Namaz Vakitleri

19 Cemâziye'l-Evvel 1446
21 Kasım 2024
İmsak
06:22
Güneş
07:51
Öğle
12:55
İkindi
15:26
Akşam
17:49
Yatsı
19:13
Detaylı Arama

Güzel Huylu Olmanın Ölçütleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Şevvâl 1421 / 02.01.2001

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Güzel Ahlakın Tanımı, Korku Duygusunu Doğru Kullanmak, Eyyam-ı Biyz, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Güzel Huylu Olmanın Ölçütleri

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

7 Şevvâl 1421 / 02.01.2001

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Güzel Ahlakın Tanımı, Korku Duygusunu Doğru Kullanmak, Eyyam-ı Biyz, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm. Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm.

el-Hamdülillahirabbil alemine hamden kesiran tayyiben mubareken fihiel-Hamdülillahirabbil alemine hamden kesiran tayyiben mubareken fihi âlâ külli hâlin ve fi-külli hîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedinâlâ külli hâlin ve fi-külli hîn. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn. ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi-ihsânin ilâ yevmi'd-dîn.

Emmâ ba'd: Fekale Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem. Emmâ ba'd:

Fekale Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

İnnema tefsiru husnilhuluki ma asabe mineddünya yerda ve illem yusibhu lem yeshat.İnnema tefsiru husnilhuluki ma asabe mineddünya yerda ve illem yusibhu lem yeshat. Sadaka Rasulullah fi ma kal ev kema kal. Sadaka Rasulullah fi ma kal ev kema kal.

Ebu Hureyre radıyallahuanh'ten Hulvani rivayet etmiş ki.Ebu Hureyre radıyallahuanh'ten Hulvani rivayet etmiş ki. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlar; Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlar;

İnnema tefsiru husnilhuluki. Güzel huyun açıklaması şundan başka bir şey değildir.İnnema tefsiru husnilhuluki.

Güzel huyun açıklaması şundan başka bir şey değildir.
Yani bir insan güzel huylu. Neye göre, ölçüsü ne? Yani bir insan güzel huylu.

Neye göre, ölçüsü ne?

Nedir güzel huyluluk? Güzel huylar çoktur. Bir insan güze huylu nasıl olur? Nedir güzel huyluluk?

Güzel huylar çoktur.

Bir insan güze huylu nasıl olur?

Bunun kısaca açıklaması yorumu şudur. Ma esabe mineddünya yerda. Bunun kısaca açıklaması yorumu şudur.

Ma esabe mineddünya yerda.

Dünyadan kendisine isabet edene razı olursa bir mümin,Dünyadan kendisine isabet edene razı olursa bir mümin, yani bu kadar mal vermiş, sıhhat vermiş, evlat vermiş.yani bu kadar mal vermiş, sıhhat vermiş, evlat vermiş. Ötekisinin fazla berikisinin az, çok şükür razı. Allah'ın verdiğine dünyalıktan razı ise. Ötekisinin fazla berikisinin az, çok şükür razı. Allah'ın verdiğine dünyalıktan razı ise.

ve inlem yusibhu. Vermediğine de vermemişse bazı şeyleri de. ve inlem yusibhu.

Vermediğine de vermemişse bazı şeyleri de.

Lem yeshat. Ona da kızmıyorsa. Bak Allah falancaya şunları şunları vermiş, bana vermedi.Lem yeshat.

Ona da kızmıyorsa. Bak Allah falancaya şunları şunları vermiş, bana vermedi.
Filancaya da falan falan şeyleri vermiş. Bana onları da vermedi filan deyipFilancaya da falan falan şeyleri vermiş. Bana onları da vermedi filan deyip böyle mukayeseler yapıp da kendi kendine köpürmüyorsa, kızmıyorsa Allah'a,böyle mukayeseler yapıp da kendi kendine köpürmüyorsa, kızmıyorsa Allah'a, Allah'ın takdirine razıysa, kızgın değilse işte güzel huylu budur. İlginç bir tarif Peygamber Efendimiz'den. Allah'ın takdirine razıysa, kızgın değilse işte güzel huylu budur. İlginç bir tarif Peygamber Efendimiz'den. Halbuki biz güzel huy deyince daha ziyade başka şeyler aklımıza gelir.Halbuki biz güzel huy deyince daha ziyade başka şeyler aklımıza gelir. Sessiz, güleç yüzlü, cömert, tatlı, geçimli. Bunların her birisi güzel huyun parçalarıdır, doğru.Sessiz, güleç yüzlü, cömert, tatlı, geçimli. Bunların her birisi güzel huyun parçalarıdır, doğru. Bir insan eğer geçimliyse, cömertse, vefalıysa tabi güzel huy.Bir insan eğer geçimliyse, cömertse, vefalıysa tabi güzel huy. Güzel huyun çeşitleri çok ama burada ana noktaya temas ediyor Efendimiz. Güzel huyun çeşitleri çok ama burada ana noktaya temas ediyor Efendimiz.

Güzel huylu bir insan tamam şu şu şu var ama Allah'ın verdiğine, kendisine nasip ettiğine razı mı? Razı. Güzel huylu bir insan tamam şu şu şu var ama Allah'ın verdiğine, kendisine nasip ettiğine razı mı?

Razı.

Vermediğine de bir şikayeti yok mu? Yok. Kızmıyor mu? Kızmıyor, tamam.Vermediğine de bir şikayeti yok mu?

Yok.

Kızmıyor mu?

Kızmıyor, tamam.
O zaman o asıl temel şeye sahip demektir. Allah'ın sevdiği güzelliğe sahip demektir.O zaman o asıl temel şeye sahip demektir. Allah'ın sevdiği güzelliğe sahip demektir. İnsanların çoğu bunları elde edemiyorlar. Yani kendisinin dünyalıktan elinde olana razı değiller.İnsanların çoğu bunları elde edemiyorlar. Yani kendisinin dünyalıktan elinde olana razı değiller. Azımsarlar, küçümserler, başkalarına bakarlar, beğenmezler, kıskanırlar, haset ederler,Azımsarlar, küçümserler, başkalarına bakarlar, beğenmezler, kıskanırlar, haset ederler, engellemeye çalışırlar, bir şey verilmediği zaman da kızarlar. Yani yoksa kendisinde kızarlar köpürürler.engellemeye çalışırlar, bir şey verilmediği zaman da kızarlar. Yani yoksa kendisinde kızarlar köpürürler. Demek ki iyi huylu değil. Demek ki daha müminliği öğrenememiş. Kadere rızayı öğrenememiş.Demek ki iyi huylu değil. Demek ki daha müminliği öğrenememiş. Kadere rızayı öğrenememiş. Cenab-ı Hakk'ın verdiğine razı gelmeyi öğrenememiş.Cenab-ı Hakk'ın verdiğine razı gelmeyi öğrenememiş. Vermediğini bir hikmeti var tamam pekala diyememiş, boyun bükmüyor, demek güzel huylu değil.Vermediğini bir hikmeti var tamam pekala diyememiş, boyun bükmüyor, demek güzel huylu değil. Asıl güzel huy buradan anlaşılıyor. İkinci hadîs-i şerîf. Asıl güzel huy buradan anlaşılıyor. İkinci hadîs-i şerîf.

İnnema yusallutallahu alebni ademe men yehafuhu.İnnema yusallutallahu alebni ademe men yehafuhu. İbni Adem. Velev ennebne ademe lem yehaf hayrallahi lem yusallitillahu aleyhi ehaden.İbni Adem. Velev ennebne ademe lem yehaf hayrallahi lem yusallitillahu aleyhi ehaden. Ve innema ukilebnu ademe limen recebnu adem velev ennebne ademe lem yercu illallah lem yekil hullahu ila gayrihi. Ve innema ukilebnu ademe limen recebnu adem velev ennebne ademe lem yercu illallah lem yekil hullahu ila gayrihi.

Abdullah ibn Ömer radıyallahuanhuma'dan ikinci hadîs-i şerîf. Abdullah ibn Ömer radıyallahuanhuma'dan ikinci hadîs-i şerîf.

İnnema yusallutallahu alebni ademe men yehafuhu. İbni Adem. İnnema yusallutallahu alebni ademe men yehafuhu. İbni Adem.

Allahu Teâlâ hazretlerinin bir gizli kanunu ilahisi var ki insanoğlu neden korkar, çekinir,Allahu Teâlâ hazretlerinin bir gizli kanunu ilahisi var ki insanoğlu neden korkar, çekinir, kaçınırsa aman bu başıma gelmesin filan diye, korktuğunu Allah ona musallat eder, başına getirir. kaçınırsa aman bu başıma gelmesin filan diye, korktuğunu Allah ona musallat eder, başına getirir.

Velev ennebne ademe levyehaf hayrallah. Eğer Ademoğlu Allah'tan gayrısından korkmasaydıVelev ennebne ademe levyehaf hayrallah.

Eğer Ademoğlu Allah'tan gayrısından korkmasaydı
sadece Allah'tan korksaydı. Allah'tan başkası vız gelir.sadece Allah'tan korksaydı. Allah'tan başkası vız gelir. Ben Allah'a dayanıyorum tevekkül ediyorum. Ben Allah'ın kuluyum, O beni korur.Ben Allah'a dayanıyorum tevekkül ediyorum. Ben Allah'ın kuluyum, O beni korur. Diye Allah'tan gayrıdan, hükümdardan, kanundan, karakoldan, mahkemeden, Diye Allah'tan gayrıdan, hükümdardan, kanundan, karakoldan, mahkemeden, zalim komşudan, hiçbir şeyden korkmuyor. Hasbünallah ve ni'mel vekil diyor. zalim komşudan, hiçbir şeyden korkmuyor. Hasbünallah ve ni'mel vekil diyor. Ben Allah'ın kuluyum diyor. Ben Allah'ın kuluyum diyor. Allah murad etmezse ve izin vermezse onların hiç birisi kılını kıpırdatamaz, korkmuyorum diyor.Allah murad etmezse ve izin vermezse onların hiç birisi kılını kıpırdatamaz, korkmuyorum diyor. Eğer Ademoğlu böyle olabilseydi, Allah'tan gayrıdan korkmasaydı. Eğer Ademoğlu böyle olabilseydi, Allah'tan gayrıdan korkmasaydı.

lem yusallitillahu aleyhi ehade. Allah hiçbir kimseyi ona musallat etmezdi. lem yusallitillahu aleyhi ehade.

Allah hiçbir kimseyi ona musallat etmezdi.
Korktuğu için ceza olarak musallat ediyor. Fakirlikten korkuyor, fakirlik veriyor. Korktuğu için ceza olarak musallat ediyor. Fakirlikten korkuyor, fakirlik veriyor. Zalimden korkuyor, zalimi gönderiyor. Hapisten korkuyor, hapse tıkıyor.Zalimden korkuyor, zalimi gönderiyor. Hapisten korkuyor, hapse tıkıyor. Hastalıktan korkuyor, hasta ediyor. Neden? Hastalıktan korkuyor, hasta ediyor.

Neden?

Allah'tan korkup gayrıdan korkmamayı öğrenemediği için, her şeyin Allah'tan olduğunu bilemediği için,Allah'tan korkup gayrıdan korkmamayı öğrenemediği için, her şeyin Allah'tan olduğunu bilemediği için, Allah'a hakkıyla tevekkül edemediği için, sağlam sarılamadığı için, Allah'a hakkıyla tevekkül edemediği için, sağlam sarılamadığı için, neden korkarsa korktuğunu Allah ona ceza olarak musallat eder. neden korkarsa korktuğunu Allah ona ceza olarak musallat eder.

ve innema ukilebnu ademe limen recebnu adem. Ve Ademoğlu'na neyi ümit ediyorsa umduğunu Allah verir.ve innema ukilebnu ademe limen recebnu adem.

Ve Ademoğlu'na neyi ümit ediyorsa umduğunu Allah verir.
Neyi ümit ediyor, bekliyor, umuyorsa umduğunu Allah ona ihsan eder, verir. Neyi ümit ediyor, bekliyor, umuyorsa umduğunu Allah ona ihsan eder, verir.

velev ennebnu ademelem yercu illallah lem yekil hullahu ila gayrihi. velev ennebnu ademelem yercu illallah lem yekil hullahu ila gayrihi.

Eğer Ademoğlu Allah'tan gayrısından bir şey beklememeyi öğrenseydi Allah onu kimseye muhtaç etmezdi.Eğer Ademoğlu Allah'tan gayrısından bir şey beklememeyi öğrenseydi Allah onu kimseye muhtaç etmezdi. Ama maalesef zenginden medet umar, hakimden medet umar, kuvvetliden medet umar, Ama maalesef zenginden medet umar, hakimden medet umar, kuvvetliden medet umar, çok yerlere bel bağlar, göz diker, ümit besler. Umduğu dağlara da Allah kar yağdırır. çok yerlere bel bağlar, göz diker, ümit besler. Umduğu dağlara da Allah kar yağdırır. Umduğunu ele geçirmez, geçirttirmez, vermez. Öğrenemedi, Allah'tan ummayı istemeyi öğrenemedi. Umduğunu ele geçirmez, geçirttirmez, vermez. Öğrenemedi, Allah'tan ummayı istemeyi öğrenemedi. Allah'tan gayrıdan korkmamayı öğrenemedi. Korkmuyorsa, Allah'tan gayrıdan ummuyorsa iyi.Allah'tan gayrıdan korkmamayı öğrenemedi. Korkmuyorsa, Allah'tan gayrıdan ummuyorsa iyi. Ama Allah'tan gayrıdan korkuyorsa Ama Allah'tan gayrıdan korkuyorsa korktuğunu Allah aksine onun istemediği şeyi musallat eder başına, musallat eder durur. korktuğunu Allah aksine onun istemediği şeyi musallat eder başına, musallat eder durur. Umduğunuda vermez vermez vermez. Sen benden ummadın başkasından umdun der. Umduğunuda vermez vermez vermez. Sen benden ummadın başkasından umdun der. Vermez vermez vermez. Allah'tan istemeyi, ummayı, korkmayı, başkasından korkmamayı,Vermez vermez vermez. Allah'tan istemeyi, ummayı, korkmayı, başkasından korkmamayı, Allah'tan başkasından ummamayı öğrenecek insanoğlu. Öğrenemezse cezayı yer, ömrü korkuyla geçer.Allah'tan başkasından ummamayı öğrenecek insanoğlu. Öğrenemezse cezayı yer, ömrü korkuyla geçer. Ömrü umduklarının boşuna olduğunu, eline bir şey geçmediğini görmekle geçer. Ömrü umduklarının boşuna olduğunu, eline bir şey geçmediğini görmekle geçer. Falanca adamdan neler umduk ya. Hiçbir şey olmadı. Olmaz tabi. Ondan ummuyacaktın, Allah'tan umacaktın. Falanca adamdan neler umduk ya. Hiçbir şey olmadı. Olmaz tabi. Ondan ummuyacaktın, Allah'tan umacaktın.

Millet Türkiye'de o partiden umdu olmadı, bu partiden umdu olmadı.Millet Türkiye'de o partiden umdu olmadı, bu partiden umdu olmadı. O parti şu adamdan umdu olmadı, bu adamdan umdu olmadı. Allah'tan umsaydı Allah verirdi.O parti şu adamdan umdu olmadı, bu adamdan umdu olmadı. Allah'tan umsaydı Allah verirdi. Hepsi pişman ettiler halkı. Umduğunu vermedi. Memuru ezdirmeyeceğiz, çatır çatır ezdi. Hepsi pişman ettiler halkı. Umduğunu vermedi. Memuru ezdirmeyeceğiz, çatır çatır ezdi. Millet memuru ezdirmeyeceğiz diyeni başa getirdi, ezdirmeyecek diye umdu. Millet memuru ezdirmeyeceğiz diyeni başa getirdi, ezdirmeyecek diye umdu. O çatır çatır İMF'nin sözünü dinleyip memuru ezdi. Askerden korktu, Allah'tan korkmadı. Vesaire.O çatır çatır İMF'nin sözünü dinleyip memuru ezdi. Askerden korktu, Allah'tan korkmadı. Vesaire. Başına türlü türlü musibetler geldi. Malının elinden gitmesinden, fakir olmaktan korktu.Başına türlü türlü musibetler geldi. Malının elinden gitmesinden, fakir olmaktan korktu. Allah öyle ters ekonomik tedbirler aldırdı ki mallarının hepsi gitti.Allah öyle ters ekonomik tedbirler aldırdı ki mallarının hepsi gitti. Bağıra bağıra, bangır bangır bağıra bağıra gitti. Bankalar battı bankalara yatırılan paralar battı. Bağıra bağıra, bangır bangır bağıra bağıra gitti. Bankalar battı bankalara yatırılan paralar battı. Ümit edenler bankaların önünde toplansınlar da protestolar yapsınlar,Ümit edenler bankaların önünde toplansınlar da protestolar yapsınlar, otursunlar kalksınlar, dilekçeler versinler. otursunlar kalksınlar, dilekçeler versinler. İstanbul'dan Ankara'ya uzanan kağıdın üzerine yazsınlar bakalım dilekçeleri de nereye verecekse versin. İstanbul'dan Ankara'ya uzanan kağıdın üzerine yazsınlar bakalım dilekçeleri de nereye verecekse versin. Nerden gelecek bakalım fayda. Allah'a dayanmayı, Allah'tan ummayı bilmiyor.Nerden gelecek bakalım fayda. Allah'a dayanmayı, Allah'tan ummayı bilmiyor. Allah'ın nasıl kulluğunu yapacağını bilmiyor. Allah'ın nasıl kulluğunu yapacağını bilmiyor. O zaman burnu sürter sürter sürter sürter hayatta hiç umduğunu bulamaz. O zaman burnu sürter sürter sürter sürter hayatta hiç umduğunu bulamaz.

Üçüncü hadîs-i şerîf; İnnema sümmiyel bidu liennebne ademe lemma uhbite ilal ardı ahraka tuşşemsu Üçüncü hadîs-i şerîf;

İnnema sümmiyel bidu liennebne ademe lemma uhbite ilal ardı ahraka tuşşemsu
fesvedde feevhallahu ileyhi en summil bida fesame evvele yevmin febiyatta sülüse cesediyefesvedde feevhallahu ileyhi en summil bida fesame evvele yevmin febiyatta sülüse cesediye felemma same liyevme sani ibyadda sülisa cesedihi felemma same liyevme sani ibyadda sülisa cesedihi felemma same'l yevme salis ibyat cesedühü küllü vesümmiyel biyz. felemma same'l yevme salis ibyat cesedühü küllü vesümmiyel biyz.

Arapça'da Arap aylarının ortasındaki 13., 14., 15. günlerine eyyam-ı biyz denir.Arapça'da Arap aylarının ortasındaki 13., 14., 15. günlerine eyyam-ı biyz denir. Biyz beyaz kelimesinden geliyor, ak günler. Niye bu günlere ak günler denmiş? Biyz beyaz kelimesinden geliyor, ak günler.

Niye bu günlere ak günler denmiş?

Peygamber Efendimiz burada bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki ibn Abbas radıyallahuanhuma'danPeygamber Efendimiz burada bu hadîs-i şerîfte buyuruyor ki ibn Abbas radıyallahuanhuma'dan Deylemi'nin rivayet ettiğine göre. Şimdi biz hangi aydayız? Şevval ayındayız. Şevvalin kaçındayız? Deylemi'nin rivayet ettiğine göre.

Şimdi biz hangi aydayız?

Şevval ayındayız.

Şevvalin kaçındayız?

7'sindeyiz. Bir hafta sonra eyyam-ı biyz gelecek. 13'ü 14'ü 15'i eyyam-ı biyz.7'sindeyiz. Bir hafta sonra eyyam-ı biyz gelecek. 13'ü 14'ü 15'i eyyam-ı biyz. Bundan sonra, Şevval'den sonra Zilkade gelecek. Onun da 13'ü 14'ü 15'i eyyam-ı biyz.Bundan sonra, Şevval'den sonra Zilkade gelecek. Onun da 13'ü 14'ü 15'i eyyam-ı biyz. Ondan sonra Zilhicce gelecek. Zilhicce'nin 13'ü 14'ü 15'i yani Kurban Bayramı'nın 10'u Kurban Bayramı. Ondan sonra Zilhicce gelecek. Zilhicce'nin 13'ü 14'ü 15'i yani Kurban Bayramı'nın 10'u Kurban Bayramı. 11'i Kurban Bayramı, 12'si Kurban Bayramı. Son günü eyyam-ı biyzin birinci günü oluyor.11'i Kurban Bayramı, 12'si Kurban Bayramı. Son günü eyyam-ı biyzin birinci günü oluyor. Kurban Bayramının son günü, ondan sonraki gün eyyam-ı biyz. Her ayın ortasında üç gün. Kurban Bayramının son günü, ondan sonraki gün eyyam-ı biyz. Her ayın ortasında üç gün.

Neden bunlara ak günler denmiş? Biyz, beyaz günler, ak günler niye denmiş? Neden bunlara ak günler denmiş?

Biyz, beyaz günler, ak günler niye denmiş?

liennebne ademe. Adem aleyhisselam atamız, dedemiz, ak sakallı, mübarek, büyük dedemiz. liennebne ademe.

Adem aleyhisselam atamız, dedemiz, ak sakallı, mübarek, büyük dedemiz.

lemma uhbite ilal ardı. Yeryüzüne indirildiği zaman. ahraka tuşşems Güneş onu yaktı, kapkara oldu. lemma uhbite ilal ardı.

Yeryüzüne indirildiği zaman.

ahraka tuşşems

Güneş onu yaktı, kapkara oldu.

feevhallahu ileyhi en summil biyz. feevhallahu ileyhi en summil biyz.

Allahu Teâlâ hazretleri ona ak günler olan günlerde birinci gün oruç tutmayı emretti.Allahu Teâlâ hazretleri ona ak günler olan günlerde birinci gün oruç tutmayı emretti. Ayın 13'ünde oruç tut dedi. fesame evveleyevmin. Bu üç günün birinci gününde oruç tuttu. Ayın 13'ünde oruç tut dedi.

fesame evveleyevmin.

Bu üç günün birinci gününde oruç tuttu.

febiyatta sülüse cesediye. Vücudunun üçte biri aklaştı. Güneş yanığı gitti. febiyatta sülüse cesediye.

Vücudunun üçte biri aklaştı. Güneş yanığı gitti.

felemma sameliyevme sani. Ondan sonraki eyyam-ı biyzin ikinci günü de tutunca. felemma sameliyevme sani.

Ondan sonraki eyyam-ı biyzin ikinci günü de tutunca.

ibyadda sülisa cesedihi. Öteki üçte biri daha yani vücudun üçte ikisi ak oldu. ibyadda sülisa cesedihi.

Öteki üçte biri daha yani vücudun üçte ikisi ak oldu.

felemmasame liyevme salis. Eyyam-ı biyzin üçüncü günüde tutunca. felemmasame liyevme salis.

Eyyam-ı biyzin üçüncü günüde tutunca.

ibyat cesedühü küllü. Vücudunun tamamı güneş yanığı karası gitti ak oldu tekrar Adem atamızın vücudu. ibyat cesedühü küllü.

Vücudunun tamamı güneş yanığı karası gitti ak oldu tekrar Adem atamızın vücudu.

Fe sümmiyel biyz. İşte ondan dolayı beyazlanma günleri diye bu günlere isim verildi.Fe sümmiyel biyz.

İşte ondan dolayı beyazlanma günleri diye bu günlere isim verildi.
Bu beyazlanma günlerinde yani Arabi ayların 13, 14, 15'inde oruç tutmak sünnettir. Bu beyazlanma günlerinde yani Arabi ayların 13, 14, 15'inde oruç tutmak sünnettir. Peygamber Efendimiz'in adetidir. Peygamber Efendimiz hiçbir ay bırakmamış bu oruçları.Peygamber Efendimiz'in adetidir. Peygamber Efendimiz hiçbir ay bırakmamış bu oruçları. Siz de takvime bakın Arabi ayları takip edin. O eyyam-ı biyzde oruç tutun.Siz de takvime bakın Arabi ayları takip edin. O eyyam-ı biyzde oruç tutun. Sizin de manevi karalıklarınızı Allah silsin. Sizin, bizim, hepimizin. Sizin de manevi karalıklarınızı Allah silsin. Sizin, bizim, hepimizin. Yüzümüzü, gönlümüzü, kalbimizi, içimizi, dışımızı karalıklardan kurtarsın, ak pak eylesin,Yüzümüzü, gönlümüzü, kalbimizi, içimizi, dışımızı karalıklardan kurtarsın, ak pak eylesin, tertemiz eylesin Allahu Teâlâ hazretleri. Allah hepinizden razı olsun. tertemiz eylesin Allahu Teâlâ hazretleri. Allah hepinizden razı olsun. Esselamü aleyküm ve rahmetullah. el-Fatiha. Esselamü aleyküm ve rahmetullah.

el-Fatiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2