Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir. İbnü’d-Duğunne’nin Kureyş Müşriklerinden Hz. Ebû Bekir İçin Teminat Alması, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.
Hocamız, Gönül dostumuz, Mürebbi'miz Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN’ın sohbetlerinden özenle seçilmiş muhtelif bölümlerdir. İbnü’d-Duğunne’nin Kureyş Müşriklerinden Hz. Ebû Bekir İçin Teminat Alması, | gibi konu başlıkları içeren dini sohbet.
Bunun için İbnü'd-Duğunne'ye haber saldılar ve İbnü'd-Duğunne gelince ona,Bunun için İbnü'd-Duğunne'ye haber saldılar ve İbnü'd-Duğunne gelince ona, "Biz Ebû Bekir için evinin içinde ibadet etmek şartıyla sana teminat verdik. "Biz Ebû Bekir için evinin içinde ibadet etmek şartıyla sana teminat verdik. Şimdi ise sınırı aşarak evinin avlusunda bir mescit yaptırmıştır. Orada aşikâr olarak namaz kılmakta ve Kur'an okumaktadır. Onun bu durumu kadın ve gençlerimizi yoldan çıkarabildiği için onu bundan alıkoyun. Eğer evinin içinde ibadetini yapıyorsa yapsın, yok bunu kabul etmiyorsa ona söyle de vermiş olduğu teminatı sana geri versin. Zira sana verdiğimiz sözü bozmak istemiyoruz ve aşikâr olarak ibadet etmesine izin vermemize de imkan yoktur." dediler.
İbnü'd-Duğunne de babama gelip, "Sana hangi şartlarla teminat verdiğimi biliyorsun. Ya o şart üzerinde duracaksın ya da sana verdiğim teminatı bana geri vereceksin. Zira Arapların bir adama vermiş olduğu teminatı kendisinden geri aldığımı işitmelerini istemiyorum." dedi. Babam da ona, "Ben senin teminatına geri verir ve Allah'ın teminatı ile yetinirim." dedi.
Bir başka rivayette şöyle bir ilave vardır. İbnü'd-Duğunne, "Ey Ebû Bekir! Ben sana kavmine eza edesin diye teminat vermedim. Evine çekil de evinin içinde ne yaparsan yap." dedim. Ebû Bekir radıyallahu anh de, "Bana verdiğin teminatı geri verip Allah'ın teminatı ile yetineyim mi?" dedi. O da, "Evet, sana verdiğim teminatı bana geri ver." dedi. Ve Ebû Bekir de geri verince, "Ey kureyşliler! Ebû Kuhafe'nin oğlu benim teminatımı bana geri vermiştir. Bundan sonra ha siz ha o!" dedi.
"Ha siz ha o!" demek yani işte siz işte o, demek.
Ebû Bekir Efendimiz'in oğlu Kasım b. Ebû Bekir es-Sıddîk, o şöyle anlatıyor;
Ebû Bekir radıyallahu anh İbnü'd-Duğunne'nin teminatını geri verdikten sonra Kabe'ye giderken Kureyş kabilesinin cahillerinden biri onunla karşılaşarak başına toprak döktü. Ebû Bekir bundan sonra da ya Velid b. Muğire ya da As b. Vail karşılaşarak ona,
"Bu serserinin yaptığını görmüyor musun?" dedi. O adam da Ebû Bekir'e;
"Bunu başına sen getirdin." dedi.
Bunun üzerine Ebû Bekir, "Ey Rabbim, sen ne kadar [yumuşak huylusun. Ey Rabbim, sen ne kadar yumuşak huylusun. Ey Rabbim, sen ne kadar yumuşak huylusun!" diye niyazda bulundu.]
Şimdi ise sınırı aşarak evinin avlusunda bir mescit yaptırmıştır. Orada aşikâr olarak namaz kılmakta ve Kur'an okumaktadır. Onun bu durumu kadın ve gençlerimizi yoldan çıkarabildiği için onu bundan alıkoyun. Eğer evinin içinde ibadetini yapıyorsa yapsın, yok bunu kabul etmiyorsa ona söyle de vermiş olduğu teminatı sana geri versin. Zira sana verdiğimiz sözü bozmak istemiyoruz ve aşikâr olarak ibadet etmesine izin vermemize de imkan yoktur." dediler.