Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Eğitimde Mühim Noktalar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

25 Recep 1415 / 28.12.1994
Victoria / Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Elhamdu lillâhi hakka hamdihî vessalâtu vesselâmu alâ hayri halkıhîElhamdu lillâhi hakka hamdihî vessalâtu vesselâmu alâ hayri halkıhî seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiâhû bi-ihsânin ecmaîn. seyyidinâ ve senedinâ ve mededinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve men tebiâhû bi-ihsânin ecmaîn.

Emma ba'd: Emma ba'd:

Aziz ve muhterem dinleyiciler! Aziz ve muhterem dinleyiciler!

Sevabı en çok olan, yapmamız mutlaka gerekli olan şey nedir? diyeSevabı en çok olan, yapmamız mutlaka gerekli olan şey nedir? diye bu sorunun cevabını ilk derslerde verdik. bu sorunun cevabını ilk derslerde verdik. İslâm'da ilmin kıymeti çok; alime büyük sevap, talebeye de çok büyük ecir veriliyor. İslâm'da ilmin kıymeti çok; alime büyük sevap, talebeye de çok büyük ecir veriliyor. Onun için en mühim çalışmalarımızın bu yolda olması gerektiğini Kur'ân-ı Kerîm'den,Onun için en mühim çalışmalarımızın bu yolda olması gerektiğini Kur'ân-ı Kerîm'den, hadîs-i şerîflerden akılla, mantıkla, delillerle izah ederek ortaya koyduk. hadîs-i şerîflerden akılla, mantıkla, delillerle izah ederek ortaya koyduk. Hepimizde bir ilim yolunda gayret sarf etmek, daha çok çalışmak sevgisi, arzusu uyandı. Hepimizde bir ilim yolunda gayret sarf etmek, daha çok çalışmak sevgisi, arzusu uyandı.

Peki bunu, bu sevapları kazanmak için burada neler yapmamız lazım gelir? diyePeki bunu, bu sevapları kazanmak için burada neler yapmamız lazım gelir? diye onu da dün bahis konusu ettik. onu da dün bahis konusu ettik.

Önce Kur'ân-ı Kerîm ile bağlarımızı kuvvetlendirmemiz lazım Önce Kur'ân-ı Kerîm ile bağlarımızı kuvvetlendirmemiz lazım ve bir miktar Kur'ân-ı Kerîm okumamız lazım, bir miktar ezberlememiz lazım,ve bir miktar Kur'ân-ı Kerîm okumamız lazım, bir miktar ezberlememiz lazım, bir miktar tefsir okumamız lazım diye bunları anlattık. bir miktar tefsir okumamız lazım diye bunları anlattık.

Sonra? Sünnet-i seniyyenin, Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinin çok büyük önemi olduğunu Sonra?

Sünnet-i seniyyenin, Efendimiz'in hadîs-i şerîflerinin çok büyük önemi olduğunu
binâenaleyh bunları öğrenmemiz gerektiğini, bunları öğrendiğimiz zaman bid'atlardan kurtulmuşbinâenaleyh bunları öğrenmemiz gerektiğini, bunları öğrendiğimiz zaman bid'atlardan kurtulmuş ve dinin özünü yakalamış olacağımızı, sevabımızın çok olacağını anlattık.ve dinin özünü yakalamış olacağımızı, sevabımızın çok olacağını anlattık. Ve hakiki İslâm kültürüne, gerçek Müslümanlığın detaylarıyla anlanmasınaVe hakiki İslâm kültürüne, gerçek Müslümanlığın detaylarıyla anlanmasına ve yaşanmasına hadîs-i şerîfle ulaşılabileceğini gösterdik ve yaşanmasına hadîs-i şerîfle ulaşılabileceğini gösterdik ve "Hangi hadis kitaplarını okumamız lazım gelir?" diye misaller de verdik, ve "Hangi hadis kitaplarını okumamız lazım gelir?" diye misaller de verdik, şu kitapları okuyun, okumamız lazım. şu kitapları okuyun, okumamız lazım. Her gün şöyle bir çalışma yapmanız lazım gelir diye de söyledik. Her gün şöyle bir çalışma yapmanız lazım gelir diye de söyledik.

Sonra? Bir müslüman için mutlaka bilmesi gerekli bazı bilgiler vardır, Sonra?

Bir müslüman için mutlaka bilmesi gerekli bazı bilgiler vardır,
bunlara ilmihal bilgisi diyoruz.bunlara ilmihal bilgisi diyoruz. İlmihal bilgilerini de bir müslümanın bilmesi gerektiğini, İlmihal bilgilerini de bir müslümanın bilmesi gerektiğini, maalesef müslümanların bu konuda bir takım eksikleri olduğunu anlattık maalesef müslümanların bu konuda bir takım eksikleri olduğunu anlattık ve inşaallah bundan sonra kardeşlerimiz her gün metodlu bir şekilde, ve inşaallah bundan sonra kardeşlerimiz her gün metodlu bir şekilde, aile ile beraber yani ailenin bütün fertleri, erkek kadın, çoluk çocuk hepsi aile ile beraber yani ailenin bütün fertleri, erkek kadın, çoluk çocuk hepsi hem burada hem buradan evlerinize döndükten sonra bu konularda daha dikkatli bulunuphem burada hem buradan evlerinize döndükten sonra bu konularda daha dikkatli bulunup daha muntazam çalışacaklar; daha muntazam çalışacaklar; Kur'an okuyacaklar, hadis okuyacaklar, ilmihal bilgilerini kuvvetlendirecekler.Kur'an okuyacaklar, hadis okuyacaklar, ilmihal bilgilerini kuvvetlendirecekler. Allah'ın sevdiği razı olduğu bir kul olmak için gerekli bilgileri böylece kazanmış olacaklarAllah'ın sevdiği razı olduğu bir kul olmak için gerekli bilgileri böylece kazanmış olacaklar ve bu kazandıkları bilgileri yaşayacaklar. ve bu kazandıkları bilgileri yaşayacaklar.

Bizim bu verdiğimiz temel bilgilere göre, tabii bizden önce de Bizim bu verdiğimiz temel bilgilere göre, tabii bizden önce de "Ne yaparım da Allah'ın rızasını kazanırım, ne yaparım da Allah'ın sevgili kulu olabilirim?""Ne yaparım da Allah'ın rızasını kazanırım, ne yaparım da Allah'ın sevgili kulu olabilirim?" diye düşünen milyonlarca insan yaşamış İslâm ülkelerinde.diye düşünen milyonlarca insan yaşamış İslâm ülkelerinde. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanından, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanından, sahâbe-i kirâmdan, tabiinden zamanımıza kadar halis müslüman,sahâbe-i kirâmdan, tabiinden zamanımıza kadar halis müslüman, imanı kuvvetli müslümanlardan herkesin gönlünde yatan ana düşünce, imanı kuvvetli müslümanlardan herkesin gönlünde yatan ana düşünce, kafasında mevcut olan asıl duygu bu: kafasında mevcut olan asıl duygu bu:

Yani ben ne yaparsam iyi müslüman olurum? Ne yaparsam Allah beni sever? Yani ben ne yaparsam iyi müslüman olurum?

Ne yaparsam Allah beni sever?

Ne yaparsam Allah'ın sevgili kulu olurum, cenneti kazanırım, âhiret saadetine ererim? diye Ne yaparsam Allah'ın sevgili kulu olurum, cenneti kazanırım, âhiret saadetine ererim? diye herkes düşünmüş. herkes düşünmüş.

Tabii bu sadece bunun yollarını bilmekle olmuyor. Tabii bu sadece bunun yollarını bilmekle olmuyor. Yani bilgi lazım ama bilmek kâfi değil, bildiğini uygulamak lazım geliyorYani bilgi lazım ama bilmek kâfi değil, bildiğini uygulamak lazım geliyor ve insan binâenaleyh Kur'ân-ı Kerîm'i hayatına rehber etmesi, ve insan binâenaleyh Kur'ân-ı Kerîm'i hayatına rehber etmesi, hadîs-i şerîfleri kendisine hareket tarzı, hayat tarzı edinmesi ve onları tatbik etmesi gerekiyor.hadîs-i şerîfleri kendisine hareket tarzı, hayat tarzı edinmesi ve onları tatbik etmesi gerekiyor. İlmiyle âmil olmak, Allah'ın sevdiği günahlardan uzak bir şekilde yaşamak yolunu tuttuğu zamanİlmiyle âmil olmak, Allah'ın sevdiği günahlardan uzak bir şekilde yaşamak yolunu tuttuğu zaman ortaya bir manzara, bir insan tipi çıkıyor; sağlam, ihlaslı, takvâlı müslüman tipi çıkıyor. ortaya bir manzara, bir insan tipi çıkıyor; sağlam, ihlaslı, takvâlı müslüman tipi çıkıyor. İşte böylece bunları güzel bir şekilde anlatan bir ilim dalı, İşte böylece bunları güzel bir şekilde anlatan bir ilim dalı, bir ilim dalı meydana geliyor, biz buna tasavvuf diyoruz;bir ilim dalı meydana geliyor, biz buna tasavvuf diyoruz; tasavvuf yolu, takvâ yolu, ihlâs yolu, ihsan yolu diyoruz. tasavvuf yolu, takvâ yolu, ihlâs yolu, ihsan yolu diyoruz. Burada gönlümüzde yatan, aklımızda ön planda bulunan ana gayeye erişmenin bilgileri veriliyorBurada gönlümüzde yatan, aklımızda ön planda bulunan ana gayeye erişmenin bilgileri veriliyor ve eğitimi yapılıyor. ve eğitimi yapılıyor. Sadece bilgi değil, bilgiyle beraber bu işin eğitimi de yapılıyor, fiilen uygulaması yapılıyor, Sadece bilgi değil, bilgiyle beraber bu işin eğitimi de yapılıyor, fiilen uygulaması yapılıyor, laboratuvar çalışması gibi tatbikatı yapılıyor.laboratuvar çalışması gibi tatbikatı yapılıyor. Hani doktorun nazarî bilgileri öğrendikten sonra pratik yapması gibi tatbikatı da yapılıyor.Hani doktorun nazarî bilgileri öğrendikten sonra pratik yapması gibi tatbikatı da yapılıyor. Bu tasavvuf bilimi, tasavvuf yolu. Bu tasavvuf bilimi, tasavvuf yolu. Tabii bunu da yapması ve [insanın] hayatını buna göre geçirmesi lazım. Tabii bunu da yapması ve [insanın] hayatını buna göre geçirmesi lazım.

Tasavvuf insanda üç ana meselenin tahakkukuna, yerleşmesine çalışıyor. Tasavvuf insanda üç ana meselenin tahakkukuna, yerleşmesine çalışıyor. Bir, nefsini terbiye etmesini sağlıyor.Bir, nefsini terbiye etmesini sağlıyor. Yani insanın kendisinin nefsi var ve bu nefsi insandan çok şeyler ister.Yani insanın kendisinin nefsi var ve bu nefsi insandan çok şeyler ister. Ve istediği şeyler de, insandan istediği şeyler deVe istediği şeyler de, insandan istediği şeyler de çok kere günah veya yapılmaması gereken şeyler olabiliyor. çok kere günah veya yapılmaması gereken şeyler olabiliyor. Komşunun bahçesindeki kırmızı elmaları görünceKomşunun bahçesindeki kırmızı elmaları görünce çocuk "Ben şundan istiyorum!" diyor, nefsi istiyor.çocuk "Ben şundan istiyorum!" diyor, nefsi istiyor. Aman elmalar ne kadar güzel! İstiyor ama almaması lazım. Aman elmalar ne kadar güzel! İstiyor ama almaması lazım. Yani canı çekiyor, istiyor ama almaması lazım. Yani canı çekiyor, istiyor ama almaması lazım. Çocuğun elmayı almaması gerektiği gibi büyüğün deÇocuğun elmayı almaması gerektiği gibi büyüğün de nefsinin çektiği bir takım tatlı şeyleri yapmaması lazım geliyor, bunun için bir eğitim lazım. nefsinin çektiği bir takım tatlı şeyleri yapmaması lazım geliyor, bunun için bir eğitim lazım.

Bu eğitime Kur'ân-ı Kerîm çok önem veriyor ve buyuruyor ki; Bu eğitime Kur'ân-ı Kerîm çok önem veriyor ve buyuruyor ki;

Ve nefsin ve mâ sevvâhâ fe-elhemehâ fücûrahâ ve takvâhâ kad efleha men zekkâhâ ve kad hâbe men dessâhâ. Ve nefsin ve mâ sevvâhâ fe-elhemehâ fücûrahâ ve takvâhâ kad efleha men zekkâhâ ve kad hâbe men dessâhâ.

Âyet-i kerîme[ler] Şems sûresinde biliyorsunuz, insanoğlunun nefsinden bahsediyor ve buyuruyor ki; Âyet-i kerîme[ler] Şems sûresinde biliyorsunuz, insanoğlunun nefsinden bahsediyor ve buyuruyor ki; "Nefsini terbiye edebilen insan felah bulur, iflah olur." "Nefsini terbiye edebilen insan felah bulur, iflah olur."

İflah olmak, felah bulmak yani sonuçta muradına ermek. İflah olmak, felah bulmak yani sonuçta muradına ermek. Hani, "Onlar ermiş muradına biz çıkalım tahtına!" filan diyorlar,Hani, "Onlar ermiş muradına biz çıkalım tahtına!" filan diyorlar, masallar böyle tatlı bir şekilde bitiyor. masallar böyle tatlı bir şekilde bitiyor. Tamam, felah bulma işte o nefsi terbiye etmekle olur. Tamam, felah bulma işte o nefsi terbiye etmekle olur.

Nefis terbiye edilmediği zaman çocuk elmayı kopartıyor, adam kumar oynuyor, flört yapıyor, Nefis terbiye edilmediği zaman çocuk elmayı kopartıyor, adam kumar oynuyor, flört yapıyor, keyif yapıyor, olmadık işler yapıyor. keyif yapıyor, olmadık işler yapıyor.

Neden? Çünkü; İnne'n-nefse le-emmânetün bi's-sûi illâ mâ rahime rabbî. Neden?

Çünkü;

İnne'n-nefse le-emmânetün bi's-sûi illâ mâ rahime rabbî.

Nefis insanlara kötülükleri emrediyor, şöyle yap böyle yap diyor, vesvese veriyor, Nefis insanlara kötülükleri emrediyor, şöyle yap böyle yap diyor, vesvese veriyor, nefsin içinden arzuları geliyor, hevâ-i nefs dediğimiz hevâiyât, keyfiyât içerden böyle geliyor.nefsin içinden arzuları geliyor, hevâ-i nefs dediğimiz hevâiyât, keyfiyât içerden böyle geliyor. Onları yaptığı zaman da günah oluyor, haram oluyor, yasak oluyor, yanlış oluyor, Onları yaptığı zaman da günah oluyor, haram oluyor, yasak oluyor, yanlış oluyor, sonunda insan dünyada da zarar edebiliyor âhirette de mahvolabiliyor. sonunda insan dünyada da zarar edebiliyor âhirette de mahvolabiliyor. Onun için nefsini terbiye edenler felah buluyor. Onun için nefsini terbiye edenler felah buluyor. Binâenaleyh bu nefis terbiyesini bir müslüman mutlaka yapması lazım. Binâenaleyh bu nefis terbiyesini bir müslüman mutlaka yapması lazım.

Bu Kur'ân-ı Kerîm okumakla, sünnet-i seniyyeyi öğrenmekle, Bu Kur'ân-ı Kerîm okumakla, sünnet-i seniyyeyi öğrenmekle, ilmihal bilgilerini elde etmekle bilgi kazanıyor ama insanın bu eğitimden, tornadan geçmesi lazım.ilmihal bilgilerini elde etmekle bilgi kazanıyor ama insanın bu eğitimden, tornadan geçmesi lazım. İnsan bu eğitimden geçmediği zaman bilmek yetmiyor,İnsan bu eğitimden geçmediği zaman bilmek yetmiyor, bildiği halde yalan yanlış işleri çok insan yapar;bildiği halde yalan yanlış işleri çok insan yapar; "Biliyorum hatalı olduğunu, günah olduğunu ama dayanamadım." der. "Biliyorum hatalı olduğunu, günah olduğunu ama dayanamadım." der. İşte o eğitimi geçirmeyen insanlar iyi olmuyor. İşte o eğitimi geçirmeyen insanlar iyi olmuyor.

Biliyorsunuz, Pakistan'ın büyük mütefekkir alimlerinden Mevdûdî var, Ebu'l-âlâ el-Mevdûdî. Biliyorsunuz, Pakistan'ın büyük mütefekkir alimlerinden Mevdûdî var, Ebu'l-âlâ el-Mevdûdî. Diyor ki; "Bizim bu Pakistan'daki İslâmî çalışmalarımızdaDiyor ki; "Bizim bu Pakistan'daki İslâmî çalışmalarımızda en büyük zararı iyi yetişmemiş müslümanlardan çektik."en büyük zararı iyi yetişmemiş müslümanlardan çektik." Acı birşey ama kitabında böyle yazıyor. Acı birşey ama kitabında böyle yazıyor. "En çok onlardan çektik. Ham, yetişmemiş, vazife verirsin yapmaz, "En çok onlardan çektik. Ham, yetişmemiş, vazife verirsin yapmaz, doğru olan tarzda hareket etmez, vesaire vesaire..."doğru olan tarzda hareket etmez, vesaire vesaire..." Sonunda İslâm cephesi, İslâmî faaliyet, Allah'ın emrinin yerine gelmesi zor oluyor. Sonunda İslâm cephesi, İslâmî faaliyet, Allah'ın emrinin yerine gelmesi zor oluyor. Onun için insanın yetişmiş olması lazım. Bir, bu eğitimi görmüş olmak lazım. Onun için insanın yetişmiş olması lazım. Bir, bu eğitimi görmüş olmak lazım.

Bir de, işte yarım asırdan fazla bir zamandır şu dünyada yaşıyoruz, geziyoruz. Bir de, işte yarım asırdan fazla bir zamandır şu dünyada yaşıyoruz, geziyoruz. Üniversitede hocalığımız var, talebe yetiştirdik.Üniversitede hocalığımız var, talebe yetiştirdik. Yetiştirdiğimiz talebeler profesör oldu yani diktiğimiz fidanlar meyve verdi.Yetiştirdiğimiz talebeler profesör oldu yani diktiğimiz fidanlar meyve verdi. Fidanlar eskimeye bile başladı, kimisi ameliyat oluyor, kimisi emekli oluyor, Fidanlar eskimeye bile başladı, kimisi ameliyat oluyor, kimisi emekli oluyor, kimisinin saçı sakalı ağardı filan.kimisinin saçı sakalı ağardı filan. Bunlar bizim taleberimiz. Bilmem falanca televizyonda karşınıza çıkan,Bunlar bizim taleberimiz. Bilmem falanca televizyonda karşınıza çıkan, tefsir dersi veren Orhan Karmış talebem.tefsir dersi veren Orhan Karmış talebem. Falanca yerde filanca şahıs talebem, yani bunları yetiştirdik. Falanca yerde filanca şahıs talebem, yani bunları yetiştirdik. İşte biz de tabii onların önünde onlardan daha fazla ihtiyarlıyoruz. İşte biz de tabii onların önünde onlardan daha fazla ihtiyarlıyoruz. Netice itibariyle bilgimiz var. İslâmî çalışmaların çeşitleri hakkında da malumatımız var,Netice itibariyle bilgimiz var. İslâmî çalışmaların çeşitleri hakkında da malumatımız var, kendimiz de Müslümanlık gelişsin diye çalışmalar yapıyoruz.kendimiz de Müslümanlık gelişsin diye çalışmalar yapıyoruz. Eğitim çalışmalarımız var, kolejlerimiz, kurslarımız, derneklerimiz, vakıflarımız.Eğitim çalışmalarımız var, kolejlerimiz, kurslarımız, derneklerimiz, vakıflarımız. Yani bizim yaptığımız şeylerin yüzden fazla şubesi var, Yani bizim yaptığımız şeylerin yüzden fazla şubesi var, Türkiye'nin 7-8 şehrinde radyo yayınımız var ve radyo yayınlarımız birinci,Türkiye'nin 7-8 şehrinde radyo yayınımız var ve radyo yayınlarımız birinci, gayet güzel yayınlar yapıyoruz.gayet güzel yayınlar yapıyoruz. Dergi yayınlarımız var, gazete çıkarma çalışmalarına başladık, çeşitli şeyler var. Dergi yayınlarımız var, gazete çıkarma çalışmalarına başladık, çeşitli şeyler var.

Bunları anlatmaktan maksadım ne? Bunları anlatmaktan maksadım ne?

Şunu görüyoruz ki bir insan iyi eğitim görmemiş ise ondan faydalanılamıyor. Şunu görüyoruz ki bir insan iyi eğitim görmemiş ise ondan faydalanılamıyor. Bir yerde dayanamıyor, işi iyi yapamıyor, suyu çıkıyor, çat diye çatlıyor, Bir yerde dayanamıyor, işi iyi yapamıyor, suyu çıkıyor, çat diye çatlıyor, pat diye patlıyor, kırılıyor, dökülüyor yani iş yapmıyor.pat diye patlıyor, kırılıyor, dökülüyor yani iş yapmıyor. Hani çürük bir parçayı makinenin bir yerine, otomobile taktığın zamanHani çürük bir parçayı makinenin bir yerine, otomobile taktığın zaman orasından patladığı gibi, tekerin bozulduğu gibi, makinenin bozulduğu gibi bir şey oluyor.orasından patladığı gibi, tekerin bozulduğu gibi, makinenin bozulduğu gibi bir şey oluyor. Mutlaka bir insanın şu nefsini yenme, nefsini ıslah etme terbiyesini, iradeyi, aklı,Mutlaka bir insanın şu nefsini yenme, nefsini ıslah etme terbiyesini, iradeyi, aklı, kendisine hakim olma çalışmasını yapması lazım, bir. kendisine hakim olma çalışmasını yapması lazım, bir.

Sonra? Ahlakını güzelleştirmesi lazım. Yani geçimli olması lazım, tatlı dilli olması lazım, Sonra?

Ahlakını güzelleştirmesi lazım. Yani geçimli olması lazım, tatlı dilli olması lazım,
sabırlı olması lazım, şükürlü olması lazım, centilmen olması lazım, güleç yüzlü olması lazım. sabırlı olması lazım, şükürlü olması lazım, centilmen olması lazım, güleç yüzlü olması lazım. Yani bir tebessüm, bir tebessüm ne kapılar açıyor ne işler yapıyor. Yani bir tebessüm, bir tebessüm ne kapılar açıyor ne işler yapıyor.

Bizim bakanlık yapmış bir arkadaşımız var, Amerika'ya gittik diyor, Bizim bakanlık yapmış bir arkadaşımız var, Amerika'ya gittik diyor, Dünya Bankasının yetkilileriyle oturduk, adamların hepsi koca göbekli, altın köstekli, Dünya Bankasının yetkilileriyle oturduk, adamların hepsi koca göbekli, altın köstekli, zincirli şeyli oturdular karşımıza diyor,zincirli şeyli oturdular karşımıza diyor, Türk heyetinin karşısında kaşlarını çattılar diyor, Biz ne diyorsak,Türk heyetinin karşısında kaşlarını çattılar diyor, Biz ne diyorsak, Nuh diyorlar Peygamber demiyorlar. Nuh diyorlar Peygamber demiyorlar. Zıt, olmuyor işte, müzakereler ilerlemiyor. Türkiye'nin istediği şartları vermiyorlar filan diyor.Zıt, olmuyor işte, müzakereler ilerlemiyor. Türkiye'nin istediği şartları vermiyorlar filan diyor. Tutmuş bunlara, bu bakan arkadaşımızın İngilizcesi de çok güzel, Tutmuş bunlara, bu bakan arkadaşımızın İngilizcesi de çok güzel, bir Nasreddin Hoca fıkrası anlatmış.bir Nasreddin Hoca fıkrası anlatmış. Demiş ki, "Siz bize böyle yapıyorsunuz ama işte böyle oluyor.Demiş ki, "Siz bize böyle yapıyorsunuz ama işte böyle oluyor. Nasreddin Hoca diye bizim bir şeysimiz var işte onun fıkrası şöyledir filan." Nasreddin Hoca diye bizim bir şeysimiz var işte onun fıkrası şöyledir filan." Yani hepsi bir kahkaha kopardılar diyor.Yani hepsi bir kahkaha kopardılar diyor. Nasreddin Hoca fıkrası çok hoşlarına gitmiş, bir kahkaha koparttılar diyor, Nasreddin Hoca fıkrası çok hoşlarına gitmiş, bir kahkaha koparttılar diyor, yumuşadılar ve bizim hükümler geçti, koparttık Dünya Bankasından diyor. yumuşadılar ve bizim hükümler geçti, koparttık Dünya Bankasından diyor. Bir Nasreddin Hoca fıkrasına, bir tatlı dille, bir güleç yüzle işleri hallettik diyor.Bir Nasreddin Hoca fıkrasına, bir tatlı dille, bir güleç yüzle işleri hallettik diyor. Birçok şeyler böyledir. Birçok şeyler böyledir.

Çocukların hatırında kalsın diye biz fıkrayla bunu anlatalım yani insanın bilgileri, Çocukların hatırında kalsın diye biz fıkrayla bunu anlatalım yani insanın bilgileri, gözünün önünde bir takım böyle sahneler olarak tutması halinde bilgi aklında daha iyi kalır.gözünün önünde bir takım böyle sahneler olarak tutması halinde bilgi aklında daha iyi kalır. Bu eğitimde bir metottur, onun için söylüyorum. Rüzgar ile güneş iddiaya girmişler. Bu eğitimde bir metottur, onun için söylüyorum.

Rüzgar ile güneş iddiaya girmişler.

Olur mu böyle şey? Fıkra ama arkasında bir ibret çıkacak. Olur mu böyle şey?

Fıkra ama arkasında bir ibret çıkacak.

Adamın birisi aşağıda gidiyormuş, üzerinde paltosu varmış.Adamın birisi aşağıda gidiyormuş, üzerinde paltosu varmış. Rüzgar efelik yapmış demiş ki; "Ben bu paltoyu bu adamın sırtından çıkartırım ha." Rüzgar efelik yapmış demiş ki;

"Ben bu paltoyu bu adamın sırtından çıkartırım ha."

"Hadi bakalım çıkart." [demiş güneş.] Rüzgar şöyle bir esmeye başlamış, "Hadi bakalım çıkart." [demiş güneş.]

Rüzgar şöyle bir esmeye başlamış,
adamın paltosunun düğmeleri açıkmış adam düğmeleri kapatmış.adamın paltosunun düğmeleri açıkmış adam düğmeleri kapatmış. Çıkartağım diye biraz eteğinden girip, sağından yoklayıp solundan yoklayıp Çıkartağım diye biraz eteğinden girip, sağından yoklayıp solundan yoklayıp şey yapmak isteyince adam biraz daha sarınmış. şey yapmak isteyince adam biraz daha sarınmış. Rüzgar fırtına olmuş daha fazla esmeye başlamış.Rüzgar fırtına olmuş daha fazla esmeye başlamış. Sırtından paltoyu çıkartacak ya, oradan buradan eteği meteği yokluyor çıkartmak istiyor, Sırtından paltoyu çıkartacak ya, oradan buradan eteği meteği yokluyor çıkartmak istiyor, adam yakasını kaldırmış, kuşağını sımsıkı bağlamış, adam yakasını kaldırmış, kuşağını sımsıkı bağlamış, rüzgar kasırga olmuş adamı oraya buraya sürüklemeye başlamış ama adamın paltosu çıkmıyor. rüzgar kasırga olmuş adamı oraya buraya sürüklemeye başlamış ama adamın paltosu çıkmıyor. Adam bir köşeye saklanmış, bir gedik yere, bir kapının eşiğine filan.Adam bir köşeye saklanmış, bir gedik yere, bir kapının eşiğine filan. Uğraşmış, esmiş, tozmuş, kiremitler uçmuş vesaire adamın sırtından paltoyu çıkartamamış. Uğraşmış, esmiş, tozmuş, kiremitler uçmuş vesaire adamın sırtından paltoyu çıkartamamış.

Güneş demiş ki; "Sen çekil kenara başaramadın." demiş, çekil. Güneş demiş ki; "Sen çekil kenara başaramadın." demiş, çekil.

O kadar kasırga olmuş, evlerin çatıları uçmuş, gemiler batmış amaO kadar kasırga olmuş, evlerin çatıları uçmuş, gemiler batmış ama zorlukla adamın sırtından paltoyu çıkartamamış. zorlukla adamın sırtından paltoyu çıkartamamış.

Güneş çıkmış, tatlı bir tebessüm etmiş, bir ılık şey, adam yakasını indirmiş.Güneş çıkmış, tatlı bir tebessüm etmiş, bir ılık şey, adam yakasını indirmiş. Biraz daha tebessüm etmiş, adam şey yapmış.Biraz daha tebessüm etmiş, adam şey yapmış. Biraz daha ortaya çıkmış, biraz daha tebessüm, adam önünü açmış. Biraz daha ortaya çıkmış, biraz daha tebessüm, adam önünü açmış. Biraz daha filan derkenBiraz daha filan derken adam güneş çıktı [sıcak oldu] diye kendiliğinden paltoyu çıkartmış koluna almış. adam güneş çıktı [sıcak oldu] diye kendiliğinden paltoyu çıkartmış koluna almış.

Tabii bu bir sembolik hikâye ama yani tatlılıkla birçok şey kolay yapılıyor, Tabii bu bir sembolik hikâye ama yani tatlılıkla birçok şey kolay yapılıyor, sertlikle yapılacak şey de yapılmıyor.sertlikle yapılacak şey de yapılmıyor. Hadîs-i şerîfte de vardır. Allahu Teâlâ hazretleri diyor Hadîs-i şerîfte de vardır.

Allahu Teâlâ hazretleri diyor
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, zor ile, şiddet ile yapılamayan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, zor ile, şiddet ile yapılamayan birçok şeyi yumuşaklıkla nasip eder, yaptırır, yapılır, elde edilir." buyurmuştur. birçok şeyi yumuşaklıkla nasip eder, yaptırır, yapılır, elde edilir." buyurmuştur.

Onun için Allahu Teâlâ hazretleri yumuşak olmayı tavsiye ediyor. Onun için Allahu Teâlâ hazretleri yumuşak olmayı tavsiye ediyor. Tatlı dilli, yumuşak başlı, geçimli kimse olmayı tavsiye ediyor.Tatlı dilli, yumuşak başlı, geçimli kimse olmayı tavsiye ediyor. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde böyle buyuruyor. Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde böyle buyuruyor.

Bir hadîs-i şerîfte geçiyor ki; el-Mü'minu âlifün me'lûfün. Bir hadîs-i şerîfte geçiyor ki;

el-Mü'minu âlifün me'lûfün.

Mü'min nasıl bir insandır? "Kendisi başkalarıyla ülfet eden, Mü'min nasıl bir insandır?

"Kendisi başkalarıyla ülfet eden,
geçinen başkaları da kendisiyle ülfet edebilen, yanına sokulabilen kimsedir."geçinen başkaları da kendisiyle ülfet edebilen, yanına sokulabilen kimsedir." Lâ hayra fî men lâ ye'lefü ve lâ yü'lefü. Lâ hayra fî men lâ ye'lefü ve lâ yü'lefü. "Kendisi başkalarıyla geçinmeyen başkaları da kendisinin yanına sokulamadığı kimse..." "Kendisi başkalarıyla geçinmeyen başkaları da kendisinin yanına sokulamadığı kimse..."

Af edersiniz bizim Anadolu tâbiri vardır, böyle huysuz insanlar için bir tâbir kullanırlar,Af edersiniz bizim Anadolu tâbiri vardır, böyle huysuz insanlar için bir tâbir kullanırlar, belki sizde de vardır; Önüne varsan süser, ardına varsan teper." derler.belki sizde de vardır; Önüne varsan süser, ardına varsan teper." derler. Süsmek "boynuzlamak, toslamak" demek.Süsmek "boynuzlamak, toslamak" demek. Önüne varsan tos vurur, arkasına varsan çifte atar, Önüne varsan tos vurur, arkasına varsan çifte atar, neresinden yanaşacaksan yanaşamıyorsun. neresinden yanaşacaksan yanaşamıyorsun. Böyle olmaması lazım. Tabii bu nasıl olacak? Böyle olmaması lazım.

Tabii bu nasıl olacak?

İnsanın eğitimi lazım, ahlakının güzel olması lazım, bu da tasavvufla oluyor. İnsanın eğitimi lazım, ahlakının güzel olması lazım, bu da tasavvufla oluyor. Binâenaleyh onu elde etmesi gerekiyor. Binâenaleyh onu elde etmesi gerekiyor.

Bir de insanların tabii marifetullahı elde etmesi lazım. Bir de insanların tabii marifetullahı elde etmesi lazım. İrfan. İrfan dediğimiz, mârifetullah dediğimiz şey aynı şeydir İrfan. İrfan dediğimiz, mârifetullah dediğimiz şey aynı şeydir ama bazen dinleyenler aynı şey olduğunu bilmiyorlar başka mânalar anlıyorlar.ama bazen dinleyenler aynı şey olduğunu bilmiyorlar başka mânalar anlıyorlar. Marifetullaha ermek, ârif kul olmak yani âriflillah olmak, Allah'ı bilen evliyâ olmak. Marifetullaha ermek, ârif kul olmak yani âriflillah olmak, Allah'ı bilen evliyâ olmak. Bu da tabii tasavvufla oluyor. Onun için biz, dün size anlattığımız bilgilerin yanı sıra, diyoruz ki;Bu da tabii tasavvufla oluyor.

Onun için biz, dün size anlattığımız bilgilerin yanı sıra, diyoruz ki;
tabii Kur'an okuyacaksınız, tabii hadis okuyacaksınız, tabii ilmihal öğreneceksiniz, tabii Kur'an okuyacaksınız, tabii hadis okuyacaksınız, tabii ilmihal öğreneceksiniz, fıkıh öğreneceksiniz ama tasavvufî bir eğitimden geçeceksiniz, geçmeniz lazım, bu çok önemlidir, fıkıh öğreneceksiniz ama tasavvufî bir eğitimden geçeceksiniz, geçmeniz lazım, bu çok önemlidir, bunsuz olmuyor ve bunsuz malzeme iyi bir malzeme hâline gelmiyor, topluma hayır gelmiyor.bunsuz olmuyor ve bunsuz malzeme iyi bir malzeme hâline gelmiyor, topluma hayır gelmiyor. Böyle insanlar her yerde problem çıkartıyor ve işler yarı yolda kalıyor. Böyle insanlar her yerde problem çıkartıyor ve işler yarı yolda kalıyor. Onun için tasavvufî eğitimi de şart koşuyoruz. Onun için tasavvufî eğitimi de şart koşuyoruz.

Sonra? Böyle kitapları okumak, mücerret fikirleri, soyut fikirleri anlamak, anlatmak Sonra?

Böyle kitapları okumak, mücerret fikirleri, soyut fikirleri anlamak, anlatmak
ve benimsetmek zor bir yoldur; bunun kestirmesi, kolayı göstermektir, örnekleme metodudur,ve benimsetmek zor bir yoldur; bunun kestirmesi, kolayı göstermektir, örnekleme metodudur, örnekle anlatmaktır.örnekle anlatmaktır. Bizim dinimizin metodu örnekle anlatma metodudur.Bizim dinimizin metodu örnekle anlatma metodudur. Yani eğer Allahu Teâlâ hazretleri dileseydi bize emirlerini gönderirdi, "Böyle olun!" derdi, Yani eğer Allahu Teâlâ hazretleri dileseydi bize emirlerini gönderirdi, "Böyle olun!" derdi, bir kitap gönderirdi; "Şöyle şöyle şöyle şöyle olacaksınız, şunları şunları şunları yapacaksınız, bir kitap gönderirdi; "Şöyle şöyle şöyle şöyle olacaksınız, şunları şunları şunları yapacaksınız, bunları yapmak göreviniz."bunları yapmak göreviniz." Bir liste daha; "Şunları şunları şunları yapmayacaksınız, bunları da yapmak haram." derdi. Bir liste daha; "Şunları şunları şunları yapmayacaksınız, bunları da yapmak haram." derdi.

Öyle yapmadı Mevlamız, ne yaptı? Peygamber gönderdi.Öyle yapmadı Mevlamız, ne yaptı?

Peygamber gönderdi.
Âlemlere rahmet olarak peygamber gönderdi,Âlemlere rahmet olarak peygamber gönderdi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i örnek bir insan olarak karşımıza koydu,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i örnek bir insan olarak karşımıza koydu, aramıza gönderdi, Peygamber Efendimiz bizimle beraber yaşadı. aramıza gönderdi, Peygamber Efendimiz bizimle beraber yaşadı. Bizim gibi sizin gibi onun da gençliği oldu, evlilik çağı oldu. Bizim gibi sizin gibi onun da gençliği oldu, evlilik çağı oldu. Çoluk çocukları, hanımı, ailesi var, işi, borcu, alacağı var. Çoluk çocukları, hanımı, ailesi var, işi, borcu, alacağı var. Yani tam bizim gibi bir hayat yaşadı ve o hayatın içinde iyi bir insanın Yani tam bizim gibi bir hayat yaşadı ve o hayatın içinde iyi bir insanın Allah'ın sevdiği bir tarzda nasıl hareket etmesi gerektiğini bize fiilen göstermiş oldu. Allah'ın sevdiği bir tarzda nasıl hareket etmesi gerektiğini bize fiilen göstermiş oldu.

Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki; Bismillâhirrahmânirrahîm. Onun için Kur'ân-ı Kerîm'de buyuruluyor ki; Bismillâhirrahmânirrahîm.

Kul in küntüm tuhibbûnellâhe fe't-tebiûnî yuhbibkümüllâhü ve yağfir leküm zünûbeküm. Kul in küntüm tuhibbûnellâhe fe't-tebiûnî yuhbibkümüllâhü ve yağfir leküm zünûbeküm.

Birileri demişler ki "Biz Allah'ı seviyoruz." "Allah'ı seviyorsanız!" diyor Birileri demişler ki "Biz Allah'ı seviyoruz." "Allah'ı seviyorsanız!" diyor Kur'ân-ı Kerîm'de ayeti kerîme; "Resûlullah'a tâbi olun." Kur'ân-ı Kerîm'de ayeti kerîme; "Resûlullah'a tâbi olun."

Allah'ın elçisine tâbi olun, onun gibi olun, onun talimatını dinleyin, Allah'ın elçisine tâbi olun, onun gibi olun, onun talimatını dinleyin, o modele kendinizi uydurun o zaman; "Allah da sizi sevsin." o modele kendinizi uydurun o zaman; "Allah da sizi sevsin."

Yani siz Allah'ı seviyorum diyorsunuz ama yetmez, siz de Allah'ın sevdiği bir insan olacaksınız. Yani siz Allah'ı seviyorum diyorsunuz ama yetmez, siz de Allah'ın sevdiği bir insan olacaksınız.

Ne yapıyor Allah? "Şu adam gibi olun, şu model gibi olun." [diyor.] Ne yapıyor Allah?

"Şu adam gibi olun, şu model gibi olun." [diyor.]

Yani ressam karşısına vazoyu dikiyor, çiçekleri koyuyor geçiyor eline fırçayı alıyor Yani ressam karşısına vazoyu dikiyor, çiçekleri koyuyor geçiyor eline fırçayı alıyor o vazonun bakarak resmini yapıyor.o vazonun bakarak resmini yapıyor. Manzaranın karşısında tezgahını kuruyor, eline paletini alıyor karıştırıyor karıştırıyorManzaranın karşısında tezgahını kuruyor, eline paletini alıyor karıştırıyor karıştırıyor deniz manzarası yapıyor, ova manzarası yapıyor yani model var bakarak yapıyor. deniz manzarası yapıyor, ova manzarası yapıyor yani model var bakarak yapıyor.

İşte [peygamber] model insan... İşte [peygamber] model insan...

Ve fî rasûlillâhi üsvetün hasenetün. "Resûlullah sizin için çok güzel bir misaldir." buyuruluyor. Ve fî rasûlillâhi üsvetün hasenetün. "Resûlullah sizin için çok güzel bir misaldir." buyuruluyor.

Bizim dinimizde böyle örnekle, göstererek yetiştirme var. Bizim dinimizde böyle örnekle, göstererek yetiştirme var.

Ve Peygamber Efendimiz İslâm'ı insanlara nasıl öğretti? Ve Peygamber Efendimiz İslâm'ı insanlara nasıl öğretti?

İnsanların arasına girdi öyle öğretti, göstererek öğretti, düzelte düzelte öğretti.İnsanların arasına girdi öyle öğretti, göstererek öğretti, düzelte düzelte öğretti. Yanlışları anında tespit ederek, öyle yapma böyle yap diyerek öğretti.Yanlışları anında tespit ederek, öyle yapma böyle yap diyerek öğretti. Çarşıya pazara gitti, çuvalları kontrol etti. Çarşıya pazara gitti, çuvalları kontrol etti. Çuvalın altına üstüne baktı, elini soktu altı ıslak üstü kuru.Çuvalın altına üstüne baktı, elini soktu altı ıslak üstü kuru. Dedi, "Bizi aldatan bizden değildir." Altıyla üstünün bir olması lazım, Dedi, "Bizi aldatan bizden değildir." Altıyla üstünün bir olması lazım, öyle mostura yapıp gösterip ondan sonra müşteriye alt tarafı vermek olmaz. öyle mostura yapıp gösterip ondan sonra müşteriye alt tarafı vermek olmaz.

Ben küçük bir çocukken işte yaz aylarında biraz çalıştım, para kazandım.Ben küçük bir çocukken işte yaz aylarında biraz çalıştım, para kazandım. Eve ilk maaşımla rahmetli anneme hediye götüreceğim. Eve ilk maaşımla rahmetli anneme hediye götüreceğim. Gittim, çok imrendiğim iri şeftaliler vardı, kocaman böyle.Gittim, çok imrendiğim iri şeftaliler vardı, kocaman böyle. O şeftalilerden rahmetli anama aldım. Aldım ama eve geldim mahcup oldum.O şeftalilerden rahmetli anama aldım. Aldım ama eve geldim mahcup oldum. Adam allem etmiş kalem etmiş, nasıl el çabukluğu göstermiş, Adam allem etmiş kalem etmiş, nasıl el çabukluğu göstermiş, tezgahın arkasındaki çürükleri doldurmuş kesekağıdının içine. tezgahın arkasındaki çürükleri doldurmuş kesekağıdının içine. Ben de güzel, o ön tarafta gördüğüm güzel mostura şeftalileri anama götürüyorum diye Ben de güzel, o ön tarafta gördüğüm güzel mostura şeftalileri anama götürüyorum diye sevine sevine gittim ki şeftali suyundan zaten yarı yolda kesekağıdı delindi, sevine sevine gittim ki şeftali suyundan zaten yarı yolda kesekağıdı delindi, zar zor eve götürdüm. zar zor eve götürdüm. Eve de gidince baktım ki hoşaf gibi şeftali.Eve de gidince baktım ki hoşaf gibi şeftali. Yani ben almadım ama o koymuş. Yani ben almadım ama o koymuş. Şöyle yapıyor; şuradan önden alır gibi yapıyor şu arka parmaklar arkadan çalışıyor,Şöyle yapıyor; şuradan önden alır gibi yapıyor şu arka parmaklar arkadan çalışıyor, hopp torbanın içine senin istemediğin şeyler giriyor. hopp torbanın içine senin istemediğin şeyler giriyor. Kasaba gidiyorsun şurasından ver diyorsun, eve geliyorsun etin yarısı kokmuş. Kasaba gidiyorsun şurasından ver diyorsun, eve geliyorsun etin yarısı kokmuş. Nereden koydu, nasıl sokuşturdu, nasıl tıkıştırdı [bilemiyorsun.] Nereden koydu, nasıl sokuşturdu, nasıl tıkıştırdı [bilemiyorsun.]

Evet, örnekleme metodunun önemini yani böyle elle tutulur gözle görülür şekilde olmasıEvet, örnekleme metodunun önemini yani böyle elle tutulur gözle görülür şekilde olması meselesini anlatırken [söz] buralara geldi. meselesini anlatırken [söz] buralara geldi.

Onun için bizim kültürel çalışmalarımızda yani iyi bir müslüman, Onun için bizim kültürel çalışmalarımızda yani iyi bir müslüman, iyi bir kul olmak için gerekli çalışmalarımızın içinde örnekleri tanıma çalışması da olması lazım. iyi bir kul olmak için gerekli çalışmalarımızın içinde örnekleri tanıma çalışması da olması lazım. Bunun için başta en güzel örnek olarak peygamberler olduğu için,Bunun için başta en güzel örnek olarak peygamberler olduğu için, Peygamberimiz olduğu için Peygamberimizin hayatını okumamız lazım. Peygamberimiz olduğu için Peygamberimizin hayatını okumamız lazım. Peygamberimizin hayatı siyer kitaplarındadır, siyer-i nebî veyahutPeygamberimizin hayatı siyer kitaplarındadır, siyer-i nebî veyahut Peygamber Efendimiz'in sîret-i nebîsi. Siyer, sîretin çoğuludur zaten. Peygamber Efendimiz'in sîret-i nebîsi. Siyer, sîretin çoğuludur zaten. Enbiyâ ve mürselîn zaten Kur'ân-ı Kerîm'de anlatılmış, Enbiyâ ve mürselîn zaten Kur'ân-ı Kerîm'de anlatılmış, yani şu kadar peygamberden bahsedilmiş, onların menâkıbı anlatılmış. yani şu kadar peygamberden bahsedilmiş, onların menâkıbı anlatılmış. Oradan da anlıyoruz ki bunları bilmekte fayda var. Oradan da anlıyoruz ki bunları bilmekte fayda var.

Sonra? Allah'ın sevgili kulları, evliyasının hayatlarına ait kitaplar var, menâkıb kitapları var,Sonra?

Allah'ın sevgili kulları, evliyasının hayatlarına ait kitaplar var, menâkıb kitapları var,
Tezkiretü'l-Evliyâlar var. İşte hocamız mesela Tezkiretü'l-Evliyâyı neşretmiştir, Tezkiretü'l-Evliyâlar var. İşte hocamız mesela Tezkiretü'l-Evliyâyı neşretmiştir, yayınevinde neşrettiğimiz kitaplar arasındadır. yayınevinde neşrettiğimiz kitaplar arasındadır. Tarih kitapları vesaire bunları okumak lazım. Bunları okuduğu zaman insan iyi bir insanı hayatıyla, Tarih kitapları vesaire bunları okumak lazım. Bunları okuduğu zaman insan iyi bir insanı hayatıyla, biyografisiyle görmüş ve tanımış oluyor ve kolay bir yoldan örnek insanı görmek suretiylebiyografisiyle görmüş ve tanımış oluyor ve kolay bir yoldan örnek insanı görmek suretiyle kendisi de bir şeyler öğrenmiş oluyor. kendisi de bir şeyler öğrenmiş oluyor. Bu bakımdan biz yayınevi çalışmalarımızın içindeBu bakımdan biz yayınevi çalışmalarımızın içinde Sahabe Hayatından Tablolar diye ciltlerle eserler neşrettik. Sahabe Hayatından Tablolar diye ciltlerle eserler neşrettik. İnşallah daha da buna benzer eserleri neşredeceğiz. İnşallah daha da buna benzer eserleri neşredeceğiz. Bu gibi eserleri okumak lazım. Bu gibi eserleri okumak lazım. Yani Allah'ın iyi kullarının, sevgili kullarının hayatlarıyla ilgili kitapları, siyer,Yani Allah'ın iyi kullarının, sevgili kullarının hayatlarıyla ilgili kitapları, siyer, menâkıb ve tarih kitaplarını okumak lazım. menâkıb ve tarih kitaplarını okumak lazım.

Tabii biz bir çağda yaşıyoruz, bir toplumun içinde yaşıyoruz Tabii biz bir çağda yaşıyoruz, bir toplumun içinde yaşıyoruz ve toplumla canlı münasebetlerimiz var, hayat devam edip gidiyor.ve toplumla canlı münasebetlerimiz var, hayat devam edip gidiyor. Onun için günlük, çağdaş, yeni bilgileri de elde etmemiz gerekiyor. Onun için günlük, çağdaş, yeni bilgileri de elde etmemiz gerekiyor. Onun için biz haftalık toplantılarda, Ankara'daki çalışmalarımızda, kardeşlerimize diyorduk kiOnun için biz haftalık toplantılarda, Ankara'daki çalışmalarımızda, kardeşlerimize diyorduk ki -talebeler olsun, yaşlı büyük kimseler olsun- o haftanın haberlerinin özetini toplantının-talebeler olsun, yaşlı büyük kimseler olsun- o haftanın haberlerinin özetini toplantının 15-20 dakikasında, yarım saatinde önce bir özetini bir arkadaşlar hazırlasın yapsın diyorduk.15-20 dakikasında, yarım saatinde önce bir özetini bir arkadaşlar hazırlasın yapsın diyorduk. Bakan arkadaşlarımız geliyordu, genel müdürler geliyordu, mühendisler geliyordu filan. Bakan arkadaşlarımız geliyordu, genel müdürler geliyordu, mühendisler geliyordu filan.

Haftalık toplantılarımızda ilk önce yarım saatlik bir özet yani ne oldu?Haftalık toplantılarımızda ilk önce yarım saatlik bir özet yani ne oldu? Politik sahada ne oldu? Ekonomik sahada ne oldu? Kültürel sahada ne oldu? Politik sahada ne oldu? Ekonomik sahada ne oldu? Kültürel sahada ne oldu?

Çevreyi bilmek. Çevreden ilgisiz olamayız, çevredeki olaylar bizimle ilgilidir.Çevreyi bilmek. Çevreden ilgisiz olamayız, çevredeki olaylar bizimle ilgilidir. İç ve dış politikayı bilmemiz lazım diye bunların özetini şey yapıyorduk. İç ve dış politikayı bilmemiz lazım diye bunların özetini şey yapıyorduk.

Tabii bunlar için iyi bir gazetemiz olması lazım.Tabii bunlar için iyi bir gazetemiz olması lazım. Biz şimdilik haber bülteni çıkartıyoruz. Gazetelerin hepsi iyi değil. Biz şimdilik haber bülteni çıkartıyoruz. Gazetelerin hepsi iyi değil. Bir kısmı maalesef resimleriyle, bilgileriyle eve alınacak gibi değil.Bir kısmı maalesef resimleriyle, bilgileriyle eve alınacak gibi değil. Bilgiler yanlış, telkinler yanlış, resimler kötü, hepsini alamayız. İyi bir gazetemiz olması lazım. Bilgiler yanlış, telkinler yanlış, resimler kötü, hepsini alamayız. İyi bir gazetemiz olması lazım.

Biz şimdi haber bülteni çıkartıyoruz yetiyor, Biz şimdi haber bülteni çıkartıyoruz yetiyor, çöyle bir sayfalık bir haber bülteni, günlük haber özetleri.çöyle bir sayfalık bir haber bülteni, günlük haber özetleri. Ben seyahatlerim esnasında neredeysem, nerede bulunuyorsam bana merkezden faks ediyorlar, Ben seyahatlerim esnasında neredeysem, nerede bulunuyorsam bana merkezden faks ediyorlar, İstanbul'dan gönderiyorlar. Ben şöyle bir okuduğum zaman hepsini anlamış oluyorum. İstanbul'dan gönderiyorlar. Ben şöyle bir okuduğum zaman hepsini anlamış oluyorum. Beş dakika içinde de bitiyor iş. Halbuki 10 tane gazete alsam sayfalarını çevirmekle bile Beş dakika içinde de bitiyor iş. Halbuki 10 tane gazete alsam sayfalarını çevirmekle bile saatler gidiyor, insanın ömrü hebâ oluyor. saatler gidiyor, insanın ömrü hebâ oluyor. Bu haber bülteni metodu fena bir metod değil.Bu haber bülteni metodu fena bir metod değil. Burada da takvimin kenarında reklam olarak gördüm. Burada da takvimin kenarında reklam olarak gördüm. Haber bülteni buraya da geliyor abone olanlara veriliyor galiba. Güzel... Haber bülteni buraya da geliyor abone olanlara veriliyor galiba. Güzel...

İyi dergilerin olması lazım. Çünkü iyi dergiler daha kalıcı bilgileri derli toplu anlatıyor. İyi dergilerin olması lazım. Çünkü iyi dergiler daha kalıcı bilgileri derli toplu anlatıyor. Dün bizim dergiyi, son sayısını Osman kardeşimizle göndermişler.Dün bizim dergiyi, son sayısını Osman kardeşimizle göndermişler. Aldım, bir yere gidiyordum, onu bitirmeden,Aldım, bir yere gidiyordum, onu bitirmeden, bakalım neler yazmışlar diye baştan sonra sayfaları çevirmeden oraya gitmedim.bakalım neler yazmışlar diye baştan sonra sayfaları çevirmeden oraya gitmedim. Elhamdülillah böyle uzakta olan insanlar için bilhassa Türkiye'nin dergilerini yakındanElhamdülillah böyle uzakta olan insanlar için bilhassa Türkiye'nin dergilerini yakından takip eden kimseler için iyi oluyor. takip eden kimseler için iyi oluyor.

Tabii dergiler için iki şey lazım. Sizlerin iki çeşit dergi okumanız lazım; Tabii dergiler için iki şey lazım. Sizlerin iki çeşit dergi okumanız lazım; bir genel dergileri okumanız lazım bir de ilerde söyleyeceğim, özel, size mahsus,bir genel dergileri okumanız lazım bir de ilerde söyleyeceğim, özel, size mahsus, meslekî bir takım dergiler var onları okumanız lazım. meslekî bir takım dergiler var onları okumanız lazım.

İyi bir radyo ve televizyonumuzun olması gerekiyor. İyi bir radyo ve televizyonumuzun olması gerekiyor. Yani onlar da insana en yeni bilgileri kazandırıyor.Yani onlar da insana en yeni bilgileri kazandırıyor. Bizim radyomuz var fakat televizyon çok pahalı bir çalışma. Bizim radyomuz var fakat televizyon çok pahalı bir çalışma. Televizyonumuz yok. Şu anda İzmit'te ihvânımızdan bir kardeşimiz bir televizyon aldı. Televizyonumuz yok. Şu anda İzmit'te ihvânımızdan bir kardeşimiz bir televizyon aldı. İzmit'te, Gebze'de yayın yapıyor. İnşallah körfeze şâmil iyi bir İslâmî yayın yapma hazırlığı içinde.İzmit'te, Gebze'de yayın yapıyor. İnşallah körfeze şâmil iyi bir İslâmî yayın yapma hazırlığı içinde. Televizyon çalışıyor tamam, programları bizim tam istediğimiz gibi değil. Televizyon çalışıyor tamam, programları bizim tam istediğimiz gibi değil. İnşallah o televizyon konusunda ilk öncümüz olacak.İnşallah o televizyon konusunda ilk öncümüz olacak. Sonra İstanbul'da ve başka yerlerde inşaallah yayınlarımız başlayacak. Sonra İstanbul'da ve başka yerlerde inşaallah yayınlarımız başlayacak. Paket yayınlarımız olacak. Bizim stüdyolarımız yapılıyor şu anda. Paket yayınlarımız olacak. Bizim stüdyolarımız yapılıyor şu anda. İnşallah o stüdyolarda da programlar üretip onları istenilen yerlereİnşallah o stüdyolarda da programlar üretip onları istenilen yerlere yani bizim dışımızdaki televizyonlara da verebileceğiz. yani bizim dışımızdaki televizyonlara da verebileceğiz. Yani üretip, hazırlayıp isteyenlere verebileceğiz ve böyleceYani üretip, hazırlayıp isteyenlere verebileceğiz ve böylece başka televizyonlarda da güzel bilgiler olacak. başka televizyonlarda da güzel bilgiler olacak.

İşte bu gibi şeyleri okuyarak sizin, o alimlere öğrencilere veriler sevapları almanız İşte bu gibi şeyleri okuyarak sizin, o alimlere öğrencilere veriler sevapları almanız ve iki gündür anlattığım yollarla kendinizi iyi yetiştirmeniz lazım.ve iki gündür anlattığım yollarla kendinizi iyi yetiştirmeniz lazım. Bunların her birisi önemlidir, hiç birini kaçırmadan bu çalışmaları yapacaksınız. Bunların her birisi önemlidir, hiç birini kaçırmadan bu çalışmaları yapacaksınız.

Gelelim dünya bakımından, dünyevî bakımdan iyi bir insan olmak çalışmalarımıza. Gelelim dünya bakımından, dünyevî bakımdan iyi bir insan olmak çalışmalarımıza.

Şimdi herkes bizi sanıyor ki biz dindar bir grubuz, tasavvufî bir grubuz diyeŞimdi herkes bizi sanıyor ki biz dindar bir grubuz, tasavvufî bir grubuz diye sadece âhiretle ilgileneceğiz. sadece âhiretle ilgileneceğiz. Hatta bizim dergilerimizde politikayla, ekonomiyle, kültürle ilgili yazılar çıkıncaHatta bizim dergilerimizde politikayla, ekonomiyle, kültürle ilgili yazılar çıkınca bizim dışımızdaki bazı dergiler ve gazeteler şaşırdılar. bizim dışımızdaki bazı dergiler ve gazeteler şaşırdılar. Seneler önce tabii ilk çıktığımız zamanlarda;Seneler önce tabii ilk çıktığımız zamanlarda; "Ya siz dinî bir grupsunuz, ne karışıyorsunuz bu işlere?" [diyorlar.] "Ya siz dinî bir grupsunuz, ne karışıyorsunuz bu işlere?" [diyorlar.]

Anlamadıkları şey şu; müslüman için dünya da önemlidir, biz dünyayı ihmal etmiyoruz.Anlamadıkları şey şu; müslüman için dünya da önemlidir, biz dünyayı ihmal etmiyoruz. Bizim dinimiz dünyayı ihmal etmedi. Bizim dinimiz dünyayı ihmal etmedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yaşayışında ve çalışmalarında dünya sıfırlanmadı,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in yaşayışında ve çalışmalarında dünya sıfırlanmadı, dünya terk edilmedi, dünya düzene sokuldu.dünya terk edilmedi, dünya düzene sokuldu. Yani Peygamber Efendimiz dünya ile ilgili çalışmaların hiç birisinden geri durmadı. Yani Peygamber Efendimiz dünya ile ilgili çalışmaların hiç birisinden geri durmadı.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in peygamberliği şaşırtıcıdır.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in peygamberliği şaşırtıcıdır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz devlet başkanlığı yaptı,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz devlet başkanlığı yaptı, belediye başkanlığı yaptı.belediye başkanlığı yaptı. Medine'nin çarşısını pazarını teftiş etti, Medine için bir anayasa koydu,Medine'nin çarşısını pazarını teftiş etti, Medine için bir anayasa koydu, başka devletlere elçi gönderdi, başka devletlerden gelen elçileri kabul etti.başka devletlere elçi gönderdi, başka devletlerden gelen elçileri kabul etti. Yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Peygamberim diye Yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Peygamberim diye sırf âhirete ait meseleleri söyleyip öteki meselelerden geri durmadı.sırf âhirete ait meseleleri söyleyip öteki meselelerden geri durmadı. Çünkü hayat bir bütündür, hayatı bölmek dünya ve âhiret diye ayırmak sunîdir.Çünkü hayat bir bütündür, hayatı bölmek dünya ve âhiret diye ayırmak sunîdir. Hayat kendisi bir bütündür, yani hayatın içinde yaşayıp duruyoruz, Hayat kendisi bir bütündür, yani hayatın içinde yaşayıp duruyoruz, bir tarafı ihmal edemeyiz, bizim dinimizin özelliği bu. bir tarafı ihmal edemeyiz, bizim dinimizin özelliği bu.

Hatta Pakistan'da çıkmış bir güzel kitap vardı, orada okumuştum İngilizce bir kitapta. Hatta Pakistan'da çıkmış bir güzel kitap vardı, orada okumuştum İngilizce bir kitapta. Eski ümmetlerin peygamberleri bizim ümmetimizin geleceğini ve bizim peygamberimizin Eski ümmetlerin peygamberleri bizim ümmetimizin geleceğini ve bizim peygamberimizin evsâfını kitaplarında Allah onlara bildirmiş, yazmış. evsâfını kitaplarında Allah onlara bildirmiş, yazmış. Buna, Prophecies in the Old Scriptures,Buna, Prophecies in the Old Scriptures, yani "Eski mukaddes kitaplarda bu istikbalde gelecek âhir zaman yani "Eski mukaddes kitaplarda bu istikbalde gelecek âhir zaman peygamberi hakkında bilgiler" diyoruz.peygamberi hakkında bilgiler" diyoruz. Bunlar için istikbale ait bilgiler. Bu gibi şeyler var, bu gibi şeylerin olduğunu Bunlar için istikbale ait bilgiler. Bu gibi şeyler var, bu gibi şeylerin olduğunu ben geçmiş konferanslarımda burada ispat ettim, okuttum, anlattım,ben geçmiş konferanslarımda burada ispat ettim, okuttum, anlattım, Kur'ân-ı Kerîm de beyan ediyor. Kur'ân-ı Kerîm de beyan ediyor. Kur'ân-ı Kerîm de bu hususa şahit ve eski ümmetlere her bir peygambere söz alındığı, Kur'ân-ı Kerîm de bu hususa şahit ve eski ümmetlere her bir peygambere söz alındığı, nasihat edildiği, o peygamber geldiği zaman ümmetleriniz ona tâbi olsun denildiğinasihat edildiği, o peygamber geldiği zaman ümmetleriniz ona tâbi olsun denildiği Kur'ân-ı Kerîm'de açıkça beyan ediliyor. Kur'ân-ı Kerîm'de açıkça beyan ediliyor.

Yani biz böyle tesadüfen tarihin içinde, tarihin akışı içinde hop ortaya çıkmış Yani biz böyle tesadüfen tarihin içinde, tarihin akışı içinde hop ortaya çıkmış bir topluluk değiliz, bir ümmet değiliz.bir topluluk değiliz, bir ümmet değiliz. Bu bir ilahî plan içinde bizim geleceğimiz önceden belli, Bu bir ilahî plan içinde bizim geleceğimiz önceden belli, o planın bir parçası olarak oldu. Bizim peygamberimizin geleceğini eski ümmetler biliyordu,o planın bir parçası olarak oldu. Bizim peygamberimizin geleceğini eski ümmetler biliyordu, ismini biliyordu. ismini biliyordu. İsmini biliyorlardı ve bazı peygamberler; İsmini biliyorlardı ve bazı peygamberler; "Keşke o zamana yetişsem de o mübarek âhir zaman peygamberinin "Keşke o zamana yetişsem de o mübarek âhir zaman peygamberinin ümmeti olsaydım."diye bekliyorlardı. ümmeti olsaydım."diye bekliyorlardı.

Ve biliyorsunuz Araplara Peygamber Efendimiz peygamber gelmeden önceVe biliyorsunuz Araplara Peygamber Efendimiz peygamber gelmeden önce Arapların arasında yaşayan Ehl-i Kitâb, bir âhir zaman peygamberi gelecek diye bekliyordu. Arapların arasında yaşayan Ehl-i Kitâb, bir âhir zaman peygamberi gelecek diye bekliyordu. Gelecek, o geldiği zaman biz şirki, putları kıracağız diye bekliyorlardı. Gelecek, o geldiği zaman biz şirki, putları kıracağız diye bekliyorlardı. Bu bir gerçektir, herkes bunu biliyor ve bu bilgiler İncil'de de var, Tevrat'ta da var, Bu bir gerçektir, herkes bunu biliyor ve bu bilgiler İncil'de de var, Tevrat'ta da var, daha başka bölgelerdeki mukaddes kitaplarda da var.daha başka bölgelerdeki mukaddes kitaplarda da var. Mesela Hindistan'da filan bazı mukaddes kitaplar var,Mesela Hindistan'da filan bazı mukaddes kitaplar var, onlara da demek ki Allah oraya peygamber göndermiş,onlara da demek ki Allah oraya peygamber göndermiş, onların içinde de böyle bir peygamber geleceğine dair bilgiler var. onların içinde de böyle bir peygamber geleceğine dair bilgiler var.

Bu peygamberi anlatırken, bu peygamber peygamber olduğu halde neler yapacak, şaşırtıcı şeyler. Bu peygamberi anlatırken, bu peygamber peygamber olduğu halde neler yapacak, şaşırtıcı şeyler. Onları da anlatıyor. Kılıç kullanacak bu peygamber. Onları da anlatıyor. Kılıç kullanacak bu peygamber. Hani öteki peygamberler boynu bükük durmuş, zulme uğramışlar, bir kısmı şehit edilmiş,Hani öteki peygamberler boynu bükük durmuş, zulme uğramışlar, bir kısmı şehit edilmiş, öldürülmüş filan ama bu peygamber öyle değil.öldürülmüş filan ama bu peygamber öyle değil. Bu peygamber kılıç da kullanmış, düşmanlarla savaş da yapmış, savaşan bir peygamber. Bu peygamber kılıç da kullanmış, düşmanlarla savaş da yapmış, savaşan bir peygamber. Bu vasfıyla anlatıyorlar yani bu eski kitaplardaki prophecies dediğimiz istikbaleBu vasfıyla anlatıyorlar yani bu eski kitaplardaki prophecies dediğimiz istikbale ait bilgiler kısmını okuduğum zaman orada görmüştüm. ait bilgiler kısmını okuduğum zaman orada görmüştüm.

Evet bizim için, başka ümmetler için şaşırtıcı olan şey, bizim vasfımız bu. Evet bizim için, başka ümmetler için şaşırtıcı olan şey, bizim vasfımız bu. 0Biz dünyayı ihmal ile, sadece âhireti kazanacağım diye çalışmayla vaktini geçiren bir ümmet değiliz.0Biz dünyayı ihmal ile, sadece âhireti kazanacağım diye çalışmayla vaktini geçiren bir ümmet değiliz. Peygamberimiz böyle bir peygamber değil, bize bunu göstermedi. Peygamberimiz böyle bir peygamber değil, bize bunu göstermedi. Biz hem dünya ile hem âhiret ile ilgileniyoruz. Hem dünyayı düzenlemeye çalışıyoruzBiz hem dünya ile hem âhiret ile ilgileniyoruz. Hem dünyayı düzenlemeye çalışıyoruz hem âhiretimizi kazanmaya çalışıyoruz.hem âhiretimizi kazanmaya çalışıyoruz. Hem dünyada müslümanca yaşamaya gayret ediyoruz hem de âhirette Allah'ın rahmetine Hem dünyada müslümanca yaşamaya gayret ediyoruz hem de âhirette Allah'ın rahmetine ermeye gayret ediyoruz.ermeye gayret ediyoruz. Onun için bizim hayatımız bir bütündür, onun için biz de aslında şey [laiklik] yoktur.Onun için bizim hayatımız bir bütündür, onun için biz de aslında şey [laiklik] yoktur. Laiklik tarifi yapılırken deniliyor ki; "Din ve devlet ayrı şeydir, birleşmez."Laiklik tarifi yapılırken deniliyor ki; "Din ve devlet ayrı şeydir, birleşmez." Biz de birleşir, biz de öyle şey yok. Biz de her şeyde birlik var, ayrım yok, tecrit etmek yok.Biz de birleşir, biz de öyle şey yok. Biz de her şeyde birlik var, ayrım yok, tecrit etmek yok. Biz de her şey dinî havanın, anlayışın, imanın ışığı altında yürür; Biz de her şey dinî havanın, anlayışın, imanın ışığı altında yürür; ticaret de dinle yürür siyaset de dinle yürür, ailedeki geçim de dinle yürür, eğitim de dinle yürür.ticaret de dinle yürür siyaset de dinle yürür, ailedeki geçim de dinle yürür, eğitim de dinle yürür. Dinlenmek de, eğlenmek de her şey dinledir. Dinlenmek de, eğlenmek de her şey dinledir. Her şey hakkında dinimizin bilgisi vardır, ilgisi vardır, hükmü vardır. Her şey hakkında dinimizin bilgisi vardır, ilgisi vardır, hükmü vardır. Onun için fıkıh kitaplarını okuduğunuz zaman hayatı bulursunuz karşınızda, hayatın her şeyi vardır.Onun için fıkıh kitaplarını okuduğunuz zaman hayatı bulursunuz karşınızda, hayatın her şeyi vardır. Onun için biz de bu bütünlüğü devam ettiren bir grubuz. Onun için biz de bu bütünlüğü devam ettiren bir grubuz.

Yani dinî grupsunuz ne karışıyorsunuz politikaya? Karışırız çünkü din politikaya karışıyor. Yani dinî grupsunuz ne karışıyorsunuz politikaya?

Karışırız çünkü din politikaya karışıyor.

Dinî grupsunuz size ne dış politikadan, iç politikadan? Dinî grupsunuz size ne dış politikadan, iç politikadan?

Karışırız çünkü Peygamber Efendimiz hem iç politikayla hem dış politikayla ilgilenmiş diyoruz. Karışırız çünkü Peygamber Efendimiz hem iç politikayla hem dış politikayla ilgilenmiş diyoruz. Onlar yavaş yavaş anladılar bu şeyi. Onlar yavaş yavaş anladılar bu şeyi.

O bakımdan biz dünyevî meselelerde de aksiyonları olan, çalışmaları olan,O bakımdan biz dünyevî meselelerde de aksiyonları olan, çalışmaları olan, çalışmalar yapılmasının gerektiğine inanan bir grubuzçalışmalar yapılmasının gerektiğine inanan bir grubuz ve onun için de konferansımızın bu noktasında bastıra bastıra sizlere diyoruz ki;ve onun için de konferansımızın bu noktasında bastıra bastıra sizlere diyoruz ki; "Kız olsun erkek olsun, büyük olsun küçük olsun, kendimiz olalım, "Kız olsun erkek olsun, büyük olsun küçük olsun, kendimiz olalım, çocuklarımız olsun mutlaka çok iyi bir dünyevî eğitime de sahip olmalıyız." çocuklarımız olsun mutlaka çok iyi bir dünyevî eğitime de sahip olmalıyız."

Hocam işte biz buraya işçi olarak geldik, bizim halimizi sen biliyorsun. Hocam işte biz buraya işçi olarak geldik, bizim halimizi sen biliyorsun. Köyümüzdeydik, kasabamızdaydık, işte Avustralya'dan böyle imkanlar açılınca müracaat ettik,Köyümüzdeydik, kasabamızdaydık, işte Avustralya'dan böyle imkanlar açılınca müracaat ettik, evrakımızı hazırladık geldik.evrakımızı hazırladık geldik. Biz o kadar çalışma yapamadık. Tamam, sen çalışma yapamamış olabilirsin ama artık seninBiz o kadar çalışma yapamadık.

Tamam, sen çalışma yapamamış olabilirsin ama artık senin
çocuğun senin himayende bu çalışmayı yapmalı.çocuğun senin himayende bu çalışmayı yapmalı. Onun için çocuklarımızı çok güzel bir eğitimle yetiştirmek,Onun için çocuklarımızı çok güzel bir eğitimle yetiştirmek, çok mühim dinî bir görevimizdir diye altını çizerek bunu söylüyorum.çok mühim dinî bir görevimizdir diye altını çizerek bunu söylüyorum. Yani burada bulunuyorsunuz, evet burası Türkiye değil, burada da bu vazifeyle yükümlüsünüz, Yani burada bulunuyorsunuz, evet burası Türkiye değil, burada da bu vazifeyle yükümlüsünüz, Türkiye'de de bu vazife hepimizin boynundadır. Çocuğumuzu çok mükemmel yetiştireceğiz. Türkiye'de de bu vazife hepimizin boynundadır.

Çocuğumuzu çok mükemmel yetiştireceğiz.
Biz okuyamadık çocuğumuz okuyacak, biz hafız olamadık çocuğumuz hafız olacak, Biz okuyamadık çocuğumuz okuyacak, biz hafız olamadık çocuğumuz hafız olacak, biz dinî bilgilerde biraz yaya kaldık o füzeyle gidecek. biz dinî bilgilerde biraz yaya kaldık o füzeyle gidecek. Yaya kalmak değil, atlı olmak değil, otomobil değil füzeyle gidecek Yaya kalmak değil, atlı olmak değil, otomobil değil füzeyle gidecek yani onu iyi yetiştirmemiz lazım. yani onu iyi yetiştirmemiz lazım.

Çocuklarımıza karşı görevlerimizin başında yani onlar için yaşıyoruz ya, Çocuklarımıza karşı görevlerimizin başında yani onlar için yaşıyoruz ya, onlar için masraftan kaçınmayacağız. onlar için masraftan kaçınmayacağız. Şimdi bana dün bir arkadaşım soruyor; Şimdi bana dün bir arkadaşım soruyor;

"Biz çocuğumuz için iyi yetiştirmek istediğimiz zaman bir yurda para vereceğiz, "Biz çocuğumuz için iyi yetiştirmek istediğimiz zaman bir yurda para vereceğiz, bir Islamic School'a para vereceğiz, bir şu olacak bir bu olacak. bir Islamic School'a para vereceğiz, bir şu olacak bir bu olacak. Bir yıl içinde fazla masraf." diyor. Vereceksin! Uğraşacaksın, didineceksinBir yıl içinde fazla masraf." diyor.

Vereceksin! Uğraşacaksın, didineceksin
çünkü senin çocuğun senin canın yani her şeyin.çünkü senin çocuğun senin canın yani her şeyin. O çocuğu iyi yetiştirdiğin zaman o çocuk aynı zamanda senin dünya ve âhiret sermayen olacak. O çocuğu iyi yetiştirdiğin zaman o çocuk aynı zamanda senin dünya ve âhiret sermayen olacak.

Bir çocuk bir anne babanın nesidir? Hem dünyada sermayesidir çünkü çocuk iyi yetişirse Bir çocuk bir anne babanın nesidir?

Hem dünyada sermayesidir çünkü çocuk iyi yetişirse
âhir ömründe anneye babaya iyi bakar, binâenaleyh sen rahat edersin. âhir ömründe anneye babaya iyi bakar, binâenaleyh sen rahat edersin. "Evladım yetişti, arabası var, köşkü var, parası pulu var. "Evladım yetişti, arabası var, köşkü var, parası pulu var. Elimi soğuk sudan sıcak suya değdirtmiyor bana rahat ettirtiyor.Elimi soğuk sudan sıcak suya değdirtmiyor bana rahat ettirtiyor. Elhamdülillah Allah razı olsun her zaman dua ediyorum." diyeceksin.Elhamdülillah Allah razı olsun her zaman dua ediyorum." diyeceksin. Çocuğunu iyi yetiştirmediğin zaman mahvolacaksın, kahrolacaksın,Çocuğunu iyi yetiştirmediğin zaman mahvolacaksın, kahrolacaksın, tüh diyeceksin, vah diyeceksin. tüh diyeceksin, vah diyeceksin. "Bizim oğlan yine şu haylazlığı yaptı, yine beni mahcup etti, yine beni kahretti. "Bizim oğlan yine şu haylazlığı yaptı, yine beni mahcup etti, yine beni kahretti. Yazıklar olsun! Evlatlıktan mı reddetsem şöyle mi yapsam böyle mi yapsam?" Yazıklar olsun! Evlatlıktan mı reddetsem şöyle mi yapsam böyle mi yapsam?"

Gördün mü! Bak sermaye kötü yetiştiği zaman sana âhir ömründe dert oluyor, Gördün mü! Bak sermaye kötü yetiştiği zaman sana âhir ömründe dert oluyor, iyi yetiştirdiğin zaman sana âhir ömründe rahatlık ve devlet oluyor. iyi yetiştirdiğin zaman sana âhir ömründe rahatlık ve devlet oluyor. Yani iyi bir evlat senin dünyan için de senin menfaatin için de lazım.Yani iyi bir evlat senin dünyan için de senin menfaatin için de lazım. Onun için buraya yatırımı güzel bir şekilde yapacaksın. Bu öyle geçiştirilecek bir şey değil. Onun için buraya yatırımı güzel bir şekilde yapacaksın. Bu öyle geçiştirilecek bir şey değil.

Bir çok kimse çocuğunun yetişmesinin çok önemli olduğunu anlayamıyor, iş işten geçtikten, Bir çok kimse çocuğunun yetişmesinin çok önemli olduğunu anlayamıyor, iş işten geçtikten, çocuk kötü olduktan sonra anlıyor.çocuk kötü olduktan sonra anlıyor. Afyona alıştıktan sonra, annesine babasına âsi geldikten sonra, Afyona alıştıktan sonra, annesine babasına âsi geldikten sonra, bilmem eve gelmemeye başladıktan sonra, haylazlıklar yaptıktan sonra,bilmem eve gelmemeye başladıktan sonra, haylazlıklar yaptıktan sonra, polisin eline düştükten sonra anlıyor. polisin eline düştükten sonra anlıyor. Tüh diyor, çocuğumu yanlış yetiştirmişim diyor. Bir kısmı da nasıl yetiştireceğini bilemediği için, Tüh diyor, çocuğumu yanlış yetiştirmişim diyor. Bir kısmı da nasıl yetiştireceğini bilemediği için, yetiştirmeye çalışmış ama sonunda olmamış, ondan pişmanlık duyuyor. yetiştirmeye çalışmış ama sonunda olmamış, ondan pişmanlık duyuyor.

Evet tabii bu kolay bir şey değil ve ucuz bir şey değil. Çocuk yetiştirmek önemli. Evet tabii bu kolay bir şey değil ve ucuz bir şey değil. Çocuk yetiştirmek önemli. Ben Almanya'da biliyorum, müslüman ailenin çocuğu babasına inat boynunaBen Almanya'da biliyorum, müslüman ailenin çocuğu babasına inat boynuna zincirle haç takmış öyle geziyor. zincirle haç takmış öyle geziyor. Babasına inat, anasıyla babasıyla bozuşmuş kiliseye sığınmış.Babasına inat, anasıyla babasıyla bozuşmuş kiliseye sığınmış. Çünkü kilise, devlet himaye ediyor, anasına babasına dur diyor, sen karışamazsın diyor.Çünkü kilise, devlet himaye ediyor, anasına babasına dur diyor, sen karışamazsın diyor. Ver parayı ben bakacağım diyor. Çatır çatır maaşından çocuğun parasını kesiyor ondan sonraVer parayı ben bakacağım diyor. Çatır çatır maaşından çocuğun parasını kesiyor ondan sonra burada çocuğu kendi istediği gibi yetiştiriyor. burada çocuğu kendi istediği gibi yetiştiriyor.

Bu doğru mu? Yazık değil mi? Senin parana yazık değil mi? Çocuğuna yazık değil mi? Bu doğru mu? Yazık değil mi? Senin parana yazık değil mi? Çocuğuna yazık değil mi?

Çocuk boynunda haç sallana sallana geziyor. Çocuk boynunda haç sallana sallana geziyor. Onu kurtaracağım diye artık bütün toplum peşinde, yazık bizim falancanın çocuğu ayağı kaymışOnu kurtaracağım diye artık bütün toplum peşinde, yazık bizim falancanın çocuğu ayağı kaymış yanlış yola girmiş düzelsin filan. yanlış yola girmiş düzelsin filan.

Çocuğa çok güzel bir eğitim vereceğiz. Eğitim konusunda size şunu hatırlatırım.Çocuğa çok güzel bir eğitim vereceğiz.

Eğitim konusunda size şunu hatırlatırım.
Bizim eğitimci bir profesör arkadaşımız vardı, Gemlik eğitiminde çağırdık ona konferanlar verdirdik, Bizim eğitimci bir profesör arkadaşımız vardı, Gemlik eğitiminde çağırdık ona konferanlar verdirdik, belki videolarını burada seyrettiniz. belki videolarını burada seyrettiniz. Diyor ki; "Eğitimin sekiz kademesi vardır. 1-2-3-4-5-6-7-8.Diyor ki;

"Eğitimin sekiz kademesi vardır. 1-2-3-4-5-6-7-8.
Bir çocuğun eğitiminde sekiz kademesi vardır.Bir çocuğun eğitiminde sekiz kademesi vardır. Çocuk doğduğu zaman, doğar doğmaz içerden ıngaa diye bir ses gelir ya.Çocuk doğduğu zaman, doğar doğmaz içerden ıngaa diye bir ses gelir ya. Ha bizim çocuk doğdu, dünyaya geldi, oh çok şükür dersin ya. Ha bizim çocuk doğdu, dünyaya geldi, oh çok şükür dersin ya. Çocuk ıngaa dediği zaman bu sekiz terbiyenin beş tanesinin zamanı bitmiştir." diyor eğitimci.Çocuk ıngaa dediği zaman bu sekiz terbiyenin beş tanesinin zamanı bitmiştir." diyor eğitimci. Eğitimci profesör, çocuk ıngaa dediği zaman beş tanesi geçmiş ola, Eğitimci profesör, çocuk ıngaa dediği zaman beş tanesi geçmiş ola, elden kaçmıştır, bitmiştir diyor. elden kaçmıştır, bitmiştir diyor.

O beş tanesi nedir? Ben onları not aldım defterime ama diyor ki iyi bir eş seçme. O beş tanesi nedir?

Ben onları not aldım defterime ama diyor ki iyi bir eş seçme.

İyi bir eş seçmedin mi, kötü bir eşten iyi bir çocuk olur mu? İyi bir eş seçmedin mi, kötü bir eşten iyi bir çocuk olur mu?

Ondan sonra sıhhatli vesaire, sıhhat tarafı. Hani karı kocadan birisinde frengi olsa, Ondan sonra sıhhatli vesaire, sıhhat tarafı. Hani karı kocadan birisinde frengi olsa, şu hastalık bu hastalık olsa kalıtım yoluyla çocuğa geçecek vesaire vesaire. şu hastalık bu hastalık olsa kalıtım yoluyla çocuğa geçecek vesaire vesaire. Sonra helal lokma. Helal lokma yedirmek, helal süt emzirmek. Sonra helal lokma. Helal lokma yedirmek, helal süt emzirmek.

"Bu çocuk helal süt emmiş bir çocuk. Veya bu çocuk helal süt emmemiş de "Bu çocuk helal süt emmiş bir çocuk. Veya bu çocuk helal süt emmemiş de ondan bu haylazlığı yapıyor." [denir.] ondan bu haylazlığı yapıyor." [denir.]

Hikayesi var, çok güzeldir, o hikayeyi bilmeyen bilsin. Hikayesi var, çok güzeldir, o hikayeyi bilmeyen bilsin. Hani İmam-ı Âzam Efendimiz için anlatırlar.Hani İmam-ı Âzam Efendimiz için anlatırlar. Çok kısa zamanda Kur'ân-ı Kerîm'i şey yapmışta aferin almış, takdir almışta;Çok kısa zamanda Kur'ân-ı Kerîm'i şey yapmışta aferin almış, takdir almışta; "Senin çocuk okulda kısa zamanda şey yaptı." [demişler de,] kadın demiş ki; "Senin çocuk okulda kısa zamanda şey yaptı." [demişler de,] kadın demiş ki;

"Ah senin o baban, o elmayı dişlemeseydi daha kısa zamanda olurdun." "Ah senin o baban, o elmayı dişlemeseydi daha kısa zamanda olurdun."

Böyle hikâye var bilirsiniz. Hani baba olmadan evvel talebeyken, ağacın altında, Böyle hikâye var bilirsiniz. Hani baba olmadan evvel talebeyken, ağacın altında, çayın kenarında, river'ın yanında, derenin kenarında kitap okuyormuş, ders okuyormuş.çayın kenarında, river'ın yanında, derenin kenarında kitap okuyormuş, ders okuyormuş. Suyun üzerinden bir elma böyle giderken görmüş, kırmızı bir elma.Suyun üzerinden bir elma böyle giderken görmüş, kırmızı bir elma. Elini uzatmış elmayı suyun içinden çıkartmış, bakmış bir şey yok, çürüğü yok bir şeyi yok.Elini uzatmış elmayı suyun içinden çıkartmış, bakmış bir şey yok, çürüğü yok bir şeyi yok. Hart diye ısırmış elmayı. Isırınca aklı başına gelmiş, Hart diye ısırmış elmayı. Isırınca aklı başına gelmiş, ya bu elma benim değil ki ben bunu niye ısırdım?ya bu elma benim değil ki ben bunu niye ısırdım? Eyvah! Helal olmayan bir şeyi ısırdım ben şimdi, diş batırdım. Biraz ağzıma tadı geldi. Eyvah! Helal olmayan bir şeyi ısırdım ben şimdi, diş batırdım. Biraz ağzıma tadı geldi.

Haydi, bırakmış kitabı kapatmış dere boyundan yukarıya doğru Haydi, bırakmış kitabı kapatmış dere boyundan yukarıya doğru bu elma hangi tarladan bu derenin içine düşmüştür diye araya araya çıkmış yukarıya.bu elma hangi tarladan bu derenin içine düşmüştür diye araya araya çıkmış yukarıya. Bulmuş elmanın ağacının olduğu tarlayı.Bulmuş elmanın ağacının olduğu tarlayı. Sahibini sormuş. Sahibine gitmiş demiş ki; "Kusuruma bakma. Hakkını helal et.Sahibini sormuş. Sahibine gitmiş demiş ki;

"Kusuruma bakma. Hakkını helal et.
Ben suyun üzerinde yüzen bir elma gördüm, hart diye ısırdım ama sonradan aklım başıma geldi,Ben suyun üzerinde yüzen bir elma gördüm, hart diye ısırdım ama sonradan aklım başıma geldi, bu dereye senin ağacından düşmüş.bu dereye senin ağacından düşmüş. Senin elmanı ısırmış oldum. Kusura bakma hakkını helal et." demiş. Senin elmanı ısırmış oldum. Kusura bakma hakkını helal et." demiş.

Adam bakmış karşısında melek gibi bir insan, tertemiz, helal lokma yemek istiyor.Adam bakmış karşısında melek gibi bir insan, tertemiz, helal lokma yemek istiyor. Bir elmayı dişlemeye bile razı olmuyor, onun için bile helallik diliyor. Nazlanmış; Bir elmayı dişlemeye bile razı olmuyor, onun için bile helallik diliyor. Nazlanmış;

"Olmaz!" demiş, hakkımı helal etmeyeceğim. Yapma, etme! Ne şartın varsa kabul ederim. "Olmaz!" demiş, hakkımı helal etmeyeceğim.

Yapma, etme! Ne şartın varsa kabul ederim.

Şartım var tabii, demiş. Benim kör, topal, kötürüm bir kızım var, Şartım var tabii, demiş. Benim kör, topal, kötürüm bir kızım var, evde kaldı, kimse istemiyor, almıyor. evde kaldı, kimse istemiyor, almıyor. O kızımla evlenirsen o zaman hakkımı helal ederim, demiş. O kızımla evlenirsen o zaman hakkımı helal ederim, demiş.

"Peki." demiş, boynunu bükmüş yani mühim olan helallik kazanmak. "Peki." demiş, boynunu bükmüş yani mühim olan helallik kazanmak. Razı olmuş o her türlü kusur olan kızla evlenmeye. Razı olmuş o her türlü kusur olan kızla evlenmeye.

Düğün olmuş, kızı görmeden düğün olmuş, evlenmişler. Düğün olmuş, kızı görmeden düğün olmuş, evlenmişler. Gerdek günü bir de gitmiş odaya bakmış ki dünyanın en güzel kızı karşısında.Gerdek günü bir de gitmiş odaya bakmış ki dünyanın en güzel kızı karşısında. Hemen çıkmış dışarı. Tak kapıyı çekmiş dışarıya çıkmışHemen çıkmış dışarı. Tak kapıyı çekmiş dışarıya çıkmış hemen kayınpederinin yanına gitmiş demiş ki; "Efendim bir yanlışlık oldu!" hemen kayınpederinin yanına gitmiş demiş ki; "Efendim bir yanlışlık oldu!"

Niye? E siz demiş, bana kör dediniz, topal dediniz, Niye?

E siz demiş, bana kör dediniz, topal dediniz,
kötürüm dediniz, hasta dediniz bilmem ne dediniz.kötürüm dediniz, hasta dediniz bilmem ne dediniz. E bu çok güzel bir şey yani bunda hiçbir kusur yok. Bir yanlışlık var bu işte. E bu çok güzel bir şey yani bunda hiçbir kusur yok. Bir yanlışlık var bu işte.

Evladım demiş, sırtını okşamış kayınpeder. Evladım demiş, sırtını okşamış kayınpeder. Evladım ben ona kör dedim çünkü onun gözü sanki körmüş gibi hiç harama bakmadı.Evladım ben ona kör dedim çünkü onun gözü sanki körmüş gibi hiç harama bakmadı. Ben onu iyi yetiştirdim. Sağır dedim hiç kötü şeyi dinlemedi.Ben onu iyi yetiştirdim. Sağır dedim hiç kötü şeyi dinlemedi. Kötürüm dedim hiç ayağıyla yasak haram yere gitmedi. Çolak dedim hiç elini harama uzatmadı. Kötürüm dedim hiç ayağıyla yasak haram yere gitmedi. Çolak dedim hiç elini harama uzatmadı. Ben onu gül gibi yetiştirdim. Ben o sıfatları mahsustan söyledim sana.Ben onu gül gibi yetiştirdim. Ben o sıfatları mahsustan söyledim sana. Kör, topal, kötürüm, çolak bilmem ne diye böyle rumuzlu söyledim. Kör, topal, kötürüm, çolak bilmem ne diye böyle rumuzlu söyledim. Ben onu bilerek sana verdim. İlk sözdeki anlaşmaya aykırı bir şey yok.Ben onu bilerek sana verdim. İlk sözdeki anlaşmaya aykırı bir şey yok. O senin zevcendir, helal olsun. Ben memnunum senden.O senin zevcendir, helal olsun. Ben memnunum senden. Haydi evladım düğününüz hayırlı olsun, nikahınız mübarek olsun, demiş. Haydi evladım düğününüz hayırlı olsun, nikahınız mübarek olsun, demiş.

Ondan sonra işte ondan İmam-ı Âzam dünyaya gelmiş diyorlar da Ondan sonra işte ondan İmam-ı Âzam dünyaya gelmiş diyorlar da işte o kısa zamanda Kur'ân-ı Kerîm'i öyle bitirince, eve gelip de; işte o kısa zamanda Kur'ân-ı Kerîm'i öyle bitirince, eve gelip de;

"Anne ben okulda böyle mükâfat kazandım, herkesten önce bu işi kazandım." deyince; "Anne ben okulda böyle mükâfat kazandım, herkesten önce bu işi kazandım." deyince;

"Ah senin o baban ah! O elmayı dişlemeseydi daha çabuk olurdun yani daha iyi olurdun." demiş. "Ah senin o baban ah! O elmayı dişlemeseydi daha çabuk olurdun yani daha iyi olurdun." demiş.

Yani elmayı dişledi de yaptığı şeye bak, efsane gibi bir şey.Yani elmayı dişledi de yaptığı şeye bak, efsane gibi bir şey. O kadar melek gibi bir insan ama çocuğa bak.O kadar melek gibi bir insan ama çocuğa bak. Onun bile yine zararı olmuş da daha kısa zamanda ezberleyecekken,Onun bile yine zararı olmuş da daha kısa zamanda ezberleyecekken, yine birinci olmuş ama annesi hâlâ; "Ah senin baban o elmayı dişlemeseydi!" diyor.yine birinci olmuş ama annesi hâlâ; "Ah senin baban o elmayı dişlemeseydi!" diyor. Onu bile kusur olarak görüyor. Muhterem kardeşlerim! Onu bile kusur olarak görüyor.

Muhterem kardeşlerim!

Bu gibi şeyleri garipsemeyin. Bizim Ankara'da ihvânımızdan tanıdığımız bir mühendis var.Bu gibi şeyleri garipsemeyin. Bizim Ankara'da ihvânımızdan tanıdığımız bir mühendis var. Efsane gibi bir adam; 20-30 dil biliyor, konuşuyor, yazıyor.Efsane gibi bir adam; 20-30 dil biliyor, konuşuyor, yazıyor. 100 binden fazla hadîs-i şerîf ezberinde, bir şeyi unutmuyor.100 binden fazla hadîs-i şerîf ezberinde, bir şeyi unutmuyor. Hafızası derya gibi hazine gibi bir şey. Mühendisken Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş, Hafızası derya gibi hazine gibi bir şey. Mühendisken Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş, Sıhah-ı Sitte, 6 tane meşhur hadis koleksiyonu ki kitapları dizsen buradan şuraya kadar tutar,Sıhah-ı Sitte, 6 tane meşhur hadis koleksiyonu ki kitapları dizsen buradan şuraya kadar tutar, daha mühendisliği bitirmeden hepsini okumuş. daha mühendisliği bitirmeden hepsini okumuş. Süleyman Demirel'in sınıf arkadaşı. Böyle bir insan. Süleyman Demirel'in sınıf arkadaşı. Böyle bir insan.

Duyduk ki çok kısa zamanda Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş. Duyduk ki çok kısa zamanda Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemiş. Ben yanına yanaştım dedim ki; "Kur'ân-ı Kerîm'i üç ayda mı ezberlemişsiniz,Ben yanına yanaştım dedim ki;

"Kur'ân-ı Kerîm'i üç ayda mı ezberlemişsiniz,
daha kısa zamanda mı ezberlemişsiniz, üç ay mı?" filan dedim.daha kısa zamanda mı ezberlemişsiniz, üç ay mı?" filan dedim. Kızdı biraz, bozuldu; "Ne üç ayı dedi, bir aydan kısa zamanda ezberledim." dedi. Kızdı biraz, bozuldu;

"Ne üç ayı dedi, bir aydan kısa zamanda ezberledim." dedi.

Bir aydan kısa zamanda ezberlemiş. Eh yani demek ki böyle biraz şeyler oluyor. Bir aydan kısa zamanda ezberlemiş. Eh yani demek ki böyle biraz şeyler oluyor.

Muhterem kardeşlerim! Onun için helal süt emzirmek, helal lokma yedirmek, Muhterem kardeşlerim!

Onun için helal süt emzirmek, helal lokma yedirmek,
ailede ilk aile terbiyesi çok önemli ama doğumdan önce yapılacak beş kalem iş daha var.ailede ilk aile terbiyesi çok önemli ama doğumdan önce yapılacak beş kalem iş daha var. Eşin müslüman seçilmesi, bilmem şöyle olması böyle olması. Eşin müslüman seçilmesi, bilmem şöyle olması böyle olması. Ondan sonra da sekiz tanenin beş tanesi geçtikten sonra daOndan sonra da sekiz tanenin beş tanesi geçtikten sonra da üç tanesi de doğduktan sonra çocuğu bilmem yetiştireceksin. üç tanesi de doğduktan sonra çocuğu bilmem yetiştireceksin.

Biz neresinde kaldık bu işin bilmiyoruz? Çocuklarımızın hali ne olacak? Biz neresinde kaldık bu işin bilmiyoruz? Çocuklarımızın hali ne olacak?

Kusur bizdedir. Çocuklarımızı iyi yetiştirmek lazım, çok iyi okullarda okutmamız Kusur bizdedir. Çocuklarımızı iyi yetiştirmek lazım, çok iyi okullarda okutmamız ve çok masraf yapmamız lazım. ve çok masraf yapmamız lazım. Ben işçi olabilirim, ben eli sıkışık insan olabilirim ama çocuğum devlet başkanı, Ben işçi olabilirim, ben eli sıkışık insan olabilirim ama çocuğum devlet başkanı, reisicumhur olacak gibi yetişmeli, kızım sultan hanım olacak gibi yetişmeli. reisicumhur olacak gibi yetişmeli, kızım sultan hanım olacak gibi yetişmeli.

Biz Yalova'da bir okul açtık, kız okulu. Adını ne koyalım? dediler. Biz Yalova'da bir okul açtık, kız okulu. Adını ne koyalım? dediler. Düşündüm taşındım, Asiller Özel Kız Koleji olsun [dedim.] Asil, soylu, noble, asiller.Düşündüm taşındım, Asiller Özel Kız Koleji olsun [dedim.] Asil, soylu, noble, asiller. Kızmışlar bize; Ya demişler, başka okullarda okuyanlar asil değil mi niye bu ismi koydunuz? Kızmışlar bize;

Ya demişler, başka okullarda okuyanlar asil değil mi niye bu ismi koydunuz?

Bizim emelimiz, umudumuz, temennimiz, biz kızlarımızı sultan hanım gibi yetiştirmek istiyoruz. Bizim emelimiz, umudumuz, temennimiz, biz kızlarımızı sultan hanım gibi yetiştirmek istiyoruz. Yani onun için asiller dedik. Öyle. Kızımızı öyle yetiştireceğiz oğlumuzu da böyle yetiştireceğiz,Yani onun için asiller dedik. Öyle. Kızımızı öyle yetiştireceğiz oğlumuzu da böyle yetiştireceğiz, kaliteli yetiştireceğiz çünkü hem dünya hem âhiret sermayesi.kaliteli yetiştireceğiz çünkü hem dünya hem âhiret sermayesi. Çünkü bir insan çocuğunu iyi yetiştirdiği zaman hem dünyada rahat edecekÇünkü bir insan çocuğunu iyi yetiştirdiği zaman hem dünyada rahat edecek hem de öldükten sonra rahat edecek.hem de öldükten sonra rahat edecek. Öldükten sonra sevap kazanmaya devam edecek. Öldükten sonra sevap kazanmaya devam edecek.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

İzâ mâte'l-insânü inkata'a amelühû. "İnsan öldü mü defteri dürülür,İzâ mâte'l-insânü inkata'a amelühû. "İnsan öldü mü defteri dürülür, sevabı şeyi tamam, hesabı kapanır." sevabı şeyi tamam, hesabı kapanır."

Öldü mü insan bitti. Ne kadar sevap kazandıysa kazandı, Öldü mü insan bitti. Ne kadar sevap kazandıysa kazandı, ne kadar günah kazandıysa yazıldı tamam, defteri dürülür.ne kadar günah kazandıysa yazıldı tamam, defteri dürülür. Hesabı var, hesap yerine gidecek. İllâ min selâs. "Üç kişinin defteri dürülmez." Hesabı var, hesap yerine gidecek.

İllâ min selâs. "Üç kişinin defteri dürülmez."

Öyle buyuruyor Peygamber Efendimiz. Sahih hadis, müjde bizler için. Bir; Öyle buyuruyor Peygamber Efendimiz. Sahih hadis, müjde bizler için. Bir;

Ilmün yüntefe'u bihî. "Ölen kimse istifade edilen bir ilim geriye bırakmışsa, Ilmün yüntefe'u bihî. "Ölen kimse istifade edilen bir ilim geriye bırakmışsa, onun defteri dürülmez, sevap kazanması devam eder." onun defteri dürülmez, sevap kazanması devam eder."

Kim gibi mesela? Alimlerden bir alim gibi, İmam Gazzâlî gibi. Kim gibi mesela?

Alimlerden bir alim gibi, İmam Gazzâlî gibi.

Biz bugün İmam Gazzâlî'nin kitaplarını okuyor muyuz? Biz bugün İmam Gazzâlî'nin kitaplarını okuyor muyuz?

Okuyoruz. Ben kamptaki odama bile getirdim, Okuyoruz. Ben kamptaki odama bile getirdim, Mehmet Ali Hocaya rica ettim İhyâu ulûmu getirdik.Mehmet Ali Hocaya rica ettim İhyâu ulûmu getirdik. Ha bu kadar, dört cilt İhyâu ulûmu getirdik. Ha bu kadar, dört cilt İhyâu ulûmu getirdik.

E bunun bu kitabını okudukça sahibine ne gidiyor? E bunun bu kitabını okudukça sahibine ne gidiyor?

İmam Gazzâlî'ye sevap gidiyor. Ben burada size İmam Gazzâlî'den bir şey anlattım mı? İmam Gazzâlî'ye sevap gidiyor.

Ben burada size İmam Gazzâlî'den bir şey anlattım mı?

Anlattım. İlk günkü hadîs-i şerîflerin bir kısmını İmam Gazzâlî'den okuyup size anlattım. Anlattım. İlk günkü hadîs-i şerîflerin bir kısmını İmam Gazzâlî'den okuyup size anlattım. Binâenaleyh ona sevap gidiyor. Faydalanılan bir ilim bıraktığı için Binâenaleyh ona sevap gidiyor. Faydalanılan bir ilim bıraktığı için İmam Gazzâlî sevap kazanmaya devam ediyor. İmam Gazzâlî sevap kazanmaya devam ediyor. Kimin evinde İmam Gazzâlî'nin kitabı varsa, kim açıp onu okuyorsa okudukçaKimin evinde İmam Gazzâlî'nin kitabı varsa, kim açıp onu okuyorsa okudukça İmam Gazzâlî'nin defterine melekler sevapları yazıp duruyorlar. İmam Gazzâlî'nin defterine melekler sevapları yazıp duruyorlar. Adam öldü gitti ama sevabı devam ediyor, asırlardır devam ediyor. Adam öldü gitti ama sevabı devam ediyor, asırlardır devam ediyor. Beşinci hicrî asırda, 1111 miladî senesine vefat etmiş. Beşinci hicrî asırda, 1111 miladî senesine vefat etmiş. Hepsi kalmıyor hatırımda ama kritik bir rakam olduğu için hatırımda kaldı.Hepsi kalmıyor hatırımda ama kritik bir rakam olduğu için hatırımda kaldı. 1111-1994=830 senedir kitapları okunuyor ve sevap kazanmaya devam ediyor. 1111-1994=830 senedir kitapları okunuyor ve sevap kazanmaya devam ediyor.

Bir, "İstifade edilen eser bırakanların defteri dürülmez, sevap kazanmaya devam eder." Bir, "İstifade edilen eser bırakanların defteri dürülmez, sevap kazanmaya devam eder." İki; Ev veledün sâlihun yed'û lehû.İki;

Ev veledün sâlihun yed'û lehû.
"Salih bir evlat yetiştirmiş de arkasında bırakmışsa onun da defteri dürülmez, "Salih bir evlat yetiştirmiş de arkasında bırakmışsa onun da defteri dürülmez, o da sevap kazanmaya devam eder." o da sevap kazanmaya devam eder."

Buyur işte hem dünya sermayesi hayırlı evlat hem de âhiret sermayesi. Buyur işte hem dünya sermayesi hayırlı evlat hem de âhiret sermayesi.

E sen şimdi istemez misin kendi kazandığından kat kat kazanç hâlâ devam etsin, E sen şimdi istemez misin kendi kazandığından kat kat kazanç hâlâ devam etsin, sen kabirdeyken senin kabrine sevaplar gelsin? sen kabirdeyken senin kabrine sevaplar gelsin?

İster herkes. Onun için evladımızı iyi yetiştireceğiz. İster herkes. Onun için evladımızı iyi yetiştireceğiz.

Bir de sadakatün câriye buyurulmuş. Sadakatün câriye. Bir de sadakatün câriye buyurulmuş. Sadakatün câriye. Câriye burada köle kadın mânasına değil.Câriye burada köle kadın mânasına değil. Câriye, carî hesap dediğimiz gibi yani "devam eden" demek. Câriye, carî hesap dediğimiz gibi yani "devam eden" demek.

Sadaka-i câriye ne demek? Adam çeşme yaptırmış sadaka olarak, hayır olarak, Sadaka-i câriye ne demek?

Adam çeşme yaptırmış sadaka olarak, hayır olarak,
çeşmenin suyu akıyor.çeşmenin suyu akıyor. Ha, cârî, akmakta devam ediyor hayrı.Ha, cârî, akmakta devam ediyor hayrı. Ondan istifade edildikçe o çeşmeyi yaptırana sevap yazılır. Akıyor, istifade ediliyor. Ondan istifade edildikçe o çeşmeyi yaptırana sevap yazılır. Akıyor, istifade ediliyor. Kuşlar bile içse sevap yazılır, inekler bile möö dese gelse içse sevap yazılır,Kuşlar bile içse sevap yazılır, inekler bile möö dese gelse içse sevap yazılır, kuzular içse adama sevap yazılır. kuzular içse adama sevap yazılır.

Neden? Birisi istifade etti, sadaka devam ediyor yani. Neden?

Birisi istifade etti, sadaka devam ediyor yani.

Veyahut köprü yaptırmış üstünden geçiliyor. Veyahut köprü yaptırmış üstünden geçiliyor. Öyle köprüler var ki seller beton köprüleri götürüyor o köprü duruyor. Öyle köprüler var ki seller beton köprüleri götürüyor o köprü duruyor.

Ankara'daydık biz, bir sel geldi, bir yağmur yağdı bir yağmur yağdı,Ankara'daydık biz, bir sel geldi, bir yağmur yağdı bir yağmur yağdı, daha önce bir kaç sefer de olmuş ölenler filan da olmuş, onlar ayrı. daha önce bir kaç sefer de olmuş ölenler filan da olmuş, onlar ayrı. Benim gördüğüm o selde, Etlik'teki karayolları köprüsünü sel karton gibi böyle almış atmıştı.Benim gördüğüm o selde, Etlik'teki karayolları köprüsünü sel karton gibi böyle almış atmıştı. Böyle. Köprü beton köprü, betonarme köprü, üstünden tırların,Böyle. Köprü beton köprü, betonarme köprü, üstünden tırların, kamyonların geçtiği, karayollarının yaptırdığı içi demirli betonarme kamyonların geçtiği, karayollarının yaptırdığı içi demirli betonarme köprüyü sel gelmiş böyle kaldırmış, yani buradan üstünden geçiliyor ya burasını böyle yana getirmiş,köprüyü sel gelmiş böyle kaldırmış, yani buradan üstünden geçiliyor ya burasını böyle yana getirmiş, köprüyü devirmiş atmış sel. köprüyü devirmiş atmış sel.

E olur, sel kuvvetli olunca böyle yapar ama aynı köprünün yanında E olur, sel kuvvetli olunca böyle yapar ama aynı köprünün yanında Osmanlıların yaptığı köprü duruyor biz ondan geçtikte öyle geldik evimize.Osmanlıların yaptığı köprü duruyor biz ondan geçtikte öyle geldik evimize. Osmanlının köprüsü orada duruyor, karayollarının yaptırmış olduğuOsmanlının köprüsü orada duruyor, karayollarının yaptırmış olduğu betonarme köprüyü sel savurmuş atmış. betonarme köprüyü sel savurmuş atmış.

Bunu neden anlatıyoruz? Bunu neden anlatıyoruz?

Köprü yaptırmış adam üstünden geçiliyor, geçildikçe sevap kazanıyor. Köprü yaptırmış adam üstünden geçiliyor, geçildikçe sevap kazanıyor.

Geçildikçe o köprüyü yaptırana sevap yazılır, neden? Geçildikçe o köprüyü yaptırana sevap yazılır, neden?

Haydi bakalım o köprü olmasaydı da sen o sudan geçseydin göreyim ben seni. Haydi bakalım o köprü olmasaydı da sen o sudan geçseydin göreyim ben seni. Geçemezdin ki! Sel aparır götürürdü. Sevap... Geçemezdin ki! Sel aparır götürürdü. Sevap...

Cami yaptırmış içinde namaz kılındıkça sevap kazanır, hastane yaptırmış sevap kazanır. Cami yaptırmış içinde namaz kılındıkça sevap kazanır, hastane yaptırmış sevap kazanır.

Bu çok sevdiğim kadınlardan, hayran kaldığım kadınlardan, Bu çok sevdiğim kadınlardan, hayran kaldığım kadınlardan, valide sultanlardan birisi Bezm-i Âlem Valide Sultan.valide sultanlardan birisi Bezm-i Âlem Valide Sultan. İstanbul'un Terkos suyunu o getirtmiş mübarek. Kazanca bak! İstanbul'un Terkos suyunu o getirtmiş mübarek. Kazanca bak! Yani Terkos suyunu o getirmiş, Terkos suyundan istifade edildikçe o sultan hanıma gidiyor sevaplar.Yani Terkos suyunu o getirmiş, Terkos suyundan istifade edildikçe o sultan hanıma gidiyor sevaplar. Gurabâ Hastanesi'nde fakirler bakılsın diye o tesis etmiş.Gurabâ Hastanesi'nde fakirler bakılsın diye o tesis etmiş. Çalışıyor Gurabâ Hastanesi. Hastalar gelip tedavi oldukça sevap kazanıyor. Çalışıyor Gurabâ Hastanesi. Hastalar gelip tedavi oldukça sevap kazanıyor. Şunu yapmış bunu yapmış, bir sürü şeyi var, yani ömrünü, varını,Şunu yapmış bunu yapmış, bir sürü şeyi var, yani ömrünü, varını, kârını, parasını pulunu hayra vermiş:kârını, parasını pulunu hayra vermiş: Sadaka-i câriye. Onlardan istifade edildikçe Bezm-i Âlem Valide Sultan cennette ne sevap kazanıyor. Sadaka-i câriye. Onlardan istifade edildikçe Bezm-i Âlem Valide Sultan cennette ne sevap kazanıyor. Hayran olduğum insanlardan, çok sevdiğim hayran kaldığım insanlardan birisi. Hayran olduğum insanlardan, çok sevdiğim hayran kaldığım insanlardan birisi. Aynı zamanda camileri var, bir çok şeyleri yani birçok hayrâtı var, uzun bir liste. Aynı zamanda camileri var, bir çok şeyleri yani birçok hayrâtı var, uzun bir liste. Çok akıllı bir kadınmış. Çok akıllı bir kadınmış.

Onun için evlatlarımız bize hem dünya sermayesi hem âhiret sermayesidir diye bunu anlattık.Onun için evlatlarımız bize hem dünya sermayesi hem âhiret sermayesidir diye bunu anlattık. Çocuklarımızı iyi yetiştireceğiz, bir.Çocuklarımızı iyi yetiştireceğiz, bir. İyi yetiştirirken hem dinlerini öğreteceğiz hem dünyalarını öğreteceğiz. İyi yetiştirirken hem dinlerini öğreteceğiz hem dünyalarını öğreteceğiz.

Bana arkadaş soruyor; "Çocuğumuzu şu okula mı göndereyim buraya mı göndereyim?" Bana arkadaş soruyor; "Çocuğumuzu şu okula mı göndereyim buraya mı göndereyim?"

Nerede dindarlığı sağlam kalabiliyorsa oraya göndereceksin.Nerede dindarlığı sağlam kalabiliyorsa oraya göndereceksin. Dindarlığının bozulduğu yere çocuğu kolej de olsa gönderemezsin, Dindarlığının bozulduğu yere çocuğu kolej de olsa gönderemezsin, çok yüksek bir okul da olsa gönderemezsin çünkü dindarlık daha önemli.çok yüksek bir okul da olsa gönderemezsin çünkü dindarlık daha önemli. Çünkü dindarlığı kaybetti mi âhireti mahvolacak, ebedî hüsrana uğrayacak,Çünkü dindarlığı kaybetti mi âhireti mahvolacak, ebedî hüsrana uğrayacak, cehenneme gidecek yanacak, onun için çocuğun dindarlığı çok önemli. cehenneme gidecek yanacak, onun için çocuğun dindarlığı çok önemli.

Ve biz çocuklarımızı ve hem dindar hem çağdaş yetiştirmek zorundayız. Ve biz çocuklarımızı ve hem dindar hem çağdaş yetiştirmek zorundayız. Bizim işimiz zor, iki misli çalışmak zorundayız. Bizim işimiz zor, iki misli çalışmak zorundayız. Hem bu Avustralyalılar kadar, oziler kadar bilgili yetiştireceğiz Hem bu Avustralyalılar kadar, oziler kadar bilgili yetiştireceğiz hem de sahabe-i kirâm zamanındaki müslüman gibi sağlam müslüman yetiştireceğiz, hem de sahabe-i kirâm zamanındaki müslüman gibi sağlam müslüman yetiştireceğiz, iki işi birden yapacağız. iki işi birden yapacağız.

Olmayacak bir şey değil, olduğu zaman çok güzel olur ama zor bir şey ama tabii bunu yapacağız.Olmayacak bir şey değil, olduğu zaman çok güzel olur ama zor bir şey ama tabii bunu yapacağız. Zor da olsa zorluğa göğüs gereceğiz. Peygamber Efendimiz'in çalışmaları kolay mıydı? Zor da olsa zorluğa göğüs gereceğiz.

Peygamber Efendimiz'in çalışmaları kolay mıydı?

Savaşlar kolay mı? Fetihler kolay mı? Anadoluyu fethetmişler, Kafkasları fethetmişler, Savaşlar kolay mı?

Fetihler kolay mı?

Anadoluyu fethetmişler, Kafkasları fethetmişler,
Balkanları fethetmişler, Orta Asya'yı fethetmişler, her tarafa yayılmışlar. Balkanları fethetmişler, Orta Asya'yı fethetmişler, her tarafa yayılmışlar.

Bunu yapacağız. Onun için çocuklarımıza eğitim vermeyi de Bunu yapacağız. Onun için çocuklarımıza eğitim vermeyi de bir kârlı iş olarak hatırlatıyorum size, iki. bir kârlı iş olarak hatırlatıyorum size, iki.

İkinci husus, kendi mesleğimizde ilerleme çalışması yapacağız, yapacaksınız. İkinci husus, kendi mesleğimizde ilerleme çalışması yapacağız, yapacaksınız.

Ben şimdi kendi mesleğimi mesela kendi mesleğimde, benim mesleğim neydi? Ben şimdi kendi mesleğimi mesela kendi mesleğimde, benim mesleğim neydi?

Edebiyat Fakültesi'nin Arap Fars Dili Filolojisi'nde okudum.Edebiyat Fakültesi'nin Arap Fars Dili Filolojisi'nde okudum. Bu mesleğin en son noktası neresiyse oraya kadar gittim şahsen. Bu mesleğin en son noktası neresiyse oraya kadar gittim şahsen. Asistan oldum, doçent oldum, profesör oldum, doçentler profesörler yetiştirdim vesaire.Asistan oldum, doçent oldum, profesör oldum, doçentler profesörler yetiştirdim vesaire. Mesleğimde şey yaptım. Siz de mesleğinizde mevcut durumda kalmaya razı olmayacaksınız. Mesleğimde şey yaptım. Siz de mesleğinizde mevcut durumda kalmaya razı olmayacaksınız.

Ben işçiyim. Olmaz. İşçilikten kurtulacaksınız patron olacaksınız,Ben işçiyim.

Olmaz.

İşçilikten kurtulacaksınız patron olacaksınız,
vasıfsız işçi olmaktan kendinizi kurtaracaksınız mütehassıs olacaksınız, adam size yalvaracak. vasıfsız işçi olmaktan kendinizi kurtaracaksınız mütehassıs olacaksınız, adam size yalvaracak. Bir şehirde benim ihvanım var, adını söylemeyeyim de zarara uğramasın zavallı.Bir şehirde benim ihvanım var, adını söylemeyeyim de zarara uğramasın zavallı. Amerika'da dokuz sene tahsil gördü. Bir tane, dünyada bir tane, süper. Amerika'da dokuz sene tahsil gördü. Bir tane, dünyada bir tane, süper. Sakallı, üniversitede doçentlik yapıyor, kimse sakalını kes diyemiyor. Sakallı, üniversitede doçentlik yapıyor, kimse sakalını kes diyemiyor.

Haydi bakalım at! Atarsa üniversitenin o bölümü yaya kalacak. Mecbur, gık diyemiyor.Haydi bakalım at!

Atarsa üniversitenin o bölümü yaya kalacak. Mecbur, gık diyemiyor.
Dekan bir şey diyemiyor, rektör bir şey diyemiyor.Dekan bir şey diyemiyor, rektör bir şey diyemiyor. Su gibi İngilizcesi var, dağ gibi bilgisi var, çok güzel ahlâkı var. Su gibi İngilizcesi var, dağ gibi bilgisi var, çok güzel ahlâkı var. Güzel de derviş, dervişliği de çok güzel, hali de güzel, sevimli. Güzel de sakalı var.Güzel de derviş, dervişliği de çok güzel, hali de güzel, sevimli. Güzel de sakalı var. Bak öyle olacağız, yani vazgeçilmez bir insan olacağız. Bak öyle olacağız, yani vazgeçilmez bir insan olacağız.

Adam müslüman diye bizi sevmiyor, dışlamaya çalışıyor, dışlayamayacak.Adam müslüman diye bizi sevmiyor, dışlamaya çalışıyor, dışlayamayacak. Ben bunu dışlarsam, atarsam işim aksar diyecek.Ben bunu dışlarsam, atarsam işim aksar diyecek. Mütehassıs olacağız, yani mesleğimizde bir tane olacağız, tek olacağız. Mütehassıs olacağız, yani mesleğimizde bir tane olacağız, tek olacağız.

Demin söylemiştim ya, bir genel dergileri okuyacaksınızDemin söylemiştim ya, bir genel dergileri okuyacaksınız bir de hepiniz mesleki dergiyi okuyacaksınız, mesleğinizle ilgili çağdaş bilgileri alacaksınız.bir de hepiniz mesleki dergiyi okuyacaksınız, mesleğinizle ilgili çağdaş bilgileri alacaksınız. En yeni bilgiler dergilerdedir. En yeni bilgiler dergilerdedir.

Bakın şimdi karşınızda iki tane video var, birisi avuç içi kadar birisi öküz kafası kadar. Bakın şimdi karşınızda iki tane video var, birisi avuç içi kadar birisi öküz kafası kadar. Belki bir zaman gelecek daha küçüğü de çıkacak, daha moderni çıkacak.Belki bir zaman gelecek daha küçüğü de çıkacak, daha moderni çıkacak. Biz onları bekliyoruz, güzeli çıkacak diye onun için almıyoruz. Biz onları bekliyoruz, güzeli çıkacak diye onun için almıyoruz.

Şimdi bu bir gelişme. Bu bir gelişme, en yeni gelişmeler meslekî mecmualarda okunur.Şimdi bu bir gelişme. Bu bir gelişme, en yeni gelişmeler meslekî mecmualarda okunur. Kitaplara giren bilgiler eskimiştir. Bunun altını çizerek bir daha söylüyorum, Kitaplara giren bilgiler eskimiştir. Bunun altını çizerek bir daha söylüyorum, kitaplardaki bilgilerin hepsi kitap basılır basılmaz bayatlar, eskir. kitaplardaki bilgilerin hepsi kitap basılır basılmaz bayatlar, eskir. Çünkü o kitabın yazılması için bir zaman geçmiştir, basılması için de bir zaman geçmiştir; Çünkü o kitabın yazılması için bir zaman geçmiştir, basılması için de bir zaman geçmiştir; 3, 5, 6, 8 ay. Bayatlamıştır, bilgiler eskidir, genel bilgilerdir,3, 5, 6, 8 ay. Bayatlamıştır, bilgiler eskidir, genel bilgilerdir, en yeni bilgiler meslekî mecmualardadır.en yeni bilgiler meslekî mecmualardadır. Mimarsan mimarlık mecmualarını takip edeceksin, Mimarsan mimarlık mecmualarını takip edeceksin, elektrik mühendisiysen elektrik şeylerini takip edeceksin, elektrik mühendisiysen elektrik şeylerini takip edeceksin, eğer doktorsan en son tıp mecmuasını takip edeceksin, eczacıysan en son şeyi takip edeceksin. eğer doktorsan en son tıp mecmuasını takip edeceksin, eczacıysan en son şeyi takip edeceksin.

Bizim iftihar ettiğimiz bir durum, bizim öğrenci ihvânımızdan çocuklar var birinci oldular şimdi. Bizim iftihar ettiğimiz bir durum, bizim öğrenci ihvânımızdan çocuklar var birinci oldular şimdi. Tıpta Türkiye çapında doktora uzmanlık sınavları açılıyor, imtihana giriliyor, Tıpta Türkiye çapında doktora uzmanlık sınavları açılıyor, imtihana giriliyor, doktora yapacak mütehassıs olacak kimseler imtihanla alınıyor. doktora yapacak mütehassıs olacak kimseler imtihanla alınıyor. Bizim ihvânımızdan çocuk gazetelere geçti adı,Bizim ihvânımızdan çocuk gazetelere geçti adı, ihvânımızdan çocuk bu ihtisas imtihanlarında birinci oldu, bir. ihvânımızdan çocuk bu ihtisas imtihanlarında birinci oldu, bir. Şimdiye kadar o imtihanlara girmiş olan insanlar arasında da şimdiye kadar bütün yarışmacıların,Şimdiye kadar o imtihanlara girmiş olan insanlar arasında da şimdiye kadar bütün yarışmacıların, imtihana girenlerin içinde en yüksek puanı aldı, iki. imtihana girenlerin içinde en yüksek puanı aldı, iki. İki türlü şampiyonluk kazandı. Bir, bu devrede birinci oldu;İki türlü şampiyonluk kazandı. Bir, bu devrede birinci oldu; iki, bütün devrelerdeki birincileri de geçti orada da şampiyon oldu.iki, bütün devrelerdeki birincileri de geçti orada da şampiyon oldu. E şimdi bu güzel bir şey. E şimdi bu güzel bir şey.

Bizim bir talebemize, tıbbiyeden yine ihvânımızdan birisine hocası sormuş; Bizim bir talebemize, tıbbiyeden yine ihvânımızdan birisine hocası sormuş;

Şöyle bir hasta sana gelse nasıl tedavi edersin? Şöyle bir hasta sana gelse nasıl tedavi edersin?

O da başlamış tedavi şeklini anlatmaya. Karşısındaki profesör, kaşlarını çatmış somurtmuş; O da başlamış tedavi şeklini anlatmaya. Karşısındaki profesör, kaşlarını çatmış somurtmuş;

Ben demiş, derste böyle bir şey anlatmadım. Profesör azarlamış yani bizim öğrenciyi; Ben demiş, derste böyle bir şey anlatmadım. Profesör azarlamış yani bizim öğrenciyi; "Ben derste böyle bir şey anlatmadım." [demiş.] Çocuk demiş ki; "Ben derste böyle bir şey anlatmadım." [demiş.] Çocuk demiş ki;

"Sayın hocam, siz anlatmadınız ama bu hastalığın en son, en modern tedavi şekli budur." demiş."Sayın hocam, siz anlatmadınız ama bu hastalığın en son, en modern tedavi şekli budur." demiş. "En son en modern tedavi şekli budur." demiş, profesörün"En son en modern tedavi şekli budur." demiş, profesörün Amerika'dan gelmiş doçenti varmış yanında, o da demiş ki; Amerika'dan gelmiş doçenti varmış yanında, o da demiş ki;

"Sayın hocam, evet bu gencin dediği doğru. Amerika'da en son böyle tedavi ediliyor." "Sayın hocam, evet bu gencin dediği doğru. Amerika'da en son böyle tedavi ediliyor."

Gördün mü talebeyi, profesörü geçti. Neden geçti? Gördün mü talebeyi, profesörü geçti.

Neden geçti?

En son yayınları takip etti, ötekisi eski bilgilerde kaldı, onun için öğrenci profesörü geçti. En son yayınları takip etti, ötekisi eski bilgilerde kaldı, onun için öğrenci profesörü geçti.

Böyle olacağız. Biz bunu teşvik ediyoruz, sadece burada demiyoruz biz bütün öğrencilerimize, Böyle olacağız. Biz bunu teşvik ediyoruz, sadece burada demiyoruz biz bütün öğrencilerimize, ihvânımıza diyoruz ki mesleğinde en yüksek olacaksın. ihvânımıza diyoruz ki mesleğinde en yüksek olacaksın. Önce üniversiteye git, yüksel, vesaire diyoruz. Önce üniversiteye git, yüksel, vesaire diyoruz. Onun sonucunda tabii bunlar imtihanlara hırslı giriyorlar çalışıyorlar,Onun sonucunda tabii bunlar imtihanlara hırslı giriyorlar çalışıyorlar, Allah'ın lütfuyla, ihsanıyla elhamdülillah kazanıyorlar. Siz de böyle olacaksınız. Allah'ın lütfuyla, ihsanıyla elhamdülillah kazanıyorlar. Siz de böyle olacaksınız.

Ben Avustralya'ya işçi geldim, Ford fabrikasında boya kısmında tıs tıs boyaları sıkarken,Ben Avustralya'ya işçi geldim, Ford fabrikasında boya kısmında tıs tıs boyaları sıkarken, şeyleri boyarken zehirleniyorum, yoğurt yiyerek sıhhatimi kaybederek çalışıyorum. şeyleri boyarken zehirleniyorum, yoğurt yiyerek sıhhatimi kaybederek çalışıyorum.

Bu böyle devam etmeyecek, kurtaracaksın kendini. Bu böyle devam etmeyecek, kurtaracaksın kendini. Adamlar senin bilmemenden istifade ederek Avustralyalıların girmediği mesleklere seni soktular.Adamlar senin bilmemenden istifade ederek Avustralyalıların girmediği mesleklere seni soktular. Sen orada sıhhatini kaybettin, ciğerin rahatsız oldu, belin rahatsız oldu,Sen orada sıhhatini kaybettin, ciğerin rahatsız oldu, belin rahatsız oldu, ayağın rahatsız oldu, bilmem ne. ayağın rahatsız oldu, bilmem ne. Bu böyle devam etmeyecek. Gözünü açacaksın, sen çekmişsen bile çocuğun çekmeyecek,Bu böyle devam etmeyecek. Gözünü açacaksın, sen çekmişsen bile çocuğun çekmeyecek, çocuğun iyi bir şekilde yetişecek. çocuğun iyi bir şekilde yetişecek. Bu çok önemli. Bir tane olacağız mesleğimizde. Bu çok önemli. Bir tane olacağız mesleğimizde.

Çeşitli ilimlerde teknolojide mutlaka başkalarından daha ilerde olacağız ve hepsini geçeceğiz. Çeşitli ilimlerde teknolojide mutlaka başkalarından daha ilerde olacağız ve hepsini geçeceğiz. Bugün İslâm âleminin Kafkasya'da, Balkanlar'da, Hindistan'da, Keşmir'de, Afrika'da,Bugün İslâm âleminin Kafkasya'da, Balkanlar'da, Hindistan'da, Keşmir'de, Afrika'da, Somali'de vesaire çektiği teknolojik geriliğinin cezasıdır.Somali'de vesaire çektiği teknolojik geriliğinin cezasıdır. Teknolojik yönden geri olmanın cezasını çekiyor bugün.Teknolojik yönden geri olmanın cezasını çekiyor bugün. Dininin yanlış olmasından değil, teknolojik yönden geri olmasının cezasını çekiyor.Dininin yanlış olmasından değil, teknolojik yönden geri olmasının cezasını çekiyor. Karşısındaki adam putperest Japon, güneşe tapıyor ama bizim ki Allah'ı biliyor ama Karşısındaki adam putperest Japon, güneşe tapıyor ama bizim ki Allah'ı biliyor ama teknolojik yönden geri, zarar ediyor. teknolojik yönden geri, zarar ediyor.

Bizim ecdadımız böyle yapmadılar, bizim ecdadımız en son teknolojiyi yakaladılarBizim ecdadımız böyle yapmadılar, bizim ecdadımız en son teknolojiyi yakaladılar ve teknolojide birinci oldular ve icatçı oldular.ve teknolojide birinci oldular ve icatçı oldular. Fatih Sultan Mehmed Han cennet mekân aleyhi'r-rahmeti ve'l-ğufrân sekiz lisan bilirmiş; Fatih Sultan Mehmed Han cennet mekân aleyhi'r-rahmeti ve'l-ğufrân sekiz lisan bilirmiş; Rumca, Latince, Arapça, Farsça, Türkçe, vesaire sekiz lisan bilirmiş. Rumca, Latince, Arapça, Farsça, Türkçe, vesaire sekiz lisan bilirmiş.

Delikanlı padişahı, 22 yaşındaki padişahı gördün mü? Delikanlı padişahı, 22 yaşındaki padişahı gördün mü?

İstanbul'un surları yüksek surların arkasına düşman saklanıyor, İstanbul'un surları yüksek surların arkasına düşman saklanıyor, gelen muhasaracılar İstanbul'u fethedemiyor.gelen muhasaracılar İstanbul'u fethedemiyor. Yirmi iki yaşındaki padişah Fatih Sultan Mehmed, surları aşıp surların arkasındaki mevzileri bombalayacak havan topu icat etti.Yirmi iki yaşındaki padişah Fatih Sultan Mehmed, surları aşıp surların arkasındaki mevzileri bombalayacak havan topu icat etti. Çağının teknolojisini aştı.Çağının teknolojisini aştı. Halen ordu havan topunu kullanıyor. Halen ordu havan topunu kullanıyor.

Sonra ne yaptı? Boğazın bu tarafına Yıldırım Beyazıt Han bir kale yaptırmıştı: Sonra ne yaptı?

Boğazın bu tarafına Yıldırım Beyazıt Han bir kale yaptırmıştı:
Anadolu Hisarı. Fatih Sultan Mehmed karşı tarafına, buradan düşman Tuna'dan,Anadolu Hisarı. Fatih Sultan Mehmed karşı tarafına, buradan düşman Tuna'dan, Karadeniz'den yardım alabilir, bunu yenmem zor olabilir diye buraya bir kale daha yaptı. Karadeniz'den yardım alabilir, bunu yenmem zor olabilir diye buraya bir kale daha yaptı. Kaleyi 3 ayda yaptı, şimdiki teknoloji 30 yılda yapamaz. Kaleyi 3 ayda yaptı, şimdiki teknoloji 30 yılda yapamaz. Rumeli Hisarı'nı üç ayda, her bir burcunun yapılması bir paşaya havale etti, Rumeli Hisarı'nı üç ayda, her bir burcunun yapılması bir paşaya havale etti, bu bitecek çarçabuk dedi. bu bitecek çarçabuk dedi. Üç ayda oraya koskoca Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Hıza bak, plana bak, programa bak. Üç ayda oraya koskoca Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Hıza bak, plana bak, programa bak.

Oradan bir iki gemi geçmek istedi, ihtar etti geçmeyin.Oradan bir iki gemi geçmek istedi, ihtar etti geçmeyin. Gemiler dinlemediler, bir top attı batırdı gemiyi. Gemiler dinlemediler, bir top attı batırdı gemiyi. Anladılar ki söz dinlemek zorundayız, geçersek iyi olmayacak. Anladılar ki söz dinlemek zorundayız, geçersek iyi olmayacak. Boğazı kesti, hisarın adı Boğazkesen Hisarı. Boğazı kesti, hisarın adı Boğazkesen Hisarı. Boğazı kesiyor, İstanbul boğazının yolunu kesiyor, gemilerin yolunu kesiyor. Boğazı kesiyor, İstanbul boğazının yolunu kesiyor, gemilerin yolunu kesiyor.

Aynı şeyi Çanakkale'de yaptı. Bizim Çanakkale memleketimiz.Aynı şeyi Çanakkale'de yaptı. Bizim Çanakkale memleketimiz. Çanakkale'de Anadolu tarafında Fatih Sultan Mehmed'in yaptığı kale vardır, Çanakkale'de Anadolu tarafında Fatih Sultan Mehmed'in yaptığı kale vardır, karşı tarafında da Kilitbahir vardır. karşı tarafında da Kilitbahir vardır.

Kilitbahir ne demek? Kilid-i bahîr, "denizi kilitleyen" [demek.] Kilitbahir ne demek?

Kilid-i bahîr, "denizi kilitleyen" [demek.]
Trank, haydi bakalım geç bu tarafa geçebilirsen, kapısı kilitlendi.Trank, haydi bakalım geç bu tarafa geçebilirsen, kapısı kilitlendi. Kilitbahir "denizin kilidi" demek. İki tarafa yaptı, oradan da düşman geçemeyecek duruma geldi.Kilitbahir "denizin kilidi" demek. İki tarafa yaptı, oradan da düşman geçemeyecek duruma geldi. Fatih Sultan Mehmed yaptırmış, bilmiyordum ben.Fatih Sultan Mehmed yaptırmış, bilmiyordum ben. Ziyaret ettim, gezdim şey yaptım. Ya mübarek neler düşünmüş. Ziyaret ettim, gezdim şey yaptım. Ya mübarek neler düşünmüş.

"İstanbul'u alacağım!.." [diye] kafasına koymuş, Neden kafasına koymuş? "İstanbul'u alacağım!.." [diye] kafasına koymuş,

Neden kafasına koymuş?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Le-tüftehanne'l-konstantıniyyetü. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Le-tüftehanne'l-konstantıniyyetü.
"Mutlak Konstantiniyye şehri -yani Konstantinepolis demek- [fetholunacaktır.] "Mutlak Konstantiniyye şehri -yani Konstantinepolis demek- [fetholunacaktır.]

Konstantinepolis ne demek? Konstantin'in yaptığı şehir demek. Konstantinepolis ne demek?

Konstantin'in yaptığı şehir demek.
Polis şehir demek, pol veya polis şehir demek. Polis şehir demek, pol veya polis şehir demek.

Warrnambool deniyor, belki buradaki bool da pol şehir demektir,Warrnambool deniyor, belki buradaki bool da pol şehir demektir, belki o mânası vardır bilmiyorum ne olduğunu. belki o mânası vardır bilmiyorum ne olduğunu. İstanbul gibi şimdi mânası, ses olarak biraz benziyor. İstanbul gibi şimdi mânası, ses olarak biraz benziyor.

Peygamber Efendimiz; "Bu İstanbul şehrinin müslümanlar mutlaka fethedecek." dedi. Peygamber Efendimiz; "Bu İstanbul şehrinin müslümanlar mutlaka fethedecek." dedi.

Kaç asır önce? İstanbul'un fethinden dokuz asır önce; Kaç asır önce?

İstanbul'un fethinden dokuz asır önce;
"İstanbul mutlaka fetholunacak!" dedi. Nereden dedi? Medine'den dedi. "İstanbul mutlaka fetholunacak!" dedi.

Nereden dedi?

Medine'den dedi.
O zaman Peygamber Efendimiz böyle dediği zaman O zaman Peygamber Efendimiz böyle dediği zaman Suriye bile müslümanların elinde değildi.Suriye bile müslümanların elinde değildi. Suriye'de bile Gassâni hükümeti vardı, oraları Bizans'a tâbi idi.Suriye'de bile Gassâni hükümeti vardı, oraları Bizans'a tâbi idi. Şam fethedilecek demiyor, Halep fethedilecek demiyor.Şam fethedilecek demiyor, Halep fethedilecek demiyor. Hedefi [İstanbul.] Peygamberimizin mucizesine bak. Hedefi [İstanbul.] Peygamberimizin mucizesine bak.

Dese dese hani insan der ki, Medine'deki bir insan yani dünya ehli bir insan olsa ne der? Dese dese hani insan der ki, Medine'deki bir insan yani dünya ehli bir insan olsa ne der?

Şam'da fethedilecek der, Tebük'te fetholunacak der,Şam'da fethedilecek der, Tebük'te fetholunacak der, Kahire fetholunacak der mesela dese dese. Kahire fetholunacak der mesela dese dese. Öyle demiyor; "Konsantinapolis, Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır.Öyle demiyor; "Konsantinapolis, Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden emir ne iyi emirdir o!" Fe-le-ni'me'l-emîru emîruhâ. Onu fetheden emir ne iyi emirdir o!"

Fe-le-ni'me'l-emîru emîruhâ.
"Bu fethi yapacak olan, o şehri fethedecek olan komutan ne iyi komutandır.""Bu fethi yapacak olan, o şehri fethedecek olan komutan ne iyi komutandır." Ve-le-ni'me'l-ceyşü zâlike'l-ceyşü. Ve-le-ni'me'l-ceyşü zâlike'l-ceyşü. "Onu fetheden ordu ne mübarek ordudur, ne iyi ordudur." buyurdu. "Onu fetheden ordu ne mübarek ordudur, ne iyi ordudur." buyurdu.

Peygamber Efendimiz nasıl buyurdu bunu? Allah bildirdi de öyle buyurdu. Peygamber Efendimiz nasıl buyurdu bunu?

Allah bildirdi de öyle buyurdu.
Allahu Teâlâ hazretleri ona teselli verdi. Allahu Teâlâ hazretleri ona teselli verdi.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hendek kazmaya sahabesiyle beraber girişti. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hendek kazmaya sahabesiyle beraber girişti. Bir taş çıktı, kimse kıramadı.Bir taş çıktı, kimse kıramadı. Peygamber Efendimiz kazmayı eline aldı,Peygamber Efendimiz kazmayı eline aldı, Peygamberlik gücüyle o mâneviyat gücüyle taşa bir indirince taş parça parça oldu. Peygamberlik gücüyle o mâneviyat gücüyle taşa bir indirince taş parça parça oldu. Bir kıvılcım çıktı böyle, ortalığı şey yaptı.Bir kıvılcım çıktı böyle, ortalığı şey yaptı. O zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme Kisra'nın,O zaman Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme Kisra'nın, Kayser'in saraylarının müslümanların eline geçeceğini Allah müjdeledi. Kayser'in saraylarının müslümanların eline geçeceğini Allah müjdeledi.

Ey Rasûlüm! Mahsun olma, üzülme, bu Kureyş'in ordu gönderdiğine aldırma, tasalanma. Ey Rasûlüm! Mahsun olma, üzülme, bu Kureyş'in ordu gönderdiğine aldırma, tasalanma. Bu Kureyş ise sen bunu yeneceksin. Bu Kureyş ise sen bunu yeneceksin. Arabistan'da İslâm hakim olacak da Sasani İmparatorluğunu bile parçalayacaksın, Arabistan'da İslâm hakim olacak da Sasani İmparatorluğunu bile parçalayacaksın, senin müslüman ümmetin Bizans İmparatorluğunu bile yıkacak diye senin müslüman ümmetin Bizans İmparatorluğunu bile yıkacak diye müjdeyi o zaman aldı Peygamber Efendimiz.müjdeyi o zaman aldı Peygamber Efendimiz. Müjde o zaman, tam sıkışık olduğu zaman geldi.Müjde o zaman, tam sıkışık olduğu zaman geldi. Aç, yiyecekleri yok, savunmak zorundalar, hendek kazıyorlar. Aç, yiyecekleri yok, savunmak zorundalar, hendek kazıyorlar. Orada çok mucizeler var, yani böyle buralarda kısa zaman içinde size neyi anlatayım. Orada çok mucizeler var, yani böyle buralarda kısa zaman içinde size neyi anlatayım.

Sahabeden birisi acıyor, eve geliyor diyor ki;Sahabeden birisi acıyor, eve geliyor diyor ki; "Hanım ya, Peygamber Efendimiz aç, sıcakta bir şey yemediler, açlıktan kıvranıyorlar. "Hanım ya, Peygamber Efendimiz aç, sıcakta bir şey yemediler, açlıktan kıvranıyorlar. Bir taraftan düşman geçemesin diye hendek kazıyorlar. Bir taraftan düşman geçemesin diye hendek kazıyorlar. Biraz bir yemek hazırlayalım da Resûlullah'ı bari çağıralım aç kalmasın." Biraz bir yemek hazırlayalım da Resûlullah'ı bari çağıralım aç kalmasın."

Olur. Bir oğlak kestiler. Bir oğlak kestiler hazırlık yaptılar. Olur.

Bir oğlak kestiler. Bir oğlak kestiler hazırlık yaptılar.
Adam, radıyallahu anh, sahâbi geldi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e; Adam, radıyallahu anh, sahâbi geldi Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e;

"Yâ Resûlallah! Bizim evde küçük bir hazırlık yaptık, 10 kişiye kadar yeter."Yâ Resûlallah! Bizim evde küçük bir hazırlık yaptık, 10 kişiye kadar yeter. Buyurun, yemeği bizde yiyelim." dedi. Peygamber Efendimiz'de bütün ashâba dedi ki; Buyurun, yemeği bizde yiyelim." dedi.

Peygamber Efendimiz'de bütün ashâba dedi ki;

"Kardeşiniz yemek hazırlamış, buyurun yemeğe gidelim." "Kardeşiniz yemek hazırlamış, buyurun yemeğe gidelim."

Adam şaşırdı, dosdoğru eve hızla koştu; "Gördün mü başımıza geleni!" dedi hanımına. Adam şaşırdı, dosdoğru eve hızla koştu; "Gördün mü başımıza geleni!" dedi hanımına.

"Gördün mü başımıza geleni? "Ne oldu?" dedi. "Gördün mü başımıza geleni?

"Ne oldu?" dedi.

"Peygamber Efendimiz bütün ashâbı çağırdı. Ben 10 kişi dedim bütün ashâbı yemeğe çağırdı. "Peygamber Efendimiz bütün ashâbı çağırdı. Ben 10 kişi dedim bütün ashâbı yemeğe çağırdı. Gördün mü şimdi başımıza gelenleri ne yapacağız şimdi?" dedi. Gördün mü şimdi başımıza gelenleri ne yapacağız şimdi?" dedi.

Kıtlık, yani kolay değil. Hani yüzlerce insanı doyurmak bugün bile bir meseledir, Kıtlık, yani kolay değil. Hani yüzlerce insanı doyurmak bugün bile bir meseledir, kaç gün hazırlanmak gerekir. kaç gün hazırlanmak gerekir. Kadın akıllı, bir soru sordu, dedi ki; Kadın akıllı, bir soru sordu, dedi ki;

"Efendi, yemeğin kaç kişilik olduğunu Resûlullah'a söyledin mi sen?" "Efendi, yemeğin kaç kişilik olduğunu Resûlullah'a söyledin mi sen?"

"Söyledim." dedi. Ne dedin? "Söyledim." dedi.

Ne dedin?

"On kişilik kadar bir yemek hazırladık yâ Resûlallah, buyur dedim." "On kişilik kadar bir yemek hazırladık yâ Resûlallah, buyur dedim."

Tasalanma dedi, telaşlanma dedi. Kadın akıllı. Görüyosunuz, maşallah! Tasalanma dedi, telaşlanma dedi. Kadın akıllı. Görüyosunuz, maşallah!

Peygamber Efendimiz geldi. Biliyor her şeyi, Peygamber, sallallahu aleyhi ve sellem. Peygamber Efendimiz geldi. Biliyor her şeyi, Peygamber, sallallahu aleyhi ve sellem.

Allah şefaatine erdirsin. Dedi ki; "Tencerenin kapağını açmayın.Allah şefaatine erdirsin.

Dedi ki;

"Tencerenin kapağını açmayın.
Tandırın kapağı kapalı dursun, yani etin olduğu yer. Tandırın kapağı kapalı dursun, yani etin olduğu yer. Onun kapağını açmayın. Dışarıdan onar onar gelenleri çağırın." dedi. Onun kapağını açmayın. Dışarıdan onar onar gelenleri çağırın." dedi.

Kendisi tevziatın başına geçti. Gelenlere onar onar, kendisi ekmeği aldı,Kendisi tevziatın başına geçti. Gelenlere onar onar, kendisi ekmeği aldı, ekmeğin üstüne tencereden katığı koydu, onar onar ikram etti, yediler çıktılar, ekmeğin üstüne tencereden katığı koydu, onar onar ikram etti, yediler çıktılar, yediler çıktılar, yediler çıktılar..yediler çıktılar, yediler çıktılar.. 300 küsur insan. Peygamber, Allah'ın Resûlü, Allah'ın sevgili kulu, yani bu işler böyle. 300 küsur insan. Peygamber, Allah'ın Resûlü, Allah'ın sevgili kulu, yani bu işler böyle.

Şimdi bu bana bizim hocamız Mehmed Zahid Kotku'nun bir menkıbesini hatırlattı.Şimdi bu bana bizim hocamız Mehmed Zahid Kotku'nun bir menkıbesini hatırlattı. Salona misafirler gümbürrr girmişler. Caminin salonu vardı. Salona misafirler gümbürrr girmişler. Caminin salonu vardı. Kalabalık yani bunun üçte biri kadar, şu kadar, kocaman salon.Kalabalık yani bunun üçte biri kadar, şu kadar, kocaman salon. Kalabalık girmiş içeriye. Bizim ihvândan birisine de, şöyle bir şekerlik var, şöyle şu kadar.Kalabalık girmiş içeriye. Bizim ihvândan birisine de, şöyle bir şekerlik var, şöyle şu kadar. Boyu şu kadar şekerlik var, hocamız vermiş. Al demiş, ihvâna ikram et.Boyu şu kadar şekerlik var, hocamız vermiş. Al demiş, ihvâna ikram et. Geldi ya misafirler, misafir şekeri ikram ediyor. Geldi ya misafirler, misafir şekeri ikram ediyor.

Şimdi diyor, ben bir şekerliğe baktım bir kalabalığa baktım bir hocamızın yüzüne baktım diyor, Şimdi diyor, ben bir şekerliğe baktım bir kalabalığa baktım bir hocamızın yüzüne baktım diyor, yani [içimden]; "Bu kadar şeker hangisine yetecek bunların?" dedim diyor. yani [içimden]; "Bu kadar şeker hangisine yetecek bunların?" dedim diyor.

Kendisi anlatıyor bana. Neyse demiş, bittiği yere kadar dağıtırım ondan sonrakine, Kendisi anlatıyor bana. Neyse demiş, bittiği yere kadar dağıtırım ondan sonrakine, "Ne yapalım bitti." deriz. "Ne yapalım bitti." deriz.

Almış dağıtmaya başlamış ama [şekerin azlığını] unutmuş, herkese vermiş, Almış dağıtmaya başlamış ama [şekerin azlığını] unutmuş, herkese vermiş, vereceği şahısların hepsi şekeri aldığı bittiği zaman, o zaman aklı başına gelmiş,vereceği şahısların hepsi şekeri aldığı bittiği zaman, o zaman aklı başına gelmiş, aaa hâlâ şeker duruyor içerde. aaa hâlâ şeker duruyor içerde. Küçük şekerlikte hâlâ şeker duruyor, o zaman aklı başına gelmiş.Küçük şekerlikte hâlâ şeker duruyor, o zaman aklı başına gelmiş. Bu kadar insan da şeker aldı. Bu küçük şekerlikten herkes şeker de aldı, Bu kadar insan da şeker aldı. Bu küçük şekerlikten herkes şeker de aldı, hâlâ da içerde şeker duruyor.hâlâ da içerde şeker duruyor. Bir şekere bakmış şeker duruyor, bir hocamızın yüzüne bakmış, hocamız kaşlarını çatmış;Bir şekere bakmış şeker duruyor, bir hocamızın yüzüne bakmış, hocamız kaşlarını çatmış; "Sus, sırrımı fâş ettirme!" [der gibi] böyle kaşlarını çatmış. "Sus, sırrımı fâş ettirme!" [der gibi] böyle kaşlarını çatmış. Almış getirmiş geri koymuş. "İstanbul fetholunacaktır." dediği için herkes;Almış getirmiş geri koymuş.

"İstanbul fetholunacaktır." dediği için herkes;
"Ne iyi ordudur o ordu, ne iyi komutandır o komutan." diye "Ne iyi ordudur o ordu, ne iyi komutandır o komutan." diye o methe mazhar olmak için oralara gittiler çarpıştılar da yine Fatih Sultan Mehmed'e nasip oldu. o methe mazhar olmak için oralara gittiler çarpıştılar da yine Fatih Sultan Mehmed'e nasip oldu.

O aşk ile çalışıyor yani iman ile çalışıyor. Görüyor musun imanı. O aşk ile çalışıyor yani iman ile çalışıyor. Görüyor musun imanı. Polikadan uzak çalışıldığında [nasıl oluyor] bu da onun bir misâli. Mü'min insan. Polikadan uzak çalışıldığında [nasıl oluyor] bu da onun bir misâli. Mü'min insan.

Mü'min insan, görüyor musun [çalışmasını]? Kale yaptırtıyor. Mü'min insan, görüyor musun [çalışmasını]?

Kale yaptırtıyor.
Kale yaptırtıyor, top döktürtüyor, icat yaptırtıyor, dil öğrettiriyor, o aşk ile o şevk ile çalışıyor. Kale yaptırtıyor, top döktürtüyor, icat yaptırtıyor, dil öğrettiriyor, o aşk ile o şevk ile çalışıyor.

Muhterem kardeşlerim! Onun için meslekte ilerlemek bizim dinî inancımızın bir parçasıdır.Muhterem kardeşlerim!

Onun için meslekte ilerlemek bizim dinî inancımızın bir parçasıdır.
Hepiniz pırlanta gibi tek parmakla gösterilen mütehassıs olacaksınız. Hepiniz pırlanta gibi tek parmakla gösterilen mütehassıs olacaksınız. Sahanızda, kendi çalıştığınız sahada bir tane olacaksınız.Sahanızda, kendi çalıştığınız sahada bir tane olacaksınız. Bu bizim dinimizin gereğidir, oyuncak değildir. Bu bizim dinimizin gereğidir, oyuncak değildir.

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Allahu Teâlâ hazretleri kim bir işi yaparsa, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; "Allahu Teâlâ hazretleri kim bir işi yaparsa, yaptığı işi güzel yapmasını sever." yaptığı işi güzel yapmasını sever."

Güzel yapacak, en güzel yapacak. Hatta diyor ki; Güzel yapacak, en güzel yapacak. Hatta diyor ki; "Kurban keserken bile işin güzel yapılmasına dikkat edin. Bıçağınız kör olmasın." "Kurban keserken bile işin güzel yapılmasına dikkat edin. Bıçağınız kör olmasın."

Onun için Kurban Bayramı gelmeden önce bileyiciler sokaklarda dolaşır, bıçaklar bilenir, Onun için Kurban Bayramı gelmeden önce bileyiciler sokaklarda dolaşır, bıçaklar bilenir, her şey jilet gibi hazırlanır. her şey jilet gibi hazırlanır. Yani işi güzel yapmak, yaptığı işi güzel yapmak önemli muhterem kardeşlerim. Yani işi güzel yapmak, yaptığı işi güzel yapmak önemli muhterem kardeşlerim. Buna çok dikkat edeceksiniz. Sonra? Sağlığa çok dikkat edeceksiniz.Buna çok dikkat edeceksiniz.

Sonra?

Sağlığa çok dikkat edeceksiniz.
Çünkü Peygamber Efendimiz; "Bu beden sana Allah'ın emanetidir." diyor.Çünkü Peygamber Efendimiz; "Bu beden sana Allah'ın emanetidir." diyor. Bu beden senin değil; bu vücut, bu el, bu ayak, bu mide, bu ciğer, neyse... Bu beden senin değil; bu vücut, bu el, bu ayak, bu mide, bu ciğer, neyse...

Bunlar kimin? Allah'ın. Sen nesin, niceliksin? Bunlar kimin?

Allah'ın.

Sen nesin, niceliksin?

Sen bunların başında bekçisin ve emanetçisin. Bu vücuda güzel bakmak senin vazifen. Sen bunların başında bekçisin ve emanetçisin. Bu vücuda güzel bakmak senin vazifen. Bu arabayı formunda tutmak; aküsüne b, lastiğine, yağına bakmak,Bu arabayı formunda tutmak; aküsüne b, lastiğine, yağına bakmak, şeyine bakmak nasıl senin vazifense bu vücuda güzel bakmakta senin vazifen. şeyine bakmak nasıl senin vazifense bu vücuda güzel bakmakta senin vazifen.

Onun için sen bu vücudu tahrip edemezsin. İntihar etme hakkın yok. Onun için sen bu vücudu tahrip edemezsin. İntihar etme hakkın yok. Müslümanlıkta intihar etmek yok, edemez çünkü emanettir, emaneti kollamakla vazifelidir.Müslümanlıkta intihar etmek yok, edemez çünkü emanettir, emaneti kollamakla vazifelidir. Onun için halkımız dünyanın en zavallı, perişan, mahrumiyet içinde insanları olduğu halde; Onun için halkımız dünyanın en zavallı, perişan, mahrumiyet içinde insanları olduğu halde; köylerinde su yoktur, sırtında taşır getirir.köylerinde su yoktur, sırtında taşır getirir. Yiyecek yoktur, içecek yoktur, katık yoktur, et yoktur, ayda bir et görür. Yiyecek yoktur, içecek yoktur, katık yoktur, et yoktur, ayda bir et görür.

Öyle değil mi köyünüz? Mahrumiyet. Öyle değil mi köyünüz?

Mahrumiyet.
Ama intihar olaylarının istatistiklere göre en az olduğu ülke Türkiye.Ama intihar olaylarının istatistiklere göre en az olduğu ülke Türkiye. Buna mukabil İsveç, sosyal adaletin devlet gücüyle tahakkuk ettirildiği ülke. Buna mukabil İsveç, sosyal adaletin devlet gücüyle tahakkuk ettirildiği ülke. Herkesin maaşı var, çalışmasa bile maaş alıyor. Herkesin sağlık işleri halledilmiş,Herkesin maaşı var, çalışmasa bile maaş alıyor. Herkesin sağlık işleri halledilmiş, hastanesi ilacı her şeyi bedava.hastanesi ilacı her şeyi bedava. Okutulması vesaire devlete ait, yediği önünde yemediği ardında, her şeyi hazır.Okutulması vesaire devlete ait, yediği önünde yemediği ardında, her şeyi hazır. Dünyada en çok intihar olan ülkelerden birisi İsveç'miş. Dünyada en çok intihar olan ülkelerden birisi İsveç'miş. Cinsel bakımdan çok serbestlik var, en çok cinsel suçların işlendiği ülke İsveç'miş. Cinsel bakımdan çok serbestlik var, en çok cinsel suçların işlendiği ülke İsveç'miş.

E niye suç işliyorsun her şey serbest? E niye suç işliyorsun her şey serbest?

Olmuyor işte, yani İslâm'ın insanlara kazandırdığı güzellikler. Olmuyor işte, yani İslâm'ın insanlara kazandırdığı güzellikler.

Bu vücut bir emanettir, bunun korunması senin vazifendir. Buna da gayret sarf edeceksiniz. Bu vücut bir emanettir, bunun korunması senin vazifendir. Buna da gayret sarf edeceksiniz. Onun için bizim bir Hakyol, İlksav Vakfımız var bir de Sağlık Vakfımız var. Onun için bizim bir Hakyol, İlksav Vakfımız var bir de Sağlık Vakfımız var. Biz kadınlarımızı, erkeklerimizi kendi doktorlarımıza şey yapıyoruz,Biz kadınlarımızı, erkeklerimizi kendi doktorlarımıza şey yapıyoruz, başkasının insafına terk etmiyoruz. başkasının insafına terk etmiyoruz.

Bir doktora birisi gitmiş de, bizim tanıdıklardan birisi anlatıyor, Bir doktora birisi gitmiş de, bizim tanıdıklardan birisi anlatıyor, gitmiş gitmiş gitmiş senelerce, ne paralar yedirmiş ama bir şey yok.gitmiş gitmiş gitmiş senelerce, ne paralar yedirmiş ama bir şey yok. Sonra demiş ki; "Ya ben senin bu hastalığının bir de şöyle tarafı olduğunu tahmin ediyorum. Sonra demiş ki;

"Ya ben senin bu hastalığının bir de şöyle tarafı olduğunu tahmin ediyorum.
Seni bir tanıdığım profesör dostum var ona göndereyim." demiş. Seni bir tanıdığım profesör dostum var ona göndereyim." demiş.

Bir kağıt yazmış kapatmış zarfı, vermiş eline o doktora göndermiş. Bir kağıt yazmış kapatmış zarfı, vermiş eline o doktora göndermiş. Şeytan dürtmüş, "Aç şu zarfı oku içinde ne yazıyor?" diye. Şeytan dürtmüş, "Aç şu zarfı oku içinde ne yazıyor?" diye. Kapalı ya zarf, açmış ki; "Sayın hocam." diyor, gönderdiği profesöre, "Sayın hocam." diyor, Kapalı ya zarf, açmış ki; "Sayın hocam." diyor, gönderdiği profesöre, "Sayın hocam." diyor, "Ben bu adamı şimdiye kadar yoldum yolabildiğim kadar, bundan sonra size gönderiyorum."Ben bu adamı şimdiye kadar yoldum yolabildiğim kadar, bundan sonra size gönderiyorum. Biraz da siz yolun bu kazı." demiş. Biraz da siz yolun bu kazı." demiş.

Böyle tıp anlayışı mı olur böyle tedavi mi olur? Böyle tıp anlayışı mı olur böyle tedavi mi olur?

Başörtülü kadın yıllarca önce, doğum yapmak için Süleymaniye Doğum Hastanesine gidiyor. Başörtülü kadın yıllarca önce, doğum yapmak için Süleymaniye Doğum Hastanesine gidiyor. Başhekim geliyor, bir azar bir bağırma çağırma, başından başörtüsünü alıyor. Başhekim geliyor, bir azar bir bağırma çağırma, başından başörtüsünü alıyor.

Ya kadının derdi var, çocuk doğacak, sancı içinde kıvranıyor, başka işin kalmadı mı? Ya kadının derdi var, çocuk doğacak, sancı içinde kıvranıyor, başka işin kalmadı mı?

Başhekim olarak senin başka işin yok mu? Başından başörtüsünü alıyor. Başhekim olarak senin başka işin yok mu?

Başından başörtüsünü alıyor.

Onun için kendi hastamızı mü'min, müslüman, mütedeyyin, dürüst insanlara, Onun için kendi hastamızı mü'min, müslüman, mütedeyyin, dürüst insanlara, doktorlara teslim edeceğiz. doktorlara teslim edeceğiz. Bu mühim bir çalışma. Bu mühim bir çalışma.

Yeşilköy'de, Yenibosna'da böyle havaalanına yakın bir yerde Kadın Doğum Hastanesi yaptık. Yeşilköy'de, Yenibosna'da böyle havaalanına yakın bir yerde Kadın Doğum Hastanesi yaptık. Orayı yaptıran kardeşlerimizden, yaptırımında arsayı veren kardeşimiz hastalanmış.Orayı yaptıran kardeşlerimizden, yaptırımında arsayı veren kardeşimiz hastalanmış. Buranın, Türkiye'nin doktorları demişler ki; Buranın, Türkiye'nin doktorları demişler ki;

"Sen kansersin, üç ay içinde öleceksin." "Sen kansersin, üç ay içinde öleceksin."

O da tutuşmuş paçaları, dosdoğru Londra'ya gitmiş, muayene olmuş; O da tutuşmuş paçaları, dosdoğru Londra'ya gitmiş, muayene olmuş;

Nedir hastalığım? Mühim değil demiş doktor, şu ilaçları al geçer. Nedir hastalığım?

Mühim değil demiş doktor, şu ilaçları al geçer.

Yok doktor, demiş, saklama benden. Yok doktor, demiş, saklama benden.

Rahmetli, bir oğlu vardı İngilizcesi filan iyiydi, o götürmüş. Rahmetli, bir oğlu vardı İngilizcesi filan iyiydi, o götürmüş.

Saklama benden yani kötü bir hastalıksa ben bileyim? Saklama benden yani kötü bir hastalıksa ben bileyim?

Yok ya demiş, ne kötü hastalığı. Bu olağan, şu hastalıktır şu ilaçla geçer. Yok ya demiş, ne kötü hastalığı. Bu olağan, şu hastalıktır şu ilaçla geçer.

Doktor, ben Türkiye'de muayene oldum; Doktor, ben Türkiye'de muayene oldum; "Sen kanser olmuşsun, üç aylık bir ömrün kaldı." dediler bana filan. "Sen kanser olmuşsun, üç aylık bir ömrün kaldı." dediler bana filan.

Yok ya, demiş. Yani sen kansersen ben de meslekten istifa ederim şöyledir böyledir,Yok ya, demiş. Yani sen kansersen ben de meslekten istifa ederim şöyledir böyledir, garanti vermiş. garanti vermiş.

E adam hâlâ yaşıyor. Yani [sağlık] önemli, sağlık hizmetlerine biz onun için önem veriyoruz. E adam hâlâ yaşıyor.

Yani [sağlık] önemli, sağlık hizmetlerine biz onun için önem veriyoruz.

Tabii neden [önem veriyoruz]? Sağlam beden olacak, huzurlu ruh olacak, sıhhatli olacak.Tabii neden [önem veriyoruz]?

Sağlam beden olacak, huzurlu ruh olacak, sıhhatli olacak.
Vücudumuz her bakımdan sağlam olacak.Vücudumuz her bakımdan sağlam olacak. Hasta oldu mu insan namaza kalkamıyor, tesbihini çekemiyor, ibadetini sağlam yapamıyor.Hasta oldu mu insan namaza kalkamıyor, tesbihini çekemiyor, ibadetini sağlam yapamıyor. Sağlam olacak tabii. Sonra? Hangi bilgileri alacağımızı sıralıyoruz da,Sağlam olacak tabii.

Sonra?

Hangi bilgileri alacağımızı sıralıyoruz da,
bitireceğiz az kaldı veya kısa keselim. bitireceğiz az kaldı veya kısa keselim. Kendimizi savunma, korunma ve düşmanımızı yenmek için gerekli bilgi âlet Kendimizi savunma, korunma ve düşmanımızı yenmek için gerekli bilgi âlet ve teşkilatları da kurmamız gerekiyor.ve teşkilatları da kurmamız gerekiyor. Yani bu da yapmamız gereken çalışmaların bir parçası. Neden? Yani bu da yapmamız gereken çalışmaların bir parçası.

Neden?

Kur'an emrettiği için. Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki; Kur'an emrettiği için.

Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri buyuruyor ki;

Ve e'ıddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin.Ve e'ıddû lehüm mesteta'tüm min kuvvetin. "Kuvvet, güç, teşkilat, âlet, cihaz, silah vesaire bakımından düşmanı yenmek için "Kuvvet, güç, teşkilat, âlet, cihaz, silah vesaire bakımından düşmanı yenmek için neler yapılacaksa yapabildiğiniz şeyleri yapın." neler yapılacaksa yapabildiğiniz şeyleri yapın."

Neden? Bunları yapmazsan düşman saldırıyor.Neden?

Bunları yapmazsan düşman saldırıyor.
Zayıf görüyor saldırıyor, facialar oluyor, mallar mülkler gidiyor,Zayıf görüyor saldırıyor, facialar oluyor, mallar mülkler gidiyor, ırzlar namuslar pâyimâl oluyor, çoluk çocuk perişan oluyor, yağmalanıyor vesaire. ırzlar namuslar pâyimâl oluyor, çoluk çocuk perişan oluyor, yağmalanıyor vesaire.

Onun için bu gibi çalışmaları da sıhhatliyken, afiyetliyken, elde imkân varken Onun için bu gibi çalışmaları da sıhhatliyken, afiyetliyken, elde imkân varken biz yapmaya önem veriyoruz ve bunu hayatımızın, çalışmalarımızın bir parçası olarak görüyoruz.biz yapmaya önem veriyoruz ve bunu hayatımızın, çalışmalarımızın bir parçası olarak görüyoruz. Onun için bizim mesela yayınlarımız arasında sivil savunma kitabı vardır, neşretmişizdir.Onun için bizim mesela yayınlarımız arasında sivil savunma kitabı vardır, neşretmişizdir. Böyle iki parmak kalınlığında Doktor Metin kardeşimiz hazırlamıştır.Böyle iki parmak kalınlığında Doktor Metin kardeşimiz hazırlamıştır. Yakın mücadele çalışmaları, silah vesaire konusunda çalışmalarımız vardır. Yakın mücadele çalışmaları, silah vesaire konusunda çalışmalarımız vardır. Teşkilat olarak, Sav Market, Silah ve av malzemeleri marketi diye ilk defa biz kurduk. Teşkilat olarak, Sav Market, Silah ve av malzemeleri marketi diye ilk defa biz kurduk.

Neden? Hiç olmazsa evinde bir av tüfeği olsun. Müslümanın elinde bir av tüfeği olsun. Neden?

Hiç olmazsa evinde bir av tüfeği olsun. Müslümanın elinde bir av tüfeği olsun.

Tuttuk Isparta'nın Kovada Gölü kenarında çadırlı kamp yaptık. Tuttuk Isparta'nın Kovada Gölü kenarında çadırlı kamp yaptık. Beş yıldızlı otellerden ihvânımızı götürdük dağın başında çadırlı kampa. Beş yıldızlı otellerden ihvânımızı götürdük dağın başında çadırlı kampa.

Niye? Alışsın biraz. Hayatın çeşitli hallerine alışsın. Hanya'yı da bilsin Konya'yı da bilsin. Niye?

Alışsın biraz. Hayatın çeşitli hallerine alışsın. Hanya'yı da bilsin Konya'yı da bilsin.

Yani iki tarafı da bilsin öğrensin, bakalım çadırda ne yapacak? Yani iki tarafı da bilsin öğrensin, bakalım çadırda ne yapacak? Bakalım dağ başında ne yapacak? Oraya izci başı kimseleri getirttik. Bakalım dağ başında ne yapacak?

Oraya izci başı kimseleri getirttik.
İzci başı kimselerle bizim şeylere ders verdik. Ben de oturdum dinledim. İzci başı kimselerle bizim şeylere ders verdik. Ben de oturdum dinledim.

İpi ağaca astık, ip tırmanma tecrübesi yaptık, nasıl tırmanacak nasıl inecek? İpi ağaca astık, ip tırmanma tecrübesi yaptık, nasıl tırmanacak nasıl inecek?

Çeşitli bilgileri [öğrendik;] elinde kibrit yokken nasıl ateş yakacak, Çeşitli bilgileri [öğrendik;] elinde kibrit yokken nasıl ateş yakacak, yanında gıda yokken karnını nasıl doyuracak, bilmem ne bunların hepsi lazım. yanında gıda yokken karnını nasıl doyuracak, bilmem ne bunların hepsi lazım.

Bunlar öğretiyorlar, bak burada yüzme bir mecburi ders, ikmale kalıyor sınıfta kalıyor.Bunlar öğretiyorlar, bak burada yüzme bir mecburi ders, ikmale kalıyor sınıfta kalıyor. Şeylerin böyle problemleri vardı biliyorum. Şeylerin böyle problemleri vardı biliyorum. Onun için bunları da öğreneceğiz, öğrenmemiz gereken bilgiler. Onun için bunları da öğreneceğiz, öğrenmemiz gereken bilgiler.

Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince bunlarda da sevap var.Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince bunlarda da sevap var. Bunlar sevapsız değil, bunlarda da sevap var. Sonra? Bunlar sevapsız değil, bunlarda da sevap var.

Sonra?

Kısa kesmek için sonuncu olarak söylüyorum; güzel hünerlere ve sanatlara da sahip olacağız.Kısa kesmek için sonuncu olarak söylüyorum; güzel hünerlere ve sanatlara da sahip olacağız. Güzellik tarafımız da olacak, yani güzelliği sevmek, güzelliği üretmek,Güzellik tarafımız da olacak, yani güzelliği sevmek, güzelliği üretmek, güzelliğe sahip olmak tarafımız da olacak.güzelliğe sahip olmak tarafımız da olacak. Estetik diyoruz buna. Bizim çalışmalarımızın bir teknik boyutu var, bir dinî boyutu var,Estetik diyoruz buna. Bizim çalışmalarımızın bir teknik boyutu var, bir dinî boyutu var, bir de estetik boyutu var. bir de estetik boyutu var. Yani çalışmalarımızda estetik de olacak, güzel olacak. Niye biz eğitimi burada yapıyoruz? Yani çalışmalarımızda estetik de olacak, güzel olacak.

Niye biz eğitimi burada yapıyoruz?

Estetik boyutumuz dolayısıyla, estetik prensibi dolayısıyla. Estetik boyutumuz dolayısıyla, estetik prensibi dolayısıyla. Eğitimi güzel bir yerde yapacağız, herkes rahat edecek, Eğitimi güzel bir yerde yapacağız, herkes rahat edecek, rahat bir koltukta oturacak terlemeyecek. rahat bir koltukta oturacak terlemeyecek.

Şimdi bizim İskenderpaşa'da bizim vaazlar olduğu zamanŞimdi bizim İskenderpaşa'da bizim vaazlar olduğu zaman ben de ter döküyorum dinleyenler de ter döküyor. ben de ter döküyorum dinleyenler de ter döküyor. İskenderpaşa'yı sekiz misli büyüttüğümüz halde yetmiyor. İskenderpaşa'yı sekiz misli büyüttüğümüz halde yetmiyor. Şimdi Çamlıca'da yeni tesis kuracağız, başka yerde tesisler kuracağız rahatlığı sağlayacağız. Şimdi Çamlıca'da yeni tesis kuracağız, başka yerde tesisler kuracağız rahatlığı sağlayacağız. Ama burada rahat oturuyorsunuz, yani ayağınız, oturduğunuz yer acımıyor, sırtınız acımıyor, Ama burada rahat oturuyorsunuz, yani ayağınız, oturduğunuz yer acımıyor, sırtınız acımıyor, rahat dinliyorsunuz filan.rahat dinliyorsunuz filan. Bunları sağlayacağız. Estetik tarafı var işin, güzel.Bunları sağlayacağız.

Estetik tarafı var işin, güzel.
Burada oturunca insan oh elhamdülillah; masanın başına oturuyorum,Burada oturunca insan oh elhamdülillah; masanın başına oturuyorum, bakıyorum karşımda çamlar, önümde dere, uçuşan kuşlar, çayır çimen.bakıyorum karşımda çamlar, önümde dere, uçuşan kuşlar, çayır çimen. İnsan şair olacağı, şiir yazacağı geliyor. Güzel, tamam yani böyle eğitime can kurban.İnsan şair olacağı, şiir yazacağı geliyor. Güzel, tamam yani böyle eğitime can kurban. Bu kaymaklı kadayıf gibi bir şey. Eski büyüklerimiz sıkışık medrese odalarında mum ışığını yakıp da Bu kaymaklı kadayıf gibi bir şey. Eski büyüklerimiz sıkışık medrese odalarında mum ışığını yakıp da ilim öğreneceğiz diye çalışmış. ilim öğreneceğiz diye çalışmış. Bizim şu halimize bak, bir elimiz yağda bir elimiz balda.Bizim şu halimize bak, bir elimiz yağda bir elimiz balda. Bir onu yala bir onu yala. Afiyet olsun. Hüsn-ü hat öğreneceğiz, güzel yazı. Bir onu yala bir onu yala. Afiyet olsun.

Hüsn-ü hat öğreneceğiz, güzel yazı.
Dün 40 hadisi yazmış arkadaşlarımız, Allah razı olsun.Dün 40 hadisi yazmış arkadaşlarımız, Allah razı olsun. Tabii mesela kardeşlerimizde hüsn-ü hat çalışması olsaydı böyle altın dökümü gibi döktürürlerdi, Tabii mesela kardeşlerimizde hüsn-ü hat çalışması olsaydı böyle altın dökümü gibi döktürürlerdi, güzel bir şey olurdu.güzel bir şey olurdu. Güzel yazı olacak, tezhib olacak, süsleme sanatları olacak, musikî olacak, musikî bilgisi olacak. Güzel yazı olacak, tezhib olacak, süsleme sanatları olacak, musikî olacak, musikî bilgisi olacak. İlahiler. Bir ilahî, bazen bir çocuğa aylarca yıllarca yapılan eğitimin vereceği bilgiyi veriyor. İlahiler. Bir ilahî, bazen bir çocuğa aylarca yıllarca yapılan eğitimin vereceği bilgiyi veriyor. Bir tane ilahî yetiyor. Çok güzel ilahiler var. Bir tane ilahî yetiyor. Çok güzel ilahiler var. Yunus'un çok şeyleri var da bir ilahisi var mesela diyor ki. Yunus'un çok şeyleri var da bir ilahisi var mesela diyor ki.

Yunus sen bu dünyaya niye geldin? Hoppala bir soru soruyor. Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Hoppala bir soru soruyor.

Yunus niye geldi, ben niye geldim? Bu dünyaya niye geldik biz? Yunus niye geldi, ben niye geldim?

Bu dünyaya niye geldik biz?

Yunus sen bu dünyaya niye geldin? Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin. Yunus sen bu dünyaya niye geldin?

Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin.

Evliyaya uğramaz ise yolu. Göçtü kervan kaldın dağlar başında. Evliyaya uğramaz ise yolu.

Göçtü kervan kaldın dağlar başında.

Yani bunları yapmazsan dağ başında yaya kalmış gibi olursun. E bir bilgi. Yani bunları yapmazsan dağ başında yaya kalmış gibi olursun. E bir bilgi.

Ne diyor başka bir şiirinde? Mal sahibi mülk sahibi. Ne diyor başka bir şiirinde?

Mal sahibi mülk sahibi.

Hani bunun ilk sahibi? Bak lafa, söylediği söze bak. Mal sahibi mülk sahibi. Hani bunun ilk sahibi?

Bak lafa, söylediği söze bak.

Mal sahibi mülk sahibi.

Tamam insan biraz şişiyor, böbürleniyor. Hani bunun ilk sahibi? Tamam insan biraz şişiyor, böbürleniyor.

Hani bunun ilk sahibi?

Senden önceki ilk sahibi nerede? Kara toprağın altında. Senden önceki ilk sahibi nerede?

Kara toprağın altında.

Hani bu konağın eski sahibi, yaptıran? Mal sahibi mülk sahibi. Hani bu konağın eski sahibi, yaptıran?

Mal sahibi mülk sahibi.

Hani bunun ilk sahibi? Ondan sonrada söyleyeceğini söylüyor. Hani bunun ilk sahibi?

Ondan sonrada söyleyeceğini söylüyor.

Mal da yalan mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan. Mal da yalan mülk de yalan.

Var biraz da sen oyalan.

İnanmazsan git, haydi bakalım sen de oyalan, sen de başına belayı al, âhirette hesabını ver. İnanmazsan git, haydi bakalım sen de oyalan, sen de başına belayı al, âhirette hesabını ver.

Mal da yalan mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan. Mal da yalan mülk de yalan.

Var biraz da sen oyalan.

Ne peki doğru olan, yalan olmayan? Âhireti kazanmak işler, sevaplı işler, saydığımız işler. Ne peki doğru olan, yalan olmayan?

Âhireti kazanmak işler, sevaplı işler, saydığımız işler.

Bak bir çeşme yaptırıyor asırlardır sevap kazanıyor, bir kitap yazıyor asırlardır sevap kazanıyor. Bak bir çeşme yaptırıyor asırlardır sevap kazanıyor, bir kitap yazıyor asırlardır sevap kazanıyor. Yalan olmayan şeyleri, güzel olan şeyleri yapmak lazım. Onları anlatmaya çalışıyoruz. Yalan olmayan şeyleri, güzel olan şeyleri yapmak lazım. Onları anlatmaya çalışıyoruz.

İlahiler güzel. Tabii bir ezan okuyor. Adam, "Ya çok güzel okudun.İlahiler güzel. Tabii bir ezan okuyor. Adam, "Ya çok güzel okudun. Gireyim şurada bir abdest alayım namaz kılayım." diyor. Var böyleleri.Gireyim şurada bir abdest alayım namaz kılayım." diyor. Var böyleleri. Müezzin güzel ezan okudu diye minibüs kuyruğunda tam bineceği sırada kuyruktan ayrılıp Müezzin güzel ezan okudu diye minibüs kuyruğunda tam bineceği sırada kuyruktan ayrılıp abdest alıp namaz kılan var. abdest alıp namaz kılan var.

"Çok güzel okudu dayanmadım." diyor. "Çok güzel okudu dayanmadım." diyor.

Yani sesin güzelliği; Cuma selâsı var, ezan var, kâmet var, Kur'ân-ı Kerîm var, vesaire var. Yani sesin güzelliği; Cuma selâsı var, ezan var, kâmet var, Kur'ân-ı Kerîm var, vesaire var.

Sonra? Hitâbet sanatı. Güzel konuşmayı öğreneceğiz. Sonra?

Hitâbet sanatı. Güzel konuşmayı öğreneceğiz.
Kitâbet sanatı, güzel yazmayı öğreneceğiz, güzel yazacağız.Kitâbet sanatı, güzel yazmayı öğreneceğiz, güzel yazacağız. Rahmetli Muammer Dolmacı hocamıza şöyle bir mektup yazmıştı. Rahmetli Muammer Dolmacı hocamıza şöyle bir mektup yazmıştı. Şöyle, bir koca kağıdın şu kadarına yazmış, ortalamış güzel.Şöyle, bir koca kağıdın şu kadarına yazmış, ortalamış güzel. Hocamız çok beğendi bak oku diyor, mektup böyle yazılır diyor. Hocamız çok beğendi bak oku diyor, mektup böyle yazılır diyor. Tabii insanda bu kabiliyet olması lazım. Tabii insanda bu kabiliyet olması lazım.

Bizim Mehmet Efendi şekeri arttığı için hastaneye gitmiş. Girmiş yanında iki kişi yatıyor.Bizim Mehmet Efendi şekeri arttığı için hastaneye gitmiş. Girmiş yanında iki kişi yatıyor. Bakmış ihtiyar birisi Avustralyalı; "Be adam ya, demiş, bu yaşa gelmişsin,Bakmış ihtiyar birisi Avustralyalı; "Be adam ya, demiş, bu yaşa gelmişsin, hastaneye düşmüşsün. hastaneye düşmüşsün. Belki öleceksin. Müslüman ol da âhiretini kurtarsana. Ne oluyorsun böyle?" demiş. Belki öleceksin. Müslüman ol da âhiretini kurtarsana. Ne oluyorsun böyle?" demiş. Adamı bir korkutmuş, adam müslüman olmuş.Adamı bir korkutmuş, adam müslüman olmuş. Bizim Mehmet Efendi işte. Eh yani söz güzel söylendiği zamanBizim Mehmet Efendi işte.

Eh yani söz güzel söylendiği zaman
birisinin doğru yola gelmesine sebep oluyor.birisinin doğru yola gelmesine sebep oluyor. İrşad ve teblig vazifemiz olduğu için tatlı dilli, güzel konuşan insan olacağız. İrşad ve teblig vazifemiz olduğu için tatlı dilli, güzel konuşan insan olacağız. Edebiyata âşinâ olacağız, insanları sevk ve idare etme sanatını bileceğiz. Edebiyata âşinâ olacağız, insanları sevk ve idare etme sanatını bileceğiz. İnsanları, çoluk çocuğumuzu sevk edeceğiz idare edeceğiz, heveslendireceğiz. İnsanları, çoluk çocuğumuzu sevk edeceğiz idare edeceğiz, heveslendireceğiz.

Benim rahmetli annem derdi ki; "Bir kadın varmış oğluna 30 sene emretmemiş. Benim rahmetli annem derdi ki; "Bir kadın varmış oğluna 30 sene emretmemiş. 30 sene şunu şöyle yap evladım dememiş hiç." Neden? 30 sene şunu şöyle yap evladım dememiş hiç."

Neden?

Ya âsi olursa? Yapmam anne derse? Ya âsi olursa? Yapmam anne derse?

Anneye âsi olmanın günahı yazılır diye 30 sene hiç emretmemiş. Anneye âsi olmanın günahı yazılır diye 30 sene hiç emretmemiş.

Bizim hocalarımızdan gördüğümüzde öyleydi. Bizim hocalarımızdan gördüğümüzde öyleydi. Hocamız hiç emretmezdi, böyle güler mütebessüm dururdu. Mürşid-i kâmil.Hocamız hiç emretmezdi, böyle güler mütebessüm dururdu. Mürşid-i kâmil. Öl dese ölecek, yani mürit karşısındaki canını verecek gibi ağzının içine bakıyor. Öl dese ölecek, yani mürit karşısındaki canını verecek gibi ağzının içine bakıyor. İstesin, emret, emret diyor yani karşısındaki. Hiç emretmezdi.İstesin, emret, emret diyor yani karşısındaki. Hiç emretmezdi. Söylerse söylerse; "Şunu şöyle yapsanız nasıl olur acaba?" derdi. Söylerse söylerse; "Şunu şöyle yapsanız nasıl olur acaba?" derdi. Yani kaçma yeri bırakıyor. "Hayır." diyen insan günaha girmesin diye acaba diye sorduğu için;Yani kaçma yeri bırakıyor. "Hayır." diyen insan günaha girmesin diye acaba diye sorduğu için; "Yok hocam, öyle yapmayalım da böyle yapalım." derse günah olmasın diye yol bırakıyor. "Yok hocam, öyle yapmayalım da böyle yapalım." derse günah olmasın diye yol bırakıyor.

Aslında ne demek? Yapın, böyle yapın demek. Şunu şöyle yapsanız acaba nasıl olur? Aslında ne demek?

Yapın, böyle yapın demek.

Şunu şöyle yapsanız acaba nasıl olur?

O kadar. İşte bu insanları sevk ve idare etme sanatı, liderlik sanatı. O kadar.

İşte bu insanları sevk ve idare etme sanatı, liderlik sanatı.
Bunu da öğreneceğiz ve öğreteceğiz. Bunu da öğreneceğiz ve öğreteceğiz.

Allah bizi yolundan ayırmasın , hakkı hak olarak görmeyi nasip eylesin, ona uymayı nasip eylesin. Bâtılı bâtıl oalrak görüp ondan korkmayı nasip eylesin. Feraset versin, takvâ vrsin, ilim irfan versin. El-Fâtiha.Allah bizi yolundan ayırmasın , hakkı hak olarak görmeyi nasip eylesin, ona uymayı nasip eylesin. Bâtılı bâtıl oalrak görüp ondan korkmayı nasip eylesin. Feraset versin, takvâ vrsin, ilim irfan versin. El-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2