Namaz Vakitleri

3 Cemâziye'l-Âhir 1446
04 Aralık 2024
İmsak
06:34
Güneş
08:05
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Gelecekteki Tehlikeler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Brisbane/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Gelecekteki Tehlikeler

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN


Brisbane/ Avustralya

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Elhamdülillâhirabbi’lâlemîn.Elhamdülillâhirabbi’lâlemîn. Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh.Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh. Alâ külli hâlin ve fî külli hîn.Alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirînVe’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidi’l-evvelîne ve’l-âhirîn Muhammedini’l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihîMuhammedini’l-Mustafâ ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’l-cezâ.ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’l-cezâ. Emmâ ba'dü;

Emmâ ba'dü;
Fe-kâle resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem;

Fe-kâle resûlullahi sallallahu aleyhi ve sellem;
Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün

Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün
kulûbühüm kulûbü’l-‘acemikulûbühüm kulûbü’l-‘acemi kîyle ve mâ kulûbü’l-‘acemikîyle ve mâ kulûbü’l-‘acemi kâle hubbü’d-dünyâ sünnetühümkâle hubbü’d-dünyâ sünnetühüm sünnetü’l-a’râbi mâ etâhüm min rizkın ce’alûhu fi’l-hayavânisünnetü’l-a’râbi mâ etâhüm min rizkın ce’alûhu fi’l-hayavâni yeravne’l-cihâde dararan ve’z-zekâte mağramen.yeravne’l-cihâde dararan ve’z-zekâte mağramen. Sadaka rasûlüllâh, fî mâ kâle ev kemâ kâle.

Sadaka rasûlüllâh, fî mâ kâle ev kemâ kâle.
Abdullah İbn Amr, İbn Âs radıyallahu anhden rivayet olunmuş.

Abdullah İbn Amr, İbn Âs radıyallahu anhden rivayet olunmuş.
Buyuruyor ki efendimiz;Buyuruyor ki efendimiz; Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün.

Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün.
İnsanların üzerine bir zaman gelecek ki,İnsanların üzerine bir zaman gelecek ki, yani devirler geçecek zaman öyle bir zamana gelecek ki ilerde,yani devirler geçecek zaman öyle bir zamana gelecek ki ilerde, Peygamber Efendimizin zamanından sonraki bir zamanda,Peygamber Efendimizin zamanından sonraki bir zamanda, ilerde, öyle bir durum olacak ki.ilerde, öyle bir durum olacak ki. Kulûbühüm kulûbü’l-‘acemi.Kulûbühüm kulûbü’l-‘acemi. İnsanların kalpleri yani Müslümanlar Müslüman olanların kalpleriİnsanların kalpleri yani Müslümanlar Müslüman olanların kalpleri sanki gayrimüslim kalbi gibi olacak.sanki gayrimüslim kalbi gibi olacak. Yabancı kalbi gibi olacak.Yabancı kalbi gibi olacak. Araplar el arabu vel acemu derler,Araplar el arabu vel acemu derler, yani Araplar ve Arap olmayanlar, acem Arap olmayan demek.yani Araplar ve Arap olmayanlar, acem Arap olmayan demek. Ama Peygamber Efendimizin zamanında Araplar Müslüman oldular,Ama Peygamber Efendimizin zamanında Araplar Müslüman oldular, kalpleri acem kalbi olacak demekkalpleri acem kalbi olacak demek yani henüz daha Müslüman olmamış,yani henüz daha Müslüman olmamış, ateşe tapanlar gibi ötekiateşe tapanlar gibi öteki Arap olmayan öteki putperest veya bozuk dinliArap olmayan öteki putperest veya bozuk dinli insanlar gibi onların kalpleri gibi olacak.insanlar gibi onların kalpleri gibi olacak. Yani Müslüman kalbi olmayacak.Yani Müslüman kalbi olmayacak. Müslüman gönlü, Müslüman zihniyeti, Müslüman düşüncesi olmayacak,Müslüman gönlü, Müslüman zihniyeti, Müslüman düşüncesi olmayacak, kalpleri acem kalbi gibi olacak.kalpleri acem kalbi gibi olacak. Yani yabancı kalbi gibi,Yani yabancı kalbi gibi, İslam’a yabancı İslam’dan uzak kavimlerin kalbi gibi olacak.İslam’a yabancı İslam’dan uzak kavimlerin kalbi gibi olacak. Kîyle ve mâ kulûbü’l-‘acemi.

Kîyle ve mâ kulûbü’l-‘acemi.
Yani bu acem kalpleri acemlerin kalpleri,Yani bu acem kalpleri acemlerin kalpleri, yani Müslüman olmayanların Arap’ın dışındaki,yani Müslüman olmayanların Arap’ın dışındaki, o ötekilerin kalbi gibi zihniyeti gibi.o ötekilerin kalbi gibi zihniyeti gibi. Ne demek bu Ya Resûlullah?

Ne demek bu Ya Resûlullah?
Kâle hubbü’d-dünyâ sünnetühüm.

Kâle hubbü’d-dünyâ sünnetühüm.
Dünya sevgisi, onların ana fikirleri olacak, adetleri olacak.Dünya sevgisi, onların ana fikirleri olacak, adetleri olacak. Hâlbuki hadîs-i şerîfte geçiyor ki;Hâlbuki hadîs-i şerîfte geçiyor ki; Hubbü’d-dünyâ re’sü külli hatîetin.Hubbü’d-dünyâ re’sü külli hatîetin. Dünyayı sevmek her hatanın başlangıcı o.Dünyayı sevmek her hatanın başlangıcı o. Dünyayı sevdin mi, dünyaya sarılır, ibadeti unutur,Dünyayı sevdin mi, dünyaya sarılır, ibadeti unutur, ahirete bakmaz, aldırmaz haram demezahirete bakmaz, aldırmaz haram demez yer bilmem günah demez yapar,yer bilmem günah demez yapar, dünyayı sevdi mi yemeği içmeyi severdünyayı sevdi mi yemeği içmeyi sever çalgıyı türküyü sever, eğlenceyi sever,çalgıyı türküyü sever, eğlenceyi sever, dünyayı sevdi mi gününü gün etmeye bakar vesaire vesaire.dünyayı sevdi mi gününü gün etmeye bakar vesaire vesaire. Yani sünnetü’l-a’râbi.Yani sünnetü’l-a’râbi. Bu bedevilerin de âdeti.Bu bedevilerin de âdeti. Bedeviler de Kur’an-ı Kerîmde bir âyet-i kerîme de buyruluyor ki;Bedeviler de Kur’an-ı Kerîmde bir âyet-i kerîme de buyruluyor ki; El-A’râbü eşeddü küfran ve nifâkan.

El-A’râbü eşeddü küfran ve nifâkan.
Küfür ve nifak bakımından en şiddetli insanlar.

Küfür ve nifak bakımından en şiddetli insanlar.
Çünkü bilgileri de yok, vahşi adamlar, yarı vahşi,Çünkü bilgileri de yok, vahşi adamlar, yarı vahşi, çöllerde dağlarda gezginci adamlar.çöllerde dağlarda gezginci adamlar. Akılları fikirleri işte artıkAkılları fikirleri işte artık yiyecek içecek bulmak için birbirlerine bile saldırıpyiyecek içecek bulmak için birbirlerine bile saldırıp yağmalayıp esir eden insanlar yani.yağmalayıp esir eden insanlar yani. Neden yapıyorlar?

Neden yapıyorlar?
İşte para pul, mal mülk,

İşte para pul, mal mülk,
hırsından oluyor bu haramilik, bu yol kesicilik vesaire.hırsından oluyor bu haramilik, bu yol kesicilik vesaire. İşte hubbuddünya, bu adamlar gönüllerininİşte hubbuddünya, bu adamlar gönüllerinin zihniyeti olacak, bedevi zihniyeti bedevi gidişi gibi gidişleri.zihniyeti olacak, bedevi zihniyeti bedevi gidişi gibi gidişleri. Hâlbuki Müslüman idiler ama zamanla bozuldular bozuldular,Hâlbuki Müslüman idiler ama zamanla bozuldular bozuldular, dünya sevgisi kalplerine girdi.dünya sevgisi kalplerine girdi. Müslümanın kalbinde dünya sevgisi olmaz.Müslümanın kalbinde dünya sevgisi olmaz. Müslümanın kalbinde ahiret sevgisi olur.Müslümanın kalbinde ahiret sevgisi olur. Ben ahireti kazanayım cenneti kazanıyım der.Ben ahireti kazanayım cenneti kazanıyım der. Cehennemden korkar.Cehennemden korkar. Bu dünyanın fani olduğunu bilir.Bu dünyanın fani olduğunu bilir. Dünyaya karşı Müslüman zahid olur.Dünyaya karşı Müslüman zahid olur. Yani dünyaya aldırmayan insan.Yani dünyaya aldırmayan insan. Ama devir değişince öyle olmayacak, dünyayı sevecekAma devir değişince öyle olmayacak, dünyayı sevecek ve Peygamber Efendimiz ve ashabı garipsiyorlarve Peygamber Efendimiz ve ashabı garipsiyorlar yani aaa bir Müslüman bir zaman gelirdeyani aaa bir Müslüman bir zaman gelirde dünyayı seven Müslümanlarda mı olacak demek yani.dünyayı seven Müslümanlarda mı olacak demek yani. Hayret edilecek bir şey.Hayret edilecek bir şey. Çünkü Müslüman dünyayı sevmediği içinÇünkü Müslüman dünyayı sevmediği için ölümü bile göze alır, cihada bile girer, çarpışır şehit olur.ölümü bile göze alır, cihada bile girer, çarpışır şehit olur. Şehit olmayı ganimet bilir.Şehit olmayı ganimet bilir. O bakımından acayip bir şey bu.O bakımından acayip bir şey bu. Dünya sevgisinin Müslümanların kalbine girmesi.Dünya sevgisinin Müslümanların kalbine girmesi. Mâ etâhüm min rızkın.

Mâ etâhüm min rızkın.
Kendilerine bir rızık geldi mi,Kendilerine bir rızık geldi mi, nimet geldi mi,nimet geldi mi, ce’alûhu fi’l-hayavâni,ce’alûhu fi’l-hayavâni, bu rızkı hayvanlara verirler.bu rızkı hayvanlara verirler. Bu artık yeravne’l-cihâde dararan,Bu artık yeravne’l-cihâde dararan, cihadı zarar olarak görürler.cihadı zarar olarak görürler. Aman aman nemelazım cihat yapmayalım zarar bu yahu felaket,Aman aman nemelazım cihat yapmayalım zarar bu yahu felaket, savaş iyi değil bilmem ne filan,savaş iyi değil bilmem ne filan, cihadı zarar olarak görürler.cihadı zarar olarak görürler. Ve’z-zekâte mağramen.Ve’z-zekâte mağramen. Zekâtı da böyle bir zorla verilen, birZekâtı da böyle bir zorla verilen, bir zorbalıkla alınan gasp gibi görürler.zorbalıkla alınan gasp gibi görürler. Yani öyle borç vermek gibi filanYani öyle borç vermek gibi filan borçlanma gibi görürler parayı çıkartıp vermek zorlarına gider.borçlanma gibi görürler parayı çıkartıp vermek zorlarına gider. Hâlbuki şimdi buradan bu sözlerden anlıyoruz ki,

Hâlbuki şimdi buradan bu sözlerden anlıyoruz ki,
biz hakikaten asıl İslam zihniyetinden çok uzaklaşmışız.biz hakikaten asıl İslam zihniyetinden çok uzaklaşmışız. Hakikaten cihadı bugün herkes korkuyorHakikaten cihadı bugün herkes korkuyor ve bir zarar olarak birçok kimse cihadı zarar olarak görüyor.ve bir zarar olarak birçok kimse cihadı zarar olarak görüyor. Eyvah Allah saklasın.Eyvah Allah saklasın. Birçok kimse de rızkını hayvana veriyor.Birçok kimse de rızkını hayvana veriyor. Rızkını hayvana veriyor.Rızkını hayvana veriyor. Bu ne demek anlayamadım.Bu ne demek anlayamadım. Efendimizin zamanında hayvanlarını çoğaltmaya harcıyor belki,Efendimizin zamanında hayvanlarını çoğaltmaya harcıyor belki, hani kendisine bakmıyor, sürüm artsın, koyunum artsın,hani kendisine bakmıyor, sürüm artsın, koyunum artsın, kuzum artsın, devem artsın bilmem ne filan,kuzum artsın, devem artsın bilmem ne filan, işi gücü dünya olduğu için kendisi yemiyorişi gücü dünya olduğu için kendisi yemiyor hayvanlarına yediriyor filan ki malı çok olsun diye, gene ohayvanlarına yediriyor filan ki malı çok olsun diye, gene o dünya sevgisinin bir parçası oluyor galiba.dünya sevgisinin bir parçası oluyor galiba. Tabi yine dünya sevgisinin bir parçası olarak,

Tabi yine dünya sevgisinin bir parçası olarak,
cihadı zarar olarak görüyor, çünkü cihada gittiği zaman ölecek.cihadı zarar olarak görüyor, çünkü cihada gittiği zaman ölecek. Eyvah dünya sevdiği dünyadan ayrılacak veyahutEyvah dünya sevdiği dünyadan ayrılacak veyahut cihat için masraf edecek eyvah paracıklar gidecek filan.cihat için masraf edecek eyvah paracıklar gidecek filan. Hâlbuki cihat Müslümanların faydasına.Hâlbuki cihat Müslümanların faydasına. Ama bizde o zihniyetten uzaklaşmışızAma bizde o zihniyetten uzaklaşmışız kendimizi yokladığımız zaman yoksa cihadı hoş,kendimizi yokladığımız zaman yoksa cihadı hoş, faydalı bir şey olarak görse Müslümanlarfaydalı bir şey olarak görse Müslümanlar Allah rızası için her yerde cihat ederler.Allah rızası için her yerde cihat ederler. Topluca ayağa kalkarlar kâfirlerin hücumlarını defederler.Topluca ayağa kalkarlar kâfirlerin hücumlarını defederler. Müslümanların büyük bir cihada karşı böyle soğukluğu varMüslümanların büyük bir cihada karşı böyle soğukluğu var cihatsızlığı var cihat sevmeme, zekâtı da vermiyor.cihatsızlığı var cihat sevmeme, zekâtı da vermiyor. Hâlbuki Cenâb-ı Hak zenginliği vermişHâlbuki Cenâb-ı Hak zenginliği vermiş kırkta birini verecek otuz dokuz tanesinin kendisinde kalmasınakırkta birini verecek otuz dokuz tanesinin kendisinde kalmasına razı oluyor bir tanesini vermesine istiyor cenabı hak onu bile vermiyor.razı oluyor bir tanesini vermesine istiyor cenabı hak onu bile vermiyor. İşte kalpleri acem kalbi gibi oldu.İşte kalpleri acem kalbi gibi oldu. Çünkü bu zihniyet acemlerin zihniyeti.Çünkü bu zihniyet acemlerin zihniyeti. Dünya sevgisi, mal sevgisi,Dünya sevgisi, mal sevgisi, savaş yapmamak, hayvanlarına arttırmaya çalışmak,savaş yapmamak, hayvanlarına arttırmaya çalışmak, sürülerle şeylerle ziraatle hayvancılıkla uğraşıpsürülerle şeylerle ziraatle hayvancılıkla uğraşıp dine hizmeti bırakmak, zekâtı verirken vermek istememek,dine hizmeti bırakmak, zekâtı verirken vermek istememek, bunu bir zarar olarak kayıp olarak görmek filan.bunu bir zarar olarak kayıp olarak görmek filan. Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün

Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün
lev vaka’a hacerun mine’s-semâi ile’l-ardılev vaka’a hacerun mine’s-semâi ile’l-ardı mâ vaka’a illâ ‘ale’m-raetin fâciratinmâ vaka’a illâ ‘ale’m-raetin fâciratin ve racülin münâfıkin.ve racülin münâfıkin. Enes radıyallahu anh’den bu ikinci hadîs-i şerîf.

Enes radıyallahu anh’den bu ikinci hadîs-i şerîf.
Yine ahir zamanı anlatan yaniYine ahir zamanı anlatan yani Peygamber Efendimizin asr-ı saadetinden sonraPeygamber Efendimizin asr-ı saadetinden sonra asırlar geçince zamanın bozulacağını,asırlar geçince zamanın bozulacağını, daha doğrusu o zamanlarda yaşayan insanların bozulacağını,daha doğrusu o zamanlarda yaşayan insanların bozulacağını, çünkü zaman Allah’ın yarattığı bir şey.çünkü zaman Allah’ın yarattığı bir şey. Zamanda bir şey yok da zamanın içindeZamanda bir şey yok da zamanın içinde insanlar eski insanlar gibi olmayacaklar, bozulacaklar demek yani.insanlar eski insanlar gibi olmayacaklar, bozulacaklar demek yani. Zaman sözünden maksat, o zamanda yaşayan insanlar demek.Zaman sözünden maksat, o zamanda yaşayan insanlar demek. Öyle bir zaman gelecek ki insanlara,

Öyle bir zaman gelecek ki insanlara,
yani öyle bozulacaklar ki ilerdeki zamanlarda insanlar,yani öyle bozulacaklar ki ilerdeki zamanlarda insanlar, la yebte minhum ehadun, böyle.la yebte minhum ehadun, böyle. Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün.Le-ye’tiyenne ‘ale’n-nâsi zamânün. İnsanlara bir zaman gelecek ki, lev vaka’a hacerun mine’s-semâi,İnsanlara bir zaman gelecek ki, lev vaka’a hacerun mine’s-semâi, gökten bir taş atsan yere,gökten bir taş atsan yere, mâ vaka’a, yeryüzüne şöyle bir taş atsan gökten,mâ vaka’a, yeryüzüne şöyle bir taş atsan gökten, bir taş atılsa vukua veyahutbir taş atılsa vukua veyahut vaka’a düşse taş düşse gökten,vaka’a düşse taş düşse gökten, bazen düşüyor ya, meteor diyorlar, yıldız taşı diyorlar,bazen düşüyor ya, meteor diyorlar, yıldız taşı diyorlar, pat diye düşüyor çukur açıyorpat diye düşüyor çukur açıyor fotoğraflarını çekiyorlar Allah Allah bak gökten geldi filan.fotoğraflarını çekiyorlar Allah Allah bak gökten geldi filan. Gökten bir taş düşse yeryüzüne illâ ‘ale’m-raetin fâciratin,Gökten bir taş düşse yeryüzüne illâ ‘ale’m-raetin fâciratin, ancak fâcire bir kadının üzerine düşer,ancak fâcire bir kadının üzerine düşer, yani fâcire de biraz yani zina eden filan manasına da geliyor.yani fâcire de biraz yani zina eden filan manasına da geliyor. Yani fısk-ı fücur tabi günahkârlık demek amaYani fısk-ı fücur tabi günahkârlık demek ama ale’m-raetin fâciratin demekale’m-raetin fâciratin demek günah işleyen kadından maksat, yanigünah işleyen kadından maksat, yani namusunu satıyor, kötü kadın demek yani.namusunu satıyor, kötü kadın demek yani. İlle bir kötü kadının üstüne düşer bir taş atılca.İlle bir kötü kadının üstüne düşer bir taş atılca. Ev racülin münâfıkin.Ev racülin münâfıkin. Ya da münafık bir adamın üstüne düşer.Ya da münafık bir adamın üstüne düşer. Bu ne demek?

Bu ne demek?
Yani dünya fâcire kadınlarla dolacak,

Yani dünya fâcire kadınlarla dolacak,
münafık erkeklerle dolacak.münafık erkeklerle dolacak. Gökten bir taş atılsa ille birisine isabet edecek yani boş yok,Gökten bir taş atılsa ille birisine isabet edecek yani boş yok, her taraf onlarla dolu demek yani.her taraf onlarla dolu demek yani. Şeyin kötülüğün artmasının çoğalacağını gösteren bir ifade.Şeyin kötülüğün artmasının çoğalacağını gösteren bir ifade. Kötü insanlar o kadar çoğalacak ki kadınlar fâcire, erkekler münafık.Kötü insanlar o kadar çoğalacak ki kadınlar fâcire, erkekler münafık. Şimdi kadınlar doğrudan doğruyaŞimdi kadınlar doğrudan doğruya namusunu satıyorsanamusunu satıyorsa doğrudan doğruya kötü kadın, fahişe.doğrudan doğruya kötü kadın, fahişe. Ama Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki;Ama Peygamber sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki; gözler de zina eder, gözüyle harama baktı mı zina.gözler de zina eder, gözüyle harama baktı mı zina. Eller de zina eder, gözüyle haramı tuttu mu,Eller de zina eder, gözüyle haramı tuttu mu, eliyle haramı tuttu mu o da zina.eliyle haramı tuttu mu o da zina. Onun için yani doğrudan doğruya o kötü fiiliOnun için yani doğrudan doğruya o kötü fiili yapmasa bile böyle bakışmasından,yapmasa bile böyle bakışmasından, bakışmaktan aldırmamasından, tutuşmasından dolayı,bakışmaktan aldırmamasından, tutuşmasından dolayı, sarılmasından dolayı neyse yanisarılmasından dolayı neyse yani elini tutması veya o omuzuna elini atmasıelini tutması veya o omuzuna elini atması veya beline kolunu sarmasıveya beline kolunu sarması veya şöyle veya böyle yani.veya şöyle veya böyle yani. O zaman işte o o da öyle kötü sayılıyor.O zaman işte o o da öyle kötü sayılıyor. Münafık da ne demek?

Münafık da ne demek?
Mümin görünüyor, içi bozuk, kalbi bozuk.

Mümin görünüyor, içi bozuk, kalbi bozuk.
Yani doğrudan doğruya bayrak açıp da kâfirim demiyor amaYani doğrudan doğruya bayrak açıp da kâfirim demiyor ama kendisini saklıyor ama içi içi bozuk.kendisini saklıyor ama içi içi bozuk. İnne’l-münâfikîne fi’d-derki’l-esfeli mine’n-nâri.

İnne’l-münâfikîne fi’d-derki’l-esfeli mine’n-nâri.
Münafıklar cehennemin en aşağı tabakasında,

Münafıklar cehennemin en aşağı tabakasında,
mümin olmadığı halde mümin gibi görünenler.mümin olmadığı halde mümin gibi görünenler. İsmini değiştiriyor tabelaya asıyor.İsmini değiştiriyor tabelaya asıyor. Hâlbuki Müslüman değil.Hâlbuki Müslüman değil. Müslüman mahallesinde yaşadığı için öyle gösteriyor.Müslüman mahallesinde yaşadığı için öyle gösteriyor. Hâlbuki kafası bozuk, zihniyeti bozuk, hizmeti bozuk,Hâlbuki kafası bozuk, zihniyeti bozuk, hizmeti bozuk, gayrimüslimlere hizmet ediyor.gayrimüslimlere hizmet ediyor. Bu gayrimüslimlerin casusu böyleleri çok.Bu gayrimüslimlerin casusu böyleleri çok. Münafık iki şekilde olur.

Münafık iki şekilde olur.
Bir, itikatta münafık olursa kâfirlerden aşağı,Bir, itikatta münafık olursa kâfirlerden aşağı, cehennemin en aşağı tabakasına gider.cehennemin en aşağı tabakasına gider. Bir de amelinde münafık olursa,Bir de amelinde münafık olursa, yani mümine yakışmayan amelleri işliyor,yani mümine yakışmayan amelleri işliyor, bozuk Müslüman demek yani.bozuk Müslüman demek yani. O biraz daha ötekisinden hafif.O biraz daha ötekisinden hafif. Bozuk Müslüman, amelinde münafık olanBozuk Müslüman, amelinde münafık olan cezasını çeker cehennemde.cezasını çeker cehennemde. En sonunda gene cennete girer ama itikadı,En sonunda gene cennete girer ama itikadı, itikatta münafık olan ebediyen cehennemde kalır.itikatta münafık olan ebediyen cehennemde kalır. Çünkü kalbi kâfir, mümin değil yani Allah saklasın.Çünkü kalbi kâfir, mümin değil yani Allah saklasın. O bakımdan işte bu birinci

O bakımdan işte bu birinci
fâcire kadın meselesi çok artıkfâcire kadın meselesi çok artık tabii görülmeye başlandı.tabii görülmeye başlandı. Düğün oluyor, açılıyor, saçılıyor kadınlar, düğüne gidiyorlar.Düğün oluyor, açılıyor, saçılıyor kadınlar, düğüne gidiyorlar. Görüyoruz. Ondan sonra çalgıcılarGörüyoruz. Ondan sonra çalgıcılar dans havası çalıyor, birbirlerini dansa kaldırıyorlar,dans havası çalıyor, birbirlerini dansa kaldırıyorlar, o onun karısıyla, o onun karısıyla, o onun kızıyla,o onun karısıyla, o onun karısıyla, o onun kızıyla, o yabancıyla, bu tanımadığı kimseyle bilmem ne dans ediyorlar.o yabancıyla, bu tanımadığı kimseyle bilmem ne dans ediyorlar. Dans nasıl?

Dans nasıl?
Kanuni Süleyman Fransa’ya ferman göndermiş.

Kanuni Süleyman Fransa’ya ferman göndermiş.
Demiş orada bir adet çıkmış,Demiş orada bir adet çıkmış, kadınlar erkekler birbirlerine sarılıp aleni oynuyorlarmış.kadınlar erkekler birbirlerine sarılıp aleni oynuyorlarmış. Böyle pis şey olmaz, yasakladım,Böyle pis şey olmaz, yasakladım, yapmayın bir daha öyle yoksa şöyle yaparım diye.yapmayın bir daha öyle yoksa şöyle yaparım diye. Fransa’daki dansı durdurmuş.Fransa’daki dansı durdurmuş. Kanuni o devirde.Kanuni o devirde. Korkmuşlar onlar.Korkmuşlar onlar. Acayip değil mi?Acayip değil mi? Figürlerine bakarsan dansın figürlerine,

Figürlerine bakarsan dansın figürlerine,
yapılan işlere bakarsan acayip.yapılan işlere bakarsan acayip. Ama acayipliği yapa yapaAma acayipliği yapa yapa tabii göstermeye başladılar.tabii göstermeye başladılar. Hadisleri okumasak olur diyeceğiz biz de.

Hadisleri okumasak olur diyeceğiz biz de.
Hep yapıyorlar diyeceğiz.Hep yapıyorlar diyeceğiz. Hâlbuki el âlemin karısı.Hâlbuki el âlemin karısı. Göğsünü açmış, şeyini açmış, beline sarılıyor,Göğsünü açmış, şeyini açmış, beline sarılıyor, omzuna elini koyuyor, bir elini eline alıyor filan.omzuna elini koyuyor, bir elini eline alıyor filan. Plajlara gidiyorlar, bilmemPlajlara gidiyorlar, bilmem o tarafım yanacak bu tarafım yanacak diye bir sırt üstü yatıyoro tarafım yanacak bu tarafım yanacak diye bir sırt üstü yatıyor kumlara bir yüz üstü yatıyorkumlara bir yüz üstü yatıyor gölge izi kalmasın yanmayan yer kalmasın diyegölge izi kalmasın yanmayan yer kalmasın diye sütyenini çıkartıyor, orasını burasını iyicesütyenini çıkartıyor, orasını burasını iyice marsık gibi kapkara karartmak için.marsık gibi kapkara karartmak için. Aşağıya giydiği şey göstermelik,Aşağıya giydiği şey göstermelik, bikini dediği şey,bikini dediği şey, arkasından baksan bir türlü önünden baksan bir türlü felaket.arkasından baksan bir türlü önünden baksan bir türlü felaket. Geçen gün hadîs-i şerîflerde okumadık mı?

Geçen gün hadîs-i şerîflerde okumadık mı?
Bakan da, Allah bakana da lanet ediyor,

Bakan da, Allah bakana da lanet ediyor,
kendisine baktırana da lanet ediyor diye.kendisine baktırana da lanet ediyor diye. Yani Allah’ın lanetine uğramış bir mahlûk oluyor.Yani Allah’ın lanetine uğramış bir mahlûk oluyor. O kadar bozulacağını gösteriyor.O kadar bozulacağını gösteriyor. Şimdi biz bunları böyle bugünkü olaylarlaŞimdi biz bunları böyle bugünkü olaylarla bağlayarak hadîs-i şerîfleri göz önüne getirdiğimiz zaman,bağlayarak hadîs-i şerîfleri göz önüne getirdiğimiz zaman, demek ki o zamanların gelmiş olduğunu anlıyoruz yani.demek ki o zamanların gelmiş olduğunu anlıyoruz yani. Bizim de kafalarımızın, zihniyetlerimizinBizim de kafalarımızın, zihniyetlerimizin hadisleri okumaya okumaya, tepki kabiliyetinin,hadisleri okumaya okumaya, tepki kabiliyetinin, yani kötünün kötü olduğunu anlayıp da ona karşıyani kötünün kötü olduğunu anlayıp da ona karşı tepki göstermek, reaksiyon göstermek,tepki göstermek, reaksiyon göstermek, ya ne kadar ayıp demek kabiliyetimizi bile kaybetmişiz artık.ya ne kadar ayıp demek kabiliyetimizi bile kaybetmişiz artık. Yapar bunlar bunların âdeti,Yapar bunlar bunların âdeti, televizyonda sarılıyor bilmem öpüşüyor.televizyonda sarılıyor bilmem öpüşüyor. Bu bunun nesi?Bu bunun nesi? Hiç bir şeyi.Hiç bir şeyi. Nikâhlısı mı değil.Nikâhlısı mı değil. Nikâhlı olsa bile bunlar böyle alenen resmi çekilmez,Nikâhlı olsa bile bunlar böyle alenen resmi çekilmez, filme alınmaz nikâhlısı bile olsa.filme alınmaz nikâhlısı bile olsa. Ne bu böyle vesaire yani daha neler neler neler.Ne bu böyle vesaire yani daha neler neler neler. Demek ki gökten bir taş düşse,

Demek ki gökten bir taş düşse,
ille bir kötü kadının üzerine,ille bir kötü kadının üzerine, ille bir münafık adamın üzerine düşer.ille bir münafık adamın üzerine düşer. Tabi münafık demek, kâfir de demiyor İslam ülkesinde bu böyle olacak demek.Tabi münafık demek, kâfir de demiyor İslam ülkesinde bu böyle olacak demek. Zaten kâfir ülkesi kâfir tamam.Zaten kâfir ülkesi kâfir tamam. İslam ülkesi bozulacak demek bu.İslam ülkesi bozulacak demek bu. Müslümanların ülkesi bu hale gelecek demek.Müslümanların ülkesi bu hale gelecek demek. E hocam şimdi biz bu durumda ne yapacağız?

E hocam şimdi biz bu durumda ne yapacağız?
Bu durumda yapılacak şeylerden birisi gözü korumak bir kere.Bu durumda yapılacak şeylerden birisi gözü korumak bir kere. Harama bakmamak.Harama bakmamak. İkincisi mümkün olduğu kadarİkincisi mümkün olduğu kadar bunların olmadığı bir yerde yaşamaya çalışmak.bunların olmadığı bir yerde yaşamaya çalışmak. Üçüncüsü kendi toplumumuzu oluşturmak.

Üçüncüsü kendi toplumumuzu oluşturmak.
Kendi mahallemizi, duvarla çevrili mahallemizi oluşturmak.Kendi mahallemizi, duvarla çevrili mahallemizi oluşturmak. Kendi mektebimizi kurmak.Kendi mektebimizi kurmak. İşlerimizi de ayarlamak.İşlerimizi de ayarlamak. Yani insan gider plajın önündeYani insan gider plajın önünde bir dükkân da açıp satabilir veyabir dükkân da açıp satabilir veya plajda bilmem arada dolaşıpplajda bilmem arada dolaşıp isteyene gazoz mazoz hani meşrubat vesaire filanisteyene gazoz mazoz hani meşrubat vesaire filan satar diyelim, yani deniz kenarında, bir işte, kumsalda diyelim yani.satar diyelim, yani deniz kenarında, bir işte, kumsalda diyelim yani. E bu iş başka, bir de camininE bu iş başka, bir de caminin önünde ne bileyim Müslümanların arasında bir şey satmak başka.önünde ne bileyim Müslümanların arasında bir şey satmak başka. İkisi arasında bayağı bir fark var,İkisi arasında bayağı bir fark var, çok büyük fark var.çok büyük fark var. Göz, göz ve gönül bakımından çok farklı.Göz, göz ve gönül bakımından çok farklı. Binâenaleyh yani yapacağı işi seçmek de önemli.Binâenaleyh yani yapacağı işi seçmek de önemli. Burada namaz kılan bir kardeşimiz vardı.Burada namaz kılan bir kardeşimiz vardı. İşini şeyde buldu.İşini şeyde buldu. Goald Coast buldu oraya gitti.Goald Coast buldu oraya gitti. Yani mesela.Yani mesela. Tabi orda artık namazını kılabiliyor mu kılamıyor mu,Tabi orda artık namazını kılabiliyor mu kılamıyor mu, oradaki gelen insanların, müşterilerin durumu vesaire.oradaki gelen insanların, müşterilerin durumu vesaire. Mesela bir iş tutarsın, kadınlara yönelik bir iş olur ayrı,

Mesela bir iş tutarsın, kadınlara yönelik bir iş olur ayrı,
bir de bir başka iş tutarsın inşaat malzemesi satarsın,bir de bir başka iş tutarsın inşaat malzemesi satarsın, o zaman ustalar gelir o ayrı.o zaman ustalar gelir o ayrı. Yani şey kendini korumak için tedbir alacaksın mecburen.Yani şey kendini korumak için tedbir alacaksın mecburen. Yani gidip parfümeri satarsan,Yani gidip parfümeri satarsan, sütyen bikini satarsan, elbette ona göre insanlar gelir.sütyen bikini satarsan, elbette ona göre insanlar gelir. Oje satarsan ona göre insanlar gelir.Oje satarsan ona göre insanlar gelir. Bilmem çimento satarsan ona göre insan gelir.Bilmem çimento satarsan ona göre insan gelir. İşini ayarlayacaksın.İşini ayarlayacaksın. Kendini korumaya çalışacaksın.Kendini korumaya çalışacaksın. Gemisini kurtaran kaptandır.Gemisini kurtaran kaptandır. Bir kere şu dünya imtihanındaBir kere şu dünya imtihanında kendini günahtan, Allah’ın lanetine uğramışkendini günahtan, Allah’ın lanetine uğramış bir kul olmaktan kurtarman lazım.bir kul olmaktan kurtarman lazım. Camiye yakın gelirsin, Müslümanlara yakın gelirsin,Camiye yakın gelirsin, Müslümanlara yakın gelirsin, Müslümanlarla ahbaplık edersin,Müslümanlarla ahbaplık edersin, mümkünse yapabiliyorsan İslam’ın en iyi yaşandığı ülkeye gidersin,mümkünse yapabiliyorsan İslam’ın en iyi yaşandığı ülkeye gidersin, tertemiz yaşandığı pırıl pırıl Müslümanlık.tertemiz yaşandığı pırıl pırıl Müslümanlık. Ohh günahsız, haramsız, böyleOhh günahsız, haramsız, böyle oh ne kadar güzel ya.oh ne kadar güzel ya. Televizyonları açıyorsun Kur’an okunuyor bilmemTelevizyonları açıyorsun Kur’an okunuyor bilmem çarşısında pazarında dolaşıyorsun herkesçarşısında pazarında dolaşıyorsun herkes namazlı niyazlı filan.namazlı niyazlı filan. Hangi diyar burası artık.Hangi diyar burası artık. Katar mı? Kuveyt mi?Katar mı? Kuveyt mi? Bahreyn mi? Umman mı?Bahreyn mi? Umman mı? Yemen mi? Arabistan mı?Yemen mi? Arabistan mı? Mısır mı? Türkiye mi?Mısır mı? Türkiye mi? Bosna mı? Cezayir mi?Bosna mı? Cezayir mi? Tunus mu? İran mı?Tunus mu? İran mı? Hindistan mı? Pakistan mı? Malezya mı?Hindistan mı? Pakistan mı? Malezya mı? Buruney mi bilmem. Artık.Buruney mi bilmem. Artık. Arayacaksın bulacaksın.Arayacaksın bulacaksın. Yok, yoksa yap kendin.Yok, yoksa yap kendin. Bir söz eskiden beri hoşuma gider.Bir söz eskiden beri hoşuma gider. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış Hamza.Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış Hamza. Ne olacak şimdi?Ne olacak şimdi? Doğruyu söylemekten vaz mı geçeceğiz?Doğruyu söylemekten vaz mı geçeceğiz? Olmaz. Doğruyu söyleyeceksin.Olmaz. Doğruyu söyleyeceksin. Allah doğruyu söyleyin diyor.Allah doğruyu söyleyin diyor. Emr-i bi'l mâruf, nehy-i anil münker farz.Emr-i bi'l mâruf, nehy-i anil münker farz. Doğru sözlü, doğru özlü olacağız.Doğru sözlü, doğru özlü olacağız. Ve kûnû ma’a’s-sâdikîne.

Ve kûnû ma’a’s-sâdikîne.
Doğru sözlülerle, doğru özlülerle, doğru işlilerle beraber olun.

Doğru sözlülerle, doğru özlülerle, doğru işlilerle beraber olun.
Ne yapacağız? Doğru söyleyeni de dokuz köyden kovuyorlar.Ne yapacağız? Doğru söyleyeni de dokuz köyden kovuyorlar. Öteki köye gidiyor oradan kovuyorlar.Öteki köye gidiyor oradan kovuyorlar. Oradan oraya kovuyorlar.Oradan oraya kovuyorlar. Ne yapacak?Ne yapacak? Dokuz köyden kovulanların hepsi birleşip,

Dokuz köyden kovulanların hepsi birleşip,
bir onuncu köy yaparlar, oh bebir onuncu köy yaparlar, oh be doğru sözlülerden ibaret bir güzel köy.doğru sözlülerden ibaret bir güzel köy. Gül gibi yaşarlar.Gül gibi yaşarlar. İslamic villlage kapısından giriliyorİslamic villlage kapısından giriliyor oh Elhamdûlillah.oh Elhamdûlillah. Vallahi yapılabilir bu ne olacak ya,Vallahi yapılabilir bu ne olacak ya, yapılamaz bir şey değil.yapılamaz bir şey değil. Hem de herkes de gelir seyranına bile gelir,Hem de herkes de gelir seyranına bile gelir, ya bu bir yer varmış bir köy kurmuşlarya bu bir yer varmış bir köy kurmuşlar filan diye gelirler.filan diye gelirler. Biz Amerika’ya gittiğimiz zaman öyle bazı kavimler

Biz Amerika’ya gittiğimiz zaman öyle bazı kavimler
kendi kafalarına uygun şehirler kurmuşlar.kendi kafalarına uygun şehirler kurmuşlar. Öyle kendi özel kıyafetleriyle,Öyle kendi özel kıyafetleriyle, kendi arabalarıyla, kendi dükkânlarıyla,kendi arabalarıyla, kendi dükkânlarıyla, kendi süsleriyle, herkes de onları ziyarete geliyor.kendi süsleriyle, herkes de onları ziyarete geliyor. Bunlar modern alet kullanmazlar, onlara göre günahmış,Bunlar modern alet kullanmazlar, onlara göre günahmış, giyimleri şöyle, kuşamları böyle.giyimleri şöyle, kuşamları böyle. Allah Allah bir görelim diye kalkıp gidiyorlar.Allah Allah bir görelim diye kalkıp gidiyorlar. Ama biz birisi gelsin bizi görsün diye yapmayacağız bunu da.Ama biz birisi gelsin bizi görsün diye yapmayacağız bunu da. Yani kendi aklımızdaki, gönlümüzdekiYani kendi aklımızdaki, gönlümüzdeki toplumu koruyacağız.toplumu koruyacağız. Amerika da bunları kurmuşlar.Amerika da bunları kurmuşlar. Avrupa da baskıya uğramış adam,Avrupa da baskıya uğramış adam, dokuz köyden kovulmuş Amerika’ya gitmiş.dokuz köyden kovulmuş Amerika’ya gitmiş. Orada tam gönlüne göre bir şehir kurmuş.Orada tam gönlüne göre bir şehir kurmuş. Herkes kendine göre bir yer kurmuş, bir yerde toplanmış.Herkes kendine göre bir yer kurmuş, bir yerde toplanmış. Salt Like City diye bir Amerika’nınSalt Like City diye bir Amerika’nın batı içlerinde bir yer var.batı içlerinde bir yer var. Arkadaşlardan bazıları oraya gitmiş.Arkadaşlardan bazıları oraya gitmiş. Mormonlar diye bir kavim yaşıyor MormonMormonlar diye bir kavim yaşıyor Mormon yani bir topluluk yaşıyor, çok kadınla evlenmek var.yani bir topluluk yaşıyor, çok kadınla evlenmek var. Taaddüd-i zevcât.

Taaddüd-i zevcât.
İslam da hani dört kadına kadar evlenme var ya.İslam da hani dört kadına kadar evlenme var ya. Orada da çok kadınla evlenmek var.Orada da çok kadınla evlenmek var. İçki içmek yok, hiç sigara içmek de yok.İçki içmek yok, hiç sigara içmek de yok. Aa Allah Allah olur mu böyle şey?Aa Allah Allah olur mu böyle şey? Var. İşte git gör.Var. İşte git gör. Onlardan bir tanesi gelmiş de

Onlardan bir tanesi gelmiş de
Türkiye’ye, bir profesör arkadaşa misafir o da profesör.Türkiye’ye, bir profesör arkadaşa misafir o da profesör. O arkadaş da almış bunu hocamıza götürmüş.O arkadaş da almış bunu hocamıza götürmüş. Hocamız rahmetullahi aleyhe görmüş o Mormonu.Hocamız rahmetullahi aleyhe görmüş o Mormonu. Hocamızla görüşmüş ayrılmışlar sonra.Hocamızla görüşmüş ayrılmışlar sonra. Demiş nasıl buldun bu hoca efendiyi?Demiş nasıl buldun bu hoca efendiyi? Demiş yeryüzünde gördüğüm dini insanlarınDemiş yeryüzünde gördüğüm dini insanların en mübarek’i demiş, hocamız.en mübarek’i demiş, hocamız. Çok beğenmiş.Çok beğenmiş. Müslüman olsana.

Müslüman olsana.
Madem beğendin.Madem beğendin. Niye yanlış yolda şey yapıyorsun.Niye yanlış yolda şey yapıyorsun. Ama Amerika da belki Amerika’ya giden başka arkadaşlar da görmüşlerdir,Ama Amerika da belki Amerika’ya giden başka arkadaşlar da görmüşlerdir, kendi toplumlarını kurmuşlar.kendi toplumlarını kurmuşlar. Burada [Avustralya’da] da ben gezilerimiz sırasındaBurada [Avustralya’da] da ben gezilerimiz sırasında bazılarının böyle kendi kafalarından nelerbazılarının böyle kendi kafalarından neler kurduklarını seziyorum.kurduklarını seziyorum. Mesela Glen Innes’e gittik.Mesela Glen Innes’e gittik. Burası bir selt, seltik [Celts, Celtic].Burası bir selt, seltik [Celts, Celtic]. Bir öyle bir şehir diyor bu Celtsler kim dedik?Bir öyle bir şehir diyor bu Celtsler kim dedik? Öyle bir kavim dediler şeyin içinde İngilizlerin içinde.Öyle bir kavim dediler şeyin içinde İngilizlerin içinde. Yani kendileri orada toplanmışlar.Yani kendileri orada toplanmışlar. Burada mesala [German Creek] var.Burada mesala [German Creek] var. Brisbane’nın bir yerinde.Brisbane’nın bir yerinde. Alman deresi.Alman deresi. Oralarda bakıyoruz isimlere şeylere hep alman isimleri.Oralarda bakıyoruz isimlere şeylere hep alman isimleri. Demek Almanya’dan gelen birileri topluca oraya yerleşmişler,Demek Almanya’dan gelen birileri topluca oraya yerleşmişler, bir kasaba kurmuşlar, tamam.bir kasaba kurmuşlar, tamam. Olabilir, öyle şeyler olmaz değil.Olabilir, öyle şeyler olmaz değil. Geçimini nasıl sağlayacak?Geçimini nasıl sağlayacak? Ala şirket kurarsınAla şirket kurarsın çalışırsın çabalarsın üretim yaparsın,çalışırsın çabalarsın üretim yaparsın, fabrika vesaire neyse olur yani.fabrika vesaire neyse olur yani. Dinini kurtarmak için çalışacaksın.

Dinini kurtarmak için çalışacaksın.
Zihnini, aklını kullanacaksın,Zihnini, aklını kullanacaksın, düşüneceksin, bulacaksın, yapacaksın.düşüneceksin, bulacaksın, yapacaksın. Günah olan yerden kaçacaksın,Günah olan yerden kaçacaksın, sevabı işleyebileceğin yere gideceksin.sevabı işleyebileceğin yere gideceksin. O da bir hicret.O da bir hicret. Günahtan kaçıp sevaba gitmek,Günahtan kaçıp sevaba gitmek, Allah’ın haram kıldıklarını bırakıpAllah’ın haram kıldıklarını bırakıp helal tarafa geçmek, o da hicret.helal tarafa geçmek, o da hicret. Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti gibi.Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti gibi. Bunu hiç düşünmezsek gidersek taaBunu hiç düşünmezsek gidersek taa en kötü günahları işleyen bir yere sokulursak,en kötü günahları işleyen bir yere sokulursak, o insanların arasına girersek, canım bana dokunmaz.o insanların arasına girersek, canım bana dokunmaz. İyi ama hastaneye AIDS’li geldiği zamanİyi ama hastaneye AIDS’li geldiği zaman doktorlar bile yanaşmıyor yanlarına. Neden?doktorlar bile yanaşmıyor yanlarına. Neden? AIDS hastalığı var diye.

AIDS hastalığı var diye.
Bucak bucak kaçıyorlar.Bucak bucak kaçıyorlar. Yani kötülüğün yanına gittin mi bulaşır.Yani kötülüğün yanına gittin mi bulaşır. Onun için dikkat etmek lazım.Onun için dikkat etmek lazım. Ve üçüncü hadîs-i şerîf.

Ve üçüncü hadîs-i şerîf.
Le-ye’tiyenne ‘ale’l-kâdi’l-‘adli

Le-ye’tiyenne ‘ale’l-kâdi’l-‘adli
yevme’l-kıyâmeti sâ’atünyevme’l-kıyâmeti sâ’atün yetemennâ ennehû lem yakdıyetemennâ ennehû lem yakdı beyne’s-neyni fî temratin kattu.beyne’s-neyni fî temratin kattu. Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz;

Buyuruyor ki Peygamber Efendimiz;
Le-ye’tiyenne muhakkak gelecek ‘ale’l-kâdi’l-‘adli.

Le-ye’tiyenne muhakkak gelecek ‘ale’l-kâdi’l-‘adli.
Hâkim, Kadı efendinin başına.Hâkim, Kadı efendinin başına. Nasıl Kadı? E’l adl.Nasıl Kadı? E’l adl. Adalet timsali, tepeden tırnağaAdalet timsali, tepeden tırnağa adil bir kadının başına bir zaman gelecek.adil bir kadının başına bir zaman gelecek. Adl mastar Arapçada, adalet demek.Adl mastar Arapçada, adalet demek. Yani e’l-kâdi’l-‘adli demek?Yani e’l-kâdi’l-‘adli demek? Adalet kesilmiş adam.

Adalet kesilmiş adam.
Tepeden tırnağa.Tepeden tırnağa. Hani hamuru kaynatıyorsun, yağın içinde,Hani hamuru kaynatıyorsun, yağın içinde, şerbetin içine cup atıyorsun bekliyor orada,şerbetin içine cup atıyorsun bekliyor orada, ondan sonra tabağa koyuyorsun, getiriyorsun,ondan sonra tabağa koyuyorsun, getiriyorsun, lokma tatlısı, tulumba tatlısı.lokma tatlısı, tulumba tatlısı. Tulumba tatlısı bu yağda kızarmıştı daha önce,Tulumba tatlısı bu yağda kızarmıştı daha önce, aman şimdi tadına doyum olmuyor,aman şimdi tadına doyum olmuyor, çatır çutur güzelce kızarmış yiyorsun. Neden?çatır çutur güzelce kızarmış yiyorsun. Neden? Şekerin içinde durdu, şekeri emri, safi şeker oldu, tatlı bir şey oldu.

Şekerin içinde durdu, şekeri emri, safi şeker oldu, tatlı bir şey oldu.
Tulumba tatlısı, lokma tatlısı, halka tatlısı, bilmem ne bilmem ne.Tulumba tatlısı, lokma tatlısı, halka tatlısı, bilmem ne bilmem ne. Adam da adalet kesilmiş.Adam da adalet kesilmiş. E’l-kâdi’l-‘adli.E’l-kâdi’l-‘adli. Adil demiyor, tam adalet,Adil demiyor, tam adalet, öyle bir Kadıya bile bir zaman gelecek ki,öyle bir Kadıya bile bir zaman gelecek ki, yevme’l-kıyâmeti, kıyamette sâ’atün,yevme’l-kıyâmeti, kıyamette sâ’atün, saatin, öyle bir an gelecek ki, yetemennâ,saatin, öyle bir an gelecek ki, yetemennâ, temenni edecek ki o Kadı efendi, o adaletli,temenni edecek ki o Kadı efendi, o adaletli, o mübarek, o dürüst, o hakkaniyetli,o mübarek, o dürüst, o hakkaniyetli, o böyle hiç rüşvet yemeyen,o böyle hiç rüşvet yemeyen, ona buna meyletmeyen,ona buna meyletmeyen, düşünüp taşınıp en doğru hükmü veren,düşünüp taşınıp en doğru hükmü veren, Kadı, Hâkim temenni edecek ki;Kadı, Hâkim temenni edecek ki; ennehû lem yakdı.ennehû lem yakdı. Keşke hiç hüküm vermeseydi, beyne’s-neyni,Keşke hiç hüküm vermeseydi, beyne’s-neyni, iki kişi arasında Hâkim olup,iki kişi arasında Hâkim olup, Kadı olup da iki tarafı dinleyip de keşkeKadı olup da iki tarafı dinleyip de keşke hiç hüküm vermeseydi.hiç hüküm vermeseydi. Fî temratin kattu.Fî temratin kattu. Bir hurma konusunda bileBir hurma konusunda bile asla keşke Hâkimlik yapmasaydım diye temenni edecek.asla keşke Hâkimlik yapmasaydım diye temenni edecek. Hurma ya.Hurma ya. Bu hurma benim senin bu benim tabağımdan düştü sen aldın,Bu hurma benim senin bu benim tabağımdan düştü sen aldın, Hâkim bey ben bundan davacıyım, bunuHâkim bey ben bundan davacıyım, bunu bu hurmayı bana vermesi lazım filan diyelim.bu hurmayı bana vermesi lazım filan diyelim. Hurma. Basit bir şey bir tane.Hurma. Basit bir şey bir tane. Bir hurma konusunda bile asla iki insan arasındaBir hurma konusunda bile asla iki insan arasında o kadar küçük bir konuda bile keşkeo kadar küçük bir konuda bile keşke Hâkimlik yapmasaydım diye temenni edecek,Hâkimlik yapmasaydım diye temenni edecek, ah edecek vah edecek.ah edecek vah edecek. Ya adaletsiz Hâkimler ne yapacak?Ya adaletsiz Hâkimler ne yapacak? Hapı yuttu.Hapı yuttu. Birisi bir yere müftü olacak.Birisi bir yere müftü olacak. İsmini söylemiyorum, ben biliyorum kim olduğunu.İsmini söylemiyorum, ben biliyorum kim olduğunu. Hasan Basri Çağatay hocaya galiba

Hasan Basri Çağatay hocaya galiba
böyle mübarek bir hocaya, ama dürüst,böyle mübarek bir hocaya, ama dürüst, emr-i mâruf, nehy-i l münker yapar, dosdoğru konuşur direk gibi,emr-i mâruf, nehy-i l münker yapar, dosdoğru konuşur direk gibi, dosdoğru böyle, yamukluk yok.dosdoğru böyle, yamukluk yok. Demiş işte beni müftü tayin etmek istiyorlar,Demiş işte beni müftü tayin etmek istiyorlar, kabul edeyim mi etmeyeyim mi?kabul edeyim mi etmeyeyim mi? Müftü, fetva verecek, herkes gelecek bir şey soracak,Müftü, fetva verecek, herkes gelecek bir şey soracak, karı kocayla kavga etmiş bilmem ne vesaire filankarı kocayla kavga etmiş bilmem ne vesaire filan yani bir çeşit Hâkimlik o da.yani bir çeşit Hâkimlik o da. Tarafları dinleyecek.Tarafları dinleyecek. Müftü ne demek?

Müftü ne demek?
Fetva veren demek.

Fetva veren demek.
Fetva verecek, bu olur bu olmaz.Fetva verecek, bu olur bu olmaz. Sen haklısın sen haksızsın.Sen haklısın sen haksızsın. Bir çeşit Hâkimlik gibi amaBir çeşit Hâkimlik gibi ama birazcık daha farklı dini konulardabirazcık daha farklı dini konularda sorulan müşkül meseleleri cevaplandırır.sorulan müşkül meseleleri cevaplandırır. Demiş ki ha sen müftü mü olacaksın?

Demiş ki ha sen müftü mü olacaksın?
Öyle teklif ediyorlar yüksek,

Öyle teklif ediyorlar yüksek,
yani rütbemiz yükselecek, müftü olacak.yani rütbemiz yükselecek, müftü olacak. Sıradan bir din adamıyken müftü olacak.Sıradan bir din adamıyken müftü olacak. Demiş ki bir fıkra anlatayım sana.Demiş ki bir fıkra anlatayım sana. Peki, anlat.Peki, anlat. Kıssadan hisseden aslında bir fıkraya ondan anlatıyor, boş yere anlatmıyor ki,Kıssadan hisseden aslında bir fıkraya ondan anlatıyor, boş yere anlatmıyor ki, bir sebebi var, anlatma sebebi.bir sebebi var, anlatma sebebi. Bir müftüyle cemaatten birisi iyi ahbap olmuşlar.Bir müftüyle cemaatten birisi iyi ahbap olmuşlar. Çok iyi arkadaş, dost, seviyorlar birbirlerini.Çok iyi arkadaş, dost, seviyorlar birbirlerini. Birbirlerine gidiyorlar geliyorlar, davet ediyorlar, bilmem ne filan.Birbirlerine gidiyorlar geliyorlar, davet ediyorlar, bilmem ne filan. O adam zengin müftüyü kayırıyor, müftü ona gidiyorO adam zengin müftüyü kayırıyor, müftü ona gidiyor vesaire işte falanca yerde hayır işi var,vesaire işte falanca yerde hayır işi var, Kur’an kursu var, yardım eder misin?Kur’an kursu var, yardım eder misin? Ederim bilmem ne filan, iyiler yani.Ederim bilmem ne filan, iyiler yani. Demiş ki müftü efendi, müftü efendi de iyi adam, iyi müftü yani.Demiş ki müftü efendi, müftü efendi de iyi adam, iyi müftü yani. Demiş ki ya müftü efendi,

Demiş ki ya müftü efendi,
ahirette de beraber olalım e mi,ahirette de beraber olalım e mi, inşallah, birbirimizi arayalım sen cennete giderseninşallah, birbirimizi arayalım sen cennete gidersen beni de ara sor, neredeysen şefaat eylebeni de ara sor, neredeysen şefaat eyle ben cehenneme filan düşmüşsem al beni yanına.ben cehenneme filan düşmüşsem al beni yanına. Yani yalvar yakar, şefaat hakkı var ya,Yani yalvar yakar, şefaat hakkı var ya, müminlerin filan, âlimlerin şeyhlerden önce şefaat hakkı var.müminlerin filan, âlimlerin şeyhlerden önce şefaat hakkı var. Yani fıkra bu ya,Yani fıkra bu ya, fıkra belki böyle fıkralar belki defıkra belki böyle fıkralar belki de bir yerde bir aslı vardır bir kitaptan da,bir yerde bir aslı vardır bir kitaptan da, oradan uyarlanmıştır, yani belki biroradan uyarlanmıştır, yani belki bir peygamberin anlatmasına bağlıdır.peygamberin anlatmasına bağlıdır. Öldükten sonra buÖldükten sonra bu müftüyle ahbap olan şahısmüftüyle ahbap olan şahıs Elhamdûlillah cennete gitmiş.Elhamdûlillah cennete gitmiş. Müftüyle ahbap, dindar adam, zekâtını vermiş,

Müftüyle ahbap, dindar adam, zekâtını vermiş,
hayratını yapmış, namazını kılmış, hacca gitmiş, yani iyi adam.hayratını yapmış, namazını kılmış, hacca gitmiş, yani iyi adam. Cennete girmiş.Cennete girmiş. Demiş şu müftü efendiyi bulayım ya.Demiş şu müftü efendiyi bulayım ya. Ta a’la-yı illiyyîn de, yukarılarda aramış, taramış yok, müftü efendi.Ta a’la-yı illiyyîn de, yukarılarda aramış, taramış yok, müftü efendi. Bir aşağı oralarda aramış yok,Bir aşağı oralarda aramış yok, bir aşağı aramış yok, bir aşağı aramış,bir aşağı aramış yok, bir aşağı aramış, sekiz cenneti karış karış aramış,sekiz cenneti karış karış aramış, müftü efendiyi bulamamış.müftü efendiyi bulamamış. Allah Allah müftü efendi yok.Allah Allah müftü efendi yok. Demiş Ya Rabbi böyle bir müftü dostum vardı, arıyorum bulamıyorum,Demiş Ya Rabbi böyle bir müftü dostum vardı, arıyorum bulamıyorum, cennette bulamadım acaba cehenneme mi düştü.cennette bulamadım acaba cehenneme mi düştü. Ara kulum.Ara kulum. Cehennemde müsaade çıkmış, cehennemi arıyor,Cehennemde müsaade çıkmış, cehennemi arıyor, yüksek tabakalarında aramış şöyle azabıyüksek tabakalarında aramış şöyle azabı hafif olan yerleri aramış,hafif olan yerleri aramış, ya acaba bu müftü efendi yanlışlıkla fetva verdi deya acaba bu müftü efendi yanlışlıkla fetva verdi de bir miktar yanmak için cehenneme mi düştü filan, aramış yok.bir miktar yanmak için cehenneme mi düştü filan, aramış yok. Ondan sonra biraz daha aşağıyı aramış yok,

Ondan sonra biraz daha aşağıyı aramış yok,
daha aşağıyı aramış yok,daha aşağıyı aramış yok, daha aşağıyı aramış yok,daha aşağıyı aramış yok, yedi kat cehennemi aramış, aramış orda da yok,yedi kat cehennemi aramış, aramış orda da yok, aramış aramış aramış sonra gayya kuyusu,aramış aramış aramış sonra gayya kuyusu, cehennemin en aşağı, en derin, en iğrenç,cehennemin en aşağı, en derin, en iğrenç, en azılı kâfirlerin azaplandırıldığı, en berbat yerine,en azılı kâfirlerin azaplandırıldığı, en berbat yerine, burada olmaz ama bir de buraya bakayım derken bakmış bir kafa görmüş,burada olmaz ama bir de buraya bakayım derken bakmış bir kafa görmüş, irinlerin, kanların, katranların arasında,irinlerin, kanların, katranların arasında, dikkatli bakmış müftü efendinin kafası.dikkatli bakmış müftü efendinin kafası. Yanına kadar gitmiş ya müftü efendi,Yanına kadar gitmiş ya müftü efendi, sen demiş sen misin? Evet demiş. İşte görüyorsun.sen demiş sen misin? Evet demiş. İşte görüyorsun. Bu ne hal ya müftü efendi? Demiş.Bu ne hal ya müftü efendi? Demiş. Sorma, halime çok şükür demiş,Sorma, halime çok şükür demiş, halime çok şükür demiş.halime çok şükür demiş. Yahu cehenneme düşmüşsün, gayya kuyusuna atmışlar,Yahu cehenneme düşmüşsün, gayya kuyusuna atmışlar, katranlara batmışsın,katranlara batmışsın, azabın içindesin, gene de halinden memnunsun.azabın içindesin, gene de halinden memnunsun. Demiş, çok şükür, çok şükür demiş,Demiş, çok şükür, çok şükür demiş, çok kurcalama demiş, aşağıda Kadı efendi var,çok kurcalama demiş, aşağıda Kadı efendi var, ben onun omuzlarına basıyorum da başımı ondan çıkarttım katrandan demiş.ben onun omuzlarına basıyorum da başımı ondan çıkarttım katrandan demiş. Kadı efendi, artık katranın içinde, tam aşağıda.Kadı efendi, artık katranın içinde, tam aşağıda. Bu onun omzuna basmış da,Bu onun omzuna basmış da, başını çıkartabilmiş katrandan dışarıya.başını çıkartabilmiş katrandan dışarıya. Git müftülüğü yap şimdi demiş.Git müftülüğü yap şimdi demiş. Bu fıkrayı anlattıktan sonra.Bu fıkrayı anlattıktan sonra. Yani büyük makamların sorumluluğu çoktur.

Yani büyük makamların sorumluluğu çoktur.
Dini makamların sorumluluğu daha fazladır.Dini makamların sorumluluğu daha fazladır. Adalet tevdi eden yerlerin sorumluluğu en fazladır.Adalet tevdi eden yerlerin sorumluluğu en fazladır. Çünkü yanlış hüküm verdiği zaman, haklıyıÇünkü yanlış hüküm verdiği zaman, haklıyı mağdur edecek, haksızı desteklemiş olacak.mağdur edecek, haksızı desteklemiş olacak. Çok adalet her şeyin temeli.Çok adalet her şeyin temeli. Karısına karşı adaletli olacak, çoluk çocuğuna karşı adaletli olacak,Karısına karşı adaletli olacak, çoluk çocuğuna karşı adaletli olacak, arkadaşları arasında adaletli olacak,arkadaşları arasında adaletli olacak, teraziyi doğru tutacak adaletli olacak,teraziyi doğru tutacak adaletli olacak, Müslümanın işi adalettir, adaletli olmak.Müslümanın işi adalettir, adaletli olmak. En zor işlerden birisi.En zor işlerden birisi. Tabi Hâkimlerin çoğu da rüşvet alıyor,Tabi Hâkimlerin çoğu da rüşvet alıyor, taraf tutuyor, gelen adamı soruyor, bu bizden mi?taraf tutuyor, gelen adamı soruyor, bu bizden mi? Hı hı tamam, ona göre şey veriyor. Sonra;Hı hı tamam, ona göre şey veriyor. Sonra; Ve men lem yahküm bi-mâ enzelallâhu.

Ve men lem yahküm bi-mâ enzelallâhu.
Allah’ın hükmüyle hükmetmiyor da,

Allah’ın hükmüyle hükmetmiyor da,
Allah’ın hükmünden gayri hükümlerle,Allah’ın hükmünden gayri hükümlerle, kanunlarla hükmediyor, o kâfirler, zalimler,kanunlarla hükmediyor, o kâfirler, zalimler, işte böyle Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenler,işte böyle Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenler, fâsıklar, zalimler, kâfirler.fâsıklar, zalimler, kâfirler. Çok kötü.Çok kötü. Yani çok zor işler.Yani çok zor işler. Hepimizin işi zor, ama dünyadakiHepimizin işi zor, ama dünyadaki şeylik Kadılık madılık, yani Hâkimlikşeylik Kadılık madılık, yani Hâkimlik veyahut mahkeme başkanlığı veyahutveyahut mahkeme başkanlığı veyahut filanca yer başkanlığı, Yargıtay, Danıştay bilmem,filanca yer başkanlığı, Yargıtay, Danıştay bilmem, anayasa mahkemesi vesaire, en sorumlu makamlar.anayasa mahkemesi vesaire, en sorumlu makamlar. Meclis, mecliste kanunlar çıkıyor,Meclis, mecliste kanunlar çıkıyor, kararlar çıkıyor, kararı verenler başörtülüler,kararlar çıkıyor, kararı verenler başörtülüler, başörtüden dolayı okulundan atılanlar, affedilsin mi affedilmesin mi?başörtüden dolayı okulundan atılanlar, affedilsin mi affedilmesin mi? Hayır, affedilmesin.Hayır, affedilmesin. Ne yapmış bu kızcağız?Ne yapmış bu kızcağız? Namuslu, dürüst, çalışkan,Namuslu, dürüst, çalışkan, tertemiz, pırıl pırıl, sınıfın en gözde öğrencisi neye affedilmesin.tertemiz, pırıl pırıl, sınıfın en gözde öğrencisi neye affedilmesin. Kusuru Müslüman olmak.Kusuru Müslüman olmak. Ne olacak bu hükmü verenlerin, buna destek olmayanların,Ne olacak bu hükmü verenlerin, buna destek olmayanların, bunları aftan çıkartanların halleri ne olacak?bunları aftan çıkartanların halleri ne olacak? Yani ahiret yok mu?Yani ahiret yok mu? Ahirette mahkeme-i kübra yok mu?Ahirette mahkeme-i kübra yok mu? Hesap yok mu? Azap yok mu?

Hesap yok mu? Azap yok mu?
Ne olacak bunlar?Ne olacak bunlar? Bunlar büyük makamlardaki kocabaşların sorumlulukları.Bunlar büyük makamlardaki kocabaşların sorumlulukları. Bizim? Bizim de kendimize göre hepimizin sorumluluğu var.

Bizim? Bizim de kendimize göre hepimizin sorumluluğu var.
Hepimiz imtihandayız.Hepimiz imtihandayız. Onun için her yaptığımız işi en güzel tarzda yapmak zorundayız.Onun için her yaptığımız işi en güzel tarzda yapmak zorundayız. Cenâb-ı Hak bize yardım eylesin.

Cenâb-ı Hak bize yardım eylesin.
Tevfîkini refîk eylesin.Tevfîkini refîk eylesin. Doğruyu görmek gördüğüne göre hareket etmek nasip eylesin.Doğruyu görmek gördüğüne göre hareket etmek nasip eylesin. İnsan doğruyu görüyor da yapamıyor.

İnsan doğruyu görüyor da yapamıyor.
Yapabilmek ayrı bir meziyet.Yapabilmek ayrı bir meziyet. Yalan söylememek lazım ama kıvırtıyor yalanı.Yalan söylememek lazım ama kıvırtıyor yalanı. Haram yememek lazım ama koy yan cebime diyor.Haram yememek lazım ama koy yan cebime diyor. Olmaz ya yapma ya bilmem ne.Olmaz ya yapma ya bilmem ne. Yan cebime koy şuradan.Yan cebime koy şuradan. Kimse görmeden koy diyor, yiyor.Kimse görmeden koy diyor, yiyor. Haramı yiyor, harama bakıyor,Haramı yiyor, harama bakıyor, günahı işliyor ibadeti terk ediyor.günahı işliyor ibadeti terk ediyor. Ediyoruz. Kusurlarımız, şeylerimiz çok.Ediyoruz. Kusurlarımız, şeylerimiz çok. Namaz kılınacak zamanlarda gece kalkmıyoruz ibadeteNamaz kılınacak zamanlarda gece kalkmıyoruz ibadete oruç tutacağı zamanlarda tutmuyoruz,oruç tutacağı zamanlarda tutmuyoruz, tesbihleri vesaire vesaire bin bir çeşittesbihleri vesaire vesaire bin bir çeşit bizim de bin bin çeşit kusurumuz var.bizim de bin bin çeşit kusurumuz var. Hiç başkasını tenkit edecek yanımız yok.Hiç başkasını tenkit edecek yanımız yok. Başımızı iki elimizin arasına alıpBaşımızı iki elimizin arasına alıp kara kara düşünmemiz lazım.kara kara düşünmemiz lazım. Ben Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği kul olmak için ne yapmam lazım?Ben Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği kul olmak için ne yapmam lazım? Şu anda ben Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulu gibi miyim,Şu anda ben Cenâb-ı Hakk’ın sevgili kulu gibi miyim, yoksa halim harap mı, yoksa sermayeyi kediye mi yüklettim,yoksa halim harap mı, yoksa sermayeyi kediye mi yüklettim, yoksa mahvolmanın eşiğinde miyim diye düşünmemiz lazım.yoksa mahvolmanın eşiğinde miyim diye düşünmemiz lazım. Çünkü bu işin şakası yok.Çünkü bu işin şakası yok. Allah bizi bu dünya imtihanını başaranlardan eylesin.

Allah bizi bu dünya imtihanını başaranlardan eylesin.
Azaba uğramadan cennete doğrudan girenlerden eylesin.Azaba uğramadan cennete doğrudan girenlerden eylesin. Ve bi-hürmeti ismihi’l-a’zâm

Ve bi-hürmeti ismihi’l-a’zâm
ve bi-hürmeti nebiyyihi’l-ekremve bi-hürmeti nebiyyihi’l-ekrem ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti’l-Fâtiha.ve bi-hürmeti esrâr-ı sûreti’l-Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2