Namaz Vakitleri

3 Cemâziye'l-Âhir 1446
04 Aralık 2024
İmsak
06:34
Güneş
08:05
Öğle
12:59
İkindi
15:22
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Gerçek Asalet: Ahirette İtibar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Gerçek Asalet: Ahirette İtibar

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın yurtdışında bulunduğu zamanlarda, özellikle 7 Mayıs 1997 günü Türkiye’den ayrıldıktan sonra gurbet ellerde; Avustralya, Almanya, İsveç, İngiltere, Hollanda, ABD ve farklı ülkelerde yapmış oldukları sohbetlerdir.

Avustralya’da sabah ve yatsı namazından sonra, çeşitli camilerde yaptıkları hadis ve tefsir sohbetleri, İsveç’te son Ramazan ayı boyunca yaptıkları konuşmalar, aile eğitim toplantılarında yaptıkları konuşmalar ve konferanslardan oluşmaktadır.

Bu konuşmalar, Ak-Radyo’da “Gurbet Sohbetleri” adı altında yayımlanmıştır.

Konuşma Metni

Bismillâhirrahmânirrahîm.Bismillâhirrahmânirrahîm. Elhamdülillâhirabbi’lâlemîn.

Elhamdülillâhirabbi’lâlemîn.
Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh.Hamden kesîran tayyiben mübâreken fîh. Alâ külli hâlin ve fî külli hîn.Alâ külli hâlin ve fî külli hîn. Ve’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ MuhammedinVe’s-salâtu ve’s-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihîve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn.ve men tebi’ahû bi-ihsânin ilâ yevmi’d-dîn. Emmâ ba’dü;

Emmâ ba’dü;
Fe-kâle resûlullâhi sallallahu aleyhi ve sellem;

Fe-kâle resûlullâhi sallallahu aleyhi ve sellem;
Şâhidü’z-zûri lâ tezûlü kademâhü hattâ tecibe lehü’n-nâru.

Şâhidü’z-zûri lâ tezûlü kademâhü hattâ tecibe lehü’n-nâru.
Enes radıyallahu anh’den ve Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan

Enes radıyallahu anh’den ve Abdullah İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan
rivayet olunmuş olan bu hadîs-i şerifte,rivayet olunmuş olan bu hadîs-i şerifte, yalancı şahitliğin cehenneme girme sebebi olduğu belirtiliyor.yalancı şahitliğin cehenneme girme sebebi olduğu belirtiliyor. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki; Şâhidü’z-zûri.

Şâhidü’z-zûri.
Şahit, mahkemede herhangi bir olaydaŞahit, mahkemede herhangi bir olayda Hâkim’in, Kadı’nın karşısında şahitlik eden kimse.Hâkim’in, Kadı’nın karşısında şahitlik eden kimse. Zur, yalan demek.Zur, yalan demek. Şâhidü’z-zûri, yalan yere şahitlik eden, yalanı söyleyen,Şâhidü’z-zûri, yalan yere şahitlik eden, yalanı söyleyen, şahitlik yapıyorum diye yalan söyleyen.şahitlik yapıyorum diye yalan söyleyen. Yalancı şahit.Yalancı şahit. Lâ tezûlü kademâhü.Lâ tezûlü kademâhü. Ayakları yerinden kıpırdamaz, hareket etmez.Ayakları yerinden kıpırdamaz, hareket etmez. Hattâ tecibe lehü’n-nâru.

Hattâ tecibe lehü’n-nâru.
Cehennem ona vacip olmadan, ayakları kıpırdamaz.Cehennem ona vacip olmadan, ayakları kıpırdamaz. Yani şahitlik ettiği yerde daha ayakları kıpırdamadanYani şahitlik ettiği yerde daha ayakları kıpırdamadan cehennemi hak eder.cehennemi hak eder. Cehennem ona hak olur.Cehennem ona hak olur. Ondan sonra kıpırdar ayağı.Ondan sonra kıpırdar ayağı. O kadar kesin, o kadar çabuk.O kadar kesin, o kadar çabuk. Onun için bir kere Müslümanın doğru sözlü olması lazım.Onun için bir kere Müslümanın doğru sözlü olması lazım. Her yerde her zaman.Her yerde her zaman. Ama yalan söylediği zaman bazenAma yalan söylediği zaman bazen yalanın zararı sadece kendisinde kalır.yalanın zararı sadece kendisinde kalır. Ama yalancı şahit adaleti bozuyor.Ama yalancı şahit adaleti bozuyor. Belki o yaptığı yalancı şahitlikte birinin malı gasp ediliyor.Belki o yaptığı yalancı şahitlikte birinin malı gasp ediliyor. Belki birisi hapse giriyor.Belki birisi hapse giriyor. Belki çok büyük haksızlıklar oluyor.Belki çok büyük haksızlıklar oluyor. Ondan dolayı yalancı şahitlik çok kötüdür İslam da.

Ondan dolayı yalancı şahitlik çok kötüdür İslam da.
Yalancılık kötüdür, ama yalancı şahitlikYalancılık kötüdür, ama yalancı şahitlik hemen o anda insanı cehennemlikler arasına yazdırır.hemen o anda insanı cehennemlikler arasına yazdırır. Daha ayakları yerinden kıpırdamadan,Daha ayakları yerinden kıpırdamadan, cehennem ona vacip olur.cehennem ona vacip olur. Bu insanlar o kadar şaşırmış ki,Bu insanlar o kadar şaşırmış ki, o kadar imandan uzaklaşmış ki söylenmeye söylenmeye.o kadar imandan uzaklaşmış ki söylenmeye söylenmeye. O kadar o kadar dinsizleşmiş kiO kadar o kadar dinsizleşmiş ki adliye binalarının önünde,adliye binalarının önünde, yalancı şahitlik yapmak için bekleyenler varmış.yalancı şahitlik yapmak için bekleyenler varmış. Adamın şahide ihtiyacı olduğu zaman, iniyormuş aşağıya,Adamın şahide ihtiyacı olduğu zaman, iniyormuş aşağıya, pazarlık ediyorlarmış, hiç tanımadığı insanın mahkemesine gidiyormuş,pazarlık ediyorlarmış, hiç tanımadığı insanın mahkemesine gidiyormuş, istenildiği şekilde şahitliği yapıyormuş.istenildiği şekilde şahitliği yapıyormuş. Ondan sonra da parayı alıp gidiyormuş.Ondan sonra da parayı alıp gidiyormuş. Adalet bu kadar böyle mahvediliyor, katlediliyor.Adalet bu kadar böyle mahvediliyor, katlediliyor. Adli cinayet işleniyor.Adli cinayet işleniyor. O kadar.O kadar. Tabi İslam kolay değil.Tabi İslam kolay değil. İnsanın Müslüman olması, birçok şeyleri yenmesine bağlı.

İnsanın Müslüman olması, birçok şeyleri yenmesine bağlı.
Müslüman olacak, Müslümanca yaşayacak.Müslüman olacak, Müslümanca yaşayacak. Ama nefsini yenecek.Ama nefsini yenecek. Şeytanı yenecek.Şeytanı yenecek. Dünya sevgisini, muhabbetini yenecek.Dünya sevgisini, muhabbetini yenecek. Hakkı söylersem zarara uğrarım.Hakkı söylersem zarara uğrarım. Zarara uğrarım ama olsun Allah yalan söylemeyin diyor.Zarara uğrarım ama olsun Allah yalan söylemeyin diyor. Ben hakkı söylersem zarar olursa zarar, ne yapalım.Ben hakkı söylersem zarar olursa zarar, ne yapalım. Dünya sevgisi insanı şaşırtıyor.Dünya sevgisi insanı şaşırtıyor. Para, pul, mevki, makam, menfaatPara, pul, mevki, makam, menfaat kaygısından insan yapıyor bu işleri.kaygısından insan yapıyor bu işleri. Şeytan insanı kandırıyor.Şeytan insanı kandırıyor. İnsanın nefsi kendisini engelliyorİnsanın nefsi kendisini engelliyor ve sonunda insan kendisini cehenneme sokturacak olan işleri rahat rahat yapıyor.ve sonunda insan kendisini cehenneme sokturacak olan işleri rahat rahat yapıyor. Çok iyi öğretilmesi lazım.Çok iyi öğretilmesi lazım. Çok iyi anlatılması lazım.Çok iyi anlatılması lazım. Amma çok iyi anlatıldığı zaman bile bu düşmanları yenemeyip,Amma çok iyi anlatıldığı zaman bile bu düşmanları yenemeyip, nefsine mağlup olup, şeytana aldanıp,nefsine mağlup olup, şeytana aldanıp, dünyaya kapılıp kötü işleri yapanlar var.dünyaya kapılıp kötü işleri yapanlar var. Bir de hiç öğretilmezse, bu insanların, bu halkın hali ne olacak?Bir de hiç öğretilmezse, bu insanların, bu halkın hali ne olacak? Bir de tam tersi öğretilirse.

Bir de tam tersi öğretilirse.
Boş ver kardeşim.Boş ver kardeşim. İnsan bu dünyaya bir defa gelir kardeşim.İnsan bu dünyaya bir defa gelir kardeşim. Vur patlasın, çal oynasın kardeşim.Vur patlasın, çal oynasın kardeşim. Çalgı, eğlence, bar, pavyon, gazino, içki,Çalgı, eğlence, bar, pavyon, gazino, içki, kumar, eğlence, her türlükumar, eğlence, her türlü Allah’ın haram kıldığı yasak kıldığı şey revaçta olursa,Allah’ın haram kıldığı yasak kıldığı şey revaçta olursa, reklam edilirse, anlatılırsa, teşvik edilirse,reklam edilirse, anlatılırsa, teşvik edilirse, insanları kandırmak için var gücüyle çalışmalarınainsanları kandırmak için var gücüyle çalışmalarına müsaade edilirse, bu insanların hali nice olur?müsaade edilirse, bu insanların hali nice olur? Amerika da sigaranın reklamı yasaklanmış,

Amerika da sigaranın reklamı yasaklanmış,
içkinin reklamı yasaklanmış,içkinin reklamı yasaklanmış, televizyonlarda umumi yerlerde bunun reklamı yapılamıyormuş.televizyonlarda umumi yerlerde bunun reklamı yapılamıyormuş. Ya sigaradan daha daha mı az zararlı bu şeyler?Ya sigaradan daha daha mı az zararlı bu şeyler? Bunların reklamı yapılıyor, bunlar teşvik ediliyor.Bunların reklamı yapılıyor, bunlar teşvik ediliyor. Bunları görünce insanlar aldanıyor şey yapıyor.Bunları görünce insanlar aldanıyor şey yapıyor. Onun için idarecilerin, bu işleri düzenleyen, bu işlere karar veren insanların

Onun için idarecilerin, bu işleri düzenleyen, bu işlere karar veren insanların
veballeri sorumlulukları çok çok fazla.veballeri sorumlulukları çok çok fazla. O adamlar mahvolacaklar yani.O adamlar mahvolacaklar yani. Bu işleri imza atan, bu işlere karar veren,Bu işleri imza atan, bu işlere karar veren, bu işleri yaptıran, düzeni bu hale getiren, böyle çevirenler,bu işleri yaptıran, düzeni bu hale getiren, böyle çevirenler, bu noktaya getirenler çok büyük sorumluluklar altında.bu noktaya getirenler çok büyük sorumluluklar altında. İkinci hadîs-i şerîf.

İkinci hadîs-i şerîf.
Sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

Sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;
Şerru’t-ta’âmi ta’amu’l-velîmeti

Şerru’t-ta’âmi ta’amu’l-velîmeti
yüd’â ileyhe’l-ağniyâüyüd’â ileyhe’l-ağniyâü ve yümne’uhe’l-mesâkînüve yümne’uhe’l-mesâkînü ve men lem yücibi’d-da’vateve men lem yücibi’d-da’vate fe-kad ‘asallahe ve resûlehû.fe-kad ‘asallahe ve resûlehû. Ebû Hureyre radıyallahu anh’den,

Ebû Hureyre radıyallahu anh’den,
değişik konulu bir hadîs-i şerîf.değişik konulu bir hadîs-i şerîf. Şerru’t-ta’âmi.

Şerru’t-ta’âmi.
Ziyafetlerin, yiyeceklerin, sofraların, yemeklerin en fenası.Ziyafetlerin, yiyeceklerin, sofraların, yemeklerin en fenası. Ta’amu’l-velîmeti.Ta’amu’l-velîmeti. O düğün yemeğidir ki,O düğün yemeğidir ki, yemeklerin, ziyafetlerin en fenası, o düğün yemeğidir ki;yemeklerin, ziyafetlerin en fenası, o düğün yemeğidir ki; yüd’â ileyhe’l-ağniyâü.yüd’â ileyhe’l-ağniyâü. O ziyafete zenginler çağrılır da.O ziyafete zenginler çağrılır da. Ve yümne’uhe’l-mesâkînü.Ve yümne’uhe’l-mesâkînü. Fakirler engellenir, sokulmaz, alınmaz, çağırılmaz.Fakirler engellenir, sokulmaz, alınmaz, çağırılmaz. En kötü ziyafet budur.En kötü ziyafet budur. Hâlbuki umumi olacak, kapı açılacak,Hâlbuki umumi olacak, kapı açılacak, fukaracıklar da istifade edecek.fukaracıklar da istifade edecek. Zengin zaten her zaman yiyor.Zengin zaten her zaman yiyor. Evinde seninkinden belki daha alasını yaptırıyor, keyfine göre.Evinde seninkinden belki daha alasını yaptırıyor, keyfine göre. Hizmetçisini çağırıyor emrediyor, parayı veriyor elineHizmetçisini çağırıyor emrediyor, parayı veriyor eline git şunun en alasını al, şunun en alasını al,git şunun en alasını al, şunun en alasını al, mükellef bir sofra hazırlanıyor.mükellef bir sofra hazırlanıyor. Her zaman yer.Her zaman yer. Onu onun her günü ziyafet.Onu onun her günü ziyafet. Onu çağırıyor.Onu çağırıyor. Asıl fukaracık orada açlıktan karnına taş bağlayan adamlar,Asıl fukaracık orada açlıktan karnına taş bağlayan adamlar, bir düğün yemeği var eyvah aman gidelim debir düğün yemeği var eyvah aman gidelim de bize de biraz belki bir şeyler verirler diye kapıda bekleşiyor,bize de biraz belki bir şeyler verirler diye kapıda bekleşiyor, alınmıyorlar, yedirilmiyorlar, içirilmiyorlar.alınmıyorlar, yedirilmiyorlar, içirilmiyorlar. En kötü ziyafet budur, yemek budur.En kötü ziyafet budur, yemek budur. Çünkü Allah bunu sevmez, bu hali sevmez.Çünkü Allah bunu sevmez, bu hali sevmez. Ve men lem yücibi’d-da’vate.

Ve men lem yücibi’d-da’vate.
Bir de, bir yemeği, ziyafete bir davet edilirde bir insan gitmezse,Bir de, bir yemeği, ziyafete bir davet edilirde bir insan gitmezse, davete icabet etmezse;davete icabet etmezse; Fe-kad ‘asallahe ve resûlehû.Fe-kad ‘asallahe ve resûlehû. Allah’ın ve Resûlune isyan etmiş olur.Allah’ın ve Resûlune isyan etmiş olur. Davete icabet etmek efendimizin sünnetidir, gitmek lazım.Davete icabet etmek efendimizin sünnetidir, gitmek lazım. Davet etmiş.Davet etmiş. Pekâlâ gideceksin.Pekâlâ gideceksin. Olur diyeceksin, gideceksin.Olur diyeceksin, gideceksin. Çünkü davetler muhabbet vesilesidir.Çünkü davetler muhabbet vesilesidir. Muhabbet de Müslümanın Müslümanı sevmesi iyidir, sevaptır,Muhabbet de Müslümanın Müslümanı sevmesi iyidir, sevaptır, davete icabet edecek.davete icabet edecek. Peygamber efendimiz diyor ki;

Peygamber efendimiz diyor ki;
bir deve kemiği kaynatmasına, deve paçasına beni çağırsalar bile giderim.bir deve kemiği kaynatmasına, deve paçasına beni çağırsalar bile giderim. Fukaracığın birisi bir deve kemiği bulsa,Fukaracığın birisi bir deve kemiği bulsa, kazana koysa, fokur fokur kaynatsa da, gel Ya Resûlullahkazana koysa, fokur fokur kaynatsa da, gel Ya Resûlullah bizde yemek yiyelim, çorbayı beraber içelim dese, giderim diyor, Peygamber Efendimiz.bizde yemek yiyelim, çorbayı beraber içelim dese, giderim diyor, Peygamber Efendimiz. Yani en en basit en kıymetsiz şeye bile.Yani en en basit en kıymetsiz şeye bile. Bir keresinde Peygamber Efendimizi,

Bir keresinde Peygamber Efendimizi,
fukaracığın birisi çağırdı evine. Neden?fukaracığın birisi çağırdı evine. Neden? Sevap diye çağırdı.Sevap diye çağırdı. Çağırdı efendimizin önüne sirke ile ekmek koydu.Çağırdı efendimizin önüne sirke ile ekmek koydu. Efendimiz de ekmeği sirkeye bandı yedi, bandı yedi.Efendimiz de ekmeği sirkeye bandı yedi, bandı yedi. Sirke ne güzel gıdadır, sirke ne güzel gıdadır dedi.Sirke ne güzel gıdadır, sirke ne güzel gıdadır dedi. Tevazuya bak.Tevazuya bak. Hâlbuki nice zenginler, canını onun yoluna kurban etmeye hazır.Hâlbuki nice zenginler, canını onun yoluna kurban etmeye hazır. Peygamber Efendimize para gelmez miydi?Peygamber Efendimize para gelmez miydi? Yığınla gelirdi.

Yığınla gelirdi.
Sofra örtüsü üstüne konulurdu, avuç avuç dağıtırdı, saymadan avuç dağıtırdı.Sofra örtüsü üstüne konulurdu, avuç avuç dağıtırdı, saymadan avuç dağıtırdı. Biriktirseydi dünyanın en zengin insanı olurdu.Biriktirseydi dünyanın en zengin insanı olurdu. Zaten Allahu Teâlâ Hazretleri Cebrail aleyhisselamı göndermiş

Zaten Allahu Teâlâ Hazretleri Cebrail aleyhisselamı göndermiş
ve haber vermiş ki;ve haber vermiş ki; Ey Resûlum! İstersen sana şu karşıdaki dağları altın yapayım.

Ey Resûlum! İstersen sana şu karşıdaki dağları altın yapayım.
İstemem demiş.İstemem demiş. İstersen seni demiş, hükümdar, zengin peygamber yapayım.İstersen seni demiş, hükümdar, zengin peygamber yapayım. İstemem Ya Rabbi!İstemem Ya Rabbi! Günlerce aç dururdu, karnına taş bağlardı,Günlerce aç dururdu, karnına taş bağlardı, aylarca evinin bacası tütmezdi, pişmiş yemek yemezdi Resûlullah efendimiz.aylarca evinin bacası tütmezdi, pişmiş yemek yemezdi Resûlullah efendimiz. Sabah namazından sonra eve gittiği zaman, yiyecek bir şey var mı hanımlar? Derdi.Sabah namazından sonra eve gittiği zaman, yiyecek bir şey var mı hanımlar? Derdi. Yok, Ya Resûlullah.Yok, Ya Resûlullah. Eh bende zaten oruç tutmayı düşünüyordum, niyetlenmiştim,Eh bende zaten oruç tutmayı düşünüyordum, niyetlenmiştim, aklımdan geçiriyordum, hadi oruca niyet edeyim derdi.aklımdan geçiriyordum, hadi oruca niyet edeyim derdi. Fatıma anamız öyle, Peygamber Efendimiz öyle,Fatıma anamız öyle, Peygamber Efendimiz öyle, sahâbe-i kirâmın çoğu öyle, günlerce aç dururlardı.sahâbe-i kirâmın çoğu öyle, günlerce aç dururlardı. Hazreti Ali efendimiz bir ihtiyar kadınHazreti Ali efendimiz bir ihtiyar kadın kuyusundan su çekip hurmalarını sulamak üzere anlaşmış,kuyusundan su çekip hurmalarını sulamak üzere anlaşmış, her kovasına bir hurma ücret.her kovasına bir hurma ücret. Kova başına bir hurma.Kova başına bir hurma. Hurmaları almış, getirmiş, Resûlullaha sunmuş.Hurmaları almış, getirmiş, Resûlullaha sunmuş. Hurma da yok.Hurma da yok. O da bir nimet.O da bir nimet. O da öyle kolay bulunan bir şey değil.O da öyle kolay bulunan bir şey değil. Ne para var, ne yiyecek var, ne hurma var,Ne para var, ne yiyecek var, ne hurma var, ne su var, su da kıt.ne su var, su da kıt. Ne güzel ev var, ne serinlik var.Ne güzel ev var, ne serinlik var. Şimdi biz Arabistan’a gittik mi soğutucular çalışıyor,

Şimdi biz Arabistan’a gittik mi soğutucular çalışıyor,
odaların içinde oh rahat bir yere yatıyoruz, uyuyoruz.odaların içinde oh rahat bir yere yatıyoruz, uyuyoruz. Soğutucu bir bozuluyor bir gün, iki gün.Soğutucu bir bozuluyor bir gün, iki gün. Yatağın içinde oraya dön oraya dön oraya dön oraya dön, kuş gibi çırpınıyor insan,Yatağın içinde oraya dön oraya dön oraya dön oraya dön, kuş gibi çırpınıyor insan, oldu birkaç defa oldu, oturulmuyor, şey yapılmıyor.oldu birkaç defa oldu, oturulmuyor, şey yapılmıyor. Yani uyku uyunmuyor.Yani uyku uyunmuyor. Kalkarlarmış Ali Ulvi Beyler.

Kalkarlarmış Ali Ulvi Beyler.
Böyle bu soğutucuların olmadığı zamanda.Böyle bu soğutucuların olmadığı zamanda. Geceleyin uyku uyuyamıyorlar.Geceleyin uyku uyuyamıyorlar. Çok sıcak, yaz sıcakları, hurmaları olduran sıcaklar.Çok sıcak, yaz sıcakları, hurmaları olduran sıcaklar. Yatağın içine bir kova su,Yatağın içine bir kova su, bütün yatak yorgan sırılsıklam kovayla ıslanıyor.bütün yatak yorgan sırılsıklam kovayla ıslanıyor. Üstlerinde de tepeden aşağı bir kova su,Üstlerinde de tepeden aşağı bir kova su, ıslak ıslak yatarlarmış yatağa.ıslak ıslak yatarlarmış yatağa. Onlar kuruyuncaya kadar yarım saat uyarlarmış.Onlar kuruyuncaya kadar yarım saat uyarlarmış. Çünkü kururken serinletiyor ortalığı.Çünkü kururken serinletiyor ortalığı. Onlar kuruduktan sonra gene başlarlarmış.Onlar kuruduktan sonra gene başlarlarmış. Birisi Medine-i Münevvere’ye gitti.

Birisi Medine-i Münevvere’ye gitti.
Hanımının analığı oraya yerleşmişti.Hanımının analığı oraya yerleşmişti. Bunlarda emekli olunca kalktılar gittiler.Bunlarda emekli olunca kalktılar gittiler. Medresede oda vermişler tamam, evleri var.Medresede oda vermişler tamam, evleri var. Bunlar da orda şey yapacaklar.Bunlar da orda şey yapacaklar. Gitti sonra döndü.Gitti sonra döndü. Emekli ama döndü gene.Emekli ama döndü gene. Kardeşim diyor, bizden yaşça büyük.Kardeşim diyor, bizden yaşça büyük. Durulmuyor kardeşim diyor, insan diyor kafesin içindeki kuş gibi çırpınıyor diyor.Durulmuyor kardeşim diyor, insan diyor kafesin içindeki kuş gibi çırpınıyor diyor. Kolay değil neler çekmişler mübarekler.Kolay değil neler çekmişler mübarekler. Allah’ın rızasını kazanmak için neler yapmışlar.Allah’ın rızasını kazanmak için neler yapmışlar. Altı yüz doksan dokuz kilometre Tebük’den Medine-i Münevvere’denAltı yüz doksan dokuz kilometre Tebük’den Medine-i Münevvere’den oralara savaşlara gitmişler, yaya veya devede.oralara savaşlara gitmişler, yaya veya devede. Deve sanki rahat mı?

Deve sanki rahat mı?
Deveye hiç bindiniz mi? Rahat mı?Deveye hiç bindiniz mi? Rahat mı? At ata bindiniz mi? Rahat mı?At ata bindiniz mi? Rahat mı? Atın üstüne giderken insanın ayakları yara olurdu,Atın üstüne giderken insanın ayakları yara olurdu, oturma yerleri yara olurdu. Rahat mı?oturma yerleri yara olurdu. Rahat mı? Ama yaya yürümekten daha iyi.

Ama yaya yürümekten daha iyi.
Hiç olmazsa oturuyor diye.Hiç olmazsa oturuyor diye. Millet onu keyif saymış o zamanlar.Millet onu keyif saymış o zamanlar. Biz şimdi arabanın koltuğuna oturuyoruz,Biz şimdi arabanın koltuğuna oturuyoruz, arkamıza yaslanıyoruz,arkamıza yaslanıyoruz, klimayı istediğimiz numaraya çeviriyoruz,klimayı istediğimiz numaraya çeviriyoruz, püfür püfür şey esiyor, üstümüzde gölge, altımızdapüfür püfür şey esiyor, üstümüzde gölge, altımızda yaylı koltuk, yıldırım gibi gidiyoruz.yaylı koltuk, yıldırım gibi gidiyoruz. Ne nimetler!Ne nimetler! Üçüncü hadîs-i şerîf.

Üçüncü hadîs-i şerîf.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem,

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem,
Ömer radıyallahu anhın rivayet ettiğine göre buyurmuş ki;Ömer radıyallahu anhın rivayet ettiğine göre buyurmuş ki; Şerefü’d-dünyâ el-ğınâ

Şerefü’d-dünyâ el-ğınâ
ve şerefü’l-âhirati et-takvâve şerefü’l-âhirati et-takvâ ve entüm min zekerin ve ünsâve entüm min zekerin ve ünsâ şerefüküm ğınâküm ve keremüküm takvâkümşerefüküm ğınâküm ve keremüküm takvâküm ve ahsâbüküm ahlâkükümve ahsâbüküm ahlâküküm ve ensâbüküm a’mâlüküm.ve ensâbüküm a’mâlüküm. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;
Şerefü’d-dünyâ.

Şerefü’d-dünyâ.
Bu dünya hayatının şerefi,Bu dünya hayatının şerefi, kıymeti, izzeti, itibarı, el-ğınâ zenginliktir.kıymeti, izzeti, itibarı, el-ğınâ zenginliktir. Bu dünyada zengin olan,Bu dünyada zengin olan, itibarlı oluyor, izzetli oluyor, kıymetli oluyor filan.itibarlı oluyor, izzetli oluyor, kıymetli oluyor filan. Amma şerefü’l-âhirati.Amma şerefü’l-âhirati. Ahiretin şerefi de et-takvâ.Ahiretin şerefi de et-takvâ. Takvâdır.Takvâdır. Ahirette de, günahlardan dünyada takvâ ehli olup da sakınmış olan,Ahirette de, günahlardan dünyada takvâ ehli olup da sakınmış olan, ibadetleri yapmış olan, Allah’a isyan etmemiş olan,ibadetleri yapmış olan, Allah’a isyan etmemiş olan, titiz Müslümanlık icra etmiş olan, şerefli olacak.titiz Müslümanlık icra etmiş olan, şerefli olacak. Âhiretin zenginliği de takvâdandır.Âhiretin zenginliği de takvâdandır. Ve entüm min zekerin ve ünsâ.

Ve entüm min zekerin ve ünsâ.
Ve sizler, her biriniz bir erkekten, bir kadından gelmesiniz.Ve sizler, her biriniz bir erkekten, bir kadından gelmesiniz. Bir anadan, bir babadan doğmasınız.Bir anadan, bir babadan doğmasınız. Yani burada tabi herkesin annesi babası var demek değil de,Yani burada tabi herkesin annesi babası var demek değil de, hepiniz aynı anne babadanhepiniz aynı anne babadan Âdem ile Havva aleyhimesselamdan doğmasınız, kardeşsiniz demek yani.Âdem ile Havva aleyhimesselamdan doğmasınız, kardeşsiniz demek yani. Aranızda başka bir fark yok.Aranızda başka bir fark yok. Ama fark takvâ ehli olanda.Ama fark takvâ ehli olanda. Takvâlı olan ahirette izzet, itibar sahibi olacak.Takvâlı olan ahirette izzet, itibar sahibi olacak. Şerefüküm ğınâküm.

Şerefüküm ğınâküm.
Sizin hepiniz eşitsiniz, kardeşsiniz amaSizin hepiniz eşitsiniz, kardeşsiniz ama zenginliğiniz şerefinizdir.zenginliğiniz şerefinizdir. Ve keremüküm takvâküm.Ve keremüküm takvâküm. Asaletiniz de takvânızdır.Asaletiniz de takvânızdır. Ve ahsâbüküm ahlâküküm.Ve ahsâbüküm ahlâküküm. İtibarlılığınız, hasebli nesebli kıymetli insan oluşunuz ahlâkınızdır.İtibarlılığınız, hasebli nesebli kıymetli insan oluşunuz ahlâkınızdır. Yani iyi ahlâklıysanız, kıymetli insan olursunuz.Yani iyi ahlâklıysanız, kıymetli insan olursunuz. Güzel huylu, tatlı dilli, anlayışlı, sevimli,Güzel huylu, tatlı dilli, anlayışlı, sevimli, sokulgan, arkadaşlı, vefalı vesaire tamam.sokulgan, arkadaşlı, vefalı vesaire tamam. Bu sizin için hasep neseptir, itibarlılıktır.Bu sizin için hasep neseptir, itibarlılıktır. Herkesin sevdiği bir insan olursunuz.Herkesin sevdiği bir insan olursunuz. Ve ensâbüküm a’mâlüküm.

Ve ensâbüküm a’mâlüküm.
Ve sizin eskiden AraplarVe sizin eskiden Araplar soyuyla sopuyla övünürmüş, ben falancalardanım, ben filancalardanım diye.soyuyla sopuyla övünürmüş, ben falancalardanım, ben filancalardanım diye. Sizin nesebinizde güzel amellerinizdir.Sizin nesebinizde güzel amellerinizdir. Güzel amelleri yapabiliyorsanızGüzel amelleri yapabiliyorsanız a’mal-i saliha işleyebiliyorsanız ne mutlu size!a’mal-i saliha işleyebiliyorsanız ne mutlu size! Onları yapamıyorsanız ananız babanız sizi kurtaramaz.

Onları yapamıyorsanız ananız babanız sizi kurtaramaz.
Falanca aileden olmak filanca sülalenin bir büyük çocuğu olmak fayda vermez.Falanca aileden olmak filanca sülalenin bir büyük çocuğu olmak fayda vermez. Mühim olan amel-i salîhin işlemektir.Mühim olan amel-i salîhin işlemektir. Yani amel-i salîhâ, yaniYani amel-i salîhâ, yani iyi işler ibadet ve taatler sevaplı ve hayırlı işleri işlemektir.iyi işler ibadet ve taatler sevaplı ve hayırlı işleri işlemektir. Bunları işlerseniz, Allah’ın sevgili kulu olursunuz.Bunları işlerseniz, Allah’ın sevgili kulu olursunuz. İşlemezseniz ötekilerin, dünyadaki başkalarının kıymet verdiğiİşlemezseniz ötekilerin, dünyadaki başkalarının kıymet verdiği ben falanca sülaledenim, ben filancanın evladındanımben falanca sülaledenim, ben filancanın evladındanım demek ahirette fayda vermez.demek ahirette fayda vermez. Babası kendisini kurtarmaya çalışacak, evladına ne faydası olsun.Babası kendisini kurtarmaya çalışacak, evladına ne faydası olsun. Babası, anası evladından kaçacak,Babası, anası evladından kaçacak, evlat ana babasından kaçacak,evlat ana babasından kaçacak, kardeş kardeşten kaçacak,kardeş kardeşten kaçacak, karı koca birbirinden kaçacak.karı koca birbirinden kaçacak. Hakkını ister bu filan diye uzaktan görünce kaçacak amaHakkını ister bu filan diye uzaktan görünce kaçacak ama nereye kaçacaksın ki mahşer yerinde?nereye kaçacaksın ki mahşer yerinde? Yakalayıp getirecekler.

Yakalayıp getirecekler.
O da çatır çatır hakkını isteyecek.O da çatır çatır hakkını isteyecek. Söke söke alacak. Söke söke.Söke söke alacak. Söke söke. Ya Rabbi! Bu benim hakkımı yedi dünyada dedi mi.Ya Rabbi! Bu benim hakkımı yedi dünyada dedi mi. O da Allahu Teâlâ Hazretleri her şeyi biliyor.O da Allahu Teâlâ Hazretleri her şeyi biliyor. Hakkını o kuldan alacak, buna verecek.Hakkını o kuldan alacak, buna verecek. Mümkün değil hakkı vermemek.Mümkün değil hakkı vermemek. Dünyada yapılan haksızlıklar, dünyada yapılan gasıplar,Dünyada yapılan haksızlıklar, dünyada yapılan gasıplar, zulümler, hırsızlıklar, arsızlıklar, yüzsüzlüklerzulümler, hırsızlıklar, arsızlıklar, yüzsüzlükler orada hepsi ödenecek.orada hepsi ödenecek. Dünyada her toplumda bir kanun olmuş.

Dünyada her toplumda bir kanun olmuş.
Kanun olması hüner değil.Kanun olması hüner değil. Her toplumda var.Her toplumda var. İlkel toplumların da kanunları var.İlkel toplumların da kanunları var. Taa Hammurabi zamanından Babillilerden kalma kanunlar var.Taa Hammurabi zamanından Babillilerden kalma kanunlar var. Firavunun devletinde de kanunlar var.Firavunun devletinde de kanunlar var. Kanun, kanun devleti olmak mühim değil diyorlar şimdi.Kanun, kanun devleti olmak mühim değil diyorlar şimdi. Kanun olacak tabi her yerde kanun.Kanun olacak tabi her yerde kanun. Rusya da da kanun var.Rusya da da kanun var. Sırbistan da da kanun var.Sırbistan da da kanun var. Bulgaristan da da kanun var.Bulgaristan da da kanun var. Türkiye de de kanun var.Türkiye de de kanun var. Arabistan da da kanun var.Arabistan da da kanun var. Mühim olan hukuk devleti olmak.Mühim olan hukuk devleti olmak. Hakları çiğnememek. Yememek.Hakları çiğnememek. Yememek. Hukuğa riayet etmek.Hukuğa riayet etmek. Sen kanunu zalimce yaparsan,Sen kanunu zalimce yaparsan, hakları çiğnersen, gasp edersen, bazılarını mağdur edersen,hakları çiğnersen, gasp edersen, bazılarını mağdur edersen, o zaman zulüm kanunu olmuş olur, kıymeti olmaz.o zaman zulüm kanunu olmuş olur, kıymeti olmaz. Onun uygulanmaması gerekiyor.Onun uygulanmaması gerekiyor. Allah’ın emrine aykırı kanunlar olur.Allah’ın emrine aykırı kanunlar olur. Allah onu günah yazar, cezalandırır.Allah onu günah yazar, cezalandırır. Allahu Teâlâ Hazretleri bizleri sevdiği razı olduğu

Allahu Teâlâ Hazretleri bizleri sevdiği razı olduğu
amelleri işlemeye muvaffak eylesin hepimizi.amelleri işlemeye muvaffak eylesin hepimizi. En aşağı mertebedeki halktan bir kimseden,En aşağı mertebedeki halktan bir kimseden, en yukarı mertebedeki başkana kadaren yukarı mertebedeki başkana kadar herkese Allah’a mutî kul eylesin.herkese Allah’a mutî kul eylesin. Her yerde her zaman Allah’ın emrini dinlemeyi,Her yerde her zaman Allah’ın emrini dinlemeyi, Allah’ın hükmünü uygulamayı, Allah’ın kitabına uymayı,Allah’ın hükmünü uygulamayı, Allah’ın kitabına uymayı, peygamberine tabi olmayı,peygamberine tabi olmayı, sünnetine göre yaşamayı Allahsünnetine göre yaşamayı Allah hepimize nasip eylesin.hepimize nasip eylesin. Çünkü kurtuluş yolu bu.Çünkü kurtuluş yolu bu. El Fâtiha.

El Fâtiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2