad ettiği şeyi içinde bir tasarlar, ben bir ev yapayım diyerekten. Bir ev yapılmasını murad eder. Bunu için de evvela hazırlar. Bir ev yapılmasını murad eder.

Bunu için de evvela hazırlar.
Ondan sonra yapmaya başlar işi. Yapıldıktan sonra irade etmemiştir.Ondan sonra yapmaya başlar işi. Yapıldıktan sonra irade etmemiştir. Yapmadan evvel irade etmiştir, murad etmiştir. Bu harekete murad diyorlar..Yapmadan evvel irade etmiştir, murad etmiştir. Bu harekete murad diyorlar.. Bu iraden olmadıkça bir şey olmaz.Bu iraden olmadıkça bir şey olmaz. Bu iradeni ne tarafa çevirirsen o tarafta halk olur. Bunu dünyaya çevirirsen dünyalığın olur.Bu iradeni ne tarafa çevirirsen o tarafta halk olur. Bunu dünyaya çevirirsen dünyalığın olur. Âhiretine çevirirsen âhretliğin olur.Âhiretine çevirirsen âhretliğin olur. Bu irade bahsinde Ebû Süleyman ile Ahmet hakkında bir şey gördüm. Bu iki kişi sözleşiyorlar.Bu irade bahsinde Ebû Süleyman ile Ahmet hakkında bir şey gördüm. Bu iki kişi sözleşiyorlar. "Senin sözünü ben katiyen kırmayacağım. Bir dediğini iki yapmayacağım. Ne dersen peki.""Senin sözünü ben katiyen kırmayacağım. Bir dediğini iki yapmayacağım. Ne dersen peki." Bunların üzerine akd ediyorlar, söz veriyorlar birbirlerine. Bunların üzerine akd ediyorlar, söz veriyorlar birbirlerine.

Süleyman üstadı Ahmet'e demiş ki; fırını yak. Yakmış fırını.Süleyman üstadı Ahmet'e demiş ki; fırını yak. Yakmış fırını. O da ders okuyormuş, okutuyormuş yahut. Meşgul imiş. O da ders okuyormuş, okutuyormuş yahut. Meşgul imiş. Meşgul olunca gelmiş "Efendi hazretleri fırın yandı." demiş. O pek anlamamış bu işi.Meşgul olunca gelmiş "Efendi hazretleri fırın yandı." demiş. O pek anlamamış bu işi. Biraz durmuş, efendim fırın yandı, demiş. Ne yapılacak bu fırında? Üç defa sözü tekrar etmiş.Biraz durmuş, efendim fırın yandı, demiş. Ne yapılacak bu fırında? Üç defa sözü tekrar etmiş. O adamcağız Süleyman Efendi'nin de hoşuna gitmemiş. "Madem yaktın git gir içine." demiş.O adamcağız Süleyman Efendi'nin de hoşuna gitmemiş. "Madem yaktın git gir içine." demiş. Güzel bir ders veriyor. Güzel bir ders veriyor.

Efendi sözünü bir kere kırmayacağım diyerek derhal açıyor fırının kapağını, içeriye giriyor adam.Efendi sözünü bir kere kırmayacağım diyerek derhal açıyor fırının kapağını, içeriye giriyor adam. Fırının içine. Bir müddet sonra Süleyman efendi kendine geliyor. O bir gayb halindeymiş demek.Fırının içine. Bir müddet sonra Süleyman efendi kendine geliyor. O bir gayb halindeymiş demek. Gayb hâlinden huzura gelmiş. Aklına gelmiş. Aman koşun, Ahmet fırına girdi, demiş.Gayb hâlinden huzura gelmiş. Aklına gelmiş. Aman koşun, Ahmet fırına girdi, demiş. Bakın bir şey olmasın. Bakıyorlar ki Ahmet'in kılına bile kirar gelmemiş.Bakın bir şey olmasın. Bakıyorlar ki Ahmet'in kılına bile kirar gelmemiş. Bu iradesindeki sadakat, verdiği sözdeki sadakati;Bu iradesindeki sadakat, verdiği sözdeki sadakati; sadık olduğundan dolayı Allahu Teâlâ himaye ediyor onu. sadık olduğundan dolayı Allahu Teâlâ himaye ediyor onu.

Onun için diyorlar ki, bu gibi hikayelere ne lüzum var. Bu gibi hikayelerOnun için diyorlar ki, bu gibi hikayelere ne lüzum var. Bu gibi hikayeler insanların imanını takviye eder diyerek Kur'an'daki bir âyeti de okuyuveriyor.insanların imanını takviye eder diyerek Kur'an'daki bir âyeti de okuyuveriyor. Cenâb-ı Hakk Kur'an'da böyle eski insanların hikayelerini bize naklediyor. Cenâb-ı Hakk Kur'an'da böyle eski insanların hikayelerini bize naklediyor. Halbuki onlar da ibret alsınlar, takviye etsinler kendilerini diyerek,Halbuki onlar da ibret alsınlar, takviye etsinler kendilerini diyerek, Peygamberimiz'e de öyle, bize de öyle tabii. Bu gibi vakalar insanlar üzerinde geniş tesir yapar. Peygamberimiz'e de öyle, bize de öyle tabii. Bu gibi vakalar insanlar üzerinde geniş tesir yapar.

Onun için insanOnun için insan sadık olursa hâmisi Allah'tır. Bunun için; sadık olursa hâmisi Allah'tır. Bunun için;

Siz sadıklarla olun, diyor. Neden? Siz sadıklarla olun, diyor. Neden?

Sadıkın hali sana da geçecek sen de sâdık olacaksın.Sadıkın hali sana da geçecek sen de sâdık olacaksın. Sen sadıklarla düşer kalkarsan sadakat sana da geçer sen de sadık olursun.Sen sadıklarla düşer kalkarsan sadakat sana da geçer sen de sadık olursun. Fâsıklarla düşüp kalkarsan fâsıklık sana da geçer; her ne kadar iyi de olsan. Sana da geçebilir.Fâsıklarla düşüp kalkarsan fâsıklık sana da geçer; her ne kadar iyi de olsan. Sana da geçebilir. Buna dikkat edin. Her ne kadar iyi de olursan olBuna dikkat edin. Her ne kadar iyi de olursan ol düşüp kalktığın insanlar fasık,düşüp kalktığın insanlar fasık, facirler ise senin iyiliğini bir gün muhakkak yenecekler, sen de onların arasına karışacaksın. facirler ise senin iyiliğini bir gün muhakkak yenecekler, sen de onların arasına karışacaksın.

Onun için sen arkadaşlarını seçerken fasık kimselerden seçme.Onun için sen arkadaşlarını seçerken fasık kimselerden seçme. İyi kimseleri bul, onlarla düşüp kalk ki o iyi haller sana da geçsin.İyi kimseleri bul, onlarla düşüp kalk ki o iyi haller sana da geçsin. İnsanın kötü hali, Hacer-i Esved gibi bir taşa tesir ederkenİnsanın kötü hali, Hacer-i Esved gibi bir taşa tesir ederken insan gibi bir mahluka nasıl tesir etmez insanların hali? insan gibi bir mahluka nasıl tesir etmez insanların hali? Onun için daima iyi insanlarla düşüp kalkmayı kendine insan vecibe edinmelidir. Onun için daima iyi insanlarla düşüp kalkmayı kendine insan vecibe edinmelidir.

Benim bir arkadaşım var, çocukları yeni yetişiyor. "Ben çocuklarımı takip ediyorum.Benim bir arkadaşım var, çocukları yeni yetişiyor. "Ben çocuklarımı takip ediyorum. Bakıyorum, hep iyi çocukları, iyi insanları seçiyorlar. İyi insanlarla düşüp kalkıyorlar.Bakıyorum, hep iyi çocukları, iyi insanları seçiyorlar. İyi insanlarla düşüp kalkıyorlar. Onun için korkum yok çocuklarımdan." diyordu. Çocuklarım çünkü iyi kimselerle düşüp kalkıyorlar.Onun için korkum yok çocuklarımdan." diyordu. Çocuklarım çünkü iyi kimselerle düşüp kalkıyorlar. O adam bağırıyor "sizi ben yetiştirdim.O adam bağırıyor "sizi ben yetiştirdim. Dişimden tırnağımdan arttırdım da ancak sizi okusun da adam olsun da Dişimden tırnağımdan arttırdım da ancak sizi okusun da adam olsun da bu memlekete faydalı olsun derken siz ne oldunuz böyle." diyor. bu memlekete faydalı olsun derken siz ne oldunuz böyle." diyor.

Ne olacak tabii düşüp kalktığı insanlar ne ise o olacak.Ne olacak tabii düşüp kalktığı insanlar ne ise o olacak. Onun için çoluğunun çocuğunun üzerinde insan çok titizlikle durmalı.Onun için çoluğunun çocuğunun üzerinde insan çok titizlikle durmalı. Her gün takip etmeli çünkü her gün senin ekmeğini yiyor o, her gün onu takip edeceksin. Her gün takip etmeli çünkü her gün senin ekmeğini yiyor o, her gün onu takip edeceksin. Kötü yere gidiyorsa gitmemek için elinden ne geliyorsa yapacaksın.Kötü yere gidiyorsa gitmemek için elinden ne geliyorsa yapacaksın. Yapamadığın gün çocuk senden gitmiştir, vesselam. İnsan acımaz mı? Yapamadığın gün çocuk senden gitmiştir, vesselam. İnsan acımaz mı? Bir çocuk ne kadar zor meydana geliyor. Kolaylıkla mı geliyor? Bir çocuk ne kadar zor meydana geliyor. Kolaylıkla mı geliyor?

Beni ümmetimin salihlerinde bulunuz.Beni ümmetimin salihlerinde bulunuz. Salâbet-i dîniye ümmetimin salih kullarında, etkiya olan kullarında ve ebrar kullarındadır.Salâbet-i dîniye ümmetimin salih kullarında, etkiya olan kullarında ve ebrar kullarındadır. Hep bir mânaya gelir. İyi insanlarda salâbeti dîniye.Hep bir mânaya gelir. İyi insanlarda salâbeti dîniye. Salâbet-i dîniyesi olmazsa hangi tarafa giderseSalâbet-i dîniyesi olmazsa hangi tarafa giderse onun düdüğünü öttürür, onun kölesi olur.onun düdüğünü öttürür, onun kölesi olur. Ancak salâbeti- dîniye olanlar öyle her kovuğa girmezler. Ancak salâbeti- dîniye olanlar öyle her kovuğa girmezler.

Yine o salâbet-i dîniye, ancak ümmetimin hayırlılarına nasip olurmuş. Bakınız; Yine o salâbet-i dîniye, ancak ümmetimin hayırlılarına nasip olurmuş. Bakınız;

El hades abdesti bozan şeyler. Hadesân iki tanedir. Abdesti bozan şeyler iki tanedir; birisi hadesü'l-lîsân.El hades abdesti bozan şeyler. Hadesân iki tanedir. Abdesti bozan şeyler iki tanedir; birisi hadesü'l-lîsân. Dil ile abdest bozulur. Ve hadesü'l-ferc. Bir de avret yerlerinden çıkan şeylerle abdest bozulur.Dil ile abdest bozulur. Ve hadesü'l-ferc. Bir de avret yerlerinden çıkan şeylerle abdest bozulur. Ama ve leyse sevâen. Bu ikisinin abdest bozukluğu bir değildir. Tabire iyi dikkat edin.Ama ve leyse sevâen. Bu ikisinin abdest bozukluğu bir değildir. Tabire iyi dikkat edin. Bu ikisinin abdest bozukluğu bir değildir. Birisi ağızdan abdest bozuluyor. Bu ikisinin abdest bozukluğu bir değildir. Birisi ağızdan abdest bozuluyor. Birisi de abdest yerlerinden, edep yerlerinden abdesti bozuluyor. Birisi de abdest yerlerinden, edep yerlerinden abdesti bozuluyor. Ve hadesü'l-lîsân. Dil ile abdestin bozulması eşeddü, eşeddü!Ve hadesü'l-lîsân. Dil ile abdestin bozulması eşeddü, eşeddü! Daha şiddetlidir, daha tehlikelidir, daha korkunçtur. Daha şiddetlidir, daha tehlikelidir, daha korkunçtur.

Min hadesi'l-ferc. Avretin abdesti bozuşundan dilin abdesti bozuşu daha şiddetlidir.Min hadesi'l-ferc. Avretin abdesti bozuşundan dilin abdesti bozuşu daha şiddetlidir. Ve fîhime'l-vudû'u. Bu ikisinden dolayı da abdest almak lazım gelir. Bu hadîs-i şerifiVe fîhime'l-vudû'u. Bu ikisinden dolayı da abdest almak lazım gelir. Bu hadîs-i şerifi rivayet etmiş de en nihayet bu hadîs-i şerîf mucibinderivayet etmiş de en nihayet bu hadîs-i şerîf mucibinde bazı şikayetler vâki olmuş Efendimiz hazretlerine ki;bazı şikayetler vâki olmuş Efendimiz hazretlerine ki; bundan dolayı dil ile abdestin bozulmasını feshetmişler, bundan dolayı dil ile abdestin bozulmasını feshetmişler, yalnız önden çıkan şeylerle abdest bozulur olduğuna çevirmişler, hüküm vermişler. yalnız önden çıkan şeylerle abdest bozulur olduğuna çevirmişler, hüküm vermişler.

Dil ile abdestin bozulması nedir? İftira, yalan, gıybet.Dil ile abdestin bozulması nedir?

İftira, yalan, gıybet.
Bu her ne kadar fesh olunmuş ise de hükmen yine bâkidir ki yalan,Bu her ne kadar fesh olunmuş ise de hükmen yine bâkidir ki yalan, iftira, gıybet insanlar için çok büyük bir tehlikedir. Onun için; iftira, gıybet insanlar için çok büyük bir tehlikedir.

Onun için;

Gıybet zinadan daha eşeddir.Gıybet zinadan daha eşeddir. Niçin? Gıybetin günahı müteaddidir,Niçin?

Gıybetin günahı müteaddidir,
boyuna herkese yayılır. Zinanın günahı sana aittir. Zinayı yaptın, günahı sana aittir.boyuna herkese yayılır. Zinanın günahı sana aittir. Zinayı yaptın, günahı sana aittir. Fakat gıybet yapmak suretiyle o kimsenin şanını, şerefini, şöhretini, nesini, Fakat gıybet yapmak suretiyle o kimsenin şanını, şerefini, şöhretini, nesini, neler hakkında söylüyorsan, onu memleketneler hakkında söylüyorsan, onu memleket bütün insanlar hakkında onu rüsva ediyorsun.bütün insanlar hakkında onu rüsva ediyorsun. Bu rüsva edişlik, onun şerefini düşürmek, alçaltmaya peygamber razı olmuyor.Bu rüsva edişlik, onun şerefini düşürmek, alçaltmaya peygamber razı olmuyor. Gıybet yapmayın kimse hakkında. Çünkü sen onu zemmederken acaba sen ondan iyi misin? Gıybet yapmayın kimse hakkında. Çünkü sen onu zemmederken acaba sen ondan iyi misin?

Sen kendini bir teraziye koysan da tartsan acaba ne kadar kabahatlisin?Sen kendini bir teraziye koysan da tartsan acaba ne kadar kabahatlisin? Kendi kabahatlerini görmüyorsun da karşındaki o adamın bir kabahatinden dolayıKendi kabahatlerini görmüyorsun da karşındaki o adamın bir kabahatinden dolayı onu teşhir ediyorsun insanların arasında.onu teşhir ediyorsun insanların arasında. Kabahat etmek, gıybet demek "Filanca şöyle fenadır, şöyle kötüdür.Kabahat etmek, gıybet demek "Filanca şöyle fenadır, şöyle kötüdür. Filanca günahkâr adam, kâfir oldu gitti, bırakın onu. Diyenler de var.Filanca günahkâr adam, kâfir oldu gitti, bırakın onu. Diyenler de var. Halbuki bir müslümanın küfrüne hükmetmek kadar tehlikeli, korkunç bir şey yoktur. Halbuki bir müslümanın küfrüne hükmetmek kadar tehlikeli, korkunç bir şey yoktur.

İmâm-ı Âzam ne demiş? Bizim dinimizde, öyle her şeyden insan gâvur olmaz.İmâm-ı Âzam ne demiş?

Bizim dinimizde, öyle her şeyden insan gâvur olmaz.
Gavurluk kolay bir şey değil ki. Gavurluk kolay bir şey değil ki.

İkinci şey; el harbü, harb; had'atün, bir had'adir.Burada had'a yasak, hile yasak, yalan yasak. İkinci şey; el harbü, harb; had'atün, bir had'adir.Burada had'a yasak, hile yasak, yalan yasak. Fakat muharebede câiz. Düşmanı aldatmak yani.Fakat muharebede câiz. Düşmanı aldatmak yani. Bunun için bizim eski büyüklerimiz ve daha eski devirlerdekilerBunun için bizim eski büyüklerimiz ve daha eski devirlerdekiler Peygamberimiz'e kadar gidecekleri istikameti tayin etmezlerdi. Gideceği istikameti kimseye söylemiyor.Peygamberimiz'e kadar gidecekleri istikameti tayin etmezlerdi. Gideceği istikameti kimseye söylemiyor. Ters istikamete gidiyor ki düşman aldansın. "Bize gelmiyor bu, başka tarafa gidiyor." diyerekten.Ters istikamete gidiyor ki düşman aldansın. "Bize gelmiyor bu, başka tarafa gidiyor." diyerekten. Yeniden geri dönüyor, dolaşıp tepesine çöküyor düşmanın. Bu bir tür had'adır. Yeniden geri dönüyor, dolaşıp tepesine çöküyor düşmanın. Bu bir tür had'adır.

Binâenaleyh her had'a olduğu gibi bu had'ayı yalnız insanlar her yerde tatbikat yapmamalıdır.Binâenaleyh her had'a olduğu gibi bu had'ayı yalnız insanlar her yerde tatbikat yapmamalıdır. Yerine göre tabii. Onun için üç yerde yalana, yalan demeyeceğiz buna, üç yerde buna ruhsat verilmiştir.Yerine göre tabii. Onun için üç yerde yalana, yalan demeyeceğiz buna, üç yerde buna ruhsat verilmiştir. Mesela çocukları ıslah için. Mesela çocukları ıslah için. Hanımların arasındaki geçimi tesis için,Hanımların arasındaki geçimi tesis için, bir de bu harp yerlerinde bir iki kişi kavga etmişler, birbirleriyle bozuşmuşlar.bir de bu harp yerlerinde bir iki kişi kavga etmişler, birbirleriyle bozuşmuşlar. Bu dargınları barıştırmak için arada bazı böyle kaçamak sözlerin yapılmasına müsaade edilmiştir Bu dargınları barıştırmak için arada bazı böyle kaçamak sözlerin yapılmasına müsaade edilmiştir ama bundan istifade ederek mütemadiyen yalan söyleyin demek değildir bu. ama bundan istifade ederek mütemadiyen yalan söyleyin demek değildir bu.

Hurrâka bizim tandır dediğimiz fırın. Fırının evde bulunması, bi'rü kuyu,Hurrâka bizim tandır dediğimiz fırın. Fırının evde bulunması, bi'rü kuyu, kuyunun evde bulunması, çakmaktaşı hurak, çakmaktaşının evde bulunması, o zaman kibrit yok mâlum.kuyunun evde bulunması, çakmaktaşı hurak, çakmaktaşının evde bulunması, o zaman kibrit yok mâlum. Ancak bu gibi şeylerle idare olunuyormuş.Ancak bu gibi şeylerle idare olunuyormuş. Onun için çakmak taşının bulunması, fırının bulunması, kuyunun bulunmasını bereket addetmişler deOnun için çakmak taşının bulunması, fırının bulunması, kuyunun bulunmasını bereket addetmişler de bunları evlerinizde hazırlayın demişler. Bu gün de öyledir yine. bunları evlerinizde hazırlayın demişler. Bu gün de öyledir yine. Bugün kibrit çok, çeşitli yakar maddeler var ama yine çakmak taşı kolaycacık yakıveriyor.Bugün kibrit çok, çeşitli yakar maddeler var ama yine çakmak taşı kolaycacık yakıveriyor. Kibritle alıp uğraşacağına çakıverdi mi derhal yakıyor. Fırın da lazım. Kibritle alıp uğraşacağına çakıverdi mi derhal yakıyor.

Fırın da lazım.
Bugün gaz fırınları yapılmış, evlerde börek yapacaksın, tatlı bir şey yapacaksın. Bugün gaz fırınları yapılmış, evlerde börek yapacaksın, tatlı bir şey yapacaksın. Bunları fırına taşımaktansa aleme göstererek götürüp getirmektenseBunları fırına taşımaktansa aleme göstererek götürüp getirmektense evinde kendin bilirsin ne yaptığını, oluverir. Kuyu da lazım evde. Ya sular kesiliverirse?evinde kendin bilirsin ne yaptığını, oluverir. Kuyu da lazım evde. Ya sular kesiliverirse? İyi ama olur ki Terkos Gölü'ne bi zehir atıverir düşman.İyi ama olur ki Terkos Gölü'ne bi zehir atıverir düşman. Yahut borular patlayıverir, birkaç gün sular gelmeyiverir evlere. Gelmeyince susuz da olmaz.Yahut borular patlayıverir, birkaç gün sular gelmeyiverir evlere. Gelmeyince susuz da olmaz. Ama kuyun olursa oh. Hele tatlı kuyu oldu muydu güzel, içilir de kullanılır da.Ama kuyun olursa oh. Hele tatlı kuyu oldu muydu güzel, içilir de kullanılır da. Onun için bunları evlerinizde bulundurunuz. Eskiden İstanbul evlerinde hep var imiş.Onun için bunları evlerinizde bulundurunuz.

Eskiden İstanbul evlerinde hep var imiş.
Bazen de saraç diyorlar; o damlardan kayan yağmurları evlerin altlarına topluyorlar,Bazen de saraç diyorlar; o damlardan kayan yağmurları evlerin altlarına topluyorlar, o bir senelik idaresini oradan temin ederlermiş. Şimdi bunların hiçbirisi kalmadı. o bir senelik idaresini oradan temin ederlermiş. Şimdi bunların hiçbirisi kalmadı. Geliyor diyerek evde şarıl şarıl sular akıtıyor. Ama Allah göstermesin yine zorluğunu.Geliyor diyerek evde şarıl şarıl sular akıtıyor. Ama Allah göstermesin yine zorluğunu. Bugün mesela Bingöl denilen yerde Allah yardımcıları olsun, Allah sabırlar versin onlara da, Bugün mesela Bingöl denilen yerde Allah yardımcıları olsun, Allah sabırlar versin onlara da, birçok kimseler vefat etmekle beraber suları da kesilmiş, o at arabalarıyla su taşıyorlar şimdi memlekete. birçok kimseler vefat etmekle beraber suları da kesilmiş, o at arabalarıyla su taşıyorlar şimdi memlekete.

Zaten zaruret içerisinde olan bir halk. Zaten zaruret içerisinde olan bir halk.

Bu da güzel bir şey. el-Harîr, ipek. Bugünün gençleri buna pek meraklı.Bu da güzel bir şey. el-Harîr, ipek. Bugünün gençleri buna pek meraklı. İpekli elbise giymekte.İpekli elbise giymekte. İpekli elbise giyenlere âhirette cennet esvaplarından nasibi olmayacak, onlara giydirilmeyecek.İpekli elbise giyenlere âhirette cennet esvaplarından nasibi olmayacak, onlara giydirilmeyecek. İpek olsun, altın olsun bunlar üzerinde Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem İpek olsun, altın olsun bunlar üzerinde Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hususi durmuş, erkeklere haramdır demiş. Niçin? Bunlar ortalığın maişesinde işe yarayan bir şeyler.hususi durmuş, erkeklere haramdır demiş. Niçin? Bunlar ortalığın maişesinde işe yarayan bir şeyler. Bunları herkes parmağına, boynuna, şurasına taktıkça onlar bol değil o kadar, ticaret metaı azalır.Bunları herkes parmağına, boynuna, şurasına taktıkça onlar bol değil o kadar, ticaret metaı azalır. İpekte de saltanat var.İpekte de saltanat var. Saltanatı da istememiş Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Mü'mine böyle saltanat yakışmaz." demiş.Saltanatı da istememiş Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Mü'mine böyle saltanat yakışmaz." demiş. Binâenaleyh ipekli esvap giyenlerin nasibi yoktur âhirette de. Binâenaleyh ipekli esvap giyenlerin nasibi yoktur âhirette de.

Teı'se abdü'd-dînâri. Fıkıh meselesinde İmâm-ı Gazâli çok incelemiş. Teı'se abdü'd-dînâri. Fıkıh meselesinde İmâm-ı Gazâli çok incelemiş. O kadar incelemiş ki yani insan korkar dereceye gelir.O kadar incelemiş ki yani insan korkar dereceye gelir. Adı Abdullah olan insan hakikaten Allah'a ibadet eden değilse ismiyle yalancıdır, diyor.Adı Abdullah olan insan hakikaten Allah'a ibadet eden değilse ismiyle yalancıdır, diyor. Senin adın Abdullah'dı hani nerede ibadetin, sadakatin dediği vakitte adam bir şey diyemeyecek tabiatiyle. Senin adın Abdullah'dı hani nerede ibadetin, sadakatin dediği vakitte adam bir şey diyemeyecek tabiatiyle.

Nusallî namaza durduğu vakit iyyâke na'büdü dediği vakit; "Ben sana ibadet ediyorum yâ Rabbi!Nusallî namaza durduğu vakit iyyâke na'büdü dediği vakit; "Ben sana ibadet ediyorum yâ Rabbi! Biz sana ibadet ediyoruz yâ Rabbi!" Biz sana ibadet ediyoruz yâ Rabbi!" İbadet ediyorsun da senin aklın fikrin çarşıda, pazarda, şurada burada dolaşıyor. İbadet ediyorsun da senin aklın fikrin çarşıda, pazarda, şurada burada dolaşıyor. Benim önümde ifade ettiğini harekatın göstermiyor ki senin. Benim önümde ifade ettiğini harekatın göstermiyor ki senin.

Allahu Teâlâ ya'lemü's-sirra ve ehfâ; içi de bilir dışı da bilir.Allahu Teâlâ ya'lemü's-sirra ve ehfâ; içi de bilir dışı da bilir. İçin başka, dışın başka olarak iyyake na'büdü diyorsun. Dilin diyor ama harekatın bunu inkâr ediyor.İçin başka, dışın başka olarak iyyake na'büdü diyorsun. Dilin diyor ama harekatın bunu inkâr ediyor. Tasdik etmiyor harekatın. Çok zor. Bunun altına Efendimiz demiş ki; teı'se abdü'd-dînâri.Tasdik etmiyor harekatın. Çok zor. Bunun altına Efendimiz demiş ki; teı'se abdü'd-dînâri. Dinar mâlum Arabistan'da bulunan bir para.Dinar mâlum Arabistan'da bulunan bir para. Dinar denilen bu paraya tapanlar, teı'se abdü'd-dînâr dinarın kulu. Paranın kulu.Dinar denilen bu paraya tapanlar, teı'se abdü'd-dînâr dinarın kulu. Paranın kulu. Paranın kulu Paranın kulu helâk olsun, diyor. Helak olsun. Kim diyor? İki cihan serveri. Neden diyor? helâk olsun, diyor. Helak olsun. Kim diyor?

İki cihan serveri. Neden diyor?

Allah'a tapılacak yerde Allah'ı bırakmış paraya tapıyor adam. Nasıl demesin? Allah'a tapılacak yerde Allah'ı bırakmış paraya tapıyor adam. Nasıl demesin?

Sen bu dünyaya bu paraya tapmak için gelmedin ki.Sen bu dünyaya bu paraya tapmak için gelmedin ki. Senin vazifen bu dünyada bu mülkün sahibini tanıyıp ona ibadet etmektir.Senin vazifen bu dünyada bu mülkün sahibini tanıyıp ona ibadet etmektir. Sen onu tanıyıp ibadet etmektense üç günlük fâni dünyada paralara bütün ömrünü harcıyorsun.Sen onu tanıyıp ibadet etmektense üç günlük fâni dünyada paralara bütün ömrünü harcıyorsun. Paraların uğruna. Bunun altında Paraların uğruna. Bunun altında ipek de geliyor. Böyle ipeklilere tapanlar kadife kumaşlara tapınanlar da bunların arasındadır. Niçin? ipek de geliyor. Böyle ipeklilere tapanlar kadife kumaşlara tapınanlar da bunların arasındadır. Niçin?

Dünya hayatı böyle şan ile, şöhret ile, zevk ile, sefa ile geçirip de ahreti unutmanın sebebi oluyor.Dünya hayatı böyle şan ile, şöhret ile, zevk ile, sefa ile geçirip de ahreti unutmanın sebebi oluyor. Onun için bunlara ümmetiOnun için bunlara ümmeti itibar etmesin, hakikaten yapılacak itibar Allah'adır. Binâenaleyh kul neye bağlandıysa onun kuludur.itibar etmesin, hakikaten yapılacak itibar Allah'adır. Binâenaleyh kul neye bağlandıysa onun kuludur. Burada onu diyor. Paraya bağlandıysa paranın kuludur. İşine bağlandıysa işinin kuludur.Burada onu diyor. Paraya bağlandıysa paranın kuludur. İşine bağlandıysa işinin kuludur. Allah'a bağlandıysa Allah'ın kuludur.Allah'a bağlandıysa Allah'ın kuludur. Onun için Allah hepimizi afetsin de, tabii dünyada hepimizin hayatımızı Onun için Allah hepimizi afetsin de, tabii dünyada hepimizin hayatımızı muhafaza edebilmek için kazanç lazım. Bu kazancın temini için de çeşitli yollara herkes girecek. muhafaza edebilmek için kazanç lazım. Bu kazancın temini için de çeşitli yollara herkes girecek.

Fakat bu yollara bağlanmak şartıyla değil de "Yâ Rabbi! Benim rızkımı buradan ver.Fakat bu yollara bağlanmak şartıyla değil de "Yâ Rabbi! Benim rızkımı buradan ver. Ben rızkıma vesile olsun diye bu işe başladım. Buradan rızkımı alayım da sana kulluk edeyim.Ben rızkıma vesile olsun diye bu işe başladım. Buradan rızkımı alayım da sana kulluk edeyim. Takatim gelsin, kuvvetleneyim.Takatim gelsin, kuvvetleneyim. Kışın üşümeyeyim, esvaplar alayım, sıcak evlerde oturayım da Kışın üşümeyeyim, esvaplar alayım, sıcak evlerde oturayım da sana taat edeyim diyerekten ben bu işe teşebbüs ettim.sana taat edeyim diyerekten ben bu işe teşebbüs ettim. Yoksa bu işim değil, gayem yine sensin Yâ Rabbi! Yalnız bu vesile işte bana." deyin. Yoksa bu işim değil, gayem yine sensin Yâ Rabbi! Yalnız bu vesile işte bana." deyin.

O ezan Allahu ekber dedi mi nereden belli olacak benim niyetimin hak için olduğu, o işin olmadığı?O ezan Allahu ekber dedi mi nereden belli olacak benim niyetimin hak için olduğu, o işin olmadığı? Allahu ekber nidasını duymadan evvel kapının önüne sandalyeni koyup daAllahu ekber nidasını duymadan evvel kapının önüne sandalyeni koyup da abdestini alıp camiye girebiliyor musun? Demek ki senin niyetinde halislik var, doğrusun. abdestini alıp camiye girebiliyor musun? Demek ki senin niyetinde halislik var, doğrusun. İspat ediyorsun bilfiil. Ezan okunuyor da umruna gelmiyor.İspat ediyorsun bilfiil. Ezan okunuyor da umruna gelmiyor. Sabah gidiyor, öğlen gidiyor, ikindi gidiyor, akşam gidiyor, yatsı da gidiyor. Sabah gidiyor, öğlen gidiyor, ikindi gidiyor, akşam gidiyor, yatsı da gidiyor. Sen hâlâ dükkandan gideceksin de çoluk çocuk da bekler ekmek yiyeceğiz diyerek. Sen hâlâ dükkandan gideceksin de çoluk çocuk da bekler ekmek yiyeceğiz diyerek.

Bunun için el-Harîru siyâbü men lâ haleka lehu, âhirette erkekler bundan istifade edemeyecekler.Bunun için el-Harîru siyâbü men lâ haleka lehu, âhirette erkekler bundan istifade edemeyecekler. Kadınlara burada ruhsat verildiyse de, bunu mutlaka yapınız demek değildir.Kadınlara burada ruhsat verildiyse de, bunu mutlaka yapınız demek değildir. Onlar da buna itibar etmezlerse dereceleri ona nisbetle yükselir. Onlar da buna itibar etmezlerse dereceleri ona nisbetle yükselir.

Haseb bir insanın kıymetini arttıran, yükselten şey. Bu yükselten şey neyse o senin hasebindir.Haseb bir insanın kıymetini arttıran, yükselten şey. Bu yükselten şey neyse o senin hasebindir. Nedir o yükselten şey? Malı çok oldu mu bir insanın, parası çok oldu muydu, Nedir o yükselten şey? Malı çok oldu mu bir insanın, parası çok oldu muydu, herkesin yanında kadrin, kıymetin yüksek olur. Herkes ona hürmet gösterir.herkesin yanında kadrin, kıymetin yüksek olur. Herkes ona hürmet gösterir. Selam verir, tâzim eder, sebebi malıdır. O mal kendisine bir haseb olmuş oluyor. Kerem ise takvâdır.Selam verir, tâzim eder, sebebi malıdır. O mal kendisine bir haseb olmuş oluyor. Kerem ise takvâdır. O da senin takvân senin, büyüklüğünü ispat eden şeydir. O da senin takvân senin, büyüklüğünü ispat eden şeydir.

Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz'in methiyesi hakkındadır. Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz'in methiyesi hakkındadır.

el-Hasedü ye'külü'l-hasenâti kemâ te'külü'n-nâru'l-hatabe. 70 küsur tane iyi huy vardır.el-Hasedü ye'külü'l-hasenâti kemâ te'külü'n-nâru'l-hatabe. 70 küsur tane iyi huy vardır. 70 küsur da kötü huy vardır. Hased; kötü huylardan birisidir. 70 küsur da kötü huy vardır. Hased; kötü huylardan birisidir. Bu sadıklarla beraber olmanın faydalarından birisidir ki insan kötü huylarını Bu sadıklarla beraber olmanın faydalarından birisidir ki insan kötü huylarını birer birer birer bakarsın terk eder, o sadıklarla olan ünsiyeti dolayısıyla.birer birer birer bakarsın terk eder, o sadıklarla olan ünsiyeti dolayısıyla. Mesela birçok fenalıklara alışmış bir insan gelmiş Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e. Mesela birçok fenalıklara alışmış bir insan gelmiş Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e. Her türlü kötülüğü işliyor. "Ben müslüman olacağım ama bende hırsızlık var,Her türlü kötülüğü işliyor. "Ben müslüman olacağım ama bende hırsızlık var, sarhoşluk var, zina var, şu da var, bu da var, yalancılık var, hepsi var.sarhoşluk var, zina var, şu da var, bu da var, yalancılık var, hepsi var. Ben müslüman olmak istiyorum ama bunların hepsini birden terk et dersen de bunu da yapamam." demiş. Ben müslüman olmak istiyorum ama bunların hepsini birden terk et dersen de bunu da yapamam." demiş. Öyleyse sen yalanı bırak, doğruluktan ayrılma, demişler. Razı mısın? Razıyım.Öyleyse sen yalanı bırak, doğruluktan ayrılma, demişler. Razı mısın?

Razıyım.
Lâ ilâhe illallah Muhammedün rasûlullah demiş müslüman olmuş. Akşam olmuş. İçmeye gidecek.Lâ ilâhe illallah Muhammedün rasûlullah demiş müslüman olmuş. Akşam olmuş. İçmeye gidecek. "Hocaya yakalanırsam dövecekler. Yalan da söyleyemeyeceğim, söz verdim doğruyu söyleyeceğime dair. "Hocaya yakalanırsam dövecekler. Yalan da söyleyemeyeceğim, söz verdim doğruyu söyleyeceğime dair. İçmeyeyim bari." demiş. Hırsızlığa gidecek olmuş. "Ulan yakalanırsak elimi kesecekler. İçmeyeyim bari." demiş. Hırsızlığa gidecek olmuş. "Ulan yakalanırsak elimi kesecekler. Söz verdim yalan söylememek için. O da olmayacak." demiş onu da bırakmış.Söz verdim yalan söylememek için. O da olmayacak." demiş onu da bırakmış. Derken kötülükleri birer birer bırakabilmiş. Ne sayesinde? Derken kötülükleri birer birer bırakabilmiş. Ne sayesinde?

Sallallahu aleyhi ve sellem'in sohbetine dahil oluşu sebebiyle. Bir söz verdi ve onu sohbetine girdi.Sallallahu aleyhi ve sellem'in sohbetine dahil oluşu sebebiyle. Bir söz verdi ve onu sohbetine girdi. Binâenaleyh iyi insanların sohbetine gelen insanlar netice itibariyle böyle iyi insanlar olurlar. Binâenaleyh iyi insanların sohbetine gelen insanlar netice itibariyle böyle iyi insanlar olurlar. Onun için, hased kötü bir huydur.Onun için, hased kötü bir huydur. Bir insan 40 yaşına, 50 yaşına, 60 yaşına kadar yaşar.Bir insan 40 yaşına, 50 yaşına, 60 yaşına kadar yaşar. Ama dünya hayatı içerisinde 60'tan sonra nasılsa bir uyanıklık gelir kendisine Ama dünya hayatı içerisinde 60'tan sonra nasılsa bir uyanıklık gelir kendisine veya 40'tan sonra, "Bu ayıp." filan der, tevbe eder, istiğfar eder. veya 40'tan sonra, "Bu ayıp." filan der, tevbe eder, istiğfar eder. "Ben artık camiye alışayım devam edeyim. Namaz kılayım, Allah'a kullukta edeyim." der. "Ben artık camiye alışayım devam edeyim. Namaz kılayım, Allah'a kullukta edeyim." der.

Der ama o 60 sene içerisinde gönlüne yerleştirdiği olan kötülükler öyle bir Allahu ekber deyip namaz kılmakla,Der ama o 60 sene içerisinde gönlüne yerleştirdiği olan kötülükler öyle bir Allahu ekber deyip namaz kılmakla, peygamberin huzurunda o gün oluyordu ama bugün yok onun huzurunda değiliz.peygamberin huzurunda o gün oluyordu ama bugün yok onun huzurunda değiliz. Mâneviyatımızla giremiyoruz.Mâneviyatımızla giremiyoruz. Binâenaleyh o içimize saplanmış, yerleşmiş olan kötü huyu çıkarıp atmak, dağı yerinden atmaktan daha zordur.Binâenaleyh o içimize saplanmış, yerleşmiş olan kötü huyu çıkarıp atmak, dağı yerinden atmaktan daha zordur. Dağı yerinden söker atarsın, bugünkü makineler vasıtasıyla fakat huyu söküp atamazsın, vesselam. Dağı yerinden söker atarsın, bugünkü makineler vasıtasıyla fakat huyu söküp atamazsın, vesselam. O yine huy huydur. Can çıkmayınca huy çıkmaz derler. O yine huy huydur. Can çıkmayınca huy çıkmaz derler.

Bir kere bu iyi huylara çocukluktan alışmak lazım. Çocuk babası neyse ona göre yetişecek.Bir kere bu iyi huylara çocukluktan alışmak lazım. Çocuk babası neyse ona göre yetişecek. Babası iyiyse, çocuk da iyi yetişir. Babası hayırsızsa ne yapsın o çocuk? O da ondan alacak dersi.Babası iyiyse, çocuk da iyi yetişir. Babası hayırsızsa ne yapsın o çocuk? O da ondan alacak dersi. Allah yardımcımız olsun. Onun için evvela büyük iş babalara düşüyor.Allah yardımcımız olsun. Onun için evvela büyük iş babalara düşüyor. Babalar kendilerini düzeltmeli ki evlatlarına da o düzgünlük isabet edebilsin. Bakınız ne kadar fena şey. Babalar kendilerini düzeltmeli ki evlatlarına da o düzgünlük isabet edebilsin. Bakınız ne kadar fena şey. El hased, bu hased denilen huy, çekemiyor karşısında bir zengini, bir bilgini. El hased, bu hased denilen huy, çekemiyor karşısında bir zengini, bir bilgini. Bunu bir türlü hazmedemiyor. "Bu yaşasın da ben niye yaşamayacağım." diyor olur mu. Bunu bir türlü hazmedemiyor. "Bu yaşasın da ben niye yaşamayacağım." diyor olur mu.

"Yâ Rabbi! onun elinden de al." diyor. "Bana da vermezsen verme onda da olmasın." diyor."Yâ Rabbi! onun elinden de al." diyor. "Bana da vermezsen verme onda da olmasın." diyor. İstemiyor. El hased. Bu huy var içerde. Ye'külü'l-hasenâti.İstemiyor. El hased. Bu huy var içerde. Ye'külü'l-hasenâti. Bir insan namaz da kılar, sadakalar da verir, iyilikler de yapar ama komşusunu çekemez,Bir insan namaz da kılar, sadakalar da verir, iyilikler de yapar ama komşusunu çekemez, dükkân komşusunu çekemez, mahalle komşusunu çekemez.dükkân komşusunu çekemez, mahalle komşusunu çekemez. Şunu çekemez, aleyhinde bir sürü dedikodular yapar filan. Şunu çekemez, aleyhinde bir sürü dedikodular yapar filan. Bu hasedliğin ibtidası ye'külü'l-hasenât kemâ te'külü'n-nâru'l-hatabe. Bu hasedliğin ibtidası ye'külü'l-hasenât kemâ te'külü'n-nâru'l-hatabe. Ateş odunu nasıl yiyip yok ediyorsa hased denilen şey de iyilikleri böyle yok eder gider. Ateş odunu nasıl yiyip yok ediyorsa hased denilen şey de iyilikleri böyle yok eder gider.

Onun için Ve's-sadekatü tütfiu'l-hatîete. Sadaka, buna çok kulak verin.Onun için Ve's-sadekatü tütfiu'l-hatîete. Sadaka, buna çok kulak verin. 1 kuruş da sadakadır, 500 kuruş da sadakadır, 5 bin kuruş da sadakadır. Azı çoğu olmaz.1 kuruş da sadakadır, 500 kuruş da sadakadır, 5 bin kuruş da sadakadır. Azı çoğu olmaz. Sadakayı mutlaka muhtaç olan fakirlere yardım için vermekten katiyen kaçınmamalı.Sadakayı mutlaka muhtaç olan fakirlere yardım için vermekten katiyen kaçınmamalı. Mesela bir camimizin şurasına ufacık bir şey yapıyoruz. Buna türlü parayı temin edemiyoruz. Mesela bir camimizin şurasına ufacık bir şey yapıyoruz. Buna türlü parayı temin edemiyoruz. Halbuki cemaatimiz buraya haftada birer ikişer üçer beşer lirayı mütemadiyen devamlı olarak verselerHalbuki cemaatimiz buraya haftada birer ikişer üçer beşer lirayı mütemadiyen devamlı olarak verseler bu yapıldıktan sonra yine daima biriktirseler bir cami daha yaparız böyle. bu yapıldıktan sonra yine daima biriktirseler bir cami daha yaparız böyle. 15-20 sene içerisinde bir cami parası daha birikir bizde. 15-20 sene içerisinde bir cami parası daha birikir bizde.

Başka taraflara el açmaya, yalvarmaya da lüzum kalmaz.Başka taraflara el açmaya, yalvarmaya da lüzum kalmaz. Onun için bu sadakalar tütfiu'l-hatîete, evliyâ da olsa hatadan salim değildir,Onun için bu sadakalar tütfiu'l-hatîete, evliyâ da olsa hatadan salim değildir, buna dikkat edin; bir insan evliyâ olmakla hatasız olamaz. Peygamber değildir evliyâ. buna dikkat edin; bir insan evliyâ olmakla hatasız olamaz. Peygamber değildir evliyâ. Ancak hatasızlık peygamberlere mahsustur. Evliyâ olan kimselere de hatalar sâdır olabilir.Ancak hatasızlık peygamberlere mahsustur. Evliyâ olan kimselere de hatalar sâdır olabilir. Fakat bunun hatasını o çabuk telafi eder. Derhal anlar, istiğfar eder, secdeye kapanır.Fakat bunun hatasını o çabuk telafi eder. Derhal anlar, istiğfar eder, secdeye kapanır. "Aman Yâ Rabbi! Beni affet!" der. Onun için sadaka tütfiu'l-hatîete. Hatalar bir ateştir."Aman Yâ Rabbi! Beni affet!" der.

Onun için sadaka tütfiu'l-hatîete. Hatalar bir ateştir.
Günahlar bir ateşe benzer.Günahlar bir ateşe benzer. Ateş nasıl etrafı yakıyorsa nasıl haseneleri yakıyorsa bunları söndürecek şey de sadakadır. Ateş nasıl etrafı yakıyorsa nasıl haseneleri yakıyorsa bunları söndürecek şey de sadakadır. Su ile bu ateşi söndüremezsin. Bunun ateşini söndürecek şey sadakalardır.Su ile bu ateşi söndüremezsin. Bunun ateşini söndürecek şey sadakalardır. Kemâ yütfiü'l-mâü en-nâra. Nasıl ki ateşi su söndürüyorsa, hataları da söndüren sadakadır.Kemâ yütfiü'l-mâü en-nâra. Nasıl ki ateşi su söndürüyorsa, hataları da söndüren sadakadır. Bunu ihmal etmeyiniz. Elinizden gelirse her gün veriniz. Hatta Efendimiz'in tavsiyesi de var.Bunu ihmal etmeyiniz. Elinizden gelirse her gün veriniz. Hatta Efendimiz'in tavsiyesi de var. Her gün veriniz, çünkü 360 mafsala malisinizHer gün veriniz, çünkü 360 mafsala malisiniz bu 360 lafsalın şükrü lazım. Bunların şükürlerini ifâ için sadaka verirler.bu 360 lafsalın şükrü lazım. Bunların şükürlerini ifâ için sadaka verirler. Allahu Teâlâ, elhamdülillah, ne güzel sıhhatli yaratmış işe yarar bir haldeyiz, aklımız sağlam,Allahu Teâlâ, elhamdülillah, ne güzel sıhhatli yaratmış işe yarar bir haldeyiz, aklımız sağlam, vücudumuz sağlam, hareketlerimiz, kuvvetimiz yerinde.vücudumuz sağlam, hareketlerimiz, kuvvetimiz yerinde. İşimizi kendimiz görebiliyoruz, bu bir nimet-i uzvadır.İşimizi kendimiz görebiliyoruz, bu bir nimet-i uzvadır. Aramızda Allah bazı akılsızlar yaratıyor, o akılsızları bize numune için yaratmıştır. Aramızda Allah bazı akılsızlar yaratıyor, o akılsızları bize numune için yaratmıştır. Bak onu gör, bak onun aklına bir akıl verebilecek bir kimse bulabiliyor musun dünyada? Bak onu gör, bak onun aklına bir akıl verebilecek bir kimse bulabiliyor musun dünyada?

Ne para eder ne oradaki tımarhane para eder. Oraya düşersin, çekersin de çekersin.Ne para eder ne oradaki tımarhane para eder. Oraya düşersin, çekersin de çekersin. Aklı kimse koyamaz bir kere. O Allah'ın verdiği bir hazinedir. Sıhhat de öyle.Aklı kimse koyamaz bir kere. O Allah'ın verdiği bir hazinedir. Sıhhat de öyle. Bazı adamlar Allah esirgesin felç oluyor. Bazı adamlar kanser oluyor. Bazı adamlar bilmem ne oluyor.Bazı adamlar Allah esirgesin felç oluyor. Bazı adamlar kanser oluyor. Bazı adamlar bilmem ne oluyor. Çeşitli hastalıklar var. Bu hastalıklara düşen insanlar görüyorsunuz ne hallerde. Çeşitli hastalıklar var. Bu hastalıklara düşen insanlar görüyorsunuz ne hallerde. Hele fakir fukara olursa ne büyük ıstıraplara dûçâr oluyorlar. Hele fakir fukara olursa ne büyük ıstıraplara dûçâr oluyorlar.

Binâenaleyh bu sıhhatin karşılığında vereceğimiz 5-10 kuruş ne demektir yani.Binâenaleyh bu sıhhatin karşılığında vereceğimiz 5-10 kuruş ne demektir yani. Herkes hâline göre bir şey vermekle mükelleftir.Herkes hâline göre bir şey vermekle mükelleftir. Onun için siz sadakalarınızı veriniz çünkü sadaka sizin hem hatalarınızı söndürür,Onun için siz sadakalarınızı veriniz çünkü sadaka sizin hem hatalarınızı söndürür, ateşi söndürdüğü gibi hem de sizin için cemiyetiniz için faydalı olur. ateşi söndürdüğü gibi hem de sizin için cemiyetiniz için faydalı olur.

Ve's-salât, nama; nûru'l-mü'mini. Bunlar hakkında Medine-i Münevvere'de bize bir kitap verdiler.Ve's-salât, nama; nûru'l-mü'mini. Bunlar hakkında Medine-i Münevvere'de bize bir kitap verdiler. Sırf namaza ait. Sırf namaza ait. Namaz muhakkak her mü'min muvahhide şarttır. Namazsız Müslümanlık olmaz, demiş bu kitap.Namaz muhakkak her mü'min muvahhide şarttır. Namazsız Müslümanlık olmaz, demiş bu kitap. Namazsız Müslümanlık olmaz! Ve's-sıyâmü cünnetün mine'n-nâri.Namazsız Müslümanlık olmaz!

Ve's-sıyâmü cünnetün mine'n-nâri.
Oruç, ateşten bir kalkandır.Oruç, ateşten bir kalkandır. Şimdi burada olmaz dediğim tabirlerde bizde oluyor ya hoca efendi diyecek namaz kılmasak ta müslümanız.Şimdi burada olmaz dediğim tabirlerde bizde oluyor ya hoca efendi diyecek namaz kılmasak ta müslümanız. Lâ ilâhe illallah diyoruz. Cumadan cumaya da geliyoruz, kılıyoruz. Bayramları geliyoruz. Biz de müslümanız. Lâ ilâhe illallah diyoruz. Cumadan cumaya da geliyoruz, kılıyoruz. Bayramları geliyoruz. Biz de müslümanız. Müslüman oluyor, bu tabir belki hatalı oluyor, İslâm'da kemal lazım.Müslüman oluyor, bu tabir belki hatalı oluyor, İslâm'da kemal lazım. Yani namaz kılmadan da müslümansın ama öyle müslümansın yani. Çürük müslüman.Yani namaz kılmadan da müslümansın ama öyle müslümansın yani. Çürük müslüman. Zayıf Müslüman, işe yaramaz. Zayıf Müslüman, işe yaramaz.

Ama müslümanın imanlısına salâbet-i dîniye diyoruz.Ama müslümanın imanlısına salâbet-i dîniye diyoruz. Bu salâbet-i dîniyeye sahip olan müslümanla salâbet-i dîniyesi olmayan iki müslüman bir olur mu?Bu salâbet-i dîniyeye sahip olan müslümanla salâbet-i dîniyesi olmayan iki müslüman bir olur mu? Birisi yatakta yatıyor. Hiç tutacak bir yeri yok. Hasta. Bir de sağlıklı bir adam var.Birisi yatakta yatıyor. Hiç tutacak bir yeri yok. Hasta. Bir de sağlıklı bir adam var. İşini kendisi beceriyor ve ona da yardım ediyor. O da insan bu da insan, aradaki fark ne kadar büyük. İşini kendisi beceriyor ve ona da yardım ediyor. O da insan bu da insan, aradaki fark ne kadar büyük. O yatıyor, senin yardımına bakıyor, gözünü açmış. "Bana yardım et. İlaç parası ver. O yatıyor, senin yardımına bakıyor, gözünü açmış. "Bana yardım et. İlaç parası ver. Istırabım var." diyor. Ötekinin de her zevki yerinde, aradaki fark ne kadar büyük?Istırabım var." diyor. Ötekinin de her zevki yerinde, aradaki fark ne kadar büyük? Namaz kılanla kılmayan arasındaki fark da böyledir arkadaşlar. İkisi de insandır.Namaz kılanla kılmayan arasındaki fark da böyledir arkadaşlar. İkisi de insandır. İkisi de müslümandır. Ama birisi zayıf, birisi tayyib. İkisi de müslümandır. Ama birisi zayıf, birisi tayyib.

Allah hepimizi kendisinin razı olacağı amellerle müzeyyen olan kullarının arasına kabul eylesin. Allah hepimizi kendisinin razı olacağı amellerle müzeyyen olan kullarının arasına kabul eylesin.

Amin. Demek mü'minin nurudur namaz. Oruç da mü'minin ateşten koruyucu kalkanıdır. Amin.

Demek mü'minin nurudur namaz. Oruç da mü'minin ateşten koruyucu kalkanıdır.

El Fâtiha. El Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2