Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Faydalı Dualar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Cemâziye'l-Âhir 1404 / 25.03.1984
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sabah Akşam Okunacak Bir Dua, Geçim Darlığı İçin Dua, Mut’a Nikâhı Haramdır, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Faydalı Dualar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

22 Cemâziye'l-Âhir 1404 / 25.03.1984
İskenderpaşa Camii/ İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Sabah Akşam Okunacak Bir Dua, Geçim Darlığı İçin Dua, Mut’a Nikâhı Haramdır, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ-seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne.Ve's-salâtü ve's-selâmu alâ-seyyidi'l-evvelîne ve'l-âhirîne. Seyyidinâ ve senedinâ Muhammedin ve alâ âl'ihi ve sahbihi ecma'înSeyyidinâ ve senedinâ Muhammedin ve alâ âl'ihi ve sahbihi ecma'în ve men tebi'ahû bi-ihsanin ilâ-yevmi'd-dîn. ve men tebi'ahû bi-ihsanin ilâ-yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd… Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullahEmmâ ba'd…

Fa'lemû eyyühe'l-ihvân fe inne efdale'l-hadîsi kitâbullah
ve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellemve efdale'l-hedyi hedyü seyyidinâ Muhammedin sallallahu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve şerre'l-umûri muhdesâtühâ ve külle muhdesetin bid'atün ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr.ve külle bid'atin dalâletün ve külle dalâletin ve sâhibehâ fi'n-nâr. Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem ennehû kâle: Ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem ennehû kâle:

Mâ yemne'uki en tesme'î mâ evsîki bihî en tekûlî izâ esbahti ve izâ emseyti:Mâ yemne'uki en tesme'î mâ evsîki bihî en tekûlî izâ esbahti ve izâ emseyti: Yâ Hayyu yâ Kayyûm bi rahmetike esteğîsüYâ Hayyu yâ Kayyûm bi rahmetike esteğîsü aslih lî şe'nî küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin. aslih lî şe'nî küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.

Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl. Aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim! Sadaka Resûlullah fî mâ kâl ev kemâ kâl.

Aziz ve muhterem müslüman kardeşlerim!

Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti ve bereketi cümlenizin üzerine olsun.Allahu Teâlâ hazretlerinin selamı, rahmeti ve bereketi cümlenizin üzerine olsun. Allahu Teâlâ hazretleri kılınan namazları, yapılan ibadetleri, duaları kabul eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri kılınan namazları, yapılan ibadetleri, duaları kabul eylesin. Dünya ve âhiretin hayırlarına cümlenizi, cümlemizi nâil eylesin. Dünya ve âhiretin hayırlarına cümlenizi, cümlemizi nâil eylesin.

Peygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerininPeygamberimiz Muhammed-i Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem hazretlerinin mübarek sözlerinden, hadîs-i şerîflerinden, o gül bahçesinden bir demet size takdim etmeden öncemübarek sözlerinden, hadîs-i şerîflerinden, o gül bahçesinden bir demet size takdim etmeden önce evvelen ve hâsseten Efendimiz Muhammed-i Mustafâ hazretlerinin bizzat kendi ruhu için;evvelen ve hâsseten Efendimiz Muhammed-i Mustafâ hazretlerinin bizzat kendi ruhu için; ve onun cümle âl'inin, ashabının, etbâının ervahı için;ve onun cümle âl'inin, ashabının, etbâının ervahı için; hâsseten Ümmet-i Muhammed'in mürşit ve mürebbîleri sâdât vehâsseten Ümmet-i Muhammed'in mürşit ve mürebbîleri sâdât ve meşâyih-i turuk u aliyyemizin ve hulefâlarının müritlerinin, muhiblerinin ruhları için; meşâyih-i turuk u aliyyemizin ve hulefâlarının müritlerinin, muhiblerinin ruhları için; sâir enbiyâ ve mürselînin ve sâir evliyullahın ruhları için,; sâir enbiyâ ve mürselînin ve sâir evliyullahın ruhları için,; eseri telif eylemiş olan Gümüşhaneli Hocamız Ahmed Ziyâeddîn Efendi hazretlerinin ruhu için;eseri telif eylemiş olan Gümüşhaneli Hocamız Ahmed Ziyâeddîn Efendi hazretlerinin ruhu için; Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'nin ruhu için;Hocamız Muhammed Zâhid-i Bursevî'nin ruhu için; bu eserin içindeki hadislerin, bilgilerin bize kadar gelmesine emek sarfetmiş olanbu eserin içindeki hadislerin, bilgilerin bize kadar gelmesine emek sarfetmiş olan cümle râvilerin ve alimlerin ruhları için;cümle râvilerin ve alimlerin ruhları için; uzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu ibadethaneye gelip cem' olmuş olanuzaktan yakından bu hadîs-i şerîfleri dinlemek üzere şu ibadethaneye gelip cem' olmuş olan siz kardeşlerimizin de âhirete intikal eylemiş olan bilcümle sevdiklerinin, yakınlarının ruhları için; siz kardeşlerimizin de âhirete intikal eylemiş olan bilcümle sevdiklerinin, yakınlarının ruhları için; yaşayan biz müslümanların da Mevlâmız'ın rızasına uygun ömür sürüpyaşayan biz müslümanların da Mevlâmız'ın rızasına uygun ömür sürüp Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun yaşayıp şefaatine nâil olup Peygamber Efendimiz'in sünnetine uygun yaşayıp şefaatine nâil olup Allahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması içinAllahu Teâlâ hazretlerinin huzuruna sevdiği razı olduğu bir kul olarak varmamıza vesile olması için buyrun bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım ondan sonra başlayalım. buyrun bir Fâtiha üç İhlâs-ı Şerîf okuyalım ondan sonra başlayalım.

Muhterem kardeşlerim, bu ilk hadîs-i şerîf az önce Arapça metnini okumuş olduğum,Muhterem kardeşlerim, bu ilk hadîs-i şerîf az önce Arapça metnini okumuş olduğum, Enes İbn Mâlik tarafından rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir. Enes İbn Mâlik tarafından rivayet edilmiş bir hadîs-i şerîftir. Bu sözleri Peygamber Efendimiz sevgili ve asil kızı Fâtımatü'z-Zehrâ'ya hitaben îrad buyurmuş,Bu sözleri Peygamber Efendimiz sevgili ve asil kızı Fâtımatü'z-Zehrâ'ya hitaben îrad buyurmuş, Hz. Fâtıma'ya söylemiş bu sözleri,Hz. Fâtıma'ya söylemiş bu sözleri, sabaha çıktığı zaman, akşama erdiği zaman söylemesi gereken bir dua tavsiye ediyor öz kızına,sabaha çıktığı zaman, akşama erdiği zaman söylemesi gereken bir dua tavsiye ediyor öz kızına, cennet hatunlarının efendisi olan Hz. Fâtıma'ya… cennet hatunlarının efendisi olan Hz. Fâtıma'ya…

Allah şefaatine nâil eylesin. Sorarak ifadeye girmiş; Allah şefaatine nâil eylesin.

Sorarak ifadeye girmiş;

Mâ yemne'uki en tesme'î mâ evsîki bihî. Mâ yemne'uki en tesme'î mâ evsîki bihî.

"Benim sana tavsiye ettiğim şeyi duyup dinleyip yerine getirmekten,"Benim sana tavsiye ettiğim şeyi duyup dinleyip yerine getirmekten, onu ifâ etmekten seni ne men ediyor? Ey kızım ne mâni var?onu ifâ etmekten seni ne men ediyor? Ey kızım ne mâni var? Şu benim söylediğim, duyduğun tavsiyemin yerine getirilmesine ne mâni var?" Şu benim söylediğim, duyduğun tavsiyemin yerine getirilmesine ne mâni var?"

En tekûlî izâ esbahti ve izâ emseyti. "Sabaha çıktığın zaman ve akşama erdiğin zaman,En tekûlî izâ esbahti ve izâ emseyti. "Sabaha çıktığın zaman ve akşama erdiğin zaman, biraz sonra söyleyeceğim duayı söylemekten seni ne men ediyor?" biraz sonra söyleyeceğim duayı söylemekten seni ne men ediyor?"

Nedir o dua? Yâ Hayyu yâ Kayyûm. "Ey Hayy olan, Kayyûm olan Allah." Nedir o dua?

Yâ Hayyu yâ Kayyûm.

"Ey Hayy olan, Kayyûm olan Allah."

Bi rahmetike esteğîsü. Bi rahmetike esteğîsü.

"Senin rahmetin ile senden yardım dilerim, rahmetini öne sürerek senden yardım dilerim." "Senin rahmetin ile senden yardım dilerim, rahmetini öne sürerek senden yardım dilerim."

Aslih lî şe'nî. "Benim işimi sen ıslah eyle." Küllehû. "Her işimi ıslah eyle." Aslih lî şe'nî.

"Benim işimi sen ıslah eyle."

Küllehû.

"Her işimi ıslah eyle."

Ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin. Ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.

"Bir göz yumup açma vakti kadar bile beni kendi nefsime terk eyleme, kendi başıma bırakma." "Bir göz yumup açma vakti kadar bile beni kendi nefsime terk eyleme, kendi başıma bırakma."

Böyle dua etmesini Peygamber Efendimiz sevgili kızına, çok sevdiği kızına tavsiye etmiş.Böyle dua etmesini Peygamber Efendimiz sevgili kızına, çok sevdiği kızına tavsiye etmiş. İfade tarzından; İfade tarzından;

"Senin şu duyduğun tavsiyeleri yerine getirmeye ne mâni var?" diye girişmesinden;"Senin şu duyduğun tavsiyeleri yerine getirmeye ne mâni var?" diye girişmesinden; "Bunu muhakkak yap." demek istiyor Peygamber Efendimiz. Hiç bir şey mâni olmasın! "Bunu muhakkak yap." demek istiyor Peygamber Efendimiz. Hiç bir şey mâni olmasın!

Bu kadar güzel, bu kadar kıymetli bir duayı yapmana hiçbir şey mâni olmasın,Bu kadar güzel, bu kadar kıymetli bir duayı yapmana hiçbir şey mâni olmasın, sabahleyin ve akşamleyin bu duaları yap diye tavsiye etmiş oluyor. sabahleyin ve akşamleyin bu duaları yap diye tavsiye etmiş oluyor.

Mademki Peygamber Efendimiz kendi kızına tavsiye eylemiş, çok güzel şey tavsiye etmiştir.Mademki Peygamber Efendimiz kendi kızına tavsiye eylemiş, çok güzel şey tavsiye etmiştir. O halde biz de sabah akşam bu duayı yazalım ve bu dua ile başlayalım. O halde biz de sabah akşam bu duayı yazalım ve bu dua ile başlayalım.

Zaten buraya neden geliyoruz? Zaten buraya neden geliyoruz?

Hadisleri dinleyip mucibince amel edelim, Peygamber Efendimiz'in yolunca gidelim deHadisleri dinleyip mucibince amel edelim, Peygamber Efendimiz'in yolunca gidelim de şefaatine nâil olalım diye. Onun için kardeşlerimiz yanında kâğıt kalem ile gelirse iyi olur,şefaatine nâil olalım diye. Onun için kardeşlerimiz yanında kâğıt kalem ile gelirse iyi olur, zaten her hadisten not alması uygun. zaten her hadisten not alması uygun.

Yâ Hayyu yâ Kayyûm bi rahmetike esteğîsü aslih lî şe'nî küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin. Yâ Hayyu yâ Kayyûm bi rahmetike esteğîsü aslih lî şe'nî küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.

Şimdi biraz izahına geçelim; Şimdi biraz izahına geçelim;

Önce hitap ile başlıyor dua: Yâ Hayy. Hayy ne demek? Önce hitap ile başlıyor dua: Yâ Hayy.

Hayy ne demek?

"Hayat sahibi" demek. Allahu Teâlâ hazretleri Hayy'dır; esmâsından, sıfatlarından birisi"Hayat sahibi" demek. Allahu Teâlâ hazretleri Hayy'dır; esmâsından, sıfatlarından birisi Allahu Teâlâ hazretlerinin Hayy olmasıdır, hayat sıfatına sahiptir.Allahu Teâlâ hazretlerinin Hayy olmasıdır, hayat sıfatına sahiptir. Allahu Teâlâ hazretleri hayat sahibi, ezelî ebedî hayat sahibi, daimî hayat sahibi. Allahu Teâlâ hazretleri hayat sahibi, ezelî ebedî hayat sahibi, daimî hayat sahibi.

Ve canlı ne yapar? Etrafındaki hadiseleri görür, takip eder, onların karşısında tedbir alır. Ve canlı ne yapar?

Etrafındaki hadiseleri görür, takip eder, onların karşısında tedbir alır.

Misal ile anlatabileceğim galiba, elektrik teli bağlarsan, kutupları bağlarsan yapacağı şey belli,Misal ile anlatabileceğim galiba, elektrik teli bağlarsan, kutupları bağlarsan yapacağı şey belli, yani kaidesi var bu işin, o kaideye uygun olarak o elektrik bir vazife görür.yani kaidesi var bu işin, o kaideye uygun olarak o elektrik bir vazife görür. Elektrik sobasıysa ışık verir, lambaysa yakar, bellidir.Elektrik sobasıysa ışık verir, lambaysa yakar, bellidir. Düğmeye bastığın zaman öyle olur, bu mekanik bir şey. Düğmeye bastığın zaman öyle olur, bu mekanik bir şey. Suyu ısıtırsan buz halindeyken su olur. Daha fazla ısıtırsan buhar olur, havaya uçar.Suyu ısıtırsan buz halindeyken su olur. Daha fazla ısıtırsan buhar olur, havaya uçar. Yukarıya uçmuşken soğutursan damlalar hâline gelir aşağı dökülür.Yukarıya uçmuşken soğutursan damlalar hâline gelir aşağı dökülür. Biraz daha soğutursan kar olur. Aşağıda soğutursan buz olur.Biraz daha soğutursan kar olur. Aşağıda soğutursan buz olur. Bu, karşısındakinin emrine râm oluyor ve bir şey yok işte ne yaparsan öyle.Bu, karşısındakinin emrine râm oluyor ve bir şey yok işte ne yaparsan öyle. Ölü gibi, o tarafa çevirsen bu tarafa çeviriliyor, bu tarafa çevirirsen öyle. Ölü gibi, o tarafa çevirsen bu tarafa çeviriliyor, bu tarafa çevirirsen öyle.

Allahu Teâlâ hazretleri böyle değil.Allahu Teâlâ hazretleri böyle değil. Allahu Teâlâ hazretleri Hayy, diri, daimî, ezelî, ebedî hayat sahibi, idrak sahibi,Allahu Teâlâ hazretleri Hayy, diri, daimî, ezelî, ebedî hayat sahibi, idrak sahibi, tasarruf sahibi, kâinatın mâliki, sahibi. tasarruf sahibi, kâinatın mâliki, sahibi.

Birdir ol birliğine şek yoktur, Gerçi yanlış söyleyenler çoktur. Çok bâtıl yolda giden insanlar var,Birdir ol birliğine şek yoktur,

Gerçi yanlış söyleyenler çoktur.

Çok bâtıl yolda giden insanlar var,
çok yanlış söyleyen insan var; Allah'ı bilmeyen, tanımayan, Allah hakkında celle celâluhuçok yanlış söyleyen insan var; Allah'ı bilmeyen, tanımayan, Allah hakkında celle celâluhu çok yalan yanlış kanaatlere sahip olan insanlar var.çok yalan yanlış kanaatlere sahip olan insanlar var. Nice yalan yanlış laflar ortalarda dönüyor dolaşıyor.Nice yalan yanlış laflar ortalarda dönüyor dolaşıyor. Allahu Teâlâ hazretleri Hayy, dua ediyorsun duana icabet ediyor,Allahu Teâlâ hazretleri Hayy, dua ediyorsun duana icabet ediyor, günah işliyorsun cezalandırıyor, zalimi kahrediyor, mazlumu kurtarıyor. günah işliyorsun cezalandırıyor, zalimi kahrediyor, mazlumu kurtarıyor.

Külle yevmin hüve fî şe'nin. Külle yevmin hüve fî şe'nin.

Her anda O bir şe'nde, her anda bir faaliyet halinde ve her şeyi hikmetli, her şeyi güzel.Her anda O bir şe'nde, her anda bir faaliyet halinde ve her şeyi hikmetli, her şeyi güzel. Allahu Teâlâ hazretlerini artık insanların başka türlü düşünmemesi gerekiyor. Öyle değil! Allahu Teâlâ hazretlerini artık insanların başka türlü düşünmemesi gerekiyor. Öyle değil!

Mesela bazıları diyorlar, demek istiyorlar ki; "Allah kuvvettir." Mesela bazıları diyorlar, demek istiyorlar ki;

"Allah kuvvettir."

Hayır! Allahu Teâlâ hazretleri, kuvvet kendisinde olandır!Hayır! Allahu Teâlâ hazretleri, kuvvet kendisinde olandır! Kuvvet ölüdür, nasıl kullanırsan öyle hareket eder, elektrik misalinde olduğu gibi.Kuvvet ölüdür, nasıl kullanırsan öyle hareket eder, elektrik misalinde olduğu gibi. Öyle değil! Güç, kuvvet Allahu Teâlâ hazretlerinin elindedir; Öyle değil! Güç, kuvvet Allahu Teâlâ hazretlerinin elindedir;

Lâ yüs'elü ammâ yef'alü ve hüm yüs'elûn. Lâ yüs'elü ammâ yef'alü ve hüm yüs'elûn.

"Kimse O'na hesap sormaz, O hikmetle ne dilerse öyle işler." "Kimse O'na hesap sormaz, O hikmetle ne dilerse öyle işler."

Hayy kelimesinin mânasını böylece ifade etmiş olduk. Hayy kelimesinin mânasını böylece ifade etmiş olduk.

Tabiat, Allahu Teâlâ hazretlerinin eseri, mahluku, yaratığı. Tabiat, Allahu Teâlâ hazretlerinin eseri, mahluku, yaratığı.

"Bak, ibret al, bu kendi kendine olmaz, bunu bir yapan var." diye anlarsın."Bak, ibret al, bu kendi kendine olmaz, bunu bir yapan var."

diye anlarsın.
Yazıyı gördün mü yazanı anlıyorsun, Yazıyı gördün mü yazanı anlıyorsun, kokuyu gördün mü, burada bir esans şişesi var diyorsun, eserden müessiri anlıyorsun.kokuyu gördün mü, burada bir esans şişesi var diyorsun, eserden müessiri anlıyorsun. Kâinat, tabiat O'nun eseri. Tabiata biz hâkim olabiliyoruz, kanunlarını bulabiliyoruz. Kâinat, tabiat O'nun eseri. Tabiata biz hâkim olabiliyoruz, kanunlarını bulabiliyoruz. Allahu Teâlâ hazretleri kâinatı yaratan, yöneten, kâinatın sahibi. Allahu Teâlâ hazretleri kâinatı yaratan, yöneten, kâinatın sahibi.

Allahu Teâlâ hazretleri bizim de sahibimiz.Allahu Teâlâ hazretleri bizim de sahibimiz. Bize de bu aklı veren, bize bu şuuru veren, kâinattaki diğer varlıkların içindeBize de bu aklı veren, bize bu şuuru veren, kâinattaki diğer varlıkların içinde bizi daha yüksek kılan, bizi daha büyük meziyetlere sahip kılan, dağlara taşlara hâkim kılan,bizi daha yüksek kılan, bizi daha büyük meziyetlere sahip kılan, dağlara taşlara hâkim kılan, dağları deldirten, vadileri doldurtan, ağaç diktiren, kuşları yakalayan,dağları deldirten, vadileri doldurtan, ağaç diktiren, kuşları yakalayan, kaplanları kafese sokan bir mahlûkuz; yani üstünüz. kaplanları kafese sokan bir mahlûkuz; yani üstünüz.

Fillere sahibiz, develere sahibiz, cüssesi bizden büyük ama Allah bize başka meziyetler vermiş,Fillere sahibiz, develere sahibiz, cüssesi bizden büyük ama Allah bize başka meziyetler vermiş, onlara güç yetiriyoruz. Koca koca dağları deviriyoruz, deliyoruz, yıkıyoruz, parçalıyoruz,onlara güç yetiriyoruz. Koca koca dağları deviriyoruz, deliyoruz, yıkıyoruz, parçalıyoruz, kullanıyoruz çeşitli madenleri. İşte bize bu kabiliyeti veren de Allah.kullanıyoruz çeşitli madenleri. İşte bize bu kabiliyeti veren de Allah. Bu aklı veren de Allah, bu düşünceyi veren de Allah. Hepimizin, bütün kâinatın sahibi Hayy. Bu aklı veren de Allah, bu düşünceyi veren de Allah. Hepimizin, bütün kâinatın sahibi Hayy.

Ve Kayyûm. Yâ Kayyûm. el-Kayyûm bizâtihî demek. Ve Kayyûm. Yâ Kayyûm. el-Kayyûm bizâtihî demek.

"Varlığı bizzat kendisinden, bir başka desteğe, bir başka kaynağa muhtaç değil." "Varlığı bizzat kendisinden, bir başka desteğe, bir başka kaynağa muhtaç değil."

Sen çocuğu iki elinden tutarsın; "Hadi bakalım yürü aman düşmesin." Sen çocuğu iki elinden tutarsın;

"Hadi bakalım yürü aman düşmesin."

diye arkasından desteklersin, sendelerse tutuverirsin tehlike olmasın diye.diye arkasından desteklersin, sendelerse tutuverirsin tehlike olmasın diye. O kendi kendine kâim değil, yürümesini beceremiyor daha. O kendi kendine kâim değil, yürümesini beceremiyor daha.

Allahu Teâlâ hazretleri Varlığı'nda hiçbir şeye muhtaç değil, her şey O'na muhtaç;Allahu Teâlâ hazretleri Varlığı'nda hiçbir şeye muhtaç değil, her şey O'na muhtaç; Varlığı kendisinden, bir başkasından almamış! Varlığı kendisinden, bir başkasından almamış!

Kâim bizâtihî derler buna; bir başkasına ihtiyacı yok, her şeyi yaratan O, her şeyin sahibi O. Kâim bizâtihî derler buna; bir başkasına ihtiyacı yok, her şeyi yaratan O, her şeyin sahibi O.

Onun için iki mühim sıfattır: Hayy ve Kayyûm. Âyetü'l-Kürsî'de de geçiyor. Onun için iki mühim sıfattır: Hayy ve Kayyûm. Âyetü'l-Kürsî'de de geçiyor.

Allâhu lâ ilâhe illâ hüve'l-Hayyu'l-Kayyûm. Çok çok kıymetli iki sıfattır. Allâhu lâ ilâhe illâ hüve'l-Hayyu'l-Kayyûm.

Çok çok kıymetli iki sıfattır.

Hz. Ali Efendimiz anlatıyor: Hz. Ali Efendimiz anlatıyor:

Bedir harbinde çıkmış bahadır, mübarek, yiğit harp etmiş, harp etmiş.Bedir harbinde çıkmış bahadır, mübarek, yiğit harp etmiş, harp etmiş. Arada "bakalım ne oluyor" diye Peygamberimiz'in yanına geliyor.Arada "bakalım ne oluyor" diye Peygamberimiz'in yanına geliyor. Bakıyor ki Peygamber Efendimiz secdede; Yâ Hayyu yâ Kayyûm, yâ Hayyu yâ Kayyûm. diyor.Bakıyor ki Peygamber Efendimiz secdede;

Yâ Hayyu yâ Kayyûm, yâ Hayyu yâ Kayyûm.

diyor.
Yine çıkmış yine müşriklere saldırıp, cihat, mücadele, savaş, arada fırsat bulup Yine çıkmış yine müşriklere saldırıp, cihat, mücadele, savaş, arada fırsat bulup dönüp gelirmiş bakarmış. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz secdede; dönüp gelirmiş bakarmış. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz secdede;

Yâ Hayyu yâ Kayyûm. diyor. Yâ Hayyu yâ Kayyûm.

diyor.

"Yâ Rabbi! Sen her şeyi hikmetinle yaparsın, güç kuvvet senin elinde,"Yâ Rabbi! Sen her şeyi hikmetinle yaparsın, güç kuvvet senin elinde, Hayy'sın benim tazarrûmu biliyorsun, bu müşriklerin halini görüyorsun,Hayy'sın benim tazarrûmu biliyorsun, bu müşriklerin halini görüyorsun, bunların karşısında adedimiz az. bunların karşısında adedimiz az. Bu müslümanlar haklı ama sayısı az, sen hiçbir şeye muhtaç değilsin, güç kuvvet sende.Bu müslümanlar haklı ama sayısı az, sen hiçbir şeye muhtaç değilsin, güç kuvvet sende. Sen bizâtihî kendin kâimsin, yardım edersin." diyeSen bizâtihî kendin kâimsin, yardım edersin."

diye
böyle Bedir harbinde hep ne zaman vardıysam Resûlullah'ı; böyle Bedir harbinde hep ne zaman vardıysam Resûlullah'ı;

Yâ Hayyu yâ Kayyûm. der buldum diye Hz. Ali Efendimiz rivayet eylemiş. Yâ Hayyu yâ Kayyûm.

der buldum diye Hz. Ali Efendimiz rivayet eylemiş.

İki kıymetli sıfat. Bunlarla başlıyoruz duaya, sabahleyin kalktık işimize gideceğiz,İki kıymetli sıfat. Bunlarla başlıyoruz duaya, sabahleyin kalktık işimize gideceğiz, evimizden çıkacağız veyahut yatağımızdan kalktık "Ya Hayyu ya Kayyum." diyoruz.evimizden çıkacağız veyahut yatağımızdan kalktık "Ya Hayyu ya Kayyum." diyoruz. Her şeyin sahibi olan Allahu Teâlâ hazretlerine o sahip olduğu sıfatı hatırlayarak hitap ediyoruz. Her şeyin sahibi olan Allahu Teâlâ hazretlerine o sahip olduğu sıfatı hatırlayarak hitap ediyoruz.

Birahmetike esteğîsu. "Senin rahmetinle senden yardım isterim." Ne demek? Birahmetike esteğîsu.

"Senin rahmetinle senden yardım isterim."

Ne demek?

"Sen bana yardım etmeye mecbur değilsin yâ Rabbi!,"Sen bana yardım etmeye mecbur değilsin yâ Rabbi!, ben senin âciz nâçiz kulunum. Senin rahmetini şefaatçi ediniyorum,ben senin âciz nâçiz kulunum. Senin rahmetini şefaatçi ediniyorum, senin rahmet sıfatından lütfedersen yardım edersin, istersen kahredersin. senin rahmet sıfatından lütfedersen yardım edersin, istersen kahredersin.

Çünkü kahretsen kim hesap soracak? Çünkü kahretsen kim hesap soracak?

Zaten bin bir günahım suçum vardır.Zaten bin bir günahım suçum vardır. Boyumu aşmıştır hatam, suçum, günahım ama rahmetinin eteğine yapıştım Boyumu aşmıştır hatam, suçum, günahım ama rahmetinin eteğine yapıştım rahmetinden medet umarak rahmetinle senden yardım istiyorum." rahmetinden medet umarak rahmetinle senden yardım istiyorum." Ne kadar edepli ne kadar mütevazı. Mevlasının huzurunda kula ne yakışır? Ne kadar edepli ne kadar mütevazı.

Mevlasının huzurunda kula ne yakışır?

Edep ve tevazu yakışır. Kibir, büyüklük, ücub olmaz!Edep ve tevazu yakışır. Kibir, büyüklük, ücub olmaz! Kibriya Allahu Teâlâ hazretlerine yakışır. Kibriya Allahu Teâlâ hazretlerine yakışır. Hüdalık, azamet, celâl, büyüklük Allahu Teâlâ hazretlerinin. Biz? Hüdalık, azamet, celâl, büyüklük Allahu Teâlâ hazretlerinin.

Biz?

Biz, Allah'ın âciz nâçiz kullarıyız.Biz, Allah'ın âciz nâçiz kullarıyız. Rahmetini öne sürerek O'ndan yardım isteriz yoksa neylerse bir şey diyecek halimiz yok. Rahmetini öne sürerek O'ndan yardım isteriz yoksa neylerse bir şey diyecek halimiz yok.

Bi rahmetike. "Senin rahmetinle yâ Rabbi!"Bi rahmetike. "Senin rahmetinle yâ Rabbi!" Esteğîsü. "Senden gavs dilerim, yardım dilerim, medet isterim yâ Rabbi!" Neden? Esteğîsü. "Senden gavs dilerim, yardım dilerim, medet isterim yâ Rabbi!"

Neden?

Sabah yeni bir güne başlamışız, başımıza ne gelecek bilmiyoruz,Sabah yeni bir güne başlamışız, başımıza ne gelecek bilmiyoruz, karşımıza aslanlar, kaplanlar mı çıkacak, zalimler cebbarlar mı çıkacak, karşımıza aslanlar, kaplanlar mı çıkacak, zalimler cebbarlar mı çıkacak, halimiz ne olacak bilmiyoruz ki. halimiz ne olacak bilmiyoruz ki.

"Rahmetinden istiyorum, rahmetinle bana yardım eyle." diyoruz. "Rahmetinden istiyorum, rahmetinle bana yardım eyle."

diyoruz.

Allahu Teâlâ hazretlerinden rahmetiyle yardım istemek bir yönden; Allahu Teâlâ hazretlerinden rahmetiyle yardım istemek bir yönden;

"Bana rahmetini gönder, bana rahmetinle muamele eyle. Yardım öyle olsun." mânasına gelir."Bana rahmetini gönder, bana rahmetinle muamele eyle. Yardım öyle olsun."

mânasına gelir.
Allahu Teâlâ hazretleri rahmetiyle yardım ederse insan hayırların âlâsına yükselir.Allahu Teâlâ hazretleri rahmetiyle yardım ederse insan hayırların âlâsına yükselir. Ne hoş olur hali. Ne hoş olur hali.

"Rahmetinle senden yardım dilerim yâ Rabbi!" "Rahmetinle senden yardım dilerim yâ Rabbi!"

A aslih lî şe'nî küllehû. "Benim her işimi ıslah eyle." A aslih lî şe'nî küllehû. "Benim her işimi ıslah eyle."

Her şey Allahu Teâlâ hazretlerinden. Ne dilerse öyle yapar.Her şey Allahu Teâlâ hazretlerinden. Ne dilerse öyle yapar. Bizim işimizi de dilerse O rast getirir.Bizim işimizi de dilerse O rast getirir. Balıkçının yanından geçiyorsun, avcının yanından geçiyorsun "rastgele" diyorsun, yani Balıkçının yanından geçiyorsun, avcının yanından geçiyorsun "rastgele" diyorsun, yani "Allah yardımcın olsun" diyorsun. Dilerse rast getirir, dilerse ters götürür işi."Allah yardımcın olsun" diyorsun. Dilerse rast getirir, dilerse ters götürür işi. Ancak O'na iltica edersek, O lütfederse halimiz ıslah olur.Ancak O'na iltica edersek, O lütfederse halimiz ıslah olur. Kendimiz ıslah etmeye çalışırsak daha berbat ederiz. Kendimiz ıslah etmeye çalışırsak daha berbat ederiz.

Saatin dursa, açsan arkasını, orasını burasını karıştırsan,Saatin dursa, açsan arkasını, orasını burasını karıştırsan, ondan sonra götürsen saatçiye, ne der? ondan sonra götürsen saatçiye, ne der?

"Ya sen bunu niye açtın? Neden karıştırdın bunun içini?"Ya sen bunu niye açtın? Neden karıştırdın bunun içini? Tornavida girer mi, berbat etmişsin saati bırak bunu, yenisini al!" Tornavida girer mi, berbat etmişsin saati bırak bunu, yenisini al!"

der. Biz girdik mi işin içine berbat ederiz, O neylerse güzel eyler. Onun için; der. Biz girdik mi işin içine berbat ederiz, O neylerse güzel eyler.

Onun için;

"Yâ Rabbi! İşimi sen ıslah eyle, hayr eyle; şerre beni sokma, şerre beni sevk etme,"Yâ Rabbi! İşimi sen ıslah eyle, hayr eyle; şerre beni sokma, şerre beni sevk etme, şerre fırsat verme, yaptırtma yâ Rabbi! şerre fırsat verme, yaptırtma yâ Rabbi! Hayrı yaptırt; ben bilmiyorum hangisi hayırlı, hangisi şerli. Hayrı yaptırt; ben bilmiyorum hangisi hayırlı, hangisi şerli. Hayrı nasip eyle, şerden uzak eyle, benim işlerimi sana havale ettim,Hayrı nasip eyle, şerden uzak eyle, benim işlerimi sana havale ettim, sana tevekkül ettim, sen benim vekilim ol." demeliyiz. sana tevekkül ettim, sen benim vekilim ol."

demeliyiz.

İnnallâhe yuhibbu'l-mütevekkilîn. İnnallâhe yuhibbu'l-mütevekkilîn.

"Allahu Teâlâ hazretleri kendisine tevekkül eden kulları sever." "Allahu Teâlâ hazretleri kendisine tevekkül eden kulları sever."

Tevekkülü öğreneceğiz, Allah'a tevekkül etmeyi öğrenmemiz gerekiyor sevgisini istiyor isek. Tevekkülü öğreneceğiz, Allah'a tevekkül etmeyi öğrenmemiz gerekiyor sevgisini istiyor isek.

Allah kimleri sever? Açalım Kur'ân-ı Kerîm'den bakalım, ne kadar güzel bir cümle: Allah kimleri sever?

Açalım Kur'ân-ı Kerîm'den bakalım, ne kadar güzel bir cümle:

İnnallâhe yuhibbu'l-mütevekkilîn. İnnallâhe yuhibbu'l-mütevekkilîn.

"Allah kendisine tevekkül eden, kendisini vekil edinen kulları sever." "Allah kendisine tevekkül eden, kendisini vekil edinen kulları sever."

Yâ Rabbi! bu işe sen benim vekilim ol. Ne yaparsan razıyım,Yâ Rabbi! bu işe sen benim vekilim ol. Ne yaparsan razıyım, benim işimi sana havale ettim demek imanın eseridir! benim işimi sana havale ettim demek imanın eseridir!

Şeytanın Allah'a tevekkül eden kullara bir tesiri olmayacağınıŞeytanın Allah'a tevekkül eden kullara bir tesiri olmayacağını Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîme bildiriyor; Kur'ân-ı Kerîm'de âyet-i kerîme bildiriyor;

İnnehû leyse lehû sultânün ale'llezîne âmenû ve alâ Rabbihim yetevekkelûn. İnnehû leyse lehû sultânün ale'llezîne âmenû ve alâ Rabbihim yetevekkelûn.

"İman edip de Allah'a tevekkül eden kullara şeytan bir mazarrat veremez, bir tesir veremez." "İman edip de Allah'a tevekkül eden kullara şeytan bir mazarrat veremez, bir tesir veremez."

Onun için tevekkül etmeyi öğreneceğiz.Onun için tevekkül etmeyi öğreneceğiz. Tevekkül edersin, çıkarsın yola, akşama kadar bir hayır, bir bereket şaşırır kalırsın.Tevekkül edersin, çıkarsın yola, akşama kadar bir hayır, bir bereket şaşırır kalırsın. O zaman kalbinde imanın pırıl pırıl kuvvetlenir, iman dolar, kalbini ışıl ışıl ışıtır.O zaman kalbinde imanın pırıl pırıl kuvvetlenir, iman dolar, kalbini ışıl ışıl ışıtır. Her işimi ıslah eyle yâ Rabbi! diyeceğiz. Ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin. Her işimi ıslah eyle yâ Rabbi! diyeceğiz.

Ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.

"Bir göz yumup açıncaya kadar, bir kısa zaman,"Bir göz yumup açıncaya kadar, bir kısa zaman, çok küçük bir zaman bile beni kendi nefsime bırakma." çok küçük bir zaman bile beni kendi nefsime bırakma."

"Kendi nefsime bırakma." sözü iki türlü anlaşılabilir: Bir; "Kendi nefsime bırakma." sözü iki türlü anlaşılabilir:

Bir;

"Kendi başıma bırakma. Yardımsız bırakma beni yâ Rabbi!" demek olabilir."Kendi başıma bırakma. Yardımsız bırakma beni yâ Rabbi!"

demek olabilir.
Beni yardımsız kendi halimde bırakıverme.Beni yardımsız kendi halimde bırakıverme. Bir sürü düşman çevremde, bir sürü düşman!Bir sürü düşman çevremde, bir sürü düşman! Etraftan kornalar çalar, kamyonlar geçer, otobüsler geçer vızır vızır,Etraftan kornalar çalar, kamyonlar geçer, otobüsler geçer vızır vızır, insan hani bir trafiğin orta yerinde nereye gideceğini şaşırır. insan hani bir trafiğin orta yerinde nereye gideceğini şaşırır. Bir köylü kadını düşünün, kalabalık bir şehre, Eminönü meydanına vesaireye gelmiş,Bir köylü kadını düşünün, kalabalık bir şehre, Eminönü meydanına vesaireye gelmiş, ne yapacağını şaşırır. Bir de bir sürü düşman olursa hepsinin elinde silah hepsi hücum ediyor.ne yapacağını şaşırır. Bir de bir sürü düşman olursa hepsinin elinde silah hepsi hücum ediyor. Şeytan bir taraftan hücum eder, dünyanın zevkleri, lezzetleri bir taraftan hücum eder,Şeytan bir taraftan hücum eder, dünyanın zevkleri, lezzetleri bir taraftan hücum eder, din düşmanları bir başka taraftan hücum eder. din düşmanları bir başka taraftan hücum eder.

"Bu kadar düşmanın arasında orta yerde yapayalnız kendi başıma kalırsam"Bu kadar düşmanın arasında orta yerde yapayalnız kendi başıma kalırsam sen yardım etmezsen yâ Rabbi! Sen koruyup kollamazsan,sen yardım etmezsen yâ Rabbi! Sen koruyup kollamazsan, sen beni sâhil-i selâmete çekmezsen mahvolurum." şeklinde bir mâna olabilir. sen beni sâhil-i selâmete çekmezsen mahvolurum."

şeklinde bir mâna olabilir.

İkinci bir mâna; "Yâ Rabbi! Şu benim nefsim, nefsim." İkinci bir mâna;

"Yâ Rabbi! Şu benim nefsim, nefsim."

Nefis bir laf anlamaz, azmış köpek gibidir. Ona bağlarsa insan işini hali haraptır.Nefis bir laf anlamaz, azmış köpek gibidir. Ona bağlarsa insan işini hali haraptır. Birisi gelmiş demiş ki; Birisi gelmiş demiş ki;

"Hocam benim bir azgın köpeğim var, sağa sola saldırıp duruyor, ne yapayım?" "Hocam benim bir azgın köpeğim var, sağa sola saldırıp duruyor, ne yapayım?"

O da anlamış ne demek istediğini, yani nefsinden şikâyet ediyor; O da anlamış ne demek istediğini, yani nefsinden şikâyet ediyor;

"Şöyle yap böyle yap." diye tavsiye eylemiş. Bir de o tarafı var işin; "Şöyle yap böyle yap."

diye tavsiye eylemiş.

Bir de o tarafı var işin;

"Beni nefsime bırakma. Benim bu nefsim edepsizin biri, laf anlamaz, söz dinlemez, haramları ister,"Beni nefsime bırakma. Benim bu nefsim edepsizin biri, laf anlamaz, söz dinlemez, haramları ister, haramların peşinde koşmak ister, helalleri gösteririm,haramların peşinde koşmak ister, helalleri gösteririm, bak böyle yaparsan cennetlik olursun diye söyler aklım; nefis gelmez, yanaşmaz hak yola.bak böyle yaparsan cennetlik olursun diye söyler aklım; nefis gelmez, yanaşmaz hak yola. Eğer ben onun eline kalırsam yandım, mahvoldum. demektir." Eğer ben onun eline kalırsam yandım, mahvoldum. demektir."

"Beni nefsime bırakma"nın ikinci mânası budur. "Beni nefsime bırakma"nın ikinci mânası budur.

A'dâ adüvvin leke nefsüke'lletî beyne cenbeyke. A'dâ adüvvin leke nefsüke'lletî beyne cenbeyke.

"Senin en büyük düşmanın şu iki yanın arasında bulunan kendi canındır, nefsindir." "Senin en büyük düşmanın şu iki yanın arasında bulunan kendi canındır, nefsindir."

diyor Peygamber Efendimiz. Neden? diyor Peygamber Efendimiz.

Neden?

Öteki düşmanı anlarsın, tedbir alırsın; elinde silah, karşında geliyorsa saklanırsın,Öteki düşmanı anlarsın, tedbir alırsın; elinde silah, karşında geliyorsa saklanırsın, siper alırsın, sen de silah çekersin, kaçarsın, kalenin kapısını kapatırsın vesaire...siper alırsın, sen de silah çekersin, kaçarsın, kalenin kapısını kapatırsın vesaire... Ama bu nefis kendi içimizde, bilmeyiz ki… Tutturur; Ama bu nefis kendi içimizde, bilmeyiz ki… Tutturur;

"İlle ben şunu istiyorum, şunu istiyorum." diye."İlle ben şunu istiyorum, şunu istiyorum."

diye.
Sen de "onu yapacağım" diye haramlara girersin. İşte düşman! Sen de "onu yapacağım" diye haramlara girersin. İşte düşman!

"Uyku istiyorum, uyku istiyorum." diye tutturur, yatsı namazını kılmadan yattırır."Uyku istiyorum, uyku istiyorum."

diye tutturur, yatsı namazını kılmadan yattırır.
Uykudan kalkmak istemez, sabah namazını kıldırmadan güneşin üstüne doğmasına sebep olur. Uykudan kalkmak istemez, sabah namazını kıldırmadan güneşin üstüne doğmasına sebep olur. Paranın cazibesine kapılırsın, rüşvet alırsın. Hırsızlık yaptırtır. Paranın cazibesine kapılırsın, rüşvet alırsın. Hırsızlık yaptırtır.

Hatta iki insan birbirine kızar; "Vay şöyle vay böyle!" derken yaka paça, nefisler kabarır,Hatta iki insan birbirine kızar; "Vay şöyle vay böyle!" derken yaka paça, nefisler kabarır, damarlar şişer, burundan solumaya başlar insanlar, çeker bıçağı vurur ötekini, işte kâtil olur.damarlar şişer, burundan solumaya başlar insanlar, çeker bıçağı vurur ötekini, işte kâtil olur. İşte kâtil oldu bak, nefis ne kadar zararlar meydana getiriyor.İşte kâtil oldu bak, nefis ne kadar zararlar meydana getiriyor. Gidin suçlu insanlara, adliyelere, mahkemelere, hapishanelere; Gidin suçlu insanlara, adliyelere, mahkemelere, hapishanelere;

"Şeytana uyduk, nefse uyduk" derler. Onun için; "Şeytana uyduk, nefse uyduk"

derler. Onun için;

"Beni bir göz yumup açıncaya kadar şu nefsin eline bırakma yâ Rabbi!" demek önemli oluyor. "Beni bir göz yumup açıncaya kadar şu nefsin eline bırakma yâ Rabbi!"

demek önemli oluyor.

O halde bir daha başından söyleyelim: "Ey Hayy ve Kayyûm olan Mevlâm!O halde bir daha başından söyleyelim:

"Ey Hayy ve Kayyûm olan Mevlâm!
Ben senin rahmetinle senden yardım dilerim.Ben senin rahmetinle senden yardım dilerim. Rahmetini bana yardımcı gönder veya rahmetinden, fazl u kereminden beni yardımsız bırakma,Rahmetini bana yardımcı gönder veya rahmetinden, fazl u kereminden beni yardımsız bırakma, benim her işimi ıslah eyle, onar.benim her işimi ıslah eyle, onar. Ben sana tevekkül ettim ve beni sakın kendi nefsime bir göz yumup açıncaya kadar bile bırakma!" Ben sana tevekkül ettim ve beni sakın kendi nefsime bir göz yumup açıncaya kadar bile bırakma!"

Hz. Fâtıma'ya böyle dua etmesini tavsiye etmiş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz. Hz. Fâtıma'ya böyle dua etmesini tavsiye etmiş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

İnsan Allah'ın lütfuna mazhar oldu mu, hayrın nereden geldiğini bilemez. İnsan Allah'ın lütfuna mazhar oldu mu, hayrın nereden geldiğini bilemez.

"Allah Allah! Bu kazanç nereden geldi, bu müşteri nereden geldi, bu hoşluk nereden geldi?"Allah Allah! Bu kazanç nereden geldi, bu müşteri nereden geldi, bu hoşluk nereden geldi? Allah Allah, uğraşsaydım bu kadar insanı bir araya ben toplayamazdım,Allah Allah, uğraşsaydım bu kadar insanı bir araya ben toplayamazdım, bunca istediğim şeyler nasıl oluverdi?" bunca istediğim şeyler nasıl oluverdi?"

"Ben seni görmek istiyordum, telefon edecektim, hoşgeldin." "Ben seni görmek istiyordum, telefon edecektim, hoşgeldin."

Allah insanın yâri, yardımcısı olursa o zaman her şey güzel olur.Allah insanın yâri, yardımcısı olursa o zaman her şey güzel olur. Onun için bu duayı çokça yapalım kardeşlerim, hatırınızda tutun. Onun için bu duayı çokça yapalım kardeşlerim, hatırınızda tutun. Mânasını düşünerek sabahleyin ve akşamüstü yapacaksınız. Neden? Mânasını düşünerek sabahleyin ve akşamüstü yapacaksınız.

Neden?

Sabahleyin gündüz başlıyor, dışarı çıkacaksın, gezeceksin, dolaşacaksın akşama kadar.Sabahleyin gündüz başlıyor, dışarı çıkacaksın, gezeceksin, dolaşacaksın akşama kadar. Akşamleyin de karanlık çöküyor, âciz kalıyorsun, görmüyorsun, sine sine bir düşman mı gelir,Akşamleyin de karanlık çöküyor, âciz kalıyorsun, görmüyorsun, sine sine bir düşman mı gelir, başka bir hal mi gelir? Geceler ne getirecek, bilmiyoruz ki o karanlık geceler...başka bir hal mi gelir? Geceler ne getirecek, bilmiyoruz ki o karanlık geceler... Onun için geceleyin de böyle iltica etmek gerekiyor. İkinci hadîs-i şerîf; Onun için geceleyin de böyle iltica etmek gerekiyor.

İkinci hadîs-i şerîf;

Mâ yemne'u ahadüküm izâ asüre aleyhi emrü ma'îşetihî en yekûle izâ harace min beytihî:Mâ yemne'u ahadüküm izâ asüre aleyhi emrü ma'îşetihî en yekûle izâ harace min beytihî: Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. Allâhümme raddinî bi kazâike ve bârik lî fîmâ kuddire lîBismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. Allâhümme raddinî bi kazâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ehharte ve lâ te'hîre mâ accelte. hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ehharte ve lâ te'hîre mâ accelte.

Bu hadîs-i şerîfte de bir dua öğretiyor Peygamberimiz Efendimiz.Bu hadîs-i şerîfte de bir dua öğretiyor Peygamberimiz Efendimiz. Yine aynı tarzda sormuş: Mâ yemne'u ahadüküm izâ asüre aleyhi emrü ma'îşetihî. Yine aynı tarzda sormuş:

Mâ yemne'u ahadüküm izâ asüre aleyhi emrü ma'îşetihî.
"Geçimi biraz kendisine zor gelmeye başladığı zaman"Geçimi biraz kendisine zor gelmeye başladığı zaman sizden birinizi ne men eder bu duayı yapmaktan? Ne mâni var bu duayı yapmanıza?" sizden birinizi ne men eder bu duayı yapmaktan? Ne mâni var bu duayı yapmanıza?"

Ne demek istiyor Efendimiz? Ne demek istiyor Efendimiz?

"Bu duayı yapsanıza! Geçiminiz daraldığı, para pul az gelmeye başladığı,"Bu duayı yapsanıza! Geçiminiz daraldığı, para pul az gelmeye başladığı, evde bir geçim sıkıntısı başladığı zaman, niye bu duayı yapmıyorsunuz, ne mâni var?" demek istiyor. evde bir geçim sıkıntısı başladığı zaman, niye bu duayı yapmıyorsunuz, ne mâni var?"

demek istiyor.

Nasıl yapacak başına böyle geçim darlığı gelen bir kimse? İzâ harace min beytihî. Nasıl yapacak başına böyle geçim darlığı gelen bir kimse?

İzâ harace min beytihî.

Sabahleyin evinden çıkarken, işe giderken akşama kazanç gelecek mi gelmeyecek mi belli değil. Sabahleyin evinden çıkarken, işe giderken akşama kazanç gelecek mi gelmeyecek mi belli değil.

Ne diyecekmiş? Bismillâh. "Allahu Teâlâ hazretlerinin adıyla." Ne diyecekmiş?

Bismillâh.

"Allahu Teâlâ hazretlerinin adıyla."

Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. "Benim kendi nefsim üzerine ve malım üzerineBismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. "Benim kendi nefsim üzerine ve malım üzerine ve dindarlığım üzerine Allah'ın adıyla bu işe bu sabah başlıyorum." ve dindarlığım üzerine Allah'ın adıyla bu işe bu sabah başlıyorum."

Yani kendi nefsini korumak için, malını korumak için; bir de dinini korumak için. Yani kendi nefsini korumak için, malını korumak için; bir de dinini korumak için.

Bazen insan mal kazanır, mevki makam kazanır ama din elden gider.Bazen insan mal kazanır, mevki makam kazanır ama din elden gider. Bakın ne güzel tarif ediyor Peygamber Efendimiz; Bakın ne güzel tarif ediyor Peygamber Efendimiz;

Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. "Benim kendi nefsime, malıma ve dinime bismillah." Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. "Benim kendi nefsime, malıma ve dinime bismillah."

Böyle başlıyoruz sabahleyin. Böyle başlıyoruz sabahleyin.

Çok insanlar vardır ki eline dünyalık geçtiği zamana onun haram mı helal mi olduğuna bakmaz.Çok insanlar vardır ki eline dünyalık geçtiği zamana onun haram mı helal mi olduğuna bakmaz. Deveyi hamutuyla yutar. Deve yutulur mu!? Deveyi hamutuyla yutar.

Deve yutulur mu!?

Hiç olmazsa yutarken hamutunu çıkar. Hamutuyla yutarlar.Hiç olmazsa yutarken hamutunu çıkar. Hamutuyla yutarlar. Haram, rüşvet, yasak, kul hakkı, yetim, dul hakkı, hazîne-i hümâyûndan, Haram, rüşvet, yasak, kul hakkı, yetim, dul hakkı, hazîne-i hümâyûndan, beytü'l-mâlden çalma çırpma hiç düşünmez! Hop hamutuyla yutar ama din gidiyor elden. beytü'l-mâlden çalma çırpma hiç düşünmez! Hop hamutuyla yutar ama din gidiyor elden.

Biz müslümanlar öyle yapmayız. Bizim başımızda polis olsa da olmasa da,Biz müslümanlar öyle yapmayız. Bizim başımızda polis olsa da olmasa da, müfettiş olsa da olmasa da biz Allah'tan korkarız, helal isteriz. müfettiş olsa da olmasa da biz Allah'tan korkarız, helal isteriz.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi helaliyle haramlardan müstağni eylesin.Allahu Teâlâ hazretleri bizi helaliyle haramlardan müstağni eylesin. Harama yan baktırmasın, istetmesin, muhtaç etmesin. Harama yan baktırmasın, istetmesin, muhtaç etmesin.

"Ben nefsimin rahatını isterim, malımın olmasını isterim,"Ben nefsimin rahatını isterim, malımın olmasını isterim, kazanç isterim ama dinimin gitmesini istemem! Hem dinime hem malıma hem canıma bismilah." kazanç isterim ama dinimin gitmesini istemem! Hem dinime hem malıma hem canıma bismilah."

"Hepsi Allah'ın rızasına uygun olsun" "Hepsi Allah'ın rızasına uygun olsun"

Bir hadîs-i şerîf hatırıma geldi, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki kardeşlerim o hadîs-i şerîfte; Bir hadîs-i şerîf hatırıma geldi, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki kardeşlerim o hadîs-i şerîfte;

"Lâ ilâhe illallâh sözü, kulu Allah'ın gazabına uğramaktan korur durur." "Lâ ilâhe illallâh sözü, kulu Allah'ın gazabına uğramaktan korur durur."

Gazabı hak etmiştir kul ama Lâ ilâhe illallâh, Lâ ilâhe illallâh sözünü söylediği içinGazabı hak etmiştir kul ama Lâ ilâhe illallâh, Lâ ilâhe illallâh sözünü söylediği için gazabın önüne geçiyor o söz. Gazâb-ı İlâhî o kulun başına yıldırım gibi inmiyor, koruyor. gazabın önüne geçiyor o söz. Gazâb-ı İlâhî o kulun başına yıldırım gibi inmiyor, koruyor.

Bu hadîs-i şerîften ne anlarız? Bu hadîs-i şerîften ne anlarız?

Demek ki Lâ ilâhe illallâh, Lâ ilâhe illallâh sözünü çokça söyleyeceğiz kiDemek ki Lâ ilâhe illallâh, Lâ ilâhe illallâh sözünü çokça söyleyeceğiz ki Allah'ın gazabına uğramayalım. Allah affetsin, kusurlarımızı bağışlasın. Allah'ın gazabına uğramayalım. Allah affetsin, kusurlarımızı bağışlasın. Lâ ilâhe illallâh demek ki insanı gazâb-ı İlâhî'ye uğramaktan koruyan, Lâ ilâhe illallâh demek ki insanı gazâb-ı İlâhî'ye uğramaktan koruyan, kurtaran bir mübarek söz oluyor. kurtaran bir mübarek söz oluyor.

Ne zamana kadar korur Allah'ın gazabından Lâ ilâhe illallâh sözü? Ne zamana kadar korur Allah'ın gazabından Lâ ilâhe illallâh sözü?

Dünyalık elden gittiği zaman feryâd ü figânı basan insanDünyalık elden gittiği zaman feryâd ü figânı basan insan âhireti elden gittiği zaman hiç sesini çıkartmıyorsa,âhireti elden gittiği zaman hiç sesini çıkartmıyorsa, dünyalık geliyor âhiret gidiyor ama hiç aldırmıyorsa o zaman Lâ ilâhe illallâh sözü mâni olmaz. dünyalık geliyor âhiret gidiyor ama hiç aldırmıyorsa o zaman Lâ ilâhe illallâh sözü mâni olmaz. O şahsa denir ki; "Sen bu sözün ehli değilsin, sen yalancısın! O şahsa denir ki;

"Sen bu sözün ehli değilsin, sen yalancısın!
Sen yalancısın çünkü âhiret elden gidiyor, 'Lâ ilâhe illallâh' dediğin halde hiç aldırdığın yok." Sen yalancısın çünkü âhiret elden gidiyor, 'Lâ ilâhe illallâh' dediğin halde hiç aldırdığın yok."

O zaman gazâb-ı İlâhî'yi engellemez. Bu ne demek? O zaman gazâb-ı İlâhî'yi engellemez.

Bu ne demek?

"Allah'ın gazabı başına iner" demek. "Allah'ın gazabı başına iner" demek.

Onun için, aman dikkat edelim, şu dünya hayatı bilmiyoruz kaç sene sürecek…Onun için, aman dikkat edelim, şu dünya hayatı bilmiyoruz kaç sene sürecek… Bazen genç yaşında gidiyor insan, bazen biraz yaşlanıyor ama nihayet altmıştan, Bazen genç yaşında gidiyor insan, bazen biraz yaşlanıyor ama nihayet altmıştan, yetmişten sonra insanın eli tutmuyor, ayağı tutmuyor,yetmişten sonra insanın eli tutmuyor, ayağı tutmuyor, zaten altmış beş yaşında tekaüd ediyorlar insanı.zaten altmış beş yaşında tekaüd ediyorlar insanı. Aşağı yukarı tecrübe gösteriyor ki altmış beşten sonra; "Sen hadi istirahat eyle çok çalıştın." Aşağı yukarı tecrübe gösteriyor ki altmış beşten sonra;

"Sen hadi istirahat eyle çok çalıştın."

diyorlar, kibarca bir kenara koyuyorlar. Bu kadarcık ömür! diyorlar, kibarca bir kenara koyuyorlar. Bu kadarcık ömür!

Âhiret hayatı ebedî, âhiret hayatı sonsuz! Âhiret hayatı ebedî, âhiret hayatı sonsuz!

Mesela altmış yılın yarısını yaşamışız, yirmi yaşına gelmişiz, altmışa kadar kırk-kırk beş sene varMesela altmış yılın yarısını yaşamışız, yirmi yaşına gelmişiz, altmışa kadar kırk-kırk beş sene var veyahut otuz sene var veyahut yirmi sene var…veyahut otuz sene var veyahut yirmi sene var… Bu kadarcık kısa bir müddet için o ebedî hayatı insan mahvederse,Bu kadarcık kısa bir müddet için o ebedî hayatı insan mahvederse, ebedî hayatta ebedî cehenneme düşecek işlere sarılırsa bu dünyada, ebedî hayatta ebedî cehenneme düşecek işlere sarılırsa bu dünyada, o insanda aklın zerresi yok, o adam akıllı değil! Çok zavallı, çok aptal bir insan! o insanda aklın zerresi yok, o adam akıllı değil! Çok zavallı, çok aptal bir insan!

Neden? İki paralık dünya hayatında birazcık zevk ü sefâ süreceğim diye koca âhiretini mahvediyor.Neden?

İki paralık dünya hayatında birazcık zevk ü sefâ süreceğim diye koca âhiretini mahvediyor.
Âhiret âlemini, ebedî, sonsuz; Âhiret âlemini, ebedî, sonsuz;

Mâ dâmeti's-semâvâtü ve'l-arz. devam edecek olanMâ dâmeti's-semâvâtü ve'l-arz.

devam edecek olan
Allahu Teâlâ hazretlerinin ebedî hayatını hiç göz önüne almıyor. Allahu Teâlâ hazretlerinin ebedî hayatını hiç göz önüne almıyor.

Öyle yapmayalım kardeşlerim! Öyle yapmayalım kardeşlerim!

Eğer önünüze gidip dururken yol çatalı çıkarsa, ikiye ayrılırsa yol;Eğer önünüze gidip dururken yol çatalı çıkarsa, ikiye ayrılırsa yol; bir tarafta dünya menfaati var bir tarafta âhiret menfaati var. bir tarafta dünya menfaati var bir tarafta âhiret menfaati var. Bu dünya menfati tarafına gidersen âhiret zarara uğrayacak. Bu dünya menfati tarafına gidersen âhiret zarara uğrayacak. Bu tarafa gidersen âhiretini kurtaracaksın. Âhiret tarafına gidin, dünya tarafına gitmeyin. Bu tarafa gidersen âhiretini kurtaracaksın. Âhiret tarafına gidin, dünya tarafına gitmeyin.

Neden? Allah celle celâluhu kendisi için fedakârlık yapıldığı zaman,Neden?

Allah celle celâluhu kendisi için fedakârlık yapıldığı zaman,
O'nun rızası kazanılsın diye biraz mihnete, meşakkate doğru insan meylettiği zaman sever. O'nun rızası kazanılsın diye biraz mihnete, meşakkate doğru insan meylettiği zaman sever. Sevdiği zaman da o sevdiği kulu hoşnut etmesini bilir. Sevdiği zaman da o sevdiği kulu hoşnut etmesini bilir.

Mihnete sataşmadan Allah'ın makbul kulu olunmaz.Mihnete sataşmadan Allah'ın makbul kulu olunmaz. Biraz uykudan, gıdadan, paradan, rahattan vazgeçecek, biraz sıkıntı... Biraz uykudan, gıdadan, paradan, rahattan vazgeçecek, biraz sıkıntı... Has, halis insan olup olmadığı anlaşılacak insanın. Başka çaresi yok! Has, halis insan olup olmadığı anlaşılacak insanın. Başka çaresi yok!

Öyle keyifler, zevkler, sefalar, eğlenceler, düşüncesizce har vurup harman savurarakÖyle keyifler, zevkler, sefalar, eğlenceler, düşüncesizce har vurup harman savurarak vur patlasın çal oynasın tarzında bir hayatla âhiretten bir şey elde edilmez. vur patlasın çal oynasın tarzında bir hayatla âhiretten bir şey elde edilmez. Bu dünya hayatı sizi aldatmasın. Bu dünya hayatının birtakım süsleri, ziynetleri vardır. Bu dünya hayatı sizi aldatmasın. Bu dünya hayatının birtakım süsleri, ziynetleri vardır.

Fâni dünya hoştur amma âkıbet mevt olmasa. Fâni dünya hoştur amma âkıbet mevt olmasa.

Sonunda ölüm olmasa neyse ne ama arkasından ölüm var, ölümden sonra da hesap var.Sonunda ölüm olmasa neyse ne ama arkasından ölüm var, ölümden sonra da hesap var. Bu dünyada yaptığı her şey hesaba dâhil edilecek. Onun için ne güzel dua, bunu da yazın: Bu dünyada yaptığı her şey hesaba dâhil edilecek.

Onun için ne güzel dua, bunu da yazın:

Bismillâhi âla nefsî ve malî ve dinî. "Benim nefsime, canıma, malıma ve dinime bismillah." Bismillâhi âla nefsî ve malî ve dinî.

"Benim nefsime, canıma, malıma ve dinime bismillah."

diye başlayarak güne giriyorum. Sonra; diye başlayarak güne giriyorum.

Sonra;

Allâhümme raddinî bi kazâike. "Yâ Rabbi! beni senin hükmüne razı eyle.Allâhümme raddinî bi kazâike.

"Yâ Rabbi! beni senin hükmüne razı eyle.
Sana itirazcı bir kul olmayayım, dikbaşlı bir kul olmayayım. Sana itirazcı bir kul olmayayım, dikbaşlı bir kul olmayayım. Yâ Rabbi! Niye bana az verdin, niye başımı ağrıtıyorsun, niye benim koluma bu ağrıyı verdin?" Yâ Rabbi! Niye bana az verdin, niye başımı ağrıtıyorsun, niye benim koluma bu ağrıyı verdin?"

Çün ve çirâ. "Neden nasıl; itiraz yani, itiraz kapısı." Böyle olmayayım da; Çün ve çirâ.

"Neden nasıl; itiraz yani, itiraz kapısı."

Böyle olmayayım da;

Raddinî bi kazâike. "Hükmüne razı et beni yâ Rabbi!Raddinî bi kazâike. "Hükmüne razı et beni yâ Rabbi! Hükmüne itiraz etmemek edebini nasip et bana.Hükmüne itiraz etmemek edebini nasip et bana. Edepli bir kul olayım, senin hükmüne razı olayım.Edepli bir kul olayım, senin hükmüne razı olayım. Ne ikram etmişsen 'pekâlâ, eh bugünlük bu kadar nasibimmiş.Ne ikram etmişsen 'pekâlâ, eh bugünlük bu kadar nasibimmiş. Çok sevdiğim bir şey var, elden kaçtı, istiyordum ama kaçtı, böyleymiş takdir,Çok sevdiğim bir şey var, elden kaçtı, istiyordum ama kaçtı, böyleymiş takdir, vardır bir bildiği Mevlâmın, razı olayım pekâlâ'." vardır bir bildiği Mevlâmın, razı olayım pekâlâ'."

Ve bârik lî fîmâ kuddire. "Bana takdir olunmuş olan şeyi benim için mübarek eyle." Ve bârik lî fîmâ kuddire.

"Bana takdir olunmuş olan şeyi benim için mübarek eyle."

Bugün ne kadar rızık vereceksin? Bugün ne kadar rızık vereceksin?

Yüz, iki yüz, beş yüz lira, bir somun ekmek, üç tane zeytin neyse… Yüz, iki yüz, beş yüz lira, bir somun ekmek, üç tane zeytin neyse…

"İşte bana bu takdir eylemiş olduğun şeyi mübarek eyle." "İşte bana bu takdir eylemiş olduğun şeyi mübarek eyle."

Bu mübareklik, bereket çok önemli şeydir. Bazen az bir şey, bereketli bir şey insanaBu mübareklik, bereket çok önemli şeydir. Bazen az bir şey, bereketli bir şey insana milyonlardan güzel fayda sağlar. Küçücük bir dükkânı vardır, bir hoş sanatı vardır. milyonlardan güzel fayda sağlar. Küçücük bir dükkânı vardır, bir hoş sanatı vardır. Elinin emeği ile helal yer. Allah Allah!Elinin emeği ile helal yer. Allah Allah! Bakarsın dokuz tane çocuğunu evlendirmiş, her birine ev almış. Bakarsın dokuz tane çocuğunu evlendirmiş, her birine ev almış.

Ya bu küçücük dükkândan mı çıktı bunlar? Nasıl oldu bunlar? Ya bu küçücük dükkândan mı çıktı bunlar?

Nasıl oldu bunlar?

Allah bereket verdi mi nasıl olduğu belli olmaz. Ötekisine de bakarsın koca fabrikası vardır,Allah bereket verdi mi nasıl olduğu belli olmaz. Ötekisine de bakarsın koca fabrikası vardır, senden benden fakirdir, elini açsa para vereceğin gelir. Hayrını görmüyor. Neden? senden benden fakirdir, elini açsa para vereceğin gelir. Hayrını görmüyor.

Neden?

Faizle iş yapıyor. Şöyle yapıyor, böyle yapıyor, vesaire derken olmuyor işte. Onun için; Faizle iş yapıyor. Şöyle yapıyor, böyle yapıyor, vesaire derken olmuyor işte.

Onun için;

"Bana takdir edilmiş şeyi benim için mübarek eyle, bereketli eyle, bereketini ver." demeliyiz. "Bana takdir edilmiş şeyi benim için mübarek eyle, bereketli eyle, bereketini ver."

demeliyiz.

Bizim bazı sözlerimiz var, mânası derin ama halk bilmiyor mânasını.Bizim bazı sözlerimiz var, mânası derin ama halk bilmiyor mânasını. Para veriyorsun müşteri olarak; "Allah bereket versin." diyor malın sahibi. Sen de; Para veriyorsun müşteri olarak;

"Allah bereket versin."

diyor malın sahibi. Sen de;

"Hayrını gör." diyorsun. Bunların hepsinde derin mânalar var."Hayrını gör."

diyorsun. Bunların hepsinde derin mânalar var.
Bereketi Türkçe'ye tercüme edemezsin, İngilizce'ye tercüme edemezsin, Bereketi Türkçe'ye tercüme edemezsin, İngilizce'ye tercüme edemezsin, başka dile tercüme edemezsin. Neden? başka dile tercüme edemezsin.

Neden?

İslâmca da ondan. Onu kullanacaksın başka çaresi yok.İslâmca da ondan. Onu kullanacaksın başka çaresi yok. O bereket mefhumunu, o mânayı başka bir dilde bulmak mümkün değil! O bereket mefhumunu, o mânayı başka bir dilde bulmak mümkün değil!

Allah bir kaseye bereket verirse üç yüz kişi içer yine bitmez.Allah bir kaseye bereket verirse üç yüz kişi içer yine bitmez. Peygamber Efendimiz'in seferlerinde böyle mucizeleri var. Geliyorlar; Peygamber Efendimiz'in seferlerinde böyle mucizeleri var. Geliyorlar;

"Yâ Resûlallah su yok, ordu kırılıyor, hayvanlarımız susuz, abdest alacak suyumuz yok, ne olacak?" "Yâ Resûlallah su yok, ordu kırılıyor, hayvanlarımız susuz, abdest alacak suyumuz yok, ne olacak?"

diyorlar. Diyor ki; "Getirin bir kâse." Elini uzatıyor; diyorlar. Diyor ki;

"Getirin bir kâse."

Elini uzatıyor;

"Üstüne su dökün." diyor, parmaklarından su döküyorlar."Üstüne su dökün."

diyor, parmaklarından su döküyorlar.
O kâseden, aşağıdan bütün ordu ihtiyacını alıyor, su bitmiyor. O kâseden, aşağıdan bütün ordu ihtiyacını alıyor, su bitmiyor.

Hocamız rahmetullahi aleyh, bu camiin yarısı kadar salona bir sürü misafiri gelmiş. Hocamız rahmetullahi aleyh, bu camiin yarısı kadar salona bir sürü misafiri gelmiş.

"Al bakalım Yahya şu şekeri dağıt." demiş, gelenlere ikram olsun diye. "Al bakalım Yahya şu şekeri dağıt."

demiş, gelenlere ikram olsun diye.

"Elime aldığım zaman kabın küçüklüğüne baktım, kalabalığa baktım,"Elime aldığım zaman kabın küçüklüğüne baktım, kalabalığa baktım, bu kadar kişiye yetmez ama dur bakalım. Hepsine verdim, herkes aldı, bu kadar kişiye yetmez ama dur bakalım. Hepsine verdim, herkes aldı, en sonunda ikram edeceğim birkaç kişi kaldı, kabın içine baktım, hâlâ içinde var, en sonunda ikram edeceğim birkaç kişi kaldı, kabın içine baktım, hâlâ içinde var, 'niye bitmedi nasıl oldu' diye bir kaba baktım bir insanlara baktım nasıl yetti diye. 'niye bitmedi nasıl oldu' diye bir kaba baktım bir insanlara baktım nasıl yetti diye. Hocamla göz göze geldik, bana kaşlarını çattı." diye anlatıyor. Bereket böyle bir şeydir. Hocamla göz göze geldik, bana kaşlarını çattı."

diye anlatıyor. Bereket böyle bir şeydir.

Bunun böyle matematikle izahı yoktur. Matematik ilmine sığmıyor.Bunun böyle matematikle izahı yoktur. Matematik ilmine sığmıyor. Ben matematik okudum, mühendislik okullarında da hocalık yaptım amaBen matematik okudum, mühendislik okullarında da hocalık yaptım ama bu başka bir hesap. Fiziğe de sığmaz, kimyaya da sığmaz. bu başka bir hesap. Fiziğe de sığmaz, kimyaya da sığmaz. Allahu Teâlâ hazretleri bereket verdi mi hiçbir şeye sığmaz. Allahu Teâlâ hazretleri bereket verdi mi hiçbir şeye sığmaz.

Ankara'da birisine sordum; Ankara'da birisine sordum;

"Ne kadar maaş alıyorsun?" dedim. "Ne kadar maaş alıyorsun?"

dedim.
Rakamlar tam hatırımda değil ama dokuz bin lira maaş alıyormuş. Rakamlar tam hatırımda değil ama dokuz bin lira maaş alıyormuş.

"Ev kirası ne kadar?" "Beş bin lira." "Kaç nüfussunuz?" "Dokuz nüfus." "Ev kirası ne kadar?"

"Beş bin lira."

"Kaç nüfussunuz?"

"Dokuz nüfus."

Allah Allah! Ev kirası veriyor, dokuz bin lira alıyor, dokuz kişi. Allah Allah! Ev kirası veriyor, dokuz bin lira alıyor, dokuz kişi.

"Geçiminiz nasıl?" "Geçiminiz nasıl?"

"İyi. Bir de komşularımızdan dul, yetim var, onlardan da bir iki tanesine bakıyorum." diyor. "İyi. Bir de komşularımızdan dul, yetim var, onlardan da bir iki tanesine bakıyorum."

diyor.

Millet yüz bin lira alıyor geçinemiyor! Kendisi geçinemediği için hanımına da; Millet yüz bin lira alıyor geçinemiyor! Kendisi geçinemediği için hanımına da;

"Hadi hanım yürü bakalım sen de çalış bir dairede." "Hadi hanım yürü bakalım sen de çalış bir dairede."

Sabahleyin birisi bir daireye gidiyor, ötekisi öteki daireye gidiyor.Sabahleyin birisi bir daireye gidiyor, ötekisi öteki daireye gidiyor. Sabahtan akşama kadar çalışıyorlar eve iki yerden, üç yerden maaş geliyor; yine yetmiyor, Sabahtan akşama kadar çalışıyorlar eve iki yerden, üç yerden maaş geliyor; yine yetmiyor, ay sonunda yine borçlu. Hadi bankadan faizli para al, borcunu hallet. ay sonunda yine borçlu. Hadi bankadan faizli para al, borcunu hallet.

Bereket böyle bir şey, bunu başka türlü anlatamayacağım. Peygamber Efendimiz ne buyuruyor? Bereket böyle bir şey, bunu başka türlü anlatamayacağım.

Peygamber Efendimiz ne buyuruyor?

Bismillahi âla nefsî ve malî ve dinî. "Canıma, malıma ve dinime bismillah." diye başlıyor. Bismillahi âla nefsî ve malî ve dinî.

"Canıma, malıma ve dinime bismillah." diye başlıyor.

Allahumme raddınî bikadâike. "Yâ Rabbi! beni senin kazana, hükmüne razı kıl, razı ettir." Allahumme raddınî bikadâike.

"Yâ Rabbi! beni senin kazana, hükmüne razı kıl, razı ettir."

Ve bârik lî fîmâ kuddire. Ve bârik lî fîmâ kuddire.

"Bana takdir eylediğin, benim için takdir olunmuş şeyi bana bereketli kıl, mübarek kıl." "Bana takdir eylediğin, benim için takdir olunmuş şeyi bana bereketli kıl, mübarek kıl."

Hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ehharte ve lâ te'hîre mâ accelte. Hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ehharte ve lâ te'hîre mâ accelte.

"Ve bana öyle bir edep ver ki yâ Rabbi! Senin bana biraz sonra vereceğin, tehir ettiğin şeyin"Ve bana öyle bir edep ver ki yâ Rabbi! Senin bana biraz sonra vereceğin, tehir ettiğin şeyin çabuk olmasını istemeyeyim ve evvelce verdiğin şeyin de 'aman bu sonra olsun' diyeçabuk olmasını istemeyeyim ve evvelce verdiğin şeyin de 'aman bu sonra olsun' diye tehirini istemeyeyim, nasıl istemişsen öylesine razı olayım. Bana bunu nasip et." tehirini istemeyeyim, nasıl istemişsen öylesine razı olayım. Bana bunu nasip et."

Buradan bir hikâyeye geçerek anlatacağım; Buradan bir hikâyeye geçerek anlatacağım;

"Ben senin tehir ettiğinin acele olmasını istemeyeyim,"Ben senin tehir ettiğinin acele olmasını istemeyeyim, acele verdiğinin de tehir edilmesini istemeyeyim. Ne dediysen ona razı olayım." acele verdiğinin de tehir edilmesini istemeyeyim. Ne dediysen ona razı olayım."

Efendimiz böyle dua ettiğine göre böyle düşünmek iyidir diye anlıyoruz değil mi hâdis-i şeriften? Efendimiz böyle dua ettiğine göre böyle düşünmek iyidir diye anlıyoruz değil mi hâdis-i şeriften?

Demek ki Mevlâ bir şeyi nasip etmişse o iyi, tehir etmişse tehir etmesi iyi.Demek ki Mevlâ bir şeyi nasip etmişse o iyi, tehir etmişse tehir etmesi iyi. Önce gelmişse önce gelmesi iyi. Önce gelmişse önce gelmesi iyi.

"Efendim ben askere gideyim mi gitmeyeyim mi, askerliğimi tecil edeyim mi?" "Efendim ben askere gideyim mi gitmeyeyim mi, askerliğimi tecil edeyim mi?"

Tecil kelimesi geçtiği için oradan aklıma geldi.Tecil kelimesi geçtiği için oradan aklıma geldi. Kişi düşünüp dururken hop bir celp kâğıdı geliyor; "Şubeye gel askere gideceksin." deniliyor. Kişi düşünüp dururken hop bir celp kâğıdı geliyor;

"Şubeye gel askere gideceksin."

deniliyor.

"Hay Allah ya ben doktora da yapacaktım, şöyle olacaktı, böyle olacaktı işte celp kâğıdı geldi." "Hay Allah ya ben doktora da yapacaktım, şöyle olacaktı, böyle olacaktı işte celp kâğıdı geldi."

Allah önce yapmanı istemiş askerliğini, bir an evvel olmasını istemiş.Allah önce yapmanı istemiş askerliğini, bir an evvel olmasını istemiş. Tamam, onu sev, ona razı ol. Öyle takdir oldu çünkü. Tamam, onu sev, ona razı ol. Öyle takdir oldu çünkü. Düşünüp dururken celp kâğıdı geliverdiyse razı ol. Veyahut; Düşünüp dururken celp kâğıdı geliverdiyse razı ol. Veyahut;

"Askere gideyim, ondan sonra şöyle yapayım, böyle yapayım." derken"Askere gideyim, ondan sonra şöyle yapayım, böyle yapayım."

derken
bakıyorsun üç sene sonraya atmışlar. Yığılma olmuş, üç sene sonra gideceksin. bakıyorsun üç sene sonraya atmışlar. Yığılma olmuş, üç sene sonra gideceksin.

"Hay Allah ya, şu anda askerliği bitirseydim de ondan sonra işe girerdim, rahat ederdim." "Hay Allah ya, şu anda askerliği bitirseydim de ondan sonra işe girerdim, rahat ederdim."

Tehirinde de bir hayır vardır. Her işi böyle, bu tarzda düşünmek gerekir.Tehirinde de bir hayır vardır. Her işi böyle, bu tarzda düşünmek gerekir. Bazı insanlar aceleden zarara uğrarlar. Bazı insanlar takdire razı olmadığından zarar görürler.Bazı insanlar aceleden zarara uğrarlar. Bazı insanlar takdire razı olmadığından zarar görürler. Onun için bu edebi öğrenmesi gerekiyor her müslümanın. Onun için bu edebi öğrenmesi gerekiyor her müslümanın.

Bir hikâye anlatacağım demiştim. Hz. Ali Efendimiz'in hikâyesidir. Bir hikâye anlatacağım demiştim. Hz. Ali Efendimiz'in hikâyesidir.

Hayvan üzerinde, binekle Kûfe Mescidi'ne kadar gelmişler.Hayvan üzerinde, binekle Kûfe Mescidi'ne kadar gelmişler. Yanında da bir iki adamı var. Kûfe Mescidi'ne girecekler.Yanında da bir iki adamı var. Kûfe Mescidi'ne girecekler. Bakmış, hayvanı bağlayacak bir yer yok, orada da birisi duruyor; Bakmış, hayvanı bağlayacak bir yer yok, orada da birisi duruyor;

"Al şu hayvana bak, biz namaz kılacağız içeride." demiş, mescide girmişler."Al şu hayvana bak, biz namaz kılacağız içeride."

demiş, mescide girmişler.
Namazı kıldıktan sonra kesesini çıkartmış, avucuna beş dirhem para almış kesesinden,Namazı kıldıktan sonra kesesini çıkartmış, avucuna beş dirhem para almış kesesinden, elinde tutuyor. Dışarı çıkınca atını tutan adama bahşiş verecek beş lira. elinde tutuyor. Dışarı çıkınca atını tutan adama bahşiş verecek beş lira. Dışarı çıkmış, bakmış ki adam yok, at da yok. Dışarı çıkmış, bakmış ki adam yok, at da yok.

"Biraz araştırın." demişler, bakmışlar ileride at duruyor, atı çalamamış,"Biraz araştırın." demişler, bakmışlar ileride at duruyor, atı çalamamış, şartlar müsait değil demek ki. Atı çalamamış ama atın gemini çalmış. şartlar müsait değil demek ki. Atı çalamamış ama atın gemini çalmış. Ağzından gemini, dizginlerini çıkartmış, çalmış götürmüş. Gemsiz, dizginsiz hayvan sürülmez. Ağzından gemini, dizginlerini çıkartmış, çalmış götürmüş.

Gemsiz, dizginsiz hayvan sürülmez.

"Git çarşıdan bir gem al." diyor adamına."Git çarşıdan bir gem al."

diyor adamına.
Adam çarşıya gidiyor, çarşıdan gelirken bakıyor ki elinde kendilerinin eşyaları.Adam çarşıya gidiyor, çarşıdan gelirken bakıyor ki elinde kendilerinin eşyaları. Hayvanın başından çıkartılmış gem, dizgin takımı. Diyor ki; "Buldun mu, nasıl oldu?" Hayvanın başından çıkartılmış gem, dizgin takımı. Diyor ki;

"Buldun mu, nasıl oldu?"

"Yok, bulmadım. Dükkândan ararken bu var dediler, baktım 'a bu bizimki' dedim."Yok, bulmadım. Dükkândan ararken bu var dediler, baktım 'a bu bizimki' dedim. 'Biraz önce birisi getirdi bunu beş dirheme bana sattı' dedi dükkâncı. 'Biraz önce birisi getirdi bunu beş dirheme bana sattı' dedi dükkâncı. Ben de beş dirhem verdim ondan aldım. Bizim olduğunu anlayınca kâr almadı." Ben de beş dirhem verdim ondan aldım. Bizim olduğunu anlayınca kâr almadı."

Bunu duyunca Hz. Ali Efendimiz, etrafına böyle kalabalık toplanmış meraklı, diyor ki; Bunu duyunca Hz. Ali Efendimiz, etrafına böyle kalabalık toplanmış meraklı, diyor ki;

"Ey ahâli! Bakın bu adam aceleciliği yüzünden kendisinin helal olan beş dirhem nasibini"Ey ahâli! Bakın bu adam aceleciliği yüzünden kendisinin helal olan beş dirhem nasibini haramdan kazandı. Ben camiden çıkarken zaten elime beş dirhem ayırmıştım, onu verecektim.haramdan kazandı. Ben camiden çıkarken zaten elime beş dirhem ayırmıştım, onu verecektim. Acele etti, camiden ben çıkıncaya kadar beklemedi, şeytan dürttü içinden,Acele etti, camiden ben çıkıncaya kadar beklemedi, şeytan dürttü içinden, hırsızlığa teşvik etti, nefsi de oradan gelecek parayı tatlı gördü, dizgini çaldı gitti, beş dirhem aldı. hırsızlığa teşvik etti, nefsi de oradan gelecek parayı tatlı gördü, dizgini çaldı gitti, beş dirhem aldı. Atın başında dursaydı yine beş dirhem alacaktı." Atın başında dursaydı yine beş dirhem alacaktı."

Bu çok ibretli bir hikâyedir. Her işi bununla kıyas edin, kazancınızda harama sapmayın,Bu çok ibretli bir hikâyedir. Her işi bununla kıyas edin, kazancınızda harama sapmayın, Allah helalinden aynısını verecek, ne takdir edilmişse o verilecek. Aceleye lüzum yok.Allah helalinden aynısını verecek, ne takdir edilmişse o verilecek. Aceleye lüzum yok. Bir daha okuyayım duayı da yazamamış olanlar yazsın. Bir daha okuyayım duayı da yazamamış olanlar yazsın.

Bismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. Allâhümme raddinî bi kazâikeBismillâhi alâ nefsî ve mâlî ve dînî. Allâhümme raddinî bi kazâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ehharte ve lâ te'hîre mâ accelte. ve bârik lî fîmâ kuddire lî hattâ lâ uhibbe ta'cîle mâ ehharte ve lâ te'hîre mâ accelte.

Acelenin iyi olmadığını biliyorsunuz. Acelenin iyi olmadığını biliyorsunuz.

el-Aceletü mine'ş-şeytân et-teennî mine'r-Rahmân. el-Aceletü mine'ş-şeytân et-teennî mine'r-Rahmân.

Acele etmek bir şeyde, içi içine sığmıyor, "haydi yapalım" vesaire, bu şeytandan.Acele etmek bir şeyde, içi içine sığmıyor, "haydi yapalım" vesaire, bu şeytandan. "İşi acele yapmak şeytandandır; düşüne taşına yapmak Rahman'dandır, Rahmanî'dir.""İşi acele yapmak şeytandandır; düşüne taşına yapmak Rahman'dandır, Rahmanî'dir." İşleri aceleye, gargaraya, gürültüye getirmeyin.İşleri aceleye, gargaraya, gürültüye getirmeyin. Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş. Peygamber Efendimiz böyle buyurmuş.

Altı yerde Peygamber Efendimiz'in acele edilmesinin tavsiyesi var. Bir: Altı yerde Peygamber Efendimiz'in acele edilmesinin tavsiyesi var.

Bir:

Ta'âmu'd-dayf. "Evine misafir geldiği zaman yemeği çabuk koy." Ta'âmu'd-dayf.

"Evine misafir geldiği zaman yemeği çabuk koy."

"Yedin mi, yemedin mi?" diye de sormaya lüzum yok."Yedin mi, yemedin mi?" diye de sormaya lüzum yok. Evde ne varsa sofrayı hazırla, iki tane yumurta kır. Yoksa tuzla ekmeği çıkar; Evde ne varsa sofrayı hazırla, iki tane yumurta kır. Yoksa tuzla ekmeği çıkar;

"Buyur kardeşim bu var evde de…" "Buyur kardeşim bu var evde de…"

Yoldan gelmiş bir kimseye takdim et.Yoldan gelmiş bir kimseye takdim et. Bir bu: Ta'âmu'd-dayf. "Misafirin yemeğini çabuk hazırlayacak." Bir bu: Ta'âmu'd-dayf. "Misafirin yemeğini çabuk hazırlayacak."

İki: Ve techîzü'l-meyyit. "Ölüyü, vazifeleri yapıp kefenlemek." İki:

Ve techîzü'l-meyyit.

"Ölüyü, vazifeleri yapıp kefenlemek."

"Genç kızın evlenmesinde acele etmek." "Genç kızın evlenmesinde acele etmek."

Yirmi, yirmi beş, otuz oluyor; yüksek tahsil, ihtisas yapacak, uzuyor da uzuyor iş.Yirmi, yirmi beş, otuz oluyor; yüksek tahsil, ihtisas yapacak, uzuyor da uzuyor iş. Öyle değil! Bizim dinimizde çarçabuk olması gerekiyor. Öyle değil! Bizim dinimizde çarçabuk olması gerekiyor.

Hatta Bahâeddîn Nakşibend Efendimiz hanımına tavsiye eylemiş, demiş ki; Hatta Bahâeddîn Nakşibend Efendimiz hanımına tavsiye eylemiş, demiş ki;

"Bizim kız buluğa erdiği zaman beni haberdar et." Bir gün hanımı gelip; "Bizim kız buluğa erdiği zaman beni haberdar et."

Bir gün hanımı gelip;

"Efendi hazretleri kızım bugün büyüdü." diye söyleyince"Efendi hazretleri kızım bugün büyüdü."

diye söyleyince
hemen sevdiği talebelerinden bir tanesini çağırmış, demiş ki; hemen sevdiği talebelerinden bir tanesini çağırmış, demiş ki;

"Sana kızımı nikâhlamak istiyorum, ne dersin?" "Sana kızımı nikâhlamak istiyorum, ne dersin?"

"Estağfirullah efendim zât-ı âliniz, ne derseniz öyle olsun." "Estağfirullah efendim zât-ı âliniz, ne derseniz öyle olsun."

Onunla evlendirmiş. Düğün için gönderirken de birkaç gün geçmiş aradan diye; Onunla evlendirmiş. Düğün için gönderirken de birkaç gün geçmiş aradan diye;

"Biraz geciktirdim kusura bakma." demiş. Böyle uzuyor."Biraz geciktirdim kusura bakma."

demiş. Böyle uzuyor.
Erkek otuz beş yaşında evleniyor, kız yirmi beş yaşında evleniyor. O arada ne oluyor? Erkek otuz beş yaşında evleniyor, kız yirmi beş yaşında evleniyor.

O arada ne oluyor?

O arada çeşitli fesatlar oluyor. Hepimiz bu cemiyetin içindeyiz,O arada çeşitli fesatlar oluyor. Hepimiz bu cemiyetin içindeyiz, birbirimize meseleyi anlatmaya lüzum yok.birbirimize meseleyi anlatmaya lüzum yok. İnsan yuvasını kurdu mu yuvasına bağlı olur, ciddi gelir gider işine.İnsan yuvasını kurdu mu yuvasına bağlı olur, ciddi gelir gider işine. Ama daha otuz beş yaşına gelmiş, kırk yaşına, kırk beş yaşına gelmiş hâlâ evlenmemiş. Ama daha otuz beş yaşına gelmiş, kırk yaşına, kırk beş yaşına gelmiş hâlâ evlenmemiş.

Nasıl geçirdi zamanını bu vakte kadar? Nasıl geçirdi zamanını bu vakte kadar?

Günahla! Nasıl vakit geçirecek, günahla vakit geçirdi!Günahla! Nasıl vakit geçirecek, günahla vakit geçirdi! Çünkü insanın bir yaratılışı var, o yaratılışa aykırı bir yaşayış tarzı oluyor. Çünkü insanın bir yaratılışı var, o yaratılışa aykırı bir yaşayış tarzı oluyor. Demek ki evlendirmeyi de çabuk yapacak. Dört: Demek ki evlendirmeyi de çabuk yapacak.

Dört:

Ve kadâu'd-duyûn. "Borçları çabuk ödeyecek." Ve kadâu'd-duyûn.

"Borçları çabuk ödeyecek."

Cebinde para var, "olsun": Falanca kimseye de borcun var; "olsun".Cebinde para var, "olsun": Falanca kimseye de borcun var; "olsun". Parayı ödemiyor. Vadesinde ödemiyor. Parayı ödemiyor. Vadesinde ödemiyor. Vadesinden sonra da geçiriyor çünkü biliyor ki her geçen gün, her geçen ayVadesinden sonra da geçiriyor çünkü biliyor ki her geçen gün, her geçen ay paranın hakikî değeri düşüyor, ödemek kolaylaşıyor. paranın hakikî değeri düşüyor, ödemek kolaylaşıyor. Öyle kurnazlar var ki parayı götürüyor bir başka yere veriyor, onun faiziyle iş görüyor. Öyle kurnazlar var ki parayı götürüyor bir başka yere veriyor, onun faiziyle iş görüyor. Onun faiziyle kazanç sağlıyor güya ama din elden gidiyor! Onun faiziyle kazanç sağlıyor güya ama din elden gidiyor!

Biraz para geliyor gibi oluyor, din elden gidiyor!Biraz para geliyor gibi oluyor, din elden gidiyor! Ondan sonra da o paranın hayrını hiç görmeyecek. İki kere iki dört eder gibi söyleyeyim, Ondan sonra da o paranın hayrını hiç görmeyecek. İki kere iki dört eder gibi söyleyeyim, o paranın da hayrını hiç görmeyecek! Hem dünyada görmeyecek hem âhirette.o paranın da hayrını hiç görmeyecek! Hem dünyada görmeyecek hem âhirette. Onunla yetişmiş çocuğu kendisine âsî olacak. Onunla yetişmiş çocuğu kendisine âsî olacak. Onunla kurduğu işi yangın, zelzele, şunu bunu çeşit çeşit Allah'ın cezaları var, Onunla kurduğu işi yangın, zelzele, şunu bunu çeşit çeşit Allah'ın cezaları var, bir cezaya uğrayacak. Onun için böyle yollara sapmamak gerekiyor. bir cezaya uğrayacak.

Onun için böyle yollara sapmamak gerekiyor.

Falanca insana yalvarıp yakarıp borç aldın mı zamanında? Falanca insana yalvarıp yakarıp borç aldın mı zamanında?

Aldın, niye eline fırsat geçince vermiyorsun o adama? O adam bilmez mi parayı işletmesini.Aldın, niye eline fırsat geçince vermiyorsun o adama?

O adam bilmez mi parayı işletmesini.
O borç aldığın kimse o parayı kullanmasını senden iyi bilir. O borç aldığın kimse o parayı kullanmasını senden iyi bilir. Sen o parayı eline para geçince götür ver,Sen o parayı eline para geçince götür ver, borç veren insanları da borç vermekten yaka silktirmeyin. borç veren insanları da borç vermekten yaka silktirmeyin.

"Bir borç verdik, Allah! Alıncaya kadar yarı canımız gitti." diyor millet. "Bir borç verdik, Allah! Alıncaya kadar yarı canımız gitti."

diyor millet.

Dinimizin terbiyesi ne? Dinimizin terbiyesi borçların derhal ödenmesi.Dinimizin terbiyesi ne?

Dinimizin terbiyesi borçların derhal ödenmesi.
Çünkü borçlu insanın namazının bile derecesi, sevabı az olur. Çünkü borçlu insanın namazının bile derecesi, sevabı az olur. Borçlu insanın katıkla, zevk, sefa ile gezmesi doğru olmaz. Şıp diye ödeyecek borcunu. Borçlu insanın katıkla, zevk, sefa ile gezmesi doğru olmaz. Şıp diye ödeyecek borcunu. Borcu var; ev alıyor, daire alıyor, başka işlere para var. Yanına gitsen tecrübe etmek için; Borcu var; ev alıyor, daire alıyor, başka işlere para var. Yanına gitsen tecrübe etmek için;

"Şöyle bir kârlı iş var, bir mal var, bir kamyon mal, emin ol hakikî fiyatının yarı fiyatına,"Şöyle bir kârlı iş var, bir mal var, bir kamyon mal, emin ol hakikî fiyatının yarı fiyatına, ah elimde bir milyon lira para olsa şu anda hemen beş yüz bin lira kâr var." ah elimde bir milyon lira para olsa şu anda hemen beş yüz bin lira kâr var."

Bak o borcunu ödemeyen adam beş yüz bin lirayı nasıl buluyor,Bak o borcunu ödemeyen adam beş yüz bin lirayı nasıl buluyor, bir milyon lirayı hemen nasıl buluyor? bir milyon lirayı hemen nasıl buluyor?

Kâr var deyince bu kadar üzerine düşüyorsun da borcuna niye bu kadar koşmuyorsun? Kâr var deyince bu kadar üzerine düşüyorsun da borcuna niye bu kadar koşmuyorsun?

İslâmî ahlâk yok da ondan! İslâmî ahlâk yok da ondan!

Ticaret yapan arkadaşlarımız bilirler, ben de biraz muhitimden,Ticaret yapan arkadaşlarımız bilirler, ben de biraz muhitimden, abim tüccar olduğu için biliyorum. Hiç böyle bu kaide; borcunu çarçabuk ödeme, abim tüccar olduğu için biliyorum. Hiç böyle bu kaide; borcunu çarçabuk ödeme, vaktinden evvel götürüp de borcunu ödeyen neredeyse böyle müzeye kaldırılacak gibi,vaktinden evvel götürüp de borcunu ödeyen neredeyse böyle müzeye kaldırılacak gibi, yok gibi bir şey. Vaktinden evvel yok gibi, vaktinde veren de çok az. yok gibi bir şey. Vaktinden evvel yok gibi, vaktinde veren de çok az. İlle biraz daha, biraz daha geciktirecek de ondan sonraİlle biraz daha, biraz daha geciktirecek de ondan sonra kendisi epeyce istifade edecek ondan sonra verecek. Doğru değil! İslâm böyle değil! kendisi epeyce istifade edecek ondan sonra verecek. Doğru değil! İslâm böyle değil!

İslâmî edebi kaybede ede ondan sonra; "Niye biz iktisadî bakımdan kalkınamadık,İslâmî edebi kaybede ede ondan sonra;

"Niye biz iktisadî bakımdan kalkınamadık,
niye memleketimiz ileri gitmedi, niye işler yürümüyor?" soruları soruluyor. Neden? niye memleketimiz ileri gitmedi, niye işler yürümüyor?"

soruları soruluyor.

Neden?

İslâm'la uğraşıyorsun ondan. İslâm gitti mi senin farkında olmadığınİslâm'la uğraşıyorsun ondan. İslâm gitti mi senin farkında olmadığın nice zararlar oluyor, ölçemezsin ki sen onu! Ticarî hayat bozulmuş, hileli iflaslar.nice zararlar oluyor, ölçemezsin ki sen onu! Ticarî hayat bozulmuş, hileli iflaslar. Adamlar borçlarını vermiyor. Herkes feryâd ü figân ediyor, evler yıkılıyor, haneler yıkılıyor.Adamlar borçlarını vermiyor. Herkes feryâd ü figân ediyor, evler yıkılıyor, haneler yıkılıyor. Namuslu insanların boyunları bükülüyor. Edepsiz insanlar yükseliyor. Olur mu!? Namuslu insanların boyunları bükülüyor. Edepsiz insanlar yükseliyor.

Olur mu!?

Cemiyet edepsizlerin hâkim olduğu bir acayip cemiyet haline geliyor. Neden? Cemiyet edepsizlerin hâkim olduğu bir acayip cemiyet haline geliyor.

Neden?

İşte bu taşı oradan oynattığın zaman, o temelle oynadığın zaman duvar paldır küldür çatlar, yıkılır.İşte bu taşı oradan oynattığın zaman, o temelle oynadığın zaman duvar paldır küldür çatlar, yıkılır. Onun için İslâm'a sarıldığı zaman tam sarılması gerekiyor bir cemiyetin.Onun için İslâm'a sarıldığı zaman tam sarılması gerekiyor bir cemiyetin. Böyle yarısından, kıyısından köşesinden olmuyor. Başka neyde acele etmek gerekiyor? Beş: Böyle yarısından, kıyısından köşesinden olmuyor.

Başka neyde acele etmek gerekiyor?

Beş:

Ve't-tevbetü mine'z-zenbi. "Günaha çabuk tevbe et!" Ve't-tevbetü mine'z-zenbi. "Günaha çabuk tevbe et!"

Şeytana uydun, bir hata işledin. Hemen tevbe et.Şeytana uydun, bir hata işledin. Hemen tevbe et. Hemen, derhal tevbe et, bir daha da yapmamaya azmet.Hemen, derhal tevbe et, bir daha da yapmamaya azmet. Pişmanlık duy, gözyaşı dök, kendi nefsine ceza ver; Pişmanlık duy, gözyaşı dök, kendi nefsine ceza ver;

"Sen misin böyle yapan, bundan sonra ben de şu kadar namaz kılacağım,"Sen misin böyle yapan, bundan sonra ben de şu kadar namaz kılacağım, şöyle oruç tutacağım, şu hayrı yapacağım, ben sana fırsat vermem." diye nefisle bir mücadeleye alış. şöyle oruç tutacağım, şu hayrı yapacağım, ben sana fırsat vermem."

diye nefisle bir mücadeleye alış.
Demek ki günaha tevbede de acele gerekli. Demek ki günaha tevbede de acele gerekli.

Tevbe etmezsin, tevbe etmezsin… Ne olur? Adama diyorsun ki; "Zengin misin?" "Zenginim." Tevbe etmezsin, tevbe etmezsin… Ne olur?

Adama diyorsun ki;

"Zengin misin?"

"Zenginim."

"Hacca gittin mi?" "Gitmedim." "Ne zaman gideceksin?" "Emekli olayım da öyle." "Hacca gittin mi?"

"Gitmedim."

"Ne zaman gideceksin?"

"Emekli olayım da öyle."

Altmış beş yaşına gelecekmiş, emekli olacakmış, ondan sonra gidecek. Altmış beş yaşına gelecekmiş, emekli olacakmış, ondan sonra gidecek.

Başına çalınsın senin paran! O zamana kadar yaşayacağına garantin var mı? Başına çalınsın senin paran!

O zamana kadar yaşayacağına garantin var mı?

Altmış beş yaşına kadar yaşayacak mısın, mukavele mi yaptın!? Altmış beş yaşına kadar yaşayacak mısın, mukavele mi yaptın!?

Bu zihniyet doğru bir zihniyet değil! O zaman tevbe edeceğim. Bu zihniyet doğru bir zihniyet değil!

O zaman tevbe edeceğim.

İçki içiyor; "İçki kötü değil mi?" diyorsun; "Kötü." "Tevbe etsene." İçki içiyor;

"İçki kötü değil mi?"

diyorsun;

"Kötü."

"Tevbe etsene."

"Hacca gideceğim ondan sonra tevbe edeceğim." "Hacca gideceğim ondan sonra tevbe edeceğim."

"Hacca git." diyorsun, bak ne acayip zihniyetler var; "Şimdi gitmem." diyor. "Neden?" "Hacca git."

diyorsun, bak ne acayip zihniyetler var;

"Şimdi gitmem."

diyor.

"Neden?"

"Hacca gidip zemzem içtikten sonra sigara içmek iyi değilmiş." "Hacca gidip zemzem içtikten sonra sigara içmek iyi değilmiş."

Sigarayı bırak ya! Haccı bırakıyor sigaranın hatırı için, haccı bırakıyor ama sigarayı bırakmıyor.Sigarayı bırak ya! Haccı bırakıyor sigaranın hatırı için, haccı bırakıyor ama sigarayı bırakmıyor. Sigaradan dolayı haccı bırakıyor da hacdan dolayı sigarayı bırakmıyor. Hey müslüman! Sigaradan dolayı haccı bırakıyor da hacdan dolayı sigarayı bırakmıyor.

Hey müslüman!

Bu müslümanlarla nereye varacak bu cemiyet? "Hacca git." diyorsun; Bu müslümanlarla nereye varacak bu cemiyet?

"Hacca git." diyorsun;

"Olmaz, içki içiyorum, sigara içiyorum, bilmem ne yapıyorum,"Olmaz, içki içiyorum, sigara içiyorum, bilmem ne yapıyorum, gidersem hacı olduğum için içmemem gerekiyor." diyor. gidersem hacı olduğum için içmemem gerekiyor." diyor.

Günahtan gayet memnun, hiç bırakmaya niyeti yok ki! Günahtan gayet memnun, hiç bırakmaya niyeti yok ki!

Öbür zaman da hacca gidip de tevbe ettiği zaman kabul olacak mı? Öbür zaman da hacca gidip de tevbe ettiği zaman kabul olacak mı?

Tevbeyi kim kabul ediyor? Allahu Teâlâ hazretleri. Tevbeyi kim kabul ediyor?

Allahu Teâlâ hazretleri.

"İstemem böyle tevbeyi, o zaman yapsaydın olurdu." derse ne yapacak? "İstemem böyle tevbeyi, o zaman yapsaydın olurdu." derse ne yapacak?

Hadi bakalım başka bir kapı arasın, başka bir kapı var mı müracat edecek? Hadi bakalım başka bir kapı arasın, başka bir kapı var mı müracat edecek?

Allahu Teâlâ hazretleri insanları imtihan eder. Allahu Teâlâ hazretleri insanları imtihan eder.

İmtihanı nasıl eder? Zihnine fikirler gönderir. Çeşitli fikirler gönderir. İmtihanı nasıl eder?

Zihnine fikirler gönderir. Çeşitli fikirler gönderir.

"O fikirleri olmadı, bu İslâm'a uygun bir fikir değil, ben bu fikre uymayayım,"O fikirleri olmadı, bu İslâm'a uygun bir fikir değil, ben bu fikre uymayayım, atayım bu fikri zihnimden." diye o fikri yendiği zaman derece alır.atayım bu fikri zihnimden." diye o fikri yendiği zaman derece alır. Ona takıldığı zaman mahvolur. O fasit fikre takılmayacak. Ona takıldığı zaman mahvolur. O fasit fikre takılmayacak.

Onun için kardeşlerim hemen bir hata ettiyseniz tevbe edin.Onun için kardeşlerim hemen bir hata ettiyseniz tevbe edin. Estağfirullah el-Azîm ve etûbu ileyh deyin. Pişmanlık duyun, gözyaşı dökün, hayır hasenat yapın.Estağfirullah el-Azîm ve etûbu ileyh deyin. Pişmanlık duyun, gözyaşı dökün, hayır hasenat yapın. Bir günahın arkasından bir iyilik yapıp sildirtin onun izini. Bir günahın arkasından bir iyilik yapıp sildirtin onun izini.

Sonra? Oldu mu hepsi? Sonra?

Oldu mu hepsi?

Ta'amu'd-dayf, techîzü'l-meyyit, tezvicü'l-bikr, kadâu'd-duyûn, et-tevbe mine'z-zenb. Ta'amu'd-dayf, techîzü'l-meyyit, tezvicü'l-bikr, kadâu'd-duyûn, et-tevbe mine'z-zenb.

Bir de "namaz" olacak herhalde, burada yazılmamış; namazı da erken vaktinde kılmak gerekiyor.Bir de "namaz" olacak herhalde, burada yazılmamış; namazı da erken vaktinde kılmak gerekiyor. Birkaç defa bendenizin de başıma geldi.Birkaç defa bendenizin de başıma geldi. Oradan dersimi aldım, o aldığım dersi size söyleyeyim. Ezan okunuyor; Oradan dersimi aldım, o aldığım dersi size söyleyeyim. Ezan okunuyor;

"Ya şu işi bitireyim de ondan sonra namaz kılayım." deyince o namazın tadı olmuyor artık."Ya şu işi bitireyim de ondan sonra namaz kılayım."

deyince o namazın tadı olmuyor artık.
Hatta bazen öyle oluyor ki namaz kaçma durumuna kadar geliyor, kaçmaya yaklaşıyor.Hatta bazen öyle oluyor ki namaz kaçma durumuna kadar geliyor, kaçmaya yaklaşıyor. Onun için ilk evvel vaktinde hemen vazifeni yap, öyle tembellenip geriye bırakma. Onun için ilk evvel vaktinde hemen vazifeni yap, öyle tembellenip geriye bırakma.

Demek ki bazı yerlerde acele varmış, öbür işlerde acele yokmuş;Demek ki bazı yerlerde acele varmış, öbür işlerde acele yokmuş; teenni ile düşüne taşına hareket etmek gerekiyormuş. teenni ile düşüne taşına hareket etmek gerekiyormuş.

Allah bizi düşünceli, has, halis, iyi müslüman etsin.Allah bizi düşünceli, has, halis, iyi müslüman etsin. Nerede acele edeceğini bilen, nerede teenni ile hareket edeceğini bilen şuurlu müslüman eylesin. Nerede acele edeceğini bilen, nerede teenni ile hareket edeceğini bilen şuurlu müslüman eylesin.

Diğer hadîs-i şerîf; Diğer hadîs-i şerîf;

Müt'atü'n-nisâi harâmun ve lâ a'lemu ahaden a'dâ ale'llâhiMüt'atü'n-nisâi harâmun ve lâ a'lemu ahaden a'dâ ale'llâhi mimmen'istehalle hurumâtillâhi ve katele gayre kâtilihî.mimmen'istehalle hurumâtillâhi ve katele gayre kâtilihî. İnne Mekkete hiye haremu'llâhi azze ve celle. İnne Mekkete hiye haremu'llâhi azze ve celle.

Bu hadîs-i şerîf mut'a nikâhı ile ilgili bir hadîs-i şerîftir.Bu hadîs-i şerîf mut'a nikâhı ile ilgili bir hadîs-i şerîftir. Mut'a nikâhı değişik bir nikâh çeşidi. Mut'a nikâhı değişik bir nikâh çeşidi. "Bir kimseyle belirli, kısa bir müddet için anlaşıp nikâhlanmaya" derler mut'a nikâhı diye; "Bir kimseyle belirli, kısa bir müddet için anlaşıp nikâhlanmaya" derler mut'a nikâhı diye;

"Gel seninle üç ay nikâhlı duralım." demek, belli bir müddet için nikâhlı olmak demektir. "Gel seninle üç ay nikâhlı duralım."

demek, belli bir müddet için nikâhlı olmak demektir.

Bu nikâh hakkında Peygamber Efendimiz buyurmuş ki bu hadîs-i şerîfinde; Bu nikâh hakkında Peygamber Efendimiz buyurmuş ki bu hadîs-i şerîfinde;

Müt'atü'n-nisâi harâmun. "Kadınlara mut'a nikâhı yapmak haramdır." Müt'atü'n-nisâi harâmun.

"Kadınlara mut'a nikâhı yapmak haramdır."

Ve lâ a'lemu ahaden a'dâ ale'llâhi mimmen'istehalle hurumâtillâhi. Ve lâ a'lemu ahaden a'dâ ale'llâhi mimmen'istehalle hurumâtillâhi.

"Allah'ın haram kıldığı şeyleri helal sayan bir kimseden"Allah'ın haram kıldığı şeyleri helal sayan bir kimseden Allah'a daha büyük bir düşman bilmiyorum." diyor Peygamber Efendimiz. Allah'a daha büyük bir düşman bilmiyorum." diyor Peygamber Efendimiz.

"Allah'ın haram kıldığı şeyi helal sayan, helal gören kimseden"Allah'ın haram kıldığı şeyi helal sayan, helal gören kimseden Allah'a daha büyük düşmanlık yapan başka kimse bilmiyorum." Allah'a daha büyük düşmanlık yapan başka kimse bilmiyorum."

İfadeye bakın, bu ifadeyi hiç hatırınızdan çıkartmayın! İfadeye bakın, bu ifadeyi hiç hatırınızdan çıkartmayın!

Ve lâ a'lemu ahaden. "Hiçbir kimse bilmiyorum." A'dâ ale'llâhi.Ve lâ a'lemu ahaden. "Hiçbir kimse bilmiyorum." A'dâ ale'llâhi. "Allah'a en düşman, herkesten daha fazla." Mimmen'istehalle hurumâtillâhi."Allah'a en düşman, herkesten daha fazla." Mimmen'istehalle hurumâtillâhi. "Allah'ın haram kıldığı şeyleri helal görenden"Allah'ın haram kıldığı şeyleri helal görenden Allah'a daha düşman başka kimse bilmiyorum." diyor Peygamber Efendimiz. Allah'a daha düşman başka kimse bilmiyorum." diyor Peygamber Efendimiz.

Allah'a düşmanlık iki mânaya anlaşılabilir: Allah'a düşmanlık iki mânaya anlaşılabilir:

Bir; Allah ona düşman. Allah o kimseye hasım oluyor. Neden? Bir; Allah ona düşman. Allah o kimseye hasım oluyor.

Neden?

"Ben o şeyi haram kıldım, sen o şeyi helal gördün. Aldırmıyorsun."Ben o şeyi haram kıldım, sen o şeyi helal gördün. Aldırmıyorsun. İçiyorsun, yiyorsun, yapıyorsun. O haramı irtikâp ediyorsun, o fecî işi yapıyorsun." İçiyorsun, yiyorsun, yapıyorsun. O haramı irtikâp ediyorsun, o fecî işi yapıyorsun."

Allah düşman olur. İkinci mâna; Allah'a o şahıs düşman. İstediği kadar; Allah düşman olur.

İkinci mâna; Allah'a o şahıs düşman. İstediği kadar;

"Ben Allahu Teâlâ hazretlerini seviyorum." desin. Sevseydin itaat ederdin! "Ben Allahu Teâlâ hazretlerini seviyorum." desin.

Sevseydin itaat ederdin!

Lev kâne hubbüke sâdıkan le eta'tehû. Lev kâne hubbüke sâdıkan le eta'tehû.

"Eğer sevgin hak, gerçek sevgi olsaydı Allah'a itaat ederdin." Kimi aldatıyorsun sen? "Eğer sevgin hak, gerçek sevgi olsaydı Allah'a itaat ederdin."

Kimi aldatıyorsun sen?

Sen Allah'ın haramını yapmak suretiyle Allah'a düşmanlık ilan etmiş oluyorsunSen Allah'ın haramını yapmak suretiyle Allah'a düşmanlık ilan etmiş oluyorsun ve Allah'a en büyük düşman durumuna düşüyorsun. Demek ki Allah'ı sevmek nasıl anlaşılacak? ve Allah'a en büyük düşman durumuna düşüyorsun.

Demek ki Allah'ı sevmek nasıl anlaşılacak?

Kişinin Allah'a itaatinden anlaşılacak. Kişinin Allah'a itaatinden anlaşılacak.

Kişinin Allah'a düşmanlık etmeye hakkı yoktur ama düşmanlık ettiği nereden anlaşılacak? Kişinin Allah'a düşmanlık etmeye hakkı yoktur ama düşmanlık ettiği nereden anlaşılacak?

Allah'ın haramlarını irtikâp etmesinden.Allah'ın haramlarını irtikâp etmesinden. O halde haramı helali öğrenin, harama ayak basmayın ki Allah'ın düşmanı olmayasınız.O halde haramı helali öğrenin, harama ayak basmayın ki Allah'ın düşmanı olmayasınız. Aduvva'llâh. "Allah'ın düşmanı olmak" ne kadar kötü bir şeydir! Aduvva'llâh. "Allah'ın düşmanı olmak" ne kadar kötü bir şeydir!

İbrahim Peygamber Halîlullah lakabını almış, Allah'ın samimi dostu mânasına.İbrahim Peygamber Halîlullah lakabını almış, Allah'ın samimi dostu mânasına. Peygamber Efendimiz Habîbullah sıfatını almış, Allah'ın sevgilisi mânasına.Peygamber Efendimiz Habîbullah sıfatını almış, Allah'ın sevgilisi mânasına. Sen de gideceksin aduvvü'llâh "Allah'ın düşmanı" sıfatını alacaksın! Sen de gideceksin aduvvü'llâh "Allah'ın düşmanı" sıfatını alacaksın!

"Almak istemem hocam, ister miyim hiç?" İstemezsen haramları işleme. "Almak istemem hocam, ister miyim hiç?"

İstemezsen haramları işleme.

"Allah'ın haramını işleyenden daha Allah'a düşman kimse bilmiyorum,"Allah'ın haramını işleyenden daha Allah'a düşman kimse bilmiyorum, Allah'ın haramını helal bilenden, helal görenden." Allah'ın haramını helal bilenden, helal görenden."

Onun için açın din kitaplarını, ben size şimdi burada on, on beş dakika içindeOnun için açın din kitaplarını, ben size şimdi burada on, on beş dakika içinde bütün haramları öğretemem ancak yol gösteririm, çare söylerim.bütün haramları öğretemem ancak yol gösteririm, çare söylerim. Ben otuz sene, kırk sen bu mesleğe, bu kitaplara eğildim, öğrendim ama hepsini anlatamam. Ben otuz sene, kırk sen bu mesleğe, bu kitaplara eğildim, öğrendim ama hepsini anlatamam.

Açın kitapları, Allah'ın haramlarını öğrenin, Allah'ın haramlarını yapmayın!Açın kitapları, Allah'ın haramlarını öğrenin, Allah'ın haramlarını yapmayın! Yaparsanız Allah'ın düşmanı sıfatını alırsınız, Allah size düşman olur, Yaparsanız Allah'ın düşmanı sıfatını alırsınız, Allah size düşman olur, siz de Allah'ın düşmanı durumuna düşersiniz, mahvolursunuz. Hayatınızı ona göre tanzim edin. siz de Allah'ın düşmanı durumuna düşersiniz, mahvolursunuz. Hayatınızı ona göre tanzim edin.

Hiç haramsız yaşanmaz mı? Mümkün değil mi haramsız yaşamak? Hiç haramsız yaşanmaz mı?

Mümkün değil mi haramsız yaşamak?

Allahu Teâlâ hazretleri o kadar çok helaller yaratmış ki:Allahu Teâlâ hazretleri o kadar çok helaller yaratmış ki: Ben şaşıyorum bu kadar helal varken insan gidip nasıl harama saplanıyor, diye. Ben şaşıyorum bu kadar helal varken insan gidip nasıl harama saplanıyor, diye.

Kaç tane haram var? İçkiyi haram kılmış. İçki yerine içilecek dünya kadar helal şey var.Kaç tane haram var?

İçkiyi haram kılmış. İçki yerine içilecek dünya kadar helal şey var.
Portakal suyu, havuç suyu, elma suyu, meyve suyu, ayran vesaire bir sürü helal şey var.Portakal suyu, havuç suyu, elma suyu, meyve suyu, ayran vesaire bir sürü helal şey var. Niye o kadar hepsini çiğneyip geçiyorsun illa o harama giriyorsun? Niye o kadar hepsini çiğneyip geçiyorsun illa o harama giriyorsun?

"Biranın mahzuru yokmuş." Kim söyledi biranın mahzuru olmadığını? "Biranın mahzuru yokmuş."

Kim söyledi biranın mahzuru olmadığını?

"Biranın içinde alkol var mı?" "Var." "İçtiği zaman sarhoş oluyor mu?" "Oluyor." "Biranın içinde alkol var mı?"

"Var."

"İçtiği zaman sarhoş oluyor mu?"

"Oluyor."

İki tane şişe içtin mi, arabayı götürüp çarpıyor. Yasak! Yasak, haram! İki tane şişe içtin mi, arabayı götürüp çarpıyor.

Yasak! Yasak, haram!

"İşte, Mısır ulemâsı öyle demiş de bilmem ne ulemâsı böyle demiş de"İşte, Mısır ulemâsı öyle demiş de bilmem ne ulemâsı böyle demiş de mahzuru yokmuş da öyle diyorlar, böyle diyorlar." mahzuru yokmuş da öyle diyorlar, böyle diyorlar."

Bizim sizi doğru yola getirmek için çalıştığımız gibi şeytan da sizi cehenneme çekmek için çalışıyor.Bizim sizi doğru yola getirmek için çalıştığımız gibi şeytan da sizi cehenneme çekmek için çalışıyor. Onun da birtakım delilleri olacak, laflar söyleyecek, aldatmak için o da laf söyleyecek. Onun da birtakım delilleri olacak, laflar söyleyecek, aldatmak için o da laf söyleyecek.

Geçen gün hadîs-i şerîf geçti diyor ki; "Bir insan bir sadakayı çıkartıp verirGeçen gün hadîs-i şerîf geçti diyor ki;

"Bir insan bir sadakayı çıkartıp verir
ama yetmiş tane şeytanın iki dudağının arasından kurtararak verir." Ne demek? ama yetmiş tane şeytanın iki dudağının arasından kurtararak verir."

Ne demek?

"Yetmiş tane şeytan 'yapma bu hayrı, bu iyiliği yapma' diye insana vesvese verir,"Yetmiş tane şeytan 'yapma bu hayrı, bu iyiliği yapma' diye insana vesvese verir, nihayet onlardan paçayı kurtarırsa o hayrı öyle yapar insan." diyor. nihayet onlardan paçayı kurtarırsa o hayrı öyle yapar insan."

diyor.

Şeytan çalışır. Onun için hemen böyle gevşemeyin. Şeytan çalışır. Onun için hemen böyle gevşemeyin.

"Canım ziyanı yokmuş, hadi getir kadehi, getir şişeyi." "Canım ziyanı yokmuş, hadi getir kadehi, getir şişeyi."

Gevşetecek şeyler söyler şeytan. Hoş gösterir, ziynetlendirir, üstünü allar pullar ama içi zehir!Gevşetecek şeyler söyler şeytan. Hoş gösterir, ziynetlendirir, üstünü allar pullar ama içi zehir! Onun için sözün aslını, esasını, dini bilen, Allah'tan korkan,Onun için sözün aslını, esasını, dini bilen, Allah'tan korkan, büyük alimlerin eserlerinden, büyük, hakikî alimlerden öğrenin. büyük alimlerin eserlerinden, büyük, hakikî alimlerden öğrenin.

Adamın hiçbir sıfatı yok, din adamı değil.Adamın hiçbir sıfatı yok, din adamı değil. Arapça bilir misin? Bilmez. Kitap yazmış; "Dinin Özü, Esası." diye. Arapça bilir misin?

Bilmez.

Kitap yazmış;

"Dinin Özü, Esası." diye.

"Ya Arapça biliyor musun?" "Bilmem." "Kur'ân-ı Kerîm bilir misin?" "Bilmem." "Ya Arapça biliyor musun?"

"Bilmem."

"Kur'ân-ı Kerîm bilir misin?"

"Bilmem."

"Fıkıh bilir misin?" "Bilmem." "Tefsir bilir misin?" "Bilmem." "Fıkıh bilir misin?"

"Bilmem."

"Tefsir bilir misin?"

"Bilmem."

Nasıl yazarsın sen dinin özünü? Anlayabilir misin dinin özünü? Nasıl yazarsın sen dinin özünü? Anlayabilir misin dinin özünü?

İnce bir iş bu. Onun için Peygamber Efendimiz diyor ki; İnce bir iş bu.

Onun için Peygamber Efendimiz diyor ki;

"Sizden biriniz dini kimden öğrendiğine, aldığına dikkat etsin." "Sizden biriniz dini kimden öğrendiğine, aldığına dikkat etsin."

Hadîs-i şerîfte; Mimmen'istehalle hurumâtillâhi. Hadîs-i şerîfte;

Mimmen'istehalle hurumâtillâhi.

"Allah'ın en büyük düşmanı, bir haramları helal sayan kimsedir." Bir de; "Allah'ın en büyük düşmanı, bir haramları helal sayan kimsedir."

Bir de;

Ve katele gayre kâtilihî. "Öldürenden gayriyi öldürendir." Ve katele gayre kâtilihî.

"Öldürenden gayriyi öldürendir."

İslâm'da insanın canı çok muhteremdir.İslâm'da insanın canı çok muhteremdir. İslâm'ın emirlerinin beşte biri, bir bölüğü canı korumak içindir. İslâm'ın emirlerinin beşte biri, bir bölüğü canı korumak içindir.

"Ve Mekke Allah'ın muhterem arazisidir, kutsal mıntıkasıdır." diye bildiriyor. "Ve Mekke Allah'ın muhterem arazisidir, kutsal mıntıkasıdır."

diye bildiriyor.

Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği kul eylesin. Allahu Teâlâ hazretleri bizi sevdiği kul eylesin.

Bi hürmet-i esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha. Bi hürmet-i esrâr-ı sûreti'l-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2