Namaz Vakitleri

27 Zilhicce 1445
03 Temmuz 2024
İmsak
03:30
Güneş
05:29
Öğle
13:13
İkindi
17:13
Akşam
20:47
Yatsı
22:37
Detaylı Arama

Hadislerde Şifa ve İyilik Arayışı

Mehmed Zahid KOTKU

Açıklama

Gönül dostu, âlim Mehmed Zahid Kotku Hocamız İskenderpaşa Camii’nde 1958’den 1977 yılına kadar Ramûzü’l-Ehâdîs isimli hadis kitabından dersler yapmıştır. Ahmed Ziyâeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Râmûzü’l-Ehâdis, alfabetik olarak sıralanmış hadislerden oluşmaktadır.

İlk zamanlar düzenli olarak Pazar günleri ikindiden sonra bir saat, Cuma günleri öğleden önce 45 dakika hadis dersleri yaparlarken, son yıllarında hadis derslerini Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocamız’a bırakmışlar, kendileri Cuma namazından sonra 10-15 dakikalık kısa konuşmalar yapmaya başlamışlardır. Bu konuşmalar irticalen yapılmış, bazen bir sahabeden bahsetmişler, bazen güncel bir olayı konu edinmişlerdir. Bu konuşmalar 1978 yılında başlamış, vefatına kadar devam etmiştir. Son konuşmaları vefatından bir hafta önce, 6 Kasım 1980’de Medine’de kaydedilmiştir.

Konuşma Metni

Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm Eûzübillâhimineşşeytânirracîm. Bismillâhirrahmânirrahîm

el-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn es-selâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâel-Hamdülillâhi rabbi'l-âlemin ve'l-âkibetü li'l-müttekîn es-selâtu ve's-selâmu alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. İ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitabullâh ve enne efdale'l-hedyi hedyuİ'lemû eyyühe'l-ihvân enne efdale'l-kitâbi kitabullâh ve enne efdale'l-hedyi hedyu Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhtesâtuhâ Muhammedin sallallâhu aleyhi ve sellem ve şerre'l-umûri muhtesâtuhâ ve külle muhtesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nârve külle muhtesin bid'ah ve külle bid'atin dalâleh ve külle dalâletin fi'n-nâr ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâle: ve bi's-senedi'l-muttasıli ile'n-Nebiyyi sallallâhu aleyhi ve selleme ennehû kâle:

Allah Teâlâ tedavisi olmayan hiç bir dert göndermemiştir!Allah Teâlâ tedavisi olmayan hiç bir dert göndermemiştir! Mutlaka derdin arkasından onun bir şifasını da göndermiştir.Mutlaka derdin arkasından onun bir şifasını da göndermiştir. İhtiyarlık ve ölümden başka her derdin bir devası vardır! İhtiyarlık ve ölümden başka her derdin bir devası vardır!

Peygamber Efendimiz; "İnek sütlerini içmek suretiyle tedavi olunuz!" buyurmuştur. Peygamber Efendimiz; "İnek sütlerini içmek suretiyle tedavi olunuz!" buyurmuştur.

İneğin sütünde her ottan yediğinden dolayı şifa umuluyor, Allah Teâlâ şifa halk ediyor. İneğin sütünde her ottan yediğinden dolayı şifa umuluyor, Allah Teâlâ şifa halk ediyor.

Peygamber Efendimiz "koyun sütü" değil de "inek sütü" demiş. Bundaki hikmeti bilemeyiz.Peygamber Efendimiz "koyun sütü" değil de "inek sütü" demiş. Bundaki hikmeti bilemeyiz. Başka hayvanların da sütleri vardır ama burada inek sütü söylenmiş;Başka hayvanların da sütleri vardır ama burada inek sütü söylenmiş; bakar, "inek" sütleri daha makbul oluyormuş ki Resûl-i Ekrem Efendimiz onu buyurmuşlar. bakar, "inek" sütleri daha makbul oluyormuş ki Resûl-i Ekrem Efendimiz onu buyurmuşlar.

İnsan bir müddet tagaddi ederse süt birçok hastalığı önlemiş olur.İnsan bir müddet tagaddi ederse süt birçok hastalığı önlemiş olur. Sütle hem perhiz olur hem ekmek de var, yağ da var, tat da var; hepsi olduğu için insanı besleyicidir. Sütle hem perhiz olur hem ekmek de var, yağ da var, tat da var; hepsi olduğu için insanı besleyicidir. İnsan bu beslenmesinden dolayı iyice dinlenmiş olur.İnsan bu beslenmesinden dolayı iyice dinlenmiş olur. Vücuduna gerekli gıdasını almış, hastalıklar da önlenmiş olur. Vücuduna gerekli gıdasını almış, hastalıklar da önlenmiş olur.

Hastalıktan tedavi için Cenâb-ı PeygamberHastalıktan tedavi için Cenâb-ı Peygamber Hindistan ağacından bir ağaç. Onlarla tedavi olunmanın faydalı olacağından bahsetmişler.Hindistan ağacından bir ağaç. Onlarla tedavi olunmanın faydalı olacağından bahsetmişler. Bir de zeytinyağı da mesela ısıtılır. Güzel olduğu hâlde oraları ovulursa ve bazısı bunuBir de zeytinyağı da mesela ısıtılır. Güzel olduğu hâlde oraları ovulursa ve bazısı bunu karıştırarak ovup oraya bir bez yapıştırarak sıcaklıkla muhafaza edilirse şifa umut olunur, buyurmuş. karıştırarak ovup oraya bir bez yapıştırarak sıcaklıkla muhafaza edilirse şifa umut olunur, buyurmuş.

Râvileri de epeyce var. Râvileri de epeyce var.

Tedhulûne el-cenneteTedhulûne el-cennete Allah cümlemize nasip etsin. Allah cümlemize nasip etsin.

"Cennete girecek olan mü'minlerin hepsi -emred dediğimiz- genç,"Cennete girecek olan mü'minlerin hepsi -emred dediğimiz- genç, daha henüz sakalları bitmemiş; mukahhilîn, gözleri sürmeli olacaklar." daha henüz sakalları bitmemiş; mukahhilîn, gözleri sürmeli olacaklar."

Ehli cennet bunlara bakmak suretiyle ders alacaklar. Ehli cennet bunlara bakmak suretiyle ders alacaklar.

Cenâb-ı Hak ehl-i cenneti o kadar güzel bir şekilde yaratacak. Cenâb-ı Hak ehl-i cenneti o kadar güzel bir şekilde yaratacak. Cennete bu kılıkla değil de o kılıklarla, genç ve gözlerimiz sürmeli olduğu hâlde gideceğiz. Cennete bu kılıkla değil de o kılıklarla, genç ve gözlerimiz sürmeli olduğu hâlde gideceğiz.

Mü'minler delikanlılığın başlangıcı olan 18-20 yaşlarda!.. Ya'nî el-cimâmü ebnâün selâsîne.Mü'minler delikanlılığın başlangıcı olan 18-20 yaşlarda!..

Ya'nî el-cimâmü ebnâün selâsîne.
"30-33 yaşlarında olmak itibariyle!" Alâ sûret-i Yûsuf ve kalb-i Eyyûb."30-33 yaşlarında olmak itibariyle!" Alâ sûret-i Yûsuf ve kalb-i Eyyûb. "Yusuf aleyhisselam'ın güzelliğinde ve Eyüp aleyhisselam'ın kalbi gibi bir kalbe malik oldukları hâlde"Yusuf aleyhisselam'ın güzelliğinde ve Eyüp aleyhisselam'ın kalbi gibi bir kalbe malik oldukları hâlde gayet genç olarak, gözleri sürmeli, seyyid, efendi olarak, sâdât olarak cennete dâhil olacaklar. gayet genç olarak, gözleri sürmeli, seyyid, efendi olarak, sâdât olarak cennete dâhil olacaklar.

İnşaallah Cenâb-ı Hak bizleri de o zümreye intikal buyursun. İnşaallah Cenâb-ı Hak bizleri de o zümreye intikal buyursun.

Tedrûne mâ yekûlü'l-esedü fî-zeîrihi. "Aslan bağırırken, kükrerken ne der bilir misiniz?" Tedrûne mâ yekûlü'l-esedü fî-zeîrihi. "Aslan bağırırken, kükrerken ne der bilir misiniz?"

Aslan bağırırken; Allâhümme lâ tüsellıtnî alâ ehadin min ehli'l-ma'rûf.Aslan bağırırken;

Allâhümme lâ tüsellıtnî alâ ehadin min ehli'l-ma'rûf.
"Ya Rabbi, beni ehl-i şeriatten kimsenin üzerine musallat kılma!" diyor. Ehl-i İslâm'ın kıymeti ne kadar yüksek! "Ya Rabbi, beni ehl-i şeriatten kimsenin üzerine musallat kılma!" diyor.

Ehl-i İslâm'ın kıymeti ne kadar yüksek!

"Ben hayvanım, bilmem saldırıveririm. Sen musallat etme yâ Rabbi!.." diyor, "Ben hayvanım, bilmem saldırıveririm. Sen musallat etme yâ Rabbi!.." diyor, Cenâb-ı Hakk'a iltica ediyor. Hayvan hayvanlığıyla iltica ediyor. Burada bizim için çok büyük ders var: Cenâb-ı Hakk'a iltica ediyor. Hayvan hayvanlığıyla iltica ediyor. Burada bizim için çok büyük ders var:

Hayvan hayvanlığıyla ehl-i İslâm'a tasallut etmemeyi Cenâb-ı Hak'tan rica ederkenHayvan hayvanlığıyla ehl-i İslâm'a tasallut etmemeyi Cenâb-ı Hak'tan rica ederken müslüman müslümana tasallut ederse, müslüman müslümanamüslüman müslümana tasallut ederse, müslüman müslümana çirkin, acı hareketlerde bulunursa onun hâli ne olur?!.. çirkin, acı hareketlerde bulunursa onun hâli ne olur?!..

Hayvan hayvanlığıyla Cenâb-ı Hakk'a iltica ediyor. Hayvan hayvanlığıyla Cenâb-ı Hakk'a iltica ediyor.

"Yâ Rabbi! Beni ehli İslâm'ın, ehli şeriatın mü'minleri üzerine musallat kılma!" diyor. "Yâ Rabbi! Beni ehli İslâm'ın, ehli şeriatın mü'minleri üzerine musallat kılma!" diyor.

Biz birbirimizi yiyecek derecede, durumda olursak, birbirimize saldırırsak hâlimiz nice olur yâ Rabbi? Biz birbirimizi yiyecek derecede, durumda olursak, birbirimize saldırırsak hâlimiz nice olur yâ Rabbi?

Tednû eş-şemsü yevme'l-kıyâmeti kadri mîlin, ve yüzâdü fî-harrihâ kezâ ve kezâTednû eş-şemsü yevme'l-kıyâmeti kadri mîlin, ve yüzâdü fî-harrihâ kezâ ve kezâ Cenâb-ı Peygamber, kıyamet hâlini tasvir ediyor: Cenâb-ı Peygamber, kıyamet hâlini tasvir ediyor:

"O gün öyle bir durum olacak ki insanların başları kaynayacak!" "O gün öyle bir durum olacak ki insanların başları kaynayacak!"

Bugün güneş bize ne kadar uzak bilmiyorum, mutedil bir hava içindeyiz.Bugün güneş bize ne kadar uzak bilmiyorum, mutedil bir hava içindeyiz. Birazcık dibine doğru gidersek hararetine dayanamıyoruz.Birazcık dibine doğru gidersek hararetine dayanamıyoruz. Daha merkezlerine doğru sokulsak hiç dayanamayız. Daha merkezlerine doğru sokulsak hiç dayanamayız. O gün güneş öyle bir hal alacak ki; insanların başları kaynayacak. Dayanamadıkları bir hararet... O gün güneş öyle bir hal alacak ki; insanların başları kaynayacak. Dayanamadıkları bir hararet... Nasıl tencere içine konulan şeyler kaynıyorsa insanlar da öyle kaynama durumuna gelecek! Nasıl tencere içine konulan şeyler kaynıyorsa insanlar da öyle kaynama durumuna gelecek! Ama burada ölmek yoktur!Ama burada ölmek yoktur! Ölüm halinde değililizÖlüm halinde değililiz çünkü bu dünyada Arabistan sıcağına bile dayanamıyoruz da sıcaklarda ölenler oluyor.çünkü bu dünyada Arabistan sıcağına bile dayanamıyoruz da sıcaklarda ölenler oluyor. Mesela ağustos aylarındaki hac mevsimlerinde çok zayiatlar olur.Mesela ağustos aylarındaki hac mevsimlerinde çok zayiatlar olur. Bu oradaki hararete dayanamamamızdan ileri geliyor.Bu oradaki hararete dayanamamamızdan ileri geliyor. Kıyametteki hararete dayanamamazlıktan ziyade Cenâb-ı Hak öldürmeyecek,Kıyametteki hararete dayanamamazlıktan ziyade Cenâb-ı Hak öldürmeyecek, o hararette herkes böyle bir şey geçirecek! o hararette herkes böyle bir şey geçirecek!

Ya'regûne fîhâ alâ kadri hatayâhüm. "Orada herkes hata ve günahları nispetinde terleyecek!" Ya'regûne fîhâ alâ kadri hatayâhüm. "Orada herkes hata ve günahları nispetinde terleyecek!"

O hararetin şiddeti günaha göre olacak. Ne kadar günahı varsa güneş o nispette tesir edecek.O hararetin şiddeti günaha göre olacak. Ne kadar günahı varsa güneş o nispette tesir edecek. Hatasızlara hiç tesir etmeyecek; Evliyâlar, enbiyâlara güneş dokunmayacak! Onlar mahfuz kalacaklar.Hatasızlara hiç tesir etmeyecek; Evliyâlar, enbiyâlara güneş dokunmayacak! Onlar mahfuz kalacaklar. Herkes Cenâb-ı Hakk'ın kudretinde ve O'nun emrine âmâdedir! Herkes Cenâb-ı Hakk'ın kudretinde ve O'nun emrine âmâdedir!

Men yeblüğu ilâ ka'beyhi.Men yeblüğu ilâ ka'beyhi. "Kimisi ayak topuklarına kadar ter içerisinde kalır.""Kimisi ayak topuklarına kadar ter içerisinde kalır." Ve minhüm men yeblüğu ilâ sâgayhi. "Kimisi bacaklarına kadar ter dolacak."Ve minhüm men yeblüğu ilâ sâgayhi. "Kimisi bacaklarına kadar ter dolacak." Ve minhüm men yeblüğu ilâ vesatihî. "Kimisi de göbeğine kadar dolduracak." Ve minhüm men yeblüğu ilâ vesatihî. "Kimisi de göbeğine kadar dolduracak." Ve minhüm men yülcimühû'l-aragu. Kimisinin de ağzına kadar dolduracak, boğacak!" Ve minhüm men yülcimühû'l-aragu. Kimisinin de ağzına kadar dolduracak, boğacak!"

"Bu nasıl olur, hepimiz bir arazi üzerindeyiz. Benim burama kadar çıkan su seni de boğacaktır tabii…" "Bu nasıl olur, hepimiz bir arazi üzerindeyiz. Benim burama kadar çıkan su seni de boğacaktır tabii…"

Böyle değildir. O gün Cenâb-ı Hak herkesi kendi suyuyla azaplandıracak ve terletecektir. Böyle değildir. O gün Cenâb-ı Hak herkesi kendi suyuyla azaplandıracak ve terletecektir.

Bakacaksın; oradakinin bir şeyi yok, buradaki su içerisinde kalmış! Bakacaksın; oradakinin bir şeyi yok, buradaki su içerisinde kalmış!

Bunu şöyle tarif ediyorlar: Nasıl iki kişi yan yana yatar da birisi çok korkunç rüyalar görür,Bunu şöyle tarif ediyorlar: Nasıl iki kişi yan yana yatar da birisi çok korkunç rüyalar görür, korkudan titrer, bağırır; öteki de gayet güzel rüyalar görür. korkudan titrer, bağırır; öteki de gayet güzel rüyalar görür. İkisi yan yanadır ama ikisine de farklı şeyler isabet ediyor. Mezar da öyledir.İkisi yan yanadır ama ikisine de farklı şeyler isabet ediyor.

Mezar da öyledir.
Mezara girilir, gerek [ikisi] aynı zamanda gömülmüş olsun gerek birisi evvelden gömülmüş olsun. Mezara girilir, gerek [ikisi] aynı zamanda gömülmüş olsun gerek birisi evvelden gömülmüş olsun. Birisi azap çeker azap içerisindedir, diğeri ise rahmete naildir, sürur içerisindedir. Birisi azap çeker azap içerisindedir, diğeri ise rahmete naildir, sürur içerisindedir. Kabir ona cennet bahçesi, ötekine de cehennem çukurudur.Kabir ona cennet bahçesi, ötekine de cehennem çukurudur. Aynı mezardadırlar ama kudret-i ilâhiye aklımızın haricindedir, onu aklımız kabul etmez.Aynı mezardadırlar ama kudret-i ilâhiye aklımızın haricindedir, onu aklımız kabul etmez. Cenâb-ı Hak cümlemizi affetsin. Hatalardan sâlim olmanın çaresine bakmak lazımdır. Cenâb-ı Hak cümlemizi affetsin.

Hatalardan sâlim olmanın çaresine bakmak lazımdır.

Tedâven. "Tedavi olmak iki çeşittir." Birisi maddî birisi mânevî tedavidir.Tedâven. "Tedavi olmak iki çeşittir."

Birisi maddî birisi mânevî tedavidir.
Maddî tedavileri doktorlar yapar. Karnın ağrır, başın ağrır; doktor ilacını verir, tedavi olmuş olunur.Maddî tedavileri doktorlar yapar. Karnın ağrır, başın ağrır; doktor ilacını verir, tedavi olmuş olunur. Bir de mânevî hastalıklar vardır ki onlar da Cenâb-ı Hakk'ın âyetleriyle tedavi olur; Bir de mânevî hastalıklar vardır ki onlar da Cenâb-ı Hakk'ın âyetleriyle tedavi olur; Kur'an âyetleri okunur, Peygamber Efendimizin talim buyurduğu şifa duaları okunur. Kur'an âyetleri okunur, Peygamber Efendimizin talim buyurduğu şifa duaları okunur. Bu dualardan bazıları özellikle tavsiye edilir: "Şuna devam et, buna devam et;Bu dualardan bazıları özellikle tavsiye edilir: "Şuna devam et, buna devam et; şunu oku, bunu oku…" diyerek mânevî hastalıklar da bu suretle tedavi olunur.şunu oku, bunu oku…" diyerek mânevî hastalıklar da bu suretle tedavi olunur. Ne maddî ne mânevî, bir hastalık yoktur ki onun şifası olmasın, sen şifasını bulamazsın başka! Ne maddî ne mânevî, bir hastalık yoktur ki onun şifası olmasın, sen şifasını bulamazsın başka! Muhakkak onun şifası vardır! Muhakkak onun şifası vardır!

Türâhu râyihatü'l-cenneti min-mesîreti hamsimieti senetin. Türâhu râyihatü'l-cenneti min-mesîreti hamsimieti senetin. "Cennetin kokusu 500 senelik mesafeden duyulacak!" Herkes onu koklayacak."Cennetin kokusu 500 senelik mesafeden duyulacak!"

Herkes onu koklayacak.
Gül kokusunu nasıl yaklaştığın vakitte kokluyorsun, orası o kadar güzel bir mevkii ki cennetin kokusuGül kokusunu nasıl yaklaştığın vakitte kokluyorsun, orası o kadar güzel bir mevkii ki cennetin kokusu 500 senelik mesafeye kadar yayılıyor. Ve lâ yecidü rayhahâ.500 senelik mesafeye kadar yayılıyor.

Ve lâ yecidü rayhahâ.
"Cennetin kokusunu koklayamayacak!" Kim? "Cennetin kokusunu koklayamayacak!"

Kim?

Mennânun bi-amelihî. "Yaptığı iyilikleri başa kakanlar!" Ve lâ âga. "Anne-babalara âsi olanlar!" Mennânun bi-amelihî. "Yaptığı iyilikleri başa kakanlar!"

Ve lâ âga. "Anne-babalara âsi olanlar!"

Ana-baba tanımıyor, onların sözlerini dinlemiyor, hürmetsiz ve saygısızlıkla hareket ediyor.Ana-baba tanımıyor, onların sözlerini dinlemiyor, hürmetsiz ve saygısızlıkla hareket ediyor. Anasına-babasına musallat oluyor. Neler var dünyada! Bunlara cennetin kokusu koklatılmayacak. Anasına-babasına musallat oluyor. Neler var dünyada! Bunlara cennetin kokusu koklatılmayacak.

Ve lâ müdminün bi-hamrin. "İçkiye devam edenler!" Ve lâ müdminün bi-hamrin. "İçkiye devam edenler!"

Bu et-Tergib ve't-Terhib denilen bir hadis kitabı var. Diğer kitaplarda da mevcuttur. Bu et-Tergib ve't-Terhib denilen bir hadis kitabı var. Diğer kitaplarda da mevcuttur. Geniş malumatlar almış hadisleri bir araya toplamış.Geniş malumatlar almış hadisleri bir araya toplamış. İçkinin aleyhinde o kadar çok hadis naklediyor ki Allah cümlemizi afv u mağfiret eylesin. İçkinin aleyhinde o kadar çok hadis naklediyor ki Allah cümlemizi afv u mağfiret eylesin.

Hem müslüman olup hem de Kur'an'ında Allah'ın yasaklarını beyan ettiği,Hem müslüman olup hem de Kur'an'ında Allah'ın yasaklarını beyan ettiği, Peygamber Efendimiz'in de yasaklarını beyan ettiği bir fena şeye müptela olmak kadar acı bir şey yok!Peygamber Efendimiz'in de yasaklarını beyan ettiği bir fena şeye müptela olmak kadar acı bir şey yok! Onun acısı cennet kokusunu koklayamayacak dereceye varıyor. Onun acısı cennet kokusunu koklayamayacak dereceye varıyor. Herkes cennete girerken sen kokusunu bile koklayamayacaksın. Bir yerde var, göremeyecek de! Herkes cennete girerken sen kokusunu bile koklayamayacaksın. Bir yerde var, göremeyecek de!

İçkinin zararı hakkında tabipler, büyük bilginler çok eserler yazmışlardır.İçkinin zararı hakkında tabipler, büyük bilginler çok eserler yazmışlardır. Birkaç dakika, birkaç saat insana zevk veriyorsa da insanın içini yakıyor, yıkıyor ve sıhhatini bozuyor. Birkaç dakika, birkaç saat insana zevk veriyorsa da insanın içini yakıyor, yıkıyor ve sıhhatini bozuyor. Aynı zamanda insanın mâneviyatını bozuyor. Çünkü Allah Teâlâ bir şeyi boş yere yasak etmez.Aynı zamanda insanın mâneviyatını bozuyor. Çünkü Allah Teâlâ bir şeyi boş yere yasak etmez. Yasak etmesinin hikmetleri çoktur. O hikmetleri bilmemize de lüzum yoktur! Yasak etmesinin hikmetleri çoktur. O hikmetleri bilmemize de lüzum yoktur! Madem Allah yasak etmiştir, tamamdır. Neden yasak ettiğini öğrenmek bizim vazifemiz değil? Madem Allah yasak etmiştir, tamamdır.

Neden yasak ettiğini öğrenmek bizim vazifemiz değil?

Neden yasak ederse etsin! Bizim vazifemiz onun emrine itaattir; emrine itaat ederiz, arkasına karışmayız. Neden yasak ederse etsin! Bizim vazifemiz onun emrine itaattir; emrine itaat ederiz, arkasına karışmayız.

Yâ eyyühellezîne âmenû inemme'l-hamru. Hamr: İçkiler. Yâ eyyühellezîne âmenû inemme'l-hamru.

Hamr: İçkiler.

"İnsanı sarhoş eden her şey "hamr"ın içersine dâhildir." demişler."İnsanı sarhoş eden her şey "hamr"ın içersine dâhildir." demişler. Bundan kurtulmak çok zordur.Bundan kurtulmak çok zordur. Büyük hastalıklar varya;Büyük hastalıklar varya; humma, tifo, kolera gibi birçok hastalık bile içki derdi kadar korkunç değildir! humma, tifo, kolera gibi birçok hastalık bile içki derdi kadar korkunç değildir!

İnsanın bir eceli vardır; ister hasta olalım ister olmayalım, o gün hepimiz canımızı vermek mecburiyetindeyiz.İnsanın bir eceli vardır; ister hasta olalım ister olmayalım, o gün hepimiz canımızı vermek mecburiyetindeyiz. O vakit geldi mi ruh çıkar gider. "Hastalık ölümüne sebep oldu." dersin. Ne dersen de!.. O vakit geldi mi ruh çıkar gider. "Hastalık ölümüne sebep oldu." dersin. Ne dersen de!.. Fakat bu içki hastalığının derdi o dertlerden çok beterdir. Fakat bu içki hastalığının derdi o dertlerden çok beterdir. Zatürre, kolera gibi hastalıklar insanın şehadet mertebesine ulaşmasına vesile olur.Zatürre, kolera gibi hastalıklar insanın şehadet mertebesine ulaşmasına vesile olur. Dolayısıyla da o kişi cennete gider, şehadet mertebesine erişir. Dolayısıyla da o kişi cennete gider, şehadet mertebesine erişir.

Lohusaların ölmüşleri, duvar altlarında yıkılıp kalanlar, denizde boğulanlar… hep şehittir.Lohusaların ölmüşleri, duvar altlarında yıkılıp kalanlar, denizde boğulanlar… hep şehittir. İmanları oldukları takdirde cennete giderler.İmanları oldukları takdirde cennete giderler. Ama içki derdine müptela olan insan maazallah cennetin kokusunu da koklamayacak,Ama içki derdine müptela olan insan maazallah cennetin kokusunu da koklamayacak, ne kadar acı bir tehdit! Onun için Allah, cümlemizi ve çoluğumuzu çocuğumuzu muhafaza buyursun.ne kadar acı bir tehdit! Onun için Allah, cümlemizi ve çoluğumuzu çocuğumuzu muhafaza buyursun. Bundan dolayı başkalarının tavsiyesine kulak asılmaz. "Allah Teâlâ ne dedi, Peygamber ne diyor?.." Bundan dolayı başkalarının tavsiyesine kulak asılmaz. "Allah Teâlâ ne dedi, Peygamber ne diyor?.." En çok ona bakmalıyız! İçkinin şöyle faydası varmış, böyle faydası varmış. Sıhhatin şöyle güzel olurmuş.En çok ona bakmalıyız!

İçkinin şöyle faydası varmış, böyle faydası varmış. Sıhhatin şöyle güzel olurmuş.
Genç olurmuşsun, kuvvetli olurmuşsun… Bunlar hep masaldan ibaret ve boş laflardan ibarettir.Genç olurmuşsun, kuvvetli olurmuşsun…

Bunlar hep masaldan ibaret ve boş laflardan ibarettir.
Müslümanların bu gibi propagandalara kanmaması ve aldanmaması lazımdır.Müslümanların bu gibi propagandalara kanmaması ve aldanmaması lazımdır. Çünkü Allah Teâlâ'nın yasak ettiği bir şeyde ne şifa vardır ne fayda vardır!Çünkü Allah Teâlâ'nın yasak ettiği bir şeyde ne şifa vardır ne fayda vardır! Faydasından çok zararı vardır! Faydasından çok zararı vardır!

Sen zehri yer misin? Zehrin bir faydası var, mikropları öldürür ama vücudu da ortadan kaldırır. Sen zehri yer misin?

Zehrin bir faydası var, mikropları öldürür ama vücudu da ortadan kaldırır.

Mikrobu öldüreyim derken vücudun ortadan kalkması için o zehri yer misin? Mikrobu öldüreyim derken vücudun ortadan kalkması için o zehri yer misin?

Yemezsin, çünkü altında tehlike vardır. İçkinin tehlikesi zehrin tehlikesinden de berbat!Yemezsin, çünkü altında tehlike vardır. İçkinin tehlikesi zehrin tehlikesinden de berbat! Çünkü zehir maazallah biri tarafından bilmeyerek içirilir de o kişi ölürse şehit de olabilir.Çünkü zehir maazallah biri tarafından bilmeyerek içirilir de o kişi ölürse şehit de olabilir. Fakat içkinin altında ne büyük tehlike var: İmansız gitmek!Fakat içkinin altında ne büyük tehlike var: İmansız gitmek! İçki haddi-zâtında insanları günahlara sürüklerler, küfre doğru götürücüdür.İçki haddi-zâtında insanları günahlara sürüklerler, küfre doğru götürücüdür. Kendisi küfür olmaz ama küfre doğru sevk eder.Kendisi küfür olmaz ama küfre doğru sevk eder. İnsanın kalbi karara karara artık iyiyi kötüyü, karayı beyazı anlamayacak dereceye gelir. İnsanın kalbi karara karara artık iyiyi kötüyü, karayı beyazı anlamayacak dereceye gelir.

Bugün beyefendi geldi de diyor ki; "Bu zamanda çok vaiz var, çok güzel vaaz ediyorlar.Bugün beyefendi geldi de diyor ki;

"Bu zamanda çok vaiz var, çok güzel vaaz ediyorlar.
Canlı canlı çok hoşumuza gidiyor. Fakat hiç faydası olmuyor. Herkes camiden çıkmaya can atıyor. Canlı canlı çok hoşumuza gidiyor. Fakat hiç faydası olmuyor. Herkes camiden çıkmaya can atıyor. Acaba neden?" diyerek soruyor. Kabahati vaizlerde buluyor. Vaiz gökten yağan yağmur gibidir.Acaba neden?" diyerek soruyor. Kabahati vaizlerde buluyor.

Vaiz gökten yağan yağmur gibidir.
Dinin hikmetleri yağmur gibi yağar fakat yer katı olursa, taş olursa, Dinin hikmetleri yağmur gibi yağar fakat yer katı olursa, taş olursa, çimentoyla sıvanmış olursa oraya nasıl aksın ki?!.. Akar gider! çimentoyla sıvanmış olursa oraya nasıl aksın ki?!..

Akar gider!

Gönüller katı olduktan sonra, kasâvet-i kalp dedikleri katılık hâsıl olduktan sonraGönüller katı olduktan sonra, kasâvet-i kalp dedikleri katılık hâsıl olduktan sonra oraya vaaz u nasihat tesir etmez!oraya vaaz u nasihat tesir etmez! Nasıl katı yerlere suların faydası yoksa merdivenlerin, betonların üzerindenNasıl katı yerlere suların faydası yoksa merdivenlerin, betonların üzerinden sular nasıl akıp gidiyorsa onun üstünden de öyle akıp gider; içeriye hiç tesir etmez! sular nasıl akıp gidiyorsa onun üstünden de öyle akıp gider; içeriye hiç tesir etmez!

Kasâvet-i kalp neden olur? Günahları işlemekten olur.Kasâvet-i kalp neden olur?

Günahları işlemekten olur.
Kalp günahların işlenmesine devam edildikçe katılaştıkça katılaşır. Artık errân denilen erran alâ kulûbu.Kalp günahların işlenmesine devam edildikçe katılaştıkça katılaşır. Artık errân denilen erran alâ kulûbu. O katılık nasıl oluyorsa artık ona fayda vermiyor. Eskiden lambaların şişeleri vardı, islenirdi. O katılık nasıl oluyorsa artık ona fayda vermiyor.

Eskiden lambaların şişeleri vardı, islenirdi.
Silinmezse iz iz üzerine olurdu, artık lambanın ışığı dışarıya çıkmaz hâle gelirdi. Silinmezse iz iz üzerine olurdu, artık lambanın ışığı dışarıya çıkmaz hâle gelirdi.

Evlerde de perdelerimiz vardır. Perdelerimizi indirdiğimiz vakit içerdeki ışık dışarıya çıkmaz,Evlerde de perdelerimiz vardır. Perdelerimizi indirdiğimiz vakit içerdeki ışık dışarıya çıkmaz, dışarıdan da içeriye ışık girmez. dışarıdan da içeriye ışık girmez. İşte bunlar öyle bir perdedir ki gönlümüze vaaz ve nasihatlerin girmesine mâni olur. İşte bunlar öyle bir perdedir ki gönlümüze vaaz ve nasihatlerin girmesine mâni olur.

Birilerinin söyledikleri bir kulaktan girer öteki kulaktan çıkar.Birilerinin söyledikleri bir kulaktan girer öteki kulaktan çıkar. İçki ve ona benzer bütün günahları ehl-i ilim kitaplarında üç yüz küsura kadar tadat ediyorlar.İçki ve ona benzer bütün günahları ehl-i ilim kitaplarında üç yüz küsura kadar tadat ediyorlar. Bunların arasında bir de ahlâk-ı mezmûme denilen kötü huylar var kiBunların arasında bir de ahlâk-ı mezmûme denilen kötü huylar var ki onları da bunlara ekleyince çok artık oluyor. onları da bunlara ekleyince çok artık oluyor.

Kibir denilen bir dert vardır; büyüklenme, gururlanma anlamlarına gelir. Kibir denilen bir dert vardır; büyüklenme, gururlanma anlamlarına gelir.

Ucub denilen hâl de kendini beğenme, başkalarını beğenmemedir.Ucub denilen hâl de kendini beğenme, başkalarını beğenmemedir. Herkesin kendisine göre bir meziyeti vardır. Herkesin kendisine göre bir meziyeti vardır. O meziyetinden dolayı kendisini beğeniyor, kendisiyle iftihar ediyor ama başkalarını beğenmiyor.O meziyetinden dolayı kendisini beğeniyor, kendisiyle iftihar ediyor ama başkalarını beğenmiyor. Bununla beraber ululanıyor, büyükleniyor. Pakistanlılar gelmişler, onları ziyarete giden insanlar demiş: Bununla beraber ululanıyor, büyükleniyor.

Pakistanlılar gelmişler, onları ziyarete giden insanlar demiş:

"Bu müdür-ü umûmidir, bu bilmem paşadır bu da bilmem kim…" diye. "Bu müdür-ü umûmidir, bu bilmem paşadır bu da bilmem kim…" diye.

Ama adamlar gayet mütevazı bir hâl içerisindelermiş. Hiç kimsede varlık, benlik senlik filan yokmuş.Ama adamlar gayet mütevazı bir hâl içerisindelermiş.

Hiç kimsede varlık, benlik senlik filan yokmuş.
Bazı kimseler vardır ki onların gururlarından, çalımlarından yanlarına sokulmak imkânı bile olmaz. Bazı kimseler vardır ki onların gururlarından, çalımlarından yanlarına sokulmak imkânı bile olmaz. Kimseyi kabul etmezler, yanlarına da almazlar. Kimseyi kabul etmezler, yanlarına da almazlar.

Kibir, gururun hastalığı, hasedin, hırsın, tamahın hastalığı, tevbeyi terkin hastalığı vs.Kibir, gururun hastalığı, hasedin, hırsın, tamahın hastalığı, tevbeyi terkin hastalığı vs. bu hastalıklardan 70 küsur tane sayıyorlar. Bunların tedavisi çok zordur! bu hastalıklardan 70 küsur tane sayıyorlar. Bunların tedavisi çok zordur!

Gazâlî hazretleri kibri üç kısma ayırır: Gazâlî hazretleri kibri üç kısma ayırır:

Birisi Hâlık'a karşı kafa tutuyor; Firavunlar gibi Nemrutlar gibi davranıyor. Birisi Hâlık'a karşı kafa tutuyor; Firavunlar gibi Nemrutlar gibi davranıyor.

Bir kısmı peygamberleri beğenmiyor; Peygamberimiz için "yetim" diyorlar.Bir kısmı peygamberleri beğenmiyor; Peygamberimiz için "yetim" diyorlar. Bir kimse gelmiş; "Bizim ona uymamız olur mu?" diyor.Bir kimse gelmiş; "Bizim ona uymamız olur mu?" diyor. Bazısı da halkı beğenmiyor, kendini beğeniyor. Kendi mertebesinde olanlarla iyi oluyor.Bazısı da halkı beğenmiyor, kendini beğeniyor. Kendi mertebesinde olanlarla iyi oluyor. Ama kendi mertebesinden düşük gördüğü insanlara hakaret gözüyle bakıyor, beğenmiyor.Ama kendi mertebesinden düşük gördüğü insanlara hakaret gözüyle bakıyor, beğenmiyor. "Bu da adam mı?!.." diyor. Bu kibir alametlerindendir, tedavisi çok güçtür. "Bu da adam mı?!.." diyor. Bu kibir alametlerindendir, tedavisi çok güçtür.

Delilik ne kadar korkunçtur ama delilerin bile tedavisi vardır.Delilik ne kadar korkunçtur ama delilerin bile tedavisi vardır. Kibrin, hasedin, çekememezliğin tedavisi ise çok zordur.Kibrin, hasedin, çekememezliğin tedavisi ise çok zordur. Hırs da çok kötüdür, hırsın bir kurdun bir sürüye verdiği zarardan daha büyük zararı vardır.Hırs da çok kötüdür, hırsın bir kurdun bir sürüye verdiği zarardan daha büyük zararı vardır. Çünkü bunun arkası gelmez. Paran yetmez, faize düşersin;Çünkü bunun arkası gelmez. Paran yetmez, faize düşersin; bu sefer Allah'ın yasak ettiği faizi tıkır tıkır yersin, yedirirsin! bu sefer Allah'ın yasak ettiği faizi tıkır tıkır yersin, yedirirsin!

Haramlarla kazandığın paraların sonu ne olur? Haramlarla kazandığın paraların sonu ne olur?

Haramla kazanılan paraların sonu elbette kişinin felaketi olur, başka bir şey olmaz.Haramla kazanılan paraların sonu elbette kişinin felaketi olur, başka bir şey olmaz. Onun için müdminün bi-hamrin içki içmek velev bir kadeh velev bir damla da olsa yasaktır! Onun için müdminün bi-hamrin içki içmek velev bir kadeh velev bir damla da olsa yasaktır!

Hz. Ali Efendimiz demiş ki; "Bir kuyuya bir damla çöp dökülmüş olsa o kuyunun suyu kullanılmaz!Hz. Ali Efendimiz demiş ki; "Bir kuyuya bir damla çöp dökülmüş olsa o kuyunun suyu kullanılmaz! Orada ot bitmiş olsa, bu otla koyunlarımı da otlatmam." demiştir. Böyle tehdidâne şeyler vardır. Orada ot bitmiş olsa, bu otla koyunlarımı da otlatmam." demiştir. Böyle tehdidâne şeyler vardır.

İçki çok fenadır, içkinin emsali olan günahlar da dolayısıyla kalbi karartırİçki çok fenadır, içkinin emsali olan günahlar da dolayısıyla kalbi karartır ve kalp artık Allah ve Peygamber'i tanımaz hâle, nasihat dinlemez hâle gelir, dinine karşı isyan eder.ve kalp artık Allah ve Peygamber'i tanımaz hâle, nasihat dinlemez hâle gelir, dinine karşı isyan eder. Herifler oturuyor, konuşuyor: "Ben hoca filan tanımam…" diyor. Herifler oturuyor, konuşuyor:

"Ben hoca filan tanımam…" diyor.

Neden, sen bu memlekette doğmadın mı, sen bu memleketin insanı değil misin,Neden, sen bu memlekette doğmadın mı, sen bu memleketin insanı değil misin, insan memleketine bu kadar hıyanetlik yapar mı?!.. insan memleketine bu kadar hıyanetlik yapar mı?!..

İnsan memleketini, vatanını görmez, bilmez hâle geliyor. Sebebi hep bu günahlardır! İnsan memleketini, vatanını görmez, bilmez hâle geliyor. Sebebi hep bu günahlardır!

Günah deyip geçme! Müdminün bi-hamrin diyerek içkiden bahsederkenGünah deyip geçme!

Müdminün bi-hamrin diyerek içkiden bahsederken
diğer hadis kitaplarında da günahın çeşitlerinden çok uzun boylu bahseder.diğer hadis kitaplarında da günahın çeşitlerinden çok uzun boylu bahseder. Onların hepsi aynı şekilde kasâvet-i kalbe mucip olur.Onların hepsi aynı şekilde kasâvet-i kalbe mucip olur. İnsanı birçok insanlıktan çıkarır, aynı zamanda da imandan çıkarır. Allah muhafaza! İnsanı birçok insanlıktan çıkarır, aynı zamanda da imandan çıkarır. Allah muhafaza!

"Canım haram mı, şimdi gavur mu oldum?!.." der. "Canım haram mı, şimdi gavur mu oldum?!.." der.

Gâvur olmadın ama bu içki gâvurluğa doğru götürür seni!Gâvur olmadın ama bu içki gâvurluğa doğru götürür seni! Hiçbir gün farkına varamadan bakarsın ki gâvur olmuş çıkmışındır. Hiçbir gün farkına varamadan bakarsın ki gâvur olmuş çıkmışındır.

Terâ el-mü'minîne fî terâhumihim ve tevâddihim ve teâtufihim kemeseli el-cesedi,Terâ el-mü'minîne fî terâhumihim ve tevâddihim ve teâtufihim kemeseli el-cesedi, Buharî hadisi. Mü'min nasıl olacak? Bugün biz niçin böyle olamıyoruz, sebebini arayalım: Buharî hadisi.

Mü'min nasıl olacak?

Bugün biz niçin böyle olamıyoruz, sebebini arayalım:

"Mü'minler merhamette, sevişmede birbirlerine lütf u ihsanda, ikramda;"Mü'minler merhamette, sevişmede birbirlerine lütf u ihsanda, ikramda; ke-meseli cesed, sanki hepsi birmiş, iki değilmiş gibidirler!" ke-meseli cesed, sanki hepsi birmiş, iki değilmiş gibidirler!"

Biz bugün niçin bir değiliz, niçin birbirimizi sevmiyoruz, niçin birbirimize lazım gelen yardımı yapamıyoruz?!.. Biz bugün niçin bir değiliz, niçin birbirimizi sevmiyoruz, niçin birbirimize lazım gelen yardımı yapamıyoruz?!..

Sebebini ararsanız hep bu günahlardır!Sebebini ararsanız hep bu günahlardır! O günahlar bizim kalplerimizdeki merhameti ve sevgiyi ortadan kaldırıyor. O günahlar bizim kalplerimizdeki merhameti ve sevgiyi ortadan kaldırıyor.

"Avrupa'dan bir gübre geliyor!" diyorlar."Avrupa'dan bir gübre geliyor!" diyorlar. O gübreyi tarlaya atıyoruz, mahsulü çok güzel çoğaltıyor, büyütüyor,O gübreyi tarlaya atıyoruz, mahsulü çok güzel çoğaltıyor, büyütüyor, kuvvetlendiriyor ama o eski tadını bulamıyoruz. kuvvetlendiriyor ama o eski tadını bulamıyoruz. Binâenaleyh mü'minler bugün içki içecek, şunu içecek, bunu içecek de mâneviyatı iyi olacak. Binâenaleyh mü'minler bugün içki içecek, şunu içecek, bunu içecek de mâneviyatı iyi olacak.

Deniz âlemleri… "Güneş banyosu yapacağız, denize de gireceğiz, kuvvetleneceğiz; Deniz âlemleri…

"Güneş banyosu yapacağız, denize de gireceğiz, kuvvetleneceğiz;
bu kuvvet sayesinde birçok hastalıkları önlemiş olacağız…" bu kuvvet sayesinde birçok hastalıkları önlemiş olacağız…"

Ama aldığımız günahlarla mâneviyatımız nasıl ölüyor onun farkında değiliz!Ama aldığımız günahlarla mâneviyatımız nasıl ölüyor onun farkında değiliz! O mâneviyatı o maddeye değişiyoruz, dünyayı âhirete değişiyoruz! O mâneviyatı o maddeye değişiyoruz, dünyayı âhirete değişiyoruz!

Bu günah yerlerinden geçmek bile caiz değildir!Bu günah yerlerinden geçmek bile caiz değildir! Değil günahların içine girmek, günah yerlerinden geçmek bile caiz değil!Değil günahların içine girmek, günah yerlerinden geçmek bile caiz değil! Hâlbuki günah yerlerinin göbeğine oturmuşsun, orada maddiyat beklerken mâneviyat ölüyor,Hâlbuki günah yerlerinin göbeğine oturmuşsun, orada maddiyat beklerken mâneviyat ölüyor, insan onun da farkında değil! Allah esirgeye! insan onun da farkında değil! Allah esirgeye!

Hacı bir kardeşimiz bir hikâye anlattı: Hacı bir kardeşimiz bir hikâye anlattı:

Mâlumunuz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Mekke-i Mükerreme'denMâlumunuz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye hicret etti. Medine-i Münevvere'ye hicret etti. Medine-i Münevvere'ye hicret edince ashâb-ı kirâmdan gelenler geldiler. Medine-i Münevvere'ye hicret edince ashâb-ı kirâmdan gelenler geldiler. Tabii [muhacirin] evi barkı yok, malı mülkü hepsi Mekke'de kalmış. Medine'ye iltica ettiler.Tabii [muhacirin] evi barkı yok, malı mülkü hepsi Mekke'de kalmış. Medine'ye iltica ettiler. Medine'de de mü'minler, müslümanlar var.Medine'de de mü'minler, müslümanlar var. Cenâb-ı Peygamber bu müslümanları Medine müslümanlarına takdim etti.Cenâb-ı Peygamber bu müslümanları Medine müslümanlarına takdim etti. Herkes bunlardan birer ikişer aile aldılar. Evlerinde beslediler, barındırdılar.Herkes bunlardan birer ikişer aile aldılar. Evlerinde beslediler, barındırdılar. Hatta bir hadîs-i şerîfte; "Hanımlarımızdan hangisini isterseniz - o zaman 3-4 hanım alınıyordu-Hatta bir hadîs-i şerîfte; "Hanımlarımızdan hangisini isterseniz - o zaman 3-4 hanım alınıyordu- onu boşayalım, size verelim." diyecek kadar ulviyet, üstünlük gösterdiler. Seneler geçiyor.onu boşayalım, size verelim." diyecek kadar ulviyet, üstünlük gösterdiler.

Seneler geçiyor.
Bunlar garip, fakir yerleri yok, yurtları yok ama Medine'li varlıklı insanların himayesinde barınıyorlar. Bunlar garip, fakir yerleri yok, yurtları yok ama Medine'li varlıklı insanların himayesinde barınıyorlar.

Derken Ben-i Nadir kavminin isyanı dolayısıyla onları muhasara altına aldılar.Derken Ben-i Nadir kavminin isyanı dolayısıyla onları muhasara altına aldılar. Onlar teslim oldular, Cenâb-ı Peygamber Medine ehline dediler ki;Onlar teslim oldular, Cenâb-ı Peygamber Medine ehline dediler ki; "Buradan alacağınız ganimeti siz almayın. Bu ganimeti Mekkeli kardeşlerimize verelim."Buradan alacağınız ganimeti siz almayın. Bu ganimeti Mekkeli kardeşlerimize verelim. Onlar da mal mülk, ev bark sahibi olsunlar." Onlar da mal mülk, ev bark sahibi olsunlar."

Ehli Medine de demiş ki; "Yâ Resûlallah, bu çok güzel, bunu kabul ettik.Ehli Medine de demiş ki; "Yâ Resûlallah, bu çok güzel, bunu kabul ettik. İsterseniz daha fazlasını da onlara verelim. Fakat onların bizim evimizden ayrılmalarına razı olmayız!" İsterseniz daha fazlasını da onlara verelim. Fakat onların bizim evimizden ayrılmalarına razı olmayız!"

4,5 sene evlerinde bakıyorlar, mal-mülk sahibi oldukları hâlde4,5 sene evlerinde bakıyorlar, mal-mülk sahibi oldukları hâlde onların evlerinden çıkmalarına razı olmuyorlar. Ne sevgi var!onların evlerinden çıkmalarına razı olmuyorlar. Ne sevgi var! İslâmiyet'in şu sevgisine bakın, bir de bugün bizim sevgimize bakalım!İslâmiyet'in şu sevgisine bakın, bir de bugün bizim sevgimize bakalım! Allah esirgeye birisi gelse de; "Beni evine alır mısın, açıkta kaldım." dese evimize sokmayız.Allah esirgeye birisi gelse de; "Beni evine alır mısın, açıkta kaldım." dese evimize sokmayız. Kapımızdan; "Hadi defol, nereye gideceksen git!" deriz.Kapımızdan; "Hadi defol, nereye gideceksen git!" deriz. O günkü sevgi ve muhabbetin bugün bizde zerresi bile kalmamış. Sebebi hep günahlardır! O günkü sevgi ve muhabbetin bugün bizde zerresi bile kalmamış. Sebebi hep günahlardır!

Günahlar bir çeşit de değildir. Maddî günahlar da vardır mânevî günahlar da vardır. Günahlar bir çeşit de değildir. Maddî günahlar da vardır mânevî günahlar da vardır. Mesela kibrin günahı içkinin günahından büyüktür, farkında değiliz!Mesela kibrin günahı içkinin günahından büyüktür, farkında değiliz! Hasedin günahı içkinin günahından büyüktür, farkında değiliz! Hasedin günahı içkinin günahından büyüktür, farkında değiliz!

İnsanı içki sarhoş eder fakat hasedin, kibrin, gadabın, hırsın İnsanı içki sarhoş eder fakat hasedin, kibrin, gadabın, hırsın yaptığı sarhoşluk bunlarınkinden çok farklıdır, çok daha fazladır.yaptığı sarhoşluk bunlarınkinden çok farklıdır, çok daha fazladır. İçkiden ayılmak mümkündür, içmediğin vakitte ondan ayılırsın! Fakat hasetten kibirden ayılamazsın!İçkiden ayılmak mümkündür, içmediğin vakitte ondan ayılırsın! Fakat hasetten kibirden ayılamazsın! O bir kere içeriye yerleşti mi artık onu teneşir temizler yahut daO bir kere içeriye yerleşti mi artık onu teneşir temizler yahut da Cenâb-ı Hak ona tevbe-i nasuh ihsan eder,Cenâb-ı Hak ona tevbe-i nasuh ihsan eder, tam bir dönüş ile dönüş yapar. tam bir dönüş ile dönüş yapar.

"Yâ Rabbi! Beni affet, bana mağfiret et! "Yâ Rabbi! Beni affet, bana mağfiret et! Beni de sevgili kullarının arasına kabul et!" diyerek yalvarır, gözyaşları döker. Beni de sevgili kullarının arasına kabul et!" diyerek yalvarır, gözyaşları döker.

Allah Gafûr'dur, Allah Rahîm'dir ama [şeytan] bu günahlar dolayısıyla bizi aldatıyor. Allah Gafûr'dur, Allah Rahîm'dir ama [şeytan] bu günahlar dolayısıyla bizi aldatıyor.

"Canım Allah Kerîm değil mi, Allah Gafûr değil mi?" diyoruz. Ama; "O Gafûr ve Kerîm…" [demek],"Canım Allah Kerîm değil mi, Allah Gafûr değil mi?" diyoruz. Ama; "O Gafûr ve Kerîm…" [demek], en nihayet bizi cehennem çukuruna kadar sürükleyip götürüyor. Allah muhafaza!en nihayet bizi cehennem çukuruna kadar sürükleyip götürüyor. Allah muhafaza! Onun için günahlardan son derece sakınmak gerekir. Onun için günahlardan son derece sakınmak gerekir. Bu, evlatlarımıza numune oluşumuz ayrı bir derttir.. Bu, evlatlarımıza numune oluşumuz ayrı bir derttir..

Baba evde içki içerken çocuk elbette onu görecek o da sarhoş olacak. Baba evde içki içerken çocuk elbette onu görecek o da sarhoş olacak.

"Oğlum bu zararlı bir şey, ben buna alıştım ama hiç de memnun değilim, sen içme!" desen de fayda etmez. "Oğlum bu zararlı bir şey, ben buna alıştım ama hiç de memnun değilim, sen içme!" desen de fayda etmez.

Sigara da öyle değil mi? Çocuk anasından, babasından, komşusundan görüyor.Sigara da öyle değil mi?

Çocuk anasından, babasından, komşusundan görüyor.
Bugün cemiyetler çok çeşit hâl aldı.Bugün cemiyetler çok çeşit hâl aldı. Evde içilmese de çocuk çevresinde içenleri görünce onu bir şey zannediyor, hevesleniyor.Evde içilmese de çocuk çevresinde içenleri görünce onu bir şey zannediyor, hevesleniyor. Bir bakıyorsun ki o da alışmış. Allah esirgeye! Sen ona ne dersen de, artık kovsan da para etmiyor! Bir bakıyorsun ki o da alışmış. Allah esirgeye! Sen ona ne dersen de, artık kovsan da para etmiyor!

Lillâhi'l-Fâtiha. Sübhane rabbiye'l-aliyyi'l-ale'l-vehhâb. Lillâhi'l-Fâtiha.

Sübhane rabbiye'l-aliyyi'l-ale'l-vehhâb.

Elhamdülillâhi hakkâ hamdihî ve's-salâtü ve's-selâmu alâ hayrı halkıhîElhamdülillâhi hakkâ hamdihî ve's-salâtü ve's-selâmu alâ hayrı halkıhî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn.

Allahümme Rabbenâ yâ Rabbenâ tekabbe'l-minnâ inneke ente's-semi'u'l-alîm ve tüb aleynâAllahümme Rabbenâ yâ Rabbenâ tekabbe'l-minnâ inneke ente's-semi'u'l-alîm ve tüb aleynâ yâ Mevlânâ inneke ente't-tevvâbü'r-rahîm vehdinâ ve veffiknâ ile'l-hakki ve ile'n-necâti yâ Mevlânâ inneke ente't-tevvâbü'r-rahîm vehdinâ ve veffiknâ ile'l-hakki ve ile'n-necâti ve ilâ tarik-i müstakîm bi-beraketi hatemâti'l-Kur'âni'l-azîmve ilâ tarik-i müstakîm bi-beraketi hatemâti'l-Kur'âni'l-azîm ve bi-hürmeti men erseltehû rahmeten li'l-âlemîn. ve bi-hürmeti men erseltehû rahmeten li'l-âlemîn.

Vâfu annâ yâ Kerîm vâfu annâ yâ Rahîm vağfirlenâ zünûbenâ bi-fadlikeVâfu annâ yâ Kerîm vâfu annâ yâ Rahîm vağfirlenâ zünûbenâ bi-fadlike ve cûdike ve keramike yâ ekrame'l-ekramîn ve yâ erhame'r-râhimîn. ve cûdike ve keramike yâ ekrame'l-ekramîn ve yâ erhame'r-râhimîn.

Allahümme zeyyinnâ bi-zîneti'l-Kur'âni'l-azîm ve ekrimnâ bi-kerâmeti'l-Kur'âni'l-azîmAllahümme zeyyinnâ bi-zîneti'l-Kur'âni'l-azîm ve ekrimnâ bi-kerâmeti'l-Kur'âni'l-azîm ve edhilne'l-cennete bi-şefaati'l-Kur'âni'l-azîm. ve edhilne'l-cennete bi-şefaati'l-Kur'âni'l-azîm.

Allahümme'c-al Kur'âne fi'd-dünyâ karînâ ve fi'l-kabri mûnisâ ve fi'l-kıyâmeti şefîâAllahümme'c-al Kur'âne fi'd-dünyâ karînâ ve fi'l-kabri mûnisâ ve fi'l-kıyâmeti şefîâ ve ale's-sırâtı nûrâ ve ile'l-cenneti refîkâ ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ. ve ale's-sırâtı nûrâ ve ile'l-cenneti refîkâ ve ilel-hayrâti küllihâ delîlen ve imâmâ.

Allahümme'rhamnî bi'l-Kur'ân vec'alhü li-imâmen ve nûran ve hüden yâ rahmeten li'l-âlemîn… Allahümme'rhamnî bi'l-Kur'ân vec'alhü li-imâmen ve nûran ve hüden yâ rahmeten li'l-âlemîn…

Yâ Rabbi! Bu okuduklarımızdan, hatimlerden, dualardan, tesbihlerden hâsıl olanYâ Rabbi!

Bu okuduklarımızdan, hatimlerden, dualardan, tesbihlerden hâsıl olan
ecr ü mes'ûbâtı sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin;ecr ü mes'ûbâtı sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz hazretlerinin; ve bilcümle peygamberân-ı izâm hazerâtının, evlâd, ezvâc, ashâb ve etbâının;ve bilcümle peygamberân-ı izâm hazerâtının, evlâd, ezvâc, ashâb ve etbâının; ve bu ana kadar geçmiş olan bilcümle mü'min ve mü'minât, ve meşâyıh-ı izâm hazretlerininve bu ana kadar geçmiş olan bilcümle mü'min ve mü'minât, ve meşâyıh-ı izâm hazretlerinin ruhlarıyla beraber; memleketimizin medâr-ı iftihârı Eyyûb Sultan hazretlerinin ruhu ile ruhlarıyla beraber; memleketimizin medâr-ı iftihârı Eyyûb Sultan hazretlerinin ruhu ile bilumum ashâb-ı güzîn rıdvanullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn hazretlerinin ruhlarına;bilumum ashâb-ı güzîn rıdvanullâhi Teâlâ aleyhim ecmaîn hazretlerinin ruhlarına; selâtîn-i mâzıyyenin ruhları ile birlikte İskender Paşa'nın ruhu ile bilumum ashâb-ı hayrâtın da ruhlarına;selâtîn-i mâzıyyenin ruhları ile birlikte İskender Paşa'nın ruhu ile bilumum ashâb-ı hayrâtın da ruhlarına; bazı hazırûn ve cemaat kardeşlerimizle bu hatimleri okuyan kardeşlerimizden bazı hazırûn ve cemaat kardeşlerimizle bu hatimleri okuyan kardeşlerimizden geçmişlerinin ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik, Mevla vasıl eyleye!geçmişlerinin ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik, Mevla vasıl eyleye! Cümlesinin ruhlarını mesrur, kabirlerini pürnûr, makamlarını âlî, derecelerini yüksek eyleyipCümlesinin ruhlarını mesrur, kabirlerini pürnûr, makamlarını âlî, derecelerini yüksek eyleyip seyyiâtlarını ve seyyiâtlarımızı da hasenatı tebdil eyle yâ Rabbi!seyyiâtlarını ve seyyiâtlarımızı da hasenatı tebdil eyle yâ Rabbi! Bizleri dahi onlar gibi bu dâr-ı dünyadan göç vakti gelince cümlemize az ağrı,Bizleri dahi onlar gibi bu dâr-ı dünyadan göç vakti gelince cümlemize az ağrı, âsân ölüm, kâmil bir iman ile; âsân ölüm, kâmil bir iman ile; Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû,Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû, mevlüd ayı hürmetine bir dahi;mevlüd ayı hürmetine bir dahi; eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû, aşk ile bir dahi;eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû, aşk ile bir dahi; Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve ResûlühûEşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühû kelime-i tayyibe-i münciyesini de cân-ı yürekten söyleye söyleye çene kapayıp göz yummayıkelime-i tayyibe-i münciyesini de cân-ı yürekten söyleye söyleye çene kapayıp göz yummayı Mevla cümle Ümmet-i Muhammed'e, hasseten biz aciz kullarına lütf u ihsan eyleye! Mevla cümle Ümmet-i Muhammed'e, hasseten biz aciz kullarına lütf u ihsan eyleye!

Allahümme'c-alnâ mine't-tevvâbîn ve'c-alnâ mine'l-mutatahhirîn ve'c-alnâ min ibâdike's-sâlihînAllahümme'c-alnâ mine't-tevvâbîn ve'c-alnâ mine'l-mutatahhirîn ve'c-alnâ min ibâdike's-sâlihîn ve'c-alnâ minellezîne lâ havfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn ve'c-alnâ minellezîne lâ havfun aleyhim ve lâ hüm yahzenûn

Allahümme'h-dinâ min indik ve efız aleynâ min fadlik ve esbiğ aleynâ ve enzil aleynâ min berekâtik. Allahümme'h-dinâ min indik ve efız aleynâ min fadlik ve esbiğ aleynâ ve enzil aleynâ min berekâtik.

Allahümme innâ nes'elüke tamâmen ni'me ve devâme'l-âfiye ve hüsne'l-hâtime bi-hürmeti'l-Fâtiha Allahümme innâ nes'elüke tamâmen ni'me ve devâme'l-âfiye ve hüsne'l-hâtime bi-hürmeti'l-Fâtiha

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2