Namaz Vakitleri

15 Cemâziye'l-Âhir 1447
05 December 2025
İmsak
06:35
Güneş
08:07
Öğle
13:00
İkindi
15:21
Akşam
17:43
Yatsı
19:09
Detaylı Arama

Konuşma Metni

Bismillahirrahmanirrahim.Bismillahirrahmanirrahim. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyuruyor ki;
sertlik, kaba sabalık, çetin ceviz dediğimizsertlik, kaba sabalık, çetin ceviz dediğimiz böyle haşin olmak uğursuzluktur.böyle haşin olmak uğursuzluktur. Yumuşaklık, halim selimlik, rıfk, mülayimlik de uğurdur.Yumuşaklık, halim selimlik, rıfk, mülayimlik de uğurdur. Birisi şomluktur, ötekisi uğurdur, berekettir.Birisi şomluktur, ötekisi uğurdur, berekettir. Demek ki biz müslümanlarDemek ki biz müslümanlar Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizinPeygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin bu hadîs-i şerîfinde bildirdiği kötü huydanbu hadîs-i şerîfinde bildirdiği kötü huydan kendimizi uzak etmeliyiz.kendimizi uzak etmeliyiz. Bu huydan bir şemme, bir koplam, bir emare,Bu huydan bir şemme, bir koplam, bir emare, bir parça bizde mevcutsa ondan kurtulmaya çalışmalıyız.bir parça bizde mevcutsa ondan kurtulmaya çalışmalıyız. O tavsiye edilen güzel huyu elde etmeye çalışmalıyız.O tavsiye edilen güzel huyu elde etmeye çalışmalıyız. Çünkü güzel huyun kıymeti çok fazladır.

Çünkü güzel huyun kıymeti çok fazladır.
Öyle ki güzel huylu bir insan,Öyle ki güzel huylu bir insan, bu güzel huyu sayesinde sırf güzel huyluluğu yüzünden,bu güzel huyu sayesinde sırf güzel huyluluğu yüzünden, sırf güzel huyluluğu sebebiylesırf güzel huyluluğu sebebiyle gündüzleri akşamlara kadargündüzleri akşamlara kadar sıcak yaz günlerinde dudakları çatlaya çatlaya,sıcak yaz günlerinde dudakları çatlaya çatlaya, fedakârlık yapa yapa,fedakârlık yapa yapa, Allah'ın sevgisini rızasını kazanayım diye sabrede ede,Allah'ın sevgisini rızasını kazanayım diye sabrede ede, akşamlara kadar oruç tutmuş olan,akşamlara kadar oruç tutmuş olan, geceleri de aşkından, şevkinden, muhabbetindengeceleri de aşkından, şevkinden, muhabbetinden sabahlara kadar ibadet edip,sabahlara kadar ibadet edip, tesbih çekip, namaz kılıp sevap kazanmaya çalışmış olantesbih çekip, namaz kılıp sevap kazanmaya çalışmış olan insanlar kadar mertebe kazanır,insanlar kadar mertebe kazanır, derece kazanır, sevap kazanır.derece kazanır, sevap kazanır. Güzel huyu sayesinde.Güzel huyu sayesinde. Onun için güzel huy çok önemlidir.Onun için güzel huy çok önemlidir. Bakın evlerimizi terk ediyoruz.

Bakın evlerimizi terk ediyoruz.
Soğuk günlerde seyahatlere çıkıyoruz.Soğuk günlerde seyahatlere çıkıyoruz. Masraflar yapıyoruz.Masraflar yapıyoruz. Camilere geliyoruz.Camilere geliyoruz. Bir cuma namazını kılmamızın nice fedakârlıkları vardır.Bir cuma namazını kılmamızın nice fedakârlıkları vardır. Ramazanda oruç tutmamızın nice meşakkatleri vardır.Ramazanda oruç tutmamızın nice meşakkatleri vardır. Hacca gitmemizin nice zorlukları vardır.Hacca gitmemizin nice zorlukları vardır. Nice masrafları vardır.Nice masrafları vardır. İbadet bunlar.İbadet bunlar. Bunları ibadet diye yapıyoruz.Bunları ibadet diye yapıyoruz. Allah bize sevap verecek diye,Allah bize sevap verecek diye, sevap umduğumuz için fedakârlığa katlanıyoruz.sevap umduğumuz için fedakârlığa katlanıyoruz. İbadetlerin sevap bakımından en üstünü,İbadetlerin sevap bakımından en üstünü, zahmeti, meşakkati en çok olanıdır diye biliyoruz.zahmeti, meşakkati en çok olanıdır diye biliyoruz. Zahmeti sineye çekiyoruz.Zahmeti sineye çekiyoruz. En üstün ibadetlerden birisi cihat.

En üstün ibadetlerden birisi cihat.
Canımızı vermeye razı oluyoruz.Canımızı vermeye razı oluyoruz. Canımızı vermeye razı oluyoruz.Canımızı vermeye razı oluyoruz. Malımızı veriyoruz.Malımızı veriyoruz. Milyonlar gidiyor şimdiki paralarla.Milyonlar gidiyor şimdiki paralarla. Milyarlar gidiyor.Milyarlar gidiyor. Bir füze atıyorsunuz, şu kadar milyon.Bir füze atıyorsunuz, şu kadar milyon. Bir uçak düşüyor, şu kadar milyar.Bir uçak düşüyor, şu kadar milyar. Yani ibadetleri hepimizYani ibadetleri hepimiz müslümanlar olarak anlamışız.müslümanlar olarak anlamışız. İbadetlerin yapılmasına razı olmuşuz.İbadetlerin yapılmasına razı olmuşuz. En küçük zahmetsiz, kolayEn küçük zahmetsiz, kolay ibadetten en büyük zahmetli, meşakkatli, tehlikeliibadetten en büyük zahmetli, meşakkatli, tehlikeli ibadete kadar müslümanlar yapıyor. Aşk olsun. Maşallah.ibadete kadar müslümanlar yapıyor. Aşk olsun. Maşallah. Allah kabul etsin. İyi, güzel.Allah kabul etsin. İyi, güzel. Allah'ın rızasını kazanmak içinAllah'ın rızasını kazanmak için nice kahraman insanlar var ki canını bile veriyor.nice kahraman insanlar var ki canını bile veriyor. Nice fedakâr insanlar var ki malını saçıyor.Nice fedakâr insanlar var ki malını saçıyor. Allah yolunda güzel, Allah kabul etsin.Allah yolunda güzel, Allah kabul etsin. Ama bir de bu işin bir kolay tarafı var.Ama bir de bu işin bir kolay tarafı var. Kestirme tarafı var, karlı tarafı var, güzel huylu olmak.Kestirme tarafı var, karlı tarafı var, güzel huylu olmak. Güzel huylu olan bir insan,Güzel huylu olan bir insan, sabahtan akşama kadar oruç tutan,sabahtan akşama kadar oruç tutan, akşamdan sabaha kadar uyku uyumayıp,akşamdan sabaha kadar uyku uyumayıp, gözüne uyku girmeyip, yorulup,gözüne uyku girmeyip, yorulup, meşakkat çekip ibadet eden insan gibi sevap kazanıyormuş.meşakkat çekip ibadet eden insan gibi sevap kazanıyormuş. O halde ne yapmamız gerekiyor?

O halde ne yapmamız gerekiyor?
Güzel huyu elde etmeye çalışmamız gerekiyor.Güzel huyu elde etmeye çalışmamız gerekiyor. İnsan güzel huyu elde edebilir mi?İnsan güzel huyu elde edebilir mi? Edebilir.

Edebilir.
Güzel huyun elde edilmesi mümkündür.Güzel huyun elde edilmesi mümkündür. İnsanın nefsini, kendisini terbiye etmesi mümkündür.İnsanın nefsini, kendisini terbiye etmesi mümkündür. Hatta terbiye ile afedersinizHatta terbiye ile afedersiniz insan olmayan varlıklar bile, hayvanlar bileinsan olmayan varlıklar bile, hayvanlar bile bazı işleri yapabiliyorlar.bazı işleri yapabiliyorlar. Bakıyorsunuz, sirklerde görüyorsunuz.Bakıyorsunuz, sirklerde görüyorsunuz. Bizim gibi insan değil ama bazıBizim gibi insan değil ama bazı terbiyeler sonunda bazı şeyleri yapabiliyor.terbiyeler sonunda bazı şeyleri yapabiliyor. Arslanın ağzını açıyor, ağzını elleriyle açıyor,Arslanın ağzını açıyor, ağzını elleriyle açıyor, başını içine sokuyor.başını içine sokuyor. Arslan et yiyen bir hayvandır.Arslan et yiyen bir hayvandır. Parçalar, yutar ama terbiye etmiş.Parçalar, yutar ama terbiye etmiş. Ama kamçıyla terbiye etmiş, ama başka türlü terbiye etmiş.Ama kamçıyla terbiye etmiş, ama başka türlü terbiye etmiş. Ağzını açıyor, başını sokuyor, çıkartıyor.Ağzını açıyor, başını sokuyor, çıkartıyor. Arslan bak beni ısırmıyor falan diyeArslan bak beni ısırmıyor falan diye bir kafesin içinde onunla çeşitli oyunlar gösteriyor.bir kafesin içinde onunla çeşitli oyunlar gösteriyor. Hayvan terbiye olursa, kuş terbiye olursa,Hayvan terbiye olursa, kuş terbiye olursa, kuş terbiye olursakuş terbiye olursa eşref-i mahlukat olan insan niçin terbiye olmasın, olur.eşref-i mahlukat olan insan niçin terbiye olmasın, olur. Ama bunun önemini anlamamız lazım.Ama bunun önemini anlamamız lazım. Önemi nedir?

Önemi nedir?
Bir, Allah indinde sevabı çoktur.Bir, Allah indinde sevabı çoktur. Allah çok seviyor.Allah çok seviyor. Çok zahmet edip de, çok ibadet edip deÇok zahmet edip de, çok ibadet edip de kazanacağın sevaplar kadar kazancıkazanacağın sevaplar kadar kazancı güzel huyundan dolayı veriyor.güzel huyundan dolayı veriyor. Kazançlı.Kazançlı. Allah'ın sevgisi istemiyor muyuz? İstiyoruz.Allah'ın sevgisi istemiyor muyuz? İstiyoruz. Allah indinde derecemizin artmasını istemiyor muyuz? İstiyoruz.Allah indinde derecemizin artmasını istemiyor muyuz? İstiyoruz. Cennete girmeyi istemiyor muyuz?Cennete girmeyi istemiyor muyuz? Ah, gece gündüz durmayıp istediğimiz şey cennete girmek.

Ah, gece gündüz durmayıp istediğimiz şey cennete girmek.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki,Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki, insanları cennete sokan faktörlerden,insanları cennete sokan faktörlerden, sebeplerden en önemlileri iki tanesi başlı başına,sebeplerden en önemlileri iki tanesi başlı başına, en başta gelenleri birisi takvadır, ötekisi de güzel huydur.en başta gelenleri birisi takvadır, ötekisi de güzel huydur. Takva da zaten günahlardan sakınmak yani sabır,Takva da zaten günahlardan sakınmak yani sabır, kendine hakim olmak filan.kendine hakim olmak filan. O da bir bakıma şöyle bir ölçülürse ahlâki bir haslettir.O da bir bakıma şöyle bir ölçülürse ahlâki bir haslettir. Kötü huyların atılması mümkün mü?Kötü huyların atılması mümkün mü? Mümkün.Mümkün. Kötü huylar, edilinmiş kötü huylarKötü huylar, edilinmiş kötü huylar terbiye ile, riyazet ile yavaş yavaş atılır.terbiye ile, riyazet ile yavaş yavaş atılır. Peki insana ahlâk ve terbiyeyiPeki insana ahlâk ve terbiyeyi kazandıran yol ve meslek nedir?kazandıran yol ve meslek nedir? İnsana ahlâkın güzelliklerini

İnsana ahlâkın güzelliklerini
neler olduğunu gösteren İslâm'dır.neler olduğunu gösteren İslâm'dır. İslâm dininin içinde de insanınİslâm dininin içinde de insanın güzel huylu, güzel ahlâklı olmasını sağlayangüzel huylu, güzel ahlâklı olmasını sağlayan şer'i ilimlerin baş tacı olan tasavvuf ilmidir.şer'i ilimlerin baş tacı olan tasavvuf ilmidir. Tasavvuf ilmidir.Tasavvuf ilmidir. Şer'i ilimlerden birisidir.Şer'i ilimlerden birisidir. Şer'i ilimlerin baş tacıdır.Şer'i ilimlerin baş tacıdır. Çünkü insan güzel huyu sayesindeÇünkü insan güzel huyu sayesinde çok büyük derecelere nail olur.çok büyük derecelere nail olur. Kötü huyu sebebiyle de çok zararlara uğrar.Kötü huyu sebebiyle de çok zararlara uğrar. Önemlidir.Önemlidir. O bakımdan tasavvuf en şerefli ilim oluyor.O bakımdan tasavvuf en şerefli ilim oluyor. “Kad efleha men zekkâhâ.

“Kad efleha men zekkâhâ.
Ve kad hâbe men dessâhâ.”Ve kad hâbe men dessâhâ.” Nefsini terbiye eden felah bulur.

Nefsini terbiye eden felah bulur.
Nefsini terbiye edemeyen çok ziyana uğrar,Nefsini terbiye edemeyen çok ziyana uğrar, çok pişmanlıklar duyar, çok cezalara uğrar.çok pişmanlıklar duyar, çok cezalara uğrar. O bakımdan şu bizim kendimizi, nefsimizi yaniO bakımdan şu bizim kendimizi, nefsimizi yani dini tabir ile kendimizi terbiye etmemiz gerekiyor.dini tabir ile kendimizi terbiye etmemiz gerekiyor. Peki, kabul.Peki, kabul. Adresini verin, oraya gideyim, kaydımı yaptırayım,Adresini verin, oraya gideyim, kaydımı yaptırayım, terbiye olayım.terbiye olayım. Yok. Yani bugün 20. yüzyılda medeniyetin,Yok. Yani bugün 20. yüzyılda medeniyetin, maddi medeniyetin insanları füzelerlemaddi medeniyetin insanları füzelerle havaların fezanın ötelerine götürdüğühavaların fezanın ötelerine götürdüğü aya ayak bastırdığı zamanda,aya ayak bastırdığı zamanda, insanın nefsini terbiye etmek içininsanın nefsini terbiye etmek için Amerika'da mektep yok, İngiltere'de mektep yok,Amerika'da mektep yok, İngiltere'de mektep yok, Almanya'da mektep yok.Almanya'da mektep yok. İslâm aleminde vardı.İslâm aleminde vardı. İslâm aleminde mektepler vardı,İslâm aleminde mektepler vardı, tasavvuf mektepleri vardı, usuller vardıtasavvuf mektepleri vardı, usuller vardı ve bu usullere riayet edilirdive bu usullere riayet edilirdi ve kâmil insan yetişirdi, olgun insan yetişirdi,ve kâmil insan yetişirdi, olgun insan yetişirdi, ârif insan yetişirdi, zarif insan yetişirdi,ârif insan yetişirdi, zarif insan yetişirdi, edip insan yetişirdi,edip insan yetişirdi, terbiye timsali, gören kimsenin hayran kalacağı,terbiye timsali, gören kimsenin hayran kalacağı, herkesin hayran kalacağı kimse yetişirdi.herkesin hayran kalacağı kimse yetişirdi. Almanya'ya gittiğim zaman bahsettiler, bizim Konya'dan,Almanya'ya gittiğim zaman bahsettiler, bizim Konya'dan, bir mübarek ak sakallı zatbir mübarek ak sakallı zat ama tasavvuf terbiyesi görmüş, yaşlı 70-80 yaşlarında.ama tasavvuf terbiyesi görmüş, yaşlı 70-80 yaşlarında. Almışlar onu Almanya'ya götürmüşler.Almışlar onu Almanya'ya götürmüşler. Almanlar hayran kalıyorlarmış.Almanlar hayran kalıyorlarmış. Meclisine gidenler, yüzünü görenler hayran kalıyorlarmış.Meclisine gidenler, yüzünü görenler hayran kalıyorlarmış. Davranışlarına hayran kalıyorlarmış.Davranışlarına hayran kalıyorlarmış. Sorulan sorulara cevap verişine hayran kalıyorlarmış.Sorulan sorulara cevap verişine hayran kalıyorlarmış. Tevazuuna hayran kalıyorlarmış.Tevazuuna hayran kalıyorlarmış. Sonra sezgisine hayran kalıyorlarmış,Sonra sezgisine hayran kalıyorlarmış, kalbinin uyanıklığına hayran kalıyorlarmış.kalbinin uyanıklığına hayran kalıyorlarmış. Yani birçokları müslüman olmuş.Yani birçokları müslüman olmuş. Alman olduğu halde müslüman olmuş,Alman olduğu halde müslüman olmuş, kendisine bağlanmış diye naklediliyor.kendisine bağlanmış diye naklediliyor. O halde muhterem kardeşlerim,

O halde muhterem kardeşlerim,
biz de ahlâkımızı güzelleştirmek için,biz de ahlâkımızı güzelleştirmek için, zihnimize bunun büyük bir mesele olduğunu önce yerleştirelim.zihnimize bunun büyük bir mesele olduğunu önce yerleştirelim. Ahlâkı düzeltmek önemli bir meseledir.Ahlâkı düzeltmek önemli bir meseledir. Çok mühim bir iştir.Çok mühim bir iştir. En başta gelen vazifedir.En başta gelen vazifedir. Şu nefsimizi terbiye etmemiz lazım.Şu nefsimizi terbiye etmemiz lazım. Şu içimizi ıslah etmemiz lazım.Şu içimizi ıslah etmemiz lazım. Kötü huylarımızı atmalıyız.Kötü huylarımızı atmalıyız. İyi huyları almalıyız.İyi huyları almalıyız. İyi vasıflar kazanmalıyız.İyi vasıflar kazanmalıyız. İyi sıfatlara sahip olmalıyız diyeİyi sıfatlara sahip olmalıyız diye içimizde bir kere böyle bir düşünce olmalı, fikir olmalı.içimizde bir kere böyle bir düşünce olmalı, fikir olmalı. İlk önce bunun lüzumunu idrak etmeliyiz.İlk önce bunun lüzumunu idrak etmeliyiz. Ondan sonra da bunun esbabına tevessül etmeliyiz.Ondan sonra da bunun esbabına tevessül etmeliyiz. Efendim bir insanın şeyi yoksa,Efendim bir insanın şeyi yoksa, hiçbir imkanı yoksa, bulunduğu bölge itibariyle,hiçbir imkanı yoksa, bulunduğu bölge itibariyle, belde itibariyle hiç imkanı yoksa ne olur?belde itibariyle hiç imkanı yoksa ne olur? Diyor ki büyüklerimiz yani

Diyor ki büyüklerimiz yani
edep ve ahlâk ve terbiyeyi insan edepsizlerden bile öğrenebilir.edep ve ahlâk ve terbiyeyi insan edepsizlerden bile öğrenebilir. İnsan edebi, terbiyeyi kimlerden öğrenebilir?İnsan edebi, terbiyeyi kimlerden öğrenebilir? Niyet ederse edepsizden bile öğrenebilir.Niyet ederse edepsizden bile öğrenebilir. Lokman Hekim'e sormuşlar kiLokman Hekim'e sormuşlar ki sen bunca güzel edebi, ahlâkı nereden öğrendin?sen bunca güzel edebi, ahlâkı nereden öğrendin? Edepsizlerden öğrendim demiş.

Edepsizlerden öğrendim demiş.
Yani edepsizlerin edepsizliğine baktımYani edepsizlerin edepsizliğine baktım ve edepsizlerin edepsizliğine baktım, edebi öğrendim.ve edepsizlerin edepsizliğine baktım, edebi öğrendim. Yani bu iyi bir şey değil, ben bundan memnun olmadım,Yani bu iyi bir şey değil, ben bundan memnun olmadım, bunu yapmayayım, başkaları da memnun olmaz,bunu yapmayayım, başkaları da memnun olmaz, bunu yapmayayım dedim, o kötü şeyi bıraktım.bunu yapmayayım dedim, o kötü şeyi bıraktım. Böyle kötü şeyleri bıraka bırakaBöyle kötü şeyleri bıraka bıraka beğendiğim şeyleri de, bak şu güzel şeydir,beğendiğim şeyleri de, bak şu güzel şeydir, şunu yapayım diye diyeşunu yapayım diye diye edebi öğrendim diye Lokman Hekim olmuş.edebi öğrendim diye Lokman Hekim olmuş. Yani bir taraftan tabip, bir taraftan olgun insan,Yani bir taraftan tabip, bir taraftan olgun insan, bir taraftan Kur'an-ı Kerîm'de adı geçen mübarek bir zatbir taraftan Kur'an-ı Kerîm'de adı geçen mübarek bir zat olmuş Lokman Hekim.olmuş Lokman Hekim. O bakımdan hiçbir mazeret yoktur.O bakımdan hiçbir mazeret yoktur. Yani sizlere ve bizlere ahlâkımız olgunlaşmadan,Yani sizlere ve bizlere ahlâkımız olgunlaşmadan, kemâle ermeden, salih, kâmil bir kimse olmadankemâle ermeden, salih, kâmil bir kimse olmadan göçersek muhterem kardeşlerim hiç mazeret yoktur.göçersek muhterem kardeşlerim hiç mazeret yoktur. Çünkü insan edepsizlerden bile edebi öğrenebilir.Çünkü insan edepsizlerden bile edebi öğrenebilir. Onun için hiç mazeret yoktur.

Onun için hiç mazeret yoktur.
Kaldı ki edep, erkân, yol, usul öğrenmek içinKaldı ki edep, erkân, yol, usul öğrenmek için bizim kültürümüzde çok zengin malzeme vardır.bizim kültürümüzde çok zengin malzeme vardır. Kitaplarımız vardır.Kitaplarımız vardır. Eski meşhur kitaplarımızın içindeEski meşhur kitaplarımızın içinde bu hususta güzel malumat vardır.bu hususta güzel malumat vardır. Sanırım şu camiyi dolduran değerli kardeşleriminSanırım şu camiyi dolduran değerli kardeşlerimin çoğunun kütüphanesinde mevcut olan İhyâ'u Ulûmi'd-Din,çoğunun kütüphanesinde mevcut olan İhyâ'u Ulûmi'd-Din, İmam Gazzâlî rahmetullahi aleyh'in eseriİmam Gazzâlî rahmetullahi aleyh'in eseri baştan sona edeb kitabıdır.baştan sona edeb kitabıdır. Ahlâk kitabıdır.Ahlâk kitabıdır. Marifetname, İbrahim Hakkı Erzurumî Hazretlerinin marifetnamesi.Marifetname, İbrahim Hakkı Erzurumî Hazretlerinin marifetnamesi. Güzel edep kitabıdır.Güzel edep kitabıdır. Tarikat-ı Muhammediye İmam Birgivî HazretlerininTarikat-ı Muhammediye İmam Birgivî Hazretlerinin rahmetullahi aleyh Muhammed Zâhid Bursevî Hazretlerininrahmetullahi aleyh Muhammed Zâhid Bursevî Hazretlerinin Tasavvufi Ahlâk kitabı bir edep kitabıdır.Tasavvufi Ahlâk kitabı bir edep kitabıdır. Sonra edep tabi bir de kâmillerden öğrenilir.Sonra edep tabi bir de kâmillerden öğrenilir. Edep bir de kâmil insanlardan öğrenilir.Edep bir de kâmil insanlardan öğrenilir. İnsan edebi öğrenmeli, güzel ahlâkı öğrenmeli,İnsan edebi öğrenmeli, güzel ahlâkı öğrenmeli, kötü huyları atmalı, iyi huyları almalı,kötü huyları atmalı, iyi huyları almalı, insan-ı kâmil olmalı.insan-ı kâmil olmalı. Eski büyüklerden bir tanesi; bir ham, olmamış,Eski büyüklerden bir tanesi; bir ham, olmamış, cahil, gafil insanla yol arkadaşlığı etmiş.cahil, gafil insanla yol arkadaşlığı etmiş. Beraber bir yerden bir yere seyahat etmişler,Beraber bir yerden bir yere seyahat etmişler, muhterem kardeşlerim, ama bu kâmil insan,muhterem kardeşlerim, ama bu kâmil insan, o edepsizin tüm edepsizliklerine sabretmiş.o edepsizin tüm edepsizliklerine sabretmiş. Adam saygısız, adam sevgisiz, adam bilgisiz, adamAdam saygısız, adam sevgisiz, adam bilgisiz, adam kaba saba bir insan.kaba saba bir insan. Ama ötekisi olgun.Ama ötekisi olgun. Birisi olgun oldu mu kavga çıkmaz.Birisi olgun oldu mu kavga çıkmaz. Kavga ne zaman çıkar?Kavga ne zaman çıkar? İkisi birden ham oldu mu, birbirine çarptı mı

İkisi birden ham oldu mu, birbirine çarptı mı
bir ya o kırılacak ya ötekisi kırılacak.bir ya o kırılacak ya ötekisi kırılacak. Birisi olgun oldu mu kavga çıkmaz.Birisi olgun oldu mu kavga çıkmaz. O ona sabretmiş, sabretmiş, gık dememiş, neden?O ona sabretmiş, sabretmiş, gık dememiş, neden? Allah sabredenlerle beraberdir.

Allah sabredenlerle beraberdir.
Allah sabredenleri sever.Allah sabredenleri sever. Allah sabredenleri sever.Allah sabredenleri sever. Onun için sabretmiş.Onun için sabretmiş. Amma, hiç gık dememiş ama ayrıldıkları zamanAmma, hiç gık dememiş ama ayrıldıkları zaman hadi Allah'a ısmarladık, benim yolum şu tarafa gidiyor,hadi Allah'a ısmarladık, benim yolum şu tarafa gidiyor, senin yolun bu tarafa gidiyor.senin yolun bu tarafa gidiyor. Şu kadar gün beraber bulunmuşlar.Şu kadar gün beraber bulunmuşlar. Herhalde kervanda falan oluyor ya bazen böyle yol arkadaşlıkları.Herhalde kervanda falan oluyor ya bazen böyle yol arkadaşlıkları. Biz şimdi sabahleyin veya öğleyin İstanbul'dan biniyoruz,Biz şimdi sabahleyin veya öğleyin İstanbul'dan biniyoruz, Ankara'ya akşam geliyoruz.Ankara'ya akşam geliyoruz. Dağları, ovaları, dereleri geçip geliyoruz ama bu bir aylık yol.Dağları, ovaları, dereleri geçip geliyoruz ama bu bir aylık yol. Eskiden İstanbul'da Ankara'ya gitmek isteyen bir insan bu mesafeyiEskiden İstanbul'da Ankara'ya gitmek isteyen bir insan bu mesafeyi aşağı yukarı bir, kim bilir, üç haftada mı dört haftada mı alırdı.aşağı yukarı bir, kim bilir, üç haftada mı dört haftada mı alırdı. Dinlene dinlene, dinlene dinlene, konaklaya konaklayaDinlene dinlene, dinlene dinlene, konaklaya konaklaya öyle giderdi tabii.öyle giderdi tabii. Şimdi ayrılacakları zaman bu kâmil insan başlamış hüngür hüngür ağlama.Şimdi ayrılacakları zaman bu kâmil insan başlamış hüngür hüngür ağlama. Demişler ki bu adama

Demişler ki bu adama
bu kadar zaman tahammül ettin,bu kadar zaman tahammül ettin, gık demedin de giderken ne diye ağlıyorsun?gık demedin de giderken ne diye ağlıyorsun? Demiş ki bunca zaman yanımda durdu da

Demiş ki bunca zaman yanımda durdu da
bir güzel huy edinemedi, öyle geldi öyle gidiyor demiş.bir güzel huy edinemedi, öyle geldi öyle gidiyor demiş. Ona ağlıyorum.Ona ağlıyorum. Yani kendisini şöyle bir toparlayamadı, düzeltemedi.Yani kendisini şöyle bir toparlayamadı, düzeltemedi. Çünkü sözle söylesen tesir etmez, hal daha çok tesir eder.Çünkü sözle söylesen tesir etmez, hal daha çok tesir eder. Yani iyi insanın hali, iyi insanın hali,Yani iyi insanın hali, iyi insanın hali, mıknatısın öteki iyiliğe tesir ettiği gibi tesir eder.mıknatısın öteki iyiliğe tesir ettiği gibi tesir eder. O kadar yanımda durdu da demiş,O kadar yanımda durdu da demiş, böyle bir şey elde edemeden gene öyle kaba saba geldi gitti.böyle bir şey elde edemeden gene öyle kaba saba geldi gitti. Kaba sabalık, sertlik, haşinlik, muhterem kardeşlerim,Kaba sabalık, sertlik, haşinlik, muhterem kardeşlerim, uğursuzluktur.uğursuzluktur. Yani nasıl uğursuzluk oldukça insanda, işi rast gitmez,Yani nasıl uğursuzluk oldukça insanda, işi rast gitmez, kazancı olmaz, yapacağı işi başaramaz,kazancı olmaz, yapacağı işi başaramaz, aksi şeytan der, bilmem tekrar tekrar teşebbüs eder,aksi şeytan der, bilmem tekrar tekrar teşebbüs eder, işi bir türlü olmaz, neden?işi bir türlü olmaz, neden? Ya bugün elimde bir uğursuzluk var,

Ya bugün elimde bir uğursuzluk var,
üzerimde bir uğursuzluk var filan der.üzerimde bir uğursuzluk var filan der. İşte öyle olur.İşte öyle olur. Kaba saba insanın her şeyi kötü olur, uğursuz olur.Kaba saba insanın her şeyi kötü olur, uğursuz olur. Zarif insanın da, yumuşak, mülayim insanın da,Zarif insanın da, yumuşak, mülayim insanın da, rıfk sahibi insanın da her işi uğurlu olur.rıfk sahibi insanın da her işi uğurlu olur. Her işi rast gider.Her işi rast gider. Yumuşak olan insanın her işi tatlı olur, hoş olur,Yumuşak olan insanın her işi tatlı olur, hoş olur, Allah yardımcı olur.Allah yardımcı olur. O bakımdan rıfk sahibi olun.O bakımdan rıfk sahibi olun. Rıfk sahibi olun.Rıfk sahibi olun. Yani mülayimlik sahibi, yumuşaklık sahibi olun.Yani mülayimlik sahibi, yumuşaklık sahibi olun. Allahu Teâlâ Hazretleri şiddet ileAllahu Teâlâ Hazretleri şiddet ile zor ile zorbalık ile baskı ilezor ile zorbalık ile baskı ile yapılamayan birçok işi rıfk sahibine kolaylıkla bahşeder.yapılamayan birçok işi rıfk sahibine kolaylıkla bahşeder. Yani rıfk sahibi olan insan, mülayim olan insanYani rıfk sahibi olan insan, mülayim olan insan çok zorbaların elde edemediği çok şeyi rahatlıkla elde eder.çok zorbaların elde edemediği çok şeyi rahatlıkla elde eder. O bakımdan hepimiz üzerimizdeki halleri kontrol edelim.O bakımdan hepimiz üzerimizdeki halleri kontrol edelim. Bende biraz sinirlilik var.Bende biraz sinirlilik var. Birden patlayıveriyorum, birden parlayıveriyorum.Birden patlayıveriyorum, birden parlayıveriyorum. Evde bir kıyamet kopuyor, tabaklar uçuyor,Evde bir kıyamet kopuyor, tabaklar uçuyor, sandalyeler yerlere çalınıyor, kırılıyor, dökülüyor filan.sandalyeler yerlere çalınıyor, kırılıyor, dökülüyor filan. Ondan sonra biraz sonra fırtına geçtikten sonra oturuyorum.Ondan sonra biraz sonra fırtına geçtikten sonra oturuyorum. Yanlış yapmışım, doğru değil diyorum filan, pişman oluyorum.Yanlış yapmışım, doğru değil diyorum filan, pişman oluyorum. Rıfk'ı mülâyemeti öğreneceğiz.Rıfk'ı mülâyemeti öğreneceğiz. Her şey illa zorbalıkla olmaz ki.Her şey illa zorbalıkla olmaz ki. İlle tokat vurmak, yumruk vurmak, tekme atmak lazım değil ki.İlle tokat vurmak, yumruk vurmak, tekme atmak lazım değil ki. İlle çanak tabak kırmak, sandalye değil ki.İlle çanak tabak kırmak, sandalye değil ki. Bu metodu bırakmak lazım.Bu metodu bırakmak lazım. Yumuşaklık metoduyla, yumuşaklık metoduyla çok şeylerYumuşaklık metoduyla, yumuşaklık metoduyla çok şeyler elde edilebilir.elde edilebilir. Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize güzel huyları nasip eylesin,

Allahu Teâlâ hazretleri cümlemize güzel huyları nasip eylesin,
yumuşaklığı nasip eylesin.yumuşaklığı nasip eylesin. Bu sertlikten, bu kaba sabalıktan, bu uyumsuzluktan,Bu sertlikten, bu kaba sabalıktan, bu uyumsuzluktan, bu sivrilikten bizi Allah korusun, kurtarsın.bu sivrilikten bizi Allah korusun, kurtarsın. İkinci hadîs-i şerîfe geçiyoruz.

İkinci hadîs-i şerîfe geçiyoruz.
Bu kadar yetti güzel huyla ilgili izahat.

Bu kadar yetti güzel huyla ilgili izahat.
Tabi bir de muhterem kardeşlerim güzel huyla ilgili olarak,Tabi bir de muhterem kardeşlerim güzel huyla ilgili olarak, âriflerin menakıblerini, hayatlarını öğrenin.âriflerin menakıblerini, hayatlarını öğrenin. Peygamber efendimizin hayatını bir kere okuyalım.Peygamber efendimizin hayatını bir kere okuyalım. Neden biz hadîs-i şerîfleri okuyoruz?Neden biz hadîs-i şerîfleri okuyoruz? Peygamber efendimiz bize en güzel numune olduğu için.Peygamber efendimiz bize en güzel numune olduğu için. Peygamber efendimiz hanımına nasıl muamele etmiş?Peygamber efendimiz hanımına nasıl muamele etmiş? Bir düşünelim.Bir düşünelim. Acaba içimizde bu kadar hoca kardeşimiz vardır.Acaba içimizde bu kadar hoca kardeşimiz vardır. Belki vaiz vardır.Belki vaiz vardır. Belki müftü vardır.Belki müftü vardır. Belki ilahiyatlı vardır.Belki ilahiyatlı vardır. Acaba Peygamber efendimizden hiç rivayet edilmiş mi?Acaba Peygamber efendimizden hiç rivayet edilmiş mi? Bir hanımına kaldırıp da bir tokat vurmuş mu?Bir hanımına kaldırıp da bir tokat vurmuş mu? Veya bir şahsa vurmuş mu?Veya bir şahsa vurmuş mu? Hayır. Hiç vurmamış.

Hayır. Hiç vurmamış.
Peygamber Efendimiz'in aile hayatı ortada.Peygamber Efendimiz'in aile hayatı ortada. Peygamber Efendimiz'in evinde, kendisinin yanında kalan insanlaraPeygamber Efendimiz'in evinde, kendisinin yanında kalan insanlara rivayet ediyorlar, 8 sene yanında kaldım,rivayet ediyorlar, 8 sene yanında kaldım, bana hiç ağır söz söylemedi.bana hiç ağır söz söylemedi. Hiç beni bir şey yaptığım zaman, niçin bunu böyle yaptınHiç beni bir şey yaptığım zaman, niçin bunu böyle yaptın diye azarlamadı diyorlar.diye azarlamadı diyorlar. Hizmetçisi memnun.Hizmetçisi memnun. Hayran.Hayran. Hanımı memnun.Hanımı memnun. Hayran.Hayran. Arkadaşı, komşusu memnun, hayran.Arkadaşı, komşusu memnun, hayran. Sahabesi, canını vermeye razı.Sahabesi, canını vermeye razı. Anam, babam sana feda olsun Ey Allah'ın Resûlü diyorlar.Anam, babam sana feda olsun Ey Allah'ın Resûlü diyorlar. Asırlar sonra gelen bir ümmeti, biz de hayranız,Asırlar sonra gelen bir ümmeti, biz de hayranız, bizim de canımız feda.bizim de canımız feda. Ayağının altına saçılsın, ne olacak?Ayağının altına saçılsın, ne olacak? Biz de hayranız, neden?Biz de hayranız, neden? İşte o güzel huydan, o kemâlattan dolayı oluyor.

İşte o güzel huydan, o kemâlattan dolayı oluyor.
Örneğimiz Peygamber Efendimiz'dir.Örneğimiz Peygamber Efendimiz'dir. Peygamber Efendimiz'i iyice tanıyalım, bir.Peygamber Efendimiz'i iyice tanıyalım, bir. Sonra Peygamber Efendimiz'i görmüş insanlarSonra Peygamber Efendimiz'i görmüş insanlar ve Peygamber Efendimiz'inve Peygamber Efendimiz'in eğitiminde, terbiyesinde yetişmiş insanlar.eğitiminde, terbiyesinde yetişmiş insanlar. Kim onlar?Kim onlar? Sahâbe-i Kirâm.

Sahâbe-i Kirâm.
Peygamber Efendimiz'e tabi oldular, beyat ettiler.Peygamber Efendimiz'e tabi oldular, beyat ettiler. Onun çevresinde yaşadılar, onun emirlerine göre ömür sürdüler.Onun çevresinde yaşadılar, onun emirlerine göre ömür sürdüler. Görelim bakalım onlar nasıl yaşamış.Görelim bakalım onlar nasıl yaşamış. Sahâbe-i Kirâm'ın hayatını okuyalım.Sahâbe-i Kirâm'ın hayatını okuyalım. Menâkıbını okuyalım.Menâkıbını okuyalım. Nasıl hareket ettiklerini görelim.Nasıl hareket ettiklerini görelim. Mesela vali tayin edilmiş bir tanesi bir şehreMesela vali tayin edilmiş bir tanesi bir şehre ama vali sarayına gitmemiş.ama vali sarayına gitmemiş. Bana şu odacık yeter, şu kulübecik yeter demiş.Bana şu odacık yeter, şu kulübecik yeter demiş. Valilik üniformalarını giymemiş.Valilik üniformalarını giymemiş. Bana bu elbiselerim yeter demiş.Bana bu elbiselerim yeter demiş. Yolda birisi, tüccar, çuvalını indirmiş,Yolda birisi, tüccar, çuvalını indirmiş, yükünü indirmiş, birisine taşıtacak, etrafına bakınmış,yükünü indirmiş, birisine taşıtacak, etrafına bakınmış, birisini görmüş diyor ki gel buraya, geliyor.birisini görmüş diyor ki gel buraya, geliyor. Al şu çuvalı diyor.Al şu çuvalı diyor. Sırtla diyor. Sırtlıyor. Neden?Sırtla diyor. Sırtlıyor. Neden? Tüccar para verecek yani ne kadar isterse verecek.Tüccar para verecek yani ne kadar isterse verecek. Yani o hamallarla onun bedeli için münakaşa edecek değil ki.Yani o hamallarla onun bedeli için münakaşa edecek değil ki. Al şunu sırtına diyor.Al şunu sırtına diyor. Taşımaya başlıyor.Taşımaya başlıyor. Tüccar önden gidiyor.Tüccar önden gidiyor. Hamal da arkadan gidiyor.Hamal da arkadan gidiyor. Çuval sırtında.Çuval sırtında. Ama yanından, sokaktan geçenler Esselamu aleyküm Yâ Emîre’l-Mü’minîn.Ama yanından, sokaktan geçenler Esselamu aleyküm Yâ Emîre’l-Mü’minîn. Esselamu Aleyküm Yâ Emîre’l-Mü’minîn.Esselamu Aleyküm Yâ Emîre’l-Mü’minîn. Esselamu Aleyküm Yâ Emîre’l-Mü’minîn dedikçeEsselamu Aleyküm Yâ Emîre’l-Mü’minîn dedikçe tüccar uyanıyor, aklı başına geliyor.tüccar uyanıyor, aklı başına geliyor. Hamal sandığı yük yüklettiği adam şehrin valisiymiş.Hamal sandığı yük yüklettiği adam şehrin valisiymiş. Sahabe, peygamber efendimizin sahabesindenSahabe, peygamber efendimizin sahabesinden onun şeyinde yetişmiş kimse.onun şeyinde yetişmiş kimse. Diyor ki afedersiniz efendim ocağınıza düştüm,Diyor ki afedersiniz efendim ocağınıza düştüm, elinizi öpeyim, ayağınızı öpeyim, bırakın yükü.elinizi öpeyim, ayağınızı öpeyim, bırakın yükü. Yok diyor, nereye kadar götüreceksem oraya kadar götüreyim diyor,Yok diyor, nereye kadar götüreceksem oraya kadar götüreyim diyor, sırtından da indirmiyor.sırtından da indirmiyor. İşte peygamber efendimizin sahabesinin ahlâkı.

İşte peygamber efendimizin sahabesinin ahlâkı.
İşte peygamber efendimizin hayatı,İşte peygamber efendimizin hayatı, işte onun arkadaşlarının, ashabının hayatı.işte onun arkadaşlarının, ashabının hayatı. Alın Tezkiretü'l Evliyâ'yı,Alın Tezkiretü'l Evliyâ'yı, görün mübarek insanların hayatını.görün mübarek insanların hayatını. Yani evliyâullahın, salih kimselerin hayatlarını görün.Yani evliyâullahın, salih kimselerin hayatlarını görün. Tarih kitaplarını da onları okuyun.Tarih kitaplarını da onları okuyun. Onların hakkında deniliyor ki;Onların hakkında deniliyor ki; İnde zikrissâlihîn tenzîl-ür-rahme.

İnde zikrissâlihîn tenzîl-ür-rahme.
Salih kimsenin anlatıldığı yere Allah'ın rahmeti iner.Salih kimsenin anlatıldığı yere Allah'ın rahmeti iner. Neden? Onlar numune olur, öteki insanlaraNeden? Onlar numune olur, öteki insanlara âşk ve şevk verir onların hareket tarzı.âşk ve şevk verir onların hareket tarzı. Bir tanesi var, tacını tahtını bırakmış, Allah yoluna girmiş.Bir tanesi var, tacını tahtını bırakmış, Allah yoluna girmiş. İbrahim Ethem.İbrahim Ethem. Allah şefaatine erdirsin.Allah şefaatine erdirsin. Yani kolay mı hazineleri bırakmak?Yani kolay mı hazineleri bırakmak? Kolay mı sarayları bırakmak?Kolay mı sarayları bırakmak? Kolay mı izzetleri, itibarları bırakmak?Kolay mı izzetleri, itibarları bırakmak? Ama veli olmuş.Ama veli olmuş. Keramet sahibi olmuş.Keramet sahibi olmuş. Çok üstün bir insan olmuş.Çok üstün bir insan olmuş. Bir tanesi Hâtem-i Esâm.

Bir tanesi Hâtem-i Esâm.
Hâtem-i Esâm.Hâtem-i Esâm. Sağır Hâtem.Sağır Hâtem. Sağır mıymış bu adam?Sağır mıymış bu adam? Sağır değil.Sağır değil. Sağır değil ama bu sağır lakabını almasının sebebi şu.Sağır değil ama bu sağır lakabını almasının sebebi şu. Bir gün onun huzuruna bir mesele sormak üzere bir kadın geliyor.Bir gün onun huzuruna bir mesele sormak üzere bir kadın geliyor. Kapıdan içeri geliyor, otururken gaz kaçırıyor.Kapıdan içeri geliyor, otururken gaz kaçırıyor. Gaz kaçırıyor, sesli bir şekilde bir gaz kaçırıyor.Gaz kaçırıyor, sesli bir şekilde bir gaz kaçırıyor. E şimdi utanıp, sıkılıp böyle otururken birE şimdi utanıp, sıkılıp böyle otururken bir ses çıkıveriyor, gaz kaçırıyor.ses çıkıveriyor, gaz kaçırıyor. Böyle bir insan tabi, mübarek bir insanın huzurunda,Böyle bir insan tabi, mübarek bir insanın huzurunda, düşünün valinin, reisi cumhurun filan,düşünün valinin, reisi cumhurun filan, böyle mübarek bir kimsenin, böyle meşhur, büyük bir kimseninböyle mübarek bir kimsenin, böyle meşhur, büyük bir kimsenin makamında tabi kıpkırmızı kesiliyor birden,makamında tabi kıpkırmızı kesiliyor birden, yer yarılsa yerin içine girecek.yer yarılsa yerin içine girecek. Bir kabahat yaptı, bir ses çıktı, kaçırdı, gaz kaçırdı,Bir kabahat yaptı, bir ses çıktı, kaçırdı, gaz kaçırdı, yellendi yani, kıpkırmızı oluyor.yellendi yani, kıpkırmızı oluyor. Şeyh Efendi duyuyor tabii, Hâtem-i Esâm daŞeyh Efendi duyuyor tabii, Hâtem-i Esâm da o sesi duyuyor.o sesi duyuyor. Ama bir anda bir düşünüyor, kararını veriyor içinden,Ama bir anda bir düşünüyor, kararını veriyor içinden, hiç bozuntuya vermiyor.hiç bozuntuya vermiyor. Yüzünün hatlarında hiçbir değişiklik yok.Yüzünün hatlarında hiçbir değişiklik yok. Ne ayıplamış bir insan hali var,Ne ayıplamış bir insan hali var, ne şaşırmış bir insan hali var.ne şaşırmış bir insan hali var. Kadın oraya oturunca diyor ki,Kadın oraya oturunca diyor ki, kızım o kadar uzakta oturma,kızım o kadar uzakta oturma, o kadar uzakta oturma, benim kulağım ağırdır,o kadar uzakta oturma, benim kulağım ağırdır, duymam biraz yakına gel diyor.duymam biraz yakına gel diyor. Kadın da diyor ki, ha bak kulağı iyi duymuyormuş,Kadın da diyor ki, ha bak kulağı iyi duymuyormuş, hem de benim şeyimi anlamadı,hem de benim şeyimi anlamadı, yellendiğimi anlamadı, biraz rahatlıyor,yellendiğimi anlamadı, biraz rahatlıyor, yakınına geliyor, oturuyor.yakınına geliyor, oturuyor. Efendim işte ben şu sebeple geldim,Efendim işte ben şu sebeple geldim, şu meseleyi söyleyeceğim falan diye anlatmaya başlayınca,şu meseleyi söyleyeceğim falan diye anlatmaya başlayınca, bağır bağır diyor, kulağım iyi duymaz diyor, bağır diyor,bağır bağır diyor, kulağım iyi duymaz diyor, bağır diyor, kulağım ağırdır diyor.kulağım ağırdır diyor. Tabi o artık bangır bangır bağırarak meselesini anlatıyor,Tabi o artık bangır bangır bağırarak meselesini anlatıyor, o da cevabını veriyor.o da cevabını veriyor. Muhterem kardeşlerim, o kadıncağız vefat

Muhterem kardeşlerim, o kadıncağız vefat
edinceye kadar sağır numarası yapmış.edinceye kadar sağır numarası yapmış. Yani herkese karşı.Yani herkese karşı. Çünkü öbür tarafta sağır olmadığını belli edecek şekilde davransa,Çünkü öbür tarafta sağır olmadığını belli edecek şekilde davransa, bu sefer diyecekler ki, o sağır değil canım,bu sefer diyecekler ki, o sağır değil canım, sen nereden çıkarttın sağır olduğunu?sen nereden çıkarttın sağır olduğunu? Onun kulaklarına tık gelse, duyar falan deseler,

Onun kulaklarına tık gelse, duyar falan deseler,
kadın yine üzülecek.kadın yine üzülecek. Kadın üzülmesin diye, kadının vefatına kadarKadın üzülmesin diye, kadının vefatına kadar sağırmış gibi davranıyor.sağırmış gibi davranıyor. İşte büyüklerin ahlâkı.

İşte büyüklerin ahlâkı.
İşte güzel ahlâk.İşte güzel ahlâk. Millet onun için seviyor mutasavvıfları, boş yere sevmiyor.Millet onun için seviyor mutasavvıfları, boş yere sevmiyor. Bazıları da kızıyorlar, canım bunlara ne bu kadar bağlanılıyor, niye seviliyor?Bazıları da kızıyorlar, canım bunlara ne bu kadar bağlanılıyor, niye seviliyor? Onları tanısan sen de bağlanırsın, sen de seversin.Onları tanısan sen de bağlanırsın, sen de seversin. Oku, hayatlarını gör, beğenirsen ne ala.Oku, hayatlarını gör, beğenirsen ne ala. Beğenmezsen kendin bilirsin. Beğenmezsen kendin bilirsin. İkinci hadîs-i şerîfe geçiyorum.

İkinci hadîs-i şerîfe geçiyorum.
el-hudratü fi’n-nevmi’l-cennetü ve’t-temru rizkun

el-hudratü fi’n-nevmi’l-cennetü ve’t-temru rizkun
ve’l-lebenü fitratün ve’s-sefînetü necâtünve’l-lebenü fitratün ve’s-sefînetü necâtün ve’l-hamlü hüznün ve’l-mer’etü hayrunve’l-hamlü hüznün ve’l-mer’etü hayrun ve’l-kaydü sebâtün fi’d-dîni ve ekrahü’l-ğulle.ve’l-kaydü sebâtün fi’d-dîni ve ekrahü’l-ğulle. Bu hadîs-i şerîfte rüya ile ilgili.

Bu hadîs-i şerîfte rüya ile ilgili.
Biliyorsunuz ki uyuduğumuz zaman rüya görürüz.Biliyorsunuz ki uyuduğumuz zaman rüya görürüz. Yani çok kimseler görür,Yani çok kimseler görür, bazı kimseler de ben yatarım hiç rüya görmem falan diyorlar, nadir.bazı kimseler de ben yatarım hiç rüya görmem falan diyorlar, nadir. Ekseriya rüya görürüz.Ekseriya rüya görürüz. Neler görürüz, neler görürüz.Neler görürüz, neler görürüz. Akla hayaline gelmedik şeyler.Akla hayaline gelmedik şeyler. Ben rüyamda bir İngilizce konuşurum,Ben rüyamda bir İngilizce konuşurum, uyandığım zaman İngilizcemin güzelliğine şaşarım.uyandığım zaman İngilizcemin güzelliğine şaşarım. Ya ben bu kadar güzel İngilizce konuşabiliyor muydum?

Ya ben bu kadar güzel İngilizce konuşabiliyor muydum?
Rüyada konuşuyor insan.Rüyada konuşuyor insan. Şimdi bu rüya nedir?Şimdi bu rüya nedir? Bu nasıl bir şey?Bu nasıl bir şey? Bu rüya tabii insanın

Bu rüya tabii insanın
bedeni değil de ruhuyla ilgili bir olay.bedeni değil de ruhuyla ilgili bir olay. Ruhsal bir olay yani.Ruhsal bir olay yani. Rüyanın bir çeşidi insanın nefsiyle, bedeniyle ilgilidir,Rüyanın bir çeşidi insanın nefsiyle, bedeniyle ilgilidir, algılarıyla ilgilidir, gündüz gördüğü şeylerle ilgilidir,algılarıyla ilgilidir, gündüz gördüğü şeylerle ilgilidir, zihnindeki düşüncelerle ilgilidir, normal,zihnindeki düşüncelerle ilgilidir, normal, nefsani rüya derler buna.nefsani rüya derler buna. Yani insanın nefsinden, arzularından, isteklerinden,Yani insanın nefsinden, arzularından, isteklerinden, hayallerinden, edindiği gözlemlerden, intibalardan doğanhayallerinden, edindiği gözlemlerden, intibalardan doğan uyuduğu zaman zihni serbest kalıyor, böyle rüya görüyor, tamam.uyuduğu zaman zihni serbest kalıyor, böyle rüya görüyor, tamam. Nefsinin insana bir şeyler söylemesidir.Nefsinin insana bir şeyler söylemesidir. Nefsani bir kaynağı var.Nefsani bir kaynağı var. Büyüklerimiz demişler ki aç tavuk rüyada yem görüyor, neden?Büyüklerimiz demişler ki aç tavuk rüyada yem görüyor, neden? Karnı aç, onun için rüyadan yem görüyor.

Karnı aç, onun için rüyadan yem görüyor.
Tamam, nefsani rüya.Tamam, nefsani rüya. Bir rüya vardır, şeytanidir.Bir rüya vardır, şeytanidir. Şeytan mü'mini üzmek için,Şeytan mü'mini üzmek için, mahzun etmek için çok ters şeyler gösterir.mahzun etmek için çok ters şeyler gösterir. Şeytani, bu da şeytani.Şeytani, bu da şeytani. Ötekisi nefsani, bu da şeytani.Ötekisi nefsani, bu da şeytani. Bazı rüyalar vardır, rahmânîdir.Bazı rüyalar vardır, rahmânîdir. Rahmânîdir, ilahi alemden,Rahmânîdir, ilahi alemden, bilmediğimiz alemlerdenbilmediğimiz alemlerden esrarengiz alemlerden bize hakikaten işarettir.esrarengiz alemlerden bize hakikaten işarettir. Bazıları böyle bu kaynaklıdır.Bazıları böyle bu kaynaklıdır. Onun için rüyaların erbabı,

Onun için rüyaların erbabı,
yani rüyaları anlayan insanın bir yorumlaması vardır.yani rüyaları anlayan insanın bir yorumlaması vardır. Buna rüya tabiri diyoruz.Buna rüya tabiri diyoruz. Hatta bunlar için kitaplar yazılmıştır.Hatta bunlar için kitaplar yazılmıştır. Tabirnameler filan deniliyor.Tabirnameler filan deniliyor. Meşhur şahıslar yetişmiştir böyle rüya tabirinde.Meşhur şahıslar yetişmiştir böyle rüya tabirinde. Peygamber Efendimiz rüya tabir etmiş midir? Etmiştir.Peygamber Efendimiz rüya tabir etmiş midir? Etmiştir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin
rüya tabir etmesi var.rüya tabir etmesi var. Hatta sabah namazından sonra veya bir namazdan sonraHatta sabah namazından sonra veya bir namazdan sonra bazen dönermiş cemaate,bazen dönermiş cemaate, dermiş ki bir hasta var mı ziyaret edelim.dermiş ki bir hasta var mı ziyaret edelim. Bir ihtiyacı, bir sorusu olan var mı?Bir ihtiyacı, bir sorusu olan var mı? Sorsun cevap verelim.Sorsun cevap verelim. Zamanı müsait demek ki, durumu uygun.Zamanı müsait demek ki, durumu uygun. Böyle sorarmış. Hasta yok.Böyle sorarmış. Hasta yok. Soru sorulmuyor, bir rüya gören var mı anlatsın da tabir edelim dermiş.Soru sorulmuyor, bir rüya gören var mı anlatsın da tabir edelim dermiş. Bir keresinde Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz

Bir keresinde Ebû Bekir Sıddîk Efendimiz
kendisine birisi rüya anlattığı zaman diyor ki Yâ Resûlallah!kendisine birisi rüya anlattığı zaman diyor ki Yâ Resûlallah! Bu rüyayı müsaade et de sen anlatmadan, tabir etmeden evvelBu rüyayı müsaade et de sen anlatmadan, tabir etmeden evvel ben bir izah edeyim, ben tabir edeyim.ben bir izah edeyim, ben tabir edeyim. Sen de kontrol etmiş olursun gibilerden.Sen de kontrol etmiş olursun gibilerden. Peygamber Efendimiz de müsaade istiyor.Peygamber Efendimiz de müsaade istiyor. Peki diyor Peygamber Efendimiz.Peki diyor Peygamber Efendimiz. O da o rüya görenin anlattığına göre rüyayı tabir ediyor,O da o rüya görenin anlattığına göre rüyayı tabir ediyor, yoruyor, yani rüyayı yormak deriz ya biz, rüyayı yoruyor.yoruyor, yani rüyayı yormak deriz ya biz, rüyayı yoruyor. Peygamber Efendimiz'e dönüyor, diyor ki;Peygamber Efendimiz'e dönüyor, diyor ki; Yâ Resûlallah! Nasıl yormamda,

Yâ Resûlallah! Nasıl yormamda,
tabir etmemde isabet eyledim mi?tabir etmemde isabet eyledim mi? Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Bazısında isabet ettin, bazılarında hata ettin.Bazısında isabet ettin, bazılarında hata ettin. Demek ki rüya tabir etmek kolay bir şey değil.

Demek ki rüya tabir etmek kolay bir şey değil.
Yani tabiri diye bir şey var,Yani tabiri diye bir şey var, rüya tabiri diye bir şey varrüya tabiri diye bir şey var ama bunu tabir etmek kolay bir şey değil.ama bunu tabir etmek kolay bir şey değil. Şimdi rüya bir de tabir edeninŞimdi rüya bir de tabir edenin yormasına göre değer kazanır.yormasına göre değer kazanır. O bakımdan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem EfendimizO bakımdan Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz rüyanızı akıllı, fikirli, ciddi insana anlatın diyor.rüyanızı akıllı, fikirli, ciddi insana anlatın diyor. Yani alay edecek veyaYani alay edecek veya ters bir yorum yapıp da başınıza iş açacak kimseye anlatmayacaksınız.ters bir yorum yapıp da başınıza iş açacak kimseye anlatmayacaksınız. Şöyle dini bilgisi olan, aklı başında olan,Şöyle dini bilgisi olan, aklı başında olan, ciddi olan, âlim, fâzıl, kâmil bir kimseyeciddi olan, âlim, fâzıl, kâmil bir kimseye rüyayı yordurmak lazım geliyor, herkese açmamak gerekiyor.rüyayı yordurmak lazım geliyor, herkese açmamak gerekiyor. Eğer şeytani, hoşa gitmeyen bir rüyaEğer şeytani, hoşa gitmeyen bir rüya görülürse rüya uykudan kalkıp sol tarafına üç defagörülürse rüya uykudan kalkıp sol tarafına üç defa tükürmek gerekiyor.tükürmek gerekiyor. Yani o rüyanın zararından Allah'a sığınmak gerekiyor.Yani o rüyanın zararından Allah'a sığınmak gerekiyor. Şimdi bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;

Şimdi bu hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyurmuş ki;
Uykuda yeşillik görmek cennettir, cennete alamettir.

Uykuda yeşillik görmek cennettir, cennete alamettir.
Uykuda yeşillik görmek, yeşil,Uykuda yeşillik görmek, yeşil, çimen, çayır filan gibi böyle şeyler görmek cennete alamettir.çimen, çayır filan gibi böyle şeyler görmek cennete alamettir. Hurma görmek rızık kazanmaya alamettir.Hurma görmek rızık kazanmaya alamettir. Süt görmek fıtrata alamettir.Süt görmek fıtrata alamettir. Gemi görmek kurtuluşa alamettir,Gemi görmek kurtuluşa alamettir, içinde bulunduğu halden kurtuluşa ereceğine alamettir.içinde bulunduğu halden kurtuluşa ereceğine alamettir. Yük taşımak mahzunluk alametidir.Yük taşımak mahzunluk alametidir. Yani bir şeyden mahzun olacak, yük taşımak onu gösterir.Yani bir şeyden mahzun olacak, yük taşımak onu gösterir. Kadın görmek hayırdır.Kadın görmek hayırdır. Bağ görmek, ip görmek, bu dinde sebat alametidir.Bağ görmek, ip görmek, bu dinde sebat alametidir. Ama ben bukağı görmeyi,Ama ben bukağı görmeyi, yani boyunduruk görmeyi,yani boyunduruk görmeyi, yani boyuna takılan böyle halka,yani boyuna takılan böyle halka, hani esirlerin boynuna takılan şeyi, onu sevmem.hani esirlerin boynuna takılan şeyi, onu sevmem. Yani onun manası biraz iyi değildir,Yani onun manası biraz iyi değildir, buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem.buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem. Rüya Kur'an-ı Kerîm'de var mıdır?

Rüya Kur'an-ı Kerîm'de var mıdır?
Vardır.Vardır. Bazı öyle rüyaları Kur'an-ı Kerîm anlatıyor.Bazı öyle rüyaları Kur'an-ı Kerîm anlatıyor. Mesela Yusuf aleyhisselam bir rüya gördü.Mesela Yusuf aleyhisselam bir rüya gördü. Babası Yakup aleyhisselama geldi, dedi ki;Babası Yakup aleyhisselama geldi, dedi ki; Babacığım, küçükken kendisi, ben bir rüya gördüm,Babacığım, küçükken kendisi, ben bir rüya gördüm, on bir tane yıldız gördüm, ayı ve güneşi,on bir tane yıldız gördüm, ayı ve güneşi, şemsi ve kameri ve bu yıldızları bana secde ederken gördüm dedi.şemsi ve kameri ve bu yıldızları bana secde ederken gördüm dedi. Babası dedi ki; aman evladımBabası dedi ki; aman evladım bu rüyanı öteki kardeşlerine anlatma dedi.bu rüyanı öteki kardeşlerine anlatma dedi. Bu rüyanı;Bu rüyanı; “Lâ taksus ru’yâke ‘alâ ihvetike feyekîdû leke keydâ.”

“Lâ taksus ru’yâke ‘alâ ihvetike feyekîdû leke keydâ.”
Sonra sana kıskanıp da bir zarar verirler dedi

Sonra sana kıskanıp da bir zarar verirler dedi
Yakup aleyhisselam, Yûsuf aleyhisselam'ın bu rüyası.Yakup aleyhisselam, Yûsuf aleyhisselam'ın bu rüyası. Tabi burada güneş, Yakup aleyhisselam'ın kendisine delalet ediyor.Tabi burada güneş, Yakup aleyhisselam'ın kendisine delalet ediyor. Ay hanımına delalet ediyor Yûsuf aleyhisselam'ın annesine.Ay hanımına delalet ediyor Yûsuf aleyhisselam'ın annesine. 11 tane yıldız da o peygamber çocukları olan öteki11 tane yıldız da o peygamber çocukları olan öteki o şeylere delalet ediyor, Yûsuf aleyhisselam'ıno şeylere delalet ediyor, Yûsuf aleyhisselam'ın kardeşlerine delalet ediyor.kardeşlerine delalet ediyor. Onlar kendisine secde ediyorlar.Onlar kendisine secde ediyorlar. Bu da Yûsuf aleyhisselam'ın makamının yüksek olduğuna delalet ediyor.Bu da Yûsuf aleyhisselam'ın makamının yüksek olduğuna delalet ediyor. Sana kıskanırlar da bir zarar verirler dedi Yakup aleyhisselam.Sana kıskanırlar da bir zarar verirler dedi Yakup aleyhisselam. Demek ki Kur'an-ı Kerîm'de böyle bir rüya meselesi var.Demek ki Kur'an-ı Kerîm'de böyle bir rüya meselesi var. Sonra başka rüya,

Sonra başka rüya,
yine Yûsuf suresi'nde, o Yûsuf aleyhisselam'ıyine Yûsuf suresi'nde, o Yûsuf aleyhisselam'ı zindana atıyorlar ya haksız yere, zindana atıyorlar.zindana atıyorlar ya haksız yere, zindana atıyorlar. Orada bir müddet kalıyor.Orada bir müddet kalıyor. Peygamber olduğu halde iftiraya uğradığı içinPeygamber olduğu halde iftiraya uğradığı için zindanda bir müddet kalıyor ama zindanda bilezindanda bir müddet kalıyor ama zindanda bile öteki mahkumlara emr-i ma'ruf yapıyor,öteki mahkumlara emr-i ma'ruf yapıyor, nehy-i münker yapıyor, imanı telkin ediyor,nehy-i münker yapıyor, imanı telkin ediyor, öteki mahkumlara.öteki mahkumlara. İki tane mahkum var, bu iki mahkumİki tane mahkum var, bu iki mahkum Firavun'a suikast yapılmış, öldürmeye teşebbüs edilmiş,Firavun'a suikast yapılmış, öldürmeye teşebbüs edilmiş, yani Yusuf aleyhisselam'ın zamanında yaşayanyani Yusuf aleyhisselam'ın zamanında yaşayan Mısır hükümdarına suikast yapılmış.Mısır hükümdarına suikast yapılmış. Bu ikisi sanık olarak hapisteler.Bu ikisi sanık olarak hapisteler. Şimdi rüyalarını anlatıyorlar.Şimdi rüyalarını anlatıyorlar. Diyor ki ben diyor bir tanesi, gördüm kiDiyor ki ben diyor bir tanesi, gördüm ki bir tepsi taşıyorum başımın üstünde,bir tepsi taşıyorum başımın üstünde, üstünde ekmekler var, o ekmeklerden kuşlar yiyor.üstünde ekmekler var, o ekmeklerden kuşlar yiyor. Ötekisi diyor ki ben efendime meşrubat sıkıyorum,Ötekisi diyor ki ben efendime meşrubat sıkıyorum, yani meyve suyu sıkıyorum diye görüyorum diyor.yani meyve suyu sıkıyorum diye görüyorum diyor. Onun üzerine Yusuf aleyhisselam diyor kiOnun üzerine Yusuf aleyhisselam diyor ki o başında ekmek taşıyor gören,o başında ekmek taşıyor gören, ekmekten kuşlar gagalıyor diye görene, sen asılacaksın,ekmekten kuşlar gagalıyor diye görene, sen asılacaksın, öldürüleceksin ve senin etlerini kuşlar böyle şey yapacak asıldığın yerde.öldürüleceksin ve senin etlerini kuşlar böyle şey yapacak asıldığın yerde. Ötekisine de diyor ki sen tekrar eski vazifene döneceksinÖtekisine de diyor ki sen tekrar eski vazifene döneceksin ve hükümdarın hizmetinde yanive hükümdarın hizmetinde yani meşrubatçılığını yapmaya devam edeceksin diyor,meşrubatçılığını yapmaya devam edeceksin diyor, aynı surede.aynı surede. Yine aynı surede Mısır hükümdarı rüya görüyor.Yine aynı surede Mısır hükümdarı rüya görüyor. 7 tane semiz şey görüyor, inek görüyor, yedi tane7 tane semiz şey görüyor, inek görüyor, yedi tane zayıf inek görüyor, bu semiz inekleri yiyorlar.zayıf inek görüyor, bu semiz inekleri yiyorlar. Hadi bunu anlatın falan diyor.Hadi bunu anlatın falan diyor. Rüya tabircileri aciz kalıyorlar, cevap veremiyorlar.Rüya tabircileri aciz kalıyorlar, cevap veremiyorlar. Yusuf aleyhisselam'ın zindanda arkadaşlığını yapıp daYusuf aleyhisselam'ın zindanda arkadaşlığını yapıp da çıkmış olan şahıs diyor ki benim zindanda bir tanıdığım kimse var,çıkmış olan şahıs diyor ki benim zindanda bir tanıdığım kimse var, çok iyi kimsedir, iftiraya uğramış da oraya girmiş,çok iyi kimsedir, iftiraya uğramış da oraya girmiş, o rüya tabirini bilir diyor, ona gidip anlatıyor.o rüya tabirini bilir diyor, ona gidip anlatıyor. Diyor ki Mısır'da 7 sene bolluk olacak.Diyor ki Mısır'da 7 sene bolluk olacak. 7 sene bolluk olacak.7 sene bolluk olacak. Arkasından 7 sene kıtlık olacak,Arkasından 7 sene kıtlık olacak, bu 7 sene bollukta biriktirilmiş olan bütün şey,bu 7 sene bollukta biriktirilmiş olan bütün şey, halkın topladığı biriktirdiği tahıl,halkın topladığı biriktirdiği tahıl, mahsüller, hububat, hepsimahsüller, hububat, hepsi şey yapılacak, ondan sonraki sene millet adam akıllışey yapılacak, ondan sonraki sene millet adam akıllı açlık ve kıtlık çekecek diyor.açlık ve kıtlık çekecek diyor. Ondan sonra işte onu çağırıyorlar, şeylikten kurtuluyor,Ondan sonra işte onu çağırıyorlar, şeylikten kurtuluyor, mahpusluktan kurtuluyor.mahpusluktan kurtuluyor. Hükümdar onun suçsuz olduğunu anlıyor,Hükümdar onun suçsuz olduğunu anlıyor, yüzleştiriyor kendisini iftira edenlerle.yüzleştiriyor kendisini iftira edenlerle. İftira edenler suçlarını itiraf ediyorlar,İftira edenler suçlarını itiraf ediyorlar, biz ona iftira ettik diye,biz ona iftira ettik diye, Mısır'da adeta ziraat bakanı oluyor veMısır'da adeta ziraat bakanı oluyor ve sonra işte çocukların kardeşlerini, anasını babasını Mısır'a getirtiyor da,sonra işte çocukların kardeşlerini, anasını babasını Mısır'a getirtiyor da, hepsi onun karşısında hürmeten secde ediyorlar,hepsi onun karşısında hürmeten secde ediyorlar, o zaman babasına diyor ki, baba işte benim küçükken gördüğüm rüyanıno zaman babasına diyor ki, baba işte benim küçükken gördüğüm rüyanın şeyi çıktı bak, yorumu çıktı şimdi diyor.şeyi çıktı bak, yorumu çıktı şimdi diyor. Hepsi kendisine saygıyla böyle secde edinceHepsi kendisine saygıyla böyle secde edince o eski rüyayı hatırlatıyor.o eski rüyayı hatırlatıyor. Bütün bunlar, niçin anlattım?

Bütün bunlar, niçin anlattım?
Kur'an-ı Kerîm'de rüya vardır, rüya tabiri vardır, yorumu vardır.

Kur'an-ı Kerîm'de rüya vardır, rüya tabiri vardır, yorumu vardır.
Hadîs-i şerîflerde rüya tabiri vardır, yorumu vardır, haktır.Hadîs-i şerîflerde rüya tabiri vardır, yorumu vardır, haktır. Hakikaten de kendi hayatımıza da gelince,Hakikaten de kendi hayatımıza da gelince, kendi hayatımızda da, sizler de belki buna benzer olaylarla karşılaşmışsınızdır,kendi hayatımızda da, sizler de belki buna benzer olaylarla karşılaşmışsınızdır, rüya görürsünüz, o rüyanız çıkar.rüya görürsünüz, o rüyanız çıkar. O rüyanız, bakarsınız ki, ha bir şey oldu,O rüyanız, bakarsınız ki, ha bir şey oldu, benim arkadaşım falanca, İstanbul'daki falancaya bir şey oldubenim arkadaşım falanca, İstanbul'daki falancaya bir şey oldu falan derseniz, böyle çıkar.falan derseniz, böyle çıkar. Demek ki rüyanın, gayb aleminden insana bazı haberlerin gelmesi tarzında

Demek ki rüyanın, gayb aleminden insana bazı haberlerin gelmesi tarzında
bir olay olduğu da bu gibi şeylerden anlaşılıyor.bir olay olduğu da bu gibi şeylerden anlaşılıyor. Ahir zamana doğru, ahir zamana doğru salih kimselerinAhir zamana doğru, ahir zamana doğru salih kimselerin rüyaları, ertesi gün gündüz gibi çıkacak yani.rüyaları, ertesi gün gündüz gibi çıkacak yani. Aynen çıkacak.Aynen çıkacak. Allah onların gönüllerine bir berraklık verecek.Allah onların gönüllerine bir berraklık verecek. Efendim gayba ait şeyleri onlar görecekler.Efendim gayba ait şeyleri onlar görecekler. Diğer hadîs-i şerîfe geçiyoruz.

Diğer hadîs-i şerîfe geçiyoruz.
“el-hatîetü izâ hafiyet lem tezurra illâ sâhibehâ

“el-hatîetü izâ hafiyet lem tezurra illâ sâhibehâ
ve izâ üzhirat fe lem tüğayyir darrati’l-âmmete.”ve izâ üzhirat fe lem tüğayyir darrati’l-âmmete.” Ebû Hüreyre radıyallahu anh'tan rivayet edilmiş.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'tan rivayet edilmiş.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Bir günah, bir hata, bir kusurlu işBir günah, bir hata, bir kusurlu iş gizlenirse, gizlendiği zaman, başka kimseye zararı vermez,gizlenirse, gizlendiği zaman, başka kimseye zararı vermez, ancak o hatayı işleyen kimseye zarar verir.ancak o hatayı işleyen kimseye zarar verir. Tabi ondan dolayı Allah ona bir ceza verecek, bir günah olmuş.Tabi ondan dolayı Allah ona bir ceza verecek, bir günah olmuş. Tevbe etmezse bir cezaya uğrar.Tevbe etmezse bir cezaya uğrar. Gizlendiği zaman başka kimseye zarar vermez, sadeceGizlendiği zaman başka kimseye zarar vermez, sadece işleyen kimseye zarar verir.işleyen kimseye zarar verir. Amma âşikare kılınınca, söylenince,Amma âşikare kılınınca, söylenince, âşikâre yapılınca, izâ üzhirat, şeklindeymiş.âşikâre yapılınca, izâ üzhirat, şeklindeymiş. Elif'i şimdi gördüm, izâ üzhirat.Elif'i şimdi gördüm, izâ üzhirat. Zahir, âşikâre olarak yapılırsa hataZahir, âşikâre olarak yapılırsa hata ve bundan da tevbe edilip vazgeçilmezseve bundan da tevbe edilip vazgeçilmezse o zaman herkese zarar verir.o zaman herkese zarar verir. Herkese zarar nasıl verir?

Herkese zarar nasıl verir?
Bir kere Allah cezayı umumi verir.

Bir kere Allah cezayı umumi verir.
Yani kusur aleni işleniyor, sizler de görüyorsunuz,Yani kusur aleni işleniyor, sizler de görüyorsunuz, düzeltmeye de çalışmıyorsunuz, alın bakalım cezayı,düzeltmeye de çalışmıyorsunuz, alın bakalım cezayı, ceza bu sefer umumi gelir.ceza bu sefer umumi gelir. Yani aleni yapıldığı zaman umumi gelir.Yani aleni yapıldığı zaman umumi gelir. Bir böyle.Bir böyle. İkincisi, aleni yapıldığı için günah yapma yolu açılır,

İkincisi, aleni yapıldığı için günah yapma yolu açılır,
herkes aynı günahı, aynı hatayı adet olur, herkes yapar.herkes aynı günahı, aynı hatayı adet olur, herkes yapar. Canım falanca da yapıyor ne yapalım,Canım falanca da yapıyor ne yapalım, filanca da yapıyor ne yapalım demeye başlarlar.filanca da yapıyor ne yapalım demeye başlarlar. Bu sefer herkes günahı umursamaz olur, herkes yapmaya başlar.Bu sefer herkes günahı umursamaz olur, herkes yapmaya başlar. Böylece cemiyet fesada uğrar,Böylece cemiyet fesada uğrar, o bakımdan da topluluğa zarar verir.o bakımdan da topluluğa zarar verir. Bu sebepten bir hatayı faş etmeyeceğiz.

Bu sebepten bir hatayı faş etmeyeceğiz.
Bir Müslüman kardeşimizin bir hatası var,Bir Müslüman kardeşimizin bir hatası var, onu faş etmeyeceğiz yani yaymayacağız,onu faş etmeyeceğiz yani yaymayacağız, başkasına söylemeyeceğiz.başkasına söylemeyeceğiz. Gücün yetiyorsa ona nasihat et, bir kenara çek, yakasına yapış,Gücün yetiyorsa ona nasihat et, bir kenara çek, yakasına yapış, sen böyle bir şey yapmışsın, yapma, günahtır, ayıptır,sen böyle bir şey yapmışsın, yapma, günahtır, ayıptır, bir daha görmeyeyim, duymayayım,bir daha görmeyeyim, duymayayım, tevbe et filan diyebilirsin, faş etmeyeceksin.tevbe et filan diyebilirsin, faş etmeyeceksin. Bazı şeylerin diyorlar,Bazı şeylerin diyorlar, bazı şeylerin şüyuʿu vukuʿundan daha beterdir.bazı şeylerin şüyuʿu vukuʿundan daha beterdir. Yani şâi olması, yayılmasıYani şâi olması, yayılması yapılmış olmasından daha fena olur.yapılmış olmasından daha fena olur. Onun için kötülüğü söylemeyin.

Onun için kötülüğü söylemeyin.
Kötü olan şeyi yaymayın.Kötü olan şeyi yaymayın. Bir de Peygamber Efendimizin bir hadîs-i şerefi var muhterem kardeşlerim.Bir de Peygamber Efendimizin bir hadîs-i şerefi var muhterem kardeşlerim. Bizim vazifemizi gösterir o.Bizim vazifemizi gösterir o. Peygamber Efendimiz tavsiye ediyor kiPeygamber Efendimiz tavsiye ediyor ki mümin kardeşinin bir kusurunu gördüğün zaman,mümin kardeşinin bir kusurunu gördüğün zaman, o kusuru ne yapacaksın?o kusuru ne yapacaksın? Gizleyeceksin, örteceksin.Gizleyeceksin, örteceksin. Hatta diyor ki, bir kardeşin uyuyor olsa,Hatta diyor ki, bir kardeşin uyuyor olsa, üzerinden örtüsü açılmış olsa ne yaparsın?üzerinden örtüsü açılmış olsa ne yaparsın? Örtüyü örtüversin yani açılmış bu,

Örtüyü örtüversin yani açılmış bu,
örtüyü kapatıversin yani.örtüyü kapatıversin yani. Bacağı filan açılmış, görünüyor görünmesin diye örtüversin.Bacağı filan açılmış, görünüyor görünmesin diye örtüversin. Ayıbı da öyle örtmek lazım.Ayıbı da öyle örtmek lazım. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet günüKim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter buyuruyor Peygamber Efendimiz.onun ayıbını örter buyuruyor Peygamber Efendimiz. Demek ki birincisiDemek ki birincisi bir kusuru gördüğümüz zaman faş etmeyeceğiz,bir kusuru gördüğümüz zaman faş etmeyeceğiz, örteceğiz, ki kusursuz kul olmaz.örteceğiz, ki kusursuz kul olmaz. Sen de yaparsın kusuru, ben de yaparım.Sen de yaparsın kusuru, ben de yaparım. Hatasız kul olmaz.Hatasız kul olmaz. Bu böyle gizli kalsın da kimse bilmesin de örtülsün.Bu böyle gizli kalsın da kimse bilmesin de örtülsün. İkincisi, hemen hatadan kendimiz kusur işlemişsek döneceğiz.İkincisi, hemen hatadan kendimiz kusur işlemişsek döneceğiz. Hemen tevbe edeceğiz.Hemen tevbe edeceğiz. Allah'ın en sevdiği kullardanAllah'ın en sevdiği kullardan olarak anlatılıyor hadîs-i şerîflerde,olarak anlatılıyor hadîs-i şerîflerde, hatasını anlar anlamaz hemen dönen kuldur,hatasını anlar anlamaz hemen dönen kuldur, Allah'ın sevdiği kuldur.Allah'ın sevdiği kuldur. Yani müslüman hata etmez diyemeyiz.Yani müslüman hata etmez diyemeyiz. Her müslümanın beşerdir,Her müslümanın beşerdir, bir zayıf tarafı olur, bakarsın bir hata edivermiş falan.bir zayıf tarafı olur, bakarsın bir hata edivermiş falan. Amma hatasını anladığı zaman dönüverecek,Amma hatasını anladığı zaman dönüverecek, hemen dönecek.hemen dönecek. "Ve etbi’i’s-seyyiete’l-hasenete temhuhâ"

"Ve etbi’i’s-seyyiete’l-hasenete temhuhâ"
diyor Peygamber Efendimiz.diyor Peygamber Efendimiz. Bir kötülük yaptığın zaman arkasından bir iyilik,Bir kötülük yaptığın zaman arkasından bir iyilik, bir sevaplı bir şey yap ki o onu silsin.bir sevaplı bir şey yap ki o onu silsin. Bizim bir kardeşimiz vardı, sabah namazına kalkamıyor mesela,Bizim bir kardeşimiz vardı, sabah namazına kalkamıyor mesela, uyanamamış, kalkamamış, vaktinde kılması lazımdı,uyanamamış, kalkamamış, vaktinde kılması lazımdı, bir kusur, bir günah.bir kusur, bir günah. O gün hemen oruca niyetlenirmiş.O gün hemen oruca niyetlenirmiş. Ey nefis sen beni sabah namazına kaldırmadın, yataktaEy nefis sen beni sabah namazına kaldırmadın, yatakta yatmanın keyfini süreceğim diye,yatmanın keyfini süreceğim diye, sen beni sabah namazına kaldırmadın,sen beni sabah namazına kaldırmadın, ben de sana bugün akşama kadar oruç tutturacağım,ben de sana bugün akşama kadar oruç tutturacağım, o sevabı isteyecek.o sevabı isteyecek. Yani bir günah işledi, arkasından bir sevabı yapıyor.Yani bir günah işledi, arkasından bir sevabı yapıyor. Veyahut bir sadaka verir.Veyahut bir sadaka verir. Veyahut bir hayırlı iş yapar.Veyahut bir hayırlı iş yapar. Veyahut bir namaz kılar.Veyahut bir namaz kılar. Veyahut bir tesbih çeker.Veyahut bir tesbih çeker. Veyahut bir Kur'an okur.Veyahut bir Kur'an okur. Veyahut hayırlı bir meclise gider.Veyahut hayırlı bir meclise gider. Kötülüğünün arkasından bir iyilik yapıverirsiniz.Kötülüğünün arkasından bir iyilik yapıverirsiniz. Hemen o kötülükten vazgeçersiniz.Hemen o kötülükten vazgeçersiniz. Günahta ısrar doğru olmaz.Günahta ısrar doğru olmaz. Küçük günahta bile ısrar ettiğiniz zaman günah büyükleşir.Küçük günahta bile ısrar ettiğiniz zaman günah büyükleşir. Onun için bir kere bir kusur gördük mü örteceğiz,

Onun için bir kere bir kusur gördük mü örteceğiz,
ikincisi o kusurdan hemen vazgeçeceğiz veya vazgeçirteceğiz.ikincisi o kusurdan hemen vazgeçeceğiz veya vazgeçirteceğiz. Hemen vazgeçirteceğiz.Hemen vazgeçirteceğiz. Ona çalışacağız.Ona çalışacağız. Eğer bu aleni olursaEğer bu aleni olursa ve biz de ses çıkartmazsak,ve biz de ses çıkartmazsak, eğer bir adam ısrarla kusur işliyorsa ona ne yapacağız?eğer bir adam ısrarla kusur işliyorsa ona ne yapacağız? Biz de ısrarla ona karşı çıkacağız.

Biz de ısrarla ona karşı çıkacağız.
Dün söylemiştim hocam, bugün de mi söyleyeyim?Dün söylemiştim hocam, bugün de mi söyleyeyim? Bugün yaptı mı o kusuru gene?Bugün yaptı mı o kusuru gene? Gene yaptı, o zaman gene söyleyeceksin.Gene yaptı, o zaman gene söyleyeceksin. O madem kusuru işlemekten vazgeçmiyor,O madem kusuru işlemekten vazgeçmiyor, kusurda ısrarlı, sen de sevap işlemekte ısrarlı ol,kusurda ısrarlı, sen de sevap işlemekte ısrarlı ol, sen de sevaptan vazgeçme.sen de sevaptan vazgeçme. Kabul etmez gene bu adam,Kabul etmez gene bu adam, kabul etmese dahi söyleyeceksin neden?kabul etmese dahi söyleyeceksin neden? “Ma’ziraten ilâ rabbiküm vele’allehüm yettekûn.”

“Ma’ziraten ilâ rabbiküm vele’allehüm yettekûn.”
diyor Kur'an-ı Kerîm'de.diyor Kur'an-ı Kerîm'de. Şimdi eski ümmetlerden, ben-i İsrail'denŞimdi eski ümmetlerden, ben-i İsrail'den kusurlular, günahkârlar kusur günah işlediği zaman,kusurlular, günahkârlar kusur günah işlediği zaman, iyi insanlar da onların karşılığına dikilipiyi insanlar da onların karşılığına dikilip Allah'ın emrine göre yapmayın bunu demişler.Allah'ın emrine göre yapmayın bunu demişler. Bazıları da diyorlar ki onlara;Bazıları da diyorlar ki onlara; “Lime te’izûne kavmenillâhü mühlikühüm ev mu’azzibühüm ‘azâben şedîdâ.”

“Lime te’izûne kavmenillâhü mühlikühüm ev mu’azzibühüm ‘azâben şedîdâ.”
Yani Allah'ın helâk edeceği,Yani Allah'ın helâk edeceği, veyahut şiddetli bir azaba uğratacağı,veyahut şiddetli bir azaba uğratacağı, bu böyle Allah tanımaz,bu böyle Allah tanımaz, edepsiz, arlanmaz günahkârlara ne diyeedepsiz, arlanmaz günahkârlara ne diye öğüt vermeye kalkışıp duruyorsunuz?öğüt vermeye kalkışıp duruyorsunuz? Bu adamlar dinlemezler ki sizi gibi söyleyenlere diyorlar ki;Bu adamlar dinlemezler ki sizi gibi söyleyenlere diyorlar ki; Ma’ziraten ilâ rabbikum?Ma’ziraten ilâ rabbikum? Sizin Rabb'inize karşı sorumluluğunuz yok mu?Sizin Rabb'inize karşı sorumluluğunuz yok mu? Siz Rabbinizin huzuruna çıkmayacak mısınız?Siz Rabbinizin huzuruna çıkmayacak mısınız? İşte biz Rabbimize mazeret olsun diye yapıyoruz.

İşte biz Rabbimize mazeret olsun diye yapıyoruz.
Siz yapmıyorsunuz, bize de yapmayın demeye getiriyorsunuz.Siz yapmıyorsunuz, bize de yapmayın demeye getiriyorsunuz. Bak o Rabbiniz size de sorar sorar demek yani.Bak o Rabbiniz size de sorar sorar demek yani. Size de sorar.Size de sorar. Siz günahın karşısında susuyorsunuz,Siz günahın karşısında susuyorsunuz, suskunluğun da cezası vardır.suskunluğun da cezası vardır. Günahın karşısında suskunluk olmaz.Günahın karşısında suskunluk olmaz. Rabbimize bizim mazeret olacak yani niye o öğüt verdin?Rabbimize bizim mazeret olacak yani niye o öğüt verdin? Mazeret olsun diye Rabbime.Mazeret olsun diye Rabbime. Yani ben diyeceğim ki Yâ Rabbi! Ben söyledim, dinlemediler.Yani ben diyeceğim ki Yâ Rabbi! Ben söyledim, dinlemediler. “Rabbi innî de’avtü kavmî leylen ve nehârâ.”

“Rabbi innî de’avtü kavmî leylen ve nehârâ.”
Nuh aleyhisselam böyle diyor.Nuh aleyhisselam böyle diyor. Yâ Rabbi! Ben kavmimi gece gündüz Hakk'a davet ettim.Yâ Rabbi! Ben kavmimi gece gündüz Hakk'a davet ettim. Hak yola çağırdım.Hak yola çağırdım. Bırakın putları, bırakın günahları dedim, dedim.Bırakın putları, bırakın günahları dedim, dedim. Ben onları ne zaman Hakk'a çağırsamBen onları ne zaman Hakk'a çağırsam parmaklarını kulaklarına tıkarlardı böyle.parmaklarını kulaklarına tıkarlardı böyle. Nuh aleyhisselam konuşuyor.Nuh aleyhisselam konuşuyor. Onlar da ne yapıyorlar?Onlar da ne yapıyorlar? Parmaklarını dinlememek için kulaklarına tıkıyorlardı.Parmaklarını dinlememek için kulaklarına tıkıyorlardı. Ve hakkı kabul etmiyorlardı.Ve hakkı kabul etmiyorlardı. Günahta ısrar ediyorlardı.Günahta ısrar ediyorlardı. O bakımdan helâke uğradılar.O bakımdan helâke uğradılar. Demek ki bizim de aldığımız ders bu anlatılanlardan,

Demek ki bizim de aldığımız ders bu anlatılanlardan,
bir günahın âşikare yapılmasının karşısına çıkacağız.bir günahın âşikare yapılmasının karşısına çıkacağız. Yani yapmayın bunu diyeceğiz.Yani yapmayın bunu diyeceğiz. Yani yaptırmamaya çalışacağız.Yani yaptırmamaya çalışacağız. Yani günahkârı günahından vazgeçirmeye çalışacağız.Yani günahkârı günahından vazgeçirmeye çalışacağız. Günahkarı, günahı işlemekte rahat ve serbest bırakmayacağız,Günahkarı, günahı işlemekte rahat ve serbest bırakmayacağız, rahatsız edeceğiz.rahatsız edeceğiz. Rahatsız etmemiz lazım.Rahatsız etmemiz lazım. Şimdi bir gazetede okudum.

Şimdi bir gazetede okudum.
Vakıf, üniversite kuracakmış.Vakıf, üniversite kuracakmış. Tabi üniversite bir ilim yuvası,Tabi üniversite bir ilim yuvası, kurulması iyi olabilir ama,kurulması iyi olabilir ama, tabi vakfedenin şartlarına riayet edilmesi lazım filan.tabi vakfedenin şartlarına riayet edilmesi lazım filan. Yani nerede üniversite kuracak,Yani nerede üniversite kuracak, filanca sultanın hastane olarak kurduğu yerde.filanca sultanın hastane olarak kurduğu yerde. İyi ama o filanca sultanın şartlarını çiğnememek lazım.İyi ama o filanca sultanın şartlarını çiğnememek lazım. O vakfeden üstadınO vakfeden üstadın şartlarına uymak şartıyla olabilir.şartlarına uymak şartıyla olabilir. Şimdi yazar, itikatsız bir insan,Şimdi yazar, itikatsız bir insan, tenkit ediyor bu şeyi.tenkit ediyor bu şeyi. Başka yönden tenkit ediyor.Başka yönden tenkit ediyor. Diyor ki, üniversite kuracaklarmış,Diyor ki, üniversite kuracaklarmış, genel bütçeden üniversiteye tahsisat verilecekmiş.genel bütçeden üniversiteye tahsisat verilecekmiş. Öyle şey olur mu diyor.Öyle şey olur mu diyor. Yani bizim paralarımızlaYani bizim paralarımızla meydana gelmiş olan bütçeden oraya para verilecekmiş.meydana gelmiş olan bütçeden oraya para verilecekmiş. Ya ben diyor müslüman değilsemYa ben diyor müslüman değilsem benim paramla ne diye müslümanlara bir hayır yapılsınbenim paramla ne diye müslümanlara bir hayır yapılsın demeye getiriyor yani.demeye getiriyor yani. Bakın gayrimüslim parasınınBakın gayrimüslim parasının bütçeye gittiğini ve oradan müslümanlara bir hayır gelmesinibütçeye gittiğini ve oradan müslümanlara bir hayır gelmesini istemiyor da kıskanıyor onu.istemiyor da kıskanıyor onu. Biz de o zaman ne yapmalıyız?Biz de o zaman ne yapmalıyız? Biz de şerre gitmemesine dikkat etmeliyiz.

Biz de şerre gitmemesine dikkat etmeliyiz.
Yani bu benim bütçemdir, paramdır,Yani bu benim bütçemdir, paramdır, hayra gitsin, şerre gitmesin diye uyanık olmalıyız.hayra gitsin, şerre gitmesin diye uyanık olmalıyız. Yani günahın karşısında muhterem kardeşlerim,Yani günahın karşısında muhterem kardeşlerim, gerçek müslümanlığın, asil müslümanlığın,gerçek müslümanlığın, asil müslümanlığın, uyanık müslümanlığın, dinamik müslümanlığın,uyanık müslümanlığın, dinamik müslümanlığın, Allah'ın sevdiği müslümanlığın gereği,Allah'ın sevdiği müslümanlığın gereği, davranış nasıl olacak?davranış nasıl olacak? Günahın karşısında yer alacağız,

Günahın karşısında yer alacağız,
günahı yaptırmamaya çalışacağız.günahı yaptırmamaya çalışacağız. Çünkü zarar hepimize gelir, hepimizin başına taş yağar.Çünkü zarar hepimize gelir, hepimizin başına taş yağar. Felaket geldi mi, herkesin başına gelir.Felaket geldi mi, herkesin başına gelir. Eski ümmetlerden felakete uğrayanlar bize misaldir.Eski ümmetlerden felakete uğrayanlar bize misaldir. Ad kavmi, Semud kavmi, Firavun kavmi,Ad kavmi, Semud kavmi, Firavun kavmi, daha başka ümmetler, daha başka milletler,daha başka ümmetler, daha başka milletler, Allah'ın emirlerini dinlemeyenler, Nuh tufanı,Allah'ın emirlerini dinlemeyenler, Nuh tufanı, vesaire bunların hepsi bize bir delildir.vesaire bunların hepsi bize bir delildir. Nuh aleyhisselam'ın sözünü dinlemediler ne oldu?

Nuh aleyhisselam'ın sözünü dinlemediler ne oldu?
Tufan geldi ve hepsi sulara gark oldu.

Tufan geldi ve hepsi sulara gark oldu.
Şimdi Almanya'da bulunmuş olan bir kardeşimiz anlattıŞimdi Almanya'da bulunmuş olan bir kardeşimiz anlattı oradaki arkeoloji mecmualarını okumuş.oradaki arkeoloji mecmualarını okumuş. Diyor ki Mezopotanya'daDiyor ki Mezopotanya'da arkeolojik kazı yapan bir Alman heyetiarkeolojik kazı yapan bir Alman heyeti aşağı doğru kazmaya başlamış.aşağı doğru kazmaya başlamış. İşte bilmem milattan sonraki şu zamanınİşte bilmem milattan sonraki şu zamanın bulguları, eserleri, onları çanağı, çömleği vesaireye çıkarmışlar.bulguları, eserleri, onları çanağı, çömleği vesaireye çıkarmışlar. Daha aşağı inmiş, işte milattan öncekiDaha aşağı inmiş, işte milattan önceki Sümerler zamanının bilmem şeyleri,Sümerler zamanının bilmem şeyleri, onları çıkartmış falan böyle tabaka tabaka tabi kazılarda,onları çıkartmış falan böyle tabaka tabaka tabi kazılarda, nereyi buluyorlarsa, hangi devre ait olduğunu tespit ediyorlar.nereyi buluyorlarsa, hangi devre ait olduğunu tespit ediyorlar. Ondan sonra bir zaman gelmiş,Ondan sonra bir zaman gelmiş, bakın önemli bir hadîse,bakın önemli bir hadîse, kazma, kazdıkları yerden mil çıkmaya başlamış,kazma, kazdıkları yerden mil çıkmaya başlamış, kum çıkmaya başlamış, tamam demişler.kum çıkmaya başlamış, tamam demişler. Artık yerleşme şeyi bitti, kazının dibini bulduk,Artık yerleşme şeyi bitti, kazının dibini bulduk, yerleşmenin köyün, kentin dibini bulduk, aşağısı kum.yerleşmenin köyün, kentin dibini bulduk, aşağısı kum. Kazmışlar, kaç metre kazdılarsa kazmışlar mil, kazmışlar mil, kazmışlar mil,Kazmışlar, kaç metre kazdılarsa kazmışlar mil, kazmışlar mil, kazmışlar mil, artık bitti falan derken, inat edip daha aşağı kazınca daha aşağıda yineartık bitti falan derken, inat edip daha aşağı kazınca daha aşağıda yine evler ve şeyler bulmuşlar, daha aşağıda.evler ve şeyler bulmuşlar, daha aşağıda. İşte diyor Nuh tufanının delili bu diyor.İşte diyor Nuh tufanının delili bu diyor. O kadar mil gelmiş, o kadar aşağıdakiO kadar mil gelmiş, o kadar aşağıdaki köyleri basmış, ondan sonraköyleri basmış, ondan sonra onun üstünde yeniden insanlar yerleşmiş diye.onun üstünde yeniden insanlar yerleşmiş diye. Bunların hepsi haktır ve gerçektir.Bunların hepsi haktır ve gerçektir. Kur'an'ın bildirdiği her şey haktır.Kur'an'ın bildirdiği her şey haktır. Allah'ın emirleri hepsi doğrudur, gerçektir.Allah'ın emirleri hepsi doğrudur, gerçektir. Peygamber Efendimiz'in bildirdiklerine göre,Peygamber Efendimiz'in bildirdiklerine göre, Kur'an'ın emirlerine göre hareket etmeliyiz.Kur'an'ın emirlerine göre hareket etmeliyiz. Günah karşımızda işlenip dururken biz duramayız.Günah karşımızda işlenip dururken biz duramayız. Bîtaraf duramayız, bîgâne duramayız,Bîtaraf duramayız, bîgâne duramayız, aldırmadan duramayız, başımızı öbür tarafa çeviremeyiz.aldırmadan duramayız, başımızı öbür tarafa çeviremeyiz. Bir iyi insan, mümin insan kabre girdiği zamanBir iyi insan, mümin insan kabre girdiği zaman kabirde azap melekleri buna bir topuz vurmuşlar.kabirde azap melekleri buna bir topuz vurmuşlar. Hadîs-i şerîfte bildiriliyor.

Hadîs-i şerîfte bildiriliyor.
Kabrin içi ateş dolmuş.Kabrin içi ateş dolmuş. O topuzdan çok büyük ızdırap çekmişO topuzdan çok büyük ızdırap çekmiş ve diyor ki ben Allah'a mümin kuluyum,ve diyor ki ben Allah'a mümin kuluyum, niye bana azap ediyorsunuz?niye bana azap ediyorsunuz? Bir taraftan o azabın içinde, bir taraftan böyle feryat edip soruyor.

Bir taraftan o azabın içinde, bir taraftan böyle feryat edip soruyor.
Diyorlar ki; sen hayatındaykenDiyorlar ki; sen hayatındayken filanca günde bir yerden geçiyordun,filanca günde bir yerden geçiyordun, zalimler bir mazlumu yakalamışlar,zalimler bir mazlumu yakalamışlar, zulmediyorlardı, sen ona müdahale etmedin,zulmediyorlardı, sen ona müdahale etmedin, bu onun cezasıdır.bu onun cezasıdır. Yani zalimler mazlumu şey yapıyorlardı,Yani zalimler mazlumu şey yapıyorlardı, işkence ediyorlardı, sen onaişkence ediyorlardı, sen ona müdahale etmedin, kurtarmadın, yardımcı olmadığın için bu ceza diyorlar.müdahale etmedin, kurtarmadın, yardımcı olmadığın için bu ceza diyorlar. Onun için muhterem kardeşlerim, günah işlemeyelim, bir.

Onun için muhterem kardeşlerim, günah işlemeyelim, bir.
Günah işletmeyelim, iki.Günah işletmeyelim, iki. Başkalarının günah işlemesine de fırsat vermeyelim.Başkalarının günah işlemesine de fırsat vermeyelim. Günahların işlenmemesi için aktif olalım.Günahların işlenmemesi için aktif olalım. Cemiyetimizin güzelleşmesi için aktif olalım,Cemiyetimizin güzelleşmesi için aktif olalım, temiz olması için aktif olalım, insanımızıntemiz olması için aktif olalım, insanımızın ahlâklı olması için aktif olalım,ahlâklı olması için aktif olalım, dürüst olması için vaazı, nasihati, öğütü şeyidürüst olması için vaazı, nasihati, öğütü şeyi geride bırakmayalım.geride bırakmayalım. Suskun olmayalım.Suskun olmayalım. İçimize kapalı olmayalım.İçimize kapalı olmayalım. Çünkü Allah celle celâluhû biz müslümanları,Çünkü Allah celle celâluhû biz müslümanları, ümmetlere numune olarak gönderdi veümmetlere numune olarak gönderdi ve emir-i ma'ruf nehy-i münker yapalım,emir-i ma'ruf nehy-i münker yapalım, yeryüzünde hayrı tesis edelim,yeryüzünde hayrı tesis edelim, şerri engelleyelim diye gönderdi.şerri engelleyelim diye gönderdi. Görevimiz var bizim, âyet-i kerîmelerin şeyi budur.Görevimiz var bizim, âyet-i kerîmelerin şeyi budur. Eski büyüklerimiz bunu yapmışlar.

Eski büyüklerimiz bunu yapmışlar.
Yani güzel bir misaldir, Kanuni Sultan SüleymanYani güzel bir misaldir, Kanuni Sultan Süleyman Fransa'ya mektup yazmış veyahut Almanya'ya.Fransa'ya mektup yazmış veyahut Almanya'ya. O zaman işte Almanya, Fransa böyle bir imparatorluk halindeO zaman işte Almanya, Fransa böyle bir imparatorluk halinde falanca şahsı hapsetmişsin, çıkart onu.falanca şahsı hapsetmişsin, çıkart onu. Hemen korkusundan çıkartıyor.Hemen korkusundan çıkartıyor. Bir başka padişah bir mektup yazmış yine Avrupa'ya.Bir başka padişah bir mektup yazmış yine Avrupa'ya. Siz öyle kadın erkek sarmaş dolaş,Siz öyle kadın erkek sarmaş dolaş, dans denilen bir şey yaparmışsınız,dans denilen bir şey yaparmışsınız, bu edepsizce şeyi bırakın.bu edepsizce şeyi bırakın. Hemen bırakmışlar korkularından, çünküHemen bırakmışlar korkularından, çünkü ültimatom veriyor yani bırakmazsa şey olacak.ültimatom veriyor yani bırakmazsa şey olacak. Yani iyiliğin yaygınlaşması,Yani iyiliğin yaygınlaşması, kötülüğün engellenmesi içinkötülüğün engellenmesi için hristiyan ülkelere bile müdahale etmişler eskiler.hristiyan ülkelere bile müdahale etmişler eskiler. 1900'lü senelerin başında

1900'lü senelerin başında
Fransa'dan birkaç kimse gelmiş,Fransa'dan birkaç kimse gelmiş, Fransız sefaletinin mensupları da onları almışlar,Fransız sefaletinin mensupları da onları almışlar, bak müslümanların kapalı çarşısı vardır burada,bak müslümanların kapalı çarşısı vardır burada, enteresan bir yerdir diye İstanbul'da kapalı çarşıya götürmüşler.enteresan bir yerdir diye İstanbul'da kapalı çarşıya götürmüşler. Tabi mücevheratçı dükkanları var,Tabi mücevheratçı dükkanları var, daha başka enteresan yerler var, oraları gezecekler amadaha başka enteresan yerler var, oraları gezecekler ama Fransız kadınları o zamanın âdetine göre boyalı,Fransız kadınları o zamanın âdetine göre boyalı, açık kıyafetlerle gelmişler.açık kıyafetlerle gelmişler. Bizim o zaman da kadınlarımız örtülü, şimdiki gibi değil,Bizim o zaman da kadınlarımız örtülü, şimdiki gibi değil, tamamen böyle örtülü.tamamen böyle örtülü. Tabii kapalı çarşıda öyleTabii kapalı çarşıda öyle kadınlar da pek gezmezmiş çarşıda pazarda eskiden.kadınlar da pek gezmezmiş çarşıda pazarda eskiden. Fransız kadınlarını öyle açıkça saçıkça böyleFransız kadınlarını öyle açıkça saçıkça böyle alışılmamış şekilde gezer görüncealışılmamış şekilde gezer görünce biraz da gavur karısıdır falan diye.biraz da gavur karısıdır falan diye. Orada hamallar vardır tabii kapalı çarşıda mal taşıyan,Orada hamallar vardır tabii kapalı çarşıda mal taşıyan, hizmet eden böyle tahsili görgüsü az kimseler vardır.hizmet eden böyle tahsili görgüsü az kimseler vardır. Onlar biraz böyle yan bakmaya başlamışlar,Onlar biraz böyle yan bakmaya başlamışlar, bıyık vurmaya başlamışlar falan.bıyık vurmaya başlamışlar falan. Böyle bir şeyler yapmaya başlamışlar.Böyle bir şeyler yapmaya başlamışlar. Daha böyle fiili bir şey yok da sadece böyle bir şey,Daha böyle fiili bir şey yok da sadece böyle bir şey, uzaktan böyle bir sataşma gibi bir tavır.uzaktan böyle bir sataşma gibi bir tavır. Namaz kılıyorlarmış.Namaz kılıyorlarmış. Muhtelif yerlerinde böyle mescitler vardır,Muhtelif yerlerinde böyle mescitler vardır, namazgâhlar vardır kapalı çarşının.namazgâhlar vardır kapalı çarşının. Demek namaz kılmışlar, müslüman esnaf.Demek namaz kılmışlar, müslüman esnaf. Namaz kılıyorlarmış, belki sünnet kıldılar,Namaz kılıyorlarmış, belki sünnet kıldılar, farzı kılacaklardı, belki farzı kıldılar, dua ediyorlardı,farzı kılacaklardı, belki farzı kıldılar, dua ediyorlardı, belki namazı bekliyorlardı,belki namazı bekliyorlardı, bir kalkmışlar yerlerinden,bir kalkmışlar yerlerinden, o öyle bıyık buran, sağa sola bakan oo öyle bıyık buran, sağa sola bakan o kadınlara şey yapan kimselere, kaş göz işareti yapankadınlara şey yapan kimselere, kaş göz işareti yapan o ayak takımını kaçırtmışlar, kovalamışlar.o ayak takımını kaçırtmışlar, kovalamışlar. Yani yakalasalar dövecekler.Yani yakalasalar dövecekler. Şimdi Fransız hatıra defterineŞimdi Fransız hatıra defterine yazmış, kitapta basılmış, ben orada okudum.yazmış, kitapta basılmış, ben orada okudum. Yani Türkler diyor, kendilerinin namuslarına o kadar düşkündür,Yani Türkler diyor, kendilerinin namuslarına o kadar düşkündür, o kadar düşkündür kio kadar düşkündür ki yani son derece düşkündür.yani son derece düşkündür. Edeb ve namus ve ahlâk zirvededir, çok ileridir.Edeb ve namus ve ahlâk zirvededir, çok ileridir. Kendilerine namussuzluk yapmazlar, bir.Kendilerine namussuzluk yapmazlar, bir. Karşılarında veya yanlarında başkalarının namussuzluk,Karşılarında veya yanlarında başkalarının namussuzluk, terbiyesizlik yapmasına da razı gelmezler, iki.terbiyesizlik yapmasına da razı gelmezler, iki. Kötülüğü de yaptırmazlar.Kötülüğü de yaptırmazlar. Bak diyor bizim kadınlarımıza bakmaya kalkınca şeyler,Bak diyor bizim kadınlarımıza bakmaya kalkınca şeyler, öteki ayak takımı var, onu kovaladılar diyeöteki ayak takımı var, onu kovaladılar diye böyle hayranlıkla yazmış.böyle hayranlıkla yazmış. Bizim işte bu ahlâkımız kaç yıl önce? Bizim işte bu ahlâkımız kaç yıl önce? 1905 olsa 1985, 80-85 yıl önce,

1905 olsa 1985, 80-85 yıl önce,
80-90 yıl önce bizim Türkiye'deki ahlâkımız buydu.80-90 yıl önce bizim Türkiye'deki ahlâkımız buydu. Benim çocukluğumda, benim bildiğim, bizim köyün,Benim çocukluğumda, benim bildiğim, bizim köyün, bizim köyün çarşısına kadın girmezdi.bizim köyün çarşısına kadın girmezdi. Çarşının yanındaki yoldan gidilirdi, oradan kadın geçmezdi.Çarşının yanındaki yoldan gidilirdi, oradan kadın geçmezdi. Kadın hiç çarşının içinden geçmezdi.Kadın hiç çarşının içinden geçmezdi. Kadın kendi başına çarşıya, pazara çıkıp daKadın kendi başına çarşıya, pazara çıkıp da öyle alışveriş falan yapmazdı.öyle alışveriş falan yapmazdı. Kadınlar örtülü olurdu.Kadınlar örtülü olurdu. Orta Asya'da kadınlar, bizim eski Türkistan diyarlarında,Orta Asya'da kadınlar, bizim eski Türkistan diyarlarında, kadınlar ayaklarının sesleri tık tık,kadınlar ayaklarının sesleri tık tık, ayakkabılarının sesleri taşlara çarpıpayakkabılarının sesleri taşlara çarpıp duyulmasın diye keçe koyarlarmış.duyulmasın diye keçe koyarlarmış. Pabuçlarının altına keçe koyarlarmış yaniPabuçlarının altına keçe koyarlarmış yani sessiz sessiz yürüsünler diye.sessiz sessiz yürüsünler diye. Yani gelişleri gidişleri bile belli olmasın diye.Yani gelişleri gidişleri bile belli olmasın diye. Bizim örfümüzde, töremizde durum böyledir.Bizim örfümüzde, töremizde durum böyledir. Bizim analarımız, ninelerimizBizim analarımız, ninelerimiz namaz giyecekleri zaman ayrı şalvar giymişlerdir.namaz giyecekleri zaman ayrı şalvar giymişlerdir. Yani iş şalvarını çıkartıp namaz şalvarını giymişlerdir.Yani iş şalvarını çıkartıp namaz şalvarını giymişlerdir. Bizim babalarımız, dedelerimizBizim babalarımız, dedelerimiz annelerinin babalarının sözlerineannelerinin babalarının sözlerine böyle kanun gibi itaat etmişlerdir.böyle kanun gibi itaat etmişlerdir. Onların mektuplarını bir okuyun, hayran kalırsınız.Onların mektuplarını bir okuyun, hayran kalırsınız. Sebebi hayatım, velinimetim,Sebebi hayatım, velinimetim, muhterem pederim, efendim hazretlerinemuhterem pederim, efendim hazretlerine diye mektup böyle başlıyor.diye mektup böyle başlıyor. Şimdi nerede?

Şimdi nerede?
Yani evlatların babaya hürmeti nerede?Yani evlatların babaya hürmeti nerede? 70 yılda çok şeyler kaybetmişiz.70 yılda çok şeyler kaybetmişiz. Ahlâkımızdan çok şeyler kaybetmişiz.Ahlâkımızdan çok şeyler kaybetmişiz. Bu bizim İslâm töresini kaybetmemizden oluyor.Bu bizim İslâm töresini kaybetmemizden oluyor. Yani kötülüğün karşısında pasif durmamızdan oluyor.Yani kötülüğün karşısında pasif durmamızdan oluyor. Halbuki müslümanlık, Peygamber Efendimiz'inHalbuki müslümanlık, Peygamber Efendimiz'in hadîs-i şerîfleri bize neyi tavsiye ediyor?hadîs-i şerîfleri bize neyi tavsiye ediyor? Kötülüğün yapmamayı, yaptırmamayı.Kötülüğün yapmamayı, yaptırmamayı. Hem yapmayacaksın, hem de yaptırmayacaksın,Hem yapmayacaksın, hem de yaptırmayacaksın, hem de yaydırtmayacaksın.hem de yaydırtmayacaksın. Belli olmayacak hiç.Belli olmayacak hiç. Orada kalacak, örtülüp kalacak yani.Orada kalacak, örtülüp kalacak yani. Yayılmayacak, kimse anlamayacak, gidecek.Yayılmayacak, kimse anlamayacak, gidecek. Bu ahlâka sahip olalım.Bu ahlâka sahip olalım. Evimizde, mahallemizde, iş yerimizde, çevremizdeEvimizde, mahallemizde, iş yerimizde, çevremizde bu İslâmi ahlâkı unutmayın, buna göre yaşayın.bu İslâmi ahlâkı unutmayın, buna göre yaşayın. Diğer hadîs-i şerîfe geliyorum.

Diğer hadîs-i şerîfe geliyorum.
“El-halku küllühüm ‘ıyâlüllâhi

“El-halku küllühüm ‘ıyâlüllâhi
ve tehte kenefihî fe ehabbü’l-halki ilellâhive tehte kenefihî fe ehabbü’l-halki ilellâhi men ehsene ilâ iyâlihîmen ehsene ilâ iyâlihî ve ebğadu’l-halki ilellâhi men zanne alâ ıyâlihî.”ve ebğadu’l-halki ilellâhi men zanne alâ ıyâlihî.” Ebû Hüreyre radıyallahu anh'dan.

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'dan.
Herhalde zamanımız dolduğu içinHerhalde zamanımız dolduğu için galiba bu sonuncu hadîs-i şerîf olabilir,galiba bu sonuncu hadîs-i şerîf olabilir, bugün okuyacağımız.bugün okuyacağımız. Bu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemBu hadîs-i şerîfte Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyuruyor ki muhterem kardeşlerim;Efendimiz buyuruyor ki muhterem kardeşlerim; mahlukat, yaratıklar, insanlar Allah'ın iyalidir.mahlukat, yaratıklar, insanlar Allah'ın iyalidir. İyâl kelimesi biliyorsunuz, evladu iyal diyoruz.İyâl kelimesi biliyorsunuz, evladu iyal diyoruz. Çoluk çocuk filan manasında kullanıyoruz.Çoluk çocuk filan manasında kullanıyoruz. Aile efradı demek yani.Aile efradı demek yani. Mahlukat yani insanlar, hepsi Allah'ın iyalidir.Mahlukat yani insanlar, hepsi Allah'ın iyalidir. Yani sanki bir aile reisi düşünün,Yani sanki bir aile reisi düşünün, maiyetinde çoluk çocuğu var,maiyetinde çoluk çocuğu var, belki dul teyze var, hala var, yaşlılar var filan,belki dul teyze var, hala var, yaşlılar var filan, akraba var, belki yetimler var, hepsine bakmakta yükümlü,akraba var, belki yetimler var, hepsine bakmakta yükümlü, onun gibi, ona benzetiyor.onun gibi, ona benzetiyor. Mahlukat, insanlar hepsi Allah'ın iyalidir ve onunMahlukat, insanlar hepsi Allah'ın iyalidir ve onun himayesi altındadır.himayesi altındadır. Mahlukatın Allah'a en sevgili olanı,Mahlukatın Allah'a en sevgili olanı, onun iyaline iyilik edenlerdir.onun iyaline iyilik edenlerdir. Allah'ın en çok kızdıkları da, onun iyaline cimri olanlardır.Allah'ın en çok kızdıkları da, onun iyaline cimri olanlardır. Şimdi Yunus Emre'nin bir sözünü hatırlattı bana bu hadîs-i şerîf.Şimdi Yunus Emre'nin bir sözünü hatırlattı bana bu hadîs-i şerîf. Diyor ki Yunus Emre;

Diyor ki Yunus Emre;
Yaradılanı hoş gör, yaradandan ötürü.Yaradılanı hoş gör, yaradandan ötürü. Yaradılanı hoş gör, yaradandan ötürü.Yaradılanı hoş gör, yaradandan ötürü. Allah rızası için, Allah aşkına, Allah hatırınaAllah rızası için, Allah aşkına, Allah hatırına yaradılanı hoş gör diyor.yaradılanı hoş gör diyor. Şimdi şu insanlar kimdir?

Şimdi şu insanlar kimdir?
Bunların hepsi Allah'ın mahlukatı, Allah'ın iyali bunlar.Bunların hepsi Allah'ın mahlukatı, Allah'ın iyali bunlar. Allah bunlara iyilik yapmayı seviyor,Allah bunlara iyilik yapmayı seviyor, iyilik yapanı seviyor,iyilik yapanı seviyor, Allah bunlara cimri davrananı, kötülük yapanı,Allah bunlara cimri davrananı, kötülük yapanı, ilgisiz kalanı sevmiyor.ilgisiz kalanı sevmiyor. Şimdi şöyle de anlatabilirim.

Şimdi şöyle de anlatabilirim.
Diyelim ki sokakta bir çocuk gördün, başını sevdin.Diyelim ki sokakta bir çocuk gördün, başını sevdin. Babası, annesi camdan baksa, bak oğlum seviliyor diye,Babası, annesi camdan baksa, bak oğlum seviliyor diye, çocuğum seviliyor diye memnun olur.çocuğum seviliyor diye memnun olur. Veyahut tam böyle araba geliyordu, tuttun,Veyahut tam böyle araba geliyordu, tuttun, kenara çektin, başını sevdin,kenara çektin, başını sevdin, korudun onu, babası gelir teşekkür eder, ya bizim çocuk neredeysekorudun onu, babası gelir teşekkür eder, ya bizim çocuk neredeyse kazaya kurban gidecekti, Allah razı olsun atik davrandın,kazaya kurban gidecekti, Allah razı olsun atik davrandın, kurtardın filan.kurtardın filan. Veyahut mesela komşusun, komşunun çocuğunaVeyahut mesela komşusun, komşunun çocuğuna okula başlıyor diye bir hediye aldın,okula başlıyor diye bir hediye aldın, bir çanta aldın, bir kitap aldın, bir defter aldın, güzel bir kalem hediye ettin,bir çanta aldın, bir kitap aldın, bir defter aldın, güzel bir kalem hediye ettin, annesi babası memnun olur, neden?annesi babası memnun olur, neden? İşte sevdiği kimseye iyilik yapınca o da memnun olur.

İşte sevdiği kimseye iyilik yapınca o da memnun olur.
Yani bir kimsenin gönlünü kazanmak istiyorsan onun çaresi nedir?Yani bir kimsenin gönlünü kazanmak istiyorsan onun çaresi nedir? Onun sevdiklerine iyilik yaparsan onun sevgisini kazanırsın.

Onun sevdiklerine iyilik yaparsan onun sevgisini kazanırsın.
Bu böyle modern kitaplarda da yazılıyor.Bu böyle modern kitaplarda da yazılıyor. ... birtakım böyle kitaplar yazmış kimseler var.... birtakım böyle kitaplar yazmış kimseler var. Psikolojik başarı şartlarını falan böyle anlatan.Psikolojik başarı şartlarını falan böyle anlatan. Onlarda da yazılır ama bizde bak daha önceden beri var.Onlarda da yazılır ama bizde bak daha önceden beri var. Bunun gibi işte.Bunun gibi işte. Biz de Allah'ın mahlukatınaBiz de Allah'ın mahlukatına iyilik yaparsak Allah bak bu benim mahlukatımaiyilik yaparsak Allah bak bu benim mahlukatıma iyilik yaptı diye bizi sevecek yani.iyilik yaptı diye bizi sevecek yani. Çünkü bütün mahlukat Allah'ın iyali.Çünkü bütün mahlukat Allah'ın iyali. Sen şimdi çok sevdiğin bir komşununSen şimdi çok sevdiğin bir komşunun çocuğu yaramazlık yapsa ona kötü davranabilir misin?çocuğu yaramazlık yapsa ona kötü davranabilir misin? Hatrı için davranamazsın.Hatrı için davranamazsın. Babası benim dostumdur dersin, hatrı içinBabası benim dostumdur dersin, hatrı için bir şey yapamazsın.bir şey yapamazsın. Ama düşmanın olsa o zaman belki kovalarsın, yakalarsan,Ama düşmanın olsa o zaman belki kovalarsın, yakalarsan, biraz da canını yakarsın, haşlarsın amabiraz da canını yakarsın, haşlarsın ama iyi tanıdığın kimseninkini yapmazsın.iyi tanıdığın kimseninkini yapmazsın. İşte madem ki bütün insanlar Allah'ın iyaliymiş,İşte madem ki bütün insanlar Allah'ın iyaliymiş, madem ki hepsi Allah'ın iyaliymiş,madem ki hepsi Allah'ın iyaliymiş, o halde biz de Allah'ın aşkına,o halde biz de Allah'ın aşkına, Allah'ın hatrına Yunus Emre'nin dediği gibi, yaradılığını hoşgör,Allah'ın hatrına Yunus Emre'nin dediği gibi, yaradılığını hoşgör, yaradandan ötürü dediği gibi biz deyaradandan ötürü dediği gibi biz de insanlara iyi davranalım, iyilik yapalım.insanlara iyi davranalım, iyilik yapalım. İyilik yapalım ki, Allah'ın sevgisinin kazanma yolu budur.İyilik yapalım ki, Allah'ın sevgisinin kazanma yolu budur. Bunun arkasındaki hadîs-i şerîfte de aynı malumat var.

Bunun arkasındaki hadîs-i şerîfte de aynı malumat var.
“el-halku küllühüm ‘ıyâlüllâhi Teâlâ

“el-halku küllühüm ‘ıyâlüllâhi Teâlâ
fe ehabbühüm ilellâhi enfeuhüm li ‘ıyâlihî.”fe ehabbühüm ilellâhi enfeuhüm li ‘ıyâlihî.” Burada ifade şöyle;

Burada ifade şöyle;
bütün yaratıklar Allah'ın iyalidir,bütün yaratıklar Allah'ın iyalidir, Allah-u Teâlâ'nın iyalidir.Allah-u Teâlâ'nın iyalidir. Allah'a en sevimli olan insan,Allah'a en sevimli olan insan, bu iyaline en faydası olan insandır diye.bu iyaline en faydası olan insandır diye. İşte biz onun için müslümanlar,İşte biz onun için müslümanlar, insanlığa faydalı şeyler yapmayı severiz.insanlığa faydalı şeyler yapmayı severiz. Dedelerimiz eskiden beriDedelerimiz eskiden beri yollar yapmışlar, çeşmeler yapmışlar, hanlar yapmışlar,yollar yapmışlar, çeşmeler yapmışlar, hanlar yapmışlar, hayrına yani parasız.hayrına yani parasız. Yemekler dağıtmışlar, hastaneler yapmışlar.Yemekler dağıtmışlar, hastaneler yapmışlar. Bezm-i Alem Sultan çıkmış,Bezm-i Alem Sultan çıkmış, bir hastane yapmış, fukar-ı müslümin buradabir hastane yapmış, fukar-ı müslümin burada tedavi olsun demiş.tedavi olsun demiş. Taşdelen suyunu götürmüş ona vakıf yapmış.Taşdelen suyunu götürmüş ona vakıf yapmış. Terkos gölünü getirmiş ona vakıf yapmış.Terkos gölünü getirmiş ona vakıf yapmış. Nice böyle mülkleri getirmiş ona vakıf etmiş.Nice böyle mülkleri getirmiş ona vakıf etmiş. Bunların gelirlerini buraya sarf edin,Bunların gelirlerini buraya sarf edin, hastalardan para almayın, burada tedavi görsünler demiş, neden?hastalardan para almayın, burada tedavi görsünler demiş, neden? Allah'ın kullarına iyilik yapmak maksadıyla oluyor bunlar.

Allah'ın kullarına iyilik yapmak maksadıyla oluyor bunlar.
Bütün bu çeşmeler, hanlar, hamamlar, hayrat u hasenat.Bütün bu çeşmeler, hanlar, hamamlar, hayrat u hasenat. Almanya'da dolaştım da muhtelif yerleri gezdim.Almanya'da dolaştım da muhtelif yerleri gezdim. Çok yağmur yağan bir diyar.Çok yağmur yağan bir diyar. Dağları var, ovaları var.Dağları var, ovaları var. Hiç yani çeşme görmedim desem yeridir.Hiç yani çeşme görmedim desem yeridir. Çok az gördüm, neden?Çok az gördüm, neden? Onlarda çeşme kültürü yok da ondan.

Onlarda çeşme kültürü yok da ondan.
Yani çeşme yapma kültürü yok da ondan.Yani çeşme yapma kültürü yok da ondan. Bizde çeşme yapmak, su vermek,Bizde çeşme yapmak, su vermek, bir insanın susuzluğunu gidermek sevap da,bir insanın susuzluğunu gidermek sevap da, herkes hemen biraz paraya sahip oldu muherkes hemen biraz paraya sahip oldu mu bakıyorsun dağ başında bile bir çeşme yapmış.bakıyorsun dağ başında bile bir çeşme yapmış. Yol kenarına hemen bir su getirtmiş.Yol kenarına hemen bir su getirtmiş. Yani dua kazanmak için, sevap kazanmak için bunu böyle yapmışlardır.Yani dua kazanmak için, sevap kazanmak için bunu böyle yapmışlardır. Bizim de ana fikrimiz, yani sizin şu cemaatinBizim de ana fikrimiz, yani sizin şu cemaatin ve bütün müslüman kardeşlerimizin ana fikri ne olmalı?ve bütün müslüman kardeşlerimizin ana fikri ne olmalı? İnsanlara hizmet, insanlara iyilik yapmak olmalı.İnsanlara hizmet, insanlara iyilik yapmak olmalı. “el- hulüku’l-hasenü yezîbü’l-hatâyâ kemâ yüzîbü’l-mâü’l-celîde

“el- hulüku’l-hasenü yezîbü’l-hatâyâ kemâ yüzîbü’l-mâü’l-celîde
ve’l-hulüku’s-sûü yüfsidü’l-amele kemâ yüfsidü’l-hallü’l-asele.”ve’l-hulüku’s-sûü yüfsidü’l-amele kemâ yüfsidü’l-hallü’l-asele.” Bu hadîste okuyup sözümü kesmek istiyorum

Bu hadîste okuyup sözümü kesmek istiyorum
çünkü bu hadîs ilk hadîs-i şerîfinçünkü bu hadîs ilk hadîs-i şerîfin manasında, aynı konuda.manasında, aynı konuda. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki;Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuş ki; Güzel huy insanın günahlarını, hatalarınıGüzel huy insanın günahlarını, hatalarını eritir, yıkar, temizler, gider.eritir, yıkar, temizler, gider. Tıpkı suyun buzu erittiği gibi,Tıpkı suyun buzu erittiği gibi, su döktüğün zaman onun eriyip donmuş olan şeyinsu döktüğün zaman onun eriyip donmuş olan şeyin eriyip gitmiş olduğu gibi.eriyip gitmiş olduğu gibi. Kötü huy da insanın yapmış olduğu amelleriKötü huy da insanın yapmış olduğu amelleri yani hayır babından, ibadet babından yapmış olduğu şeyleriyani hayır babından, ibadet babından yapmış olduğu şeyleri bozar, yani değersiz, sevapsız hale getirirbozar, yani değersiz, sevapsız hale getirir veya sevap kazanılmışsa sevabının silinmesine yol açar.veya sevap kazanılmışsa sevabının silinmesine yol açar. Neye benziyor?

Neye benziyor?
Kemâ yüfsidü’l-hallü’l-asele.

Kemâ yüfsidü’l-hallü’l-asele.
Sirkenin balı bozduğu gibi.Sirkenin balı bozduğu gibi. Balın içine sirke dökersen bal mahvolur.Balın içine sirke dökersen bal mahvolur. Ne tatlılığı kalır, ne tadı kalır, ne tuzu kalır.Ne tatlılığı kalır, ne tadı kalır, ne tuzu kalır. Bir şeye benzemez yani sirkeyle karıştığı zaman balBir şeye benzemez yani sirkeyle karıştığı zaman bal mahvolmuş olur.mahvolmuş olur. Onun için güzel huya hepimiz dikkat ve gayret edelim.

Onun için güzel huya hepimiz dikkat ve gayret edelim.
Allahu Teâlâ Hazretleri hepimizi mümin-i kâmil olmaya muvaffak eylesin.

Allahu Teâlâ Hazretleri hepimizi mümin-i kâmil olmaya muvaffak eylesin.
Hepimizi sevdiği kul eylesin.Hepimizi sevdiği kul eylesin. Hepimizi iyaline faydalı kul eylesin.Hepimizi iyaline faydalı kul eylesin. Hepimizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin.Hepimizi cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Ve bi hürmeti esrarı suretil-Fatiha.

Ve bi hürmeti esrarı suretil-Fatiha.
Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2