Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Ezan ve Namaz

Mehmed Zahid KOTKU

22 Safer 1391 / 18.04.1971
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzubillahimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn.el-Hamdülillahi rabbilâlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullahİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitâbullah ve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâve enne efdale'l-hedyi hedyü muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerra'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. ve külle muhdesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâri. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve selleme ennehû kâl:

es-Sülüsü ve's-sülüsü kesîrun.es-Sülüsü ve's-sülüsü kesîrun. İnneke en tezera ve rasetke ağniyâe hayrun min en tezerahüm âleten yetekeffefûne'n-nâseİnneke en tezera ve rasetke ağniyâe hayrun min en tezerahüm âleten yetekeffefûne'n-nâse ve inneke len tünfika nefakaten tebteğî bihâ vechallâhi illâ ücirte bihâ hattâ mâ tec'alu fî fi'mraetike. ve inneke len tünfika nefakaten tebteğî bihâ vechallâhi illâ ücirte bihâ hattâ mâ tec'alu fî fi'mraetike.

Buharî, Müslim, ve sâir Sa'd radıyallahu anh'ten. Buharî, Müslim, ve sâir Sa'd radıyallahu anh'ten.

Mefhari mevcudât Muhammed Mustafa râ salavât. Mefhari mevcudât Muhammed Mustafa râ salavât.

Seyyidü's-sâdât Muhammed Mustafa râ salavât. Habib-i Hüdâ Muhammed Mustafa râ salavât. Seyyidü's-sâdât Muhammed Mustafa râ salavât.

Habib-i Hüdâ Muhammed Mustafa râ salavât.

Bir evvelki, geçenki pazardanki derste, namazgahında, sabah namazını kıldıktan sonra işrak vaktine kadarBir evvelki, geçenki pazardanki derste, namazgahında, sabah namazını kıldıktan sonra işrak vaktine kadar Allahu Teâlâ'nın bir zikri ile meşgul olmaklık, rızkın insanın üzerine gelmesinde en eblağ,Allahu Teâlâ'nın bir zikri ile meşgul olmaklık, rızkın insanın üzerine gelmesinde en eblağ, en faydalı, en güzel şekilde sebeptir.en faydalı, en güzel şekilde sebeptir. Sabah namazını kıldıktan sonra musallasında oturup da işrak vakti gelinceye kadarSabah namazını kıldıktan sonra musallasında oturup da işrak vakti gelinceye kadar Kur'an okumak, herhangi bir zikirle meşgul olmak, tesbih vesaire ile.Kur'an okumak, herhangi bir zikirle meşgul olmak, tesbih vesaire ile. Sonra işrak namazını kılarak çıkmak hem bir hac ve umre sevabına muâdil, Sonra işrak namazını kılarak çıkmak hem bir hac ve umre sevabına muâdil, hem de rızkın onun üzerine gayet rahatlıkla ve bollukla gelmesine vesile olur. hem de rızkın onun üzerine gayet rahatlıkla ve bollukla gelmesine vesile olur.

Bugünkü derste ise; es-Sülüsü ve's-sülüsü kesîrun. Bugünkü derste ise;

es-Sülüsü ve's-sülüsü kesîrun.

Bu Sa'd b. Ebi Vakkas radıyallahu anh âhirete göçme devresinde malını vasiyet ediyor.Bu Sa'd b. Ebi Vakkas radıyallahu anh âhirete göçme devresinde malını vasiyet ediyor. Malımın üçte ikisi hayır olsun. Bıraktığım miras malının üçte ikisi hayır olsun.Malımın üçte ikisi hayır olsun. Bıraktığım miras malının üçte ikisi hayır olsun. Resûlullah Efendimiz buyuruyor ki; "Hayır, bu üçte iki çoktur." "E yarısı olsun." diyor. Resûlullah Efendimiz buyuruyor ki;

"Hayır, bu üçte iki çoktur."

"E yarısı olsun." diyor.
"Malımın yarısı hayıra tasadduk edeceğim." "O da çok." diyor. Ya? "Üçte birini sana. "Malımın yarısı hayıra tasadduk edeceğim."

"O da çok." diyor.

Ya?

"Üçte birini sana.
Senin hakkındır o, onu bir hayra vasiyet edebilirsin. Üçte ikisi de senin mirasçılarının hakkıdır.Senin hakkındır o, onu bir hayra vasiyet edebilirsin. Üçte ikisi de senin mirasçılarının hakkıdır. Onların hakkına tecavüze hakkın yok. Onların hakkına tecavüze hakkın yok. Çünkü onları fakir olup, en nihayetinde ötekine berikine el açmak suretinde bırakmaktansaÇünkü onları fakir olup, en nihayetinde ötekine berikine el açmak suretinde bırakmaktansa onları ağniya olarak bırakmak, muhtaç olmayacak şekilde bırakmak daha hayırlıdır." buyurulmuş. onları ağniya olarak bırakmak, muhtaç olmayacak şekilde bırakmak daha hayırlıdır." buyurulmuş.

Hatta insanların verdiği her nafakadan, her sadakadan,Hatta insanların verdiği her nafakadan, her sadakadan, Allah rızası için verilen her şeyden insanlar şüphesiz sadakası nispetinde me'curdurlar.Allah rızası için verilen her şeyden insanlar şüphesiz sadakası nispetinde me'curdurlar. Bâhusus hanımının ağzına latife olarak, yahut hüsn ü imtizaca vesile olsun diyerekten bir lokma tutuşturuyor,Bâhusus hanımının ağzına latife olarak, yahut hüsn ü imtizaca vesile olsun diyerekten bir lokma tutuşturuyor, "Buyur sen de bunu ye." diyor. "Bundan da me'curdur." diyor. "Buyur sen de bunu ye." diyor. "Bundan da me'curdur." diyor. Birbirlerine yaptığı iltifat, hanımına karşı yaptığı şu ufacık iltifattan da me'curdur.Birbirlerine yaptığı iltifat, hanımına karşı yaptığı şu ufacık iltifattan da me'curdur. Hüsn ü imtizac matluptur. Onun için bu da hüsn ü imtizaca bir vesile olur.Hüsn ü imtizac matluptur. Onun için bu da hüsn ü imtizaca bir vesile olur. Bir lokmadır ama onun gönlünü almış olursun. Ve bundan dolayı da Cenâb-ı Hak sana ecir verir. Bir lokmadır ama onun gönlünü almış olursun. Ve bundan dolayı da Cenâb-ı Hak sana ecir verir.

Bu sefer Mekke-i Mükerreme'de kitapçılar var ya. Bakarken, baktım bir kitabın ismi yazılı, Ruhu'l-İslâm.Bu sefer Mekke-i Mükerreme'de kitapçılar var ya. Bakarken, baktım bir kitabın ismi yazılı, Ruhu'l-İslâm. Hoşuma gitti, adı hoşuma gitti. Aldım kitabı, gelince okuyayım bakalım dedim. Hoşuma gitti, adı hoşuma gitti. Aldım kitabı, gelince okuyayım bakalım dedim. Güzel güzel şeyler yazmış. Şam profesörlerinden birisi. Bu meseleye de gelmiş, orada diyor ki; Güzel güzel şeyler yazmış. Şam profesörlerinden birisi. Bu meseleye de gelmiş, orada diyor ki;

Bugünün müslümanlarına çok teessüf ederim kiBugünün müslümanlarına çok teessüf ederim ki Cenâb-ı Hak kendilerine böyle bir fırsat vermişken bu fırsatı da ihmal ederler.Cenâb-ı Hak kendilerine böyle bir fırsat vermişken bu fırsatı da ihmal ederler. Cemiyet-i İslâmiyenin ayakta durmasına vesile olacak bu hayırdan da uzaklaşırlar.Cemiyet-i İslâmiyenin ayakta durmasına vesile olacak bu hayırdan da uzaklaşırlar. Bilmem bugünü de belki göz önüne getirerekten, bugünün hasıl olan gürültülerinin yegane sebeplerinden birisi de, Bilmem bugünü de belki göz önüne getirerekten, bugünün hasıl olan gürültülerinin yegane sebeplerinden birisi de, zenginlerimizin hayra canla başla iştirak etmeyişlerinden doğuyor.zenginlerimizin hayra canla başla iştirak etmeyişlerinden doğuyor. Ama onların başlarına da gelenler geliyor. Geliyor ama yine intibah yoktur.Ama onların başlarına da gelenler geliyor. Geliyor ama yine intibah yoktur. Bir hayır denince, eh beş kuruşla da olur bu hayır, beş lirayla da olur,Bir hayır denince, eh beş kuruşla da olur bu hayır, beş lirayla da olur, 500 lirayla da olur, 5000 lirayla da olur. Fakat bunların hiçbirisi kâfi değildir. 500 lirayla da olur, 5000 lirayla da olur. Fakat bunların hiçbirisi kâfi değildir. Tabi herkes kuvvetin nispetinde iştirak eder. Şimdi beş kuruş verecek adam 5000 lira veremez ki!Tabi herkes kuvvetin nispetinde iştirak eder. Şimdi beş kuruş verecek adam 5000 lira veremez ki! 5000 lira verecek adamın servetine bakarsan 5000 lira da onun beş lirası kadar yoktur yani. 5000 lira verecek adamın servetine bakarsan 5000 lira da onun beş lirası kadar yoktur yani. Ötekinin beş lirası onun 5000 lirasından daha alâdır. Çünkü çokluğa nispetle beş lira azdır. Ötekinin beş lirası onun 5000 lirasından daha alâdır. Çünkü çokluğa nispetle beş lira azdır.

Halbuki biz Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın yaptığını yapmadıkça kurtulamayız. Halbuki biz Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın yaptığını yapmadıkça kurtulamayız. Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın yaptığını yapmadıkça kurtulamayız! Kurtuluşun en iyisi, canım feda edemiyoruz canım.Hz. Ebû Bekr-i Sıddîk'ın yaptığını yapmadıkça kurtulamayız! Kurtuluşun en iyisi, canım feda edemiyoruz canım. Canı feda edemeyince hiç olmazsa malı feda et. Malı feda edeme canı, da feda edeme, Sonra de ki; Canı feda edemeyince hiç olmazsa malı feda et. Malı feda edeme canı, da feda edeme, Sonra de ki;

"Yâ Rab! Kurtar bizi!" Allah affetsin hepimizi. "Yâ Rab! Kurtar bizi!"

Allah affetsin hepimizi.

Onun için o profesörün dediğine göre, şimdi Allahu Teâlâ hepimize hayırlı ömürler ihsan buyursunOnun için o profesörün dediğine göre, şimdi Allahu Teâlâ hepimize hayırlı ömürler ihsan buyursun ama bu ömrün hepsinin bir sonu var hepimiz için. O sondan kimsenin kurtulacağı yok. ama bu ömrün hepsinin bir sonu var hepimiz için. O sondan kimsenin kurtulacağı yok. Bu son geldiği vakitte, ama gelmeden evvel her hüslümanın hazırlanması da yine Peygamberimizin tavsiyesidir. Bu son geldiği vakitte, ama gelmeden evvel her hüslümanın hazırlanması da yine Peygamberimizin tavsiyesidir. Vasiyetini herkes başının ucunda bulundurmalı. Çünkü ölümün ne zaman geleceğini kimse bilmez. Vasiyetini herkes başının ucunda bulundurmalı. Çünkü ölümün ne zaman geleceğini kimse bilmez. Sen 80 yaşına kadar yaşayacağım diye durursan olmaz o. Her gün vasiyetin başının ucunda bulunmalı. Sen 80 yaşına kadar yaşayacağım diye durursan olmaz o. Her gün vasiyetin başının ucunda bulunmalı. Zamana göre de vasiyetini mütemadiyen değiştirirsin. Zamana göre de vasiyetini mütemadiyen değiştirirsin.

Vasiyetin en güzeli, Allah'a iman ve İslâm'ı çocuklarına tavsiye ettikten sonra,Vasiyetin en güzeli, Allah'a iman ve İslâm'ı çocuklarına tavsiye ettikten sonra, bırakacağın vasiyetnamedeki çocuklarına bugün güvenç de yok.bırakacağın vasiyetnamedeki çocuklarına bugün güvenç de yok. Katibe adliyede de götürsen yaptırsan ki, "Benim malımın şu kadarı şuraya harcanacak, buraya harcanacak." Katibe adliyede de götürsen yaptırsan ki, "Benim malımın şu kadarı şuraya harcanacak, buraya harcanacak." Mirasçıların elindedir o. İsterse senin şeysini takbik ederler isterse etmezler.Mirasçıların elindedir o. İsterse senin şeysini takbik ederler isterse etmezler. Ama sen hayatında iken bunu kendi elinle yaparsan, gözünü yumup git, âhirete giderken gözün kapalı git. Ama sen hayatında iken bunu kendi elinle yaparsan, gözünü yumup git, âhirete giderken gözün kapalı git.

Onun için feneri önünde yak, arkaya bırakma. Fırsat önünde, can bedende, senin de kudretin kuvvetin [yerinde.]Onun için feneri önünde yak, arkaya bırakma. Fırsat önünde, can bedende, senin de kudretin kuvvetin [yerinde.] Sen bu miras hakkını vaktinden evvel yapacağın yerlere ayır ver. Sonraya bırakırsan, sona kalır iş derler. Sen bu miras hakkını vaktinden evvel yapacağın yerlere ayır ver. Sonraya bırakırsan, sona kalır iş derler.

Bu sülüs, Allah onu bize hak vermiş.Bu sülüs, Allah onu bize hak vermiş. Mesela benim 3000 lira servetim kalmış, 1000 lirası benim hakkım yani ölünün hakkı. Mesela benim 3000 lira servetim kalmış, 1000 lirası benim hakkım yani ölünün hakkı. İkibini çocuklarımın hakkı ise, bini de benim hakkım,İkibini çocuklarımın hakkı ise, bini de benim hakkım, istediğim yere tasarrufa Cenâb-ı Hak onda bana izin veriyor. Sen bu bin lirayı istediğin yere harca diyor.istediğim yere tasarrufa Cenâb-ı Hak onda bana izin veriyor. Sen bu bin lirayı istediğin yere harca diyor. Cami mi, çeşme mi, çocuklara mı, nereye aklın yetiyorsa oraya bunu harcamakta hürsün diyor. Cami mi, çeşme mi, çocuklara mı, nereye aklın yetiyorsa oraya bunu harcamakta hürsün diyor.

E bu hürriyeti Allah bu servette bize verdiği halde biz bunların hepsini unutuyoruz,E bu hürriyeti Allah bu servette bize verdiği halde biz bunların hepsini unutuyoruz, hep kalan mirasçıya kalsın diyoruz. Sonra da o mirasçıya yarıyor mu o? hep kalan mirasçıya kalsın diyoruz.

Sonra da o mirasçıya yarıyor mu o?

Ona da yaramaz. Har vurur harman savurur gider paralar. Ona da yaramaz. Har vurur harman savurur gider paralar.

es-Sûmü ve'l-basalü ve'l-kürrâsü min sükki iblîse. Sûm, sarımsak; basal, soğan. es-Sûmü ve'l-basalü ve'l-kürrâsü min sükki iblîse.

Sûm, sarımsak; basal, soğan.

Şimdi soğan ve sarımsak gıda olarak hepimizin evinde yediğimiz nimettir.Şimdi soğan ve sarımsak gıda olarak hepimizin evinde yediğimiz nimettir. Yaşı olsun kurusu olsun, pişmiş olsun çiğ olsun. Halbuki kürrâs da böyle pırasa gibi otlar. Yaşı olsun kurusu olsun, pişmiş olsun çiğ olsun. Halbuki kürrâs da böyle pırasa gibi otlar.

"Ki bunların hepsi iblîs-i aleyhillânenin kokularından bir kokudur." Şimdi o zaman sigara yoktu tabi."Ki bunların hepsi iblîs-i aleyhillânenin kokularından bir kokudur."

Şimdi o zaman sigara yoktu tabi.
Sigara yoktu da sigaradan bahsedilmemiştir ama sigaraya şimdi [bunlar kıyas edilebilir.] Sigara yoktu da sigaradan bahsedilmemiştir ama sigaraya şimdi [bunlar kıyas edilebilir.] Bu sarımsakla soğan bugün gıda maddesidir. Onsuz yemeklerin tadı da olmaz bir şeysi de olmaz. Bu sarımsakla soğan bugün gıda maddesidir. Onsuz yemeklerin tadı da olmaz bir şeysi de olmaz. İlla onları yemeklerimize katarız. Kattığımız bu yemeklerde pişince onun kokusu tabiatiyle kaybolur.İlla onları yemeklerimize katarız. Kattığımız bu yemeklerde pişince onun kokusu tabiatiyle kaybolur. Tabiatıyla kaybolduğu için o zaman mekruhluk kalkar. Mekruh olan kısmı, çiğ olarak yerse ağzımız kokar.Tabiatıyla kaybolduğu için o zaman mekruhluk kalkar. Mekruh olan kısmı, çiğ olarak yerse ağzımız kokar. Bu ağzımızın kokusundan da melekler hoşlanmaz. Çünkü iblisin kokusu dedi. Bu ağzımızın kokusundan da melekler hoşlanmaz. Çünkü iblisin kokusu dedi. İblisin misk kokusu, ona misk gibi. İblisin misk kokusu, ona misk gibi. Onun kokusunu ağzımızda bulundurmak suretiyle camiye gelmemize de Resûlullah razı olmamıştır.Onun kokusunu ağzımızda bulundurmak suretiyle camiye gelmemize de Resûlullah razı olmamıştır. Bunu yiyenler namazlarını evlerinde kılsınlar, camiye gelmesinler demiştir. Bunu yiyenler namazlarını evlerinde kılsınlar, camiye gelmesinler demiştir.

Şimdi bu gıda maddesi olan soğanla sarımsağa böyle dendikten sonra, bugün mucidi olan,Şimdi bu gıda maddesi olan soğanla sarımsağa böyle dendikten sonra, bugün mucidi olan, ki buna bid'at, hades denilen bu icadaki buna bid'at, hades denilen bu icada Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hiç de razı olacağını kimse diyemez. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hiç de razı olacağını kimse diyemez.

Kim diyebilir ki bundan Resûlullah razıdır? Kimse diyemez. Kim diyebilir ki bundan Resûlullah razıdır?

Kimse diyemez.

Binâenaleyh sigara haddizatında vücuda hiçbir menfaati yoktur.Binâenaleyh sigara haddizatında vücuda hiçbir menfaati yoktur. Vücuda menfaati olmadığı gibi bir dumandan ibarettir, zevkî bir iştir. Vücuda menfaati olmadığı gibi bir dumandan ibarettir, zevkî bir iştir. Onun zevkine, keyfine aldanaraktan her gün 5-6 lirayı havaya uçururuz. Onun zevkine, keyfine aldanaraktan her gün 5-6 lirayı havaya uçururuz. Ama bugün 36 milyon müslümanın hiç olmazsa 20 milyonu böyle bunu uçuruyorsa, Ama bugün 36 milyon müslümanın hiç olmazsa 20 milyonu böyle bunu uçuruyorsa, günde tam 80-100 milyon para eder. Yazık değil mi bu bize? günde tam 80-100 milyon para eder.

Yazık değil mi bu bize?

Yazık değil mi bu bize yani? Bunu aklı olan bir insan yapar mı dersiniz? Katiyen yapamaz. Yazık değil mi bu bize yani?

Bunu aklı olan bir insan yapar mı dersiniz?

Katiyen yapamaz.

Bir hayra beş kuruşu vermeyi kıskanıyoruz.Bir hayra beş kuruşu vermeyi kıskanıyoruz. Her gün bu iblis-i aleyhillânenin icadı olan sigaraya dünya kadar para vererekten kendimizi de,Her gün bu iblis-i aleyhillânenin icadı olan sigaraya dünya kadar para vererekten kendimizi de, cemiyetimizi de zarara sokuyoruz. Hem sıhhatimiz bozuluyor. Geçen de söylemiştim.cemiyetimizi de zarara sokuyoruz. Hem sıhhatimiz bozuluyor. Geçen de söylemiştim. Altın Parçaları sözleri namındaki kitabın içinde bilmem kaçıncı şeysiydi.Altın Parçaları sözleri namındaki kitabın içinde bilmem kaçıncı şeysiydi. Altı damla zehir kelbi öldürür diyor, 10 damlası da deveyi öldürür diyor.Altı damla zehir kelbi öldürür diyor, 10 damlası da deveyi öldürür diyor. Bu kadar menkus olan bu şeye dünya bugün müptela. Biz başka dünyada müptela.Bu kadar menkus olan bu şeye dünya bugün müptela. Biz başka dünyada müptela. Herkes buna müptela olmuş, bir dert yani. Hastalık, hastalığın nevi var. Herkes buna müptela olmuş, bir dert yani. Hastalık, hastalığın nevi var.

Allah Ümmet-i Muhammed'i bâhusus bu dertten kurtarsın. Başka diyeceğimiz olmaz tabi. Allah Ümmet-i Muhammed'i bâhusus bu dertten kurtarsın.

Başka diyeceğimiz olmaz tabi.

En zararlarından birisi de, bu şeytanı aleyhillânenin kokusu olduğundan dolayı,En zararlarından birisi de, bu şeytanı aleyhillânenin kokusu olduğundan dolayı, meleklerin oraya sokulmamasına vesile olur. Meleğin sokulmadığı yere şeytan sokulur.meleklerin oraya sokulmamasına vesile olur. Meleğin sokulmadığı yere şeytan sokulur. Bu da hatırında olmalı insanların. Allah esirgeye, hepimizin bir son nefesi var ya. Bu da hatırında olmalı insanların.

Allah esirgeye, hepimizin bir son nefesi var ya.

O son nefesimizde melekler yanımızda olmaz da şeytan yanımızda olur da bizi kandırırsa,O son nefesimizde melekler yanımızda olmaz da şeytan yanımızda olur da bizi kandırırsa, bizi başka şeylerle meşgul ederekten, Allah esirgeye, o cevheri imana tasallut ederse ne olur halimiz acaba? bizi başka şeylerle meşgul ederekten, Allah esirgeye, o cevheri imana tasallut ederse ne olur halimiz acaba?

Onun için havâtır dört çeşit: Birisi melek tarafından gelir. Birisi şeytan tarafından gelir.Onun için havâtır dört çeşit: Birisi melek tarafından gelir. Birisi şeytan tarafından gelir. Birisi nefis tarafından gelir. Birisi de hak tarafından gelir. Melek tarafından gelene ilham derler.Birisi nefis tarafından gelir. Birisi de hak tarafından gelir. Melek tarafından gelene ilham derler. Şeytan tarafından gelene havâdis derler. Nefis tarafından gelene de vesvese derler.Şeytan tarafından gelene havâdis derler. Nefis tarafından gelene de vesvese derler. Haktan gelen de haktır.Haktan gelen de haktır. Ama bunun hangisi hak, hangisi nefisten, hangisinin şeytandan, Ama bunun hangisi hak, hangisi nefisten, hangisinin şeytandan, hangisinin melekten olduğunu ayırtacak erbâb pek azdır. Pek azdır, ayıramaz insan.hangisinin melekten olduğunu ayırtacak erbâb pek azdır. Pek azdır, ayıramaz insan. Her hatırına geleni, "Evet içime böyle geldi ilhamdır." diyerekten saplanır kalırsan çukura gider insan.Her hatırına geleni, "Evet içime böyle geldi ilhamdır." diyerekten saplanır kalırsan çukura gider insan. Onun hangisinin iyi hangisinin kötü olduğunu seçecek kuvvetli iktidar, Onun hangisinin iyi hangisinin kötü olduğunu seçecek kuvvetli iktidar, ilimde yüksek mertebelere nail olduktan sonra olur. ilimde yüksek mertebelere nail olduktan sonra olur. İlimde yüksek mertebelere erişmemiş insanlar daima aldanır burada.İlimde yüksek mertebelere erişmemiş insanlar daima aldanır burada. Onun için daima o anda şeytan, nefis insanlara çeşit çeşit vesveselerle, hâtıralarla insanı meşgul ederler.Onun için daima o anda şeytan, nefis insanlara çeşit çeşit vesveselerle, hâtıralarla insanı meşgul ederler. E melek de sokulmuyor yanına, bak nasıl güzel aldatıyor seni o zaman. E melek de sokulmuyor yanına, bak nasıl güzel aldatıyor seni o zaman.

Onun için bize, "Mevtalarınız öleceği vakitte başında Yasin okuyun." derler. Güzel kokular yakın. Onun için bize, "Mevtalarınız öleceği vakitte başında Yasin okuyun." derler. Güzel kokular yakın.

Niçin? Meleklerin celbine vesile olsun da gönlüne fena şeyler değil iyi şeyler gelsin.Niçin?

Meleklerin celbine vesile olsun da gönlüne fena şeyler değil iyi şeyler gelsin.
Bu iyi şeylerden birisi lâ ilâhe illallah Muhammed'ün Resûlullah ile meşgul olur, Bu iyi şeylerden birisi lâ ilâhe illallah Muhammed'ün Resûlullah ile meşgul olur, o suretle de çekilir gider bu dünyadan. Ne güzel saadet! o suretle de çekilir gider bu dünyadan.

Ne güzel saadet!

E o hatıralar gönlüne gelmek için güzel kokular lazım.E o hatıralar gönlüne gelmek için güzel kokular lazım. E buna alışmış insanın ondan kurtulması da, Allah esirgesin, çok zor. E buna alışmış insanın ondan kurtulması da, Allah esirgesin, çok zor.

Onun için daha çocukluk devresinde iken bu gibi fena şeylere alışmamak lazım.Onun için daha çocukluk devresinde iken bu gibi fena şeylere alışmamak lazım. Alışırsa da çabuk ondan kurtulmak için çare bulmak, aramak lazımdır ki çok mücahede ister. Alışırsa da çabuk ondan kurtulmak için çare bulmak, aramak lazımdır ki çok mücahede ister.

el-Câru ehakku bi-şüf'ati cârihi yüntezaru bihâ ve in kâne ğâiben izâ kâne tarîkuhumâ vâhiden. el-Câru ehakku bi-şüf'ati cârihi yüntezaru bihâ ve in kâne ğâiben izâ kâne tarîkuhumâ vâhiden.

Câr, komşudur. Komşu hakkında Buhârî hadislerinin içerisinde çok geniş tafsilat vardır.Câr, komşudur. Komşu hakkında Buhârî hadislerinin içerisinde çok geniş tafsilat vardır. Komşu hakkı çok mühimdir. Komşun isterse gavur olsun, isterse yahudi olsun, isterse fasık olsun,Komşu hakkı çok mühimdir. Komşun isterse gavur olsun, isterse yahudi olsun, isterse fasık olsun, ister facir olsun, ister âbid olsun. Ne olursa olsun o komşunun şeysi nisbetinde hakkı vardır.ister facir olsun, ister âbid olsun. Ne olursa olsun o komşunun şeysi nisbetinde hakkı vardır. Gavursa komşunun bir hakkı vardır. Müslümansa iki hakkı vardır.Gavursa komşunun bir hakkı vardır. Müslümansa iki hakkı vardır. Akraba ise üç hakkı vardır. Komşuluk hakkı. E bu böyle olduktan sonra bakınız şimdi; Akraba ise üç hakkı vardır. Komşuluk hakkı.

E bu böyle olduktan sonra bakınız şimdi;

el-Câru ehakku bi-şüf'ati cârihi. "Komşunun evi satılıyor, evvela komşunun hakkı o evi almak." el-Câru ehakku bi-şüf'ati cârihi. "Komşunun evi satılıyor, evvela komşunun hakkı o evi almak."

Komşuya soracaksın; "Ben eve satıyorum yahu, sana lazım mı?" O alırsa tabi.Komşuya soracaksın;

"Ben eve satıyorum yahu, sana lazım mı?"

O alırsa tabi.
Almadığı takdirde o zaman satacağın tarafa ilan edeceksin. Komşularına bir kere evvela danışmak lazım. Almadığı takdirde o zaman satacağın tarafa ilan edeceksin. Komşularına bir kere evvela danışmak lazım. Hatta o Buhârî şârihilerinde ileriye giderekten, komşudan başka demiş mahallelinin de hakkı. Hatta o Buhârî şârihilerinde ileriye giderekten, komşudan başka demiş mahallelinin de hakkı. Mahalleden başka memleketinde hakkı.Mahalleden başka memleketinde hakkı. Şimdi başka bir memleketten gelmiş bir adama satmaktansa memleketin yerlisine satmak. Şimdi başka bir memleketten gelmiş bir adama satmaktansa memleketin yerlisine satmak. Mesela mahallenden alacak yok, komşundan alacak yok, memleketin yerli halkından alacak yok.Mesela mahallenden alacak yok, komşundan alacak yok, memleketin yerli halkından alacak yok. O zaman istediğine satacaksın. Bu kadar incelemişler yani. Niçin? O zaman istediğine satacaksın. Bu kadar incelemişler yani.

Niçin?

E bundan birçok faydalar ve birçok zararlar da doğabilmektedir. E bundan birçok faydalar ve birçok zararlar da doğabilmektedir.

Onun için ev almadan evvel komşuyu al. Komşu al. "Evvela komşu sonra ev" derler. Evvela komşu, sonra ev. Onun için ev almadan evvel komşuyu al. Komşu al. "Evvela komşu sonra ev" derler. Evvela komşu, sonra ev.

Ve in kâne ğâiben diyor bak.Ve in kâne ğâiben diyor bak. Komşu ama yok burada, hacca gitmiş yahut uzak bir yere sefere çıkmış, yok. Komşu ama yok burada, hacca gitmiş yahut uzak bir yere sefere çıkmış, yok. Evi de satacağım komşuya da danışmaya şey yok. Komşu yok burada, gitmiş bir yere. Evi de satacağım komşuya da danışmaya şey yok. Komşu yok burada, gitmiş bir yere. Gelinceye kadar bekle diyor. Gelinceye kadar bekle, o komşunun rızasını al ondan sonra sat. Gelinceye kadar bekle diyor. Gelinceye kadar bekle, o komşunun rızasını al ondan sonra sat.

Hatta şimdi aklımda kalmadı ya. Satacak zâtın birisinin evine talip olmuş birisi, ben alırım senin evini demiş. Hatta şimdi aklımda kalmadı ya. Satacak zâtın birisinin evine talip olmuş birisi, ben alırım senin evini demiş.

Ne kadar? İte o zaman ki parayla yüksek bir fiyata razı olmuş. Satacak ona. Ne kadar?

İte o zaman ki parayla yüksek bir fiyata razı olmuş. Satacak ona.

Komşusu gelmiş demiş ki; "Yahu ben varım, ben varım. Ben varken niye satıyorsun ona? Komşusu gelmiş demiş ki;

"Yahu ben varım, ben varım. Ben varken niye satıyorsun ona?

Ama demiş bu kadar veriyorlar, çok veriyorlar. Ben bu kadar veremem demiş.Ama demiş bu kadar veriyorlar, çok veriyorlar.

Ben bu kadar veremem demiş.
Çok aşağısına, ancak ben bu kadar verebilirim demiş. Çok aşağısına, ancak ben bu kadar verebilirim demiş.

Şimdi diyor ki zât; "Ben Resûlallah'tan eğer duymasaydım bunu, ki ona verirdim.Şimdi diyor ki zât;

"Ben Resûlallah'tan eğer duymasaydım bunu, ki ona verirdim.
Fakat bunu bildiğim için şimdi ben ona vermem, senin istediğin fiyata sana veririm diyor.Fakat bunu bildiğim için şimdi ben ona vermem, senin istediğin fiyata sana veririm diyor. Ve onun istediği fiyata komşuluk hakkı için, yani inatlık da yapmıyor, ona devrediyor malını.Ve onun istediği fiyata komşuluk hakkı için, yani inatlık da yapmıyor, ona devrediyor malını. Bu kadar komşu hakkı mühim. Bu kadar komşu hakkı mühim.

Bu yukarıki hadis Câbir radıyallahu anh'ten. Alttaki hadis de Hz. Ali radıyallahu anh'ten. Bu yukarıki hadis Câbir radıyallahu anh'ten. Alttaki hadis de Hz. Ali radıyallahu anh'ten.

el-Câru kable'd-dâri ve'r-rafîka kable't-tarîki ve'z-zâde kable'r-rahîli. el-Câru kable'd-dâri ve'r-rafîka kable't-tarîki ve'z-zâde kable'r-rahîli.

Şimdi komşu evden evvel. Ev alacağım ama evvela komşuları bir tetkik edeyim bakayım.Şimdi komşu evden evvel. Ev alacağım ama evvela komşuları bir tetkik edeyim bakayım. Bu komşular benim mizacıma uygun mudur değil midir. Bu komşular benim mizacıma uygun mudur değil midir. Onu tahkik edersin, ha bu komşular iyi, bunlarla güzel geçim olur. Onu tahkik edersin, ha bu komşular iyi, bunlarla güzel geçim olur. Müslümandır da, iyidirler, ben bu eve talip olurum.Müslümandır da, iyidirler, ben bu eve talip olurum. Ama alacağın evin etrafındaki komşulara baktın ki hepsi başka âlemin komşuları. O evi de ucuz verecek.Ama alacağın evin etrafındaki komşulara baktın ki hepsi başka âlemin komşuları. O evi de ucuz verecek. Yok, bu ucuz da olsa bana yaramaz o ev. Evvela komşuyu bulacak. Yok, bu ucuz da olsa bana yaramaz o ev. Evvela komşuyu bulacak.

Ve'r-rafîku kable't-tarîki. "Yola çıkacaksın, yola çıkacağın vakitte bir arkadaş arayacaksın kendine.Ve'r-rafîku kable't-tarîki. "Yola çıkacaksın, yola çıkacağın vakitte bir arkadaş arayacaksın kendine. Evvela arkadaşı arayacaksın sonra yola çıkacaksın." Evvela arkadaşı arayacaksın sonra yola çıkacaksın."

Öyle önüne gelen rastgele insanla arkadaşlık yapmak caiz değil, doğru değil yani.Öyle önüne gelen rastgele insanla arkadaşlık yapmak caiz değil, doğru değil yani. Evvela arkadaşını bul sonra çık yoluna. Evvela arkadaşını bul sonra çık yoluna. Arkadaşını bul, kendisine itimat olunur, güvenilir, yardımı olur, her şeysi olur.Arkadaşını bul, kendisine itimat olunur, güvenilir, yardımı olur, her şeysi olur. Ha o adamı arkadaş edinirsin, refik edinirsin, ondan sonra yola gidersin. Ha o adamı arkadaş edinirsin, refik edinirsin, ondan sonra yola gidersin. Ben yolda rast gelirim birisine de arkadaşlık ederim dersen aldanırsın. Ben yolda rast gelirim birisine de arkadaşlık ederim dersen aldanırsın.

Ve'z-zâde kable'r-rahîli. Şimdi azık lazım yanımızda. Paraları hazırlamak lazım hacca gideceğiz. Ve'z-zâde kable'r-rahîli.

Şimdi azık lazım yanımızda. Paraları hazırlamak lazım hacca gideceğiz.

Hacca yola çıktıktan sonra para hazırlanır mı? Hacca yola çıktıktan sonra para hazırlanır mı?

Filan yerde benim alacağım vardı, onu alayım da, alarım filan. Ümit ile gidiyor. Olmaz o iş.Filan yerde benim alacağım vardı, onu alayım da, alarım filan. Ümit ile gidiyor. Olmaz o iş. Evvela parayı cebine koy. Oradan alabileceğini al, ne âlâ. Alamadığın takdirde ne yapacaksın sonra orada? Evvela parayı cebine koy. Oradan alabileceğini al, ne âlâ.

Alamadığın takdirde ne yapacaksın sonra orada?

Ne güzel buyurmuşlar. Şimdi yine buyuruyor; Ne güzel buyurmuşlar.

Şimdi yine buyuruyor;

el-Câru sittûne dâran an yemînihi ve sittûne an yesârihi ve sittûne halfehu ve sittûne kuddâmehu. el-Câru sittûne dâran an yemînihi ve sittûne an yesârihi ve sittûne halfehu ve sittûne kuddâmehu.

Başka rivayetlerde 40 da vardır, buradaki rivayette 60. Başka rivayetlerde 40 da vardır, buradaki rivayette 60.

el-Câru sittûne dâran. "Komşu 60 evdir." Sittûne dâran an yemînihi. "Altmış ev sağdan."el-Câru sittûne dâran. "Komşu 60 evdir." Sittûne dâran an yemînihi. "Altmış ev sağdan." Ve sittûne an yesârihi. "Altmış ev soldan." Ve sittûne halfehu. "Arka taraftan altmış."Ve sittûne an yesârihi. "Altmış ev soldan." Ve sittûne halfehu. "Arka taraftan altmış." Ve sittûne kuddâmehu. "Ön taraftan da 60 ev." Ve sittûne kuddâmehu. "Ön taraftan da 60 ev."

4 x 60 = 240 ev bir evin komşusudur. Etraf-ı erbaası ile beraber 240 ev.4 x 60 = 240 ev bir evin komşusudur. Etraf-ı erbaası ile beraber 240 ev. Şimdi bu 240 kişinin böyle istediğin gibi onlarla muaşeret edebilme,Şimdi bu 240 kişinin böyle istediğin gibi onlarla muaşeret edebilme, hüsn ü muaşeret edebilme imkânını bulacak bir evi bulmak insan için çok büyük bir nimettir yani. hüsn ü muaşeret edebilme imkânını bulacak bir evi bulmak insan için çok büyük bir nimettir yani.

Onun için bu komşunun şeysin de diyor ki, Müslimen kâne ev kafiren.Onun için bu komşunun şeysin de diyor ki,

Müslimen kâne ev kafiren.
"İsterse komşu müslüman olsun isterse kâfir olsun.""İsterse komşu müslüman olsun isterse kâfir olsun." Abiden ev fâsıkan. "İster âbid olsun ister fasık olsun." Abiden ev fâsıkan. "İster âbid olsun ister fasık olsun." Sıddîken ev adüvven. "İster dostun olsun ister düşmanın olsun." Sıddîken ev adüvven. "İster dostun olsun ister düşmanın olsun." Karîben ev ecnebiyyen. "İsterse yakının olsun isterse başkası olsun." Karîben ev ecnebiyyen. "İsterse yakının olsun isterse başkası olsun." Karibü'd-dâr ve ba'îdü'd-dâri. "İsterse bir ev yakınında olsun ister 60. Karibü'd-dâr ve ba'îdü'd-dâri. "İsterse bir ev yakınında olsun ister 60. ev, uzaktaki olsun, hepsi komşudur." ev, uzaktaki olsun, hepsi komşudur."

Onların hepsinin hakkına riayet etmek ile mükellefiz.Onların hepsinin hakkına riayet etmek ile mükellefiz. Hasta olduğu vakitte gideceğiz, "Geçmiş olsun arkadaş. Allah şifa versin sana. Hasta olduğu vakitte gideceğiz, "Geçmiş olsun arkadaş. Allah şifa versin sana. Var mıydı darlığın, zorluğun?" diye hatırını sormak mecburiyetindeyiz.Var mıydı darlığın, zorluğun?" diye hatırını sormak mecburiyetindeyiz. Allah esirgeye dünyasını değiştirirse gideceğiz cenazesinde bulunacağız, evini taziye edeceğiz.Allah esirgeye dünyasını değiştirirse gideceğiz cenazesinde bulunacağız, evini taziye edeceğiz. Bu cenaze olduğu gün onun evine ekmekler, yemekler yollayacağız. Bu cenaze olduğu gün onun evine ekmekler, yemekler yollayacağız.

O yemekleri yaptırıp yedirecek değil. Bu İstanbul'un yanlış bir âdeti var. O yemekleri yaptırıp yedirecek değil. Bu İstanbul'un yanlış bir âdeti var. Cenazesi oluyor, orada güzel helvalar yapıyorlar. Helva seviniş alametidir. Yedirirsen herkeste sevinç var. Cenazesi oluyor, orada güzel helvalar yapıyorlar. Helva seviniş alametidir. Yedirirsen herkeste sevinç var.

Öldü diye seviniyor musun, babam gitti dünyadan diyerekten helva yediriyorsun âleme? Öldü diye seviniyor musun, babam gitti dünyadan diyerekten helva yediriyorsun âleme?

Bu komşuların hakkıdır. Komşular o gün tatlı tuzlu bir şeyler pişirecekler, ev çünkü matem halindedir.Bu komşuların hakkıdır. Komşular o gün tatlı tuzlu bir şeyler pişirecekler, ev çünkü matem halindedir. Onun acısı var, yemek yapmaya vakit bulamaz. Yapamaz da, eli de varmaz.Onun acısı var, yemek yapmaya vakit bulamaz. Yapamaz da, eli de varmaz. Binâenaleyh komşu onu derhal gözetleyecek ve onu sıkıntıdan kurtaracak. Binâenaleyh komşu onu derhal gözetleyecek ve onu sıkıntıdan kurtaracak. Bu 60 hane içerisinde, hiç olmazsa 40 hane içerisinde bunları gözetlemek ile memuruz. Bu 60 hane içerisinde, hiç olmazsa 40 hane içerisinde bunları gözetlemek ile memuruz. Bunu yapmadığımızın cezasını bugün de çekeceğiz yarın da çekeceğiz. Bundan kendimizi katiyen kurtaramayız. Bunu yapmadığımızın cezasını bugün de çekeceğiz yarın da çekeceğiz. Bundan kendimizi katiyen kurtaramayız.

Onun için Müslümanlık yekpare dedikleri vakitte, hangi yekparelik olduğunu hâlâ anlayamıyoruz.Onun için Müslümanlık yekpare dedikleri vakitte, hangi yekparelik olduğunu hâlâ anlayamıyoruz. Canım şu vücut bak, el ayrı, ayak ayrı, göz ayrı, kaş ayrı fakat hepsi bir vücudun malıdır.Canım şu vücut bak, el ayrı, ayak ayrı, göz ayrı, kaş ayrı fakat hepsi bir vücudun malıdır. Hepsi bu vücuda hizmet ederler.Hepsi bu vücuda hizmet ederler. Müslümanlıkta da zengin fakir, zayıf, büyük küçük, alim cahil hepsi Müslümanlığın hizmetçisidir.Müslümanlıkta da zengin fakir, zayıf, büyük küçük, alim cahil hepsi Müslümanlığın hizmetçisidir. Hepsi Müslümanlığın hizmetçisidir.Hepsi Müslümanlığın hizmetçisidir. E biz bir camiye gireriz de, bir camide birbirimizle ünsiyetimiz olmazsa bırak başka tarafı artık. E biz bir camiye gireriz de, bir camide birbirimizle ünsiyetimiz olmazsa bırak başka tarafı artık. Bir cami halkının birbiriyle ünsiyeti olmazsa bırak başka tarafı! Bir cami halkının birbiriyle ünsiyeti olmazsa bırak başka tarafı!

Allah o benlikten, o kusurdan bizleri kurtarsın. Allah o benlikten, o kusurdan bizleri kurtarsın.

el-Câlibu merzûkun ve'l-muhtekiru mel'ûnun. Bakın şimdi! el-Câlibu merzûkun ve'l-muhtekiru mel'ûnun.

Bakın şimdi!

el-Câlibu. "Memlekete yiyecek getiren." Dışarıdan temin ediyor memlekete yiyecek getiriyor. el-Câlibu. "Memlekete yiyecek getiren."

Dışarıdan temin ediyor memlekete yiyecek getiriyor.

"Bu indi ilahiyede merzuktur, güzel bir iştir." "Bu indi ilahiyede merzuktur, güzel bir iştir."

Memleketi hiç sıkıntıya sokmuyor, yiyeceği ihtiyacı dışarıdan temin ediyor.Memleketi hiç sıkıntıya sokmuyor, yiyeceği ihtiyacı dışarıdan temin ediyor. Vasıtaları var, getiriyor memlekette rahat rahat geçiniyorlar. Bazı aç gözlü ve açık gözlü. Vasıtaları var, getiriyor memlekette rahat rahat geçiniyorlar. Bazı aç gözlü ve açık gözlü. Aç gözlü değil de kör gözlü diyeceğiz ona. Aç gözlü, getirmiş malı saklıyor.Aç gözlü değil de kör gözlü diyeceğiz ona. Aç gözlü, getirmiş malı saklıyor. Arkası da gelmeyecek, onu anlıyor belki saklıyor. Niçin? Arkası da gelmeyecek, onu anlıyor belki saklıyor.

Niçin?

Bugün bir liraysa, yarın yokluk, herkes koşacak bunu almak için. O iki lira.Bugün bir liraysa, yarın yokluk, herkes koşacak bunu almak için. O iki lira. Onu iki liraya satacak, çok para kazanacak, birkaç apartman yaptıracak.Onu iki liraya satacak, çok para kazanacak, birkaç apartman yaptıracak. Daha söyle yapacak böyle yapacak. Fakat bugün tepesine binecek düşmanını kendi eliyle hazırlıyor.Daha söyle yapacak böyle yapacak. Fakat bugün tepesine binecek düşmanını kendi eliyle hazırlıyor. Bugünkü kendi düşmanını kendi eliyle hazırlıyor demektir o. Bugünkü kendi düşmanını kendi eliyle hazırlıyor demektir o. Yani bugünkü başımıza gelenler hep o muhtekirlerin başımıza açtıkları beladır. Nedir bu muhtekir? Yani bugünkü başımıza gelenler hep o muhtekirlerin başımıza açtıkları beladır.

Nedir bu muhtekir?

Mel'ûnün. "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in lisanından lanet olunmuş." Mel'ûnün. "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in lisanından lanet olunmuş."

Allahu Teâlâ'nın rahmetinden uzak olması isteniyor. Niçin? Allahu Teâlâ'nın rahmetinden uzak olması isteniyor.

Niçin?

Mü'min muvahhid kardeşlerine, müslüman kardeşlerine, bâhusus kim olursa olsunMü'min muvahhid kardeşlerine, müslüman kardeşlerine, bâhusus kim olursa olsun memlekette yaşayan insanların, beşeriyetin zararına çalışıyor kendi menfaati için.memlekette yaşayan insanların, beşeriyetin zararına çalışıyor kendi menfaati için. Kendi menfaati için beşeriyetin zararına çalışan bu adam Allah'ın rahmetinden uzak olmaya layıktır elbette. Kendi menfaati için beşeriyetin zararına çalışan bu adam Allah'ın rahmetinden uzak olmaya layıktır elbette.

Niçin? Onun parası kendisine de yaramayacak.Niçin?

Onun parası kendisine de yaramayacak.
Kendisine yarayacak mı sanki, kendisine de yaramayacak.Kendisine yarayacak mı sanki, kendisine de yaramayacak. Kendisine yaramadığı gibi müslüman kardeşlerine de, o memlekette yaşayan insanları da sıkıntıya,Kendisine yaramadığı gibi müslüman kardeşlerine de, o memlekette yaşayan insanları da sıkıntıya, zorluğa, darlığa soktuklarından dolayı bunlara muhtekir denmiş. Ve bu ihtikarından dolayı da lanetlenmiştir. zorluğa, darlığa soktuklarından dolayı bunlara muhtekir denmiş. Ve bu ihtikarından dolayı da lanetlenmiştir.

Lanet şeytanadır. Le'anehullah.Lanet şeytanadır. Le'anehullah. Yahudiye de lanet olunur, fakat müslümana lanet yakışmaz Yahudiye de lanet olunur, fakat müslümana lanet yakışmaz ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu muhtekire lanet etmiştir. ama Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu muhtekire lanet etmiştir.

Allah cümlemize kanaat, sabır, selamet, ihsan buyursun. Güzel ahlakların hepsini ihsan buyursun. Allah cümlemize kanaat, sabır, selamet, ihsan buyursun. Güzel ahlakların hepsini ihsan buyursun.

Bu ihtikar elbette kötü bir huydur. Allah ondan bizi de Ümmet-i Muhammed'i de muhafaza buyursun. Bu ihtikar elbette kötü bir huydur.

Allah ondan bizi de Ümmet-i Muhammed'i de muhafaza buyursun.

el-Câhiru bi'l-kur'âni ke'l-câhiri bi's-sadekati ve'l-müsirru bi'l-kur'âni ke'l-müsirri bi's-sadekati. el-Câhiru bi'l-kur'âni ke'l-câhiri bi's-sadekati ve'l-müsirru bi'l-kur'âni ke'l-müsirri bi's-sadekati.

el-Câhiru. "Açık okuyor." Hafızların da okuduğu gibi Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı sesli okuyor diğerleri de dinliyor.el-Câhiru. "Açık okuyor."

Hafızların da okuduğu gibi Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı sesli okuyor diğerleri de dinliyor.
Ke'l-câhiri bi's-sadekati. "Bu adamın misâli sadakaya açıktan açığa veriyor." Ke'l-câhiri bi's-sadekati. "Bu adamın misâli sadakaya açıktan açığa veriyor."

Sadakayı açıktan açığa herkesin gözü önünde veriyor ki, benim verir bir adam olduğumu herkes de görsün.Sadakayı açıktan açığa herkesin gözü önünde veriyor ki, benim verir bir adam olduğumu herkes de görsün. Riyakar olmamak şartıyla bu teşvik yolu, ben veriyorum siz de verin gibi.Riyakar olmamak şartıyla bu teşvik yolu, ben veriyorum siz de verin gibi. Başkalarına da numune olmak suretiyle cehren böyle sadakasını veren insan,Başkalarına da numune olmak suretiyle cehren böyle sadakasını veren insan, Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı böyle cehren okuyan adam bunun gibidir. Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı böyle cehren okuyan adam bunun gibidir.

Ve'l-müsirru bi'l-kur'âni ke'l-müsirri bi's-sadekati.Ve'l-müsirru bi'l-kur'âni ke'l-müsirri bi's-sadekati. "Biri de sadakasını veriyor ama kimseye göstermiyor. Kimseye göstermeden gizlice veriyor."Biri de sadakasını veriyor ama kimseye göstermiyor. Kimseye göstermeden gizlice veriyor. Bu da Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı okurken gizli kendi kendine okuyor. Bu da onun gibidir." Bu da Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı okurken gizli kendi kendine okuyor. Bu da onun gibidir."

Bu da tabi riyadan salimdir ve tabi sevabı da ona göredir. Bu da tabi riyadan salimdir ve tabi sevabı da ona göredir.

Şimdi buna dikkat ediniz; El-cefâü küllü'l-cefâi ve'l-küfru ve'n-nifâku:Şimdi buna dikkat ediniz;

El-cefâü küllü'l-cefâi ve'l-küfru ve'n-nifâku:
men semia münâdiyallâhi yünâdî bi's-salâti ve yed'ûne ile'l-felâhi fe-lâ yücîbühu. men semia münâdiyallâhi yünâdî bi's-salâti ve yed'ûne ile'l-felâhi fe-lâ yücîbühu.

Ahmed b. Hanbel ve İbn Hibban Muaz b. Enes radıyallahu teâlâ ahn'ten. Ahmed b. Hanbel ve İbn Hibban Muaz b. Enes radıyallahu teâlâ ahn'ten.

Cefa. Bilirsiniz hepiniz. Türkçe bir kelime Türkçede kullandığımız cefa.Cefa. Bilirsiniz hepiniz. Türkçe bir kelime Türkçede kullandığımız cefa. "Bana cefa yapma" deriz ya. Eziyet yapma yani cefa etme. "Bana cefa yapma" deriz ya. Eziyet yapma yani cefa etme.

Küllü'l-cefâi. "Bütün eziyetlerin, cefaların başı." Ve'l-küfrü. "Küfran-ı nimet." Küllü'l-cefâi. "Bütün eziyetlerin, cefaların başı." Ve'l-küfrü. "Küfran-ı nimet."

İnsanın nimete şükretmesi gerek. Nimete şükrü olmayınca küfran-ı nimet oluyor o. İnsanın nimete şükretmesi gerek. Nimete şükrü olmayınca küfran-ı nimet oluyor o.

"Küfran-ı nimet." Ve'n-nifâku. "Münafıklık alameti." Münafık ameli ediyor, nifak ameli. Nedir bunlar? "Küfran-ı nimet." Ve'n-nifâku. "Münafıklık alameti."

Münafık ameli ediyor, nifak ameli.

Nedir bunlar?

Men semia münâdiyallâhi. "Allahu Teâlâ'nın müezzininin sesini duyuyor."Men semia münâdiyallâhi. "Allahu Teâlâ'nın müezzininin sesini duyuyor." Yünâdî bi's-salâti. "Namaza davet ediyor." Ve yed'ûne ile'l-felâhi. Yünâdî bi's-salâti. "Namaza davet ediyor." Ve yed'ûne ile'l-felâhi. Hayyaalessalah, hayyaalel-felah diyerekten davet ediyor." Fe-lâ yücîbühu. "Ona da icabet etmiyor." Hayyaalessalah, hayyaalel-felah diyerekten davet ediyor." Fe-lâ yücîbühu. "Ona da icabet etmiyor."

En büyük cefa, en büyük küfran-ı nimet, en büyük nifak bu davete icabet etmemektir.En büyük cefa, en büyük küfran-ı nimet, en büyük nifak bu davete icabet etmemektir. Bu davete icabet etmemenin zararının ne kadar büyük olduğunu herkes kendisi muhakkak iyi bilir. Bu davete icabet etmemenin zararının ne kadar büyük olduğunu herkes kendisi muhakkak iyi bilir.

Namaz mâlum ibadetlerin başıdır.Namaz mâlum ibadetlerin başıdır. Çok ibadet var ya; zikirler, tesbihler, sadakalar, hayırlar, hasenatlar hep ibadet kısmında ise de Çok ibadet var ya; zikirler, tesbihler, sadakalar, hayırlar, hasenatlar hep ibadet kısmında ise de bu ibadetlerin başı namazdır. Namazın başı da imandır. İmandan sonra ikinci olaraktan namaz gelir. bu ibadetlerin başı namazdır. Namazın başı da imandır. İmandan sonra ikinci olaraktan namaz gelir. Namaz baş misalidir, baş olmayınca elin ayağın hiç kıymeti yoktur.Namaz baş misalidir, baş olmayınca elin ayağın hiç kıymeti yoktur. Elin, ayağın, vesaire diğer azalarının hiçbirisinin kıymeti yoktur. Çünkü başsızdır. Elin, ayağın, vesaire diğer azalarının hiçbirisinin kıymeti yoktur. Çünkü başsızdır.

Baş olmayınca [hayat olmaz.] Hayat başla kaimdir. Baş kesilince hayat söner.Baş olmayınca [hayat olmaz.] Hayat başla kaimdir. Baş kesilince hayat söner. Kolun kesilirse yaşarsın, ayağın kesilirse yine yaşarsın. Böbreğinin bir tanesi alınırsa yine yaşarsın. Kolun kesilirse yaşarsın, ayağın kesilirse yine yaşarsın. Böbreğinin bir tanesi alınırsa yine yaşarsın. Ciğerini yararlar bir parçası kalır yine kurtulursun.Ciğerini yararlar bir parçası kalır yine kurtulursun. Mideni keserler bir parçası kalır yine kurtulursun. Fakat baş olmazsa kurtuluş yok onda.Mideni keserler bir parçası kalır yine kurtulursun. Fakat baş olmazsa kurtuluş yok onda. Binâenaleyh namaz olmayınca hiçbir şey olmuyor yani. Onun için küfran-ı nimettir diyor. Binâenaleyh namaz olmayınca hiçbir şey olmuyor yani. Onun için küfran-ı nimettir diyor.

Onun için çocuğuna kendin evvela numune ol, çoluk çocuk herkesi bu namaza daha küçük yaşlarında alıştırmakOnun için çocuğuna kendin evvela numune ol, çoluk çocuk herkesi bu namaza daha küçük yaşlarında alıştırmak ve sonra üzerinde onu temadî ettirmek lazımdır ki büyüdükten sonra da bırakmasın. ve sonra üzerinde onu temadî ettirmek lazımdır ki büyüdükten sonra da bırakmasın.

el-Cemâlu fi'r-raculi'l-lisânü. İnsanın cemali dedikleri şu yüzündeki güzellik var ya.el-Cemâlu fi'r-raculi'l-lisânü.

İnsanın cemali dedikleri şu yüzündeki güzellik var ya.
Şu güzellik herkeste bir Allah'ın verdiği güzellik vardır, bir cemal. "Cemaline âşık oldum." derler ya.Şu güzellik herkeste bir Allah'ın verdiği güzellik vardır, bir cemal. "Cemaline âşık oldum." derler ya. Onun güzellik gözünde, kaşında, sözünde, dilinde, her tarafında.Onun güzellik gözünde, kaşında, sözünde, dilinde, her tarafında. Fakat Cenâb-ı Peygamber bunu, bu cemalin nasıl olduğunu bize tarif ederken; Fakat Cenâb-ı Peygamber bunu, bu cemalin nasıl olduğunu bize tarif ederken;

el-Cemâlu fi'r-raculi'l-lisânü. "Asıl güzellik adamın dilindedir." diyor. el-Cemâlu fi'r-raculi'l-lisânü. "Asıl güzellik adamın dilindedir." diyor.

Bir adamın dili güzel mi, onun her şeyi de güzeldir.Bir adamın dili güzel mi, onun her şeyi de güzeldir. Dili bozuk mu, isterse yüzü ay parçası gibi olsun kıymeti yoktur. Onun için dilin güzelliği [çok kıymetlidir.]Dili bozuk mu, isterse yüzü ay parçası gibi olsun kıymeti yoktur. Onun için dilin güzelliği [çok kıymetlidir.] İnsan kendini daima iyi sözlere alıştırmalı, güzel söz söylemeye alıştırmalı. İnsan kendini daima iyi sözlere alıştırmalı, güzel söz söylemeye alıştırmalı.

Güzel sözden murat, edebiyat taslaklığı değildir ha. Şairane bir konuşma değildir.Güzel sözden murat, edebiyat taslaklığı değildir ha. Şairane bir konuşma değildir. Güzel söz, kimsenin hatırını, gönlünü yıkmayacak derecede güzel bir ifade-i meram ederekten konuşmak.Güzel söz, kimsenin hatırını, gönlünü yıkmayacak derecede güzel bir ifade-i meram ederekten konuşmak. Hatır yıkmamak, gönül kırmamak suretiyle olan idare-i kelama lisanda cemal derler. Hatır yıkmamak, gönül kırmamak suretiyle olan idare-i kelama lisanda cemal derler.

Bunu bir hadiste de daha şöyle ifade ediyor Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem. Bunu bir hadiste de daha şöyle ifade ediyor Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem.

el-Cemâlu savâbü'l-makâli bi'l-hakki ve'l-kemâlü husnü'l-fiâli bi's-sıdki. el-Cemâlu savâbü'l-makâli bi'l-hakki ve'l-kemâlü husnü'l-fiâli bi's-sıdki.

Sözün de, sözün bazı yalanı olur, bazısı da gevezesi olur, boş sözler olur. Bunların hiçbirisi değil. Sözün de, sözün bazı yalanı olur, bazısı da gevezesi olur, boş sözler olur. Bunların hiçbirisi değil.

el-Cemâlu savâbü'l-makâli bi'l-hakki.el-Cemâlu savâbü'l-makâli bi'l-hakki. "Hak sözü söyleyebilmek, hak sözü söyleyebilmek cemalin, güzelliğin tam kendisidir." "Hak sözü söyleyebilmek, hak sözü söyleyebilmek cemalin, güzelliğin tam kendisidir."

Hak sözü söylemek... Daha? Ve'l-kemâlü. İnsandaki kemal nedir? Hak sözü söylemek...

Daha?

Ve'l-kemâlü.

İnsandaki kemal nedir?

Husnü'l-fiâli. "Onun fiillerinin yani hareketlerinin güzel olması onun kemalinin alametidir." Husnü'l-fiâli. "Onun fiillerinin yani hareketlerinin güzel olması onun kemalinin alametidir."

Sözünün doğru olması güzelliğinin alameti, hareketlerinin de güzel olması kemalinin alametidir.Sözünün doğru olması güzelliğinin alameti, hareketlerinin de güzel olması kemalinin alametidir. Kötü yerlere gitmiyor, kötü yerler de bulunmuyor, münasebetsiz hareketleri yok,Kötü yerlere gitmiyor, kötü yerler de bulunmuyor, münasebetsiz hareketleri yok, kimseyle kavgası gürültüsü yok. Kimseyi incitmiyor. O işte hüsn ü fiâl. kimseyle kavgası gürültüsü yok. Kimseyi incitmiyor. O işte hüsn ü fiâl.

Bi's-sıdki. "Buna da uydurma değil sadakatle bu halinde bulunuşudur." Bi's-sıdki. "Buna da uydurma değil sadakatle bu halinde bulunuşudur."

Ki, bu Cenâb-ı Peygamber Efendimiz'in amcaları Hz. Abbas radıyallahu anh huzuru saadete gelmiş,Ki, bu Cenâb-ı Peygamber Efendimiz'in amcaları Hz. Abbas radıyallahu anh huzuru saadete gelmiş, Peygamber Efendimiz'in huzuruna geliyor. Fakat; Peygamber Efendimiz'in huzuruna geliyor. Fakat;

Fe-aleyhi sıyabu'l-biyd. "Yeni güzel bir beyaz elbise giymiş." Fe-aleyhi sıyabu'l-biyd. "Yeni güzel bir beyaz elbise giymiş."

Mâlum beyaz güzel elbise, güzelliğe güzellik ilave eder. Mâlum beyaz güzel elbise, güzelliğe güzellik ilave eder.

Fe-tebesseme'n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem.Fe-tebesseme'n-nebiyyü sallallahu aleyhi ve sellem. "Resuli Ekrem onu öyle görünce, beyaz ve güzel elbise ile tebessüm buyurmuşlar." "Resuli Ekrem onu öyle görünce, beyaz ve güzel elbise ile tebessüm buyurmuşlar."

Tebessüm buyurmuşlar demiş ki o zaman Hz. Abbas; Tebessüm buyurmuşlar demiş ki o zaman Hz. Abbas;

Mâ yedhakuke yâ Resûlallah. "Niçin tebessüm buyurdunuz yâ Resûlallah?"Mâ yedhakuke yâ Resûlallah. "Niçin tebessüm buyurdunuz yâ Resûlallah?" Kâle cemâlüke. "Senin şu güzelliğin benim hoşuma gitti de onun için tebessüm buyurdum." Kâle cemâlüke. "Senin şu güzelliğin benim hoşuma gitti de onun için tebessüm buyurdum."

"Güzelliğin hoşuma gitti; cemalin güzel, esbabın güzel,"Güzelliğin hoşuma gitti; cemalin güzel, esbabın güzel, hoşuma gittin ondan dolayı tebessüm buyurdum." buyurmuşlar. hoşuma gittin ondan dolayı tebessüm buyurdum." buyurmuşlar.

Ve ma'l-cemâlü. "Bu güzellik dediğin nedir yâ Resulallah?" Ve ma'l-cemâlü. "Bu güzellik dediğin nedir yâ Resulallah?"

Savâbü'l-makâli bi'l-hakki. "Hak sözü söyleyebilmek doğru olaraktan."Savâbü'l-makâli bi'l-hakki. "Hak sözü söyleyebilmek doğru olaraktan." Ve'l-kemâlü husnü'l-fiâli bi's-sıdki. "Ve sıdk ile güzel hareketlerine Ve'l-kemâlü husnü'l-fiâli bi's-sıdki. "Ve sıdk ile güzel hareketlerine devam ederek yaşamak güzellik iktizasıdır." buyurmuştur. devam ederek yaşamak güzellik iktizasıdır." buyurmuştur.

el-Cumuatü. "Cuma namazı." Bir sûremiz vardır, ismine Sûre-i Cuma derler.el-Cumuatü. "Cuma namazı."

Bir sûremiz vardır, ismine Sûre-i Cuma derler.
Biz cuma deriz ona ama aslında cümü'ah. Bu cuma işte haftada bir kere gelen günün adıdır.Biz cuma deriz ona ama aslında cümü'ah. Bu cuma işte haftada bir kere gelen günün adıdır. Fakat asıl orada o günde kıldığımız cuma namazıdır. Bu kıldığımız cuma namazı iki rekattır. Fakat asıl orada o günde kıldığımız cuma namazıdır. Bu kıldığımız cuma namazı iki rekattır.

"Bu iki rekât olan cuma namazı." Keffâratün limâ beynehâ ve beyne'l-cumuati'l-letî kablehâ."Bu iki rekât olan cuma namazı." Keffâratün limâ beynehâ ve beyne'l-cumuati'l-letî kablehâ. "Bu, bundan bir evvelki haftada kıldığımız cuma ile bugün kıldığımız cumanın arasında,"Bu, bundan bir evvelki haftada kıldığımız cuma ile bugün kıldığımız cumanın arasında, beşeriyet iktizası hatalarımız, kusurlarımız olmuştur. beşeriyet iktizası hatalarımız, kusurlarımız olmuştur. Bu cuma namazını kılmak suretiyle bu hatalarımızın kefareti olur yani silinmesi olur, Cenâb-ı Hak siler onu." Bu cuma namazını kılmak suretiyle bu hatalarımızın kefareti olur yani silinmesi olur, Cenâb-ı Hak siler onu."

Daha? Ve ziyâdetü selâseti eyyâmin. "Aynı zamanda bire 10 olduğu için, haftada yedidir.Daha?

Ve ziyâdetü selâseti eyyâmin. "Aynı zamanda bire 10 olduğu için, haftada yedidir.
Üç ilavesi var 10 güne muâdildir." On günlük hatalara muâdil olur bir cuma namazını cemaatle kılabilmek. Üç ilavesi var 10 güne muâdildir."

On günlük hatalara muâdil olur bir cuma namazını cemaatle kılabilmek.

Bu namaz bahislerinde geçerken yine sizden ricam olsun. Bu namaz bahislerinde geçerken yine sizden ricam olsun. Burada bir sabah namazını cemaatle kılar, sabah namazından sonra da işrak vaktine kadarBurada bir sabah namazını cemaatle kılar, sabah namazından sonra da işrak vaktine kadar Kur'an okumak suretiyle veyahut zikretmek suretiyle, tesbih çekmek suretiyle oturur da iki rekâtı kılar gidersen; Kur'an okumak suretiyle veyahut zikretmek suretiyle, tesbih çekmek suretiyle oturur da iki rekâtı kılar gidersen; vaktin müsaitse, halin de müsaitse, sıhhatin de müsaitse bunu yapabildiğin takdirde;vaktin müsaitse, halin de müsaitse, sıhhatin de müsaitse bunu yapabildiğin takdirde; hem bir hac ve umre sevabını alırsın, hem de rızkın senin arkandan böyle koşarak gelir.hem bir hac ve umre sevabını alırsın, hem de rızkın senin arkandan böyle koşarak gelir. Rızkın senin arkandan koşaraktan gelir! Sen rızkını aramakla değil sana rızık koşar da gelir. Rızkın senin arkandan koşaraktan gelir! Sen rızkını aramakla değil sana rızık koşar da gelir.

Canım rızık koşar da gelir mi? Ona hiç şüphen olmasın.Canım rızık koşar da gelir mi?

Ona hiç şüphen olmasın.
Saatlerimiz vardır eskiden, bilmem yine bulursunuz. İki tane zincir vardır saatlerde, topları vardır. Saatlerimiz vardır eskiden, bilmem yine bulursunuz. İki tane zincir vardır saatlerde, topları vardır. O topun birisi iner zincir yukarıya çıkar, top aşağıya iner zincir yukarıya çıkar. Ömürle rızık böyle müsavidir.O topun birisi iner zincir yukarıya çıkar, top aşağıya iner zincir yukarıya çıkar. Ömürle rızık böyle müsavidir. Ömür aşağıya iner rızık yukarıya çıkar, rızık yukarıya çıkar ömür aşağı iner. Rızık biter ömür de biter.Ömür aşağıya iner rızık yukarıya çıkar, rızık yukarıya çıkar ömür aşağı iner. Rızık biter ömür de biter. Binâenaleyh rızkı varken bir insanın velev bir habbecik olsun o insan ölmez.Binâenaleyh rızkı varken bir insanın velev bir habbecik olsun o insan ölmez. O rızık bitecek ondan sonra can çıkacaktır. Sonra güzel bir tabir daha vardır. O rızık bitecek ondan sonra can çıkacaktır.

Sonra güzel bir tabir daha vardır.
Bu biz ölüm deriz ya. Bu ölüm yokluk değildir. Müslüman hiçbir zaman ölmez ha. Ölüm müslümana ait değildir.Bu biz ölüm deriz ya. Bu ölüm yokluk değildir. Müslüman hiçbir zaman ölmez ha. Ölüm müslümana ait değildir. Ölümde, köpek öldü derler, kedi öldü bizim derler. Hayvana mahsustur bu ölüm lafı. "İnsan göçtü" derler.Ölümde, köpek öldü derler, kedi öldü bizim derler. Hayvana mahsustur bu ölüm lafı. "İnsan göçtü" derler. İnsan için filan âhirete göçtü ederler. Yani naklediyor artık. Dünyadan ahirete nakildir. İnsan için filan âhirete göçtü ederler. Yani naklediyor artık. Dünyadan ahirete nakildir. Müslüman hayvan gibi değildir.Müslüman hayvan gibi değildir. Ölü lafının müslümanın kullanılması câiz değildir, doğru değildir yani.Ölü lafının müslümanın kullanılması câiz değildir, doğru değildir yani. Ölünün asıl mânâsı göçmek manasındadır, yoksa yok oldu manasında değildir. Ölünün asıl mânâsı göçmek manasındadır, yoksa yok oldu manasında değildir.

Onun için dünya muhakkak hepimizin bir son dakikası var.Onun için dünya muhakkak hepimizin bir son dakikası var. Bu son dakikamızın hangi dakika olduğunu kimse bilmez.Bu son dakikamızın hangi dakika olduğunu kimse bilmez. İşte kimisi gençlik anında, kiminin trafik derler, kimisine kaza derler, kimisine sekteyi kalp derler, İşte kimisi gençlik anında, kiminin trafik derler, kimisine kaza derler, kimisine sekteyi kalp derler, kimisine bilmem ne derler, patlamış derler çatlamış derler. Bakarsın bir anda gider artık insan.kimisine bilmem ne derler, patlamış derler çatlamış derler. Bakarsın bir anda gider artık insan. Onu hiç kimsenin bildiği yok. Binâenaleyh herkes her an hazır olmak mecburiyetindedir. Onu hiç kimsenin bildiği yok. Binâenaleyh herkes her an hazır olmak mecburiyetindedir. Dünya muhakkak bitecek. Ne kadar itinalı olursan ol, 70-80, veleddâllin amin. Dünya muhakkak bitecek. Ne kadar itinalı olursan ol, 70-80, veleddâllin amin.

E ondan sonra? Âhiret. E âhiretin için ne yaptın? Namaz yok, oruç da yok, bir şey de yok.E ondan sonra?

Âhiret.

E âhiretin için ne yaptın?

Namaz yok, oruç da yok, bir şey de yok.
Âhirete böyle bomboş gitmek ne kadar büyük acılı bir şeydir. Âhirete böyle bomboş gitmek ne kadar büyük acılı bir şeydir.

Men câe bi'l-haseneti fe-lehû aşrun emsâlihâ.Men câe bi'l-haseneti fe-lehû aşrun emsâlihâ. "Her kim ne şekilde olursa olsun bir hayrı yaptı mıydı ona mükâfat en azı 10'dur." "Her kim ne şekilde olursa olsun bir hayrı yaptı mıydı ona mükâfat en azı 10'dur."

Çoğunun hududu yoktur. Azı on, çoğunun hududu yoktur, Allah bilir. Çoğunun hududu yoktur. Azı on, çoğunun hududu yoktur, Allah bilir.

İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâbin. "Onlara verilen ecirler de hesap yok yani." İnnemâ yüveffe's-sâbirûne ecrahüm bi-ğayri hisâbin. "Onlara verilen ecirler de hesap yok yani."

Ve's-salevâte. "Beş vakit namaz kılıyoruz ya, salavât beş vakit." Keffâratün limâ beynehünne. Ve's-salevâte. "Beş vakit namaz kılıyoruz ya, salavât beş vakit." Keffâratün limâ beynehünne.

Bak ne kadar Allahu Teâlâ'nın biz lütfuna uğramış bahtiyarlarız elhamdülillah. Bak ne kadar Allahu Teâlâ'nın biz lütfuna uğramış bahtiyarlarız elhamdülillah.

Cumadan cumaya bir kere affoluyor. Sonra? Cumadan cumaya bir kere affoluyor.

Sonra?

Sabahı kıldık öğleye kadar bir kusur daha yaptık.Sabahı kıldık öğleye kadar bir kusur daha yaptık. Kebâir olmamak şartıyla ufak tefek kusurlar var.Kebâir olmamak şartıyla ufak tefek kusurlar var. Öğle namazını kılar kılmaz onlar da af oluyor, siliniyor defterimizden. Kefaret. Eh kılmazsak? Öğle namazını kılar kılmaz onlar da af oluyor, siliniyor defterimizden. Kefaret.

Eh kılmazsak?

Onlar üzerimizde böyle nasıl lambanın şişesini silmedik mi, eskiden gaz lambaları yakardık ya.Onlar üzerimizde böyle nasıl lambanın şişesini silmedik mi, eskiden gaz lambaları yakardık ya. Onun şişesi hergün silinirdi. Onu silmeyince karara karara artık ışık vermez hâle gelir. Onun şişesi hergün silinirdi. Onu silmeyince karara karara artık ışık vermez hâle gelir.

İşte bu namaz kılmaya kılmaya gönül öyle bir kararır ki artık sağını solunu görecek hali kalmaz insanın. İşte bu namaz kılmaya kılmaya gönül öyle bir kararır ki artık sağını solunu görecek hali kalmaz insanın.

Li-ennallâhe kâle inne'l-hasenâti yüzhibne's-seyyiâti zâlike zikrâ li'z-zâkirîne. Li-ennallâhe kâle inne'l-hasenâti yüzhibne's-seyyiâti zâlike zikrâ li'z-zâkirîne.

Hasenat sabun gibidir. Hasenat sabun gibidir, yüzhibne's-seyyiâti.Hasenat sabun gibidir.

Hasenat sabun gibidir, yüzhibne's-seyyiâti.
Sabun nasıl bizim vücudumuzun kirlerini gideriyorsa, hasenelerde bizim günahlarımızı giderir yani.Sabun nasıl bizim vücudumuzun kirlerini gideriyorsa, hasenelerde bizim günahlarımızı giderir yani. Günah cihetinden o da böyledir. Onun için; Günah cihetinden o da böyledir.

Onun için;

el-Cumuatü hakkun vâcibün alâ külli müslimin fî cemâatin illâ erbaaten abdün memlûkun evi'mraetün ev sabiyyün ev merîdun. el-Cumuatü hakkun vâcibün alâ külli müslimin fî cemâatin illâ erbaaten abdün memlûkun evi'mraetün ev sabiyyün ev merîdun.

Şimdi sabahleyin çok acı bir hadise dinledim de. Cuma günü elhamdülillah camilerimiz doluyor.Şimdi sabahleyin çok acı bir hadise dinledim de. Cuma günü elhamdülillah camilerimiz doluyor. Doluyor ama bu dışarıdakine nispet, dışarıdaki camiye girmeyenler ile nisbet edilince çok az oluyor.Doluyor ama bu dışarıdakine nispet, dışarıdaki camiye girmeyenler ile nisbet edilince çok az oluyor. Yani biz camideki cemaati görünce koltuklarımız kabarıyor, elhamdülillah müslüman çok diyoruz.Yani biz camideki cemaati görünce koltuklarımız kabarıyor, elhamdülillah müslüman çok diyoruz. Fakat sen üç milyon insanın içinde kılanları bir hesaba kat, pek az düşüyormuş,Fakat sen üç milyon insanın içinde kılanları bir hesaba kat, pek az düşüyormuş, yüzde kaça düşüyormuş yani. Bu elbette ne kadar acı! yüzde kaça düşüyormuş yani. Bu elbette ne kadar acı! E bizim genç evlatlarımız bir kere gelemiyorlar çünkü hepsi tahsil devresindeler. E bizim genç evlatlarımız bir kere gelemiyorlar çünkü hepsi tahsil devresindeler. Tahsil devresinde olduğu için cumaya gelemiyorlar. E sonra birçok işçilerimiz iş sahalarında gelemiyorlar. Tahsil devresinde olduğu için cumaya gelemiyorlar. E sonra birçok işçilerimiz iş sahalarında gelemiyorlar. Birçok erbabı ticaret bir türlü ticareti bırakıp ayrılamıyorlar. Birçok erbabı ticaret bir türlü ticareti bırakıp ayrılamıyorlar. E gelen, işte biraz imanı kuvvetli, biraz da işte dinine âşık.E gelen, işte biraz imanı kuvvetli, biraz da işte dinine âşık. Ki pek az oluyor o nispete nispet göre pek az oluyor. Ki pek az oluyor o nispete nispet göre pek az oluyor.

Niçin cumaya bu kadar ehemmiyet veriliyor biliyor musunuz? Niçin cumaya bu kadar ehemmiyet veriliyor biliyor musunuz?

Şimdi herkes hergün vaaz dinleyemez, nasihat dinleyemez. Cumada bir kere kesret var, çok cemaat var.Şimdi herkes hergün vaaz dinleyemez, nasihat dinleyemez. Cumada bir kere kesret var, çok cemaat var. Hergün mesela bir iki saf cemaat bulunuyor. Fakat Cumada camiler doluyor.Hergün mesela bir iki saf cemaat bulunuyor. Fakat Cumada camiler doluyor. Camiler dolunca cemaat ne kadar çok olursa rahmeti ilahi o kadar bol olur, bir. Camiler dolunca cemaat ne kadar çok olursa rahmeti ilahi o kadar bol olur, bir.

İkincisi, hutbe dediğimiz vaaz u nasihat ihtiva eden kısım kısa da olsa her mü'minin kulağına güzel gelir. İkincisi, hutbe dediğimiz vaaz u nasihat ihtiva eden kısım kısa da olsa her mü'minin kulağına güzel gelir.

E vaaz u nasihat? Vaaz u nasihati herkes dinleyemez ki!E vaaz u nasihat?

Vaaz u nasihati herkes dinleyemez ki!
Vaaz u nasihat işi gücü olmayacak gidecek orada vaaz u nasihat dinleyecek. Vaaz u nasihat işi gücü olmayacak gidecek orada vaaz u nasihat dinleyecek. Ama cumanın farziyetine mebni muhakkak camiye girecek, Ama cumanın farziyetine mebni muhakkak camiye girecek, cuma kılınıncaya kadar o vaaz u nasihati dinlemekle mükellef.cuma kılınıncaya kadar o vaaz u nasihati dinlemekle mükellef. E dininden bir eksikliği öğrenirse yahut bir fazlalık öğrenirse o onun için kâfi gelir. E dininden bir eksikliği öğrenirse yahut bir fazlalık öğrenirse o onun için kâfi gelir.

Ondan dolayı; el-Cumuatü hakkun vâcibün alâ külli müslimin.Ondan dolayı;

el-Cumuatü hakkun vâcibün alâ külli müslimin.
"Her müslümana bu cuma vaciptir yani farzı ayındır demek." "Her müslümana bu cuma vaciptir yani farzı ayındır demek."

Şimdi burada o farzı ayın denilince, yine geçenki ders hatırıma geldi.Şimdi burada o farzı ayın denilince, yine geçenki ders hatırıma geldi. Farzı ayın; iki türlü farzımız vardır: Farzı ayın, farzı kifaye. Farzı ayın; iki türlü farzımız vardır: Farzı ayın, farzı kifaye. Farzı ayın beş vakit emrolunduğumuz ibadetler, oruçlar, cumalar vesaire. Farzı ayın beş vakit emrolunduğumuz ibadetler, oruçlar, cumalar vesaire. Buna farzı ayın deriz ki herkes bunu yapmakla mükelleftir. Buna farzı ayın deriz ki herkes bunu yapmakla mükelleftir. İşte bir de farzı kifaye vardır ki işte cenaze namazları gibi. İşte bir de farzı kifaye vardır ki işte cenaze namazları gibi. Bir miktar insan onu kılınca diğerlerinden o külfet kalkar, mesuliyet de kalkar, Bir miktar insan onu kılınca diğerlerinden o külfet kalkar, mesuliyet de kalkar, cenaze namazının kılındığı gibi. cenaze namazının kılındığı gibi.

Şimdi bu farzı ayınları da ikiye bölmüşler: Birisi farzı dâim, birisi farzı muvakkat. Farzı dâim sadakattir.Şimdi bu farzı ayınları da ikiye bölmüşler: Birisi farzı dâim, birisi farzı muvakkat. Farzı dâim sadakattir. Sadakate olan hâli kadar farzı muvakkatı makbuldür.Sadakate olan hâli kadar farzı muvakkatı makbuldür. Sadakate olan eksikliği kadar da farzı muvakkatı eksiktir. Sadakate olan eksikliği kadar da farzı muvakkatı eksiktir. Yani beş vakit kıldığımız farzın makbuliyeti bizdeki doğruluğa bağlı. Yani beş vakit kıldığımız farzın makbuliyeti bizdeki doğruluğa bağlı. Doğruluğumuz nispetinde namazımız makbul, yamukluğumuz nispetinde namazımız da tehlikeye düşer. Doğruluğumuz nispetinde namazımız makbul, yamukluğumuz nispetinde namazımız da tehlikeye düşer.

Onun için en önem vereceğimiz şey sadakati elden bırakmamak, doğruluğu elden bırakmamaktır. Onun için en önem vereceğimiz şey sadakati elden bırakmamak, doğruluğu elden bırakmamaktır. Daima hakkın rızasını nerede onu aramakla mükellefiz. Hakkın rızasına uygun olan yerlerde bulunur, Daima hakkın rızasını nerede onu aramakla mükellefiz. Hakkın rızasına uygun olan yerlerde bulunur, hakkın rızasının haricinde olan her şeyden uzak kalma. hakkın rızasının haricinde olan her şeyden uzak kalma. Hakkın rızasının haricinde olan şeylerden, bazı âyetlerde Cenâb-ı Hak kendisininHakkın rızasının haricinde olan şeylerden, bazı âyetlerde Cenâb-ı Hak kendisinin bizzat bunlara muîn olduğunu beyan eder der ki; bizzat bunlara muîn olduğunu beyan eder der ki;

Va'lemû innallâhe mea'l-müttekîne. Va'lemû innallâhe mea'l-müttekîne.

Me'a kelimesi o kulumla, mütteki olan kulumlayım diyor Cenâb-ı Hak.Me'a kelimesi o kulumla, mütteki olan kulumlayım diyor Cenâb-ı Hak. Hepimizledir ama onlara hususiyeti vardır. Mütteki mi, Allah, "Ben onunlayım." diyor.Hepimizledir ama onlara hususiyeti vardır. Mütteki mi, Allah, "Ben onunlayım." diyor. Yani onun nâsırı, hâfızı, hâmisi, her şeysi benim diyor. O benim tahtı emniyetimde. Yani onun nâsırı, hâfızı, hâmisi, her şeysi benim diyor. O benim tahtı emniyetimde.

İnnallâhe me'a's-sâbirîne. "Bir de sâbir kullarımla beraberim." diyor. İnnallâhe me'a's-sâbirîne.

"Bir de sâbir kullarımla beraberim." diyor.

Ve innallâhe me'a'l-muhsinîne. "Bir de muhsin kullarımla." Ve innallâhe me'a'l-muhsinîne.

"Bir de muhsin kullarımla."

Hz. Ebû Bekir'in sıfatını takınmış bahtiyarların zümresine girmeye çalışan bahtiyarlar. Hz. Ebû Bekir'in sıfatını takınmış bahtiyarların zümresine girmeye çalışan bahtiyarlar.

Onun için; Ve kûnû mea's-sâdikîne. Bir de onun emri, Cenâb-ı Hak. Sadıklar en büyük. Onun için;

Ve kûnû mea's-sâdikîne.

Bir de onun emri, Cenâb-ı Hak. Sadıklar en büyük.

Allahu Teâlâ'nın en sevdiği şeylerden birisi sıdktır. Allahu Teâlâ'nın en sevdiği şeylerden birisi sıdktır.

"Sadıklarla beraber olunuz." diye bize tavsiyede bulunuyor. "Sadıklarla beraber olunuz." diye bize tavsiyede bulunuyor.

Sadıklarla beraber, sadık adamları bulunuz ve onlarla beraber olunuz.Sadıklarla beraber, sadık adamları bulunuz ve onlarla beraber olunuz. Çünkü onların sıdk halleri size de sirayet eder. Ateşin içine giren demire ateş sirayet ettiği gibi. Çünkü onların sıdk halleri size de sirayet eder. Ateşin içine giren demire ateş sirayet ettiği gibi.

Ne yapıyor ateş? O demiri, kara demiri kızartıyor.Ne yapıyor ateş?

O demiri, kara demiri kızartıyor.
Ateşin hâli ona geçer de müminin hâli de diğerine geçer. Ateşin hâli ona geçer de müminin hâli de diğerine geçer. İyi insanların yanında oturursan onların iyiliği sana geçer. İyi insanların yanında oturursan onların iyiliği sana geçer. Kötü insanların arasında bulunursan kötülükleri sana geçer. Onun için Allahu Teâlâ me'a's-sâdikîn diyor. Kötü insanların arasında bulunursan kötülükleri sana geçer. Onun için Allahu Teâlâ me'a's-sâdikîn diyor. İyilerin yanında oturun ki iyilikleri size geçsin. İyilerin yanında oturun ki iyilikleri size geçsin. İyilerle olunuz ki sadıklarla olunuz ki siz de dolayısıyla ashabı sıdktan olasınız. İyilerle olunuz ki sadıklarla olunuz ki siz de dolayısıyla ashabı sıdktan olasınız.

Şimdi ormanlarımızı söylerler, ormanlar rahmetin yağmasına sebep olur derler. Niçin? Şimdi ormanlarımızı söylerler, ormanlar rahmetin yağmasına sebep olur derler.

Niçin?

O ağaçlar kocaman kocaman çok, bir sürü.O ağaçlar kocaman kocaman çok, bir sürü. İşte bulutları celb eder ve yağmurun da yağmasına vesile olur derler.İşte bulutları celb eder ve yağmurun da yağmasına vesile olur derler. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem de Medine-i Münevvere'ye geldiği vakitte sıtma hastalığı pek çoktu. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem de Medine-i Münevvere'ye geldiği vakitte sıtma hastalığı pek çoktu. Ashab-ı kiram şikayette bulundular. Sıtma mâlum fena bir hastalık. Ashab-ı kiram şikayette bulundular. Sıtma mâlum fena bir hastalık. Resûlü Ekrem derhal ağaç diktirdi Medine'yi Münevvere'ye.Resûlü Ekrem derhal ağaç diktirdi Medine'yi Münevvere'ye. O ağaç sebebiyle oraya güzel havalar geldi, o hastalık da ortadan çekildi gitti. O ağaç sebebiyle oraya güzel havalar geldi, o hastalık da ortadan çekildi gitti.

Şimdi hem böyle güzel havayı celbeder hem de bulutların celbi ileŞimdi hem böyle güzel havayı celbeder hem de bulutların celbi ile yağmurun yağmasına sebep olan kuru bir ağaçtır, ağaç yani. Ağaçlar bir araya gelince ona orman diyoruz. yağmurun yağmasına sebep olan kuru bir ağaçtır, ağaç yani. Ağaçlar bir araya gelince ona orman diyoruz.

İnsanlarda bir araya gelince Allah'ın rahmetini nasıl çekmez? İnsanlarda bir araya gelince Allah'ın rahmetini nasıl çekmez?

Senin bir mıknatıs demirin şimşeği çekiyor da, bir ağacın yağmuru çekiyor da,Senin bir mıknatıs demirin şimşeği çekiyor da, bir ağacın yağmuru çekiyor da, Allah'ın sevgili, mü'min kulları bir araya gelince rahmeti ilahi nâzil olmasa olur mu? Allah'ın sevgili, mü'min kulları bir araya gelince rahmeti ilahi nâzil olmasa olur mu?

İşte o cumalarda, o bayramlarda, o arefeler de topluluk vesilesiyle rahmet-i ilahiİşte o cumalarda, o bayramlarda, o arefeler de topluluk vesilesiyle rahmet-i ilahi böyle insanların üzerine istila eder, kaplar. böyle insanların üzerine istila eder, kaplar.

Bâhusus işte camilerimizde okunan zikirler, tesbihler ve saireler dolayısıyla bu fevkalade bir şekilde tecelli eder.Bâhusus işte camilerimizde okunan zikirler, tesbihler ve saireler dolayısıyla bu fevkalade bir şekilde tecelli eder. Ondan dolayı toplu olan müslümanların arasında sâdıklar da vardır.Ondan dolayı toplu olan müslümanların arasında sâdıklar da vardır. Biz hepimiz sâdık değilsek de sâdıklar da içimizde olduğundan dolayıBiz hepimiz sâdık değilsek de sâdıklar da içimizde olduğundan dolayı o sâdıkların sadakati dolayısıyla hem rahmeti ilahi iner.o sâdıkların sadakati dolayısıyla hem rahmeti ilahi iner. O sadakatten bize de bir parçacık geliverirse yaşadık. Bahtiyarlık orada! O sadakatten bize de bir parçacık geliverirse yaşadık. Bahtiyarlık orada!

el-Cumuatü hakkun vâcibün alâ külli müslimin.el-Cumuatü hakkun vâcibün alâ külli müslimin. "Şimdi büluğa eren, müslim deyince büluğa eren, herkes ta ihtiyarlığının artık son derecesine,"Şimdi büluğa eren, müslim deyince büluğa eren, herkes ta ihtiyarlığının artık son derecesine, yürüyemeyecek derecesine gelinceye kadar herkese vaciptir bu." Vacipten maksat farzı sabit. yürüyemeyecek derecesine gelinceye kadar herkese vaciptir bu."

Vacipten maksat farzı sabit.

Fî cemâatin. "Mâlum ya cuma cemaatsiz olmaz." Beriki namazlar? Fî cemâatin. "Mâlum ya cuma cemaatsiz olmaz."

Beriki namazlar?

Eh, imkân olmadığı takdirde evimizde, dükkanımızda yahut bulunduğumuz yerde kılmak suretiyleEh, imkân olmadığı takdirde evimizde, dükkanımızda yahut bulunduğumuz yerde kılmak suretiyle borcumuzu ödemiş olabiliriz ama cuma cemaatsiz olmaz. Mutlaka cemaatin olduğu bir yeri bulacağız. borcumuzu ödemiş olabiliriz ama cuma cemaatsiz olmaz. Mutlaka cemaatin olduğu bir yeri bulacağız. Cemaat ne kadar kalabalıksa o kadar çok sevap olur. Rahmeti ilahi olur. Cemaat ne kadar kalabalıksa o kadar çok sevap olur. Rahmeti ilahi olur.

E her yerde böyle bol cemaati bulmak mümkün değildir, cuma da oldu? E her yerde böyle bol cemaati bulmak mümkün değildir, cuma da oldu?

İllâ erbaatin. Dört kişi var mı? Biri imam üç de cemaat var mı? Var. Cuma kılınacak orada. İllâ erbaatin.

Dört kişi var mı?

Biri imam üç de cemaat var mı?

Var.

Cuma kılınacak orada.

Başka kimse yok ne yapalım. Bir sebep dolayısıyla herkes bir işe dağılmış kimse bulunmuyor etrafta.Başka kimse yok ne yapalım. Bir sebep dolayısıyla herkes bir işe dağılmış kimse bulunmuyor etrafta. Üç kişiyi bulduk muydu cuma orada tahakkuk eder. Yalnız; Üç kişiyi bulduk muydu cuma orada tahakkuk eder.

Yalnız;

Abdin memlûkin. Arabistan'da köleler vardır. Memlük derler ona, köle. "O köleler müstesnadır." Abdin memlûkin. Arabistan'da köleler vardır. Memlük derler ona, köle.

"O köleler müstesnadır."

Kölelerle cemaat tahakkuk etmez. Köleye cemaat tahakkuk eder de köleye borç değil.Kölelerle cemaat tahakkuk etmez. Köleye cemaat tahakkuk eder de köleye borç değil. Köleye cuma borç değil. Beş vakit namaz borç da cumaya gelmesi farz değil ona.Köleye cuma borç değil. Beş vakit namaz borç da cumaya gelmesi farz değil ona. Fırsat bulursa gelirse me'cür olur gelmediğinden dolayı mesul değildir. Fırsat bulursa gelirse me'cür olur gelmediğinden dolayı mesul değildir.

Buraya dikkat edecek misiniz bilmem. Birisi de; Evi'mraetin. "Kadına da borç değil." Niçin? Buraya dikkat edecek misiniz bilmem. Birisi de;

Evi'mraetin. "Kadına da borç değil."

Niçin?

Bunların efendileri var. Efendilerinin hakkını Cenâb-ı Hak [kendi] hakkına tekaddüm ediyor.Bunların efendileri var. Efendilerinin hakkını Cenâb-ı Hak [kendi] hakkına tekaddüm ediyor. Sen efendinin hakkını ödemekle memursun. Allahu Teâlâ senden bunu affetti diyor. Sen efendinin hakkını ödemekle memursun. Allahu Teâlâ senden bunu affetti diyor.

Kadının efendisine karşı olan hakkının büyüklüğünü buradan anlayabilir misiniz bilmem? Kadının efendisine karşı olan hakkının büyüklüğünü buradan anlayabilir misiniz bilmem?

Onun için kadınlarımızı, evlatlarımızı yetiştirirken onlara kocalarına karşı yapacağı hürmeti Onun için kadınlarımızı, evlatlarımızı yetiştirirken onlara kocalarına karşı yapacağı hürmeti ve itaati de öğretmek lazım. Onları da tavsiye etmek lazım.ve itaati de öğretmek lazım. Onları da tavsiye etmek lazım. Geçinmenin yollarının nasıl olduğunu anlatmak lazım. Geçinmenin yollarının nasıl olduğunu anlatmak lazım.

Hz Ali Efendimiz'in bu hususta kocaman bir tavsiyesi vardır ama hatırımda yok. Bir tanesi kalmış hatırımda; Hz Ali Efendimiz'in bu hususta kocaman bir tavsiyesi vardır ama hatırımda yok. Bir tanesi kalmış hatırımda;

"Sen kül ol ki o da sana ocak olsun. Şunu ol ki o da sana bu olsun." diyerekten böyle tavsiyeleri vardır. "Sen kül ol ki o da sana ocak olsun. Şunu ol ki o da sana bu olsun." diyerekten böyle tavsiyeleri vardır.

Demek ki köleler ve kadınlar ve çocuklar bir de hastalar bundan müstesnadır.Demek ki köleler ve kadınlar ve çocuklar bir de hastalar bundan müstesnadır. Misafir de öyle kezalik, misafir de öyle müstesnadır.Misafir de öyle kezalik, misafir de öyle müstesnadır. Diğerleri için hep diğer bütün insanlara farz olan cuma tahakkuk etmiştir.Diğerleri için hep diğer bütün insanlara farz olan cuma tahakkuk etmiştir. Etmediği takdirde üç cuma birbiri üzerine gelmezse münafıklık defterine yazılırmış. Etmediği takdirde üç cuma birbiri üzerine gelmezse münafıklık defterine yazılırmış. Oradan artık nasıl sildirir bilmem. Oradan artık nasıl sildirir bilmem.

Yine cuma hakkında diğer hadisler varsa da onlar da gelecek dersimize kalsın. Yine cuma hakkında diğer hadisler varsa da onlar da gelecek dersimize kalsın.

Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samedaniyesine mazhar etsin.Allah kusurlarımızı affetsin. Tevfikatı samedaniyesine mazhar etsin. Cuma namazlarına ve cemaatle kılınan namazlara, bâhusus sabah ve yatsı namazlarına,Cuma namazlarına ve cemaatle kılınan namazlara, bâhusus sabah ve yatsı namazlarına, sabah ve yatsı namazlarındaki cemaate devam edebilmek devlet şerefini sabah ve yatsı namazlarındaki cemaate devam edebilmek devlet şerefini Cenâb-ı Hak Cümle Ümmet-i Muhammed'e bizlere de ihsan buyursun. el-Fâtiha. Cenâb-ı Hak Cümle Ümmet-i Muhammed'e bizlere de ihsan buyursun.

el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2