Namaz Vakitleri
İstanbul
27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Konuşma Metni

Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim. Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim.

Çok aziz çok muhterem, müslüman kardeşlerim! Çok aziz çok muhterem, müslüman kardeşlerim!

Sözlerime rahman ve rahim olan Rabbimiz Allahu Teâlâ hazretlerinin adıyla başlarım.Sözlerime rahman ve rahim olan Rabbimiz Allahu Teâlâ hazretlerinin adıyla başlarım. Alnının teri ile elinin emeğiyle hayatını kazananAlnının teri ile elinin emeğiyle hayatını kazanan siz kardeşlerimi en içten duygularımla sevgi ile selamlıyorum. siz kardeşlerimi en içten duygularımla sevgi ile selamlıyorum.

es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu. es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu.

Mü'minler Allah'ın dostlarıdır. Bu dostluk, bu velilik bütün iman ehli için umumidir.Mü'minler Allah'ın dostlarıdır. Bu dostluk, bu velilik bütün iman ehli için umumidir. Kâfirler ise Allah'ın mesuliyet bile yüklemediği hayvanlardan bile daha şaşkın.Kâfirler ise Allah'ın mesuliyet bile yüklemediği hayvanlardan bile daha şaşkın. Çünkü hiç olmazsa onların sorumluluğu yok. Ama Allah insanoğlunu akıl nimeti ile şerefgâh eylemiş.Çünkü hiç olmazsa onların sorumluluğu yok. Ama Allah insanoğlunu akıl nimeti ile şerefgâh eylemiş. Ve aklı kendisini bilmek ve bulmakla mükellef kılmıştır. Ve aklı kendisini bilmek ve bulmakla mükellef kılmıştır. Allah cümle Âdemoğullarına hidayet nasip eylesin.Allah cümle Âdemoğullarına hidayet nasip eylesin. Bizim dileğimiz, temennimiz onların akıllarını kullanıp insafa gelmeleri, Bizim dileğimiz, temennimiz onların akıllarını kullanıp insafa gelmeleri, hakkı bulup dünyalarını ve âhiretlerini kurtarmalarıdır. hakkı bulup dünyalarını ve âhiretlerini kurtarmalarıdır.

Mü'min kardeşlerimize gelince mü'min kardeşlerimiz tabaka tabakadır.Mü'min kardeşlerimize gelince mü'min kardeşlerimiz tabaka tabakadır. Derece derecedir, vasıfları çok farklı. Bir kısmı çok cahil, Allahu Teâlâ hazretlerinin emirlerinden,Derece derecedir, vasıfları çok farklı. Bir kısmı çok cahil, Allahu Teâlâ hazretlerinin emirlerinden, yasaklarından Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in âdabından ahlâkından,yasaklarından Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in âdabından ahlâkından, Kur'ân-ı Kerîm'in yolundan, cennetin istikametinden haberleri az.Kur'ân-ı Kerîm'in yolundan, cennetin istikametinden haberleri az. Bir kısmı gafildir, gerçekleri çeşitli sebeplerle göremiyorlar.Bir kısmı gafildir, gerçekleri çeşitli sebeplerle göremiyorlar. Ama ibadet sadece namaz ve niyazdan ibaret değil ki. Ama ibadet sadece namaz ve niyazdan ibaret değil ki.

İbadet Türkçe'ye tercüme edilirse anlamıİbadet Türkçe'ye tercüme edilirse anlamı kulluk, kul olmak, Allah'a gerçek kul olmak mânasına geliyor. kulluk, kul olmak, Allah'a gerçek kul olmak mânasına geliyor. Gerçek kulluk ise camiye, namaza, Ramazan'a, hacca, belli zamana ve belli yere mahsus değildir. Gerçek kulluk ise camiye, namaza, Ramazan'a, hacca, belli zamana ve belli yere mahsus değildir. İbadet insanın şuurlu olduğu zamandan ruhunu teslim ettiği zamana kadarİbadet insanın şuurlu olduğu zamandan ruhunu teslim ettiği zamana kadar içinde bulunduğu zamanda ve zeminde Rabbinin önünde ona güzel kulluk etme sanatıdır.içinde bulunduğu zamanda ve zeminde Rabbinin önünde ona güzel kulluk etme sanatıdır. Bunu yapabilene ne mutlu. Allah cümlemize bunu kolaylaştırsın,Bunu yapabilene ne mutlu. Allah cümlemize bunu kolaylaştırsın, bilenlere de bilmeyenlere yardımcı olma hususunda üstün gayretler versin. bilenlere de bilmeyenlere yardımcı olma hususunda üstün gayretler versin.

Türkiye'mizin bir şehrinde, sanıyorum geçtiğimiz asrınTürkiye'mizin bir şehrinde, sanıyorum geçtiğimiz asrın sonlarında ve bu asrın başlarında yaşamış bir arif kimsenin hayatını anlatmışlardı.sonlarında ve bu asrın başlarında yaşamış bir arif kimsenin hayatını anlatmışlardı. Türkiye'nin şarkında bir şehirde oturmakta iken,Türkiye'nin şarkında bir şehirde oturmakta iken, aldığı işaretler üzerine daha çok sevap kazanmak için;aldığı işaretler üzerine daha çok sevap kazanmak için; irşad, talim ve terbiye düşüncesiyle daha başka yerlere gitmeye karar vermiş. irşad, talim ve terbiye düşüncesiyle daha başka yerlere gitmeye karar vermiş.

Geçen gün Hamburg camiinde Sudanlı bir kardeşe rastladık.Geçen gün Hamburg camiinde Sudanlı bir kardeşe rastladık. Biliyorsunuz üç aylardayız, Recep ayındayız. Yarısı geçti, sonuna geldik.Biliyorsunuz üç aylardayız, Recep ayındayız. Yarısı geçti, sonuna geldik. Salı günü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in miracının sene-i devriyesi. Salı günü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in miracının sene-i devriyesi. Demek ki Recep ayını, üç ayları ganimet bilmiş Allah'ın dinini anlatmak için ülkesinden çıkmış.Demek ki Recep ayını, üç ayları ganimet bilmiş Allah'ın dinini anlatmak için ülkesinden çıkmış. Bizim camide bir akşam namazı kıldırmış. Sedası güzel, kıraati mükemmel, ilmini sordum. Bizim camide bir akşam namazı kıldırmış. Sedası güzel, kıraati mükemmel, ilmini sordum. 20 Sene Mekke-i Mükerreme'de kalmış, şu kadar sene Medine-i Münevvere'de kalmış, 20 Sene Mekke-i Mükerreme'de kalmış, şu kadar sene Medine-i Münevvere'de kalmış, şu kadar sene kendi ülkesinde ilim tahsil eylemiş, şu kadar sene diyâr-ı Hind'e gitmiş.şu kadar sene kendi ülkesinde ilim tahsil eylemiş, şu kadar sene diyâr-ı Hind'e gitmiş. Pakistan'da, Hindistan'da Hanefi ulemâmızdan ilim tahsil eylemiş. Pakistan'da, Hindistan'da Hanefi ulemâmızdan ilim tahsil eylemiş.

Mübarek camide konuşmaya kalktığı zaman, kendisi mükemmel fasih Arapça konuşuyor.Mübarek camide konuşmaya kalktığı zaman, kendisi mükemmel fasih Arapça konuşuyor. Tadına doyum olmayacak mükemmellikte konuşuyor.Tadına doyum olmayacak mükemmellikte konuşuyor. Cemaatin yarıdan fazlası da bilhassa Arapça bilenler kalktılar, gittiler.Cemaatin yarıdan fazlası da bilhassa Arapça bilenler kalktılar, gittiler. Asıl onların dinlemesini istiyorduk. Çünkü biz onlara kendi dillerinden hitap edecek kadarAsıl onların dinlemesini istiyorduk. Çünkü biz onlara kendi dillerinden hitap edecek kadar Arapça'yı güzel kullanamıyoruz. Bu kullanabilirdi. O zât ile bir başka arkadaşımızın evine gittik. Arapça'yı güzel kullanamıyoruz. Bu kullanabilirdi. O zât ile bir başka arkadaşımızın evine gittik.

Sabahleyin biz kahvaltıya oturduk, o mübarek kenara çekildi. Oruca niyetli imiş, dedim ki:Sabahleyin biz kahvaltıya oturduk, o mübarek kenara çekildi. Oruca niyetli imiş, dedim ki: "Maşaallah bütün sevapların hepsini siz toplayıp götürmek istiyorsunuz." güldü."Maşaallah bütün sevapların hepsini siz toplayıp götürmek istiyorsunuz." güldü. Mübarek aylarda terk-i diyâr edip Allah'ın dinine hizmet etmek için yola çıkmış.Mübarek aylarda terk-i diyâr edip Allah'ın dinine hizmet etmek için yola çıkmış. İlimle ömrünü geçirmiş, ibadetle, namazla, zikirle, tesbihle, oruçla vaktini değerlendiriyor. Ne mutlu. İlimle ömrünü geçirmiş, ibadetle, namazla, zikirle, tesbihle, oruçla vaktini değerlendiriyor. Ne mutlu.

İşte o Türkiye'deki alim de anlaşılan irşad edip daha çok sevap kazanayım, diyeİşte o Türkiye'deki alim de anlaşılan irşad edip daha çok sevap kazanayım, diye kendi diyarını terk etmiş. Çevresindeki dervişleri de;kendi diyarını terk etmiş. Çevresindeki dervişleri de; "Efendim, siz nereye giderseniz bizde peşinizdeyiz." demişler."Efendim, siz nereye giderseniz bizde peşinizdeyiz." demişler. Onlar da eşyalarını yüklemişler ve yola çıkmışlar.Onlar da eşyalarını yüklemişler ve yola çıkmışlar. Kendilerine yerleşecek bir kasaba veya şehir arıyorlar.Kendilerine yerleşecek bir kasaba veya şehir arıyorlar. Bu yolculuk esnasında bir şehre vardıkları zaman sabah namazını kılıyorlarmış.Bu yolculuk esnasında bir şehre vardıkları zaman sabah namazını kılıyorlarmış. Sabah namazından sonra işraka kadar evrâd-ı şerîfe okuyup,Sabah namazından sonra işraka kadar evrâd-ı şerîfe okuyup, zikr-i tesbihle, Kur'ân-ı Kerîm'le meşgul oluyorlarmış. zikr-i tesbihle, Kur'ân-ı Kerîm'le meşgul oluyorlarmış.

Ondan sonra dervişler kasabaya dağılıyormuş. Öğleye doğru hocalarının huzurlarında toplanıyorlarmış.Ondan sonra dervişler kasabaya dağılıyormuş. Öğleye doğru hocalarının huzurlarında toplanıyorlarmış. Hocaları soruyormuş, "Nasıl buldunuz kasabayı". "Efendim şahane, havası güzel, suyu çok nefis.Hocaları soruyormuş, "Nasıl buldunuz kasabayı". "Efendim şahane, havası güzel, suyu çok nefis. Meyvalık bolluk, insanları çok misafirperver. Hepsi bizi evine misafir etmek istiyor. Meyvalık bolluk, insanları çok misafirperver. Hepsi bizi evine misafir etmek istiyor. Hepsi ikramda bulundu, güler yüz gösterdi. Güleç muamele ettiler. Hepsi ikramda bulundu, güler yüz gösterdi. Güleç muamele ettiler. Şahane bir yer bize de yer ayırabilecekler. Türkiye'nin burasına yerleşebiliriz." demişler. Şahane bir yer bize de yer ayırabilecekler. Türkiye'nin burasına yerleşebiliriz." demişler.

Hoca Efendi başını eğmiş, mütebessim demiş ki:Hoca Efendi başını eğmiş, mütebessim demiş ki: "Kardeşlerim, denklerinizi, yüklerinizi hazırlayın daha hava kararmadan yolumuz uzun, "Kardeşlerim, denklerinizi, yüklerinizi hazırlayın daha hava kararmadan yolumuz uzun, geceye kalmadan daha ileriki kasabaya varalım." Peki efendim, demişler.geceye kalmadan daha ileriki kasabaya varalım." Peki efendim, demişler. Bu kasabada kalmak istiyorlar ama peki efendim, demişler.Bu kasabada kalmak istiyorlar ama peki efendim, demişler. Öbür kasabaya gelmişler yine aynı işler, yine orada sabah namazı kıldıktan sonra aynı konuşmalar.Öbür kasabaya gelmişler yine aynı işler, yine orada sabah namazı kıldıktan sonra aynı konuşmalar. Hoca efendi yine daha ileriki kasabaya gitme emri veriyor.Hoca efendi yine daha ileriki kasabaya gitme emri veriyor. Nihayet öyle bir kasabaya gelmişler ki o geldikleri kasabadaNihayet öyle bir kasabaya gelmişler ki o geldikleri kasabada öğleye doğru dervişlerin hepsinin suratı bir karış asık olarak geri gelmişler.öğleye doğru dervişlerin hepsinin suratı bir karış asık olarak geri gelmişler. Dervişler perişan, yüzleri asık, canları sıkılmış, Dervişler perişan, yüzleri asık, canları sıkılmış, kıpkırmızı sinirli durumda, gergin bir vaziyette gelmişler. kıpkırmızı sinirli durumda, gergin bir vaziyette gelmişler.

Hoca Efendi: "Hayrola ne oldu sizlere?" demiş. Hoca Efendi: "Hayrola ne oldu sizlere?" demiş.

"Aman efendim ne diyara geldik anlayamadık ki. Nasıl bir memleketmiş burası."Aman efendim ne diyara geldik anlayamadık ki. Nasıl bir memleketmiş burası. Yolda bize sataştılar, laf attılar, hakaret ettiler.Yolda bize sataştılar, laf attılar, hakaret ettiler. Olmadık sözler söylediler, zaten buranın havası da fena.Olmadık sözler söylediler, zaten buranın havası da fena. Toprağı da çorak, ekin de bitmez, meyvesi de az vesaire.Toprağı da çorak, ekin de bitmez, meyvesi de az vesaire. Burada hiç durmayalım, hemen gidelim." diye teklif etmişler hocalarına.Burada hiç durmayalım, hemen gidelim." diye teklif etmişler hocalarına. Hoca Efendi gene bir müddet gözlerini yummuş, düşünmüş.Hoca Efendi gene bir müddet gözlerini yummuş, düşünmüş. "Evlatlarım denklerinizi açın, bu kasabaya yerleşiyoruz." demiş. "Evlatlarım denklerinizi açın, bu kasabaya yerleşiyoruz." demiş. Demişler ki: "Efendim o kadar güzel kasabaları geçtik geçtik. Demişler ki: "Efendim o kadar güzel kasabaları geçtik geçtik. Geldik bu çorak yere, oralarda oturalım demediniz. Şimdi burada yerleşmeye karar veriyorsunuz." Geldik bu çorak yere, oralarda oturalım demediniz. Şimdi burada yerleşmeye karar veriyorsunuz."

Evladım, demiş bu itiraz edene "Demin siz kendi ağzınızla söylemediniz mi burada ilim yok,Evladım, demiş bu itiraz edene "Demin siz kendi ağzınızla söylemediniz mi burada ilim yok, irfan yok, edep yok, terbiye yok, ahlâk yok. irfan yok, edep yok, terbiye yok, ahlâk yok. Bu insanlar misafir nimeti bilmez, müslüman kıymeti bilmez. Bu insanlar misafir nimeti bilmez, müslüman kıymeti bilmez. Sert muamele ederler, şöyle kötü şeyler." "Evet dedik." "Demek ki buranın İslâm'a ihtiyacı var.Sert muamele ederler, şöyle kötü şeyler." "Evet dedik." "Demek ki buranın İslâm'a ihtiyacı var. Onun için buraya yerleşeceğiz. Buraya Allah'ın emirlerini öğreteceğiz.Onun için buraya yerleşeceğiz. Buraya Allah'ın emirlerini öğreteceğiz. Bu insanlara İslâm'ın güzelliğini anlatacağız. Bu insanları Kur'an ahlâkıyla ahlâklandıracağız.Bu insanlara İslâm'ın güzelliğini anlatacağız. Bu insanları Kur'an ahlâkıyla ahlâklandıracağız. Bu insanları Resûlullah'ın sünneti ile sünnetlendireceğiz. Vazifemiz budur." demiş. Bu insanları Resûlullah'ın sünneti ile sünnetlendireceğiz. Vazifemiz budur." demiş.

Çünkü mü'minin işi dünyanın keyfi, sefası ve havası ve manzarası değildir. Çünkü; Çünkü mü'minin işi dünyanın keyfi, sefası ve havası ve manzarası değildir. Çünkü;

Fânî dünya hoştur ama akıbet mevt olmasa. Fânî dünya hoştur ama akıbet mevt olmasa.

Bu dünya güzel ama sonunda öleceğiz. Nasıl olsa bırakacağız, biz onu bırakmasak o bizi bırakacak.Bu dünya güzel ama sonunda öleceğiz. Nasıl olsa bırakacağız, biz onu bırakmasak o bizi bırakacak. Onun için bu dünyaya "vefasız dünya" demişler. Bazıları daha da ileri gitmiş kahpe felek demiş.Onun için bu dünyaya "vefasız dünya" demişler. Bazıları daha da ileri gitmiş kahpe felek demiş. Kimine kavun yedirir kimine kelek, demiş. Yarı şaka yarı ciddi buna güvenilmez, demiş.Kimine kavun yedirir kimine kelek, demiş. Yarı şaka yarı ciddi buna güvenilmez, demiş. Bir kocadan konuşlanmış kocakarı demişler. Çünkü bizim işimiz Allah'ın rızasını kazanmak oluyor.Bir kocadan konuşlanmış kocakarı demişler. Çünkü bizim işimiz Allah'ın rızasını kazanmak oluyor. Onun için Allah kendi ehli olanlara, ehlullah olanlara kendi dinine yardım azmi,Onun için Allah kendi ehli olanlara, ehlullah olanlara kendi dinine yardım azmi, aşkı, şevki, gayreti ve kuvvetini ihsan eylesin. aşkı, şevki, gayreti ve kuvvetini ihsan eylesin.

Muhterem kardeşlerim, bir tüccar bir yere bir mal getirirken ne düşünür? Malın sürümünü düşünür.Muhterem kardeşlerim, bir tüccar bir yere bir mal getirirken ne düşünür? Malın sürümünü düşünür. O beldenin ihtiyacını düşünür.O beldenin ihtiyacını düşünür. O insanların talebini düşünür çünkü ticarette arz ve talep kanunu çok önemlidir.O insanların talebini düşünür çünkü ticarette arz ve talep kanunu çok önemlidir. Siz şimdi buraya Türkiye'den koyun eti ithal eder misiniz? Etmem. Siz şimdi buraya Türkiye'den koyun eti ithal eder misiniz? Etmem. Çünkü buranın kat kat gerdanlı Merinos koyunları var. Çok daha ucuz, etmem dersiniz.Çünkü buranın kat kat gerdanlı Merinos koyunları var. Çok daha ucuz, etmem dersiniz. Yün ithal eder misiniz? Etmem, bunların adamlarının zaten eski ailevî mesleği yüncülük, dersiniz. Yün ithal eder misiniz? Etmem, bunların adamlarının zaten eski ailevî mesleği yüncülük, dersiniz.

Ben de bu tüccarlar gibi bu salonda size hitap etme şerefi bahşedilinceBen de bu tüccarlar gibi bu salonda size hitap etme şerefi bahşedilince en lüzumlu olan bilgiler nelerdir diye düşündüm.en lüzumlu olan bilgiler nelerdir diye düşündüm. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri bahçesine, o gülistana girdim.Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri bahçesine, o gülistana girdim. O gülistandan bazı çiçekler kopardım kopardım. Bunlar defnedilecek, aldım oradan, size geldim.O gülistandan bazı çiçekler kopardım kopardım. Bunlar defnedilecek, aldım oradan, size geldim. Ben de bu bahçeden neler toplanmış onları size nakletmek istiyorum.Ben de bu bahçeden neler toplanmış onları size nakletmek istiyorum. İnşaallah şu demetim, şu buketim makbule geçer. İnşaallah şu demetim, şu buketim makbule geçer.

Biliyorum ki hepiniz mü'minsiniz; cehennemden korkar, cenneti istersiniz.Biliyorum ki hepiniz mü'minsiniz; cehennemden korkar, cenneti istersiniz. Allah'ın rızasını gözetirsiniz. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemdenAllah'ın rızasını gözetirsiniz. Onun için Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemden Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiği Müslim İbni Süheybe'nin deEbu Hureyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiği Müslim İbni Süheybe'nin de sahih kitabına kaydettiği bir hadîs-i şerîf ile bu topladığım çiçekleri size sunmaya başlıyorum. sahih kitabına kaydettiği bir hadîs-i şerîf ile bu topladığım çiçekleri size sunmaya başlıyorum.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri buyurmuş ki değerli kardeşlerim: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri buyurmuş ki değerli kardeşlerim:

Bence bu hadîs-i şerîfi,Bence bu hadîs-i şerîfi, büyük harflerle evlerimize, salonlarımıza, binalarımızın cephesine yazmamız gerekiyor.büyük harflerle evlerimize, salonlarımıza, binalarımızın cephesine yazmamız gerekiyor. Camilerimizin cephe duvarına yazmamız gerekiyor. Benim boyumdaki harflerle yazmamız gerekiyor.Camilerimizin cephe duvarına yazmamız gerekiyor. Benim boyumdaki harflerle yazmamız gerekiyor. Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri yemin etmiş.Çünkü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri yemin etmiş. "Allah'a yemin ederim." şu tarzda yemin ediyor: "Allah'a yemin ederim." şu tarzda yemin ediyor:

Vellezi nefsi biyedihi Şu canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki. Ne demek bu?Vellezi nefsi biyedihi Şu canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki. Ne demek bu? Canı Allah veriyor, Allah alır. Benim canımı da bana hayatımı da Allah vermiş, alırsa o alır.Canı Allah veriyor, Allah alır. Benim canımı da bana hayatımı da Allah vermiş, alırsa o alır. Dilerse yaşatır, dilerse öldürür. Dilerse sıhhatli eder, dilerse hasta eder. Her şey onun elinde.Dilerse yaşatır, dilerse öldürür. Dilerse sıhhatli eder, dilerse hasta eder. Her şey onun elinde. İşte o Allah'a yemin olsun ki. Biz olsak ne deriz? İşte o Allah'a yemin olsun ki. Biz olsak ne deriz? Vallahi billahi tallahi yapıştırırız yeminleri, o öyle değil böyle buyurmuş Peygamber Efendimiz. Vallahi billahi tallahi yapıştırırız yeminleri, o öyle değil böyle buyurmuş Peygamber Efendimiz.

"Canım kudreti elinde olan o Zât-ı Cemile Hamd olsun ki yemin olsun ki cennete inanmadıkça giremezsiniz.""Canım kudreti elinde olan o Zât-ı Cemile Hamd olsun ki yemin olsun ki cennete inanmadıkça giremezsiniz." Tamam hocam bu imtihanı geçeriz biz, çünkü inanıyoruz. Tamam hocam bu imtihanı geçeriz biz, çünkü inanıyoruz. Bundan korkumuz yok imanımız var cennete inşaallah bu imanı Allah kaptırtmasın elimizden.Bundan korkumuz yok imanımız var cennete inşaallah bu imanı Allah kaptırtmasın elimizden. Şeytan bir oyun edip de etrafımızda dolaşıp da bu imanı elimizden almasın. Şeytan bir oyun edip de etrafımızda dolaşıp da bu imanı elimizden almasın.

Çünkü Peygamber Efendimiz diyor ki: "Şeytan kuzu gibi olan Âdemoğullarının kurdu gibidir."Çünkü Peygamber Efendimiz diyor ki: "Şeytan kuzu gibi olan Âdemoğullarının kurdu gibidir." Bir kuzu meydanda olsa körpe kuzucuk bir kurt onu nasıl haklar. Çobanı olmasa haklar.Bir kuzu meydanda olsa körpe kuzucuk bir kurt onu nasıl haklar. Çobanı olmasa haklar. Kuzu kaçamaz, kurt onu haklar, o kuzucuk o kurttan kurtulamaz. Kuzu kaçamaz, kurt onu haklar, o kuzucuk o kurttan kurtulamaz.

Evliyâullahtan birisinin gözünden Allahu Teâlâ Hazretleri perdeyi kaldırmış.Evliyâullahtan birisinin gözünden Allahu Teâlâ Hazretleri perdeyi kaldırmış. Bakmış ki şeytanlar yeryüzünde sineklerin kaynaştığı gibi kaynaşıyorlar. İnsanların üstünde, sağında solunda ödü patlamış. Allah bizim imanımızı hayatımız boyunca muhafaza etmemizi nasip etsin. Vefatının boyunca da o şeytân-ı aleyhillâneye kaptırmasın. Emanetimizi sahibine iman-ı kâmil ile teslim etmeyi nasip eylesin. Umarız ki Rabbimiz imanımızı korusun. Bakmış ki şeytanlar yeryüzünde sineklerin kaynaştığı gibi kaynaşıyorlar. İnsanların üstünde, sağında solunda ödü patlamış. Allah bizim imanımızı hayatımız boyunca muhafaza etmemizi nasip etsin. Vefatının boyunca da o şeytân-ı aleyhillâneye kaptırmasın. Emanetimizi sahibine iman-ı kâmil ile teslim etmeyi nasip eylesin. Umarız ki Rabbimiz imanımızı korusun.
Ama ikinci cümlesi son derece önemli. Hatta tuminu vela tuminu hatta ehabbu.Ama ikinci cümlesi son derece önemli. Hatta tuminu vela tuminu hatta ehabbu. Birbirinizle sevişmedikçe, birbirinizle dost olmadıkça birbirinizi sevmedikçe hakiki mümin sayılmazsınız.Birbirinizle sevişmedikçe, birbirinizle dost olmadıkça birbirinizi sevmedikçe hakiki mümin sayılmazsınız. O iman sadece kuru laftan, kuru iddiadan ibaret değil. Mü'min ise birbirini sevecek.O iman sadece kuru laftan, kuru iddiadan ibaret değil. Mü'min ise birbirini sevecek. Mü'min isen öteki mü'min kardeşlerini sevmek zorundasın.Mü'min isen öteki mü'min kardeşlerini sevmek zorundasın. İşte beni korkutan taraf, size ikaz ve ihtarda bulunmak istediğim nokta budur. İşte beni korkutan taraf, size ikaz ve ihtarda bulunmak istediğim nokta budur.

Ben biraz dert babası durumunda olduğum için,Ben biraz dert babası durumunda olduğum için, beş torun babasıyım, dedesiyim, bir de dert babasıyım.beş torun babasıyım, dedesiyim, bir de dert babasıyım. Onun için bana herkes derdini sağ olsun gelir; sırrını açar, söyler. Biz müslümanlar sevmeyi bilmiyoruz.Onun için bana herkes derdini sağ olsun gelir; sırrını açar, söyler. Biz müslümanlar sevmeyi bilmiyoruz. Bazı çocuk yemek yemesini bilmez, bazı insan doğru yolda doğru yürümesini bilmez.Bazı çocuk yemek yemesini bilmez, bazı insan doğru yolda doğru yürümesini bilmez. Bazı insan bisiklete binmesini bilmez. Bazı insan araba kullanmasını bilmez.Bazı insan bisiklete binmesini bilmez. Bazı insan araba kullanmasını bilmez. Bizim de bir cahilliğimiz var, birbirimizi sevmeyi bilmiyoruz. Bizim de bir cahilliğimiz var, birbirimizi sevmeyi bilmiyoruz.

Nasıl bir şeydir bu, kırmızı renkli midir, sarı renkli midir, mavi renkli midir?Nasıl bir şeydir bu, kırmızı renkli midir, sarı renkli midir, mavi renkli midir? Yenilir mi, içilir mi, büyük müdür, küçük müdür? Elle mi tutulur, suyla mı yutulur?Yenilir mi, içilir mi, büyük müdür, küçük müdür? Elle mi tutulur, suyla mı yutulur? Bilmiyoruz, birbirimizi sevmeyi bilmiyoruz. Nereden biliyorsun? Sevmiyoruz da ondan.Bilmiyoruz, birbirimizi sevmeyi bilmiyoruz. Nereden biliyorsun? Sevmiyoruz da ondan. Birbirimizin aleyhindeyiz, bu ona çelme takıyor, o onun aleyhinde.Birbirimizin aleyhindeyiz, bu ona çelme takıyor, o onun aleyhinde. O onu kötülüyor, o onu tepelemeye çalışıyor. O onun karşısına, silah çekmiş çıkıyor.O onu kötülüyor, o onu tepelemeye çalışıyor. O onun karşısına, silah çekmiş çıkıyor. Onun malına, mülküne, ırzına, ailesine saldırıyor. "Anladım hocam.Onun malına, mülküne, ırzına, ailesine saldırıyor. "Anladım hocam. Bizi demiyorsun sen; Iraklı, İranlı diyorsun, oh kurtuldum." Bizim kendi aramızda var. Bizi demiyorsun sen; Iraklı, İranlı diyorsun, oh kurtuldum." Bizim kendi aramızda var. Nasıl kendi çocuklarımız birbirleriyle bazen kavga ederler. Bizim kendi aramızda var.Nasıl kendi çocuklarımız birbirleriyle bazen kavga ederler. Bizim kendi aramızda var. Birbirimizi sevmeyi öğrenmeliyiz. Birbirimizi sevmeyi öğrenmeliyiz.

Müslümanın müslüman üzerinde dört hakkı var, buyurmuş Peygamber Efendimiz.Müslümanın müslüman üzerinde dört hakkı var, buyurmuş Peygamber Efendimiz. Bunlar bizlerin öteki bütün müslümanlara karşı genel tutumumuzu gösteren cümleler. Bunlar bizlerin öteki bütün müslümanlara karşı genel tutumumuzu gösteren cümleler. Onun için sevdim ve bir de bu çiçeği kopardım sizin için o bahçeden. Onu size okumak istiyorum. Onun için sevdim ve bir de bu çiçeği kopardım sizin için o bahçeden. Onu size okumak istiyorum.

Erbaun min hakkil müslimine aleyke buyurmuş Peygamber Efendimiz. Erbaun min hakkil müslimine aleyke buyurmuş Peygamber Efendimiz.

Senin üzerinde öteki Müslümanların 4 tane hakkı olur.Senin üzerinde öteki Müslümanların 4 tane hakkı olur. Yani sen onlara karşı böyle hareket etmekle görevlisin böyle yap. Yani sen onlara karşı böyle hareket etmekle görevlisin böyle yap.

Allah için kâfirleri sevmeyeceğiz de mü'minlere karşı tavrımız ne olacak? 4 tavır var.Allah için kâfirleri sevmeyeceğiz de mü'minlere karşı tavrımız ne olacak? 4 tavır var. Eğer karşımızdaki iyi müslümansa muhsin ise ibadetini itaatini güzel yapan,Eğer karşımızdaki iyi müslümansa muhsin ise ibadetini itaatini güzel yapan, doğru düzgün, yerli yerinde bir insan ise bir iyilik yapmaya kalkışmışsa cami yaptıracak,doğru düzgün, yerli yerinde bir insan ise bir iyilik yapmaya kalkışmışsa cami yaptıracak, çeşme yaptıracak, köprü yaptıracak, okul yaptıracak vesaire.çeşme yaptıracak, köprü yaptıracak, okul yaptıracak vesaire. İyilik yapma aşkında, hevesinde doğru bir insansa senin vazifen nedir? İyilik yapma aşkında, hevesinde doğru bir insansa senin vazifen nedir?

En tubine muhsineh Onun o yapmak istediği iyiliğe destek olmaktır.En tubine muhsineh Onun o yapmak istediği iyiliğe destek olmaktır. Yardımcı olmaktır, birincisi bu. Birisini gördük; yük altında, uğraşıyor, didiniyor ama o hayırlı bir şey.Yardımcı olmaktır, birincisi bu. Birisini gördük; yük altında, uğraşıyor, didiniyor ama o hayırlı bir şey. Sen de yükün altına biraz girivereceksin. Sen de biraz omuzlayıvereceksin.Sen de yükün altına biraz girivereceksin. Sen de biraz omuzlayıvereceksin. O hayır yapılacak, senin vazifen iyi huy ile hayır yapmak isteyen insana destek olmaktır bir. O hayır yapılacak, senin vazifen iyi huy ile hayır yapmak isteyen insana destek olmaktır bir.

Eğer karşındaki günahkâr bir müslümansa,Eğer karşındaki günahkâr bir müslümansa, "Tamam o zaman hocam onun tepesine çıkarım, anasını ağlatırım."Tamam o zaman hocam onun tepesine çıkarım, anasını ağlatırım. Canına okurum, tahta kurdu gibi ezerim. Kanını etrafa saçarım."Canına okurum, tahta kurdu gibi ezerim. Kanını etrafa saçarım." Hayır öyle demiyor Peygamber Efendimiz, buyuruyor ki: Hayır öyle demiyor Peygamber Efendimiz, buyuruyor ki:

Ve en testeğfire bi müznibihim. Onun günahları için senin tövbe ve istiğfar etmeni istiyor.Ve en testeğfire bi müznibihim. Onun günahları için senin tövbe ve istiğfar etmeni istiyor. Günahkârlara tövbe ve istiğfar etmek. Bu nasıl şeydir? Bu müslümanlık vazifesi. Günahkârlara tövbe ve istiğfar etmek. Bu nasıl şeydir? Bu müslümanlık vazifesi.

Sen hep kendi kendine dua ediyorsun da acaba bir keresinde deSen hep kendi kendine dua ediyorsun da acaba bir keresinde de bir gececik de dua edip bir günahkâr kardeşin için bir gececik de dua edip bir günahkâr kardeşin için "Yâ Rabbi! Sen onun günahtan kurtulmasına yardımcı ol."Yâ Rabbi! Sen onun günahtan kurtulmasına yardımcı ol. Affeyle Yâ Rabbi günahını bağışla, doğru yola gelsin." Diyebildin mi? Diyemiyoruz.Affeyle Yâ Rabbi günahını bağışla, doğru yola gelsin." Diyebildin mi? Diyemiyoruz. Halbuki müslümanın müslüman kardeşinin gıyabında yaptığı dua makbuldür.Halbuki müslümanın müslüman kardeşinin gıyabında yaptığı dua makbuldür. Allah reddetmez, hem de süratle kabul buyurur. Allah reddetmez, hem de süratle kabul buyurur.

Ben biliyorum, bir arkadaşımızın çocuğu konuşmuyordu. 6 mı, 7 mi, 8 yaş oldu, çocuk konuşmuyor.Ben biliyorum, bir arkadaşımızın çocuğu konuşmuyordu. 6 mı, 7 mi, 8 yaş oldu, çocuk konuşmuyor. Eli düzgün, ayağı düzgün, her şeyi muntazam. Konuşmuyor. Bir kardeşimiz dua etti, çocuk düzeldi. Eli düzgün, ayağı düzgün, her şeyi muntazam. Konuşmuyor. Bir kardeşimiz dua etti, çocuk düzeldi. Konuşmaya başladı. Demek ki gıyabında dua edip ona afv u mağfiret dileyeceğiz. Konuşmaya başladı. Demek ki gıyabında dua edip ona afv u mağfiret dileyeceğiz.

Ve en teduve bi müdbirihim. Eğer o karşımızdaki müslüman müdbir ise ona da dua edeceğiz. Ve en teduve bi müdbirihim. Eğer o karşımızdaki müslüman müdbir ise ona da dua edeceğiz.

Müdbir ne demek? Müslüman müdbir ise dua edeceğiz ne demek?Müdbir ne demek? Müslüman müdbir ise dua edeceğiz ne demek? Birkaç mânası var, bir; idbar, talihin ters dönmesi mânası var.Birkaç mânası var, bir; idbar, talihin ters dönmesi mânası var. Bir insan ikbalde olur veyahut idbarda olur. İkbalde olmak ne demek?Bir insan ikbalde olur veyahut idbarda olur. İkbalde olmak ne demek? Adama bir piyango vurur, bir işi rast gelir, paşa olur. Ağa olur, milletvekili seçilir, bakan olur.Adama bir piyango vurur, bir işi rast gelir, paşa olur. Ağa olur, milletvekili seçilir, bakan olur. Zengin olur falan. İkbalde, ondan sonra da aşağıya düşer. Tamam. İdbarda düştü mevkiiden o manada. Zengin olur falan. İkbalde, ondan sonra da aşağıya düşer. Tamam. İdbarda düştü mevkiiden o manada.

Demek ki düşkünlüğüne dua edeceğiz.Demek ki düşkünlüğüne dua edeceğiz. Görüp de düşmüşe veyahut edbere, arkasını dönüp gitmek mânasına geliyor.Görüp de düşmüşe veyahut edbere, arkasını dönüp gitmek mânasına geliyor. Senin yanından arkasını dönüp gitmiş olan kardeşinin arkasından konuşmayacaksın, dua edeceksin.Senin yanından arkasını dönüp gitmiş olan kardeşinin arkasından konuşmayacaksın, dua edeceksin. O manâya geliyor.O manâya geliyor. Öteki manaya da gelebilir, o da doğrudur. Öteki manaya da gelebilir, o da doğrudur.

Ve en tuhibbe sahibehu. Dördüncüsü de eğer tövbekâr olmuşsa birisi onun da seveceksin.Ve en tuhibbe sahibehu. Dördüncüsü de eğer tövbekâr olmuşsa birisi onun da seveceksin. "Ama hocam bu eskiden şöyle yapardı, böyle yapardı." "Ama hocam bu eskiden şöyle yapardı, böyle yapardı." Asıl şu anda kusuru var mı?Asıl şu anda kusuru var mı? Olsun tövbe etmiş mi, Allah tövbe edenleri seviyor. Ben de seviyorum. Sen de onu bağışla. Olsun tövbe etmiş mi, Allah tövbe edenleri seviyor. Ben de seviyorum. Sen de onu bağışla.

Şu sıfatlara sahip olalım lütfen. Ne yapacağız? İyi bir müslüman görürsek hayır yapan,Şu sıfatlara sahip olalım lütfen. Ne yapacağız? İyi bir müslüman görürsek hayır yapan, hayrına destek olacağız. Günahkâr bir müslüman görürsek tövbe edeceğiz,hayrına destek olacağız. Günahkâr bir müslüman görürsek tövbe edeceğiz, istiğfar edeceğiz onun için. Yanımızda olmayan bir müslüman görürsek arkasından dua edeceğiz, istiğfar edeceğiz onun için. Yanımızda olmayan bir müslüman görürsek arkasından dua edeceğiz, veyahut bir zamanlar iyi olan sonradan düşmüşse "Yâ Rabbim sen buna acı, yardım et.veyahut bir zamanlar iyi olan sonradan düşmüşse "Yâ Rabbim sen buna acı, yardım et. Attan inip de eşeğe binmek iyi değildir. Görüp görüp de sonradan fakirlik zordur." falan diyeAttan inip de eşeğe binmek iyi değildir. Görüp görüp de sonradan fakirlik zordur." falan diye yardım edeceğiz. Dua edeceğiz. Ve bir de ne kadar hatalı, kusurlu olsa tövbe etmiş olanı da seveceğiz.yardım edeceğiz. Dua edeceğiz.

Ve bir de ne kadar hatalı, kusurlu olsa tövbe etmiş olanı da seveceğiz.
Eğer biz bu hadiîs-i şerîflere riayet etseydik müslümanlar arasında kavga gürültü olur muydu? Olmazdı. Eğer biz bu hadiîs-i şerîflere riayet etseydik müslümanlar arasında kavga gürültü olur muydu? Olmazdı.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ömer İbni Mes'ûd radiyallahu anhtenPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ömer İbni Mes'ûd radiyallahu anhten rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuş: rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuş:

Efdalu'l-îmâni en tuhibbe lillâhi ve tubğadu billâhi. Efdalu'l-îmâni en tuhibbe lillâhi ve tubğadu billâhi. İmanın yapışılacak sapları var, kulpların en sağlamı. Bir yapıştın mı tutunuyorsun, korkmazsın.İmanın yapışılacak sapları var, kulpların en sağlamı. Bir yapıştın mı tutunuyorsun, korkmazsın. En sağlam kulp, Allah için sevmektir ve bir de Allah için kızmaktır.En sağlam kulp, Allah için sevmektir ve bir de Allah için kızmaktır. "Hocam şimdi iki şeyi çıkarttın ortaya. Sevmeyi anladık, kızmayı nereden çıkarttın.""Hocam şimdi iki şeyi çıkarttın ortaya. Sevmeyi anladık, kızmayı nereden çıkarttın." Dikkat ederseniz ben çıkartmadım, hadîs-i şerîfte var, bir.Dikkat ederseniz ben çıkartmadım, hadîs-i şerîfte var, bir. İşte burada bir büyük yanlışımız ortaya dökülmüş oluyor. İşte burada bir büyük yanlışımız ortaya dökülmüş oluyor. Son hadîs-i şerîfin ikinci cümlesinde bize bazı şeyler hep toz pembe gösteriliyor.Son hadîs-i şerîfin ikinci cümlesinde bize bazı şeyler hep toz pembe gösteriliyor. Hep tek taraflı anlatılıyor. Filanca adam çok güzel, ahlâklı bir adam.Hep tek taraflı anlatılıyor.

Filanca adam çok güzel, ahlâklı bir adam.
Hiç etliye sütlüye, tatlıya, tuzluya karışmaz. Evine gider, camiye gelir.Hiç etliye sütlüye, tatlıya, tuzluya karışmaz. Evine gider, camiye gelir. Tekrar evine gider, hiç kimseye karışmaz, bir problemi yok. Bu iyi bir şey değil ki. Tekrar evine gider, hiç kimseye karışmaz, bir problemi yok. Bu iyi bir şey değil ki. Hiçbir şeye karışmamak iyi bir şey değil ki. Bu adamı herkes sever, demişler. Hiçbir şeye karışmamak iyi bir şey değil ki. Bu adamı herkes sever, demişler.

Orada evliyâullahtan biri demiş ki; "O zaman onda biraz münafıklık var herhalde." demiş. Neden?Orada evliyâullahtan biri demiş ki; "O zaman onda biraz münafıklık var herhalde." demiş. Neden? Çünkü iyi insanın kötüler düşmanıdır. Kâfir, mü'minin düşmanıdır. Onun için Allah için sevmek vardır. Çünkü iyi insanın kötüler düşmanıdır. Kâfir, mü'minin düşmanıdır. Onun için Allah için sevmek vardır. Bir de Allah için buğzetmek vardır. Allah için buğz da var, kızmak da var; Allah için sevmek de var. Bir de Allah için buğzetmek vardır. Allah için buğz da var, kızmak da var; Allah için sevmek de var.

Hz. Musa aleyhisselama Allahu Teâlâ Hazretleri sormuş: Hz. Musa aleyhisselama Allahu Teâlâ Hazretleri sormuş:

"Yâ Musa söyle bakalım, benim için ne amel işledin, ne hayırlı iş yaptın?" "Yâ Musa söyle bakalım, benim için ne amel işledin, ne hayırlı iş yaptın?"

Musa aleyhisselam peygamberden bir peygamber. Musa aleyhisselam peygamberden bir peygamber. Firavun'a karşı kahramanca iman mücadelesi vermiş büyük bir zât. Sarayda yetişmiş kibar bir insan. Firavun'a karşı kahramanca iman mücadelesi vermiş büyük bir zât. Sarayda yetişmiş kibar bir insan. İmanı sağlam, hem de ne sağlam bir kimse. Firavun'un ordusu koşturup arkasından geliyor.İmanı sağlam, hem de ne sağlam bir kimse. Firavun'un ordusu koşturup arkasından geliyor. Önlerine derya çıkıyor. Önleri su, arkası düşman. Düşman tozu dumana katarak geliyorlar.Önlerine derya çıkıyor. Önleri su, arkası düşman. Düşman tozu dumana katarak geliyorlar. "Yakalandık. Eyvah! Mahvolduk." diyorlar etrafındakiler. "Yakalandık. Eyvah! Mahvolduk." diyorlar etrafındakiler.

Hayır Rabbim bizimle. Rabbim bize yardım edecek, diyor.Hayır Rabbim bizimle. Rabbim bize yardım edecek, diyor. Allahu Tealâ hazretleri onları sudan geçiriyor, Firavun'u boğdurtuyor. Nasıl boğdurtmuş, nasıl olmuş?Allahu Tealâ hazretleri onları sudan geçiriyor, Firavun'u boğdurtuyor. Nasıl boğdurtmuş, nasıl olmuş? Nasıl olmuşsa olmuş ama o ilk andaki imanın sağlamlığına bakın. "Allah bizim yanımızda.Nasıl olmuşsa olmuş ama o ilk andaki imanın sağlamlığına bakın. "Allah bizim yanımızda. Allah bizi doğru bir yere çıkartacak, hidayet edecek, kurtaracak, korkmayın." diyor. Allah bizi doğru bir yere çıkartacak, hidayet edecek, kurtaracak, korkmayın." diyor.

Peygamber Efendimiz de öyle demedi mi? Mağaranın yanına kadar geldiler;Peygamber Efendimiz de öyle demedi mi? Mağaranın yanına kadar geldiler; hicrette kovaladılar kovaladılar, iz izlediler.hicrette kovaladılar kovaladılar, iz izlediler. Ebû Bekir Sıddîk'la ikisi mağarada, Ebû Bekir Sıddîk telaşlandı.Ebû Bekir Sıddîk'la ikisi mağarada, Ebû Bekir Sıddîk telaşlandı. Kur'ân-ı Kerîm'in şehadetiyle Peygamber Efendimiz ne diyor ona: Kur'ân-ı Kerîm'in şehadetiyle Peygamber Efendimiz ne diyor ona:

Mahsun olma, üzülme. Allah bizimle beraber, diyor. Mahsun olma, üzülme. Allah bizimle beraber, diyor.

Allahu Teâlâ hazretleri Musa aleyhisselama sormuş, İhyâ kitabında yazıldığına göre.Allahu Teâlâ hazretleri Musa aleyhisselama sormuş, İhyâ kitabında yazıldığına göre. "Yâ Musa benim için ne amel işledin?" Şimdi size sorsa ne cevap verirdiniz düşünün."Yâ Musa benim için ne amel işledin?" Şimdi size sorsa ne cevap verirdiniz düşünün. Musa aleyhisselam da demiş ki; "Yâ Rabbi senin için namaz kıldım. Musa aleyhisselam da demiş ki; "Yâ Rabbi senin için namaz kıldım. Senin için oruç tuttum, senin için sadaka verdim. Senin için zekât verdim." Senin için oruç tuttum, senin için sadaka verdim. Senin için zekât verdim."

Allahu Teâlâ hazretleri buyurmuş ki; "Bu yaptığın şeyler benim için değil, hepsi senin için."Allahu Teâlâ hazretleri buyurmuş ki; "Bu yaptığın şeyler benim için değil, hepsi senin için." Hepsi senin için, neden? Namaz senin için kalkandır, namaz senin faydana. Hepsi senin için, neden? Namaz senin için kalkandır, namaz senin faydana.

Namaz insanı kötülüklerden çeker alır. Namaza alıştı mı insan kurtulur.Namaz insanı kötülüklerden çeker alır. Namaza alıştı mı insan kurtulur. Oruç kalkan, sen oruç tuttun mu iraden kuvvetlenir.Oruç kalkan, sen oruç tuttun mu iraden kuvvetlenir. Güçlü insan olursun, iradeli insan olursun. O da senin hayrına. Güçlü insan olursun, iradeli insan olursun. O da senin hayrına.

Sadaka senin için gölge.Sadaka senin için gölge. Kıyâmet gününde güneş tepesine yaklaştırıldığı zaman insana sadakası gölge olur. Kıyâmet gününde güneş tepesine yaklaştırıldığı zaman insana sadakası gölge olur.

Sonra zekât senin için nur. Verdiği zekâtlar onu karanlıktan aydınlığa kavuşturacak.Sonra zekât senin için nur. Verdiği zekâtlar onu karanlıktan aydınlığa kavuşturacak. Yolunu gösterecek, cennete götürecek. Yolunu gösterecek, cennete götürecek.

"Bunların hepsi senin için faydalı, sen benim için ne yaptın yâ Musa?" diye tekrar sorunca"Bunların hepsi senin için faydalı, sen benim için ne yaptın yâ Musa?" diye tekrar sorunca Musa aleyhisselam anlamış ki kendisine Allahu Teâlâ hazretleri bir şeyi öğretmek istiyor. Musa aleyhisselam anlamış ki kendisine Allahu Teâlâ hazretleri bir şeyi öğretmek istiyor. Demiş ki; "Yâ Rabbi senin için olan, sırf senin için, sevmiş olduğun ameli bana bildir." Demiş ki; "Yâ Rabbi senin için olan, sırf senin için, sevmiş olduğun ameli bana bildir."

Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri ona buyurmuş ki: Onun üzerine Allahu Teâlâ hazretleri ona buyurmuş ki:

Sen yâ Musa, benim uğrumda kimseyi sevdin mi? Benim için kimseye kızdın mı, buğz ettin mi?Sen yâ Musa, benim uğrumda kimseyi sevdin mi? Benim için kimseye kızdın mı, buğz ettin mi? İşte bu benim içindir, diye onu söylemiş. Allah için dost ve kardeş olalım. Arkadaş olalım. İşte bu benim içindir, diye onu söylemiş. Allah için dost ve kardeş olalım. Arkadaş olalım.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerinden İbn Ebî Süryan'ın kitabında kaydettiğine görePeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerinden İbn Ebî Süryan'ın kitabında kaydettiğine göre Enes radıyallahu anh rivayet eylemiş. Diyor ki Peygamber Efendimiz: Enes radıyallahu anh rivayet eylemiş. Diyor ki Peygamber Efendimiz:

Bir kimse Allah rızası için bir dost edinirse, "Ben Ey Ahmet, Ey Mehmet, Ey Ali; seni arkadaş ediniyorum.Bir kimse Allah rızası için bir dost edinirse, "Ben Ey Ahmet, Ey Mehmet, Ey Ali; seni arkadaş ediniyorum. Allah rızası için dost ediniyorum." diye bir kimseyi Allah rızası için dost edinirseAllah rızası için dost ediniyorum." diye bir kimseyi Allah rızası için dost edinirse Allah onu cennette öyle bir dereceye çıkartır ki başka hiçbir amelle o yere çıkmak mümkün olmaz. Allah onu cennette öyle bir dereceye çıkartır ki başka hiçbir amelle o yere çıkmak mümkün olmaz.

Ve ikinci bir arkadaş edinse o şahıs, yani birisiyle dost olmuşturVe ikinci bir arkadaş edinse o şahıs, yani birisiyle dost olmuştur yüksek bir dereceye çıktı. Bir arkadaş daha edinse, her edindiği arkadaş için Allahu Teâlâ hazretleriyüksek bir dereceye çıktı. Bir arkadaş daha edinse, her edindiği arkadaş için Allahu Teâlâ hazretleri onun derecesini cennette bir derece daha arttırır. Ve bir derece ihsan eder ona.onun derecesini cennette bir derece daha arttırır. Ve bir derece ihsan eder ona. Onun için şöyle kalabalıkları kolaçan edelim. Dikkatli bir şekilde kollayalım gözleyelim.Onun için şöyle kalabalıkları kolaçan edelim. Dikkatli bir şekilde kollayalım gözleyelim. Etrafımızdaki insanları eleyelim, inceleyelim.Etrafımızdaki insanları eleyelim, inceleyelim. Allah için dostlar edinelim ki bu yüksek derecelere nâil olalım. Allah için dostlar edinelim ki bu yüksek derecelere nâil olalım.

Ama burada dikkat edilecek bir nokta var. Meyhanede de insanlar birbirleriyle arkadaş oluyor.Ama burada dikkat edilecek bir nokta var. Meyhanede de insanlar birbirleriyle arkadaş oluyor. Hatta bazısı diyor ki; "Gel bu akşam kafayı bulalım." Hatta bazısı diyor ki; "Gel bu akşam kafayı bulalım." Param yok, diyor. Adam "Parası benden. Ben çekeceğim." diyor.Param yok, diyor. Adam "Parası benden. Ben çekeceğim." diyor. Parası olmasa bile illa o fiili yaptıracak. Parası olmasa bile illa o fiili yaptıracak.

Diyor ki İbni Mes'ût radıyallahu anh;Diyor ki İbni Mes'ût radıyallahu anh; "Kişi Kâbe'de rükn ile makam arasında 70 yıl ibadet etse yine sevdiği ile beraber haşrolunacaktır." "Kişi Kâbe'de rükn ile makam arasında 70 yıl ibadet etse yine sevdiği ile beraber haşrolunacaktır."

Rükün nedir? Makam nedir? Kabe'nin rükün denilince anlaşılan kısmı Hacerül-Esved köşesidir.Rükün nedir? Makam nedir?

Kabe'nin rükün denilince anlaşılan kısmı Hacerül-Esved köşesidir.
Hacer-ülEsved'in olduğu bölgeye rükün derler.Hacer-ülEsved'in olduğu bölgeye rükün derler. Rükn-ü Hacerül-Esved demek.Rükn-ü Hacerül-Esved demek. Makam dediği de imamların namaz kıldıkları kapının biraz sağ tarafında olan,Makam dediği de imamların namaz kıldıkları kapının biraz sağ tarafında olan, daha doğrusu daha geride bir taşla üstüne cam bir şey örtmüşler Makâm-ı İbrahim diyorlar.daha doğrusu daha geride bir taşla üstüne cam bir şey örtmüşler Makâm-ı İbrahim diyorlar. Eskiden Kâbe'nin mihrabındaymış, o mesafeye koymuşlar. O ikisinin arasında dualar makbuldür.Eskiden Kâbe'nin mihrabındaymış, o mesafeye koymuşlar. O ikisinin arasında dualar makbuldür. Çok şerefli yerdir, kıymetli yerdir, diye bilinen bir yer. Yani Kabe-i Müşerrefe'ye gideceksin.Çok şerefli yerdir, kıymetli yerdir, diye bilinen bir yer.

Yani Kabe-i Müşerrefe'ye gideceksin.
Tam onun kapısının önünde duracaksın. Sol yanında Hacerül Esved köşesi,Tam onun kapısının önünde duracaksın. Sol yanında Hacerül Esved köşesi, sağ yanında imamın durduğu, mihrabın olduğu yer. Kabe-i Mükerreme de karşında.sağ yanında imamın durduğu, mihrabın olduğu yer. Kabe-i Mükerreme de karşında. O simsiyah örtüsüyle, o pırıl pırıl yaldızlı ayetleriyle, o altından kapısı ile karşındaO simsiyah örtüsüyle, o pırıl pırıl yaldızlı ayetleriyle, o altından kapısı ile karşında ve orada 70 sene ibadet edeceksin. Niye orayı tarif etti? Çünkü Mekke-i Mükerreme'de,ve orada 70 sene ibadet edeceksin. Niye orayı tarif etti? Çünkü Mekke-i Mükerreme'de, o Beytullah'ta yapılan ibadetler, başka yerlerde yapılan ibadetlere göre 100.000 misli daha fazla.o Beytullah'ta yapılan ibadetler, başka yerlerde yapılan ibadetlere göre 100.000 misli daha fazla. İnsan burada bir namaz kılsa, bir de orada kılsa; orası yüz bin misli daha fazla sevap. İnsan burada bir namaz kılsa, bir de orada kılsa; orası yüz bin misli daha fazla sevap.

Orada 70 yıl ibadet etse bile bir insan, kimi sevdiyse onunla beraber haşrolacaktır.Orada 70 yıl ibadet etse bile bir insan, kimi sevdiyse onunla beraber haşrolacaktır. Bu çok önemli.Bu çok önemli. Önüne gelen birisini kendine örnek alıyor, izinden gidiyor. Önüne gelen birisini kendine örnek alıyor, izinden gidiyor. Sakalını ona benzetiyor, bıyığını ona benzetiyor.Sakalını ona benzetiyor, bıyığını ona benzetiyor. Kızlar öyle, erkekler bir moda çıkıyor bakıyorsun Clark Gable'ın bıyıkları.Kızlar öyle, erkekler bir moda çıkıyor bakıyorsun Clark Gable'ın bıyıkları. James Pi'nin bilmem nesi, Gragno Gargı'nun saçları.James Pi'nin bilmem nesi, Gragno Gargı'nun saçları. Bizim zamanımızın eski artistleri bunlar, yeniler kimlerse bilmiyorum.Bizim zamanımızın eski artistleri bunlar, yeniler kimlerse bilmiyorum. Böyle herkes birisinin peşinden gidiyor. Böyle herkes birisinin peşinden gidiyor.

Ne olursa olsun, rükün ile makam arasında 70 yıl ibadet etse;Ne olursa olsun, rükün ile makam arasında 70 yıl ibadet etse; kimi seviyorsa onunla beraber haşrolunacağı için kötü insanları sevmemeliyiz.kimi seviyorsa onunla beraber haşrolunacağı için kötü insanları sevmemeliyiz. Yanlış yere kanca atmamalıyız. Yanlış gemiye rampa etmemeliyiz.Yanlış yere kanca atmamalıyız. Yanlış gemiye rampa etmemeliyiz. Yanlış kapı çalmamalıyız, bu çok önemli. Herkes birisini seviyor, kişi sevdiği ile haşrolunacak.Yanlış kapı çalmamalıyız, bu çok önemli. Herkes birisini seviyor, kişi sevdiği ile haşrolunacak. Bir de bakıyorsun cehennemde, o sevdiğinin yanında.Bir de bakıyorsun cehennemde, o sevdiğinin yanında. O zaman cehennemlik kimseyi sevmem, gayet kolay. Ama işte ölçüleri iyi bilemiyor.O zaman cehennemlik kimseyi sevmem, gayet kolay. Ama işte ölçüleri iyi bilemiyor. Cehennemlik kimseyi sevmeyin.Cehennemlik kimseyi sevmeyin. Cennetlik kimseyi sevin ki Allah onu sizinle beraber, sizi onunla beraber cennette eylesin. Cennetlik kimseyi sevin ki Allah onu sizinle beraber, sizi onunla beraber cennette eylesin.

Beni çok duygulandıran bir hadîs-i şerîf.Beni çok duygulandıran bir hadîs-i şerîf. Sevban Peygamber Efendimiz'in yüzüne hayran hayran bakıyormuş.Sevban Peygamber Efendimiz'in yüzüne hayran hayran bakıyormuş. Böyle gözünü dikmiş, hayran hayran seyrediyor kendisini. Peygamber Efendimiz mütebessim, demiş ki;Böyle gözünü dikmiş, hayran hayran seyrediyor kendisini. Peygamber Efendimiz mütebessim, demiş ki; "Hayrola, niye böyle tatlı tatlı bakıyorsun söyle bakalım." "Hayrola, niye böyle tatlı tatlı bakıyorsun söyle bakalım."

Diyor ki: "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü.Diyor ki: "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Resûlü. Senin o güzel, nurlu cemaline ne bakmak benim gözümü, gönlümü şenlendiriyor, nimetlendiriyorum." Senin o güzel, nurlu cemaline ne bakmak benim gözümü, gönlümü şenlendiriyor, nimetlendiriyorum." Hakikaten Resûlullah Efendimiz'in cemalini görmek en büyük nimet.Hakikaten Resûlullah Efendimiz'in cemalini görmek en büyük nimet. Hakikaten güzeller güzeli. Onun gibisi yok yani. Birisi demiş ki; "Resûlullah'ın yüzü kılıç gibi parlar."Hakikaten güzeller güzeli. Onun gibisi yok yani.

Birisi demiş ki; "Resûlullah'ın yüzü kılıç gibi parlar."
Ötekisi itiraz ediyor. "Öyle şey mi olur. Resûlullah'ın yüzü ay gibi, güneş gibi." Ötekisi itiraz ediyor. "Öyle şey mi olur. Resûlullah'ın yüzü ay gibi, güneş gibi." Öyle parlar. Dişleri parlaktır, alnı parlaktır. Yüzü parlaktır, öyle güzel. Öyle parlar. Dişleri parlaktır, alnı parlaktır. Yüzü parlaktır, öyle güzel.

"Yâ Resûlallah bu dünyada böyle bakıyorum cemaline ama korkuyorum."Yâ Resûlallah bu dünyada böyle bakıyorum cemaline ama korkuyorum. Âhirette senden ayrı kalacağım, diye korkuyorum.Âhirette senden ayrı kalacağım, diye korkuyorum. Sen insanların en üstünü olduğun için çıkacaksın Makâm-ı Mahmud'a vâsıl olacaksın, Firdevs-i Âla'da.Sen insanların en üstünü olduğun için çıkacaksın Makâm-ı Mahmud'a vâsıl olacaksın, Firdevs-i Âla'da. Eğer ben eğer nasip olur da cennete girersem bile ta aşağılarda kalacağım.Eğer ben eğer nasip olur da cennete girersem bile ta aşağılarda kalacağım. Sen nerede, ben nerede..." Cennette Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri sayısınca derece var,Sen nerede, ben nerede..." Cennette Kur'ân-ı Kerîm'in âyetleri sayısınca derece var, ve bir derecenin arası bu gökle yerdeki mesafe kadar.ve bir derecenin arası bu gökle yerdeki mesafe kadar. "Ben seni orada göremeyeceğim diye korkuyorum." deyince"Ben seni orada göremeyeceğim diye korkuyorum." deyince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

"Korkma, üzülme, mahzun olma kişi sevdiği ile beraber olacaktır." "Korkma, üzülme, mahzun olma kişi sevdiği ile beraber olacaktır." O zaman Ashâb-ı Kirâm çok sevinmişler, bayram etmişler.O zaman Ashâb-ı Kirâm çok sevinmişler, bayram etmişler. En çok sevindikleri zamanlardan birisi, "Kişi sevdiği ile beraber olacak." diyeEn çok sevindikleri zamanlardan birisi, "Kişi sevdiği ile beraber olacak." diye söylediği hadisin zamanında olmuş. Bir de vedduha sûresi indiği zaman çok sevinmişler. söylediği hadisin zamanında olmuş. Bir de vedduha sûresi indiği zaman çok sevinmişler.

Rabbin sana senin istediklerini, dileklerini bahşedecek, verecek deRabbin sana senin istediklerini, dileklerini bahşedecek, verecek de sen de "Oh! Yâ Rabbi!" diye razı olacaksın. sen de "Oh! Yâ Rabbi!" diye razı olacaksın. Sen razı oluncaya kadar, içinde bir kırıklık kalmayana kadar her istediğini verecek,Sen razı oluncaya kadar, içinde bir kırıklık kalmayana kadar her istediğini verecek, deyince sahabe-i kirâm mutlu olmuş, başlamış bayram etmeye.deyince sahabe-i kirâm mutlu olmuş, başlamış bayram etmeye. "Komşuda pişer, bize de düşer." dediği gibi dedelerimizin. Biliyoruz ki Resûlullah ümmetine isteyecek. "Komşuda pişer, bize de düşer." dediği gibi dedelerimizin. Biliyoruz ki Resûlullah ümmetine isteyecek. Onun için sevinmişler. İyi kimseleri seçin, kötü kimselere ihya olmayın.Onun için sevinmişler. İyi kimseleri seçin, kötü kimselere ihya olmayın. Arkadaş olmayın, yanlış kimseler edinmeyin. Ters kimseleri örnek almayın. Arkadaş olmayın, yanlış kimseler edinmeyin. Ters kimseleri örnek almayın.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri buyurmuş kiPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri buyurmuş ki Enes Radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre;Enes Radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre; "İki kimse birbiriyle ahbaplık etti mi, bunların arasında Allah'ın en sevdiği, "İki kimse birbiriyle ahbaplık etti mi, bunların arasında Allah'ın en sevdiği, kardeşine sevgisi daha fazla olan olur." İki kardeş. Ben seni seviyorum.kardeşine sevgisi daha fazla olan olur." İki kardeş. Ben seni seviyorum. Sen beni seviyorsun. Bunların hangisi Allah indinde daha makbul, daha sevimli, daha sevgili, daha kıymetli?Sen beni seviyorsun. Bunların hangisi Allah indinde daha makbul, daha sevimli, daha sevgili, daha kıymetli? Kardeşine sevgisi ötekinden daha fazla olan. Onun için böyle yarışırcasına, öyle sevmek lazım.Kardeşine sevgisi ötekinden daha fazla olan. Onun için böyle yarışırcasına, öyle sevmek lazım. Öyle ahbap olmak lazım. Peki kardeşinin kusuru varsa? Kusursuz insan olmaz.Öyle ahbap olmak lazım.

Peki kardeşinin kusuru varsa? Kusursuz insan olmaz.
Biliyoruz gül dikensiz olmaz. Herkesin elbet bir kusuru vardır. Benim kardeşimin?? de yanıldım, şaşırdım;Biliyoruz gül dikensiz olmaz. Herkesin elbet bir kusuru vardır. Benim kardeşimin?? de yanıldım, şaşırdım; bir ahbaplık ettim, bir kardeşlik kurdum. Kabahati oluyor, ara sıra işlerini görüyorum.bir ahbaplık ettim, bir kardeşlik kurdum. Kabahati oluyor, ara sıra işlerini görüyorum. Ariflerden bir kimse demiş ki; "Kardeşinde bir kusur gördüğün zaman Ariflerden bir kimse demiş ki; "Kardeşinde bir kusur gördüğün zaman kendi içinde, daha ona söylemeden 70 tane özür uydur. Mazeret uydur içinden.kendi içinde, daha ona söylemeden 70 tane özür uydur. Mazeret uydur içinden. Eğer 70 tane özre rağmen hâlâ kardeşine karşı içinde kızgınlık, kırgınlık varsa; Eğer 70 tane özre rağmen hâlâ kardeşine karşı içinde kızgınlık, kırgınlık varsa; o zaman döndür lafı kendine, kendini azarla. "Bre insafsız sana 70 tane özür söylüyorum.o zaman döndür lafı kendine, kendini azarla.

"Bre insafsız sana 70 tane özür söylüyorum.
Hâlâ kardeşini affetmiyorsun.Hâlâ kardeşini affetmiyorsun. Amma taş kalpli imişim ben." diye kendini azarla diyor ariflerden bir tanesi. Güzel bir ölçüdür. Amma taş kalpli imişim ben." diye kendini azarla diyor ariflerden bir tanesi. Güzel bir ölçüdür. İyi bir çaredir. Çünkü bazen bir şey kötü görünür ama aslında iyidir. İyi bir çaredir. Çünkü bazen bir şey kötü görünür ama aslında iyidir.

Kur'ân-ı Kerîm'de demiyor mu Allahu Teâlâ Hazretleri; Kur'ân-ı Kerîm'de demiyor mu Allahu Teâlâ Hazretleri; "Siz bazı şeyleri sevmezsiniz ama o sizin için hayırlıdır."Siz bazı şeyleri sevmezsiniz ama o sizin için hayırlıdır. Bazı şeyleri çok istersin seversiniz ama o sizin için şerlidir."Bazı şeyleri çok istersin seversiniz ama o sizin için şerlidir." Öyle deniliyor ama insanın ölçüsü bazen yanlış olur. Öyle deniliyor ama insanın ölçüsü bazen yanlış olur.

Birisi İmâm-ı Âzam Hazretleri'nin methini duymuş.Birisi İmâm-ı Âzam Hazretleri'nin methini duymuş. Kûfe'de İmâm-ı Âzam Numan b. Sâbit, bir büyük alim varmış. Etrafına bir sürü talebe toplanırmış. Kûfe'de İmâm-ı Âzam Numan b. Sâbit, bir büyük alim varmış. Etrafına bir sürü talebe toplanırmış. Fıkıhta şöyle derya imiş, böyle kıymetli imiş, diye duymuş.Fıkıhta şöyle derya imiş, böyle kıymetli imiş, diye duymuş. "Horasan'dan gideyim yanına, madem böyle büyük bir alimmiş. Ayağının tozu olayım, şuna hizmet edeyim."Horasan'dan gideyim yanına, madem böyle büyük bir alimmiş. Ayağının tozu olayım, şuna hizmet edeyim. Hep hizmet edeyim, yanında öleyim, bu adam benim cenaze namazımı kılsın. Hep hizmet edeyim, yanında öleyim, bu adam benim cenaze namazımı kılsın. Beni bu kabre koysun." diye istemiş. Kalkmış, malını mülkünü satmış. Çıkınını almış, Kûfe'ye gelmiş. Beni bu kabre koysun." diye istemiş. Kalkmış, malını mülkünü satmış. Çıkınını almış, Kûfe'ye gelmiş. Kûfe şehrine kapıdan girmiş, içeriye çarşısına gelmiş.Kûfe şehrine kapıdan girmiş, içeriye çarşısına gelmiş. Rastladığı adama: "Burada bir İmâm-ı Âzam lakaplı Numan b. Sâbit diye bir fakih alim kimse varmış.Rastladığı adama: "Burada bir İmâm-ı Âzam lakaplı Numan b. Sâbit diye bir fakih alim kimse varmış. Acaba onun adresi nedir, nerede bulunur, yerini bana tarif edebilir misin? Bilir misin?" diye sormuş. Acaba onun adresi nedir, nerede bulunur, yerini bana tarif edebilir misin? Bilir misin?" diye sormuş.

O şahıs da gülmüş, "İşte şu karşıdaki o adam. Tesadüfe bak ki şu parkta görünüyor adam." demiş.O şahıs da gülmüş, "İşte şu karşıdaki o adam. Tesadüfe bak ki şu parkta görünüyor adam." demiş. O dönmüş, bir de bakmış ki sarığı pırıl pırıl, cübbesi muntazam, yüzü, sakalı gayet güzel.O dönmüş, bir de bakmış ki sarığı pırıl pırıl, cübbesi muntazam, yüzü, sakalı gayet güzel. Bakmış, yakışıklı bir imam. Güzel bir kimse. Bu sefer içinde bir kurt meydana gelmiş.Bakmış, yakışıklı bir imam. Güzel bir kimse. Bu sefer içinde bir kurt meydana gelmiş. "Hay Allah ya, galiba ben yanıldım." demiş. "Ben de sanıyordum ki beli iki büklüm olmuş,"Hay Allah ya, galiba ben yanıldım." demiş.

"Ben de sanıyordum ki beli iki büklüm olmuş,
eski, yamalı bir cübbe giymiş, saçı sakalı birbirine karışmış, dünyayı terk etmiş bir insan göreceğim,eski, yamalı bir cübbe giymiş, saçı sakalı birbirine karışmış, dünyayı terk etmiş bir insan göreceğim, derken böyle dünya ehli bir insanla karşılaştım. Bu bayağı fiyakalı bir insan." falan diye,derken böyle dünya ehli bir insanla karşılaştım. Bu bayağı fiyakalı bir insan." falan diye, içinden şöyle bir "Yanıldım galiba. Bu benim istediğim cins bir insan olsa pek dışını süslemeye, içinden şöyle bir "Yanıldım galiba. Bu benim istediğim cins bir insan olsa pek dışını süslemeye, kalkıp zorlanmaya kalkışmazdık." diye düşünmüş. kalkıp zorlanmaya kalkışmazdık." diye düşünmüş.

Şöyle güya isteksiz isteksiz takip ederken İmâmı Âzam yürümüş. Orada bir dükkanın önüne gelmiş. Şöyle güya isteksiz isteksiz takip ederken İmâmı Âzam yürümüş. Orada bir dükkanın önüne gelmiş. Bir sürü üzümler varmış. Oradan atıştırmış, buradan atıştırmış, o büfeden öbür büfeye geçmiş.Bir sürü üzümler varmış. Oradan atıştırmış, buradan atıştırmış, o büfeden öbür büfeye geçmiş. Öbür küfenin başına geçmiş, oradan atıştırmış. O her atıştırtırdığında bunun gözü büyüyor bu sefer.Öbür küfenin başına geçmiş, oradan atıştırmış. O her atıştırtırdığında bunun gözü büyüyor bu sefer. "Ya ne çeşit adamsa, karnını doyurdu buradaki üzümlerle."Ya ne çeşit adamsa, karnını doyurdu buradaki üzümlerle. Boyuna yutuyor, böyle her müşteri gelir üzümcünün üzümlerini tırtıklarsa Boyuna yutuyor, böyle her müşteri gelir üzümcünün üzümlerini tırtıklarsa o üzümde hayır mı kalır!" falan diye içinden tekrar kızgınlık başlamış. o üzümde hayır mı kalır!" falan diye içinden tekrar kızgınlık başlamış.

"Yahu bu haramı helali de düşünmüyor bir tanesinin tadına baktın, şundan ver." dedin. "Yahu bu haramı helali de düşünmüyor bir tanesinin tadına baktın, şundan ver." dedin. Anladık seçtin, helal. Ama bu ne böyle, diye kızmış. "Bırak, ben bu adamla hiç tanışmayayım." demiş.Anladık seçtin, helal. Ama bu ne böyle, diye kızmış. "Bırak, ben bu adamla hiç tanışmayayım." demiş. O sırada İmâmı Âzam çıkmış, dükkânın içinden yürümüş üstteki sokağa doğru,O sırada İmâmı Âzam çıkmış, dükkânın içinden yürümüş üstteki sokağa doğru, bu da böyle isteksiz isteksiz yürümüş. Sokağa gene böyle bakmış ne yapıyor imam, diye.bu da böyle isteksiz isteksiz yürümüş. Sokağa gene böyle bakmış ne yapıyor imam, diye. İmam köşede bir kadınla konuşuyor. İmâmı Âzam, hem de senli benli konuşuyor.İmam köşede bir kadınla konuşuyor. İmâmı Âzam, hem de senli benli konuşuyor. Üstelik bir de tebessüm ediyor. "Ya bu ne laubalilik böyle!" diye adam akıllı sıtkı sıyrılmış. Üstelik bir de tebessüm ediyor. "Ya bu ne laubalilik böyle!" diye adam akıllı sıtkı sıyrılmış.

Bu imamın yanına falan gidilmez, ben hele memleketime döneyim, falan diye Bu imamın yanına falan gidilmez, ben hele memleketime döneyim, falan diye orada topuğunun üstünde dönerken, İmâmı Âzam sokağın içinden seslenmiş.orada topuğunun üstünde dönerken, İmâmı Âzam sokağın içinden seslenmiş. "Ey filanca dur." İsmi ile, e daha tanışmadılar ki ismini nereden biliyor? Allah bildirirse bilir."Ey filanca dur." İsmi ile, e daha tanışmadılar ki ismini nereden biliyor? Allah bildirirse bilir. Hey filanca dur, demiş, bir sarsılmış.Hey filanca dur, demiş, bir sarsılmış. Yakına gelince, "Bak o deminki üzümcü dükkânı benim kendi dükkânımdır.Yakına gelince, "Bak o deminki üzümcü dükkânı benim kendi dükkânımdır. O üzümler benim kendi bağlarımın üzümü." demiş. Adamın başlamış sırtı terlemeye. O üzümler benim kendi bağlarımın üzümü." demiş. Adamın başlamış sırtı terlemeye. Böyle şakaklarından ter dökülmeye. Çünkü bir kere ismini bildi, oradan bir bocaladı,Böyle şakaklarından ter dökülmeye. Çünkü bir kere ismini bildi, oradan bir bocaladı, ikincisi üzümler hakkındaki düşüncelerini biliyor ona cevap veriyor. Başlamış terlemeye. ikincisi üzümler hakkındaki düşüncelerini biliyor ona cevap veriyor. Başlamış terlemeye. Hık mık falan ediyor. "Ama ben adamlarıma tembihledim. Hık mık falan ediyor.

"Ama ben adamlarıma tembihledim.
Benim bağlarımdan üzümlerimi koparırken olgunlarını kopartın.Benim bağlarımdan üzümlerimi koparırken olgunlarını kopartın. Koruk koparmayın, müşteriye koruk satılmasın.Koruk koparmayın, müşteriye koruk satılmasın. Koruk katılıp da ticaretime haram karışmasın diye çok çok tembihledim amaKoruk katılıp da ticaretime haram karışmasın diye çok çok tembihledim ama ne de olsa beşerdir hata yapabilirler, bir yanlış yapmasınlar, diye bütün büfeleri onun için dolaştım.ne de olsa beşerdir hata yapabilirler, bir yanlış yapmasınlar, diye bütün büfeleri onun için dolaştım. Tatlarına onun için baktım." demiş. Tatlarına onun için baktım." demiş.

"Affedersiniz efendim." filan ne dediyse, o biraz kıvranmış tabii karşısında."Affedersiniz efendim." filan ne dediyse, o biraz kıvranmış tabii karşısında. "Bu köşedeki kadın, benim sokağın içindeki konuştuğum kadın benim zevcem."Bu köşedeki kadın, benim sokağın içindeki konuştuğum kadın benim zevcem. Ona dedim ki hanım akşama Horasan'dan gelme bir misafir getireceğim,Ona dedim ki hanım akşama Horasan'dan gelme bir misafir getireceğim, sende biraz hazırlık yap, dedim." diyor. Kendisi söylüyor.sende biraz hazırlık yap, dedim." diyor. Kendisi söylüyor. Bu üstümün, kıyafetimin güzelliğine gelinceBu üstümün, kıyafetimin güzelliğine gelince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri buyurmuştur ki hadîs-i şerifinde; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Hazretleri buyurmuştur ki hadîs-i şerifinde; "Allah celle celaluhu kişiye verdiği nimetin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever. "Allah celle celaluhu kişiye verdiği nimetin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever. Allah bana zenginlik vermiş. Ben de böyle giyiniyorum. Sen kalbe bak, içe bak." demiş. Allah bana zenginlik vermiş. Ben de böyle giyiniyorum. Sen kalbe bak, içe bak." demiş.

İmâm-ı Âzam hakkında böyle bir şey gerçekten olmuş mu?İmâm-ı Âzam hakkında böyle bir şey gerçekten olmuş mu? İsterse olmasın, isterse uydurulmuş bir hikaye olsun; bu hikaye şunu gösteriyor muhterem kardeşlerim:İsterse olmasın, isterse uydurulmuş bir hikaye olsun; bu hikaye şunu gösteriyor muhterem kardeşlerim: İlk bakışta kötü gibi görünen bir şey aslında iyi olabiliyor. İlk bakışta kötü gibi görünen bir şey aslında iyi olabiliyor. Bir izah yapıldığı zaman iyi oluyor. O benim zevcem, deyince iş bitiyor;Bir izah yapıldığı zaman iyi oluyor. O benim zevcem, deyince iş bitiyor; bu dükkân benim, deyince iş bitiyor. O bakımdan suçlamada acele etmemek lazım.bu dükkân benim, deyince iş bitiyor. O bakımdan suçlamada acele etmemek lazım. Bazen insanlar doğruyu göremezler. Kardeşinin öyle yapmasında belki bir sebep vardır. Bazen insanlar doğruyu göremezler. Kardeşinin öyle yapmasında belki bir sebep vardır.

Hâtem-i Esam Hazretlerine gelip para vermeye kalkışmış. Hâtem-i Esam Hazretlerine gelip para vermeye kalkışmış. Hâtem-i Esam evliyâullahın büyüklerinden. Dünyaya metalik vermeyen insan.Hâtem-i Esam evliyâullahın büyüklerinden. Dünyaya metalik vermeyen insan. Tereddüt etmiş, parayı almış. Diyorlar ki; "Efendimiz niçin aldın bu parayı."Tereddüt etmiş, parayı almış. Diyorlar ki; "Efendimiz niçin aldın bu parayı." "Reddetsem nefsim hoşlanır. Almaktan nefsim ezildi. Ben paraya bakacak bir insan değilim ki."Reddetsem nefsim hoşlanır. Almaktan nefsim ezildi. Ben paraya bakacak bir insan değilim ki. Ben ezilir miyim bunun yanında? Nefsim ezilsin diye aldım." diyor. Ben ezilir miyim bunun yanında? Nefsim ezilsin diye aldım." diyor.

O aynı zât bir gün makamında otururken bir kadın gelmiş.O aynı zât bir gün makamında otururken bir kadın gelmiş. "Efendim size bir derdim var onu söyleyeyim falan derken evet kızım söyle derken"Efendim size bir derdim var onu söyleyeyim falan derken evet kızım söyle derken o böyle yürürken heyecandan otururken yellenmiş. Yellenmiş, ses çıkmış.o böyle yürürken heyecandan otururken yellenmiş. Yellenmiş, ses çıkmış. Çok mahcup olmuş tabii. Kıpkırmızı kesilmiş, hoca efendi de duymuş tabii yellenmeyi.Çok mahcup olmuş tabii. Kıpkırmızı kesilmiş, hoca efendi de duymuş tabii yellenmeyi. Duymuş ama bir anda vaziyete müdahale etmiş.Duymuş ama bir anda vaziyete müdahale etmiş. "Orada oturma kızım, biraz daha yakına gel. Benim kulağım iyi işitmez." "Orada oturma kızım, biraz daha yakına gel. Benim kulağım iyi işitmez."

Biraz daha yakına gelmiş. Biraz konuştuğu zaman "Bağır, bağır.Biraz daha yakına gelmiş. Biraz konuştuğu zaman "Bağır, bağır. Benim kulağım ağır duyar." "Ne, he" filan diye bayağı sağır taklidi yapmış kadına.Benim kulağım ağır duyar." "Ne, he" filan diye bayağı sağır taklidi yapmış kadına. Kadın da "Tamam benim bu yellenmemi, kabahatimi anlamadı bu hoca." diye rahatlamış o zaman. Kadın da "Tamam benim bu yellenmemi, kabahatimi anlamadı bu hoca." diye rahatlamış o zaman. Derdini söylemiş bağıra bağıra. O da bağıra bağıra cevabını vermiş. Derdini söylemiş bağıra bağıra. O da bağıra bağıra cevabını vermiş.

Hâtem-i Esam kadın ölünceye kadar bu numara sezilmesin diye sağır taklidi yapmış.Hâtem-i Esam kadın ölünceye kadar bu numara sezilmesin diye sağır taklidi yapmış. Kadının ölüm zamanına kadarKadının ölüm zamanına kadar her yerde yapmış çünkü bir yerde kulağının iyi duyduğu anlaşılır da o kadına gider deher yerde yapmış çünkü bir yerde kulağının iyi duyduğu anlaşılır da o kadına gider de o kadın mahcup olur diye düşünmüş. Evliyâullahın hâli böyle. Güzel fikirleri böyle. o kadın mahcup olur diye düşünmüş. Evliyâullahın hâli böyle. Güzel fikirleri böyle.

Allahu Teâlâ Hazretleri nimetlerinin şükrünü etmeyi cümlemize nasip eylesin.Allahu Teâlâ Hazretleri nimetlerinin şükrünü etmeyi cümlemize nasip eylesin. Edepli kul eylesin cahil, gafil, bön, anlayışsız, edepsiz olmaktan cümlemizi korusun. Edepli kul eylesin cahil, gafil, bön, anlayışsız, edepsiz olmaktan cümlemizi korusun. Öylelerden de korusun arif kimselerle dost eylesin. Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin. Öylelerden de korusun arif kimselerle dost eylesin.

Cennetiyle cemaliyle müşerref eylesin.

Fâtiha-i Şerife mea'l-Besmele. Fâtiha-i Şerife mea'l-Besmele.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2