Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Âhir 1446
25 Aralık 2024
İmsak
06:48
Güneş
08:20
Öğle
13:09
İkindi
15:27
Akşam
17:48
Yatsı
19:15
Detaylı Arama

Gazab ve Hoşnutluk (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Zilhicce 1405 / 15.09.1985
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hastalık Dolayısıyla Taharetsiz, Silinerek Namaz Kılınır Mı?, İmam Nikahının Mahiyeti, Mikrofon Kullanmak Uygun Mudur?, Sakal Bir Tutamdan | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Gazab ve Hoşnutluk (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

30 Zilhicce 1405 / 15.09.1985
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Hastalık Dolayısıyla Taharetsiz, Silinerek Namaz Kılınır Mı?, İmam Nikahının Mahiyeti, Mikrofon Kullanmak Uygun Mudur?, Sakal Bir Tutamdan | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Hastalık dolayısıyla taharetsiz, silinerek namaz kılınır mı? Hastalık dolayısıyla taharetsiz, silinerek namaz kılınır mı?

Demek ki birisi hasta, altını yıkayamıyor, tam temizleyemiyor, bir şeyle silecek. Demek ki birisi hasta, altını yıkayamıyor, tam temizleyemiyor, bir şeyle silecek. Namaz olur mu? Namazın olması için farzlardan birisi nedir? Namaz olur mu? Namazın olması için farzlardan birisi nedir?

Namazın dışındaki farzlardan birisi, necasetten taharettir. Namazın dışındaki farzlardan birisi, necasetten taharettir.

Birazcık necaset bulaşırsa, kalırsa ne olur? Birazcık necaset bulaşırsa, kalırsa ne olur?

Bir lira büyüklüğünde, bir avuç ayasından biraz küçük bir miktara kadar bir af var.Bir lira büyüklüğünde, bir avuç ayasından biraz küçük bir miktara kadar bir af var. Bu hükümden anlaşıldığına göre orayı temizlerse, azıcık bir kıyıda kenarda birazcık bir şey kalsa ziyan etmiyor demek.Bu hükümden anlaşıldığına göre orayı temizlerse, azıcık bir kıyıda kenarda birazcık bir şey kalsa ziyan etmiyor demek. Mazereti de var, tam yıkayamadı. Her zaman zaten su bulunmazdı. Mazereti de var, tam yıkayamadı. Her zaman zaten su bulunmazdı.

Biz şimdi Allah'ın bahtiyar kullarıyız şarıl şarıl sularımız akıyor. Biz şimdi Allah'ın bahtiyar kullarıyız şarıl şarıl sularımız akıyor. Git bakalım sen çöle; su yok, ne yapacak? Taşla silerler, başka çareler... Git bakalım sen çöle; su yok, ne yapacak?

Taşla silerler, başka çareler...
İslâm'da ayıp yok ya orasının pis durmasından temizlenme yolunu söylemek İslâm'da ayıp yok ya orasının pis durmasından temizlenme yolunu söylemek daha iyi, ne yapalım, bu olacak.daha iyi, ne yapalım, bu olacak. Taşla temizlerlerdi. Taşla sıyırıp temizlerlerdi. Hâsılı, olur. Taşla temizlerlerdi. Taşla sıyırıp temizlerlerdi. Hâsılı, olur.

Ama orada pisliğin, kalan pisliğin miktarı, Ama orada pisliğin, kalan pisliğin miktarı, o necasetten taharet farzını ilga edecek miktara baliğ olursa o zaman olmaz.o necasetten taharet farzını ilga edecek miktara baliğ olursa o zaman olmaz. Elbisesinde, üstünde pislik olmaması lazım. Temizleyebilmek şartıyla silerek olur. Elbisesinde, üstünde pislik olmaması lazım. Temizleyebilmek şartıyla silerek olur. Suyla yıkamak mecburiyeti yoktur ama suyla yıkamak aliyyü'l-âlâ oluyor. Suyla yıkamak mecburiyeti yoktur ama suyla yıkamak aliyyü'l-âlâ oluyor. Mecburiyet değildir.Mecburiyet değildir. Nişanlı olup düğüne çok zaman varsa kişilerin görüşmesi mahzurlu mudur? Nişanlı olup düğüne çok zaman varsa kişilerin görüşmesi mahzurlu mudur? İmam nikâhı olmasında bir mahzur var mı, görüşebilir mi? İmam nikâhı olmasında bir mahzur var mı, görüşebilir mi?

Nişan bir ön akittir. Bakarsın biraz sonra "Ver nişanını, al bohçanı..." ayrıldılar. Nişan bir ön akittir. Bakarsın biraz sonra "Ver nişanını, al bohçanı..." ayrıldılar. Görüşürlerse, birbirlerine sözler söylerlerse, biraz daha ileri giderlerse ar olur. Görüşürlerse, birbirlerine sözler söylerlerse, biraz daha ileri giderlerse ar olur. Onun için pek [uygun] değildir. Ama tesettürlü bir tarzda, kısa bir [zamanda]... Onun için pek [uygun] değildir. Ama tesettürlü bir tarzda, kısa bir [zamanda]... Zaten tesettürlü olduğu zaman çarşıya pazara çıkıp [alış veriş] yapmaya da hakkı vardır.Zaten tesettürlü olduğu zaman çarşıya pazara çıkıp [alış veriş] yapmaya da hakkı vardır. Ölçüyü kaçırmamak tavsiye edilir. Ölçüyü kaçırmamak tavsiye edilir.

Bir şey daha soruyordu altında... İmam nikâhı? Bir şey daha soruyordu altında...

İmam nikâhı?

Nikâh olduğu zaman, nikâhlı eşi oluyor, o zaman nikâhlı olur, serbest olur. Nikâh olduğu zaman, nikâhlı eşi oluyor, o zaman nikâhlı olur, serbest olur. Ama şimdi bu nikâhın ehemmiyetini millet bilmiyor. Cahiller mi bilmiyor? Ama şimdi bu nikâhın ehemmiyetini millet bilmiyor.

Cahiller mi bilmiyor?

Okumuşları da cahil, onlar da bilmiyor.Okumuşları da cahil, onlar da bilmiyor. Nikâhlanıyorlar, ondan sonra nasıl olsa tescil ettirmedik; Nikâhlanıyorlar, ondan sonra nasıl olsa tescil ettirmedik; hadi ondan sonra o oraya gidiyor, o oraya gidiyor...hadi ondan sonra o oraya gidiyor, o oraya gidiyor... Ya o senin resmen karın; tuh, Allah ıslah etsin seni! Sen onu bıraktın, o gitti bir başka yere...Ya o senin resmen karın; tuh, Allah ıslah etsin seni! Sen onu bıraktın, o gitti bir başka yere... Karmakarış oluyor. İşin ciddiyetinden haberi yok. Karmakarış oluyor. İşin ciddiyetinden haberi yok. Herkes ciddiyetini idrak etsin. Nikâh... Herkes ciddiyetini idrak etsin. Nikâh... Eşi oldu, mihrini vermesi lazım, mecburiyetlerine uyması lazım. Ona dikkat etsinler.Eşi oldu, mihrini vermesi lazım, mecburiyetlerine uyması lazım. Ona dikkat etsinler. Nikâh oyuncak değil. Nikâh oyuncak değil.

Hocam bazı kimseler mikrofon kullanmıyorlar ve hatalı olduğunu söylüyorlar Hocam bazı kimseler mikrofon kullanmıyorlar ve hatalı olduğunu söylüyorlar ve İslâm'da kullanmanın yasak olduğunu söylüyorlar. Bu konudaki hüküm nedir? ve İslâm'da kullanmanın yasak olduğunu söylüyorlar. Bu konudaki hüküm nedir?

Mikrofon olmasa benim arkadaki kardeşlerim benim sesimi nereden duyacak? Mikrofon olmasa benim arkadaki kardeşlerim benim sesimi nereden duyacak?

Şu karşı köşedeki insana bile ben sesimi duyuramam; ben âciz nâçiz bir insanım. Şu karşı köşedeki insana bile ben sesimi duyuramam; ben âciz nâçiz bir insanım. Bu bir alettir, bu kullanılır. Niye, ne mahzuru var? Bu bir alettir, bu kullanılır.

Niye, ne mahzuru var?

Bunu duyduğunda veyahut buna bu sözü söyleyende hata var ama nasıl bir hata? Bunu duyduğunda veyahut buna bu sözü söyleyende hata var ama nasıl bir hata?

Bilmiyorum da şöyle bir hata olabilir: Bilmiyorum da şöyle bir hata olabilir:

İmam burada namaza duruyor. Buna kim uyabilir? İmam burada namaza duruyor.

Buna kim uyabilir?

Şu camidekiler uyabilir, caminin şurasında veya burasında veyaŞu camidekiler uyabilir, caminin şurasında veya burasında veya yanında cami hükmünde olan yerde uyabilir. yanında cami hükmünde olan yerde uyabilir.

Karşı apartman uyabilir mi bu adama, bu imama? Karşı apartman uyabilir mi bu adama, bu imama? Mikrofon çekti, benim bu konuşmalarımı da dinliyor karşıdaki daireden, imama da uyabilir mi? Mikrofon çekti, benim bu konuşmalarımı da dinliyor karşıdaki daireden, imama da uyabilir mi?

Mikrofonla iktida olmaz. Çünkü arada yol var, onun yeri, orası cami değil. Mikrofonla iktida olmaz. Çünkü arada yol var, onun yeri, orası cami değil. O zaman imama uyma olmaz. Böyle bir şey söylenmiştir yanında,O zaman imama uyma olmaz.

Böyle bir şey söylenmiştir yanında,
o cahil bilmiyordur, yoksa bu mikrofon niye kullanılmasın? o cahil bilmiyordur, yoksa bu mikrofon niye kullanılmasın?

Bak sesi ne güzel duyuruyor, ilim öğreniliyor, istifade oluyor, sonunda hayır oluyor. Bak sesi ne güzel duyuruyor, ilim öğreniliyor, istifade oluyor, sonunda hayır oluyor.

Mikrofonu bu mânada, şu şekilde kullanmakta hiçbir şekilde mahzur yoktur. Mikrofonu bu mânada, şu şekilde kullanmakta hiçbir şekilde mahzur yoktur. Ama mikrofonla ayrı mekânlarda bir imama uymak gibi bir şey câiz olmaz. Ama mikrofonla ayrı mekânlarda bir imama uymak gibi bir şey câiz olmaz. Başka yerde her zaman kullanılır. Bunu böylece bilsin. Başka yerde her zaman kullanılır. Bunu böylece bilsin.

Bir insan sakal bıraktığı zaman bu sakal haram irtikab etmekten kurtarır.Bir insan sakal bıraktığı zaman bu sakal haram irtikab etmekten kurtarır. Bir tutamdan daha kısa saklarsa, kısaltırsa sünnet-i şerîfi işlemiş olur mu? Bir tutamdan daha kısa saklarsa, kısaltırsa sünnet-i şerîfi işlemiş olur mu?

Kendisini haramdan kurtarmış olur. İşlemiş olur. Kendisini haramdan kurtarmış olur. İşlemiş olur. Sakalın kazınması bütün mezhep kitaplarımızda;Sakalın kazınması bütün mezhep kitaplarımızda; İmam Ebû Hanife, Şâfiî, Hanbelî, Mâlikî, hiç ihtilafsız sakalın kazınması haram. İmam Ebû Hanife, Şâfiî, Hanbelî, Mâlikî, hiç ihtilafsız sakalın kazınması haram. Sakalın sünnet olan şekli bir tutam kadar, elini tuttuğun zaman uzun olmasıdır.Sakalın sünnet olan şekli bir tutam kadar, elini tuttuğun zaman uzun olmasıdır. Ama kısa da olsa haramdan paçayı kurtarmış oluyor, sakal sünnetine uymuş oluyor.Ama kısa da olsa haramdan paçayı kurtarmış oluyor, sakal sünnetine uymuş oluyor. Kadın olmadığı anlaşılmış oluyor, erkek olduğu anlaşılmış oluyor. Kadın olmadığı anlaşılmış oluyor, erkek olduğu anlaşılmış oluyor.

Ben "Müzik dinlemek günahtır." diyorum, Ben "Müzik dinlemek günahtır." diyorum, babam ise "Günah değildir çünkü insanın kafasını dinlendiriyor." diyor.babam ise "Günah değildir çünkü insanın kafasını dinlendiriyor." diyor. Ben ise İslâmî bilgim fazla olmadığı için bir şey diyemiyorum. Ben ise İslâmî bilgim fazla olmadığı için bir şey diyemiyorum. Siz müzik veya şarkı dinlemek hakkında ne buyurursunuz? Siz müzik veya şarkı dinlemek hakkında ne buyurursunuz?

Musikî, o da bir alettir, o da bir vasıtadır. Kullanılış yerine göre hüküm kazanır.Musikî, o da bir alettir, o da bir vasıtadır. Kullanılış yerine göre hüküm kazanır. İçki meclisinde herifin içki keyfini artırmak için sarhoşun [dinlemesi] haram. İçki meclisinde herifin içki keyfini artırmak için sarhoşun [dinlemesi] haram. O tarzı haram. İlâhi okurken bir makamla, nâmeyle okuyor; meşru.O tarzı haram. İlâhi okurken bir makamla, nâmeyle okuyor; meşru. Yani bir [günahı] yok. Sözler güzel, Yunus Emre'nin "şol cennetin ırmakları" makamla okuyor; Yani bir [günahı] yok. Sözler güzel, Yunus Emre'nin "şol cennetin ırmakları" makamla okuyor; mahzuru yok. Yerine göre. Sessiz sözsüz olan musikî insanda hangi tesiri uyandırıyor? mahzuru yok. Yerine göre. Sessiz sözsüz olan musikî insanda hangi tesiri uyandırıyor? Fısk u fücur arzularını mı kamçılıyor? Doğru değil. Takvâ duygusunu mu kamçılıyor? Fısk u fücur arzularını mı kamçılıyor?

Doğru değil.

Takvâ duygusunu mu kamçılıyor?

Olabilir. Dinlendiriyorsa... Fakat hayret ettim...Olabilir. Dinlendiriyorsa...

Fakat hayret ettim...
O sözü baba demesi lazım, o sözü evlat demesi lazım; iş tersine dönmüş.O sözü baba demesi lazım, o sözü evlat demesi lazım; iş tersine dönmüş. Evlat öyle söylüyor, baba böyle söylüyor. Sübhanallah, sübhanallah... Evlat öyle söylüyor, baba böyle söylüyor. Sübhanallah, sübhanallah...

Doğrudan doğruya musikînin "kafa dinlendiriyor" dediği tarzda olanda bir mahzur yok. Doğrudan doğruya musikînin "kafa dinlendiriyor" dediği tarzda olanda bir mahzur yok. Dinleniyorsa kafası mahzuru yoktur. Ona bir şey diyemeyiz.Dinleniyorsa kafası mahzuru yoktur. Ona bir şey diyemeyiz. Fısk u fücura [sebep oluyorsa] o zararlıdır, doğru değildir. Fısk u fücura [sebep oluyorsa] o zararlıdır, doğru değildir. İçinde sözleri itibariyle şarkı ve sözler, onlar doğru değildir.İçinde sözleri itibariyle şarkı ve sözler, onlar doğru değildir. Sözleri menfî olunca doğru olmaz. Sözleri menfî olunca doğru olmaz.

Sigorta yaptırmanın, sigortalı olmanın hükmü nedir? Sigorta yaptırmanın, sigortalı olmanın hükmü nedir?

Bu sigortada, İbn Âbidîn ve diğer [kitaplarda] çeşitli haberler, [bilgiler] var. Bu sigortada, İbn Âbidîn ve diğer [kitaplarda] çeşitli haberler, [bilgiler] var. Esas itibariyle şahıslardan para alınıyor, ötekisine hakkı olmadan veriliyor. Esas itibariyle şahıslardan para alınıyor, ötekisine hakkı olmadan veriliyor. Ulemâmız "Alma da verme de pek sıhhatli olmuyor." diyor.Ulemâmız "Alma da verme de pek sıhhatli olmuyor." diyor. Yani bir mesnedini bulamamışlar. Yani bir mesnedini bulamamışlar.

Yalnız ticarette, gayrimüslim ülkelere karşı olan [işlerle] ilgili bazı müsaadeler oluyor da Yalnız ticarette, gayrimüslim ülkelere karşı olan [işlerle] ilgili bazı müsaadeler oluyor da müslümanın müslümana, "Kendi aranızda mallarınızı boş yere, batıl yere yemeyiniz."müslümanın müslümana, "Kendi aranızda mallarınızı boş yere, batıl yere yemeyiniz." hükmü olduğundan, hükmü olduğundan, ulemâmız kitaplarda "Hakkı olmadan birbirlerine sigorta tarzında alması uygun olmuyor." neticesine varmıştır. ulemâmız kitaplarda "Hakkı olmadan birbirlerine sigorta tarzında alması uygun olmuyor." neticesine varmıştır. Sigorta tarzında olmasa da hayır ve yardımlaşma tarzında olsa ıslahı olabilir.Sigorta tarzında olmasa da hayır ve yardımlaşma tarzında olsa ıslahı olabilir. Bu müessesenin ıslahı o tarzda mümkün olabilir. Bu müessesenin ıslahı o tarzda mümkün olabilir.

Kadınlara ait hâller; hayız, nifas, ihtilam olmak, gusül hakkında bir saatlik vaaz istiyorum.Kadınlara ait hâller; hayız, nifas, ihtilam olmak, gusül hakkında bir saatlik vaaz istiyorum. Bir dersinizi bu önemli konuya ayırır mısınız? Bir dersinizi bu önemli konuya ayırır mısınız?

İlmihâlin o bahsini açsa okusa, zor bir şey değil. Hani nerede olacağı bilinmeyen bir mesele değil.İlmihâlin o bahsini açsa okusa, zor bir şey değil. Hani nerede olacağı bilinmeyen bir mesele değil. Evimizdeki ilmihâlde mutlaka bu bahis vardır. Hepsi vardır. Evimizdeki ilmihâlde mutlaka bu bahis vardır. Hepsi vardır. Bazı ilmihâlde bulunmayan meseleler sorulabilir de bu olan bir şey. Bazı ilmihâlde bulunmayan meseleler sorulabilir de bu olan bir şey. Kadınlara ait hâller, kaç çeşit maddesi var...Kadınlara ait hâller, kaç çeşit maddesi var... Mesela ne yapar ne yapamaz, onları hepsini anlatıyor.Mesela ne yapar ne yapamaz, onları hepsini anlatıyor. İhtilam olmayı anlatıyor, guslün şeklini anlatıyor. İhtilam olmayı anlatıyor, guslün şeklini anlatıyor.

Biraz kardeşlerimiz kitap okusunlar. Biraz kardeşlerimiz kitap okusunlar. Biz bu kitap okumaya okumaya çok vebal altına gireceğiz. Hani hocalar dua eder ya; Biz bu kitap okumaya okumaya çok vebal altına gireceğiz. Hani hocalar dua eder ya;

"Yâ Rabbi! Kur'an'ı bizden davacı etme." Bu Kur'ân-ı Kerîm davacı olur mu? "Yâ Rabbi! Kur'an'ı bizden davacı etme."

Bu Kur'ân-ı Kerîm davacı olur mu?

Olur, insanın yakasına yapışır; "Yâ Rabbi! Ben bunun evinde durdum da açmadı,Olur, insanın yakasına yapışır;

"Yâ Rabbi! Ben bunun evinde durdum da açmadı,
beni okumadı, benim içindeki ahkâma uymadı." diye davacı olur. beni okumadı, benim içindeki ahkâma uymadı." diye davacı olur.

Bu kitaplar da davacı olacak. "Onlar Kur'ân-ı Kerîm değil." Bu kitaplar da davacı olacak.

"Onlar Kur'ân-ı Kerîm değil."

Olsun, din kitabı, ilmihâl kitabı. Onları da okumuyoruz. Olsun, din kitabı, ilmihâl kitabı. Onları da okumuyoruz.

Benim âcizâne en uygun zaman olarak gördüğüm kardeşlerim; Benim âcizâne en uygun zaman olarak gördüğüm kardeşlerim; akşam namazından sonra evinizde bütün ev halkını toplayın; akşam namazından sonra evinizde bütün ev halkını toplayın;

"Akşamla yatsı arasında bir saat, iki saat ailemizin din saatidir, "Akşamla yatsı arasında bir saat, iki saat ailemizin din saatidir, bu saati hiçbir şeye feda ettirmem. bu saati hiçbir şeye feda ettirmem. Hanım, bulaşık yıkamaksa sabah yıka, akşam yıka, yatsı yıka; şu anda gel.Hanım, bulaşık yıkamaksa sabah yıka, akşam yıka, yatsı yıka; şu anda gel. Çocuğum, ders çalışmaksa önce çalış, mektepten gelince çalış, ikindide çalış,Çocuğum, ders çalışmaksa önce çalış, mektepten gelince çalış, ikindide çalış, sabah çalış, gece çalış; şu saatte gel." deyip... sabah çalış, gece çalış; şu saatte gel." deyip... Siz de akşam geleceksiniz, akşam yemeği için nasıl olsa kendi başına herkes toplanıyor mu? Siz de akşam geleceksiniz, akşam yemeği için nasıl olsa kendi başına herkes toplanıyor mu?

Toplanıyor. O zaman ilmihâlden her gün bir bahis okumaya kendimizi alıştıralım.Toplanıyor. O zaman ilmihâlden her gün bir bahis okumaya kendimizi alıştıralım. Dinî kitaplarımızdan birer bahis okumaya çalışalım. Dinî kitaplarımızdan birer bahis okumaya çalışalım.

Çok cahiliz! Biz bu camiye gelenler cahiliz, dışarıdakiler zır cahil! Çok berbat.Çok cahiliz! Biz bu camiye gelenler cahiliz, dışarıdakiler zır cahil! Çok berbat. Karikatür yapıyor, yazıyor gazetesinde; dinden imandan haberi yok. Karikatür yapıyor, yazıyor gazetesinde; dinden imandan haberi yok.

Onun için muhterem kardeşlerim, kendimiz dinimizi öğrenelim, başkalarına da tatlı tatlı öğretelim. Onun için muhterem kardeşlerim, kendimiz dinimizi öğrenelim, başkalarına da tatlı tatlı öğretelim.

Üd'u ilâ sebîli rabbike bi'l-hikmeti ve'l-mev'izati'l-haseneti ve câdilhüm billetî hiye ahsen. Üd'u ilâ sebîli rabbike bi'l-hikmeti ve'l-mev'izati'l-haseneti ve câdilhüm billetî hiye ahsen.

Kendin bileceksin ki öğreteceksin. Biraz okuyalım. Okuma itiyadımız olsun. Kendin bileceksin ki öğreteceksin. Biraz okuyalım. Okuma itiyadımız olsun.

Allah cümlenize rızası yollarını göstersin. Dinde bilgili, fakih eylesin. Allah cümlenize rızası yollarını göstersin. Dinde bilgili, fakih eylesin. Hepinizi ârif kimseler eylesin, güzel huylu, sevdiği kullar eylesin.Hepinizi ârif kimseler eylesin, güzel huylu, sevdiği kullar eylesin. İki cihanda aziz olun. el-Fâtiha. İki cihanda aziz olun.

el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2