Namaz Vakitleri

23 Cemâziye'l-Âhir 1446
24 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:47
Yatsı
19:14
Detaylı Arama

Evlilik, Namaz ve Hayır Dua

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah Her Şeyi Çift Yaratmıştır, Evlilik Maddi ve Manevi Berekettir, Sadaka-i Cariye Nedir, Namazları Camide Kılmanın Mükafatı, İki Dudak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Evlilik, Namaz ve Hayır Dua

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Allah Her Şeyi Çift Yaratmıştır, Evlilik Maddi ve Manevi Berekettir, Sadaka-i Cariye Nedir, Namazları Camide Kılmanın Mükafatı, İki Dudak | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Aziz ve muhterem kardeşlerim! Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizden razı olsun.Aziz ve muhterem kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemizden razı olsun.
Cümlemizi evlatlarımızla, sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla,Cümlemizi evlatlarımızla, sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla, dostlarımızla beraber iki cihanda hayırlara erdirsin.dostlarımızla beraber iki cihanda hayırlara erdirsin. Bahtiyar eylesin, cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Bahtiyar eylesin, cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin hadîs-i şerîflerindenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin hadîs-i şerîflerinden bu düğün münasebetiyle birk aç tane okuyup izah etmek istiyorum.bu düğün münasebetiyle birk aç tane okuyup izah etmek istiyorum. Önce düğünle ilgili olması hasebiyle bir hadîs-i şerîfi nakledeyim. Önce düğünle ilgili olması hasebiyle bir hadîs-i şerîfi nakledeyim.

Rek'atâni mine'l-müteehhili hayrun min isneyni ve semanîne rek'aten mine'l-azebi. Rek'atâni mine'l-müteehhili hayrun min isneyni ve semanîne rek'aten mine'l-azebi.

Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev lemâ kâl. Sadaka Resûlullah fîmâ kâl ev lemâ kâl.

Biliyorsunuz Allahu Teâlâ hazretleri bize bazı ibadetleri yapmayı emretmiştir.Biliyorsunuz Allahu Teâlâ hazretleri bize bazı ibadetleri yapmayı emretmiştir. Emrinin tekerrürü, tekrar tekrar söylenmesi gerekmez. Bir tane emretse bile yeter.Emrinin tekerrürü, tekrar tekrar söylenmesi gerekmez. Bir tane emretse bile yeter. Allah emredince bir defa söylese bile yeter ama Kur'ân-ı Kerîm'de namaz kılmayı, zekat vermeyi çok emretmiştir.Allah emredince bir defa söylese bile yeter ama Kur'ân-ı Kerîm'de namaz kılmayı, zekat vermeyi çok emretmiştir. Ekîmu's-salâh diye namazı ikame etmeyi yani güzelce dosdoğru kılmayı,Ekîmu's-salâh diye namazı ikame etmeyi yani güzelce dosdoğru kılmayı, güzel adabını koruyarak kollayarak, adâbına riayet ederek kılmayı [emrediyor.]güzel adabını koruyarak kollayarak, adâbına riayet ederek kılmayı [emrediyor.] Sallu's-salâh, "Namazı kılın." demiyor da ekîmu's-salâh,Sallu's-salâh, "Namazı kılın." demiyor da ekîmu's-salâh, "Namazı doğru kıl." yani dosdoğru [kılın], eğri büğrü yapmayın, dosdoğru olsun diye çok önem veriyor. "Namazı doğru kıl." yani dosdoğru [kılın], eğri büğrü yapmayın, dosdoğru olsun diye çok önem veriyor.

Neden? Çünkü namaz çok önemli bir ibadettir.Neden?

Çünkü namaz çok önemli bir ibadettir.
Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "Namaz dinin direğidir." buyurmuştur. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, "Namaz dinin direğidir." buyurmuştur.

Nasıl Arap diyarında insanlar çoğunlukla çadırda yaşıyorlar. Çadır da direkli oluyor.Nasıl Arap diyarında insanlar çoğunlukla çadırda yaşıyorlar. Çadır da direkli oluyor. Direği diktiğin zaman çadırlar ayağa kalkıyor. İşte Arafat'ta filan görmüşsünüzdür. Direği diktiğin zaman çadırlar ayağa kalkıyor. İşte Arafat'ta filan görmüşsünüzdür. İçine girilip istifade edilebiliyor. Ama direk kırılsa veya yıkılsa o zaman çadır çöküyor. İçine girilip istifade edilebiliyor. Ama direk kırılsa veya yıkılsa o zaman çadır çöküyor. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, "Namaz dinin direğidir" derken o manayı kastediyor. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, "Namaz dinin direğidir" derken o manayı kastediyor.

Men ekâmehâ. "Kim namazı ikame ederse." Fe-kad ekâme'd-dîn. "Dini ayağa kaldırmış olur." Men ekâmehâ. "Kim namazı ikame ederse." Fe-kad ekâme'd-dîn. "Dini ayağa kaldırmış olur."

Kim dosdoğru namaz kılarsa yani çadır kalkmış gibi olur. Kim dosdoğru namaz kılarsa yani çadır kalkmış gibi olur.

Ve men edâehâ -başka kelimeler de var.- "Kim onu yerine getiremezse."Ve men edâehâ -başka kelimeler de var.- "Kim onu yerine getiremezse." Fe-kad hedeme'd-dîni. "Dini yıkmış olur." Fe-kad hedeme'd-dîni. "Dini yıkmış olur."

Tabii namazı onun için kılmaya gayret ediyoruz. Yedi yaşından itibaren çocuklarımıza da emrediyoruz.Tabii namazı onun için kılmaya gayret ediyoruz. Yedi yaşından itibaren çocuklarımıza da emrediyoruz. Çocukları yanımıza alıyoruz yetiştiriyoruz, öğretiyoruz. Namazı kılmayı öğretmek vazifemiz.Çocukları yanımıza alıyoruz yetiştiriyoruz, öğretiyoruz. Namazı kılmayı öğretmek vazifemiz. Tabii namazın kılınışından kılınışına fark var. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki: Tabii namazın kılınışından kılınışına fark var.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki:

Rek'atâni min raculin veri'in efdalu min elfi rek'atin min muhallitin. Rek'atâni min raculin veri'in efdalu min elfi rek'atin min muhallitin.

"Verâ sahibi, takva sahibi, şüpheliden bile kaçınan, titiz, günahlara yanaşmayan,"Verâ sahibi, takva sahibi, şüpheliden bile kaçınan, titiz, günahlara yanaşmayan, adaba riayet etmeye çalışan iyi bir müslümanın kıldığı iki rekat namaz, işi karıştıran, bulaştıran,adaba riayet etmeye çalışan iyi bir müslümanın kıldığı iki rekat namaz, işi karıştıran, bulaştıran, pek usulüne riayet etmeden yapan, başka bir eksiklik kusurluk bulunanın namazından 1000 kat daha üstündür." pek usulüne riayet etmeden yapan, başka bir eksiklik kusurluk bulunanın namazından 1000 kat daha üstündür."

Onun namazına göre 1000 tanesine eşittir, ondan o kadar daha kıymetlidir diye buyurmuş.Onun namazına göre 1000 tanesine eşittir, ondan o kadar daha kıymetlidir diye buyurmuş. Namazdan insanın sevabı nasibi namazdaki şuuru kadardır, diye bildirilmiş. Namazdan insanın sevabı nasibi namazdaki şuuru kadardır, diye bildirilmiş.

Namaza giriyoruz, Allahu ekber diyoruz, ne demek? Namaza giriyoruz, Allahu ekber diyoruz, ne demek?

Ellerini kaldırıyorsun, Allah'ın en büyük olduğunu düşünerek huzuruna divanına duruyorsun.Ellerini kaldırıyorsun, Allah'ın en büyük olduğunu düşünerek huzuruna divanına duruyorsun. Karşısında el pençe divana duruyorsun. Ellerini bağlıyorsun Sübhaneke'yi okuyorsun, Fâtiha okuyorsun.Karşısında el pençe divana duruyorsun. Ellerini bağlıyorsun Sübhaneke'yi okuyorsun, Fâtiha okuyorsun. Bunların hepsi Allahü Teâlâ hazretlerini methedici çok yüksek mânalara sahip. Bunların hepsi Allahü Teâlâ hazretlerini methedici çok yüksek mânalara sahip.

Rükû ediyorsun, secde ediyorsun. Secde kulun Allah'a en yakın olduğu halidir.Rükû ediyorsun, secde ediyorsun. Secde kulun Allah'a en yakın olduğu halidir. Çünkü secde halinde tevâzu en yüksek oluyor, kibirden en uzak oluyor.Çünkü secde halinde tevâzu en yüksek oluyor, kibirden en uzak oluyor. Allah'a en yakın oluyor, Allah'ın en sevdiği durumda oluyor. Rükûlu secdeli namazı kılıyorsun.Allah'a en yakın oluyor, Allah'ın en sevdiği durumda oluyor. Rükûlu secdeli namazı kılıyorsun. Bunda şuurun ne kadar yüksekse, şuur ettiğin, aklettiğin, anlayışlı olduğun,Bunda şuurun ne kadar yüksekse, şuur ettiğin, aklettiğin, anlayışlı olduğun, anladığın miktarda sevabın çok oluyor.anladığın miktarda sevabın çok oluyor. Kimisi gözyaşlarıyla secde mahallini ıslatıyor. O kadar güzel kılıyor namazı. Kimisi gözyaşlarıyla secde mahallini ıslatıyor. O kadar güzel kılıyor namazı.

Hâtem-i Esam hazretleri namazın nasıl kılınacağını tarif ederken ne diyor? Hâtem-i Esam hazretleri namazın nasıl kılınacağını tarif ederken ne diyor?

"Ben namaza durduğum zaman bu namazın en son namaz olduğunu düşünürüm."Ben namaza durduğum zaman bu namazın en son namaz olduğunu düşünürüm. Bundan sonra Azrail arkamda bekliyor diye düşünürüm.Bundan sonra Azrail arkamda bekliyor diye düşünürüm. Sanki idam edilecek bir insanın son namazı gibi selam verdim mi Azrail canımı alacak diye düşünürüm.Sanki idam edilecek bir insanın son namazı gibi selam verdim mi Azrail canımı alacak diye düşünürüm. Karşımda Kabe-i Müşerrefe'yi gözümün önüne getiririm.Karşımda Kabe-i Müşerrefe'yi gözümün önüne getiririm. Sağımda cenneti düşünürüm, solumda cehennemi düşünürüm.Sağımda cenneti düşünürüm, solumda cehennemi düşünürüm. Artık dünyaya veda edecek bir insanın hâlet-i ruhiyesiyle namaz kılarım" diyor. Artık dünyaya veda edecek bir insanın hâlet-i ruhiyesiyle namaz kılarım" diyor.

İşte bu şuurla kılan insan namazdan sevabı çok alır. Gelelim düğünle ile ilgili hadîs-i şerîfimize. İşte bu şuurla kılan insan namazdan sevabı çok alır.

Gelelim düğünle ile ilgili hadîs-i şerîfimize.

Bu okuduğumuz hadîs-i şerîfi İbni Hacer biraz tenkit etmişBu okuduğumuz hadîs-i şerîfi İbni Hacer biraz tenkit etmiş ama bizim hocamız Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin Efendi hazretleriama bizim hocamız Gümüşhaneli Ahmed Ziyâeddin Efendi hazretleri senedi tenkit edilmiş olmasına rağmen kitabına almış, çünkü mâna doğrudur diyor. senedi tenkit edilmiş olmasına rağmen kitabına almış, çünkü mâna doğrudur diyor.

Peygamber Efendimiz diyor ki -Allahuâlem-:Peygamber Efendimiz diyor ki -Allahuâlem-: "Evli bir insanın iki rekat namazı bekar bir insanın 82 rekat namazı gibidir." Neden? "Evli bir insanın iki rekat namazı bekar bir insanın 82 rekat namazı gibidir."

Neden?

Gönlü tatmin oluyor, aklı sâlim oluyor, huzurlu oluyor o bakımdan namazların sevabı çok oluyor. Gönlü tatmin oluyor, aklı sâlim oluyor, huzurlu oluyor o bakımdan namazların sevabı çok oluyor.

Tabii Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri bu kâinatı yaratmasındaki ibretleri,Tabii Kur'ân-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ hazretleri bu kâinatı yaratmasındaki ibretleri, hikmetleri anlatıp işaret ederken, Yâsin Sûresi'nde de her zaman okuduğumuz gibi Allahü Teâlâ hazretleri: hikmetleri anlatıp işaret ederken, Yâsin Sûresi'nde de her zaman okuduğumuz gibi Allahü Teâlâ hazretleri:

Bismillahirrahmanirrahim. Bismillahirrahmanirrahim.

Subhânellezî halaka'l-ezvâce kullehâ mimmâ tunbitu'l-ardu ve min-enfusihim ve mimmâ lâ ya'lemûne. Subhânellezî halaka'l-ezvâce kullehâ mimmâ tunbitu'l-ardu ve min-enfusihim ve mimmâ lâ ya'lemûne.

Âyet-i kerîmesinde her şeyi eş eş, çift çift yarattığını bizim bildiklerimizdenÂyet-i kerîmesinde her şeyi eş eş, çift çift yarattığını bizim bildiklerimizden ve bilmediğimiz yarattıklarından çift çift yarattığını bildiriyor. Bunun hikmeti [nedir?] ve bilmediğimiz yarattıklarından çift çift yarattığını bildiriyor.

Bunun hikmeti [nedir?]

Mesela hurmayı tek ağaç olarak dikersen meyvesi güzel olmazmış. Mesela hurmayı tek ağaç olarak dikersen meyvesi güzel olmazmış.

"Siz bu işle meşgulsünüz daha iyi bilirsiniz." [buyurmuş Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem.] "Siz bu işle meşgulsünüz daha iyi bilirsiniz." [buyurmuş Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem.]

Bir de hurmanın erkeği varmış, dişisi varmış.Bir de hurmanın erkeği varmış, dişisi varmış. Erkeğinden bir şey alınıp bu tarafa asılırsa o zaman o hurma aşılanır, güzel olurmuş.Erkeğinden bir şey alınıp bu tarafa asılırsa o zaman o hurma aşılanır, güzel olurmuş. Arabistan'da böyle. Burada da birçok ağaçların böyle birbiriyle çiçeklerin arılar vasıtası ile,Arabistan'da böyle. Burada da birçok ağaçların böyle birbiriyle çiçeklerin arılar vasıtası ile, böcekler vasıtasıyla birisindeki tozların ötekine nakli vasıtası ile ilkâh [aşılama, dölleme] olduğunuböcekler vasıtasıyla birisindeki tozların ötekine nakli vasıtası ile ilkâh [aşılama, dölleme] olduğunu ve meyvelerin o zaman güzel olduğunu duyuyoruz. ve meyvelerin o zaman güzel olduğunu duyuyoruz.

Almanya'da birisi bana bir çiçeğin bir video filmini gösterdi; "Hocam ben bu filmi temin ettim.Almanya'da birisi bana bir çiçeğin bir video filmini gösterdi; "Hocam ben bu filmi temin ettim. Ben burada sana seyrettireyim, sen bunlara bir söz yaz altına da bunun halka dağıtalım." dedi. Ben burada sana seyrettireyim, sen bunlara bir söz yaz altına da bunun halka dağıtalım." dedi.

Videoda Akdeniz'deki bir adayı gösterdi. Adada büyükçe bir çiçek, diz boyu kadar bir ot, onda bir çiçek.Videoda Akdeniz'deki bir adayı gösterdi. Adada büyükçe bir çiçek, diz boyu kadar bir ot, onda bir çiçek. Çiçeği yakından gösterdi ki çiçeğin yaprakları var bir de içi var.Çiçeği yakından gösterdi ki çiçeğin yaprakları var bir de içi var. Ağzı var, içi de kursak gibi böyle bir haznesi var içinde, derince.Ağzı var, içi de kursak gibi böyle bir haznesi var içinde, derince. Herhalde dört parmak kadar derinliği var anlaşılan. Herhalde dört parmak kadar derinliği var anlaşılan.

Yukarısından bu haznenin içine ağır ağır bir şey damlıyor, aşağısında birikiyor. Yukarısından bu haznenin içine ağır ağır bir şey damlıyor, aşağısında birikiyor.

Nihayet onun videosunu çekmeye devam ediyor. Bir arı geliyor.Nihayet onun videosunu çekmeye devam ediyor. Bir arı geliyor. Arı o damlayan şeyin kokusuna gelirmiş. Onu sevdiği için kokusunu sezip arı geldi, çiçeğin ortasına kondu. Arı o damlayan şeyin kokusuna gelirmiş. Onu sevdiği için kokusunu sezip arı geldi, çiçeğin ortasına kondu.

Ben de seyrederken heyecanlanıyorum; Ben de seyrederken heyecanlanıyorum;

"Eyvah!" dedim. "Girme mübarek! Bu çiçek sana bir şey yapacak." "Eyvah!" dedim. "Girme mübarek! Bu çiçek sana bir şey yapacak."

Heyecanlanıyorum, seyrederken insanı heyecanlandırıyor. Heyecanlanıyorum, seyrederken insanı heyecanlandırıyor.

Hakikaten delikten haznenin içine arı girdi. Hazne arının 3- 4 boyu kadar var, büyükçe bir şey.Hakikaten delikten haznenin içine arı girdi. Hazne arının 3- 4 boyu kadar var, büyükçe bir şey. Sarhoşladı, bayıldı, cup aşağıya, aşağıdaki damlayan yapışkan şeyin içine düştü. Sarhoşladı, bayıldı, cup aşağıya, aşağıdaki damlayan yapışkan şeyin içine düştü.

"Bak!" dedim. "İşte kendi kendime ben sana girme desem de kıymeti yok zaten."Bak!" dedim. "İşte kendi kendime ben sana girme desem de kıymeti yok zaten. İşte girdin oraya belanı buldun, düştün aşağı!" dedim. İşte girdin oraya belanı buldun, düştün aşağı!" dedim.

Ondan sonra orada biraz kaldı, sonra başladı çırpınmaya, "Hah!" dedim, "Ölmedi daha, dur bakalım.Ondan sonra orada biraz kaldı, sonra başladı çırpınmaya, "Hah!" dedim, "Ölmedi daha, dur bakalım. Belki çıkar kenara." filan diye [bekledim] ama böyle o mâinin içinde sağı solu her tarafı bulandı.Belki çıkar kenara." filan diye [bekledim] ama böyle o mâinin içinde sağı solu her tarafı bulandı. Nihayet o haznenin içinden yukarıya doğru çıkmaya başladı.Nihayet o haznenin içinden yukarıya doğru çıkmaya başladı. Yukarıya doğru çıkmaya başlayınca; "Tamam!" dedim, "Haydi kurtulacaksın galiba." Yukarıya doğru çıkmaya başlayınca; "Tamam!" dedim, "Haydi kurtulacaksın galiba."

Fakat girdiği deliğe çıkarken oraya başını soktu, delik kısıldı. Dışarıya çıkartmıyor arıyı.Fakat girdiği deliğe çıkarken oraya başını soktu, delik kısıldı. Dışarıya çıkartmıyor arıyı. Bir kere teşebbüs etti; kısıldı. Bir kere daha teşebbüs etti; gene sıkıştı.Bir kere teşebbüs etti; kısıldı. Bir kere daha teşebbüs etti; gene sıkıştı. Arıyı dışarıya bırakmıyor çiçek. Sonra arkasından arının üstüne böyle sarı renkli bir şey uzattı. Arıyı dışarıya bırakmıyor çiçek. Sonra arkasından arının üstüne böyle sarı renkli bir şey uzattı.

"Eyvah!" dedim. "Kim bilir bu iğne midir, nedir bu?" "Eyvah!" dedim. "Kim bilir bu iğne midir, nedir bu?"

Çiçeğin içinden geçti bir şey uzandı.Çiçeğin içinden geçti bir şey uzandı. Arıya bir şey yapmadı, iki tane tohum koydu arkasına.Arıya bir şey yapmadı, iki tane tohum koydu arkasına. Hani uçakların füzeleri oluyor ya, onun gibi iki kanadının arasınaHani uçakların füzeleri oluyor ya, onun gibi iki kanadının arasına iki tane buğday tanesi gibi tohum koydu muhterem kardeşlerim. iki tane buğday tanesi gibi tohum koydu muhterem kardeşlerim.

Çiçek yapıyor bunu. Aklı neresi fikri neresi anlaşılmaz. İki tane tohum koydu.Çiçek yapıyor bunu. Aklı neresi fikri neresi anlaşılmaz.

İki tane tohum koydu.
O zaman iki tohumu oraya koyunca çiçeğin ağzı genişledi, arı dışarıya çıktı.O zaman iki tohumu oraya koyunca çiçeğin ağzı genişledi, arı dışarıya çıktı. Aynı cinsten öbür çiçeğe gitti ama bu ötekisinden başka cinsmiş.Aynı cinsten öbür çiçeğe gitti ama bu ötekisinden başka cinsmiş. Yani bu dişi ötekisi erkek veya aksi, bu erkek çiçek o dişi çiçekmiş. Yani bu dişi ötekisi erkek veya aksi, bu erkek çiçek o dişi çiçekmiş.

Öbür çiçeğe gitti. Niye başka çiçeği gitmiyor da ona gidiyor? O da Allah'ın bir hikmeti. Öbür çiçeğe gitti.

Niye başka çiçeği gitmiyor da ona gidiyor?

O da Allah'ın bir hikmeti.

Öbür çiçeğin üstüne kondu. İçine girerken öbür çiçek de bunun sırtındaki iki tohumu aldı.Öbür çiçeğin üstüne kondu. İçine girerken öbür çiçek de bunun sırtındaki iki tohumu aldı. O da iki tane tohumu aldı. "İşte bak hocam, tepeden tırnağa bu hadise ibretlik." diyor. O da iki tane tohumu aldı.

"İşte bak hocam, tepeden tırnağa bu hadise ibretlik." diyor.

Arıyı cezbedecek bir mâyi damlıyor. Arı içeriye giriyor önce bir bayılıyor sonra ayılıyor.Arıyı cezbedecek bir mâyi damlıyor. Arı içeriye giriyor önce bir bayılıyor sonra ayılıyor. Yapışkana bulanıyor sırtı yapışkan olunca dışarıya çıkmak istedikçe bırakmıyor,Yapışkana bulanıyor sırtı yapışkan olunca dışarıya çıkmak istedikçe bırakmıyor, arkasına iki tane tohum yapışıyor. Bu tohumu arıya yüklettiriyor. arkasına iki tane tohum yapışıyor. Bu tohumu arıya yüklettiriyor. Öteki çiçeği götürüyor o zaman tohumlama, aşılanma tamam oluyor.Öteki çiçeği götürüyor o zaman tohumlama, aşılanma tamam oluyor. İşte o bitki devam ediyor ve aşılı tohum büyüyor, başka çiçekler hâsıl oluyor. İşte o bitki devam ediyor ve aşılı tohum büyüyor, başka çiçekler hâsıl oluyor.

Allahu Teâlâ hazretlerinin şu kâinattaki işlerine, yarattıklarına, olaylara,Allahu Teâlâ hazretlerinin şu kâinattaki işlerine, yarattıklarına, olaylara, hadiselere bakarsa insan nice ibretler görür.hadiselere bakarsa insan nice ibretler görür. Hepsi ibretli, hikmetli. Hepsi ibretli, hikmetli. Bizim taşıyamayacağımız yerleri Allahu Teâlâ hazretleri denizlerden suyu buhar yaptırtıyor,Bizim taşıyamayacağımız yerleri Allahu Teâlâ hazretleri denizlerden suyu buhar yaptırtıyor, rüzgarlara taşırtıyor, dağların tepesinden aşağıya döktürüyor. rüzgarlara taşırtıyor, dağların tepesinden aşağıya döktürüyor.

Büyük bir olay değil mi bu? İbretlik bir hadise değil mi? Büyük bir olay değil mi bu?

İbretlik bir hadise değil mi?

Oraya yağmur çıkmasaydı biz oraya suyu nasıl taşıyacaktık? Oraya yağmur çıkmasaydı biz oraya suyu nasıl taşıyacaktık?

Aşağıdan en yukarıya nasıl taşıyacaktık? Aşağıdan en yukarıya nasıl taşıyacaktık?

Her şeyi böyle ibretlik, hikmetli olduğu gibi Allahu Teâlâ hazretleriHer şeyi böyle ibretlik, hikmetli olduğu gibi Allahu Teâlâ hazretleri insanları da mahlukları da eş eş yaratmış ve buna teşvik etmiş.insanları da mahlukları da eş eş yaratmış ve buna teşvik etmiş. Bizim dinimizde sevaplı olan işlerden birisi de evliliktir.Bizim dinimizde sevaplı olan işlerden birisi de evliliktir. Evlilik muamelesi de sevaptır ve evlilik ibadetleri de kat kat sevaplıdır.Evlilik muamelesi de sevaptır ve evlilik ibadetleri de kat kat sevaplıdır. Çünkü evlinin kalbi huzurludur, takvalıdır.Çünkü evlinin kalbi huzurludur, takvalıdır. Bekar gibi aklı oraya buraya karışmaz gitmez olduğundan, Allahuâlem, sevabı çok oluyor. Bekar gibi aklı oraya buraya karışmaz gitmez olduğundan, Allahuâlem, sevabı çok oluyor.

Tabii evlendiği zaman malı da artıyor. Evlendiği zaman Allah o haneye bereket ihsan ediyor.Tabii evlendiği zaman malı da artıyor. Evlendiği zaman Allah o haneye bereket ihsan ediyor. Akrabası da artıyor. Akrabası da artıyor. Bir kendi akrabası, bir hanımın akrabası veya iki tarafın akrabası kat kat %100 zam oluyor,Bir kendi akrabası, bir hanımın akrabası veya iki tarafın akrabası kat kat %100 zam oluyor, akrabanın miktarı %100 artıyor.akrabanın miktarı %100 artıyor. Ondan sonra Allahu Teâlâ hazretleri tabii hayatın devamı için, neslin bekası için,Ondan sonra Allahu Teâlâ hazretleri tabii hayatın devamı için, neslin bekası için, insanoğlunun selameti için evlatlar ihsan ediyor. Kendi canından evlatlar ihsan ediyor. insanoğlunun selameti için evlatlar ihsan ediyor. Kendi canından evlatlar ihsan ediyor.

İslam dininin umumi ahkâmı incelendiği zaman, neden Allah şunu emretmişİslam dininin umumi ahkâmı incelendiği zaman, neden Allah şunu emretmiş neden şunu yasaklamış diye incelendiği zaman;neden şunu yasaklamış diye incelendiği zaman; İslam'ın hedeflerinden birisinin de nesli korumak olduğu görülür. İslam'ın hedeflerinden birisinin de nesli korumak olduğu görülür.

İslam'ın beş amacı vardır. Bütün emirlerini yasaklarını belirtir.İslam'ın beş amacı vardır. Bütün emirlerini yasaklarını belirtir. Bu beş hedeften birisi de nesli korumak.Bu beş hedeften birisi de nesli korumak. Allahu Teâlâ hazretleri nesle önem veriyor ve onu koruyacak her şeyi sevaplı ediyor.Allahu Teâlâ hazretleri nesle önem veriyor ve onu koruyacak her şeyi sevaplı ediyor. Onu bozacak her şeyi de günahlı görüyor. Nikah helal, zina haram. Onu bozacak her şeyi de günahlı görüyor. Nikah helal, zina haram.

Elhamdülillahillezî ehalle'n-nikâhe ve harrame's-sifâha. Elhamdülillahillezî ehalle'n-nikâhe ve harrame's-sifâha.

Sifah zina demek. Zina haram ama nikah helal. Zina günah; ama nikah sevaplı, kârlı ve ecirli olmuş oluyor. Sifah zina demek. Zina haram ama nikah helal. Zina günah; ama nikah sevaplı, kârlı ve ecirli olmuş oluyor.

Sonra onları yani küçük bir yavrunun da yetişmesi, beslenmesi, bakılması, büyütülmesi içinSonra onları yani küçük bir yavrunun da yetişmesi, beslenmesi, bakılması, büyütülmesi için Allahu Teâlâ hazretleri anneyi babayı sevgi ile donatmış. Allahu Teâlâ hazretleri anneyi babayı sevgi ile donatmış. Onlar evlatlarına bakıyorlar, yetiştiriyorlar, büyütüyorlar.Onlar evlatlarına bakıyorlar, yetiştiriyorlar, büyütüyorlar. Seve seve uykusuz kalıyorlar, seve seve ter döküyorlar, yoruluyorlar, çalışıyorlar, çabalıyorlar;Seve seve uykusuz kalıyorlar, seve seve ter döküyorlar, yoruluyorlar, çalışıyorlar, çabalıyorlar; yeni bir evlat bin bir zahmetle yıllar geçip ortaya çıkıyor dayeni bir evlat bin bir zahmetle yıllar geçip ortaya çıkıyor da işte anasına babasına hayırlı bir evlat olursa ne mutlu, şükrünü eda etmiş olur ve sevap kazanmış olur. işte anasına babasına hayırlı bir evlat olursa ne mutlu, şükrünü eda etmiş olur ve sevap kazanmış olur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün hutbe için minbere çıkarkenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir gün hutbe için minbere çıkarken bir adımını atmış merdivene, "âmin" demiş. Herkes birbirine bakışmışlar.bir adımını atmış merdivene, "âmin" demiş. Herkes birbirine bakışmışlar. Bir adım daha yukarıya çıkmış gene "âmin" demiş. Gene herkes birbirine bakışmış.Bir adım daha yukarıya çıkmış gene "âmin" demiş. Gene herkes birbirine bakışmış. Neye "âmin" diyor Peygamber Efendimiz? Bir adım daha yukarıya atmış gene, "âmin" demiş, hutbesini okumuş. Neye "âmin" diyor Peygamber Efendimiz? Bir adım daha yukarıya atmış gene, "âmin" demiş, hutbesini okumuş.

İndiği zaman sormuşlar: İndiği zaman sormuşlar:

"Ya Resûlallah, bu sefer hutbende anlayamadığımız bir şeyler oldu."Ya Resûlallah, bu sefer hutbende anlayamadığımız bir şeyler oldu. Merdivenleri adım adım yukarıya çıkarken niye böyle amin dedin acaba,Merdivenleri adım adım yukarıya çıkarken niye böyle amin dedin acaba, sebebini merak ettik?" deyince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki: sebebini merak ettik?" deyince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuş ki:

"Üç sebepten dolayı. Cebrâil aleyhisselam geldi üç tane bedduada bulundu." "Üç sebepten dolayı. Cebrâil aleyhisselam geldi üç tane bedduada bulundu."

Dua etti ama aleyhte dua, beddua diyoruz ona. "Ben de onlara 'âmin' dedim." Dua etti ama aleyhte dua, beddua diyoruz ona.

"Ben de onlara 'âmin' dedim."

Beddua olduğu halde "âmin" dedim. Nedir bunlar? Beddua olduğu halde "âmin" dedim.

Nedir bunlar?

Rağime enfü racülin zükirtü indehû fe-lem yusalli aleyye. Rağime enfü racülin zükirtü indehû fe-lem yusalli aleyye.

Birincisinde, Cebrâil aleyhisselam öyle söylemiş, Peygamber Efendimiz de "âmin" demiş. Birincisinde, Cebrâil aleyhisselam öyle söylemiş, Peygamber Efendimiz de "âmin" demiş.

"Resûlullah ismi geçiyor, anılıyor da adam Resûlullah ismini duyduğu halde"Resûlullah ismi geçiyor, anılıyor da adam Resûlullah ismini duyduğu halde Resûlullah'a salât u selâm getirmiyor. Resûlullah'a salât u selâm getirmiyor. O adamın yazıklar olsun, burnu yerde sürtülsün!" demiş Cebrâil aleyhisselam,O adamın yazıklar olsun, burnu yerde sürtülsün!" demiş Cebrâil aleyhisselam, Peygamber Efendimiz de "âmin" buyurmuş. Ne olacak Peygamber Efendimiz'in ismi geçince? Peygamber Efendimiz de "âmin" buyurmuş.

Ne olacak Peygamber Efendimiz'in ismi geçince?

Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed diyeAllahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ muhammed diye salât u selâmlardan birisi ile salavat getireceğiz.salât u selâmlardan birisi ile salavat getireceğiz. Sevgimizden, saygımızdan, bağlılığımızdan, Allah'ın en sevdiği kul olduğundan,Sevgimizden, saygımızdan, bağlılığımızdan, Allah'ın en sevdiği kul olduğundan, başımızın tacı olduğundan, gözümün nuru, gönlümüzün süruru olduğundan… başımızın tacı olduğundan, gözümün nuru, gönlümüzün süruru olduğundan…

Sonra bir de Cebrâil aleyhisselam demiş ki: Sonra bir de Cebrâil aleyhisselam demiş ki:

Ve rağime enfü racülin dahale aleyhi ramazânu sümme'n-selaha kable en yuğfera lehû. Ve rağime enfü racülin dahale aleyhi ramazânu sümme'n-selaha kable en yuğfera lehû.

"Şu adama da yazıklar olsun, burnu yerde sürtsün ki Ramazan geldi geçti de mağfiret olunmadı. "Şu adama da yazıklar olsun, burnu yerde sürtsün ki Ramazan geldi geçti de mağfiret olunmadı. Allah'ın rahmetine eremedi, Allah'ın affını mağfiretini kazanamadı, yazıklar olsun burnu yerde sürtülsün." Allah'ın rahmetine eremedi, Allah'ın affını mağfiretini kazanamadı, yazıklar olsun burnu yerde sürtülsün."

Rağime, "burnu yerde sürtmek" demek.Rağime, "burnu yerde sürtmek" demek. İnsan yüz üstü düşer, o zaman burnu yerde sürtülürken; kıpkırmızı olur, derisi yüzülür.İnsan yüz üstü düşer, o zaman burnu yerde sürtülürken; kıpkırmızı olur, derisi yüzülür. Yüzünün yaralanması en fena şey. Yüzünün yaralanması en fena şey.

Bu da gösteriyor ki Ramazan öyle kıymetli bir aydır ki,Bu da gösteriyor ki Ramazan öyle kıymetli bir aydır ki, o ayın içinde öyle Allah'ın rahmeti çoktur ki insanın biraz gayret gösteripo ayın içinde öyle Allah'ın rahmeti çoktur ki insanın biraz gayret gösterip Allah'ın rahmetine ermesi, mağfiretini kazanması, affolunması, Ramazan'dan istifade etmesi lazım.Allah'ın rahmetine ermesi, mağfiretini kazanması, affolunması, Ramazan'dan istifade etmesi lazım. Yapamamış! Ramazan gelmiş gitmiş; camiye gelmemiş, oruç tutmamış, Yapamamış! Ramazan gelmiş gitmiş; camiye gelmemiş, oruç tutmamış, Kur'an okumamış, hayr u hasenâtını yapmamış vesaire.Kur'an okumamış, hayr u hasenâtını yapmamış vesaire. O zaman "burnu yerde sürtsün" diye beddua ediyor Cebrâil aleyhisselam.O zaman "burnu yerde sürtsün" diye beddua ediyor Cebrâil aleyhisselam. Peygamber Efendimiz de, tabii onun söylediğinde bir hikmet vardır diye onun için o da "âmin" diyor. Peygamber Efendimiz de, tabii onun söylediğinde bir hikmet vardır diye onun için o da "âmin" diyor.

Hani Miraç'ta da Peygamber Efendimiz'in önüne süt, meşrubat ve su getirmişler;Hani Miraç'ta da Peygamber Efendimiz'in önüne süt, meşrubat ve su getirmişler; "Buyur bir tanesini iç." demişler. Peygamber Efendimiz Cebrâil aleyhisselam'ın yüzüne bakmış."Buyur bir tanesini iç." demişler. Peygamber Efendimiz Cebrâil aleyhisselam'ın yüzüne bakmış. Cebrâil aleyhisselam sütü işaret etmiş. Sütü işaret edince o da sütü almış. Cebrâil aleyhisselam sütü işaret etmiş. Sütü işaret edince o da sütü almış. "Fıtratı tercih ettin yani uygun olan tercihi yaptın" diye söylemiş."Fıtratı tercih ettin yani uygun olan tercihi yaptın" diye söylemiş. Cebrâil tabii Allah'ın Peygamber'imize gelen elçisi, Cebrâil tabii Allah'ın Peygamber'imize gelen elçisi, gelen en büyük meleği olduğundan sözleri mühim, tabii "âmin" diyor. Bundan ne anlıyoruz? gelen en büyük meleği olduğundan sözleri mühim, tabii "âmin" diyor.

Bundan ne anlıyoruz?

Peygamber Efendimiz'i seveceğiz, salât ü selâm getireceğiz.Peygamber Efendimiz'i seveceğiz, salât ü selâm getireceğiz. Ramazan'dan istifade etmeye var gücümüzle çalışacağız. Ramazan'dan istifade etmeye var gücümüzle çalışacağız.

Sonra üçüncüsü işte bizim konumuzla alakalı olduğu için okuyorum. Sonra üçüncüsü işte bizim konumuzla alakalı olduğu için okuyorum.

Ve rağime enfu raculin edreke indehû ebevâhu'l-kibera fe-lem yudhilâhu'l-cennete. Ve rağime enfu raculin edreke indehû ebevâhu'l-kibera fe-lem yudhilâhu'l-cennete.

"O adama da yazıklar olsun. O adamın da yüz üstü düşsün de bunu yerlerde sürtsün. "O adama da yazıklar olsun. O adamın da yüz üstü düşsün de bunu yerlerde sürtsün. Anne babası yanında bulunuyor da, yaşlanıyor da, anne babası onu cennete sokamıyor, yazıklar olsun ona." Anne babası yanında bulunuyor da, yaşlanıyor da, anne babası onu cennete sokamıyor, yazıklar olsun ona."

Ne demek? Bir insan annesi babası yanında olursa, yetişirse;Ne demek?

Bir insan annesi babası yanında olursa, yetişirse;
yetim değil, öksüz değil anne babasını küçükken kaybetmiş değil. Anası babası sağ, yanında.yetim değil, öksüz değil anne babasını küçükken kaybetmiş değil. Anası babası sağ, yanında. Anasına babasına hizmet edip duasını kazanamamış, cenneti kazanamamış, Anasına babasına hizmet edip duasını kazanamamış, cenneti kazanamamış, anası babası onu cennete sokamamış. Halbuki mümkündü bu, kolayca olabilecekti.anası babası onu cennete sokamamış. Halbuki mümkündü bu, kolayca olabilecekti. Ana babasına yetişti ana baba onun yanında ihtiyarladı daAna babasına yetişti ana baba onun yanında ihtiyarladı da ana babası onu cennete sokmaya muvaffak olamadılar. Yazıklar olsun ona! Demek ki iyi evlatlık yapmadı! ana babası onu cennete sokmaya muvaffak olamadılar. Yazıklar olsun ona! Demek ki iyi evlatlık yapmadı!

Demek ki iyi evlatlık yapmadığından o zaman işte bedduaya uğramış oluyor.Demek ki iyi evlatlık yapmadığından o zaman işte bedduaya uğramış oluyor. Cebrâil'in ve Peygamber Efendimiz'in böyle bedduasına uğramış oluyor. Cebrâil'in ve Peygamber Efendimiz'in böyle bedduasına uğramış oluyor.

Tabii burada bizim istifademiz ne olacak? Tabii burada bizim istifademiz ne olacak?

Anne babamız veya birisi, bir tanesi veya ikisi birden eğer sağ ise elhamdülillah yetişmiş isek,Anne babamız veya birisi, bir tanesi veya ikisi birden eğer sağ ise elhamdülillah yetişmiş isek, elhamdülillah küçükken kaybetmemişsek onlara ne yapacağız? elhamdülillah küçükken kaybetmemişsek onlara ne yapacağız?

Pervane gibi etrafında döneceğiz. Onun hayır duasını almaya çalışacağız. Pervane gibi etrafında döneceğiz. Onun hayır duasını almaya çalışacağız.

Nasıl sevap kazanır insan? Nasıl sevap kazanır insan?

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki:

"Bir baba bir evladına bir defa severek, rahmet nazarıyla, sevgi gözüyle baksa evlat çok sevap kazanır." "Bir baba bir evladına bir defa severek, rahmet nazarıyla, sevgi gözüyle baksa evlat çok sevap kazanır."

Ne kadar sevap kazanır? Bir köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır. Ne kadar sevap kazanır?

Bir köle âzâd etmiş kadar sevap kazanır.

Babası baktı, "Aferin bizim oğlana be." filan diye şöyle uzaktan sevgi ile bir baktı.Babası baktı, "Aferin bizim oğlana be." filan diye şöyle uzaktan sevgi ile bir baktı. Sevindi, memnun oldu.Sevindi, memnun oldu. Evlat babasına öyle baktırdığı için, babasının gönlünü kendisinden hoş etmişEvlat babasına öyle baktırdığı için, babasının gönlünü kendisinden hoş etmiş o da sevgiyle, severek bakıyor. Bir köle âzâd etmiş kadar sevap alır. Köle nedir? o da sevgiyle, severek bakıyor. Bir köle âzâd etmiş kadar sevap alır.

Köle nedir?

Köle o devirde bayağı pahalı bir şeydir. Satın alıyorsun, her işini yaptırıyorsun.Köle o devirde bayağı pahalı bir şeydir. Satın alıyorsun, her işini yaptırıyorsun. Karnını doyurursan doyurursun. Senin emrini her işini yapacaktır, köle odur. Karnını doyurursan doyurursun. Senin emrini her işini yapacaktır, köle odur.

Bugünkü bir otomobil gibi, kamyon gibi, traktör gibi bir şeydir. Pahalı bir şey.Bugünkü bir otomobil gibi, kamyon gibi, traktör gibi bir şeydir. Pahalı bir şey. Bir kere baktırdığı zaman, evlat durduğu yerden bir köle âzâd etmiş gibi sevaba nâil oluyor. Bir kere baktırdığı zaman, evlat durduğu yerden bir köle âzâd etmiş gibi sevaba nâil oluyor.

Demişler ki: "Yâ Resûlallah! Bir baba evladına bir günde çok fazla bakar, 360 defa bakar?" Demişler ki:

"Yâ Resûlallah! Bir baba evladına bir günde çok fazla bakar, 360 defa bakar?"

Peygamber Efendimiz buna demiş ki: "Allahu ekber!" Peygamber Efendimiz buna demiş ki:

"Allahu ekber!"

Yani ne demek, Allah en büyüktür ne demek? Yani ne demek, Allah en büyüktür ne demek?

Yani 360 defa bakarsa, Allah 360 defa ona köle âzâd etmiş sevabı vermekten aciz mi? Yani 360 defa bakarsa, Allah 360 defa ona köle âzâd etmiş sevabı vermekten aciz mi?

360 defa bakarsa 360 köle âzâd etmiş gibi sevap verir demek.360 defa bakarsa 360 köle âzâd etmiş gibi sevap verir demek. O bakımdan biz annemiz babamız sağsa, birisi veya ikisi, onun hayır duasını almaya,O bakımdan biz annemiz babamız sağsa, birisi veya ikisi, onun hayır duasını almaya, gönlünü hoş etmeye var gücümüzle gayret edeceğiz çalışacağız. gönlünü hoş etmeye var gücümüzle gayret edeceğiz çalışacağız.

Tabii evli bir insan noktasından, anne baba noktasından hâdiseye bakacak olursak;Tabii evli bir insan noktasından, anne baba noktasından hâdiseye bakacak olursak; evlatlar bizim için büyük bir sermayedir. İhtiyarlık halimizde bize hizmet edecekler.evlatlar bizim için büyük bir sermayedir. İhtiyarlık halimizde bize hizmet edecekler. Ömrümüzün âhirinde biz acze düştüğümüz zaman, ihtiyarladığımız zaman,Ömrümüzün âhirinde biz acze düştüğümüz zaman, ihtiyarladığımız zaman, elimiz ayağımız iyi tutmamaya; dizimiz, başımız, sırtımız ağrımaya başladığı zamanelimiz ayağımız iyi tutmamaya; dizimiz, başımız, sırtımız ağrımaya başladığı zaman etrafımızda pervane gibi dönecekler.etrafımızda pervane gibi dönecekler. Rızamızı kazanmaya çalışacaklar, gönlümüzü almak için hizmet edecekler.Rızamızı kazanmaya çalışacaklar, gönlümüzü almak için hizmet edecekler. Bu ömrün âhiri için bir sigorta olmuş oluyor, dünyada bir garanti olmuş oluyor elhamdülillah. Bu ömrün âhiri için bir sigorta olmuş oluyor, dünyada bir garanti olmuş oluyor elhamdülillah. Ayrıca hayırlı evlat insana dünyada âhir ömrü için bir garanti olduğu gibiAyrıca hayırlı evlat insana dünyada âhir ömrü için bir garanti olduğu gibi âhirette de bir sevap kaynağıdır. Öldükten sonra da bir sevap kaynağıdır.âhirette de bir sevap kaynağıdır. Öldükten sonra da bir sevap kaynağıdır. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki: Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki:

"İnsan öldü mü defteri dürülür. Sevap kazanması günah kazanması sona erer ama üç kişi müstesna."İnsan öldü mü defteri dürülür. Sevap kazanması günah kazanması sona erer ama üç kişi müstesna. Arkasından hayırlı bir evlat, kendisine dua eden bir evlat bırakanın defteri dürülmez,Arkasından hayırlı bir evlat, kendisine dua eden bir evlat bırakanın defteri dürülmez, kapanmaz sevap yazılmaya devam eder.kapanmaz sevap yazılmaya devam eder. Arkasından hayırlı bir ilim bırakan; kitap yazan, talebe yetiştirmiş olan kişinin defteri dürülmez, kapanmaz.Arkasından hayırlı bir ilim bırakan; kitap yazan, talebe yetiştirmiş olan kişinin defteri dürülmez, kapanmaz. Onun defterine sevap yazılır.Onun defterine sevap yazılır. Bir de arkasından istifade edilen bir şeyler bırakan; cami, köprü, çeşme, ağaç, kuyu, fırın...Bir de arkasından istifade edilen bir şeyler bırakan; cami, köprü, çeşme, ağaç, kuyu, fırın... neyse böyle insanların istifade ettiği bir eser bırakan kimsenin de defteri kapanmaz. Ona da sevap yazılır." neyse böyle insanların istifade ettiği bir eser bırakan kimsenin de defteri kapanmaz. Ona da sevap yazılır."

Onun sadakası, cârî sadakadır. Sadaka-i câriye ne demek? Onun sadakası, cârî sadakadır.

Sadaka-i câriye ne demek?

Devam eden yani hesab-ı câri gibi, sadaka-i câriye, "Sevabı devam eden" demek.Devam eden yani hesab-ı câri gibi, sadaka-i câriye, "Sevabı devam eden" demek. İnsanın evladı adeta sadaka-i câriyesi oluyor. O bakımdan evlat sahibi olmaya çalışmak lazım. İnsanın evladı adeta sadaka-i câriyesi oluyor. O bakımdan evlat sahibi olmaya çalışmak lazım.

Eski zamanlarda yazılmış kitaplardan birisinde okumuştum. Bir mübarek rüya görüyor.Eski zamanlarda yazılmış kitaplardan birisinde okumuştum. Bir mübarek rüya görüyor. Bekarmış kendisi, Allah'a çok ibadet edeyim diye ondan böyle evliliğe yanaşmamış.Bekarmış kendisi, Allah'a çok ibadet edeyim diye ondan böyle evliliğe yanaşmamış. Bizim dinimizde böylesi makbul değil yani makbul olan aslında evlenmek.Bizim dinimizde böylesi makbul değil yani makbul olan aslında evlenmek. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem;Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; "Evlenin, çoluk çocuğunuz olsun, sayınız artsın, çoğalın."Evlenin, çoluk çocuğunuz olsun, sayınız artsın, çoğalın. Ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diye teşvik ettiği için doğrusu o. Ben sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." diye teşvik ettiği için doğrusu o.

Fakat o, "Allah'a daha iyi ibadet edeyim, cihat edeyim,Fakat o, "Allah'a daha iyi ibadet edeyim, cihat edeyim, hudutlara gideyim çarpışayım Allah'ın rızasını kazanayım." filan diye evlenmemiş.hudutlara gideyim çarpışayım Allah'ın rızasını kazanayım." filan diye evlenmemiş. Bir gece rüya görüyor: Kıyamet kopmuş. Mahşer yerinde susuz. Dudakları kavruluyor susuzluktan.Bir gece rüya görüyor: Kıyamet kopmuş. Mahşer yerinde susuz. Dudakları kavruluyor susuzluktan. Nur yüzlü küçük çocuklar da susayanlara cennet meşrubatı dağıtıyorlar.Nur yüzlü küçük çocuklar da susayanlara cennet meşrubatı dağıtıyorlar. "Ya bana da verin bana da verin." diye o da istemiş. "Yoo! Biz babalarımıza veriyoruz bunu." demişler. "Ya bana da verin bana da verin." diye o da istemiş.

"Yoo! Biz babalarımıza veriyoruz bunu." demişler.

Onlar kimmiş? Müslümanların küçük yaşta ölen evlatları.Onlar kimmiş?

Müslümanların küçük yaşta ölen evlatları.
Farak deniliyor onlara. Susadıkları zaman annelerine ve babalarına su ikram edecekler.Farak deniliyor onlara. Susadıkları zaman annelerine ve babalarına su ikram edecekler. Bir insanın böyle bir çocuğu, iki çocuğu, üç çocuğu ölürseBir insanın böyle bir çocuğu, iki çocuğu, üç çocuğu ölürse o da Allah'a tevekkül edip sabredip bu acıyı sabr-ı cemîl ile karşılarsao da Allah'a tevekkül edip sabredip bu acıyı sabr-ı cemîl ile karşılarsa tabii Allah büyük mükâfat veriyor, cennete gidiyor. tabii Allah büyük mükâfat veriyor, cennete gidiyor.

Bu da insanı mü'min yapan bir cümledir. Kafirden mü'mini ayıran lâ ilâhe illallah sözüdür. Bu da insanı mü'min yapan bir cümledir. Kafirden mü'mini ayıran lâ ilâhe illallah sözüdür.

Men kâle lâ ilâhe illlallah dehale'l-cennete. Men kâle lâ ilâhe illlallah dehale'l-cennete.

"Kim lâ ilâhe illallah derse cennete girecek." Semenü'l-cenneti lâ ilâhe illallah. "Kim lâ ilâhe illallah derse cennete girecek."

Semenü'l-cenneti lâ ilâhe illallah.

"Cennete girişin parası lâ ilâhe illallahtır." Dersen, "geç hadi bakalım" derler, cennete sokarlar."Cennete girişin parası lâ ilâhe illallahtır."

Dersen, "geç hadi bakalım" derler, cennete sokarlar.
Lâ ilâhe illallah demeyene lâ ilâhe illallah'a inanmayana cennet yok.Lâ ilâhe illallah demeyene lâ ilâhe illallah'a inanmayana cennet yok. Onun için lâ ilâhe illallah diyecek mü'min. Her gün 100 defa bunu deyin de alışın. Onun için lâ ilâhe illallah diyecek mü'min.

Her gün 100 defa bunu deyin de alışın.

Sonra neden bu zikirleri yaptığımızın bir izahını yapıyoruz.Sonra neden bu zikirleri yaptığımızın bir izahını yapıyoruz. Söylenecek söz çok da zaman az. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Söylenecek söz çok da zaman az. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:

"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz." Allah'ın bu cezasıdır, hikmetidir. İnsan yaşadığı gibi ölür. "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz."

Allah'ın bu cezasıdır, hikmetidir. İnsan yaşadığı gibi ölür.

Ankara'da bir vâiz anlatıyordu. Adam ölüm döşeğinde imiş, yemin billah ediyormuş:Ankara'da bir vâiz anlatıyordu. Adam ölüm döşeğinde imiş, yemin billah ediyormuş: Vallahi 300'e olmaz, idare etmez, bilmem ne filan. Ölüm döşeğinde canını verecek.Vallahi 300'e olmaz, idare etmez, bilmem ne filan. Ölüm döşeğinde canını verecek. Yemin-billahla pazarlık yapıyormuş. Meğer at cambazıymış adam, at alıp satan adammış,Yemin-billahla pazarlık yapıyormuş. Meğer at cambazıymış adam, at alıp satan adammış, ölürken bile aklı fikri orada. Ölürken de öyle ölüyor. ölürken bile aklı fikri orada. Ölürken de öyle ölüyor.

Son nefeste iman ile göçmek için lâ ilâhe illallah, eşhedü en lâ ilâhe illallah demek istiyor musun? Son nefeste iman ile göçmek için lâ ilâhe illallah, eşhedü en lâ ilâhe illallah demek istiyor musun?

İstiyorsun. Eşhedü en lâ ilâhe illallah diyerek lâ ilâhe illallah diyerek yaşarsan öyle ölürsün. İstiyorsun.

Eşhedü en lâ ilâhe illallah diyerek lâ ilâhe illallah diyerek yaşarsan öyle ölürsün.

"Nasıl yaşarsan öyle ölürsün." diyor Peygamber Efendimiz. Onun için öyle yaşamak lazım. "Nasıl yaşarsan öyle ölürsün." diyor Peygamber Efendimiz. Onun için öyle yaşamak lazım.

Sonra 1000 defa da Allah Allah Allah... diye lafza-i celâli çekin. Sonra 1000 defa da Allah Allah Allah... diye lafza-i celâli çekin.

Çünkü Allah'ı çok zikretmek Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor ve Peygamber Efendimiz emrediyor hadîs-i şerîflerde. Çünkü Allah'ı çok zikretmek Kur'ân-ı Kerîm'de geçiyor ve Peygamber Efendimiz emrediyor hadîs-i şerîflerde.

100 defa Allah Allah deyince arada şu sözü söyleyin, büyüklerimiz tavsiye ediyorlar: 100 defa Allah Allah deyince arada şu sözü söyleyin, büyüklerimiz tavsiye ediyorlar:

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî.

"Yâ Rabbi! Benim maksudum, arzum, muradım, isteğim, gece gündüz yanıp tutuştuğum sensin."Yâ Rabbi! Benim maksudum, arzum, muradım, isteğim, gece gündüz yanıp tutuştuğum sensin. Seni istiyorum. Ben senin rızanı kazanmak istiyorum." Seni istiyorum. Ben senin rızanı kazanmak istiyorum."

Eski büyüklerimizden bir tanesi şeyhine gelmiş demiş ki: "Ben bu sözü söylemeye utanıyorum.Eski büyüklerimizden bir tanesi şeyhine gelmiş demiş ki:

"Ben bu sözü söylemeye utanıyorum.
Utanıyorum yani ben nerede bu duygu nerede." Yüksek bir duygu. Utanıyorum yani ben nerede bu duygu nerede."

Yüksek bir duygu.
Yâ Rabbi, ben seni istiyorum, muradım sensin. Herkesinki aynı değil.Yâ Rabbi, ben seni istiyorum, muradım sensin. Herkesinki aynı değil. Kimisinin muradı para, kimisinin kadın, kimisinin mevki makam.Kimisinin muradı para, kimisinin kadın, kimisinin mevki makam. Kimisi mebus olmak ister, kimisi müdür olmak ister, kimisi şunu ister bunu ister.Kimisi mebus olmak ister, kimisi müdür olmak ister, kimisi şunu ister bunu ister. Nerede o Allah'ı isteyen babayiğitler!.. Nerede o Allah'ı isteyen babayiğitler!..

Gece gündüz durmayıp isteyip, Allah Allah Allah... deyip böyle Allah'ı arayanlar nerede? Çok az. Gece gündüz durmayıp isteyip, Allah Allah Allah... deyip böyle Allah'ı arayanlar nerede?

Çok az.

"Ben bunu söylemekten utanıyorum hocam." demiş adam. Salih insan, doğru insan. "Ben bunu söylemekten utanıyorum hocam." demiş adam.

Salih insan, doğru insan.

"Hocam sen bunu bana burada emrettin ama utanıyorum."Hocam sen bunu bana burada emrettin ama utanıyorum. Ben bu sözün ehli değilim, kendimi daha tam temizleyememişim." diyeBen bu sözün ehli değilim, kendimi daha tam temizleyememişim." diye utandığını söylemiş de, şeyhi de demiş ki; utandığını söylemiş de, şeyhi de demiş ki;

"O söz sen öyle olduğundan değil, sen öyle olasın diye."O söz sen öyle olduğundan değil, sen öyle olasın diye. Yani sana onu öğretmek için, o hâle yavaş yavaş gelirsin diye." Yani sana onu öğretmek için, o hâle yavaş yavaş gelirsin diye."

İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî. Her şeyini Allah için yapan imanını kuvvetlendirmiş olur ama işte o hâle gelebilmek için de biraz çalışmak lazım. Çalışmadan olmaz. Çok çalışmak lazım aslında. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor. Bir işçinin akşama kadar çalışması kolay mı sanıyorsunuz? Zaten sanmazsınız, bilirsiniz. Tarlada bahçede insanın imanı gevriyor. Sırtından ter dökülüyor, beli kamburlaşıyor, kolay değil. Bir günlük gıda için... Cennet için daha zor, onun için öyle diyeceksiniz. 100 defa da salavât-ı şerîfe getirin. Bunun da çok sevabı olduğuna dair hadisler vardır. 100 tane de Kulhüvallah okuyun. O da çok sevaptır. Beş zikir. Peygamber Efendimiz'den size nasihat yoluyla benim tavsiye ettiğim beş zikir: 100 defa Estağfirullah, 100 defa lâ ilâhe illallah, 1000 defa Allah Allah Allah... deyip her 100 defasında İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî demek, 100 defa salavât-ı şerîfe getirmek, 100 defa Kulhüvallah okumak. Günlük zikirleriniz bunlar olsun. Samsun'da bir kardeş anlatıyor: "Hocam ben zikir yapardım. Gece rüyamda ne görürsem ertesi gün çıkardı." diyor. Peygamber Efendimiz de öyle olurdu. Gündüz aydınlığı gibi gece gördüğü rüya çıkardı. Neden? Zikir yapınca kalbi temizleniyor, insanın gönlü parlıyor o zaman oluyor böyle şeyler. Bu zikirleri yapınca el açıp dua edin; kendinize, ana babanıza, sevdiklerinize, kardeşlerinize, dostlarınıza, arkadaşlarınıza dua edin. Bizi de duanızda unutmayın. Şimdi ben size zikir telkin edeceğim beni dinleyin: Lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî.

Her şeyini Allah için yapan imanını kuvvetlendirmiş olur ama işte o hâle gelebilmek için de biraz çalışmak lazım. Çalışmadan olmaz. Çok çalışmak lazım aslında. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor.

Bir işçinin akşama kadar çalışması kolay mı sanıyorsunuz?

Zaten sanmazsınız, bilirsiniz. Tarlada bahçede insanın imanı gevriyor. Sırtından ter dökülüyor, beli kamburlaşıyor, kolay değil. Bir günlük gıda için...

Cennet için daha zor, onun için öyle diyeceksiniz.

100 defa da salavât-ı şerîfe getirin.

Bunun da çok sevabı olduğuna dair hadisler vardır.

100 tane de Kulhüvallah okuyun. O da çok sevaptır.

Beş zikir. Peygamber Efendimiz'den size nasihat yoluyla benim tavsiye ettiğim beş zikir:

100 defa Estağfirullah,

100 defa lâ ilâhe illallah,

1000 defa Allah Allah Allah... deyip her 100 defasında İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî demek,

100 defa salavât-ı şerîfe getirmek,

100 defa Kulhüvallah okumak.

Günlük zikirleriniz bunlar olsun.

Samsun'da bir kardeş anlatıyor:

"Hocam ben zikir yapardım. Gece rüyamda ne görürsem ertesi gün çıkardı." diyor.

Peygamber Efendimiz de öyle olurdu. Gündüz aydınlığı gibi gece gördüğü rüya çıkardı.

Neden?

Zikir yapınca kalbi temizleniyor, insanın gönlü parlıyor o zaman oluyor böyle şeyler.

Bu zikirleri yapınca el açıp dua edin; kendinize, ana babanıza, sevdiklerinize, kardeşlerinize, dostlarınıza, arkadaşlarınıza dua edin. Bizi de duanızda unutmayın.

Şimdi ben size zikir telkin edeceğim beni dinleyin:

Lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah...

Her şeyini Allah için yapan imanını kuvvetlendirmiş olur amaHer şeyini Allah için yapan imanını kuvvetlendirmiş olur ama işte o hâle gelebilmek için de biraz çalışmak lazım. Çalışmadan olmaz.işte o hâle gelebilmek için de biraz çalışmak lazım. Çalışmadan olmaz. Çok çalışmak lazım aslında. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor. Çok çalışmak lazım aslında. Çalışmadan hiçbir şey olmuyor.

Bir işçinin akşama kadar çalışması kolay mı sanıyorsunuz? Zaten sanmazsınız, bilirsiniz. Bir işçinin akşama kadar çalışması kolay mı sanıyorsunuz?

Zaten sanmazsınız, bilirsiniz.
Tarlada bahçede insanın imanı gevriyor.Tarlada bahçede insanın imanı gevriyor. Sırtından ter dökülüyor, beli kamburlaşıyor, kolay değil. Bir günlük gıda için... Sırtından ter dökülüyor, beli kamburlaşıyor, kolay değil. Bir günlük gıda için...

Cennet için daha zor, onun için öyle diyeceksiniz. 100 defa da salavât-ı şerîfe getirin. Cennet için daha zor, onun için öyle diyeceksiniz.

100 defa da salavât-ı şerîfe getirin.

Bunun da çok sevabı olduğuna dair hadisler vardır. 100 tane de Kulhüvallah okuyun.Bunun da çok sevabı olduğuna dair hadisler vardır.

100 tane de Kulhüvallah okuyun.
O da çok sevaptır. Beş zikir.O da çok sevaptır.

Beş zikir.
Peygamber Efendimiz'den size nasihat yoluyla benim tavsiye ettiğim beş zikir: Peygamber Efendimiz'den size nasihat yoluyla benim tavsiye ettiğim beş zikir:

100 defa Estağfirullah, 100 defa lâ ilâhe illallah, 100 defa Estağfirullah,

100 defa lâ ilâhe illallah,

1000 defa Allah Allah Allah... deyip her 100 defasında İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî demek, 1000 defa Allah Allah Allah... deyip her 100 defasında İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî demek,

100 defa salavât-ı şerîfe getirmek, 100 defa Kulhüvallah okumak. 100 defa salavât-ı şerîfe getirmek,

100 defa Kulhüvallah okumak.

Günlük zikirleriniz bunlar olsun. Samsun'da bir kardeş anlatıyor: "Hocam ben zikir yapardım.Günlük zikirleriniz bunlar olsun.

Samsun'da bir kardeş anlatıyor:

"Hocam ben zikir yapardım.
Gece rüyamda ne görürsem ertesi gün çıkardı." diyor. Peygamber Efendimiz de öyle olurdu.Gece rüyamda ne görürsem ertesi gün çıkardı." diyor.

Peygamber Efendimiz de öyle olurdu.
Gündüz aydınlığı gibi gece gördüğü rüya çıkardı. Neden? Gündüz aydınlığı gibi gece gördüğü rüya çıkardı.

Neden?

Zikir yapınca kalbi temizleniyor, insanın gönlü parlıyor o zaman oluyor böyle şeyler. Zikir yapınca kalbi temizleniyor, insanın gönlü parlıyor o zaman oluyor böyle şeyler.

Bu zikirleri yapınca el açıp dua edin; kendinize, ana babanıza, sevdiklerinize,Bu zikirleri yapınca el açıp dua edin; kendinize, ana babanıza, sevdiklerinize, kardeşlerinize, dostlarınıza, arkadaşlarınıza dua edin. Bizi de duanızda unutmayın. kardeşlerinize, dostlarınıza, arkadaşlarınıza dua edin. Bizi de duanızda unutmayın.

Şimdi ben size zikir telkin edeceğim beni dinleyin: Şimdi ben size zikir telkin edeceğim beni dinleyin:

Lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... Lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah...

Buyurun siz de yüksek sesle beraberce söyleyin, Allah şahit olsun: Buyurun siz de yüksek sesle beraberce söyleyin, Allah şahit olsun:

Lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... Lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah... lâ ilâhe illallah...

Allah... Allah... Allah... Allah... Allah... Allah... Allah...

Allah...

Allah...

Allah...

Allah...

Allah...

Şimdi gözünüzü kapatın, ağzınızı da yumun Allah demeye içinizden devam edin sessiz olarak. Şimdi gözünüzü kapatın, ağzınızı da yumun Allah demeye içinizden devam edin sessiz olarak.

Allah razı olsun! Allah razı olsun!

İşte böyle insanın içinden sessizce Allah demesine "zikr-i hâfî" derler. Allah size çok sevap veriyor.İşte böyle insanın içinden sessizce Allah demesine "zikr-i hâfî" derler. Allah size çok sevap veriyor. Dille yapılan zikir, bire yetmiş bin ile mükafatlandırılır. Bir defa Allah dese 70 misli sevap alıyor.Dille yapılan zikir, bire yetmiş bin ile mükafatlandırılır. Bir defa Allah dese 70 misli sevap alıyor. Kalbinden derse, bu onun 70 kat fazlasıdır.Kalbinden derse, bu onun 70 kat fazlasıdır. 70 kere 70 bin, 4 milyon 900 bin [70 x 70.000 = 4.900.000] defa eder. 70 kere 70 bin, 4 milyon 900 bin [70 x 70.000 = 4.900.000] defa eder.

İnsan kalbinden bir kere Allah derse 4 milyon 900 bin misli oluyor.İnsan kalbinden bir kere Allah derse 4 milyon 900 bin misli oluyor. Onun için tarlada, bahçede, yolda yürürken, otururken;Onun için tarlada, bahçede, yolda yürürken, otururken; her zaman kalbiniz Allah desin, Allah Allah Allah... desin.her zaman kalbiniz Allah desin, Allah Allah Allah... desin. Cennette de inşaallah zamanınızı boş geçirmediğiniz için hasretlik çekmezsiniz, pişmanlık duymazsınız. Cennette de inşaallah zamanınızı boş geçirmediğiniz için hasretlik çekmezsiniz, pişmanlık duymazsınız.

Bizim yolumuz Resûlullah'ın izinden gitmek yoludur, takva yoludur, en doğru yoldur, en sağlam yoldur.Bizim yolumuz Resûlullah'ın izinden gitmek yoludur, takva yoludur, en doğru yoldur, en sağlam yoldur. İnsanın takva yolunda gitmesini Kur'an emrediyor, Resûlullah'a uymasını Allah emrediyor.İnsanın takva yolunda gitmesini Kur'an emrediyor, Resûlullah'a uymasını Allah emrediyor. Onun için bu yolda yürüyeceğiz ve vazifeleri ihmal etmeden yapacağız. Onun için bu yolda yürüyeceğiz ve vazifeleri ihmal etmeden yapacağız.

İslâm'ı en iyi en halis en tam uygulayan zümre tasavvuf erbabıdır. İmam Gazzâlî böyle söylüyor.İslâm'ı en iyi en halis en tam uygulayan zümre tasavvuf erbabıdır. İmam Gazzâlî böyle söylüyor. Zamanındaki bütün taifeleri incelemiş. Bir kısmının aleyhine reddiyeler, kitaplar yazmış. Zamanındaki bütün taifeleri incelemiş. Bir kısmının aleyhine reddiyeler, kitaplar yazmış. Filozofların fikirlerini çürütmüş. İmam Gazzâlî Avrupa'nın, dünyanın her yerinde bilinen büyük âlim.Filozofların fikirlerini çürütmüş. İmam Gazzâlî Avrupa'nın, dünyanın her yerinde bilinen büyük âlim. "İslam'ı en iyi uygulayan insanlar tasavvuf ehlidir." diyor. Neden tasavvuf var? "İslam'ı en iyi uygulayan insanlar tasavvuf ehlidir." diyor.

Neden tasavvuf var?

İşte bundan dolayı var çünkü tam uyguluyor. Resûlullah'ın bir sözünü iki etmiyor.İşte bundan dolayı var çünkü tam uyguluyor. Resûlullah'ın bir sözünü iki etmiyor. Resûlullah'ın bir hadisini okuduğu zaman, Allah'ın bir âyetini okuduğu zaman onu yapmaya çalışıyor. Resûlullah'ın bir hadisini okuduğu zaman, Allah'ın bir âyetini okuduğu zaman onu yapmaya çalışıyor. İlmini amelle takviye ediyor. İlmi ile âmil oluyor. Onun için en sağlam taifedir. İlmini amelle takviye ediyor. İlmi ile âmil oluyor. Onun için en sağlam taifedir.

Namazlarınızı vaktinde kılın, camide kılın. Erkekler namazı camide kılacak.Namazlarınızı vaktinde kılın, camide kılın. Erkekler namazı camide kılacak. Camide kılınca sevabı mescitte kılarsan 27 kat fazla olur. Camide kılınca sevabı mescitte kılarsan 27 kat fazla olur. Cuma kılınan yerde kılarsa sevabı 50 misli olur. Hadîs-i şerîfler böyle.Cuma kılınan yerde kılarsa sevabı 50 misli olur. Hadîs-i şerîfler böyle. Beyti Makdis'te, Kudüs'te kılırsa 500 misli olur. Beyti Makdis'te, Kudüs'te kılırsa 500 misli olur. Dağda ezan okuyup, tarlada kendi başına yüksek sesle ezan okuyup kılarsa o da 50 misli olur. Neden? Dağda ezan okuyup, tarlada kendi başına yüksek sesle ezan okuyup kılarsa o da 50 misli olur.

Neden?

O zaman melekler, cinler, başka mahluklar geliyor ondan dolayı. O zaman melekler, cinler, başka mahluklar geliyor ondan dolayı.

Dağda, tarlada, bahçede ezan okuyup da insan, namazı kıldığı zaman o da 50 mislidir.Dağda, tarlada, bahçede ezan okuyup da insan, namazı kıldığı zaman o da 50 mislidir. Ama evde o kadar değildir. Camide kılmaya çalışacak. Ama evde o kadar değildir. Camide kılmaya çalışacak.

Peygamber Efendimiz'in mescidinde kılarsa bin mislidir.Peygamber Efendimiz'in mescidinde kılarsa bin mislidir. Kabe'nin karşısında Mescid-i Haram'da kılarsa yüz bin mislidir. Kabe'nin karşısında Mescid-i Haram'da kılarsa yüz bin mislidir.

Namazları cemaatle kılmaya gayret edin. Namazları cemaatle kılmaya gayret edin.

Farz namazlardan ayrı Peygamber Efendimiz'in çok tavsiye ettiği beş tane namaz var. Farz namazlardan ayrı Peygamber Efendimiz'in çok tavsiye ettiği beş tane namaz var.

Bir; işrak namazı. Sabah namazını kıldıktan sonra camide Kur'an okuyup, tesbih çekip,Bir; işrak namazı. Sabah namazını kıldıktan sonra camide Kur'an okuyup, tesbih çekip, biraz çalışıp güneşin doğmasından sonra şöyle yarım saat geçince kılınan namaza işrak namazı derler. biraz çalışıp güneşin doğmasından sonra şöyle yarım saat geçince kılınan namaza işrak namazı derler.

Sabahtan sonraki vakit duhâ, dahve ve dahâb olmak üzere üçe ayrılır.Sabahtan sonraki vakit duhâ, dahve ve dahâb olmak üzere üçe ayrılır. Buna Türkçe'de kaba kuşluk, koca kuşluk tabirleri var. Burada kullanılır mı bilmiyorum.Buna Türkçe'de kaba kuşluk, koca kuşluk tabirleri var. Burada kullanılır mı bilmiyorum. O evvel vakte de işrak vakti derler. O namaz çok sevap.O evvel vakte de işrak vakti derler. O namaz çok sevap. Bazı hadislerde "Duha" diye geçiyor da şaşırmayın diye bu izahı yapıyorum. Bazı hadislerde "Duha" diye geçiyor da şaşırmayın diye bu izahı yapıyorum.

Sabahla öğlen arasında bir de "duha namazı" vardır. "Rub'u mehal geçince" denir.Sabahla öğlen arasında bir de "duha namazı" vardır. "Rub'u mehal geçince" denir. Bu sabahla öğlenin arasında işraktan farklı bir namazdır. Bunu kılan da çok sevap kazanır.Bu sabahla öğlenin arasında işraktan farklı bir namazdır. Bunu kılan da çok sevap kazanır. Bunu kılanlar Allah'ın muhsinîn diye, "muhsin kullar" diye övdüğü zümreye dahil olurlar. Bunu kılanlar Allah'ın muhsinîn diye, "muhsin kullar" diye övdüğü zümreye dahil olurlar.

Akşam namazının ardından "evvabin namazı" vardır.Akşam namazının ardından "evvabin namazı" vardır. Dünya kelamı konuşmadan hemen kılınacak diye şartı vardır.Dünya kelamı konuşmadan hemen kılınacak diye şartı vardır. Akşamın sünnetinden sonra iki rekat olabilir, daha fazla olabilir.Akşamın sünnetinden sonra iki rekat olabilir, daha fazla olabilir. "O da insanın günahlarını denizlerin köpüğü kadar çok olsa bile affına sebeptir." diye hadis var."O da insanın günahlarını denizlerin köpüğü kadar çok olsa bile affına sebeptir." diye hadis var. Onu da bırakmamak lazım. Sünnetin arkasından evvabin namazı… Onu da bırakmamak lazım. Sünnetin arkasından evvabin namazı…

Gece yatarken abdest alıp dört rekat namaz kılıp abdestli yatmak lazım. Onun mükafatı da şudur:Gece yatarken abdest alıp dört rekat namaz kılıp abdestli yatmak lazım. Onun mükafatı da şudur: Bir insan abdestli yatarsa bütün gecesini melekler ibadet etmiş diye yazarlar, bir.Bir insan abdestli yatarsa bütün gecesini melekler ibadet etmiş diye yazarlar, bir. Başucunda melekler, "Ya Rabbi bu kulun temiz yattı bunu mağfiret eyle." diyeBaşucunda melekler, "Ya Rabbi bu kulun temiz yattı bunu mağfiret eyle." diye ona Allah'tan afv u mağfiret isterler, [iki]. Etrafına melekler izdihamlı, sıkışık bir şekilde toplanır.ona Allah'tan afv u mağfiret isterler, [iki]. Etrafına melekler izdihamlı, sıkışık bir şekilde toplanır. "Gökten uçuşan melekler yeryüzünde abdestli yatmış kulun vücudunu ışıl ışıl, nurlu olarak görürler."Gökten uçuşan melekler yeryüzünde abdestli yatmış kulun vücudunu ışıl ışıl, nurlu olarak görürler. Onun etrafına gelirler izdihamlı bir şekilde birikirler." diyor Peygamber Efendimiz, [üç].Onun etrafına gelirler izdihamlı bir şekilde birikirler." diyor Peygamber Efendimiz, [üç]. Onun için gece böyle yapmak da çok sevaptır. Onun için gece böyle yapmak da çok sevaptır.

Bir de geceleyin uykuyu bölüp fedakârlık edip abdest alıp kalkıp teheccüd namazı kılmak.Bir de geceleyin uykuyu bölüp fedakârlık edip abdest alıp kalkıp teheccüd namazı kılmak. Hem Kur'an-ı Kerîm'de Efendimiz'e tavsiye edilmiştir hem de tâ dünya yaratıldığı zamandan beriHem Kur'an-ı Kerîm'de Efendimiz'e tavsiye edilmiştir hem de tâ dünya yaratıldığı zamandan beri bütün âbid, zâhid, sâlih kulların âdetidir. bütün âbid, zâhid, sâlih kulların âdetidir. Gecenin o vakti kıymetli bir vakittir, göğün bütün kapılarının açık olduğu bir zamandır. Gecenin o vakti kıymetli bir vakittir, göğün bütün kapılarının açık olduğu bir zamandır.

Muhterem kardeşlerim! Göğün kapıları kapalıdır.Muhterem kardeşlerim!

Göğün kapıları kapalıdır.
Biliyorsunuz Peygamber Efendimiz Mirac'a çıkarken, duyduysanız dikkatinizi çekmiştir.Biliyorsunuz Peygamber Efendimiz Mirac'a çıkarken, duyduysanız dikkatinizi çekmiştir. Peygamber Efendimiz miraca çıkıyor, birinci semaya Cebrâil ile gidiyor,Peygamber Efendimiz miraca çıkıyor, birinci semaya Cebrâil ile gidiyor, birinci semanın kapısına gelince melek diyor ki: "Dur!" Duruyorlar.birinci semanın kapısına gelince melek diyor ki:

"Dur!"

Duruyorlar.
Cebrâil'e Soruyor; Men ente? "Kimsin sen?" Ene Cibrîl. "Ben Cebrâilim." diyor. Cebrâil'e Soruyor;

Men ente? "Kimsin sen?"

Ene Cibrîl. "Ben Cebrâilim." diyor.

Ve men me'ake? "Peki yanındaki kim?" Hüve Muhammed. "O Muhammed." Ve men me'ake? "Peki yanındaki kim?"

Hüve Muhammed. "O Muhammed."

Allah tarafından ona izin verildi mi? Ne bu böyle?Allah tarafından ona izin verildi mi? Ne bu böyle? Semalardan geçmek herkesin hakkı değil, harcı değil. Ona izin verildi mi? Semalardan geçmek herkesin hakkı değil, harcı değil. Ona izin verildi mi?

"Evet verildi." buyuruluyor, o zaman geçiriyor. "Evet verildi." buyuruluyor, o zaman geçiriyor.

Gökten Cebrâil ile Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'e melekler "dur!" diye durduruyorlarsa,Gökten Cebrâil ile Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem'e melekler "dur!" diye durduruyorlarsa, kontrol yapıyorlarsa, göğün kapıları varsa bu önemli bir teftiş. kontrol yapıyorlarsa, göğün kapıları varsa bu önemli bir teftiş.

Geceleyin bu göğün kapıları açılıyor. Durma yok, kontrol yok. Rahatlık var.Geceleyin bu göğün kapıları açılıyor. Durma yok, kontrol yok. Rahatlık var. Hatta Allahu Teâlâ hazretleri kullarına seslenirmiş, hadîs-i şerîflerde bildiriliyor:Hatta Allahu Teâlâ hazretleri kullarına seslenirmiş, hadîs-i şerîflerde bildiriliyor: "Yok mu benden af isteyen, affedeceğim. Haydi istesin."Yok mu benden af isteyen, affedeceğim. Haydi istesin. Yok mu benden dua edip bir şey isteyecek olan? Haydi istesin, vereceğim.Yok mu benden dua edip bir şey isteyecek olan? Haydi istesin, vereceğim. Yok mu benden talebi olan? Haydi talep etsin, vereceğim." diye rivayetler var.Yok mu benden talebi olan? Haydi talep etsin, vereceğim." diye rivayetler var. Allahu Teâlâ hazretlerinin kullarına teşvikte bulunduğu, davet ettiği,Allahu Teâlâ hazretlerinin kullarına teşvikte bulunduğu, davet ettiği, "haydi dua edin" diye teşvik ettiği zamandır. "haydi dua edin" diye teşvik ettiği zamandır.

Onun için geceleyin de uykunuzu bölün kalkın.Onun için geceleyin de uykunuzu bölün kalkın. O vakitte o vaktin bereketinden istifade etmenizi tavsiye ederim.O vakitte o vaktin bereketinden istifade etmenizi tavsiye ederim. Kardeşiniz olarak, hocanız olarak tavsiye ederim. Onu da kaçırmayın. "Peki hocam uykuyu bölmek zor!" Kardeşiniz olarak, hocanız olarak tavsiye ederim. Onu da kaçırmayın.

"Peki hocam uykuyu bölmek zor!"

Bizim için zor oluyor.Bizim için zor oluyor. Eski insanlar yatsı namazını kılınca yatarlardı, kahvelerde oturmazlardı, Eski insanlar yatsı namazını kılınca yatarlardı, kahvelerde oturmazlardı, televizyon seyretmezlerdi, vakit öldürmezlerdi.televizyon seyretmezlerdi, vakit öldürmezlerdi. Sohbetle gece yarılarına kadar, oyunla filan vakitlerini geçirmezlerdi. Sohbetle gece yarılarına kadar, oyunla filan vakitlerini geçirmezlerdi.

İnsan televizyon seyredince iki zararı vardır.İnsan televizyon seyredince iki zararı vardır. Seyrettiği manzaralar günahsa kalbi kararır, sabah namazına bile kalkamaz.Seyrettiği manzaralar günahsa kalbi kararır, sabah namazına bile kalkamaz. Sabaha gelemez, Allah nasip etmez. "Sen misin günah olan sahneyi seyreden. Sabaha gelemez, Allah nasip etmez. "Sen misin günah olan sahneyi seyreden. Sana sabah namazında benim evime gelmeyi istemedim, nasip etmiyorum, gelme." der.Sana sabah namazında benim evime gelmeyi istemedim, nasip etmiyorum, gelme." der. Sabah namazına gelemeyen insan ağlasın, kusurunu araştırsın. Belki televizyonu seyretmiştir.Sabah namazına gelemeyen insan ağlasın, kusurunu araştırsın. Belki televizyonu seyretmiştir. O çıplak kadını, falancanın meyhanesini, filancanın bilmem nesini seyrettiğinden nuru gider, bereketi gider.O çıplak kadını, falancanın meyhanesini, filancanın bilmem nesini seyrettiğinden nuru gider, bereketi gider. Ondan Allah nasip etmez. İkinci bir zararı olur. Ondan Allah nasip etmez. İkinci bir zararı olur. "Hiçbir şey yok da günah yok da işte maç vardı da bilmem ne de, "Hiçbir şey yok da günah yok da işte maç vardı da bilmem ne de, boksör Muhammed Ali bilmem kimle maç yapacak dünya şampiyonası da..."boksör Muhammed Ali bilmem kimle maç yapacak dünya şampiyonası da..." Tamam, vakit geçiyor, uykusuz kalıyor kalkamıyor. Erken yatsa kalkacak. Tamam, vakit geçiyor, uykusuz kalıyor kalkamıyor. Erken yatsa kalkacak.

Gecenin vaktinin kıymetini bilip erken yatan kazanır. O vakitte dua eden muradına erer. Gecenin vaktinin kıymetini bilip erken yatan kazanır. O vakitte dua eden muradına erer.

Muhterem kardeşlerim! Beş namaz bunlardır.Muhterem kardeşlerim!

Beş namaz bunlardır.
Dedelerimizin "beş vakte beş vakit katmak" dedikleri de budur.Dedelerimizin "beş vakte beş vakit katmak" dedikleri de budur. İşrak namazı, duha namazı, evvabin namazı, gece yatarken abdest alıp kılınan namaz,İşrak namazı, duha namazı, evvabin namazı, gece yatarken abdest alıp kılınan namaz, gece teheccüde kalkıp kılınan beş namaz. Beş vakte beş vakit katmak. gece teheccüde kalkıp kılınan beş namaz. Beş vakte beş vakit katmak.

Sonra bazı sevaplı oruçlar vardır. Oruç insanın nefsini ıslah eder, kalbini nurlandırır.Sonra bazı sevaplı oruçlar vardır. Oruç insanın nefsini ıslah eder, kalbini nurlandırır. Oruçlardan bir tanesi her hafta "pazartesi-perşembe" oruçlarıdır.Oruçlardan bir tanesi her hafta "pazartesi-perşembe" oruçlarıdır. Efendimiz'in hadislerinde tavsiye ettiği oruçtur. Bir tanesi "eyyâm-ı biyz" oruçlarıdır.Efendimiz'in hadislerinde tavsiye ettiği oruçtur. Bir tanesi "eyyâm-ı biyz" oruçlarıdır. Her Arabî ayın 13, 14, 15'inde tutulan oruçtur, -Bugün cemaziye'l-evvelin 13'üdür. Her Arabî ayın 13, 14, 15'inde tutulan oruçtur, -Bugün cemaziye'l-evvelin 13'üdür. Bugün tutulacaktı, yarın tutulacak, öbür gün tutulacak.-Bugün tutulacaktı, yarın tutulacak, öbür gün tutulacak.- Eyyâm-ı biyz oruçları, mehtaplı gecelerin gündüzleri. Eyyâm-ı biyz oruçları, mehtaplı gecelerin gündüzleri.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem nedense bu oruçları hiç bırakmamış.Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem nedense bu oruçları hiç bırakmamış. Demek ki bir hikmeti bir sebebi var. Eyyâm-ı biyz oruçları her ayın ortasında tutulan [oruçlar.]Demek ki bir hikmeti bir sebebi var. Eyyâm-ı biyz oruçları her ayın ortasında tutulan [oruçlar.] Arabî ayların, ocak-şubat-mart değil de,Arabî ayların, ocak-şubat-mart değil de, muharrem, safer, rebiü'l-evvel, rebiü'l-âhir, cemaziye'l-evvel, cemaziye'l-âhir,muharrem, safer, rebiü'l-evvel, rebiü'l-âhir, cemaziye'l-evvel, cemaziye'l-âhir, recep, şaban, ramazan, şevval, zilka'de, zilhicce. Bu aylarının ortalarında 13, 14, 15'te. recep, şaban, ramazan, şevval, zilka'de, zilhicce. Bu aylarının ortalarında 13, 14, 15'te.

Efendimiz recep ayında çok oruç tutardı. Şimdi cemâziye'l-evvel'deyiz sonra cemaziye'l-âhir var.Efendimiz recep ayında çok oruç tutardı. Şimdi cemâziye'l-evvel'deyiz sonra cemaziye'l-âhir var. Yarısı geçtiğine göre bir buçuk ay sonra recep ayı geliyor. Recep ayında oruç tutmak çok sevap.Yarısı geçtiğine göre bir buçuk ay sonra recep ayı geliyor. Recep ayında oruç tutmak çok sevap. Şabanda da oruç tutarsınız, sonra ramazan geçtikten sonra şevvalde altı gün oruç tutarsınız. Şabanda da oruç tutarsınız, sonra ramazan geçtikten sonra şevvalde altı gün oruç tutarsınız.

"Eyyâm-ı âşır" denilen, hacıların hacca gittiği zamanki 10 günlük oruçlar vardır. Çok sevaptır."Eyyâm-ı âşır" denilen, hacıların hacca gittiği zamanki 10 günlük oruçlar vardır. Çok sevaptır. Hele hele arefe gününde oruç tutmak;Hele hele arefe gününde oruç tutmak; hem geçen senenin hem gelecek senenin günahlarının affına sebep olur. Çok kıymetlidir.hem geçen senenin hem gelecek senenin günahlarının affına sebep olur. Çok kıymetlidir. Hacıların Arafat'a çıktığı zamanki bizim buradaki oruç. Hacıların Arafat'a çıktığı zamanki bizim buradaki oruç. Ertesi Kurban Bayramı olacağı zaman bizim tutacağımız oruç. Çok sevaptır. Ama hacılara mekruhtur.Ertesi Kurban Bayramı olacağı zaman bizim tutacağımız oruç. Çok sevaptır. Ama hacılara mekruhtur. Hacılar o gün oruç tutmazlar. Çünkü hacıların ihramda işleri ağırdır. O yüzden mekruhtur. Hacılar o gün oruç tutmazlar. Çünkü hacıların ihramda işleri ağırdır. O yüzden mekruhtur.

Ben bir kere dayanırım sandım, kendimi babayiğit sandım orada bir oruç tuttum.Ben bir kere dayanırım sandım, kendimi babayiğit sandım orada bir oruç tuttum. Mekruhtur ama sevaptır filan gibi geldi bana. Dinin emrini tam tutmak lazım.Mekruhtur ama sevaptır filan gibi geldi bana. Dinin emrini tam tutmak lazım. Oruç tuttum Arafat'ta, arefe gününde. Güneş çarpıyordu, ölüyordum. Zor ettim akşamı.Oruç tuttum Arafat'ta, arefe gününde. Güneş çarpıyordu, ölüyordum. Zor ettim akşamı. Dinin emrini tam tutmak lazım. Hasta olunca da insanın tadı kalmıyor, ibadeti güzel yapamıyor. Dinin emrini tam tutmak lazım. Hasta olunca da insanın tadı kalmıyor, ibadeti güzel yapamıyor.

Demek ki büyüklerimiz her şeyi yerli yerinde söylemişler. Her şeyin bir hikmeti var.Demek ki büyüklerimiz her şeyi yerli yerinde söylemişler. Her şeyin bir hikmeti var. Ama burada tutmak çok sevap. Hac vazifesi olmayanların, hacda olmayanların tutmaları gerekiyor. Ama burada tutmak çok sevap. Hac vazifesi olmayanların, hacda olmayanların tutmaları gerekiyor.

Bu oruçları Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor, ben de size hatırlatıyorum.Bu oruçları Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor, ben de size hatırlatıyorum. Sevaplı namazları, sevaplı oruçları hatırlatıyorum, sevaplı işleri söylüyorum.Sevaplı namazları, sevaplı oruçları hatırlatıyorum, sevaplı işleri söylüyorum. Kur'ân-ı Kerîm'den, hadîs-i şerîflerden konuşuyorum. Kendi kendimden söylemiyorum.Kur'ân-ı Kerîm'den, hadîs-i şerîflerden konuşuyorum. Kendi kendimden söylemiyorum. Kendi kendime bir şey söylemekten Allah'a sığınırım. Resûlullah'ın tavsiyelerini size iletiyorum. Kendi kendime bir şey söylemekten Allah'a sığınırım. Resûlullah'ın tavsiyelerini size iletiyorum.

İlim öğrenin, ilim öğretin. Kur'an'ı öğrenin, yaşayın. Hayatınızda yaşayın Kur'an-ı Kerîm'i.İlim öğrenin, ilim öğretin. Kur'an'ı öğrenin, yaşayın. Hayatınızda yaşayın Kur'an-ı Kerîm'i. Kur'an'la yaşayın. Kur'an-ı Kerim'in ahkâmını uygulayın, ilminizle âmil olun.Kur'an'la yaşayın. Kur'an-ı Kerim'in ahkâmını uygulayın, ilminizle âmil olun. Rasûlullah Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyun öğrenin, uygulayın, hayatınızda tatbik edin.Rasûlullah Efendimiz'in hadîs-i şerîflerini okuyun öğrenin, uygulayın, hayatınızda tatbik edin. En sağlam yol budur. Bid'atlerden, hurafelerden uzak; sapasağlam, sırat-ı müstakimde yürüyün. En sağlam yol budur. Bid'atlerden, hurafelerden uzak; sapasağlam, sırat-ı müstakimde yürüyün.

Günahlardan uzak durmaya çok dikkat edin. Günahlar AIDS mikrobundan da daha tehlikelidir.Günahlardan uzak durmaya çok dikkat edin. Günahlar AIDS mikrobundan da daha tehlikelidir. Günahlar zehir gibidir. Günahlar insanın kalbini karartır, maneviyatını mahveder.Günahlar zehir gibidir. Günahlar insanın kalbini karartır, maneviyatını mahveder. Çıktığı makamdan aşağı düşürür, âhirette perişan eder.Çıktığı makamdan aşağı düşürür, âhirette perişan eder. Onun için günahlardan uzak durun, takva ehli olun. Onun için günahlardan uzak durun, takva ehli olun. Haramlara günahlara yanaşmamaya dikkat edin. Dilinizi tutun.Haramlara günahlara yanaşmamaya dikkat edin. Dilinizi tutun. Gözünüze de Allah kapak vermiş kapatın diye, haram şeylere bakmayın.Gözünüze de Allah kapak vermiş kapatın diye, haram şeylere bakmayın. Dilinize dudak vermiş susulacak yerde susun diye, olmadık laf söyleyip günaha girmeyin. Dilinize dudak vermiş susulacak yerde susun diye, olmadık laf söyleyip günaha girmeyin.

Peygamber Efendimiz diyor ki; "İnsan şaka yapacağım diye öyle bir laf söyler kiPeygamber Efendimiz diyor ki; "İnsan şaka yapacağım diye öyle bir laf söyler ki ağzından çıkan bir sözden dolayı cehennemin uçurumlarına uçar gider." Neden? ağzından çıkan bir sözden dolayı cehennemin uçurumlarına uçar gider."

Neden?

Olmadık bir laf söylemiş. Sen misin "Oflu hoca fıkrasını" anlatan? Sen misin "Bektaşî fıkrası" anlatan? Olmadık bir laf söylemiş.

Sen misin "Oflu hoca fıkrasını" anlatan?

Sen misin "Bektaşî fıkrası" anlatan?

Sen misin namazla alay eden? Sen misin Cennet'le alay eden? Sen misin namazla alay eden?

Sen misin Cennet'le alay eden?

Adam cennete girmiş de bakmış hep sofu sofu adamlar, sakallı sakallı insanlar. Canı sıkılmış.Adam cennete girmiş de bakmış hep sofu sofu adamlar, sakallı sakallı insanlar. Canı sıkılmış. Hiç ahbabı yok orada. Ondan sonra dilekçe vermiş de cehenneme geçmiş. Hiç ahbabı yok orada. Ondan sonra dilekçe vermiş de cehenneme geçmiş.

Nereden uyduruyorsun bu yalanları alçak adam?! Cennet cehennem oyuncak mı? Nereden uyduruyorsun bu yalanları alçak adam?!

Cennet cehennem oyuncak mı?

Cehenneme geçmiş de orada bakmış hep arkadaşlar var, rakı var, rakı sofrası var bilmem ne. Orada kalmış. Cehenneme geçmiş de orada bakmış hep arkadaşlar var, rakı var, rakı sofrası var bilmem ne. Orada kalmış.

Hangi yalancı uydurur bunları? Cehenneme giren mahvolacak. Hangi yalancı uydurur bunları?

Cehenneme giren mahvolacak.

"Cehennemin zakkumunun bir damlası dünyanın okyanuslarına damlasaydı hepsini zehir gibi acı ederdi." diyor. "Cehennemin zakkumunun bir damlası dünyanın okyanuslarına damlasaydı hepsini zehir gibi acı ederdi." diyor.

Cehennemdeki sabah akşam onu içecek. Cehennemdeki sabah akşam onu içecek.

Sen bir tek kibrite hiç parmağını tuttun da ateşin acısını biliyor musun? Cayır cayır yanacaksın. Sen bir tek kibrite hiç parmağını tuttun da ateşin acısını biliyor musun?

Cayır cayır yanacaksın.

Bektaşî fıkraları, uydurma şeyler. Bak işte, bu iki dudak arasından çıkan söz insanı mahveder. Bektaşî fıkraları, uydurma şeyler. Bak işte, bu iki dudak arasından çıkan söz insanı mahveder.

Onun için Peygamber Efendimiz demiş ki: Onun için Peygamber Efendimiz demiş ki:

"İnsanı Cehenneme sokan iki dudağı arası ile iki bacağı arasından başka bir şey midir?" "İnsanı Cehenneme sokan iki dudağı arası ile iki bacağı arasından başka bir şey midir?"

Bak ne kadar kısa söylüyor. Gerisini herkes anlasın. İki dudağı arası ile iki bacağı arası…Bak ne kadar kısa söylüyor. Gerisini herkes anlasın. İki dudağı arası ile iki bacağı arası… Bugün insanları mahveden şeylerin %95'i, %99'u iki bacağı arasıdır.Bugün insanları mahveden şeylerin %95'i, %99'u iki bacağı arasıdır. Radyolar öyle, televizyonlar öyle, mecmualar öyle, gazeteler öyle, plajlar öyle, barlar öyle, pavyonlar öyle.Radyolar öyle, televizyonlar öyle, mecmualar öyle, gazeteler öyle, plajlar öyle, barlar öyle, pavyonlar öyle. Ondan gidiyorlar işte cehenneme. Ne yapacağız? Ondan gidiyorlar işte cehenneme.

Ne yapacağız?

Haramlardan günahlardan uzak duracağız. Bu işin şakası yoktur.Haramlardan günahlardan uzak duracağız. Bu işin şakası yoktur. Allah'ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur, bizim Allah'ın rahmetine ihtiyacımız var.Allah'ın bizim ibadetimize ihtiyacı yoktur, bizim Allah'ın rahmetine ihtiyacımız var. Sonsuz ihtiyacımız var. Biz cenneti kazanmaya çalışmalıyız.Sonsuz ihtiyacımız var. Biz cenneti kazanmaya çalışmalıyız. İstersen şaka yap, istersen gafil ol, istersen cahil ol,İstersen şaka yap, istersen gafil ol, istersen cahil ol, istersen kâfir ol ama sen ziyan edersin sen pişman olacaksın. istersen kâfir ol ama sen ziyan edersin sen pişman olacaksın.

Bak Tebâreke sûresini okuyoruz. Çok mühim, insan okuyunca anlar.Bak Tebâreke sûresini okuyoruz. Çok mühim, insan okuyunca anlar. Cehenneme girince zebaniler soruyorlar birine: Cehenneme girince zebaniler soruyorlar birine:

E-lem ye'tiküm nezîr. "Allah Allah, siz nasıl geldiniz cehenneme?" E-lem ye'tiküm nezîr.

"Allah Allah, siz nasıl geldiniz cehenneme?"

Kullemâ ulkiye fîhâ fevcün. "Grup grup cehenneme getiriliyor, atılıyor cehennemlikler." Kullemâ ulkiye fîhâ fevcün.

"Grup grup cehenneme getiriliyor, atılıyor cehennemlikler."

Onları görünce cehennemin zebanîleri diyor ki: Se-elehüm hazenetühâ. Hazenetühâ ne demek? Onları görünce cehennemin zebanîleri diyor ki:

Se-elehüm hazenetühâ.

Hazenetühâ ne demek?

"Cehennemin bekçileri" demek. Cehennemin bekçileri soruyorlar cehenneme gelen insanlara: "Cehennemin bekçileri" demek.

Cehennemin bekçileri soruyorlar cehenneme gelen insanlara:

E-lem yetiküm nezîr. "Size bir peygamber gelmedi mi?" E-lem yetiküm nezîr.

"Size bir peygamber gelmedi mi?"

Size bu cehennemin tehlikelerini anlatan bir insan gelmedi mi? Size bu cehennemin tehlikelerini anlatan bir insan gelmedi mi?

Duymadınız mı bu cehennemin böyle korkunç bir yer olduğunu?" Duymadınız mı bu cehennemin böyle korkunç bir yer olduğunu?"

Kâlû belâ. "Gelmez olur mu, geldi." Kâlû belâ.

"Gelmez olur mu, geldi."

Fe-kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallah. "Geldiydi ama biz onları, o söyleyenleri yalanladık.Fe-kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallah.

"Geldiydi ama biz onları, o söyleyenleri yalanladık.
'Yalan söylüyorsunuz' dedik, inanmadık onlara. 'Allah bir şeyi indirmemiştir' dedik, inkâr ettik." 'Yalan söylüyorsunuz' dedik, inanmadık onlara. 'Allah bir şeyi indirmemiştir' dedik, inkâr ettik."

Onun için diyecekler ki bir de: Ve kâlû lev künnâ nesma'ü ev na'kilü mâ künnâ fî ashâbe's-sâ'ir. Onun için diyecekler ki bir de:

Ve kâlû lev künnâ nesma'ü ev na'kilü mâ künnâ fî ashâbe's-sâ'ir.

"Ah keşke aklımıza girseymiş keşke şu kulaklarımız duysaymış."Ah keşke aklımıza girseymiş keşke şu kulaklarımız duysaymış. Keşke aklımızı başımıza devşirip de bu işin ciddiyetini anlasaymışız." diyecekler. Keşke aklımızı başımıza devşirip de bu işin ciddiyetini anlasaymışız." diyecekler.

Fa'terefû bi-zenbihim. "Günahlarına itiraf edecekler ama iş işten geçmiş olacak." Fa'terefû bi-zenbihim.

"Günahlarına itiraf edecekler ama iş işten geçmiş olacak."

Şerru'n-nedâmeti yevme'l-kıyâmeti. Pişmanlığın en kötüsü hangisidir? Şerru'n-nedâmeti yevme'l-kıyâmeti.

Pişmanlığın en kötüsü hangisidir?

Mesela şu an bile pişmandır. Keşke çocukken şöyle yapmasaydım.Mesela şu an bile pişmandır. Keşke çocukken şöyle yapmasaydım. Keşke böyle olmasaydım, keşke oraya gitmeseydim, buraya gelmeseydim. Keşke böyle olmasaydım, keşke oraya gitmeseydim, buraya gelmeseydim.

En kötü pişmanlık ne zamankidir? Âhiretteki pişmanlıktır. En kötü pişmanlık ne zamankidir?

Âhiretteki pişmanlıktır.

Hesabı görünüyor ama pişman oluyor. "Tüh keşke böyle yapmasaymışım." Hesabı görünüyor ama pişman oluyor.

"Tüh keşke böyle yapmasaymışım."

Gitti, iş işten geçti, bitti . Gitti, iş işten geçti, bitti .

Müslüman olmak lazım, dikkat etmek lazım. Takva ehli olmak lazım. Müslüman olmak lazım, dikkat etmek lazım. Takva ehli olmak lazım.

Bir de sonuncu olarak söyleyeyim. İnsanları cennete sokan güzel huydur.Bir de sonuncu olarak söyleyeyim. İnsanları cennete sokan güzel huydur. İnsanları Allah'ın gazabına uğratan cehenneme sokan kötü huylardır. İnsanları Allah'ın gazabına uğratan cehenneme sokan kötü huylardır. Mesela insanlar kötü huyluyu sevmez. İsterse namazlı niyazlı olsun, isterse hacca gitmiş olsun. Mesela insanlar kötü huyluyu sevmez. İsterse namazlı niyazlı olsun, isterse hacca gitmiş olsun. Kötü huylu adamı insanlar sevmez. Bak bir kediyi hapsetmiş bir kadın.Kötü huylu adamı insanlar sevmez.

Bak bir kediyi hapsetmiş bir kadın.
Ondan dolayı cehennemlik olmuş. Hapsetmiş, ölmüş kedi.Ondan dolayı cehennemlik olmuş. Hapsetmiş, ölmüş kedi. Dışarı çıkamamış, karnını doyuramamış, su içememiş; miyavlamış, bağırmış çağırmış sonra ölmüş.Dışarı çıkamamış, karnını doyuramamış, su içememiş; miyavlamış, bağırmış çağırmış sonra ölmüş. Bak insan öldürmüyor; katil değil. Bir kedi… Bir kediden dolayı da hiç kimse hiçbir yerde hesap sormaz. Bak insan öldürmüyor; katil değil. Bir kedi… Bir kediden dolayı da hiç kimse hiçbir yerde hesap sormaz.

Bir kediden dolayı Allah o kadını cehennemlik etmiş. Neden? Bir kediden dolayı Allah o kadını cehennemlik etmiş.

Neden?

Zalim olduğundan; kediden dolayı değil, huyu kötü olduğundan. Zalim olduğundan; kediden dolayı değil, huyu kötü olduğundan.

Haset kötü huydur, kin kötü huydur, gaddarlık kötü huydur, cimrilik kötü huydur.Haset kötü huydur, kin kötü huydur, gaddarlık kötü huydur, cimrilik kötü huydur. Zekatı verdirmez adama. Bre insafsız! Zekatı verdirmez adama. Bre insafsız! Şu kadar malı Allah sana vermiş, 40 mislini vermiş bir mislini zekata ayıramıyorsun. Şu kadar malı Allah sana vermiş, 40 mislini vermiş bir mislini zekata ayıramıyorsun.

Hiç insafın yok mu senin?! Tarlaya bir tohum atıyorsun da Allah sana traktörlerle mahsul veriyor. Hiç insafın yok mu senin?!

Tarlaya bir tohum atıyorsun da Allah sana traktörlerle mahsul veriyor.

O kadar veriyor veriyor da senin onun öşrünü vermeye niye elin gitmiyor? Cimrilik! O kadar veriyor veriyor da senin onun öşrünü vermeye niye elin gitmiyor?

Cimrilik!

İşte cimrilik insanı cehenneme sokar. İşte cimrilik insanı cehenneme sokar.

Kaç kişi var zekatını veren? Arazi mahsulatının öşrü var, nısıf öşrü var. Onda bir arazi vergisi var. Kaç kişi var zekatını veren?

Arazi mahsulatının öşrü var, nısıf öşrü var. Onda bir arazi vergisi var.

Zekatı veriyor ama var, kaç kişi var? Cimrilikten vermiyor veya bilmiyor. Zekatı veriyor ama var, kaç kişi var?

Cimrilikten vermiyor veya bilmiyor.

Onun için kötü huyları bırakmak lazım, iyi huyları almak lazım.Onun için kötü huyları bırakmak lazım, iyi huyları almak lazım. İyi huyları alırsa kâr eder, cennetlik olur. Kötü huylar ile devam ederse cehenneme düşer. İyi huyları alırsa kâr eder, cennetlik olur. Kötü huylar ile devam ederse cehenneme düşer.

Ekseru mâ yüdhilu'n-nâse'l-cennete takvallahi ve husnü'l-huluki. Ekseru mâ yüdhilu'n-nâse'l-cennete takvallahi ve husnü'l-huluki.

"Ekseriyetle insanlar güzel huyluluklarından dolayı cennete giriyorlar." "Ekseriyetle insanlar güzel huyluluklarından dolayı cennete giriyorlar."

Adamın parası olmayabilir, fakir olabilir. Tatlı dilinden, güleç yüzünden, temiz kalbinden cennete girer.Adamın parası olmayabilir, fakir olabilir. Tatlı dilinden, güleç yüzünden, temiz kalbinden cennete girer. Öteki adam da hayır hasenat, şunu bunu çok yapmış olabilir ama kaşığı ile verir, sapı ile göz çıkartır.Öteki adam da hayır hasenat, şunu bunu çok yapmış olabilir ama kaşığı ile verir, sapı ile göz çıkartır. Zekat verir minnet eder, başa kakar, şöyle der böyle der herkese illallah dedirtir.Zekat verir minnet eder, başa kakar, şöyle der böyle der herkese illallah dedirtir. Ondan dolayı cehenneme düşer. Huylar çok mühim. Ondan dolayı cehenneme düşer. Huylar çok mühim.

Tasavvufun en çok uğraştığı işlerden birisi insanın huylarını düzeltmektir. Tasavvufun en çok uğraştığı işlerden birisi insanın huylarını düzeltmektir.

Bak Aziz Mahmud Hüdaî Bursa'nın kadısı. Kadı efendi nasıl olur? Bak Aziz Mahmud Hüdaî Bursa'nın kadısı.

Kadı efendi nasıl olur?

Makamı vardır, maaşı vardır, herkesin ona hürmeti vardır. Bursa Kadısı…Makamı vardır, maaşı vardır, herkesin ona hürmeti vardır. Bursa Kadısı… İsterse veziri bile mahkeme eder. Kolay mı kadı efendi olmak, hâkim olmak. İsterse veziri bile mahkeme eder. Kolay mı kadı efendi olmak, hâkim olmak.

Bak geçen gün öğrendim Samsun'da.Bak geçen gün öğrendim Samsun'da. Bir insan hâkim oldu mu 24 yaşında, hâkimliğini bitiren imza atıldı mı hakim oldu,Bir insan hâkim oldu mu 24 yaşında, hâkimliğini bitiren imza atıldı mı hakim oldu, emekli oluncaya kadar kimse dokunamıyormuş. Hâkim oldu ya.emekli oluncaya kadar kimse dokunamıyormuş. Hâkim oldu ya. Tamam, emekli oluncaya kadar hükümet, parti marti kimse dokunamıyor. Neden? Tamam, emekli oluncaya kadar hükümet, parti marti kimse dokunamıyor.

Neden?

Hâkimler adaletle hüküm etsin diye. Peki ya adaletle hükmetmezse, rüşvetini yakalarsam ne olacak? Hâkimler adaletle hüküm etsin diye.

Peki ya adaletle hükmetmezse, rüşvetini yakalarsam ne olacak?

Yani kötü hâkim oldu, ne olacak şimdi bu? Bunu bir tasnif yolu yok mu? Yok. Yani kötü hâkim oldu, ne olacak şimdi bu?

Bunu bir tasnif yolu yok mu?

Yok.

Bursa kadısı adam. İlmi var, boş insanı kadı yapmazlar.Bursa kadısı adam. İlmi var, boş insanı kadı yapmazlar. Fıkıh bilecek, tefsir bilecek, hadis bilecek de kadı yapacaklar. Fıkıh bilecek, tefsir bilecek, hadis bilecek de kadı yapacaklar. Kadı yapmışlar, büyük şehirlere de herkesi kadı yapmazlar. Önce küçük kasabalardan başlatırlar. Kadı yapmışlar, büyük şehirlere de herkesi kadı yapmazlar. Önce küçük kasabalardan başlatırlar.

Bursa'nın kadısı olmuş ama Üftâde hazretlerinin kerametini görmüş. Gidiyorlar elini öpüyor yalvarıyor: Bursa'nın kadısı olmuş ama Üftâde hazretlerinin kerametini görmüş. Gidiyorlar elini öpüyor yalvarıyor:

"Beni de dervişliğine kabul ediver." Üftâde hazretleri diyor ki: -Yapamazsın evladım."Beni de dervişliğine kabul ediver."

Üftâde hazretleri diyor ki:

-Yapamazsın evladım.
Dervişlik kolay bir şey değil yapamazsın. Sen kadılığına devam et ne yapalım, o vazife ile ömrünü geçir. Dervişlik kolay bir şey değil yapamazsın. Sen kadılığına devam et ne yapalım, o vazife ile ömrünü geçir.

-Ne olur efendim beni al, kabul et. -Ne olur efendim beni al, kabul et.

-Evladım bu iş zordur, nefsinin yenilmesi lazım, insanın nefsinin arzularına karşı çıkması lazım. -Evladım bu iş zordur, nefsinin yenilmesi lazım, insanın nefsinin arzularına karşı çıkması lazım.

-Yaparım efendim, nefsimin karşısına çıkarım. Nefsimle cihat ederim. Mücadele ederim. -Yaparım efendim, nefsimin karşısına çıkarım. Nefsimle cihat ederim. Mücadele ederim.

-"Peki öyleyse gel!" diyor. -"Peki öyleyse gel!" diyor.

Bursa'nın kadısı Üftâde hazretlerine derviş olmuş. Üftâde hazretleri diyor ki; Bursa'nın kadısı Üftâde hazretlerine derviş olmuş. Üftâde hazretleri diyor ki;

"Şimdi senin birinci vazifen bir sırık alacaksın."Şimdi senin birinci vazifen bir sırık alacaksın. Ciğerleri sırığa takacaksın, omuzuna alacaksın, seyyar ciğerci." Ciğerleri sırığa takacaksın, omuzuna alacaksın, seyyar ciğerci."

Kediler arkadan keser de bir parçasını bize verir mi diye "miyav miyav" takip eder. Kediler arkadan keser de bir parçasını bize verir mi diye "miyav miyav" takip eder.

Soru: İslam bir bütün değil mi? Tasavvuf yapmak mutlaka gerekli midir? Soru: İslam bir bütün değil mi? Tasavvuf yapmak mutlaka gerekli midir?

Cevap: İslam bir bütündür ama herkes bütününe uymuyor.Cevap: İslam bir bütündür ama herkes bütününe uymuyor. Kimisi namaz kılmıyor, kimisi zikir yapmıyor.Kimisi namaz kılmıyor, kimisi zikir yapmıyor. Kimisi mirası doğru taksim etmiyor, kimisi gece ibadetine kalkmıyor.Kimisi mirası doğru taksim etmiyor, kimisi gece ibadetine kalkmıyor. Kimisi şu kusurlu, kimisi bu kusurlu. Tam yapmak isteyenler erbâb-ı tasavvuf. Kimisi şu kusurlu, kimisi bu kusurlu. Tam yapmak isteyenler erbâb-ı tasavvuf.

Allah'ın rızasını arayan fedakâr, dünyaya meyli olmayan;Allah'ın rızasını arayan fedakâr, dünyaya meyli olmayan; nefse, şeytana uymayan, Allah'ın o sevgili evliyası gibi sevgili kulları gibi yaşayıp nefse, şeytana uymayan, Allah'ın o sevgili evliyası gibi sevgili kulları gibi yaşayıp Allah'ın sevdiği, razı olduğu zümresine dahil olan kullar olarak varıp,Allah'ın sevdiği, razı olduğu zümresine dahil olan kullar olarak varıp, Rabbimiz'in karşısında cennetiyle cemâliyle müşerref olanlardan eylesin. Rabbimiz'in karşısında cennetiyle cemâliyle müşerref olanlardan eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2