Namaz Vakitleri

24 Cemâziye'l-Evvel 1446
26 Kasım 2024
İmsak
06:26
Güneş
07:56
Öğle
12:56
İkindi
15:24
Akşam
17:46
Yatsı
19:10
Detaylı Arama

Hayâ ve İman (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Şevvâl 1416 / 03.03.1996
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Lafız olarak değil de cahilliğinden şeriate, İslâm'a muhalif olmak küfür müdür?, Evliliğim konusunda | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Hayâ ve İman (Sorular ve Cevaplar)

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

13 Şevvâl 1416 / 03.03.1996
İskenderpaşa Camii / İstanbul

Açıklama

Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın Hadis sohbetlerini 5 aşamada özetleyebiliriz.

a. İskenderpaşa Camii Sohbetleri (1977-1997)

Mehmed Zâhid KOTKU Hz. görevli oldukları İskenderpaşa Camii’nde, her pazar günü ikindiden sonra bir saat, cuma günleri öğleden önce 45 dakika Râmûzü’l-Ehàdis’ten hadis okuyup izah ederdi. 1977 yılının ilkbaharından itibaren bu dersler Mahmud Es’ad COŞAN tarafından yapılır oldu.

COŞAN, o yıllarda Ankara’da oturuyordu. Her hafta sonu İstanbul’a geliyor, pazar günkü hadis dersini yapıp geri dönüyordu. Tatillerde ve müsait zamanlarında cuma namazından önce de sohbet ettiği olurdu. Önemli bir engel olmadıkça, bu böyle devam etti.

13 Kasım 1980’de Mehmed Zâhid KOTKU Hazretleri’nin vefatından sonra da İskenderpaşa’daki dersler aynen devam etti. Hac veya başka bir seyahat nedeniyle yurtdışında olduğu zamanların dışında önemli bir aksama olmadı. 1997 Mayısında yurtdışına çıkıncaya kadar bu böyle devam etti. İskenderpaşa’daki son sohbeti 4 Mayıs 1997 pazar günü oldu.
COŞAN, derse besmele ve hamdele ile başlardı. Arkasından, “Kitapların en efdali Allah’ın kitabıdır, yolların en faziletlisi Peygamber (s.a.s.)’in yoludur. Sonradan uydurulan şeyler bid’attir. Her bid’at dalâlettir. Her dalâlet ve dalâlet sahibi cehenneme gider.” anlamındaki Arapça giriş cümlelerini söylerdi. Sonra, sıradaki ilk hadisin Arapça metnini okurdu.

Ondan sonra okunan kitap hakkında kısa bilgi verir; hadislerin okunmasına ve izahına geçmeden önce, başta Peygamber (s.a.s.) Efendimiz olmak üzere cümle enbiyânın, evliyânın, sülehànın; sâdât ve meşâyih-i kiramın ruhları için; kitabın müellifinin ve bu kitabın içindeki hadis-i şeriflerin bizlere kadar ulaşmasında emeği geçmiş olan ulemânın, râvilerin ruhları için; caminin bânisi İskender Paşa’nın ruhu için; bu hadis-i şerifleri dinlemek üzere oraya gelmiş olan kimselerin ahirete irtihal etmiş olan cümle yakınlarının ruhları için ve Mehmed Zahid KOTKU Hazretleri’nin ruhu için, bir Fâtiha, üç İhlâs-ı Şerif okunmasını isterdi.

Daha sonra, sıradaki hadis-i şerifin Arapça metnini okuyup, kelime kelime izahına geçerdi. Konuyla ilgili ayet-i kerimeler ve diğer hadis-i şeriflerle meseleyi bir güzel açıklardı. Sade ve anlaşılır bir Türkçe kullanırdı. Konunun iyi anlaşılması için misaller, hatıralar anlatır; şiirlere, Farsça ve Arapça beyitlere yer verirdi.

COŞAN, ilk yıllarda her sohbette 8-10 hadis-i şerif okuyup izah ederdi, sohbet süresi bir saati geçmezdi. Son yıllarda bu sayı 3’e kadar düşmüş, izah için daha çok vakit ayrılmış, sohbet süresi bir saati biraz aşmaya başlamıştı.

Sohbetin sonunda mutlaka Hatm-i Hàcegân yaptırırdı. Bazen, intisab etmek isteyenler için zikir dersi tarifi yapardı. Eğer vakit müsaitse, küçük notlarla soru gönderenlerin sorularına cevap verirdi.

Sohbetlere öncelikle gençler, öğrenciler, okumuş kimseler gelirlerdi. Fakat her yaştan ve her kesimden insana rastlamak mümkündü. Zamanla ilgi arttığı için, caminin etrafındaki evler satın alınarak cami genişletilmiş; hanımların ve erkeklerin sohbetleri takip edebilmesi için mekânlar yapılmıştır.

İskenderpaşa Camii’ndeki sohbetler, ilk yıllardan beri teyp kasetlerine kayıt edilmiştir. 1987’den sonra görüntülü video kayıtları yapılmıştır.

b. Ankara Özelif Camii Sohbetleri (1982-1996)

COŞAN, Mehmed Zâhid KOTKU Hz. vefat edip, irşad görevi kendisine intikal ettikten sonra, Ankara’da da hadis dersleri başlattı (1982). İlk önce çarşamba günleri evinin yanındaki Muradiye Camii’nde, daha sonra perşembe akşamları Özelif Camii’nde hadis dersi yapmaya başladı. Bir ara cumartesi günleri yapıldı. Emekli olup da Ankara’dan ayrıldıkları 1987 yılına kadar bu dersler devam etti. 1987’den sonra ise, her ayın ilk perşembe akşamı Ankara’ya gelip, bu hadis derslerini ayda bir yapmaya devam etti.

c. Sapanca Sohbetleri (1987-1989)

COŞAN emekli olduktan sonra Sapanca’ya yerleşmiştir. Orada oturdukları yıllarda (1987-1989), evinin yakınındaki Yüzevler Camii’nde cumartesi günleri, ikindiden sonra Muhtâru’l-Ehàdîs isimli kitaptan hadis dersleri yapmıştır.

Muhtâru’l-Ehâdîs kitabı muteber hadis kitaplarından seçilmiş ve ilk harflerine göre alfabetik olarak sıralanmış bin dört yüz kadar hadis ihtivâ etmektedir. Mısırlı alim Seyyid Ahmed el-Hâşimî (1878-1943) tarafından hazırlanmıştır. Türkçe’ye muhtelif tercümeleri yapılmıştır.

d. Anadolu’da Sohbetler

COŞAN, Türkiye’de bulunduğu 1980-1997 yılları arasında sık sık Anadolu’da seyahatler yaparlardı. Gittikleri illerde, uygun camilerde, halka açık hadis dersleri yapmıştır. Eskişehir, Bursa, İzmir, Antalya, Adapazarı, Konya, Edirne gibi illerde sohbetler yapılmış hadis sohbetleri mevcuttur.

e. Ev Sohbetleri
Doğum, ölüm, düğün, sünnet vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği evlerde; kahvaltı vs. gibi sebeplerle ziyaret ettiği öğrenci evlerinde mutlaka yarım saat - 45 dakika civarında bir hadis sohbeti yaparlardı.

Lafız olarak değil de cahilliğinden şeriate, İslâm'a muhalif olmak küfür müdür?, Evliliğim konusunda | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.

Konuşma Metni

Soru: Lafız olarak değil de cahilliğinden şeriate, İslâm'a muhalif olmak küfür müdür? Soru: Lafız olarak değil de cahilliğinden şeriate, İslâm'a muhalif olmak küfür müdür?

Cevap: Küfrün şakası yoktur.Cevap: Küfrün şakası yoktur. Tabi küfür olur; insan İslâm'a karşı oldu mu kafir olur, küfrün içine düşer.Tabi küfür olur; insan İslâm'a karşı oldu mu kafir olur, küfrün içine düşer. Hani yolda giderken önündeki çukuru görmüyor, lağıma batıyor ya. İşte öyle olur. Hani yolda giderken önündeki çukuru görmüyor, lağıma batıyor ya. İşte öyle olur.

Ne yapalım? "Dikkat etmiyordu görmüyordu." derken kuyunun içine, lağım çukuruna gider. Ne yapalım? "Dikkat etmiyordu görmüyordu." derken kuyunun içine, lağım çukuruna gider.

Soru: Evliliğim konusunda görüşünüze ihtiyacım var. Görücü usulüyle nişanlandık.Soru: Evliliğim konusunda görüşünüze ihtiyacım var. Görücü usulüyle nişanlandık. Dini nikahımız kıyıldı. Daha sonra çeşitli nedenlerle aileler arasına ve bizim aramıza soğukluk girdi.Dini nikahımız kıyıldı. Daha sonra çeşitli nedenlerle aileler arasına ve bizim aramıza soğukluk girdi. Ayrılma noktasına gelindi. Babam istemiyor. Kız tarafı olmasını istiyor.Ayrılma noktasına gelindi. Babam istemiyor. Kız tarafı olmasını istiyor. Kızın bazı hal ve hareketleri bizi soğuttu. Şimdi tavrı olumlu yönde değişti. Kızın bazı hal ve hareketleri bizi soğuttu. Şimdi tavrı olumlu yönde değişti. Fakat ben kararsızım. Değerli görüşlerinizi beklerim. Fakat ben kararsızım. Değerli görüşlerinizi beklerim.

Cevap: Sen evlisin kardeşim. Bu soruyu soran kardeşimiz evli. "Dini nikahı yapmış." ne demek? Evlenmiş. Cevap: Sen evlisin kardeşim. Bu soruyu soran kardeşimiz evli.

"Dini nikahı yapmış." ne demek?

Evlenmiş.

Onun için yuvayı korumaya gayret edecek.Onun için yuvayı korumaya gayret edecek. Biz diyoruz ki "Bak önceden birbirinizi iyi tanıyın. Nişanlılık devresi olsun.Biz diyoruz ki "Bak önceden birbirinizi iyi tanıyın. Nişanlılık devresi olsun. Dini nikâhı yapıp da sonradan dini nikâhın şartlarına uymuyorsunuz günaha giriyorsunuz.Dini nikâhı yapıp da sonradan dini nikâhın şartlarına uymuyorsunuz günaha giriyorsunuz. Böyle yapmayın!" Dini nikahı yapıyorlar.Böyle yapmayın!"

Dini nikahı yapıyorlar.
Ondan sonra "Soğukluk girdi, ailemiz istemedi!" filan bu kardeşimizin dediği gibi şeyler çıkıyor.Ondan sonra "Soğukluk girdi, ailemiz istemedi!" filan bu kardeşimizin dediği gibi şeyler çıkıyor. Ama artık bunlar evli. Bunlar karı koca. Dini nikah işte bu. Bunlara ne derler? Ama artık bunlar evli. Bunlar karı koca. Dini nikah işte bu.

Bunlara ne derler?

Nikâhlı gayrimedhûlün bihâ. Düğün olmamış, gerdek olmamış ama nikâhlı.Nikâhlı gayrimedhûlün bihâ. Düğün olmamış, gerdek olmamış ama nikâhlı. Mehir bakımından problem, durum biraz değişik ama nikâhlı. Mehir bakımından problem, durum biraz değişik ama nikâhlı.

Soru: Bize verdiğiniz zikir derslerini kalbî zikir olarak yapabilir miyiz? Cevap: Daha iyi olur.Soru: Bize verdiğiniz zikir derslerini kalbî zikir olarak yapabilir miyiz?

Cevap: Daha iyi olur.
Yapabilirseniz hepsinde yapabilirsiniz. Kalbî zikrin sevabı yetmiş kat daha fazladır. Yapabilirseniz hepsinde yapabilirsiniz. Kalbî zikrin sevabı yetmiş kat daha fazladır.

Soru: Bir genç kızın çeyizi nisab miktarını geçerse zekât ve kurban kesmesi gerekir mi? Soru: Bir genç kızın çeyizi nisab miktarını geçerse zekât ve kurban kesmesi gerekir mi?

Cevap: Onlar ev ihtiyacındandır, dâhil değildir.Cevap: Onlar ev ihtiyacındandır, dâhil değildir. Ama bizim Türkiye'de umumiyetle herkes, zekât verecek Ama bizim Türkiye'de umumiyetle herkes, zekât verecek ve kurban kesecek duruma, zenginliğe sahip oluyor. ve kurban kesecek duruma, zenginliğe sahip oluyor.

Soru: Her iki çocuğunda da, kendisinde de sara hastalığı olan bir hanım.Soru: Her iki çocuğunda da, kendisinde de sara hastalığı olan bir hanım. Doktor tedavisinden başka ne yapabiliriz, diyor. Doktor tedavisinden başka ne yapabiliriz, diyor.

Cevap: Çörek otuna, çörek otuyla bal yemeye devam etsinler. Allah'ın izniyle şifa bulurlar. Cevap: Çörek otuna, çörek otuyla bal yemeye devam etsinler. Allah'ın izniyle şifa bulurlar.

Soru: Şeytanın Peygamber Efendimiz'in şeklinde görülmediğini hadîs-i şerîflerden biliyoruz.Soru: Şeytanın Peygamber Efendimiz'in şeklinde görülmediğini hadîs-i şerîflerden biliyoruz. Mürşid-i kâmillerin suretine girebilir mi? Mürşid-i kâmillerin suretine girebilir mi?

Cevap: Mürşid-i kâmillerin suretine de giremez. "Ben filancayım." deyip gelip kandıramaz.Cevap: Mürşid-i kâmillerin suretine de giremez. "Ben filancayım." deyip gelip kandıramaz. "Peygamberim" diye gelip kandıramaz. Öyle salahiyeti yok. Rüyada şaşırtma yapamaz. "Peygamberim" diye gelip kandıramaz. Öyle salahiyeti yok. Rüyada şaşırtma yapamaz.

Soru: Büyüye ve cine karşı okunacak dualar? Soru: Büyüye ve cine karşı okunacak dualar?

Cevap: Kulhuvallah, Kuleûzübirabbbilfelak, Kuleûzübirabbinnâs sureleri.Cevap: Kulhuvallah, Kuleûzübirabbbilfelak, Kuleûzübirabbinnâs sureleri. Ve Âyete'l-Kürsî. Bir yerde Âyete'l-Kürsî okundu mu bir ay girmez; Ve Âyete'l-Kürsî. Bir yerde Âyete'l-Kürsî okundu mu bir ay girmez; çok kıymetli. Âyete'l-Kürsî'yi okuyun. çok kıymetli. Âyete'l-Kürsî'yi okuyun.

Soru: Derslerimi yapmak istiyorum. -Yani zikirleri demek istiyor.-Soru: Derslerimi yapmak istiyorum. -Yani zikirleri demek istiyor.- Ama yapamıyorum veya yaptığım zaman tamamını yapamıyorum. Ama yapamıyorum veya yaptığım zaman tamamını yapamıyorum.

Cevap: Yolda giderken, evine giderken arada yapsın. Demek ki oturup yapmakta zorlanıyor. Cevap: Yolda giderken, evine giderken arada yapsın. Demek ki oturup yapmakta zorlanıyor.

Soru: Yapamadığımız dersleri başka günlerde yapabilir miyiz? Soru: Yapamadığımız dersleri başka günlerde yapabilir miyiz?

Cevap: Yapamadığı zamanın hemen geçtiği en yakın zamanda yapacak.Cevap: Yapamadığı zamanın hemen geçtiği en yakın zamanda yapacak. Dün gece yapamadı, sabah yapsın. Sabah yapamadı, akşam yapsın.Dün gece yapamadı, sabah yapsın. Sabah yapamadı, akşam yapsın. Akşam yapamadı; "Gün geçti, gecikti." diye düşünmesin, yapsın. Akşam yapamadı; "Gün geçti, gecikti." diye düşünmesin, yapsın.

Soru: Ders almak için ismimizi vermek şart mı? Soru: Ders almak için ismimizi vermek şart mı?

Cevap: Hayır, bu zikirleri kabul edip yaparsanız dersli olmuş oluyorsunuz.Cevap: Hayır, bu zikirleri kabul edip yaparsanız dersli olmuş oluyorsunuz. Tabi biz isimleri adresleri toplamaya çalışıyoruz. Bilelim. Tabi biz isimleri adresleri toplamaya çalışıyoruz. Bilelim. Diyelim ki falanca yerde, Bolvadin'de kardeşimiz ders almış. Diyelim ki falanca yerde, Bolvadin'de kardeşimiz ders almış. "Adresini bilelim de gerekirse gideriz." diye toplamaya gayret ediyoruz. Öyle olursa iyi olur. "Adresini bilelim de gerekirse gideriz." diye toplamaya gayret ediyoruz. Öyle olursa iyi olur.

Soru: Çalıştığım yerde aldığım maaş geçimime yetmiyor, borcum var. Borcum biraz daha artıyor.Soru: Çalıştığım yerde aldığım maaş geçimime yetmiyor, borcum var. Borcum biraz daha artıyor. İşimi seviyorum ama borçlarımı düşününce ne yapacağımı bilemiyorum. İşimi seviyorum ama borçlarımı düşününce ne yapacağımı bilemiyorum.

Cevap: Borçlarını ödeyeceği bir iş bulmuşsa orada çalışır.Cevap: Borçlarını ödeyeceği bir iş bulmuşsa orada çalışır. Ondan sonra fırsat buldukça da İslâmî hizmetlere yardımcı olur. Ondan sonra fırsat buldukça da İslâmî hizmetlere yardımcı olur.

Soru: Kolay ezber yapamıyorum, çabuk unutuyorum. Ne tavsiye edersiniz? Soru: Kolay ezber yapamıyorum, çabuk unutuyorum. Ne tavsiye edersiniz?

Cevap: Çok tekrar etmeyi tavsiye ederim. Gençler biraz çabuk unutur.Cevap: Çok tekrar etmeyi tavsiye ederim. Gençler biraz çabuk unutur. Akılları biraz yukarıda olduğundan, delikanlılık olduğundan çabuk unutur; onun çaresi çok okumaktır. Akılları biraz yukarıda olduğundan, delikanlılık olduğundan çabuk unutur; onun çaresi çok okumaktır.

Bir Hocaefendi bir yerde hafızlık çalıştırıyormuş. Yetiştirdiği hafızları çelik gibi kuvvetli oluyormuş. Bir Hocaefendi bir yerde hafızlık çalıştırıyormuş. Yetiştirdiği hafızları çelik gibi kuvvetli oluyormuş.

Ama şartı neymiş? Her sayfayı iki yüz defa okutuyormuş.Ama şartı neymiş?

Her sayfayı iki yüz defa okutuyormuş.
"Ya Allah" dese, "Allah Allah Allah" diye bayağı zaman tutar. Her sayfayı iki yüz defa okutuyormuş."Ya Allah" dese, "Allah Allah Allah" diye bayağı zaman tutar. Her sayfayı iki yüz defa okutuyormuş. Çelik gibi oluyor. Demek ki zor, oyunu bozuyor. Hafıza zayıflığı filan kalmaz.Çelik gibi oluyor.

Demek ki zor, oyunu bozuyor. Hafıza zayıflığı filan kalmaz.
Çok okursun; aklına bir defada girmiyorsa üçüncü seferde girer, beşinci seferde girer.Çok okursun; aklına bir defada girmiyorsa üçüncü seferde girer, beşinci seferde girer. Ondan sonra da hafızan kuvvetlenir. Daha çabuk almaya başlarsın. Ondan sonra da hafızan kuvvetlenir. Daha çabuk almaya başlarsın. Hıfza çalışanlar bunu biliyorlar. İlk sayfaları zorla ezberlerler; ondan sonra açılırlar. Hıfza çalışanlar bunu biliyorlar. İlk sayfaları zorla ezberlerler; ondan sonra açılırlar. Onun için hafıza gelişebilen bir şeydir. Çalıştıkça gelişir. Daha iyi ezberlemeye başlar. Onun için hafıza gelişebilen bir şeydir. Çalıştıkça gelişir. Daha iyi ezberlemeye başlar.

Soru: Vesvese tarzında çeşitli sorularını yazmış. Zihnine takıldığını söylüyor, cevabını istiyor.Soru: Vesvese tarzında çeşitli sorularını yazmış. Zihnine takıldığını söylüyor, cevabını istiyor. Tabi uzun şeyler. Cevap: İyi insanlarla arkadaşlık etsin. Müslüman mütedeyyin ablalarla görüşsün. Tabi uzun şeyler.

Cevap: İyi insanlarla arkadaşlık etsin. Müslüman mütedeyyin ablalarla görüşsün.
Onlarla güzel hocaların yazdığı iyi kitapları okusun. İnşaallah aklını o kitaplardaki konulara versin.Onlarla güzel hocaların yazdığı iyi kitapları okusun. İnşaallah aklını o kitaplardaki konulara versin. Kendi kafasına gelen şeylere değil de o kitaplara taksın, onları okusun. İnşaallah düzelir.Kendi kafasına gelen şeylere değil de o kitaplara taksın, onları okusun. İnşaallah düzelir. İyi arkadaşlarla beraber ola ola o vesveseler azalacak, kalmayacak inşaallah. İyi arkadaşlarla beraber ola ola o vesveseler azalacak, kalmayacak inşaallah.

Soru: Vesveseden kurtulmak için ne okumak gerek? Soru: Vesveseden kurtulmak için ne okumak gerek?

Cevap: Âyete'l-Kürsî, Fâtiha-ı Şerîfe, Kulhuvallah, Kuleûzübirabbilfelak, Kuleûzübirabbinnâs. Cevap: Âyete'l-Kürsî, Fâtiha-ı Şerîfe, Kulhuvallah, Kuleûzübirabbilfelak, Kuleûzübirabbinnâs.

Cümlemize hayırlı helal kazançlar ihsan eylesin. Allah hepinizden razı olsun. Cümlemize hayırlı helal kazançlar ihsan eylesin.

Allah hepinizden razı olsun.

el-Fâtiha. el-Fâtiha.

Konuşma Hakkında
Tema 1
Tema 2