Namaz Vakitleri

21 Cemâziye'l-Evvel 1446
23 Kasım 2024
İmsak
06:23
Güneş
07:53
Öğle
12:55
İkindi
15:25
Akşam
17:48
Yatsı
19:12
Detaylı Arama

Enbiyâ Sûresi 97-112. Âyetleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Muharrem 1419 / 15.05.1998

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in daha iyi anlaşılması için yaptığı sohbetler Ak-Radyo’da başladı (29. 09. 1998).

Bu sohbetler bir saat kadar sürüyordu ve salı akşamları Ak-Radyodan yayınlanıyordu. 4 Şubat 2001 günü elim bir trafik kazası sonucu vefat edinceye kadar devam etti. Vefat etmeden önce yaptıkları son sohbette, Bakara Sûresi’nin 223. ayeti anlatılmıştır.

Hocamız bu sohbetlerinde İbn-i Kesir tefsirini takip ediyordu. Zaman zaman Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden ve İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri’nin tefsirinden nakiller yaptığı da oluyordu. Fâtiha’dan başlayıp, sırayla her sohbette birkaç ayet okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 30 Ocak 2001 günü yaptığı son tefsir sohbetinde, Bakara Sûresi’nin 224. ayetine kadar gelmişti.

Derslerde, önce o gün izah edilecek ayet-i kerimelerin metinleri okunuyor, kısaca meali veriliyor. Sonra ayetlerin sebeb-i nüzûlü hadis-i şeriflerle izah ediliyor. Ondan sonra, ilgili diğer ayetlerle ve hadis-i şeriflerle ayeti kerimelerin açıklaması yapılıyor. Ashaptan, tabiinden görüşler naklediliyor. Sohbetin sonunda da çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyor.

Allah'ın Hak Olan Vaadi, Kıyamet Yakınlaştı, Kıyametin Alametleri, İnsanın Kendisi Öldü mü Onun Kıyameti Kopmuş Demektir!, Cehennemlik | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Enbiyâ Sûresi 97-112. Âyetleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

19 Muharrem 1419 / 15.05.1998

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in daha iyi anlaşılması için yaptığı sohbetler Ak-Radyo’da başladı (29. 09. 1998).

Bu sohbetler bir saat kadar sürüyordu ve salı akşamları Ak-Radyodan yayınlanıyordu. 4 Şubat 2001 günü elim bir trafik kazası sonucu vefat edinceye kadar devam etti. Vefat etmeden önce yaptıkları son sohbette, Bakara Sûresi’nin 223. ayeti anlatılmıştır.

Hocamız bu sohbetlerinde İbn-i Kesir tefsirini takip ediyordu. Zaman zaman Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır tefsirinden ve İsmâil Hakkı Bursevî Hazretleri’nin tefsirinden nakiller yaptığı da oluyordu. Fâtiha’dan başlayıp, sırayla her sohbette birkaç ayet okuyup izah ederek sohbetlerini sürdürüyordu. 30 Ocak 2001 günü yaptığı son tefsir sohbetinde, Bakara Sûresi’nin 224. ayetine kadar gelmişti.

Derslerde, önce o gün izah edilecek ayet-i kerimelerin metinleri okunuyor, kısaca meali veriliyor. Sonra ayetlerin sebeb-i nüzûlü hadis-i şeriflerle izah ediliyor. Ondan sonra, ilgili diğer ayetlerle ve hadis-i şeriflerle ayeti kerimelerin açıklaması yapılıyor. Ashaptan, tabiinden görüşler naklediliyor. Sohbetin sonunda da çıkartılacak dersler anlatılıyor ve günümüzde neler yapmamız gerektiği hakkında tavsiyelerde bulunuluyor.

Allah'ın Hak Olan Vaadi, Kıyamet Yakınlaştı, Kıyametin Alametleri, İnsanın Kendisi Öldü mü Onun Kıyameti Kopmuş Demektir!, Cehennemlik | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Elhamdülillâhirabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hin.Elhamdülillâhirabbi'l-âlemîne hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh alâ külli hâlin ve fî külli hin. Kemâ yenbegî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih. Kemâ yenbegî li-celâli vechihî ve li-azîmi sultânih.

es-Salâtü ve's-selâmu alâ hayra halkıhî seyyidinâ Muhammedines-Salâtü ve's-selâmu alâ hayra halkıhî seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. Emmâ ba'd: ve âlihî ve sahbihî ve mentebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd:

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Rabbimiz; ömrümüzün sonuna emaneti Rabbimiz'e teslim edinceye kadarRabbimiz; ömrümüzün sonuna emaneti Rabbimiz'e teslim edinceye kadar hep rızasına uygun işler yapmayı, ibadetlerimizi yerli yerince ifâ etmeyi,hep rızasına uygun işler yapmayı, ibadetlerimizi yerli yerince ifâ etmeyi, rızasını kazanmayı nasip eylesin. Yolundan ayırmasın. Tembelliğe, gaflete düşürmesin. rızasını kazanmayı nasip eylesin. Yolundan ayırmasın. Tembelliğe, gaflete düşürmesin. Nefse şeytana uydurmasın. Rızasına muhalif işler yaptırmasın. Gazabına uğratmasın.Nefse şeytana uydurmasın. Rızasına muhalif işler yaptırmasın. Gazabına uğratmasın. Sevdiği, razı olduğu kul eylesin. Sevdiği, razı olduğu kul eylesin.

Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde Sûretü'l-Enbiyâ, Enbiya sûresinde [buyuruyor].Allahu Teâlâ hazretleri Kur'ân-ı Kerîm'inde Sûretü'l-Enbiyâ, Enbiya sûresinde [buyuruyor]. Aşağı yukarı 331. sayfa, Kur'ân-ı Kerîm'de numaralamadan dolayı bazen iki sayfa fark eder. Aşağı yukarı 331. sayfa, Kur'ân-ı Kerîm'de numaralamadan dolayı bazen iki sayfa fark eder.

Enbiyâ sûresinin 97. âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki; Enbiyâ sûresinin 97. âyet-i kerîmesinde buyuruyor ki;

Vakterabe'l-va'dü'l-hakku fe izâ hiye şâhisatün ebsârullezîne keferû yâ veylenâVakterabe'l-va'dü'l-hakku fe izâ hiye şâhisatün ebsârullezîne keferû yâ veylenâ kad kunnâ fî gafletin min hâzâ be'l-kunnâ zâlimîne. Sadakallâhü'l-azîm. Bunun mânası şu: kad kunnâ fî gafletin min hâzâ be'l-kunnâ zâlimîne.

Sadakallâhü'l-azîm.

Bunun mânası şu:

Vakterabe. "Yakınlaştı, vakit olarak yakınlaştı."Vakterabe. "Yakınlaştı, vakit olarak yakınlaştı." el-Va'dü'l-hakku. "Hak olan vaad, Allah'ın hak olan vaadi yakınlaştı." Allah'ın hak olan vaadi nedir? el-Va'dü'l-hakku. "Hak olan vaad, Allah'ın hak olan vaadi yakınlaştı."

Allah'ın hak olan vaadi nedir?

Bu fâni dünyanın sona ereceği, kıyametin kopacağı ve insanların kıyamet koptuktan sonraBu fâni dünyanın sona ereceği, kıyametin kopacağı ve insanların kıyamet koptuktan sonra kabirlerinden kalkıp mahşer yerinde toplanacağı gün!kabirlerinden kalkıp mahşer yerinde toplanacağı gün! İsrafil aleyhisselam'ın sura üfürdüğü zaman kâinatın hercümerç olacağı gün! İsrafil aleyhisselam'ın sura üfürdüğü zaman kâinatın hercümerç olacağı gün! Göklerin yarılıp yıldızların birbirleriyle tokuştuğu,Göklerin yarılıp yıldızların birbirleriyle tokuştuğu, ayın güneşin birbirine karıştığı, dağların hallaç pamuğu gibi atıldığı gün! ayın güneşin birbirine karıştığı, dağların hallaç pamuğu gibi atıldığı gün!

O yaklaştı, Allah'ın o vaadi yaklaştı! Aziz ve muhterem kardeşlerim! O yaklaştı, Allah'ın o vaadi yaklaştı!

Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ashâbı rıdvanullahi aleyhim ecmaînPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in ashâbı rıdvanullahi aleyhim ecmaîn kıyametin korkusu içinde yaşamışlardır. Kıyamet kopuverecek mi, diye korkmuşlardır. kıyametin korkusu içinde yaşamışlardır. Kıyamet kopuverecek mi, diye korkmuşlardır. Peygamber Efendimiz kıyametin kendi zamanına yakın olacağını buyurduğundan endişe etmişlerdir.Peygamber Efendimiz kıyametin kendi zamanına yakın olacağını buyurduğundan endişe etmişlerdir. Korkulu bir olayla karşılaştıkları zaman;Korkulu bir olayla karşılaştıkları zaman; "Acaba kıyamet kopuyor mu yoksa, kopmaya başladı mı?.." diye titremişlerdir. "Acaba kıyamet kopuyor mu yoksa, kopmaya başladı mı?.." diye titremişlerdir.

Bir keresinde güneş tutuldu, korktular! Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde bildiriyor ki; Bir keresinde güneş tutuldu, korktular!

Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîflerinde bildiriyor ki;

"Dünya üzerinde lâ ilâhe illallah diyen insanlar bulunduğu müddetçe kıyamet kopmayacak!" "Dünya üzerinde lâ ilâhe illallah diyen insanlar bulunduğu müddetçe kıyamet kopmayacak!"

İnsanlar imanlı yaşadıkça ibadet ettikçe zikreyledikçe bu müddet genişleyecek!İnsanlar imanlı yaşadıkça ibadet ettikçe zikreyledikçe bu müddet genişleyecek! Kâfirler azıtıp hâkim olunca yeryüzünde lâ ilâhe illallah, Allah Allah diyen insan bırakmayınca, Kâfirler azıtıp hâkim olunca yeryüzünde lâ ilâhe illallah, Allah Allah diyen insan bırakmayınca, kalmayınca o zaman kıyamet en şerli insanların başında kabak gibi patlayacak! kalmayınca o zaman kıyamet en şerli insanların başında kabak gibi patlayacak!

Ondan evvel bir duman çıkacağı, mü'min olanların o koyu dumanda öleceği bildiriliyor. Ondan evvel bir duman çıkacağı, mü'min olanların o koyu dumanda öleceği bildiriliyor.

Mü'minler kıyameti tatmayacaklar, o korkunç günü yaşamayacaklar.Mü'minler kıyameti tatmayacaklar, o korkunç günü yaşamayacaklar. Allah onların emanetini, ondan evvel alacak.Allah onların emanetini, ondan evvel alacak. Kıyamet şerli insanların başına patlayacak, onlara kopacak! Yakın! Kıyamet şerli insanların başına patlayacak, onlara kopacak!

Yakın!

Ne zaman kopacağını Allah kendisine bildirmediği için Peygamber Efendimiz de söylememiş.Ne zaman kopacağını Allah kendisine bildirmediği için Peygamber Efendimiz de söylememiş. Hatta bir gün topluca oturdukları esnada beyaz elbiseli, beyaz sakallı, heybetli,Hatta bir gün topluca oturdukları esnada beyaz elbiseli, beyaz sakallı, heybetli, tertemiz giyimli bir kişi geldi geldi geldi; kalabalık içinden Peygamber Efendimiz'in yanınatertemiz giyimli bir kişi geldi geldi geldi; kalabalık içinden Peygamber Efendimiz'in yanına önüne diz çöktü, oturdu. Dizini Peygamber Efendimiz'in dizine değdirdi. O kadar yakın oturdu. önüne diz çöktü, oturdu. Dizini Peygamber Efendimiz'in dizine değdirdi. O kadar yakın oturdu. Herkes baktı, tertemiz giyimli bir itibarlı kişi. Ama kim? Kimse tanımıyor.Herkes baktı, tertemiz giyimli bir itibarlı kişi.

Ama kim?

Kimse tanımıyor.
Medine'den Peygamber Efendimiz'in yakınında oturan insanlardan değil. Kimse tanımıyor. Medine'den Peygamber Efendimiz'in yakınında oturan insanlardan değil. Kimse tanımıyor.

Uzaktan gelse elbiselerinde yolculuğun yorgunluğu, tozu, kırışıklığı buruşukluğu, olması lazım.Uzaktan gelse elbiselerinde yolculuğun yorgunluğu, tozu, kırışıklığı buruşukluğu, olması lazım. Gıcır gıcır, tertemiz, bembeyaz, güzel elbiseli. Gıcır gıcır, tertemiz, bembeyaz, güzel elbiseli. Üzerinde seyahatten gelmiş bir insan hâli, tozu toprağı, teri, yorgunluğu da yok. Üzerinde seyahatten gelmiş bir insan hâli, tozu toprağı, teri, yorgunluğu da yok.

Sonra geldi, Peygamber Efendimiz'in yanına oturdu. Dizini dizine değdirdi, millet şaşırdı. Sonra geldi, Peygamber Efendimiz'in yanına oturdu. Dizini dizine değdirdi, millet şaşırdı.

Hayret ettiler, merak ettiler. Dikkatlerini topladılar, bakıyorlar. Hayret ettiler, merak ettiler. Dikkatlerini topladılar, bakıyorlar.

Dedi ki; "Yâ Muhammed! İslâm nedir, bana söyle!" Dedi ki;

"Yâ Muhammed! İslâm nedir, bana söyle!"

Peygamber Efendimiz de İslâm'ın ne olduğu söyledi.Peygamber Efendimiz de İslâm'ın ne olduğu söyledi. "İslâm'ın şartları" diye çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyleri söyledi. "Doğru söyledin." dedi. "İslâm'ın şartları" diye çocuklarımıza öğrettiğimiz şeyleri söyledi.

"Doğru söyledin." dedi.

Bu sefer daha çok şaşırdılar. Bu sefer daha çok şaşırdılar.

"Allah Allah! Hem soruyor hem de; 'Doğru söyledin!' diyor. Kimse böyle demez." "Allah Allah! Hem soruyor hem de; 'Doğru söyledin!' diyor. Kimse böyle demez."

Çünkü herkes; Allahu ve resûluhû a'lemu, "Allah ve Resûlü daha iyi bilir." derdi. Çünkü herkes; Allahu ve resûluhû a'lemu, "Allah ve Resûlü daha iyi bilir." derdi.

Bir şey sorulduğu zaman Peygamber Efendimiz'i tasdik etmek, o konuları bilmeyi gerektirir.Bir şey sorulduğu zaman Peygamber Efendimiz'i tasdik etmek, o konuları bilmeyi gerektirir. Biliyor da ondan tasdik ediyor. "Doğru söyledin." dedi. Şaşırdılar. Biliyor da ondan tasdik ediyor.

"Doğru söyledin." dedi.

Şaşırdılar.

"Peki, imanı söyle yâ Muhammed!" dedi. Peygamber Efendimiz imanın şartlarını da söyledi: "Peki, imanı söyle yâ Muhammed!" dedi.

Peygamber Efendimiz imanın şartlarını da söyledi:

"Şunlara şunlara inanmaktır." "Doğru söyledin." dedi. Yine şaşırdılar. "Şunlara şunlara inanmaktır."

"Doğru söyledin." dedi.

Yine şaşırdılar.

"Peki, ihsanı söyle, ihsan ne demek?" Onu da söyledi. "Peki, kıyamet ne zaman kopacak?" "Peki, ihsanı söyle, ihsan ne demek?"

Onu da söyledi.

"Peki, kıyamet ne zaman kopacak?"

Bir de onu sordu. Peygamber Efendimiz; Bir de onu sordu.

Peygamber Efendimiz;

Mel-mes'ûlü anhü bi-a'leme mine's-sâil, "Bu konuda soru sorulan, kendisine sorunun sorulduğu kişi;Mel-mes'ûlü anhü bi-a'leme mine's-sâil, "Bu konuda soru sorulan, kendisine sorunun sorulduğu kişi; soruyu sorandan daha bilgili değil!" dedi. O da bilmiyor o da bilmiyor. soruyu sorandan daha bilgili değil!" dedi.

O da bilmiyor o da bilmiyor.

Ama alametleri var. Kıyametin alametleri var.Ama alametleri var. Kıyametin alametleri var. Zamanını sene olarak söyleyemeyiz ama kıyametin birtakım alametleri var: Zamanını sene olarak söyleyemeyiz ama kıyametin birtakım alametleri var:

Kötülüklerin yaygınlaşması, edepsizliklerin, çirkin, müstehcen işlerin yaygınlaşması,Kötülüklerin yaygınlaşması, edepsizliklerin, çirkin, müstehcen işlerin yaygınlaşması, iyiliklerin azalması; edepsiz, küstah, dinsiz imansız insanların yönetime, başa geçmesi;iyiliklerin azalması; edepsiz, küstah, dinsiz imansız insanların yönetime, başa geçmesi; alim, fâzıl, kâmil insanların hor olması; kızların, analarına-babalarına âsi gelmesi… alim, fâzıl, kâmil insanların hor olması; kızların, analarına-babalarına âsi gelmesi…

Alametlerini saydı. Tabii o şahıs kalktı gitti. Alametlerini saydı.

Tabii o şahıs kalktı gitti.

Peygamber Efendimiz; "Bunun kim olduğunu bildiniz mi?" dedi. Peygamber Efendimiz;

"Bunun kim olduğunu bildiniz mi?" dedi.

"Bilemedik yâ Resûlullah! Hayret ettik, bilemedik; kim?" "Bilemedik yâ Resûlullah! Hayret ettik, bilemedik; kim?"

"Bu Cebrail aleyhisselam idi. İnsan suretinde geldi. Sorular sordu ki siz dininizi öğrenin!"Bu Cebrail aleyhisselam idi. İnsan suretinde geldi. Sorular sordu ki siz dininizi öğrenin! Gözünüzün önünde sorulu cevaplı; hatırınızda iyice kalsın,Gözünüzün önünde sorulu cevaplı; hatırınızda iyice kalsın, dininizi öğrenin diye dininizi öğretmek için geldi!" dedi. dininizi öğrenin diye dininizi öğretmek için geldi!" dedi.

Demek ki Allah; meleklere insan suretinde,Demek ki Allah; meleklere insan suretinde, insanların görebileceği şekillerde görünebilme kabiliyeti vermiş. Görünebilir, bunun misalleri çok. insanların görebileceği şekillerde görünebilme kabiliyeti vermiş. Görünebilir, bunun misalleri çok.

Bu hadis de sahih bir hadîs-i şerîf! Bu da herkesin gözü önünde cereyan etti.Bu hadis de sahih bir hadîs-i şerîf! Bu da herkesin gözü önünde cereyan etti. Demek ki o zaman Cebrail, herkesin görebileceği şekilde görüldü. Bizim konumuzla ilgili tarafı nedir? Demek ki o zaman Cebrail, herkesin görebileceği şekilde görüldü.

Bizim konumuzla ilgili tarafı nedir?

Kıyametin hangi sene kopacağını Cebrail aleyhisselam da bilmiyor Peygamber Efendimiz de bilmiyor! Kıyametin hangi sene kopacağını Cebrail aleyhisselam da bilmiyor Peygamber Efendimiz de bilmiyor!

Çünkü; Lâ yücellihâ li-vaktihâ illâ hüve. Çünkü;

Lâ yücellihâ li-vaktihâ illâ hüve.

Kıyametin vaktini ancak Allah biliyor, kimseye söylememiş. Kıyametin vaktini ancak Allah biliyor, kimseye söylememiş.

Sekulet fi's-semâvâti ve'l-ard. "Yere göğe çok ağır gelir!" Sekulet fi's-semâvâti ve'l-ard. "Yere göğe çok ağır gelir!"

Çok korkunç bir olay, Allah'ın bildirmediği konulardan birisi! Çok korkunç bir olay, Allah'ın bildirmediği konulardan birisi!

Benim küçüklüğümde nereden duymuşsa rahmetli anam derdi ki; Benim küçüklüğümde nereden duymuşsa rahmetli anam derdi ki;

"Bin üç yüzde kalmam, bin beş yüze varmam!" dermiş. "Bin üç yüzde kalmam, bin beş yüze varmam!" dermiş.

"Bin üç yüzlü senelerde kalmam, bin beş yüzlü seneye kadar da gitmem!" "Bin üç yüzlü senelerde kalmam, bin beş yüzlü seneye kadar da gitmem!"

Büyüklerimiz nereden çıkartmışlarsa kitapların neresinden öğrenmişlerse öyle söylerlerdi. Büyüklerimiz nereden çıkartmışlarsa kitapların neresinden öğrenmişlerse öyle söylerlerdi.

Biz şimdi hangi senedeyiz? Bin dört yüz on dokuz. Biz şimdi hangi senedeyiz?

Bin dört yüz on dokuz.

Vaziyet, müslümanların vaziyeti nasıl, dünya üzerinde İslâm'ın durumu nasıl? Vaziyet, müslümanların vaziyeti nasıl, dünya üzerinde İslâm'ın durumu nasıl?

Peygamber Efendimiz'in söylediği alametler görülüyor mu? Peygamber Efendimiz'in söylediği alametler görülüyor mu?

Emin olun, çoğu görülüyor! Emin olun görülüyor! Şaka değil!Emin olun, çoğu görülüyor! Emin olun görülüyor! Şaka değil! İşler tam tersine döndü ve Peygamber Efendimiz'in kıyamet alameti olarak söylemiş olduğuİşler tam tersine döndü ve Peygamber Efendimiz'in kıyamet alameti olarak söylemiş olduğu eşrât-ı sâah denilen kıyametin alametlerinin çoğu görülüyor! eşrât-ı sâah denilen kıyametin alametlerinin çoğu görülüyor!

Fekad câe eşrâtuhâ. Muhterem kardeşlerim! Alametleri çoğu görünüyor: Fekad câe eşrâtuhâ.

Muhterem kardeşlerim!

Alametleri çoğu görünüyor:

"İnsanlar sokak ortasında cinsî münasebette bulunacak." diye bildiriyor."İnsanlar sokak ortasında cinsî münasebette bulunacak." diye bildiriyor. O bile oldu, Türkiye'de bile oldu! Ben bir gün ikindi namazına gittim. Ankara'daO bile oldu, Türkiye'de bile oldu!

Ben bir gün ikindi namazına gittim. Ankara'da
Camii'nde; aşağıda Keçiören'e giden yol var.Camii'nde; aşağıda Keçiören'e giden yol var. Yolun karşısında da Aydınlık Evler Mahallesi var, Subayevleri mahallesi var. Orası kayalık. Yolun karşısında da Aydınlık Evler Mahallesi var, Subayevleri mahallesi var. Orası kayalık.

Kayalardan iki kişi çıkmışlar. Evler biraz kayaların öbür tarafında, orada bu menfurKayalardan iki kişi çıkmışlar. Evler biraz kayaların öbür tarafında, orada bu menfur ve iğrenç işi alenen yapmaya başlamışlar.ve iğrenç işi alenen yapmaya başlamışlar. Cami cemaati bu taraftan yuhalamış, onlar cami cemaatine bağırmışlar, kalkmışlar gitmişler vs. Cami cemaati bu taraftan yuhalamış, onlar cami cemaatine bağırmışlar, kalkmışlar gitmişler vs.

Ben camiye gittim ki cami kaynıyor! Namaza gittim. Böyle oldu hocam, dediler. Ben camiye gittim ki cami kaynıyor! Namaza gittim. Böyle oldu hocam, dediler.

İnsanlar o kadar sapıtmış, o kadar şaşırmış!İnsanlar o kadar sapıtmış, o kadar şaşırmış! Bu kadar müstehcenleşmiş, bu kadar küstahlaşmış,Bu kadar müstehcenleşmiş, bu kadar küstahlaşmış, bu kadar imansız, insafsız, edepsiz, bu kadar terbiyesiz!.. Emin olun şartları yaklaşmış. bu kadar imansız, insafsız, edepsiz, bu kadar terbiyesiz!..

Emin olun şartları yaklaşmış.

Müslümanlar her yerde mağdur! Çok mağdur olduğu yerler Müslümanlar her yerde mağdur! Çok mağdur olduğu yerler

Bosna Hersek, Çeçenistan, Keşmir, Cezayir, Mısır… Sokaklarda koşturuyorlar, insan avlıyorlar; vuruyor! Bosna Hersek, Çeçenistan, Keşmir, Cezayir, Mısır… Sokaklarda koşturuyorlar, insan avlıyorlar; vuruyor!

Çok mağdur olduğu yerler var, az mağdur olduğu yerler varÇok mağdur olduğu yerler var, az mağdur olduğu yerler var fakat hiçbir yerde iç açıcı bir durum görünmüyor maalesef! fakat hiçbir yerde iç açıcı bir durum görünmüyor maalesef!

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

En telide'l-emetü rabbetehâ.En telide'l-emetü rabbetehâ. "Kıyamet alametlerinden birisi de cariyelerin, köle kadının hanımefendisini doğurmasıdır!" "Kıyamet alametlerinden birisi de cariyelerin, köle kadının hanımefendisini doğurmasıdır!"

Bu nasıl olur, nasıl olur, nasıl olur?.. Bu nasıl olur, nasıl olur, nasıl olur?..

Köle, çocuk doğurursa o da köle olur. Efendisinden doğurmuşsa çocuğu yine tam [efendi] olmaz. Köle, çocuk doğurursa o da köle olur. Efendisinden doğurmuşsa çocuğu yine tam [efendi] olmaz.

"Hanımefendisini doğurması" ne demek? Bazıları şöyle izah ediyorlar: "Hanımefendisini doğurması" ne demek?

Bazıları şöyle izah ediyorlar:

Kız çocuğu anasına sanki annesi köle de kız sanki hanımefendi gibi dikleniyor!Kız çocuğu anasına sanki annesi köle de kız sanki hanımefendi gibi dikleniyor! Bağırıyor çağırıyor, emrediyor, laf dinlemiyor! Bağırıyor çağırıyor, emrediyor, laf dinlemiyor!

Resûlullah Efendimiz bunu niye kıyamet alameti olarak bu cümle ile söylemiş olabilir? Resûlullah Efendimiz bunu niye kıyamet alameti olarak bu cümle ile söylemiş olabilir?

Erkek çocuğu haylazdır, dışarıda gezer. Anasını dinlemez. Güler. Tamam tamam, der; atlatır.Erkek çocuğu haylazdır, dışarıda gezer. Anasını dinlemez. Güler. Tamam tamam, der; atlatır. Erkek çocuğu yapar. Ama kız çocuğu anasının dizinin dibindedir, kız çocuğu terbiyelidir.Erkek çocuğu yapar. Ama kız çocuğu anasının dizinin dibindedir, kız çocuğu terbiyelidir. O anasına diklenmez idi eskiden! O anasına diklenmez idi eskiden!

Demek ki kız çocuğu da artık raydan çıkacak, anasına âsi gelecek, laf dinlemeyecek duruma gelecek! Demek ki kız çocuğu da artık raydan çıkacak, anasına âsi gelecek, laf dinlemeyecek duruma gelecek!

Bir kere ahlâk çok bozulacak, kötü huylar yaygınlaşacak!Bir kere ahlâk çok bozulacak, kötü huylar yaygınlaşacak! İlmin kıymeti kalmayacak, alimin kıymeti kalmayacak!İlmin kıymeti kalmayacak, alimin kıymeti kalmayacak! İşte o zaman kıyametin kopma zamanı yaklaşmış bulunuyor! Vaktereba'l-va'dü'l-hak. İşte o zaman kıyametin kopma zamanı yaklaşmış bulunuyor!

Vaktereba'l-va'dü'l-hak.

Allah vaad etti ya; bu dünya bozulacak, bu kıyamet kopacak! Onun vakti yaklaştı. Allah vaad etti ya; bu dünya bozulacak, bu kıyamet kopacak! Onun vakti yaklaştı.

Tabii Allah'ın indinde, Allah katında zaman bizimki gibi değil! Tabii Allah'ın indinde, Allah katında zaman bizimki gibi değil!

Ve inne yevme inde rabbike ke-elfi senetin mimmâ teuddûne.Ve inne yevme inde rabbike ke-elfi senetin mimmâ teuddûne. "Allah indinde bir gün sizin saydığınız bin yıl gibidir!" diye bir âyet-i kerîme [var]. "Allah indinde bir gün sizin saydığınız bin yıl gibidir!" diye bir âyet-i kerîme [var].

Büyüklerimizin atasözü olarak söylediği sözde bizim ahâli; "Allah'ın işi temiz, eli geç!" der. Büyüklerimizin atasözü olarak söylediği sözde bizim ahâli; "Allah'ın işi temiz, eli geç!" der.

"İşi temiz, eli geç!" Acele etmez, mânasına kullanırlar. "Allah ihmal etmez, imhal eder!" "İşi temiz, eli geç!"

Acele etmez, mânasına kullanırlar.

"Allah ihmal etmez, imhal eder!"

Allah boş vermez. Görür, bilir, mühlet verir; ihmal etmez ama imhal, mühlet verir. Allah boş vermez. Görür, bilir, mühlet verir; ihmal etmez ama imhal, mühlet verir.

Onun için tabii Peygamber Efendimiz'in yaşadığı zamandan ne geçmiş? Onun için tabii Peygamber Efendimiz'in yaşadığı zamandan ne geçmiş?

Peygamber Efendimiz zamanından bin dört yüz küsur yıl geçmiş! Peygamber Efendimiz zamanından bin dört yüz küsur yıl geçmiş!

Kur'ân-ı Kerîm'in ölçüsüne göre bir buçuk gün geçmiş! Çok değil gibi, bir buçuk yıl geçmiş gibi! Kur'ân-ı Kerîm'in ölçüsüne göre bir buçuk gün geçmiş! Çok değil gibi, bir buçuk yıl geçmiş gibi!

Ne zaman kopacağını bilmiyoruz fakat bir hadîs-i şerîfi biliyoruz ki; Ne zaman kopacağını bilmiyoruz fakat bir hadîs-i şerîfi biliyoruz ki;

"İnsanın kendisi öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir!" Kişinin kişisel, özel kıyameti nedir? "İnsanın kendisi öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir!"

Kişinin kişisel, özel kıyameti nedir?

Kendisinin ölmesi! Kendisinin ölmesi!

"Adam öldü mü -kadın veya adam- kişi öldü mü onun kıyameti kopmuştur, onun işi bitti, defteri dürüldü."Adam öldü mü -kadın veya adam- kişi öldü mü onun kıyameti kopmuştur, onun işi bitti, defteri dürüldü. Adam öldü mü defteri dürüldü!" Benim ölümüm ne zaman? Hadi bakalım, çık da bir iddia da bulun: Adam öldü mü defteri dürüldü!"

Benim ölümüm ne zaman?

Hadi bakalım, çık da bir iddia da bulun:

"Ben daha şu kadar sene yaşayacağım." diyebilir misin? "Ben daha şu kadar sene yaşayacağım." diyebilir misin?

"Turp gibi sıhhatliyim, çok sağlıklıyım. Her gün idman yapıyorum. Şu kadar koşuyorum…" "Turp gibi sıhhatliyim, çok sağlıklıyım. Her gün idman yapıyorum. Şu kadar koşuyorum…"

Melbourne'da bir arkadaş ne kadar koşuyorum, dedi? Hayret ettik, ağzımız açık kaldı. Melbourne'da bir arkadaş ne kadar koşuyorum, dedi? Hayret ettik, ağzımız açık kaldı.

Bizim rahmetli amcazade; "Boş yere koşacağına bir fakirin tarlasında çapalasana?" derdi. Bizim rahmetli amcazade;

"Boş yere koşacağına bir fakirin tarlasında çapalasana?" derdi.

O da boş koşmayı hoş görmezdi. Kimse; "Çok sıhhatliyim, şu kadar yaşarım." diyemez. Neden? O da boş koşmayı hoş görmezdi.

Kimse; "Çok sıhhatliyim, şu kadar yaşarım." diyemez.

Neden?

Bir vasıtaya biner, bir kaza olur; ölür. Olay olan yerde bir kurşun sekiyor, ölüyor.Bir vasıtaya biner, bir kaza olur; ölür. Olay olan yerde bir kurşun sekiyor, ölüyor. Hiç ilgisi olmayan kişi ölüyor, Bir sekte-i kalpten yürürken gidiyor. Hiç ilgisi olmayan kişi ölüyor,

Bir sekte-i kalpten yürürken gidiyor.

"Yahu sabahleyin konuştuk! Az önce selam verdi, dükkâna uğradı. Merhaba, dedi… Eve giderken ölmüş!.." "Yahu sabahleyin konuştuk! Az önce selam verdi, dükkâna uğradı. Merhaba, dedi… Eve giderken ölmüş!.."

Kimse de; "Yahu bu niye erkenden öldü?" demiyor. Daha değişik şekillerde ölüyor da yaşlılar duruyor. Kimse de; "Yahu bu niye erkenden öldü?" demiyor.

Daha değişik şekillerde ölüyor da yaşlılar duruyor.

Kimse; "Bu yaşlı niye ölmedi de genç niye öldü?" diyemiyor!Kimse; "Bu yaşlı niye ölmedi de genç niye öldü?" diyemiyor! Gençlerden de ölüyor, bebeklerden de çocuklardan da ölüyor! Gençlerden de ölüyor, bebeklerden de çocuklardan da ölüyor!

Demek ki insan öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir. Demek ki insan öldü mü onun kıyameti kopmuş demektir.

O kıyamet burnumuzun ucunda, hemen yakın! Neredeyse toslayacağız, belli değil! O kıyamet burnumuzun ucunda, hemen yakın! Neredeyse toslayacağız, belli değil!

Bunları niçin söylüyorum? Muhterem kardeşlerim! Hazırlıklı olmak lazım! Gafleti bırakmak lazım!Bunları niçin söylüyorum?

Muhterem kardeşlerim!

Hazırlıklı olmak lazım!

Gafleti bırakmak lazım!
Allah'ın iyi kulu olmak, Allah'ın emrini tutmak lazım. Abdestli gezmek lazım, gafleti bırakmak lazım. Allah'ın iyi kulu olmak, Allah'ın emrini tutmak lazım. Abdestli gezmek lazım, gafleti bırakmak lazım.

Bu hayat insana imtihan olarak bir defa verilmiş bir fırsat;Bu hayat insana imtihan olarak bir defa verilmiş bir fırsat; iki defa hayat yok, üç defa, beş defa hayat yok! Tekrar tekrar tecrübe yok! Bir tecrübe, bir imtihan! iki defa hayat yok, üç defa, beş defa hayat yok! Tekrar tekrar tecrübe yok! Bir tecrübe, bir imtihan! Kazanan cennete gidecek, kazanmayan cehenneme gidecek! O kadar önemli! Kazanan cennete gidecek, kazanmayan cehenneme gidecek! O kadar önemli!

Bu hayatı boşa geçirmemek lazım!Bu hayatı boşa geçirmemek lazım! Bu hayatta imtihanı kazanmak için çok uğraşmak, çok gayret etmek, çok dikkat etmemiz lazım.Bu hayatta imtihanı kazanmak için çok uğraşmak, çok gayret etmek, çok dikkat etmemiz lazım. Akıllı olan, imanlı, ihlâslı olan insan böyle düşünür ve bunun tedbirini alır ve hareket eder. Akıllı olan, imanlı, ihlâslı olan insan böyle düşünür ve bunun tedbirini alır ve hareket eder.

Hepimizin hemen ölecekmiş gibi âhireti düşünerek her işimizi öyle yapmamız lazım.Hepimizin hemen ölecekmiş gibi âhireti düşünerek her işimizi öyle yapmamız lazım. Bizim gülecek hâlimiz yok, bizim şaka yapacak hâlimiz yok! Biz gafletimizden gülüyoruz.Bizim gülecek hâlimiz yok, bizim şaka yapacak hâlimiz yok! Biz gafletimizden gülüyoruz. Bizim oturup ağlamamız lazım, daima ağlamamız lazım! Bizim oturup ağlamamız lazım, daima ağlamamız lazım!

Vakterabe'l-va'dü'l-hakku. "Allah'ın vaadi yakınlaştı!" Fe izâ hiye şâhisatün ebsârullezîne keferû.Vakterabe'l-va'dü'l-hakku. "Allah'ın vaadi yakınlaştı!" Fe izâ hiye şâhisatün ebsârullezîne keferû. "O olaylar başladığı zaman, o gün geldiği zaman bir de bakarsın ki "O olaylar başladığı zaman, o gün geldiği zaman bir de bakarsın ki o kâfirlerin gözleri fal taşı gibi açılmış, gözleri kocaman olmuş, gözleri dışarı fırlamış!" o kâfirlerin gözleri fal taşı gibi açılmış, gözleri kocaman olmuş, gözleri dışarı fırlamış!"

Ne oluyor, ödün patladı değil mi? Neydi o evvelki çalımlar?Ne oluyor, ödün patladı değil mi? Neydi o evvelki çalımlar? Kıyamet kopmadan önceki o çalımlı yürüyüşün, o edepsiz sözlerin, o inkârların, inatların, Kıyamet kopmadan önceki o çalımlı yürüyüşün, o edepsiz sözlerin, o inkârların, inatların, o terbiyesizliklerin ne oldu?.. Korkudan gözleri açılacak! o terbiyesizliklerin ne oldu?..

Korkudan gözleri açılacak!

Yâ eyyühe'n-nâs kad kunnâ fî gafletin min hâzâ. Ne diyecekler? "Eyvah! Yazıklar olsun bize! Tuh be!" Yâ eyyühe'n-nâs kad kunnâ fî gafletin min hâzâ.

Ne diyecekler?

"Eyvah! Yazıklar olsun bize! Tuh be!"

Yâ veylenâ. "Bize veyl olacak, yazıklar olsun bize!" Kad kunnâ fî gafletin min hâzâ.Yâ veylenâ. "Bize veyl olacak, yazıklar olsun bize!" Kad kunnâ fî gafletin min hâzâ. "Biz bundan gafilmişiz, bu olaydan gaflet içindeymişiz! "Biz bundan gafilmişiz, bu olaydan gaflet içindeymişiz! Vay be! Hiç düşünmemişiz, hiç olacak gibi gelmemişti bize!"Vay be! Hiç düşünmemişiz, hiç olacak gibi gelmemişti bize!" Bel kunnâ zâlimîne."Ne gafleti; biz zalimlermişiz, zalim imişiz ki Bel kunnâ zâlimîne."Ne gafleti; biz zalimlermişiz, zalim imişiz ki bu kıyametin kopacağını hiç düşünmedik de hiç hazırlanmadık, hiç imana gelmedik!" diyecek. bu kıyametin kopacağını hiç düşünmedik de hiç hazırlanmadık, hiç imana gelmedik!" diyecek.

Herkes korkar! Ölüm yaklaştığı zaman herkes korkar, öleceğini anladığı zaman herkes korkar!Herkes korkar! Ölüm yaklaştığı zaman herkes korkar, öleceğini anladığı zaman herkes korkar! Ölüm tehlikesi olan yerden herkes korkar, bucak bucak kaçar! Ölüm kolay bir hadise değildir!Ölüm tehlikesi olan yerden herkes korkar, bucak bucak kaçar! Ölüm kolay bir hadise değildir! Kıyamet kolay bir hadise değildir, çok çok zor bir olay! Sekulet fi's-semavâtî ve'l-ard. Kıyamet kolay bir hadise değildir, çok çok zor bir olay!

Sekulet fi's-semavâtî ve'l-ard.

Bu olaylar yerde ve gökte çok ağır olacak!Bu olaylar yerde ve gökte çok ağır olacak! Çok ağır olaylar olacak, yere göğe çok ağır gelecek olaylar, çok müthiş olaylar! Çok ağır olaylar olacak, yere göğe çok ağır gelecek olaylar, çok müthiş olaylar!

İnneküm ve mâ ta'budûne min dûnillâhi hasebu cehenneme.İnneküm ve mâ ta'budûne min dûnillâhi hasebu cehenneme. "Ey kâfirler! Hem sizler hem de Allah'ı bırakıp da tapındıklarınız [cehenneme gireceksiniz]!" "Ey kâfirler! Hem sizler hem de Allah'ı bırakıp da tapındıklarınız [cehenneme gireceksiniz]!"

Wollongong'taki Budist mabediniz, bilmem neredeki put, bilmem neredeki haç, kiliseler, havralar,Wollongong'taki Budist mabediniz, bilmem neredeki put, bilmem neredeki haç, kiliseler, havralar, mabetler, tapınaklar, heykeller vs. sizler ve tapındıklarınız; hepsi cehennemin yakıtı malzemesi olacak!" mabetler, tapınaklar, heykeller vs. sizler ve tapındıklarınız; hepsi cehennemin yakıtı malzemesi olacak!"

Entüm lehâ vâridûne. "Ey kâfirler! O cehenneme gireceksiniz, o cehenneme tıkılacaksınız!Entüm lehâ vâridûne. "Ey kâfirler! O cehenneme gireceksiniz, o cehenneme tıkılacaksınız! Hem siz hem de tapındıklarınız!" Allah tapınılan ilahları da cehenneme atacak, onlar da cehenneme gidecek! Hem siz hem de tapındıklarınız!"

Allah tapınılan ilahları da cehenneme atacak, onlar da cehenneme gidecek!

Lev kâne hâulâi âliheten mâ ve küllün fî hâ hâlidûne.Lev kâne hâulâi âliheten mâ ve küllün fî hâ hâlidûne. "Onların ilahlığı olsaydı ulûhiyeti, tanrılıkları olsaydı cehenneme tıkılırlar mı?" "Onların ilahlığı olsaydı ulûhiyeti, tanrılıkları olsaydı cehenneme tıkılırlar mı?"

Tıkılmazlardı! İşte tanrı olmadıkları anlaşılsın diye Allah onların da hepsini cehenneme tıkacak,Tıkılmazlardı! İşte tanrı olmadıkları anlaşılsın diye Allah onların da hepsini cehenneme tıkacak, tapındıkları da kendileri de cayır cayır cehenneme girip cayır cayır yanacaklar! tapındıkları da kendileri de cayır cayır cehenneme girip cayır cayır yanacaklar!

Ve küllün fî hâ hâlidûn. "Hepsi cehennemde ebediyen kalacaklar!" Ve küllün fî hâ hâlidûn. "Hepsi cehennemde ebediyen kalacaklar!"

Hâlidûn. "Ebediyen, ebediyen kalacaklar!" Biraz yanıp çıkma yok!Hâlidûn. "Ebediyen, ebediyen kalacaklar!"

Biraz yanıp çıkma yok!
Daimi, kâfirler cehennemde ebedî yanacaklar, putlar cehennemde ebedî yanacaklar, Daimi, kâfirler cehennemde ebedî yanacaklar, putlar cehennemde ebedî yanacaklar, inançsızlar müşrikler ebediyen yanacaklar!" inançsızlar müşrikler ebediyen yanacaklar!"

Lehüm fî hâ zefîrün ve hüm fî hâ lâ yesme'ûne. "Orada onlara zikir olacak ve onlar hiç duymayacaklar!" Lehüm fî hâ zefîrün ve hüm fî hâ lâ yesme'ûne. "Orada onlara zikir olacak ve onlar hiç duymayacaklar!"

İnnellezîne sebekat lehüm minne'l-hüsnâ ülâike anhâ müb'adûne.İnnellezîne sebekat lehüm minne'l-hüsnâ ülâike anhâ müb'adûne. "Ama bizim kendilerine hüsnayı, iyiliği, cenneti, mükâfatları nasip ettiğimiz, kaderlerine onlar yazılmış kimseler;"Ama bizim kendilerine hüsnayı, iyiliği, cenneti, mükâfatları nasip ettiğimiz, kaderlerine onlar yazılmış kimseler; cehennemde soluyan ateşler içinde inleyen feryâd u figân eden insanlardan olmayacaklar,cehennemde soluyan ateşler içinde inleyen feryâd u figân eden insanlardan olmayacaklar, onlardan uzak olacaklar!" Onlar mü'min, onlar mükâfata erecekler! onlardan uzak olacaklar!"

Onlar mü'min, onlar mükâfata erecekler!

Lâ yesme'ûne hasîsehâ. "Cehennemin hışırtısını duymayacaklar!"Lâ yesme'ûne hasîsehâ. "Cehennemin hışırtısını duymayacaklar!" Ve hüm fî meştehet enfüsühüm hâlidûne.Ve hüm fî meştehet enfüsühüm hâlidûne. "Mü'minler; canlarının, nefislerinin istediği nimetler, mükâfatlar, yiyecekler içecekler, huriler, köşkler,"Mü'minler; canlarının, nefislerinin istediği nimetler, mükâfatlar, yiyecekler içecekler, huriler, köşkler, havuzlar, meyveler içinde ebedî olarak kalacaklar!" Sen hangisini isterdin? havuzlar, meyveler içinde ebedî olarak kalacaklar!"

Sen hangisini isterdin?

Elbette cennet nimetlerini ve ebedî saadeti ister! Ama istemek nasıl olacak? Elbette cennet nimetlerini ve ebedî saadeti ister!

Ama istemek nasıl olacak?

Peygamber Efendimiz diyor ki; Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Allahu Teâlâ hazretleri cenneti isteyene cenneti verecek, cehennemi isteyene cehennemi verecek!" "Allahu Teâlâ hazretleri cenneti isteyene cenneti verecek, cehennemi isteyene cehennemi verecek!"

Diyorlar ki; "Yâ Resûlullah! Kim cehennemi ister ki!Diyorlar ki;

"Yâ Resûlullah! Kim cehennemi ister ki!
Herkes cenneti ister, cehennemi isteyen olur mu?.." Herkes cenneti ister, cehennemi isteyen olur mu?.."

"Ben cehennemi istiyorum." [diyen] olmaz, herkes cenneti ister. "Ben cehennemi istiyorum." [diyen] olmaz, herkes cenneti ister.

Cenneti isteyen a'mâl-i sâlihası ile ibadet ve taatiyle cenneti istediğini fiilen gösterecek!Cenneti isteyen a'mâl-i sâlihası ile ibadet ve taatiyle cenneti istediğini fiilen gösterecek! Oturduğu yerden, "İstiyorum." değil! Oturduğu yerden, "İstiyorum." değil!

Cennetin talipleri cennete götürecek ibadetleri, hayırları yapacak. Kesenin ağzını açacak.Cennetin talipleri cennete götürecek ibadetleri, hayırları yapacak. Kesenin ağzını açacak. Gafleti, tembelliği bırakacak. Allah yolunda koşturacak, çalışacak, ibadet edecek,Gafleti, tembelliği bırakacak. Allah yolunda koşturacak, çalışacak, ibadet edecek, hayır hasenât yapacak, eser bırakacak, müslümanlara faydalı olacak… hayır hasenât yapacak, eser bırakacak, müslümanlara faydalı olacak…

Böyle yapan, cenneti istiyor demektir. Böyle yapmayıp da günahlara dalan da cehennemi istiyor demektir. Böyle yapan, cenneti istiyor demektir. Böyle yapmayıp da günahlara dalan da cehennemi istiyor demektir.

Sen cehennemi mi istiyorsun?Sen cehennemi mi istiyorsun? Hep meyhaneden kerhaneye, kerhaneden kumarhaneye, kumarhaneden keyfe,Hep meyhaneden kerhaneye, kerhaneden kumarhaneye, kumarhaneden keyfe, oradan bilmem nereye… Sen ne istiyorsun yahu? Belanı mı istiyorsun sen?oradan bilmem nereye… Sen ne istiyorsun yahu? Belanı mı istiyorsun sen? Cehennemi mi istiyorsun, sen ne yapıyorsun?!.. Bazısına ne derler? Cehennemi mi istiyorsun, sen ne yapıyorsun?!..

Bazısına ne derler?

"Sen belanı mı istiyorsun?" derler. "Sabah sabah belanı mı arıyorsun, bela mı arıyorsun?" derler. "Sen belanı mı istiyorsun?" derler. "Sabah sabah belanı mı arıyorsun, bela mı arıyorsun?" derler.

Onlar da cehennemi istiyor da ondan yapıyor! Onlar da cehennemi istiyor da ondan yapıyor!

Allah'ın yasak ettiği her şeyi yapıyor. Titremeden, korkmadan yapıyor. Allah'ın yasak ettiği her şeyi yapıyor. Titremeden, korkmadan yapıyor.

Çocukları iyi yetiştirmek lazım. Küçükten öğretmek lazım, korkutmak lazım, anlatmak lazım. Çocukları iyi yetiştirmek lazım. Küçükten öğretmek lazım, korkutmak lazım, anlatmak lazım.

Bu kafanın içine bu bilgiler girmeyince bu bilgileri bilmeyince insan nasıl müslüman olsun,Bu kafanın içine bu bilgiler girmeyince bu bilgileri bilmeyince insan nasıl müslüman olsun, nasıl günahtan kaçınsın, sevaplı işleri nasıl işlesin?!.. nasıl günahtan kaçınsın, sevaplı işleri nasıl işlesin?!..

Sevaplı işlerin listesini yapacağız, çocuklara öğreteceğiz.Sevaplı işlerin listesini yapacağız, çocuklara öğreteceğiz. Günahlı işlerin listesini yapacağız, çocuklara bildireceğiz: Günahlı işlerin listesini yapacağız, çocuklara bildireceğiz:

"Aman evladım! Bu günahlı işleri yapma yavrum! Yalan söyleme yavrum!"Aman evladım! Bu günahlı işleri yapma yavrum! Yalan söyleme yavrum! Haram yeme yavrum! Hırsızlık yapma! Can yakma!.." vs. Haram yeme yavrum! Hırsızlık yapma! Can yakma!.." vs.

Bildiklerimiz var, bilmediklerimiz var. Bildiklerimizi biliyoruz. Bildiklerimiz var, bilmediklerimiz var.

Bildiklerimizi biliyoruz.

Mesela adam öldürmekten kaçınıyoruz, mesela kesin olarak içkiden kaçınıyoruz… Ama yalan da günah?!.. Mesela adam öldürmekten kaçınıyoruz, mesela kesin olarak içkiden kaçınıyoruz…

Ama yalan da günah?!..

Yalandan kaçınmıyoruz! Yalanın bini bir para; piyasası o kadar ucuz, o kadar bol! Yalandan kaçınmıyoruz! Yalanın bini bir para; piyasası o kadar ucuz, o kadar bol!

Yalan yalan yalan… Yalan yalan yalan…

Halbuki; İnne'l-ahde kâne mes'ûlâ. "İnsan ahdinden sorumludur." Allah soracak: Halbuki;

İnne'l-ahde kâne mes'ûlâ. "İnsan ahdinden sorumludur."

Allah soracak:

"Sen ahdettin, anlaşma yaptın; niye uymadın?" diye Allah soracak. Sonuç çok önemli: "Sen ahdettin, anlaşma yaptın; niye uymadın?" diye Allah soracak.

Sonuç çok önemli:

Mü'min yalan söylemez, mü'min doğru sözlüdür!Mü'min yalan söylemez, mü'min doğru sözlüdür! Aleyhine de olsa; kendisinin, anasının-babasının, akrabasının menfaatinin aleyhine bile olsaAleyhine de olsa; kendisinin, anasının-babasının, akrabasının menfaatinin aleyhine bile olsa doğruluktan ayrılmaz, doğru söyler! Öyle yapmıyor! Yalanın bini bir para! doğruluktan ayrılmaz, doğru söyler!

Öyle yapmıyor! Yalanın bini bir para!

Dargınlık haram; konuşmuyor, dargın! Dargınlık haram!Dargınlık haram; konuşmuyor, dargın! Dargınlık haram! Bir müslümanın bir müslümana üç günden fazla dargın kalması haram, yapıyor! Bir müslümanın bir müslümana üç günden fazla dargın kalması haram, yapıyor!

Günahları öğreneceğiz, bunların hepsinin günah olduğunu önemli olduğunu bildireceğiz! Günahları öğreneceğiz, bunların hepsinin günah olduğunu önemli olduğunu bildireceğiz!

Müslüman; güle oynaya yalan söylüyor. Müslüman; güle oynaya yalan söylüyor.

Gâvurdan gelme "Nisan bir" oyunlarıyla bir de yalanı çocuklara oyun hâline getiriyoruz:Gâvurdan gelme "Nisan bir" oyunlarıyla bir de yalanı çocuklara oyun hâline getiriyoruz: Tertipli düzenli tiyatro sahnesi gibi süslü püslü yalan! Tertipli düzenli tiyatro sahnesi gibi süslü püslü yalan!

Seni inandırıyor, ondan sonra kasıkları patlayacak kadar gülüyor!Seni inandırıyor, ondan sonra kasıkları patlayacak kadar gülüyor! "Kandırdım, Nisan bir!" diyor. Sen de bayağı bir inanıyorsun vs. Yalan! "Kandırdım, Nisan bir!" diyor. Sen de bayağı bir inanıyorsun vs.

Yalan!

Müslümanın şaka olarak bile yalan söylememesi lazım!Müslümanın şaka olarak bile yalan söylememesi lazım! Peygamber Efendimiz şaka yapardı, Peygamber Efendimiz'in şakacılığı var.Peygamber Efendimiz şaka yapardı, Peygamber Efendimiz'in şakacılığı var. Şaka yapardı ama doğru sözle şaka yapardı. Mesela kadının birisine demiş ki; Şaka yapardı ama doğru sözle şaka yapardı.

Mesela kadının birisine demiş ki;

"Senin gözünde ak var." demiş. Peygamber Efendimiz; "Gözünde ak var." deyince o da telaşlanmış. "Senin gözünde ak var." demiş.

Peygamber Efendimiz; "Gözünde ak var." deyince o da telaşlanmış.

Telaşlanınca demiş ki; "Herkesin gözünde ak yok mu?" Var, gözün akı var karası var. Telaşlanınca demiş ki;

"Herkesin gözünde ak yok mu?"

Var, gözün akı var karası var.

Takılmış. O da sevdiği bir kimseydi demek ki… Sonra ihtiyar bir kadına demiş ki; Takılmış. O da sevdiği bir kimseydi demek ki…

Sonra ihtiyar bir kadına demiş ki;

"İhtiyarlar cennete gidemeyecek!" Baktı üzülüyor. "Gençleşecek." demiş. "İhtiyarlar cennete gidemeyecek!"

Baktı üzülüyor.

"Gençleşecek." demiş.

Öyle kamburuyla buruşuğuyla cennete girmeyecek!Öyle kamburuyla buruşuğuyla cennete girmeyecek! Renovation, tertemiz, pırıl pırıl, gıcır gıcır, yepyeni olacak.Renovation, tertemiz, pırıl pırıl, gıcır gıcır, yepyeni olacak. Cennete girerken ağrılar sızılar, diz ağrıları, bel ağrıları, baş ağrıları vs. şeyler yok,Cennete girerken ağrılar sızılar, diz ağrıları, bel ağrıları, baş ağrıları vs. şeyler yok, cennette mahzun olmak yok! Latifeyi yapardı ama doğru olan sözle yapardı. cennette mahzun olmak yok!

Latifeyi yapardı ama doğru olan sözle yapardı.

Şaka değil de latife latif bir şekilde yapılabilir ama her şeyi doğru olacak. Şaka değil de latife latif bir şekilde yapılabilir ama her şeyi doğru olacak.

Lâ yahzenühümü'l-fezeü'l-ekberü. "Mü'minleri; o kıyamet gününün müthiş korkuları,Lâ yahzenühümü'l-fezeü'l-ekberü. "Mü'minleri; o kıyamet gününün müthiş korkuları, insanları telaşa düşüren, aklını başından alan, insanları telaşa düşüren, aklını başından alan, ne yapacağını şaşırtan o büyük korkuları mahzun etmeyecek!"ne yapacağını şaşırtan o büyük korkuları mahzun etmeyecek!" Ve tetelekkâhümü'l-melâiketü. "Melekler onları karşılayacak.Ve tetelekkâhümü'l-melâiketü. "Melekler onları karşılayacak. Hoş geldiniz, hoş geldiniz, diye karşılayacak." Hâzâ yevmükümüllezî küntüm tûadûne.Hoş geldiniz, hoş geldiniz, diye karşılayacak." Hâzâ yevmükümüllezî küntüm tûadûne. "Üzülmeyin! Bugün size Allah'ın mükâfat vaad ettiği gündür. "Üzülmeyin! Bugün size Allah'ın mükâfat vaad ettiği gündür. Size vaad olunan gündür bugün. Üzülmeyin, gelin!" diyecek. Size vaad olunan gündür bugün. Üzülmeyin, gelin!" diyecek.

Bizim manifaturacı Mustafa Efendi Amcamız; kınalı sakallı, kırmızı sarı sakallı, beyaz yüzlü,Bizim manifaturacı Mustafa Efendi Amcamız; kınalı sakallı, kırmızı sarı sakallı, beyaz yüzlü, uzun kirpikli çok güzel bir amcaydı. Allah rahmet eylesin. uzun kirpikli çok güzel bir amcaydı. Allah rahmet eylesin. Kumaş lazım oldu mu Mahmutpaşa'da onun dükkânına giderdik alırdık. Güleç yüzlü, tatlı dilli. Kumaş lazım oldu mu Mahmutpaşa'da onun dükkânına giderdik alırdık. Güleç yüzlü, tatlı dilli.

Öleceği zaman başında Yâsîn okuyorlar; kendinden geçmiş, insanlarla hiç konuşamıyor. Öleceği zaman başında Yâsîn okuyorlar; kendinden geçmiş, insanlarla hiç konuşamıyor.

Fakat Yâsîn'de bir yanlışlık olduğu zaman düzeltiyormuş. Âyet atlandığı zaman düzeltiyormuş. Dinliyor. Fakat Yâsîn'de bir yanlışlık olduğu zaman düzeltiyormuş. Âyet atlandığı zaman düzeltiyormuş. Dinliyor.

Ölmesi yakın; başında Yâsîn okuyorlar, bekliyorlar. Bir ara bir gülmüş. Ölmesi yakın; başında Yâsîn okuyorlar, bekliyorlar. Bir ara bir gülmüş.

Başında evlatları; "Ne oldu baba?" demişler? Başında evlatları; "Ne oldu baba?" demişler?

"Hoş geldin dediler de ondan güldüm." demiş, ondan sonra ruhunu teslim etmiş. "Hoş geldin dediler de ondan güldüm." demiş, ondan sonra ruhunu teslim etmiş.

Benim abim benden üç yaş büyük, öldü. Allah cümle geçmişlerimizle beraber rahmet etsin.Benim abim benden üç yaş büyük, öldü. Allah cümle geçmişlerimizle beraber rahmet etsin. Yaşı üç yaş büyüktü. Aklı başında, tabii konuşuyor. Hasta, yatağında yatarken; Yaşı üç yaş büyüktü.

Aklı başında, tabii konuşuyor. Hasta, yatağında yatarken;

"Cennetin saati beşi çalıyor, cennetin saati beşi çalıyor…" demiş. "Cennetin saati beşi çalıyor, cennetin saati beşi çalıyor…" demiş.

Cennetin saatinin beşi çaldığını söylemiş, böylece ruhunu teslim etmiş. Cennetin saatinin beşi çaldığını söylemiş, böylece ruhunu teslim etmiş.

Melekler karşılar, korku yok! Melekler onları karşılar: Melekler karşılar, korku yok! Melekler onları karşılar:

"Bu Allah'ın size mükâfat vaad ettiği gündür!" der ve onlar da cennete girerler. "Bu Allah'ın size mükâfat vaad ettiği gündür!" der ve onlar da cennete girerler.

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretleri bizi gaflet denilen hâlden, gaflet hâlinden kurtarsın.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri bizi gaflet denilen hâlden, gaflet hâlinden kurtarsın.
Bizi uyanık, gafil olmayan, cahil olmayan, tam ihlâslı müslüman eylesin. Bizi uyanık, gafil olmayan, cahil olmayan, tam ihlâslı müslüman eylesin. Cennet için çalışan müslüman, cenneti kazanmaya gayret eden müslüman eylesin.Cennet için çalışan müslüman, cenneti kazanmaya gayret eden müslüman eylesin. Cehennemden korkup da cehenneme düşmemeye dikkat eden müslüman eylesin. Cehennemden korkup da cehenneme düşmemeye dikkat eden müslüman eylesin. Kıyametin yakın olduğunu bilip kıyametten korkan, kişisel, Kıyametin yakın olduğunu bilip kıyametten korkan, kişisel, özel kıyamet olan ölümün etrafında, yakınında olduğunu bilen; ona hazırlıklı olan, abdestli gezen,özel kıyamet olan ölümün etrafında, yakınında olduğunu bilen; ona hazırlıklı olan, abdestli gezen, boş vakitlerini zikirle değerlendiren, dili zikirli, ağzı şükürlü,boş vakitlerini zikirle değerlendiren, dili zikirli, ağzı şükürlü, ibadeti taati hayırlı müslüman olmaya muvaffak eylesin. Yunus sen bu dünyaya niye geldin ibadeti taati hayırlı müslüman olmaya muvaffak eylesin.

Yunus sen bu dünyaya niye geldin

İlahide Yunus Emre kendisine soruyor. Yunus Emre kendisi soruyor: "Yunus." "Buyur." İlahide Yunus Emre kendisine soruyor. Yunus Emre kendisi soruyor:

"Yunus."

"Buyur."

"Sen bu dünyaya niye geldin?" Cevap yok, yanıt yok. Sen bu dünyaya niye geldin Yanıt yok. "Sen bu dünyaya niye geldin?"

Cevap yok, yanıt yok.

Sen bu dünyaya niye geldin

Yanıt yok.

Devam ediyor: Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin "Gece gündüz Allah de, zikir et!" Devam ediyor:

Gece gündüz Hakk'ı zikretsin dilin

"Gece gündüz Allah de, zikir et!"

En sevaplı ibadet, en kolay, en harcıâlem ibadet, herkesin yapabileceği ibadet,En sevaplı ibadet, en kolay, en harcıâlem ibadet, herkesin yapabileceği ibadet, en şerefli ibadet, en mükâfatı bol olan ibadet! [Yunus sen bu dünyaya niye geldin] en şerefli ibadet, en mükâfatı bol olan ibadet!

[Yunus sen bu dünyaya niye geldin]

Gece gündüz hakkı zikretsin dilin Evliyâya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldın dağlar başında Gece gündüz hakkı zikretsin dilin

Evliyâya uğramaz ise yolun

Göçtü kervan kaldın dağlar başında

Eğer insanlar böyle Allah'ın emirlerini anlatan Allah'ın yolunu bilen iyi bir hocaya rastlamazsa Eğer insanlar böyle Allah'ın emirlerini anlatan Allah'ın yolunu bilen iyi bir hocaya rastlamazsa mürşid-i kâmile rastlamazsa o zaman treni kaçırır! Kervan gider, dağ başında kalır, ne yapacağını bilmez.mürşid-i kâmile rastlamazsa o zaman treni kaçırır! Kervan gider, dağ başında kalır, ne yapacağını bilmez. Başka gayeler edinir. Başka insanlar üzülmeden, endişelenmeden nasıl oyalanıyor? Başka gayeler edinir.

Başka insanlar üzülmeden, endişelenmeden nasıl oyalanıyor?

Oyalanacak bir şeyler buluyorlar da herkes ondan harıl harıl oyalanıyor! Dikkat ediyorum:Oyalanacak bir şeyler buluyorlar da herkes ondan harıl harıl oyalanıyor!

Dikkat ediyorum:
Burada yaşlısı ve gencini, erkeğini kadınını oyalayacak her düzeni düzenlemişler kurmuşlar.Burada yaşlısı ve gencini, erkeğini kadınını oyalayacak her düzeni düzenlemişler kurmuşlar. Bowling Club, Golf Club, sörfçüler, şucular bucular, öcüler möcüler… Herkes meşgul! Bowling Club, Golf Club, sörfçüler, şucular bucular, öcüler möcüler… Herkes meşgul!

Herkes; "İşim var, randevum var, gitmem lazım!" I have to go, I must go vs. Herkes; "İşim var, randevum var, gitmem lazım!"

I have to go, I must go vs.

Herkesin telaşı var, işi var gücü var! Ne oluyorsun yahu? Herkesin telaşı var, işi var gücü var!

Ne oluyorsun yahu?

Asıl telaş, asıl iş Allah'ın rızasını kazanmak; hiç ondan haberin var mı? Yok, o nedir?Asıl telaş, asıl iş Allah'ın rızasını kazanmak; hiç ondan haberin var mı?

Yok, o nedir?
O da ne öyle; kilo ile mi satılır, metre ile mi ölçülür? Nasıl bir şey? Haberi yok! O da ne öyle; kilo ile mi satılır, metre ile mi ölçülür? Nasıl bir şey?

Haberi yok!

Evliyaya uğramaz ise yolun Göçtü kervan kaldın dağlar başında Tren kaçtı! Evliyaya uğramaz ise yolun

Göçtü kervan kaldın dağlar başında

Tren kaçtı!

O zamanın treni kervan, şimdinin kervanı da tren! Tren çuf çuf çuf gitti!O zamanın treni kervan, şimdinin kervanı da tren! Tren çuf çuf çuf gitti! Hadi bakalım, hapı yuttun; bundan sonra tren yok, tren yok! Kaldın, dağın başındaki istasyonda kaldın.Hadi bakalım, hapı yuttun; bundan sonra tren yok, tren yok! Kaldın, dağın başındaki istasyonda kaldın. Biraz sonra da haydutlar gelir, kurtlar gelir; kurtlar da gelir yer! Biraz sonra da haydutlar gelir, kurtlar gelir; kurtlar da gelir yer!

Göçtü kervan kaldın dağlar başında! Göçtü kervan kaldın dağlar başında!

Subhaneke lâ ilmelenâ ille mâ allemtenâ inneke ente'l-alîmün hakîm Subhaneke lâ ilmelenâ ille mâ allemtenâ inneke ente'l-alîmün hakîm

Subhane rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn ve selâmun alâ cemîi'l-enbiyâi Subhane rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yesifûn ve selâmun alâ cemîi'l-enbiyâi ve'l-mürselîn ve âli küllin ecmaîn Ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemine. el-Fâtiha! ve'l-mürselîn ve âli küllin ecmaîn

Ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemine.

el-Fâtiha!

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2