Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Evimizde Zikir ve İlim

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

26 Zilka'de 1417 / 04.04.1997
AKRA- Münih/ Almanya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Ak-Radyo’da cuma günleri düzenli olarak konuşmalar yapmıştır. 31 Mart 1993’te başlayıp, vefatından önceki son cuma günü olan, 2 Şubat 2001’e kadar devam eden bu sohbetlerde, hocamız genellikle Râmûzül-Ehâdis’ten, bazen de Muhtârü’l-Ehâdis’ten veya Riyâzu’s-Sâlihîn’den bir miktar hadis-i şerif okuyup, izah etmiştir.

İçinde bulunulan zamanın, ayın, günlerin ihyâ edilmesiyle ilgili bilgiler vermiş ve hatırlatmalarda bulunmuştur. Ayrıca ülkemizi ve insanımızı ilgilendiren güncel konulara temas ettiği de görülmüştür.

Genellikle yurtdışında seyahatte olduğu için çoğu zaman bulunduğu yerden de bahsetmiştir.

Sekiz yıl içerisinde toplam 313 adet sohbet yapmışlardır.

Konuşma Metni

Cumanız mübarek olsun. Size yine Münih'ten hitap ediyorum. Cumanız mübarek olsun.

Size yine Münih'ten hitap ediyorum.

Hac işlemlerinin yapıldığı Zilhicce ayı girecek. Zilkâde bitecek, Zilhicce ayı başlayacak.Hac işlemlerinin yapıldığı Zilhicce ayı girecek. Zilkâde bitecek, Zilhicce ayı başlayacak. Hacıların Zilhicce'nin 9'unda Arafat'a çıkması, 8'inde Mina'ya çıkması lazım,Hacıların Zilhicce'nin 9'unda Arafat'a çıkması, 8'inde Mina'ya çıkması lazım, ona yevm-i terviye deniliyor.ona yevm-i terviye deniliyor. Arefe günü de yine Arafat'a çıkması lazım.Arefe günü de yine Arafat'a çıkması lazım. 0nunda da bayram, Kurban bayramının birinci günü, Arafat'tan Müzdelife'ye gelmiş olmaları,0nunda da bayram, Kurban bayramının birinci günü, Arafat'tan Müzdelife'ye gelmiş olmaları, sabah namazını orada kıldıktan sonra öğleye, ikindiye, neyse Mina'ya gelmiş olmaları lazım. sabah namazını orada kıldıktan sonra öğleye, ikindiye, neyse Mina'ya gelmiş olmaları lazım.

İşte bu Zilhicce'nin 1'inden 10'una kadarki günler senenin en mübarek günlerinden bir kısmı.İşte bu Zilhicce'nin 1'inden 10'una kadarki günler senenin en mübarek günlerinden bir kısmı. "Ramazan ayı on bir ayın sultanı" deriz, Ramazan'ı coşkuyla karşılarız, sevgiyle yaşarız."Ramazan ayı on bir ayın sultanı" deriz, Ramazan'ı coşkuyla karşılarız, sevgiyle yaşarız. İşte o güzel mübarek günlerin on tanesi de bu haccın öncesindeki Zilhicce'nin ilk on günüdür ki İşte o güzel mübarek günlerin on tanesi de bu haccın öncesindeki Zilhicce'nin ilk on günüdür ki çok önemli, sevaplı günlerdendir. çok önemli, sevaplı günlerdendir.

Konuşmama başlamadan önce, sevgili okuyuculara bu günleri ibadetle geçirmelerini,Konuşmama başlamadan önce, sevgili okuyuculara bu günleri ibadetle geçirmelerini, tazarru ve niyazda bulunmalarını, Kur'an okumalarını,tazarru ve niyazda bulunmalarını, Kur'an okumalarını, zikir yapmalarını, gündüzleri oruç tutmalarını tavsiye ederim. zikir yapmalarını, gündüzleri oruç tutmalarını tavsiye ederim. Hele Arefe günü orucu, hacca gitmeyenler için çok kıymetli, çok önemli,Hele Arefe günü orucu, hacca gitmeyenler için çok kıymetli, çok önemli, çok sevaplı bir oruç diye Ramazan'da da, daha önceki konuşmalarımda daçok sevaplı bir oruç diye Ramazan'da da, daha önceki konuşmalarımda da "Not alın, defterlerinize yazın." demiştim. Şimdi artık zamanı yaklaştığı için hatırlatıyorum: "Not alın, defterlerinize yazın." demiştim. Şimdi artık zamanı yaklaştığı için hatırlatıyorum:

Hacca gitmeyen, memleketinde kalan kimselerHacca gitmeyen, memleketinde kalan kimseler Kurban bayramı arefesinde orucu kaçırmamaya gayret etsinler. Kurban bayramı arefesinde orucu kaçırmamaya gayret etsinler.

Arefe gününde tutulan oruç, çok kıymetli bir oruç;Arefe gününde tutulan oruç, çok kıymetli bir oruç; iki senelik günahların bağışlanmasına sebep olduğunu Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde bildiriyor.iki senelik günahların bağışlanmasına sebep olduğunu Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfinde bildiriyor. İlginç olan yönü; "Geçmiş senenin günahları affolur." diye bildiriyor Peygamber Efendimiz,İlginç olan yönü; "Geçmiş senenin günahları affolur." diye bildiriyor Peygamber Efendimiz, bir de gelecek senenin günahlarının, yani daha henüz işlenmemiş,bir de gelecek senenin günahlarının, yani daha henüz işlenmemiş, yaşanmamış olan öndeki günlerin günahlarının bağışlanacağının söylenmesi neyi gösteriyor? yaşanmamış olan öndeki günlerin günahlarının bağışlanacağının söylenmesi neyi gösteriyor?

Demek ki o Arefe'den sonraki sene mübarek geçecek;Demek ki o Arefe'den sonraki sene mübarek geçecek; Allah ömür verecek, o müslümanı sağlık afiyetle yaşatacak, yolunda olacak, şeytana uymayacak,Allah ömür verecek, o müslümanı sağlık afiyetle yaşatacak, yolunda olacak, şeytana uymayacak, günah işlemeden iyi bir kul olarak yaşayacak. Esrarengiz bir müjde bu. Benim için çok ilginç. günah işlemeden iyi bir kul olarak yaşayacak. Esrarengiz bir müjde bu. Benim için çok ilginç.

Arefe günü orucunu kaçırmasınlar. Kurban bayramı arefesinin oruçlu geçirilmesine gayret etsinler.Arefe günü orucunu kaçırmasınlar. Kurban bayramı arefesinin oruçlu geçirilmesine gayret etsinler. Hacılar için doğru değil, mekruh. Hacılar için doğru değil, mekruh.

Hacılar hac vazifesini yapacaklar. Onların oruç tutması mekruh. Çünkü yorgunluk oluyor.Hacılar hac vazifesini yapacaklar. Onların oruç tutması mekruh. Çünkü yorgunluk oluyor. Oraları sıcak diye duyuyoruz.Oraları sıcak diye duyuyoruz. O sıcaklarda halsizlik, yorgunluk oluyor; hac vazifelerini yapamıyorlar, hastaneye düşüyorlar.O sıcaklarda halsizlik, yorgunluk oluyor; hac vazifelerini yapamıyorlar, hastaneye düşüyorlar. Dinimiz de zaten hacılar için uygun bulmamış.Dinimiz de zaten hacılar için uygun bulmamış. Hacıların en güzel işi, orada hac vazifesini güzel yapmak, zikirlerini, ibadetlerini güzel îfâ eylemek. Hacıların en güzel işi, orada hac vazifesini güzel yapmak, zikirlerini, ibadetlerini güzel îfâ eylemek.

Hac ve bütün ibadetlerin en önemli parçası, bölümü, bel kemiği, temel direği zikirdir.Hac ve bütün ibadetlerin en önemli parçası, bölümü, bel kemiği, temel direği zikirdir. Yani orada Arafat'da lâ ilâhe illallah diyerek, tevbe istiğfar eyleyerek, zikrederek,Yani orada Arafat'da lâ ilâhe illallah diyerek, tevbe istiğfar eyleyerek, zikrederek, Kur'an okuyarak vakitlerini geçirirler. Onlar oradan çok büyük sevap alacaklar. Kur'an okuyarak vakitlerini geçirirler. Onlar oradan çok büyük sevap alacaklar. Hacca gitmeyenler de oruç tutarak o sevabı kazansınlar. Hacca gitmeyenler de oruç tutarak o sevabı kazansınlar.

Tabii Arefe'ye, bayrama kadarki günleri de çok ibadetlerle, sadakalar vererek,Tabii Arefe'ye, bayrama kadarki günleri de çok ibadetlerle, sadakalar vererek, hayırlar yaparak güzel geçirmeye dikkat etsinler.hayırlar yaparak güzel geçirmeye dikkat etsinler. Evlerini Ramazan'da olduğu gibi canlı tutsunlar, canlandırsınlar;Evlerini Ramazan'da olduğu gibi canlı tutsunlar, canlandırsınlar; ibadetin zevki, şevki evleri nurlandırsın. ibadetin zevki, şevki evleri nurlandırsın.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz İmam Buhârî, Müslim gibiPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz İmam Buhârî, Müslim gibi kıymetli kaynakların naklettiğine göre, Ebû Mûse'l-Eş'arî radıyallahu anh'ten, buyurmuş ki; kıymetli kaynakların naklettiğine göre, Ebû Mûse'l-Eş'arî radıyallahu anh'ten, buyurmuş ki;

Meselü'l-beytillezî yüzkeru'llâhu fîhi ve'l-beytüllezîMeselü'l-beytillezî yüzkeru'llâhu fîhi ve'l-beytüllezî lâ yüzkeru'llâhi fîhi meselü'l-hayyi ve'l-meyyiti. lâ yüzkeru'llâhi fîhi meselü'l-hayyi ve'l-meyyiti.

İçinde Allah'ın anıldığı, zikredildiği bir ev ile İçinde Allah'ın anıldığı, zikredildiği bir ev ile içinde Allah'ın anılmadığı, zikredilmediği bir ev neye benzer? içinde Allah'ın anılmadığı, zikredilmediği bir ev neye benzer?

Diri ile ölüye benzer. Yani içinde Allah anılan ev canlı gibidir, hayat sahibi gibidir;Diri ile ölüye benzer. Yani içinde Allah anılan ev canlı gibidir, hayat sahibi gibidir; içinde Allah'ın anılmadığı ev de ölmüş gibidir, ölü insan gibidir. Bu çok önemli bir şey.içinde Allah'ın anılmadığı ev de ölmüş gibidir, ölü insan gibidir.

Bu çok önemli bir şey.
Evlerimizi zikrullahla, ibadetle, mübarek faaliyetlerle, ilimle, irfanla,Evlerimizi zikrullahla, ibadetle, mübarek faaliyetlerle, ilimle, irfanla, canlı birer yuva haline, pırıl pırıl, dipdiri bir yuva haline getirelim. canlı birer yuva haline, pırıl pırıl, dipdiri bir yuva haline getirelim.

Evinizde topluca ibadetin, zikrin keyfini, zevkini yaşamaya alışın.Evinizde topluca ibadetin, zikrin keyfini, zevkini yaşamaya alışın. Sorun, soruşturun, öğrenin, bunu nasıl yapacağınızı düşünün. Sorun, soruşturun, öğrenin, bunu nasıl yapacağınızı düşünün.

Mesela zikrin bir çeşidi Kur'an okumaktır.Mesela zikrin bir çeşidi Kur'an okumaktır. Mesela evde birisi Kur'ân-ı Kerîm okur, ötekiler dinler;Mesela evde birisi Kur'ân-ı Kerîm okur, ötekiler dinler; böylece evin içinde zikrin zevki, şevki, keyfi, sefası yaşanmış olur.böylece evin içinde zikrin zevki, şevki, keyfi, sefası yaşanmış olur. Sonra "Hadi bakalım çocuklar, hep beraber binbir tane İhlâs okuyalım.Sonra "Hadi bakalım çocuklar, hep beraber binbir tane İhlâs okuyalım. Alın bakalım ellerinize tesbihi; siz şu kadar okuyun, siz şu kadar okuyun..." İşte buyurun,Alın bakalım ellerinize tesbihi; siz şu kadar okuyun, siz şu kadar okuyun..." İşte buyurun, bir kulhuvallâh okumak zikri. Veyahut "70 bin kelime-i tevhid, lâ ilâhe illallah çekelim;bir kulhuvallâh okumak zikri. Veyahut "70 bin kelime-i tevhid, lâ ilâhe illallah çekelim; hadi bakalım siz şu kadar alın, siz şu kadar alın, bir hafta içinde bunu bitireceğiz." gibi.hadi bakalım siz şu kadar alın, siz şu kadar alın, bir hafta içinde bunu bitireceğiz." gibi. Hâsılı evi mânevî bakımdan mâmur hale getirmek lazım. Hâsılı evi mânevî bakımdan mâmur hale getirmek lazım.

Benim tanıdığım -eski- şuurlu, zarif, tatlı arkadaşlar vardı;Benim tanıdığım -eski- şuurlu, zarif, tatlı arkadaşlar vardı; kandil gecelerinde, mübarek gecelerde evlerinin camlarını süslerlerdi. Neden? kandil gecelerinde, mübarek gecelerde evlerinin camlarını süslerlerdi.

Neden?

"Bu ev niye böyle süslenmiş?" diye herkes merak etsin, anlasın diye. "Bu ev niye böyle süslenmiş?" diye herkes merak etsin, anlasın diye.

Ben şimdi Almanya'da gezdiğim esnada görüyorum; Almanlar dinlerine, örflerine, kiliselerine,Ben şimdi Almanya'da gezdiğim esnada görüyorum; Almanlar dinlerine, örflerine, kiliselerine, tarihlerine, tarihî binalarına o kadar kuvvetli bir şekilde sahipler kitarihlerine, tarihî binalarına o kadar kuvvetli bir şekilde sahipler ki doğrusu bizde niye bu kadar değil diye ben üzülüyorum.doğrusu bizde niye bu kadar değil diye ben üzülüyorum. Bunları takdir ediyorum, bizdeki ihmallere de çok üzülüyorum.Bunları takdir ediyorum, bizdeki ihmallere de çok üzülüyorum. Ecdadımızın eserlerini korumamız lazım. Hatıraları korumamız lazım.Ecdadımızın eserlerini korumamız lazım. Hatıraları korumamız lazım. Güzel günleri kendi keyfimize, ölçümüze göre yaşamamız lazım. Güzel günleri kendi keyfimize, ölçümüze göre yaşamamız lazım.

Mesela, canlı mukayese ile, karşılaştırma ile anlatalım. Yılbaşını kutlamak bize dışarıdan gelmiş âdet.Mesela, canlı mukayese ile, karşılaştırma ile anlatalım. Yılbaşını kutlamak bize dışarıdan gelmiş âdet. Dedelerimiz bunu kutlamazlardı, yılbaşını da bilmezlerdi, kutlamazlardı da. Dedelerimiz bunu kutlamazlardı, yılbaşını da bilmezlerdi, kutlamazlardı da. Yılbaşı Avrupalılar için kutsal bir dönem, kutsal bir tatil.Yılbaşı Avrupalılar için kutsal bir dönem, kutsal bir tatil. Hz. İsa aleyhisselam tabii bizim de sevdiğimiz, saydığımız bir peygamber amaHz. İsa aleyhisselam tabii bizim de sevdiğimiz, saydığımız bir peygamber ama Hz. İsa'nın o dikilen çam ağacına ineceğini düşünüyorlar. Ağacı süslemelerinin sebebi dinî...Hz. İsa'nın o dikilen çam ağacına ineceğini düşünüyorlar. Ağacı süslemelerinin sebebi dinî... Halbuki böyle bir şey bahis konusu değil. Halbuki böyle bir şey bahis konusu değil. Hıristiyan âdetlerine uymamayı Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor.Hıristiyan âdetlerine uymamayı Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor. Çünkü müslümanın köklü ve doğru olan şeyleri yapması lazım. Çünkü müslümanın köklü ve doğru olan şeyleri yapması lazım. Yılbaşı kutlaması âdetâ gazetelerin, televizyonların, halkın, kolejlerde okuyan kimselerinYılbaşı kutlaması âdetâ gazetelerin, televizyonların, halkın, kolejlerde okuyan kimselerin veya dinî tahsil almayan, dinî şuura kavuşamamış kimselerin sanki millî bir bayrammış gibi,veya dinî tahsil almayan, dinî şuura kavuşamamış kimselerin sanki millî bir bayrammış gibi, sanki yüzyıllardır kutlanıyormuş gibi kutladığı bir şey haline geldi. Halbuki onu özelikle yapmamak lazım.sanki yüzyıllardır kutlanıyormuş gibi kutladığı bir şey haline geldi. Halbuki onu özelikle yapmamak lazım. Kendi örfümüz ve âdetimize bağlanmazsak başkalarını taklit ede ede eririz, kayboluruz. Kendi örfümüz ve âdetimize bağlanmazsak başkalarını taklit ede ede eririz, kayboluruz.

Ben şimdi burada yine bir şey duydum.Ben şimdi burada yine bir şey duydum. Fransa'da Fransızca karşılığı olan yabancı bir kelimeyi ahali kullanırsa ceza koyacaklarmış. Fransa'da Fransızca karşılığı olan yabancı bir kelimeyi ahali kullanırsa ceza koyacaklarmış. Bugünlerde o konuşuluyormuş. Tespit edildiği takdirde, mesela radyoda konuştu, Bugünlerde o konuşuluyormuş. Tespit edildiği takdirde, mesela radyoda konuştu, televizyonda konuştu veya gazetede yazdı, dergide yazdı televizyonda konuştu veya gazetede yazdı, dergide yazdı veya bir nutukta, herkesin, şahitlerin huzurunda konuştu; ceza yazacaklarmış. Bu niçin? veya bir nutukta, herkesin, şahitlerin huzurunda konuştu; ceza yazacaklarmış.

Bu niçin?

Fransızların dil sevgisi, kendi dillerine olan saygısı.Fransızların dil sevgisi, kendi dillerine olan saygısı. "Kendi dilimizde o kavramı karşılamak için kelime varken niye bir başka kelimeyi kullanalım?" diye"Kendi dilimizde o kavramı karşılamak için kelime varken niye bir başka kelimeyi kullanalım?" diye kendi kendilerine soruyorlar, bunu anlamsız buluyorlar ve kullanmıyorlar.kendi kendilerine soruyorlar, bunu anlamsız buluyorlar ve kullanmıyorlar. Kullananı da cezalandırmayı uygun görüyorlar. Şimdi bu bana benim şakamı hatırlattı.Kullananı da cezalandırmayı uygun görüyorlar.

Şimdi bu bana benim şakamı hatırlattı.
Vaazlarımda, konuşmalarımda yabancı kelimeleri kullanmayalım diyeVaazlarımda, konuşmalarımda yabancı kelimeleri kullanmayalım diye latife yoluyla bunu anlatmaya çalışıyorum. latife yoluyla bunu anlatmaya çalışıyorum. Tabii bizim de böyle kendi örfümüze, dilimize, âdetimize, ecdâdımıza sevgi ve saygı dolu olmamız lazım.Tabii bizim de böyle kendi örfümüze, dilimize, âdetimize, ecdâdımıza sevgi ve saygı dolu olmamız lazım. Eski eserlerimizi korumamız lazım. Eski eserler çalınmamalı, satılmamalı. Eski eserlerimizi korumamız lazım. Eski eserler çalınmamalı, satılmamalı. Eski eserler Almanya'nın, Fransa'nın, Hollanda'nın, Danimarka'nın, Eski eserler Almanya'nın, Fransa'nın, Hollanda'nın, Danimarka'nın, Amerika'nın müzelerini süslememeliydi, bizde kalmalıydı. Amerika'nın müzelerini süslememeliydi, bizde kalmalıydı.

Dün de mesela televizyonda acıyla izledim.Dün de mesela televizyonda acıyla izledim. Kocaman bir tarih, 350 yıllık bir tarih, bir tekke, bir cami cayır cayır yandı. Kocaman bir tarih, 350 yıllık bir tarih, bir tekke, bir cami cayır cayır yandı. Yani Almanya'da böyle şeylerin yanmaması için önceden itfaiye o kadar kuvvetli tedbirler alıyormuş,Yani Almanya'da böyle şeylerin yanmaması için önceden itfaiye o kadar kuvvetli tedbirler alıyormuş, o kadar şartlar koyuyormuş ki; "İşte burada yangın olursa şöyle yapılacak,o kadar şartlar koyuyormuş ki; "İşte burada yangın olursa şöyle yapılacak, böyle yapılacak, şu cihazlar buraya yerleştirilecek. Buraya bina yangın olduğu zaman araba girmiyor,böyle yapılacak, şu cihazlar buraya yerleştirilecek. Buraya bina yangın olduğu zaman araba girmiyor, girmediğine göre şurası yıkılacak, şurası genişletilecek,girmediğine göre şurası yıkılacak, şurası genişletilecek, şurada şu tedbir alınacak, şuraya musluk konulacak..."şurada şu tedbir alınacak, şuraya musluk konulacak..." İtfaiye genel müdürünü gördüm, başına miğferini geçirmiş, ilk sözü şu oldu: İtfaiye genel müdürünü gördüm, başına miğferini geçirmiş, ilk sözü şu oldu:

"Biliyorsunuz, yangın yerine ulaşmak çok zor, arabalar girmiyor." Niye? "Biliyorsunuz, yangın yerine ulaşmak çok zor, arabalar girmiyor."

Niye?

Önceden tedbir almamışız. Onun için cayır cayır bir tarih kül oldu!Önceden tedbir almamışız. Onun için cayır cayır bir tarih kül oldu! Eserler kaçırılmaya çalışıldı ama ne kadar kıymetli eserler de yanmıştır. Eserler kaçırılmaya çalışıldı ama ne kadar kıymetli eserler de yanmıştır.

Biz kendi ecdadımızın her şeyinin, tarihimizin korunmasını istiyoruz. Biz kendi ecdadımızın her şeyinin, tarihimizin korunmasını istiyoruz.

Almanya koruyor. Şimdi ben iki gündür Bavyera'da geziyorum.Almanya koruyor. Şimdi ben iki gündür Bavyera'da geziyorum. Krallarının saraylarını, tarihî eserlerini, köylerini geziyorum. Köyleri buram buram tarih kokuyor.Krallarının saraylarını, tarihî eserlerini, köylerini geziyorum. Köyleri buram buram tarih kokuyor. Binalar aynen korunmuş, yani betonarme bina yığınları değil, oraya mahsus.Binalar aynen korunmuş, yani betonarme bina yığınları değil, oraya mahsus. Kıyafetleri aynen, başlarında şapkalar var, eski minyatürlerde,Kıyafetleri aynen, başlarında şapkalar var, eski minyatürlerde, resimlerde görülen insan kıyafetleri; pantolonları dizlerine kadar kısa, resimlerde görülen insan kıyafetleri; pantolonları dizlerine kadar kısa, çorapları yukarıya çekilmiş, şapkalarında tüy var vesaire. çorapları yukarıya çekilmiş, şapkalarında tüy var vesaire.

Biz öyle bir şey yapsak herkes yamuk yamuk bakar, ters ters bakar, kızar; Biz öyle bir şey yapsak herkes yamuk yamuk bakar, ters ters bakar, kızar;

"Allah Allah, hangi çağda yaşıyoruz?" "Allah Allah, hangi çağda yaşıyoruz?"

Yirminci yüzyılda yaşıyoruz ama ecdadımızı seviyoruz, benliği korumaya çalışıyoruz.Yirminci yüzyılda yaşıyoruz ama ecdadımızı seviyoruz, benliği korumaya çalışıyoruz. İlmimizi, irfanımızı, medeniyetimizin kıymetini herkese göstermemiz lazım. Gösterince de güzel oluyor. İlmimizi, irfanımızı, medeniyetimizin kıymetini herkese göstermemiz lazım. Gösterince de güzel oluyor. Emin olun, İstanbul'daki, Türkiye'deki her şeyimiz, köyümüz, evimiz, giyimimiz, kuşamımız, Emin olun, İstanbul'daki, Türkiye'deki her şeyimiz, köyümüz, evimiz, giyimimiz, kuşamımız, evimizin içindeki mobilyalar, üstümüzdeki kılık kıyafet, örflerimiz,evimizin içindeki mobilyalar, üstümüzdeki kılık kıyafet, örflerimiz, âdetlerimiz, yemeklerimiz keşke aynen korunsaydı! âdetlerimiz, yemeklerimiz keşke aynen korunsaydı! Bütün dünya bize bizi seyretmek için akın akın gelirdi. Bütün dünya bize bizi seyretmek için akın akın gelirdi. "Ya bunlar değişik bir medeniyetin mensupları, bunlar nasıl insanlar?" diye gelirlerdi. "Ya bunlar değişik bir medeniyetin mensupları, bunlar nasıl insanlar?" diye gelirlerdi.

Tarihin kıymetini bilmek lazım. Tarihin kıymetini bilmek lazım.

Bu arada da tabii bunları niçin açtığımızı tekrar hatırlatayım;Bu arada da tabii bunları niçin açtığımızı tekrar hatırlatayım; evimizde bu güzel günleri ailece yaşayalım, yaşamaya alışalım, öğrenelim. On günlük bir bayram geliyor. evimizde bu güzel günleri ailece yaşayalım, yaşamaya alışalım, öğrenelim. On günlük bir bayram geliyor.

"Hocam, bu takvimlerde yazılı bir bayram değil."Hocam, bu takvimlerde yazılı bir bayram değil. Hiç kimse şimdiye kadar söylemedi, sen nereden söylüyorsan?" derseniz; Hiç kimse şimdiye kadar söylemedi, sen nereden söylüyorsan?" derseniz;

Hadîs-i şerîften söylüyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizHadîs-i şerîften söylüyorum. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu on günün çok sevaplı günler olduğunu,bu on günün çok sevaplı günler olduğunu, bu on günde yapılan ibadetlerin çok kıymetli olduğunu bildiriyor. bu on günde yapılan ibadetlerin çok kıymetli olduğunu bildiriyor. İbadeti, zikri, orucu tavsiye ediyor. Hayrı, hasenâtı tavsiye ediyor.İbadeti, zikri, orucu tavsiye ediyor. Hayrı, hasenâtı tavsiye ediyor. Ben de onun için tavsiye ediyorum. Kendiliğimden bir şey söylemiyorum. Hadis kitabını açıyorum.Ben de onun için tavsiye ediyorum. Kendiliğimden bir şey söylemiyorum. Hadis kitabını açıyorum. Unutulmuş da olsa güzel şeyleri hatırlatmak istiyorum.Unutulmuş da olsa güzel şeyleri hatırlatmak istiyorum. Unutulmuş güzel âdetlerimizi canlandırmak istiyorum. Eski eserlerimizi korumak istiyorum.Unutulmuş güzel âdetlerimizi canlandırmak istiyorum. Eski eserlerimizi korumak istiyorum. Cihanın bizi sevmesini, saymasını sağlayan,Cihanın bizi sevmesini, saymasını sağlayan, herkesin hayranlığını toplayan güzelliklerimizi korumak istiyorum.herkesin hayranlığını toplayan güzelliklerimizi korumak istiyorum. Onun için on günü, hadi bakalım, Ramazan gibi, evde güzel,Onun için on günü, hadi bakalım, Ramazan gibi, evde güzel, belli olacak şekilde süslemelerle, davranışlarla, yaşam şekliyle,belli olacak şekilde süslemelerle, davranışlarla, yaşam şekliyle, zikirle, Kur'an'la, tatlı şekillerde yaşayalım. zikirle, Kur'an'la, tatlı şekillerde yaşayalım.

Gelelim okumak istediğim öteki hadîs-i şerîflere: Gelelim okumak istediğim öteki hadîs-i şerîflere:

Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh'ten Taberânî rivayet etmiş.Ebu'd-Derdâ radıyallahu anh'ten Taberânî rivayet etmiş. Bu da biraz çocukları biraz da yaşlıları ilgilendiren bir hadîs-i şerîf.Bu da biraz çocukları biraz da yaşlıları ilgilendiren bir hadîs-i şerîf. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki;

Meselü'llezî yeteallemü'l-ilme fî sıgârihî ke'n-nakşı ale'l-haceriMeselü'llezî yeteallemü'l-ilme fî sıgârihî ke'n-nakşı ale'l-haceri ve meselü'llezî yeteallemü'l-ilme fî kiberihî ke'llezî yektübü ale'l-mâ'. ve meselü'llezî yeteallemü'l-ilme fî kiberihî ke'llezî yektübü ale'l-mâ'.

Başka edebî kitaplarda, eski el yazması eserlerde buna benzer sözleri okumuştumBaşka edebî kitaplarda, eski el yazması eserlerde buna benzer sözleri okumuştum ama hadîs-i şerîf olarak ilk defa siz duymuş oluyorsunuz.ama hadîs-i şerîf olarak ilk defa siz duymuş oluyorsunuz. Demek ki o güzel sözlerin de kaynağı hadîs-i şerîf imiş. Efendimiz buyuruyor ki; Demek ki o güzel sözlerin de kaynağı hadîs-i şerîf imiş. Efendimiz buyuruyor ki;

"Küçükken ilim öğrenen insan, taşın üzerine kitâbe yazan,"Küçükken ilim öğrenen insan, taşın üzerine kitâbe yazan, nakış yapan, taşın üzerine kazıyarak yazıyı, nakışları yapan insan gibidir." nakış yapan, taşın üzerine kazıyarak yazıyı, nakışları yapan insan gibidir."

Aklına, hafızasına öğrendiği ilimler kitabe gibi kazınır.Aklına, hafızasına öğrendiği ilimler kitabe gibi kazınır. Romalılar'dan kalma kitâbeler, Abbasîler'den kalma anıt, caminin üzerindeki yazı diyoruz.Romalılar'dan kalma kitâbeler, Abbasîler'den kalma anıt, caminin üzerindeki yazı diyoruz. Taş oldu mu kalıyor ve okunuyor. Taş oldu mu kalıyor ve okunuyor. Çünkü taş dayanıklı bir malzeme, derin derin kazınmış olunca içine, üstüne, kalıyor.Çünkü taş dayanıklı bir malzeme, derin derin kazınmış olunca içine, üstüne, kalıyor. Küçükken öğrenilmiş ilim, taşın üzerine yapılmış şekiller, yazılar, nakışlar gibidir. Küçükken öğrenilmiş ilim, taşın üzerine yapılmış şekiller, yazılar, nakışlar gibidir. Yani kalıcıdır, hatırında kalır. Yani kalıcıdır, hatırında kalır.

Ve meselü'llezî yeteallemü'l-ilme fî kiberihî. "İnsan yaşlandığı zaman ilim öğrenirse."Ve meselü'llezî yeteallemü'l-ilme fî kiberihî. "İnsan yaşlandığı zaman ilim öğrenirse." Ke'llezî yektübü ale'l-mâ'. "O zaman suyun üzerine yazı yazmış gibi olur." Ke'llezî yektübü ale'l-mâ'. "O zaman suyun üzerine yazı yazmış gibi olur."

Daha yazarken harfler kayboluyor. Çünkü satıh düzleniyor.Daha yazarken harfler kayboluyor. Çünkü satıh düzleniyor. Kum olsa kalacak biraz, yani kum üzerine yazı yazmak gibi desek, işte yağmurda,Kum olsa kalacak biraz, yani kum üzerine yazı yazmak gibi desek, işte yağmurda, rüzgârda kum düzlenecek, o yazılar çabucak kaybolacak,rüzgârda kum düzlenecek, o yazılar çabucak kaybolacak, bir mevsimde kaybolacak, bir haftada kaybolacak.bir mevsimde kaybolacak, bir haftada kaybolacak. Ama "Yaşlılıkta ilim öğrenmek, suyun üstüne yazı yazmak gibi." deyince, öğrenirken unutulacak demek. Ama "Yaşlılıkta ilim öğrenmek, suyun üstüne yazı yazmak gibi." deyince, öğrenirken unutulacak demek.

Hakikaten insan yaşlandığı zaman, Allah tabii sıhhat afiyet versin,Hakikaten insan yaşlandığı zaman, Allah tabii sıhhat afiyet versin, güç kuvvet versin, hafızası canlı olsun... İnsan müslüman yaşarsa hafızası da canlı olur.güç kuvvet versin, hafızası canlı olsun... İnsan müslüman yaşarsa hafızası da canlı olur. Küçükten beri Kur'an'ı ezberlemişse, hafızasını kullanmışsa,Küçükten beri Kur'an'ı ezberlemişse, hafızasını kullanmışsa, yaşlandığı zaman da o canlı hafıza devam eder, dinç kalır, ihtiyarlamaz, bunamaz, tatlı bir insan olur.yaşlandığı zaman da o canlı hafıza devam eder, dinç kalır, ihtiyarlamaz, bunamaz, tatlı bir insan olur. Bizim mütedeyyin, erbâb-ı hal dediğimiz ârif ihtiyarlar cihanı fethediyorlar. Bizim mütedeyyin, erbâb-ı hal dediğimiz ârif ihtiyarlar cihanı fethediyorlar.

Bir Mevlevî şeyhi, rahmetli, Almanya'ya gelmiş, anlatıyorlar buralarda;Bir Mevlevî şeyhi, rahmetli, Almanya'ya gelmiş, anlatıyorlar buralarda; o kadar beğenilmiş ki etrafına Almanlar toplanmışlar, ağızları açık, hayret içindeo kadar beğenilmiş ki etrafına Almanlar toplanmışlar, ağızları açık, hayret içinde o ihtiyar adamın zerafetine, -yani Mevlevî şeyhinin- tatlı davranışlarına, güzel sözlerine,o ihtiyar adamın zerafetine, -yani Mevlevî şeyhinin- tatlı davranışlarına, güzel sözlerine, nezaketine, inceliğine, bilgisine, ilmine, irfanına hayran kalmışlar. nezaketine, inceliğine, bilgisine, ilmine, irfanına hayran kalmışlar. Mevlevî şeyhi Almanya'yı, Almanlar'ın gönüllerini fethetmiş. Mevlevî şeyhi Almanya'yı, Almanlar'ın gönüllerini fethetmiş.

Demek ki İslâmca olunca her şey güzel oluyor. Demek ki İslâmca olunca her şey güzel oluyor.

Ama bu hadîs-i şerîften bizim çıkartmamız gereken bir ders varsa, diyeceğiz ki;Ama bu hadîs-i şerîften bizim çıkartmamız gereken bir ders varsa, diyeceğiz ki; çocuklarımıza küçükken ilmi öğretelim, İslâm'ı öğretelim. çocuklarımıza küçükken ilmi öğretelim, İslâm'ı öğretelim. Hatta bazıları 4 yaş 4 ay 4 günken başlatırlar,Hatta bazıları 4 yaş 4 ay 4 günken başlatırlar, "Hocam şuna bir besmele çektir, Rabbi yessir'i öğret, bu yaşta başlasın." diye. "Hocam şuna bir besmele çektir, Rabbi yessir'i öğret, bu yaşta başlasın." diye. Tabii küçükten çocuk öğrenmeye başlıyor.Tabii küçükten çocuk öğrenmeye başlıyor. Aslında çocuk doğduğu andan itibaren cihanı öğrenmeye başlıyor, yavaş yavaş tanıyor.Aslında çocuk doğduğu andan itibaren cihanı öğrenmeye başlıyor, yavaş yavaş tanıyor. Annesini tanıyor, annesinin tebessümünü tanıyor, çevreyi tanıyor derken yavaş yavaş bilgileri birikiyor.Annesini tanıyor, annesinin tebessümünü tanıyor, çevreyi tanıyor derken yavaş yavaş bilgileri birikiyor. Çocuğu doğmadan önce terbiye etmeye başlamak lazım.Çocuğu doğmadan önce terbiye etmeye başlamak lazım. Doğduğu zamandan [itibaren] çocuğun yanındaki sözlere, hareketlere çok dikkat etmek lazım.Doğduğu zamandan [itibaren] çocuğun yanındaki sözlere, hareketlere çok dikkat etmek lazım. Çocuğa karşı davranışlarına insanın çok dikkat etmesi lazım. Çocuk çünkü her an bir şey öğreniyor.Çocuğa karşı davranışlarına insanın çok dikkat etmesi lazım. Çocuk çünkü her an bir şey öğreniyor. Çocuğa ihtimam edersiniz, gayet terbiyeli olarak yetiştirmek istersiniz; Çocuğa ihtimam edersiniz, gayet terbiyeli olarak yetiştirmek istersiniz; çocuk bir gün sokağa çıkar, parkta oynarkençocuk bir gün sokağa çıkar, parkta oynarken edepsiz çocuklardan iki tane kötü söz duyar, evde gelir pat diye onu söyler. Neden? edepsiz çocuklardan iki tane kötü söz duyar, evde gelir pat diye onu söyler.

Neden?

Hiç duymadığı bir sözdür, merak etmiştir, aklına hemen takılmıştır.Hiç duymadığı bir sözdür, merak etmiştir, aklına hemen takılmıştır. Çünkü hemen alıyor, teyp gibi, resim gibi alıyor, hatırında kalıyor.Çünkü hemen alıyor, teyp gibi, resim gibi alıyor, hatırında kalıyor. Demek ki çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeye çok dikkat edelim. Demek ki çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeye çok dikkat edelim.

Küçükten öğretelim. Daha okula gitmeden öğretelim. Küçükten öğretelim. Daha okula gitmeden öğretelim.

Ben şimdi kardeşlerime tavsiye ediyorum, özellikle teşvik ediyorum; Ben şimdi kardeşlerime tavsiye ediyorum, özellikle teşvik ediyorum;

"Çocuklarımızı anaokullarımıza verelim." diyorum. "Çocuklarımızı anaokullarımıza verelim." diyorum.

Çocuk anaokulunda yetiştiği zaman, yuvada yetiştiği zaman,Çocuk anaokulunda yetiştiği zaman, yuvada yetiştiği zaman, içtimaî hayata, yani toplu yaşamaya daha iyi intibak ediyor.içtimaî hayata, yani toplu yaşamaya daha iyi intibak ediyor. Birçok şeyi daha güzel öğreniyor. Birçok şeyi daha güzel öğreniyor. Mürebbiyenin, terbiyeci hanımın elinde daha güzel şeyler öğreniyor. Mürebbiyenin, terbiyeci hanımın elinde daha güzel şeyler öğreniyor. Belki evde annesi mutfakta iş yaparken çocuğuna bakamıyor,Belki evde annesi mutfakta iş yaparken çocuğuna bakamıyor, belki çocukların sayısı çok olduğundan onun terbiyesi ihmale uğrayabiliyor. belki çocukların sayısı çok olduğundan onun terbiyesi ihmale uğrayabiliyor.

Onun için çocukları küçükten yetiştirmeye başlayacağız. Dinini öğreteceğiz.Onun için çocukları küçükten yetiştirmeye başlayacağız. Dinini öğreteceğiz. Güzel güzel ibadetleri yapmasını sağlayacak bilgileri öğreteceğiz. Ahlâkı öğreteceğiz.Güzel güzel ibadetleri yapmasını sağlayacak bilgileri öğreteceğiz. Ahlâkı öğreteceğiz. Çocuk büluğ yaşına yani 10-12 yaşına gelmeden önceÇocuk büluğ yaşına yani 10-12 yaşına gelmeden önce haramları-helalleri öğrenmeli, günahları-sevapları ezbere bilmeli.haramları-helalleri öğrenmeli, günahları-sevapları ezbere bilmeli. Duvarlarımızda bunlar satır satır yazılı olmalı; "İçki haram. Faiz haram. Yalan haram.Duvarlarımızda bunlar satır satır yazılı olmalı; "İçki haram. Faiz haram. Yalan haram. Zulüm haram." diye hem görünür şeyleri Zulüm haram." diye hem görünür şeyleri hem de görünmez değerleri çocuklara tanıtmamız lazım. Küçükten olması lazım. hem de görünmez değerleri çocuklara tanıtmamız lazım. Küçükten olması lazım.

Ama bazen küçükten olmuyor da, çeşitli mahrumiyetler, ihmaller veya hayatın cilveleri...Ama bazen küçükten olmuyor da, çeşitli mahrumiyetler, ihmaller veya hayatın cilveleri... Adam sonradan aklı başına geliyor, müslümanlaşıyor, öğrenmeye çalışıyor. Adam sonradan aklı başına geliyor, müslümanlaşıyor, öğrenmeye çalışıyor. Tabii o da iyi, o da sevap ama artık hafızasında kalmıyor.Tabii o da iyi, o da sevap ama artık hafızasında kalmıyor. Çünkü her yaşın kendine göre çileleri, sıkıntıları, vasıfları var. O zaman hafızasında kalmıyor.Çünkü her yaşın kendine göre çileleri, sıkıntıları, vasıfları var. O zaman hafızasında kalmıyor. Küçükken sokakta bir defa duyduğu sözü unutmuyorKüçükken sokakta bir defa duyduğu sözü unutmuyor ama büyüdüğü zaman on defa, yüz defa söylenen şeyi unutuyor. ama büyüdüğü zaman on defa, yüz defa söylenen şeyi unutuyor.

Bu arada yine ben cesaret verici bir şey söyleyeyim:Bu arada yine ben cesaret verici bir şey söyleyeyim: Bir şey tekrar edildiği zaman öğrenilmiyor gibi görünen şeyler de öğrenilmeye başlanır.Bir şey tekrar edildiği zaman öğrenilmiyor gibi görünen şeyler de öğrenilmeye başlanır. "Benim hafızam zayıfladı, artık ezberleyemiyorum." diyen bir insan da "Benim hafızam zayıfladı, artık ezberleyemiyorum." diyen bir insan da hafızasını çalıştırmaya biraz eğildiği zaman hafızasını işlemeye başlar.hafızasını çalıştırmaya biraz eğildiği zaman hafızasını işlemeye başlar. Yani işlemiyor gibi olan şey, paslanmış gibi olan şey yağlanırsaYani işlemiyor gibi olan şey, paslanmış gibi olan şey yağlanırsa tekrar çalıştığı gibi çalışmaya başlar. İlmi küçükten öğrenmeliyiz.tekrar çalıştığı gibi çalışmaya başlar.

İlmi küçükten öğrenmeliyiz.
Küçükten öğrenmemiş isek büyüdüğümüz zaman da ihmal etmemeliyiz.Küçükten öğrenmemiş isek büyüdüğümüz zaman da ihmal etmemeliyiz. Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışmalıyız.Beşikten mezara kadar ilim öğrenmeye çalışmalıyız. Ama küçükken öğrenilen ilim çok kıymetlidir. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeye dikkat etmeliyiz. Ama küçükken öğrenilen ilim çok kıymetlidir. Çocuklarımızı iyi yetiştirmeye dikkat etmeliyiz.

Bu arada güncel meselelerden birisini söylemek istiyorum.Bu arada güncel meselelerden birisini söylemek istiyorum. İster Diyanet'e bağlı olsun, ister özel evlerde şu veya bu şekilde olsun,İster Diyanet'e bağlı olsun, ister özel evlerde şu veya bu şekilde olsun, çocuklarımıza Kur'ân-ı Kerîm'i öğretmemiz lazım.çocuklarımıza Kur'ân-ı Kerîm'i öğretmemiz lazım. Belki çocuğumuzu, kızımızı dizimizin dibinden ayırmamız uygun olmayabilir,Belki çocuğumuzu, kızımızı dizimizin dibinden ayırmamız uygun olmayabilir, Kur'an kursuna yatılı vermek uygun olmayabilir. Ama evimizde Kur'ân-ı Kerîm'i öğretmeliyiz. Kur'an kursuna yatılı vermek uygun olmayabilir. Ama evimizde Kur'ân-ı Kerîm'i öğretmeliyiz. Birkaç kişinin çocuğunu da toplayıp öğretmeliyiz.Birkaç kişinin çocuğunu da toplayıp öğretmeliyiz. Buna Diyanet de hükümet de bir şey dememeli. Netice itibariyle Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenecek. Buna Diyanet de hükümet de bir şey dememeli. Netice itibariyle Kur'ân-ı Kerîm'i öğrenecek.

Sonra bu İmam-Hatip okulları bugünlerde çok konuşuluyor.Sonra bu İmam-Hatip okulları bugünlerde çok konuşuluyor. Kimisi İmam-Hatip okuluna düşman, kimisi taraftar; bir çekişmedir gidiyor toplumumuzda...Kimisi İmam-Hatip okuluna düşman, kimisi taraftar; bir çekişmedir gidiyor toplumumuzda... Ben İmam-Hatip okullarının kuruluş zamanlarından bu zamana kadar durumunu bilirim. Ben İmam-Hatip okullarının kuruluş zamanlarından bu zamana kadar durumunu bilirim. Üniversitede profesörlük yaptım. Bunu bilmeyenler büyük hata ediyorlar. Üniversitede profesörlük yaptım. Bunu bilmeyenler büyük hata ediyorlar. İmam-Hatip okullarında çocuklar çok kuvvetli yetişiyor. İmam-Hatip okullarında çocuklar çok kuvvetli yetişiyor. Normal liselerde okutulan derslerin hiç birisi eksik değil, hepsini okuyorlar.Normal liselerde okutulan derslerin hiç birisi eksik değil, hepsini okuyorlar. Onların üstüne ilave dersler görüyorlar. Çok çalışıyorlar, çok başarılı oluyorlar.Onların üstüne ilave dersler görüyorlar. Çok çalışıyorlar, çok başarılı oluyorlar. İmtihanlarda üstün derece kazanıyorlar. Girdikleri fakültelerde dereceye giriyorlar.İmtihanlarda üstün derece kazanıyorlar. Girdikleri fakültelerde dereceye giriyorlar. Onların bu başarısını görüp bu okulların kıymetini anlamak lazım.Onların bu başarısını görüp bu okulların kıymetini anlamak lazım. Bunların adedinin azaltılması doğru değil.Bunların adedinin azaltılması doğru değil. En çalışkan, en bilgili, hatta eli iyi kalem tutan, yazı yazan, bilgin seviyesine yükselmiş,En çalışkan, en bilgili, hatta eli iyi kalem tutan, yazı yazan, bilgin seviyesine yükselmiş, mühendis olmuş, idareci olmuş, milletvekili olmuş, bakan olmuş olanlara sorun,mühendis olmuş, idareci olmuş, milletvekili olmuş, bakan olmuş olanlara sorun, bakın İmam-Hatip okulundan geçmiştir.bakın İmam-Hatip okulundan geçmiştir. Yani İmam-Hatip okulları bizim için çok değerli insan yetiştiriyor. Yani İmam-Hatip okulları bizim için çok değerli insan yetiştiriyor.

Burada bir haksızlık var, tanımamaktan, başka sebeplerden doğan bir yanlışlık var.Burada bir haksızlık var, tanımamaktan, başka sebeplerden doğan bir yanlışlık var. Bu yanlışlığa asla kurban gitmemek lazım.Bu yanlışlığa asla kurban gitmemek lazım. İmam-Hatip okulları bizim tarihimizi, örfümüzü çocuğumuza güzel öğretmemizi sağlıyor.İmam-Hatip okulları bizim tarihimizi, örfümüzü çocuğumuza güzel öğretmemizi sağlıyor. İyi bir insan, terbiyeli bir insan olmasını sağlıyor. Afyon, esrar kullanmamasını sağlıyor.İyi bir insan, terbiyeli bir insan olmasını sağlıyor. Afyon, esrar kullanmamasını sağlıyor. Faydalı insan olmasını sağlıyor.Faydalı insan olmasını sağlıyor. Sonuçlarıyla ölçelim, maddî sonuçlarının ne kadar güzel olduğunu görerek anlayalım.Sonuçlarıyla ölçelim, maddî sonuçlarının ne kadar güzel olduğunu görerek anlayalım. Başarılı insanların, başarısız insanların hangi okullarda yetiştiğine dikkat edelim,Başarılı insanların, başarısız insanların hangi okullarda yetiştiğine dikkat edelim, oradan insafa gelelim ve hakkı tutalım, yanlış işler yapmayalım. oradan insafa gelelim ve hakkı tutalım, yanlış işler yapmayalım.

İnsanlar hata edebilir, hatalarından dönmesi lazım.İnsanlar hata edebilir, hatalarından dönmesi lazım. Bu dönmenin ne kadar güzel olduğunu anlatan bir hadîs-i şerîfle kapatalım. Bu dönmenin ne kadar güzel olduğunu anlatan bir hadîs-i şerîfle kapatalım.

Peygamberimiz'in sevgili amcası Abbas radıyallahu anh'ınPeygamberimiz'in sevgili amcası Abbas radıyallahu anh'ın rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfi nakletmek istiyorum: rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfi nakletmek istiyorum:

Meselü hâzihiş-şecereti meselü'l-mü'mini izâ ikşearra min haşyetillâhi teâlâ azze ve celleMeselü hâzihiş-şecereti meselü'l-mü'mini izâ ikşearra min haşyetillâhi teâlâ azze ve celle vakaat anhu zünûbuhû ve bakıyet lehû hasenâtuhû. buyurmuşvakaat anhu zünûbuhû ve bakıyet lehû hasenâtuhû. buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Bu hadîs-i şerîfin mâna-ı münîfi şöyle: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Bu hadîs-i şerîfin mâna-ı münîfi şöyle:

"Bu ağacın durumu mü'mine benzer." "Bu ağacın durumu mü'mine benzer."

Peygamber Efendimiz demek ki o anda etrafında bulunan ashabına yaprakları dökülen bir ağaç gösterdi. Peygamber Efendimiz demek ki o anda etrafında bulunan ashabına yaprakları dökülen bir ağaç gösterdi.

"Şu ağacın durumu mü'mine benzer."Şu ağacın durumu mü'mine benzer. Mü'min aziz ve celil olan Allah'ın korkusundan tüyleri ürperdiği zaman,Mü'min aziz ve celil olan Allah'ın korkusundan tüyleri ürperdiği zaman, onun günahları bu ağacın yaprakları döküldüğü gibi dökülür, üstünde günahı kalmaz." onun günahları bu ağacın yaprakları döküldüğü gibi dökülür, üstünde günahı kalmaz."

Ve bakıyet lehû hasenâtuhû. "Günahları gider de defterinde sevapları kalır." Ve bakıyet lehû hasenâtuhû. "Günahları gider de defterinde sevapları kalır."

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Demek ki Gafûr ve Rahim olan, -hatta Erhamürrâhimîn sıfatını daha çok hatırlamamız lazım-Demek ki Gafûr ve Rahim olan, -hatta Erhamürrâhimîn sıfatını daha çok hatırlamamız lazım- merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz, kul kusur etti diye onu kahretmiyor.merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz, kul kusur etti diye onu kahretmiyor. Hatasını anlarsa, Allah korkusunu hissederse, Allah'a karşı yaptığı suçu anlayıp da tevbeye dönerse, Hatasını anlarsa, Allah korkusunu hissederse, Allah'a karşı yaptığı suçu anlayıp da tevbeye dönerse, vazgeçmeye yönelirse, pişmanlık duyarsa, cildi ürperirse, tüyleri diken diken olursa,vazgeçmeye yönelirse, pişmanlık duyarsa, cildi ürperirse, tüyleri diken diken olursa, "Ne yaptım ben? Niye yaptım? Hay Allah!" derse; o zaman"Ne yaptım ben? Niye yaptım? Hay Allah!" derse; o zaman böyle bir kişinin günahları şu ağacın yaprakları sonbaharda sapır sapır, takır takır yere döküldüğü gibiböyle bir kişinin günahları şu ağacın yaprakları sonbaharda sapır sapır, takır takır yere döküldüğü gibi dökülür, geriye iyilikleri kalır, buyuruyor. dökülür, geriye iyilikleri kalır, buyuruyor.

Aziz ve sevgili kardeşlerim! Aziz ve sevgili kardeşlerim!

Hayatta hata etmeyen insan olmaz.Hayatta hata etmeyen insan olmaz. Hata eder, suç işler, mahkemeye düşer, mahkum olur, hapse girer, ceza çeker... Olsun.Hata eder, suç işler, mahkemeye düşer, mahkum olur, hapse girer, ceza çeker... Olsun. Yani insan insandır, hata ediyor, etmemesi lazım ama... Hata etmiş insanları kurtarmamız lazım.Yani insan insandır, hata ediyor, etmemesi lazım ama... Hata etmiş insanları kurtarmamız lazım. Suçluyu toplumdan itmememiz lazım.Suçluyu toplumdan itmememiz lazım. Hatalının hatasını anlayıp hatadan dönmesini sağlamalıyız, hayata onu kazanmaya,Hatalının hatasını anlayıp hatadan dönmesini sağlamalıyız, hayata onu kazanmaya, topluma kazanmaya çalışmalıyız, faydalı insan haline döndürmeye çalışmalıyız. İslâm bunu yapıyor.topluma kazanmaya çalışmalıyız, faydalı insan haline döndürmeye çalışmalıyız. İslâm bunu yapıyor. Eğer bir insan pişmanlık duyarsa, Allah korkusunu hissederse, Allah'ın büyüklüğünü duyarsa, Eğer bir insan pişmanlık duyarsa, Allah korkusunu hissederse, Allah'ın büyüklüğünü duyarsa, kendisi O'na güzel kulluk yapması gerektiğini, bunun kusur olduğunu anlarsa,kendisi O'na güzel kulluk yapması gerektiğini, bunun kusur olduğunu anlarsa, o zaman günahları dökülüyor, Allah affediyor, iyilikleri kalıyor. o zaman günahları dökülüyor, Allah affediyor, iyilikleri kalıyor.

Tefekkür dediğimiz şey, "Tefekkür gibi ibadet olmaz.",Tefekkür dediğimiz şey, "Tefekkür gibi ibadet olmaz.", en kıymetli ibadetlerden birisi de düşünmek, tefekkür etmektir. en kıymetli ibadetlerden birisi de düşünmek, tefekkür etmektir. İnsan demek ki düşünecek, "Ben gençliğimi nasıl geçirdim?" Mesela düşünüyorum;İnsan demek ki düşünecek, "Ben gençliğimi nasıl geçirdim?" Mesela düşünüyorum; toplumumuzu uzaktan, yakından inceliyorum.toplumumuzu uzaktan, yakından inceliyorum. Biraz toplum ilimleri ile ilgili bir ilim adamı olduğum için yani ruh halleriyle, toplum halleriyle,Biraz toplum ilimleri ile ilgili bir ilim adamı olduğum için yani ruh halleriyle, toplum halleriyle, ahlâk ile, din ile, iman ile, insanın mâneviyâtı ile ilgili konularla ilgilenenahlâk ile, din ile, iman ile, insanın mâneviyâtı ile ilgili konularla ilgilenen bir uzman olarak toplumdaki insanların durumlarına bakıyorum. bir uzman olarak toplumdaki insanların durumlarına bakıyorum. Suçlunun neden suç işlediğini, çok aykırı fikri söyleyenin niçin söylediğini anlamaya çalışıyorum.Suçlunun neden suç işlediğini, çok aykırı fikri söyleyenin niçin söylediğini anlamaya çalışıyorum. Onun yerine kendimi koyuyorum ve hatasının nerede olduğunu bulmaya çalışıyorum. Onun yerine kendimi koyuyorum ve hatasının nerede olduğunu bulmaya çalışıyorum.

Aziz ve sevgili kardeşlerim. Aziz ve sevgili kardeşlerim.

İnsan hata yapabilir, tamamen dine karşı olabilir, dindarlara kızabilir,İnsan hata yapabilir, tamamen dine karşı olabilir, dindarlara kızabilir, onlara elinden geldiğince her fırsatta kötülük yapmak isteyebilir. onlara elinden geldiğince her fırsatta kötülük yapmak isteyebilir. Ama şöyle düşündüğü zaman; "Dur bakalım, bunlar ne diyor?" diye Ama şöyle düşündüğü zaman; "Dur bakalım, bunlar ne diyor?" diye anlamaya çalıştığı zaman, işi mantığa döktüğü zaman... Mantık güzel bir şey. anlamaya çalıştığı zaman, işi mantığa döktüğü zaman... Mantık güzel bir şey. Akıl, Allah'ın çok büyük bir nimeti. Sorup soruşturduğu, düşündüğü zaman gerçeği bulabilir.Akıl, Allah'ın çok büyük bir nimeti. Sorup soruşturduğu, düşündüğü zaman gerçeği bulabilir. Hele hele iyi niyetle gerçeği arıyorsa,Hele hele iyi niyetle gerçeği arıyorsa, "Yâ Rabbi, ben gerçeği istiyorum, gerçek ne ise bana onu buldur." derse Allah ona gerçeği bulduruyor. "Yâ Rabbi, ben gerçeği istiyorum, gerçek ne ise bana onu buldur." derse Allah ona gerçeği bulduruyor.

Nasıl bulduruyor? Adam mesela gayrimüslim; Afrika'da bir kabilenin reisinin oğlu.Nasıl bulduruyor?

Adam mesela gayrimüslim; Afrika'da bir kabilenin reisinin oğlu.
Gelmişler Avrupalılar, ona "Hıristiyanlık güzel" diye anlatmışlar.Gelmişler Avrupalılar, ona "Hıristiyanlık güzel" diye anlatmışlar. Hıristiyan yapmışlar, papaz okuluna almışlar.Hıristiyan yapmışlar, papaz okuluna almışlar. O da Hıristiyanlık gerçek din diye Hıristiyanlık için çalışmaya karar vermiş.O da Hıristiyanlık gerçek din diye Hıristiyanlık için çalışmaya karar vermiş. Hayatını bu işe vakfetmiş. Papaz olmuş, papazlıkta yükselmiş.Hayatını bu işe vakfetmiş. Papaz olmuş, papazlıkta yükselmiş. Kabile reisinin oğlu olduğu için kavmi, kabilesi kendisini seviyor.Kabile reisinin oğlu olduğu için kavmi, kabilesi kendisini seviyor. Onlara Hıristiyanlığı anlatmış. Fakat aşk ile, şevk ile, iyi niyetleOnlara Hıristiyanlığı anlatmış. Fakat aşk ile, şevk ile, iyi niyetle "Allah'a hizmet edeceğim." diye yapıyor. "Allah'a hizmet edeceğim." diye yapıyor. Bu iyi niyetinden dolayı Allah ona üç defa rüyasında Resûlullah Efendimiz'i gösteriyor.Bu iyi niyetinden dolayı Allah ona üç defa rüyasında Resûlullah Efendimiz'i gösteriyor. Hatta kendisi hayret ediyor; "Ben bu adamı sevmiyorum, niye bu benim rüyama giriyor?Hatta kendisi hayret ediyor; "Ben bu adamı sevmiyorum, niye bu benim rüyama giriyor? Niye rüyada çok sevimli? Niye kalbim ona akıyor, ısınıyor?" diyeNiye rüyada çok sevimli? Niye kalbim ona akıyor, ısınıyor?" diye rüyadan sonra uyandığı zaman kendine kızıyor.rüyadan sonra uyandığı zaman kendine kızıyor. Ama sonunda İslâm'ın gerçek din olduğunu anlıyor, müslüman oluyor. Bu neden? Ama sonunda İslâm'ın gerçek din olduğunu anlıyor, müslüman oluyor.

Bu neden?

Niyeti iyi olduğu için. Yani insan iyi niyetle gerçeği bulmak isterse,Niyeti iyi olduğu için.

Yani insan iyi niyetle gerçeği bulmak isterse,
çok yanlış bir noktada olsa bile Allah ona doğru yolu gösterir.çok yanlış bir noktada olsa bile Allah ona doğru yolu gösterir. Onun için iyi niyetli olun, gerçeği bulmaya çalışın.Onun için iyi niyetli olun, gerçeği bulmaya çalışın. Başka başka fikirlerde iseniz, karşı tarafı da anlamaya çalışın. Bilimsel düşünmeye alışın.Başka başka fikirlerde iseniz, karşı tarafı da anlamaya çalışın. Bilimsel düşünmeye alışın. Tarafgir düşünmeye değil de, yandaş olarak, yanlı olarak düşünmeye değil de, Tarafgir düşünmeye değil de, yandaş olarak, yanlı olarak düşünmeye değil de, bîtaraf olarak, gerçeği bulmak azmiyle, temiz niyetle düşünmeye çalışın; bîtaraf olarak, gerçeği bulmak azmiyle, temiz niyetle düşünmeye çalışın; o zaman Allah gerçekleri buldurur. o zaman Allah gerçekleri buldurur.

Allahu Teâlâ hazretleri hatalarımızı anlayıp hatalardan dönmek nasip eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri hatalarımızı anlayıp hatalardan dönmek nasip eylesin. Güzellikleri anlayıp güzellikleri yapmak, icra etmek, uygulamak, geliştirmek nasip etsin.Güzellikleri anlayıp güzellikleri yapmak, icra etmek, uygulamak, geliştirmek nasip etsin. Ülkemizi gül gülistan eylesin. İnsanların her birini evliyâ eylesin, dost eylesin.Ülkemizi gül gülistan eylesin. İnsanların her birini evliyâ eylesin, dost eylesin. Hem dünyaları hem âhiretleri mutlu olsun. Cihan güzelliklerle dolsun.Hem dünyaları hem âhiretleri mutlu olsun. Cihan güzelliklerle dolsun. Herkes iyi olsun, diye herkesin iyiliğini istiyoruz. Herkes iyi olsun, diye herkesin iyiliğini istiyoruz.

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh. es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2