Namaz Vakitleri

22 Cemâziye'l-Evvel 1446
24 Kasım 2024
İmsak
06:24
Güneş
07:54
Öğle
12:55
İkindi
15:24
Akşam
17:47
Yatsı
19:11
Detaylı Arama

Hak ile Beraber Ol! (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Cemâziye'l-Evvel 1415 / 16.10.1994
İskenderpaşa Camii / İstanbul

İçerik

Bir erkek nişanlısıyla nikâhlanmadan telefon konuşması yapabilir mi

Yeni evleneceğim. Evimde haremlik selamlık oturmak istiyorum. Hanımım kimlerin yanına hangi kıyafetlerle çıkabilir?

Kız, damadın kardeşinin yanına çıkabilir mi?

Milliyetçilik hakkında görüşleriniz nelerdir?

Banka müfettişi olmanın İslâmî bakımdan bir sakıncası var mıdır?

Sakalın faziletine dair ve bırakmaya dair bilgi verir misiniz? Ben askere gitmeden önce sakal bırakmak istiyorum. Ne var ki askere giderken kazımam şart. Bu durumda bırakmak mı daha hayırlı yoksa askerlik gelene kadar bekleyeyim mi?

Evvâbin namazı kaç rekâttır?

Özellikle küçük çocuklar için hatıra resmi çektirmekte bir sakınca var mıdır?

İslâm'da tesettür, bakmanın haram olması; "Sadece açık olanlara bakmak değil kapalı olduğu hâlde birbirine bakmamak da esastır." diye açıklamada bulunmuşsunuz. Şimdi ilahiyat fakültesinde ayrı ayrı sınıf oluşturmak mümkünken hanımlarla erkekleri aynı sınıflara koyuyorlar. Sınıfta bakışmalar, konuşmalar oluyor. Bu durum hakkında ne buyurursunuz?

Kadın kabri ziyaret edebilir mi?

Helalliği veya haramlığı kesin olarak bilinmeyen bir maddeyi yemenin hükmü nedir?

Faiz muamelesi iptal ettirerek bankada para tutmak caiz olur mu?

Bir dükkân işletiyorum. Kısa süre önce babam beyin ameliyatı geçirince abim yurt dışına çalışmaya gitti. Böyle olunca evin, dükkânın sorumluluğu bana kaldı. Fakat üniversiteyi okumak istiyorum. Bu sene az bir farkla kaybettim. Ticarete mi devam edeyim üniversiteyi mi okuyayım?

Rüyamda Resûlullah Efendimiz'i gördüm. Onu yıkadığımı gördüm. [Neye delalettir?]

Bayramiçli'yim. Uludağ tıp [fakültesi] üçüncü sınıftayım. Bir kızla düşünmüşüp konuşmuşup nikâhlandık. Ailesi de ille okusunlar filan diye vermiyor. Okul bitsin öyle, diyorlar. Üç sene var. [Ne yapmalıyız]?

Birtakım müslüman kardeşlerimiz peynir mayalarının şüpheli olduğunu, zeytinlerin kuyularda muhafaza edildiğini, murdar olduğunu, yenilemeyeceğini söylüyorlar. Bunlara kulak verip yiyeceklerden bu şekilde sakınmak gerekli midir?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bir erkek nişanlısıyla nikâhlanmadan telefon konuşması yapabilir mi, Yeni evleneceğim. Evimde haremlik selamlık oturmak istiyorum. | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hak ile Beraber Ol! (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

12 Cemâziye'l-Evvel 1415 / 16.10.1994
İskenderpaşa Camii / İstanbul

İçerik

Bir erkek nişanlısıyla nikâhlanmadan telefon konuşması yapabilir mi

Yeni evleneceğim. Evimde haremlik selamlık oturmak istiyorum. Hanımım kimlerin yanına hangi kıyafetlerle çıkabilir?

Kız, damadın kardeşinin yanına çıkabilir mi?

Milliyetçilik hakkında görüşleriniz nelerdir?

Banka müfettişi olmanın İslâmî bakımdan bir sakıncası var mıdır?

Sakalın faziletine dair ve bırakmaya dair bilgi verir misiniz? Ben askere gitmeden önce sakal bırakmak istiyorum. Ne var ki askere giderken kazımam şart. Bu durumda bırakmak mı daha hayırlı yoksa askerlik gelene kadar bekleyeyim mi?

Evvâbin namazı kaç rekâttır?

Özellikle küçük çocuklar için hatıra resmi çektirmekte bir sakınca var mıdır?

İslâm'da tesettür, bakmanın haram olması; "Sadece açık olanlara bakmak değil kapalı olduğu hâlde birbirine bakmamak da esastır." diye açıklamada bulunmuşsunuz. Şimdi ilahiyat fakültesinde ayrı ayrı sınıf oluşturmak mümkünken hanımlarla erkekleri aynı sınıflara koyuyorlar. Sınıfta bakışmalar, konuşmalar oluyor. Bu durum hakkında ne buyurursunuz?

Kadın kabri ziyaret edebilir mi?

Helalliği veya haramlığı kesin olarak bilinmeyen bir maddeyi yemenin hükmü nedir?

Faiz muamelesi iptal ettirerek bankada para tutmak caiz olur mu?

Bir dükkân işletiyorum. Kısa süre önce babam beyin ameliyatı geçirince abim yurt dışına çalışmaya gitti. Böyle olunca evin, dükkânın sorumluluğu bana kaldı. Fakat üniversiteyi okumak istiyorum. Bu sene az bir farkla kaybettim. Ticarete mi devam edeyim üniversiteyi mi okuyayım?

Rüyamda Resûlullah Efendimiz'i gördüm. Onu yıkadığımı gördüm. [Neye delalettir?]

Bayramiçli'yim. Uludağ tıp [fakültesi] üçüncü sınıftayım. Bir kızla düşünmüşüp konuşmuşup nikâhlandık. Ailesi de ille okusunlar filan diye vermiyor. Okul bitsin öyle, diyorlar. Üç sene var. [Ne yapmalıyız]?

Birtakım müslüman kardeşlerimiz peynir mayalarının şüpheli olduğunu, zeytinlerin kuyularda muhafaza edildiğini, murdar olduğunu, yenilemeyeceğini söylüyorlar. Bunlara kulak verip yiyeceklerden bu şekilde sakınmak gerekli midir?

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Bir erkek nişanlısıyla nikâhlanmadan telefon konuşması yapabilir mi, Yeni evleneceğim. Evimde haremlik selamlık oturmak istiyorum. | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Her günahkârın tevbe kapısı açıktır. Tevbe ederse tevbesi kabul olur.Her günahkârın tevbe kapısı açıktır. Tevbe ederse tevbesi kabul olur. Tevbenin kabul olmasında kul hakları da vardır.Tevbenin kabul olmasında kul hakları da vardır. Kul hakları ödendiği zaman cân u gönülden tevbe edip gözyaşı dökerse kabul olur.Kul hakları ödendiği zaman cân u gönülden tevbe edip gözyaşı dökerse kabul olur. Bir de günahların silinmesi için çareler vardır: Bir de günahların silinmesi için çareler vardır: Mesela insan hacca gitti mi bütün günahları siliniyor.Mesela insan hacca gitti mi bütün günahları siliniyor. O hâlde hacca gitmeye gayret eder. O hâlde hacca gitmeye gayret eder. Bir insan akşamleyin akşam namazının sünnetinden sonra evvâbin namazını kılmaya devam ederse [günahları affedilir]. Bir insan akşamleyin akşam namazının sünnetinden sonra evvâbin namazını kılmaya devam ederse [günahları affedilir].

Hadîs-i şerîfler var, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Hadîs-i şerîfler var, Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Denizlerin köpükleri kadar günahı çok olsa evvâbin namazı kılması, Allah'ın onu affetmesine sebep olur!" "Denizlerin köpükleri kadar günahı çok olsa evvâbin namazı kılması, Allah'ın onu affetmesine sebep olur!"

Sonra geceleyin teheccüd namazı vardır.Sonra geceleyin teheccüd namazı vardır. O vakitte insan kalkıp ibadet eder zikrederse duaları kabul olur.O vakitte insan kalkıp ibadet eder zikrederse duaları kabul olur. Böyle güzel vakitleri kollasın. Gözyaşı döksün, yalvarsın.Böyle güzel vakitleri kollasın. Gözyaşı döksün, yalvarsın. Allah'tan kendisini affetmesini dilesin. Ümitsizliğe düşmek yoktur, ümitsizliğe düşmek haramdır.Allah'tan kendisini affetmesini dilesin. Ümitsizliğe düşmek yoktur, ümitsizliğe düşmek haramdır. Bir daha yapmamak azmiyle tevbe etsin. Bir daha yapmamak azmiyle tevbe etsin.

Soru: Bir erkek nişanlısıyla nikâhlanmadan telefon konuşması yapabilir mi? Soru: Bir erkek nişanlısıyla nikâhlanmadan telefon konuşması yapabilir mi?

Yapılabilir. Çünkü bir maslahat vardır, bir sebep vardır. Olabilir. Yapılabilir. Çünkü bir maslahat vardır, bir sebep vardır. Olabilir.

Soru: Yeni evleneceğim. Evimde haremlik selamlık oturmak istiyorum.Soru: Yeni evleneceğim. Evimde haremlik selamlık oturmak istiyorum. Hanımım kimlerin yanına hangi kıyafetlerle çıkabilir? Hanımım kimlerin yanına hangi kıyafetlerle çıkabilir?

Bir kere örtülü olması lazım. Tanınmamış kimselere mümkünse çıkmaz.Bir kere örtülü olması lazım. Tanınmamış kimselere mümkünse çıkmaz. Akrabaya da örtülü, dışarıya çıkıyormuş gibi kapalı olarak çıkar. Akrabaya da örtülü, dışarıya çıkıyormuş gibi kapalı olarak çıkar.

Soru: Kız, damadın kardeşinin yanına çıkabilir mi? Soru: Kız, damadın kardeşinin yanına çıkabilir mi?

Örtülü olarak çıkabilir. Amcaoğulları vs. de öyledir. Örtülü olarak çıkabilir. Amcaoğulları vs. de öyledir.

Soru: Milliyetçilik hakkında görüşleriniz nelerdir? Soru: Milliyetçilik hakkında görüşleriniz nelerdir?

İslâm'da müslümanların hepsi aynı millettendir.İslâm'da müslümanların hepsi aynı millettendir. el-Küfrü milletün vâhidetün. "Küfür bir millettir." el-Küfrü milletün vâhidetün. "Küfür bir millettir." O zaman; el-Mü'minûne milletün vahideh. "Müslümanlar da bir millettir."O zaman; el-Mü'minûne milletün vahideh. "Müslümanlar da bir millettir." İnneme'l-mü'minûne ihvetün. "Müslümanlar kardeştir." Müslümanın inancı budur. İnneme'l-mü'minûne ihvetün. "Müslümanlar kardeştir." Müslümanın inancı budur.

Tabii bizim memleketimizdeki milliyetçi kardeşlerimizin sevdikleri şeyleri biz de seviyoruz.Tabii bizim memleketimizdeki milliyetçi kardeşlerimizin sevdikleri şeyleri biz de seviyoruz. Orta Asya'daki kardeşlerimiz, Kırım'daki, Kafkasya'daki vs. Çünkü onlar aynı zamanda müslümandır.Orta Asya'daki kardeşlerimiz, Kırım'daki, Kafkasya'daki vs. Çünkü onlar aynı zamanda müslümandır. Ama dinden imandan çıkmış, azılı bir din düşmanı olmuşsa -ırkımdan da olsa cinsimden de olsa- sevmiyoruz.Ama dinden imandan çıkmış, azılı bir din düşmanı olmuşsa -ırkımdan da olsa cinsimden de olsa- sevmiyoruz. Çünkü Allah'ın sevmediğini sevmeyiz. Mesele böyledir.Çünkü Allah'ın sevmediğini sevmeyiz. Mesele böyledir. Biz de dünyanın her yerindeki müslüman kardeşlerimize hizmet etmek yardım etmek istiyoruz.Biz de dünyanın her yerindeki müslüman kardeşlerimize hizmet etmek yardım etmek istiyoruz. Özbekistan'a, Semerkand'a gittik.Buhara'da oradaki kardeşlerimizle gözyaşlarıyla oturduk konuştuk Özbekistan'a, Semerkand'a gittik.Buhara'da oradaki kardeşlerimizle gözyaşlarıyla oturduk konuştuk Müslüman kardeşimiz olduğu için. Müslüman kardeşimiz olduğu için.

Soru: Banka müfettişi olmanın İslâmî bakımdan bir sakıncası var mıdır? Soru: Banka müfettişi olmanın İslâmî bakımdan bir sakıncası var mıdır?

Âyet-i kerîmelerde, hadîs-i şerîflerde faiz yasaklanmış olduğundan faizle ilgili müesseselerin deÂyet-i kerîmelerde, hadîs-i şerîflerde faiz yasaklanmış olduğundan faizle ilgili müesseselerin de faaliyetleri İslâmî faaliyet değildir. Oralarda bulunmanın da sakıncası vardır. faaliyetleri İslâmî faaliyet değildir. Oralarda bulunmanın da sakıncası vardır. Çünkü hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz faizi yazan kâtibin de suçlu olduğunuÇünkü hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz faizi yazan kâtibin de suçlu olduğunu -Kâtibâhu, iki şahit katip filan oluyor- suçlu olduğunu beyan ediyor.-Kâtibâhu, iki şahit katip filan oluyor- suçlu olduğunu beyan ediyor. Mümkün olduğu kadar bu gibi muamelelere yakın olmamaya çalışmak gerektiği dinî bakımdan ortaya çıkıyor. Mümkün olduğu kadar bu gibi muamelelere yakın olmamaya çalışmak gerektiği dinî bakımdan ortaya çıkıyor.

Soru: Abim rahatsızlandı. Bir senesi kaldığı hâlde "Okuyamayacağım." dedi.Soru: Abim rahatsızlandı. Bir senesi kaldığı hâlde "Okuyamayacağım." dedi. Abisine benim selamımı söylesin. Başlanmış olan nafile bir namazı bile bitirmek farz olur.Abisine benim selamımı söylesin. Başlanmış olan nafile bir namazı bile bitirmek farz olur. Öyle yarım bırakılmaz. Üç sene okumuş. Dişini sıkacak, dördüncü seneyi de bitirecek; mezun olacak.Öyle yarım bırakılmaz. Üç sene okumuş. Dişini sıkacak, dördüncü seneyi de bitirecek; mezun olacak. "Ümmet-i Muhammed'e faydalı olacağım, sevap kazanacağım!.." diye okuyacak. "Ümmet-i Muhammed'e faydalı olacağım, sevap kazanacağım!.." diye okuyacak.

Şu anda sıkıntısı var. Geceleri hiç uyumuyor… [Uyumamaktan] kaynaklanıyor.Şu anda sıkıntısı var. Geceleri hiç uyumuyor…

[Uyumamaktan] kaynaklanıyor.
Uyku uyumayınca insanın dengesi bozulur. Vücudu normal çalışmaz, aklı da bozulmaya başlar.Uyku uyumayınca insanın dengesi bozulur. Vücudu normal çalışmaz, aklı da bozulmaya başlar. Teskin edici hap alarak vs. geceleri normal vakitte uyusun. Teskin edici hap alarak vs. geceleri normal vakitte uyusun.

Ve cealnâ nevmeküm subâtâ, buyurulmuş. Geceleri uyusun.Ve cealnâ nevmeküm subâtâ, buyurulmuş. Geceleri uyusun. Uykusundan ihmal olmasın. Hatta ben tavsiye ederim ki geçinceye kadar Uykusundan ihmal olmasın. Hatta ben tavsiye ederim ki geçinceye kadar gündüz de bir gündüz uykusu uyusun. Gündüz biraz istirahat ederek.gündüz de bir gündüz uykusu uyusun. Gündüz biraz istirahat ederek. O zaman vücut dinçlik kazanıyor. İştahını arttırmak için ilaçlar alsın.O zaman vücut dinçlik kazanıyor. İştahını arttırmak için ilaçlar alsın. Vücudunu sağlamlaştırsın. Çünkü vücut bize emanettir. Nedir? Vücudunu sağlamlaştırsın. Çünkü vücut bize emanettir.

Nedir?

Emanettir. Biz bu vücudu yıpratamayız.Emanettir. Biz bu vücudu yıpratamayız. Ona iyi bakmak zorundayız ve bu vücudu ömrümüzün sonuna kadar kullanacağız. Ona iyi bakmak zorundayız ve bu vücudu ömrümüzün sonuna kadar kullanacağız. Çarşıdan yenisini almak da mümkün değil. Bunu kullanacağız.Çarşıdan yenisini almak da mümkün değil. Bunu kullanacağız. Eskise de yıpransa da dökülse de taka hâline gelse bile yine bunu kullanacağız.Eskise de yıpransa da dökülse de taka hâline gelse bile yine bunu kullanacağız. Onun için iyi kullanmaya dikkat etmemiz lazım. O kardeşim, o evladımız istirahatini yapsın.Onun için iyi kullanmaya dikkat etmemiz lazım. O kardeşim, o evladımız istirahatini yapsın. Gündüz de dinlensin gece de dinlensin. Şöyle kendisi bir bakıma girsin.Gündüz de dinlensin gece de dinlensin. Şöyle kendisi bir bakıma girsin. Etrafındakiler de yardımcı olsunlar. Ondan sonra derslerine Allah rızası için çalışsın.Etrafındakiler de yardımcı olsunlar. Ondan sonra derslerine Allah rızası için çalışsın. Ben okuyacağım da kardeşlerime Ümmet-i Muhammed'e, ana babama faydalı işler yapacağım diye [çalışsın]. Ben okuyacağım da kardeşlerime Ümmet-i Muhammed'e, ana babama faydalı işler yapacağım diye [çalışsın].

Soru: Sakalın faziletine dair ve bırakmaya dair bilgi verir misiniz?Soru: Sakalın faziletine dair ve bırakmaya dair bilgi verir misiniz? Ben askere gitmeden önce sakal bırakmak istiyorum. Ben askere gitmeden önce sakal bırakmak istiyorum. Ne var ki askere giderken kazımam şart.Ne var ki askere giderken kazımam şart. Bu durumda bırakmak mı daha hayırlı yoksa askerlik gelene kadar bekleyeyim mi? Bu durumda bırakmak mı daha hayırlı yoksa askerlik gelene kadar bekleyeyim mi?

Bırakmak iyidir. Çünkü askere gidecek mi dönecek mi, bunlar meçhuldür, bilinmez, gaybtır.Bırakmak iyidir. Çünkü askere gidecek mi dönecek mi, bunlar meçhuldür, bilinmez, gaybtır. Onun için şimdi günahlı bir şeyi yapmaya hemen başlamamak lazım.Onun için şimdi günahlı bir şeyi yapmaya hemen başlamamak lazım. Çünkü kazımak haramdır. Bir mazereti yoksa sakal bırakmak lazım geliyor. Çünkü kazımak haramdır. Bir mazereti yoksa sakal bırakmak lazım geliyor. Tabii bunu milleti bu duruma getirenlerin vebali çok büyük! Allah durumları düzelttirsin. Tabii bunu milleti bu duruma getirenlerin vebali çok büyük! Allah durumları düzelttirsin.

Soru: Evvâbin namazı kaç rekâttır? En az iki rekât kılınır.Soru: Evvâbin namazı kaç rekâttır?

En az iki rekât kılınır.
En çok 12 rekâta kadar 20 rekâta kadar rivayetler vardır. İki rekât da olsa kâfi gelir. En çok 12 rekâta kadar 20 rekâta kadar rivayetler vardır. İki rekât da olsa kâfi gelir.

Soru: Özellikle küçük çocuklar için hatıra resmi çektirmekte bir sakınca var mıdır? Soru: Özellikle küçük çocuklar için hatıra resmi çektirmekte bir sakınca var mıdır?

Resim çektirme konusunda alimlerimiz çeşitli fikirler beyan etmişlerdir.Resim çektirme konusunda alimlerimiz çeşitli fikirler beyan etmişlerdir. Resmin çekilmesinden kaçınanlar vardır, uygun görmeyenler vardır. Resmin çekilmesinden kaçınanlar vardır, uygun görmeyenler vardır. "Ancak vesikalık resim, pasaport için hacca gitmek için tapu için lazım oluyor. "Ancak vesikalık resim, pasaport için hacca gitmek için tapu için lazım oluyor. Ne yapalım, mecburiyettir. O kadarı olabilir. Ondan fazlası caiz değildir!" diyenler vardır.Ne yapalım, mecburiyettir. O kadarı olabilir. Ondan fazlası caiz değildir!" diyenler vardır. Suud'da veyahut Mısır'da bazı alimler de diyorlar ki; Suud'da veyahut Mısır'da bazı alimler de diyorlar ki;

"Fotoğraf, tabiattaki ışıkların fotoğraf kâğıdına mercekten geçip aksetmesiyle çekilmiş oluyor."Fotoğraf, tabiattaki ışıkların fotoğraf kâğıdına mercekten geçip aksetmesiyle çekilmiş oluyor. Binâenaleyh mevcut bir şeyi alıyor, tespit ediyor.Binâenaleyh mevcut bir şeyi alıyor, tespit ediyor. Bu, hadîs-i şerîfte bildirilen yasak tasvir değildir, resim yapma değildir.Bu, hadîs-i şerîfte bildirilen yasak tasvir değildir, resim yapma değildir. Kendi eliyle yapmıyor. Sadece ışıkları tespit ediyor. Binâenaleyh bunda mahsur yoktur." Kendi eliyle yapmıyor. Sadece ışıkları tespit ediyor. Binâenaleyh bunda mahsur yoktur."

Fakat boy resimleri, düğün resimleri, gelin resimleri çıplak resimler vs.Fakat boy resimleri, düğün resimleri, gelin resimleri çıplak resimler vs. Öyle resim o kadar da [serbest] bir şey değil! Öyle resim o kadar da [serbest] bir şey değil! İlim için lazım, mimarî için lazım, sanat için gerekli vs. Mecburiyet olan yerler ayrı.İlim için lazım, mimarî için lazım, sanat için gerekli vs. Mecburiyet olan yerler ayrı. Takvâ yolunu tutarak mümkün olduğu kadar sakınmak iyi olur. Takvâ yolunu tutarak mümkün olduğu kadar sakınmak iyi olur.

Soru: İslâm'da tesettür, bakmanın haram olması;Soru: İslâm'da tesettür, bakmanın haram olması; "Sadece açık olanlara bakmak değil kapalı olduğu hâlde birbirine bakmamak da esastır." diye "Sadece açık olanlara bakmak değil kapalı olduğu hâlde birbirine bakmamak da esastır." diye açıklamada bulunmuşsunuz. açıklamada bulunmuşsunuz. Şimdi ilahiyat fakültesinde ayrı ayrı sınıf oluşturmak mümkünken Şimdi ilahiyat fakültesinde ayrı ayrı sınıf oluşturmak mümkünken hanımlarla erkekleri aynı sınıflara koyuyorlar.hanımlarla erkekleri aynı sınıflara koyuyorlar. Sınıfta bakışmalar, konuşmalar oluyor. Bu durum hakkında ne buyurursunuz? Sınıfta bakışmalar, konuşmalar oluyor. Bu durum hakkında ne buyurursunuz? Kimisi; "Bu konuda fetva var." diyor. Hayır, bakışmaya hiçbir yerde fetva yoktur!Kimisi; "Bu konuda fetva var." diyor.

Hayır, bakışmaya hiçbir yerde fetva yoktur!
Bu acı bir durumdur. Kadınlar ilim öğrensinler, diye fetva vardırBu acı bir durumdur. Kadınlar ilim öğrensinler, diye fetva vardır ama günahlara düşmemek şartıyladır, bir fitne bahis konusu olmaması şartıyladır.ama günahlara düşmemek şartıyladır, bir fitne bahis konusu olmaması şartıyladır. Fitne bahis konusu olduğu zaman caiz olan şeyler caiz olmaz. Kabir ziyareti! Fitne bahis konusu olduğu zaman caiz olan şeyler caiz olmaz.

Kabir ziyareti!

Kadın kabri ziyaret edebilir mi? Edebilir. Fitne ve tehlike yoksa [edebilir]. Kadın kabri ziyaret edebilir mi?

Edebilir. Fitne ve tehlike yoksa [edebilir].

Fitne varsa; bakışacak, yolunu kesecekler. Kabadayılar sataşacak… O zaman gidemez. Fitne varsa; bakışacak, yolunu kesecekler. Kabadayılar sataşacak… O zaman gidemez.

O bakımdan hanımlar da dikkat etsinler beyler de dikkat etsinler.O bakımdan hanımlar da dikkat etsinler beyler de dikkat etsinler. Yöneticilerin de elinde imkân varsa onlar da Allah'ın emrini uygulamaya gayret ve dikkat etsinler. Yöneticilerin de elinde imkân varsa onlar da Allah'ın emrini uygulamaya gayret ve dikkat etsinler.

Soru: Helalliği veya haramlığı kesin olarak bilinmeyen bir maddeyi yemenin hükmü nedir? Soru: Helalliği veya haramlığı kesin olarak bilinmeyen bir maddeyi yemenin hükmü nedir?

Hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor ki; Hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz buyuruyor ki;

"Sınırda gezen yasak olan yere düşebilir." "Sınırda gezen yasak olan yere düşebilir."

Onun için şüphelilerden kaçmak verâ duygusudur, dervişin şanındandır.Onun için şüphelilerden kaçmak verâ duygusudur, dervişin şanındandır. Şüpheliden kaçınacak. Sahâbe-i kirâm diyorlar ki;Şüpheliden kaçınacak. Sahâbe-i kirâm diyorlar ki; "Biz harama düşmek korkusundan nice helalleri bile terk ederdik.""Biz harama düşmek korkusundan nice helalleri bile terk ederdik." Sahabenin ahlâkı böyledir. Aldırmayan, haram mı helal mi nedir bilmeden [yaşayanlar]Sahabenin ahlâkı böyledir. Aldırmayan, haram mı helal mi nedir bilmeden [yaşayanlar] bir gün paddadak günahı işlerler, cezasını çekerler. bir gün paddadak günahı işlerler, cezasını çekerler. O bakımdan dikkat etmek uygun olur. Ya da gidip hükmünü öğrenecek, soracak.O bakımdan dikkat etmek uygun olur. Ya da gidip hükmünü öğrenecek, soracak. "Dur bir sorayım, öğreneyim, öyle…" diyecek. "Dur bir sorayım, öğreneyim, öyle…" diyecek.

Soru: Birtakım müslüman kardeşlerimiz peynir mayalarının şüpheli olduğunu,Soru: Birtakım müslüman kardeşlerimiz peynir mayalarının şüpheli olduğunu, zeytinlerin kuyularda muhafaza edildiğini, murdar olduğunu, yenilemeyeceğini söylüyorlar.zeytinlerin kuyularda muhafaza edildiğini, murdar olduğunu, yenilemeyeceğini söylüyorlar. Bunlara kulak verip yiyeceklerden bu şekilde sakınmak gerekli midir? Hayır.Bunlara kulak verip yiyeceklerden bu şekilde sakınmak gerekli midir?

Hayır.
Peygamber Efendimiz'e Şam'dan peynir getirdiler ve yerken dediler ki; Peygamber Efendimiz'e Şam'dan peynir getirdiler ve yerken dediler ki;

"Yâ Resûlallah, bunun mayası şöyledir böyledir…" "Yâ Resûlallah, bunun mayası şöyledir böyledir…"

Efendimiz ona itibar etmedi, yedi. Çünkü maya başka peynir başka!Efendimiz ona itibar etmedi, yedi. Çünkü maya başka peynir başka! Maya bir şeyi oluşturuyor. Peynir bir başka madde hâline geliyor.Maya bir şeyi oluşturuyor. Peynir bir başka madde hâline geliyor. Buna "istihâle" derler. Bir hâlden bir başka hâle geçtiği için temiz oluyor. Buna "istihâle" derler. Bir hâlden bir başka hâle geçtiği için temiz oluyor.

Zeytinin salamura yapılması, suda ıslatılması caizdir ve haram değildir.Zeytinin salamura yapılması, suda ıslatılması caizdir ve haram değildir. Böyle bir zeytin yenilebilir. Böyle bir zeytin yenilebilir. "Acaba bunun kuyusunun içine bir şey düştü mü, murdar oldu mu olmadı mı?.." diye düşünülmez."Acaba bunun kuyusunun içine bir şey düştü mü, murdar oldu mu olmadı mı?.." diye düşünülmez. Esasen helal olan bir şeyin -bir delil olmadıkça- helalliği devam eder. Esasen helal olan bir şeyin -bir delil olmadıkça- helalliği devam eder. Onun için rahatlıkla zeytin yiyebilirsiniz, peynir yiyebilirsiniz. Onun için rahatlıkla zeytin yiyebilirsiniz, peynir yiyebilirsiniz.

Tabii her gıda için söylüyorum: Tanıdığınız yerden alın! Temiz kişiden alın!Tabii her gıda için söylüyorum: Tanıdığınız yerden alın! Temiz kişiden alın! Ekmeğin bile içinden çuval parçası çıkıyor, hamamböceği çıkıyor bilmem ne çıkıyor!Ekmeğin bile içinden çuval parçası çıkıyor, hamamböceği çıkıyor bilmem ne çıkıyor! Ekmek helal ama dikkat edilmediği zaman bir şeyler olabiliyor. Temiz gıda almaya dikkat edin! Ekmek helal ama dikkat edilmediği zaman bir şeyler olabiliyor. Temiz gıda almaya dikkat edin!

İki gün önce bir arkadaşımız çok güzel bir şeyler anlattı:İki gün önce bir arkadaşımız çok güzel bir şeyler anlattı: Avrupa'da bir sergiyi geziyormuş. Patatesler varmış. Avrupa'da bir sergiyi geziyormuş. Patatesler varmış. Şu patates şu fiyata, şu patates şu fiyata… İri güzel patatesler…Şu patates şu fiyata, şu patates şu fiyata… İri güzel patatesler… Ama kenarda yamru yumru, kötü görünüşlü, ufacık tefecik patatesler; fiyatı iki misli, üç misli fazla! Ama kenarda yamru yumru, kötü görünüşlü, ufacık tefecik patatesler; fiyatı iki misli, üç misli fazla!

"Yahu bu niye böyle?" demiş, sormuş. Demişler ki; "Yahu bu niye böyle?" demiş, sormuş. Demişler ki;

"Bu hiçbir kimyevî madde katılmadan, gübreleme vs. yapmadan doğrudan doğruya"Bu hiçbir kimyevî madde katılmadan, gübreleme vs. yapmadan doğrudan doğruya tabii toprakta büyümüş bir patates de bunun fiyatı onun için böyle yüksektir." tabii toprakta büyümüş bir patates de bunun fiyatı onun için böyle yüksektir."

"Biz de memlekette böyle yapmak istiyoruz, yapabilir miyiz?" "Yaparsınız."Biz de memlekette böyle yapmak istiyoruz, yapabilir miyiz?"

"Yaparsınız.
200 dönüm arazi alacaksınız, üç sene bekleteceksiniz. Nadas olacak. Otlar bitecek.200 dönüm arazi alacaksınız, üç sene bekleteceksiniz. Nadas olacak. Otlar bitecek. İçinde bir şeyler varsa geçecek gidecek.İçinde bir şeyler varsa geçecek gidecek. Ondan sonra biz geleceğiz, muhtelif yerlerinden toprak numunesi alacağız.Ondan sonra biz geleceğiz, muhtelif yerlerinden toprak numunesi alacağız. İnceleyeceğiz: 'Evet, içinde hiç kimyevî madde kalmamış!' diyeceğiz. İnceleyeceğiz: 'Evet, içinde hiç kimyevî madde kalmamış!' diyeceğiz. Onu dedikten sonra size bir sertifika vereceğiz. Orada ektiğiniz şeyleri biz alırız, biz satarız.Onu dedikten sonra size bir sertifika vereceğiz. Orada ektiğiniz şeyleri biz alırız, biz satarız. Parasını da veririz. Ama böyle bir tedbir şart!" demişler. Parasını da veririz. Ama böyle bir tedbir şart!" demişler.

Ben de eskiden beri hep düşünürüm.Ben de eskiden beri hep düşünürüm. Bu kimyevî hormonlar, ilaçlar meyveleri korumak için üstüne sürülen parafinler vs.Bu kimyevî hormonlar, ilaçlar meyveleri korumak için üstüne sürülen parafinler vs. Bunların bir kısmı ve meyvenin bizzat içinde, sebzenin bizzat içinde, Bunların bir kısmı ve meyvenin bizzat içinde, sebzenin bizzat içinde, ağır metaller civa vs. suyundan filan geçebiliyor. Bunlar sıhhate zararlı oluyor.ağır metaller civa vs. suyundan filan geçebiliyor. Bunlar sıhhate zararlı oluyor. Her şeyin tabiisini bulmaya, tanıdık bir yerden almaya gayret edin! Her şeyin tabiisini bulmaya, tanıdık bir yerden almaya gayret edin!

Önüme bal getiriyorlar. Kur'ân-ı Kerîm; Fîhi'ş-şifâu li'n-nâsi, "Balda şifa vardır." diyor.Önüme bal getiriyorlar. Kur'ân-ı Kerîm; Fîhi'ş-şifâu li'n-nâsi, "Balda şifa vardır." diyor. Amennâ ve saddaknâ! Fakat balın da hangi mevsimde hangi yerdeAmennâ ve saddaknâ! Fakat balın da hangi mevsimde hangi yerde hangi çiçekten alındığını bilmek, tahkik etmek lazım. hangi çiçekten alındığını bilmek, tahkik etmek lazım. Zehirli ballar oluyor; yiyen ölüyor, ölebilir. Tanıdık bir yerden alacak.Zehirli ballar oluyor; yiyen ölüyor, ölebilir. Tanıdık bir yerden alacak. Hangi çiçekten yapıldığını, hangi mevsimde alındığını bilecek.Hangi çiçekten yapıldığını, hangi mevsimde alındığını bilecek. Balın kıymeti öyle anlaşılıyor. Her şeye dikkat etmek gerekiyor. Balın kıymeti öyle anlaşılıyor. Her şeye dikkat etmek gerekiyor.

Soru: Kızımın sinir sistemleri bozuk, uyuyamıyor; duanızı rica ediyoruz. Soru: Kızımın sinir sistemleri bozuk, uyuyamıyor; duanızı rica ediyoruz.

Kızın sinir sistemi neden bozuk? Kızın sinir sistemi neden bozuk?

Kız olunca buluğ çağında olunca delikanlı olunca tabii o zaman o çağın kendine göre problemleri vardır.Kız olunca buluğ çağında olunca delikanlı olunca tabii o zaman o çağın kendine göre problemleri vardır. Evin durumu vardır. Etrafındaki insanların muamelesi vardır. Evin durumu vardır. Etrafındaki insanların muamelesi vardır. Kendisinin dersleri vardır. Arkadaşları vardır… Bir şeyler bir şeyler vardır.Kendisinin dersleri vardır. Arkadaşları vardır… Bir şeyler bir şeyler vardır. Aslında onları iyice incelemek lazım.Aslında onları iyice incelemek lazım. O durumları, o sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak icap ediyor.O durumları, o sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak icap ediyor. Kolay değil, sıhhati muhafaza zor! Hastayı da hasta olduktan sonra derleyip toparlamak daha zor oluyor. Kolay değil, sıhhati muhafaza zor! Hastayı da hasta olduktan sonra derleyip toparlamak daha zor oluyor. Dikkat etmek lazım, anne ve babaların dikkatli olması lazım. Dikkat etmek lazım, anne ve babaların dikkatli olması lazım.

Soru: Faiz muamelesi iptal ettirerek bankada para tutmak caiz olur mu? Soru: Faiz muamelesi iptal ettirerek bankada para tutmak caiz olur mu?

Bir müessese ya desteklenir ya desteklenmez. Müessese uygunsa desteklenir.Bir müessese ya desteklenir ya desteklenmez. Müessese uygunsa desteklenir. Bir kurum bir şey uygunsa desteklenir, uygun değilse desteklenmez; Bir kurum bir şey uygunsa desteklenir, uygun değilse desteklenmez; onun yerine uygun olanı desteklenir. Kardeşlerimizin uygun olanı desteklemeye gayret etmesi lazım. onun yerine uygun olanı desteklenir. Kardeşlerimizin uygun olanı desteklemeye gayret etmesi lazım. Uygun olmayandan kaçınması lazım. Uygun olmayandan kaçınması lazım.

Soru: Her ne kadar dilime ve kalbime sahip olmak istesem de uğraşsam da bazen yaptığımSoru: Her ne kadar dilime ve kalbime sahip olmak istesem de uğraşsam da bazen yaptığım ve söylediğim sözlerden dolayı küfre düşüp düşmediğim hususunda çok şüpheye düşüyorum.ve söylediğim sözlerden dolayı küfre düşüp düşmediğim hususunda çok şüpheye düşüyorum. Bu gibi durumlarda ne yapmam doğru olur? Böyle bir şüphe durumunda gusül abdesti almam gerekir mi? Bu gibi durumlarda ne yapmam doğru olur? Böyle bir şüphe durumunda gusül abdesti almam gerekir mi?

Tabii küfre düşecek sözü söylememeye çok dikkat etmek lazım. Diline sahip olmak lazım.Tabii küfre düşecek sözü söylememeye çok dikkat etmek lazım. Diline sahip olmak lazım. Eline otuz üçlük, doksan dokuzluk bir tesbih alsın.Eline otuz üçlük, doksan dokuzluk bir tesbih alsın. Dilini zikirle meşgul etsin de böyle başka şeylere düşmesin.Dilini zikirle meşgul etsin de böyle başka şeylere düşmesin. Mümkün olduğu kadar da egzersiz yapsın. Mümkün olduğu kadar da egzersiz yapsın. Küçük şeylerde kendisini kızmamaya, diline sahip olmaya, gözüne,Küçük şeylerde kendisini kızmamaya, diline sahip olmaya, gözüne, eline sahip olmaya deneyim yapsın, egzersiz yapsın. eline sahip olmaya deneyim yapsın, egzersiz yapsın. Böyle başına geldiği zaman bu gibi duruma düşmesin.Böyle başına geldiği zaman bu gibi duruma düşmesin. Tabii küfre düşen bir insan imanı gittiği için yeniden iman tazelerken gusül abdesti alacak, Tabii küfre düşen bir insan imanı gittiği için yeniden iman tazelerken gusül abdesti alacak, kelime-i şehadet getirecek filan. Allah o durumlara düşürmesin. kelime-i şehadet getirecek filan. Allah o durumlara düşürmesin.

Soru: Bir dükkân işletiyorum. Kısa süre önce babam beyin ameliyatı geçirinceSoru: Bir dükkân işletiyorum. Kısa süre önce babam beyin ameliyatı geçirince abim yurt dışına çalışmaya gitti. abim yurt dışına çalışmaya gitti. Böyle olunca evin, dükkânın sorumluluğu bana kaldı. Fakat üniversiteyi okumak istiyorum.Böyle olunca evin, dükkânın sorumluluğu bana kaldı. Fakat üniversiteyi okumak istiyorum. Bu sene az bir farkla kaybettim. Ticarete mi devam edeyim üniversiteyi mi okuyayım? Bu sene az bir farkla kaybettim. Ticarete mi devam edeyim üniversiteyi mi okuyayım?

Bu anlattığı duruma göre abisi Almanya'ya gitmiş. Kendisi [burada]. Üniversiteye biraz [ara versin].Bu anlattığı duruma göre abisi Almanya'ya gitmiş. Kendisi [burada]. Üniversiteye biraz [ara versin]. Evin işlerini hallettiği zaman o arada istediği üniversite için kendisi çalışsınEvin işlerini hallettiği zaman o arada istediği üniversite için kendisi çalışsın ve o üniversitenin kitaplarını filan okuyarak da kendisini hazırlasın. Sonra durum müsait olunca gider. ve o üniversitenin kitaplarını filan okuyarak da kendisini hazırlasın. Sonra durum müsait olunca gider.

Soru: Rüyamda Resûlullah Efendimiz'i gördüm. Onu yıkadığımı gördüm. [Neye delalettir?] Soru: Rüyamda Resûlullah Efendimiz'i gördüm. Onu yıkadığımı gördüm. [Neye delalettir?]

Allahualem bu, sünnet-i seniyyeye daha iyi sarılması gerektiğine işarettir. Onun için dikkat etsin. Allahualem bu, sünnet-i seniyyeye daha iyi sarılması gerektiğine işarettir. Onun için dikkat etsin.

Soru: Bayramiçli'yim. Uludağ tıp [fakültesi] üçüncü sınıftayım.Soru: Bayramiçli'yim. Uludağ tıp [fakültesi] üçüncü sınıftayım. Bir kızla düşünmüşüp konuşmuşup nikâhlandık.Bir kızla düşünmüşüp konuşmuşup nikâhlandık. Ailesi de ille okusunlar filan diye vermiyor. Okul bitsin öyle, diyorlar. Ü sene var. [Ne yapmalıyız]? Ailesi de ille okusunlar filan diye vermiyor. Okul bitsin öyle, diyorlar. Ü sene var. [Ne yapmalıyız]?

Nikâhlanmaların böyle şeyleri var. Nikâhlanmış, nikâhı tamamdır. Ailesi de vermiyor.Nikâhlanmaların böyle şeyleri var. Nikâhlanmış, nikâhı tamamdır. Ailesi de vermiyor. Akıllı uslu kimseler gider der ki; Akıllı uslu kimseler gider der ki;

"Yahu bunlar nikâhlanmış. Bunları böyle ayrı tutmayın, evlendirin…" der. "Yahu bunlar nikâhlanmış. Bunları böyle ayrı tutmayın, evlendirin…" der.

Dinlerse dinlerler. Dinlemezlerse düğünü üç sene sonra olur.Dinlerse dinlerler. Dinlemezlerse düğünü üç sene sonra olur. Onlar da sabrederler. Başka şeyi yok. Allah yardımcıları olsun. Onlar da sabrederler. Başka şeyi yok. Allah yardımcıları olsun.

Allah hepinizin yardımcısı olsun. İki cihanda aziz olun.Allah hepinizin yardımcısı olsun. İki cihanda aziz olun. Rabbim cennetiyle cemâliyle cümlenizi müşerref eylesin. Rabbim cennetiyle cemâliyle cümlenizi müşerref eylesin.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2